Gaziantep Üniversitesi

‘’Tedaviye Dirençli Sistemik Lupus Eritematozus Hastalarında
Double Filtrasyon Plamaferezin Etkinliği’’
G
aziantep Üniversitesi Hematoloji Bilim Dalı, Aferez Ünitesi ve Romatoloji bilim dalı’nın ortaklaşa yürüttükleri
‘’Tedaviye Dirençli Sistemik Lupus Eritematozus Hastalarında Double Filtrasyon Plamaferezin Etkinliği’’ konulu çalışma dolayısıyla
4-7 Eylül 2014’de Kıbrısda yapılan 9.Ulusal
Aferez Kongresin’de birinci isim poster
bildiri ödülü kazandılar. Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Hematoloji
Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr
Mehmet Yılmaz ve İç hastalıkları
ABD ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Ahmet Mesut Onat tedaviye
yanıtsız sistemik lupus hastalarında
tedavide önemli cevap aldıklarını,
özellikle böbrek tutulumu olan bu grup hastalarda cevabın daha iyi olduğunu vurgualdılar.
Önümüzdeki yıllarda bu tedavi yönteminin
Sistemik Lupus hastaları için ek bir tedavi olarak gelişeceğini ve standart tedaviler arasına
gireceğini belirttiler.
Ayrıca Hematoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof Dr Mehmet Yılmaz ve Uzm Dr Erdal
Gündoğan ile birlikte poster bildiri olarak sundukları ‘’Total plazma değişimi ve splenektomiye refrakter trombotik trombositopenisi olan
iki hastanın Rituximab ile başarılı tedavisi’’ ve
‘’Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma
ve Uygulama Hastanesi Teraptik Aferez Ünitesi 2010-2014 yılı deneyimi’’ çalışmalardan
birinci isim poster bildiri ödülü kazandılar.
GAÜN’e
poster bildiri
ödülü
Haftalık
Tıbbi
Haber
Derginiz
GAP
www.saglikilan.com
saglikilan27.com
[email protected]
YIL : 11 SAYI : 493
22 EKİM 2014 Çarflamba
Fiyatı : 3 TL
GEZİ DAVASI
GERGİN BAŞLADI
ikleri
HATAY’da Gezi Parkı eylemlerine destek verd
ak’
iddiasıyla haklarında ‘görevi kötüye kullanm
sı Sayfa
Oda
iddiasıyla ceza davası açılan Hatay Tabip
yöneticisi 21 kişinin yargılaması gergin başladı. 13 ’de
Gastroenteroloji
Uzmanı Dr. Fatih
Yüksel Işıksal
MEDİCAL PARK
GAZİANTEP HASTANESİ
AKADEMİK KADROSUNU
GÜÇLENDİRİYOR
ÖZEL DÜZTEPE YAŞAM
HASTANESİ’NDE...
Daha önce Özel
Primer Hastanesinde
çalışmakta olan Dr.
Fatih Yüksel Işıksal, Özel
Düztepe Yaşam Hastanesinde
hasta kabulüne başladı.
Devamı Sayfa 5’de
Sayfa
6 ’da
Tıbbi Onkoloji
Uzmanı olarak
Gaziantep Medical
Park Hastanesi’nde
göreve başlayan Uz. Dr.
Mustafa YILDIRIM,
Doçent ünvanı
ve yetkisini almıştır.
Kesilecek Bacak
Doku Nakliyle
Kurtarıldı...
Koşullar ne olursa olsun bizler insanlığın sağlığı,
mutluluğu ve huzuru için elimizden gelenin en
iyisini yapacağız. Hiç bir ayrım gözetmeksizin
yaralı, hasta ve sakatlara yardım etmek, acısını
dindirmek ve toplumu aydınlatmak için çaba
harcamaya devam edeceğiz.
HATEM’de
BAŞARILI
Operasyon
SEV Amerikan
Hastanesinden Psikolog
Özlem Binnaz CAM
“LOHUSA DEPRESYONU”
konusunda hastalarını
bilgilendirdi.
Ayrıntılı Haberi Sayfa 7’de
Sayfa11’de
GAÜN’de kanser hastalarına
kişiye özgü tedavi yaklaşımı
Ayrıntılı Haberi Sayfa 16’da
Sayfa
12 ’de
YALKIN
ECZANESİ
AÇILDI
Sayfa
3’de
SATLIK DAİRE
Tel: 0.342 220 09 09 Fax: 0.342 220 09 11
Gsm: 0.507 522 85 52
Eyüpoğlu Mah. Gazi Okulu Sk. No: 2 Şahinbey/GAZİANTEP
www.gazikentmedikal.com / [email protected]
İbrahimli de Ana cadde üzeri lüks Dubleks
daire. Doğalgazlı 5+1 370 m2 oturulmakta
olan daire acilen sahibinden satılıktır.
0 532 322 99 81 650.000 tl
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
TEŞEKKÜR
Eczanemin açılışına katılarak bizleri onurlandıran;
Şehitkamil Belediye Başkanı
Sayın Rıdvan FADILOĞLU’na,
Gaziantep İl Sağlık Müdürü
Sayın Prof. Dr. Metin KARAKÖK’e,
Gaziantep Sanayi Odası Başkanı
Sayın Adil KONUKOĞLU’na,
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı
Sayın Eyüp BARTIK’a,
Gaziantep Eczacı Odası Başkanı
Sayın Ecz. İrfan DEMİRCİ’ye,
Gaziantep Eczacı Odası Yönetim Kurulu’na,
Maddi manevi desteklerini esirgemeyen hep yanımda olan
Eczacı Yahya Kemal Yalkın’a ve
sevgili Annem Dilek Yalkın’a,
sevgili Babam
Sanko Hastanesi yöneticilerinden
Dayım Orhan Ahi’ye,
Desteklerini esirgemeyen sevgili aileme, gelerek ve
arayarak hayırlı olsun dileklerinde bulunan saygıdeğer
meslektaşlarıma, arkadaş ve dostlarımıza teşekkür ederim.
Eczacı Çiğdem YALKIN
YALKIN ECZANESİ
2
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
3
YALKIN ECZANESİ AÇILDI
Eczanenin açılış kurdalesini Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan FADILOĞLU, Gaziantep İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Metin KARAKÖK, Gaziantep Eczacı Odası Başkanı Ecz. İrfan DEMİRCİ , Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil KONUKOĞLU , Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı
Eyüp BARTIK’ İşyeri sahibi olan kardeşimize bol kazanç dileklerimizi iletiyoruz” şeklinde konuştular.
Eczacı Çiğdem YALKIN
tarafından açılan
YALKIN ECZANESI
hizmet vermeye başladı.
Konuşmaların ardından açılış kurdelesi keserek eczaneyi hizmete açtılar. İş yeri sahibi Ecz.Çiğdem YALKIN ise, memleketi olan Gaziantep’te Eczane açmanın kendisine onur verdiğini, hemşehrilerine hizmet etmenin de ayrıca mutluluğunu yaşadığını söyledi.Açılış törenimize katılan herkese teşekkür ediyorum eczanemiz tüm
halkımıza hayırlı olsun” dedi.Açılış verilen kokteylle son buldu.
HABER : Kemal KÖKTEN
www.saglikilan.com
Doktor Hemşire ve Hastane
kıyafetleri ve terlikleri
İmtiyaz Sahibi / TÜLAY TORUN
Yazı İşleri Müdürü / M.ALİ RIZA TORUN
Editör / M.ALİ RIZA TORUN
(Sağlık İdarecisi) 0536 233 91 01
Hukuk Danışmanı / AV. ALİ RIZA TORUN
Grafik Tasarım / BÜLENT GEZEN
Abone ve Reklam Sorumlusu / KEMAL KÖKTEN
Dizgi Tasarım Yeri : DOKTOR AJANS
0 532 775 58 02 / 0 531 152 03 07
Baskı Yeri : GAZİKENT MATBAASI
İLHAMİ BOYNUKISA TEL:(0342) 231 01 11
Düğmeci Mah. Karahoca Sk. No:20 Şahinbey / GAZİANTEP
4
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
Köşe Yazarlarımızın yazdıkları köşe yazılarının ve
reklam verenlerin hukuki sorumluluğu kendilerine aittir.
Sağlık Dünyası Gazetesi Hekim, Diş hekimi, Eczacı,
Sağlık İdarecileri, Hemşire ve Ebe ile sağlık çalışanlarına
abonelik usulü ile haftalık 3 TL ,yıllık 150 TL ile gönderilir, halka açık
yerlerde ve gazete bayilerinde satılmaktadır.
İLETİŞİM ADRESİ
Öğretmenevleri Mah. Göksek Sok. Petek Apt 12/6
Şahinbey/GAZİANTEP Tel.: (0342) 335
GSM: (0536)
08 24
233 91 01 (0531) 312 11 72
HESAP NO: İş Bankası Merkez Şube / 6300-1477186
İban No: TR42 0006 4000 0016 3001 4771 86
FIKRA KÖŞESİ
Jinekologlara sorulan sorular
ve verdikleri esprili yanıtlar:
- 35’ten sonra çocuk yapmak doğru mudur?
Yanıt: Hayır, 35 tane yeterli görünüyor.
*****
- Bebeğin cinsiyetini öğrenmek için en güvenilir yöntem nedir?
Yanıt: Doğurmak.
*****
- Doktorum bana doğum yaparken hissedeceğim şeyin acı değil sadece normal bir baskı olacağını söyledi, bu doğru mu?
Yanıt: Tabii, bakiniz meteoroloji uzmanları da
kasırgayı normal bir doğa olayı olarak tanımlar.
*****
- Bebeğimiz gecen hafta dünyaya geldi. Karım
ne zaman kendini yeniden iyi hissetmeye ve
normal davranmaya başlayacak?
Yanıt: Çocuklar ayrı eve çıktıkları zaman.
*****
- Kocam külot yerine bokser don giyerse hamile
kalma olasılığım artar mı?
Yanıt: Evet ama hiç bir şey giymezse daha çok
şansınız olur.
