II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ “ORTA ASYA TOPLUMLARINDA SOSYAL, SİYASİ, EKONOMİK ARAYIŞLAR” 22-24 EKİM 2008 BİŞKEK / KIRGIZİSTAN KONGRE KİTABI ISBN: 978-975-8047-97-0 KOCAELİ 2009 Yayımlanan bildirilerin dil, imla ve ilmi sorumluluğu yazarlarına aittir. Bu kitapta yer alan bildirilerin her türlü yayın hakkı Kocaeli Üniversitesi’ne aittir 395 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ SSCB SONRASI AVRASYA COĞRAFYASINDAKİ NÜFUS HAREKETLERİ VE SOSYAL, SİYASİ VE EKONOMİK ETKİLERİ Fatih Özbay* Nüfus hareketleri kısaca bireylerin ya da grupların bir yerden başka bir yere gitmeleri olarak tanımlanabilir. Söz konusu yer değişikliği bir şehirden ya da bölgeden bir başka şehir ya da bölgeye olabileceği gibi, bir ülkeden başka bir ülkeye de olabilir. Nüfus hareketleri ülkelerin veya toplulukların nüfusunda azalma veya artmaya yol açması; nüfusun yaş, cinsiyet ve etnik yapısında değişmelere neden olması; ülkelerin sosyo-ekonomik, kültürel ve politik yapısındaki değişiklikleri de beraberinde getirmesi yönünden önem arz etmektedir. Küreselleşme ve ulus devletlerin ortaya çıkması, son yıllarda ulaşım ve iletişim alanlarında kaydedilen gelişmeler dünya genelinde nüfus hareketlerini hızlandırmıştır. Coğrafi şartlar, ekonomik nedenler, toplumsal ve siyasal gelişmeler, savaşlar ve etnik çatışmalar gibi sebeplerden dolayı nüfus hareketleri yüzlerce yıldır devam etmektedir. BM verilerine göre 21. yüzyılın başında yaklaşık 175 milyon kişi, yani dünya nüfusunun % 3’ü, kendi vatanları olmayan bir ülkede yaşamaktadır.413 Göç olarak tabir edeceğimiz bu olgu sığınma veya sürgün şeklinde, gönüllü ya da zorunlu, nasıl olursa olsun her zaman göç eden bireyi olduğu kadar gidilen ülkeyi de geride bırakılan ülkeyi de yakından etkilemiş ve değiştirmiştir. Geçici ya da temelli göç şeklinde ortaya çıkan nüfus hareketleri yaşama hakkı, özgürlük, güvenlik, sağlık, eğitim ve istihdam beklentisinde olan insanların bir yandan ümit kapısı haline gelirken, diğer yandan kimileri için dram ve trajediler ortaya çıkartmıştır. SSCB’nin dağılması sonrasında Avrasya coğrafyasında çok hızlı nüfus hareketleri olmuştur ve bu nüfus hareketleri hala devam etmektedir. Avrasya coğrafyasındaki nüfus hareketlerinin nedenleri olarak SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle emareleri ortaya çıkan ve dağılma ile birlikte başlayan silahlı çatışmaları, yaşadıkları yerlerden zorla çıkartılarak başka yerlere sürgüne gönderilen halkların SSCB’nin dağılması sonrasında yeniden eski yaşadıkları yerlere dönme çabalarını, SSCB’nin dağılması sonrasında ortaya çıkan yeni ulus devletlerdeki etnik çatışmaları ve ekonomik sebepleri gösterebiliriz. SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte yıllardır birliği bir arada tutan kültürel, siyasi ve ekonomik bağlar zayıflamaya başladı. SSCB’nin dağılmasıyla insanlar yıllardır alıştıkları ve uyum sağladıkları sistemin çöküşüne şahit oldular. Yeni durumda demokrasi, pazar ekonomisi, ifade ve seyahat hürriyeti, insan hakları gibi kavramlar öne çıktı. Bu durum Sovyet sonrası coğrafyada hayat şartlarını çok sert bir şekilde değiştirdi ve tamamen farklı nüfus hareketlenmelerine yol açtı.414 1980’li yılların sonuna kadar Sovyet coğrafyasında nüfus hareketleri “normal” olarak tabir edilebilecek ekonomik, eğitim gibi sebepler yanında evlilik ve aile birleşmesi gibi özel sebeplerden kaynaklanıyordu. 