ŞAMPİYON - 6N1K Haber

İlknur Denizli
AK Parti Milletvekili İlknur Denizli
“Anayasa Mahkemesi
Başkanı’nda tutarlılık
problemi var”
30 Nisan 2014 Çarşamba
İLKNUR Denizli, Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerinin haddi aşan
sözler olduğunu belirterek “Haşim Kılıç’ın
sözleri haddi aşan sözler. Bir takım cümlelere
dikkat edilmesi gerek. Üslup çok önemlidir.
Burada büyük sıkıntı var. Tutarlılık olmalı. Dün
öyle bugün böyle olmaz. Anayasa mahkemesi başkanında tutarlılık problemi var. Yeni
durumu adapte olmaya çalışan bir Anayasa
Mahkemesi başkanı profili çiziyor “ dedi.
Zamansız Kıyafetlerin Tasarımcısı:
Jeyan Gedik!
JEYAN Gedik, Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölüm mezunu. Üzerine de moda
tasarımı okudu. Arkeolog deyince hep
taşı toprağı eşeleyenler gelir aklıma. O
eşeleyip çıkarılanları çiziyordu o zamanlar.
Dünyaca ünlü modacı Zuhal Yorgancıoğlu birlikte çalışmaya başladı. Onunla
özgürce tasarımlarını sergilediği modaevinde buluştuk.
>>2’DE
Özgür Han’ın
özel röportajı
>> 7’DE
SAYI 19
25 Kr. (KDV DAHİL)
Haftalık
Siyasi
Gazeteniz
Türkiye’nin kanaryacı
Kaya Babası
www.6n1k.com.tr
Güvenlik sektörü
istihdam kapısı oldu
İki yaka dostluk için buluştu...
ALAÇATI Spor Salonu’nda
gerçekleşen dostluk maçı öncesinde Alaçatı Gençlik ve Spor
Kulübü Başkanı Namık Kemal
Aydoğdu, ilk kez bu etkinliği
düzenlediklerini belirtti.
>> 11’DE
İZMIR’de 11 bin güvenlik görevlisini istihdam
ettiklerini dile getiren Özel Güvenlik Hizmetleri
Derneği Başkanı Serdar Gökhan Arıkan, 15
saatlik güvenlik görevlisi eğitiminin az
olduğunu, fazlalaştırılmasını gerektiğini
ifade etti.
>> 05’DE
O, Türkiye’nin kanaryacı Kaya babası. Henüz 12 yaşındayken babasının
hediye ettiği saka kuşu ile başlayan
kuş sevgisi hiç azalmayan 78 yaşındaki
Kaya Özel, daha sonra bu sevgiyi meslek haline getirdi.
>> 03’DE
İzmirli Ünlü yazar Tarık Dursun Kakınç’dan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çağrı.
Bir İzmir
kahramanı
İzmirli Ünlü yazar Tarık Dursun Kakınç, İzmir’in ve tüm
Ege Bölgesi’nin en hareketli çarşısı, “Kemeraltı Çarşısı’nda” seyyar satıcı olarak geçinen Benzinci Kör Hafız adı ile
tanınan asıl adı Mustafa Ayrıközü’yü İzmirlilere hatırlattı.
1997 yılında vefat eden Benzinci Kör Hafız, 1902
yılında İzmir’de doğmuştu. Tıbbiye’de öğrenci olan,
mezun olup yaşamını hekim olarak sürdüreceğini
hayal ederken vatan savunması için Antep’e asker
olarak gönderilmişti. İki gözünü de kutsal bildiği
vatan topraklarını savunurken kaybeden İzmirli
Tıbbiye öğrencisi Mustafa Ayrıközü, memleketi
İzmir’e dönmüş ve okuluna devam edemeyeceği
için Kemeraltı Çarşısı’nda 60 yıl sürecek olan seyyar
satıcılığa başlamıştı.
>> 04’DE
BUCA BELEDİYE BAŞKANI LEVENT PİRİŞTİNA:
Önceliğim geri kalmış bölgeler
6 yolcu gemisi
12 BIN TURIST
TÜRKIYE’de kruvaziyer turizmin başkenti olarak nitelendirilen Kuşadası
Ege Ports Limanı’na son iki gün içinde
yanaşan 6 gemi ile 12 bin turist giriş
yaptı.
>> 9‘DA
ŞAMPİYON
ALTINORDU
Kızılcahamam galibiyetiyle bitime iki hafta kala 1.Ligi’ne
rekorlar kırarak yükselen Altınordu’da 25 futbolcudan
18’i, bugüne dek 46 kez şampiyonluk coşkusu yaşadılar.
KIZILCAHAMAM engelini
3-0’lık skorla aşan Altınordu, 22 yıl aradan sonra
yeniden 1.Lig’de mücadele
etmeye hak kazandı. Şirketleşmenin ardından geçen sezon 3. Lig şampiyonluğu yaşayan Altınordu, 2.
Lig’deki ilk sezonunda da
bitime 2 hafta kala mutlu
sona ulaşmayı başardı.
>> 11’DE
Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina ilçede yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı.
ÖNCELIKLERININ hizmette geri kalmış mahalleler
olduğunu, vatandaşların taleplerine göre hizmet
planlaması yaptıklarını bildiren Piriştina, öncelikle
yaz gelmeden Gölet’in açılmasının istendiğini,
buna yönelik çalışmaların başlatıldığını ifade
etti. İlçenin trafik sorununu çözmek için
Büyükşehir Belediyesi’nden yardım alacaklarını, Şirinyer -Tınaztepe arası tramvay hattı
projeleri olduğunu belirten Piriştina, “İlk
başta nostaljik bir tramvay hattı olsun
istedik. Ancak bu kadar büyük trafik sorunu olan bir
yerde nostaljinin yetmeyeceği, mutlaka trafik sorununu
çözen bir hat olması gerektiğini düşündük. Şirinyer’den
Tınaztepe’ye kadar tramvayı götüreceğiz. Ana arterlerde tek yön uygulamaları çalışmaları yapacağız.
Trafik sorununu alternatif yollarla çözeceğiz. İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da
Buca’da trafiği çözmek sorununda kararlı. Biz
de öyle”dedi.
>> 06’DA
Spor hayatı bir gecede
SONA ERDI
Erdem Günak’ın öğrencisi başarılı sporcu Muhammet Özkan’ın
aktif yaşamı, geçirdiği kaza sonrası bir gecede sona erdi.
Efsaneler
İzmir’de buluştu
HARLEY Davidson’ın motosiklet
tutkunlarını özgürlükle tanıştıran dev
TIR’ı, İzmir’e geldi
>> 02’DE
“Alkol
araç k lü
lanma uln
bedeli ın
ni
ağır
ödedim
”
ERDEM Günak ile tanışmasının ardından
atletizme ilgi duyan İzmir Buca Şirinyer
Lisesi Öğrencisi Muhammet Özkan, yüksek
atlamada Türkiye rekortmeni Metin Durmuşoğlu’nun antrenörlüğünde profesyonel
olarak 2 yıl spora devam etti. Özkan, Türkiye
Atletizm Federasyonu’nun düzenlediği
yarışmalarda, İzmir’e derecelerle döndü.
>> 03’DE
Hasan
Karabağ:
Yanlışlıklar var
Sessiz Akademi
Engellilerin Sesi Olacak
İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi
Başkanlığı ile Ege Artı Engelli Bireylerin Eğitimi ve Gelişme Derneği
arasında gerçekleştirilen protokolle
oluşturulan Sessiz Akademi’de,
engelli öğrencilere pastacılık eğitimi
verilecek.
SESSIZ Akademi projesi, kokteylle
tanıtıldı. İşitme engelli 14 – 40 yaş
arası öğrencilerin bir araya geldiği
tanıtım organizasyonunda, birbirinden özel ikramlar hazırlandı. Hazırlanan pastalar, katılımcılara ikram
edildi.
>> 5’TE
BAYRAKLI Belediye Başkanı CHP’li Hasan Karabağ, İzmir’in genelinde inşaat hareketliliğinin başlaması gerektiğini belirterek,
“Gecekondulardaki oy sıkıntısı aşma şartı bu” dedi
>>7’DE
02
30 Nisan 2014 Çarşamba MAGAZİN
Harley Davidson’cular İzmir’i Salladı
DÜNYANIN efsanevi motosiklet ve motosiklet aksesuarları markası Harley Davidson’ın motosiklet tutkunlarını
özgürlükle tanıştıran dev TIR’ı, Harley on Tour Projesi’nin
Avrupa etabı kapsamında son durağı İzmir’e geldi
26- 27 Nisan günlerinde İzmir’de adeta Harley
Davidson rüzgarı esti. Sesleri, heybetli görünümleri ve
tasarımları ile bakışları üzerine çeviren yüzlerce Harley
Davidson modeli, firmanın Alsancak 1’inci kordondaki
Showroom’un önüne yanaştı. İzmirli motosikletseverler,
Harley on Tour Projesi kapsamında hayallerindeki motosikletleri test etme fırsatı yakaladı.
yaptıran motosiklet tutkunları; iki gün boyunca 2014
RUSHMORE Touring modellerinin de dahil olduğu 23
farklı Harley-Davidson motosikleti test etme ve seçme
fırsatına sahip oldu. Harley Davidson yol kaptanları ile
birlikte Alsancak Showroom önünden motosikletler
ile birlikte start alındı. Yaklaşık 50 motosikletin grup
halinde başladığı tur kapsamında Karşıyaka, İnciraltı ve
Konak sınırları içerisinde adeta Harley Davidson rüzgarı
esti.
İLÇELERDE HARLEY FIRTINASI
Etkinlikte test sürüşleri için rezervasyonlarını
Koray’a doğum
günü süprizi
İZMIR’in ünlü eğlence mekânları Eğlenceli Meyhane ve Neşeli Meyhane’de
sahne alan Koray Hepenson, yeni yaşını
sahnede dostlarıyla birlikte kutladı.
İş ve sanat dünyasının tanınmış isimlerinin katıldığı gecede, İzmirli sanatçı
Koray’a dostları sahneye
pasta getirerek
sürpriz yaptı.
O ses Türkiye
ve Popstar
Alaturka yarışmalarından
tanına Tuğba
Tufantepe,
Mert Algan,
Betül Tezgin,
Pelin Elitez Yıldırım ve Ufuk
Yıldırım’da şarkıları ile sanatçı
arkadaşlarını
yalnız bırakmaz.
Doğum günün 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi önemli
ve anlamlı bir güne denk gelmesinin ayrı
bir mutluluk olduğunu söyleyen Koray
Hepenson, kendisine destek veren tüm
dostlarına teşekkür ederek, yeni projelerle sahne çalışmalarına devam edeceğini
belirtti.
Bu kokteyl
ressamları
birleştirdi
MEHMET Nuri Göçen’e ithafen Kuşadası Sanat Kolonisi Resim Çalıştayı açılış
sergisi ve kokteyli Old Town Tenneries’te
yapıldı.
Açılışa, Kuşadası Belediye Başkan
Yardımcısı Muzaffer Eryiğit ve çok sayıda
belediye meclis üyesinin yanı sıra kalabalık bir sanatsever topluluğu katıldı. 24
Nisan - 4 Mayıs tarihleri arasında sürecek
olan Kuşadası Sanat Kolonisi Resim
Çalıştayında 17 farklı ülkeden toplam 47
sanatçı yer alıyor.
Yağan yağmura rağmen yoğun
ilgi gören açılış sergisi ve kokteylinde
konuşma yapan Kuşadası Kültür Sanat
Diyalogları Dernek Başkanı Emel Atalay,
“Uluslararası 17 ülkeden 25 sanatçı olmak üzere toplam 47 sanatçı bu çalıştay
da bir araya geldi. Ben öncelikle çok
uzaklardan gelen
sanatçılarımıza ve
resim çalıştayımızda
emeği geçen herkese teşekkür etmek
istiyorum. Kuşadası
Kültür Sanat Diyalogları Platformun
da din, dil, ırk ayrımı
gözetmeden bir
araya gelerek açılış
sergisinde 94 değerli eser sanatseverlerle buluştuk. 10 günlük çalışmanın
ardından sizlerle buluşturacağımız kapanış sergimize de tüm sanatseverlerimizi
bekliyorum. Tekrar emeği geçen herkese
teşekkürler.” şeklinde konuştu.
Atalay’ın ardından konuşan Naile
Göçen Çukurova “Bu değerli çalıştayda
bir araya gelmekten dolayı son derece
mutluyum. Babam adına ilk defa sergi
ve bir resim çalıştayı yapılıyor. Bu benim
için çok anlamlı ve heyecan verici. Ben
bu duygu ve düşüncelerle emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından 47 ressamın
94 eser ile sanatseverlerle buluşturduğu
açılış sergisi dikkatle incelenirken sanatseverler keyifli anlar yaşadı.
BAYAN GAZETECILERE MINI TUR
Etkinlikten 1 gün önce İzmir’de bambaşka bir heyecan daha vardı. Banu Şen, Bahar Akıncı, Beliz Baran, Gülengül Uslu, Nihan Yarkent, Nur Kararata, Özge Doğan,
Çağrı Lahur, Saadet Mançe, Pakize Sükan, Sırma Güven,
Berrin Güloğlu, Berrin Birer gibi İzmir’İn başarılı kadın
gazetecileri ve bloggerları, Harley Davidson İzmir tarafından gerçekleştirilen #amazonlaratölyesi’nde biraraya
geldi. Harley Davidson yetkilileri, efsane motosikletler
üzerinde bayan gazetecilere mini tur düzenledi.
Harley on Tour Projesi kapsamında düzenlenen ve iki
gün süren etkinliğe, dünyanın en çok satan soda markalarından Perrier de ürünleriyle sponsor oldu.
Zamansız Kıyafetlerin Tasarımcısı:
Jeyan Gedik!
Jeyan Gedik, Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölüm mezunu. Üzerine de moda tasarımı okudu. Arkeolog deyince hep taşı toprağı eşeleyenler gelir aklıma. O eşeleyip çıkarılanları çiziyordu o zamanlar. Dünyaca ünlü modacı
Zuhal Yorgancıoğlu birlikte çalışmaya başladı. Onunla özgürce tasarımlarını sergilediği modaevinde buluştuk.
kırmızısı.
Fotoğraflar : Özlem Demircan
*Katolog çekimleri nasıl geçiyor?*
*Stilinizi merak ediyor okurlar?*
GEDİK: Koleksiyonu hazırladıktan sonraki aşama
çekimler. Çok heyecanlı, bir o kadarda yorucu ve zevkli.
Manken seçimi önemli. Kuaför, makyöz ve tabiİ en önemlisi fotoğrafçı. Özlem Demircan ile çalışmak çok zevkli.
Ben doğal ortamları seviyorum, yani dış çekimleri tercih
ediyorum. Kendisi de bu konuda çok başarılı. Öncelikle
konsept belirliyoruz Özlem ile. Kendisinin de stilisti var,
Ebru Aytuger. Çok yardımcı oluyor bize. Yaratıcı ve titizlikle
geçen bir çekim öncesi yaşıyoruz birlilkte. Sonrasında
mekan ve planlar yazılıyor. Setler kuruluyor. Çekimler yorucu olsa da keyifli ve eğlenceli oluyor. Sonuçlar da mutlu
ediyor hepimizi.
GEDİK: Tarzım, Grek çizgilerini
taşıyor. Antik Yunan, Roma, Mısır gibi
diğer uygarlıklardan da etkilendiğim oluyor ama genelde
Grek. Doğu’ yu ve Batı’yı sentezleyip kendi tarzımı da içine
katıyorum. Böylelikle zamansız kıyafetler ortaya çıkıyor.
Yani şu anki modayla pek ilgisi olmayan.
*Jeyan Gedik Collection’ ı tanıyalım mı?*
GEDİK: Kıyafetlerimi tasarlarken neyin moda olduğu
benim için öncelikli değil. Öncelikli olan şıklık, asalet,
sadelik ve zarafet. Bunlar tamamsa eğer, moda nedir ne
değildir beni ilgilendirmiyor açıkçası. Ben, her tasarımıma,
bir sanat eseri gibi emek veriyorum. Bunu görüp hissedebilen de farklıdır.
*Düğün mevsiminde gelin adaylarına önerileriniz var mı?*
GEDİK: Evet gelinlik yapmak bana
ayrı bir zevk veriyor. Çok özel bir kıyafet çünkü. Bir bayanın hayatı boyunca giydiği en önemli giysi. En başta
bu çok önemli. Gelinliği süslemeyi
çok seviyorum. İşlemelerde swarovsky taşlar kullanıyorum. Kullandığım
malzemenin orjinal olmasına dikkat
ediyorum. Bunun için özellikle yurtdışına gidip kendim seçip alıyorum.
Sadece taşlar için. Pırıltıyı seviyorum.
Yılın gelinliğini yapabilmem
için önce gelini görmem gerekiyor.
Onunla konuşmam, biraz tanımam
lazım. Model böyle şekilleniyor
benim tasarımımda. Çünkügiyecek
kişinin görüntüsü kadar kişilik yapısı
*Yeni projeler var mı?*
da önemli. Yani bir anlamda modele ruh veriyorum denilebilir. O kişi için özel bir tasarım. Sadece
onun için, onu yansıtan bir tasarım.
Herşey çok karıştı, herkes herşeyi yapıyor. Bol paça dar paça, uzun etek, kısa etek.
Çiçekli kumaş, çizgili, puantiyeli. Herşey
birbirine girmiş durumda. Bu ne anlama
geliyor? Kişi artık kendi tarzını belirlemeli.
Giydiğiniz kıyafet sizi yansıtmalı, kişiliği
olmalı. Bir başkasını taşımayın üzerinizde. Çoğu insan akıntıya kapılmış gidiyor,
medyadan, kataloglardan takip ettikleri
ölçüde. Onları da kınamıyorum, işin kolayı
bu. İnsanların artık zamanı yok.
*Koleksiyon için renk seçimlerini nasıl
yapıyorsunuz?*
GEDİK: Canlı renkleri seviyorum. Favori
rengim mor. Şizofren rengi derler mora
ama ben değilim. Kırmızının sadece bir
tonunu seviyorum, o da narçiçegi, mercan
GEDİK: Evet, Paris’te bir modaeviyle ortak bir marka
çıkarıyoruz. Koleksiyonu hazırlıyorum, yaz
sonunda bitecek ve Eylül
başında da çekimleri
yapacağız. Yine mekanımız Çeşme. Türk - Fransız
markası olacak. Ortak bir
çalışma.
*6N1K okuyucularına mesajınızı alabilir
miyiz?*
GEDİK: Yaptığım işi
çok seviyorum. İdeallerim var, kendim ve ülkem
adına da bu idealleri
gerçekleştireceğime inanıyorum. Hayallerinizin
peşinde koşmaya devam
edin…
İzmirliler konsere doydu
Gaziemir’de bu yıl 17.’si düzenlenen Uluslararası Çocuk Şenliği etkinlikleri için sahne alan ünlü sanatçılar 5 gün boyunca İzmirlilere unutulmaz anlar yaşattı.
ÜNLÜ sanatçılar soğuk havalara rağmen,
İzmir’in dört biryanından kendilerinin
dinlemeye gelen hayranlarına performansları ile unutulmaz anlar yaşattılar.
Şenliğin 2. gününde sahne alan Sıla,
şarkıları ve sahne şovuyla İzmirlileri
adeta büyüledi. Sahnede fırtına gibi esen
Sıla’ya, soğuk havaya rağmen, İzmir’in
dört bir yanından gelen ve çoğunluğunu
gençlerin oluşturduğu yaklaşık 30 bin kişi
eşlik etti.
Son çıkardığı albümle müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan ve büyük bir
hayran kitlesine ulaşan Mabel Matiz,
şenliğin 3. gününde sahne aldı. Sahne
şovu, müzikleri ve samimi tavırları ile
alanı dolduran hayranlarının gönlünü bir
kez daha çalan Mabel Matiz’in şarkılarına
özellikle genç hayranları hep birlikte eşlik
etti. Yaklaşık iki saat boyunca sahnede
kalan ve birbirinden güzel şarkılarını arka
arkaya seslendiren Mabel Matiz, yoğun istek üzerine bazı
şarkılarını ikinci kez seslendirdi.
Şenliğin 4. gününde sahne alan Murat Dalkılıç, müthiş
performansıyla sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı.
Hareketli parçalarıyla hayranlarına müzik dolu bir gece
yaşatan ünlü sanatçı, dans grubuyla birlikte sahneye koyduğu görsel şov hayranlarını adeta büyüledi. Murat Dalkılıç,
konserde yeni albümü için hazırladığı bazı parçaları da
seslendirdi. Ünlü sanatçının yeni parçaları hayranlarından
tam not aldı.
Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenliği, Mor ve Ötesi,
Yudum ve Turgay Demir ile İBB Pop Orkestrası konserleriyle
son bulurken yaklaşık 200 bin kişi konserleri izledi.
GÜNCEL
lü
“Alkol lu
araç k ın
n
lanma ini
bedel
ağır
”
ödedim
Spor hayatı bir gecede
SONA ERDI
Erdem Günak’ın öğrencisi başarılı sporcu Muhammet Özkan’ın
aktif yaşamı, geçirdiği kaza sonrası bir gecede sona erdi.
Şule Sarıoğlu
E
rdem Günak ile tanışmasının
ardından atletizme ilgi duyan İzmir Buca Şirinyer Lisesi
Öğrencisi Muhammet Özkan, yüksek
atlamada Türkiye rekortmeni Metin
Durmuşoğlu’nun antrenörlüğünde
profesyonel olarak 2 yıl spora devam
etti. Özkan, Türkiye Atletizm Federasyonu’nun düzenlediği yarışmalarda,
İzmir’e derecelerle döndü.
Spor yaşamı başarılarla dolu
olan Özkan, arkadaşıyla gezmeye
gittiği İnciraltı’ndan dönerken trafik
kazası geçirdi. İzmir Atatürk Eğitim
ve Araştırma Hastanesine kaldırılan
ve 67 gün süreyle komada kalan Muhammet Özkan’ın daha sonra bilinci
açıldı ve hayati tehlikeyi atlattı. Üç
kez operasyon geçiren Özkan’ın sağ
bacağı artık daha kısa.
“BEDELINI AĞIR ÖDEDIM”
Kaza sonrası yaşadıklarını anlatan Özkan, “Arkadaşımla İnciraltına
gittik. Orada alkol aldık. Geri dönüş
yolunda alkollü olarak şoför koltuğuna
oturan arkadaşım, gelen telefon sonrası
aşırı hız yaptı. Hayatımda yaptığım en
büyük hataydı. Alkollü araç kullanmanın bedelini ağır ödedim” dedi.
Kaza sonrası bacaklarının aracın ön
kısmına sıkıştığını belirten Özkan, “Olay
yerine polisler geldi. Arkadaşım araçtan
yürüyerek çıktı, bir tek ben sıkışmıştım. Apar topar hastaneye götürdüler.
Orada annemi gördükten sonra geçen
günleri hatırlamıyorum. Kaza sonrası
3 kez operasyon geçirdim. Bacaklarımda demirlerle yaşadım. Sağ
bacağım 5 cm kesildiği için daha
kısa. Artık destek almadan yürüyemiyorum” diye konuştu.
