1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ 01-04 Eylül 2014 Erzurum, TÜRKİYE PROGRAM VE ÖZET KİTABI Bu kitapta yer alan özetlerin sorumluluğu yazarlarına aittir. 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ 01-04 Eylül 2014 Erzurum, TÜRKİYE Kapak Dizayn Umut NALBANTOĞLU Düzenleme Arş. Gör. M. Enes ASLAN Baskı Eğitim Copy Eylül 2014 1 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com ONURSAL BAŞKANLAR Prof.Dr. Muammer YAYLALI (Rektör – Erzurum Teknik Üniversitesi) Prof.Dr. Ahmet ASAN (Trakya Üniversitesi) DÜZENLEME KURULU BAŞKANI Yrd. Doç. Dr. Serkan ÖRTÜCÜ SEKRETERYA Yrd. Doç. Dr. Arzu GÖRMEZ DÜZENLEME KURULU ÜYELERİ Yrd.Doç.Dr. İskender KARALTI Doç.Dr. Ilgaz AKATA Yrd.Doç.Dr. Nurcan ALBAYRAK İSKENDER Doç.Dr. Evrim ÖZKALE Dr. Rasime DEMİREL Dr. Duygu GÖKSAY KADAİFÇİLER Dr. Derya BERİKTEN Dr. Burhan ŞEN Dr. Neriman YILMAZ VISAGIE Arş. Görv. M. Enes ASLAN Arş. Görv. Özlem ÖZDEMİR Arş. Görv. Ayşenur ÖZDEMİR 2 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com BİLİM KURULU Prof.Dr. Ayşe Nedret KOÇ Prof.Dr. Beyza ENER Prof.Dr. Cafer EKEN Prof.Dr. Dilek AZAZ Prof.Dr Erkol DEMİRCİ Prof.Dr. Ertuğrul SESLİ Prof.Dr. Fahrettin GÜCİN Prof.Dr. Günay Tülay ÇOLAKOĞLU Prof.Dr. Hatice KORKMAZ GÜVENMEZ Prof.Dr. İsmet HASENEKOĞLU Prof. Dr. Kenan DEMİREL Prof.Dr. M. Macit İLKİT Prof.Dr. Merih KIVANÇ Prof. Dr. Mustafa IŞILOĞLU Prof.Dr. Nilgün ÇERİKÇİOĞLU Prof.Dr. Nuri KİRAZ Prof.Dr. Ömer Faruk ALGUR Prof.Dr. Perihan GÜLER Prof.Dr. R. Şeminur TOPAL Prof.Dr. Semra İLHAN Prof.Dr. Semra KUŞTİMUR Prof. Dr. Şaban GÜRCAN Prof.Dr. Şengül ALPAY KARAOĞLU Prof.Dr. Süleyha HİLMİOĞLU POLAT Prof.Dr. Yıldız YEĞENOĞLU Prof. Dr. Zehra Feza OTAĞ Prof.Dr Zihni DEMİRBAĞ Prof.Dr. Zülal AŞÇI TORAMAN Doç. Dr. Abdullah KAYA Doç.Dr. Alev Haliki UZTAN Doç. Dr. Ali SEVİM Doç. Dr. Gülşah ÇOBANOĞLU Doç. Dr. İjlal OCAK Doç.Dr. İsmail DEMİR Doç.Dr. Ilgaz AKATA Doç. Dr. Özlem ABACI GÜNYAR Doç. Dr. Yusuf UZUN Yrd.Doç.Dr.Cenk SESAL Yrd.Doç.Dr.Filiz SANAL Yrd.Doç.Dr.Halide AYDOĞDU Yrd.Doç.Dr.Suzan SARICA ÖKTEN Erciyes Üniversitesi Uludağ Üniversitesi Süleyman Demirel Üniversitesi Balıkesir Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Üniversitesi Marmara Üniversitesi Çukurova Üniversitesi Kilis 7 Aralık Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çukurova Üniversitesi Anadolu Üniversitesi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Marmara Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Kırıkkale Üniversitesi Bahçeşehir Üniversitesi Osmangazi Üniversitesi Gazi Üniversitesi Trakya Üniversitesi Rize Üniversitesi Ege Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Mersin Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Fırat Üniversitesi Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Ege Üniversitesi Ahi Evran Üniversitesi Marmara Üniversitesi Afyon Kocatepe Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Ankara Üniversitesi Ege Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Marmara Üniversitesi Trakya Üniversitesi Trakya Üniversitesi Trakya Üniversitesi 3 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Değerli Meslektaşlarımız, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kenti, Palandöken Dağı eteklerinde kurulu Erzurum’da düzenlemeyi planladığımız “1. Ulusal Mikoloji Günleri”ni hayata geçirmenin heyecanı içerisindeyiz. Türkiye’nin kış cenneti Erzurum’da kuruluşundan bu yana her geçen gün gelişmekte olan Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü olarak 1-4 Eylül 2014 tarihleri arasında sizleri “1. Ulusal Mikoloji Günleri”ne davet etmekten büyük onur ve mutluluk duymaktayız. Amacımız, her geçen gün daha da önemli hale gelen mantarlar konusunda çalışan bilim insanlarını ve araştırmacıları bir araya getirmek, son araştırmalarını ve bulgularını paylaşmak, yeni gelişmeler doğrultusunda fikir alış verişini sağlamaktır. 1. Ulusal Mikoloji Günleri’nde mikoloji konularında yapılmış bilimsel nitelikli bütün araştırmalar değerlendirilecektir. Yapılan çalışmalar sözlü bildiri veya poster şeklinde sunulabilecektir. Sunuların seçimi ve değerlendirilmesi Kongre Bilim Kurulu tarafından gerçekleştirilecektir. 1-4 Eylül 2014 tarihleri arasında zengin bilimsel içeriğinin yanında ilimizin tarihi havasını da soluyabileceğiniz “1. Ulusal Mikoloji Günleri’nde Erzurum’da buluşmak dileklerimizle… Düzenleme Kurulu Adına Yrd. Doç. Dr. Serkan ÖRTÜCÜ 4 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com PROGRAM 1 EYLÜL 2014, Pazartesi 09.00-12.00 11.00-11.30 KAYIT Açılış Konuşmaları: Prof. Dr. Muammer YAYLALI - Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet ASAN Doç. Dr. Hasan TÜRKEZ 1. Oturum: Oturum Başkanları: Prof. Dr. Feza OTAĞ, Yrd. Doç. Dr. İskender KARALTI 11.30-12.00 Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Süleyha HİLMİOĞLU POLAT Mikromantarların İnsana Bulaşma ve Hastalık Oluşturma Yolları 12.00-12.15 12.15-12.30 12.30-12.45 Klinik Örneklerden İzole Edilen Çeşitli Kandida Türlerinin TAQMAN PCR ile Moleküler Düzeyde Tanımlanması İskender KARALTI, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU, Yeşim GÜROL, Gülden ÇELİK Bir Üniversite Hastanesinde Mayaların 9 Yıllık Profili Harun GÜLBUDAK, Efdal OKTAY, Şahin DİREKEL, Kevser ELÇİ, Gürol EMEKDAŞ, Feza OTAĞ Fungal DNA Barkodlama Çalışmalarının Durumu Evrim ÖZKALE ÖĞLE YEMEĞİ 12.45- 14.00 2. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Ayşe Esin AKTAŞ, Doç. Dr. Evrim ÖZKALE 14.00-14.30 14.30-14.45 14.45-15.00 Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Macit İLKİT Exophiala: Güncel Taksonomisi ve Ekolojisi Pseudomonas aeruginosa Kökenlerinin Aspergillus Türlerine İnhibitör Etkisinin Araştırılması Ayfer BAKIR, Mehmet SOYLU, Dilek Yeşim METİN, Süleyha HİLMİOĞLU POLAT Klinik Örneklerden İzole Edilen Küf Mantarlarının Klasik ve Moleküler Yöntemlerle Tanımlanması Şahin DİREKEL, Feza OTAĞ, Gönül ASLAN, Gürol EMEKDAŞ KAHVE ARASI 15.00-15.30 3. Oturum Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ömer Faruk ALGUR 15.30-15.45 Biyoloji Bilim Dalı ile İlgili Kongrelerde Sunulan Araştırmalara Hızlı Erişim için Bir Veri Tabanı Tasarımı Mustafa YAMAÇ, Uğur GÜREL 15.45-17.00 Panel: “Türkiye’de Mikoloji Çalışmanın Zorlukları ve Çözüm Önerileri” Prof. Dr. Ahmet ASAN, Prof. Dr. Ertuğrul SESLİ, Prof. Dr. Macit İLKİT 17.00-17.15 KAHVE ARASI 17.15-18.00 19.00-20.30 Makrofungus Fotoğraf Sergisi Doç. Dr. Ilgaz AKATA AKŞAM YEMEĞİ 5 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com 2 EYLÜL 2014, Salı 09.00-09.15 09.15-12.00 Arazi Çalışması Öncesi Bilgilendirme Toplantısı ve Sunum Palandöken Dağı Eteklerinde Arazi Çalışması Makrofunguslar: Prof. Dr. Ertuğrul SESLİ Endemik Bitkiler: Yrd. Doç. Dr. Meryem Şengül KÖSEOĞLU ÖĞLE YEMEĞİ 12.30-14.00 1. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Mustafa IŞILOĞLU, Doç. Dr. Kutret GEZER 14.00-14.30 Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Halil SOLAK Makromantarların Taksonomisinde Konvensiyonel Teknikler 14.30-14.45 Türkiye’de Makrofungus Sistematiği Üzerine Gerçekleştirilmiş Çalışmalar Ilgaz AKATA 14.45-15.00 Türkiye Mikotası için Yeni Kayıtlar Üzerinde Miko-Taksonomik Çalışmalar Ertuğrul SESLİ, Pierre-Arthur MOREAU 15.00-15.15 Türkiye’de Kültür Mantarı Üretimi, Sorunları ve Çözüm Yolları Erkan EREN, Aysun PEKŞEN 15.15-15.30 KAHVE ARASI 2. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Aysun PEKŞEN, Doç. Dr. Yusuf UZUN 15.30-15.45 Ganoderma lucidum’un (Curtis) P. Karst Antimikrobiyal ve Antibiyofilm Etkilerinin Değerlendirilmesi Başar KARACA, Ilgaz AKATA, Mustafa AKÇELİK 15.45-16.00 Pleurotus ostreatus Kompostundan Enzim Ekstraksiyonu için Uygun Yöntem Seçilmesi Cansu BAYBURT, Ayşe Betül KARADUMAN, Uğur ÇELİK, Mustafa YAMAÇ 16.00-16.15 Cevap Yüzey Yöntemi ile Fungal Enzim Üretiminin Optimizasyonu Derya BERİKTEN, Merih KIVANÇ 16.15-16.30 16.30-16.45 Tricholoma anatolicum ve T. caligatum Türlerinin Antioksidan Aktivitesi Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU Doğal Olarak Yetişen ve Yenebilen Bazı Mantar Türlerinde Radyoaktif Kirliliğinin İncelenmesi Ayşenur YILMAZ, Onur Tolga OKAN, Sibel YILDIZ, İlhan DENİZ KAHVE ARASI 16.45-17.00 3. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Perihan GÜLER, Yrd. Doç. Dr. Nurcan ALBAYRAK İSKENDER 17.00-17.15 Türkiye Pezizales’leri için Yüksekova (Hakkari) Yöresinden İki Yeni Kayıt Yusuf UZUN, Sedat KESİCİ, İsmail ACAR 17.15-17.30 Doğu Karadeniz Bölgesinden Türkiye Helotiales’lerine Katkılar Ilgaz AKATA, Abdullah KAYA, Yasin UZUN 17.30-17.45 Dünyada ve Türkiye’de Miksomiset Çalışmaları ve Taksonomik Özelliklerine Genel Bir Bakış Tülay BİCAN SÜERDEM 17.45-18.00 Gıdalarda Yaygın Olarak Bulunan Küfler ve Mikotoksinleri Nukhet N. ZORBA, Seda ÖZDİKMENLİ 18.00-19.00 19.00-20.30 POSTER SUNUMLARI AKŞAM YEMEĞİ 6 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com 3 EYLÜL 2014, Çarşamba 1. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Semra İLHAN, Doç. Dr. Özlem BARIŞ Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Merih KIVANÇ 09.00-09.30 Mayaların Probiyotik Olarak Kullanımı Trametes hirsuta (Wulfen) Lloyd Kökenli Mangan Peroksidaz Enzimi ile 09.30-09.45 İmmersiyon Tip Reaktör Koşullarında Boyar Madde Renk Giderimi MOLEKÜLER MİKOLOJİ KURSU (09.00-17.00) Melike BÖRÜHAN, Ayşe Betül KARADUMAN, Cansu BAYBURT, Mustafa YAMAÇ Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium 09.45-10.00 sp. MÖ15’in Nohut (Cicer arietinum L. Aziziye 94) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi - M. Nuri AYDOĞAN, Mustafa ÖZDEMİR 10.00-10.15 Stereum hirsutum (Willd.) Pers. Tarafından Bitki Gelişim Düzenleyicisi Üretiminin Optimizasyonu Mustafa Kemal BABAYİĞİT, Selen YÜZÜAK, Göksu CEYLAN, Zeki YILDIZ, Bilal DOĞAN, Nilüfer AKSÖZ, Mustafa YAMAÇ 10.15-10.30 KAHVE ARASI 2. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Mustafa YAMAÇ, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nuri AYDOĞAN 10.30-10.45 Endüstriyel Atıksu Arıtımı ve Tarımsal Atık Değerlendirmede Fungal Uygulamalar - Ece Ümmü DEVECİ Kuersetin ve Kitosan ile Mikroenkapsule Edilmiş Kuersetinin Antifungal 10.45-11.00 Özelliklerinin Karşılaştırılması Buse BERBER, N. Cenk SESAL, İskender KARALTI 11.00-11.15 Farklı Üreme Koşullarının Clavariadelphus truncatus Donk Misel Gelişimi Üzerine Etkisi - Cem ÖZKAN, Ayşenur BAHADIR, Necla ÖZBULUT, Bilal DOĞAN, Zeki YILDIZ, Mustafa YAMAÇ 11.15-11.30 Yenilebilir Tricholoma Türlerinin Makrobesinsel ve Mineral İçerikleri Hamide ÇAVDAR, Gülsen TEL, Ebru EROL, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU, Aziz TÜRKOĞLU 11.30-11.45 KAHVE ARASI VE YARIŞMAYA KATILAN FOTOĞRAFLARIN SERGİLENMESİ 3. Oturum Oturum Başkanları: Prof. Dr. Sevda KIRBAĞ, Doç. Dr. Ilgaz AKATA 11.45-12.00 Fungal Kontrol Listeleri (= Check List) ve Türkiye’deki Durum Ahmet ASAN 12.00-12.15 Bazı Tricholoma Türlerinin Yağ Asidi Bileşenleri Gülsen TEL, Hamide ÇAVDAR, Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU 12.15-12.30 Bilecik İli Liken ve Likenikol Mantar Çeşitliliğinin Belirlenmesi Ayşen ÖZDEMİR TÜRK, Yılmaz YAVUZ, Mehmet CANDAN 12.30-12.45 12.45-14.00 14.00-17.00 18.00-20.30 Aspergillus westerdijkiae’nin fenotipik tanımlanması Neriman YILMAZ VISAGIE ÖĞLE YEMEĞİ Doç. Dr. Murat KÜÇÜKUĞURLU Eşliğinde Erzurum Şehir Gezisi Kapanış Konuşması GALA YEMEĞİ Prof. Dr. Muammer YAYLALI “2. Ulusal Mikoloji Günleri” Oylaması Fotoğraf Yarışması ve Sunum Ödülleri 7 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com İÇİNDEKİLER SÖZLÜ SUNUMLAR: Mikromantarların İnsana Bulaşma ve Hastalık Oluşturma Yolları Süleyha HİLMİOĞLU POLAT .............................................................................................................17 Klinik Örneklerden İzole Edilen Çeşitli Kandida Türlerinin TAQMAN PCR ile Moleküler Düzeyde Tanımlanması İskender KARALTI, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU, Yeşim GÜROL, Gülden ÇELİK .........................18 Bir Üniversite Hastanesinde Mayaların 9 Yıllık Profili Harun GÜLBUDAK, Efdal OKTAY, Şahin DİREKEL, Kevser ELÇİ, Gürol EMEKDAŞ, Feza OTAĞ ................................................................................................................................................................19 Fungal DNA Barkodlama Çalışmalarının Durumu Evrim ÖZKALE ....................................................................................................................................20 Exophiala: Güncel Taksonomisi ve Ekolojisi Macit İLKİT ...........................................................................................................................................21 Pseudomonas aeruginosa Kökenlerinin Aspergillus Türlerine İnhibitör Etkisinin Araştırılması Ayfer BAKIR, Mehmet SOYLU, Dilek Yeşim METİN, Süleyha HİLMİOĞLU POLAT....................22 Klinik Örneklerden İzole Edilen Küf Mantarlarının Klasik ve Moleküler Yöntemlerle Tanımlanması Şahin DİREKEL, Feza OTAĞ, Gönül ASLAN, Gürol EMEKDAŞ ....................................................23 Biyoloji Bilim Dalı ile İlgili Kongrelerde Sunulan Araştırmalara Hızlı Erişim için Bir Veri Tabanı Tasarımı Mustafa YAMAÇ, Uğur GÜREL...........................................................................................................24 Makromantarların Taksonomisinde Konvensiyonel Teknikler Halil SOLAK .........................................................................................................................................26 8 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Türkiye’de Makrofungus Sistematiği Üzerine Gerçekleştirilmiş Çalışmalar Ilgaz AKATA ........................................................................................................................................27 Türkiye Mikotası için Yeni Kayıtlar Üzerinde Miko-Taksonomik Çalışmalar Ertuğrul SESLİ, Pierre-Arthur MOREAU .............................................................................................28 Türkiye’de Kültür Mantarı Üretimi, Sorunları ve Çözüm Yolları Erkan EREN, Aysun PEKŞEN ..............................................................................................................29 Ganoderma lucidum’un (Curtis) P. Karst Antimikrobiyal ve Antibiyofilm Etkilerinin Değerlendirilmesi Başar KARACA, Ilgaz AKATA, Mustafa AKÇELİK .........................................................................30 Pleurotus ostreatus Kompostundan Enzim Ekstraksiyonu için Uygun Yöntem Seçilmesi Cansu BAYBURT, Ayşe Betül KARADUMAN, Uğur ÇELİK, Mustafa YAMAÇ ............................31 Cevap Yüzey Yöntemi ile Fungal Enzim Üretiminin Optimizasyonu Derya BERİKTEN, Merih KIVANÇ ...................................................................................................32 Tricholoma anatolicum ve T. caligatum Türlerinin Antioksidan Aktivitesi Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU ...................................33 Doğal Olarak Yetişen ve Yenebilen Bazı Mantar Türlerinde Radyoaktif Kirliliğinin İncelenmesi Ayşenur YILMAZ, Onur Tolga OKAN, Sibel YILDIZ, İlhan DENİZ ...............................................34 Türkiye Pezizales’leri için Yüksekova (Hakkari) Yöresinden İki Yeni Kayıt Yusuf UZUN, Sedat KESİCİ, İsmail ACAR .......................................................................................35 Doğu Karadeniz Bölgesinden Türkiye Helotiales’lerine Katkılar Ilgaz AKATA, Abdullah KAYA, Yasin UZUN ..................................................................................36 Dünyada ve Türkiye’de Miksomiset Çalışmaları ve Taksonomik Özelliklerine Genel Bir Bakış Tülay BİCAN SÜERDEM .....................................................................................................................37 9 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Gıdalarda Yaygın Olarak Bulunan Küfler ve Mikotoksinleri Nukhet N. ZORBA, Seda ÖZDİKMENLİ ...........................................................................................39 Mayaların Probiyotik Olarak Kullanımı Merih KIVANÇ ....................................................................................................................................40 Trametes hirsuta (Wulfen) Lloyd Kökenli Mangan Peroksidaz Enzimi ile İmmersiyon Tip Reaktör Koşullarında Boyar Madde Renk Giderimi Melike BÖRÜHAN, Ayşe Betül KARADUMAN, Cansu BAYBURT, Mustafa YAMAÇ ................41 Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp. MÖ15’in Nohut (Cicer arietinum L. Aziziye 94) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi Mehmet Nuri AYDOĞAN, Mustafa ÖZDEMİR ................................................................................42 Stereum hirsutum (Willd.) Pers. Tarafından Bitki Gelişim Düzenleyicisi Üretiminin Optimizasyonu Mustafa Kemal BABAYİĞİT, Selen YÜZÜAK, Göksu CEYLAN, Zeki YILDIZ, Bilal DOĞAN, Nilüfer AKSÖZ, Mustafa YAMAÇ .....................................................................................................43 Endüstriyel Atıksu Arıtımı ve Tarımsal Atık Değerlendirmede Fungal Uygulamalar Ece Ümmü DEVECİ ............................................................................................................................44 Kuersetin ve Kitosan ile Mikroenkapsule Edilmiş Kuersetinin Antifungal Özelliklerinin Karşılaştırılması Buse BERBER, N. Cenk SESAL, İskender KARALTI .......................................................................45 Farklı Üreme Koşullarının Clavariadelphus truncatus Donk Misel Gelişimi Üzerine Etkisi Cem ÖZKAN, Ayşenur BAHADIR, Necla ÖZBULUT, Bilal DOĞAN, Zeki YILDIZ, Mustafa YAMAÇ ...............................................................................................................................................47 Yenilebilir Tricholoma Türlerinin Makrobesinsel ve Mineral İçerikleri Hamide ÇAVDAR, Gülsen TEL, Ebru EROL, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU, Aziz TÜRKOĞLU ........................................................................................................................................48 Fungal Kontrol Listeleri (= Check List) ve Türkiye’deki Durum Ahmet ASAN .......................................................................................................................................49 10 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Bazı Tricholoma Türlerinin Yağ Asidi Bileşenleri Gülsen TEL, Hamide ÇAVDAR, Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU ...................................................................................................................................................51 Bilecik İli Liken ve Likenikol Mantar Çeşitliliğinin Belirlenmesi Ayşen ÖZDEMİR TÜRK, Yılmaz YAVUZ, Mehmet CANDAN ........................................................52 Aspergillus westerdijkiae’nin fenotipik tanımlanması Neriman YILMAZ VISAGIE ...............................................................................................................53 POSTER SUNUMLARI: Farklı Maya Türleri Üzerinde Kitosan Nanoparçacıkların Antifungal Etkisi Buse BERBER, Cenk SESAL ..............................................................................................................55 Bazı Kullanılmış Kozmetik Ürünlerinde Bulunan Mikrofungusların Tespiti Döndü GÜMÜSKAYA, Ahmet ASAN, Suzan ÖKTEN, Burhan ŞEN .................................................57 In Vitro Şartlarda Aflatoksin B1’in Oluşturduğu Genetik ve Oksidatif Hasara Karşı Usnik Asitin Koruyucu Etkisi Elanur AYDIN, Hasan TÜRKEZ, Ali ASLAN, Antonio DI STEFANO ..............................................59 En İyi Proteaz Aktivitesine Sahip Hava kaynaklı Aspergillus fumigatus suşunun Spektrofotometrik Yöntemler Kullanılarak Belirlenmesi Elif KOCAÖĞÜT, Ebru TEKİN, Alev HALİKİ UZTAN ....................................................................61 Mersin Atmosferindeki Fungus Sporlarının Konsantrasyonu ve Mevsimsel Dağılımı Feza OTAĞ, Taner COŞKUN, Şahin DIREKEL, Didem ÖZGÜR, Gürol EMEKDAŞ .......................62 Aspergillus wentii İnülinazı’nın pH ve Termal Kararlılığının Araştırılması Filiz SANAL ..........................................................................................................................................63 Allotrombidium Cinsi Akarlarin Vücut Yüzeyi ve Vücut İçinden İzole Edilen Mikrofunguslar Güldem DÖNEL, Sezai ADİL, Sevgi SEVSAY ....................................................................................65 11 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Farklı Arpa Çeşitlerinde Arbüsküler Mikorizal Mantar Kolonizasyonu Hicret A. YALÇIN, Christopher RIDOUT, Jeremy MURRAY ............................................................66 Enhanced tolerance of T1 transgenic melon plants expressing antifungal chitinase gene to Rhizoctonia solani İsmail BEZİRGANOĞLU ......................................................................................................................68 Carvacrol derivatives: codrug strategy to discover novel agents against C. albicans Ivana CACCİATORE, Serkan ORTUCU ..............................................................................................69 Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp. MÖ15’in Mısır (Zea mays L.) