Sayfa16_Layout 1

16
Sayfa
‘Medya’ya Özel Gazete
Orhan Uğuroğlu ’nun kaleminden…
MEDYA
EFSANESİ:
CBMD
12 Eylül 1980 askeri
müdahalesi ile münfesih
(Fesih edilmiş ) duruma
düşen Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık Muhabirleri
Derneği’ ni 1989 yılında
yeniden kurmak için
o günlerde Başbakan
rahmetli Turgut Özal’ı
izleyen 7 Başbakanlık
muhabiri bir araya geldik.
F
azla değil, kısa bir zaman öncesine gidelim… 10, 20 yıl
önceki zaman tüneline göz
attığımızda sosyal hayatımız
başta olmak üzere ekonomik
ve özellikle teknolojik açıdan hangi konumda olduğumuzu hatırlıyor muyuz?
İletişim araçlarının etkisi tartışılmaz boyutta
hızla ilerliyor. Şiddeti de öylesine yüksek
ki, hemen hepimiz boş geçen bir dakikalık
süreyi gerekli/gereksiz iletişimlerle dolduruyoruz. Yani, "elektronik ürün bağımlısı" yız. Günlük yaşantımız dikkatli izlendiğinde mekan farkı gözetmeksizin yapılan, bilgisayar veya akıllı cihazların düğmesine basmak. İşin ilginç tarafı ise facebook veya twiter’deki paylaşımlarda göze çarpan bilgiler, dünyanın en meşhur
görsel ve yazılı basın organlarında dahi
rastlamak mümkün değil.
Siyasal, sosyal, ekonomik dengeler, dünyadaki hızlı trafik akışı ile ahlaki ve benzer meseleleri doğru ya da yanlış ayrımı
yapılmaksızın tümünün olgunlaşmamış
haliyle internette paylaşımı, nahoş olayları da beraberinde getirdiğine şahit oluyoruz. Bu ve benzer ürünlerin toplumun
tüm kesimince bilinçli kullanımının zamanı
geldi hatta geçti.
FTM 01 CMYK
SYD Ankara Şubesinin
Atatürk Spor Salonundaki Merkezi’nde kurucu
Başkan olarak seçildim.
Amacımız gecesini gündüzüne katan, hafta tatili,
yaz tatili nedir bilmeden Ankara’da
özellikle Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Muhabirliği yapan gazetecilere
ve ailelerine sosyal imkânlar tanımaktı.
Bu amaçla Bahçelievler’ de milli Emlak’a ait bir binayı komple 10 yıllığına
tahsis aldık. Tamamen bakımsız olan binayı büyük bir çaba ile modernize ettik.
Medya Merkezimizin açılışını rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Eşi
Semra Özal yaptılar. Açılışta rahmetli
Özal sağlık kontrolünden de geçti.
2 katını Basın Sağlık Merkezi olarak
Sağlık Bakanlığı’na tahsis ettik. Bir katını Lokal, bir katını Uluslararası Basın
Merkezi bir katını da Dernek Yönetimine ayırdık.
O günlerde SSK hastanelerinde kuyruklarda bekleyen meslektaşlarımıza
5 branşta doktor hizmeti, eczane ve laboratuvar hizmeti sunduk. Derneğe satın aldığımız araç ile görevde olan
meslektaşlarımızın eş, çocuk, anne baba gibi yakın aile fertlerini sağlık merkezine getirip, götürdük.
Çeşitli kamu kuruluşlarının yöneticilerine boyun eğerek nişan, düğün, sünnet
doğum günü gibi toplantılarına yer
alan meslektaşlarımız çok uygun fiyatlarla Lokalimizden yararlanmaya başladılar. Öğle ve akşam yemeklerinde Lokalimizi tercih ettiler. Yılbaşı geceleri
çok uygun fiyatlarla balolar düzenledik.
Türkiye’ye gelen yabancı medya mensupları, fax, internet bilgisayar gibi
hizmetlerden yararlanmak için Uluslararası basın merkezini tercih ettiler.