*****
- Tam olarak ne zaman hamile kaldığımı nasıl
bilebilirim?
Yanıt: Yılda bir kere seks yaparak.
*****
- Kusmalarımın hamileliğin sabah bulantılarından mı yoksa grip olduğumdan mı kaynaklandığını nasıl bilebilirim?
Yanıt: Eğer gripseniz iyileşirsiniz.
*****
- Hamile kaldığımdan beri göğüslerim ve hatta
ayaklarım bile büyüdü. Hamilelikte küçülen bir
şey var mı?
Yanıt: Evet, idrar torbanız.
*****
- Hamile kaldığımdan beri kızarmış soğan halkaları olmadan yatağa giremez oldum. Bu aşerme normal mi?
Yanıt: Onlarla ne yaptığınıza bağlı...
*****
- Hamileliğim ilerledikçe, yabancılar bana daha
çok gülümsemeye başladı. Neden?
Yanıt: Çünkü onlardan daha şişmansınız.
- Hamileliğin son zamanlarındaki seks, hangi
şartlarda doğumu başlatır?
Yanıt: Eğer bu olay, kocanızla başka bir kadın
arasında olursa.
*****
- Doğum hemoroit sebebi olabilir mi?
Yanıt: Doğum, bahane bulmak istediğiniz her şeyin sebebi olabilir.
*****
- Anne sütünü saklamak için en uygun yer neresidir?
Yanıt: Göğüsleriniz.
*****
- Meme pompalarının güvenli bir alternatifi var
mı?
Yanıt: Evet, bebek dudakları.
*****
- Bebeği sütten ne zaman kesmek gerekir?
Yanıt: Dişleri çıkmaya başladığında.
- Bir anne emzirirken hamile kalabilir mi?
Yanıt: Evet ama önce bebeği memeden ayırıp uykuya yatırırsanız işiniz daha kolay olur.
Murat özçelik’ten
*****
Millet ülkesine doktor mühendis göçü falan alır
biz Suriye’den dilenci transferi yapıyoruz.
:) VAHŞİ PUMA
Kızılderili kabilesinin liderinin küçük oğlu babasına çekinerek sordu:
Neden bizim isimlerimiz beyazların isimleri gibi
değil?
Reis :
“Bizim isimlerimizin birer hikayesi vardır. Bu bir
gelenektir” dedi.
Oğlan:
“Nasıl yani” dedi .
Reis:
“Sana bir kaç tane örnek vereyim”
Diyerek açıklamaya başladı.
“Mesela ben doğduğumda çadırımızın etrafında
vahşi bir puma dolaşıyormuş benim adımı vahşi
puma koymuşlar. Ağabeyin doğduğu anda gök
gürledi adını gök gürültüsü koyduk. Ablan doğduğunda ay dolunaydaydı. Adını dolunay koyduk. Kardeşin doğduğunda gökkuşağı çıkmıştı.
Adını gökkuşağı koyduk. Anladın mı şimdi patlak
prezervatif”:)
ACİL!
Acil nöbetinde gece saat 22:00 gibi gelen baba
kız hasta ve hasta yakınımıza geçmiş olsun dedim ve şikayetlerini sordum. Pre arrestler, adli
vakalar ve çokça ankisiyetik hastadan sonraki
repliği duyunca ilk önce inanamadım:
-Biz kızın kulağını deldirecektik de
İlk olarak kabullenemedim ve konuşamadım.
Yanlış duyduğumu veya duymam gerektiğini düşündüm. Yüzüne baktım. Ekiple makara da yaptığımdan, birilerini bulmuşlar onlarda benimle
makara yapıyorlar zannettim. Adamın ciddiyeti
karşısında, dehşete düştüğümü gören, yüzümden
ne kadar sinirlendiğimi anlayan hemşire hanım,
hasta olmayan hastaları dışarı çıkarttı. (Sağ olsun,
akıl sağlığımı düşündü herhalde.)
Aslında onlar yok ve böyle bir şey olmadı diye
kendimi telkin ettim.
Şiddetle tavsiye ederim; öncelikle iyi bir ekip,
sonrasında savunma mekanizmalarından “yok
saymak” çok işe yarıyor. E tabii birde eğitim şart.
O da bu devirde kıt kaynak ne yazık ki…
www.saglikilan.com
5
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
Gastroenteroloji Uzmanı Dr.Fatih Yüksel Işıksal
ÖZEL DÜZTEPE YAŞAM HASTANESİ’NDE...
Daha önce Özel Primer Hastanesinde çalışmakta olan Dr. Fatih
Yüksel Işıksal, Özel Düztepe Yaşam Hastanesinde hasta kabulüne
başladı.Bugüne kadar mesleki ve insani ahlak kurallarına dikkat
ederek çalıştığını, bundan sonra da aynı hassasiyetle görevine devam
edeceğini belirten Dr.Işıksal ile yaptığımız röportajı sunuyoruz.
GASTROENTEROLOJİ NEDİR ?
KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ ?
1969 Kilis doğumluyum. İlk ve
orta öğrenimimi Gaziantepte tamamladım. 1986-1992 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp fakültesinde temel tıp eğitimi aldıktan
sonra 1992-1994 yılları arasında
mecburi hizmetimi yaptım. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinde
1994-1999 yılları arasında İç hastalıkları, 2000-2003 yılları arasında
Gastroenteroloji üst ihtisası yaptım.
2004-2007 yılları arasında 25 Aralık Devlet hastanesinde, 2007-2014
yılları arasında primer hastanesinde
çalıştım. Hastalarıma daha kaliteli
ve doğru hizmet sunabilmek gayesi ile Düztepe Yaşam Hastanesinde
görevime devam etmekteyim.
RÖPORTAJ: Kemal KÖKTEN
Gastroenteroloji, iç hastalıkları ihtisasından sonra 3 yıl süren bir eğitim gerektiren
bir üst ihtisas alanı olup, yemek borusu,
mide, ince bağırsaklar, kalın bağırsaklar,
karaciğer, safra kesesi, safra yolları, pankreas organlarının; ülser, gastrit, hepatit (sarılık), siroz, spastik kolon (irritabl bağırsak sendromu: İBS),
iltihabi barsak hastalıkları (ülseratif kolit, Crohn
Hastalığı), safra kesesi taşları ve iltihabı, safra yolu
hastalıkları, pankreatit, mide-bağırsak kanserleri,
hemoroid (mayasıl, basur) gibi hastalıkları ile ilgilenen bilim dalıdır.
HİZMET ALANLARINIZ NELERDİR ?
* Reflü, ülser, gastrit, kabızlık, basur,
* Mide ve barsak kanamaları, ishaller,
* Hepatitler (Hepatit A, B, C, Delta v.s), sarılıklar,
✓
✓
✓
✓
✓
✓
✓
* Karaciğer yağlanması, karaciğer sirozu,
* Kolitler (Ülseratif kolit, crohn hastalığı),
* Safra kesesi taşları ve safra kesesi iltihapları,
* Safra yolu taşları ve darlıkları
* Pankreas iltihapları (Akut ve kronik pankreatit),
* Çölyak hastalığı,
* Kanserler (Yemek borusu, mide, barsak, karaciğer, pankreas, safra yolları)
KLİNİĞİNİZDE
HANGİ İŞLEMLER
UYGULANMAKTADIR ?
✓
✓
✓
Karaciğer biyopsisi
Üst sindirim sistemi
endoskopisi (Gastroskopi),
✓
Kanama durdurucu girişimler
(Endoskopik varis bant ligasyonu, Skleroterapi),
Yabancı cisim çıkarılması,
Akalazya balon dilatasyonu,
Endoskopik stent yerleştirilmesi,
Kolonoskopi, Rektoskopi,
Kolonoskopik polipektomi
PEG tüpü takılması
(Ameliyatsız mideye beslenme tüpü takılması),
ERCP (safra yolu taşları ve darlıklarının tedavisi,
safra yollarından taş çıkarma)
lu ile
işlemler, damar yo
m
tü
ki
de
iz
im
edilmeden
Dr.Işıksal, Kliniğ
sta tarafından hiss
ha
e,
nd
si
ye
sa
ar
lmekverilen ilaçl
arak gerçekleştiri
ol
i
nl
ve
gü
ve
lu
de rahat bir
son derece konfor
birkaç dakika için
ı
as
nr
so
m
le
iş
,
tedir. Hasta
tadır dedi.
şekilde uyanmak
Gastroskopik polipektomi,
Randevu
ksal’a yeni
tih Yüksel Işı
ailesi olarak Dr. Fa
sı
ya
ün
D
ık
ğl
Sa
Gap
şarılar diliyoruz.
görev yerinde ba
211 77 77
0342
www.duztepeyasamhastanesi.com
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
6
MEDİCAL PARK GAZİANTEP HASTANESİ
AKADEMİK KADROSUNU GÜÇLENDİRİYOR
DİKKAT
Tıbbi Onkoloji
Uzmanı olarak
al
Gaziantep Medic
de
Park Hastanesi’n
göreve başlayan
Uz. Dr. Mustafa
YILDIRIM,
Doçent ünvanı
tır.
ve yetkisini almış
rası Antalya Eğitim ve Araştırma Hastenesi’nde Tıbbı
Onkoloji yan dal eğitimine
2009 yılında başlamıştır.
Tıbbı Onkoloji Devlet Hizmet Yükümlülüğünü tamamlamasının ardından
Gaziantep
Medikalpark
Hastanesi’nde
göreve
başlamıştır. Bu hastanede
çalışırken 08.09.2014 tarihinde Doçent ünvanı ve
yetkisini almıştır.
ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI BAŞLADI!
U
Havaların soğumaya
başlaması ile birlikte
Üst Solunum
Yolu Enfeksiyon
Hastalıkları artmaya
başladı. Gaziantep Medical
Park Hastanesi, Prime Mall Avm
işbirliği ile Avm’nin seminer
salonunda Çocuk Hastalıkları
Uzmanı Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ’ın
konuşmacı olduğu ‘‘Çocuklarda
Üst Solunum Yolu Hastalıkları ve
Korunma’’ konulu bilgilendirme
semineri düzenledi. Seminere
katılanlar arasında yapılan
çekilişte 3 çocuğumuz daha
sağlıklı büyümesi için Check-up
hediye edildi.
z. Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ,
burun, boğaz ve diğer hava
geçiş yollarının iltihaplanması Üst solunum yolu enfeksiyonu
(ÜSYE), olarak adlandırıldığını ve
İltihabın nedeni çoğunlukla virüs
ve bakteriler olduğunu dile getirdi.
