Çakmalk Taş: Ok Ucu. İlk Tunç Ç ^ ıl MÖ 3200 Tunçtan Boğa Boynuzlu Sembol. İlk Tunç Çağı III MÖ 2300 Pişmiş Toprak Oturan Tanrıça Figûrini, İlk Tunç Çağı III MO 2500 Kafatası Amaliyatı Örnekleri. İlk Tunç Çağ: III MÛ 2300 Tunçtan 4 Sarmallı Sernbo:. İlk Tunç Çağı III MÖ 2300 COĞRAFİK KONUM 1944 yılında Samsun yakınındaki Dündar tepe'de kazı yapan arkeologlar tarafından keşfedilmiş olan İkiz tepe örenyenyeri Orta Karadeniz Bölgesinde. Samsun'un 55 km ve Bafra'nın 7 km kuzeydoğusunda olup, bugünkü İkiz tepe köyünün sınırları içinde yer alır. Deniz seviyesinden yaklaşık 20 m yükseklikte ve Bafra ovası'nın batısını sınırlayan alçak tepelerden en kuzeydekinin uzantısı üzerinde kurulmuştur. Jeolojik verilere göre. İkiz tepe ören yeri. Bafra ovası oluşmadan önce, bir zamanlar Kızılırmak Nehrinin Karadeniz'e dökülmüş olduğu noktadaydı. ARAŞTIRMA VE KAZILARIN TARİHÇESİ İkiz tepe'deki ilk sistemli kazılar Türk Tarih Kurumu adına merhum prof. Dr. Bahadır Alkım tarafından 1974 yılında başlatılmıştır dır. 1981 yılından beri de İkiz tepe kazıları İstanbul Üniversitesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı adına. Türk Tarih Kurumu'nun da maddi katkıları ile prof. Dr. Önder Bilgi tarafından yürütülmektedir. Kemik Kılıfı tunç ustura, ilk Tunç Çağ: lil MÛ 22CO ÖRENYERİ’NİN ÖZELLİKLERİ Pişmiş toprak gaga ağıziı testi. Geçiş Çağı MÖ 18G0 8 Ören yerine İki tepe denmesine rağmen yerleşme alanı 2 büyük. 2 de küçük tepeden oluşur. 375 m x 175 m ebadında 66 dönümlük bir alanı kaplayan değişik büyüklükte ki bu tepeler farklı kültür katlarına sahiptir. En büyük ve en yüksek olan l.Tepe Bafra asından 29.42 m yüksekliktedir. Birinci tepenin kuzeyinde yer alan II. Tepe 22.54 m yüksekliktedir, ikinci tepenin hemen kuzeyinde bulunan III. Tepe 12.30 m ve ikinci tepenin batısındaki lV.Tepe 16 .00 m yüksekliktedir. Pişmiş toprak .bdk. Geçiş ÇaÇı MÖ 1800 1 KÜLTÜR KATLARI 2006 yılının sonuna kadar her yıl yaz aylarında. İkiz tepe ören yerinde kazılar 1974 ile 1976 ve 1978 yıllarında Tepe ive 11 ’de. 1977 yılında Tepe 1.11.111.1 Vde 1979 ile1993 ve 2000 ile 2006 yılları arasında Tepe 1'de ve 1994 1999 yılları arasında sadece Tepe 111 'de gerçekleştirilmiştir. Tepe 1. Tepe 11 ve Tepe 111'de ana toprağı erişilmiştir. Kazılarda elde edilen sonuçlara göre: İkiz tepe Geç Kalkolitik (MÖ 4300-3200 yılları). İlk Tunç Çağı 1 (MÖ 3200- 2800 yılları arası). İlk Tunç Çağı 11 ( MÖ 2800-2400 yılları arası) İlk Tunç Çağı 111 (MÖ 2400-2100 yılları arası). Geçiş çağı/Er Hitit Çağın'ında (MÖ 2100-1700 yıllan arası), iskan edilmiştir. İkiz tepe ören yerinin Geçiş veya Er-Hitit Çağı sonunda tamamen terk edilmesinden sonra bir kez daha iskan edilmiştir. Tepe 111 'de ortaya çıkartılan bu son iskanın, ele geçen Genç Frig dönemi boyalı çanak-çömlek örneklerinden Genç Demir çağı'na (MÖ 6 ve 5. yüzyıllar)' a ait olduğu saplanmıştır. Genç Demir Çağ iskanı yerini zamanla I lelenistik Çağ yerleşmesine (MÖ 4 1.yy) bırakmıştır. İkiz tepe'de I lelenistik Çağ'a ait. ayrıca. Tep» 