1980’lerin sonunda Moskova’nın etkisinin zayıflaması ve ayrılıkçı düşüncelerin güçlenmesi peşinden etnik ve sosyo-politik çatışmaları getirdi. 1990’lı yıllarda ortaya çıkan sosyo-politik değişimler ve gerginlikler nüfus hareketlerinin çeşitlerini de arttırdı.415 SSCB’nin dağılmasının etkilerinin çok şiddetli hissedildiği 1990’lı yıllar Avrasya coğrafyasında nüfus hareketlerinin en yoğun olduğu yıllar olarak sayılabilir. * Dr., Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Yelena Tyuryukanova. “Denejnıe perevodı migrantov: Beda ili blago?”. Naselenie i Obşestvo, No:98, May 2006. 413 414 Janna Zayonçkovskaya. “Migratsionnıe trendı v SNG: İtogi desyatiletiya”. Rossiya i ee regionı v XX veke: Territoriyarasselenie-migratsii. Pod red. O Glezer i P. Polyana. Moskva, OGİ, 2005, s. 413. 415 Anatoliy Vişnevskiy. “Demokrafiçeskiy krizis v stranah SNG”. Naselenie i Obşestvo, No:90-91, İyun-İyul 2005. 396 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ Yeni bağımsızlıklarına kavuşan ülkelerle birlikte eski SSCB vatandaşları daha yeni duruma uyum sağlama ve vatandaşlık seçme fırsatı bulamadan vatandaşlık, hukuk, dil, para ve gümrük gibi engeller ile karşılaştılar. Yeni kurulan devletlerde ortaya çıkan ilk şey devletin etnik yapısı hakkındaki yaklaşım oldu. Birçok ülke devletin asıl etnik grubu sayılan halkın faydasına ve gelişmesine yönelik politikalar izlemeye başladı. Bu politikaların neticesinde bu ülkelerdeki asıl etnik halktan olmayan etnik gruplar derin bir kültürel ve sosyal uyumsuzluk sürecine ve kimlik bunalımına girdiler. Bu politikaların neticesinde ortaya çıkan etnik ayrımcılık ve izolasyonlar, kendileri ve ailelerinin gelecekleri hakkında endişelen insanların göç sürecini hızlandırdı. SSCB’nin son döneminde ilk kitlesel nüfus hareketleri olarak 1980’li yılların sonundaki Azeri-Ermeni çatışmaları sonucu göç etmek zorunda kalan Ermeni ve Azerileri, 1989 yılında Özbekistan’da çıkan çatışmalar sonucunda Fergana’dan göç etmek zorunda kalan Ahıska Türklerini sayabiliriz. 1930-1952 yılları arasında SSCB’de yaşayan onlarca halk zorla yaşadıkları yerlerden çıkartılıp Orta Asya ve Sibirya taraflarına sürüldüler.416 Bu halkların bir çoğu 1953 yılından sonra eski yerlerine dönebildiler ancak Ahıska Türkleri gibi bazı halklar hala eski yaşadıkları yerlere dönme mücadelesi vermekteler. Tacikistan’da yaşanan iç savaştan dolayı özellikle 1992-1993 yılları arasında binlerce Tacik Rusya’ya göç ettiler. Abhazya ve Güney Osetya sorunları yüzünden Gürcistan’da yaşanan savaşlar sebebiyle