Çocuklarda özellikle kış aylarında
sıklıkla görülen hastalığın yayılma mekanları ise, kreş, yuva, okul
gibi toplu halde yaşanılan yerlerdir.
Okul çağındaki çocuklar, yılda ortalama 6-8 kere solunum yolu enfeksiyonu geçiridiğini sözlerine ekledi.
Uz. Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ ÜSYE’
nin
ciddi rahatsızlıklara neden
olabiliceğini belirtti. Bu enfeksiyonların çoğu kendiliğinden iyileşebilirken, bazı özel mikrop türleriyle oluşanları daha ağır seyrederek
ciddi hastalıklara dönüşebilirler. Üst
solunum yolu enfeksiyonlarında,
iltihabın bulunduğu bölgeye göre
isimlendirme yapılır. Boğaz bölgesi iltihapları için farenjit, bademcik
bölgesi iltihapları için tonsillit, orta
kulak iltihapları için otit ve kafatası
içindeki hava boşluklarının iltihapları için sinüzit terimleri kullanılır.
Üst solunum yollarında en sık, boğaz bölgesi iltihaplanır.
Üst solunum yolu
enfeksiyonu belirtileri
nelerdir?
HABER : Bülent GEZEN
1
977 Gaziantep doğumlu olan Doç. Dr.
Mustafa YILDIRIM,
İlk, orta ve lise eğitimini
Gaziantep’te tamamladıktan sonra 1994 yılında
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde
Tıp eğitimine başlamıştır.
İç Hastalıkları Uzmanlık
Eğitimini Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
tamamlamış olan Doç. Dr.
Mustafa YILDIRIM, Devlet
Hizmet Hükümlülüğü son-
Halsizlik iştahsızlık burun akıntısı ve
tıkanıklığı
ateş, öksürük hapşırık
baş ağrısı, geniz akıntısı, boğazda
yanma-ağrı gözlerde sulanma ve çapaklanma, kas ağrıları en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonu
belirtileridir. Aniden yükselen ateş,
artan öksürük ve solunum güçlüğü
hırıltı, hızlı nefes alıp verme ve göğüste çekilmenin olması durumunda
ise alt solunum yolu enfeksiyonları
düşünülmelidir.
Basit önlemler hastalığın
yayılmasını önler
Uz. Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ, ÜSYE’
den korunmak için bazı basit önlemler faydalı olabilir. Hasta kişilerin
hapşırma ve öksürme sırasında ağzını mendil ile kapatmaları, maske kullanılması, tek kullanımlık
mendiller, hasta kişilerle yakın
temasın azaltılması ve ellerin sık
yıkanması en basit önlemlerdir.
Kapalı ve kalabalık yerlerde,
özellikle çocukların bulunduğu ortamlarda sigara içmemeye özen gösterilmeli ve
ortam sık sık havalandırılması getirtiğini söyleyerek
sunumunu tamamladı.
www.saglikilan.com
Op.Dr.Kazım Bilecen
Op.Dr.Gürhan Gökçe
Y
Ürogenital fistülleri ne demektir?
Böbreklerden idrarın dışarı doğru taşındığı organlar olan üreter, mesane
ve üretra gibi yapılar ile vücudun bu
organlara yakınlık gösteren vagen gibi
diğer kanallı yapılar arasında ağızlaşma olmasıdır
Neden bu fistüller oluşur?
Genellikle üç temel nedeni vardır.
Birincisi vajinal veya abdominal yolla
yapılan rahim ameliyatları sonrasında, sezeryanla yapılan doğumlar veya
7
HATEM’de
BAŞARILI
Operasyon
Özel Hatem Hastanesi’nde
yabancı bir hastaya
Üreterovaginal Fistül Operasyonu
Üroloji Uzmanları,Op.Dr.Kazım
Bilecen ve Op.Dr.Gürhan Gökçe
- tarafından başarılı biçimde
gerçekleştirilmiştir.
apılan incelemeler sonrasında hastada vezikovaginal füstül olmadığı
saptanmış fakat daha nadir olarak görülen üreterovaginal fistül olduğu tespit edilmiştir.
Özel Hatem Hastanesi’nde hastaya
yapılan başarılı üreteroneosistostomi
ameliyatı ile hastanın sorununa çözüm
bulunularak tam kuruluk sağlanmıştır.
Hasta postoperatif 2’inci günde drenleri alınarak mutlu bir şekilde ülkesine
gönderilmiştir.
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
Yaklaşık 8 ay önce ülkemiz dışında yaptırdığı
Total Abdominal Histerektomi operasyonunu
takiben vageninden sürekli idrar gelen ve bezle yaşamak zorunda kalan hastaya, ülke dışında
yapılan incelemelerde vezikovaginal füstül olduğu söylenmiş,hasta bu sebeple Özel Hatem
Hastanesi Üroloji kliniğine başvurmuştur.
normal doğum sonrasında
nadiren gelişebilen cerrahi
fistüllerdir.
İkinci olarak idrar yollarının
komşuluğunda oluşan apse
gibi enfeksiyonlar sonrasında
meydana gelen enfeksiyon
fistülleridir.
Üçüncü neden ise kanser
hastalarında tümöral dokunun organlar arasında yayılması sonucunda ya da radyoterapi sonrasında gelişen
doku nekrozu sonrasında oluşan fistüllerdir,tedavisi en zor
olan fistül grubu bu üçüncü
tipte oluşan fistüldür.
Genital Fistülü olan
hastaların şikayetleri nelerdir?
Gelişmiş ülkelerde genital fistüllerin
(vezikovaginal/ üreterovaginal/üretrovaginal) en sık nedeni iatrojenik olup
şikayetler genellikle doğum sonrasında
veya operasyondan belli bir süre geçtikten sonra gece ve gündüz sürekli idrar kaçırmadır.
Tanısı nasıl konur?
Damardan verilen indigo karmin, ağızdan alınan bazı ilaçlar (fenazopiridin)
sonrası akıntının renginde değişme
olursa ya da mesaneye idrar kanalından verilen metilen mavisi veya indigo karmin vajenden geldiği gözlenirse
tanı kesinleşir. Emin olmak için mesaneye ve üretere endoskopik (sistoskopi/
üreterorenoskopi) inceleme yapılması
gerekebilir.
Tedavisi nasıl yapılır?
Tanı kesinleştikten sonra hasta mutlaka
kateterize (sonda takılması) edilmelidir
ve antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.
Küçük vezikovaginal fistüllerde yalnızca kateterizasyon ile tedavi sağlanabilir. Üreterovaginal fistüllerde de
o üretere konulan double j katater
yardımıyla bu fistül kapanabilir. Fistül
saptandıktan 6 ay geçtikten sonra kapanmayan fistüller operasyonla (vezikovaginal fistül traktının çıkartılması/
üreteroneosistostomi) onarımı yapılır.
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
8
BU HAFTA HAYALLERİMİZİN ÜLKESİ AMERİKA’DAYIZ...
E
Ecz. Zeliha İffet BULGUROĞLU’nun kaleminden...
B
u hafta rüyalar ülkesi Amerika dayız.Amerika’ya ilk
gidişimiz olduğu için
14.5 saat süren uçak
yolculuğu korkulu rüyamızdı.Bir tarafta hem
yükseklik korkunuz hem
de uçak fobiniz diğer
tarafta
hayallerinizin
ülkesi AMERİKA .Tabiki seçim, ne kadar korksanız da AMERİKA’YA gitmekten
yana oldu.Amerika’yı görecek olmanın
verdiği heyecan ve mutluluktan,uçakta
yanımıza aldığım sakinleştiricilerin hiçbirini kullanmadım. Hatta birlikte gittiğimiz
eczacı arkadaşım,insülün kullandığı için
istanbul havaalanında şekerini ölçmek
istedi,şekerinin 350 çıkması bile Amerika
uçağına binmesine engel olamadı.
Uçak yolculuğumuzun ardından nihayet
LOS ANGELES daydık.Yaptığımız şehir turunda acaba rüyada mıyız diye arkadaşlarla
birbirimize sorduk.Rehberimiz bizi rüyamız devam etsin diye SANTA MONİCA’ya
götürdü.
SANTA MONICA, LOS ANGELES Down
Town’a 25 dakika mesafede yer alan en
meşhur sahil bölgelerinden biri.Biz trafiğe kapalı olan ünlü markaların olduğu 3.
caddeye gittik.Mağazalara girdiğimizde fiyatlar,Türkiye’ye
göre çok ucuzdu.Burayı Beyoğlu’ndaki İstiklal Cadde’sine
benzettik.Çoğu zencilerden
oluşan dans gruplarının gösterileri yol boyunca devam
ediyor.Sihirbazlar,karikatür
ve resim çizenler,gösteri yapanlar ......
Santa Monıca caddesi üzerinde ilerledikçe gördük ki
yol okyanusta bitti ve biz
kendimizi tepeden okyanusa ve sahile bakar bulduk.Santa Monıca’nın güneyinde
VENİCE(VENEDİK) kumsalı,kuzeyinde Malıbu kumsalı var.
Ertesi gün sabah erkenden UNIVERSAL
STUDIOS HOLLYWOOD’a gittik.Dünyanın en teknolojik parklarından olan ve aynı
zamanda Hollywood filmlerinin çekildiği
stüdyoları çok beğendik. E.T, JURASSIC
PARK,DEPREM,JAWS gibi filmlerin çekildiği yerleri gördük.Bindiğimiz tren bizi
bu stüdyoları dolaştırdı.Üzerimize gelen sel,üzerimize
devrilen arabalar,yangın çok
heyecan
vericiydi.Trenden
inince mizansen film çekimine girdik.Sahnedeki kılıç
gösterileri,yapay yangın hepsi
çok hoştu.