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi Mustafa ÖZDEMİR, Mehmet Nuri AYDOĞAN, Serkan ÖRTÜCÜ ....................................................70 Ganoderma adspersum ve Ganoderma applanatum türlerinin Fenolik Profilleri Gülsen TEL, Mehmet ÖZTÜRK, M. Emin DURU, Aziz TÜRKOĞLU, Murat KARTAL ..................71 Üzümde Okratoksin A Oluşumuna Neden Olan Küfler ve Engellenmesi Merve MARAŞ, Nükhet N. Demirel ZORBA .......................................................................................73 Mikotoksin Detoksifikasyon Yöntemleri Mukaddes ARIGÜL, Murat ZORBA .....................................................................................................74 Misvak Özütünün Antifungal Aktivitesi Murat ÖZDAL, Neslihan YÜCE, Özlem GÜR, Alev SEZEN ..............................................................75 Türkiye’de Geleneksel Yöntemlerle Üretilen Küflü Peynirlerin Küf Florası Musa YALMAN, Seda ÖZDİKMENLİ, Nükhet N. ZORBA ................................................................77 Çeşitli Bahçe Bitkilerinin Candida Cinsi Mayalar Üzerine Antifungal Etkisi Nazlıhan YILDIRIM, Buse BERBER, Cenk SESAL ............................................................................78 Lymantaria dispar (L.) (Lepidoptera: Lymantriidae) Larvalarının Kontrolü İçin Çeşitli Böceklerden İzole Edilen Beauveria bassiana Suşlarının Değerlendirilmesi Nurcan Albayrak İSKENDER, Serkan ÖRTÜCÜ, Yaşar AKSU ..........................................................79 12 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Baharatlardaki Mikotoksinler ve Azaltma Yöntemleri Esra ALTIPARMAK, Nükhet N. Demirel ZORBA ..............................................................................80 Organoklorlu Bir Pestisit Olan α Endosulfan’ın Funguslar Tarafından Biyodegredasyonu Özlem GÜR, Murat ÖZDAL, Ömer Faruk ALGUR, Esabi Başaran KURBANOĞLU, Serkan ÖRTÜCÜ ...............................................................................................................................................81 Ege Bölgesi’nden Türkiye Mikotası için Yeni Bir Kayıt Handan ÇINAR, Hayrünisa BAŞ SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU ....................................................83 Türkiye Mikotası İçin Yeni Bir Peziza Kaydı Ömer F. ÇOLAK, İsmail ŞEN, Nurdan ALKAN, Mustafa IŞILOĞLU ................................................84 Agrocybe vervacti (Fr.) Singer’ nin Anatomik ve Morfolojik Özellikleri Perihan GÜLER, Aziz TÜRKOĞLU, Göksu YILDIZ ..........................................................................85 Serratia marcescens NY-32 İzolatından Elde Edilen Prodigiosin Pigmentinin Antifungal Aktivitesi Neslihan YÜCE, Murat ÖZDAL, Özlem GÜR, Ömer Faruk ALGUR .................................................86 İstanbul’da Bulunan Çeşitli Hastanelerin Hava Florasındaki Aspergillus spp. Dağılımının Belirlenmesi İskender KARALTI, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU ............................................................................88 Denizli Halk Kütüphanelerinde Cryptococcus neoformans Varlığının Araştırılması Selma KIRAÇ, Çağrı ERGİN ................................................................................................................89 Türkiye Mikobiyotası İçin Yeni Bir Cins Kaydı Abdullah KAYA, Yasin UZUN, İbrahim Halil KARACAN, Ömer Faruk KAYA ...............................91 Türkiye’den Yeni Makrofungus Kayıtları Halil GÜNGÖR, Hakan ALLI, Yusuf UZUN, Mustafa IŞILOĞLU, Mehmet Halil SOLAK...............92 13 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Türkiye İçin Antalya’dan Yeni Bir Makrofungus Kaydı K. Selen ÖZBAY, Hayrünisa BAŞ SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU .................................................93 Afyonkarahisar Sinanpaşa Ormanları Myxomyceteleri: Stemonitales Takımı İjlal OCAK, Elif KORCAN, Gözde ERSÖZ ........................................................................................94 Türkiye Melanogaster’leri İçin Yeni Bir Kayıt İsmail ACAR, Yusuf UZUN, Ilgaz AKATA .........................................................................................95 Gireniz Vadisi (Denizli/Türkiye) Ormanlarındaki Odun ve Ağaç Tahripçisi Makrofunguslar Oğuzhan KAYGUSUZ, Kutret GEZER, Ali ÇELİK .............................................................................96 Zilan Vadisi (Erçiş/Van) Yöresinden Türkiye Makrofungusları İçin İki Yeni Kayıt Mehmet Zeki KOÇAK, Kenan DEMİREL, Mustafa Emre AKÇAY, Ali KELEŞ ................................97 Türkiye Mikobiyotası İçin 3 Yeni Russula Kaydı Ömer F. ÇOLAK, M. Halil SOLAK, Mustafa IŞILOĞLU ....................................................................98 Türkiye’nin Lactifluus Türleri Ömer F. ÇOLAK, İsmail ŞEN, Mustafa IŞILOĞLU .............................................................................99 Türkiye İçin Yeni Bir Sürme Mantarı Kaydı Şanlı KABAKTEPE .............................................................................................................................100 Türkiye Makrofunguslarına Dernekpazarı (Trabzon) İlçesinden Katkılar Abdullah KAYA, Yasin UZUN, Ilgaz AKATA, Ali KELEŞ ..............................................................101 Aphis fabae (Hemiptera: Aphidoidea) ile Mücadelede Entomopatojen Funguslar Recep BAYDAR, Özlem GÜVEN, İsmail KARACA ........................................................................102 First report of Seiridium marginatum causing leaf blight on Crataegus sp. and Mespilus germanica in Iran Amanmohammad KOMAKI, Mohammad Ali AGHAJANI ...............................................................103 14 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Tuzlu Çevrelerin Bir Üyesi Penicillium flavigenum: Türkiye İçin İlk Kayıt Semra İLHAN, Zerrin CANTÜRK, Y. Erçin KOCABIYIK, İlknur DAĞ ..........................................105 Asidik Çevrelerin Bir Üyesi Talaromyces aculeatus: Türkiye İçin İlk Kayıt Semra İLHAN, Y. Erçin KOCABIYIK, İlknur DAĞ, Pınar AYTAR, Serap GEDİKLİ .....................106 Çanakkalede Üretilen Bazı Geleneksel Ürünlerdeki Küflerin Tanımlanması Seda ÖZDİKMENLİ, Nukhet N. ZORBA ..........................................................................................107 Manyezit Madeninden İzole Edilen Mikrofunguslar Sümeyra GÜRKÖK, Derya YANMIŞ, Serkan ÖRTÜCÜ, Arzu GÖRMEZ .......................................108 Aspergillus flavus K-7 ile lipaz üretiminde atık kızartma yağının substrat olarak kullanımı Melike YILDIZ, Yağmur ÜNVER, Serkan ÖRTÜCÜ, Mesut TAŞKIN.............................................109 Gliocladium roseum YU-5 izolatı ile proteaz üretimi üzerine kültür pH’sının etkisi Yağmur ÜNVER, Melike YILDIZ, Mustafa ÖZDEMİR, Mesut TAŞKIN .........................................110 Ramalina farinacea ve Ramalina fraxinea Liken Türlerinin Anti Quorum Sensing Özelliklerinin Raportör Suş Üzerinde Gösterilmesi Ümmügülsüm TAHİROĞLU, Cenk SESAL, Gülşah ÇOBANOĞLU ÖZYİĞİTOĞLU, İskender KARALTI ............................................................................................................................................111 15 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com SÖZLÜ SUNUMLAR 16 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-01 Mikromantarların İnsana Bulaşma ve Hastalık Oluşturma Yolları Süleyha HİLMİOĞLU POLAT Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İzmir e-posta: [email protected] Mikromantarlar gerçekte, primer patojen olarak kabul edilen az sayıda mantar dışında, fırsatçı patojenlerdir. Bununla birlikte doğada bulunan, 37°C’de üreme yeteneği gösterebilen herhangi bir mantarın hastalık etkeni olabileceği kabul edilmektedir. Mantarların insanda oluşturduğu hastalık yelpazesi, basit kozmetik infeksiyondan – ölümcül hastalığa kadar değişmektedir. Bir mantar infeksiyonunun gelişmesi, mantarın konak organizmaya giriş yoluna, giren mantar miktarı ve virülansına ve konağın immün durumuna bağlıdır. Mantarlar insanlarda ya alerjiye neden olarak, ya toksik maddeler oluşturarak ya da kendileri direkt olarak hastalık oluşturmaktadırlar. Mantarların insan organizmasına girişi genellikle; direkt temas, solunum ve travma yolu ile olmaktadır. Ancak, insanlarda mantar hastalıkları klinik olarak tutulan bölgeye/dokuya göre; yüzeyel, kutanöz, subkutanöz ve sistemik veya derin (primer veya fırsatçı) mantar infeksiyonları olmak üzere dört grupta sınıflandırılmaktadır. İnsana direkt temasla bulaşan mantarlardan Malassezia türleri, Trichosporon beigelii, Piedraia hortae deri ve kılların en dış katmanlarında sınırlı kalarak yüzeysel infeksiyon oluştururken, dermatofit türleri epidermisin stratum corneum katmanını işgal ederek kutanöz infeksiyona neden olurlar. Doğada, toprakta, çürüyen bitkilerde bulunan Sporothrix schenckii, Cladophialophora (Cladosporium) carrionii, Scedosporium apiospermium; Phialophora Fonsecaea, Exophiala, Madurella türleri ve daha birçok mantar çoğunlukla travma yolu ile deriden geçerek ve dermisin daha derin katmanlarına ulaşarak subkütan infeksiyona neden olurlar. Buna karşın yine travma yolu ile deriye giren Phaeoannellomyces werneckii, derinin sadece en üst katmanında sınırlı kalarak Tinea nigra denilen yüzeyel infeksiyona neden olur. Solunum yolundan alındıklarında immün düşkün kişilerde sistemik infeksiyon oluşturan Fusarium, Aspergillus, Acremonium ve birçok diğer küf mantarı travma ile göze inoküle olduklarında keratit, endoftalmit gibi körlüğe, hatta göz kaybına neden olabilen infeksiyona neden olurlar. Solunum yollu ile organizmaya giren primer patojenler olarak tanımlanan Coccidioides immitis, Histoplasma capsulatum, Blastomyces dermatidis, Paracoccidioides brasiliensis gibi dimorfik mantarlar, immün sağlam bireylerde; Organizmaya yine solunumla giren Cryptococcus neoformans, Aspergillus türleri ve zygomycetes (mucorales) takımındaki pek çok mantar ise immün sistemi baskılanmış kişilerde fırsatçı sistemik infeksiyon oluştururlar. Anahtar Kelimeler: Bulaşma yolları 17 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-02 Klinik Örneklerden İzole Edilen Çeşitli Kandida Türlerinin Taqman Pcr ile Moleküler Düzeyde Tanımlanması İskender KARALTI1, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU2, Yeşim GÜROL3, Gülden ÇELİK4 1 Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, 2 3 Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı e-posta: [email protected] Bu çalışmada moleküler tekniklerle geleneksel yöntemlerin karşılaştırılması amaçlandı. Örnekler 2009 - 2011 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Laboratuvarına başvuran hastalardan alındı. 107 tür izole edildi. Bu kökenler abse, ağız sürüntüsü, bronkoalveolar lavaj (BAL), balgam, idrar ve idrar sondası, kan kültürü, kateter, trakeal aspirat, steril vücur sıvıları, vajinal sürüntü ve yara sürüntülerinden izole edildi. İlk olarak, çeşitli morfolojik ve biyokimyasal yöntemler kullanılarak C. albicans türleri izole edildi. Daha sonra tüm türler ID 32C (Biomerieux, Fransa) kiti tanımlandı. Daha sonra izole edilen tüm kökenler ITS 2 (internal transcribed spacer region 2) gen bölgesi kullanılarak taqman problar ile moleküler tanımlanmaları yapıldı. Sonuç olarak 107 suş için her iki yöntem ile aynı sonuçlar elde edilmiştir ve Candida cinsine ait Candida Candida albicans, Candida tropicalis, Candida parapsilosis ve Candida glabrata türleri izole edilmiştir. Çalışmaya göre, ID32 C kitinin Candida türlerinin tanımlanması için uygun bir kit olduğunu söyleyebiliriz. İleri identifikasyon yapılmadığı durumlarda, Germ tüp testi tek başına yetersiz kalmaktadır. Germ tüp testine ek olarak chromagar Candida besiyerinde renkelenme durumlarına da bakılması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Taqman probe, Candida, moleküler tanımlama Bu çalışma Marmara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu (BAPKO) tarafından FEN-C-DRP-080410-0090 proje numarası ile desteklenmiştir. 18 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-03 Bir Üniversite Hastanesinde Mayaların 9 Yıllık Profili Harun GÜLBUDAK, Efdal OKTAY, Şahin DİREKEL, Kevser ELÇİ, Gürol EMEKDAŞ, Feza OTAĞ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı e-posta: [email protected] Bitkilerde, memelilerin sindirim sisteminde ve insanlarda mukokütanöz membranlarda normal mikrobiyata üyesi olarak bulunan mayalar immün sistemin baskılandığı durumlarda mukokütanoz enfeksiyondan sistemik enfeksiyonlara kadar çeşitli klinik tablolara neden olur. Candida cinsi heterojen bir gruptur ve insanlarda en sık enfeksiyonla ilişkilendirilen tür Candida albicans’tır. Tıbbi yöntemlerdeki gelişmelerle birlikte immün sistemi baskılanmış hasta popülasyonundaki artışa bağlı olarak enfeksiyona neden olan maya profili de değişme eğilimindedir. Albicans-dışı Candida türlerinin neden olduğu enfeksiyonların artış gösterdiği ve sıra dışı mayaların patojen olarak nozokomiyal enfeksiyonlarda görüldüğü belirtilmektedir. Çalışmamızda, Fakülte Hastanemizin çeşitli kliniklerinden gönderilen örneklerden izole edilen mayalar, türlerine, klinik örneklere, bölümlere ve yıllara göre dağılımının belirlenmesi amacıyla değerlendirilmiştir. 2005-2013 yılları arasında 8670 örnekten izole edilen mayaların tür identifikasyonu konvansiyonel/ticari yöntemler kullanılarak yapılmıştır. Solunum, üriner ve dolaşım sistemi ile yara örnekleri en sık maya izole edilen örneklerdir. C.albicans (%41.5) başat olmak üzere, sıklık sırası ile C.tropicalis (%17.6), C.parapsilosis (%15.5) C.glabrata (%12.1), C. kefyr (%5.0), C.krusei (%3.8), Trichosporon asahii (%2.4), Geotrichum capitatum (%0.9) izole edilmiştir. Diğer türler, C.famata, C.guilliermondii, C.holmii, C.lipolytica, C.lusitaniae, C.pelliculosa, C.utilis, C.inconspicua/norvengensis, Pichia ohmeri, Rhodotorula, Saccaromyces cerevisiae, Cryptococcus neoformans’tan oluşmaktadır. Tüm örneklerde C.albicans en sık görülen tür iken, kan kültürlerinden C.parapsilosis; kateter idrar örneklerinden C.tropicalis; yoğun bakım örneklerinden sıra dışı maya türlerinin daha sık izole edildiği saptanmıştır. Albicans dışı Candida’larda azol grubu antifungallere direnç gelişimine daha sık rastlandığından mayaların tür düzeyinde tanımlanması, nozokomiyal enfeksiyonların izlenebilmesi ve antifungal tedavinin yönlendirilmesi bakımından çok önemlidir. Anahtar Kelimeler: Nozokomiyal enfeksiyon, Candida albicans 19 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-04 Fungal Dna Barkodlama Çalışmalarının Durumu Evrim ÖZKALE Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muradiye, Manisa e-posta: [email protected] Güvenilir tür tanılamaları ekolojik çalışmalarda merkezi role sahiptir çünkü bir ekosistemdeki bireye bütün biyolojik değerlendirmeleri, tür ismiyle anlamlı hale gelmektedir. Biyoçeşitlilik konsepti esasen, daha yüksek biyoçeşitlilik düzeylerinin türevlendiği, tür biriminden başlar. Son 20 yıl birçok metodolojik gelişmelere şahitlik etmiş ve fungi tanılamalarındaki yavaşlığı daha hızlı ve güvenilir yapmıştır. Taksonomi ve filogeni temelli sistemler günümüzde moleküler verilerden elde edilen filogenetik ağaçlara dayanmaktadır. Sistematik araştırmalarda moleküler verilerin çok sayıdaki avantajlarına rağmen, DNA temelli taksonomi ve DNA barkodlama açıkça tür tanılamamalarında araçlar olarak önerilmektedir. Bu sunumda funginin biyolojik barkodlaması için, marker seçimi üzerine son gelişmeler, barkodlamanın olası problemleri ve yeni nesil dizileme tekniklerinin yakın gelecekteki etkileri ve önemleri üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: DNA barkodlama, filogeni, taksonomi 20 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-05 Exophiala: Güncel Taksonomisi ve Ekolojisi Macit İLKİT Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Mikoloji Bilim Dalı, Adana e-posta: [email protected] Exophiala (askomiçet takım Chaetothyriales) cinsi esmer mantarlar içerisinde 44 ayrı tür identifiye edilmiştir. Bugün için 13 tür yüzeysel, derialtı, sistemik veya dissemine hastalık etkeni olarak ayrılmıştır. Bu mantarlar fakir ve toksik ortamlarda üreme özelliğinde olup aromatik hidrokarbonların varlığında (benzen, ksilen ve toluen) üremelerinin arttığı bilinmektedir. Ayrıca asidofilik, alkalofilik, halofilik ve termofilik özellikleri dikkat çekicidir. Siklohekzimite dirençlidir. Termofilik özelliği olan türler E. dermatitidis, E. phaeomuriformis ve E. spinifera olup diğer türler termofilik değildir. E. dermatitidis ve E. phaeomuriformis, insanda en sık görülen iki fırsatçı patojen olup birbirinden farklı insan yapımı iki sıradışı ortamda (i) özellikle katranla işlenmiş meşe ağaçlarından yapılan demiryolu traverslerinde ve (ii) banyo, sauna, Türk hamamı ve bulaşık makinası gibi sıcak, nemli ve düşük besin ortamlarında varlıkları dikkate değerdir. Exophiala cinsi mantarların tropik yağmur ormanlarında, meyve ile beslenen kuşların ve yarasaların dışkılarında bulunduğu rapor edilmiştir. Laboratuvar tanıda; kloramfenikol katkılı malt ekstreli agarın kullanımı ve 3-20 günlük inkübasyon süresi önerilir. Rutin mikoloji laboratuarlarında, Exophiala cinsi mantarların identifikasyonu güç ve geçtir; steril mantarlara benzer olarak, Exophiala cinsi içerisinde morfolojik, fizyolojik veya biyokimyasal özelliklerine göre identifikasyon yapmak güçtür. Halen, “altın standart” yöntem ITS bölgesinin dizi analizidir. Ancak, bu yöntem zaman alıcıdır ve çok sayıda örneğin incelenmesi için uygun değildir. Seçenek olarak, RCA, MALDI-TOF MS ve DNA barkodlama yöntemleri önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Exophiala, RCA, MALDI-TOF MS, DNA barkodlama 21 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-06 Pseudomonas aeruginosa Kökenlerinin Aspergillus Türlerine İnhibitör Etkisinin Araştırılması Ayfer BAKIR, Mehmet SOYLU, Dilek Yeşim METİN, Süleyha HİLMİOĞLU POLAT Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Bornova, İzmir. e-posta: [email protected] Pseudomonas aeruginosa türlerinin Candida’ların üremesini baskılayıcı etkisi araştırmalarla gösterilmiştir. Aspergillus türlerine de benzer etkinin olduğu bilinmekle birlikte bu konuda yapılmış çalışma yoktur. Bu çalışmada; dört Pseudomonas aeruginosa (Pa) kökeninin, Aspergillus türlerine anti-Aspergillus etkisi araştırılmıştır. Biri ATCC, üç tanesi hastalık örneklerinden (Pa 1 yeşil, Pa 2 ve Pa 3 sarı pigmentli) üretilmiş, dört Pa kökeni kullanılmıştır. Değişik örneklerden üretilmiş 44 Aspergillus [19 Aspergillus fumigatus (A.fu), dokuz Aspergillus flavus (A.fl), 13 Aspergillus terreus (A.te) ve üç Aspergillus niger (A.ni)] kökeni çalışmaya alınmış ve Kerr’in Candida’lar için önerdiği yöntem kullanılmıştır. Bakteri ekimiyle Aspergillus ekiminin kesişme alanında hiç küf ürememesi “tam inhibisyon”; kontrol ekimindeki üremeye göre daha az üremenin olması “kısmi inhibisyon”; üremenin kontrolle aynı yoğunlukta olması “inhibisyon yok”; tüm plakta hiç üreme olmaması “üreme yok”; kesim alanındaki üremenin, kesim alanı dışındaki bölgeye göre daha iyi olması “daha iyi üreme” olarak değerlendirilmiştir. Tam inhibisyon, sırası ile; Pa ATCC ile A te’ta, Pa 1 ile Afu’ta, Pa 2 ile A te’ta ve Pa 3 ile A fu’ta en yüksek oranda görülmüştür. Tüm Aspergillus’larda Pa3’ün inhibitör etkinliği daha yüksek bulunmuştur. Bulgular tabloda gösterilmiştir. Pseudomonas kökenlerinin Aspergillus türlerini inhibe ettiği, diğer türlerden farklı olarak, Aspergillus flavus kökenlerinde inhibisyon beklenen zonda üremenin arttığı gözlenmiştir. Pseudomonas’la birlikte Aspergillus flavus kolonizasyonunun klinik açıdan önemli olabileceği düşünülmüştür. Anahtar kelimeler: Pseudomonas aeruginosa, Aspergillus 22 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-07 Klinik Örneklerden İzole Edilen Küf Mantarlarının Klasik ve Moleküler Yöntemlerle Tanımlanması Şahin DİREKEL, Feza OTAĞ, Gönül ASLAN, Gürol EMEKDAŞ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Mersin e-posta: [email protected] İmmün sistem yetmezliği bulunan hastalarda invaziv fungal infeksiyonlar morbidite ve mortalitenin önemli nedenlerinden biridir. Sıklıkla izole edilen Aspergillus türleri başta olmak üzere Fusarium ve Zygomycetes türleri yüksek mortaliteye yol açan etkenlerdir. Tanımlanmalarında çoğunlukla konvansiyonel yöntemler kullanılmakla birlikte kimi ender rastlanan türlerin adlandırılmalarında moleküler yöntemlere gereksinim duyulmaktadır. Bu çalışmada, Fakülte Hastanemizin yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların çeşitli klinik örneklerinden izole edilen filamentöz mantarların tür dağılımını, klasik yöntemler ve PZR bazlı DNA dizi analizi teknikler ile tanımlayarak sonuçlarının karşılaştırılması ile ortaya konulması amaçlanmıştır. 22 aylık bir dönemde etken olarak izole edilen 32 filamentöz mantar çalışma kapsamına alınmıştır. Klasik yöntemle, 6 Aspergillus niger, 6 A.flavus, 5 A.fumigatus, 4 A.terreus, 5 Fusarium spp., 2 Bipolaris spp. ve 1’er Acremonium spp., Aurebasidium spp., Mucor spp. ve Scedosporium spp. olmak üzere toplam 32 filamentöz mantar kimi tür düzeyinde kimi cins düzeyinde tanımlanmıştır. DNA dizi analiz sonuçlarıyla karşılaştırıldığında sadece üç filamentöz mantarın tanısında uyumsuzluk saptanmıştır: Aspergillus türleri her iki yöntemle doğru tanımlanmıştır. Bipolaris, Scedosporium, Aureobasidium ve Fusarium suşları (biri hariç) cins düzeyinde doğru olarak tanımladığımız anlaşılmıştır. Klasik yöntemle Acremonium, Mucor ve Fusarium olarak cins düzeyinde tanımladığımız 3 suş, dizi analizi ile sırasıyla Lecythophora, Rhizopus ve Cylindrocarpon olarak adlandırılmıştır. Sonuç olarak, klinik örneklerden yaygın olarak izole edilen filamentöz mantarların gerek cins gerek tür düzeyinde tanımlanmalarında klasik yöntemler yeterli olmaktadır. Ender rastlanan türlerin tanımlanmasında ise referans laboratuvarlarda genotiplendirme yöntemlerine gereksinim duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Filamentöz mantarlar, Aspergillus, Fusarium, Lecythophora, Cylindrocarpon 23 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-08 Biyoloji Bilim Dalı İle İlgili Kongrelerde Sunulan Araştırmalara Hızlı Erişim İçin Bir Veri Tabanı Tasarımı: http://biyolojikongreleri.org/ Mustafa YAMAÇ1, Uğur GÜREL2 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Meşelik, Eskişehir. 2 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Meşelik, Eskişehir. e-posta: [email protected] Bilim dünyasındaki gelişimin en önemli ön gerekliliklerinden birisinin bilgiye doğru ve hızlı biçimde ulaşmak olduğu bilinen bir gerçektir. Bu anlamda ülkemizde gerçekleştirilen kongrelerde sunulan araştırmaların özet ya da tam metinlerine ulaşmak oldukça güçtür. Araştırıcılar geçmiş yıllarda sunulan araştırmalara ancak bildiri özet kitaplarını ya da ilgili kişilerin özgeçmişlerini tek tek inceleyerek ulaşabilmektedir. Bu durum bilgiye ulaşmayı imkansız hale getirmekte ya da hızını belirgin biçimde düşürmektedir. Sonuç olarak kongrelerde sunulan araştırmalar çoğunlukla raflarda ya da klasörlerde ulaşılmayı beklemeye mahkum edilmektedir. Bu eksikliği gidermek üzere bilgisayar teknolojilerinin sunduğu olanaklardan yararlanılarak ülkemizde biyoloji bilim dalı ile ilgili olan tüm kongrelerde sunulan çağrılı, sözlü ve poster bildirileri taranabilir ve indirilebilir bir veri tabanında birleştirmeye yönelik bir proje geliştirilmiştir. Geliştirilen yazılım, erişimin kolay olması ve yazılım ile ilgili güncellemelerin hızlı bir şekilde kullanılabilmesine olanak sağlaması amacı ile web tabanlı olarak geliştirilmiştir. Yazılım, kongreler ile ilgili bilgileri, kongrelerde sunulan çalışmaları son kullanıcıya hızlı bir biçimde listeleyebilmesi için verileri MsSql 2008 ilişkisel veri tabanı üzerinde tutmaktadır. Geliştirilen yazılımın temel olarak iki arayüzü bulunmaktadır. İlk arayüz son kullanıcının çalışmalara erişimini sağlamaktadır. İkinci arayüz ise veri operatörlerinin yeni kongreler tanımlamasını ve var olan bir kongreye yeni bildiri eklemesini sağlayan yönetici arayüzüdür. Geliştirilen yazılım son kullanıcılardan herhangi bir üyelik ve ücret talep etmeden daha önceden tanımlanmış ve sisteme yüklenmiş olan bildirileri son kullanıcıya sunar. Kullanıcılar geliştirilen yazılım üzerinde yıl, yazar adı, kongre adı, anahtar kelime, düzenleyen kuruluş, 24 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com bildiri adı, konu başlığı, sunum tipi kriterlerinden biri ya da birden fazlasını kullanarak arama yapabilir. Ayrıca kullanıcılar gelen arama sonuç listesi üzerinde ilgili kelimeye tıklayarak hızlı bir şekilde arama yapabilirler. Araştırıcıların kullanımına sunulan veri tabanı günümüz için 5, 6, 19 ve 21. Biyoloji Kongreleri ile 10. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi’nde sunulan çağrılı, sözlü ve poster sunum olmak üzere toplam 3265 adet sunuyu kapsamaktadır. Yakın gelecekte veri girişinin arttırılması ile çok hızlı biçimde geniş tabana yayılması ve araştırıcıların ilgisini çekmesi umulmaktadır. Uzun yıllar sürmesi planlanan ve hiç bitmeyecek bir çalışma olması öngörülen bu projenin, biyoloji ile ilgili tüm kongreleri kapsayacak bir veri bankası olarak işlev görmesi öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Biyoloji tabanlı kongre, veri tabanı, asp.net, MsSql 2008, http://biyolojikongreleri.org/ 25 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-09 Makromantarların Taksonomisinde Konvensiyonel Teknikler M. Halil SOLAK1 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Muğla e-posta: [email protected] Değişik renk ve boyutlarda tabiatta karşımıza çıkan makrofunguslar, içinde yaşadığımız dünya ekosisteminin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Makromantarlar özellikle çok değişik tohumlu bitkilerin kökleriyle mikoriza teşkil ederek, bitkinin besin elementlerinin temininde önemli rol oynamaktadır. İnsan beslenmesinde yer tutan, orman ağaçlarında parazit yaşayan, yenen, zehirli, tıbbi özelliği bulunan, ekonomik değeri olan ve kültürü yapılabilen değişik renklerde mantar türleri vardır. İnsanların ve diğer canlıların hayatında önemli bir yeri olan mantarlarının tanınması, sınıflandırılması, onlardan daha iyi faydalanabilmesi için önem arz etmektedir. Burada makromantarların anatomik yapısında yer alan şapka, lamel, por-tüp, sap, annulus, volva, süt, spor, koku çeşitlerinin ve özelliklerinin tanıtılması, bu özelliklerin taksonomide nasıl kullanılacağı açıklanmaya çalışılmıştır. Makromantar yapılarının doğru olarak adlandırılmasına dikkat çekilmiştir. Anahtar Kelimeler: Makromantarlar, Taksonomi 26 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-10 Türkiye’de Makrofungus Sistematiği Üzerine Gerçekleştirilmiş Çalışmalar Ilgaz AKATA Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara e-posta: [email protected] Makrofunguslar, Fungi aleminin Ascomycota ve Basidiomycota bölümleri içerisinde yer alan makroskobik mantarları içermektedirler. Türkiye’de makrofunguslar üzerine birçok sistematik çalışma yapılmış ve özellikle son yıllarda yapılan araştırmalarda önemli mesafeler alınmıştır. Yeryüzünde 21.500’den fazla makrofungus taksonu tanımlanmış olup, bunların Temmuz 2014 itibariyle 2184’inin Türkiye’de de yayılış gösterdiği saptanmıştır. Bu çalışmada, 1852-2014 yılları arasında Türkiye sınırları içerisinde makrofungus sistematiği üzerine gerçekleştirilmiş makaleler incelenmiş ve bu çalışmaların bulguları, yapıldıkları bölgeler ve yazarları hakkında bazı bilgiler özet halinde verilmiştir. Anahtar kelimeler: Türkiye Makrofungusları, Türk Mikologlar, Türkiye Mikoloji Tarihi 27 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-11 Türkiye Mikotası İçin Yeni Kayıtlar Üzerinde Miko-Taksonomik Çalışmalar Ertuğrul SESLİ1, Pierre-Arthur MOREAU2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, OFMAE Bölümü, Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı 61335 Söğütlü, Trabzon 2 Laboratoire des Sciences végétales et fongiques. Université Lille 2, UFR Pharmacie rue du Pr Laguesse BP 83, F - 59006 Lille cedex, France e-posta: [email protected] Doğu Karadeniz Bölümü’nde yayılış gösteren makrofungusları tespit etmek amacı ile 2013-2014 Yıllarında Trabzon il sınırları içerisinde gerçekleştirdiğimiz arazi çalışmaları sayesinde topladığımız örneklerinin laboratuvar incelemeleri ile desteklenip taksonomik olarak değerlendirilmesi sonucunda çeşitli gruplara ait 8 tür Türkiye için yeni kayıt olarak saptanmıştır. Hava koşullarının uygun olduğu zamanlarda önceden planlanmış alanlarda arazi çalışmaları gerçekleştirilmiş ve saptanan örneklere birer fungaryum numarası verildikten sonra öncelikli olarak yetişme ortamlarındaki görüntüleri alınmıştır. Belirlenebilen yetişme yeri özellikleri, olası mikorizal ilişkiler ve ilk morfolojik veriler arazi defterine kaydedildikten sonra teşhis çalışmalarında kullanılmak üzere gruplara göre değişen sayıda bazidiyoma toplanarak numaralı kese kâğıtlarına yerleştirilmiş ve mümkün olan en kısa sürede laboratuvara getirilmiştir. Spor izlerinin temini için 1-2 bazidiyomanın sap kısımları kesilip atılarak şapkaları lameller aşağıya gelecek biçimde beyaz bir kâğıt üzerine yerleştirilmiş ve üzerleri cam kâselerle örtülerek 2-6 saat beklenmiştir. Diğer bazidiyomalar kurutularak fungaryum numunesi haline getirilmiş ve mikroskobik çalışmalarda, şapka, lamel ve saptan çok ince kesitler alınarak sistit, bazidium, kenar hücresi ve hifal yapılar aydınlatılmıştır. Saptanan tüm verilerin güncel literatürle karşılaştırılması sonucunda Amanitaceae familyasından Amanita pachyvolvata, Bolbitiaceae familyasından Alnicola subconspersa, Cortinariaceae familyasından Cortinarius azureus, C. vernus, Agaricaceae familyasından Leucocoprinus birnbaumii, Paxillaceae familyasından Melanogaster variegatus, Paxillus ammoniavirescens ve P. cuprinus türleri Türkiye’den ilk kez rapor edilmiş olup her tür betim ve resimlerle desteklenmiştir. Anahtar kelimeler: Amanita, Alnicola, Cortinarius, Leucocoprinus, Melanogaster, Paxillus 28 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-12 Türkiye’de Kültür Mantarı Üretimi, Sorunları ve Çözüm Yolları Erkan EREN1, Aysun PEKŞEN2 1 2 Ege Üniversitesi, Bergama Meslek Yüksek Okulu, Bergama, İzmir Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Samsun e-posta: [email protected] Gıda olarak mantarların kullanımı uygarlık kadar eskidir ve mantarlar gıdanın özel bir türü olarak kabul edilmiştir. Kültür mantarı tüketim miktarındaki talep, tarımsal yatırımlarda kültür mantarına olan ilgiyi ön plana çıkarmıştır. Türkiye’de doğa mantarının toplanması ve tüketilmesi çok eskilere dayanmasına karşılık, kültür mantarı üretiminin tarihçesi oldukça yenidir. Kültür mantarı üretim çalışmaları 1960’lı yıllarda başlamıştır. Türkiye'de 1973 yılında 80 ton olan mantar üretimi, 2014 yılında 49 bin tona yükselmiştir. Kültür mantarı üretimi bakımından Akdeniz bölgesi, tüketim bakımından ise Marmara bölgesi birinci sırada yer almaktadır. Türkiye'den 2012 yılı verilerine göre 148 ton taze kültür mantarı Gürcistan, Irak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Almanya'ya gibi ülkelere ihraç edilmiştir. Son yıllarda Türkiye'de kültür mantarı üretiminde hızlı bir değişim ve gelişme söz konusudur. Türkiye'de yemeklik kültür mantarı üretiminde ilk sırayı %80'lik pay ile Agaricus bisporus (J.E. Lange) Imbach (beyaz şapkalı mantar) almaktadır. Bunu %10'luk pay ile Pleurotus ostreatus (Jacq.) P. Kumm. (kayın veya kavak mantarı) izlemektedir. Özellikle Pleurotus cinsi mantar türlerine son beş yılda çok ciddi bir talep oluşmuştur. Bu türler dışında Lentinula edodes (Berk.) Pegler, Ganoderma lucidum (Curtis) P. Karst., Hericium erinaceus (Bull.) Pers. gibi türlerin çok küçük çapta üretimleri yapılmaktadır. Mantar yetiştiriciliği yüksek teknik ve beceri gerektiren bir faaliyettir. Üretim hedeflerinin boyutuna bağlı olarak yatırım gerektirir. Türkiye'de beyaz şapkalı mantar üretiminde aile işletmelerinin yerini orta ve büyük teknolojik üretim yapılan işletmelerin aldığı ve bu işletmelerin sayısının giderek arttığı görülmektedir. Bu makalede Türkiye'de kültür mantarı üretiminin mevcut durumu, işletme yapıları, sorunları ve çözüm yolları hakkında bilgiler verilmiştir. Anahtar Kelime: Kültür mantarı, üretimi ve tüketim, işletme yapıları, sorunlar ve çözüm yolları. 29 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-13 Ganoderma lucidum’un (Curtis) P. Karst Antimikrobiyal ve Antibiyofilm Etkilerinin Değerlendirilmesi Başar KARACA, Ilgaz AKATA, Mustafa AKÇELİK Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara e-posta: [email protected] Bazı makrofungus türlerinin antimikrobiyal özellik gösteren çeşitli bileşenler içerdiği bilinmektedir. Biyofilmlerle mücadelede yaygın antimikrobiyal terapilerin yetersiz kalışı, başta doğal olmak üzere yeni antimikrobiyal ajanların keşfedilmesini gerektirmektedir. Ganoderma lucidum (Curtis) P. Karst gibi tıbbi önemi olan bazı mantar türleri de bu tip araştırmalar için yüksek potansiyel içermektedir. Çalışmada insan gastroenteritinin en önemli enfeksiyon etkenlerinden biri ve gıda kaynaklı hastalıkların başta gelen etkenlerinden biri olan Salmonella Typhimurium ve yine klinik açıdan kritik bir patojen olan özellikle oportunistik enfeksiyon etkeni olarak ciddi sorunlara neden olan Pseudomonas aeruginosa tercih edilmiştir. G. lucidum’un antimikrobiyal etkileri için, agar difüzyon testi, minimum inhibisyon konsantrasyon testi (MİK) ve minimal bakterisidal konsantrasyon (MBK) testleri yapılmış ve G. lucidum’un yüksek antimikrobiyal etkinlik içerdiği saptanmıştır. Tüm çalışmalarda G. lucidum’un metanolik (% 60) ve liyofilize ekstresi kullanılmıştır. Agar difüzyon testi neticesinde yüksek antimikrobiyal etkiler saptanmış olup P. aeuruginosa için 16 mm, S. Typhimurium için 15 mm’lik inhibisyon zonları gözlenmiştir. MİK testinde her iki bakteri için 100 mg/mL konsantrasyon değeri, MİK değeri olarak saptanmıştır. MBK testlerinde koloni sayımını esas alan çalışmalar sonucunda her iki bakteride de % 99,9’un üzerinde bir azalma saptanmıştır (100 mg/mL). Antibiyofilm çalışmalarında biyofilm üretimlerinin kantifikasyonu için kristal viyole bağlanma yöntemi esas alınmıştır. Farklı konsantrasyonlarda ekstre içeren test kuyularından elde edilen biyofilm miktarları ile kontrol kuyularından elde edilen biyofilm üretim miktarları karşılaştırılmış ve biyofilm üretiminde azalma saptanmıştır (P. aeuruginosa için 50 ve 100 mg/mL, S. typhimurium için tüm konsantrasyonlar). Biyofilmlerin yok edilmesinin güçlüğü yeni stratejilerinin geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu çalışma, mantar türlerinin antibiyofilm araştırmalarında da değerlendirilebileceğini kanıtlamaktadır. Anahtar kelimeler: Ganoderma lucidum, Salmonella Typhimurium, Pseudomonas aeruginosa, antimikrobiyal, biyofilm 30 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-14 Pleurotus ostreatus Kompostundan Enzim Ekstraksiyonu İçin Uygun Yöntem Seçilmesi Cansu BAYBURT1, Ayşe Betül KARADUMAN2, Uğur ÇELİK3, Mustafa YAMAÇ4 1 LTS Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı, Etap İş Merkezi, Acıbadem, Kadıköy, İstanbul 2 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir 3 4 İzzet Baysal Cad. Güler 2 İş Hanı, No: 88/9, Merkez, Bolu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir e-posta: [email protected] Lignoselülozik atıklar organik kirliliğe neden olan, parçalanmaya karşı dirençli bileşenlerdir. Doğada bu atıkların mineralizasyonunu en verimli şekilde sağlayan organizmalar beyaz çürükçül funguslardır. Bu çalışmada tüm dünyada yoğun biçimde üretilen ve tüketilen bir makrofungus türü olan Pleurotus ostreatus ligninolitik enzim kaynağı olarak kullanılmıştır. Çalışmada Pleurotus ostreatus karpofor üretimi sırasında farklı gelişim dönemlerinde örnekler alınarak ligninolitik enzim ekstraksiyonu gerçekleştirilmiştir. Vejetatif misel gelişimi, primordium oluşumu ve hasat sonrası olmak üzere 3 farklı dönemde alınan kompost örnekleri, 1:10 oranında ekstraksiyon sıvısı ile oda sıcaklığında 200 rpm’ de 1 saat muamele edilmiştir. Ekstraksiyon verimliliğini karşılaştırmak amacıyla distile su, fizyolojik tuzlu su (%0.9 NaCl), 50 mM Na-asetat (pH: 4.6), 50 mM Na-sitrat (pH:4.8), %0,5 v/v Triton X100 ve 50 mM fosfat tamponu (pH: 5.8) olmak üzere 6 farklı ekstraksiyon sıvısı kullanmıştır. Elde edilen ekstraktlar filtre kağıdı ile süzülerek santrifüjlenmiş ve süpernatant ligninolitik enzim (lakkaz, mangan peroksidaz ve versatil peroksidaz) aktiviteleri açısından incelenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçların ANOVA analizi, atık Pleurotus ostreatus kompostundan ligninolitik enzim ekstraksiyonu için distile su ve Triton X100’ ün en başarılı ekstraksiyon sıvıları olduğunu göstermektedir. Çalışmadan elde edilen veriler ışığında, atık kompostlardan enzim ekstraksiyonu için pratik ve ekonomik bir ekstraksiyon sıvısı olarak distile su önerilmektedir. Anahtar kelimeler: Pleurotus ostreatus, kompost, ligninolitik enzim, ekstraksiyon 31 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-15 Cevap Yüzey Yöntemi ile Fungal Enzim Üretiminin Optimizasyonu Derya Berikten, Merih Kıvanç Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 26470, Eskişehir, e-posta: [email protected] Optimizasyon, prosesin belirlenen hedefler (yanıtlar) doğrultusunda, bağımsız değişkenlerin birbirleriyle olan etkileşimleri ve bu bağımsız değişkenlerin hedefe (yanıta) olan etkileri de göz önünde bulundurularak bir araya getirilip uygulanması işlemidir. Bazı faktörlerin enzim üretimi üzerine etkilerini analiz etmek için kullanılan klasik yöntemler, diğer faktörlerin sabit tutulduğu koşullarda bir seferde bir faktörün incelenmesi mantığına dayalıdır. Enzim üretim parametrelerinin optimizasyonu için bu yaklaşım, çok meşakatli, zaman alıcı, pahalı ve değişkenler arasındaki etkileşimleri aydınlatmamaktadır. İstatistiksel uygulamalar ekonomiktir. Aynı zamanda da faktörler arasındaki ilişkileri ortaya koyan, değişkenlerin optimum değerlerini tahmin edebilen faydalı bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır. Cevap yüzey yöntemi (Response Surface Methodology) istatistiksel ve matematiksel yöntemlerin birleşimi ile birçok değişkenden etkilenen bir cevap yoluyla problemlerin analizi ve modellenmesi yöntemidir. Cevap yüzey yöntemi (CYY), biyoteknolojik proseslerde enzim üretiminin optimizasyonunda pek çok fayda sağlamaktadır. Pekçok avantajından dolayı bu teknik bakteri ve diğer mikroorganizmalar tarafından enzim üretiminde kültür koşullarının, ortam bileşenlerinin vb. optimizasyonunda başarılı bir şekilde kullanılmıştır. Çeşitli çalışmalarda, enzimlerin funguslar tarafından üretiminde kullanılan CYY ile enzim üretimlerinde 5 kata kadar artış sağlandığı görülmüştür. Anahtar kelimeler: Cevap yüzey yöntemi, enzim, fungus, optimizasyon 32 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-16 Tricholoma anatolicum ve T. caligatum Türlerinin Antioksidan Aktivitesi Ebru Erol, Erhan KAPLANER, Mehmet Öztürk, Mehmet Emin Duru Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Kötekli/MUĞLA e-posta: [email protected] Reaktif oksijen türleri lipitlerin, proteinlerin ve DNA’nın hasarına yol açar. DNA’nın hasarı da kanser riskini arttırmaktadır. Antioksidanlar, reaktif oksijen türlerinin zararlı etkilerini azaltırlar veya ortadan kaldırırlar. Tricholoma matsutake Sing. (Pine-mushroom), dünya üzerinde en değerli mantar türlerinden biridir. Özellikle anti-aging kozmetik ürünlerinin elde edilmesinde kullanılmakla birlikte bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde yararlıdır. Bu mantarın antioksidan etkisinden dolayı gıda sektöründe ve tıpta kullanımları patentlenmiştir. Benzer şekilde, “White matsutake” veya “giant” mantarı olarak bilinen T. giganteum türüde antioksidan aktivite göstermektedir. Bu nedenle, Türkiye’de bol yetişen Tricholoma türlerinin antioksidan aktivitelerini incelemek istedik.Bu çalışmada Tricholomataceae ailesine ait olan, ülkemizde doğal olarak yetişen ve Muğla ilinden toplanan Tricholoma caligatum (Viv.) Ricken ve Tricholoma anatolicum H.H. Doğan & Intini türlerinin antioksidan aktiviteleri araştırıldı. Bu amaçla, uygun dönemlerde toplanan türler kurutulduktan sonra hekzan, aseton, metanol ve su ile ekstre edildi. Her bir ekstrenin antioksidan aktivitesi β-karoten renk açılımı, ABTS katyon radikali giderimi, DPPH serbest radikali giderimi, süperoksit anyon radikali giderimi, CUPRAC yöntemi ve metal kelat etkisi yöntemleriyle spektroskopik olarak belirlendi. Elde ettiğimiz sonuçlara göre polar ekstrelerin, apolar ekstrelere göre daha yüksek antioksidan aktivite gösterdiği tespit edildi. B-karoten-linoleik asit testinde, T. anatolicum metanol (IC50: 32,22±1,01 µg/ml) ve aseton (IC50: 65,44±1,34 µg/ml) ekstreleri yüksek aktivite gösterdiler. Aynı şartlarda T. caligatum türünün aseton ekstresi (IC50: 21,12±0,51 µg/ml), metanol (IC50: 52,19±0,81 µg/ml) ve hekzan (IC50: 61,54±0,41 µg/ml) ekstrelerinden daha yüksek lipid peroksidasyon inhibisyon aktivitesi gösterdi. Diğer aktivite testleri verileri ışığında türlerinin doğal antioksidan olarak değerlendirilebileceği ve bu maddelerin aktivite kontrollü olarak araştırılması kanaati oluşmuştur. Anahtar kelimeler: Tricholoma anatolicum, Tricholoma caligatum, Antioksidan aktivite, Yenilebilir mantar. Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK-SBAG-113R012 numaralı proje tarafından desteklenmiştir. 33 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-17 Doğal Olarak Yetişen ve Yenebilen Bazı Mantar Türlerinde Radyoaktif Kirliliğinin İncelenmesi Ayşenur YILMAZ, Onur Tolga OKAN, Sibel YILDIZ, İlhan DENİZ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, 61080, Kanuni Kampüsü, Trabzon. e-posta: [email protected] Dünyanın birçok ülkesi sahip olduğu flora ve iklim koşulları nedeniyle kendiliğinden yetişen ve yenebilen mantar türleri bakımından oldukça zengindir. Önemli bir odun dışı orman ürünü olarak değerlendirilen mantarların, bulundukları coğrafyalarda genellikle gıda olarak tüketildiği görülmektedir. Diğer yandan bu mantarlar, doğal ekosistemin önemli biyoindikatörlerden biri olarak kadmiyum, bakır, arsenik, kurşun ve radyoaktif atık olan 137Cs ve 134Cs gibi toksik elementleri yüksek oranlarda bünyelerinde toplayabilmektedirler. Öyle ki Sovyet Rusyası’nda meydana gelen Çernobil kazasının en önemli sonuçlarından birinin; bulutlar ile taşınan kirliliklerin, çok uzak noktaları dahi etkilemesi olduğu anlaşılmıştır. Özellikle, Çernobil'den sonra mantarlardaki radyoakif madde miktarındaki artış oranının bu felaketten çok daha sonra bile kaygı verici seviyelerde olduğu yapılan çalışmalar sonucunda ortaya konmuştur. Bu çalışmada, dünyada doğal olarak yetişen bazı mantar türlerinin radyoaktif kirlilikleri önceki çalışmalar ışığında derlenerek sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Radyoaktivite, Mantar, Kirlilik, Odun Dışı Orman Ürünleri 34 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-18 Türkiye Pezizales’ leri için Yüksekova (Hakkari) Yöresinden İki Yeni Kayıt Yusuf UZUN1, Sedat KESİCİ2, İsmail ACAR3 1 Yüzüncüyıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Van 2 3 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Başkale Meslek Yüksekokulu, Organik Tarım Bölümü, Van e-posta: [email protected] Fungi aleminin Ascomycota bölümünde yer alan Pezizomycetes sınıfına mensup Pezizales ordosu operkulat diskomisetler olarak bilinmekte ve 16 familya, 199 cins ve 1683 taksonla temsil edilmektedir. Bu ordonun üyeleri operkulat askuslara sahip apotezyumlarla karakterize edilir. Dünyada geniş bir dağılıma sahip olmalarına rağmen genellikle ılıman ve yüksek rakımlı bölgeleri tercih ederler. Saprofit, mikorizal ve bitkiler üzerinde parazit yaşayan türleri bulunmaktadır. Helvella, Pezizales ordosuna mensup Helvellaceae familyasının içinde yer alan en fazla taksonla temsil edilen cinstir ve dünya genelinde 63 taksonla temsil edilir. Bu cinsin üyelerinde apotezyum sapsız veya saplı, kase veya eğer şeklinde, askuslar operkulat, sekiz sporlu ve inamiloyid, askosporlar ise hyalin pürüzsüz veya siğilli, elips veya iğ şeklinde olup genellikle yağ damlalıdır. Peziza cinsi ise Pezizales ordonun en yaygın türlerini içeren Pezizaceae familyası içerisinde yer alır ve genellikle ılıman bölgelerde dağılım gösteren 104 taksona sahiptir. Peziza cinsinde apotezyumlar birkaç milimetreden 10 santimetreye kadar değişik çaplarda, saplı veya sapsız, disk, kase veya yastık şeklinde, epigeik veya hipogeik, ascuslar operkulat, sekiz sporlu ve amiloyid, askosporlar ise hyalin, pürüzsüz veya süslü, elips veya ovaldir. Mevcut çalışmada, mantar örnekleri 2014 yılında Yüksekova (Hakkâri) yöresinden toplanmıştır. Örneklere gerekli mikolojik tekniklerin uygulanması sonucunda; Helvella corium (O. Weberb.) Massee ve Peziza sepiatra Cooke Türkiye’ den ilk defa rapor edildiği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Pezizales, Helvella, Peziza, Yeni kayıtlar, Yüksekova (Hakkari), Türkiye 35 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-19 Doğu Karadeniz Bölgesinden Türkiye Helotiales’lerine Katkılar Ilgaz AKATA1, Abdullah KAYA2, Yasin UZUN2 1 2 Ankara Universitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara Karamanoğlu Mehmetbey Universitesi, Kâmil Özdağ Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Karaman e-posta: [email protected] Helotiales, Fungi aleminin Ascomycota bölümünde yer alan Leotiomycetes sınıfına mensup en geniş takımıdır. Bu takımın üyelerinde kase veya disk şeklinde, nadiren konveks apotezyumlar, inoperkulat, ince duvarlı ve sekiz sporlu ascuslar, pürüzsüz, uzunlamasına simetrik, basit veya enine bölmeli askosporlar karateristiktir. Dünya genelinde geniş bir yayılışa sahip olan Helotiales takımı 501 cins ve 3881 taksonla temsil edilir. Çalışmada kullanılan mantar örnekleri Doğu Karadeniz Bölgesinde 2011-2013 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmaları ile elde edilmiştir. Bu çalışma sonucunda, Helotiales takımına mensup Ascotremella faginea (Peck) Seaver, Belonidium sulphureum (Fuckel) Raitv., Catinella olivacea (Batsch) Boud., Ciboria caucus (Rebent.) Fuckel, Cudoniella clavus (Alb. & Schwein.) Dennis, Neobulgaria pura (Pers.) Petr., Pezizella alniella (Nyl.) Dennis ve Pyrenopeziza revincta (P. Karst.) Gremmen Türkiye’den ilk defa rapor edilmiştir. Ayrıca Ascotremella faginea, Belonidium sulphureum, Catinella olivacea, Cudoniella clavus ve Neobulgaria pura cins düzeyinde yeni kayıttır. Günümüze kadar Türkiye’den Helotiales takımına mensup 12 familya ve 32 cinse ait 46 takson rapor edilmiş ve bu çalışma ile cins sayısı 37, takson sayısı ise 54’e yükselmiştir. Anahtar kelimeler: Biyoçeşitlilik, Helotiales, Yeni kayıtlar, Türkiye Teşekkür: Zigana Dağı ve çevresinden toplanan örnekler, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu’nca desteklenen 08-M-13 nolu proje kapsamında toplanmıştır. 36 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-20 Dünyada ve Türkiye’de Miksomiset Çalışmaları ve Taksonomik Özelliklerine Genel Bir Bakış Tülay BİCAN SÜERDEM Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 17020, Çanakkale e-posta: [email protected] Aselüler cıvık funguslar, plazmodial cıvık funguslar veya gerçek cıvık funguslar olarak da isimlendirilen miksomisetler, hücre çeperi olmayan, çok nukleuslu, bir veya daha fazla sporofor meydana getirebilen “plazmodyum” denen özel bir yapı ile karakterize edilen canlılardır. Bu yapı ince bir protoplazma yığınından ibaret olup vejetatif fazı temsil eder. Miksomisetlerin birçok türü kozmopolit olup substrat, nem ve ısı bir bölgede miksomiset bulunurluğunu sağlayan ana faktörlerdir. Genellikle ılıman bölgelerdeki rutubetli ormanlarda; çürüyen kütükler, ölü yapraklar, canlı ağaç kabukları, orman tabanındaki ölü örtü, hayvan gübreleri ve diğer bazı organik maddeler üzerinde çok yaygın bulunurlar. Doğal habitatlarında fruktifikasyon oluşturamayan veya o an fruktifikasyonu görülemeyen bazı örnekler için laboratuvar ortamında “nem odası tekniği” uygulamasıyla fruktifikasyon oluşturulmaya çalışılır. Doğadaki önemleri konusunda net bilgiler olmasa da böceklerin besinlerini oluşturdukları, insanlar tarafından Meksika’da Enteridium lycoperdon türünün genç sporoforlarının besin olarak kullanılabildiği, Fuligo septica gibi bazı türlerin sporlarının aeroallerjen olduğu, bilimsel deneylerde ve kanser araştırmalarında özellikle Physarum polycephalum ve Didymium iridis gibi türlerin yoğun olarak kullanıldığı bilinmektedir. Dünya üzerinde takriben 1200 miksomiset türü bilinmektedir ve bu sayı Türkiye için bugün 232 olarak kaydedilmiştir. Ülkemiz için belirlenen bu sayı dünya rakamları göz önüne alındığında bilinen miksomisetlerin ancak 1/5’ini oluşturmaktadır ve çok küçük bir oran ifade etmektedir. Bundan dolayı ülkemizde taksonomik ve floristik çalışmaların sıklığının artmasına büyük bir gereksinim vardır. Şimdiye dek ülkemizde miksobiota henüz çok kapsamlı bir şekilde araştırılmamıştır ve miksomiset florası üzerine yapılan çalışmalar daha yeni yeni hız kazanmaktadır. Ancak günümüzde moleküler biyolojide kullanılan tekniklerin de yaygınlaşmasıyla bu konudaki çalışmalar sadece taksonomik düzeyde kalmayıp, daha ileri 37 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com moleküler çalışmaların yapılması gerekliliğini de gündeme getirmektedir. Bu yüzdendir ki yurtdışında hız kazanmış olan farklı alanlardaki miksomiset çalışmalarına ülkemizde de başlanması kaçınılmazdır. Böylelikle miksomisetlerin moleküler düzeyde de tayinleri doğrulanabilecek ve numerik taksonomi ile klasik tayin yöntemleri de desteklenebilecektir. Anahtar kelimeler: Miksomiset, cıvık fungus, plazmodyum, nem odası tekniği. 