binlerce kişi yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ sorunu yüzünden yaşanan Azerbaycan-Ermenistan savaşı ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali sebebiyle yine binlerce kişi göç etmek zorunda kaldı. Pridinyester ve Çeçenistan sorunları da bir çok kişinin yaşadıkları yerleri terk etmelerine sebep oldu. 1990’lı yılların ortasına gelindiğinde Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Moldova, Ermenistan ve Baltık Cumhuriyetlerinden Rusya’ya doğru yoğun bir nüfus hareketi yaşanmaya başladı. Bunun en önemli sebebi buralarda yaşayan etnik Rusların SSCB’nin dağılması sonrasında yaşadıkları yerleri terk ederek “tarihi vatanları” Rusya’ya göç etmek istemeleriydi. SSCB dağıldığında yaklaşık 65 milyon Sovyet vatandaşı eski ülkelerinin dışında kalmışlardı. Bu etnik grupların 25,3 milyonunu Rus asıllı kişiler oluşturmaktaydı. Yeni duruma adapte olamayan bu Rus nüfus yaşadıkları ülkeleri terk ederek başka ülkelere göç etmeye başladılar. Doğal olarak ilk adresleri Rusya Federasyonu oldu.417 1997 yılı başı itibariyle Rusya’ya yapılan zorunlu göçlerin % 70’ini etnik Ruslar oluşturuyordu.418 Nüfus hareketlerinin bir diğer alanı da eğitimdir. Birçok kişi ekonomik durumu iyileştikçe kendisinin veya çocuklarının yurtdışında eğitim almasını istemektedir. SSCB dağılmadan önce eğitim konusunda nüfus hareketi büyük oranda Rusya’ya dönüktü. Başta Moskova olmak üzere Rusya’nın belli başlı büyük şehirlerindeki üniversiteler Sovyetler Birliği vatandaşları için çekim merkezi halindeydi. Binlerce öğrenci eğitim almak için buralara gelmekteydi. SSCB’nin dağılmasından sonra seyahat özgürlüğü ve serbestlik sayesinde bu durum değişmeye başladı. Hâlihazırda artık başta Rusya olmak üzere BDT ülkelerinden binlerce öğrenci başka ülkelere eğitim amacıyla gitmeye başladılar. Burada karşılaşılan en önemli sorun ise giden bu öğrencilerin gittikleri yerlerdeki imkânları ve ücretleri göz önünde bulundurarak geri dönmemeleri ya da dönmeyi geciktirmeleri olarak ortaya çıktı. Aldıkları eğitimi ve donanımı kendi ülkelerine yansıtmayan bu genç beyinler kendi ülkelerinin rekabet potansiyelini de azaltmaktadırlar. Bunun yanı sıra, bu ülkelerden başta batı ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye yapılan bilim adamı göçü de Sovyet sonrası Avrasya coğrafyasının eğitim konusundaki nüfus hareketlerinin bir başka yönüdür. 416 417 418 Bakınız: P.M. Polyan. Ne po svoyey vole… . Moskva, Obyadeninennoe gumanitarnıe izdatelstvo, 2000. Galina Vitkovskaya. “Desyat let vınujdennih migratsiy v Rossiyu”. Naselenie i Obşestvo, No:32, Noyabr 1998. Janna Zayonçkovskaya. “Vınujdennıe migrantı iz stran SNG i Baltii v Rossii”. Naselenie i Obşestvo, No:18, Aprel 1997. 