TÜRK FARMAKOLOJİ DERNEĞİ Bülteni Türk Farmakoloji Derneği E-Bülteni Üç Ayda Bir Yayımlanır. Sayı:126 Ekim-Aralık 2014 Prof. Dr. Tayfun BERKAN Anısına Doç. Dr. Gürkan Tellİoğlu ile Naklen Hayat Yrd. Doç. Dr. A. Nihal SARI Doktora Tezi Bilimsel Toplantılar Proje başvuruları Ekim Aralık 2014 1 TFD Bülteni Ekim Aralık 2014 Sayı:126 İÇİNDEKİLER 3 Önsöz Editör Prof. Dr. Öner Süzer Editör Yardımcıları Doç. Dr. N. Tuğba Durlu Kandilci Doç. Dr. Bilgen Hoşgör Başgut Yrd. Doç. Dr. A.Nihal Sarı Doktora Tez Özeti 4 Yayın Kurulu Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu Prof. Dr. A. Tanju Özçelikay Prof. Dr. Tayfun Berkan’ın Anısına 11 Doç. Dr. Gürkan Tellioğlu Röportajı 15 Bilimsel Toplantılar Proje Başvuruları 18 Prof. Dr. Hakan Ergün Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu Doç. Dr. Hale Zerrin Toklu Doç. Dr. Alper Okyar Doç. Dr. Kemal Buharalıoğlu Doç. Dr. Gülnur Sevin Doç. Dr. Seyhan Şahan Fırat Yrd. Doç. Dr. Banu Cahide Tel Yrd. Doç. Dr. Emre Hamurtekin Yrd. Doç. Dr. Tolga Aydos Yrd. Doç. Dr. Burak Cem Soner Uzm. Dr. Kubilay Oransay Bültende yer almasını istediğiniz yazı ve haberleri bü[email protected] adresine gönderebilirsiniz. Teknik Düzenleme: Fatma Ergüzeloğlu www.tfd.org.tr/bulten [email protected] Ekim Aralık 2014 2 ÖNSÖZ Değerli Meslektaşlarım, T ürk Farmakoloji Derneği Elektronik Bülteninin 126. sayısında birlikteyiz. Bu sayıda iki toplantımızla ilgili kesin tarih bildiriminde bulunmak istiyorum. Türk Farmakoloji Derneği Prof. Dr. Alaeddin Akcasu Farmakoloji Eğitiminde Kuşaklararası Bilimsel Etkileşme Seminerleri Programları’nın yirmi dördüncüsü 5-7 Mart 2015 tarihlerinde, 14 Ekim 2014 tarihinde kaybettiğimiz, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde 1994-2000 tarihleri arasında iki dönem Dekan olarak görev yapmış olan, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun Berkan anısına düzenlenecektir. Yönetim Kurulumuz Prof. Dr. Öner Süzer Türk Farmakoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı toplantıya 40. Yıl’ını dolduran meslektaşlarımız, Prof. Dr. Melih ALTAN, Prof. Dr. İlker KANZIK, Prof. Dr. Hülya GÜVEN ve Prof. Dr. Yalçın TEKOL’u davet edecektir. Bu toplantının başvuru formu önümüzdeki günlerde internet sitemizde yayımlanacaktır. Sizden gelen talepler doğrultusunda toplantımız Perşembe ve Cuma günleri gerçekleşecektir. Bu şekilde hem hafta sonunu değerlendirmek isteyenlere olanak sağlanacak hem de toplantımız üç yerine iki mesai gününü kapsayacaktır. Türk Farmakoloji Derneği’nin 23. Ulusal Kongresi de 7-10 Eylül 2015’te Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi, Sıhhiye, Ankara’da yapılacaktır. Derneğimiz, kongre bilimsel sekreterliği için Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji ABD öğretim üyesi Prof. Dr. E. Pelin Kelicen Uğur’u görevlendirmiş, kongre organizasyonu için Flap Tour firmasını seçmiştir. Bu kongrenin üyelerimize özellikle de lisansüstü öğrencilerimize son zamanlarda düzenlenen tüm kongrelerden çok daha ucuza mal olması için her türlü özen gösterilmektedir. Gelişmeler www.tfd. org.tr/kongre adresinden ilan edilecektir. Saygılarımla ve Ocak-Mart 2015 sayısında görüşmek dileğimle. Prof. Dr. Öner Süzer Türk Farmakoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ekim Aralık 2014 3 Endotoksemİk Sıçanlarda 20-HETE Analoğu 5,14 HEDGE’nİN Sİstemİk miR-150, miR-223 ve miR-297 Düzeylerİ Üzerİndekİ Etkİsİnİn MyD88/TAK1/NF-kB Yolu Etkİnlİğİ İle İlİşkİlendİrİlerek Araştırılması Yrd. Doç. Dr. A. Nihal Sarı Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Giriş S epsisin en sık görülen bir komplikasyonu olarak ortaya çıkan septik şok, enfeksiyona karşı konakta gelişen enflamatuvar ve antienflamatuvar olaylar ile hümoral ve hücresel tepkilerin neden olduğu respiratuvar, gastrointestinal, renal ve sirkülatuvar işlev bozukluklarının ardından çoklu organ yetmezliği ve ölüm ile sonuçlanabilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, Escherichia coli (E. coli) gibi Gram-negatif bakterilerin hücre duvarının bir bileşeni olan ve “endotoksin” olarak da adlandırılan lipopolisakkarit (LPS)’nin lipit A bölümünün konakta tetiklediği sinyal ileti mekanizmalarının ve etkinleştirdiği çoğu enzim ekspresyon ve etkinliğinin düzenlenmesine dayanan nedene yönelik ve moleküler düzeyde özgül terapötik yaklaşımlar üzerinde yoğunlaşmıştır (1, 2). düzeylerinin ölçüldüğü miR-150 ve miR-223 ile sıçanların serum (11), hepatik stellat hücreler (12), kardiyomiyosit (13) ve kolon mukozasında (14) yapılan çalışmalar olmasına karşın, miR-297 düzeylerinin ne yönde değiştiğine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Sepsis ve septik şok gibi enflamasyon ile belirgin durumların patojenezinde önemli bir rolü olan nükleer faktör B (NF-κB)’nin, bazı miRNA’ların ekspresyonlarının artmasına ve bazılarının da azalmasına neden olarak, çoğu miRNA’nın ekspresyonunu düzenlendiğine ilişkin çalışmaların sayısı giderek artmaktadır. Öte yandan, bazı miRNA’ların NF-κB sinyalleyici yolunu inhibe ettiği veya NF-κB etkinliğini artırdığına ilişkin bulgular da vardır (4, 15, 16). Son yıllarda yapılan çalışmalarda, LPS ile oluşturulan süreğen sistemik enflamasyon modelinde sitokrom P450 (CYP) 4A ve CYP4F aracılığıyla oluşan 20-hidroksieikozatetraenoik asit (20-HETE)’nin enflamasyona neden olan mediyatörlerden biri olarak rol oynadığı gösterilmiştir (17, 18). Öte yandan, endotoksemi sırasında CYP4A ekspresyon ve etkinliğinin azalması sonucunda oluşumu azalan 20-HETE gibi vazokonstriktör ürünlerin dayanıklı analoglarının sepsis ve septik şok tedavisinde yararlı olabileceğine ilişkin literatürde tarafımızdan yapılan çalışmalar dışında herhangi bir çalışma bulunmamaktadır (19-39). Son yıllarda, özellikle dolaşımda bulunan mikroribonükleik asit (miRNA)’ların ekspresyon düzeylerinin