II. Meşrutiyet Dönemi Türk Romanında Millî Kimlik

Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s. 1-5
Özcan BAYRAK1
ADIYAMAN EFSANELERİNDE ALP VE VELİ TİP2
Kültür maddi ve manevi değerlerin bileşkesidir. Bu değerler toplumların
tarih sahnesine çıkışıyla şekillenmeye başlar ve tarihsel yaşam sürecinde gelişerek
devam eder. Milletlerin coğrafi değişim süreçleri ve farklı kültürlerle olan
münasebetleri bu değişim sürecinin en önemli aşamalarıdır.
Türk milletinin tarih sahnesine çıkışından günümüze kadarki sürecine
baktığımızda, Türkler yaşam tarzları ve kültürel öğeleri noktasında oldukça önemli
bir millettir. Türklerin, göçebe yaşam tarzından yerleşik hayata geçiş süreçleri ve
İslamiyeti kabulü ile günümüze kadarki yaşam tarzları incelenme noktasında
oldukça önemlidir. Bu noktada en önemli veri kaynakları ise destan ve efsanelerdir.
Destanlar ve efsaneler bir milletin belleğini oluşturur. Toplumsal hafıza dediğimiz
bütün verilere ve kaynaklara bu iki tür üzerinden ulaşabilir ve toplumun hayata
bakış açısını ve yaşam tarzını tespit edebiliriz. Bu nedenle millete ait bir kesime
yönelik yapılacak araştırmalarda destan ve efsanelere gereken önem verilirse
geçmişle gelecek arasındaki bağları güçlendirecek köprüler kurulabilir. Bu
bağlantıda ideal insan olarak iki tip “Alp” ve “Veli” tipi karşımıza çıkar. Türklerin
yaşamı ve hayata bakışları noktasında öne çıkan bu tipler incelendiğinde, örnek
insan ve ideal bireye ulaşabiliriz.
Bu tespitlerden hareketle Adıyaman ilinin ilk çağlardan beri önemli bir
yerleşke olması ve tarihi, kültürel yapıda yer alması, toplumun kültürel mirasından
edindiği yeri belirginleştirme adına efsaneleri oldukça önemli bir veri kaynağıdır.
Sayı itibariyle 200 ulaşan bu efsanelerde “Alp” ve “Veli” tipinin Adıyaman yöresi
efsanelerindeki yansımaları tespit edilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk kültürü, Adıyaman, efsane, Alp tipi, Veli tipi
1
Yrd. Doç. Dr., Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü, [email protected]
Bu çalışma 3-4 Nisan 2014 tarihinde “Adıyaman Üniversitesi Bilim, Kültür ve Sanat Sempozyumu”nda
bildiri olarak sunulmuştur.
2
Özcan Bayrak
CHARACTERS OF ALP AND VELI IN ADIYAMAN LEGENDS
Abstract
Culture is the resultant of moral and material values. These values started
to get a shape with the rise of communities in history and has continued throughout
the historical life process by developing. Nations’ geographical change process and
their relations with different cultures are the most important levels of this change
process.
When we have a look at the period of Turkish nation from their rise in the
history to our age, Turks are very important nation in terms life styles and cultural
elements. The pass period of Turks from nomadic life to settled life and their life
style with the acception Islam to our age are very important for examining. In this
point their most important information resourse is legends and epics. Legens and
epics form the memory of a nation. All information and resources called social
memory can be reached on these two genres and we can detect the society’s point
of view for life and life style. For this reason if in researches about a nation’s
section, legens and epics can be give the necessary importance bridges that can
strengthen the ties between past and future can be formed. In this association we
face the characters “Alp” and “Veli” as ideal human character. If these characters
are examined in the point of the lifes of Turks and their point of view for life, we
can reach role model and ideal individual.
Based on these findings, Adıyaman’s being a very important settlement
region since the first ages and having a historical, cultural structure its legends are
very important information resource in the name making the society’s place gained
from its cultural heritage clear. it will be tried to detect the reflection of “Alp” and
“Veli” characters to legends of Adıyaman region.
Key Words: Turkish culture, Adıyaman, legend, Alp character, Veli
character
GİRİŞ
Toplumların kültürel yaşamlarını şekillendiren tarihten getirdikleri birikimlerdir.
