﴾ 55 مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفيهَا نُعيدُكُمْ وَمِنْهاَُنُْرِجُكُمْ

ÂYETLERİN AÇIKLAMALI MEÂLİ :
ِ
﴾55﴿ ‫فيها نُعي ُد ُك ْم َوِمْنهاَ ُُنْ ِر ُج ُك ْم ََت َرةً اُ ْخ ٰرى‬
َ ‫مْن َها َخلَ ْقنَا ُك ْم َو‬
55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir
kere daha ondan çıkarırız.
Biz sizi ilkin topraktan yarattık. Ölümünüzün ardından sizi
yine toprağa döndüreceğiz ve zamanı gelince yine topraktan
çıkaracağız1. Toprak sizin ilk atanızın hilkatinin esası olduğu
gibi, bedenlerinizi teşkil eden maddelerin de başında gelir (…)
Ölüm ile ve parçalarınızın çözülüp dağılmasıyla toprak
olursunuz. Öldükten sonra da -ilk yaratışımızda sizi oradan
çıkarttığımız gibi- bir kere daha yine oradan sizi çıkarırız2.
ِ
﴾55﴿ ‫ب َواَ ٰٰب‬
َ ‫َولََق ْد اََريْنَاهُ اٰ ََيتنَا ُكلَّ َها فَ َك َّذ‬
56. Yemin olsun ki biz ona âyetlerimizin hepsini gösterdik;
o yalanladı ve yüz çevirdi.
Firavun’a bilinen âyetleri, mucizeleri gösterdik ki, bunlar
Mûsâ (as)’ya has dokuz âyettir; yılana dönüşen asâ, beyaz el,
ikiye ayrılan deniz, taştan su fışkırması, çekirge, haşerat,
kurbağa, kan ve İsrâiloğullarının tepesine yükseltilen dağ
mucizeleridir. O bütün bunları yalanladı ve büyü olduklarını
1
2
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).
Zuhaylî, Vehbe, Tefsîrü’l-münîr, (Tercüme : Hamdi Arslan, Dr. Ahmet Efe, Beşir Eryarsoy,
Dr. H. İbrahim Kutluay, Nurettin Yıldız), Risâle Yayınları, İstanbul, 2007, VIII, 451.
1
iddia edip yüz çevirdi. Yüce Allah’ın birliğini kabul yanaşmadı
ya da iman ve itaatten -tekebürrü- dolayısıyla yüz çevirdi3.
ِ ‫ال اَ ِجْئ تَ نَا لِتُخ ِرجنَا ِمن اَر‬
﴾55﴿ ‫وسى‬
َ َ‫ق‬
ٰ ‫ضنَا بِ ِس ْح ِرَك ََي ُم‬
ْ ْ َ ْ
57. Dedi ki : Ey Mûsâ ! Sihrinle bizi yerimizden çıkarman
için mi bize geldin ?
Firavun Mûsâ’ya dedi ki : “Ey Mûsâ! Sen bizi Mısır’dan
çıkarmaya, yerimizden yurdumuzdan etmeye mi geldin ?”
Firavun Hz. Mûsâ’nın asâ ve beyaz el mucizelerini
görmezlikten gelip inkâra saparak şöyle demişti : “ Ey Mûsâ !
Sen Medyen topraklarında ortaya koyduğun sihir ile -ki bu da
asâyı yılana çevirmektir- bizi topraklarımız olan Mısır’dan
çıkartmak için mi geldin ? Sen bu işi yaparak insanlara sana
uymaları icap eden bir peygamber olduğun vehmini vermeye
çalışıyor ve bu yolla bizim topraklarımızda üstünlük sağlayıp
bizi buradan çıkartmak istiyorsun4”.
ۤ
ِ
ِ َ َ‫َّك بِ ِسح ٍر ِمثْلِه فَاجعل ب ي نَ نَا وب ي ن‬
ِ
﴾55﴿ ‫اً ُس ًوى‬
ً ‫ت َم َك‬
َ ْ‫ك َم ْوع ًدا ََل ُُنْل ُفهُ ََْن ُن َوََل اَن‬
ْ َ َ َْ ْ َ ْ
ْ َ ‫فَلَنَاْتيَ ن‬
58. Andolsun ki biz de sana onun benzeri bir sihir getiririz.
Sen şimdi bizimle kendi aranda bir buluşma vakti, hem
senin hem bizim itiraz etmeyeceğimiz düz ve geniş (eşit)
bir mekân tâyin et.
3
4
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 457.
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 458.