397 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ Sovyet sonrası Avrasya coğrafyasındaki nüfus hareketlerinin önemli bir ayağını da iş gücü göçü oluşturmaktadır.419 Hatta iş gücü göçüne Sovyet sonrası Avrasya coğrafyasında en büyük nüfus hareketi diyebiliriz. İlk ve başarılı örneğini SSCB’nin dağılmasının hemen ardından ortaya çıkan özel bir ticaret şekli olan “bavul ticareti” ortaya koymuştur.420 SSCB’nin dağılması sonrasında sınırlardan giriş ve çıkışların önceki döneme oranla kolaylaşması, hayat standartlarındaki düşme, işsizlik, piyasa ekonomisine geçiş süreci insanlarda yeni gelir kaynakları bulma düşüncesini ve dolayısıyla ülkeler arasındaki iş gücü göçünü hızlandırmıştır. İş gücü göçü ticaret, inşaat, ulaşım, tadilat ve hizmet sektöründe yoğunlaşmıştır. BDT coğrafyasında iş gücü göçü çoğunlukla Rusya’ya doğru olmaktadır. Rus vatandaşları ise BDT dışı ülkelere yönelmektedirler.421 BDT ülkeleri ve özellikle Rusya çok büyük oranda iş gücü göçüne ihtiyaç duymaktadır. BDT coğrafyasında iş gücü göçünün ilk adresi de bu yüzden Rusya’dır. Resmi verilere göre 1992-2007 yılları arasında Rusya’ya gelen göçmenlerin sayısı 5,7 milyondur. Çeşitli kaynaklara göre kayıtlı olmayan göçmenlerin 5 ila 10 milyon arası olduğu ileri sürülmektedir.422 Yetişmiş iş gücü göçünün çok fazla olduğu ülkeler bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler. Örneğin, Güney Kafkasya ülkeleri son on yılda nüfuslarının % 25’ini bu şekilde kaybetmişlerdir ki bunların çoğunluğu 18-35 yaş aralığındaki aktif nüfustan oluşmaktadır. Özellikle Azerbaycan ve Ermenistan’da bu durum nüfusun yapısını bozmuş durumdadır ve bu ülkelerin sanayisi ve hizmet sektörü yetişmiş iş gücüne ihtiyaç duymaktadır.423 Rusya başta olmak üzere eski SSCB coğrafyasına BDT dışı ülkelerden iş gücü göçü en fazla Türkiye ve Çin’den olmaktadır. Rusya’da şimdiden Çinli göçmenlerin özellikle Sibirya bölgesinde sayısının hızla artmasının tehlikeleri üzerinde yorumlar yapılmaktadır.424 1989 nüfus sayımına göre SSCB’deki Çinli göçmenlerin sayısı kimi kaynaklarda 11.000425, kimi kaynaklarda ise 5.200426 kişi idi. Şimdilerde bu rakamın birkaç milyona kadar ulaştığı tahmin edilmektedir. Birçok Rus analist ve uzman sayıları hızla artan Çinli göçmenleri ulusal güvenlik için tehlike olarak görmektedirler.427 419 BDT ülkelerindeki iş gücü göçünün olumlu ve olumsuz tarafları konusunda kapsamlı bir araştırma için bakınız: Janna Zayonçkovskaya. “Trudovaya migratsiya v stranah SNG: Sredstvo adaptatsii k ekonomiçeskomu krizisu i istoçnik novıh vızovov. Glavnıe itogi mejstronovıh issledovaniy”. Moşneaga V., Mohammadifard Gh.Corbu-Drumea L. (Coord.). POPULAŢIA REPUBLICII MOLDOVA ÎN CONTEXTUL MIGRAŢIILOR INTERNAŢIONALE. Materialele conferinţei ştiinţifice internaţionale, Chişinău, 9-10 noiembrie 2005. / UNESCO, USM, “Dialog Intercultural”, “CAPTES”. Vol. II. – Iaşi, 2006, s. 269280. 420 Bakınız: İ.V. İvahnyuk. “Vzaimodeystvie Rossii i Turtsii v oblasti mejdunarodnoy trudovoy migratsii”. Mejdunarodnaya migratsiya naseleniya: Rossiya i sovremennıy mir. Vıpusk 4. Moskva, Dialog MGU, 2000, s. 8-20; 421 Janna Zayonçkovskaya. “Migratsionnıy krizis i migratsionnıy vzrıv v Rossii v 1980-e i 1990-e godı”. Rossiya i ee regionı v XX veke: Territoriya-rasselenie-migratsii. Pod red. O Glezer i P. Polyana. Moskva, OGİ, 2005, s. 411. 