Sayı: 4 / Haziran 2014 Üç ayda bir yayımlanır T EKSTiL ERBiYE TÜRKİYE TEKSTİL TERBİYE SANAYİCİLERİ DERNEĞİ DERGİSİ Tekstil terbiyenin en renkli fuarı TEKSTİL İHRACATTA BÜYÜYOR TÜKETİCİNİN TERCİHİ GÜVENLİ ÜRÜNDEN YANA SAH‹B‹ Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği adına Vehbi Canpolat YAYIN KURULU Fatma Şener, Kemal Oğuz YAZI KURULU Enis Öztürk YÖNETİM YERİ Organize Sanayi Bölgesi Karaağaç Yolu Üzeri 13. Sokak No:6 59500 Çerkezköy / Tekirdağ Tel: +90 282 758 35 64 e-mail: [email protected] 7 Tekstilciler “Vefa Gecesi”nde buluştu YAPIM YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Hüsne PAMUK [email protected] ART DİREKTÖR Uğur KARAGÜL [email protected] EDİTÖRLER Bahtiyar ORHAN [email protected] Doğuş KOTAY [email protected] Meral GÜLER [email protected] GRAFİK TASARIM Muhammed AKDENİZ [email protected] 8 FOTOĞRAFLAR Fatih YALÇIN [email protected] Tekstil terbiyenin en renkli fuarı: “Interdye&Printing Eurasia” PAZARLAMA İLETİŞİMİ REKLAM GRUP DİREKTÖRÜ Özgür SEYHAN [email protected] REKLAM SATIŞ KOORDİNATÖRÜ Özgür HASÇELİK [email protected] BASKI-CİLT MATSİS Matbaa Hizmetleri Ltd. Şti. Tevfik Bey Mh. Doktor Ali Demir Cd. No: 51 Sefaköy-İstanbul TEL: (0212) 624 2111 Tekstil Terbiye Dergisi üç ayda bir yayımlanır, TTTSD üyelerine ücretsiz olarak dağ›t›l›r. Tekstil Terbiye Dergisi ad› kullan›larak al›nt› yap›lmas› yaz›l› izne tabidir. Gönderilen yaz› ve fotoğraflar iade edilmez. Yay›nlanan makalelerdeki görüşler yazar›na aittir. Tekstil Terbiye Dergisi Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği ad›na Küçük Mucizeler Yay›nc›l›k ve ‹letişim Hizmetleri Ltd. Şti. taraf›ndan yay›na haz›rlanmaktad›r. İLETİŞİM Kaptanpaşa Mah. Darülaceze Cad. Bilaş İş Merkezi A Blok No:31 K:6 D:63 Okmeydanı/Şişli/İstanbul (0212) 211 68 53 - 73 12 Tüketicinin tercihi güvenli üründen yana bölgesel yaklaşımlar IÇINDEKILER 4 BAŞKAN’DAN 6 YÖNETİM FAALİYETLERİ TÜRKİYE RENGİNİ BOYAHANELERDEN ALIYOR 30 28 7 SEKTÖR GÜNDEMİ •Tekstilciler“VefaGecesi”ndebuluştu •Tekstilterbiyeninenrenklifuarı: “Interdye&PrintingEurasia” •Tüketicinintercihigüvenliüründenyana •Çevredüzenlemeleriboyarmaddefiyatlarınıartırıyor •2015evtekstiltrendlerini“Hayalet” •Tekstilihracattabüyüyor 28 BÖLGESEL YAKLAŞIMLAR Türkiye rengini boyahanelerden alıyor •DenizliliihracatçılarıngözüGüvençBoya’da •KardeşlerBoyaveÖrmeOrtadoğu’daiddialı •Adana’nınentegretekstilgücü:OğuzTekstil •Kalitedesürekliliğinadı:TekboyTekstil 38 BÖLGESEL YAPTIRIMLAR-BURSA •DOSAB“ÖnceÇevre”diyor 42 RÖPORTAJ •LCWaikikiYönetimKuruluBaşkanı VahapKüçükileröportaj DOSAB “Önce Çevre” diyor 38 44 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK - ÇEVRESEL YAKLAŞIMLAR •Dijitalbaskısürdürülebilirliksağlıyor •Güvenliüretimşart 48 DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR 50 MAKALE •Elyafkarışımlarınasılboyanmalı? 54YÖNETSEL EĞİTİM •Şirketinizinhayateğrisiniuzatın! 4 iran 201anır / Haz Sayı: 4 a bir yayıml Üç ayd 56 EKONOMİK GÖSTERGELER LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ile röportaj 42 iL EKSBTiYE ER T TÜRK İYE TE KSTİ L TERB İYE SA CİLE NAYİ Rİ DE İSİ İNİN ETİC TÜK ERCİHİ T ENLİ GÜVNDEN Ü ÜR ANA Y RNEĞ İ DERG iyenin il terb arı Tekstrenkli fu en İL EKST A T ATT TÜRKİYE TEKSTİL TERBİYE DERNEĞİ DERGİSİ CSANAYİCİLERİ İHRA YOR SAYI: 4 / HAZİRAN 2014 BÜYÜ başkan’dan DAHA KONTROLLÜ ÜRETİMLE YOL ALMALIYIZ Merhaba Değerli Dostlarım, Dr. Vehbi Canpolat TTTSD Yönetim Kurulu Başkanı 4 çığgibibüyüyendijitalbaskımakinesiyatırımlarınadikkatiniziçekmek Türktekstilsektörüfarklıbirdönem- istiyorum.Elbetteyeniliklereaçık dengeçiyor.Türkiyegenelihracatının olmalıyız,teknolojiyikullanmalıyüzde7,2artışyaşadığı2014yılının yızamabirandayüzlercemakine ilkyarısındatekstilsektörünün yatırımıileönceürünfiyatlarıdibe yüzde8,7,hazırgiyiminiseyüzde vuracakmilliservetolanmilyonlarca 12,1’likbirartışyaşadığınıgörüdolarparamızmakineüreticilerinin yoruz.Avrupa’yaihracatbüyürken cebinegidecektir.BukonudahepidiğeryandandaOrtadoğu’daIrak, mizindahaduyarlıolmasıgerektiğini Suriye,Libya,Mısırveenfazlaticaret düşünüyorum. yaptığımızülkelerdenRusyaile Dijitalbaskıdaikinciönemlikonuise Ukrayna’daolansavaşveolaylardan yeterinceyetişmişelemanınolmamakaynaklıciddibirticarikankaybı sı.Herfabrikabirkaçkişiyisıfırdan yaşanıyor.Bundanenfazlaetkilenen yetiştirerekkonunundahabüyük isetekstildeköprügörevigören, sorunhalinegelmesiniönlenmesi gerekiyor.Buamaçladernekolarak biztekstilterbiyesektörüoluyor. enkısazamandabirkursdüzenleyeZirasektörümüzdurmakbilmeyen boyarmaddefiyatlarıvesezongeçişi ceğiz.Kursundevamlılığınınolması içinsektörfirmalarınınsözkonusu nedeniilekârsızlıklaboğuşuyorve doluçalışmadığıherdönemdezarar kursaelemanlargöndererekpersoediyor.Umuyorumbölgekısazaman- nelyetişmesineduyarsızkalmayacağınıumuyorum. daistikrarakavuşurvesektörümüz dahagüzelgünlergörür.Budönemleridahakontrollüüretimyaparakve Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere herkese şimdiden hayırlı baydahatasarrufluçalışarakaşacağız. ramlar diliyorum. İkincikonuolaraksondönemlerde yönetim faaliyetleri TTTSD’DEN TEKİRDAĞ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ'NE ZİYARET Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vehbi Canpolat ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Oğuz, Tekirdağ Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevine yeni atanan Ömer Albayrak’ı 25 Mart tarihinde ziyaret ettiler. Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Albayrak’a yeni görevinde başarılar dileyen Dr. Vehbi Canpolat ve Kemal Oğuz, kendisine yörede faaliyet gösteren tekstil terbiye firmaları hakkında bilgiler aktardılar. Ziyarette TTTSD Başkanı Dr. Vehbi Canpolat sektörün yaşadığı çevresel konuların bir özetini yaparak karşılıklı olarak neler yapılabilecekleri üzerinde durdu. Türkiye’nin en önemli sanayi merkezlerinden biri konumunda olan Tekirdağ’ın özellikle tekstil terbiye tesislerinin yoğunluklu olarak yer aldığı bir alanlardan biri konumunda bulunduğunu aktaran Canpolat, bunun için sektör olarak bütün kurumlar ile temas halinde olmalarının önemine vurgu yaptı. Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Albayrak’ta TTTSD Başkanı Dr. Vehbi Canpolat ve TTTSD Başkan Yardımcısı Kemal Oğuz’a yaptıkları ziyaretten memnun olduk- larını dile getirdi. Kurum olarak Tekirdağ’da faaliyet gösteren sanayiciler ile ortak hareket etmelerinin önemine vurgu yapan Albayrak, Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü olarak bölgede yaşanan çevresel sorunlara yönelik olarak yürütülen projeler hakkında da özet bilgiler aktardı. TEKSTİL İHRACATA KATMA DEĞER KATIYOR TTTSD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vehbi Canpolat katıldığı özel bir televizyon programında tekstil terbiye sanayinin Türkiye ekonomisi içindeki önemini değerlendirerek, tekstil terbiye sanayinin kapasite olarak dünyada ikinci, Avrupa’da ise birinci konumda yer aldığına vurgu yaptı. Tekstil terbiye sektörü açısından bakıldığında hem Avrupa’da hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada Türk tekstil 6 terbiye sektörü kadar büyük kapasiteli başka bir ülke bulunmadığını ifade eden Canpolat, “Tekstil terbiye sektörünün Amerika’da başlayan bir serüveni var. Buradan İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’ya yayılıyor. Ama bu ülkeler geçtiğimiz yıllarda bu işin zorluğundan veya çeşitli sebeplerden dolayı tekstil terbiyeden çıktılar. Bugün İtalya’da bir elin parmakları kadar boya terbiye fabrikası yoktur. Olanlar da can çekişiyor. Çünkü fiyat tutturamıyorlar. Türkiye bu işi çok iyi yapıyor” dedi. Türkiye’nin 2023 yılı için 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olduğunu hatırlatan Canpolat, “2023 yılı ihracat hedefi içerisinde tekstil sektörüne düşen pay 80 milyar dolar. Bu rakamın 20 milyar doları hammaddeye, 60 milyar dolarlık kısmı da hazır giyime ayrılıyor. Ben bu hedefin çok rahatlıkla gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Çünkü bu yılın ilk iki aylık rakamlarına baktığımızda gerek kumaş gerekse konfeksiyonun yüzde 10’un üzerinde büyüdüğünü görüyoruz. Burada esas olarak sektörün ülkeye bıraktığı katma değer kısmına bakmak lazım. Tekstil sektörü kadar ülke ekonomisine katma değer bırakan ikinci bir sektör bulamazsınız” şeklinde konuştu. Türk tekstilinin Türkiye için çok önemli bir yerde durduğunu söyleyen Canpolat, “Türkiye’de en fazla insan istihdam eden sektör tekstil sektörüdür. Ayrıca en çok kadın işçi çalıştıran sektör de tekstil sektörüdür” dedi. Türkiye’nin iplik üretiminde çok iyi bir noktada olduğunu ifade eden Canpolat, “Gün geçtikçe ‘karışım iplik’ diye tabir ettiğimiz, dünyada çok fazla üretimi yapılmayan iplikleri de üretir hale geldik. Türkiye tekstil ihracatının yüzde 40’ını Avrupa ülkelerine yapıyor. Avrupa ülkeleri için kalite, hız ve termin çok önemli olduğuna göre, Türkiye bu standartlara ulaşmış bir ülkedir. Bunun göstergesi de Avrupa ülkelerinin her geçen gün Türkiye’den alımlarını artırıyor olmalarıdır” şeklinde konuştu. sektör gündemi TEKSTİLCİLER VEFA GECESİNDE BULUŞTU Türkiye tekstil üretimi ve ihracatının yarıdan fazlasını gerçekleştiren, Türkiye’de kurulan ilk sanayi birliği ünvanını taşıyan İTHİB, kuruluşunun 40'ıncı yılını sektöre emeği geçen eski başkanlar ve üyeleri için düzenlediği “Vefa Gecesi” ile kutladı. Gecede TTTSD Başkanı ve İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Vehbi Canpolat’a da ödül verildi. İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliği yaptığı gece, 2 Temmuz Çarşamba akşamı 700 civarında sektör üyesi ve iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla Shangri-La Bosphorus'ta düzenlendi. İTHİB gecede; Rüştü Akın, Halit Narin, Ertekin Ashaboğlu, Evrensel Erdoğan ve Oğuz Satıcı gibi bugüne kadar Birliğe emeği geçen eski başkanlarını da unutmadı. Gecede Halit Narin ödülünü İTHİB Başkanı İsmail Gülle’nin elinden alırken, rahmetli Rüştü Akın adına verilen ödülü ise duayen tekstilcinin torunu olan Rüştü Akın aldı. Evrensel Erdoğan, Ertekin Ashaboğlu ve Oğuz Satıcı gibi geceye katılamayan İTHİB’in eski başkanlarına da ödülleri, geceye onları temsilen katılan yakınlarına verildi. Abdülkadir Konukoğlu’nun onur ödülü aldığı gecede; Ahmet Nazif Zorlu ve Mahmut Çalık gibi duayenlerin onur ödülleri de yine yakınlarına takdim edildi. Bugüne kadar İTHİB'de Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer alan isimlerin de teşekkür plaketi aldığı gecede TTTSD Başkanı-İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Vehbi Canpolat'a da ödül verildi. Gecede konuşan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, Birliğin kuruluş yılı olan 1975'te Türkiye'nin ihracatının 1,3 milyar dolar, tekstilin bu ihracattaki payının ise 330 milyon dolar olduğunu hatırlattı. Geçmiş dönemlerde eski başkan ve yönetimlerin Türkiye’ye getirilen kotaları en iyi şekilde müzakare ederek ihracatın önünü açtığını, ardından görev alan tüm yönetimlerin de sektörün markalaşmasına katkı sağladığını dile getiren Gülle, “Bizler de bayrağı devraldığımızda iplikte damping vergisi uygulaması ile ihracatın yüzde 25 artmasına katkı sağladık. KDV’yi yüzde 8’e düşürürken, son global krizin ardından kumaşa koruma vergisi getirdik. Böylece pek çok fabrika tam kapasite çalışmaya başladı. Tekstil ihracatımız son bir yılda Türkiye’nin toplam ihracat artışının üzerine çıkarak yüzde 8’lik bir artış gösterdi. Kısacası tekstil sektörü Türkiye’nin 2023 hedeflerine dokuz yıl kala ihracatın lokomotif sektörü olma görevini sürdürüyor” dedi. Geceye katılan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi de “1974 yılında bir yılda yaptığımız ihracatı bugün bir günde yapar hale geldik. Bu gelişmemizde Ar-Ge, tasarım ve inovasyona verdiğimiz değerin payı büyük oldu. Bundan 10 yıl önce Nokia cep telefonu son derece büyük bir pazar payına sahipti. O günkü pazar değeri 300 milyar dolardı. İnovasyon konusunda yeteri kadar etkin davranamadı ve bugün değeri 7 milyar dolara düştü” dedi. Vefa Gecesi'ne TTTSD Başkanı Dr. Vehbi Canpolat ve TTTSD Başkan Yardımcısı Kemal Oğuz da katıldı Tekstil terbiye 7 sektör gündemi TEKSTİL TERBİYENİN EN RENKLİ FUARI: T ürkiye tekstil terbiye sektörü kaliteli üretimi ve sağlam alt yapısıyla her geçen yıl dünyadaki bilinirliğini artırıyor. Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) ve Artkim Fuarcılık iş birliği ve KOSGEB desteğiyle organize edilen 2. Boyarmadde, Baskı Mürekkepleri, Pigmentler, Kimyasallar, Dijital 8 Baskı ve Boyama Teknolojileri Fuarı Interdye & Printing Eurasia 5-7 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. Dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyonellerini kıtaların buluştuğu şehir İstanbul’da aynı çatı altında toplayan Interdye & Printing Eurasia’da üç gün boyunca sektör li- Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) ve Artkim Fuarcılık iş birliği ile 5-7 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen Interdye & Printing Eurasia Fuarı dünyanın farklı ülkelerinden gelen ziyaretçileri ağırladı. deri üretici ve tedarikçi firmalarla bir araya gelen ziyaretçiler birçok alternatif firma arasından seçim yapabilme şansını elde ederken, yeni ve verimli üretim teknolojileri hakkında da bilgi aldı. Yurt dışından gelen ve normalde ulaşılması güç ve zaman alıcı firmalarla yüz yüze görüşebilme imkanı bulan ziyaretçiler, aynı zamanda fuar Interdye & Printing Eurasia Fuarı TTTSD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vehbi Canpolat, İKMİB ve Kimya Sektör Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, İSO Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, ve TTTSD Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katılımı ile açıldı . alanında gerçekleştirilen workshop sunumlarına katılarak sektörel bilgilerini tazeledi. Boyar maddeler, baskı mürekkepleri, tekstil kimyasalları, pigmentler, ön-işlem yardımcı maddeleri, boyama makinaları, dijital, rotasyon ve parça baskı makinaları ve ekipmanları, tekstil baskı ile ilgili teknolojiler ve yazılımlar, kalite, test ve çevre koruma ekipmanları ilgili diğer ürünlerin sergilendiği fuarda firmalar çevre ülkelerden gelen ziyaretçilerle iş bağlantıları kurdu. Tekstil terbiye sektörü bu fuarda buluştu Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vehbi Canpolat, İKMİB ve Kimya Sektör Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, İstanbul Sanayi Odası Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, ve TTTSD Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katılımı ile gerçekleşen fuar, yerli ve yabancı katılımcı ve ziyaretçilerin akınına uğradı. Abhinav Industries, Adachi Natural Polymers, Adgums, Adithya Synthetic, Birkim, Birsun, Bozetto Kimya, BTC Bilgi Teknolojileri, Chroma Chemicals, Cosmo Kimya, Denge Kimya, Dystar ve daha birçok yerli ve yabancı firmanın katılımcı olarak yer aldığı fuarda firmalar en yeni ürün ve hizmetlerini görücüye çıkardı. Her geçen yıl büyüyerek sektöre olan katkısını artıran fuarda bu yıl da yüzlerce ürün çeşidi, yeni teknoloji ve hizmet yer aldı. Fuarda 65’i 15 farklı ülkeden gelen yabancı katılımcılar olmak üzere 56 direk katılımcı, toplamda ise 96 firma ve firma temsilciliği yer alırken, fuarı üç gün boyunca 31 farklı ülkeden gelen toplam 2 bin 504 sektör profesyoneli ziyaret etti. Konusunda ihtisaslaşmış ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken etkinlik, yerli ve yabancı katılımcı firmaların verimli iş bağlantıları kurmasına ve sektörün gelişmesine olanak sağladı. Terbiyeciler için en önemli buluşma noktası 2. Boyarmadde, Baskı Mürekkepleri, Pigmentler, Kimyasallar, Dijital Baskı ve Boyama Teknolojileri Fuarı Interdye & Printing Eurasia ikinci sezonunda tekstil boyama, apre, baskı yapan firmalar için en önemli platform haline geldi. Boyarmaddeler, baskı mürekkepleri ve kimyasalların yanı sıra kullanılan makine, ekipmanlar ve test ölçüm cihazları gibi tekstil terbiye sektörünün ayrılmaz parçası olan ürün gruplarının sergilendiği fuar, Türkiye’de tekstil kimyasalları üretimi yapan firmaların dünyaya açıldığı kapı olarak değerlendiriliyor. Tekstil sektörü için en önemli girdilerden olan boyarmadde, kimyasalları, baskı mürekkepleri ve teknolojileri üreten firmalar ile kullanıcı firmaları bir araya getirerek iş birliğini artırmayı ve sektörde yer alan yeni kimyasalların ve yeni teknolojilerin tanıtılmasına olanak sağlayan bir platform oluşturmayı amaçlayan fuar, bu yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayarak hedeflerini gerçekleştirdi. Orta Doğu’dan yoğun katılım Interdye & Printing Eurasia 2014 2. Boyarmadde, Baskı Mürekkepleri, Pigmentler, Kimyasallar, Dijital Baskı ve Boyama Teknolojileri Fuarı’na İngiltere, İran, İtalya, Rusya, Çin, Almanya ve Mısır başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden katılım oldu. Fuarın ikinci döneminde Orta Doğu ülkelerinden gelen ziyaretçi ve katılımcı firma sayısında artış olduğu Interdye & Printing Eurasia Fuarı üç gün boyunca dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyonellerini kıtaların buluştuğu şehir olan İstanbul’da aynı çatı altında topladı. Sektör lideri üretici ve tedarikçi firmalarla bir araya gelen ziyaretçiler birçok alternatif firma arasından seçim yapabilme şansını elde ederken, yeni ve verimli üretim teknolojileri hakkında da bilgi aldı. gözlemlendi. Türk firmaların odağında yer alan Orta Doğu ve Uzak Doğulu müşterilerin fuardan memnun kaldıkları belirtildi. Uzmanlar sektörün geleceğini yorumladı Interdye & Printing Eurasia 2014, Workshop Programı dahilinde uzmanlar ve akademisyenler tarafından yapılan sunumlarla renklendi. Odak Kimya’dan Barış Boğa “Temel Renk Bilgisi ve X-Rite Renk Ölçüm Yazılımı”, Pulcra Kimya’dan Moda Danışmanı Ümit Ünal “Moda ve Kimyasal Trendlerle 15-16 Sezonlarına Özel Yorumlar”, Bozzetto Kimya’dan Andrea Rigantini ve BUTEKOM’dan Ali Rüzgar’ın “Tekstilde Temiz Üretim ve Uygulama Örnekleri” başlıklı sunumları birçok ziyaretçinin ve katılımcının ilgisini çekti. Bunun yanı sıra, İstanbul Tekstil terbiye 9 sektör gündemi Dünyanın bir çok ülkesinden tekstil terbiye firmalarının ilgi gösterdiği Interdye & Printing Eurasia Fuarı’nda Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği de info standla yer aldı. Teknik Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Umut Kıvanç Şahin Pamuklu Kumaşlarda Çapraz Bağlama Tekniğiyle Kırışıklıkları Önleme Yöntemleri ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bengi Kutlu, Tekstil Terbiyesi Alanında Yenilikçi Projeler başlıklı akademik çalışmalarını paylaştı. Akademik çalışmalarını paylaşanlar arasında Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Burcu Yılmaz