KA'BT KA' Bi (.,r.OI) Ebü ' l-Kasım Abdullah b. Ahmed b. Mahmüd el-Belhi el-Ka'bi (ö. 319/931) Mu'tezile alimlerinden, fırkasının reisi. Ka 'biyye L _j 273 (886) yılında Belh'te doğdu . Kabilesine nisbetle Ka'bl, doğduğu şehre atfen Belhl diye anılır. Tahsil için gittiği Bağ dat'ta uzun süre kaldı, bu esnada Ebü'lHüseyin el-Hayyat'tan kelam ve Müberred'den nahiv dersleri aldı. Bağdat'tan ayrıldıktan sonra da Hayyat'la mektuplaşarak görüş alışverişinde bulundu. Gençliğinde Zeydiyye'nin Taberistan temsilcisi Muhammed b. Zeyd'in hizmetine girdi. Bir ara Samanller'in Horasan valisi Ahmed b. Sehl ei-Mervezl'nin yardımcılığını yaptı. Ahmed b. Sehl'in ayaklanması sıra sında bir süre hapsediidiyse de İbnü'l Cerrah Ali b. Isa'nın aracılığıyla hapisten kurtuldu. Çeşitli şehirleri dolaştıktan sonra Nesef'te müderrislikle görevlendirildi. 1 Şaban 319'da (19 Ağustos 931) Belh'te vefat etti. Zeki, hazırcevap ve cömert bir kimse olan Ka'bl kelam. Arap dili. hadis. fıkıh , tefsir gibi İslami ilimlerle Yunan felsefesi konusunda eserler yazdı. Daha çok Irak yöresinde meşhur olan Ka'bl'yi sevenler bulunduğu gibi Belhli muhafazakar çevrelerce zındıklıkla suçlandığından onu eleştirenler de vardır. Çok sayıda öğ renci yetiştirmiş olup Ebü'I-Hasan Ali b. Muhammed, İbn Şihab ei-Belhl. Hadi-İlel hak Yahya b. Hüseyin ve Ebü'I-Hasan eiAhdeb bunlardan bazılarıdır. Hakkında verilen bilgilerden anlaşıldı göre Ka'bl, fıkıhta Hanefi olmakla birlikte Mu'tezile çevresinde insanlara önderlik yapan bilge bir kişi diye kabul edilmiş , Matürldl tarafından eleştirilmiş. Ebu İshak ei-İsferaylni gibi bazı Eş' ariler'ce bilgisizlikle itharn edilmiş. İbnü 'r-Raven di ve Muhammed b. Zekeriyya er-Razi ile tartışmalar yapmıştır. Ancak Matürldl'de görüldüğü gibi Ka'bl'nin de zındıklıkla suçlanan İbnü'r-Ravendl'ye karşı hacası Ebü'I-Hüseyin ei-Hayyat kadar sert tenkitlerde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mu'tezile alimleriyle de görüş ayrılığı içinde olan Ka'bl özellikle Ebu Ali ei-Cübbal'ye yönelik tenkitler yapmış. irade sıfatı ve aslah konularında müstakil reddiyeler kaleme almıştır. Ka'bl, Mu'tezile'nin Bağdat ekolüne bağlı Ka'biyye fırkasının reisidir. Cübbal'nin Basra ekolü içindeki yeri ne ise Ka'bl'ğına nin Bağdat ekolündeki mevkii de odur. Ancak Matürldl. Ebu Reşid en-Nisaburl ve Kadi Abdülcebbar' ın günümüze ulaşan eserlerinde kendisinden yapılan nakiller bir araya getirilip görüşleri yeniden ortaya konulmadıkça onun düşünce sisteminin tam olarak anlaşılması mümkün görünmemektedir. Ka'bl'yi Basra Mu'tezilesi'nden ayıran ve Bağdat ekolüne mensup birçok alimden farklı