422 Yegor Sokolov. “Çujie migrantı ili svoi mladentsı”. Moskovskiy Komsomolets, 29.08.2008. http://www.mk.ru/blogs/MK/2008/08/29/russia/368205/ 423 Tyuryukanova, agm. 424 Bakınız: Galina Vitkovskaya. “Ugrojayet li bezoposnosti Rossii kitayskaya migratsiya?”. Brifing Moskovaskovo Tsentra Karnegi, Tom:1 Vıpusk:8, Avgust 1999 g. 425 “Natsionalnaya bezoposnost Rossii: Vızov kitayskoy migratsii”. Migratsiya i Bezoposnost v Rossii. Pod red. G. Vitkoskoy i S. Panarina. Mosk. Tsentr Karnegi. Moskva, İnterdialekt+, Oktyabr 2000, s. 188-226. 426 Rossiyskiy Statiçeskiy Yejegodnik. 2000. S. 64. 427 “Natsionalnaya bezoposnost Rossii: Vızov kitayskoy migratsii”. Migratsiya i Bezoposnost v Rossii. Pod red. G. Bitkoskoy i S. Panarina. Mosk. Tsentr Karnegi. Moskva, İnterdialekt+, Oktyabr 2000, s. 188-226. 398 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ BDT ülkeleri içerisindeki bu göçlerle birlikte gözlenen bir başka gelişme de bu ülkelerden BDT dışı ülkelere yapılan göçlerdir. Özellikle Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve Moldova’dan başka ülkelere yapılan göçler hızla artmaktadır. Bununla bağlantılı olarak bu ülkelerde “beyin göçü” olarak tabir edilen durumun getireceği tehlikelere sık sık dikkat çekilmektedir. Buna karşılık, Orta Asya ülkelerinden BDT dışı ülkelere yapılan dış göçler oldukça azdır. BDT ülkeleri arasındaki iş gücü göçü aynı zamanda topluluğa dâhil ülkelerde sosyal istikrara yaptığı katkı yönüyle de öne çıkmaktadır. Bu ülkelerin birçoğunda açlık ve fakirlik tehlikesi büyük oranda iş gücü göçü sayesinde önlenebilmiştir. Ayrıca, iş gücü göçü BDT’nin uluslararası göçmen sistemine ve uluslararası iş gücü pazarına dâhil olmasında bir aracı rolü oynamıştır. Daha da önemlisi, kurulduğundan beri entegrasyon konusunda hatırı sayılır bir başarı sağlayamayan BDT açısından iş gücü göçleri neredeyse tek başarılı entegrasyon aracı olmuştur.428 Göçmen işçiler kazandıkları paraları çeşitli yollarla ülkelerindeki ailelerine göndermektedirler. Böylece, aynı zamanda ülkelerinin ekonomilerine katkı sağlamaktadırlar. Dünya Bankası verilerine göre göçmenlerin 2002 yılında gelişmekte olan ülkelere yaptıkları para transferi 88 milyar dolardı.429 Uluslararası Tarımsal Gelişme Fonu verilerine göre bu miktar 2006 yılında 300 milyar dolara ulaşmış durumdaydı.430 Rusya Merkez Bankası verilerine göre, Rusya’da çalışan yabancı işçiler 2006 yılında ülkelerine 18,8 milyar dolar para gönderdiler. Bu miktarın çoğunluğu Tacikistan, Özbekistan ve Ukrayna’ya gönderilmişti. Diğer taraftan, yurt dışında çalışan Rus vatandaşları da ülkelerine 13,7 milyar dolar para göndermişlerdi. Bu miktar Rusya’nın milli gelirinde % 1,4 gibi az bir oranı buluyordu. Ancak, Moldova açısından işçilerin gönderdikleri para milli gelirinde % 31,4 gibi yüksek bir oranı buluyordu.431 Sovyet sonrası Avrasya coğrafyasında