Segıyt Remiev - e

Segıyt Remiev
(Orenburg, 12.02.1880 - Ufa, 17.03.1926)
Segıyt Lutfullaoğu Remiev 12 Şubat 1880 (yeni
takvim ile 24 Şubat 1880) Orenburg vilayeti Orenburg
ilçesi Akman (Ibray) köyünde doğdu. Esas kütüğü ile
Sterlitamak'tan olan babası o zaman için eğitimli
kişilerden sayılırdı. Ağaç ticareti ile uğraşırdı. 1886
yılında Ural nehri boyundaki İlek şehrine yerleştiler.
1890 yılma kadar oradaki ilk okula gitti, 1890-1902
yılları arasında da Orenburg1 taki "Hüseyniye
medresesinde, onun karşısındaki üç sınıflık Rus
mektebinde okudu. Rus, Arap ve Fars dillerini öğrendi.
Eğitimini tamamladıktan sonra "Hüseyniye de Fars dili,
geometri ve cebir dersleri verdi.
1905 yılındaki inkılabı geleceğin şâiri sevinçle
karşıladı, siyasî hareketlere katıldı ve bir grup yenilikçi
talebe ile birlikte medreseyi bıraktı. 1906 yılının
başında Kazan'a taşındı. Orada Tan yıldızı isimli
gazetede çalıştı, sorumlu yazı işleri müdürü oldu. S.
Remiev'in faal edebiyatçılığı da bu devreye tesadüf
eder. Şâir güzel şiirler yazmakla birlikte devrim
kışkırtıcılığı işine karıştı. 1907 yılında Abdullah Tukay
ile arkadaş oldu, F. Emirhan'm çıkardığı El-Islah
gazetesine yakınlaştı. 1909-1910 yıllarında Kazan'da
çıkmakta olan Beyan'ül-Hak ve Kazan Muhbiri
gazetelerinde sekreter olarak çalıştı. 1910 yılının
sonunda S. Remiev'i Asterhan'da çıkmakta olan İdil
gazetesine sekreter olarak çağırdılar. Orada meşhur
Azerbaycan devrimcisi dramaturg Neriman Nerimanov
ile yakın dost oldu.
1914 yılında Çar'm güvenlik güçleri İdil gazetesini
kapattılar ve onun gerçek danışmanı olan S. Remiev'e
bir hafta içinde Asterhan'ı terketmesi istendi. Şâir ailesi
ile birlikte Ufa'ya taşındı ve Ekim ihtilaline kadar Ufa
Şehir İdaresi tarafından çıkarılan Ufa'nm Köy Hayatı
Jurnalı'nı yayınlama işinde çalıştı.
S. Remiev Ekim ihtilalini büyük bir memnuniyetle
karşıladı ve bütün varlığı ile ihtilale hizmet etmeye
başladı. 1919-1920 yıllarında Ural yakınında revkom
sekreteri, Magnitka denilen köyde eğitim işleri müdürü
olarak çalıştı ve gerektiğinde de eline silah alıp zengin
köylü çetelerine karşı savaştı. 1920 yılında Verhniy
Ural şehir komitesi karşısındaki müslüman bölümünde,
sonra Çilebi' de milletler işi boyunca valilik şubesinde,
Kızıl Ural gazetesinde çalıştı. Pedagoji yatılı okulunda
Tatar dili okuttu. 1922-1926 yıllarında Başkur-distan
Arazi işleri komiserliğinde neşriyat şubesini yönetti.
Şâir 17 Mart 1926'da Ufa şehrinde veremden vefat
etti.
Segıyt Remiev'in eserleri Tatar edebiyatının
gelişmesinde çok önemli yer tutar. Konuşma diline esas
olan özellikleri, büyük sanat tesirine sahip olan lirikromantik şiirler yazıp, Tatar şiirini pek çok yenilik ile
zenginleştirdi. Pek çok türde eser yazdı. Hikayeler,
piyesler yazdı, Rus dilinden türküler, şiirler ve düz
yazılar tercüme etti.
