SAYFA 1 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI ŞANTİYE BARİKATINI ENGELLİ YOLUNU KAPATMAYACAK ŞEKİLDE KURDU Böyle patronlar da var Geçtiğimiz günlerde, birinci sayfadan; “Engelli değil, ölüm yolu” manşetiyle gördüğümüz haber bir inşaat firması tarafından dikkate alındı. Firma, şantiye barikatını engelli yolu kapatmayacak şekilde kurdu ÖZEL ÖZEL HABER HABER BU ŞİRKETE ÖDÜL VERİLMELİ Geçtiğimiz günlerde, birinci sayfadan; “Engelli değil, ölüm yolu” manşetiyle gördüğümüz habere nihayet biri kulak verdi. Haberin içeriğinde yer alan; “Engelli yolunun izlerinin silinmesi, İzli yolun engellileri arabaların önüne yönlendirmesi ve İzli yolun ortasına inşaat şantiyesinin olması” konu başlıklarını okuyan ve aynı yol üzerinde bulunan başka bir inşaat; aynı hatayı yapmadı. Haberi okuyan inşaat yetkilileri; şantiyeyi, şantiyenin engelli yolunu engellememesi prensibiyle kurdu. Böylece, şantiyeyi engelli yolunun ortasına kuran inşaat şirketine de örnek olmuş oldu. O ŞİRKETİN ŞANTİYESİ HALA AYNI YERDE www.sondakikagazetesi.com 16 Kasım 2014 Pazar Öte yandan engelli yolunun ortasına şantiye kurduğu için haber konusu olan şirketin barikatları, olduğu gibi duruyor. Engellileri ölümle karşı karşıya getiren bu sorumsuzluğa da çözüm üretilmedi. Engelliler ise, zor anlar hatta tehlikeli anlar yaşıyor. Bir firmanın duyarlılık gösterdiği ancak habere konu olan şirket ile Büyükşehir Belediyesi'nin sus-pus olduğu engelli yolu skandalı hala çözüm bekliyor. Yani, görme engellilerin yürümesini sağlayan yollar hala bozuk. Yollar bozuk olduğu sürece, görme engelliler bu yolu kullanamayacak. 16’da Evde eğitim dönemi Buca Gençlik Eğitim Merkezi tarafından verilen YGS ve LYS hazırlık kurslarının açılışına katılan Başkan Levent Piriştina, "Türkiye'ye örnek olacak bir projeye daha imza atıyoruz" dedi BİNALARA SIĞMIYORUZ EŞEK SÜTÜNE bilimadamı onayı! Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde yürütülen proje kapsamında kanser tedavisinde "eşek sütü"nün etkisi araştırılıyor. Sonuçların umut verici olduğunu söyleyen Biyoloji Bölümü Hücre Kültürü ve Genetik Toksikoloji Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Çavaş, "İyi bir planlama yaparak ilk etapta eşek sütünün kanser tedavisinde faydalı olup olmadığını hücreler üzerinde denedik. Güzel sonuçlar aldık" dedi. 12’de Üniversiteye girişte kızlar erkekleri solladı Türkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor. Üniversitelerde 16-20 yaş grubundaki 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenciler oluşturuyor. Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Çalapkulu, "Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" dedi. 16’da Bakıcı, Papa Franciscus’a davet mektubu yolladı Önce Ankara sonra Meryemana Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus’un Türkiye programı daha önce 3 papa tarafından ziyaret edilen İzmir'in Selçuk ilçesinde heyecanla karşılandı TURİZM İÇİN BÜYÜK FIRSAT Papa Franciscus, Türkiye ziyaretleri kapsamında bu ilçeye de davet edildi. Selçuk Belediye Başkanı Bakıcı, "Dışişleri Bakanlığı'na Papa'nın Türkiye ziyareti programı içerisine ilçemizin de eklenmesi talebimizi ilettik. Davet mektubumuzu gönderdik. Hristiyan dünyasının ruhani liderlerinin Efes'i ve Meryem Ana'yı ziyaret etmeleri oldukça önemli oluyor, bu ziyaretin gerçekleşeceğini düşünüyoruz" dedi. 16’da Belediye Başkanı Levent Piriştina, ailelerin üzerinden eğitim yükünü bir nebze olsun almak istediklerini ve bunun için de en kısa sürede tüm Bucalı öğrencilerin faydalanabileceği evde eğitim dönemine geçeceklerini söyledi. Piriştina, “Bir müjde vermek istiyorum. Evde eğitimi başlatıyoruz. Onu da çok kısa zaman içerisinde sizlerle paylaşıp hayata geçireceğiz. Binalara sığamıyoruz ve bizde bu gibi sınavlara çocuklarımızı evlerde de hazırlayalım, dijital ortamlarda da hazırlayalım. Yaş gurubu olarak 7’den 17’ye giden bir yaş gurubumuza hitap edecek bir çalışmamız var. Bu proje ile de bu yükü ailelerimizin sırtından biraz daha alacağımızı düşünüyorum” diye konuştu. HAYATA HAZIRLIYORUZ Başkan Levent Piriştina, “İlçemizin kalkınması için birçok işler yapmaya çalışıyoruz. Fakat bunların planını yaparken mesai harcarken en çok gençliğe ve geleceğe yapılacak yatırımlar konusunda heyecanlanıyoruz. Ve orada ne kadar haklı olduğumuzu üç kız arkadaşımıza baktığımızda bir kez daha görmüş oluyoruz. Ben de bir kız çocuğu okutuyorum ve şunun çok iyi farkındayım, gençleri SBS’ye, YGS’ye veya LGS’ye hazırlamıyoruz. Aslında çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz. Bu zorlu mücadelede de mutlaka Buca Belediyesi’nin bir rol oynaması lazım. O yükü ailelerin sırtından alması lazım. Bunun için evde eğitim projesini başlatıyoruz" dedi. devamı 16’da İşportaya kıyak ESNAFA FIRÇA İzmir’in Karabağlar ilçesinde bulunan Yeşilyurt Sevgi Yolu esnafı, işgaliye yüzünden zabıtaların kendilerini devamlı rahatsız ettiğini fakat işportacılara işlem yapmadıklarını iddia etti. Çevre esnaflarından Cemil Mutlu, "Sokaktaki işportacılara, masa sandalye atanlara çözüm bulamıyorlar” dedi. 14’te Dağda gördüğünüz turiste hesap sorun Coğrafik konumuyla kıtalar arasında bir geçiş noktasında olan Anadolu, çok sayıda endemik türe ev sahipliği yapması nedeniyle biyokaçakçıların da gözdesi oldu Gümrüklerde 2014 yılında tespit edilen 54 vakanın biyokaçakçılık konusunda buz dağının sadece görünen parçası olduğu ifade ediliyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü'nce Tepekule Kongre Merkezi'nde biyokaçakçılığa dikkati çekmek için "Biyoteknoloji Kaçakçılığı Çalıştayı" düzenlendi. Çalıştayda konuşan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Kılınçarslan, "Vatandaşlar, arazide dolaşıp bitki veya hayvan türlerini toplayan yabancıları görürse araştırma izinlerini sorgulamalı" dedi. 8-9’da Sabit İNCE yazdı BİR UYKUYA DALMIŞ 8’de >> Mustafa ARSLAN yazdı HAYALİ ARABA 9’da >> Özcan PEHLİVANOĞLU yazdı Nejat YALÇIN ÖN ALMAYI BAŞARAMAYAN MİLLET... 10’da >> SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 16 Kasım 2014 Pazar Benden sonra yok olacak K eçi kılı, kendir ve yünden üretilen Bitlis'e özgü ayakkabı "harik"in ustası Haydar Yılmaz, mesleğini gelecek kuşaklara aktaracak çırak bulamamaktan yakınıyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde 13-16 Kasım'da düzenlenen "Bitlis Tanıtım Günleri"nde, yöreye özgü olan ve el işçiliğiyle üretilen harikin tanıtımı yapıldı. Harik üretimi hakkında bilgi veren Usta Haydar Yılmaz, mesleğin yaşayan son temsilcisi olduğunu söyledi. Yılmaz, el emeği göz nuruyla yapılan, keçi kılı, kendir ve yünden üretilen harikten 5 günde bir çift üretebildiğini anlattı. -600 yıllık geçmişe sahip Harikin üretiminde kullanılan kendirin önce ayıklandığını, sonra ip haline dönüştürüldüğünü ifade eden Yılmaz, "Kendirden yapılan harik tabanı daha sonra bezle kaplanıyor. Doğal keçi kılından yapılan üst örgüsüyle ayakkabı görünümünü alı- yor. Üst örgüye isteğe göre başka motifler işlenebiliyor" dedi. Yılmaz, harikin yazın serin kışın ise sıcak tuttuğuna ve su geçirmediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "600 yıllık geçmişe sahip harik bundan 60 yıl öncesine kadar Bitlis ve çevre illerde ayakkabı olarak kullanılıyordu. Deri ayakkabının yaygınlaşmasıyla üretim ve kullanım giderek azaldı, artık kullanılmıyor." -"Mesleği öğretecek çırak yok" Bitlis İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce açılan kurslara yeterli başvurunun olmadığına işaret eden Yılmaz, kursiyer bulunmaması nedeniyle kendisinden sonra harik üretecek ustanın kalmayacağını kaydetti. Yılmaz, mesleği öğretecek çırak bulamadığı için üzüldüğünü vurgulayarak, harik ustalığının yok olan meslekler arasında yer almaması için yetkililerden destek istedi. (AA) . 0 0 1 ı s a m Türk sine R O Y U L T YAŞINI KU filmlere, "FranOsmanlı coğrafyasının beyaz perdeyle tanışmasından tiyatro kökenli ilk dönem rul'a ve Yeşilsız kızlar" için uygulanan ilk sansürden bir döneme damga vuran Muhsin Ertuğ geride bıraktı çam'dan milenyumla yeniden ivme kazanan yerli filmlere, Türk sineması bir asrı T ürk sineması, ilk Türk filmi kabul edilen "Ayastefanos Abidesinin Yıkılışı"nın bugün 100'üncü yaşını kutluyor. Osmanlı coğrafyasının beyaz perdeyle tanışmasından tiyatro kökenli ilk dönem filmlere, "Fransız kızlar" için uygulanan ilk sansürden bir döneme damga vuran Muhsin Ertuğrul'a ve Yeşilçam'dan milenyumla yeniden ivme kazanan yerli filmlere Türk sineması, dünyanın en eski ulusal sinemaları arasında yer alıyor. İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, araştırmacı ve yazarlar tarafından başlangıç alındığı tarih dolayısıyla zaman zaman tartışmaların odağı olan Türk sinemasına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Sinemanın bu topraklardaki geçmişinin çok daha eskilere dayandığını belirten Çelikcan, "Bu yıl 100. yaşını kutladığımız sinemamızın geçmişi, İstanbul'da ilk film gösteriminin yapıldığı 1896'ya kadar uzanıyor. O yıl, Beyoğlu'nda başlayan sinema gösterimlerinin ardından geleneksel temaşa sanatının sergilendiği alanlarda film gösterimlerinin yapılmasıyla sinema seyircisi oluşuyor. Dünya sinemasının başlangıcının da Lumiere Kardeşlerin 1895'te Paris'te ilk filmlerinin seyirciyle buluşmasıyla başlatıldığı göz önüne alındığında, aslında Türk sinemasının başlangıcını da 1896 almak daha uygun olur" diye konuştu. Çelikcan, 1914'e gelene kadar Avrupalı sinemacıların Osmanlı coğrafyasına ilgisi dolayısıyla yüzyılın başından itibaren çeşitli çalışmalar yapıldığını, film çekim ve gösterimine ilişkin ilk yasal düzenlemenin hazırlandığını ve Osmanlı tebaasından Makedon asıllı Manaki Kardeşlerce 1911 yılında da belgesel filmler çekildiğini anlattı. Çelikcan, Osmanlı ordusunda görevli Fuat Uzkınay'ın 1914'teki çektiği ve günümüze ulaşan hiçbir kopyasının bulunmadığı filmin, dönemin koşulları dolayısıyla Türk sinemasının başlangıcı olarak referans alındığını söyledi. -Beyaz perdeye ilk yansıma Yıldız Sarayı'nda Öte yandan, AA muhabirinin çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Türk sinemasının bir asrı ise şöyle: Osmanlı Devleti, dünyanın ilk kez Lumiere Kardeşler'in 1895'te çektiği bir trenin gardan hareketini gösteren filme hemen ilgi göstererek, Yıldız Sarayı'ndaki ilk gösterimle bu topraklar "büyülü dünya" ile tanıştı. Türk sinemasının ilk adımı ise 1.Dünya Savaşı'nın başladığı günlerde yedek subaylığını yapan Fuat Uzkınay'ın yönetmenliğinde 14 Kasım 1914'te propaganda amaçlı çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" belgeseliyle atıldı. Ardından, Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle 1915'te Merkez Ordu Si- nema Dairesinin (MOSD) kurulmasıyla hem Türkiye'yi ziyarete gelen imparatorların gezi belgeselleri hem de birkaç öykülü film denemeleri yapıldı. -Türk sinemasında ilk sansür "Fransız kızları" için yapıldı Dönemin sevilen tiyatro oyunu Leblebici Horhor ile "Himmet Ağanın İzdivacı", 1916'da çekilmeye başlamasına rağmen savaş koşullarında vaktinde tamamlanamadı. Dolayısıyla Türk sinemasında yarım kalmadan çekilen ilk öykülü film, İstanbul'un işgaliyle MOSD'un sinemayla ilgili tüm malzemelerinin devredildiği Müdafaa-i Milliye Cemiyetinin Sedat Simavi'ye ısmarladığı "Pençe" ve "Casus" filmleri oldu. Türk sinemasında sansür ilk kez, İstanbul'un İtilaf devletlerinin işgali altında bulunduğu 1919'da çekilen "Mürebbiye" filmine uygulandı. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın aynı adlı eserinden Fuat Uzkınay'ın yapımcılığında beyaz perdeye aktarılan sessiz film, Fransız kadınları kötü gösterdiği gerekçesiyle yasaklanmasına rağmen gizlice gösterildi. Türk sineması ilk komedi film serisine ise 1921'de gösterilen "Bican Efendi" ile kavuştu. -Sinemada "tek adam" dönemi İlk özel yapımevi Kemal Film'in kuruluşuyla Türk sinemasında yeni bir dönem başladı. Muhsin Ertuğrul, yurt dışında edindiği sinema tecrübesiyle uzun yıllar "tek adam" olarak pek çok ilki hayata geçirdi. "İstanbul'da Bir Facia-i Aşk" filmiyle Türk sinemasına adım atan Ertuğrul, aleyhlerinde çekildiği düşüncesiyle film setinin Bektaşilerce basıldığı "Boğaziçi Esrarı", ilk kez Türk kadınlarının rol aldığı "Ateşten Gömlek", ilk ortak yapım (Türk-Mısır-Yunan) "İstanbul Sokaklarında" filmlerinin de aralarında olduğu yapımlara imza attı. Türk sineması ilk uluslararası ödülünü, Ertuğrul'un 1934'te ikinci kez perdeye uyarladığı "Leblebici Horhor Ağa"nın Venedik 2. Uluslararası Film Şenliği'nde "onur diploması"na layık görülmesiyle aldı. 2. Dünya Savaşı'nın olumsuz etkisiyle 1939-1945 yıllarında çok az sayıda filmin üretildiği Türk sinemasının yerini yabancı filmlerin doldururken, "Yerli Film Yapanlar Cemiyeti"nce 1948 yılında ilk kez düzenlenen yarışma sektöre canlılık getirdi. -Sinemamızın "altın çağı" Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk sineması büyük bir atılım yaptı. Sinemacı Ömer Lütfi Akad'ın 1949 yılında çektiği "Vurun Kahpeye", sektörü yeniden şekillendirdi. Tarihi filmler, roman uyarlamaları, şehir hikayelerinin de ağırlık kazandığı 50'li yıllarda bir sinema dili oluşturulmaya başlandı. Yönetmen Akad'ın parladığı bul yıllarda, Türk sinemasının da yıldızları yükse- lerek Ayhan Işık, Belgin Doruk, Zeki Müren, Fikret Hakan gibi isimlere kavuştu. Film üretim verimliliğinin en üst noktaya çıktığı 1960'lı yıllarda ise sinema ulusal bir kimliğe büründü. Yapım, üretim ve dağıtım gücü bakımından "altın çağ" kabul edilen bu dönemde, 1963'ten itibaren renkli filmler ağırlık kazandı. Türk sineması, 1966 yı- lında 241 film üreterek dünya uzun metraj film üretimi sıralamasında 4'üncü oldu. Memduh Ün, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez, Halit Refiğ gibi yönetmenlerin yanı sıra Cüneyt Arkın, Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Yılmaz Güney, Fatma Girik, Türkan Şoray gibi oyuncular da sinema dünyasına adım attı. -İlk "Altın Portakal" ve "Altın Ayı" ödülleri Türk sineması uluslararası ilk büyük zaferine, 1964'te Berlin Film Şenliği'nde "Altın Ayı"yı kazanan Metin Erksan'ın "Susuz Yaz" filmiyle ulaştı. Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu yaz gerçekleştirilen "En İyi 100 Film" anketinde halkın oymasıyla da birinci seçilen Susuz Yaz, Türk sinemasının en iyi filmi olarak yüzyıla damga vurdu. Aynı yıl Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti ve Antalya Belediyesinin ortak girişimleriyle I. Antalya Film Festivali (Altın Portakal) düzenlendi. 1965'ten itibaren, bir filmin 5-6 günde tamamlandığı, iç içe filmler çevrildiği "hızlı" film furyası başladı. Günlük gazetelerde ve dergilerde yayınlanan çizgi romanlarla fotoromanların beyaz perdeye de yansıtılmasıyla başlayan avantür filmler modasıyla başta Killing olmak üzere Baytekin, Fantoma, Mandrake, Uçan Adam gibi filmler çekildi. Televizyonun evlere girmesinin sinemadan uzaklaşıldığı 1970'li yıllarda, bu zamana kadar çekilen kanallarının desteğiyle de pek çok film üremelodramlar, komediler, sosyal içerikli tildi. Yavuz Turgul'un 1996'da çektiği "Eşdramlarla halkın içine giren, Ortadoğu ve kiya" filmi 90'ların en önemli yapımı olurBalkan ülkelerinde de izlenir hale gelen ken, Türk sinemasının yeniden zirveye çıkTürk sinemasının, çeşitli furyaların etkisiyle ması için gereken ivmeyi sağladı. Sinan Çekalitesi düştü, sektör daralma sürecine girdi. tin'in "Berlin in Berlin", Ömer Vargı'nın Türkiye ve dünyadaki olayların etkisiyle "Her Şey Çok Güzel Olacak", Mustafa Altı70'ler hem arabesk hem Almanya'ya işçi oklar'ın "Ağır Roman", Derviş Zam'in "Tagöçü dolayısıyla gurbet hem "Karaoğlan", butta Rövaşata", Reha Erdem'in "Kaç Para "Malkoçoğlu", "Tarkan"lı, "Çeko", "Zorro", Kaç", Tomris Giritlioğlu'nun "Salkım Hanı"Killing", "Tom Miks", "Süperman"li fanmın Taneleri" dönemin dikkat çeken yatastik, avantür hem de erotik filmlerin çekil- pımları arasında yer aldı. diği dönem oldu. Öte yandan, Atıf Yıl-Milenyumun bereketi maz'ın "Selvi Boylum Al Yazmalım", "Kibar Feyzo", Lütfi Akad'ın "Gelin", "Düğün" Türk sineması tırmanışa geçtiği 2000'li ve "Diyet" üçlemesi, Metin Erksan'ın "Sen- yıllarda ilk önemli başarısını, Nuri Bilge siz Yaşayamam", Erden Kıral'ın "Kanal", Ceylan'ın Uzak filminin 2003'te Cannes Ali Özgentürk'ün "Hazal", Yılmaz GüFilm Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü"nü ney'in "Umut", "Arkadaş" filmleri dönemin kazanmasıyla yakaladı. Özellikle 2005'ten dikkat çeken yapımları arasında yer aldı. itibaren film üretim sayısında artışın yanı Türk sinemasında Ertem Göreç'in "Pamuk sıra yerli film seyircisi de sinemaları dolPrenses ve Yedi Cüceler"iyle ilk kez masal durdu. Rekorların kırıldığı bu yıllarda, Türk uyarlaması filmler görücüye çıkarken, Türsineması bugüne kadarki en büyük gişesine ker İnanoğlu'nun canlandırdığı "Yumurise 7 milyonu aşkın kişinin izlediği "Recep cak", Menderes Utku'nun "Afacan" filmleri İvedik 4" filmiyle ulaştı. de sinemada "çocuk kahramanlar" ortaya 2005 yılında 30 milyona yaklaşan sineçıkardı. Bu dönem ayrıca Şule Yüksel Şen- ma seyircisi sayısı geçen yıl 50 milyonu ler'in Huzur Sokağı romanından uyarlanan geçti. Vizyon gelirinin 505 milyonu aştığı "Birleşen Yollar"ın beğenilmesiyle din tesektörün toplam büyüklüğü ise 2 milyar limalı filmler de bir biri ardına beyaz perdeye rayı aştı. Sektör, 2013 yılı itibariyle 620 siyansıdı. nema binası, 2 bin 170 sinema perdesi ve -Sinemaya "darbe" etkisi 271 bin 250 sinema koltuğuyla sinemaseTürk sineması, 1980 darbesinin etkisiyle verlere hizmet veriyor. dönüşüm yaşarken, filmlerin başrol oyun(AA) cusu yerine yönetmeniyle anılmaya başlamasıyla "Yeşilçam" dönemi sona erdi. Bunun yanı sıra 1980'lerin başlarında 70 civarında film üretilirken 1984'ten itibaren yıllık 100 filmin üzerine çıkıldı ve sanat filmlerine ağırlık verildi. Film festivallerinin kendi seyirci kitleYıl: 4. Sayı: 1102. 16 Kasım 2014 Pazar sini oluşturmaya başladığı bu dönemde, Türk sineması Cannes Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Film Festivali'nin büyük ödülü Eflatun SAYGILI "Altın Palmiye"ye, ilk kez Şerif Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yazı İşleri MüdürüGören ve Yılmaz Güney'in "Yol" Fikret DAĞTEKİN Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA filmiyle 1982'de sahip oldu. -1990'lar "Eşkıya" ile canlandı Türk sinemasının krize girdiği 1990'lı yıllarda film üretimi sayısı yılda 10'a kadar düştü. Sinemaların kapandığı, televizyon kanallarının çeşitlendiği, VCDDVD'lerle alternatif izleme alanlarının ortaya çıktığı dönemde Türk sineması kimlik arayışına girdi. Yönetmenlerin daha gerçekçi ve yaşamın içinden küçük öykülerin anlatıldığı yapımlara yöneldiği bu dönemde televizyon Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği 05326601776 İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 16 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Kuşadası kıl payı kurtuldu 223 vatandaşın evini boşaltmasına sebep olan toprak kaymasının bölgedeki inşaat çalışmasından kaynaklandığını açıklayan belediye yetkilileri, "İnşaat ile ilgili tek bir izin yok. Denetim yapıldı ve mühürlendi. Olaya el atılmasa büyük bir felaket yaşanacaktı" dedi Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, zemini kayan bölgede 114 konut tahliye edildi. Tahliye edilen vatandaşlardan 182’ü otele yerleştirildi, bir bölümü ise akrabalarının yanına taşındı. Toprak kaymasını önlemek için çalışmaların devam ettiği belirtildi. Kadınlar Denizi Mahallesi, Süleyman Demirel Bulvarı'nda, 2013 yılında başlanan inşaat ve fore kazık çalışmasından kaynaklandığı belirtilen zemin hareketliliği, üç sitede 63 konutun boşaltılmasına sebep oldu. Mücella Emgin, Dergah ve Özgün sitelerinden tahliye edilen vatandaşlar, bir apart otele yerleştirildi. Dün öğle saatlerinde, riskli binaların tah- liyesine başlandı. Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, tahliyede belediye birimlerinin koordineli çalıştığını ve kısa süre içerisinde 63 konuttan 223 vatandaşın tahliye edildiğini açıkladı. Kayalı, “Evlerinden ayrı kalmak zorunda kalan vatandaşlardan, 182’si bir apart otele yerleştirildi. Kuşadası Belediyesi'nce vatandaşlara battaniye, elektrikli soba, kumanya, temizlik malzemeleri dağıtıldı. Üç sitede 150’ye yakın evi tehdit eden zemin hareketliliğine, imar rantının neden olduğu ortaya çıktı. Arazinin, öndeki yoldan kot almak için iki yıl önce imarının değiştirildiği, ruhsat veya izin alınmadan, sözlü olur ile hafriyata başlandığı belirlendi. Belediye seçimleri sonrası fore kazık çalışmasının büyük bölümü tamamlanan çalışmaların denetlenmesi sırasında iki kez mühürlendi ve sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuldu.” dedi. (CİHAN) TIBBİ SARF MALZEME SATIN ALINACAKTIR UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI EGE ÜNİVERSİTESİ 11 KALEM MUHTIBBI SARF ,LABORATUVAR MLZALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/147210 1-İdarenin a) Adresi : ANKARA CAD. 35100 BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 02323435274 - 02323730083 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 11 Kalem 11 KALEM MUH.TIBBI SARF ,LABORATUVAR MLZ. ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol Birimi Bornova-İZMİR c) Teslim tarihi : 1., 2., 3., 10., 11. Kalemler için Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren işe başlanacak ve 15 gün içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla malzemenin tamamı 30.06.2015 tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir. 4., 5., 6., 7., 8., 9. Kalemler için Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren 30 gün içinde işe başlanacak ve bu sure içinde malzemeler defaten teslim edilecektir. 3-İhalenin a) Yapılacağı yer : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü (İhale Salonu) BornovaİZMİR b) Tarihi ve saati : 01.12.2014 - 10:30 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge. 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1.Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu-gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikle sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. İsteklinin imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler ise şunlardır: a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi b) Aday veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) Aday veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik belgesi, Aday veya isteklinin yukarıda sayılan belgelerden birini sunması yeterlidir. 4.3.2. 4.3.2.1.Standarda ilişkin belgeler: İstekliler 3. kalem ( 82002382) PARAFIN BEYAZ malzemesi için CE belgesi sunmalıdır. 4.3.3.Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: a) İstekliler, malzemeler için ürüne yönelik uygunluk değerlendirilmesi yapılacağından ihale Komisyonunca incelenmek üzere teklif ettikleri ürünlere ilişkin 1., 2., 3., 10., 11. Kalemler için ürün numunesini ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif çetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. b) İstekliler, malzemeler için ürüne yönelik uygunluk değerlendirilmesi yapılacağından ihale Komisyonunca incelenmek üzere teklif ettikleri ürünlere ilişkin 4., 5., 6., 7., 8., 9. Kalemler için ürün numunesini veya ürünü tanıtan kataloğu ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika: 16/11 Basın: 12432 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de SOKAK HAYVANLARININ KISIRLAŞTIRILMASI VE REHABİLİTASYON HİZMETİ ALINACAKTIR BORNOVA BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ BORNOVA BELEDİYESİ SINIRLARI İÇERİSİNDE SOKAK HAYVANLARININ KISIRLAŞTIRILMASI VE REHABİLİTASYONU HİZMETİ ALIMI İŞİ hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/139286 1-İdarenin a) Adresi : 1024 Sok.No:13 Evka -4 Mah. BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 9992929-4602 - 8502098373 c) Elektronik Posta Adresi : ******* ç) İhale dokümanının : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ görülebileceği internet adresi 2- İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 36 ay süreyle 8 personel (2 Veteriner Teknikeri ve 6 işçi ile) çalıştırılması hizmet alımı işi Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Bornova Belediyesi Sınırları İçerisinde c) Süresi : İşe başlama tarihi 01.01.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2017 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Bornova Belediyesi Encümen Toplantı Salonu Fevzi Çakmak Cad.No:38 Bornova / İZMİR b) Tarihi ve saati : 09.12.2014 - 10:00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.2.1Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir. 4.2.2.İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a)İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b)İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a)Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b)Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması, c)Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50'den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir. 4.2.3.İş hacmini gösteren belgeler: a)İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b)Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %15'inden, taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %9'undan az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1.İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 15 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Kamu kurum ve kuruluşları veya özel sektörde gerçekleştirilen her türlü Veteriner işleri hizmet alımı benzer iş olarak kabul edilecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 150 TRY (Türk Lirası) karşılığı 1024 sokak No:13 Evka 4 Mah.Bornova/İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Bornova Belediyesi Encümen Toplantı Salonu Fevzi Çakmak Cad.No:38 Bornova / İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Sondakika: 16/11 Basın: 12506 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de 16 Kasım 2014 Pazar Johns Hopkins Üniversitesi'nden ekonomist Hanke,"Kur savaşı terminolojisi yeniden gündeme gelmeye başladı.Eğer bana 2015’te faiz artışı olacak derseniz, size ancak gelecek yılın son çeyreğinde olabilir derim”şeklinde konuştu 3JTXNXUZXRKVKPWQXZIXRUXVXVWVZYUOSVQYZGYMS<ZIWTZIJMJ: PXVWVZKUPYNS@ZXRKVKPWUXTWZIWTIWTWMUXZTXRYIXOZXQX: IWUPXRZW?WVZRLTZNYDYHUYTSVYZQKETLZWOWMKT=Z&GPYVUYTY FATXZ,7)*ZMSUSVQYZCWMYNYUYTSVZFAGJZYTOSRZRLT NYDYHUYTSVQYZKUYBYR=;;ZPL>YIWTWVWVZNKTLUYTSVS MYVSOUYMYVZ(K>VNZ4KCRWVNZ.VWDXTNWOXNWZ&MFLUYPYUS 2RKVKPWZ-TK<XNATJZ#OXDXZ4YVRX@ZRLTZNYDYHSZOXTPW: VKUK5WNWVWVZMXVWQXVZFJVQXPXZFXUPXMXZIYHUYQSESVS YVUYOOS=#JTXBWV@Z(YCKVZ+XVW0VWVZ<YGUYZQXEXTZRYM: IXOPXNWMUXZIYHUYQSESVSZIXUWTOXVZ4YVRX@Z8#KVZKUYTYR W5XTMY/VSVZCYTYZIWTWPWZVYWTYNZDXZLNZCYTYZIWTWPWZTLIUX QXZ>SGUYZQXEXTZRYMIXQWMKT8ZQXQW=;91ZQKUYTS@ZYDTKZDX MXVZYTYNSVQYZRLTZNYDYHSVSVZMYHYVQSESVYZWHYTXOZXQXV 4YVRX@ZAVJPJGQXRWZNXVXZMWVXZ;91ZQKUYTSVSVZQWEXT CYTYZIWTWPUXTWZRYTHSNSVQYZVWNCXOXVZFJ?UJZRKVLPLVL RKTLMYBYESZOY>PWVWVQXZILULVQL=1KUYTSVZFXUXBXRZMSU FJ?UJZKUPYMYZQXDYPZXQXBXEWVWZQWUXZFXOWTXVZ4YVRX@ 8XQ/WVZ<YWGZYTOSHSVYZFXUXBXRZKULTNYR@ZXEXTZIYVY ,7)*/OXZ<YWGZYTOSHSZKUYBYRZQXTNXVWG@ZNWGXZYVBYRZFXUXBXR MSUSVZNKVZ?XMTXEWVQXZKUYIWUWTZQXTWP=Z6XPXUZKUYTYRZIXV: WPZ;91ZXRKVKPWNWVWZKRLPYP@ZXRKVKPWVWV@ZCWMYNYVSV QJHJVQJEJZRYQYTZFJ?UJZKUPYQSESZMAVJVQX===Z6KCUYP OYUXCZ>YUXVZGYMS<ZDXZILZMJGQXVZQXZYHYESZMAVUJZTXDWGM: KVUYTZMYCSUSMKT8ZQWMXZRKVLHOL=4YVRXZW?XTWNWVQX 14#-*2(4&53.0010/5,354"3213#(3 4/4.*5-$051,4.&5+'-45!313$+. !3124$45!! 524/05+1424/5 315$02 (41424510'4.'53-/013.)02(35"313'0 ,32)0/1320.054*/14424/&5323)3 23/4"3-5+2-4(*5,42&5+24)45"4#42*5,42& /'3/532$+2(4.'5,42&523-/3.10/ ,42)*2#3/10.)35/+.#- &UYHOSTPY@Z1XVWGBWUWRZDXZ4YIXTUXHPX 9YRYVUSESVQYZMYCSUYVZ-KNOYZ4WGPXO #YEUYMSBSUYTSZ+XORWZ9XUFXNWZ6ATXVW/VX &UYHOSTPY@Z1XVWGBWUWRZDXZ4YIXTUXHPX 9YRYVSZJO<WZ2UDYV@Z9WUFWZ6XRVKUK5WUXTWZDX UXOWHWPZ3LTLPLZ963Z9YHRYVSZ6YM<LT ;BYTXTZDXZQYDXOUWUXTZRYOSUQS=Z4YIXTUXHPX NXROATJVJVZAVXPUWZIWUXHXVWVWZKULHOLTYV CKNOYZRKVLNLVQYZNXTIXNOUXHPXZRKVLNLVQY VW>YWZYQSPSZILFJVZYOOSRUYTSVSZIXUWTOXV [email protected])ZMSUUSRZCKNOY WHUXOPXBWUWEWVQXZ>XCZIWTUWROXZWPGY YOSMKTLG=Z-66/MXZIWTZYVUYPQYZTYRWCZKUYTYR AGXUZ<WTPYUYTYZUWNYVNZMYVWZMXORWUXVQWTPX IXUFXNWZDXTWMKTLG=ZXTXQXZTXRYIXOZKTOYPS DYT@ZKTYQYZIYHYTSZDYT@ZMJRNXRZCXT<KTPYVN DYT@ZJTXORXVUWRZDYTQST=Z-KNOYZ>WGPXOUXTW NXROATJVJVZQXZIWTZYVUYPQYZTXRYIXOX Y?SUPYNSZDXZAGXUZRXNWPQXRW@ WHUXOPXBWUXTWPWGXZMXORWUXVQWTPXZIXUFXNW DXTWUPXNWZILZNXROATJVZAVJVJZQY>YZQY Y?YBYROST=8ZY?SRUYPYNSVQY ILULVQL=6XRVKUK5WRZFXUWHPXUXT@ZXRKVKPW CKUWOWRYUYTSVSVZQXEWHPXNW@ZRJTXNXUUXHPX NKVLBLZMYHYVYVZQAVJHJPJVZCKNOYZNXR: OATJVJVZQXZYTYUYTSVQYZKUQLELZNXTIXNOUXHPX NJTXBWVWZ>SGUYVQSTQSESVYZQWRRYOZ?XRXVZ2U: DYV@Z8WQXTXRZFXVWHUXMXVZ>YIXTUXHPX CYGYTSVSVZAVXPUWZIWTZCYT?YNSZKUYVZCKNOY NXROATJZQXZILZ>SGUSZQXEWHWPZDXZFXUWHWP NJTXBWZWUXZRYTHSZRYTHSMYZRYUPSHOST=Z!GXUUWRUX IWUFWZDXZWUXOWHWPZOXRVKUK5WUXTWVQXZMYHYVYV FXUWHWPUXTZFXUXVXRNXUZ>YIXTUXHPXZ>WGPXO: UXTWVWZWRYPXZXQWBWZYTY?UYTSV MYMFSVUYHPYNSVYZNXIXCZKUPLHOLT=8ZQWMX RKVLHOL=+XVWZ>WGPXOZOJTUXTWVWVZKTOYMY ?SROSESVS@ZILVLVUYZIWTUWROXZNXROATQXZMXVW KMLVBLUYTZW?WVZMXTZY?SUQSESVSZDLTFLUYMYV 2UDYV@Z81JVMYZKUQLELZFWIWZ6JTRWMX/QXZQX CKNOYZNXROATJZNKVZMSUUYTQYZ>SGUSZIWTZIJMJPX FANOXTQW=Z2ORWVZIWTZTXRYIXOZKTOYPSVSV KULHOLTLUPYNSZ>XPZOJRXOWBWUXTWVZ>XPZQX NXROATJVZW>OWMY?UYTSVSVZRYTHSUYVPYNS ;9/MXZLMLPLVZNYEUYVPYNSZW?WVZ>LRLRW NJTX?ZKULHOLTLUQL=Z9LZIYEUYPQYZ* NYMSUSZ-KNOYZ4WGPXOUXTWZ3YVLVLZ,7) MSUSVQYZMYMSPUYVYTYRZMJTJTUJEXZFWTQW=Z9L RYVLVZWUXZCKNOYZNXROATJVJV NXTIXNOUXHOWTWUPXNW@ZNXROATXZMAVXUWRZQJGXV: UXPXZ<YYUWMXOUXTW@ZRYPLZCKNOY WHUXOPXBWNWVWVZ-66/VWVZMXVWQXV MYCSUYVQSTSUPYNSVYZMAVXUWRZQJGXVUXPXUXT MYCSUPSHOST=8ZW<YQXNWVQXZILULVQL=% 6JTRWMX/VWVZQXZILULVQLELZFXUWHPXROXZKUYVZXRKVKPW: UXTWVZFXUXBXRZNXVXZGKTULZIWTZMSUZFX?WTXIWUXBXEW AVFATJNJVQXZILULVYTYR@Z XUWHPXROXZKUYVZXRKVKPW: UXTWVZAVBXUWRUWZKUYTYRZVXOZIWTZNOTYOX5WNWZKUPYUS=Z9WT?KR FXUWHPXROXZKUYVZXRKVKPWQXZILZMKR=ZUYNSZIWTZ<YWG YTOSHSVYZRYQYTRWZNJTXQXZNOTYOX5WVWGWZLMFLUYPYZIWUXZNWMYNW KUYTYRZGKTZKUYIWUWMKT8ZW<YQXUXTWVWZRLUUYVQS=%VDXNOZ; KVZ+AVXOWBWNWZ9YOLTZ;NPYGKEULZWNXZRLTZNYDYHUYTSVSV XRKVKPWRZIJMJPXZJGXTWVQXRWZWNOXVWUXVZXORWMW FANOXTPXQWEWVWZRYMQXOOW=;NPYGKEUL@ZHLVUYTS RYMQXOOW ,77"ZXRKVKPWRZRTWGWZNKVTYNSZFXUWHPWH XRKVKPWUXTZIJMJPXMWZFXTWZFXOWTPXRZW?WVZFWTWHOWRUXTW 3XMVXNMXVZCKUWOWRYUYTQYZMKUY@ZTXXUZ<YWGUXTWZWVQWTXTXR ?SROS=ZZXTXQXMNXZZNXVXZNKVTYNSVQYZILFJV IYRSUQSESVQYZOXRZIYHSVYZQJHJRZ<YWGZNWUY>SZXRKVKPWUXTW BYVUYVQSTPYMYZMXOPXQW=Z2POWYZDXZXPUYRZ<WMYOUYTSZMJR: NXUWTRXV@ZNYVYMWZJTXOWPWZ>W?ZMKUZRYOXOPXQWZDXZFXVXUZYV: UYPQYZXV<UYNMKV@ZJBTXOZYTOSHUYTSZFWIWZFXT?XRZIJMJPX IXUWTOWUXTWZ>XCZNSVSTUSZRYUQS=Z,770QYVZILZMYVY RKVLHLUYVZRLTZNYDYHUYTS@ZFXUWHPWHZJURXUXTQXRWZMJRNXR WHNWGUWRZKTYVUYTSZWUXZMYDYHZMYDYHZJURXUXTWVZPYUW CKUWOWRYUYTSVYZFWTPXMXZIYHUYQS=Z3LTZNYDYHUYTSVSZYNUSVQY ?YTXNWGUWEWVZFANOXTFXNWZFWIWZQJHJVXIWUWTWG=$Z9WTIWTWVX RYTHSZRXVQWZCYTYZIWTWPWVWZQJHJRZOLOYTYRZW>TYBYOSVS YTOSTSC@ZXRKVKPWNWVWZQY>YZQWVYPWRZ>YUYZFXOWTPXR WNOXMXVZJURXUXTWVZLMFLUYPYNSVSVZ8MYVZMYVYZKUYV QJRRYVUYTSVZ<WMYOZRSTYTYRZPJHOXTWZ?XRPXNWVQXVZ<YTRUS KUPYQSESVS$ZQWUXZFXOWTXVZ;NPYGKEUL@ZRLTZNYDYHUYTSVSV MXVWQXVZWDPXZRYGYVQSESVYZQWRRYOWZ?XROW=9LZXRKVKPW CKUWOWRYNSVSVZNXVXUXTZNKVTYZJURXUXTWZMWVXZRLT CKUWOWRYUYTSVYZPJQY>YUXZXOPXRZGKTLVQYZISTYROSESVSZDLT: FLUYMYVZ;NPYGKEUL@ZJTXOWPWZVWNCXOXV BYVUYVQSTYIWUPXRZW?WVZLMFLUYVYVZQJHJRZ<YWGZDX QXEXTNWGZRLTZCKUWOWRYNSVSVZJURXVWVZMXTXUZGXVFWVUWRUXTW DXZJTXOWPZFJBJVJVZPYUWMXOWVWZQJHJTPXROXVZWIYTXO KUQLELVLZIXUWTOOW=&GLVZDYQXQXZILZJURXZW?WVZQY>YZQJHJR FXUWT@ZWHZFJBJZW?WVZQJVMYZNOYVQYTOUYTSVQYZQJHJRZPYYH QXPXRZKUNYZQYZWHNWGUWRZNAGZRKVLNLZKULVBYZ>XTHXMWVZR: YILUZXQWUXIWUWTZ>YUXZFXUQWEWVWZYVUYOYVZ;NPYGKEUL@Z89L KTOYPQY@ZQXDYUJYNMKVZFXUWHPWHZXRKVKPWUXTQXZBYV NWPWQWZ>YUWVXZFXUQW$ZQXQW=+YRSVZGYPYVQYZRLT NYDYHUYTSVQYVZIY>NXQWUQWEWVQXZQWRRYOUXTWVZZNDW?TX/MX MKELVUYHOSESVSZYVSPNYOYVZ;NPYGKEUL@ZHAMUXZQXDYPZXO: OW NDW?TXZWUXZLGLVZGYPYVQSTZWURZQX<YZIWTZFXUWHPWH JURXQXZRLTZNYIWOUXPXZCKUWOWRYNSZFATXVZQJVMY@ (YCKVMY0VSVZVXTQXMNXZOJPZMYOSTSPZYTY?UYTSVYZFXVWH ?YCUSZPJQY>YUXUXTWMUXZQY>YZQYZYFTXNW<ZDXZFXVWHZ?YCUSZIWT RLTZCKUWOWRYNSVYZHY>WOZKUQL=Z9JMJPXMWZMYRYUYMYIWUPXR W?WVZHWPQWZ;DTLCY@ZQJHJRZ<YWGZCKUWOWRYNSVS LMFLUYMYIWUXBXEWZIWTZCUYO<KTPZKULHOLTPYZ>YGSTUSESVQY DXZNKVLBLZKUYTYRZQYZYDTKZ>SGUYZQXEXTZRYMIXQWMKT= 6JTRWMXZFXUWHPWHZJURXUXTWVZILZYFTXNW<ZIJMJPX CKUWOWRYUYTSVYZ>XVJGZNYQXBXZVXFYOW<ZTXXUZ<YWGZ>XQX<W LMFLUYMYTYRZDXZRLTLVZQXEXTUXVPXNWVWZQKUYMUSZMKUQYV XVFXUUXMXTXRZRYOSUQS=Z9LZYHYPYQYZXRKVKPWZMAVXOW: PWVWVZRLTZCKUWOWRYNSVQY@ZRLTLZGYMS<UYOSBSZIWTZCYRXOZKU: PYPYRUYZIWTUWROXZIWGWPZQXZILZRLTZGYMS<UYOSBSZCKUW: OWRYUYTYZIYHUYPYPSGZFXTXRXBXRZFWIWZFATJVJMKT=$ .URXUXTWVZRXVQWZCYTYNSVSVZQXEXTWVW@ZMYIYVBSZCYTYUYTSV QXEXTWZRYTHSNSVQYZQJHJRZOLOPYMYZ?YUSHPYUYTS@ZIYHRY JURXUXTUXZTXRYIXOOXZYDYVOY5ZNYEUYPYMYZ?YUSHPYUYTSZK: UYTYRZAGXOUXVXIWUXBXRZRLTZNYDYHUYTSZOXTPWVKUK5WNW@ YESTUSRUSZKUYTYRZ,77ZMSUSVQYZNSRUSRUYZRLUUYVSUPYMY IYHUYQS=Z.URXUXTZYTYNSVQYRWZJNOJVUJRZNYEUYPYZ?YIYUYTS FJPTJRZDXTFWUXTW@ZRKOYUYT@ZNJIDYVNWMKVUYTZJGXTWVQXV MYCSUSTRXV@ZYTOSRZQY>YZ?KRZRLTZCKUWOWRYNSZWGUXVXTXR MYCSUSTRXV@ZILZQLTLPLVZXVZIXUWTFWVZATVXEWZWNX (YCKVMY=(YCKVMY0VSVZMYRSVZGYPYVQYZIYHUYOOSESZMXVW FXVWHUXPXZYQSPUYTSVQYZNXVXUWRZDYTUSRZYUSPUYTSVSZ7:7 OTWUMKVZMXVQXVZ"7ZOTWUMKVZMXVXZRYQYTZMJRNXUOPXNWZDX CKTO<AMJVQXRWZTWNRUWZJTJVUXTWZYTOSTPYNSZ>XPZ;NMYZ>XP QJVMYZIKTNYUYTSVQYZBWQQWZIWTZCKGWOW<ZXORWZMYTYOPSHOS=%% Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi Prof. Dr. Aras: "Ülkemizdeki mevcut binaların yüzde 80'inin yalıtımsız olduğu göz önüne alınırsa, konutlarda ısınmak için AB ülkelerinin üç katı daha fazla enerji kullandığımız ortaya çıkar"diye konuştu 1JVMYZ2VXT5WZ3KVNXMWZ6JTRZ'WUUWZ3KPWOXNWZ.MXNW -TK<=Z1T=Z4YMQYTZ;TYN@Z6JTRWMX0QXZRKVLOUYTSVZMJGQX "70WZMYUSOSPNSGZKUQLELZW?WVZSNSVPYQYZ;DTLCYZ9WTUWEW ;9ZJURXUXTWZKTOYUYPYNSVSVZJ?ZRYOSZ<YGUYZXVXT5W RLUUYVSUQSESVSZNAMUXQW=2NRWHX>WTZNPYVFYGWZ.VWDXT: NWOXNWZ'J>XVQWNUWRZ'WPYTUSRZYRJUOXNWZ'YRWVX 'J>XVQWNUWEWZ9AUJPJZ2VXT5WZ6XTPKQWVYPWRZ;VYZ9WU: WPZ1YUSZ!ETXOWPZ.MXNWZQXZKUYVZ;TYN@Z;;ZPL>YIWTWVX MYCOSESZY?SRUYPYQY@ZSNSZMYUSOSPSZLMFLUYVYVZIWVYUYTQY NYQXBXZQKEYUFYGQYZQXEWU@ZXUXROTWRZ<YOLTYUYTSVQYZQY MJGQXZ*70MXZMYRSVZOYNYTTL<ZNYEUYVYIWUQWEWVW YVUYOOS=9WTXMNXUZSNSVPYQYZOXTBW>ZXQWUXVZRKPIWUXTWZRSHSV RLUUYVSTRXVZMYCSUYVZ>YOYUYTSVZIYHSVQYZ8BW>YGSZY?SCZRY: CYOPY8VSVZFXUQWEWVWZDLTFLUYMYVZ;TYN@Z8!VBXUWRUX RKPIWUXTWZQKETLZRLUUYVPYMYZAGXVZFANOXTPXUWMWG= %NSOPYZNXGKVLVLVZIYHUYQSESZOYTW>OXVZWOWIYTXVZIWOWPWVX RYQYTZRKPIWVWGWVZQJHJRZNSBYRUSROYZNJTXRUWZY?SR RYUPYNS@ZAVXTWUXVZMAVOXPQWT=Z9AMUXBXZRKPIWVWGWVZQY: >YZ<YGUYZFYGZ>YTBYMYTYRZYOXHUXPXZMYCPYNSVS XVFXUUXPWHZDXZQY>YZYGZFYGZWUXZQY>YZLGLVZNJTX RLUUYVSPZNYEUYPSHZKULTNLVLG8ZW<YQXNWVW RLUUYVQS=3KPIWVWV@Z>YVXZ>YURSZXDQXZWRXVZVKTPYU NSBYRUSEY@ZRWPNXZILULVPYQSESVQYZDXMYZFXBXUXTWZWNX XRKVKPWRZPKQYZYUSVPYNSVSVZAVXPWVXZQXEWVXVZ;TYN@ ILZBW>YGUYTSVSVZIYRSPSZDXZIYBYZOXPWGUWEWVWVZMXORWUW NXTDWNXZMYCOSTSUPYNSZQLTLPLVQYZ<YOLTYQYZMJGQXZ)* YGYUPYZKUYBYESZIWUFWNWVWZDXTQW=;TYN@ZSNSOSUYVZYUYVQYRW TYQMYOATUXTWVZAVZDXZJNOUXTWVWVZRYCYOSUPYPYNS FXTXROWEWVXZWHYTXOZXQXTXR@ZYRNWZOYRQWTQXZKTOYPQYRW NSBYRZ>YDYZYRSHSZDXZQYESUSPSVSVZXVFXUUXVXBXEWVW IWUQWTQW=+XVWZRKPIWZYUYBYRUYTY@ZMJGQXZ70YZDYTYV MYRSOZOYNYTTL<LZW?WVZMKELHPYUSZKUYVUYTSZOXTBW>ZXOPXNWVW AVXTXVZ;TYN@ZHAMUXZRKVLHOL8+WVXZRKVLO@ZPXTRXGWZNWN: OXPUXZSNSOSUSMKTNYZNWOXVWVZDXMYZYCYTOPYVSVZWURZKUYTYR SNSZMYUSOSPSVSZMYCOSTPYNSZDXZYRYIWVQXZSNSZCYMZAU?XTZNWN: OXPWVXZFX?PXNWZ<YMQYUSZKUYBYROST=Z9AMUXBXZKTOYR RLUUYVSPZYUYVUYTSVSVZQSHSVQY@ZSNSVPYRZW?WVZNYQXBXZR: XVQWZQYWTXVWGWVZ>YTBYQSESZQKEYUFYGSVZIXQXUWVWZAQXPWH KULTNLVLG=ZJVXHZFATXVZCXVBXTXUXTWVZCXTQXUXTWVW Y?YTYRZFJVXHZSHSVUYTSVQYVZQY>YZ<YGUYZMYTYTUYVSUPYUS@ FJVXHZ?XRWUQWROXVZNKVTYZCXTQXUXTWZPLOUYRYZRYCYOPYUS= 3YCYUSZCXTQXUXTZSNSZRYMISVSZAVXPUWZAU?JQXZAVUXT= YQMYOATUXTWVZSNSZYRSHSVYZXVFXUZKUYBYRZLGLVZCXTQXUXT RLUUYVSUPYPYUS=Z%NSOSBSVSVZDXMYZTYQMYOATJVZAVJVX DXMYZJGXTWVXZRXNWVUWRUXZXHMY@ZPXTPXTZMYZQYZRLTLOPYR W?WVZ?YPYHSTZRKVLUPYPYUS=Z9LZQLTLPQYZTYQMYOATQXV ?SRYVZSNS@ZYTRYNSVQYRWZQLDYTSZSNSOST=Z%NSZRYMISVSZAVUX: PXRZW?WVZTYQMYOATJVZYTRYNSVYZMYUSOSPZUXD>YNSZRKVLUY: IWUWT=84YMQYTZ;TYN@ZMYUSOSPNSGZIWVYUYTQYZSNSZRYMISVSV MYRUYHSRZMJGQXZ,70NWVWVZOXRZBYPUSZCXVBXTXUXTQXV RYMVYRUYVQSESVYZQWRRYOWZ?XROW=W<OZBYPSV@ZSNSZRYMISVS AVXPUWZAU?JQXZYGYUOYIWUXBXEWVWZQWUXZFXOWTXVZ;TYN@ 83YCSZDXZCXVBXTXZ?XT?XDXNWZXOTY<SVQYRWZ?YOUYRUYTS KVYTSV@Z>YDYZNSGSVOSUYTSVSZAVUXPXRZW?WVZCXVBXTXZIYVQS DXZNJVFXTZRLUUYVSV=Z3SHSVZKQYUYTQYZPJPRJV KUQLELVBYZ?YPYHSTZRLTLOPYMSV=Z.URXPWGQXRWZPXDBLO IWVYUYTSVZMJGQXZ"70WVWVZMYUSOSPNSGZKUQLELZFAGZAVJVX YUSVSTNY@ZRKVLOUYTQYZSNSVPYRZW?WVZ;9ZJURXUXTWVWVZJ? RYOSZQY>YZ<YGUYZXVXT5WZRLUUYVQSESPSGZKTOYMYZ?SRYT8 QXEXTUXVQWTPXNWVQXZILULVQL=;TYN@ZRJ?JRZAVUXPUXTUX >XPZYWUXZIJO?XNWVXZ>XPZQXZJURXVWVZXVXT5WQXZQSHY IYESPUSUSESVSVZYGYUOSUPYNSVYZAVXPUWZRYORSUYT NYEUYVYIWUXBXEWVWZNAGUXTWVXZXRUXQW=Z%% Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Merdin"1 Ocak 2015'te yürürlüğe girecek genelgeyle, firmalardan ürünlerinin cephe yalıtımında kullanılması durumunda hangi sistem içinde uygulanması gerektiğini beyan etmesini istiyoruz"dedi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, yılbaşında yürürlüğe girecek genelgeyle, firmalardan cephe yalıtımında kullanılan ürünlerinin hangi sistem içinde uygulanması gerektiğini beyan etmelerini isteyeceklerini, denetimlerde de beyan edilen sisteme uyulup uyulmadığının kontrol edileceğini bildirdi.Merdin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaşanabilir bir çevre ve marka şehirler oluşturmayı hedeflediğini kaydetti.Marka şehirlerin, güvenli ve enerji verimliliği yüksek yapılarla oluşturulabileceğini vurgulayan Merdin, şunları söyledi:"Bu felsefe doğrultusunda, özellikle mevcut yapı stoğumuzda, Sayın Başbakanımızın da açıkladığı üzere, enerji verimliliğinin artırılması için belirli programlar düzenlenecek. Bu programlar düzenlemeden önce, nitelikli uygulamaları temi- nen, gelişigüzel olmayan, yapıların güvenliğini tehlikeye atmayan bir sistem genelgesi yayımladık. 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle binaların dış cephelerinde kullanılacak EPS ve benzeri sistemlerin yangın testinden geçmesini zorunlu kıldık. Yayımladığımız mevzuatın ne kadar yerinde olduğunu tespit etmek ve bu sistemin yangın performansını yerinde görmek amacıyla da Dr. Robert Murjahn Enstitüsü (RMI) Bilimsel Araştırma Merkezi ile Kayseri'de bir deney gerçekleştirdik."Mevcut uygulamada, cephe yalıtımında uygulanan sistemlerin bir beyanı olmadığı için neye göre denetleme yapılacağına ilişkin doküman bulunmadığını anlatan Merdin, "1 Ocak 2015'te yürürlüğe girecek genelgeyle, firmalardan ürünlerinin cephe yalıtımında kullanılması durumunda hangi sistem içinde uygulanması gerektiğini beyan etmesini istiyoruz. Dolayısıyla denetimlerde, beyan edilen sisteme uyulup uyulmadığı kontrol edilecek" diye konuştu.Merdin, yalıtım sistemlerinin denetlenmesindeki boşluğun kapatıldığına dikkati çekerek "Denetçinin, bir yapıya gittiğinde hangi sisteme göre bunu kontrol edeceğine dair teknik doküman olmadığı için bir boşluk vardı. Bu boşluğu kapattık. Kayseri'de bir fabrikada gerçekleştirdiğimiz deneyde elde ettiğimiz sonuç itibariyle de bunun yerinde olduğunu gördük" dedi.Yeni düzenlemeyle denetçilerin, şantiye şeflerinin hatta yapı sahiplerinin bu deney sonuçları çerçevesinde, aldığı ürünlerin belgesine bakarak denetleme yapabileceklerini dile getiren Merdin, şöyle devam etti:"Ürünün cephede kullanılması için EPS'si olacak, 5 milimetre sıvası olacak, komple filesi olacak, onun üzerine 2 milimetre tekrar sıvası olacak, o sıvaların üzerinde mineral kaplaması olacak. Bunları bileceği için kendisi isteyecek. 'Bana söz verdiğin imalatı bu şekilde yapman gerekiyor' diyecek. İlla devlet ya da kamu otoritesi tarafından bir denetim değil bizzat müşterinin kendisi tarafından denetlenen bir modele doğru gitmiş olacağız." Selami Merdin, denetimlerde ürünün beyan edildiği şekilde uygulanmadığının tespit edilmesi halinde, uygulayıcıdan zararın tazmininin isteneceğini de sözlerine ekledi.(AA) 161Şubat Kasım 2014 2013 Pazar Perşembe Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi pamuğun bütün yönleriyle tartışıldığı uluslararası toplantıda konuşan Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, "Pamuk tüketimi artırılmalı. Özellikle 'transdry' teknolojisi kullanarak, denim ürünlerde pamuk kullanımını arttıran global firmalar desteklenmeli. Çünkü pamuk stoğu çok fazla” diye konuştu 5KDWZVSTOWZ[XWBXWX[FXWBX[>YUYV[9BY[5YQLSXW[>Y["ZPPZR; RYWYUX[,=UZGZS@TWZUT[6XUWXHX[#?VYSXP[.NUNWN[6ZEQZV #ZURTPGTLT[ZQ[9LQXVZIXJ[ -&-[)YVYW[.NUNWN LMUYLXVGY[SYQLSXW[IXVGXUXVRYQX[CZUQWT[LYQS?UWYUXV[OZDSTHT LNVNPWZUTV[SZPZPTVRZ[DZPNQ[SMQYSXPXVXV ZUSSTUTWPZLTVTV[?VYPXVY[>NUBN[OZDTWRTHTVT[QZORYSSXA $ZPNHNV[PZUQZ[KWZUZQ[VZLTW[DZIZUWZVZGZHT[QKVNLN; VNV[8[KUWR[-ZCY[LYZVLTVRZ[RYSZOWT[KWZUZQ SZUSTETWRTHTVT[ZVWZSZV[9LQXVZIXJ[' -&-[MOY[MWQYWYUXJ DZPNQ[SZWYFXVX[OMQLYWSXGX[>Y[DZPNQ[SMQYSXPXVX ZUSSTUTGT[?VWYPWYUXV[?VYPXVX[QZORYSSXA[)Y@SXHXPXI OTWWZURZ[OMQLYQ[DZPNQ[CXOZSWZUTJ[MUMVMV[UYQZFYS YRYFXWXUWXHXVY[IZUZU[>YUPXESXA[$ZPNQ[CXOZSWZUTVTV RMEPYLXJ[DZPNHNV[LYVSYSXQ[YWOZCWZUZ[QZUET[UYQZFYS EZVLTVT[ZUSSTURT[ZVGZQ[LZRYGY[RMEMQ[CXOZS[UYQZFYS[X@XV OYSYUWX[KWPZOTD[RZ=Z[DUKZQSXC[DZIZUWZPZ[YOWYPWYUX BYUYQWXA[$ZPNHNV[UYQZFYSX[RXHYU[DZPNQWZUWZ[RYHXWJ LYVSYSXQ[YWOZCWZUWZA[ -&-[MOY[MWQYWYUXJ[?IYWWXQWY[X@ DZIZUWZUTVRZ[KWPZQ[MIYUY[DZPNQ[QNWWZVTPTVTV ZUSSTUTWPZLT[O?VMVRY[ZGXW[?VWYPWYU[ZWPZWTA[ -&FMVOYLXVRY[OYU[ZWZV[WNLWZUZUZLT[$ZPNQ[5ZVTSTP[K; UNPNJ[FN[QKVNRZ[@ZWTEPZWZUZ[=TI[>YUYGYQA([EYQWXVRY QKVNESNA9UQYQ[BXOXPXVRY[DZPNQ[QNWWZVTP[KUZVWZUTVTV RYVXP[DZVSKWKVRZ[OMIRY[+7J4J[DZVSKWKVRZ[OMIRY 42J+J[?UPY[B?PWYQSY[OMIRY[00J+J[RKQNPZ[B?PWYQSY OMIRY[7<J0J[LDKU[BXOXPRY[OMIRY[87J8J[FZOZV[BXOXPRY RYVXP[DZVSKWKVRZ[OMIRY[74J[DZVSKWKVRZ[30J+J[?UPY B?PWYQSY[OMIRY[28J3J[RKQNPZ[B?PWYQSY[OMIRY[//J:J LDKU[BXOXPRY[OMIRY[80J0[>Y[YWFXLYRY[OMIRY[:0J2[LY; >XOYLXVRYA[$ZPNHNV[YWOZC[DZIZUTVRZQX[DZOT[BXRYUYQ ZIZWTOKUA[$ZPNHNV[OYUXVXJ[DKWOYLSYU[>Y[DKWXDUKDXWYV PZRRYWYUX[ZWTOKUA[IYWWXQWY[FZOZV[QKVCYQLXOKV[>Y RYVXP[MUMVWYUXVRY[FN[ZIZWTETV[YSQXLX[RZ=Z[CZIWZ =XLLYRXWXOKUA[*ZHWTQWT[KWZV[DZPNHNV[SMQYSXPXVX ZUSSTUZGZQJ[DKWOYLSYU[>Y[LYVSYSXQWYUXV[QNWWZVTPTVT RMEMUYGYQ[@ZWTEPZWZU[OMUMSMWPYLX[BYUYQSXHXVX[>NUBN; WZOZV[9LQXVZIXJ['IYWWXQWY[SUZVLRUO[SYQVKWKXLX[QNWWZ; VZUZQJ[RYVXP[MUMVWYURY[DZPNQ[QNWWZVTPTVT[ZUSSTUZV BWKFZW[CXUPZWZU[RYLSYQWYVPYWXA([RYRXA9LQXVZIX1VXV >YURXHX[FXWBXOY[B?UY[BYVYW[QNUNW[SKDWZVSTWZUT QZDLZPTVRZ[DZPNQ[SXGZUYSXVRYQX[ZVWZEPZIWTQWZUT ZIZWSPZQ[MIYUY[ZWTVZGZQ[?VWYPWYU[RY[SZUSTETWRTA 8<:<::[LYIKVNVRZ[DZPNQ[CXOZSWZUTVRZQX XLSXQUZULTIWTHTVJ[DZPNQSZV[XDWXHYJ[QNPZE[>Y[QKVCYQLXO; KVZ[QZRZU[FMSMV[SYRZUXQ[IXVGXUXVRY[LTQTVSTWZUZ[OKW Z@STHTVZ[RXQQZS[@YQXWYV[SKDWZVSTRZJ[BYWYGYQSY @TQZFXWYGYQ[DUKFWYPWYUX[?VWYPYQ[ZPZGTOWZ[IKUNVWN LXBKUSZ[BXFX[?VWYPWYUXV[BYSXUXWPYLX ?VYUXWRXAWNLWZUZUZLT[$ZPNQ[,LSXEZUY[.KVLYOX1VY[MOY MWQYWYUXV[FXU@KHNVNVJ[MUMVWYUXVX[XEWYOYUYQ[RZ=Z[QZS; PZ[RYHYUWX[=ZWY[BYWPYLXVX[ZUINWZRTHTVT[XCZRY[YRYV 9BY["ZITU[)XOXP[>Y[.KVCYQLXOKV[,=UZGZS@TWZUT 6XUWXHX[#?VYSXP[.NUNWN[6ZEQZV[#ZURTPGTLT[6NUZQ *YUSFZE[XLYJ['6N[QKVNJ[QM@MQ[MWQYWYU[Z@TLTVRZV F?WBYLYW[XEFXUWXHX[>Y[SYGUMFYWYUX[DZOWZEZUZQ[?W@YQ YQKVKPXLX[NOBNWZPZLTOWZ[PMPQMVRMUA[9HXUPY[>Y RKQNPZ[ZEZPZWZUTVRZ[RKHUNRZV[OZFZVGT[OZSTUTP X@XV[RMEMQ[XE@XWXQ[>Y[YVYUX[PZWXOYSWYUX[?VYPWXOQYV QKVCYQLXOKV[ZEZPZLTVRZ[FNVWZUTV[OZVTLTUZ[LYUFYLS SXGZUYS[ZVWZEPZWZUTVZ[QZSTWTP[RZ[?VYP[ZUI[YSPYQSY; RXUA([EYQWXVRY[QKVNESNA $"#! #"$$#$ $ $#!$" İMKON Başkanı Tellioğlu,"Müteahhitler, üretim firmalarından S 420 kalitesinde demir talep etmektedir. Ancak incelemelerde, bazı inşaatlarda S 420 kalitesi dışında demir kullanıldığı tespit edilmektedir. Burada aldatılan, müteahhittir"dedi ,VEZZS[%MSYZ==XSWYUX[.KVCYRYUZLOKVN[,%. 6ZEQZVT[5Z=XU[5YWWXKHWNJ[PMSYZ==XSWYUXVJ[MUYSXP CXUPZWZUTVRZV[*[38<[QZWXSYLXVRY[RYPXU[SZWYD[YSSXQWYUXVXJ XVGYWYPYWYURY[FZIT[XVEZZSWZURZ[*[38<[QZWXSYLX[RTETVRZ RYPXU[QNWWZVTWRTHT[SYLDXS[YRXWRXHXVX[FYWXUSYUYQJ[6NUZRZ ZWRZSTWZVJ[PMSYZ==XSSXU[RYRXA5YWWXKHWNJ[OZITWT Z@TQWZPZLTVRZJ[FYSKV[>Y[RYPXUXV[QZWXSYLXVXVJ[GZV[>Y[PZW BM>YVWXHX[Z@TLTVRZVJ[XVEZZS[LYQS?UMVMV[GZV[RZPZUT KWRNHNVN[XCZRY[YRYUYQJ[LKV[IZPZVWZURZJ[MOYWYURYV[BYWYV EXQZOYSWYURYV[ZVWZETWRTHT[MIYUY[QXPX[RYPXU[MUYSXGXWYUXVXV PMSYZ==XSWYUYJ[RMEMQ[QZWXSYRY[RYPXU[>YURXHXVXV ZVWZETWRTHTVT[QZORYSSXA%MSYZ==XSWYUXVJ[XVEZZSWZUTVRZ QNWWZVZGZQWZUT[RYPXUXV[QZWXSYLX[QKVNLNVRZ[SXSXI[RZ>UZVLZ RZ[ZWRTQWZUT[RYPXUXV[QZWXSYLXVRYVJ[OMIRY[:<<[YPXV KWZPZRTQWZUTVT[FXWRXUYV[5YWWXKHWNJ[OZDTVTV[ZOZQSZ RNUPZLTVTV[OYBZVY[DZU@ZLT[KWZV[RYPXUXVJ[FYSKVRZ QNWWZVTWZGZQ[@XPYVSK[>Y[QNP[QZRZU[?VYPWX[KWRNHNVN[FY; WXUSSXA%MSYZ==XSWYUXVJ[DUKYLXVRY[QNWWZVZGZHT[PZWIYPYOX SYRZUXQ[YRYUQYV[RYPXURY[*[38<[LY>XOYLXVX[FZI[ZWRTHTVZ RXQQZSX[@YQYV[5YWWXKHWNJ[%MSYZ==XSWYUJ[MUYSXP CXUPZWZUTVRZVJ[*[38<[QZWXSYLXVRY[RYPXU[SZWYD[YSPYQSY; RXUWYUA[&VGZQ[OZDT[RYVYSXP[CXUPZWZUTVTV[OZDSTHT[XV; GYWYPYWYURYJ[FZIT[XVEZZSWZURZ[*[38<[QZWXSYLX[RTETVRZ RYPXU[QNWWZVTWRTHT[SYLDXS[YRXWPYQSYRXUA[#ZVX[FNUZRZ ZWRZSTWZVJ[PMSYZ==XSSXUA[.KVNOZ[FN[BYU@YQWYUWY OZQWZETWRTHTVRZJ[PMSYZ==XSWYUXV[QZWXSYWX[RYPXU[SYRZUXQ YSPYRYJ[LKUNVWZU[OZEZRTHT[FXWXVPYWXRXU[XCZRYLXVX QNWWZVRTAY>UY[>Y[Y=XUGXWXQ[6ZQZVT[,RUXL[)MWWMGYVXVJ RYPXUXV[QZWXSYLXVY[O?VYWXQ[OZDSTHT[Z@TQWZPZWZUT[>Y[LYQ; S?UY[O?VYWXQ[BYUYQYV[RYVYSXPWYUX[OZDSTUPZLTVT[XLSYOYV 5YWWXKHWNJ[YV[FMOMQ[RYLSYHXV[,VEZZS[%MSYZ==XSWYUX[.KV; CYRYUZLOKVN[KWZUZQ[QYVRXWYUXVXV[>YURXHXVX[QZORYSSXA*YQ; S?URY[FXUXQYV[@KQ[LZOTRZ[LKUNV[KWRNHNVN[>NUBNWZOZV 5YWWXKHWNJ[XEXVX[=ZQQTOWZ[OZDZVWZU[XWY[OZDPZOZVWZUTVJ[QZ; VNV[@YU@Y>YLXVRY[FXUFXUXVRYV[ZOTUPZQ[X@XV[%MSYZ==XSWXQ "XIPYS[#ZLZLTVTV[OMUMUWMHY[BXUPYLXVX[XLSYRXA[ Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici enflasyonunun Ekim ayında tarımda üretici enflasyonuna 15 kat fark attığını savundu 6ZOUZQSZUJ['5ZUTPRZ[MUYSXGX[CXOZSWZUTJ 9QXP1RY[LZRYGY[OMIRY[<J:7[ZUSSTA[)TRZ >Y[ZWQKWLMI[X@YGYQWYURY[SMQYSXGX CXOZSWZUTVTV[OMIRY[8J42[ZUSSTHT[9QXP ZOTVRZ[SZUTPJ[KUPZV[>Y[FZWTQ@TWTQSZ[MUYSX; GX[CXOZSWZUTVRZQX[ZUSTETV[OMIRY[<J:71RY QZWPZLTJ[MUYSXGXVXV[CXOZS[ZUSTUPZRTHTVTJ YVCWZLOKVNV[LKUNPWNLN[KWZUZQ B?UMWYPYOYGYHXVX[KUSZOZ[QKONOKUA([RY; RXA6ZOUZQSZUJ[OZDSTHT[Z@TQWZPZRZ[9QXP ZOTVRZ[SZUTPTV[BYVYWXVRY[MUYSXGX CXOZSWZUTVTV[OMIRY[<J:7J[SZUTP[>Y[Z>GTWTQ MUMVWYUXVRY[OMIRY[<J37[ZUSSTHTVTJ KUPZVGTWTQ[MUMVWYUXVRY[OMIRY[/J::J FZWTQ@TWTQSZ[OMIRY[7[BYUXWYRXHXVX[XCZRY[YS; SXA[XCS@XVXV[YVCWZLOKVNV[LKUNPWNLN KWPZRTHTVZ[RXQQZSX[@YQYV[6ZOUZQSZUJ '"ZIXUZV1RZ[OMIRY[<J:7J[5YPPNI1RZ OMIRY[<J0/J[&HNLSKL1SZ[OMIRY[<J22[BYU; XWYOYV[SZUTPRZ[MUYSXGX[CXOZSWZUTJ[9OWMW1RY OMIRY[8J8+J[9QXP1RY[OMIRY[<J:7[ZUSSTA )TRZ[>Y[ZWQKWLMI[X@YGYQWYURY[CXOZSWZUJ "ZIXUZV[ZOTVRZ[OMIRY[<J/4J[5YPPNI ZOTVRZ[OMIRY[<J/<J[&HNLSKL[ZOTVRZ OMIRY[<J7+J[9OWMW1RY[OMIRY[<J/:J[9QXP ZOTVRZ[XLY[OMIRY[8J42[ZUSPTESTA( RYRXA!UYSXGX[CXOZSWZUTVTVJ[9QXP[ZOT XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRY[SZUTPTV BYVYWXVRY[OMIRY[::J20J[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZ; WZPZWZUZ[B?UY[OMIRY[:<J37[ZUSSTHTVT[FY; WXUSYV[6ZOUZQSZUJ[ENVWZUT[QZORYSSX'9QXP ZOT[XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRYJ SZUTP[>Y[Z>GTWTQ[MUMVWYUXVRY[OMIRY[::J4:J KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY[OMIRY :<J37J[KUPZVGTWTQ[MUMVWYUXVRY[87J70J[KV XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY[OMIRY[8<J:7 ZUSTE[KWRNA[6ZWTQ@TWTQSZ[9QXP[ZOT XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRY[CXOZSWZU OMIRY[4J4/J[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ B?UY[OMIRY[<J</[BYUXWYRXA[)TRZ[>Y[ZWQKW; LMI[X@YGYQWYURYJ[9QXP[ZOTVRZ[SMQYSXGX[YV; CWZLOKVN[OMIRY[8J42J[9QXP[XSXFZUTOWZ[LKV FXU[OTWWTQ[YVCWZLOKV[OMIRY[:8J24J[KV[XQX ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY[YVCWZLOKV[XLY OMIRY[:8[KWPNESNA[5MQYSXGX[CXOZSWZUT[XLY 9QXP[ZOTVRZ[OMIRY[:J+<J[9QXP[ZOT XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRY[OMIRY 7J+4J[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY OMIRY[7J42[ZUSPTESTA(!UYSXGX[>Y[SMQYSXGX CXOZSWZUT[ZUZLTVRZQX[PZQZLTVTV[Z@TWRTHTVTV ZWSTVT[@XIYV[6ZOUZQSZUJ[E?OWY[RY>ZP YSSX'6N[QKVNRZ[GXRRX[FXU[@ZWTEPZ OZDTWPZLT[WZITPA[6N[@ZWTEPZVTV[5MUQXOY XUZZS[RZWZUT[6XUWXHX1VXV[RY[X@XVRY FNWNVRNHN[FXU[QNUNW[PZUXCYSXOWY OZDTWPZLT[BYUYQXUA[#MIRY[3<<1WYUX[BY@YV CZUQWZUWZ[MUYSXGXVXV[MUYSSXHX[MUMVWYUX SMQYSXGXPXI[SMQYSXOKUA[6NUZRZ[FXU[=ZQLTI QZIZV@[B?UMOKUNIA[!UYSXGX[>Y[SMQYSXGX CXOZSWZUT[ZUZLTVRZQX[CZUQSZV[PZHRNU[KWZV MUYSXGX[>Y[SMQYSXGXRXUA[!UYSXGX[RY[SMQYSXGX RY[PZHRNUA[9QXP[ZOTVRZ[MUYSXGX[YVCWZLO; KVN[XWY[SMQYSXGX[YVCWZLOKVN[ZUZLTVRZ[:3J0 QZSJ[:2[QZSZ[OZQTV[FXU[CZUQ[KWNENOKULZ FNVNV[FZEQZ[FXU[Z@TQWZPZLT[KWZPZIA[,LSYU LKV[FXU[OTWWTQJ[XLSYU[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZ; PZWZUZ[FZQTWLTVJ[PZHRNU[KWZV[FXIXIA[9V; CWZLOKVNV[LYFYFX[QYLXVWXQWY[MUYSXGX[RYHXWA !UYSXGXRY[CXOZSWZU[ZUSPTOKUA([ #!#" $"#!" !!