TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

RÜBAB
hi Nakşi", ITEM, yeni seri 1/2 (1929). s. 12-15;
a.mlf., "Top kapı Sarayı Arşivi 4819: üçüncü Sultan Selim Zamarnnda Yazılmış Dış Ruznamesinden 120611 791 ve 1207/1792 Senelerine Ait
Vekayi", ITK Belleten, XXXVII /148 (1973), s.
607 -662; Tahsin Öz, "Selim lll. ün Sırkatibi Tarafından Thtulan Rüzname", TV, Ill/13 (1944) . s .
26-35; Ill/14 (1944), s. 102-116; 111/15 (1949) , s .
183-199; Atsız , "İstanbul Kütüphanelerinde Tanınmamış Osmanlı Tarihleri", Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, Vl/1-2, Ankara 1957, s .
73-74.
l:;i;l
ımı
FiKRET SARICAOGLU
ı
ı
RÜZAAVERİ
(~J.91J::ı.9}1)
Ebü Şüdı' Zahirüddin Muhammed
b. Hüseyn b. Muhammed (Abdillah)
er-RGzraveri
(ö. 488/1095)
L
Abbasi veziri, edip ve tarihçi.
_j
437 (1 045-46) yılında Ahvaz'a bağlı Kengever'de doğdu. Hemedan yakınlarındaki
Ruzraver'e nisbette Ruzraverl diye meş­
hur olmuştur. Tahsilini Bağdat'ta Ebu İs­
hak eş-ŞlraZı'nin de aralarında bulunduğu
alimlerden fıkıh, hadis ve Arap dil ilimlerini okuyarak tamamladı. Halife Kaim-Biemrillah tarafından vezir tayin edilen babası Ebu Ya'la Hüseyin b. Muhammed. göreve başlamadan vefat edince (460/ ı 066)
Kaim-Biemrillah onunla yakından ilgilendi. Ruzraverl, 471'de (1078-79) Nizamülmülk'ün isteği üzerine Muktedi-Biemrillah tarafından aziedilen Fahrüddevle İbn
Cehlr'in yerine vezir tayin edildi. Fakat Beni Cehlr ailesinin Nizamülmülk'le ilişkilerini
düzeltmesi ve Fahrüddevle'nin oğlu Amldüddevle İbn Cehlr'in vezirliğe getirilmesi
(472/1079) dolayısıyla bu görevi kısa sürdü. Amldüddevle İbn Cehlr'in aziedilmesinden sonra Şaban 476'da (Aralık ı 083Ocak ı 084) , tekrar vezirliğe getirildi ve
kendisine "Zahlrüddin" lakabı verildi. Bu
görevi, 19 Safer veya Reblülewel 484 (12
Nisan veya Mayıs 1091) tarihinde Selçuklu
Sultanı Melikşah ile Vezir Nizamülmülk'ün
isteğiyle halife tarafından azledilinceye kadar sürdü. Ardından halkın kendisine aşı­
rı ilgi göstermesi yüzünden bir süre evinde göz hapsinde tutuldu. Bu sırada çıktı­
ğı hac yolculuğundan dönünce Bağdat'a
girmesi yasaklandığı için Ruzraver'e gitti
,.-;
1•1
~~
~~
orada kaldı. 487'de (ı 094) hac
tekrar yola çıktı. Katıldığı hac
kafilesinin uğradığı bedevi saldırısından
sağ kurtulan Ruzraverl hac dönüşü Medine'ye yerleşti. Cemaziyelahir 488'de (Haziran 1095) burada vefat etti ve Cennetü'l-baki'da defnedildi. Oğlu Reblbüddevle, Abbas! ve Selçuklu devletlerinde vezirlik yapmıştır.
ve iki
yıl
maksadıyla
Kaynaklarda iyilik sever, adaletli ve iyi
bir yönetici olarak zikredilen Ruzraverl'nin
600.000 dinar tutarındaki malını cami yapımı ve yoksullara yardım gibi çeşitli hayır hizmetleri için sarfettiği belirtilmektedir (İbnü'l-Cevzl, IX, 90) . Bağdat'ta Sünniler ile Şiller arasında ortaya çıkan anlaş­
mazlıklarda yatıştırıcı rol oynamıştır. Edip
ve şair olduğu gibi hat sanatında da mahirdi. Divanından bazı parçalar kaynaklarda yer almaktadır. Onun aziedildikten sonra kendisi için söylediği, "Vezir olduğunda
bir tek düşmanı yoktu, görevden alındı­
ğında tek bir dostu kalmamıştı" anlamın­
daki mısraı meşhurdur (İmadüddin el-isfahanl, I, 77) .
Ruzraverl aynı zamanda Z,eylü Tecdribi'l-ümem adlı eseriyle bilinmektedir.
369-389 (980-999) yıllarını ihtiva eden bu
çalışmasında Ruzraverl. Abbas! halifeleri
Tai'-Lillah ve Kadir-Billah dönemlerini, Büveyhl hükümdarlarından Adudüddevle, Müeyyidüddevle, Şerefüddevle , Samsamüddevle, Fahrüddevle ve Bahaüddevle'nin faaliyetlerini anlatmış, çeşitli olayların yanı
sıra Bizans ve Fatımller'le münasebetler
konusunda bilgi vermiştir. Eser Henry F.
