Hükümete göre OPERASYON

Hükümete göre
OPERASYON
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
16 Aralık 2014 Salı
İstanbul merkezli operasyon ile ilgili hükümet
üyelerinin açıklamaları sürüyor. Başbakan Ahmet
Davutoğlu, ‘hesap verecekler’ derken; bakanlar da
gelişmeleri değerlendirdi. HABERİ 12’DE
Türkiye’ye hareketli anlar yaşatan ve dünya çapında ses getiren
İstanbul merkezli operasyon kapsamında haklarında gözaltı ve
yakalama kararı bulunan 31 şüpheliden 27'si gözaltına alındı.
MANŞETLERDEKİ
OPERASYON
Soruşturmanın, gözaltına alınanların,
2009 yılında ''Tahşiyeciler'' olarak bilinen
gruba yönelik düzenlenen operasyonda
"sahte suç ve delil uydurdukları" iddiası
üzerine başlatıldığı bildirildi.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet
Karaca, Zaman Gazetesi Genel Yayın
Müdürü Ekrem Dumanlı ile Sungurlar
dizisinin yapımcısı, yönetmeni ile Tek Türkiye
dizisinin senaristleri de gözaltına alındı.
İfadeleri alınan şüphelilerden Samanyolu
televizyonunda yayınlanan "Tek Türkiye"
dizisi ekibinden Elif Yılmaz, Ebru Şenvardar
ve Naci Çelik Berksoy, serbest bırakıldı.
Gözaltı listesinde yer alan gazeteci-yazar
Nuh Gönültaş'ın ise önceki gece yurt dışına
çıktığı tespit edildi. HABERİ 12. SAYFADA
GYV’den eleştiri
HABERİ 12. SAYFADA
Zaman Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Ekrem Dumanlı
gözaltına alınırken yanında
İstanbul Milletvekili Hakan
Şükür de vardı. İçişleri eski
bakanlarından İdris Naim
Şahin de gazeteyi ziyaret
edenler arasındaydı.
AB ve ABD’den
‘TAKİP’
açıklaması
AB Yüksek Temsilcisi
Mogherini ve AB
Komisyonu Üyesi Hahn,
bağımsız ve tarafsız soruşturma isterken, ABD
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Jen Psaki, "Türkiye
genelinde bir dizi baskın ve
gözaltılar yapıldığına ilişkin
haberleri yakından takip
ettiklerini" belirtti.
HABERİ 12. SAYFADA
IŞİD’e ölüm
Adliye önünde eylem
Başkentte bir grup, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu çerçevesindeki soruşturma kapsamında
gözaltı kararı bulunan kişilere destek olmak üzere Ankara Adliyesi önünde toplandı. Samanyolu Yayın
Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal,
Today's Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt, Aksiyon Dergisi Ankara Temsilcisi İdris Gürsoy
ve Zaman gazetesi yazarı Faruk Mercan da adliye önüne gelerek, gruba destek verdi.
‘Çocuk gelin’likten İmralı’ya uzanıyor...
IŞİD, çatışmalarda
can kaybediyor.
Salahaddin’de ordu birlikleri ile Şii milislerinin
gerçekleştirdiği iki ayrı
saldırıda terör örgütü IŞİD
mensubu 120 militan
öldürülürken, iki gün
sonra da Enbar'da güvenlik güçleriyle çatışmaya
giren 10 IŞİD militanı
öldürüldü.
Öte yandan Felluce ilçesine bağlı Amiriyye
beldesinde IŞİD'in düzenlediği havan saldırıları 10
sivilin yaralanmasına
neden oldu.
Fehmi Koru
Ne oldu
neden oldu?
3. Sayfada
Adem Yavuz Irgatoğlu
Bakış Açısı
Çözüm süreciyle ilgili gelişmeler sürerken,
dikkat çekici hadiseler de yaşanıyor. Bunların
başında Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla
Zana’nın İmralı heyetine dahil edilecek olması
geliyor. Kürt siyasal hareketinin hemen her aşamasında bulunan, yurt içi ve yurt dışında birçok
görüşmelere katılan Leyla Zana’nın heyete dahil
olması, onun ‘çalkantılı’, hatta ‘film gibi’
denilebilecek hayatını getirdi akıllara…
Çocuk yaşta evlendi, kocası hapse girdi,
okudu, milletvekili oldu, hapse girdi, çıktı yine
milletvekili oldu… Şimdi de İmralı yolcusu.12’DE
Dünya güzeli
Milletvekili yemin töreninde, başında
sarı, kırmızı, yeşil bir bantla kürsüye
çıktı ve Türkçe başladığı yemini Kürtçe
bitirdi, tepki gördü… Hatip Dicle,
Orhan Doğan ve Leyla Zana’nın
dokunulmazlıkları 2 Mart 1994’te
kaldırılarak tutuklandı. 15 yıl ceza aldı.
8 Haziran 2004'te serbest bırakıldı.
Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden olan Leyla Zana, Iraklı Kürt
liderle de görüşmeler yaptı.
4. Sayfada
M.Nuri Parmaksız
Hayata ve
Aşka dair
8. Sayfada
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
İngiltere’nin başkenti
Londra’da düzenlenen
Dünya Güzellik
Yarışması'nın birincisi
Güney Afrika’yı temsil eden
Rolene Strauss oldu.
Ülkemizi temsil eden Amine
Gülşe dereceye giremezken
ikinciliği Macaristan’dan
Edina Kulcsar, üçüncülüğü
Amerikalı Elizabeth Safrit
kazandı.
2
TV / MAGAZIN
SINEMA
16 Aralık 2014 Salı
‘Roman Havası’na protesto...
İSTANBUL - Televizyon dizisi
"Roman Havası"nın Romanlara yönelik ön yargıları güçlendirdiğini öne
süren bir grup, dizinin yayınlandığı
televizyonu protesto etti.
"Hırsız değiliz, kültürümüzü çalanlar hırsız", "Ön yargıları, bu diziyi
istemiyoruz" şeklinde pankart açıp slogan atarak Show TV binası önüne
gelen grup, kanalın bulunduğu binanın
önüne siyah çelenk bıraktı. Polis,
bölgede geniş güvenlik önlemi aldı.
Dünya Roman Konseyi
Ortadoğu'dan Sorumlu Başkan
Yardımcısı Metin Salih Şentürk, basın
mensuplarına yaptığı açıklamada,
Romanların artık seslerini duyurabilecekleri dernek ve federasyonları
olduğunu ve artık kimsesiz olmadıklarını söyledi.
Dizinin "Romanlara ön yargı
havası" ismini alması gerektiğini savunan Şentürk, Romanların rencide
edildiğini, incitildiğini ve aşağılandığını iddia etti.
Televizyonun yöneticilerine seslenen Şentürk, şöyle dedi:
"Biz Roman dernekleri, yıllardır
bulunduğumuz her şehirde bu ön
yargıları kaldırmak için mücadele
ediyoruz. Sizler, bizim bu mücadelemizi görmezden gelerek, reyting uğruna
Romanları sabah akşam sokakta göbek
atan, çekirdek yiyen, komşularıyla
kavga eden, parlak giysilerle dolaşan,
acayip konuşan, kaygısız, hırsız, ruhsuz insanlar olarak sunarak ırkçılığa
malzeme yaptınız. Bizler ifade özgürlüğünün önemine inanıyoruz. Fakat
Romanlar hakkındaki bu olumsuz ön
yargıları dizinizde yeniden yeniden
yayarak, ülkemizde sayıları 4 milyona
varan Romanları rencide ettiniz, incittiniz, aşağıladınız, kırdınız."
Şentürk, dizinin yayından kaldırılmasını istediklerini ve bu konuda
mücadeleye kararlı olduklarını da sözlerine ekledi.
Katılanlar "Recep Tayyip Erdoğan,
Romanlara sahip çık", "Bulmuşlar yeni
bir rant kapısı. Adını koymuşlar
Roman Havası. Romanları hor
görmeyin, Show TV'yi izlemeyin" şeklinde slogan attı (AA)
Perihan Mağden, Acun Ilıcalı'ya 5 bin lira ödeyecek
İSTANBUL - "Utanmazlık
markası Acun" başlığıyla bir
gazetede yayınlanan röportajda,
Acun Ilıcalı'yı hedef alan Perihan
Mağden ve Hakan Gence 5'er bin
lira ödeyecek
İstanbul 16. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen duruşmaya şikayetçi Acun Ilıcalı ve
davalılar Perihan Mağden ile
Hakan Gence katılmazken tarafları
avukatları temsil etti.
Ünlü televizyoncu Acun
Ilıcalı'nın avukatı Zehra Esen
Şahin, bir gazetede yayınlan röportajda müvekkili Acun Ilıcalı'ya
hakaret edilmesi üzerine Perihan
Vizyona
yeni
girecek
filmler
Mağden ve Hakan Gence hakkında
suç duyurusunda bulunduklarını ve
takipsizlik kararı üzerine itiraz
ettiklerini hatırlattı. Takipsizliğe
itirazlarının neticesinin henüz
sonuçlanmadığını ve beklenilmesine gerek olmadığını savunan
avukat Şahin, "Hakaret suçundan
kamu davası açılmamış olması
müvekkilimizin kişilik haklarına
saldırıda bulunulmadığını göstermez" diyerek dosyadaki delil durumuna göre karar verilmesini istedi.
Perihan Mağden'in avukatı
Veysel Ok ise 7 ay önce verilen
takipsizlik kararına itirazın reddedilmiş olabileceğini kayded-
"Kırımlı: Aşkta ve Savaşta", 2011
yılında hayatını kaybeden ve eserlerinin tamamında Kırım Tatar
kültürünü, Kırım Türklerinin
acılarını yansıtan Cengiz
Dağcı'nın 1956'de yayınlanan ilk
romanı "Korkunç Yıllar"dan yola
çıkılarak senaryolaştırıldı.
Yönetmen Burak Cem Arlıel
imzası taşıyan filmin
senaryosunu, Nil Ünsal ve Atilla
Ünsal kaleme aldı.
Murat Yıldırım, Selma Ergeç,
Bülent Alkış ile Gülçin
Santırcıoğlu'nun oynadığı filmde,
2. Dünya Savaşı sırasında Alman
esir kamplarında tutulan Tatar
esirlerin çektiği acılar ve yaşanan
insanlık dramı anlatılıyor.
05:33 İstiklal Marşı ve Günün
Program Akışı
05:35 Sarayın Doktoru
06:40 1'de Sabah
09:00 Avrupa Avrupa
10:45 İyi Fikir
12:50 Yedi Güzel Adam
14:45 Yeşil Deniz
16:35 Dizi Klip
16:40 Zengin Kız Fakir Oğlan
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Seksenler
23:00 Hayat Ağacı
01:00 Aşkın Kanunu
02:40 Dünya Derbileri
"Looking For"
03:30 Dizi Klip
03:40 İyi Fikir
06:15Benim Annem Bir Melek
07:00Kahvaltı Haberleri
10:00Müge Anlı İle Tatlı Sert
13:00Kızlar ve Anneleri
15:00Alemin Kıralı
16:00 Zahide ile Yetiş Hayata
18:45 Atv Ana Haber
20:00 Kaçak
20:30 FB - KAYSERİSPOR
22:20 Kim Milyoner
Olmak İster?
20:00 KAÇAK
Faysal, Serhat ve ekibini alt
etmek için gözünü Şahingöz'e
dikecektir. Ertan'la çıktıkları yola
ayrı ayrı devam etmek zorunda
kalacaklar. Şahingöz'ün yaşayacağı olay Serhat ve ekibini yolundan edecek mi yoksa daha
fazla mı hırslandıracak? Faysal'ın
hayatında işler gittikçe karışacaktır. Faysal, Merve konusunda
hızlı ve emin adımlarla ilerlerken
önüne geçemeyeceği sorunlarla
karşılaşacaktır. Cemile artık
Tülay'ı babası Faysal'la tehdit
edemeyecek ve Tülay babasıyla
yüzleşip tüm gerçekleri ona
anlatacak. Tülay babasıyla
arasındaki sırları kaldırmışken
Merve'nin öğrendiği gerçekle onu
kaybetme korkusu içine düşecek...
erken, "Davacı Acun Ilıcalı,
Türkiye'de popüler olan bir kişidir.
Yapılan eleştirilere hoşgörü ile
yaklaşması, tahammül göstermesi
gerekir" diye konuştu.
“Perihan Mağden edebiyatçı ve
televizyon eleştirmenidir'' diyen
avukat Ok, röportajın bütünü incelendiğinde davacıya hakaret
amaçlı değil eleştiri amaçlı ifadeler kullandığının anlaşılacağını
söyledi. Ok, "Gazetedeki
'Utanmazlık markası Acun'
başlığının kullanılmasında
müvekkilimin herhangi bir ilgisi
bulunmamaktadır. Davanın reddine
karar verilsin" dedi.
"Exodus: Tanrılar ve Krallar"
İngiliz aktör Christian Bale ile Ben
Kingsley, Sigourney Weaver, John
Turturro ve Aaron Paul'un oynadığı
"Exodus: Tanrılar ve Krallar"
filminin yönetmenliğini Ridley Scott
yaptı.
Hz. Musa'nın hayatının önemli
dönüm noktalarını konu edinen
filmde, Hz. Musa'yı Christian Bale
canlandırıyor.
Firavun Ramses'in şiddetinden kaçmak için Hz. Musa'ya güvenen 600
bin kişiyle Hz. Musa'nın bin bir türlü
engeli aşma çabalarını anlatan film;
firavun yönetiminin başına gelen
felaketler ve ordusunun denizde yok
olması olayına odaklanıyor.
07:0HER SABAH
08:42.SAYFA
MAGAZİN-CANLI
10:40 DUDAKTAN KALBE
DİZİ-TEKRAR
12:30 ERKAN AKKUŞ İLE
ÖĞLE HABERLERİ
Haber (Canlı)
12:50 DERYA'NIN DÜNYASI
KADIN PROGRAMI-CANLI
15:00 DUDAKTAN KALBE
YERLİ DİZİ
16:40 GAGGUK
17:00 DOLU DOLU
ANADOLU
18:15 EKİN OLCAYTO İLE
ANA HABER BÜLTENİCANLI
19:45 YABANCI SİNEMA
GÖRÜNMEZ SAVAŞÇI
21:30 YABANCI
SİNEMA
23:20HAYATIN RENGİ
05:40 Benim Hala
Umudum Var
06:45 Aşkın Bedeli
07:30 Bugün
09:00 Beni Affet
10:00 Melek
11:45 Hayat Sevince Güzel
13:15 Aşkın Bedeli
14:45 Benim Kuaförüm
16:30 Beni Affet
18:30 Star Haber
19:15 Deniz Yıldızı
20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün
23:30 Yerli Dizi
19:45 GÖRÜNMEZ SAVAŞÇI
Orjinal İsmi:Stealth
Yönetmen:Rob Cohen
Oyuncular:Josh Lucas, Jessica
Biel, Jamie Foxx
Yapım Yılı:2005
Tür:Aksiyon/Macera/Bilim
Kurgu
Amerikan ordusu, Talon Jet
adında “görünmez” bir savaş
uçağı geliştirmiştir. Test pilotları
Wade, Purcell ve Gannon’a son
görevlerinde şaşırtıcı bir buluş
daha verilir: EDI adında bir
yapay zeka... EDI sayesinde
savaş uçağı insansız uçabilmektedir. EDI’yle çıktıkları ilk görev
olağanüstü başarılı geçer. Ancak
dönüş yolculuklarında EDI’ye
yıldırım çarpar ve yapay zekası
kontrolden çıkarak emirlere karşı
gelmeye başlar.
Angelina Jolie
gönülleri fethetti
DIŞ HABERLER - Ünlü yıldız Angelina
Jolie, kendisiyle bir fotoğraf çektirmek
hayranının yanına gidip dizlerinin üzerine
çöktü. Altı çocuk sahibi Angelina Jolie,
sadece güzelliği ve Hollywood'daki
başarılarıyla değil duyarlı kişiliği ve anaç
haliyle de tanınıyor. 39 yaşındaki yıldız bunun
son örneğini de New York'ta katıldığı bir TV
programına girerken sergiledi.
Jon Stewart'ın sunduğu The Daily Show
programına konuk olan Jolie, stüdyoya girmeden önce kapıda bekleyen hayranlarıyla uzun
uzun vakit geçirdi.Kalabalık içinde fenalaşıp
panik nöbeti geçiren bir kadın görevliler
tarafından yere oturtuldu. Durumu fark eden
Jolie, hemen onun yanına koştu.Jolie, yerde
oturan ve kendisiyle bir fotoğraf çektirmek
isteyen hayranına şaşırtan bir jest yaptı.
Hayranının ayağa kalkmasını beklemeden
onun yanına gidip dizlerinin üzerine çöktü.
Jolie hatıra fotoğrafını da kendisi çekti.
"Özgürlük Dansı"
Ken Loach'ın yönettiği
"Özgürlük Dansı"nın oyuncu kadrosunda Barry Ward,
Francis Magee, Aileen
Henry ile Simone Kirby
gibi isimler rol aldı.
Cannes Film Festivali'nde
"Altın Palmiye" adayı olan
filmde, Jimmy Gralton'un
gerçek yaşam hikayesinden
esinlenerek adalet ve özgürlük için sanata sarılan bir
aktivistin toplumun bakış
açısını değiştirme mücadelesi anlatılıyor.
00:15 Ütopya
01:30 Ver Fırına
02:30 Aramızda Kalmasın
04:30 Şeffaf Oda
05:30 Para Bende
06:30 Oynat Bakalım
07:15 Disney Çocuk Kuşağı
08:15 Magazin
08:45 Aramızda Kalmasın
11:45 Oynat Bakalım
12:45 Para Bende
14:00 Kaçak Gelinler
15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm)
17:00 Çok Güzel
Hareketler Bunlar
18:30 Ütopya (Yeni Bölüm)
06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE
06:45 Günaydın
09:30 Alın Yazım ALIN
11:00 Bana Her Şey Yakışır
12:30 Gün Arası
13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
15:45 Evim Şahane
17:15 Arka Sokaklar
18:40 Baba Haber Bülteni
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Küçük Ağa
20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN
Bebeğin kalp sesini dinlemek
için gittikleri hastanede, Elif
fenalaşmış, Defne’ye babasının
düştüğü haberi gelmiştir.
Kahraman ve Kıymet hastanede
kaygıyla beklerken, Maksut
Defne’yi kaçırır. Elif’i geri alabilmek için Defne’yi rehin tutar.
Kadir kararını vermiştir, Kerem’e
babası olduğunu açıklayacaktır.
Ancak onların buluştuğunu haber
alan Yakup, Kadir’i arar ve acele
görüşmek ister. Doktor Elif’in
Kahraman’ı görmek istediğini
haber verir. Elif bebeği iyi
koruyamadığı için üzgündür,
düşük ihtimali onu perişan
etmiştir. Kahraman Elif’e
güvendiğini söyler.
16 Aralık 2014 Salı
İzmir Büyükşehir
Belediyesinin bisiklet kiralama sistemi
BİSİM'i toplu ulaşımla bütünleştirecek pilot uygulamayı Konak Metro
İstasyonu'ndan başlatacağı bildirildi.
İzmir'de bisiklet toplu
ulaşıma entegre edilecek
İZMİR - Belediyeden yapılan açıklamaya
göre, 18 Ocak'ta hizmete giren bisiklet kiralama sistemi BİSİM'in hizmet alanı, metro
istasyonları ve aktarma merkezlerini kapsayacak şekilde genişletilecek.
İnciraltı - Mavişehir arasındaki 28 kilometrelik sahil şeridinde 29 istasyon, 311 bisiklet
ve 439 park yeriyle hizmet veren BİSİM'in
Konak Metro İstasyonu'nda toplu ulaşımla
entegrasyonu sağlanacak.
Pilot bölge olarak seçilen bu istasyona
kurulacak 20 bisiklet kapasiteli durak sayesinde İzmirliler, metrodan indikten sonra gitmek istedikleri noktaya BİSİM kullanarak ulaşabilecek.
Özellikle işe giriş ve çıkış saatleri ile hafta
sonları büyük ilgi görmesi beklenen BİSİM'in
kullanım istatistiklerine göre, 2015 yılında
diğer metro istasyonlarına da durak kurulacak.
İzmirlilerden gelen talepler doğrultusunda
geliştirme çalışmaları devam eden BİSİM'in
yeni durağı ise motorlu araç girişinin yasak
olduğu Kuş Cenneti'ne kurulacak.
Burada bulunan 24 park yeri ve 24 bisikletle hizmet vermesi planlanan istasyon
sayesinde, bölgenin tüm noktaları gezilebilecek.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin güncellediği mobil uygulaması kapsamında BİSİM
istasyonlarındaki bisiklet sayıları ile BİSİM
Kart'taki bakiyeler akıllı telefonlar üzerinden
kontrol edilebiliyor.
Kullanıcılar, "www.bisim.com.tr" adresinden duraklardaki bisiklet sayılarını online olarak sorgulayabiliyor. (AA)
Acun Ilıcalı'yı tehdide,
5 ay hapis cezası
İSTANBUL - Televizyonda yayınlanan
"Survivor" adlı yarışmadan sonraki süreçte
parasının ödenmediği gerekçesiyle yapımcı
Acun Ilıcalı'yı telefonla tehdit ettiği öne sürülen
yarışmacı Taner Tolga Tarlacı, 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tarlacı'nın cezası, denetimli serbestlik şartıyla ertelendi.
İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki
üçüncü duruşmaya, müşteki Acun Ilıcalı ile avukatı Zehra Esen Şahin katıldı.
Kimlik tespitinin ardından beyanda bulunan
Ilıcalı, Tarlacı'nın "Survivor"a katıldığını ve yarışmadan sonra anlamsız isteklerde bulunduğunu
söyleyerek, "Bu nedenle kendisini reddettik.
Çalışma arkadaşlarımıza mesajlar göndererek
tehditte bulundu. Beni tehdit etmeye başladı.
Sık sık arkadaşları ve şirketi arayarak tacizde
bulundu. 'Kan dökeceğiz' şeklindeki ifadeleri
üzerine cumhuriyet savcılığına şikayette bulundum" diye konuştu.
Davaya katılmak istediğini ve şikayetçi olduğunu aktaran Ilıcalı, sanığın söz konusu mesajları asistanı Gökhan Özdemir'e gönderdiğini ve
sosyal medyadan tehditlerini sürdürdüğünü
kaydetti.
Ilıcalı, Tarlacı'nın, "100 bin lira isterim. 100
bin lira canınızdan daha mı kıymetli" şeklinde
ifadeler kullandığını da öne sürdü.
Acun Ilıcalı'nın avukatı Zehra Esen Şahin de
şikayetlerinin devam ettiğini belirterek, davaya
katılmalarına karar verilmesini istedi.
Mahkeme, şikayetçi Ilıcalı'nın davaya katılmasını kararlaştırdı.
Avukat Şahin, esasa ilişkin görüşü sorulan
Cumhuriyet Savcısı Osman İkizoğlu'nun, sanığın "tehdit" suçundan cezalandırılmasını istediği
mütalaasına katıldığını da ifade etti.
Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme,
Tarlacı'nın, Ilıcalı'ya karşı, "Bana olan borcunu
ödemek zorundasınız, yoksa başınıza geleceklerden ben sorumlu olmam" ve "Yakanızı bırakmayacağım, canınızdan daha mı değerli, kan
davasına dönüştü" şeklindeki sözlerle "tehdit"
suçunu işlediğinin belirlendiğini aktararak, sanığın 5 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme, sanığın sabıkasının bulunmaması
ve ileride suç işlemekten çekineceğine dair
kanaat oluşması gerekçelerini göz önüne alarak, 5 aylık hapis cezasını 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla erteledi.
İstanbul cumhuriyet savcılarından Tarık
Fırat'ın 31 Mayıs 2014'te hazırladığı iddianamede, Tarlacı'nın, Ilıcalı'nın sunuculuğunu yaptığı
"Survivor" isimli programa yarışmacı olarak
katıldığı ve programdan sonra alacağı olan
paranın ödenmediği gerekçesiyle Ilıcalı'nın asistanı Özdemir'in telefonuna, Ilıcalı'yı kast ederek
tehdit içerikli kısa mesajlar gönderdiğinin belirlendiği kaydediliyordu. (AA)
Gauck'dan, Türk
komutana şeref
madalyası
KAHRAMANMARAŞ - Almanya
Cumhurbaşkanı Joachim Gauck tarafından,
Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutan
Yardımcısı ve Kahramanmaraş Garnizon
Komutanı Kurmay Albay Kerim Acar için
layık görülen gümüş şeref madalyası düzenlenen törenle verildi.
Alman Patriot Birliği'nin de konuşlu olduğu Gazi Kışlası'nda gerçekleştirilen törende,
Almanya Savunma Bakanlığı Parlamento
Daimi Sekreteri Ralf Brauksiepe ile Adana 6.
Mekanize Piyade Tümen Komutanı
Tümgeneral Satı Bahadır Köse, Türk ve
Alman askerlerini selamladı.
Brauksiepe, burada yaptığı konuşmada,
müttefikliğin sadece siyasilerin, parlamenterin, hükümetlerin veya NATO'nun verdiği bir
karar olmadığını söyledi. Brauksiepe, müttefikliği her askerin, patriot bataryalarda destek birliğinde ve yorulmadan çalışan Gazi
Kışlası'ndaki Türk askerlerinin davranışı,
tavırları ile simgeleri olduğunu işaret etti.
Alman Şeref Madalyası'na ilişkin de bilgi
veren Brauksiepe, gümüş şeref madalyasının Almanya'nın verebileceği en yüksek takdirlerden birisi olduğunu belirtti.
Brauksiepe, Kurmay Albay Acar'ın tavır
ve davranışlarını içlerinde hissettiklerini,
şahsi ilgi ve alakasıyla sürekli Alman askerlerinin yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirilmesi için çaba gösterdiği için Alman askerleri adına teşekkür ettiğini söyledi.
Brauksiepe, gazetecilerin patriot sistemlerinin görev süresine ilişkin sorusuna, görev
sürelerinin senelik uzatıldığını anımsatarak,
şu yanıtı verdi:
"Şuan için de bu görevin bir sene daha
uzatılacağını belirtebilirim. Bu konudaki
çalışma ve görüşmeler önümüzdeki ayda
görüşülecektir. Şu an ki duruma göre 2015
senesinde de Türkiye'de hava savunma birliklerimizin dura bileceğini belirtebilirim."
Konuşmanın ardından Brauksiepe,
Kurmay Albay Kerim Acar'a, Almanya
Cumhurbaşkanı Gauck adına gümüş şeref
madalyası taktı. (AA)
Dilencilik yapan Suriyeliler kamplara yerleştirildi
ŞANLIURFA - Farklı illerde dilencilik yaptıkları tespit edilen yaklaşık 827 Suriyeli,
Gaziantep'in İslahiye ve Karkamış ilçelerindeki çadır kentlere yerleştirildi.
AA muhabirinin, Başbakanlık Afet ve Acil
Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) yetkililerinden aldığı bilgiye göre, ülkelerindeki iç
savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan
Suriyelilerden yaklaşık 224 bini, 10 ilde oluşturulan çadır ve konteyner kentte barınıyor.
Bazı sığınmacılar ise ülkenin farklı kentlerinde kiraladıkları evlerde yaşamlarını sürdürüyor.
AFAD, Bulundukları kentlerde zaman
zaman sorun yaşan sığınmacıların kamplara
yerleştirilmesi için çalışma yürütüyor. Başta
İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyük-
şehirlerdeki dezavantajlı Suriyeliler, mevsim
koşulları daha fazla ağırlaşmadan barınma
merkezlerine almaya başladı. Bu kapsamda
farklı kentlerde dilencilik yaptıkları belirlenen
827 sığınmacı otobüslerle Gaziantep'in
İslahiye ve Karkamış ilçelerindeki çadır kentlerine götürüldü.