Çeşitli partilere mensup siyasiler, bürokratlar simultane tercüme imkânı
olan Uluslararası Basın Merkezi salonunda açıklamalar yaptılar. Tüm bu faaliyetleri aylık yayınladığımız ‘Genç
Kalemler Gazetesi’ne aldığımız reklamlar ile finanse ettik. Genç kalemlerin her sayısında yaptığımız röportajlar
ve haberler tüm gazetelerde, Televizyonlarda haber yapıldı.
O günlerde kreş meslektaşlarımızın çocukları için hem büyük mali yük hem de
ulaşım açısından büyük bir sorun idi.
Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu ile Bahçelievler’de ‘Basın Kreşi’
açtık ve çok modern bir kreş hizmeti
sunduk. Meslektaşımız Nuri Kayış’ın eşi
Seza Kayış Hanımı da Kreş Müdürü olarak tayin ettirdik. 7 ülkenin basın meslek kuruluşundan 5’ er gazeteciyi ulaşım masrafları onlara konaklama masrafları bize ait olmak üzere Türkiye’ ye
davet ettik. Onlara hem Turistik yörelerimizi gezdirdik hem de Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile istedikleri her
röportajları yaptırdık.
Biz de aynı ülkelere kura ile belirlediğimiz üyelerimizi aynı şartlarla o ülkelere gönderdik.
Uluslararası Basın merkezimizde; İn-
T
gilizce, Almanca, Japonca lisan kursları
açtık. ekonomi, Milli Eğitim, çevre, sağlık konularında meslektaşlarımıza ilgili Bakanlıkların en üst düzey yöneticileri tarafından meslek içi eğitim kursları
açtık. Ayrıca bilgisayar, kameramanlık,
foto muhabirliği kursları ile eğitim faaliyetlerimiz devam etti.
Üyelerimize verdiğimiz üyelik kartlarına, özel sağlık kuruluşlarından, çeşitli mağazalardan indirimli alışveriş imkânları sağladık. Tüm bu hizmetlerden
dolayı sadece Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık Muhabirleri değil pek çok
Haber geçme klasiği...
MEHMET D.
ÖZÜLKER
Medya İhtisas Gazetecileri
Federasyonu Genel Bşk. Yrd.
HABER VE ÇİLE
Bizim kuşak meslektaşlarımız, haber uğruna bir siyasi lideri takip ettiği yıllarda
hava yolu çok ender kullanıldığından,
Ankara’dan yola çıkan ve içerisinde genel başkanın da bulunduğu parti otobüsleri ülkemizin en ücra köşesinde bulunan il, ilçe hatta beldelerde siyasi propagandaları yapılırdı. Günler süren bu
maceralı serüvende en önemli sorun gazete merkezlerine gidilen il merkezinden
haber yazdırılması hususu idi.
İktidar ve muhalefet parti başkanları seçimlere ramak kala programları haklı olarak yoğun geçerdi. Süre az, gidilecek yer
çok. Vatandaş, “Bize niye uğramadılar
diye gönül koyuyor.” Zira, TRT’nin dışında
bir başka televizyon kanalı yok. Bir ilden
diğerine gidileceğinin hesabı yapılır bu nedenle meydan mitingleri biter bitmez hareket süratle planlanırdı. İyi güzel de, kamuoyuna haber ve fotoğraf gönderecek
biz habercilerin hali nasıldı?
Haberciler tuttukları notlar ile birlikte il
merkezindeki PTT’ye koşar, basın kartını gösterip hat ister. O de ne, şehir şebekesindeki sınırlı hatlar dolu… Şimdi,
bir çok kişinin o de ne diyeceği “teleks”
görevliye sorulur. Genel de ya meşguldür ya da hat karşı tarafa düşmez. Tabir yerinde ise rezilliğin tavan yaptığı an
gelip çatmıştır. Başbakan veya muha-
meslektaşımızı üye yapmak durumunda kaldık. Sadece ihtisas derneği iken genel bir dernek yapısına meslektaşlarımızın yoğun baskısı ile kavuştuk.