# $"$#$$$" $"#$$$#!" !! Muş Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrika kuran yatırımcılar, elektrik kesintileri, su, çevre düzenlemesi, yol ve özellikle güvenlik sorunu yaşadıklarını belirterek hiçbir yetkilinin kendilerine sahip çıkmadığını ve fabrikalarını kapatıp anahtarlarını Ekonomi Bakanı’na teslim edeceklerini söylediler Muş Organize Bölgesi’ne yatırım yapan işletmeciler, sahipsizlikten dert yandı. Yaklaşık 50 milyon lira yatırım yaptıklarını belirten işletmeciler, hiçbir bankanın kredi desteğini vermediğini ve bu yüzden perişan olduklarını ifade ettiler. Organize Sanayi Bölgesi’nin sadece adından başka hiçbir şeyin olmadığının altını çizen yatırımcılar yol, su, çevre düzenlemesi, elektrik kesintileri ve özellikle güvenlik sorunu yaşadıklarını kaydederek sorunlarının kısa sürede çözüme kavuşmaması halinde anahtarlarını Ekonomi Bakanı’na teslim edeceklerini söylediler. Yaptıkları yatırımın bankaların gözünde hiçbir değer görmediğini ve kredi desteği alamadıklarını aktaran MNK İzolasyon firması sahibi Halis Yolcu en kısa sürede mağduriyetlerinin giderilmemesi noktasında fabrikayı kapatıp anahtarları Ekonomi Bakanı’na teslim edeceklerini söyledi. Muş Organize Sanayi Bölgesinde üretimlerinin Doğu Anadolu Bölgesine ve çevre illere gönderildiğinin altını çizen Yolcu, “Üretimimizle ilgili bir sorun yok, ama işte organizemizin bazı sorunları var. Bizim burada elektrik, su, çevre, güvenlik sorunlarımız var. Fabrikalarımızın güvenlik sorunları var ve en büyük sorunumuz fabrika sahibi arkadaşlarımız kendi olanaklarıyla bir noktaya getirdiler ve şuan krediye ihtiyacımız var. Hangi bankaya gidiyorsak hiçbir banka hiçbir şekilde bedel biçmiyorlar. Biz bunları teminat olarak almıyoruz diyorlar yani kısacası tüm masrafımız toprak üstüne gömüldü. Şuan birçok arkadaşımız kredi vermeseler fabrikalarını kapat- mak zorundalar. Kapatınca da fabrikanın anahtarını götürüp gerek Bakana gerek Valiye teslim edeceğiz. Ne diyelim yani durumumuz içler acısı yani. Bizim bir şekilde kredi almamız lazım. Kapatırsak götürüp anahtarlarını Ekonomi Bakanına teslim edeceğiz.” dedi.Fabrikaları kendi imkanları ile kurduklarını vurgulayan Yolcu, “Bizim 1 hafta içinde en geç 1 ay içinde bu sorunlarımızın hallolması lazım. Biz tamamıyla devlet desteği almadan kendi çabalarımızla, kendi imkânlarımızla bu aşamaya getirdik. Bundan sonrasına kesinlikle kredi kullanmadan yürütemeyiz, kapatırız. Dediğim gibi anahtarımızı götürüp Ekonomi Bakanına teslim edeceğiz. Sonuçta biz burada 6. bölgeyiz en iyi şartlarda olmamız lazım ama maalesef öyle olmuyor. 10 tane fabrikamız kapalı, 10'u açık. Böyle giderse bende kendi fabrikamı da kapatacağım.” şeklinde konuştu. Günde 2 - 3 defa elektrik kesintisi olduğunu belirten Çapsan Çikolata Fabrikası Sahibi Eşref Çaptuğ da bu soruna bir türlü çözüm bulamadıklarını ifade etti. Yetkililerin sorunlara duyarsız kaldığını kaydeden Çaptuğ şunları söyledi: “Şimdi buranın organizesine bizi getirdiler. Sorunları organizenin sorunları. İlk başta senede 2 ay su akmıyor. Organizenin yollarını görüyorsunuz. Hayvanlar neredeyse fabrikanın içine gelecekler. Elektrik sorunları var, 4 yıldır açmışız günde 2 ile 3 sefer elektriklerimiz kesiliyor. Bu sorunlar ne zaman giderilecek.” Yatırımcılar yetkililerin acilen çözüm bulması için umutlu olduklarını da kaydettiler. (CİHAN) 2014Per Pazar 16 17 Kasım ubat 2013 embe CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, son dönemde Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan infazları hatırlatarak Türkiye'nin 1990'lı yıllarda yaşamadığı başka bir iç çatışma ortamını yaşayabileceğine dikkat çekti " 0KHOBHKKNIENO5I8?FKMOLKMON@GMIO4MBNO2>KL@LJ 9NFH=FH6HJHOAMKLIFMJO-NJIHGCKC;ONDNO7NKGHJOALI. ALILBKMO9NFH=DN@HJHJO@5<OG>JC@CO>KDNEH6HJH; FMI5IKMO@>GNGFNOGNI=HOGNI=HBNO8MKLJDMEL6LJLOL1NEMOMFFL: 5<?DO@?IM3LJLJOF>2KCDENOA?B?GOALIOANIH=OAMGKMJ. FL@LO>KC=FCIEC6CJCOELKMO8MFLIMJO-NJIHGCKC;O/*J3NG 7MI7NJ8LOALIONEHDONFHKDNBHJ3NO4MOF>2KCDNOALK8LO4MI. LKDMBLJ3M;O@?IM9ODM=ICOALIO<MDLJEMOBNJLO(M3KL@0FM B?I?DMBLJ3MOEMOA5BKMON6HIOALIOFNAK>OLKMOGNI=HOGNI=HBN GNKEHG:O&6MIOACOAMGKMJFLOA>=NO9HGNI@NO-?IGLBM0BL AN=GNOALIO9NFH=DNO>IFNDHOAMGKLB>I:OOJMEMJKMOALINJ M44MKO7?G?DMFLJONGKHJHOAN=HJNOF>2KNDN@HOKN<HD:O,C GLAILJEMJO4N<8M9DM@LOKN<HD:/OEMEL:O#L7NJO%NAMI *NJ@HO#L7NJODC7NALILJLJO@>ICKNIHJHO3M4N2KNBNJ -NJIHGCKC;O&DJLBMFO-M=GLKNFHJHJOBN2H@HJENOE?=?J?KMJ EM6L=LGKLGKMOLK8LKLO7MI7NJ8LOALIO@LBN@NKOLGFLENIHJ 2I>8INDHOE>6ICKFC@CJENO8?4MJKLGOIM1>IDCJCJ >KNALKM3M6LJLOGNBEMFFL:O*DNOACOIM1>IDCJO7MIO<NDNJ L9LJO7CGCGOEM4KMFLOLKGMKMILO9MI9M4M@LJEMO>KDN@H 8MIMGFL6LJLO4CI8CKNBNJO-NJIHGCKC;OACO7?G?DMFLJ 7CGCGOEM4KMFLOLKGMKMILJLO9L6JMDMOG>JC@CJENOC<CJ <NDNJENJOAMILOALIO@NAHGN@HO>KEC6CJNOELGGNF 9MGFL:$>KNBH@HBKNOALIOIM1>IDENJO5FMOALIOGLJ;OALIO51GM; ALIO59ONKDNO>2MIN@B>JCOJMEMJLBKMOACJKNIHJOBN2HKEH6H G>JC@CJENOGMJELKMILJEMOBNB8HJOALIOGNJH ACKCJEC6CJCOELKMO8MFLIMJO-NJIHGCKC;O/&6MIO8MI9MGFMJ EMOALIOIM1>IDNOL7FLBN3HO4NI@NOACJCOFNIFH=DNBKN; DC7NKM1MFKM;OF>2KCDKN;OACJENJOMFGLKMJM3MGOGM@LDKMI. KMOALIOFNIFH=DNBKN;OALIKLGFMOBN2DNBKNO>KNALKLI:O*J3NG AL<OALKLB>IC<OGLOACOBN@NOFN@NIH@HJHJONDN3HO . *INKHG0FNJO@>JINO>IFNBNO9HGNJOFNAK>ECI:O%?G?DMFLJ I?=4MF;OB>K@C<KCG;O@N7FM3LKLGO8LALOBN@NEH=HOL=KMILJLO5IF. DMGONDN3HBKNOBN2HKNJO8LIL=LDKMIELI:O>G@NOM6MI 8MI9MGOALIOIM1>IDO>KCI@N;OAL<LDKMOEMO>FCICIKNI G>JC=CIKNI:OMI9MGFMJOACOIM1>IDENJOMFGLKMJM3MG GM@LDKMILJOEMO85I?=KMILONKHJHI;O7L9OGLD@MBLODN6ECI MFDMEMJO7CGCGOEM4KMFLOLKGMKMILJMOCB8CJOALIO9NAN L9MIL@LJMO8LILKLI:O*DNO7?G?DMFLJOA5BKMOALIOJLBMFL B>G:/OELBMOG>JC=FC:O.O&GLDO>KNBKNIHO@>JIN@H A5K8MEMOBN=NJNJOLJ1N<KNINOB5JMKLGOALIO@>ICBN -NJIHGCKC;O>OFNIL7FMJOLFLANIMJO-?IGLBM0EMO8MKL=MJ >KNBKNIHJOALILJ3LOEMIM3MEMO@>ICDKC@CJCJO7?G?DMF >KEC6CJCO4CI8CKNEH:O%?G?DMFLJOGNDCOE?<MJLO4M 8?4MJKL6LOLKMOACJCJKNOAN6KNJFHKHO>KNINGOLJ@NJKNIHJ BN=NDHJHOG>ICDNGKNO85IM4KLO>KEC6CJCOL1NEMOMEMJ -NJIHGCKC;O/,MJOBN2DNEHD;OE>KNBH@HBKNOAMJ 4CIDNEHD;O@>ICDKCOAMJOEM6LKELDOELBMDM<:O,LI;O5J3M GMJEL@LOBN=NDO7NGGHJNOD?EN7NKMOMFDMBM3MG:OGL; BN=NDO7NGGHJHOG>ICBN3NG:O%?G?DMFLJOACINENOA?B?G ALIO8?4MJKLGO<NN1LBMFLOLKMOBN=NDO7NGGHJHOG>ICDNEH6H NJKN=HKHB>I:/O=MGKLJEMOG>JC=FC:O/,LJ85K0EMOA?B?GOALI L@FL7ANINFO<NN1LBMFLBKMO&DJLBMFO(?E?I?J?O@NNF : 0FMOJN@HKOALIOM@JN1O<LBNIMFLJMO85JEMILI@LJL</ ELBMO@>INJO-NJIHGCKC;O@NNFO : 0FMO7L9ALIOM@JN1HJ >KDNBN3N6HJN;OE>KNBH@HBKNOM@JN1O<LBNIMFLJLJ >KNDNBN3N6HJNOELGGNFO9MGFL:O+LDOL@FL7ANINFH 4MIDL=@MO@>ICDKCJCJOENO>JKNIO>KEC6CJCOELKMO8MFLIMJ -NJIHGCKC;O>KNBENJO7MDMJO@>JINOMJ90FMO8MI9MGKM=MJ 4MOOGL=LJLJO5KE?6?O>KNBHO7NFHIKNFFH:O,5BKMOBN@NEH=H LJ1N<KNIHJO>KEC6CO>IFNDKNIOACKCJEC6CJCOAMKLIFMJ -NJIHGCKC;O/%NGGNILO?G@MG>4N0ENO8MI9MGFMJO7M2. LDL<LO?<MJ;OEMILJEMJOBNINKNBNJO?9OFNJMO@L4LKO8LBLDKL N@GMIOBN=NDHJHOBLFLIEL:O ""0KHOBHKKNIENOALKMO>KDNEH6H ALIOAL9LDEMO$LBNIANGHI0ENOALION@F@CANB;OM=LJLJ BNJHJENO5KE?I?KE?:O,NGHJO ""0KHOBHKKNIENOALI9>G BN@NEH=HOLJ1N<O>KECONDNO7L9OGLD@MOACO=MGLKEMO7CJ7NI. 3NO5KE?I?KDMEL:/OEMEL:*ENJNO4MO#L<IM0EMGLOLJ1N<KNIH ENO7NFHIKNFNJO-NJIHGCKC;OA5BKMOALIOGN>@O>IFNDHJHJ D?@MAALJLJO7?G?DMFO4MO9L=KMILO,NGNJHO>KEC6CJCJ NKFHJHO9L<EL:O-NJIHGCKC;O=5BKMOEM4NDOMFFLO/MI9MGFMJ EMO-?IGLBM;O"0KHOBHKKNIENOBN=NDNEH6HOAN=GNOALIOL9 9NFH=DNO>IFNDHJHOBN=NBNALKLI:O,CJCO?<?KMIMGOL1NEM MELB>ICD:O"0KHOBHKKNIENOGNACKOMEMKLD;O5I8?FKMOLKM N@GMIO4MBNO2>KL@O9NFH=HB>IEC:O*DNO7NKGHJOALIALILBKM 9NFH=DN@HO@5<OG>JC@COEM6LKEL:O-MI5IKMO@>GNGFNOGNI=H GNI=HBNO8MKDMDL=FL:O*DNOAL<O.O&GLD0EMJO@>JIN A?F?JO-?IGLBM0EMO85IE?GOGLOF>2KCDCJO5JMDKLOGM@LD. KMIL;OALIALILBKMO9NFH=DNOJ>GFN@HJNO8MKDL=OACO>IFND L9MIL@LJEMO4MO7?G?DMFOA5BKMOALIOAN=NIHBNODNNKM@M1 LD<NONFFH:/OOKNBKNIHJONIEHJENJO8MFLILKMJOBNBHJ BN@NGKNIHJHOENOMKM=FLIMJO-NJIHGCKC;O/?G@MG>4N; ,LJ85KO4MO$LBNIANGHI0ENGLO>KNBKNIKNOLK8LKLOBNBHJ BN@N6HO9HGFH:O&6MIO@L<OACOL=KMILO=M11N1OBN2DN<@NJH<; 7NKGHJOALK8LONKDNO7NGGHJHOMJ8MKKMI@MJL<OALI9>GO@>IC L=NIMFKMILO8?JEMDMO8MKLI:/OL1NEMKMILJLOGCKKNJEH:O*ENKMF 4MO+NKGHJDNO)NIFL@L0JLJOGMJELO@>ICDKCKC6CJC ALKEL6LOL9LJO(M3KL@LJOEM4IMBMO8LIDM@LJL MJ8MKKMEL6LJLO4CI8CKNBNJO-NJIHGCKC;OA?F?J GILFLGO>KNBKNIENOAC8?JMOGNENIO(M3KL@LJ 7M2OEM4IMOEH=HOAHINGHKEH6HJHOGNBEMFFL: 5<?DO@?IM3LJLJO8MKEL6LON=NDNBN LKL=GLJOALIO@>ICBNOL@MO-NJIHGCKC;O/&6MI ALIO@?IM9OB5JFMDO>KNINGOE>6IC AN=KNDN<@N;O@>JC3COENOE>6ICO>KDN<:O,L<OAN=HJENJ AMILOJM8NFL1OALIOFCFCDONKDNENJO@?IMGKLOMKM=FLIELG: &KM=FLILDL<OE>6ICOALIOB5JFMDKMOAN=KNDN@HOLEL:O$>6IC B5JFMDOJMELIOALIO@?IM9OEMD>GINFLG;O=M11N1;OF>2KCD. @NKOA?F?JOGM@LDKMILJOL9LJMOGNFHKEH6HOALIO@?IM9O>KN3NG: (M=ICO>KDN@HOKN<HD;O(M3KL@FMO>KDN@HOKN<HD: (M3KL@LJOALKM=MJKMILJLJOEM4IMBMO8LIDM@LOKN<HD;OAC B5JFMDKMOAN=KNDN@HOKN<HD:O*DNOJMO>KECO7?G?DMF; 7NFFNO7?G?DMFLJOAN<HO?BMKMILBKMO,N=ANGNJKNO(FNIN1HJENJOB?I?F?KMJOALIO@?IM9O4NI:O!?IM3LOB5JMFMJ. KMILJOALKMOALK8L@LOEH=HJENO>KNJO8MKL=DMKMIO4NI: ,N=ANGNJHJO0@?IM9OB?<EMO"OFNDNDKNJDH=FHI0O@5<?JM GNI=HKHGO%$)0JLJOMJMKO,N=GNJHO!MKN7NFFLJ $MDLIFN=;O0@?IM9OB?<EMOOFNDNDKNJDH=FHI0OEMEL: ,5BKMOALIALILBKMOFNDNDMJO9MKL=MJ;O<HF;OALIALILJM 8?4MJDMBMJO4MO8?4MJO?<MILJMOLJ=NOMELKDMBMJOALI @?IM9O4NI:O$>KNBH@HBKNOACO@?IM9;OF>2KCDENOA?B?GOALI ANIH=OAMGKMJFL@LOBNINFFH:O*J3NGO7MI7NJ8LOALIONEHD NFHKDNBHJ3NO4MOF>2KCDNOALK8LO4MILKDMBLJ3M;O@?IM9 DM=ICOALIO<MDLJEMOBNJLO(M3KL@FMOB?I?DMBLJ3MOEM A5BKMON6HIOALIOFNAK>OLKMOGNI=HOGNI=HBNOGNKEHG:O&6MIOAC AMGKMJFLOA>=NO9HGNI@NO-?IGLBM0BLOAN=GNOALIO9NFH=DN >IFNDHOAMGKLB>I:OOJMEMJKMOALINJOM44MKO7?G?DMFLJ NGKHJHOAN=HJNOF>2KNDN@HOKN<HD:O,COGLAILJEMJ 4N<8M9DM@LOKN<HD:O5JFMDLO(M3KL@FMONJNDC7NKM. 1MFLJO4MOEL6MIODC7NKM1MFO2NIFLKMILJO7NFFNO(M3KL@ EH=HJENOGNKNJOGM@LDKMILJOGNFHKN3N6HOAN=GNOALIO@?IM3M M4ILKDM@LOKN<HD:/OELBMOG>JC=FC:I8?F?JOBMJLEMJOALI 9NFH=DNO@?IM3LJLOAN=KNFH2OAN=KNFDNBN3N6HJNOLKL=GLJ ALIO@>ICBNOENO-NJIHGCKC;O/,MJO7L9ALIO<NDNJOA5BKM ALI=MBONI<COMFDLB>ICD:OKDNDN@HOL9LJOEMOMKLDL<EMJ 8MKMJOA?F?JO9NANBHO@NI1MELB>IC<:O,L<MO85IMO=LEEMFLJ <NDNJHO8M9DL=FLI:OLEEMF;O@LKN7KHO=LEEMF;O9NFH=DNOB5J. FMDKMIL;O-?IGLBM0JLJO+?IFODM@MKM@LJLJO95<?D?JM BNIEHD3HO>KDN<:OOJMEMJKM;O9NFH=DNO4MO@LKN7NO@>J 4MIM3MGOAN=GNONI8?DNJKNIHJOEM4IMBMO8LIDM@L KN<HD:O,COENOEMD>GINFLGOB5JFMD. KMIELI;O>JCJOENOBMILO(M3KL@FLI: LEEMFLJO7L9ALIOAL9LDEMOJM F>2KCDENOGNI=HKH6HO>KCI;OJM EMOACO@>ICJCJO95<?D?JM 7L<DMFOMEMI:/O=MGKLJEM G>JC=FC: &%( ! " ! %#2+12-.-,0./)/2.'-*2 1+-)! ($#"#$$,,!2+./*02&11+/*0'/20" )0'/,02.1-2.1+11,12*)0/ (M3KL@0FMOAN@HJOF>2KNJFH@HOE?<MJKMBMJO'CINK; *+)O4MO)++0JHJO?KGMBLOALIKLGFMOB5JMFFL6LJLOL1NEM MFFL:O)++0JHJO@LKN7OAHINGDNEH6HJHONDNO7?G?DMFLJ FH2H=OFH2H=O85I?=F?6?J?OELKMO8MFLIMJO'CINK;ODLKKMFM BNKNJO@5BKMELGKMILJLO4CI8CKNEH:O(LKKMFMOBNKNJ @5BKMBMIMGO?KGMJLJOB5JMFLKMDMBM3M6LJLOGNBEMFFL: -MI5IO5I8?F?J?JO9MGLKDM@LJMOLKL=GLJO>OE5JMD NFHKNJO8N<MFMOAN=KHGKNIHJHO85@FMIMJO'CINK;O/!LKN7 AHINGDNOB>G;O9MGLKDMOB>GONDNO9MGLKDMOBNKNJHBKN DLKKMFONKENFHKEH:/OEMEL:O)++OFMI5IO5I8?F?J?JOJND. KCJCJOC3CJENO7?G?DMFLO>BJNFFH6HJHO@5BKMBMJO'CI. NK;OFMI5IO5I8?F?J?ODM=ICO85I?2;OBNKNJKNIHBKNODLK. KMFLJONKENFHKEH6HJH;OGNJEHIHKEH6HJHOAMKLIFFL:O*+).). ++OG>NKL@B>JCJCJ;OACJKNIHO2N<NIKNBNJKNIHJODLKKMFL GNJEHIDNBNOEM4NDOMFFL6LJLOL1NEMOMEMJO'CINK; /*@KHJENO95<?DO@?IM3LO1NKNJOB>G:O-?IGLBM0BL 95<DMGOL@FLB>I:O*+).)++;O-?IGLBMO#CD7CILBMFL $M4KMFL0JMOGCD2N@OGCICB>I:O*JNKNION6KNIOFM7ELFLBKM GCD2N@OGCICB>I:O!?IM9;O=NJFN;OFM7ELF;OFN4L<;OFM@. KLDLBMFO=MGKLJEMOFHGHIOFHGHIOL=KMDMGFMELI:/OELBM G>JC=FC:O/,HINGFHKNI;O9MGLKELKMIOBNKNJKNIHBKNOJMIMBM GNENIO8LEM3M6L</OELBMO@>INJO'CINK;OACODMD. KMGMFLJO7M2LDL<LJO>KEC6CJCOL1NEMOMFFL:O/HGHDOG>. >IELJNF5I?/OELBMOJLFMKMEL6LO*FNKNB0HJO@5<KMILJL 7NFHIKNFNJO'CINK;OJLBMFOFN<MKMDMOEM6LKOJLGN7 FN<MKMDMOBN2HKEH6HJHO@5BKMEL:M<LO)NIGHOMBKM. DLJEMJOENIAMO9HGNINJO*+O)NIFL0JLJOOGL=LJLJ 5KE?6?O+>ANJLOAN7NJM@LBKMOBN2HKNJOMBKMDKMIEMJ >IFNGKHGO9HGNIEH6HJH;OJLGN7OFN<MKMEL6LJLOAMKLIFMJ 'CINK;O/%?G?DMFLJOEMI7NKOBN2DN@HO8MIMGMJO=MB FMI5IO5I8?F?O)++0JHJOGNBHF@H<O=NIF@H<O@LKN7HOEMI7NK AHINGDN@H:O,CO@LKN7KNIO-?IGODLKKMFLJM;OEM4KMFM B5JMKLGOALIOFM7ELFFLI;OEMI7NKOGNBHF@H<;O=NIF@H<O@LKN7 AHINGHKN3NGFHI:O%?G?DMFO=CJCON9HGKNDNKHEHIODLKKL GLDKLGO4MOM8MDMJKL6LJEMJOFN4L<O4MILKDMBM3MGFLI: &8MDMJKLGOA5K?JDM<OALIOA?F?JF?I:O%L9ALIO8IC2O4M GLD@MBKMO2NBKN=HKNDNBN3NGFHI;O?JLFMIOBN2H DC7N1N<NOMELKM3MG:O(LKKMFLJOELKL;OM8MDMJKL6L; GLDKL6L;OEM4KMFLJO4N@1HOGM@LJKLGKMOGHIDH<HO9L<8LKMI >KEC6CJCOGNINIKHKH6HJHO>IFNBNOG>BDNKHEHI:O)++OLKM BN2FH6HO85I?=DMKMIEMO95<?DO>KNINGO85I?=F?6? G>JCKNIHOL4MELKLGKMODLKKMFMON9HGKNDNKHEHI:/O=MGKLJEM G>JC=FC:O#%)0KLO!M<8LJO-NJIHGCKC0JCJO$MI@LD0EMGL >KNBKNIO@MAMALBKMO5<?IOELKMDM@LJMOEMOEM6LJMJO'CI. NK;O+HKH9ENI>6KC0JCJOEMI7NKOALION9HGKNDN BN2DN@HJHOL@FMEL:O,5BKMOALIO5<?IOELKMJDM@L G>JC@CJENOEMI7NKON9HGKNDNOBN2HKDN@HO8MIMGFL6LJL 4CI8CKNEH:O#CD7CIAN=GNJKH6HO!NINBH0BKNOLK8LKLO'CI. NK;O/,COGNENIO>ENO@H1HIKNJNDNBNJO2NINKNIOL9LJODL M9LF;OJNGLKOL=KMDKMILOL9LJODLOGCKKNJHKN3NG/OL. 1NEMKMILJLOGCKKNJEH:O/@IN1HJ;OGLAILJ;OGLALIKLOALIO<L7. JLBMFLJOM@MILELI:/OELBMJO'CINK;O=CJKNIHOMGKMELO/,C N9HG9N@H;OACO<L7JLBMFLJO5<MKKLGKM #CD7CIAN=GNJKH6HO!NINBHO?<MILJEMJO85@FMIL= BN2DN@H;ON9HG9N@HO4MO85@FMIL=FMJODMEMFOACKDN@H; 2CKKNIO9HGDN@HOACJENJO@>JINOIM<LENJ@OBN2HKN3NG: ,LIOG?KKLBNFOBN2HB>I:/O,LJNJHJ;O#CD7CIAN=GNJKH6H GMB1LOL9LJOBN2HKDH=OALIO@NINBO>KEC6CJCOELKMO8MFLIMJ 'CINK;O#CD7CIAN=GNJH0JHJO,N=ANGNJKHGOALJN@HJH L=8NKOMFFL6LJLO@5<KMILJMOMGKMEL:&%( ! ""!""! !"!" " !"" Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ahıska Türkleri'nin bir gün anayurtlarına döneceğine inandığını söyledi. "Sürgünün 70. yılında Ahıska Türkleri Uluslararası Sempozyumu" Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla Çorum'da başladı. Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TİKA, TRT, Çorum Valiliği, Çorum Belediyesi, Hitit Üniversitesi ile Çorum Ticaret ve Sanayi Odası'nın organize ettiği sempozyum Anitta Otel’de düzenleniyor. Sempozyumun açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, sızlanmanın bir anlamı olmadığını, dövünmenin bir anlamı olmadığını ama tarih boyunca bu aziz milleti yok etmek, bu coğrafyadan ve diğer coğrafyalardan bizi çıkarmak için bütün gücüyle olmadık planlar yapan insanlardan medet ummanın abesle iştigal olacağını belirterek,"Biz hak ve hukukumuzu savunur gücümüzü ispat edersek, bunda ısrarcı olursak, bu hakkımızı elde edebiliriz. 70 yıl çok uzun süre değildir. Vazgeçmemeyi öğrenirsek düşeriz, kalakalırız. Ama mutlaka neticeye ulaşırız. Bizlere düşen hakkı ve hakikati kaldırmaktır. Büyük bir medeniyet kurduk çok yükseklerden düştük, adeta bir minarenin tepesinden düştük. Bütün vücudumuz kırıldı, döküldü. Büyük bir rehabilitasyon döneminden geçtik ve şimdi yavaş yavaş ayağa kalkıyoruz. Ayakta duramamamız için de gayret sarf ediyorlar. Başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, kurmuş olduğumuz kutlu medeniyeti, yeniden ihya edip, inşa edeceğiz.” dedi. Ümit sahibi insanlar olarak Ahıskalı soydaşların tekrar ana yurtlarına döneceklerine inandığını ve bunu destekleyen insanlara güvendiklerini sözlerine ekleyen Kurtulmuş şöyle konuştu: “Sözlerime başlarken şairin de dediği gibi ‘Ahıska bir gül idi gitti, bir ehli din idi gitti, söyleyin Sultan Mahmut’a İstanbul’un kilidi gitti. Ahıska sadece Ahıska Türkleri için değil, Türkiye Türkleri için de önemi olan milli meselelerimizden birisidir. Babalarını, kocalarını, oğullarını savaşa gönderenlerin, 1944 yılının bir sabahında kapılarına dayanan bir aylığına sizleri buralardan götüreceğiz diyerek, kamyon vagonlarına çocuklarını koyarak gidenleri anlatan, bir zulmün adıdır Ahıska. Bu büyük direnişin sahibi olan bu kahraman halkı, Ahıskalıları rahmetle minnetle, saygıyla anıyoruz ve Ahıska'ya selam olsun diyoruz. Ahıska'da yaşanan sürgün bir tesadüf değil. Kafkaslara hakim olan, dünyaya hakim olur. Ahıska Rusların Kafkasya'ya hakim olma projesidir. Ahıska nasıl Osmanlı için, Türk devleti için stratejik idiyse bugün de aynı şekilde stratejiktir. Belki bugün Ahıska; Türkiye'nin, İstanbul'un kilidir değildir ama Ahıska, Kafkasya'nın kilidi olmaya devam etmektedir. Rusların bu bölgeye verdiği isim Mezetya. Rusların yaptığı propaganda sayesinde ABD, Ahıska Türkeri'ni Mezhet Türkleri olarak tanımlıyor. Ahıska bölgesi 1578'de Osmanlı devletinin yönetimine geçti ve eyalet merkezi oldu. Ahıskalılar ve Kırım Türkleri geri dönmelerine izin verilen halkların arasına dahil edilmedi. Bugün bile Ahıska Türkleri'nin nasıl ve ne zaman ana yurtlarına döneceği hala bir muammadır. Modern zamanlarda da aynı sürgün hikayeleri devam ediyor hem de artarak devam ediyor acılar katlanarak devam ediyor. Bosna'da, Çeçenistan'da yaşanan acıların Ahıska'da yaşanan acılardan, soykırımlardan, katliamlardan hiçbir farkının olmadığını hep beraber yaşadık. Orada da yine duyarlı bir milletin çocukları olarak, biz Türkiye Türkleri olarak bütün bu kardeşlerimizin derdine çare olmaya çalıştık. Kadınlar evlerinde, kazak ördüler. Çeçenistan'a, Bosna'ya gönderdiler. Bugün yine sürgünler devam ediyor. Suriye'de zoraki olarak evlerini terk etmek zorunda kalanlar, sığınmacılar, evleri yıkılanlar, bombalarla yok edilen halklar. Şehirlerinin, camilerinin, medreselerinin yok edilişini, yıkılışını izleyen bilge insanlar. Türkiye toprakları dirlik ve birlik içinde hem ileriye doğru gidecek hem de dünyanın neresinde mazlum bir halk, hangi dostumuz, hangi kardeşimiz hatta hiç tanımadığımız dünyanın ta öteki ucunda hangi millet olursa yok mu bir yardım eli diyen elini uzatan onlara elimizi uzatmak Türkiye'nin boynunun borcudur, Anadolu toraklarının boynunun borcudur. Allah'a çok şükür bugün düne göre, bu borcumuzu daha güçlü bir sesle yerine getirmeye gayret ediyoruz. Türkiye siyasi ve iktisadi istikrarı ile birlikte bugün dünyada hem de uluslararası alanda artık çok da rahat faaliyet gösteren kurumları ile var.” (CİHAN) 16 7 Kasım ubat 2014 2013Pazar Per embe MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, bölücü örgütün Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine açıkça tehditler savurduğunu belirterek, "AKP, İmralı’nın Davulu ile Kandil'in topuzu arasına sıkışmıştır."şeklinde konuştu "U=QTI0NUWGVIPSWNH:QVSNPIPWMFCUSQUJUSW7JAVS;WO8 USMTQURTSTSWTAVSUNWIFRU=TWMUMT@TWB>CFLWHQVJPSPS OFIOFSWVON>RQURTSTSWNUORVRWGVRPENP@PSPWT3VMUWUNNT< 2FRU=TSWRUJNTSDTSTSWMFENF@FSFW3VROWUMUSW6/1WTQUWGK IFRU=TWOUSMTITSTSWGUOVWLUIUQUITWHQVRVOWD>RUSW79 1VRNT0STS;WJPOPLWIFRU=TSMUWJHQVWMU?VLWOVRVRP VQMP@PSPWOVJMUNNT<W5.FROTJU4STSWJ>SUNTLTSTSW79148 MUSWBPONP@PWD>RFQFJHRWMVW.FROTJU4JTW6/1WLT;W(LRVQP LPWJ>SUNTJHR5WMTJUWIHRVSW7JAVS;WE>JQUWMU?VLWUNNT 5>CFLWIFRU=TSUWMU?VLWVBPOQVLVIPSPW6/14JU JV:NPRPJHRIKS<W7LVWHWMVWTETSWDURBUOWIVATGTSTSW(LRVQP HQMK@KSKWI>JQFJHR<W"TQQTWTRVMU;WFQOUSTSWDUQU=U@TWTQU TQDTQTWOVRVRQVRPWVQLVW?UWOVLKHJKSVWVBPOQVLVWJUNO8 TITSTW(LRVQP4JVWLPW?URLTENTRW$QMKWHQV=VOW=VQVS4P GVIPSWNH:QVSNPIPSVWBPOVRPS<WVQONVSWDURBUOQURT IVOQVLVJPS<W"TQQUNTSW>SFSMUWNTJVNRHWHJSVLVJPS< 791;W(LRVQP4SPSW/V?KQKWTQUW9VSMTQ0TSWNH:KCKWVRVIPSV IPOPELPENPR<W(LRVQP4SPSWOV:RTIQURTSUW?UWEVSNVQVRPSV GHJKSWU@LTENTR<W'POPLWIFRU=TWHRNVOQVRPSPSWVRVIPSV OVRVWOUMTWDTRLTENT<W.UR>RW>RDFNFWAFOFLUNU DF?USLUMT@TSTWVBPOQVLPE;WFBFS=FWGTRWNVRV3NVSWD>8 CQUL=TQTOWNVQU:WUNLTENT<W6>QF=FW>RDFN;W.FROTJU #KLAKRTJUNTWFOFLUNTSUWVBPOBVWNUAMTNQUR IV?KRLVONVMPR<W6>QDUMUWOVLKWMFCUSTSTWUQU DUBTRLUONU;W791WAFOFLUNTWAU:ITSTWITSUJUWBUOLUO8 NUMTR<WINUQTOWGFNFSWHQVSWGTNUSMUSW.FROWLTQQUNTWVMPSV AUIV:WIHRKQV=V@PSV;WNUR>RW>RDFNFSFSWJPOPLWIFRU=TST =VSQVSMPRV=VOWGTRWVBPOQVLVWJV:LVIPW?UWLFCVOURU LVIVIPSVWM>SLUITWM>RNWD>CQUWGUOQUSLTE;WVROVWHMV MT:QHLVITQURTWTQUWTOSVWUMTQLTENTR<56VEGVOVS0PS;W/UR8 ITLWTIJVSPSVWOVNPQVSWVITQURTWLVCQKLWD>INURURUOWIU8 QU3TSTSWJHQKSMVSWDTNNT@TSTWIV?KSVSW7JAVS;WNUR>RTIN8 QURTWAVOQPWBPOVRLVW?UWVOQVLVSPSW79W1VRNT4STS 3PNRVNPSMVWHQMK@KSKWT3VMUWUNNT<W5/URITLWTIJVSPSP BPOVRVSQVRPSWVIPQWVLV=PWI>LFRDU=TWDFBQURUWOTRVQPO NUNTOBTQTOW?UWATCLUNOVRQPOWJV:VRVOW.FROWLTQQUNTST G>QLUONTR<5WMTJUSW7JAVS;WEKSQVRPWI>JQUMTW5/URITL TIJVSPSPWBPOVRVSQVRVW2VJPSW/V?KNH@QK4SKSWIVAT: BPOLVIP;W1994QPQVRWTQUW:VCVRQPOWLVIVIPSVWHNKRVSQVRPS NV?RPWGTCTWATBWEVEPRNLVLPENPR<5W9VBVOWIVRVJVW,<%WNRTQJ8 HS;WVIDVRTWF=RUNQTJUW,WQTRVWCVLW?URTQMT@TSTWVSQVNVS 7JAVS;W5#KLAKRGVEOVSPWU=U:W.VJJT:W)RMH@VS TBTSWJV:PQVSW09VB87OW2VRVJ0VW,WLTQJVRW*+WLTQJHS QTRVWAVR=VJVSWAFOFLUN;WVIDVRTWF=RUNUW-+,&WJPQPSMV IVMU=UWDFSMUW,WQTRVQPOWCVLWJV:PQV=VONPR<W791 UOHSHLTITSTSWVQPSNURTWTQUWBVQPEVSQVRPWDUNTRMT@TWSHONV GKMKR<W-+,&WJPQPSMVWGFNBUMUW>SD>RFQUSWJFCMUW** FSW.FROBUITWDFSMUWGTRWQTRVWCVLMP<W7JRP=VWTEUWDUQTR8 DTMUROUSWOKQQVSMPOQVRPW:URIHSUQWIUR?TIQURTSTS OVQMPRPQLVIPWMVW=VGVIP<W'KRNMPEPSMVWUOHSHLTJU MKJKQVSWDF?USW?UWUOHSHLTLTCTSWTNTGVRPWMVWMVRGU VQLVONVMPR<W.FROTJUWUOHSHLTITWTBTSWRTIOWVQDPIPWAUR DUBUSWDFSWO>NFJUWDTNLUONUMTR<W.FROTJU4STSWJVGVS=P JVNPRPL=PQVRPWUNOTQUJUSW3VON>RQURTSTSWGVEPSMVWDUQUS #/2WUSMUOITWRTIOW:RTLT;W-+,*WJPQPSMVW,-WTOUS -+,%WJPQPSWTQOWMHOKCWVJPSMVW*W:KVSWVRNVRVOW-+4V BPOLPENPR<W6KWM>SULMUWIVMU=UWORVJSVWTQUWIV?VEV DTRUSWKIJV4SPSWRTIOW:RTLTSMUWG>JQUWGTRWVRNPE HQLKENKR<W2HSWHQVRVOW76/4MUOTWTRVVNW6VSOVIP;WOV8 LKHJKSVWJVSIPJVSWOVMVRPJQVW)/4TSWMUSUNTL8 QURTSMUSWDUBULULTEWGTRUJIUQWGVSOV=PQPOW3VVQTJUNQUR8 TSUWIHSW?URLUOWCHRKSMVWOVQLPENPR<W2HRKLQKQVRMVS ATBGTRWVBPOQVLVWDUQLULTENTR<5WEUOQTSMUWOHSKENK<W8 2'94JVWJV:NP@PWVNVLVQVRQVWCTASTJUNTSTWHRNVJVWOHJVS IUBTQLTEW#KLAKRGVEOVSP0SPSWGKWOUCWMUW'9 6VEOVSQP@PSVWJV:NP@PWJUSTWVNVLVWTQUW0JVSMVEWLUMJV0 MFCUSTSTWFST?URITNUQURUWNVEPMP@PSPWMTQUWDUNTRUSW7JAVS; 5ST?URITNUQURTLTCMUWVMUNVW07QHW'UONV0WMFCUSTST GVEQVNLPENPR<W791WTONTMVRPWOUSMTITSTWIU3VAVN;WTIRV3;WO8 TGTRWIVRVJPSPSWMK?VRQVRPWVROVIPSVWAV:IUNLTENTR<W6K LTQQUNUW?URU=U@TWATBGTRWEUJWOVQLVLPEWNVLWNURITSU LTQQUNUWJFOWHQLVJVWGVEQVLPENPR<5WMUMT<W"*# CHP Milletvekili Musa Çam, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk iddialarında geçen para ile ne kadar tarımsal ve hayvancılık alanında yatırım yapılabileceğini sordu. Çam, "Söz konusu paralarla tarım ve hayvancılık alanlarında yapılabilecek yatırımlarla ne kadar yurttaşımız refaha ererdi? Kabine ve yandaşlar zengin oldu, orası kesin." dedi Olağan kongre hazırlıkları kapsamında 240 ilçe ve beldede kongrelerini tamamlayan AK Parti'de ilk il kongresi Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla Erzurum'da gerçekleştirilecek. Bazı ilçe kongrelerine katılan Davutoğlu'nun 48 il kongresine de iştirak etmesi bekleniyor 79W1VRNTWUSUQW6VEOVSW'VRMPL=PIPW2FQUJLVSW2HJQKW77 LKAVGTRTSUW79W1VRNTW&<W$QV@VSW9HSDRUIT0SUWJ>SUQTO AVCPRQPOQVRQVWTQDTQTWMU@URQUSMTRLUQURMUWGKQKSMK< 9HSDRUWTBTSWTJTWGTRWAVCPRQPOWM>SULTWDUBTRMTOQURTSTW?U NVO?TLTSWIPOPEPOWHQLVIPSVWRV@LUSWITJVIUNTSWCHRQVMP@P ATBGTRWOKRVQMVSW?UWJUNURWEVRNQVRPSMVSWATBGTRWEUOTQMU ?VCDUBLUMTOQURTSTWMTQUWDUNTRUSW2HJQK;W5 VSIQPJPCWOT 2VJPSW6VEGVOVSPLPCW7ALUNW/V?KNH@QKWMVWVJSPWEUOTQMU GKWOHSDRUQURTSW79W1VRNTWTBTS;W-+,&WIUBTLQURTWTBTS;W-+-* AUMU3QURTLTCWTBTSWBHOW>SULQTWGTRW3PRIVN TBURMT@TST;WBHOW>SULQTWGTRW3PRIVN JFOQUSMT@TSTWNFLWVROVMVEQVRPLPCQVWMU3VNUS :VJQVEPJHR5WMUMT<WW9HSDRUJUWAVCPRQPOWM>SU8 LTSTSW6VEGVOVSW/V?KNH@QK0SKSWHRNVJV OHJMK@KWNVQTLVNQVRQVWJFRFNFQMF@FSFWMTQU DUNTRUSW2HJQK;WLVAVQQUWOHSDRUQURTSTW*!!WGTS MUQUDUJQUWNVLVLQVMPOQVRPSPWGUQTRNURUO;W5 K VSMVW*!!WGTSWMUQUDUW.FROTJU4STSWAUR SHONVIPSMVWOUSMTWTQBUW?UWTQWOHSDRUQURTST IUBUGTQLUOWTBTSWGFJFOWGTRWBVGVWTBURTITSMUQ8 UR<W TLMTWTQBUWOHSDRUQURTSUWGVEQVMPO<W K SHONVJVWOVMVRWMVWJVOQVEPOW-%+WTQBUW?UWGUQMU OHSDRUITSTWNVLVLQVLPEWMKRKLMVJPC<W6K AV3NVIHSKWTNTGVRPJQVWJVOQVEPOW%&+WOHSDRUJU KQVEV=V@PC<W'VSTWSURUMUJIUWOHSDRUQURTLTCTS JVRPIPSPWGTRWEUOTQMUWNVLVLQVLPEWHQV=V@PC5 MTJUWOHSKENK<W7JWIHSKWTNTGVRPJQVWGVEQVJV=VO TQWOHSDRUQURTSTSWJVOQVEPOW*WVJWIFRLUITST GUOQUMTOQURTSTWMTQUWDUNTRUSW2HJQK;WIFRUSTS KCKSWNKNKQLVIPSPSWIUGUGTSTSW6VEGVOVS /V?KNH@QK0SKSWJVOQVEPOW%!WTQWOHSDRUITSU TENTRVOWUMURUOW:VRNTWNUEOTQVNPW?UWNVGVSPJQVWGTR VRVJVWDUQU=UOWHQLVIPSMVSWOVJSVOQVSMP@PSP I>JQUMT<W(QOWTQWOHSDRUITW)RCKRKL0MVWW(QWOHS8 DRUQURTSTSWTQOTSTSW)RCKRKL0MV DURBUOQUENTRTQU=U@TSTWGUQTRNUSW2HJQK;W5)RCKRKLWGTCTL LTQQTWLF=VMUQULTCTS;WOKRNKQKEKLKCKSWUSW>SULQT SHONVQVRPSMVSWGTRWNVSUITMTR<W'VSTWOVRVRPS;WOVMURTSW?U FQOUSTSWDUQU=U@TSTWGTRWEUOTQMUWLTQQUNTLTCWNVRV3PSMVSWNUI8 QTLWUMTQMT@TWSHONVQVRMVSWGTRWNVSUITMTRW)RCKRKL<W$WVBPMVS )RCKRKLWOHSDRUITWMUWAULW:VRNTLTCWVBPIPSMVSWAUL FQOULTCWVBPIPSMVSWAULWMUWDUQU=UOWGUOQUSNTQURTLTC VBPIPSMVSWGTCTLWTBTSW>SULQTWGTRWJURMTR<W(QOWOHSDRUWJURTWH8 QVRVOW)RCKRKL0KSWGUQTRQUSLUITWMTRUONW2VJPSWUSUQ 6VEOVSPLPCPSWNVQTLVNPJQVWHQMK<W)RNUITWDFSWMUWJTSU >SULQTWIULGHQW?TQVJUNQURTLTCMUSWGTRWNVSUITSMU 6VQPOUITR4MU;WJVSTWV@VSHI4NV;WMURDVAPSWOKRKQMK@K 6VQPOUITR4MUWHQKSV=VO5WMUMT<W2HJQK;WEKGVNWVJPSPS HRNVIPSVWOVMVRWNFLWOHSDRUQURTSW79W1VRNT4STSWGUQTRQUMT@T >QBFQURWTBURTITSMUW?UW.FROTJU0STSWGUOQUMT@TWGTRWEUOTQMU DURBUOQUEU=U@TSUWTSVSMP@PSPWGTQMTRMT<HSDRUQURTSWGFJFO GTRWAUJU=VSWTBURTITSMUWDUBNT@TSTWI>JQUJUSW2HJQK;W56K OHSDRUQURTSWGKWOVMVRWJFOIUOWGTRWMTSVLTCLQU DURBUOQUEUGTQU=U@TWGUQOTWGTCTLWGUOQUSNTLTCMUWMUWJHONK< VOVNWGKDFSWD>RFJHRKCWOTWDURUOW:VRNTLTCTSWJ>SUNT=TQURT; LTQQUN?UOTQQURTLTC;WDUSUQWGVEOVSWJVRMPL=PQVRPLPC;WDRK: GVEOVSW?UOTQQURTLTC;WTQW?UWTQBUWGVEOVSQVRPLPCWGFJFOWGTR OHSDRUWAUJU=VSPWTBURTITSMUQUR5WMUMT< 579W1VRNT;WAVLKRKWOK??UNQTWOVRPQVSWGTRWITJVITW:VRNTW?UWGK AVLKRKWOVRVSWMVWLTQQUN5WT3VMUITSTWOKQQVSVSW2HJQK;W579 1VRNTWAVLKRKWOVRPQPROUSWAULWITJVIUNTSWGFNFSW>S=UQTOQUR8 TSUWAULWLTQQUNTSWMU@URQURTSUWAULWMUWGKRVMVSWGVOPS=V D>RFQFJHRWOTW.FROTJU4STSWDUQU=U@TSUWJ>SUQTOWGFNFSW>CUQ8 QTOQURW?UWAVIQUNQURWFCURTSMUSWOKRKQLKE<W(QOUQURTWGUQQT; OKRVQQVRPWGUQQTW?UWNUVLFQQURTWGUQQT;WHQKELKEW?UWGKSQVRPS FCURTSMUSWOUSMTITSTWJ>SUNUSWGTRWITJVITW:VRNTW?UWHRNVOWVOQP MU@URQUSMTRLUJTWOVREPQPOQPWLKNVGVOVNPW>SULIUJUSWGTR VSQVJPEW?VR5WMTJUWOHSKENK<W2TJVIUNTSWNULUQWLUERKTJUN CULTSTSTSWUSW>SULQTWVJVOQVRPSMVSWGTRWNVSUITSTSWOHSDRU HQMK@KSKW?UWOHSDRUQURTSWIVMU=UWIUBTQUSUWMU@TQWOHSDRUJU DTMUSUWMUWOHSDRUMUW?VRQP@PWHQVSVWMVW=TMMTWGTRWLUERKTJUN ?UWDFBWIV@QVMP@PSPWMTQUWDUNTRUSW2HJQK; 56FNFSWGKSQVRWGTRWVRVJVWDUQT:W>CUQQTOQU AULW=KLAKRGVEOVSQP@PWIUBTLTWAUL HSMVSW>S=UWDURBUOQUEUSWLVRNWLVAVQQT IUBTLQURTSMUSWIHSRVW79W1VRNT4MUWGTR JHRDKSQK@KWMU@TQWNVLWNURITWGTRWIUBTL >S=UITWAVCPRQP@PWHRNVJVWOHJVSWGTR BVQPELVJPWGFNFSQUENTRLUONUMTR<W79 1VRNTWGKWOHSDRUQURMUSWMUWDFBQFWGTR EUOTQMUWBPOLVONVMPR<W)QGUNNUWOTWAUR OHSDRUSTSWOUSMTSUWVTNWGTRW=URUJVSPWI>C OHSKIKMKRW?UWGKW=URUJVSPWMVW79W1VRNT JVEVLVONVMPR5WT3VMUITSTWOKQQVSMP<9HS8 DRUQURWIHSRVIPSMVWJUSTMUSWJUNOTWVQVS OVMRHQVRW?UWJUSTQUSUSWOVMRHQVRQVW-+,& IUBTLQURTSMUOTWAUMU3QURTSUWKQVEVS ITJVITW:VRNTWGFNFSQF@FSFSWLKAV3VCV UMTQMT@TSTWI>JQUJUSW2HJQK;WEKSQVRPWOVJ8 MUNNTW52VJPSW#KLAKRGVEOVSPLPCWOK8 RK=KIKWHQMK@K;WOKRK=KWDUSUQWGVEOVSP HQMK@KW:VRNTJTW>JQUWGTRWOVRVONURQU GUCULTEWOTW?UW>JQUWDFBQFWNULUQQUR HQKENKRLKEW?UW>JQUWOKRVQQVRQVWGKW:VR8 NTSTSWWIUBTLMUSWDVQTGTJUNQUWBPOLVIPSP IV@QVLPEWOTW79W1VRNT4STSW?UWITJVIUNTS .FROTJU4MUWOVREPWOVREPJVWOVQLPE HQMK@KWGKWIFRU=TWGVEVRPJQVWJ>SUNLUITWOHSKIKSMVOTWUS >SULQTWIHSK=KWGTRWEUOTQMUWDURBUOQUENTRLTE<W$SKSWTBTSWGTR NVRV3NVSWGKSKWMVAVWTJTWGTRWSHONVJVWDUNTRUGTQLUOWAUMU3T ?VRWGTRWNVRV3NVSWMVWGPRVOPQVSWULVSUNT;W79W1VRNTWULVSUNT8 ST;WBHOWMVAVWTJTWGTRWEUOTQMUWUOITOITCWGTRWEUOTQMUWJ>SUNU8 GTQLUWIHRKLQKQK@KW?VR<W6KDFSW2VJPSWUSUQ 6VEOVSPLPCMVSWFJULTCUWOVMVR;WLVAVQQUWGVEOVSQVRPLPCV; MUQUDUQURTLTCUWOVMVRWAUROUIWGKWIHRKLQKQKOWGTQTS=T TBURTITSMUWAVRUOUNWUMTJHR<5W "**#2 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2015 bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye devam ediliyor. Bakan Mehdi Eker’in sunumundan sonra muhalefet üyeleri söz aldı. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, AK Parti programlarının ‘kes-yapıştır’ yöntemi ile hazırlandığını ifade ederek, bunun hükümetin tarım politikasına da yansıdığını kaydetti. Bakan Mehdi Eker’e yolsuzluk ve rüşvet iddiaları hakkında ne düşündüğünü soran Çam, "Söz konusu paralarla tarım ve hayvancılık alanlarında yapılabilecek yatırımlarla ne kadar yurttaşımız refaha ererdi? Kabine ve yandaşlar zengin oldu, orası kesin." dedi. Tarım alanlarının nasıl yağmalandığını görmek için Resmi Gazete’ye bakmanın yeterli olduğunu ifade eden Çam, "Hemen her gün Bakanlar Kurulu kararı ile enerji, madencilik ve tarım arazilerinin de içinde yer aldığı çok büyük alanlar ‘acele kamulaştırma’ adı altında kamulaştırılıyor." diye konuştu. Türkiye’de nüfusun dörtte birinin kırsalda yaşadığını kaydeden CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, çalışan beş kişiden birinin tarımla geçimini sağladığını, bu rakamın ABD ve AB’de yüzde 1’lerde olduğunu vurguladı. Bu durumun sosyal yaşamda sorunlara neden olduğunu kaydeden Ayaydın, Türk tarımın en büyük sorunun tarım alanlarının bölünmüşlüğünün yanı sıra işletme büyüklüğünün darlığı olduğunu söyledi. Ayaydın, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmüşlüğünün hükümetçe seneler sonra yani ancak 2014 yılın başında kanunlaştığını söyledi. CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, İstanbul’un 6,5 kat arazinin ekilemez duruma geldiğini; Arjantin’den mısır, Şili’den angut, Cumhuriyet tarihinde ilk kez sap ve samanı dışardan ithal etmek durumunda kalındığını söyledi. Keskin, yanlış tarım politikaları yüzünden bu yıl üzüm üreticilerin kan ağladığını ifade ederek, çiftçilerin mağduriyetlerinden söz etti. Eski Fenerbahçe yöneticilerinden Hakan Bilal Kutlualp’ın pazarlık usulü ile kamudan iş aldığını iddia eden Keskin, Bakan Eker’e "Pazarlık usulü iş alan kişinin özel uçağı ile seyahat gerçekleştirdiniz mi? Bu seyahatlere karşı herhangi bir bedel ödediniz mi?" diye sordu. Bakan Mehdi Eker’in sunumunda GAP projesinden neden söz edilmediğini soran HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, vatandaşın fıstık diye bezelye yemeye başlatıldığından söz etti. Avrupa Birliği ile balıkçılık faslının müzakereye açılamamasına 'siyasi değerlendirmelerin' gerekçe gösterildiğinin ifade edildiğini hatırlatan Kaplan, "Balığın neresi siyasi, bana izah eder misiniz?" diye sordu. (CİHAN) 2,0,'21!$1021/&%%+%2/10 1/1$1!2*01&('. 0.02,0-02)1/-2, $')/2-/1+%012/1 ,02( .21/$,('( +101)2)1/--+-2,2/,+)(/1)/02-!+- ('&. .0.2+1.0&.2 9VRVOVE;WVROUHQHTW?UWIVSVNWNVRTATWLUCKSQVRPSPSWTI8 NTAMVLWIHRKSQVRPSVWJ>SUQTOWJVCPQPWGTRWVBPOQVLV JV:NP<6TSQUR=UWJPQMPRW:UOWBHOWKJDVRQP@VWU?WIVAT:QT@T JV:VSW.FROTJU0STSWGTRWVBPOWAV?VWLFCUITWOHSKLKSMV HQMK@KSKW?KRDKQVJVSW9VRVOVE;W57SVMHQK4MVOTWGK CUSDTSWNVRTATW?UWOFQNFRWLTRVIPSVW?UWGKSQVRPSWOHRKSLV TANTJV=PSVWRV@LUSWFQOULTCMUWIVJPQVRPWGTSQURQUWT3VMU UMTQUSWVROUHQHD;WIVSVNWNVRTABTITW?UWRUINHRVN>RQURWTE GKQVLVLVONVMPR5WT3VMUITSTWOKQQVSMP<9HSKSKS LKAVNVGPWHQVSW9FQNFRW?UW.KRTCLW6VOVSQP@PSPS JVEVSVSWGKWTINTAMVLWIHRKSKSVWOVREPWMKRKLKWD>RLUC8 MUSWDUQMT@TSTWTQURTWIFRUSW9VRVOVE;W6VOVSQP@PS;W,&W$8 =VOW-+,%0NUW/U?QUNW1URIHSUQW6VEOVSQP@PW?UW"VQTJU 6VOVSQP@PSVW-*%WNUOSTOW:URIHSUQTSWVNVLVIPSVWTQTEOTS JHQQVMP@PWMHIJVSPSWNVOTGTSTSWJV:PQLVMP@PSPWTMMTVWUN8 NT<5$SWTOTWJPQQPOW791WTONTMVRPWM>SULTSMUWUSWMFEFO GFNBUQTWGVOVSQPOQVRMVSWGTRTWAVQTSUWDUQUSW9FQNFR 6VOVSQP@PSPWOFQNFRUQWLTRVIVW?UWIVSVNVWIVAT:WBPOLVJV BV@PRPJHRKC<W6VOVSQPO;WOVGKQWUMTQULUCWGHJKNQVRVWDU8 QUSWVROUHQHT;WIVSVNWNVRTATW?UWRUINHRVIJHS LUCKSQVRPSPSWTEITCQTOWIHRKSKSK;WMVAVW>S=UMUSWI>C ?URMT@TWFCURUWOVIPLWVJPWVNVLVQVRPSMVWB>CLUQTMTR< 9FQNFRWMPEPSMVWAURWTEQUWLUEDKQWHQVSW6VOVSPW-*%W:UR8 IHSUQTSWVNVLVIPSVWTQTEOTSWHQVRVOWDURU@TSTWJV:LVJV BV@PRPJHRKC<W-+,&0NUSWTNTGVRUSWGKWKCLVSQVRPS TINTAMVLPSVWTQTEOTSWJVIVQWMFCUSQULUQURWT?UMTQTOQU KJDKQVSLVQP;WDURUOQTWJURQURMUW9/)60QURTSW9HRK8 LVWJDKQVLVW/USUNTLW6FRHIKWOKRKQLVIPWJVIVQ CHRKSQKQKOWAVQTSUWDUNTRTQLUQTW?UWGURVGURTSMUW/2(; ".7;W.$9(WDTGTWOKRKLW?UWOKRKQKEQVRMVWMVWGK KCLVSQVRPSWTINTAMVLPSPSWIV@QVSLVIPWJ>SFSMUWMFCUS8 QULUQURWJV:PQLVQPMPR<5 "**# SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE [email protected] BİR UYKUYA DALMIŞ.. Büyük usta, ozan, şair ve yazar dostum Rasim Köroğlu ile ilgili birkaç yazı yazdım biliyorsunuz. O'nu anlatmak elbette mümkün değil. Ancak onunla yaşamak gerekirdi şükür bendeniz onunla epey beraber vakit geçirme fırsatını buldum. Bendeniz Mustafa Ceylan ve Merhum Köroğlu bir üçlü idik.. Dedim ya O'nu anlatmak zor ama ozanlar onun arkasından ağıtlar yakmaya başladılar. Bugün de Ozan Dadaşoğlu'nun mezarı başında söylediği deyişi sizinle paylaşmak istedim. Mekanı Cennet olsun. ( Rasim KÖROĞLU Hocam'ın mezarı başında ) Bir ziyaret kıldım büyük üstada Konuşan dilleri susmuş ne yazık İsmi yazılı başında tahtada Güneşten mürekkep uçmuş ne yazık Taht kurdu hocam bütün gönüllere Gözümü kapatıp döndüm dünlere Gözyaşlarım aktı eski günlere Geçen günler çabuk geçmiş ne yazık Mevla bizi sevdiğimizle sınar Adeta yüreğimden aktı bir pınar Sessizce yatıyor koskoca çınar Kara toprak üstünü örtmüş ne yazık Dadaşoğlu geçti hayatı çile Getirmezdi dertlerini hiç dile Konuşmaya çalıştım duymadı bile Sonsuz bir uykuya dalmış ne yazık 8 GÜNCEL 16 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> Belediye bıktırdı işadamı terkediyor Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde, iş adamı İsmail Elibol, Belediye Başkanı Mustafa Çöl’ün yatırımlarını engellediğini ileri sürerek fabrikalarını satışa çıkardığını, ilçeyi de terk edeceğini açıkladı. Elibol, Çöl’ün kendisine ve iş yerlerine yönelik hukuksuz icraatlar yürüttüğünü ev ve iş yerlerine ruhsat vermediğini, inşaatlarını da mühürlettiğini söyledi. Afyonkarahisar'ın en büyük tarım makineleri imalatçısı olan Elibollar Tarım Aletleri ve Makineleri eski belediye başkanı İsmail Elibol’a ait. 50 yıldır ürettikleri ürünleri Türkiye genelinde 46 bayisi aracılığıyla çiftçilere ulaştıran firma, bu sayede Sandıklı’nın adını dışarıda en fazla duyuran firma unvanına sahip. 186 kişiye ekmek kapısı olan firma, geçtiğimiz yıl 11 bin 400 metrekarelik alanda yaklaşık 5 milyon liralık yeni bir fabrika kurma kararı aldı. Geçtiğimiz aylarda yapımı tamamlan fabrikanın iş yeri ruhsatı için belediyeye müracaat eden firmaya iddiaya göre yaklaşık 3 aydır ruhsat verilmiyor. Elibollar, "sondaj derin kuyu" ve "patpat" olarak adlandırılan dingilli su motoruyla çalışan taşıtların üretimini yapan ilk firma olmasıyla da dikkat çekiyor. ilmiyor. Otogarın karşısındaki satış mağazasının etrafını yol geçireceğim diye kasıtlı olarak kazdı ve kullanılmaz hale getirdi. Ekol olarak bir inşaat firmamız vardı. Sözde kaldırımı kapattık diye inşaatlarımızı mühürledi. Sonrasında bir ev yaptım, ‘Üç santim fazla diye oturma ruhsatlarını vermediler.” dedi. Sandıklı’yı en fazla tanıtan ve en fazla kurumlar vergisi ödeyen firmaların başında geldiklerini ifade eden Elibol, 186 kişiyi istihdam ettiklerini belirtti. “Eksik, hatam olsa bile bunların giderme noktasında yardımcı olmadılar." diyen Elibol, başkanın makamına bu konuları konuşmak için 3 defa gittiğini; son gidişinde de 40 dakika beklettikten başkanın görüşmeden belediyeyi terkettiğini kaydetti. Elibol, fabrikaya ruhsat verilmemesine de bir gerekçe sunulmadığını aktardı. Bu baskıdan sonra aile şirketi olarak fabrikalarını satışa çıkardıklarını ve Sandıklı’yı terk etme kararı aldıklarını ifade eden Elibol, yargıya da gideceklerini dile getirdi. Fabrikada 17 yıldır çalışan Şükrü Yatan isimli işçi, yaşananlara oldukça üzüldüğünü söyledi. Kendisi gibi birçok arkadaşının da ümitlerini buraya bağladığını ifade eden Yatan, "Biz yıllardır burada çalışıyoruz. Buraya güvenerek kredi aldık, borçlandık. Fabrika açılmasına yardımcı olunacağına daha kapatmak için çalışıyorlar. Bu nasıl bir şey anlayamadık" diye konuştu. Afyonkarahisar- Antalya kara yolunda bulunan fabrikaya olayı protesto için büyük pankartlar asıldı. Pankartlarda şu cümleler yer aldı: "Buradan yol geçecekmiş başkan söyledi kapattık","Oturum alamadığımızdan dolayı satılıktır","Afyon’un en büyük tarım fabrikasına oturum vermeyen yerel yönetimi kınıyoruz","Sandıklı’da yatırım yapmama kararı aldık satılıktır." Sandıklı Belediye Başkanı Mustafa Çöl, ise iddialara yönelik soruları cevaplandırmadı. İşçiler, belediye önüne siyah çelenk bıraktı Sandıklı'da Belediye Başkanı Mustafa Çöl ile eski Belediye Başkanı İsmail Elibol arasında ruhsat yüzünden çıktığı iddia edilen tartışma dolayısıyla, Elibol'un sahibi olduğu fabrikanın işçileri, Sandıklı Belediyesi'ne siyah çelenk bıraktı. Fabrika işçileri, Sandıklı Belediyesi önüne, DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN [email protected] HAYALİ ARABA "Emeğimizin peşindeyiz. Elibollar personeli" yazılı ve üzerine poşet içerisine konulmuş ekmek asılı siyah çelengi bıraktı. İşçilerin protestosuna, MHP Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve Sandıklı MHP İlçe Başkanı Halil Özdemir de destek verdi. İşçiler adına basın açıklaması yapan Asım Şahin, "İş yerlerimizde çalışan arkadaşların siyasi görüşleri bizi birbirimizden hiç ayırmamıştır" dedi. Aralarında MHP'ye de AK Partiye'ye de CHP'ye de Saadet Partisi'ne de gönül veren arkadaşlarının bulunduğunu belirten Şahin, şöyle konuştu: "Sandıklı'nın en çok istihdam sağlayan, en çok vergi ödeyen, ilçenin reklamını en çok yapan ve dışarıdan kazandığını Sandıklı'ya getiren sayılı şirketlerden biriyiz. Çalışmakta olduğumuz şirketimizin zarar görmesi size ve Sandıklı'ya ne gibi bir fayda sağlayacaktır? Bu kadar personeli bu şirket zarar gördükten sonra belediyede mi çalıştıracaksınız? Bizler sanatkar insanlarız. Sanatımızla, kalitemizle Türkiye'de dev firmalarla rekabet etmeye çalışmaktayız. Sandıklı gibi bir ilçede bu imalatları yapabiliyorsak, kendi adımıza mutluyuz. Elinizi ekmeğimizden çekiniz! Bizler Sandıklı'nın adını ülkemizin her köşesinde anılmasını sağlayan gizli kahramanlarız. Siyasi çekişmelere alet edilerek rızkıyla oynanacak kimseler değiliz." Açıklamanın ardından işçiler, dağıldı. (CİHAN-AA) Sertel'den Ermenistan'a sert tepki Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila Sertel, Ermenistan'ın tutuklu bulunan 2 Azeri vatandaşının serbest bırakması gerektiğini bildirdi. Sertel, yaptığı açıklamada Ermenistan'ın işgal ettiği Kalbacar bölgesindeki anne ve babalarının mezarlarını ziyarete giden 3 Azeri'nin Ermenistan askerleri tarafından alıkonulduğunu, aralarında bulunan Hasan Hasanov’un katledildiğini, Dilgem Asgarov ile Şahbaz Quliyev ise tutuklandığını ve üç aydır tutulduklarını hatırlattı. Anne ve babalarının İzmir turizminin 30 bin yatağa ihtiyacı var Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı İşler, "İzmir'deki yatak kapasitesi, belediye işletme belgeli tesis sayılarıyla birlikte 70 bine çıktı. Nüfusu ve elindeki potansiyeli dikkate alındığında İzmir'deki yatak kapasitesi en az 100 bin olmalı" dedi Türk turizminin başlangıç yerlerinden olan İzmir, turizmde 2014 yılında kötü bir dönem geçirse de son 9 yılda yatak kapasitesini ve turizm işletmeli tesis sayısını yüzde 30 artırdı. İzmir'de 2006 yılında 35 bin 122 olan yatak kapasitesi 45 bine, 172 olan turizm işletmeli tesis sayısı ise 220'ye ulaştı. AA muhabirinin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgiye göre, kente gelen turist sayısında kötü bir dönem geçiren ve bir önceki yıla göre yüzde 7'lik bir düşüş yaşayan İzmir, yatırım alanında büyüdü. 2006 yılında işletme belgeli 130 tesis, 24 bin 639 yatak sayısı bulunan İzmir'de, bu rakam 2014'de 172 tesis, 32 bin 601 yatağa ulaştı. Dokuz yıl önce yatırım belgeli 42 tesis ve 10 bin 483 yatak sayısı da 2014'de 48 tesis, 12 bin 140 yatak sayısına çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli 45 bin yatağa ulaşan kentte, belediye belgeli tesislerin yatak kapasitesiyle birlikte bu rakamın 70 bine yükseldiği belirtildi. -"Yatak kapasitesi en az 100 bin olmalı" Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk turizminin başlangıç yerlerinden olan İzmir'in elindeki büyük potansiyeliyle 12 ay boyunca turizm yapılabilecek bir kent olduğunu anlattı.Kentin bu potansiyelini iyi değerlendiremediğine ve Türk turizminden ancak yüzde 5'lik bir pay alabildiğine dikkati çeken İşler, İzmir'e ortalama 1 milyon 400 bin turistin geldiğine, oysaki bu rakamın 5 milyon civarında olması gerektiğine işaret etti. Yatak kapasitesi ve işletme tesislerinin sayısının son yıllarda yükselmesine karşın bunun yeterli olmadığını kaydeden İşler, şöyle konuştu: "Havayoluyla kente girişler iyi gidiyor, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı tesislerde durum iyi ancak İzmir turizmi doğru yönetilmiyor. Kruvaziyerdeki kayıp İzmir turizmini aşağıya çekiyor. Kent turizminin her yıl yüzde 4-5 büyüme ile seneyi kapatması lazım. Yatak olmayınca potansiyelinizi artıramazsınız. İzmir'deki yatak kapasitesi, belediye işletme belgeli tesis sayılarıyla birlikte 70 bine çıktı. Nüfusu ve elindeki potansiyeli dikkate alındığında İzmir'de Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı tesislerin yatak kapasitesi en az 100 bin olmalı. İzmir'in turizmde beklenen sıçramasını yapamamasını "yatırımcının İzmir'e gelmemesine" bağlayan İşler, "Çünkü bürokrasi çok fazla. Belediye bu konuda turizm yatırımcısının önünü açacak çözüm getirmiyor. Turizmciler, Türkiye'nin en pahalı suyunu burada kullanıyor. Yatırımcının önü açılmıyor, yardımcı olunmuyor" görüşlerini bildirdi. (AA) Şimdi de jeotermal kavgası Buharkent Ziraat Odası Başkanı Özdamar, "Jeotermal şirketleri buharın etrafa yayılmaması konusundaki tedbirlere uymuyor. Çoğu zaman yasayı ihmal ederek buharı serbest olarak salıyorlar. Bu nedenle çiftçilerimiz zarar görüyor" dedi Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, Aydın'da jeotermal patlamalar sonrası çevreye salınan buharlardan zirai alanların zarar gördüğünü iddia etti. Jeotermal patlamanın meydana geldiği Kuyucak ilçesine bağlı Çobanisa Mahallesi'nde geçtiğimiz günlerde incelemede bulunan Özdamar, çiftçilerle görüştü. (AA) mezarlarını ziyaret edenlerin tutuklanmasına hiçbir hukukun izin vermeyeceğine dikkati çeken Atilla Sertel, tutuklu Azeri vatandaşlarının serbest bırakılmasının son dönemde gerilen iki ülke ilişkileri açısından da iyi niyet göstergesi olacağını, ortamı yumuşatacağını ifade ederek şu görüşleri aktardı: "Azerbaycan'daki meslektaşlarımızdan edindiğimiz bilgiler ve tutuklu isimlerin ailelerinden gelen talepler üzerine, gerek kurum olarak gerekse insani olarak bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğdu. Şahsım ve temsil ettiğim Türkiye Gazeteciler Federasy- onu olarak biz daima barıştan yanayız. Bunu yurt içi ve yurt dışı tüm platformlarda yüksek sesle dile getiriyoruz. Barışın kaybedeni, savaşın kazananı yoktur anlayışı çerçevesinde hareket ediyoruz. Yaklaşık üç aydır ailelerinden ve sevdiklerinden uzak kalan Dilgem Asgarov ve Şahbaz Quliyev’in bir an önce serbest bırakılmasını istediğimizi belirtirken, kardeş ülke Azerbaycan ve komşumuz Ermenistan arasında çok uzun yıllardır süregelen düşmanlığın da yeni bir savaşa mahal vermeden son bulmasını temenni ediyoruz." (AA) Dağda GÖRDÜĞÜNÜZ yabancıya hesap sorun Vatandaşı uyaran Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Kılınçarslan, "Vatandaşlar, arazide dolaşıp bitki veya hayvan türlerini toplayan yabancıları görürse araştırma izinlerini sorgulamalı" şeklinde konuştu C oğrafik konumuyla kıtalar arasında bir geçiş noktasında olan Anadolu, çok sayıda endemik türe ev sahipliği yapması nedeniyle biyokaçakçıların da gözdesi oldu. Gümrüklerde 2014 yılında tespit edilen 54 vakanın biyokaçakçılık konusunda buz dağının sadece görünen parçası olduğu ifade ediliyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü'nce Tepekule Kongre Merkezi'nde biyokaçakçılığa dikkati çekmek için "Biyoteknoloji Kaçakçılığı Çalıştayı" düzenlendi. Akademisyenler, kamu görevlileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı toplantıda sunum yapan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Hüsniye Kılınçarslan, Türkiye'nin tür çeşitliliği açısından neredeyse bir kıtanın sahip olabileceği zenginliğe ev sahipliği yaptığını, genetik çeşitliliğin yüksek olması nedeniyle biyokaçakçıların gözdesi olduğunu ifade etti. Türkiye'den çok sayıda türün izinsiz olarak yurt dışına çıkarılabildiğini ancak yılan, kelebek, böcek türleri, yırtıcı kuşlar En değerli bitkilerimiz çalınıyor Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü tarafından Tepekule Kongre Merkezi'nde biyokaçakçılığa dikkati çekmek için "Biyoteknoloji Kaçakçılığı Çalıştayı" düzenlendi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Hüsniye Kılınçarslan toplantıda bir sunum yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Kılınçarslan,"2014 yılında 54 biyokaçakçılık vakası kayıtlara geçti ancak biliyoruz ki bu rakam buz dağının görünen parçası" dedi. ve soğanlı bitkilerin yoğun olarak kaçırıldığının tespit edildiğini anlatan Kılınçarslan, şu bilgileri verdi: "Bir gram yılan zehiri ortalama 5 bin liradan satılıyor. Özellikle zehrinden kanser ve kalp hastalıklarına yönelik ilaç geliştirilen engerek yılanı çok değerli. Anadolu'dan toplanıp götürülen birçok kelebek türü, internet üzerinden koleksiyonculara yüksek fiyatlarla satılıyor. Türkiye'de 440 tür kelebek var. Sadece Erzurum'da 286 tür kelebek tespit edildi. Bu konuda Artvin'de yoğun vakalara rastlıyoruz. Ancak Anadolu genelinde özellikle Avrupa'dan gelen kaçakçıların olduğunu biliyoruz. SiYAH MAVi KIRMIZI SARI Şubat2014 2013Pazar Perşembe 9 GÜNCEL 1617Kasım Bir zamanlar belediye başkanlığı yaptığı ilçeyi mevcut başkanın tutumu nedeniyle terk etmek zorunda kaldığını ileri süren Elibol, "Fabrikama ruhsat vermiyor. İnşaatlarımı mühürlüyor. Kendi evime bile oturma ruhsatı vermedi. Artık gidiyorum" diye konuştu "SANDIKLI'YI TERK ETME KARARI ALDIK" İş adamı İsmail Elibol, Sandıklı Belediyesi'nin iş yerlerine kasıtlı olarak ruhsat vermediğini belirtti. 3 aydan bu yana siyasi bir linçe tabi tutulduğunu belirten Elibol, "Yeni yaptığım fabrikama işyeri açma ruhsatı ver- Recep Dadaşoğlu 14.11.2014 - 11:20 SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI Japonya'da çok ünlü olan geyik böceği, tek yaşam alanı olan Amanos Dağları'ndan kaçırılarak binlerce dolar fiyatla satılıyor. Hayvan ve tıbbi aromatik bitki türleri bir yana Anadolu'ya has buğday türleri dahi kuraklığa karşı dayanıklı tür geliştirilmesi çalışmalarında kullanılmak üzere kaçırılıyor." Kaçakçılığı yapılan türlerin genetik kaynakları üzerinden ürünler geliştirilmesi halinde Türkiye'nin bu türler üzerindeki hükümranlık hakkını kaybettiğine dikkati çeken Kılınçaslan, konuyla ilgili halkın bilinçlenmesinin çok önemli olduğuna işaret etti. Biyokaçakçılık vakalarının özellikle Doğu Karadeniz, Güney ve Doğu Anadolu ile Akdeniz bölgelerinde yoğunlaştığını ifade eden Kılınçaslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "2014 yılında 54 biyokaçakçılık vakası kayıtlara geçti ancak biliyoruz ki bu rakam buz dağının görünen parçası. Uluslararası dergilerde, yayınlarda, internet sitelerinde bunu görüyoruz. Türkiye'ye has endemik canlı türlerinden yararlanılarak yapılmış birçok bilimsel yayın var. ABD merkezli internet siteleri üzerinden bu türlerin satıldığını görüyoruz. Yakalanabilen rakam maalesef bu. Bu konuda son dönemde bilinç düzeyi artıyor. İhbarlar sayesinde bu yıl iki haftada 6 bine yakın kelebek ele geçirildi, kaçakçı yabancılar yakalandı. Vatandaşlar, arazide dolaşıp bitki veya hayvan türlerini toplayan yabancıları görürse araştırma izinlerini sorgulamalı. Yanlarında Türkiye'deki üniversitelerinden akademisyenlerin olup olmadığına bakmalı. Yoksa mutlaka kolluk kuvvetlerine haber vermeli." Orman ve Su İşleri 4. Bölge Müdürü Rahmi Bayrak ise biyokaçakçılığa karşı halkın bilinçlenmesinin acil öneme haiz olduğunu, bunun için 81 ilde biyoteknoloji çalıştaylarının düzenlendiğini, etkin faaliyetler sayesinde tespit edilen vaka sayısında artış görüldüğünü söyledi. Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da Anadolu'nun insan, tarihi eser ve uyuşturucu gibi biyoteknoloji konusunda da kaçakçılığın yoğun olduğu bir bölgede yer aldığını, bu konuda bilgisizliğin kaçakçılığa zemin hazırladığını ifade etti. (AA) YATIRIMCIYA sahip çıkalım Yenilenebilir Enerji konusunda çalışma yapılmasını isteyen Muğla Valisi Çiçek, "Bu yatırımcılarımızın cesaretlerini kırmamamız gerekiyor. Nerede, nasıl enerji üretilir, bunların fizibilitesi yapılıp yatırımcılarımızın önüne koymamız gerekiyor" diye konuştu Muğla Valisi Amir Çiçek, enerji kaynaklarının tükenmez olmadığını belirterek, "Yüksek Planlama Kurulu kararı ile ülkemizin yenilebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimindeki payının 2023 yılında en az yüzde 10 seviyesinde olması planlanıyor. Bu hedefin yakalanması için bizlere büyük görevler düşüyor" dedi. Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) koordinasyonunda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu ve Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Yenilenebilir Enerji Konferansı düzenlendi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansın açılışında konuşan Çiçek, Muğla'nın önemli derecede yenilenebilir kaynak potansiyeli olduğunu söyledi. Kentin güneş enerjisi yatırımlarına elverişli olduğunu belirten Çiçek, il genelinde yıllık ortalama güneşlenme süresinin 3 bin 43 ile 2 bin 640 saat olan Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu bilgisini verdi. Çiçek, "Güneş enerjisi kurulu kapasitesi bakımından öne çıkan ülkelerden Almanya ile karşılaştırıldığında ilimizin yılık güneşlenme süresi, bu ülkenin iki katı civarında, toplam güneş enerjisi değeri ise 1,5 katıdır" ifadesini kullandı. Muğla'nın, rüzgar enerjisi bakımından da potansiyeli bulunduğuna değinen Çiçek, şöyle konuştu: "Yüksek Planlama Kurulu kararı ile ülkemizin yenilebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimindeki payının 2023 yılında en az yüzde 10 seviyesinde olması planlanıyor. Bu hedefin yakalanması için bizlere büyük görevler düşüyor. Bugün Türkiye bütçesinin büyük bir kısmı enerjiye gidiyor. Son yıllarda yenilebilir enerji kaynakları konusu gündemimize geldi. Bu konuda geç bile kalınmıştı. Bu kaynaklar daha önceleri de vardı. Güneş, insan var olduğu günden bu yana var. Rüzgar var, akarsular, jeotermal kaynaklar daha önce de vardı ama geç kalmış değiliz. Tek eksiğimiz, yatırımcılarımızın önünü açmamız gerek. Bu yatırımcılarımızın cesaretlerini kırmamamız gerekiyor. Nerede, nasıl enerji üretilir, bunların fizibilitesi yapılıp, haritası çıkarılarak yatırımcılarımızın önüne koymamız gerekiyor." - "Yenilenebilir enerjiyi daha kolay ve ucuz üretebilmeliyiz" Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar da yenilenebilir enerjinin en temiz enerji olduğunu kaydetti. Türkiye'nin enerji ihtiyacının büyük bölümünü halen kömürden elde ettiğine dikkati çeken Harmandar, "Bir an önce yenilenebilir enerji kaynaklarımızı faaliyete geçirmek zorundayız. Yenilenebilir enerjiyi daha kolay ve daha ucuz üretebilir hale gelmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu. - "Güney Ege, stratejik alan" GEKA Genel Sekreteri Süleyman Alata da güneşlenme süresi ve küresel radyasyon değerleriyle Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde yer alan Güney Ege'nin güneş enerjisi üretimine oldukça elverişli olduğunu söyledi. Muğla ve Aydın'ın rüzgar enerjisi potansiyeline de işaret eden Alata, şu bilgiyi paylaştı: "Jeotermal enerji ele alındığında ise yine en şanslı bölgelerin başında geliyoruz. Türkiye'de elektrik üretimine uygun yüksek sıcaklıklı jeotermal sahalardan sekizi ve Türkiye'nin en yüksek sıcaklığa sahip DenizliKızıldere jeotermal sahası bölgemizde yer almaktadır. Bunun yanı sıra Aydın'daki kaynaklar, kullanım sıcaklığı ve olası potansiyeliyle dikkati çekmektedir. Bölgemizin tüm bu enerji potansiyeli ve verileri göz önüne alındığında enerji sektörünün ülke genelinde olduğu kadar Güney Ege Bölgesi'nde de kalkınma politikaları açısından oldukça stratejik alan niteliğinde olduğu görülmektedir." (AA) Kaymakam geldi küslük bitti Afyonkarahisar'ın bir köyünde cami tartışması yüzünden ikiye ayrılan köy halkını barıştıran Kaymakam Altınkaynak, "En mutlu günümü yaşıyorum" diye konuştu Afyonkarahisar'ın İscehisar ilçesine bağlı Konarı köyünde 2012 yılında cami genişletme çalışmaları yüzünden çıkan tartışmalar yüzünden görüş ayrılığı yaşayan ve birbirine küserek ikiye ayrılan köy halkını, yeni atanan Kaymakam Ali Altınkaynak barıştırdı. Köydeki tarihi caminin genişletme çalışmaları sırasında vatandaşlar görüş ayrılığı yaşadı. Daha sonra bir yangından dolayı kullanılamaz hale gelen bu camiyi yeniden yaptırmak isteyen köylüler, iki farklı dernek kurdu. Yaşanan rekabet yüzünden köy halkı ikiye ayrılarak, kendilerince oluşturdukları iki farklı mescitte, namaz kılmaya başladı. İscehisar ilçesine bir ay önce atanan Kaymakam Altınkaynak, Konarı Köyü Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği ile Konarı Hayra Hizmet Derneği başkanlarıyla görüşerek, barış çağrısı yaptı. Kaymakamın bu çağrısına olumlu yanıt veren dernek başkanları cuma namazında köylüleri tek mescitte topladı. Cuma namazını kıldıran İlçe Müftüsü Talha Demirkaya da vaazında birlik berberlik çağrısı yaptı. Kaymakam Altınkaynak, Cuma namazı çıkışında yaptığı açıklamada, köyde yaşanan anlaşmazlığa değinerek, "İnsanların ibadet yerleri ayrılınca, selamı da azalmış, iletişim azalınca da dedikodularla aralarda nifaklar artmış" dedi. Dernek başkanlarını önce makamında bir araya getirdiğini anlatan Altınkaynak, şöyle konuştu: "Köylüleri cuma namazında bir araya getirdik. Bütün köylümüz bir arada olduğu için İscehisar'a geldiğimden beri en mutlu günü yaşıyorum. Bizim için en önemlisi burada insanların birlik içince huzur içerisinde yaşamasıdır. Zaten aynı köyün insanları, çoğu akraba olan kişiler bugün birliği beraberliği sağlamış oldular. Dernek başkanlarımız da hoşgörülü davrandı. Geçmiş defteri kapatalım dedik, kimse itiraz etmedi. Bundan sonra da inşallah beyaz sayfalarla beraber kendileri gidecekler. Bende ilçe kaymakamı olarak elimden geleni yapacağım." -Köydeki iki dernek feshedilerek birlikte çalışacaklar Yeni yaptırılan caminin açılması için de ellerinden geleni yapacaklarını bildiren Altınkaynak, şöyle devam etti: "Yanan caminin minareleri bile birbirinden farklı. Bunlar bile farklı dedikodulara sebep olabiliyor. 'Biri diğerinden neden büyük' diye, köyde huzursuzluk olduğu, minarelerin boylarından bile belli oluyor ama bundan sonra onları da görmeyeceğiz. Köylümüz elele verip, saflarını sıkı tutacaklar ve daha bir muhabbetle hep beraber olacaklar." (AA) 1980’li yılların son dönemlerine kadar ehliyetleri emniyet verirdi. Adamın birisi ehliyet imtihanına girmiş. Yazılıda başarılı olmuş. Polisler, adamı direksiyon sınavının yapılacağı yere götürmüşler. İmtihanı yapacak olan polis memuru, şoför adayının sağ tarafına oturmuş. Adam arabayı sürmeye başlamış. Polis adamın arabaya ne kadar hakim olduğunu öğrenmek için: “Arkadaş! Sen şimdi önünde hayali bir araba olduğunu farzederek önündeki arabayı solla bakalım” demiş. Adam direksiyona çok hakim değilmiş. Üzerinde biraz da sınav heyecanı varmış. “Hata yapabilirim” korkusu ile polisin talimatını duymamış gibi yapmış. Polis aynı isteğini bir daha tekrarlamış. Adam yine duymamış gibi arabayı normal sürmeye devam etmiş. Polis üçüncü defa: “Önünde hayali olarak bir araba düşünerek solla bakalım” diyerek emrini tekrarlayınca şoför adayı: “Önümdeki hayali arabayı sollayamıyorum memur Bey! Çünkü karşımdan hayali arabalar geliyor” demiş. Bazıları kendileri kuruntuları kendi kurguladıkları hayal dünyasında yaşıyorlar. Her hareketi ne kadar masum ve iyi niyetli olursa olsun kendi aleyhlerine yapılmış bir darbe olarak değerlendirirler. Çünkü onlar bozuk zihniyetli kişilerdir. Herkesi de kendileri gibi sanırlar. Hayal dünyalarında kendilerine düşmanlar üretmişler ve onlarla savaşır dururlar. Türkiye’de bazı kişi ve kurumlar, yasal olan ve olmayan bazı oluşumlar kendi işlerini yürütmek için yıllarca hayali düşmanlar ürettiler. Kürtlere ve Alevilere karşı yapılan operasyonlar gönüllerde tamiri mümkün olmayan yaralar yaralar açtı. 6-7 Eylül olayları, azınlıkların düşman olarak lanse edilmesinin arkasından meydana geldi ve acı veren hadiseler olarak tarih sayfaları arasında yerini aldı. Halbuki Osmanlı Devleti’nin uzun süre payidar olmasının sebepleri arasında her renkten, her dilden, her dinden insanlara dil davranması olarak zikredilir. “İrtica” isimli bir heyula icat ettiler. Ülkemiz için bunu en büyük tehlike olarak değerlendirdiler. Başörtüsünü devleti yıkacak bir sembol olarak gösterdiler. “Bizim cesetlerimizin parça parça edilip sokaklara atıldığını görseniz sessizce dağılacak, emniyeti ve asayişi bozacak davranışlarda bulunmayacaksınız” diyen kimseleri bile neredeyse anarşist ilan ettiler. Karıncayı incitmekten korkan kimseleri adım adım takip ettiler. Bir araya gelip kitap okuyanları silah tutanlara aynı kategoride mütala ettiler. Kitap okuyanları büyük bir suç işlemiş gibi hapishane köşelerinde inlettiler. Onlar gibi düşünmeyen ve menfaatlerine engel olan herkesi uydurma yaftalarla damgaladılar. Sağ-sol diye insanları birbirlerine düşürüp kavgalarından nemalandılar. Şimdi ise Avrupalıların, Amerikalıların duydukları zaman bıyık altından güldükleri hakkında hiçbir delil ortaya koyamadıkları “paralel” diye bir şey icat ettiler. Menfaatlerine engel olan herkesi bun isimle damgalamaya başladılar. Tabi ki hainlik yapanlar varsa dünyanın her tarafında yapılacağı gibi cezalandırılmalıdır. Devlete karşı herhangi bir yanlışı olmayan herkesi kucaklayacak bir sistem yok mu? Onu örnek alsak da herkesi devlete bağlı insanlar haline getirsek olmaz mı? neden mutlaka bir düşman icat etme ihtiyacı hissediyoruz? SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> Özcan PEHLİVANOĞLU [email protected] https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU ÖN ALMAYI BAŞARAMAYAN MİLLET: TÜRKLER ! Türk Milleti, yüzyıllar boyunca göz göre göre aynen bugün olduğu gibi defaatle batağa saplanmış ve bu bataklardan ancak canla ve malla bedel ödeyerek kurtulmuştur. Bunun en önemli sebebi, üzerimize doğru gelmekte olan olayları hissedemeyişimiz ve göremeyişimizdir. Başımıza gelen hiç bir hadise, tesadüf değildir. Hepsi bir plan üzerine gelişmiştir. Bu planların içimizden satın alınanlarca hayata geçirildiğinden de hiç şüphemiz yoktur. Türk Milleti; meselelere böyle bir bakış açısı olmadığı için hem mağdur olmakta hem de aynı olaylarla bir çok kez tekrar tekrar karşı karşıya kalmaktadır. 2015 yılı “Sözde Ermeni Soykırımı İddiaları”nın 100.yılıdır. Biz millet olarak, toplumsal olayların 25, 50 ve 100.yıl gibi dönemlerinin, insanlar üzerinde nasıl bir psikolojik etki yarattığını pek bilmediğimiz ve üzerinde düşünmediğimiz için umursamıyor olabiliriz. Ama şu bir gerçek ki, Ermeniler 2015 yılına çok ciddi hazırlıklar yaparak, soykırım iddialarını yeniden yeşertmeye ve geliştirmeye hazırlanmaktalar. Bunun sonucu olarakta, Türk Milleti ve onun devleti Türkiye Cumhuriyeti , önümüzdeki günlerde çok sıkıştırılacaktır. Türkiye’nin “Ermeni Meselesi”, aslında Ermenilerle olan bir mesele değildir. Perdenin gerisinde, bu konu türetildiği andan itibaren İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya vardır. Elbetteki daha sonra buna, bu meseleyi Türklere karşı koz olarak kullanmak isteyen bir çok ülke daha taraf olarak eklemlenmiştir. Türkiye’nin “Ermeni Meselesi”, dün Osmanlıyı, bugünde Türkiye’yi zayıflatmak isteyenlerin meselesidir. Tarihi tartışmaktan kaçan Ermeniler ise sadece bu işin taşeronudur. Bir Türk devleti olan Osmanlı, bir plan dahilinde yıkılırken, ülkenin batısı dediğimiz Balkanlar ile Anadolu’nun doğusunda devlete isyan edenlerin yani Bulgarların, Ermenilerin, Makedonların, Sırpların ve kiliselerin işbirliği içinde olduğunu görüyoruz. Süreç; Osmanlı’nın doğusunda ve batısında eş zamanlı olarak ve benzer argümanlara dayanılarak yürütülüyor. Tarihçi Prof. Dr. Ali Aslan: “1877 ile 1890 arasında Balkanları Türklerden arındırma eylemleri, 100 yıllık bir plana dayanmaktadır.” diye söylemektedir. Keza Mora Türkleri, 1821’de İngiliz ve Fransızların himayesinde üç beş hafta içinde adeta buharlaşmış ve günümüze kadarda izlerine rastlamak bir daha mümkün olmamıştır! Yine Prof. Dr. Nedim İpek’in yazdıklarından öğreniyoruz ki; Doğu Anadolumuzda Ermenilerin hamisi olan Ruslar, 1877’de Balkanlardaki Türkleri ilk önce Rusya içlerine tehcir etmeye sonrada bundan vazgeçerek, bir ırkı yok etme planlarını uygulamaya koyuyorlar. Bu arşiv belgelerine girmiş yazılardan anladığımız bir vahşettir. Bulgaristan’da Taşnak teşkilatlarının ne işi var? Ermenilerin kahramanlaştırdığı ve bölücü apo benzeri bir adam olan Taşnakçı Antranik Ozanyan, 1905’te Bulgaristan’a geçer, Ermeni Gönüllü Birliği’ni kurarak Balkan Savaşları’nda Bulgar Ordusu’nun emrinde Türk’ün yok edildiği katliamlara katılır. Ondan sonra da aynı katliamlara 1915 yılında Van ve çevresinde devam eder. Bu bize Balkanlarda uğradığımız soykırımla, Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları mezalim arasında, sebep sonuç ilişkisi kurmamız açısından, önemli bir örnektir. Zavallı Osmanlı, dört bir koldan uğradığı saldırılar karşısında ne yapacağını bilmez bir haldedir. Batı da yani Balkanlarda beş milyonun üzerinde Türk ve Müslüman yok edilmiştir şimdide ülkenin doğusu Balkanların akibetine doğru gitmektedir. Ve başka çare kalmadığı içinde tehcir kararı alınır. İyi ki de tehcir kararı alınmıştırda bugün Doğu Anadolu’da yaşayan insanlarımızın ecdatı bir soykırımdan kurtulmuştur! Osmanlı kendi topraklarının doğusunda bir “İkinci Bulgaristan Vakası” yaşamak istememiştir. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti’ne ülkemizin doğusunda pkk eliyle yeni bir “İkinci Bulgaristan Vakası” yaşatılmak istenmektedir. Osmanlı bunun için tedbir alır ama bu tedbirler günümüzde büyük devletler tarafından çarpıtılırak, halen aleyhimize kullanılmaktadır. Asla bir “Ermeni Soykırımı” söz konusu olmadığı gibi Türk Milletinin bu olaylardan büyük bir mağduriyeti vardır. Osmanlı’nın Ermenilerin yaptıklarına ilişkin, 1916 yılında çıkardığı fotoğraf albümünde, eğer fotoğrafların altındaki yazıyı okumazsanız, vahşetin Balkanlarda yapıldığını zannedebilirsiniz. Vahşetin görüntüleri ne yazıkki; bugün pkk’nın yaptıkları ilede birebir aynıdır. Bu bize, düne kadar vatandaşlarımız olan Bulgarlar, Ermeniler ile pkk’lıların aynı merkezlerin taşeronluğuna soyunduğunu göstermektedir. Olaylar sırasında, pkk’lılar içte ve dışta bugün nasıl savunuluyor ve olay bir hak arama mücadelesi olarak sunuluyorsa, Bulgar ve Ermeni eylemleride zamanında benzer şekillerde savunulmuştur. Anlatmak istediğim şey şudur; esas soykırıma uğrayan Türklerdir. Ermeniler soykırıma uğramamıştır. Türk topraklarının, batısında ve doğusunda meydana gelen ve insan ve toprak kaybı ile sonuçlanan olaylarda, bir illiyet bağı vardır. Yani aynı planın parçalarıdır. Ermenilerle istediklerini halledemeyen güçler, hedeflerini yeni versiyon pkk ile devam etmektedir. Türkler, bunları sezemedikleri ve içlerindeki hainleri baş tacı yaptıkları için, olayları dün olduğu gibi bugünde öngörememekte ve tedbir alamamaktadır. On yıldır “Balkanlarda Türk Soykırımları”nı anlatmaya çalışıyorum. Sözde Ermeni iddialarını başımıza gelen gerçek bir soykırımla karşılayalım diyorum. Anlatamıyorum... Alın şimdi 2015 geldi çattı. Ne yapacaksınız görelim bakalım! 10 DENİZLİ HABERLERİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 16 Kasım 2013 2014 Perşembe Pazar 971Şubat Başkan Zolan, Güzelköy ve Dokuzkavaklar'da aşure hayrına katıldı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Muharrem ayı nedeniyle kentin değişik noktalarında düzenlenen aşure hayırlarına katıldı. Güzelköy ve Dokuzkavaklar Mahallesi'ndeki aşure hayırlarına katılan Başkan Zolan, "Binyıllar öncesinden bu güne kadar gelmiş olan bu değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor" dedi D enizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Muharrem ayı nedeniyle kentin değişik noktalarında düzenlenen aşure hayırlarına katıldı. Başkan Zolan ilk olarak Güzelköy Mahalle sakinleri ve Mehmet Tunç Okul Aile Birliği'nin ortaklaşa düzenlediği aşure hayrında vatandaşlarla bir araya geldi. Başkan Zolan, Dokuzkavaklar'da ise mahalle sakinlerinin gerçekleştirdiği aşure etkinliğine katıldı. Güzelköy'de öğrencilerin yoğun ilgisi ile karşılaşan Başkan Zolan, vatandaşlarla sohbet edip dertlerini dinledi. Halk oyunları gösterilerinin sunulduğu etkinlikte Başkan Zolan, öğrencilerle bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Başkan Zolan, burada yaptığı konuşmada, etkinliğe emeği geçen ve katkı sağlayan herkese teşekkür etti. Başkan Zolan, "Bunlar bizim değerlerimiz. Binyıllar öncesinden bu güne kadar gelmiş olan bu değerlerimize sahip çıkmamız ge- rekiyor. Bu değerler nasıl bize sapasağlam geldiyse aynı şekilde sahip çıkıp gelecek nesillere bu güzellikleri aktarmamız gerekiyor. Tüm manevi ve milli değerlerimize sahip çıkarak özümüzü, kökümüzü unutmamak gerekiyor" dedi. Birlik ve beraberlik mesajı Başkan Zolan, "Her türlü düşünceye, her türlü inanca hep beraber sahip çıkmamız ve saygı göstermemiz gerekiyor. Ülkemizde demokrasi adına bir çok güzelliği birlikte yaşıyoruz. Ayrı düşünceler bizleri ayrılığa değil daha iyiye ve daha güzele ulaştırmak için bir vesile olsun. Aşuremiz bu yolda güzellikler sağlasın" diye konuştu. Büyükşehir Belediyesi'nin Denizli'yi güzelleştirmeye devam edeceğini kaydeden Başkan Zolan, şöyle konuştu: "İlçe Belediyelerimiz ile birlikte inşallah Güzelköyümüzü daha güzel hale getirmek, şehrimizi daha güzel hale getirmek için gayret sarf edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yeter ki huzurunuz ve gönül birlikteliğiniz olsun. Kol kola girerek bu güzel yürüyüşümüzü ve hedeflerimize doğru koşuşumuzu devam ettirelim." (HABER MERKEZİ) Özer, “TOBB İl Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu için başvurular başlamıştır” TSF, Zolan'a satranç takımı hediye etti Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı Gülkız Tulay ve yönetim kurulu üyeleri Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ı ziyaret etti. TSF yönetimi Başkan Zolan'a satranç takımı hediye etti. Türkiye Satranç Şampiyonası dolayısıyla Denizli'de bulunan Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı Gülkız Tulay ve yönetim kurulu üyeleri Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ı ziyaret etti. TSF Başkanı Gülkız Tulay, Denizli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ahmet İbanoğlu'nun da eşlik ettiği ziyarette, Türkiye'de 450 bin lisanslı satranç sporcusu bulunduğunu belirterek, bu sporcuların arasından en başarılı 14 sporcusunun Türkiye Şampiyonası için Denizli'de mücadele ettiğini söyledi. Denizli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ahmet İbanoğlu ise, Denizli’nin satranç sporunda önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “De- nizli’de 33 satranç kulübümüz ve 9 bin 696 lisanslı satranç sporcumuz bulunuyor. Türkiye’de nüfus yoğunluğuna göre satranç sporcusu sıralamasında ilk 5’te yer alıyoruz" dedi. Başkan Zolan'ın spor adına her türlü talebe destek verdiğine dikkat çeken İbanoğlu, "Kendisine teşekkür ediyoruz” dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, satranç ve diğer spor dallarının kişisel gelişimde önemli bir yere sahip olduğuna işaret ederek, "Çocuklarımızın mutlaka en az bir dalda spor ile uğraşmasını istiyoruz. Onların sağlıklı bir ortamda ve düzenli spor yapabilmesi için Denizli’de modern spor tesisleri açtık, ücretsiz spor kursları düzenledik. Gençlerimiz için spora verdiğimiz destek devam edecek” dedi. Konuşmaların ardından TSF Başkanı Tulay, Başkan Zolan'a satranç takımı hediye etti. (HABER MERKEZİ) Şehir tiyatrosundan “Duvarların Ötesinde” Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Turgut Özakman’ın “Duvarların Ötesinde” adlı oyununu tiyatro severlerle buluşturdu. Kadına yönelik suç kavramlarını sorgulayan tek perdelik oyun izleyicilerin büyük beğenisini topladı. Oyun, Kasım ayı boyunca her cumartesi tiyatro severlerle buluşmaya devam edecek. Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, geçtiğimiz sezon programında yer alan ve izleyiciler tarafından oldukça beğenilen Turgut Özakman’ın yazdığı “Duvarların Ötesinde” oyunu ile tekrar tiyatro severler ile buluştu. Hapishaneden kaçan dört kadın mahkumun, köy öğretmenini rehin aldıktan sonra kadınların nasıl suç dünyasına itildiğini ve toplumun acımasız değer yargılarının sorgulamaya başladıklarını anlatan oyun Çatalçeşme Oda Tiyatrosu'nda sahnelendi. Genel Sanat Yönetmenliğini Sinan Küçüköz'ün üstlendiği ve yaklaşık 1 saat süren tek perdelik oyun; suç anomalisini merkez alan teması, sıra dışı sahne ve ışık tasarımı ile tiyatro izleyicilerinin beğenisini topladı. Kadına yönelik suç kavramını sorgulamaya gayret eden “Duvarların Ötesinde” tiyatro oyununda Mahperi Coşkun, Handenaz Ceylan, Deniz Keyikçi, Handenur Tekin, Berfin Kaya ve Özgür Sevil başrollerde yer aldı. Denizlili tiyatro severler tarafından oldukça ilgi gören oyun, Kasım ayı boyunca her Cumartesi günü saat 20.30’da Çatalçeşme Oda Tiyatrosunda seyirciler ile buluşmaya devam edecek. (HABER MERKEZİ) Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Özer, TOBB İl Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu’nda görev almak isteyenlerin Denizli Ticaret Odası’na başvurmaları gerektiğini bildirdi. Özer, yaptığı açıklamada, sivil toplum kuruluşlarında gönüllük esasına dayalı olarak çalışıldığını hatırlatarak, “Kadın Girişimciler Kurulu ve Genç Girişimciler Kurulu icra komitelerinin önümüzdeki ay görev süresi tamamlanacaktır. Bu nedenle yeni genç girişimcilerimizi ve kadın girişimcilerimizi belirlemek için başvuruları almaya başladık. Bu kurullarda görev almak isteyenleri 25 Kasım 2014 Salı günü saat 17.00’a kadar başvuru yapmaya davet ediyoruz.” dedi. İl Kadın Girişimciler ve İl Genç Girişimciler Kurulu’nda görev alınabilmesi için belli kriterlerin olduğunu açıklayan Özer, “Ticaret Siciline kayıtlı, gerçek kişi tacir veya tüzel kişilerin ortağı, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi, genel müdürü veya murahhas azası olması gerekmektedir. Genç Girişimciler Kurulu’na üye olunabilmesi için 18-40 yaş arasında olunması zorunludur. Ayrıca ilde bulunan bir fakülte, yüksek okul ya da enstitüde, girişimcilik konusunda çalışmalar yürüten üniversite öğrencileri, öğretim görevlileri veya öğretim üyeleri ile toplum nezdinde saygınlık uyandıran diğer gerçek kişiler de İl Kadın Girişimciler ve İl Genç Girişimciler üyeliği için başvuruda bulunabileceklerdir.” diye konuştu. Kurul üyelerinin, girişimciliğin, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik politika ve stratejiler oluşturulmasında aktif rol alacaklarını dile getiren Başkan Özer, kurulların diğer bazı görevlerinin şunlar olduğunu bildirdi: “İl Kadın Girişimciler ve İl Genç Girişimciler İcra Komitesi; girişimcilik kültürünün ildeki kadın ve gençler arasında gelişmesine öncülük edecek. Girişimci ruhlu kişiler ile iş kurmayı düşünenlere kuruluş ve devamındaki işi sürdürme süreçlerinde ihtiyaçları olacak temel bilgileri verme, yol gösterme amacıyla seminer, panel ve girişimcilik eğitimleri düzenleyecek. Koçluk sistemi geliştirerek İldeki yeni iş kuran girişimcilere deneyimli girişimciler tarafından belli sürelerde destek sağlayacak. İl ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunacak sektörlerde girişimde bulunulmasına yardımcı olacak tedbirleri belirleme ve bu sektörlere genç ve kadın girişimcileri yönlendirecek ve teşvik edecek.” Özer, İl Kadın Girişimciler Kurulu ve İl Genç Girişimciler Kurul üyeliği için www.dto.org.tr adresinde yer alan başvuru formunun doldurularak Denizli Ticaret Odası’na şahsen teslim edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Başvuru formaları için linkler şu şekildedir: “Genç girişimciler http://www.dto.org.tr/ggk/tobbggkoda.xls, Öğrenci girişimciler http://www.dto.org.tr/ggk/tobbggkogrenci.xls, Akademisyen girişimciler http://www.dto.org.tr/ggk/tobbggkakademisyen.xls, Kadın girişimciler http://www.dto.org.tr/kgk/tobbkgkoda.xls, Öğrenci kadın girişimciler http://www.dto.org.tr/kgk/tobbkgkogrenci.xls, Akademisyen kadın girişimciler http://www.dto.org.tr/kgk/tobbkgkakademisyen.xls” (HABER MERKEZ) SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 16 Şubat Kasım2013 2014Perşembe Pazar 17 Siyasi yamyamlık artık sona ermek zorundadır Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Ülkesine ve halkına hizmet etmek için siyasete giren ve halkın desteğini de alarak iktidar olan politikacıları yıpratma kampanyalarına hedef etmek ve hatta onların kellelerini istemek de, bizim sosyo-politik geleneklerimiz arasında... Osmanlıcada "Siyaset Meydanı" aynı zamanda "İdam Sehpası" anlamına da gelmiyor mu? Adnan Menderes'in çektikleri ve darağacında biten serüveni hâlâ hatırlarımızda değil mi? 1965-71 arasının Süleyman Demirel'i "Barajlar Kralı" olarak anılmayı hedeflemişti. Ama seçilmiş olmayı ve hizmet etmeyi suçu oluşturan fiiller şeklinde görenler, onu öylesine yıpratma kampanyalarına hedef kıldılar ki, iki defa askeri darbe ile devrildi. Boğaz'a köprü yap- mak istediğinde "Zap'ta köprü mü var ki" diye kampanya açmadılar mı? Sonunda "Bari ben de onlar gibi olayım" dedi ve 28 Şubat postmodern darbesinde seçilmişlerin değil, seçilememişlerin yanında yer aldı. Özal'a yapılanlar Ya Turgut Özal'a yapılanlar... Siyaseti ve ekonomiyi "Devletçilik" olarak anlayan Türkiye'ye Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfetmesinden 500 yıl sonra Turgut Özal, "Özel girişim"ciliği, serbest ve haklı rekabeti, konvertibiliteyi, sivilliği, dünyaya açık olabilmeyi, ihracatçılığı, turizmciliği keşfettirdi. "Organize Sanayi Bölgeleri" ile "Anadolu Kaplanları" global ekonomiye girdiler. Onlar Özal'ı da yok etmek ve hatta öldürmek istediler. Ancak öldükten sonra onun için "Aslında değerli bir adamdı" diyebildiler. Bu hep böyle oldu... Tansu Çiller Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne soktuğu gün, koruma duvarlarının arkasında dünyanın en kalitesiz sanayi ürünlerini dünyanın en pahalı fiyatları ile halka ve devlete satanlar, onun ipini çekmişlerdi. Doktor raporları ile Bunlar ve medyadaki uzantıları öylesine yamyamca alışkanlıklara sahiptiler ki ve devlet pastasına öylesine oburdular ki, Bülent Ecevit'in postmodern darbenin yanında yer almasını yeterli bulmadılar. Doktor raporları ile onu devirmeye teşebbüs ettiler. Şimdi bunların gözü dönmüşlerinin hedefinde Tayyip Erdoğan var... Bu azgın kadro yetmezmiş gibi "Cemaatçi" diye kendilerini sunanlar da devrede... PKK'yı kışkırtmak, Türkiye'yi dış medyada aşağılamak, sokak kalkışmalarını "Bunlar demokratik eylem" diyerek kutsamak, bu takımın son hünerleri arasında. Ama ne Türkiye eskisi gibi, ne de Erdoğan bu sapı-siliklere pabuç bırakacak bir siyasetçi. Seçilmişleri ve hizmet edenleri yiyerek doyan bu siyasi yamyamlar, sonunda insan gibi davranmayı denemek zorunda kalacaklardır. Gidiş o gidiştir... 