AFAD Sözcüsü Doğan Eşkinat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı Suriyelilerin
bulundukları illerde yaşamlarını güçlükle sürdürdüklerini söyledi.
Bulundukları yerlerde halkın huzurunu
bozan ya da kendi imkanlarıyla hayatlarını
idame ettiremeyen sığınmacıların İçişleri
Bakanlığı genelgesi kapsamında, kamplara
yerleştirildiğini aktaran Eşkinat, hem vatandaşın hem de sığınmacıların huzurunu sağla-
mayı amaçladıklarını belirtti.
Eşkinat, misafirlerin rahat ettirilmesi için
yoğun şekilde çalıştıklarını ifade etti. (AA)
Fehmi KORU
[email protected]
3
[email protected]
yurt haberlerİ
Ne oldu neden oldu?
OLANIN tasvip edilecek bir tarafı yok; ama sonuçta
beklenen oldu: Gazetecileri de içine alan kapsamlı gözaltılar başladı.
Hayır, beklenti sosyal medyada bu yolda yapılan uyarılar sebebiyle çıkmış değildi; sosyal medya haberleri genellikle yanıltıcı oluyor çünkü. Ancak, söylentilerin yaygınlaşması üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “O
kadar geniş kapsamlı olacağını sanmam” anlamına gelen
açıklaması dün yaşananlara hazırlayıcı mahiyetteydi.
Geniş, ama sosyal medyada verildiği kadar geniş kapsamlı değil gözaltılar...
Kendi hesabıma şu kadarını daha girişte söyleyebilirim:
İşin bu noktaya varması gerekmezdi.
AK Parti 12 yıldır ülkeyi yönetiyor. Her seçimde oyunu
artırarak iktidarını perçinleyen bir hükümet işbaşında.
Süreç içerisinde siyasi ağırlığını kalıcı hale dönüştürmeye
yarayan anayasal ve yasal düzenlemeler yaptı hükümet; bu
da onu daha önce hiçbir sivil kadronun sahip olmadığı bir
siyasi güce kavuşturdu.
İktidarını, sandıktan çıkmamış herhangi bir güçle paylaşmaya yanaşmayan bir yönü var AK Parti’nin; varlığının
ve iktidarının sorgulanmasını “vesayet” olarak görüyor ve
vesayetle ağırlığını yok edene kadar mücadeleyi de birincil
görevi biliyor...
Ne demek istediğimi anlamak için, içeride ve dışarıda
güç kullanmayı gelenek haline getirmiş yerli-yabancı
odakların eski ve yeni durumlarına bakmak bile yeterlidir.
Hâlâ anlamayanlara, son seçimden yüzde 50’nin üzerinde
oy alarak cumhurbaşkanı olarak çıkmış Tayyip Erdoğan’ın
zaman içerisinde söylediklerine göz atmalarını tavsiye
ederim.
Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı, iktidarın paylaşılamaz
olduğuna inanan ve bunun için her türlü kavgayı göze alabilen bir siyaset adamı...
Son kavganın başlangıç tarihi olarak gösterilen 17 ve 25
Aralık 2013 olaylarının öncesi var; bizler bilmesek de
şimdi kendilerine karşı operasyon yürütülenlerin bildikleri
olaylar... Galiba işin operasyon noktasına kadar varmasının sebebi de, zaman içerisinde, tarafların alışılmışın ötesinde birbirlerine yakın durmaları...
Yakınlık, şimdi hedef haline dönüşenleri yanlışa sürüklediği gibi, onları “hedef” görmeye başlayanları da haklarında “mutlaka güçleri kırılmalı” kanaatine sevk etmişe benziyor. Bir taraf, “Güçlüyüm, bana bir şey olmaz” diye
düşünürken, operasyon kararı verenler de “Çok güçlendiler, bu güç yok edilmezse tehlikeli olur” noktasına varmış
gibi...
Bir yanlışlık da, gücünü büyük çapta iktidarla yakınlıktan alanların nedense bu gerçeği bir türlü fark edememeleridir. İktidarla desteklenmeyen bir güç siyasette fazla bir
anlam taşımaz; öyle bir güç, yine bir güç olarak kalmak
istiyorsa, ya siyasi alanı terk etmeli ya da siyasi bir güce
dönüşmelidir.
Görüldüğü gibi, ben hâlâ bir yıl önce bıraktığım yerde
ve işin felsefesindeyim. Bu bir yıl içerisinde siyasetin
doğasının gerektirdiği türden davranış sergilemediği gibi
geçmişte benzer tehditlerle karşılaştığında derhal duruma
uygun tavırlar alabilmiş olanlar, yine ancak “güç” kavramıyla ifade edilebilecek bir meydan okuma içerisine girdiler...
Siyaseti geriletebilecekleri ve meydan okumaya devam
ederek istedikleri sonucu alabilecekleri güvencesiyle...
Dıştan bakıldığında bile kendini belli eden bu meydan
okuma hali, siyaset kadroları tarafından, bir güç projeksiyonu olarak görüldü.
“Paralel yapı” teşhisinin bir devlet politikasına dönüşmesi bunun sonucudur.
Yazık oldu. Bu kadarını da yazıyı bitirirken söyleyebilirim.
15 Aralık 2014/ HABER TÜRK
"Türkiye'de zorla
evlendirme oranı düştü"
SAKARYA - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meral Ekici Şahin, geçmiş
araştırmalarda kadınların yüzde 36,2'sinin, erkeklerin yüzde
24,8'inin zorla evlendirildiğinin tespit edildiğini belirterek,
2011'de bu oranın düştüğünü söyledi. Sakarya Valiliğince
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen panelde
konuşan Şahin, zorla evlendirmekten, kişinin rızası olmaksızın evlenmeye veya bitirmek istediği evliliği sürdürmeye
mecbur bırakılmasının anlaşılması gerektiğini ifade etti.
Şahin, görücü usulü evliliklerin bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Türkiye'deki zorla
evlendirmelerin en önemli nedeni ekonomik ve kültürel
nedenler. Ekonomik nedenlerin başında kız çocuklarının
aileye yük görülmesi yatıyor. Kültürel nedenlerde ise özellikle anne ve babaların çocuklarının eşlerini seçmeleri konusunda mutlak yetkiye sahip olduğunu düşünmesi karşımıza
çıkıyor. Berdel, kültürel çevreden ayrılmak istenmemesi gibi
nedenler de buna dahil" şeklinde konuştu.
Zorla evlendirmenin Türk Ceza Kanunu'nda cebir kullanma, tehdit, hakaret ve yaralama gibi farklı maddelerle cezalandırıldığını kaydeden Şahin, bu konunun "zorla evlendirme" başlığı altında değerlendirilmesinin daha doğru olacağını savundu.
Şahin, uluslararası araştırmalarda zorla evlendirmenin en
çok rastlandığı ülkelerin başında Afrika ülkeleri Nijer, Mali ve
Çad'ın yer aldığına işaret ederek, "Türkiye'de geçmiş yıllarda yapılan araştırmalarda kadınların yüzde 36,2'sinin, erkeklerin de yüzde 24,8'inin zorla evlendirildiği tespit edildi
ancak 2011 yılında bu oran düştü" ifadesini kullandı. (AA)
4
ANKARA
16 Aralık 2014 Salı
Büyükşehir’den Gölbaşı’na
3 bin köpek kulübesi, 75 kafes
Gölbaşı Sanayi Sitesi içerisinde bulunan Sokak Hayvanları Barınağı’na Büyükşehir Belediyesi
tarafından 3000 adet köpek kulübesi ile 16 metrekare büyüklüğünde 75 adet kafesi yapılıyor.
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek, Sokak
hayvanlarının korunmasına yönelik çalışmaların hızlandırılmasını
istemiş ve gerçekleştirdiği
incelemeler sonucunda da barınaklarda iyileştirmeler yapılması
talimatını vermişti. Başkan
Gökçek, “Sokaklarda yaşayarak
hayatta kalma mücadelesi veren
hayvanlarla ilgili olarak gerek
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde
almış olduğumuz kararlar
gerekse onlara karşı olan sorumluluklarımız doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sokak
hayvanlarını korumak ve kollamak için gerekli tüm önlemleri
alıyoruz. Çevre Koruma ve
Kontrol Daire Başkanlığımız ile
Kent Estetiği Daire
Başkanlığımızın Gölbaşı’nda
bulunan Sokak Hayvanları
Barınağı’nın iyileştirme çalışmalarına hızlı bir şekilde devam
ediyor. Sokak hayvanlarını kış
şartlarından bir nebze olsun
korumak istiyoruz” dedi.
Hazırlıklarını tamamlayan ilgili
daire başkanlıkları da kısa sürede
çalışmalarına başladı. 400’ün
üzerindeki köpek kulübesi barınağa yerleştirildi.
Yetkililer, yerleştirilmesi planlanan 3 bin köpek kulübesinin
parti parti yerlerine koyulacağını
söylediler.
Başkan Gökçek, sokak hayvanlarının bakım ve tedavilerinin
yapılması için de bir hastanenin
yapılacağını belirterek, şunları
söyledi:
“Yaralanan ve sakat kalan
hayvanların tedavilerinin yapılması ve tedavi sonrası bakım-
larının gerçekleştirilmesi için bir
‘Hayvan Hastanesi’ projesini hayata geçiriyoruz. 140 metrekare
büyüklüğünde olacak olan hastanede sokak hayvanlarının
tedavilerini uzman veteriner
hekimlerimiz ile yaparak, tekrar
sağlıklarını kazandırmış olacağız.”
ASİAD Başkanı’ndan Taşdelen’e ziyaret
HABER MERKEZİAnkara Sanayici ve İş
Adamları Derneği Başkanı
Barış Aydın ve yönetim kurulu üyeleri Çankaya Belediye
Başkanı Alper Taşdelen’i
makamında ziyaret etti.
Ankara Sanayici ve İş
Adamları Derneği (ASİAD)
Başkanı Barış Aydın,
Çankaya Belediye Başkanı
Alper Taşdelen’i ziyaret etti.
Geniş katılımlı bir heyetle
gerçekleştirilen ziyarette,
ASİAD Başkanı Barış Aydın,
“2014 Yerel Seçimlerinde
demokratik bir yarış gerçekleştirdik. Makamınızın sorumluluğunun altından
gençliğiniz ve babayiğitliğinizle kalkacağınızı düşünüyorum. Çankaya’ya yapılacak
her türlü hizmet için ASİAD
olarak yanınızda olduğumuzu
bilin.” dedi.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Taşdelen
de, 2014 Yerel Seçimlerde
AK Parti’nin Çankaya
Belediyesi Adayı olan Barış
Aydın ile fair-play bir seçim
dönemi yaşadıklarını belirtti.
Taşdelen, Çankaya İlçesinin
önemine dikkat çekerek,
“Çankaya Türkiye’nin görünen yüzü. Bu nedenle yapılacak hizmetlerin kalitesi farklı
olmalı. Ekibimle birlikte
bunun için çalışıyorum.
Çankaya’da taş üstüne taş
koyacak her bireye her birliğe kapımız açık.” dedi.
Adem Yavuz IRGATOĞLU
[email protected]
BAKIŞ AÇISI
Kılıçdaroğlu, Dersim’de ne olduğunu bilmiyor(mu?)
Geçtiğimiz haftaların en hararetli tartışma konularının başında
Dersim meselesi geliyordu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
Tunceli ziyareti, cemevine gidişi, el öpme görüntüleri muhalefette gerginlik oluşturdu. Daha doğrusu “Biz bunları neden
yapamıyoruz?” diyerek muhalefeti gerdi!
Bunun dışa vurumu ise kısa sürede kendini gösterdi. CHP
Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, katıldığı bir televizyon programında ‘CHP adına Dersim için özür diliyorum’
dedi. Bunun üzerine CHP’nin ulusalcı kanadı kazan kaldırdı.
Tanrıkulu eleştirilerin odağına oturdu. Gözler ise CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi. “Acaba Kılıçdaroğlu bu
çıkışa ne diyecekti?” “Tanrıkulu, özür dilerken Kılıçdaroğlu’nun
haberi var mıydı?”
Sezgin Tanrıkulu’nun açıklamalarına bakınca özür dileme
hadisesi Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde gerçekleşmişti. Ki
bunu “Benim bu yayına çıkacağımdan Sayın Genel Başkan’ın
haberi vardı” sözleriyle teyit etti. Ama Kılıçdaroğlu bunu yüksek
sesle dillendir(e)medi. Ta ki Haber Türk’te katıldığı canlı yayın
programına kadar. Ve o program bir kez daha gösterdi ki
Kılıçdaroğlu bazı şeyleri söylemekten ısrarla kaçınıyor. Hele
2015 seçimleri öncesi bu tür açıklamalarla koltuk korkusu yaşamak istemiyor.
Buradan sonrasını Kılıçdaroğlu’nun kendi açıklamalarından
dinleyelim.
Program sunucusu Didem Arslan Yılmaz, Kemal
Kılıçdaroğlu’na “Sayın Genel Başkan, Dersim’de ne oldu?” diye
soruyor. Kılıçdaroğlu’nun cevabı, topu taca atma misali “Dersim
yok olsa bayram edecekler. Çünkü Dersim’den milletvekili çıkartamıyorlar. Dersim’de büyük acılar yaşandı. Eeeeee...eee...
Dersim’de insanlar öldü, çocuklar vardı, kadınlar vardı bunların
arasında… Atatürk ve İnönü’nün sorumluluğu olup olmadığını
belgelere bakmadan söyleyemem…”
Yani Kılıçdaroğlu yine ‘belge’ yok diyerek, iktidarın
Tunceli’den milletvekili çıkarmadığı gerçeğine dayanarak kendini korumaya çalıştı. Vatandaş ise şunu diyor “Yahu AK Parti 81
ilin 71’inde birinci parti olmuş. Siz hala ‘Tunceli’den milletvekili
çıkaramadıkları için bunu yapıyorlar’ diyorsunuz. Siz Tuncelili
olarak orada ne oldu sorusuna cevap bile veremiyorsunuz?”
Sunucu tekrar soruyor “Efendim Dersim Nedir?” Yani
sunucu ‘Dersim bir isyan mı katliam mı?’ diye sormak istiyor.
Ancak Kılıçdaroğlu yine kaçamak cevap vererek “Elimizde belge
yok… Dersim’de çok insan öldü, çocuklar öldü, kadınlar öldü”
diyerek aynı şeyleri tekrar ediyor.
Peki, yaşanmışlıklar yok mu? Tabii ki var. Fakat Kılıçdaroğlu
bunları bile söyleyemiyor. Sezgin Tanrıkulu’nun özür meselesi
sorulunca Kılıçdaroğlu, “Sezgin Bey, CHP adına özür dilediği
için eleştirildi. Devletin özür dilemesi gerekiyor.” diyerek milletvekiline sahip çık(a)madı.
Anadilde eğitim, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ile
Osmanlıca meselesi konusunda ise Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı şu
şekilde: “Çocuğun üstün yararı gözetilerek, eğitimciler, uzmanlar,
aileler karar vermelidir. Bizler inançlara saygılıyız… Herkes
inandığı gibi nerede isterse orada ibadet etsin, ama ilköğretimde
bunların zorunlu olması doğru değil.” Kürt kökenli eğitimciler,
aileler bunu istiyor ne olacak şimdi?
Kılıçdaroğlu’nun çeliştiği bir başka nokta ise bugüne kadar
dinini yaşamak isteyen, inancının gerektiği şekilde eğitim görmek
isteyenlere karşı çıkan hep CHP oldu!
“CHP’nin CHF’den farkı nedir?” sorusuna Kılıçdaroğlu’nun
“dünyalar kadar fark var” deyip de sadece bir tane söyleyebilmesi bana uzun bir süre önce, Erhan Çelik’in sunduğu programda
“Çözüm süreci için sizin önerileriniz, maddeleriniz nelerdir? Üç
tane söyler misiniz?” sorusuna “çok” deyip de bir tanesini bile
zorla söylediği günleri hatırlattı.
Ve Kılıçdaroğlu’nun verdiği en komik cevap ise ‘Seyit Rıza
kimdir?’ sorusunaydı. Kılıçdaroğlu “ Seyit Rıza bir insandır.
Bölgede sevilen sayılan bir insandır…” Sahi, Kılıçdaroğlu Seyit
Rıza’yı ve Dersim’de ne olduğunu bilmiyor mu?
Tebessüm Çarşısı yüzleri güldürüyor
Pursaklar Belediyesi “Tebessüm Çarşısı”, ilçedeki dar
gelirli ailelere yardım eli uzatıyor.
Kadın muhtarlardan
ETİMESGUT TURU
HABER MERKEZİAnkara’nın kadın muhtarları Türkiye Kadın
Muhtarlar Derneği organizasyonuyla, Etimesgut
Belediye Başkanı Enver Demirel’i ziyaret etti.
Demirel, kadın muhtarları Kent Konseyi’nde ağırladı. Muhtarlara Etimesgut’un gelişimi hakkında
bilgi veren Demirel, Etimesgut’un, Türkiye’nin en
hızlı büyüyen ve gelişen ilçesi olduğunu söyledi.
Belediyenin kıt imkanlarını en iyi şekilde
değerlendirerek ilçeyi Ankara’nın yıldızı yaptıklarını ifade eden Demirel, “Etimesgut 10 yıl
önceki taşra değil artık; her yönüyle modern, her
kesimden insanımızın yaşamak için tercih ettiği,
girişimcilerin yatırımlarını değerlendirmek için tercih ettiği örnek bir ilçedir. Eryaman, Elvankent,
Elvan ve Bağlıca bölgelerimiz, yalnız başkentimizin değil, Türkiye’nin en düzenli ve modern
yaşam alanları arasında yer almaktadır. Yeni
bağlanan 5 mahalleyle birlikte mücavir alanlarımız daha da genişlemiş, mahalle sayımız 33’e
yükselmiştir. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte
nüfusumuzun 500 binden 1 milyona ulaşacağını
tahmin ediyoruz ve bütün planlamalarımızı,
yatırımlarımızı ona göre yapıyoruz” diye konuştu.
Belediyenin son 5-6 yıllık süreçte yaptığı
yatırımları da muhtarlarla paylaşan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ankara’da en çok belediye
yatırımının olduğu ilçe Etimesgut’tur. 10 sosyal
kültürel tesis yaptık. 130 civarında yeni park yaptık. Birçok sosyal ve kültürel hizmet gerçekleştirmekteyiz. Şu an bulunduğumuz Kent
Konseyi binamız, Türkiye’ye örnektir. Yine Korkut
Ata Kongre ve Kültür Merkezi ve Türk beyleri
Kent Meydanı gibi değerli yatırımları ilçemize
kazandırdık. Toplumun tüm kesimlerine hitap
eden Atakent Sosyal Tesislerimizi, Göktürk Aile
Yaşam ve Eğitim Merkezimizi hizmete sunduk.
Evli veya evlenecek çiftlerimize, onların çocuklarına hizmet veren Aile Akademisi’ni hayata
geçirdik. Burada aile yapımızın korunmasına
yönelik ciddi çalışmalar yapıyoruz. etiSEM gibi
geniş kapsamlı bir eğitim hamlesini başlattık.
HABER MERKEZİİlçe genelinde dar gelirli
ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan Pursaklar
Belediyesi Tebessüm Çarşısı,
her yıl binlerce aileye gıda,
kıyafet ve mobilya yardımı
yapıyor.
“Bir tebessüm yeter” sloganı ile hizmet veren müdürlük çalışanları, uzattıkları
yardım eli ile herkesi
tebessüm ettiriyor. Tebessüm
Çarşısı personeli Pursaklar’da
araştırma yaparak ihtiyaç
sahibi ailelerin haritasını
çıkartıyor. Böylelikle her yıl
binlerce ihtiyaç sahibi aileye
ulaşılarak gerekli yardımlar
yapılıyor.
Belediye Başkanı Selçuk
Çetin, Tebessüm
Çarşısı’ndaki faaliyetler
hakkında açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: “Yıllık 2
bin 500 aileye gıda yardımı,
bin 500 kişiye de bayram
hediyesi olarak kıyafet ve
ayakkabı veriyoruz.
Kurduğumuz işçi bankamız
ile iş arayan hemşerilerimizi
gerekli kurum ve kuruluşlara
yönlendirerek iş sahibi
yapıyoruz. İstiyoruz ki herkes
Pursaklar’da tebessüm
etsin.”
Hizmetleri bununla da
sınırlı kalmayan Tebessüm
Çarşısı, başlattığı kampanyalar ile takdir toplamaya
devam ediyor. Belediye tabipliği ile hastaları, yatalakları,
ihtiyarları tespit edip, ihtiyaç
sahibi yüzlerce hastaya
hizmet sunuyor. “Mavi
Kapak” kampanyası ile onlarca engelliye umut olup, tekerlekli sandalye hediye ediyor.
Her yıl Ramazan ayında
Başkan Çetin’in katılımıyla
sünnet olan çocukları
evlerinde ziyaret ederek her
birine bisiklet hediye ediyor.
Personele iş sağlığı ve güvenliği eğitimi
HABER MERKEZİMamak Belediyesi Destek
Hizmetleri Müdürlüğü
bünyesinde görev yapan
personel İş Sağlığı ve
Güvenliği konusunda bilgilendirildi. Mamak
Belediyesi hizmet binasında
düzenlenen eğitimde iş
sağlığı ve güvenliği
konusunda sunum yapan İş
Güvenliği Uzmanı Mustafa
Kemal Olgun, mevzuatlar,
kanun, tüzük, yönetmelikler
ve uygulamaları hakkında
bilgi verdi.Genel iş güvenliği
kuralları oluşturulması,
kazaların ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve güvenli
bir iş ortamı oluşturulması
konularında personele bilgiler veren Olgun, kazaların
alınacak önlemlerle engellenebileceğine işaret
etti.İşveren ve işçinin sorumluluklarını da anlatan Olgun,
kişisel donanım koruyucuları
hakkında detaylı bilgiler
verdi.Eğitim, soru cevap kısmıyla sona erdi.
Belediye olarak dönem
dönem bu tür eğitimlerin
olacağını kaydeden Mamak
Belediye Başkanı Mesut
Akgül, çalışan personelimizin sağlığını ve güvenliliğini
düşünmek en büyük sorumluluğumuzdur dedi. Akgül,
işçilerden bu zamana kadar
olduğu gibi bundan sonrada
iş sağlığı ve güvenliğine
dikkat etmelerini istedi.
St. Petersburg
Meydanı açıldı
HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi tarafından Hamamarkası’nda
yapımı gerçekleştirilen ve “St. Petersburg” adı verilen
meydan, Rus ve Türk katılımcılar eşliğinde açıldı.
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin hazır
bulunduğu açılış törenine, TBMM Rusya Dostluk Grubu
Başkanı Ak Parti Ankara Milletvekili Salih Kapusuz,
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov, çok sayıda Altındağlı
ve Rus davetli katıldı.
Törende bir konuşma yapan Rusya Federasyonu
Büyükelçisi Andrey Karlov “Bundan böyle St.
Petersburg’un kalbinden bir parça Ankara’nın kalbi
Altındağ’da atacak.” sözleriyle, iki ülke arasındaki kardeşlik bağını ortaya koydu. “Rusya’nın sanat ve kültürüyle
ünlü ikinci büyük kentinin, Ankara’nın sanat ve kültürüyle
ünlü ilçesi Altındağ’da ölümsüzleşmesinden büyük mutluluk duyuyoruz.” diyen Büyükelçi Karlov, Altındağ
Belediyesi’ne ve Başkan Tiryaki’ye verdikleri destekten
dolayı teşekkür etti.
TBMM Rusya Dostluk Grubu Başkanı Kapusuz ise
Türkiye ve Rusya arasındaki siyasi ve ticari ilişkilerin
giderek arttığına vurgu yaptı. Kapusuz kültürel ve sanatsal ilişkilerin de ilerlemesinin önemli olduğunu söyledi ve
buna verdiği destekten dolayı Altındağ Belediyesi’ne
teşekkür etti.
Açılış programı, iki ülkenin kültürlerini yansıtan müzik
ve dans gösterileriyle devam etti. Altındağ Belediyesi
Seğmen Topluluğu Ankara ‘ya özgü halk danslarını
sergilerken, Rusya Büyükelçiliği Okulu’nun minik öğrencileri söyledikleri Türkçe şarkılar ve sergiledikleri Türk halk
danslarıyla büyük beğeni topladı. Minik öğrenciler
sergiledikleri hareketli Rus danslarıyla ise meydanı dolduran kalabalığa eğlenceli dakikalar yaşattı.
St. Petersburg Senfoni Orkestrası başkemancısı
Tatyana Hazanova ise keman dinletisiyle tüm misafirleri
kendine hayran bıraktı. Bu açılış için St. Petersburg’dan
gelen 87 yaşındaki ünlü sanatçı, kemanıyla kulakların
pasını sildi.
ANKARA
16 Aralık 2014 Salı
Ankara Büyükşehir
Belediyesi, Ankara
mücavir alan sınırları
içinde yer alan
ilçelerdeki kırsal
alanlarda üretim
faaliyetlerini desteklemek ve yöresel
verimi arttırmak
amacıyla çiftçilere
fidan desteği
verecek.
Büyükşehir Meclisi’nden
TANITIM DESTEĞİ
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye
Meclisi’nin 2. Başkan Vekili Nail
Çimen Başkanlığında gerçekleştirdiği Aralık ayı olağan toplantısının son gününde Ankara’nın
kırsal bölgelerinde yaşayan
vatandaşları ilgilendiren önemli bir
karara imza atıldı.
Meclis gündemine eklenen
Başkanlık Yazısı ile Meclis’ten,
Ankara’ya mal olmuş başta
Ankara Armudu, Çubuk Vişnesi,
Kalecik Ayvası gibi meyve türlerinin üretiminin artırılması
amacıyla fidan satın alınarak
çiftçilere dağıtılması yönünde
yetki istendi.
Çiftçiye sağlanacak destek ile
çiftçilerin gelir seviyesini arttırılarak kırsaldan merkeze göçün
engellenmesinin hedeflendiği
Başkanlık Yazısı, meclis gündemine alınarak oy birliği ile kabul
edildi.
Belediye Meclisi’nde Çankaya
İlçesi sınırları içerisinde bulunan
415. Caddenin isminin Katar
Caddesi olarak değiştirilmesini
öngören Başkanlık Yazısı da
görüşüldü.
Dışişleri Bakanlığı’nın talebi
doğrultusunda Türkiye ile Katar
arasındaki dostluk ve kardeşlik
ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla
Ankara’da belirli bir Caddeye
Katar adının verilmesinin talep
edildiği belirtilen Başkanlık
Yazısı’nda, Çankaya İlçesi Birlik
Mahallesi’ndeki 415. Caddenin
isminin Katar Caddesi olarak
değiştirilmesi için meclisten onay
istendi. İsim değişikliği oylanarak
kabul edildi.
Büyükşehir Belediye Meclisi,
Mamak İlçesi Ahmet Akbaş caddesi üzerinde bulunan Park alanına “Saklı Bahçe Parkı”, Etimesgut
İlçesi TOKİ Turkuaz konutları
içinde yer alan park alanına
“Turkuaz Parkı”, Altındağ ilçesi
Hasköy Köprülü Kavşakta, 141.
Cadde ile İrfan Baştuğ Caddesi
kesişiminde bulunan park alnına
“Hasköy Parkı” adlarının verilmesini de benimsedi. .
Başkent’te bazı isimsiz cadde
ve sokakların Büyükşehir
Belediye Meclisi’nce isimlendirilmesi kabul edilirken, adres
karışıklığına yol açan bir sokakta
ise yeni bir düzenleme yapıldı.
Büyükşehir Belediye Meclisi;
Çankaya İlçesi Üniversiteler
Mahallesi sınırlarındaki 2 adet
isimsiz yol güzergahını “6000
Cadde ve 6001 Cadde” olarak
adlandırdı.
Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Dr. Eyüp Kahveci:
“30 bin kişi organ bekliyor”
HABER MERKEZİ“Gençler Organ Bağışını Destekliyor” kampanyası kapsamında Ayrancı Ticaret Lisesi öğrencileriyle buluşan Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı
Dr. Eyüp Kahveci, Türkiye’de 30 bin insanın organ
beklediğini vurguladı. Türkiye Organ Nakli Vakfı
Başkanı Eyüp Kahveci Ayrancı Ticaret Lisesi
öğrencileriyle biraraya geldiği “Gençler Organ
Bağışını Destekliyor” konferansında, organ
bağışının önemini anlattı. Gençlik ve Spor
Bakanlığı’nın desteklediği farkındalık projesi,
Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla Çağdaş
Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi.
Konuyu slayt gösterimi eşliğinde anlatan
Kahveci, Türkiye’de 30 bin insanın organ beklediğini ve bu yıl 2 bin kişinin organ beklerken
hayatını kaybettiğini belirtti. Çalışmalarını söz
konusu rakamları düşürmek üzere başlattıklarını
ifade eden Kahveci, özellikle dini çekincelerin
bağış yapılmasını engellediğini belirtti. Kahveci,
Türk Diyanet Vakfı ile görüşme halinde olduklarını,
kısa bir süre sonra Diyanet Vakfı Başkanı Mehmet
Görmez’in organ bağışının önemini vurgulayan bir
kamu spotunda rol alacağını ifade etti.
5
İDDİA YOK
Abdullah Cengiz
Eğitimci/Yazar
[email protected]
ALLAH’IM MAZLUMUN YANINDA EYLE!
Allah’ım! Kabil’in torunları olarak, azgın, cahil, çıkarcı,
günahkâr, baği, söz dinlemez bir nesilden çoğalarak sonra da,
Sen’in peygamberlerin Nuh(a.s), Salih(a.s), Musa(a.s),
İbrahim(a.s) ve daha sayısızcasına dinlemeyip bildikleri gibi
bir yola girerek zalimleşenlerden eyleme bizi…
Allah’ım! Bizleri ve bu hizmetteki tüm kardeşlerimizi,
Hak yoluna sırt çeviren, emrettiğin hakikat ışıklarını takmayan, doğruluk parıltılarına duyarsız kalan, gerçekleri ters
yüz eden, zalimle kol kola, omuz omuza olmayı marifet
sayanlardan eyleme…
Ey Rabbi Rahimim! Zoru görünce saf değiştiren, imtihan
günlerini dünya çıkarlarına bağlayan, sabretmesi gereken
günde sabırsızlığı yol bilen, katlanılması gereken zamanda
zaaflarına kurban gidenlerden Sana sığınıyoruz; bizleri bu
yanlışların tümünden beri eyle…
Ya Ekrem-el Ekremin ve ya Erham-e Rahimin!
Varlığımızın sahibi Sensin. Doğrunun ve sadığın yanındasın.
Arkasındaki şakşakçılara ve çokluğuna güvenerek ağzını
sonuna kadar açıp saldıranların olduğu günleri yaşıyoruz. İşte
böyle çileli dönemlerde dik durmayı bilen, davana, yoluna,
rızana ve memnuniyetine uygun hareket eden, vefasızlık
işmam(çağrıştıran) en ufak bir davranışa ve meyle tenezzül
etmeyen salihlerle beraber eyle…
Ey her şeyi kabza-i rahmetinde tutan yüce Mevla’mız!
Memlekette haksızlıkların, hukuksuzlukların, adam kayırmaların, mazlumu ezdikçe ezmek istemelerin, hırsızlıkların,
yolsuzlukların, salih ve salim kalpli dostlarına saldırıların sınır
tanımaz bir hal aldığı böyle bir dönemde, çizgisini Yüce
Kitabına göre akort eden Müslimlerden olmayı diliyoruz.
Bizleri ve sevdiklerini, sevdiklerimizi yolundan ve rızandan
ayırma.
Kabil’in olduğu bir dünyada Habil’den, Hz. Salih(a.s)’ın
olduğu bir yerde söz dinleyen devesinin safında, Hz. Nuh’un
bulunduğu zamanda gemisine aldıklarının, Hz. Yusuf’un ailesiyle olduğu bir evde Hz. Yakup’un yanında… İnsanlığın iftihar tablosu Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v)’in döneminde
Muhacirin, Ensarın, Gariplerin ve mazlumların yanında ve
saffında olmayı bizlere nasip et.
Ey gönülleri evirip çeviren! Kalp ve gönüllerimizi
makamına, yoluna, rızana, memnuniyetine, hoşnutluğuna
uygun eyle…
Mevla’m! Çetin günlere, imtihan dolu zamanlara, öz
kardeşlerimizden gadir ve ihanet yaşayacağımız günleri
görünüyor ufukta, işte tam da böyle bir günde “Rabbim,
Mevla’m, rızası ve memnuniyeti” diyen, elif misali dik duran
kullarından eyle…
Ey Settar! İktidar ve haset hırsıyla etrafını ateşe veren
günümüz nemrutlarının şerrinden ve onların kula yönetimlerinde bütün inanmışları koru.
Son sığınağımız, son müracaat merciimiz Sensin
Allah’ım. Mazlum, mağdur ve günahsız kardeşlerimiz adına
dua ediyoruz, kapına kadar gelen nefsim gibi günahkârlara
bakmadan onlara zorbalık yapan diktatörlerin zorbalığından
koru, yar ve yardımcıları ol.
Böyle olağanüstü günlerde bizleri de mazlumların ve
günahsızların saffında eyle.
Karartılmak istenen günlerimizi aydınlığa tebdil eyle.
Elleri suça, iktidarları zalimliğe bulaşmış müstebitlerin saffında ölmekten bizleri koru.
Senden başka Rab, İlah, Mevla, Dost, yardımcı ve
inayetçi bilmiyoruz. Bu vesile ile kapına gelen biz acizleri
koru ve muhafaza eyle.
Minik taraftarlardan
ANLAMLI ZİYARET
Şereflikoçhisar Şehit Volkan Alıcı Ortaokulu öğrenci ve öğretmenleri Ankaragücü Kulübü’nü ziyaret etti.
TÜGİAD-Üniversite işbirliği
HABER MERKEZİTürkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD)
Ankara Şubesi ile Ankara Üniversitesi, “üniversite
bünyesindeki Tekonoloji Transfer Ofisi’nin tüm imkanlarının iş dünyasına açılmasını” sağlayan işbirliği protokolüne imza attı.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş,
Gordion Otel’de düzenlenen imza töreninde yaptığı
konuşmada, toplumsal sorunların çözümü ve sosyal
sorumluluk bilincinin gelişmesinde sivil toplum kuruluşlarının çok önemli rolü olduğuna değindi.
Kamunun, üniversitelerin, yerel yönetimlerin de bu
konularda sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket
etmeleri ve ellerini taşın altına koymaları gerektiğini
vurgulayan İbiş, şunları söyledi: ‘’Ankara Üniversitesi
olarak bu konuda daha aktif davranıyoruz, kapılarımızı
açıyoruz. Özellikle bilimin gelişmesi, eğitimin daha üst
seviyeye çıkması ve bunun topluma yansıması için
çaba gösteriyoruz. Halkla, sivil toplum kuruluşlarıyla,
yerel yönetimlerle bütünleşmek istiyoruz. Bu kapsamda da üniversite-sanayi işbirliğinin en üst düzeye çıkmasını istiyoruz. Uzun zamandır TÜGİAD ile değişik
platformlarda bir araya geliyoruz. Genç
arkadaşlarımızdaki heyecan, bu işbirliğinin ortaya çıkmasını sağladı. Bu protokolle duvarları yıktık, iş
dünyasına kapımızı ardına kadar açtık. Bu protokol,
öğrencilerimize dönük, topluma dönük amaçlar
doğrultusunda hayırlı bir protokol olacaktır. İnşallah bu
protokolün meyvelerini hep beraber toplayacağız.’’
TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı da
Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olan Ankara
Üniversitesi’nin, kurulduğu günden bugüne hep öncü
rol üstlendiğini ifade etti.Ankara Üniversitesi Teknoloji
Transfer Ofisi’nin de bu misyonu sürdürerek, üniversitedeki projeleri sanayiciye sunmanın yanı sıra
sanayicinin sorunlarına çözüm bulmak için farklı bir
projeye imza attığını anlatan Naslı, “Sorun-Çözüm
Pazarları adı altında başlatılan proje ile üniversite,
öncelikle sanayicinin yaşadığı sorunları tespit ediyor.
Daha sonra da bu sorunun çözümü konusunda
bünyesindeki bilim insanlarını harekete geçiriyor. Yani
sorun nokta atışı şeklinde çözümleniyor.”
HABER MERKEZİComenius Projesi kapsamında yürütülen “ Eat
Better, Move More “ isimli
projeye katkı sağlayan
okulun öğrencileri
Ankaragücü Kulübü
Başkanı Metin Akyüz’ü
makamında ziyaret etti.
“Hayırlı olsun” dileğinde
bulunan öğrenciler
“Kalbimiz Başkentimizin
takımı Ankaragücü’yle.
Takımımızın; teknik ekibin
ve futbolcularımızın her
zaman destekçisiyiz ve
yanlarındayız. İnşallah bu
zor günler çabuk atlatılır.”
mesajını verdiler.
Okul harçlıklarını biriktirerek kulübe bir miktar
para yardımı yapan öğrenciler, Ankaragücü’nü
süper Lig’de görmek iste-
diklerini belirttiler.
Tandoğan Tesislerinin
ardından Beştepe
Tesisleri’nde futbolcuları
ziyaret eden öğrenciler, bir
süre futbolcularımızla top
oynadılar. BaşkanMetin
Akyüz de yakın desteklerinden ötürü öğrencilere
ve öğretmenlerine
teşekkür ederek,
Ankaragücü ürünlerinden
oluşan hediye paketi
takdim etti.
HABER MERKEZİÇankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ankara
Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Seyfi
Saltoğlu ve beraberindeki heyeti makamında konuk etti.
Saltoğlu, Taşdelen'e Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi
onur üyeliği kartı teslim etti.
Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Seyfi
Saltoğlu ve beraberindeki heyet, Çankaya Belediye
Başkanı Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti. Başkan
Taşdelen’e, birlik ve beraberlik içinde çalışmaktan büyük
bir mutluluk duyduklarını belirten Saltoğlu, kent konseyi
onur üyeliği kartını teslim etti.
Türkiye, Ankara ve özelinde Çankaya için çalıştıklarını
belirten Taşdelen ise, “Kimin hangi partiye oy verdiğine
bakmaksızın, kime nasıl hizmet edebileceğimizi düşünerek
çalışıyoruz.” dedi. Başkan Taşdelen, kent konseyi onur
üyeliğinden gurur duyduğunu vurguladı.
Keçiören’de Bişnev konseri
HABER MERKEZİKeçiören Belediyesi ve Ankara Devlet
Klasik Türk Müziği Korosu, Kültür ve
Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü işbirliği ile Bişnev Konseri
düzenlendi.
Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri
Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve
eşi Hatice Ak’ın yanısıra, Filistin, Fas, Katar,
Lübnan, Ürdün, Moritanya, Arap Birliği ve
Irak Büyükelçileri de katıldı. Keçiörenli
vatandaşların büyük ilgi gösterdiği programda Şef Haluk Derinöz yönetimindeki
koro, Hammamizade İsmail Dede
Başkan Taşdelen’e
Kent Konseyi üyeliği
Efendi’nin Ferahfeza Mevlevi Ayini’ni
Mesnevi’den beyitlerle harmanlayarak
sundu.
Konserin ardından kısa bir konuşma
yapan Belediye Başkanı Mustafa Ak,
Mevlana’nın 741’inci vuslat yıldönümünü
rahmetle andıklarını belirterek, “Mevlana
çok önemli ve büyük bir değerdir. Keçiören
için güzel şeyler yapmaya ve vatandaşlarımızı sanatla buluşturmaya gayret
ediyoruz. Ankara Devlet Klasik Türk Müziği
Korosu, Türkiye için değerli bir korodur.
Keçiören’de konser vermelerinden dolayı
gurur duyuyoruz. Keçiören’de koromuzun
konserleri devam edecek inşallah” dedi.
6
EKONOMİ
16 Aralık 2014 Salı
Geçmişte
çoğunlukla kadınların ve "acemi"
sürücülerin tercih
ettiği otomatik
şanzımanlı
araçlara olan ilgi,
sağladığı sürüş
konforu nedeniyle
son yıllarda
giderek artıyor.
“
İZMİR- Ocak-Kasım 2014 döneminde
satılan 477 bin 277 otomobilden 219 bin
868'ini otomatik vitesli otomobiller oluşturdu ve satıştaki payı yüzde 46'ya yükseldi.
Lüks sınıf otomobillerde otomatik vites tercihi ise yüzde 98 oldu.
AA muhabirinin Otomotiv Distribütörleri
Derneği verilerinden derlediği bilgilere
göre, sürücülerin otomatik vitesli otomobillere olan ilgisi her geçen yıl artıyor.
Yılın 11 aylık bölümünde satılan 477 bin
277 otomobilden 219 bin 868'ini otomatik
vitesli otomobiller oluşturdu.
Ocak-Kasım 2014 döneminde otomatik
şanzımanlı otomobil satış adetleri 2013'ün
” sevdik
aynı dönemine göre yüzde 1,32 arttı.
Geçen yılın 11 ayında 217 bin 10 olan
otomatik vitesli otomobil satış adeti bu yıl
219 bin 868'e çıktı.
Otomatik şanzımanlı otomobil
satışlarının payı ise yüzde 38,51'den yüzde
46,07'ye yükseldi. Satılan her 10 otomobilden yaklaşık 5'ini otomatik vitesli araç
oluşturdu.
Otomatik vites en çok lüks otomobil
sınıfında tercih edildi.
Bu sınıfta satılan 2 bin 907 aracın
yüzde 98,01'inde otomatik şanzıman tercih
edildi.
En küçük şehir otomobili olarak bilinen
A segmentinde 2 bin 516, bu segmentten
biraz daha büyük olan ve küçük otomobil
sınıfında yer alan B segmentinde 40 bin
869, küçük aile otomobili olarak nitelendirilen C segmentinde 113 bin 208,
büyük aile otomobili olarak bilinen D segmentinde 48 bin 23, üst sınıf kategorisindeki E segmentinde ise 12 bin 345
otomatik vitesli otomobil satıldı.
Otomatik şanzımanın payı, D segmentinde yüzde 82, E segmentinde yüzde
76, A segmentinde yüzde 69, C segmentinde yüzde 45, B segmentinde yüzde
27 oldu.
(AA)
30 bin TL’ye bedelli askerlik yapanlar
12 bin TL’lik farkı geri istiyor
Konut alanlar inşaat
firmalarından şikayetçi
İSTANBUL- Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel
Başkanı Levent Küçük, bu yılın 11 ayında ev alan 2 bin
400 vatandaşın şikayetlerini incelediklerini belirtti. Küçük
'Konut alanlar inşaat firmalarından şikayetçi' dedi.
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent
Küçük, bu yılın 11 ayında ev alan 2 bin 400 vatandaşın
şikayetlerini incelediklerini belirterek, "Araştırmamıza
göre, konut alanlar en çok inşaat firmalarını şikayet ediyor. Bunu sırasıyla banyo/duş, ısı sistemleri, emlak ofisi
ve PVC izliyor" dedi.
Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6502 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28 Mayıs'ta
yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Yeni yasanın uygulamasına
ilişkin bugüne kadar 9 yönetmelik yayımlandığını belirten
Küçük, yeni yasa ile iç AB müktesebatı, Borçlar ve
Ticaret kanunlarına uyumun sağlandığını, ekonomik ve
ticari hayatta ortaya çıkan işlemlerin kavranması ve
mevcut tüketici sorunlarının ortadan kaldırılmasının
hedeflendiğini söyledi.
Yasanın konut tüketicisine yeni haklar getirdiğini dile
getiren Küçük, bu haklardan birisinin "sözleşmede
öngörülen koşulların sözleşme süresi içinde tüketici
aleyhine değiştirilemeyeceği" olduğunu, böylece tüketicilerin olası bir durumda ilgili yerlere şikayette bulunabileceğini aktardı.
Yasa ile cayma sürelerinde önemli değişiklikler
yapıldığını, alıcının sözleşmeden cayma süresinin 14
güne çıkarıldığını aktaran Küçük, "Daha önce taksitli
satışlarda cayma süresi yoktu. Yeni yasa ile koşulsuz
şartsız cayma süresi getirildi. Bankadan konut için kredi
kullanılmasında dahi koşulsuz şartsız, hiçbir tazminat ve
ceza ödemeksizin 14 gün içerisinde sözleşmeden
vazgeçilebiliyor. Daha önce imzayı attığın an her şey
bitiyordu. Ancak şu an ev alan birisi 14 gün içinde iade
alabiliyor ve herhangi bir yükümlülüğün altına girmiyor"
diye konuştu. Levent Küçük, ön ödemeli, maketten satış
gibi durumlarda da konut teslimine kadar alıcının
sözleşmeden dönebileceğini ifade ederek, bu tür
durumlarda tüketiciden sözleşmenin yüzde 2'sine kadar
tazminat istenilebileceğini anlattı.
"Halk arasında 'topraktan', piyasada 'maketten satış'
denilen uygulamada hiçbir tazminat ödenmeden 14
günde cayılabilir veya teslimattan önce sözleşmeden
dönülebilir" diyen Küçük, artık yapı ruhsatı olmadan
maketten satış yapılamadığını bildirdi.
Küçük, ön ödemeli satışlarda 36 ay içerisinde teslim
şartı olduğunu, konut finansmanı kredilerinde vade 36
ayın altına indiyse ödenecek erken ödeme tazminatının
yüzde 1'e düşürüldüğünü kaydederek, "Konut kredilerinde banka artık istemediğiniz müddetçe sizi hayat
sigortası yapmaya zorlayamaz, kredili mevduat hesabı
açtıramaz. Şu anda bankanın yaptığı tek mecburi sigorta DASK" dedi.
TÜDER Genel Başkanı Levent Küçük, vatandaşların
ev alırken bu ve buna benzer çok hakkı olduğunu vurgulayarak "Maalesef konut tüketicilerinin birçoğu yasada tanınan hakları bilmiyor. Tavsiyem mutlaka tüketici
derneklerine haklarını sorsunlar, yasayı okusunlar. Bu
konuyla ilgili yazıları gözden geçirsinler" ifadelerini kullandı. (AA)
TBMM- 2011'deki
bedelli askerlik uygulamasından 30 bin TL
ödeyerek yararlananlar,
yeni düzenlemede
bedelin 18 bin TL
olmasından dolayı 12 bin
TL'lik farkın kendilerine
geri ödenmesi istemiyle
TBMM Dilekçe
Komisyonu'na
başvuruyor.
2011'deki bedelli
askerlik düzenlemesinden
yararlanan Arif Çağrıcı
dilekçesinde, "70 bin
bedelli 30 bin TL
ödemişken, 2014'de rakamın 18 bin
TL'ye düşmesi haksızlık. 12 bin
TL'nin iade edilmesini talep ediyorum. Bizler çok zengin olduğumuz
için bu miktarı ödemedik, işimizden
olmamak, ailemizi mağdur etmemek
için mecbur kaldık" dedi.
Ares Armağan ise uzun seneler
hem kariyer hem de iş bulma ve
benzeri durumlardan dolayı
erteledikleri askerlik hizmetini 2011
senesinde çıkan kanunla 30 bin TL
bedel ödeyerek yerine getirdiklerini
kaydetti.
Daha makul bir ücret beklerken
30 bin TL gibi yüksek bir meblağın
kendilerini oldukça zora soktuğunu
ifade eden Armağan, şunları kaydetti:
"Bizler zengin değildik, hepimiz
çalışan ve bu bedeli çok zor şartlarda denkleştiren insanlardık. O yüzden bazılarımız banka kredileriyle
halen bu bedeli taksit olarak ödemektedirler ve toplam ödenen bedel
45 bin TL gibi rakamlara ulaşmaktadır. Bizlerin günahı neydi?
Geçtiğimiz gün yasalaşan yeni
bedelli askerlik kanunundaki 18 bin
TL bedel bizi derinden üzmüştür.
Çünkü biz bu bedelin neredeyse 2
katını ödemek zorunda kaldık.
ABD, Türkiye’nin
enerji projelerini ve
politikasını destekliyor
KONYA - ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı
James Turner, Türkiye'nin enerji projeleri ve politikalarını sürekli
desteklediklerini söyledi.
Konya Ticaret Odası (KTO) Toplantı Salonu'nda düzenlenen
"Türkiye-ABD İlişkileri ve İş Olanakları" konulu toplantıya
katılan Turner, toplantının iki ülke arasındaki ikili ilişkilere katkı
sağlayacağını söyledi.
Türkiye ekonomisinin son 10 yılda ciddi derecede
büyüdüğünü belirten Turner, "Türkiye-Amerikan ticaret hacmi
de çok ciddi derecede büyüdü. Türkiye, diğer dünya ülkeleriyle
rekabet içerisinde. Geçen hafta Avrupa Birliğinden üç komisyon üyesi Türkiye'ye gelmişti. Bu, çok iyi bir şey. Türkiye'nin
hem Avrupa Birliğine dahil olma sürecini hem de Avrupa Birliği
ile olan Gümrük Birliğini genişletme sürecini kesinlikle destekliyoruz. Türkiye'nin daima enerji projeleri ve politikalarında
destekçisi olmaktayız" diye konuştu.
KTO Başkanı Selçuk Öztürk ise ABD'nin dünyanın en büyük
ekonomisi, nüfus ile de dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi
olduğunu aktardı.
İki ülkenin siyasi ve ekonomik konularda bir araya geldiğini
aktaran Öztürk, buna rağmen ekonomik ilişkilerin
gelişmediğine işaret etti.
Öztürk, toplantının, bu sorunu çözmek adına gerçekleştirildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"AB-ABD Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması, Türkiye
için hayati önem taşımaktadır. Bir de Trans Pasifik İşbirliği
Anlaşması var. Burada da ABD ve 13 pasifik ülkesi var. Bu
anlaşmalar 'yeni bir küresel ekonomik düzen' demektir çünkü
dünyanın yüzde 70'i bu yeni düzende yer alacak. Böylesine
devasa bir anlaşmanın dışında kalanları olumsuz etkilememesi
ise imkansızdır. Türkiye'nin bu anlaşmalar içinde yer alması,
hem ABD hem de AB ekonomileri için zorunluluktur."
Konuşmaların ardından Turner, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Müsteşar Turner, Konya temasları kapsamında Vali
Muammer Erol'u makamında ziyaret etti.
Turner, ziyarette yaptığı konuşmada, Konya'nın hem turizm
hem de ticari açıdan önemli bir il olduğunu belirtti. Türkiye ve
Amerika'nın ekonomik ilişkilerinin çok önemli olduğunu dile
getiren Turner, işbirliği yapılması adına düşünceleri olduğunu
vurguladı.
Konuşmaların ardından Vali Erol, Turner'e Şeb-i Arus etkinlikleri için davetiye ve İngilizce Mesnevi hediye etti. (AA)
Bankacılık sektörü
kredi hacmi arttı
O dönemde 465 bin kişinin faydalanması beklenen yasadan
sadece 70 bin kişi faydalanabilmiştir. Bu yapılan yanlış hesaplamalar ve yüksek bedel dolayısıyla
şimdiki yeni yasada 18 bin TL gibi
makul bir bedel belirlenmiştir. Bizler
bu yeni yasadan dolayı aradaki 12
bin TL'lik farkın geri ödenmesini
talep ediyoruz. Bu geri ödenmesi
gereken fark ile bizler borçlarımızı
kapatabilecek ve mağduriyetimizi
gidermiş olacağız."
Mustafa Türkyılmaz da "Halen
daha kredi taksitlerini ödemeye
çalışmaktayım. Tek maaş ile çalışan
bir çocuk sahibi biriyim. Son çıkan
bedellinin rakamının 2011'deki
yapılan hesap hatasının göz önüne
alınarak 18 bin TL yapıldığını
üzülerek görmekteyim. Katılımın çok
olması adına bedelin indirilmesi
yapılması gereken doğru bir şeydir.
Lakin 2011 yılında yapan bizlerin
günahı nedir? Anayasa'nın eşitlik
ilkesi gereğince ve sosyal devlet
kavramı çerçevesinde yaşadığım bu
mağduriyetin giderilmesini talep
etmekteyim" ifadelerini kullandı.
Dilekçe Komisyonuna, benzer
taleplerle yüzlerce dilekçe geliyor.
(AA)
STANBUL - Bankacılık sektörü kredi hacmi (Merkez
Bankası dahil) 5 Aralık ile biten haftada 4 milyar 657 milyon
lira artarak 1 trilyon 176,7 milyar liraya yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para
ve Banka İstatistiklerine göre, bankacılık sektörü toplam
kredi hacmi 5 Aralık ile biten haftada 4 milyar 657 milyon
636 bin lira arttı. Böylece söz konusu dönemde toplam
kredi hacmi 1 trilyon 171 milyar 994 milyon 63 bin liradan 1
trilyon 176 milyar 651 milyon 699 bin liraya ulaştı.
Toplam kredi hacmi 5 Aralık haftasında bir önceki haftaya
oranla yüzde 0,40 ve bir önceki yılın aynı dönemine göre
ise yüzde 18,66 arttı.
Verilen kredilerin 1 trilyon 155 milyar 55 milyon 872 bin
lirası mali olmayan kesime, 21 milyar 595 milyon 827 bin
lirası da mali kesime kullandırıldı.
Mali olmayan kesime verilen kredilerin 21 milyon 986 bin
lirası Merkez Bankası, 1 trilyon 35 milyar 458 milyon 832
bin lirası mevduat bankaları, 55 milyar 164 milyon 375 bin
lirası kalkınma ve yatırım bankaları, 64 milyar 410 milyon
679 bin lirası da katılım bankaları tarafından karşılandı. Mali
olmayan kesime verilen krediler haftalık bazda yüzde 0,47
ve yıllık bazda yüzde 19,8 artış oldu.
Mali kesime kullandırılan kredilerin ise 15 milyar 663 milyon 825 bin lirası mevduat bankaları, 5 milyar 925 milyon
173 bin lirası kalkınma ve yatırım bankaları, 6 milyon 829
bin lirası katılım bankaları tarafından verildi. Mali kesime
kullandırılan kredilerde haftalık bazda yüzde 3,33 düşüş ve
yıllık bazda yüzde 11,67 artış kaydedildi. (AA)
Enerjide büyüme sürüyor
ANKARA- NİHAN CABBAROĞLU/UĞUR SERHAN ÖZCAN
- Türkiye'nin elektrik ve gaz üretimi ile
madencilik ve taşocakçılığı sektörleri,
yılın üçüncü çeyreğinde büyümeyi
sürdürdü.
AA muhabirinin, Türkiye İstatistik
Kurumunun (TÜİK) Gayri Safi Yurtiçi
Hasıla (GSYH) verilerinden derlediği
bilgilere göre, Türkiye'de elektrik, gaz,
buhar ve iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı, yılın üçüncü çeyreğinde
geçen yılın aynı dönemine göre sabit
fiyatlarla yüzde 6,4 büyüdü. Söz
konusu faaliyet alanında büyüme
oranı, ilk çeyrekte yüzde 3,4, ikinci
çeyrekte ise yüzde 4,6 olarak gerçekleşmişti.
Elektrik, gaz, buhar ve iklim-
lendirme üretimi ve dağıtımının, GSYH
içindeki payı ise yüzde 1,7 olarak
hesaplandı. Bu faaliyet kolunun değeri,
sabit fiyatlarla 2013'ün üçüncü
çeyreğinde 550 milyon lira iken, bu
yılın aynı döneminde 586 milyon liraya
yükseldi.
