Özet Kitabı - 1. ulusal mikoloji günleri

1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ
01-04 Eylül 2014
Erzurum, TÜRKİYE
PROGRAM VE ÖZET KİTABI
Bu kitapta yer alan özetlerin sorumluluğu yazarlarına aittir.
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ
01-04 Eylül 2014
Erzurum, TÜRKİYE
Kapak Dizayn
Umut NALBANTOĞLU
Düzenleme
Arş. Gör. M. Enes ASLAN
Baskı
Eğitim Copy
Eylül 2014
1
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
ONURSAL BAŞKANLAR
Prof.Dr. Muammer YAYLALI (Rektör – Erzurum Teknik Üniversitesi)
Prof.Dr. Ahmet ASAN (Trakya Üniversitesi)
DÜZENLEME KURULU BAŞKANI
Yrd. Doç. Dr. Serkan ÖRTÜCÜ
SEKRETERYA
Yrd. Doç. Dr. Arzu GÖRMEZ
DÜZENLEME KURULU ÜYELERİ
Yrd.Doç.Dr. İskender KARALTI
Doç.Dr. Ilgaz AKATA
Yrd.Doç.Dr. Nurcan ALBAYRAK İSKENDER
Doç.Dr. Evrim ÖZKALE
Dr. Rasime DEMİREL
Dr. Duygu GÖKSAY KADAİFÇİLER
Dr. Derya BERİKTEN
Dr. Burhan ŞEN
Dr. Neriman YILMAZ VISAGIE
Arş. Görv. M. Enes ASLAN
Arş. Görv. Özlem ÖZDEMİR
Arş. Görv. Ayşenur ÖZDEMİR
2
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
BİLİM KURULU
Prof.Dr.
Ayşe Nedret KOÇ
Prof.Dr.
Beyza ENER
Prof.Dr.
Cafer EKEN
Prof.Dr.
Dilek AZAZ
Prof.Dr
Erkol DEMİRCİ
Prof.Dr.
Ertuğrul SESLİ
Prof.Dr.
Fahrettin GÜCİN
Prof.Dr.
Günay Tülay ÇOLAKOĞLU
Prof.Dr.
Hatice KORKMAZ GÜVENMEZ
Prof.Dr.
İsmet HASENEKOĞLU
Prof. Dr.
Kenan DEMİREL
Prof.Dr.
M. Macit İLKİT
Prof.Dr.
Merih KIVANÇ
Prof. Dr.
Mustafa IŞILOĞLU
Prof.Dr.
Nilgün ÇERİKÇİOĞLU
Prof.Dr.
Nuri KİRAZ
Prof.Dr.
Ömer Faruk ALGUR
Prof.Dr.
Perihan GÜLER
Prof.Dr.
R. Şeminur TOPAL
Prof.Dr.
Semra İLHAN
Prof.Dr.
Semra KUŞTİMUR
Prof. Dr.
Şaban GÜRCAN
Prof.Dr.
Şengül ALPAY KARAOĞLU
Prof.Dr.
Süleyha HİLMİOĞLU POLAT
Prof.Dr.
Yıldız YEĞENOĞLU
Prof. Dr.
Zehra Feza OTAĞ
Prof.Dr
Zihni DEMİRBAĞ
Prof.Dr.
Zülal AŞÇI TORAMAN
Doç. Dr.
Abdullah KAYA
Doç.Dr.
Alev Haliki UZTAN
Doç. Dr.
Ali SEVİM
Doç. Dr.
Gülşah ÇOBANOĞLU
Doç. Dr.
İjlal OCAK
Doç.Dr.
İsmail DEMİR
Doç.Dr.
Ilgaz AKATA
Doç. Dr.
Özlem ABACI GÜNYAR
Doç. Dr.
Yusuf UZUN
Yrd.Doç.Dr.Cenk SESAL
Yrd.Doç.Dr.Filiz SANAL
Yrd.Doç.Dr.Halide AYDOĞDU
Yrd.Doç.Dr.Suzan SARICA ÖKTEN
Erciyes Üniversitesi
Uludağ Üniversitesi
Süleyman Demirel Üniversitesi
Balıkesir Üniversitesi
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Fatih Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Çukurova Üniversitesi
Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Çukurova Üniversitesi
Anadolu Üniversitesi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Atatürk Üniversitesi
Kırıkkale Üniversitesi
Bahçeşehir Üniversitesi
Osmangazi Üniversitesi
Gazi Üniversitesi
Trakya Üniversitesi
Rize Üniversitesi
Ege Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Mersin Üniversitesi
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Fırat Üniversitesi
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi
Ege Üniversitesi
Ahi Evran Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Ankara Üniversitesi
Ege Üniversitesi
Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Trakya Üniversitesi
Trakya Üniversitesi
Trakya Üniversitesi
3
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Değerli Meslektaşlarımız,
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kenti, Palandöken Dağı eteklerinde kurulu
Erzurum’da düzenlemeyi planladığımız “1. Ulusal Mikoloji Günleri”ni hayata geçirmenin
heyecanı içerisindeyiz. Türkiye’nin kış cenneti Erzurum’da kuruluşundan bu yana her geçen
gün gelişmekte olan Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik
Bölümü olarak 1-4 Eylül 2014 tarihleri arasında sizleri “1. Ulusal Mikoloji Günleri”ne davet
etmekten büyük onur ve mutluluk duymaktayız.
Amacımız, her geçen gün daha da önemli hale gelen mantarlar konusunda çalışan bilim
insanlarını ve araştırmacıları bir araya getirmek, son araştırmalarını ve bulgularını paylaşmak,
yeni gelişmeler doğrultusunda fikir alış verişini sağlamaktır.
1. Ulusal Mikoloji Günleri’nde mikoloji konularında yapılmış bilimsel nitelikli bütün
araştırmalar değerlendirilecektir. Yapılan çalışmalar sözlü bildiri veya poster şeklinde
sunulabilecektir. Sunuların seçimi ve değerlendirilmesi Kongre Bilim Kurulu tarafından
gerçekleştirilecektir.
1-4 Eylül 2014 tarihleri arasında zengin bilimsel içeriğinin yanında ilimizin tarihi
havasını da soluyabileceğiniz “1. Ulusal Mikoloji Günleri’nde Erzurum’da buluşmak
dileklerimizle…
Düzenleme Kurulu Adına
Yrd. Doç. Dr. Serkan ÖRTÜCÜ
4
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
PROGRAM
1 EYLÜL 2014, Pazartesi
09.00-12.00
11.00-11.30
KAYIT
Açılış Konuşmaları:
Prof. Dr. Muammer YAYLALI - Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ahmet ASAN
Doç. Dr. Hasan TÜRKEZ
1. Oturum:
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Feza OTAĞ, Yrd. Doç. Dr. İskender KARALTI
11.30-12.00
Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Süleyha HİLMİOĞLU POLAT
Mikromantarların İnsana Bulaşma ve Hastalık Oluşturma Yolları
12.00-12.15
12.15-12.30
12.30-12.45
Klinik Örneklerden İzole Edilen Çeşitli Kandida Türlerinin TAQMAN PCR ile
Moleküler Düzeyde Tanımlanması
İskender KARALTI, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU, Yeşim GÜROL, Gülden ÇELİK
Bir Üniversite Hastanesinde Mayaların 9 Yıllık Profili
Harun GÜLBUDAK, Efdal OKTAY, Şahin DİREKEL, Kevser ELÇİ, Gürol EMEKDAŞ,
Feza OTAĞ
Fungal DNA Barkodlama Çalışmalarının Durumu
Evrim ÖZKALE
ÖĞLE YEMEĞİ
12.45- 14.00
2. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Ayşe Esin AKTAŞ, Doç. Dr. Evrim ÖZKALE
14.00-14.30
14.30-14.45
14.45-15.00
Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Macit İLKİT
Exophiala: Güncel Taksonomisi ve Ekolojisi
Pseudomonas aeruginosa Kökenlerinin Aspergillus Türlerine İnhibitör Etkisinin
Araştırılması
Ayfer BAKIR, Mehmet SOYLU, Dilek Yeşim METİN, Süleyha HİLMİOĞLU POLAT
Klinik Örneklerden İzole Edilen Küf Mantarlarının Klasik ve Moleküler
Yöntemlerle Tanımlanması
Şahin DİREKEL, Feza OTAĞ, Gönül ASLAN, Gürol EMEKDAŞ
KAHVE ARASI
15.00-15.30
3. Oturum
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ömer Faruk ALGUR
15.30-15.45
Biyoloji Bilim Dalı ile İlgili Kongrelerde Sunulan Araştırmalara Hızlı Erişim için
Bir Veri Tabanı Tasarımı
Mustafa YAMAÇ, Uğur GÜREL
15.45-17.00
Panel: “Türkiye’de Mikoloji Çalışmanın Zorlukları ve Çözüm Önerileri”
Prof. Dr. Ahmet ASAN, Prof. Dr. Ertuğrul SESLİ, Prof. Dr. Macit İLKİT
17.00-17.15
KAHVE ARASI
17.15-18.00
19.00-20.30
Makrofungus Fotoğraf Sergisi
Doç. Dr. Ilgaz AKATA
AKŞAM YEMEĞİ
5
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
2 EYLÜL 2014, Salı
09.00-09.15
09.15-12.00
Arazi Çalışması Öncesi Bilgilendirme Toplantısı ve Sunum
Palandöken Dağı Eteklerinde Arazi Çalışması
Makrofunguslar: Prof. Dr. Ertuğrul SESLİ
Endemik Bitkiler: Yrd. Doç. Dr. Meryem Şengül KÖSEOĞLU
ÖĞLE YEMEĞİ
12.30-14.00
1. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Mustafa IŞILOĞLU, Doç. Dr. Kutret GEZER
14.00-14.30
Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Halil SOLAK
Makromantarların Taksonomisinde Konvensiyonel Teknikler
14.30-14.45
Türkiye’de Makrofungus Sistematiği Üzerine Gerçekleştirilmiş Çalışmalar
Ilgaz AKATA
14.45-15.00
Türkiye Mikotası için Yeni Kayıtlar Üzerinde Miko-Taksonomik Çalışmalar
Ertuğrul SESLİ, Pierre-Arthur MOREAU
15.00-15.15
Türkiye’de Kültür Mantarı Üretimi, Sorunları ve Çözüm Yolları
Erkan EREN, Aysun PEKŞEN
15.15-15.30
KAHVE ARASI
2. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Aysun PEKŞEN, Doç. Dr. Yusuf UZUN
15.30-15.45
Ganoderma lucidum’un (Curtis) P. Karst Antimikrobiyal ve Antibiyofilm Etkilerinin
Değerlendirilmesi
Başar KARACA, Ilgaz AKATA, Mustafa AKÇELİK
15.45-16.00
Pleurotus ostreatus Kompostundan Enzim Ekstraksiyonu için Uygun Yöntem
Seçilmesi
Cansu BAYBURT, Ayşe Betül KARADUMAN, Uğur ÇELİK, Mustafa YAMAÇ
16.00-16.15
Cevap Yüzey Yöntemi ile Fungal Enzim Üretiminin Optimizasyonu
Derya BERİKTEN, Merih KIVANÇ
16.15-16.30
16.30-16.45
Tricholoma anatolicum ve T. caligatum Türlerinin Antioksidan Aktivitesi
Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU
Doğal Olarak Yetişen ve Yenebilen Bazı Mantar Türlerinde Radyoaktif Kirliliğinin
İncelenmesi
Ayşenur YILMAZ, Onur Tolga OKAN, Sibel YILDIZ, İlhan DENİZ
KAHVE ARASI
16.45-17.00
3. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Perihan GÜLER, Yrd. Doç. Dr. Nurcan ALBAYRAK İSKENDER
17.00-17.15
Türkiye Pezizales’leri için Yüksekova (Hakkari) Yöresinden İki Yeni Kayıt
Yusuf UZUN, Sedat KESİCİ, İsmail ACAR
17.15-17.30
Doğu Karadeniz Bölgesinden Türkiye Helotiales’lerine Katkılar
Ilgaz AKATA, Abdullah KAYA, Yasin UZUN
17.30-17.45
Dünyada ve Türkiye’de Miksomiset Çalışmaları ve Taksonomik Özelliklerine
Genel Bir Bakış Tülay BİCAN SÜERDEM
17.45-18.00
Gıdalarda Yaygın Olarak Bulunan Küfler ve Mikotoksinleri
Nukhet N. ZORBA, Seda ÖZDİKMENLİ
18.00-19.00
19.00-20.30
POSTER SUNUMLARI
AKŞAM YEMEĞİ
6
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
3 EYLÜL 2014, Çarşamba
1. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Semra İLHAN, Doç. Dr. Özlem BARIŞ
Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Merih KIVANÇ
09.00-09.30
Mayaların Probiyotik Olarak Kullanımı
Trametes hirsuta (Wulfen) Lloyd Kökenli Mangan Peroksidaz Enzimi ile
09.30-09.45
İmmersiyon Tip Reaktör Koşullarında Boyar Madde Renk Giderimi
MOLEKÜLER MİKOLOJİ KURSU (09.00-17.00)
Melike BÖRÜHAN, Ayşe Betül KARADUMAN, Cansu BAYBURT, Mustafa YAMAÇ
Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium
09.45-10.00
sp. MÖ15’in Nohut (Cicer arietinum L. Aziziye 94) Bitkisinin Büyüme ve
Gelişimi Üzerine Etkisi - M. Nuri AYDOĞAN, Mustafa ÖZDEMİR
10.00-10.15
Stereum hirsutum (Willd.) Pers. Tarafından Bitki Gelişim Düzenleyicisi
Üretiminin Optimizasyonu
Mustafa Kemal BABAYİĞİT, Selen YÜZÜAK, Göksu CEYLAN, Zeki YILDIZ, Bilal
DOĞAN, Nilüfer AKSÖZ, Mustafa YAMAÇ
10.15-10.30
KAHVE ARASI
2. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Mustafa YAMAÇ, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nuri AYDOĞAN
10.30-10.45
Endüstriyel Atıksu Arıtımı ve Tarımsal Atık Değerlendirmede Fungal
Uygulamalar - Ece Ümmü DEVECİ
Kuersetin ve Kitosan ile Mikroenkapsule Edilmiş Kuersetinin Antifungal
10.45-11.00
Özelliklerinin Karşılaştırılması
Buse BERBER, N. Cenk SESAL, İskender KARALTI
11.00-11.15
Farklı Üreme Koşullarının Clavariadelphus truncatus Donk Misel Gelişimi
Üzerine Etkisi - Cem ÖZKAN, Ayşenur BAHADIR, Necla ÖZBULUT, Bilal DOĞAN,
Zeki YILDIZ, Mustafa YAMAÇ
11.15-11.30
Yenilebilir Tricholoma Türlerinin Makrobesinsel ve Mineral İçerikleri
Hamide ÇAVDAR, Gülsen TEL, Ebru EROL, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin
DURU, Aziz TÜRKOĞLU
11.30-11.45
KAHVE ARASI VE YARIŞMAYA KATILAN FOTOĞRAFLARIN SERGİLENMESİ
3. Oturum
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Sevda KIRBAĞ, Doç. Dr. Ilgaz AKATA
11.45-12.00
Fungal Kontrol Listeleri (= Check List) ve Türkiye’deki Durum
Ahmet ASAN
12.00-12.15
Bazı Tricholoma Türlerinin Yağ Asidi Bileşenleri
Gülsen TEL, Hamide ÇAVDAR, Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK,
Mehmet Emin DURU
12.15-12.30
Bilecik İli Liken ve Likenikol Mantar Çeşitliliğinin Belirlenmesi
Ayşen ÖZDEMİR TÜRK, Yılmaz YAVUZ, Mehmet CANDAN
12.30-12.45
12.45-14.00
14.00-17.00
18.00-20.30
Aspergillus westerdijkiae’nin fenotipik tanımlanması
Neriman YILMAZ VISAGIE
ÖĞLE YEMEĞİ
Doç. Dr. Murat KÜÇÜKUĞURLU Eşliğinde Erzurum Şehir Gezisi
Kapanış Konuşması
GALA YEMEĞİ
Prof. Dr. Muammer YAYLALI
“2. Ulusal Mikoloji Günleri” Oylaması
Fotoğraf Yarışması ve Sunum Ödülleri
7
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
İÇİNDEKİLER
SÖZLÜ SUNUMLAR:
Mikromantarların İnsana Bulaşma ve Hastalık Oluşturma Yolları
Süleyha HİLMİOĞLU POLAT .............................................................................................................17
Klinik Örneklerden İzole Edilen Çeşitli Kandida Türlerinin TAQMAN PCR ile Moleküler
Düzeyde Tanımlanması
İskender KARALTI, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU, Yeşim GÜROL, Gülden ÇELİK .........................18
Bir Üniversite Hastanesinde Mayaların 9 Yıllık Profili
Harun GÜLBUDAK, Efdal OKTAY, Şahin DİREKEL, Kevser ELÇİ, Gürol EMEKDAŞ, Feza OTAĞ
................................................................................................................................................................19
Fungal DNA Barkodlama Çalışmalarının Durumu
Evrim ÖZKALE ....................................................................................................................................20
Exophiala: Güncel Taksonomisi ve Ekolojisi
Macit İLKİT ...........................................................................................................................................21
Pseudomonas aeruginosa Kökenlerinin Aspergillus Türlerine İnhibitör Etkisinin Araştırılması
Ayfer BAKIR, Mehmet SOYLU, Dilek Yeşim METİN, Süleyha HİLMİOĞLU POLAT....................22
Klinik Örneklerden İzole Edilen Küf Mantarlarının Klasik ve Moleküler Yöntemlerle
Tanımlanması
Şahin DİREKEL, Feza OTAĞ, Gönül ASLAN, Gürol EMEKDAŞ ....................................................23
Biyoloji Bilim Dalı ile İlgili Kongrelerde Sunulan Araştırmalara Hızlı Erişim için Bir Veri
Tabanı Tasarımı
Mustafa YAMAÇ, Uğur GÜREL...........................................................................................................24
Makromantarların Taksonomisinde Konvensiyonel Teknikler
Halil SOLAK .........................................................................................................................................26
8
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Türkiye’de Makrofungus Sistematiği Üzerine Gerçekleştirilmiş Çalışmalar
Ilgaz AKATA ........................................................................................................................................27
Türkiye Mikotası için Yeni Kayıtlar Üzerinde Miko-Taksonomik Çalışmalar
Ertuğrul SESLİ, Pierre-Arthur MOREAU .............................................................................................28
Türkiye’de Kültür Mantarı Üretimi, Sorunları ve Çözüm Yolları
Erkan EREN, Aysun PEKŞEN ..............................................................................................................29
Ganoderma lucidum’un (Curtis) P. Karst Antimikrobiyal ve Antibiyofilm Etkilerinin
Değerlendirilmesi
Başar KARACA, Ilgaz AKATA, Mustafa AKÇELİK .........................................................................30
Pleurotus ostreatus Kompostundan Enzim Ekstraksiyonu için Uygun Yöntem Seçilmesi
Cansu BAYBURT, Ayşe Betül KARADUMAN, Uğur ÇELİK, Mustafa YAMAÇ ............................31
Cevap Yüzey Yöntemi ile Fungal Enzim Üretiminin Optimizasyonu
Derya BERİKTEN, Merih KIVANÇ ...................................................................................................32
Tricholoma anatolicum ve T. caligatum Türlerinin Antioksidan Aktivitesi
Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU ...................................33
Doğal Olarak Yetişen ve Yenebilen Bazı Mantar Türlerinde Radyoaktif Kirliliğinin İncelenmesi
Ayşenur YILMAZ, Onur Tolga OKAN, Sibel YILDIZ, İlhan DENİZ ...............................................34
Türkiye Pezizales’leri için Yüksekova (Hakkari) Yöresinden İki Yeni Kayıt
Yusuf UZUN, Sedat KESİCİ, İsmail ACAR .......................................................................................35
Doğu Karadeniz Bölgesinden Türkiye Helotiales’lerine Katkılar
Ilgaz AKATA, Abdullah KAYA, Yasin UZUN ..................................................................................36
Dünyada ve Türkiye’de Miksomiset Çalışmaları ve Taksonomik Özelliklerine Genel Bir Bakış
Tülay BİCAN SÜERDEM .....................................................................................................................37
9
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Gıdalarda Yaygın Olarak Bulunan Küfler ve Mikotoksinleri
Nukhet N. ZORBA, Seda ÖZDİKMENLİ ...........................................................................................39
Mayaların Probiyotik Olarak Kullanımı
Merih KIVANÇ ....................................................................................................................................40
Trametes hirsuta (Wulfen) Lloyd Kökenli Mangan Peroksidaz Enzimi ile İmmersiyon Tip
Reaktör Koşullarında Boyar Madde Renk Giderimi
Melike BÖRÜHAN, Ayşe Betül KARADUMAN, Cansu BAYBURT, Mustafa YAMAÇ ................41
Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp. MÖ15’in
Nohut (Cicer arietinum L. Aziziye 94) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi
Mehmet Nuri AYDOĞAN, Mustafa ÖZDEMİR ................................................................................42
Stereum hirsutum (Willd.) Pers. Tarafından Bitki Gelişim Düzenleyicisi Üretiminin
Optimizasyonu
Mustafa Kemal BABAYİĞİT, Selen YÜZÜAK, Göksu CEYLAN, Zeki YILDIZ, Bilal DOĞAN,
Nilüfer AKSÖZ, Mustafa YAMAÇ .....................................................................................................43
Endüstriyel Atıksu Arıtımı ve Tarımsal Atık Değerlendirmede Fungal Uygulamalar
Ece Ümmü DEVECİ ............................................................................................................................44
Kuersetin ve Kitosan ile Mikroenkapsule Edilmiş Kuersetinin Antifungal Özelliklerinin
Karşılaştırılması
Buse BERBER, N. Cenk SESAL, İskender KARALTI .......................................................................45
Farklı Üreme Koşullarının Clavariadelphus truncatus Donk Misel Gelişimi Üzerine Etkisi
Cem ÖZKAN, Ayşenur BAHADIR, Necla ÖZBULUT, Bilal DOĞAN, Zeki YILDIZ, Mustafa
YAMAÇ ...............................................................................................................................................47
Yenilebilir Tricholoma Türlerinin Makrobesinsel ve Mineral İçerikleri
Hamide ÇAVDAR, Gülsen TEL, Ebru EROL, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU, Aziz
TÜRKOĞLU ........................................................................................................................................48
Fungal Kontrol Listeleri (= Check List) ve Türkiye’deki Durum
Ahmet ASAN .......................................................................................................................................49
10
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Bazı Tricholoma Türlerinin Yağ Asidi Bileşenleri
Gülsen TEL, Hamide ÇAVDAR, Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin
DURU ...................................................................................................................................................51
Bilecik İli Liken ve Likenikol Mantar Çeşitliliğinin Belirlenmesi
Ayşen ÖZDEMİR TÜRK, Yılmaz YAVUZ, Mehmet CANDAN ........................................................52
Aspergillus westerdijkiae’nin fenotipik tanımlanması
Neriman YILMAZ VISAGIE ...............................................................................................................53
POSTER SUNUMLARI:
Farklı Maya Türleri Üzerinde Kitosan Nanoparçacıkların Antifungal Etkisi
Buse BERBER, Cenk SESAL ..............................................................................................................55
Bazı Kullanılmış Kozmetik Ürünlerinde Bulunan Mikrofungusların Tespiti
Döndü GÜMÜSKAYA, Ahmet ASAN, Suzan ÖKTEN, Burhan ŞEN .................................................57
In Vitro Şartlarda Aflatoksin B1’in Oluşturduğu Genetik ve Oksidatif Hasara Karşı Usnik
Asitin Koruyucu Etkisi
Elanur AYDIN, Hasan TÜRKEZ, Ali ASLAN, Antonio DI STEFANO ..............................................59
En İyi Proteaz Aktivitesine Sahip Hava kaynaklı Aspergillus fumigatus suşunun
Spektrofotometrik Yöntemler Kullanılarak Belirlenmesi
Elif KOCAÖĞÜT, Ebru TEKİN, Alev HALİKİ UZTAN ....................................................................61
Mersin Atmosferindeki Fungus Sporlarının Konsantrasyonu ve Mevsimsel Dağılımı
Feza OTAĞ, Taner COŞKUN, Şahin DIREKEL, Didem ÖZGÜR, Gürol EMEKDAŞ .......................62
Aspergillus wentii İnülinazı’nın pH ve Termal Kararlılığının Araştırılması
Filiz SANAL ..........................................................................................................................................63
Allotrombidium Cinsi Akarlarin Vücut Yüzeyi ve Vücut İçinden İzole Edilen Mikrofunguslar
Güldem DÖNEL, Sezai ADİL, Sevgi SEVSAY ....................................................................................65
11
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Farklı Arpa Çeşitlerinde Arbüsküler Mikorizal Mantar Kolonizasyonu
Hicret A. YALÇIN, Christopher RIDOUT, Jeremy MURRAY ............................................................66
Enhanced tolerance of T1 transgenic melon plants expressing antifungal chitinase gene to
Rhizoctonia solani
İsmail BEZİRGANOĞLU ......................................................................................................................68
Carvacrol derivatives: codrug strategy to discover novel agents against C. albicans
Ivana CACCİATORE, Serkan ORTUCU ..............................................................................................69
Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp. MÖ15’in Mısır
(Zea mays L.) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi
Mustafa ÖZDEMİR, Mehmet Nuri AYDOĞAN, Serkan ÖRTÜCÜ ....................................................70
Ganoderma adspersum ve Ganoderma applanatum türlerinin Fenolik Profilleri
Gülsen TEL, Mehmet ÖZTÜRK, M. Emin DURU, Aziz TÜRKOĞLU, Murat KARTAL ..................71
Üzümde Okratoksin A Oluşumuna Neden Olan Küfler ve Engellenmesi
Merve MARAŞ, Nükhet N. Demirel ZORBA .......................................................................................73
Mikotoksin Detoksifikasyon Yöntemleri
Mukaddes ARIGÜL, Murat ZORBA .....................................................................................................74
Misvak Özütünün Antifungal Aktivitesi
Murat ÖZDAL, Neslihan YÜCE, Özlem GÜR, Alev SEZEN ..............................................................75
Türkiye’de Geleneksel Yöntemlerle Üretilen Küflü Peynirlerin Küf Florası
Musa YALMAN, Seda ÖZDİKMENLİ, Nükhet N. ZORBA ................................................................77
Çeşitli Bahçe Bitkilerinin Candida Cinsi Mayalar Üzerine Antifungal Etkisi
Nazlıhan YILDIRIM, Buse BERBER, Cenk SESAL ............................................................................78
Lymantaria dispar (L.) (Lepidoptera: Lymantriidae) Larvalarının Kontrolü İçin Çeşitli
Böceklerden İzole Edilen Beauveria bassiana Suşlarının Değerlendirilmesi
Nurcan Albayrak İSKENDER, Serkan ÖRTÜCÜ, Yaşar AKSU ..........................................................79
12
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Baharatlardaki Mikotoksinler ve Azaltma Yöntemleri
Esra ALTIPARMAK, Nükhet N. Demirel ZORBA ..............................................................................80
Organoklorlu Bir Pestisit Olan α Endosulfan’ın Funguslar Tarafından Biyodegredasyonu
Özlem GÜR, Murat ÖZDAL, Ömer Faruk ALGUR, Esabi Başaran KURBANOĞLU, Serkan
ÖRTÜCÜ ...............................................................................................................................................81
Ege Bölgesi’nden Türkiye Mikotası için Yeni Bir Kayıt
Handan ÇINAR, Hayrünisa BAŞ SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU ....................................................83
Türkiye Mikotası İçin Yeni Bir Peziza Kaydı
Ömer F. ÇOLAK, İsmail ŞEN, Nurdan ALKAN, Mustafa IŞILOĞLU ................................................84
Agrocybe vervacti (Fr.) Singer’ nin Anatomik ve Morfolojik Özellikleri
Perihan GÜLER, Aziz TÜRKOĞLU, Göksu YILDIZ ..........................................................................85
Serratia marcescens NY-32 İzolatından Elde Edilen Prodigiosin Pigmentinin Antifungal
Aktivitesi
Neslihan YÜCE, Murat ÖZDAL, Özlem GÜR, Ömer Faruk ALGUR .................................................86
İstanbul’da Bulunan Çeşitli Hastanelerin Hava Florasındaki Aspergillus spp. Dağılımının
Belirlenmesi
İskender KARALTI, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU ............................................................................88
Denizli Halk Kütüphanelerinde Cryptococcus neoformans Varlığının Araştırılması
Selma KIRAÇ, Çağrı ERGİN ................................................................................................................89
Türkiye Mikobiyotası İçin Yeni Bir Cins Kaydı
Abdullah KAYA, Yasin UZUN, İbrahim Halil KARACAN, Ömer Faruk KAYA ...............................91
Türkiye’den Yeni Makrofungus Kayıtları
Halil GÜNGÖR, Hakan ALLI, Yusuf UZUN, Mustafa IŞILOĞLU, Mehmet Halil SOLAK...............92
13
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Türkiye İçin Antalya’dan Yeni Bir Makrofungus Kaydı
K. Selen ÖZBAY, Hayrünisa BAŞ SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU .................................................93
Afyonkarahisar Sinanpaşa Ormanları Myxomyceteleri: Stemonitales Takımı
İjlal OCAK, Elif KORCAN, Gözde ERSÖZ ........................................................................................94
Türkiye Melanogaster’leri İçin Yeni Bir Kayıt
İsmail ACAR, Yusuf UZUN, Ilgaz AKATA .........................................................................................95
Gireniz Vadisi (Denizli/Türkiye) Ormanlarındaki Odun ve Ağaç Tahripçisi Makrofunguslar
Oğuzhan KAYGUSUZ, Kutret GEZER, Ali ÇELİK .............................................................................96
Zilan Vadisi (Erçiş/Van) Yöresinden Türkiye Makrofungusları
İçin İki Yeni Kayıt
Mehmet Zeki KOÇAK, Kenan DEMİREL, Mustafa Emre AKÇAY, Ali KELEŞ ................................97
Türkiye Mikobiyotası İçin 3 Yeni Russula Kaydı
Ömer F. ÇOLAK, M. Halil SOLAK, Mustafa IŞILOĞLU ....................................................................98
Türkiye’nin Lactifluus Türleri
Ömer F. ÇOLAK, İsmail ŞEN, Mustafa IŞILOĞLU .............................................................................99
Türkiye İçin Yeni Bir Sürme Mantarı Kaydı
Şanlı KABAKTEPE .............................................................................................................................100
Türkiye Makrofunguslarına Dernekpazarı (Trabzon) İlçesinden Katkılar
Abdullah KAYA, Yasin UZUN, Ilgaz AKATA, Ali KELEŞ ..............................................................101
Aphis fabae (Hemiptera: Aphidoidea) ile Mücadelede Entomopatojen Funguslar
Recep BAYDAR, Özlem GÜVEN, İsmail KARACA ........................................................................102
First report of Seiridium marginatum causing leaf blight on Crataegus sp. and Mespilus
germanica in Iran
Amanmohammad KOMAKI, Mohammad Ali AGHAJANI ...............................................................103
14
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Tuzlu Çevrelerin Bir Üyesi Penicillium flavigenum: Türkiye İçin İlk Kayıt
Semra İLHAN, Zerrin CANTÜRK, Y. Erçin KOCABIYIK, İlknur DAĞ ..........................................105
Asidik Çevrelerin Bir Üyesi Talaromyces aculeatus: Türkiye İçin İlk Kayıt
Semra İLHAN, Y. Erçin KOCABIYIK, İlknur DAĞ, Pınar AYTAR, Serap GEDİKLİ .....................106
Çanakkalede Üretilen Bazı Geleneksel Ürünlerdeki Küflerin Tanımlanması
Seda ÖZDİKMENLİ, Nukhet N. ZORBA ..........................................................................................107
Manyezit Madeninden İzole Edilen Mikrofunguslar
Sümeyra GÜRKÖK, Derya YANMIŞ, Serkan ÖRTÜCÜ, Arzu GÖRMEZ .......................................108
Aspergillus flavus K-7 ile lipaz üretiminde atık kızartma yağının substrat olarak kullanımı
Melike YILDIZ, Yağmur ÜNVER, Serkan ÖRTÜCÜ, Mesut TAŞKIN.............................................109
Gliocladium roseum YU-5 izolatı ile proteaz üretimi üzerine kültür pH’sının etkisi
Yağmur ÜNVER, Melike YILDIZ, Mustafa ÖZDEMİR, Mesut TAŞKIN .........................................110
Ramalina farinacea ve Ramalina fraxinea Liken Türlerinin Anti Quorum Sensing Özelliklerinin
Raportör Suş Üzerinde Gösterilmesi
Ümmügülsüm TAHİROĞLU, Cenk SESAL, Gülşah ÇOBANOĞLU ÖZYİĞİTOĞLU, İskender
KARALTI ............................................................................................................................................111
15
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
SÖZLÜ
SUNUMLAR
16
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-01
Mikromantarların İnsana Bulaşma ve Hastalık Oluşturma Yolları
Süleyha HİLMİOĞLU POLAT
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İzmir
e-posta: [email protected]
Mikromantarlar gerçekte, primer patojen olarak kabul edilen az sayıda mantar dışında,
fırsatçı patojenlerdir. Bununla birlikte doğada bulunan, 37°C’de üreme yeteneği gösterebilen
herhangi bir mantarın hastalık etkeni olabileceği kabul edilmektedir. Mantarların insanda
oluşturduğu hastalık yelpazesi, basit kozmetik infeksiyondan – ölümcül hastalığa kadar
değişmektedir. Bir mantar infeksiyonunun gelişmesi, mantarın konak organizmaya giriş
yoluna, giren mantar miktarı ve virülansına ve konağın immün durumuna bağlıdır. Mantarlar
insanlarda ya alerjiye neden olarak, ya toksik maddeler oluşturarak ya da kendileri direkt olarak
hastalık oluşturmaktadırlar. Mantarların insan organizmasına girişi genellikle; direkt temas,
solunum ve travma yolu ile olmaktadır. Ancak, insanlarda mantar hastalıkları klinik olarak
tutulan bölgeye/dokuya göre; yüzeyel, kutanöz, subkutanöz ve sistemik veya derin (primer veya
fırsatçı) mantar infeksiyonları olmak üzere dört grupta sınıflandırılmaktadır. İnsana direkt
temasla bulaşan mantarlardan Malassezia türleri, Trichosporon beigelii, Piedraia hortae deri
ve kılların en dış katmanlarında sınırlı kalarak yüzeysel infeksiyon oluştururken, dermatofit
türleri epidermisin stratum corneum katmanını işgal ederek kutanöz infeksiyona neden olurlar.