2
“Senin yaptığın büyünün bir benzerini sana karşı
getireceğiz. Çünkü biz de senin büyünün benzerini biliyoruz
(…) Bize belli bir gün ve belli bir yer belirle. Orada bir araya
gelelim.
Bizdeki
büyü
yapma
imkânlarıyla
senin
getirdiklerine karşı koyalım. Hiç birimiz verilen bu söze aykırı
hareket etmesin5”.
ِ
ِ َ َ‫ق‬
﴾55﴿ ‫ض ًحى‬
ُ ‫َّاس‬
ُ ‫ال َم ْوع ُد ُك ْم يَ ْوُم الزينَة َواَ ْن ُُْي َشَر الن‬
59. Mûsâ dedi ki : Sizinle buluşma vakti zînet günü ve
insanların toplanacağı kuşluk vaktidir.
Toplanma günümüz insanların süslendiği gün olan tören
günü (Nevruz bayramı günü) ve kuşluk vakti olsun ki, bu,
insanların iş yapmadığı bir günde ve hep birlikte bir araya
gelecekleri umumi bir toplantı olsun. Sonunda da bu
karşılaşmanın sonucu üzerinde konuşsunlar. Böylelikle
davetin üstünlüğü ortaya çıksın, hak söz yücelsin, bâtıl can
çekişerek yok olsun6.
﴾56﴿ ‫فَتَ َو ّٰٰل فِْر َع ْو ُن فَ َج َم َع َكْي َدهُ ُُثَّ اَتٰى‬
60. Bunun üzerine Firavun arkasını dönüp gitti. Bütün
hilesini topladı, sonra geldi.
Firavun
meclisten
ayrılıp
ülkesindeki
sihirbazları
toplamaya başladı. Bunun için kendileriyle tuzak ve hilelerini
5
6
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 459.
A.y.
3
kuracağı büyük araç ve gereçleri hazırlamaya koyuldu. Daha
sonra da belirlenen, sözleşilen şekilde geldi7.
ِ ِ ٰ ‫وسى وي لَ ُكم ََل تَ ْفت روا علَى‬
ٍ ِ ِ
﴾56﴿ ‫اب َم ِن افْ تَ ٰرى‬
َ َ‫ق‬
ٰ َ َُ
َ ‫اّلل َكذ ًًب فَيُ ْسحتَ ُك ْم ب َع َذاب َوقَ ْد َخ‬
ْ ْ َ ٰ ‫ال ََلُْم ُم‬
61. Mûsâ onlara şöyle dedi : Yazıklar olsun size ! Allah’a
karşı yalan uydurmayın. Yoksa bir azap ile kökünüzü
keser. İftira eden muhakkak hüsrana uğramıştır.
Mûsâ, Firavun ve adamlarına şöyle seslendi : “ Kendinize
yazık etmeyin ! Allah’a eş ve ortak koşarak O’na iftira etmiş
olmayın. Aksi hâlde Allah korkunç bir azapla sizi yok eder.
Hiç şüpheniz olmasın ki Allah’a eş ve ortak koşmak suretiyle
O’na iftirada bulunanların âkibeti mutlaka hüsrandır8.
ۤ
﴾56﴿ ‫َّج ٰوى‬
ْ ‫فَتَ نَ َازعُوا اَْمَرُه ْم بَْي نَ ُه ْم َواَ َسُّروا الن‬
62. Bunun üzerine, onlar durumlarını aralarında tartıştılar
ve baş başa konuşmalarını gizli tuttular9.
Sihirbazlar Hz. Mûsâ’nın bu sözlerini işitince bu hususta
kendi aralarında tartıştılar, danıştılar, görüş alış-verişinde
bulundular. Aralarındaki bu görüş alış-verişlerini de Hz.
Mûsâ ve kardeşinden gizlice yaptılar10.
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 462.
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).
9
Hamidullah, Muhammed, Aziz Kur’an -Çeviri ve Açıklama-, (Çevirenler : Yrd. Doç. Dr.
Abdülaziz Hatip-Mahmut Kanık), Beyan Yayınları, İstanbul, 2000.
10
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 462-463.
7
8
4
ِ ‫قَالُ ۤوا اِ ْن ٰه َذ ِان لَس‬
﴾56﴿ ‫يد ِان اَ ْن ُُيْ ِر َجا ُك ْم ِم ْن اَْر ِض ُك ْم بِ ِس ْح ِرِِهَا َويَ ْذ َهبَا بِطَري َقتِ ُك ُم الْ ُمثْ ٰلى‬
َ ‫احَر ِان يُر‬
َ
63. Dediler ki : Bu ikisi, kesinlikle büyüleri ile sizi
yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu (en şerefli
ve üstün olan dininizi11) ortadan kaldırmak isteyen iki
büyücüdür12.
