Öİ.â

t : 41
Öİ.â İ95Ö
dışarıda, hattâ en iyimser insanları bile sarsmak
istidadı gösteren bu bedbinlik havasına rağmen,
Hükümet, sessiz sedasız, fakat sistemli ve azim­
li mesaisi sayesinde elde ettiği neticeleri, şim­
di huzurunuza vadedilen programın bütün ta­
hakkuku şartlarını sağlıyan bir imkânlar man­
zumesi Halinde getirmiş bulunuyor. .
Kaldı ki, bütçemizin dktisadi politikasına
hâkim olan prensipler ve devamlılık vasıfları
yanlız 4 Aralık 1957 programına istinadetmekle kalmaz bu vasıf ve prensipler iktidar yılla­
rını aşarak çok gerilere muhalefet yıllarına ka­
dar uzanır.
Ö :1
maksadı tahsisi bambaşka olan Marshalİ yardım­
larının bir kısmı bile, cari masraflara gidiyor­
du.
İkinci Dünya Harbinin getirdiği devrin mâ­
nası ve nasıl bir çağın başladığı bir türlü idrak
edilememişti. Bu harb sonunda bütün dünyayı
saran ve bizim gibi bir memleketi haydi haydi
içine alması lâzımgelen muazzam kalkınma ham­
lesinden, tatta kararından ortalarda eser bile
yoktu. Esasen böyle bir hamlenin teminatı
meşkûk 245 milyon lira ile başarılması elbette
imkânsız olacaktı.
Bütün Dünya memleketleri ^«ölmek, yahut
ne bahasına olursa olsun yatırım yapmak»
prensiplerini savunurken, Türkiye hareketsiz,
ümitsiz, iptidai ve her bakımdan geri kalmış,
uyuşmuş görünüyordu,
Aziz arkadaşlarım,
Muhaliflerimizin zaman zaman iktidarımızı
mahrum saydıkları, prensiplere sadakat ve
programlıİık bakımından, hakikatin lâyikiyle
anlaşılması için birkaç noktayı işaret etmekle
iktifa edeceğim* Sene 1950, Halk Partisi ikti­
darda, buna seçim bütçeleri demek de mümkün,
partimiz adına bütçeyi tenkid eden Sayın Men­
deres, Halk Partisi iktidarının son bütçesini
mütalâa ederken memleketin iktisadi durumu­
nu şu tarihî sözlerle telhis etmişti :
«Bütçesi her bakımdan işba haline gelen,
takatten düşmüş ve uzun bir duraklama haya­
tına sürüklenmiş bir memleket...»
Muhterem arkadaşlar, o tarihte söylenen bu
sözlerin unutulmasına imkân yoktur. Bu söz­
ler, acı bir hakikatin maalesef hazin bir ifade­
sidir. Bu sözler, bugünkü iktidarın ve onun
bugün tatbik ve müdafaa ettiği iktisadi siya­
setin hikmeti vücudunu ifade ve teyideden söz­
lerdir,
Evet, o safhada, bugün muhalefet safhını
işgal eden Halk Partisi iktidarı, artık uzun sü­
ren ve şüphe yokki, birçok sebeplere dayanan
bir iktidar yorgunluğunun za'fı içinde çırpmı­
yordu. İktisadi ve sosyal faaliyetlerinde oldu­
ğu gibi bütçesinde de esaslı bir işba vardı. Ge­
rek iktidarın müessese ve cihaz olarak , gerek
getirdiği bütçe fikirlerinde artık millete vadedecekleri bir husus kalmamıştı.
Menderes'in o zamanki tenkidlerinde ifade
ettiği gibi, 1950 bütçesinin meselâ bütün ya­
tırım rakamları 245 milyondan ibaret bulunu­
yordu. Bu miktarın ise mütevazin olmıyan büt­
çede teminatı da yoktu. îpin ucu kaçmış bütçe
delik deşik olmuştu. Hariçten temin edilen,
Geniş, kifayetli ve memleketi baştanbaşa ye­
niden kuran ve onu Batılı manâsında cihazlandırmak için bir yardım pplitikası takibeden Demok­
rat iktidarın, son derece asımist bir iktisadi siya­
set takibeden Halk Partisiyle esaslı görüş farkları
vardı. Muhterem Menderes'in 1950 bütçe tenkidin­
de işaret ettiği gibi, Halk Partisi bütçesi hem işba
halinde, hem akim, hem de kifayetsizdi. Dikkat
edilirse, kifayetsizlik Halk Partisi iktidarının
yalnız 1950 bütçesinin vasfı değildi. Kifayet­
sizlik onun baştan beri devam eden bir za'fı,
müzmin ve tedavi kabul etmez bir Ihastalığı idi.
Bir bütçe ki, medeni mânasında, yolların ya­
pılmasına, suların nizamlanmasma, sağlığın ko­
runmasına milletin okumasına, hulâsa yiyece­
ğimizin, içeceğimizin, giyeceğimizin, barınacağı­
mızın elde edilme şartlarının sağlanmasına im­
kân vermez.. Böyle bir bütçe hattâ mütevazin
bile olsa ne ifade eder? Umumi halsizlik ve kiI
fayetsizlik, ve hele yatırımların ehemmiyetini
lâyikiyle idrak edememiş olmak Halk Partisi
iktidarını iktidar dışı bırakmakta mühim rol
oynamıştır.
Genç Halk Partili arkadaşlarımı henüz bu
tecrübe safhalarında cesaretsizlendirmek aklım­
dan geçmez, fakat nasıl bir iktisadi zihniyete
mensubolduklarmı ve memleketi hangi kısır
sistem ve metotlarla idare ettiklerini bilmelerin­
de bugün için fayda mülâhaza ederim. Müsaade
ederseniz ,bu hususu biraz daha derinleştire­
lim.
370 —