Kaza sonrası yaşadıklarını
anlatan acılı anne Ayşe Özkan ise
şunları söyledi:
“Ben çocuğumun başına gece
3’te gittim. Muhammet hastanedeyken, o gece aracı temizlemişler.
Oğlumun ayakkabıları bile onlardan çıktı. Muhammet uyanana
kadar her şeyi kendi istedikleri gibi
organize ettiler. 67 gün hastanede oğlumun başında bekledim.
Yaşaması için çok dua ettim,
umudumuzu hiç kaybetmedik.
Oğlum uyandı, ilk zamanlar sadece
kafasını oynatabiliyordu, kimseyi
tanımıyordu ancak günler geçtikçe
oğlumun bilinci yerine geldi. Olay
anını hatırlıyor. Kaza sonrası kimse
yargılanmadı. Benim çocuğum 67
gün hastanede kaldı, ancak şoför
bir saat bile gözaltında tutulmadı.
Maddi yetersizliklerden dolayı
kendimizi savunamadık. Çok haksızlığa
uğradık. Raporlarda şoförün alkolsüz
olduğu söylendi, ancak hızdan dolayı
bile ceza almadı. Benim ciğerim yanıyor. 1 saat bile ceza alsa bu kadar canım
yanmayacaktı. Adalet yerini bulsun.”
Başkan’dan kiraz üreticisine
“geçmiş olsun” ziyareti
İZMIR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kemalpaşa
ilçesine giderek şiddetli dolu yağışı nedeniyle büyük zarara uğrayan üreticileri ziyaret etti. Başta kiraz olmak üzere şeftali, erik ve
üzüm üreticilerinin yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalamayacaklarını
belirten Başkan Kocaoğlu, Ören’de üreticiler ve Ziraat Odası temsilcileriyle bir araya geldi. Başkan Aziz Kocaoğlu, üreticiye geçmiş
olsun dileklerini iletirken,“Zarara uğrayan üreticilerimiz için neler
yapabileceğimizi de mutlaka araştırmamız gerekiyor” dedi.
İzleyenler
‘ŞEF ’ oldu
Karşıyaka Belediyesi Filarmoni
Orkestrası, Karşıyaka Opera ve Tiyatro
Sahnesi’nde gerçekleşen muhteşem
konserle sezon finalini yaptı. Orkestrayı yöneten dünyaca ünlü sanatçımız
Gürer Aykal’ın, izleyenler arasından
kurayla seçtiği kişilere “şef” görevi
vermesi ise büyük beğeni topladı. Filarmoni, ayakta alkışlandı. Aykal, daha
önce de Cem Yılmaz ve Ali Poyrazoğlu
gibi ünlü isimlere orkestrayı yönettirmişti.
Türkiye’nin kanaryacı
Kaya Babası
AYKAL BEĞENİ TOPLADI
Konserin ilk bölümünde genç
sanatçı Emre Şen piyanoda solist
olarak sahne aldı. Bu bölümde Franz
Liszt’in piyano konçertosu seslendirildi. Büyük beğeni toplayan eserler,
izleyicilerden alkış aldı. Konserin ikinci
bölümünde ise orkestra, Macar Halk
Dansları’ndan örnekler sundu.
Dünyaca ünlü orkestra şefi Gürer
Aykal’ın performansı da konsere
katılanları büyüledi. Ayakta alkışlanan
Aykal, kura ile belirlenen 7 kişiye kısa
süreliğine orkestrayı yönettirdi.
KARŞIYAKA SANAT KENTİ OLACAK
Konser günü İzmir dışında olan
Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin
Mutlu Akpınar da prova çalışmalarına
katıldı. Kısa süre orkestrayı da yöneten
Akpınar “Karşıyaka sanatla yaşayan
bir kent olacak. Sanata ve sanatçıya
önem veren bir belediyeyiz. Sanatsal
ve kültürel etkinliklerimizi daha da
artıracağız” dedi.
O, Türkiye’nin kanaryacı Kaya
babası. Henüz 12 yaşındayken babasının hediye ettiği saka kuşu ile
başlayan kuş sevgisi hiç azalmayan
78 yaşındaki Kaya Özel, daha sonra
bu sevgiyi meslek haline getirdi.
48 yıldır Kemaraltı’nda bulunan
dükkanında ötücü kuşlar satan
Özel, Türkiye’nin değişik yerlerinde
düzenlenen yarışmalardan bugüne kadar yaklaşık 200 madalya
kazandı.
Kuş sevgisi nedeniyle ailesinden çok kez eleştiri aldığını
belirten Özel, “Evimiz bahçeliydi ve
evin bir odasını kuşhane yaptım.
40 50 tane kafesim vardı. Babam
ve annem evin bir odasını kuşlarla
doldurduğum için önceleri çok
kızıyorlardı, fakat sonra alıştılar. O
zaman kuşları hobi olarak besliyordum. Yıllar sonra hobim, mesleğim
oldu. Yarışmalar için Türkiye’nin her
yerine gittim ve birçok madalyam
var. Hala nerede olursa olsun tüm
yarışmalara gidiyorum” dedi.
ÖTÜŞÜNÜ DINLEMEDEN
KIMSEYE KUŞ SATMAM
Kanarya ve Kafes Kuşları
Dernekleri Federasyonu Baş
Hakemi de olan Özel, “Türkiye’de
tüm kanarya ve muhabbet kuşu
besleyenler, beni Kaya baba diye
tanıyor. Nereye giderseniz gidin
bunun bir meraklısı var. Kuş besleyenlerin arkadaşlığı, muhabbeti
farklı oluyor. Kuş sevgisi bambaşka
bir şey, insana arkadaş oluyor. Bu-
gün dükkânımda 35 tür kanarya,
egzotik kuşlar, papağan çeşitleri
ve muhabbet kuşu var. Bu zamana
kadar ötüşünü dinletmeden, çay,
kahve içirmeden kimseye kuş
satmadım. Bu yüzden tüm müşterilerim ve kuş besleyenler bir
sorunları olduğu zaman mutlaka
beni ararlar” diye konuştu.
EVIMIZIN EN GÜZEL YERI
KUŞLARA AIT
Evlenmeden önce kuşlardan
korkan eşi Aynur Özel’e de kuş
sevgisini aşılayan Kaya Özel, evlerinin en güzel köşesinin ve özellikle
güneş alan yerinin kuşlara ait olduğunu söyledi. Özel, “Kuşlar evin
neşesi oluyorlar. Özellikle muhabbet kuşlarını yavruyken beslemeye
başladığınızda bir papağan kadar
konuşuyor. Yemini, suyunu vereceksiniz, güzel havalarda ılık suyla
çok güzel yıkanırlar, seyretmesi
muhteşemdir. Yorkshire, Gloster,
Lizard, ve Grested kanaryalarının
en kıymetlilerindendir” dedi.
Son zamanlarda birçok ilde restoran bahçelerine süslü kümesler
yapıp, yuva ve kuş oyuncakları
ile süslediğini belirten Özel, bu
işe ömrünü verdiğini kaydetti.
Özel, müşterilerinin yüzde 90’ının
tavsiye üzerine geldiklerini ifade
ederek, kanaryanın ötüşü, rengi,
görünüm güzelliğini görmeden
alınmaması gerektiğini söyledi.
Özel, sadece erkek kanaryaların
öttüğünü sözlerine ekledi.
A
30 Nisan 2014 Çarşamba
“Haşin” Kılıç
ğustos ayında Türkiye’de bir ilki yaşayacağız ve ilk kez cumhurbaşkanımızı belirlemek üzere sandık başına
gideceğiz. Cumhurbaşkanını mevcut yönetimsel yapıda halkın seçmesinin neden bu
kadar önem taşıdığını anlamakta önce güçlük çeksek de, Başbakan’ın “Bu seçimden
sonra sorumluluklar daha da farklı olacak.
Protokol cumhurbaşkanı değil, terleyen,
koşan, koşturan cumhurbaşkanı” ifadeleri
tabloyu netleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin
12. cumhurbaşkanının Başbakan Erdoğan
olacağına dair tartışmalar her ne kadar
bugün alevlense de, bu niyet uğruna cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayan değişikliğin yapıldığı da aşikar. Türkiye böyle
bir ülke; niyetinize göre anayasal ve yasal
değişiklikleri yapabilirsiniz. Bu yalnızca son
yıllara özgü bir durum değil, yanlış anlaşılma olmasın. Hal böyleyken eğer Türkiye’de
birşey hayal ederseniz yasal konularda
sıkıntı çekmezseniz, yeter ki parlamentoda
gücünüz olsun.
Gelelim cumhurbaşkanlığı için diğer
adayların kim olacağı meselesine? Erdoğan’ın aday olacağını varsayarsak, ona
karşı en güçlü rakibi CHP’nin çıkaracağı
sanılabilir. Ancak bu doğru olmaz.
CHP kendi içinde yerel seçimden
kalma sorunları çözmeye çalışırken ne kadar güçlü bir aday çıkaracak acaba? Genel
Başkan Kemal Kılıçdaroğlu adayın CHP’li
olması gerektiğini vurguladı ama mutlaka
kendisi de biliyordur ki sadece CHP’lilere
hitap edecek bir aday asla Erdoğan’a rakip
olamaz. Bir siyasi hedef saptırmaca olarak
“mutlaka CHP’li olacak” ifadesini kullanmış
olması da ihtimal. Çünkü aynı Genel Başkan yerel seçimlerde, cemaate bile kucak
açmamış, “Gel, ne olursan gel” dememiş
miydi? Şimdi bu parti merakı nereden
çıktı? CHP içinde ve tabanda “Erdoğan’a
karşı İlker Başbuğ aday gösterilmeli” gibi
kuvvetli bir inanış da var. Aslında AK Parti
güçlü bir rakip olarak İlker Başbuğ’u değil,
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim
Kılıç’ı görüyor.
-KESKIN KILIÇ-
Ne ilginç bir durumdur ki Erdoğan’a
karşı en güçlü adayı çıkarması beklenen
CHP ve MHP kanadında en çok istenen
isim “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı” İlker Başbuğ olarak dillendiriliyor, ancak AK Parti onun adını bile
ağzına almadan, AYM Başkanı Kılıç’a adeta
tam saha pres uyguluyor. Sizce bu entera-
03
san değil mi? Sadece bir mantık sorusu,
siz bir seçimde aday olsanız, en çok kimin
gücünü azaltmak için çalışırsınız? Sizi en
fazla zorlayacak rakibi.
AK Parti biliyor ki Haşim Kılıç kendi
tabanından İlker Başbuğ’a göre daha fazla
kabul görecek birisi. O Kılıç ki eşinin başörtülü olması gazetelerde yazıldı, çizildi.
Başörtüsü nedeniyle “mağdur” olanlardan.
O Kılıç ki AK Parti hakkındaki kapatma
davasında 1 oy farkla “kapatmama” kararının çıkmasında payı olduğu konuşuldu.
Yani aslında AK Parti tabanına daha yakın.
Bugünkü tartışmalar olmasaydı hangi AK
Partili Haşim Kılıç için “yanlış adam” diyebilirdi? AK Parti bunun farkında olduğu için
bir süredir Kılıç’ı yıpratıyor. AK Parti’nin en
büyük rakibi yine kendi tabanından çıkar.
Bu bir gerçek. Bugünkü koşullara bakıldığında bir gün Türkiye’de iktidar değişirse
bunu CHP ya da MHP değil, AK Parti’den
kopacak bir kanadın yapacağı görülüyor.
İşte Kılıç da tam bu noktada önemli bir
isim. Ergenekon ya da Balyoz davasında
her zaman AK Parti’nin arkasında durmuş
kesimden Başbuğ’a çok fazla miktarda oy
çıkması beklenebilir mi? Elbette Başbuğ
CHP ve MHP’yi bir araya getirebilir. Ama
yeterli olur mu bu ittifak, şüpheli. Cumhurbaşkanlığı riske atılmayacak bir konu,
çünkü Türkiye’nin yapısının değişimiyle
bire bir alakalı.
İşin diğer şaşırtan bir yanı ise aslında
Haşim Kılıç’ın adaylık meraklısı olmaması.
Anladığımız kadarıyla Kılıç cumhurbaşkanlığı için “sevdalı” değil. Ancak belli çevrelerin Kılıç’ı öne çıkarmasından çekinen
AK Parti, Twitter kararı ve AYM’nin 52.
yıl dönümü törenindeki sözlerini bahane
ederek adeta Kılıç’ı tabanının gözünde
yerle bir etti. Önceleri Kılıç hakkında
olumsuz düşünmeyen AK Partililer şimdilerde partinin üst yapısının açıklamalarıyla
Kılıç’ı defterden silmiş durumda. Böylece
hedefe ulaşıldı.
Peki Kılıç aday olur mu,
olmalı mı? Elbette olmalı. Türkiye’de hukuka en fazla sahip
çıkmaya çalışan kurumun
tepesindeki adam neden
Köşk’e çıkmasın. Bunun
neresi sakıncalı? Kamer
Genç’in aday olacağının
konuşulduğu bir yerde
Kılıç’ın ne eksiği var?
Muammer Başkan
04
30 Nisan 2014 Çarşamba İzmir Ödülleri
Çok önemli iki hizmetimizden söz
açacağım..
Bunlar kentte ilk etkinliklerdi..
Biri İzmir Ödülleri, ikincisi İzmir
Seminerleri’dir..
12 Şubat 1996 günü Türk-Amerikan Derneği salonunda, büyük
bir konuk kitlesi önünde, İzmir’e
hizmet verenlere İzmir Ödülleri’ni ilk
olarak ben dağıttım.
Maria Epik dostumuzun konserinden sonra, kürsüde rahmetli
Av.İbrahim Ayuz ve yazar Şükran
Yücel’in yardımlarıyla şu değerli
isimlere elimizle İzmir Ödülleri’ni
verdik:
“Dr.Nejat Eczacıbaşı, Özdemir
Hazar, Ali Rıza Avni, Salah Birsel, Besim Akımsar, Bilge Umar, Sefa Taşkın,
Samim Koca-göz, Şükran Kurdakul, Tarık Dursun K., Dinçer Sümer,
Muzaffer İzgü, Epik Müzik Okulu,
Hüseyin Yurttaş, Şahin Çandır, Oğuz
Makal, Rauf Lütfü Aksungur, Türkmen Parlak, Sancar Maruflu, A.Kemal Baysak, Şükrü Tül, Aydın Sevgel,
Aysel Hitay, Şeref Üsküp, Adil Akçamlı, Kemeraltı Şükran Lokantası..”
Bu isimler İzmir’de ilk kez yan
yana gelen, en önemli kent kültürü
simgeleri idiler.
Güzel bir gece geçirdik, üstelik
Türk-Amerikan Derneği’nin salonlarında Eski İzmir Belgesel Fotoğrafları
Sergisi açtık, kurdeleyi Prof. Tuncer
Baykara’ya kestirdik.
Bu tür etkinlik İzmir’de ilk kez
oldu.
Bizden sonra yine İzmir Ödülleri vermeye girişen kopyacı unsurlar, ilkokul müsameresi gibi törenlerle eşe dosta
ödül dağıttılar,
şehirde ödül
almayan hemen hemen
hiç kimse
kalmadı.
Ödülsüzlük, ödül
olmaya başladı..
Yaşar Aksoy
Nizamettin Bedir
unutulmadı
AKCIĞER kanseri nedeniyle geçen
yıl aramızdan ayrılan İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyesi, Narlıdere
Belediyesi eski Basın Danışmanı
Nizamettin Bedir, ölümünün birinci
yılında ailesi, meslektaşları ve dostları tarafından Narlıdere’deki mezarı
başında anıldı.
Nizamettin Bedir için gerçekleştirilen anma etkinliğinde konuşan
Narlıdere Belediye Başkanı Abdül
Batur, “İyi bir gazeteci, iyi bir dost,
iyi bir arkadaştı. Adı Narlıdere’de
daima yaşayacak, onu hiç unutmayacağız” dedi.
GÜNCEL
Bir İzmir
kahramanı
‘Doğumhaneden
mesajınız var’
İzmirli Ünlü yazar Tarık Dursun Kakınç’dan
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çağrı.
Şule SARIOĞLU
İzmirli Ünlü yazar Tarık Dursun Kakınç,
İzmir’in ve tüm Ege Bölgesi’nin en hareketli çarşısı, “Kemer Altı Çarşısı’nda” seyyar
satıcı olarak geçinen Benzinci Kör Hafız adı
ile tanınan Asıl adı Mustafa Ayrıközü’yü
İzmirlilere hatırlattı. 1997 yılında vefat eden
Benzinci Kör Hafız, 1902 yılında İzmir’de
doğmuştu. Tıbbiye’de öğrenci olan, mezun olup yaşamını hekim olarak
sürdüreceğini hayal ederken vatan
savunması için Antep’e asker olarak
göndermişti.
İki gözünü de kutsal bildiği
vatan topraklarını savunurken
kaybeden İzmirli Tıbbiye öğrencisi
Mustafa Ayrıközü, memleketi İzmir’e
dönmüş ve okuluna devam edemeyeceği için Kemeraltı Çarşısı’nda
60 yıl sürecek olan seyyar satıcılığa
başlamıştır.
İzmirli yazar Tarık Dursun
Kakınç, heykeli dikilesi anıt adam olarak
adlandırdığı Benzinci Kör Hafız’ı İzmirlilere
unuturmadı. Benzinci Hafız’ın ölümünün
ardından İzmir’in simge çarşısının uygun
bir yerine anıtının yapılması gerektiğini dile
getiren Kalkınç, “Peki köşe başını tutmuş,
sabah akşam, alçacık hasır iskemlesinde
oturan, yüzü çiçek bozuğu ve iki gözü kör
satıcı unutulur muydu? Unutulmuş olabilir
miydi hiç?
Boynuna asılı tablasıyla... Elinde tarak
destesini şakırdatarak... Sesi kırık ve acındırıcıydı; ‘Ayna var tarak var! Dikiş iğneleri,
çengelli iğneler, bellere lastik, elbiselere
askılar, çakmaklara benzin... Ayna var, tarak
var’... Adı Hafız’dı, hatırlıyorum... ”
KEMERALTI ÇARŞISI’NA
HEYKELI DIKILESI ANIT ADAM...
Kentimizin en büyük çarşısının
böylesi bir simge kişisini nasıl unuturuz? Benzinci Hafız, 1997 yılında
hür vatan topraklarında yoksulluk
içinde göçüp gitmiştir. Konak
Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi meclis üyelerine İzmir’in simge
çarşısının uygun bir yerine anıtının
yapılmasını, yine uygun bir sokağa
isminin verilmesi gerekir.” dedi.
“Turizmde ligden düşüyoruz”
Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamaları Birliği Başkanı Mehmet İşler, “Bu durumun
en önemli nedeni tanıtım eksikliği” dedi.
EGE Turistik İşletmeler ve Konaklamaları Birliği (ETİK) 5 yıl önce kurduğu Ar-Ge birimiyle İzmir turizminin karnesini ortaya çıkardı. ETİK
Başkanı Mehmet İşler, “İzmir’de turizm ligden düşmek üzere” diye
uyarıda bulundu. Rapora göre İzmir, geçen yıl bir önceki döneme
göre yüzde 2.8 artışla 1 milyon 407 bin 240 turist ağırladı. Yurtdışında yaşayan Türklerin de ziyaretiyle toplam sayı 1 milyon 943 bin
253’e ulaştı. Turistler yüzde 62’si İzmir’e gelirken havayolunu, yüzde
34’ü denizyolunu tercih etti. İzmir’e gelen turistlerin yüzde 75’ini 10
ülke pazarı oluşturdu. Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa’dan gelen
turist sayısı düşerken İngiltere, Amerika, İspanya, İrlanda, Rusya’dan
gelenlerde artış olduğu görüldü.
7 FARKLI NEDEN
Mehmet İşler, İzmir’in 1980’li
yıllarda Türkiye turizminde üretilen
iş ve katma değerin yüzde 10’luk
bölümünü yaratırken artık yüzde
5’e kadar düştüğünü dile getirdi.
Turizm gelirleri açısından İzmir’in
aldığı payın yüzde 5’de olduğunu
söyleyen İşler, “Tablo iç açıcı değil.
İzmir finans merkezi ve kongre
merkezi hedefini İstanbul’a, kitle
turizm hedefini Antalya’ya kaptırdı.
Turizm liginden düşüyoruz” dedi.
Turizmdeki düşüşün 7 nedeni olduğunu belirten İşler, “Bir numaralı neden tanıtım eksikliği. Ecrimisil, direk uçuş olmaması, turistik
tesislerin suyu pahalı kullanması, kenti kucaklayan müze olmaması
ve kötü mimari diğer sorunlar” dedi.
İzmir’deki yatak sayısı 40 bin olarak bilinirken bunun doğru
olmadığı da ortaya çıktı. Kentte 680 tesiste 60 bin yatak olduğu belirlendi. İzmir’de bakanlık belgeli 20 adet 5 yıldızlı, 31 adet 4 yıldızlı,
37 adet 3 yıldızlı, 31 adet 2 yıldızlı otel bulunuyor.
GÜNÜBIRLIK GELIYORLAR
Konaklama tesisleri açısından en önemli turist pazarının
Almanya olduğu ortaya çıktı. İzmir’e gelen 357 bin Alman turistin
yüzde 80’i en az bir geceleme yaptı. Kayan yüzde 20’si ise günübirlik ziyarette bulundu. Ancak bunların yüzde 71’inin kiralık ev, kendi
evleri ya da tanıdıklarının evlerinde
kaldığı ortaya çıktı.
İtalya’dan gelen 151 bin turistin
profili Almanya ile çok farklı. Kente
gelen her 10 İtalyan turistin 9’u
İzmir’de günübirlik seyahat ediyor.
Konaklama da ise otelleri tercih
ediyor. Kentin turizmdeki 4’üncü
büyük pazarı olan İngiltere’den İzmir’e geçen yıl 114 bin turist geldi.
Bunların yüzde 37’si yine günübirlik ziyarette bulundu. Bunların
yüzde 57’si konaklama tesislerini
tercih etti. Alman pazarı gibi
konaklamalı seyahati yüksek olan
Hollanda turistinin yüzde 94’ü İzmir’e havayoluyla geldi. Geçen
sene 82 bin Hollandalı ağırlayan İzmir’de bu turistlerin yüzde 5’i günübirlik ziyarette bulundu. Bunların yüzde 72’si evlerde geceleme
yaptı. Fransızların yüzde 53’ü de konaklamada evi seçti.
İzmir hakkında bunları biliyor muydunuz?
•
İzmir’in en az
5000 yıllık bir tarihe
sahip olduğunu,
•
Iliada ve
Odysseus”un yazarı
Homeros’un İzmir’li
olduğunu,
•
İncil’de sözü
edilen “Yedi Kilise”den üçünün İzmir
ili sınırları içinde
olduğunu,
•
Dünyanın
Yedi Harikasından
biri olan Artemis
Tapınağı’nın Selçuk’ta olduğunu,.
