PİYASA GELİŞMELERİNİ YAKINDAN TAKİP EDİN döviz dergisi Sayı 45 • 25 Kasım 2013 PARİTE ANALİZLERİ DOLAR / TÜRK LİRASI EURO / TÜRK LİRASI EURO / DOLAR ENDEKS ANALİZLERİ DOWJONES İNGİLİZ STERLİNİ ANALİZİ BORSA İSTANBUL 30 BORSA İSTANBUL 100 ANALİZLER VE ÖNEMLİ GELİŞMELER DÖVİZ DERGİSİ’NDE ANALİZLER 04 İngiliz Sterlini Teknik ve Temel Analiz 07 EUR/USD Analizi 07 USD/TRY Analizi 08 EUR/TRY Analizi 08 Dowjones Analizi 09 Borsa İstanbul Analizi HABERLER 10 ABD’yi Kaya Gazı Kurtaracak 12 Standard & Poors Notu Neden Değiştirmedi ? 2 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com 13 WSJ Türkiye’nin Cari Açığı, “Suriye Etkisi’nin Baskısı Altında” 14 İran : Türkiye Ekonomisi İçin Yeni Fırsatlar 18 Güney Kıbrıs Bitcoin İle Öğrenci Alacak NEDEN DÖVİZ DERGİSİ ? Dünyanın en büyük piyasasında işlem yapmak ve yaptığınız işlemler için bilgi almak istiyorsunuz. Döviz dergisini okuyorsunuz çünkü yurt dışı piyasalardaki gelişmelerin hayatımızı daha çok etkilediği bugünlerde, başta ekonomik olmak üzere, politik, sosyal, çevresel ve teknolojik oluşumları daha yakından takip etmek ve yurt dışı spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasaları aracılığıyla yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek istiyorsunuz. 2001 ve 2007 yılında yaşanan ekonomik krizler sonrasında, ülkemizde önce döviz dalgalanmalarının serbest bırakılması, ardından faizlerin hızla gerileyerek cazibesini kaybetmesi, yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden olmuştur. Yatırımcıların kaldıraçlı yatırım enstrümanlarına olan talebi, uzun bir süredir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası A.Ş’nin faaliyete geçmesini sağlamış, zamanla aynı şekilde çalışan yurt dışı piyasalara ilgi daha da artmıştır. Bu ilgi, yatırımcıların tek bir borsa ve geleneksel enstrümanlar yanında, farklı yatırım alternatiflerine duydukları ihtiyacı işaret etmektedir; bu durum aynı zamanda ülkemizdeki yatırımcıların daha nitelikli ve bilinçli olmaları yolunda güzel bir trendin başladığının da işaretidir. DÖVİZ DERGİSİ İLETİŞİM Adres Bilgileri Galataderesi Cd. 27/6 Şişli - İstanbul Telefon Numaramız 0 (212) 505 37 69 Döviz Dergisi bu trende paralel olarak, yatırımcıların yurt dışı piyasalara güvenilir ve etkin bir kaynaktan erişimlerini sağlamak üzere kurulmuştur. Sitemizde zengin kapsamlı strateji bültenlerimize erişebileceksiniz. Döviz Dergisi ile edindiğimiz tecrübelerimizi ve bilgilerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Günlük yazılı ve görüntülü bültenlerimiz yanında, şirketimizin tecrübesinden birebir komünikasyonla faydalanabilme ayrıcalığının size katma değer olacağına inanıyoruz. Spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasalarında onlarca parite, metal, emtia, hisse senedi, hazine bonosu yatırımları yaparken profesyonel desteğe ihtiyaç duyacağınızı düşünüyorsanız, gelin birlikte çalışalım. Kişiye özgün ve 7/24 hizmetlerimizden faydalanma imkânına gerçek E-Posta Adresimiz [email protected] KURUCU BİLGİLERİ Ad Soyad Alper KORKMAZ E-Posta Adresi [email protected] Twitter Adresi twitter.com/Alperfrx anlamda ilk defa ulaşma fırsatını yakalayın. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 3 twitter.com/alperfrx alper korkmaz [email protected] İNGİLİZ STERLİNİ TEKNİK VE TEMEL ANALİZ İngiltere’den açıklanan ekonomik veriler sterlin için olumlu olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta OECD’nin büyüme rakamlarını düşürmüş olması, İngiltere ekonomisi için gelecek dönemlerde diğer ülkelere göre daha iyi durumda olacağını gösterecektir. Böyle bir ortamda merkez bankaları faizleri düşük tutmaya devam edeceklerdir. İngiltere merkez bankası (BOE) faizleri 2008’de Lehman krizi ile düşürmüştü. Politik faizlerin düşük olmasının İngiltere ekonomisi için olumlu yansımaları olduğu görmeye başladık. Yani İngiltere ekonomisi düşük faizler ile ekonomik dengeleri lehine çevirebiliyor. Burda İngiltere için en büyük avnataj Euro bölgesinin halen krizden çıkamamış olmasıdır. Euro bölgesindeki ekonomik kriz, İngiltere ekonomisi için avantaj oldu diyebiliriz. İngiltere’de artan istihdam ile devletin vergi gelirleri artmaya başladı. Vergilerin artıyor olması İngiltere için daha az borçlanmaya ihtiyaç duyuyor şeklinde yorumlanabilir. Daha az borçlanma ihtiyacı olan bir ülkenin ekonomisi ilerleyen dönemlerde beklenti üzerinde büyümeyi getirecektir. Böyle bir ortamda İngiliz Sterlinin Dolar karşısında yükselişine devam etmesi beklenmelidir. GBP/USD paritesi haftayı 1.6215’den kapattı. 