UZAKTAN ALGILAMA VERİLERİ İLE BÖLGESEL ÇEVRE ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ: ZONGULDAK ÖRNEĞİ Ali İhsan ŞEKERTEKİN Bülent Ecevit Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi Olarak Hazırlanmıştır ZONGULDAK Ocak 2013 KABUL: Ali İhsan ŞEKERTEKİN tarafından hazırlanan “UZAKTAN ALGILAMA VERİLERİ İLE BÖLGESEL ÇEVRE ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ: ZONGULDAK ÖRNEĞİ” başlıklı bu çalışma jürimiz tarafından değerlendirilerek, Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak oybirliği ile kabul edilmiştir. 02/01/2013 Başkan: Prof. Dr. Şenol Hakan KUTOĞLU (BEÜ) …….…………… Üye : Doç. Dr. Şinasi KAYA (İTÜ) …….…………… Üye : Yrd. Doç. Dr. Aycan Murat MARANGOZ (BEÜ) …….…………… ONAY: Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. … /…/2013 Prof. Dr. Özden ÖZEL GÜVEN Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü ii ÖZET Yüksek Lisans Tezi UZAKTAN ALGILAMA VERİLERİ İLE BÖLGESEL ÇEVRE ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ: ZONGULDAK ÖRNEĞİ Ali İhsan ŞEKERTEKİN Bülent Ecevit Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Şenol Hakan KUTOĞLU Ocak 2013, 83 sayfa Günümüzde, insan hayatını ve sağlığını tehlikeye atan birçok etmen mevcuttur. Son zamanlarda iklim değişikliği, dünyanın ekolojik sistemi önündeki en önemli sorunlardan biridir ve sayısı hızla artan termik santraller iklim değişikliği üzerine ciddi olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliği tüm dünyada tüm disiplinler tarafından çalışılmakta ve Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği de uzaktan algılama, küresel konumlama sistemi vb. aracılığıyla bu çalışmalara katkı sağlamaktadır. Bu tez çalışmasında, iklim değişikliği çerçevesinde Zonguldak’ın yer yüzey sıcaklığı haritalarının elde edilmesi ile termik santraller bölgesindeki bitki örtüsü değişikliğini ve bu değişiklikten sonraki sıcaklık değişimlerini göstermek amaçlanmıştır. Bu bağlamda, uzaktan algılama teknikleri kullanılarak uydu görüntüleri işlenmiştir. Çalışmada, Landsat TM 5 uydusuna ait 18.09.2007 ve 28.08.2011 tarihli görüntüler ile 25.01.2008 tarihli Terra (ASTER) uydusu tarafından alınan yüzey kinetik sıcaklığı görüntüsü kullanılmıştır. Landsat iii ÖZET (devam ediyor) TM 5 uydusuna ait görüntülere tek-pencere (mono-window) algoritması uygulanarak yer yüzey sıcaklığı görüntüleri elde edilmiştir. Ayrıca görüntülerden bitki örtüsü indeksi çıkarılmıştır. Elde edilen, yer yüzey sıcaklığı ve Normalize Edilmiş Fark Bitki Örtüsü İndeksi (NDVI) verileri analiz edilmiştir. Terra (ASTER) uydu görüntüsü ile Çatalağzı termik santralinin (ÇATES) soğutma suyunun sıcaklık ve ne kadarlık alanda etkili olduğu gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, yer yüzey sıcaklıkları ve NDVI verileri kendi içlerinde ve birbirleriyle kıyaslanarak analizler gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda, bölgesel sıcaklık farkları ortaya konulmuştur. Zonguldak yerleşim merkezi ve termik santraller bölgesi için 2007 ve 2011 tarihli uydu görüntüleri ile bitki örtüsü değişimleri belirlenmiş ve bu değişimlerin sıcaklık verileri ile ilişkileri ortaya konulmuştur. Yapılan analizler ile bitki örtüsü tahribatı olan alanlarda sıcaklık artışlarının olduğu, Eren Holding’e ait termik santral yapımı sonucunda yaklaşık yirmi hektarlık bitki örtüsünün değişime uğradığı, soğutma suyunun denize verildiğinde kapladığı alan ve suyun sıcaklık değerinin deniz suyundan ortalama 5 oC fazla olduğu uydu görüntüleri ile belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar ile termik santrallerin bölgesel olarak çevrede olumsuz etkiler oluşturduğu ve bölgesel iklim değişikliğine sebep olduğu kanısına varılmıştır. Anahtar Sözcükler: Uzaktan Algılama, Yer yüzey sıcaklığı, Termik santrallerin çevreye etkileri, NDVI Bilim Kodu: 616.01.00 iv ABSTRACT M.Sc. Thesis DETERMINING REGINONAL ENVIRONMENTAL EFFECTS BY REMOTE SENSING DATA: A CASE STUDY OF ZONGULDAK Ali İhsan ŞEKERTEKİN Bülent Ecevit University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Geodesy and Photogrammetry Thesis Advisor: Prof. Şenol Hakan KUTOĞLU January 2013, 83 pages Nowadays, there are numerous factors endangering human health and life. In recent years, Climate change is one of the most important problems in front of the ecological system of the world, and thermal power plants, the number of which has been increasing fast have been doing serious negative effects on the climate change. Global warming and climate change have been studied frequently by all disciplines all over the world and Geodesy and Photogrammetry Engineering also contributes to such studies by means of remote sensing, global positioning system etc. In this thesis, It has been aimed that deriving land surface temperature maps of Zonguldak pursuant to climate change and, demonstrating vegetation cover change in power plants region and showing the temperature change after vegetation change. In this context, satellite images have been processed by using remote sensing techniques. v ABSTRACT (continued) In this study, the images of Landsat TM 5 satellite with the dates 18.09.2007 ve 28.08.2011 and, the surface kinetic temperature image of Terra (ASTER) satellite with the date 25.01.2008 have been used. Land surface temperature images have been obtained by using mono-window algorithm. Moreover, vegetation cover has been extracted from the images. Obtained land surface temperature NDVI data have been analyzed. It has been observed that the temperature of the cooling water of Çatalağzı power plant and how much area it is effective. As a result, land surface temperature and NDVI data have been analyzed with each other and one by one. As a result of analyses, the regional temperature changes have been presented. It has been determined with the analyses of images that the temperature rises at the regions in which the vegetation cover changed, the loss of vegetation cover about twenty hectars in consequence of building the power plant of Eren Holding, the area of the cooling water in the sea and the temperature value of cooling water is 5 oC upper than normal value. It is surmised that thermal power plants have negative effects on environment and cause regional climate change. Key Words: Remote Sensing, Land surface temperature, Effects of thermal power plants on Environment, NDVI Science Code: 616.01.00 vi TEŞEKKÜR Yüksek lisans tezi danışmanlığımı üstlenerek, bu çalışmanın tamamlanabilmesi için bilgi ve desteğini esirgemeyen değerli hocam Sayın Prof. Dr. Şenol Hakan KUTOĞLU (BEÜ)’na teşekkürlerimi sunarım. Çalışmalarımın çeşitli aşamalarında bana destek veren ve beni yönlendiren, çalışmaları arasında bana zaman ayıran değerli hocam Sayın Doç. Dr. Şinasi KAYA (İTÜ)’ya şükranlarımı sunarım. Çalışmalarım boyunca bilimsel desteklerini esirgemeyen hocalarım Yrd. Doç. Dr. Aycan Murat Marangoz (BEÜ)’a, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin KEMALDERE (BEÜ)’ye, Yrd. Doç. Dr. K. Sedar GÖRMÜŞ (BEÜ)’e, Uzman Murat ORUÇ (BEÜ)’a teşekkür ederim. Tez yazım aşamasında ve gerekli idari işlemler hakkında bilgilerini esirgemeyen Arş. Gör. Çağlar BAYIK (BEÜ)’a, Arş. Gör. Zeynel Abidin POLAT (YTÜ)’a, Arş. Gör. Mustafa ÖZENDİ (BEÜ)’ye ve Arş. Gör. Nevin Betül AVŞAR (BEÜ)’a teşekkür ederim. Tez çalışmasında görüntülerin işlenmesinde gerekli olan meteorolojik bilgileri sağlayan Zonguldak Meteoroloji Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ederim. Çalışmalarımda bana cesaret veren ve çalışmayı tamamlayacağıma her zaman inanan kız arkadaşım Yasemin YILDIZ’a teşekkür ederim. Hiç şüphe yok ki böyle bir çalışmanın ortaya çıkmasında bana her zaman güvenen, hayatımın her döneminde sağlamış oldukları maddi ve manevi destekleri ile bugünlere gelmemde en büyük pay sahibi olan babam Mürtalip ŞEKERTEKİN, annem Saray ŞEKERTEKİN ve onlarla birlikte manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen kardeşlerime teşekkürü bir borç bilirim. vii viii İÇİNDEKİLER Sayfa KABUL ...................................................................................................................................... ii ÖZET ......................................................................................................................................... iii ABSTRACT ............................................................................................................................... v TEŞEKKÜR ............................................................................................................................. vii İÇİNDEKİLER .......................................................................................................................... ix ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................................................................... xi ÇİZELGELER DİZİNİ ........................................................................................................... xiii EK AÇIKLAMALAR DİZİNİ ................................................................................................. xv SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ........................................................................... xvii BÖLÜM 1 GİRİŞ ....................................................................................................................... 1 1.1 ÇALIŞMANIN TANIMI ................................................................................................. 1 1.2 ÇALIŞMANIN AMACI .................................................................................................. 2 BÖLÜM 2 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ .............................................. 3 2.1 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER .................................................. 5 2.2 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ ...................................................... 9 2.3 TERMİK SANTRALLERİN ÇEVRESEL ETKİLERİ ................................................ 10 2.3.1 Hava Kirliliği ........................................................................................................... 11 2.3.2 Su Kirliliği ............................................................................................................... 12 2.3.3 Toprak Kirliliği ....................................................................................................... 12 BÖLÜM 3 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİNİN İZLENMESİ ........................................... 15 ix İÇİNDEKİLER (devam ediyor) Sayfa 3.1 UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ ............................................................................. 15 3.1.1 Uzaktan Algılama Hakkında Genel Bilgiler ........................................................... 15 3.1.2 Uzaktan Algılamanın Kullanım Alanları ................................................................ 18 3.1.3 Landsat Uydusu ....................................................................................................... 19 3.1.4 Terra (ASTER) Uydusu .......................................................................................... 19 3.1.5 Termal (Isıl) Uzaktan Algılama ve Kullanım Alanları ........................................... 20 3.2 DİĞER YÖNTEMLER .................................................................................................. 21 BÖLÜM 4 YER YÜZEY SICAKLIĞININ UYDU GÖRÜNTÜLERİ YARDIMIYLA BELİRLENMESİ .................................................................................................. 25 BÖLÜM 5 UYGULAMA ........................................................................................................ 33 5.1 ÇALIŞMA ALANI VE MATERYAL ........................................................................... 33 5.3 METOT .......................................................................................................................... 36 5.3 VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ANALİZİ ................................................. 46 5.3.1 Yer Yüzey Sıcaklığı Analizi ................................................................................... 47 5.3.2 NDVI Analizi .......................................................................................................... 54 5.3.3 Genel Çalışma Alanı ve Tahribat Bölgeleri için NDVI - LST Analizi ................... 57 5.3.4 Termik Santrallerin Çevreye Verdiği Olası Etkiler................................................. 64 BÖLÜM 6 SONUÇLAR VE ÖNERİLER ............................................................................... 69 KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 73 EK AÇIKLAMALAR A YILIN GÜNÜNE GÖRE ASTRONOMİK BİRİMDE (AU) DÜNYA-GÜNEŞ ARASI MESAFE ÇİZELGESİ ............... 79 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................................. 83 x ŞEKİLLER DİZİNİ No Sayfa 2.1 İklim sisteminin bileşenleri ve etkileşimleri ..................................................................... 3 2.2 Sera etkisi .......................................................................................................................... 6 2.3 En önemli ve en uzun yaşam süreli sera gazlarının 2000 yıllık seyri ............................... 7 2.4 1990-2004 yılları arasında sera gazı emisyonları .............................................................. 8 2.5 1961-1990 dönemi ortalamalarından farklara göre hesaplanan küresel yıllık ortalama yüzey sıcaklığı anomalilerinin 1860-2004 dönemindeki değişimleri ............................... 9 2.6 Termik Santral çalışma Şeması ....................................................................................... 10 3.1 Elektromanyetik spektrum üzerindeki spektrum görüntü bölgesi ................................... 16 3.2 Uzaktan algılamada görüntü elde etme işlemleri ............................................................ 17 5.1 Çalışma alanının (Zonguldak ve civarı) Landsat TM 5 uydu görüntüsü 3, 2, 1 bant kombinasyonu ile gösterimi ............................................................................................ 33 5.2 28.08.2011 tarihli çalışma alanımızı kapsayan 4,3,2 bant kombinasyonlu Landsat TM 5 uydu görüntüsü ..................................................................................................... 35 5.3 18.09.2007 tarihli çalışma alanımızı kapsayan 4,3,2 bant kombinasyonlu Landsat TM 5 uydu görüntüsü ..................................................................................................... 35 5.4 25.01.2008 tarihli çalışma alanımızı kapsayan Terra (ASTER) uydusuna ait gri skalalı tek bant yüzey kinetik sıcaklığı görüntüsü .......................................................... 36 5.5 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat uydusu 3. bant radyans görüntüsü ............ 37 5.6 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu 3. bant radyans görüntüsü ..... 38 5.7 Güneş yükseklik açısı ve Güneş zenit açısı şematik gösterimi ....................................... 39 5.8 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu 3. bant yansıtım görüntüsü ....... 