•
Parşömen kağıdının
Bergama’da keşfedildiğini,
•
Eski dönemlerde Foçalıların 50 kürekli ve 500 yolcu taşıyan
tekneler inşaa ettiklerini,
•
Eski Foçalıların Batı Akdeniz’de bir çok koloni kurduklarını,
bunlardan bazılarının İtalya’da”Velia”, İspanya’da “Ampurias” ve
Fransa’da “Marsilya” olduğunu,
•
Tanrıça Athena adına inşa edilen ilk tapınağın
İzmir’de inşaa edildiğini,
•
Filozof ve şair olan Xenophanes’in İ.Ö. 6. yy’da
Kolofon’da yaşadığını,
•
“Bir nehirde iki kez yıkanılmaz” diyerek her
şeyin değiştiğini söyleyen ünlü filozof Heraklit’in (İ.Ö
540-480) Efes’te yaşadığını
•
Filozof Anaxagoras’ın (500-428 B.C) Clazome-
nae’de, (bugünkü Urla) yaşadığını,
•
Eski çağın ünlü hekimi Galen’in
(131-210.İ.S.) Bergama’da yaşadığını,
•
Meryemana için yapılan ilk kilisenin Efes’te olduğunu,
•
İncil’in dört yazarından biri olan
St. John’un Selçuk’ta öldüğü ve burada
gömüldüğünü,
•
Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın 188
yılının kışını Antonious ile birlikte
Efes’te geçirdiğini,
• Fransız yazar ve şairlerden
Lamartine, Chateubriand, Theophile Gautier, and Gustave Flaubert’in
İzmir’i ziyaret ettiklerini,
• Papa Paul VI 1967ve Pope
John II’in 1979 yılında Meryemana
Evini ziyaret ettiklerini,
• Uluslararası “İzmir Festivali”
kapsamında Ray Charles, Paco De
Lucia, Joan Baez, Martha Graham
Dance Company, Tanita Tikaram,
Jethro Tull,
Leningrad
Philarmony
Orchestra,
Christ De
Burg, Sting,
Moscow State
Philarmony
Orchestra, Jan
Garbarek, Red
Army Chorus,
Academy of St.
Martin in the
Field, Kodo, Chick Corea, New
York City Ballet, Nigel Kennedy,
Brayn Adams, James Brown’e
geldiklerini,
•
Ünlü şarkıcı Dario
Moreno’nun Izmir’de yaşadığını,
•
Bademli köyünün
Türkiye’de tiyatroya sahip ilk ve
tek köy olduğunu biliyor muydunuz?
İZMIR Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ege Doğumevi
ndeki bebeklerin dünyaya gelişi
babaya ve aile yakınlarına cep
telefonu mesajı ile bildiriliyor.
Hastane yöneticisi Prof. Dr.
Abdullah Taşyurt , Ege Bölgesi
ve İzmir in büyük bölümüne hizmet veren doğumevinde günde
ortalama 40
bebeğin
dünyaya
geldiğini
belirtti.
Başta
baba
olmak
üzere
ailelerin
anne adayı ve bebeğin sağlığını
çok merak ettiğini ifade eden
Taşyurt , başlattıkları SMS uygulaması sayesinde kısa sürede
haber vermeyi amaçladıklarını
söyledi.Anne adayı servise
yattığı andan itibaren durumundaki değişiklikleri ve dünyaya
gelen bebeklerin müjdesini cep
telefonu mesajıyla ilettiklerini
ifade eden Taşyurt , hasta memnuniyeti ve konforunu artırmak
istediklerini kaydetti. Hasta ve
yakınları ile iletişimi artırdıklarını
da kaydeden Abdullah Taşyurt
, babanın anne ve çocuğu
görmeden Doğumhaneden
gelen mesajla bilgi alabildiğini
ifade etti.
Tayland’tan
gelen övgü
TAYLAND’ın Ankara Büyükelçisi
Tharit Charungvat, resmi ziyaretler için geldiği İzmir’e hayran
kaldığını belirtti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’den
yapılan
açıklamada, resmi
ziyaretlerde
bulunmak
üzere kente
gelen Tharit,
eşi Vithu
Charungvat
ile İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu’nu makamında
ziyaret etti. Tharit, Tayland’ın
dünyanın önemli bisiklet üreticilerinde olduğunu hatırlatarak,
Aziz Kocaoğlu’na “Bisiklete ne
kadar önem verdiğiniz, bisiklet
yollarınızdan anlaşılıyor” dedi. İki
ülke arasında ilişkilerin güçlenmesi için işbirliği beklediklerini
kaydeden Tharit, kentin birçok
noktasında çiçeklerle karşılaştığını ve bundan çok hoşlandığını
belirtti.
“Yoksulluk
engellileri
vuruyor”
İZMIR Kâtip Çelebi Üniversitesi
Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü ile İzmir Üniversiteleri
Platformu Engelsiz Üniversite
Kurulu’nun ortaklaşa düzenlediği, “Engellilik Algısı, Haklar
Ve Uygulamalar” Paneli Merkez
Kampüs Konferans Salonunda
gerçekleştirildi.
Üniversite olarak kuruluştan bu yana engellilik alanında
büyük hassasiyetle çalıştıklarını
ifade eden İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Tancan Uysal, henüz
ikinci yılında bu kavramı ülke
gündemine taşıyarak oldukça
önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptıklarını söyledi. Prof.
Dr. Uysal “Ülke gündeminde
ses getiren Sayın Hanımefendi
Emine Erdoğan’ın iştirak ettiği
‘Engellilerin Eğitimi ve Topluma
Kazandırılması Paneli ’ne İKÇÜ
olarak imza attık. Onların yaşayacağı sıkıntıları en aza indirmek amacıyla elimizden gelen
imkânları seferber ediyoruz.”
diye konuştu.
Geçmişten günümüze
engelli hakları konusunda yasal
düzenlemelerle ilgili açıklamalarda bulunan Gediz Üniversitesi Öğr.Gör. Emel Yeşilkayalı,
“Yapılan araştırmalar gösterdi ki
dünyadaki yoksulluğun büyük
kısmı engellilere aittir. Hele ki bu
birey kadınsa bu yoksulluk daha
da artmaktadır. Bu sözleşmede
Kadın ve erkek engellilerle ilgili
ayrımcılığa karşı maddeler de
yer almaktadır” dedi
GÜNCEL
Çöpler
yeraltına
KIYI Tasarımı Projesi’ne hızla devam
eden İzmir Büyükşehir
Belediyesi, çalışmaların büyük kısmının
tamamlandığı Alsancak Limanı ile Konak
Pier arasında kalan
güzergahta Avrupa
standartlarında yeni
bir uygulama başlattı.
Daha önce ev ve
işletmelerden çıkan
çöplerin kötü görüntü
oluşturduğu ve çevre
kirliği yarattığı güzergahta hayata geçirilen
yeni uygulamayla
çöp konteynerlerini
yerin altına alındı.
Özel olarak üretilen 3
metreküp hacmindeki
38 adet konteyner, 17
noktaya yerleştirildi.
Kıyı şeridinin estetiğini
bozmayacak şekilde
tasarlanan konteynerler, kapaklarının pedalla açılması nedeniyle
kötü kokunun dışarı
çıkmasını engellerken
görüntü kirliliğinin de
önüne geçiyor.
Büyükşehir
Belediyesi yetkilileri,
“Sokak hayvanlarının
içine girmemesi ve
atılan çöplerin karıştırılmaması için yeni
konteynerlerin kapağı
yukarı doğru değil öne
doğru açılıyor.Kapak
kapandığı zaman çöpler konteynerin içine
düşüyor” dedi.
İstihdam kapısı
İzmir’de 11 bin güvenlik görevlisini istihdam ettiklerini dile getiren Özel Güvenlik Hizmetleri Derneği Başkanı Serdar Gökhan Arıkan, 15 saatlik güvenlik
görevlisi eğitiminin az olduğunu, fazlalaştırılmasını gerektiğini ifade etti.
İ
zmir’de 40 bin güvenlik görevlisine sertifika verdiklerini ve
şu an İzmir’de 11 bin güvenlik görevlisini istihdam ettiklerini dile getiren Özel Güvenlik Hizmetleri Derneği Başkanı
Serdar Gökhan Arıkan, 15 saatlik güvenlik görevlisi eğitiminin az olduğunu, fazlalaştırılmasını gerektiğini ifade etti.
Arıkan, “Özel Güvenlik Terörü” söylemine de tepki gösterdi.
Arıkan, “Terör kanunlara aykırı davranış biçimidir. Ancak Özel
Güvenlikler kanunlar doğrultusunda hareket eder. Bu söylem
doğru değil” dedi.
SABIKASIZ OLMAK ŞART
Özel Güvenlik olmak isteyenlere çağrıda bulunan ve
Özel Güvenlik Yasasını okumaları gerektiğini ifade eden
Arıkan, “Güvenlik olmak için sabıkasız olmanız gerekiyor. 15
Saat eğitimler var. Bize göre az. Fazlalaşmasını istiyoruz. Bu
eğitimleri aldıktan sonra 3 ayda bir devletin açtığı sınavlar
var. O sınavlara girip Özel Güvenlik Sertifikası almaya hak
kazanıyorsunuz.
Özel Güvenlik Firmalarındaki arkadaşlarımız bilinçli değil.
Yasal Mevzuatı iyi okumuyorlar. Bundan dolayı öncelikle
Özel Güvenlik olmak isteyen arkadaşlarımıza tavsiyelerimiz
yasayı iyi okumaları. Sorumluluk alanları ne. Bunu bilmeleri
gerekiyor. Her şey para mı?
Size adam trilyonlarını teslim ediyor. Bir belge almışsın,
firma sana güvenmiş yetki vermiş. Sen orada 657 devlet
memurluğu kanunundan doğan polisin ve jandarmanın
tüm haklarına sahip bir adamsın. Onlar ne yapabiliyorsa özel
güvenlik sahası içerisinde sen de onların yaptığı her şeyi
yapabilirsin.
Bir nevi kolluk kuvvetisin” dedi.
ARABA YIKATIRLARDI, EŞYA TAŞITIRLARDI
Arıkan şöyle devam etti, “Özel Güvenlik Hizmetleri 2004
yılında yasalaştı. Daha önce kapı görevlisi, bekçi, evlerin
önünde bekleyen adamlar olurdu.
Bu adamlara da araba yıkatırlardı, eşya taşıtırlardı. Özel
Güvenlik yasası ile birlikte bu meslek bir vasıf kazandı.
Vasıf kazandıktan sonra insanlar yetiştiler. Özel
Güvenliklerde kalifiye eleman statüsüne geçmesi
gerekiyor. Şu an Türkiye’de çoğu firma finansman
sıkıntısı çektiği için, finansmanı özel güvenliğe
ÖZEL GÜVENLİKLERİN DARP ETMESİ SON ÇAREDİR
Son yıllarda üniversitelerde Özel Güvenlikler ile öğrenciler arasında çıkan arbedeler ile ilgili soruyu da “Son çare”
olarak yanıtlayan Arıkan, “Özel Güvenliğin müdahale etmesi
öğrenci için daha iyidir” diye konuştu. Arıkan, “Özel Güvenlik
görevi ne ise onu yapmak zorundadır. Bugün sokakta nasıl ki
Kolluk kuvveti polis ve jandarmadır, Özel Güvenlik de kendi
sahasında istediğini yapabilir. Çünkü o onun sahasıdır. Oraya
polis gelip müdahale ettiğinde iş özel güvenliğin üzerine
çıkar. Özel Güvenliğin müdahalesi öğrenci açısından daha
iyidir. Özel Güvenlik rahattır. Rahatlığı temsil eder. Onun için
özel güvenlik görevlisinin birini darp etmesi en son çaredir.
Ama darp etti ise de o yasalardan doğan haklarını kullanıyordur” diye konuştu.
“ÖZEL GÜVENLİK TERÖRÜ” SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL
Özel Güvenlik Hizmetleri Derneği
Başkanı Serdar Gökhan Arıkan, “Özel
Güvenlik Terörü” söylemine de karşı
olduğunu ifade ederek şöyle konuştu, “Özel Güvenlik terörü söylemine
karşıyım. Özel Güvenlik terörist değildir. Özel Güvenlik sizin kardeşiniz
de olabilir siz de olabilirsiniz. Basın
özellikle buna dikkat etmeli.
Terör demek kanuna aykırı davranmak demektir.
Ancak Özel Güvenlik
kanunla hareket
eder.
Türkiye’nin
Avrupa’daki yıldızları
Gaziemir Çocuk Şenliği’ne
REKOR KATILIM
ayırmayı daha yeni öğreniyor”
GAZIEMIR Belediye’si tarafından 21-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenliği etkinliklerine yaklaşık 500 bin kişi
katıldı.
Bu yıl 17.’si düzenlenen Uluslararası Gaziemir Çocuk Şenliği etkinlikleri için
İzmirliler Gaziemir’e akın etti. Etkinlik alanına kurulan Lunapark ve şişme oyun
alanları gün boyunca adeta çocukların akınına
uğrarken, aileler de etkinlik alanında kurulan
stantları dolaştılar. Her akşam düzenlenen
konserlere ise İzmirlilerin ilgisi büyük oldu.
İBB Pop Orkestrası, Sıla, Mabel Matiz, Murat
Dalkılıç, Mor ve Ötesi ile Yudum ve Turgay
Demir konserlerinde alan tamamen doldu.
Gaziemir Belediye’si ile birlikte organizasyonu düzenleyen Biziz Organizasyon Yönetim
Kurulu Başkanı Şehmuz Öncel, hava şartlarına
rağmen etkinliklerine katılımın çok fazla olmasının kendilerini mutlu ettiğini belirtti. Öncel,
“Organizasyon için Gaziemir Belediye’mizin
desteği ile kısa sürede hazırlandık. İzmir’in
dört bir yanından insanlar geldi. O yüzden
katılım çok fazla oldu. Hava şartlarına rağmen,
organizasyondan herkesin memnun kalması
bizleri mutlu etti. Festival, her sene daha da
iyi geçiyor ve önümüzdeki sene daha da iyi
bir festival olacağından eminim. Katkısı olan
herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İZMIRLI Mozaik sanatçısı
Fehmi Gökeş, sanatsal başarılarıyla Ingiltere’de adından övgüyle söz ettiriyor.
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde doğup büyüyen ve
22 yaşına kadar Türkiye’de
yaşayan Gökeş, 1992 yılında evlenerek İngiltere’ye
yerleşti. Yeni edindiği çevresi, onun şiirsel ve sanatsal
yanının farkına varıp, onu
sanatsal bir şeyler yapmaya
teşvik etti.
İlk etapta el yapımı
posta kartları dizaynları ile
sanatsal yaşamına başlayan
Gökeş, kendine küçük bir iş
kurmayı planlayarak, genç
yetenekleri destekleyen ve
kaliteli iyi projelere finansman veren Prens Charles
in kurduğu Prince’s Trust
Derneğine başvurup proje
ödülü kazandı.
Oradan gelen para,
daha ilerde keşfedeceği ve
Avrupa’da ilklerden biri olacağı bir mesleğinin kapısını
aralamasına yardımcı oldu.
Sessiz Akademi Engellilerin Sesi Olacak
Şule Sarıoğlu
İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı ile Ege Artı
Engelli Bireylerin Eğitimi ve Gelişme Derneği arasında gerçekleştirilen protokolle oluşturulan Sessiz Akademi’de, engelli
öğrencilere pastacılık eğitimi verilecek.
Sessiz Akademi projesi, kokteylle tanıtıldı. İşitme engelli
14 – 40 yaş arası öğrencilerin bir araya geldiği tanıtım organizasyonunda, birbirinden özel ikramlar hazırlandı. İşitme
engelli öğrenciler tarafından hazırlanan pastalar, katılımcılara
ikram edildi.
Projeye, İzmir Valiliği, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık
Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, İşitme Engelliler Federayonu,
Ege Artı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ve ESİGEM
de destek oldu. Sessiz Akademi Projesi hakkında bilgi veren
Kurucu Fahriye Tuğcu Gönen, “Ülkemizde engelli gençlerimi-
zin yaşadıkları bireysel yetersizlikler, yaşamlarını, geleceklerini
planlamalarına engel olmamalarıdır. Yaşam tüm farklı yanlarına rağmen doğru planlanmış eğitim olanakları ve programlar
ile her genç için mutlu ve umut dolu olablir“ dedi.
SERTIFAKA ALACAKLAR
14 – 40 yaş arası işitme engelli bireylerin pastacılık eğitimi
almalarını sağlayacak proje, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık
Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Engelli Bakımı ve Rehabilitasyonu - Çocuk Gelişimi Programı öğrencilerinin partnerliğinde
6 ay sürecek. Uzman eğitimciler tarafından Ege Artı Engelli Bireylerin Eğitimi ve Geliştirme Derneği bünyesinde hazırlanan
uygulama mutfağında alınacak pastacılık eğitimi sonrasında
iş kurmalarına destek için girişimcilik eğitimi alacak öğrenciler, sertifika sahibi olacak.
30 Nisan 2014 Çarşamba
05
Beşiktaşım benim
biricik sevgilim
Beşiktaş geçtiğimiz günlerde belkide Türkiye liginde bir ilke imza attı. Daha önce 3 büyüklerin aralarındaki
rekabet ve olumsuzluk kokan fesat catışmalarına bir dur
dedi. Yani kısacası büyüklük etti, kalite gösterdi.
Fenerbahçe gibi ezeli bir rakibi için Türkiye Futbol
Federasyonu’na çağrıda bulundu. Fenerbahçe’nin aldığı
cezanın ertelenmesini istedi. Bunu FB taraftarları için yapılması gerektiğini, şampiyonluğun sevincinin engellenmemesi gerektiğini önerdi. Nekadar güzel, ne kadar mütevazi
ve yüce bir yaklaşım.
Bu davranış Fenerbahçe için olmuş, Galatasaray
yada diğer bir başka takım için fark etmez. Benim önemsediğim nokta; ezeli bir takıma karşı beklenmedik bir jestin
yapılması. Çok olumlu, çok sıcak, çok dostane ve duyarlı.
Beşiktaş bu davranışı ile, Fenerbahçeli’lerin yıllardır söyleyip durduğu “Fenerbahçeli’nin Fenerbahçeli’den
başka dostu yoktur” lafı’nın üzerini bir ezeli rakip olarak
karaladı.
Helal olsun sana BJK, helal olsun yaptığın davranışa.
Canı gönülden tebrik ederim. Çok kaliteli bir örnek verdin.
Başkasının çektiği cezaya, Oh!! iyi olmuş kısasa
kısas mantığı içerisinde sevinen bir çok kişi tanıyoruz. Ben
haklı yada haksız başkasının memnuniyetsizliğin’den çıkar
ve mutluluk duyan biri değilim. Ne mutlu ki benim takımımda olmadığını gösterdi. Hemde ezeli rakip olmalarına
rağmen.
Büyük takımların aralarındaki husumet, fesatlık
yıllardır canımı sıkıyor. Ben İngilterede yaşadığım dönemlerde’de rekabet gördüm fakat kalite herzaman ortada idi.
Chelsea şampiyon olunca Manchester United, Manchester
U. şampiyon olunca Chelsea’li oyuncular sıraya geçmiş, rakip oyuncuların alkışları arasında şampiyon takımı sahaya
çıkarmışlardır. O güzelliğe taraftar ve yöneticilerde destek
vermiştir. Peki bu kalite değilde ne? Eminim BJK’miz bir
gün onuda yapar. Geçen sene bizim takımlarımızın’da
ayağına buna benzer bir fırsat geldi.Lakin kan davası gibi
yıllardır süre gelen kavganın sonlanması adına bir şans
doğdu fakat Chelsea ve Manchester’da ağzımız açık bir
şekilde izlediğimiz o güzelliği ülkemize getirmemekte inat
ettiler ve kavgaya devam dediler.
Bazı büyük takımların yöneticileri sürekli ona buna
çamur atıp duruyorlar. Her suçlunun karşı tarafta olduğuna inanıyorlar. Sürekli demeçler verip eleştiri yapıyorlar.
Bana garip gelen; sürekli başkasını suçlayan, hiç bir zaman
kendini halkın önünde eleştiremeyen ve daima nefret
saçan bireyler ve yöneticiler nasıl oluyorda popüleritesini
yitiremiyor.
BJK’nin gösterdiği pozitif ve olumlu yaklaşım umarım diğer kulüblerimizede örnek ve ilham olur.
Çarşısı, pazarı ile dünya alemin gönlünü alan BJK bugün birkez daha aklı başında BJK’lileri gururlandırdı, doğru
takıma gönül verdiğimizi kendi kendimize kanıtlatdı.
Bu haftaki yazımı Beşiktaş kulübünde yazılan mektubun son kısmı ile noktalamak istiyorum.
“Biz de diyoruz ki; madem futbol sevgidir, dostluktur, kardeşliktir. Madem futbol taraftarla bir olma, coşma
ve kutlama yapmaktır. İşte bu yüzden
Türkiye Futbol Federasyonu, şampiyonluk coşkusu yaşamak isteyen
Fenerbahçe taraftarı için bu cezayı
ertelesin ya da kurallar dahilinde başka
bir formül bulsun”.
Teşekkürler Beşiktaş, teşekkürler
Kara kartal.
Kalın sağlıcakla
Türel Süt
06
30 Nisan 2014 Çarşamba İzmir’de Olmak Ve Can Kuş
İzmir bilindiği gibi bizim köy. Köyümde olmaktan baba
ocağında olmaktan kendi adıma mutlu, kent adına mutsuzluğum
devam ediyor.
Alsancak’ta kaldırımlar yine sökülmüş, dökülmüş binalar, arka sokakların kokuları bana Amerikan filmlerin de ki arka
sokakları hatırlattı.
Sosyal demokratların yeniden metropol ilçelere hakimiyetinin ilk icraatı olarak bu işlere koyulacağını düşünüyordum
ancak yanıldığımı ilk günden anladım.
Yeni belediye başkanları, kendilerinden önceki belediye
başkanlarını yererek işe başlayıp, işçi kıyımına başladı. İşin garip
yanı Seferihisar’da ki işçi kıyımını hiç anlayamadım. Tunç Soyer
Tunç Soyer’e karşı mı diye düşündüm. Konak, Urla, Bornova’da
yeni başkanlar bir önce ki başkanların kötü icraat ve giderayak
aldıkları işçilerden şikayetçi olarak bunu bahane göstererek işçi
kıyımına başladılar.
Karşıyaka ve Buca ise bir önceki belediye başkanlarını yermek yada işçi kıyımı yapmak yerine çözüm aramakta, mümkün
mertebe işçilere sahip çıkarak işi yürütmeye çalışıyorlar.
Oysa ki Buca’da çok ciddi sorunları olan bir ilçe belediyeydi. Meclisi sürekli kavgalarla gündeme gelen, çok ciddi iddiala-
POLİTİKA
rın olmasına rağmen Genç Piriştina gayet dikkatli bir başkanlık
sürecine girdiği gerçek. Hem Hüseyin Mutlu Akpınar hem
Piriştina’nın izlediği yolun herkes tarafından taktir topladığını
görüyorum.
6N1K gazetesi her geçen gün büyümeye devam ediyor.
İzmir’de 6n1K ailesi içinde çok verimli işler yapılacağını düşünüyorum. İzmir’e yeni bir soluk ve ışık olacak umudu
içindeyim. Kent için bir rehber olmasını arzu ettiğim bir yerel
gazete. Bu gazetede Muammer Başkan ile çalışmaktan onur duyduğumu açıkça belirtmek istiyorum.