Madencilik ve taşocakçılığında ise
üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı
çeyreğine göre yüzde 4,1'lik büyüme
gerçekleşti. Bu rakam, ilk çeyrekte
yüzde 7,3 iken, yılın ikinci üç aylık
döneminde yüzde 8,7 olarak açıklanmıştı. Madencilik ve taşocakçılığı sektörünün GSYH içindeki payı yüzde 0,8
olurken, değeri de sabit fiyatlarla 2013
yılı üçüncü çeyreğinde 245 milyon lira
iken, bu yılın aynı döneminde 255
milyon liraya yükseldi. (AA)
EKONOMİ
16 Aralık 2014 Salı
Merkezi Roma'da
bulunan Birleşmiş
Milletler (BM) Gıda
ve Tarım Örgütü
(FAO), son veriler
doğrultusunda
küresel boyutta
tahıl üretiminde
2,5 milyar tonla
tüm zamanların
en yüksek seviyesine ulaşıldığını
bildirdi.
Bu yıl küresel tarım
üretiminde rekor kırıldı
ROMA- FAO açıklamasında, "Son
göstergelere göre küresel tahıl üretimi 2014'te
2,5 milyar tonla tüm zamanların en yüksek
seviyesine ulaştı" ifadesine yer verildi.
FAO'nun Ürün Beklentileri ve Gıda Durumu
Raporu'nda, Avrupa'daki verimli ürünlerin ve
Amerika Birleşik Devletleri'nde rekor sayıdaki
mısır üretiminin de etkisiyle işlenmiş pirinç de
dahil olmak üzere bu senenin tahıl üretiminin 2
milyar 532 milyon tona ulaşmasının beklendiği,
bu rakamın 2013 verilerinden yüzde 0,3 daha
fazla olduğu belirtildi.
İç çatışmaların, elverişsiz hava koşullarının
ve Ebola virüsü hastalığının olduğu ülkelerde
gıda güvenliğinin tehlikeye girdiğine dair
uyarılarda bulunulan raporda, 29'u Afrika'da
olmak üzere 38 ülkenin gıda güvenliği sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı ifade edildi.
Ebolanın, ürünlerin ekilme döneminde yayılmaya başladığı, tarım mevsimi boyunca
genişlediği ve Batı Afrika'nın tarım ve gıda sek-
töründe en büyük şoklardan birine yol açtığı
vurgulanan raporda, bu durumdan etkilenen
ülkelerin başında ise Gine, Liberya ve Sierra
Leone'nin geldiği aktarıldı.
FAO'nun, yerli pirinç ve bölgenin önde gelen
ikinci mahsulü manyok fiyatlarında önemli
artışlar olacağı konusunda eylül ayında yaptığı
uyarıya atıfta bulunulan raporda, elverişsiz hava
koşullarından dolayı Sahel bölgesindeki mahsulün ise Senegal'de ortalamanın yüzde 38'in
altında kalacak kadar keskin bir düşüş yaşayabileceği dile getirildi.
Suriye'de kötüleşen iç savaş koşullarından
dolayı mahsulün düşük olmasının acil durum arz
ettiğinin altı çizilen raporda, komşu ülkelerdeki
mültecilerle birlikte tahminen 6,8 milyon insan
gıda güvencesizliğinin şiddetli etkileriyle karşı
karşıya bulunduğu kaydedildi. Terk edilmiş
araziler, iş gücü yetersizliği, kuraklık, hasar görmüş kanallar ve elektrik santrallerinden dolayı
ülkede 2014'teki mahsul üretiminde ciddi bir
düşüş olduğu da vurgulandı.
Raporda, 2013'te kaydedilen iyileşmeye rağmen, bu senenin gıda ekin üretiminin, ortalamanın yüzde 58 altında olması beklenen Orta
Afrika Cumhuriyeti'nde nüfusun üçte birinin acil
gıda yardımına ihtiyaç duyduğuna dikkat çekildi.
Tahıldaki üretim düşüşünün, daha az emek
gerektiren ve daha az besleyici olan manyok
üretimindeki yüzde 45 artışla kısmen düzeldiği
bildirildi.
Raporda, Sudan'ın Darfur bölgesi,
Nijerya'nın kuzeyi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali
ve 550 bin insanın gıda ve geçim kaynağına
ihtiyaç duyduğu Çad'da mülteci hareketlerinin,
yerel gıda stoklarının üzerinde baskı oluşturduğu aktarıldı.
Son hasat ve insani yardım sevkiyatı durumu
hafifletse de 6 milyondan fazla insanın, yüksek
gıda fiyatlarının olduğu Güney Sudan, Sudan ve
Somali'de gıda ve geçim yardımına ihtiyaç duyduğuna işaret edildi. (AA)
Kalkınma Bakanı Yılmaz:
“GAP büyük ölçüde tamamlandı”
Çelik boru ihracatı 11 ayda
1,7 milyon tona ulaştı
İSTANBUL- Çelik Boru İmalatçıları Derneği
(ÇEBİD), bu yılın ocak-kasım döneminde
Türkiye'nin çelik boru ihracatının yıllık yüzde 2,7
artarak 1 milyon 740 bin tona ulaştığını bildirdi.
ÇEBİD'ten yapılan açıklamaya göre sektörün
ihracatı, 2014'ün 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 2,7 artarak 1
milyon 740 bin tona yükselirken, değer bazında
yüzde 3,1 azalarak 1 milyar 455 milyon dolara
geriledi.
Yaşanan sıcak gelişmeler eşliğinde Irak'a
gerçekleştirilen ihracat son aylarda düşüş kaydetse de ülke en büyük pazar konumunu korudu.
Türk çelik boru sektörünün bu yılın ocak-kasım
döneminde en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler
arasında ilk sırayı Irak alırken, bunu ABD ve
İngiltere takip etti.
Söz konusu dönemde Irak'a yüzde 25,8 azalışla
238 milyon 460 bin dolarlık, ABD'ye yüzde 7,4
artışla 223 milyon 677 bin dolarlık ve İngiltere'ye
yüzde 53,5 artışla 155 milyon 805 bin dolarlık
ihracat gerçekleştirildi.
Çelik boru sektörünün kasım ayı ihracatı ise
miktar bazında yıllık yüzde 14,7 artışla 160 bin
936 ton, değer bazında ise yüzde 9,8 yükselişle
133 milyon 418 bin dolar düzeyinde gerçekleşti.
Açıklamada görüşlerine yer verilen ÇEBİD Genel
Sekreteri Mehmet Zeren, kasım ayı ihracat rakamlarını değerlendirerek, şunları kaydetti:
"Zor bir yılın daha sonuna yaklaştık. Tüm
dünyayı etkisi altına alan olumsuz etkenlere rağmen, Türk çelik boru sektörü olarak yıl sonu hedefimize doğru temkinli adımlarla ilerliyoruz. Şimdiye
kadar elde ettiğimiz veriler 2014 yılını hedeflerimizde çok fazla sapmaya gitmeden kapatacağımızı
gösteriyor. Özellikle kasım ayı ihracatımızdaki
yüzde 15'lik artış sektörümüzün 2015 yılı umutlarına destek oldu. Bu doğrultuda, çelik boru sektörü
olarak 2015 yılında üretim ve ihracatımızı artırmak
amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz."
ANKARA - Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)
İzleme-Değerlendirme Toplantısında yaptığı
konuşmada, GAP'ın Türkiye'nin bölgesel
potansiyelini değerlendirdiğini söyledi
GAP'ın sadece bölgenin değil,
Türkiye'nin kalkınması bakımından da yüksek öneme sahip olduğunu belirten Yılmaz,
"GAP ile 1,8 milyon hektar alanın sulamaya
açılması ve yılda 27 milyar kilovat-saat
hidroelektrik enerjisi üretimi hedeflenmiştir.
Ancak GAP insan ve toplum boyutunu
esas alan entegre ve sürdürülebilir bölgesel kalkınma yaklaşımıyla hemen hemen
yaşamın tüm alanlarında iyileşmeyi hedefleyen bir projedir" dedi.
GAP Eylem Planı'nın uygulamasıyla bölgenin ekonomik ve sosyal göstergelerinde
önemli iyileşmeler sağlandığını bildiren
Yılmaz, eğitimde, sağlıkta, şehirleşmede,
ulaştırmada, tarımda, toplu konutta, kanalizasyon ve içme suyu altyapısında, sosyal
destek projelerinde ve diğer tüm alanlarda
büyük yollar alındığını dile getirdi.
Yılmaz, son yıllarda GAP bölgesinde
yapılan kamu yatırımlarının giderek arttığını
da anlatarak, "GAP bölgesi yatırımlarının
toplam kamu yatırımları içerisindeki payı
1990-2007 döneminde ortalama yüzde 7
iken bu oran 2008-2014 döneminde yüzde
12,5 olarak gerçekleşmiştir" dedi.
Projenin, bölge ticaretini olumlu yönde
etkilediğinin altını çizen Yılmaz, "2007 yılında 3,3 milyar dolar olan ihracat tutarı
2013'te 8,9 milyar dolara yükseldi.
Bölgeden yapılan ihracatın ülke ihracatı
içindeki payı yüzde 3,1'den yüzde 5,9'a
''Biz 2, komşu 25 kilogram
zeytinyağı tüketiyor''
MUĞLA - DURMUŞ GENÇ - Muğla Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nazif Ekici, fazla
zeytinyağı tüketilmeyen Türkiye'nin dünya ve
Avrupa ortalamasının gerisinde bulunduğunu
söyledi.
Muğla ve ilçelerinde aralık-ocak aylarında
bahçeden tırmık ve sırıklarla zahmetle toplanarak
fabrikalara ulaştırılan, burada da zeytinyağına
dönüştürülen zeytin, yöre halkının önemli geçim
kaynakları arasında yer alıyor.
Üreticiler tarafından elle ya da silkme yöntemiyle toplanan zeytinler, önce türlerine göre
ayrılıyor. Bölgede bulunan zeytin işleme fabrikalarına götürülen ve işçiler tarafından ''huni''
adlı çukura dökülen zeytinler, makine sistemiyle
yapraklardan temizleniyor, yıkanıyor ve kırıcıda
eziliyor. Buradan çıkan hamura karıştırma ve
yoğurma işlemlerinden sonra su verilerek posa
ve şırası ayrıştırılıyor.
Şıradan da yağ ve karasu ayrıştırılıp, yağ filtre
tankına alınıyor, son tortuları ayıklanıp dinlenme
tankına bırakılıyor. Bu yolla elde edilen doğal yağ,
güğümlere, teneke ve şişelere doldurulup halk
pazarları ve marketler aracılığı ile sofralara
ulaştırılıyor.
Yağdan geriye kalan ''pirina'' ise tekrar
öğütülüp sanayide çeşitli alanlarda kullanılıyor.
İl Gıda, Tarım Hayvancılık Müdürü Ekici, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Muğla'nın zeytin,
nar, narenciye, badem, örtü altı domates yetiştiriciliği, çam balı ve kültür balıkçılığı sektörlerinde
öne çıktığını, kırsal kesimin de neredeyse
tamamının zeytin yetiştiriciliği yaptığını kaydetti.
Türkiye'nin zeytin ağacı varlığının yüzde 16'sını
Muğla ve ilçelerindeki zeytin ağaçlarının oluşturduğunu bildiren Ekici, zeytin ve zeytinyağı üretiminin ilde yaklaşık 35 bin çiftçinin geçim kapısı
olduğunu belirtti.
Muğla'da devletin verdiği destekle zeytin ağacı
sayısının 16 milyona ulaştığını vurgulayan Ekici,
kentin zeytin üretimi bakımından Türkiye'de ikinci
sırada bulunduğunu ifade etti.
Ekici, ilde yılda ortalama 180 bin ton zeytin
üretildiğine dikkati çekerek, bunun yüzde 80'lik
kısmının yağlık olarak değerlendirildiğini söyledi.
Yılda 40-50 bin ton civarında zeytinyağı elde
edildiğini bildiren Ekici, "Muğla'da ağırlıklı olarak
'Memecik' çeşidi bulunuyor ama son yıllarda
'Gemlik' çeşidi ile bahçe tesisi de arttı. Özellikle
erken hasat yapılan bölgelerde yağ kalitesi yüksek, asit oranı düşük" dedi. (AA)
Trafik kazalarının
sigortacılara maliyeti
2,4 milyar lirayı geçti
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Bugüne
dek yapılan çalışmalar bölgede istikrar ve
gelişim yaratmış, klasik anlamda GAP büyük
ölçüde tamamlanmıştır" dedi.
çıktı" diye konuştu.
Yılmaz, sözkonusu ekonomik gelişmenin
kendini işsizlik rakamlarında ve işgücüne
katılım oranlarında gösterdiğini ifade etti.
Bakan Yılmaz, yeni teşvik tedbirleriyle
bölgedeki yatırımlarda önemli artış gerçekleştiğini vurgulayarak, "GAP Bölgesine
2014 yılı eylül sonu itibarıyla 398 adet
teşvik belgesi verildi. 5,4 milyar liralık sabit
yatırım tutarı ve 16 bin 181 kişilik istihdam
öngörüldü" dedi.
Bölgedeki dokuz ili de üniversiteye
kavuşturduklarını kaydeden Yılmaz, bu
üniversiteler için 2008-2014 yılları arasında
1,5 milyar liranın üzerinde kaynak
ayrıldığını söyledi. (AA)
EPDK’nın para cezalarında artış
ANKARA- Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulunun (EPDK), elektrik, doğalgaz, LPG
ve petrol piyasasındaki bazı mevzuat ihlallerinde gelecek yıl uygulayacağı idari para
cezaları yeniden değerleme oranı tutarında
artırıldı.
EPDK'nın konuya ilişkin tebliğleri, Resmi
Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, Kurul'un 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren uygulayacağı idari para cezası
tutarları, Maliye Bakanlığınca yüzde 10,11
olarak belirlenen yeniden değerleme
oranında artırıldı.
Kurul, Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması ve Doğalgaz Piyasası
Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca
7
yazılı ihtara rağmen mevzuata aykırı durumlarını devam ettirenlere 503 bin 46 lira ile 1
milyon 6 bin 95 lira, Petrol Piyasası
Kanununun 19. maddesi uyarınca lisans
almaksızın lisansa tabi faaliyetlerin yapılmasının da aralarında yer aldığı mevzuat
ihlallerinde 227 lira ile 1 milyon 144 bin 373
lira, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16.
maddesi uyarınca lisanssız faaliyetler başta
olmak üzere mevzuata aykırı durumlarda
164 lira ile 838 bin 412 lira, Elektrik
Piyasası Kanunun 16. maddesi uyarınca
mevzuata aykırı davrananlara ise 572 bin
186 lira ile 1 milyon 144 bin 373 lira arasında idari para cezası uygulayabilecek. (AA)
KOCAELİ
Türkiye'deki
sigorta şirketlerinin
ocak-ekim
döneminde
kaza yapan
kaskolu araç
sahiplerine
ödediği
tazminat 2
milyar 454
milyon liraya ulaştı.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) verilerine göre,
geçen yılın 10 aylık döneminde 1 milyon 516 bin
60 adet olan hasar sayısı, bu yılın aynı döneminde
yüzde 9,5 azalarak 1 milyon 372 bin 406 adede
geriledi.
Söz konusu hasarlar için sigorta şirketlerince
araç sahiplerine ödenen tazminat tutarı, yüzde
4,5'lik artışla 2 milyar 453 milyon 875 bin liraya
çıktı.
Yılın 10 aylık periyodunda kaskolu araç türleri
arasında en fazla hasar dosyası otomobillerde
açıldı. Bu dönemde hasar gören 925 bin 710 otomobil için 1 milyar 599 milyon 259 bin lira tazminat ödendi.
Kamyonetler 361 milyon 499 bin lirayla ikinci
sırayı alırken, bunu 183 milyon 787 bin lirayla çekiciler ve 123 milyon 14 bin lirayla kamyonlar takip
etti.
Bu dönemde, taşıma araçları için düzenlenen
teminat adedi 3 milyon 913 bin 390 olarak kayıtlara geçti, bunlara 4 milyar 22 milyon 335 bin lira
prim yazıldı.
Hasar/prim oranı bazında bakıldığında sektör
için en maliyetli kalem yüzde 64,4'le kamyonet
kaskoları oldu. Bunu yüzde 63,8'le otomobiller ve
taksiler, yüzde 59,6'yla çekiciler, yüzde 58,5'le
midibüsler, yüzde 56,3'le otobüsler, yüzde 52,8'le
kamyonlar, yüzde 48'le minibüsler, yüzde 46,6'yla
römorklar, yüzde 43,2'yle motosikletler, yüzde
31,6'yla tarım makineleri, yüzde 31,4'le özel
amaçlı taşıtlar, yüzde 27,9'la tankerler, yüzde
27,1'le traktörler ve yüzde 17,4'le iş makineleri
izledi. (AA)
8
KÜLTÜR-SANAT
16 Aralık 2014 Salı
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
[email protected]
ZİLE ESKİ BELEDİYE BAŞKANI MEHMET
ŞEVKİ EFENDİ
Hikmet Dizdaroğlu , küçük yaşlarda yazı hayatına başlamıştır. Erzurum Öğretmen Okulu son sınıf öğrencisi
iken, arkadaşlarıyla birlikte kendisinin ekip başı olduğu
“Yayın Kolu” olarak Dumlu adlı bir dergi çıkarmışlardır.
İlk yazısı, 15 Mart 1937 tarihinde burada yayımlanmış
olup “Edebiyatımızda Dekadanlık” başlığını taşıyordu.
Hikmet Dizdaroğlu’nun yüzlerce makale, inceleme,
eleştiri, sohbet, fıkra ve araştırma yazıları; başlıca şu dergilerde yayımlanmıştır: Aras, Altın Işık, Bozkurt, Çağrı,
Edebiyat Dünyası, Fikirler, Hisar, Oğuz, Orkun, Şadırvan,
Türk Folklor Araştırmaları, Türk Dili, Türk Yurdu, Ülkü,
Varlık, Doğuş, Erciyes, Kültür, Yayla, Sanat ve Edebiyat,
Yeni Çağ, Türk Yurdu, Tanrıdağ, İç Oğuz, Halk Bilgisi
Haberleri, Yücel, Ziya Gökalp vb.
Hikmet Dizdaroğlu 16 Eylül 1953 tarihinde Türk Dil
Kurumu’na üye seçilmiştir. 1960 yılında Ankara’ya geldiğinde bu kurumun, Yönetim Kuruluna seçimle gelmiştir.
Kurul, kendi arasında yaptığı görev bölümünde Hikmet
Dizdaroğlu, Terim Kolu Başkanlığı’na getirildi. 1972 yılına kadar bu görevini devam ettirdi.
Türk Dili Dergisinde 1952 ile ölümüne kadar (1981)
toplam 184 yazısı yayımlanmıştır. Yazıları genellikle;
tanıtma değerlendirme ve eleştiridir. Dil ve yazım yanlışlarını hiç bağışlamayan bir karaktere sahipti. Onun döneminde 24 terim sözlüğü yayımlanmıştır.
Hikmet Dizdaroğlu’nun başlıca eserleri şunlardır:
I. Biyografi (Yaşama ) ve Monografiler:
-Namık Kemal Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını,
İstanbul 1952 (2. Baskı 1954, 3. Baskı 1957, 4. Baskı
1959, 5. Baskı 1962, 6. Baskı 1965, 7. Baskı 1968, 8.
Baskı 1971, 9. Baskı 1977)
-Cenap Şahabettin Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını,
İstanbul 1953 (2. Baskı 1964)
- Şinasi Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını, İstanbul
1954 (2. Baskı 1970)
-Müftüoğlu Ahmet Hikmet, Tür Dil Kurumu Yayını,
Ankara 1964
-Abdulhak Hamit Tarhan Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık
Yayını, İstanbul 1953 (2. Baskı 1965, 3. Baskı 1970)
-Ömer Seyfettin, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara
1964
-Ataç Üzerine Söyleşiler (Bu kitabın Nurullah Ataç
Bibliyografyası Sami Nabi Özerdim tarafından yapılmıştır.), Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1962
II. Dil Üzerine:
-Türkçede Sözcük Yapma Yolları, Türk Dil Kurumu
Yayını, Ankara 1962
-Türkçede Fiiller, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara
1962
-Tümcebilgisi, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1976
III. Halk Şiiri ve Saz Şiirleri:
-Yusufelili Ali Huzuri Çoşkun, Hayatı-Şahsiyeti. 1. Cilt,
CHP Halkevi Yayını, Ankara 1949 (2. Baskı 1969
-Halk Şiirinde Türler, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara
1969
IV. Derleme-Araştırma:
-Dilcilere Saygı, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1965
-Muharrir Bu Ya, Ahmet Rasim (Hazırlayan ve
Sadeleştiren: Hikmet Dizdaroğlu), Milli Eğitim Bakanlığı
Yayını, Ankara 1969)
-Türk Töresi, Ziya Gökalp (Hazırlayan ve Sadeleştiren:
Hikmet Dizdaroğlu), Milli Eğitim Bakanlığı Yayını,
Ankara 1976
-Ziya Gökalp Üzerine Araştırmalar, Ziya Gökalp
Yayını, Ankara 1981
V. Yardımcı Okul Kitapları:
-Sanatçılar (Ortaokul Türkçe Kitaplarında Adı Geçen
Türk ve Yabancı Yazarlar), Ankara Neşriyat Yayını,
Ankara 1962 (2. Baskı 1963)
-Namık Kemal, Öğretmenler Bankası Yayını, Ankara
1964
-Ahmet Rasim, Öğretmenler Bankası Yayını, Ankara
1965
Hikmet Dizdaroğlu; atasözleri, argo dili ve edebiyatı,
halk hikayeleri, mitoloji gibi konularla da uğraşmaktaydı.
Folklor onun en çok ilgi duyduğu bir alandı.
Hikmet Dizdaroğlu Gazi Eğitim Enstitüsünde öğretmen
iken 1971 yılında 54 yaşında emekli oldu.
Bazı yazılarını Şevki Durugöl müstear imza ile yayımlıyordu.
22 Aralık 1981 salı günü Ankara’da 64 yaşında hayata
gözlerini yumdu.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1. Ali Rıza ÖNDER, Folklorcularımız: Hikmet
Dizdaroğlu”, Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Yıl: 16.
Cilt: 9, Sayı: 190, Mayıs 1965, s.3737-3738
2. Nejat SEFERCİOĞLU, “Hikmet Dizdaroğlu”, Türk
Folkloru Araştırmaları-1982 Yıllığı, Kültür ve Turizm
Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi (MİFAD)
Yayınları: 44, G. Ü. Basın-Yayın Yüksekokulu Basımevi,
Ankara 1983, s. 221-222
3. Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve
Kültür Adamları Ansiklopedisi, Cilt: 3 (Hazırlayan: İhsan
Işık), Elvan Yayınları: 5, Ankara 2006, s. 1071
4. Behçet NECATİGİL, Edebiyatımızda İsimler
Sözlüğü, İlaveli 4. Baskı, Varlık Yayınları Faydalı
Kitaplar: 10, İstanbul 1967 (Nisan), s. 91-92
5. Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi,
Cilt: I., (A-İ), Yapı Kredi Yayınları: 1809. İstanbul 2003,
s. 326-327
6. Abdülkadir GÜLER, “Benim Öğretmenim Hikmet
Dizdaroğlu”, Milliyet Blog, 9 Mayıs 2014 (http: blog.milliyet.com.tr)
7. Murat ÖZMEN, Öğretmenim Hikmet Dizdaroğlu,
SAGE Yayıncılık Mat. Rek. San. Tic. Ltd. Şti., Ankara
2014 (Nisan)
8. Nail TAN, “Hikmet Dizdaroğlu”, Türk Dili Dergisi,
Türk Dil Kurumu Yayını, Cilt: 98, Sayı: 700, Nisan 2010,
Ankara, s. 919-921
Los Vivancos, CRR Konser
Salonu'nda sahne alacak
İSTANBUL - Los Vivancos, "7 Hermanos" ve
"Aeternum" gösterilerinin en iyi bölümlerini 1920 Aralık'ta Cemal Reşit Rey (CRR) Konser
Salonu'nda sergileyecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve
Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre,
çocukluğundan itibaren dans eden, okuma yazmayı öğrenmeden enstrüman çalmaya başlayan
7 kardeşin oluşturduğu grup üyeleri, Budapeşte
Senfoni Orkestrası tarafından kaydedilen müzikler eşliğinde sahne alacak.
Barselona Konservatuvarı'nda dans eğitimlerini tamamladıktan sonra deneyim kazanmak
üzere ayrı ayrı çalışmalara imza atan grup üyeleri, 2004'te yeniden bir araya gelerek Los
Vivancos'u kurdu. (AA)
Budapeşte'de "İstanbul
yemekleri" kitabı tanıtıldı
Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de Macar gazeteci Laszlo Zöldi Szentesi tarafından yazılan
"İstanbul yemekleri" kitabının tanıtımı yapıldı.
BUDAPEŞTE - Macar gazeteci Laszlo Zöldi
Szentesi tarafından yazılan İsztambuli
Vendegseg (İstanbul'a misafirlik) isimli "İstanbul
yemekleri" kitabı, Budapeşte belediyesi halk
evinde Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçisi Şakir
Fakılı'nın, onur konuğu olarak katıldığı bir programla basın mensuplarına ve davetlilere tanıtıldı.
Macar sanatçılar tarafından seslendirilen
Türk halk müziği konseriyle başlayan programda
yazar Szentesi, 150 yıl Macaristan'da hüküm
süren Osmanlı'nın mirası olarak birçok Türk
yemeğinin Macarlar tarafından bilindiğini ancak
aradan geçen 300 yılda unutulmaya yüz tutmuş
lezzetlerin tekrar Macar halkıyla buluşturmayı
amaçladığını belirtti.
Büyükelçi Şakir Fakılı programda yaptığı
konuşmada, Gazeteci Laszlo Zöldi Szentesi'nin
hazırladığı "İstanbul yemekleri" kitabını duyduğunda çok şaşırdığını belirterek, "Bu müthiş bir
olay. Macarlar gerçekten zevk sahibi, sanatsever insanlar, o yüzden mutfakları da öyle.
Mutfakları da bütün bu güzel zevklerini yansıtan
bir mutfak. Biz de Macarlar Türk mutfağını görsünler diye, Türkiye'yi görsünler diye şubat ayında vizeyi kaldırdık. Hepinizi Türkiye'ye davet
ediyoruz'' dedi.
Yazar Szentesi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Türk-Macar ilişkileri özellikle
Osmanlı'nın özgürlük mücadelesi veren Macar
politikacılara sığınma hakkı verildiğinde kuvvetlendi. Osmanlı onları İstanbul, Tekirdağ ve
Kütahya'da misafir etti. Bu kitabı da Türk Macar
Cemil Meriç doğduğu
evde yaşatılacak
HATAY - Yazar, çevirmen ve eğitimci
Cemil Meriç'in Reyhanlı ilçesindeki doğduğu ev "Kültür Evi"ne dönüştürüldü.
Hatay Valiliği, İl Özel İdaresi, Reyhanlı
Kaymakamlığı ve Reyhanlı Belediyesi
işbirliğiyle gerçekleştirilen restorasyon
sonrasında Kültür Evi'ne dönüştürülerek
turizme kazandırılan mekanda Cemil
Meriç'in sesinden yararlanılarak ziyaretçilere kısa hayat öyküsünü içeren üç
boyutlu animasyon filmi gösteriliyor.
Kültür Evi'nin duvarlarında 12 Aralık
1916'da dünyaya gelen Cemil Meriç'in
hayatından çeşitli karelerin yer
aldığı fotoğraflar bulunurken
ziyaretçilere ışık, ses ve görsel
efektler eşliğinde sunum yapılıyor. Yazarın kendisi ve ailesine
ait kronolojik hayat hikayesi,
eserleri, sözlerinin yer aldığı
sunum sırasında adeta tarihe yolculuk yapılıyor.