Doğada, toprakta, çürüyen bitkilerde bulunan Sporothrix schenckii, Cladophialophora
(Cladosporium) carrionii, Scedosporium apiospermium; Phialophora Fonsecaea, Exophiala,
Madurella türleri ve daha birçok mantar çoğunlukla travma yolu ile deriden geçerek ve
dermisin daha derin katmanlarına ulaşarak subkütan infeksiyona neden olurlar. Buna karşın
yine travma yolu ile deriye giren Phaeoannellomyces werneckii, derinin sadece en üst
katmanında sınırlı kalarak Tinea nigra denilen yüzeyel infeksiyona neden olur. Solunum
yolundan alındıklarında immün düşkün kişilerde sistemik infeksiyon oluşturan Fusarium,
Aspergillus, Acremonium ve birçok diğer küf mantarı travma ile göze inoküle olduklarında
keratit, endoftalmit gibi körlüğe, hatta göz kaybına neden olabilen infeksiyona neden olurlar.
Solunum yollu ile organizmaya giren primer patojenler olarak tanımlanan Coccidioides immitis,
Histoplasma capsulatum, Blastomyces dermatidis, Paracoccidioides brasiliensis gibi dimorfik
mantarlar, immün sağlam bireylerde; Organizmaya yine solunumla giren Cryptococcus
neoformans, Aspergillus türleri ve zygomycetes (mucorales) takımındaki pek çok mantar ise
immün sistemi baskılanmış kişilerde fırsatçı sistemik infeksiyon oluştururlar.
Anahtar Kelimeler: Bulaşma yolları
17
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-02
Klinik Örneklerden İzole Edilen Çeşitli Kandida Türlerinin Taqman Pcr ile Moleküler
Düzeyde Tanımlanması
İskender KARALTI1, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU2, Yeşim GÜROL3, Gülden ÇELİK4
1
Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü,
2
3
Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü,
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada moleküler tekniklerle geleneksel yöntemlerin karşılaştırılması amaçlandı.
Örnekler 2009 - 2011 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim
Laboratuvarına başvuran hastalardan alındı. 107 tür izole edildi. Bu kökenler abse, ağız
sürüntüsü, bronkoalveolar lavaj (BAL), balgam, idrar ve idrar sondası, kan kültürü, kateter,
trakeal aspirat, steril vücur sıvıları, vajinal sürüntü ve yara sürüntülerinden izole edildi. İlk
olarak, çeşitli morfolojik ve biyokimyasal yöntemler kullanılarak C. albicans türleri izole
edildi. Daha sonra tüm türler ID 32C (Biomerieux, Fransa) kiti tanımlandı. Daha sonra izole
edilen tüm kökenler ITS 2 (internal transcribed spacer region 2) gen bölgesi kullanılarak taqman
problar ile moleküler tanımlanmaları yapıldı.
Sonuç olarak 107 suş için her iki yöntem ile aynı sonuçlar elde edilmiştir ve Candida
cinsine ait Candida Candida albicans, Candida tropicalis, Candida parapsilosis ve Candida
glabrata türleri izole edilmiştir.
Çalışmaya göre, ID32 C kitinin Candida türlerinin tanımlanması için uygun bir kit
olduğunu söyleyebiliriz. İleri identifikasyon yapılmadığı durumlarda, Germ tüp testi tek başına
yetersiz kalmaktadır. Germ tüp testine ek olarak chromagar Candida besiyerinde renkelenme
durumlarına da bakılması önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Taqman probe, Candida, moleküler tanımlama
Bu çalışma Marmara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu (BAPKO)
tarafından FEN-C-DRP-080410-0090 proje numarası ile desteklenmiştir.
18
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-03
Bir Üniversite Hastanesinde Mayaların 9 Yıllık Profili
Harun GÜLBUDAK, Efdal OKTAY, Şahin DİREKEL, Kevser ELÇİ, Gürol
EMEKDAŞ, Feza OTAĞ
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
e-posta: [email protected]
Bitkilerde, memelilerin sindirim sisteminde ve insanlarda mukokütanöz membranlarda
normal mikrobiyata üyesi olarak bulunan mayalar immün sistemin baskılandığı durumlarda
mukokütanoz enfeksiyondan sistemik enfeksiyonlara kadar çeşitli klinik tablolara neden olur.
Candida cinsi heterojen bir gruptur ve insanlarda en sık enfeksiyonla ilişkilendirilen tür
Candida albicans’tır. Tıbbi yöntemlerdeki gelişmelerle birlikte immün sistemi baskılanmış
hasta popülasyonundaki artışa bağlı olarak enfeksiyona neden olan maya profili de değişme
eğilimindedir. Albicans-dışı Candida türlerinin neden olduğu enfeksiyonların artış gösterdiği
ve sıra dışı mayaların patojen olarak nozokomiyal enfeksiyonlarda görüldüğü belirtilmektedir.
Çalışmamızda, Fakülte Hastanemizin çeşitli kliniklerinden gönderilen örneklerden izole edilen
mayalar, türlerine, klinik örneklere, bölümlere ve yıllara göre dağılımının belirlenmesi
amacıyla değerlendirilmiştir. 2005-2013 yılları arasında 8670 örnekten izole edilen mayaların
tür identifikasyonu konvansiyonel/ticari yöntemler kullanılarak yapılmıştır. Solunum, üriner ve
dolaşım sistemi ile yara örnekleri en sık maya izole edilen örneklerdir. C.albicans (%41.5) başat
olmak üzere, sıklık sırası ile C.tropicalis (%17.6), C.parapsilosis (%15.5) C.glabrata (%12.1),
C. kefyr (%5.0), C.krusei (%3.8), Trichosporon asahii (%2.4), Geotrichum capitatum (%0.9)
izole edilmiştir. Diğer türler, C.famata, C.guilliermondii, C.holmii, C.lipolytica, C.lusitaniae,
C.pelliculosa,
C.utilis,
C.inconspicua/norvengensis,
Pichia
ohmeri,
Rhodotorula,
Saccaromyces cerevisiae, Cryptococcus neoformans’tan oluşmaktadır. Tüm örneklerde
C.albicans en sık görülen tür iken, kan kültürlerinden C.parapsilosis; kateter idrar
örneklerinden C.tropicalis; yoğun bakım örneklerinden sıra dışı maya türlerinin daha sık izole
edildiği saptanmıştır. Albicans dışı Candida’larda azol grubu antifungallere direnç gelişimine
daha sık rastlandığından mayaların tür düzeyinde tanımlanması, nozokomiyal enfeksiyonların
izlenebilmesi ve antifungal tedavinin yönlendirilmesi bakımından çok önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Nozokomiyal enfeksiyon, Candida albicans
19
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-04
Fungal Dna Barkodlama Çalışmalarının Durumu
Evrim ÖZKALE
Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muradiye, Manisa
e-posta: [email protected]
Güvenilir tür tanılamaları ekolojik çalışmalarda merkezi role sahiptir çünkü bir
ekosistemdeki bireye bütün biyolojik değerlendirmeleri, tür ismiyle anlamlı hale gelmektedir.
Biyoçeşitlilik konsepti esasen,
daha yüksek biyoçeşitlilik düzeylerinin türevlendiği, tür
biriminden başlar.
Son 20 yıl birçok metodolojik gelişmelere şahitlik etmiş ve fungi tanılamalarındaki
yavaşlığı daha hızlı ve güvenilir yapmıştır. Taksonomi ve filogeni temelli sistemler günümüzde
moleküler verilerden elde edilen filogenetik ağaçlara dayanmaktadır. Sistematik araştırmalarda
moleküler verilerin çok sayıdaki avantajlarına rağmen, DNA temelli taksonomi ve DNA
barkodlama açıkça tür tanılamamalarında araçlar olarak önerilmektedir.
Bu sunumda funginin biyolojik barkodlaması için, marker seçimi üzerine son
gelişmeler, barkodlamanın olası problemleri ve yeni nesil dizileme tekniklerinin yakın
gelecekteki etkileri ve önemleri üzerinde durulmuştur.
Anahtar Kelimeler: DNA barkodlama, filogeni, taksonomi
20
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-05
Exophiala: Güncel Taksonomisi ve Ekolojisi
Macit İLKİT
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Mikoloji Bilim Dalı,
Adana
e-posta: [email protected]
Exophiala (askomiçet takım Chaetothyriales) cinsi esmer mantarlar içerisinde 44 ayrı
tür identifiye edilmiştir. Bugün için 13 tür yüzeysel, derialtı, sistemik veya dissemine hastalık
etkeni olarak ayrılmıştır. Bu mantarlar fakir ve toksik ortamlarda üreme özelliğinde olup
aromatik hidrokarbonların varlığında (benzen, ksilen ve toluen) üremelerinin arttığı
bilinmektedir. Ayrıca asidofilik, alkalofilik, halofilik ve termofilik özellikleri dikkat çekicidir.
Siklohekzimite dirençlidir. Termofilik özelliği olan türler E. dermatitidis, E. phaeomuriformis
ve E. spinifera olup diğer türler termofilik değildir. E. dermatitidis ve E. phaeomuriformis,
insanda en sık görülen iki fırsatçı patojen olup birbirinden farklı insan yapımı iki sıradışı
ortamda (i) özellikle katranla işlenmiş meşe ağaçlarından yapılan demiryolu traverslerinde ve
(ii) banyo, sauna, Türk hamamı ve bulaşık makinası gibi sıcak, nemli ve düşük besin
ortamlarında varlıkları dikkate değerdir. Exophiala cinsi mantarların tropik yağmur
ormanlarında, meyve ile beslenen kuşların ve yarasaların dışkılarında bulunduğu rapor
edilmiştir.
Laboratuvar tanıda; kloramfenikol katkılı malt ekstreli agarın kullanımı ve 3-20 günlük
inkübasyon süresi önerilir. Rutin mikoloji laboratuarlarında, Exophiala cinsi mantarların
identifikasyonu güç ve geçtir; steril mantarlara benzer olarak, Exophiala cinsi içerisinde
morfolojik, fizyolojik veya biyokimyasal özelliklerine göre identifikasyon yapmak güçtür.
Halen, “altın standart” yöntem ITS bölgesinin dizi analizidir. Ancak, bu yöntem zaman alıcıdır
ve çok sayıda örneğin incelenmesi için uygun değildir. Seçenek olarak, RCA, MALDI-TOF
MS ve DNA barkodlama yöntemleri önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Exophiala, RCA, MALDI-TOF MS, DNA barkodlama
21
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-06
Pseudomonas aeruginosa Kökenlerinin Aspergillus Türlerine İnhibitör Etkisinin
Araştırılması
Ayfer BAKIR, Mehmet SOYLU, Dilek Yeşim METİN, Süleyha HİLMİOĞLU POLAT
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Bornova, İzmir.
e-posta: [email protected]
Pseudomonas aeruginosa türlerinin Candida’ların üremesini baskılayıcı etkisi
araştırmalarla gösterilmiştir. Aspergillus türlerine de benzer etkinin olduğu bilinmekle birlikte
bu konuda yapılmış çalışma yoktur. Bu çalışmada; dört Pseudomonas aeruginosa (Pa)
kökeninin, Aspergillus türlerine anti-Aspergillus etkisi araştırılmıştır.
Biri ATCC, üç tanesi hastalık örneklerinden (Pa 1 yeşil, Pa 2 ve Pa 3 sarı pigmentli)
üretilmiş, dört Pa kökeni kullanılmıştır. Değişik örneklerden üretilmiş 44 Aspergillus [19
Aspergillus fumigatus (A.fu), dokuz Aspergillus flavus (A.fl), 13 Aspergillus terreus (A.te) ve
üç Aspergillus niger (A.ni)] kökeni çalışmaya alınmış ve Kerr’in Candida’lar için önerdiği
yöntem kullanılmıştır.
Bakteri ekimiyle Aspergillus ekiminin kesişme alanında hiç küf ürememesi “tam
inhibisyon”; kontrol ekimindeki üremeye göre daha az üremenin olması “kısmi inhibisyon”;
üremenin kontrolle aynı yoğunlukta olması “inhibisyon yok”; tüm plakta hiç üreme olmaması
“üreme yok”; kesim alanındaki üremenin, kesim alanı dışındaki bölgeye göre daha iyi olması
“daha iyi üreme” olarak değerlendirilmiştir. Tam inhibisyon, sırası ile; Pa ATCC ile A te’ta, Pa
1 ile Afu’ta, Pa 2 ile A te’ta ve Pa 3 ile A fu’ta en yüksek oranda görülmüştür. Tüm
Aspergillus’larda Pa3’ün inhibitör etkinliği daha yüksek bulunmuştur. Bulgular tabloda
gösterilmiştir.
Pseudomonas kökenlerinin Aspergillus türlerini inhibe ettiği, diğer türlerden farklı
olarak, Aspergillus flavus kökenlerinde inhibisyon beklenen zonda üremenin arttığı
gözlenmiştir. Pseudomonas’la birlikte Aspergillus flavus kolonizasyonunun klinik açıdan
önemli olabileceği düşünülmüştür.
Anahtar kelimeler: Pseudomonas aeruginosa, Aspergillus
22
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-07
Klinik Örneklerden İzole Edilen Küf Mantarlarının Klasik ve Moleküler Yöntemlerle
Tanımlanması
Şahin DİREKEL, Feza OTAĞ, Gönül ASLAN, Gürol EMEKDAŞ
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Mersin
e-posta: [email protected]
İmmün sistem yetmezliği bulunan hastalarda invaziv fungal infeksiyonlar morbidite ve
mortalitenin önemli nedenlerinden biridir. Sıklıkla izole edilen Aspergillus türleri başta olmak
üzere Fusarium ve Zygomycetes türleri yüksek mortaliteye yol açan etkenlerdir.
Tanımlanmalarında çoğunlukla konvansiyonel yöntemler kullanılmakla birlikte kimi ender
rastlanan türlerin adlandırılmalarında moleküler yöntemlere gereksinim duyulmaktadır. Bu
çalışmada, Fakülte Hastanemizin yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların çeşitli klinik
örneklerinden izole edilen filamentöz mantarların tür dağılımını, klasik yöntemler ve PZR bazlı
DNA dizi analizi teknikler ile tanımlayarak sonuçlarının karşılaştırılması ile ortaya konulması
amaçlanmıştır. 22 aylık bir dönemde etken olarak izole edilen 32 filamentöz mantar çalışma
kapsamına alınmıştır. Klasik yöntemle, 6 Aspergillus niger, 6 A.flavus, 5 A.fumigatus, 4
A.terreus, 5 Fusarium spp., 2 Bipolaris spp. ve 1’er Acremonium spp., Aurebasidium spp.,
Mucor spp. ve Scedosporium spp. olmak üzere toplam 32 filamentöz mantar kimi tür düzeyinde
kimi cins düzeyinde tanımlanmıştır. DNA dizi analiz sonuçlarıyla karşılaştırıldığında sadece üç
filamentöz mantarın tanısında uyumsuzluk saptanmıştır: Aspergillus türleri her iki yöntemle
doğru tanımlanmıştır. Bipolaris, Scedosporium, Aureobasidium ve Fusarium suşları (biri hariç)
cins düzeyinde doğru olarak tanımladığımız anlaşılmıştır. Klasik yöntemle Acremonium,
Mucor ve Fusarium olarak cins düzeyinde tanımladığımız 3 suş, dizi analizi ile sırasıyla
Lecythophora, Rhizopus ve Cylindrocarpon olarak adlandırılmıştır. Sonuç olarak, klinik
örneklerden yaygın olarak izole edilen filamentöz mantarların gerek cins gerek tür düzeyinde
tanımlanmalarında
klasik
yöntemler
yeterli
olmaktadır.
Ender
rastlanan
türlerin
tanımlanmasında ise referans laboratuvarlarda genotiplendirme yöntemlerine gereksinim
duyulmaktadır.
Anahtar
Kelimeler:
Filamentöz
mantarlar,
Aspergillus,
Fusarium,
Lecythophora,
Cylindrocarpon
23
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-08
Biyoloji Bilim Dalı İle İlgili Kongrelerde Sunulan Araştırmalara Hızlı Erişim İçin Bir
Veri Tabanı Tasarımı: http://biyolojikongreleri.org/
Mustafa YAMAÇ1, Uğur GÜREL2
1
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Meşelik,
Eskişehir.
2
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü,
Meşelik, Eskişehir.
e-posta: [email protected]
Bilim dünyasındaki gelişimin en önemli ön gerekliliklerinden birisinin bilgiye doğru ve
hızlı biçimde ulaşmak olduğu bilinen bir gerçektir. Bu anlamda ülkemizde gerçekleştirilen
kongrelerde sunulan araştırmaların özet ya da tam metinlerine ulaşmak oldukça güçtür.
Araştırıcılar geçmiş yıllarda sunulan araştırmalara ancak bildiri özet kitaplarını ya da ilgili
kişilerin özgeçmişlerini tek tek inceleyerek ulaşabilmektedir. Bu durum bilgiye ulaşmayı
imkansız hale getirmekte ya da hızını belirgin biçimde düşürmektedir. Sonuç olarak
kongrelerde sunulan araştırmalar çoğunlukla raflarda ya da klasörlerde ulaşılmayı beklemeye
mahkum edilmektedir. Bu eksikliği gidermek üzere bilgisayar teknolojilerinin sunduğu
olanaklardan yararlanılarak ülkemizde biyoloji bilim dalı ile ilgili olan tüm kongrelerde sunulan
çağrılı, sözlü ve poster bildirileri taranabilir ve indirilebilir bir veri tabanında birleştirmeye
yönelik bir proje geliştirilmiştir.
Geliştirilen yazılım, erişimin kolay olması ve yazılım ile ilgili güncellemelerin hızlı bir
şekilde kullanılabilmesine olanak sağlaması amacı ile web tabanlı olarak geliştirilmiştir.
Yazılım, kongreler ile ilgili bilgileri, kongrelerde sunulan çalışmaları son kullanıcıya hızlı bir
biçimde listeleyebilmesi için verileri MsSql 2008 ilişkisel veri tabanı üzerinde tutmaktadır.
Geliştirilen yazılımın temel olarak iki arayüzü bulunmaktadır. İlk arayüz son kullanıcının
çalışmalara erişimini sağlamaktadır. İkinci arayüz ise veri operatörlerinin yeni kongreler
tanımlamasını ve var olan bir kongreye yeni bildiri eklemesini sağlayan yönetici arayüzüdür.
Geliştirilen yazılım son kullanıcılardan herhangi bir üyelik ve ücret talep etmeden daha
önceden tanımlanmış ve sisteme yüklenmiş olan bildirileri son kullanıcıya sunar. Kullanıcılar
geliştirilen yazılım üzerinde yıl, yazar adı, kongre adı, anahtar kelime, düzenleyen kuruluş,
24
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
bildiri adı, konu başlığı, sunum tipi kriterlerinden biri ya da birden fazlasını kullanarak arama
yapabilir. Ayrıca kullanıcılar gelen arama sonuç listesi üzerinde ilgili kelimeye tıklayarak hızlı
bir şekilde arama yapabilirler.
Araştırıcıların kullanımına sunulan veri tabanı günümüz için 5, 6, 19 ve 21. Biyoloji
Kongreleri ile 10. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi’nde sunulan çağrılı, sözlü ve poster sunum
olmak üzere toplam 3265 adet sunuyu kapsamaktadır. Yakın gelecekte veri girişinin arttırılması
ile çok hızlı biçimde geniş tabana yayılması ve araştırıcıların ilgisini çekmesi umulmaktadır.
Uzun yıllar sürmesi planlanan ve hiç bitmeyecek bir çalışma olması öngörülen bu projenin,
biyoloji ile ilgili tüm kongreleri kapsayacak bir veri bankası olarak işlev görmesi
öngörülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Biyoloji tabanlı kongre, veri tabanı, asp.net, MsSql 2008,
http://biyolojikongreleri.org/
25
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-09
Makromantarların Taksonomisinde Konvensiyonel Teknikler
M. Halil SOLAK1
1
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Muğla
e-posta: [email protected]
Değişik renk ve boyutlarda tabiatta karşımıza çıkan makrofunguslar, içinde yaşadığımız
dünya ekosisteminin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Makromantarlar özellikle çok
değişik tohumlu bitkilerin kökleriyle mikoriza teşkil ederek, bitkinin besin elementlerinin
temininde önemli rol oynamaktadır. İnsan beslenmesinde yer tutan, orman ağaçlarında parazit
yaşayan, yenen, zehirli, tıbbi özelliği bulunan, ekonomik değeri olan ve kültürü yapılabilen
değişik renklerde mantar türleri vardır. İnsanların ve diğer canlıların hayatında önemli bir yeri
olan mantarlarının tanınması, sınıflandırılması, onlardan daha iyi faydalanabilmesi için önem
arz etmektedir. Burada makromantarların anatomik yapısında yer alan şapka, lamel, por-tüp,
sap, annulus, volva, süt, spor, koku çeşitlerinin ve özelliklerinin tanıtılması, bu özelliklerin
taksonomide nasıl kullanılacağı açıklanmaya çalışılmıştır. Makromantar yapılarının doğru
olarak adlandırılmasına dikkat çekilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Makromantarlar, Taksonomi
26
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-10
Türkiye’de Makrofungus Sistematiği Üzerine Gerçekleştirilmiş Çalışmalar
Ilgaz AKATA
Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara
e-posta: [email protected]
Makrofunguslar, Fungi aleminin Ascomycota ve Basidiomycota bölümleri içerisinde yer
alan makroskobik mantarları içermektedirler. Türkiye’de makrofunguslar üzerine birçok
sistematik çalışma yapılmış ve özellikle son yıllarda yapılan araştırmalarda önemli mesafeler
alınmıştır.
Yeryüzünde 21.500’den fazla makrofungus taksonu tanımlanmış olup, bunların Temmuz
2014 itibariyle 2184’inin Türkiye’de de yayılış gösterdiği saptanmıştır.
Bu çalışmada, 1852-2014 yılları arasında Türkiye sınırları içerisinde makrofungus
sistematiği üzerine gerçekleştirilmiş makaleler incelenmiş ve bu çalışmaların bulguları,
yapıldıkları bölgeler ve yazarları hakkında bazı bilgiler özet halinde verilmiştir.