Bu gün benim hayatımda ki unutulmaz günlerden birini
daha yaşadım. Duayen gazeteci Cahide Karabel’in gazetecilik
hayatı beni inanılmaz büyüledi. Siyah beyaz kareler ve o karelerde ki İzmir geçmişi, film karelerini aratmıyordu. Günümüzde
ki imkânların onda birine sahip olmadan yapılan gazeteciliğin o
dönem de önderi olan Karabel ailesinin hayat hikayesi gerçekten beni büyüledi.
Radyoculuk hayatı ile İzmir’e bir ilk olan Genç radyonun
kurucusu, Class dergisinin yaratıcısı, Ah geceler magazin programının isim annesi ve benim şu anda sayamadığım bir çok ilke
imza atan duayen kadın.
Bu işlerde ilkleri yaratan kadınlar benim için Havva ana
kadar kutsal oluyor. Bu nedenle bu gün eğer Can Kuş’u anlatma-
saydım kendimi eksik hissederdim.
Dergilerine baktığımda 1991 yılında ki İzmir’i gördüm. Demirel’in seçim çalışmaları, Cihan Türsen’in Karşıyaka için başkanlığa ilk adımları, Ahmet Sarışın’ın Konak için magazinsel pozları,
Yüksel Çakmur’un hala bu gün hayata geçirilmeye çalışılan öncü
projeleri derken, gerçekten hem gazeteciliği hem de bir tarihi
ustaca bugünlere aktarmışlar.
İzmir için inanılmaz bir zenginlik ve bence gazetecilik
adına şimdiki gazetecilere onurlu bir geçmiş olarak örnek teşkil
ediyorlar.
İki tane internet sitesinde yazmakla gazeteci olunmuyor,
iki tane internet sitesinde köşe yazıp gazeteciyim diye havaya
girenleri görünce bunca yıl gazeteciliğe emek harcayan Karabel
ailesinin mütevaziliği beni işin gerçeği utandırıyor. Yeni yetme
bizlerin oturup düşünmesi ve geleceğe bu mütevazilikte bakması gerekir.
Geçmiş yılların İzmir sergisini yaşadığım
bu güzel gün, sayfalarda ve siyah beyaz karelerde kalan anıların gök gürültüsü, İzmir’in
sağanak yağmuru ile ayrı bir anlam kazandı.
Özgür Han
BUCA BELEDİYE BAŞKANI PİRİŞTİNA:
Önceliğim geri kalmış bölgeler
Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina Gazete 6N1K’yı ziyaret ederek, ilçede yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı.
Ö
“İran’ın Enerji
Politikası”
Ege Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
Öğrenci Topluluğu (ULİT)’nun düzenlediği Strateji Günleri’nde “İran’ın
Enerji Politikası” başlıklı etkinlik İİBF
Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa konuşmacı olarak
Ege Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
öğrencileri Sinem Kılıç, Demet Kurteş
ve Biray Bensu Ağça katıldı.
Konuşmacı öğrenciler Sinem Kılıç,
Demet Kurteş ve Biray Bensu Ağça;
İran’ın jeopolitik konumundan, çevre
ülkelerle olan ihracat ilişkilerinden ve
79 Devrimi’nden sonra Batı ile ısınan
sulardan bahsettiler.
İran’ın doğalgaz ve petrol kaynakları sayesinde Türkiye’nin petrol ihtiyacının yüzde 20’sinin karşılandığını söyleyen Demet Kurteş, İran’ın dünya
petrol üreten ülkeler arasındaki yeri
ve önemini anlattı.
İran’ın uranyum zenginleştirme
konusunda oldukça kesin bir duruşu
olduğunu belirten Sinem Kılıç, İran’ın
dünya kamuoyunda nükleer silah ve
nükleer enerji farklıdır anlayışından
bahsettiğini ve uygulanan ambargolara rağmen bu faaliyetlerden
vazgeçmeyeceğini söyledi.
nceliklerinin hizmette geri kalmış mahalleler
olduğunu, vatandaşların taleplerine göre hizmet
planlaması yaptıklarını bildiren Piriştina, öncelikle yaz gelmeden Gölet’in açılmasının istendiğini, buna
yönelik çalışmaların başlatıldığını ifade etti.
İlçenin trafik sorununu çözmek için Büyükşehir
Belediyesi’nden yardım alacaklarını, Şirinyer -Tınaztepe
arası tramvay hattı projeleri olduğunu belirten Piriştina,
“İlk başta nostaljik bir tramvay hattı olsun istedik. Ancak
bu kadar büyük trafik sorunu olan bir yerde nostaljinin
yetmeyeceği, mutlaka trafik sorununu çözen bir hat
olması gerektiğini düşündük. Şirinyer’den Tınaztepe’ye
kadar tramvayı götüreceğiz. Ana arterlerde tek yön uygulamaları çalışmaları yapacağız. Trafik sorununu alternatif
yollarla çözeceğiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu da Buca’da trafiği çözmek sorununda kararlı.
Biz de öyle”dedi.
Üniversite öğrencilerine yönelik çalışmalar yapacaklarını, sinema tiyatro, çok amaçlı salonlar, yaşanabilir yerler,
ücretsiz wi fi kullanımları gibi gençlerin yaşam tarzlarına
yönelik talepleri olduğunu
bildiren Piriştina, gençlerin
istedikleri aktiviteleri
Buca’da yapmalarına
imkan sağlayacaklarını kaydetti.
Gençler kadar
yaşlıları da ihmal
etmeyeceklerini,
gelen talepler doğrultusunda yerinde
yaşlı bakım evi
yapımı konusunu gündeme
aldıklarını
söyle-
yen Piriştina, yaşlılara da destek olacaklarını bildirdi.
Bucaspor kentin en önemli moral kaynağı olduğunu
dile getiren Levent Piriştina, şöyle konuştu:
“ Yeter ki nakti yardımın ötesinde devamlı yenilenebilir bir yapıyı Bucaspor’a verelim. Bucaspor hep olsun. Belediye bunu sağlarsa, başarıyı elde etmek kolay olacaktır.
Devamlı kendi ayakları üzerinde duran bir Bucaspor
olmalı. Seçim çalışmalarında zorluklar yaşadık, kendimizi anlattık.
Niyetimizi ve samimiyetimizi demek ki iyi anlatmışız ki ikna oldular ve görevi bize verdiler. Hiçbir şey
kolay değil. Buca’da da zorluklar vardı. Biz yüreğimizi
koyduk. Bucalılar bize inandı ve güvendi. Seçimi
kazandık. “
CHP’nin seçimde aldığı sonucu değerlendiren Piriştina, sonucun iyi olduğunu, “CHP
özellikle kendi bölgemizde baktığımızda bir
ilki başararak gençlere fırsat verdi. Bizler de
halka onaylatmayı başardık.
Gençlerin yerel yönetimlerde siyasete sokma kararlılığı sonucunda başarı
geldi. Bunu görmezden gelmemek lazım. Önümüzde bir
cumhurbaşkanlığı ve genel seçim var.
Bizler yerelde ortaya koyduğumuz başarılı sonuçlarla
vatandaşlarımız tarafından CHP’nin desteklenmesini
sağlamalıyız”dedi.
Buca’ya Büyükşehir Belediyesinin bakışının farklı
olduğunu, geçmiş dönemlerde eksik kalmış boşlukları
tamamlayacaklarını bildiren Piriştina,
“Seçim süresince çok destek aldık. Öncelikle Kocaoğlu’na teşekkür ediyorum. Buca meclisleri hareketli
geçiyor.
Ancak bunun CHP ile alakası olduğunu düşünmüyorum. Buca’da meclis ilk başladığı günden gergin başladı.
Ve öyle sürdü. O kriz çözülemedi. Biz çok iyi başladık. İlk
açılan meclisimizde huzurluyduk. Şunu hissettik. Bizler
tabii ki mecliste farklı düşünebiliriz. Madem ortak paydadayız, tartışacağız. Varsa farklı düşünceler, meclis te onun
için vardır. Kavga fayda getirmez.
5 yıl daha kaybedemeyiz. Bundan sonra kavganın
Buca’da olmadığını göreceğiz. Umarız diğer ilçelerde de
olmaz” dedi.
HAYTAP’a desteğe devam
Çiğli’ye doğalgaz için buluştular
İzmirgaz Genel Müdürü Burçin Yandımata, Sözleşmeler ve İzinler Müdürü Burak
Çaylı ve Kurumsal İletişim Müdürü Necdet Ulusan ile birlikte Çiğli Belediye Başkanı
Hasan Arslan’ı makamında ziyaret etti ve yeni görevinde başarılar diledi. İlçedeki doğalgaz yatırımlarına ilişkin istişarelerde bulunan Yandımata ve Başkan Hasan Arslan,
doğalgaz bulunmayan bölgelerin öncelikli olarak programa alınması başta olmak
üzere birçok konuda karşılıklı destek ve iş birliği sözü verdiler. Yandımata, Çiğli’de
devam eden doğalgaz çalışmaları ve önümüzdeki yıl yapılacak yatırım programı
hakkında bilgi verdi.
Çiğli’de birçok mahallede doğalgazın bulunduğunu, vatandaşın da yüksek oranda
memnuniyet duyduğunu belirten Başkan Arslan, acilen diğer mahalle ve sokakların
da yatırım programına alınmasını istedi.
HAYTAP yöneticilerini makamında konuk eden
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İzmir’de en
iyi veterinerlik hizmetini veren belediye olduklarını
belirterek, yeni dönemde sahipsiz hayvanların
korunmasına yönelik çalışmaların artarak devam
edeceğini söyledi.
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP ) İzmir
Temsilcisi Esin Önder ve Şopen Gazi Barınağı’nın
kurucusu ve yöneticisi Nebiha Deprem Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ı makamında ziyaret
ederek yeni dönem için hayırlı olsun dileklerinde
bulundu. HAYTAP olarak sahipsiz ve bakıma muhtaç hayvanların korunmasına yönelik sürdürülen
çalışmalar hakkında Başkan Pekdaş’a bilgi veren
Önder, Şopengazi Hayvan Barınağı’nda mama ve
ilgi bekleyen sokak hayvanları için Konak Belediyesi’nin yaptığı yardımların devam etmesi talebinde
bulundu.
SOKAK DEĞİL, KENT HAYVANLARI
Yerel yönetimlerin sadece hizmet etmek değil aynı zamanda
kentin sorunlarına, yaşanan sıkıntılara çözüm bulmak anlamına
geldiğini hatırlatan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise,
halka hizmet ederken kentin parçası olan hayvanları da unutmadıklarını belirtti.
Sokak hayvanları yerine kent hayvanları tanımını kullanan
Başkan Pekdaş, yeni dönemde barınaklara yapılan mama yardımının daha nitelikli hale gelerek süreceğini söyledi. Kent hayvanlarının daha iyi şartlarda beslenebilmesi için gerekli her türlü
çalışmayı yapacaklarını belirten Pekdaş, aşılama ve kısırlaştırma
çalışmalarının da en iyi şekilde yürütüleceğini vurguladı.
DESTEK SÜRECEK
Konak Belediyesi’nin çok iyi bir veterinerlik birimine sahip
olduğunu kaydeden Başkan Pekdaş,
“İzmir’in en iyi veterinerlik hizmetini Konak Belediyesi olarak
biz veriyoruz diyebilirim. Sokakta veya barınakta yaşamak
zorunda olan kent hayvanları için veterinerlik hizmetimizin
yanında gerekli mama yardımı ve desteği mevzuata da uygun
olarak yerine getirmeye hazırız” diye konuştu.
POLİTİKA
İzmir Film
Festivali
ne zaman
yapılacak?
İZMIR Milletvekili
ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Üyesi
Rahmi Aşkın Türeli,
21-28 Nisan 2012
tarihleri arasında 12.
Uluslararası İzmir Film
Festivali düzenlendiğini hatırlatarak, “Konuyu defalarca meclis
gündemine taşıdım.
Gerek verdiğim yazılı
ve sözlü soru önergeleriyle, gerekse Plan
ve Bütçe Komisyonu’nda Sayın Bakan’a
Film Festivalinin
neden düzenlenmediğini sordum. Fakat
bir türlü yanıt alamadım. Burada tekrar
soruyorum. 2013 de
yapmadığınız festivali
2014 de düzenlemeyi
düşünmüyor musunuz” dedi.
Türeli’“Ülkemizdeki ilk film
festivallerinden biri
olmasına rağmen,
bir türlü sürekli ve
düzenli hale getirilemeyen festivalin
2012 yılında uzun bir
aradan sonra yeniden
düzenlenmesi İzmir
kamuoyunda büyük
bir sevinçle karşılanmış olup, festivalin
bundan sonra sürekli
olarak yapılacağı
dönemin Kültür ve
Turizm Bakanı tarafından ifade edilmiştir.
2013 yılında İzmir
Film Festivali yapılmamıştır. 2014 yılı
içinse Bakanlık İzmir
Film Festivali ile ilgili
olarak nasıl bir tavır
takınacağı henüz belli
değildir.” dedi
AK PARTİ İZMİR MİLLETVEKİLİ İLKNUR DENİZLİ:
Kılıç tutarlı değil
AK Parti Milletvekili Denizli, “Anayasa Mahkemesi Başkanı’nda tutarlılık problemi var” dedi.
Özgür Han
İ
lknur Denizli, Gazete 6N1K imtiyaz
sahibi Muammer Başkan’ı ziyaret etti.
Denizli, Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç’ın sözlerinin haddi aşan sözler olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Haşim Kılıç’ın sözleri haddi aşan
sözler. Bir takım cümlelere dikkat edilmesi gerek. Üslup çok önemlidir. Burada
büyük sıkıntı var. Tutarlılık olmalı. Dün
öyle bugün böyle olmaz. Anayasa mahkemesi başkanında tutarlılık problemi
var. Yeni durumu adapte olmaya çalışan
bir Anayasa Mahkemesi başkanı profili
çiziyor. Bir emeklilik süreci olduğunu anlıyorum. Kendini buna göre konumlandırıyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı döneminde
adı çok telaffuz ediliyor.
Başbakan ile birlikte AKP iktidarı 2014’e
kadar geldiğinizde ülke iyi yerlere geldi. Ülkenin gelişmişliği ve demokratikleşme adına çok
daha doğru adımlar atıldı. Böyle bir iradenin
Cumhurbaşkanlığında olması da ülkenin daha
iyi bir yere gidecektir. İlk başta garip gelecek.
Sonra eğer burada göreceğiz ki çok doğru ve
hızlı işler çıkmaya başlıyor, o zaman hep birlikte
evet yöntem doğrudur diyeceğiz.”
2009’a göre değerlendirildiğinde önemli bir
oy artışı olduğunu, oyların yüzde 25 değiştiğini bildiren Denizli, “İzmir CHP’nin Kalesidir
ama Konak ta İzmir’in kalesidir. Konak seçimi
çok önemliydi. Benim aldığım oy CHP oyuydu.
Bunu çok net olarak görüyorum. DSP oyunu
AKP’den de aldı. CHP’den de oy aldı. Çok büyük
oy oranlarına ulaşmadı”dedi.
Seçimlerde doğru bir strateji uyguladıklarını, daha çok çeperleri tutarak bunu sağladıklarını anlatan Denizli, “Burada kanaatini çok
zor değiştirebileceğimiz bir seçmen grubu var.
Stratejimiz çeperlerdeydi. Kişisel olarak alanda
yoktum ama daha çok o bölgede mesajı nasıl
vereriz diye düşündük. Afişler, televizyonlar
ile algı yarattık. Ama bireysel olarak varlığım
roman mahallelerindeydi. Oralarda çok ciddi
çalışma yürüttük. 10 gün Gültepe’nin sokaklarından çıkmadım. Günde 10 saat yürüdüm.
Gece toplantıları yaptık. Kuruçay’a bile iki kere
gittim. Oralarda oyumuz ciddi oranda arttı ve o
bize önemli bir şey sağladı. Bizim aldığımız oy
CHP’den alınmıştır. Artışı sağlayan CHP’dir” diye
konuştu.
İzmir’deki performanslarını iyi olduğunu
ama daha iyi olması gerektiğini kaydeden
Denizli, şöyle devam etti:
“ Ben daha fazla ilçede daha başarılı
olabileceğimizi düşünüyordum. Ben İzmir’de
hiç Konak’ta proje anlatamadım. Binali bey için
de geçerli sanırım. İstediğimiz biçimde İzmir’in
tartışıldığı bir platform olmadı. CHP buna yanaşmadı. Hizmet konuşulmaya başlansa orada
ciddi zafiyetleri olduğunu biliyordu.
Başarılı olduklarını düşünüyorlar. Seçim
kazandılar ama başarılı değiller. 29 ile girdiler
22 ile çıktılar. 1 ile girip 6 ile çıkıyorsanız bu
başarıdır. İl büyüdü sınırlar büyüdü bu yüzden
ilçe kaybettik diyorlar.
Böyle bir mantık olamaz. Biz Cumhuriyetin
kurucusuyuz diyen bir parti Türkiye’nin her tarafında varlığını hissettirmek için vizyon biçen
parti bunu diyor. Böyle bir şey olamaz. CHP
kazanmıştır ama kaybetmiştir. “
Aziz Kocaoğlu’nun kadrosunu yenilediğini
ama bunun değişiklik yaratmayacağını ifade
eden Denizli, şu görüşleri bildirdi:
“Aziz Bey 67 yaşında. Bir iş
yapma biçimi oluşmuştur. Bunu
değiştiremez. Ekip değişecek İzmir’in alt yapısı genel yapısı işleyişi
değişecek diyor. Yukarıdaki yönetici aynı biçimde yönetmeye devam
ediyorsa, çalışanları da ona uyum
sağlarlar. Siz oraya en muhteşemini
de getirin, ufku Büyükşehir Belediye Başkanı kadardır. Ankara’dan
bürokrat da getirse İzmir’de önümüzdeki 5 yıl hiçbir şey değişmeyecek. Bunu bilmek için müneccim
olmaya gerek yok. Yönetim biçimi
değişmeyecek. Bunu bu günden
yarına değiştiremeyiz. Bu bir yönetim biçimi olmuştur. Kocaoğlu çok büyük işlere
kalkışmasın. Bizi çok yoruyor. Olabildiğince
küçük işlerle uğraşsın. Hiç olmazsa 5 yıl sonra
AK Parti iktidara geldiğinde kötü yaptığı şeyleri
düzeltmekle uğraşmasın. 7 yıldır bir teleferik
kablosu değiştirilemediğine göre Aziz Kocaoğlu çok büyük işler yapmasın. Kocaoğlu’nun
bir İzmir Hayali de yok zaten. Yönetici dediğin
hayal kurar, onun için çalışır. Yanındakiler de
onlar için çalışırlar. Başbakan ve Kadir Toptaş’ın
yaptıkları hayal kurmaktır.
İzmir’deki
en büyük
eksiklik Aziz
Bey’in İzmir
ile ilgili bir
hayali olmamasıdır.
Yanındaki
bürokratların
da yoktur.
Yeni seçtikleri
kadrolar da
eski seçtikleri kadro
olacaktır.”
Hasan Karabağ: Yanlışlıklar var
BAYRAKLI Belediye Başkanı CHP’li Hasan Karabağ, İzmir’in genelinde inşaat
hareketliliğinin başlaması gerektiğini belirterek, “Gecekondulardaki oy sıkıntısı aşma şartı bu. İzmir dışından da orta halli, eğitimli insanların transferini
bu bölgelere yapmamız gerekiyor. AK Parti sadece kentsel dönüşüm yapmıyor. AK Parti seçmen transferi, dönüşümü yapıyor. Güçlü olduğu yerden ucuz
konut vererek seçmen getiriyor” ifadelerini kullandı. Karabağ yerel seçimlerde CHP’nin İzmir’de kaybettiği ilçeler ile ilgili ise , “8 ilçeyi kaybettik. Bunlar
arasında en 5’ini kaybetmememiz gerekiyordu. Bu parti içi meseledir. Aday
yanlışlıkları var. Bunu genel merkez değerlendirecektir” ifadelerini kullandı.
APARTMAN VE SİTE YÖNETİCİLERİ MASASI
Bayraklı Belediye Başkanı Karabağ, dikey yapılaşmanın
yoğun olduğu Osmangazi, Orhangazi ve Manavkuyu Mahalleri’nde oylarını artırdıklarını söyledi. Karabağ, “Belediye
olarak buralarda yaşayan vatandaşlarla doğru ilişki kurduk. Karşılıklı bir anlayış ve sevgi ortamı doğdu. Bunu
artırarak devam ettirmek istiyoruz. Buralarda vatandaşlarla çok fazla bir araya gelemiyoruz. Bunun önünü
açmak için apartman ve site yöneticileri masası oluşturduk. Ayrıca bir gençlik masası oluşturduk. 12 bin yeni
seçmen vardı. 5 bin yeni seçmen gelmiş. Onlara ulaştık.
Önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak gençlikle beraber
bir iletişim kurma seferberliği başlattık. Dikey mahallerdeki ilişkilerimizi daha da iyileştirip, memnuniyet
oranın yükseltmek istiyoruz. Osmangazi 2011
genel seçiminde gerideydik. Bu seçimde 2
bin 500 öne geçtik. Apartman apartman
olarak toplantı yapacağım. Onların taleplerine cevap vermeye çalışacağız. Gecekondu
9 dereye
İZSU neşteri
İZSU Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı
proje doğrultusunda Seferihisar, Aliağa,
Karabağlar ve Urla’da kış aylarında taşkınlara neden olan dereler ıslah edilerek
güvenli hale getirilecek. Islah programında
Seferihisar Ürkmez’de bulunan 4 adet dere
yer alıyor. Yağışlarda sıkıntılara neden olan
bu dereler bahçeler arasından geçerek
merkezde son buluyor. 4 kilometrelik ıslah
kapsamında, derelerin merkezden geçen
kısmında betonarme kanal üzerine ızgara
döşenecek. Bahçelerden geçen bölümlerinde ise dere duvarları yükseltilerek korkuluk
takılacak. Ürkmez dereleri için önümüzdeki
günlerde ihaleye çıkacak olan İZSU, ihale
sürecinin tamamlanmasının ardından
imalat çalışmalarına başlayacak. İmalat
çalışmaları da 10 ay sürecek.
Aliağa Çaltılı Köyü’nde yer alan Çaltı
Deresi ve yan kolu Kızan Deresi de ıslah edilecek. İZSU derenin tabanı betonlanacak,
duvarları yükseltilerek korkuluk takılacak.
875 metrelik ıslah çalışmaları için ihaleye
çıkacak.
bölgesinde yeşil alan bulamadığımız için, ‘buraya ne yaptın ki’ sorusuyla
karşılaşıyoruz. Biz diyoruz ki yeşil alan yapalım. ‘20 evi yıkalım park yapalım’
diyoruz. ‘olmaz’ diyorlar. 5 bölgede mevzi imar plan değişikliği yapıyoruz.
4 kata imarlı bölgelerde, daha çok katlı imar düzenlemesi yapılmasını Aziz
Bey’e anlattık. Biraz daha yoğunluk artışı verebiliriz ama İstanbul, Ankara gibi
beton yığını olmasını istemiyoruz. Gecekondularda hiç yeşil alan yok” dedi.
GECEKONDULARDA OY SIKINTISINI AŞMA ŞARTI BU
CHP’li Karabağ, gecekondulardaki oy sıkıntısını aşmak için kent genelinde
inşaat hareketliliği başlatılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Biraz
inşaat alanı vererek, İzmir’in genelinde bir inşaat seferberliği başlatılmalı.