39 5.9 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu 3. bant yansıtım görüntüsü ....... 40 5.10 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu 6. bant parlaklık sıcaklığı görüntüsü ........................................................................................................................ 40 5.11 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu 6. bant parlaklık sıcaklığı görüntüsü. ....................................................................................................................... 41 xi ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor) No Sayfa 5.12 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu kontrollü sınıflandırılmış NDVI görüntüsü ............................................................................................................. 41 5.13 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu kontrollü sınıflandırılmış NDVI görüntüsü ............................................................................................................. 42 5.14 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu yayınırlık görüntüsü ........... 42 5.15 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu yayınırlık görüntüsü ........... 43 5.16 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu yer yüzey sıcaklığı görüntüsü ........................................................................................................................ 44 5.17 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu yer yüzey sıcaklığı görüntüsü ........................................................................................................................ 45 5.18 LST hesabı için Erdas modeler ikonunda oluşturulan model ......................................... 46 5.19 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli kontrollü sınıflandırılmış LST görüntüsü .............. 49 5.20 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli kontrollü sınıflandırılmış LST görüntüsü .............. 50 5.21 2007-2011 LST görüntüleri arasındaki korelasyon ......................................................... 51 5.22 Matlab programı ile lineer entepole edilmiş 18.09.2007 tarihli LST görüntüsü ............. 52 5.23 Matlab programı ile lineer entepole edilmiş 28.08.2011 tarihli LST görüntüsü ............. 53 5.24 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli kontrollü sınıflandırılmış NDVI görüntüsü ........... 54 5.25 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli kontrollü sınıflandırılmış NDVI görüntüsü ........... 55 5.26 2007-2011 NDVI görüntüleri arasındaki korelasyon ...................................................... 57 5.27 2011 yılı görüntüsü genel çalışma alanı için LST ve NDVI korelasyonu....................... 57 5.28 2007 yılı görüntüsü genel çalışma alanı için LST ve NDVI korelasyonu....................... 57 5.29 Zonguldak şehir merkezi ve civarı için kesilen ve sınıflandırılan görüntüler ................. 59 5.30 Seçilen noktalar için 2007-2011 yerleşim merkezi NDVI değişimi ............................... 61 5.31 Seçilen noktalar için 2007-2011 yerleşim merkezi LST değişimi .................................. 61 5.32 Termik santral ve çevresi için kesilen ve sınıflandırılan görüntüler ............................... 62 5.33 Seçilen noktalar için 2007-2011 termik santral bölgesi NDVI değişimi ........................ 63 5.34 Seçilen noktalar için 2007-2011 termik santral bölgesi LST değişimi ........................... 64 5.35 25.01.2008 tarihli Zonguldak bölgesi Aster kinetik yüzey sıcaklığı kontrolsüz sınıflandırılmış görüntüsü ............................................................................................... 65 5.36 Soğutma suyunun ENVI programı ile alanının hesaplanması ........................................ 66 5.37 Çatalağzı termik santralinin denizi kirlettiği alanlar ....................................................... 67 xii ÇİZELGELER DİZİNİ No Sayfa 2.1 Sera gazlarının değişim oranları ve kaynakları ................................................................... 8 3.1 Landsat uydu sistemleri ve özellikleri ............................................................................... 19 3.2 Terra (ASTER) uydu sistemi ve özellikleri....................................................................... 20 4.1 Landsat TM 5 uydusu her bant için güneş irradyans değerleri ......................................... 27 4.2 Kalibrasyon sabitleri ......................................................................................................... 28 4.3 NDVI-yayınırlık ilişkisi .................................................................................................... 29 4.4 Atmosferik geçirgenlik-su buharı ilişkisi .......................................................................... 30 4.5 Bölgelere göre ortalama atmosferik sıcaklık denklemleri ................................................. 30 5.1 Görüntülerin alındığı tarihlerdeki sıcaklık ve nem değerleri ............................................ 36 5.2 2007 ve 2011 görüntülerinde NDVI değerleri 0.4-1 arasında olan alanlar ....................... 56 5.3 Zonguldak şehir merkezinden seçilen bazı tahribat bölgelerinin 2007-2011 NDVI ve sıcaklık değişimleri....................................................................................................... 60 5.4 Zonguldak termik santral bölgesinden seçilen bazı tahribat bölgelerinin 2007-2011 NDVI ve sıcaklık değişimleri............................................................................................ 63 xiii xiv EK AÇIKLAMALAR DİZİNİ No Sayfa EK A. Yılın Gününe Göre Astronomik Birimde (AU) Dünya-Güneş Arası Mesafe Çizelgesi ....................................................................................................................... 79 xv xvi SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ AU : Astronomik birim (Astronomical Unit) o : Santigrat derece Ca+2 : İyonize Kalsiyum Cd : Kadmiyum CFCs : Kloroflorokarbonlar CH4 : Metan CO : Karbon monoksit CO2 : Karbondioksit Cu : Bakır d : Dünya-Güneş arası mesafe ESUNλ : Ortalama atmosferik solar irrandyans H2O(g) : Su Buharı o : Kelvin derece K+ : Potasyum km : Kilometre K1 : Birinci kalibrasyon sabiti K2 : İkinci kalibrasyon sabiti Lλ : Sensördeki spektral radyans LMAXλ : QCALMAX’a göre ölçeklendirilen spektral radyans LMINλ : QCALMIN’e göre ölçeklendirilen spektral radyans m : Metre Mg+ : Magnezyum NO : Nitrik oksit NOx : Azot oksitler N2O : Diazotmonoksit O3 : Ozon Pb : Kurşun QCAL : Parlaklık değerleri C K xvii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam ediyor) QCALMAX : Maksimum parlaklık değeri QCALMIN : Minimum parlaklık değeri Ppmv : Parts per million by volume Ppt : Parts per trillion Ppvb : Part per billion in volume SO2 : Kükürt dioksit T : Sensördeki parlaklık sıcaklığı T0 : Yakın yüzey sıcaklığı Ta : Ortalama atmosferik sıcaklık Tg : Teragram (1012 gram) Ts : Kelvin cinsinden yer yüzey sıcaklığını wi : Su buharı içeriği Zn : Çinko εi : Yer yüzey yayınırlığı θs : Solar zenit açısı π : pi sayısı ρp : Sensördeki yansıtım değerleri τi : Atmosferik geçirgenlik KISALTMALAR ASTER : Advanced Spaceborne Thermal Emission and Reflection Radiometer BEÜ : Bülent Ecevit Üniversitesi CERES : Clouds and the Earth's Radiant Energy System ÇATES : Çatalağzı Termik Santrali DEM : Sayısal yükseklik modeli (Digital elevation model) ERTS : Earth Resources Technology Satellite GPS : Küresel Konumlama Sistemi (Global Positioning System) IPCC : Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change) İDÇS : Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi İTÜ : İstanbul Teknik Üniversitesi xviii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam ediyor) LST : Yer Yüzey Sıcaklığı (Land Surface Temperature) MISR : Multi-angle Imaging Spectroradiometer MODIS : Moderate-resolution Imaging Spectroradiometer MOPITT : Measurements of Pollution in the Troposphere NDVI : Normalize Edilmiş Fark Bitki Örtüsü İndeksi (Normalized Difference Vegetation Index) NIR : Yakın kızılötesi PM : Partikül madde RADAR : Radio Detection and Ranging RH : Bağıl nem (Relative Humidity) SAR : Yapay açıklıklı radar (Synthetic Aperture Radar) SBI : Yürütme Yardımcı Organı (Subsidiary Body for Implementation) SBSTA : Bilimsel ve Teknolojik Danışma Yardımı Organı (Subsidiary Body for Scientific and Technological Advice) SST : Deniz Yüzey Sıcaklığı (Sea Surface Temperature) SWIR : Kısa dalga kızılötesi (Short Wavelength Infra-red) TIR : Termal Kızılötesi (Thermal Infrared) VNIR : Görünür yakın kızılötesi (Visible and Near Infra-red) WMO : Dünya Meteoroloji Örgütü (World Meteorological Organization) YTÜ : Yıldız Teknik Üniversitesi xix xx BÖLÜM 1 GİRİŞ Küresel ısınma ve iklim değişikliği son yıllarda tüm dünyada etkisini göstermekte ve buna bağlı olarak bilim adamları, bu konulara yönelik araştırmalar yaparak ne gibi etkilerin gerçekleşebileceğini, bu etkilerin olumlu-olumsuz yanlarını ve alınması gereken önlemleri ortaya çıkarmak için birçok çalışma yapmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak değişik meslek disiplinlerinden birçok farklı çalışmalar yapılmakta ve sonuçları ortaya konarak, öneriler sunulmaktadır. Tüm dünya gibi ülkemizde de bu konuda birçok çalışma yapılmaktadır ve iklim değişikliğinin şimdi ve ilerleyen zamanlarda insan sağlığına olası etkileri için alınması gereken tedbirler bilim adamları tarafından açıklanmaktadır. İklim değişikliği ve küresel ısınmaya etki eden birçok kaynak vardır fakat bunlardan en önemlisi insanoğlunun kendisidir. İnsanoğlu ilk çağlardan başlayarak çevreyi etkilemiştir. İlk zamanlarda bu etki çok fazla zararlı olmamış ve doğa kendi doğal döngüsü içerisinde bu değişiklikleri elemine edebilmiştir. Günümüzde hızlı nüfus artışının çevreye olumsuz etkileri açık ve net olarak görülmektedir. Çevreye en çok zarar veren ve bu döngüde en çok pay sahibi olan etken insanlar ve sorumsuz davranışlarıdır ve bu değişimin daha fazla ileri gitmemesi ise yine insanoğlunun kendi elindedir. Gelişen teknoloji ve sanayinin de bu etkilere eklenmesiyle doğanın kendi döngüsünü koruması neredeyse imkansız bir hal almıştır. 1.1 ÇALIŞMANIN TANIMI İklim bilimi hakkında birçok ülkede ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Fakat ülkemiz bu konuda bu zamana kadar çok fazla ilerleme kaydedememiştir. Bu tez çalışmasında, uydu görüntüleri yardımıyla termik santrallerin bölgesel etkileri incelenecek ve iklim değişikliğine olan etkileri sıcaklık ve bitki örtüsü bakımından sunulacaktır. 1 Çalışma kapsamında, Zonguldak Meteoroloji Müdürlüğü’nden, kullanılan uydu görüntüleriyle aynı tarihli sıcaklık ve nem verileri alınmıştır. Çalışmada, Landsat TM 5 uydusuna ait 18.09.2007 ve 28.08.2011 tarihli görüntüler ile 25.01.2008 tarihli Terra uydusunun ASTER (Advanced Spaceborne Thermal Emission and Reflection Radiometer) algılayıcısı tarafından alınan görüntü kullanılmıştır. 1.2 ÇALIŞMANIN AMACI Tez çalışması kapsamında, uydu görüntüleri yardımıyla uzaktan algılama teknikleri kullanılarak Zonguldak ili civarının yer yüzey sıcaklık haritaları çıkarılmıştır. Hem yer yüzey sıcaklığı çerçevesinde hem de bitki örtüsü bazında civardaki termik santrallerin bölgesel çevre etkilerinin gözlemlenmesi ve bu doğrultuda elde edilen sonuçların çıkarılması amaçlanmıştır. 2 BÖLÜM 2 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ İklim, hava durumunun uzun yıllar boyunca görülen genel karakteridir ve atmosfer, hidrosfer, yer yüzeyi, biyosfer, buzullar olmak üzere beş temel bileşenden oluşan interaktif bir sistemdir. İklim değişikliği ise bir bölgenin ikliminin doğal yollarla veya insan kaynaklı nedenlerle değişiklik göstermesi, bölge ikliminin ısınması veya soğumasıdır. Genel bir yaklaşımla iklim değişikliği, “Herhangi bir nedenden dolayı iklim koşullarındaki küresel ölçekli ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler” şeklinde tanımlanabilir (Türkeş 1997). İklim sisteminin farklı bileşenleri arasında farklı zamanlarda ve mekanlarda sistemi karmaşık bir hale getiren pek çok fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkileşim meydana gelmektedir. İklim sisteminin bileşenleri; yapıları, fiziksel ve kimyasal özellikleri ve davranışları açısından çok farklı olmalarına karşın kitlesel değişimler, ısı ve momentum ile bağlantılı; bütün alt sistemlerde açık ve birbiriyle ilişkilidir. Bu nedenle iklim sisteminin bileşenlerindeki herhangi bir değişiklik iklim değişikliği ile sonuçlanabilmektedir (Şekil 2.1) (Anon. 2001). Şekil 2.1 İklim sisteminin bileşenleri ve etkileşimleri (Anon. 2001). 3 İklim değişikliği, tüm dünya üzerinde etkili olmuş ve bu sürecin çok fazla olumsuz etki yaratmaması için ülkeler bir takım toplantı ve sözleşmeler yapmışlardır. Aşağıda, yapılan sözleşmeler, toplantılar ve alınan önemli kararlar kronolojik olarak verilmiştir. İlk kez 1979 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü (World Meteorological Organization, WMO) öncülüğünde “Birinci Dünya İklim Konferansı” düzenlenmiş; fosil yakıtlardan ve CO2 birikiminden kaynaklanan küresel iklim değişikliği vurgulanmıştır (URL-1 2012). 1987 Eylül ayında Montreal sözleşmesi imzalanmış ve ozon tabakasına zarar veren kimyasalların azaltılması kararı alınmıştır. Türkiye, protokole 19 Aralık 1991 tarihinde taraf olmuş ve tüm değişiklikleri kabul etmiştir. Protokole ilişkin ulusal ve uluslararası çalışmaların izlenmesi Ulusal Odak Noktası görevini yürüten Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda gerçekleştirilmektedir. 12 Kasım 2008 tarih ve 27052 sayılı Resmi Gazete’de “Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Azaltılmasına İlişkin Yönetmelik” yayımlanmıştır (URL-2 2012). 1988 yılında Değişen Atmosfer Toronto Konferansı yapılmış ve küresel CO2 salınımlarının 2005 yılına kadar %20 azaltılması ve protokollerle geliştirilecek olan bir “Çerçeve İklim Sözleşmesi” hazırlanması önerilmiştir (URL-3 2007). 1988 yılında WMO ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change, IPCC) kurulmuştur (URL-4 2012). 1990 yılında WMO öncülüğünde İkinci Dünya İklim Konferansı düzenlenmiş ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 137 ülke konferansa katılmıştır. Konferansta sera gazlarının atmosferdeki birikimlerinin azaltılmasını sağlayacak önlemler üzerinde durulmuştur (URL-3 2007). 1992 yılında yapılan Rio konferansı ilk ciddi konferans olarak nitelendirilmektedir. Konferans sonucunda Rio Deklarasyonu yayımlanmış, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Topluluğu ülkelerinin yer aldığı 184 ülkenin katılımıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS) 1994 yılında yürürlüğe girmiştir. İDÇS’nin asıl amacı, ikinci maddede geçen “Atmosferdeki sera gazı birikimlerini, insanın iklim sistemi üzerindeki tehlikeli etkilerini önleyecek bir düzeyde durdurmak” olarak açıklanmaktadır (URL-1 2012). 4 1995 yılında İDÇS Taraflar Konferansının birinci toplantısı Berlin’de yapılmıştır. Berlin Konferansı’nda imzalanan sözleşme gereğince Bilimsel ve Teknolojik Danışma Yardımı Organı (Subsidiary Body for Scientific and Technological Advice, SBSTA) ve Yürütme Yardımcı Organı (Subsidiary Body for Implementation, SBI) olarak adlandırılan iki yardımcı kurul oluşturulmuştur (URL-3 2007). 