Kirli savaşa karşı bir film: Hêvî | ANF

Arama..
08.05.2014 Kurdî (http://ku.firatajans.com) |
English (http://en.firatajans.com) | !"#$%&' (http://ar.firatajans.com) |
()*+, (http://fa.firatajans.com) | -.*/0 (http://so.firatajans.com)
(/)
GÜNCEL (/news/guncel)
KÜRDISTAN (/news/kurdistan)
DÜNYA (/news/dunya)
TOPLUM (/news/toplum)
YEREL SEÇ1M 2014 (/news/yerel-secim-2014-1)
KADIN (/news/kadin)
KÜLTÜR (/news/kultur)
Kirli sava2a kar2ı bir film: Hêvî
AL1 GÜLER - BERL1N
03.03.2014 07:00:51
Türkiye’nin son 30 yılda Kürdistan’da yürüttü!ü kirli sava"ın tarihi beyaz perdede. Yönetmen Yüksel
Yavuz Sakine Cansız, Gültan Kı"anak, Eren Keskin ve Aysel Tu!luk’un hikayelerinden hareketle 30
m-hevi.htm&title=Kirli%20sava%C5%9Fa%20kar%C5%9F%C4%B1%20bir%20film%3A%20H%C3%AAv%C3%AE%20%7C%20ANF&ate=AT-xayıllık tarihe ı"ık tutuyor ve Kürt kadınlarının destansı mücadelelerini sinemaya aktarıyor.
Filmde Sakine Cansız, Eren Keskin, Gültan Kı"anak ve Aysel Tu!luk'un ya"am öyküsünden yola
%26source%3Dweb%26cd%3D1%26ved%3D0CDEQFjAA%26url%3Dhttp%253A%252F%252Ffiratnews.com%252Fnews%252Fguncel%252Fkirliçıkılarak, hazırlanan belgeselde, faili meçhul cinayetler, i"kence, cezaevi, köy yakmalar, adaletsiz
yargılamalar olmak üzere Türkiye'nin Kürdistan'daki kirli dosyası açılıyor. Kürt yönetmen Yüksel
Yavuz’un çekti!i "Hêvî” belgeseli, 3 bölümden olu"uyor ve toplam 99 dakika sürüyor. #stanbul’da bir
7
hukuk bürosundan ba"layan film Amed, Kandil da!ları, Dêrsim ve Avrupa’dan çekimlerle sürüyor.
Türkiye ve Kürdistan’da PKK’li tutsakların ba"lattı!ı ölüm oruçları dönemi, Paris’te katledilen Sakine
Cansız, Fidan Do!an ve Leyla $aylemez’in cenaze törenlerine de yer veren film, oldukça duygusal ve
sert.
6 Mart 2014 tarihinde, Almanya’nın birçok kentinde vizyona girecek "Hêvî” belgeselinin yönetmeni
Yüksel Yavuz, sorularımızı yanıtladı.
"Hêvî” Belgesel filminde gördü3üm aslında Kürdistan’daki 30 yıllık hak ihlalleri, faili meçhul
cinayetler, ölüm ve katliamlar. Bu yakın tarihi anlatmak için neden 4 kadın karakteri seçtiniz?
30 yıllık Kürdistan tarihi tüm hak ihlallerine, failleri aslında ”belli" olan cinayetlere, ölüm ve katliamlara
kar"ı verilmi" ve bedeli çok a!ır olan bir mücadeleler tarihidir aynı zamanda. "Hêvî” bu tarihi ve
mücadeleyi kadın perspektifinden anlatan bir film. Kadın perspektifi derken, bir taraftan da Kürt
kadınının özgürlük mücadelesinde katetti!i yolu ve bu mücadelenin kadına kazandırdı!ı yönleri de
anlatmak istedim. Bunu yaparken yıllardan beri siyasetin içinde olan, insan hakları aktivistleri ve gerilla
mücadelesinde bulunmu" kadınları dahil etmek istedim.
Karakterlerin ikisi hukukçu, di3er ikisi de 12 Eylül döneminde Diyarbakır gibi bir yerde
i2kencelere maruz kalmı2 kadınlar. Bu isimlerin seçilmesi bilinçli miydi?
