Kapsayıcı büyüme ihtiyacı. Beceri geliştirme politikalarının rolü 2008 küresel ekonomik krizi ve sonuçlarına rağmen, işgücü piyasaları nispeten daha iyi performans gösteren Türkiye ekonomisinin dirençli olduğunu kanıtlamıştır. Hızlanan ekonomik büyüme ile mevsimsellikten arındırılmış işsizlik ve istihdam oranları iyileşmiştir. Düşük insan kaynağı kullanımı Türkiye’nin işgücü piyasasının temel özelliklerindendir. Her ne kadar 2007’deki değerine göre (%49,1) iyileşme gerçekleşmişse de, çalışabilir nüfusun yalnızca yarıdan çok az fazlası (2013 itibariyle %54,4) ekonomik olarak aktiftir. İstihdam ve aktiflik oranlarında cinsiyetler arasında mevcut olan eşitsizlik %40 civarında farklarla göze çarpmaktadır. 2007’ye kıyasla iyileşme kaydedilmişse de Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı tüm AB üye ülkeleri ve aday ülkeler arasında en düşükler arasındadır. Yüksek kayıtdışı istihdam oranları devamlılığını sürdürmekte, bu da işgücü piyasasının genel performansını etkilemektedir. Çalışanların üçte ikisinden azı kadrolu ya da geçici işçi iken neredeyse üçte biri kendi hesabına çalışan veya ücretsiz aile işçisidir. Son yıllarda aktivite ve istihdam oranlarında gerçekleşen orta dereceli artışın sebebi kadınların işgücü piyasasına katılımındaki artışa bağlıdır. Bu da, esasen ücretli istihdamdan ziyade kayıtdışı ekonomideki hareketlenmeden kaynaklanmaktadır. Düşük vasıflı genç, kadın ve şehirliler, özellikle de yakın zamanda kırdan kente göç etmiş olanlar işsizlikten en çok etkilenen kesimdir. Türkiye’de, ekonomi ve istihdamdaki durum somut bölgesel ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler sebebiyle bölgeler arasında değişkenlik göstermektedir. Her geçen gün metropollere ve kentsel bölgelere doğru göç artmakta, bu da geleneksel tarımdan hizmet ve sanayi sektörlerine doğru bir kayma yaşanmasına dolayısıyla da sosyal uyum sorununun artmasına sebep olmaktadır. Türkiye mutlak yoksulluk oranlarında ciddi gelişmeler kaydetmiştir ancak hala dört aileden biri yoksulluk riskiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Eğitim – öğretimde kaydedilen gelişmeler ve kalkınma stratejileri istihdam seviyelerini artırma ve yüksek katma değerli ekonomik aktivitelere doğru geçiş için uygun zemini sağlamıştır. İstihdam teşviki konusunda kapsamlı bir stratejik çerçeve yakın zamanda yayınlanmıştır – Ulusal İstihdam Stratejisi (2014 – 2023). Daha fazla istihdam olanakları sağlama yolunda diğer sektörel stratejiler hazırlanmıştır. İŞKUR’un işsizlikten sürdürülebilir istihdama geçişi, işgücü piyasasına katılımı artırmayı ve beceri geliştirilmesini destekleyebilmesini sağlamak için kapasite geliştirme yönünde ciddi yatırımlar yapılmıştır. Son yıllarda Aktif İşgücü Piyasası Programlarının finansmanı ve görünürlüğünde ve hizmet kalitesinde önemli ölçüde artış sağlanmıştır. Aynı zamanda İŞKUR hizmetlerine olan talep ve işe yerleştirme oranları da artmaktadır. Eğitim, beceriler, istihdam ve sosyal politikalara atıfta bulunan veya bunlarla ilişkili ulusal strateji ve planlar incelendiğinde, bir çok temel stratejik amaç ve geniş bir ulusal hedefler yelpazesi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu amaç ve hedefler şu konulara odaklanmaktadır: - eğitim düzeyi ve hayat boyu öğrenmeye katılımda ciddi artış sağlama; 1 - işgücü piyasası performansını iyileştirme ve kadınların katılımına odaklanarak aktivite ve istihdam seviyelerini artırma; - kayıtdışı istihdamla mücadele ile öğrenme ve işe yerleştirme konularında daha fazla olanak sunma. İstihdam seviyelerini artırma ve gelişmiş ekonomilerle arayı kapatma çabalarını hayata geçirirken ve kaynakları kullanırken Türkiye’deki paydaşlar (daha iyi eğitimli genç nesle rağmen), ağırlıklı olarak genel düşük eğitim seviyesiyle bağlantılı birçok kısıtla karşı karşıya kalmaktadır. Bu kısıtlar ise hayat boyu öğrenmeye katılım ve rekabetçilik yolundaki kazanımları, ulusal düzeyde var olan diğer ekonomik, altyapısal ve sosyal kalkınma anlamındaki dengesizliklerin çözümlenmesini engellemektedir. Tartışılması öngörülen temel meseleler Türkiye, kapsayıcı büyüme arayışında farklı politika alanlarını içeren kapsamlı bir bakış açısını benimseyerek beceri gelişiminin üzerinde durmaktadır. Bu farklı politika alanları ise şunlardır: eğitim ve öğretim, istihdam, sosyal koruma ve içerme, bölgesel kalkınma. Bu politika alanları arasındaki bağlantıları güçlendirmek ve farklı müdahalelerin ortak desteğini sağlamak, uygulama açısından kritik önem taşımaktadır. Grup çalışması şu konulara odaklanmalıdır: - Dezavantajlı ve savunmasız gruplara odaklı olarak, düşük vasıflı insanlar için beceri geliştirme olanakları etkin olarak nasıl hedeflenebilir? Zorluklar nelerdir; bölgesel ve yerel aktörler nasıl harekete geçirilir ve daha fazla nasıl desteklenebilir? - Aktif işgücü piyasası programlarının, kadınlar ve dezavantajlı gruplara güçlü bir vurgu yaparak bir üst seviyeye taşınması. - Işgücü piyasası aktifleştirme çerçevesi, becerilerin ilerletilmesi çalışmaları ve pasif sosyal destek arasında nasıl bir köprü oluşturulabilir? istihdam ve sosyal koruma arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye dayalı ve tam anlamıyla aktif bir sosyal içerme bakış açısına erişme yolunda temel sorunlar nelerdir? Teknik not: Başkan/moderatör: Ali Ercan SU (AB Uzmanı, Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) maks. 10 dakikalık bir giriş konuşmasıyla çalışma grubunu başlatacaktır. Anahtar Konuşmacı: Güneş Aşık ALTINTAŞ, Ekonomist, TEPAV Raportör: - çalışma grubundaki tartışmaları raporlama, grup katılımcıları adına soruları cevaplandırma veya gruptakilere bulundukları yerden katılımda bulunmaları/cevap vermeleri yönünde çağrıda bulunma. 2 ETF’den Cristina Mereuta katkılarınızı sunmanız için gerekli tüm bilgileri sağlamak üzere hazır bulunacaktır. Cevabınızı bekler ve yukarıda belirtilen etkinlikte birarada olmayı umut ediyoruz. 3
© Copyright 2024 Paperzz