1997 yılında Japonya’nın Kyoto kentinde İDÇS İkinci Taraflar Toplantısı yapılmış ve Kyoto protokolü imzalanmıştır. Bu protokole göre taraf ülkeler insan kaynaklı CO2 ve öteki sera gazı salınımlarını 2008-2012 döneminde 1990 düzeylerinin en az %5 altına indireceklerdir. Her ne kadar bazı istenen kararlar alınamasa da İDÇS her yıl toplantılarına devam etmektedir (URL-1 2012). 2.1 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER Dünyanın varoluşundan bugüne kadar iklim değişikliklerinin var olduğu ortaya konmuştur. İlk zamanlarda insanların bu değişiklikte çok fazla etkin olmadığı fakat Sanayi Devrimi ile 1950 yılından sonra hızlı bir şekilde artan şehirleşme sonucu iklim değişikliğinde insan faktörünün etkili olduğu bilim adamlarınca araştırılmaya ve tartışılmaya başlanmıştır. Tabi ki iklim değişikliğinin tek kaynağı insanlardır demek bu zamana kadar yapılan çalışmalara ters düşmektedir. İklim değişikliğine etki eden faktörleri üç temel başlık altında toplayabiliriz (Varol 2008). Bunlar; Dünya Dışı Faktörler Dünya Kaynaklı Faktörler İnsan Faktörü olarak tanımlanabilir. Dünya Dışı Faktörler: Güneş ışınmalarındaki değişimler, dünyanın kendi ekseni ve güneşin etrafında izlediği eliptik yörüngesindeki periyodik değişimler, evrendeki toz bulutları ve göktaşları olarak sayılabilir. Dünya Kaynaklı Faktörler: Atmosfere yaydığı maddeler nedeniyle volkanik aktiviteler (tozlar, gazlar ve su buharı), küresel hava akımlarının geçiş yollarında bulunan dağ kuşakları, okyanussal ısı değişimleri, atmosferdeki kimyasal değişim, 5 atmosferin ve yeryüzünün albedosu ile kıtaların hareketi, küresel iklim değişimini etkileyen dünya kaynaklı faktörlerdir. Dünya dışı ve Dünya kaynaklı faktörler çok fazla insanoğlunun kontrolünde olan durumlar değildir. Volkanik patlamalar, depremler gibi jeolojik etmenler insanlar tarafından kontrol edilemez ve bu hareketlilikler potansiyel olarak iklimi değiştirebilecek yapılardır. İnsan faktörü: İnsanoğlunun kontrol edemeyeceği ve değiştiremeyeceği yukarıdaki etkilerin yanında kontrol edebileceği durumlarda söz konusudur ve günümüzde insan aktivitelerinin çevreye verdiği zarar daha fazladır. İnsanoğlunun iklim değişikliğine sebep olan ve kontrol edebileceği başlıca etmenler; ormanların tüketilmesi, su kaynaklarının kirletilmesi ve en önemlisi olan fosil yakıt tüketiminden kaynaklanan atmosfere salınan karbondioksit miktarındaki artışın sebep olduğu sera etkisidir. Güneşten gelen kısa dalga radyasyonu, yeryüzünde ve atmosferde uzun dalga radyasyonu olarak tutulur; atmosfer ve okyanus dolaşımıyla yeryüzünde dağılır ve yer radyasyonu olarak atmosfere geri verilir. Bunun bir bölümü, bulutlarca ve atmosferdeki sera gazlarınca soğurularak atmosferden tekrar geri salınır. Bu sayede yerküre yüzeyi ve alt atmosfer ısınır. Yerküre’ nin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesini düzenleyen bu sürece doğal sera etkisi denilmektedir (Şekil 2.2) (Türkeş vd. 2000). Şekil 2.2 Sera etkisi (URL-5 2011). Temel sera gazları; su buharı (H2O(g)), karbondioksit (CO2), kloroflorokarbonlar (CFCs) ve halonlar, metan (CH4), diazotmonoksit (N2O) ve ozon olarak (O3) bilinmektedir. Sera gazlarını, karbon monoksit (CO) ve nitrik oksit (NO) dolaylı, ozon ve metan hem doğrudan 6 hem de dolaylı olarak etkilemektedir. Bununla birlikte, atmosferde uzun bir yasam süresi olan CO2 üretimi, sera etkisinde birinci derecede önemlidir (Türkeş vd. 2000). Sera gazlarının atmosferdeki birikimleri, insanlar tarafından yapılan etkinliklerden dolayı artmaktadır. Genel olarak bakıldığında sera gazı emisyonlarındaki artış, özellikle 1750’li yıllardan sonra, net olarak gözlemlenmektedir (Şekil 2.3). En önemli sera gazı olan CO2’nin atmosferdeki miktarı, 1957 yılından beri düzenli olarak ölçülmektedir. CO2 salınımlarındaki insan kaynaklı artışların şimdiki hızıyla sürdürülmesi durumunda, CO2 birikiminin 21. yüzyılın sonuna kadar 700 ppmv’ye ulaşacağı öngörülmektedir (IPCC 1996). Şekil 2.3 En önemli ve en uzun yaşam süreli sera gazlarının 2000 yıllık seyri (Foster et al. 2007). Karbondioksitten sonra en önemli gazlar, kloroflorokarbonlar, metan ve diazotmonoksit olarak belirtilmektedir. Kloroflorokarbon bileşenlerinin salınımı, tümüyle insan kaynaklıdır. Bunlar; çözücülerde, soğutma sistemlerinde, spreyler ve köpük üretiminde kullanılmaktadır. Metan (CH4) oksijensiz çevrede mikrobik etkinliklerle üretilir. Islak alanlarda, petrol ve gaz çıkarılmasında, organik çürümelerle, akarsu havzaları, pirinç üretimi, geviş getiren hayvanların fermantasyonları sonucu üretilir. Diazotmonoksit küresel derişimi, 2000 yılında 320 ppvb olarak ölçülmüştür. Atmosferdeki yaşam ömrü 150 yıldır insan kaynaklı olarak katı yakıt ve azotlu gübre kullanımı, diazotmonoksitin derişimini artırmaktadır (Çelik vd. 2008). Türkiye’de, 1990-2004 yıları arası dönemde nüfus artışı ve sanayileşme sonucu sera gazı salınımları sürekli artmıştır. Ülkedeki arazi kullanımı değişikliği ve ormancılık dışındaki toplam sera gazı emisyonu, değinilen dönemde, 170.1 Tg’den 296.6 Tg’ye yükselmiştir (Şekil 2.4) (TUİK 2006). 7 Şekil 2.4 1990-2004 yılları arasında sera gazı emisyonları (TUİK 2006). Sera gazlarının 1750 yılından 2003 yılına kadar değişimleri ve bu değişimlere sebep olan kaynaklar Çizelge 2.1’de gösterilmektedir. Çizelge 2.1 Sera gazlarının değişim oranları ve kaynakları (Foster et al. 2007’den değiştirilerek). SERA GAZLARI YOĞUNLUK 1750 YOĞUNLUK 2003 DEĞİŞİM % Karbondioksit 280 ppm 376 ppm 34 Metan 0.71 ppm 1.79 ppm 152 Diazotmonoksit 270 ppb 319 ppb 18 Kloroflorokarbon 0 880 ppt Stratosfer tabakasında azalmakta, Atmosferde enlemlere ve Ozon - yüksekliğe göre yeryüzüne yakın değişmektedir alanlarda artmaktadır. DOĞAL VE SUNİ KAYNAKLAR Organik çürüme, Orman yangınları, Volkanlar, Fosil Yakıtların Yanması, Orman Tahribi, Yanlış Toprak Kullanımı. Islak alanlar, organik çürüme, termitler, doğalgaz ve petrol çıkarımı, pirinç üretimi. Ormanlar, yeşil alanlar, okyanuslar, toprak işleme, gübreleme, fosil yakıt yanması. Soğutucular, Spreyler Kimyasal çözücüler Güneş ışınlarının direkt olarak oksijen molekülleri üzerine olan etkisi ile doğal olarak gerçekleşmektedir. Yeryüzü ve su kütlelerinin ortalama sıcaklığı, 1861’den beri artmaktadır. Bu artış 20. Yüzyıl boyunca 0.8 oC dolaylarındadır. 1998 yılı +0.58 oC’lik anomali ile en sıcak yıl olmuştur (Şekil 2.5) (IPCC 2001). 8 Sekil 2.5 1961-1990 dönemi ortalamalarından farklara göre hesaplanan küresel yıllık ortalama yüzey sıcaklığı anomalilerinin 1860-2004 dönemindeki değişimleri. 2.2 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ Son yıllarda şehirlerde, plansız ve kontrol edilemeyen şehirleşme, ısı adalarının oluşmasında ve sıcaklık artışlarında etkili rol oynamaktadır (Kaya vd. 2012). Arazi kullanımdan kaynaklanan değişimler, kentleşme, tarım ve ormancılık faaliyetleri; yer yüzeyinin fiziksel ve biyolojik özelliklerini, doğal döngüsünü ve bu döngünün süreçlerini etkilemiştir. Bunun bir sonucu olarak yüzey sıcaklıklarında ve hava sıcaklıklarında değişiklikler meydana gelmiştir. İklim sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan sera gazları, güneş ve yer radyasyonunu tutarak, atmosferin ısınmasında başlıca etkendirler. Sera gazlarının bulunmaması durumunda yeryüzünün sıcaklığının bugüne göre 30 oC daha soğuk olacağı hesaplanmıştır (Keskin 2007). Yukarıda yazılmış olan nedenlerden dolayı iklim değişiklikleri gerçekleşmektedir. Uzun ve kısa vadede bu değişikliklerin etkileri de görülmektedir ve bu etkilerin çok fazla olumsuz bir hal almaması için çalışmalar devam etmektedir. Küresel ısınma sonucu, özellikle, su kaynaklarında azalma, orman yangınları ve kuraklık ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar olacaktır. Akarsu havzalarındaki yıllık akımlarda meydana gelecek azalma sonucunda kentlerde su sıkıntıları başlayacak; tarımsal ve kentsel su gereksinimi artacaktır. İklim değişikliği nedeniyle su kaynaklarındaki azalma, tarımsal üretim üzerinde olumsuz etki yapacaktır. Kurak ve yarı kurak alanların genişlemesine ek olarak, yıllık ortalama sıcaklığın artması, çölleşmeyi, tuzlanmayı ve erozyonu arttıracaktır. 9 Mevsimlik kar ve kar örtüsünün kapladığı alan azalacak, karla örtülü dönem kısalacaktır. Kar erimesinden kaynaklanan akış zamanı ve hacmindeki değişiklik, su kaynakları, tarım, ulaştırma ve enerji sektörlerini olumsuz etkileyecektir. Bunlara ek olarak, küresel ısınma, buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, iklim kuşaklarının kayması gibi değişikliklere de neden olacaktır (Türkeş vd. 2000). 2.3 TERMİK SANTRALLERİN ÇEVRESEL ETKİLERİ Termik santraller, kömür, akaryakıt veya gaz gibi fosil yakıtların yakılması yoluyla elektrik üretir. Bu santrallerde, ocağın kazan bölümünde dolanan su, çok sıcak buhar haline dönüşür ve bu buhar, elektrik akımı üreten alternatörlere bağlı türbinleri çalıştırır. İlk büyük petrol krizi sanayileşmiş Batılı ülkelerde bu tip termik santralların yapımını yavaşlattı. Ancak halen bu tip santrallar, birçok ülkede enerji açığını kapatmakta görev üstlenmeye devam etmektedir (URL-6 2012). Termik Santralın Çalışma Yöntemi: Elektrik enerjisine dönüştürülecek olan termik enerjiyi üretmek için, yakıt bir buhar kazanında yakılır. Buhar kazanı, bir ocak ile bir boru demetinden oluşur; boruların içinde dolanan su, burada ısıtılır ve buhar haline geldikten sonra türbinlere gönderilir. Eğer yakıt olarak kömür kullanılıyorsa, bu kömür önce öğütülüp toz haline getirilir; sonra sıcak havayla karıştırılır ve brülörle buhar kazanının yanma odasına püskürtülür. Eğer sıvı yakıt kullanılıyorsa, bu sıvı yakıt önce akışkanlığının artması için ısıtılır, sonra kullanılır (Şekil 2.6) (URL-6 2012). Şekil 2.6 Termik Santral çalışma Şeması (URL-7 2012). Termik Santraldeki Enerji Dönüşümleri: Yakıt kullanılarak elde edilen ısı enerjisi kazanda kinetik enerjiye çevrilir. Buradan türbine iletilen enerji mekanik enerjiye dönüşür. Son olarak alternatöre gelen mekanik enerji burada elektrik enerjisine dönüşür (URL-6 2012). 10 Termik santrallerin ürettiği ısının bir bölümü çevreye atılır. Soğutma suyunun sağlandığı kıyı ve ırmak suları birkaç derece ısınır. Kömürün yanmasıyla oluşan küllerin bir bölümü bacaların elektrostatik filtrelerinden dışarı sızar. Bütün fosil yakıtlar azot ve kükürt içerir ve bu maddeler yanma sonrasında oksitler halinde atmosfere karışır. Çevre uzmanlarına göre gaz atıklar, ormanlar için son derece zararlı olan asit yağmurlarının en önemli nedenidir (URL-6 2012). Kömür ile çalışan termik santraller, doğaya saldıkları katı ve gaz atıklar sebebiyle, hem atmosferin kirlenmesinde hem de ekosistemin zarar görmesinde çok etkili rol alırlar. Yetmişli yıllarda termik santrallerin üretimini arttırmak amacıyla yeni tekniklerin uygulanması, düşük kaliteli kömürlerin değerlendirilmesi olanaklarını arttırmış ve yanma sonucunda da düşük kaliteli linyit kömürlerin oluşturduğu gaz ve toz emisyonları ile büyük miktardaki katı atıklar ve gazlar meydana gelmiştir (Baba 2000). Termik santraller linyit kömürünün çıkarılmasından yakılan kömürün oluşturduğu külün depolanmasına kadar geçen birbirine bağımlı birçok süreçle çevrelerinde önemli çevre kirliliği oluşturdukları gibi bu kirlilikten insan, hayvan ve bitkiler de etkilenmektedir. Termik santrallerin oluşturduğu çevre kirliliği hava, su ve toprak kirliliği olmak üzere üç grupta incelenebilir (Goncaloğlu vd. 2000). 2.3.1 Hava Kirliliği Termik santrallerde kullanılan linyit kömürün yanması sonucu kömürün içeriğinde bulunan mineral maddeler yanmaz ve uçucu kül olarak reaktörden çıkarlar. Reaktör çıkışında bulanan elektro filtreler normalde bu mineral maddelerin büyük bir bölümünü arıtabilmektedir. Fakat her termik santralde sık sık bakım ve onarım çalışmaları yapılmaktadır. Bu nedenle her zaman en az bir ünite yedek vardır. Çalışma süresini dolduran birinci ünitenin bakım ve onarımı tamamlanıncaya kadar ikinci ünite devreye sokulur. Yeni ünitelerin ilk çalışmaları esnasında teknik nedenlerden dolayı elektro filtreler devreye sokulmaz. Bu sırada baca dumanından çıkan uçucu küllerin atmosfere salınması sonucu önemli ölçüde hava kirliliği meydana gelir. Bacadan çıkan uçucu küller ağırlıklarına ve atmosferde maruz kaldıkları olaylara göre bacadan çıktıktan sonra belirli mesafelerde yere çökerler. Bu olayla uçucu küllerdeki Karbon monoksit (Co), Bakır (Cu), Çinko (Zn), Kurşun (Pb), Kadmiyum (Cd) gibi metal bileşikleri, 11 baca dumanından çıkan Azot oksitler (NOx) ve Kükürt dioksit (SO2) gazlarının toksik etkisini artırarak asit yağmurlarının oluşmasına sebep olur. Türkiye’nin sahip olduğu en bol fosil kaynaklı yakıt, düşük kaliteli ve yüksek derecede kirlenmeye yol açan linyittir ve bol bulunduğundan ülke enerji üretiminin belkemiğidir. Ancak bu tür kömürün kullanımı çok yüksek miktarlarda Kükürt dioksit (SO2), Azot oksitler (NOx), Karbon monoksit (CO), Ozon (O3), hidrokarbonlar, Partiküler Madde (PM) ve kül oluşturmaktadır (Zouboulis and Tzimou 1990). 2.3.2 Su Kirliliği Bir bölgeye termik santral kurulması ile termik santral yakınında bulunan göl, gölet, deniz gibi su yığınları santral tarafından soğutma suyu olarak kullanılır. Santral bölgesindeki suyun sıcaklığı santral kurulmadan önceki suyun sıcaklığı arasında farklılık gösterir. Santral suyu soğutma suyu olarak kullanıp sıcak bir şekilde geri bırakacaktır. Bu durumda suda yeni bir sıcaklık dengesi oluşacaktır. Bunun sonucu olarak bu sıcaklık artışı su içerisindeki canlılar ve metabolizmaları açısından hızlandırıcı, katalizleyici, kısıtlayıcı, dondurucu ve öldürücü gibi çeşitli olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Bu sıcaklık değişimi ayrıca sudaki çözünmüş oksijen konsantrasyonunun da azalmasına neden olmaktadır. Termik santraller kullandıkları soğutma suyunu pompalar yardımıyla çekerek, arıtmadan geçirilir ve bu süreçte geçici sertlik giderimi, çöktürme ve mikroorganizmaların yok edilmesi aşamalarında kimyasal maddeler ilave edilmektedir. Kullanılan bu kimyasallar soğutma suyunun bir alıcı ortama verilmesi durumunda kirliliğe sebep olmaktadır. 2.3.3 Toprak Kirliliği Termik santral bacasından çıkan uçucu küller zamanla toprak yüzeyine iner ve etkileşim içinde olurlar. Bunun sonucunda toprak kirliliği meydana gelir. Ayrıca, yanma sonucu ortaya çıkan linyit külleri de kül barajında toprak üzerinde depolanarak toprak kirliliğine sebep olmaktadır. Bir diğer etkende dolaylı bir etki olan linyit çıkarılırken alınan toprağın başka bir yere taşınmasıyla yanlış arazi kullanımı ile toprak kirliliğine neden olunmaktadır. 