Gecekondulardaki oy sıkıntısı aşma şartı bu. İzmir dışından da orta halli, eğitimli insanların transferini bu bölgelere yapmamız gerekiyor. AK Parti bunu
yapıyor. Ankara’nın Pursaklar ilçesi var. AK Parti orada yüzde 70, CHP yüzde 5
oy alıyor. AK Parti sadece orada kentsel dönüşüm yapmıyor. AK Parti burada seçmen transferi, dönüşümü yapıyor. Güçlü olduğu yerden ucuz konut
vererek seçmen getiriyor. Kentsel dönüşüm ya da TOKİ aracılığı ile ucuz konut
vererek seçmen getiriyor. Bizim de İzmir’de bunu yapmamız mümkün. Zayıf
olduğumuz bölgelerde Karabağlar, Bayraklı, Kemalpaşa gibi yerlerde yeni
inşaat hareketliliği ile yeni insanların buraya, bizim gibi düşünmesi mümkün
olan eğitimli, ekonomik özgürlüğe kavuşmuş kesimleri İzmir’e taşımamız gerekiyor. Yapılacak çözüm bu. Uzaydan fikir getirmeye gerek yok. Bunu parti
genel merkezimize, Büyükşehir Belediye Başkanımıza zaman zaman anlatıyoruz. İzmir böyle kırsalı ile kaldığı sürece AK Parti iktidardan gittiği zaman
bizi de gönderir. Geçmişte bunu gördük. İzmir DYP, ANAP’ı iktidara getirdi.
Karşıyaka gibi yerde ANAVATAN iktidar oldu. İzmir’in bakışı sadece sol değil.
Cumhuriyetçi bir bakış. Biz bu profili acilen değiştirmemiz gerekiyor. 8 ilçeyi
kaybettik. Bunlar arasında en 5’ini kaybetmememiz gerekiyordu. Bu parti içi
meseledir. Aday yanlışlıkları var. Bunu genel merkez değerlendirecektir”
30 Nisan 2014 Çarşamba
07
Adaletin
Gözyaşları
Güç sahibi olan insanlardan
pek azı insanlığını ve erdemini
koruyabiliyor. Çoğu, gücün vermiş
olduğu şımarıklık ve o gücü kaybetme korkusuyla kötülüğü bir kalkan
olarak kullanmaya başlıyor.
Tarihte bunun örneklerine defalarca şahit olduk. Zalim kralların zülmü, sahip oldukları gücü kaybetme
korkusundan olmuştur hep. Mısır’da
Firavun’un yeni doğan tüm erkek
çocukları öldürmesinin tek sebebi de
buydu.
Peki Firavun’un bu tedbiri, halkın onun zalimliklerine dur demesine
engel oldu mu? Hayır... Evlatları ölüdürülen aileler yıllarca nefret kustu.
Firavunun yerle bir olacağı günleri
hayal edip durdular ve bugün de yaşayan firavunların yerle bir oluşunu
sabırsızlıkla bekleyenler var.
Hangi makam, hangi güç, insan hayatından daha kıymetli olabilir
ki.? Yıllarca bu sorunun cevabını
bulamadı Mısır halkı. Bu yüzden
Firavuna karşı dik duran Hz. Musa’nın
etrafında kenetlendi hepsi, canları
pahasına.
Bugün yine Mısır...Ve yine
firavunlaşmış yüreklerden çıkan idam
kararları...
Bir ülkede yasalara uyulmadığında elbette mahkemeler aracılığıyla insanlar yargılanacak, yargılamalar
olacaktır.Ancak şahsın hukukuna
göre değil halkın ve hakkın hukukuna göre yapılacak olan yargılanmalar
bunu meşru bir yargılama haline
getirecektir. Mısır’da idama çarptırılan
bireylerin avukatları olmadan yargılanmaları, adil yargılanmanın olmadığının apaçık delilidir.
Sadece bununla sınırlı olmayıp
birçok örnek daha sunabiliriz. Mesela
8-10 saat içinde 529 kişiye, neredeyse dakikada 1 kişiye idam cezasına
karar verilmesi adaletin gözetilmediğinin Ceza Usul Hukuku açısından
iddia ve ispat için gerekli olan sürecin
sağlıklı işletilmediğinin apacık göstergesidir. Bu da Mısır’da yapılan yargılamaların kişisel insiyatifle verilen
ve adaletle uzaktan yakından ilişkisi
olmayan kararlar olduğu iddiasını pekiştirmektedir. Adaletin gözetilmediği
yerde ise ne mi olur? Tabi ki zulüm
başlar...
Mısır Mahkemesi ilk kararını
verdiğinde 529 kişinin idama çarptırılmasını istemişken şimdi bu sayı 37
kişiye düşerek, 492 kişinin müebbet
hapsine karar verildi. Ancak bununla
yetinmeyen Mısır Mahkemeleri bu
kararından sonra 683 kişiye daha
idam kararı çıkartarak Mısır devletinin nasıl bir korkuyla karşı karşıya
kaldığını gözler önüne sermiş oldu.
Aslında Firavun’un da rüyasında
gördüğü üzere saltanatını yıkacak
potansiyelde olan erkek çocuklarını
öldürmesinin bir farklı boyutunu
oluşturmaktadır bu idam kararları.
Şimdinin Firavunu olanlar, mahkemeleri kurarak ve bu kararları meşru
mahkeme kararları olarak göstererek
başarıya ulaşacaklarını zannetmekte.
Türkiye, Birleşmiş Milletler,
ABD ve daha birçok ülke
bu konuda Mısır’ı uyardı. Ancak Uluslararası
kamu oyuna rağmen
geri adım atmayan
Mısır, sonundan korkar
olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
Ömer Faruk
Altındağ
Bornova’nın turizm hamlesi
BORNOVA Belediye Başkanı Olgun Atila, 30 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin
ardından mahalle statüsü alan 12 köyü kalkındırmak için harekete geçti.
Daha çok sanayi ve üniversite kenti olarak anılan Bornova’nın önemli
turizm potansiyeline de sahip olduğunu vurgulayan Bornova Belediye Başkanı
Olgun Atila, ‘‘Bornovamız, doğal güzellikleri ve köyleriyle de bir marka olabilir.
Bu potansiyeli mutlaka değerlendirmemiz’’ gerekiyor dedi.
BEŞYOL’DA KIRAZ FESTIVALI
‘Doğa ve Köy Turizmi’ vurgusu yapan Atila, yapılacak çalışmalar kapsamında Beşyol Köyü’nde incelemelerde bulundu. Muhtar Mustafa Bahşi ile birlikte
festivalin yapılacağı alanı ve kiraz bahçelerini gezdi.
Beşyol Köyü’nde Haziran ayında bir kiraz festivali düzenleyeceklerini belirten Olgun Atila, ‘‘12 köyümüz mahalle olarak Bornova Belediyesi’ne bağlandı.
Sorumluluklarımız daha da arttı. Amacımız; köylerimizin kalkınmasını sağlayıp,
buralarda yaşayan vatandaşlarımızın ekonomilerine de katkı sağlamak. Tüm
köylerin içerisinde yer alacağı kiraz festivali bu anlamda bir başlangıç olacak.
Köylerimizi ve doğal güzelliklerimizi Bornovalılar başta olmak üzere tüm İzmirlilere tanıtmalıyız” diye konuştu.
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin; Tire,
Bayındır ve Kiraz’da yerli üretici ile yaptığı işbirliğini de örnek olarak gösterdi.
Benzeri çalışmaları Bornova’da da hayata geçirmek istediklerini ifade eden
Atila, “İlk etapta mahalle statüsü kazanan eski köy yerleşimlerimizde, özel
ürünlerin satılacağı mekanları oluşturarak ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlayacağız” dedi.
08
30 Nisan 2014 Çarşamba Özel sektöre
Hazine garantisi
Büyük altyapı projelerini yapan
şirketlerin borçlarına Hazine garantisi
getirildi.
Hazine Müsteşarlığı tarafından Resmi Gazete’de yayınlanan
yönetmeliğe göre, asgari yatırım
tutarı 1 milyar liranın üzerinde olan
yap-işlet-devret projeleri ile sağlık ve
eğitim bakanlığı tarafından yürütülen
500 milyon doların üzerindeki proje
borçlarına Hazine garantisi geldi.
Bu önemli karar, son dönemde
finansman bulmakta güçlük çektiği
belirtilen 3. köprü ve 3. havalimanı
projelerinin yapım aşamasında geldi.
Türkiye’de ilk kez uygulanan
bu yöntemde, Hazine garantisinin
toplam üst limiti 3 milyar dolar olacak. Ancak şu ana kadar ilana çıkmış
projelerin bu sınırdan muaf tutulacağı
belirtiliyor.
Bu muafiyet, 3. köprü, 3.
havalimanı gibi projelerin, finansman
sıkıntısı yaşaması halinde Hazine’nin
devreye gireceğini gösteriyor.
2001 ekonomik krizinin
ardından kısıtlanan Hazine garantisi
sistemi yeni uygulamada artık dev
projelerin tamamlanması için ilgili
şirket ve kamu kurumlarına borç garantisi desteği verilmesi çerçevesinde
uygulanacak.
Projeler için finans desteği
isteyen kamu kurumları, Hazine’ye
yazılı başvuracak ve bu talep, finans
talep eden bakanın teklifi ile Bakanlar
Kurulu’na sunulacak.
Bakanlar Kurulu, Hazine’nin
kararına göre onay verirse, ilgili borç
üstlenim anlaşması imzalanacak.
Ancak, imzalanan borç üstlenim anlaşmaları Resmi Gazete’de
yayınlanmayacak. Basın, dolayısıyla
kamuoyu, hangi projelere Hazine
garantisi sağlanacağını öğrenemeyecek. Hazine tarafından üstlenilen
borç tutarı, devlet dış borç hanesine
yazılacak.
Eskiden yap – işlet – devret
modelinde Hazine’nin yatırım garantisi vardı, şimdi buna geri ödeme
garantisi de (borç üstlenmesi adı
altında) eklenmiş oldu.
Sistem, büyük yatırımların
finansmanı açısından ivme kazandıracak bir sistem, ancak bu yönetmelikle
getirilen borç üstlenim meselesinin
bu yönetmeliğin yürürlük tarihinden
önce tamamlanmış bulunan ihalelere
uygulanmaması ya da ihalelerin bu
koşul da göz önünde tutularak yenilenmesi gerekir. Çünkü söz konusu
ihaleler böyle bir garanti öngörülerek
yapılmadı ve Hazinenin vereceği bu
garanti işin fiyatını değiştirecek türden
bir garanti niteliğinde. Ayrıca, özel
sektörün geri kalanı için kredi bulma
maliyetini yükseltmeyecek önlemler
de düşünülmeli.
Öte yandan, bu Hazine
garantisinin mali disiplini tehlikeye
sokup sokmayacağı da tartışılıyor.
Hazine garantisi verilmesi,
mega projelerin hayata geçirilmesi
yönünde atılmış bir adım olarak görülüyor. Üçüncü Havalimanı, Üçüncü
Köprü, Kanal İstanbul, İzmir-İstanbul
otoyolu ve köprü geçişi gibi dev
projelerin bir bölümü halen yapım
aşamasındayken bir bölümüne henüz
başlanmadı.
Araştırmalara göre mevcut
büyük projeler için 53 milyar dolarlık
finansmana ihtiyaç duyuluyor. 2023’e
kadar hayata geçirilmesi planlanan
projeler için ise 300 milyar dolar
finansman ihtiyacı olacağı tahmin
ediliyor.
Bütçede izlenemeyecek olan
bu mali sorumlulukların, sıkı denetlenmemesi halinde, özel sektörün
borçlarını üstlenen kamuya yeni
görev zararları yükleyebileceği ileri
sürülüyor.
Mega projelerin tamamlanması için bu sistem sıkı bir denetim
şartıyla uygulanabilir; ancak Türkiye
ekonomisinin en güçlü yönlerinden
biri olan mali disiplini zedelememesi
gerekir. 2002 yılında yüzde 74 olan
borç stoğu/milli gelir oranı yüzde
40’ın altına, kamu borç yükü ise
yüzde 66’dan yüzde 20 düzeylerine indirilmişti. Bütçe açığı ise yüzde
12’lerden yüzde 1 düzeylerine kadar
getirildi.
Mali disiplin zedelenirse, en
güçlü ekonomik kozumuzu da kaybederiz. Bir de reyting kuruluşlarının
buna vereceği tepkiyi de dikkate almak lazım. Dimyata
pirince giderken,
evdeki bulgurdan
da olmayalım.
Mustafa Seven
EKONOMİ
Hedef 5 milyar Dolar ihracat
EGE Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı’na
Emre Kızılgüneşler tekrar seçildi. Ege
Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları
Birliği’nin seçimli olağan genel kurul
toplantısı, Ege İhracatçı Birlikleri’nde
yapıldı. EHKİB Başkanı Emre Kızılgüneşler
tek aday olarak girdiği seçimde güven
tazelerken, yönetim kurulu listesinde 2
değişikliğe gitti.
Genel kurul toplantısında konuşan
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Emre Kızılgüneşler, 2023 yılında 5 milyar
dolar ihracat hedeflediklerini, bu hedefe
ulaşmak için önümüzdeki 4 yıl 3 konuya
yoğunlaşacaklarını kaydetti.
2023 hedeflerine ulaşmak için tasarım
odaklı çalışma yapılması gerektiğine
işaret eden Kızılgüneşler, “Bizlerin artık
neyi verirlerse üretirimden, neyi üretirsek
satarız konumuna gelmemiz gerekiyor.
Tasarımcı istihdam etmemiz gerekiyor,
üniversitelerimizde tasarımcılar yetişiyor,
elimizi taşın altına koymamız gerekiyor.
Tasarım odaklı çalışma sonrasında ihra-
catını 3-4 kat arttıran firmalarımız var. Bu
konuya yoğunlaşmalıyız” diye konuştu.
Niş sektör haline gelen gelinlik, damatlık ve abiye sektörünün Ege Bölgesi
ihracatına çok daha fazla katma değer
sağlayacağı çalışmalar yapmak üzere
önümüzdeki 4 yıl yoğun bir çalışma
yürüteceklerinin altını çizen Kızılgüneşler, şöyle devam etti: “Bu sektörün
ihracat dünyasına kazandırabileceği çok
potansiyel var. Bu konuda biz Ege Giyim
Sanayicileri Derneği, Mimar Kemalettin
Moda Derneği, kardeş oda ve derneklerle
çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bu
sektörlerin yoğun olduğu Mimar Kemalettin ve Çankaya bölgesinde eğitim çalışmalarını sürdüreceğiz. Teknik altyapının
gelişmesi, pazarlamanın gelişimi ile ilgili
ne gerekiyorsa yapacağız.”
Kızılgüneşler, “Teknik ürünler konusunda bölgemizden yeni oyuncular çıkmasını arzu ediyorum. Nasıl ev tekstilinde
Bursa bir marka haline geldiyse, nasıl
havlu ve bornozda Denizli marka haline
geldiyse bölgemizin de bazı hedefler
belirlemesinde fayda var. Ege Bölgesi’nin
5 milyar dolar ihracat hedefine katma değeri yüksek ürünlerle ulaşabiliriz” diyerek
sözlerine son verdi.
İTB’den Avrupa Birliği fonlarına
Erişim eğitimi
İzmir Ticaret Borsası’nın, TÜBİTAK Ulusal İrtibat Noktası ile birlikte düzenlediği “Avrupa Birliği Horizon 2020 Programı ve Gıda Güvenliği, Sürdürülebilir
Tarım ve Biyoekonomi Alanı Bilgi Günü” etkinliği gerçekleştirildi.
E
ğitim programının açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir
Ticaret Borsası Genel Sekreter
Yardımcısı Sinem Çelikten, “İlk olarak
1984 yılında başlayan Avrupa Birliği
Araştırma ve Geliştirme Programları,
Horizon 2020 ile tek çatı altında toplandı. KOBİ’lerin katılımı, uluslararası
işbirliği, kalıcı etki, sürdürülebilirlik,
ticarileştirilebilirlik, farklı temalar,
yeni aktörler, cinsiyet, etik gibi konuları ise artık daha fazla önemsenmekte. Öne çıkan diğer bir konu da;
Horizon 2020’nin değerlendirme ve
müzakere sürecinin daha kısa olmasıdır. Tüm bu yenilikler değerlendirildiğinde, özetle denilebilir ki; Horizon
2020 ile AB fonlarına başvurmak
artık çok daha kolay, sürdürülebilirlik ise eskiden olduğundan çok daha
önemli hale gelmiştir” dedi.
1984’DEN GÜNÜMÜZE
Açılış konuşmasının ardından
başlayan eğitimde TÜBİTAK Ulusal İrtibat Noktası
Temsilcisi Çınar Adalı Öner
İzmir Ticaret Borsası üyeleri, çevre Oda/Borsalar ve
ilgili kamu kurumlarından
gelen temsilcilere konuyla
ilgili sunum gerçekleştirdi.
1984 yılında temeli atılan ve
günümüze kadar giderek gelişim
gösteren Avrupa Birliği proje programları ve son olarak açıklanan AB
Horizon 2020 ile ilgili bilgi aktaran
Adalı, “Programın amacı AR-GE ve
inovasyon sistemlerini güçlendirerek Avrupa Birliği üyesi ülkeler
arasında rekabeti etkin kılmak.
Programa Avrupa Birliği’ne üye
ülkelerin yanı sıra Türkiye’nin de
aralarında yer aldığı Avrupa Birliği
üyesi olmayan, ancak destek alma
hakkına sahip olan ülkeler katılabiliyor” diye konuştu.
2014-2020 yılları arasında 7 yıl
sürecek Horizon 2020 programının
toplam bütçesinin 78,6 milyar Euro,
programın temel bileşenlerinin ise
bilimsel mükemmeliyet, endüstriyel
liderlik ve toplumsal sorunlara çözüm getirme olduğuna dikkat çeken
Çınar Adalı Öner,
“Son yıllarda büyük bir ivme
kazanan ve programa katılım hakkına sahip olan
Türkiye’den bu süreçte
aktif katılım bekliyoruz.
Türkiye’den üniversitelerin
ağırlıkta olduğu katılımcıların yanı sıra meslek kuruluşları, kamu kurumları, STK’lar,
KOBİ’ler ve araştırma merkezleri gibi
kuruluşlar da programa oldukça ilgi
göstermekte” dedi.
TARIM VE DENİZ
Ticaret borsalarının faaliyet
alanına giren tarım ve gıda konularının, toplumsal sorunlara çözümler
bileşeni altında “Gıda Güvenliği,
Sürdürülebilir Tarım, Deniz ve Denizcilik Araştırmaları ve Biyo-ekonomi”
başlığında yer aldığına dikkat çeken
Öner, “Bu başlık altında verilecek
projeler için ayrılan toplam bütçe 3,8
milyar Euro’dur.
Bu alandaki projeler ile güvenli,
yüksek kalitede gıda ve biyolojik
ürünlerin yeterli miktarda tedarik
edilebilmesi, üretken ve kaynak
verimli birincil üretim sistemlerinin
oluşturulması, sürdürülebilir ve
düşük karbonlu tedarik zincirlerinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Bu alan kapsamında, 7 yıl boyunca
desteklenecek aktiviteler ise tarım
ve ormancılık, güvenli beslenme için
gıda ve tarım sektörü, sucul canlı
kaynakları, biyolojik tabanlı endüstriler ve biyo-ekonomi ile deniz
araştırmalarıdır” diye konuştu.
KAYNAKLARA ERİŞİM
Yaklaşık iki saat süren eğitim sonucunda katılımcılarla yapılan soru
cevap bölümünün ardından söz alan
İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreter
Yardımcısı Sinem Çelikten, Çınar
Adalı Öner’e katılımcılara vermiş
olduğu eğitim sebebiyle teşekkür
ederek,
“1891 yılından günümüze, Türkiye tarımı ve ekonomisi için hizmet
vermekte olan İzmir Ticaret Borsası,
sektörün gelişmesi için teşvik ve
finans kaynaklarına erişimin öneminin farkındadır.
Bu farkındalık, bugün burada sizlerin değerli katılımıyla, AB Horizon
2020 Bilgi Günü düzenlemiş olmamızın nedenidir” dedi.
Türkiye
“e-imza”yı
sevmedi
YAŞAR Üniversitesi Bilgisayar
Mühendisliği Bölümü ve İzmir İl
Milli Eğitim Müdürlüğü Bilgi İşlem
ve Eğitim Teknolojileri Hizmetleri-2
Bölümü işbirliği ile ‘İnternet Haftası
Konferansı’ düzenlendi.
Konferansta 2005
yılında 5070 sayılı
kanunla ülkemizde kullanıma
açılan elektronik
imzanın kimlik
doğrulamada
en güvenilir yol
olduğunun altını
çizen Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm
Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz,
“Ne yazık ki 9 yılda bu konuda pek
yol alamadık.
76 milyon nüfuslu Türkiye’de
e-imza kullanıcı sayısı yalnızca 770
bin civarında. Bugün ABD, Güney
Kore, Çin, Japonya ve Avrupa’nın
pek çok ülkesinde nüfusun pek
çoğu e-imza kullanıyor” dedi.
“İzmir mega
yat imalatı için
merkez olabilir”
DTO İzmir Şube Başkanı Başkanı
Yusuf Öztürk, mega yat imalatının,
bulunduğu bölgeye milyonlarca
euro gelir sağladığını dile getirdi.
Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir
Şube Başkanı Yusuf Öztürk, İzmir’in
mega yat imalatı konusunda
merkez olabilmesi için yatırımcıları İzmir’e davet etti. Mega Yat
imalatının, bulunduğu bölgeye
milyonlarca euro gelir sağladığını
dile getiren Öztürk, “İzmir yatırım
ve teşviklerle Mega Yat imalatının
merkezi olabilir. İzmir’e yapılan
yatırımın her zaman geri dönüşü
olmuştur” dedi.
Her biri milyonlarca euro değerinde olan ve yüksek döviz girdisi
yaratan sektörün Ege kıyılarında
gelişmesi için düğmeye basıldı.
DTO Başkanı Yusuf Öztürk yatırımcıları İzmir’e davet ederek, “Mega
yat, üst gelir düzeyine hitap eden
ve büyük gelirler kazandıran bir
sektör. Şu anda Tuzla bölgesinde
ve Akdeniz’de yapılmaya çalışılıyor.
Mega yatlar çok önemli bir ihracat
kalemidir. İzmir bu alanda merkez
olmak için adım adım çalışmalar
yapmalıdır. Önce küçük tekneler
yapılmalı, tecrübe kazanılmalı ve
mega yatçılık gelişmelidir. İzmir’de
mega yat imalatına uygun yerler
bulsa merkezlerini İzmir’e taşıyacak” diye konuştu.
Eğitime
sanayici katkısı
İZMIR Kalkınma Ajansı’nın (İZKA)
‘Okul Öncesi ve Mesleki Eğitimde
Yeni Teknolojilerin Etkin Olarak Kullanımının Sağlanmasına İlişkin Mali
Destek Programı’ndan da yüzde
90 hibe almaya hak kazanan proje
ile artık Mopak Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi bölge sanayicilerinin
istediği nitelik ve donanımda öğrenci mezun edecek.