38 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-21 Gıdalarda Yaygın Olarak Bulunan Küfler ve Mikotoksinleri Nukhet N. ZORBA1, Seda ÖZDİKMENLİ2 1 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Fakültesi 17020 Merkez/Çanakkale 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü, 17550 Yenice/ Çanakkale e-posta: [email protected] Küfler zayıf gelişme isteklerin sahip olmalarından dolayı, doğada hemen hemen her yerde yaygın olarak bulunmaktadır. Bazı gıdaların üretiminde kullanılmalarına rağmen birçoğu gıdalarda bozulmaya neden olmaktadır. Gıdalarda gelişen küfler gelişmeleri sırasında ürettikleri sekonder ürünler ile insanlarda ve hayvanlarda toksikasyona neden olmaktadır. Küflerin ürettikleri bu zehirli sekonder ürünlere mikotoksin denilmektedir. Mikotoksinler genellikle hububat, baharat ve kuruyemiş gibi gıdalarda bulunmakla birlikte elma, üzüm gibi meyve sularında da bulunabilmektedirler. Gıdalarda bulunan en yaygın mikotoksinler; Aflatoksinler, Okratoksin, Trikotesenler, Zearalenon’dur. Mikotoksinler özellikle Aspergillus, Penicillium ve Fusarium cinsleri tarafından üretilmektedir. Bu cinslere ait küflerin hepsi toksin üretmeyebilir. Ayrıca bir tür birden fazla çeşit mikotoksin üretebilmektedir. Bu nedenden dolayı kesin bir sınıflandırma yapmak oldukça güçtür. Anahtar kelimeler: Gıdalar, küfler, mikotoksinler, toksikasyon 39 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-22 Mayaların Probiyotik Olarak Kullanımı Merih KIVANÇ Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji bölümü, Eskişehir e-posta: [email protected] Mayalar mikroorganizmaların geniş ve heterojen bir grubunu içermektedir. Mayalar bilimsel amaçla ve endüstride geniş ölçüde kullanılmaktadır. Çok çeşitli biyolojik aktivite sahip olmaları nedeniyle mayalardan gıda sektöründe çok fazla yararlanılmaktadır. Ayrıca fermente gıdalarda aromanın oluşumunda büyük rol oynamaktadırlar. Zararlı bakterilere ve mayalara karşı antogonistik aktivitesi de ortaya konmuştur. Son yıllarda konukçunun sağlığı üzerine yararlı etkileri saptanmış ve insan ve hayvanlarda bazı suşları yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Buna bağlı olarak mayaların probiyotik özellik gösterebileceği ve bu güne kadar yoğun olarak kullanılan prokaryotik probiyotiklere alternatif olarak mayaların kullanılabileceği düşüncesi son yıllarda hakim olmuştur. Günümüzde bu konu ile ilgili yapılan çalışmalarda hız kazanmıştır. Probiyotikler, insanların veya hayvanların doğal mikroflorasına ait özellikleri geliştiren, tüketilmeleri sonucunda ağızda, gastrointestinal sistemde, üst solunum yollarında ya da ürogenital kanallarda yararlı etkileri ile konakçının sağlığında iyileşmeye sebep olan tek veya karışık canlı mikroorganizma kültürleridir. Mayaların probiyotik özellikleri stres koşullarına toleransı, gastrointestinal sistemdeki canlılığı ve tutunma özellikleri ile antogonistik aktivitesi gözden geçirilerek, sağlık açısından yararları incelenmiştir. Ayrıca mayaların probiyotik olarak gastrointestinal sistem, immünite, sinerjistik aktivite ve toksin nötralizasyonu gibi aktiviteleri gözden geçirilmiştir. Mayaların probiyotik olarak kullanılması gelecek vaat etmektedir. Ancak daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Mayalar, probiyotik, sağlık 40 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-23 Trametes hirsuta (Wulfen) Lloyd Kökenli Mangan Peroksidaz Enzimi ile İmmersiyon tip Reaktör Koşullarında Boyar Madde Renk Giderimi Melike BÖRÜHAN1,Ayşe Betül KARADUMAN2, Cansu BAYBURT3, Mustafa YAMAÇ 1 2 3 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir LTS Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı, Etap İş Merkezi, Acıbadem, Kadıköy, İstanbul Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir e-posta: [email protected] Bu çalışmada önceki bir çalışma ile aktivitesi belirlenen OBCC 5014 kodlu Trametes hirsuta izolatının ham kültür filtratı ile; malaşit yeşili, cibacron blue 3R, kristal viyole, amaranth, RBBR, remazol black boyar maddelerinin in vitro renk giderimi gerçekleştirilmiştir. Reaksiyon ortamında 4 saatin sonunda yapılan ölçümlerde renk giderimi sırasıyla % 65, 33, 30, 5, 2 ve 2 olarak belirlenmiştir. Ortama HBT mediatörünün ilavesiyle bu oranlar % 79, 96, 58, 76, 75, 75’ e kadar yükseltilmiştir. Renk gideriminden sorumlu olan enzimin mangan peroksidaz olduğu ve pH 4.75 ve 50 oC koşullarında enzim aktivitesi ve renk gideriminin maksimum olduğu belirlenmiştir. Bu sıcaklık ve pH koşullarında enzimin kinetik parametreleri hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar, ölçek büyütme ile immersiyon tip reaktöre uygulanmıştır. Bu amaçla amonyum sülfat çöktürmesiyle konsantre edilen ham enzim çözeltisi sodyum alginat boncuklara immobilize edilmiştir. Çalışmada kullanılan boyar maddelerin eşit konsantrasyonları ile yapay atık boyar madde çözeltisi elde edilmiştir. Oluşturulan yapay atık çözeltisi (3.5 L) reaktör içerisine aktarıldıktan sonra, immobilize konsantre boncuklar 100 cm3 hacminde 1.5 mm çapında delikler barındıran 2 adet çelik kafese yerleştirilmiştir. Zamanlayıcı pnömatik sisteme bağlı bir piston yardımıyla, immobilize enzim boncukları 0.25 batış/sn hızla yapay boyar madde çözeltisine daldırılmıştır. İmmersiyon tip reaktörde aynı enzim boncukları ile 24 saatlik 3 döngü biçiminde gerçekleştirilen çalışmalarda renk giderim kapasitesi döngüler için sırasıyla % 87.1, 74.5 ve 45.2 olarak belirlenmiş, yapay boyar madde karışımının toksisitesinde azalma meydana gelmiştir. Anahtar kelimeler: İmmersiyon reaktör, İmmobilizasyon, Mangan peroksidaz, Renk giderimi, Trametes hirsuta. Teşekkür: Bu çalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir. (Proje no: 201019039) 41 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-24 Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp. MÖ15’in Nohut (Cicer arietinum L. Aziziye 94) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi Mehmet Nuri AYDOĞAN1, Mustafa ÖZDEMİR2 1 Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, TR-25240 Erzurum - TÜRKİYE 2 Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, TR-25240 Erzurum - TÜRKİYE e-posta: [email protected] Bu çalışmada Mardin Mazıdağı Fosfat Kayası (MFK)’nı mikrobiyal yolla gübre olarak kullanilabilme imkanı araştırılmıştır. Bu amaçla; ülkemizin en önemli fosfor cevheri olarak bilinen Mardin Mazıdağı Kaya Fosfatının bulunduğu bölgeden izole edilen Penicillium sp. MÖ15 mikrufungus’u, nohut (Cicer arietinum L.) bitkisinin çimlendirilmiş tohumlarına aşılanmış ve Mazıdağı kaya fosfatı ilave edilmiş saksılarda bitkiler büyütülerek, bitkinin büyüme ve gelişmesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla 3 grup deney serisi hazırlanmıştır. 1. Grup (Pozitf Kontrol): Kum ve hoagland, 2 grup: Kum + hoagland* + MFK, 3. Grup: Kum + hoagland* + MFK + Penicillum sp. MÖ15 olarak düzenlenmiş ve bu deney serisinin sonucuna gore; kök, gövde uzunlukları (cm) ve yaprak sayısı değerleri 1, 2, 3. Gruplarda sırasıyla: 16. 66, 30.66; 11.33; 11.00, 22.33, 9.00; 21.33, 28.66, 12.33 olarak, kök gövde ve yaprak kuru ağırlıkları % olarak sırasıyla: 22.49, 24.49, 25.21; 18.44, 20.18, 22.36; 22.26, 26.28, 30.15 toplam karbohidrat miktarı (mg.g-1) ve çözülebilir protein miktarı (mg.g-1) sırasıyla: 4.24, 12.01; 2.11, 9.05; 4.42, 12.11 klorofil a, b ve toplam klorofil miktarı (mg.g-1) sırasıyla: 1.434, 0.410, 1.845; 0.852, 0.261, 1.113; 1.507, 0.502, 2.009 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre Penicillum sp. MÖ15 izolatı MFK’lı ortamda Nohut (Cicer arietinum L.) bitkisinin büyüme ve gelişmesini istatistiki olarak önemli düzeyde arttırmıştır. *: Fosfat içermeyen modifiye hoagland Anahtar Kelimeler: Fosfat çözücü mikroorganizmalar, Kaya Fosfatı, MFK, Penicillium, Biyogübre 42 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-25 Stereum hirsutum (Willd.) Pers. Tarafından Bitki Gelişim Düzenleyicisi Üretiminin Optimizasyonu Mustafa Kemal BABAYİĞİT1, Selen YÜZÜAK2, Göksu CEYLAN3, Zeki YILDIZ4, Bilal DOĞAN5, Nilüfer AKSÖZ6, Mustafa YAMAÇ7 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir. 2 3 4 Hacı Hüsnü Sokak, No: 18/ 9, Yenibağlar, Eskişehir. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İstatistik Bölümü, Eskişehir. 5 6 7 Uğurbey Sokak, No: 14/ 6, Büyükdere, Eskişehir. Şehit Cengiz Karaca Mah., 1046. Sok., No:8/9, Dikmen, Ankara. Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Beytepe, Ankara. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir. e-posta: [email protected] Dünya nüfusunun hızlı artışı, geleneksel besin kaynaklarının daha hızlı/fazla üretimi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bitki gelişim düzenleyicilerinin (BGD) kullanımı, bu sorunun alternatif çözüm yollarından birisi olarak düşünülmektedir. Bu yaklaşım ile gerçekleştirilen çalışmada, gibberellik asit (GA), absisik asit (ABA) ve indol asetik asit (IAA) ürettiği önceden belirlenen bir Stereum hirsutum izolatının BGD üretim koşulları optimize edilmiştir. Maksimum BGD üretiminin gerçekleştiği kültür koşullarını belirlemek amacıyla, Stereum hirsutum izolatı; derin, statik ve katı faz kültür tiplerinde üretilerek 3 gün aralıklarla 24 gün boyunca örneklenmiştir. Maksimum GA, ABA ve IAA üretimi, statik kültür tipinde inkübasyonun 18.gününde 2588.08, 292.59 ve 30.18 mg/L olarak belirlenmiştir. Çalışmanın sonraki aşamasında BGD üretimini arttıran kültürel koşulların belirlenmesi için istatistiksel deney tasarım yöntemlerinden Plackett-Burman ve Response-Surface metodları kullanılmıştır. Sonuç olarak Stereum hirsutum tarafından maksimum GA, ABA ve IAA üretimi için 3202.82, 366.44 ve 34.04 mg/L değerlerine; glikoz 30 g, yeast ekstrakt 5 g, KH2PO4 1.5 g, distile su 1000 ml, pH:7 besiyerinde 25 °C inkübasyon sıcaklığında statik koşullarda üretilmesi ile ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Stereum hirsutum, Gibberellik Asit, Absisik Asit, İndol Asetik Asit, Optimizasyon 43 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-26 Endüstriyel Atıksu Arıtımı ve Tarımsal Atık Değerlendirmede Fungal Uygulamalar Ece Ümmü DEVECİ Niğde Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendlisği Bölümü, Merkez yerleşkesi, Niğde e-posta: [email protected] Çevre Biyoteknolojisi kapsamında atıkların giderim çalışmalarında fungus yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle atıksuların ve katı atıkların gideriminde oldukça önemlidir. Son yıllarda fungal enzimlerin izolasyonu atık gideriminde önemli bir yeri olmuştur. Çevre mikrobiyolojisi kapsamında deri endüstrisi atıksularından tekstil atıksularına, pestisit atıklarının giderimine kadar birçok alanda, ağır metal giderimi ile ilgili birçok çalışma fungus yaygın olarak kullanılmaktadır. Tarımsal kaynaklı katı atıkların sitrik asit, etanol vb. ürünlerin primer metabolizmada fungal olarak üretimi, katalaz, lakkaz, selulaz, pektinaz ve proteaz gibi endüstriyel açıdan önemli kullanım alanı olan fungal enzimlerin sekonder metabolizmada üretilmesi için tarımsal kaynaklı atıklar kullanılmaktadır. Ayrıca kompostlaştırmada fungal türler kullanılarak tarımsal atıklar verimli bir şekilde kullanılmaktadır. Bu makalenin amacı atık gideriminde uygulama aşamasına kadar gelmiş proseslerde fungusların verimli bir şekilde kullanıldığına dair derleme bir çalışmadır. Anahtar kelimeler: Atık değerlendirme, fungi, endüstriyel atıksu, tarımsal atık 44 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-27 Kuersetin ve Kitosan ile Mikroenkapsule Edilmiş Kuersetinin Aspergillus niger Üzerindeki Antifungal Özelliklerinin Karşılaştırılması Buse BERBER1, N. Cenk SESAL2, İskender KARALTI3 1 Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü, İstanbul 2 3 Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, İstanbul Yeditepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, İstanbul e-posta: [email protected] Günümüzde yapılan çalışmalar bazı fitokimyasalların hava, ışık ve sıcaklık gibi çevresel etmenlerden etkilenebildiğini ve sahip oldukları fonksiyonel özellikleri kaybedebildiğini göstermiştir. Elma, soğan, çay gibi bitkilerde bulunan kuersetin, antibakteriyel ve antifungal özelliği kuvvetli bir fitokimyasaldır. Günlük yaşamda sıklıkla tüketilen bitkilerde, mısır gevreği gibi fonksiyonel gıdalarda bulunmasına rağmen hava ve ışık ile temas ettiğinde sahip olduğu bazı özelliklerinin azaldığı literatürde yer almaktadır. Olası olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacıyla enkapsülasyon işlemi uygulanabilmektedir. Kitosan, kitinin deasetile formu olan doğal ve organik bir polimerdir. Tatsız, kokusuz olması sebebiyle günümüzde enkapsülasyon işlemi için tercih edilmektedir. Bu çalışmada kuersetin maddesinin hava ve ışık ile etkileşimini en aza indirebilmek ve sahip olduğu özellikleri koruyabilmek amacıyla kitosan ile enkapsülasyonu gerçekleştirilmiştir. Enkapsüle edilmiş ve edilmemiş kuersetinin ışık ve hava ile temasından sonra Aspergillus niger üzerindeki antifungal özelliği karşılaştırılmıştır. Çalışmamızda kuersetinin enkapsülasyonu işlemi için orta moleküler ağırlıklı kitosan kullanılmış, iyonotropik jelasyon yöntemi uygulanmıştır. Kuersetin ve kitosan ile enkapsüle edilmiş formunun farklı ortam koşullarındaki antifungal özelliğinin araştırılması amacıyla 254 nm ve 366 nm olmak üzere 2 farklı UV ışığı, güneş ışığı ve hava ile 1 saat temas ettirilmiştir. İşlem görmemiş örnekler kontrol grubu olarak kullanılmıştır. Örneklerin antifungal aktiviteleri mikrodilüsyon yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. 26oC’de 48-72 saat inkübe edildikten sonra sonuçlar değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda hava, UV ve güneş ışınlarına maruz kalan kuersetinin antifungal özelliklerinin azaldığı görülmüştür. Aspergillus niger’e karşı kuersetinin etkisi 45 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com gözlenmezken enkapsüle edilmiş formunda 250 ppm değeri etkili görülmüştür. Kitosan ile enkapsüle edilen kuersetin tüm koşullarda kapsüle edilmemiş formundan daha etkili bulunmuştur. Negatif kontrol olarak kullanılan işlem görmemiş kuersetin hava, UV ve güneşe maruz bırakılan kuersetin örneklerinden daha etkili bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar ile gıda sektöründe sıkça kullanılan kuersetinin hava ve ışık ile teması sonucu etkinliğini yitirdiği gözlenmiştir. Kuersetinin antifungal özelliğinin korunabilmesi amacıyla kitosan ile enkapsüle edilerek kullanılmasının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Ayrıca kuersetinin kitosanla birlikte kullanımının sinerjik etki yarattığı da gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikroenkapsülasyon, Kuersetin, Kitosan, Aspergillus niger 46 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-28 Farklı Üreme Koşullarının Clavariadelphus truncatus Donk Misel Gelişimi Üzerine Etkisi Cem ÖZKAN1, Ayşenur BAHADIR2, Necla ÖZBULUT3, Bilal DOĞAN4, Zeki YILDIZ5, Mustafa YAMAÇ6 1 2 Bostancık mah., Bostancık Cad., No:126/6, mamak, Ankara. Kardelen Mah. Kılıçarslan Caddesi, Evrensel Kent Sitesi, No: 2, Batıkent, Ankara 3 4 5 6 Eskibağlar Mahallesi, Balkan Caddesi, No: 9/25, Eskişehir Şehit Cengiz Karaca Mah., 1046. Sok., No:8/9, Dikmen, Ankara. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İstatistik Bölümü, Eskişehir. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir. e-posta: [email protected] Bu çalışmada Türkmenbaba Dağı’ndan (Eskişehir) izole edilen yenebilir ve ektomikorial bir makrofungus türü olan Clavariadelphus truncatus’ un besiyeri ve sıcaklık tercihi konu alınmıştır. İzolatın besiyeri terhibi 15 farklı besiyerinde üremesi sırasında koloni çapı (mm), koloni ağırlığı (mg) ve gelişim hızı (mm/gün) parametreleri ile incelenmiştir. Sonuç olarak 10 günlük inkübasyon süresi sonunda Malt Ekstrakt Agar, Glukoz Mısır Agar ve Glukoz Malt Yeast Agar besiyerlerinde sırası ile 90.79, 92.27 ve 92.24 mm koloni çapı ve 9.31, 9.62 ve 9.66 mm/gün gelişim hızı değerlerine ulaşılmıştır. Bu besiyerlerinde 10. gündeki koloni ağırlık değerleri ise 417.46, 56.63 ve 299.00 mg olarak elde edilmiştir. En yüksek ağırlık 586.85 mg değeri ile 73.7 mm koloni çapı ve 7.83 mm/gün büyüme hızı değerlerine sahip Oat meal Agar besiyerinde elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar misel gelişimine ilişkin çalışmalarda koloninin çapı kadar yoğunluğunun da dikkate alınması gereğini vurgulamaktadır. Çalışmanın ikinci aşamasında, Clavariadelphus truncatus izolatı sıcaklık tercihinin belirlenmesi amacı ile 10-45 C aralığında 8 farklı inkübasyon sıcaklığında üretilmiştir. On günlük inkübasyon süresi sonucunda tercih edilen inkübasyon sıcaklığının 3.13 g/L biyomas değeri sunan 25 C olduğu değerlendirilmiştir. Son olarak Clavariadelphus truncatus gelişimini etkileyen çevresel ve besinsel faktörlerin Plackett – Burmann deney tasarımı ile istatiksel değerlendirmesi gerçekleştirilmiş, izolatın protein değeri (% 34.00) geleneksel bir kaynak olan yumurta (% 12.40) ile karşılaştırıldığında oldukça zengin olarak bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Clavariadelphus truncatus, Besiyeri, Misel gelişim 47 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-29 Yenilebilir Tricholoma Türlerinin Makrobesinsel ve Mineral İçerikleri Hamide ÇAVDAR1, Gülsen TEL1, Ebru EROL1, Mehmet ÖZTÜRK1, Mehmet Emin DURU1, Aziz TÜRKOĞLU2 1 2 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Kötelki, Muğla Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Kötelki, Muğla e-posta: [email protected] Lezzetli ve besleyici bir gıda olan birçok yabani mantar türü, dünya genelinde farklı milletler tarafından düzenli olarak toplanılmakta ve doğrudan besin kaynağı olarak kullanılmaktadır. Mantarlar birçok et ve sütten daha az, ancak birçok sebzeden daha çok protein içeren, kolayca sindirilebilen protein kaynaklarıdır. Bu çalışmada ülkemizde doğal olarak yetişen Tricholoma caligatum (Viv.) Ricken, Tricholoma anatolicum H.H. Doğan & Intini, Tricholoma imbricatum (Fr.) P. Kumm. ve Tricholoma arvernense Bon mantarlarının makro-besinsel özellikleri olan protein, kül, karbonhidrat, enerji miktarları, lipit ve mineral içerikleri belirlendi. Protein içeriğinin belirlenmesinde ise Kjeldahl metodu kullanıldı. Lipit miktarı, mantarın hekzan ile ekstraksiyonundan, kül miktarı ise mantarın 600 ᴼC±20 ᴼC kül fırınında yakılmasından hesaplandı. Karbonhidrat miktarı, protein, lipit ve kül miktarlarının kullanımıyla belirlenmiş olup, enerji değeri ise (kcal) protein, karbonhidrat ve lipit miktarlarının kullanımıyla AOAC metotlarına göre hesaplandı. Mantarlarda Na, Mg, Ca, K, Mn, Fe, Zn, Se ve P içerikleri ICPOES cihazı ile analiz edildi. Sonuçlar mg/kg mantar olarak verildi. Elde ettiğimiz sonuçlara göre mantarlardaki protein miktarı 19,6-29 g/100g, kül miktarı %7,39-8,81, karbonhidrat miktarı 59,35-66,4 g/100g, enerji miktarı 384-407,94 kcal/100g ve lipit miktarı 3,4-7,5 g/100g aralığında belirlenmiştir. Mineral içerikleri, Na için 170-194,5 mg/kg; Mg için 304-953,5 mg/kg; Ca için 55,6-180,6 mg/kg; K için 14092-28131 mg/kg; Mn için 7,3-38,3 mg/kg; Fe için 65,8-147,5 mg/kg; Zn için 5,6-27,8 mg/kg; Se için 0,3-0,4 mg/kg; P için 1783-3821 mg/kg; aralığında bulundu. Anahtar kelimeler: Tricholoma Türleri, Yenilebilir Mantar, Makrobesin, Yağ Asidi İçeriği, Mineral İçeriği. Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK-SBAG-113R012 numaralı proje tarafından desteklenmiştir. 48 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-30 Fungal Kontrol Listeleri (= Check List) ve Türkiye’deki Durum Ahmet Asan Trakya Üniversitesi Balkan Yerleşkesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Edirne e-posta: [email protected] Bir ülkede hangi canlıların var olduğunun tespiti, ekolojik, taksonomik, ekonomik, tıbbi v.s. gibi nedenlerden dolayı oldukça önemlidir. Bu sebeplerle, “… ülkesinin florası, … bölgesinin faunası” gibi başlıklar altında birçok esere rastlamak mümkündür. Bu amaçlara yönelik olarak, bir ülkedeki fungal türlerin tespiti de önemlidir. Özellikle ülkeye göre değişebilen farklı ekolojik ortamlardan dolayı, makrofunguslarla ilgili kontrol listeleri daha da ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde makrofunguslarla ilgili gerek kitap şeklinde ve gerekse makale olarak kontrol listeleri yayınlanmıştır. Fakat makrofungus veya diğer funguslarla ilgili kontrol listelerinin belirli aralıklarla güncellenmesi gerekmektedir; çünkü sürekli olarak yeni eserler yayınlanmakta ve bu yayınların takip edilmesi gereği ortaya çıkmaktadır. Liste güncellenmediği takdirde, eldeki yayın sadece belirli bir dönemin kesitini sunacaktır. Ülkemizde, mikrofunguslarla ilgili kontrol listeleri maalesef çok azdır ve çalışılacak çok fazla taksonomik grup bulunmaktadır. Bu metnin yazarı, Aspergillus, Penicillium ve yakın türlerle ilgili ilk kontrol listesini 2000 yılında Turk J Bot’de yayınladı, daha sonra bu kontrol listesi oldukça güncellenerek ve değiştirilerek 2004’de yeniden yayınlandı. Bu yayının 24 Ocak 2013’de güncellenen son haline MycotaxonDergisi’nin internet sayfasından tam metin olarak ulaşılabilir [89(1):155-157,2004,Link:<http://www.mycotaxon.com/resources/checklists/asanv89-checklist.pdf>]. Yine bu metnin yazarı, Fusarium cinsi ile ilgili Türkiye’den rapor edilen türleri 2011 yılında Mycotaxon’da yayınladı [116 (1): 479, <http://www.mycotaxon.com/resources/checklists/asan-v116-checklist.pdf>]. 2011, Link: Ülkemizde, bitkilerde parazit olan mikrofunguslarla ilgili listeler de mevcuttur. Görüldüğü gibi ülkemiz için, Alternaria, Cladosporium, Trichoderma, Rhizopus, Mucor başta olmak üzere birçok cins çalışılmayı beklemektedir. Ancak sorunlar da yok değildir. Örneğin, son birkaç yıl öncesine kadar ve halen yayınlanan birçok fungal tür, geleneksel yöntemlerle (morfolojik karakterler, koloniyal ve mikroskobik özellikler gibi) teşhis edilmiştir. Fungal kontrol listeleri hazırlanırken, daha önce yayınlanmış eserlerden yararlanılmakta ve bu yayınlarda yer alan tür teşhislerinin doğru yapıldığı kabul edilmektedir. Ancak verilerin moleküler yöntemlerle teyit edilmesiyle 49 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com karşımıza farklı durumlar çıkabilmektedir. Moleküler çalışmaların maliyeti geleneksel yöntemlere göre fazla olduğundan ve diğer birçok nedenden dolayı, ülkemiz fungal kontrol listelerinin tamamlanması uzun zaman alacak gibi görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Fungal kontrol listeleri, checklist, Türkiye, fungal biota 50 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-31 Bazı Tricholoma Türlerinin Yağ Asidi Bileşenleri Gülsen TEL, Hamide ÇAVDAR, Ebru EROL, Erhan KAPLANER, Mehmet ÖZTÜRK, Mehmet Emin DURU 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü Kötelki, Muğla e-posta: [email protected] Yağ asitlerinin insan sağlığına çok önemli katkıları nedeniyle, içeriklerinin araştırılması ilgi çekici hale gelmektedir. Temel yağ asitlerinin eksikliğinde özellikle kalp rahatsızlıkları gibi hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Özellikle doymamış yağ asitlerinin insan sağlığında çok önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Ayrıca, mantarların yağ asit bileşimlerinin belirlenmesi mantarın besinsel özelliklerinin açığa çıkarılmasına da katkı sağlamaktadır. Mantarlarda genel olarak oleik, linoleik, ve palmitik asit majör bileşenler olarak bulunurlarken, C12-C20 arasındaki düz zincirli yağ asitleri ve C16-C24 hidroksi grup taşıyan yağ asitleri de bulunabilmektedir. Bu çalışmada, ülkemiz Güneybatı Anadolu’dan toplanan ve Tricholomataceae ailesine ait olan Tricholoma caligatum (Viv.) Ricken, Tricholoma anatolicum H.H. Doğan & Intini ve Tricholoma arvernense Bon türlerinin yağ asidi bileşenleri incelendi. Bu çalışmamızda, mantarlardan elde edilen hekzan ekstreleri, metil esteri türevlerine dönüştürülerek, GC-EIMSD ve GC-FID cihazları ile analiz edildiler. Oleik asit (C18:1) ve linoleik asit (C18:2) çalıştığımız Tricholoma türlerinde major bileşen olarak bulundu. Tricholoma anatolicum mantarında oleik asit ve linoleik asit miktarları sırası ile % 63,24 ve % 17,13 olarak belirlenirken, Tricholoma arvernense’de % 24,48 ve % 53,09, Tricholoma caligatum’da % 33,89 ve % 40,15 oranında tespit edildi. Anahtar kelimeler: Tricholomataceae, Tricholoma türleri, Yağ asidi, Yenilebilir mantarlar. Teşekkür: Bu çalışma TUBITAK-SBAG-113R012 numaralı proje tarafından desteklenmiştir. 51 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-32 Bilecik İli Liken ve Likenikol Mantar Çeşitliliğinin Belirlenmesi Ayşen Özdemir TÜRK, Yılmaz YAVUZ, Mehmet CANDAN Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir e-posta: [email protected] Türkiye Likenleri ile ilgili çalışmalar 1700’lü yıllardan bu yana sürdürülmekle beraber, halen yoğun olarak araştırılması gereken alanlar bulunmaktadır. Çalışma alanımız, liken çeşitliliğinin artmasını sağlayacak çok farklı habitatları barındırmaktadır. Pazaryeri’nin batısında ve Mezit Vadisi’nde Fagus orientalis, Pinus sylvestris ve Abies nordmanniana karışık ormanları; Sakarya vadisinde ise gerçek Akdeniz bitki örtüsünü temsil eden Pinus brutia, Olea europea gibi türler yayılış gösterir. Buna karşın, Bozüyük Eskişehir arasında, Pinus nigra ve Quercus sp. ormanları ile step geçiş bölgeleri yer alır. Liken örnekleri, morfolojik yapılarına zarar verilmeden, jeolog çekici, keski, bıçak gibi gereçler kullanılarak toplanmış, yumuşak kâğıtlara sarıldıktan sonra parşömenden yapılmış kese kâğıdına yerleştirilmiştir. Örnekler, laboratuvara getirildikten sonra temizlenip oda şartlarında kurutulmuştur. Türlerin tayininde çeşitli tayin anahtarlarının yanında stereomikroskop ve ışık mikroskobu ile kemotaksonomik yöntemler kullanılmıştır. Çalışmamızda 270 tür ve tür altı takson belirlenmiştir. Bunlardan 229 tanesi liken oluşturan, 41 tanesi likenikol fungustur. Caloplaca ve Lecanora cinsleri sırasıyla 28 ve 19 takson ile en yaygın olanlardır. Substrat açısından 68 tür ile kalkerli kaya en çok liken türünü barındırmaktadır. Bilecik ilinde yapılan çalışmalar sonucunda ilin bilinen liken çeşitliliğine 162 takson eklenmiştir. Farklı habitatlar için indikatör olarak nitelendirilen türler haritalandığında; yaşlı orman, step türlerinin belirgin sınırlar çizdiği izlenmektedir. Anahtar Kelimeler: Liken, likenikol fungus, biyoçeşitlilik, Bilecik Teşekkür: Bu çalışma, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından 1004F119 no’lu proje ile desteklenmiştir. 