Hükümete göre OPERASYON Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 16 Aralık 2014 Salı İstanbul merkezli operasyon ile ilgili hükümet üyelerinin açıklamaları sürüyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘hesap verecekler’ derken; bakanlar da gelişmeleri değerlendirdi. HABERİ 12’DE Türkiye’ye hareketli anlar yaşatan ve dünya çapında ses getiren İstanbul merkezli operasyon kapsamında haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüpheliden 27'si gözaltına alındı. MANŞETLERDEKİ OPERASYON Soruşturmanın, gözaltına alınanların, 2009 yılında ''Tahşiyeciler'' olarak bilinen gruba yönelik düzenlenen operasyonda "sahte suç ve delil uydurdukları" iddiası üzerine başlatıldığı bildirildi. Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Sungurlar dizisinin yapımcısı, yönetmeni ile Tek Türkiye dizisinin senaristleri de gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüphelilerden Samanyolu televizyonunda yayınlanan "Tek Türkiye" dizisi ekibinden Elif Yılmaz, Ebru Şenvardar ve Naci Çelik Berksoy, serbest bırakıldı. Gözaltı listesinde yer alan gazeteci-yazar Nuh Gönültaş'ın ise önceki gece yurt dışına çıktığı tespit edildi. HABERİ 12. SAYFADA GYV’den eleştiri HABERİ 12. SAYFADA Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı gözaltına alınırken yanında İstanbul Milletvekili Hakan Şükür de vardı. İçişleri eski bakanlarından İdris Naim Şahin de gazeteyi ziyaret edenler arasındaydı. AB ve ABD’den ‘TAKİP’ açıklaması AB Yüksek Temsilcisi Mogherini ve AB Komisyonu Üyesi Hahn, bağımsız ve tarafsız soruşturma isterken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, "Türkiye genelinde bir dizi baskın ve gözaltılar yapıldığına ilişkin haberleri yakından takip ettiklerini" belirtti. HABERİ 12. SAYFADA IŞİD’e ölüm Adliye önünde eylem Başkentte bir grup, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu çerçevesindeki soruşturma kapsamında gözaltı kararı bulunan kişilere destek olmak üzere Ankara Adliyesi önünde toplandı. Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, Today's Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt, Aksiyon Dergisi Ankara Temsilcisi İdris Gürsoy ve Zaman gazetesi yazarı Faruk Mercan da adliye önüne gelerek, gruba destek verdi. ‘Çocuk gelin’likten İmralı’ya uzanıyor... IŞİD, çatışmalarda can kaybediyor. Salahaddin’de ordu birlikleri ile Şii milislerinin gerçekleştirdiği iki ayrı saldırıda terör örgütü IŞİD mensubu 120 militan öldürülürken, iki gün sonra da Enbar'da güvenlik güçleriyle çatışmaya giren 10 IŞİD militanı öldürüldü. Öte yandan Felluce ilçesine bağlı Amiriyye beldesinde IŞİD'in düzenlediği havan saldırıları 10 sivilin yaralanmasına neden oldu. Fehmi Koru Ne oldu neden oldu? 3. Sayfada Adem Yavuz Irgatoğlu Bakış Açısı Çözüm süreciyle ilgili gelişmeler sürerken, dikkat çekici hadiseler de yaşanıyor. Bunların başında Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın İmralı heyetine dahil edilecek olması geliyor. Kürt siyasal hareketinin hemen her aşamasında bulunan, yurt içi ve yurt dışında birçok görüşmelere katılan Leyla Zana’nın heyete dahil olması, onun ‘çalkantılı’, hatta ‘film gibi’ denilebilecek hayatını getirdi akıllara… Çocuk yaşta evlendi, kocası hapse girdi, okudu, milletvekili oldu, hapse girdi, çıktı yine milletvekili oldu… Şimdi de İmralı yolcusu.12’DE Dünya güzeli Milletvekili yemin töreninde, başında sarı, kırmızı, yeşil bir bantla kürsüye çıktı ve Türkçe başladığı yemini Kürtçe bitirdi, tepki gördü… Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Leyla Zana’nın dokunulmazlıkları 2 Mart 1994’te kaldırılarak tutuklandı. 15 yıl ceza aldı. 8 Haziran 2004'te serbest bırakıldı. Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden olan Leyla Zana, Iraklı Kürt liderle de görüşmeler yaptı. 4. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen Dünya Güzellik Yarışması'nın birincisi Güney Afrika’yı temsil eden Rolene Strauss oldu. Ülkemizi temsil eden Amine Gülşe dereceye giremezken ikinciliği Macaristan’dan Edina Kulcsar, üçüncülüğü Amerikalı Elizabeth Safrit kazandı. 