Törende konuşan KOSBİ Yönetim
Kurulu Başkanı Kamil Porsuk, proje
ile bölge sınırları içinde 17 yıldır
faaliyet gösteren Mopak Teknik
Endüstri Meslek Lisesi’nin öğrencilerin pratik eğitim aldığı makine ve
teçhizat parkurunu yenileyeceklerini
söyledi. Mopak Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi Müdürü Seçkin Aktaş
ise bu projeyle okulda ihtiyaç duydukları Makine ve teçhizat donanımının yenileneceğini belirterek,
eğitim kalitelerinin de artacağını
söyledi. Aktaş, öğrencilerin de bu
sayede okulu bitirdikten sonra daha
kolay iş bulabileceklerini söyledi.
Ender Yorgancılar:
Ekonomik büyümesi için bazı haklar korunmalı
EGE Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’dan “fikri ve sınai haklar korunmalı” çağrısı geldi. Yorgancılar, “Türkiye ekonomisinin dünya genelinde yaşanan sorunlara karşı daha güçlü
bir yapıya sahip olması ve istikrarlı şekilde büyümesini sürdürmesi için
fikri ve sınai mülkiyet hakları alanındaki performansını daha iyi seviyeye
taşıması gerekiyor” dedi.
Bünyesinde bulunan 64 sektörden 5 bine yakın üyeyle, Türkiye’nin
en köklü ve büyük çatı kuruluşlarından biri olan Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 26 Nisan Dünya Fikri
Mülkiyet Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.
EBSO olarak “Kalkınmak, sanayileşmektir” anlayışını benimsediklerinin altını çizen Yorgancılar, Türkiye’nin istikrarlı bir büyüme için üretim,
ihracat ve doğrudan yatırımlara odaklanması gerektiğine değindi.
Fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunmasının daha fazla ihracat ve
daha fazla istihdamla ekonomik büyümeye katkı sağladığını vurgulayan
Ender Yorgancılar, şu görüşleri dile getirdi:
“Fikri mülkiyet hakları endeksindeki 1 puanlık bir iyileşme, uluslararası yatırımcı ülkeye yatırım kararı aldıktan sonra dağıtım ve satış yerine
üretim sektörüne yatırım yapma olasılığını yüzde 57 oranında artırmaktadır. Ticari marka hakları ve fikri mülkiyet alanında da Türkiye’nin
önünde iki temel konu bulunmaktadır.
Bunlardan bir tanesi milyarlarca liralık kayba neden olan
kaçak ve sahte ürünlerle mücadeledir. Diğeri ise bu tür
yasadışı ürünlerin ticaretini teşvik edebileceği gibi ticari
marka hakları ile çelişen, logo, renk gibi unsurların kaldırılmasını öngören “tek tip paketleme” gibi aşırı yöndeki
düzenlemelerden kaçınılmasıdır. Dünya’nın önde gelen
ekonomileri arasında yer alma yolundaki Türkiye’nin
istikrarlı şekilde büyümesini sürdürmesi için ticari marka
haklarının korunması ve fikri ve sınai mülkiyet hakları
performansının daha iyi seviyelere taşınması kuşkusuz
son derece kritiktir.”
BÖLGE
“HAYAL”lerine “EĞİTİM”leriyle
“GÜLÜMSEME” olun
yürekler, daha eğitim hayatlarına başlamadan bu kaygıların orta
yerinde seçim yapmaya çalışıyor. 180’in üzerinde Üniversitenin
olduğu bir sistemde, kendilerine en doğru yatırımı yapmak için
çırpınıyorlar. Bu, bu kadar sancılı bir düş değil aslında… Çünkü
aslında, sistemin bize unutturduğu en önemli gerçek, o “iş”lerin,
“Bırakın okuyalım ve dans edelim; dünyaya zarar vermeyine insanlar tarafından yaratıldığı ve yaratılacayecek iki şeyi yapalım”
ğı…
(Let us read and let us dance, two amuseÇünkü eğitim, bir ülkenin yarınlarını oluşments that will never do any harm to the world)
turacak,
o yarınların kurucusu, dönüştürücüsü ve
Eğitim sisteminin gün geçtikçe karmaşıkaydınlatıcısı genç beyinlerin temelini atacak en
laştığı, genç beyinlerin sınav, puan, başarı sıralaönemli altyapıdır. Kurulması gereken düş, geleceması, kontenjan gibi terimlerin arasında hayalleği yaratma yolculuğunun düşüdür. Bu yolculukta
rini yakalayıp, geleceklerini kurmaya çalıştıkları
en önemli görevlerden biriyse, anne babalara, o
bir sistemde, en önemli şey, bir çocuğun sevegençlerin ailelerine düşüyor.
rek çalışması, okuması ve aldığı eğitim ışığında
“Dünyada görmek istediğiniz değişim olun”
bir gün siz anne babaları gibi iş hayatına atılarak
der
Gandhi…
bu ülkeye ve dünyaya faydalı olabilmesidir.
Çocuklarınızın, belki de bu dünyayı bir
Bu öyle bir tercih ki, bugün yüzbinlerce
damla daha güzel hale getirebilecek bir hayali var.
genç, hayal kurarken sayılarla, puanlarla ve
Onlar bu uzun serüvende, yarın olacakları insana
maalesef birbirleriyle mücadele veriyor. Bu öyle
dönüşebilmek için aylarca mücadele verirken, her
bir tercih ki, hayal ettikleri yollarda yürürken,
birinin yüreğinde aslında bir hayal yatıyor sizin hiç
nereye ulaşacaklarını çoğu kez başka etmenler
bilmediğiniz. Ve o hayaller, kendi uzun yolculukbelirliyor… Sıklıkla, bu dünyanın rekabetinden,
larında onların çabalamalarına, mücadele etmelezorlayıcı koşullarından endişe edip en güvenlisiDamla Aktan
rine, vazgeçmemelerine, iyi ve doğru güzel işler
ni istiyor aileler çocukları için. Eğitimi ışık olarak
İzmir Ekonomi Üniversitesi
yapabilmelerine, yaptıkları her şeye yüreklerini
görürken, kendi ışıklarını bulmalarına, yaratmakoyarak yapmalarına ve sistemin içinde bir fark
larına, sistemin korkusundan imkan veremeyeyaratabilmelerine yol açan en güçlü neden olacak aynı zamanda.
biliyorlar.
Çünkü inanmak, fark yaratabilmenin ilk adımıdır.
-“Bu alanda iş imkanı daha fazla…”
17 yaşındaydım, sadece adını bildiğim lise müdürümün
-“Bu sektör sana uygun değil, iş bulamazsın…”
odasını
basıp, önüne ÖSS kitapçıklarını açarak sistemi anlatıp,
Tanıtıma gelen pek çok öğrencinin en büyük korkusu
“Ben
iletişim
okuyacağım” diye benim için bölüm açmasını talep
mezun olunca iş imkanı bulamamak, ve velilerin en büyük kayettiğimde…
Hayallerim
vardı. Kendimi, ne olmak istediğimi,
gısı, çocuklarının en uygun şartlarda eğitim almaları. Gencecik
Yaşam mücadelesini
kaybetti
AYDIN’ın Kuşadası ilçesinde 5 gün önce meydana gelen trafik kazasında ağır yaralanan Ahmet
Aşıcı (32), yaşam mücadelesini kaybetti.
Kuşadası Kadınlar Denizi Mahallesi Yüksel
Yalova Caddesi üzerinde 09 L 2023 plakalı
motosikletiyle seyrederken kaza geçiren Ahmet
Aşıcı, Söke Fehime Faik
Kocagöz Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde yapılan müdahalelere
rağmen kurtarılamadı.
Motosiklette bulunan
İbrahim Hamit Ülker’in
(26) tedavisinin sürdüğü,
durumunun iyiye gittiği
bildirildi.
Kuşadası’nda sevilen simalarından olan
Kuşadası Avcılar ve Atıcılar Kulübü Üyesi Ahmet
Aşıcı’nın ölümü, sevenlerini üzdü. Arkadaşları, hastanede bulunduğu süre içinde sosyal
paylaşım sitelerinden dualarıyla Aşıcı’ya destek
olmaya çalıştı. Kuşadası Belediyesi mezbahasında kasaplık yaptığı ve bekar olduğu bildirilen
Aşıcı’nın cenazesi, Türkmen Camisi’nde kılınan
cenaze namazının ardından Kuşadası Adalızade
Mezarlığında toprağa verildi.
Carettalardan sonra
yunus ölüsü vurdu
KUŞADASI sahiline son bir ay içinde Akdeniz
foku, yeşil kaplumbağa ve 3 Caretta carettanın
ardından bir de yunus ölüsü vurdu.
Karaova Mahallesi’ndeki Ephesia Hotel açıklarında bir yunusun hareketsiz olarak görüldüğü
ihbarı üzerine gelen çevreciler, yunusun ölü
olduğunu tespit etti. Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) ekibi
tarafından karaya çekilen ve ön inceleme yapılan
yunusun, karnının atında çizikler ve kuyruk kısmına yakın yerde kesik izlerinin olduğu belirlendi.
Kuşadası Dilek Yarımadası-Büyük Menderes
Deltası Milli Park Müdürü Erdinç Kutsal tarafından
teslim alınan ölü yunus, kesin ölüm nedeninin
öğrenilmesi amacıyla Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi Hayvan Hastanesine gönderildi.
30 Nisan 2014 Çarşamba
nerede başarılı olabileceğimi öngördüğümde… Sonra o tercih,
hayal ettiğim Üniversiteyi ve bölümü kazanabilecek bir puanı
almama rağmen, anne-baba-danışman-hatta dost bariyerlerine
takılıp, 180 derece dönüşle “asla” dediklerimin içine, tam orta
yerine atıverdi beni birden. Kendimi hiç istemediğim bir bölümde buluverince, 17 yaşında hastanelerin beyaz duvarlarıyla tanıştım, ve o duvarlardan renkler yaratmayı öğrettim kendime… 17
yaşındaki o küçük kız, bugün hayallerine ulaşma yolunda önemli
adımlar attı. Üniversitemin sayesinde, kendi hayallerime tutunarak attığım adımlarımla, bugün bu satırları belki 17 yaşında başka
bir gencin hayatına dokunur ve onu dönüştürebilirim umuduyla
yazıyorum. İçimde bir yerlerde dokunacağımı bilerek ve hissederek…
Ne, Nerede, Ne zaman, Neden ve Nasıl bir düş kurarlarsa
kursunlar, çocuklarınız KİM olduklarının içsel bilinciyle kendi yollarını çizmek istiyor. Onlara, olmak istedikleri insan için el uzatın,
imkanlarınız ölçüsünde destek verin, inandıklarıyla gülümsemelerine ve bir gün başka insanları gülümsetebilmelerine yardım
edin. En önemlisi, KİM olduklarını bulmalarına yol açın. Aile
olarak en önemli misyonunuz, ve belki de bu dünyaya borcunuz, hayal ettiğiniz o güzel dünyayı güvenle kurabilmeleri için
bu gençlere yol açmaktır. Çünkü değişim, bir tek
insanla başlar…
LYS’ye birkaç ay kala, çocuklarınızın hayallerine, eğitimleriyle destek olmanız dileğiyle… Bırakın
okusunlar,
GÜLÜMSESİNLER ve
GÜLÜMSETSİNLER
dünyayı…
Dedim ki
Gül Yerlikaya
6 yolcu gemisi
12 BIN TURIST
Türkiye’de kruvaziyer turizmin başkenti olarak nitelendirilen Kuşadası Ege
Ports Limanı’na son iki gün içinde yanaşan 6 gemi ile 12 bin turist giriş yaptı.
Y
Haber Müdürü
Ahmet POLAT
Sağlık Editörü
Görsel Yönetmen İnternet Editörü
Yasemin ARITÜRK
Buse YALÇIN
Şule SARIOĞLU
Ankara Temsilcisi Kuşadası Temsilcisi Hukuk Danışmanı
Eşber OKAYER
Faruk ÇALIŞKAN
Özgür HAN
BASIMCI: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.
BASKI YERİ: KAHRAMANLAR / KONAK / İZMİR
TEL: 0232 483 96 60 BASKI TARİHİ: 29.04.2014
SAYI: 19 TÜRÜ: YAYGIN HAFTALIK
YÖNETİM YERİ: 6N1K MEDYA AJANS REKLAM
FOTOĞRAF HİZM. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Atatürk Cad. No: 370/1 Kat: 4 D: 8 - Alsancak/İZMİR
Tel: 0232 421 20 43 - 46 Fax: 0232 421 20 49
Fiyatı: 25 Kr (KDV DAHİL)
GAZETE 6N1K’DA YAYINLANAN HABER, YAZI, RESİM VE FOTOĞRAFLARIN
FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU İLE BASIN KANUNU’NDAN KAYNAKLANAN
HER TÜRLÜ HAKLARI 6N1K MEDYA AJANS REKLAM FOTOĞRAF HİZM. SAN. TİC.
LTD. ŞTİ. NE AİTTİR. İZİN ALINMAKSIZIN KAYNAK GÖSTERİLEREK DAHİ İKTİBAS
EDİLEMEZ. YAYINLANAN KÖŞE YAZILARINDAN YAZARLAR SORUMLUDUR.
Vatan Bilgisayar
Ada’da mağaza açtı
TÜRKIYE’de hızla büyüyen teknoloji
perakendeciliğinin öncüsü Vatan Bilgisayar, Kuşadası’nda mağaza hizmete
açtı. Aydın ilindeki 3. mağazasını
Kuşadası’nda açan Vatan Bilgisayar’ın,
açılışa özel sunduğu indirimli teknoloji ürünleri yoğun ilgi gördü.
Türkiye’de 49 ilde 100’ü aşkın
mağazasıyla yerli ve yabancı binlerce
markayı müşterilerine sunan Vatan
Bilgisayar, Kuşadası’nda 600 metrekare alana sahip mağazasında televizyondan tablete, cep telefonundan
notebooka, masaüstü bilgisayardan
kişisel bakım ürünlerine, fotoğraf
makinesinden kameraya, oyun konsolundan küçük ev aletlerine 15 bin çeşit
ürünü müşterilerine sundu.
Mağaza açılışında basın mensuplarına bilgi veren Vatan Bilgisayar Genel
Müdürü Hasan Vatan, “Aydın’da 2
mağazamız ile 2010 yılından bu yana
hizmet veriyoruz.” dedi.
olcu limanına dün sabah erken saatlerde
Eurodam, Seaborn Quest ve Albatros
kruvaziyer gemileri geldi. Gemilerden
inen yaklaşık 6 bin yolcu, limandan günü birlik
giriş yaptı. Yolcuların bir kısmı Efes Meryemana turuna çıkarken, tura katılmayanlar
Kuşadası çarşılarına yöneldi.
2014 yılında ilçeye ilk seferlerini gerçekleştiren Eurodam, Seaborn Quest ve Albatros
isimli yolcu gemilerinden inen turistlere,
turizm haftası kapsamında Kuşadası Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü zeybek ekibi gösteri
sundu. Gösteriyi beğeni ile izleyen turistler,
ekibi alkışlayıp bol bol fotoğraf çekti.
Turizm Haftası kapsamında Kuşadası
Belediyesi ve Ege Liman İşletmeleri işbirliğiyle düzenlenen etkinlikle Eurodam gemisini
ziyaret eden Turizm Meslek Lisesi öğrencileri,
kruvaziyerin ihtişamına hayran kaldıklarını
belirtti.
Ege Ports Limanı’na bugün 3 yolcu gemisinin daha gelmesiyle iki gün içinde ilçeyi
ziyaret eden turist sayısı 12 bini buldu.
Balıkçıların sorunlarına panelle çözüm arandı
KUŞADASI Ticaret Odasının (KUTO) girişimiyle
düzenlenen Kuşadası ve Çevresinin Balıkçılık Sektörü Sorunları Panelinde konuşmacılar, balıkçıların
sorunlarını dile getirirken, yetkililerin duyarsızlığından yakındı.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri
ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Bülent Cihangir, panelde yaptığı konuşmada,
sürdürülebilir balıkçılık için biyolojik çeşitliliğin
korunması gerektiğini belirterek, “Ekosistem yaklaşımlı balıkçılık yönetimi olmalı. Biyolojik çeşitlilik
korunarak sürdürülebilir balıkçılık yapılabilir. Tüm
dünyada mevcut stokların yüzde 7’si tüketildi.
Böyle devam ederse 2050 yılında okyanuslar dahil
denizlerde hiçbir şey kalmayacak” dedi. Prof. Dr.
Cihangir, su ürünleri bilgi sisteminin aktif hale
getirilmesini, yasa dışı avlanma ile etkin mücadele
yapılmasını istedi.
Kuşadası Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ahmet Susam ise balık çiftliklerine verilen teşviklerin,
balıkçılara da tanınması gerektiğini söyledi. Aşırı
avlanmanın ve bölge dışından gelen balıkçıların
olumsuz etki yarattığını ifade eden Susam, “Hem
dışarıdan gelen hem de bölgemizde avlanan
gırgır ve trol teknelerine, avcılıkta kota getirilmelidir. Bölgede avcılık yapma izni verilenlere
sezon boyunca aynı bölgede kalma zorunluluğu
ve bölgesel avlanma sınırlaması getirilmelidir.
Trol avlanma yasağı 1.5 milden 3 mile çıkarılmalıdır. Turistik tesis önlerindeki mantarlamalar kıyı
avcılığını olumsuz etkiliyor. Amatör balıkçılar ve
zıpkın avcıları yasalarca belirlenmiş miktarların
çok üzerinde avlanarak, kaynaklara zarar veriyor.
Yurt dışından getirilen özel cihazlarla avcılık yapan
amatör balıkçılar bir sezon boyunca avlayamayacağı balığı bir haftada yakalıyor. Popüler hale gelen
JİG (sahte balık) ile anaç balıklar avlanıyor” dedi.
Termik Santralden Doğa Dostu Enerjiye
6N1K Medya Ajans Reklam Fotoğrafçılık Hizm.
San. ve Tic. Ltd. Şti. adına
İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Muammer BAŞKAN
Genel Koordinatör ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ömer Faruk ALTINDAĞ
09
Düzenlenen yarışmanın amacı gençlerimizi özellikle, konut, sanayi, ulaşım ve tarım
sektörlerinde, enerjinin verimli kullanılması konusunda bilinçlendirmektir.
HER yıl TÜBİTAK ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Elektrik
İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen yarışmanın amacı gençlerimizi özellikle, konut, sanayi,
ulaşım ve tarım sektörlerinde, enerjinin verimli kullanılması
konusunda bilinçlendirmektir. Bu amaca uygun olarak
sunulan projelerin, enerjinin verimli kullanılmasına, enerji
tasarrufuna, enerji tasarrufunun çevreyle ilişkisi ve etkilerine
yönelik olması ve Türkiye ekonomisine ülke çapında katkıda
bulunabilecek, uygulanabilir önerilerden oluşması istenmektedir.
İzmir Urla Cengiz Aytmatov Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri Onur Bayram ve İrem Deniz Derman, proje rehber
öğretmenleri; Coğrafya öğretmeni Nevin Kaptan ve Kimya
öğretmeni Vahit Kutlu danışmanlığında hazırladıkları “Termik
Santralden Doğa Dostu Enerjiye” isimli projeleriyle yaklaşık
iki yüz proje arasından, ilk 10 proje arasına girmeyi başardılar.
İzmir Urla Cengiz Aytmatov Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü
Mustafa Kaşka; “Ayrıca bu öğrencilerimiz Ege Lisesi 12. Fen
Araştırma Projeleri Yarışmasında da yüzlerce proje arasından
sıyrılarak Kimya alanında ilk on ikiye kalarak sergiye davet
edilmiştir. Okulumuzun sadece sosyal bilimler alanında çalışma yapmadığını kendi alanımız dışında da iddialı olduğumuzu göstermiştir.29 Mayıs’ta Ankara’da yapılacak finallerde
okulumuzu temsil edecek olan öğrencilerimize ve öğretmenimize başarılar diliyorum.” dedi.
Köy Enstitüleri
anıldı
KÖY Enstitülerinin 74. kuruluş yıldönümü, Kuşadası Belediyesi İbramaki
Sanat Galerisi’nde düzenlenen “Bu
Toprağın Çocukları” adlı film gösterimi
ile anıldı. Yapımcılığını Erkan Can, yönetmenliğini ise Ali Adnan Özgür’ün
üstlendiği “Bu Toprağın Çocukları”
filmi gösteriminde Eğitimci Yazar Nail
Topal’ın anlatımıyla Köy Enstitülerinin
eğitim, edebiyat ve müzik alanlarında yetiştirdiği başarılı kişilere de yer
verildi. Topal, “Köy enstitüleri, Anadolu’nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu
gerçeği göz önüne alınarak, dönemin
Başbakanı İsmet İnönü’nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli
Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç’un çabalarıyla köylerden ilkokul
mezunu zeki çocukların bu okullarda
yetiştirildikten sonra yeniden köylere
giderek, öğretmen olarak çalışmaları
düşüncesiyle kurulmuştur” dedi.
10
30 Nisan 2014 Çarşamba KÜLTÜR SANAT/SAĞLIK
Ektiğini de
biçeceksin
Yıllarca ekmediğini biçtin;
onlar da öyle.
Elinde eğitilmiş, üretken ve
emeğinin geçmediğini bir nesil vardı.
Sana ikram edildi. Çalıştırdın, onları
kullandın ve kendi yolunu açtın.
Sen; 1970-80’li yıllarda doğan
insanların üretkenliğinden, onların
insan sevgisinden faydalandın.
Onlar; 70-80’lerden kalma,
çocukluklarına denk gelen, hatırlamadıkları bir kavganın esiri oldular.
O yılların çocukları okudu,
büyüdü mevki sahibi oldu. İhtilal
olmuştu kan gövdeydi. Darbeyi
çocuk oldukları için hissetmediler.
Kin nefret bilmeden çalıştılar. Sen
onların zekasından yararlandın.
Aileleri tarafından kavgadan gürültüden uzak yetiştirilmiş, insan sevgisi
dolu bir nesil, bugün üretken ülkemin lokomotifi oldu. Şimdi etrafında
gördüğün kurumlarda çalışanların
çoğu 70’li 80’li yıllarda doğmuş o
çocuklardır. Farkına varman için söylüyorum. Huzur bulmak istiyorlardı,
o karanlık yıllardan sonra bu topraklarda kavga etmek değildi niyetleri.
Her sabah fırça yiyerek güne başlamak ise hiç istemiyorlardı. Hele hele
20 yıldır çalışan bu çocuklar daha
fazla gelecek kaygısı yaşamayı da
ummuyordu. Hayalleri vardı ama ne
yazıkki sen onları kendi kavgalarının
esiri ettin.
Bak bakalım duble yollar
yapan mühendislerin yaşı kaç? Ya da
hastalara gece gündüz koşturan sağlık çalışanların kaç yılında doğmuş?
Adliyede dolaşan avukatların doğum
yıllarına bir bak. 70’ler 80’ler...
Malesef hayatlarının en üretken dönemlerini, senin canın sıkıldığında değiştirdiğin, kurallara adapte
olmaya çalışmakla geçirdiler. Kavga
ekmemişlerdi öfkeni biçtiler. Onları
sen yokken büyüttüler ve sen çıktın
geldin. Sonrası mı? Malesef aileleri
pek de mutlu olduklarını göremiyor
artık. Kavgadan gürültüden korudular, yokluk tattırmadılar, enflasyonlu
yıllarda geçindirdiler. Onca çileyi
çektiler ve sana teslim ettiler. Oysa
hala korumaları gerekiyordu, bilemediler...