İlçenin yetiştirdiği en önemli
isimlerden birinin Cemil Meriç
olduğunu belirten Reyhanlı
Belediye Başkanı Hüseyin
Şanverdi, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, onu unutmamak ve unutturmamak için yaşadığı evi "Kültür Evi"ne dönüştürdüklerini söyledi.
"Cemil Meriç'i Türkiye'ye tanıtmak istiyoruz" diyen Şanverdi, şunları söyledi:
"Türkiye'nin her tarafından gençlerin Cemil
Meriç'i tanımaları için ilçemizde bulunan yaşadığı eve gelmelerini bekliyoruz. Yaşadığı evde
çocukluk dahil tüm yaşamına ait fotoğrafları
ve sözleri bulunmakta, kendi sesinden üç
boyutlu hayat öyküsünün yer aldığı kısa film
sunumu yapılmakta.
Cemil Meriç'i seviyoruz, onu minnet ve
şükranla anıyoruz."
Arkadaşlarıyla
Cemil Meriç Kültür
Evi'ni ziyaret eden
Atatürk Ortaokulu
6. sınıf öğrencisi
Büşra Şanverdi ise,
"Gözlerini kaybetmesine
rağmen okumaktan, yazmaktan vazgeçmemiş
olması beni çok duygulandırdı. Cemil Meriç'in
Reyhanlı'da yaşaması bizim için büyük şans.
Onun evine gelerek kendisini daha yakından
tanımak istedim. Kendi sesinin de yer aldığı 3
boyutlu kısa film bizi çok mutlu etti" diye
konuştu.
İstanbul'da 1955 yılında görme yetisini kaybeden Meriç, o dönemlerde yazılarına devam
ederek eserleri ve fikirleri ile yeni nesilleri
aydınlatmayı sürdürmüş 13 Haziran 1987'de
hayatını kaybetmişti. (AA)
ilişkilerinin daha da güçlendireceğine inanıyorum'' ifadesini kullandı.
Tanıtım programında kitapta yer alan yemeklerden örnekler davetlilere ikram edildi. (AA)
ANTDOB, "La Traviata"
operasını son kez
sahneledi
ANTALYA - Antalya Devlet Opera ve Balesi
(ANTDOB), Verdi'nin "La Traviata" eserini son
kez sahneledi.
İtalyan besteci Verdi'nin "La Traviata" isimli
operası Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde sanatseverlerin karşısına çıktı.
Paris çevresinde geçen eserde, aşk ve suçluluk duyguları, heyecanlı, neşeli ve dramatik
melodilerle işlendi. Bir yanda Paris'in eğlenceli
dünyasından kesitler sunan eser, diğer yandan
madalyonun diğer kısmını, yani bu hayatın trajik
yönlerini gözler önüne serdi.
Recep Ayyılmaz tarafından sahneye konulan, orkestra şefliğini Artem Makarov'un üstlendiği, dekor ve kostümü Çağda Çitkaya, koreografisi Kürşat Kılıç, ışığı Mustafa Eski imzası
taşıyan eser sanatseverlerin beğenisini kazandı.
Son temsiliyle Antalya'ya veda eden eserde
Göksay Yaran "Alfredo", Sema Çavuşoğlu ise
"Violetta" karakterlerini canlandırdı.
Eserde, Serhat Konukman "Germont",
Heyecan Yakan "Annina", Fatih Şanal
"Gastone", Serap Çiftçi "Flora", 9 Aralık'ta
Şafak Güç ve 11 Aralık temsilinde Engin Suna
"Dottore", Murat Özbek "Marchese", Toygarhan
Atuner "Barone", Metin Yakar "Servo", Zafer
İşgören "Giuseppe" ve Ercan Uğur
"Komisyoner" rolleri ile sahne aldı. (AA)
Yani kalbin kalbinde yaşabilKalbin kalbinde yaşamayı talep etmek zaten
mek için aşk lazım, meşk
ölmeye talip olmak, sükûtun kalbinde nefes
lazım…
almak mutluluğa yelken açmak...
Dilimizi lal demirinde ısıtıp,
Çok şükür kalbimin sahibine, çok şükür âleme
tevazu tezgahında dövdükten
hükmedene. Kalbimi yârin kalbine râm eden
sonra sabır suyunu içirmek
özlemi
devâm, vuslatı davam kılana çok şükür.
lazım közden âlâ yanan gönlüEy kalbimin sahibi yâr, bil ki kalbin kalbinde
müze.
HAYATA VE AŞKA DAİR
Hayatı değil ölümü nefes
yaşayabilmektir aşkın olmazsa olmazı. Hasretin
nefes solumak lazım özlem adlı içinde alınan her nefeste vuslatı soluyabilmektir
ateşlerde.
âşığın baharı ve yazı.
Zorluğu kolay kılanın dua,
Âh yokluğuma sarılan selamet, âh beni bekleimkânsızı gerçek eyleyenin
yen akıbet; kalbimin mükafatı vuslat ve faniliğe
münacat ve en güzel vekilin
mahkum hayat!
Mevlâ olduğunu unutmayalım
KALBİN KALBİNDE YAŞAMAK
yeter ki, çünkü geri çevrilmez
Cümle insanoğlu heyhât!
ona yapılan müracaat.
Yarınını yârına, aşkını yarlardan ovalara taşıAnlamak, körlükten görmeye varan yol; susKalbin kemâli elemde, hüznün dermanı çileyabilenler ancak kalbin kalbindeki közde eriyemak kalbin kalbindeki çöl.
de. Asıl mükafat sükûtu içtikçe susayabilmekte,
bilir ve sükûtun içindeki kelam ülkesini keşfedeKalbin kalbinde yaşmak, sükûtun sükûtuna
aşkı yaşadıkça çoğalabilmekte.
müsavi. Kalbi aşkla atanların hayalleri maî,
bilir.
Bilmesek de bizler ellerimizde hüzün yağmunefesleri semavî.
ru, gönüllerimizde hasret rüzgâYokluk dem içindeki dem, varlık sükûta âşık
rı, kalbimizde iştiyakın iştiyakı
âdem. Söz, közde yanan öz; göz, özde yanan
yaşıyor. Bitmez gibi görünen
GÜNÜN ŞİİRİ
köz.
dünya nefeslerimizde can çekiAnlamak, körlükten görmeye varan yol; susşip dualarımızla semayı aşıyor.
PGözümün mührü güzel nûrunu aydan bilirim,
mak kalbin kalbindeki çöl.
Gel razı ol kalbim, gel razı ol
Yağmur olmak, deryayı özleyen damla; katre- bedenim, gel razı ol nefsim…
Aşk kokan gönlünü sonsuzca saraydan bilirim.
den okyanusu seyran eden gönül olmak lazım.
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
16 Aralık 2014 Salı
Onlar bu kış üşümeyecek
9
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
[email protected]
Soğuk havanın yılın
yaklaşık 6 ayında
etkili olduğu
Erzurum'da, sahipsiz, başıboş köpek,
kedi ve diğer hayvanların kışın dondurucu soğuğundan etkilenmemeleri için özel tedbirler
alındı.
ERZURUM - Erzurum Büyükşehir
Belediyesi Sokak Hayvanları Barınağı
Rehabilitasyon Merkezi'nde, adli konular, kısırlaştırma ve aşılama dolayısıyla
getirilen kedi, köpek ve evcil hayvanlara
özenle bakılıyor.
Günlük ortalama 30 kedi ve 250
sokak köpeğinin bakım, rehabilitasyon,
aşılama ve tedavisinin gerçekleştirildiği
merkezde, bu hayvanların barınabilecekleri özel barakalar yapıldı.
Görevliler, kış aylarında hava sıcaklığı-
nın sıfırın altında 35 dereceye kadar
düştüğü kentte, merkezdeki kapalı ısıtmalı bölümler dışında kalan hayvanların
üşümemesi için barakalara halı ve tahtalar yerleştirdi.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı
Mehmet Sekmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sokak köpekleri başta
olmak üzere diğer tüm sokak hayvanlarının bütün illerde önemli bir sorun teşkil
ettiğini, bu sorunun çözülmesi için başlatılan çalışmaları da çok detaylı bir
Vali Yavuz’un eşi Uşak’ın
“şefkat annesi” oldu
UŞAK - Uşak'ta ihtiyaç sahibi ailelere yönelik yürütülen "Gönülden
Gönüle Projesi"ne sahip çıkan Vali
Seddar Yavuz'un eşi Selda Yavuz, 9
ayda mahalle mahalle dolaşarak 422
aileyi ziyaret etti, sorunlarına çözüm
aradı, Uşak'ın "şefkat anne"si oldu.
Selda Yavuz, Uşak Valiliği'nin ihtiyaç
sahibi ailelerin belirlenerek sorunlarına
çözüm sağlanmasını öngören
"Gönülden Gönüle Projesi"ne sahip
çıkarak, bazen eşi bazen de yalnız
olarak kapı kapı dolaştı.
Bayan Yavuz, AA muhabirine verdiği
bilgide, proje kapsamında toplumun
dezavantajlı kesimlerini oluşturan ekonomik durumları kötü, yardıma muhtaç, kimsesiz ve yaşlılar ile birlikte dul
ve yetimler, şehit yakınları ve gazileri
ziyaret ettiklerini bildirdi.
Sosyal yardımlaşma uzmanlarının
gerçekleştirdiği tarama sonrası ilde
belirlenen ailelere gerçekleştirdikleri
bu ziyaretlerde amacın sıkıntıları yerinde görmek ve kalıcı çözümler üretmek
olduğunu ifade eden Yavuz, ziyaretlerin çoğuna eşi Vali Seddar Yavuz'un
da katıldığını kaydetti.
Selda Yavuz, projenin "herkesin derdiyle dertlenmeyi, sevincine ortak
olmayı, bir olmayı" ortaya koyduğunu
belirterek "Her gün bir ya da iki eve
ziyaret gerçekleştiriyoruz. 9 ayda il
merkezi, belde ve köylerde yaklaşık
422 evi ziyaret ettik. Devletimizin
güçlü ve bir o kadar şefkatli elini
1
1
2
3
4
5
6
2
3
4
5
6
'Gönülden Gönüle Projesi' ile ihtiyaç
sahibi ailelerle buluşturuyoruz.
Samimiyet, içtenlikle yürüttüğümüz
projede sıkıntıları kenti sıkıntımız olarak görüp kalıcı çözümler üretmeye
çalışıyoruz. İlimizde sahipsiz ve çaresiz kimsenin kalmaması tek temennimiz" diye konuştu.
Ziyaretlerde, ev düzenlerindeki ihtiyaç ve onarımların sağlanması ile gıda
ve giyim yardımı yapılan vatandaşlara,
ayrıca huzurevlerine yerleştirilme,
istihdam ya da emekli edilme, eğitim,
sağlık ve yardım desteği sağlanma
gibi konularda yardımcı olunduğu bilgisini veren Yavuz, imkansızlıklar içerisinde olmalarına rağmen bu güne
kadar hiç bir yardım kuruluşlarına başvurmamış kişilerle karşılaştıklarını,
duygulu anlar yaşadıklarını söyledi.
(AA)
7
8
9
10
şekilde devam ettirdiklerini söyledi.
Sokak köpekleri ve diğer hayvanların
insanlara zarar vermemesi arzusunda
olduklarını belirten Sekmen, "Daha
önce il merkezinden toplanıyordu, şimdi
ilçelerin de katılımıyla bunlar toplanarak
barınağımıza götürülüyor. Ardından
bilimsel çalışmalar ışığında aşılamalar
ve gerekli işlemler yapıldıktan sonra
belli bir müddet tuttuktan sonra salıyoruz. Gerek aşılama öncesi, gerekse
sonrası belli bir süre bunları bu yerde
beslemek zorundayız. Özellikle köpekler
aşırı bir döllenme sonucu 6-7 tane
yavru yapıyor. Bunun için kısırlaştırma
yapıyoruz. Bir de onları aşılayarak zararsız hale getiriyoruz. Zaman zaman ısırmalar sonucu kuduz vakaları oluşabiliyor" şeklinde konuştu.
Sekmen, kış aylarında hayvanlara
daha iyi şartlarda bakılması konusunda
talimat verdiğini ifade ederek, şunları
kaydetti:
"Bu hayvanlar kışın soğukta kalmasın
diye hayvan barınağında, kapalı mekanlarda kalsınlar, onları barındıralım istiyoruz. Diğer yerlerdeki düzenlemelerle
daha iyi bir çalışmayı inşallah böylelikle
Erzurum halkına sunacağız. Onlar da
can, barınabilecekleri kapalı mekanlar
olmalı diye düşünüyoruz. Bu hayvanların dışında kediler de var. Daha sonraki
süreçte kedi kumu dediğimiz ürünler
getirmek suretiyle hayvanlarımızın çok
daha modern bir şekilde yaşamalarına
imkan sağlayacağız. Elimizde olanlar
üşümeyecek. Sokaklarda dolaşan kısırlaştırılmış hayvanlar var. Onlarla ilgili
neler yapılabileceğini araştırıyoruz.
Başka şehirlerde bu konuda neler yapıldığı yönünde örnekler alarak hayvanlarımıza burada bunları uygulayacağız."
Evcil hayvan almak isteyenlerin merkeze gidebileceklerini dile getiren
Sekmen, ücretsiz aşılama ve kısırlaştırma çalışması yaptıklarını vurguladı.
Sekmen, "Gerek aşılama, gerekse
kısırlaştırma yapıyoruz. Vatandaş rahatlıkla gelip hayvanını barınağımızda aşılattırabilir, kısırlaştırma yaptırabilir. Bu
hizmetleri de bedelsiz olarak topluma
sunmaya gayret ediyoruz. Bundan sonraki düşüncemiz, belli merkezler oluşturarak ilçelerde de bu tip hizmetleri
yerinde yürütmek. Onun için zamana
ihtiyacımız var ve bunları değerlendireceğiz" diye konuştu. (AA)
BULMACA
Soldan sağa:
12
1. Geri, art, arka. – Yapım. 2. Boksta atılan bir tür yumruk. – Bir nota. 3.
Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. – Yanağın alt kısmı. 4.
Mihrak. – Yazı ile bildirme. 5. Kara batmamak için ayağa giyilen bir tür
örgülü ayaklık. – Bromun simgesi. 6. Kemiklerin toparlak ucu. – İçten
bağlılık. 7. Kadın hastalıkları hekimi. 8. Ekin biçildikten sonra tarlada kalan
köklü sap. 9. Son, sonraki. – Kabaca evet. 10. Bir tatlı su balığı. 11. Büyük
önem taşıyan, önemli. – Göçebelerin konak yeri. 12. Rütbesiz asker. – Öç
almayı amaçlayan gizli düşmanlık, kin. 13. Talep. – Manisa ilinin bir ilçesi.
14. Balık yumurtası ile yapılan bir tür meze. 15. Yatık durmayan. – İri taneli
misket üzümü. 16. Kamuflaj. – Pişirilerek hazırlanmış yemek. 17. Kavisli,
kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç. – Hitit. 18.
Gerçek. 19. Amerika’da yaşayan, genellikle yavrularını sırtında taşıyan keseli
bir hayvan. – Faiz, ürem. 20. Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka
bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma. – Evcil bir geyik
türü.
13
Yukarıdan aşağıya:
14
1. Hastalık bilimi. – Anlaşma gereği olan. – Dansta kavalyenin eşi. 2. Salgın
hastalık. – Karışık renkli. – Üslup, tarz, biçem. – İslam’ın beş şartından biri.
3. Yüzün bir bölümü. – Son. – Gebre otu. 4. Küçük torba. – Oluşan, meydana
gelen. – Fakat, ama. 5. Yapma, etme. – Şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan
ve bestesi değişmeyen bölüm. – Kaynar suda haşlanıp üzerine yağ gezdirilen
mısır unu yemeği. 6. Fas’ın plaka işareti. – At tüyünün rengi. – Takımlar
grubu, küme. – “Bir şeyin olmasına çok az kalmak” anlamında bir sözcük. 7.
Sardalye. – Bir pamuk türü. – Lahza. 8.
Ameliyat yapmak için solunum yoluyla anestezik
madde vererek uyuşturma işlemi. – Esirgeme,
ÇÖZÜMÜ
muhafaza etme. – Lokmanruhu. 9. Gözde canlılık. –
BUGÜN
Gümüşün simgesi. – İyi konuşma, sözle inandırma
11. SAYFADA
yeteneği. – Kuzu sesi. 10. Şenlik kemeri. – Küçük
ve değersiz bitki. – Baka kakma, serzeniş. – Kuş
yuvası.
Ağlayan, inleyen.
7
8
9
10
11
15
16
17
18
19
20
Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU
İÇE DÖNÜK MİLLİYETÇİLİK, ASIL ŞİMDİ!...
Arkadaş, kime karşı milliyetçilik
yapacağız, diyor. İlginç bir tevafuk ki
Ahmet Ünal’ın yazısının çıktığı gün
aynı gazetede Ertuğrul Özkök’ten bir
alıntı yapılmış. Ertuğrul Özkök bile –
bile diyorum, bu vurgu önemli- o
yazısında içe dönük milliyetçiliğin ne
kadar gerekli olduğunu ima edercesine isyan edip diyor ki:
“Son günlerde “Türkler”i neredeyse, dünyanın “Deccalı” haline getirmek isteyen vicdansız bir kampanya
sürdürülüyor. İşte böyle bir günde,
ayağa kalkmak ve bütün gücümle
haykırmak istiyorum: “Arkadaş, ben
Türk’üm...”
“Kendimi dünyanın en medenî
insanlarından biri olarak hissediyorum. Türk aidiyetimle iftihar ediyorum.” …nedir alıp veremediğin
“Türk” kelimesiyle? “Kürt”ü yücelteceğim diye “Türk”ü, “Türk gururunu”
ayaklar altına almaya kalkmanın ne
manası var? Nedir bu küçümseme,
yok sayma; “Türk’üm” diyen herkesi
“faşist”, “ırkçı” diye damgalama sevdası. Yani “Su küçüğün, aşağılanma
büyüğün”; öyle bir şey mi... Olmaz
arkadaş, olmaz. Bu aşağılama ile, bu
nobranlıkla, bu “Kürtler milliyetçilik
yapabilir, ama Türkler yaparsa faşist
olur” kafasıyla Kürt sorununu çözemezsin.”
Demek ki Türkiye’de Türklüğü aşağılayanlara karşı içe dönük milliyetçilik çok zaruri bir hâl almış.
Arkadaş diyor ki: ”Yüzde 99’u
Türk ve Müslüman kabul edilen
Anadolu insanı, vatanında kime karşı
milliyetçilik yahut İslamcılık yapacak!”
“Keşke bizi İngilizler yönetseydi
daha mutlu, daha özgür olurduk”
mealinde laflar eden tesettürlü saf
Müslüman Türk kızlarımıza
İngilizlerin, Amerikalıların;
Fransızların İslam ülkelerinde
Müslüman kadınlara ne gibi zulümler
yaptığını, hatta Mütareke döneminde
İngiliz işgali altındaki ülkemizde
İstanbul’da, orada burada çarşaflı
Türk kadınlarına İngiliz, Fransız,
Yunan asker ve subaylarının nasıl
hakaret ettiklerini, Maraş’ta Sütçü
İmam direnişinin Fransızların Türk
kadınının çarşafına saldırdığı için
başladığını anlatabilmek için içe
dönük milliyetçilik yapmak gerekir
değil mi? İçe dönük milliyetçilik
olsaydı bu hanım kızlarımız böyle der
miydi?
Kimi saf insanlar da kozmopolit bir
İslamcılık, Müslümanlık gayretiyle
“seccademi serebildiğim yer vatanımdır” diye ne idüğü belirsiz bir vatan
anlayışı benimsemişler. Bunların millî
şuurları dumura uğradığı için vatan
kaygısı gütmemeye başlamışlar.
“Vatan sevgisi imandandır” ilkemizi
de yok saymışlar.
İstiklal Marşı’mızın o derinlikli,
sarsıcı vatan hassasiyetinden nasip
almamışlar. Şehit kanlarıyla sulanmış
ecdad yadigârı bu kutsal vatanımızı
yabancıların işgal etmesini, ele geçirmesini basit, sıradan bir olay olarak
görmeye başlamışlar. Müslüman Türk
vatanının onun bunun vatanı olmasını
normal görmeye başlamışlar. İşte bu
anlayışa karşı içe dönük milliyetçilik
yapmamız lazım.
Bu arkadaşlara anlatmalıyız ki,
Müslüman Türk’ün kendi bağımsız
siyasi iradesinin hâkim olmadığı,
kendi devletinin olmadığı bir yer,
vatan değildir ve orada İslam’ını da
tam manasıyla yaşayamazsın, hayata
geçiremezsin. Zira İslam, sadece seccadeyi serip namaz kılmaktan ibaret
değildir.
İslam bütün bir toplumsal hayatı
kuşatır. Evden sokağa, sanattan
mimariye, ticaretten gündelik hayata
kadar her şeyimizi belirleyen bir kültürel zemin ve kaynağımızdır. Vatan,
millî kültür ve medeniyetimizin
tekevvün ettiği, oluşup serpildiği bir
kutsal mekândır.
Hem ferdî ve hem de toplumsal
anlamda Müslümanca bir Türk hayatı
yaşayabilmemiz, Türk-İslam kültür ve
medeniyetini hem koruyabilmemiz
hem de özgün hâliyle geliştirebilme-
miz için tamamen kendimizin hâkim
olduğu, bize ait olan, sadece bizim
tasarrufumuzda olan bir vatana ihtiyacımız vardır. Müslüman Türk milletinin çocuğundan yaşlısına kadar çok
sağlam bir içe dönük milliyetçi eğitime ve şuurlanmaya ihtiyaç vardır.
Ayrıca kime karşı mı İslamcılık
yapacağız? Şunlara karşı:
Misyonerlik faaliyetlerine kolaylık
sağlayıp, Müslüman Türk evlatlarını
parayla, şununla bununla kandırarak
onların Hristiyanlaştırılmasına zemin
hazırlayanlara, “Allah katında tek din
İslam’dır” inancımızı söyleyemez,
okuyamaz hâle getirenlere karşı, dinler arası diyalog diye tek doğru, tek
Hak din olan saf İslam’ımızı cıvıklaştıranlara karşı, İslam ahlakımızı yok
edip Amerika’nın, Avrupa’nın kokuşmuş ahlaksızlığının vatan evlatlarının
damarlarına sirayet etmesine zemin
hazırlayanlara karşı, Türk çocuklarına
İslam’ı doğru düzgün öğretmeyenlere
karşı da İslamcılık yapacağız.
Arkadaş diyor ki: ”Yüzde 99’u
Türk ve Müslüman kabul edilen
Anadolu insanı, vatanında kime karşı
milliyetçilik yahut İslamcılık yapacak!”
Arkadaşa deriz ki, özellikle
Tanzimat’tan beri dışarıdan Batı
emperyalizmi, içerden yerli işbirlikçileri, Türk’ün milliyetçilik ve
İslamcılık damarına saldırmış, bu iki
temel değerini yani millî ve dinî
değerlerini hedef tahtasına koymuştur. Türk’ün Türklüğünü ve
Müslümanlığını yok edebilirse, unutturabilirse onu nasıl alt edebileceğini
görmüştür.
Toplulukları yüzyıllar süren tarihsel
akışları içinde harmanlayarak şuurlu,
yekpare millet ve daha geniş çapta
ümmet hâline getiren iki temel unsur,
dil ve dindir. Başka faktörler de vardır, ancak genellikle en etkili iki
unsur bunlardır. Batı kaynaklı emperyalist politika üretici ve yürütücüleri
parçalamak ve güdümlerine almak
istedikleri milletleri çözüp dağıtmak
için bu iki temel kurumu yok etmeye
çalışırlar. Tanzimat’tan beri bizim
üzerimizde oynanan Batı oyunu da
budur. Nitekim Ziya Paşa, Terkib-i
Bend’inde şöyle der:
“İslâm imiş Devlet’e pâ-bend-i
terakki
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni
çıktı”
(Devletin gelişip ilerlemesinin
önünde ayak bağı İslam imiş.
Önceleri böyle bir şey yoktu, bu söylenti yeni çıktı.)
“Milliyeti nisyân ederek her işimizde
Efkâr-ı Freng’e tebaiyyet yeni
çıktı”
(Her işimizde milliyetimizi, millî
yapımızı ve değerlerimizi unutarak
Avrupalıların fikirlerine uyma işi yeni
çıktı.)
Görüldüğü gibi dilin ördüğü millet
(Ziya Paşa’da “milliyet”) ve dinin
örgülediği ümmet (Ziya Paşa’da
“İslam”) yapısı ve değerleri,
Tanzimat’tan beri Batı tarafından
hedef tahtasına oturtulmuştur. Batı,
Osmanlının millet ve ümmet yapılarını çözüp parçaladığı an emeline ulaşacağını anlamış ve başarmıştır da.
Osmanlının yıkılışı da bunu aynen
doğrular.
Demek ki Ziya Paşa da işin farkına
varmış ve içe dönük milliyetçilik ve
İslamcılık yapmanın gereğini o da
anlamıştır. Ahmet Ünal ve Turan
Güven gibi aslında halis niyetle düşünen, gördükleri bazı küçük hataları ve
münferit sapmaları genelleme hatasına düşen arkadaşların da din ve milliyet gibi iki temel değerimizi içerde
daha da tahkim etmemiz gerektiğini
anlayabileceğini umuyorum.
Bugün İslamcılık, cemaatçilik, tarikatçılık adına Türk milliyeti unutturulup Avrupa Birlikçiliği,
Amerikancılık, Kürtçülük gibi Frenk
fikirlerine tabi olma hastalığı yaygınlaşmıştır. Bu hastalığa karşı içe dönük
milliyetçiliğe daha da hız vermemiz
lazım, vesselam.
Asırlık dede seyyar satıcılık yapıyor
DİYARBAKIR - Diyarbakır'da 112
yaşındaki Pirhesin Kaçmaz, ilerlemiş
yaşına rağmen 40 yıldır seyyar satıcılık yaparak, 91 yaşındaki yatalak eşi,
engelli oğlu ve torununun geçimini
sağlıyor.
Sur ilçesi Balıkçılarbaşı semtinde
açtığı tezgahta iğne, iplik, tıraş bıçağı
ve benzeri malzemeler satan
Kaçmaz, kazancıyla ailesinin ihtiyaçlarını karşılıyor. Her sabah komşularının yardımıyla kurduğu tezgahın başına geçen Kaçmaz, dilenmeden kendi
emeğiyle para kazandığı için esnafın
takdirini topluyor.
Ailesine bakacak başka kimsesi
olmadığından çalışmak zorunda kaldığını belirten Kaçmaz, AA muhabirine, satışını yaptığı eşyalardan günlük
15-20 lira elde ettiğini söyledi.
İkisi kız 6 çocuğundan 5'inin evlendiği için ayrı yaşadığını kaydeden
Kaçmaz, eşi ve engelli bir oğluyla
aynı evi paylaştığını kaydetti.
Çocuklarının kendisine katkısının
bulunmadığı için çalışmak zorunda
kaldığını ifade eden Kaçmaz, şöyle
konuştu:
"Ayaklarından özürlü olan bir torunum da yanımda kalıyor. Ona da
bakıyorum. 40 yıldır bu tezgahta satış
yapıyorum. Tezgahımı sabah kurarken ve akşam toplarken komşularım
bana yardım ediyor. Mutfak masrafım
çıkıyor. Dilenen genç insanları görünce çok kızıyorum. Dilenmek doğru
değil. Yaşamım boyunca hiç dilenmedim, bundan sonra da kimseye
avuç açmam."
Sağlığı elverdiği müddetçe çalışacağını sözlerine ekleyen Kaçmaz,
"Bugün çalışabiliyorum ama daha ne
kadar çalışabilirim bilmiyorum.