2 TV / MAGAZIN SINEMA 16 Aralık 2014 Salı ‘Roman Havası’na protesto... İSTANBUL - Televizyon dizisi "Roman Havası"nın Romanlara yönelik ön yargıları güçlendirdiğini öne süren bir grup, dizinin yayınlandığı televizyonu protesto etti. "Hırsız değiliz, kültürümüzü çalanlar hırsız", "Ön yargıları, bu diziyi istemiyoruz" şeklinde pankart açıp slogan atarak Show TV binası önüne gelen grup, kanalın bulunduğu binanın önüne siyah çelenk bıraktı. Polis, bölgede geniş güvenlik önlemi aldı. Dünya Roman Konseyi Ortadoğu'dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Metin Salih Şentürk, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Romanların artık seslerini duyurabilecekleri dernek ve federasyonları olduğunu ve artık kimsesiz olmadıklarını söyledi. Dizinin "Romanlara ön yargı havası" ismini alması gerektiğini savunan Şentürk, Romanların rencide edildiğini, incitildiğini ve aşağılandığını iddia etti. Televizyonun yöneticilerine seslenen Şentürk, şöyle dedi: "Biz Roman dernekleri, yıllardır bulunduğumuz her şehirde bu ön yargıları kaldırmak için mücadele ediyoruz. Sizler, bizim bu mücadelemizi görmezden gelerek, reyting uğruna Romanları sabah akşam sokakta göbek atan, çekirdek yiyen, komşularıyla kavga eden, parlak giysilerle dolaşan, acayip konuşan, kaygısız, hırsız, ruhsuz insanlar olarak sunarak ırkçılığa malzeme yaptınız. Bizler ifade özgürlüğünün önemine inanıyoruz. Fakat Romanlar hakkındaki bu olumsuz ön yargıları dizinizde yeniden yeniden yayarak, ülkemizde sayıları 4 milyona varan Romanları rencide ettiniz, incittiniz, aşağıladınız, kırdınız." Şentürk, dizinin yayından kaldırılmasını istediklerini ve bu konuda mücadeleye kararlı olduklarını da sözlerine ekledi. Katılanlar "Recep Tayyip Erdoğan, Romanlara sahip çık", "Bulmuşlar yeni bir rant kapısı. Adını koymuşlar Roman Havası. Romanları hor görmeyin, Show TV'yi izlemeyin" şeklinde slogan attı (AA) Perihan Mağden, Acun Ilıcalı'ya 5 bin lira ödeyecek İSTANBUL - "Utanmazlık markası Acun" başlığıyla bir gazetede yayınlanan röportajda, Acun Ilıcalı'yı hedef alan Perihan Mağden ve Hakan Gence 5'er bin lira ödeyecek İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmaya şikayetçi Acun Ilıcalı ve davalılar Perihan Mağden ile Hakan Gence katılmazken tarafları avukatları temsil etti. Ünlü televizyoncu Acun Ilıcalı'nın avukatı Zehra Esen Şahin, bir gazetede yayınlan röportajda müvekkili Acun Ilıcalı'ya hakaret edilmesi üzerine Perihan Vizyona yeni girecek filmler Mağden ve Hakan Gence hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve takipsizlik kararı üzerine itiraz ettiklerini hatırlattı. Takipsizliğe itirazlarının neticesinin henüz sonuçlanmadığını ve beklenilmesine gerek olmadığını savunan avukat Şahin, "Hakaret suçundan kamu davası açılmamış olması müvekkilimizin kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığını göstermez" diyerek dosyadaki delil durumuna göre karar verilmesini istedi. Perihan Mağden'in avukatı Veysel Ok ise 7 ay önce verilen takipsizlik kararına itirazın reddedilmiş olabileceğini kayded- "Kırımlı: Aşkta ve Savaşta", 2011 yılında hayatını kaybeden ve eserlerinin tamamında Kırım Tatar kültürünü, Kırım Türklerinin acılarını yansıtan Cengiz Dağcı'nın 1956'de yayınlanan ilk romanı "Korkunç Yıllar"dan yola çıkılarak senaryolaştırıldı. Yönetmen Burak Cem Arlıel imzası taşıyan filmin senaryosunu, Nil Ünsal ve Atilla Ünsal kaleme aldı. Murat Yıldırım, Selma Ergeç, Bülent Alkış ile Gülçin Santırcıoğlu'nun oynadığı filmde, 2. Dünya Savaşı sırasında Alman esir kamplarında tutulan Tatar esirlerin çektiği acılar ve yaşanan insanlık dramı anlatılıyor. 05:33 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:35 Sarayın Doktoru 06:40 1'de Sabah 09:00 Avrupa Avrupa 10:45 İyi Fikir 12:50 Yedi Güzel Adam 14:45 Yeşil Deniz 16:35 Dizi Klip 16:40 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Seksenler 23:00 Hayat Ağacı 01:00 Aşkın Kanunu 02:40 Dünya Derbileri "Looking For" 03:30 Dizi Klip 03:40 İyi Fikir 06:15Benim Annem Bir Melek 07:00Kahvaltı Haberleri 10:00Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00Kızlar ve Anneleri 15:00Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Kaçak 20:30 FB - KAYSERİSPOR 22:20 Kim Milyoner Olmak İster? 20:00 KAÇAK Faysal, Serhat ve ekibini alt etmek için gözünü Şahingöz'e dikecektir. Ertan'la çıktıkları yola ayrı ayrı devam etmek zorunda kalacaklar. Şahingöz'ün yaşayacağı olay Serhat ve ekibini yolundan edecek mi yoksa daha fazla mı hırslandıracak? Faysal'ın hayatında işler gittikçe karışacaktır. Faysal, Merve konusunda hızlı ve emin adımlarla ilerlerken önüne geçemeyeceği sorunlarla karşılaşacaktır. Cemile artık Tülay'ı babası Faysal'la tehdit edemeyecek ve Tülay babasıyla yüzleşip tüm gerçekleri ona anlatacak. Tülay babasıyla arasındaki sırları kaldırmışken Merve'nin öğrendiği gerçekle onu kaybetme korkusu içine düşecek... erken, "Davacı Acun Ilıcalı, Türkiye'de popüler olan bir kişidir. Yapılan eleştirilere hoşgörü ile yaklaşması, tahammül göstermesi gerekir" diye konuştu. “Perihan Mağden edebiyatçı ve televizyon eleştirmenidir'' diyen avukat Ok, röportajın bütünü incelendiğinde davacıya hakaret amaçlı değil eleştiri amaçlı