çeşitli hastalıklarda tanı amacıyla kullanılabileceğine ilişkin çalışmaların sayısı giderek artmaktadır (3, 4). Sepsisli hastaların serum veya plazmalarında özellikle miR-150, miR-223, miR-297, miR-146a ve miR-574-5p düzeylerinin tanı amacıyla belirteç olarak kullanılabileceklerine ilişkin çalışmalar da bulunmaktadır (5). Rodentlerde oluşturulan in vivo deneysel septik şok modellerinde miRNA’ların rolüne ilişkin yapılan çalışmaların sayısı oldukça azdır. LPS uygulanan farelerin çeşitli dokularında miR-21, miR-25, miR-27b, miR-100, miR-140, miR-142-3p, miR-181c, miR-187, miR-194, miR-214, miR-223 ve miR-224 (6), miR-146a (7), miR-146b, miR-155 ve miR-1224 (8), miR125b-5p, miR-150 ve miR-181a (9) düzeylerinin arttığı ve miR-181d (9) ile miR-223 (10) düzeylerinin azaldığının gösterilmesine karşın, sıçanlarda miRNA düzeylerinin araştırıldığı herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Ayrıca, sepsisli hastaların serum veya plazmalarında Ekim Aralık 2014 4 Bu bilgiler ışığında, bu çalışmada sistemik yoldan 5,14-HEDGE uygulanan kontrol ve endotoksemik sıçanların serumlarında miR-150, miR-223 ve miR297 ekspresyon düzeyleri ile renal, kardiyak ve vasküler dokularında sitozolik miyeloit farklılaşma faktörü (MyD) 88, transforme edici büyüme faktörü ile etkinleştirilen kinaz 1 (TAK1), IκB kinaz β (IKKβ) ve κB inhibitörü-α (IκB-α) ile sitozolik/nükleer NF-κB p65 protein ekspresyonları ve/veya etkinliklerinin ne yönde değiştiği araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem In vivo çalışmalarda kontrol grubu olarak serum fizyolojik ve endotoksik şok grubu olarak LPS (E. coli LPS O111:B4) subletal dozda (10 mg/kg; i.p.) (27), deney grubu olarak da tek başına veya LPS ile birlikte 20-HETE’nin dayanıklı analoğu 5,14-HEDGE (30 mg/ kg, s.k., LPS’den 1 saat sonra) (32) uygulanan sıçanlar kullanılmıştır. Serum fizyolojik veya LPS enjeksiyonundan önce ve birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü saatlerde ortalama arter basıncı (OAB) ve kalp hızı (KH) kaydı alınmıştır. Deneyler sonunda, sıçanlar öldürülerek kan, böbrek, kalp, torasik aort ve süperiyor mezenterik arterleri alınmıştır. Alınan kandan hazırlanan serum örneklerinde miR-150, miR223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri miRNeasy Serum/ Plasma Kit, miScript II RT Kit ve miScript SYBR Green PCR Kit adlı kitlerin prospektüslerinde yazıldığı biçimde hazırlanan örneklerde ViiA 7 Real-Time PCR System kullanılarak ölçülmüştür. İzole edilen böbrek, kalp, torasik aort ve süperiyor mezenterik arterlerin sitozolik ve nükleer fraksiyonları Nuclear Extraction Kit adlı kitin prospektüsünde yazıldığı biçimde hazırlanmıştır. Ekim Aralık 2014 Ardından toplam protein düzeyleri, sitozolik MyD88, TAK1, fosforile TAK1, IκB-α ve fosforile IκB-α, sitozolik/ nükleer NF-κB p65, fosforile NF-κB p65, aktin, α-sarkomerik aktin ve β-aktin protein ekspresyonlarının ölçülmüştür. İstatistiksel karşılaştırmalar için tekyönlü ANOVA ve ardından Student-Newman-Keuls çoklu karşılaştırmalar testi veya Kruskal-Wallis testi ve ardından Dunns çoklu karşılaştırmalar testi ile Student t testi veya Mann-Whitney U testleri kullanılmıştır. İstatiksel olarak 0.05’ten küçük P değerleri anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular LPS’nin KH (Şekil 1), miR-150, miR-223 ve miR297 ekspresyon düzeyleri (Şekil 2), MyD88 protein ekspresyonu, TAK1 protein fosforilasyonu ve fosforile TAK1/TAK1 ile IκB-α protein fosforilasyonu ve fosforile IκB-α/IκB-α protein oranları, NF-κB p65 ve fosforile NF-κB p65 protein ekspresyonu ile fosforile NF-κB p65/ NF-κB p65, nükleer/sitozolik NF-κB p65 ile nükleer/ sitozolik fosforile NF-κB p65 protein oranlarında neden olduğu artma kadar, OAB (Şekil 1) ve IκB-α protein ekspresyonununda neden olduğu azalma 5,14-HEDGE ile önlenmiştir. 5,14-HEDGE tek başına uygulandığında KH ve OAB, miR-150, miR-223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri, MyD88 protein ekspresyonu, TAK1 ve fosforile TAK1 protein ekspresyonu ve fosforile TAK1/TAK1 oranı, IκB-α ve fosforile IκB-α protein ekspresyonu ile fosforile IκB-α/IκB-α protein oranı, NF-κB p65 ve fosforile NF-κB p65 protein ekspresyonu ile fosforile NF-κB p65/NF-κB p65 protein oranı olduğu kadar, nükleer/sitozolik NFκB p65 protein oranı ile nükleer/sitozolik fosforile NFκB p65 protein oranında bir değişiklik oluşturmamıştır. 5 Tartışma neden olmaktadır; tam bir transkripsiyonel etkinlik için önemli olan p65’in bu bölgeden fosforilasyonu, NF-κB etkinliğindeki artışı yansıtmaktadır (46-50). Ayrıca, NF-κB ve IκB-α moleküllerinin sitozol ve nükleus arasında gidip geldiği, ancak IκB-α varlığında, IκB- α/ NF-κB kompleksinin esas olarak sitozolde yerleştiği bildirilmiştir (51-53). Bulgularımız, LPS ile NF-κB p65 ve fosforile NF-κB p65’in sitozolik ve nükleer fraksiyonlarda ekspresyonun artışıyla birlikte nükleer fraksiyondaki NF-κB p65 ile fosforile NF-κB p65’in sitozolik kısıma oranla daha çok artması NF-κB p-65’in nükleer translokasyonunun arttığını, ayrıca fosforile NFκB p65’in nükleer fraksiyonda daha çok bulunduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, NF-κB 65 ile fosforile NFκB p65 protein düzeylerinin nükleer fraksiyonda daha yüksek miktarlarda olduğu yönündeki bulgularımız, hem NF-κB p65 hem de fosforile NF-κB p65’in nükleusa geçebileceğini, ayrıca NF-κB p65’in sitozolde olduğu kadar nükleusta da IKK β/IκB-α yolu aracılığıyla fosforillenerek etkinleşebileceğini düşündürmektedir. Endojen olarak oluşan 20-HETE’nin etkilerini taklit ettiği bilinen dayanıklı 20-HETE analoğu 5,14-HEDGE uygulanan kontrol ve endotoksemik sıçanların serumlarında miR-150, miR-223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri ile renal, kardiyak ve vasküler dokularında sitozolik MyD88, TAK1, IKKβ ve IκB-α ile