Şahinbaşkan, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Uzman Çağlar Sivri, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Habip Dayıoğlu da yer aldı. Fuarın cazibesi etkili reklamlarla artırıldı Interdye & Printing Eurasia 2014, ikinci sezonunda düzenlediği reklam organizasyonları ile de dikkat çekti. Fuarın tanıtım çalışmaları kapsamında ulusal ve yerel gazetelerde toplam yedi reklam yayınlanırken, tekstil boya- ları, kimyasalları, baskı mürekkepleri sektörlerine yönelik özel ekler ve haber dosyası çalışmaları yapıldı. Ayrıca fuarla ilgili Türkiye genelinde birçok Organize Sanayi Bölgesi’nde açık hava reklamları verildi. Türkiye genelinde tıklanma oranı yüksek haber sitelerinde, tekstil dünyasının yakından takip ettiği haber portallarında banner yayını, ilgili hedef kitleye mailing gönderimleri, haber çalışmaları da fuar tanıtım çalışmalarından bazılarıydı. CELAL YILDIRIM Safir Kimya Dış Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü CÜNEYT MÜLDÜR Dystar Kimya San. Tic. Ltd. Şti. Satış Yöneticisi Firma olarak Interdye & Printing’e ilk kez katılıyoruz. Firma organizasyonunu başarılı buldum. Diğer fuarlara göre daha spesifik olması da bizi memnun etti. Çünkü bir fuarın çok geniş kapsamlı olması, yani hedefe yönelik olmaması bizi pek memnun etmiyor. Çok çeşitli ürünlerin sergilendiği fuarlarda ziyaretçi sayısı yüksek oluyor ama verimli ziyaretçi sayısı düşüyor. Bu fuarda daha verimli bir ziyaretçi profili var. çünkü bu fuara ne alacağını bilen müşteriler geliyor. Gözlemlediğimiz kadarıyla fuara en çok Çin ve Hindistan’dan katılım vardı. Zaten her iki ülkede de devlet politikası olarak fuar katılımları destekleniyor. Ukrayna’dan da katılım vardı. Kuzey ülkelerinden katılım beklemiyordum açıkçası. Ama son yıllarda Ukrayna’da da tekstil boyahaneleri açılmaya başladı ve öyle zannediyorum ki oradaki firmalar da dışarıya açılmak istiyorlar. Son bir yıldır yapıştırıcı sektöründe de faaliyetlerimiz oluyor. Yakın zamanda bu alandaki aktivitemizi artırma, kapasitemizi genişletme yönünde karar aldık. Bu fuarın tekstil terbiye sektörü açısından önemi büyük. Fuara iki dönemdir katılıyoruz. Geçen seneye nazaran bu dönem fuara katılan ziyaretçi profilinde olumlu yönde bir değişim gözlemledim. Bu dönemki fuara daha bilinçli ziyaretçiler geldi. Geçen sene ziyaretçi sayısı daha fazlaydı ama bu sene daha çok verim aldık. Çünkü ne alacağını bilen müşterilerle muhatap olduk. Dystar Çin ve Hindistan menşeili çok uluslu bir firma. Boya ürünlerinde her gama uygun boyalarımız var. Bizi diğer firmalardan ayıran en büyük farkımız da budur. Tekstil terbiye sektörü içinde dünyanın en büyük firmasıyız. Ürünlerimizin pahalı olduğu yönünde yaygın bir kanı var. Interdye & Printing gibi fuarlarda biz bunun böyle olmadığını gösteriyoruz. Firma olarak fuarlarda hem teknik olarak farklılığımızı hem de fiyatlarımızın diğerlerinden farklı olmadığını gösteriyoruz. Bu fuar, ileriye yönelik iş bağlantıları kurmak açısından beklentilerimizi karşıladı. Bu fuarda daha çok Türkiye’deki müşterilerimizin taleplerine odaklandık. Buradan da verim alacağımızı düşünüyorum. 10 HALİL AKSOY Denge Kimya Genel Müdürü DR. MEHMED SAİD NUTKU Ron Kimya Dış Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Firma olarak Interdye & Printing’e ilk kez katılıyoruz. Daha önce katıldığımız fuarlar, makinecilerle birlikte katıldığımız büyük fuarlardı. Bu fuarda biraz daha spesifik hale geldi. Yani kimyacılar ile boya ticareti yapan firmaların oluşturduğu bir fuar oldu. Bu fuarın önemi çok büyük. Çünkü Türkiye ve özellikle İstanbul çevre ülkelerin merkezi haline geliyor. Yardımcı kimyasalları üreticileri olarak bu fuarlara katılmamızın iki amacı var. Birincisi, henüz bir bayiimizin olamadığı çevre ülkelerde bir bayii bulabilmektir. İkincisi ise, marka bilinirliğini artırmaktır. Ayrıca fuara gelen müşterilerimizi kendi stantlarımızda ağırlayarak yaptığımız yenilikler hakkında bilgi verme şansını da yakalamış oluyoruz. Bu fuarın uzmanlaşıyor olması çok güzel bir gelişme. Çünkü tekstil yardımcı kimyasalları üreten firmalar şimdiye kadar diğer fuarlarda biraz üvey evlat gibi diğer sektörlere eklemlenmiş şekilde bulunuyorduk. Makine firmaları her zaman daha ön planda oluyordu. Ama bu fuarda sadece tekstil yardımcı kimyasallarını üreten, tekstil boyalarının ticaretini ve üretimini yapan kimya firmaları yer alıyor. Ron Kimya olarak yaklaşık 16 yıldır bu sektörde faaliyet gösteren bir aile firmasıyız. Tekstil yardımcı kimyasalları üretimi ve satışı yapıyoruz. Aylık yaklaşık 600 ton üretimi olan, bunun yaklaşık yüzde 15’ini ihraç eden ve yüzde 50 ihracata çıkma hedefi olan bir şirketiz. Bu anlamda sektörde ilk beşte olan bir firmayız. Her yıl yaklaşık dört yurt içi ve yurt dışı fuarına katılıyoruz. Boya ve kimyasal alanında, sektörel anlamda katıldığımız ilk fuar. Normalde tekstil makinaları ve kimyasalları olan branş fuarlarına katılıyoruz. Interdye & Printing’in direkt doğru müşteriye ulaşma anlamında kesinlikle doğru bir fuar olduğunu düşünüyoruz. Bu fuara sadece bizim müşterilerimiz ya da müşteri adaylarımız katılıyor. Umarım önümüzdeki yıllarda daha geniş bir platformda, daha fazla sayıda ve daha fazla rakibin olduğu bir ortamda gerçekleşir. Tekstile hizmet eden bir sektör olduğu için bizim sektörümüz, Türkiye’nin ihracatında lokomotif olan tekstil sektöründe daha iyi ürünler üreterek ihracatımızı artırmalıyız. ŞAMİL DİNÇEL Setaş Kimya Sanayi A.Ş. Baskı Sorumlusu ÖMER ÜNSAL Tekay Kimya Mümessillik ve Tic. Ltd. Şti. Yön. Kur. Baş. Setaş Kimya olarak beklentilerimiz karşılayan bir fuar oldu. Firma olarak tekstil sektöründeki önemli aktörlerden biriyiz. Setaş Kimya olarak üç gün boyunca tüm ekip buradaydık. Bizim için dolu dolu geçti. İç piyasa müşterilerimiz ağırlıktaydı. Dolayısıyla beklentilerimizi oldukça iyi karşıladı. Bundan sonraki fuarlara da katılmayı düşünüyoruz. Hedefimiz ihracatta büyümek. İç piyasada da Türkiye’deki oldukça büyük firmalardan bir tanesiyiz. Interdye & Printing Fuarı’nda, tekstil sektörünün önemli girdilerinden biri olan boyarmaddeler ve yardımcı kimyasalları üreten bizim gibi firmalar ile tekstil terbiye sektörü bir araya geldi. Fuar, tekstil makineleri fuarlarındaki kadar yoğun olmasa da fuarı ziyaret edenler daha bilinçliydi. Firmamız açısından çok hareketli geçen fuarda, baskı ve denim kimyasalları alanındaki ürünlerimiz ve ayrıca 2015 trend renklerinden oluşan Color atlasımızı tanıttık. Ziyaretçilerimizin çoğunu iç piyasa müşterilerimizdi. Tekstildeki yeni gelişmeleri konuşmak için bir fırsat yaratılmış oldu. Firma olarak, TTTSD’nin desteklemesi dolayısıyla Interdye & Printing’e ilk defa bu yıl katılıyoruz. Bizim gibi katılımcıların gelen ziyaretçilere mutlak surette bir şeyler vermesi lazım ki fuar amacına ulaşsın. Fuara katılmaktaki amacımız teknik anlamda bu platforma katkı sağlamak ve gelen ziyaretçileri yaptığımız yeniliklerden haberdar etmek. Tabii ki tekstil terbiye sektörü açısından değerlendirdiğimizde bu fuar çok önemli bir rol oynuyor. Fuarda katılımı artırabilmek için fuarı cazip kılacak reklam yapmamız gerekir. Özellikle Uzak Doğu’da bu fuara rağbeti artırmak için Türk tekstil terbiye sektörünü tanıtmamız lazım. Fuara katılmamızın bir faydası da diğer firmalarla bu platformda görüşme imkanı sağlaması. Bu da ileriye yönelik planlarımızı etkiliyor. Çünkü normal zamanlarda bir araya gelemeyeceğim dostlarımla burada görüşebiliyorum. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bu açıdan da fuar benim için verimli geçti diyebilirim. Tekstil terbiye 11 İHKİB öncülüğünde ve TTTSD’nin desteğiyle 7’ncisi düzenlenen “Uluslararası Ekoteks Tekstil Sempozyumu” bu yıl “Güvenli Üretim Güvenli Ürün” teması ile sektörün karşısına çıktı. Etkinlikte, sektör mensupları, alanında uzman kimya mühendisleri, akademisyenler ve üst düzey marka yöneticileri de yer aldı. TÜKETİCİNİN TERCİHİ GÜVENLİ ÜRÜNDEN YANA T üm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tekstilden oyuncağa, dayanıklı tüketim maddelerinden ayakkabıya kadar kanserojen içerikli ürünler insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Gıda maddelerinden sonra insan bedeniyle en çok ilişkide olan standart dışı tekstil ürünleri ve oyuncaklar sağlığımızı en az gıda maddelerindeki kimyasallar kadar etkiliyor. Bu kapsamda insan sağlığına ve çevreye zararlı kimyasalların üretim süreçlerindeki denetimi ve güvenli tekstil ürünlerinin teşviki konularını tartışmaya açan Ekoteks, konunun uzmanları ile sektörü bir araya getirdi. Kurulduğu 12 günden bu yana uluslararası geçerliliği olan bağımsız bir laboratuvar olarak tekstil sektöründeki hizmetlerini artırarak sürdüren Ekoteks Laboratuvarı, geleneksel hale getirdiği “Uluslararası Ekoteks Tekstil Sempozyumları”na devam ediyor. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) öncülüğünde ve Türkiye Tekstil Terbiye Sanayiciler Derneği (TTTSD) desteği ile bu yıl 7’ncisi düzenlenen “Uluslararası Ekoteks Tekstil Sempozyumu” 10 Haziran Salı günü Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl insan sağlığına yönelik dünya çapındaki gelişmeler, tehditler ve denetim uygulamaları gibi konuların zengin sunumlarla paylaşıldığı sempozyum, bu yılında da sektör çevrelerinden yoğun ilgi gördü. Sektör güvenli üretime odaklandı Bu yıl “Güvenli Üretim Güvenli Ürün” teması ile düzenlenen etkinlikte, sektör mensupları, alanında uzman kimya mühendisleri, akademisyenler ve üst düzey marka yöneticileri de yer aldı. Yaklaşık 200 katılımcının izlediği sempozyumda, insan sağlığına yönelik dünya çapındaki teknolojik gelişmeler, üretim sanayinde güvenlik, sağlıklı tekstil ürünü yaratmanın bilimsel yöntemleri gibi ekolojik tekstilin önemli konuları “Güvenli Üretim Güvenli Ürün” başlığı altında masaya yatırıldı. Dört ayrı oturumda düzenlenen sempozyum, Almanya, İspanya Türkiye’den uzmanların sunumlarıyla gerçekleşti. Ekolojik tekstille ilgili çarpıcı konuların çok boyutlu olarak değerlendirildiği oturumların moderatörlüğünü ise İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Özipek yaptı. Açılış konuşmalarını Ekoteks İcra Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir ile İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin gerçekleştirdiği Sempozyuma TTTSD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Temiroğlu, TTTSD Üyeleri, İHKİB Yönetim Kurulu Üyeleri, İTKİB Genel Sekreterliği’nden temsilciler ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Güvenirlilik küresel rekabette önemli bir faktör İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi konuşmasında, tasarım, markalaşma, pazarlama gibi operasyonların küresel rekabet açısından belirleyici olduğu tekstil ve hazır giyim sektöründe güvenilirlik ve sağlık konularının her geçen gün daha çok öne çıktığını söyledi. İHKİB olarak Türkiye’nin hazır giyim ihracatında olduğu kadar Türk ve dünya insanlarının güvenli ve sağlıklı giyiminden sorumlu olduklarını belirten Tanrıverdi, “Çağımızda teknolojik ve bilimsel gelişmeler son derece hızlı bir değişim dönüşümü yaşıyor. Sektör, hızla fiyatmaliyet rekabetinden kalite rekabetinin belirleyici olduğu bir yapıya doğru gidiyor. Kaliteyi kumaşın dokusu, kişinin yaşamına sunduğu konfor, sağlığımıza yaptığı katkı açısından ele alıyor bu kapsamda da değerlendiriyoruz” dedi. Tekstil ve hazır giyimin gıda maddelerinden sonra insan bedeniyle en çok ilişkide olan ürün grubunu oluşturduğuna vurgu yapan Tanrıverdi, “Gelişen teknoloji yeni alternatifler sunuyor, doğal olanın yanında yapay ya da sentetik ürünler de öne çıkıyor. Artık insan sağlığına hizmet eden ürünlerden radyasyona karşı kalkan görevi üstlenen ceketlere, iç ve spor giyimde termal konforun sağlanmasına dek pek çok yenilik tüketicileri bekliyor. Buruşmayan, kirlenmeyen, su tutmayan gibi artık hiç kimsenin yabancısı olmadığı ürünler yaşamımızın birer parçası oldular. Ancak her teknolojik gelişmenin insanın doğasıyla ve kimyasıyla barışık olduğunu da söyleyemeyiz. Bir yandan Ar-Ge çalışmaları, inovasyona yönelik sürdürülen uzun soluklu programlar insan sağlığı konusundaki birçok soru işaretini ortadan kaldırırken öte yandan özensizlik, bilgisizlik, daha kolay ve ucuz yoldan daha çok kazanma hırsı geleceğimizi tehdit eder hale geldi” şeklinde konuştu. Ekoteks, her geçen yıl çıtayı yükseltiyor Sempozyumun açılış konuşmasını yapan bir diğer isim ise Ekoteks İcra Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir oldu. Ekoteks olarak her yıl ‘Uluslararası Ekoteks Tekstil Sempozyumu’nda çıtayı biraz daha yükseğe taşımaya gayret gösterdiklerini söyleyen Özdemir, “Büyük bir üretici ülke olarak Türkiye’nin çevre ve insan sağlığı noktasında da öncü ve düzenleyici bir rolünün olması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple Ekoteks olarak hem ihracatçımızın bugüne kadar yapmış olduğu Ar-Ge çalışmalarında ön- cülük yapıyor hem de 500’e varan farklı testlerde yanında olmaya devam ediyoruz” dedi. Türkiye’nin dış ticaretinin yaklaşık 500 milyar dolara yaklaştığı bir zamanda gerek satılan gerekse alınan ürünlerin standardını kontrol ederek denetlenmesinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Özdemir, “Modern ve gelişmiş Türkiye’nin bu alanda söz söyleyecek bir konumda olması bizim için Yaklaşık 200 katılımcının yer aldığı sempozyumda, insan sağlığına yönelik dünya çapındaki teknolojik gelişmeler, üretim sanayinde güvenlik, sağlıklı tekstil ürünü yaratmanın bilimsel yöntemleri gibi ekolojik tekstilin önemli konuları “Güvenli Üretim Güvenli Ürün” başlığı altında masaya yatırıldı. Tekstil terbiye 13 sektör gündemi Güvenlik standartları hak ettiği ilgiyi gördü HİKMET TANRIVERDİ İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı “Tekstil ve hazır giyim sektörü, hızla fiyat-maliyet rekabetinden kalite rekabetinin belirleyici olduğu bir yapıya doğru gidiyor.” çok önemli. Rekabet ortamının çok fazla olduğu global bir dünyada öncelikli olarak kalite bu alanda öne çıkıyor. İnsan ve çevre sağlığı doğaya uygun üretim, sürdürülebilir büyüme gibi kavramlar yakın gelecekte herkesin başucu kavramları haline gelecek. Bu Sempozyumu uluslararası olarak düzenlememizin arkasında da böyle bir evrensel çaba yatıyor. İnsanın, dolayısıyla doğanın yararlı olan her şeyi çok değerlidir. Bunun standardının oluşturulması ve yapılan katkılarla bu standardın geliştirilmesi hem ticarette etik değerlerin gelişimine hem de dünyanın çok da parlak görünmeyen geleceğinin kurtarılmasına büyük katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu. “Güvenilir Tekstil Ürünlerinde Boyahanelerin Rolü” başlıklı dördüncü oturumda TTTSD Yönetim Kurulu Üyesi ve LC Waikiki Grubu’na ait Özen Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Temiroğlu ve Özen Mensucat Ar-Ge Mühendislerinden Volkan Uysal birer konuşma yaptılar. Dr. Ahmet Temiroğlu konuşmasında çevre bilincinin bir kültür konusu olduğunu belirterek bu kültürün daha dünya genelinde bile yeni yeni oluşmakta olduğunu söyledi. Günümüzde özellikle Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinde bu standartların henüz tam olarak uygulanmadığını belirten Dr. Ahmet Temiroğlu “Memnuniyetle belirtmeliyim ki, bu standartlar Türkiye’de hak ettiği ilgiyi gördü. Bugün Türk Devleti ekolojik üretim konusunda ilgili kanun ve yönetmelikleri çıkarmış bulunuyor. Sanayicilerimiz de bu konuda gereken duyarlılığı göstermekte ve bu kanun ve yönetmeliklere titizlikle uyuyorlar. Örneğin LC Waikiki olarak biz günde bin adet ekolojik test yapıyoruz” dedi. Derin Deşarj ile sanayi atıkları arıtılacak Tekirdağ Valiliği öncülüğünde başlatılan sanayi atıklarını arıtma projesiyle ilgili de bilgi veren Dr. Ahmet Temiroğlu, “Öte yandan Tekirdağ Valiliği önderliğinde başta Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi olmak üzere Trakya Bölgesi’ndeki bütün sanayi bölgeleri “Derin NİLGÜN ÖZDEMİR EKOTEKS İcra Kurulu Başkanı “Ekoteks olarak hem ihracatçımızın yapmış olduğu ArGe çalışmalarında öncülük yapıyor hem de 500’e varan farklı testlerde yanında olmaya devam ediyoruz.” Deşarj” isimli ortak bir proje ile sanayi atıklarını gereken arıtmayı yaparak denizin 4 bin 800 metre açıklarında derinliklere deşarj etmek için birleşmiş ve bir şirket kurarak uygulamaya geçmişlerdir” şeklinde konuştu. TTTSD ile Ekoteks, tekstil standartlarını belirleyecek Dr. Ahmet Temiroğlu, boyahanelerin artık gelişi güzel yerlerde kurulmadığını, yanlış yerlerde kurulmuş boyahanelerin ya kapatıldığını ya da yer değiştirdiğine vurgu yaparak Türkiye’nin tekstil konusunda kendi standartlarını oluşturması gerektiğini söyledi. Ekoteks Laboratuvarı ve TTTSD’nin ortak bir çalışma yaparak Türkiye tekstil standartlarını 2012 yılında belirlemesi gerektiğine dikkat çeken 27 bin 220 adet Dr. Ahmet Temiroğlu, “Bir Türk ürün denetlenirken ekotekstil etiketi oluşturulmalıdır. Bu etikete ve standarda bir isim 3 bin 17’si konulmalı ve bunun tanıtımı yapılgüven testini malıdır. Memnuniyetle belirtmeliyim geçemedi. ki, bu konuda da Ekoteks Laboratuvarı ve TTTSD yöneticileri prensip olarak anlaşmışlardır. LC Waikiki olarak biz de bu konuda yapılacak olan çalışmaları destekleyeceğiz” şeklinde konuştu. ‘Çevresel etkiler göz önünde bulundurulmalı’ Aynı oturumda Dr. Ahmet Temiroğlu’nun ardından söz alan Tekstil Mühendisi Volkan Uysal boyahaneler- 14 deciler ürünlerin yaşam döngüsündeki etkilerini bilmek ve oluşabilecek zararları minimize etmek istiyor” dedi. Günümüzde önde gelen markaların tümünün müşterileri nezdinde özgün bir kişilikleri olduğunu söyleyen Uysal, Özen Mensucat olarak isteklerini bilen; kalite ve ekoloji standartlarını bildikleri müşterilere hizmet verdiklerini ifade etti. Ekolojik üretim için üreticiye düşen görevler DR. AHMET TEMİROĞLU TTTSD Yönetim Kurulu Üyesi / Özen Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı “Ekoteks Laboratuvarı ve TTTSD'nin ortak bir çalışma yaparak, Türkiye tekstil standartlarını belirlemesi gerekiyor.” de kullanılan boyarmadde ve kimyasal maddelerin çevreye olan etkileri konusunda teknik bilgiler verdi. Çevreye zararlı kimyasal ve boyarmaddeleri tablolar halinde belirten Volkan Uysal, Özen Mensucat’da uyguladıkları bazı çevre koruma uygulamalarından örnekleri de katılımcılarla paylaştı. 