12 Asit yağmurunun toprağa düşmesi sonucu toprağın asiditesi artar ve bu kuvvetli asidik çözeltiler topraktaki iyonize kalsiyum (Ca+2), magnezyum (Mg+), potasyum (K+) gibi minerallerin kaybına neden olur. Bu mineraller ağaçların büyümesi ve kendilerini yenilemeleri için yaşamsal öneme sahiptirler. Toprakta pH %5’ in altına düşerse toprak sıvısı içinde alüminyum ve ağır metallerin konsantrasyonu artar. Kurak mevsimlerde topraktaki nemin azalması sonucu bu maddeler iyice yoğunlaşır ve bitki kökleri için öldürücü etki gösterirler (Wangen and Williams 1978). Döküm alanlarındaki atıkların yeryüzünü etkilemesi, toprak ve doğal drenaj konturlarının bozulması ve bunun sonucu olarak toprak erozyonu, seller ve kara parçalarının çökmesi seklinde gerçekleşirken, sulu ortamların etkilenmesi, yer altı ve yerüstü sularının kalitelerinin düşmesi seklinde görülür. Atmosferin etkilenmesi ise, hava kalitesinin partikül ve gaz yayılımları nedeniyle bozulması ve iklimin değişmesi seklinde ortaya çıkar. Bu olası hava, kara ve su kirliliği, canlıların ve bulundukları ortamların zarar görmesine olduğu kadar, çeşitli ekosistemlerin değişmesine ve yok olmasına, yiyecek kaynaklarının zarar görmesine ve çevresel değişimlere neden olabilir (Akar 2001). Termik santral küllerinin toplandığı alanda (kül depolarında) oluşan Radon gazı havaya ulaşmaktadır. Bu küllerin üzeri toprakla örtülse dahi toprağın gözeneklerinden geçen Radon gazı havaya karışır. Radon gazı 3.8 günlük bir süre içinde polonyuma ve aktif kurşuna dönüşebilmektedir. Bu nedenle kül yığınları çevreye radyoaktivite yayar. Bacadan atılan maddelerin içinde belki de en önemlisi, linyitte bulunan ve yanma ile açığa çıkarak etrafa yayılan uranyumdur. Uranyum da ayrı bir sorun yaratmaktadır (Zouboulis and Tzimou 1990). 13 14 BÖLÜM 3 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİNİN İZLENMESİ İklim değişikliğinin, çevre ve insan sağlığı açısından oluşturabileceği olumsuz etkilerin azaltılabilmesi için izlenmesi gerekmektedir. Bu etkilerin izlenmesi için farklı meslek gruplarından birçok yöntem mevcuttur. 3.1 UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ Uzaktan Algılama; dünya yüzeyinden yansıyan veya yayılan, elektromanyetik spektrumun bir veya daha fazla bölgesindeki elektromanyetik ışını kullanan, havadan bir bakış açısıyla elde edilen görüntüler aracılığıyla kara parçaları ve deniz yüzeyi hakkında bilgi elde edinilen bir uygulamadır (Campbell and Wynne 2011). 3.1.1 Uzaktan Algılama Hakkında Genel Bilgiler Uzaktan algılama yoluyla elde edilmiş görüntüler yeryüzüne ait birçok bilgiyi içinde barındırır. Bu bilgiler yeryüzünden yansıyan elektromanyetik enerjinin uyduların alıcıları tarafından algılanarak çeşitli bantlara kaydedilmesi yoluyla toplanır. Her bir bantta o bandın hassasiyet gösterdiği özelliklere ait yansıma değerleri bulunur. Birden fazla bant bir araya gelerek bir görüntü oluşturabildiği gibi, tek bir banttan oluşan görüntüler de mevcuttur (Çelik vd. 2004). Hava fotoğrafları uzaktan algılamanın temel taşlarındandır. Günümüzde uzaktan algılama verisi; kameralar ve sensörler ile donatılmış uçaklar, insansız hava araçları ve uydular tarafından sağlanmaktadır. Kameralar ve sensörler görüntüyü; Şekil 3.1’de görülen elektromanyetik spektrumda “spektrum görüntü bölgesi” (spectral image region) olarak adlandırılan ultraviyole, görünen ve kızılötesi bölgelerinde, yer yüzünden yansıyan ve yayılan enerjiyi ölçerek oluştururlar (Anon. 2002). 15 Şekil 3.1 Elektromanyetik spektrum üzerindeki spektrum görüntü bölgesi. Uzaktan algılamanın temelini oluşturan esas olay algılamadır. Algılayıcılar tipine göre sınıflandırılır. Uydular algılama tekniğinde kullandıkları enerji kaynaklarına göre Aktif Algılama ve Pasif Algılama olmak üzere ikiye ayrılırlar. Pasif Algılama: Pasif algılayıcılar, gözlemlenen nesne veya faaliyet alanından yayılan ya da yansıtılan doğal enerjiyi algılarlar. Yansıtılan güneş ışını, pasif algılayıcılar tarafından algılanan en bilindik enerji kaynağıdır. Pasif algılayıcılar, bir enerji kaynağına gerek duydukları için gece ve kötü hava koşullarında alınan görüntüler kullanışlı olmamaktadır (URL-8 2012). Aktif Algılama: Aktif algılayıcılara radar örnek olarak gösterilebilir. Aktif algılayıcılar, yeryüzüne mikrodalga sinyali gönderirler ve sinyalin geri yansımasını kaydederek yeryüzü özelliklerini belirlemektedir. Aktif algılayıcılar kendi enerjilerini üretirler. Bu nedenle herhangi bir hava koşulundan etkilenmezler. Ayrıca gece ve gündüz sürekli ölçüm yapabilirler (Campbell and Wynne 2011). Uzaktan algılama işlemleri, hedefin ve gelen ışının arasındaki etkileşime bağlı olarak aşağıda şekli ve açıklamaları yapılan 7 unsuru içermektedir (Şekil 3.2). 16 Şekil 3.2 Uzaktan algılamada görüntü elde etme işlemleri. A. Enerji Kaynağı ve Aydınlatma: Uzaktan algılamanın ilk gereksinimi, aydınlatma için örneğin güneş gibi bir enerji kaynağı veya hedefin özelliğine uygun elektromanyetik enerjidir. B. Yayım ve Atmosfer: Enerji, kaynaktan hedefe doğru yayılırken atmosferin engellemesi ile karşılaşır. Bu engelleme ikinci defa hedeften algılayıcıya giderken de meydana gelir. C. Yer Yüzeyinin Engellemesi: Yer yüzeyine gelen enerji, yüzeyin ve yayımın özelliğine bağlı olarak engellenir. D. Algılayıcının Enerjiyi Kaydı: Enerjinin atmosferdeki dağılmasını veya hedeften yansımasını takiben algılayıcı, elektromanyetik enerjiyi toplar ve kaydeder. E. Gönderme, Alma ve İşleme: Algılayıcının kayıt ettiği enerji verisi, işlenerek görüntü haline getirileceği istasyona, ekseriyetle elektronik olarak gönderilir. F. Kıymetlendirme ve Analiz: Görüntü üzerindeki hedefler görerek veya sayısal ya da elektronik olarak değerlendirilir. G. Uygulama: Elde edilen bilgilerin, muhtelif alanlarda kullanılması veya özel problemlerin çözümüne yardım edecek hale getirilmesi işlemlerini içermektedir (Anon. 2002). Uzaktan algılamada farklı amaçlar için kullanılan, teknik özellikler ve çözünürlük açısından farklılık gösteren uydu sistemleri bulunmaktadır. Günümüzde haritacılık ve uzaktan algılama 17 alanında yoğun olarak kullanılan birçok uydu sistemi mevcuttur. Tez Çalışmasında kullanılan uydular olan Landsat ve Terra uyduları ve özellikleri bir sonraki başlıklarda belirtilmiştir. 3.1.2 Uzaktan Algılamanın Kullanım Alanları Son zamanlarda bilim dünyasında hızla yükselen bir potansiyele sahip bir bilim dalı olan Uzaktan Algılama çok fazla kullanım alanına sahiptir. Ülke kaynaklarının yönetilmesinden atmosferik yapıların izlenmesine kadar birçok kullanım alanı bulunmaktadır. Uzaktan algılama kullanım alanları genel olarak aşağıdaki gibi gösterilebilir (URL-9 2006): Kentsel ve Bölgesel Planlama Kent Yönetimi ve Belediyecilik Çevre Yönetimi Doğal Kaynak Yönetimi Yer Bilimleri-Petrol ve Maden Arama Afet ve Kriz Yönetimi Tarım ve Ormancılık Meteoroloji Ulaşım Planlaması Turizm Mülkiyet-İdari Yönetim İstatistik Sağlık Yönetimi Eğitim Pazarlama-Bankacılık Savunma, Güvenlik. Yukarıda yazılan kullanım alanlarına ek olarak son yıllarda küresel ısınma, iklim değişikliği gibi sorunların ortaya çıkmasından dolayı iklim biliminde de kullanılmaya başlanan uzaktan algılama tekniği, bu konuda sağladığı olanaklar nedeniyle bilim adamları tarafından çok fazla tercih edilmektedir ve etkili sonuçlar ortaya çıkmaktadır. 18 3.1.3 Landsat Uydusu Landsat uydularının ilki 1972 yılında uzaya fırlatılmıştır. Bu uydunun o zamanki kısa adı ERTS-1 (Dünya Kaynakları Teknoloji Uydusu)’dur. Uydunun temel amacı, yeryüzü kaynaklarının araştırılmasıdır. 1975 yılında ismi Landsat olarak değiştirilmiş ve bu tarihte fırlatılan ikinci uydu Landsat-2 olarak faaliyete geçmiştir. Daha sonra sırasıyla; 1978 yılında Landsat-3, 1982’de Landsat-4 ve 1984’te Landsat-5 uyduları uzaya gönderilmiştir. Landsat-4 uydusunun atıldıktan kısa bir süre sonra arızalanması nedeniyle, 1 Mart 1984’te fırlatılan Landsat-5 uydusu Landsat-4 için planlanan görevleri yerine getirmektedir. 5 Ekim 1993’de fırlatılan Landsat-6 yörüngeye yerleştirme esnasında yaşanan sorunlar nedeniyle hiç kullanılamamıştır. 15 Nisan 1999’da yörüngesine yerleştirilen Landsat-7 uydusu, görünür ve yakın kızılötesi (VNIR) ile kısa dalga kızılötesi (SWIR) bantta 30 m, pankromatik bantta 15 m, termal bantta (TIR) ise 60 m çözünürlüğe sahip görüntüler sağlamaktadır. Uydunun yörünge yüksekliği 705 km ve şerit genişliği 185 km’dir (Özbalmumcu ve Erdoğan 2001). Landsat uydu sistemleri ve özellikleri Çizelge 3.1’de verilmiştir. Çizelge 3.1 Landsat uydu sistemleri ve özellikleri. ALGILAYICI UYDU LANDSAT-1/2/3 (NASA/EOSAT) LANDSAT-4/5 (Space Imaging) LANDSAT-7 (NASA) TARİH 1972-78/ 1975-82/ 1978-83 1982-87/ 19841999- ÇÖZÜNÜRLÜK Radyometrik Zamansal (bit) (gün) ŞERİT GENİŞLİĞİ (km) TİPİ Konumsal (m) MSS 80 8 bit 18 180 TM TM TM Pankromatik ETM ETM 30 30 120 15 30 60 8 bit 8 bit 8 bit 8 bit 8 bit 8 bit 16 16 16 16 16 16 183 183 183 185 185 185 3.1.4 Terra (ASTER) Uydusu Terra (ASTER) uydusu, 18 Aralık 1999 tarihinde Kaliforniya’daki Van Der Berg Hava Üssü'nden başarıyla fırlatılmıştır. Uydu üzerinde ASTER, MODIS (Moderate-resolution Imaging Spectroradiometer), CERES (Clouds and the Earth's Radiant Energy System), MOPITT (Measurements of Pollution in the Troposphere) ve MISR (Multi-angle Imaging Spectroradiometer) olmak üzere beş değişik modül bulunmaktadır. ASTER, Terra platformu üzerindeki tek yüksek resolasyonlu bir aygıttır. Aster modülü, değişiklik tespiti, kalibrasyon/geçerlilik ve yeryüzü çalışmalarında diğer Terra aygıtları için yakınlaştırıcı lens 19 olarak hizmet etmesi yönünden önemli bir aygıttır. Aster modülü her yörünge dönüşü boyunca ortalama 8 dakikalık veri toplayabilmektedir. Japon Ekonomi-Ticaret ve Endüstri Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Aster modülü sayesinde, dünyanın yüksek çözünürlüklü (15m’den 90 m’ye kadar) ve 14 banttan (VNIR-SWIR-TIR) oluşan görüntülerini elde edilebilmektedir. ASTER verisi; arazi yüzeyi sıcaklığını, yansıtım, parlaklık değişim oranlarını ve yükseklik haritalarını çıkarmak için kullanılmaktadır (URL-10 2009). Terra (ASTER) uydusu ve özellikleri Çizelge 3.2’de gösterilmiştir. Çizelge 3.2 Terra (ASTER) uydu sistemi ve özellikleri. ALGILAYICI UYDU ASTER/ TERRA TARİH 1999- TİPİ Konumsal (m) ASTER 15 30 90 ÇÖZÜNÜRLÜK Radyometrik (bit) 8 bit 8 bit 12 bit Zamansal (gün) ŞERİT GENİŞLİĞİ (km) 48 (16) 48 (16) 48 (16) 60 60 60 3.1.5 Termal (Isıl) Uzaktan Algılama ve Kullanım Alanları Termal uzaktan algılama, ilk olarak elektromanyetik spektrumun termal kızılötesi bölgesinde elde edilen verinin alınması, işlenmesi ve yorumlanması ile uğraşan bir uzaktan algılama dalıdır. Termal uzaktan algılamada, optik uzaktan algılamada yapılan hedeften yansıyan ışının ölçülmesinin aksine, hedefin yüzeyinden neşredilen ışın kaydedilir. Termal uzaktan algılama, yayılan ışını belirlediğimiz için diğer uzaktan algılama verilerini tamamlayan ve kaya tipleri, toprak nemi, jeotermal bozukluklar gibi yüzey materyal ve özelliklerini belirlemeye yardımcı olan bir yöntemdir (Prakash 2000). Termal yani ısıl algılama; elektromanyetik spektrumun termal bölgesinde maddelerin güneşten gelen ya da sahip oldukları radyasyonu yayma miktarlarını ölçerek sahip oldukları ısıl özelliklerini araştırmak ve analiz etmek için kullanılmaktadır (Merry 2004, Başar 2008). Uzaktan algılama biliminde son zamanlarda öne çıkan bir alan olan termal uzaktan algılamada yersel platformlarla, hava araçları yardımıyla veya uydular aracılığı ile uygulamalar yapılmaktadır. 20 Termal uzaktan algılamada ısıl kanaldaki bantlar ile birçok uygulama gerçekleştirilmektedir. Isıl kanala sahip görüntüler girdi olarak kullanılarak yapılabilecek uygulamaları aşağıdaki şekilde sıralanabilir: Jeolojik birimler ve yapıların belirlenmesi Toprak nemi çalışmaları Hidroloji Kıyı bölgeleri Yanardağ bilimi Orman yangınları Deprem bilimi Çevresel modelleme Meteoroloji Tıp bilimleri Askeri istihbarat Isı adaları vb. Isıl kanalın girdi olarak kullanıldığı alanlara bakıldığında iklim değişikliği çerçevesinde birçok etkeni gözler önüne sermek için kullanılabilecek en etkili yöntemlerden birisi olarak gösterilebilir. Bu bakımdan termal uzaktan algılama maliyet bakımından birçok yöntemden ucuz ve aynı zamanda büyük yüzölçümüne sahip alanlarda uygulanabilirliği açısında da cazip bir yöntemdir. 3.2 DİĞER YÖNTEMLER İklim değişikliklerinin modellenmesi ve izlenmesi amacıyla tüm dünyada birçok bilim dalında araştırmalar ve uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Mesleğimizin bir diğer disiplini olan Küresel Konumlama Sistemi (GPS) ile de iklim değişiklikleri izlenebilmekte ve iklim parametreleri ortaya çıkarılabilmektedir. Orijinal olarak ilk zamanlarda askeri amaçlarla kullanılan GPS, sivil kullanımlar için araştırmacılara sunulmuştur. GPS; ticari, bilimsel kullanımlar, takip ve gözetleme için kullanılan yararlı bir yapıdır. Sivil kullanım alanları; saat senkronizasyonu, afet yardımı ve 21 acil durum hizmetleri, araç ve insan yeri belirleme, coğrafi etiketleme, harita yapımı, navigasyon, faz ölçmeleri, yersel ölçmeler, tektonik hareketler vb. olarak gösterilebilir. Son yıllarda bunlara ek olarak deprem ve iklim biliminde de çalışmalar yapılmaktadır (URL-12 2012). İklim değişikliğindeki GPS uygulamaları; deniz seviyesi ölçümleri, tsunami uyarı sistemi, buzullardaki değişimler vb. ayrıca GPS küresel bir termometre biçiminde kullanılarak iklim değişikliği izlenebilir (Thomas et al. 2010, URL-13 2008). GPS kullanarak, araştırmacılar; sıcaklık, nem ve yerel basınca bağlı olarak atmosferin bir karakteristiği olan kırılabilirliğin dikey profillerini ölçebilir. Bu kırılabilirlik bilgisinden hava tahmini modellerinde kullanılan sıcaklık ve nem bilgilerini çıkarmak mümkündür (Yuan et al. 1993). Bevis et al. (1992) yaptıkları çalışmada atmosferik su buharı içeriğini belirlemek için GPS kullanım yöntemini önermişlerdir. Bu öneride, yer tabanlı bir GPS üzerini kaplayan su buharı yaklaşık %5’lik bir hata payı ile ölçülen “zenit ıslaklık gecikmesi” ile hesaplanabilir. Hidrografik ölçmeler yapılarak su derinliğinde oluşan değişimler ve bunun iklim değişiklikleri ile olan ilişkileri çıkarılmaktadır. Bunun yanında, bilim adamları bir bölgede iklim değişikliğinin olup olmadığını söylemek için o bölgenin ya eski zamanlardaki iklim bilgisine sahip olmalıdırlar ya da eski iklim bilgisini yapılacak gözlemlerle tahmin etmelidirler. Bu yöntemin yapılması için bilim adamları, jeolojik yapılar veya fosil bitki kalıntılarını incelemektedirler. Fosil kayıtlardaki kanıt, dünyanın geçmişteki ikliminin bugünkünden çok farklı olduğunu göstermektedir. Eski iklim ve iklim değişikliğini belirlemek, asıl iklimimizi daha iyi anlamamıza ve gelecek için neler yapılabileceğine yardımcı olur (URL-14 2001). Eski zaman iklimini belirlemek için birçok yöntem kullanılmaktadır. Fosil ve polen kayıtları üzerinde çalışma yapılması, buzullardan ve kutupsal buz zirvelerinden derin buz katmanları çıkarılması, dendroklimatoloji biliminde ağaçlardaki büyüme halkaları üzerinde çalışılması, bu yöntemlerden birkaçıdır. Tüm bu yöntemler, bize geçmiş sıcaklık, yağış miktarı, rüzgarın hız dağılımı ile atmosferin kimyasal yapısı hakkında ipucu sağlamaktadır. Eski iklimin 22 belirlenmesinde ayrıca Arkeoloji Bilimi de çalışmalar yapmaktadır. Yerleşim ve tarım alanlarındaki değişimler eski iklim hakkında bilgiler sunmaktadır (URL-14 2001). Meteorolojik gözlemler ile iklim değişikliği kayıtlarının izlenmesi en klasik yöntemdir. Gözlem istasyonları kurularak veriler alınır ve bu verilerin analizi yapılarak sonuçlar ortaya konmaktadır. Bu yöntemlerin dışında daha birçok bilim dalı iklim değişikliği çerçevesinde çalışmalar yapmakta ve her geçen gün farklı bilim dallarından bu bilim dallarındaki farklı branşlardan birçok yöntem ortaya atılarak küresel ve bölgesel iklim değişikliği çalışmaları yapılmaktadır. 