sitozolik/nükleer NF-κB p65 protein ekspresyonları ve etkinliklerinin ne yönde değiştiğinin araştırıldığı bu çalışmanın bulguları, 5,14-HEDGE’nin endotoksemi sırasında görülen hipotansiyon, takikardi, enflamasyon ve mortaliteye karşı koruyucu etkisine miR-150, miR-223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri ile MyD88/TAK1/IKKβ/IκB-α/ NF-κB yolunun ekspresyon ve etkinliğindeki azalmanın katkıda bulunduğunu göstermektedir (Şekil 3). Bu çalışmada elde edilen verilere göre, sıçanlara LPS uygulanmasından 4 saat sonra serum miR-150, miR-223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri artmakta ve 5,14-HEDGE bu artışı önleyebilmektedir. Her ne kadar endotoksemik sıçanlarda miR-150 ve miR-223 ekspresyon düzeylerinin arttığına ilişkin bulgularımız daha önce sepsisli hastaların plazma/serum miR-150 (54) ve miR-223 (55) düzeylerinin azaldığını gösteren çalışmaların sonuçları ile çelişkili olsa da, miR-297 ekspresyon düzeyleri ile ilgili bulgumuz yoğun bakımda yatan sepsisli hastaların serum miR-297 düzeylerinin ölen hastalarda daha yüksek olduğu bulgusu ile uyumlu görünmektedir (5). miR-150 ve miR-223 ekspresyon düzeylerine ilişkin çelişkili bulguların nedenlerinden Daha önce yaptığımız çalışmaların bulgularından yola çıkılarak yapılan bu tez çalışmasının sonuçlarına göre, LPS uygulanmasından 4 saat sonra böbrek, kalp, torasik aort ve süperiyor mezenterik arterin sitozolik fraksiyonlarında MyD88, fosforile TAK1 (Ser412) ve fosforile IκB-α (Ser32) protein ekspresyonu artmakta, TAK1 protein ekspresyonu değişmemekte, IκB-α degradasyonunun bir göstergesi olarak ölçülen IκB-α protein ekspresyonu azalmakta, TAK1 ve IKKβ etkinliğinin bir göstergesi olarak ölçülen sırasıyla fosforile TAK1/ TAK1 ile fosforile IκB-α/IκB-α oranlarının yanında, renal ve kardiyovasküler dokuların hem sitozolik hem de nükleer fraksiyonlarında NF-κB p65 ve fosforile NF-κB p65 (Ser536) protein ekspresyonu artmaktadır. Bunlara ek olarak, sitozolik ve nükleer fraksiyonlarda NF-κB p65’in etkinliğinin bir göstergesi olarak hesaplanan fosforile NF-κB p65/NF-κB p65 oranı ile NF-κB p65’in nükleer translokasyonunun bir göstergesi olarak hesaplanan nükleer NF-κB p65/sitozolik NF-κB p65 oranı artmaktadır. 5,14-HEDGE, LPS’nin neden olduğu bütün bu değişiklikleri önlemektedir. Sitozolde olduğu kadar, NF-κB’ye bağımlı ve bağımsız gen ekspresyonunu düzenlemek üzere nükleusta da bulunduğu gösterilen IKKβ (40, 41), IκB-α (42, 43) ve kendisi (44, 45) dışında, gerek nükleusa geçmeden önce sitozolde gerekse nükleusta Ser536 üzerinden p65’in fosforilasyonuna Ekim Aralık 2014 6 biri olarak, enfeksiyona maruziyet sonucunda başlayan ve çoklu organ yetmezliği sonucu ölüme dek gidebilen olayların patojenezi göz önüne alındığında çalışmamızın sıçanlara LPS enjeksiyonu ile oluşturulan deneysel septik şok modelinde yapılmış olması sayılabilir. miRNA’ların hedef genlerinin bulunduğu bir veri tabanında (http://www.targetscan; version 6.2) sıçanlar için yapılan taramada, miR-150 (rnomiR-150), miR-223 (rno-miR-223) ve miR-297 (rno-miR297)’nin iNOS, COX-2 ve CYP4A1 gen ekspresyonunda rol oynayan çeşitli transkripsion faktörleri ile kinazların ekspresyonu ile ilişkili olduklarının görülmesine karşın, bu enzimlerin doğrudan miR-150, miR-223 ve miR297’nin hedef genleri arasında olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Öte yandan, oluşturduğumuz deneysel septik şok modelinde elde edilen bulgular, MyD88/TAK1/IKKβ/IκB-α/NF-κB yolu olduğu kadar, bu yol aracılığıyla ekspresyonları artan miR-150, miR-223 ve miR-297’nin de hipotansiyon, takikardi, enflamasyon ve mortaliteye neden olabilecek mediyatörlerin oluşumunda rol oynayan iNOS, COX-2 ve CYP4A1 gibi enzimlere ilişkin genlerin ekspresyonunda değişikliklere neden olabileceğini ayrıca, ekspresyonları artan miR150, miR-223 ve miR-297’nin de MyD88/TAK1/IKKβ/ IκB-α/NF-κB yolunun ekspresyon ve/veya etkinliğini artırabileceğini düşündürmektedir. Sonuç Sonuç olarak 5,14-HEDGE’nin endotoksemi sırasında görülen hipotansiyon, takikardi, enflamasyon ve mortaliteye karşı koruyucu etkisine miR-150, miR-223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri ile MyD88/TAK1/ IKKβ/IκB-α/NF-κB yolunun ekspresyon ve etkinliğindeki azalmanın katkıda bulunduğu gösterilmiştir. Bulgularımız, endotoksemi sırasında düzeylerinin azaldığı gösterilen 20-HETE’nin sistemik yoldan uygulanabilen dayanıklı analoglarından yola çıkılarak sistemik yoldan kolaylıkla uygulanabilecek biçimde geliştirilecek ilaçlar, başta yoğun bakım birimleri olmak üzere öteki kliniklerde vasküler hiporeaktivite, hipotansiyon, takikardi ve inflamasyonun eşlik ettiği ve yaşam süresinde kısalma ile sonuçlanabilen çeşitli kardiyovasküler ve renal bozukluk vb. nedenlerden dolayı ortaya çıkan hastalıkların tedavisinde yararlı olabileceğini göstermektedir. Kaynaklar 1. Dellinger RP et al. The surviving sepsis campaign guidelines committee including the pediatric subgroup, surviving sepsis campaign: International guidelines for management of severe sepsis and septic shock: 2012. Crit Care Med, 2013; 41:580637. 2. Tunctan B et al. A novel treatment strategy for sepsis and septic shock based on the interactions between prostanoids, nitric oxide, and 20-hydroxyeicosatetraenoic acid. Antiinflamm Antiallergy Agents Med Chem, 2012; 11:121-50. 3. Abdellatif M. Differential expression of microRNAs in different disease states. Circ Res, 2012; 110(4):638-50. 4. Velu VK et al. Circulating microRNAs as biomarkers in health and disease. J Clin Diagn Res, 2012; 6(10):1791-5. 5. Wang H et al. Serum miR-574-5p: a prognostic predictor of sepsis patients. Shock, 2012; 37(3):263-7. 6. Moschos SA et al. Expression profiling in vivo demonstrates rapid changes in lung microRNA levels following lipopolysaccharide-induced inflammation but not in the anti-inflammatory action of glucocorticoids. BMC Genomics, 2007; 8:240. 