52 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com S-33 Aspergillus westerdikiae’nin fenotipik karakterizasyonu Neriman YILMAZ1, 2 1 CBS-KNAW Fungal Biodiversity Centre, 3508 AD, Utrecht, the Netherlands. 2 Department of Biology, Utrecht University, Utrecht, the Netherlands. e-posta: [email protected] Aspergillus westerdijkiae özellikle tahıl, üzüm, kahve çekirdeği ve baharatlardan izole edilen önemli bir Okratoksin A üreticisi bir türdür. Makro- ve mikro-morfolojik özellikleri, A. ochraceus’la benzerlik göstermektedir. Her ne kadar DNA’ya dayalı metodlar ile Aspergillus section Circumdati türleri birbirlerinden ayırt edilse de (ITS ve CaM), çalışmamızın asıl amacı moleküler tekniklerin kullanılamayacağı yerlerde de doğru tür tanımlanmasının yapılmasını sağlamak ve A. westerdijkiae’yi başta A. ochraceus olmak üzere diğer benzer türlerden ayirt etmek için kullanılabilecek olan uygun fenotipik karakterlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda farklı deneyler planlanmıştır ve sonuç olarak CYA’da 33 °C’de 7 günlük inkübasyondan sonrasındaki koloni ölçüsü ve sarı pigmentasyon A. westerdijkiae ve ona yakın türlerin ayırt edilmesinde kullanılabilecek özellikle olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Aspergillus westerdijkiae, Okratoksin, Fenotipik karakterizasyon 53 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com POSTER SUNUMLAR 54 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-01 Farklı Maya Türleri Üzerinde Kitosan Nanoparçacıkların Antifungal Etkisi Buse BERBER1, Cenk SESAL2 ¹Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü, Nanomik Nanobiyoteknoloji Şirketi, İstanbul ²Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Göztepe, İstanbul e-posta: [email protected] Kitosan karides, yengeç ve mantarlardan izole edilebilen, β-(1,4)-2-asetoamido–2– deoksi–D-glikoz ve -(1,4)–2–amino–2–deoksi–D-glikoz ünitelerinin bir kopolimeridir. Antibakteriyel, antifungal, antioksidan, biyoyararlanım arttırıcı, su ve yağ bağlayıcı özellikleri sayesinde günümüzde pek çok alanca yaygın kullanılmaktadır. Çeşitli etkileşimlerle nano yapıya geçebilen kitosan, bu özelliği ile sayılı organik nanomateryaller arasında yer almaktadır. Literatürde yer alan çalışmalarda monomeri olan D-glukozaminin antifungal etkili olmamasına rağmen polimer yapısının etkili olması, polimer uzunluğu ve deasetilasyon seviyesinin sahip olduğu özellikleri değiştirebildiğini düşündürmektedir. Bu sebeple çalışmamızda farklı moleküler ağırlığa ve deasetilasyon seviyesine sahip 5 kitosan çeşidinden elde edilen nanoparçacıkların C. albicans, C. glabrata, C. krusei ve R. glutinis mayaları üzerindeki antifungal etkileri araştırılmıştır. Kitosan nanoparçacık sentezi düşük, orta, yüksek moleküler ağırlıklı, gıda sınıfı ve kozmetik sınıfı olmak üzere 5 çeşit ticari kitosan ve TPP kullanılarak iyonotropik jelasyon yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen nanoparçacıkların boyut ölçümü Zetasizer (Malvern-Nano SZ) ile yapılmıştır. Kitosan nanoparçacıkların antifungal aktivitesinin belirlenmesi amacıyla mikrodilüsyon yöntemi kullanılmıştır. 1000, 750, 500 ve 250 ppm konsantrasyonlarında hazırlanan nanoparçacıklar bulanıklığı 0.5 Mc Farland değerine ayarlanan C. albicans, C. glabrata, C. krusei ve R. glutinis içeren kuyucuklara inoküle edilmiş ve 48 saat 37oC’de inkübe edilmiştir. Çalışmamız sonucunda elde edilen veriler Candida türlerinde düşük, orta ve yüksek moleküler ağırlıklı kitosanlardan sentezlenen nanoparçacıkların gıda ve kozmetik sınıfı kitosanlar ile sentezlenen nanoparçacıklara göre daha etkili olduğunu göstermektedir. Gıda 55 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com sınıfı kitosandan sentezlenen nanoparçacıkların R. glutinis türünün üremesini arttırığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda günümüzde gıda ve kozmetik sektöründe antimikrobiyal ajan olarak kullanılan kitosan nanoparçacık türlerinin yeterli etkiye sahip olmadıkları, düşük, orta ve yüksek moleküler ağırlıklı kitosan naoparçacıkların kullanımının çok daha olumlu etkiler oluşturabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kitosan, Nanoparçacık, Candida sp., Rhodotula glutinis 56 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-02 Bazı Kullanılmış Kozmetik Ürünlerinde Bulunan Mikrofungusların Tespiti Döndü GÜMÜSKAYA, Ahmet ASAN1, Suzan ÖKTEN2, Burhan ŞEN1 1 2 Trakya Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Balkan Yerleşkesi, Edirne Trakya Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji AD., Balkan Yerleşkesi, Edirne e-posta: [email protected] Güzellik anlayışı çağlara ve toplumlara göre değişse de çağlar boyu güzel görünmek temiz ve bakımlı bir cilde sahip olmak insanlar için son derece önemli olmuştur. Bu durum kozmetik kullanımını günümüze kadar devam ettirmiştir Kozmetik ürünlerin ve ürün hammaddelerinin mikrobiyolojik uygunluğu ürün kalite ve stabilite uygunluğu açısından olduğu kadar tüketicilerin sağlığı ve ürünlerin güvenli kullanımı yönünden de son derece önemlidir Steril olma zorunluluğu bulunmayan piyasaya arz edilen kozmetik ürünler üretici tarafından önerilen makul kullanım şartları altında uygulandığında insan sağlığına zarar vermeyecek nitelikte olması gerekmektedir. Bu çalışmada, farklı kullanıcılar tarafından çeşitli saklama koşullarında kullanılan bazı kozmetik ürünlerde bulunan mikrofungusların morfolojik yöntemlerle cins düzeyinde tanımlanması yapılarak, kullanılmış kozmetik ürünlerindeki mikrofungal çeşitliliğin tespiti amaçlanmıştır. Çalışmada; farklı süre ve koşullarda kullanılmış kozmetik ürünler kullanıcılardan temin edilmiştir. Ürünler kullanım amaçlarına göre gruplandırılarak sayıları belirlenmiştir. Buna göre ruj, allık, rimel, göz farı, göz kalemi, pudra, göz makyaj temizleme ürünü ve ter önleyici rollon olarak gruplandırılan her bir üründen 5 er adet olmak üzere toplam 40 adet ürün incelenmiştir. Kozmetik ürünler Amerikan Farmakopesi ( United States Pharmacopeia-USP ) tarafından önerilen yöntemlerine göre hazırlanmıştır. Steril ortamda her üründen 1 gr örnek alınmış ve daha önceden hazırlanan pH 7 fosfat tampon çözeltisi bulunan tüplere eklenerek dilüsyonu yapılmıştır. Dilüsyon sıvısından 0,1 ml alınarak PDA besiyeri içeren plaklara aktarılmıştır. Steril cam baget yardımı yayma plak yöntemine göre ekim yapılmıştır. Ters çevrilen plaklar 25oC’lik etüvde 7 gün süre ile inkübasyona bırakılmıştır. Bu çalışmada incelenen 40 adet kullanılmış kozmetik üründen 30 adedinde mikrofungus kontaminasyonu tespit edilmiştir. İnkübasyon sonucunda toplam 10 adet kullanılmış kozmetik 57 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com üründe herhangi bir üreme görülmemiştir. Mikrofungus üremesi görülen kullanılmış kozmetik ürünlerdeki baskın cins % 57.9 Penicillium cinsidir. Diğer üreyen cinsler % 23.5 Aspergillus % 10.3 Cladosporium % 8.3 Alternaria cinsleridir. Geleneksel kozmetik ürünlerinde bulunan maddeler mikroorganizmalar için besin teşkil ederler ve aynı zamanda mikroorganizmaların çoğalmasını destekler. Bunu engellemek için birçok koruyucu madde kullanılmaktadır. Kozmetik ürün serisi içindeki koruyucular, mikroorganizmaların yok edilmesi süresince azalır. Sonunda üründeki koruyucu tamamen tükenir ve ürün kontamine olabilir. Çalışmamızda son kullanma tarihleri belli olmayan ve uzun süre kullanılan kozmetik ürünlerde mikrofungus üreme oranlarının yüksek çıkması, belirtilen nedenlerle bağlantılı olabileceğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Kozmetik Ürün, Mikrofungus, İnkübasyon, Morfoloji 58 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-03 In Vitro Şartlarda Aflatoksin B1’in Oluşturduğu Genetik ve Oksidatif Hasara Karşı Usnik Asitin Koruyucu Etkisi Elanur AYDIN1, Hasan TÜRKEZ2, Ali ASLAN3, Antonio Dİ STEFANO4 1 2 Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum, Türkiye Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum, Türkiye 3 Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum, Türkiye 4 "G. D'Annunzio" University, Department of Pharmacy, Via dei Vestini 31, Chieti, Italy e-posta: [email protected] Mikotoksinler insan ve hayvanlarda zararlı etkilere sebep olan Aspergillus, Penicillium, Fusarium, Alternaria ve Claviceps gibi mantarlar tarafindan üretilen sekonder metabolitler olarak tanımlanmaktadırlar. Günümüzde küflerden kaynaklanan çok sayıda mikotoksin türünün bulunduğu saptanmıştır. Aflatoksinler, Aspergillus flavus veya Aspergillus parasiticus gibi bazı Aspergillus türleri tarafından üretilen bir mikotoksin grubudur. Aflatoksin B1, B2, G1 ve G2 ve hidroksillenmiş metabolite M1 türleri bulunan aflatoksinler son derece toksik, mutajenik, karsinojenik, hepatotoksik ve teratojenik metabolitlerdir. Diğer taraftan, ülkemizde yaygın olarak bulunan likenler, mantarlar ve alglerin birlikteliğinden oluşan simbiyotik organizmalardır. Liken sekonder metabolitleri liken birliğinin elemanlarından biri olan mantarlar tarafından üretilen ve genellikle fenolik yapılı olan bileşiklerdir. En yaygın liken metabolitlerinden biri olan –(+) usnik asitin (UA) antiviral, antitümör, antiprotozoal, antienflamatuar, analjezik, antipiretik ve antiproliferatif gibi farmakolojik kullanımlarda geniş bir etki yelpazesi olduğu rapor edilmiştir. Mevcut çalışmada, periferik insan tam kan kültürlerinde (n=5) genotoksik ve oksidatif hasarlara yol açan aflatoksin B1’e (10 μg/ml) karşı eş zamanlı olarak uygulanan usnik asitin (1, 5, 10, 50 and 100 μg/ml) koruyucu role sahip olup olmadığı araştırıldı. Oksidatif etkileri belirlemek için biyokimyasal parametreler (Toplam antioksidan kapasite [TAK] ve Toplam oksidatif durum [TOD]) değerlendirildi. Ayrıca, genotoksik etkilerin değerlendirilmesi için Mikroçekirdek (MÇ) testi kullanıldı. Sonuçlarımız aflatoksin B1’in kültürleri yapılmış insan kan hücrelerinde sebep olduğu oksidatif hasarların UA varlığında azaltılabildiğini gösterdi. Benzer şekilde MÇ analiz verilerine göre; Aflatoksin 59 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com B1 ve UA ile eş zamanlı olarak muamele edilen kültürlerde gözlenen MÇ sıklığının, tek başına aflatoksin B1 uygulanan gruplara oranla azaldığı tespit edildi (P<0,05). Bulgularımız, usnik asitin antioksidan ve/veya detoksifiye özelliğine bağlı olarak aflatoksin B1 tarafından oluşturulan genetik ve oksidatif hasarı azaltabildiğini ilk kez ortaya koydu. Anahtar Kelimeler: Aflatoksin, genotoksisite, oksidatif stres, periferik insan kan kültürü, usnik asit 60 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-04 En İyi Proteaz Aktivitesine Sahip Hava kaynaklı Aspergillus fumigatus suşunun Spektrofotometrik Yöntemler Kullanılarak Belirlenmesi Elif KOCAÖĞÜT1, Ebru TEKİN1, Alev HALİKİ UZTAN1 1 Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji A.B.D., İzmir e-posta: [email protected] Sadece yiyeceklerimizin üzerindeki ya da buzdolaplarımızdaki küfler olmaktan çıkan hava kökenli funguslar, günümüzde alerjik reaksiyonlara sebep olan, alt solunum yollarını etkileyen rahatsızlıklara yol açan bir halk sağlığı problemi olmaya başlamıştır. Günlük hayatta pek çok insanın, zamanının çoğunu binalarda, kapalı ortamlarda geçirdiği göz önüne alınırsa, havasal fungusların kontrolü, tespit ve tayin edilmesi oldukça önem taşımaktadır. Bizim çalışmamızda, bir hastane iç havasından izole ettiğimiz funguslar arasından potansiyel patojen özelliği olan ve halk sağlığı üzerinde önem taşıyan Aspergillus fumigatus türü seçilmiştir. Bu türe ait 29 farklı suşun manuel yöntemler ve kit kullanılarak moleküler tanılamaları da gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu fungus türüne ait virülans faktörlerinden biri olan proteaz enzimi denemelerine geçilmiştir. Skim-milk içeren besiyerleri kullanılarak proteaz taraması yapılmıştır. Proteaz varlığı saptanan suşlardan, Substrat düzeyinde fermentasyon (SSF) ile proteaz üretilmiştir. Daha önce aktivitesi en yüksek olan suşu bulmak amacıyla tirozin standardı oluşturuldu, spektrofotometrik yöntemler kullanılarak, 660nm dalga boyunda ölçümler yapılmıştır. En iyi aktivite, %0,05'lik seyreltmelerinde görülmüş ve absorbans değeri 0,0955 olarak ölçülmüştür. Sonuçta; bu 29 farklı suş içerisinden en iyi proteaz aktivitesine sahip olan tespit edilmiş ve virülans faktörleriyle ilişkilendireceğimiz diğer çalışmalar için doğru bir kaynak haline gelmiştir Anahtar kelimeler: Aspergillus fumigatus, indoor fungi, hava kökenli funguslar, proteaz enzimi, virülans faktörleri 61 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-05 Mersin Atmosferindeki Fungus Sporlarının Konsantrasyonu ve Mevsimsel Dağılımı Feza OTAĞ1,Taner COŞKUN1, Şahin DİREKEL2, Didem ÖZGÜR1, Gürol EMEKDAŞ1 1 2 Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Mersin, Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Giresun e-posta: fezaotağ@yahoo.com Aeroallerjenlerden fungus sporları uygun koşullarda atmosferde yaygın olarak bulunabilirler ve duyarlı bireylerde konjuktiva, solunum, deri ve burun mukozası gibi yollarla vücuda girerek alerjik rinit, astım, konjunktivit gibi semptomların ortaya çıkmasında etken olabilirler. Bu nedenle Mersin atmosferindeki allerjen fungus sporlarının tanımlanması, miktarlarının belirlenmesi ve mevsimsel değişimlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Mersin iline bağlı 4 merkez (Toroslar, Mezitli, Akdeniz, Yenişehir) ile bir batısında (Silifke) diğeri doğusunda (Tarsus) yer alan 2 çevre ilçedeki toplam 61 farklı örneklem noktasından, 2007 Eylül-2008 Kasım ayları arasında, ayda bir kez olmak üzere toplam 845 örnekleme yapılmıştır. Taşınabilir hava örnekleme cihazı Air-IDEAL ile Sabouraud dekstroz agara kültürü sağlanan örneklerde üreyen koloniler konvansiyonel yöntemlerle tanımlanmış ve koloni sayımları üniversal kriterlere göre CFU cinsinden hesaplanmıştır. Volumetrik yöntemle toplanan Mersin atmosferi örneklerinden toplam 298.220 CFU miktarda ve 31 cinse ait küf mantarı izole edilmiştir. Bir merkez ilçe hariç, küf yoğunluğunun kış aylarında azaldığı, ilkbahar aylarında arttığı saptanmıştır. Ayrıca hava örneklerinden izole edilen Cladosporium ve Penicillium cinsleri hariç, Alternaria, Aspergillus, Fusarium ve diğer cinsler için bölgeler arasında farklılık saptanmıştır. Mersin atmosferindeki allerjen ve toksijenik fungus sporlarının iklimsel verilerle beraber takibinin yapıldığı ilk çalışma olması bakımından önemli sonuçlar elde edilmiştir. Coğrafik özelliklerinin yanısıra tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu, organik materyal zenginliği, nem ve sıcaklığın yüksekliği, ilimizde yaşayan duyarlı bireylerin takibinde aeroallerjenlerin izlenmesinin faydalı olacağı kanısındayız. Anahtar kelimeler: atmosferdeki fungus sporları, hava örnekleme sistemi, Mersin 62 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-06 Aspergillus wentii İnülinazı’nın pH ve Termal Kararlılığının Araştırılması Filiz SANAL 1 Trakya Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji Anabilimdalı, Edirne e-posta: [email protected] Endüstrinin hemen her alanında kullanılan mikroorganizma kaynaklı enzimler katalitik aktivitelerinin çok yüksek olması, istenmeyen yan ürün oluşturmamaları, daha stabil ve ucuz olmaları, aynı zamanda fazla miktarda elde edilebilmeleri sebebiyle tercih edilmektedirler. Günümüzde endüstri doğal polisakkaritleri büyük ölçüde kullanmakta ve endüstride kullanılabilir yeni polisakkarit kaynakları aramaktadır. Bu nedenle son yıllarda dikkatler fermantasyon ile ekstrasellüler polisakkarit üretimine doğru yönelmiştir. İnülinin enzimatik hidrolizinden fruktoz üretimi son yıllarda ilgi gösterilen ve umut vaat eden bir prosestir, çünkü geleneksel yöntemlere dayalı glukoz izomerizasyonundan daha fazla fruktoz konsantrasyonu kazandırmaktadır. Bu çalışmada inulin içeren tarama medyumunda üretilerek inülinaz sentezlediği belirlenen A. wentii, inülinaz kaynağı olarak kullanılmıştır. Endüstriyel uygulamalarda düşük pH ve yüksek sıcaklık kontaminasyon riskini azalttığı için, pH ve termal stabilite yönünden A. wentii, inülinazı değerlendirilmeye çalışılmıştır. İnülinaz üretimi için 250 ml’lik erlenlere 50 ml olacak şekilde steril üretim ortamı hazırlandı. PDA stoklarından ekim yapılan ortamlar, optimum koşullarda 150 rpm çalkalama hızına sahip etüvde üretime bırakıldı, üreme sonrası besi yerinde üreyen miçeller süzülerek toplandı. Miçel ağırlıkları 80 ºC‘lik fırınlarda kurutularak kuru ağırlık cinsinden ölçüldü. Süzüntü kaba enzim kaynağı olarak kullanıldı. Enzim aktivite ölçümleri açığa çıkan ürünün 3,5 dinitrosalisilik asit ile verdiği rengin 550 nm’de spektrofotometrik olarak izlenmesi ile yapıldı. pH kararlılığı için 0.1 ml kaba enzim üzerine farklı pH (3.0-8.0)’larda hazırlanan tampondan 0.1 ml eklenerek karışım 30 dakika oda sıcaklığında bekletildi. Üzerine 1 ml pH 6.0’da hazırlanmış substrat çözeltisinden eklendi ve 35 °C’de 10 dakika inkübasyona bırakıldı ve, enzim aktivitesi U/ml cinsinden ölçüldü. Termal kararlılığının belirlenmesi için enzim farklı sıcaklıklarda (30-80 °C) ayarlanmış etüvlerde 20 dk süre ile inkübe edildi, inkübasyon sonrası aktivite ölçümü yapıldı ve bağıl aktivite olarak ifade edildi. A.wentii’den inülinaz enziminin 63 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com pH 3.0-6.0 aralığında aktivitesinin stabil olduğu (% 96.8) ve 50◦C ye kadar aktivitesini koruduğu ve 80 °C’de % 62.3 bağıl aktiviteye sahip olduğu görüldü. A.wenti inulinazının pH ve termal kararlılığı göz önüne alındığında endüstriyel ölçekte değerlendirilebilir bir enzim olabileceği düşünülmektedir A.wentii inülinazı inulin içeren tarımsal ürünlerden saf fruktoz hazırlanmasında yeni ve değerlendirilebilir bir kaynak olabilir. Anahtar kelime: Aspergillus wentii, inülinaz, pH kararlılığı, Termal kararlılık 64 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-07 Allotrombidium Cinsi Akarlarin Vücut Yüzeyi ve Vücut İçinden İzole Edilen Mikrofunguslar Güldem DÖNEL1, Sezai ADİL2, Sevgi SEVSAY2 1 Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Öğretmenliği Erzincan. 2, Erzincan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü Erzincan. e-posta: [email protected] Bu çalışma, ekonomik olarak kıymetli olan Allotrombidium cinsi akarların vücut yüzeyi ve vücut içi mikrofungus floralarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Erzincan merkezden toplanan Allotrombidium cinsine ait larvalar ve ergin bireylerinin dış yüzeyinden Penicillum sp., Aspergillus niger, Cladosporium cladosporioides ve Beauveria bassiana, iç yüzeyinden C. cladosporioides ve B. bassiana mikrofungusları teşhis edilmiştir. Larvaların ise hem iç hem de dış yüzeyinden Mucor sp. mikrofungusu izole edilmiştir. Ergin bireylerden izole edilen funguslar arasında, entomopatojen olarak bilinen B. bassiana ile C. cladosporioides türlerinin kaydedilmesi, doğada yararlı akar olan Allotrombidium sp. populasyonlarının, bu funguslar tarafından dengede tutulduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Acari, Allotrombidium sp., mikrofungus, entomopatojen. 65 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-08 Farklı Arpa Çeşitlerinde Arbüsküler Mikorizal Mantar Kolonizasyonu Hicret A. YALÇIN1, Christopher RIDOUT2, Jeremy MURRAY3 1 Moleküler Biyoloji ve Genetik Departmanı, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir, Türkiye, 2 Department of Crop Genetics, John Innes Centre, Norwich Research Park, Norwich NR4 7UH, UK 3 Cell and Developmental Biology, John Innes Centre, Norwich Research Park, Norwich NR4 7UH, UK e-posta: [email protected] Çeşitli kullanım alanlarına göre, Arpa dünyada tahıllar arasında ekim alanı açısından 3.sırada gelmektedir. Tarımsal işlemler sırasında, topraktan fosfat alımı bitkiler için sorun haline gelebilmekte ve toprağa ekstra fosfat ilavesi bir çözüm olarak düşünülmektedir, fakat bu işlem suda çözünmeyen fosfatın çökelmesine neden olmaktadır. Fosfat kaynakları sınırlı olduğundan ve Arpa üretiminde sürdürülebilir tarımsal uygulamaları desteklemek için fosfat ilavesini azaltmanın bir yolunu bulmak zorundayız. Bu sebeple, Arpada fosfor beslenmesinde artışı sağlamanın en verimli ve en doğal yolu Arbüsküler mikorizal simbiyozdur. Besin değişimi sırasında yüzey alanını artırmak için mikorizal fungus bitki hücresi içerisinde arbüskül adı verilen yapıları oluşturur. Bitki, fungus tarafından sağlanan fosfatı alabilmek için ise arbüskül yapılarının olduğu bölgede özel fosfat taşıyıcı proteinleri ekspres eder. Bu çalışmanın ilk amacı, arpanın mikorizal fungus olan Glomus intraradices tarafından enfekte edilip edilemeyeceğini araştırmaktı. Seçilen 3 arpa çeşidi, simbiyozu sağlamak için düşük P ve N kullanılarak hazırlanmış uygun Hoagland sölüsyonu ile yetiştirildi. Büyütülen bitkilerin kökleri daha sonrasında temizlenmiş ve enfekte olmuş kökler ışık mikroskobu altında gözlemlenebilmesi için boyanmıştır. Kolonizasyon miktarının ölçülebilmesi için ise Kılavuz Çizgi Kesişme Yöntemi (Gridline Intersection Method) kullanılmış ve sonuç olarak kökler üzerinde; Armelle %9.6, Tipple %31.9 ve Chevallier %32.8 AMF kolonizasyonu gözlenmiştir. Armelle’in kolonizasyon ortalamasının Tipple ve Chevallier ile karşılaştırıldığında önemli ölçüde düşük olduğu tespit edilmiştir. Mikorizal simbiyoza spesifik genleri ölçmek için bu 3 farklı arpa çeşidine Kantitatif RT-PCR analizi yapılmış, simbiyotik ilişkinin bitki hücresi gen ekspresyonu üzerindeki etkisini anlayabilmek için HORvu;Pht1;8, HORvu;Pht1;1 ve 66 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com HORvu;Pht1;2 fosfat taşıyıcı protein genleri incelenmiştir. Kantitatif RT-PCR sonuçlarına göre; 3 genin ekspresyonu teyit edilmiş ve HORvu;Pht1;8 gen ekspresyonu mikorizal kolonizasyon tarafından güçlü bir şekilde indüklendiği ortaya çıkmıştır. Anahtar kelimeler: Arpa, Arbüsküler Mikorizal Fungus, AM simbiyoz, Arpa, Fosfat taşıyıcı protein. 