1 'de tümülüs tipi 2 odalı ve dromoslu bir anıt mezar bulunmuştur. Kesme taşlardan inşa edilmiş olan mezarın dromoslunda (koridorunda) İstanbul'da Trakya kralı Lysimakhos (IÖ 306-281) adına basılmış Helenistik Çağ'a (10 330-30)'a ait altın bir sikke ele geçmiştir. Antik çağda soyulmuş olmasından mezarın kimin için yapıldığı saptanamamıştır. Sonuç olarak İkiz tepe ören yerinden Genç Kalkolitik Çağ'dan Eski Hitit devletinin kuruluşuna kadar, yani IÖ 4300 yılında 1700 yılına ve IÖ 600 yılından IÖ 30 yılına kadar kesintisiz yerleşmeler bulunduğu ortaya çıkmıştır. Pişmi Toprak Küp. Geçiş Çağı MÖ 1800 MİMARİ Kazılarda taş veya kerpiç temellere veya duvarlara rastlanılmamasından ve tabanlar üzerinde görülen kare veya dikdörtgen plan veren hatıl boşlukları ile dikeç deliklerinden İkiz tepe'de yapılan ahşaptan inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu yapıların (kütük evlerin) inşasında değişik büyüklükteki, işlenmemiş ağaç gövdeleri (kütükler) kullanılmış ve bunlar içten ve dıştan kil ile sıvanmıştır. Yapıların avlularında büyük fırınlar bulunmuştur. Daha büyük fırınlara, ayrıca, yerleşmenin ortak malı olduğu düşünülen atölye tipi kare planlı yapılar içinde rastlanmıştır. 2 Pişmiş Tcprax Ayaklı Çanak. İlk Tunç Çağı l MÖ 3000 Pişmiş Toprak Çömlek. İlk Tunç Çağı II MÖ 3000 7 SOSYO-EKONOMİK YAŞAM Günümüzde bile yoğun bir bitki örtüsü ile kaplı olan Bafra Bölgesinde İkiz tepelilerin yaşamlarını tarımdan ziyade avcılık, hayvancılık ve balıkçılıkla sürdürdüklerini kazılarda ele geçen av ve besi hayvanları kemikleriyle kılçıklardan anlaşılmıştır. Hayvanlardan elde ettikleri derileri değerlendirdiklerini çok sayıda ele geçen boynuzdan yapılmış sap delikli balta, çekiç, tokmak ve delicilerle kemik delicilerden anlaşılmaktadır. Kazıda bulunan İlk Tunç Çağı l’e ait tunç bir hançer üzerinde kın olarak kullanıldığı belli olan bir hayvan derisinin fosilleşmiş kalıntısı görülmüştür. İkiz tepelilerin dokumacılıkta çok ileri gitmiş olduklarını günümüze kadar gelmiş ve metal ererler üzerinde parçaları kalmış çok iyi dokunmuş kumaş örneklerden anlaşılmaktadır. Bu kumaşları tezgâhlarda dokunmuş olduklarını, çok sayıda ele geçmiş bulunan değişik büyüklüklerdeki babanı yuvarlak veya yassı koni biçimli pişmiş toprak ağırlıklar ile kir kirkitlerden görülebilir. Çok sayıdaki pişmiş toprak ve kemik ağırşaklardan hayvan tüy ve kılıriını eğirerek değerlendirdikleri açıkça bellidir. Dramoslu Anı- Mezar. Helenistik ÇaQ MÖ 3. Ytızyı! Kazılarda sadece kadını temsil eden figürünler ile küçük boğa figürinleri bulunmuş olmasından İkiz tepe halkının da Anadolu'da Neolitik Çağ'dan beri uygulananmış olan ana ve bereket tanrıçaları ile erkeklik gücünü temsil eden boğaya taptıkları aşikardır. Tapınmalarını nasıl icra ettikleri bilinmiyor. Ancak, ikiz tepelilerin daire veya yarım daire planlı sunaklar kullandıklarını gösteren örneklere Geç Kalkolitik Çağ'dan itibaren rastlanmaktadır. Tepe 111 'de. etrafı belirli aralıklarda dikine kulanınmış ağaç gövdeleri ile oluşturulmuş bir sundurma ile çevrimli ve içinde bir fırına bitişik olarak kilden oluşturulmuş yarım daire biçimli sunak yer alan bir kutsal alan bulundu. Burada ele geçen 18 adet kadın figürlerinin bu yapının yerleşmenin dini merkezi olarak kullanılmış olduğunun açık kanıtıdır. Not: ikiz tepe ören yerinde 1974 yılından beri gerçekleştirilen kazılarda ele geçirilen 10728 adet pişmiş toprak.kemik.boynuz.taş.