7. Schmelzer C et al. Effects of ubiquinol-10 on microRNA-146a expression in vitro and in vivo. Mediators Inflamm, 2009; 2009:415437. 8. Niu Y et al. Lipopolysaccharide-induced miR-1224 negatively regulates tumour necrosis factor-α gene expression by modulating Sp1. Immunology, 2011; 133(1):8-20. 9. Belkaya S et al. Dynamic modulation of thymic microRNAs in response to stress. PLoS One, 2011; 6(11):e27580. 10.Chen Q et al. Inducible microRNA-223 down-regulation promotes TLR-triggered IL-6 and IL-1β production in macrophages by targeting STAT3. PLoS One, 2012; 7(8):e42971. 11.Karolina DS et al. MicroRNA 144 impairs insulin signaling by inhibiting the expression of insulin receptor substrate 1 in Ekim Aralık 2014 type 2 diabetes mellitus. PLoS One, 2011; 6(8):e22839. 12.Venugopal SK et al. Liver fibrosis causes downregulation of miRNA-150 and miRNA-194 in hepatic stellate cells, and their overexpression causes decreased stellate cell activation. Am J Physiol Gastrointest Liver Physiol, 2010; 298(1):G1016. 13.Lu H et al. MicroRNA-223 regulates Glut4 expression and cardiomyocyte glucose metabolism. Cardiovasc Res, 2010; 86(3):410-20. 14.Davidson LA et al. n-3 Polyunsaturated fatty acids modulate carcinogen-directed non-coding microRNA signatures in rat colon. Carcinogenesis, 2009; 30(12):2077-84. 15.Boldin MP and Baltimore D. MicroRNAs, new effectors and regulators of NF-κB. Immunol Rev, 2012; 246(1):205-20. 16.Ma X et al. MicroRNA in NFKB signalling. J.Mol. Cel. Biol, 2011; (3):159-166. 17.Anwar-Mohamed A et al. Alteration of cardiac cytochrome P450-mediated arachidonic acid metabolism in response to lipopolysaccharide-induced acute systemic inflammation. Pharmacol Res, 2010; 61:410-18. 18.Theken KN et al. Evaluation of cytochrome P450-derived eicosanoids in humans with stable atherosclerotic cardiovascular disease. Atherosclerosis, 2012; 222:530-6. 19.Buharalioglu CK et al. Piroxicam reverses endotoxin-induced hypotension in rats: Contribution of vasoactive eicosanoids and nitric oxide. Basic Clin Pharmacol Toxicol, 2011; 109:186-94. 20.Cuez T et al. A Synthetic analog of 20-HETE, 5,14-HEDGE, reverses endotoxin-induced hypotension via increased 20HETE levels associated with decreased iNOS protein expression and vasodilator prostanoid production in rats. Basic Clin Pharmacol Toxicol, 2010; 106:378-88. 21.Korkmaz B et al. Activation of MEK1/ERK1/2/iNOS/sGC/ PKG pathway associated with peroxinitrit formation contri- 7 butes hypotension and vascular hyporeactivity in endotoxemic rats. Nitric Oxide: Biol Chem, 2011; 24:160-12. 22.Korkmaz B et al. Contribution of MEK1/ERK1/2/iNOS pathway to oxidative stress and decreased caspase-3 activity in endotoxemic rats. Antiinflamm Antiallergy Agents Med Chem, 2012; 11:243-52. 23.Korkmaz B et al. Extracellular signal-regulated kinase (ERK1/2) contributes to endotoxin-induced hyporeactivity via nitric oxide and prostacyclin production in rat aorta. Pharmacology, 2006; 78:123-28. 24.Sahan-Firat S et al. Increased production of nitric oxide mediates selective organ-specific effects of endotoxin on oxidative stress. Antiinflamm Antiallergy Agents Med Chem, 2012; 11:61-72.. 25.Tunctan B et al. Time-dependent variations in serum nitrite, 6-keto-prostaglandin F1α and thromboxane B2 levels induced by lipopolysaccharide in mice. Biol Rhythm Res, 2000; 499-514. 26.Tunctan B et al. Effects of cyclooxygenase inhibitors on nitric oxide production and survival in a mice model of sepsis. Pharmacol Res, 2003; 48:37-48. 27.Tunctan B et al. Increased production of nitric oxide contributes to renal oxidative stress in endotoxemic rat. Am J Infect Dis, 2005; 1:111-5. 28.Tunctan B et al. Reversal of endotoxin-induced hypotension by inhibition of inducible nitric oxide synthase activity is associated with improved oxidative status in rat heart, aorta and mesenteric artery. Turkish J Med Sci, 2006; 36:71-80. 29.Tunctan B et al. Inhibition by nitric oxide and cyclooxygenase of cytochrome P450 4A expression and activity contributes to endotoxin-induced hypotension in rats. Nitric Oxide, 2006; 14:51-7. 30.Tunctan B et al. Inhibition of extracellular signal-regulated kinase (ERK1/2) activity reverses endotoxin-induced hypotension via decreased nitric oxide production in rats. Pharmacol Res, 2007; 56:56-64. 31.Tunctan B et al. Prostaglandins inhibit cytochrome P450 4A activity and contribute to endotoxin-induced hypotension in rats via nitric oxide production. Arch Pharm Res, 2008; 31:856-65. 32.Tunctan B et al. A 20-HETE agonist, N-[20-hydroxyeicosa-5(Z),14(Z)-dienoyl]glycine, opposes the fall in blood pressure and vascular reactivity in endotoxin-treated rats. Shock, 2008; 30:329-35. 33.Tunctan B et al. 20-HETE agonist, N-[20-hydroxyeicosa-5(Z),14(Z)-dienoyl]glycine, opposes the endotoxin-induced fall in blood pressure and the decrease in vascular reactivity and lipid peroxidation and increased catalase activity via inhibition of NO production in rats. FASEB J, 2008; 22:1128.1 34.Tunctan B et al. Increased production of 20-HETE contributes to the effects of COX inhibitors to prevent the decrease in lipid peroxidation and increase in catalase activity during endotoxemia. FASEB J, 2009; 23:37.13. 35.Tunctan B et al. Contribution of vasoactive eicosanoids and nitric oxide production to the effect of selective cyclooxygenase-2 inhibitor, NS-398, on endotoxin-induced hypotension in rats. Basic Clin Pharmacol Toxicol, 2010; 107:877-82. 36.Tunctan B et al. Contribution of iNOS, COX-2 and CYP4A1 to the protective effect of a synthetic analog of 20-HETE, 5,14-HEDGE, against endotoxin-induced hypotension and mortality in experimental model of septic shock in rats and mice. Inflam Res, 2011; 60:S55. 