ŞİİRLER
UKU
OKUMAK
Söyikli sinillerim Gafifi ile Vesimege
Sevgili kardeşlerim Afife ile Vesime'ye
Bizni adem itken uku,
Ademni alga iltken uku,
İl tip kükke çitken uku,
Uku, uku, uku.
Yulımıznı hak itken uku,
Yözimizni ak itken uku,
Üzimni bag itken uku,
Uku, uku, uku.
Rast, çın kişi işi uku,
Bag ve rehet cimişi uku,
Açkan rehet işigin uku,
Uku, uku, uku.
Gakılga nur birgen uku,
Mökatdes uy birgen uku,
Su yukta su birgen uku,
Uku, uku, uku.
Devlet, behit birgen uku,
Mölik, tehit birgen uku,
Bizge kirek illa uku,
Uku, uku, uku.
Unsça da uku, uku,
Kıtayça da uku, uku,
Kimce gine de uku, uku,
Uku, uku, uku.
İrlerge de farız uku,
Kızlarga da farız uku.
Farız işnin barsı uku,
Uku, uku, uku.
Bizi insan yapan okumak,
TAN VAKITI
(Mösecce' nesir)?
TAN VAKTİ
(Müsecce' nesir)
Tan vakıtı... Tatar yoklıy...
Min, yokısız, uyananı,
Uyanam da, tili kibik,
Tik bir üzim uylanam.
Uylanam, uyıma batamın,
Tormıymın üzim, ya tam.
Yatmas idim de, cibermi
Atadan kalgan hatam.
Hatam tiren, tamrı yırak...
Botagı dönya kaplagan,
Kaplagan da tora-tora haman,
Yafragın da kakmagan.
Kakmagan bir yafragın da
Hiç tatar kurku bilen,
Tan vakti... Tatar uyuyor...
Ben, uykusuz, uyanığım,
Uyanıyorum da, deli gibi,
Tek bir özüm düşünüyorum.
Düşünüyorum, çukura batıyorum,
Durmuyorum ben, yatıyorum...
Yatmasam da, göndermiyor
Atadan kalan hatam.
Hatam derin, kökü uzun...
Budağı dünya kaplayan,
Kaplayan da zaman zaman hâlâ,
Yaprağını da kıpırdatmayan.
Kıpırdatmayan bir yaprağını da
Hiç Tatar korku ile,
Tigi, leg'net, üse, zuraya, eli haman da.,
Öteki, lanet, yeşeriyor, büyüyor, bak hâlâ..
Kolaktan kolakka tuku bilen.
Kulaktan kulağa işlemeyle.
İnsanı ileri götüren okumak,
Yükseltip göğe çıkaran okumak,
Okumak, okumak, okumak.
Yolumuzu hak eden okumak,
Yüzümüzü ak eden okumak,
Üzümü bağ eden okumak,
Okumak, okumak, okumak.
Doğru, dürüst insan işi okumak,
Bağ ve rahat yemişi okumak,
Açar rahatlık eşiğini okumak,
Okumak, okumak, okumak.
Akıla nur veren okumak,'
Mukaddes fikir veren okumak,
Su yokken su veren okumak,
Okumak, okumak, okumak.
Devlet, baht veren okumak,
Mülk, taht veren okumak,
Bize gerek illâ okumak,
Okumak, okumak, okumak.
Rusça da okumak, okumak,
Çince de okumak, okumak,
Nasıl olursa olsun okumak,
okumak, Okumak, okumak,
okumak. Erkeklere de farz
okumak, Kızlara da farz okumak,
Farz işin hepsi okumak,
Okumak, okumak, okumak.
Tukıylar kulakka, ukıylar tarihm,
Tikşirirge tübin kuşmıylar;
Atalar söyliy babadan işitip,
Balalar şunı huşlıylar.