“Kültür, maddi ve manevi her şeyi işlemek ve geliştirmek demektir. İnsanoğlu tabiatı işleyerek
kendi iradesi altına aldığı gibi, kendisini de maddi ve manevi olarak işlemiş” (Kaplan, 1998: 30)
ve belirli bir birikim oluşturmuştur. Bu birikimler toplumun yaşam tarzını belirlerken aynı
zamanda o milletin tarih sahnesindeki varlığının ve büyüklüğünün kanıtıdır. Milletleri
şekillendiren bu birikimin en önemli öğeleri destan, efsane, masal, halk hikayesi, atasözleri,
deyimler… gibi milletin bağrından çıkan öğelerdir.
Milletlerin tarihsel birikimlerinden olan ve milletin yaşamıyla ilgili önemli veriler
içeren türlerden biride efsanedir. Türkiye Türkleri arasında “efsane”, “menkıbe”, “esatir” ve
“söylence” terimleriyle adlandırılan metinler, diğer Türk boylarında “epsane”, “rivayet”, “mif”,
“legenda”… gibi (Ergun, 1997: 1)3 birçok şekilde isimlendirilmektedir. Efsane türünü
özellikleri itibariyle şu şekilde tanımlayabiliriz: “Anlatı türleri içinde, masal, destan ve halk
3
Oğuz, Öcal, vd. (2010), Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, s. 141, Grafiker Yay., Ankara
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s. 1-5
2
Adıyaman Efsanelerinde Alp ve Veli Tip
hikâyesine göre daha kısa, içinde abartma ve olağanüstülük bulunan nesir anlatıdır. Konuları
doğadaki oluşumlar ve insan (özellikle dini ve tarihi şahsiyetler) olan, somut kanıtlar ortaya
koydukları için anlatıların gerçek olduğuna inanılan bu anlatılarda olağanüstülüklerle yapılan
açıklamalar önemli bir yer tutar. Nedeni belli olmayan varlık, olay ve oluşumlara açıklama
getirme, toplumsal ideal ve kurumları geçerli kılma gibi işlevleri vardır. Herhangi bir yerde,
herhangi bir zamanda ve herhangi bir kişi tarafından anlatılabilir.” (Oğuz, vd. 2010: 141)
Destanlarda ve efsanelerde anlatılan olaylarla bağlantılı olarak iki tipin varlığı dikkat
çekicidir. Bunlarda biri “Alp” diğeri “Veli” tipidir. “İslamiyet’ten önceki Türk destanlarına
baktığımızda, göçebe kültüre sahip bir yaşam tarzının var olduğunu ve bu yaşam tarzına bağlı
olarak hayvancılık ve avcılıkla geçinen Türk insanının hem cesur bir savaşçı hem de hayvanları
evcilleştirip onları ihtiyaçları doğrultusunda kullanabilen bir kişilik özelliği sergilediğini
görmekteyiz. Bu durum İslamiyet’ten önceki Türk insanı için “Alp” tipini ideal bir insan tipi
olarak ön plana çıkarmaktadır.” (Taşkın, vd. 2010: 4) “Sürü, av, akın: Bu üç kelime hem göçebe
toplumunu, hem de bu toplumun ideal tipini karakterize eder. Bu tip bize bu üç hayatı
fonksiyonu yapan insanın idealize edilmiş bir şekli” (Kaplan, 2005: 12) dir.
Alp tipi destanlarda yoğunluklu olmakla birlikte efsanelerde de belirgindir. “Alp insan
tipinin temel özelliklerinden biri, onun cesur olduğu kadar bilge bir kişi oluşudur.” (Akyüz,
1993: 3) Alp kelimesi “İslamiyet’ten sonra da yaygın şekilde kullanılmıştır. Nitekim
Abbasiler’in Şam Valisi Alp Tegin, Gazneliler Devleti’nin kurucusu Alp Tegin, Büyük Selçuklu
Hükümdarı Alp Arslan, Semerkant’ta Karahanlı emirlerinden Alp Er Han, Anadolu Selçuklular
devrinde Nuh Alp ve Mahmud Alp bunların en tanınmışıdır. X-XIV. yüzyıllar arasında
hükümdarlardan küçük kumandanlara kadar birçok kimsenin alp adını özel isim veya unvan
olarak kullandığı görülür.” (Köprülü, 1989: 525) Kültürel hayatta yer edinen “alp” ifadesi
İslamiyet öncesi ve sonrası olmak üzere oldukça belirgindir.