Teknolojının geldiği noktayı
görmek açısından burda gördüklerimiz seyrettiklerimiz bizi
hayrete düşürdü.
Burdan çıkınca HOLLYWOOD
tepesine çıkıp şehrin simgesi olan HOLLYWOOD yazısının önünde
herkesin yaptığı gibi resim çektirdik.Ordan
çıkınca HOLLYWOOD BULVARI’na gittik.
Oscar törenlerinin yapıldığı kodak tiyatrosu
önündeki kırmızı halıda resim çektik.Ünlü
filmlerin galalarının yapıldığı Çin Tiyatrosunu gördük.Şöhretler Yolu denen yerde
Hollywood Bulvarı ‘nda kaldırımda ünlü
artistlerin isimleri , kaldırımdaki yıldızlar
içine yazılmıştı.Bazı artistlerin de el ve ayak
izleri vardı.Los Angeles’in zenginlerinin evlerinin olduğu BEVERYL HILLS önünde de
resimler çektik.Beveryl Hılls de artistlerin
yaşadığı saray yavrusu evlere bakarken
hangisini resimleyeceğimizi şaşırdık.
Diğer gün ise Amerika’nın en güzel şehri
seçilen bizimde çok beğendiğimiz SAN DIEGO ‘daydık.LA JOLLA ,şehrin turistik bölgelerinden biri,foklara ve deniz aslanlarına
ev sahipliği yapıyor.Bizde hem karada hem
denizde giden deniz otobüsüne binip deniz
aslanlarını görmeye gittik.Onların verdiği
artistik pozları seyretmek de çok zevkliydi.
Pasifik Okyanusunun kıyısında çok şirin
kafeler ve müzeler var.İspanyolların köle
ticaretinde kullandığı STAR OF INDIA
GEMİSİ,Tom Cruısin oynadığı Top Gun filminin çekildiği MIDWAY UÇAK GEMİSİ ‘ni
gezdik.
Daha sonra Amerika’nın en büyük en düzenli park ünvanına sahip, içerisinde birden çok müze, botanik bahçeleri ve müzelerin bulunduğu BALBOA PARK’a gittik.
Şehrin simgesi olan bu park, birçok filme ev
sahipliği yapmış.
Burdan da San Dıego’nun zenginlerinin yaşadığı, içinde Marlyin Monroe ‘nin ünlü Baziları Sıcak Sever filminin de çekildiği CORONADO ADASI ‘na gittik.Bu ada mutlaka
görülmesi gereken yerlerden biri.San Dıego
şehir merkezine 10-15 dakika uzaklıkta.
Adadan San Dıego manzarası müthiş.
Haftaya LAS VEGAS da görüşmek üzere...
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
9
MENOPOZ DEĞERLENDİRMESİ
OPR. DR.
ENGİN PALAZ:
“MENOPOZ HASTALIK DEĞİL,
GENEL KONTROL İÇİN ÖNEMLİ
BİR DÖNEMEÇTİR”
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Engin Palaz menopozun, kadınların fizyolojik yani doğal bir dönemi olduğunu bildirdi.
Opr. Dr. Palaz, yaptığı açıklamada menopozun hastalık değil, genel kontrol için
önemli bir dönemeç olduğuna vurgu yaptı.
A
detten kesilmeyi ifade eden
menopozun tam tanısının son
adet gördükten sonra bir yıl
geçmesi ile konulduğunu anımsatan
Opr. Dr. Palaz, “İlk adetten menopoza kadar süre ‘üreme çağı’ olarak
kabul edilir. Menopoz ise kadınların
üreme çağını artık bitirdikleri, tekrar
gebe kalamadıkları bir süreçtir” dedi.
“Nasıl ilk yıllarda yumurtlama ve
olgunlaşma sorunu nedeniyle adet
düzensizliği oluyorsa menopoza yakın dönemlerde de gene yumurtlama
ve yumurta kalitesi nedenleriyle adet
düzensizliği olabilir ve gebe kalma
sorunu yaşanır” diyen Opr. Dr. Palaz
şöyle devam etti.
“Adete başlama ve bitme süreçleri
her kadında aynı olması gerekmiyor.
Bazı hanımlar bu bitiş sürecini çok
gürültülü geçirirler. Düzensiz kanama, ateş basmaları, huzursuzluk
uykusuzluk gibi. Bazı şanslı kadınlar
ise birden kesilir ve biter. Hiç sorun
yaşamazlar.
Menopoza girme yaşı, ırklara göre
biraz farklılık gösterse de ülkemizde
49-50 yaştır. Batıda ortalama 51-52
kabul edilir. Ancak menopoza giriş
bir süreç olduğu için yaklaşık 2-8 yıl
içinde gelişen bir olgudur. Bu süreç
‘premenopoz’ olarak adlandırılır.
Yani, menopoz öncesi dönem.
Bu dönemde adetlerin arası açılabilir, sık adet görülebilir, aşırı kanama
veya az adet görme olabilir. En son
bir adet daha olur ve kesilir, aradan
1 yıl gibi bir süre geçer kadın artık
menopozdadır.”.
Opr. Dr. Palaz “İşin en önemli yanı
“östrojen” denilen kadınlık hormonunun artık üretilmesi en aza inmektedir, yumurtalıklarda yumurta
kalmadığı için gebelik olmayacaktır
ve tüm premenopoz olaylarının baş
sorumlusu bu östrojen eksikliği olacaktır” diyerek, menopoz sürecini
anlattı.
UYARILAR
Opr. Dr. Palaz, yaşanabilecek sorunları şöyle sıraladı:
“Adet bozuklukları, nadiren olan
yumurtlamalar, yumurtlama sonrası
normalde salınması gereken diğer
bir hormon olan progesteron yokluğu nedeniyle görece artan östrojen
fazlalıkları, rahim iç zarı kalınlıklarına giderek kötü huylu doku değişiklikleri hep bu düzensiz östrojenden
kaynaklanır. Önemli bir başka organ
da memedir ve devamlı östrojen etkisinden dolayı kansere kadar değişikliklere neden olabilir.Ateş basmaları, östrojenin beyindeki birçok
merkezin damarlanmasında oynadığı rollerden dolayı azlığında gelişen
durumdur. Menopozdan sonraki dönemde, östrojen eksikliğinin geç safhada oluşturduğu ‘kemik erimesi’ ve
‘kalp-damar hastalıkları’ artar. Artık
yaşlar ilerlemiştir yaşlılığın getirdiği
birçok sorunlar ortaya çıkar. Örneğin Alzheimer gibi bilinçsel hastalıklar da görülebilir. Kemik kırılmaları,
organ kurulukları, cinsel sorunlar giderek yaşam kalitesini azaltacaktır.”
YAŞAM KALİTESİ
“TIP ALANI VE
HEKİMLİK SANATI”
SANKO ÜNİVERSİTESİ ’NDE
KONFERANS
PROF. DR. NESRİN ÇOBANOĞLU,
“TIP ALANI VE HEKİMLİK SANATI”
KONULU KONFERANS VERDİ
“Tıp, geçmişten günümüze en uzun süre eğitim alan meslektir. Her zaman ilerleyen, her
an gelişen meslek mensupları olacağız” diyen
Prof. Dr. Çobanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kadınların 1900’lü yılların başında
ortalama ömürlerinin 50 yaş olduğunu ve o yıllarda menopozun yaşamın sonu gibi görüldüğünü anımsatan Opr. Dr. Palaz sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Hastanesi iyi olmayan bir tıp fakültesinde, iyi
hekim de olamazsınız. Değişik hasta vakalarını görmeden iyi bir hekim olamazsınız. Siz
bu konuda çok şanslısınız. Üç temel noktaya
dikkatinizi çekmek istiyorum; bilgi, çok iyi ve
donanımlı bir bilgi almalıyız. El becerisi, bir
sürü beceriye sahip olmak zorundayız. Ayrıca hekimliğin değer gündemi bizim için çok
önemli konular.”
“Birçok kadın menopoza bile giremeden ölüyordu.2000’li yıllarda ortalama kadın ömrü Batı’da 85 yaşına kadar yükselmiştir. Menopozdan
sonra yaklaşık 35 yıl daha yaşayabilen kadınların yaşam kalitesini artırmak bilim insanlarının önemli hedeflerinden olmuştur.”
“Biz menopozda hiç bir şey yapılmayacak demiyoruz. Aksine yaşamın önemli bir döngüsünde güzelce
kontrolden geçmenin önemini vurguluyoruz” diyen Opr. Dr. Palaz,
sözlerini şöyle tamamladı:
“Tüm sistemlerin, endokrin, yani
hormonların, karaciğer fonksiyon
testlerinin, kan şekerlerinin, kolesterollerin, tansiyonun, kilonun, değerlendirilmesi gerekmektedir. Her yıl
yapılması gereken rahim ağzı kanser
taraması testlerinin ve meme kanseri taramalarının bu dönemde ayrıca
önemi vardır.”
Gazi Üniversitesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu,
SANKO Üniversitesi’nde “Tıp Alanı ve Hekimlik Sanatı” konulu konferans verdi.
SANKO Üniversitesi’nde konferans vermekten
dolayı çok mutlu olduğunu belirten Prof.
Dr. Nesrin Çobanoğlu, “yeni meslektaşları” olarak tanımladığı öğrencilere
hoş geldiniz diyerek sözlerine başladı.
Üniversitenin evrensel bilgi demek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çobanoğlu,
“Bir Gaziantepli olarak burada, dünya
çapında bir üniversite kurulduğu için
çok gurur duydum” dedi.
“Hekimler Nasıl İnsanlardır?”, “Tıp – Tıp
Alanı Nedir?”, “Tıp ve Tıbbın Yöntem Bilgisi
Nedir?”, “İnsan Etkinliği Olarak Tıp, Tıbbın
Amacı Nedir?” konularında da bilgiler aktaran
Prof. Dr. Çobanoğlu’na sunumunun ardından,
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Salih Murat Akkın tarafından bir armağan
ve teşekkür belgesi takdim edildi.