Huşlıylar çm küftil bilen,
Işanmıylar hiç: "yuk, tügil" bilen.
Başların vatkan tatarlarnıft
Tik şul bir alla!
Biterler miken tatarlar, alla, di-di?
Elle bilirler miken hataların bir alda?
Hay, yuk, hata bik zur,
Bötin dönyanı bar itken,
Bardır, üzi birdir,
Emma könhine irişmekten
Gakıllarnı tar itken.
İy sin, Gabdulla!
Mösilman bulsaft, uylama yuknı!
Yat, yokla!
Yokla rehet, yokla tınıç, saklan,
Saklan, utka taba yöz totma!
Yuk, yuk!.. Min şaşam!
Yatalmıym urnımda, kükke asam!
Mine tan attı!.. Ene koyaş çıktı!..
Ene elle kim mina kıçkıra:
- İy sin, kaygırma, şat bul:
Ayağın beyden ıçkma!
Mine siıîa yul, bu anaga ugıl bul, Di, mina bir yeş kız kürgeze. Tug yaftadan meg'rifetli anadan!
Yugıyse sin, ey tatar,
Bil, bitesin! - di, - nadan.
Bitme nadan, tug yaftadan
Meg'rifetli anadan!
Bul kişi, üzift tırıs, ömid itme,
Hata ul ömid alladan!
"MİN" (Menzum
nesir)
"Min!" dimin min, "min" didisem,
Mina bir zur köç kire,
Allalar, şahlar, kanunnar
Bulalar bir çüp kine.
Bir üzim hür kalamin kin
Cir yözi hem kükte de;
Ey rehet soft şul vakit!
Şunı tilimin küpke de.
Kayvakıt min ülemin,
Söymiym üzim de üzimi,
Kürmiy torsam ul "min"imni
Ye işitmiy süzini.
Ülemin, hiç işli almıym,
Taba almıym barnı da,
Bar halik şat üzlerinçe,
:
İşliyorlar kulağa, okuyorlar tarihini,
Araştırmaya kökenlerini bırakmıyorlar
Babalar söylüyor dededen işitip,
Balalar bundan hoşlanıyorlar.
Hoşlanıyorlar canı gönülden,
İnanmıyorlar hiç: "yok, değil ile.
Kafalarını daraltan Tatarların
Sadece bu bir Allah!
Biterler mi ki Tatarlar,
Allah, diye-diye?
Acaba bilirler mi ki hatalarını
önceden?
Haa, yok, hata pek büyük,
.Bütün dünyayı yaratan,
Vardır, özü birdir,
Ama aslına, erişmekten
Akıllarını dar eden.
Ey sen, Abdullah!
Müslüman olsan, düşünme uykuyu!
Yat, uyukla!
Uyu rahat, uyu dinç, saklan,
Saklan, ateşe doğru yüz tutma!
Yok, yok!.. Ben şaşıyorum!
Yatamıyorum yerimde, göğe çıkayım!
İşte tan attı!... Yine güneş çıktı!..
İşte bilmem kim bana sesleniyor:
- Ey sen, üzülme, şad ol:
Ayağın bağdan kurtar!
İşte sana yol, bu anaya oğul ol,Söyle, bana bir genç kız göster. Doğ yeniden marifetli anadan!
Yoksa sen, ey Tatar,
Bil; bitersin! de, - nadan.
Bitme nâdân, doğ yeniden
Marifetli anadan!
Adam ol, kendin çalış, ümid etme,
Hata olur ümid Allah'dan!
"BEN
(Manzum nesir)
"Ben! diyorum ben, "ben dediysem,
Bana bir büyük güç giriyor,
Allahlar, şahlar, kanunlar „
Olurlar bir çırpı gibi.
Bir kendim hür kalıyorum geniş Yer
yüzü hem gökte de; Ey rahat artık bu
vakit! Bunu diliyorum herkese de.