Sihirbazlar dediler ki : “ Ey Mısırlılar ! Şüphesiz ki Mûsâ ile
Hârûn sizleri büyü sanatıyla yurdunuz olan Mısır’dan
çıkartmak13, sizin indinizde efdal olan din ve mezhebinizi
giderip kendi dinlerini izhar etmek istiyorlar14.
ِ
﴾56﴿ ‫استَ ْع ٰلى‬
ْ ‫صفًّا َوقَ ْد اَفْ لَ َح الْيَ ْوَم َم ِن‬
َ ‫فَاَ ْْج ُعوا َكْي َد ُك ْم ُُثَّ ائْ تُوا‬
64. Onun için, düzenlerinizi bir araya getirin, sonra sırayla
gelin. Bugün üstün gelen, kazanan olacaktır.
Ey Mısırlı sihirbazlar ! Şimdi siz hep birlikte Mûsâ’yı alt
etmek için sihirle ilgili bütün hünerlerinizi ortaya koyun ve
onun karşısına bir düzen içinde çıkıp gücünüzü gösterin. Zira
bugün üstün gelen, zafer kazanmış olacaktır15.
11
12
13
14
15
Çantay, Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm.
Aziz Kur’an -Çeviri ve Açıklama-.
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 463.
Mehmed Vehbî, Büyük Kur’an Tefsiri (Hülâsatü’l-beyân), Üç Dal Neşriyat, İstanbul, tsz.,
VIII (16. Cüz), 3307.
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).
5
ۤ
ۤ
﴾55﴿ ‫وس ۤى اَِّما اَ ْن تُْل ِق َي َواَِّما اَ ْن نَ ُكو َن اََّو َل َم ْن اَلْقٰى‬
ٰ ‫قَالُوا ََي ُم‬
65. Dediler ki : Ey Mûsâ ! Sen mi atarsın, yoksa önce atan
biz mi olalım.
Karşılaşma başlayıp da her iki kesim bir araya gelince
sihirbazlar Hz. Mûsâ’ya şöyle dediler : “ Sen mi bırakırsın,
yoksa ilk bırakan biz mi olalım16; ister önce sen göster
hünerini, istersen ilk biz başlayalım17.
ِ ‫ال بل اَلْ ُقوا فَاِ َذا ِحبا َُلم و ِع‬
﴾55﴿ ‫صيُّ ُه ْم ُُيَيَّ ُل اِلَْي ِه ِم ْن ِس ْح ِرِه ْم اَن ََّها تَ ْس ٰعى‬
َ ُْ َ
ْ َ َ َ‫ق‬
66. Dedi ki : Haydi, siz atın. Bir de baktı ki, onların ipleri
ve değnekleri sihirlerinden ötürü kendisine yürüyorlarmış
gibi geldi.
Mûsâ onlara “Buyurun, siz başlayın” diye karşılık verdi.
Sihirbazların yere attıkları ipler ve sopalar, yaptıkları sihir
sebebiyle Mûsâ’ya çok hızlı hareket eden yılanlar gibi
göründü18.
﴾55﴿ ‫وسى‬
ٰ ‫س يف نَ ْف ِسه خي َفةً ُم‬
َ ‫فَاَْو َج‬
67. Bu yüzden Mûsâ içinde bir korku hissetti.
16
17
18
Tefsîrü’l-münîr, VIII, 468.
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).
6
Bu yüzden Mûsâ’nın içine bir korku düştü.
ِ ‫ق ْلنا ََل ََت‬
﴾55﴿ ‫ت ْاَلَ ْع ٰلى‬
َ ‫ف ان‬
ْ َ َُ
َ ْ‫َّك اَن‬
68. Biz dedik ki : Korkma! Muhakkak sen, evet sen, en
üstünsün.
Biz “Korkma” dedik. Çünkü üstün gelecek, gâlip olacak olan
muhakkak sensin, sen.
ِ ‫الس‬
ِ ‫ف ما صنَ عوا اََِّّنَا صنَعوا َكي ُد س‬
﴾55﴿ ‫ث اَتٰى‬
َّ ‫اح ٍر َوََل يُ ْفلِ ُح‬
ُ ‫احُر َحْي‬
َ ِ‫َواَلْ ِق َما يف ََيين‬
ُ َ َ ْ ‫ك تَ ْل َق‬
َ ْ َُ
69. Sağında olanı at! O yaptıklarını yutar. Çünkü onların
yaptıkları sırf sihirbaz hilesidir. Sihirbaz ise nereye giderse
gitsin felah bulmaz.