Anahtar kelimeler: Türkiye Makrofungusları, Türk Mikologlar, Türkiye Mikoloji Tarihi
27
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-11
Türkiye Mikotası İçin Yeni Kayıtlar Üzerinde Miko-Taksonomik Çalışmalar
Ertuğrul SESLİ1, Pierre-Arthur MOREAU2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, OFMAE Bölümü, Biyoloji Eğitimi
Anabilim Dalı 61335 Söğütlü, Trabzon
2
Laboratoire des Sciences végétales et fongiques. Université Lille 2, UFR Pharmacie
rue du Pr Laguesse BP 83, F - 59006 Lille cedex, France
e-posta: [email protected]
Doğu Karadeniz Bölümü’nde yayılış gösteren makrofungusları tespit etmek amacı ile
2013-2014 Yıllarında Trabzon il sınırları içerisinde gerçekleştirdiğimiz arazi çalışmaları
sayesinde topladığımız örneklerinin laboratuvar incelemeleri ile desteklenip taksonomik olarak
değerlendirilmesi sonucunda çeşitli gruplara ait 8 tür Türkiye için yeni kayıt olarak
saptanmıştır. Hava koşullarının uygun olduğu zamanlarda önceden planlanmış alanlarda arazi
çalışmaları gerçekleştirilmiş ve saptanan örneklere birer fungaryum numarası verildikten sonra
öncelikli olarak yetişme ortamlarındaki görüntüleri alınmıştır. Belirlenebilen yetişme yeri
özellikleri, olası mikorizal ilişkiler ve ilk morfolojik veriler arazi defterine kaydedildikten sonra
teşhis çalışmalarında kullanılmak üzere gruplara göre değişen sayıda bazidiyoma toplanarak
numaralı kese kâğıtlarına yerleştirilmiş ve mümkün olan en kısa sürede laboratuvara
getirilmiştir. Spor izlerinin temini için 1-2 bazidiyomanın sap kısımları kesilip atılarak şapkaları
lameller aşağıya gelecek biçimde beyaz bir kâğıt üzerine yerleştirilmiş ve üzerleri cam kâselerle
örtülerek 2-6 saat beklenmiştir. Diğer bazidiyomalar kurutularak fungaryum numunesi haline
getirilmiş ve mikroskobik çalışmalarda, şapka, lamel ve saptan çok ince kesitler alınarak sistit,
bazidium, kenar hücresi ve hifal yapılar aydınlatılmıştır. Saptanan tüm verilerin güncel
literatürle karşılaştırılması sonucunda Amanitaceae familyasından Amanita pachyvolvata,
Bolbitiaceae familyasından Alnicola subconspersa, Cortinariaceae familyasından Cortinarius
azureus, C. vernus, Agaricaceae familyasından Leucocoprinus birnbaumii, Paxillaceae
familyasından Melanogaster variegatus, Paxillus ammoniavirescens ve P. cuprinus türleri
Türkiye’den ilk kez rapor edilmiş olup her tür betim ve resimlerle desteklenmiştir.
Anahtar kelimeler: Amanita, Alnicola, Cortinarius, Leucocoprinus, Melanogaster, Paxillus
28
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-12
Türkiye’de Kültür Mantarı Üretimi, Sorunları ve Çözüm Yolları
Erkan EREN1, Aysun PEKŞEN2
1
2
Ege Üniversitesi, Bergama Meslek Yüksek Okulu, Bergama, İzmir
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Samsun
e-posta: [email protected]
Gıda olarak mantarların kullanımı uygarlık kadar eskidir ve mantarlar gıdanın özel bir
türü olarak kabul edilmiştir. Kültür mantarı tüketim miktarındaki talep, tarımsal yatırımlarda
kültür mantarına olan ilgiyi ön plana çıkarmıştır. Türkiye’de doğa mantarının toplanması ve
tüketilmesi çok eskilere dayanmasına karşılık, kültür mantarı üretiminin tarihçesi oldukça
yenidir. Kültür mantarı üretim çalışmaları 1960’lı yıllarda başlamıştır. Türkiye'de 1973 yılında
80 ton olan mantar üretimi, 2014 yılında 49 bin tona yükselmiştir. Kültür mantarı üretimi
bakımından Akdeniz bölgesi, tüketim bakımından ise Marmara bölgesi birinci sırada yer
almaktadır. Türkiye'den 2012 yılı verilerine göre 148 ton taze kültür mantarı Gürcistan, Irak,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Almanya'ya gibi ülkelere ihraç edilmiştir. Son yıllarda
Türkiye'de kültür mantarı üretiminde hızlı bir değişim ve gelişme söz konusudur. Türkiye'de
yemeklik kültür mantarı üretiminde ilk sırayı %80'lik pay ile Agaricus bisporus (J.E. Lange)
Imbach (beyaz şapkalı mantar) almaktadır. Bunu %10'luk pay ile Pleurotus ostreatus (Jacq.) P.
Kumm. (kayın veya kavak mantarı) izlemektedir. Özellikle Pleurotus cinsi mantar türlerine son
beş yılda çok ciddi bir talep oluşmuştur. Bu türler dışında Lentinula edodes (Berk.) Pegler,
Ganoderma lucidum (Curtis) P. Karst., Hericium erinaceus (Bull.) Pers. gibi türlerin çok küçük
çapta üretimleri yapılmaktadır. Mantar yetiştiriciliği yüksek teknik ve beceri gerektiren bir
faaliyettir. Üretim hedeflerinin boyutuna bağlı olarak yatırım gerektirir. Türkiye'de beyaz
şapkalı mantar üretiminde aile işletmelerinin yerini orta ve büyük teknolojik üretim yapılan
işletmelerin aldığı ve bu işletmelerin sayısının giderek arttığı görülmektedir. Bu makalede
Türkiye'de kültür mantarı üretiminin mevcut durumu, işletme yapıları, sorunları ve çözüm
yolları hakkında bilgiler verilmiştir.
Anahtar Kelime: Kültür mantarı, üretimi ve tüketim, işletme yapıları, sorunlar ve çözüm
yolları.
29
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-13
Ganoderma lucidum’un (Curtis) P. Karst Antimikrobiyal ve Antibiyofilm Etkilerinin
Değerlendirilmesi
Başar KARACA, Ilgaz AKATA, Mustafa AKÇELİK
Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara
e-posta: [email protected]
Bazı makrofungus türlerinin antimikrobiyal özellik gösteren çeşitli bileşenler içerdiği
bilinmektedir. Biyofilmlerle mücadelede yaygın antimikrobiyal terapilerin yetersiz kalışı, başta
doğal olmak üzere yeni antimikrobiyal ajanların keşfedilmesini gerektirmektedir. Ganoderma
lucidum (Curtis) P. Karst gibi tıbbi önemi olan bazı mantar türleri de bu tip araştırmalar için
yüksek potansiyel içermektedir. Çalışmada insan gastroenteritinin en önemli enfeksiyon
etkenlerinden biri ve gıda kaynaklı hastalıkların başta gelen etkenlerinden biri olan Salmonella
Typhimurium ve yine klinik açıdan kritik bir patojen olan özellikle oportunistik enfeksiyon
etkeni olarak ciddi sorunlara neden olan Pseudomonas aeruginosa tercih edilmiştir. G.
lucidum’un antimikrobiyal etkileri için, agar difüzyon testi, minimum inhibisyon konsantrasyon
testi (MİK) ve minimal bakterisidal konsantrasyon (MBK) testleri yapılmış ve G. lucidum’un
yüksek antimikrobiyal etkinlik içerdiği saptanmıştır. Tüm çalışmalarda G. lucidum’un
metanolik (% 60) ve liyofilize ekstresi kullanılmıştır. Agar difüzyon testi neticesinde yüksek
antimikrobiyal etkiler saptanmış olup P. aeuruginosa için 16 mm, S. Typhimurium için 15
mm’lik inhibisyon zonları gözlenmiştir. MİK testinde her iki bakteri için 100 mg/mL
konsantrasyon değeri, MİK değeri olarak saptanmıştır. MBK testlerinde koloni sayımını esas
alan çalışmalar sonucunda her iki bakteride de % 99,9’un üzerinde bir azalma saptanmıştır (100
mg/mL). Antibiyofilm çalışmalarında biyofilm üretimlerinin kantifikasyonu için kristal viyole
bağlanma yöntemi esas alınmıştır. Farklı konsantrasyonlarda ekstre içeren test kuyularından
elde edilen biyofilm miktarları ile kontrol kuyularından elde edilen biyofilm üretim miktarları
karşılaştırılmış ve biyofilm üretiminde azalma saptanmıştır (P. aeuruginosa için 50 ve 100
mg/mL, S. typhimurium için tüm konsantrasyonlar). Biyofilmlerin yok edilmesinin güçlüğü
yeni stratejilerinin geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu çalışma, mantar türlerinin antibiyofilm
araştırmalarında da değerlendirilebileceğini kanıtlamaktadır.
Anahtar kelimeler: Ganoderma lucidum, Salmonella Typhimurium, Pseudomonas
aeruginosa, antimikrobiyal, biyofilm
30
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-14
Pleurotus ostreatus Kompostundan Enzim Ekstraksiyonu İçin Uygun Yöntem Seçilmesi
Cansu BAYBURT1, Ayşe Betül KARADUMAN2, Uğur ÇELİK3, Mustafa YAMAÇ4
1
LTS Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı, Etap İş Merkezi, Acıbadem, Kadıköy, İstanbul
2
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir
3
4
İzzet Baysal Cad. Güler 2 İş Hanı, No: 88/9, Merkez, Bolu
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir
e-posta: [email protected]
Lignoselülozik atıklar organik kirliliğe neden olan, parçalanmaya karşı dirençli
bileşenlerdir. Doğada bu atıkların mineralizasyonunu en verimli şekilde sağlayan organizmalar
beyaz çürükçül funguslardır. Bu çalışmada tüm dünyada yoğun biçimde üretilen ve tüketilen
bir makrofungus türü olan Pleurotus ostreatus ligninolitik enzim kaynağı olarak kullanılmıştır.
Çalışmada Pleurotus ostreatus karpofor üretimi sırasında farklı gelişim dönemlerinde
örnekler alınarak ligninolitik enzim ekstraksiyonu gerçekleştirilmiştir. Vejetatif misel gelişimi,
primordium oluşumu ve hasat sonrası olmak üzere 3 farklı dönemde alınan kompost örnekleri,
1:10 oranında ekstraksiyon sıvısı ile oda sıcaklığında 200 rpm’ de 1 saat muamele edilmiştir.
Ekstraksiyon verimliliğini karşılaştırmak amacıyla distile su, fizyolojik tuzlu su (%0.9 NaCl),
50 mM Na-asetat (pH: 4.6), 50 mM Na-sitrat (pH:4.8), %0,5 v/v Triton X100 ve 50 mM fosfat
tamponu (pH: 5.8) olmak üzere 6 farklı ekstraksiyon sıvısı kullanmıştır. Elde edilen ekstraktlar
filtre kağıdı ile süzülerek santrifüjlenmiş ve süpernatant ligninolitik enzim (lakkaz, mangan
peroksidaz ve versatil peroksidaz) aktiviteleri açısından incelenmiştir.
Çalışmada elde edilen sonuçların ANOVA analizi, atık Pleurotus ostreatus
kompostundan ligninolitik enzim ekstraksiyonu için distile su ve Triton X100’ ün en başarılı
ekstraksiyon sıvıları olduğunu göstermektedir. Çalışmadan elde edilen veriler ışığında, atık
kompostlardan enzim ekstraksiyonu için pratik ve ekonomik bir ekstraksiyon sıvısı olarak
distile su önerilmektedir.
Anahtar kelimeler: Pleurotus ostreatus, kompost, ligninolitik enzim, ekstraksiyon
31
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-15
Cevap Yüzey Yöntemi ile Fungal Enzim Üretiminin Optimizasyonu
Derya Berikten, Merih Kıvanç
Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 26470, Eskişehir,
e-posta: [email protected]
Optimizasyon, prosesin belirlenen hedefler (yanıtlar) doğrultusunda, bağımsız
değişkenlerin birbirleriyle olan etkileşimleri ve bu bağımsız değişkenlerin hedefe (yanıta) olan
etkileri de göz önünde bulundurularak bir araya getirilip uygulanması işlemidir. Bazı faktörlerin
enzim üretimi üzerine etkilerini analiz etmek için kullanılan klasik yöntemler, diğer faktörlerin
sabit tutulduğu koşullarda bir seferde bir faktörün incelenmesi mantığına dayalıdır. Enzim
üretim parametrelerinin optimizasyonu için bu yaklaşım, çok meşakatli, zaman alıcı, pahalı ve
değişkenler arasındaki etkileşimleri aydınlatmamaktadır.
İstatistiksel uygulamalar ekonomiktir. Aynı zamanda da faktörler arasındaki ilişkileri
ortaya koyan, değişkenlerin optimum değerlerini tahmin edebilen faydalı bir alternatif olarak
karşımıza çıkmaktadır. Cevap yüzey yöntemi (Response Surface Methodology) istatistiksel ve
matematiksel yöntemlerin birleşimi ile birçok değişkenden etkilenen bir cevap yoluyla
problemlerin analizi ve modellenmesi yöntemidir. Cevap yüzey yöntemi (CYY), biyoteknolojik
proseslerde enzim üretiminin optimizasyonunda pek çok fayda sağlamaktadır.
Pekçok avantajından dolayı bu teknik bakteri ve diğer mikroorganizmalar tarafından
enzim üretiminde kültür koşullarının, ortam bileşenlerinin vb. optimizasyonunda başarılı bir
şekilde kullanılmıştır. Çeşitli çalışmalarda, enzimlerin funguslar tarafından üretiminde
kullanılan CYY ile enzim üretimlerinde 5 kata kadar artış sağlandığı görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Cevap yüzey yöntemi, enzim, fungus, optimizasyon
32
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-16
Tricholoma anatolicum ve T. caligatum Türlerinin Antioksidan Aktivitesi
Ebru Erol, Erhan KAPLANER, Mehmet Öztürk, Mehmet Emin Duru
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Kötekli/MUĞLA
e-posta: [email protected]
Reaktif oksijen türleri lipitlerin, proteinlerin ve DNA’nın hasarına yol açar. DNA’nın
hasarı da kanser riskini arttırmaktadır. Antioksidanlar, reaktif oksijen türlerinin zararlı etkilerini
azaltırlar veya ortadan kaldırırlar. Tricholoma matsutake Sing. (Pine-mushroom), dünya
üzerinde en değerli mantar türlerinden biridir. Özellikle anti-aging kozmetik ürünlerinin elde
edilmesinde kullanılmakla birlikte bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde yararlıdır. Bu
mantarın antioksidan etkisinden dolayı gıda sektöründe ve tıpta kullanımları patentlenmiştir.
Benzer şekilde, “White matsutake” veya “giant” mantarı olarak bilinen T. giganteum türüde
antioksidan aktivite göstermektedir. Bu nedenle, Türkiye’de bol yetişen Tricholoma türlerinin
antioksidan aktivitelerini incelemek istedik.Bu çalışmada Tricholomataceae ailesine ait olan,
ülkemizde doğal olarak yetişen ve Muğla ilinden toplanan Tricholoma caligatum (Viv.) Ricken
ve Tricholoma anatolicum H.H. Doğan & Intini türlerinin antioksidan aktiviteleri araştırıldı.
Bu amaçla, uygun dönemlerde toplanan türler kurutulduktan sonra hekzan, aseton, metanol ve
su ile ekstre edildi. Her bir ekstrenin antioksidan aktivitesi β-karoten renk açılımı, ABTS katyon
radikali giderimi, DPPH serbest radikali giderimi, süperoksit anyon radikali giderimi,
CUPRAC yöntemi ve metal kelat etkisi yöntemleriyle spektroskopik olarak belirlendi. Elde
ettiğimiz sonuçlara göre polar ekstrelerin, apolar ekstrelere göre daha yüksek antioksidan
aktivite gösterdiği tespit edildi. B-karoten-linoleik asit testinde, T. anatolicum metanol (IC50:
32,22±1,01 µg/ml) ve aseton (IC50: 65,44±1,34 µg/ml) ekstreleri yüksek aktivite gösterdiler.
Aynı şartlarda T. caligatum türünün aseton ekstresi (IC50: 21,12±0,51 µg/ml), metanol (IC50:
52,19±0,81 µg/ml) ve hekzan (IC50: 61,54±0,41 µg/ml) ekstrelerinden daha yüksek lipid
peroksidasyon inhibisyon aktivitesi gösterdi. Diğer aktivite testleri verileri ışığında türlerinin
doğal antioksidan olarak değerlendirilebileceği ve bu maddelerin aktivite kontrollü olarak
araştırılması kanaati oluşmuştur.
Anahtar kelimeler: Tricholoma anatolicum, Tricholoma caligatum, Antioksidan aktivite,
Yenilebilir mantar.
Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK-SBAG-113R012 numaralı proje tarafından desteklenmiştir.
33
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-17
Doğal Olarak Yetişen ve Yenebilen Bazı Mantar Türlerinde Radyoaktif Kirliliğinin
İncelenmesi
Ayşenur YILMAZ, Onur Tolga OKAN, Sibel YILDIZ, İlhan DENİZ
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü,
61080, Kanuni Kampüsü, Trabzon.
e-posta: [email protected]
Dünyanın birçok ülkesi sahip olduğu flora ve iklim koşulları nedeniyle kendiliğinden
yetişen ve yenebilen mantar türleri bakımından oldukça zengindir. Önemli bir odun dışı orman
ürünü olarak değerlendirilen mantarların, bulundukları coğrafyalarda genellikle gıda olarak
tüketildiği görülmektedir. Diğer yandan bu mantarlar, doğal ekosistemin önemli
biyoindikatörlerden biri olarak kadmiyum, bakır, arsenik, kurşun ve radyoaktif atık olan 137Cs
ve 134Cs gibi toksik elementleri yüksek oranlarda bünyelerinde toplayabilmektedirler. Öyle ki
Sovyet Rusyası’nda meydana gelen Çernobil kazasının en önemli sonuçlarından birinin;
bulutlar ile taşınan kirliliklerin, çok uzak noktaları dahi etkilemesi olduğu anlaşılmıştır.
Özellikle, Çernobil'den sonra mantarlardaki radyoakif madde miktarındaki artış oranının bu
felaketten çok daha sonra bile kaygı verici seviyelerde olduğu yapılan çalışmalar sonucunda
ortaya konmuştur. Bu çalışmada, dünyada doğal olarak yetişen bazı mantar türlerinin radyoaktif
kirlilikleri önceki çalışmalar ışığında derlenerek sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Radyoaktivite, Mantar, Kirlilik, Odun Dışı Orman Ürünleri
34
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-18
Türkiye Pezizales’ leri için Yüksekova (Hakkari) Yöresinden İki Yeni Kayıt
Yusuf UZUN1, Sedat KESİCİ2, İsmail ACAR3
1
Yüzüncüyıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Van
2
3
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Van
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Başkale Meslek Yüksekokulu, Organik Tarım Bölümü, Van
e-posta: [email protected]
Fungi aleminin Ascomycota bölümünde yer alan Pezizomycetes sınıfına mensup Pezizales
ordosu operkulat diskomisetler olarak bilinmekte ve 16 familya, 199 cins ve 1683 taksonla
temsil edilmektedir. Bu ordonun üyeleri operkulat askuslara sahip apotezyumlarla karakterize
edilir. Dünyada geniş bir dağılıma sahip olmalarına rağmen genellikle ılıman ve yüksek rakımlı
bölgeleri tercih ederler. Saprofit, mikorizal ve bitkiler üzerinde parazit yaşayan türleri
bulunmaktadır.
Helvella, Pezizales ordosuna mensup Helvellaceae familyasının içinde yer alan en fazla
taksonla temsil edilen cinstir ve dünya genelinde 63 taksonla temsil edilir. Bu cinsin üyelerinde
apotezyum sapsız veya saplı, kase veya eğer şeklinde, askuslar operkulat, sekiz sporlu ve
inamiloyid, askosporlar ise hyalin pürüzsüz veya siğilli, elips veya iğ şeklinde olup genellikle
yağ damlalıdır.
Peziza cinsi ise Pezizales ordonun en yaygın türlerini içeren Pezizaceae familyası
içerisinde yer alır ve genellikle ılıman bölgelerde dağılım gösteren 104 taksona sahiptir. Peziza
cinsinde apotezyumlar birkaç milimetreden 10 santimetreye kadar değişik çaplarda, saplı veya
sapsız, disk, kase veya yastık şeklinde, epigeik veya hipogeik, ascuslar operkulat, sekiz sporlu
ve amiloyid, askosporlar ise hyalin, pürüzsüz veya süslü, elips veya ovaldir.
Mevcut çalışmada, mantar örnekleri 2014 yılında Yüksekova (Hakkâri) yöresinden
toplanmıştır. Örneklere gerekli mikolojik tekniklerin uygulanması sonucunda; Helvella corium
(O. Weberb.) Massee ve Peziza sepiatra Cooke Türkiye’ den ilk defa rapor edildiği
belirlenmiştir.
Anahtar kelimeler: Pezizales, Helvella, Peziza, Yeni kayıtlar, Yüksekova (Hakkari), Türkiye
35
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-19
Doğu Karadeniz Bölgesinden Türkiye Helotiales’lerine Katkılar
Ilgaz AKATA1, Abdullah KAYA2, Yasin UZUN2
1
2
Ankara Universitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara
Karamanoğlu Mehmetbey Universitesi, Kâmil Özdağ Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü,
Karaman
e-posta: [email protected]
Helotiales, Fungi aleminin Ascomycota bölümünde yer alan Leotiomycetes sınıfına
mensup en geniş takımıdır. Bu takımın üyelerinde kase veya disk şeklinde, nadiren konveks
apotezyumlar, inoperkulat, ince duvarlı ve sekiz sporlu ascuslar, pürüzsüz, uzunlamasına
simetrik, basit veya enine bölmeli askosporlar karateristiktir. Dünya genelinde geniş bir yayılışa
sahip olan Helotiales takımı 501 cins ve 3881 taksonla temsil edilir.
Çalışmada kullanılan mantar örnekleri Doğu Karadeniz Bölgesinde 2011-2013 yılları
arasında gerçekleştirilen arazi çalışmaları ile elde edilmiştir. Bu çalışma sonucunda, Helotiales
takımına mensup Ascotremella faginea (Peck) Seaver, Belonidium sulphureum (Fuckel) Raitv.,
Catinella olivacea (Batsch) Boud., Ciboria caucus (Rebent.) Fuckel, Cudoniella clavus (Alb.
& Schwein.) Dennis, Neobulgaria pura (Pers.) Petr., Pezizella alniella (Nyl.) Dennis ve
Pyrenopeziza revincta (P. Karst.) Gremmen Türkiye’den ilk defa rapor edilmiştir. Ayrıca
Ascotremella faginea, Belonidium sulphureum, Catinella olivacea, Cudoniella clavus ve
Neobulgaria pura cins düzeyinde yeni kayıttır.
Günümüze kadar Türkiye’den Helotiales takımına mensup 12 familya ve 32 cinse ait 46
takson rapor edilmiş ve bu çalışma ile cins sayısı 37, takson sayısı ise 54’e yükselmiştir.
Anahtar kelimeler: Biyoçeşitlilik, Helotiales, Yeni kayıtlar, Türkiye
Teşekkür: Zigana Dağı ve çevresinden toplanan örnekler, Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu’nca desteklenen 08-M-13 nolu proje
kapsamında toplanmıştır.
36
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-20
Dünyada ve Türkiye’de Miksomiset Çalışmaları ve Taksonomik
Özelliklerine Genel Bir Bakış
Tülay BİCAN SÜERDEM
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 17020,
Çanakkale
e-posta: [email protected]
Aselüler cıvık funguslar, plazmodial cıvık funguslar veya gerçek cıvık funguslar olarak
da isimlendirilen miksomisetler, hücre çeperi olmayan, çok nukleuslu, bir veya daha fazla
sporofor meydana getirebilen “plazmodyum”
denen özel bir yapı ile karakterize edilen
canlılardır. Bu yapı ince bir protoplazma yığınından ibaret olup vejetatif fazı temsil eder.
Miksomisetlerin birçok türü kozmopolit olup substrat, nem ve ısı bir bölgede miksomiset
bulunurluğunu sağlayan ana faktörlerdir. Genellikle ılıman bölgelerdeki rutubetli ormanlarda;
çürüyen kütükler, ölü yapraklar, canlı ağaç kabukları, orman tabanındaki ölü örtü, hayvan
gübreleri ve diğer bazı organik maddeler üzerinde çok yaygın bulunurlar. Doğal habitatlarında
fruktifikasyon oluşturamayan veya o an fruktifikasyonu görülemeyen bazı örnekler için
laboratuvar ortamında “nem odası tekniği” uygulamasıyla fruktifikasyon oluşturulmaya
çalışılır.
Doğadaki önemleri konusunda net bilgiler olmasa da böceklerin besinlerini
oluşturdukları, insanlar tarafından Meksika’da Enteridium lycoperdon türünün genç
sporoforlarının besin olarak kullanılabildiği, Fuligo septica gibi bazı türlerin sporlarının
aeroallerjen olduğu, bilimsel deneylerde ve kanser araştırmalarında özellikle Physarum
polycephalum ve Didymium iridis gibi türlerin yoğun olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Dünya üzerinde takriben 1200 miksomiset türü bilinmektedir ve bu sayı Türkiye için
bugün 232 olarak kaydedilmiştir. Ülkemiz için belirlenen bu sayı dünya rakamları göz önüne
alındığında bilinen miksomisetlerin ancak 1/5’ini oluşturmaktadır ve çok küçük bir oran ifade
etmektedir. Bundan dolayı ülkemizde taksonomik ve floristik çalışmaların sıklığının artmasına
büyük bir gereksinim vardır. Şimdiye dek ülkemizde miksobiota henüz çok kapsamlı bir şekilde
araştırılmamıştır ve miksomiset florası üzerine yapılan çalışmalar daha yeni yeni hız
kazanmaktadır. Ancak
günümüzde moleküler biyolojide kullanılan tekniklerin
de
yaygınlaşmasıyla bu konudaki çalışmalar sadece taksonomik düzeyde kalmayıp, daha ileri
37
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
moleküler çalışmaların yapılması gerekliliğini de gündeme getirmektedir. Bu yüzdendir ki
yurtdışında hız kazanmış olan farklı alanlardaki miksomiset çalışmalarına ülkemizde de
başlanması kaçınılmazdır. Böylelikle miksomisetlerin moleküler düzeyde de tayinleri
doğrulanabilecek ve numerik taksonomi ile klasik tayin yöntemleri de desteklenebilecektir.
Anahtar kelimeler: Miksomiset, cıvık fungus, plazmodyum, nem odası tekniği.
38
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-21
Gıdalarda Yaygın Olarak Bulunan Küfler ve Mikotoksinleri
Nukhet N. ZORBA1, Seda ÖZDİKMENLİ2
1
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Fakültesi
17020 Merkez/Çanakkale
2
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü,
17550 Yenice/ Çanakkale
e-posta: [email protected]
Küfler zayıf gelişme isteklerin sahip olmalarından dolayı, doğada hemen hemen her
yerde yaygın olarak bulunmaktadır. Bazı gıdaların üretiminde kullanılmalarına rağmen birçoğu
gıdalarda bozulmaya neden olmaktadır. Gıdalarda gelişen küfler gelişmeleri sırasında
ürettikleri sekonder ürünler ile insanlarda ve hayvanlarda toksikasyona neden olmaktadır.
Küflerin ürettikleri bu zehirli sekonder ürünlere mikotoksin denilmektedir. Mikotoksinler
genellikle hububat, baharat ve kuruyemiş gibi gıdalarda bulunmakla birlikte elma, üzüm gibi
meyve sularında da bulunabilmektedirler. Gıdalarda bulunan en yaygın mikotoksinler;
Aflatoksinler, Okratoksin, Trikotesenler, Zearalenon’dur. Mikotoksinler özellikle Aspergillus,
Penicillium ve Fusarium cinsleri tarafından üretilmektedir. Bu cinslere ait küflerin hepsi toksin
üretmeyebilir. Ayrıca bir tür birden fazla çeşit mikotoksin üretebilmektedir. Bu nedenden
dolayı kesin bir sınıflandırma yapmak oldukça güçtür.
