VAZİFELERİMİZ Her toplumda bireyin gerek kendiyle alakalı, gerek yaşadığı toplumla alakalı vazifeleri, daha doğru bir tabirle şahsi ve toplumsal sorumlulukları vardır: Ailevi, sosyal, vatani sorumluluklar… Bir ailede baba, anne, çocuk, eş, akraba gibi statülere yahut okulda öğretmen, öğrenci, idareci, hizmetli gibi kimliklere sahip olunabilir. Bunlardan da önemlisi vatani sorumluluklar dediğimiz o yüce mefhum vardır. Bir kişi önce vatani sorumluluklarını önemseyip onlara uygun şekilde davranırsa diğer sorumlulukları bu önceliğine paralel olarak gelişecektir. Atasını, kendisi için toprağın altında şehit yatanı, bayrağını, tarihini, kültürünü bilen ve Türk olmanın getirdiği sorumluluk bilincini taşıyan vatan evladı; ahlaki erdemleri, vatana yararlı birey olma ve vatana yararlı birey yetiştirme bilinciyle iyi ebeveyn, başarılı bir öğretmen olacaktır. Böylece bu topraklara fayda sağlayıp bu milleti bilim ve sanatta en uca götürmek için çalışıp çabalayan evlatlar ve öğrenciler yetişecektir. Türkler vatani sorumluluklarını bilen ve bunlara değer veren bir kavimdir. Yıldırımlar yaratan bir ırktır. Haliyle bu vatani sorumluluk bilinciyle tarih boyunca esareti kabul etmemiş, vatanı düşman çizmelerine çiğnetmektense göç etmeyi hatta ölmeyi yeğlemiş, aile mefhumuna değer vermiş, diğer kavimler gibi kadını aşağılamamış adeta baş tacı yapmıştır. Tarihteki en büyük, en değerli bilim ve sanat adamları Türk milletinden çıkmıştır. 1 Bugünse cihana hükmeden bu yüce kavim her yönden geriliği yaşamaktadır. Bunun nedeni apaçık ortada olup her netice bu nedenle açıklanabilir. Neden vatani sorumluluğunu bilmemek, tarihini ve kültürünü unutturma oyununa gelip büyük bir dış mihraklar asimilasyon yolunda ilerlemektir. Eğer kişi şahsi, vatani sorumluluklarını bilir, tarihini ve kültürünü öğrenirse damarlarındaki asil kanın neticesi olarak vatan için bir şeyler yapabilme isteği canlanacak, çok çalışarak milletini bilimde, sanatta,sporda, ahlakta kısacası her yönde olması gereken noktaya götürecektir. Aynı zamanda kendi bilincindeki genç vatan evlatlarını bir öğretmen, bir anne-bir baba olarak yetiştirecektir. Toplum ise bireylerin sorumluluklarını yerine getirmesiyle refaha erişecek ve sonuçta toplumsal sorumluluk da yerine getirilmiş olacaktır.Tüm bunlar bilinçlenmeye,çok çalışmaya ve sosyal-bireysel sorumluluğumuzu bilmemize bağlıdır. Ey Türk Genci! Yarının Eğitimcisi, Annesi, Babası! Gazi'nin söylemlerini unutma! "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur..." Ne demişti büyük şair Mehmet Akif, küçük Nevruz'a: İhtiyar amcanı dinler misin oğlum Nevruz? Ne büyük söyle,ne çok söyle;yiğit işte gerek. Lafı bol,karnı geniş soyları taklid etme; Sözü sağlam,özü sağlam adam ol ,ırkına çek. ALEYNA MALKOÇ 2 Esnaftı. Küçük dükkanında sattığı kumaşlarla geçimini sağlamaya çalışırdı. Yalnız bir huyu vardı, aynı sokaktaki rakiplerinin vitrin camları çok kirli diye sürekli şikayet ederdi. Meslektaşları onun bu dırdırlarından bıkmış usanmışlardı. ‘Neden şehirdeki en kirli vitrin bu adamlarda, anlamıyorum’ diye söylenirdi sık sık. Bir gün kahvede otururken işi iyice ileriye götürdü ve diğerlerine karşı kırıcı davrandı. Kahveden ayrılmadan önce, sokağın karşısında buluna başka bir esnaf ona şöyle seslendi ‘Sen önce git kendi vitrinini yıkayıp temizle.’ O da önce ‘Benim vitrinim temiz’ dese de, diğerlerine ‘örnek’ olmak için vitrinini yıkadı. Ertesi gün kahvede otururken arkadaşları onu şu sözleri söylerken duydular: ‘İnanmıyorum. Böyle bir şey olmaz. Ben vitrinimi yıkar yıkamaz, sanki haber aldılar; rakiplerimin hepsi o akşam camlarını pırıl pırıl yapmışlar.’ Kendini beğenmiş esnaf bunları söylerken, diğer esnaflar, onun kendi vitrinindeki kirler yüzünden herkesin vitrinini kirli zannettiğini ve bunu ona söyleseler bile dinlemeyeceğini bildiklerinden sadece gülümsemekle yetindiler. 2) Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da kafasında tek bir düşünce vardır. En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek, Yoksa aslana yem olacaktır. Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır. En yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek,Yoksa açlıktan ölecektir. İster aslan olun, İster ceylan olun hiç önemi yok. Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini, Hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin. Yaşam adlı koşuyu ne kadar güzel anlatmış Afrika atasözü, Bir önceki günden daha hızlı koşmak gerekmektedir. Çünkü eğer aslansanız, Ve en yavaş koşan ceylanı bir önceki gün yakalamışsanız Ve bugün bir ceylan yakalamak niyetindeyseniz, Artık bilmelisiniz ki en yavaş ceylan sizden daha hızlıdır, O halde düne göre hızınızı arttırmanız gerekmektedir. Yok eğer ceylansanız Ve henüz aslana yem olmamışsanız hızınızı düne göre mutlaka arttırmalısınız, Çünkü sıra size gelmiş olabilir. Yani... Hayat koşusu Sözler: Sorumluluk dağıtmanın kuralı, herkese kendi yetenekleri doğrultusunda sorumluluklar vermektir. Zhang Yu Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz. Konfüçyüs Öz sorumluluk,başkalarına verdiğimiz sözlerin yanı sıra, kendimize verdiğimiz sözleri de yerine getirmek demektir. Andre Gide 3 W.Churchill Önemli biri olmanın bedeli, sorumluluktur. Doruğa doğru çıktıkça; hayat güçleşir, risk artar,sorumluluk çoğalır. Muhakkak ki kulak, göz, kalp bunların her biri, kendi fiillerinden mes’ul tutulacaklardır. F.Nietzsche Hz.Muhammed W.B.Yeats Sorumluluk, rüyalarda başlar. Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir.Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı. Elie Wiesel Sorumluluktan kaçmak; insanın kendisine ihaneti olur. Sorumluluk sahibi olmak için bireyin kendini ruhsal anlamda geliştirmesi çok önemlidir. Sorumluluk sadece bireyin kendine düşen görevleri yerine getirmesi değildir. Ayrıca kendine bağlı olan kişileri de iyi bir şekilde düşünmesi gereklidir. İnsanlar büyüdükçe sorumlulukları artar ve bu durum bir süre sonra kişiye bir yük olarak görünür. Ancak insan kendini küçüklüğünden itibaren buna alıştırırsa büyüyünce sorumluluklarının farkında olarak hareket eder ve çevresinde takdir kazanır. Sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz sürece beğeni kazanır ve yükseliriz. Bu sayede iyi bir yere gelir ve toplumun saygısını kazanırız. Çocukluktan itibaren sorumluluk bilinci gelişir ve kendini göstermeye başlar. Bu alışkanlığın ve bilincin çocuklara küçük yaşlardan itibaren