ifadeler kullandığının anlaşılacağını söyledi. Ok, "Gazetedeki 'Utanmazlık markası Acun' başlığının kullanılmasında müvekkilimin herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Davanın reddine karar verilsin" dedi. "Exodus: Tanrılar ve Krallar" İngiliz aktör Christian Bale ile Ben Kingsley, Sigourney Weaver, John Turturro ve Aaron Paul'un oynadığı "Exodus: Tanrılar ve Krallar" filminin yönetmenliğini Ridley Scott yaptı. Hz. Musa'nın hayatının önemli dönüm noktalarını konu edinen filmde, Hz. Musa'yı Christian Bale canlandırıyor. Firavun Ramses'in şiddetinden kaçmak için Hz. Musa'ya güvenen 600 bin kişiyle Hz. Musa'nın bin bir türlü engeli aşma çabalarını anlatan film; firavun yönetiminin başına gelen felaketler ve ordusunun denizde yok olması olayına odaklanıyor. 07:0HER SABAH 08:42.SAYFA MAGAZİN-CANLI 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ Haber (Canlı) 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE YERLİ DİZİ 16:40 GAGGUK 17:00 DOLU DOLU ANADOLU 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER BÜLTENİCANLI 19:45 YABANCI SİNEMA GÖRÜNMEZ SAVAŞÇI 21:30 YABANCI SİNEMA 23:20HAYATIN RENGİ 05:40 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün 23:30 Yerli Dizi 19:45 GÖRÜNMEZ SAVAŞÇI Orjinal İsmi:Stealth Yönetmen:Rob Cohen Oyuncular:Josh Lucas, Jessica Biel, Jamie Foxx Yapım Yılı:2005 Tür:Aksiyon/Macera/Bilim Kurgu Amerikan ordusu, Talon Jet adında “görünmez” bir savaş uçağı geliştirmiştir. Test pilotları Wade, Purcell ve Gannon’a son görevlerinde şaşırtıcı bir buluş daha verilir: EDI adında bir yapay zeka... EDI sayesinde savaş uçağı insansız uçabilmektedir. EDI’yle çıktıkları ilk görev olağanüstü başarılı geçer. Ancak dönüş yolculuklarında EDI’ye yıldırım çarpar ve yapay zekası kontrolden çıkarak emirlere karşı gelmeye başlar. Angelina Jolie gönülleri fethetti DIŞ HABERLER - Ünlü yıldız Angelina Jolie, kendisiyle bir fotoğraf çektirmek hayranının yanına gidip dizlerinin üzerine çöktü. Altı çocuk sahibi Angelina Jolie, sadece güzelliği ve Hollywood'daki başarılarıyla değil duyarlı kişiliği ve anaç haliyle de tanınıyor. 39 yaşındaki yıldız bunun son örneğini de New York'ta katıldığı bir TV programına girerken sergiledi. Jon Stewart'ın sunduğu The Daily Show programına konuk olan Jolie, stüdyoya girmeden önce kapıda bekleyen hayranlarıyla uzun uzun vakit geçirdi.Kalabalık içinde fenalaşıp panik nöbeti geçiren bir kadın görevliler tarafından yere oturtuldu. Durumu fark eden Jolie, hemen onun yanına koştu.Jolie, yerde oturan ve kendisiyle bir fotoğraf çektirmek isteyen hayranına şaşırtan bir jest yaptı. Hayranının ayağa kalkmasını beklemeden onun yanına gidip dizlerinin üzerine çöktü. Jolie hatıra fotoğrafını da kendisi çekti. "Özgürlük Dansı" Ken Loach'ın yönettiği "Özgürlük Dansı"nın oyuncu kadrosunda Barry Ward, Francis Magee, Aileen Henry ile Simone Kirby gibi isimler rol aldı. Cannes Film Festivali'nde "Altın Palmiye" adayı olan filmde, Jimmy Gralton'un gerçek yaşam hikayesinden esinlenerek adalet ve özgürlük için sanata sarılan bir aktivistin toplumun bakış açısını değiştirme mücadelesi anlatılıyor. 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım ALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa 20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN Bebeğin kalp sesini dinlemek için gittikleri hastanede, Elif fenalaşmış, Defne’ye babasının düştüğü haberi gelmiştir. Kahraman ve Kıymet hastanede kaygıyla beklerken, Maksut Defne’yi kaçırır. Elif’i geri alabilmek için Defne’yi rehin tutar. Kadir kararını vermiştir, Kerem’e babası olduğunu açıklayacaktır. Ancak onların buluştuğunu haber alan Yakup, Kadir’i arar ve acele görüşmek ister. Doktor Elif’in Kahraman’ı görmek istediğini haber verir. Elif bebeği iyi koruyamadığı için üzgündür, düşük ihtimali onu perişan etmiştir. Kahraman Elif’e güvendiğini söyler. 16 Aralık 2014 Salı İzmir Büyükşehir Belediyesinin bisiklet kiralama sistemi BİSİM'i toplu ulaşımla bütünleştirecek pilot uygulamayı Konak Metro İstasyonu'ndan başlatacağı bildirildi. İzmir'de bisiklet toplu ulaşıma entegre edilecek İZMİR - Belediyeden yapılan açıklamaya göre, 18 Ocak'ta hizmete giren bisiklet kiralama sistemi BİSİM'in hizmet alanı, metro istasyonları ve aktarma merkezlerini kapsayacak şekilde genişletilecek. İnciraltı - Mavişehir arasındaki 28 kilometrelik sahil şeridinde 29 istasyon, 311 bisiklet ve 439 park yeriyle hizmet veren BİSİM'in Konak Metro İstasyonu'nda toplu ulaşımla entegrasyonu sağlanacak. Pilot bölge olarak seçilen bu istasyona kurulacak 20 bisiklet kapasiteli durak sayesinde İzmirliler, metrodan indikten sonra gitmek istedikleri