Bu karakterlerin seçilmesi bilinçli bir tercihti, ortak özelliklerinin yanı sıra hayatların belirli dönemlerinde
yolları kesi"mi" insanlar. Örne!in Sakine Cansız, 1970’lı yılların ikinci yarısında, PKK'nin kurulu"una
giden süreçte Elazı!'da Aysel Tu!luk’un daha sonra beraber cezaevindeyken milliyetçiler tarafından
öldürülen abisiyle politik çalı"malar yürütüyor. Arkada"lı!ı, yolda"lı!ı var. Aysel Tu!luk da daha küçük
ya"larda Sakine Cansız ile tanı"ıyor. Yine Gültan Kı"anak, 12 Eylül döneminde Kürt halkının toplumsal
belle!inde derin bir yer edinen Diyarbakır Cezaevinde Sakine Cansız ile beraber aynı ko!u"u
payla"ıyor, aynı insanlık dı"ı i"kencelere maruz kalıyor. Sakine Cansız, 1990 'ların ba"ında
cezaevinden çıkarken de Eren Keskin'le tanı"ıyorlar. Eren Keskin bu ziyareti filmde anlatıyor. Sonraki
yıllarda Eren Keskin Avrupa'ya çıktı!ında Sakine'yle görü"üyorlar bazen. Yaptıkları i"ler, verdikleri
mücadeleler her ne kadar farklı alanlarda olsa da, bir anlamda hayatlarının belirli dönemlerinde yolları
kesi"mi" dört kadın.
Neden belgeselin ismini "Hêvî” koydunuz? "Hêvî” sizin için ne ifade ediyor?
Filmin kaba montajı ortaya çıktıktan sonra bu isim kendisini dayattı. Filmin yapımcısı Zülfiye Akkulak
önerdi bu ismi. Kürt Özgürlük Mücadelesi’nde kadınların a!ırlı!ı ve özgünlü!ünü bir umut olarak
Kirli sava2a kar2ı
bir film: Hêvî
(/gallery/kirlisavasa-karsi-birfilm-hevi)
gördük. Onun için bu ismi koyduk.
"Close Up Kürdistan” öncesi film biyografinizde daha çok diasporadaki Kürtler var. Ancak bu
filmden sonra anavatanınıza gidip orada filmler yaptınız. Bunlar oldukça politik eserler. Sizi
sorunun kayna3ına iten nedenler nelerdi?
Beni oraya çeken neden Kürdistan’daki kirli sava" ve o co!rafyada ya"ayan insanların maruz kaldı!ı
haksızlıklardır. En önemlisi de Kürtlerin verdi!i özgürlük mücadelesi ve yankılarıdır. Kürdistan’da
sava"ın yo!un ya"andı!ı 1990’lı yıllarda, Avrupa'da sinema alanına yeni yeni adım atıyordum. Bu
durum beni, biraz uza!ında olsam da çok etkiledi. #lk filmlerimi yaparken aslında hep bu temayı i"ledim.
Bir kısmı i"çi, bir kısmı da politik sı!ınmacı olarak Avrupa’ya gelen Kürtlerin ve burada zamanla
olu"turdukları ya"amlarını konu edinen filmler yaptım. Yıllar sonra bu sorunun kayna!ına inip, o sorunla
yüz yüze kalmı" insanların perspektifinden bir"eyler anlatmanın gerekti!ini hissettim. 90’lı yıllarda
Kürdistan'da neler ya"andı, 2000 'li yıllarda durum neydi tespitini yapma ihtiyacını duydum. #"te bu
yıllarda barı" süreci geli"tirilmeli söylemleri yükseldi. Ben de bu filmler yoluyla Kürt sorununu, Kürtlerin
mücadelelerini ve nihai bir barı"a duydukları özlemlerini Avrupa ve Dünya kamuoyuna anlatma ihtiyacı
duydum.
"Hêvî” oldukça sert bir atmosferde geçiyor. Türkiye’ye çok radikal ele2tiriler yöneltiyor. Filmin
çekildi3i dönemde Kürdistan ve Türkiye cezaevilerinde bulunan PKK’li tutsakların yürüttü3ü
açlık grevlerinin olması ve kamuoyonun hassas olmasının bir etkisi oldu3unu dü2ünüyor
musunuz?