kazandırılması çocukların büyüyerek toplumda tek başına bir birey 4 olarak tanımlandığı zaman kendinden beklenen davranışları en iyi şekilde sergilemesini sağlar ve bu sayede bugünün çocukları yarının yetişkin bireyleri toplumda zorluk çekmeden yaşayarak hayatlarını en kaliteli şekilde devam ettirirler. SORUMLULUK Kişinin kendine ve başkalarına karşı yükümlülüklerini zamanında ve tam olarak yerine getirmesi zorunluluğudur sorumluluk. Sorumluluk, karakterin en önemli öğelerinden biridir. Sorumluluk duygusu ya küçük yaşta doğal olarak vardır ya da çevrenin etkisiyle ve eğitimle ortaya çıkar. Sorumsuz insan sürekli başkaları tarafından güdülen insandır. Sorumlu insan ise, yapılması gereken bir işi zamanında yapabilmek için inisiyatifi ele alıp kendiliğinden harekete geçebilen insandır. Sorumluluk, varoluşçu felsefe anlayışının en önemli öğesi halindedir. Yaş farkı gözetmeksizin her bireyin kendine göre birtakım sorumlulukları vardır. Bireyler sorumluluk sahibi olmaya çocukluk döneminden itibaren başlar. Küçük çocukların sorumlulukları arasında oyuncaklarını toplamak yer alırken yaş ilerledikçe çocuğun okula başlaması ile birlikte sorumluluğu da artar. Öğrenciler başarı ile okullarını bitirdikten sonra geçimlerini sağlamak, ailelerinden bağımsız şekilde kendi ayakları üzerinde durmak ve iyi bir iş sahibi olmak için çabalarlar. Yaş ilerledikçe sorumluluklar da artar. Düzenli bir şekilde hayatımızı devam ettirebilmek için sorumluluklarımızı yerine 5 getirmemiz gerekir. Kişiler sadece kendilerine karşı değil, çevrelerine karşı da sorumludurlar. Çevremizi temiz tutarak, toplumdaki diğer insanların haklarını çiğnemeyerek ve zor durumda olanlara yardım ederek çevremize karşı olan sorumluluklarımızı da yerine getirmiş oluruz. Bahri KILIÇ “Sorumluluk dağıtmanın kuralı, herkese kendi yetenekleri doğrultusunda sorumluluk vermektir.” (ZHANG YU) 6 “Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz.” (KONFÜÇYÜS) “Öz sorumluluk, başkalarına verdiğimiz 7 sözlerin yanı sıra, kendimize verdiğimiz sözleri de yerine getirmek demektir.” (ANDRE GİDE) “Önemli biri olmanın bedeli, sorumluluktur.” (W. CHUCHILL) 8 “Doruğa doğru çıktıkça; hayat güçleşir, risk artar, sorumluluk çoğalır.” (F. NIETZSCHE) 9 “Muhakkak ki kulak, göz, kalp; bunların her biri, kendi fiillerinden mes’ul tutulacaklardır.” (HZ. MUHAMMED) “Sorumluluk, rüyalarda başlar.” 10 (W. B. YEATS) “Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz 11 bir zaman asla olmamalı.” (ELİE WİESEL) “Sorumluluktan kaçmak; insanın kendisine ihaneti olur.” 12 “Her insan, herkes karşısında, her şeyden sorumludur.” (DOSYOYEVSKİ) “Yalnız yaptıklarınızdan değil, yapmadıklarınızdan da sorumluyuz.” ( MOLİERE) 13 “Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi, kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.” (OSCAR WILDE) Özdeyişleri derleyen: ENVERCAN ŞAHİNTÜRK 14 SORUMLULUK Sorumluluk, kişilerin üstüne düşen vazifeleri zamanında ve düzgün bir şekilde yapmasıdır. Sorumluluk karakterimizin en önemli özelliğidir. Buna göre sorumlu birey nasıl olmalıdır ? Sorumlu bireylere dikkat ederseniz yaşamlarının düzenli bir şekilde geçtiğini görürsünüz. Eğer bir babaysanız eve ekmek götürmek sizin