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
10
Fibrokistik meme hastalığı
Özel Sevgi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Tuğcan Kalkan; “Fibrokistik meme
hastalığı’nın muayene ile belirleneceğini söyleyerek , muayene sırasında bir önceki aya oranla farklı bir şişlik oluşumu, var olan şişliklerde bir artış olması, iki memenin var olan eşitliğinin
bozulması gibi durumlarda, bir Genel Cerrahi Uzmanı’na başvurmakta yarar vardır.
Özel Sevgi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği / Op.Dr.Tuğcan Kalkan
S
ık rastlanan bir durum olup 20-50
yaş grubundaki kadınların yaklaşık
% 60’ını etkiler. Fibrokistik meme
hastalığı durumunda tek memede veya
iki memede dolgunluk, meme ucunda
batma, düzensiz kitlelerin ele gelmesi,
ağrılı şişlik ve huzursuzluk hissi mevcuttur. Hafif türlerinde şişlik olmadan
hafif bir ağrı ve hassasiyet olabilir. Nadiren menapoz sonrasında rastlanır.
Habis değildir ve kanserleşmezler. Fibrokistik meme hastalığı meme bezinin
hastalığıdır. Bu durumun oluşumuma
normal adet siklusu içindeki meme dokusunu büyüten östrojen ve projesteron hormonları zemin hazırlar. Doktor
muayenesi açısından ideal zaman adet
dönemiminin 7-12. günleri arasındadır.
Meme dokusu üzerine ayrıca, prolaktin, büyüme hormonu, insülin ve tiroid
hormonunda etkisi vardır. Bu hormonlar östrojen ve projesteron’un etkilerini
arttırabilir. Ergenlikten menapoz dönemine dek her adet döneminde meme
- Risk grubundaki hastaların
ortalama olarak 6 aylık
aralıklarla doktor kontrolünde
olmaları yararlı olacaktır.
- Bu kadınlarda genellikle
35-40 yaş arasında ilk
(baseline) mamografi yapılması
ve 40 yaşından sonra ise
yıllık aralıklarla meme
ultrasonografisi ile birlikte
mamografinin tekrarlanması
önerilmektedir “
kanalları içine sıvı ve hücresel
artıklar dolar. Fibrokistik meme
hastalığı sıklıkla iki memeyi birden ilgilendiren bir durumdur.
Tek memede başlasa dahi, zaman içinde diğer memede de
aynı şekilde başlar ve iki memenin birden hastalığı şeklini
alır. Fibrokistik meme hastalığında ele kitle gelmesi nedeni
ile meme kanseri ile karışabilir.
Memedeki kistler zaman içinde elle hissedilebilir boyutlara
ulaşabilir ve memedeki ağrının ana
kaynağı olabilirler. Her ne kadar meme
kistleri iyi huylu olsalar da, hastaların
önemli bir kısmı memesinde eline gelen bir sertlikle yaşamak istemez. Bu
durumda hem kişiyi ruhsal anlamda
rahatlatmak, hem de kistten kaynaklanabilecek meme ağrısını azaltmak için,
bu kistlerin içindeki sıvı boşaltılabilir.
Meme kistleri içindeki sıvının
boşaltılmasına kist aspirasyonu
denir. Kist içinden alınan sıvı
nadiren renksizdir. Sıvı, genelde beyaz, sarı-yeşil, kahverengi
olur. Eğer alınan sıvı kanlı değilse, su gibi ise ve aspirasyon
sonrası kist tamamen kaybolmuş ise boşaltılmış sıvı için ek
bir tetkik gerekmez. Herhangi
bir sıvı gelmez ise, aspire edilen sıvı kanlı ise, sıvı alındıktan
sonra meme içinde kitle hala
devam ediyorsa, aspire edilebilen sıvı tetkik edilmeli, geride
kalan kitle de ayrıca araştırılmalıdır.
Fibrokistik meme hastalığının
belirtileri nelerdir?
• Meme ağrısı
• Memede huzursuzluk
• Memede dolgunluk hissi
• Meme ucunda batma hissi
• Adet dönemi başlangıcında yakınmalarda artma
• Memede düzensiz kitlelerin ele gelmesi
• Mamografiyi değerlendirmek zorlaşır
• Bazen tanıda ayrım için biopsi gerekebilir
Özetle:
1. Kist içindeki sıvının tamamen boşalmasından sonra kistin kaybolduğundan
emin olunması
2. Kistin, 4-6 hafta sonra kontrol edilerek, tekrarlayıp tekrarlamadığının anlaşılması
3. Tekrarlayan kistlerde (2-3 denemeden sonra) veya aspirasyon sonrası geride kitle kalması durumunda lezyonun
biyopsi açısından tekrar değerlendirilmesi önerilir.
HABER : Kemal KÖKTEN
Özel Sevgi Hastanesi Ailesine
Ortopedi Uzmanı - Cildiye Uzmanı
Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Radyoloji Teknisyeni
ALINACAKTIR...
w w w. o z e l s e v gi h a s t a n e s i . c o m . t r
İrtibat: 0 532 586 12 51
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
11
LOHUSA DEPRESYONU
SEV Amerikan
Hastanesinden
Psikolog Özlem
Binnaz CAM
“LOHUSA
DEPRESYONU”
konusunda
hastalarını
bilgilendirdi.
P
sikolog Özlem hanım Lohusa
Depresyonunu Doğumdan
hemen sonra başlayan ve
hamile kadının normal durumuna geri döndüğü 6 – 8 haftalık
dönem olduğunu belirtip sözlerine
şöyle devam etti; Kadınlar için çok
özel, önemli ve hassas bir dönemdir. Lohusalık döneminin psikolojik
ve biyolojik özellikleri gebelik döneminden daha farklıdır. Gebelik
dönemindeki hormonal denge annenin anneliği yapmasını sağlayan bir
dengedir. Doğumdan sonra vücut
ani bir şekilde normal düzenine geçer. Bu ani hormon değişiklikleri annenin duygularındaki çalkalanmayı
karamsarlığı, hassaslığı, yorgunluk
hissini arttırır. Bu geçiş dönemimde
hormonlar daha dalgalı salgılanır. Ve
stres hormonları yükselir. Annelerin
psikolojik kırılganlığının arttığı bir
dönemdir.
Genç anneler bu dönemde acaba annelik yapabilecek miyim ,çocuğuma
iyi bakabilecek miyim, ya hata yaparsam gibi duygulara kapılırlar. Bir de
yaygın olan ‘doğum yaptığı için mut-
lu olması gerektiği’ kanısının sebep
olduğu baskıyla ve gerçekte bunun
tam aksine doğumdan sonra kendisini negatif duyguların içinde bulması
kendisini suçlamasına ve endişelerinin artmasına sebep olur. Özelliklede aile büyüklerinin yakınlarının da
olmadığı, sorumluluğun fazla olan
genç annelerde kaygı düzeyi oldukça yüksektir. Gecesi gündüzü birbirine karışır. Bu da sinir sistemini büyük
ölçüde etkiler. İlk defa anne
olanlarda bu dönem
daha ağır geçebilir.
Ama 2. ve ya 3. doğumda anne daha
tecrübeli olur. Ne
yapabileceğini
hesaplayabilir.
Bu sayede bu dönemi daha rahat
atlatabilir.
Hormonsal denge de
kendini düzeltebilir.
Eğer anne doğum öncesinde
psikolojik rahatsızlıklar geçirmişse,
istenmeyen bir gebelik yapmışsa,
ekonomik şartları iyi değilse, bebeği
SEV
AMERİKAN HASTANESİ
RANDEVU MERKEZİ
444 5 424
0850 222 22 24
özürlü doğmuşsa, eşiyle problemleri
varsa, aşırı stres altındaysa, çocuklukta istismara uğramışsa, sosyal desteği
yeterli değilse. Lohusalık döneminde
depresyon geçirme riski vardır.
Psikolog Özlem hanım Lohusalık
depresyonu tedavi edilen bir rahatsızlık olduğunu vurgulayarak Tavsiye edilen tedavi Depresyonun
düzeyine göredir. Hafif ve orta
düzeydeki depresyonda
psikoterapi etkili olabilmektedir dedi.
Psikolog Özlem
hanım sözlerini
şu tavsiyelerle
tamamladı; Lohusalık dönemimde genç bir
annenin yalnız
bırakılmaması
ve
çevresinden
yardım
görmesi
çok önemlidir. Annenin bebek bakımı ile ilgili
bilgi edinmesi, bilenlere sorması,
kendini geliştirmesi önemlidir. Bebeğin bakımıyla daha kolay başa çık-
masını sağlar. Annenin kendine bu
dönemde zaman ayırabilmesi, çevreden bebeğin bakımı için yardım
alarak kendi beslenmesine ,dinlenmesine ve uykusuna düzgün zaman
ayırmalıdır. Lohusa döneminde annenin korkularını kaygılarını ifade
etmesine teşvik edilmesi önemlidir,
çünkü bu dönemde anne doğumdan
sonra mutlu olmak gerekirken hassas
bir dönemde olduğu için duygularını
ifade etmekten çekinebilir. Doğum
sonrası depresyona giren annelerin
kendini kötü hissetmesi depresyonda olmasını bastırmaya veya inkâr
etmeye çalışması kendi içinde suçluluk duyguları hissetmesi, bebek açısından daha zararlı olur. Bunun için
bu depresyonu sıradan kabul edip
yardım almak daha faydalıdır ve çaresine bakılmalıdır ertelenmemelidir.
Doğum ertesinde ki iki hafta içinde
bu depresif durum kendiliğinden
azalarak kaybolmazsa profesyonel
yardım almak şarttır.
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
12
Kesilecek Bacak Doku Nakliyle Kurtarıldı
Suriye de iç savaştan kaçarken bastığı mayının patlaması sonucu
sol bacağı parçalanan Zekeriya Abuhaşevi isimli hasta, Özel Deva
Hastanesi’nde, Op. Dr. Ömer Berberoğlu ve Op. Dr. Ertan Günal’ın
yaptığı başarılı mikrocerrahi ameliyat sonrasında sağlığına kavuştu.