1.628 ilk direnç seviyemdir.1.64’ün üzerinde 1.69’lara kadar yükselişin devam etmesini beklediğim paritede gerilemeler bir alım fırsatıdır. EUR/GBP(Euro/İngiliz sterlini) paritesi haftayı 0.835’den kapattı. 0.8435 direnç 0.8265 destek seviyedir. Bu seviyeler arasında yatay hareket etmeye devam edecektir. 4 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com GBP/JPY (İngiliz Sterlini/Japon Yeni) paritesi Japon Yen’inin değer kaybetmesi ile 164.3’e yükseldi. 170 seviyesine kadar yükselişin devam etmesini beklediğim paritede ilk önemli destek nokta 162.75’dir. İlerleyen yıllarda GBP/JPY paritesi 190 seviyesine yükselebilir. GBP/CHF(İngiliz Sterlini/İsviçre Frangı) paritesi 1.471’den haftayı kapattı. 1.461 destek noktamızdır. 1.458’e kadar destek çekilebilir. Destek seviyelerden 1.5135 hedefli almak üzere strateji geliştirilebilir. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 5 GBP/TRY (İngiliz Sterlini/Türk Lirası) haftayı 3.251’den kapatan kurda uzun vade halen yükseliş dinamiği devam ediyor. Türk lirasının zayıf kalması ve ingiliz sterlininin yükseliyor olması kurda 3.5 seviyelerini hedefleyecek görüşlerini ortaya çıkarabilir. Benimde beklediğim bu yöndedir. Fakat kısa vadeli Türk Lirası’nın değerlenecek olması GBP/TRY kurunu 3.1’e kadar geriletebilir. AVUSTRALYA MERKEZ BANKASI’NIN AÇIKLAMALARI Hafta içi 5 Kasım da yapılan yönetim kurulundaki görüşler açıklanmıştı. Yapılan açıklamalara göre banka ilerleyen dönemlerde madencilik yatırımlarının düşecek olması ve kamu harcamalarının artıyor olması büyüme oranını düşüreceği için faizlerde indirime gidilebilir. Gelinen noktada istenilen hedeflerin yakalanmış olması kısa sürede yeni bir faiz indirimin olmayacağını düşünüyorum. Fakat 2014 içinde banka 50 ila 100 baz puan faizleri indirebilir. Bu durumda elbetteki başta Çin olmak üzere Singapur-Yeni Zelanda ekonomileride etkilenir. Avustralya doları haftayı 0.917’den kapattı. 0.82’e kadar gerilemenin devam etmesini bekliyorum. 0.94’ün üzerinde bir fiyatlanma şu anda kalıcı olmayacak gibi görünmektedir. Uzun vadeli yatırımlarda 0.94’ün üzerinde stoplamak üzere 0.82 hedefli satış yönünde pozisyon alınabilir. Aralık 2014 vadeli Avustralya Doları 0.897’den haftayı kapattı. Bu kontratta pozisyon alınabilir. 6 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com ANALİZLER analiz Parite haftayı 1.355’den kapattı. Euro cinsi varlıkların değer kazanması ile paritede güç bulmaya çalışıyor. Fakat USD tarafındaki kırılganlığın kısa süre etki yapması paritenin hızlı yükselişini desteklemiyor. Parite 2014 içinde 1.41 seviyelere kadar yükselişini devam ettirecektir. Bu süreçte EUR / USD bizlerde gerilemeleri alım fırsatı olarak değerlendireceğiz. 1.366 haftalık işlemlerde izleyeceğimiz direnç noktamızdır. 1.366’ın üzerinde bir fiyatlanma şu dönemde kalıcı olmayacaktır. Fakat 1.366’dan da satış önermiyoruz. 1.346 bizler için önemli destek noktadır. Geçmiş yayınlarımızı tekrar okumanızı öneririz. analiz Kur haftayı 2.006’dan kapattı. Geçtiğimiz hafta TCMB’nin politikaları ve yurt dışı kaynaklı Türk Lirası yatırımları güven bularak hafta içi yükselişler satış fırsatı USD / TRY olarak değerlendirilmişti. Hafta içi 1.97’lere kadar gerilemenin devam etmesini bekliyoruz. Şu anda yükselişler satış fırsatıdır. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 7 analiz Kur 2.718’den haftayı kapattı. 