15.11.2014 Rektörlük seçimleri, hocaların iradesi ve Cumhurbaşkanı’nın tavrı? Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli bir testten geçiyor. Kendisinden önceki cumhurbaşkanları bu sınavda hep çaktılar. Bakalım, onun söylemleri ile icraatı birbiriyle ne kadar örtüşecek? Siyasetçiler için sandığın yani millet iradesinin üzerinde bir güç yok. Bu söylemi en fazla dile getiren de seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan... Geçtiğimiz ay 14 üniversitede rektörlük seçimi vardı. En fazla oy alan 6 aday YÖK’e bildirildi. YÖK de aday sayısını 3’e indirerek, Cumhurbaşkanlığı’na sundu. Şimdi o adaylardan biri Erdoğan tarafından rektör olarak atanacak... Hocaların iradesi hiçbir zaman YÖK’ün umurunda olmadı. Dünkü oylamalar bunu bir kez daha gösterdi. Seçimlerde en fazla oy alan bazı mevcut rektörler alt sıralara indirildi. İndiremezler mi, yetkileri olduğuna göre elbette indirebilirler. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı da, kendisine gönderilen üç adaydan herhangi birini rektör olarak atayamaz mı? Elbette atar. İşte o zaman hiç kimse, ne olur, en azından üniversitelerde, demokrasiden, hocaların iradesinden ve seçimlerden söz etmesin... Veto yiyen rektörler Görünen o ki YÖK’te çok şeyler değişecek. Yekta Saraç’ın YÖK Başkanlığı’na atanmasıyla boşalan YÖK Başkanvekilliği’ne, YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar seçildi. Rektör adaylarını belirleme toplantısında ise Adnan Menderes, Balıkesir, Celal Bayar, Gebze Teknik, Kafkas, Kahramanmaraş, Mersin ve Mustafa Kemal Üniversitesi rektörleri, seçimde en fazla oyu almalarına rağmen, Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen listede ikinci ve üçüncü sıralarda yer aldılar. İşte seçim yapılan üniversiteler, YÖK tarafından belirlenen ilk üç ve aldıkları oy sayıları: Adnan Menderes Üniversitesi: Prof. Dr. Cavit Bircan (100), Prof. Dr. Mehmet Kamil Öcal (91), Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu (162) Balıkesir Üniversitesi: Prof. Dr. Kerim Özdemir (97), Prof. Dr. Mahir Alkan (137), Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper (123) Bülent Ecevit Üniversitesi: Mahmut Özer (271), Prof. Dr. Suat Hayri Uğurbaş (181), Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya (15) Celal Bayar Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Kemal Çelebi (108), Prof. Dr. Ahmet Var (73), Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli (204) Gaziosmanpaşa Üniversitesi: Prof. Dr. Mustafa Şahin (205), Prof. Dr. Fatih Coşkun Ertaş (78), Prof. Dr. Mahfuz Elmastaş (77) Gebze Teknik Üniversitesi: Prof. Dr. Haluk Görgün (70), Prof. Dr. Orhan Şahin (84), Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar (20) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü: Prof. Dr. Mustafa Güden (73), Prof. Dr. Metin Tanoğlu (56), Prof. Dr. Mehmet Polat (29) Kafkas Üniversitesi: Prof. Dr. Cevdet Bozkuş (54), Prof. Dr. Sami Özcan (204), Prof. Dr. Mehmet Fatih Avşar (55) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi: Prof. Dr. SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Durmuş Deveci (55), Prof. Dr. İlhami Taner Kale (73), Prof. Dr. Mehmet Fatih Karaaslan (74) Kocaeli Üniversitesi: Prof. Dr. Sadettin Hülagü (291), Prof. Dr. Ali Demirci (263), Prof. Dr. Başar Çolak (211) Mersin Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Çamsarı (80), Prof. Dr. Tuğba Yelken (125), Prof. Dr. Gürol Emekdaş (178) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi: Prof. Yalçın Karayağız (214), Prof. Dr. Sitare Turan Bakır (13), Prof. Dr. Meriç Bakiler (8) Mustafa Kemal Üniversitesi: Prof. Dr. Hasan Kaya (175), Prof. Dr. Ertuğrul Baltacıoğlu (69), Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder (217) Sakarya Üniversitesi: Prof. Dr. Muzaffer Elmas (640), Prof. Dr. Muharrem Tosun (89), Prof. Dr. Remzi Altunışık (85) Ayrıca ilgili üniversitelerin mütevelli heyetlerince, Çankaya Üniversitesi’ne Prof. Dr. Hamdi Mollamahmutoğlu, Doğuş Üniversitesi’ne Prof. Dr. Abdullah Dinçkol ve Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’ne de Prof. Dr. Kerim Güney rektör adayı olarak bildirildi. Kadının adı yok Yukarıdaki listeye dikkat ederseniz, rektör adayları arasında neredeyse hiç kadın yok. Oysa, 130 bin öğretim elemanından 54 bini ve profesörlerin üçte biri kadınlardan oluşuyor. Özetin özeti: Üniversitelere keşke biraz daha kadın eli değse. Mevcut kadın rektörlerin tamamına yakını çok başarılı...15.11.2014 Abdurrahman DLPAK YENİ AKİT GAZETESİ Ne oldu şimdi? ABD diyor ki, biz değil, Irak vurdu. Irak diyor ki, biz değil ABD vurdu.. Biri diyor ki, “konvoya ateş açıldı orada vuruldular.” Bir başkası diyor ki, “hayır karargahta vuruldular..” Biri diyor ki, “öldü”. Bir başkası diyor ki, “hayır ağır yaralı..” Bir başkası diyor ki, “Türk konsolosluğu da vuruldu”, Ankara diyor ki, “Hayır konsolosluk binamız vurulmadı” Daha adamın kim olduğunu bile bilmiyoruz. Kim bu Bağdadi!? İslam savaşçısı mı, Amerikan ajanı mı, İsrail ajanı mı, İngiliz ajanı mı.. Yani “Sadık Britani” mi? Yerine geçeceği söylenen kişi daha da ilginç bir kişiliğe sahip: Saddam Cemal.. Peki, hani daha önce IŞİD’in önemli isimleridiye tanıtılan Ebu Eymen el Iraki, Ebu Ahmet el Elvani, Ebu Abdurrahman el Bilavi, Hacı Bekir, Ebu Fatıma el Caheyşi gibi isimler nerede şimdi! Saddam Cemal nereden çıktı durup dururken.. İşin başından beri içinde hep bir Saddam var.. Birilerine göre Bağdadi, Saddam’ın torunu idi..Sahi Saddam kimin adamı idi, İsrail’in mi, İngilizlerin mi, Amerikalıların mı, Rusların mı? Kime hizmet etti.. Bir diktatör olduğu kesin de, Arap milliyetçisi mi, bir sosyalist mi, bir ajan mı?IŞİD’in yeni lideri Saddam Cemal’miş. Telegraph gazetesinin iddiası böyle.. Kim bu Saddam Cemal derseniz eskiden uyuşturucu satıcılığı yapan biri.. Saddam Hüseyin’den Saddam;Abdunnasır’dan da Cemal’i aldı herhalde. Saddam’a bağlı aşiretlerden destek alacaklar ya, Saddam adı önemli.. Eee biraz Arap milliyetçisi olsun ki, Kürtlere karşı savaşsın, bir de radikal Sünni biri olsun ki, Şiilere karşı savaşsın.. Selefi bir damarı da olmalı ki, El Kaide sera’sından savaşçı toplayabilsin.Telegraph gazetesinin iddiasına göre IŞİD’in Suriye’deki yeni komutanlarından birinin korumalığını yaptıktan sonra bu görevinden kaçarak ayrılan Abu Abdullah isimli biri yeni halife hakkında ayrıntılı bilgiler vermiş.. Hemen hatırlatalım bu ilk bilgilerin tümü malum çevrelerden gelen kirli bilgiler, hemen inanmamak gerek.. Bilmediğimiz şeyin peşine düşmeyelim.. Ben sadece bu konudaki haberlerin nasıl çelişkili olduğunu göstermek için yazıyorum bunları.. Abu Abdullah’a göre “Saddam Cemal eskiden bir uyuşturucu satıcısıydı. Daha sonra ÖSO’ya katıldı. Son olarak da IŞİD içinde yer aldı. Haberde Saddam Cemal’le ilgili özetle şu bilgiler veriliyor: “IŞİD Cemal’in evini havaya uçurdu, kardeşlerinden birini öldürdü. Başka bir kardeşini de önce esir alıp sonra öldürdü. Bundan sonra Cemal ortadan kayboldu. 2013 Kasım’ında ortaya çıktı ve IŞİD’e biat ettiğini açıkladı. Şaitat adlı aşiret IŞİD’e karşı ayaklanınca buna karşılık bu aşiretten 700 kişiyi öldürdü. Bir anne ile babanın gözü önünde çocuklarının başını kesti.”Gelin şimdi, tekrar haberleri birlikte okuyalım: “Geçtiğimiz cumartesi günü Musul’dan Rakka’ya giderken, konvoyu ABD savaş uçakları tarafından vurulan terör örgütü IŞİD’in lideri Ebubekir El Bağdadi’nin ağır yaralı olduğu ve Musul’da Hıristiyan kökenli Yobert İbrahim tarafından tedavisinin sürdürüldüğü öğrenildi. Bağdadi’nin operasyonda ağır yaralandığı, önce Musul’daki Cumhuri Hastanesi’ne, ardından ise buradaki güvenlik riskleri nedeniyle yakındaki daha küçük bir hastane olan Algemhori Hastanesi’ne nakledildiği belirtildi. Durumu ağır olan Bağdadi’nin dün itibariyle 17 Kasım Mahallesi’nde bir yerde olduğu ileri sürülürken, mahallede yer alan 2 GSM operatörünün rolelerinin ‘güvenlik’ gerekçesi ile konuşmaya kapatıldığı kaydedildi. ABD uçaklarından atılan bir bomba sonucu Bağdadi’nin, sağ çene kemiği ile kürek kemiğine şarapnel parçası isabet etti. Araç konvoyu aniden durdu. IŞİD militanları Bağdadi’yi araçtan çıkararak konvoydan uzaklaştırmak istedi. Yaklaşık 10 dakika geçmeden ABD uçaklarından ikinci bir füze ateşlendi. Bu füzenin patlamasıyla Bağdadi, ilkinden daha ağır şekilde yaralandı. Üstünde dolaşmakta olan insansız hava araçlarından korkan IŞİD militanları, ilk müdahalenin yapıldığı Bağdadi ve 4 adamını, Musullu Hıristiyan doktorların görev yaptığı Algemhori Hastanesi’ne taşıdı. Musul’u terk etmelerine izin verilmeyen Hıristiyan doktorlar, Bağdadi’yi bu hastanede 18 saat boyunca tedavi etti. 10’ar dakika arayla ardı ardına gerçekleşen iki hava operasyonu sonrası ağır yaralanan Bağdadi, Algemhori Hastanesi’nin ardından, alınan bilgilere göre, direnişçilerin yoğun olarak bulunduğu 17 Kasım Mahallesi’ne götürüldü. İddiaya göre, Bağdadi’nin nakledilmesinde, kendisini öldürmekle görevlendirilen ABD askerlerinin Musul Barajı yakınlarına kadar geldikleri haberi etkili oldu. Tedavisi, götürüldüğü mahalledeki bilinmeyen bir noktada Hıristiyan Yobert İbrahim tarafından sürdürülen Bağdadi’nin durumu ise kritik. Musullu kaynaklar, ağır yaralı IŞİD liderinin her an hayatını kaybedebileceğini belirtiyor. İddialara göre Bağdadi, Musul’daki 17 Kasım Mahallesi’nde henüz belirlenemeyen bir noktada ağır yaralı halde tutuluyor. Hıristiyan doktor Yobert İbrahim tarafından tedavisi sürdürülen Ebubekir El Bağdadi’nin ölümü halinde IŞİD örgütünün akıbetinin ne olacağı merak konusu. Neymiş, konvoy vurulmuş ve yaralıların yaralarının nerede olduğuna kadar her şey biliniyor..Bir başka açıklama: Uluslararası koalisyon güçlerinin Enbar’a düzenlediği hava saldırıları sırasında Bağdadi’nin yaralandığı yönünde dün basında haberler çıkmıştı. ABD Savunma Bakanlığı ise, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerince cuma gecesi hedef alınan IŞİD konvoyunda örgütün lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin konvoyda olup olmadığını teyit edemeyeceklerini bildirdi. Saldırılarda IŞİD’in 10 araçlık silahlı konvoyunun imha edildiği bilgisini veren Elissa Smith açıklamasında, “IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin orada bulunanların arasında olup olmadığını teyit edemiyoruz. Bu hava saldırılarına ilişkin daha fazla bilgi veremiyoruz” ifadesini kullandı. Irak’ta Enbar İl Meclisi Başkanı Sabah Kerhut ise ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Enbar iline düzenledikleri operasyonda, aralarında 2 IŞİD liderinin de bulunduğu 12 militanın öldüğünü belirtmişti. Bu da aynı olayla ilgili bir başka haber.. Bu kez konvoy değil, vurulan yer bir bina. Reuters ajansının IŞİD lideri Ebu Bekir El Bağdadi’nin ağır yaralandığı haberinin ardından bölgedeki kaynaklardan gelen haberde örgüt liderinin Irak-Suriye hattındaki El-Kaim denilen bölgedeki bir binada bulunduğu sırada ABD tarafından saldırı yapıldığı, saldırıda ağır yaralanan Bağdadi’nin birkaç saat sonra hayatını kaybettiği bildirildi. Haberi paylaşan kaynak, Bağdadi’nin bulunduğu meclise sızan bir casusun bina koordinatlarını paylaştığı ve saldırının bu şekilde gerçekleştiği belirtildi. Herkes bir şey söylüyor. Saldırıyı, ABD ya da koalisyon güçleri mi, Irak hava kuvvetleri mi, kimin düzenlediğini, Bağdadi’nin karargahta mı, konvoyda mı vurulduğu, öldü mü, yaralı mı bilmiyoruz.. Selâm ve dua ile.. 15.11.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR Dünya Bankas ’ndan Kocao lu’na te ekkür İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 Dünya Bankas Çok Tarafl Yat r mTELEFONLARI Garanti Ajans YANGIN MIGA’n n cra Kurulu Ba kan İzmir 110 (CEO) Keiko Honda, zmir Karşıyaka 372 58 74 Büyük ehir Belediye Ba225kan Kadifekale 49 99 Kocao Honda, Bornovalu’nu ziyaret etti.388 10 03 “Sizinle birlikte çal t 386 k ve Bostanlı 17 86 Buca 61 gelecekte de çal aca 487z.13Bize 13 07 i Karabağlar birli i f rsat verdi237iniz için Çamdibi 433 65 59 te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette Çiğli Risk Yönetimi Üst 376 73 23 MIGA Düzey Balçova 278 76 02 Yetkilisi Franciscus Linden, K demli Evka 4 351 09 04 Sigorta Uzman Christopher Evka 1 452 24 77 Millword, Gaziemir Dünya Bankas 251 00 44 Uluslararas Finans Kurulu (IFC) Hatay 250 86u 40 Avrupa, Ortado u ve Kuzey Narlıdere 238 Afrika 35 97 Güzelbahçe 234 25 Çevik 34 Yat r mlar Sorumlusu Elif ile Büyük ehir Belediyesi HASTANE TELEFONLARI bürokratlar da haz r bulundu. -Devlet HastaneleriBüyük ehir Belediyesi’nin çe itli Aliağa 616 87 87 projeleri için IFC’den kredi N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 ald n hat rlatan Honda, Alsancak Acil Servis veririz, “Size nas l daha iyi hizmet Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 onun için buraday Alsancak Diş Hast. z.” diye 464 konu 78 62 tu. Dünya Bankas Atatürk Devlet ’n n misyonu 244 44 44 hakk nda bilgi veren Honda, Behçet Uz 489 56 56 58 58 imiz “ Bornava zmir’e Dev. dahaHast. önce kredi375 verdi Bozyaka Eği. Hast. 250 50 gibi 50 gemi, tramvay ve trafik sistemi Buca S.D. projeler var.Hastanesi Gelecekte de452 52 52 A. Çizgenakat 07 77i çalÇeşmeaca z. Bize i 712 birli Foça 812 29 f rsat verdi iniz için te 14ekkür Göğüs dedi. Hastanesi 433 33üç 33 ederiz.” Dünyada sadece Konak Diş Hastanesi 441 81 81 belediyeyle çal t klar n Karşıyaka 366 88 88 belirten CEO Honda, bunlar n Sao Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Paulo, stanbul Büyük 832 ehir58ve59 Menemen Dev. Hast. zmir Büyük ehir oldu unu Nejat Hepkon açSeferihisar klad . Hastanesi 743 20 10 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 16 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Kansere çare olduğu söylenen eşek sütüne bilimadamından destek Biyoloji Bölümü Hücre Kültürü ve Genetik Toksikoloji Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Çavaş, "İyi bir planlama yaparak ilk etapta eşek sütünün kanser tedavisinde faydalı olup olmadığını hücreler üzerinde denedik. Güzel sonuçlar aldık" dedi U ludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde yürütülen proje kapsamında kanser tedavisinde "eşek sütü"nün etkisi araştırılıyor. Çalışmada elde edilen ilk sonuçlar, bu sütün kanserli hücreleri azalttığını ortaya koydu. UÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hücre Kültürü ve Genetik Toksikoloji Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Tolga Çavaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Işıklar Askeri Hava Lisesinden Hava Öğretmen Üsteğmen Çetin Akca'nın yaklaşık 1,5 yıl önce yüksek lisans eğitimi sırasında kendilerine gelerek, toplum arasında eşek sütünün kansere karşı iyi geldiği yönündeki bilgileri aktardığını ve bu konuda çalışma yapSelçuk Dev. Hast. 892 70 36 mak istediğini ilettiğini söyledi. Bunun Dev.Kocao Hastanesi 10 04 BaUrlakan lu ise, 752 “Finans üzerine Akca'nın yanı sıra laboratuvarda görevli Prof. Dr. Nilüfer Çinkılıç, Dr. ÖzTepecik Dev. Hast. 469 69 69 yap s n belirli bir noktaya gür Vatan, Dr. Dilek Yılmaz ve yüksek ligetirmeden, kendi sans öğrencisi Huzeyfe Huriyet ile çalış-Belediye Hastaneleriözkaynaklar n zla yat r m ma başlattıklarını belirten Çavaş, "İyi bir Eşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 yapmadan zaten dünya kredi sahnesine planlama yaparak ilk etapta eşek sütünün kanser tedavisinde faydalı olup olmadığıç kma ans n z yok. Bizim de bir nı hücreler üzerinde denedik. Güzel so-Özel Hastanelernuçlar aldık. Çalışmalarımızı sürdürüyohaz rl k evremiz oldu, bugünlere Anadolu Tıp Merkezi 272 00 11 ruz" dedi. kolay gelmedik. Finans ve borç Bu sütün geçmişte çok kullanıldığını hatta yaşlılığa karşı insanları koruyup güzelleştirdiğine inanıldığını aktaran Akca, "Son dönemlerde ise özellikle ülkemizde kansere iyi geldiği söyleniyor. Avrupa'da ise kozmetik ürünlerde çok kullanılıyor fakat baktığınızda bunlarla ilgili bilimsel veri bulmak çok zor" ifadesini kullandı. Akca, araştırmalarında eşek sütünü toz haline getirip bunu kanserli hücreler üzerinde denedikleri bilgisini verdi. Çalışmada elde ettikleri ilk bulgularını anlatan Akca, şöyle konuştu: "Sonuçta, sağlıklı hücrelere zarar vermeyen dozlarda kanserli hücrelerin apoptoz yoluyla intihar ettiğini gördük. Yani deneylerimizde, eşek sütü, kanserli hücreleri yüzde 50-55 ölüme sürükledi. Bunu diyebiliriz. Bilimsel ilk veri, bu çalışmalarımızda ortaya konuldu. Akciğer kanseri ve sağlıklı akciğer hücreleri hatları üzerinde bu çalışmayı yaptık, güzel sonuçlar aldık ama şöyle diyebilirim; bu bir ilk aşama. Bunu halkımız hemen yanlış anlayıp da 'Bunu hemen içelim' demesin. Halkımızın bunu doktor tavsiyesi olmadan kullanmasını istemiyoruz. Daha işin ilk aşamasındayız. Daha sonra hayvanlar ve insanlar üzerinde denendiğinde halkımıza 'kullanılabilir' diyebiliriz." Araştırmanın ilk aşamasının tamamlandığını, bundan sonra farelerde eşek sütünü deneyeceklerini bildiren Akca, bundaki lizozim enziminin anne sütündekin- den 3 kat daha fazla olduğunu belirtti. Bunun çok önemli bir özellik olduğuna değinen Akca, "İnek sütünde yok denecek kadar az. Yani eşek sütünü pastörize etmenize gerek yok. Çünkü lizozim enzimi var. Bakteriler oraya yaklaşamıyor. Onlar korkuyor. Bir de laktoferrin proteini var. Bu, yara iyileştirmede ve bir çok kanser tedavisinde kanıtlanmış protein. Bunların eşek sütünde fazla olması, ürünü önemli kılan özellikler" değerlendirmesinde bulundu. - "Elde ettiğimiz ilk sonuçlar umut verici" Çinkılıç ise çalışmalarında önemli bir aşamaya gelindiğini anlattı. Bundan sonraki aşamada bazı özel koşullar gerektiğini dile getiren Çinkılıç, şunları kaydetti: "Üniversitemizde bağışıklık sistemi baskılanmış farelerde henüz çalışılmıyor. Bunun için belli bir projelendirmeyle deney hayvanlarında yapılacak çalışmalarla bu araştırmayı daha ileri götürmeyi planlıyoruz. Şu an elde ettiğimiz veriler başlangıç aşamasında. Eşek sütünün tümör hücrelerini öldürdüğünü ama aynı dozda sağlıklı hücrelere olumsuz bir etki yapmadığını gördük. Bir maddenin kemoterapik ilaç haline gelmesi uzun süreli ve yoğun çalışmalarla gerçekleştiriliyor. Bu çalışmada elde ettiğimiz ilk sonuçlar umut verici. İlerleyen çalışmalarımızla daha detaylı sonuçlar elde edeceğimizi umut ediyoruz." (AA) POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriAgora Tıp Merkezi 425 73 73 Ege Üni. Tıp Fak. 388 19 63 - "Eşek sütü, kanserli hücreleri yap m Kalp za özen gösterdik.483 Kararl Atakalp Hastanesi 14 14 Konak Doğum Evi 489 09 09 yüzde 50-55 ölüme sürükledi" veAtakent istikrarlTıp Merkezi çal malar 336 m11 z95 T epecik Doğum Hast. 449 49 49 Akca da eşek sütünün yararlarının ansonras k Hazine’ye Atagöz nda Göz art Hastalıkları 435 vadesi 35 35 tik çağlardan bu yana bilindiğini dile getirdi. Atafizik,borcumuz Fizik Ted. Mer. 25 15 geçmi kalmad 231 . Bugün -Kan MerkezleriBatıgöz Hastanesi 489 03 03 çok farkl bir noktaday z.” diye Kızılay 463 63 53 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Çocuk Hastanesi 433 06 08 “Milli Takım Karşıyaka stadından yetişir” konu tu. Kocao lu, tüketim için Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 pankartlarıyla belediye binasına yürüdü. Ege Üni. 388 28 61 kredi almad klar n , sadece Burada grup adına açıklama yapan MehBornova Özel T epecik Kan Merkezi 433 38 74 finansal geri dönü ü olan büyük met Yıldırım, "Yalı Stat" projesinin KarşıSağlık Tıp Merkezi 339 77 83 yaka Belediyesi tarafından engellendiğini projeler i in uzun vadeli kredi Buca Tıp Merkezi 438 14 14 ULAŞIM TELEFONLARI söyledi. Yıldırım, “Karşıyakalıların yüzde kulland klar n ve daha438 dü 06ük 70’e yakın oranda oy verdiği belediyemiBuca Sağlık Merkezi 20 Denizyolları 464 88 89 faiz oranlar nda kredi almaya Central Hospital 341 67 67 yaptı. Karşıyaka İZBAN önünde toplanan zin başkanı, kulübümüzün yüzde 100 zmir’in Karşıyaka ilçesinde bir grup THY Rezervasyon 444 08 49 sivil toplum kuruluşu üyesi, stat proje- grup, ellerinde toplar, “Stadı istemeyenleri menfaati olan bu projeye engel olmakta, çalCan Tıp t Merkezi klar n kaydetti. 232 13 48 Basm. Rezervasyon 484 86 38 stat inşaatı için gereken ruhsatı, yüklenicibiz de istemeyiz”, “Stat kulübümüzün sinin ruhsatını vermediğini iddia ettikKocao lu, Dünya heyetine Caner Göz MerkeziBankas 278 81 11 ye gerekçe göstermeksizin vermemekteAlsancak Gar 464 77 95 leri belediye önünde plastik toplarla eylem kurtuluşudur”, “Pişmiş aşa su katmayın”, dir. Çağdaşehir Tıp Merkezi 95 95 Büyük Belediyesi’nin285 önemli Santral Garaj 472 10 10 Karşıyaka Stadı inşaatına ruhsat verÇankayahakk Tıp Merkezi 31 31 projeleri nda bilgi de425 sundu. meyen, Karşıyakalıyı hayallerinden, geleÇesav Tıp Merkezi 362 67 67 -Körfez Ulaşım İskelelerceğinden koparan Karşıyaka Belediyesi'ni Çeşme Sissus Has. 723 05 55 topa tutuyoruz.” dedi. Basın açıklamasının Konak 484 98 56 Dünyaca ünlü uluslararas kredi ardından Yıldırım, kurdeleyle sarılı bir toÇınarlı Hastanesi 462 27 27 Karşıyaka 368 00 42 derecelendirme kurulu u Moody’s, pu belediye başkanına verilmek üzere göÇiğli Özel Sağ. 386 26 16 Alsancak 464 78 31 revlilere teslim etti. Daha sonra gruptakitemmuz ay sonunda Diyabet Hastanesi 449 13 19 ler, yanlarındaki topları belediye binasına Bostanlı 330 89 22 yay mlad son raporunda doğru fırlattı. (HABER MERKEZİ) Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Bayraklı İskele 345 77 53 zmir Tıp Büyük Doğa Mer. ehir Belediyesi’nin 244 16 16 Pasaport İskele 484 22 56 ulusal ölçek kredi notunu “Aa3”, ölçekte kredi notunu “Baa3” olarak aç klam t . zmir, Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar Göztepe iki y ldİskele r korumay 224 20 22 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67küresel 47 -Türk TelekomAvşar Palmiye 277 48 00 Sema Sineması 483 91 00 baEfes arK.B.B. yor. Merkezi Raporda zmir n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini finanseİskele etme kapasitesi 446Büyük 15 16 ehir’in güçlü faaliyet marjlar , dengeli nakit ak Üçkuyular 259 40 13 Arıza 121 Cinemaximum 278 87 87 Konak Sineması 483 21 91 Sağlık Hastanesi 463 77 00 be y l içinde toplam gelirlerinin yakla saEgelad ve bu durumun, geçen k yüzde 4’üne denk gelen finansman fazlal ndan da anla ld ifade edilmi ti. Moody’s, Bilinmeyen Numara 11811 Cinemaximum 446 90 40 Desem Sineması 422 53 10 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 -Elektrik Arıza-bir nakit belediyenin bugüne kadar bütün borçlar nDanışma n anapara ve faiz geri444 ödemelerini fazlas yla kar yeterli rezervi bulundurdu istikrarl 14 44 Cinemaximum (Ykm) lamaya 425 01 25 miktarda Karşıyakanakit Sineması 381 50 98 unu, bunun da Egeria Çocuk Sağlık Genel Kesinti Seb. 435 11 84 yönetimi stratejisi izlemesinden kaynaklandUyandırma n vurgulam t 135 . Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 İzmir Sİneması 421 42 61 Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Buca 426 69 37 Posta Kodu 119 Çeşme Hollywood 712 07 13 Ekol K.B.B. Dal Mer. ) 386 55 05 (HABER MERKEZ Çiğli 376 90 91 Fono Tel 141 Çamlıca 343 83 15 -TiyatroEkol K.B.B. Şube 369 89 65 Karşıyaka 369 79 80 Borç Ögrenme 163 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Konak Sahnesi 483 50 35 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Bornova 388 83 78 Çağrı 133 Batı Sineması 347 58 25 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Narlıdere 238 32 90 -SinemalarÇınar Sineması 489 88 85 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 261 48 04 Eşrefpasa Agora Balçova 277 25 25 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 Karaca Sineması 445 87 76 Hayat Hastanesi 441 41 96 Gaziemir 251 92 05 Afm Park Bornova 373 73 20 İzmir Tiyatro Kipa Hollywood 252 56 66 İzmir Hastanesi 483 31 31 Güzelbahçe 234 05 34 Afm Forum Bornova 373 03 50 Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 Menemen Kültür 832 14 11 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Konak 425 60 60 İsmet İnönü Afm Ege Park 324 42 64 Şan Konak 483 75 11 441 41 70 Karataş Çeşme 712 63 46 Sanat Merkezi 441 09 02 Afm Passtel 489 22 00 Çınar Center 277 11 00 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 Karşıyaka Belediyesi önünde 'top'lu eylem İ SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 16 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Diyabet, organları sinsi sinsi çürütüyor Vatandaşı uyaran ERÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünlühızarcı, "Hastalarımız, 'şekerim 200-300 ama ben iyim' gibi yanlış bir düşünce içerisine giriyor. O an kendini belki iyi hissediyor olabilir ancak kalp, böbrek ve gözleri büyük oranda hasar görüyor" dedi E rciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı, diyabetin, organları sinsi sinsi çürüten bir hastalık olduğunu söyledi. Ünlühızarcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülinü etkili şekilde kullanılamaması durumunda gelişen diyabetin ömür boyu süren bir hastalık olduğunu ifade etti. Diyabetin tip 1 ve tip 2 olarak ayrıldığını belirten Ünlühızarcı, halk arasında "kan şekeri yüksekliği" olarak bilinen tip 2'nin çocuklar da dahil olmak üzere toplumun yüzde 15'ini etkilediğini söyledi. Türkiye'de her 100 kişiden 10'unun diyabet hastası, 5'inin ise diyabete yatkın olduğunu dile getiren Ünlühızarcı, şunları kaydetti: "Obezite arttıkça diyabet görülme sıklığı da artıyor çünkü diyabetin en önemli nedenleri arasında aşırı kilo geliyor. Diyabet, organları sinsi sinsi çürüten bir hastalıktır. Hastalarımız, 'şekerim 200-300 ama ben iyim' gibi yanlış bir düşünce içerisine giriyor. O an kendini belki iyi hissediyor olabilir ancak kalp, böbrek, göz başta olmak üzere tüm organların zamanla hasar gördüğünün farkına varamıyor. Bugün hastanelerin kroner bakım ünitelerinde 10 hastanın 5'inde diyabet vardır. Dolayısıyla diyabet aslında şeker yüksekliğinin ötesinde bu yüksekliğin neden olduğu hasarlarla insan hayatını etkiliyor." - "Diyabet, kalbi etkilediği zaman öldürüyor" Diyabet hastalarının, organların içten içe zarar gördüğünü anlayamadığını, bunu anlatabilmek için de her yıl 14 Kasım'da Dünya Diyabet Günü etkinliklerinin düzenlendiğini ifade eden Ünlühızarcı, "Diyabet, kalbi etkilediği zaman öldürüyor, böbreği etkilemesi durumunda diyalize mahkum bırakıyor, gözü etkilemesi durumunda ise kör ediyor. Diyabet nedeniyle birçok kişinin ayağı kesilebiliyor. Trafik kazaları bir kenara bırakırsak sakat kalmaların en önemli nedenleri arasında diyabet geliyor. Bu kadar önemli sonuçları olan hastalığın insanlar tarafından daha fazla önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz. 'Bana birşey olmaz' düşüncesiyle hareket edilmemesi gerekiyor" şeklinde konuştu. - Erken teşhis önemli Her hastalıkta olduğu gibi diyabette de erken teşhis ve tedavinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Ünlühızarcı, özellikle şişman hastaların erken dönemde iyi bir tedaviyle kilo vermesi durumunda diyabetin ilerlemesinin ve dolayısıyla diğer organların zarar görmesinin önüne geçilebileceğini söyledi. Ünlühızarcı, nadir görülen bazı hastalıkların da diyabete neden olduğunu ifade ederek, erken teşhis sayesinde bu hastalığın ve diyabetin de önüne geçilmiş olunacağını vurguladı. Her yıl düzenlenen Dünya Diyabet Günü etkinlikleriyle erken teşhisin de önemine dikkat çekildiğini dile getiren Ünlühızarcı, amaçlarının insanlar diyabete yakalanmadan çözüm üretebilmek olduğunu belirtti. Şekerinizi ilaçla değil düzenli sporla düşürün M edical Park Samsun Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği'nden Uzm. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, tip 2 diyabetli kişilerin kan şekerini normal seviyede tutabilmek için mutlaka insülin kullanmak zorunda olmadıklarını belirtti. Dr. Ecemiş, "Modern tedavi yöntemlerine rağmen tip 2 diyabetin tedavisinde halen beslenme ve egzersiz en önemli tedavi metotlarıdır." dedi. Ecemiş, bu tür hastaların doktorları tarafından önerilen beslenme ve ekzersizlerine büyük önem vermelerini tavsiye etti. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeni ile bir açıklama yaptı. Diyabet hastalığı hakkında bilgi veren Dr. Ecemiş, "Diyabet insülinin eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Toplumda daha sık görülen diyabet formu tip 2 diyabettir ve insülinin yeterince etki gösterememesi sonucu ortaya çıkar. Tip 1 diyabet ise daha seyrek olarak görülmesine rağmen küçük yaşlardan itibaren başlar. Mutlak insülin eksikliğine neden olan ‘Tip 1 diyabet’ hastası değilseniz, diyabetinizi kontrolde tutmak için ağız yolu ile alınan şeker düşürücülere ihtiyacınız olabilir. Şeker düşürücü ilaçlar ‘Tip 2 diyabet’te kullanılır. Tip 2 diyabetli kişiler kan şekerini normal seviyede tutabilmek için mutlaka insülin kullanmak zorunda değildir." diye konuştu. Her diyabet hastasının tedavisinin bireysel olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, "Hastalar sağlık sorunlarının önemine göre tek bir ilaç kullanabildikleri gibi; iki, üç veya daha fazla çeşit ilaç kullanabilirler. Tip 2 diyabetik hastalarda eğer hastanın durumu çok kötü değilse ve şekerleri ılımlı derecede yüksekse öncelikle şeker düşürücü ilaçlarla tedaviye başlanabilir. Bu ilaçlara rağmen kan şekerleri yüksek seyrederse tedaviye insulin eklenebilir. Çok çeşitli insülin tipleri vardır. Hastanın klinik durumuna göre uygun insülin tedavisi şeker regülasyonu sağlamaya çalışılır. İnsülin tedavisi bağımlılık yapmaz. Vücuttaki eksikliğin tamamlanması gibi düşünülebilir. Hastanın klinik durumuna göre ihtiyaç duyulan yoğun insülin tedavisi takiplerde hafifletilebilir, hatta tekrar ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçlara dönülebilir. Tip 1 diyabetiniz varsa, ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçların tedavinizde yeri yoktur.” şeklinde - Tip 2 çocuklarda da görülüyor Ünlühızarcı, çocuklarda genellikle insülin üreten hücrelerin tahrip olması sonucu ortaya çıkan tip 1'in görüldüğünü söyledi. Yetişkinlerde görülen tip 2'nin de son yıllarda çocuklarda yoğun şekilde görülebildiğini aktaran Ünlühızarcı, "Bunun en önemli nedeni, fast food tarzı beslenme ve hareketsiz yaşamın neden olduğu obezite. Günümüzde birçok evde hem yemek odalarında hem de oturma salon- konuştu. Uzm. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, “Diyabetli hastalarımızın yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesi; ağızdan şeker düşürücü ilaçlar kullanmakta iken, bunun diyabet tedavisinde her şey olduğunu düşünerek beslenme ve egzersiz programlarınızı ihmal etmenizdir. Unutulmamalıdır ki modern tedavi yöntemlerine rağmen tip 2 diyabetin tedavisinde halen beslenme ve egzersiz en önemli tedavi metotlarıdır. Tedavinin nasıl belirleneceği hastanın durumuna, ek sorunlarına göre bireysel olarak planlanmalıdır." tavsiyesinde bulundu. (HABER MERKEZİ) larında televizyon var. İnsanlar yemek yerken bile televizyondan vazgeçemiyor. Özellikle çocuklar televizyon başında neyi ne kadar yediğinin farkına varamadığı için kilo alma problemi yaşıyor. Bu da ilerleyen zamanlarda diyabet hastalığı olarak kendini gösteriyor" diye konuştu. Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı, diyabetten uzak kalmak için mutlaka yürümek ve spor yapmak gerektiğini belirterek, hareketli yaşamın diyabetle mücadelenin yüzde 70'ini oluşturduğunu vurguladı. (AA) Her 10 BEBEKTEN biri erken doğuyor Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji (Yenidoğan) Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, Dünya Prematüre Günü’nü çeşitli etkinliklerle kutlayacaklarını belirtti. Kültürsay, “Türkiyede her 10 bebekten biri erken, yani prematüre olarak doğuyor. Ülkemizde halen bebek ölümlerinin nedenleri arasında birinci sırada, erken doğum ve onun getirdiği sorunlar yer alıyor. Prematürelik, çok önemli bir sağlık sorunudur. Farkedelim, farkettirelim. Ülkemizde halen bebek ölümlerinin nedenleri arasında birinci sırada erken doğum ve onun getirdiği sorunlar yer alıyor. Bu nedenle konu çok önemli ve eğer yeterli önlem alınmaz ve yeterli sayıda uzman hekim ve hemşire yetiştirilmezse ve yeterli teknolojik yatırım yapılmazsa bu bebekler ölmeye veya sakat kalmaya devam edecekler.” diye konuştu. Prof. Dr. Kültürsay, “Her yıl 17 Kasım, Dünya Prematüre günü olarak kutlanıyor. Prematürelerin simgesi olarak mor renk, bütün etkinliklerimizde kullanılacak. Bu yıl yapacağımız çeşitli etkinliklerin yanısıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da desteğiyle İzmir Saat Kulesi, 17 Kasım gecesi mor ışıklandırılacak. Ayrıca rektörlüğümüzün öncülüğünde Ege Üniversitesi’nin değişik noktaları mor ışıklandırılacak. Prematüre doğup büyüyen bebeklerimizin aileleri ile 17 Kasım saat 19.00'da Saat Kulesi'nde buluşacağız.” dedi. Amaçlarını, erken doğum sebebiyle yaşama çok erken ve gelişmemiş organlarla başlayan bebekler için farkındalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, “Bildiğimiz en önemli fizik kurallarını bulan en büyük dahi Albert Einstein erken doğmuştu. Küçük yapısı, uzun süre yaşıtlarından geri kalan gelişmesi ve konuşmasındaki gecikme aslında buna bağlıydı. Yine Darwin ve Newton, ünlü İngiltere Başbakanı Churchill, dünyaca ünlü balerin Anna Pavlova, meşhur yazar Mark Twain prematüre doğan ünlülerden bazıları. Prematüre doğsa da dünyayı etkileyecek gücü olan bu bebekleri yaşama kazandırmak bu yüzden çok önemli.” diye konuştu. Prematüre bebeklerin doğumdan itibaren çok sıkıntılar yaşadıklarını ve yaşama en iyi merkezlerde doğurtularak başlamaları gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kültürsay, “Vücut ısılarını koruyamazlar, küvöz içerisinde ısıtılarak, nemlendirilerek bakılırlar. Emerek beslenemezler. Akciğerleri gelişmediği için akciğer içine özel geliştirici ilaç uygulamaları yapılır ve solunum yardımı için cihazlara bağlanarak oksijen ve hava alırlar. Bağışıklık sistemleri gelişmemiştir, enfeksiyonlara çok duyarlıdırlar. En önemli ölüm nedenleri enfeksiyondur. Kafa içindeki damarsal yapılar kolayca kanamaya eğilimlidirler ve bu kanamalar, bazen bebeklerin sakat kalmasına bile yol açabilir. Gelişebilecek görme, işitme sorunlarının erken tanı ve tedavisi için de uzmanlarca izlenmeleri gerekir. Özellikle çok erken doğan bebekler, ancak ileri teknolojik cihazlar, ilaçlar ve bu bebeklere bakmak için özel eğitim almış sağlık ekipleri sayesinde yaşamda kalabiliyorlar ve sakatlık yaşamaları engelleniyor. Bugünkü gelişmeler sayesinde 500 gr.'dan büyük bebeklerin yaşayabilmeleri için mücadele etme şansımız var ancak sadece küvöz denilen özel bakım yatakları ve solunum cihazları da yeterli değil. İdeal koşullarda yoğun bakımdaki her prematüre için bir deneyimli hemşire ihtiyacı var.” dedi. (CİHAN) Sadece erkeklerin kalbi teklemiyor SAÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Keser, "Kalp hastalığı sadece erkek hastalığı değildir, tam tersine kadınlarda da erkeklerde de birincil ölüm sebebidir" dedi Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Keser, kalp hastalığının sadece erkeklere özgü olmadığını belirterek, "Tam tersine kadınlarda da erkeklerde de birincil ölüm sebebidir" dedi. Keser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye'de ölüm sebeplerinin başında kalp hastalıklarının geldiğini söyledi. Kalp hastalıklarının hep erkek hastalığı düşünüldüğünü vurgulayan Keser, "Kalp hastalığı sadece erkek hastalığı değildir, tam tersine kadınlarda da erkeklerde de birincil ölüm sebebidir. Özellikle koroner arter hastalığı ya da inme ve felç hastalıklarını oluşturur" ifadesini kullandı. Keser, kadınlarda yüzde 22 kanser, yüzde 40 kalp hastalıklarına bağlı ölüm gerçekleştiğine işaret ederek, erkeklerde ise bu oranın yüzde 38 civarında olduğunu anlattı. - "Kalp hastalığından ölümde Avrupa birincisiyiz" Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında kadınlarda kalp hastalığından ölümde birinci olduğunu aktaran Keser, şunları kaydetti: "Erkeklerdeki kalp hastalığıyla kadınlardaki kalp hastalığı arasındaki farkı vurgulamak istiyoruz. İlk farklılık başlangıç yaşı olarak ortaya çıkıyor. Kadınlar kalp hastalığıyla erkeklere göre yaklaşık 10 yıl sonra tanışıyor. Bu, '10 yıl sonra' dediğimiz olay da kadınların özellikle menopoz sonrası dönemine denk geliyor. Östrojen hormonu kadınlarda kalp hastalıklarından koruyucu hormon olarak görev yapıyor. Dolayısıyla onları menopoz dönemine kadar koruyan faktör olarak elimizde bulunuyor. O yüzden de 45-50 yaş civarındaki kadınlarda erkeklere göre daha sıklıkla artan kardiyovasküler sistem hastalığıyla karşı karşıyayız." Keser, diyabet, hipertansiyon, obezite, sigara ve stres gibi risk faktörlerinin koroner arter hastalığına yol açtığına dikkati çekerek, risk faktörlerinin erkek ve kadınlarda farklı olduğunu söyledi. Diyabetin Türkiye'de gitgide potansiyel tehlike haline geldiği uyarısında bulunan Keser, Türkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneğinin (TURDEP) 2010'daki verilerine göre, 20 yaş üstü diyabet sıklığının yüzde 15 civarında olduğunu dile getirdi. Keser, diyabet koroner arter hastalığının ölüm riskini erkeklerde 3, kadınlarda 7 kat artırabildiğine işaret etti. - "Sizin de 'sessiz katiliniz' olabilir" Kadınlarda ikinci sıradaki ölüm nedeninin hipertansiyon olduğuna dikkati çeken Keser, "Türkiye'de her iki kadından biri, hipertansif. Erkeklerdeki bu oran yüzde 35 civarında. Dolayısıyla kadınlardaki hipertansiyon sıklığı da daha fazla. Hipertansiyon, hem risk faktörü hem de 'sessiz katil' olarak adlandırılan bir hastalık. Neden sessiz katil? Hipertansif olduğunuzun farkına varmıyorsunuz. Farkına varana kadar yüksek kan basıncı (hipertansiyon) bütün damar yapınızı vücutta bozuyor, ne zaman ki organ hasarı ortaya çıkmaya başlıyor, o zaman hasta hipertansif olduğunun farkına varıyor" şeklinde konuştu. Keser, obezitenin de Türkiye'de kadınlarda alarm seviyesinde arttığını belirterek, kadınlarda yüzde 55, erkeklerde yüzde 17 seviyesinde olduğunu aktardı. Obezitenin başlı başına en büyük risk faktörü olduğu bilgisini veren Keser, diyabeti tetiklediğini, kötü kolesterol düzeyinin yükselmesine yol açtığını söyledi. Sigaranın, kadınlardaki hormonal dengeyi bozduğuna işaret eden Keser, pasif içiciliğin koroner arter hastalığını 1,5 kat artırdığını, nargilenin de en az sigara kadar toksik içerdiğini anlattı. Kadınlara yönelik risk faktörlerini minimum düzeye indirecek bilinçlendirme programları yürütülmesi gerektiğini ifade eden Keser, konuşmasını şöyle tamamladı: "Tansiyonu kontrol altına alacağız, diyabeti ve obeziteyi engelleyeceğiz, sedanter yaşamını daha aktif hale getireceğiz. Kadını koruduğumuz zaman aileyi korumuş olacağız. Bir ailede kadın hastaysa çocuk da erkek de hastalanır. Dolayısıyla kadına sağlıklı yaşam bilincini verdiğiniz zaman o doğru beslenmeyi, neler yapması gerektiğini öğrenir ve çevresine uygulatır. Bu konuda dünyada yazılmış eser olmadığını fark ettik. Yurt dışından gelen hocalarımızla çalışmaya başladık. Yaklaşık 32 bölümden oluşan eseri ortaya çıkardık. Dolayısıyla dünyada tıp fakültelerinde hem öğrenciler hem de akademisyenler için kadınlardaki kalp hastalığına yönelik bir eser ortaya çıkmış oldu." (AA) Safra taşı ölümcül olabilir G enel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Taşçı, "Safra yollarının, taşlar nedeniyle tıkanması sonucu sarılık oluşur. Safra, karaciğerde birikmeye başlar ve uzun dönemde karaciğerin işlevini bozarak yetersizliğe neden olabilir"dedi Safra kesesi taşının yol açtığı hastalıkların tedavi edilmemesi halinde ölüme neden olabileceği bildirildi. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşırı tuz kullanımı ve kolesterolün safra kesesi taşı oluşumuna neden olduğunu söyledi. Safra kesesinin karaciğere hayati yardımda bulunarak vücuttaki toksik maddelerin atılmasına yardımcı olduğunu belirten Taşçı, "Safra kesesi taşı genellikle yemeklerden sonra karnın sağ üst kısmında başlayıp, sağ omuza ve sağ kürek kemiğinin alt kısmına yayılım gösterebilen, zaman zaman artıp azalan, birkaç saat içinde de geçen bir ağrıya sebep olabilir" diye konuştu. Taşçı, safra kesesi hastalıklarının tedavi edilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti. Safra kesesi taşının çeşitli hastalıklara neden olabileceğini dile getiren Taşçı, şöyle konuştu: "Safra yollarının, taşlar nedeniyle tıkanması sonucu sarılık oluşur. Safra, karaciğerde birikmeye başlar ve uzun dönemde karaciğerin işlevini bozarak karaciğer yetersizliğine neden olabilir. Daha sık olarak rastladığımız durum ise safra kanalıyla beraber bağırsağa açılan pankreas kanalının tıkanması sonucu bu organın zarar görmesidir. Pankreatit hafif bir karın ağrısı ile geçirilen bir rahatsızlıktan, uzun süre yoğun bakımlarda tedavi gerektiren ve ölüme kadar giden geniş hastalıklara neden olabilir." - "Taş düşmeden müdahale edilmeli" Taşçı, safra kesesindeki taşın safra yollarına düşmesinin olumsuz sonuçlara neden olabileceğini, bu nedenle taşlar düşmeden müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. (AA) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Kasım 2014 Pazar 1ubat 2013 Perşembe 14 GÜNCEL716 Büyükşehir, K.Menderes’e “6 arıtma birden” yapacak! Büyükşehir Yasası kapsamında Küçük Menderes Havzası’nı da masaya yatıran İZSU, Tire, Selçuk, Ödemiş Gölcük, Beydağ, Kiraz ve Bayındır Hasköy’de arıtma tesisi kurmak ve evsel atıkların sağlıklı bir şekilde toplanıp arıtılmasını sağlamak amacıyla çalışmalara başladı İ Emekliler maaş promosyonu için Çelik'e mektup gönderdi KESK'e bağlı Emekli-Sen Balıkesir Şube Başkanı Dr. Bekir Ceylan ve bir grup sendika üyesi, maaş promosyonu almak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e iadeli taahhütlü mektup gönderdi. Emekliler, Balıkesir PTT binası önünde yaptıkları protesto eylemi ile bankaların kamu çalışanlarına ödediği promosyonların emeklilere de ödenmesini istedi. Anafartalar Caddesi üzerinde bulunan PTT önünde toplanan sendika üyeleri, slogan atarak durumu protesto etti. Emekli-Sen Şube Başkanı Ceylan, bankaların, çalışanların ödemelerine karşılık promosyonlar verdiğini belirterek, "Ancak aynı bankalar, sayıları 11 milyon civarında olan emeklilere promosyon vermeyerek, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama içindeler." dedi. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın daha önce bankalarla yaptığı görüşmelerden bir sonuç alınamadığını belirterek, 2007 yılında Başbakanlık tarafından çıkarılan 2007/21 sayılı genelgeyle kamu çalışanlarının promosyonlardan yararlanmaya başladığını fakat emeklilerin bundan mahrum bırakıldığını ifade etti. Bu durumun genelgelere ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu savunan Ceylan, "Çalışan veya emekli her yurttaş, geçmişte veya bugün sarfettiği emeğin karşılığı maaş almaya hak kazanan kişidir. Bu ortak özelliklerinden dolayı kamu yönetiminin, iş ve işlemlerinde onlara eşit uygulama yapılması gerekir. Bankalar, 11 milyon emeklinin maaşının ödenmesinden ve emeklilere verdikleri diğer bankacılık hizmetlerinden muazzam gelir elde etmektedirler ancak aynı bankaların, emeklilerin maaş ödemesini almak için birbirleriyle kıyasıya yarışırken zorunlu müşterileri olan emeklilere promosyon vermeye yanaşmamaları, Anayasa'nın ilgili maddesine aykırıdır." ifadelerini kullandı. Bekir Ceylan, talep edilen maaş promosyonunun ödenmemesi halinde gerekli hukuki yollara başvuracaklarını söyledi. Sendika üyeleri "Promosyon hakkımız, söke söke alırız", "Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır" şeklinde sloganlar attı. Ceylan ve beraberindekiler, ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK Başkanlığı'na iadeli taahhütlü mektup gönderdi. (CİHAN) zmir Büyükşehir Belediyesi, Küçük Menderes Havzası’nda 6 ileri biyolojik atık su arıtma tesisi kurmak için çalışmalara başladı. Avrupa standartlarındaki arıtmaların kurulacağı yerleşimler arasında, Ödemiş’in turistik mahallesi Gölcük de var. Avrupa standartlarında kurduğu arıtma tesisleri ve kapasitesiyle Türkiye’nin lider kenti haline gelen İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2008 – 2013 yılları arasında Menemen, Gediz, Nif, Küçük Menderes havzalarının kirlilikten kurtarılması için 872 bin 500 kişinin evsel atığını arıtacak kapasitede biri biyolojik, 10’u ileri biyolojik olmak üzere 11 arıtma tesisi hizmete aldı; bu arıtmalar için 85.5 milyon liralık yatırım yapıldı. ‘Kanal çalışmalarından önce arıtmaların tamamlanması’ prensibiyle hareket eden Büyükşehir Belediyesi, Bütünşehir Yasası ile sınırlarına dahil olan ilçelerde de önceliği arıtmaya verdi. Küçük Menderes Havzası’nda önemli yatırımlara hazırlanan İZSU, Tire, Selçuk, Ödemiş Gölcük, Beydağ, Kiraz ve Bayındır Hasköy’de arıtma tesisi kurmak ve evsel atıkların sağlıklı bir şekilde toplanıp arıtılması sağlamak amacıyla çalışmalara başladı. Gölcük’te kamulaştırma sorunu Ödemiş turistik mahallesi Gölcük’e ileri biyolojik atık su tesisi kurmak için çalışmaların sürdüğünü belirten İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, kanalizasyon şebekesinin 2013 yılı Aralık ayında İller Bankası tarafından ihale edildiğini ve 2014 Mayıs ayında da yer tesliminin yapıldığını hatırlatarak, “İller Bankası bölgede kanal hatları döşeyecek. Ancak bu projede arıtma tesisi yapımı yer almıyor. Biz de kanal ve arıtma yatırımları bir bütün olduğu için, bu bölgede arıtma yapmak için çalışmalara başladık” diye konuştu. Gölcük’teki evsel atıklarının Ödemiş’teki mevcut arıtma tesisine ulaştırılmasının teknik açıdan uygun olmadığını belirten İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, şu bilgileri verdi: “Mevcut arıtma tesisi ile Gölcük Mahallesi arasında 1000 metrelik kot fark bulunuyor. 20 kilometrelik mesafe de Karayolları hattından geçiyor. Karayolları paralelinde yaklaşık 20 kilometrelik bir hat yapılması, teknik olarak uygun bir çözüm değil. Kapanan Göçlük Belediyesi, arıtma tesisi yapabilmek için İller Bankası tarafından belirlenen yerden farklı bir parsel için kamulaştırma kararı almış. Bunun proje bazında düzeltilmesi gerekiyor. İller Bankası kanal projesinde gerekli revizyonu yaptıktan sonra Ödemiş Belediyesi de arıtma tesisi alanını imar planına işleyecek. Ardından İZSU olarak kamulaştırmasını yapıp arıtma tesisinin yapımı ile ilgili çalışmalara başlayacağız.” İhalesine İller Bankası’nca çıkılan kanalizasyon işi kapsamında yapılacak terfi merkezi yeri “kamulaştırma işlemi tamamlanmadan ihaleye çıkıldığından” gerekli kamu- laştırma işleminin kendileri tarafından yapılmasının istendiğini kaydeden İZSU yetkilileri, “Kurum olarak sorunun çözümüne yönelik çalışmalara başladık. Küçük proje revizyonu ile terfi merkezinin kamuya terkli alan içerisine alınmasıyla kamulaştırma probleminin de ortadan kalkabileceğini belirledik” diye konuştu. İZSU yetkilileri, kamulaştırma işlemleri tamamlanıp mülkiyet problemleri çözülmeden ve kurum izinleri alınmadan, arıtma ihalesine çıkamayacaklarının da altını çizdi. Tire arıtması için düğmeye basıldı İZSU, Tire’de Hüseyin Ağa Köprüsü Mevkiinde Tire Belediyesi’ne ait 21 bin metrekarelik alanda, projesi İller Bankası tarafından hazırlanan arıtma tesisi için yapım ihalesine çıkmaya karar verdi. 66 bin nüfusa hitap edecek arıtma tesisi günde 11 bin 700 metreküp atık su arıtacak. Tesis için İZSU, 2015 başında yapım ihalesine çıkacak. İZSU Genel Müdürlüğü, Kiraz’da mevcut olan ancak yetersiz kalan arıtma yerine ileri biyolojik atık su arıtma tesisi kuracak. Kiraz Belediyesi’nce arıtma yerinin imar planına işlenmesinin ardından arıtma projesi hazırlanacak. Evsel atık suların foseptiklerle toplandığı Beydağ’da İZSU tarafından arıtma tesisi yeri arayışı sürüyor. Selçuk’a yapılacak arıtma tesisi ile ilgili Selçuk Belediyesi arıtma yerini imar planına işleme çalışmalarını sürdürüyor. Yıl sonuna kadar bu işlemin tamamlanması planlanıyor. 