37.Tunctan B et al. Contribution of iNOS/sGC/PKG pathway, COX-2, CYP4A1, and gp91phox to the protective effect of 5,14-HEDGE, a 20-HETE mimetic, against vasodilation, hy- Ekim Aralık 2014 potension, tachycardia, and inflammation in a rat model of septic shock. Nitric Oxide, 2013; 33:18-41. 38.Tunctan B et al. 5,14-HEDGE, a 20-HETE mimetic, reverses hypotension and improves survival in a rodent model of septic shock: Contribution of soluble epoxide hydrolase, CYP2C23, MEK1/ERK1/2/IKKβ/IκB-α/NF-κB pathway, and proinflammatory cytokine formation. Prostaglandins Other Lipid Mediat, 2013; 102-103:31-41. 39.Tunctan B et al. NS-398 reverses hypotension in endotoxemic rats: Contribution of eicosanoids, NO, and peroxynitrite. Prostaglandins Other Lipid Mediat, 2013;104-105:93-108. 40.Gloire G, Dejardin E, Piette J. Extending the nuclear roles of IkappaB kinase subunits. Biochem Pharmacol, 2006; 72(9):1081-89. 41.Yong Y, Choi SW, Choi HJ, Nam HW, Kim JA, Jeong DU, Kim DY, Kim YS, Kim DW. Exogenous signal-independent nuclear IkappaB kinase activation triggered by Nkx3.2 enables constitutive nuclear degradation of Ik et al.appaB-alpha in chondrocytes. Mol Cell Biol, 2011; 31(14):2802-16. 42.Mercurio F et al. IKK-1 and IKK-2: cytokine-activated IkappaB kinases essential for NF-kappaB activation. Science, 1997; 278(5339):860-6. 43.Zandi E et al. The IkappaB kinase complex (IKK) contains two kinase subunits, IKKalpha and IKKbeta, necessary for IkappaB phosphorylation and NF-kappaB activation. Cell, 1997; 91(2):243-52. 44.Inohara N et al. An induced proximity model for NF-kappa B activation in the Nod1/RICK and RIP signaling pathways. J Biol Chem, 2000; 275(36):27823-31. 45.Tegethoff S et al. Tetrameric oligomerization of IkappaB kinase gamma (IKKgamma) is obligatory for IKK complex activity and NF-kappaB activation. Mol Cell Biol, 2003; 23(6):2029-41. 46.Chen LF and Greene WC. Shaping the nuclear action of NF-kappaB. Nat Rev Mol Cell Biol, 2004; 5(5):392-401. 47.Jiang X et al. The NF-kappa B activation in lymphotoxin beta receptor signaling depends on the phosphorylation of p65 at serine 536. J Biol Chem, 2003; 278(2):919-26. 48.Mattioli I et al. Transient and selective NF-kappa B p65 serine 536 phosphorylation induced by T cell costimulation is mediated by I kappa B kinase beta and controls the kinetics of p65 nuclear import. J Immunol, 2004; 172(10):6336-44. 49.Sakurai H et al. IkappaB kinases phosphorylate NF-kappaB p65 subunit on serine 536 in the transactivation domain. J Biol Chem, 1999; 274(43):30353-56. 50.Yang F et al. IKK beta plays an essential role in the phosphorylation of RelA/p65 on serine 536 induced by lipopolysaccharide. J Immunol, 2003; 170(11):5630-5. 51.Birbach A et al. Signaling molecules of the NF-kappa B pathway shuttle constitutively between cytoplasm and nucleus. J Biol Chem, 2002; 277(13):10842-51. 52.Huang TT et al. A nuclear export signal in the N-terminal regulatory domain of IkappaBalpha controls cytoplasmic localization of inactive NF-kappaB/IkappaBalpha complexes. Proc Natl Acad Sci USA, 2000; 97(3):1014-9. 53.Johnson C et al. An N-terminal nuclear export signal is required for the nucleocytoplasmic shuttling of IkappaBalpha. EMBO J, 1999; 18(23):6682-93. 54.Vasilescu C et al. MicroRNA fingerprints identify miR-150 as a plasma prognostic marker in patients with sepsis. PLoS One, 2009; 4(10):e7405. 55.Wang JF et al. Serum miR-146a and miR-223 as potential new biomarkers for sepsis. Biochem Biophys Res Commun, 2010; 394(1):184-8. 8 Şekil 1. Kontrol ve endotoksemik sıçanlarda 5,14-HEDGE’nin (A) OAB ve (B) KH üzerindeki etkisi. n=6 * Kontrol ve # LPS değerlerinden istatistiksel olarak anlamlı farklı (P < 0.05). § 0. ve + 1. saat değerlerinden istatistiksel olarak anlamlı farklı (P < 0.05). Şekil 2. Kontrol ve endotoksemik sıçanlarda(A) miR-150, (B) miR-223 ve (C) miR-297 ekspresyonu düzeyleri üzerinde 5,14-HEDGE’nin etkisi. n=4 * Kontrol ve # LPS değerlerinden istatistiksel olarak anlamlı farklı (P < 0.05). Ekim Aralık 2014 9 Şekil 3. Endotoksemik sıçanlarda 5,14-HEDGE’nin sistemik miR-150, miR-223 ve miR-297 ekspresyon düzeyleri ile MyD88/TAK1/IKKβ/IκB-α/NFκ-B yolu ekspresyon ve etkinliği üzerindeki etkisi ile ilgili olarak ileri sürülen mekanizma. Ekim Aralık 2014 10 Prof. Dr. Tayfun Berkan’ın Anısına... Prof. Dr. Zeliha KERRY E.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı P rof. Dr. Tayfun Berkan’ı 15 Ekim 2014 tarihinde, çok erken bir yaşta kaybettik. Erken denilebilecek bir yaşta Anabilim Dalımızdan emekli olan Dr. Tayfun Berkan’ın bu zamansız, beklenmedik ölümü hepimizi çok üzdü. Böyle bir kaybın ardından yazı yazabilmek gerçekten çok zor ancak anlamlı bir görev…. Prof. Dr. Tayfun Berkan 8 Mart 1951 tarihinde Ankara’da doğdu. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin kurucu öğretim üyesi ve ilk Dekanı Prof. Dr. Dündar Berkan’ın oğludur. İlköğrenimini Afganistan’da Kabil Türk İlkokulu ile Kabil International High School’un ilk bölümlerinde tamamladı. Orta öğrenimine aynı okullarda de- vam etti ve ortaokul son sınıfta İzmir’de Bornova Maarif Kolejine geçerek, 1968 yılında liseyi de bu okulda bitirdi. Eylül 1968 yılında İstanbul Nişantaşı Eczacılık Yüksekokulu’na giren Dr. Berkan, aynı okuldan 1972 yılında mezun oldu. Tayfun Berkan, 1973 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Eczacılık Yüksekokulu’nda, Toksikoloji Kürsüsü’nde asistan olarak göreve başladı. 