kılan görüşlerin den bazıları şöyle sıralanabilir: Bilgi bir şeyin mahiyetine uygun olan inançtır. Mütevatir haber aklibilgi içinde mütalaa edilebildiği gibi zihnin kavrayamadığı bilgiler de bulunabilir ( Ba ğ dadi. Uşülü 'ddin, s. 5) . Cevherler. renk dışındaki bütün araziardan soyutlanıp benzerlik veya farklılık arzedebilir. Aıemde boşluk yoktur. Dünya yuvarlaktır. ancak feleğin merkezinde bulunduğu için sükun halindedir. Ma'dum cevher veya araz değildir. Ruh mekan işgal etmeyen bir cevherdir (EbO Re şid en-NisabOri, s. 29, 38, 47, 100, 192) . Tevhid. Allah'ın bir olduğunu kabul etmekten ziyade nesne ve olayların yaratı cısı olduğuna inanınayı gerektirir. Varlığı kendinden, zaman ve mekan bakımından birbirinin aynı, birini diğerinden ayıran özel bir mahiyeti bulunmayan iki ilah tasavvur etmenin aklen mümkün bulunmaması Allah ' ın birliğini kanıtlar. O'nun irade sahibi olması ise bir şeyi bilen. emreden ve yaratmaya güç yetiren anlamına gelir. Allah'ı görmek O'nu bilip idrak etmek demektir. Allah görülemez olduğun dan Hz. Musa, Allah'ı değil O'na delalet eden bir alameti kendisine göstermesini istemiştir. İlahi sıfatlar sadece insanların yaptığı isimlendirmelerden ibarettir. Allah zatıyla yani zatından dolayı alim ve kadirdir. Mekanları bilmesi ve koruması anlamında Allah'ın her yerde bulunduğu nu söylemek mümkündür. Kulların fiilierini dil em esi onlardan razı olması demektir. Allah bu manada mürid değildir. İlahi isimler sadece vahiyle bilinir. Kur'an levh-i mahfüzda yaratılmıştır. İnsanların okuyup dinlediği ve yazdığı lafızlar Kur'an'ın kullara indirilen bir benzeridir. Peygamberler nübüwetten önce de mucize gösterebilirler. Cennet ve cehennem yaratıl mış olabilir, böyle ise kıyamet kopunca yeniden yaratılırlar. Her taat imandan olup terkedilmesi halinde fasık diye adiandı rılmayı gerektiren fiiller buna dahildir. Fasık ise mürnin diye isimlendirilemez. imarnet konusunda Zeydller'e yakın görüşleri savunan Ka'bl. ilk dönem Şiiler'i nin Hz. Ebu Bekir ve ömer'in hilafetini kabul ettiğini ileri sürer ( Kadi Abdülcebbar, Teşbitü dela'ili 'n-nübüvve, ı. 62 -63 : Ka'- bi'nin kelaml görüşleri ve tenkidi için ayrıca bk. Matüridl, s. 405) . Eserleri. Ka'bl'nin günümüze iki eseri 1. el-Ma]fö.lat. Mu'tezile mezhebiyle ilgili kısmı Fuad Seyyid tarafından neşredilmiştir (Fatlü 'l-i'tizal ve Taba~a tü'l-Mu'tezile içinde, Tunu s 1393/1974, s. 63-119) . z. Kabulü'l-al)bar ve ma'rifetü'r-rical (n ş r. EbO Amr ei-Hüseynl, Beyrut 2000) . Kaynaklarda bunların dışında tefsir. hadis, kelam. tarih, tabakat. felsefe. ontoloji ve cedel ilimlerine dair yazıl mış kır ka yakın