67 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-09 Enhanced tolerance of T1 transgenic melon plants expressing antifungal chitinase gene to Rhizoctonia solani İsmail BEZİRGANOĞLU Department of Molecular Biology and Genetics Erzurum Technical University e-posta: [email protected] Production of melon is limited by soil-borne fungal pathogens, such as Rhizoctonia solani and Fusarium wilt. In order to engineer melon resistant to these diseases, cotyledonary explants of Cucumis melo silver light genotype were transformed with Agrobacterium tumefaciens strain LBA4404 harbouring antifungal protein-chitinase gene in a binary vector pBI121. The putative transgenic lines had been confirmed by integration and expression analysis in our previous study. T1 generation was obtained by selfing AFP-CHI transgenic primary plant, in which introduction of only one copy of transgene had been identified by Southern blot analysis. Bioassay for transgenic plant was performed on the transgenic T1 young seedlings and non-transgenic controls by challenging to assay for the resistance against Rhizoctonia solani disease among individuals. Transgenic melon plants had reduced disease incidence compared to with non-transgenic plants. Anahtar kelimeler: transgenic melon, antifungal protein, chitinase, Rhizoctonia solani 68 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-10 Carvacrol derivatives: codrug strategy to discover novel agents against C. albicans Ivana CACCIATORE1, Serkan ORTUCU2 1 2 Department of Pharmacy, University of Chieti-Pescara, Chieti Scalo, Italy Department of Molecular Biology and Genetics, Erzurum Technical University, Turkey e-mail: [email protected] Carvacrol (2-methyl-5-[1-methylethyl]phenol), a phenolic monoterpenoid, is a constituent of essential oils produced by numerous aromatic plants and spices. To date, several reports indicate that this monoterpenoid exhibits a broad spectrum of activities against bacteria, yeast and fungi. Notably, the fungicidal activity of carvacrol is attributed to the formation of extensive membrane lesions and the reduction of ergosterol content of C. albicans leading to cell death. In the present study, the direct-coupled codrug strategy has been used for generating novel effective carvacrol derivatives with improved antifungal properties. Thus, we synthesized a series of carvacrol derivatives obtained by linking the carvacrol hydroxyl group to the carboxyl moiety of cysteine amino acids via an ester bond. Cysteine amino acids were chosen since N-Acetyl-cysteine (NAC) neutralizes toxins produced by C. albicans, such as the gliotoxin which causes extensive damage to the immune system by killing various kinds of white blood cells. Results showed that Ac-Met(Se)-CAR, containing seleno-methionine as sulphur amino acid, had a good antifungal activity (MIC 0.15 mg/mL, MFC 0.6 mg/mL) against C. albicans ATCC 19231 respect to carvacrol (MIC 0.3 mg/mL and MFC 0.6 mg/mL) alone. The MIC values of NAC-CAR (MIC and MFC 0.3 mg/mL) were comparable to those of the natural monoterpenoid. Moreover, ultrastructural analysis by transmission electron microscopy showed that the Ac-Met(Se)-CAR is able to induce morphological changes characteristic of apoptosis, necrosis and alteration of the plasma membrane of C. albicans. The antifungal activities of these compounds were positively correlated to their hydrophobicity properties (cLogP higher than 3.5) that allow them to penetrate into the cell thought interfering with the ergosterol biosynthesis pathway. Since these compounds had negligible actions to bacteria, they could be considered promising selective antifungal agents. Key Words: Carvacrol, Codrug strategy, C. albicans 69 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-11 Mazıdağı Fosfatı Eklenmiş Ortamda Fosfat Çözücü Mikrofungus Penicillium sp. MÖ15’in Mısır(Zea mays L.) Bitkisinin Büyüme ve Gelişimi Üzerine Etkisi Mustafa ÖZDEMİR1, Mehmet Nuri AYDOĞAN2, Serkan ÖRTÜCÜ3 1 2 3 Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum - TÜRKİYE Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum - TÜRKİYE Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Mol. Biyol. ve Gen. Böl., Erzurum TÜRKİYE e-posta: [email protected] Bu çalışmada Mardin Mazıdağı Fosfat Kayası (MFK)’nın mikrobiyal yolla gübre olarak kullanılabilme imkanı araştırılmıştır. Bu amaçla; ülkemizin en önemli fosfor cevheri olarak bilinen Mardin Mazıdağı Kaya Fosfatının bulunduğu bölgeden izole edilen Penicillium sp. MÖ15 mikrufungus’u, mısır (Zea mays L.) bitkisinin çimlendirilmiş tohumlarına aşılanmış ve Mazıdağı kaya fosfatı ilave edilmiş saksılarda yetiştirilen bu bitkilerin bazı büyüme ve gelişme parametreleri ölçülmüştür. Bu amaçla 3 grup deney serisi hazırlanmıştır. 1. Grup (Pozitf Kontrol): Kum ve hoagland, 2 grup: Kum + hoagland* + MFK, 3. Grup: Kum + hoagland* + MFK + Penicillum sp. MÖ15 olarak düzenlenmiş ve bu deney serisinin sonucuna gore; kök ve gövde uzunlukları (cm) 1, 2, 3. Gruplarda sırasıyla: 19.00, 12.66, 21.00; 49.33, 35.00, 51.00 olarak, kök gövde ve yaprak kuru ağırlıkları % olarak sırasıyla: 22.53, 19.92, 21.65; 23.53, 20.45, 22.30; 27.57, 22.14, 26.49 toplam karbohidrat miktarı (mg.g-1) ve çözülebilir protein miktarı (mg.g-1) sırasıyla: 5.22, 4.10, 5.19; 7.15, 4.19, 6.87 klorofil a, b ve toplam klorofil miktarı (mg.g-1) sırasıyla: 1.476, 0.875, 1.366; 0.447, 0.359, 0.423; 1.923, 1.234, 1.790 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre Penicillum sp. MÖ15 izolatı MFK’lı ortamda mısır bitkisinin büyüme ve gelişmesini istatistiki olarak önemli düzeyde arttırmıştır. *: Fosfat içermeyen modifiye hoagland Anahtar Kelimeler: Fosfat çözücü mikroorganizmalar, Kaya Fosfatı, MFK, Penicillium, Biyogübre 70 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-12 Ganoderma adspersum ve Ganoderma applanatum türlerinin Fenolik Profilleri Gülsen TEL1, Mehmet ÖZTÜRK1, M. Emin DURU2, Aziz TÜRKOĞLU3, Murat KARTAL4 1 2 Mugla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 48121, Muğla Mugla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fethiye ASMK Meslek Yüksekokulu, 48300, FethiyeMuğla 3 4 Mugla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 48121, Muğla Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi ABD, 06100 Tandoğan, Ankara e-posta: [email protected] Son zamanlarda, Ganoderma türleri çeşitli biyolojik aktivitelere sahip oldukları için araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Bilimsel araştırmalar, G. lucidum’un bağışıklık sisteminin gücünü arttırdığı ve kanseri önleyen bileşiklerin kaynağı olduğu gibi kanser ve diğer hastalıkların tadavisindeki önemini göstermiştir (Zaidman vd., 2005). Bu çalışmalar, tedavi amaçlı kullanım için bir potansiyele sahip Ganoderma türlerin araştırılmasına yol açmıştır. Dolayısıyla, Ganoderma türlerinden bioaktivite gösteren polisakkaritler, lanostane tip triterpenoidler, steroidler, alkaloidler ve fenolik yapılı bileşikler izole edilmiştir. Aslında, biyoaktiviteye sahip fenolik bileşikler meyve, sebze ve bazı içeceklerde bulunan bileşiklerdir. Fenolik bileşikler özellikle antioksidan, antibakteriyel, antimutajen, sitotoksik ve antikanser gibi çeşitli biyolojik aktiviteler göstermektedirler. Anadolu’da yetişen Ganoderma adspersum ve G. applanatum ağaç mantarlarının FCR metodu ile toplam fenolik miktarı pirokatekole eşdeğer hesaplandı. Elde edilen sonuçlara göre en fazla fenolik madde G. adspersum’un etil asetat (177,60±0,01 mg PEs/g özüt) ve metanol (171,71±0,01 mg PEs/g özüt) ekstrelerinde bulundu. Bu nedenle, fenolik miktarı yüksek çıkan G. adspersum mantarının fenolik bileşikleri HPLC-DAD ve UPLC-MS/MS sistemleri kullanılarak araştırıldı. Bunun için mantarın fenolik profili referans maddelerle karşılaştırılarak ortaya çıkarıldı. Bu amaçla gallik asit, 3,4-dihidroksi benzoik asit, kateşin, p-hidroksibenzoik asit, 6,7-dihidroksikumarin, kaffeik asit, vanilin, 2,4-dihidroksibenzoik asit, p-kumarik asit, ferulik asit, kumarin, trans-2-hidroksi sinnamik asit, rosmarinik asit, trans-sinnamik asit ve ellagic asit, fenolik madde standartları olarak kullanılır. 71 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com G. adspersum türünde majör fenolikler olarak 3,4-dihidroksi benzoik asit, p-hidroksibenzoik asit, 2,4-dihidroksibenzoik asit, gallik asit, kaffeik asit, p-kumarik asit, ferulik asit, transsinnamik asit belirlendi. Anahtar kelimeler: Ganoderma adspersum; G.applanatum; G. Lucidum, fenolik, flavonoid Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK 109T933 numaralı proje ile desteklenmiştir. 72 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-13 Üzümde Okratoksin A Oluşumuna Neden Olan Küfler ve Engellenmesi Merve MARAŞ1, Nükhet N. DEMİREL ZORBA2 1 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı,17020, Çanakkale 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü 17020 Çanakkale e-posta: [email protected] Üzüm (Vitis vinifera), iklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olmayışı, çoğalma yöntemlerinin kolay oluşu ve çok çeşitli şekillerde tüketilebilmesi gibi sebeplerden dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden birisidir. Aspergillus carbonarius, üzümlerde OTA oluşumuna neden olan en önemli küf türüdür. Aspergillus ve Penicillium cinsi küfler tarafından üretilen mikotoksinler içerisinde OTA, nefrotoksik ve kanserojenik aktiviteye sahip olması nedeniyle büyük önem taşır. OTA’nın %10’unun ben düşümü döneminde, %47’sinin ise üzümün olgunlaşma döneminde oluştuğu ve olgunlaşma arttıkça OTA oluşumu riskinin arttığı belirtilmektedir. Tropikal ve sıcak bölgelerde okratoksin A özellikle Aspergillus türleri tarafından üretilirken (A. ochraceus, A. carbonarius), ılıman ve soğuk bölgelerde ise daha çok Penicillium türleri, özellikle Penicillium viridicatum ve P. verrucosumun sorun oluşturduğu bildirilmiştir. Bu derlemede üzümde okratoksin oluşumuna neden olan küflerin belirlenmesi ve engellenmesi amacıyla yapılan çalışmalar özetlenmiştir Anahtar Kelimeler: Mikotoksin, Okratoksin A, Üzüm 73 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-14 Mikotoksin Detoksifikasyon Yöntemleri Mukaddes ARIGÜL1, Murat ZORBA2 1 2 Amasya Üniversitesi, Suluova Meslek Yüksek Okulu, Suluova, Amasya Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Çanakkale e-posta: [email protected] Mikotoksinler, bitki patojeni olarak bilinen Aspergillus, Penicillium, Fusarium, Alternaria ve Claviceps spp.’ nin toksijenik türleri başta olmak üzere bazı patojenik bozulma etmeni küfler tarafından üretilen ikincil metabolizma ürünleridir. Günümüzde beş yüzden daha fazla sayıda mikotoksin bilinmekte olup, bunların her biri birbirinden farklı kimyasal ve fizikokimyasal özellikler taşıması nedeniyle de önemli ölçüde yapısal farklılıklar göstermektedirler. Genel olarak mikotoksinler, depolama ve en çok da tahılların üretimi aşamasında kimyasal ve termal bakımdan stabil bileşenlerdir. Küf ve mikotoksin kontaminasyonu, özellikle tarla ürünlerinin hasattan önce, hasat sonra, depolama aşamaları gibi gıda zincirinin her aşmasında görülebilmektedir. FAO (Food Agriculture Organization) dünyadaki tarımsal ürünlerin yaklaşık olarak %25’ inin belirli oranlarda mikotoksinler ile kontamine edildiğini belirtmiştir. Mikotoksinler, ekonomik kaybın yanı sıra, kontamine olmuş gıdaların tüketilmesi sonucu insan ve hayvanlarda mikotoksikoz adı verilen toksik zehirlenmelere de neden olmaktadırlar. Sekonder metabolitlerin toksik etkileri akut (böbrek veya karaciğer bozulması gibi), kronik (karaciğer kanseri gibi), mutajenik ve teratojenik, immünsüpresyon, nörotoksik etkiler olmakla birlikte ölüme de sebebiyet verebilmektedirler. Günümüzde söz konusu toksik metabolitlerin oluşumunun tarladan itibaren engellenememesi durumunda, bu maddelerin bulunduğu gıda veya yemde tayini için en hızlı ve etkin analiz yöntemlerinin belirlenebilmesi, detoksifikasyonu ve beslenme zincirinde tolere edilebilir değerlerinin tespiti üzerine araştırmalar halen devam etmektedir. Bu çalışmada mikotoksinlerin detoksifikasyon yöntemleri, yöntem etkinlikleri ve bu konularda yapılmış çalışmalar hakkında bilgi verilecektir. Anahtar Kelimeler: Küf, mikotoksin, detoksifikasyon, metabolit. 74 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-15 Misvak Özütünün Antifungal Aktivitesi 1,2Murat 1 2 ÖZDAL, 1Neslihan YÜCE, 1Özlem GÜR, 1Alev SEZEN Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Erzurum, Türkiye Atatürk Üniversitesi, İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu, İspir, Erzurum, Türkiye e-posta: [email protected] Bu çalışmada diş temizliğinde kullanılan misvak (Salvadora persica) bitkisinin aseton ekstresinin antifungal aktivitesi araştırılmıştır. Çalışmamızda, marketlerde paketler içinde satışa sunulan misvak kullanılmıştır. 20 gr kurutulmuş ve öğütülmüş misvak 100 ml aseton ile ekstrakte edilmiştir. Elde edilen ekstrakt Whatman No.1 filtre kağıdından geçirilip vakumlu evaporatörde kurutulduktan sonra 1 ml asetonda çözünmüş ve işleme alınana kadar +4°C’de saklanmıştır. Ekstrenin antifungal aktivitesi, 3 mikrofungus (Aspergillus niger, Fusarium oxysporum ve Penicillium expansum) ve 1 adet maya (Candida albicans) olmak üzere toplam 4 mikroorganizmaya karşı disk difüzyon yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Mikroorganizmaların antimikrobiyal aktivitelerini belirlemede Patates Dekstroz Agar (PDA) besiyerinden yararlanılmıştır. Stok çözeltiden 20, 30 ve 40 µl alınarak steril edilmiş boş disklere emdirilmiştir. Negatif kontroller asetonla hazırlanmıştır. Daha sonra tüm diskler aseptik şartlarda 50°C’lik etüvde kurutularak mikroorganizma ekimi yapılmış olan PDA besiyerlerine konulmuştur. Çalışma sonunda misvak ekstraktının A. niger, C. albicans, F. oxysporum ve P. expansum’a karşı antifungal aktivitesinin olduğu belirlenmiştir. Disk difüzyon metoduna göre inhibisyon zonlarının büyüklüğü sırasıyla C. albicans, F. oxysporum, P. expansum ve A. niger olarak belirlenmiştir. Çalışmamızda disklere emdirilen ekstrakt dozu (20, 30 ve 40 μl) artışı ile beraber antifungal aktivitenin arttığı gözlenmiştir. Günümüzde kullanılan antibiyotiklerin birçok yan etkisinin olması ve mikroorganizmaların bunlara karşı geliştirdiği direncin zamanla artması sonucu doğal kaynakların özellikle de tıbbi bitkilerin kullanımını artırmıştır. Misvak özütünün antibakteriyal özellikleri çeşitli çalışmalar ile kanıtlanmış olmakla birlikte antifungal etkileri ile mücadele konusunda çok az sayıda çalışma mevcuttur. Sonuç olarak; halk arasında yaygın olarak kullanılan misvağın sadece antibakteriyal aktivite göstermediği, aynı zamanda antifungal etkisinin de olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Antifungal aktivite, aseton, misvak 75 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-16 Türkiye’de Geleneksel Yöntemlerle Üretilen Küflü Peynirlerin Küf Florası 1Musa 1 YALMAN, 1Seda ÖZDİKMENLİ, 2 Nükhet N. ZORBA Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü, 17550 Yenice/ Çanakkale 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü 17020 Merkez/Çanakkale e-posta: [email protected] İnek, koyun ve keçi gibi hayvanların sütlerinden, hayvan derisi, çömlek ve benzeri ortamlarda kontrolsüz şartlar altında küf ile olgunlaştırılan peynirler iç Anadolu ve doğu illerimizde geleneksel olarak üretilmektedir. Konya ve çevresinde üretilen küflü peynirlerde ve Doğu Anadolu bölgesinde yöresel olarak üretilen peynirlerde Penicillium roqueforti dominat tür olarak belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda Aspergillus, Alternaria, Mucor, Geotrichum, Cladosporium cinslerine ait türlerde izole edilmiştir. Bu derlemede ülkemizde geleneksel yöntemler ile üretilen peynirlerin küf florası üzerine yapılan araştırmaların sonuçları değerlendirilmiştir. Anahtar Kelime: Peynir, küf florası, geleneksel, Penicillium 76 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-17 Çeşitli Bahçe Bitkilerinin Candida Cinsi Mayalar Üzerine Antifungal Etkisi Nazlıhan YILDIRIM1, Buse BERBER1, Cenk SESAL2 ¹Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü ²Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Göztepe, İstanbul e-posta: [email protected] Son yıllarda Candida cinsi mayalardan kökenli hastalıkların oranındaki artış ve hastanelerde sıklıkla rastlanması, mortalite ve morbiditesi yüksek, iyileştirilmesi zor enfeksiyonların etkeni olarak görülmesine neden olmuştur. Günümüzde bu gibi patojenik mayalarla mücadelenin önemi giderek artmakta, özellikle sentetik ilaçlarla tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Ancak kullanılan ilaçlara karşı Candida türlerinin direnç geliştirmesi, literatürde direnç gelişimi gözlenmeyen bitkisel kaynaklara ilginin artmasına sebep olmuştur. Çalışmamızda etnobotanikte önemli etkiyi sahip olan bitkilerin antifungal etkinlikleri Candida albicans Candida krusei ve Candida glabrata türleri üzerinde denenmiştir. Çalışmamızda Mc Farland standartına (0,5) göre ayarlanan Candida albicans, C. krusei ve C. glabrata türü mayalar kullanılmıştır. Bahçe bitkilerinden olan Punica granatum (Nar), Juglans regia(Ceviz), Malva sylvestris( Ebegümeci) ve Helleborus niger( Noel gülü) bitkilerinin yaprakları, oda koşullarında kurtulmuş,ve %80 metanol ile özütleri çıkarılmıştır. Elde edilen çözelti döner buharlaştırıcıda çözücüsünden ayrıştırılarak macun kıvamında özüt elde edilmiştir. Özütlerin 5000, 3750, 2500 ve 1250 ppm konsantrasyonlarının antifungal etkinliği mikrodilüsyon yöntemi ile araştırılmıştır. 48 saatlik inkübasyon sonrası gözlemlenen sonuçlarda, C. albicans türü üzerinde nar ve ebegümeci özütlerinin ≥3750 ppm de etkili olduğu, diğer özütlerin etkili olmadığı gözlenmiştir. C. krusei türü üzerinde ebegümeci özütünün ≥3750 ppm de ve nar özütünün tüm konsantrasyonlarının etkili olduğu, diğer özütlerin etkili olmadığı gözlenmiştir. C. glabrata türü üzerinde ise ebegümeci özütünün tüm konsantrasyonları etkili olduğu, fakat diğer özütlerin etkili olmadığı görülmüştür. Noel gülünün ise C. albicans, C. krusei,ve C. glabrata türlerinde ≥3750 ppm de etkili olduğu görülmüştür. Bu çalışma sonucu elde edilen veriler, maya kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılan sentetik ilaçlar yerine, denenen bitki özütlerinin kullanılabilir olduğu, özellikle ≥3750 ppm de etkili olduğunu göstermiştir. Bundan sonraki çalışmalarda toksisite testleri yapılarak ilaç olarak kullanımının araştırılması planlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Candida sp., Antifungal, Etnobotanik, Mikrodilüsyon. 77 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-18 Lymantaria dispar (L.) (Lepidoptera:Lymantriidae) Larvalarının Kontrolü İçin Çeşitli Böceklerden İzole Edilen Beauveria bassiana Suşlarının Değerlendirilmesi Nurcan Albayrak İSKENDER1, Serkan ÖRTÜCÜ2, Yaşar AKSU3 1 2 Artvin Çoruh Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Artvin Erzurum Teknik Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum 3 Artvin Orman Bölge Müdürlüğü, Artvin e-posta: [email protected] Bu çalışmanın amacı laboratvuar koşullarında Lymantaria dispar larvasına karşı Beauveria bassiana’nın patojenitesini belirlemektir. Entomopatojenik fungus PaF04, PaF09 ve PaF76 ladin küçük yaprak arısı larvasından; YB1 yaprak bitinden ve ATA076 ise iki noktalı kırmızı örümcekten daha önceki çalışmalarda izole edilmiştir. Uygulamalar, larvaları konidi süspansiyonuna (1X107) 30 saniye boyunca daldırılarak gerçekleştirilmiştir. Tween 80 içeren distile suya larvaların daldırılması ile kontroller oluşturulmuştur. L. dispar larvaları plastik kaplar içine aktarılmış ve 23±2oC’de 12:12 saat fotoperyot ile %65±5 bağıl nemde (RH) inkübe edilmiştir. Ölüm oranları 14 gün boyunca günlük olarak kaydedilmiştir. B. bassiana izolatlarının neden olduğu ölüm oranları arasındaki fark uygulamadan sonra yedinci günde önemli (p <0.05) bulunmamıştır. Sonuç olarak, test edilen tüm fungus izolatlarından L. dispar larvalarına karşı en iyi patojenite sonuçları % 66.7 oranıyla PaF09 ve ATA076’dan elde edilmiştir. Anahtar kelimeler: Lymantaria dispar, Beauveria bassiana, Biyolojik kontrol 78 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-19 Baharatlardaki Mikotoksinler ve Azaltma Yöntemleri Esra ALTIPARMAK1, Nükhet N. DEMİREL ZORBA2 1 2 Geyikli Çok Programlı Lisesi Geyikli, Ezine,17610, Çanakkale Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, 17020, Çanakkale e-posta: [email protected] Baharatlar hem ülkemizde hem de yurt dışında tüketimi fazla olan gıda katkı maddeleridir. Ancak baharatların mevcut mikotoksin içeriği yasal sınırların üzerinde olduğu için bazen tüketimi sakıncalı hale gelmektedir. Mikotoksinler içinde önem bakımından ilk sırayı alan, Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus türlerine ait küflerin oluşturduğu aflatoksindir. Aflatoksin, bisfurano isokumarin yapısında olan bir grup toksik küf metabolitinin genel adıdır. En toksin olanı aflatoksin B1’dir. Mikotoksinlerin ürünlerden uzaklaştırılması da zorlu bir süreçtir ve çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Mikotoksin inhibisyonu için farklı gıdalarda ve besiyeri ortamlarında yapılan çalışmalar devam etmektedir. Dekontaminasyon sonrasında yeni toksik bileşiklerin ortaya çıkması Baharatların mikotoksin miktarını azaltmak için üzerinde durulan yöntemler; farklı kurutma teknikleri, ışınlama, ozon gazı uygulaması, biyolojik ajan ve kimyasal kullanımı olarak belirlenmiştir. Bu derlemede söz konusu yöntemler özetlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikotoksin, Aflatoksin, Baharatlar, Dekontaminasyon 79 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-20 Organoklorlu Bir Pestisit Olan α Endosulfan’ın Funguslar Tarafından Biyodegredasyonu Özlem GÜR1, Murat ÖZDAL1,2, Ömer Faruk ALGUR1, Esabi Başaran KURBANOĞLU1, Serkan ÖRTÜCÜ3 1 2 3 Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Erzurum Atatürk Üniversitesi, İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu, 25900 İspir, Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum e-posta: [email protected] Bu çalışmada; dünyada ve ülkemizde kullanılan pestisitlerden α endosulfanın Aspergillus niger, Scopulariopsis brevicaulis ve Trichoderma viridae izolatları ile biyodegredasyonu amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan fungus izolatları, Patates dekstroz agara ekilerek, 25 °C’de 5 gün inkübasyondan sonra petrilere % 0.02 Tween 80’le hazırlanmış steril sudan 5 mL ilave edilip, steril öze ile dikkatli bir şekilde kazınarak sporlar hasat edilmiş ve seyreltmeler yapılarak, 1mL’sinde 5x107 olacak şekilde süspansiyonlar hazırlanmıştır. α endosülfanın biyodegradayonu için stok çözelti olarak α endosülfan aseton içerisinde çözülerek hazırlanmıştır. 250 mL’lik erlenlere 50 mL sülfat içermeyen mimimal tuz ortamına (pH: 6) 100 mg/L α endosülfan stok çözeltisi eklenerek 1 mL spor süspansiyonu inokule edilmiştir. Erlenler 150 rpm, 30°C çalkalamalı inkübatörde ve 10 gün inkübasyona bırakılmıştır. Süre sonunda fermentasyon sıvısı etil asetat ile ekstraksiyon yapılmış ve evaporatörde fazla sıvı uzaklaştırılmıştır. Biyodegredasyonun varlığı önce TLC (Hekzan:Etil asetat 9:1, v/v) ile daha sonra spektrofotometrik olarak yapılan ölçümlerle belirlenmiştir. Farklı konsantrasyonlarda (10-200 mg/L) α endosülfan etil asetat içerisinde çözülerek 190-350 nm arasında spektrofotometrede absorbansları ölçülmüş ve en yüksek absorbansı veren nm değeri 265 nm olarak belirlenmiştir. 10. gün sonunda yapılan ölçümler sonucunda A. niger %82, S. brevicaulis %78 ve T. viridae %76 α endosülfanı parçalayabildiği belirlenmiştir. Pestisitler toprakta ayrışmadan haftalarca hatta yıllarca kalabilirler. Bu nedenle çevreye ve insana zararlı etkileri çoktur. Gerek çevre, gerekse insanlar üzerindeki yan etkilerinden 80 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com dolayı pestisit ve pestisit kalıntılarının degredasyonu büyük önem taşımaktadır. Biyodegradasyon ile mikroorganizmalar; zararlı maddeleri karbon, azot, fosfor, kükürt veya enerji kaynağı olarak kullanarak zararsız veya daha az zararlı maddelere dönüştürmektedir. Bu çalışmada organoklorlu pestisit olan α endosulfanın 10 gün inkübasyon sonunda funguslar tarafından parçalandığı TLC ve spektrofotmetrik olarak tespit edilmiştir. Bu üç yeni izolat ile α endosülfan ile kontamine olmuş bölgelerde α endosülfanın biyodegradasyonu için kullanılabileceği belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: α endosulfan, biyodegradasyon, fungus 81 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-21 Ege Bölgesi’nden Türkiye Mikotası için Yeni Bir Kayıt Handan ÇINAR, Hayrünisa BAŞ SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU Muğla Sıtkı Koçman Üniveristesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli e-posta: [email protected] Ülkemiz, değişik iklim koşulları ve topografik yapısı ve buna bağlı olarak çeşitlilik gösteren floraya sahip olması dolayısıyla doğal mantarları yönünden de zenginlik göstermektedir. Bu zenginliğin ortaya çıkarılmasına katkı yapmak amacı ile 2013-2014 yıllarında Ege Bölgesi’nde yapılan çalışmada, Muğla İli’nden toplanan makrofungus örnekleri arasından Lactarius pseudodeliciosus Beardslee & Burl türü Türkiye için yeni kayıt olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada, türün deskripsiyonu fotoğraflarıyla verilmektedir. Anahtar kelimeler; Lactarius pseudodeliciosus, Muğla, Yeni kayıt. 82 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-22 Türkiye Mikotası İçin Yeni Bir Peziza Kaydı Ömer F. ÇOLAK1, İsmail ŞEN1, Nurdan ALKAN2, Mustafa IŞILOĞLU1 1 2 Muğla S. K. Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muğla Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, T. Biyoteknoloji Bölümü, Isparta e-posta: [email protected] Peziza Dill. ex Fr. cinsi Pezizaceae Dumort familyası üyesi olup, günümüzde dünya üzerinde 100’den fazla türü olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde yapılan taksonomik çalışmalar ile bugüne kadar 25 takson belirlenmiştir. Bu sayı devam eden çalışmalar ile her geçen gün artmakta olup ülkemiz mikotasına katkı sağlanmaktadır. Bu amaçla sunulan bu çalışma da, Köyceğiz’de (Muğla) yetişen relikt endemik Liquidambar orientalis Mill. ormanlarında yapılan rutin arazi çalışmalarında makrofungus örnekleri toplanmıştır. Doğal ortamında fotoğrafları çekilen makrofungus örnekleri laboratuvara taşınmış ve mikroskobik, makroskobik ve ekolojik özellikleri kullanılarak teşhisi yapılmıştır. Örnekler, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde fungaryum materyali olarak saklanmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda, Peziza punctispora (Pfister) Donadini ülkemiz mikotası için yeni kayıt olarak belirlenmiştir. Böylece, Türkiye’den tespit edilen Peziza cinsi üyeleri sayısı 25’den 26’a yükseltilmiştir. Anahtar Kelimeler: Makrofungus, Peziza, Biyoçeşitlilik, Yeni kayıt Teşekkür: Bu çalışma Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmiştir (Proje No: 13/140) 83 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-23 Agrocybe vervacti (Fr.) Singer’ nin Anatomik ve Morfolojik Özellikleri Perihan GÜLER1, Aziz TÜRKOĞLU2, Göksu YILDIZ3 1 Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Yahşihan-Kırıkkale 2 3 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muğla Kırıkkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Bölümü Yahşihan-Kırıkkale e-posta: [email protected] Strophariaceae familyasında yer alan Agrocybe vervacti (Fr.) Singer ülkemizde doğal olarak yayılış gösteren bir türdür. Kırıkkale’den toplanan örneklerin arazideki morfolojik özellikleri yanında petride geliştirilen misellerinin morfolojik yapılarıda incelendi. Bu amaçla bazidiyokarptan alınan parçalar patates dekstroz agar (PDA) besiyerinde doku kültürü yöntemi ile geliştirildi. Agrocybe vervacti sporları ve katı besiyerinde geliştirilen miselleri hem ışık hem de taramalı elektron (SEM) mikroskobu ile incelendi. Patates dekstroz agar’da yavaş ve zayıf gelişen, yüzeye paralel miseller görüldü. Yüzey hifi şeklinde gelişen misellerde üçüncü günden itibaren merkezden başlayarak yeşilimsi-siyah pigmentasyon gözlendi. Işık ve taramalı elektron mikroskop çalışmalarında sporların oval, eliptik, yüzeyinin düz olduğu ve büyük bir yağ damlasına sahip olduğu belirlendi. Anahtar Kelimeler: Agrocybe vervacti, Strophariaceae, Misel Gelişimi, Türkiye mikobiyotası Teşekkür: Bu çalışma, TÜBİTAK 210T083 no’lu proje kapsamında desteklenmiştir. 84 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-24 Serratia marcescens NY-32 İzolatından Elde Edilen Prodigiosin Pigmentinin Antifungal Aktivitesi Neslihan YÜCE, Murat ÖZDAL, Özlem GÜR, Ömer Faruk ALGUR Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Erzurum 25240 e-posta: [email protected] Prodigiosin, Serratia marccescens ve diğer bazı bakteriler tarafından üretilen kırmızı renkli pigment olup biyolojik olarak aktif sekonder bir metabolittir. Bu pigment; antimikrobiyal, antioksidan, antikanser ve anti UV gibi özellikleri sebebiyle tıp, kozmetik ve gıda endüstrisinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada prodogiosin pigmentinin antifungal etkisine bakılmıştır. S. marcescens NY-32 deniz suyundan izole edilmiş ve biyokimyasal testlerle tanımlanmıştır. Pigment eldesi için bakteri kültürleri nutrient agar ortamında hazırlanmış ve petriler 25ºC’de aerobik şartlarda 6 gün etüvde inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon süresi sonunda petri yüzeyindeki hücreler, geniş bir spatülle kazınarak 7:2 v/v oranındaki aseton:metanol karışımı içeren tüplere alınmıştır. Homojenize edilen tüpler 5 dk 50°C’de su banyosunda bekletilmiştir. Daha sonra 5000 rpm ve +4°C’de 15 dakika santrifüj edilmiştir. Elde edilen süpernatant evaporatorde çektirilerek prodigiosin toz haline getirilmiştir. Antifungal aktivite testi için disk difüzyon yöntemi kullanılmıştır. Prodigiosinin asetonda stok çözeltisi hazırlanmıştır (200 µg/ 5 mL). Stok çözeltiden 30 ve 50 µL alınarak disklere emdirilmiştir. Pigmentin antifungal aktivitesi, Patates Dekstroz Agar (PDA) besiyeri ortmında 4 mikrofungus (Aspergillus niger, Fusarium oxysporum, Paecilomyces marquandii ve Penicillium brevicompactum) ve 1 adet maya (Candida albicans) olmak üzere toplam 5 fungusa karşı incelenmiştir. Pigmentli diskler sadece aseton içeren negatif kontrolleriyle birlikte kültür ortamına yerleştirilmiş ve inkübasyona bırakılmıştır. Çalışma sonunda 30 µL prodigiosin içeren diskler A. niger, F. oxysporum, P. brevicompactum ve P. marquandii’ye karşı antifungal aktivite göstermiş ancak C. albicans üzerinde antifungal etki belirlenmemiştir. 50 µL prodigiosin içeren disklerin ise tümüne karşı antifungal etki gösterdiği belirlenmiştir. Prodogiosinin A. niger’e karşı göstermiş olduğu antifungal aktivite 6 mm zonla ilk sıradadır. Bu sırayı P. brevicompactum, P. marquandii, F. 85 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com oxysporum ve C. albicans takip etmiştir. Prodigiosin konsantrasyonunun artışı ile beraber antifungal aktivitenin arttığı belirlenmiştir. Antifungal etkisi incelenen S. marcescens NY-32 izolatından elde edilen prodigiosin pigmentinin funguslara karşı gösterdiği etkinin prodigiosin konsantrasyonuna ve fungus türüne göre değiştiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Antifungal aktivite, antimikrobial pigment, prodigiosin, S. marcescens 86 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-25 İstanbul’da Bulunan Çeşitli Hastanelerin Hava Florasındaki Aspergillus spp. Dağılımının Belirlenmesi İskender KARALTI1, Günay Tülay ÇOLAKOĞLU2 1 Yeditepe Üniversitesi, Sağlık bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ataşehir, İstanbul 2 Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kadıköy, İstanbul e-posta: İ[email protected] Atmosfer fungusların üremesi için uygun bir ortam olmamasına rağmen fungus sporları havada bol miktarda bulunurlar ve hava ile kolayca yayılırlar. Funguslar sadece havada değil; toprakta, suda bulunurlar. İnsan, hayvan ve bitkilerde hastalık meydana getiriler Sporların havadaki yoğunluğunu havanın nemi ve sıcaklığı ve mevsimsel şartlar etkilemektedir. Havanın nem ve sıcaklığı mevsimlere göre büyük değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle havadaki fungus yoğunluğu ve tipi mevsimlere ve coğrafi özelliklere göre değişmektedir. Özellikle küfler hava ile kolaylıkla taşınabilmektedirler. Küfler insanlarda solunum yolu rahatsızlıkları, allerjik reaksiyonlar, sinizüt gibi pek çok rahatsızlıklara neden olabilmektedirler Aynı zamanda küflerin hastane gibi ortamlarda yoğunluğunun fazla olması immün sufresif (HIV pozitif bireyler, onkoloji hastaları) ve yaşlı hastalar açısından risk taşımaktadır. Özellikle de Aspergillus cinsine ait bazı türlerin neden oldukları Aspergilloza kemoterapi uygulanan hastalarda sıkça rastlanmaktadır. Bu nedenle hastanelerin havasının küf florasının tespiti önemlidir. Bu çalışmada İstanbul ilinde bulunan altı farklı hastanenin iç ve dış ortam havasındaki Aspergillus cinsine ait türlerin bir yıllık dağılımın berlinmesi amaçlandı. Çalışma bir yıl boyunca altı farklı hastanenin beş farklı bölümünde gerçekleştirildi. Çalışmada yer çekimine dayalı Petri-plak metodu kullanıldı. Çalışma sonucunda 13 farklı Aspergillus türü ve toplamda 141 koloni izole edildi. En fazla Aspergillus niger (29.1%) izole edildi ve bunu A. nidulans (21.3%), A. candidus (12.8%) and A. ochraceus (9.2%) and A. versicolor (7.8%) takip etti. A fumigatus and A. flavus gibi patojenitesi yüksek olan türler düşük oranda izole edildi. Anahtar kelimeler: Aspergillus, İstanbul, Hastane, Fungus. 87 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-26 Denizli Halk Kütüphanelerinde Cryptococcus neoformans Varlığının Araştırılması Selma KIRAÇ1, Çağrı ERGİN2 1 2 Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Denizli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Denizli e-posta: [email protected] Cryptococcus cinsi mayalar duyarlı konakta hayatı tehdit eden enfeksiyonlara neden olabilmektedir. İnsan ve hayvan kriptokokkozunda sıklıkla Cryptococcus neoformans etkendir. Konağa bulaşma sıklıkla kolonize olduğu çevresel ortamdan olmaktadır. Popülasyonda yapılan serolojik taramalarda antikor varlığının saptanması çevresel ortamdan maya ile maruziyetin sürekli olduğunu düşündürmektedir. Bu nedenle C. neoformans’ın kolonizasyon için risk oluşturduğu bilinen farklı ortamlarda taramalarının yapılarak muhtemel enfeksiyon kaynaklarının belirlenmesi epidemiyolojik araştırmalar için önemlidir. C. neoformans’ın lignin içeren yapılar üzerinde kolaylıkla kolonize olması, mikroiklim yapısı stabil olan kütüphane ortamlarında kolonizasyonuna imkan sağlamaktadır. Sunulan araştırmada Denizli merkez ve bazı ilçelerinde bulunan halk kütüphanelerindeki kitaplardan sürüntü/toz örneklerinde C.neoformans varlığı taranmıştır. Araştırmaya Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden izni alınan merkez ve bazı ilçe halk kütüphaneleri alınmıştır. Araştırma amacı ile %0.4 kloramfenikol içeren serum fizyolojik içine steril eküvyon ile alınan 195 (91 merkez, 30 Acıpayam, 25 Sarayköy, 25 Buldan, 24 Tavas) kitap/toz örneği aynı gün içinde laboratuvara ulaştırıldı. Örnekler vorteksle çalkalandıktan sonra %0.1 bifenil içeren Staib agar besiyerine ekildi. Ekimler 28°C’de 3 hafta süre ile nemli etüvde günlük takip edildi. Staib agar besiyerinde S koloni morfolojisinde, kahverengi pigmentli koloni varlığı araştırıldı. Şüpheli koloniler morfolojik yöntemler ile incelendi. Araştırmaya alınan 195 örnekte C.neoformans izolasyonu yapılamadı. İnhibitör olarak kullanılan kimyasalların varlığına rağmen yoğun filamentöz küf oluşumu örneklerin değerlendirilmesini zorlaştırdı. Bu çalışmada, Denizli bölgesinde yapılan taramalarda çevresel ortamda varlığı gösterilen C.neoformans, risk ortamı olarak literatürde belirtilen kütüphane ortamlarında kültüre edilememiştir. Sunulan araştırmada izolasyonun yapılamamış olması araştırma 88 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com bölgesinde kütüphane koşullarının uygun olmayabileceğini, mayanın yoğunluğunun düşük olması ve teknik sorunlar nedeni ile olabilir. İnsan sağlığı için risk oluşturan ortamlarda C.neoformans gibi patojen mantarların taranması oluşabilecek enfeksiyonlar için epidemiyolojik veri sağlayacaktır. Çevresel ortamlarda risk oluşturan mantarlar periyodik olarak uygun yöntemler ile taranmalıdır. Anahtar Kelimeler: C.neoformans, Kütüphane tozları, Çevresel ortam 89 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-27 Türkiye Mikobiyotası İçin Yeni Bir Cins Kaydı Abdullah KAYA1, Yasin UZUN1, İbrahim Halil KARACAN2, Ömer Faruk KAYA1 1 Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Kamil Özdağ Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü,70100, Karaman 2 Ömer Özmimar Anadolu İmam Hatip Lisesi, Şahinbey, Gaziantep e-posta: [email protected] Makromikotaya yönelik araştırmalar, günümüz biyoçeşitililik çalışmalarının önemli bir bileşenini oluşturmakta ve ülkemiz makrofungal çeşitliliğinin belirlenmesi amacıyla da birçok çalışma yürütülmektedir. Bu kapsamda, Gaziantep yöresinin makromantarlarının belirlenmesine yönelik gerçekleştirilen arazi çalışmaları sürecinde sapsız, disk şekilli bir Ascomycota üyesi örnek toplanmıştır. Arazide substrat üzerinde fotoğrafları çekilen ve gerekli morfolojik ve ekolojik özellikleri kaydedilen örnekler laboratuvara getirilerek stereo mikroskop altında tekrar fotoğraflanmış ve kurutularak fungaryum materyali haline getirilmiştir. Nikon Eclipse Ci trinoküler ışık mikroskobu altında mikromorfolojik verileri elde edilen ve mikroskobisine ait resimleri çekilen örnekler ilgili literatür yardımıyla teşhis edilmiştir. Trichopeziza subsulphurea (Svrček) Baral olarak tür tanısı gerçekleştirilen örneğin, ülkemizden daha önce toplanmadığı ve cins düzeyinde Türkiye için yeni kayıt olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Makrofungus, Yeni Kayıt, Gaziantep, Türkiye 90 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-28 Türkiye’den Yeni Makrofungus Kayıtları Halil GÜNGÖR1, Hakan ALLI1, Yusuf UZUN2, Mustafa IŞILOĞLU1, Mehmet Halil SOLAK3 1 2 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Muğla Yüzüncüyıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Van 3 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Muğla e-posta: [email protected] Ülkemizin önemli biyolojik zenginliklerinden olan makrofungusların çeşitliliğinin belirlenmesine ve korunmasına yönelik çalışmalar oldukça önemli görülmektedir. Bu sürece bir katkı olarak gerçekleştirilen bu çalışma ile elde edilen makrofungus örnekleri 2009 ve 2013 yıllarında Manisa ve Bingöl’de yapılan arazi çalışmaları ile toplanmıştır. Bu çalışma sonucunda, Gyromitra fastigiata (Krombh.) Rehm. ve Discina geogenia (Rahm) Donadini Türkiye’den ilk defa rapor edilmiştir. Anahtar kelimeler: Gyromitra fastigiata, Discina geogenia, Yeni kayıt, Türkiye 91 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-29 Türkiye İçin Antalya’dan Yeni Bir Makrofungus Kaydı K. Selen ÖZBAY, Hayrünisa Baş SERMENLİ, Mustafa IŞILOĞLU Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli, Muğla e-posta: [email protected] Funguslar morfolojileri, davranış şekilleri ve hayat döngüleri açısından birbirlerine benzemeyen çok sayıda organizmanın bulunduğu oldukça geniş bir alem olarak bilinmektedir. Nem ve sıcaklık gibi iklim koşullarının elverişli olduğu ortamlarda yetişerek, bitkisel ve hayvansal organizmaları çürütüp yapılarında bulundurdukları elementleri bakterilerle birlikte geri dönüştürerek ekosisteme önemli katkılar sağlamaktadırlar. Türkiye, makrofungusların yetişebilmesi için oldukça elverişli bir iklime sahiptir. Bu nedenle ülkemizde yetişen makrofungusları belirlemeye yönelik çalışmalar farklı bölgelerde hızla devam etmektedir. Bu çalışmada, Konyaaltı (Antalya) İlçesi’nden Türkiye için yeni kayıt olduğu tespit edilen Chroogomphus ochraceus (Kauffman) O.K.Mill. sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Chroogomphus ochraceus, Makrofungus, Türkiye, Yeni Kayıt 92 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-30 Afyonkarahisar Sinanpaşa Ormanları Myxomyceteleri: Stemonitales Takımı İjlal OCAK1, Elif KORCAN2, Gözde ERSÖZ2 1 2 Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Biyoloji Eğt. ABD, Afyonkarahisar Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Böl., Afyonkarahisar e-posta: [email protected] Çalışmanın amacı Afyonkarahisar ili Sinanpaşa ilçesi ormanlarındaki myxomycetes çeşitliliğini ve bunların ekolojik isteklerini belirlemektir. Bunun için düzenlenen arazi gezilerinde nemli oda kültürü hazırlamak için canlı ağaç kabukları, döküntü örnekleri (yaprak, kabuk ve odun), kesilmiş kütüklerden odun örnekleri toplanmıştır. Genelde Pinus nigra Arn. ssp. pallasiana ve Qerqus ssp. kabuklarından, döküntü ve çürümekte olan odunlarından Stemonitales takımına ait 11 taxon tanımlanmıştır. Nemli oda kültüründe gelişen fruktifikasyonların teşhisi sonucunda Comatricha nigra (Pers. ex J. F. Gmel.) J. Schröt, Comatricha pulchella (C. Bab) Rostaf, Comatricha longipila Nann, -Bremek, Paradiacheopsis solitaria (Nann -Bremek), Stemonaria laxiretis Nann, -Bremek et Y. Yamam, Stemonitis fusca Roth, Stemonitis flavogenita E. Jahn, Stemonitis herbatica Peck, Enerthenema papillatum (Pers) Rostaf, Stemonitopsis gracilis (G. Lister) Nann -Bremek, Stemonitopsis subcaespitosa (Peck) Nann -Bremek türleri teşhis edilmiştir. Stemonitis fusca 7 kayıtla en fazla kaydedilen tür olurken ve bunu 5 kayıtla Comatricha nigra takip etmiştir. Comatricha nigra genelde konifer odunlarını tercih ederken Stemonitis fusca Pinus nigra Arn.ssp. pallasiana ve Qerqus ssp.’nın canlı ağaç kabuklarını yada çürümekte olan kabuklarını tercih etmiştir. Nemli oda kültürü yapılan substraların pH’ları 4,20-8,66 arasında ölçülmüştür. Comatricha nigra en düşük Stemonitopsis gracilis en yüksek pH'a sahip substratlarda tespit edilmiş türlerdir. Dünyada 1000 kadar tür ile temsil edilen Myxomycetes sınıfından şu ana kadar Türkiye'den bildirilen kayıt sayısı 232 dir. S. laxiretis ve C. longipila Türkiye için yeni kayıttır. Anahtar kelimeler: Myxomycetes, flora, Türkiye, yeni kayıt, Stemonitales 93 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-31 Türkiye Melanogaster’leri İçin Yeni Bir Kayıt İsmail ACAR1, Yusuf UZUN1, Ilgaz AKATA3 1 2 Yüzüncüyıl Üniversitesi, Başkale Meslek Yüksekokulu, Organik Tarım Bölümü, Van Yüzüncüyıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Van 3 Ankara Universitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara e-posta: [email protected] Basidiomycota bölümünün Paxillaceae familyasında yer alan Melanogaster cinsi dünya genelinde 25 taksona sahip hipogean ve ektomikorizal fungusları içerir. Bu cins üyelerinde kahverenginden siyaha doğru değişen tonlarda, yuvarlakça, oval veya patates şeklinde bazidiyokarplar, çoğunda jelimsi içeriğe sahip gleba, 2-8 sterigmalı, çomak şeklinde bazidiyumlar, açıktan koyu kahverengiye değişen tonlarda, pürüzsüz, kalın duvarlı, elips veya silindir şeklinde, sporlar karakteristiktir. Çalışmanın materyali olan Melanogaster örnekleri 2014 yılında Hakkari yöresinden toplanmıştır. Laboratuvar ve literatür çalışmaları sonunda Melanogaster ambiguus (Vittad.) Tul. & C. Tul. Türkiye’den ilk defa rapor edilmiştir. Taksonun kısa tanımı, yetişme yeri bilgileri, makroskobik ve mikroskobik fotoğrafları metin içerisinde verilerek kısaca tartışılmıştır. Anahtar kelimeler: Mikobiyota, Melanogaster ambiguus, Yeni kayıt, Türkiye 94 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-32 Gireniz Vadisi (Denizli/Türkiye) Ormanlarındaki Odun ve Ağaç Tahripçisi Makrofunguslar Oğuzhan KAYGUSUZ, Kutret GEZER, Ali ÇELİK Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 20020, Denizli e-posta: [email protected] Bu çalışma Gireniz Vadisi (Denizli/Türkiye) ormanlarındaki odun ve ağaç tahripçisi makrofungusların çeşitliliğini belirlemek için gerçekleştirilmiştir. 2011-2013 yılları arasında gerçekleştirilen yoğun arazi çalışmaları sayesinde 95 makrofungus örneği toplanmıştır. Makroskobik ve mikroskobik çalışmalar sonucunda, Agaricomycetes sınıfına ait 15 odun ve ağaç tahripçisi makrofungus taksonu saptanmış olup bunların 6 ordo ve 11 familyaya dağıldığı belirlenmiştir. Çalışma alanında makrofungus çeşitliliğinin fazla olmaması, bölge bitki örtüsünün insanlar tarafından aşırı miktarda tahribata uğratılmadığı ve orman ekosistemi yapısının fazlaca bozulmadığının göstergesi olabilir. Anahtar kelimeler: Makrofungus, Odun Tahripçisi Mantar, Gireniz Vadisi, Denizli, Türkiye 95 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-33 Zilan Vadisi (Erçiş/Van) Yöresinden Türkiye Makrofungusları İçin İki Yeni Kayıt 1Mehmet 1 2 Zeki KOÇAK, 1Kenan DEMİREL, 1Mustafa Emre AKÇAY,2Ali KELEŞ Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kampüs, 65080, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, OFMAE Bölümü, Kampüs, 65080, Van e-posta: [email protected] Basidiomycota bölümünün Agaricales ordosu içerisinde yer alan Pstahyrella ve Tricholoma en çok türe sahip cinslerdir. Psathyrella cinsi dünya üzerinde yaklaşık 400 tür ile temsil edilirken Tricholoma cinsinde bu sayı 1000 civarındadır. Şimdiye kadar Türkiye’de ise Psathyrella cinsi 40 takson ve Tricholoma cinsi ise 52 takson ile temsil edilmektedir. Bu çalışma sonucunda; Tricholoma stiparophyllum (N. Lund) P. Karst. ve Psathyrella longipes (Peck) A.H. Sm. Türkiye makrofungusları için yeni kayıt olarak ilave edilmiştir. Böylece ülkemizde Psathyrella 41 ve Tricholoma cinsine ait takson sayısı ise 53’e yükselmiştir. Anahtar kelimeler: Yeni kayıt, makrofungus, Zilan Vadisi, Van 96 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-34 Türkiye Mikobiyotası İçin 3 Yeni Russula Kaydı Ömer F. ÇOLAK1, M. Halil SOLAK2, Mustafa IŞILOĞLU3 1 2 Muğla S. K. Üniversitesi, Köyceğiz MYO, Köyceğiz, Muğla Muğla S. K. Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Eğitimi ABD, Kötekli, Muğla 3 Muğla S. K. Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli, Muğla e-posta: [email protected] Biyoçeşitliliğin belirlenmesi geçmişten günümüze bilim insanının en önemli uğraşlarından birisidir. Bu çeşitliliğin bir parçası olan makrofunguslarla ilgili olarak, ülkemizde de bazı çalışmalar yapılmış ve yaklaşık 2500 takson belirlenmiştir. Bu sayı içerisinde en fazla türe sahip cins Russula Pers.’ cinsidir. Bu cins genellikle parlak, dikkat çekici renklerde, oldukça güzel ve ilginç türleri içerir. Birçok ağaçla mikorizal birliktelik oluşturan bu cinse ait dünya üzerinde 750 takson olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizden cinse ait rapor edilen tür sayısı 100 den fazla olup bu sayı her geçen gün yeni çalışmalarla artmaktadır. Ülkemiz mikotasına katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilen araştırmanın materyali; 2014 yılı ilkbahar aylarında Kütahya ve Afyon illerinden toplanmıştır. Doğal ortamında renkli fotoğrafları çekilen mantar örnekleri cinsin teşhisinde önemli olan bazı kimyasallar (FeSO4, KOH, NH3) uygulanarak verdiği renk değişimlerinin yanı sıra morfolojik ve ekolojik özellikleri arazi defterine not edilmiştir. Laboratuvara taşınan örneklerde melzer ayıracı (sporlar için) ve sülfovanilin (sistidler için) kullanılarak mikroskobik fotoğrafları çekilmiş ve teşhisleri yapılmıştır. Daha sonra fungaryum materyali haline getirilen örnekler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Biyoloji Bölümü fungaryumunda saklanmaktadır. Bu çalışma sonucunda, Russula atroglauca Einhellinger, R. clariana R. Heim ex Kuyper & Vuure ve R. gigasperma Romagn. ex Romagn. Türkiye’den ilk defa rapor rapor edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikobiyota, Russula, Türkiye, Yeni kayıtlar 97 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-35 Türkiye’nin Lactifluus Türleri Ömer F. ÇOLAK, İsmail ŞEN, Mustafa IŞILOĞLU Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kötekli, Muğla e-posta: [email protected] Makrofungus sistematiği üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda moleküler yaklaşımların kullanılmasıyla ivme kazanmıştır. Yapılan bu çalışmalarla, sistematik sorunların önemli düzeyde çözüldüğü görülmektedir. Benzer şekilde, bazı Lactarius Pers. türlerinin Lactifluus (Pers.) Roussel cinsi içinde toplanmıştır. Ülkemizdeki Lactarius türleri incelendiğinde Lactifluus bertillonii (Neuhoff ex Z. Schaef.) Verbeken ve Lactifluus luteolus (Peck) Verbeken taksonlarının Lactifluus cinsine aktarıldığı görülmektedir. Araştırma materyali, 2013 yılında yapılan rutin arazi çalışmaları sonucunda Kozak Yaylasından (Bergama, İzmir) toplanmıştır. Doğal ortamında fotoğrafları çekilen mantar örneklerinin ekolojik özellikleri arazi defterine kaydedilerek laboratuvara taşınmıştır. Örneklerin mikroskobik, makroskobik ve ekolojik özellikleri kullanılarak teşhisleri yapılmıştır. Teşhisi yapılan örnekler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyoloji Bölümü fungaryumunda saklanmaktadır. Yapılan laboratuar çalışmaları sonucunda belirlenen Lactifluus rugatus (Kühner & Romagn.) Verbeken ülkemiz için yeni kayıttır. Yapılan bu çalışma ile ülkemizde belirlenen Lactifluus cinsi üye sayısı 3’e yükselmiştir. Anahtar Kelimeler: Makrofungus, Lactifluus, Biyoçeşitlilik, Türkiye, Yeni kayıt 98 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-36 Türkiye İçin Yeni Bir Sürme Mantarı Kaydı Şanlı KABAKTEPE İnönü Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Malatya e-posta: [email protected] Aladağlar ve Bolkar dağları sınırlarından toplanan, Pennisetum orientale Rich. (Poaceae) üzerinde Anthracocystis penniseti (Rabenh.) McTaggart & R.G. Shivas (Ustilaginaceae) Türkiye’den ilk defa kayıt edilmiştir. A. penniseti’nin morfolojik ve mikroskobik özellikleri toplanan örneklere bağlı olarak tanımlanmış ve fotoğraflarla desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikobiyota, Yeni Kayıt Anthracocystis penniseti, Türkiye Teşekkür: Bu çalışma TÜBİTAK (Proje No: 113Z093) tarafından desteklenmiştir. 