Ne vakit ben öleceğim, Sevmiyorum
kendim de kendimi, Görmüyor olsam
da "ben imi Yahut işitmesem sözünü.
Ölüyorum, hiç çalışamıyorum,
Bulamıyorum hiç birini de, Bütün halk
şad kendilerince, :
Min bir üzim kaygıda.
Emma son kayçan küzime
Ul "min"im bir kürine:
Minemin küknin yugarı,
îfiyugan türine...
Dönyada bar su - miniki,
Bar kara cir - miniki,
Bar tav, urman, bar matur koş Barısı da miniki.
Kürmiymin min ul vakitta
Hiç behitsiz bir kişi,
Barsı da üzin karagan,
Minde yuk hiçbir işi.
Min de "min"imnin yulmda
Bik tiren uyga talip,
Tabınam - ukıym bir dogamnı
Yatlagan köyge salıp.
Nige bu min - "min" digende
Ucam iken kükke de?
Mifia gına miken alay?
Yuk, şulaydır küpke de.
"Min!" dimin min, yaşesin "min!"
"Min" minimçön alla ul,
Ruhim ülgende kürinse,
Ruhıma can salgan ul.
Ben bir kendim kaygıda.
Ama artık ne zaman gözüme
O "ben im bir görünse:
Çıkıyorum göğün yukarı,
En yukarı köşesine...
Dünyadaki bütün sular-benim,
Bütün kara yerler - benim,
Bütün dağ, orman, bütün güzel kuşlar
Hepsi de benim.
Görmüyorum ben o zaman
Hiç bahıtsız bir kişi,
Hepsi de kendini gözeten,
Bende yok hiç bir eşi.
Ben de "ben imin yolunda
Pek derin düşünceye dalıp,
Tapınıyorum - okuyorum bir duamı
Ezberlediğim türküme dalarak.
Niye bu ben - "ben denildiğinde
Uçarım göğe de?
Bana mı yalnızca böyle?
Yok, böyledir çoğuna da.
"Ben! diyorum ben, yaşasın "ben!
"Ben benim için Allah o,
Ruhum ölünce görünse,
Ruhuma can salan o.
"SİN"
SEN
Mini utka atkan ul - sin,
Mini suga salgan da - sin,
Utka yansam, suga batsam,
Tartıp algan allam da - sin!
Beni ateşe atan o - sen,
Beni suya salan da - sen,
Ateşe yansam, suya batsam,
Çıkarıp alan Allah 'im da - sen!
SIZLA, KÜNLiM
SIZLA, GÖNLÜM
Sızla, sızla, sızla kimlim!
Sızla bir tuktamıyça,
Sızla aylar, sızla yıllar,
Sızla tön yoklamıyça!
Sızla, sızlap, sin mehebbet
Yalkmın hesret hem kara tön
Mengi hesret hem kara tön
Yılların könner yasa!..
Sızla, sızla, sızla gönlüm!
Sızla hiç durmaksızın,
Sızla aylar, sızla yıllar,
Sızla gece uyumaksızm!
Sızla, sızlayıp, sen muhabbet
Alevinden güller yap
Sonsuz hasret ve kara gece
Yıllarından günler yap!..
MİNUTLAR
DAKİKALAR
Kayvakıtlar tormışımda
Bir minutlar tabıla:
Zerre hetli bir rehet bik
Zur biyik bir tav bula.
Tav bulıp, sıymıy künilge
Beg'rim özgen kaygılar
Hem de ruhımmn çeçegin
Kaplap usken kayrılar.
Bazı vakitler hayatımda
Bir dakikalar bulunur:
Zerre kadar bir rahat pek
Büyük yüksek bir dağ olur.
Dağ olup, sığmıyor gönüle
Bağrımı parçalayan kaygılar
Hem de ruhumun çiçeğini
Kaplayıp büyüyen kabuklar.