Amedroz ve David S. Margoliouth tarafın­
dan Tecdribü'l-ümem'le beraber neş­
redilmiş (Kahire 1334, lll, 1-332; Bağdat
ı 969), daha sonra her iki eser İngilizce
tercümeleriyle birlikte yeniden yayımian­
mış (The Eclipse of the 'Abbasid Caliphate, Oxford ı 92 ı, VI, 1- 358), ayrıca Ebü'l-Kasım İmam! tarafından yine Tecdribü'lümem ile birlikte neşredilmiştir (Tahran
1407/1987, VII , 5-391) Esere Muhammed
b. Abdülmelik el-Hemedanl'nin e~ - Z,eyl
<ald Tdri{ıi'l-vezir Ebi Şüca< er-Ril~rd­
veri adıyla yazdığı zeyil günümüze kadar
gelmemiştir.
BİBLİYOGRAFYA :
imadüddin ei-İsfahan!,/jaridetü'l-kaşr: el-Kıs­
rnü'l-'Iraki (nşr. M. Behcet el-Eseri- Cem ll Said).
,,,u
.......
J>o.Qy.
. u)t
Y.u_
~!Pj
.....
••
·~.#'.· ~-~Jr.,...,
•ı-
\t.vi
...,.,~"""
RübiJ.b"ın
ilk 50 sayısının.
50-100. sayılar
arasının.
101 ve sonraki
sayılarının
başlık klişe l eri
Bağdad 1375/1955, 1, 77-87; İbnü'I-Cevz!, el-Munta?am, IX, 90-94; İbnü'I-Es!r, el-Kamil, X, 109,
130, 186-187; ibn Hallikan, Ve{eyat, V, 134-137;
İbnü't-Tıktaka, el-Fa[Jri, s. 297-299; Safedl, el-Va(f,
lll, 3-4; Sübkl. Tabakat (Tanahl), IV, 136-140; İbn
Kesir. el-Bidaye, XII, 150-151; Zeheb!, A'lamü'nnübela', XIX, 27-31; Seyfeddin Hacı b. Nizarn
Aklll, Aşarü '1-uüzerti' (nşr Celaleddin Hüseyni
Urmevl), Tahran 1337 hş., s. 140-141; Name-i
Danişueran-ı Naşıri, Kum , ts. (Darü'l -fikr), V,
51-72; M. Müsfir ez-Zehrani, Ni?amü '1-vizare
fl'd-deuleti'l-'Abbtisiyye, Beyrut 1406/1986, s.
147-150; K. V. Zettersteen, "Rüzraveri", İA, IX,
793; C. E. Bosworth, "al-Rüdhrawart", Ef2(İng.),
Vlll, 586-587.
1:;i;1
ımı
CAsiM Avcı
RÜBAB
(y4.))
II. Meşrutiyet'te yayımlanan
edebi, içtimai, felsefi dergi.
L
_j
Devrin kültür ve edebiyat hayatını en iyi
dergilerdendir. 25 Kanunusani
1327 - 15 Mayıs 1330 (7 Şubat 1912 - 28
Mayıs 1914) tarihleri arasında bazı aksamalarla haftalık ve on altı sayfa olarak 116
sayı yayımlanmıştır. Sahibi aslen Manisalı
olan Yemen Naibi Asımefendizade Cemal
Nadir'dir. Bu zat kardeşi Şeyh Abdurrahman Sami ile birlikte sekiz sayı devam
eden tasavvufı muhtevalı Mihverü'l-ulilm
(ı 9 ı ı- ı 9 ı 2) ve Manisalı Halil Hilmi ile beraber beş sayı çıkan Musavver İslam Salon Mecmuası (ı 9 ı 4) adlı dergileri de neş­
retmiştir. Tevfik Pikret'in Rübdb-ı Şikes­
te'sini çağrıştıran derginin adına yönelik
bir eleştiri üzerine Cemal Nadir, bu ismi
Gördüslü Hüseyin Hüsnü ile birlikte bulduklarını, Tevfik Pikret'ten bu hususta izin
aldıklarını ve kendisinden derginin müdürlüğünü yapmasını istediklerini, fakat şai­
rin bunu kabul etmediğini belirtmiştir (c.
ll, nr 62, s. 298-299) .
yansıtan
"Rübab'ın Mesleği" başlıklı
takdim yazı­
Cemal Nadir mecmuanın yalnız edebiyata hizmet etmek, edebiyatı yüceltmek için çıkarıldığını vurgulamış. edebi faaliyeti eriyle tanınmış isimleri bir araya toplayarak genç nesillerin bu yolla beslenmesini ve özellikle kadınların fikren aydınla­
tılmasını amaçladıklarını söylemiştir. Dergi, belli bir edebi anlayışı takip etmek yerine hem ferdiyetçi hem sosyal faydacı anlayışlara sayfalarını açmıştır. Mesela şiire
toplumsal sorunları asla sakınayan Ahmed
Haşim de, vatanı terennüm etmeyen şey­
leri edebiyattan saymayan İlyas Macid de
Rübdb'ın yazar kadrosundadır. Ancak genel çizgisi itibariyle o yıllarda Hüseyin Rahmi'nin (Gürpınar) temsil ettiği popüler edebiyat anlayışına karşı olduğu dikkatten kaçsında
mamaktadır.
281