23 24 BÖLÜM 4 YER YÜZEY SICAKLIĞININ UYDU GÖRÜNTÜLERİ YARDIMIYLA BELİRLENMESİ Yüzey sıcaklığı, dünya enerji dengesi, terleme ve buharlaşma, kuraklık, küresel değişim ve ısı adası konularında önemli bir faktördür. Küresel ölçekte dünya sistemini daha iyi anlayabilmek için, son yıllarda uydu verilerinden Yer Yüzey Sıcaklığı (LST) ve Deniz Yüzey Sıcaklığı (SST) elde etmek için birçok yaklaşım geliştirilmiştir (Bhattacharya and Dadhwal 2003, Li and Becker 1993). Yer yüzey sıcaklığı, toprak üzerindeki enerji dengesini yöneten önemli bir parametredir ve çevre ile dünya kaynaklarının dinamik değişimini yönlendiren önemli bir belirleyici etkendir (Qin and Karnieli 1999). LST belirlemek için birçok algoritma mevcuttur. Algoritma farklılıklarının olması, termal kanala sahip uyduların aynı termal sensörden değil farklı termal sensörlere sahip olması ve sonuçların doğruluklarının daha yüksek olmasını sağlamak anlamına gelmektedir. Bu tür ölçümler meteoroloji istasyonları tarafından da yapılabilir fakat geniş ölçekli değildir ve istasyon kurulması ve bakımları maliyetli işlemlerdir. Değişik veri kaynaklarına göre LST elde etme yöntemleri geliştirilmiştir. Bunlardan en çok kullanılan algoritmalar; Bölünmüş pencere (split-window) yöntemi (Sobrino et al. 1996), sıcaklık/yayınırlık ayırma (temperature/emissivity separation) yöntemi (Gillespie et al. 1998), tek pencere (mono-window) yöntemi (Qin et al. 2001), tek kanal (single channel) yöntemidir (Jimenez-Munoz et al. 2003). Landsat TM 5 verisine genellikle üç farklı LST elde etme yöntemi uygulanır. Bunlar; ışınım transferi denklemi, tek pencere algoritması ve tek kanal algoritmasıdır. Tüm bu algoritmalar iyi sonuç vermesine rağmen, ışınım transferi denklemi, uydu geçişinin olduğu sırada yerinde 25 atmosferik parametrelerin ölçülmesi gerektiğinden mümkün değildir. Tek pencere algoritması, 0.9 Kelvin (oK) kök ortalama kare sapması ile tek kanal algoritmasından daha iyidir (Liu and Zhang 2011, Sobrino et al. 2004). Tez çalışmasında Landsat TM 5 görüntülerine tek pencere algoritması uygulanmıştır. 2001’de Qin et al. Landsat TM 5 görüntülerinden tek pencere algoritması ile LST hesaplanabileceğini ileri sürmüştür. Bu algoritma için üç ana parametre gerekmektir. Bunlar; yayınırlık, atmosferik geçirgenlik ve ortalama atmosferik sıcaklıktır. Bu verilerin bir takım denklemler yardımıyla elde edilebilmesi için meteoroloji genel müdürlüğünden bu görüntülere ait tarihlerdeki sıcaklık ve nem verileri alınmıştır. Tek pencere algoritmasının bir takım adımları vardır. Bu adımlar sırasıyla aşağıda gösterilmiştir. i. Parlaklık Değerlerinin Spektral Radyans Değerlerine Dönüştürülmesi Parlaklık değerlerinin radyans değerlerine dönüştürülmesi için (4.1) eşitliğinde verilen denklem Landsat-7 uydusu kullanım kılavuzundan alınmıştır. Lλ= [(LMAXλ - LMINλ)/(QCALMAX-QCALMIN)] x [QCAL-QCALMIN] + LMINλ (4.1) Lλ: Sensördeki spektral radyans (MW.c-2.sr-1.µm-1) LMAXλ: QCALMAX’a göre ölçeklendirilen spektral radyans LMINλ: QCALMIN’e göre ölçeklendirilen spektral radyans QCAL: Parlaklık değerleri QCALMAX: Maksimum parlaklık değeri QCALMIN: Minimum parlaklık değeri dir. Parlaklık değerlerinin radyans değerlerine dönüştürülmesi parlaklık ve kontrast (offset and gain) düzeltmesi için yapılır (Milder 2008). 26 ii. Spektral Radyans Değerlerinin Yansıtım Değerlerine Dönüştürülmesi Birinci aşamada elde edilen radyans değerleri Landsat-7 uydusu kullanım kılavuzundaki denklem yardımıyla sensördeki yansıtım değerlerine dönüştürülür. Bu dönüşüm için kullanılan denklem (4.2) eşitliğinde gösterilmiştir. ρp π Lλ d2 ESUNλ cos θs (4.2) ρp: Sensördeki yansıtım değerleri Lλ: Sensördeki spektral radyans d: Dünya-Güneş arası mesafe ESUNλ: Ortalama atmosferik solar irrandyans θs: Solar zenit açısı dır. ESUNλ değerine her bir bant için Landsat-7 kullanım kılavuzundan ulaşılabilir (Çizelge 4.1). Solar zenit açısı görüntünün metadata dosyasından alınacak veriler yardımıyla hesaplanabilir. Dünya-güneş mesafesine; görüntünün tarihinin, yılın hangi gününe denk geldiğine bakılarak o gün dünya-güneş arası mesafenin ne kadar olduğu Landsat-7 uydusu kullanım kılavuzunda da yer alan EK A’daki çizelgeden alınarak hesaba katılır. Çizelge 4.1 Landsat TM 5 uydusu her bant için güneş irradyans değerleri. BAND 1 2 3 4 5 6 7 Vat/(m2.µm) 1997 1812 1533 1039 230.8 84.9 1362 Yansıtım değerleri sadece Landsat TM 5 uydusunun üçüncü ve dördüncü bantları üzerinde uygulanır. Normalize Edilmiş Fark Bitki Örtüsü İndeksi (NDVI) hesaplanmasında bant üç ve bant dört kullanılacaktır. Algılayıcı yansıtım değerleri hesabı, solar yükseklik açısı ve dünyagüneş mesafesi gibi sensör ve gezegensel etkileri düzeltmek için yapılır (Milder 2008). 27 iii. Radyans Değerlerinin Parlaklık Sıcaklığı Değerlerine Dönüştürülmesi Landsat TM 5 uydusu, 6. bant için bu dönüşüm uygulanır. Dönüşüm denklemi (4.3), birinci ve ikinci denklemlerde olduğu gibi Landsat-7 kullanım kılavuzundan elde edilebilir. T K2 K ln ( L 1 +1) λ (4.3) T: Sensördeki parlaklık sıcaklığı (oK) K1: Birinci kalibrasyon sabiti K2: İkinci kalibrasyon sabiti Lλ: Sensördeki spektral radyans dır. Kalibrasyon sabitleri Çizelge 4.2’de gösterilmiştir. Çizelge 4.2 Kalibrasyon sabitleri. iv. K1 K2 LANDSAT 7 666.09 1282.71 LANDSAT 5 607.76 1260.56 Yer Yüzey Yayınırlık (εi) Hesabı Yayınırlık; kara cisim teorisiyle karşılaştırıldığında, toplam gelen ışın enerjisinin, emilen ışın enerjisine oranı olarak tanımlanmaktadır. Genel olarak, madde ne kadar mat ve siyah olursa, yayınırlığı bire o kadar yakın olur. Madde ne kadar yansıtıcı olursa, yayınırlığı o kadar düşük olur. Yayınırlık hesabı NDVI değerleri yardımıyla hesaplanabilmektedir (Liu and Zhang 2011, Van de Griend and Owe 2003, Zhang et al. 2006). NDVI Hesabı NDVI, son yıllarda bitki örtüsü belirlemek için uzaktan algılama alanında çok sık kullanılmaktadır. NDVI hesabı için yansıtım değerleri hesaplanmış görüntülerden 4. bant olan yakın kızılötesi (NIR) ve 3. bant olan kırmızı (R) bant arasında (4.4) eşitliğinde görüldüğü gibi matematiksel bir işlem yapmak gerekir. 28 NDVI NIR R NIR+R (4.4) Yayınırlık Tahmini 2006’da Zhang, NDVI kullanılarak tamamen bir yer yüzey yayınırlık yöntemi elde edilebileceğini ileri sürmüştür ( Çizelge 4.3). Çizelge 4.3 NDVI-yayınırlık ilişkisi (Liu and Zhang 2011’den değiştirilerek). No 1 2 3 4 NDVI NDVI<-0.185 -0.185≤NDVI<0.157 0.157≤NDVI≤0.727 NDVI>0.727 YER YÜZEY YAYINIRLIĞI (εi) 0.995 0.97 1.0094+0.047ln(NDVI) 0.99 Bu çizelgedeki değerlerin görüntü üzerine işlenmesi için Erdas Imagine modeler ikonundan koşul denklemi yazılarak yapılabilir. Fakat çalışmamızda sadece yer yüzey sıcaklığı değerlerini ele alacağımız için 3. denklemi kullanmamız yeterli olacaktır. v. Atmosferik Geçirgenlik Hesabı Atmosferik geçirgenlik su buharı kullanılarak tahmin edilebilir ( Liu and Zhang 2011, Sun et al. 2010, Qin et al. 2001). Su Buharı (wi) içeriğinin hesaplanması Su buharının hesaplanabilmesi için (4.5) eşitliğindeki denklem kullanılabilir (Liu and Zhang 2011, Yang et al. 1996, Li 2006). wi 0.0981 {10 0.6108 e p [ 17.27 (T0 273.15) ] RH} +0.1697 237.3+(T0 273.15) wi (g/cm2): Su buharı içeriği T0 (oK): Yakın yüzey sıcaklığı RH (%): Bağıl nem 29 (4.5) dir. Sıcaklık ve nem verileri meteoroloji istasyonlarından alınarak su buharı içeriği hesaplanabilir. Atmosferik geçirgenlik (τi) hesabı Landsat TM 5 için atmosferik geçirgenlik tahmininde kullanılabilecek denklemler aşağıdaki gösterilmektedir (Çizelge 4.4) (Liu and Zhang 2011, Sun et al. 2010, Qin et al. 2001). Çizelge 4.4 Atmosferik geçirgenlik-su buharı ilişkisi (Liu and Zhang 2011’den değiştirilerek). Geçirgenlik Tahmini Kare Standart (wi)(g/cm ) Denklemi (τi) Düzeltmesi Hata Yüksek Hava 0.4-1.6 0.974290-0.08007 wi 0.99611 0.002368 Sıcaklığı 1.6-3.0 1.031412-0.11536 wi 0.99827 0.002539 Düşük Hava 0.4-1.6 0.982007-0.09611 wi 0.99563 0.003340 Sıcaklığı 1.6-3.0 1.053710-0.14142 wi 0.99899 0.002375 Profiller vi. Su Buharı 2 Ortalama Atmosferik Sıcaklık Hesabı (Ta) Ortalama atmosferik sıcaklık hesabı aşağıdaki denklemler yardımıyla, Çizelge 4.5 esas alınarak bulunulan bölgeye göre hesaplanabilmektedir (Liu and Zhang 2011, Sun et al. 2010, Qin et al. 2001). Çizelge 4.5 Bölgelere göre ortalama atmosferik sıcaklık denklemleri (Liu and Zhang 2011’den değiştirilerek). BÖLGE USA 1976 Tropikal Orta Meridyen Yaz Orta Meridyen Kış vii. ATMOSFERİK SICAKLIK DENKLEMİ (Ta) (K) 23.9396 + 0.88045 x T0 17.9769 + 0.91715 x T0 16.0110 + 0.92621 x T0 19.2704 + 0.91118 x T0 Tek Pencere Algoritması ile LST Hesabı Tek pencere algoritmasının denklemi ile LST, yayınırlık, geçirgenlik ve ortalama atmosferik sıcaklık verilerinin katkılarıyla (4.6) eşitliğinde gösterilen denklem ile hesaplanmaktadır (Liu and Zhang 2011, Qin et al. 2001). 30 Ts {a (1 C D)+[b (1 C D)+C+D] Ti D Ta } C a −67.355351, b 0.458606, C = εi τi , D (1 − τi)[1 + (1 − εi) (4.6) τi ] Ts; oK cinsinden yer yüzey sıcaklığını, Ti; oK cinsinden parlaklık sıcaklığını; εi; yayınırlığı, τi; atmosferik geçirgenliği, Ta; ortalama atmosferik sıcaklığını ifade etmektedir. Denklem içinde bulunan a ve b katsayıları algoritma sabitleridir. 31 32 BÖLÜM 5 UYGULAMA 5.1 ÇALIŞMA ALANI VE MATERYAL Zonguldak şehrinin yer yüzey sıcaklığı bazında geniş ölçekli olarak ele alınması ve Zonguldak beldesi olan Çatalağzı’nda bulunan termik santrallerin olduğu bölge çalışma alanımızı oluşturmaktadır (Şekil 5.1). Şekil 5.1 Çalışma alanının (Zonguldak ve civarı) Landsat TM 5 uydu görüntüsü 3, 2, 1 bant kombinasyonu ile gösterimi. 33 Ülkemizin Batı Karadeniz kısmında yer alan Zonguldak, Düzce, Bolu, Karabük ve Bartın illeri ile komşudur. Şehir topografik yapı olarak engebeli bir yapıya sahiptir. Şehrin dış kesimlerinde tarıma elverişli düz alanlar da bulunmaktadır. Batı Karadeniz kıyılarında uzanan şehir, ormanlık alan bakımından da zengin bir yapıya sahiptir. Ormanların kapladığı alan 348612 hektardır. Bu alanların 185555 hektarı koru, 163057 hektarı açıklık alandır. Ormanlık alan genele bakıldığında %52’lik bir yüzdeye tekabül etmektedir. Ormanların %93’ü koru, %7’si bataklık vasfındadır. Ormanların, 164336 hektarı verimli 21219 hektarı verimsiz ormandır. Uygulamada Landsat TM 5 uydusuna ait 18.09.2007 ve 28.08.2011 tarihli uydu görüntüleri yer yüzey sıcaklığı ve bitki indeksi analizinde kullanılmıştır (Şekil 5.2 ve Şekil 5.3). 25.01.2008 tarihli Terra (ASTER) uydusuna ait yüzey kinetik sıcaklığı görüntüsü termik santralin soğutma suyunu denize sıcak olarak aktarmasını göstermek için kullanılmıştır (Şekil 5.4). Görüntülerin işlenmesi verilerin alınması için Erdas Imagine v9.2 ve ENVI 5.0 programları kullanılmıştır. Terra (ASTER) uydusuna ait yüzey kinetik sıcaklığı verisi yanında, çalışma alanını kapsayan geometrik olarak düzeltilmiş Aster görüntüleri de split-window algoritması ile LST belirlemek için satın alınmıştır. Fakat bu görüntülere split-window algoritması uygulanmasında bazı algoritma adımlarında problemler yaşandığı için görüntüler çalışmaya eklenmemiştir. Bu görüntülerde ortaya çıkan problemler sonuçlar bölümünde açıklanacaktır. 34 Şekil 5.2 28.08.2011 tarihli çalışma alanımızı kapsayan 4,3,2 bant kombinasyonlu Landsat TM 5 uydu görüntüsü. Şekil 5.3 18.09.2007 tarihli çalışma alanımızı kapsayan 4,3,2 bant kombinasyonlu Landsat TM 5 uydu görüntüsü. 35 Şekil 5.4 25.01.2008 tarihli çalışma alanımızı kapsayan Terra (ASTER) uydusuna ait gri skalalı tek bant yüzey kinetik sıcaklığı görüntüsü. 5.3 METOT Landsat görüntüleri Bölüm 4’te bahsedilen tek pencere algoritmasına göre işlenerek yer yüzey sıcaklıkları elde edilmiştir. Yer yüzey sıcaklıkları için kullanılan bu görüntüler, aynı zamanda NDVI hesaplanması için de kullanılmışlardır. “Erdas Imagine modeler” ikonu kullanılarak bu işlemler gerçekleştirilmiştir. İşlem adımları aşağıdaki sırayla gerçekleştirilmiştir. Uygulamada, Landsat TM 5 uydu görüntülerinin üç, dört ve altıncı bantları işlenmiştir. Üçüncü ve dördüncü bantlar yüzey yayınırlık tahmini için gerekli olan NDVI hesabı için gerekmektedir. Altıncı bant ise Landsat TM 5 uydusunun ısıl bandıdır. Sıcaklık hesaplaması bu bant üzerinden gerçekleştirilmektedir. Ayrıca algoritmada kullanılacak olan sıcaklık ve nem verileri Zonguldak meteoroloji müdürlüğünden temin edilmiştir (Çizelge 5.1). Çizelge 5.1 Görüntülerin alındığı tarihlerdeki sıcaklık ve nem değerleri. Tarih 28.08.2011 18.09.2007 Yerel Saat 09:00 09:00 Sıcaklık(ºC) 20,7 21 36 Nem(%) 70 78 i. Parlaklık Değerlerinin Spektral Radyans Değerlerine Dönüştürülmesi Çalışmada kullanılan görüntüler, geometrik olarak düzeltilmiş, piksellere parlaklık değerleri atanmış görüntülerdir. Bu görüntülerin yorumlama bakımından daha zengin hale getirilmesi için parlaklık değerleri radyans değerlerine dönüştürülmüştür. Bu işlem görüntünün 3, 4 ve 6. bantları için uygulanır (Şekil 5.5, Şekil 5.6). Dönüşüm denklemi Erdas Imagine modeler ikonunda gerçekleştirilmiştir. Denklemde geçen bilinmeyen maksimum ve minimum radyans ve parlaklık değerlerine her bir bant için Landsat uydu görüntüsünün bulunduğu dosyadaki metadata dosyasından ulaşılabilmektedir. Şekil 5.5 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat uydusu 3. bant radyans görüntüsü. 37 Şekil 5.6 ii. Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu 3. bant radyans görüntüsü. Spektral Radyans Değerlerinin Yansıtım (Reflectance) Değerlerine Dönüştürülmesi Hesaplanan radyans değerleri üzerinden yansıtım değerleri hesaplanmıştır. Yansıtım değerlerinin hesaplanmasında bilinmeyenler; solar irradyans değeri, dünya-güneş mesafesi ve solar zenit açısıdır. Solar irradyans değerlerine, Landsat-7 kullanım kılavuzundan her bant için ulaşılabilir. Dünya-güneş arası mesafe hesabında ise öncelikle görüntünün alındığı yıl ve tarih metadatadan öğrenilir. Hangi yıl hangi ay ve hangi gün de alınmışsa görüntü, bu günün yılın kaçıncı gününde olduğu internetten belirlenmiştir. Yılın kaçıncı günü olduğu belirlendikten sonra yine internet ortamından ulaşılabilecek EK A’da sunulan dünya-güneş mesafeleri listesinden bu gündeki mesafe alınarak hesaba katılmıştır. Güneş zenit açısı ise, metadata içindeki bilgilerden güneş yükseklik açısı alınmış ve 90 dereceden farkı alınarak solar zenit açısı hesaplanmıştır (Şekil 5.7). 38 Şekil 5.7 Güneş yükseklik açısı ve Güneş zenit açısı şematik gösterimi (URL-15 2011’den değiştirilerek). Yansıtım hesabı, görüntülerin yalnızca 3 ve 4. bantlarına uygulanmış ve görüntüler elde edilmiştir (Şekil 5.8, Şekil 5.9). NDVI hesabı için bu dönüşüm gerekmektedir. Şekil 5.8 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu 3. bant yansıtım görüntüsü. 39 Şekil 5.9 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu 3. bant yansıtım görüntüsü. iii. Radyans Değerlerinin Parlaklık Sıcaklığı Değerlerine Dönüştürülmesi Isıl bant (6. bant) için bu dönüşüm uygulanmıştır. Dönüşüm ile sensördeki sıcaklık değerleri hesaplanmıştır (Şekil 5.10, Şekil 5.11). Şekil 5.10 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu 6. bant parlaklık sıcaklığı görüntüsü. 40 Şekil 5.11 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu 6. bant parlaklık sıcaklığı görüntüsü. iv. Yer Yüzey Yayınırlık (εi) Hesabı Yayınırlık hesabı için öncelikle NDVI görüntüleri oluşturulmuştur (Şekil 5.12, Şekil 5.13). Şekil 5.12 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. 