Şul minutta yuk bulıp, bir
Künlim irkin kifteye
Hem tatarlık canıma bir
Fahirane köylene.
Bar tatarlık kannanm saf
Alsu sötke eylene,
Taş künillerim erep bir
Çın mehebbetke eylene.
Şunda yeşrin bir ferişte Ak behit bulmak bulam,
Yeşrinip hem şul tatarlık
Başına kunmak bulam...
Şunda temli-temli uylar
Hem farazlarnı koram,
Şunda tik bir çın behitli
Hem rehette ultıram.
0 dakikada yok olup, bir
Gönlüm serbest genişler
Hem Tatarlık canıma bir
"UL"
O
Kaşları - ay anın, yana rugan,
Yözi - aynın tugan könneri,
Kirfikleri - nurlar, kiç çeçilgen,
İki küzi - şul kiçnifv külleri.
Üzi anın - diriğiz, gıyşık dingizi,
Bar mehebbet ana cıyılgan,
Ana kük te ay, yoldızları
Bilen töşip secdege igılgan.
Bite - koyaş, kızarıp çıgıp kilgen,
Kölgen çağı - güya bir sahra,
Tavışları - çin-çın bılbıl tavışı...
Ah, ülemin, ülem şul çakta!
Kaşları - ay onun, yeni doğan,
Yüzü - ayın dolunay günleri,
Kirpikleri - nurlar, akşam saçılan,
İki gözü - o gecenin gülleri.
Özü onun deniz, aşk denizi,
Bütün muhabbet ona yönelmiş,
Ona gök de ayı, yıldızları
İle düşüp secdeye yığılmış.
Yüzü - güneş, kızarıp çıkıp gelmiş,
Güldüğü zaman - güya bir sahra,
Sesleri - çın çın bülbül sesi...
Ah, ölüyorum, ölürüm o zamandal
AVIL
KÖY
Ey, avıl, sin miri seherden
Mifi kabat yemli ve huş:
Bir kişi yuk bir uramda...
Nindi tın hem nindi buş.
Nindi irkin, nindi rehet,
Nindi bar cir göl gine;
Sinde tön de yuk, tönifi de
Bir bohtlı kön gine.
Ul kara bir kügine bu
Firuze bit, bik zurı,
Kür ayınnı, kayda bar bu?
Bir gaceyip bit nurı!
Nindi nurlar saçratıp ul
Uynıy, nek nurda yöze,
Nek köle, nek ilmaya, nek
Yüri begrifine öze.
Nindi tamçı-tamçı nurlar
Saçragan kük yözine.
Çip-çuvar çın brilliant
Sipkenmini, kür, üzine.
Ey, köy, sen bin şehirden
Bin defa güzel ve hoş:
Bir kişi yok bir sokakta...
Nasıl sakin hem nasıl boş.
Nasıl ferah, nasıl rahat,
Nasıl bütün yer göl yine;
Sende gece de yok, gecen de
Bir bulutlu gün yine.
O kara bir göğüne bu
Firuze yüz, pek büyük,
Gör ayını, nerede var bu?
Bir acayip yüz nuru!
Nasıl nurlar saçıp o
Oynuyor, sanki nurda yüzerek,
Medhiye olur.
Bütün Tatarlık kanlarım saf
Pembe süte döner,
Taş gönüllerim eriyip bir
Gerçek muhabbete döner.
O anda aniden bir ferişte Talihim açılacak oluyorum,
Gizlenip hem şu Tatarlık
Başına konmak isterim...
O anda tatlı tatlı fikirler
Hem hayallerini kurarım,
O zaman tek bir gerçek talihli
Hem rahatta otururum.
Sanki gülüyor, sanki gülmüyor, sanki
Yürüyor bağrını parçalayarak.
Nasıl damla damla nurlar
Saçıyor gökyüzüne.