Anahtar kelimeler: Gıdalar, küfler, mikotoksinler, toksikasyon
39
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-22
Mayaların Probiyotik Olarak Kullanımı
Merih KIVANÇ
Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji bölümü, Eskişehir
e-posta: [email protected]
Mayalar mikroorganizmaların geniş ve heterojen bir grubunu içermektedir. Mayalar
bilimsel amaçla ve endüstride geniş ölçüde kullanılmaktadır. Çok çeşitli biyolojik aktivite sahip
olmaları nedeniyle mayalardan gıda sektöründe çok fazla yararlanılmaktadır. Ayrıca fermente
gıdalarda aromanın oluşumunda büyük rol oynamaktadırlar. Zararlı bakterilere ve mayalara
karşı antogonistik aktivitesi de ortaya konmuştur. Son yıllarda konukçunun sağlığı üzerine
yararlı etkileri saptanmış ve insan ve hayvanlarda bazı suşları yaygın olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Buna bağlı olarak mayaların probiyotik özellik gösterebileceği ve bu güne kadar
yoğun olarak kullanılan prokaryotik probiyotiklere alternatif olarak mayaların kullanılabileceği
düşüncesi son yıllarda hakim olmuştur. Günümüzde bu konu ile ilgili yapılan çalışmalarda hız
kazanmıştır.
Probiyotikler, insanların veya hayvanların doğal mikroflorasına ait özellikleri geliştiren,
tüketilmeleri sonucunda ağızda, gastrointestinal sistemde, üst solunum yollarında ya da
ürogenital kanallarda yararlı etkileri ile konakçının sağlığında iyileşmeye sebep olan tek veya
karışık canlı mikroorganizma kültürleridir.
Mayaların probiyotik özellikleri stres koşullarına toleransı, gastrointestinal sistemdeki canlılığı
ve tutunma özellikleri ile antogonistik aktivitesi gözden geçirilerek, sağlık açısından yararları
incelenmiştir. Ayrıca mayaların probiyotik olarak gastrointestinal sistem, immünite, sinerjistik
aktivite ve toksin nötralizasyonu gibi aktiviteleri gözden geçirilmiştir.
Mayaların probiyotik olarak kullanılması gelecek vaat etmektedir. Ancak daha detaylı
çalışmalara ihtiyaç vardır.
Anahtar Kelimeler: Mayalar, probiyotik, sağlık
40
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-23
Trametes hirsuta (Wulfen) Lloyd Kökenli Mangan Peroksidaz Enzimi ile İmmersiyon tip
Reaktör Koşullarında Boyar Madde Renk Giderimi
Melike BÖRÜHAN1,Ayşe Betül KARADUMAN2, Cansu BAYBURT3, Mustafa YAMAÇ
1
2
3
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir
LTS Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı, Etap İş Merkezi, Acıbadem, Kadıköy, İstanbul
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada önceki bir çalışma ile aktivitesi belirlenen OBCC 5014 kodlu Trametes
hirsuta izolatının ham kültür filtratı ile; malaşit yeşili, cibacron blue 3R, kristal viyole,
amaranth, RBBR, remazol black boyar maddelerinin in vitro renk giderimi gerçekleştirilmiştir.
Reaksiyon ortamında 4 saatin sonunda yapılan ölçümlerde renk giderimi sırasıyla % 65, 33, 30,
5, 2 ve 2 olarak belirlenmiştir. Ortama HBT mediatörünün ilavesiyle bu oranlar % 79, 96, 58,
76, 75, 75’ e kadar yükseltilmiştir. Renk gideriminden sorumlu olan enzimin mangan
peroksidaz olduğu ve pH 4.75 ve 50 oC koşullarında enzim aktivitesi ve renk gideriminin
maksimum olduğu belirlenmiştir. Bu sıcaklık ve pH koşullarında enzimin kinetik parametreleri
hesaplanmıştır.
Elde edilen sonuçlar, ölçek büyütme ile immersiyon tip reaktöre uygulanmıştır. Bu amaçla
amonyum sülfat çöktürmesiyle konsantre edilen ham enzim çözeltisi sodyum alginat
boncuklara
immobilize
edilmiştir.
Çalışmada
kullanılan
boyar
maddelerin
eşit
konsantrasyonları ile yapay atık boyar madde çözeltisi elde edilmiştir. Oluşturulan yapay atık
çözeltisi (3.5 L) reaktör içerisine aktarıldıktan sonra, immobilize konsantre boncuklar 100 cm3
hacminde 1.5 mm çapında delikler barındıran 2 adet çelik kafese yerleştirilmiştir. Zamanlayıcı
pnömatik sisteme bağlı bir piston yardımıyla, immobilize enzim boncukları 0.25 batış/sn hızla
yapay boyar madde çözeltisine daldırılmıştır. İmmersiyon tip reaktörde aynı enzim boncukları
ile 24 saatlik 3 döngü biçiminde gerçekleştirilen çalışmalarda renk giderim kapasitesi döngüler
için sırasıyla % 87.1, 74.5 ve 45.2 olarak belirlenmiş, yapay boyar madde karışımının
toksisitesinde azalma meydana gelmiştir.
Anahtar kelimeler: İmmersiyon reaktör, İmmobilizasyon, Mangan peroksidaz, Renk giderimi,
Trametes hirsuta.
Teşekkür: Bu çalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu tarafından
desteklenmiştir. (Proje no: 201019039)
41
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-24
Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp.
MÖ15’in Nohut (Cicer arietinum L. Aziziye 94) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine
Etkisi
Mehmet Nuri AYDOĞAN1, Mustafa ÖZDEMİR2
1 Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, TR-25240 Erzurum - TÜRKİYE
2 Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, TR-25240 Erzurum - TÜRKİYE
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada Mardin Mazıdağı Fosfat Kayası (MFK)’nı mikrobiyal yolla gübre olarak
kullanilabilme imkanı araştırılmıştır. Bu amaçla; ülkemizin en önemli fosfor cevheri olarak
bilinen Mardin Mazıdağı Kaya Fosfatının bulunduğu bölgeden izole edilen Penicillium sp.
MÖ15 mikrufungus’u, nohut (Cicer arietinum L.) bitkisinin çimlendirilmiş tohumlarına
aşılanmış ve Mazıdağı kaya fosfatı ilave edilmiş saksılarda bitkiler büyütülerek, bitkinin
büyüme ve gelişmesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla 3 grup deney serisi
hazırlanmıştır. 1. Grup (Pozitf Kontrol): Kum ve hoagland, 2 grup: Kum + hoagland* + MFK,
3. Grup: Kum + hoagland* + MFK + Penicillum sp. MÖ15 olarak düzenlenmiş ve bu deney
serisinin sonucuna gore; kök, gövde uzunlukları (cm) ve yaprak sayısı değerleri 1, 2, 3.
Gruplarda sırasıyla: 16. 66, 30.66; 11.33; 11.00, 22.33, 9.00; 21.33, 28.66, 12.33 olarak, kök
gövde ve yaprak kuru ağırlıkları % olarak sırasıyla: 22.49, 24.49, 25.21; 18.44, 20.18, 22.36;
22.26, 26.28, 30.15 toplam karbohidrat miktarı (mg.g-1) ve çözülebilir protein miktarı (mg.g-1)
sırasıyla: 4.24, 12.01; 2.11, 9.05; 4.42, 12.11 klorofil a, b ve toplam klorofil miktarı (mg.g-1)
sırasıyla: 1.434, 0.410, 1.845; 0.852, 0.261, 1.113; 1.507, 0.502, 2.009 olarak bulunmuştur. Bu
sonuçlara göre Penicillum sp. MÖ15 izolatı MFK’lı ortamda Nohut (Cicer arietinum L.)
bitkisinin büyüme ve gelişmesini istatistiki olarak önemli düzeyde arttırmıştır.
*: Fosfat içermeyen modifiye hoagland
Anahtar Kelimeler: Fosfat çözücü mikroorganizmalar, Kaya Fosfatı, MFK, Penicillium,
Biyogübre
42
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-25
Stereum hirsutum (Willd.) Pers. Tarafından Bitki Gelişim Düzenleyicisi Üretiminin
Optimizasyonu
Mustafa Kemal BABAYİĞİT1, Selen YÜZÜAK2, Göksu CEYLAN3, Zeki YILDIZ4,
Bilal DOĞAN5, Nilüfer AKSÖZ6, Mustafa YAMAÇ7
1
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
2
3
4
Hacı Hüsnü Sokak, No: 18/ 9, Yenibağlar, Eskişehir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İstatistik Bölümü, Eskişehir.
5
6
7
Uğurbey Sokak, No: 14/ 6, Büyükdere, Eskişehir.
Şehit Cengiz Karaca Mah., 1046. Sok., No:8/9, Dikmen, Ankara.
Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Beytepe, Ankara.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir.
e-posta: [email protected]
Dünya nüfusunun hızlı artışı, geleneksel besin kaynaklarının daha hızlı/fazla üretimi
ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bitki gelişim düzenleyicilerinin (BGD) kullanımı, bu sorunun
alternatif çözüm yollarından birisi olarak düşünülmektedir. Bu yaklaşım ile gerçekleştirilen
çalışmada, gibberellik asit (GA), absisik asit (ABA) ve indol asetik asit (IAA) ürettiği önceden
belirlenen bir Stereum hirsutum izolatının BGD üretim koşulları optimize edilmiştir.
Maksimum BGD üretiminin gerçekleştiği kültür koşullarını belirlemek amacıyla, Stereum
hirsutum izolatı; derin, statik ve katı faz kültür tiplerinde üretilerek 3 gün aralıklarla 24 gün
boyunca örneklenmiştir. Maksimum GA, ABA ve IAA üretimi, statik kültür tipinde
inkübasyonun 18.gününde 2588.08, 292.59 ve 30.18 mg/L olarak belirlenmiştir. Çalışmanın
sonraki aşamasında BGD üretimini arttıran kültürel koşulların belirlenmesi için istatistiksel
deney tasarım yöntemlerinden Plackett-Burman ve Response-Surface metodları kullanılmıştır.
Sonuç olarak Stereum hirsutum tarafından maksimum GA, ABA ve IAA üretimi için 3202.82,
366.44 ve 34.04 mg/L değerlerine; glikoz 30 g, yeast ekstrakt 5 g, KH2PO4 1.5 g, distile su
1000 ml, pH:7 besiyerinde 25 °C inkübasyon sıcaklığında statik koşullarda üretilmesi ile
ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Stereum hirsutum, Gibberellik Asit, Absisik Asit, İndol Asetik Asit,
Optimizasyon
43
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-26
Endüstriyel Atıksu Arıtımı ve Tarımsal Atık Değerlendirmede Fungal Uygulamalar
Ece Ümmü DEVECİ
Niğde Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendlisği Bölümü, Merkez yerleşkesi,
Niğde
e-posta: [email protected]
Çevre Biyoteknolojisi kapsamında atıkların giderim çalışmalarında fungus yaygın
olarak kullanılmaktadır. Özellikle atıksuların ve katı atıkların gideriminde oldukça önemlidir.
Son yıllarda fungal enzimlerin izolasyonu atık gideriminde önemli bir yeri olmuştur. Çevre
mikrobiyolojisi kapsamında deri endüstrisi atıksularından tekstil atıksularına, pestisit
atıklarının giderimine kadar birçok alanda, ağır metal giderimi ile ilgili birçok çalışma fungus
yaygın olarak kullanılmaktadır. Tarımsal kaynaklı katı atıkların sitrik asit, etanol vb. ürünlerin
primer metabolizmada fungal olarak üretimi, katalaz, lakkaz, selulaz, pektinaz ve proteaz gibi
endüstriyel açıdan önemli kullanım alanı olan fungal enzimlerin sekonder metabolizmada
üretilmesi için tarımsal kaynaklı atıklar kullanılmaktadır. Ayrıca kompostlaştırmada fungal
türler kullanılarak tarımsal atıklar verimli bir şekilde kullanılmaktadır.
Bu makalenin amacı atık gideriminde uygulama aşamasına kadar gelmiş proseslerde
fungusların verimli bir şekilde kullanıldığına dair derleme bir çalışmadır.
Anahtar kelimeler: Atık değerlendirme, fungi, endüstriyel atıksu, tarımsal atık
44
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-27
Kuersetin ve Kitosan ile Mikroenkapsule Edilmiş Kuersetinin Aspergillus niger
Üzerindeki Antifungal Özelliklerinin Karşılaştırılması
Buse BERBER1, N. Cenk SESAL2, İskender KARALTI3
1
Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü, İstanbul
2
3
Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, İstanbul
Yeditepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, İstanbul
e-posta: [email protected]
Günümüzde yapılan çalışmalar bazı fitokimyasalların hava, ışık ve sıcaklık gibi çevresel
etmenlerden etkilenebildiğini ve sahip oldukları fonksiyonel özellikleri kaybedebildiğini
göstermiştir. Elma, soğan, çay gibi bitkilerde bulunan kuersetin, antibakteriyel ve antifungal
özelliği kuvvetli bir fitokimyasaldır. Günlük yaşamda sıklıkla tüketilen bitkilerde, mısır gevreği
gibi fonksiyonel gıdalarda bulunmasına rağmen hava ve ışık ile temas ettiğinde sahip olduğu
bazı özelliklerinin azaldığı literatürde yer almaktadır. Olası olumsuzlukların ortadan
kaldırılması amacıyla enkapsülasyon işlemi uygulanabilmektedir. Kitosan, kitinin deasetile
formu olan doğal ve organik bir polimerdir. Tatsız, kokusuz olması sebebiyle günümüzde
enkapsülasyon işlemi için tercih edilmektedir.
Bu çalışmada kuersetin maddesinin hava ve ışık ile etkileşimini en aza indirebilmek ve
sahip olduğu özellikleri koruyabilmek amacıyla kitosan ile enkapsülasyonu gerçekleştirilmiştir.
Enkapsüle edilmiş ve edilmemiş kuersetinin ışık ve hava ile temasından sonra Aspergillus niger
üzerindeki antifungal özelliği karşılaştırılmıştır.
Çalışmamızda kuersetinin enkapsülasyonu işlemi için orta moleküler ağırlıklı kitosan
kullanılmış, iyonotropik jelasyon yöntemi uygulanmıştır. Kuersetin ve kitosan ile enkapsüle
edilmiş formunun farklı ortam koşullarındaki antifungal özelliğinin araştırılması amacıyla 254
nm ve 366 nm olmak üzere 2 farklı UV ışığı, güneş ışığı ve hava ile 1 saat temas ettirilmiştir.
İşlem görmemiş örnekler kontrol grubu olarak kullanılmıştır. Örneklerin antifungal aktiviteleri
mikrodilüsyon yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. 26oC’de 48-72 saat inkübe edildikten sonra
sonuçlar değerlendirilmiştir.
Yapılan çalışmalar sonucunda hava, UV ve güneş ışınlarına maruz kalan kuersetinin
antifungal özelliklerinin azaldığı görülmüştür. Aspergillus niger’e karşı kuersetinin etkisi
45
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
gözlenmezken enkapsüle edilmiş formunda 250 ppm değeri etkili görülmüştür. Kitosan ile
enkapsüle edilen kuersetin tüm koşullarda kapsüle edilmemiş formundan daha etkili
bulunmuştur. Negatif kontrol olarak kullanılan işlem görmemiş kuersetin hava, UV ve güneşe
maruz bırakılan kuersetin örneklerinden daha etkili bulunmuştur.
Elde edilen sonuçlar ile gıda sektöründe sıkça kullanılan kuersetinin hava ve ışık ile
teması sonucu etkinliğini yitirdiği gözlenmiştir. Kuersetinin antifungal özelliğinin
korunabilmesi amacıyla kitosan ile enkapsüle edilerek kullanılmasının daha uygun olacağı
sonucuna varılmıştır. Ayrıca kuersetinin kitosanla birlikte kullanımının sinerjik etki yarattığı
da gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikroenkapsülasyon, Kuersetin, Kitosan, Aspergillus niger
46
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-28
Farklı Üreme Koşullarının Clavariadelphus truncatus Donk Misel Gelişimi Üzerine
Etkisi
Cem ÖZKAN1, Ayşenur BAHADIR2, Necla ÖZBULUT3, Bilal DOĞAN4, Zeki YILDIZ5,
Mustafa YAMAÇ6
1
2
Bostancık mah., Bostancık Cad., No:126/6, mamak, Ankara.
Kardelen Mah. Kılıçarslan Caddesi, Evrensel Kent Sitesi, No: 2, Batıkent, Ankara
3
4
5
6
Eskibağlar Mahallesi, Balkan Caddesi, No: 9/25, Eskişehir
Şehit Cengiz Karaca Mah., 1046. Sok., No:8/9, Dikmen, Ankara.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İstatistik Bölümü, Eskişehir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir.
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada Türkmenbaba Dağı’ndan (Eskişehir) izole edilen yenebilir ve
ektomikorial bir makrofungus türü olan Clavariadelphus truncatus’ un besiyeri ve sıcaklık
tercihi konu alınmıştır. İzolatın besiyeri terhibi 15 farklı besiyerinde üremesi sırasında koloni
çapı (mm), koloni ağırlığı (mg) ve gelişim hızı (mm/gün) parametreleri ile incelenmiştir. Sonuç
olarak 10 günlük inkübasyon süresi sonunda Malt Ekstrakt Agar, Glukoz Mısır Agar ve Glukoz
Malt Yeast Agar besiyerlerinde sırası ile 90.79, 92.27 ve 92.24 mm koloni çapı ve 9.31, 9.62
ve 9.66 mm/gün gelişim hızı değerlerine ulaşılmıştır. Bu besiyerlerinde 10. gündeki koloni
ağırlık değerleri ise 417.46, 56.63 ve 299.00 mg olarak elde edilmiştir. En yüksek ağırlık 586.85
mg değeri ile 73.7 mm koloni çapı ve 7.83 mm/gün büyüme hızı değerlerine sahip Oat meal
Agar besiyerinde elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar misel gelişimine ilişkin çalışmalarda
koloninin çapı kadar yoğunluğunun da dikkate alınması gereğini vurgulamaktadır.
Çalışmanın ikinci aşamasında, Clavariadelphus truncatus izolatı sıcaklık tercihinin
belirlenmesi amacı ile 10-45 C aralığında 8 farklı inkübasyon sıcaklığında üretilmiştir. On
günlük inkübasyon süresi sonucunda tercih edilen inkübasyon sıcaklığının 3.13 g/L biyomas
değeri sunan 25 C olduğu değerlendirilmiştir. Son olarak Clavariadelphus truncatus gelişimini
etkileyen çevresel ve besinsel faktörlerin Plackett – Burmann deney tasarımı ile istatiksel
değerlendirmesi gerçekleştirilmiş, izolatın protein değeri (% 34.00) geleneksel bir kaynak olan
yumurta (% 12.40) ile karşılaştırıldığında oldukça zengin olarak bulunmuştur.
Anahtar kelimeler: Clavariadelphus truncatus, Besiyeri, Misel gelişim
47
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-29
Yenilebilir Tricholoma Türlerinin Makrobesinsel ve Mineral İçerikleri
Hamide ÇAVDAR1, Gülsen TEL1, Ebru EROL1, Mehmet ÖZTÜRK1, Mehmet Emin
DURU1, Aziz TÜRKOĞLU2
1
2
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Kötelki, Muğla
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Kötelki, Muğla
e-posta: [email protected]
Lezzetli ve besleyici bir gıda olan birçok yabani mantar türü, dünya genelinde farklı
milletler tarafından düzenli olarak toplanılmakta ve doğrudan besin kaynağı olarak
kullanılmaktadır. Mantarlar birçok et ve sütten daha az, ancak birçok sebzeden daha çok protein
içeren, kolayca sindirilebilen protein kaynaklarıdır.
Bu çalışmada ülkemizde doğal olarak yetişen Tricholoma caligatum (Viv.) Ricken,
Tricholoma anatolicum H.H. Doğan & Intini, Tricholoma imbricatum (Fr.) P. Kumm. ve
Tricholoma arvernense Bon mantarlarının makro-besinsel özellikleri olan protein, kül,
karbonhidrat, enerji miktarları, lipit ve mineral içerikleri belirlendi. Protein içeriğinin
belirlenmesinde ise Kjeldahl metodu kullanıldı. Lipit miktarı, mantarın hekzan ile
ekstraksiyonundan, kül miktarı ise mantarın 600 ᴼC±20 ᴼC kül fırınında yakılmasından
hesaplandı. Karbonhidrat miktarı, protein, lipit ve kül miktarlarının kullanımıyla belirlenmiş
olup, enerji değeri ise (kcal) protein, karbonhidrat ve lipit miktarlarının kullanımıyla AOAC
metotlarına göre hesaplandı. Mantarlarda Na, Mg, Ca, K, Mn, Fe, Zn, Se ve P içerikleri ICPOES cihazı ile analiz edildi. Sonuçlar mg/kg mantar olarak verildi. Elde ettiğimiz sonuçlara
göre mantarlardaki protein miktarı 19,6-29 g/100g, kül miktarı %7,39-8,81, karbonhidrat
miktarı 59,35-66,4 g/100g, enerji miktarı 384-407,94 kcal/100g ve lipit miktarı 3,4-7,5 g/100g
aralığında belirlenmiştir. Mineral içerikleri, Na için 170-194,5 mg/kg; Mg için 304-953,5
mg/kg; Ca için 55,6-180,6 mg/kg; K için 14092-28131 mg/kg; Mn için 7,3-38,3 mg/kg; Fe için
65,8-147,5 mg/kg; Zn için 5,6-27,8 mg/kg; Se için 0,3-0,4 mg/kg; P için 1783-3821 mg/kg;
aralığında bulundu.
Anahtar kelimeler: Tricholoma Türleri, Yenilebilir Mantar, Makrobesin, Yağ Asidi İçeriği,
Mineral İçeriği.
Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK-SBAG-113R012 numaralı proje tarafından desteklenmiştir.
48
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-30
Fungal Kontrol Listeleri (= Check List) ve Türkiye’deki Durum
Ahmet Asan
Trakya Üniversitesi Balkan Yerleşkesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Edirne
e-posta: [email protected]
Bir ülkede hangi canlıların var olduğunun tespiti, ekolojik, taksonomik, ekonomik, tıbbi
v.s. gibi nedenlerden dolayı oldukça önemlidir. Bu sebeplerle, “… ülkesinin florası, …
bölgesinin faunası” gibi başlıklar altında birçok esere rastlamak mümkündür. Bu amaçlara
yönelik olarak, bir ülkedeki fungal türlerin tespiti de önemlidir. Özellikle ülkeye göre
değişebilen farklı ekolojik ortamlardan dolayı, makrofunguslarla ilgili kontrol listeleri daha da
ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde makrofunguslarla ilgili gerek kitap şeklinde ve gerekse
makale olarak kontrol listeleri yayınlanmıştır. Fakat makrofungus veya diğer funguslarla ilgili
kontrol listelerinin belirli aralıklarla güncellenmesi gerekmektedir; çünkü sürekli olarak yeni
eserler yayınlanmakta ve bu yayınların takip edilmesi gereği ortaya çıkmaktadır. Liste
güncellenmediği takdirde, eldeki yayın sadece belirli bir dönemin kesitini sunacaktır.
Ülkemizde, mikrofunguslarla ilgili kontrol listeleri maalesef çok azdır ve çalışılacak çok fazla
taksonomik grup bulunmaktadır. Bu metnin yazarı, Aspergillus, Penicillium ve yakın türlerle
ilgili ilk kontrol listesini 2000 yılında Turk J Bot’de yayınladı, daha sonra bu kontrol listesi
oldukça güncellenerek ve değiştirilerek 2004’de yeniden yayınlandı. Bu yayının 24 Ocak
2013’de güncellenen son haline MycotaxonDergisi’nin internet sayfasından tam metin olarak
ulaşılabilir [89(1):155-157,2004,Link:<http://www.mycotaxon.com/resources/checklists/asanv89-checklist.pdf>]. Yine bu metnin yazarı, Fusarium cinsi ile ilgili Türkiye’den rapor edilen
türleri
2011
yılında
Mycotaxon’da
yayınladı
[116
(1):
479,
<http://www.mycotaxon.com/resources/checklists/asan-v116-checklist.pdf>].
2011,
Link:
Ülkemizde,
bitkilerde parazit olan mikrofunguslarla ilgili listeler de mevcuttur. Görüldüğü gibi ülkemiz
için, Alternaria, Cladosporium, Trichoderma, Rhizopus, Mucor başta olmak üzere birçok cins
çalışılmayı beklemektedir. Ancak sorunlar da yok değildir. Örneğin, son birkaç yıl öncesine
kadar ve halen yayınlanan birçok fungal tür, geleneksel yöntemlerle (morfolojik karakterler,
koloniyal ve mikroskobik özellikler gibi) teşhis edilmiştir. Fungal kontrol listeleri hazırlanırken,
daha önce yayınlanmış eserlerden yararlanılmakta ve bu yayınlarda yer alan tür teşhislerinin
doğru yapıldığı kabul edilmektedir. Ancak verilerin moleküler yöntemlerle teyit edilmesiyle
49
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
karşımıza farklı durumlar çıkabilmektedir. Moleküler çalışmaların maliyeti geleneksel
yöntemlere göre fazla olduğundan ve diğer birçok nedenden dolayı, ülkemiz fungal kontrol
listelerinin tamamlanması uzun zaman alacak gibi görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Fungal kontrol listeleri, checklist, Türkiye, fungal biota
50
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-31
Bazı Tricholoma Türlerinin Yağ Asidi Bileşenleri
Gülsen TEL, Hamide ÇAVDAR, Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK,
Mehmet Emin DURU
1
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü Kötelki, Muğla
e-posta: [email protected]
Yağ asitlerinin insan sağlığına çok önemli katkıları nedeniyle, içeriklerinin araştırılması
ilgi çekici hale gelmektedir. Temel yağ asitlerinin eksikliğinde özellikle kalp rahatsızlıkları gibi
hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Özellikle doymamış yağ asitlerinin insan sağlığında çok önemli
bir yeri olduğu bilinmektedir. Ayrıca, mantarların yağ asit bileşimlerinin belirlenmesi mantarın
besinsel özelliklerinin açığa çıkarılmasına da katkı sağlamaktadır. Mantarlarda genel olarak
oleik, linoleik, ve palmitik asit majör bileşenler olarak bulunurlarken, C12-C20 arasındaki düz
zincirli yağ asitleri ve C16-C24 hidroksi grup taşıyan yağ asitleri de bulunabilmektedir.
Bu çalışmada, ülkemiz Güneybatı Anadolu’dan toplanan ve Tricholomataceae ailesine
ait olan Tricholoma caligatum (Viv.) Ricken, Tricholoma anatolicum H.H. Doğan & Intini ve
Tricholoma arvernense Bon türlerinin yağ asidi bileşenleri incelendi. Bu çalışmamızda,
mantarlardan elde edilen hekzan ekstreleri, metil esteri türevlerine dönüştürülerek, GC-EIMSD ve GC-FID cihazları ile analiz edildiler.
Oleik asit (C18:1) ve linoleik asit (C18:2) çalıştığımız Tricholoma türlerinde major
bileşen olarak bulundu. Tricholoma anatolicum mantarında oleik asit ve linoleik asit miktarları
sırası ile % 63,24 ve % 17,13 olarak belirlenirken, Tricholoma arvernense’de % 24,48 ve %
53,09, Tricholoma caligatum’da % 33,89 ve % 40,15 oranında tespit edildi.
Anahtar kelimeler: Tricholomataceae, Tricholoma türleri, Yağ asidi, Yenilebilir mantarlar.
Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK-SBAG-113R012 numaralı proje tarafından desteklenmiştir.
51
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-32
Bilecik İli Liken ve Likenikol Mantar Çeşitliliğinin Belirlenmesi
Ayşen Özdemir TÜRK, Yılmaz YAVUZ, Mehmet CANDAN
Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir
e-posta: [email protected]
Türkiye Likenleri ile ilgili çalışmalar 1700’lü yıllardan bu yana sürdürülmekle beraber,
halen yoğun olarak araştırılması gereken alanlar bulunmaktadır. Çalışma alanımız, liken
çeşitliliğinin artmasını sağlayacak çok farklı habitatları barındırmaktadır. Pazaryeri’nin
batısında ve Mezit Vadisi’nde Fagus orientalis, Pinus sylvestris ve Abies nordmanniana karışık
ormanları; Sakarya vadisinde ise gerçek Akdeniz bitki örtüsünü temsil eden Pinus brutia, Olea
europea gibi türler yayılış gösterir. Buna karşın, Bozüyük Eskişehir arasında, Pinus nigra ve
Quercus sp. ormanları ile step geçiş bölgeleri yer alır.
Liken örnekleri, morfolojik yapılarına zarar verilmeden, jeolog çekici, keski, bıçak gibi
gereçler kullanılarak toplanmış, yumuşak kâğıtlara sarıldıktan sonra parşömenden yapılmış
kese kâğıdına yerleştirilmiştir. Örnekler, laboratuvara getirildikten sonra temizlenip oda
şartlarında
kurutulmuştur.