Senin döneminin çocukları
ise şu an okullular. Üretken bir birey
olmalarına henüz 15 yıl daha var. Nasıl bir nesil yetiştirdin, ne yaşayacak
bu çocuklar
bilmiyoruz.
Ancak ektiğin
şeyler belli.
Hiç meraklanma canım,
neler biçecegini de beraber
göreceğiz.
Uzman Doktor
Serdar Biçeroğlu
“
19 yaşımda
profesyonel anlamda ilk oyunum olan
Turgut Özakman’ın
Fehim Paşa Konağı
adlı oyunla sahneye
çıktım. Bu işi yapmaya karar
vedikden sonra İzmir’de birçok Tiyatrocu ile görüşmeler
yaptım. 2003 – 2004 yıllarında
İstanbul’a gittim. İstanbul’da
Haldun Dormen ile tanıştım.
Sonrasında Haldun Dormen ile
tanışıklığımız ilerledikçe bana
tiyatroyu İzmir’de yapmamın
daha doğru olacağını söyledi. Bu sebeble tekrar İzmir’e
geri dönerek İzmir’de kalmayı
tercih ettim. Ve git gide Sahne
Tozu Tiyatrosu bir ilki gerçekleştirdi ve ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Büyüyen
Sahne Tozu Tiyatrosu, Dormen Ekolü’nü benimseyerek
faliyetlerine devam ediyor.
Çocuklarda süt dişi bakımı uyarısı
ANTALYA Diş Hekimleri Odası
Başkanı Hüseyin Tunç, çürüyen süt
dişlerinin değişme zamanından
önce çekilmemesi gerektiğini, ayrıca
biberonla beslemenin ardından başka
bir biberonla su içirilmesinin ve diş
yüzeyinin artıklardan temizlemesinin
çürük oluşumunu engellemede yararlı
olduğunu söyledi.
Tunç, çocukların ilk dış çıkarırken
ağrılı ve sancılı dönem geçirdiğini, bu
dönemde davranış değişikliği, duyguları tam ifade edememe, ateş, ishal,
iştah kesikliği gibi durumlar
gözlemlendiğini anlattı. Bu durumda çocukların diş çevresine lokal
anestezik kremler sürülerek beslenme
zamanında acı ve ağrıların giderile-
bileceğini ve böylece halsiz düşmelerinin önlenebileceğini ifade eden
Tunç, anne ve babaları çocukların süt
dişlerinin çıktığı dönemde biberonla
beslerken diş sağlığına dikkat etmeleri
konusunda uyardı.
‘BESLENME SONRASI SU İÇİRİLMELİ’
Biberonla beslenme sonrası
çocuğa farklı biberonla su içirilmesini
öneren Hüseyin Tunç, “Şeker, pekmez
gibi tatlandırıcılarla hazırlanan mamalarla beslenen, özellikle uyku öncesi
biberonla gıda verilen çocuklarda
beslenme sonrası uyku süresince gıda
artıklarının ağızda kalması süt dişlerinde çürümeyi hızlandırır” dedi.
SAHNE TOZU
Antalya Diş Hekimleri Odası Başkanı Tunç, diş fırçalamayı öğrenene kadar
geçen sürede biberonla besledikten
sonra annelerin çocuğa su içirmesini,
daha sonra temiz tülbent ya da steril
gazlı bezi parmağına sararak çocuğun
süt dişinin yüzeyini temizlemelerinin
çürüğe karşı ciddi koruma sağladığını
kaydetti.
Süt dişlerinde çürüme olması
halinde ana dişler yerine gelinceye
kadar mutlaka tedavi edilmesi gerektiğine işaret eden Tunç, “Süt dişlerinin
değişme zamanından önce çekilmesi,
alttan gelen ana dişin çıkmamasına ya
da çıkması gereken yerden değil başka
bir yerden, çapraşık çıkmasına neden
olabilir” diye konuştu.
Şimdi moda yeni doğan
bebek fotoğrafçılığı
İzmir’de bir ilke imza atan Sahne Tozu tiyatrosunu İzmir’e kazandıran, sanat hayatına büyük katkılarda bulunan Yönetmen M. Çağlar İşgören tiyatro yaşamını 6N1K ile paylaştı.
Şule Sarıoğlu - Sahne Tozu Tiyatrosu’ndan biraz
bahseder misiniz? Amaçları nelerdir?
M. Çağlar İşgören – Sahne Tozu Tiyatrosu’nun ilk
âmâcılarından biri yaptığı işi en doğru biçimde yapan
İzmir’e özel bir tiyatro olmaktır. Sanat hayatını canlandırma çabası içindeyiz. Bizim misyonumuz Dormen Tiyatrosu Ekolünü devam ettirebilmek ve bunu İzmir’de
yapmaktır. İzmir bir çok
şeyi hak ediyor. Kozmopolit bir yapısı olan bu
şehir, entelektüel, seçici
ve güzel insalara sahip.
Bu sebeble burda yapılacak olan faliyetlerin son
derece kaliteli yapılması
gerekmektiği aşikar. Biz
bu doğrultuda Sahne
Tozu Tiyatosu kurulduğu
günden bu güne kadar
yaptığımız çalışmalarda
başarılı, kaliteli ve nitelikli işler yapma çabası
içerisinde olduk. Başarılı
da olduğunu düşünüyorum.
Sahne Tozu tiyatrosu
ilk başladığı yıllarda
sörüveni çok farklıdır. Biz
küçücük bir cep tiyatrosu
olarak başladık. Buca da
bir ara sokakta Sahne
Tozu Tiyatrosu olarak
İzmir’in ilk cep tiyatrosu’nu açtık. Bu Cep
Tiyatrosunun bizim için
manevi değeri vardır.
1954 yılında Amerika’dan Türkiye’ye dönen
Haldun Dormen, Dormen tiyatrosunu kurmadan önce
küçük bir çep tiyatrosu kurmuştu. Bu cep tiyatrosunda çok sayıda isim yer almıştı. Erol Keskin, Erol günaydın, Adile Naşit, Nisa serezli, Metin Serezli gibi önemli
isimler bu küçücük cep tiyatrosunda yetişmiş isimlerdir. Birgün Haldun Dolmen, ‘ İzmir’de ne yapıyorsun?’
diye yanıma geldiği zaman lokel’e banzeyen bir yerde
ağrladım. Haldun Dormen, ‘Burayı neden cep tiyatrosu
yapmıyorsun.’ dedi. Dormen’in desteği ile Buca’da arasokakda olan bulunduğumuz yeri bir cep tiyatrosuna
dönüştürdük. Dönüşüm’ün ardından Haldun Dormen
kendi oynadığı ilk oyun olan ‘Pierre Patlen’ adlı oyun
metnini İstanbul’dan bize gönderdi. Bu bizim için çok
önemliydi. Dormen, ‘Bu oyun bana uğur getirdi. Size
de uğur getirecek’ dedi. Dormen Tiyatrosu’nun temeli
nasıl atıldıysa Sahne Tozu Tiyatrosu’nun da temeli
aynı şekilde atıldı. Açılışta ‘Pierre Patlen’ adlı oyunu
sahneledik. Açılışımıza Haldun Dormen başta olmak
üzere İzmir’den önemli isimler katıldı. Sonrasın da
Haldun Dormen’in Cep Tozu Tiyatrosu’ndan büyük
sahneye geçişi gibi, Sahne Tozu Tiyatrosu’nun da bir
geçişi söz konusu oldu. Gümrükte Borsa binasının
yanında 250 kişilik bir sahneye geçiş yaptık. Sahne
Tozu Tiyatrosu’nun en büyük destekçileri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir Buca
Belediye Başkanı Ercan Tatı olmuştu. Arkamıza büyük
bir destek almıştık. Sahne Tozu Tiyatrosu, 250 kişilik
sahnesini açtıktan sonra öğrenci portföyünü genişletti
ve sonrasında oynadığı oyunları halk benimsemeye
başladı. İzmir insanlarının sahne tozu oyunlarını tercih
etmeye başladığı dönemlerde sayımızda git gide arttı.
Kaliteli eserleri sahneleyerek kadromuzu da sabit tuttuk. Kadromuzu sabit tuttuğumuz için bugün Sahne
Tozu tiyatrosu İzmir’in en büyük repertuarına sahip bir
tiyatro haline geldik. Hepsinin telifleri ödenmiştir ve
ödenmektedir. Sonrasında 250 kişilik sahne okuluna
dönüşmeye başladık artık daha büyük bir sahneye
ihtiyacımız vardı. Bu İzmir şehri için çok çok önemli bir
adımdı. Sahne Tozu Tiyatrosu yine Sayın Haldun Dormen’in desteği ile yeni bir atılımda bulundu. Yılların
YKM’sine bağlı olan cinebonus, Eski adı ile Çınar Sineması’nın sinema salonu Tiyatro salonuna çevrildi. 550
kişilik bir sahneye sahip olduk. Şuan da Sahne Tozu
Tiyatrosu İzmir’de sanat adına ‘Bedia Muvahhit Tiyatro
ödülleri’ni düzenleyen, her hafta Cuma ve Cumartesi günleri sahneye oyun koyan, İzmir halkı ile iç içe,
İzmirlinin beğenisini toplamış bir Tiyatro haline geldi.
Şule Sarıoğlu - Sahne Tozu’nun tiyatro haricinde
başka çalışmaları oldu mu?
M. Çağlar İşgören – Sahne Tozu tiyatrosunun
tiyatro haricinde sinema filimi denemesi söz konusu
oldu. Senaryosunu benim yazdığım Ege bölgesine
ait olan Efelik kültürü ile ilgili bir çalışma içerisine
girdik. Sadece Tiyatro oyuncularının yer aldığı, Sahne
Tozu tiyatrosunun yetiştirdiği oyuncuların rol aydığı
filimin çekimlerini İzmir’de gerçekleştirdik. Bu çalışma
Türkiye’de bir ilktir. Tabi bu bir deneme bu konuda
herhangi bir iddiamız yoktu. Ülkemiz de birçok yerde
birçok kültür lanse edildi ancak 1960 lardan bu güne
kadar Efelik kültürü ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştı. Filim henüz
gösterime girmedi ancak
2014’ün Ekim veya
Kasım ayında gösterime
girmesini planlıyoruz.
Filmin gösterime
girmemesinin sebebi
Tiyatro üzerine yoğun
çalışmalarımızın olmasıdır. Yeni bir sahne açtık.
Bu süreçte maddi ve
manevi büyük zorluklarımız oldu. Bu zorlukları
giderme çabası içerisindeyiz. Zorlu süreçte
bizim en büyük destekçimiz İzmir Büyük Şehir
Belediye Başkanı Sayın
Aziz Kocaoğlu ve İzmir
şehrinin güzel insanlarıdır. . Maalesef İzmir’de
oturmuş bir kültür aktivasyonu sağlanamadı.
Yıllarca popüler kültür ile
beslenmiş bir şehir olan
İzmir’de bazı sanatsal
kesimin insanları bu işi
İzmir’de değil İstanbul’da
yapmayı tercih ettiği için
İzmir’e ait olan İzmir’in
bağrına basacağı ve İzmir’de sanat yaşamına devam eden herhangi bir kuruluş yok. Bu sebeple Özel sektörden istediğimiz ölçüde
destek göremedik. İzmir şehrinin büyük kuruluşları,
holdingleri, iş adamları böylesi şeylere çok alışık olmadığı için güven problemi yaşadılar. Daha sonra yavaş
yavaş bu güven problemi kırıldı. Şu an itibari ile yine
çok ciddi bir yatırım söz konusu değil. En büyük yatırımı bize güvenerek Cem Boyner yaptı. Boyner, sinema
salonunu Tiyatro salonuna çevirmemiz için bize destek
olmuştur. Türkiye’de Tiyatro salonları yıkılıp AVM yapılırken İzmir’de Sinemanın Tiyatro salonuna dönüştürülmesi büyük bir başarıdır. Bu değişimin iş adamlarının güvenini sağlamak için büyük bir unsur olduğunu
düşünüyorum. Burada çıkar ilişkileri ve ticari ilişkiler
söz konusu değil. Diğer işlerde ve sponsorluklarda
olduğu gibi de değil. Ancak Özel sektördeki ön yargılı
düşünceler bizi bazı noktalarda onlar ile iletişimsiz
kıldı. Biz bu iletişimi sağlamak amacı içerisindeyiz.
Çünkü yaptığımız projeler şehre ait projelerdir. Bu
projelerden bir tanesi Atatürk’ün emri ile ilk sahneye
çıkan İlk Türk kadın oyuncu olan Bedia Muvahhit’in adı
ile düzenlediğimiz Tiyatro ödül törenidir. Düzenlediğimiz ödül törenini İzmir’in Devlet tiyatrosu, Belediye
Tiyatroları, Özel Tiyatrolar ve İstanbul’dan gelen birçok
ünlü bu yakından takip ediyor. Yoğun bir katılım var ve
bu İzmir şehrine büyük bir değer kazandırıyor.
Geçtiğimiz senelerde düzenlediğimiz Ödül Töreni,
Dünya basınında yer alabilecek bir projeydi. Düzenlediğimiz ödül törenine ismini vermek istemediğim
bir şirketin sponsorluğunda Al pacino’yu davet ettik.
Ancak şirketle yaşadığımız güven problemi sebebi ile
Al pacino’nun masraflarını karşılayamadık. Bu sebeple
hayalimiz gerçekleşemedi. Bu İzmir için büyük bir
kayıptır. Türkiye’nin en büyük repertuar Tiyatrosunun
İzmir’de olması ve desteklenmesi gerekirken Belediyeler haricinde hiçbir özel sektör tarafından istediğimiz
ölçüde destek göremedik. Sahne Tozu Tiyatrosu olarak
bunu makul karşılıyoruz ancak önümüzde ki süreçte
bu güveni kazanabileceğimizi düşünüyoruz. Yeni
planlarımız ve projelerimiz var. Güzel talepler ve güzel
iş birliklerimizin olacağını ümit ediyorum.
Şule Sarıoğlu - Yıl 2033 isminde ciddi anlamda ses
getiren ve izleyen herkesi etkileyen bir tiyatro oyununuz var. Bize biraz bu oyundan bahseder misiniz?
M. Çağlar İşgören – Yıl 2033, 2004 – 2007 yılları
arasında yazılmış bir oyunudur. Bu oyunu yazarken
birçok bilgili insan ile görüşmeler yaptım. Çok değerli bilgilerini aldım. Bunlardan biri rahmetli Turgut
Özakman’dır. Tiyatroya yeni bir şey kazandırmaya
çalıştığım bir oyundu. İlk başlarda oyunun tutmayacağını düşünmeme rağmen İlk sahnelendiği günden
bu güne kadar beklediğimizin kat ve kat üzerinde ilgi
gördü. Olumlu anlamda eleştiriler aldı. Kendi çapında
bir fenomen oldu.
Fotoğrafçılık sektöründe uzun yıllardır marka olan Özlem Demircan ile
ekibi son zamanlarda hamile, doğum
ve yeni doğan bebekler ile ilgili sıradışı çekimlere imza atıyorlar.
ANNE adaylarına özel konseptler hazırladıklarını belirten ekibin proje koordinatörü Ebru
Aytuger Türkiye’de bu alanda ilk olduklarını
ifade etti. Özel tasarım kostümler,mekan seçimi
ve aksesuar konusunda titizlikle süren hazırlıklar
neticesinde çekimler yapılıyor.
Kullanılan aksesuarlar kişiye özel, anne ve
bebek sağlığına uygun, butik ve iddialı tasarımlardan oluşuyor. Öte yandan ekip, bebeklerin
en özel anlarını belgelemek isteyen her anne ve
baba adayı için ulaşılabilir fiyat politikası izliyor.
Minik ressamın
güzel sergisi
25 Nisan Cuma günü gerçekleşen, ‘’Cemre Ekin
Taşpınar - Pastel Boya Resim Sergisi’’ açılışına;
Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, İlçe
Milli Eğitim Müdürü Celal Yıldız, ilçedeki anaokullarının öğrencileri ve öğretmenleri katıldılar.
Foça’da görev yapan Öğretmen Tülin Taşpınar ve Komando Okulu Başhekimi Ruşen Ekrem
Taşpınar’ın kızı olan minik Cemre, 2 yıldır özel
resim dersi alıyor. Cemre’nin resim öğretmenliğini Reha Midilli İlkokulu Resim Öğretmeni
Şenel Nakuz yapıyor. Aile büyükleri arasında
ressamların bulunduğu minik Cemre’nin, resme
karşı olan bu ilgisinin ve yeteneğinin ardında,
genetik bir geçiş olduğu düşünülüyor.
Annesi Tülin Taşpınar, minik ressam Cemre’nin çalışmaları ve sergi hakkında şu bilgileri
aktardı; ‘’Cemre’nin ilk resim çalışmaları, ilk
başlarda sıradan bir uğraşı olarak başladı. Onu
örnek alarak, resme başlayan arkadaşları oldu.
Cemre’nin 23 aylık bir kardeşi var. Ona bile örnek oluyor. Cemre resim yapmaya başladığında,
kardeşi de kağıt ve kalemi eline alarak bir şeyler
çizmeye çalışıyor. Sergiyi görmeleri için birbirlerine tavsiye eden ve yeniden görmeye gelen resim severlerin olması, bizi bir hayli mutlu ediyor.
Serginin açılış günü olan 25 Nisan, Cemre’nin
doğum günüydü. Bu tarihi, ileride Cemre’nin
hoş bir şekilde hatırlaması için özellikle seçtik.
Sergiyi ziyaret eden tüm
resim severlere ve vermiş
olduğu destekten dolayı
Foça Belediye Başkanı Sayın Gökhan Demirağ’a
çok teşekkür ederiz.’’
dedi.
SPOR
İzmir’de yüzme bilen var mı?
Size bu sorum biraz garip gelebilir ama inanın İzmir’de
yüzme bilmeyen kişi sayısı oldukça fazla.
Yüzmek bazıları için sorunsuz keyif veren aktiviteyken,
bazıları için kocaman bir engel KORKU demektir. .
Yüzme bilmemek ayıp değil,bence öğrenmemek ayıp.
Yüzme öğrenmenin yaşı yoktur.
Yüzme öğrenmeye karar verdiniz. ama nereden başlıyacağınızı bilmiyorsunuz.
İlk olarak;
Dikkat etmeniz gereken , bu konuda uzman ve sertifikalı
eğitmenlerden kurs almanızdır.
Yüzme kursuna gittiğinizde ilk farkedeceğiniz gerçek,
kursa katılan diğer insanların da sizin gibi yüzme bilmedikleri. Bu
yaşta yüzme öğrenilir mi veya yüzmeye kaç yaşında başlanır demeden cesaretinizi toplayarak yüzme kursuna katılmanızı öneriyoruz. Yüzmek için temel bazı teknikleri öğrendikten sonra
yüzmenin hiç de zor olmayan bir şey olduğunu keşfedeceksiniz.
Eğer ki fobiniz yok ise maksimum 8 derste suda rahat
rahat durabilir hatta belli mesafelerde kulaç atarak yüzmeye
başlıyabilirsiniz.
Unutmayınız ki iyice yüzme öğrenmeden denizde cok
açılmamınız gerektiğidir.
Herzaman denizde ,kıyıya dönebileceğiniz mesafe kadar
ileriye gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız ve hala Hilton otelinin
havuzunda çalışmaya devam ettiğimiz yüzme öğretmeniz Murat
Taner, yüzme öğrenmenin Mart,Nisan ve Mayıs aylarının cok
uygun olduğunu,çünkü kursu bitirdikten sonra deniz mevsimine
30 Nisan 2014 Çarşamba
11
girdiğimiz için ,kursta öğrendiklerimizi uygulayarak yüzmemizi
geliştirme şansına sahip olabileceğimizi söylemekte
Şimdi siz vakit kaybetmeden bir şort,bone ve gözlük alarak kursa yazılıp bu güzel duygu yaşamaya başlıyabilirsiniz.
Dünyada en güzel ve enkaliteli denizine sahip bir şehirde,İzmir’de yaşadığımızdan dolayı hepimiz
cok şanslı olduğumuzu unutmayalım.
Arabınıza veya ulaşım aracınıza binerek
maksımum 30 dk sonra denize girebileceğiniz bi sahile ulaşabiliyorsunuz
Yaz mevsimine yaklaştığımız bugünlerde tam kursa katılmanın zamanıdır.
Haydi yüzme öğrenmeye………..
Tanju Dokur
ŞAMPİYON ALTINORDU
Balçova Ligde Kaldı
TÜRKIYE 3. Lig 2. Grupta ligde kalma mücadelesi veren Balçova Belediyespor evinde konuk
ettiği Orhangazi Spor karşısında 6-3 galip geldi.
Guruptaki rakiplerinin puan kaybetmesi üzerine
Balçova Belediyespor bitime bir hafta kala ligde
kalmayı garantiledi.
Kızılcahamam galibiyetiyle bitime iki hafta kala PTT 1.Ligi’ne rekorlar kırarak yükselen
Altınordu’da 25 futbolcudan 18’i, bugüne dek tam 46 kez şampiyonluk coşkusu yaşadılar.
K
ızılcahamam engelini 3-0’lık skorla aşan Altınordu,
22 yıl aradan sonra yeniden PTT 1.Lig’de mücadele etmeye hak kazandı. Şirketleşmenin ardından
geçen sezon 3. Lig şampiyonluğu yaşayan Altınordu,
2. Lig’deki ilk sezonunda da bitime 2 hafta kala mutlu
sona ulaşmayı başardı. Kırmızı-lacivertli ekip tam
22 yıl aradan sonra PTT 1. Lig’de mücadele edecek.
Altınordu, en son 1992 yılında PTT 1.Lig’de sahneye
çıkmıştı.
Balçova Belediyespor Başkanı Zekeriya Dolar
ligin yeni takımı olmalarına rağmen önemli maçlar kazandıklarını ifade ederek “Zorlu bir gurupta
mücadele ettik. Yeni bir takım olduğumuz için
bazı hatalar da yaptık. Ancak önümüzdeki yılda
İzmir’i ve Balçova’yı tekrar profesyonel ligde
temsil edeceğiz. Teknik ekibimi ve sezon boyunca
mücadele eden futbolcularımı kutluyorum” diye
konuştu.
ŞAMPİYONLAR MANGASI
Kaleci Evren Üstündağ, Engin Güngör ve Özkan
Toprak 4. kez kupa kaldırmaya hazırlanırken, 20102011 ve 2012-2013 sezonlarında Altınordu formasıyla
şampiyonluk sevinci tadan kaptan Murat Cömert
ise kırmızı-lacivertli takımla 3. kez bu coşkuya ortak
olacak. Şeytan’da Kemal Cingirt,
Taha Balcı ve Sinan Osmanoğlu üçüncü, Gökhan Yılmaz,
Mertan Caner Öztürk, Gökhan
Karadeniz, Melih Can Yağcı, Arif
Morkaya, Halil İbrahim Tuna,
Ozan Sol, Barış Türkmen, Furkan
Tuşik, Gökhan Öztürk ve Cihan
Topaloğlu ikinci defa kupa şampiyonluk kupası kaldıracaklar.