Şimdi sen sağ elinde bulunan asâyı yere at! Asâ onların
iplerini ve sopalarını yutacaktır. Çünkü onların yaptığı iş,
sihirbaz hilesinden başka bir şey değildir. Bilesin ki
sihirbazlar nereye giderlerse gitsinler ve ne yaparlarsa
yapsınlar asla başarıya ulaşamazlar19.
ۤ
ِ
﴾56﴿ ‫وسى‬
ٰ ‫ب ٰهُرو َن َوُم‬
َّ ‫فَاُلْ ِق َي‬
ٰ ‫الس َحَرةُ ُس َّج ًدا قَالُوا اٰ َمنَّا بَِر‬
19
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).
7
‫‪70. Neticede sihirbazlar secdeye kapandılar. Dediler ki :‬‬
‫‪“Biz Mûsâ ile Hârûn’un rabbine iman ettik”.‬‬
‫‪Mûsâ’nın galip gelmesi üzerine sihirbazlar secdeye‬‬
‫‪kapanarak dediler ki : “Biz Mûsâ ve Hârûn’un rabbine iman‬‬
‫‪ettik20”.‬‬
‫ِ‬
‫السحر فَ ََلُقَ ِطٰع َّن اَي ِدي ُكم واَرجلَ ُكم ِمن ِخ ََل ٍ‬
‫ِ‬
‫َّ‬
‫َّ‬
‫ ٍ‬
‫قَ َ‬
‫َ ْ َ ْ َُْ ْ ْ‬
‫ال اٰ َمْن تُ ْم لَهُ قَ ْب َل اَ ْن اٰ َذ َن لَ ُك ْم انَّهُ لَ َك ُ‬
‫بريُك ُم الذي َعل َم ُك ُم ٰ ْ َ‬
‫ۤ‬
‫َّخ ِل َولَتَ ْعلَ ُم َّن اَيُّنَا اَ َش ُّد َع َذ ًاًب َواَبْقٰى ﴿‪﴾56‬‬
‫صلِٰبَ نَّ ُك ْم يف ُج ُذ ِ‬
‫وع الن ْ‬
‫َوََلُ َ‬
‫ۤ‬
‫قَالُوا لَن نُؤثِرَك ع ٰلى ما ج ۤاء ًَ ِمن الْبيِنَ ِ‬
‫ت قَ ٍ‬
‫ات َوالَّذي فَطََرًَ فَاقْ ِ‬
‫اْلَٰيوَة الدُّنْيَا‬
‫اض اََِّّنَا تَ ْقضي ٰه ِذهِ ْ‬
‫ض َما اَنْ َ‬
‫ْ ْ َ َ َ َ َ َ َٰ‬
‫﴿‪﴾56‬‬
‫ۤ‬
‫ِ ۤ ِِ ِ ِ‬
‫ِِ ِ‬
‫اّللُ َخْي ٌر َواَبْ ٰقى ﴿‪﴾56‬‬
‫الس ْح ِر َو ٰٰ‬
‫ا ًَّ اٰ َمنَّا بَربٰنَا ليَ ْغفَر لَنَا َخطَ َاَي ًَ َوَما اَ ْكَرْهتَ نَا َعلَْيه م َن ٰ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫فيها َوََل َُْي ٰٰي ﴿‪﴾56‬‬
‫انَّهُ َم ْن ََيْت َربَّهُ ُُْم ِرًما فَا َّن لَهُ َج َهن ََّم ََل َيَُ ُ‬
‫وت َ‬
‫ۤ‬
‫ومن َيْتِه مؤِمنًا قَ ْد ع ِمل َّ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ٰ‬
‫ات الْعُ ٰلى ﴿‪﴾55‬‬
‫ج‬
‫َّر‬
‫الد‬
‫م‬
‫َل‬
‫ك‬
‫ئ‬
‫ل‬
‫ََ ْ َ ُْ‬
‫الصاْلَات فَاُو َ َُُ َ َ ُ‬
‫َ َ‬
‫ۤ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ٍ‬
‫ك َج ٰزُؤا َم ْن تََزٰٰكى ﴿‪﴾55‬‬
‫فيها َو ٰذل َ‬
‫َجن ُ‬
‫دين َ‬
‫َّات َع ْدن ََْتري م ْن ََْتت َها ْاَلَنْ َه ُار َخال َ‬
‫‪Kur’ân-ı Kerîm Meâli (Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri).‬‬
‫‪8‬‬
‫‪20‬‬
9
10
11
12