Türlerin
tayininde
çeşitli
tayin
anahtarlarının
yanında
stereomikroskop ve ışık mikroskobu ile kemotaksonomik yöntemler kullanılmıştır.
Çalışmamızda 270 tür ve tür altı takson belirlenmiştir. Bunlardan 229 tanesi liken
oluşturan, 41 tanesi likenikol fungustur. Caloplaca ve Lecanora cinsleri sırasıyla 28 ve 19
takson ile en yaygın olanlardır. Substrat açısından 68 tür ile kalkerli kaya en çok liken türünü
barındırmaktadır.
Bilecik ilinde yapılan çalışmalar sonucunda ilin bilinen liken çeşitliliğine 162 takson
eklenmiştir. Farklı habitatlar için indikatör olarak nitelendirilen türler haritalandığında; yaşlı
orman, step türlerinin belirgin sınırlar çizdiği izlenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Liken, likenikol fungus, biyoçeşitlilik, Bilecik
Teşekkür: Bu çalışma, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Komisyonu tarafından 1004F119 no’lu proje ile desteklenmiştir.
52
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
S-33
Aspergillus westerdikiae’nin fenotipik karakterizasyonu
Neriman YILMAZ1, 2
1
CBS-KNAW Fungal Biodiversity Centre, 3508 AD, Utrecht, the Netherlands.
2
Department of Biology, Utrecht University, Utrecht, the Netherlands.
e-posta: [email protected]
Aspergillus westerdijkiae özellikle tahıl, üzüm, kahve çekirdeği ve baharatlardan izole
edilen önemli bir Okratoksin A üreticisi bir türdür. Makro- ve mikro-morfolojik özellikleri, A.
ochraceus’la benzerlik göstermektedir. Her ne kadar DNA’ya dayalı metodlar ile Aspergillus
section Circumdati türleri birbirlerinden ayırt edilse de (ITS ve CaM), çalışmamızın asıl amacı
moleküler tekniklerin kullanılamayacağı yerlerde de doğru tür tanımlanmasının yapılmasını
sağlamak ve A. westerdijkiae’yi başta A. ochraceus olmak üzere diğer benzer türlerden ayirt
etmek için kullanılabilecek olan uygun fenotipik karakterlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda
farklı deneyler planlanmıştır ve sonuç olarak CYA’da 33 °C’de 7 günlük inkübasyondan
sonrasındaki koloni ölçüsü ve sarı pigmentasyon A. westerdijkiae ve ona yakın türlerin ayırt
edilmesinde kullanılabilecek özellikle olduğu gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Aspergillus westerdijkiae, Okratoksin, Fenotipik karakterizasyon
53
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
POSTER
SUNUMLAR
54
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-01
Farklı Maya Türleri Üzerinde Kitosan Nanoparçacıkların Antifungal Etkisi
Buse BERBER1, Cenk SESAL2
¹Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü, Nanomik
Nanobiyoteknoloji Şirketi, İstanbul
²Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Göztepe, İstanbul
e-posta: [email protected]
Kitosan karides, yengeç ve mantarlardan izole edilebilen, β-(1,4)-2-asetoamido–2–
deoksi–D-glikoz ve -(1,4)–2–amino–2–deoksi–D-glikoz ünitelerinin bir kopolimeridir.
Antibakteriyel, antifungal, antioksidan, biyoyararlanım arttırıcı, su ve yağ bağlayıcı özellikleri
sayesinde günümüzde pek çok alanca yaygın kullanılmaktadır. Çeşitli etkileşimlerle nano
yapıya geçebilen kitosan, bu özelliği ile sayılı organik nanomateryaller arasında yer almaktadır.
Literatürde yer alan çalışmalarda monomeri olan D-glukozaminin antifungal etkili
olmamasına rağmen polimer yapısının etkili olması, polimer uzunluğu ve deasetilasyon
seviyesinin sahip olduğu özellikleri değiştirebildiğini düşündürmektedir. Bu sebeple
çalışmamızda farklı moleküler ağırlığa ve deasetilasyon seviyesine sahip 5 kitosan çeşidinden
elde edilen nanoparçacıkların C. albicans, C. glabrata, C. krusei ve R. glutinis mayaları
üzerindeki antifungal etkileri araştırılmıştır.
Kitosan nanoparçacık sentezi düşük, orta, yüksek moleküler ağırlıklı, gıda sınıfı ve
kozmetik sınıfı olmak üzere 5 çeşit ticari kitosan ve TPP kullanılarak iyonotropik jelasyon
yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen nanoparçacıkların boyut ölçümü Zetasizer
(Malvern-Nano SZ) ile yapılmıştır. Kitosan nanoparçacıkların antifungal aktivitesinin
belirlenmesi amacıyla mikrodilüsyon yöntemi kullanılmıştır. 1000, 750, 500 ve 250 ppm
konsantrasyonlarında hazırlanan nanoparçacıklar bulanıklığı 0.5 Mc Farland değerine
ayarlanan C. albicans, C. glabrata, C. krusei ve R. glutinis içeren kuyucuklara inoküle edilmiş
ve 48 saat 37oC’de inkübe edilmiştir.
Çalışmamız sonucunda elde edilen veriler Candida türlerinde düşük, orta ve yüksek
moleküler ağırlıklı kitosanlardan sentezlenen nanoparçacıkların gıda ve kozmetik sınıfı
kitosanlar ile sentezlenen nanoparçacıklara göre daha etkili olduğunu göstermektedir. Gıda
55
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
sınıfı kitosandan sentezlenen nanoparçacıkların R. glutinis türünün üremesini arttırığı
gözlenmiştir.
Bu sonuçlar doğrultusunda günümüzde gıda ve kozmetik sektöründe antimikrobiyal
ajan olarak kullanılan kitosan nanoparçacık türlerinin yeterli etkiye sahip olmadıkları, düşük,
orta ve yüksek moleküler ağırlıklı kitosan naoparçacıkların kullanımının çok daha olumlu
etkiler oluşturabileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kitosan, Nanoparçacık, Candida sp., Rhodotula glutinis
56
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-02
Bazı Kullanılmış Kozmetik Ürünlerinde Bulunan Mikrofungusların Tespiti
Döndü GÜMÜSKAYA, Ahmet ASAN1, Suzan ÖKTEN2, Burhan ŞEN1
1
2
Trakya Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Balkan Yerleşkesi, Edirne
Trakya Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji AD., Balkan Yerleşkesi,
Edirne
e-posta: [email protected]
Güzellik anlayışı çağlara ve toplumlara göre değişse de çağlar boyu güzel görünmek
temiz ve bakımlı bir cilde sahip olmak insanlar için son derece önemli olmuştur. Bu durum
kozmetik kullanımını günümüze kadar devam ettirmiştir Kozmetik ürünlerin ve ürün
hammaddelerinin mikrobiyolojik uygunluğu ürün kalite ve stabilite uygunluğu açısından
olduğu kadar tüketicilerin sağlığı ve ürünlerin güvenli kullanımı yönünden de son derece
önemlidir Steril olma zorunluluğu bulunmayan piyasaya arz edilen kozmetik ürünler üretici
tarafından önerilen makul kullanım şartları altında uygulandığında insan sağlığına zarar
vermeyecek nitelikte olması gerekmektedir. Bu çalışmada, farklı kullanıcılar tarafından çeşitli
saklama koşullarında kullanılan bazı kozmetik ürünlerde bulunan mikrofungusların morfolojik
yöntemlerle cins düzeyinde tanımlanması yapılarak, kullanılmış kozmetik ürünlerindeki
mikrofungal çeşitliliğin tespiti amaçlanmıştır.
Çalışmada; farklı süre ve koşullarda kullanılmış kozmetik ürünler kullanıcılardan temin
edilmiştir. Ürünler kullanım amaçlarına göre gruplandırılarak sayıları belirlenmiştir. Buna göre
ruj, allık, rimel, göz farı, göz kalemi, pudra, göz makyaj temizleme ürünü ve ter önleyici rollon olarak gruplandırılan her bir üründen 5 er adet olmak üzere toplam 40 adet ürün
incelenmiştir. Kozmetik ürünler Amerikan Farmakopesi ( United States Pharmacopeia-USP )
tarafından önerilen yöntemlerine göre hazırlanmıştır. Steril ortamda her üründen 1 gr örnek
alınmış ve daha önceden hazırlanan pH 7 fosfat tampon çözeltisi bulunan tüplere eklenerek
dilüsyonu yapılmıştır. Dilüsyon sıvısından 0,1 ml alınarak PDA besiyeri içeren plaklara
aktarılmıştır. Steril cam baget yardımı yayma plak yöntemine göre ekim yapılmıştır. Ters
çevrilen plaklar 25oC’lik etüvde 7 gün süre ile inkübasyona bırakılmıştır.
Bu çalışmada incelenen 40 adet kullanılmış kozmetik üründen 30 adedinde mikrofungus
kontaminasyonu tespit edilmiştir. İnkübasyon sonucunda toplam 10 adet kullanılmış kozmetik
57
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
üründe herhangi bir üreme görülmemiştir. Mikrofungus üremesi görülen kullanılmış kozmetik
ürünlerdeki baskın cins % 57.9 Penicillium cinsidir. Diğer üreyen cinsler % 23.5 Aspergillus %
10.3 Cladosporium % 8.3 Alternaria cinsleridir.
Geleneksel kozmetik ürünlerinde bulunan maddeler mikroorganizmalar için besin teşkil
ederler ve aynı zamanda mikroorganizmaların çoğalmasını destekler. Bunu engellemek için
birçok koruyucu madde kullanılmaktadır. Kozmetik ürün serisi içindeki koruyucular,
mikroorganizmaların yok edilmesi süresince azalır. Sonunda üründeki koruyucu tamamen
tükenir ve ürün kontamine olabilir. Çalışmamızda son kullanma tarihleri belli olmayan ve uzun
süre kullanılan kozmetik ürünlerde mikrofungus üreme oranlarının yüksek çıkması, belirtilen
nedenlerle bağlantılı olabileceğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Kozmetik Ürün, Mikrofungus, İnkübasyon, Morfoloji
58
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-03
In Vitro Şartlarda Aflatoksin B1’in Oluşturduğu Genetik ve Oksidatif Hasara Karşı
Usnik Asitin Koruyucu Etkisi
Elanur AYDIN1, Hasan TÜRKEZ2, Ali ASLAN3, Antonio Dİ STEFANO4
1
2
Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum, Türkiye
Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü,
Erzurum, Türkiye
3
Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum, Türkiye
4
"G. D'Annunzio" University, Department of Pharmacy, Via dei Vestini 31, Chieti, Italy
e-posta: [email protected]
Mikotoksinler insan ve hayvanlarda zararlı etkilere sebep olan Aspergillus, Penicillium,
Fusarium, Alternaria ve Claviceps gibi mantarlar tarafindan üretilen sekonder metabolitler
olarak tanımlanmaktadırlar. Günümüzde küflerden kaynaklanan çok sayıda mikotoksin türünün
bulunduğu saptanmıştır. Aflatoksinler, Aspergillus flavus veya Aspergillus parasiticus gibi bazı
Aspergillus türleri tarafından üretilen bir mikotoksin grubudur. Aflatoksin B1, B2, G1 ve G2
ve hidroksillenmiş metabolite M1 türleri bulunan aflatoksinler son derece toksik, mutajenik,
karsinojenik, hepatotoksik ve teratojenik metabolitlerdir. Diğer taraftan, ülkemizde yaygın
olarak bulunan likenler, mantarlar ve alglerin birlikteliğinden oluşan simbiyotik
organizmalardır. Liken sekonder metabolitleri liken birliğinin elemanlarından biri olan
mantarlar tarafından üretilen ve genellikle fenolik yapılı olan bileşiklerdir. En yaygın liken
metabolitlerinden biri olan –(+) usnik asitin (UA) antiviral, antitümör, antiprotozoal,
antienflamatuar, analjezik, antipiretik ve antiproliferatif gibi farmakolojik kullanımlarda geniş
bir etki yelpazesi olduğu rapor edilmiştir. Mevcut çalışmada, periferik insan tam kan
kültürlerinde (n=5) genotoksik ve oksidatif hasarlara yol açan aflatoksin B1’e (10 μg/ml) karşı
eş zamanlı olarak uygulanan usnik asitin (1, 5, 10, 50 and 100 μg/ml) koruyucu role sahip olup
olmadığı araştırıldı. Oksidatif etkileri belirlemek için biyokimyasal parametreler (Toplam
antioksidan kapasite [TAK] ve Toplam oksidatif durum [TOD]) değerlendirildi. Ayrıca,
genotoksik etkilerin değerlendirilmesi için Mikroçekirdek (MÇ) testi kullanıldı. Sonuçlarımız
aflatoksin B1’in kültürleri yapılmış insan kan hücrelerinde sebep olduğu oksidatif hasarların
UA varlığında azaltılabildiğini gösterdi. Benzer şekilde MÇ analiz verilerine göre; Aflatoksin
59
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
B1 ve UA ile eş zamanlı olarak muamele edilen kültürlerde gözlenen MÇ sıklığının, tek başına
aflatoksin B1 uygulanan gruplara oranla azaldığı tespit edildi (P<0,05). Bulgularımız, usnik
asitin antioksidan ve/veya detoksifiye özelliğine bağlı olarak aflatoksin B1 tarafından
oluşturulan genetik ve oksidatif hasarı azaltabildiğini ilk kez ortaya koydu.
Anahtar Kelimeler: Aflatoksin, genotoksisite, oksidatif stres, periferik insan kan kültürü,
usnik asit
60
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-04
En İyi Proteaz Aktivitesine Sahip Hava kaynaklı Aspergillus fumigatus suşunun
Spektrofotometrik Yöntemler Kullanılarak Belirlenmesi
Elif KOCAÖĞÜT1, Ebru TEKİN1, Alev HALİKİ UZTAN1
1
Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji
A.B.D., İzmir
e-posta: [email protected]
Sadece yiyeceklerimizin üzerindeki ya da buzdolaplarımızdaki küfler olmaktan çıkan
hava kökenli funguslar, günümüzde alerjik reaksiyonlara sebep olan, alt solunum yollarını
etkileyen rahatsızlıklara yol açan bir halk sağlığı problemi olmaya başlamıştır. Günlük hayatta
pek çok insanın, zamanının çoğunu binalarda, kapalı ortamlarda geçirdiği göz önüne alınırsa,
havasal fungusların kontrolü, tespit ve tayin edilmesi oldukça önem taşımaktadır.
Bizim çalışmamızda, bir hastane iç havasından izole ettiğimiz funguslar arasından
potansiyel patojen özelliği olan ve halk sağlığı üzerinde önem taşıyan Aspergillus fumigatus
türü seçilmiştir. Bu türe ait 29 farklı suşun manuel yöntemler ve kit kullanılarak moleküler
tanılamaları da gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu fungus türüne ait virülans faktörlerinden biri
olan proteaz enzimi denemelerine geçilmiştir.
Skim-milk içeren besiyerleri kullanılarak proteaz taraması yapılmıştır. Proteaz varlığı
saptanan suşlardan, Substrat düzeyinde fermentasyon (SSF) ile proteaz üretilmiştir. Daha önce
aktivitesi en yüksek olan suşu bulmak amacıyla tirozin standardı oluşturuldu, spektrofotometrik
yöntemler kullanılarak, 660nm dalga boyunda ölçümler yapılmıştır. En iyi aktivite, %0,05'lik
seyreltmelerinde görülmüş ve absorbans değeri 0,0955 olarak ölçülmüştür.
Sonuçta; bu 29 farklı suş içerisinden en iyi proteaz aktivitesine sahip olan tespit edilmiş
ve virülans faktörleriyle ilişkilendireceğimiz diğer çalışmalar için doğru bir kaynak haline
gelmiştir
Anahtar kelimeler: Aspergillus fumigatus, indoor fungi, hava kökenli funguslar, proteaz
enzimi, virülans faktörleri
61
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-05
Mersin Atmosferindeki Fungus Sporlarının Konsantrasyonu ve Mevsimsel Dağılımı
Feza OTAĞ1,Taner COŞKUN1, Şahin DİREKEL2, Didem ÖZGÜR1, Gürol EMEKDAŞ1
1
2
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Mersin,
Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Giresun
e-posta: fezaotağ@yahoo.com
Aeroallerjenlerden fungus sporları uygun koşullarda atmosferde yaygın olarak
bulunabilirler ve duyarlı bireylerde konjuktiva, solunum, deri ve burun mukozası gibi yollarla
vücuda girerek alerjik rinit, astım, konjunktivit gibi semptomların ortaya çıkmasında etken
olabilirler. Bu nedenle Mersin atmosferindeki allerjen fungus sporlarının tanımlanması,
miktarlarının belirlenmesi ve mevsimsel değişimlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Mersin iline
bağlı 4 merkez (Toroslar, Mezitli, Akdeniz, Yenişehir) ile bir batısında (Silifke) diğeri
doğusunda (Tarsus) yer alan 2 çevre ilçedeki toplam 61 farklı örneklem noktasından, 2007
Eylül-2008 Kasım ayları arasında, ayda bir kez olmak üzere toplam 845 örnekleme yapılmıştır.
Taşınabilir hava örnekleme cihazı Air-IDEAL ile Sabouraud dekstroz agara kültürü sağlanan
örneklerde üreyen koloniler konvansiyonel yöntemlerle tanımlanmış ve koloni sayımları
üniversal kriterlere göre CFU cinsinden hesaplanmıştır. Volumetrik yöntemle toplanan Mersin
atmosferi örneklerinden toplam 298.220 CFU miktarda ve 31 cinse ait küf mantarı izole
edilmiştir. Bir merkez ilçe hariç, küf yoğunluğunun kış aylarında azaldığı, ilkbahar aylarında
arttığı saptanmıştır. Ayrıca hava örneklerinden izole edilen Cladosporium ve Penicillium
cinsleri hariç, Alternaria, Aspergillus, Fusarium ve diğer cinsler için bölgeler arasında farklılık
saptanmıştır. Mersin atmosferindeki allerjen ve toksijenik fungus sporlarının iklimsel verilerle
beraber takibinin yapıldığı ilk çalışma olması bakımından önemli sonuçlar elde edilmiştir.
Coğrafik özelliklerinin yanısıra tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu, organik materyal zenginliği,
nem ve sıcaklığın yüksekliği, ilimizde yaşayan duyarlı bireylerin takibinde aeroallerjenlerin
izlenmesinin faydalı olacağı kanısındayız.
Anahtar kelimeler: atmosferdeki fungus sporları, hava örnekleme sistemi, Mersin
62
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-06
Aspergillus wentii İnülinazı’nın pH ve Termal Kararlılığının Araştırılması
Filiz SANAL
1
Trakya Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji Anabilimdalı,
Edirne
e-posta: [email protected]
Endüstrinin hemen her alanında kullanılan mikroorganizma kaynaklı enzimler katalitik
aktivitelerinin çok yüksek olması, istenmeyen yan ürün oluşturmamaları, daha stabil ve ucuz
olmaları, aynı zamanda fazla miktarda elde edilebilmeleri sebebiyle tercih edilmektedirler.
Günümüzde endüstri doğal polisakkaritleri büyük ölçüde kullanmakta ve endüstride
kullanılabilir yeni polisakkarit kaynakları aramaktadır. Bu nedenle son yıllarda dikkatler
fermantasyon ile ekstrasellüler polisakkarit üretimine doğru yönelmiştir. İnülinin enzimatik
hidrolizinden fruktoz üretimi son yıllarda ilgi gösterilen ve umut vaat eden bir prosestir, çünkü
geleneksel yöntemlere dayalı glukoz izomerizasyonundan daha fazla fruktoz konsantrasyonu
kazandırmaktadır. Bu çalışmada inulin içeren tarama medyumunda üretilerek inülinaz
sentezlediği belirlenen A. wentii, inülinaz kaynağı olarak kullanılmıştır. Endüstriyel
uygulamalarda düşük pH ve yüksek sıcaklık kontaminasyon riskini azalttığı için, pH ve termal
stabilite yönünden A. wentii, inülinazı değerlendirilmeye çalışılmıştır.
İnülinaz üretimi için 250 ml’lik erlenlere 50 ml olacak şekilde steril üretim ortamı
hazırlandı. PDA stoklarından ekim yapılan ortamlar, optimum koşullarda 150 rpm çalkalama
hızına sahip etüvde üretime bırakıldı, üreme sonrası besi yerinde üreyen miçeller süzülerek
toplandı. Miçel ağırlıkları 80 ºC‘lik fırınlarda kurutularak kuru ağırlık cinsinden ölçüldü.
Süzüntü kaba enzim kaynağı olarak kullanıldı. Enzim aktivite ölçümleri açığa çıkan ürünün 3,5
dinitrosalisilik asit ile verdiği rengin 550 nm’de spektrofotometrik olarak izlenmesi ile yapıldı.
pH kararlılığı için 0.1 ml kaba enzim üzerine farklı pH (3.0-8.0)’larda hazırlanan tampondan
0.1 ml eklenerek karışım 30 dakika oda sıcaklığında bekletildi. Üzerine 1 ml pH 6.0’da
hazırlanmış substrat çözeltisinden eklendi ve 35 °C’de 10 dakika inkübasyona bırakıldı ve,
enzim aktivitesi U/ml cinsinden ölçüldü. Termal kararlılığının belirlenmesi için enzim farklı
sıcaklıklarda (30-80 °C) ayarlanmış etüvlerde 20 dk süre ile inkübe edildi, inkübasyon sonrası
aktivite ölçümü yapıldı ve bağıl aktivite olarak ifade edildi. A.wentii’den inülinaz enziminin
63
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
pH 3.0-6.0 aralığında aktivitesinin stabil olduğu (% 96.8) ve 50◦C ye kadar aktivitesini
koruduğu ve 80 °C’de % 62.3 bağıl aktiviteye sahip olduğu görüldü.
A.wenti inulinazının pH ve termal kararlılığı göz önüne alındığında endüstriyel ölçekte
değerlendirilebilir bir enzim olabileceği düşünülmektedir A.wentii inülinazı inulin içeren
tarımsal ürünlerden saf fruktoz hazırlanmasında yeni ve değerlendirilebilir bir kaynak olabilir.
Anahtar kelime: Aspergillus wentii, inülinaz, pH kararlılığı, Termal kararlılık
64
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-07
Allotrombidium Cinsi Akarlarin Vücut Yüzeyi ve Vücut İçinden İzole Edilen
Mikrofunguslar
Güldem DÖNEL1, Sezai ADİL2, Sevgi SEVSAY2
1
Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Öğretmenliği Erzincan.
2,
Erzincan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü Erzincan.
e-posta: [email protected]
Bu çalışma, ekonomik olarak kıymetli olan Allotrombidium cinsi akarların vücut yüzeyi
ve vücut içi mikrofungus floralarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Erzincan merkezden
toplanan Allotrombidium cinsine ait larvalar ve ergin bireylerinin dış yüzeyinden Penicillum
sp., Aspergillus niger, Cladosporium cladosporioides ve Beauveria bassiana, iç yüzeyinden C.
cladosporioides ve B. bassiana mikrofungusları teşhis edilmiştir. Larvaların ise hem iç hem de
dış yüzeyinden Mucor sp. mikrofungusu izole edilmiştir. Ergin bireylerden izole edilen
funguslar arasında, entomopatojen olarak bilinen B. bassiana ile C. cladosporioides türlerinin
kaydedilmesi, doğada yararlı akar olan Allotrombidium sp. populasyonlarının, bu funguslar
tarafından dengede tutulduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Acari, Allotrombidium sp., mikrofungus, entomopatojen.
65
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-08
Farklı Arpa Çeşitlerinde Arbüsküler Mikorizal Mantar Kolonizasyonu
Hicret A. YALÇIN1, Christopher RIDOUT2, Jeremy MURRAY3
1
Moleküler Biyoloji ve Genetik Departmanı, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir,
Türkiye,
2
Department of Crop Genetics, John Innes Centre, Norwich Research Park, Norwich NR4
7UH, UK
3
Cell and Developmental Biology, John Innes Centre, Norwich Research Park, Norwich NR4
7UH, UK
e-posta: [email protected]
Çeşitli kullanım alanlarına göre, Arpa dünyada tahıllar arasında ekim alanı açısından
3.sırada gelmektedir. Tarımsal işlemler sırasında, topraktan fosfat alımı bitkiler için sorun
haline gelebilmekte ve toprağa ekstra fosfat ilavesi bir çözüm olarak düşünülmektedir, fakat bu
işlem suda çözünmeyen fosfatın çökelmesine neden olmaktadır. Fosfat kaynakları sınırlı
olduğundan ve Arpa üretiminde sürdürülebilir tarımsal uygulamaları desteklemek için fosfat
ilavesini azaltmanın bir yolunu bulmak zorundayız. Bu sebeple, Arpada fosfor beslenmesinde
artışı sağlamanın en verimli ve en doğal yolu Arbüsküler mikorizal simbiyozdur. Besin
değişimi sırasında yüzey alanını artırmak için mikorizal fungus bitki hücresi içerisinde
arbüskül adı verilen yapıları oluşturur. Bitki, fungus tarafından sağlanan fosfatı alabilmek için
ise arbüskül yapılarının olduğu bölgede özel fosfat taşıyıcı proteinleri ekspres eder.
Bu çalışmanın ilk amacı, arpanın mikorizal fungus olan Glomus intraradices tarafından
enfekte edilip edilemeyeceğini araştırmaktı. Seçilen 3 arpa çeşidi, simbiyozu sağlamak için
düşük P ve N kullanılarak hazırlanmış uygun Hoagland sölüsyonu ile yetiştirildi. Büyütülen
bitkilerin kökleri daha sonrasında temizlenmiş ve enfekte olmuş kökler ışık mikroskobu altında
gözlemlenebilmesi için boyanmıştır. Kolonizasyon miktarının ölçülebilmesi için ise Kılavuz
Çizgi Kesişme Yöntemi (Gridline Intersection Method) kullanılmış ve sonuç olarak kökler
üzerinde; Armelle %9.6, Tipple %31.9 ve Chevallier %32.8 AMF kolonizasyonu gözlenmiştir.
Armelle’in kolonizasyon ortalamasının Tipple ve Chevallier ile karşılaştırıldığında önemli
ölçüde düşük olduğu tespit edilmiştir. Mikorizal simbiyoza spesifik genleri ölçmek için bu 3
farklı arpa çeşidine Kantitatif RT-PCR analizi yapılmış, simbiyotik ilişkinin bitki hücresi gen
ekspresyonu üzerindeki etkisini anlayabilmek için HORvu;Pht1;8, HORvu;Pht1;1 ve
66
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
HORvu;Pht1;2 fosfat taşıyıcı protein genleri incelenmiştir. Kantitatif RT-PCR sonuçlarına
göre; 3 genin ekspresyonu teyit edilmiş ve HORvu;Pht1;8 gen ekspresyonu mikorizal
kolonizasyon tarafından güçlü bir şekilde indüklendiği ortaya çıkmıştır.
Anahtar kelimeler: Arpa, Arbüsküler Mikorizal Fungus, AM simbiyoz, Arpa, Fosfat taşıyıcı
protein.
67
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-09
Enhanced tolerance of T1 transgenic melon plants expressing antifungal chitinase
gene to Rhizoctonia solani
İsmail BEZİRGANOĞLU
Department of Molecular Biology and Genetics Erzurum Technical University
e-posta: [email protected]
Production of melon is limited by soil-borne fungal pathogens, such as Rhizoctonia
solani and Fusarium wilt. In order to engineer melon resistant to these diseases, cotyledonary
explants of Cucumis melo silver light genotype were transformed with Agrobacterium
tumefaciens strain LBA4404 harbouring antifungal protein-chitinase gene in a binary vector
pBI121. The putative transgenic lines had been confirmed by integration and expression
analysis in our previous study. T1 generation was obtained by selfing AFP-CHI transgenic
primary plant, in which introduction of only one copy of transgene had been identified by
Southern blot analysis. Bioassay for transgenic plant was performed on the transgenic T1 young
seedlings and non-transgenic controls by challenging to assay for the resistance against
Rhizoctonia solani disease among individuals. Transgenic melon plants had reduced disease
incidence compared to with non-transgenic plants.