İzmir ekibinde Timur Temeltaş,
Doğan Karakuş, Olgay Coşkun,
Yasin Kocatepe, Mert Hakan
Yandaş, Samet Göker ve Murat
İrişli ise ilk kez kürsüde yer
alacaklar.
Göztepe
galibiyetle döndü
KUPA, PAZAR MAÇINA
GELİYOR
Türkiye Futbol Federasyonu
ile görüşen Altınordu yetkilileri,
şampiyonluk kupasının Pazar
spor ile pazar günü DYO Alsancak Stadı’ndaki maça yetişmesini sağladı. TFF, Altınordu’nun kupasını Cuma günü
İzmir’e gönderecek ve kırmızı-lacivertli futbolcular, bu
kupayı Pazarspor maçı bitiminde havaya kaldıracaklar.
DO Alsancak Stadı’nda büyük görsel şov yapacak. Stat
bayram yeri gibi kırmızı-lacivert renklerle süslenecek,
açık tribünde binlerce futbol okulu öğrencisi bu coşkuya ortak olacak. Kutlama kesin programı önümüzdeki
günlerde belli olacak.
ŞÖLEN HAZIRLIĞI BAŞLADI
“BAŞARIDA HERKESİN EMEĞİ VAR”
Altınordu yönetimi, şampiyonluk kupası günü için
Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu, maçtan sonra dü-
zenlenen basın toplantısında şampiyonlukta eleği geçen
herkesi tebrik ederek,
“Örnek bir model olarak iki sezon üst üste şampiyon
olarak mutlu sona ulaştık.
Bu başarıda herkesin büyük payı, emeği, teri var. Biz
“Geliyor Türkiye’nin Altınordu’su” diyerek bir yola çıktık
ve bu yolda emin adımlarla
ilerliyoruz. Sadece şampiyonluk değil, altyapıda
yaptıklarımızla da rol model
olmaya çalışıyoruz.
İyi, birey, iyi vatandaş, iyi
futbolcu sloganımızın hakkını vermeye çalışıyoruz. Bu
şampiyonluk İzmir futbolunun da çıtasını yükseltecektir. Türkiye’nin tarihi kulüplerinin olduğu bir kentte
yaşıyoruz. İnşallah bizim gibi
diğer kardeşlerimiz de şampiyonluğa ulaşacaklar ve
İzmir futbolu yeniden eski
güzel günlerine dönecektir”
diye konuştu.
SPOR Toto 2. Lig Beyaz Grup’ta Göztepe, deplasmanda 90+3’te Volkan’ın attığı golle Tarsus
İdmanyurdu’nu 1-0 yendi.
Sarı
kırmızılı ekip, 4 hafta sonra ilk
kez ideal kadrosu ile Tarsus
İdman Yurdu karşısına çıktı.
90+3’te Volkan’ın attığı golle
Göztepe deplasmandan galip
döndü. İzmir temsilcisinde
sakatlığı süren Enes Kubat
dışında eksik oyuncu bulunmadı.
Son dört hafta Gümüşhanespor, Tokatspor, Aydın
1923 ve Kırklarelispor’u mağlup eden Göztepe,
Tarsus temsilcisini de dize getirip 5’te 5 yaptı.
TAKIMIM BAŞARI GRAFİĞİNİ BOZMADI
Göztepe Teknik Direktörü Suat Kaya, bu maçı
da kazanıp seriye devam etmenin mutluluğunu
yaşadıklarının ifade ederek, “Takımım başarılı
grafiğini bu hafta da sürdürdü. Önümüzde iki
deplasman maçı var. İki karşılaşmadan 6 puanla
ayrılmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Yelken tutkunları
Urla’da buluştu
JIMMY Key sponsorluğunda URİYAT (Urla Yat Kulübü) tarafından düzenlenen Yelken tutkunlarını
bir araya getiren yarışma büyük ilgi topladı. Her
yıl Nisan ayında yapılan yarış bu yıl da izleyenleri
büyüledi. 5.Jimmy Key ve Unıversail Cup yarışı
bu yıl 26 - 27 Nisan 2014 tarihinde Urla İskele
denizinde Yelken tutkunlarını ağırladı. Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar’ın desteği ile düzenlenen
yarışmaya 22 si üniversite olmak üzere 33 takım
katıldı.
Heyecan ve rekabetin olduğu yarış renkli görüntülere sahne oldu. Yarışma sonunda
İskele Liman içinde düzenlenen kokteylde Urla
Belediye Başkanı Sibel Uyar ve Meclis Üyeleri’nin
de katılımıyla keyifli saatler yaşayan yelkenciler,
yarışın ilk gün stresini atıp, ikinci güne moral depoladılar. Düzenlenen kokteylde konuşan Sibel
Uyar, “Urla alternatif sporlara çok uygun bir ilçe
biz ilçemiz’de yelken sporunu daha da geliştireceğiz. Üniversitelerde yelken takımlarının yarışa
katılması bizi çok memnun etti. Yarışmaya katılan
tüm herkezi sadece yarış zamanı değil, her zaman
Urla’ya bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yarış sonunda Urla İskele adalar parkurunda,
IRC, destek, ve ahşap sınıflarında yarışan üniversite öğrencileri, teknelerini kendilerine açan deniz
sever büyüklerine ve okullara teşekkür ederek,
memnuniyetlerini dile getirdiler.
İki yaka dostluk için buluştu...
Denizhan Güzel
laçatı Spor Salonu’nda gerçekleşen dostluk maçı
öncesinde Alaçatı Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı
Namık Kemal Aydoğdu, ilk kez bu etkinliği düzenlediklerini belirterek,” Bugün çok güzel bir etkinliğe ev
sahipliği yapıyoruz. Türk ve Yunanlı
genç bayan voleybolcularımız iki
güm boyunca hem maç yapacaklar
hem de arkadaşlıklarını geliştirecekler. Sporun birleştirici gücünün
en güzel örneğini yaşadığımız için
ben ve kulüp yöneticisi arkadaşlarım
son derece memnunuz. Bundan
iki ay önce yaptığımız davet ile
bugün hep bir aradayız. Burada
2000-2001 doğumlu genç bayanlar
voleybol karşılaşmasını Cumartesi
ve Pazar günü olarak kararlaştırdık.
Yunanlı arkadaşlarımız da bizleri
Sakız Adasına davet etti ancak daha
oyuncularımızın velileri ile görüşmedik. Velilerin izni olursa bizler de
A
kulüp olarak Sakız’a gideceğiz. Tabii bizim kulübümüzün
bütçesi sınırlı. Bu nedenle belediye başkanımızdan da
bizlere yardımcı olmasını bekliyoruz. Amacımız bu güzel
etkinliği geleneksel hale getirmek” dedi.
Sakız Adası Kulübü Nıreas- Fok Chios’un Başkanı
Aristides Mpelles ise takım olarak ilk defa Çeşme’ye geldiklerini belirterek,” Bu etkinlik her iki takımın dostluğu
ve arkadaşlığı için çok önemli diye düşünüyorum. Bu tür
etkinliklerin her zaman desteklenmesi gerekiyor. Bu bir
başlangıç ve bundan sonra çok daha iyi organizasyonları hayata geçireceğiz. Voleybol branşının
yanında futbol, basketbol ve diğer branşlarda
da ortak organizasyonlar gerçekleştireceğiz”
diye konuştu.
Sakız Adası Kiralık Odalar ve Pansiyoncular Birliği Başkanı Dimitris Kytirilakis’de Çeşme
Esnaf Odası ile kendilerinin ortak işbirliği
protokolü çerçevesinde yer alan sportif etkinlikleri de hayata geçirmenin mutluluğunu
yaşadıklarını, bu sportif faaliyetlerin Çeşme
ve Sakız işbirliğinin en önemli göstergelerinden birisi olduğunu dile getirdi.
Takımın antrenörü Kıladitis Fkagaulis ve
yardımcı antrenör Lyuos Giannis, voleybol
maçının tamamen bir dostluk karşılaşması
olduğunu ve bundan son derece memnun
olduklarını açıkladılar.
Sultan Kösen Hollywood yolcusu
30 Nisan 2014 Çarşamba
‘’DÜNYANIN en uzun adamı’’ unvanını 2 metre 51 santimetre boyu ile koruyan
Mardin’li Sultan Kösen’e ABD’li senarist Joshva Weigel’den film teklifi geldi. Kösen,
önümüzdeki yıl film çekimleri için ABD’ye gidecek.
ABD’li senarist Joshva Weigel, Derik ilçesine bağlı Dede köyünde yaşayan 27,5
santimetre uzunluğundaki eli ve 36,5 santimetrelik ayaklarıyla da Guinness Rekorlar
Kitabı’na giren ve yaklaşık 6 yıldır rekoru kimseye kaptırmayan “dev adam” Kösen’e
önümüzdeki yıl çekimlerine başlanacak olan bir film için teklifte bulundu.
Kösen, Weigel’in kendisine çekecekleri bir filmde oynamayı teklif ettiğini söyledi.
Kösen “Mardin’in küçük bir köyünden Hollywood’a gidip film çekmek benim için çok
büyük bir fırsat ve şanstır. Filmin yönetmenliğini Yüzüklerin Efendisi’nin yönetmenlerinden Mark Ordeski’nin yapacağı söylendi. Hayallerime kavuşacağımı ümit ediyorum.”
dedi.
MARJİNAL EKİP
Marjinal çalışmalar
Vintage esintiler, minimalist dekorlar ve fark yaratan düğünler…Ebru Aytuger ve tanınmış fotoğraf sanatçısı
Özlem Demircan tarafından kurulan Ekip Marjinal, enerjilerini özel günleri unutulmaz kılmak için harcıyor.
Y
enilikçiliğe ve sürekli gelişimin önemine inanan, tecrübelerini özel günleri kalıcı kılmak
için kullanan, daha önce yapılmayanı yapmak için çabalayan, yaratıcı , güçlü ve donanımlı
bir organizasyon firması Ekip Marjinal. Düğün
sezonu açılmışken evlenmeyi planlayan çiftler için
Ekip Marjinal Proje Koordinatörlüğünü yürüten
Ebru Aytuger ile düğün organizasyonları üzerine
görüştük.
Özlem Demircan düğün hikayeleri ve belgeselleri
hazırlıyor. Aynı zamanda bir müzik okulumuz var.
Düğün orkestraları, proje gruplar, çiftlere özel
beste ve aranjeler de yapıyoruz. Modacımız, saç
ve makyaj tasarımcımız, kostümcümüz, pastacımız
kendi işlerinde çok başarılı. Çözüm ortaklarımız ile
daha güçlü bir ekibe sahip olduğumuzu düşünüyorum.
•Hiçbir fikri olmayan bir çift karşınıza geldiğinde, yönlendirmeleriniz nasıl oluyor?
•’EKİP MARJİNAL’ isminin
çıkış noktası ?
Çeşme’de karnaval organizasyonu düzenlememiz
istendiğinde tahtabacaklardan, pandomimcilere, hat sanatçılarımızdan karikatüristlere, bez bebek atölyesinden
dansçılara, orkestralardan
tiyatro oyuncularına, ateş yutanlardan öykü anlatıcılarına,
bodypainting sanatçılarından
ebru sanatçılarına saydıkça
bitmeyecek kocaman ve hayli
marjinal bir ekip oluşturduk.
Eski ve yeni sanatçıların
birlikteliği bizi
bir anda marjinal yapmıştı. Adımıza da ‘Çeşme
Marjinal’ dedik. Sonra işler Milas, Tekirdağ, Antep,
Adana gibi başka şehirlere taşındı. İsmimizi EKİP
MARJİNAL olarak güncellemek durumunda kaldık.
İyi de ettik
• Organizasyonlarda yaratıcılık kaynağınızı
açıklayabilir misiniz?
Güçlü bir vizyonumuz olduğunu düşünüyorum.
İYurt dışı seyahatlerimizin, gözlemci yapımızın
da faydası olduğunu düşünüyorum.İtiraf
etmeliyim ki kimi zaman yeni tasarladığımız
bir dekorun katalog çekimleri sonrasında
fazla vakit harcamış oluyor, henüz hiç kimse
görmemiş olsa dahi bir yenisi için çalışırken
buluyoruz kendimizi.
Evlenmeye karar vermiş bir çift
her ne kadar birçok düğüne katılmış
olsalar da katılımcı olarak o düğünün
son hallerine şahit oluyorlar. Bu iş
bütünüyle gerçek bir proje.Düğünden minumum 6 ay öncesi başlamayı
öneriyoruz..Şimdilerde 1-1,5 yıl önce
başlayan çiftlerimiz de var. Öncelikle
genel anlamda hangi hizmetleri verdiğimizi anlatıyoruz. Mekan seçimi,
menü seçimi, mekanın tasarımı, düğün konseptinin
oluşumu, müzik seçimi,
ilk dans kareografileri
gibi. Bu konuda hazırladığımız anket
sorularımızın yanıtlamalarını istiyoruz.Görüşme öncesi bu soruları sorarak öncelikle çitfin yapısını, taleplerinin ne yönde olduğunu araştırıyoruz.
Herkesin farklı hayalleri var. Hayalleri
kusursuz bir biçimde gerçekleştirebilmek önemli olan.Gerek gelin damadın,gerek ailelerin gerek misafirlerin
mutluluğunu sağlayabilmek amacımız.
Rüyaların gerçek olması için çalışıyoruz.Bu arada hissetmek de önemli.
Empati işin sırrı gibi. Bazen kişilerin duruşu,giyim
tarzları da ipuçları verir.
Düğün davetlerinde gelin ve damatın fikir ayrılığına geldiği noktada ne oluyor?
Bir psikolog gibi davranmayı tercih ediyoruz.
Çiftlerin kendilerini gerçekten samimiyetle dinlenmeye ihityacı oluyor. Biz de dinliyoruz. Genelde
damatlar işin maddi kısmıyla ilgileniyor, gelinler
daha çok detaylarla uğraşıyor.
•Bekarlığa veda – kına geceleri ve after parti
organizasyonları için tavsiyeleriniz?
Bu tür organizasyonlar, düğünden iki-üç
gün önce düzenlenirse gelin ve damadın düğün
gününde aşırı yorgun ve stresli olmasının önüne
geçilir. After parti ise düğün sürecinin heyecanından sonra çok keyifli olacaktır. Sıra dışı, eğlenceli
oyunlarımız var burada paylaşamayacağımız. Bizi
ziyaret etsinler.
•Talihsizlikler için özel ne
gibi kriz yönetimi stratejileriniz var?
Mümkün olduğunca tedbirli davranıyoruz. Meteorolojiyi yakından takip ediyoruz.
Özellikle yaz düğünlerinde
açık mekanlar tercih edilirken, yedek olarak kapalı alanlarını inceliyoruz.
•Bir organizasyon da
belirtebileceğiniz özel bir kaç
detay belirtebilir misiniz ?
Sırlarınızı paylaşalım mı?
Verdiğiniz hizmetleri anlatır mısınız?
Güzellikler detaylarda gizli… İncelikler bir
araya gelerek bütünü oluşturuyor. Detaydan
bütüne gitmek ve bütünden detaya inmek
işimiz. Biz her yönden bakıyoruz. Bir yandan
detaylara özen gösterirken, bir yandan da bir
mekanın içine girildiğinde genel ortamının
büyüleyici olması çok önemli.
Evlenmeyi planlayan çiftlere, düğünleri ile ilgili, bünyemizde A’dan Z’ye tüm
hizmetleri barındıyoruz. Ürün bazında da
hizmetler veriyoruz. Düğün nikah şekerleri, davetiyeleri, peçetelik, hediyelik, gelin
buketi gibi.
16 yıldır söktörde öncülük eden ortağım
•2014 ‘ye dair dikkat çekici trendler sizce
neler ?
Temalar üzerine yoğunlaştık. Naturel konseptlerimiz ve ışıltılı konseptlerimiz gelinlerimiz için kış döneminde hazırlandı. Kimi zaman
düğünde karnaval havası eserken, kimi zaman
valsli bir baloya katılacak davetliler.
Gösteri için
dişlerini söktüler
KAPATILAN yunus parkından Kemer’deki
bir gösteri merkezine taşınan Afalina türü iki
yunusun takibini sürdüren Yunuslara Özgürlük
Platformu, iki memelinin son derece sağlıksız
olduğu, dişlerinin söküldüğü, vücutlarında derin
yara izleri olduğu gerekçesiyle Başbakanlık ve
ilgili tüm kurumlara şikayette bulundu.
Kaş İlçesi’nde iki kez ruhsatsız müşteri
kabul eden, dilekçeler ve imza kampanyalarıyla
uluslararası düzeyde boykotlara konu olan Kaş
Yunus Parkı’nın belediye tarafından kapatılması
sonrası, Afalina türü iki yunus, Kemer İlçesi’ndeki
Moonlight Dolphinarium’a nakledildi. Yunuslara
Özgürlük Platformu üyeleri, Kemer’de fotoğrafladıkları iki yunusun dişlerinin söküldüğü ve
vücutlarında yara izleri olduğu şikayetleri ve
acilen sağlık taramasından geçirilmeleri için yeni
bir kampanya başlattı.
Platform üyeleri, Başbakanlık başta olmak
üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı,
Antalya Valiliği, Kaş ve Kemer’in kaymakamlık ve belediyelerine yunusların son
durumlarını gösteren fotoğraflarla birlikte
birer mektup gönderdi. iki yunusun son
derece sağlıksız ve aşırı zayıf olduğu,
dişlerinin törpülenmiş veya
söküldüğünün tahmin edildiği, vücutlarındaki derin yara
izleri ve alt çene ucunda açık yaralar
bulunduğu, sağlık kontrollerinin
konusunda uzman veterinerlerce zaman kaybetmeden yapılması gerektiği kaydedildi.
‘Yurttaş Kane’
senaryosuna
15 bin dolar
SINEMA dünyasının efsanevi yönetmenlerinden
Orson Welles’in kamerası, kül tablası ve “Yurttaş
Kane” filminin senaryosu Heritage Müzayede
Evi’nde düzenlenen törende satıldı.
Müzayede evi yetkilileri, açık artırmada Orson
Welles’e ait 67 eşyanın toplam 180 bin dolara
satıldığını söyledi.
Ünlü yönetmenin 1941 tarihli “Yurttaş Kane”
filminin senaryosu, 15 bin dolara alıcı buldu.
Welles, sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri
kabul edilen “Yuttaş Kane”in yönetmenliğini ve
senaristliğini üstlenmiş, aynı zamanda filmde rol
almıştı.
Dokuz dalda Oscar’a aday gösterilen filme
sadece En İyi Senaryo Ödülü verilmişti. Senaryoya
2 bin dolar değer biçilmişti.
10 yöneticiden sadece biri kadın
TÜRKIYE İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) araştırmasına göre, her dört kadından biri işgücüne katılıyor,
kadınların yüzde yedisi okuma bilmiyor.
TÜİK kadınların işgücüne katılımı, okuma yazma
oranı ve evlenme yaşı gibi önemli verileri içeren “İstatistiklerle Kadın 2013” araştırmasının sonuçlarını
yayınladı. Araştırmaya göre kadınların yüzde yedisi
okuma yazma bilmiyor. Okuma yazma bilmeyen
kadın nüfusun en çok yaşadığı il Şırnak.
Araştırma aynı zamanda kadınların Türkiye’de
işgücüne katılım oranının da düşük olduğunu ortaya çıkardı. Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında kadınların işgücüne katılım oranı en düşük olan ülke
Türkiye. Her dört kadından yalnızca biri işgücüne
katılıyor. Araştırmaya göre her 10 üst düzey yöneticiden yalnızca biri kadın. Kadın proföser oranı ise
yüzde 28, hakim oranı ise yüzde 36. Artvin’de her iki
kadından birisi işgücüne katılıyor.
Turistini bekleyen şehir
Williams ikinci kez
baba oluyor
ÜNLÜ şarkıcı, Türk eşi Ayda ile ikinci kez
çocuk sahibi olacaklarını duyurdu.
Ünlü İngiliz şarkıcı Robbie Williams ve
eşi Ayda Field ikinci kez çocuk sahibi olmaya
hazırlanıyor.
Bu mutlu haberi Twitter’dan veren Williams, “Ayda ve ben, kızımız Theodora Rose
Williams’ın büyük abla olacağını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.
Robbie Williams ikinci bebeği bekleyen
Türk eşi Ayda’nın fotoğrafını internet sitesinde hayranlarıyla paylaştı.
2012 Eylül ayında doğan kız çocuklarına
Theodora Rose Williams ismini veren çift,
2010 yılının Mayıs ayında evlenmişi.
Williams, “Seks yaptık ve işe yarıyor! Annesinin karnında büyüyen bebeğe aşığım. Şu
anda ağlıyorum ve baba olmak için sabırsızlanıyorum.”
AĞRI İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Kaya,
kentin coğrafi, kültürel yapısı ve turizm
potansiyeli üzerine birçok çalışma yaptığını
belirterek, araştırmalarda Ağrı’nın her yönüyle turizm açısından önemli zenginliklere
sahip olduğunu tespit ettiğini söyledi.
Ağrı’nın elindeki değerlerin yeterince
bilinmediğini dile getiren Kaya, ‘’Güney
Afrika’nın elması neyse Türkiye’nin de Ağrı
Dağı odur.
Ağrı’nın turizm açısından gelişmemesinin tek nedeni bölgedeki terör olayları
değildir. Örnek verecek olursak İspanya’da
da terör sorunu var. Ancak İspanya şu anda
turizm açısından birinci sıradadır’’ dedi.
Doğu Anadolu’nun turizm açısından
yeterince gelişmediğini anlatan Kaya,
bölgenin doğal güzellikleri, tarihi yerleşim
birimi kalıntıları, arkeolojik eserler bakımından önemli bir turizm potansiyeline sahip
olduğunu vurguladı.
Söz konusu değerlerin tanıtılmasının
çok önemli olduğunun altını çizen Kaya,
kentte turizmin gelişememesini, sadece
terör olaylarına bağlamanın yanlış olduğuna dikkati çekerek, ‘’Bu yörede doğal tarihi
ve kültürel çekiciliğe bağlı olarak ortaya
çıkan yüksek turizm potansiyeli, gelişen
hizmet anlayışı, tesis kalitesi ölçüsünde
ülkemizin dolayısıyla Ağrı’nın ekonomisine
ve tanıtımına büyük katkı sağlayacaktır’’
diye konuştu.
Bölgenin avcılık, dağcılık, kayak turizmi,
rekreasyonel yaylacılık gibi turizmi destekleyen potansiyeli bulunduğunu belirten
Kaya, ‘’Avrupa Birliği’nin turizme sağladığı
teşviklerden azami ölçüde faydalanmak, yabancı turistleri Ağrı’ya çekebilecek tanıtım
ve altyapı çalışmaları da yapmak gerekiyor’’
dedi.
Kaya, ‘’Özellikle Nuh Tufanı Efsanesi
sebebiyle diğer dağlardan daha çok yabancı çekmek gibi üstün bir tarafı olan Ağrı
Dağı’nın turizm potansiyelinin yeterince
değerlendirilmesi halinde Ağrı’da ciddi anlamda bir ekonomik büyümenin oluşması
sağlanacaktır’’ ifadelerini kullandı.