Alaca-belece gerçek pırlanta
Serper beni, gör, özüne.
Hem gacib bir yatkılıkta
Cir kömiş tösli tora:
Anda - urman hem de tavlar,
Monda kırlar yaktıra.
Sinde bar da çın matur hem
Çın matur sinde gine,
Tagı da artır bir maturlık
Kitdisem min de mine.
Hem acayip bir parlaklıkta
Yer gümüş renkli duruyor:
Orada - orman hem de dağlar,
Burada kırlar parlıyor.
Sende her şey gerçek güzel
hem Gerçek güzel sende yine,
Daha da artar bir güzellik
Gittiysem ben de işte.
ALDANGAN
ALDANMIŞ
Bitti. Töştim. Üldi ruhim.
Kalmadı hiç rehetim;
Kön - avır, tön - bir kabir,
bir İl toyıla segatim.
Açınam, açulanam hem
Kaş cıyıram dönyaga...
Haman aldıy. Yuk hekıykat!
Min su dim, ul - yon aga.
Yuktır, elbette, koyaş ta,
Ul dadır - heyle gine!
Yuktır ay da, yuk galem de,
Barsı da - şevle gine!
Yuk bu dönya kaplagan kük,
Yuk bu cirler birsi de!
Yuk tabigat, yuk kişiler,
Ülisi de yuk, tirisi de!
Yuk çını birnersenin de!
Çın "yuk" üzi de yuk hezir!
Bittim. Aldandım.
Yanamın...
Bar torışım ut hezir.
Üttiler, şep şıltırap akkan
Suday, şat könnerim;
Bir karangı hem tötinli
Könge alıştı tönnerim.
Bar da karıylar mina
Yemsiz, tutıkkan küz bilen,
Kıçkıralar yözime
Temsiz, açulı süz bilen.
Oçrasam yanlış birevge,
Yeyse kürsem iş bilen,
Kürine yılan, tırnıy
küfilimni Agulı tiş bilen.
Erni-erni leg'net eytem
Tiskeri bu dönyaga,
Min mehebbet nurı dim, ul
Airılu semin yağa.
Mengige şul köyge barırmı
Kara taplı behit?
Elle eylener miken cil
Hem işer tatlı vakit?..
Kayvakıtta uylıymm min
Uynı - temlisin gine,
Temli uylarım içinde
Bitti. Düştüm. Öldü ruhum.
Kalmadı hiç rahatım;
Gün - ağır, gece - bir kabir, bir
Yıl doluyor saatim.
Acıyorum, öfkeleniyorum hem
Kaş çatıyorum dünyaya...
Her zaman aldatıyor.
Yok hakikat!
Ben su diyorum, o - yün ağa.
Yoktur, elbette, güneş de,
O da-hile yine!
Yoktur ay da, yok âlim de,
Hepsi de - şule yine!
Yok bu dünyayı kaplayan gök,
Yok bu yerlerin birisi de!
Yok tabiat, yok insanlar,
Ölüsü de yok, dirisi de!
Yok aslı hiç bir şeyin de!
Aslı "yok özü de yok henüz!
Bittim. Aldandım.
Yanıyorum...
Bütün hayatım ateş şimdi.
Geçtiler, sessizce şınldayarak akan
Su gibi, şad günlerim;
Bir kar anlık ve dumanlı
Güne döndü gecelerim.
Hepsi de bakıyorlar bana
Çirkin, donuk göz ile,
Bağırıyorlar yüzüme
Tatsız, öfkeli söz ile.
Karşılaşsam yanlış biriyle,
Yahut görsem iş ile,
Görünür yılan, ısırıyor gönlümü
Zehirli diş ile.
Ağlaya ağlaya lanet okuyorum
Tersine bu dünyaya,
Ben muhabbet nuru diyorum, o
Ayrılık mumunu yakıyor.
Sonsuzluğa şu hasrete var mı
Kara yüzlü baht?