Öldükten sonra aileme yardım edilmesini isterim" diye konuştu. (AA)
10
SAĞLIK
16 Aralık 2014 Salı
Yutma güçlüğü yaşayanların
yarısı çocuk
Hacettepe Üniversitesi Yutma Bozuklukları Araştırma ve Uygulama Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Ayşe Karaduman, yılda 2 bin 500 ile 3 bin arasında hastaya
hizmet verdiklerini, bu hastaların yüzde 56,6'sının çocuk olduğunu bildirdi.
ANKARA - Karaduman, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, 12
Aralık'ın "Dünya Disfaji (Yutma güçlüğü) Günü" olduğunu belirterek,
Türkiye'de bu konuda farkındalığın
yeteri kadar olamadığını söyledi.
Çoğu kişinin yutma sorununun
bilinçsiz olarak gerçekleştiğini vurgulayan Karaduman, yutmanın
bozulması halinde çok önemli
sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
Karaduman, yutma bozukluğunun
genellikle farkedilebilen bir konu
olmadığına işaret ederek, "Bu bir
hastalık olmadığı için insanlar çoğu
zaman farketmiyor. 'Yutma bozukluğu' diye bir hastalık yoktur. Bazı
hastalıklar doğrudan yutma bozukluğu yapacak şekilde belirtiler verirken
bazıları ise sadece sonucudur.
Örneğin; üst solunum yolu ya da
akciğer enfeksiyonunun çok önemli
bir kısmı, yutma bozukluğu sonucunda besinlerin akciğere kaçmasıyla meydana gelir" değerlendirmesinde bulundu.
Karaduman, "Merkez olarak yılda
2 bin 500 ile 3 bin arasındaki hastaya hizmet veriyoruz. Bunların yüzde
56,6'sı çocuk, diğerleri ise yetişkin"
dedi.
Her iki grup için de yutma bozukluğunun en önemli sebebinin nörolojik hastalıkların oluşturduğuna dikkati çeken Karaduman, şunları söyledi:
"Toplumumuzun çok dikkat etmesi gereken bir konu var. 'Blender
bebekleri' dediğimiz sağlıklı çocuk-
larda, çiğnemeyi öğrenememe durumu söz konusu oluyor. Çiğnemeyi
öğrenemeyen çocuklar bir süre
sonra çiğnemeyi de unutuyor ve bu
sefer aldıkları parçalı besini öğürmeye, kusmaya kadar giden çok ciddi
sorunlara sahip olabiliyor. Erişkinler
de ise yutma bozukluğu yapan
durumlardan birisi de kanser ve
bunun yanında kemoterapi, radyoterapi uygulamalarının getirdiği yan
etkilerdir."
Karaduman, yutma bozukluğu
tedavisinin kişiden kişiye değiştiğini
bazen tek seansta bazen de birkaç
ayda iyileştirebildiklerini söyleyerek,
genel olarak hastaların yüzde
70'inde başarılı olduklarını kaydetti.
Uzman hekimler, yutma terapistleri, diyetisyenler ve psikologlarla
çalıştıklarını belirten Karaduman,
şunları kaydetti:
"Eğer ihmal edilirse gerçekten
ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkabilir. Bozulduğu takdirde
hayati fonksiyonlara yol açabilir.
Beslenme esnasında ve sonrasında
öksürük varsa, göğüste sıkıntı hissediyorsanız veya morarma, yükselen
ateş, ciddi öksürük krizleri hissediyorsanız o zaman mutlaka yutma ile
ilgilenen bir merkeze başvurun.
Ülkemizde de bu konuyla ilgilenen
bizimle birlikte Eskişehir, Konya ve
İzmir'de bir ekip var. Zaten birbirimizle işbirliği halinde çalışmalarımızı
sürdürüyoruz."
Karaduman, Hacettepe
Üniversitesi olarak uluslararası bağlantılarla bu meseleyi dünyanın gündemine getirmeye çalıştıklarına değinerek, "12 Aralık Dünya Disfaji
(yutma güçlüğü) Günü' olarak ilan
edildi. Bu konunun Dünya Sağlık
Örgütünün de (DSÖ) gündemine gelmesini istediğimiz için farkındalık
eylemi başlatıyoruz. Acaba tüm dünyada ilgili merkezlere, 8-12 Aralık
tarihleri arasında yutma bozukluğu
şikayetiyle başvuran hastaların verileri araştırma portalına girilecek.
Böylece dünyada bir haftada kaç
kişiyutma bozukluğu şikayetiyle bu
kliniklere başvurmuş, bunu öğrenebileceğiz" değerlendirmesinde
bulundu.
Hacettepe Üniversitesi Yutma
Bozuklukları Araştırma ve Uygulama
Merkezindeki Dr. Fizyoterapist
Numan Demir de yutma bozukluğu
konusuna dikkati çekmek için merkez olarak "3. Ulusal Yutma
Bozuklukları Kongresini" düzenlediklerini söyledi.
Çocuklarda sürekli akciğer enfeksiyonu ile yemek yerken öksürme
durumu olduğunda kesinlikle yutma
bozukluğu uzmanına götürülmesi
çağrısında bulunan Demir, bu tarz
şikayeti olanların; hasta grubunun
yüzde 30'unu oluşturduğunu kaydetti.
Demir, yutma bozukluğunun tedavi edilebilen bir durum olduğunun
altını çizerek, gerekli tedavi yapıldığında bu hastaların ağızdan beslenmelerinin mümkün olduğunu ifade
etti. (AA)
Hayvanlara AB standardında hastane
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından yapımına 2 yıl
önce başlanan, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerindeki hastaneler
arasında en büyük ve donanımlısı olduğu belirtilen Veteriner
Fakültesi Hayvan Hastanesi'nin inşaatı tamamlandı.
EKMEK SATIN ALINACAKTIR
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ
DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Gölbaşı Hayvan Barınağında Bulunan Hayvanların Beslenmeleri İçin Ekmek Alımı İşi alımı 4734
sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir.
İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2014/161079
1-İdarenin
a) Adresi : Emniyet Mah.Hipodrum Cad.No:5 B Blok Kat:8 - YENİMAHALLE/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3125072268 - 3125072261
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : Ekmek (365 gün x 5000 adet) 1.825.000 ADET
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri : Gölbaşı Hayvan Barınağı
c) Teslim tarihi : Sözleşme imzalandıktan sonra ihtiyaca binaen sipariş tarihinden itibaren 5 (beş)
işgünü içerisinde peyderpey 28.02.2016 tarihine kadardır.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Emniyet
Mahallesi Hipodrom Caddesi No:5 B Blok 7. Kat Yenimahalle /ANKARA
b) Tarihi ve saati : 27.01.2015 - 11:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar
Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek
üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 200 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara
Büyüykşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Emniyet Mahallesi Hipodrom cad.No:5 B
Blok Kat:8 Yenimahalle/ANKARA adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi
Başkanlığı Emniyet Mahallesi Hipodrom Caddesi No:5 B Blok 8. Kat Yenimahalle /ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale
sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici
teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 16467 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
BURDUR - MAKÜ tarafından üniversitenin
İstiklal Yerleşkesi'ndeki 10 bin metrekarelik
alanda kurulan ve içerisinde at, eşek, koyun,
keçi, sığır, kedi, köpek poliklinikleri, padok,
teşhis ve operasyon salonları, acil kliniği,
Veteriner Fakültesi öğrencilerinin ve hayvan
sahiplerinin konaklayabileceği alanlar ile
karantina bölümü bulunan hayvan hastanesinin bir ay içinde hizmete girmesi planlanıyor.
Kapıları otomatik ve şifreli olan hastanede
öğrencilerin, hayvanlara yapılan operasyonları
sınıftan canlı izleyebilecekleri kamera sistemi
de kuruldu.
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvancılık alanında marka olmayı hedeflediklerini
söyledi.
Bu kapsamda hayvan hastanesinin büyük
titizlikle hizmete hazır hale getirildiğini belirten Saatcı, "Hastanemiz şu anda Türkiye'nin
en büyük ve en donanımlı hastanesi. Burdur
ve çevresindeki bütün illerden, hatta bazı
konularda Türkiye'nin her yerinden hayvanlara sağlık hizmeti verebilecek durumdayız"
dedi.
Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Mümtaz Nazlı ise hayvan hastanesinin inşaatına başlamadan önce Türkiye'de AB'nin
akreditasyonundan geçmiş veteriner fakültesi
binalarını incelediğini kaydetti.
Önce bu hastanelerdeki avantaj ve dezavantajlı konuları belirlediklerini anlatan Nazlı,
şöyle konuştu:
"Hastanemiz AB standartlarında, belki AB
ülkeleri içerisinde en büyük ve en donanımlı
hastane hüviyetini kazanmış durumda.
Türkiye'de ise henüz bu şekilde bir hastane
yok. Veteriner Fakültesindeki öğrencilerimiz
canlı hayvanlar üzerinde derslerini görebilecek. Ayrıca hastanemizde bu öğrencilerimiz
için konaklayabilecekleri yerler de yaptık."
MAKÜ Veteriner Fakültesi Klinik Bilimler
Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. İbrahim Gökçe de hastaneyi
yapmalarındaki amaçlardan birinin Veteriner
Fakültesi öğrencilerine en iyi eğitimi vermek,
diğerinin ise çevre hayvancılığına destek sağlamak olduğunu kaydetti.
Bunun için hayvan hastanelerinin
Avrupa'daki örneklerini incelediklerini bildiren
Gökçe, "Amacımız öğrenciler buraya geldiğinde, hayvan içeriye girdiği andan taburcu edildiği ana kadarki süreci takip etmelerini sağlamak" dedi.
Gökçe, salgın hastalıklara karşı hastanede
karantina biriminin kurulduğunu da belirtti. Bu
ünite ile hastalığın çevreye yayılmasını önlemeyi amaçladıklarını vurgulayan Gökçe, hastanede bulaşıcı hastalık taşıyan hayvanlara operasyon yapılacak bir salonun da bulunduğunu
ifade etti.
Gökçe, hayvan hastaneye getirildiği zaman
önce girişte hasta kabulünün yapılacağını,
sonra ilgili bölüme sevk edileceğini dile getirdi.
Muayene ve tedaviden en alt düzeyde ücret
alınacağını, kar değil, öğrencilere en iyi eğitimi
vermek ve hastanenin işler pozisyonda kalmasını sağlamayı amaçladıklarına işaret eden
Gökçe, şöyle konuştu:
"Bize bugün Burdur, Isparta, Antalya ve
Afyonkarahisar'dan yılda 2-3 bin hasta hayvan
geliyor. Bu hizmeti yaklaşık bin metrekarelik
alanda veriyoruz. Yeni hastanemiz bu kapasitenin 10 kat üzerine çıkacak. Öğrencilerimiz
en iyi salonlarda ve laboratuvarlarda işlemleri
takip edebilecek. Amfilerde ders işlerken hem
hayvanı muayene edebilecek hem de operasyon salonlarında yapılan işlemleri kamera sistemi ile canlı takip edebilecek." (AA)
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR
VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN
Çankaya İlçesi Beytepe Mahallesi Köy Yerleşik Alanı ve çevresine (Beytepe 2.Kısım 2.Etap) ilişkin
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 29.11.2014 gün ve 2142 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000
ölçekli nazım imar planı değişikliği Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya
çıkarılmıştır.
İlanen ilgililere duyurulur.
Basın - 16481 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN
Gölbaşı İlçesi 112202 ada 6,7,8,9,10,11,12,13,14,15 ve 16, 112228 ada 1 parsel, 112229 ada 1
parsel, 112230 ada 1 parsellere ilişkin imar planı kapsamındaki Sağlık Tesisinin Büyükşehir
Belediye Meclisinin 20.11.2014 gün ve 2015 sayılı itirazın kısmen kabulü kararı doğrultusunda
Serbest olan Yapı Yüksekliğinin 2 KAT olarak düzeltilmesine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı
değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği” Başkanlığımız ilan panosunda 1 ay
(30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır.
İlanen ilgililere duyurulur.
Basın - 16363 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
dış dünya
16 Aralık 2014 Salı
Musul’un kurtarılması için
"özel birlikler" hazırlanıyor
Irak'ta terör örgütü IŞİD'in kontrolündeki Musul ilinin kurtarılması için yeni bir
askeri birlik hazırlanıyor. AA ekibinin görüntülediği askeri kampta, arasında Swat
özel birliklerin de olduğu 7 bin güvenlik gücü, ağır bir eğitimden geçiriliyor.
MUSUL - Peşmergenin koruduğu
"Musul'u Kurtarma Operasyonu Askeri
Kampı", IŞİD'in bulunduğu bölgeye
sadece 2 kilometre uzaklıkta. Kampta
aşiret savaşçılarından seçilen 2 bin
kişilik Swat özel birlikleriyle diğer polis
ve askerlerden oluşan 7 bin güvenlik
gücüne eğitim veriliyor. Askerlerin bir
kısmı, IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinin
ardından kaçmakta zorunda kalanlar
arasında seçildi. Musul'da ailesi olanlar, görüntü çekimi sırasında yüzlerini
maskeyle gizliyor.
Sabah sporuyla başlayan eğitim,
havan topu, roketatar, makineli tüfek
ve kalaşnikof gibi silahların kullanımı ve
yakın dövüş teknikleriyle devam ediyor.
Özellikle sokak çatışmaları alanında
askerlere eğitim veriliyor. Bununla ilgili
tatbikatlar yapılıyor. Zira Musul'a yönelik operasyonda şehir merkezinde daha
çok sokak çatışmalarının yaşanması
bekleniliyor. Kampta eğitim görenlerin
ellerindeki yeni silahlar dikkati çekiyor.
Askeri yetkililer, bunların ABD ve Batı
ülkelerinden alınan silahlar olduğunu
belirtiyor.
Askeri kampın komutanı General
Halit Hamdani, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, eğitimin yaklaşık bir aydır
devam ettiğini ve bunun için gerekli
bütün ihtiyaçların temin edildiğini belirterek, "Bütün hazırlıklarımız Musul'u
özgürleştirmek için" dedi.
Asker ve polislerin "ağır bir eğitimden" geçirildiğini aktaran Hamdani, şu
bilgileri paylaştı:
"Terör örgütü IŞİD'le girilecek her
türlü çatışma düşünülerek eğitim veriyoruz. Zor arazi şartlarında ilerleme,
düşman bölgesine sızma, keşif yapma,
pusu yöntemlerini uygulama, muharebe şartlarının ruhsal ve fiziksel şartları-
Hollandalı
Türkler etkili
diaspora için
harekete geçti
LAHEY - Hollanda'da Türk toplumunu ilgilendiren önemli konularda çalışmalar yapmak ve etkili bir
diaspora oluşturmak üzere Kamu
Tartışmaları Merkezi (CPD) adlı
kurum kuruldu. Parlamento başkenti olarak adlandırılan Lahey'de 1
Ocak 2015'te resmi olarak hizmete
başlayacak kuruluşun özellikle siyasi çevrelerde aktif rol üstlenmesi
bekleniyor.
CPD Başkanı Mehmet Emin
Ateş, düzenlenen basın toplantısında, Hollanda'da etkili bir Türk diasporasının oluşmasına katkıda
bulunmayı hedeflediklerini söyledi.
Yarım yüz yıldır Hollanda'da ikamet
eden Türk toplumunun artık esaslı
bir diasporaya dönüşmesi gerektiğine dikkati çeken Ateş, bu kapsamda Türk kültürünün korunarak
gelecek nesillere aktarılmasını sağlama görevini de üstlenmek istediklerini dile getirdi.
Özünde Hollandalı bir sivil toplum kuruluşu olan CPD'nin herhangi bir grup ve tabanı temsil etme
iddiası bulunmadığına dikkati çeken
Ateş, toplumda doğru ve dengeli
görüş ve değer yargıları oluşmasına
yardımcı olacaklarını ifade etti.
Ateş, Türk toplumuyla bağlantılı
tartışmaların son aylarda Hollanda
siyasi gündeminde önemli bir yer
kapladığını ve toplumun bu konuda
etkili bir lobi çalışması yapamadığına işaret etti. (AA)
na dayanma gibi sıkı eğitimlerden geçiriyoruz. Zaten eğitim verdiğimiz bazı
askerlerin, sokak çatışmaları ve savaş
tecrübesi var."
Hamdani, kendilerine iyi silah ve bol
miktarda mühimmat ulaştırıldığını, daha
ağır silahların ise önümüzdeki günlerde
temin edileceğini bildirerek, "O zaman
daha güçlü olacağız. Ağır silahlar, elimize geldikten sonra ABD'nin lojistik
yardımı ve Peşmerge güçlerinin desteğiyle Musul'u özgürleştirme operasyonuna başlayabiliriz. Bu önemli ulusal
görevi yerine getirmek için teyakkuz
halindeyiz. Bağdat'tan emir gelmesi
durumunda savaşmaya hazırız" şeklinde konuştu.
Musul halkının, IŞİD'den kurtulmak
için "gün saydığını" dile getiren
Hamdani, "Terör örgütü, halka kötü
davranıyor. Musul'daki halktan her gün
'bizi kurtarın' mesajlarını alıyoruz.
Şehirde patlayan silah seslerinden
halkta huzur kalmadı" ifadelerini kullandı.
General Halit Hamdani, IŞİD güç
kaybetmiş olsa da ABD'nin hava desteği ve Peşmergenin yardımı olmadan
Musul'u kurtarma operasyonunun
başarıya ulaşamayacağını veya bunun
çok uzun süreceğine işaret etti.
Irak Savunma Bakanı Halit Ubeydi,
3 Kasım'da Erbil'e gerçekleştirdiği
ziyarette, Musul'un kurtarılması için
Kürt bölgesinde askeri kamplar kurulmasını ve yabancı askeri danışmanlarla
Peşmergenin, Irak askerlerine eğitim
vermesini istemişti. Iraklı yetkililer,
Musul çevresinde ve Kürt bölgesi sınırları içinde şimdiye kadar 10 bin kişilik
bir askeri güç oluşturulduğunu, bu
sayının 20 bine çıkarılması için çalışmaların devam ettiğini açıklamıştı. (AA)
Rusya ile Hindistan
20 anlaşma imzaladı
YENİ DELHİ Rusya'nın Ukrayna
müdahalesi nedeniyle
yalnız kalmasının ardından Hindistan'la imzaladığı 20 anlaşmayla,
geçmişe dayanan ilişkisini yeniden alevlendirmeye çalıştığı belirtiliyor.
Devlet Başkanı
Vladimir Putin'in "tarihi" olarak yorumlanan
Hindistan ziyareti sırasında iki ülke arasında
savunma, nükleer enerji ve petrol arama gibi
alanlarda 20 anlaşma
imzalandı.
Hindistan
Başbakanı Narendra
Modi, Mayıs ayında
görevine başlamasından bu yana,
pragmatizm çerçevesinde ülkesinin
dış politikasını yeniden şekillendirmek
üzere 9 ülkeye ziyaret gerçekleştirdi.
Modi'ye eleştirileriyle tanınan analist Mustafa Khan, "Modi, Rusya ile
imzaladığı anlaşmalarla, dış politika
izleyicilerini zekasıyla alt etti" diye
konuştu. Rusya ile gelişen stratejik
bağları olumlu karşılayan Khan, "Rus
lideri ağırlayan Modi, uzun bir geçmişe
sahip olduğu güvenilir arkadaşından
gelecek yabancı yatırımlar için temeli
de attı" dedi.
Khan, "Modi, ABD ve Pakistan ile
mesafesini koruyor. Modi'nin selefi,
ABD ile Hint-Amerikan ilişkilerinde
büyük bir başarı olarak görülen nükleer anlaşma imzalamıştı. Şimdi Modi,
Rusya ile bir denge kurmaya çalışıyor"
dedi.
Hindistan ve Rusya arasında
savunma, nükleer enerji, petrol arama,
aşırıcılıkla mücadele gibi alanlarda
imzalanan anlaşmalarla ilgili olarak,
Khan, "Bu her iki ülke için kazankazan durumudur," diye konuştu.
Khan, Rusya'nın en gelişmiş helikopterini Hindistan'da üretmeye karar
vermesinin, Modi'nin "Hindistan'da
Üret"' kampanyasını destekleyeceğini
Filipinli Jon-James
San Jose,
Müslüman oldu
"Volkan" adını aldı
MELBOURNE - Avustralya'nın
Melbourne kentinde Filipin kökenli
Jon-James San Jose adlı
Avustralya vatandaşı, Türklere ait
camide Kelime-i Şehadet getirerek
Müslüman oldu ve "Volkan" adını
aldı.
Okul yıllarından itibaren Türk ve
Müslümanlarla aynı çevrede bulunan Filipin asıllı Jon-James San
Jose, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın
bünyesinde Melbourne'da faaliyet
gösteren Sunshine camisine gelerek cuma namazı öncesinde
Kelime-i Şehadet getirerek
Müslüman oldu. Diyanet İşleri
Başkanlığı görevlisi cami imamı
Mustafa Asmacı nezaretinde
cemaat ile tekbirler getirerek
Müslüman olan Jon-James San
Jose, adını da "Volkan" olarak
seçti.
Cemaatin tebrik ettiği Volkan,
AA muhabirine nasıl İslamiyet'i
seçtiğini anlattı. Volkan, "Büyürken
etrafımda İslam vardı ve çok kitap
okudum perspektifim değişti" dedi.
Okul yıllarında Müslüman arkadaşları olduğunu aktaran Volkan,
"Etrafımda çok sayıda Müslüman
vardı. Onlardan ve onların ailelerinden öğrendim, bana çok yardımcı
oldular" diye konuştu.
Jon-James "Volkan" San Jose,
Sunshine camisinde kendisine
gösterilen misafirperverlikten etkilendiğini, camiye gelmeden önce
sabah çok heyecanlı olduğunu, şu
an ise çok mutlu olduğunu söyledi.
Jon-James "Volkan" San
Jose'nin İslam'ı seçmesine vesile
olan arkadaşlarından Serdar
Başoğlu ise Volkan'ın İslamiyet ile
tanışmasını şu sözlerle anlattı:
"Tanıştığımızda ilgisinin olduğunu söyledi ve bazı sorular sordu
bana İslam hakkında, dinimiz hak-
kında, inançlarımız hakkında, aile
değerlerimiz hakkında. Ben de yardımcı oldum, anlattım. Sünnet
mevlidi yapmıştık, mevlide geldi. O
zaman biraz daha duygulandı,
biraz daha inandı ve başardı. Biz
tabii çok mutluyuz. Allah'ın izni ile
kardeşimiz artık Müslüman oldu."
Cami imamı Mustafa Asmacı
ise Volkan'ın İslam'ı seçmesinden
duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Asmacı, "Her şeyden önce bir kardeşimizin Müslüman olması, İslam
ile şereflenmesi bizi ziyadesi ile
mutlu etmiştir. İslam ile şereflenen
kardeşlerimizin çoğalması, artması
ve buradaki Müslümanların onlara
örnek olması, güvenilirlik noktasında model olması Müslüman olan
kardeşlerimizin sayısını çoğaltacaktır. Kardeşimizi tebrik ediyorum
hayırlı olsun" dedi.
Yaklaşık 23 milyon nüfuslu
Avustralya'da dünyanın çeşitli yerlerinden göç eden Müslümanlar ve
sonradan İslam'ı seçenlerle yaklaşık 550 bin Müslüman bulunuyor.
(AA)
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
1
2
3
4
5
ifade etti.
Diğer taraftan, gazeteci Harish
Nambiar, petrolden nükleer enerjiye
kadar geniş bir alanı kapsayan enerji
işbirliğinin, Hindistan için riskli olduğunu ifade etti.
Khan, "Rusya'nın sadece
Hindistan'da değil, bütün Asya'da
enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda istekli olduğunu" söyledi.
Devlet Başkanı Vladimir Putin'in
yardımcısı Yuriy Ushakov, imza töreni
öncesi yaptığı açıklamada, anlaşmaların iki ülkenin global ve bölgesel gündemlerinde karşılıklı işbirliğini kuvvetlendirme isteklerini yansıttığını vurguladı.
Ushakov, Rusya'nın, Hindistan'daki
Kudankulam Nükleer Santralinin kurulmasındaki rolüne işaret ederek,
"Gelecekte iki ülke bu konuda daha
güçlü işbirliğine gidecektir dedi.
Hindistan Başbakanı Narendra
Modi ise Rusya'nın Hindistan'ın
savunma alanında en önemli partneri
olmaya devam edeceğini belirtmişti.
Rusya ve Hindistan ilişkilerinin "tarif
edilemez" bir içeriği olduğunu dile
getiren Modi, "karşılıklı güven ve iyi
niyet temelinde arkadaşlığı" olan
Putin'in büyük bir ulusun lideri olduğunu ifade etmişti. (AA)
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
9
10
12
haber
16 Aralık 2014 Salı
Türkiye’ye
hareketli anlar
yaşatan ve dünya
çapında ses
getiren İstanbul
merkezli
operasyon
kapsamında haklarında gözaltı ve
yakalama kararı
bulunan 31
şüpheliden 27'si
gözaltına alındı.
Neler oldu?
İSTANBUL- İstanbul merkezli "paralel yapı"
operasyonu soruşturması kapsamında, haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüpheliden şu ana kadar 27'si gözaltına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
yürütülen operasyon kapsamında, aralarında
medya çalışanları ile 5'i tutuklu bazı polislerin
bulunduğu 36 kişi hakkında bu sabah erken
saatlerde soruşturma başlatıldı.
Gözaltı kararının duyulmasıyla Samanyolu
televizyonu ile Zaman gazetesi önünde vatandaşlar toplanmaya başladı.
İstanbul merkezli operasyon kapsamında, ilk
gözaltılar Eskişehir'de yapıldı.
Eskişehir'de sabah erken saatlerde, kentte
çekim için bulunan Samanyolu televizyonunda
yayınlanan Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih
Asan ile yönetmeni Engin Koç, emniyet mensupları tarafından evlerinden alınarak, sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü.
Koç ve Asan, daha sonra İstanbul'a getirildi.
İlerleyen saatlerde polis Samanyolu Yayın
Grubu Başkanı Hidayet Karaca'yı gözaltına aldı.
Karaca Samanyolu televizyonundan eşi ve oğlu
ile birlikte bindiği polis aracı ile İstanbul Emniyet
Müdürlüğü'ne götürüldü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerin gittiği başka
adres ise Zaman gazetesinin bulunduğu
Yenibosna'ydı.
Emniyet mensupları, sabah saatlerinde gelerek gözaltı kararını tebliğ ettikleri halde teslim
olmayan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü
Ekrem Dumanlı'yı gözaltına almak için öğle saatlerinde ikinci kez, gazete binasına geldi.
Kapıda bekleyen avukatlara, gözaltı kararını
gösteren polisler, gazete çalışanlarının ve okuyucularının arasında binanın 4. katına çıktı.
Ekrem Dumanlı odasından, polisler
nezaretinde, eski AK Parti milletvekilleri Hakan
Şükür, Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel
Başkanı ve Kütahya Milletvekili İdris Bal'ın
eşliğinde çıktı.
Bu sırada, Millet ve Adalet Partisi Genel
Başkanı İdris Naim Şahin de gazete binasına
geldi. Dumanlı, vatandaşların tezahüratları
eşliğinde bindirildiği otomobille gazete binasından uzaklaştırıldı.
Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınmasının
ardından sabahın erken saatlerinde gazete binası
önünde toplanan kalabalık da dağıldı.
Dumanlı'nın gözaltına alındığı öğle saatlerinde
AB ve ABD’den
OPERASYON
AÇIKLAMASI
BRÜKSEL- AB Komisyonu, İstanbul merkezli
"paralel yapı" operasyonu kapsamında gerçekleştirilen
gözaltılarla ilgili bağımsız ve tarafsız soruşturma talep
etti.