1992 yılında Oekoteks-100 standartları ile başlayan ve 2010 yılına kadar devam eden süreçte global markaların birçoğunun bitmiş ürünlerin üzerindeki potansiyel zararlı kimyasallara yoğunlaştığını belirten Uysal, “Ürün denetimleri sadece son ürünlerde yapıldı. Fakat son yıllarda bilinçlenen tüketici, marka ve peraken- Ekolojik ürünün doğada yok olabilen, tehlikeli kimyasal, azo boyar madde, kanserojen madde, ağır metal, zararlı fiziksel ve biyolojik maddelerden arınmış ürün olduğunu belirten Uysal, “Bu paralelde üreticiye düşen, üretim sürecinde kullanılan girdilerin (hammadde, boya ve kimyasallar) REACH mevzuatlarına uygun olması, aynı zamanda üretim sırasında oluşan emisyonların ve kullanılan kimyasalların Zero Discharge Hazardous Chemicals yaklaşımıyla örtüşmesi, markaların diğer standartlarıyla (RSL leri ve Oekotex 100 ) uyumluluk, marka ve tüketiciye deklarasyonlardır” şeklinde konuştuç Sürdürülebilir kalkınma için ekolojik üretim VOLKAN UYSAL Özen Mensucat Ar-Ge Tekstil Mühendisi “Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişme gerçekleşebiliyor.” sal, “Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişme gerçekleşebiliyor. Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılması çevresel sürdürülebilirliğin gereksinmelerini oluşturuyor. Doğal enerjinin verimli kullanımı sonucu ülke ekonomisinde gelişme gözlenir. Ekonomideki kalkınma sürdürülebilir ekonomi kavramını gerçekçi kılıyor. Çevreye duyarlı bir yaklaşımla yaşamanın sonucunda sağlıklı toplumlar oluşur” dedi. Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemi olduğunu ifade eden Uy2013’te ya pılan denetim toplam 73 lerde, bin ürün dene 672 adet Bin 888 ad tlendi. e vensiz bulu t ürün gündu 752 ürüne . 7 bin düzeltici fa ise aliy uygulandı. et Temiz üretim firmaya ne kazandırır? Özen Mensucat’ın 2008-2014 yılları arasında su tüketiminde yüzde 41, spesifik enerji tüketiminde yüzde 27, elektrik tüketiminde yüzde 21,5, doğalgaz tüketiminde ise yüzde 49,6 azalma sağladığını söyleyen Uysal, Özen Mensucat'a “Temiz Üretim Stratejilerinin” kazandırdıklarını ise şöyle açıkladı: Çağdaş verimlilik gerekliliklerine uyum, su, enerji ve malzeme tüketimleri azaltılması ve atık arıtma maliyetlerinden tasarruf sağlandı. Ayrıca üretim proseslerinin optimizasyonu ve iş verimliliğinde artış sağlanırken çevre mevzuatına uyum da kolaylaştı” şeklinde konuştu. Tekstil terbiye 15 sektör gündemi ÇEVRE DÜZENLEMELERİ BOYAR MADDE FİYATLARINI ARTIRIYOR Çin ve Hindistan’da oluşan çevresel duyarlılık nedeniyle, her iki ülkede de çevresel kirlilik ve atık yönetimi konusunda önlemler almaya başladılar. Bu önlemler sonucunda birçok hammadde üreticisi kapatılırken, faaliyetlerine devam eden firmalara üretim sınırlaması getirildi. Arz piyasasında oluşan kıtlık ve arıtma maliyetlerinin artması nedeniyle, tüm boyarmadde kalemlerinde fiyatlar arttı. 16 İngiltere’de yayın yapan Ecotextile Dergisi Nisan ayı sayısında boyar maddelerin insan ve çevre sağlığı üzerine etkileri üzerine çalışma yapan ETAD adlı kuruluşun boyar madde fiyat artışlarına yönelik bir habere yer verdi. Habere göre, Hindistan ve Çin'in, artan çevre kirliliği sorunlarını çözmek için çıkardıkları kanunlarla yeni önlem ve uygulamalara yöneldikleri bu yeni uygulamaların da boyar madde tedarikçilerini baskı ve denetim altına alarak girdi maliyetlerinden dolayı fiyatı yükseltmek durumuna geldiklerine değiniliyor. Haber şöyle devam ediyor: "Geçtiğimiz yıl içinde özellikle reaktif siyah boyalarda fiyatlar iki katına yükselmiş, asit, reaktif, vat ve dispers boyalarda önemli fiyat artışları ile karşı karşıya kalınmıştı. ETAD direktörü Dr. Walther Hofherr, fiyat artışının birçok boya için yüzde 30-50 oranında olduğunu ve daha fazla fiyat artışının dünya çapında da beklendiğini bildirdi. Sıkı düzenlemelerin, artmaya devam eden çevre sorunlarında önemli bir düzelme sağlanana kadar sürecek. Dr. Hofherr, “Tekstil boya sektörünün uzun yıllar boyunca Hindistan ve Çin'deki ekonomik büyümenin öncüsü olduğuna dikkat çekiyor. Bununla birlikte, "hava ve su kirliliğine ilişkin kamuoyu tepkisi, yeni çevre düzenlemelerine ve sıkı denetim rejimlerine yol açmıştır”şeklinde görüşünü bildirdi. Sonuç olarak, birçok şirket kapasite düşürmek veya kapatmak zorunda kalmış. Tüm bunlar, pek çok hammadde ve bitmiş üründe eksikliğe neden olmuştur. Diğer taraftan, yasal gereklilikleri sağlamak için, modern üretim tesislerine yüksek yatırımlar yapılıyor. Yeni atık su arıtma tesislerinin kurulumu da bu yatırımların başında geliyor. Ayrıca, söz konusu olan sıkıntıları dengelemek ve hammadde üretim kapasitelerini artırma amaçlı yeni yatırımlar yapılıyor. Dr. Hofherr, tekstil boyaları ve dolayısıyla tekstilde, yüksek işletme maliyetleri ve sermaye yatırımları, fiyat artışlarına yol açmıştır” şeklinde konuştu. Hindistan ve Çin'deki durum, dünya genelindeki tüm boya firmalarının şu anda karşı karşıya kaldığı sorunları çok net bir şekilde gösteriyor. Bu nedenle üye şirketlerin birçoğu ürün yönetim programlarında eko-izleme faaliyetleri için yüksek maliyetler ayrılıyor." Boyarmadde fiyatları artmaya devam edecek Çin’de birçok hammadde tedarikçisi halen kapalı veya sınırlı miktarda üretim yapabi- liyor. Çevre koruma kanunları çerçevesinde ciddi cezai yaptırımlar ve hatta hapis cezaları getiriliyor. Bu nedenle mevcut durumun bu sene içerisinde devam edece- ği, orta vadede fiyatların artmaya devam edeceği, üretim ve tedarik sürelerinin uzayacağı ve bazı boyarmadde kalemlerinde üretimin duracağı öngörülüyor. Hammadde Fiyat Artışları (Haziran 2013 – Nisan 2014 dönemi) Vinyl sulphone %194 artış s. 14 Bromaminic acid Gamma acid 14 13 s. Ni Ha Ni z. s. 13 z. Ha %147 artış Haz. 13 %218 artış 14 %55 artış Nis. 14 PABSS Ha z. 13 Ni Nis. 14 Haz. 13 %45 artış s. 14 Ha z. 13 %460 artış 6-nitro Ni H acid Boyarmadde Maliyet Artışları (Haziran 2013 – Nisan 2014 dönemi) Reaktif Red 195 0 Haz. 13 %89 artış Nis. 14 Haz. 13 0 Nis. 14 Dispers lacivert %85 artış Nis. 14 Haz. 13 0 Dispers siyah %94 artış 0 Nis. 14 Nis. 14 0 %73 artış Nis. 14 %99 artış Reaktif Yellow 145 Haz. 13 %91 artış Haz. 13 Reaktif Black 5 Haz. 13 0 Reaktif Siyah Tekstil terbiye 17 sektör gündemi 2015 EV TEKSTİL TRENDLERİNİ Düzenlendiği her yıl, dünya çapında yankı uyandıran EVTEKS 20’nci yılında, bine yakın firmanın katılımı ile ev tekstili sektörünün gövde gösterisine sahne oldu. Evteks fuarı, bu yıl da ev tekstil trendlerinin açıklandığı önemli bir platform oldu. Dünyaca ünlü trend tahmin ajansı Nelly Rodi tarafından açıklanan 2015 yılı ev tekstil modasının temel unsuru ise; "hayal et" oldu. D ünyanın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük ev tekstili fuarı olan “EVTEKS” 21-25 Mayıs tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de gerçekleştirildi. Bu yıl 20’ncisi düzenlenen ve her geçen yıl katılımcı ve ziyaretçi sayısında artış gözlenen EVTEKS Fuarı’na bu dönem bine yakın firma katıldı. Ev tekstilinde 2015 İlkbahar-Yaz trendlerinin belirlendiği Evteks Fuarı’nın sektöre 1,5 milyar dolarlık ihracat hacmi yaratması bekleniyor. Açılışında izdiham yaşanan EVTEKS Fuarı kapsamında düzenlenen etkinliklere de olağanüstü ilgi gösterildi. Ünlü Fransız trend tahmin ajansı Nelly Rodi, 2015 yılı için hazırladığı KUTSAL UYUM Olağandışı ve son derece modern tarzının yanında klasik, zamandan bağımsız kalitesinden de ödün vermeyen bir yaşam alanı. Modern romantizm ve çağdaş yok oluş. Zarafet. Züppe rock n’ roll ile romantik gotik ruh arasında bir yerde. Bu trendin anahtar sözcüleri ise şöyle: Yarı saydam, Kırılgan, Nadir, Değerli, Kentli, Yedek, Teatral, Rafine, Temel Aşamalı, Estetik Sağduyulu Duvar ve zeminlerdeki hafif bakır küfü gelip geçici beyaz renklerden oluşan bir paletle örtülür. Cilalı pasteller, toz pembeler ve griler uyum içinde birlikte çiçek açarken karakalem çizgiler veya yaldızlı pirinçle ışığı yakalayan bir gölge ışını bunlarla kontrast oluşturur. trendlerini Evteks’te “2015 Trend Alanı”nda sergiledi. Yerli ve yabancı dünyaca ünlü tasarımcıların katıldığı seminerlerde 2015 sezonu ev tekstili trendleri sektörle ve ziyaretçilerle buluştu. Nelly Rodi trend tahmin ajansı tarafından yeni ev tekstil trendleri şöyle ifade ediliyor: Deneyimlerle dolu bir oyun alanı olan yaşam tarzı bu yıl hayallerini gerçekleştirmek üzere yola çıkıyor. Bu kadar hassas bir sosyo-ekonomik ortamda, hala icat edilecek çok şeyin olduğu fantastik bir dünyaya önem vermek güzel bir his. Hayal gücümüzü yanımıza alarak gerçekliğin kapılarını olumlu bakış açısına ardına kadar açıyoruz. LÜKS PATLAMASI Yerleşik geleneklere azimle karşı çıkan bu tüketiciler eşsizliğin ve istisnanın peşindedir. Kent ortamında, onların yaşam alanı benzersiz ve lükstür ve içindeki her şey kusursuz düzenlenmiştir. Kafayı sanata ve mimariye takmış bu insanlar zıtlıklardan keyif alır ve nadir olan şeylerin değerini bilerek antika bir dolabın çekiciliği ile hatları öne çıkaran çağdaş tarzı bir araya getirir. Bu yorulmak bilmez koleksiyoncu sürekli hazine arayışındadır. Renkler kan kırmızıdan, dövme demir karasından ve mercan renklerinden oluşan kesif ve koyu bir zemin üzerinde hem acayip hem güzel bir his oluşturur. Sularda görülen mavi ve yeşil tonları soğuk ve sıcak tonlar birbirini yankılayarak metalik fosfor parlaklığıyla eşyanın bütününe aydınlık verir. Stilize dalgalar, damlacıklar ve ondüleler. İran tarzı, kaşmir, girişik bezeme ve birbirine geçmiş motifler. Şam kumaşları, brokarlar ve çok desenli ve işlemeli jakarlar. Çin ve Japon tarzından ilham almış motifler. Antik botanik çizimler. Lekeler, benekler, hayvan ya da balık derileri ve girişik bezemelerden oluşan şaşırtıcı karışımlar. Duyulara hitap eden, seksi çiçek motifleri: dijital baskı için güller, şakayıklar, nergis zambakları ve laleler. Daha çok koyu renk zeminlere işlenmiş şaşırtıcı, değişken motifler. Sedefli, fosforlu parıltı. PARLAK FÜZYON Güneşli turistik mekanları çağrıştırır. Farklı mekan arayışındaki bohem ve kozmopolit tüketiciye dinamizm ve optimizim sunar. Modernleştirilmiş, canlı, son derece çağdaş bir egzotizm bu temanın ambiyansını oluşturur. Basitleştirilmiş, indirgenmiş folklorik ilham kaynakları zarif ve günümüze uygundur. Renkler birbirine karışarak göz kamaştırıcı güneşin sıcağında ısı şoklarına yol açar. Sıcak renklerden soğuk renklere doğrudan geçişlerle, Kaliforniya pembesi ve cazip turuncu ile kobalt mavisi ve mor çarpışır. Neredeyse bej denebilecek bir beyaz fon üzerinde, terakota zemine platin gümüşünün gölgesi düşer. Zihin açıcı kolajlar ve dijital baskılar. Resimli optik motifler: hedefler, birleşme noktaları, eksenler… Birleşerek parıltılı bir cisim haline gelmiş mini ve maksi motifler. Yayılan ritimler. “Ikat” motifleri ve modern ve geometrik bir havaya sokulmuş etnik mozaikten alınan ilham. Egzotik stilize hayvanlar ve çiçekler. Çok genişletilerek yerleştirilmiş motifler, karaltı ve fırça darbesi efektleri. DOĞA MUCİZESİ K U L U L T U M K N E R A G N RE binaları şaşırtıcı bir tarzda bir gayretle endüstriyel Tüketicilerimiz dostane or. Bu tür karıştırıp biririy onlara yeni bir soluk get rak aya or. boy p edi e tor res olmayan tesadüfler yaratıy araya gelerek pek olası akal çal p ürü üşt leştirme meraklıları bir kleri geri dön büyülü bir sanat, gelene i hak i, Onlara göre keşfetmek bej eri Ask ar. yonlar meydana getiriyorl yarak yeni ve şiirsel füz renk yapısı evrensel bir nli öze şan olu n nda ve boz kahverengi tonları ış. Neredeyse modası geç indigo mavisi ile dağıtılm n ırke dır örtüsünü kal miş canlı tonlar zamanın bir dokunuş ayılan yap le giy ren n parlak altı r. Rahatlama, ıyo kat dınlık ve frapan bir hava Renkli er. tifl mo en ver ritim ve optik etki a desenlav bak r, rele Ka lar: yüzeyler ve sırt etik ve Kin ırtları. leri, sekizgenler ve balıks spektif per ler, küp optik ruh. Gözü yanıltan ve basitize stil ar nsl era ref efektleri. Folklorik tarzlar Ve Neo-Hintli. leştirilmiştir: Neo-Fars, oç İsk eri, tifl ro mo karıştırılmıştır: Japon mik zya one End rı, mla tarzı ekoseler, Afrika mu / maksi motifler. batikleri… Mini motifler stilize çiçek deer tifl mo ro Mozaikler. Mik ştir. Eğlenceli senleriyle de birleştirilmi n örgü ve kırkyamalar. Gözü yanılta kılar. bas ital kroşe baskıları. Dij ı. Tüketicimiz açık alanlara atıfta Sükunet ve bolluk içinde bir mevsim havası ortam da, ağaçların arasına gizlenmiş dağlar da ya a bulunmayı tercih ediyor. Kırsal aland Onların evi samimi, sıcak ve evi. dağ bir rn mode uş oyulm veya neredeyse kayalara rinin göz önünde olmasını tersevecen. Tüketicimiz el işlerinin ve zanaatkar keşifle paletiyle uyum ve dinginlik renk cih ediyor. Aynı rengin benzer tonlarından oluşan pigmentlerin nüansları doğal la tonlar füme ve aranır. Kahverengiler, bejler, griler gümüş rengi de ışık vebiraz en katark şaklık yumu buna elde edilir. Biraz bal rengi rir. Gözü yoracak hiçbir şey olmamalıdır. rin ve damarların gölgelerine ve Vahşi ve stilize doğaya, ağaçların, dalların, kökle tomurcuklar. Lekeli veya çizgili ve ler çimen rı: siluetlerine saygı. Bitki stilizasyonla soyut resimlerin kullanıldığı ve rin çizgile Sade izleri. ya bitkiler, rastgele sulubo i ve gölgeli efektler. Üst üste motifler: dev fırça darbeleri, çizikli, damlalı, batikl ik mozaik ve ritimler. Açık ve Organ bindirilmiş katmanları andıran dijital baskılar. koyu renklerin yarattığı zıtlık. sektör gündemi TEKSTİL İHRACATTA BÜYÜYOR İSO tarafından tekstil ürünleri imalatını temsil eden beş komitenin katkıları ile oluşturulan “tekstil ürünleri imalatı sanayi sektör raporu” 6 mayıs günü, sektör temsilcilerinin de hazır bulunduğu toplantıda açıklandı. Rapora göre; tekstil sektörü 2004 yılından 2012 yılına kadar istihdam ve katma değer yaratmada büyüme gösterirken, aynı başarıyı toplam imalat sanayi içinden aldığı pay oranında gösteremedi. 22 İ stanbul Sanayi Odası’nda (İSO) tekstil ürünleri imalatını temsil eden beş komitenin katkıları ile hazırlanan “Tekstil Ürünleri İmalatı Sanayi Sektör Raporu” 6 Mayıs Salı gününde İSO Odakule’de açıklandı. Sektör temsilcilerinin de hazır bulunduğu toplantıya İTHİB Başkanı ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı İsmail Gülle başkanlık etti. 7. Grup İplik Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Adnan Öcalgiray, 8. Grup Dokuma Kumaş Sanayi Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Ali Sami Aydın, 9. Grup Tekstil Terbiye, Baskı, Nakış, Brode, Örme Kumaş ve Triko Giyim Sanayii Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkanı M. Selçuk Sadır, 10. Grup Giyim Dışı Tekstil, Ev Tekstili ve Dokunmamış Ürünler Sanayii Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkanı Ali Zafer Şişman ve 11. Grup Konfeksiyon Yan Sanayii Meslek Komitesi Üyesi Osman Ege de sunumları ile raporu değerlendirdiler. Toplantıda TTTSD Başkanı ve İSO Meclis Üyesi Dr. Vehbi Canpolat da yer aldı. TÜİK verileri baz alınarak hazırlanan rapora göre tekstil imalatı sanayinde 2004 yılında 19 bin 726 olan girişim sayısı, 2011 yılında 23 bin 12'ye yükseldiği görülüyor. Ücretli çalışan sayısı ise aynı dönemde yüzde 2,6 artarak, 2011 yılında 342 bin 474 olarak kayda geçtiği belirtiliyor. Nominal üretim değeri 2004 yılında 31,65 milyar Türk Lirası iken 2011 yılında 59,76 milyar Türk Lirası'na çıktığı belirtilen raporda; tekstil imalatı sanayinin yarattığı katma değer ise nominal değerler ile 2004 yılında 7,8 milyar Türk Li- rası iken 2011 yılında 11,81 milyar Türk Lirası olduğu yer alıyor. Tekstil imalatı sanayi yıllar itibarıyla önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Sektörde 2006 yılında, 14,97 milyar Türk Lirası ile en yüksek yatırımın yapıldığı yıl olurken, 2011 yılında ise 5,23 milyar Türk Lirası tutarında yatırım yapıldığı belirtiliyor. Tekstilde en yüksek yatırım 2006’da gerçekleşti Tekstil imalatı sanayi, genel imalat sanayi içinde göreceli olarak yüksek yatırım gerçekleştiren bir sektör konumunda olduğu için 2006 yılında 14,97 milyar Türk Lirası ile en yüksek yatırım büyüklüğüne ulaşıldığı belirtilen raporda, alt sektörler itibarıyla yıllara göre farklı büyüklükte yatırımlar yapılırken, 2004-2011 yılları arasında en çok yatırımı dokuma alt sektörünün gerçekleştirdiği yer alıyor. Tekstil elyafının bitirilmesi ve bükülmesi, giyim eşyası dışındaki tamamlanmış tekstil ürünlerinin imalatı ile halı ve kilim imalatı ise raporda yer alan diğer yüksek yatırım gerçekleştirilen alt sektörler. Tekstil imalatı sanayinde üretimin 2005 ila 2012 yılları arasında yüzde 8 oranında gerilediği görüldüğü raporda; yine aynı dönemde yüzde 27,3 artış gösteren ortalama imalat sanayi üretim büyümesinin de altında kaldığı görülüyor. Raporda; tekstil imalatı sanayinde 2005 ila 2012 yılları arasında istihdam, tekstil elyafının hazırlanması ve bükülmesi, dokuma, örgü veya tığ işi kumaşların imalatı ile giyim eşyası dışındaki tamamlanmış tekstil ürünlerinin imalatı ise alt sanayilerinde azalış gösteren diğer kollar olarak gösteriliyor. Halı, dokusuz yüzeyler, teknik ve endüstri- “Tekstil Ürünleri İmalatı Sanayi Sektör Raporu” tekstil sektör temsilcileri ve TTTSD Başkanı-İSO Meclis Üyesi Dr. Vehbi Canpolat’ın bulunduğu toplantıda açıklandı. yel tekstillerin imalatı ve tekstil ürünlerinin bitirilmesi alt sektörlerinde ise istihdamın arttığı belirtiliyor. Avrupa’nın en büyük tekstil terbiye kapasitesi Türkiye’de Türkiye’nin 962 bin ton üretim ile Avrupa’nın en büyük tekstil terbiye kapasitesine sahip ülkesi olduğuna değinilen raporda, Türk tekstil terbiye sanayinin özellikle orta kaliteye sahip ürünlerin üretiminde çok geniş bir tecrübeye sahip bulunduğu belirtildi. Türkiye, tekstil terbiyede dünyanın Çin ve Hindistan'dan sonra üçüncü büyük üretim kapasitesine sahip ülkesi konumunda olduğu kaydediliyor. Raporda tekstil terbiye ya dair şu ifadeler yer alıyor: Ham tekstil yüzeyleri ağartma, merserizasyon, boyama, baskı, apre gibi terbiye işlemlerinden geçirilerek modaya ve kullanılacağı yere göre tuşe (tutum), renk, parlaklık, nem çekme, buruşmazlık, keçeleşmeme, tutuşmazlık, anti bakteriyel, anti statik, leke tutmama gibi özellikler kazandırılır. Bu süreçteki işlemler ağırlıklı olarak kimyasal özelliktedir ve çevresel açıdan olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Terbiye işlemi kumaşa katma değer katan önemli bir üretim aşamasıdır. Tekstil terbiye 23 sektör gündemi Türkiye’nin 962 bin ton üretim ile Avrupa’nın en büyük tekstil terbiye kapasitesine sahip ülkesi olduğuna değinilen raporda, Türk tekstil terbiye sanayinin özellikle orta kaliteye sahip ürünlerin üretiminde çok geniş bir tecrübeye sahip olduğu belirtildi. Raporda ayrıca Türkiye'nin tekstil terbiyede dünyanın Çin ve Hindistan'dan sonra üçüncü büyük üretim kapasitesine sahip ülkesi konumunda olduğuna vurgu yapıldı. Türkiye tekstil imalatından dünya yıldızı Türkiye tekstil imalatı sanayinde alt sektörler itibarıyla Avrupa ve dünyada üretim ve ihracat alanında önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapılan rapora göre, Türkiye üretim itibarıyla değerlendirildiğinde iplik