çakmaktaşı.bakır/arsenikli bakır eser Samsun Arkeoloji Müzesinde muhafaza edilmektedir. 6 İkiz tepelilerin metal eser yapılında kullandıkları metali daha ziyade külçe halinde elde etmiş olmalıdırlar. Çünkü kazılar sırasında yeterli düzeyde madde filizi kalıntısı veya curuf bulunmamıştır. Metal eserlerin yerleşmenin ortak malı olan ve anıtsal boyutlar daki fırınlara sahip atölyelerde yapılmış oldukları, böyle atölyelerin civarında ele geçen pişmiş toprak pota, taş veya pişmiş toprak kalıp, zımpara taşı ve bileytaşlarmdan açıkça anlaşılmaktadır. İkiz tepelilerin ihtiyaçları olan bakırı Merzifon yakınlarındaki Tavşan Dağında yer alan Bakır çay'daki bakır yataklarını işleten madencilerden sağladıkları olası gözükmekte dir. Bakır çay'daki yüzeye yakın, demir de içeren bakır filizi yatakları ile yüzlerce bin ton ağındaki curuf kalıntıları ve küçük maden galerileri eski çağ madenciliğinin delil leri olarak kabul edilmelidir. Bakır gibi arseniği de. ikiz tepeliler, yine bu bölgede Bakır çay yakınındaki Peynirçay 3 İKİZ TEPE HALKININ IRKI, DİNİ İNANÇLARI VE ÖLÜ GÖMME GELELENEKLERI Pismiş toprak dokuma tezgahı ağırlıkları. İlk Tunç Çağı MÖ 3100-2Î OO Vadisinin batı Yamaçlarındaki Bakacak Tepesi Pırasakaya mevkiindeki ve Durağan-Sinop yakınındaki, yine demir do içeren yataklardan elde etmiş olmalılar. Arseniğin bu bölgede antik çağa da üretildiğini antik çağ coğrafyacısı Strabon açıkça yazmaktadır ve ocaklarda çalıştırılan esirlerin kısa zamanda öldüklerinden de söz etmektedir. Bu ölüme olasılıkla arsenik buhan neden olmuş olmalıdır. Babadan oğla devam ettirilerek üretilen bakır ve arseniğin elde edildiği bu bölgeleri İkiz tepelilerin nasıl kontrol altında tuttuklarını bilmek mümkün değildir. Bu işletmeler kendi kontrolleri altında değil ise külçe halindeki metalleri almak için büyük olasılıkla değiş tokuş yaptıklarını ve aldıkları metaller karşılığında işlemiş deri ve kumaş vermiş olabil ecekleri büyük olasılık olarak gözükmektedir. Tepe 1"de ortaya çıkmış bir atölye. ilk Tunç Çağı I MQ 3000 Tepe 1.İlk Tunç Çağı 111 zamanında bir mezarlık olarak kullanılmıştır. Tepe'nin merkezi kesiminde 1000 m2, den fazla bir alanı kaplayan bu mezarlıkta 650'den fazla basit toprak tipinde mezar ortaya çıkarılmıştır. Ölüler mezarlara, kollan iki yanda olmak üzere sırtüstü yatırılmıştır. Mezarlara ölünün özel eşyası olarak tunçtan yapılmış silahlar, aletler, takılar, semboller, pişmiş topraktan kâseler, kadın figüleri. çıngıraklar, taş kolyeler ve/veya bileytaşlan bırakılmıştır. Mezarlara yüzey toprağından değişik derinliklerde