H
astanın sol ayağında kırıklar,
doku kaybı ve ciddi enfeksiyon ile hastaneye geldiğini
anlatan Ömer Berberoğlu hastanın
sağlığına kavuşmasına uzanan süreci şu sözlerle anlattı:
“Hastamız 1 ay kadar önce farklı bir
sağlık merkezine başvurmuş. Burada
çeşitli tedaviler yapılmış. Bacağın
kesilme durumundan bahsedilince daha önceki hastalarımızdan aldığı
referans doğrultusunda hastamız bize
ulaşmış.
Mayın patlaması
sonrasında sol ayağının
tabanı ve topuk kısmı
tamamen parçalanan
Zekeriya Abuhaşevi
başka merkezlerde
geçirdiği 3 ameliyatın
ardından sağlığına
kavuşamadı ve bacağının
kesilmesi kararı alındı.
Hasta yakınlarının
araştırması üzerine Özel
Deva Hastanesi Plastik,
Estetik ve Rekonstrüktif
Cerrahi Uzmanı Op.
Dr. Ömer Berberoğlu’na
getirildi. İlk inceleme
ve tetkiklerin ardından
astaya mikrocerrahi
yöntemi ile sırttan kas ve
doku nakili yapılmasına
karar verildi.
Özel Deva
Hastanesi
Op. Dr. Ömer Berberoğlu
Hastamıza ilk önce bir temizlik
ameliyatı adını verdiğimiz bir ameliyat yapıldı. Sonrasında 10 gün yara
yerindeki ciddi enfeksiyona karşı
antibiyotik tedavisi ve yara bakımı
gerçekleştirilerek bu riskler bertaraf
edildi.
Ardından hastanın olmayan sol ayak
tabanı ve topuk bölgesinin yeniden
oluşturulması ve açık yaranın kapatılması için sırtta bulunan lattissimus dorsi kası
üstündeki deri ve damarları beraberce ve mikrocerrahi yöntemi ile nakil edildi.
Bu esnada hastanın parçalanmış ayak kemikleri de kısmen onarıldı. Yapılan 6 saatlik başarılı ameliyat sonucunda hasta 10
gün kadar pansumanlar ile takip edilerek taburcu edildi.”
Mikrocerrahi ile
yürüyebilecek
Özel Deva Hastanesi Plastik,
Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer
Berberoğlu gerçekleşen bu
zor operasyonlar zincirinde en önemli başarı
etkeninin ekip çalışması olduğunu vurguladı
ve “Klasik, geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilemeyen,
vücudun anatomik olarak özellik gösteren küçük ve karmaşık bölgelerinde, optik büyütme altında özel araç ve
gereçler kullanılarak yapılan cerrahi girişimlerini kapsar.
Mikrocerrahinin gelişmesi ile, daha önceleri imkansız
görünen kopan el, ayak ve diğer dokuların yerine dikilmesi (replantasyon) bu cerrahi teknikle yapılabilir. Küçük
çaplı damar ve sinirlerin dikilmesi sayesinde kopan organa işlevi yeniden kazandırıldığı gibi, bir defekte başka bir
bölgeden dokuların transferi de olasıdır (Serbest flepler).
Günümüzde 0,5 mm çapına kadar ince damar ve sinirler
dikilebilmektedir. Mikrocerrahi uygulamalarının özellik
gerektiren bakımları sebebiyle, bu konuda eğitimli, deneyimli hemşire ve personelin 24 saatlik gözetiminde takip
ve tedavileri özenle yapılması gerekmektedir. Bu çok özel
operasyonlar tamamıyla ekip çalışması gerektiğinden başta Plastik, Estetik ve Rekonstrüksiyon Cerrahi Uzmanı Op.
Dr. Ertan Günal, Anestezi uzmanı Dr. Mehmet Demirçelik
ile servis ve ameliyathane hemşirelerine gösterdikleri özen
ve dikkatli çalışmalardan dolayı teşekkür ederim.” İfadelerini kullandı.
Tel. : +90 342 211 99 00
[email protected]
www.devahastanesi.com
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
13
GEZİ DAVASI
GERGİN BAŞLADI
ikleri
HATAY’da Gezi Parkı eylemlerine destek verd
ak’
iddiasıyla haklarında ‘görevi kötüye kullanm
sı
iddiasıyla ceza davası açılan Hatay Tabip Oda
.
yöneticisi 21 kişinin yargılaması gergin başladı
2 yıla kadar hapsi istenen meslektaşlarına
destek vermek için Hatay Adliyesi
önüne gelen çevre illerin tabip odaları
yöneticileri ile polisler arasında itiş
kakış yaşandı. Çevik kuvvet polislerinin
kalkan kullanarak uzaklaştırmaya çalıştığı
hekimler, dağılmayarak adliye önünde
basın açıklaması yaptılar.
Sağlık Bakanlığı, Gezi Parkı eylemleri sırasında
aktivistlere destek verdikleri gerekçesiyle dönemin Hatay Tabip Odası Başkanı Selim Maktap
ile yönetim kurulunda görev yapan hekimler
hakkında şikayetçi oldu. Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu’ndaki 21 doktor için ‘görevi kötüyü kullanmak’ iddiasıyla yürütülen soruşturma
sonunda 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6
aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Bugün hakim karşısına çıkan Selim Maktap ve
arkadaşlarına Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis
ve Osmaniye’den gelen meslektaşları destek
verdi.
Adliye önünde ‘Hekimliğe dokunma’ yazılı
pankart açan doktorlar, duruşmaya girmeden
önce adliye önünde basın açıklaması yapmak
istedi. Güvenlik önlemleri alan polisler ile hekimler arasında ‘basın açıklamasının okunacağı yer konusunda tartışma yaşandı. Polisler,
kalkanlarıyla grubu bulundukları yerden uzaklaştırmak için hamle yaptı. Hekimler de polise
direnince itiş kakış yaşandı. Israrını sürdüren
hekimler, adliye önünden ayrılmadı. Adliye
önünde bekleyişini sürdüren grup içindeki Türk
Tabipler Birliği Genel Sekreteri Özden Şener,
polisin davranışına tepki gösterdi.
Kadın
Özden Şener, “Bugün Hatay’dayız
hep birlikte. Az önce bizi itip kakan
memur arkadaşlar bir emir aldıklarını
söylüyorlar. Biz böyle tuhaf, kanunsuz,
hukuksuz emirler yüzünden zaten şu
anda buradayız. İki hafta önce Sağlık Bakanlığı’nın Ankara Tabip Odası
aleyhine açtığı bir dava için Ankara’daydık, bugün de Hatay’dayız. Biz
şu anda işinin başında hasta bakıyor,
ya da ameliyat yapıyor olacaktık ancak açılan davalar yüzünden işimizi
yapamıyoruz. Derdimiz belli, ülkede
demokrasi yok. Hasta neredeyse ordayız, şu veya bu bahaneyle kimseyi
ayırt edemeyiz. Bize az önce müdahale eden polis bile şimdi rahatsızlansa
bakmak zorundayız” dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından
grup açılan davaya katılmak üzere polis eşliğinde adliyeye girdi.
Erkek
Çocuk
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
14
Gözde Alerjiye Dikkat !!!
Özel Primer Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op.
Doktor İbrahim Gözen yaptığı açıklamada Alerji toplumda
sık görülen bir hastalıktır ve insanların yaklaşık %15’inde
alerjinin bir veya birkaç çeşidi bulunduğunu söyledi.
Özel Primer Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Doktor İbrahim Gözen
Çevreyle direkt teması nedeniyle gözün alerjik hastalıklara daha yatkın olduğunu ifade eden Dr. Gözen,
şöyle konuştu. Göz alerjileri gözde yanma, batma, kaşıntı, çapaklanma, kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozukluğu meydana getirebilir. İleri
alerji formlarında gözün beyaz kısmında yapışıklıklar
dahi olabilir. Meydana gelen rahatsızlık insanların performansını etkilediği gibi enfeksiyonlara yatkınlığı
artırır, kontakt lens kullanımını zorlaştırır ve daimi
bir huzursuzluk kaynağı oluşturur. Göz alerjileri gözün yüzey dokularını ilgilendirir. Muayenede göz kapakları, kirpikler ve kornea dikkatle incelenir. Bazen
göz kapakları ters çevrilerek arka yüzeylerinin incelenmesi gerekebilir.
rının göz bulguları, kuru göz hastalığı, gözün bağ ve
damar tabakasının iltihabi hastalıkları, böcek ısırıkları,
kirpik diplerine yerleşen parazitler göz alerjisini taklit
eden bir tablo meydana getirebilir. Tanısal test olarak
alerjen maddenin bulunması, gözyaşında ve kanda
bazı maddelere bakılması yardımcı olsa da en fazla
bilgi muayeneden elde edilir dedi.
Bazı mikrobik hastalıklar, sebebi bilinmeyen iltihabi
durumlar, göz kapağı iltihapları, bazı cilt hastalıkla-
Umut Dolu Gözlerde
BAYRAM SEVİNCİ
Gaziantep Üniversitesi Onkoloji Hastanesinde
Kurban Bayramı Etkinliği düzenlendi.
Hayırsever vatandaşların desteği ile Kurban Bayramında
Onkoloji Hastanesi Çocuk katında, bayramı hastanede geçirmek zorunda kalan çocuklara
güzel bir etkinlik düzenlendi.