Açlık grevlerinin oldu!u dönemde ben Kürdistan ve Türkiye’deydim. O dönemde Türkiye kamuoyundaki
duyarsızlık, ve basının da açlık grevlerinden pek bahsetmiyor olması, binlerce politik tutsa!ın katıldı!ı
bir açlık grevinin Türkiye kamuoyundan her hangi bir tepkinin gösterilmemesi benim için korkunç bir
tecrübeydi. Bu duyarsızlık çok ürkütücü bir hal aldı. Bunun yarattı!ı etkiyle Kürt vekillerin yaptıkları
destek grevini yerinde ziyaret etme ve çekme gere!ini hissettim. Kürt vekillerin politik tutsakların
Türkiye'nin bir çok cezaevindeki eylemlerine verdikleri açlık grevi deste!i 60 gününde ba"ladı. Bu bile
çok geç bir karardı. Çünkü 60'ıncı gün çok geç bir dönemdir, çok ciddi ve kalıcı sa!lık sorunlarına yol
açan bir safhadır. Her"eye ra!men politik tutuklular inançlarını korudular, umutlarını kaybetmediler,
eylemlerinden vazgeçmediler. Bu eylemle Türk devleti "barı" sürecine" zorlandı. Filme "Hêvî” ismini
koymamızın bir nedeni de buydu.
Bu sert ve duygusal bir ortamda karakterlerle yaptı3ınız röportajlar, belgeselin üzerinde bir etki
yaratır kaygısı gütmediniz mi?
Bu ortamda gerek Gültan Kı"anak ile gerek ise Aysel Tu!luk'la yaptı!ımız söyle"iler, çok keskindi.
Kadınlar sözlerini esirgemiyorlar. Erkeklere nazaran daha içten ve direk konu"uyorlar. Bu da filmde sert
ve radikal olarak yansıyor. Özellikle Recep T. Erdo!an hakkında sarf ettikleri ”vicdansızlık" söylemi,
sert ama pekte haksız bir tespit de!il. Sonuçta bir belgesel yapıyorsunuz. Kar"ındakinin söyledi!i
"eyleri yumu"atamazsınız. Direk aktarmalısınız. Onlar o anda, kendilerinin de içinde bulundukları açlık
grevi ortamında hisselerini dile getirdiler. Ben de bir insan ve bir yönetmen olarak, onların hislerine
kulak misafiri oldum. Onbin insan cezaevlerinde her gün adım adım ölüme yakla"ırken, Türkiye
kamuoyu çok duyarsız kaldı. Bu durum bir toplum için haysiyet meselesidir.
Bu filmin fikri tam olarak ne zaman ortaya çıktı. Özellikle dört kadından biri olan Sakine Cansız
katledildikten sonra mı filme dahil edildi yoksa daha önce var mıydı?
"Closa Up Kürdistan” filmimde bir Kürdistan yolculu!u var. #çerisinde annem ve babam, eski kadın
gerilla, Jitemci Abdulkadir Aygan, #smail Be"ikçi gibi birçok isim var. Bu filmin hazırlıklarını yaparken,
Kürt sorununu kadınların gözüyle anlatmanın gerekli!ine inandım. Ama buna sadece siyaset
perspektifinden de!il, farklı alanlarda mücadele eden kadınları da anlatmayı dü"ündüm. Çünkü kadınlar
Kürt Özgürlük Mücadelesi’nde ba"ından beri büyük bir rol oynuyorlar. Projeyi dü"ünürken, tasarlarken
ilk akla gelen isim Sakine Cansız'dı. Diyarbakır zindanında vermi" oldu!u örnek mücadelesiyle de Kürt
kadınları için bir idol ve film onsuz dü"ünülemezdi zaten. Sakine ile yıllar önce Hamburg'ta tanı"mı"tım.