üretiminde Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer alıyor. Ayrıca Türkiye, kısa elyaf ring ipliği üretiminde Avrupa'da ikinci, dünyada beşinci sırada yer alırken, Open end iplikte Avrupa'da birinci, dünyada ikinci sırada yer alıyor. Rapordaki verilere göre, dokuma kumaş sektöründe Avrupa'da ikinci, dünyada ise beşinci üretici konumunda olan Türkiye, örme kumaş sektöründe ise Avrupa'nın en büyük, 24 dünyada Çin'den sonra ikinci üretici ülke. Raporun sunduğu verilere göre, ev tekstilinde, Avrupa'nın en büyük, dünyanın dördüncü büyük üreticisi olan Türkiye, halıda ise Avrupa'nın ikinci, dünyanın üçüncü büyük üreticisi olarak yer alıyor. Türkiye'nin ihracatında Rusya'nın payı artıyor Tekstil imalatı sanayinin ihracatı 2005 yılında 7,08 milyar dolar iken 2012 yılında 11,09 milyar dolara yükseldiği görülüyor. Bununla birlikte tekstil imalatı sanayi ihracatının Türkiye'nin toplam ihracatı içindeki payı ise yüzde 9,6'dan yüzde 8,1'e gerilediği belirtilen raporda, 2005 yılında 4,44 milyar dolar olan tekstil ithalatı ise 2012 yılında 6,59 milyar dolara yükselirken toplam ithalat içindeki payı da yüzde 3,8'den yüzde 2,8'e gerilediği görülüyor. Tekstil imalatı sanayi alt sektör grupları içinde en yüksek ihracatı halılar ve diğer yer kaplamaları gerçekleştirirken, 2012 yılında halı ve yer kaplamaları ihracatı 2 milyar dolar olarak gerçekleştiği belirtiliyor. İkinci en yüksek ihracatı ise ev tekstili ağırlıklı dokumaya elverişli maddelerden diğer hazır elyaf ve takımlar gerçekleştirirken, bu alt ürün grubunun ihracatı 2012 yılında 1,9 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. Rapordaki verilere göre, tekstil iplikleri ihracatı 1,67 milyar dolar, sentetik ve suni filamentler ihracatı 1,59 milyar dolar, örme kumaş ihracatı 1,45 milyar dolar, pamuklu dokuma ihracatı ise 1,15 milyar dolar olarak gerçekleştiği belirtiliyor. Tekstil imalatı sanayinde ihracatta miktar ve ihraç ürünleri ortalama birim değerleri 2003-2012 döneminde artarken, ihracat birim değeri 2003-2012 arasında dolar cinsinden yüzde 44 artış gösterdiği belirtiliyor. İhracat miktarı ise yine aynı dönemde yüzde 47 oranında yükseldiği görülüyor. Türkiye'nin tekstil imalatı sanayinde ihracat pazarlarının oldukça çeşitlilik gösterdiği tespitini yapan rapor, sektörün en önemli pazarının AB ülkeleri olmakla birlikte son yıllardaki gelişimi ile birlikte Rusya’nın 2012 yılında en büyük pazar haline geldiğine vurgu yapıyor. AB ülkeleri içinde Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa ve Hollanda’nın ma ku ş Do uma K 3,4 Elyaf İplik 0,3 % % 5,8 Dok usuz K Tekn umaş ve ik Te (Yan k Sana yi Da stil hil) ek st (Y il Ür an ün Sa ler na i yi) rT ğe kı Di a as m B ya iye Bo erb T % İp 2 2,7 8, H U Örme Kumaş % 9,7 Halı Kilim Türkiye'de teknik tekstil sektörünün son yıllarda gelişme sürecine girmeye başladığı vurgusunun yapıldığı raporda, keçe ve dokusuz yüzeyler alanında son yıllarda yapılan yatırımlarla sektörün yeterli üretim kapasitesine ulaştığı kaydediliyor. Rapora göre, teknik tekstil sektörü özellikle son iki yılda büyük miktarda keçe ve dokusuz yüzey makinesi yatırımı yaptığı görülüyor. Türkiye'de üretim kalitesi ve ürün çeşitliliği itibarıyla gelişmiş bir tekstil ve hazır giyim konfeksiyon at a rg T 15 % 7,2 Türkiye’de teknik tekstil gelişiyor n al % % 27,8 % Türkiye Avrupa'nın en büyük iplik üretim kapasitesine sahip Rapora göre, Türkiye iplik sanayinin 7,5 milyon iğ ve 600 bini aşan rotor sayısı ile ve genç sayılabilecek makine parkı ile Avrupa'nın en büyük iplik üretim kapasitesine sahip sektörü. Raporda Türkiye'nin pamuk, ipek ve yün ipliği üretim kapasitesinin 958 bin ton, suni ve sentetik iplik üretim kapasitesinin ise yaklaşık 1,43 milyon ton olduğu bilgisine de yer veriliyor. Türkiye'de pamuklu dokuma sektörünün oldukça yeni bir makine parkına sahip olduğuna vurgu yapılan raporda, 2013 yılı Eylül ayı itibarıyla dokuma kumaş üretim kapasitesinin 1,56 milyar metrekare olduğu ifade ediliyor. Örme kumaş sektörünün kurulu kapasitenin 1,2-1,5 milyon ton seviyesinde olduğu öngörüsünü de paylaşan rapor, sektörün 2012 yılı itibarıyla toplam üretiminin 650-700 bin ton seviyesinde olduğu bilgisini aktarıyor. Ev %2 geleneksel ve önemli pazarlar olmayı sürdürdükleri bilgisini aktaran rapor, ABD’nin sektörün dördüncü büyük pazarı olarak yer aldığını kaydediyor. Raporda sektör için Suudi Arabistan, Irak ve Mısır’ın Körfez, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki önemli pazarlar olduğu saptamasına yer veriliyor. Ayrıca Romanya, Polonya, Bulgaristan ve Ukrayna’nın da hem üretimde kullandıkları ara girdiler için hem de ev tekstili gibi nihai ürünler için Türk tekstil sektörünün gelişen ve potansiyel pazarını oluşturduğuna vurgu yapılıyor. i til s ek Üretim Değerlerine Göre Alt Sektör Gruplarının Payları (%) (2011) Kaynak: TÜİK Türkiye'de Tekstil Terbiye Kapasitesi (Eylül 2013) Kumaş Kg İpek ipliklerin boyanması 856,250 Yünden, ince veya kaba hayvan kılından ve at kılından ipliklerin boyanması 31,297,197 Pamuk ipliklerin boyanması(dikiş iplikleri hariç) 178,756,125 Keten, jüt, diğer tekstil bitki kabuğu liflerinin, bitkisel tekstil elyafının ve kağıt ipliklerinin boyanması Sentetik filament ipliklerinin boyanması (dikiş ipliği hariç) 1,931,234 208,642,428 Suni filament ipliklerinin boyanması (dikiş ipliği hariç) 6,211,800 Sentetik filament ipliklerinden veya sentetik elyaftan yapılan dokuma kumaşların ağartılması 5,892,250 Sentetik filament ipliklerinden veya sentetik elyaftan yapılmış dokuma kumaşların boyanmsı 372,258,047 Suni filament ipliklerinden veya suni elyaftan yapılmış dokuma kumaşların boyanması 25,293,205 Sentetik filament ipliklerinden veya sentetik elyaftan yapılmış dokuma kumaşlara baskı yapılması 94,771,732 Sentetik filamnet ipliklerden veya sentestik elyaftan yapılmış dokuma kumaşların bitirilmesi (ağartma, boyama, baskı hariç) 36,332,226 Suni filament ipliklerden veya suni elyaftan yapılmış dokuma kumaşların bitirilmesi (ağartma, boyama, baskı hariç) Toplam 522,720 962,765,196 Kaynak: TOBB Sanayi Envanteri Tekstil terbiye 25 sektör gündemi Raporda Türkiye'nin pamuk, ipek ve yün ipliği üretim kapasitesinin 958 bin ton, suni ve sentetik iplik üretim kapasitesinin ise yaklaşık 1,43 milyon ton olduğu belirtiliyor. yan sanayi sektörü bulunduğu bilgisinin de aktarıldığı rapora göre, tekstil ve konfeksiyon yan sanayinin her türlü nitelikte, çeşitte ve kalitede aksesuar ve yan sanayi girdisi üretiyor ve tekstil hazır giyim sanayinin ihtiyaçlarının çok büyük kısmını yurt içinde karşılıyor. Raporda dünya tekstil ihracatında 2012 yılında 95,45 milyar dolar ile en çok ihracat gerçekleştiren ülke olan Çin, 15,27 milyar dolar ile Hindistan ikinci, 13,88 milyar dolar ile Almanya üçüncü sırada yer alıyor. Bu ülkeleri; ABD 13,46 ve İtalya 13,16 milyar dolar ile takip ederken, Güney Kore teknik tekstil ağırlıklı ihracatı ile altıncı sırada yer alıyor. Türkiye ise dünya tekstil ihracatında 2012 yılında 11,09 milyar dolar ile dünya tekstil ihracatı içinde aldığı yüzde 3,9 pay ile 7'nci sırada yer alıyor. Dünya tekstil ihracatı içindeki payını kademeli olarak artırmayı başaran Türk tekstil ihracatı, alt sektörlerin dünya ihracatı içindeki payları değerlendirildiğinde raporda, halılar ve diğer yer kaplamaları yüzde 12,62'ye ulaşan payı ile ilk sırada yer alıyor. Dünya tekstil ithalatında ilk sırayı 25,96 milyar dolar ile ABD alırken, Çin ikinci, Almanya ise üçüncü büyük ithalatçı konumunda görülüyor. Dünya tekstil ithalatında 2005 yılında 11'inci sırada yer alan Türkiye ise 2012 yılında 10'uncu sıraya yükseldiği görülüyor. Türkiye tekstil ihracatında dünya yedincisi Dünya Ticaret Örgütü tarafından 1995 yılında imzalanan ve 2005 sonrası tekstil ve hazır giyim ticaretinin tamamen liberalleşmesini öngören Tekstil ve Hazır Giyim Anlaşmasını takiben Çin'in 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne üye olarak bu anlaşmaya taraf olması dünya tekstil sektöründe yeni bir dönem başlattığına değinilen raporda, bu yeni dönemde Çin’in küresel üretim merkezi haline dönüştüğü vurgulanıyor. Raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Yine Çin, itha- 26 latçı ve yatırımcı kimliğini bu dönemde kazanmaya başlamıştır. Gelişen ülkeler içinde Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Endonezya gibi ülkeler gerek üretim maliyetlerinin düşük olmasının etkisiyle, gerekse önemli ithalatçı ülkelerle imzaladığı tercihli ticaret anlaşmaları ve düzenlemeleri vasıtasıyla önemli üreticiler ve ihracatçılar haline gelmişlerdir. Hindistan sektörde en büyük ikinci üretici olmuştur. Bu sektörde dünyanın ikinci büyük üreticisi AB ülkeleri ise hem üretimlerini sürdürmekte hem de TEKSTİL İMALATINDA 15 STRATEJİK HEDEF Tekstil imalatı sanayi için strateji ve politikalar başlığı altında öncelikle sektörün değer zincirini temel alan 15 stratejik hedef belirlenmiştir. Bunlar; 1- Yerli hammadde kaynaklarının desteklenmesi ve ithal bağımlılığının azaltılması 2- Üretim maliyetlerinin iyileştirilmesi ve mevcut işletmelerin üretim maliyetlerinin azaltılması 3- Yatırım teşviklerinde iyileştirmeler yapılması 4- İstanbul'da sanayinin mekansal yeniden yapılanması aşamasında kümelenmenin korunması ile uygun seçenek ve koşulların sağlanması 5- Kümelenmeye yönelik mevzuatın hazırlanması ve uygulanması 6- Şirketlerin tasarım ürün geliştirme ve markalaşma kapasitelerinin güçlendirilmesi ve desteklenmesi 7- ARGE faaliyetlerinin genişletilmesi, 5746 sayılı ARGE desteklerinin kullanma koşullarının iyileştirilmesi 8- 2023 yılında 20 milyar dolar ihracat yapılması 9- Avrupa Birliği ile bölge ve çevre ülkelere ihracatın tedarikçi niteliği ve markalar ile arttırılması ve bu amaçla desteklerin geliştirilmesi 10- Bölgesel moda ve alışveriş merkezi niteliğinin güçlendirilmesi 11- Sektör için nitelikli ve yeni nesil işgücü yetiştirilmesi ve sektörde istihdamın özendirilmesi 12- Kamuoyu nezdinde ki algının iyileştirilmesi 13- İthalatta ve iç piyasada gözetimin artırılması ve etkinleştirilmesi 14- Standart, test, ölçüm ve akreditasyon kapasitesinin ve kalitesinin geliştirilmesi 15- Devlet desteklerinde ve uygulamalarda iyileştirmeler yapılması Tekstil Ürünleri İmalatı Sanayi Sektör Raporu”na göre, tekstil imalatı sanayinde 2004 yılında 19 bin 726 olan girişim sayısının 2011 yılında 23 bin 12'ye yükseldiğine vurgu yapılırken, ücretli çalışan sayısının ise aynı dönemde yüzde 2,6 artarak 2011 yılında 342 bin 474 oldu. Çin, Türkiye, Bangladeş, Hindistan gibi üretici ülkelere üretim yaptırarak en büyük alıcı konumlarına devam etmektedirler. Güney Kore, Tayvan, Japonya ve ABD gibi gelişmiş ülkeler ise teknik tekstil üretimleri ve ihracatları ile sektördeki önemli varlıklarını teknoloji ve yüksek katma değerli üretim odaklı olarak sürdürmekte. Dünya tekstil imalatı sanayi ihracatı 2011 yılında 295,7 milyar dolara yükselmiştir. Ancak 2012 yılında yüzde 4 gerileyerek 284 milyar dolara olarak gerçekleşmiştir. Tekstil imalatı sanayi ihracatının toplam dünya ihracatı içindeki payı ise 2005 yılından bu yana gerileyerek yüzde 2,03'ten 2012 yılında yüzde 1,59'a düşmüştür. Dünya tekstil ihracatında 2012 yılında Çin 95,45 milyar dolar ile en çok ihracat gerçekleştiren ülkedir. Hindistan 15,27 milyar dolar ile ikinci sırada yer almaktadır. Almanya 13,88, ABD 13,46 ve İtalya 13,16 milyar dolar ile bu iki ülkeyi izlemektedir. Güney Kore teknik tekstil ağırlıklı ihracatı ile altıncı sıradadır. Türkiye ise yedinci sırada yer almaktadır. Türkiye tekstil ihracatında 2012 yılında 11,09 milyar dolar ile dünya tekstil ihracatı içinde yüzde 3,9 pay alırken, ihracatta yedinci sırada yer almaktadır. Türk tekstil ihracatı dünya tekstil ihracatı içindeki payını sınırlı ölçüde ancak kademeli olarak artırmayı başarmaktadır. 2005 yılından bu yana dünya ihracatı içindeki payını 0,57 puan yükseltmiştir. Alt sektörlerin dünya ihracatı içindeki payları değerlendirildiğinde halılar ve diğer yer kaplamaları yüzde 12,62'ye ulaşan payı ile ilk sırada yer almaktadır. DAHA REKABETÇİ OLMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Tekstil imalatı sanayinde faaliyet gösteren şirketler yeni rekabet koşullarına uyum sağlamak ve rekabet güçlerini koruyarak artırmak için kendi içlerinde de dönüşüm sağlamalı ve bu amaçla dönüşüm stratejileri uygulamalıdır.Bunlar sırası ile Üretim, Tasarım, Pazarlama ve Markalaşma alanlarıdır. 1. Üretim a. Esnek ve küçük parti üretim modellerinin uygulanması ve dönüşüm b. Yalın üretim modellerinin uygulanması c. Üretimde yenilikçilik ve yaratıcılık yaklaşımının benimsenmesi d. İleri üretim teknolojisi kullanımı e. Ürün standartlarına uyum f. Kalite standartlarına uyum 2. Tasarım a. Tasarım kapasitesi kurulması ihtiyacı b. Tasar›m kapasitesinin planlanması ve yönetimi c. Tasarım kapasitesinin oluşturulması d. Tasarımların ticarileştirilmesi 3. Pazarlama a. Alıcıların ve müşterinin bulunduğu noktada pazarlama ve doğrudan satış b. Yeni pazarlama yönetimi ve pazarlama takımları kurulması c. Aktif pazarlama alt yapısının kurulması d. Yeni pazarlama kanalları kurulması e. İşletme kapasitesinin arttırılması 4. Markalaşma a. İşletmelerde anlayış değişimi ve uzun vadeli stratejik planlama yapılması b. Markalaşma ve markanın konumlandırması c. Marka kimliğinin belirlenmesi ve yönetimi d. Markalaşma ile yeni satış kanallarının seçimi ve yönetimi Tekstil terbiye 27 bölgesel yaklaşımlar TÜRKİYE RENGİNİ BOYAHANELERDEN ALIYOR Avrupa ve Asya arasında bir köprü olarak jeopolitik önemine sıklıkla vurgu yapılan Türkiye, sahip olduğu kültürel, coğrafi ve iklim çeşitliliği ile de dünyada eşi benzeri olmayan ülkeler arasında yer alıyor. Tekstil ve hazır giyim üretiminde de kalite ve üretim kapasitesi ile dünyanın en önemli ülkeleri arasında yer alan Türkiye, neredeyse bütün bölgelerinde tekstil faaliyetinin yapılabildiği bir özelliğe de sahip. Öyle ki Türkiye’nin her tarafında tekstil terbiye tesislerine rastlayabilirsiniz. Biz de Dergi- 28 mizin her sayısında “Bölgesel Yaklaşımlar” başlığı altında Türkiye’nin birbirinden ayrı bölgelerinde faaliyet gösteren tekstil terbiye firmalarına yer vermeye devam ediyoruz. Dergimizin geçen sayısında İstanbul’dan Pisa Tekstil, Çorlu’dan Aloha Tekstil, Bursa’dan Gülipek Tekstil ve Denizli’den Atlas Boya firmalarına yer vermiştik. Bu sayımızda da 4 bölgeden 4 tekstil terbiye firmasına ayrıntılı olarak yer veriyoruz. İstanbul ve Lüleburgaz’da üretim yapan Tekboy Tekstil’in ku- maş boyama ve baskı konusunda geldiği noktaya göz attık. Gaziantep’te üretim yapan Kardeşler Örme ve Boya firması Ortadoğu pazarına yönelik yaptığı faaliyetler ile dikkat çekiyor. Denizli’de havlu firmalarına yönelik olarak boya terbiye hizmeti sunan Güvenç Boya firmasının ihracatçılara yönelik faaliyetleri ve gelecek hedefleri dikkat çekici. Adana’da tam entegre bir yapıyla kumaş üretimi yapan Oğuz Tekstil’in tekstil terbiye konusunda yaptığı yenilikçi çalışmalara da yer verdik. Tekstil terbiye 29 bölgesel yaklaşımlar - denizli DENİZLİLİ İHRACATÇILARIN GÖZÜ GÜVENÇ BOYA’DA Denizli’de havlu firmalarına yönelik olarak boya terbiye hizmeti sunan Güvenç Boya firması, günlük 17 ton olan üretim kapasitesini son yaptığı yatırımlar ile 26 tona çıkarmış durumda. Firma uyguladığı yüksek kalite standartları ile ihracatçı firmaların ilgisini çekiyor. 30 G üvenç Boya, Denizli’de havlu üreticilerine yüksek kalitede boya terbiye hizmeti verebilmek için 1979 yılında Ali Rıza Güvenç tarafından kuruluyor. Ali Rıza Güvenç’in 2003 yılında vefatıyla birlikte şirketi eşi Remziye Güvenç yönetmeye başlıyor. Denizli’nin Gümüşler beldesinde 6 bin metrekare alanda günlük 17 ton üretim yapan firma yaptığı yeni yatırımlar ile birlikte 2012 yılında 12 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 22 bin metrekare alanda üretimini günlük 26 tona kadar çıkarmış durumda. Yıllık 8 bin ton üretim kapasitesi Yeni fabrikalarında neredeyse kapasitelerinin tamamını kullanarak üretim yaptıklarını belirten Güvenç Boya Yönetim Kurulu Başkanı Remziye Güvenç, firma olarak bünyelerinde havlu kumaş, welsoft, ribana-örgü, polar gibi ürünlerin boyama işlemelerini yaptıklarını ifade ediyor. Güvenç Boya olarak Ekotex 100 Çevre Kontrolü Güvence Sertifikası ve ETKO Organic Textile Standart sertifikalarına sahip olduklarını belirten Remziye Güvenç, firma olarak çevreye olan duyarlılık- larını ispatladıklarını ifade ediyor. Bu standartları yakaladıkları için dünyanın büyük markalarına yönelik üretim yapan firmalara rahatlıkla hizmet sunduklarını belirten Güvenç, çalıştıkları firmaların yüzde 95’inin ihracata yönelik olarak çalıştıklarına vurgu yapıyor. Firma bünyesinde 170 kişinin çalıştığını belirten Güvenç, “Yıllık üretim kapasitemiz 8 bin ton düzeyinde bulunuyor. 