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof.Dr. Metin Kılınç’ın da katıldığı organizasyonda bayramın hastane
ortamında da güzel geçebileceği gösterilmiş oldu. Gaziantep
Ticaret Odası Güzel Sanatlar
Lisesi öğrencilerinin gönüllü
katkıları ile müzik dolu geçen
günde, çocuklar, aileleri ve
hastane çalışanları bayramın
güzelliklerini hep beraber yaşamış oldular.Bizi destekleyen
tüm hayırsever dostlarımıza gönül dolusu teşekkürler.
www.saglikilan.com
1-7 EKİM DÜNYA EMZİRME HAFTASI
1-7 Ekim Emzirme haftası etkinlikleri kapsamında
Şehitkamil Devlet Hastanesinde ‘’Anne Sütü ve
Emzirme’’konusunda aileler bilgilendirildi.
ilk 6 ay
SADECE
anne sütü
H
astane Polikliniklerinde stand açarak
Anne ve anne adaylarına broşür dağıtarak Anne Sütü ve Emzirme ile bilgiler veren hemşireler Anne sütünün üstün içeriği ile yeni doğan bebeğin tüm gereksinimini
6 ay boyunca tek başına karşılayabilen, kolay
sindirilebilen ideal bir besindir dediler. Anne
sütü ile beslenen bebeklerde bağışıklık sistemi
güçlenmekte dolayısıyla enfeksiyonlara daha
az rastlanmakta, alerji, ani bebek ölümleri
anne sütü almayanlara göre daha az görülmektedir, Anne sütü alan bebek hastalansa
bile enfeksiyonu daha kolay atlatmaktadır.
Kadın doğum servisinde yatan Anne ve anne
adayları odalarında ziyaret edilerek Hastane
yöneticisi Op.Dr.Bülent Selim CANSUNAR
ve Hasta Bakım Hizmetleri Müdürü Aysel
KARAKUŞ tarafından karanfil verildi.Hastane
poliklinik girişlerine stant kurularak loğusa
şerbeti ,Emzirme ile ilgili broşür ve çocuklara
balon dağıtıldı.
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
15
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
16
GAÜN’de kanser hastalarına kişiye özgü tedavi yaklaşımı
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kanser
hastalarında kişilerin genetik yapısı incelenerek
yeni bir tedavi yaklaşım yöntemi geliştirildi. Yöntem ile hastada kemoterapinin yan etkileri azaltılabilirken, gerekli dozda ilaç kullanıldığı için ekonomik tasarruf ta sağlanmış olacak.
HER BİREYİN İLACA
DUYARLILIĞI FARKLI
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Moleküler Genetik Tanı, Hematoloji ve Doku Tiplendirme Laboratuvarı
Sorumlusu Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, laboratuvarlarının şuanda Türkiye’de referans
laboratuvarlardan biri olduğunu belirtirken,
“Son dönemde, Türkiye’de yapılan testlerde öncülük yapmaya başladık. Tıbbi biyoloji Anabilim Dalı olarak moleküler genetik alanında şu anda 7 TÜBİTAK Projesi’ni
götüren bir merkeziz. Türkiye’de Kras, Braf,
c-KİT, EGFR, farmako genetik gibi testleri
yapan nadir merkezlerden birisiyiz. Merkezimize gelen hastalara molekülergenetik
açıdan Türkiye’nin en gelişmiş merkezlerinden biri olarak hizmet veriyoruz. Yaptığımız çalışmalarla sadece yurtdışından
teknolojiyi alıp tüketen değil aynı zamanda
buna bilimsel değerler katarak üreten bir
anlayış içinde ülkemizi ulusla arası alanda
hak ettiği düzeylere taşıyacak bir anlayışın
geliştirilmesine katkıda bulunmak istiyoruz.
” dedi.
Son yıllarda önemi giderek artan farmako
genetik denen, yani kişiye özgü tedavi yöntemi üzerine önemli çalışmalar yaptıklarını
vurgulayan Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, söz-
lerini şöyle sürdürdü: “İnsanların genetik
yapısı birbirlerine yüzde 99,9 benzemekle birlikte, yüzde 0,1’lik bir fark vardır.
Genetik yapıdaki bu farklılıklardan dolayı
kullanılan ilaçların fayda görme miktarında
farklılıklar olmaktadır. Bunun sebebinin metabolizma, yani moleküler genetik yapının farklılığıyla
bünyenin ilacı metabolize
etme hızının değişikliğidir.
Amerikan Gıda ve İlaç
Dairesi’nin (FDA) onayladığı bir takım DNA
üzerindeki değişikliklerden
kaynaklanan
ilaç metabolizması ile
ilgili bir takım genetik
parametreler var. Amerika Birleşik devletleri
Massachusetts Üniversitesi ile eş zamanlı yürüttüğümüz bir projede biz bununla
ilgili yaklaşık 2 yıldan buyana
genetik testler yapmaktayız. İlgili firmayla konuşarak, Türkiye’de ilk kez bu sistemi hastanemizde kurduk. Sistem tamimiyle üst düzey nanoteknoloji kullanılarak
geniş bir tarama yapmamızı sağlamaktadır.
ÖNCE KANSER
ÜZERİNE ÇALIŞMA
Öncelikle
ilaç toksitesinin çok olması nedeniyle kanser
tedavisi ve
kemoterapi
alan hastalar üzerinde
çalıştıklarını
açıklayan
Doç.
Dr. Serdar Öztuzcu,
yöntem ile ilgili şu bilgiyi verdi: “Hasta ilk tanıy ı aldıktan sonra tedaviye başlamadan
önce hastanın ilaçlarla ilgili genetik profillerini çıkarıyoruz. Kanını alıp, DNA’sını
ayırıyoruz. Profilini sunuyoruz. Bazı belirlenmiş ilaçlar var. Bu gibi kemoterapide
kullanılan ilaçlarla ilgili metabolizma hızı
bu parametrelere göre hesaplanıyor. Birtakım ilaçlara karşı yavaş mı, hızlı mı yanıt
verdiğini belirliyoruz. Bu bilgiler doğrultusunda ilaç dozlarını hesaplanıyor. Çünkü
ilacı az verirseniz vücut bunları hızlı bir
şekilde dışarıya atıyor. Kanser hücrelerini
öldüremiyor. Örneğin iki ayrı hastaya aynı
miktarda ilaç verdiğinizde birisinde tümör
hücresini öldürüyor, diğerini öldüremiyor.
Bunun sebeplerinden biri şu: Hastanın birisi hızlı metabolize ettiğinden dolayı vücut ilacı hızla dışarı atıyor. O nedenle de
gidip kanser hücresini öldüremiyor. Bunun
tersinde ise, metabolizmanın yavaş olması
beklenenden daha fazla vücutta kalmasına
ve toksik etkisi göstermesine sebep oluyor.
Bir hastaya sözgelimi 1 mg ilaç verdiğinizde toksik etki gösteriyor ve hastayı zehirliyor. Ama öbür hasta hızlı metabolize edip
hızlı ortadan kaldırdığında etkilemiyor.
Çünkü, kemoterapi ilaçları sadece kanser
hücrelerini öldürmüyor, bizim sağlıklı hücrelerimizi de öldürüyor. Bunun bir örneği
saçlar uzamıyor. Kan hücreleri azalıyor.
Bunlar kemoterapinin yan etkileri. Bunlar
normal hücrelere de etki ettiğinden mümkün olduğunca uygun dozda ilaç vermek
gerekiyor. O şekilde hasta tedaviyi alıyor.
Bu nedenle kişinin farmako genetik tanısını
yapıyoruz. Bu şekilde hastaya tedaviye başlayacak tedavi yöntemini ve verilecek ilaç
miktarını belirliyoruz.”
500’ÜN ÜZERİNDE
HASTA ÜZERİNDE ÇALIŞILDI
Bu şekilde son iki yılda 500’ün üzerinde
hastada çalışma yaptıklarını açıklayan Doç.
Dr. Öztuzcu, “Bu hastalarda genotipleme
yaptık. Bunla ilgili bilimsel bir yayın hazırlıyoruz. Bu çalışmamız uluslararası hakemli dergide yayınlandıktan sonra ileriye
yönelik çalışmalarımız devam edecektir. O
zaman bilimsel değerlendirmemizi yapacağız. Bu yaklaşımın en önemli yanı hastaya
en uygun, en zarar verecek tedavi protoko-
lünün seçilmesi için bir ön değerlendirme
yapılmasını sağlaması” dedi. Böylelikle
belki yüksek dozda ilaç verilen bir hastanın
kaybetme riskinin azaltılacağını kaydeden
Öztuzcu, az dozda ilaç verilmenin riskinin
de ortadan kalkacağını dile getirdi. Doç.
Dr. Öztuzcu, “Böylelikle uygun dozda ilaç
verilerek tedavi şansı da artacaktır. Çalışmalarımız sonucu Kanser tedavisine ilk
uygun veriler alındı. Burada önemli olan
iki konu var. Bunlardan ilki; az ilaç verdiğinizde toksik dozu azalıyor. Faza ilaç verdiğimiz için hastada reaksiyonlar oluşuyor.
İkinci faydası gereğinden fazla kemoterapik
ilaç verilmeyerek hem az hasara uğraması,
hem de daha ekonomik olarak tedavisi sağlanır. Bir de kemoterapiden kaynaklanan
yan etkileri azalıyor. Örneğin kan değerleri
düşüyor. Bunlar, bölünmeyi azaltan ajanlar
olduğu için kanımız artmıyor. Böylelikle
kansızlık oluyor. Organlara kan gitmiyor.
Bu şekilde hastayı ölüme kadar götüren
sonuçlar ortaya çıkabiliyor. İnsanlar bazen
kanserden ölmeden, kemoterapik ajanların
etkisinden yaşamını yitiriyor. Uygun dozda tedavi vermek hastanın yaşam süresini
artırdığı gibi toksik özelliklerini de azaltıyor. SGK’nın bu tip çalışmalara daha fazla
destek olması halinde, önleyici sonuçlar
alındığında milyarlarca liralık ödemelerden
kurtulacağını düşünüyoruz.”
MEME KANSERİNE
ERKEN ÖNLEM
Bu yöntemi sadece kanser için değil, diğer
ilaç tedavisinin önemli olduğu birçok hastalıkların tedavi yöntemlerinin belirlenmesi için kullanılabileceği vurgusunu yapan
Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, kadınların korkulu rüyası olan meme kanserleriyle ilgili ise
şu değerlendirmeyi yaptı: “Meme kanserlerinde bazı hastalar için ailesel yatkınlık oluyor. Ailede olanlardan bir geçiş olduğu için
risk fazla ve hastalara ailesel bir geçiş olduğu düşünülüyor. BRCA1 ve BRCA2 DNA’yı
tamir eden genler. DNA‘nızda bir kırık olduğu zaman bu gen gelip bunu tamir ediyor. Aileden genetik olarak risk altındaki
kadınlarda bir bozulma kırık olduğu zaman
tedavi edemiyor. Bunun genlerde olabilecek hasarların tespitini yapabiliyoruz. Ailelerinde birden fazla kanser olmuş, kişiler
varsa bunun önce biz tamir genlerine bakıyor ve diyoruz ki ‘Sende bu mutasyon var.