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini
ve AB Komisyonu Genişleme ve Komşuluk
Politikasından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın ortak
açıklamasında, "Bugün Türkiye'de bazı gazetecilere ve
medya temsilcilerine yönelik polis baskınları ve
gözaltılar, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan
medya özgürlüğüyle bağdaşmamaktadır. Masumiyet
karinesinin hakim olmasını bekliyoruz ve işlendiği iddia
edilen cürümlerin davalıların haklarına tam saygı gösterilerek bağımsız ve tarafsız soruşturulması konusundaki
vazgeçilemez hakkı hatırlatıyoruz" denildi.
Açıklamada, "söz konusu operasyonun Türkiye'nin
parçası olmak istediği Avrupa değerleri ve standartlarına aykırı olduğu" savunularak herhangi bir aday ülkenin
AB'ye katılımı yönünde atılacak adımların hukukun
üstünlüğüne ve temel haklara tam saygıya bağlı olduğu
kaydedildi.
ABD’DEN YAKIN TAKİP
Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen
Psaki, "Türkiye genelinde bir dizi baskın ve gözaltılar
yapıldığına ilişkin haberleri yakından takip ettiklerini"
belirtti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki, yaptığı yazılı
açıklamada, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin dostu ve müttefiki olarak Türk makamlarının eylemlerinin, söz konusu temel değerleri ihlal
etmemesini ve Türkiye'nin demokratik kurumlarına
zarar vermemesini temin etmeleri çağrısında bulunuyoruz." (AA)
GYV’den eleştiri
İSTANBUL- Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV)
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuyla ilgili
açıklama yaptı.
"Basın özgürlüğüne, darbe teşebbüsüne karşı
çıkan, dünya ve Türkiye medyasına, siyasi parti liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, kanaat önderlerine ve duyarlı herkese demokrasi ve özgürlükler
adına teşekkürü borç biliriz" ifadelerinin kullanıldığı
açıklamada, evrensel basın özgürlüğü kriterlerinin
çiğnendiği iddia edildi.
Gazete ve televizyonlara "polis baskınları" yapılmasının demokratik hukuk devletlerinde mümkün
olmadığının vurgulandığı açıklamada, "mutlak iktidar
peşinde koşanlara, hakkı, hakikati, adaleti ve
hukuku hatırlatanların hain muamelesi" gördüğü
belirtildi.
Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir de
yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilere yönelik "keyfi
gözaltı ve tutuklamaların kabul edilemeyeceğini"
vurguladı. (AA)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu
yazılı bir açıklamayla haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüphelinin ismini duyurdu.
Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın şüpheliler hakkında, "Türkiye
Cumhuriyeti devleti egemenliğini ele geçirmek
amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini
kullanıp, örgütsel yapı oluşturarak, bu yapılanma
altında iftira, kişi hürriyetinden yoksun kılma ve
belgede sahtecilik suçları" yönünden işlem
yapacağı öğrenildi.
Soruşturmanın, bazı medya mensupları ile
polislerin, 2009 yılında sahte delil üreterek, önderliğini "Molla Muhammed" olarak bilinen Mehmet
Doğan'ın yaptığı ve "Tahşiyeciler" olarak
adlandırılan gruba yönelik operasyon düzenledikleri iddiasıyla başlatıldığı bildirildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından
2009'da ''Tahşiyeciler'' olarak bilinen kişilere
yönelik düzenlenen operasyonda, grubun önde
gelen ismi Mehmet Doğan'ın arasında bulunduğu
11 kişi yakalanmış, tutuklanan Doğan 17 ay
cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmişti.
''Molla Muhammet'' adıyla bilinen emekli
imam Mehmet Doğan'ın, Fethullah Gülen'in bazı
fikirlerine karşı çıktığı iddia edilmişti. (AA)
CHP’den 17 Aralık açıklaması
KOCAELİ- CHP Genel Başkan
Yardımcısı Ercan Karakaş, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuna ilişkin, "Bir
savcı, hukuk devletinde soruşturma
başlattıysa onu kimse durduramaz, yargı
onu düzeltir. Türkiye'de 17 Aralık'ta soruşturma başlatan savcıların görevini yapmasını engellediler, aldılar" dedi.
Karakaş, CHP Derince İlçe
Başkanlığınca düzenlenen "Türkiye'nin
Sorunları ve Genel Seçimler Paneli"nde,
hükümetin yıllarca cemaatle iş birliği yaptığını öne sürerek, "Çıkar çatışması
başlayınca hukuku da çiğneyerek bunu
yapıyor.
Bir savcı hukuk devletin soruşturma
başlattıysa onu kimse durduramaz yargı
onu düzeltir. Türkiye'de 17 Aralık'ta soruşturma başlatan savcıların görevini yapmasını engellediler aldılar. O soruşturmayı
yürütecek polisleri başka yerlere gönderdiler. Demek istiyorlar ki, '4
bakanımızın Tayyip Erdoğan'ın, çocuk-
larının bütün bu kumpanyanın içinde
olduğu yolsuzlukları soruşturamazsınız'.
Bu hukuk devleti olmaz. Hukuk devleti
odur ki Almanya'da olduğu gibi bir
cumhurbaşkanı 730 avro için mahkemeye
çıkartılır ve sorgulanır" şeklinde konuştu.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni eksiksiz bir
demokratik Cumhuriyet haline getireceğiz,
bir kültür, yurttaşların eşitlik içinde
yaşadığı Cumhuriyet halkına getireceğiz"
diyen Karakaş, 2015 seçimlerindeki iddialarını seçim bildirisiyle halka anlatacaklarını bildirdi.
Partisinin 3 temel belgesi ve görüşleri
özgürce ifade etme özgürlüğüne işaret
eden Karakaş, "Örgütlü toplum alt sınıflara
yarar. Şimdi makul şüphe olayı var. Neden
bunu yapıyorlar? Görüyorlar ki iktidarları
demokrasi uygulamaları, kayırmacılık,
kutuplaştırmalar ve yolsuzlukla sallanıyor.
AKP, çıktığı zirveden aşağıya doğru inmeye başlamıştır" dedi.
(AA)
Leyla Zana’nın
film gibi hayatı
HABER MERKEZİ
ANKARA- Çözüm süreciyle ilgili
gelişmeler sürerken, dikkat çekici
hadiseler de yaşanıyor. Bunların başında
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla
Zana’nın İmralı heyetine dahil edilecek
olması geliyor.
Bilindiği gibi, Devlet adına müzakereleri
sürdüren heyetin önceki gün İmralı ile
görüştüğü belirtildi. Geçtiğimiz hafta
Kandil’le görüşen HDP heyeti ile biraraya
gelen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, görüşmenin ardından devlet heyetini İmralı ile
temasa geçirdi.
HDP Heyetinin son İmralı ziyaretinde
Abdullah Öcalan’ın, Diyarbakır Bağımsız
Milletvekili Leyla Zana ile görüşmek istediği daha önce duyurulmuştu.
Bunun üzerine Ada’ya gidiş için Leyla
Zana ile Sırrı Süreyya Önder’in isimleri
geçmeye başladı. Kürt siyasal hareketinin
hemen her aşamasında bulunan, yurt içi
ve yurt dışında birçok görüşmelere katılan
Leyla Zana’nın heyete dahil olması, onun
‘çalkantılı’, hatta ‘film gibi’ denilebilecek
hayatını getirdi akıllara…
NEREDEN NEREYE
Leyla Zana, 14 yaşında Diyarbakır
Belediye Başkanı Mehdi Zana ile evlendi.
Kocası, 12 Eylül 1980 darbesiyle tutuklanarak cezaevine girdi ve 14 yıl hapiste
kaldı. Bu süreçte Leyla Zana okuma yazmayı öğrendi.Halen milletvekili olarak
TBMM’de bulunan Leyla Zana; 1991’de
Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den
Diyarbakır milletvekili olarak TBMM'ye
girdi. 6 Kasım 1991'de, yapılan yemin
töreninde, başında sarı, kırmızı, yeşil bir
bantla çıktı ve Türkçe başladığı yemini
Kürtçe bitirdi. Meclis salonunda tepkiyle
karşılandı.
3 Mart 1994'te, ABD'de yaptığı bir
konuşma yüzünden, TBMM Genel
Kurulu'nda yapılan oylamada, Orhan
Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı
Sakık ve Mahmut Alınak'la beraber milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı ve 5
milletvekiliyle birlikte gözaltına alındı.
17 Mart 1994'te, grup arkadaşları
Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan
ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi. 8 Aralık 1994'te yasadışı örgüt üyeliği
suçundan mahkûm olarak 15 yıl hapis
cezasına çarptırıldı.
AİHM kararı doğrultusunda yeniden
yargılanan Zana ve arkadaşları, 15'er yıllık
hapis cezaları olduğu gibi onaylanarak
cezaevinde kaldılar. Ancak 8 Haziran
2004'te Ankara Merkez Kapalı Ceza ve
Tutukevi'nden serbest bırakıldı.
(AA)
KARA’CA
İsmail KARA
[email protected]
HER SABAH
Her sabah uyanıp kalktığınızda, sevinin! Dua edin!
Çünkü, her sabah bir başlangıçtır güne, yaşama…
Uyku halinin, yarı ölümden farkı ne ki?
Her sabah güneşle yeniden doğmak gibi…
Gülümseyin!
Selamlayın evdeki insanları.
İnsan mı yok, aynaya bakıp kendinizi…
Ayna mı yok, duvarları.
Yeniden gözünüzü açtınız ya, yeniden gördünüz ya…
İyimserlikle, iyi gözlerle bakın her tarafa, her şeye…
Ki, pozitif enerjiniz, pozitif bir gün getirsin size…
Kollarınızı yana açıp aşağı yukarı oynatın.
Derin derin nefes alın.
O anda hastane odalarında zorlukla nefes alanları
düşünün.
Dünü ve dünden öncesi yaşadığınız olumsuz ne varsa,
unutun! Şükredin Allah’a…
“Bu gün de varım, bu günde yaşıyorum” deyin!
Karamsar olmayın ve karamsarlığın kollarına
kendinizi bırakmayın.
Yeri gelmişken, Birinci Demet adlı kitabımdan
Her Sabah adlı şiirimi de sunayım sizlere;
Her sabah bana bir can gelir,
Bir ömürle bin heyecan gelir.
Ve Allah’a açılırken ellerim,
Bu sabahlarım hiç bitmesin dilerim.
Her şeye rağmen, siz de yaşamayı sevin!
Dünyayı sevin! Onda nice güzellikler var, yeniden
keşfetmeniz gerekmeyen… Görmeye çalışın!
Şunu da unutmayın; bakmak ayrı bir şey, görmek yine
ayrı bir şeydir. Bakın ve de görün!
Ne kimilerinin size karşı yaptığı haksız davranışları,
ne de etkileneceğiniz tüm olumsuzluklar,
yıldırmasın sizi…
Güçlü olun, güçlü olduğunuza inanın!
Uyuşuk, mızmız,
sinameki tipler arasında yer aldığınız sürece,
her şey üstünüze üstünüze gelir.
Kaçamazsınız.
Kaçacak gücü de bulamazsınız.
Hükümete göre
OPERASYON!
ANKARAİstanbul merkezli
operasyon ile ilgili
hükümet üyelerinin
açıklamaları sürüyor.
AK Parti Genel
Başkanı ve
Başbakan Ahmet
Davutoğlu, partisinin
Adıyaman
Üniversitesi Spor
Salonundaki 5. Olağan İl Kongresi'nde, Gezi Parkı ve
17-25 Aralık olaylarına işaret ederek, bunda AK Parti
Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının engellenmeye çalışıldığını söyledi.
Davutoğlu, "İsrail'in otoritesini meşru gördükten
sonra Türkiye'de milli iradeyle işbaşına gelmiş bir iktidarın Başbakanı'na 'Dönemin Başbakanı' diye
dosyalar hazırlayanlar varsa, işte onlar bugün de yarın
da millet ve tarih önünde hesap vereceklerdir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, "Hiçbir şeyden korkmuyoruz, her şey açıklansın' diyenler niçin bugün telaş
içindeler? Neden birtakım yaygaralarla, şüphelerle
yürütülen bir soruşturmayı engellemeye çalışıyorlar,
beklesinler. Ama şunu da bilsinler ki devletin kurumlarına sızıp başbakanını, cumhurbaşkanını, devletin en
mahrem toplantılarını dinleyenler, MİT Müsteşarlığına
dönük operasyona kalkışanlar, Suriye'de mazlumlara
yardıma giden tırları durdurup ülkemizi dünyaya
şikayet edenler bunların karşılıksız kalacağını düşünmesinler" dile konmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da
eleştiren Davutoğlu şunları söyledi: "Kaç gündür
davet ediyorum Kılıçdaroğlu'nu, bir kutlu insanı,
Adnan Menderes'i dar ağacına götüren 27 Mayıs
darbesine 'kötü' de diyorum, 'kına' diyorum, kınayabiliyor mu? Kınayamaz"
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA…
Partisinin 5. Olağan İl Kongresine katılmak üzere
Ağrı'ya gelen İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Birbirimizle
kucaklaşıp helalleşmek, birbirimize muhabbetimizin
artması gerekirken bir bakıyorsunuz ki 25 Aralık
'paralel yapı' darbe girişimi. Kardeşim derdin ne?
Devletin mekanizmaları var. Ne biriktiriyorsun da
sonunda oraya getiriyorsun? Neyin peşindesin, ne
elde edeceksin, sana bu görevi verenlere biri çıkıp
sormaz mı, arkadaş beni kime karşı kışkırtıyorsun, ne
elde edeceksin?" dedi.
Bakan Ala, "Hiç kimse bu salonda bulananların,
77 milyonun Türkiye'yi yönetme hakkını örseleyemez"
diye konuştu.
VEYSEL EROĞLU
AK Parti İnegöl 5. Olağan İlçe Kongresinde
konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da,
"Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlerin bir hesabı
varsa Cenab-ı Allah'ın da bir hesabı var. İnşallah 2015
seçimlerinde de onların heveslerini kursaklarında
bırakacak bir şekilde gayret içinde olacağız. Tekrar
destan yazacağız" dedi.
Eroğlu, "Paralel yapı maalesef her gün bir manşet
atıyor, 'şöyle böyle' diye. Milleti saf mı sanıyor bunlar.
Aynı şartlarda hatta kurumlar vergisi oranı azalmasına
rağmen borç ödüyorsun, Merkez Bankasını dövizle
dolduruyorsun ayrıca muazzam yatırımlara imza atıyorsun. Yolsuzluk olsa böyle bir şey olur mu?" şeklinde konuştu.
FİKRİ IŞIK
Gebze'de yapımı devam eden Bilişim Vadisi'ndeki
incelemelerin ardından gazetecilere açıklama yapan
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise,
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuna ilişkin,
"Bu, bir yargı süreci. Yargı süreci ile ilgili eldeki deliller
nedir, şu anda bilmiyoruz.
TURİZM
16 Aralık 2014 Salı
ANKARA - Türkiye'de erken rezervasyon döneminde her yıl daha fazla rezervasyonun gerçekleştiği
kruvaziyer turizmini tercih edenler bir haftada 5-6 ülke
görebiliyor.
Bir tur firmasının satış ve pazarlama Müdürü Sarp
Özkar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gemi ve
nehir turlarının son 5 yılda Türkiye'de de önemli bir
seyahat paketi haline geldiğini söyledi.
Her yıl dünyanın en büyük cruise firmalarının
Türkiye limanlarından daha fazla gemi geçirdiğini
bildiren Özkar, "Gemi turları 2008'den bu yana her yıl
yüzde 100'ün üzerinde bir ivmeyle büyüyor. Kruvaziyer
turizminde satışlar geçen yıl, bir önceki yıla kıyasla
yüzde 155 artarak erken rezervasyonun şampiyonu
olmuştu" dedi.
Özkar, Türkiye'de pek çok limanın kullanılmaya
başlanmasıyla lüks "cruise" gemileriyle hazırlanan tur
paketlerinin fiyatlarının da düştüğünü söyledi.
Gemi turlarını her yaş grubundan tatilcinin tercih
ettiğini dile getiren Özkar, özellikle çocuklu aileler için
ideal bir tatil seçeneği olduğunu vurguladı.
Gemi seyahatinin çocuklu ailelere pek çok avantaj
sunduğunun da altını çizen Özkar, şunları söyledi:
"Aileler çocuklarıyla yurtiçi tatil bölgelerinde nasıl
konforlu bir tatil yapılabiliyorsa gemide de aynı şekilde
yapılabiliyor. Üstelik normalde yurtdışı turlarında
olmayan bir imkan sunuluyor.” (AA)
Bursa’nın en ufak
taşı bile turizmde
değerlendirilecek
ISSN 1308-7622
BURSA - Bursa'nın kültürünü daha fazla
insana tanıtmak ve turizm potansiyelini
geliştirmek için kurulan Bursa Kültür ve Turizm
Elçileri Derneği, "Osmanlı'nın ilk başkenti"nin en
küçük taşını bile turizmde değerlendirerek kentin
turizm pastasından alacağı payı artırmayı hedefliyor.
Dernek Başkanı Sedat Şenişler, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Bursa'nın
kültürünü daha fazla insana tanıtmak ve turizmini
geliştirmek amacıyla yaklaşık 4 ay önce bu
derneği kurduklarını söyledi.
Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa'nın, kültür ve
turizm bakımından Türkiye'nin en avantajlı kentlerinden biri olduğunu belirten Şenişler, ülkenin
turizm pastasında belli bir paya sahip olduğunu
anlattı.
"Ulu şehir" Bursa'nın turizmdeki payını artırmayı hedeflediklerini ve dernek olarak buna
yönelik çalışmalar gerçekleştireceklerini vurgulayan Şenişler, "Cumalıkızık, Tarihi Çarşı ve
Hanlar Bölgesi ile Sultan Külliyelerinin Birleşmiş
Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)
Dünya Mirası Listesine alınmasıyla Bursa, turizmde daha fazla söz sahibi olacak ve pastadan
daha fazla alacak" dedi.
Derneği yeni kurmuş olmalarına rağmen
birçok etkinliğe imza attıkları bilgisini veren
Şenişler, çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.
Şenişler, şöyle konuştu:
"Bursa'nın en ufak taşını bile turizmde değerlendirmeyi, kültürünü tanıtmayı amaçlıyoruz. Bu
doğrultuda 19-22 Şubat 2015'te İstanbul
Feshane'de 'Bursa Kültür ve Turizm Günleri'
yapacağız. Bu etkinlik için Bursa Valiliği,
Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret ve Sanayi
Odasının desteklerini aldık. Bursa, göç veren
değil, göç alan bir şehir. O yüzden İstanbul'da
çok fazla Bursalı olduğunu düşünmüyoruz ama
Bursa'yı merak eden Rizeli, Kastamonulu ve
Kayserili gibi başka şehirli olanlar var. Onların
ayağına Bursa'nın ürünlerini ve kültürünü götürerek bu kente olan ilgilerini artırmayı ve onları
buraya çekmek Bursa Günlerini düzenleyeceğiz.
Göç veren iller, İstanbul'daki ve başka şehirlerdeki hemşehrilerinin hasret gidermesini sağlamak
amacıyla bu tarz kültür günlerini düzenliyor. Biz
ise bunun tam tersi Bursa'yı merak eden başka
şehirlerdeki insanları bu kente çekmek için Bursa
Günlerini düzenleyeceğiz. Niyetimiz Bursalılara
Bursa'yı tanıtmak değil. Bursa zaten tanınıyor.
Bursa'nın kültürünü ve turizmini anlatarak kente
ekonomik katkı sağlamayı amaçlıyoruz."
Çalışmalarının sadece "Bursa Kültür ve
Turizm Günleri" ile sınırlı kalmayacağına değinen
Şenişler, kentin kongre ve sempozyum merkezi
olmasına yönelik çalışmaları da bulunduğunu
aktardı. (AA)
Yıl: 44
Sayı: 15049
16 Aralık 2014
Salı
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Ayşegül BALDEMİR
İstihbarat Şefleri
Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN
Görsel Yönetmen
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörleri
Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN
İnternet Editörü
Alparslan OĞUZ
Haber Merkezi
İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT,
Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN
İdari Merkez
Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA
Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54
[email protected]
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
İstanbul Temsilciliği
Ankara Temsilciliği
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad.
Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14
No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL
Ulus/ANKARA
Tel: (0212) 540 40 45
Tel: (0312) 310 35 53
Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş.
Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç)
Basıldığı Yer:
Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu
6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
13
Topada Yazılı Kaya Anıtı turizme kazandırılacak
Nevşehir'in Acıgöl ilçesinde bulunan
ve Geç Hitit döneminde yazıldığı
tahmin edilen Topada Yazılı Kaya
Anıtı, turizme kazandırılacak.
7 bin yıllık Kandiber Kalesi, restore ediliyor
ÇORUM - Osmancık ilçesindeki 7
bin yıllık Kandiber Kalesi'ndeki
restorasyon çalışmaları, başladı.
Osmancık Belediyesi tarafından
hazırlandıktan sonra Kültür ve Turizm
Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler
Genel Müdürlüğü bünyesindeki Anıtlar
Yüksek Kurulunca onaylanan
restorasyon projesi kapsamında
yürütülen çalışmalar sürüyor.
Osmancık Belediye Başkanı Hamza
Karataş, 7 bin yıllık bir geçmişi bulunan kalenin restorasyon çalışmalarının
sorunsuz devam ettiğini söyledi.
Çalışmaların sona ermesiyle ilçe
turizmine önemli bir kazanım
sağlanacağını ifade eden Karataş, "Şu
anda kaleye ulaşımı kolaylaştıracak
yürüyüş yolları aslına uygun olarak
Anıtlar Kurulunun onay verdiği
malzemelerle onarılıyor. Aynı çalışmanın devamında ise seyir terasları ve
aydınlatma çalışması yapılacak" diye
konuştu.
"Çalışmalar tamamlandığında
vatandaşlarımız, yıllardır gezemedikleri
kaleye kolaylıkla çıkabilecekler" diyen
Karataş, seyir teraslarından tarihi
Koyunbaba Köprüsü ve Kızılırmak ile
Osmancık'ın diğer güzelliklerinin gözler
önüne serileceğine dikkati çekti.
(AA)
NEVŞEHİR - İlçeye bağlı
Ağıllı köyünün yaklaşık 3 kilometre kuzey doğusundaki Topada
Yazılı Kaya Anıtı'nın milattan önce
sekizinci yüzyılda yazıldığı tahmin
ediliyor. Acıgöl Kaymakamı
Mustafa Çakır, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Kaymakamlık
tarafından hazırlanan kısa filmde
Topada Yazılı Kaya Anıtı ile
bölgedeki tarihi turistik mekanları
ön plana çıkardıklarını söyledi.
Yazıta giden yollara yönlendirme levhalarının yerleştirildiğini belirten Çakır, "Yazıtın
bulunduğu bölge, sit alanı değil.
Tarihi yazıtın turizme kazandırılması için gerekli çalışmaları
yürütüyoruz" dedi. Acıgöl
Belediye Başkanı Ercan Ertaş da
yaklaşık 4 metre yüksekliğe sahip
anıtta, ana kayanın güneye ve
batıya bakan yüzünde Hitit
hiyeroglif (resim) yazısıyla sekiz
satırlık kitabe bulunduğunu
söyledi. Ertaş, Acıgöl'ün
Kapadokya'nın giriş kapısı konumunda olduğunu ifade ederek,
"Yazılı kaya anıtlarının turizme
kazandırılmasını istiyoruz. Anıtın
turizme kazandırılmasının, ilçemizin uluslar arası tanıtımı ve
ekonomisi açısından faydası olacağına inanıyoruz" dedi.
Topada Yazılı Kaya Anıtı'nın
tanıtılması için belediye olarak
üzerlerine düşeni yaptıklarını
belirten Ertaş, "Yurt içi ve yurt
dışından gelen turist gruplarına
tarihi yazıtları tanıtıyor ve
gezdiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Acıgöl Kaymakamlığınca
hazırlanan tanıtım filminin yönetmeni Mustafa Karakaya ise yaptıkları çalışmayla anıtı ön plana
çıkardıklarını belirterek, yazıtların
bir an önce turizme kazandırılmasını istediklerini söyledi.
Tabal Krallığının merkezi konumundaki Acıgöl'de bulunan
anıtın koruma altına alınması
gerektiğini ifade eden Karakaya,
"Topada Yazılı Kaya Anıtı
çevresinde bir an önce önlem alınarak, Eskişehir'deki Frig dönemine ait Yazılı Kaya gibi turizme
kazandırılmalıdır" şeklinde konuştu. (AA)
“Bu skor bize yakışmadı”
16 Aralık 2014 Salı
KONYA - Torku Konyaspor
Kulübü Basın Sözcüsü Ahmet
Baydar, Galatasaray maçındaki
5-0'lık yenilgiye ilişkin, "Bu
skor; futbolumuza, Aykut
Kocaman'a ve yönetim olarak
bize yakışmadı" dedi. Baydar,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, Galatasaray maçına iyi
başladıklarını ancak sonunu
getiremediklerini ifade etti. İlk
golü yedikten sonra demoralize
olduklarını, daha sonra gelen
Spor Toto Süper
Lig'in lideri
Beşiktaş, bu
sezon deplasmanlarda daha
başarılı bir
grafik çiziyor.
İSTANBUL - Son olarak
Gaziantep'ten 3 puanla ayrılan
siyah-beyazlılar, bu sezon deplasmanlarda yaptığı 7 maçta 18
puan toplayarak, dış sahaların en
başarılı takımı olarak dikkati
çekti.
"Kara Kartallar", dış sahada
oynadığı 7 maçta 6 kez galip
geldi, bir kez de mağlup oldu.
Ligde 29 puanla lider durumda
bulunan Beşiktaş, bu puanların
18'ini dış, 11'ini ise iç sahalarda
elde etti.
Siyah-beyazlılar, deplasmanlarda 10 gol atıp, kalesinde 5 gol
gördü, kendi sahasında ise 10
gol atıp, 6 gol yedi.
Deplasmanda tek mağlubiyetini 3-2'lik skorla Kayseri
Erciyesspor karşısında son
dakikalarda yediği goller-
le alan Beşiktaş, diğer 6 karşılaşmadan ise üçer puanla ayrıldı.
Siyah-beyazlılar, 13 hafta
sonunda dış saha puan durumunda en yakın rakibi
Galatasaray'dan (7 maçta 15
puan) 3 puan daha fazla topladı.
Geçen sezon dış sahalarda
oynadığı 17 maçta toplam 7 galibiyete ulaşan siyah-beyazlılar, bu
sezon ise henüz 7. deplasman
karşılaşmasında 6. galibiyetini aldı.
Beşiktaş, geçen
sezon 17 deplasman maçında 7
galibiyet, beşer
de beraberlik
ve mağlu-
biyet alıp, toplam 26 puan topladı.
Bu sezon ise 7 maçta, 6 galibiyetle 18 puan aldı.
Beşiktaş, bu sezon deplasmanlardaki 6 galibiyetini de tek
farklı skorlarla kazandı.
Oynadığı 6 dış saha maçının
4'ünü 1-0 kazanan siyah-beyazlılar, 2'sinde ise sahadan 2-1
galip ayrıldı.
Mersin İdmanyurdu,
Bursaspor, Balıkesirspor ve son
olarak Gaziantepspor'u deplasmanlarda 1-0'lık sonuçlarla yenen
"Kara Kartallar", İstanbul
Başakşehir ve Kardemir
Karabükspor'u ise 2-1'lik skorlarla geçti.
Bu arada siyah-beyazlılar, stat
bulamadıkları için 6. haftadaki
Sivasspor iç saha
maçını
Ankara'da oynadı ve bu karşılaşmayı da 3-2 kazandı.
Siyah-beyazlılar, deplasmanlarda attığı 10 golün 9'unu ikinci
yarılarda kaydetti.