artan nüfus hareketleri bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Bunların en başında kayıtdışı göçmenler sorunu gelmektedir. İş gücü göçünün çoğunluğu ya kayıtdışı olmakta ya da vize alma zorluğu gibi sebeplerden dolayı turizm maskesi altında yapılmaktadır. Örneğin, Türkiye çoğu BDT ülkesi vatandaşlarına vize kolaylığı sağlamaktadır. Bu ülkelerin vatandaşları Türkiye’ye girmek için havaalanında 2 aylık vize alabilmektedirler. Sadece pasaportlarına bir bandrol yapıştırılmaktadır. Bir çoğu turist olarak gelmelerine rağmen, önemli bir bölümü bu 2 aylık sürede kayıtdışı olarak turizm sektöründe çalışmaktadırlar. 2 aylık süre bitince çıkış-giriş yaparak bu süreyi uzatmaktadırlar. Göçmenlerin bir çoğu ya kaçak olarak bulundukları ülkeye girmekteler ya da çalışma izinleri olmadan çalışmaktadırlar. Kayıtdışılık göçmenlerin suça meyletmelerine, rüşvete, organize suçlarda artışa, uyuşturucu ticaretine, kayıtdışı ekonomik faaliyetlere, terör örgütlerinin tuzağına düşmeye, mafya tarzı kanun dışı örgütlenmelerin kucağına düşmelerine ve tüm bunlarla bağlantılı olarak insan hakları ihlallerine yol açmaktadır. Ülkeler arasındaki ilişkilerin seviyesi göçmenleri de doğrudan ilgilendirmektedir. Türkiye’de sadece Ermenistan vatandaşı 70 bin kaçak göçmen bulunmaktadır. Bilindiği gibi Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki bulunmamaktadır. İki ülke ilişkileri oldukça mesafelidir. Buna rağmen Türk yetkililer zaman zaman yaptıkları açıklamalarda bu durumu bildiklerine ama gözyumduklarına dair açıklamalar yapmışlardır. Ocak 2007’de Ermeni gazeteci Hrant Dink İstanbul’da çalıştığı Agos gazetesinin önünde silahlı saldırıyla öldürüldükten sonra 428 Janna Zayonçkovskaya. “Desyat let SNG – Desyat let migratsii mejdu stranami – uçastnikami”. Naselenie i Obşestvo, No:62, May 2002. 429 430 Tyuryukanova, agm. Anna Jelnina. “Rabotniki iz Rossii peresılayut domoy 13,7 milliardov dollarov”. OAO TRK “Peterburg-Pyatıy Kanal”. 23.10.2007. http://www.5-tv.ru/news/story/details.php?newsId=6468 431 Jelnina, agm. 399 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ yüz binden fazla kişi ellerinde “Hepimiz Hrant Dink’iz”, “Hepimiz Ermeniyiz” pankartlarıyla olayı protesto etmişlerdi. Yapılan çeşitli yorumlarda protestocuların çoğunluğunun özellikle İstanbul’da yoğunlaşan kaçak Ermeni göçmenler olduğu ifade edildi. Rusya ile Gürcistan arasındaki ilişkiler Abhazya ve Güney Osetya sorunları, Tiflis’in ABD ile yakın ilişkileri ve NATO’ya üye olmak istemesi gibi sebeplerle oldukça gergin durumda. Rusya’da yüzbinlerce Gürcü göçmen yaşamakta. Ticaret, pazarcılık vs. bir çok işte çalışmaktalar. Bunların bir kısmı da kayıtdışı. Rusya ile Gürcistan arasındaki ilişkiler ne zaman gerginleşse hemen arkasından Rusya’daki Gürcü göçmenler üzerindeki baskılar da artıyordu. Resmi işlemlerin yavaşlatılması, sıkı kimlik kontrolü, kaçak çalışanların hemen sınırdışı edilmesi, konsolosluklarda vize alımının zorlaştırılması, işyerlerinin