Benim yaptı!ım filmleri biliyordu, "Küçük Özgürlük” ve "Close Up Kurdistan”ı görmü"tü. Kültürel ve
sanatsal çalı"maların çok önemli oldu!unu vurgulamı"tı. Filmin ilk iki bölümünü çektikten sonra
Almanya’ya döndük. Sakine ile Berlin'de görü"tük. Hatta, "u anda oturdu!umuz bu kafede görü"tük. Bu
30 Aralık 2012 tarihiydi. Kendisiyle yapaca!ımız çekimleri konu"tuk. Bize birkaç gün sonra Paris'e,
Ocak ayı sonu gibi de Kandil’e gidece!ini söyledi. Kandile gitmeden önce, yani Paris dönü"ü,
kendisiyle çekim yapacaktık. Ardından da Nisan ayında Kandil’e gidip, orada, çok sevdi!i Kürdistan
da!larında kendisine kamerayla e"lik edecektik. Ama bulu"mamızdan 12 gün sonra Paris'ten katliam
haberi geldi.
Belgeselde Sakince Cansız’a büyük bir bölüm ayırmı2sınız. Ailesi ve mücadele arkada2larıyla
görü2tünüz. Buna dair ne anlatırsınız? Film çekimleri esnasında Kürt Özgürlük Hareketi
içerisinde, de3i2ik kademelerinde yer alan kadınlarla görü2tünüz. Kürt kadınlarının geldi3i
durumu nasıl de3erlendiriyorsunuz?
Ailesi ve arkada"larıyla görü"ürken, oldukça duygusal anlar ya"andı. Bu da filme yansıyor zaten.
Kadınların mücadelenin içerisinde olmasıyla bu mücadelenin daha farklı bir boyut kazandı!ını
dü"ünüyorum. Hak arama mücadeleleri genelikle erkeksi, sert ve "iddete dayalı olarak yürütülür. Ancak
Kürtlerin yürüttü!ü özgürlük mücadelesine kadın eli de!mi" ve kadınlar farklı bir renk katmı"lar. Öbür
taraftan da bilinçli olarak geri bıraktırılmı", sürekli baskıya, asimilasyona maruz kalmı" bir toplum olan
Kürtler de kadınların katetti!i a"ama söz konusu. Erkek ve kadın ili"kilerinde yakaladı!ı denge önemli
bir boyuttadır. Bugün Kürt toplumunda kadına yönelik bir saygınlık olu"mu", e"itlikçi bir tutum
sergileniyor ve gelinen a"ama devrimsel bir nitelik kazanmı". Bu durum Ortado!udaki toplumlarda
olmayan bir"ey.
Avrupa kamuoyu ve sanat çevresi bu geli2meye nasıl bakıyor?
Avrupa bunu hala görmüyor. Kürt kadınının yakaladı!ı düzeyi pek fark etmiyor. Bu filmi yapma
gereksimi de bundan do!du. Böyle bir filmi yaparak, Kürt kadınının gelmi" oldu!u düzeyi Avrupa ve
dünya kamuoyuna tanıtmaktı amacım. Bana göre Kürt sinema ve edebiyatı da bu geli"meyi, gerce!i
yeterince i"lemiyor hala.
Filmdeki bölüm aralarındaki geçi2lerde müzikler erkek dengbêjlere ait. Neden Erkek dengbêjleri
seçtiniz?
Filmde üç dengbêj var. #kisi erkek biri kadın. Kadınlarla ilgili bir filmde üç dengbêj de kadın olmalı
kuralını koymak istemedim. Dengbêjlik gelene!i Kürt kültüründe önemli bir yere sahip. #lk bölüm
Seyidxanê Amedê ile ba"lıyor. Bu dengbêjin yüzünde büyük bir ya"anmı"lık var. Yüzdeki hatlar, kendi
içerisinde büyük acıları barındırıyor. Kürtlerin bir yüzyıldır ya"adıklarını ta"ıyan bir yüz oldu!u için de
belgeselde yer verdim, filmin ba"ına koydum. Kendisi ”Tellî" parçasını söylüyor. Bu da bir a"k parçası
ve kadına atfedilmi".
Film kadınlar üzerine ama filmde erkekler de var.
Sakine'nin karde"i Metin Cansız, cezaevi arkada"ı, yolda"ı Mustafa Karasu, Osman Baydemir, Sırrı
Süreyya Önder gibi isimler var.
#leti"im (/contact) | Künye (/imprint) | Ar"iv (/archive/)
Copyright © Ajansa Nûçeyan a Firatê 2012. All rights reserved.
(/rss)
(http://www.ebiz-consult.de)