41 Landsat TM 5 uydusu kontrollü Şekil 5.13 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. Landsat TM 5 uydusu kontrollü NDVI değerleri hesaplandıktan sonra Çizelge 4.3’deki NDVI değerlerine karşılık gelen yayınırlık değerleri için Erdas Imagine modeler ikonundan uygun denklem yazılarak yayınırlık görüntüleri oluşturulmuştur (Şekil 5.14, Şekil 5.15). Şekil 5.14 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu yayınırlık görüntüsü. 42 Şekil 5.15 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu yayınırlık görüntüsü. v. Atmosferik Geçirgenlik Hesabı Atmosferik geçirgenlik için öncelikle yakın yüzey sıcaklığı ve neme bağlı olarak su buharı içeriği hesaplanmıştır. Görüntülerin tarihlerine ait nem ve sıcaklık verileri Zonguldak Meteoroloji Müdürlüğü’nden alınmıştır. Çalışmamızda 2007 görüntüsü için su buharı değeri 1.8775 g/cm2, 2011 görüntüsü için bu değer 1.8463 g/cm2 olarak hesaplanmıştır. Atmosferik geçirgenlik hesabı, hesaplanan su buharı değerleri için dördüncü bölümde Çizelge 4.4’ de belirtilen denklemlerden 1.031412-0.11536*wi ile hesaplanmıştır. Bu denklemle elde edilen atmosferik geçirgenlik değerleri; 18.09.2007 tarihi için 0.8148, 28.08.2011 tarihi için 0.8184 olarak hesaplanmıştır. vi. Ortalama Atmosferik Sıcaklık Hesabı Ülkemiz coğrafi olarak orta meridyen ılıman kuşakta yer almaktadır. Bu nedenle ortalama atmosferik sıcaklık hesabı için kullanacağımız bölge, dördüncü bölümdeki Çizelge 4.5’de bulunan orta meridyen yaz bölgesi olarak seçilmiştir. Hesap için kullanılacak denklem 43 16.0110+0.92621*T0’dır. Ortalama atmosferik sıcaklık değerleri 18.09.2007 tarihi için 288.4556715 oK, 28.08.2011 tarihi için 288.1778085 oK olarak hesaplanmıştır. vii. Tek Pencere Algoritması ile LST Hesabı Son adım olarak yer yüzey sıcaklığı için kullandığımız algoritma olan, yayınırlık, atmosferik sıcaklık ve geçirgenlik verileri ile hesaplanan tek pencere algoritması kullanılarak yer yüzey sıcaklıkları görüntüleri oluşturulmuştur (Şekil 5.16, Şekil 5.17). Görüntülerdeki gri tonlamada açık tondan kapalı tona gidildikçe sıcaklık yüksekten düşüğe doğru bir yol izliyor demektir. Bu bağlamda, görüntü üzerinde kapalı tonlar daha soğuk, açık tonlar ise daha sıcaktır. Şekil 5.16 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli Landsat TM 5 uydusu yer yüzey sıcaklığı görüntüsü. 44 Şekil 5.17 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli Landsat TM 5 uydusu yer yüzey sıcaklığı görüntüsü. Algoritmanın uygulanması için yapılması gereken görüntü işlemedeki tüm adımlar Erdas Imagine 9.2 programının modeler ikonu kullanılarak yapılmıştır. Görüntüler ilk olarak teker teker modelerde işlenmiştir daha sonra 3,4 ve 6. bantların girilerek hesaplanması gereken dış sayısal parametrelerinde elle hesaplandıktan sonra giriş değerleri tanımlanarak tamamen LST hesabına yönelik bir model oluşturulmuştur (Şekil 5.18). 45 Şekil 5.18 LST hesabı için Erdas modeler ikonunda oluşturulan model. 5.3 VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ANALİZİ Bu bölüm dört başlık altında sunulmuştur. Yer yüzey sıcaklığı, bitki indeksindeki değişimler, genel çalışma alanı ve tahribat bölgeleri için NDVI-yer yüzey sıcaklığı analizi ve termik 46 santrallerin bu kapsamda oluşturabileceği muhtemel etkiler ele alınarak bölgesel iklim değişikliğine etki edebilecek olan nedenler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. 5.3.1 Yer Yüzey Sıcaklığı Analizi Sıcaklık kavramı iklim parametrelerinin başında gelmektedir. Bu kapsamda yer yüzey sıcaklığı iklim değişikliği açısından önemli bir yere sahiptir. Yapılan çalışma sonucu elde edilen yüzey sıcaklıkları görüntüleri ve bu görüntülerin analizi bu başlık altında ortaya konacaktır. 2007 ve 2011 görüntülerini kendi içinde bölgesel olarak analiz edilecek olursa her iki görüntüde de aşağıdaki bilgilere yakın sonuçlar gözlemlenmiştir; Elde edilen yer yüzey sıcaklıkları ile genel olarak bir değerlendirme yapılacak olursa, yeşil alan ve yerleşim birimi veya çorak topraklar arasındaki sıcaklık değişimi ortalama 5 oC dir. Yeşil alanlar, betonarme yapılara, bitki örtüsü bakımından zayıf, tamamen açık alanlara ve tarım arazilerine göre daha soğuktur. Zonguldak şehir merkezinde sıcaklıklar yer yer değişim göstermektedir. Yaklaşık 10 o C yi bulan bu farklar yerleşim yeri olması ve betonarme yapıların çokluğundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca gün içerisinde rüzgarın esme yönü de sıcaklığı etkileyen etkenler arasında gösterilebilir. Özellikle Eren Holding’e ait termik santralin (ZETES) Çatalağzı Termik Santrali (ÇATES) yanına yapılmasından sonra bölgenin sıcaklığı, şehir merkezi ile ortalama aynı sıcaklık değerlerinde görülmekte fakat bunlara ek olarak yer yer 5 oC artış olan alanlar kendini göstermektedir. Kumsal ve tarım alanları, görüntüler üzerindeki yansıtım değerlerinden dolayı sıcaklıkları en yüksek yerler olarak görülmektedir. Görüntülerdeki Filyos çayı boyunca alüvyol toprakların olması ve çayın her iki yanının hem yerleşim hem de tarım arazisi olması, yeşil bitki örtüsünün bu alanlarda çok hakim olmaması nedeniyle görüntüler üzerinde sıcaklık değerleri bu bölgelerde diğer bölgelere nazaran daha yüksek seyretmektedir. Görüntülerin tarihleri 18 Eylül 2007 ve 28 Ağustos 2011, farklı yıllara ait aynı günün verileri değildir. Bu görüntülerin kendi içinde değerlendirilmesi için aynı günde olmaları bile kesin bir parametre değildir. Fakat uygun şartlar oluşturulduğunda ve gözlemler düzenli olarak 47 yapıldığında bu değişimleri yıldan yıla izlenmesi ve bu sayede bölgesel iklim değişikliği çerçevesinde sıcaklık değişimlerin gözlemlenebilmesi imkanı mevcuttur. Ayrıca belli mevsimler için belli aralıkla görüntüler alınarak uzun zaman aralıklarında bu görüntüler işlenerek mevsimsel iklim değişikliklerinin gözlemlenmesi daha sağlıklı sonuçlar verebilir. Yer yüzey sıcaklığı görüntüleri elde edildikten sonra kontrollü sınıflandırma yapılarak mevcut durumlar ortaya konmuştur (Şekil 5.19, Şekil 5.20). 48 Şekil 5.19 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli kontrollü sınıflandırılmış LST görüntüsü. 49 Şekil 5.20 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli kontrollü sınıflandırılmış LST görüntüsü. 50 2007 ve 2011 tarihlerinde alınan uydu görüntüleri arasında bir bağlantı kurulduğunda, her iki görüntüde de aynı koordinatlara sahip 185 noktadaki sıcaklık değerleri arasında yapılan korelasyon sonucu %85’lik bir değer ortaya çıkmıştır. İncelediğimiz iki görüntüyü baz aldığımızda görüntülerin alındıkları tarihler arasındaki sıcaklık değişimlerinin %15 civarında olduğu söylenebilir (Şekil 5.21). Bu farklılık zaman farkından, meteorolojik durumlardan ve değişen arazi kullanımından kaynaklanıyor olabilir. Bu bağlamda sadece görüntülere bakarak kesin bir şey söylenmesi mümkün değildir. 315 y = 1.0609x - 12.922 R² = 0.8503 LST 2011 310 305 LST 2007-2011 ilişkisi 300 Doğrusal (LST 20072011 ilişkisi) 295 290 285 290 295 300 305 310 LST 2007 Şekil 5.21 2007-2011 LST görüntüleri arasındaki korelasyon. LST görüntülerinin sıcaklık değerleri dağılımını daha düzenli ve belirgin bir şekilde ortaya çıkarabilmek için Matlab 2011b programı kullanılarak görüntülerdeki sıcaklık değerleri lineer enterpolasyona tabi tutulmuştur. 2007 ve 2011 görüntüleri bu şekilde işlenerek sıcaklık değerlerinin daha belirgin olması sağlanmıştır (Şekil 5.22, Şekil 5.23). Matlab programı ile lineer olarak enterpole edilmiş görüntülerde lejant, Erdas yazılımı yardımı ile yapılanla aynı seçilmiştir. Sıcaklık değerleri maviden kırmızıya doğru gidildikçe artış göstermektedir. 5 oK aralıklarla lejant oluşturulmuş ve bu aralıklarda kalan sıcaklık değerleri enterpole edilerek aynı renk değerlerini almıştır. Enterpole edilen bu görüntüler analiz edildiği zaman, Erdas programı ile sınıflandırma işlemi sonucu elde ettiğimiz görüntülerle yaklaşık olarak aynı neticelere ulaşılmaktadır. 51 Şekil 5.22 Matlab programı ile lineer entepole edilmiş 18.09.2007 tarihli LST görüntüsü. 52 Şekil 5.23 Matlab programı ile lineer entepole edilmiş 28.08.2011 tarihli LST görüntüsü. 53 5.3.2 NDVI Analizi Görüntüler üzerinden yakın kızıl ötesi ve kırmızı bant kullanılarak aritmetik hesapla bu bantların işlenmesi ile NDVI görüntüleri oluşturulmuştur. 2007 ve 2011 yıllarına ait NDVI değerleri hesaplanmış ve görüntüler kontrollü sınıflandırma işlemi gerçekleştirilerek sınıflandırılmıştır (Şekil 5.24, Şekil 5.25). Şekil 5.24 Çalışma alanının 18.09.2007 tarihli kontrollü sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. 54 Şekil 5.25 Çalışma alanının 28.08.2011 tarihli kontrollü sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. NDVI değerleri -1 ile +1 arasında değerler içermektedir. NDVI değeri 0.1 ve daha düşükse bu alanlar su veya kayalık, 0.2 ve 0.3 arasındaki alanlar bitki örtüsünün olduğu ama çok zengin olmadığı alanlar, 0.4 ile 1 arasındaki değerler ise zengin bitki örtüsüne sahip alanlar olarak gösterilebilir. 55 Yapılan analiz sonucu yukarıdaki görüntülerden 0.4 ile 1 arasında NDVI değerlerine sahip olan bitki örtüsü alanları çıkarılmıştır (Çizelge 5.2). Çizelge 5.2 2007 ve 2011 görüntülerinde NDVI değerleri 0.4-1 arasında olan alanlar. a) 2007 tarihinde 0.4-1 arasındaki alanlar b) 2011 tarihinde 0.4-1 arasındaki alanlar 18.09.2007 28.08.2011 Histogram NDVI Alanlar (hektar) Histogram NDVI Alanlar (hektar) 117775 [0.4] - [0.6] 10599.75 115073 [0.4] - [0.6] 10356.57 354479 [0.6] - [0.8] 31903.11 301275 [0.6] - [0.8] 27114.75 567586 [0.8] - [1] 51082.74 601358 [0.8] - [1] 54122.22 Toplam= 93585.6 Toplam= 91593.54 2011 görüntüsünde zengin bitki örtüsü değerlerine karşılık gelen 0.8-1 NDVI alanı 2007 görüntüsüne göre daha çok görünmektedir. Bunun açıklanması yapılacak olursa; 2011 yılı görüntüsü Ağustos ayında alınan, 2007 yılı görüntüsü ise Eylül ayında alınan görüntülerdir. Bu durum, bitkilerin fotosentez yapması ve o gün görüntülerin alınması sırasında güneş ışınlarının ne kadarlık bir alanda yayıldığı gibi durumlarla açıklanabilir. Bitkiler güneşten gelen ışınları alarak enerji depolarlar ve daha canlı bir yapıya kavuşurlar. Bu şekilde, görüntülerin alındığı günlerdeki güneş ışınlarının yeryüzünü gördüğü ve kapladığı alanların bu değişim ile ilgili olabileceği söylenebilir. Bu tarihlerdeki 0.8-1 arası NDVI değerindeki değişim bu durumla ilişkilendirilebilir. Görüntüler arasında toplam sağlıklı bitki indeksi değişimine bakıldığında 2007 yılında 93585.6 hektarlık zengin yeşil bitki örtüsü varken, 2011 yılında bu değerin 91593.54 olduğu görülmektedir. Bu tarihler arasında yaklaşık 1992.06 hektarlık zengin bitki örtüsünün yok olduğu söylenebilir. 2007 ve 2011 NDVI görüntüleri kendi aralarında ilişkilendirilerek değişimler gözlemlenmiştir (Şekil 5.26). 56 y = 0.9842x + 0.0317 R² = 0.918 1 NDVI 2007 0.8 0.6 NDVI 2007-2011 İlişkisi 0.4 Doğrusal (NDVI 2007-2011 İlişkisi) 0.2 0 0 0.5 1 NDVI 2011 Şekil 5.26 2007-2011 NDVI görüntüleri arasındaki korelasyon. Şekil 5.24’deki grafiğe bakılarak ortalama olarak %8’lik bir yeşil alanın yok olduğu söylenebilir. 5.3.3 Genel Çalışma Alanı ve Tahribat Bölgeleri için NDVI - LST Analizi Çalışma alanı için kullandığımız farklı tarihli iki görüntünün NDVI ve LST görüntüleri arasında ilişki kurulmuştur (Şekil 5.27, Şekil 5.28). SICAKLIK 315 y = -23.303x + 315.89 R² = 0.8502 310 305 2011_lst_ndvi 300 295 0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 NDVI Şekil 5.27 2011 yılı görüntüsü genel çalışma alanı için LST ve NDVI korelasyonu. SICAKLIK 305 y = -26.368x + 313.42 R² = 0.8668 300 295 2007_lst_ndvi 290 0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 Doğrusal (2007_lst_ndvi) NDVI Şekil 5.28 2007 yılı görüntüsü genel çalışma alanı için LST ve NDVI korelasyonu. 57 LST ve NDVI değerleri arasında ters orantı olduğu grafiklerden anlaşılmaktadır. Bitki örtüsü miktarı arttıkça sıcaklık değerlerinin o bölgede düşük olacağı kanısına bu grafiklerden varılmaktadır. Bu bağlamda, her iki yıl için kurulan ilişkilerde sıcaklık ve bitki örtüsünün birbirleriyle ters ilişkisi olduğu güçlü korelasyon katsayıları ile ortaya konmuştur. Tahribat olan bölgelerdeki değişimleri gözlemlemek için Zonguldak şehir merkezi yerleşim yeri ve ÇATES ile ZETES’in bulunduğu iki bölge seçilmiştir. Bu bölgeler için görüntüler üzerinden 2007 de var olan ama 2011 de herhangi sebeple yok olan yeşil alanların analizi yapılmıştır ve yok olan yeşil alanlardaki sıcaklık artışları ortaya konmuştur. Şehir merkezi için seçilen noktalar ve değerler Çizelge 5.3’de verilmiştir. 2007 ve 2011 görüntüleri için ayrı ayrı Zonguldak yerleşim merkezi ve termik santral bölgesi Erdas programında subset işlemi ile kesilerek ve NDVI ve yer yüzey sıcaklığı görüntüleri kontrollü sınıflandırma yapılarak ortaya çıkarılmıştır (Şekil 5.29). 58 a) 2007 yılına ait Zonguldak şehir merkezi b) 2011 yılına ait Zonguldak şehir merkezi sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. c) 2007 yılına ait Zonguldak şehir merkezi d) 2011 yılına ait Zonguldak şehir merkezi sınıflandırılmış LST görüntüsü. sınıflandırılmış LST görüntüsü. d) şehir merkezi ve civarı için kesilen ve sınıflandırılan görüntüler. Şekil 5.29 Zonguldak 59 Çizelge 5.3 Zonguldak şehir merkezinden seçilen bazı tahribat bölgelerinin 2007-2011 NDVI ve sıcaklık değişimleri. NOKTA KOORDİNATLARI NOKTA NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 X (m) 400326.093 400316.303 400482.729 400678.525 400590.417 400492.519 398890.695 398886.992 398598.220 398191.916 397418.522 397418.522 396987.771 396919.243 396508.071 396282.906 396233.957 396302.485 396341.644 396175.218 396106.689 395881.524 395891.314 395871.734 395881.524 Y (m) 4591993.302 4592061.830 4591719.187 4591631.079 4591327.595 4591219.907 4590390.541 4590240.928 4589483.869 4589702.489 4589399.005 4589585.011 4589917.864 4590074.501 4589957.023 4589888.495 4589790.597 4589780.807 4589751.438 4589624.170 4589565.431 4589692.699 4589624.170 4589320.687 4589173.840 2007 GÖRÜNTÜSÜ SICAKLIK NDVI (oK) 0.556039691 295.6395569 0.421212852 294.9279785 0.282783777 295.5069580 0.329568505 294.8283386 0.61226958 296.9593811 0.527062654 296.0448608 0.167935953 293.5298157 0.428435802 296.5947876 0.352381557 297.1645203 0.210942104 294.7121887 0.329568505 295.9129944 0.332485408 295.3948975 0.36307475 296.1666565 0.445173383 296.1542969 0.30531776 296.2512512 0.396823734 299.5968628 0.645471215 300.2753296 0.728192031 299.5136414 0.724856436 298.4429016 0.463707089 298.9316711 0.605794728 299.5942383 0.522048116 298.1659241 0.222288817 299.1501160 0.420303285 299.2137451 0.321410924 300.1138000 2011 GÖRÜNTÜSÜ SICAKLIK NDVI (oK) 0.478601 300.5888977 0.350372 297.6878662 0.167882 299.9551697 0.308493 302.0809631 0.545317 303.4953918 0.470693 301.0687866 0.147581 299.0753479 0.33396 302.2822266 0.134456 300.9159851 0.134456 299.3437195 0.062053 298.1658936 0.250629 301.0245056 0.30872 302.5989380 0.22154 296.4686584 0.18114 301.7253113 0.099689 303.7098389 0.109879 305.5089111 0.060047 303.2972107 0.144568 303.1859436 0.075611 300.8546448 0.138825 301.5244751 0.249777 300.4938354 0.099206 301.6305542 0.345671 301.8521729 0.178541 306.7972717 Yukarıdaki çizelgeye bağlı olarak grafiksel bir analiz yapılmıştır (Şekil 5.30, Şekil 5.31). 