2.65 desteğine kadar inebiliriz. Fakat bu gerileme kalıcı olmayacaktır. EUR / TRY Euro kurunda halen uzun vade yükseliş dinamiği devam ediyor. 2014 içinde 3’lü seviyeleri göreceğimizi tahmin ediyoruz. analiz Endeks haftayı geçen hafta beklediğimiz şekilde 16030’dan kapattı. 16150’e kadar yükseliş yine devam edecektir. DOWJONES Fakat 2014 içinde endeksin 14800 ilk hedef olmak üzere gerileyeciğini tahmin ediyoruz. Kısa vadeli alım yönünde kalınabilir. Fakat uzun vade bu yükseliş büyük bir satış fırsatıdır. 8 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com analiz Endeks beklediğimiz gibi hafta içi yükseliş dinamiği içindeydi. 93200’den haftayı kapatan endeksde 95400’e kadar yükseliş devam edecektir. 95400 üzerinde BORSA İSTANBUL kalıcı bir fiyatlanma olmaz diye tahmin ediyoruz. Kısa vadeli endekste alım yönünde kalınmalıdır. Uzun vade 95400 ve üzerinden satmak üzere beklenilebilir. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 9 ABD’Yİ KAYA GAZI KURTARACAK Doğalgaz ve petrol üretimi azalan ABD’nin yeni umudu kaya gazı oldu. ABD 1973’de kullandığı petrolün yüzde 35’ini dışarıdan ithal ediyordu. Petrol ithalatı 2005 yılına gelindiğinde yüzde 60’a çıktı. Politico’nun yayınladığı bir habere göre, aynı süre zarfında ise ABD’nin kendi topraklarından ürettiği petrol üçte bir oranında azaldı. Aynı süre zarfında ABD’nin sadece petrol değil, doğal gaz üretimi de azaldı. Bütün bu ABD’nin enerji kabusları ise, kaya gazı alanında yapılan teknolojik gelişmeler ve ulaşılması pahalı ve güç olan petrol kaynaklarına ulaşmada yapılan yeniliklerle birlikte şimdilerde dramatik bir değişim gösteriyor. 2008 yılından itibaren hızla değişen ABD’nin enerji üretim tablosu bunun en açık göstergesi. Buna göre, ABD’nin ham petrol üretimi, 2008 yılından beri, yani sadece 5 yıl içinde yüzde 50’lik artış gösterdi. Bu artışın yanısıra, ABD daha az benzinle giden, ekonomik otomobiller üretmeye veya ithal etmeye başladı. Bunların sonucunda, ABD 2005 yılında toplam kullandığı petrolün yüzde 60’ını ithal ederken, bugün bu oran sadece yüzde 35’lere düştü. Bu, tamamen 1973’deki yüzdeye de denk geliyor. 10 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com 2.1 MİLYON İSTİHDAM Önümüzdeki yıllarda ise ABD’nin enerji konusundaki beklentisi, önceki yıllara göre çok daha olumlu. IHS’nin konuyla ilgili Eylül ayında yayınladığı rapora göre, 2012’den beri yaşanılan enerji büyümesi ile birlikte ABD’de 2.1 milyon iş istihdamı yapıldı. 2020’ye kadar bu istihdamın artarak devam etmesi ve 3.3 milyon istihdamın artması bekleniyor. Yine Glenn Thrush’un konu ile yazdığı, ‘’Tebrikler Amerika. Neredeyse enerji bağımsızlığı yaşamak üzeresin’’ başlıklı analize göre North Dakota eyaletinde bulunan Bakken Formation Kaya gazı ve petrolleri rezervlerinde çıkarılan petroller bugün itibariyle ABD’nin eskiden beri en önde gelen petrol eyaletleri olan Alaska ve Kaliforniya eyaletlerini geçti. Kaya gazı, 2000 yılında ABD’nin sadece yüzde 2’lik gaz üretimini sağlarken, bu yıl yüzde 44’lük bir orana sahip. BÜTÇE AÇIĞI AZALIYOR Bütün bu buluş ve yeni enerji kaynakları Amerikalılar için büyük müjdeli haberi beraberinde getiriyor: Ucuzlayan enerji kullanımı ve yeni kaynakların devreye girmesiyle 74 milyar dolarlık bir ek gelir üretiliyor, buda Amerikan hane halkının cebine yıllık 1200 dolarlık bir enerji tasarrufu olarak yansıyor. Avrupa’daki enerji fiyatlarının üçte birine düşen Amerikan enerji harcamaları, bu şekilde ABD’nin sanayisine de rekabet gücü veriyor ve yine ABD’nin ithal ettiği enerji azaldıkça, bütçe açığıda düşmeye devam ediyor. Yeni teknolojilerle artan petrol ve gaz üretiminin zararlı etkileri ise güneş ve rüzgar enerjisinden yararlanılarak üretilmesi beklenen yeşil enerji alanında yaşanıyor. Daha önce çevreci kesimlerin yaşadığı güçbirliği, yeni teknolojilerle bölünmüş durumda. Kimisi kaya gazı ve petrolüne ağırlık verelim derken, bir kısım güneş enerjisine ağırlık verilmesinde ısrarcı. ORTADOĞU’YA İHTİYAÇ KALMAYACAK Enerji alanında ABD’de yaşanan bu