2013 yılında 7 bin 600 ton üretim gerçekleştirdik. Ayrıca 2013 yılında makine parkurumuzun yüzde 50’sini yenileyerek üretim ve kaliteye ciddi bir katkı sağladık” diyor. Güvenç Boya, yatırım hedeflerini büyütüyor 2014 yılında Türkiye’nin gündemine bağlı olarak piyasaların biraz gevşeyeceğini beklediklerini ifade eden Remziye Güvenç, “Bu nedenle bu yıl içerisinde yapmayı düşündüğümüz kurutma ve baskı hattı yatırımlarımızı bir sonraki yıla erteledik. Fakat daha sonraki yıllarda bu ve buna benzer yapacağımız yatırımlarla ciromuzu artırmayı, çalışan sayımızı da kapasite artışına bağlı olarak 250 kişiye kadar çıkartmayı planlamaktayız. Türkiye’de tekstil sektörü 2013 yılında sıçrama yaparak ön plana çıktı. Dünya ekonomisindeki hızlı gelişim ile arz talep dengesi doğrultusunda, yeni ürün ve markalaşmadaki artış ile tekstil sektörünün çok daha iyi bir yere geleceğini düşünüyoruz. Ekonomideki önemli ve hızlı değişimden sektörümüz de pa- yını almış durumda. Gelişmiş ülkeler kategorisinde bulunmamız nedeniyle, sektörün daha da ilerlemesi için teknolojiye ve eğitimli kalifiye çalışanlara yatırım yapılması gerekiyor. Sektörün rekabetçi piyasalarda mücadele gücünün artırılması için devletten de bazı beklentilerimiz var. Avrupa Birliği uyum sürecinde çıkartılan yeni kanunlar çeşitli nedenlerden dolayı sektörümüze ve firmalarımıza tam oturmadığı için sıkıntılar doğmaktadır. Birebir kopyalanmış kanunlar yerine devletişçi ve işveren üçgeninde hazırlanacak kanunların daha az sıkıntıya neden olacağını düşünmekteyiz” diyor. “KDV oranı yüzde 8’e düşmeli” Tekstil boya işlemlerinde yüzde 18 olan KDV oranının, iplik, dokuma ve konfeksiyon sektörlerinde olduğu gibi yüzde 8 oranına indirilmesinin genel anlamda işletmelerin vergi ve finans dengelerini rahatlatacağını belirten Remziye Güvenç, “Denizli’nin Dünya’ya açılan sivil hava yolu olması ve Aydın-Denizli arası duble yolun otoban olarak dönüştürülmesi hem zaman hem de maliyet açısından bizlere çok faydalı olacak. Bu ve benzeri değişimlerle Denizli Sanayisinin hem ülkemize, hem de dünya ya daha iyi ve hızlı hizmet verme imkanı olacaktır.” Tekstil sektöründe yaşanılan en büyük sorunlardan birinin de Denizli’de devlet teşvikinin az olması olduğuna değinen Güvenç, devletin tekstil sektörüne yeni teşvik ve imkanlar Remziye Güvenç Güvenç Boya Yönetim Kurulu Başkanı sunarak tam destek sağlamasının globalleşen dünyada sektörün rekabet gücünü artıracağına vurgu yapıyor. “TTTSD, sektör için çok önemli” Tekstil terbiye sektöründeki sorunları ele alıp değerlendiren, gelişmesinde olumlu yönde uğraşan TTTSD gibi bir derneğin olmasının çok önemsediklerini belirten Güvenç, “Tekstil terbiye sektörü olarak TTTSD’nin yaptığı çalışmalara destek olmalı ve yapılan çalışmalarından yararlanmalıyız. Tekstil terbiye sektöründe yer alan firmaların ortak sorunlarının yanında bölgeden bölgeye değişen farklı sorunlara da TTTSD’nin eğilmesi çok önemli” diyor. “Tekstil boya işlemlerinde yüzde 18 olan KDV oranı, iplik, dokuma ve konfeksiyon ürünlerinde olduğu gibi yüzde 8 oranına indirilmesi genel anlamda işletmelerin vergi ve finans dengelerini rahatlatacak. Denizli’nin Dünya’ya açılan sivil hava yolu olması ve AydınDenizli arası duble yolun otoban olarak dönüştürülmesi hem zaman hem de maliyet açısından bizlere çok faydalı olacak.” Tekstil terbiye 31 bölgesel yaklaşımlar - gaziantep KARDEŞLER BOYA VE ÖRME ORTADOĞU’DA İDDİALI Mehmet Ali Kaplama Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme Firma Sahibi Gaziantep’te köklü bir tekstil terbiye firması olarak faaliyet gösteren Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme, aylık 500 bin kilogram üretim kapasitesi ile sektörde dikkat çekiyor. Firma sahibi Mehmet Ali Kaplama “Dünya’da Türkiye, Türkiye’de de Gaziantep” sloganı ile hem Avrupa’ya hem de Ortadoğu’ya ürün sattıklarını ifade ediyor. 32 K ardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme firması 1978 yılında Mehmet Ali Kaplama ve kardeşleri tarafından kuruluyor. Konfeksiyon imalatı ile sektörde yer aldıklarını belirten Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme Sanayi sahibi Mehmet Ali Kaplama, sektörde edindikleri güçlü birikim ile 1997 yılında tekstil sektöründe büyümeye karar verdiklerini ifade ediyor. Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme Sanayi firması olarak ilke etapta 4 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 10 bin metrekare alanda tekstil sektöründe faaliyete başladıklarını söylüyor. Mehmet Ali Kaplama bugün geldikleri noktada 8 bin 500 metrekare kapalı alanda üretim yaparak üretimlerini her geçen gün büyüttüklerine dikkat çekiyor. Kardeşler, yatırıma devam ediyor Sektörde kurumsallaşmak ve daha fazla insanı istihdam etmek için çok yoğun olarak çalıştıklarını ifade eden Mehmet Ali Kaplama, 1978’de işe başladıklarında 21 olan çalışan sayılarının Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi 4’üncü bölgede yaptıkları iplik tesisi yatırımı ile 150 kişiye kadar çıktığına dikkat çekiyor. Yaratıkları istihdam ve yaptıkları yatırımlar ile kıvanç duyduklarını belirten Mehmet Ali Kaplama, daha fazla insan istihdam etmek ve daha fazla yatırım yapmak için ellerinden geldiği kadar çalışmaya gayret ettiklerini ifade ediyor. Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme firması olarak işletmelerinin ilk faaliyete geçtiği yıllarda yıllık kapasitelerinin 150 ila 200 bin kilogram düzeyinde olduğu bilgisini aktaran Mehmet Ali Kaplama, şu anda aylık 450 ila 500 bin kilogram üretim kapasitesini yakalamış olduklarına dikkatleri çekiyor. Firma olarak daha ileri noktalara üretimi taşımayı hedeflediklerini yenileyen Kaplama, “Bulunduğumuz coğrafyada su sıkıntısı olmasından dolayı sektörde bizim gibi faaliyet gösteren firma sayısı az. Biz firma olarak kaliteli ürün üretmeyi ana prensip olarak değerlendiriyoruz. Müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutarak, Türkiye tekstil sektörü ve ekonomisine elimizden geldiğince katkı yapmayı bir görev gibi yerine getiriyoruz” diyor. “Ortadoğu pazarında güçleniyoruz” Kendilerinin bulunduğu coğrafya itibariyle son yıllarda Suriye ve Irak’ta meydana gelen olayların firmalarını da etkilediğini belirten Mehmet Ali Kaplama, “En büyük dileğimiz bu ülkelerde yaşanan iç karışıklık ve savaşların kısa zamanda son bulması. Açıkça söylemek gerekirse bu ülkelerde olan karışıklıklardan dolayı Ortadoğu pazarına daha yoğun olarak girebildik. Bu anlamda firma olarak ticaretimiz olumlu etkiledi diyebiliriz. Türkiye’nin son yıllarda Ortadoğu pazarındaki etkisi zaten giderek artıyor. “İhracatta gücümüz artıyor” Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme firması olarak dünyanın bütün pazarlarını önemsediklerini belirten Mehmet Ali Kaplama, “Biz firma olarak ne Batı’ya yüzümüzü dönüp sırtımızı Doğu’ya çevirdik, ne de Doğu’ya yüzümüz çevirip sırtımızı Batı’ya çevirdik. Biz, Dünya’da Türkiye, Türkiye’de de Gaziantep sloganı ile hem Avrupa’ya hem de Ortadoğu’ya ürün satıyoruz. Üretmiş olduğumuz ürünlerin yüzde 65’ini iç piyasaya ve yüzde 10’unu Avrupa ülkeleri ve geriye kalan yüzde 25’lik kısmını da Ortadoğu ülkelerine satıyoruz. Burada dikkat çekici bir noktada şu son iki yıla kadar Avrupa ve Ortadoğu satış oranlarımız ters yöndeydi” diyor. “Ar-Ge yatırımı yapacağız” Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme firması olarak daima yeniliklerin takipçisi olduklarına vurgu yapan Mehmet Ali Kaplama, “Önümüzdeki yıllarda ArGe’ye yapacağımız yatırım ile yeni trendler meydana getirmek istiyoruz. Ayrıca; bize müşterilerimiz tarafından örneği getirilen her türlü ürünü üretme gibi bir yapımız bulunuyor. Biz firma olarak yapılabilecek her türlü ürünü üretmeye ve müşteri memnuniyetini olabildiğince en üst düzeyde tutmak için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye’de Ar-Ge’ye yönelik yapılacak olan yatırımlar ile son yıllarda sürekli dile getirilen markalaşma sözde değil fiilen hayata geçirilebilinir. Böylece Türkiye dünyada tekstil sektöründe söz sahibi bir konumu yakalamış olur” diyor. “Boyar madde fiyatları daha çok artacak” Firma olarak bulundukları bölge itibariyle su kaynaklarına uzak oldukları için diğer bölgelerde ki firmalar ile rekabet etme güçlerinin zayıf olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Kaplama, bu konuda hükümetin kendilerine destek vermesinin şart olduğuna değiniyor. Mehmet Ali Kaplama sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin devletin vereceği destekleri şöyle ele alabiliriz. İstihdam desteği, prim desteği, KDV istisnası gibi bir dizi destekler ile daha da ileriye doğru gidebiliriz. Bizim girdilerimiz arasında en büyük payı boya alıyor. Hindistan ve Çin’deki durum göz önüne alındığında önümüzdeki aylarda boya maliyetlerinin de daha da artacağını söyleyebiliriz.” “Kardeşler Konfeksiyon Boya ve Örme firması olarak üretmiş olduğumuz ürünlerin yüzde 65’ini iç piyasaya ve yüzde 10’unu Avrupa ülkeleri ve geriye kalan yüzde 25’lik kısmını da Ortadoğu ülkelerine satıyoruz. Burada dikkat çekici bir noktada şu son iki yıla kadar Avrupa ve Ortadoğu satış oranlarımız ters yöndeydi. Ortadoğu pazarına yönelik faaliyetlerimiz gittikçe artıyor.” Tekstil terbiye 33 bölgesel yaklaşımlar - adana ADANA’NIN ENTEGRE TEKSTİL GÜCÜ: OĞUZ TEKSTİL Polyester viskon kumaş üretiminde Türkiye’nin en büyük üretimine sahip entegre tesis olan Oğuz Tekstil, Adana’da ürettiği kumaşları yaklaşık 30 ülkeye ihraç ediyor. Firma, güçlü makine parkuru ile tekstil terbiye konusunda yaptığı faaliyetler ile dikkat çekiyor. 34 T ekstil sektöründe 1974 yılından itibaren faaliyet gösteren Oğuz Tekstil, polyester viskon kumaş üretiminde, Türkiye’nin en büyük entegre tesislerinden biri olarak dikkat çekiyor. Firma, satış ve pazarlama organizasyonu, üretimdeki tecrübe, maliyet yapısı ve vizyonu ile yurt içi ve yurt dışı pazarlarda dünyanın önde gelen markalarına hizmet veriyor. 30'u aşkın fazla ülkeye ihracat yapan Oğuz Tekstil’in Amerika, Rusya, ve Ukrayna’da satış ofisleri; İspanya, Fransa, Kanada, Almanya ve İngiltere’de acenteleri bulunuyor. Oğuz Tekstil’in başarısındaki temel faktörler şöyle sıralanıyor: Mevcudu geliştirme özeni ve heyecanı, yöneticilerin kendi aralarında ‘geleneksel saygının’ varlığı ve ‘ilkeli uzlaşmanın’ anlaşılmış olması, şirketin yöneticileri ile çalışanları arasında saygı, sevgi ve fikir paylaşımına dayalı bir ilişkinin mevcut olması, ailenin yeni jenerasyon gençlerini işletme, iktisat, finans, hukuk, tekstil tasarımı, endüstri mühendisliği ve kimya mühendisliği gibi işyerinde değerlendirebilecek alanlara yöneltmiş olması ve gençlere yatırım yapma konusundaki ortak heyecanı. Hedef 40 milyon metre kumaş Oğuz Tekstil, 40'ıncı yılına ulaştığı 2014'te dünyanın çevre uzunluğu olan 40 milyon metre kumaş kapasitesine ulaşmayı, 5 yıl içinde ise Türkiye'nin en büyük 200 şirketi arasına girmeyi hedefliyor. Poli-viskon hammaddesinden bayan ağırlıklı olmak üzere dış giyimlik kumaş üreten Oğuz Tekstil, 2 yıl önce iplik yatırımı yaparak iplik üretimiyle birlikte tam entegre bir tesis olarak hizmet vermeye başlamış. Üretiminin yüzde 40'ını ihraç eden firma geçen yıl 40 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirmiş durumda. 30'a yakın ülkeye ihracat yapan firma aynı zamanda yüzde 60 iç piyasaya çalışıyor görünse de bunun da en az yüzde 60'ı konfeksiyon olarak ihracata gidiyor. Firma üretiminin aslında yüzde 80'inden fazlası direkt ve dolaylı olmak üzere ihracata gidiyor. Bin 200'ün üzerinde çalışanı bulunan firma, 2012'nin cirosuyla İSO İkinci 500'de 13'üncü sırada yer aldı. Bu listede cirosunu en çok artıran firmalar arasında da ilk 10'da yer aldı. 2012'de gerçekleştirdiği iplik yatırımı sayesinde kapasitesi ve cirosu oldukça artan firmanın ve bin 200 kişilik istihdamımızın 450 kişisi bu yatırımla gelmiş durumda. Oğuz Tekstil yenilikçiliği elden bırakmıyor Oğuz Tekstil firmasının ilk kurulduğu yıllarda kumaş ticareti yaptığını belirten Oğuz Tekstil Genel Müdürü Hüseyin Kaya, daha sonra firmanın kumaş üretimine başlayarak bu konuda önemli bir noktayı yakaladığına dikkat çekiyor. Oğuz Tekstil’in iplik üretim tesisi, dokuma ve dokuma hazırlık makineleri ve terbiye işlemlerini gerçekleştiren çok geniş bir üretim parkuruna sahip olduğuna dikkat çeken Hüseyin Kaya, firma olarak sürekli yeni yatırımlar yaparak makine parkurlarını yenilediklerini ifade ediyor. Oğuz Tekstilin iplik, do- kuma ve boya terbiye alanında faaliyet gösteren entegre bir yapısı olduğunu tekrarlayan Hüseyin Kaya, firmalarının bünyesinde birçok ürünün boyama ve apreleme faaliyetlerini yürüttüklerini söylüyor. İhracat faaliyetleri titizlikle yapılıyor Oğuz Tekstil olarak doğrudan ihracat yapmalarının yanı sıra iç piyasaya yönelik olarakta üretim yaptılarını belirten Hüseyin Kaya, ihracat pazarlarının başında Avrupa Ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nin geldiğine dikkat çekiyor. Türkiye’de üretilen kumaşların gelecekte İtalyan kumaşların yerini alacağına inandıklarını belirten Kaya, bu inançla üretmeye ve çalışmaya devam ettiklerini söylüyor. Rusya pazarında ki gelişmeleri firma olarak çok riskli bulduklarını belirten Kaya, ihracatta yönelik olarak çalışmalarını yoğun olarak sürdürdüklerine dikkat çekiyor. Hindistanlı Aditya Birla Group’un Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde viskon elyaf üretimine yönelik üretim tesisi kurmasının kendilerini mutlu ettiğine değinen Kaya, bu üretim tesisisinin Çukurova Bölgesi’ne katkısının olacağına vurgu yapıyor. Kurulacak fabrikanın çevreye vereceği zararlara ilişkin tedbirlerin titizlikle ele alınmasının önemine vurgu yapan Kaya, çevresel çekinceler dışında kendilerinin kullandıkları viskon elyaftın söz konusu firma tarafından üretilmesinin Oğuz Tekstil’e katkı sağlayacağını belirtiyor. Hüseyin Kaya Oğuz Tekstil Genel Müdürü Çevreye duyarlı üretim ön planda Daha az tüketim ve yeşil fabrikalara doğru bir trendin yaygınlaştığı günümüzde Oğuz Tekstil’de sosyal sorumluluk projelerinden geri kalmıyor. Sosyal sorumluluk projelerinin önemine vurgu yapan Hüseyin Kaya, firma olarak çevreye saygılı, mükemmel bir arıtma tesisine sahip olduklarını ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendilerine verdiği bütün görevleri hakkıyla yerine getirdiklerini söylüyor. Ayrıca firmalarının OSB teknik birimleri tarafından sürekli olarak denetim altında olduğuna dikkat çeken Kaya, çevreye duyarlı üretimin kaliteli üretimin bir parçası haline geldiğini söylüyor. “Oğuz Tekstil iplik üretim tesisi, dokuma ve dokuma hazırlık makineleri ve terbiye işlemlerini gerçekleştiren çok geniş bir üretim parkuruna sahip. Firma olarak sürekli yeni yatırımlar yaparak makine parkurumuzu yeniliyoruz. Firmamız bünyesinde bir çok ürünün boyama ve apreleme faaliyetini yürütüyoruz.” Tekstil terbiye 35 bölgesel yaklaşımlar - istanbul KALİTEDE SÜREKLİLİĞİN ADI: TEKBOY TEKSTİL İstanbul ve Lüleburgaz’daki kumaş boyama ve baskı fabrikalarında üretim yapan Tekboy Tekstil ve Boyama firması üretim kapasitesi ve makine parkuru ile kumaş boyama ve baskı konusunda adından söz ettiriyor. 36 T ekstil terbiye sektöründe 30 yılı aşan bir deneyimle faaliyet gösteren Tekboy Tekstil ve Boyama firmasının kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Esen Pamukçu ile firmalarının sektördeki yerini ve tekstil terbiye sektörünün Türkiye de yakaladığı başarıyı konuştuk. Tekboy Tekstil’in kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz? Tekboy Tekstil olarak 1981 yılında günlük 3 ton kapasite ile iplik boyama üretimi ile faaliyete başladık. 1986 yılında, İstanbul Yenibosna’da günlük 3 ton kapasiteli örme kumaş boyama tesisi kurarak bu tesisi ilerleyen yıllarda günlük olarak 15 ton üretim kapasitesine taşıdık. 1996 yılında da günlük 15 bin metre kapasiteli rotasyon baskı tesisini kurduk. 2002 yılında yaptığımız kapasite artırımı ile kumaş baskı üretimi günlük 30 bin metreye yükselmiş durumda. 1999 yılında, Lüleburgaz’da 100 bin metrekare arazi üzerinde 12 bin metrekare kapalı alanda yeni bir fabrika inşa ederek aynı yıl üretime geçtik. Lüleburgaz fabrikamız, günlük 10 ton iplik boya ve 25 ton örme kumaş boya kapasiteli boyahanesiyle hizmet veriyor. 2004 yılında, Lüleburgaz fabrikamızda 11 bin metrekare kapalı alanlı ilave bir bina yaparak kapalı alanımızı 23 bin metrekareye çıkardık. 2003 yılında gerçekleştirilen 2,2 megavat kojenerasyon yatırımıyla, Lüleburgaz fabrikamızın ihtiyacı olan elektrik enerjisinin tamamı ve İstanbul fabrikamızın elektrik ihtiyacının ise yüzde 80’ini karşılıyoruz. Firmamız bünyesinde yaklaşık 600 kişi çalışıyor. Tekboy Tekstil olarak 2003 yılında ilk bin Türk Sanayi kuruluşunun arasında yer aldık. Giyimlik kumaşlarda yeni elyaf çeşitleriyle farklılık yaratma konularında yaklaşımınız nedir? Giyimlik örgü kumaşlarda, farklılık yaratılmadığında rekabet gücünün azalacağını ve satış pastasından alınacak payın düşeceği düşünülerek, iplik ve örgü çeşitliliği ile Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımıza hız verdik. Bununla ilgili bir bölüm oluşturduk ve belirli bir bütçe ayırdık. Bu bölümden çıkan ürünleri yurt içi ve yurt dışı müşterilerle fuarlar ve müşteri ziyaretleri aracılığıyla buluşturuyoruz. Trakya bölgesindeki baskı yatırımlarının ve özellikle dijital baskı yatırımının süreceğini düşünüyor musunuz? Müşteri taleplerinin raport ve varyant bakımından çoğalması şablon maliyetlerini artırmakta. Ayrıca sipariş miktarlarının giderek azalması maliyetlerde artışa sebep olmakta ve firelerin yükselmesi ek olarak kısa varyantlardaki duruş süreleri rotasyon baskı maliyetlerini artırmakta. Rotasyon baskının rekabetçi özelliklerinin azaldığı bu dönemde dijital baskı makinelerinin de üretimlerinin giderek hızlanması ile dijital baskının gelecek yıllarda yaygınlaşacağını, maliyetlerin de uygun seviyelere geleceğini öngörmekteyiz. Türk kumaşının gelecekte dünyadaki konumlanmasını nasıl öngörüyorsunuz? Türkiye’de üretilen kumaşlar örgü ve dokuma olarak ikiye ayrılıyor. Biz örgü kumaş konusunda faaliyet gösteren bir firma olarak yerli iplik üreticilerinin ürettikleri yenilikçi ürünleri terbiye tesislerinde farklı tarzlarda üretilmesiyle Türk kumaşının rekabet gücünün her geçen gün daha da arttığını görüyoruz. Firmaların arıtmada atık yükünün uzaklaştırılmasına yönelik yaklaşımınız nelerdir? Atık yükünün azaltılmasında en önemli faktör daha az su tüketimini sağlamak için yeni nesil makinelere bir an önce geçilmesidir. Diskontinü makineler yerine Kontinü makine yatırımlarının artırılması, bu sayede arıtmaya giden atık su miktarının azaltılması sağlanmalı. OSB’lerin bir an önce atık su ıslahını işletmelerin üzerinden alması, her işletmenin kendi arıtmasını yaparak harcadığı enerji maliyetleri ve sürekliliği bakımından Ergene havzasını kurtarmak için gerekli şartlardan biridir. Çevre mevzuatı, ülkemizde yasaların ve markaların direktifleri ile oluşuyor, firmanızın bu konuda yaklaşımı nedir? Çevre mevzuatı çerçevesinde ortaya konulan yasalarda farklı sektörlerde farklı uygulamalar yapılma yoluna gidilmiş. Atıkların her sektörde ne yapabileceği göz önünde tutularak sınır değerlerin bulunduğu tablolar hazırlanmış, ancak bu tablolarda çevre açısından bir sektörde hiç bakılmayan bir parametre, diğer sektörde çok düşük oranlarda tabloya eklenmiş durumda. Her sektör için üniversite-sanayi iş birliği ile bu konuda neler yapılacağı ve hangi yöntemler kullanılacağı konusunda ortak hareket noktaları oluşturulmalı. Ülkemizde ilgili bakanlığın tabloları nasıl oluşturduğu, kirliliğin nasıl giderileceği, çevreye en az zarar verecek şekilde nasıl bertaraf edileceği ortak çalışma yapılarak belirlenmeli. Markaların istekleri ise, atık suda değil ürün üzerinde hangi kimyasallardan ne kadar olması gerektiğine odaklanmış ve nihai üründe bunu test ederek terbiyecileri bu konularla ilgili her yıl başka bir sertifika almaya zorlamakta. Bu da ayrıca görünmeyen maliyetler içerisinde en önemli maddelerden birisi olmuştur. Bu standartların her ülkede farklı toleranslarda olup olmadığı araştırılmalı. Bu sertifikalar ürüne imalatçı açısından bir katma değer sağlamıyor. Sadece sipariş almanın ön şartı olmuş durumda. Enerji maliyetlerini azaltmak için firmanızda aldığınız önlemler nelerdir? Enerji maliyetlerinin toplam üretim maliyetlerimiz içinde ki payı yaklaşık yüzde 40 civarında. Doğalgaz ve elektrik birim fiyatı Enerji Bakanlığı tarafından belirlenmekte dolayısıyla sanayici ile vatandaş yaklaşık aynı fiyatlara enerji kullanmakta. İş yerlerinde en önemli enerji tasarrufu son zamanlarda kömür kazanları yatırımları olmuştur. Neredeyse tüm tekstil firmaları kömür kazanı yatırımı yapmış durumda. Diğer önlemlerden biri de yeni nesil makinelerle üretim yapmak olarak ele alınabilinir. Esen Pamukçu Tekboy Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı “Giyimlik örgü kumaşlarda, farklılık yaratılmadığında rekabet gücünün azalacağını ve satış pastasından alınacak payın düşeceği düşünülerek, iplik ve örgü çeşitliliği ile Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımıza hız verdik.” Gümrük korumaları ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Gümrük konularında ithalatçı firmaların ödediği kaynak kullanım destekleme fonunun tüm ülkelerde aynı olması, genellikle boya ithalatının yapıldığı Hindistan’dan gelen boyalarda yaklaşık yüzde 4 fiyat artışlarına sebep olmuş durumda. Anti-damping uygulamaları ile ilgili bize olumsuz olarak yansıyan bazı sıkıntılar var. Anti-dampingte kişisel başvurular değerlendirmeye alınıp oranlar ona göre uygulanabiliyor. Aslında bu oranlar tespit edilmeden önce sektördeki başlıca firmaların görüşleri alınarak belirlenebilir. TTTSD’nin hangi faaliyetlerde bulunmasını istersiniz? Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği’nin özellikle tüm firmalar, üniversiteler ve devlet kurumlarıyla birlikte çalışma konusunda öncü rol üstlenmesi ve sanayicilerin sorunların çözümünde etkin olmasını bekliyoruz. Tekstil terbiye 37 bölgesel yaptırımlar - bursa DOSAB "ÖNCE ÇEVRE" DİYOR B Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB), sanayi faaliyetleri sonucu oluşacak olumsuz çevresel etkilerin minimuma indirilmesi için ciddi yatırımlar yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Bu kapsamda atık su arıtma tesisi, su kirliliği kontrolü, katı atık bertarafı ve çevre yönetimi konularında çalışmaların yürütüldüğü DOSAB’da insan sağlığı ve doğaya karşı sorumluluk titizlikle yerine getiriliyor. 38 ursa’da bulunan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) 1990 yılında OSB kimliğini kazanarak 2000’li yıllarda sanayi için çok elverişli bir bölge konumuna gelmiş durumda. 2000 yılında yürürlüğe giren 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu kapsamında tüzel kişilik kazanan DOSAB, bu yasa çerçevesinde bölgede yer alan sanayi kuruluşlarının ihtiyacı olan Yeraltı Elektrik Dağıtım Şebekesi (2003), Doğalgaz Dağıtım Şebekesi (2004), İçme-Kullanma, Proses Su, Yangın Suyu, Yağmur Suyu, Kanalizasyon, Telekomünikasyon Şebekeleri, Yol Alt ve Üst Yapı İnşaatları, bordür, tretuar, yeşil alan, çevre düzenlemeleri tamamlanarak inşaat, alt ve üst yapı konusunda yatırımlar bitirilmiş. Bölge içindeki 40 kilometreyi bulan yolların tümü asfalt kaplanarak, kanalizasyon, proses ve içme suyu şebekeleri de tamamlanmış durumda. DOSAB Atıksu Arıtma Tesisi dahil toplam 165 bin metrekare yeşil alana sahip. Yeşil alan ve çevre düzenlemeleri tüm bölgede tamamlanmış durumda. DOSAB 382 hektarı sanayi parseli olmakla beraber toplam 484 hektar alana sahip. DOSAB’daki toplam 348 sanayi parselinin 301 tanesi dolu durumda. DOSAB’da faaliyet gösteren sanayi kuruluşları arasında tekstil sektörü yüzde 68’lik dilimle ağırlıklı olarak yer alıyor. Bunu yüzde 20 ile otomotiv ve yan sanayi izliyor. Yüzde 12 düzeyinde de diğer sektörler faaliyet gösteriyor. DOSAB, sanayi faaliyetleri sonucu oluşacak olumsuz çevresel etkilerin minimuma indirilmesi için ciddi yatırımlar yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Bu kapsamda Atıksu Arıtma Tesisi, Su Kirliliği Kontrolü, Katı Atık Bertarafı ve Yönetimi ve Çevre Yönetimi konularında çalışmalarını titizlikle yürütmekte insan sağlığı ve doğaya karşı sorumluluklarını yerine getiriyor. DOSAB’ın çevreye yönelik ortaya koyduğu çalışmaları DOSAB Çevre Yönetim Birimi Yetkilisi Selen Tunçman aktardı. Yılda 16 milyon metreküp su arıtılıyor DOSAB Atıksu Arıtma Tesisi günlük 70 bin metreküp kapasiteli olarak 2007 yılında tamamlanmış ve aynı yılın Nisan ayında hizmete girmiş. DOSAB’daki işletmelerden kaynaklanan evsel ve endüstriyel nitelikli atık suların tümü, uzun havalandırmalı biyolojik artıma tesisinde arıtılıyor. Yılda yaklaşık 16 milyon metreküp suyun arıtıldığı tesisin kimyasal arıtma opsiyonu da mevcut. Tesis tasarımında AB deşarj kriterleri esas alındığından azot ve fosfor giderimi tesisin kimyasal arıtma kısmı kullanılmadan sadece biyolojik arıtma ile sağlanmakta. Bu durum hem atık su arıtma birim maliyeti açısından büyük bir avantaj oluşturmakta hem de daha düşük miktarda atık arıtma çamuru çıkmasına neden oluyor. Arıtma prosesi sonunda çevre mevzuatı kapsamında tabi olunan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği deşarj kriterlerini tümüyle sağlıyor. Arıtma tesisi 2007 yılı sonunda Deşarj İzni almış alarak bu izni 2013 yılının ortasında 5 yıl süre ile geçerli olan Çevre İzni ile yenilemiş durumda. Yeni çevresel projeler hız kesmiyor 2012 yılı Nisan ayından tarihinden itibaren deşarj kriterlerine ilave edilen renk parametresinin sağlanması için havalandırma havuzu çıkışına renk giderici kimyasal dozlaması yapılmakta. Daha düşük maliyet ile renk gideriminin sağlanacağı biyolojik ve kimyasal prosesler üzerine laboratuvar ve pilot ölçekli çalışmalar da sürdürülüyor. Arıtma tesisinden çıkan atık arıtma çamuruna ilişkin analizler, Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik Ek-3 B kapsamında, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nde yapılmakta olup “Tehlikesiz Atık” olarak nitelendirilmekte. Ayrıca arıtma tesislerinin genellikle işletme maliyetinin en yüksek dilimlerinden birini oluşturan arıtma çamur bertaraf maliyetini düşürmeye yönelik çalışmalar da sürdürülüyor. Bu kapsamda tesis çamur susuzlaştırma prosesinde revizyon çalışmalarına başlanmış olup mevcut belt-presler yerine daha susuz arıtma çamuru sağlayan dekantörlerin alımı gerçekleştirilmiş. Atık arıtma çamuru miktarının yaklaşık yüzde 25 ve üzerinde azaltılması hedefleniyor. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Numune Alma ve Analiz Metotları Tebliği ile yürürlüğe giren Gerçek Zamanlı Uzaktan Atık su İzleme İstasyonu tesis çıkışına kurulmuş olup debi, pH, İletkenlik, Çözünmüş Oksijen ve Sıcaklık parametreleri anlık olarak ölçülmekte ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veri ağına aktarılıyor. Atık su arıtma tesisinden çıkan arıtılmış suyun geri kazanımı projesinin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamında Ar-Ge çalışmaları arıtma tesisinin devreye alındığı 2007 yılından beri yürütülmekte. Geri kazanım suyu ile sanayi bölgesindeki işletmelere proses suyu temini planlanmakta ve projenin bir parçası olan 10 biner metreküplük iki su deposu ve su dağıtım şebekesinin yapımı tamamlanmış durumda. Gerçekleştirilecek proje ile çevresel anlamda iki yönlü fayda sağlanacak. Yeraltı suyu kullanımı çok düşük seviyelere çekilecek ve Bursa Ovası’ndaki su rezervleri nicelik açısından korunacak, aynı zamanda atık su miktarının azaltılması ile çevreye sağlanan katkı artacak. Su kirliliği kontrol altında Bölgede faaliyet gösteren işletmeler, DOSAB’tan Atık Su Bağlantı/Kalite Kontrol İzni alarak evsel ve endüstri- yel nitelikli atık sularını OSB’nin atık su şebekesine deşarj edebilmekte. Evsel nitelikli atık suyu olan işletmelerin başvuruları halinde, Atık Su Bağlantı İzni verilmekte olup proses kaynaklı atık suyu olan işletmelerin deşarj suyundan alınan numuneler, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde analiz edilerek uygun çıkması halinde Atık Su Bağlantı ve Kalite Kontrol İzni veriliyor. Analiz sonuçlarının uygun çıkmaması sonucunda işletmelerden, gerekli önlemlerin alınması ve/veya ön arıtma kurmaları istenmektedir. Atık Su Bağlantı/Kalite Kontrol İzni 3 yıl süre ile geçerli olup süre sonunda yenilenmesi gerekiyor. Ayrıca bağlantı izni süresince işletmelerin atık su kirlilikleri periyodik olarak yapılan denetimler çerçevesinde kontrol ediliyor. DOSAB’da faaliyet gösteren sanayi kuruluşları arasında tekstil % 68’lik dilimle ağırlıklı sektör olarak yer alıyor. Bunu % 20 ile otomotiv ve yan sanayi izliyor. Yüzde 12 düzeyinde de diğer sektörler faaliyet gösteriyor. DOSAB’daki toplam 348 sanayi parselinin 301 taneside dolu durumda. Selen Tunçman DOSAB Çevre Yönetim Birimi Yetkilisi Tekstil terbiye 39 bölgesel yaptırımlar - bursa Günlük 70 bin metreküp kapasiteye sahip olan DOSAB Atıksu Arıtma Tesisi'ndeki işletmelerden kaynaklanan evsel ve endüstriyel nitelikli atık suların tümü, uzun havalandırmalı biyolojik arıtma tesisinde arıtılıyor. Güncel çevresel bilgi aktarımı yapılıyor RAKAMLARLA DOSAB İşletmelerden kaynaklanan evsel ve tehlikesiz sanayi atıkları işletme içinde ayrı konteynerlerde depolanarak iki ayrı hizmet aracıyla toplanıyor. İşletmelerden kaynaklanan tehlikesiz sanayi atıkları ve evsel atıklarını toplayan hizmet araçları ile birlikte evsel nitelikli atıklar Büyükşehir Belediyesi Kent Katı 484 348 HEKTAR ALAN SANAYİ PARSELİ 3,8 41,455 MİLYAR DOLAR İHRACAT İSTİHDAM 160,000m 2 YEŞİL ALAN Atık Depolama Sahasına, tehlikesiz sanayi atıkları ise Bursa Çimento fabrikasına bertaraf edilmek üzere gönderilmekte. DOSAB bünyesinde bulunan işletmelere, çevre konuları ile ilgili güncel bilgiler, mevzuat değişiklikleri gibi konularda duyurular ve bilgilendirme toplantıları aracılığı ile bilgi verilmekte ve böylelikle, işletmelerin Çevre Mev- 973 MİLYON KWH ELEKTRİK zuatı kapsamındaki yükümlülükleri yerine getirmeleri sağlanıyor. Ayrıca, Bölge Müdürlüğü bünyesinde iki Çevre Görevlisinden oluşan Çevre Yönetim Birimi kurulmuş olup Bölge Müdürlüğü faaliyetleri sonucu oluşan atıkların yönetimi, çevre mevzuatı kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve çalışanlara çevre eğitimi verilmesi hususunda faaliyetler yürütülüyor. 428 FAAL FİRMA %68 TEKSTİL %20 OTOMOTİV 275 MİLYON SM3 DOĞALGAZ röportaj LC WAIKIKI TÜM DÜNYAYI GİYDİRİYOR Beş günde bir dünyanın herhangi bir yerinde mağaza açan LC Waikiki, 21 ülkede 472 mağaza sayısına ulaşmış bulunuyor. Firma, Türkiye’de konfeksiyon mağazacılığında en önemli markalarından biri konumuna ulaşmış durumda. LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, hedeflerinin 2023 yılında Avrupa’nın en başarılı üç moda perakende markasından birisi olmak olduğunu vurguluyor. Vahap Küçük LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı L C Waikiki, 1985 yılında Fransa'da çıktığı marka yolculuğuna, 1997 yılından beri LC Waikiki Mağazacılık çatısı altında Türk markası olarak devam devam ediyor. 2000 yılından itibaren perakendeci kimliğini ön plana alarak, sadece kendi mağazalarını açmaya yönelen LC Waikiki, koleksiyonlarını müşterileri ile buluşturabileceği çağdaş mağazalar açma projesine hız vermiş ve gün geçtikçe mağaza sayısını katlayarak artırmış. Firma, “İyi Giyinmek Herkesin Hakkı” felsefesi ile bugün 21 ülkede 472 mağazada uygun fiyata kaliteli ürünler sunarak müşterilerine ulaşılabilir modanın keyfini yaşatıyor. LC Waikiki, 2009 yılında ilk adımını Romanya’da atarak başladığı yurt dışı yatırımları ile “2023 yılına kadar Avrupa’nın en başarılı üç giyim perakendecisinden biri olmayı’’ hedefliyor. Türkiye’de 72 ilde 386, yurt dışında 21 ülkede 86 mağazaya sahip olan LC Waikiki, yurt dışındaki mağaza sayısını yılsonuna kadar 120'ye çıkarmayı planlıyor. 42 Milyarlık ciroyu aşan tek perakendeci Firma olarak kendilerinin hiç kısa vadeli kazanmayı düşünmediklerini belirten LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, “Hep uzun soluklu başarıları hedefleyek, sürdürülebilir olmayı merkeze koyduk. Bunun içindir ki, bir kurum kültürünün oluşmasını ilke ediniyoruz ve bu ilkenin en üst kademeden en alta kadar yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Tabii, sadece Türkiye’de değil, markanın gittiği her yerde yaymak gerekiyor bu ilkeyi. Perakende sektöründe milyarlık ciroyu aşan tek Türk şirketiz. Gelecek planlamalarımızı yaparken geçmiş tecrübelerimiz ve kazanımlarımız bize yol gösteriyor. Kısa vadeli olduğu kadar uzun vadeli planlarımızı da sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bununla birlikte, LC Waikiki’yi geleceğe taşıyacak en önemli unsurun yetişmiş insan kaynağı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle çalışan gelişimine yatırım yapmak çok önemli. Kendimizi yönetmek, ekibimizi yönetmek ve işimizi yönetmek bizim üç temel konumuz. Başarıya ulaşabilmek için çalışanların memnuniyeti ve inancını da göz ardı etmemek gerekiyor” diyor. “Hedefimiz dünyanın devleri arasına girmek” LC Waikiki’nin 2023 vizyonunun Avrupa’nın en başarılı üç moda perakende markasından birisi olmak olduğuna vurgu yapan Vahap Küçük, sektördeki liderliklerini koruyarak dünyanın perakende devleri arasında yer almak istediklerini söylüyor. “Bu vizyon bugün konulmadı” diyen Küçük, sözlerine şöyle devem ediyor: “Yıllar önce tamamen global bir rekabet anlayışıyla belirlendi. Yani ‘Türkiye’deki yerel bir markayla değil, Avrupa’nın en iyi markaları ile nasıl rekabet edebiliriz?’ diye düşünmeye ve yatırımları buna göre yapmaya başladık. Bu ciddi bir vizyon. 10 milyar dolar ciro hedefimiz var. Hedeflerimize baktığımızda sadece 10 milyar ciro yapmanın yeterli olmayacağını biliyoruz. Diğer hedefimiz olan ‘müşteri - tedarikçi - çalışan memnuniyeti, kârlılık, sosyal sorumluluk projeleri, güvenilir üretim sağlamak’ gibi konular da önemli. 2014 yılı için yeni mağaza açılışları, mağazaların yenilenmesi, teknoloji ve İK alanlarında 200 milyon dolar civarında yatırım planlıyoruz ve en büyük hedefimiz daha önce de belirttiğim gibi 2023 yılında Avrupa’nın en başarılı üç moda perakende markası arasında yerimizi almak.” LC Waikiki en üst üretim standartlarını uyguluyor perakende sektöründe kendi ülkesinde bir ilke imza atmayı başarmış durumda. Uzak Doğu'daki üretimlerin kontrolü, ürünlerin ekolojik açıdan ve diğer teknik gereklilikler açısından uygunluğunun sağlanması amacı ile Türkiye’de kurulu laboratuvarın birer benzeri Bangladesh ve Çin ülkelerinde 2010 yılı itibarıyla kurulmış. Bangladesh’te Dhaka şehrinde, Çin’de ise Shanghai şehrinde kurulu laboratuvarlar Haslık, Fizik, Elyaf ve Ekoloji alanlarında Türkiye laboratuvarında olduğu şekliyle hizmet veriyor. Böylelikle bu ülkelerdeki ürünler, üretimleri öncesi ve üretimleri sonrası yerinde kontrol edilebilmekte ve testleri yapılabilmekte. “LC Waikiki’yi geleceğe taşıyacak en önemli unsurun yetişmiş insan kaynağı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle çalışan gelişimine yatırım yapmak çok önemli. Kendimizi yönetmek, ekibimizi yönetmek ve işimizi yönetmek bizim üç temel konumuz. Başarıya ulaşabilmek için çalışanların memnuniyeti ve inancını da göz ardı etmemek gerekiyor.” LC Waikiki için kaliteli ve güvenli üretim de en önemli konuların başında geliyor. Firma ürettiği ürünlere kendi laboratuvarlarında ekoloji testlerinin yanı sıra kalite testleri anlamında haslık, fiziksel performans testleri ile ürün bakımına ilişkin olarak elyaf analiz testleri uygulamakta. Testlerini uluslararası ve ulusal standart kuruluşlarının belirlediği şartlara uygun olarak yapan bir laboratuvara sahip olan firma, uzman kadrosu ile kendi bünyesinde geliştirdiği metotların geçerliliğini belgeleyerek test işlemlerini sürdürüyor. Laboratuvar ilk olarak 2007 yılında UKAS (İngiltere Akreditasyon Kurumu) tarafından akredite edilmiş, 2012 yılından itibaren TURKAK (Türkiye Akreditasyon Kurumu) akreditasyonu alarak çalışmalarını sürdürmektedir. LC Waikiki, şirket merkezinde kurulan laboratuvar ile hazır giyim LC Waikiki Ciro Grafiği 2013 2012 2011 2010 2009 LC Waikiki Yıllık Ürün Satış Adetleri 200 2.5 Milyar $ 186 2.0 160 Milyar $ 124 Milyon Adet 1.7 Milyar $ 1.4 Milyar $ 1.0 Milyar $ Milyon Adet Milyon Adet Milyon Adet 83 Milyon Adet 2009 2010 2011 2012 2013 Tekstil terbiye 43 sürdürülebilirlik - çevresel yaklaşımlar DİJİTAL BASKI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SAĞLIYOR Dünyanın en büyük ev tekstil üreticilerinden Menderes Tekstil aynı zamanda Türkiye’nin de en büyük entegre ev tekstil üreticisi konumunda. Firmanın bu lider konumu için proses ve üretimde sürdürülebilirlik prensibini daima esas aldıklarını belirten Menderes Tekstil Terbiye Fabrikası Müdürü Turhan Avadan, bunun için inovasyon, çevre ve sürekli gelişimi gündemde tutuklarına dikkat çekiyor. 