Anahtar kelimeler: transgenic melon, antifungal protein, chitinase, Rhizoctonia solani
68
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-10
Carvacrol derivatives: codrug strategy to discover novel agents against C. albicans
Ivana CACCIATORE1, Serkan ORTUCU2
1
2
Department of Pharmacy, University of Chieti-Pescara, Chieti Scalo, Italy
Department of Molecular Biology and Genetics, Erzurum Technical University, Turkey
e-mail: [email protected]
Carvacrol (2-methyl-5-[1-methylethyl]phenol), a phenolic monoterpenoid, is a
constituent of essential oils produced by numerous aromatic plants and spices. To date, several
reports indicate that this monoterpenoid exhibits a broad spectrum of activities against bacteria,
yeast and fungi. Notably, the fungicidal activity of carvacrol is attributed to the formation of
extensive membrane lesions and the reduction of ergosterol content of C. albicans leading to
cell death.
In the present study, the direct-coupled codrug strategy has been used for generating
novel effective carvacrol derivatives with improved antifungal properties. Thus, we synthesized
a series of carvacrol derivatives obtained by linking the carvacrol hydroxyl group to the
carboxyl moiety of cysteine amino acids via an ester bond. Cysteine amino acids were chosen
since N-Acetyl-cysteine (NAC) neutralizes toxins produced by C. albicans, such as the
gliotoxin which causes extensive damage to the immune system by killing various kinds of
white blood cells.
Results showed that Ac-Met(Se)-CAR, containing seleno-methionine as sulphur amino
acid, had a good antifungal activity (MIC 0.15 mg/mL, MFC 0.6 mg/mL) against C. albicans
ATCC 19231 respect to carvacrol (MIC 0.3 mg/mL and MFC 0.6 mg/mL) alone. The MIC
values of NAC-CAR (MIC and MFC 0.3 mg/mL) were comparable to those of the natural
monoterpenoid. Moreover, ultrastructural analysis by transmission electron microscopy
showed that the Ac-Met(Se)-CAR is able to induce morphological changes characteristic of
apoptosis, necrosis and alteration of the plasma membrane of C. albicans. The antifungal
activities of these compounds were positively correlated to their hydrophobicity properties
(cLogP higher than 3.5) that allow them to penetrate into the cell thought interfering with the
ergosterol biosynthesis pathway. Since these compounds had negligible actions to bacteria, they
could be considered promising selective antifungal agents.
Key Words: Carvacrol, Codrug strategy, C. albicans
69
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-11
Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp.
MÖ15’in Mısır(Zea mays L.) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi
Mustafa ÖZDEMİR1, Mehmet Nuri AYDOĞAN2, Serkan ÖRTÜCÜ3
1
2
3
Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum - TÜRKİYE
Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum - TÜRKİYE
Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Mol. Biyol. ve Gen. Böl., Erzurum TÜRKİYE
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada Mardin Mazıdağı Fosfat Kayası (MFK)’nın mikrobiyal yolla gübre olarak
kullanılabilme imkanı araştırılmıştır. Bu amaçla; ülkemizin en önemli fosfor cevheri olarak
bilinen Mardin Mazıdağı Kaya Fosfatının bulunduğu bölgeden izole edilen Penicillium sp.
MÖ15 mikrufungus’u, mısır (Zea mays L.) bitkisinin çimlendirilmiş tohumlarına aşılanmış ve
Mazıdağı kaya fosfatı ilave edilmiş saksılarda yetiştirilen bu bitkilerin bazı büyüme ve gelişme
parametreleri ölçülmüştür. Bu amaçla 3 grup deney serisi hazırlanmıştır. 1. Grup (Pozitf
Kontrol): Kum ve hoagland, 2 grup: Kum + hoagland* + MFK, 3. Grup: Kum + hoagland* +
MFK + Penicillum sp. MÖ15 olarak düzenlenmiş ve bu deney serisinin sonucuna gore; kök
ve gövde uzunlukları (cm) 1, 2, 3. Gruplarda sırasıyla: 19.00, 12.66, 21.00; 49.33, 35.00, 51.00
olarak, kök gövde ve yaprak kuru ağırlıkları % olarak sırasıyla: 22.53, 19.92, 21.65; 23.53,
20.45, 22.30; 27.57, 22.14, 26.49 toplam karbohidrat miktarı (mg.g-1) ve çözülebilir protein
miktarı (mg.g-1) sırasıyla: 5.22, 4.10, 5.19; 7.15, 4.19, 6.87 klorofil a, b ve toplam klorofil
miktarı (mg.g-1) sırasıyla: 1.476, 0.875, 1.366; 0.447, 0.359, 0.423; 1.923, 1.234, 1.790 olarak
bulunmuştur. Bu sonuçlara göre Penicillum sp. MÖ15 izolatı MFK’lı ortamda mısır bitkisinin
büyüme ve gelişmesini istatistiki olarak önemli düzeyde arttırmıştır.
*: Fosfat içermeyen modifiye hoagland
Anahtar Kelimeler: Fosfat çözücü mikroorganizmalar, Kaya Fosfatı, MFK, Penicillium,
Biyogübre
70
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-12
Ganoderma adspersum ve Ganoderma applanatum türlerinin Fenolik Profilleri
Gülsen TEL1, Mehmet ÖZTÜRK1, M. Emin DURU2, Aziz TÜRKOĞLU3, Murat
KARTAL4
1
2
Mugla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 48121, Muğla
Mugla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fethiye ASMK Meslek Yüksekokulu, 48300, FethiyeMuğla
3
4
Mugla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 48121, Muğla
Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi ABD, 06100 Tandoğan, Ankara
e-posta: [email protected]
Son zamanlarda, Ganoderma türleri çeşitli biyolojik aktivitelere sahip oldukları için
araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Bilimsel araştırmalar, G. lucidum’un bağışıklık sisteminin
gücünü arttırdığı ve kanseri önleyen bileşiklerin kaynağı olduğu gibi kanser ve diğer
hastalıkların tadavisindeki önemini göstermiştir (Zaidman vd., 2005). Bu çalışmalar, tedavi
amaçlı kullanım için bir potansiyele sahip Ganoderma türlerin araştırılmasına yol açmıştır.
Dolayısıyla, Ganoderma türlerinden bioaktivite gösteren polisakkaritler, lanostane tip
triterpenoidler, steroidler, alkaloidler ve fenolik yapılı bileşikler izole edilmiştir. Aslında,
biyoaktiviteye sahip fenolik bileşikler meyve, sebze ve bazı içeceklerde bulunan bileşiklerdir.
Fenolik bileşikler özellikle antioksidan, antibakteriyel, antimutajen, sitotoksik ve antikanser
gibi çeşitli biyolojik aktiviteler göstermektedirler.
Anadolu’da yetişen Ganoderma adspersum ve G. applanatum ağaç mantarlarının FCR
metodu ile toplam fenolik miktarı pirokatekole eşdeğer hesaplandı. Elde edilen sonuçlara göre
en fazla fenolik madde G. adspersum’un etil asetat (177,60±0,01 mg PEs/g özüt) ve metanol
(171,71±0,01 mg PEs/g özüt) ekstrelerinde bulundu. Bu nedenle, fenolik miktarı yüksek çıkan
G. adspersum mantarının fenolik bileşikleri HPLC-DAD ve UPLC-MS/MS sistemleri
kullanılarak araştırıldı. Bunun için mantarın fenolik profili referans maddelerle karşılaştırılarak
ortaya çıkarıldı. Bu amaçla gallik asit, 3,4-dihidroksi benzoik asit, kateşin, p-hidroksibenzoik
asit, 6,7-dihidroksikumarin, kaffeik asit, vanilin, 2,4-dihidroksibenzoik asit, p-kumarik asit,
ferulik asit, kumarin, trans-2-hidroksi sinnamik asit, rosmarinik asit, trans-sinnamik asit ve
ellagic asit, fenolik madde standartları olarak kullanılır.
71
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
G. adspersum türünde majör fenolikler olarak 3,4-dihidroksi benzoik asit, p-hidroksibenzoik
asit, 2,4-dihidroksibenzoik asit, gallik asit, kaffeik asit, p-kumarik asit, ferulik asit, transsinnamik asit belirlendi.
Anahtar kelimeler: Ganoderma adspersum; G.applanatum; G. Lucidum, fenolik, flavonoid
Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK 109T933 numaralı proje ile desteklenmiştir.
72
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-13
Üzümde Okratoksin A Oluşumuna Neden Olan Küfler ve Engellenmesi
Merve MARAŞ1, Nükhet N. DEMİREL ZORBA2
1
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim
Dalı,17020, Çanakkale
2
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü
17020 Çanakkale
e-posta: [email protected]
Üzüm (Vitis vinifera), iklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olmayışı, çoğalma
yöntemlerinin kolay oluşu ve çok çeşitli şekillerde tüketilebilmesi gibi sebeplerden dünyadaki
en yaygın kültür bitkilerinden birisidir. Aspergillus carbonarius, üzümlerde OTA oluşumuna
neden olan en önemli küf türüdür.
Aspergillus ve Penicillium cinsi küfler tarafından üretilen mikotoksinler içerisinde
OTA, nefrotoksik ve kanserojenik aktiviteye sahip olması nedeniyle büyük önem taşır.
OTA’nın %10’unun ben düşümü döneminde, %47’sinin ise üzümün olgunlaşma döneminde
oluştuğu ve olgunlaşma arttıkça OTA oluşumu riskinin arttığı belirtilmektedir.
Tropikal ve sıcak bölgelerde okratoksin A özellikle Aspergillus türleri tarafından
üretilirken (A. ochraceus, A. carbonarius), ılıman ve soğuk bölgelerde ise daha çok Penicillium
türleri, özellikle Penicillium viridicatum ve P. verrucosumun sorun oluşturduğu bildirilmiştir.
Bu derlemede üzümde okratoksin oluşumuna neden olan küflerin belirlenmesi ve
engellenmesi amacıyla yapılan çalışmalar özetlenmiştir
Anahtar Kelimeler: Mikotoksin, Okratoksin A, Üzüm
73
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-14
Mikotoksin Detoksifikasyon Yöntemleri
Mukaddes ARIGÜL1, Murat ZORBA2
1
2
Amasya Üniversitesi, Suluova Meslek Yüksek Okulu, Suluova, Amasya
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü,
Çanakkale
e-posta: [email protected]
Mikotoksinler, bitki patojeni olarak bilinen Aspergillus, Penicillium, Fusarium,
Alternaria ve Claviceps spp.’ nin toksijenik türleri başta olmak üzere bazı patojenik bozulma
etmeni küfler tarafından üretilen ikincil metabolizma ürünleridir. Günümüzde beş yüzden daha
fazla sayıda mikotoksin bilinmekte olup, bunların her biri birbirinden farklı kimyasal ve
fizikokimyasal özellikler taşıması nedeniyle de önemli ölçüde yapısal farklılıklar
göstermektedirler. Genel olarak mikotoksinler, depolama ve en çok da tahılların üretimi
aşamasında kimyasal ve termal bakımdan stabil bileşenlerdir. Küf ve mikotoksin
kontaminasyonu, özellikle tarla ürünlerinin hasattan önce, hasat sonra, depolama aşamaları gibi
gıda zincirinin her aşmasında görülebilmektedir. FAO (Food Agriculture Organization)
dünyadaki tarımsal ürünlerin yaklaşık olarak %25’ inin belirli oranlarda mikotoksinler ile
kontamine edildiğini belirtmiştir. Mikotoksinler, ekonomik kaybın yanı sıra, kontamine olmuş
gıdaların tüketilmesi sonucu insan ve hayvanlarda mikotoksikoz adı verilen toksik
zehirlenmelere de neden olmaktadırlar. Sekonder metabolitlerin toksik etkileri akut (böbrek
veya karaciğer bozulması gibi), kronik (karaciğer kanseri gibi), mutajenik ve teratojenik,
immünsüpresyon, nörotoksik etkiler olmakla birlikte ölüme de sebebiyet verebilmektedirler.
Günümüzde söz konusu toksik metabolitlerin oluşumunun tarladan itibaren engellenememesi
durumunda, bu maddelerin bulunduğu gıda veya yemde tayini için en hızlı ve etkin analiz
yöntemlerinin belirlenebilmesi, detoksifikasyonu ve beslenme zincirinde tolere edilebilir
değerlerinin tespiti üzerine araştırmalar halen devam etmektedir. Bu çalışmada mikotoksinlerin
detoksifikasyon yöntemleri, yöntem etkinlikleri ve bu konularda yapılmış çalışmalar hakkında
bilgi verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Küf, mikotoksin, detoksifikasyon, metabolit.
74
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-15
Misvak Özütünün Antifungal Aktivitesi
1,2Murat
1
2
ÖZDAL, 1Neslihan YÜCE, 1Özlem GÜR, 1Alev SEZEN
Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Erzurum, Türkiye
Atatürk Üniversitesi, İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu, İspir, Erzurum, Türkiye
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada diş temizliğinde kullanılan misvak (Salvadora persica) bitkisinin aseton
ekstresinin antifungal aktivitesi araştırılmıştır. Çalışmamızda, marketlerde paketler içinde
satışa sunulan misvak kullanılmıştır. 20 gr kurutulmuş ve öğütülmüş misvak 100 ml aseton ile
ekstrakte edilmiştir. Elde edilen ekstrakt Whatman No.1 filtre kağıdından geçirilip vakumlu
evaporatörde kurutulduktan sonra 1 ml asetonda çözünmüş ve işleme alınana kadar +4°C’de
saklanmıştır. Ekstrenin antifungal aktivitesi, 3 mikrofungus (Aspergillus niger, Fusarium
oxysporum ve Penicillium expansum) ve 1 adet maya (Candida albicans) olmak üzere toplam
4
mikroorganizmaya
karşı
disk
difüzyon
yöntemi
kullanılarak
belirlenmiştir.
Mikroorganizmaların antimikrobiyal aktivitelerini belirlemede Patates Dekstroz Agar (PDA)
besiyerinden yararlanılmıştır. Stok çözeltiden 20, 30 ve 40 µl alınarak steril edilmiş boş disklere
emdirilmiştir. Negatif kontroller asetonla hazırlanmıştır. Daha sonra tüm diskler aseptik
şartlarda 50°C’lik etüvde kurutularak mikroorganizma ekimi yapılmış olan PDA besiyerlerine
konulmuştur. Çalışma sonunda misvak ekstraktının A. niger, C. albicans, F. oxysporum ve P.
expansum’a karşı antifungal aktivitesinin olduğu belirlenmiştir. Disk difüzyon metoduna göre
inhibisyon zonlarının büyüklüğü sırasıyla C. albicans, F. oxysporum, P. expansum ve A. niger
olarak belirlenmiştir. Çalışmamızda disklere emdirilen ekstrakt dozu (20, 30 ve 40 μl) artışı ile
beraber antifungal aktivitenin arttığı gözlenmiştir. Günümüzde kullanılan antibiyotiklerin
birçok yan etkisinin olması ve mikroorganizmaların bunlara karşı geliştirdiği direncin zamanla
artması sonucu doğal kaynakların özellikle de tıbbi bitkilerin kullanımını artırmıştır. Misvak
özütünün antibakteriyal özellikleri çeşitli çalışmalar ile kanıtlanmış olmakla birlikte antifungal
etkileri ile mücadele konusunda çok az sayıda çalışma mevcuttur. Sonuç olarak; halk arasında
yaygın olarak kullanılan misvağın sadece antibakteriyal aktivite göstermediği, aynı zamanda
antifungal etkisinin de olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Antifungal aktivite, aseton, misvak
75
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-16
Türkiye’de Geleneksel Yöntemlerle Üretilen Küflü Peynirlerin Küf Florası
1Musa
1
YALMAN, 1Seda ÖZDİKMENLİ, 2 Nükhet N. ZORBA
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme
Bölümü, 17550 Yenice/ Çanakkale
2
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği
Bölümü 17020 Merkez/Çanakkale
e-posta: [email protected]
İnek, koyun ve keçi gibi hayvanların sütlerinden, hayvan derisi, çömlek ve benzeri
ortamlarda kontrolsüz şartlar altında küf ile olgunlaştırılan peynirler iç Anadolu ve doğu
illerimizde geleneksel olarak üretilmektedir. Konya ve çevresinde üretilen küflü peynirlerde ve
Doğu Anadolu bölgesinde yöresel olarak üretilen peynirlerde Penicillium roqueforti dominat
tür olarak belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda Aspergillus, Alternaria, Mucor, Geotrichum,
Cladosporium cinslerine ait türlerde izole edilmiştir. Bu derlemede ülkemizde geleneksel
yöntemler ile üretilen peynirlerin küf florası üzerine yapılan araştırmaların sonuçları
değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelime: Peynir, küf florası, geleneksel, Penicillium
76
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-17
Çeşitli Bahçe Bitkilerinin Candida Cinsi Mayalar Üzerine Antifungal Etkisi
Nazlıhan YILDIRIM1, Buse BERBER1, Cenk SESAL2
¹Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü
²Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Göztepe, İstanbul
e-posta: [email protected]
Son yıllarda Candida cinsi mayalardan kökenli hastalıkların oranındaki artış ve
hastanelerde sıklıkla rastlanması, mortalite ve morbiditesi yüksek, iyileştirilmesi zor
enfeksiyonların etkeni olarak görülmesine neden olmuştur. Günümüzde bu gibi patojenik
mayalarla mücadelenin önemi giderek artmakta, özellikle sentetik ilaçlarla tedavi yöntemleri
uygulanmaktadır. Ancak kullanılan ilaçlara karşı Candida türlerinin direnç geliştirmesi,
literatürde direnç gelişimi gözlenmeyen bitkisel kaynaklara ilginin artmasına sebep olmuştur.
Çalışmamızda etnobotanikte önemli etkiyi sahip olan bitkilerin antifungal etkinlikleri Candida
albicans Candida krusei ve Candida glabrata türleri üzerinde denenmiştir. Çalışmamızda Mc
Farland standartına (0,5) göre ayarlanan Candida albicans, C. krusei ve C. glabrata türü
mayalar kullanılmıştır. Bahçe bitkilerinden olan Punica granatum (Nar), Juglans regia(Ceviz),
Malva sylvestris( Ebegümeci) ve Helleborus niger( Noel gülü) bitkilerinin yaprakları, oda
koşullarında kurtulmuş,ve %80 metanol ile özütleri çıkarılmıştır. Elde edilen çözelti döner
buharlaştırıcıda çözücüsünden ayrıştırılarak macun kıvamında özüt elde edilmiştir. Özütlerin
5000, 3750, 2500 ve 1250 ppm konsantrasyonlarının antifungal etkinliği mikrodilüsyon
yöntemi ile araştırılmıştır. 48 saatlik inkübasyon sonrası gözlemlenen sonuçlarda, C. albicans
türü üzerinde nar ve ebegümeci özütlerinin ≥3750 ppm de etkili olduğu, diğer özütlerin etkili
olmadığı gözlenmiştir. C. krusei türü üzerinde ebegümeci özütünün ≥3750 ppm de ve nar
özütünün tüm konsantrasyonlarının etkili olduğu, diğer özütlerin etkili olmadığı gözlenmiştir.
C. glabrata türü üzerinde ise ebegümeci özütünün tüm konsantrasyonları etkili olduğu, fakat
diğer özütlerin etkili olmadığı görülmüştür. Noel gülünün ise C. albicans, C. krusei,ve C.
glabrata türlerinde ≥3750 ppm de etkili olduğu görülmüştür. Bu çalışma sonucu elde edilen
veriler, maya kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılan sentetik ilaçlar yerine, denenen bitki
özütlerinin kullanılabilir olduğu, özellikle ≥3750 ppm de etkili olduğunu göstermiştir. Bundan
sonraki çalışmalarda toksisite testleri yapılarak ilaç olarak kullanımının araştırılması
planlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Candida sp., Antifungal, Etnobotanik, Mikrodilüsyon.
77
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-18
Lymantaria dispar (L.) (Lepidoptera:Lymantriidae) Larvalarının Kontrolü İçin Çeşitli
Böceklerden İzole Edilen Beauveria bassiana Suşlarının Değerlendirilmesi
Nurcan Albayrak İSKENDER1, Serkan ÖRTÜCÜ2, Yaşar AKSU3
1
2
Artvin Çoruh Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Artvin
Erzurum Teknik Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum
3
Artvin Orman Bölge Müdürlüğü, Artvin
e-posta: [email protected]
Bu çalışmanın amacı laboratvuar koşullarında Lymantaria dispar larvasına karşı
Beauveria bassiana’nın patojenitesini belirlemektir. Entomopatojenik fungus PaF04, PaF09 ve
PaF76 ladin küçük yaprak arısı larvasından; YB1 yaprak bitinden ve ATA076 ise iki noktalı
kırmızı örümcekten daha önceki çalışmalarda izole edilmiştir. Uygulamalar, larvaları konidi
süspansiyonuna (1X107) 30 saniye boyunca daldırılarak gerçekleştirilmiştir. Tween 80 içeren
distile suya larvaların daldırılması ile kontroller oluşturulmuştur. L. dispar larvaları plastik
kaplar içine aktarılmış ve 23±2oC’de 12:12 saat fotoperyot ile %65±5 bağıl nemde (RH) inkübe
edilmiştir. Ölüm oranları 14 gün boyunca günlük olarak kaydedilmiştir. B. bassiana
izolatlarının neden olduğu ölüm oranları arasındaki fark uygulamadan sonra yedinci günde
önemli (p <0.05) bulunmamıştır. Sonuç olarak, test edilen tüm fungus izolatlarından L. dispar
larvalarına karşı en iyi patojenite sonuçları % 66.7 oranıyla PaF09 ve ATA076’dan elde
edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Lymantaria dispar, Beauveria bassiana, Biyolojik kontrol
78
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-19
Baharatlardaki Mikotoksinler ve Azaltma Yöntemleri
Esra ALTIPARMAK1, Nükhet N. DEMİREL ZORBA2
1
2
Geyikli Çok Programlı Lisesi Geyikli, Ezine,17610, Çanakkale
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü,
17020, Çanakkale
e-posta: [email protected]
Baharatlar hem ülkemizde hem de yurt dışında tüketimi fazla olan gıda katkı
maddeleridir. Ancak baharatların mevcut mikotoksin içeriği yasal sınırların üzerinde olduğu
için bazen tüketimi sakıncalı hale gelmektedir. Mikotoksinler içinde önem bakımından ilk
sırayı alan, Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus türlerine ait küflerin oluşturduğu
aflatoksindir. Aflatoksin, bisfurano isokumarin yapısında olan bir grup toksik küf metabolitinin
genel adıdır. En toksin olanı aflatoksin B1’dir.
Mikotoksinlerin ürünlerden uzaklaştırılması da zorlu bir süreçtir ve çoğu zaman
mümkün olmamaktadır. Mikotoksin inhibisyonu için farklı gıdalarda ve besiyeri ortamlarında
yapılan çalışmalar devam etmektedir. Dekontaminasyon sonrasında yeni toksik bileşiklerin
ortaya çıkması Baharatların mikotoksin miktarını azaltmak için üzerinde durulan yöntemler;
farklı kurutma teknikleri, ışınlama, ozon gazı uygulaması, biyolojik ajan ve kimyasal kullanımı
olarak belirlenmiştir. Bu derlemede söz konusu yöntemler özetlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikotoksin, Aflatoksin, Baharatlar, Dekontaminasyon
79
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-20
Organoklorlu Bir Pestisit Olan α Endosulfan’ın Funguslar
Tarafından Biyodegredasyonu
Özlem GÜR1, Murat ÖZDAL1,2, Ömer Faruk ALGUR1, Esabi Başaran
KURBANOĞLU1, Serkan ÖRTÜCÜ3
1
2
3
Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Erzurum
Atatürk Üniversitesi, İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu, 25900 İspir, Erzurum
Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü,
Erzurum
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada; dünyada ve ülkemizde kullanılan pestisitlerden α endosulfanın
Aspergillus niger, Scopulariopsis brevicaulis ve Trichoderma viridae izolatları ile
biyodegredasyonu amaçlanmıştır.
Çalışmada kullanılan fungus izolatları, Patates dekstroz agara ekilerek, 25 °C’de 5 gün
inkübasyondan sonra petrilere % 0.02 Tween 80’le hazırlanmış steril sudan 5 mL ilave edilip,
steril öze ile dikkatli bir şekilde kazınarak sporlar hasat edilmiş ve seyreltmeler yapılarak,
1mL’sinde
5x107
olacak
şekilde
süspansiyonlar
hazırlanmıştır.
α
endosülfanın
biyodegradayonu için stok çözelti olarak α endosülfan aseton içerisinde çözülerek
hazırlanmıştır. 250 mL’lik erlenlere 50 mL sülfat içermeyen mimimal tuz ortamına (pH: 6) 100
mg/L α endosülfan stok çözeltisi eklenerek 1 mL spor süspansiyonu inokule edilmiştir. Erlenler
150 rpm, 30°C çalkalamalı inkübatörde ve 10 gün inkübasyona bırakılmıştır. Süre sonunda
fermentasyon sıvısı etil asetat ile ekstraksiyon yapılmış ve evaporatörde fazla sıvı
uzaklaştırılmıştır. Biyodegredasyonun varlığı önce TLC (Hekzan:Etil asetat 9:1, v/v) ile daha
sonra spektrofotometrik olarak yapılan ölçümlerle belirlenmiştir.
Farklı konsantrasyonlarda (10-200 mg/L) α endosülfan etil asetat içerisinde çözülerek
190-350 nm arasında spektrofotometrede absorbansları ölçülmüş ve en yüksek absorbansı
veren nm değeri 265 nm olarak belirlenmiştir. 10. gün sonunda yapılan ölçümler sonucunda A.
niger %82, S. brevicaulis %78 ve T. viridae %76 α endosülfanı parçalayabildiği belirlenmiştir.
Pestisitler toprakta ayrışmadan haftalarca hatta yıllarca kalabilirler. Bu nedenle çevreye
ve insana zararlı etkileri çoktur. Gerek çevre, gerekse insanlar üzerindeki yan etkilerinden
80
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
dolayı
pestisit
ve
pestisit
kalıntılarının
degredasyonu
büyük
önem
taşımaktadır.
Biyodegradasyon ile mikroorganizmalar; zararlı maddeleri karbon, azot, fosfor, kükürt veya
enerji kaynağı olarak kullanarak zararsız veya daha az zararlı maddelere dönüştürmektedir. Bu
çalışmada organoklorlu pestisit olan α endosulfanın 10 gün inkübasyon sonunda funguslar
tarafından parçalandığı TLC ve spektrofotmetrik olarak tespit edilmiştir. Bu üç yeni izolat ile α
endosülfan ile kontamine olmuş bölgelerde α endosülfanın biyodegradasyonu için
kullanılabileceği belirtilmiştir.
Anahtar Kelimeler: α endosulfan, biyodegradasyon, fungus
81
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-21
Ege Bölgesi’nden Türkiye Mikotası için Yeni Bir Kayıt
Handan ÇINAR, Hayrünisa BAŞ SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU
Muğla Sıtkı Koçman Üniveristesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli
e-posta: [email protected]
Ülkemiz, değişik iklim koşulları ve topografik yapısı ve buna bağlı olarak çeşitlilik
gösteren floraya sahip olması dolayısıyla doğal mantarları yönünden de zenginlik
göstermektedir. Bu zenginliğin ortaya çıkarılmasına katkı yapmak amacı ile 2013-2014
yıllarında Ege Bölgesi’nde yapılan çalışmada, Muğla İli’nden toplanan makrofungus örnekleri
arasından Lactarius pseudodeliciosus Beardslee & Burl türü Türkiye için yeni kayıt olarak
belirlenmiştir. Bu çalışmada, türün deskripsiyonu fotoğraflarıyla verilmektedir.
Anahtar kelimeler; Lactarius pseudodeliciosus, Muğla, Yeni kayıt.
82
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-22
Türkiye Mikotası İçin Yeni Bir Peziza Kaydı
Ömer F. ÇOLAK1, İsmail ŞEN1, Nurdan ALKAN2, Mustafa IŞILOĞLU1
1
2
Muğla S. K. Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muğla
Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, T. Biyoteknoloji Bölümü, Isparta
e-posta: [email protected]
Peziza Dill. ex Fr. cinsi Pezizaceae Dumort familyası üyesi olup, günümüzde dünya
üzerinde 100’den fazla türü olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde yapılan taksonomik çalışmalar
ile bugüne kadar 25 takson belirlenmiştir. Bu sayı devam eden çalışmalar ile her geçen gün
artmakta olup ülkemiz mikotasına katkı sağlanmaktadır.
Bu amaçla sunulan bu çalışma da, Köyceğiz’de (Muğla) yetişen relikt endemik
Liquidambar orientalis Mill. ormanlarında yapılan rutin arazi çalışmalarında makrofungus
örnekleri toplanmıştır. Doğal ortamında fotoğrafları çekilen makrofungus örnekleri
laboratuvara taşınmış ve mikroskobik, makroskobik ve ekolojik özellikleri kullanılarak teşhisi
yapılmıştır. Örnekler, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde fungaryum
materyali olarak saklanmaktadır.