rastlanılmış olmasından mezarlığın çok uzun süre, yani en az 200 yıl sureyle kullanıldığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, cenin ve bebekler çömleklere konu larak ev içlerine de gömülmüştür. İkiz tepe mezarlanlığın en önemli özelliği ise torapanasyon. yani ameliyat geçirmiş kafatası içermesidir. Bu ameliyatlar 2 türlü gerçekleştirilmiş: yontma veya önceden sınırlan çizilmiş bir parçanın çıkarılması yöntemi. İkiz tepe mezarlığında gömülmüş bulunan insanlann kemiklerinin antropolojik açıdan incelenmeleri, bunlann Akdeniz ırkının özelliklerini taşımadıklannı göstermiştir. Böylece. bu halkın Alaca höyük. Horoz tepe mezarlarından tanınan orta Anadolu ırkından farklı olduğu ve Karadeniz kıyılan boyunca bir taraftan güney Rusya ve Kafkasya, diğer taraftan Romanya ve Bulgaristan'da yaşamış halkla aynı ırktan geldiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, ikiz tepelilerin dini düşüncelerini yansıttığına tanıklık eden en önemli buluntu grubu ise arsenikli bakırdan kabartma olarak yapılmış insan figürlerini yansıtan 2 mızraktan 2 mızrak ucudur. Figürlerin başları üzerinde ise büyük olasılıkla Güneş'i temsil eden diskler vardır. Bu komposizyondan. ikiz tepe'de. daha sonraları Orta Anadolu'da Hitit yazılı kaynaklarında adlan geçen ve Güneş Kültü ilgili olan Güneş Tanrı ve Tamcasına. Hitit Çağı öncesinde de Anadolu'da tapınılmış olduğu sonucu çıkmaktadır. Bu figürler büyük olasılıkla. Hitit Güneş Tanrısı Iştanu'yu temsil etmiş olmalıdırlar. MÖ 2.Binyılında Orta Anadolu'da önplana çıkan Güneş Tanrı ve Tanrıçası ile hava tannsının izlerinin İkiz tepelilerin Proto Hint AvrupalI olduklarını düşündürmektedir. Ele geçen pt boğa ile boğa boynuzlarını yansıtan betimlemeler ikiz tepe halkının Neolitik Çağ'da ortaya çıkan Anadolu'nun geleneksel Boğa kültürünü devam ettirdiklerini açıkça göstermektedir. Boğa boynuzundan geliştiği bilinen ve Hititliler tarafından Hava/Fırtına Tannsının logosu olarak kullanılan "W" motifinin MÖ 2. Binyılı öncesinde görünüşe göre İkiz tepeliler tarafından ilk defa kullanıldığının saptanmasından da ikiz tepeliler ile Hititli ler arasında organik bir bağ olduğu, daha doğrusu Hititlilerin atalarının ikiz tepe'de. yani Orta Karadeniz Bölgesinde de yaşayan insanlar olabileceklerinin göz önüne alınmasıyla İkiz tepelilerin de Hint-Avrupa kökenli olabileceklerini göstermektedir. Neolitik Çağ yerleşmesi olan Çatal Höyükte görülen aplike boğa başlarının benzerleri soyutlaşmış biçimde yine pişmiş topraktan yapılmış olarak ikiz tepe'de bulundu. İkiz tepe'de. aynca. metal plakalardan görülen boğa boynuzlan ve bir kap üzerinde kabartma olarak yapılmış ve Anadolu'nun en eski örneğini oluşturan "W ” motifinin varlıklarından boğa kültünün de icra edildiği açıkça anlaşıldı. Boğa boynuzu örnek alınarak geliştirilmiş olduğu açıkça belli olan ve daha sonra Hitit Fırtına tanrısı Teşup'un ideogramı olmuş 'W motifi Hatti hava tanrısı Taru'nun İkiz tepe'de tapınıldığını göstermektedir. 5
© Copyright 2024 Paperzz