sorumluluğunuzdur. Genç bir bireyseniz büyüklerinize saygılı olmak sizin sorumluluğunuzdur. Sorumlu bir birey olabilmek için bunu çocuklukta öğrenmek gerekir. Anne ve babalar çocuklarını yetiştirirken onların bir şeyler yapmasına izin vermelidir. Sorumluluk hayatımızda çok önemli bir unsurdur. Kim olursan ol, ne yaparsan yap, görevini düzgün yap ! Eren UYAR SORUMLULUĞU SOLUMAK Sorumlu olmak, kaybettirir mi özgürlüğü? Bir olgunun himayesinde var olmak yahut onun için yaşamak… Yaşamak için sorumlu olmak, sorumlu olmak için yaşamak. 15 Toprak üzerine inşa edilmiş beton yapıtlar gibi sorumluluk üzerine inşa edilmiş hayatları nasıl yok sayarsın? Nasıl yok sayarsın toprağı? Düşünmeli, toprak olmadan var olunabilir mi? Var olmak için sorumluluk gerekli mi? Kalp niteliğine koyabileceğimiz bu olgu yaşamın yapıtaşıdır. Soluk aldığımız havanın ağaca, umursamayarak çiğnediğimiz toprağın yağmura ve beşerin doğaya, hakikate, topluma… yok mudur sorumluluğu? Sorumluluk, insan olmayı değil canlı olmayı gerektirir; canlı olmak ise sorumluluk solumayı… Bir diyar vardır uzaklarda sorumluluk adını almış ve bir sultan vardır beşer unvanını sırtına asmış. “En büyük sorumluluk benim!” diye tüm kuvveti ile haykırmış. ‘’Ne gerek var ki!’’ demiş sonra diyar halkı sultana ve başlamış sultan halka anlatmaya: “Asla gerekmez akıl, sorumluluk için. Yaşamanın kuralıdır bu, hayat için. Hiç siz fareleri temizleyen kedi yerine, kelebek temizleyen kediye şahit oldunuz mu çift yuvarlağınızla? Hayır. Çünkü kedinin sorumluluğu değildir kelebek, faredir onunki ilelebet. Soruyorum size ey halkım; hayvanat mısınız hepiniz sadece, temizlemeyi sorumluluk edinmiş yoksa beşer misiniz hayatı sorumluluk olarak erek edinmiş? -İnsan olduğunuzu varsayarak- Soruyorum size ey halkım akil durum ile beşer beşere, beşer toprağa, beşer havaya, beşer hakikate sorumlu değil midir?” Milyonlarca ağız tek bir ağız olmuş, anında diyar halkında ve haykırmışlar hep beraber bütün canlısıyla(!): İstemiyoruz beşeriyete ihanet, alyuvarlarımız olacak sorumluluk ilelebet… ONUR ÜNEY SORUMLU BİREY, DOĞRU TOPLUM 16 Her birey doğduktan belirli bir süre sonra bazı görev ve sorumluluklar üstlenir: Anne-babaların çocuklarına sahip çıkması, askerlik yapma çağına gelmiş bir kişinin askere gitmesi, küçük çocukların büyüklerine karşı saygılı olması, kısacası toplumdaki kişilerin üstlerine düşen vazifeleri yerine getirilmesi gibi… Sorumluluk denilince akla hemen insanın kendi üzerine düşen görevleri gelmez mi? Elbette gelir. Toplumda bazı bireyler karşısındaki kişinin yahut başka birinin sorumluluğunu üstlenebilir. Bence bunu yapmak da yanlış bir davranıştır. Çünkü akıl ve özgür iradesiyle yaptığı eylem ve davranışlar kişinin sorumluluğunda yer alır. Doğru ve sorumluluk sahibi bireyler doğru toplumu oluşturur. Tabiî doğru bir toplumun oluşabilmesi içinde herkes üzerine düşen vazifeleri yerine getirmelidir. Bu görevler yerine getirildiği takdirde çok daha iyi bir toplum meydana çıkar. Dolayısıyla toplumda olumlu uyum sağlayabilmek adına bu vazifeler gerçekleştirilmelidir. Kişinin sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde çeşitli karmaşıklıklar veya kötü olaylar meydana gelir. Sorumluluklarımızı