Yapılan çalışmalar sonucunda, Peziza punctispora (Pfister) Donadini ülkemiz mikotası
için yeni kayıt olarak belirlenmiştir. Böylece, Türkiye’den tespit edilen Peziza cinsi üyeleri
sayısı 25’den 26’a yükseltilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Makrofungus, Peziza, Biyoçeşitlilik, Yeni kayıt
Teşekkür: Bu çalışma Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmiştir (Proje No: 13/140)
83
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-23
Agrocybe vervacti (Fr.) Singer’ nin Anatomik ve Morfolojik Özellikleri
Perihan GÜLER1, Aziz TÜRKOĞLU2, Göksu YILDIZ3
1
Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Yahşihan-Kırıkkale
2
3
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muğla
Kırıkkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü Yahşihan-Kırıkkale
e-posta: [email protected]
Strophariaceae familyasında yer alan Agrocybe vervacti (Fr.) Singer ülkemizde doğal
olarak yayılış gösteren bir türdür. Kırıkkale’den toplanan örneklerin arazideki morfolojik
özellikleri yanında petride geliştirilen misellerinin morfolojik yapılarıda incelendi. Bu amaçla
bazidiyokarptan alınan parçalar patates dekstroz agar (PDA) besiyerinde doku kültürü yöntemi
ile geliştirildi. Agrocybe vervacti sporları ve katı besiyerinde geliştirilen miselleri hem ışık hem
de taramalı elektron (SEM) mikroskobu ile incelendi. Patates dekstroz agar’da yavaş ve zayıf
gelişen, yüzeye paralel miseller görüldü. Yüzey hifi şeklinde gelişen misellerde üçüncü günden
itibaren merkezden başlayarak yeşilimsi-siyah pigmentasyon gözlendi. Işık ve taramalı elektron
mikroskop çalışmalarında sporların oval, eliptik, yüzeyinin düz olduğu ve büyük bir yağ
damlasına sahip olduğu belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Agrocybe vervacti, Strophariaceae, Misel Gelişimi, Türkiye mikobiyotası
Teşekkür: Bu çalışma, TÜBİTAK 210T083 no’lu proje kapsamında desteklenmiştir.
84
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-24
Serratia marcescens NY-32 İzolatından Elde Edilen Prodigiosin Pigmentinin Antifungal
Aktivitesi
Neslihan YÜCE, Murat ÖZDAL, Özlem GÜR, Ömer Faruk ALGUR
Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Erzurum 25240
e-posta: [email protected]
Prodigiosin, Serratia marccescens ve diğer bazı bakteriler tarafından üretilen kırmızı renkli
pigment olup biyolojik olarak aktif sekonder bir metabolittir. Bu pigment; antimikrobiyal,
antioksidan, antikanser ve anti UV gibi özellikleri sebebiyle tıp, kozmetik ve gıda endüstrisinde
kullanılmaktadır. Bu çalışmada prodogiosin pigmentinin antifungal etkisine bakılmıştır.
S. marcescens NY-32 deniz suyundan izole edilmiş ve biyokimyasal testlerle
tanımlanmıştır. Pigment eldesi için bakteri kültürleri nutrient agar ortamında hazırlanmış ve
petriler 25ºC’de aerobik şartlarda 6 gün etüvde inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon süresi
sonunda petri yüzeyindeki hücreler, geniş bir spatülle kazınarak 7:2 v/v oranındaki
aseton:metanol karışımı içeren tüplere alınmıştır. Homojenize edilen tüpler 5 dk 50°C’de su
banyosunda bekletilmiştir. Daha sonra 5000 rpm ve +4°C’de 15 dakika santrifüj edilmiştir. Elde
edilen süpernatant evaporatorde çektirilerek prodigiosin toz haline getirilmiştir. Antifungal
aktivite testi için disk difüzyon yöntemi kullanılmıştır. Prodigiosinin asetonda stok çözeltisi
hazırlanmıştır (200 µg/ 5 mL). Stok çözeltiden 30 ve 50 µL alınarak disklere emdirilmiştir.
Pigmentin antifungal aktivitesi, Patates Dekstroz Agar (PDA) besiyeri ortmında 4 mikrofungus
(Aspergillus niger, Fusarium oxysporum, Paecilomyces marquandii ve Penicillium
brevicompactum) ve 1 adet maya (Candida albicans) olmak üzere toplam 5 fungusa karşı
incelenmiştir. Pigmentli diskler sadece aseton içeren negatif kontrolleriyle birlikte kültür
ortamına yerleştirilmiş ve inkübasyona bırakılmıştır.
Çalışma sonunda 30 µL prodigiosin içeren diskler A. niger, F. oxysporum, P.
brevicompactum ve P. marquandii’ye karşı antifungal aktivite göstermiş ancak C. albicans
üzerinde antifungal etki belirlenmemiştir. 50 µL prodigiosin içeren disklerin ise tümüne karşı
antifungal etki gösterdiği belirlenmiştir. Prodogiosinin A. niger’e karşı göstermiş olduğu
antifungal aktivite 6 mm zonla ilk sıradadır. Bu sırayı P. brevicompactum, P. marquandii, F.
85
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
oxysporum ve C. albicans takip etmiştir. Prodigiosin konsantrasyonunun artışı ile beraber
antifungal aktivitenin arttığı belirlenmiştir.
Antifungal etkisi incelenen S. marcescens NY-32 izolatından elde edilen prodigiosin
pigmentinin funguslara karşı gösterdiği etkinin prodigiosin konsantrasyonuna ve fungus türüne
göre değiştiği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Antifungal aktivite, antimikrobial pigment, prodigiosin, S. marcescens
86
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-25
İstanbul’da Bulunan Çeşitli Hastanelerin Hava Florasındaki Aspergillus spp.
Dağılımının Belirlenmesi
İskender KARALTI1, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU2
1
Yeditepe Üniversitesi, Sağlık bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ataşehir,
İstanbul
2
Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kadıköy, İstanbul
e-posta: İ[email protected]
Atmosfer fungusların üremesi için uygun bir ortam olmamasına rağmen fungus sporları
havada bol miktarda bulunurlar ve hava ile kolayca yayılırlar. Funguslar sadece havada değil;
toprakta, suda bulunurlar. İnsan, hayvan ve bitkilerde hastalık meydana getiriler Sporların
havadaki yoğunluğunu havanın nemi ve sıcaklığı ve mevsimsel şartlar etkilemektedir. Havanın
nem ve sıcaklığı mevsimlere göre büyük değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle havadaki
fungus yoğunluğu ve tipi mevsimlere ve coğrafi özelliklere göre değişmektedir. Özellikle küfler
hava ile kolaylıkla taşınabilmektedirler. Küfler insanlarda solunum yolu rahatsızlıkları, allerjik
reaksiyonlar, sinizüt gibi pek çok rahatsızlıklara neden olabilmektedirler Aynı zamanda
küflerin hastane gibi ortamlarda yoğunluğunun fazla olması immün sufresif (HIV pozitif
bireyler, onkoloji hastaları) ve yaşlı hastalar açısından risk taşımaktadır. Özellikle de
Aspergillus cinsine ait bazı türlerin neden oldukları Aspergilloza kemoterapi uygulanan
hastalarda sıkça rastlanmaktadır. Bu nedenle hastanelerin havasının küf florasının tespiti
önemlidir.
Bu çalışmada İstanbul ilinde bulunan altı farklı hastanenin iç ve dış ortam havasındaki
Aspergillus cinsine ait türlerin bir yıllık dağılımın berlinmesi amaçlandı. Çalışma bir yıl
boyunca altı farklı hastanenin beş farklı bölümünde gerçekleştirildi. Çalışmada yer çekimine
dayalı Petri-plak metodu kullanıldı. Çalışma sonucunda 13 farklı Aspergillus türü ve toplamda
141 koloni izole edildi. En fazla Aspergillus niger (29.1%) izole edildi ve bunu A. nidulans
(21.3%), A. candidus (12.8%) and A. ochraceus (9.2%) and A. versicolor (7.8%) takip etti. A
fumigatus and A. flavus gibi patojenitesi yüksek olan türler düşük oranda izole edildi.
Anahtar kelimeler: Aspergillus, İstanbul, Hastane, Fungus.
87
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-26
Denizli Halk Kütüphanelerinde Cryptococcus neoformans Varlığının Araştırılması
Selma KIRAÇ1, Çağrı ERGİN2
1
2
Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Denizli
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Denizli
e-posta: [email protected]
Cryptococcus cinsi mayalar duyarlı konakta hayatı tehdit eden enfeksiyonlara neden
olabilmektedir. İnsan ve hayvan kriptokokkozunda sıklıkla Cryptococcus neoformans etkendir.
Konağa bulaşma sıklıkla kolonize olduğu çevresel ortamdan olmaktadır. Popülasyonda yapılan
serolojik taramalarda antikor varlığının saptanması çevresel ortamdan maya ile maruziyetin
sürekli olduğunu düşündürmektedir. Bu nedenle C. neoformans’ın kolonizasyon için risk
oluşturduğu bilinen farklı ortamlarda taramalarının yapılarak muhtemel enfeksiyon
kaynaklarının belirlenmesi epidemiyolojik araştırmalar için önemlidir. C. neoformans’ın lignin
içeren yapılar üzerinde kolaylıkla kolonize olması, mikroiklim yapısı stabil olan kütüphane
ortamlarında kolonizasyonuna imkan sağlamaktadır. Sunulan araştırmada Denizli merkez ve
bazı ilçelerinde bulunan halk kütüphanelerindeki kitaplardan sürüntü/toz örneklerinde
C.neoformans varlığı taranmıştır.
Araştırmaya Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden izni alınan merkez ve bazı
ilçe halk kütüphaneleri alınmıştır. Araştırma amacı ile %0.4 kloramfenikol içeren serum
fizyolojik içine steril eküvyon ile alınan 195 (91 merkez, 30 Acıpayam, 25 Sarayköy, 25
Buldan, 24 Tavas) kitap/toz örneği aynı gün içinde laboratuvara ulaştırıldı. Örnekler vorteksle
çalkalandıktan sonra %0.1 bifenil içeren Staib agar besiyerine ekildi. Ekimler 28°C’de 3 hafta
süre ile nemli etüvde günlük takip edildi. Staib agar besiyerinde S koloni morfolojisinde,
kahverengi pigmentli koloni varlığı araştırıldı. Şüpheli koloniler morfolojik yöntemler ile
incelendi.
Araştırmaya alınan 195 örnekte C.neoformans izolasyonu yapılamadı. İnhibitör olarak
kullanılan kimyasalların varlığına rağmen yoğun filamentöz küf oluşumu örneklerin
değerlendirilmesini zorlaştırdı.
Bu çalışmada, Denizli bölgesinde yapılan taramalarda çevresel ortamda varlığı
gösterilen C.neoformans, risk ortamı olarak literatürde belirtilen kütüphane ortamlarında
kültüre edilememiştir. Sunulan araştırmada izolasyonun yapılamamış olması araştırma
88
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
bölgesinde kütüphane koşullarının uygun olmayabileceğini, mayanın yoğunluğunun düşük
olması ve teknik sorunlar nedeni ile olabilir. İnsan sağlığı için risk oluşturan ortamlarda
C.neoformans
gibi
patojen
mantarların
taranması
oluşabilecek
enfeksiyonlar
için
epidemiyolojik veri sağlayacaktır. Çevresel ortamlarda risk oluşturan mantarlar periyodik
olarak uygun yöntemler ile taranmalıdır.
Anahtar Kelimeler: C.neoformans, Kütüphane tozları, Çevresel ortam
89
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-27
Türkiye Mikobiyotası İçin Yeni Bir Cins Kaydı
Abdullah KAYA1, Yasin UZUN1, İbrahim Halil KARACAN2, Ömer Faruk KAYA1
1
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Kamil Özdağ Fen Fakültesi, Biyoloji
Bölümü,70100, Karaman
2
Ömer Özmimar Anadolu İmam Hatip Lisesi, Şahinbey, Gaziantep
e-posta: [email protected]
Makromikotaya yönelik araştırmalar, günümüz biyoçeşitililik çalışmalarının önemli bir
bileşenini oluşturmakta ve ülkemiz makrofungal çeşitliliğinin belirlenmesi amacıyla da birçok
çalışma
yürütülmektedir.
Bu
kapsamda,
Gaziantep
yöresinin
makromantarlarının
belirlenmesine yönelik gerçekleştirilen arazi çalışmaları sürecinde sapsız, disk şekilli bir
Ascomycota üyesi örnek toplanmıştır. Arazide substrat üzerinde fotoğrafları çekilen ve gerekli
morfolojik ve ekolojik özellikleri kaydedilen örnekler laboratuvara getirilerek stereo mikroskop
altında tekrar fotoğraflanmış ve kurutularak fungaryum materyali haline getirilmiştir. Nikon
Eclipse Ci trinoküler ışık mikroskobu altında mikromorfolojik verileri elde edilen ve
mikroskobisine ait resimleri
çekilen örnekler ilgili literatür yardımıyla teşhis edilmiştir.
Trichopeziza subsulphurea (Svrček) Baral olarak tür tanısı gerçekleştirilen örneğin, ülkemizden
daha önce toplanmadığı ve cins düzeyinde Türkiye için yeni kayıt olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Makrofungus, Yeni Kayıt, Gaziantep, Türkiye
90
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-28
Türkiye’den Yeni Makrofungus Kayıtları
Halil GÜNGÖR1, Hakan ALLI1, Yusuf UZUN2, Mustafa IŞILOĞLU1, Mehmet Halil
SOLAK3
1
2
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muğla
Yüzüncüyıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Van
3
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Muğla
e-posta: [email protected]
Ülkemizin önemli biyolojik zenginliklerinden olan makrofungusların çeşitliliğinin
belirlenmesine ve korunmasına yönelik çalışmalar oldukça önemli görülmektedir. Bu sürece
bir katkı olarak gerçekleştirilen bu çalışma ile elde edilen makrofungus örnekleri 2009 ve 2013
yıllarında Manisa ve Bingöl’de yapılan arazi çalışmaları ile toplanmıştır. Bu çalışma
sonucunda, Gyromitra fastigiata (Krombh.) Rehm. ve Discina geogenia (Rahm) Donadini
Türkiye’den ilk defa rapor edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Gyromitra fastigiata, Discina geogenia, Yeni kayıt, Türkiye
91
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-29
Türkiye İçin Antalya’dan Yeni Bir Makrofungus Kaydı
K. Selen ÖZBAY, Hayrünisa Baş SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli, Muğla
e-posta: [email protected]
Funguslar morfolojileri, davranış şekilleri ve hayat döngüleri açısından birbirlerine
benzemeyen çok sayıda organizmanın bulunduğu oldukça geniş bir alem olarak bilinmektedir.
Nem ve sıcaklık gibi iklim koşullarının elverişli olduğu ortamlarda yetişerek, bitkisel ve
hayvansal organizmaları çürütüp yapılarında bulundurdukları elementleri bakterilerle birlikte
geri dönüştürerek ekosisteme önemli katkılar sağlamaktadırlar. Türkiye, makrofungusların
yetişebilmesi için oldukça elverişli bir iklime sahiptir. Bu nedenle ülkemizde yetişen
makrofungusları belirlemeye yönelik çalışmalar farklı bölgelerde hızla devam etmektedir.
Bu çalışmada, Konyaaltı (Antalya) İlçesi’nden Türkiye için yeni kayıt olduğu tespit
edilen Chroogomphus ochraceus (Kauffman) O.K.Mill. sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Chroogomphus ochraceus, Makrofungus, Türkiye, Yeni Kayıt
92
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-30
Afyonkarahisar Sinanpaşa Ormanları Myxomyceteleri: Stemonitales Takımı
İjlal OCAK1, Elif KORCAN2, Gözde ERSÖZ2
1
2
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Biyoloji Eğt. ABD, Afyonkarahisar
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Böl., Afyonkarahisar
e-posta: [email protected]
Çalışmanın amacı Afyonkarahisar ili Sinanpaşa ilçesi ormanlarındaki myxomycetes
çeşitliliğini ve bunların ekolojik isteklerini belirlemektir. Bunun için düzenlenen arazi
gezilerinde nemli oda kültürü hazırlamak için canlı ağaç kabukları, döküntü örnekleri (yaprak,
kabuk ve odun), kesilmiş kütüklerden odun örnekleri toplanmıştır. Genelde Pinus nigra Arn.
ssp. pallasiana ve Qerqus ssp. kabuklarından, döküntü ve çürümekte olan odunlarından
Stemonitales takımına ait 11 taxon tanımlanmıştır. Nemli oda kültüründe gelişen
fruktifikasyonların teşhisi sonucunda Comatricha nigra (Pers. ex J. F. Gmel.) J. Schröt,
Comatricha pulchella (C. Bab) Rostaf, Comatricha longipila Nann, -Bremek, Paradiacheopsis
solitaria (Nann -Bremek), Stemonaria laxiretis Nann, -Bremek et Y. Yamam, Stemonitis fusca
Roth, Stemonitis flavogenita E. Jahn, Stemonitis herbatica Peck, Enerthenema papillatum
(Pers) Rostaf, Stemonitopsis gracilis (G. Lister) Nann -Bremek, Stemonitopsis subcaespitosa
(Peck) Nann -Bremek türleri teşhis edilmiştir. Stemonitis fusca 7 kayıtla en fazla kaydedilen tür
olurken ve bunu 5 kayıtla Comatricha nigra takip etmiştir. Comatricha nigra genelde konifer
odunlarını tercih ederken Stemonitis fusca Pinus nigra Arn.ssp. pallasiana ve Qerqus ssp.’nın
canlı ağaç kabuklarını yada çürümekte olan kabuklarını tercih etmiştir. Nemli oda kültürü
yapılan substraların pH’ları 4,20-8,66 arasında ölçülmüştür. Comatricha nigra en düşük
Stemonitopsis gracilis en yüksek pH'a sahip substratlarda tespit edilmiş türlerdir. Dünyada 1000
kadar tür ile temsil edilen Myxomycetes sınıfından şu ana kadar Türkiye'den bildirilen kayıt
sayısı 232 dir. S. laxiretis ve C. longipila Türkiye için yeni kayıttır.
Anahtar kelimeler: Myxomycetes, flora, Türkiye, yeni kayıt, Stemonitales
93
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-31
Türkiye Melanogaster’leri İçin Yeni Bir Kayıt
İsmail ACAR1, Yusuf UZUN1, Ilgaz AKATA3
1
2
Yüzüncüyıl Üniversitesi, Başkale Meslek Yüksekokulu, Organik Tarım Bölümü, Van
Yüzüncüyıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Van
3
Ankara Universitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara
e-posta: [email protected]
Basidiomycota bölümünün Paxillaceae familyasında yer alan Melanogaster cinsi dünya
genelinde 25 taksona sahip hipogean ve ektomikorizal fungusları içerir. Bu cins üyelerinde
kahverenginden siyaha doğru değişen tonlarda, yuvarlakça, oval veya patates şeklinde
bazidiyokarplar, çoğunda jelimsi içeriğe sahip gleba, 2-8 sterigmalı, çomak şeklinde
bazidiyumlar, açıktan koyu kahverengiye değişen tonlarda, pürüzsüz, kalın duvarlı, elips veya
silindir şeklinde, sporlar karakteristiktir.
Çalışmanın materyali olan Melanogaster örnekleri 2014 yılında Hakkari yöresinden
toplanmıştır. Laboratuvar ve literatür çalışmaları sonunda Melanogaster ambiguus (Vittad.)
Tul. & C. Tul. Türkiye’den ilk defa rapor edilmiştir. Taksonun kısa tanımı, yetişme yeri
bilgileri, makroskobik ve mikroskobik fotoğrafları metin içerisinde verilerek kısaca
tartışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Mikobiyota, Melanogaster ambiguus, Yeni kayıt, Türkiye
94
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-32
Gireniz Vadisi (Denizli/Türkiye) Ormanlarındaki Odun ve Ağaç Tahripçisi
Makrofunguslar
Oğuzhan KAYGUSUZ, Kutret GEZER, Ali ÇELİK
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 20020, Denizli
e-posta: [email protected]
Bu çalışma Gireniz Vadisi (Denizli/Türkiye) ormanlarındaki odun ve ağaç tahripçisi
makrofungusların çeşitliliğini belirlemek için gerçekleştirilmiştir. 2011-2013 yılları arasında
gerçekleştirilen yoğun arazi çalışmaları sayesinde 95 makrofungus örneği toplanmıştır.
Makroskobik ve mikroskobik çalışmalar sonucunda, Agaricomycetes sınıfına ait 15 odun ve
ağaç tahripçisi makrofungus taksonu saptanmış olup bunların 6 ordo ve 11 familyaya dağıldığı
belirlenmiştir.
Çalışma alanında makrofungus çeşitliliğinin fazla olmaması, bölge bitki örtüsünün
insanlar tarafından aşırı miktarda tahribata uğratılmadığı ve orman ekosistemi yapısının fazlaca
bozulmadığının göstergesi olabilir.
Anahtar kelimeler: Makrofungus, Odun Tahripçisi Mantar, Gireniz Vadisi, Denizli, Türkiye
95
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-33
Zilan Vadisi (Erçiş/Van) Yöresinden Türkiye Makrofungusları
İçin İki Yeni Kayıt
1Mehmet
1
2
Zeki KOÇAK, 1Kenan DEMİREL, 1Mustafa Emre AKÇAY,2Ali KELEŞ
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kampüs, 65080, Van
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, OFMAE Bölümü, Kampüs, 65080, Van
e-posta: [email protected]
Basidiomycota bölümünün Agaricales ordosu içerisinde yer alan Pstahyrella ve
Tricholoma en çok türe sahip cinslerdir. Psathyrella cinsi dünya üzerinde yaklaşık 400 tür ile
temsil edilirken Tricholoma cinsinde bu sayı 1000 civarındadır.
Şimdiye kadar Türkiye’de ise Psathyrella cinsi 40 takson ve Tricholoma cinsi ise 52
takson ile temsil edilmektedir. Bu çalışma sonucunda; Tricholoma stiparophyllum (N. Lund) P.
Karst. ve Psathyrella longipes (Peck) A.H. Sm. Türkiye makrofungusları için yeni kayıt olarak
ilave edilmiştir. Böylece ülkemizde Psathyrella 41 ve Tricholoma cinsine ait takson sayısı ise
53’e yükselmiştir.
Anahtar kelimeler: Yeni kayıt, makrofungus, Zilan Vadisi, Van
96
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-34
Türkiye Mikobiyotası İçin 3 Yeni Russula Kaydı
Ömer F. ÇOLAK1, M. Halil SOLAK2, Mustafa IŞILOĞLU3
1
2
Muğla S. K. Üniversitesi, Köyceğiz MYO, Köyceğiz, Muğla
Muğla S. K. Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Eğitimi ABD, Kötekli, Muğla
3
Muğla S. K. Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli, Muğla
e-posta: [email protected]
Biyoçeşitliliğin belirlenmesi geçmişten günümüze bilim insanının en önemli
uğraşlarından birisidir. Bu çeşitliliğin bir parçası olan makrofunguslarla ilgili olarak, ülkemizde
de bazı çalışmalar yapılmış ve yaklaşık 2500 takson belirlenmiştir. Bu sayı içerisinde en fazla
türe sahip cins Russula Pers.’ cinsidir. Bu cins genellikle parlak, dikkat çekici renklerde,
oldukça güzel ve ilginç türleri içerir. Birçok ağaçla mikorizal birliktelik oluşturan bu cinse ait
dünya üzerinde 750 takson olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizden cinse ait rapor edilen tür
sayısı 100 den fazla olup bu sayı her geçen gün yeni çalışmalarla artmaktadır.
Ülkemiz mikotasına katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilen araştırmanın materyali;
2014 yılı ilkbahar aylarında Kütahya ve Afyon illerinden toplanmıştır. Doğal ortamında renkli
fotoğrafları çekilen mantar örnekleri cinsin teşhisinde önemli olan bazı kimyasallar (FeSO4,
KOH, NH3) uygulanarak verdiği renk değişimlerinin yanı sıra morfolojik ve ekolojik özellikleri
arazi defterine not edilmiştir. Laboratuvara taşınan örneklerde melzer ayıracı (sporlar için) ve
sülfovanilin (sistidler için) kullanılarak mikroskobik fotoğrafları çekilmiş ve teşhisleri
yapılmıştır. Daha sonra fungaryum materyali haline getirilen örnekler Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi, Biyoloji Bölümü fungaryumunda saklanmaktadır.
Bu çalışma sonucunda, Russula atroglauca Einhellinger, R. clariana R. Heim ex Kuyper &
Vuure ve R. gigasperma Romagn. ex Romagn. Türkiye’den ilk defa rapor rapor edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikobiyota, Russula, Türkiye, Yeni kayıtlar
97
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-35
Türkiye’nin Lactifluus Türleri
Ömer F. ÇOLAK, İsmail ŞEN, Mustafa IŞILOĞLU
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli, Muğla
e-posta: [email protected]
Makrofungus sistematiği üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda moleküler
yaklaşımların kullanılmasıyla ivme kazanmıştır. Yapılan bu çalışmalarla, sistematik sorunların
önemli düzeyde çözüldüğü görülmektedir. Benzer şekilde, bazı Lactarius Pers. türlerinin
Lactifluus
(Pers.) Roussel cinsi içinde toplanmıştır. Ülkemizdeki Lactarius türleri
incelendiğinde Lactifluus bertillonii (Neuhoff ex Z. Schaef.) Verbeken ve Lactifluus luteolus
(Peck) Verbeken taksonlarının Lactifluus cinsine aktarıldığı görülmektedir.
Araştırma materyali, 2013 yılında yapılan rutin arazi çalışmaları sonucunda Kozak
Yaylasından (Bergama, İzmir) toplanmıştır. Doğal ortamında fotoğrafları çekilen mantar
örneklerinin ekolojik özellikleri arazi defterine kaydedilerek laboratuvara taşınmıştır.
Örneklerin mikroskobik, makroskobik ve ekolojik özellikleri kullanılarak teşhisleri yapılmıştır.
Teşhisi yapılan örnekler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyoloji Bölümü fungaryumunda
saklanmaktadır.
Yapılan laboratuar çalışmaları sonucunda belirlenen Lactifluus rugatus (Kühner &
Romagn.) Verbeken ülkemiz için yeni kayıttır. Yapılan bu çalışma ile ülkemizde belirlenen
Lactifluus cinsi üye sayısı 3’e yükselmiştir.
Anahtar Kelimeler: Makrofungus, Lactifluus, Biyoçeşitlilik, Türkiye, Yeni kayıt
98
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-36
Türkiye İçin Yeni Bir Sürme Mantarı Kaydı
Şanlı KABAKTEPE
İnönü Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Malatya
e-posta: [email protected]
Aladağlar ve Bolkar dağları sınırlarından toplanan, Pennisetum orientale Rich.
(Poaceae) üzerinde Anthracocystis penniseti (Rabenh.) McTaggart & R.G. Shivas
(Ustilaginaceae) Türkiye’den ilk defa kayıt edilmiştir. A. penniseti’nin morfolojik ve
mikroskobik özellikleri toplanan örneklere bağlı olarak tanımlanmış ve fotoğraflarla
desteklenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikobiyota, Yeni Kayıt Anthracocystis penniseti, Türkiye
Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK (Proje No: 113Z093) tarafından desteklenmiştir.
99
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-37
Türkiye Makrofunguslarına Dernekpazarı (Trabzon) İlçesinden Katkılar
Abdullah KAYA1,Yasin UZUN1, Ilgaz AKATA2, Ali KELEŞ3
1
Karamanoğlu MehmetbeyUniversitesi, Kâmil Özdağ Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü,
Karaman
2
3
Ankara Universitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara
YüzüncüyılÜniversitesi, Eğitim Fakültesi, Ortaöğretim Fen ve Matematik Eğitimi
Bölümü, Van
e-posta: [email protected]
Makrofunguslar, Fungi aleminin Ascomycota ve Basidiomycota bölümlerine ait çıplak
gözle gözlenebilen makroskobik mantarları içermektedirler. Günümüze kadar Dünya genelinde
21.500 civarında makroskobik mantar taksonu tanımlanmıştır ancak tür sayısının yaklaşık
53.000-110.000 olduğu tahmin edilmektedir. Avrupa kıtasında tanımlanan sayı 15.000
civarındadır. Mevcut literatüre göre Temmuz 2014 itibariyle Türkiye’de 2184 makrofungus
taksonu belirlenmiştir.