99 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-37 Türkiye Makrofunguslarına Dernekpazarı (Trabzon) İlçesinden Katkılar Abdullah KAYA1,Yasin UZUN1, Ilgaz AKATA2, Ali KELEŞ3 1 Karamanoğlu MehmetbeyUniversitesi, Kâmil Özdağ Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Karaman 2 3 Ankara Universitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara YüzüncüyılÜniversitesi, Eğitim Fakültesi, Ortaöğretim Fen ve Matematik Eğitimi Bölümü, Van e-posta: [email protected] Makrofunguslar, Fungi aleminin Ascomycota ve Basidiomycota bölümlerine ait çıplak gözle gözlenebilen makroskobik mantarları içermektedirler. Günümüze kadar Dünya genelinde 21.500 civarında makroskobik mantar taksonu tanımlanmıştır ancak tür sayısının yaklaşık 53.000-110.000 olduğu tahmin edilmektedir. Avrupa kıtasında tanımlanan sayı 15.000 civarındadır. Mevcut literatüre göre Temmuz 2014 itibariyle Türkiye’de 2184 makrofungus taksonu belirlenmiştir. Bu çalışmada, Dernekpazarı (Trabzon) ilçe sınırları içinden 2013-2014 yılları arasında 251 makrofungus örneği toplanmıştır. Arazi ve laboratuvar çalışmaları sonucunda Ascomycota ve Basidiomycota bölümlerine ait, 35 familya, 44 cins içinde yer alan 54 tür tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Biyoçeşitlilik, Makrofunguslar, Dernek Pazarı, Türkiye 100 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-38 Aphis fabae (Hemiptera: Aphidoidea) ile mücadelede entomopatojen funguslar Recep BAYDAR, Özlem GÜVEN, İsmail KARACA Süleyman Demirel Üniversitesi Bitki Koruma Bölümü/ Isparta e-posta: [email protected] Bu çalışmada ülkemiz topraklarından tuzak böcek yöntemi ile ve kışlama bölgesinden toplanan Coccinella septempunctata üzerinden izole edilen entomopatojen funguslardan Beauveria spp., Beauveria bassiana, Metarhizium spp. ve Paecilomyces spp. tür ve izolatların A. fabae üzerine etkisi laboratuar koşullarında belirlenmiştir. Patates Dekstroz Agar üzerinde geliştirilen funguslardan 1x108 konidi/ml dozlarında spor süspansiyonları hazırlanmış ve püskürtme yöntemi ile yaprakbitleri üzerine uygulanmıştır. Uygulamadan sonra denemeler 25±1oC sıcaklık ve %65±5 orantılı nem koşullarında saklanmıştır. Yapraklar üzerinde canlı, ölü bireylerin sayımı 1, 3, 5 ve 7. gün olarak yapılmıştır. Çalışma sonunda elde edilen verilere göre kullanılan entomopatojen tür ve izolatların A. fabae’yi enfekte ettiği gözlenmiştir. Yapılan bu uygulama sonucunda 3. günde istatistiki olarak en etkili Beauveria bassiana izolatlarından BMAUM-A6-001 (%90.78), BMAUM-A6-002 (%90.94) ve BMAUM- 005 (%79.62) ile Metarhizium spp. (%90.54) ve Paecilomyces spp. (%84.15) türleri olmuştur. 5. gün sonunda tüm entomopatojen fungus tür ve izotlar yaprakbitlerini enfekte ederek ölümlerine sebep olmuşlardır. Tüm izolatlar A. fabae’ye karşı laboratuar ortamında 1x108 konidi/ml konsantrasyonlarında kullanılabileceği düşünülmektedir. İleride yapılacak sera ve arazi uygulamaları sonucunda elde edilecek verilere göre kullanılan bu tür ve izolatların IPM de yer verilmesi uygun olabilir. Anahtar kelimeler: Aphis fabae, Entomopatojen fungus, Beauveria bassiana, Metarhizium spp. Paecilomyces spp. 101 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-39 First report of Seiridium marginatum causing leaf blight on Crataegus sp. and Mespilus germanica in Iran Amanmohammad KOMAKİ1, Mohammad Ali AGHAJANİ2 1 2 Department of Plant Protection, Ataturk University, Erzurum, Turkey Department of Plant Protection, Research Center of Agriculture and Natural Resources of Gorgan, Iran e-mail: [email protected] In December 2010, severe leaf blight of Crataegus sp. (Fig. 1) and Mespilus germanica L. leaves were observed in northern forests of Iran (Gorgan-Ziarat, Naharkhoran and Shast Kola). The necrotic tissues of leaves were infected by a plant pathogenic fungus, which had conodiomata and produce black mass of conidia on the leaves surface. Fungus acervuli had separately circular arrangement at necrosis part of infected leaves. According to the morphological characters, the leaf necrotic fungus identified as Seiridium marginatum (Fr.) Nees. Acervuli are subcuticular and have 320-510 µm diameters. Acervulus wall tissues are light to dark brown and the basal layer consists of brown wall and texture of acervulus wall made from globose cells. Acervulus wall had 30-50 µm thick. The wall is supporting numerous conidiophores in a dense palisade. Conidiophores are hyaline and cylindrical. Conidiogenous cells are hyaline and holoblastic. Conidia are fusiform, straight or in some of brown cells had curve. Conidia have 5 septum and the basal and apical cells are hyaline. Four median conidial cells have thick wall and light brown with striate ornamentation along the length direction of conidia. The brown cells sizes are not equal. The basal and apical cells have filiform hyaline appendages along the conidia axis, but in some conidia appendages were curved from the base of itself. Conidia size with basal and apical cells excluding appendage is (-31) 24- 35 µm. The light brown cells size was (-9) 8-10.5×15-25 (-20.64) µm. The basal appendages size was 0.51×4-15 (-11.65) µm and the apical appendages size was 0.5-1×5-17 (-13.67) µm. The basal cell size was 3-6 µm and the apical cell was 2-5 µm. The fungus was inoculated to PDA medium and incubated at 25 ºC. Pathogencity of the S. marginatum isolates from Crataegus sp. and M. germanica were determined by inoculating the seven day old fungus mycelium with 5mm of PDA culture on the leaves of seedling of shrubs in the greenhouse condition. For control test used the PDA 102 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com medium without mycelium. The inoculated shrubs developed similar symptoms of leaf blight but the controls were healthy. The Crataegus sp. and M. germanica are new host plants (matrix nova) for S. marginatum. Also, the species of S. marginatum is new taxa for Iran’s mycoflora and are reporting for first time. Key words: coelomycete, fungal plant disease, hawthorn, medlar 103 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-40 Tuzlu Çevrelerin Bir Üyesi Penicillium flavigenum: Türkiye İçin İlk Kayıt Semra İLHAN1, Zerrin CANTÜRK2, Y. Erçin KOCABIYIK3, İlknur DAĞ4 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir 2 Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji AD, Eskişehir 3Eskişehir 4 Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji AD, Eskişehir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi, Elektron Mikroskop Görüntü ve Analiz Birimi, Eskişehir e-posta: [email protected] Bu çalışmada, Tuz Gölü’nden izole edilen Penicillium flavigenum (Frisvad and Samson, 1997) mikrofungusu steromikroskop, ışık mikroskobu, Nomarski (DIC) ve Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile incelenerek koloniyal ve ayrıntılı morfolojik özellikleri görüntülenmiştir. Ayrıca moleküler tabanlı teknikler ile elde edilen fungusa ait beta tubulin dizisinin GenBank verileriyle kıyaslaması yapılarak tanılanmıştır. Tuz Gölü su örneğinden izole edilen P. flavigenum Türkiye için yeni kayıttır. Anahtar kelimeler: Penicillium, Ascomycota, Tuz Gölü 104 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-41 Asidik Çevrelerin Bir Üyesi Talaromyces aculeatus: Türkiye İçin İlk Kayıt Semra İLHAN1, Y. Erçin KOCABIYIK2, İlknur DAĞ3, Pınar AYTAR4, Serap GEDİKLİ2 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eskişehir 2Eskişehir 3 Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji AD, Eskişehir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi, Elektron Mikroskop Görüntü ve Analiz Birimi, Eskişehir 4Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik AD, Eskişehir e-posta: [email protected] Bu çalışmada, asidik çevreler olan Çan (Çanakkale) (pH 2,85) ve Balya (Balıkesir) (pH 2,75) asidik maden drenajlarından izole edilen Talaromyces aculeatus ((Raper & Fennell) Samson, Yilmaz, Frisvad & Seifert, 2011) mikrofungusu stereomikroskop, ışık mikroskobu, Nomarski (DIC) ve Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile incelenerek koloniyal ve ayrıntılı morfolojik özellikleri görüntülenmiştir. Ayrıca moleküler tabanlı teknikler ile elde edilen fungusa ait ITS dizisinin GenBank verileriyle kıyaslaması yapılarak tanılanmıştır. Asidik maden drenaj örneklerinden izole edilen T. aculeatus Türkiye için yeni kayıttır. Anahtar kelimeler: Talaromyces, Ascomycota, Balya, Çan 105 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-42 Çanakkalede Üretilen Bazı Geleneksel Ürünlerdeki Küflerin Tanımlanması Seda ÖZDİKMENLİ1, Nukhet N. ZORBA2 1 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Böümü, 17550 Yenice/ Çanakkale 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Fakültesi 17100 Merkez/ Çanakkale e-posta: [email protected] Bu çalışmada Çanakkale yöresine ait geleneksel yöntemler ile üretilmiş salça, peynir ve tereyağ ürünleri kullanılmıştır. Örneklerde bulunan küfler Malt Extract Agar’a ekim yapılarak izole edilmiştir. İzolatlar kültürel ve morfolojik özelliklerine göre tanımlanmaya çalışılmıştır. Ürünlerde Penicillium, Aspergillus, Ulacladia, Byssochlamys, Cladosporium, Geotrichum, Alternaria türleri ağırlıklı olarak tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: tomato-pepper paste, cheese, butter, molds 106 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-43 Manyezit Madeninden İzole Edilen Mikrofunguslar Sümeyra GÜRKÖK1, Derya YANMIŞ1, Serkan ÖRTÜCÜ2, Arzu GÖRMEZ2 1 2 Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü 25240, Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum e-posta: [email protected] Manyezit (MgCO3) tarım, inşaat, ilaç, otomotiv sanayi gibi birçok alanda kullanılan magnezyum ve magnezyum bileşiklerinin üretilebilmesi için kullanılan en temel kaynaktır. Doğada bulunan manyezit teorik olarak %47,62 oranında magnezyum oksit (MgO) ve %52,38 karbondioksit (CO2) içermesine karşın, bulunduğu bölgenin jeolojik özelliklerine bağlı olarak farklı oranlarda silisyum, alüminyum, demir ve kalsiyum gibi bir takım safsızlıklar içerir. Yurdumuzda bulunan manyezit madenlerinin kullanımını sınırlayan en önemli safsızlıklardan biri kalsiyum karbonat (CaCO3) miktarıdır. Manyezit madeninden CaCO3’ı uzaklaştırmak için şu ana kadar kullanılan kimyasal ve fiziksel yöntemler ekonomik ve çevre dostu olmadığı için alternatif bir biyoteknolojik yöntem araştırılmaktadır. Bu amaçla, Mersin Dere Manyezit Madenleri’nden biyoteknolojik süreçlerde kullanılmak üzere mikrofungus izolasyonu yapılmıştır. Çalışmanın sonunda Fusarium sp., Gliocladium roseum, Mucor hiemalis, Ulocladium atrum ve Penicillium frequentans izole edilmiştir. Çalışmanın bundan sonraki aşamasında tüm izolatların MgCO3 ve CaCO3 üzerine çözücü etkileri araştırılarak manyezit zenginleştirme potansiyelleri tespit edilecektir. Anahtar Sözcükler: Manyezit, fungus, dekalsifikasyon 107 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-44 Aspergillus flavus K-7 ile Lipaz Üretiminde Atık Kızartma Yağının Substrat Olarak Kullanımı Melike YILDIZ1, Yağmur ÜNVER1, Serkan ÖRTÜCÜ2, Mesut TAŞKIN1 1 2 Atatürk Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü e-posta: [email protected] Lipaz grubu enzimler detarjan, kozmetik, ilaç ve besin endüstrilerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Mevcut çalışmada, farklı toprak örneklerinden lokal olarak izole edilen küflerin lipaz üretme yetenekleri test edilmiştir. Küflerin izolasyonu karbon kaynağı olarak atık kızartma yağı içeren agar besiyeri üzerinde gerçekleştirilmiştir. İzole edilen küfler, daha sonra sıvı kültürde lipaz üretme yetenekleri açısından taranmıştır. Agar ve sıvı besiyerinin pH’ sı 5.5’ e ayarlanmıştır. Sıvı kültür çalışmalarında da karbon kaynağı olarak atık kızartma yağı kullanılmıştır. Tarama çalışmaları sıvı besiyerinin 100 ml’ sini içeren 250 ml’ lik erlenler içerisinde gerçekleştirilmiştir. Tarama çalışmaları sonucunda belirlenen en iyi izolat için optimum yağ konsantrasyonu (%1-5) ve inkübasyon süresi (12 saat aralıklarla 168 saate kadar) test edilmiştir. Lipaz aktivitesi spektrofotometrik yönteme göre belirlenmiştir. Biyomas miktarının belirlenmesi için santrifüj işleminin sonunda elde edilen misel biyoması sabit ağırlığa gelinceye kadar 80°C’ de kurutulmuştur. Çalışmada, atık özelliğindeki kızartma yağını karbon kaynağı olarak kullanma kapasitesine sahip olan 15 küf izole edilmiştir. Tarama deneyleri sonucunda 15 izolat arasında en iyi lipaz üretici izolatın K-7 olduğu belirlenmiştir. Bu izolat, Aspergillus flavus olarak teşhis edilmiştir. Bu küfte maksimum lipaz (45,9 EU/lt) ve biyomas (9.2 gr/lt) üretimi için en iyi atık yağ konsantrasyonu %4, en uygun inkübasyon süresi ise 120 saat olarak tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Aspergillus flavus K-7, izolasyon, atık kızarma yağı, lipaz 108 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-45 Gliocladium roseum YU-5 izolatı ile proteaz üretimi üzerine kültür pH’sının etkisi Yağmur ÜNVER1, Melike YILDIZ1, Mustafa ÖZDEMİR2, Mesut TAŞKIN1 1 Atatürk Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Erzurum e-posta: [email protected] Proteazlar içerisinde alkalin proteazlar, en fazla dikkat çeken enzimler olarak kabul edilmektedir. Alkalin proteazlar, yüksek sıcaklık ve pH’ ların yanı sıra surfaktanların ve okside edici ajanların varlığında bile stabil kalarak yüksek aktivite göstermektedirler. Bu özellikleri sayesinde alkalin proteazlar özellikle deterjan endüstrisinde çok fazla kullanım alanı bulmaktadır. Mevcut çalışmada Gliocladium roseum YU-5 küfü ile proteaz üretimi üzerine pH’ nın etkisi araştırılmıştır. Çalışmada, farklı ortamlardan alınan toprak örneklerinden skim milk powder (azot kaynağı) içeren ve pH’ sı 8.0’ a ayarlanmış agar besiyeri üzerinde küf izolasyonları gerçekleştirilmiştir. İzole elde edilen küfler daha sonra sıvı besiyerinde geliştirilerek en iyi proteaz üreten izolat seçilmiştir. Ardından seçilen en iyi izolatla proteaz üretimi üzerine farklı pH (5, 6, 7, 8, 9 ve 10)’ ların etkisi araştırılmıştır. Üretim çalışmaları, 100 ml steril sıvı besiyeri içeren 250 ml’ lik erlenler içerisinde gerçekleştirilmiştir. Proteaz aktivitesi, Takami et al.’a göre belirlenmiştir. İzolasyon ve tarama çalışmaları proteaz üretici en iyi küf izolatının YU-5 olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu izolat, G. roseum olarak teşhis edilmiştir. Bu izolat ile en iyi fungal büyümenin (5.6 gr/lt) ve proteaz üretiminin (11.1 EÜ/ml) pH 9.0’ da başarıldığı tespit edilmiştir. Aynı pH’ da kültürdeki toplam protein miktarı ise 12,5 mg/ml olarak belirlenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, yeni bir küf izolatı aracılığıyla üretilen ticari öneme sahip bu alkalin proteazın diğer proteazlara alternatif olarak deterjan endüstrisinde kullanılabileceğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Gliocladium roseum YU-5, pH, alkalin proteaz, mikrobiyal üretim 109 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-46 Ramalina farinacea ve Ramalina fraxinea Liken Türlerinin Anti Quorum Sensing Özelliklerinin Raportör Suş Üzerinde Gösterilmesi Ümmügülsüm TAHİROĞLU1, Cenk SESAL1, Gülşah ÇOBANOĞLU ÖZYİĞİTOĞLU1, İskender KARALTI2 1 2 Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Göztepe, İstanbul Yeditepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ataşehir, İstanbul e-posta: [email protected] Bakteriler kimyasal sinyaller üreterek ve bu sinyallere yanıt vererek, tür içi ve türler arası iletişim kurmaktadırlar. Bu iletişim, genetik bir regülasyon mekanizması olan “Quorum Sensing” (QS) mekanizması ile gerçekleştirilmektedir. QS mekanizması ile kontrol edilen bazı mekanizmalar; konjugasyon, antibiyotik biyosentezi, önemli virülens faktörlerin üretimi ve biyofilm oluşumudur. Eski çağlardan günümüze kadar halk hekimliğinde birçok hastalığın tedavisinde kullanılan likenlerin ürettiği sekonder metabolitlerin antibakteriyel, antifungal vb. özellikler gösterdikleri bilinmektedir. Özellikle antibakteriyel özellikleri tarafımızca kanıtlanan ve literatür ile desteklenen Ramalina farinacea (L.) Ach. ve Ramalina fraxinea (L.) Ach. liken türlerinin Agrobacterium tumefaciens’nin QS raportörü olan 2 suşu (A136 ve KYC6) üzerinde anti-QS etkinliği incelenmiştir. Bolu-Abant lokalitesinden toplanan ve tayin edilen likenler; temizlenip, sıvı azot yardımıyla toz haline getirildikten sonra kloroform-metanol-aseton bulunan çözücünün içerisinde 2 gün bekletilip rotary evaporatörde çözücüleri uçurulmuş ve özütleri elde edilmiştir. Özütler daha sonra yine kendi çözücüleri içerisinde dilüe edilerek, yüzeyine XGal yayılmış Luria Bertoni (LB) Agar besiyeri üzerine, R. farinacea ve R. fraxinea özütleri Weihua Chu ve ark. (2011)’nın gerçekleştirdiği yöntem optimize edilerek uygulanmıştır. QS raportör suş kontrolleri düzgün olarak çalışmış ve uygulanan dozlarda her iki liken özütünün de anti-QS etkinliği gözlenmiştir. QS mekanizmasının işleyişinin önlenmesi ile bakterilerin patojenite kazanmalarının önlenmesi ve bunun için doğaya/insana zararlı olmayan doğal maddelerin kullanılması önemlidir. Çalışma sonucu anti-QS etkinliği gözlenen R. farinacea ve R. fraxinea liken özütlerinin anti-QS özelliklerinin gösterilmesi bu konuda atılmış önemli ve özgün bir adımdır. Bundan sonraki 110 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com aşamalarda bu liken özütlerinin sekonder metabolit içeriğinin belirlenmesi, tıp/eczacılıkta kullanım potansiyelinin yüksek olması açısından önem taşımaktadır. Anahtar kelimeler: Liken, Quorum Sensing, Ramalina 111 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com P-47 Candida Türlerinin Ağız Sağlığı Bakımından Önemi Hülya ERDEM ASAN Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Balkan Yerleşkesi, 22030, EDİRNE e-posta: [email protected] Ağız ortamı, anatomik, biyolojik, fizyolojik ve diğer özelliklerinden dolayı mikroorganizmalara açıktır. Bireyin yaşamı, beslenme şekli, geçirdiği hastalıklar v.s. gibi nedenlerden dolayı, buradaki mikroorganizmaların çeşitliliği ve sayısı değişir. Oral ve perioral (ağız ve çevresi) bölgede meydana gelen mantar enfeksiyonları, primer yerel lezyon veya sistemik mikozun belirtisi olabilir. Dünyadaki tanımlanmış fungal tür sayısı yaklaşık olarak 110.000 kadar olmasına rağmen, insanlar için sadece 200 kadarı patojendir, ancak 2014’de çıkan bir yayında (Dupuy ve Ark. Redefining the Human Oral Mycobiome with Improved Practices in Amplicon-based Taxonomy: Discovery of Malassezia as a Prominent Commensal. PLoS ONE 9 (3): 1-11, 2014) bu sayının 600 olduğu yazılmıştır. Diş hekimliğinde en çok karşılaşılan mantar enfeksiyonlarını Candida spp. yapar. İnsanlarda oluşturduğu enfeksiyonlara örnek olarak pamukçuk verilebilir. Tıbbi önemi olan Candida türleri şunlardır: C. albicans, C. glabrata, C. tropicalis C. krusei, C. lusitaniae, C. dubliniensis, C. kefyr, C. guilliermondi, C. parapsilosis; ancak ağız enfeksiyonlarında etken olarak “Candida albicans’’ daha sıklıkla görülmektedir; zaten tüm candida enfeksiyonlarının % 75’inden bu tür sorumludur. C.albicans eşeyli çoğalan, diploit maya tipi bir fungusdur. İnsanlar da ağız ve vaginada fırsatçı enfeksiyonların etkenidir. Sağlıklı yetişkinlerin % 40’ında vardır. Bu tür, herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda (kanser ve AIDS hastaları, organ nakli yapılmış hastalar v.s; ayrıca bakterilere karşı uzun süreli antibiyotik kullananlarda) oral kandidiyazis oluşturabilir. C.albicans’ın ağız içinde yaşama ve protez yüzeylere yapışma yeteneği fazladır. C.albicans, uygun besiyerlerinde 370C’ye ilave olarak 420C’de de üreyebilir. C. albicans, dokulara bağlanmasını sağlayan adhesinler, dokularda patonojenitelerden sorumlu olduğu düşünülen proteinaz ve fosfolipaz enzimi salgılar. Proteinaz enzimi salgılayanlar, proteinaz enzimi salgılamayanlardan daha patojendir (Staib ve Ark.,1965). 112 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Candidalar nomal ağız florasının bir parçasıdır. Saprofit ve patojen olarak bulunur. Patojenitesi:kolonize olması, epitel dokuya yapışma yeteneğine bağlıdır. C. albicans, C. tropicalis patonitesi. C. krusei, C. guilliermondii’den daha fazladır. Son yıllarda antibiyotik ve immunsupressif ilaç kullanımın artması, Candida türlerinin prevalansının artmasına neden olmaktadır. Ağız ve beden sağlığı bir bütün olduğu için, bireylerin ağız sağlığına dikkat etmeleri gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Candida spp, Ağız sağlığı, patojenite 113 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com İNDEKS Erhan KAPLANER 33,51 Erkan EREN 29 Ertuğrul SESLİ 28 Esabi Başaran KURBANOĞLU 81 Esra ALTIPARMAK 80 Evrim ÖZKALE 20 Feza OTAĞ 19,23,62 Filiz SANAL 63 Göksu CEYLAN 43 Göksu YILDIZ 85 Gözde ERSÖZ 94 Güldem DÖNEL 65 48,51,71 Gönül ASLAN 23 Gülden ÇELİK 18 Mehmet SOYLU 22 Abdullah KAYA 36,91,101 Ahmet ASAN 57,49 Alev HALİKİ UZTAN 61 Alev SEZEN 75 Ali ASLAN 59 Ali ÇELİK 96 Ali KELEŞ 97,101 Amanmohammad KOMAKI 103 Antonio Di STEFANO 59 Arzu GÖRMEZ 108 Gülsen TEL Gülşah ÇOBANOĞLU ÖZYİĞİTOĞLU Ayfer BAKIR 22 Günay Tülay ÇOLAKOĞLU 18,88 Aysun PEKŞEN 29 Gürol EMEKDAŞ 19,62,23 Ayşe Betül KARADUMAN 31,41 Hakan Allı 92 Ayşen ÖZDEMİR TÜRK 52 Halil Güngör 92 Ayşenur BAHADIR 47 Halil SOLAK 26 Ayşenur YILMAZ 34 Hamide ÇAVDAR 48,51 Aziz TÜRKOĞLU 71,85,48 83 Başar KARACA 30 Handan ÇINAR Harun GÜLBUDAK Bilal DOĞAN 43,47 Hasan TÜRKEZ 59 Burhan ŞEN 57 Hayrünisa BAŞ SERMENLİ 83,83 Buse BERBER 45,55,78 Hicret A. YALÇIN 66 Cansu BAYBURT 31,41 Hülya ERDEM ASAN 112 Cem ÖZKAN 47,78,111,55 Ilgaz AKATA 30,36,95,101,27 Christopher RIDOUT 66 Ivana Cacciatore 69 Çağrı ERGİN 89 İbrahim Halil KARACAN 91 Derya BERİKTEN 32 İjlal OCAK 94 Derya YANMIŞ 108 İlhan DENİZ 34 Didem ÖZGÜR 62 İlknur DAĞ 105,106 Dilek Yeşim METİN 22 İskender KARALTI 18,88,111,45 Döndü GÜMÜSKAYA 57 İsmail ACAR 95,35 Ebru EROL 33,48,51 İsmail BEZİRGANOĞLU 68 Ebru TEKİN 61 İsmail KARACA 102 Ece Ümmü DEVECİ 44 İsmail ŞEN 84,99 Efdal OKTAY 19 Jeremy MURRAY 66 Elanur AYDIN 59 K. Selen ÖZBAY 93 Elif KOCAÖĞÜT 61 Kenan DEMİREL 97 Elif KORCAN 94 Kevser ELÇİ 19 111 19 1 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com Kutret GEZER 96 Özlem GÜVEN 102 M. Emin DURU 71 Perihan GÜLER 85 M. Halil SOLAK 98 Pınar AYTAR 106 Macit İLKİT 21 Pierre-Arthur MOREAU 28 Mehmet CANDAN 52 Recep BAYDAR 102 Mehmet Emin DURU 48,33,51 Seda ÖZDİKMENLİ 77,107,40 Mehmet Halil Solak 92 Sedat KESİCİ 35 Mehmet Nuri AYDOĞAN 42,7 Selen YÜZÜAK 43 Mehmet ÖZTÜRK 33,48,51,71 Selma KIRAÇ 89 Mehmet Zeki KOÇAK 97 Semra İLHAN 105,106 Melike BÖRÜHAN 41 Serap GEDİKLİ 106 Melike YILDIZ 109,11 Serkan ORTUCU 69,70,79,81,108,109 Merih KIVANÇ 32,41 Sevgi SEVSAY 65 Merve MARAŞ 73 Sezai ADİL 65 Mesut TAŞKIN 109,11 Sibel YILDIZ 34 Mohammad Ali AGHAJANI 103 Suzan ÖKTEN 57 Mukaddes ARIGÜL 74 Süleyha HİLMİOĞLU POLAT 22,17 Murat KARTAL 71 Sümeyra GÜRKÖK 108 Murat ÖZDAL 75,81,86 Şahin DIREKEL 62,19,23 Murat ZORBA 74 Şanlı KABAKTEPE 100 Musa YALMAN 77 Taner COŞKUN 62 Mustafa AKÇELİK 30 Tülay BİCAN SÜERDEM 37 Mustafa Emre AKÇAY 97 Uğur ÇELİK 31 Mustafa IŞILOĞLU 83,84,92,93,93,98,99Uğur GÜREL Mustafa Kemal BABAYİĞİT 43 Ümmügülsüm TAHİROĞLU 111 Mustafa ÖZDEMİR 70,110,42 Y. Erçin KOCABIYIK 105,106 Mustafa YAMAÇ 24,31,41,43,47 Yağmur ÜNVER 109,110 N. Cenk SESAL 45 Yasin UZUN 91,101,36 Nazlıhan YILDIRIM 78 Yaşar AKSU 79 Necla ÖZBULUT 47 Yeşim GÜROL 18 Neriman YILMAZ VISAGIE 53 Yılmaz YAVUZ 52 Neslihan YÜCE 75,86 Yusuf UZUN 35,92,95 Nilüfer AKSÖZ 43 Zeki YILDIZ 43,47 Nukhet N. ZORBA 39,107 Nurcan Albayrak İSKENDER 79 Nurdan ALKAN 84 Nükhet N. Demirel ZORBA 73,80,77 Oğuzhan KAYGUSUZ 96 Onur Tolga OKAN 34 Ömer F. ÇOLAK 84,98,99 Ömer Faruk ALGUR 81,86 Ömer Faruk KAYA 91 Özlem GÜR 75,81,86 24 1 1.ULUSAL MİKOLOJİ GÜNLERİ, 01-04 Eylül 2014 Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum, TÜRKİYE www.mikoloji2014.com
© Copyright 2024 Paperzz