noktaya BİSİM kullanarak ulaşabilecek. Özellikle işe giriş ve çıkış saatleri ile hafta sonları büyük ilgi görmesi beklenen BİSİM'in kullanım istatistiklerine göre, 2015 yılında diğer metro istasyonlarına da durak kurulacak. İzmirlilerden gelen talepler doğrultusunda geliştirme çalışmaları devam eden BİSİM'in yeni durağı ise motorlu araç girişinin yasak olduğu Kuş Cenneti'ne kurulacak. Burada bulunan 24 park yeri ve 24 bisikletle hizmet vermesi planlanan istasyon sayesinde, bölgenin tüm noktaları gezilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesinin güncellediği mobil uygulaması kapsamında BİSİM istasyonlarındaki bisiklet sayıları ile BİSİM Kart'taki bakiyeler akıllı telefonlar üzerinden kontrol edilebiliyor. Kullanıcılar, "www.bisim.com.tr" adresinden duraklardaki bisiklet sayılarını online olarak sorgulayabiliyor. (AA) Acun Ilıcalı'yı tehdide, 5 ay hapis cezası İSTANBUL - Televizyonda yayınlanan "Survivor" adlı yarışmadan sonraki süreçte parasının ödenmediği gerekçesiyle yapımcı Acun Ilıcalı'yı telefonla tehdit ettiği öne sürülen yarışmacı Taner Tolga Tarlacı, 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tarlacı'nın cezası, denetimli serbestlik şartıyla ertelendi. İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki üçüncü duruşmaya, müşteki Acun Ilıcalı ile avukatı Zehra Esen Şahin katıldı. Kimlik tespitinin ardından beyanda bulunan Ilıcalı, Tarlacı'nın "Survivor"a katıldığını ve yarışmadan sonra anlamsız isteklerde bulunduğunu söyleyerek, "Bu nedenle kendisini reddettik. Çalışma arkadaşlarımıza mesajlar göndererek tehditte bulundu. Beni tehdit etmeye başladı. Sık sık arkadaşları ve şirketi arayarak tacizde bulundu. 'Kan dökeceğiz' şeklindeki ifadeleri üzerine cumhuriyet savcılığına şikayette bulundum" diye konuştu. Davaya katılmak istediğini ve şikayetçi olduğunu aktaran Ilıcalı, sanığın söz konusu mesajları asistanı Gökhan Özdemir'e gönderdiğini ve sosyal medyadan tehditlerini sürdürdüğünü kaydetti. Ilıcalı, Tarlacı'nın, "100 bin lira isterim. 100 bin lira canınızdan daha mı kıymetli" şeklinde ifadeler kullandığını da öne sürdü. Acun Ilıcalı'nın avukatı Zehra Esen Şahin de şikayetlerinin devam ettiğini belirterek, davaya katılmalarına karar verilmesini istedi. Mahkeme, şikayetçi Ilıcalı'nın davaya katılmasını kararlaştırdı. Avukat Şahin, esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Osman İkizoğlu'nun, sanığın "tehdit" suçundan cezalandırılmasını istediği mütalaasına katıldığını da ifade etti. Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme, Tarlacı'nın, Ilıcalı'ya karşı, "Bana olan borcunu ödemek zorundasınız, yoksa başınıza geleceklerden ben sorumlu olmam" ve "Yakanızı bırakmayacağım, canınızdan daha mı değerli, kan davasına dönüştü" şeklindeki sözlerle "tehdit" suçunu işlediğinin belirlendiğini aktararak, sanığın 5 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, sanığın sabıkasının bulunmaması ve ileride suç işlemekten çekineceğine dair kanaat oluşması gerekçelerini göz önüne alarak, 5 aylık hapis cezasını 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla erteledi. İstanbul cumhuriyet savcılarından Tarık Fırat'ın 31 Mayıs 2014'te hazırladığı iddianamede, Tarlacı'nın, Ilıcalı'nın sunuculuğunu yaptığı "Survivor" isimli programa yarışmacı olarak katıldığı ve programdan sonra alacağı olan paranın ödenmediği gerekçesiyle Ilıcalı'nın asistanı Özdemir'in telefonuna, Ilıcalı'yı kast ederek tehdit içerikli kısa mesajlar gönderdiğinin belirlendiği kaydediliyordu. (AA) Gauck'dan, Türk komutana şeref madalyası KAHRAMANMARAŞ - Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck tarafından, Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Garnizon Komutanı Kurmay Albay Kerim Acar için layık görülen gümüş şeref madalyası düzenlenen törenle verildi. Alman Patriot Birliği'nin de konuşlu olduğu Gazi Kışlası'nda gerçekleştirilen törende, Almanya Savunma Bakanlığı Parlamento Daimi Sekreteri Ralf Brauksiepe ile Adana 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Satı Bahadır Köse, Türk ve Alman askerlerini selamladı. Brauksiepe, burada yaptığı konuşmada, müttefikliğin sadece siyasilerin, parlamenterin, hükümetlerin veya NATO'nun verdiği bir karar olmadığını söyledi. Brauksiepe, müttefikliği her askerin, patriot bataryalarda destek birliğinde ve yorulmadan çalışan Gazi Kışlası'ndaki Türk askerlerinin davranışı, tavırları ile simgeleri olduğunu işaret etti. Alman Şeref Madalyası'na ilişkin de bilgi veren Brauksiepe, gümüş şeref madalyasının Almanya'nın verebileceği en yüksek takdirlerden birisi olduğunu belirtti. Brauksiepe, Kurmay Albay Acar'ın tavır ve