44 M enderes Tekstil, 500 bin metrekare toplam alanda 4 binden fazla çalışanla Denizli’de 1958 yılında kurulmuş tam entegre bir ev tekstil tesisi. Günde 70 bin kilogram iplik üretimini, 375 geniş en hava jetli dokuma tezgahı ve 14 geniş çaplı örgü makinesi ile kumaş haline getirmekte. Günde 400 bin metre toplam baskı-boyama kapasitesi ile kumaş terbiyesi yapabilen firma, yıllık 25 milyon nevresim-çarşaf setini tamamen paketli ürünü haline getirebiliyor. Terbiye fabrikasında hepsi geniş en olmak üzere 7 rotasyon baskı makinesi, 3 filmdruck baskı makinesi, 3 dijital baskı makinesi ve 3 pad-batch kontinü düzboya makinesi ile üretim yaptıklarını belirten Menderes Tekstil Terbiye Fabrikası Müdürü Turhan Avadan, “Ayrıca bu üretime hazırlık olarak 4 kontinü kasar makinesi, 3 merserize makinesi, 4 yakma-haşıl sökme makinesi, 11 kontinü yıkama makinesi ve 9 adet 4’lü gruba sahip şardon makinesi bulunmakta. Baskı boyama sonrası fi- nisaj işlemleri için ise 4 adet buharlama makinesi, 14 adet ramöz makinesi, 5 adet sanfor makinesi ve 4 adet kalandır makinesine sahibiz. Baskı makinelerine hizmet amaçlı günlük 60 ton kapasiteli 3 adet tam otomatik boya mutfağı, 3 adet lazer rotasyon çekim makinesi ve 3 adet tam otomatik filmdruck şablon çekim makinesi de tesislerimiz bulunuyor. Pigment dijital baskı vazgeçilmez olacak Menderes Tekstil’in 9 yıldır dijital baskıyı kullanan bir firma olarak Türkiye’de bu konuda öncü bir rolü olduğuna değinen Turhan Avadan, “Son zamanlarda gerek dijital baskı boyası üreten firmalar, gerekse dijital makine üretici firmalar ve en önemlisi doğrudan üretim yapan tekstil firmaları, pigment dijital baskıcılığın üzerine eğilmeye başlamış durumdalar. Pigment dijital baskıcılığın birçok avantajları bulunuyor. Aşılamayan ışık haslığı değerlerini aşmak bu pigmen dijital baskı ile mümkün oluyor. Dijital baskıda pamuk ve selülozik esaslı kumaşlara sadece reaktif boyalarla, polyester esaslı kumaşlara dispers boyalarla ve asit naylon kumaşlara sadece asit ile baskı yapılabilirken, pigment baskıcılıkta her türlü elyaf ve elyaf karışımları ile yapılmış kumaşlara baskı yapılabiliniyor. Dijital baskıcılıkta azalan su-enerji kullanımları ve proses adımları pigment dijital baskıcılık ile çok daha ileri gidiyor. Normal şablonlu pigment baskıya göre dijital pigment baskıcılıkta ışık haslığı dışındaki yıkama, sürtme haslıkları ve kumaş tutumunda kullanılacak toplam boya miktarı düşeceğinden daha iyi olması mümkün” Dijital baskıya ilgi 4 katına çıkacak Ev tekstilinde dijital baskıcılığın reaktif baskı olarak başladığını belirten Turgay Avadan, “Üst giyim ve mayo sektöründe ise reaktif yanında, dispers ve asit baskılar ciddi oranlarda kullanılmakta. Menderes Tekstil’de de dijital baskıcılık reaktif olarak başlamış ve devam etmekte. Konvensiyonel reaktif baskıya göre dijital reaktif baskının toplam su kullanımı, atık su miktarı ve çevreci olması da dijital baskıcılığın sürdürülebilirlik adına da önemini ayrıca ortaya koyuyor” diyor. Dijital baskının dünya tekstil pazarındaki oranının her geçen Konu Dijital Tekstil Baskısı Geleneksel Tekstil Baskısı Tasarı mlarda Renk Sayısı Sınırsız Şablon sayısıyla sınırlı Tasarımlarda Boyut Sınırsız Şablon boyutlarıyla sınırlı Tasarım Çözünürlüğü 600 dpi’a kadar Ekolojik Etkiler Sıfıra yakın Minimum Sipariş 200 Takım 1.000 takım Atıl Kalınan Süre Sıfıra yakın 30-60 dakika Baskı/Numune Süreleri 1-3 Gün 1-3 Hafta Baskı Kalitesinde Tutarlılık Yüksek tutarlılık Periyodik olarak kontrol edilmeli Baskı hızı 75m/dk’ya kadar 50m/dk’ya kadar Turhan Avadan Menderes Tekstil Terbiye Fabrikası Müdürü gün artarak 2020 yılında bugüne göre 2 ya da 4 kat artacağının öngörüldüğünü belirten Turhan Avadan, “Bunu yaratacak en önemli nedenlerden arasında sipariş miktarlarının azalması, moda döngü periyodlarının iyice kısalması, kısa yükleme zamanlarının artık müşterilerin en önemli talebi arasına girmesi, çevre baskısının devamlı artması ve yüksek kalite arayışı geliyor” diyor. Geleneksel Tekstil Baskısı Dijital Tekstil Baskısı Orijinal Tasarım Orijinal Tasarım Şablonların teorik limiti (≈150 dpi) Tarama/CAD Tarama/CAD Atık su arıtması için yüksek miktarda enerji tüketimi, artan boyalar Kağıda Baskı Kumaşın Ön Terbiyesi Filmden Ayırma Film Oluşturulması Şablon Üretimi Kumaşın Ön Terbiyesi Renklendirme Proses Geleneksel Tekstil Baskısı Su Tüketimi Dijital Tekstil Baskısı Su Tüketimi Şablon Temizleme, Baskı Öncesi 30-35 - Baskı Macunu (Boya ve Kimyasallarla) 90-100 15-18 Dijital Baskı Hazırlığı (Kimyasallarla) - 80-85 Şablon Temizleme, Baskı Sonrası 35-40 - Baskı Makinesi Temizliği 65-70 - Baskı Macunu Varili Temizliği 70-77 5 Toplam Tüketilen Su(lt) 290-322 100-108 Baskı (Multi-Step) Baskı (One-Step) Buharlama Buharlama Yıkama Yıkama Ev tekstilinde pigment dijital baskıcılığın devreye girmesi, merserize, buharlama ve yıkama adımlarının da kalkması henüz rakamsal olarak ortaya konmamış ilave su kullanımı, atık su miktarı azalması ve enerji tasarruflarını da sağlayacaktır. Tekstil terbiye 45 sürdürülebilirlik - çevresel yaklaşımlar GÜVENLİ ÜRETİM ŞART Sibel Şahin Özen Mensucat İşletme Müdürü O ekoteks-100 standartları ile 1992 yılında başlayan ve 2010 yılına kadar devam eden süreçte global markaların birçoğu bitmiş ürünlerin üzerindeki potansiyel zararlı kimyasallara yoğunlaştı. Ürün denetimleri sadece son ürünlerde yapıldı. Üretim süreci, kaynakların kullanımı ve çevresel etkiler göz önünde bulundurulmadı. Fakat son yıllarda bilinçlenen tüketici, marka ve perakendeciler ürünlerin yaşam döngüsündeki etkilerini bilmek ve oluşabilecek zararları minimize etmek istemekte. BOYA LİMİTLERİ AZO Boyarmaddeler Arilaminler) AZO boyarmaddeler, AZO boyalar yapısında bir veya daha fazla –N=N- grubu içeren bileşiklerdir. AZO boyarmaddelerin hepsi yasaklıdır demek yanlış olacaktır. AZO boyarmaddelerden sadece arilamin içerenler kanserojendir. AZO boyar maddeler özellikle ter yoluyla vücuda nüfuz edebilen kanserojen maddelerdir. Özellikle renkler koyulaştıkça risk artmakla beraber genel limit değerleri 10-20 mg/kg arasında değişmekte. Poliklorlu Bifenil ve Poliklorlu Terfenil (PCP-TeCP) Organik ve aleve dayanıklı maddelerdir. Bu sebeple tekstilde alev geciktirici maddeler olarak kullanılırlar. Çevre için zararlı kabul edilen “Kalıcı Organik 46 Tekstil ve hazır giyim üretiminin insan ve çevre sağlığını tehdit etmeden sürdürülebilmesi her geçen gün daha da önemli olmaya başladı. Bu çerçevede firmalar güvenli üretim gerçekleştirmek için birçok standardı yerine getirmek için gayret gösteriyor. Özen Mensucat İşletme Müdürü Sibel Şahin de güvenli üretime vurgu yaptığı “Güvenilir Tekstil Süreci” adıyla bir makale kaleme aldı. Kirleticiler (POPs)” sınıfında yer alırlar. Hormonal sistem, akciğer ve sinir sitemi üzerinde zararlıdırlar. Üretim proseslerinde yan ürün olarak çevreye zararlı dioksin ve furan oluşturduklarından zararlıdırlar. Genel limit değerler bebekler için 0,05 büyükler için 0,5 mg/kg’dır. KİMYASAL LİMİTLER Formaldehit Formaldehit renksiz, organik ve uçucu bir kimyasaldır. Buruşmazlık ve çekmezlik apre proseslerinin yanı sıra, boya ve baskının fiksajı esnasında ortaya çıkar. Pigment baskı binderlerinde, flok baskı yapıştırıcılarında, floresan (neon) boya ve pigmentlerinde kullanılabilir. Formaldehit, kuvvetli mutajen ve alerjenler arasında yer alır ve ödem, kronik rinit,bronşiyal astım, alerjik gastrit, kolit ve aşırı duyarlılığa neden olabilir. Aşırı duyarlılık bir sonraki formaldehit etkileşiminde daha şiddetli bir reaksiyon verebilir. Formaldehit, mide özsuyu ile reaksiyona girdiğinde yüksek derecede zehirli, mukozayı tahriş eden kanserojen maddedir. Formaldehit, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Toksikoloji Programı çerçevesinde yayınlanmış kanserojen maddeler raporunda insan sağlığında kanser etkisi gösterecekmaddeler içerisinde yer almaktadır. Program çerçevesinde yapılan araştırmaya göre Formaldehit; kemik iliği, lenfoma ve lösemigibi kanserlere sebebiyet vermektedir. Genel limitler kullanım alanına göre çok değişken olmakla beraber bebekler için 0 -16 mg/kg yetişkinler için 75 ppm dir. PFOS (PerFlorlu Bileşikler) Florlu alkiller, tekstil, giyim, ayakkabı, deri, ev mobilyaları ve ev tekstili ile otomotiv sektöründe yağ ve su geçirmezlik apresi için kullanılırlar. Tekstilde ayrıca ıslatma, boyama etkinliğinin arttırılması ve dokusuz kumaşlarda binder olarak kullanılılırlar. Florlu alkiller, çevre için zararlı kabul edilen “Kalıcı Organik Kirleticiler (POP’s)” sınıfında yer alan kimyasallardır. Çevre ve insan sağlığı açısından zararlı kimyasallardır. Tahriş edicidirler. Karciğer ve tiroid hormuna etkisi vardır. Ayrıca bebeklerde baş çevresi vedoğum kilosunun düşmesine neden olurlar. Genel limit değeri 1 µg/ m2 dir. maddelerinden ve boyalarından gelen Kurşun, Civa, Krom, Kadmiyum, Nikel) • Doğal elyaf yetiştirmede, koruma amaçlı kullanılan Pestisidler. • Alev geciktirici olarak kullanılan polibromin içeren kimyasallar. • Antifungal olarak kullanılan Dimetil Fumarate. • Su ve leke itici olarak kullanılan Perflorooktanoik asit (PFOA), Perflorooktansülfonik asit (PFOS) 2015 yılından itibaren su iticilik için kullanılan 8 karbonlu florokarbon su iticilerin kullanımı yasaklanacaktır. Bu nedenle 6 C’lu florokarbonlu veya flor içermeyen su iticiler kullanılmalıdır. • Plastik ve lastik aksesuarlarda kullanılan Organotin bileşikleri. “Temiz Üretim Stratejilerinin” kazandırdıkları • Çağdaş verimlilik gerekliliklerine uyum • Su, enerji ve malzeme tüketimleri azaltılması ve atık arıtma maliyetlerinden tasarruf • Üretim proseslerinin optimizasyonu ve iş verimliliğinde artış • Çevre mevzuatına uyumun kolaylaşması, • Mevzuatın getirdiği standartlara uyumsuzluk riskinin azaltılması • Firmamızın çalışma yapısını ve teknik düzeyinde gelişme • Sağlık ve güvenlik risklerinin azaltılması ve çalışanlara motivasyon sağlaması Tekstil sipariş döngüsü APEO (Alkilfenoller/AlkilFenol Etoksilatlar) APEO iyonik olmayan aktif yüzey maddesidir. Alkil fenol (AP) ve Alkil fenol etoksilatlar (APEO) pek çok sektörde kullanılan yardımcı kimyasallardır. Alkil fenoller ve etoksilatları iyi emülgatörler ve yüzey aktif maddeleridir. Genel olarak elyafların beyazlatma işlemlerinde, elyafta bulunan kirlilikleri uzaklaştırmak için kullanılan deterjan yardımcı maddesi olarak kullanılırlar. Tekstil ve deri işlemlerinde, bazı hamurlaştırma ve kağıt işlemlerinde, bazı kimyasal boyarmaddelerde, köpük engelleyicilerde, kurutucularda, metal işlemlerinde ve tarım alanında da kullanılmaktadırlar. İnsan sağlığına ve çevreye karşı bio-akümülatif ve zehirli oldukları kanıtlanmıştır. Doğaya özellikle su yaşamına zararlıdırlar ve yok edilmesi çok zordur. Kullanımının önlemesine ve yerine alternatif maddeler kullanılmasına çalışılmaktadır. Bu alternatif maddelere genel olarak APEO içermeyen anlamında APEO-free denilmektedir. APEO ciltte tahrişe neden olur ve hormon sistemini etkiler. Genel limit toplam fenol miktarının 50 mg/kg dır. Diğer yasaklı maddeler • Baskıda kullanılan binder gibi malzemelerde bulunan Ftalatlar. • Metal iyonları (genellikle aksesuar ZDHC Kapsamında İncelenen Öncelikli Kimyasal Maddeler ZDHC Öncelikli Kimyasalları Kaynakları Ftalatlar Baskı - Plastisizer Bromlu ve Klorlu Alev Geciktiriciler Bitim işlemleri -Güç tutuşurluk apreleri Azo Boyalar Boyama/Baskı -Reaktif ,Pigment ,Direk Kalaylı Organik Bileşikler Kaplama –Stabilize ediciler Klorlu Benzenler Boyama- Boyama hızlandırıcılar Formaldehit Baskı ve Terbiye işlemleri Poly Klorlu Fenoller Elyaf/ Boyama-Koruycu ,Boyarmadde Kısa Zincirli Klorlu Parafinler Bitim işlemleri –Emülsiye ajanları Ağır Metaller Boyama/Aksesuar-Boyarmadde ,metalik tozlar Alkil Fenol Etoksilatlar Terbiye işlemleri – Yüzey aktifler PFOA/PFOS Bitim işlemleri – Su itici apreler Tekstil terbiye 47 doğru bilinen yanlışlar 7 BOYAHANELERDE SÜRÜM, GENEL GİDERİ AZALTACAĞINDAN HER ZAMAN KÂR GETİRİR! ? N E D NE B oyahane sektörü, 2000’li yılların sonuna kadar kârlı bir sektördü. Fakat gerek yeni yatırımlar gerekse mevcut yatırımların (kârlılık kaygısıyla) kapasitelerini katlamalarının sonucu aşırı rekabet işi kârlı olmaktan uzaklaştırdı. Günümüzde az çok değişiklik gösterse de her boyahanenin maliyet dağılımını basitleştirerek şöyle yapabiliriz: • 25 birim işçilik • 25 birim boya+kimyasal (hızla artmaya devam etse de) • 25 birim enerji • 25 birim genel gider Bu maliyet kalemlerinden işçilik ve genel gider sabit gözükse de çok büyük oranda değişkendir. Kapasite düşürüldüğünde işçilik ve fazla mesai düşer, kapasite arttırıldığında ise belli ölçüde işçi alımı yapar ve yüksek oranda fazla mesai 48 ödersiniz. Aynı şekilde düşürülmeye çalışılan genel gider diye adlandırdığımız kalemler de (nakliye,taşıt bakım giderleri, kırtasiye, tesis makine bakımı ve işletme malzemeleri, laboratuar giderleri, hatta ve hatta iletişim giderleri bile) büyük oranda kapasiteye bağlıdır. Boya, kimyasal ürünler ve enerji maliyetleri ise tamamen değişken giderlerdir.Bu bilgiler ışığında iki tane projeksiyon geliştirirsek: Birinci projeksiyonda; 25 birim işçilik, 25 birim boya-kimyasal, 25 birim enerji ve 25 birim genel giderden oluşan maliyetlerle toplam 100 birim maliyetle ayda 500 birim mal üretelim, 100 birim / maliyet x 500 birim = 50000 toplam maliyet ve bunu %10 kârla 110 birime satalım 110 birim/satış fiyatı x 500 birim = 55000 toplam ciro buradaki kârımız 5000 birim / ay FİYAT İNDİREREK TONAJ YAPMAK ARTIK KÂR GETİRMEZ! 3 Her şey aynı kaldığı sürece ekonomi gerçeklerinde kapasiteyi artırmak için satış fiyatını düşürmekten başka çare bulunmuyor. Satış fiyatını yüzde 10 düşürdüğümüzü, bunun sonucu kapasitemizin (olmayacak bir şekilde) yüzde 40 arttığını hayal edelim! Bu arada artan kapasitenize bağlı olarak bir miktar işçiliğiniz (Operatörler, bakımcılar, depocular v.s) ve yüksek oranda fazla mesainiz artacaktır. Bu varsayımlarla yüzde 40 kapasite artışında yine en iyi ihtimalle işçiliğiniz ve fazla mesai toplamınızın sadece yüzde 10 artış göstereceğini ve bunun sonucu işçilik avantajınızın yüzde 30 olacağını, genel giderlerde de (nakliye, kırtasiye, bakım, laboratuar vs.) olmayacak şekilde yüzde 10 avantaj sağladığınızı varsayın. Buna göre yeni maliyetleriniz: İşçilik (25 birim x 0,7) = 17,5 birim Boya+kimyasal (aynı) = 25 birim Enerji (aynı) = 25 birim Genel Gider (25x 0,9) = 22,5 birim Toplam= 90 birim Eskiden 110 birim olan satış fiyatımız da yüzde 10 indirimle (100x0,9) = 99 birim oldu Kapasitemizde 500 birimden yüzde 40 artışla (500x1,4) = 700 birime çıktı. Bu hesaba göre 90 birim maliyet x 700 birim = 63000 birim maliyet 99 birim satış x 700 birim = 69300 birim ciro, buradaki kârımız 6300 birim/ ay Sonuç olarak 5 bin birim olan kârımız yüzde 26 kârlılık artışıyla 6 bin 300 birime çıkmış gözükmekte. Burada unutulmaması gereken yeni işçi alımlarıyla başa baş noktasını yukarı taşıdığınızdır. Bu artış kontrol edemediğiniz ekonominin, sezonun getirdiği yavaşlamalarda ve bunun sonucu kapasite kullanım oranının düştüğü aylarda kârlılığı daha da minimize ettiğiniz için zarar etme riskini artırır. Yavaşlama dönemi çalışılan pazara bağlı olmakla beraber genellikle en az Temmuz- Ağustos (bakınız günümüz) ve Ocak-Şubat olmak üzere en az 4 aydır. Dikkat edilmesi gereken 8 ay artırdığınız kârlılığın bu 4 ayı karşıladığından emin olunmasıdır. Diğer taraftan kapasite artışının getirdiği eksileri göz ardı etmeyin: Batık riskinizin ve vadeden dolayı finansman giderlerinizin artması ilk akla gelenler. Bu bilgiler doğrultusunda çoğu boyahanenin 800-1000 ton mal yapıp para kazanmamaktan şikâyetçi olması tamamen yukarıda yazılan ekonomik gerçeklerle bağlantılıdır ve bu bilgiler ışığında şaşırtıcı değildir. Önümüzdeki sayımızda da ekonomik boyahane kapasitelerini ve aşırı kapasite ile kalite bağlantısını mercek altına almaya çalışacağız. Tekstil terbiye 49 makale ELYAF KARIŞIMLARI NASIL BOYANMALI? Tekstil ürünlerindeki kullanım amacına göre son yıllarda elyaf karışımların daha yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandığı görülüyor. Boyar Kimya Sanayi firmasından Tekstil Mühendisi Fatih Sezen bu karışımların boyanma esasları ve proseslerine dair “ Lif karışımlarının boyanmasındaki genel esaslar ve pamuk/akrilik karışımı boyama” adıyla bir makale kaleme aldı. E lyaf karışımlarındaki ana amaç, karışımı oluşturan liflerin özelliklerini değiştirmek ve geliştirmektir. Doğal ve sentetik elyaf karışımları giderek çoğalmış olup, bu karışımların çoğunluğunu ikili daha az bir kısmını üçlü karışımlar oluşturmaktadır. Gerek kullanım özellikleri ve gerekse ekonomik nedenlerle elyaflar çeşitli oranlarda çeşitli şekillerde karıştırılmaktadır. Lif karışımlarının genel özellikleri Boyama işleminin sağlıklı olabilmesi için karışımı oluşturan liflerin boyama açısından bazı özelliklerinin bilinmesinde yarar vardır. Liflerin hidrofilite ve iyonite durumları boyama sonucu yakından etkilemektedir. Genel bir sınıflandırma yapılacak olursa, lifler hidrofob ve hidrofil olmak üzere iki ana gruba ayrılabilir. Hidrofil Lifler: selüloz esaslı olanlar (pamuk, keten ve rejene selüloz lifleri) Protein esaslı olanlar (yün, ipek, tiftik ve rejenere protein lifleri) 50 Hidrofob Lifler: Poliester, poli- akrilnitril, poliamid, asetat, triasetat poliüretan gibi. Boyacılık açısından liflerin önemli olan bir diğer özellikleri de boyama ortamındaki iyoniteleri olup, üç gruba ayrılabilir. Kon-iyonik lifler: Poliester, asetat, triasetat ve selüloz lifleri (selüloz lifi daha önce gördüğü işleme göre az da olsa anyonik özellik gösterir.) Anyonik Lifler: Poliakrilniril Katyonik Lifler: Yün, ipek, poliamid Lif karışımlarının boyanmasında elde edilen renk efektleri Lif karışımlarının boyanmasında, karışımdaki liflerin özellikleri, seçilen boyar madde kombinasyonu ve makine parkına bağlı olarak polimer, elyaf, iplik ve kumaş halinde boya- malar yapılabilmektedir. Her işletme kendi makina parkına bağlı olarak uygun boyama yöntemini seçer. Boyama yöntemi belirlendikten sonra, iki ayrı liften oluşan karışım malzemenin boyanmasında nasıl bir renk efekti istendiğine karar verilmelidir. Karışım lif boyamacılığı elde edilen renk efektlerine göre dört gruba ayrılabilir: a-) Her iki elyafın aynı renk tonu ve aynı koyulukta boyanması (üni boyama). Bu tür tek renkte boyamanın kontrolü oldukça zor. b-) Karışımı oluşturan elyaflardan sadece birinin boyanması (Reserve etkisi), W / PA / PU ‘nın kendi aralarında 2’li ve 3’lü karışımlarıyla yeterli bir rezerve etkisi sağlanamazken, PAC / CO karışımlarında iyi bir rezerve etkisi mümkün. c-) Her iki elyaf aynı renk tonu ve parlaklıkta boyanır, fakat renk derinliği farklıdır. (ton in ton etkisi). Bu tür etki dispers boya ile CA / CT ve CA / PES karışımlarında veya asit boyalarıyla PA / PU / W karışımlarında elde edilir. d-) Karışımı oluşturan elyaf türlerinin farklı renkte boyanması. Bu şekilde bir efekt eldesine differential dyeing tekniği örnek olarak gösterilebilir. Bu tekniğin esası kimyaca aynı esasa dayanan, fakat boyar maddelere affiniteleri farklı olan liflerden yapılmış mamullerin tek banyoda çok renkli olarak boyanmasıdır. Örnek olarak Non-dyeing ile anyonik tipteki lif karışımı, asit ve bazik BM ile iki renkli boyanabilir. (Bicalor Efekt) Boyarmadde Seçimi Belirtilen renk efektleri içinde her iki elyafın aynı renk ve koyulukta boyanması daha yaygındır. Bazı durumlarda tek bir boyarmadde ile her iki elyafın aynı tonda boyanması mümkün ise de, çoğu kez karışımı oluşturan komponentlerin herbiri için ayrı gruptan boyarmaddelerin kullanılması zorunludur. Optimal sonuçların eldesi için boyarmadde seçimi önemli olup boyarmadde açısından üç farklı olanak söz konusudur. - Her iki lifin tek boyarmadde ile boyanması Pigment boyarmaddelerin lifleri affinitesi olmadığından, bu boyalarla bütün karışımların boyanması mümkün ve oldukça ekonomiktir. Pigment boyaların dışında seçilmiş bazı direkt boyarmaddeler yün/pamuk karışımlarını, yine seçilmiş bazı küp boyarmaddeleri de PES/CO karışımları boyamada kullanılmaktadır. PES/CA ve PES/CT veya CA/CT karışımlarındaki her iki lif, dispersiyon boyarmaddesiyle boyanabilmektedir. - Karışımı oluşturan liflerin uygun iki ayrı cins boya ile boyanması Karışımdaki her lif grubu için uygun olan boyarmadde seçilir. Burada esas olan her iki lifi de aynı renk ve nüansta boyayan boyarmaddelerin bulunmasıdır. Daha sonra lif karışımı oranları dikkate alınarak ve aynı za- manda laboratuvarda ön denemeler yapılarak uygun boyarmadde karışım oranı saptanır. Boyama yöntemleri Lif karışımlarının boyanmasında tek ve iki banyolu olmak üzere iki ana yöntem vardır. Tek banyolu yönteme göre boyamada her iki elyaf türü aynı banyoda boyanırken, iki banyolu metodda ise karışımı oluşturan liflerden önce birisi boyandıktan sonra, yeni banyoda diğerinin boyanması söz konusudur.