Sadece ligin ilk haftasındaki
Mersin İdmanyurdu maçında 43.
dakikada gol bulan "Kara
Kartallar", diğer 9 golü ise ikinci
45 dakikalarda attı.
Beşiktaş'ın dış sahalarda en
golcü futbolcuları Demba Ba ve
Kerim Frei oldu.
İki futbolcu takımlarına dış
sahalarda üçer gol kazandırdı.
Diğer 4 gol ise gol ise Cenk
Tosun, Olcay Şahan, Mustafa
Pektemek ve Oğuzhan
Özyakup'tan geldi.
gollerle de toparlanamadıklarını
belirten Baydar, farkı kabul
etmelerinin ve içlerine sindirmelerinin mümkün olmadığına dikkati çekti.
Baydar, futbolda böylesine
beklenmedik sonuçlarla her
zaman karşılaşılabileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Torku Konyaspor'un son
maçta bu şekilde hezimete
uğraması hakikaten bizim için
çok üzücü oldu.”
Hakan Arslan'ın
hedefi Sivasspor'da
kalıcı olmak
SİVAS - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden
Sivasspor'un orta saha oyuncusu Hakan
Arslan, kırmızı-beyazlı ekipte uzun yıllar top
koşturmayı hedeflediğini söyledi. Arslan, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, futbolcuların
hedefinin her maçta forma şansı bulmak olduğunu belirterek, "Son 2 yıldır Sivasspordayım
ve kırmızı-beyazlı forma altında birçok maça
çıktım. Sivasspor'da daha fazla forma şansı
bulup uzun yıllar bu takıma hizmet etmeyi
hedefliyorum" diye konuştu.
Kırmızı-beyazlı ekibin geçen sezon ligde ve
kupada başarılı bir grafik çizdiğini, aynı başarıyı
bu sezon da sürdürmek istediklerini dile getiren
Arslan, "Kupada geçen sezon 6 gol atmıştım
ve başarılı bir dönem geçirmiştim. İnşallah aynı
başarıyı bu sezon da yaşarım. Kupa maçlarında attığım goller ve performansla ligde de
forma şansı buldum" dedi.
Ziraat Türkiye Kupası A Grubu'nda yarın
Tuzlaspor ile karşılaşacaklarını, Tuzla ekibinin
başarılı bir takım olduğunu ve rakiplerini
küçümsemediklerini belirten Arslan, "Ligde
kötü bir gidişatımız var. Kupayla bu kötü gidişatı sonlandırmak istiyoruz. Önümüzdeki haftalara umutla bakmamız açısından bu maç çok
önemli" ifadelerini kullandı.
Arslan, kariyerindeki (Süper Lig ve Türkiye
Kupası maçları dahil edilmiştir) 100. maça
çıkacak olmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, futbol hayatında başarılı sezonlar geçirmeyi ve uzun yıllar top koşturmayı temenni etti.
Gaziantepspor “göze” geldi
Spor Toto Süper Lig'de sezona son yılların en iyi başlangıcını
yapan Gaziantepspor, son 4 haftayı puansız kapattı.
Erciyesspor
puanları
“1-1” topladı
GAZİANTEP - Kırmızı-siyahlılar, 2010-2011
sezonunun ilk 4 haftasında 3 beraberlik ve 1
mağlubiyetle 3 puanla toplarken, 2011-2012
sezonunda sıfır puan çekti. 2012-2013 sezonunda 1 puan alabilen kırmızı-siyahlı ekip,
2013-2014 sezonunun ilk 4 haftasını da 1
puanla tamamlayabildi.
Bu yıl sezona teknik direktör Okan Buruk
ile "merhaba" diyen Gaziantepspor, son 5 yılın
en iyi dönemini geçirmeye başladı. Ligdeki ilk
4 maçın 2'sinden galibiyetle ayrılan kırmızısiyahlılar, bir mağlubiyet ve bir beraberliğin
ardından topladığı 5 puanla son 5 yılın en
başarılı ilk 4 haftasını geçirdi.
Son dönemde düşüşe geçen Güneydoğu
temsilcisi, son 4 haftada ise sıfır puan çekti.
Son olarak ligin 9. haftasında Akhisar
Belediyespor'u tek golle geçerek 3 puanı
hanesine yazdıran Gaziantepspor, sonraki haftalarda sırasıyla Torku Konyaspor (2-0),
Galatasaray (1-0), Gençlerbirliği (2-0) ve
Beşiktaş (1-0) karşısında mağlup oldu. Bu
sürede kalesinde 6 gol gören kırmızı-siyahlı
ekip, buna karşın rakip fileleri havalandıramadı.
Kulübün asbaşkanı Bülent Konca, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, son 4 haftada
puan alamadıkları için üzgün olduklarını dile
getirerek, bu kötü tablonun sadece kendi
eserleri olmadığını söyledi.
KAYSERİ - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden
Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, ligin ilk 13
haftasında geriye düştüğü 4 maçta sonradan bulduğu gollerle hanesine puanları "1-1" yazdırmayı
başardı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, bu
sezon Spor Toto Süper Lig'de üst üste ikinci sezonunu yaşanan mavi-siyahlılar, ligin geride kalan 13
haftasında 2 galibiyet, 8 beraberlik ve 3 mağlubiyet aldı. Kayseri temsilcisi, Torku Konyaspor,
Çaykur Rizespor, Bursaspor ve Mersin
İdmanyurdu maçlarında geriye düşmesine rağmen
beraberlik gollerini bularak, rakiplerinin galip gelmesine izin vermedi. Kayseri Erciyesspor, ilk olarak ligin dördüncü haftasında konuk olduğu Torku
Konyaspor maçının 45. dakikasında geriye düştü
ancak 62. dakikada tecrübeli golcü Necati Ateş'in
golüyle golüyle sahadan 1-1 ayrıldı. Mavi-siyahlılar, ligin 8. haftasında deplasmanda Çaykur
Rizespor karşısında da 71. dakikada yenik duruma düşmesine rağmen maçın uzatma dakikalarında Edinho'un kaydettiği golle yine 1-1'lik sonuçla 1
puanı kurtarmayı başardı. (AA)
15
SPOR
"Es-Es"e bu
sezon 360
bin lira ceza
ESKİŞEHİR (AA) - DENİZ AÇIK - Spor Toto
Süper Lig'de bu sezon Türkiye Futbol Federasyonu
(TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nca
(PFDK) Eskişehirspor'a, bu sezon taraftarların kötü
tezahüratları ve teknik sorumlusunun basın toplantısına katılmaması nedeniyle 360 bin lira ceza
uygulandı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, "Es-Es"e,
PFDK'nın 4 Eylül'deki kararında, 30 Ağustos'ta
sahasında ağırladığı Torku Konyaspor maçında
taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle bu eylemin aynı sezon içinde ev
sahibi olduğu müsabakada ilk kez gerçekleştirilmesinden dolayı takdiren 50 bin lira ceza verildi.
Kurul, 9 Ekim'deki kararında da
Eskişehirspor'un 5 Ekim'de sahasında yaptığı
Çaykur Rizespor maçında taraftarlarının neden
olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle bu
eylemin aynı sezon içinde ev sahibi olduğu müsabakada ikinci kez gerçekleştirilmesinden dolayı
takdiren 100 bin lira ceza uyguladı.
"Kırmızı Şimşekler", 19 Ekim'de konuk oldukları
Bursaspor maçında, taraftarlarının çirkin ve kötü
tezahüratı dolayısıyla bu eylemin aynı sezon içinde
misafir kulüp olduğu maçlarda ilk kez gerçekleştirilmesi dolayısıyla 20 bin, taraftarlarının neden
olduğu saha olayları yüzünden 30 bin, basın
toplantısına teknik sorumlusunun katılmaması
nedeniyle 10 bin lira ceza aldı.
PFDK, 11 Aralık'taki toplantısında, siyah-kırmızılıların İstanbul Başakşehir maçında taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat
nedeniyle 3'üncü kez bu durum gerçekleştiğinden
Eskişehirspor'a 150 bin lira ceza verilmesini kararlaştırdı.
Kulüp Basın Sözcüsü Fatih Sezer, geçen sezondan bu yana PFDK'nın kendilerine cezalar verdiğini
hatırlattı.
Eskişehirspor'un, geçen sezon saha kapatma
cezasına çarptırıldığını dile getiren Sezer, şöyle
konuştu:
"Geçen yıl Passolig uygulaması yoktu ancak bu
sezon saha içi olayların, kötü ve çirkin tezahüratların önüne geçmek için söz konusu uygulama
başlatıldı. Buna rağmen kulüpler, cezalara çarptırılıyor. TFF, Passolig uygulamasını tekrar gözden
geçirmelidir. Uygulamaya rağmen verilen cezalar,
kulüplere zarar veriyor. Eskişehirspor taraftarları,
takımımız için önemli bir güçtür. PFDK'nın verdiği
cezalar nedeniyle taraftarımızdan ayrı kalmak
istemiyoruz. Sahamızın kapanmaması için
taraftarımızın bundan sonra daha dikkatli olması
gerekiyor. Çünkü onlarla daha güçlüyüz." (AA)
İnanç Koç, TOFAŞ maçıyla lig
kariyerindeki 450. maçına çıktı
İZMİR- Türkiye Basketbol Ligi'nde TOFAŞ
karşısında 450. lig maçına çıkan Pınar
Karşıyaka'nın takım kaptanı İnanç Koç, ilk süre
aldığı 1997'deki gibi aynı heyecanla maça çıkmaya
devam ettiğini söyledi.
İnanç Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
ligde TOFAŞ karşısında iyi takım olduklarını bir kez
daha gösterdiklerini, eksiklere rağmen önemli bir
galibiyet aldıklarını söyledi.
Takımların sezon içinde bir veya iki kez iniş
çıkışlar yaşayabildiğini kaydeden İnanç Koç, şöyle
konuştu:
"Belli bir form düşüklüğümüz vardı, geçen sene
de bu zamanlar böyle bir süreç yaşamıştık. Ama
bu gayet normal, yavaş yavaş yükselişe geçeceğiz.
Bu süreçte ihtiyacımız olan bir galibiyet aldık. Yola
kayıpsız devam etmek önemliydi. Bursa'dan değerli bir galibiyetle döndük." (AA)
16 Aralık 2014 Salı
WASHINGTON - ABD
Ulusal Basketbol Ligi'nde
(NBA) Los Angeles
Clippers'ın formasını giyen
milli basketbolcu Hidayet
Türkoğlu, NBA'de 15 yıldır iyi
bir kariyer geçirdiğini
belirterek, "İnşallah genç
arkadaşlara iyi bir şekilde
örnek olmuşumdur. Benim
hep onlara tavsiyem, her
zaman kendilerine bir hedef
koymaları ve o hedef için
gereken bütün çalışmaları
yapmaları" dedi.
NBA kariyerine 2000-2001
sezonda Sacramento Kings
ile başlayan ve daha sonraki
yıllarda San Antonio Spurs,
Orlando Magic, Toronto
Raptors, Phoenix Suns ve
Los Angeles Clippers formasını terleten tecrübeli basketbolcu Türkoğlu, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yıllık kariyerinde
geriye dönüp baktığında
kelimelerle ifade edemeyeceği hislerle karşılaştığını
söyledi.
Kariyerinde kendisine
yardımcı olan insanların
bulunduğunu ifade eden
Türkoğlu, "Kendimi şanslı
hissediyorum, yanımda hep
doğru insanlar vardı. Bu
benim iyi yerlere gelmemi
sağladı. Ben de fırsatları her
zaman en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Allah'a
çok şükür ki bu süreçte
güzel bir kariyer geçirdiğime
inanıyorum. İnşallah böyle
devam eder" diye konuştu.
Türkoğlu, NBA'de forma
giymek isteyen ya da şu
anda NBA kariyerini sürdüren
genç Türk basketbolculara
da örnek olmaya çalıştığını
kaydetti. Türkoğlu, "Eğer
onlara örnek olduysam bu
beni çok mutlu eder. İnşallah
genç arkadaşlara iyi bir şekilde örnek olmuşumdur.
Benim hep onlara vereceğim
tavsiyem, her zaman kendilerine bir hedef koymaları ve
o hedef için gereken bütün
çalışmaları yapmaları.
İnşallah o süreçte de yanlarında hep doğru insanlar
olur benim hayatımda olduğu
gibi. İnşallah onlar da istedikleri başarılara ilerlerler,
istedikleri noktalara gelirler.
Ben ağabeyleri olarak onlar
için gurur duyarım" ifadelerini
kullandı. (AA)
“Timsah Arena”ya Real
Madrid'li açılış planı
Bursa Büyükşehir
Belediyesi tarafından yapımına
devam edilen ve
Bursaspor
taraftarları arasında "Timsah
Arena" olarak
anılan stadyumun
gelecek yıl haziran
ayında gerçekleştirilmesi planlanan açılış
töreninde, yeşilbeyazlı takımla
Real Madrid'in
özel maç yapması
konusunda girişim
başlatılacak.
BURSA - Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
Altepe, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Bursa'nın dünya
markası haline gelmesi için
kentte yapılan tesislerin de
çok özellikli olması gerektiğini
söyledi. Bu çerçevede inşaatı
süren stadyumun da
mimarisiyle dünyaca tanınmaya başladığını anlatan
Altepe, "Nasıl Birleşmiş
Milletler Eğitim Bilim ve Kültür
Örgütü (UNESCO) ile tarihi
mirasta dünya gündemine
girdiysek şimdi de Bilim
Merkezi ve ardından
stadyumla yavaş yavaş dünya
gündemine giriyoruz.
Stadyumumuz artık dünya
otoriteleri tarafından izleniyor,
dünyaca örnek olarak gösteriliyor ve ödüller alıyor" dedi.
Altepe, bu stadyumun,
İngiliz The Telegraph
gazetesinde yer verilen bir
araştırmada dünyanın en
heyecan verici 10 stat projesinden biri gösterildiğini
hatırlattı.
Türkiye'de ilk kez takımının
sembolüyle tasarlanan stat
olan "Timsah Arena"nın
çatısının, Bursaspor'un simgesi "timsah" formunda yapılmasının, burasının en dikkat
çekici özelliği olduğunu dile
getiren Altepe, söz konusu
çatının da gelecek hafta montajının tamamlanacağını vurguladı.
Altepe, stadın haziran
ayının ilk haftasına yetiştirilmesi yönünde bir hedeflerinin bulunduğunu ifade
ederek, şunları söyledi:
"Hepimiz artık gecegündüz bu işin üzerindeyiz.
Şu an önümüzde pek bir
engel kalmadı. Stadyum
inşaatlarında genel olarak
sıkıntı yaşanabilir. Bu,
dünyanın her yerinde böyledir.
Bizim gibi iddialı uygulamalarla yapılan bir stadyum, işi
daha da zorlaştırıyor ama artık
yeteri kadar bu iş zaman aldı.
Haziran ayının ilk haftasına
yetişmesi için ekiplerimizle birlikte çalışmaları takip ediyoruz. Tüm ekiplerimiz burada.
Bu eser bir an önce Ziraat
Türkiye Kupası Finali'ne
yetişmeli. Onun için iş programlarını devamlı takip ediyoruz." Recep Altepe, yeni
stadın çimlerinin de
Bursaspor'un Özlüce
Tesisleri'nde yetiştirilmeye
başlandığını anlatarak, sonrasında sahaya yerleştirilmesinin yapılacağını bildirdi.
Böyle bir stadın Bursa
kentinin takımı Bursaspor için
de büyük bir şans olduğunun
altını çizen Altepe, yeşil-beyazlı takımın bu statta başarılı
günler geçireceğine,
Türkiye'de ve Avrupa'da
şampiyonluklar yaşayacağına
inandığını ifade etti.
Altepe, Türkiye'nin en
güzel ve en kaliteli stadını
Bursa'ya inşa ettiklerini vurgulayarak, böyle bir stadın
açılışının da çok özel olması
gerektiğini anlattı.
"Dünyanın en ilginç statları
listesinin başında gelen böyle
bir stadın açılışına dünya
çapında bir organizasyon
yakışır" diyen Altepe, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Açılış töreni için çok özel
bir program hazırlamayı hedefliyoruz. Açılış maçı için de
Bursa halkının,
Bursasporluların gönlünde
Real Madrid var. Taraftarların
tezahüratlarında bile bu
takımın ismi geçiyor. Bu da
bizim açımızdan biraz daha
anlamlı olacak. Önümüzdeki
günlerde açılış törenine davet
etmek için Real Madrid ile irtibata geçeceğiz. Yapabilirsek
onunla yaparız. Yapamazsak
artık benzer, dengi bir takımla
ama biz açılış maçının
Bursaspor ile Real Madrid
arasında olabileceğine inanıyoruz. Çünkü böyle bir eser
kazandırıldığı zaman onların
da destek vereceğine, bu
güzel günümüzde bizlere bu
desteği esirgemeyeceklerine
inanıyoruz. Biz de bunun
gereğini inşallah yerine getireceğiz."
Altepe, stadın isim hakkı
ve diğer gelirleriyle ilgili olarak
çalışmaların sürdüğünü dile
getirdi.
Kendisinin Bursaspor'u
yakından takip ettiğini,
maçlarını kaçırmamaya
çalıştığını belirten Altepe, şunları kaydetti:
"Bursaspor'un başarısı,
Bursa kentinin başarısıdır.
Bursaspor'un şampiyonluğu
Bursa kentinin şampiyonluğudur. Bursaspor'un
başarısızlığı ise Bursa kentinin
başarısızlığıdır. Bu bir prestijdir. Onun için meraklıyız.
Bursaspor için elimizden
geleni yapmaya gayret ediyoruz. Stadın isim hakkı
konusunda da şimdiden
sonra bunlarla genellikle
Bursaspor yönetimi de
ilgilenecek. Bunları artık belli
bir protokolle, sözleşmeyle
kulübe devretmiş olacağız.
Stadın isim hakkı ve diğer
gelirlerle ilgili onları da birlikte
sürdüreceğiz. İsim hakkını da
Bursaspor Kulübü ile birlikte
değerlendireceğiz." (AA)
Bryant Jordan'ı
geride bıraktı
ANKARA - Amerikan Ulusal Basketbol
Ligi'nde (NBA) Los Angeles Lakers forması
giyen Kobe Bryant, Michael Jordan'ı geride
bırakarak NBA tarihinin en fazla sayı atan
3'üncü oyuncusu oldu.
Lakers'ın Minnesota Timberwolves
karşısında 100-94 kazandığı maçta 26 sayı
atan Bryant, kariyerinde 32 bin 310 sayıya
ulaşarak Chicago Bulls efsanesi Michael
Jordan'ı geçmeyi başardı.
Maçın ikinci çeyreğinde serbest atış
çizgisinden bulduğu isabetle Jordan'ı geride
bırakan Bryant'ı, takım arkadaşları, teknik
heyet ve rakip oyuncular saha ortasında
tebrik etti.
Bryant, tüm zamanların en skorer oyuncuları sıralamasında Kareem Abdul-Jabbar ve
Karl Malone'un ardından 3'üncü sıraya yerleşirken, 32 bin 292 sayıya sahip Jordan,
4'üncülüğe geriledi.
NBA'de tüm zamanların en skorer 10 ismi
şöyle:
Oyuncu
Sayı
1
Kareem Abdul-Jabbar 38 bin 387
2
Karl Malone
36 bin 928
3
Kobe Bryant
32 bin 310
4
Michael Jordan
32 bin 292
5
Wilt Chamberlain
31 bin 419
6
Shaquille O'Neal
28 bin 596
7
Moses Malone
27 bin 409
8
Elvin Hayes
27 bin 313
9
Dirk Nowitzki
27 bin 223
10 Hakeem Olajuwon
26 bin 946
16 Aralık 2014 Salı
Kars'ın geleneksel lezzetleri arasında
yer alan kaz, unutulmaya yüz tutan
ekmek tandırlarında pişirilerek, damak
tadına önem verenlere ayrı
bir lezzet sunuyor.
Şimdi tandırda kaz zamanı
KARS - ÇAĞLAR SEFERTAŞ Türkiye'nin önemli kaz üretim merkezlerinden Akyaka ilçesine bağlı Demirkent
köyünde yaşayan kadınlar, kesim mevsiminin gelmesiyle sofralarda yerini almaya
başlayan kazı, akrabaları ve özel misafirleri
için tandırlarda pişiriyor.
Karın yağmasıyla ayrı bir lezzete kavuşan
kaz, tandırın üzerine konulan büyük kazanın
içerisinde 2 saat pişiriliyor. Daha sonra
ayaklarına tel geçirilen kaz, tandırın içine
konularak kızartılmaya bırakılıyor.
Yöresel tahıl ürünlerinden olan "kabılca"
eşliğinde kendi yağında pişirilen kaz,
parçalar halinde misafirlere sunuluyor.
Demirkent köyünde yaşayan Altınay
Karaçöp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazın kültürlerinde önemli bir yere sahip
olduğunu belirterek, kış boyunca tükettiklerini söyledi.
Mart ayında çıkan kazların yıl sonuna
kadar beslendiğini ifade eden Karaçöp, tar-
lada otlayan kazın lezzetinin daha güzel
olduğunu belirterek, ''Kazların annelerini
ayırarak keseriz. Şubat ve mart aylarında
yeniden doğmaya başlayacaklar. Kaz da
kurutma işlemi de oluyor ancak bizim burada yok. Biz özellikle kara kışı bekleriz.
Kazlarımızı özel günlerde misafirlerimize
yaparız. Kimin nasibi varsa onlar da yiyor''
dedi.
Karaçöp, tandırda kazın önemli bir yere
sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle
devam etti:
''Kazımızı önce 2 saat tandırın üzerinde
pişiriyoruz. Daha sonra da iyice kızarması
için teller eşliğinde tandıra sarkıtırız. Burada
iyice kızarır. Yaklaşık yarım saat tandırda
kalır. Kazın altına yöresel ürünümüz olan
kabılca da koyarız. Bulgur gibidir. Hiçbir
şekilde ilave yağ koymayız. Kabılca tamamen kazın yağında pişer ve eşşiz bir tada
sahip olur.''
(AA)
Artvinli berberden “az Steve Jobs'ın sattığı ilk bilgisayar
saça az ücret” tarifesi 365 bin dolara alıcı buldu Steve Jobs'ın
ARTVİN - BAYRAM SARAYOĞLU - Hopa ilçesinde
berberlik yapan Emin Külünk
(43), işlerinin azalması üzerine
müşterilerine yeni ücret tarifesi uygulayarak saçı fazla uzun
olandan çok, az olandan az
ücret alarak müşterilerin
dikkatini çekmeye çalışıyor.
İlçeye bağlı Kemalpaşa
beldesinde kendisine ait iş
yerinde 26 yıldır berberlik
yaparak ailesinin geçimini
sağlayan Metin Külünk, azalan
işlerini artırmak amacıyla üç
ay önce başlattığı "az saça az,
çok saça çok para" uygulamasıyla başarılı oldu.
Berberlik mesleğine 12
yaşında çırak olarak başlayan
Külünk, AA muhabirine, işi
öğrenerek kendi iş yerini
açtığını anlattı.
nyayı görünce önce şaka
sandı. Bazıları merak edip bu
uygulamanın doğru olup
olmadığını sordu. Saçı az olan
müşterilerimden 3 lira, çok
olanlardan 5 lira alıyorum.
Tıraş ettiğim müşterilerim,
aldığım ücreti görünce çok
memnun oldu. Kısa sürede
kampanya beldede herkes
tarafından duyuldu. Böylece
azalan işlerim artmaya
başladı. Keşke daha önce
kampanyayı başlatsaydım."
Külünk, kampanyaya en çok
"saçı az olanların" ilgi gösterdiğini ve kampanyayı bir yıl
boyunca sürdüreceğini ifade
etti. Hopa’da esnaflık yaptığını
belirten Turan Şentürk de
Kemalpaşa beldesine alışveriş
yapmak üzere geldiğini,
caddeden geçerken berber
1976 yılında
600 dolara
sattığı ilk
bilgisayar
The Apple 1,
New York'ta
yapılan
müzayedede
365 bin
dolara alıcı
buldu.
NEW YORK- Apple'ın kurucusu Steve Jobs tarafından
satılan ilk bilgisayar 'The
Apple-1, Christie's müzayede
evinin New York'ta yaptığı
müzayedede 365 bin dolara
satıldı.
Değerinin altında bir fiyata
satılan bilgisayara, 400 bin ila
600 bin dolar arasında değer
biçilmişti.
Öte yandan geçen ekim
ayında Steve Jobs'ın ortağı
Steve Wozniak tarafından
yapılan bir başka Apple 1 bilgisayarı, Bonhams müzayede
firması tarafından New
York'ta yapılan müzayedede,
Henry Ford Müzesi tarafından
905 bin dolara satın alınmıştı.
Christie's müzayede evinin
2013 yılında Londra'da yaptığı açık artırmada başka bir
1976 yapımı Apple 1'i 387 bin
dolara, 2010 yılında da 212
bin dolara satmıştı.
Geçen sene Breker müzayede evi tarafından
Almanya'da yapılan müzayede ise Apple 1, 671 bin 400
dolara alıcı bulmuştu.
Rustik tasarımda kişisel bilgisayar olarak Steve Jobs'un
Kaliforniya'nın Los Altos
şehrindeki aile garajında
üretilen Apple 1, Jobs tarafından işadamı Charles
Ricketts'e 1976 yılında 600
dolara satılmıştı.
(AA)
Paris’te Noel heyecanı
Külünk, iş yerinde 1988 yılından beri hizmet verdiğini dile
getirerek, ilk yıllarda iyi giden
işlerinin son zamanlarda
berber dükkanlarının sayısının
artması üzerine düştüğünü
söyledi.
Bu nedenle evinin geçimini
sağlamakta güçlük çektiğini
belirten Külünk, bunun önüne
geçmek için ne yapması
gerektiği üzerine
düşündüğünü kaydetti.
Külünk, sonunda bir çözüm
bularak saç boyuna göre müşterilerden ücret almaya
başladığını ifade ederek, şöyle
konuştu: "İş yerimin camlarına 'Saça göre ücret alınır, az
saça az, çok saça çok para'
yazılı afişler asarak vatandaşların dikkatini çekmeye
çalıştım. Caddeden geçen
vatandaşlar camdaki kampa-
dükkanının camındaki ilginç
kampanyayı gördüğünü ve
çok şaşırdığını söyledi.
Kampanyanın kendisi gibi
saçı az olanlar için çok iyi bir
uygulama olduğunu belirten
Şentürk, şunları kaydetti:
“Yıllardır berbere saç ve
sakal tıraşı için gidiyorum.
Benim saçım az, benden aynı
ücreti alıyorlardı. Çok olanlardan da aynı ücreti alıyorlardı.
Kafamda saçım kalmadı,
büyük bir bölümü döküldü.
Benim saçım az, neredeyse
kel gibiyim. Bu berberin uygulamaya koyduğu kampanya
tam bizlere göre. Benim gibi
saçı az ve kel arkadaşlarıma
bu berberi önereceğim.
Vatandaş memnuniyetini ve
bütçesini düşündüğü için
berber kardeşimize teşekkür
ediyorum." (AA)
PARİS – Fransa’nın
başkenti Paris’te, Noel
bayramı yaklaşırken turistlerin ve çocukların ilgisini
çekmek için çeşitli etkinlikler
düzenleniyor.
Paris’in en ünlü caddelerinden ChampsElysees’de, her akşam hava
karardığında geyiklerin çektiği arabasıyla gökyüzünde
beliren Noel Baba, çocuklara
sesleniyor.
Yerden yaklaşık 20 metre
yüksekte arabasıyla başta
çocukları ardından büyükleri
hem İngilizce hem Fransızca
selamlayan Noel Baba, yerli
yabancı çok sayıda turistin
ilgi odağı oldu.
Her akşam dört kez ortaya
çıkan Noel Baba, şovunu 4
Ocak’a kadar sergileyecek.
(AA)