Veli kelimesi sözcükte “yardım eden, koruyan; yardım edilen, korunan” anlamlarına
gelir. Kelimenin çoğulu olan evliya Türkçede tekil anlamında kullanılır.” (Uludağ, 2013: 25)
Evliyalara dayalı efsaneler farklı şekillerde ve farklı isimlerde karşımıza çıkabilir. “Türk
tarihinde yer etmiş dinî ve tarihî şahsiyetlerin (evliyalar, erenler, önemli devlet büyükleri)
hayatları ve kerametlerinden bahseden efsanelere “menkıbe” adı da verilir. Menkıbeler bazen
ayrı bir tür gibi görülmekteyse de, bu anlatmalar şekil ve yapı, içerik ve işlev ve de anlatım
özellikleriyle efsanelerin bir alt türüdür. Batı dillerinde kullanılan “legende” kelimesi de esas
itibariyle bu türden, dini ve tarihi kişilikler etrafında oluşturulmuş anlatmaları ifade etmektedir.”
(Oğuz, vd. 2010: 141)
Adıyaman bölgesi “İslam coğrafyası açısından önemli bir bölgedir. Bölgenin İslam
coğrafyasına dönüşmesi ilk olarak Araplarla başlamıştır. Bölgeye daha sonra Türk akınları
olmuş ve Adıyaman yöresi Türk-İslam hâkimiyeti altına girmiştir.” (Yavuz, 2013: 53) Türk
kültürü ile İslam dinin birleştiği önemli bir mekân olan Anadolu coğrafyası destan ve efsaneler
bakımından oldukça önemli bir bölgedir. Zira Türklerin göçebe kültürüne dayalı olarak
şekillenen “Alp” tipi Anadolu coğrafyasında İslam kimliğiyle tanışmıştır. Dini anlamda da
sürekli çalışmış olan Türkler, Anadolu coğrafyasında birçok velinin yetişmesine vesile
olmuşlardır. Anadolu coğrafyasında yer alan ve “veli” olarak adlandırılan evliya gruplarıdır.
“Velilerin öldükten sonra da tasarruf sahibi olduklarına inanıldığından İslam âleminin belli başlı
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s. 1-5
3
Özcan Bayrak
şehirlerini koruyan ve velilerin bulunduğu kabul edilir.” (Uludağ, 2013: 27) Bu inanış ve tarihi
birikim birçok efsanede evliya(veli) tipinin şekillenmesine vesile olmuştur.
Anadolu coğrafyasında önemli bir yer olan ve yerleşim bölgesi olarak tarihin çok eski
dönemlerine uzanan Adıyaman ili efsane bakımından oldukça zengindir. Bu yörenin
efsanelerini “altı ana başlık altında toplaya biliriz:






Dönüşüm efsaneleri
Dinî efsaneler
Tabiatla ilgili efsaneler
Tarihi efsaneler
Olağanüstü olaylar ve olağan üstü varlıklarla ilgili efsaneler
Halk oyunlarıyla ilgili efsaneler. (Tozlu, 2013: 19)
Adıyaman yöresinde anlatılan “196 efsanenin 89’u dini efsanedir.4 Anadolu’nun her
yerinde görüldüğü gibi Adıyaman’da da ziyaretler çok büyük bir ilgi odağıdır. Bu yerler manevi
bir güç kaynağı ve psikolojik bir rahatlama mekanı olarak görülmektedir.” (Tozlu, 2013: 161)
Bu yerlerin varlığı efsaneler boyutunda da kendisini göstermiş ve bu efsanelerde “veli tipi”nin
belirginleşmesine vesile olmuştur.
Yörede anlatılan 89 dinî efsanenin 38’inde velilere rastlanır. Bu efsanelerden











Uryan Baba Efsanesi ( Ağası Kâbe’deyken ona yemek götürmesi)
Abdurrahman El-Erzincanî Bağdat Seferi Efsanesi ( Bağdat seferine çıkan askerleri
misafir eden şeyhin küçük bir kazanda pişirdiği yemeğin bütün bir orduya yetmesi)
Abuzer Gaffari ve Mahmut Ensari Efsanesi (Kumandan sağlam bir şekilde getirmek
üzere savaşa götürdüğü bu iki gencin başları kesildiği halde başlarını ellerine alarak
savaşmaya devam etmeleri, savaşı kazanılınca şehit olmaları)
Hüseyin Dede Efsanesi (Kendisine gizlice hazırlanan tuzağa düşmez, verilen bir
bardak zehri içip parmaklarından akıtır ve kerametini gösterir.)
Hacı Yusuf Büyükboy Efsanesi (Öldükten kırk yıl sonra mezarının açılıp cesedinin
bozulup bozulmadığına bakılmasını vasiyet eder ve vasiyet yerine getirildiğinde
cesedinin çürümediği görülür.)