1973 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Kürsüsü’nde başlamış olduğu doktora çalışmasını 1977 yılında tamamladı ve Farmakoloji ve Toksikoloji Dalı’nda Tıp Bilimleri Doktoru unvanını aldı. 1980 yılında 6 ay süre ile Almanya’da Göttingen Üniversitesi Farmakoloji ve Toksikoloji Enstitüsü’nde çalıştı. Prof. Dr. Tayfun Berkan, ikinci sırada ortada yer almaktadır. Ekim Aralık 2014 11 Prof. Dr. Tayfun Berkan, ayakta ve en sağda yer almaktadır. Dr. Berkan 1983 yılında üniversite doçent unvanının aldı. 1990 yılında profesörlük kadrosuna atandı. Prof. Dr. Tayfun Berkan Nisan 1993-Eylül 1994 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini üstlendi. 14 Eylül 1994 – 24 Eylül 2000 tarihleri arasında iki dönem ard arda Eczacılık Fakültesi Dekanlığı görevini yürüttü. 2000 – 2003 tarihleri arasında Eczacılık Fakültesi’nin senato temsilcisi olarak seçildi ve bu görevi yürüttü. Prof. Dr. Tayfun Berkan 17 Temmuz 2003 tarihinde genç yaşta emekliye ayrıldı. Ben, Dr. Tayfun Berkan’ı öğrencilik yıllarımdan beri tanıyorum. O yıllarda “Hocamız” idi. 1983 yılında Dr. Mukadder Yasa ile birlikte Farmakoloji Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak göreve başladıktan sonra ise “Tayfun Ağabey “oldu. Tayfun Ağabey, sakin yapısı ve uzlaşmacı tavrı ile Anabilim Dalımız ve Fakültemiz öğretim elemanları ve idari personeli tarafından çok sevilen bir insandı. Ayrıca, öğrencilerimiz tarafından da “En Çok Sevilen” hocalar arasında idi. Anabilim Dalımıza yüksek lisans yapmak üzere başvuran çok sayıda öğrencinin de farmakoloji disiplinini tercih etmesinde önemli katkısı olmuştur. Anabilim Dalımızda göreve başladıktan sonra, o günlerin zor koşullarında, laboratuvarda, Tayfun Ağabey’in önerdiği bir çalışmayı yürütüyorduk. Deney koşulları, sıçan kan basıncı ölçümü ile sigara dumanına maruziyetin propronololün kan düzeyleri ve hemodinamik parametrelere etkisini araştırmak üzere tasarlanmıştı. Deney hayvanı ile çalışmanın getirdiği heyecan, acemilik ve deneyimsizliğimi Ekim Aralık 2014 “Zeliha, bari sen de ipi tut!” diye şakaya alıp daha sonra çalışmayı Farmakoloji Kongresi’nde benim sunmamı istemişti. İlk sözlü sunumumu heyecandan dizlerim titreyerek yaptığımı dün gibi anımsıyorum. Tayfun Ağabey, insancıl biriydi, insanlara tepeden bakmayı sevmezdi. Toplantılarda hep yapıcı davranır, kolay kolay kızmazdı. Uzun yıllar yaptığı dekanlık görevi boyunca da sesini hiç yükseltmedi, kırıcı olmadı. Vefatının ardından Fakültemizde yaptığımız anma toplantısında arkadaşları onu “Çok İyi Bir Dost, Çok İyi Sırdaş” olarak tanımladılar. Prof. Dr. Tayfun Berkan’ı 17 Ekim 2014 günü sonsuzluğa uğurladık. Kendisini uğurlamaya gelenlerin büyük çoğunluğu Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin 40 yıllık tarihini oluşturan bireylerden oluşuyordu. Emekli öğretim üyelerimiz, hocalarımız, Fakültemiz’den ayrılmış veya emekli olan eski arkadaşlarımız, çalışanlarımız, büro görevlileri hepsi onu son yolculuğuna uğurlamaya gelmişlerdi. Sevgili Tayfun Ağabey, aramızdan çok erken, genç yaşta ayrıldı. Hepimizin başı sağolsun. “Deney hayvanı ile çalışmanın getirdiği heyecan, acemilik ve deneyimsizliğimi ‘Zeliha, bari sen de ipi tut!’ diye şakaya alıp daha sonra çalışmayı Farmakoloji Kongresi’nde benim sunmamı istemişti” 12 Prof. Dr. Mukadder Yasa E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Sevgili Tayfun Ağabeyi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Akademik bir yaşam planlamamıştım. Ancak, mezun olduğum fakülteye araştırma görevlisi alınacağını öğrendiğimde sınava girmeye karar verdim. İlk önce yabancı dil sınavı yapıldı ve ben Fransızcadan bu sınava girdim. Aslı Hoca sınav kağıdım başarılı olsa da yabancı dilimin İngilizce olmaması nedeniyle biraz düşünmüş. Ben dil sınavında başarılı olduğumu öğrendikten sonra bilim sınavına girdim. 6 ay kadromun gelmesini bekledim ve asistanlığa başladım. Çok sonra asistanlığa kabul edilişimde Tayfun Ağabeyin de etkisinin olduğunu öğrendim. Aslı Hocaya “Bir de Fransızca bilen olsun” demiş. Uzun yıllar birlikte çalıştık. Onun sinirli olduğuna, kırıcı olduğuna veya sesini yükselttiğine hiç tanık olmadım. Hep nazik ve sakindi. Erken emekli oldu ve erken ayrıldı aramızdan. Onu her zaman sevgi ve saygı ile anacağım. “Uzun yıllar birlikte çalıştık. Onun sinirli olduğuna, kırıcı olduğuna veya sesini yükselttiğine hiç tanık olmadım. Hep nazik ve sakindi.” Ekim Aralık 2014 Doç.Dr. Gülnur Sevin E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi “İlk zamanlarda laboratuvar çalışmalarında yaşadığımız her türlü acemiliği soğukkanlılıkla karşılamış, “Kimse annesinin karnından farmakolog doğmaz zamanla her şeyi öğreneceksiniz sabırlı olun” demişti. Tayfun Hocam, güler yüzü ve sempatikliği ile çevresine hep huzur veren bir insandı. Asla kızdığını görmedim. En üzüldüğüm ve ona utana sıkıla söylediğim şey “Hocam ne olur bu kadar sigara içmeyin” olmuştur. Hocamız bu alışkanlığı nedeniyle, sigaranın etkileri konusunda farmakoloji alanına çok değerli çalışmalar kazandırmıştır. İlk zamanlarda laboratuvar çalışmalarında yaşadığımız her türlü acemiliği soğukkanlılıkla karşılamış, büyük bir sakinlikle “Kimse annesinin karnından farmakolog doğmaz zamanla her şeyi öğreneceksiniz sabırlı olun” demiş ve bizi rahatlatmıştır. Anabilim dalına kabul edildiğim ilk yıl heyecanla bir şeyler yapmak istediğimi söylediğimde, “gel seninle bir derleme yapalım hem tıbbi ingilizceye de aşina olursun” demişti. Çok heyecanlanmış ve değerli hocamın bu teklifi ile farmakoloji alanında ilk yayınımı da kendisi ile birlikte yapma şansım olmuştur. Işıklar içinde yatsın, eminim o dünyaya da huzur ve sakinlik yayıyordur..... 