Meme kanseri olma ihtimalin oldukça artmıştır. Bunun için senin koruyucu bir takım
önlemler alman gerekli. Psikolojik etkileri
olabilir ama bu insanın kendisini koruması
lazım. Riskli olan hastaların kontrolünü yapıyor ve hastayı uyarıp kanser olma riskini
anlatıyoruz. Bu testi hastalarımız isterlerse kendileri yaptırabiliyorlar. Ancak sosyal
güvenlik kurumları imkânlarıyla yaptırabilmesi için aileden gelen bir risk olduğu gibi
kriterleri taşıması gerekiyor.”
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
17
CANLI YAYIN KONUĞU OLDUK
Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şubesi olarak; Gaziantep Eczacılar Odası
Başkanı İrfan DEMİRCİ, Cumhuriyet Halk Partisi Gaziantep Belediye
Meclis Üyesi Dr. Ahmet BAYDİLEK ve Gaziantep Üniversitesi Şahinbey
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kemal
BAKIR ile birlikte uydu üzerinden yayın yapan Bahartürk televizyonunun “Emek Saati” adlı programının canlı yayın konuğu olduk.
Nihat BENCAN’ın moderatörlüğünü yaptığı program iki saat
sürdü.Programa CHP Mersin milletvekili Prof. Dr. Aytuğ ATICI ile CHP Manisa Milletvekili Özgür ÖZEL’de telefonla katıldılar.Vatandaşların da telefonla ilgi gösterdiği programda,
- Sağlıkta dönüşümün neler getirdiği,
- Hastalardan alınan fark ücretleri,
- Sağlık harcamalarının nasıl arttığının,
- Ameliyat ve poliklinik sayılarında yaşanan artışın nedenleri,
- 1 Ekim 2014 tarihinde yürülüğe giren (SUT) Sağlık
Uygulama Tebliğinin getireceği sorunlar,
- Sağlıkta şiddet,
- Performansa dayalı döner sermaye sistemi,
- Eczanelerin yaşadığı sorunlar.
- Özel hastanelerin pozisyonları,
- Sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlar
hakkında görüşler paylaşıldı.
TEŞEKKÜR
Kızımız SEDA’nın hamileliği süresince, düzenli ve titiz takipleri
sonucu,torunumuz
ARAS’ı kucağımıza veren,
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op.Dr. İBRAHİM HALİL BÜYÜKBEŞE’ye,
Anestezi Uzmanı Dr.Yunus BAYDİLEK’e,
Ebe-Hemşire Fatma ÇETİN’e,
PRİMER HASTANESİ Doğumhane ve Doğum Servisi
Hemşire ve çalışanlarına, bu mutluluğumuzu paylaşan,
arkadaş, akraba ve tüm dostlarımıza saygı ve teşekkürlerimizi sunarız.
SELMA - FARUK MÜFTÜOĞLU
DEMET - HALİL GÜLEÇ
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
18
ÇOCUK FELCİ İÇİN
GAZİANTEP’TEN SAMSUN’A
PEDAL ÇEVİRECEKLER
Gaziantep Rotary Kulübü
Başkanı Işınsu ALPAY
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep
İpekyolu Rotary Kulübü işbirliğiyle ,”Çocuk Felci İçin
Sürüyoruz “ farkındalık projesi kapsamında,
11 bisikletçi Türkiye turuna çıkacak.
Bisikletçiler, Çocuk
Felcine dikkat çekmek ve
uluslararası alanda kamuoyu
oluşturabilmek için 10 gün
boyunca, bin 530 kilometre
yol kat edip, 8 farklı
şehirde pedal çevirecekler.
Projenin startı 16 Ekim’de
Gaziantep’ten verildi.
G
aziantep Büyükşehir Belediyesi’ nin katkılarıyla, Gaziantep
İpekyolu Rotary Kulübü tarafından ‘ Çocuk Felci İçin Sürüyoruz
‘ Türkiye bisiklet turu düzenlenecek.
Proje kapsamında, 11 bisiklet sporcusu Türkiye’yi, Güney’den- Kuzey’e
doğru kat ederek 10 gün boyunca
pedal çevirecekler. 16 Ekim 2014 tarihinde Gaziantep’ten startı verilecek
olan zorlu yolculukta bisikletçilerin,
Adana, Niğde, Kapadokya, Ankara,
Kastamonu ve Sinop yol güzergahlarını kullanarak 25 Ekim 2014 tarihinde
Samsun’a ulaşması planlanıyor. Geçilecek her şehirde projeye destek veren
gönüllü bisikletçiler ile İpekyolu Rotary
Kulüp üyelerinin de Gaziantepli bisikletçileri bu uzun maratondan yalnız
bırakmayacağını belirten İpekyolu Rotary Kulüp Başkanı Işınsu Alpay, günde
ortalama 150 kilometre yol almayı hedefleyen bisikletçilerin, etabın sonunda 1530 kilometrelik yolu başarıyla tamamlamalarını beklediklerini söyledi.
Bisikletçilerin Adana-Ankara ve Samsun illerinde koordine edilecek çocuk
felci bilgilendirme toplantılarına da
katılacaklarını kaydeden Alpay, amaçlarının 1985 yılında Birleşmiş Milletler,
Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası
Rotary’nin Çocuk felci yani Polioyu
ortadan kaldırmak için başlattığı kampanyalara dikkat çekmek olduğunu
ifade etti.Tur sırasında bisikletçilerin, yol
güzergahlarında bulunan şehirlerin en işlek
caddelerinden belirli
bir hızla geçeceklerini, projenin amacına
ulaşabilmesi için meydanlarda finish noktaları oluşturacaklarını
ve aynı şekilde ertesi
gün belirlenen noktalardan yeniden start
verileceğini
belirten
İpekyolu Rotary Kulüp
Kulübü Başkanı Alpay,
bu illerde farkındalık
oluşturabilmek ve halkın yoğun katılımını
sağlayabilmek için ön-
ceden tanıtım ve reklam çalışmaları
yapacaklarını da sözlerine ekledi. Öte
yandan bisiklet turunun ilk durağı olan
Adana’da gerçekleştirilecek basın toplantısına Uluslararası Rotary Başkanı
Gary Huang’ın da katılım göstermesi
bekleniyor.
www.saglikilan.com
Yakında açılacak olan
özel Ağız ve Diş Sağlığı
Merkezimize
Mega still
Güzellik
Salonumuza
Diş hekimi yardımcısı ve asistanı Bilgi işlem elemanı
Temizlik elemanı Güvenlik elemanı Danışma görevlisi
olarak çalışacak bay bayan eleman alınacaktır.
Müracat edeceklerin fotoğraflı olarak hazırlanmış cvler ile
aşağıdaki iletişim telefonlarına ulaşmaları gerekmektedir.
0532 245 7861
Devren Satılık Cafe
3 Yıldır çalışmakta olan
yüksek cirolu
cafe Sahibinden
1.200.000 TL ye
tüm eşyaları ile satılıktır.
0 532 216 60 80
0530 606 4462
Vitaldent Ağız ve Diş
Sağlığında çalışacak diş
hekimi asistanları ve
ön muhasebe elemanı
aranmaktadır.
Akyol İlköğretim
Okulu Karşısı
0 (342) 232 - 49 49
0 (342) 231 - 45 09
ÖZEL HAYAT HASTANESİ’NE
Hemşire Radyoloji
Teknisyeni Alınacaktır...
İrtibat:
0542 315 3373
(0342) 230 60 60
Estetisyen
(Güzellik Uzmanları)
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
19
DENTAVİZYON Ağız ve Diş
Sağlığı Merkezinde çalışacak
Diş hekimleri ve
Diş hekimi asistanları
aranmaktadır.
Muhasebe görevlisi
ve Temizlik görevlisi
Bayan aranmaktadır
0 (342) 232 46 46
0 342 322 00 43
Hastaneleşme Sürecinde olan
Özel Sultana Tıp Merkezine
Ninova Medikal
bünyesinde
çalıştırılmak
üzere
BAYAN
ELEMANLAR
aranmaktadır
0(555) 819 31 14
DENTALAZER
AİLESİNDE
ÇALIŞMAK İSTEYEN
DİŞ HEKİMLERİ VE DİŞ HEKİMİ ASİSTANI
ARANMAKTADIR... 0.532 267 54 27
Özel Sultana Tıp Merkezi
KBB Uzmanı
Dahiliye Uzmanı
Radyoloji Teknisyenleri,
Anestezi Teknisyeni
Hemşire, Ebe , ATT ve
Sağlık Memurları
Aranmaktadır
İrtibat:0505 875 50 32
25 ARALIK
ASM
Karşısında
Eczaneye
Satılık Dükkan
0533
304 32 94
DERMATOLOJİ
UZMANI
Özel fimer
fizik tedavi ve
rehabilitasyon
merkezinde çalışmak
Üzere kozmetik
konusunda deneyimli
Dermatoloji
Uzmanı
aranmaktadır .
0342 322 56 56
0505 623 60 42
Teşekkür
Bizlerden yoğun ilgisini, yakınlığını ve dostluğunu esirgemeyen,
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Sn. Op. Dr.
İBRAHİM HALİL BÜYÜKBEŞE
ve ekibine,
Primer Hastanesi doğum servisi çalışanlarına,
Oğlumuz ARAS GÜLEÇ’in
dünyaya geliş sürecindeki eşsiz katkı ve yardımları için sonsuz
teşekkür ederiz.
Seda - Halit GÜLEÇ
www.saglikilan.com
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA
20