Öyle eylenir mi ki yel
Hem estiği tatlı vakit?..h
Ne zaman düşünüyüm ben
Fikri - güzelsin yine,
Güzel düşüncelerim içinde
Taratalasın, tarat!
"Sin" gine rehet koyaşın
Karatalasın, karat!
"Sin" gine - bar kükke patşa,
Aş! - digin, kükke aşıym!
"Sin" gine - ruh birgen allam,
"Sin" yese! Hem "min" yeşim!
En güzeli-"sen yine!
"Sen yine bütün hasretimi
Dağıtırsan, dağıt!
"Sen yine rahat güneşini
Dağıtırsan, dağıt!
"Sen yine - bütün göğe padişah,
"Açldiyen, göğe açıyım!
"Sen yine-ruh ver Allah'ım,
"Sen yaşa! Hem "ben yaşayayım!
DÜNYAGA
DÜNYAYA
Ah, eğer bu künilim ütkin
Söngi ye uk bulsa;
Yeyse ul bir uy bilen su
Yandırır ut bulsae,
Emma son bir it itip bu
Dönyanı atar idim,
Cir-suvm da yandırır hem
Küklerin vatar idim!..
Yuk şul ul köç bu künilde,
Ul zegıyf, ul kiçkine,
Uylasam uy, sızlıy kimlim,
Sızlıy can da iç kine.
Bigrek artık izdi dünya...
Kalmadı sabrım, bitem,
Tik azakkı tamçı yeşnifi
Cirge tamganm kötem.
Ul tamar bir, min bitermin,
Tik şunı bilsin üzi,
Bu azakkı yeş bulır bu,
İdealımnın yoldızı!..
Bu yeşim, yuk, cirge sefunes;
Bu kalır, bu yaltırar!
Hem, karangı kon bitip bir,
Mengi yaktı ay tuvar!
Tugmıy kalmas, bir tuvar ul,
İdealim kürener eli,
Şunda içken yeşine dönya
Tonçıgır, kübinir eli!
Nik isepsiz kaldırır can
ilgalap akkan kanm?
Yuk, alar her tamçı kanga
Dönyanm min kat canın!
Ah, eğer bu gönlüm geçen
Süngü veya ok olsaydı;
Veya o bir fikir ile su
Yandırır ateş olsaydı,
Son bir kez hamle edip bu
Dünyayı uçururdum,
Yer-suyunu da yandırır hem
Göklerini parçalar idim!...
Yok işte o güç bu gönülde,
O zayıf, küçük,
Düşünsem fikri, sızlar gönlüm,
Sızlıyor can da iç yalnızca..
Çok fazla ezdi dünya...
Kalmadı sabrım, bitiyorum,
Yalnızca en son damla yaşın
Yere damlamasını bekliyorum.
O damlar bir, ben biterim,
Tek şunu bilsin özü,
Bu son yaş olur bu,
İdealimin yıldızı!..
Bu yaşım, yok, yere sinmez;
Bu kalır, bu parlar!
Hem, karanlık gün bitip bir,
Sonsuz güzel ay doğar!
Doğmadan kalmaz, bir doğar o,
İdealim görünür artık,
Şurada içmiş yaşını dünya
Boğulur, çoğalır öyle!
Niçin hesapsız bırakır can
Nehir gibi akan kanını?
Yok, alır her damla kana
Dünyanın bin kat canını!
MACİDSÜZİ
MECİD SÖZÜ
Masayma sin, rabbim! Kodretine,
Tartıp alıp ni bar behitimni...
Bulır bir kon: Batar, köl itermin
Garşi körsi, seman, tehitinni!..
Gururlanma sen, rabbim! Kudretine,
Çekip almakta ne var bahtımı...
Olur bir gün, ufalar, kül ederim
Arşı kürsiyi, semanı, tahtını!..
Temliregi - "sin" gine!
"Sin" gine bar hesretimni