60 NDVI DEĞERLERİ 0.8 0.7 0.6 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0 2007 NDVI Yerleşim 2011 NDVI Yerleşim 1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 NOKTA NUMARASI SICAKLIK DEĞERLERİ (K) Şekil 5.30 Seçilen noktalar için 2007-2011 yerleşim merkezi NDVI değişimi. 310 305 300 295 2007 LST Yerleşim 290 2011 LST Yerleşim 285 1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 NOKTA NUMARASI Şekil 5.31 Seçilen noktalar için 2007-2011 yerleşim merkezi LST değişimi. Çizelgedeki veriler ve grafiklerden anlaşılacağı gibi tahribat alanlarındaki bitki indeksi değişimleri ile yer yüzey sıcaklığı arasında ters bir ilişki mevcuttur. Şekil 5.30’da on altı ve yirmi iki numaralı noktalar arasındaki noktalarda, NDVI değerlerinde büyük değişimler belirlenmiştir. Bu değişimler, bu alanlardaki yeşil bitki örtüsünün 2007’den 2011’e kadar geçen süreçte olumsuz yönde etkilendiğini göstermektedir. Bu değişikliğin sebebi yerleşim merkezi için muhtemelen arazi kullanımından kaynaklanmaktadır. 2007 de yeşil alan olup 2011 de yok olan alanlarda sıcaklık değerleri artış göstermektedir. Bu artış ile yeşil alan tahribatının sıcaklık değerlerini arttırdığı ve iklim değişikliğine doğrudan etkisinin olduğu söylenebilir. Aynı değerlendirmeler ikinci bölgemiz olan termik santral çevresi için de yapılmıştır ve sonuçlar birbirini desteklemektedir (Çizelge 5.4, Şekil 5.32). 61 a) 2007 yılına ait termik santral civarı b) 2011 yılına ait termik santral civarı sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. sınıflandırılmış NDVI görüntüsü. c) 2007 yılına ait termik santral civarı d) 2011 yılına ait termik santral civarı sınıflandırılmış LST görüntüsü. sınıflandırılmış LST görüntüsü. Şekil 5.32 Termik santral ve çevresi için kesilen ve sınıflandırılan görüntüler. 62 Çizelge 5.4 Zonguldak termik santral bölgesinden seçilen bazı tahribat bölgelerinin 20072011 NDVI ve sıcaklık değişimleri. NOKTA KOORDİNATLARI NOKTA NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 X (m) 408240.356 408470.609 408953.950 408486.037 408662.848 408735.389 409007.461 408298.638 408869.884 409080.595 408809.782 408957.447 409145.028 409131.572 408800.914 409044.009 408899.935 408713.889 408911.894 408685.939 408536.383 408597.332 408491.620 408387.462 408213.337 408037.167 Y (m) 4597020.005 4597040.597 4596995.557 4596874.528 4596861.234 4597018.659 4597132.524 4596724.102 4596930.059 4596887.727 4596839.905 4596734.702 4596763.246 4596644.049 4596729.058 4596488.064 4596570.481 4596618.173 4596412.950 4596491.739 4596548.751 4596247.645 4596432.683 4596188.051 4596188.588 4596279.289 2007 GÖRÜNTÜSÜ SICAKLIK NDVI (oK) 0.330 294.833 0.538 296.069 0.354 293.422 0.670 297.912 0.639 298.177 0.538 298.564 0.354 293.757 0.445 296.691 0.533 298.217 0.557 296.658 0.565 297.830 0.445 295.650 0.469 294.117 0.440 296.607 0.509 296.560 0.500 296.524 0.517 295.996 0.649 296.097 0.540 296.933 0.624 297.926 0.644 296.120 0.512 295.914 0.597 296.631 0.507 294.695 0.624 296.143 0.633 296.559 2011 GÖRÜNTÜSÜ SICAKLIK NDVI (oK) 0.325 299.081 0.037 301.873 0.012 303.908 0.020 305.595 0.008 301.144 0.037 308.054 0.012 300.929 0.017 300.271 0.073 306.901 0.056 301.321 0.203 305.614 0.388 302.720 0.361 301.484 0.151 302.412 0.259 301.549 0.244 303.004 0.226 300.754 0.127 303.024 0.157 303.257 0.117 302.063 0.346 302.457 0.342 303.418 0.364 305.232 0.085 301.753 0.264 300.738 0.272 301.689 NDVI DEĞERLERİ Çizelge 5.4’deki veriler kullanılarak grafikler oluşturulmuştur (Şekil 5.33, Şekil 5.34). 0.8 0.6 0.4 2007 NDVI Termik Santral 0.2 2011 NDVI Termik Santral 0 1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 NOKTA NUMARASI Şekil 5.33 Seçilen noktalar için 2007-2011 termik santral bölgesi NDVI değişimi. 63 SICAKLIK DEĞERLERİ (K) 310 305 300 295 2011 LST Termik Santral 290 2007 LST Termik Santral 285 1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 NOKTA NUMARASI Şekil 5.34 Seçilen noktalar için 2007-2011 termik santral bölgesi LST değişimi. Şekil 5.33’de çoğu noktada NDVI değişimlerinin yüksek olduğu görülmektedir. Bu noktaların, 2007 yılında genellikle zengin yeşil bitki örtüsü iken 2011 yılında büyük değişime uğrayarak azaldığı NDVI değerlerine bakılarak söylenebilir. ZETES’in inşası için bu alanlardaki bitki örtüsünün değişikliğe uğradığı kanısına, görüntüler Google Earth üzerine aktarılarak varılmıştır. 5.3.4 Termik Santrallerin Çevreye Verdiği Olası Etkiler Çalışma kapsamında uydu görüntülerinin yüzey sıcaklığı bazında ve Terra (ASTER) uydusunun yüzey kinetik sıcaklığı verisinin sınıflandırılması ile soğutma suyunu kullanarak denize verdiği sıcak suyun görüntülenmesi ve daha önceki çalışmalar örnek verilerek termik santrallerin çevreye verdiği zarar ele alınmıştır. Küresel iklim değişikliğine etki eden sebeplerin başında sera gazları gelmektedir. Bölgesel iklime etki eden sebeplerden en önemlisi ise bitki örtüsünün varlığını yitirmesi olarak gösterilebilir. Termik santral bulunan alanlar her iki bakımdan da tehlikeli sayılabilir. Termik santral bacalarından çıkan tehlikeli gazlar, özellikle bol miktarda karbon dioksit gazı ile hava kirliliğine sebep olarak atmosfere zarar vermektedir. Bir önceki bölümde görüleceği gibi ÇATES yanına yapılan ZETES’in yapım aşamasında büyük bir alan yeşil bitki örtüsü yok olmuştur. Görüntüler üzerinden bu alan hesaplandığında yaklaşık olarak 20 hektarlık bir alana karşılık gelmektedir. Bu durumun bölgedeki yer yer ısı değişimine etkisi olduğu söylenebilir. Yer yüzey sıcaklıklarından da bu durum anlaşılmaktadır. 64 25.01.2008 tarihli Terra (ASTER) uydusu kinetik yüzey sıcaklığı görüntüsü kontrolsüz olarak sınıflandırılarak, santrallerin soğutma suyunu, kullandıktan sonra sıcak su olarak dışarı verdikleri ve ne kadarlık bir alanda etkili olduğu gözlemlenmiştir (Şekil 5.35). Şekil 5.35 25.01.2008 tarihli Zonguldak bölgesi Aster kinetik yüzey sıcaklığı kontrolsüz sınıflandırılmış görüntüsü. Yukarıda kontrolsüz sınıflandırılmış görüntü üzerinde karaların mavi tonda, denizin sarı kırmızı tonda olduğunu görmek mümkündür ve koyu maviden kırmızıya doğru sıcaklık artmaktadır. Görüntü ortasında kara ve denizin buluştuğu noktada görünen yoğun sıcaklık soğutma suyunun kullanıldıktan sonra dışarı sıcak su olarak atıldığı ve kapladığı alanı göstermektedir. Bu alanın yaklaşık olarak 1.4 km2’lik bir alana tekabül ettiği ENVI 5.0 programı ile belirlenmiştir. (Şekil 5.36). Soğutma suyu, yatayda 1.3 km düşeyde 1.6 km etki alanına sahiptir. Şekil 5.35’te soğutma suyunun denize verildiği andaki sıcaklık değeri yaklaşık 12 oC diğer yakınındaki alanların sıcaklıkları ise 5-7 oC arasında değişmektedir. Denizdeki bu ani sıcaklık değişimleri denizdeki canlılara ve içerdiği kimyasallarla deniz yapısına zarar verebilmektedir. 65 Şekil 5.36 Soğutma suyunun ENVI programı ile alanının hesaplanması. Bölgede sadece Çatalağzı termik santrali mevcutken termik santralin çevreye verdiği etkiler üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Çatalağzı termik santralinden her yıl 915.000 ton kadar uçucu kül ve cüruf ile bunların içinde bulunan yaklaşık 7.500 ton yanmamış kömür yağı da denize atılmaktadır. Aynı santralden denize günde 240.000 m3 kondanse soğutma suyu atılmakta ve bu atıklar sonucu deniz yüzeyinde 10-15 km yarıçaplı bir alana yağlı köpük yayılmaktadır (Kuşçu ve Koçak 1997, Oruç 2002). Bu bağlamda, BEÜ Mühendislik Fakültesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, öğretim elemanı uzman Murat Oruç tarafından yapılan yüksek lisans çalışmasında Landsat TM 5 uydu görüntüsünün sınıflandırılması ile deniz yüzeyine yayılan bu kirlilik ortaya konmuştur (Şekil 5.36). Bu kirliliğin sınıflandırılmış görüntü üzerinden hesaplanan alansal boyutu yaklaşık olarak 4.423.500 m2’dir. 66 Şekil 5.37 Çatalağzı termik santralinin denizi kirlettiği alanlar (Oruç 2002). Yukarıdaki bilgi ve görüntüler ışığında, 2009 yılında ÇATES yakınına açılan ZETES ile bu çevresel etkilerin daha fazla olacağı tahmin edilebilir. 67 68 BÖLÜM 6 SONUÇLAR VE ÖNERİLER Sıcaklık bir iklim parametresidir ve birçok sıcaklık belirleme yöntemi mevcuttur. Uzaktan algılama son yıllarda iklim değişikliklerinin izlenmesinde çok sık rastlanan bir teknolojidir. Ülkemizde çok fazla kullanılmamasına karşın birçok ülkede uydu görüntüleri üzerinden sıcaklık değişimleri vb. iklim parametrelerinin belirlenmesi üzerine çalışmalar yoğun olarak yapılmaktadır. Çalışma alanımız için ilk alınan Landsat TM 5 görüntüleri Radyans hesabı yapıldıktan sonra Erdas Imagine v9.2 yazılımı ile subset işlemi uygulanarak kesilmiştir. Yer yüzey sıcaklığı belirleme için kullanılan diğer adımlar kesilen görüntüler üzerinden işlenmiş ve son aşamada kontrollü sınıflandırma işlemi yapılarak sıcaklık sınıfları oluşturulmuştur. Yer yüzey sıcaklığı belirlenmesinde kullanılan tek pencere algoritmasında elimizde atmosferik veriler olmadığı için atmosfer etkileri yok sayılmıştır. Atmosferik verilerin elimizde olduğu bir çalışma alanında ortalama atmosferik sıcaklığın belirlenmesi çalışmanın doğruluk payını arttıracaktır. Erdas Imagine modeler ikonunda yazılan tek pencere algoritması ile Kelvin cinsinden sıcaklıklar elde edilmiştir ve bu sıcaklıklar daha sonra dereceye çevrilmiştir. Çalışmanın meteorolojik verilerle doğruluk değerlendirmesinin yapılması için uygun dağılımlı minimum on adet istasyona ihtiyaç vardır. Çalışma alanımız olan Zonguldak’ta sadece bir adet meteoroloji istasyonu bulunduğundan dolayı doğruluk analizi, yersel veriler yerine görüntülerin kendi içinde NDVI-sıcaklık ve bu değerlerin kendi aralarındaki korelasyonlarına göre yapılmıştır. Çalışmanın başında, Aster L1B görüntülerinden de split-window algoritması ile LST görüntülerinin oluşturulması için Aster görüntüleri satın alınmıştır. Fakat split-window algoritması bu görüntülere uygulanırken parlaklık sıcaklığı hesaplanmasında problem oluşmuş ve parlaklık sıcaklığı değerleri yerine ekrana beyaz bir görüntü çıkmıştır. Parlaklık sıcaklığı görüntüsü algoritmanın önemli adımlarından olduğu için ve sonraki adımların bu 69 işlem üzerinden yapılması nedeniyle sonuç ürün olan LST görüntülerinin sıcaklık verilerini içermediği belirlenmiştir. Bu nedenle Aster verisinden kendi hesapladığımız LST görüntüleri tez içinde kullanılmamış tır. Parlaklık sıcaklığının oluşmamasının birçok nedeni olabilir. Ama en önemli nedenlerden birinin yazılım olduğu düşünülebilir. Bu ürünler yazılımlarda işlenerek ortaya çıkarıldığı için yazılım kaynaklı bir hata olması ihtimali yüksektir. Çalışma kapsamında oluşturulan LST görüntülerinin hem bölgesel hem de birbirleri ile zamansal analizi yapılmıştır. Görüntüler üzerinden yapılan bölgesel analizlerde her iki tarihe ait görüntülerde de yaklaşık aynı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Yerleşim yerlerinin yeşil alanlara göre ortalama 5 oC daha sıcak olduğu, tarım arazilerinin yerleşim alanlarına göre spektral özelliklerinden dolayı daha sıcak göründüğü, sahilde kumsal kesimlerinin yine yerleşim alanlarına göre daha sıcak olduğu, termik santral civarının çevresindeki yeşil ve yerleşim alanlarına göre daha sıcak olduğu gözlemlenmiştir. Görüntülerin birbirleri ile kıyaslanması için tamamen kesin bir kriter yoktur. Birbirleri ile olan kıyaslamada her yılın aynı günü aynı sıcaklıkta ve özellikle aynı hava koşullarında olması beklenen bir durum değildir fakat uydu görüntüleri ile belli periyotlarla düzenli bir şekilde görüntülerin işlenmesi yapıldığında, uygun şartlar sağlandığında bu kıyaslamaların yapılabileceği gerçeğini göstermektedir. Meteoroloji istasyonları 72 m2’lik bir alanda ölçüm yapabiliyorken uydu görüntüleri ile çok geniş alanlarda modellemeler yapılabilir. Sıcaklık ve NDVI değerlerinin hem şehir merkezi hem de termik santrallerin olduğu bölgede analizi yapılmış ve yok edilen bitki örtüsündeki sıcaklık artışlarının olduğu ortaya konmuştur. Bu değişimler kısa zamanlı çok etkili olmayabilir fakat uzun vadede bölgesel iklim değişikliği için önemli bir rol oynamaktadır. Termik santrallerin etkilerinin izlenmesinde görüntüler üzerinden termik santral civarındaki yok edilen bitki örtüsü ile sıcaklık verileri arasındaki ilişki çıkarılmış ve bu bölgelerde gerçekleşen sıcaklık artışları gösterilmiştir. Termik santrallerin çevreye verdiği en önemli etkilerinin başında çevresindeki yeşil alan tahribatının sürekli artması gelmektedir. Ormanlar ve yeşil bitki örtüsü özellikle küresel ısınmanın tavan yaptığı günümüz koşullarında çok büyük öneme sahiptirler ve korunmalıdırlar. 25.01.2008 tarihli Terra (ASTER) uydusunun yüzey kinetik sıcaklık görüntüsü alınarak kontrolsüz sınıflandırma yapılmış ve Termik santralin soğutma suyunu kullandıktan sonra denize sıcak su olarak geri vermesi gözlemlenmiş ve yaklaşık 1.4 km2lik bir alanda bu sıcak suyun etki ettiği görülmüştür. Deniz 70 içindeki bu sıcaklık değişimi burada yaşayan canlı organizmalara olumlu veya olumsuz zarar verebilmektedir. Ayrıca soğutma aşamasında kimyasal maddelerin bu suya bulaşması sonrasında suyun dışarı verilmesi su kimyasındaki değişimler ile denizdeki biyolojik yaşama olumsuz etki edebilir. Bu etkilerin kesinlik kazanması için yersel ve disiplinler arası çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Son etki olarak Murat Oruç’un yüksek lisans çalışmasından alınan örnek sunulmuştur. Bu çalışmada termik santralin soğutma suyunu denize vermesi ve denize atılan yanmamış kömür atıkları sebebi ile yüzeyde oluşan kirlilik Şekil 5.37’de gösterilmiştir. Bölgede sadece ÇATES varken deniz kirliliğine etkisi yüksek iken ZETES’in kurulması ile bu kirlilikte artış olabileceği varsayımı düşünülebilir. Tüm bu olası termik santral etkilerinin kesin bir sonuca ulaşabilmesi için disiplinler arası çalışmalar yapılmalı, bu bölgede yapılacak yersel araştırmalar ve bu çalışmalarla alınacak numunelerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dünyada orman alanları kara alanlarının %30’una denk gelmektedir. Karasal biyolojik çeşitliliğin yaklaşık dörtte üçünü barındıran ormanlar, karasal karbon havuzlarının da yarısını oluşturmaktadır. Bu nedenle sadece bölgesel iklim değil dünya iklimi üzerinde ormanların büyük etkileri vardır. Ormanların yok olması demek, atmosferdeki sera gazlarından olan CO2 gazının elimine edilememesi anlamına gelmektedir. Bu durumda asit yağmurları bölgede artar ve var olan diğer yeşil alanlarda giderek yok olmaya başlar. İklim değişikliği çerçevesinde bakılacak olursa, ormanlık ve yeşil alanlar dünya genelinde çok fazla bir alan kaplamamaktadır. Bu nedenle var olan orman alanları korunmalı ve daha fazla ağaçlandırma çalışması yapılmalıdır. Bu durum sadece ülkemiz için değil tüm dünya için geçerli bir durumdur. Ayrıca dünya üzerindeki karbon salınımını azaltmanın en ekonomik yolu ormansızlaşmayı azaltmak ve ağaçlandırma alanlarını büyütmektir. Termik santrallerin çevreye vermiş oldukları zararlar farklı disiplinlerde yapılan birçok çalışma ile bilim adamları tarafından ortaya konmuştur. Avrupa’da var olan termik santraller yavaş yavaş yenilenebilir enerji kaynakları ile işleyen iş sahaları açıldıkça kapatılmaktadır. Ülkemizde de her alanda yenilenebilir enerji kaynakları ile ihtiyaçlar karşılanmalıdır. Ne kadar teknolojik önlem alınırsa alınsın çevreye verilen zararlar her zaman için belgelenmiştir. Tüm bu çalışma kapsamında yapılan sıcaklık analizi, bitki indeksi analizi ve termik santrallerin çevreye olası etkiler gösterilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, Zonguldak ili ve çevresi için gözlemler yapılarak çözüm önerileri bu bağlamda sunulmuştur. 