davranışlarını içlerinde hissettiklerini, şahsi ilgi ve alakasıyla sürekli Alman askerlerinin yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirilmesi için çaba gösterdiği için Alman askerleri adına teşekkür ettiğini söyledi. Brauksiepe, gazetecilerin patriot sistemlerinin görev süresine ilişkin sorusuna, görev sürelerinin senelik uzatıldığını anımsatarak, şu yanıtı verdi: "Şuan için de bu görevin bir sene daha uzatılacağını belirtebilirim. Bu konudaki çalışma ve görüşmeler önümüzdeki ayda görüşülecektir. Şu an ki duruma göre 2015 senesinde de Türkiye'de hava savunma birliklerimizin dura bileceğini belirtebilirim." Konuşmanın ardından Brauksiepe, Kurmay Albay Kerim Acar'a, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck adına gümüş şeref madalyası taktı. (AA) Dilencilik yapan Suriyeliler kamplara yerleştirildi ŞANLIURFA - Farklı illerde dilencilik yaptıkları tespit edilen yaklaşık 827 Suriyeli, Gaziantep'in İslahiye ve Karkamış ilçelerindeki çadır kentlere yerleştirildi. AA muhabirinin, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) yetkililerinden aldığı bilgiye göre, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilerden yaklaşık 224 bini, 10 ilde oluşturulan çadır ve konteyner kentte barınıyor. Bazı sığınmacılar ise ülkenin farklı kentlerinde kiraladıkları evlerde yaşamlarını sürdürüyor. AFAD, Bulundukları kentlerde zaman zaman sorun yaşan sığınmacıların kamplara yerleştirilmesi için çalışma yürütüyor. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyük- şehirlerdeki dezavantajlı Suriyeliler, mevsim koşulları daha fazla ağırlaşmadan barınma merkezlerine almaya başladı. Bu kapsamda farklı kentlerde dilencilik yaptıkları belirlenen 827 sığınmacı otobüslerle Gaziantep'in İslahiye ve Karkamış ilçelerindeki çadır kentlerine götürüldü. AFAD Sözcüsü Doğan Eşkinat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı Suriyelilerin bulundukları illerde yaşamlarını güçlükle sürdürdüklerini söyledi. Bulundukları yerlerde halkın huzurunu bozan ya da kendi imkanlarıyla hayatlarını idame ettiremeyen sığınmacıların İçişleri Bakanlığı genelgesi kapsamında, kamplara yerleştirildiğini aktaran Eşkinat, hem vatandaşın hem de sığınmacıların huzurunu sağla- mayı amaçladıklarını belirtti. Eşkinat, misafirlerin rahat ettirilmesi için yoğun şekilde çalıştıklarını ifade etti. (AA) Fehmi KORU [email protected] 3 [email protected] yurt haberlerİ Ne oldu neden oldu? OLANIN tasvip edilecek bir tarafı yok; ama sonuçta beklenen oldu: Gazetecileri de içine alan kapsamlı gözaltılar başladı. Hayır, beklenti sosyal medyada bu yolda yapılan uyarılar sebebiyle çıkmış değildi; sosyal medya haberleri genellikle yanıltıcı oluyor çünkü. Ancak, söylentilerin yaygınlaşması üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “O kadar geniş kapsamlı olacağını sanmam” anlamına gelen açıklaması dün yaşananlara hazırlayıcı mahiyetteydi. Geniş, ama sosyal medyada verildiği kadar geniş kapsamlı değil gözaltılar... Kendi hesabıma şu kadarını daha girişte söyleyebilirim: İşin bu noktaya varması gerekmezdi. AK Parti 12 yıldır ülkeyi yönetiyor. Her seçimde oyunu artırarak iktidarını perçinleyen bir hükümet işbaşında. Süreç içerisinde siyasi ağırlığını kalıcı hale dönüştürmeye yarayan anayasal ve yasal düzenlemeler yaptı hükümet; bu da onu daha önce hiçbir sivil kadronun sahip olmadığı bir siyasi güce kavuşturdu. İktidarını, sandıktan çıkmamış herhangi bir güçle paylaşmaya yanaşmayan bir yönü var AK Parti’nin; varlığının ve iktidarının sorgulanmasını “vesayet” olarak görüyor ve vesayetle ağırlığını yok edene kadar mücadeleyi de birincil görevi biliyor... Ne demek istediğimi anlamak için, içeride ve dışarıda güç kullanmayı gelenek haline getirmiş yerli-yabancı odakların eski ve yeni durumlarına bakmak bile yeterlidir. Hâlâ anlamayanlara, son seçimden yüzde 50’nin üzerinde oy alarak cumhurbaşkanı olarak çıkmış Tayyip Erdoğan’ın zaman içerisinde söylediklerine göz atmalarını tavsiye ederim. Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı, iktidarın paylaşılamaz olduğuna inanan ve bunun için her türlü kavgayı göze alabilen bir siyaset adamı... Son kavganın başlangıç tarihi olarak gösterilen 17 ve 25 Aralık 2013 olaylarının öncesi var; bizler bilmesek de şimdi kendilerine karşı operasyon yürütülenlerin bildikleri olaylar... Galiba işin operasyon noktasına kadar varmasının sebebi de, zaman içerisinde, tarafların alışılmışın ötesinde birbirlerine yakın durmaları... Yakınlık, şimdi hedef haline dönüşenleri yanlışa sürüklediği gibi, onları “hedef” görmeye başlayanları da haklarında “mutlaka güçleri kırılmalı” kanaatine sevk etmişe benziyor. Bir taraf, “Güçlüyüm, bana bir şey olmaz” diye düşünürken, operasyon kararı verenler de “Çok güçlendiler, bu güç yok edilmezse tehlikeli olur” noktasına varmış gibi... Bir yanlışlık da, gücünü büyük çapta iktidarla yakınlıktan alanların nedense bu gerçeği bir türlü fark edememeleridir. İktidarla desteklenmeyen bir güç siyasette fazla bir anlam taşımaz; öyle bir güç, yine bir güç olarak kalmak istiyorsa, ya siyasi alanı terk etmeli ya da siyasi bir güce dönüşmelidir. Görüldüğü gibi, ben hâlâ bir yıl önce bıraktığım yerde ve işin felsefesindeyim. Bu bir yıl içerisinde siyasetin doğasının gerektirdiği türden davranış sergilemediği gibi geçmişte benzer tehditlerle karşılaştığında derhal duruma uygun tavırlar alabilmiş olanlar, yine ancak “güç” kavramıyla ifade edilebilecek bir meydan okuma içerisine girdiler... Siyaseti geriletebilecekleri ve meydan okumaya devam ederek istedikleri sonucu alabilecekleri güvencesiyle... Dıştan bakıldığında bile kendini belli eden bu meydan okuma hali, siyaset kadroları tarafından, bir güç projeksiyonu olarak görüldü. “Paralel yapı” teşhisinin bir devlet politikasına dönüşmesi bunun sonucudur. Yazık oldu. Bu kadarını da yazıyı bitirirken söyleyebilirim. 15 Aralık 2014/ HABER TÜRK "Türkiye'de zorla evlendirme oranı düştü" SAKARYA - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meral Ekici Şahin, geçmiş araştırmalarda kadınların yüzde 36,2'sinin, erkeklerin yüzde 24,8'inin zorla evlendirildiğinin tespit edildiğini belirterek, 2011'de bu oranın düştüğünü söyledi. Sakarya Valiliğince SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen panelde konuşan Şahin, zorla evlendirmekten, kişinin rızası olmaksızın evlenmeye veya bitirmek istediği evliliği sürdürmeye mecbur bırakılmasının anlaşılması gerektiğini ifade etti. Şahin, görücü usulü evliliklerin bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Türkiye'deki zorla evlendirmelerin en önemli nedeni ekonomik ve kültürel nedenler. Ekonomik nedenlerin başında kız çocuklarının aileye yük görülmesi yatıyor. Kültürel nedenlerde ise özellikle anne ve babaların çocuklarının eşlerini seçmeleri konusunda mutlak yetkiye sahip olduğunu düşünmesi karşımıza çıkıyor. Berdel, kültürel çevreden ayrılmak istenmemesi gibi nedenler de buna dahil" şeklinde konuştu. Zorla evlendirmenin Türk Ceza Kanunu'nda cebir kullanma, tehdit, hakaret ve yaralama gibi farklı maddelerle cezalandırıldığını kaydeden Şahin, bu konunun "zorla evlendirme" başlığı altında değerlendirilmesinin daha doğru olacağını savundu. Şahin, uluslararası araştırmalarda zorla evlendirmenin en çok rastlandığı ülkelerin başında Afrika ülkeleri Nijer, Mali ve Çad'ın yer aldığına işaret ederek, "Türkiye'de geçmiş yıllarda yapılan araştırmalarda kadınların yüzde 36,2'sinin, erkeklerin de yüzde 24,8'inin zorla evlendirildiği tespit edildi ancak 2011 yılında bu oran düştü" ifadesini kullandı. (AA) 4 ANKARA 16 Aralık 2014 Salı Büyükşehir’den Gölbaşı’na 3 bin köpek kulübesi, 75 kafes Gölbaşı Sanayi Sitesi içerisinde bulunan Sokak Hayvanları Barınağı’na Büyükşehir Belediyesi tarafından 3000 adet köpek kulübesi ile 16 metrekare büyüklüğünde 75 adet kafesi yapılıyor. HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Sokak hayvanlarının korunmasına yönelik çalışmaların hızlandırılmasını istemiş ve gerçekleştirdiği incelemeler sonucunda da barınaklarda iyileştirmeler yapılması talimatını vermişti. Başkan Gökçek, “Sokaklarda yaşayarak hayatta kalma mücadelesi veren hayvanlarla ilgili olarak gerek Büyükşehir Belediye Meclisi’nde almış olduğumuz kararlar gerekse onlara karşı olan sorumluluklarımız doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sokak hayvanlarını korumak ve kollamak için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığımız ile Kent Estetiği Daire Başkanlığımızın Gölbaşı’nda bulunan Sokak Hayvanları Barınağı’nın iyileştirme çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ediyor. Sokak hayvanlarını kış şartlarından bir nebze olsun korumak istiyoruz” dedi. Hazırlıklarını tamamlayan ilgili daire başkanlıkları da kısa sürede çalışmalarına başladı. 400’ün üzerindeki köpek kulübesi barınağa yerleştirildi. Yetkililer, yerleştirilmesi planlanan 3 bin köpek kulübesinin parti parti yerlerine koyulacağını söylediler. Başkan Gökçek, sokak hayvanlarının bakım ve tedavilerinin yapılması için de bir hastanenin yapılacağını belirterek, şunları söyledi: “Yaralanan ve sakat kalan hayvanların tedavilerinin yapılması ve tedavi sonrası bakım- larının gerçekleştirilmesi için bir ‘Hayvan Hastanesi’ projesini hayata geçiriyoruz. 