bilelim, bildiklerimizi uygulayalım! RABİA TEMİZ 17 SORUMLULUKLARLA VARIZ! Yaşamımızda bize verilen belirli roller vardır. Bazen aile, bazen eş, bazen… Bunların omuzlarımıza yüklediği sorumluluklar statülerimizin birer yansımasıdır. Sorumluluklar sınır tanımaz, her gün yeni bir sorumlulukla karşılaşırız. Doğduğumuz zamandan başlar bütün bunlar. Ta ki son nefesimizi verene dek… Toplumu toplum yapan bireyin yerine getirmekten kaçındığı sorumlulukların ne tür sorunlara yol açacağını tahmin edebiliyoruz. İnsanoğluna bu kadar ürkütücü gelen şeyin toplum açısından önemli olması ayrı bir ironi. Aldığımız sorumluklar yaşamımızda bizi güçlü kılar ve iletişim kurmamızda yarar sağlar. İnsanlar arasındaki sorunların başlıca nedenlerinden biri de aldığımız sorumlukların yerine getirilmemesinden kaynaklanır. Bununla birlikte en basit işlerin bile içinden çıkamaz oluruz. Bunların farkına varılmasıyla sorunların ortadan kalktığını görmek kaçınılmazdır. Sorumluluk almaktan korkulmamalıdır. Sorumluluk sahibi olmayan bir insanın yaşamdaki rollerinde aksaklıklar oluşur. İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri, sorumlulukları ve inançlarıdır. SEVİLAY İPEK SORUMLULUK 18 Sorumluluk, sadece bize verilen görevleri yerine getirmek gibi gözükse de sırf bunlardan ibaret değildir, daha kapsamlıdır. Sorumluluk duygusu bize çocukluktan itibaren aşılanmaya başlar. Küçük küçük görevler verilerek çocuğa sorumluluk duygusu verilmeye çalışılır. Bunlar ilkin “Oyuncaklarını topla!”; biraz daha büyüyünce “Odanı topla!”, ”Ödevlerini yap!”, ”Ders çalış!” gibi kat kat büyüyen ve bize zor gelen şeylerdir aslında. Onları yapmak zorundasınızdır. Çünkü hayatınızın düzenini o küçük görevler kurar, geleceğe hazırlanmanızı sağlar. Aslında hayat basamak basamak ilerlemenizi ister. Birden bir makama gelemezsiniz. Onun öncesinde çok çalışmamız ve birçok engeli aşmanız lazımdır. Altı yaşında hayatımızı şekillendirmeye başlıyoruz. Ders çalışıyoruz, ödevler yapıyoruz. Neden? Çünkü öenmli şeyler yapabilmenin yolu o küçük sorumluluklardan geçiyor. Ama insanoğlunun yapısında vardır, sorumluluklardan kaçmak. Hep gezmek, eğlenceli vakit geçirmek isteriz. Sınavlar olmasa, istediğin kadar gez, toz… Ama öyle bir çağa geldik ki her dönemimizde, bir sınav… Tamam, diyelim hep gezme tozma kafasında oldun, ne bir ders çalıştın ne bir kitap okudun. Ne oldu? Çat, üniversite sınavı çıkageldi! Bir de dediler: “Sadece 160 dakikanız var!” ve sen hiçbir şey bilmiyorsun. Ne hüzünlü sahne! Bu sefer “Keşke çalışsaydım, keşke bunu yapsaydım, onu yapmasaydım!” diye kendini yıpratacaksın. Sonra ne oluyor? Giriyorsun ufak bir esnaf dükkanının içine, sabahtan akşama durmaksızın çalışıyorsun. Peki bunun karşılığını alabiliyor musun? Koskocaman bir hayır! İşte zamanında önemsemediğin sorumluluklar senin karşına engel olarak çıkıyor. Aslında onlar, o önemsemediğin işler seni geleceğe hazırlamak için vardı. Onlar hayatını düzene sokacaktı. Bir hevesle aldığın süs balığı bile o andan saatten itibaren senin sorumluluğuna girmişti… Hayatın düzene girmesinden, küçük bir balığın bakımına kadar her şeyin temelinde biri vardı: Sen! Bir de sorumlulukların! ZEYNEP YETER 19 20
© Copyright 2024 Paperzz