gelişmelerin tabi ki ülkenin dış politikasına etkileri de gözden kaçmıyor. Yıllar geçtikçe petrol ithalatına daha az ihtiyaç duyan ve 2015 yılında Rusya’yı da geçerek dünyanın en çok petrol üreten ülkesi konumuna gelecek olan ABD’nin, Ortadoğu’ya olan enerji ihtiyacı da giderek azalıyor. Ortadoğu politik sahnesinden giderek uzaklaşan ve Suriye gibi krizlerde önceliği hiç de yüksünmeden Rusya’ya bırakan ABD’nin hedefleri daha makro düzeyde belirmeye başladı. Bunlardan biri İran’ın nükleer bomba programını durdurmak ise diğeri de Arap-İsrail barış görüşmelerinde başarılı bir sonuca varmak. Obama’nın geri kalan 3 yılında bu konularda ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 11 STANDARD & POORS NOTU NEDEN DEĞİŞTİRMEDİ ? Standard & Poors Türkiye Başanalisti Eileen X. Zhang, CNBC-e yayınında Türkiyenin notunun BB+da, görünmünün ise durağanda tutulmasını değerlendirdi. Fed kararıyla Türkiyeye gelen sermaye girişlerinin azaldığını söyleyen Zhang, Türkiyenin reytinginin bu yüzden aynı kalmasına karar verdik şeklinde konuştu. Türkiyenin görünümü uzun vadede güçlü diyen Zhang, kredi notunun Türkiyenin belirleyeceği ekonomi politikalarına bağlı olduğunu söyledi. Zhang şöyle devam etti: Dış faktörler karşısında uygulanacak iç mali ve parasal politikaları izleyeceğiz. Dış riskler Türkiyenin hala riskleri içerisinde nispeten yüksek. Politika yapıcılarının bu faktörlerin kombinasyonunu göz önüne alması çok önemli. POLİTİKA TEDBİRLERİ EN ÖNEMLİ FAKTÖR Türkiyenin kredi notunun ilerlemesiyle ilgili en önemli faktörün değişen ortama karşı politika alınacak tedbirler olduğunu söyleyen Zhang, Eğer küresel likiditede beklenenin üzerinde bir daralma olursa bizim Merkez Bankasının buna nasıl tepki vereceğini görmemiz önemli dedi. MERKEZ VOLATİLİTEYİ KARŞILAR Raporda Türkiye Merkez Bankasının para politikasındaki esneklikten bahsedildiğinin hatırlatılması üzerine Zhang, Biz Merkez Bankasının döviz rezervlerinin küresel bir volatiliteyi karşılayacak seviyede olduğunu düşünüyoruz. Ancak küresel şartlarda bir daralma olursa Merkez Bankası da buna faiz ya da rezervleriyle cevap verecektir dedi. 12 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com WSJ TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIĞI, “SURİYE ETKİSİ’NİN BASKISI ALTINDA” Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan haberde Türkiye’nin cari işlemler açığındaki kötüleşmeye dikkat çekildi ve “Suriye” faktörüne vurgu yapıldı. Wall Street Journal gazetesi, Türk ekonomisinin “yumuşak karnı” olarak nitelediği cari işlemler açığının Suriyeli mültecilerin varlığının oluşturduğu baskının altında bulunduğunu öne sürdü. ABD’nin borsa ve iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, Merkez Bankası verilerinde iki yılı aşkın bir süre “turist” olarak değerlendirilen Suriyeli mültecilerin yeni gerçekleştirilen bir yöntem değişikliği ile artık “Antalya’daki Alman turistleri gibi görülmediğini belirterek “Değişikliğin etkisinin net biçimde cari işlemleri rakamlarında görülmesi sürpriz değil” dedi. TURİZM GELİRLERİ DÜŞTÜ Ödemeler dengesine ilişkin son verilerine göre Eylül cari açığının beklentilerin iyice üzerindeki bir artış göstererek 3.28 milyar doları bulduğuna dikkat çeken gazete, ekonomistlerin, beklenenden yüksek açığın, net turizm gelirlerinde önceki yılın eş dönemine göre meydana gelen yüzde 7’lik düşüşe bağladıklarını belirterek “Suriye etkisi”ne işaret etti. ABD’li gazete, dokuz aylık cari açığının yüzde 28 artarak 49 milyar dolara ulaştığına da dikkat çektiği haberinde turizm gelirlerinde yapılan revizyona rağmen turizm sektörünün iyi bir performans göstermeyi sürdürdüğünü belirtirken de Gezi protestolarının turizm sektörünü vuracağı öngörülerini anımsattı. Bu arada, Standard Bank’ın yükselen piyasalar bölümü başkanı Tim Aşh, Türkiye’nin muhtemelen mültecilerin ilk başta sanıldığından daha uzun bir süre kalacakları fikrine uyum sağlamakta olduğunu belirterek revizyonun, açığa ilişkin genel tabloyu değiştirmediğini savunarak “cari işlemler açığı hala fazla büyük” dedi. HALK DESTEĞİ GİDEREK AZALIYOR WSJ, “Suriyelileri artık turist olarak sınıflandırmama yönündeki adım, Türkiye’nin Suriye politikasının, radikal İslamcıların Türk topraklarına yakın bölgelerde zemin kazandıkları korkuları arasında halk tarafından giderek daha az desteklendiği bir döneme rastlıyor” değerlendirmesinde de bulundu. Gazete, “Bazı iktisatçılar da, hükümetin verileri değiştirerek zor olsa da doğrusunu yaptığını söyledi. Mültecilerin büyümeye de katkıda bulunduklarını vurguladı” diye yazdı. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 13 İRAN : TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN YENİ FIRSATLAR İran’ın yeni cumhurbaşkanı olarak Hasan Ruhani’nin seçilmesi ve yeni olumlu gelişmeler, İran ve “Batı” arasındaki gerilimin azalacağına ve İran’a karşı olan yaptırımların bir kısmının önümüzdeki periyodda kaldırılabileceğine dair umutları canlardırdı. Ani bir çözüm öngörmesek de, yeni bir anlaşma ve yaptırımların kısmi olarak kaldırılması, bizim görüşümüze göre orta vadede olasıdır. Türkiye, böyle bir gelişme sonucu ekonomisi yarar görecek ülkelerden biri olacaktır. Böyle bir gelişmenin doğrudan etkisi ticaret üzerinden olacaktır. Tahminlerimize göre, altın dışında İran’a olan ihracat, yaptırımların 2014’te 2010 statüko boyutuna düşürülmesiyle durumunda hızlıca artacak ve 2013 için tahmin edilen 2.8 milyar $’dan, 2017 yılına kadar 6.5 milyar $’a yükselecektir. İran’ın petrol piyasasına dönüşü, jeopolitik risk priminin ortadan kaldırılmasıyla pozitif arz şoku yapabilir. Bazı enerji analizcileri, bu durumun petrol fiyatlarından 20$/bbl kadar düşürebileceğine inanmakta. Petrol fiyatlarında toplam 10$/bbl lik bir düşüşü baz senaryomuz olarak kaleme aldık. Böyle bir düşüşün, Türkiye’nin ithalat hesaplarına 4.5-5 milyar $ seviyesinde bir rahatlama getireceğini hesaplıyoruz. Yaptırımların 2014’ün başında hafifletileceğini varsayarak, Türkiye’nin şu anki bütçe açığına (2012 seviyesiyle karşılaştırıldığında), toplam pozitif etkinin ilk yılda, 5.3 milyar $ kadar -şu anki vesaik mukabilinin neredeyse 10%’u - kadar büyük olabileceğini, ve 2012’ye göre, 2017 yılına kadar yıllık 8 milyar $’a ulaşacağını hesaplıyoruz. Aynı zamanda, ilerlemiş ilişkiler Suriye anlaşmazlığına karşı aranan çözümlere de destek olabilir. Bu nedenle, daha az bir ticaret açığı ve azalmış bölgesel risk primi sonucu, Türk ekonomisinin toplam risk primini de, muhtemelen diğer yükselen piyasalarınkinden daha fazla düşürecektir. 14 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com İRAN: TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN YENİ FIRSATLAR Seçim kampanyasında dünyayla daha olumlu bağlantılar sözü veren Hasan Ruhani’nin Haziran’da İran’ın yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmesi, İran ve Batı dünyası, özellikle Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği, arasındaki gerilimin önümüzdeki dönemde en azından bir ölçü azalacağına dair umutları tazeledi. Aslına bakarsak, tehditler savuran selefi Mahmud Ahmedinejad’ın tam tersine, seçilişinden beri daha ılımlı ve yapıcı bir tutum içindedir ve konuşma tarzı çok daha az agresiftir. “Batı dünyası”, geçtiğimiz aydaki İran’ın yeni bir teklif sunduğu çığır açan görüşmenin sonunda, bu hafta Cenevre’de İranlı delegelerle görüşmelere devam etmeye hazırdır. Ani bir anlaşma veya soğukluğa kesin bir çözüm beklemiyor olsak da, İran Batı’yla olan ilişkilerine dair yapıcı bir yola girmiş durumdadır. Orta vade perspektifinde, Batı ve İran arasındaki ilişkilerin gelişmesinin, yeni bir anlaşmayla ve İran’a karşı yaptırımların bir bölümünün kaldırılmasıyla sonuçlanabileceğini düşünmekteyiz. Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği’nin, 2011’in sonuna doğru tamamen uygulanmış olan, İran’ın enerji ihracatına, ticaret kabiliyetine ve finansal sistemine dair acımasız ve geniş kapsamlı yaptırımlar koyduğunu da dikkate alın. Konu ekonomiye geldiğinde, Türkiye ekonomisi, İran’la olan ilişkilerin gelişmesinden en çok yarar göreceklerden biridir. Yaptırımların kısmi olarak kaldırılması, İran’ın cansız ekonomisine destek olacak, ithalat talebini destekleyecek ve sonuç olarak İran’a yapılacak Türk ihracatının önemli ölçüde yükselmesine yol açacaktır. Ek olarak, gerilimlerin azaltılması, petrol fiyatlarındaki baskıyı dikkate alınacak ölçüde azaltacak ve böylece Türkiye’nin enerji hesabının ve ticaret açığının azalmasına ortam hazırlayacaktır. Aynı zamanda, ilişkilerin ilerlemesi, Suriye anlaşmazlığına karşı aranan çözümlere de destek olabilir. Bu nedenle, daha az bir ticaret açığı ve azalmış bölgesel risk primi sonucu, Türk ekonomisinin toplam risk primini de, muhtemelen diğer yükselen piyasalarınkinden daha fazla düşürecektir. İRAN’A İHRAÇ SEVİYELERİ POTANSİYELİNİN ÇOK ALTINDA Son on yıl, Türkiye ihracat piyasalarında etkileyici bir çeşitliliğe tanık oldu. Bu periyodda, Orta Doğu piyasasındaki pay 11.6%’dan 23.6%’ya çıkarak iki katından daha fazlasına ulaştı, ve bu artışın büyük çoğunluğu son 5 yılda gerçekleşti. Bu artışın çoğunluğundan komşu ülkeler sorumludur ve altın ticaretini katmazsak, İran Türkiye’nin ihracat artışında katkısı olmayan tek Doğu komşusudur. Doğrusu, İran’ın Türkiye ihracatındaki payı, altını katmadığımızda, İran’a uygulanan yaptırımlar yüzünden 2011’den beri düşmektedir. 1- Diğer ülkelerin aksine, İran’ın Türkiye ihracatındaki payı (altın hariç), 2011 yılından beri düşmektedir. İran’ın düşmekte olan payına rağmen, Türk ihracatçıları yine de istikrarlı bir şekilde İran’daki piyasa paylarını 2007 yılındaki 3.2%’den 2012 yılında 6.0%’ya yükseltmeyi başarmışlardır. Bu sırada, Türk ürünlerinin Orta Doğu bölgesindeki market payı 2.8%’den 4.1%’e yükselmiştir (Figür 2). Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 15 2 – Türk ihracatçıları, tıpkı bölgede yaptıkları gibi, İran’daki market payını istikrarlı bir şekilde yükseltmeyi başarmışlardır. Diğer taraftan, yaptırımlar 2011 yılından beri İran ekonomisinde büyük bir kayba sebep olmuştur. Aslına bakarsak, 2000-2010 yılları arasında ortalama yıllık büyüme oranı olarak 5.3%’e ulaşan İran ekonomisi, 2012’de 5.4% oranında düşmeden önce 2011 yılında sadece değersiz olan 3% oranında büyüme toplayabilmiştir ve 2013’te daha da küçülmesi beklenmektedir (Figür 3). Gayrısafi yurt içi hasılanın düşüşünün sonucu olarak, ihracatlar da keskin bir şekilde düşmüştür (Figür 4). 3 – Yaptırımlar İran ekonomisinde büyük bir kayba sebep oldu, fakat yaptırımlar hafifletilirse hızlı bir toparlanma süreci başlayabilir. Bizim görüşümüze göre, İran’la olan gerilimlerin azaltılması ve yaptırımların rahatlatılması, İran ekonomisine en büyük geliri sağlayan petrol ve doğal gaz üretiminin telafi edilmesiyle birlikte, İran ekonomisindeki büyüme oranını yükseltebilir. Bu açıdan, analizimiz Figür 3’te belirtilen şekilde bir toparlanma trendi tahmin etmektedir. İran’ın ihracat talep işlevine dair yapılan tek tahmin çalışması olan Ghorbani ve Motalleb (2009), İran ihracatları için gelir esnekliğini 2 bulmuştur. Bizim düşüncemizde, bastırılmış ihracat taleplerine göre, ileriye dönük gerçek ithalat karşılığı daha sağlam olabilir. Bu yüzden, Figür 4’te belirtilen kabataslak duyarlılık gerilemesi doğrultusunda, gerçek ihracatın gayrısafi yurt içi hasıla duyarlılığı 2.5’tir ve bunun anlamı gayrısafi yurt içi hasıladaki her 1%’lik artışın, ihracat hacminde 2.5%’lik artışa sebep olacağıdır. 4 – Gayrısafi yurt içi hasıladaki her 1%’lik artış, Ekonomik bilgiler doğrultusunda, gayrısafi yurt içi hasıladaki her 1%’lik artışın, İran ekonomisinin ihracat hacminde 2.5%’lik artışa sebep olacağı varsayılabilir. Son olarak, Türk ihracatçılarının market payı artış trendinin, yıllık sadece 0.3 pp’lik, oldukça yavaş hızdaki market payı artışına rağmen, tutarlı olarak devam edeceğini varsayıyoruz. Aslına bakarsak, Türk ihracatçılarının yükselişteki market kapsamı trendlerini sağlamak için olanağı vardır; güncel 6%’lık market payı, diğer bütün komşu ülkelerinden oldukça düşüktür (Figür 2). Artan market kapsamının yukarıda belirtildiği gibi devam edeceğini varsayarak, altın dışında İran’a ihracatın, yaptırımların 2010 statüko seviyesine düşürülmesiyle, 2017 yılına kadar hızla artıp 6.50 milyar seviyesine ulaşacağını hesaplamaktayız. 