eser ona nisbet edilmekte olup bunların başlıcaları şunlardır: Eva'ilü'l-edille, Teh~ibü'l-cedel (el-Cedel ve adabü ehlih ve taşf:ıif:ıu i/elih ile aynı eser olmalıdır), el-İstidlal bi'ş-şahid 'ale'lga'ib, Fi l:fucciyyeti al)bari'l-a]Jdd, Fi'tTevellüd ve ef'ali'Hıbd', el-Esma' ve'lal;kdm, en-Na]fz 'ale'r-Razi fi'l-'ilmi'lilahi, en-Nihdye fi'l-aşlal; 'ala Ebi 'Ali, Na]fzu Kitabi Ebi 'Ali fi'l-irade, Te'yidü Ebi'l-Hü~eyl fi'l-i'caz, el-İnti]fö.d fi'l- 'uldmi'l-ilahiyye 'ald Mu./; arnmed b. Zekeriyya er-Razi, el-Mesa'ilü'l-varide fi 'l- 'acz, Işlal;u galatı İbni'r-Ra vendi, et-Tefsirü'l-kebir, Müteşabihü'l Kur'an, Taba]fö.tü '1-Mu 'tezile, Tari]] u Bel]], Taril)u Nisabur. Müellifin tefsire dair eserinin on iki cilt olduğu, 'Uyunü'lmesa'il'in ise dokuz ciltten ibaret bulunduğu kaydedilir (Safedl, XVII, 26) . ulaşmıştır. BİBLiYOGRAFYA : Eş'arı. Mal):a.lfıt (Ritter). s. 230, 358, 557 ; Matü rid!. Kittıbü 't- Tevhfd, s. 405; Makdisi. el-Bed' ve 't-ttırfJ:ı , I, ı35; ibnü 'n-Nedim, el-Fihrist (Teceddüd). s. 219; EbG Reşid en-NisabGri. el-Me- stı'il {i 'l-J:ıilaf beyne'l-Başriyyfn ve'l-Bagdtıdiy Ma'n Zi yade-Rıd va n es-Seyyid). Beyrut s. 29 , 38, 4 7, ı 00 , ı92 ; Kadi Abdülcebbar, el-Mugnf, IV, 3ı8; VIII, 3-4; Xl, 3ıO; XII, 25, 4ı , 202-203; XIV, 55, 6ı; XXI/ll, s. ı76, ı84; a.mlf .. Tabai):a tü '/-Mu'tezile (Fazlü'l-i'tizal ve Tabal):tıtü '1-Mu'tezi/e içinde . n ş r. Fu ad Seyyid ). Tunus ı393/1974 , s. ı95 , 297 ; a.mlf.. Tesbftü deltı'ili'n-nübüuve (n ş r. Abdü lkerlm Os~an), Beyrut 1386/1966, I, 62-63; Bağdadi, el-Far!): (Kevserl). s. ıo7 , ı 08-ıı O; a.mlf., Uşülü 'd-dfn , Beyrut ı40ı/198ı, s. 5, 56, 96, 103, ıo9, 146; İbn Hazm. e/-Faş/(Umeyre) . ll, 385; lll, 52-53 , ı45; V, 7ı; Hatib, TtırfJ:ıu Bagdtı d, IX, 384; İs ferayini, et-Tebşir(HOt). s. 84-85; Nesefi. Tebş ı ratü 'l-edille (Sa lame) . ll, 957; Şehristanl, el-Mile/ (Kilanl). l, 76-78; a.mlf.. Nif:ı[ıyetü'l-il):dam {f 'ilmi'/-ke ltım (nşr. A. Guillaume). London ı934, s. ıoı, ı75, 238,240, 34ı, 343; Zehebi. A'lamü'n-nübela', XIV, 3ı3; Safedi, e/-Vtı{f, XVll, 25-27; DavGdi, Tabal):atü 'l-mü{essirfn (Lecne). I, 229-230; İbn Hacer. Ustı nü '/-Mfzan 1n ş r. M. Abdurrahm an e i- Ma r·a şli) . Beyrut ı4ı6/1995, lll, 7ı6- 7ı9 ; Keş{ü '?·?Un ün, I, 200, 290, 345; ll , 376, 1758 , ı782; Brockelmann , GAL,I, 363; Supp/. ,1, 343, 6ı9 ; Hediyy etü ' 1-'tıri{in , ll, 444; Albert N. Nader, "al-Balkhl", EJ2(in g. ). 1, ıoo2ı003 ; Josefvan Ess, "Abu'I-Qasem al-Belki aiKa<bi" , Elr., ı , 359-362 ; Abbas Ziryab, "Ebü ' lKasım-ı Bell].l", DMBi, VI, ı5ı-ı56. yfn ( nş[ ı979 , ~ ADiL BEBEK 27
© Copyright 2024 Paperzz