İki ana yöntemin dışında tek veya iki adımlı boyama şekilleri mevcuttur. Çektirme yöntemine göre yapılan boyamaları üç gruba ayırabilirz: - Tek banyolu - tek adımlı boyama Boyama şartları aynı olan ve birbirini rahatsız etmeyen iki boyarmadde sınıfı ile uygulanan bir yöntemdir. Uygulama açışından basitlik, kua boyama süresi ve ekonomiklik sağlamaktadır. - Tek banyolu iki adımlı boyama Boyama koşullarının farklılığı nedeniyle boyarmaddelerin birbirini rahatsız etmesi durumunda, boyama işlemi iki adımda yapılmaktadır. - İki banyolu boyama Boyama koşullarının birbirini rahatsız etmesi durumunda en emin çalışma şekli iki banyolu yöntemdir. Özellikle yüksek haslık istendiği durumlarda tercih edilir. Tek banyolu yönteme göre uzun boyama süresi ve yüksek işletme emniyeti gibi farkları var. Lif karışımlarının çektirme yöntemleri dışında emdirme yöntemlerine göre boyamaları da mümkündür. Emdirme yöntemlerinde de boyamlar tek ve iki adımlı olarak uygulanmakta. Tek banyolu yöntem Avantaj Sakınca Kısa boyama süresi Boyarmadde seçiminde kısıtlılık Düşük enerji, su kimyasal Orta ve koyu tonlarda kötü sürtme haslığı Madde tüketimi Yetersiz yinelenebilirlik Düşük çalışma masrafı İki banyolu yöntem Sınırsız boyarmadde seçimi Uzun boyama süresi İyi yinelenebilirlik Yüksek çalışma masrafı Yüksek sürtme haslığı eldesi için ara Yüksek enerji, su ve kimyasal madde yıkama mümkün sarfı Tek ve iki banyolu yöntemlerin karşılaştırılması Tekstil terbiye 51 makale Akrilik/Selüloz Karışımlarının Boyanması (Şekil 1) Elyaf karışımlarındaki amaç, karışımı oluşturan liflerin özelliklerini değiştirmek ve geliştirmektir. Akrilik/selüloz karışımlarında akrilik elyaf form stabilitesi ve hacim kazandırırken selüloz elyaf iyi bir nem regülasyonu sağlar ve statik elektriklenmeyi azaltır. Liflerin karıştırılması elyaf, iplik, örgü veya dokuma aşamasında yapılabilir. Akrilik / Selüloz karışımları istenen haslık özelliklerine ve karışım oranına göre aşağıdaki boyarmadde ve yöntemlerle boyanabilirler. Akrilik kısım katyonik boyalar ile selülozik kısım direk, reaktif veya vat boyalar ile boyanabilmektedir. Akrilik/Selüloz karışımlarının en yaygın kullanılan ise katyonik/reaktif boyaları ile çift banyo boyama yöntemidir Boyama yöntemi Boyarmadde seçimi Boyama adımları Özellikleri Tek banyo boyama Katyonik / Direk Katyonik + Direk boyama 100°C Açık renklerde kullanılabilir Boya seçimi sınırlı katyonik boya Direk boya Tuz pH : 5 Tek banyo iki aşamalı boyama Katyonik / Direk Katyonik boya pH ayarlayıcı Katyonik / Reaktif Çift banyo boyama Katyonik / Reaktif Akrilik kısmın boyanması (Şekil 3) Akrilonitril ile komonomerin polimerizasyonu sonucu oluşan akrilik elyaf kuru ve yaş çekim sistemleriyle üretilmekte. Farklı tip liflerin farklı elyaf doyma sayıları (SF) ve farklı boya alma hızları (V) vardır. Akrilik elyafın boyanması sırasında elyaf üzerinde yer alan sodyum ve hidrojen iyonları katyonik boyalar ile yer değiştirir. Elyafa bağlanabilecek maksimum boya miktarı elyaf üzerindeki anyonik merkezlerin sayısı ile sınırlıdır. Elyaf doyma sayısı (SF) katyonik boyaların bağlanabileceği merkezlerin sayısını ifade eder. SF değeri boyarmaddeden bağımsızdır. “V” sayısı ise elyafın boya alma hızını gösteren, elyafa özgü bir sayıdır. Yaş çekim yöntemi ile üretilmiş elyafın boya alma hızı, kuru çekim yöntemi ile üretilene oranla genellikle daha 52 Orta ve koyu renkler kullanılabilir Direk boya Tuz Katyonik + Reaktif boyama 100°C 60°C Katyonik boya pH ayarlayıcı Parlak renkler Koyu renklerde kullanılabilir Direk boya Tuz Soda Katyonik Reaktif boyama 100°C Katyonik /Reaktif Boyalar İle Çift Banyo Boyama (Şekil 2) Akrilik/Selüloz karışımlarında karışımın cinsine, selüloz oranına göre önce kasar veya ön pişirme yapılarak selüloz üzerinde bulunan yağ, vaks vb. ve renkli maddeler uzaklaştırılır. Böylece selüloz elyafın boya alma kabiliyeti ve renk tekrarlana bilirliği arttırılmış olur. Ön yıkama ve kasar işlemlerinde akrilik liflerinin bazik ortamda ve yüksek sıcaklıkta elyaf yapısını bozularak sararmaya neden olacağından sıcaklığın 75°C’nin üzerine çıkarılmamasına dikkat edilir. Katyonik + Direk boyama 100°C 80- 90°C Yüksek haslık değerleri Parlak renkler 40-80°C katyonik boya Tampon Katyonik / Vat Katyonik boyma Soda Reaktif boya Tuz Vat boyama 100°C 45-60°C katyonik boya Tampon Yüksek haslık değerleri İplik boyama uygun Boyama işlemi zor Soda Vat Boya Soda Hidrosülfit (Şekil 1) Ön Pişirme işlemi A B 70 0C C 30 min. 40 0C 5 min. A 1g/L Islatıcı B 3g/L Soda C Acetic asit (nötralizasyon) (Şekil 2) yüksektir. Akrilik liflerin genel yapıları hafif anyonik özellik nedeniyle en çok kullanılan katyonik boyarmaddelerdir. Katyonik boyarların molekül büyüklüğü ve artı yüklü grup sayıları farklı olduğundan, elyaf doyurma güçleri de farklıdır. Satürasyon faktörü elyaftan bağımsız olarak boya ile ilgili terimdir. SF ve F değerlerini kullanarak maksimum ne kadar boyanın elyaf üzerine çekilebileceği hesaplanabilir. %X = SF / f Düşük kombinasyon tanımlama sayısı (K) değerine sahip olan boyalar elyafa önce çekilirken, K değeri yüksek olan boyalar 0 98-105 C 20-45 dk 0 70 C A B 1 0C/dk 1 0C/3 dk C 70 0C 1 0C/dk 50 0C 15min. A Yıkama Asetik asit ph:4.0-4.5 0.3-1.Og/lt Egalizatör B %0.3-1.0 Retarder C %x katyonik boya (Şekil 3) A 60 0C B 60 0C 20min. 40 0C 50 0C 10 10min. 5min. A 2g/L Soda B 1.0.-2.0 g/L Hidrosülfit Redüktif yıkama (Şekil4) Orta ve koyu renk akrilik boyamadan sonra redüktif yıkama yapılarak bazik boyanın selüloz kirletmesi önlenir, haslık değerleri yükselir ve renk parlaklığı artar. (Şekil 4) D E 60 0C A B 10 dk. Selüloz kısmın boyanması (Şekil5) C 30dk. 30 0C 30 dk. 60dk. 15 dk. Boşalt A 1g/L İyon tutucu B %x Reaktif boya C 100 g/L Tuz (30min.Lineer) D 0.5 g/L Soda (30min.progresif) E 19.5 g/L Soda (30min.progresif) (Şekil 5) A B 50 0C 50 0C A Asetik asit (Nötralizasyon) B 2.0 g/lt iyon tutucu ha düşük sıcaklık başlangıcı boyama maliyetini, yüksek sıcaklıkta başlamaksa hızlı boya çekimlerine yol açar ve düzgünsüz boyamalar elde edilir. Katyonik boyanın akrilik elyafa alımını yavaşlatarak abrajsız boyama sağlamak için retarder kullanılır. Katyonik retarderler renksiz boyarmadde gibidir. Liflerdeki anyonik grupların bir kısmına retarder bağlanır ve boyanın alınmasını yavaşlatır. Karışım elyafta akrilik oranı arttıkça kullanılacak retarder miktarı artar. Selüloz oranı %50 den fazla ise selüloz kısmı akrilik elyafın boya alımını yavaşları, retarder kullanımına gerek kalmaz. %X. f(boya) < SF % Retarder. B = SF – Z / f (retarder) B : Elyaf retarder doyurma çarpanı f (retarder): Retarder faktörü f (boya): Satürasyon faktörü SF : Elyaf doyma sayısı 80 0C 20dk. 70 0C 10dk. 60 0C 10dk. (Şekil 6) daha yavaş çekilir. Bu yüzden kombinasyon tanımlama sayıları yakın boyalar kombinasyon tercih edilmelidir. K değeri 1-5 arasında değişir. Akrilik elyafa yüzde 15 komonomer ilavesi ile boya alma kabiliyeti artırılır. Elyafta kristal bölge olarak adlandırılan, temoplastik halden katı hale geçme noktası boyanma kabiliyetini azaltır. İlave edilen komonomerler bu sıcaklık derecesinin de düşmesini sağlar. Yaklaşık 80°C’nin üzerinde termoplastik noktaya ulaşılmaktadır. Akrilik elyafta boyama başlangıç sıcaklığı, termoplastik noktaya bağlı olarak 70 dereceden başlatılır. Da- Yüksek sıcaklıkta akrilik elyaf zarar göreceği için selüloz elyafın boyanmasında genellikle soğuk reaktif boyalar tercih edilir. Reaktif boyarmadde selüloz elyaf ile kimyasal reaksiyona girerek kovelant bağ oluşturur ve yüksek haslıklar elde edilir. Boyama 30-60 °C kademeli, 6060°C izotermal veya migrasyon yöntemi ile uygulanabilir. Düşük banyo oranında substantivite artar ve migrasyon düşer. Elektrolit kalitesi reaktif boyanın selüloz üzerine uygulanmasında verimliliği, renk tekrarlanabilirliği etkiler. Boyanın ve alkalinin banyoya dozajlanması lineer ya da progresif olarak yapılmalıdır. Boyanın düzgün bir şekilde kumaşa dağılması tuz konsantrasyonun miktarı ile ilgilidir. Boyarmadde ve selüloz arasında oluşacak kovalent bağ ise alkali miktarı ile ilgilidir. Fikse pH’ ı alkali ilavesinden 10 dakika sonra 10,8 - 11,2 arasında olmalıdır. 30- 60 °C reaktif boyama prosesi Yıkama adımı (Şekil6) Boyama bittikten sonra nötralizayon ve yıkamalar yapılarak selüloz üzerindeki alkali, tuz ve hidrolize olmuş boya uzaklaştırılır. Tekstil terbiye 53 YÖN ETMEK ŞİRKETİNİZİN HAYAT EĞRİSİNİ UZATIN! C Dr. Ahmet Temiroğlu TTTSD YK Üyesi/ Özen Mensucat YK Başkanı [email protected] İşletmeler, "Sürekli İyileştirme ve Geliştirme Süreci" ile yeni bir ürün geliştirme, pazara açılma, köklü bir teknoloji değişimi hatta bazen sektör değişimi gibi radikal, köklü ve inovatif değişim ile yeni hayat eğrileri oluşturarak şirketlerin ömürlerini uzatabilirler. 54 anlılar ve kuruluşlar; doğar, gelişir, zaman geçtikçe en olgun çağına gelir ve tekrar düşüşe geçerek yok olurlar. Canlılar için kaçınılmaz olan bu son, kurumlar için sürekli iyileştirme ve geliştirme işlevleriyle sonsuz bir yolculuğa dönüştürülebilir. Bunun için şekil 1'de görüldüğü gibi A noktasına gelen kuruluşlar, C noktasına varmadan önce kendilerine yeni bir hayat eğrisi belirleyebilirler. Yeni eğriler üzerinde A1, A2... noktalarına vardıkça, yeni hayat eğrileri oluşturabildikleri sürece ömürlerini uzatabilirler. Burada yeni bir hayat eğrisi dediğimiz süreçler yeni bir ürün geliştirme, yeni bir pazara açılma, köklü bir teknoloji değişimi hatta bazen sektör değişimi gibi radikal, köklü ve innovatif değişim süreçleridir. Değişime başlamak ve yeni bir eğri oluşturmak için C noktasına gelmeyi beklemek çoğu zaman yanlıştır. Zirvede olmak bu değişimi geciktirebilir. İhtiyacın ortaya çıkmaya yüz tuttuğu C noktası ya da ihtiyacın oluştuğu B noktası, değişim için geç kalınmış noktalar olabilir. Çünkü değişim ihtiyaç duyulmadan yapılmalıdır. Amaç şekilde görüldüğü gibi daha yukarıya gitmekse, A1 noktası C noktasından zaten daha yukarıdadır. Sürekli İyileştirme ve Geliştirme sürecinin adımları neler? Sürekli İyileştirme ve Geliştirme sürecinin ana adımları; • İş yerinde yapılan bütün işlerin, süreçler şeklinde belirlenmesi ve tanımlanması, • Bu süreçlerin performans kriterlerinin belirlenmesi, • Süreçlerin değerlendirilmesi, kuvvetli ve zayıf yönlerin tespiti (öz değerlendirme) • İyileştirme – geliştirme hedeflerinin belirlenmesi, • İyileştirme – geliştirme ekiplerinin kurulması, • İyileştirme – geliştirme faaliyetlerinin planlanması, • İyileştirme – geliştirme yapılması, • Sonuçların uygulanması ve standartlaştırma olarak sıralanabilir. (Bu maddelerin her biri ayrı ayrı bir çok yazının konusudur. Bunların her birini ileriki yazılarımızda ayrıntılı olarak ele alacağız.) Bu işlevler bir kuruluş içinde periyodik ve sürekli bir şekilde tekrarlanmalıdır. Bu takdirde, sürekli iyileşmeler oluşacak ve zaman içinde değişen şartlara, müşteri beklentilerine ve rekabet ortamına çok kolay uyum sağlanabilecektir. İşletmelerde değişim genel olarak üç şekilde gerçekleştirilebilir; Kalite Çemberleri, Geliştirme Proje Ekipleri, Değişim mühendisliği (BPR). İyileştirme Kalite Çemberleri Kalite Çemberleri, kuruluşlarda küçük ama sık adımlarla yapılan ufak iyileştirmelerin yapıldığı takımlardır. Genelde dört veya sekiz kişiden oluşan bu takımlar, iyileştirme yapılacak işte bizzat çalışan kişilerden oluşurlar. Temelinde, “Bir işi en iyi bilen onu yapandır” düşüncesi yatar. Kalite Çemberleri’nin yaptığı bu ufak iyileştirmeler, kaizen yaklaşımıyla güçlü bir iyileştirme aracı olarak büyük sonuçlar doğurabilmekte ve çalışanların motivasyonunu da artırmaktadır. Kalite çemberlerinde gönüllülük esastır. Kalite Çemberlerinde bir çalışma sona erdiğinde çember dağılmaz ve yeni yeni iyileştirme çalışmaları başlar. Geliştirme Proje Ekipleri Bu takımlar uzmanlardan, teknisyenlerden oluşur. Daha uzun vadeli, daha kalıcı, genelde yatırım yapmayı gerektiren, Kalite Çemberleri’ne nazaran daha büyük adımlarla geliştirme çalışmaları yapan takımlardır. Bu takımların üyeleri yönetim tarafından atanır. Belli bir proje üzerinde çalışılır ve proje tamamlandığında takım da dağılır. Değişim Mühendisliği (BPR) Değişim Mühendisliği, “süreçlerin yeniden tasarımı”, “süreç yenileme”, “yönetim mühendisliği” gibi farklı isimlerle incelenmektedir. Yabancı literatürde ise bu kavramlar, iş süreçlerinin yeniden yapılanması anlamına gelen “Business Process Re-Engineering” (BPR) ya da sadece Re-Engineering olarak geçmektedir. Değişim mühendisliği, maliyet, kalite, hizmet ve hız gibi çağımızın en önemli performans ölçülerinde çarpıcı geliştirmeler yapmak amacıyla iş süreçlerinin temelden yeniden düşünülmesi ve radikal bir şekilde yeniden tasarlanmasıdır. Bu tanım, üç anahtar sözcük içermektedir: Temel, radikal ve çarpıcı. İlk anahtar sözcüğümüz “temel”. Değişim mühendisliğinde yöneticiler, şirketleri ve işleyiş tarzları hakkında şu temel soruları sormak durumundadırlar. -Yaptığımız işleri neden yapıyoruz? - Neden bu şekilde yapıyoruz? Bu temel soruları sormak, insanları işlerini yapma tarzlarının altında yatan, söze dökülmemiş kural ve varsayımları gözden geçirmeye zorlar. Bu gözle bakıldığında çoğunlukla bu kuralların çağdışı, hatalı ve uygunsuz oldukları görülür. Tanımdaki ikinci anahtar sözcük, “radikal”. Değişim mühendisliğinde, radikal değişim var olan tüm yapıları ve prosedürleri göz ardı edip süreci yeniden tasarlamak anlamına gelir. Değişim mühendisliği sürecin adeta yeniden icat edilmesi demektir, sürecin geliştirilmesi, iyileştirilmesi demek değildir. Üçüncü anahtar sözcüğümüz ise “çar- pıcı”. Değişim mühendisliği marjinal veya aşamalı geliştirmeler yapmak değildir. Eğer bir şirket olması gereken yerden örneğin yüzde 10 oranında geride, maliyeti yüzde 10 oranında yüksek, kalitesinde yüzde 10 oranında bir düşüklük varsa ve müşteriye hizmet konusunda yüzde 10 oranında bir iyileştirmeye gereksinim duyuyorsa o şirketin değişim mühendisliğine ihtiyacı yoktur. Sürekli iyileştirme ve geliştirme yöntemleri, kalite çemberleri ve proje grubu çalışmaları şirketin yüzde 10 oranındaki gereksinimini karşılayabilir. Değişim mühendisliği ise ancak dış ve iç çevre şartlarında büyük değişimlerin olduğu dönemlerde süreçleri yeniden kurmak için uygulanır. Ne tür şirketler başvurada bulunuyor? Üç tür şirketin değişim mühendisliğine başvurduğu görülüyor. Birincisi, başı ciddi boyutlarda belada olan şirketlerdir. Bunların başka hiçbir seçeneği yoktur. İkincisi, başı henüz derde girmemiş ama yöneticileri yaklaşan tehditleri fark edecek kadar ileri görüşlü olan şirketlerdir. Değişim mühendisliğini seçen üçüncü tip şirketler de, doruk noktasında olanlardır. Bunların ne bulundukları anda ne de ufukta belirgin sorunları yoktur, ama yöneticileri hırslı ve agresiftir. Bu tür şirketler değişim mühendisliğini, rakiplerine karşı üstünlüklerini arttırmak için bir fırsat olarak görürler. Öz değerlendirme yapılmalı! Kuruluşların kendilerini ne derece iyileştirdiklerini görmeleri için bazı yöntemler bulunmaktadır. "Öz değerlendirme" denilen bu yöntemler kullanılarak değişim yolculuğunda alınan mesafe görülebilir. Yukarıda belirtilen işlemler arasında süreçlerin değerlendirilmesi zaman zaman subjektif yargılarla yanlış yapılabilir. Süreç sahipleri öz değerlendirme yaparken standart modeller kullandıklarında daha objektif sonuçlar elde ederler. Bu nedenle geliştirilmiş öz değerlendirme modelleri mevcuttur. Bunlardan en çok bilinenleri Japonya, Amerika, Avrupa ve Türkiye'de verilen kalite ödüllerinde değerlendirme modeli olarak da kullanılan Deming Modeli (şekil 2), Malcolm Baldrige Modeli, Avrupa Kalite Vakfı Modeli'dir (EFQM). Kalite Derneği (KalDer) ve TÜSİAD, her yıl verdikleri Ulusal Kalite Ödüllerinde ve yine Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı her yıl verdiği Avrupa Kalite Ödüllerinde adayları değerlendirirken EFQM (European Foundation of Quality Management) Mükemmellik Modeli'ni kullanmaktadırlar. Değişime başlamak ve yeni bir eğri oluşturmak için Şekil 1'de görülen C noktasına gelmeyi beklemek çoğu zaman yanlıştır. Zirvede olmak bu değişimi geciktirebilir. Çünkü değişim ihtiyaç duyulmadan yapılmalıdır. Tekstil terbiye 55 ekonomik göstergeler TÜRKİYE’NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Üretici Fiyatları Endeksi Aylık Değişim (%) Yıl/Ay Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 3,77 -0,41 1,96 -0,05 0,42 0,23 0,58 2,36 0,38 -0,18 3,32 0,21 0,11 0,26 0,95 2,56 1,17 1,66 1,72 -0,09 -0,13 1,38 0,59 1,26 0,25 0,97 3,17 0,29 1,94 1,22 0,36 0,81 0,74 2,27 1,21 1,94 0,80 4,50 0,65 2,35 0,61 0,08 -0,51 0,09 4,54 0,20 2,77 0,39 2,12 -0,05 -1,15 0,15 0,53 1,00 -0,52 0,80 -0,48 4,02 -0,11 0,32 0,94 -0,50 0,01 -1,49 1,46 0,06 -0,74 -0,74 0,86 0,06 1,25 -0,71 -0,16 -0,03 -0,31 0,99 0,97 1,04 -0,75 0,85 -2,34 0,42 1,15 1,76 0,26 0,04 0,72 0,78 -0,23 1,02 -0,90 0,62 0,51 1,55 1,03 0,88 2,47 0,68 0,45 -0,13 0,57 0,28 1,21 1,60 0,17 0,69 0,00 -0,95 -0,29 0,89 -0,03 1,29 -0,31 0,65 1,66 0,62 -1,08 -0,04 -0,12 0,15 -3,54 0,66 1,31 1,00 -0,12 1,11 Aralık Tüketici Fiyatları Aylık Değişim (%) Yıl/Ay 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım 0,66 0,55 0,75 1,00 0,80 0,29 1,85 0,41 0,56 1,65 1,98 0,52 0,02 0,22 0,43 1,29 -0,34 1,45 0,73 0,56 0,30 0,43 0,96 0,26 0,27 0,92 0,96 1,10 0,58 0,42 0,41 0,66 1,13 0,49 0,71 1,34 1,21 1,68 0,02 0,60 0,87 1,52 0,42 1,34 0,44 0,92 1,88 0,50 1,49 0,64 -0,36 2,42 -0,21 0,15 0,40 -0,14 0,10 0,34 -0,24 -0,36 0,11 -0,56 -1,43 -0,90 0,76 0,31 0,47 -0,57 0,85 -0,73 0,58 0,25 -0,48 -0,41 -0,23 0,31 0,77 0,85 -0,44 0,02 -0,24 -0,30 0,40 0,73 0,56 -0,10 0,94 1,02 1,29 1,03 0,45 0,39 1,23 0,75 1,03 0,77 2,24 1,79 1,27 1,81 2,60 2,41 1,83 3,27 1,96 1,80 1,32 1,40 1,29 1,95 0,83 1,27 0,03 1,73 0,38 0,01 2014 Aylık Döviz Kurları $ � 1 Ocak 2014 2.1757 2.9797 1 Şubat 2014 2.2675 3.0612 1 Mart 2014 2.2225 3.0611 1 Nisan 2014 2.1531 2.9697 1 Mayıs 2014 2.1111 1 Haziran 2014 2.0998 1 Temmuz 2014 1 Ağustos 2014 1 Eylül 2014 1 Ekim 2014 1 Kasım 2014 1 Aralık 2014 2.1232 İmalat Sanayi Aylık Kapasite Kullanım Oranları (%) Ağırlıklı Ortalama (Arındırılmamış) Mevsimsel Etkilerden (Arındırılmış) 2013 2014 2013 2014 Ocak 72,4 73,9 73,7 75,0 Şubat 72,2 73,3 73,8 74,8 Mart 72,7 73,1 74,3 74,6 2.9246 Nisan 73,6 74,4 74,1 74,9 2.8573 Mayıs 74,8 74,4 74,6 74,3 Haziran 75,3 75,3 74,7 74,8 Temmuz 75,5 74,6 Ağustos 75,5 74,8 Eylül 75,4 74,9 Ekim 76,4 75,4 Kasım 75,6 74,9 Aralık 76,0 75,9 2.9064 Kaynak: TCMB 56 0,32 0,42 0,23 0,22 -0,41 0,53 -0,30 0,58 0,38 0,46 For perfect visual evenness of the printed surface Setalgine WL Pure Alginate www.setas.com.tr SETAS ALG AD 2 NSN.indd 1 4/2/14 4:32 PM
© Copyright 2024 Paperzz