5 – Yaptırımlar 2010 statüko seviyesine düşürülürse, İran’a olan Türk ihracatının hızla artacağını hesaplamaktayız. İran, dünyadaki dördüncü en büyük petrol kaynaklarını ve ikinci en büyük doğal gaz kaynaklarını elinde bulundurmaktadır. Fakat yaptırımlar, İran’ın enerji ihracatına büyük darbe vurmuş, 2012’de İran’ın ham petrol ihracat ve kira kondansatını 1986’dan beri görülen en düşük seviyeye çekmiştir 6 – İran’ın ham petrol ihracatı - yaptırımlara bağlı olarak 1986’dan beri en düşük seviyesi. 2010’un ortalarından beri, yani yeni yaptırımların BM, ABD ve AB tarafından uygulanmaya başladığı periyoddan beri, İran’a dair gelişmeler petrol fiyatlarının en büyük belirleyicisidir. Petrol fiyatlarında dalgalanmasıyla birlikte, İran ve Batı arasındaki gerilim enerji fiyatları üzerinde belirgin ve kalıcı bir jeopolitik risk primi oluşturmuştur. 16 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com 7 – İran’a dair gelişmeler, petrol fiyatlarına önemli miktarda risk primi eklemektedir. İran’ın petrol piyasasına dönüşü, bazı analizcilere göre pozitif arz şoku oluşturabilir ve petrol fiyatlarını 20$/bbl kadar dalgalandırabilir. Fakat, diğer petrol üreticileri, ham petrol fiyatlarında daha yumuşak bir düşüş sağlamak için seri bir şekilde hareket edip üretimlerini azaltabilirler. Bu bağlamda, en az 5$/bbl, en fazla 15$/bbl lik bir düşüş olacağını varsayabiliriz; petrol fiyatlarında toplam 10$/bbl lik bir düşüşü baz senaryomuz olarak kabul ediyoruz. Böyle bir senaryoda, Eylül 2013 itibariyle 12 aylık enerji ihracatının 57 milyar $ civarında olduğunu göz önünde bulundurarak, toplam enerji ihracatının 4.5 milyar $ ila 5 milyar $ arası düşeceğini hesap ediyoruz. Yaptırımların bir bölümünün 2014’ün başında kaldırılacağını varsayarak, Türkiye’nin cari hesap açığına olan olumlu etkinin ilk yılda 5.3 milyar $ olacağını ve 2012’ye göre, 2017 yılına kadar yıllık 8 milyar $ artacağını Figür 8’de belirtildiği gibi hesap etmekteyiz. Yeni ihracat talebinin, ara mallar veya daha yüksek gelir talebi üzerinden ekstra ithalat talebi gerektirmeyeceğini varsaymaktayız. Bu hususta, ithalatın ticaret açığı üzerindeki etkisi, bu faktör hesaba katıldığında, biraz daha düşük olabilir. 8 – İran’a karşı yaptırımların kaldırılması Türkiye ticaret açığını önemli ölçüde düşürecektir. Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu en büyük risk faktörünün, yüksek cari hesap açığı olduğunu göz önünde bulundurursak, İran’a karşı yaptırımların hafifletilmesinden ve İran ile Batı arasındaki herhangi olumlu gelişmeden oldukça fayda görecektir. Öncelikle, 2010’un statükosuna dönülmesi, aynı yıl içinde açığın 5.5 milyar $ civarında küçülmesine yol açacaktır, ve bu, cari hesap açığının neredeyse 10%’una karşılık gelmektedir. Ayrıca, katkı zaman içinde artacaktır. Ek olarak, ilişkilerdeki herhangi bir gelişme, Suriye anlaşmazlığına bir çözüm bulabilmek için olumlu etki yapacak. Netice itibariyle, daha dar bir ticaret açığı ve daha küçük bir bölgesel risk primi, Türk ekonomisin toplam risk primini düşürecektir. Her şeyi hesaba kattığımızda, bizim görüşümüze göre, olaya dair yeni gelişmeler, FED’in başlattığı finansal dalgalanmayla kısmen gölgede kalmıştır ve Türkiye ekonomisi üzerindeki önemli etkileri sebebiyle yakından takip edilmeyi hak etmektedir. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 17 GÜNEY KIBRIS BİTCOİN İLE ÖĞRENCİ ALACAK Hürriyet’te yer alan habere göre son dönemlerde dalgalı bir seyir izleyen Bitcoin herkesin gündeminde. Güney Kıbrıs Rum kesiminde faaliyet gösteren Özel Lefkoşe Üniversitesi ise sanal para Bitcoin ile kayıt almaya başlayacağını açıkladı. Özel Lefkoşe Üniversitesi böylece Bitcoin’i kabul eden ilk resmi kurum oldu. Böylece Güney Kıbrıs da Bitcoin’i kabul eden ilk resmi kuruluş olarak kayıtlara geçti. Şu zamanlarda dalgalı bir seyir izleyen Bitcoin’in üniversite tarafından kabul edilmesi aynı zamanda finansal olarak da okul için bir risk. 1980 Yılında Kurulan Lefkoşe Üniversitesi’nin 5000 öğrencisi bulunuyor. 18 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com RİSK BİLDİRİMİ Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir. Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org.tr internet sitelerinden öğrenebilirsiniz. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ABD’de dağıtılmak için hazırlanmamıştır. Döviz piyasasındaki ticaretin sabit vadeleri ve garantileri yoktur ve bu da likiditeyi ve her an hareket etme olanağını piyasanın ana karakteristiği yapmaktadır. Buna yüksek oynaklık ve özellikle de şeffaflık eklenebilir. Döviz veya yabancı para ticaretindeki temel unsur ise ”kaldıraç etkisi” ile işlem yapma olanağıdır. Başka bir deyişle çok az sermayeyle çok daha yüksek bir miktarı hareket ettirmek mümkündür. Döviz ticaretinde ki normal kaldıraç oranı 1:100’dür. Başka bir deyişle, işlem yapmak istediğiniz döviz miktarının %1’i kadar bir teminat ile işlem yapabilirsiniz. Örneğin; 1.000 Euro yatırarak 100.000 Euro değerinde işlem gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda satın aldığınız döviz sizin lehinizde sadece yüzde 0.5 oranında bir hareket gerçekleştirdiğinde pozisyonu kapatırsanız 500 Euro’luk bir gelir elde edersiniz. 1.000 Euroluk yatırımınızda göz önüne alındığında, bu yüzde 50 oranında bir gelir demektir. Döviz kurları genellikle gün içinde yüzde 1 oranında aşağı veya yukarı dalgalanma gösterirler. Döviz işlemlerinin çekiciliği, küçük fiyat hareketlerinde bile anında önemli kazançlar elde edebilme şansında yatmaktadır. Ancak bu kazanç şansının yanı sıra aynı oranda kaybetme riski de vardır ve bunu, daha önce de altını çizdiğimiz gibi, kesinlikle unutmamalısınız.Gerekli finansal koşullara sahip ”spekülatif kişiler” için döviz işlemleri; hızı, yüksek likiditesi ve özellikle de kaldıraç etkileriyle eşsiz bir ortam oluşturmaktadır. Şeffaflık ve günün 24 saati güncel koşullara cevap vermek de diğer avantajları arasındadır. Kaldıraçlı spot parite ve vadeli işlemler piyasaları doğaları gereği yatırımcıların hesaplarında bulunan teminatların ortalama 50 kattı büyüklüğünde pozisyonların açılmasına olanak verir. Yatırım yaparken kaybetmeyi göze alabileceğiniz büyüklükteki sermayelerle çalışmalısınız. Hiçbir suretle borç alarak bu piyasalarda işlem yapmamalı veya hayat standardınızı etkileyecek büyüklükte riskler almamalısınız. Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 19 DİĞER İŞTİRAKLERİMİZ D Ö V İ Z D E R G İ S İ - w w w. d o v i z d e r g i s i . c o m Haftalık olarak yayınlanan analizlerimizi ve önemli gelişmeleri D öv i z D e rgi s i ’n d e b u l a b i l i r s i n i z . D Ö V İ Z G A Z E T E S İ - w w w. d o v i z g a z e t e s i . c o m D öv i z G a ze te s i ’n d e p i ya s a d a k i s o n g e l i ş m e l e r i ve g ü n l ü k a n a l i zleri bulabilirsiniz. E N E R J İ M A D E N C İ L İ K - w w w. e n e r j i m a d e n c i l i k . c o m Enerji ve Madencilik sektörü analizlerini ve gelişmelerini bulabilirsiniz. T U R K E Y C F D - w w w. t u r k e yc f d . c o m USDTRY ve EURTRY analizleri, Bist30 hisse analizleri, gram altın a n a l i z l e r i v e T ü r k i y e ’d e k i p i y a s a h a b e r l e r i n i b u l a b i l i r s i n i z . F İ N A N C E S TO C K S - w w w. f i n a n c e s t o c k s . n e t A B D ’n i n ö n d e g e l e n f i r m a l a r ı n h a b e r l e r i n i s to c k b i l gi l e r i n i b u radan takip edebilirsiniz. U S C F D - w w w. u s c f d . n e t A B D ’n i n ö n d e g e l e n f i r m a l a r l a i l g i l i a n a l i z l e r e v e ö n e m l i gelişmeleri takip edebilirsiniz.
© Copyright 2024 Paperzz