2015 yılında proje yapım ihalesine çıkılacak. Bayındır Hasköy’de yapılacak Hasköy, Arıkbaşı, Çırpı ve Havuzbaşı mahallerinin evsel atık sularını arıtacak arıtma tesisinin ise projesi hazır. Günde 2000 bin metreküp evsel atık su arıtılacak tesis 10 bin kişilik nüfusa göre planlandı. Güzergahların geçtiği mülkiyetler ve imar planları ile ilgili prosedürlerin aşılmasının ardından yapım ihalesine çıkılacak. İZSU daha önce Küçük Menderes Havzası’nda 2009 yılında Bayındır, Ayrancılar –Yazıbaşı, 2010 yılında da Torbalı ileri biyolojik atık su arıtma tesislerini devreye almıştı. (HABER MERKEZİ) Yeşilyurt Sevgi Yolu esnafının zabıta tepkisi İzmir’in Karabağlar ilçesinde bulunan Yeşilyurt Sevgi Yolu esnafı, işgaliye yüzünden zabıtaların kendilerini devamlı rahatsız ettiğini fakat işportacılara işlem yapmadıklarını iddia etti. Belediyeye işgaliye parası ödediklerini söyleyen esnaflar, “Vergisini ödeyen esnafa zulmediliyor.” şeklinde tepki gösterdi. Yeşilyurt Sevgi Yolu es- nafı, kendilerine zabıta ekipleri tarafından baskı yapıldığını ileri sürerek, belediye yetkililerinin duruma bir an önce çözüm bulmasını istedi. Esnaflar, Karabağlar Belediyesi zabıta ekiplerinin kendilerine işgaliye cezası kestiğini, işportacı tezgahlarını ise görmediğini öne sürdü. Kendi dükkanları önüne kurdukları eşyaların işgaliye ücretini ödediklerini belirten esnaflardan Mikail Sarıçam, zabıta ekiplerinin "malları toplayın" baskısının arttığını ifade etti. Bugün işyerlerindeki malları, protesto amacıyla dışarı çıkarmadıklarını belirten Sarıçam, “Yasal olarak işgaliye ödüyorum. Esnafa üvey evlat muamelesi yapılıyor. Zabıta, sürekli 'malları içeri alın' baskısı yaparken işportacılara bir işlem yapılmıyor.” şeklinde konuştu. Çetin Erdoğan da, “Vergi ödeyen esnafa zulmediliyor. İşportacılara bir çözüm geliştirmeyen belediye, bize üvey evlat muamelesi yaparak cezayı bize kesiyor.” diye konuştu. Cemil Mutlu ise, "Sokaktaki işportacılara, masa sandalye atanlara çözüm bulamıyorlar. Onlar sokağın ortasına kadar masa koyuyor. Biz işgaliye ödediğimiz halde malları toplatıp çok az aşmamıza rağmen işgaliye cezası kesiliyor.” diye tepki gösterdi. Sevgi Yolu esnafı, sıkıntılarının çözülmemesi halinde çeşitli şekillerde eylemler yapacakları söyledi. (CİHAN) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Bir iskambil kâğıdı üzerine hileci tarafından yapılan işaret. – İzmir’in en eski spor kulüplerinden birinin kısaltması. 2. Benzin, gazyağı, mazot gibi sıvı durumunda olan yakacak. 3. Utku. – Asya’da bir ülke. 4. Ankara ilinin bir ilçesi. – Madencilikle uğraşan kuruluşumuzun kısaltması. 5. Tenis Eskrim Dağcılık’ın kısaltması. – Eldiven yapımında kullanılan bir tür deri. 6. Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr. – Radyumun simgesi. – Ateş. 7. Japonya’da atom bombası atılan kentlerden biri. 8. İskambilde birli. – Otomobilin arkasına takılan, insan taşımaya yarayan, tekerlekli, üstü kapalı araç. 9. Çirişli bir çeşit parlak bez. – Kadınların giydiği kolsuz üstlük. 10. Samsun ilinin bir ilçesi. – Afrika’da bir ırmak. 11. Bir renk. – El sıkışma. 12. Güçlü inanç, inan. – Düzenli işleyen. 13. Metin olma, dayanıklılık. – Bir nota. 14. iskambilde koz. – Cüzamlı. 15. Ceviz. – Dibine ışık vermez. 16. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri. – Taneli bir meyve. 17. Uzaklık anlatır. – Yabancı bir haber ajansının kısaltması. – Güzel, hoş. 18. Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası. – Binek hayvanı. 19. Selin getirdiği kumlu, çamurlu toprak. – Senatörlerin toplandıkları yer. 20. Isı yayımı, konveksiyon. – Küçük gemi. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Her tür müzik aracı, çalgı. – Katman. – Yoksullara ve öğrencilere yiyecek dağıtmak için kurulmuş hayır kurumu. – Bir nota. 2. Bir yerde oturma, eğleşme. – Esen olma durumu, esenlik. – Dinlence. 3. Alakok. – Gürültü patırtı. – Ağaçlıklı yol. 4. Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur gibi dış etkenlerden korunmak için sürülen güzel kokulu merhem. – Manda pastırması. – Olumsuzluk anlatan önek. – Silis grubundan değerli bir mineral. 5. Bir içecek. – Yanlış kelime veya söz. – İşve, cilve. – Yassı bir tür balık. 6. Bir nota. – Kesin yargı. – Bir sanatçıya poz veren kimse. – Kötü, fena. 7. İlgi eki. – Kir. – Birbirine bağlı iki tekneden oluşan gezinti teknesi. 8. Kırılmış veya dövülmüş tahıl. – Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen. – Halat gibi örülmüş iplik çilesi. – Evrensel alıcı kan grubu. 9. Stadyumun kısaltması. – Kongo’da bataklık ormanlarda yaşayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan. – Cennet. – Kuzey Atlantik Paktı Örgütünün kısaltması. 10. Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen küçük bir bitki. – Kaşındırıcı bir deri hastalığı. – Bir elektrotta eksi uç. SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 16 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Orman: Tek hedefimiz, takımımıza kendi stadında şampiyon olarak tur attırmak TEK HEDEF ŞAMPİYONLUK Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, bu sene hedeflerinin Beşiktaş takımına kendi statlarında şampiyon olarak tur attırmak olduğunu söyledi İ stanbul’da yapılan 2014 Olağan 4. Divan Kurulu Toplantısı'nda konuşan Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, kulübün borçlanma sebeplerinden, stat inşaatından ve gündeme ilişkin konulara kadar değişik konularda bilgiler verdi. Başkan Fikret Orman, "Borç artıyor hepiniz endişeleniyorsunuz. Ve endişelenmelisiniz. Beşiktaş’ın borcuna bizim ve arkadaşlarımızın geldiği aydan sonra bakmak lazım. Biz gelmeden önce kulübün içinde bulunduğu durum çok daha kötüydü. Bazı kalemler davalar sonuçlanmamasına karşın ve stat için belli şirketlere verdiğimiz için avansları da hesaplayarak böyle bir büyük borç çıktı." diyerek şunları söyledi: "Gelirimizin büyük bir kısmı temlik edilmiş vaziyette. 80-90 milyon dolarlık bir gelirle dönmeye çalışsanız bile, faizlere gidecek olan bir meblağ var. Demek ki bu gelirle borçlarımızı ödemek mümkün değil. Biz de kulübü mali anlamda biraz ufalttık. Bunun için de taraftarlarımızdan tepkiler aldık. Hem borcu aşağı indireceksiniz, hem de yatırım yapacaksınız öyle bir şey yok. Bizim dinimizde güzel temennilerden sonra amin demek lazım. Bizim yaptığımız güzel işlere de amin demek lazım." diye konuştu. BİZLER OKUS POKUSLA İŞ YAPMIYORUZ. ADAY OLACAK SİHİRBAZ VARSA BUYURSUN ADAY OLSUN Başkan Fikret Orman, stat yapmanın zor olduğunu ve bu sene hedeflerinin şampiyon olmak olduğunu söyledi. Orman ayrıca bu kadar sıkıntılar içerisinde bir aday varsa sihirbaz varsa "Buyursun aday olsun." ifadesi kullandı. Beşiktaş yönetimi olarak yaptıkları stadın önemine de vurgu yapan Başkan Orman, "Şimdi bu statları devlet bile ya- İsmail Köybaşı: “Kazakistan maçına umutlu bakıyoruz” B u akşam Kazakistan ile oynanacak karşılaşma öncesinde Hasan Doğan Kamp ve Eğitim Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına katılan İsmail Köybaşı, "2016 Avrupa Şampiyonası Grup Elemeleri'nde 4. maçımızı Kazakistan ile oynayacağız. Bu maçın öne- pamıyor. Konya stat yapımı bile 4 sene sürmüş. Biz 29 Aralık'ta stat yapımına başladık ve finanse ediyoruz. Borçlandı diyorlar. Devlet yapmıyor neyle yapacaktık. Biz okus - pokusla iş yapmıyoruz. Stadyumumuzu borçlanarak yapıyoruz, buna mecburuz. Statta 17 milyon dolarlık koltuğumuz kaldı. Kredi almadan borçlanmadan stadı yapacak olan varsa, 2016’da varsa böyle bir sihirbaz, aday olmasını bekliyorum." diyerek, şöyle devam etti: "3 tane projemiz var stadı bitirmek için. Borçlanmadan bir finansman model için çalışıyoruz. Lig bitmeden stada geçmek isti- mini hem bizler hem sizler biliyorsunuz. Brezilya maçını fazla konuşmayıp Kazakistan maçına ve galibiyete odaklanmalıyız. Brezilya ile oynanan hazırlık maçı da çok önemliydi biz o maçtan gerekli dersleri çıkardık. Kazakistan maçına umutlu bakıyoruz." dedi. Bir gazetecinin, 'Takımın moral yoruz. Heyecanlanıyorum. Stadın büyük ağırlığı temelindeydi ve biz bunu şu an bitirdik. Önümüzdeki mali genel kurulda stadımız bitmiş olarak arkadaşlarımla sizin karşınıza çıkmak istiyorum. Bu sene Gökhan Töre ile Motta hariç 2 yabancı 1 yerli oyuncu almışız. Demba Ba, Sosa ve Cenk Tosun. Artık yüksek adetli transferlere ihtiyaç olmayacaktır. Eski sistem gibi transferler olmayacaktır. Kılı kırk yararak çalışıyoruz. 2 rakibimizde bakıyorlar ki biz doğru yapıyoruz. Bizim stratejimize dönüyorlar. Biz sizin güven oyunuzla buraya geldik. Bize güvenin. Siz endişeleniyosunuz haklısı- ve motivasyon durumu nasıl?' sorusuna ise İsmail Köybaşı, "Moral ve motivasyon olarak iyi durumdayız. Alacağımız bir galibiyet bize özgüven oluşturacaktır. Bu açıdan da önemli ard ardına galibiyet serisi gruptaki sıralamayı değiştirecektir. Herkes bunun bilincinde." diye cevapladı. CİHAN) nız ama inanın biz 2 kat daha fazla endişeleniyoruz. Bu sene birinci hedefimiz Beşiktaş takımına kendi stadında şampiyon olarak tur attırmaktır." Bu arada Başkan Fikret Orman, stadın Aralık ayı sonu itibari ile kaba inşaatının bitmiş olacağını da sözlerine ekledi. BİZİ 3 TEMMUZ SÜRECİNE ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman divan kurulu üyelerine son olarak, birilerinin kendilerini 3 Temmuz süreci konularına çekmek istediğini söyledi. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın dün yaptığı toplantıda gündeme getirdiği 3 Temmuz 2011 süreci, şike olayları ve eski yönetici Serdal Adalı'nın ismini gündeme getirmesine de cevap veren Orman, "Beşiktaş’ın kimseye hesap vermek gibi bir durumu yoktur. Şike olayında bizi konu mankeni gibi olaya çekmeye çalışıyorlar. Serdal Adalı konularını açıyorlar. Düşünün Sayın Adalı’nın bir tane tapesi yoktur. Biz kendisini de savunduk. Merak etmeyin sizlerin yüzünü kara çıkartacak hiçbir şeyin içerisinde de olmayız." diye konuştu. (CİHAN) Karaca: 10 yıl önce 919 dağcımız vardı, şimdi sayı 35 bini aştı Son zamanların modası DAĞCILIK T ürkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca, 10 yıl önce lisanslı dağ sporcu sayısının 919 olduğunu belirterek Türkiye'de sayının şimdi 35 bini bulduğunu söyledi. Karaca, “1998 yılında 23 dağcılık kulübü varken şimdilerde 960 tane kulübümüz var." dedi. Bursa Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü’nün düzenlediği 18. Latif Osman Çıkıgil'i anma tırmanışı için Kosova, Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk’un yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 150 dağcı Bursa’ya geldi. Dağcılar, Uludağ eteklerinde iki aşamalı ve dört gün sürmesi beklenen tırmanış için Kent Meydanı’ndan otobüslerle Uludağ’a hareket etti. Bayan dağcıların da fazla olduğu görüldü. Bursa Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü Kurucu Üyesi Şahin Başak, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Kulübümüzün düzenlediği 18. Latif Osman Çıkıgil anma tırmanışını bu sene yurt dışından gelen dağcılarla birlikte 150 civarındaki sporcuyla faaliyete başlıyoruz. İki aşamalı olacak. Uludağ oteller bölgesinden göller bölgesine yürüyüş olup, pazar günü yapılacak anma töreninden sonra birinci grup Deliler Köyü’ne inecek. İkinci grup ise dört gün sürecek tırmanıştan sonra oylat kaplıcalarında yürüyüşü tamamlayacak." dedi. DAĞCI SAYISI SON 10 YILDA 35 KAT ARTTI Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca ise, dağcılık sporunda son yıllarda güzel gelişmelerin olduğunu dile getirdi. Karaca, “Türkiye’deki dağcılık sporcu sayısını lisans sayısıyla mukayese ediyoruz. Şuanda 35 bin lisanslı dağcımız var. 10 yıl öncesine baktığımız zaman 919 kişiydi. Şimdi 35 bin kişi olması sevindirici." diyerek, şöyle konuştu: "Bizim branşımız olimpik olmayan, yarışması olmayan bir branş. Daha önce dağcılık branşında faaliyet gösteriyordu, federasyonumuz. Şimdi biz ona iki branş daha ekledik; dağ kayağı ve spor tırmanma. Bu iki branş yarışması olan branşlar. Temennimiz bu yarışmalarda gelecek dönemlerde başarılar el- de etmek. Dağcılık sporcusu olarak tüm sporlara saygımız var. Ama dağcılık sporu her vatandaşın yapması gereken bir spor dalı. Çünkü yarışması doğa ile, rakibiniz yok, rakip olmadığı için de kavga yok, gürültü yok, doping yok. Bunlardan tamamen uzak ama kişinin kendisini geliştirmesi adına, paylaşmayı öğrenmesi adına ülkemizin birlik ve bütünlüğü adına fevkalede iyi bir spor dalı." 23 KULÜPTEN 960 KULÜBE ULAŞTIK Türkiye’de dağcılığın geçmişine bakıldığında 1998’de 23 dağcılık kulübü olduğunu hatırlatan Karaca, "Bugün 960 tane dağcılık kulübü var. O zaman 25 ilde dağcılık aktifti bugün 79 ilimizde dağcılık aktif olarak var. O dönemlerde bir tane branş vardı. Bugün üç branş var. O dönem talimat yoktu, yönetmelik yoktu. Usta çırak ilişkisi içerisinde yapılıyordu. Bugün artık yönetmeliklerle yürütülüyor. Bu da tabi çok sevindirici." diye konuştu. (CİHAN) SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Ailelerin üzerinden eğitim yükünü bir nebze olsun almak istediklerini söyleyen Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, “Bir müjde vermek istiyorum. Yakında evde eğitimi başlatıyoruz" dedi 16 Kasım 2014 Pazar www.sondakikagazetesi.com PİRİŞTİNA'dan kızlar erkekleri Üniversiteye girişte öğrencilere müjde Buca Belediyesi’nin dar gelirli ailelerin çocuklarına ücretsiz olarak verdiği Buca Gençlik Eğitim Merkezi (BUGEM)’in YGS ve LYS üniversiteye hazırlık kurslarının açılışını Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, öğrencilerle yaptı. Başkan Piriştina, törende öğrencilere ders kitaplarını ücretsiz olarak dağıttı. Daha çok öğrenciye eğitim verebilmek için çalıştıklarını belirten Piriştina, Buca’da evde eğitim dönemini başlatacaklarını müjdeledi. Bugem’in 2014-2015 eğitim yılı, Buca Belediyesi Güzel Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşen açılış ile başladı. Bugem’in geçen senelerdeki kurslarında ders alarak Anadolu Liselerini kazanan ve bu yıl da üniversiteye hazırlık kurslarında eğitim alan Kübra Akgül, Adile Beytorun ve Damla Gün de açılışta yaptıkları konuşmada Başkan Piriştina’ya teşekkür etti. Adile Beytorun, 2010-2011 yılları arsında Bugem’in SBS kurslarında ders aldığını ve bu sayede Anadolu Lisesi’nde okuduğunu söyledi. Damla Gün de, 7 ve 8’inci sınıfa giderken SBS kurslarına katıldığını ve Bugem sayesinde İzmir Atatürk Sağlık ve Meslek Lisesi hemşirelik bölümünü kazandığını söyledi. Gün “O zamanlar üniversite kursları yoktu. Aradan 4 yıl geçti ve şimdi SBS’ye hazırlandığım yerde üniversiteye hazırlanıyorum. Çok şükür üniversite kursları açıldı. Belediye Başkanımıza ve emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Kübra Akgül ise şöyle konuştu; “Bu sınavlar bizim için çok önemliydi çünkü geleceğimizi bu sınavlar belirleyecekti. O yüzden sene başında Başkanımız Levent Piriştina’nın yanına giderek Bugem’in devam etmesini istediğimizi söyledim. Herkes başkanımızdan imar değişikliği, iş gibi konularda bir şeyler istiyordu. Fakat ben kendim için değil, tüm gençler için istekte bulundum. Başkanımız da sağolsun eğitime verdiği önemi gösterdi. Belki belediye için küçük fakat bizim için büyük bir hizmete imza attı. Bugem’in bir öğrencisi olarak Başkanımıza ve emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.” İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Okur da konuşmasında Başkan Piriştina’ya kurslar için tüm öğrenciler adına teşekkür etti. Piriştina: “Çocuklarımızı sınava değil hayat hazırlıyoruz” Başkan Levent Piriştina da şöyle konuştu: “Genç kardeşlerimizi dinleyince yüreğim kabardı. Heyecanım arttı ve yorgunluğum gitti. İlçemizin kalkınması için birçok işler yapmaya çalı- şıyoruz. Fakat bunların planını yaparken mesai harcarken en çok heyecanlandığımız gençliğe ve geleceğe yapılacak yatırımların planlanmasında ve bütçelenmesinde oluyor. Ve orada ne kadar haklı olduğumuzu üç kız arkadaşımıza baktığımızda bir kez daha görmüş oluyoruz. Ben de bir kız çocuğu okutuyorum ve şunun çok iyi farkındayım, gençleri SBS’ye, YGS’ye veya LGS’ye hazırlamıyoruz. Aslında çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz. Bu zorlu mücadelede de mutlaka Buca Belediyesi’nin bir rol oynaması lazım. O yükü ailelerin sırtından alması lazım.” Buca’da evde eğitim dönemi başlıyor Belediye Başkanı Levent Piriştina, ailelerin üzerinden eğitim yükünü bir nebze olsun almak istediklerini ve bunun için de en kısa sürede tüm Bucalı öğrencilerin faydalanabileceği evde eğitim dönemine geçeklerini söyledi. Piriştina, “Bir müjde vermek istiyorum. Evde eğitimi başlatıyoruz. Onu da çok kısa zaman içerisinde sizlerle paylaşıp hayata geçireceğiz. Binalara sığamıyoruz ve bizde bu gibi sınavlara çocuklarımızı evlerde de hazırlayalım, dijital ortamlarda da hazırlayalım. Yaş gurubu olarak 7’den 17’ye giden bir yaş gurubumuza hitap edecek bir çalışmamız var. Bu proje ile de bu yükü ailelerimizin sırtından biraz daha alacağımızı düşünüyorum” diye Papa'ya Meryem Ana daveti Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus’un Türkiye'ye yapacağı ziyaret, Meryem Ana Evi'nin bulunduğu ve daha önce 3 papa tarafından ziyaret edilen İzmir'in Selçuk ilçesinde heyecanla karşılandı. Papa Franciscus, Türkiye ziyaretleri kapsamında bu ilçeye de davet edildi. Meryem Ana'nın evi ve mezarının yanı sıra dinin ilk 7 kilisesinden Saint John ve azizler adına inşa edilmiş pek çok kiliseye ev sahipliği yapan, Hristiyan kültüründe ayrıcalıklı bir yer olarak görülen ve konuştu. Piriştina konuşmasını şöyle tamamladı; “Ne mutlu bu gençlerimiz var. Kübra ilk geldiğinde titriyordu. Bugem kapancak mı ne dediler bilmiyorum. Kübra bir heyecanla gelmişti. Nerede olursanız olun hangi görevde olursanız olun, hangi gözlükle dünyaya bakıyor ve kamu görevi yapıyor olursanız olun bir genç kızın eğitimle ile ilgili titrerken ki talebine hayır demek zaten mümkün olmaz. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.” (HABER MERKEZİ) burayı ziyaret edenlerin "hacı" kabul edildiği Selçuk ilçesinde, Papa Franciscus’un Türkiye'yi ziyaret edecek olması heyecan yarattı. Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Papa Franciscus’un Selçuk'u ziyaret etmesinin, ilçedeki Hristiyan inancına ait kültürel miraslar ve ilçe turizminin geleceği adına çok önemli olduğunu söyledi. İlçeyi daha önce 3 papanın ziyaret ettiğini hatırlatan Bakıcı, Papa Franciscus’un da ağırlama konusunda Dışişleri "SOLLADI" T ürkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor. Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Çalapkulu, "Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" dedi Türkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor. Üniversitelerde 16-20 yaş grubundaki 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenci oluşturuyor. AA muhabirinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı (YÖK) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2013-2014 öğretim yılında, 1 milyon 752 bin 49'u lisans, 805 bin 542'si önlisans, 265 bin 895'i yüksek lisans, 67 bin 157'si doktora, 2 milyon 581 bin 878'i açıköğretim olmak üzere 5 milyon 472 bin 521 öğrenci yüksek öğrenim görüyor. Öğrencilerden 2 milyon 964 bin 442'si erkek, 2 milyon 508 bin 79'u ise kadınlardan oluşuyor. öğrenciden 11 bin 83'ünü kız, 7 bin 843'ünü erkek, 18 yaşındaki 304 bin 347 öğrenciden 167 bin 758'ini kız, 136 bin 589'unu erkek, 19 yaşındaki 540 bin 489 öğrenciden 285 bin 84'ünü kız, 255 bin 405'ini erkek, 20 yaşındaki 585 bin 111 öğrenciden 295 bin 655'ini kız, 289 bin 456'sını erkekler oluşturdu. 16-20 yaş grubunda öğrenim gören 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenci oluşturdu. Kız öğrencilerin üniversiteye giriş sayısındaki üstünlüğü, 21 yaşından sonraki yaş grubunda ise erkeklere geçti. -"Dünyanın en zeki iki kişisi de kadın" Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Ferhat Çalapkulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın ve erkeklerin beyninin birbirinden farklı olduğunu, öğrenci olarak kızların daha başarılı olmasının psikolojik gelişimle de ilgilisinin bulunduğunu belirtti. 16-20 yaş grubunda, erkeklerin ergenlik döneminin tam oturmadığını bu nedenle de başarı oranının düşük kaldığını ifade eden Çalapkulu, 20'li yaşlardan sonra erkeklerin arayı kapatma şansı bulduğunu ifade etti. Dünyanın en zeki iki kişisinin de kadın olduğuna dikkati çeken Çalapkulu, "IQ sonucuna göre kadınlar daha üstün görünüyor. Zekayı tek başına görmemek lazım. Onu etkileyen diğer etkenleri de düşünmek lazım. Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" diye konuştu. (AA) -16 yaşın altında üniversiteyi kazandılar İstatistiklere göre, 20132014 akademik yılında, 16 yaşın altındaki 185 öğrenci üniversiteyi kazandı. Bu öğrencilerden 106'sı kız, 79'u ise erkek öğrenci oldu. Üniversiteyi 21 yaşına kadar kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü istatistikleri yansıdı. 2013-2014 öğretim yılı öğrenci sayılarına bakıldığında, 16 yaşındaki 1335 öğrenciden 720'sini kız, 615'ini erkek, 17 yaşındaki 18 bin 926 Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Fatma Serpil Alpman'la iletişim kurduklarını, Papa'nın Türkiye ziyareti programı kapsamına Selçuk'un da eklenmesi yönünde taleplerini ve davet mektubunu gönderdiklerini bildirdi. Zeynel Bakıcı, daha önce Efes'i ve Meryem Ana'yı ziyaret eden ABD'deki The American Society of Ephesus (Amerikan Efes Derneği) başkanı Bill Quatman'ın kendilerine papanın ziyareti konusunda yardımcı olabileceğini söylediğini anlatarak, "Bill Quatman'a da Papa Franciscus'un Selçuk'a gelmesi talebimizi ilettik. Hatta Quatman, burayı ziyaretinde bize Papa'yı getirebileceğini kendisi teklif etmişti" diye konuştu. Papanın ziyaretinin ilçenin tanıtımına büyük katkı sağlayacağını savunan Bakıcı, "Kendilerini burada ağırlamaktan büyük gurur duyacağız. Hristiyan dünyasının ruhani liderlerinin Efes'i ve Meryem Ana'yı ziyaret etmeleri oldukça önemli oluyor, bu ziyaretin gerçekleşeceğini düşünüyoruz" ifadesini kullandı. (AA) Gazeteniz Sondakika şantiye sorununu gündeme getirmesinin akabinde ilgililer önlem aldı HABERİ OKUDU; YANLIŞINI DÜZELTTİ Sondakika Gazetesinin gündeme taşıdığı “Engelli yolu” sorununa sonunda biri kulak verdi. Şantiyenin engelli yolunun ortasına dikilmesini eleştirdik. O şantiye olmasa da, başka bir şantiye, haberi okuduktan sonra hatasını düzeltti Belediye’nin bu yolları düzeltmesi gerektiğini de ifade etmiştik. Ancak hala bir çözüm üretilmedi. Yani, görme engellilerin yürümesini sağlayan yollar hala bozuk. Yollar bozuk olduğu sürece, görme engelliler bu yolu kullanamayacak. Geçtiğimiz günlerde, birinci sayfadan; “Engelli değil, ölüm yolu” manşetiyle gördüğümüz habere nihayet biri kulak verdi. Haberin içeriğinde yer alan; “Engelli yolunun izlerinin silinmesi, İzli yolun engellileri arabaların önüne yönlendirmesi ve İzli yolun ortasına inşaat şantiyesinin olması” konu başlıklarını okuyan ve aynı yol üzerinde bulunan başka bir inşaat; aynı hatayı yapmadı. Haberi okuyan inşaat yetkilileri; şantiyeyi, şantiyenin engelli yolunu engellememesi prensibiyle kurdu. Böylece, şantiyeyi engelli yolunun ortasına kuran inşaat şirketine de örnek olmuş oldu. -O ŞİRKETİN ŞANTİYESİ HALA AYNI YERDE Engelli yolunun ortasına şantiye kuran şirketin şantiyesi, olduğu gibi duruyor. Engellileri ölümle karşı karşıya getiren bu sorumsuzluğa da çözüm üretilmedi. Engelliler ise, zor anlar hatta tehlikeli anlar yaşıyor. -BELEDİYE HALA İZLİ YOLU DÜZELTMEDİ Öte yandan, izli yolun silinmesini de gündeme taşımıştık. Haberimizde, izli yolun silindiğinden, bahsetmiştik. -BELEDİYEYİ UYARIYORUZ Sondakika Gazetesi olarak İzmir Büyükşehir Belediyesini uyarıyoruz. Tarafsız gazetecilik ilkesiyle hareket eden bizler; hangi partinin belediyesi olursa olsun, yapılan hataları hata olarak kabul ediyor ve gerekli uyarıları yapıyoruz. Büyükşehir Belediyesi, acil bir şekilde İzli Yolları düzeltmeli ve görme engellilerin yürüyebileceği hala getirmelidir. Ayrıca, engelli yolunun ortasına dikilen inşaat şantiyesini kaldırmalı ve sorumlular cezalandırılmalıdır. anlamına geliyor. En net ifadeyle, Belediye hem kontrolsüz inşaat şantiyesi izni veriyor hem de kendi projesi olan “İz”li yol projesinin önemsemiyor veya göstermelik yapıyor.” -İŞTE O HABERİN BİR BÖLÜMÜ; ““ÂM” YOLUNUN ORTASINDA İNŞAAT ŞANTİYESİ Yaşanan bu olumsuz ve üzücü gelişmeye başka bir boyut kazandıran şey ise; “İz”li yolun ortasında inşaat şantiyesinin olması… Bu yolu takip eden “Âmâ”lar (Görme Engelliler) şantiyenin duvarına çarpıyor. Bu da, Büyükşehir Belediyesinin; inşaat şantiyesini kontrol etmeden izin verdiği ÖZEL ÖZEL HABER HABER Bir haber ı bir yanlış düzeltti
© Copyright 2024 Paperzz