71 72 KAYNAKLAR Akar G (2001) Kömür Külü Atık Sahalarından Oluşacak Olan Ağır Metal Kirlenmesinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir, 127 s. Anon. (19..) LANDSAT 7 Science Data Users Handbook. 186 s. Anon. (2001) Climate Change 2001. Intergovernmental Panel on Climate Change, UNEP, WMO, Meeting the Urban Challenge, population Reports, Series M, Number 16. Anon. (2002) Uzaktan Algılama. İşlem Şirketler Grubu, Ankara, 186 s. Baba A (2000) Yatağan (Muğla) Termik Santral Atıklarının Çevre Jeolojisi Açısından İncelenmesi (yayımlanmamış). Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir, 255 s. Başar U G (2008) Uzaktan Algılama Verileri Kullanılarak İstanbul’da Isı Adalarının Zamansal Analizi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Bilişim Enstitüsü, İstanbul, 103 s. Bevis M, Businger S, Herring T A, Rocken C, Anthes R A and Ware R H (1992) GPS meteorology: Remote Sensing of Atmospheric water vapor using the Global Positioning System. J. Geophys. Res., 97: 15,787-15,801. Bhattacharya B K and Dadhwal V K (2003) Retrieval and validation of land surface temperature (LST) from NOAA AVHRR thermal images of Gujarat, India. Int. J. Remote Sens., 24 (6): 1197-1206. Campbell J B and Wynne R H (2011) Introduction to Remote Sensing. Fifth edition, A division of Guilford Publications, Newyork, 718 p. Çelik M, Saygın Ö, Süer A, Kınacı O, Günay E, Çaçtaş E ve Dal F (2004) Şehir Planlamada Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Çalışmaları. Türkiye 3. Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilişim Günleri Bildirisi, Fatih Üniversitesi, İstanbul, 6-9 Ekim 2004. Çelik S, Bacanlı H, Görgeç H (2008) Küresel İklim Değişikliği ve İnsan Sağlığına Etkileri (yayımlanmamış). Telekomünikasyon Şube Müdürlüğü, 31 s. Doğru A ve Özener H (2011) Gps ve Insar ile Yer Değiştirmelerin Belirlenmesi. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı 18-22 Nisan 2011 Ankara. 73 KAYNAKLAR (devam ediyor) Forster P, Ramaswamy V, Artaxo P, Berntsen T, Betts R, Fahey D W, Haywood J, Lean J, Lowe D C, Myhre G, Nganga J, Prinn R, Raga G, Schulz M and Van Dorland R (2007) Changes in Atmospheric Constituents and in Radiative Forcing. Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, Cambridge University Press, United Kingdom and New York, NY, USA. Gillespie A R, Rokugawa S, Matsunaga T, Cothern J S, Hook S J and Kahle A B (1998) A temperature and emissivity separation algorithm for advanced space borne thermal emission and reflection radiometer (ASTER) images. IEEE Trans. Geosci. Remote Sens., 36: 1113-1126. Goncaloğlu B İ, Ertürk F ve Ekdal A (2000) Termik Santrallerle Nükleer Santrallerin Çevresel Etki Değerlendirmesi Açısından Karşılaştırılması. Çevre Koruma Dergisi, 9 (34): 9-14. Hanssen R F (2001) Radar Interferometry Data Interpretation and Error Analysis. Kluwer Academic Publisher, Dordrecht, Netherlands, 327 p. IPCC (1996) Climate Change 1995, The Science of Climate Change. Contribution of Working Group I to the Second Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, Houghton J T et al., eds., WMO/UNEP. Cambridge University Press, New York. IPCC (2001) Climate Change: Impacts, Adaptation and Vulnerability. Contribution of Working Group II to the Third Assessment Report of Intergovernmental Panel on Climate Change, s. 398-400. Jimenez-Munoz J C and Sobrino J A (2003) A generalized single-channel method for retrieving land surface temperature from remote sensing data. J. Geophys. Res., 108: 4688-4694. Kaya Ş, Başar U G, Karaca M and Şeker D Z (2012) Assessment of Urban Heat Islands Using Remotely Sensed Data. Ekoloji, 84: 107-113. Kemaldere H (2011) Şehir Altı Madenciliği ve Tasman Etkilerinin Diferansiyel İnsar Tekniği İle Belirlenmesi Zonguldak Metropolitan Alanı Örneği. Doktora Tezi, ZKÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı, Zonguldak, 133s. Keskin B (2007) Küresel Isınmanın Tanımı ve Sebepleri (yayımlanmamış), ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü, (Çevrimiçi) http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/4652kuresel-isinma-nedir.html. Kuşçu Ş ve Koçak E (1997) Taş kömür Havzasında Madencilikten Kaynaklanan Çevresel Sorunlar ve Uzaktan Algılamadan Beklentiler. 3. Uzaktan Algılama ve Türkiye’deki Uygulamaları Semineri, Ankara, s.VIII-9-15. 74 KAYNAKLAR (devam ediyor) Li J (2006) Estimating land surface temperature from Landsat-5 TM. Remote Sens. Technol. Appl., 21: 322-326. Li Z L and Becker F (1993) Feasibility of land surface temperature and emissivity determination from AVHRR data. Remote Sens. Environ., 43: 67–85. Liu L and Zhang Y (2011) Urban Heat Island Analysis Using the Landsat TM Data and ASTER Data: A Case Study in Hong Kong. Remote Sensing, 3: 1535-1552. Merry J C (2004) Unpublished class notes. Department of Civil, Environmental, and Geodetic Engineering, Ohio State University. Milder J C (2008) Unpublished Notes of Aster Processing Method. Cornell University, 10 s. Oruç M (2002) Zonguldak Bölgesindeki Doğal Olmayan Çevresel Değişimlerin Uydu Görüntü Verileri ile Analizi (yayımlanmamış), ZKÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı, Zonguldak, 105 s. Özbalmumcu M ve Erdoğan M (2001) Uzaktan Algılama Amaçlı Uydu Sistemleri. Harita Genel Komutanlığı, Harita Dergisi, 121: 59-82 Prakash A (2000) Thermal Remote Sensing: Concepts, Issues and Applications. Int. Arch. Photogramm. Remote Sens.. Vol. XXXIII, Part B1, Amsterdam, s. 239-243. Qin Z and Karnieli A (1999) Progress in the remote sensing of land surface temperature and ground emissivity using NOAAAVHRR data. Int. J. Remote Sens., 20: 23672393. Qin Z, Zhang M, Amon K and Pedro B (2001) Mono-window Algorithm for retrieving land surface temperature from Landsat TM 6 data. Acta Geogr. Sin., 56: 456-466. Sobrino J A, Li Z L, Stoll M P and Becker F (1996) Multi-channel and multi-angle algorithms for estimating sea and land surface temperature with ATSR data. Int. J. Remote Sens., 17: 2089-2114. Sobrino J A, Jimenez-Munoz J C and Paolini L (2004) Land surface temperature retrieval from LANDSAT TM 5. Remote Sens. Environ., 90: 434-440. Sun Q, Tan J, Xu Y (2010) An ERDAS image processing method for retrieving LST and describing urban heat evolution: A case study in the Pearl River Delta Region in South China. Environ. Earth Sci., 59: 1047-1055. Thomas M, Wickert J and Schöne T (2010) Gps Contributions to Understanding global climate change. Unpublished notes, GFZ German Research Centre for Geosciences Potsdam, Germany, pp. 42. TÜİK (2006) Ulusal SG Emisyonları Envanter Raporu, Ankara. 75 KAYNAKLAR (devam ediyor) Türkeş M (1997) Hava ve iklim kavramları üzerine, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, 355: 36-37. Türkeş M, Sümer U M ve Çetiner G (2000) Küresel İklim Değişikliği ve Olası Etkileri (yayımlanmamış), Çevre Bakanlığı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Seminer Notları, 7-24, ÇKÖK Gn. Md., Ankara. URL-1 (2012) http://www.cevreonline.com/kuresel/tarihi%20ve%20onlemler.htm, Küresel Isınma Tarihi, 30.06.2012. URL-2 (2012) http://iklim.cob.gov.tr/iklim/AnaSayfa/montrealptotokolu.aspx?sflang=tr, Montreal Protokolü, 05.11.2012. URL-3 (2007) http://www.rec.org.tr/dyn_files/32/286-Turkes2-REC-IDOE-II-IDCS-tarihceisleyis.pdf, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü Tarihçe, Yükümlülükler, Kurumlar ve İşleyiş, 10.01.2012. URL-4 (2012) http://tr.wikipedia.org/wiki/Hükümetlerarası_İklim_Değişikliği_Paneli, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli, 27.10.2012 URL-5 (2011) http://www.biyolojisitesi.net/tum%20uniteler/bilincli_birey/sera_etkisi.html, Sera Etkisi ve Küresel Isınma, 22.09.2011. URL-6 (2012) http://tr.wikipedia.org/wiki/Termik_santraller, Termik Santraller, 30.09.2012. URL-7 (2012) http://www.fenokulu.net/portal/Sayfa.php?Git=KonuKategorileri&Sayfa=Kon uBaslikListesi&baslikid=164&KonuID=1071, Termik Santraller, 05.11.2012. URL-8 (2012) http://earthdata.nasa.gov/data/standards-and-references/nasa-earth-systemscience-remote-sensors, Pasif Uzaktan Algılama, 02.12.2012. URL-9 (2006) http://www.netcadportal.com/File/?_Args=pd,478,NetCadPortal, 21.04.2012. URL-10 (2009) http://www20.uludag.edu.tr/~rsgis/UYDUbilgi.html#LANDSAT, Uydular ve Özellikleri, 15.08.2011. URL-11 (2011) http://rrsg.ee.uct.ac.za/applications/applications.html, Applications of Satellite Imaging Radar, 29.03.2011. URL-12 (2012) http://en.wikipedia.org/wiki/Global_Positioning_System, Global Positioning System, 04.11.2012. URL-13 (2008) http://www.newscientist.com/article/dn13329-gps-thermometer-could-flag-upclimate-change.html, 15.02.2012. URL-14 (2001) http://www.ucar.edu/learn/1_2_1.htm, Introduction to Climate, 07.04.2012. 76 KAYNAKLAR (devam ediyor) URL-15 (2011) http://sacs.aeronomie.be/info/sza.php, Solar Zenith Angle (SZA), 01.03.2012. Van de Griend A A and Owe M (2003) On the relationship between thermal emissivity and the normalized difference vegetation index for natural surfaces. Int. J. Remote Sens., 14: 1119-1131. Varol M Z (2008) Küresel İklim Değişikliği ve Olası Etkileri. 2023 Dergisi, 85: 1-12. Wangen L E and Williams M D (1978) Elemental Deposition Downwind of a Coal- Fired Power Plant. Water Air Soil Pollut., 10: 33-44. Yang J and Qiu J (1996) The empirical expressions of the relation between precipitable water and ground water vapor pressure for some areas in China. Sci. Atmos. Sinica, 20: 620-626. Yuan L L, Anthes R A, Ware R H, Rocken C, Bonner W D, Bevis M G and Businger S (1993) Sensing Climate Change Using the Global Positioning System. J. Geophys. Res., 98: 14,925-14,937. Yüksel U (2005) Ankara Kentinde Kentsel Isı Adası Etkisinin Yaz Aylarında Uzaktan Algılama ve Meteorolojik Gözlemlere Dayalı Olarak Saptanması ve Değerlendirilmesi Üzerine Bir Araştırma. Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Ankara, 209 s. Zhang J, Wang Y and Li Y (2006) A C++ program for retrieving land surface temperature from the data of Landsat TM/ETM Band 6. Comput. Geosci., 32: 1796-1805. Zhang Y (2006) Land surface temperature retrieval from CBERS-02 IRMSS thermal infrared data and its applications in quantitative analysis of urban heat island effect. J. Remote Sens., 10: 789-797. Zouboulis A I and Tzimou T R (1990) Fly Ash Utilization in Environmental Engineering the Case of Greece. Reclamation, Treatment and Utilization of Coal Mining Wastes Symposium, Rainbow, Balkema, Rotterdam, pp. 493-499. 77 78 EK AÇIKLAMALAR A YILIN GÜNÜNE GÖRE ASTRONOMİK BİRİMDE (AU) DÜNYA-GÜNEŞ ARASI MESAFE ÇİZELGESİ 79 80 EK A.1 Yılın Gününe Göre Astronomik Birimde (AU) Dünya-Güneş Arası Mesafe Çizelgesi. Earth-Sun distance (d) in astronomical units for Day of the Year (DOY) DOY d DOY d DOY d DOY d DOY d DOY d 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 0,98331 0,98330 0,98330 0,98330 0,98330 0,98332 0,98333 0,98335 0,98338 0,98341 0,98345 0,98349 0,98354 0,98359 0,98365 0,98371 0,98378 0,98385 0,98393 0,98401 0,98410 0,98419 0,98428 0,98439 0,98449 0,98460 0,98472 0,98484 0,98496 0,98509 0,98523 0,98536 0,98551 0,98565 0,98580 0,98596 0,98612 0,98628 0,98645 0,98662 0,98680 0,98698 0,98717 0,98735 0,98755 0,98774 0,98794 0,98814 0,98835 0,98856 0,98877 0,98899 0,98921 0,98944 0,98966 0,98989 0,99012 0,99036 0,99060 0,99084 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 0,99108 0,99133 0,99158 0,99183 0,99208 0,99234 0,99260 0,99286 0,99312 0,99339 0,99365 0,99392 0,99419 0,99446 0,99474 0,99501 0,99529 0,99556 0,99584 0,99612 0,99640 0,99669 0,99697 0,99725 0,99754 0,99782 0,99811 0,99840 0,99868 0,99897 0,99926 0,99954 0,99983 1,00012 1,00041 1,00069 1,00098 1,00127 1,00155 1,00184 1,00212 1,00240 1,00269 1,00297 1,00325 1,00353 1,00381 1,00409 1,00437 1,00464 1,00492 1,00519 1,00546 1,00573 1,00600 1,00626 1,00653 1,00679 1,00705 1,00731 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 1,00756 1,00781 1,00806 1,00831 1,00856 1,00880 1,00904 1,00928 1,00952 1,00975 1,00998 1,01020 1,01043 1,01065 1,01087 1,01108 1,01129 1,01150 1,01170 1,01191 1,01210 1,01230 1,01249 1,01267 1,01286 1,01304 1,01321 1,01338 1,01355 1,01371 1,01387 1,01403 1,01418 1,01433 1,01447 1,01461 1,01475 1,01488 1,01500 1,01513 1,01524 1,01536 1,01547 1,01557 1,01567 1,01577 1,01586 1,01595 1,01603 1,01610 1,01618 1,01625 1,01631 1,01637 1,01642 1,01647 1,01652 1,01656 1,01659 1,01662 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 1,01665 1,01667 1,01668 1,01670 1,01670 1,01670 1,01670 1,01669 1,01668 1,01666 1,01664 1,01661 1,01658 1,01655 1,01650 1,01646 1,01641 1,01635 1,01629 1,01623 1,01616 1,01609 1,01601 1,01592 1,01584 1,01575 1,01565 1,01555 1,01544 1,01533 1,01522 1,01510 1,01497 1,01485 1,01471 1,01458 1,01444 1,01429 1,01414 1,01399 1,01383 1,01367 1,01351 1,01334 1,01317 1,01299 1,01281 1,01263 1,01244 1,01225 1,01205 1,01186 1,01165 1,01145 1,01124 1,01103 1,01081 1,01060 1,01037 1,01015 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 1,00992 1,00969 1,00946 1,00922 1,00898 1,00874 1,00850 1,00825 1,00800 1,00775 1,00750 1,00724 1,00698 1,00672 1,00646 1,00620 1,00593 1,00566 1,00539 1,00512 1,00485 1,00457 1,00430 1,00402 1,00374 1,00346 1,00318 1,00290 1,00262 1,00234 1,00205 1,00177 1,00148 1,00119 1,00091 1,00062 1,00033 1,00005 0,99976 0,99947 0,99918 0,99890 0,99861 0,99832 0,99804 0,99775 0,99747 0,99718 0,99690 0,99662 0,99634 0,99605 0,99577 0,99550 0,99522 0,99494 0,99467 0,99440 0,99412 0,99385 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 0,99359 0,99332 0,99306 0,99279 0,99253 0,99228 0,99202 0,99177 0,99152 0,99127 0,99102 0,99078 0,99054 0,99030 0,99007 0,98983 0,98961 0,98938 0,98916 0,98894 0,98872 0,98851 0,98830 0,98809 0,98789 0,98769 0,98750 0,98731 0,98712 0,98694 0,98676 0,98658 0,98641 0,98624 0,98608 0,98592 0,98577 0,98562 0,98547 0,98533 0,98519 0,98506 0,98493 0,98481 0,98469 0,98457 0,98446 0,98436 0,98426 0,98416 0,98407 0,98399 0,98391 0,98383 0,98376 0,98370 0,98363 0,98358 0,98353 0,98348 0,98344 0,98340 0,98337 0,98335 0,98333 0,98331 81 82 ÖZGEÇMİŞ Ali İhsan ŞEKERTEKİN 1987'de Iğdır’ın Tuzluca ilçesinde doğdu; ilk ve orta öğrenimini aynı ilçede tamamladı; Tuzluca 100. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra 2005 yılında ZKÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü'ne girdi; 2010 yılında "iyi" derece ile mezun olduktan sonra 2011 yılında Çukurova Üniversitesi Ceyhan Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü’nde ÖYP araştırma görevlisi olarak göreve başladı; 2012 yılında lisansüstü eğitimini tamamlamak için görevlendirme alarak BEÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği’nde araştırma görevlisi olarak göreve başladı; halen 2010 yılında girdiği BEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı'nda yüksek lisans programını sürdürmektedir. ADRES BİLGİLERİ Adres : Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Böl. 67100 Zonguldak Tel : (372) 257 4010–(1718) Faks : (372) 257 2996 E-posta : [email protected] 83
© Copyright 2024 Paperzz