13 Uzm. Ecz. Riyad AKPINAR Yüksek Lisans Öğrencisi Tayfun Hocam, 1990 yılında Fakülte 3. sınıfta iken, Farmakoloji dersinin daha ilk günlerinde Farmakolojiye karşı ilgi duymamı sağladı. Neredeyse her ders arasında, öğlen tatillerinde ve bunun haricinde aklıma takılan en ufak konuda rahatça odasına gidip konuşabilmemle bu ilgi daha da pekişti. Sonunda bu süreç, aynı anabilim dalında Tayfun Hoca’nın tez danışmanlığında yüksek lisansımı tamamlamaya kadar sürüp gitti. Yüksek lisansa başlar başlamaz in vivo deneylere dahil ederek bilimi tanımama fırsat vermiştir. Tayfun Hoca en zor anda bile sakinliğini koruyabilen ve çözüm üretebilen biriydi. Bana her olay karşısında sakin kalınabileceğini (belki de kalınması gerektiğini) ve ortalığı yakıp yıkmadan da çözüm üretilebilineceğini öğretti. Üzerimde önemli derecede emeği olan bir insan, ağabeyim ve hocam için artık sadece “Nur içinde yat” diyebiliyorum. Ekim Aralık 2014 “Tayfun Hoca en zor anda bile sakinliğini koruyabilen ve çözüm üretebilen biriydi. Bana her olay karşısında sakin kalınabileceğini (belki de kalınması gerektiğini) ve ortalığı yakıp yıkmadan da çözüm üretilebileceğini öğretti” 14 Naklen Hayat Doç.Dr.Gürkan Tellioğlu S ayın Doç.Dr.Gürkan Tellioğlu, organ nakli cerrahisindeki serüveninizi kısaca anlatır mısınız? Genel cerrahi ihtisasına başlamamla paralel olarak organ nakli cerrahisi de girmiş oldu hayatıma. İhtisas yaptığım klinik böbrek nakli merkezi idi. İhtisas bittikten sonra karaciğer nakli ile devam etti süreç. Organ nakli cerrahisi alanında kazandığım bursla Cleveland Clinic Organ Nakli Merkezinde bir yıl çalıştıktan sonra yıllarca hazırlandığım kendi projemi hayata geçirme fırsatı buldum. Beş yıldır da bir organ nakli programının sorumluluğunu yürütüyorum. Türkiye’de organ nakli başarı ile gerçekleştirilebiliyor mu? Başarıdan neyi anladığınıza göre değişiyor bu sorunun cevabı. 20 yıl önce organ nakli cerrahisinin gerçekleştirilebilmesi bir başarı idi. Biriken deneyim ile artık cerrahi başarı ile sınırlandırmıyoruz bu kavramı. Organ naklinde gerçek başarı organ yetmezliği Ekim Aralık 2014 ile mücadele eden hastaların organ nakli ile tedavi edilebilme oranıdır. Diğer bir ifade ile organ nakli için beklerken hayatını kaybeden insanlarımız başarısızlığımızın ifadesidir. Organ bekleme listelerinin her geçen gün kalabalıklaşmasına karşın gerçekleştirilen organ nakli sayılarının bu listeyi karşılamakta yetersiz kalması tüm dünyanın ortak problemidir. Organ nakli alanında ülkemizde dünya standartlarını belirleyen bir tıbbi başarıya ulaşmış durumdayız. Vefaten organ bağışını arttırarak hayatını kurtardığımız insanlarımızın sayısını arttırmak durumundayız. Mevcut durumu biraz daha somutlaştırabilir miyiz? Kaç hasta organ bekleme listelerinde nakil için bekliyor? En kalabalık liste böbrek nakli için bekleyen hastalardan oluşuyor. Yaklaşık 25.000 hasta var bekleme listesinde. Yılda ortalama 500 vefaten bağış neticesinde böbrek nakli yapıldığını göz önüne alırsak durumun vehameti net olarak ortaya çıkmış olur. Karaciğer nakli için bekleme listesi böbrekle kıyaslandığında daha az sayıda görünmekle birlikte, karaciğer nakli için bekleyen hastalar nakil olamadıklarında hayatlarını kaybettiği için liste böbrek bekleme listesi kadar kalabalıklaşma fırsatı bulamamaktadır. “Organ naklinde gerçek başarı organ yetmezliği ile mücadele eden hastaların organ nakli ile tedavi edilebilme oranıdır. Diğer bir ifadeyle, organ nakli için beklerken hayatını kaybeden insanlarımız başarısızlığımızın ifadesidir” 15 Yılda ortalama 3000 böbrek nakli gerçekleştiriliyor ülkemizde. Bu rakamın 2500’ü canlı vericili böbrek nakli. Batı dünyasında vefaten bağış konusunda en başarılı örnek İspanya’dır. Aynı bağış oranlarına ulaşabilsek ülkemizde sadece vefaten bağış sonucu 5000 civarı böbrek nakli gerçekleşir. ölümün gerçekleşmesi halinde aile bireylerinin kararında bu vasiyetin etkisi büyük olacaktır. Teknik olarak organ nakil merkezelerine organ bağış birimlerine başvuruda bulunularak ulusal sisteme kayıt yaptırılabilir. Bu kayıtlar organ bağışını arttırmak için çalışanlara umut olmakta toplumun duyarlılığını rakamsal olarak ifade etmektedir. Organ bağışında bulunmak için ne yapılması gerekiyor? Kişisel olarak sizin bu konuda çalışmalarınız var. Biraz bahseder misiniz? Organ bağışı aslen bir vasiyettir. Sağlıklı iken yapılan bir vasiyet. Ölümden yaşam çıkarma ve hayat bağışlamaktır. Bizim kültürümüzde ölüm üzerine konuşmak kaçınılan bir durumdur. Yapılması gereken organ bağışında bulunan kişinin aile bireylerine bu vasiyetinden bahsetmesidir. Zira Tedavisini gerçekleştirdiğimiz hastalarımızla yaşadığımız süreçler izler bırakıyor elbette. İnsanlarımızın organ bağışı ile neyin gerçekleştiğini bilmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Duygusal bir toplumuz. Bir çocuğun böbrek nakliyle eğitimine geri dönebildiğini, boyunun uzadığını, iş güç sahibi olup evlendiğini, çocuk sahibi olabildiğini anlatmamız lazım. Alışageldiği hayattan kopan yetişkinlerin hayata kaldığı yerden dönebildiğini, ikinci bir şans elde ettiğini göstermemiz lazım. Bağış kavram olarak bugünün insanı için çok sempatik bir kavram değil. Toplum her yaptığından bir çıkar elde etmelisin diye şekilleniyor. Bağış ise karşılıksız bir durum. Hayatın son bulduğu noktada bir başkasına yaşam vermek neden önemli olsun ki. İşte bu noktada organ bağışının toplumsal bir sigorta olduğunu anlatabilmek lazım. Her sağlıklı bireyin bir hasta adayı olduğunu, yarın bir organ yetmezliği gelişecek olursa topulumn bu konuya duyarlılığı sayesinde hayatta kalabileceğimizi “İnsanlarımızın organ bağışı ile neyin gerçekleştiğini bilmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Duygusal bir toplumuz. Bir çocuğun böbrek nakliyle eğitimine geri dönebildiğini, boyunun uzadığını, iş güç sahibi olup evlendiğini, çocuk sahibi olabildiğini anlatmamız lazım” Ekim Aralık 2014 16 anlatmak lazım. Kısacası toplumsal bir dayanışma ruhunu hayata geçirmek lazım. Zor olan da bu zaten. Benim bu noktada yaptığım organ nakli ile gerçekleşen mucizeleri, apansızın karşılaşılan organ yetmezliği durumunun kişinin dünyasında yarattığı sıkıntıları, tedavi süreçlerini bir kitapla aktarmak