Hello Baba Efsanesi
Hacı Zeyrek Efendi Efsanesi
Muhiddin Arabî Efsanesi
Safvan İbni Muattal Efsanesi (Ziyaret yerleri ile ilgili efsane)
Seydi Vakkas Efsanesi
Üzeyir Peygamber Camii ve Türbesi Efsanesi
Şeklinde insanlara iyilik yapan, doğru yola yönlendiren ve keramet gösteren veli tipi
belirgindir.
“Alp” tipini barındıran efsane sayısı “veli” tipine göre oldukça azdır. Alp tipinin
belirgin olduğu efsane sayısı dörttür. Bunlar şunlardır:
Ayrıntılı bilgi için bakınız: Necdet Tozlu, Adıyaman Efsaneleri, Adıyaman Belediyesi, Sım Matbaası, Ankara,
2013.
4
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s. 1-5
4
Adıyaman Efsanelerinde Alp ve Veli Tip




Abuzer Gaffari ve Mahmut Ensari Efsanesi (Düşmana karşı yapılan savaşta bu iki
şahsın dillere destan mücadelesi)
Ulu Baba Türbesi Efsanesi (Hüseyin Gazi’nin pusu kurularak öldürülmesi ve yaralı
olarak atı tarafından türbenin olduğu yere getirilmesi)
Asker Ali’nin Efsanesi (Altı kurdu bıçağıyla öldüren, yedinci kurt yaralı
olduğundan dokunmayan Ali’nin yaralı kurt tarafından parçalanması)
Eşkıya Arap Efsanesi (Sevdiği kızı alamayınca dağa çıkar, zenginden alıp fakire
dağıtır, insanlarına zulmeden Ad kavmi liderine baskın yapar ve esir alır.)
SONUÇ
Adıyaman yöresi efsanelerine genel anlamda baktığımızda dini motiflere dayalı
unsurların fazlalığı dikkat çekicidir. Dinî efsanelerin sayıca çok olması, “yörenin bugün de
inanç turizmi açısından önemli bir merkez oluşuyla ilintilidir denebilir. Efsanelerin temelinde
yer alan inanç ve buna ilişkin olgular, anlatıldığı toplumun niteliğiyle ve o bölgenin yapısıyla
ilişkilidir.” (Tozlu, 2011: 164) Bu ilişki dini motiflerin yoğun olduğu efsanelerin anlatımına
olanak sağladığı için “veli” tipi yöre efsanelerinde oldukça fazladır.
“Alp” tipinin az görülmesindeki en önemli sebeplerden biri yerleşik hayata geçiş
sürecinin erken dönemde yaşanmış olmasıdır. “Toprağa ve binalara bağlı olarak yaşayan
yerleşik medeniyet umumiyetle durgun bir karakter arz eder. Sürüleri ve av hayvanları ile daimî
hareket halinde olan göçebe medeniyeti ise aktiftir.” (Kaplan, 2005: 12) Adıyaman yöresinin
yerleşik hayata erken dönemde başlaması bu yöredeki efsanelerde alp tipinin az görülmesini
açıklar niteliktedir.
KAYNAKLAR
OĞUZ, Ö., vd. (2010), Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, s. 141, Grafiker Yay., Ankara
ERGUN, M., (1997), Türk Dünyası Efsanelerinde Değişme Motifi (2.cilt), TDK Yay., Ankara
TAŞKIN, Ü., (2010), Elazığ Eğitim Tarihi, Elazığ Milli Eğitim Bakanlığı Yay., Elazığ
KAPLAN, M., (1992), Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 1, Dergah Yayınları, İstanbul
AKYÜZ, Y., (1993), Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e ), Kültür Koleji Yayınları,
İstanbul.
KAPLAN, M., (1998), Kültür ve Dil, Dergah Yayınları, İstanbul
KÖPRÜLÜ, O. F., (1989), Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, “Alp” Maddesi, C. 2, s.
525
ULUDAĞ, S., (2013), Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, “Veli” Maddesi, C. 43, s.
25-28
YAVUZ, S., (2013), Adıyaman İli ve Yöresi Ağızları, Turkısh Studıes, Ankara
TOZLU, Necdet., (2013), Adıyaman Efsaneleri, Sım Matbaası, Ankara
TOZLU, Necdet., (2011), Adıyaman Üryan Baba Efsanesinin Yöreye Toplumsal Yansımaları
ve Üç Yeni Eş Metni, Selçuk Edebiyat Dergisi, S.26, Konya
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s. 1-5
5