çeşitli bahanelerle kapatılması, pazarcılık vs. gibi işlerden el çektirilmeleri bunlara örnek verilebilir. Özellikle göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Moskova şehrinde bu baskılar had safhaya ulaşmış durumdaydı. Birçok ülkede göçmenlere olumsuz bir yaklaşım söz konusudur. Göçmenler yerli halk tarafından kötülük ve suç kaynağı olarak kabul edilmektedirler. Hatta bu durum bazı ülkelerde yabancı düşmanlığı seviyesine ulaşmıştır. Paradoksal bir biçimde, yabancı düşmanlığının en fazla yapıldığı ülkeler en fazla nüfus kaybı yaşayan ve çeşitli sektörlerde göçmenlere şiddetle ihtiyaç duyan ülkelerdir. Avrupa’da uzun zamandır bilinen yabancı düşmanlığı sorunu Sovyet sonrası coğrafyada özellikle Rusya’da çok yoğun bir şekilde gözlenmektedir. Rusya’da son yıllarda Moskova, S. Petersburg, Nijniy Novgorod ve Voronej başta olmak üzere birçok şehirde yüzlerce yabancı işçi öldürülmüş veya yaralanmıştır. Bunların bir çoğunu Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan vatandaşları oluşturmaktadır. Rusya’da yabancı düşmanlığı alınan önlemlere rağmen hala devam etmektedir. Kimi zaman bu durum öldürülen ya da yaralanan göçmenlerin ülkeleri ile Rusya arasında diplomatik krizlere yol açmaktadır. Bunun önüne geçilmesi için insan hakları konusunda hukuki düzenlemelerin yapılması ve toplumda tolerans ve birlikte yaşama fikrinin yayılmasına çalışılmalıdır. Göçmenlere karşı oluşan olumsuz atmosfer yüzünden durumlarını iyileştirecek politikaların uygulanması ve yaşadıkları ülkeye adapte olmalarını kolaylaştıracak hukuki düzenlemelerin yapılması gecikmektedir. Bu ise göçmenleri kaçak olarak çeşitli tehlikelerle yüz yüze yaşamlarını devam ettirmeye zorlamaktadır. Nüfus azalmasının devam ettiği Rusya gibi ülkeler açısından göçmenlerin durumlarını zorlaştıracak çalışmalar ekonomik gelişmelerine olumsuz yansımaktadır. Bu durumda yapılması gereken zorlaştırmaktan çok hukuki olarak bir sisteme oturtmaktan geçmektedir. Avrasya coğrafyasının barış, huzur ve istikrarı için bölge ülkeleri vakit geçirmeden insan hakları konusunda hukuki düzenlemeleri gerçekleştirmelidirler. Yabancı düşmanlığının önünün alınması için ilk olarak radikal aşırı milliyetçi gençlik örgütlenmelerine göz yumulmamalıdır. Göçmenlere yapılan saldırılar gerektiği şekilde cezalandırılmalıdır. Ama en önemlisi toplumlarda tolerans ve birlikte yaşama fikrinin yayılmasına çalışılmalıdır. Göçmenler söz konusu olduğunda basın-yayın organlarında kullanılan dil yeniden gözden geçirilmelidir. Adaptasyon sürecinin daha hızlı olması için devlet destekli projeler geliştirilmelidir. Ekonominin hala istikrar kazanamadığı, nüfusun artış hızının durduğu, ölüm oranlarının hala yüksek olduğu ve nüfusun giderek yaşlandığı ülkeler açısından nüfus hareketleri ve göçmenlik kaçınılamaz bir olgudur. Yapılması gereken zorlaştırmak ve sürüncemede bırakmak değil, insancıl ve hukuki çözümler üreterek çağdaş bir zemine oturtmaktır.
© Copyright 2024 Paperzz