12 yıl süren kurucu başkanlık süresi sonunda bayrağı meslektaşlarımıza devir
ettik.
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Muhabirleri Derneğin’de Uğuroğlu’dan
sonra bayrağı TRT Muhabiri Coşkun
Kartal, daha sonra Ankara Valilik basın
danışmanı Hıdır Eraslan ve 2008’den
bu yana da Başkanlık görevini Kenan
Macit yürütüyor.
lefet parti başkanlarının basın sorumluları
gazetecilerin bulunduğu alana pür telaş
gelir; “Filan yerdeki mitinge geç kaldık,
başkan gidelim diyo!”
El insaf! Muhabir daha telefonla irtibat
kuramadı ki… Zira, sırada çok sayıda
gazetenin muhabirleri var. PTT’cilere
hal-i durum anlatılır, rica minnet vatandaşın şehir hatları kısa bir süreliğine dondurulur ve birkaç hat öncelikli olarak basın mensuplarına tahsis edilir. Yazdıran
yazdırır, yazdıramayan da, ya gidilecek
yerde veya haberi yazdırmayı başaran
meslektaşı (uygun görür ise) bir başka
arkadaşının gazete ofisine geçmesini ister.
GÖREV MUTLULUĞU
Foto muhabirlerinden taze çıkan filimler, birinin öncülüğünde toplanır, cümlesi büyük bir zarfa itina ile yerleştirilir ve
şayet şanslı günümüzde isek bir görevli
tarafından uçağa yetiştirilmek üzere
havaalanına götürülür. Aksi durum halinde, film ya ertesi günün uçağına yetiştirilir ya da haber değeri yüksek ise siyasi gezi sonlandırılarak en uygun vasıta ile yayın merkezine hareket edilir.
Çeşitli nedenlerle aynı gün içerisinde haberini ve filmini gönderemeyenler de ola-
CBMD
YÖNETİM KURULU
Yönetim Kurulu Başkanı: Kenan
Macit, 2. Başkan: İbrahim Gürkan
Sarı, Genel Sekreter:Yalçın Malgil, Genel Muhasip: Adnan Haskokar, Yönetim Kurulu Üyeleri:
Vedat Özkeleş, Süreyya Oral, Kandemir Alphan, Erdoğan Güngördü
ve Kudret Doğan Demir.
biliyordu. Bu tehir, meslektaşımızın kabileyetsizliğinden değil, teknolojinin geriliğinden kaynaklandırdı.
Neticede zorlu görev tamamlandığında
mitingden haberini geçen muhabir ile filmini göndermeyi başaran ekip, diğer rakiplerine fark attığından keyiflidir, huzurludur hatta yöneticisi tarafından da
takdire şayan biridir.
Birkaç asır öncesini değil, yakın zamanda yaşanılan haber geçme yöntemini özetle aktardık. Kaldı ki, masa üstü, diz üstü veya tablet gibi bilgisayar
ürünlerini haberciler, köşe yazarları ve
dönemin siyasileri değil kullanmak, pek
çoğu şeklini dahi görmemişti.
Günümüzde mevcutlardan söz etmeye
gerek dahi duymuyorum. Seyahat halindekiler, örneğin İstanbul Ayasofya
önünde akıllı telefonlara poz verip, sosyal ağlarda, “Ahan da maaile İstanbul’dayız. Hepinize sevgiler” deyip el sallayan görüntülerini anında sevdiklerine
ve sevenlerine ulaştırıyor.
Mevcut teknoloji, böyle olur ise gelecek
te akibetimiz nasıl olur? Merakımızı giderirler ise bir sonraki sayıda paylaşmak
boynumuzun borcu olsun.
Sağlık ve mutlulukla yaşayın.