Bu çalışmada, Dernekpazarı (Trabzon) ilçe sınırları içinden 2013-2014 yılları arasında
251 makrofungus örneği toplanmıştır. Arazi ve laboratuvar çalışmaları sonucunda Ascomycota
ve Basidiomycota bölümlerine ait, 35 familya, 44 cins içinde yer alan 54 tür tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Biyoçeşitlilik, Makrofunguslar, Dernek Pazarı, Türkiye
100
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-38
Aphis fabae (Hemiptera: Aphidoidea) ile mücadelede entomopatojen funguslar
Recep BAYDAR, Özlem GÜVEN, İsmail KARACA
Süleyman Demirel Üniversitesi Bitki Koruma Bölümü/ Isparta
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada ülkemiz topraklarından tuzak böcek yöntemi ile ve kışlama bölgesinden
toplanan Coccinella septempunctata üzerinden izole edilen entomopatojen funguslardan
Beauveria spp., Beauveria bassiana, Metarhizium spp. ve Paecilomyces spp. tür ve izolatların
A. fabae üzerine etkisi laboratuar koşullarında belirlenmiştir. Patates Dekstroz Agar üzerinde
geliştirilen funguslardan 1x108 konidi/ml dozlarında spor süspansiyonları hazırlanmış ve
püskürtme yöntemi ile yaprakbitleri üzerine uygulanmıştır. Uygulamadan sonra denemeler
25±1oC sıcaklık ve %65±5 orantılı nem koşullarında saklanmıştır. Yapraklar üzerinde canlı, ölü
bireylerin sayımı 1, 3, 5 ve 7. gün olarak yapılmıştır.
Çalışma sonunda elde edilen verilere göre kullanılan entomopatojen tür ve izolatların A.
fabae’yi enfekte ettiği gözlenmiştir. Yapılan bu uygulama sonucunda 3. günde istatistiki olarak
en etkili Beauveria bassiana izolatlarından BMAUM-A6-001 (%90.78), BMAUM-A6-002
(%90.94) ve BMAUM- 005 (%79.62) ile Metarhizium spp. (%90.54) ve Paecilomyces spp.
(%84.15) türleri olmuştur. 5. gün sonunda tüm entomopatojen fungus tür ve izotlar
yaprakbitlerini enfekte ederek ölümlerine sebep olmuşlardır. Tüm izolatlar A. fabae’ye karşı
laboratuar ortamında 1x108 konidi/ml konsantrasyonlarında kullanılabileceği düşünülmektedir.
İleride yapılacak sera ve arazi uygulamaları sonucunda elde edilecek verilere göre kullanılan
bu tür ve izolatların IPM de yer verilmesi uygun olabilir.
Anahtar kelimeler: Aphis fabae, Entomopatojen fungus, Beauveria bassiana, Metarhizium
spp. Paecilomyces spp.
101
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-39
First report of Seiridium marginatum causing leaf blight on Crataegus sp. and Mespilus
germanica in Iran
Amanmohammad KOMAKİ1, Mohammad Ali AGHAJANİ2
1
2
Department of Plant Protection, Ataturk University, Erzurum, Turkey
Department of Plant Protection, Research Center of Agriculture and Natural Resources of
Gorgan, Iran
e-mail: [email protected]
In December 2010, severe leaf blight of Crataegus sp. (Fig. 1) and Mespilus germanica
L. leaves were observed in northern forests of Iran (Gorgan-Ziarat, Naharkhoran and Shast
Kola). The necrotic tissues of leaves were infected by a plant pathogenic fungus, which had
conodiomata and produce black mass of conidia on the leaves surface. Fungus acervuli had
separately circular arrangement at necrosis part of infected leaves. According to the
morphological characters, the leaf necrotic fungus identified as Seiridium marginatum (Fr.)
Nees.
Acervuli are subcuticular and have 320-510 µm diameters. Acervulus wall tissues are
light to dark brown and the basal layer consists of brown wall and texture of acervulus wall
made from globose cells. Acervulus wall had 30-50 µm thick. The wall is supporting numerous
conidiophores in a dense palisade. Conidiophores are hyaline and cylindrical. Conidiogenous
cells are hyaline and holoblastic. Conidia are fusiform, straight or in some of brown cells had
curve. Conidia have 5 septum and the basal and apical cells are hyaline. Four median conidial
cells have thick wall and light brown with striate ornamentation along the length direction of
conidia. The brown cells sizes are not equal. The basal and apical cells have filiform hyaline
appendages along the conidia axis, but in some conidia appendages were curved from the base
of itself. Conidia size with basal and apical cells excluding appendage is (-31) 24- 35 µm. The
light brown cells size was (-9) 8-10.5×15-25 (-20.64) µm. The basal appendages size was 0.51×4-15 (-11.65) µm and the apical appendages size was 0.5-1×5-17 (-13.67) µm. The basal cell
size was 3-6 µm and the apical cell was 2-5 µm. The fungus was inoculated to PDA medium
and incubated at 25 ºC.
Pathogencity of the S. marginatum isolates from Crataegus sp. and M. germanica were
determined by inoculating the seven day old fungus mycelium with 5mm of PDA culture on
the leaves of seedling of shrubs in the greenhouse condition. For control test used the PDA
102
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
medium without mycelium. The inoculated shrubs developed similar symptoms of leaf blight
but the controls were healthy.
The Crataegus sp. and M. germanica are new host plants (matrix nova) for S.
marginatum. Also, the species of S. marginatum is new taxa for Iran’s mycoflora and are
reporting for first time.
Key words: coelomycete, fungal plant disease, hawthorn, medlar
103
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-40
Tuzlu Çevrelerin Bir Üyesi Penicillium flavigenum: Türkiye İçin İlk Kayıt
Semra İLHAN1, Zerrin CANTÜRK2, Y. Erçin KOCABIYIK3, İlknur DAĞ4
1
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir
2
Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji AD, Eskişehir
3Eskişehir
4
Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji AD, Eskişehir
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma
Merkezi, Elektron Mikroskop Görüntü ve Analiz Birimi, Eskişehir
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada, Tuz Gölü’nden izole edilen Penicillium flavigenum (Frisvad and Samson,
1997) mikrofungusu steromikroskop, ışık mikroskobu, Nomarski (DIC) ve Taramalı Elektron
Mikroskobu
(SEM)
ile
incelenerek
koloniyal
ve
ayrıntılı
morfolojik
özellikleri
görüntülenmiştir. Ayrıca moleküler tabanlı teknikler ile elde edilen fungusa ait beta tubulin
dizisinin GenBank verileriyle kıyaslaması yapılarak tanılanmıştır.
Tuz Gölü su örneğinden izole edilen P. flavigenum Türkiye için yeni kayıttır.
Anahtar kelimeler: Penicillium, Ascomycota, Tuz Gölü
104
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-41
Asidik Çevrelerin Bir Üyesi Talaromyces aculeatus: Türkiye İçin İlk Kayıt
Semra İLHAN1, Y. Erçin KOCABIYIK2, İlknur DAĞ3, Pınar AYTAR4, Serap
GEDİKLİ2
1
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir
2Eskişehir
3
Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji AD, Eskişehir
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma
Merkezi, Elektron Mikroskop Görüntü ve Analiz Birimi, Eskişehir
4Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik
AD, Eskişehir
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada, asidik çevreler olan Çan (Çanakkale) (pH 2,85) ve Balya (Balıkesir) (pH
2,75) asidik maden drenajlarından izole edilen Talaromyces aculeatus ((Raper & Fennell)
Samson, Yilmaz, Frisvad & Seifert, 2011) mikrofungusu stereomikroskop, ışık mikroskobu,
Nomarski (DIC) ve Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile incelenerek koloniyal ve ayrıntılı
morfolojik özellikleri görüntülenmiştir. Ayrıca moleküler tabanlı teknikler ile elde edilen
fungusa ait ITS dizisinin GenBank verileriyle kıyaslaması yapılarak tanılanmıştır.
Asidik maden drenaj örneklerinden izole edilen T. aculeatus Türkiye için yeni kayıttır.
Anahtar kelimeler: Talaromyces, Ascomycota, Balya, Çan
105
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-42
Çanakkalede Üretilen Bazı Geleneksel Ürünlerdeki Küflerin Tanımlanması
Seda ÖZDİKMENLİ1, Nukhet N. ZORBA2
1
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Böümü,
17550 Yenice/ Çanakkale
2
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Fakültesi
17100 Merkez/ Çanakkale
e-posta: [email protected]
Bu çalışmada Çanakkale yöresine ait geleneksel yöntemler ile üretilmiş salça, peynir ve
tereyağ ürünleri kullanılmıştır. Örneklerde bulunan küfler Malt Extract Agar’a ekim yapılarak
izole edilmiştir. İzolatlar kültürel ve morfolojik özelliklerine göre tanımlanmaya çalışılmıştır.
Ürünlerde Penicillium, Aspergillus, Ulacladia, Byssochlamys, Cladosporium, Geotrichum,
Alternaria türleri ağırlıklı olarak tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: tomato-pepper paste, cheese, butter, molds
106
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-43
Manyezit Madeninden İzole Edilen Mikrofunguslar
Sümeyra GÜRKÖK1, Derya YANMIŞ1, Serkan ÖRTÜCÜ2, Arzu GÖRMEZ2
1
2
Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü 25240, Erzurum
Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü,
Erzurum
e-posta: [email protected]
Manyezit (MgCO3) tarım, inşaat, ilaç, otomotiv sanayi gibi birçok alanda kullanılan
magnezyum ve magnezyum bileşiklerinin üretilebilmesi için kullanılan en temel kaynaktır.
Doğada bulunan manyezit teorik olarak %47,62 oranında magnezyum oksit (MgO) ve %52,38
karbondioksit (CO2) içermesine karşın, bulunduğu bölgenin jeolojik özelliklerine bağlı olarak
farklı oranlarda silisyum, alüminyum, demir ve kalsiyum gibi bir takım safsızlıklar içerir.
Yurdumuzda bulunan manyezit madenlerinin kullanımını sınırlayan en önemli safsızlıklardan
biri kalsiyum karbonat (CaCO3) miktarıdır. Manyezit madeninden CaCO3’ı uzaklaştırmak için
şu ana kadar kullanılan kimyasal ve fiziksel yöntemler ekonomik ve çevre dostu olmadığı için
alternatif bir biyoteknolojik yöntem araştırılmaktadır. Bu amaçla, Mersin Dere Manyezit
Madenleri’nden biyoteknolojik süreçlerde kullanılmak üzere mikrofungus izolasyonu
yapılmıştır. Çalışmanın sonunda Fusarium sp., Gliocladium roseum, Mucor hiemalis,
Ulocladium atrum ve Penicillium frequentans izole edilmiştir. Çalışmanın bundan sonraki
aşamasında tüm izolatların MgCO3 ve CaCO3 üzerine çözücü etkileri araştırılarak manyezit
zenginleştirme potansiyelleri tespit edilecektir.
Anahtar Sözcükler: Manyezit, fungus, dekalsifikasyon
107
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-44
Aspergillus flavus K-7 ile Lipaz Üretiminde Atık Kızartma Yağının Substrat Olarak
Kullanımı
Melike YILDIZ1, Yağmur ÜNVER1, Serkan ÖRTÜCÜ2, Mesut TAŞKIN1
1
2
Atatürk Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum
Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü
e-posta: [email protected]
Lipaz grubu enzimler detarjan, kozmetik, ilaç ve besin endüstrilerinde yaygın olarak
kullanılmaktadır. Mevcut çalışmada, farklı toprak örneklerinden lokal olarak izole edilen
küflerin lipaz üretme yetenekleri test edilmiştir. Küflerin izolasyonu karbon kaynağı olarak atık
kızartma yağı içeren agar besiyeri üzerinde gerçekleştirilmiştir. İzole edilen küfler, daha sonra
sıvı kültürde lipaz üretme yetenekleri açısından taranmıştır. Agar ve sıvı besiyerinin pH’ sı 5.5’
e ayarlanmıştır. Sıvı kültür çalışmalarında da karbon kaynağı olarak atık kızartma yağı
kullanılmıştır. Tarama çalışmaları sıvı besiyerinin 100 ml’ sini içeren 250 ml’ lik erlenler
içerisinde gerçekleştirilmiştir. Tarama çalışmaları sonucunda belirlenen en iyi izolat için
optimum yağ konsantrasyonu (%1-5) ve inkübasyon süresi (12 saat aralıklarla 168 saate kadar)
test edilmiştir. Lipaz aktivitesi spektrofotometrik yönteme göre belirlenmiştir. Biyomas
miktarının belirlenmesi için santrifüj işleminin sonunda elde edilen misel biyoması sabit
ağırlığa gelinceye kadar 80°C’ de kurutulmuştur. Çalışmada, atık özelliğindeki kızartma yağını
karbon kaynağı olarak kullanma kapasitesine sahip olan 15 küf izole edilmiştir. Tarama
deneyleri sonucunda 15 izolat arasında en iyi lipaz üretici izolatın K-7 olduğu belirlenmiştir.
Bu izolat, Aspergillus flavus olarak teşhis edilmiştir. Bu küfte maksimum lipaz (45,9 EU/lt) ve
biyomas (9.2 gr/lt) üretimi için en iyi atık yağ konsantrasyonu %4, en uygun inkübasyon süresi
ise 120 saat olarak tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Aspergillus flavus K-7, izolasyon, atık kızarma yağı, lipaz
108
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-45
Gliocladium roseum YU-5 izolatı ile proteaz üretimi üzerine kültür pH’sının etkisi
Yağmur ÜNVER1, Melike YILDIZ1, Mustafa ÖZDEMİR2, Mesut TAŞKIN1
1
Atatürk Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum
2
Atatürk Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum
e-posta: [email protected]
Proteazlar içerisinde alkalin proteazlar, en fazla dikkat çeken enzimler olarak kabul
edilmektedir. Alkalin proteazlar, yüksek sıcaklık ve pH’ ların yanı sıra surfaktanların ve okside
edici ajanların varlığında bile stabil kalarak yüksek aktivite göstermektedirler. Bu özellikleri
sayesinde alkalin proteazlar özellikle deterjan endüstrisinde çok fazla kullanım alanı
bulmaktadır.
Mevcut çalışmada Gliocladium roseum YU-5 küfü ile proteaz üretimi üzerine pH’ nın
etkisi araştırılmıştır. Çalışmada, farklı ortamlardan alınan toprak örneklerinden skim milk
powder (azot kaynağı) içeren ve pH’ sı 8.0’ a ayarlanmış agar besiyeri üzerinde küf
izolasyonları gerçekleştirilmiştir. İzole elde edilen küfler daha sonra sıvı besiyerinde
geliştirilerek en iyi proteaz üreten izolat seçilmiştir. Ardından seçilen en iyi izolatla proteaz
üretimi üzerine farklı pH (5, 6, 7, 8, 9 ve 10)’ ların etkisi araştırılmıştır. Üretim çalışmaları, 100
ml steril sıvı besiyeri içeren 250 ml’ lik erlenler içerisinde gerçekleştirilmiştir. Proteaz
aktivitesi, Takami et al.’a göre belirlenmiştir.
İzolasyon ve tarama çalışmaları proteaz üretici en iyi küf izolatının YU-5 olduğunu
ortaya çıkarmıştır. Bu izolat, G. roseum olarak teşhis edilmiştir. Bu izolat ile en iyi fungal
büyümenin (5.6 gr/lt) ve proteaz üretiminin (11.1 EÜ/ml) pH 9.0’ da başarıldığı tespit
edilmiştir. Aynı pH’ da kültürdeki toplam protein miktarı ise 12,5 mg/ml olarak belirlenmiştir.
Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, yeni bir küf izolatı aracılığıyla üretilen ticari öneme sahip
bu alkalin proteazın diğer proteazlara alternatif olarak deterjan endüstrisinde kullanılabileceğini
göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Gliocladium roseum YU-5, pH, alkalin proteaz, mikrobiyal üretim
109
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-46
Ramalina farinacea ve Ramalina fraxinea Liken Türlerinin Anti Quorum Sensing
Özelliklerinin Raportör Suş Üzerinde Gösterilmesi
Ümmügülsüm TAHİROĞLU1, Cenk SESAL1, Gülşah ÇOBANOĞLU
ÖZYİĞİTOĞLU1, İskender KARALTI2
1
2
Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Göztepe, İstanbul
Yeditepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ataşehir,
İstanbul
e-posta: [email protected]
Bakteriler kimyasal sinyaller üreterek ve bu sinyallere yanıt vererek, tür içi ve türler
arası iletişim kurmaktadırlar. Bu iletişim, genetik bir regülasyon mekanizması olan “Quorum
Sensing” (QS) mekanizması ile gerçekleştirilmektedir. QS mekanizması ile kontrol edilen bazı
mekanizmalar; konjugasyon, antibiyotik biyosentezi, önemli virülens faktörlerin üretimi ve
biyofilm oluşumudur. Eski çağlardan günümüze kadar halk hekimliğinde birçok hastalığın
tedavisinde kullanılan likenlerin ürettiği sekonder metabolitlerin antibakteriyel, antifungal vb.
özellikler gösterdikleri bilinmektedir. Özellikle antibakteriyel özellikleri tarafımızca kanıtlanan
ve literatür ile desteklenen Ramalina farinacea (L.) Ach. ve Ramalina fraxinea (L.) Ach. liken
türlerinin Agrobacterium tumefaciens’nin QS raportörü olan 2 suşu (A136 ve KYC6) üzerinde
anti-QS etkinliği incelenmiştir.
Bolu-Abant lokalitesinden toplanan ve tayin edilen likenler; temizlenip, sıvı azot
yardımıyla toz haline getirildikten sonra kloroform-metanol-aseton bulunan çözücünün
içerisinde 2 gün bekletilip rotary evaporatörde çözücüleri uçurulmuş ve özütleri elde edilmiştir.
Özütler daha sonra yine kendi çözücüleri içerisinde dilüe edilerek, yüzeyine XGal yayılmış
Luria Bertoni (LB) Agar besiyeri üzerine, R. farinacea ve R. fraxinea özütleri Weihua Chu ve
ark. (2011)’nın gerçekleştirdiği yöntem optimize edilerek uygulanmıştır.
QS raportör suş kontrolleri düzgün olarak çalışmış ve uygulanan dozlarda her iki liken özütünün
de anti-QS etkinliği gözlenmiştir.
QS mekanizmasının işleyişinin önlenmesi ile bakterilerin patojenite kazanmalarının önlenmesi
ve bunun için doğaya/insana zararlı olmayan doğal maddelerin kullanılması önemlidir. Çalışma
sonucu anti-QS etkinliği gözlenen R. farinacea ve R. fraxinea liken özütlerinin anti-QS
özelliklerinin gösterilmesi bu konuda atılmış önemli ve özgün bir adımdır. Bundan sonraki
110
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
aşamalarda bu liken özütlerinin sekonder metabolit içeriğinin belirlenmesi, tıp/eczacılıkta
kullanım potansiyelinin yüksek olması açısından önem taşımaktadır.
Anahtar kelimeler: Liken, Quorum Sensing, Ramalina
111
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
P-47
Candida Türlerinin Ağız Sağlığı Bakımından Önemi
Hülya ERDEM ASAN
Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Balkan Yerleşkesi, 22030, EDİRNE
e-posta: [email protected]
Ağız ortamı, anatomik, biyolojik, fizyolojik ve diğer özelliklerinden dolayı
mikroorganizmalara açıktır. Bireyin yaşamı, beslenme şekli, geçirdiği hastalıklar v.s. gibi
nedenlerden dolayı, buradaki mikroorganizmaların çeşitliliği ve sayısı değişir. Oral ve perioral
(ağız ve çevresi) bölgede meydana gelen mantar enfeksiyonları, primer yerel lezyon veya
sistemik mikozun belirtisi olabilir.
Dünyadaki tanımlanmış fungal tür sayısı yaklaşık olarak 110.000 kadar olmasına
rağmen, insanlar için sadece 200 kadarı patojendir, ancak 2014’de çıkan bir yayında (Dupuy ve
Ark. Redefining the Human Oral Mycobiome with Improved Practices in Amplicon-based
Taxonomy: Discovery of Malassezia as a Prominent Commensal. PLoS ONE 9 (3): 1-11, 2014)
bu sayının 600 olduğu yazılmıştır.
Diş hekimliğinde en çok karşılaşılan mantar enfeksiyonlarını Candida spp. yapar.
İnsanlarda oluşturduğu enfeksiyonlara örnek olarak pamukçuk verilebilir. Tıbbi önemi olan
Candida türleri şunlardır: C. albicans, C. glabrata, C. tropicalis C. krusei, C. lusitaniae, C.
dubliniensis, C. kefyr, C. guilliermondi, C. parapsilosis; ancak ağız enfeksiyonlarında etken
olarak “Candida albicans’’ daha sıklıkla görülmektedir; zaten tüm candida enfeksiyonlarının
% 75’inden bu tür sorumludur. C.albicans eşeyli çoğalan, diploit maya tipi bir fungusdur.
İnsanlar da ağız ve vaginada fırsatçı enfeksiyonların etkenidir.
Sağlıklı yetişkinlerin % 40’ında vardır. Bu tür, herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi
zayıflamış hastalarda (kanser ve AIDS hastaları, organ nakli yapılmış hastalar v.s; ayrıca
bakterilere karşı uzun süreli antibiyotik kullananlarda) oral kandidiyazis oluşturabilir.
C.albicans’ın
ağız
içinde
yaşama
ve
protez
yüzeylere
yapışma
yeteneği
fazladır. C.albicans, uygun besiyerlerinde 370C’ye ilave olarak 420C’de de üreyebilir. C.
albicans, dokulara bağlanmasını sağlayan adhesinler, dokularda patonojenitelerden sorumlu
olduğu düşünülen proteinaz ve fosfolipaz enzimi salgılar. Proteinaz enzimi salgılayanlar,
proteinaz enzimi salgılamayanlardan daha patojendir (Staib ve Ark.,1965).
112
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Candidalar nomal ağız florasının bir parçasıdır. Saprofit ve patojen olarak bulunur.
Patojenitesi:kolonize olması, epitel dokuya yapışma yeteneğine bağlıdır. C. albicans, C.
tropicalis patonitesi. C. krusei, C. guilliermondii’den daha fazladır. Son yıllarda antibiyotik ve
immunsupressif ilaç kullanımın artması, Candida türlerinin prevalansının artmasına neden
olmaktadır. Ağız ve beden sağlığı bir bütün olduğu için, bireylerin ağız sağlığına dikkat
etmeleri gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Candida spp, Ağız sağlığı, patojenite
113
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
İNDEKS
Erhan KAPLANER
33,51
Erkan EREN
29
Ertuğrul SESLİ
28
Esabi Başaran KURBANOĞLU
81
Esra ALTIPARMAK
80
Evrim ÖZKALE
20
Feza OTAĞ
19,23,62
Filiz SANAL
63
Göksu CEYLAN
43
Göksu YILDIZ
85
Gözde ERSÖZ
94
Güldem DÖNEL
65
48,51,71
Gönül ASLAN
23
Gülden ÇELİK
18
Mehmet SOYLU
22
Abdullah KAYA
36,91,101
Ahmet ASAN
57,49
Alev HALİKİ UZTAN
61
Alev SEZEN
75
Ali ASLAN
59
Ali ÇELİK
96
Ali KELEŞ
97,101
Amanmohammad KOMAKI
103
Antonio Di STEFANO
59
Arzu GÖRMEZ
108
Gülsen TEL
Gülşah ÇOBANOĞLU
ÖZYİĞİTOĞLU
Ayfer BAKIR
22
Günay Tülay ÇOLAKOĞLU
18,88
Aysun PEKŞEN
29
Gürol EMEKDAŞ
19,62,23
Ayşe Betül KARADUMAN
31,41
Hakan Allı
92
Ayşen ÖZDEMİR TÜRK
52
Halil Güngör
92
Ayşenur BAHADIR
47
Halil SOLAK
26
Ayşenur YILMAZ
34
Hamide ÇAVDAR
48,51
Aziz TÜRKOĞLU
71,85,48
83
Başar KARACA
30
Handan ÇINAR
Harun GÜLBUDAK
Bilal DOĞAN
43,47
Hasan TÜRKEZ
59
Burhan ŞEN
57
Hayrünisa BAŞ SERMENLİ
83,83
Buse BERBER
45,55,78
Hicret A. YALÇIN
66
Cansu BAYBURT
31,41
Hülya ERDEM ASAN
112
Cem ÖZKAN
47,78,111,55
Ilgaz AKATA
30,36,95,101,27
Christopher RIDOUT
66
Ivana Cacciatore
69
Çağrı ERGİN
89
İbrahim Halil KARACAN
91
Derya BERİKTEN
32
İjlal OCAK
94
Derya YANMIŞ
108
İlhan DENİZ
34
Didem ÖZGÜR
62
İlknur DAĞ
105,106
Dilek Yeşim METİN
22
İskender KARALTI
18,88,111,45
Döndü GÜMÜSKAYA
57
İsmail ACAR
95,35
Ebru EROL
33,48,51
İsmail BEZİRGANOĞLU
68
Ebru TEKİN
61
İsmail KARACA
102
Ece Ümmü DEVECİ
44
İsmail ŞEN
84,99
Efdal OKTAY
19
Jeremy MURRAY
66
Elanur AYDIN
59
K. Selen ÖZBAY
93
Elif KOCAÖĞÜT
61
Kenan DEMİREL
97
Elif KORCAN
94
Kevser ELÇİ
19
111
19
1
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com
Kutret GEZER
96
Özlem GÜVEN
102
M. Emin DURU
71
Perihan GÜLER
85
M. Halil SOLAK
98
Pınar AYTAR
106
Macit İLKİT
21
Pierre-Arthur MOREAU
28
Mehmet CANDAN
52
Recep BAYDAR
102
Mehmet Emin DURU
48,33,51
Seda ÖZDİKMENLİ
77,107,40
Mehmet Halil Solak
92
Sedat KESİCİ
35
Mehmet Nuri AYDOĞAN
42,7
Selen YÜZÜAK
43
Mehmet ÖZTÜRK
33,48,51,71
Selma KIRAÇ
89
Mehmet Zeki KOÇAK
97
Semra İLHAN
105,106
Melike BÖRÜHAN
41
Serap GEDİKLİ
106
Melike YILDIZ
109,11
Serkan ORTUCU
69,70,79,81,108,109
Merih KIVANÇ
32,41
Sevgi SEVSAY
65
Merve MARAŞ
73
Sezai ADİL
65
Mesut TAŞKIN
109,11
Sibel YILDIZ
34
Mohammad Ali AGHAJANI
103
Suzan ÖKTEN
57
Mukaddes ARIGÜL
74
Süleyha HİLMİOĞLU POLAT
22,17
Murat KARTAL
71
Sümeyra GÜRKÖK
108
Murat ÖZDAL
75,81,86
Şahin DIREKEL
62,19,23
Murat ZORBA
74
Şanlı KABAKTEPE
100
Musa YALMAN
77
Taner COŞKUN
62
Mustafa AKÇELİK
30
Tülay BİCAN SÜERDEM
37
Mustafa Emre AKÇAY
97
Uğur ÇELİK
31
Mustafa IŞILOĞLU
83,84,92,93,93,98,99Uğur GÜREL
Mustafa Kemal BABAYİĞİT
43
Ümmügülsüm TAHİROĞLU
111
Mustafa ÖZDEMİR
70,110,42
Y. Erçin KOCABIYIK
105,106
Mustafa YAMAÇ
24,31,41,43,47
Yağmur ÜNVER
109,110
N. Cenk SESAL
45
Yasin UZUN
91,101,36
Nazlıhan YILDIRIM
78
Yaşar AKSU
79
Necla ÖZBULUT
47
Yeşim GÜROL
18
Neriman YILMAZ VISAGIE
53
Yılmaz YAVUZ
52
Neslihan YÜCE
75,86
Yusuf UZUN
35,92,95
Nilüfer AKSÖZ
43
Zeki YILDIZ
43,47
Nukhet N. ZORBA
39,107
Nurcan Albayrak İSKENDER
79
Nurdan ALKAN
84
Nükhet N. Demirel ZORBA
73,80,77
Oğuzhan KAYGUSUZ
96
Onur Tolga OKAN
34
Ömer F. ÇOLAK
84,98,99
Ömer Faruk ALGUR
81,86
Ömer Faruk KAYA
91
Özlem GÜR
75,81,86
24
1
1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014
Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE
www.mikoloji2014.com