oldu. Tıbbi terminolojik ifadeler içermemesine özen gösterdim. Asıl olan insan hikayeleri idi. “İnsanlarımızın organ bağışı ile neyin gerçekleştiğini bilmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Duygusal bir toplumuz. Bir çocuğun böbrek nakliyle eğitimine geri dönebildiğini, boyunun uzadığını, iş güç sahibi olup evlendiğini, çocuk sahibi olabildiğini anlatmamız lazım” Nasıl tepkiler aldı “Naklen Hayat” kitabı? Çok olumlu tepkiler aldık. Doğru bilinen yanlışlar geri bildirimlerde önemli bir yer tuttu. Organ bağışı için ihtiyaç duyduğumuz dayanışma ruhuna destek veren bir proje oldu. Kitabın yazarı olarak ulaşmak istediğim amaca ulaştım. Şimdi ikinci basımı ile meşgulüz. Daha çok kişiye ulaşmak için çaba harcıyoruz. Kitaba, http://www.naklenhayat.com/naklen-hayat.pdf adresinden ulaşılabilir. Okuyucularımıza son olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı? yetmiyor. Rutin içinde kayboluyoruz her geçen gün. Psikiyatrik açıdan insanın hayatta kalmasını sağlayan en önemli yeteneklerinden birinin unutabilmek olduğu söylenir. Her yeteneğimizin suyunu çıkarmaktaki başarımız bu konuda da kendini gösteriyor. İnsan olduğumuzu da unutur hale geliyoruz. Biraz durmaya, durup düşünmeye ihtiyaç var. Sabah yatağından kalkıp iki ayağı üstüne durabilen, kahvaltıya oturup istediğini yiyip içebilen, yürüyüp koşabilen ve özgürce yaşayabilen insanların sahip oldukları zenginliğin farkına varmasına ihtiyaç var. Böylesi farkındalığı olan bireylerden oluşan bir toplum organ yetmezliği ile yaşam mücadelesi veren insanlarımıza kayıtsız kalmayacaktır. O zaman ölümden hayat çıkarmak, hayatı bağışlamak çok daha kolay olacaktır. Bu adımı atmak için enerjiye ihtiyaç duyanlar sekiz yaşında bir çocuğun böbrek nakli olduktan sonra böbrek nakli olmak nasıl birşey anlatır mısın sorusuna, düşünüp pırıl pırıl gözlerle; “Su içmek” demesini gözlerinin önüne getirsinler. O gözlerde herşey için enerji bulacaklar. https://www.facebook.com/naklenhayat Kitabın metnine http://www.naklenhayat.com/ naklen-hayat.pdf adresinden ulaşılabilir. Röportaj: Doç. Dr. Hale Z. Toklu [email protected] İcat ettiğimiz arabaların hızı reflekslerimizin kontrol edemeyeceği bir seviyeye çıktı. Hayat kontrolümüzden çıktı sanki. Zaman hiçbir şeye Ekim Aralık 2014 17 Bilimsel Toplantılar Proje Başvuruları Bilimsel Toplantılar Yer Tarih Web Adresi Londra, İngiltere 16-17 Şubat 2015 https://www.waset.org/ conference/2015/02/london/ICPP New Orleans, Amerika 4-7 Mart 2015 http://www.ascpt.org/Meetings/ Future-Annual-Meetings 11-13 Mart 2015 http://goldenhelix2015.um.edu.my 4 European College of Neuropyschopharmacology Workshop for Junior Scientists Kuala Lumpur Malezya Nice, Fransa 11-15 Mart 2015 http://www.ecnp.eu/meetings/ workshops.aspx 5 Tomorrow’s Medicines - Pharmacology, Patients and Populations Pok Fu Lam, Hong Kong 18-21 Mart 2015 http://ascept-bps2015.com Experimental Biology ‘15, sponsored by the American Society for Pharmacology and Experimental Therapeutics Boston, Amerika 28 Mart- 1 Nisan 2015 http://www.aspet.org/Meetings. aspx?id=426 Immunopharmacology - VACCIPHARMA Varardero Beach Küba 14-19 Haziran 2015 http://www. immunovaccipharmacuba.com 8 Congress of the European Society for Developmental, Perinatal, and Pediatric Pharmacology Belgrat, Sırbistan 23-26 Haziran 2015 http://www.esdppp.org/site/2015congress-belgrade/ 9 The 12th congress of EACPT (European Association for Clinical Pharmacology and Therapeutics) Madrid, İspanya 27-30 Haziran 2015 World Congress on Pharmacology Brisbane, Australia 20-22 Temmuz 2015 pharmacology. pharmaceuticalconferences.com 11 25th meeting of the international society for neurochemistry Cairns, Avustralya 23-27 Ağustos 2015 www.neurochemistry.org/ 12 28th Congress of the European College of Neuropsychopharmacology Amsterdam, Hollanda 29 Ağustos 2 Eylül 2015 www.ecnp.eu 23. Ulusal Farmakoloji Kongresi Ankara 7-10 Eylül 2015 http://www.tfd.org.tr 9th Congress of Toxicology in Developing Countries (CTDC9) by the International Union of Toxicology Natal, Brezilya 7-10 Kasım 2015 www.sbtox.org.br 7th European Congress of Pharmacology (EPHAR2016) İstanbul 26-30 Haziran 2016 www.ephar2016.org 1 2 3 6 7 10 13 14 15 ICPP 2015: XIII International Conference on Pharmacy and Pharmacology 2015 Annual Meeting of the American Society for Clinical Pharmacology and Therapeutics Next Generation Pharmacogenomics http://www.eacpt2015. org/?gclid=CNjO9Zv3l8ICFQrLtAod5nwAQQ Duyurulmasını istediğiniz ulusal ya da uluslararası bilimsel bir aktivite varsa, lütfen yayın komisyonuna bildiriniz ([email protected]) Ekim Aralık 2014 18 Proje Tipi Başvuru son günü Web Adresi Tübitak 1001 Sitede ilan edilecektir. http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/akademik/ ulusal-destek-programlari/1001/icerik-basvurutarihleri Tübitak 3501-Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı Sitede ilan edilecektir. http://www.tubitak.gov.tr/cid/10402/index.htm 1005 Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı Sitede ilan edilecektir. www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/akademik/ulusaldestek-programlari/1005/icerik-basvuru-tarihleri Tübitak 1002 Hızlı Destek Programı Başvurularda zaman kısıtlaması yoktur. http://www.tubitak.gov.tr/sid/368/pid/364/ cid/20988/index.htm Tübitak 1301 Bilimsel Ve Teknolojik İşbirliği Ağları Ve Platformları Kurma Girişimi Projeleri (İŞBAB) Başvurularda zaman kısıtlaması yoktur. http://www.tubitak.gov.tr/ 1 Haziran 2015 http://www.sanayi.gov.tr/Pages. aspx?pageID=541&lng=tr Başvurular önce Tübitak SBAG tarafından değerlendirilecektir. http://www.tubitak.gov.tr/sid/611/pid/364/index. htm SAN-TEZ Projeleri E-RARE (ERA-Net for Research Programs on Rare Diseases) Projesi Ekim Aralık 2014 19
© Copyright 2024 Paperzz