140 metrekare büyüklüğünde olacak olan hastanede sokak hayvanlarının tedavilerini uzman veteriner hekimlerimiz ile yaparak, tekrar sağlıklarını kazandırmış olacağız.” ASİAD Başkanı’ndan Taşdelen’e ziyaret HABER MERKEZİAnkara Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Barış Aydın ve yönetim kurulu üyeleri Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti. Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) Başkanı Barış Aydın, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i ziyaret etti. Geniş katılımlı bir heyetle gerçekleştirilen ziyarette, ASİAD Başkanı Barış Aydın, “2014 Yerel Seçimlerinde demokratik bir yarış gerçekleştirdik. Makamınızın sorumluluğunun altından gençliğiniz ve babayiğitliğinizle kalkacağınızı düşünüyorum. Çankaya’ya yapılacak her türlü hizmet için ASİAD olarak yanınızda olduğumuzu bilin.” dedi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Taşdelen de, 2014 Yerel Seçimlerde AK Parti’nin Çankaya Belediyesi Adayı olan Barış Aydın ile fair-play bir seçim dönemi yaşadıklarını belirtti. Taşdelen, Çankaya İlçesinin önemine dikkat çekerek, “Çankaya Türkiye’nin görünen yüzü. Bu nedenle yapılacak hizmetlerin kalitesi farklı olmalı. Ekibimle birlikte bunun için çalışıyorum. Çankaya’da taş üstüne taş koyacak her bireye her birliğe kapımız açık.” dedi. Adem Yavuz IRGATOĞLU [email protected] BAKIŞ AÇISI Kılıçdaroğlu, Dersim’de ne olduğunu bilmiyor(mu?) Geçtiğimiz haftaların en hararetli tartışma konularının başında Dersim meselesi geliyordu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Tunceli ziyareti, cemevine gidişi, el öpme görüntüleri muhalefette gerginlik oluşturdu. Daha doğrusu “Biz bunları neden yapamıyoruz?” diyerek muhalefeti gerdi! Bunun dışa vurumu ise kısa sürede kendini gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, katıldığı bir televizyon programında ‘CHP adına Dersim için özür diliyorum’ dedi. Bunun üzerine CHP’nin ulusalcı kanadı kazan kaldırdı. Tanrıkulu eleştirilerin odağına oturdu. Gözler ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi. “Acaba Kılıçdaroğlu bu çıkışa ne diyecekti?” “Tanrıkulu, özür dilerken Kılıçdaroğlu’nun haberi var mıydı?” Sezgin Tanrıkulu’nun açıklamalarına bakınca özür dileme hadisesi Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde gerçekleşmişti. Ki bunu “Benim bu yayına çıkacağımdan Sayın Genel Başkan’ın haberi vardı” sözleriyle teyit etti. Ama Kılıçdaroğlu bunu yüksek sesle dillendir(e)medi. Ta ki Haber Türk’te katıldığı canlı yayın programına kadar. Ve o program bir kez daha gösterdi ki Kılıçdaroğlu bazı şeyleri söylemekten ısrarla kaçınıyor. Hele 2015 seçimleri öncesi bu tür açıklamalarla koltuk korkusu yaşamak istemiyor. Buradan sonrasını Kılıçdaroğlu’nun kendi açıklamalarından dinleyelim. Program sunucusu Didem Arslan Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu’na “Sayın Genel Başkan, Dersim’de ne oldu?” diye soruyor. Kılıçdaroğlu’nun cevabı, topu taca atma misali “Dersim yok olsa bayram edecekler. Çünkü Dersim’den milletvekili çıkartamıyorlar. Dersim’de büyük acılar yaşandı. Eeeeee...eee... Dersim’de insanlar öldü, çocuklar vardı, kadınlar vardı bunların arasında… Atatürk ve İnönü’nün sorumluluğu olup olmadığını belgelere bakmadan söyleyemem…” Yani Kılıçdaroğlu yine ‘belge’ yok diyerek, iktidarın Tunceli’den milletvekili çıkarmadığı gerçeğine dayanarak kendini korumaya çalıştı. Vatandaş ise şunu diyor “Yahu AK Parti 81 ilin 71’inde birinci parti olmuş. Siz hala ‘Tunceli’den milletvekili çıkaramadıkları için bunu yapıyorlar’ diyorsunuz. Siz Tuncelili olarak orada ne oldu sorusuna cevap bile veremiyorsunuz?” Sunucu tekrar soruyor “Efendim Dersim Nedir?” Yani sunucu ‘Dersim bir isyan mı katliam mı?’ diye sormak istiyor. Ancak Kılıçdaroğlu yine kaçamak cevap vererek “Elimizde belge yok… Dersim’de çok insan öldü, çocuklar öldü, kadınlar öldü” diyerek aynı şeyleri tekrar ediyor. Peki, yaşanmışlıklar yok mu? Tabii ki var. Fakat Kılıçdaroğlu bunları bile söyleyemiyor. Sezgin Tanrıkulu’nun özür meselesi sorulunca Kılıçdaroğlu, “Sezgin Bey, CHP adına özür dilediği için eleştirildi. Devletin özür dilemesi gerekiyor.” diyerek milletvekiline sahip çık(a)madı. Anadilde eğitim, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ile Osmanlıca meselesi konusunda ise Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı şu şekilde: “Çocuğun üstün yararı gözetilerek, eğitimciler, uzmanlar, aileler karar vermelidir. Bizler inançlara saygılıyız… Herkes inandığı gibi nerede isterse orada ibadet etsin, ama ilköğretimde bunların zorunlu olması doğru değil.” Kürt kökenli eğitimciler, aileler bunu istiyor ne olacak şimdi? Kılıçdaroğlu’nun çeliştiği bir başka nokta ise bugüne kadar dinini yaşamak isteyen, inancının gerektiği şekilde eğitim görmek isteyenlere karşı çıkan hep CHP oldu! “CHP’nin CHF’den farkı nedir?” sorusuna Kılıçdaroğlu’nun “dünyalar kadar fark var” deyip de sadece bir tane söyleyebilmesi bana uzun bir süre önce, Erhan Çelik’in sunduğu programda “Çözüm süreci için sizin önerileriniz, maddeleriniz nelerdir? Üç tane söyler misiniz?” sorusuna “çok” deyip de bir tanesini bile zorla söylediği günleri hatırlattı. Ve Kılıçdaroğlu’nun verdiği en komik cevap ise ‘Seyit Rıza kimdir?’ sorusunaydı. Kılıçdaroğlu “ Seyit Rıza bir insandır. Bölgede sevilen sayılan bir insandır…” Sahi, Kılıçdaroğlu Seyit Rıza’yı ve Dersim’de ne olduğunu bilmiyor mu? Tebessüm Çarşısı yüzleri güldürüyor Pursaklar Belediyesi “Tebessüm Çarşısı”, ilçedeki dar gelirli ailelere yardım eli uzatıyor. Kadın muhtarlardan ETİMESGUT TURU HABER MERKEZİAnkara’nın kadın muhtarları Türkiye Kadın Muhtarlar Derneği organizasyonuyla, Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel’i ziyaret etti. Demirel, kadın muhtarları Kent Konseyi’nde ağırladı. Muhtarlara Etimesgut’un gelişimi hakkında bilgi veren Demirel, Etimesgut’un, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ve gelişen ilçesi olduğunu söyledi. Belediyenin kıt imkanlarını en iyi şekilde değerlendirerek ilçeyi Ankara’nın yıldızı yaptıklarını ifade eden Demirel, “Etimesgut 10 yıl önceki taşra değil artık; her yönüyle modern, her kesimden insanımızın yaşamak için tercih ettiği, girişimcilerin yatırımlarını değerlendirmek için tercih ettiği örnek bir ilçedir. Eryaman, Elvankent, Elvan ve Bağlıca bölgelerimiz, yalnız başkentimizin değil, Türkiye’nin en düzenli ve modern yaşam alanları arasında yer almaktadır. Yeni bağlanan 5 mahalleyle birlikte mücavir alanlarımız daha da genişlemiş, mahalle sayımız 33’e yükselmiştir. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte nüfusumuzun 500 binden 1 milyona ulaşacağını tahmin ediyoruz ve bütün planlamalarımızı, yatırımlarımızı ona göre yapıyoruz” diye konuştu. Belediyenin son 5-6 yıllık süreçte yaptığı yatırımları da muhtarlarla paylaşan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ankara’da en çok belediye yatırımının olduğu ilçe Etimesgut’tur. 10 sosyal kültürel tesis yaptık. 130 civarında yeni park yaptık. Birçok sosyal ve kültürel hizmet gerçekleştirmekteyiz. Şu an bulunduğumuz Kent Konseyi binamız, Türkiye’ye örnektir. Yine Korkut Ata Kongre ve Kültür Merkezi ve Türk beyleri Kent Meydanı gibi değerli yatırımları ilçemize kazandırdık. Toplumun tüm kesimlerine hitap eden Atakent Sosyal Tesislerimizi, Göktürk Aile Yaşam ve Eğitim Merkezimizi hizmete sunduk. Evli veya evlenecek çiftlerimize, onların çocuklarına hizmet veren Aile Akademisi’ni hayata geçirdik. Burada aile yapımızın korunmasına yönelik ciddi çalışmalar yapıyoruz. etiSEM gibi geniş kapsamlı bir eğitim hamlesini başlattık. HABER MERKEZİİlçe genelinde dar gelirli ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan Pursaklar Belediyesi Tebessüm Çarşısı, her yıl binlerce aileye gıda, kıyafet ve mobilya yardımı yapıyor. “Bir tebessüm yeter” sloganı ile hizmet veren müdürlük çalışanları, uzattıkları yardım eli ile herkesi tebessüm ettiriyor. Tebessüm Çarşısı personeli Pursaklar’da araştırma yaparak ihtiyaç sahibi ailelerin haritasını çıkartıyor. Böylelikle her yıl binlerce ihtiyaç sahibi aileye ulaşılarak gerekli yardımlar yapılıyor. Belediye Başkanı Selçuk Çetin, Tebessüm Çarşısı’ndaki faaliyetler hakkında açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: “Yıllık 2 bin 500 aileye gıda yardımı, bin 500 kişiye de bayram hediyesi olarak kıyafet ve ayakkabı veriyoruz. Kurduğumuz işçi bankamız ile iş arayan hemşerilerimizi gerekli kurum ve kuruluşlara yönlendirerek iş sahibi yapıyoruz. İstiyoruz ki herkes Pursaklar’da tebessüm etsin.” Hizmetleri bununla da sınırlı kalmayan Tebessüm Çarşısı, başlattığı kampanyalar ile takdir toplamaya devam ediyor. Belediye tabipliği ile hastaları, yatalakları, ihtiyarları tespit edip, ihtiyaç sahibi yüzlerce hastaya hizmet sunuyor. “Mavi Kapak” kampanyası ile onlarca engelliye umut olup, tekerlekli sandalye hediye ediyor. Her yıl Ramazan ayında Başkan Çetin’in katılımıyla sünnet olan çocukları evlerinde ziyaret ederek her birine bisiklet hediye ediyor. Personele iş sağlığı ve güvenliği eğitimi HABER MERKEZİMamak Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde görev yapan personel İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda bilgilendirildi. Mamak Belediyesi hizmet binasında düzenlenen eğitimde iş sağlığı ve güvenliği konusunda sunum yapan İş Güvenliği Uzmanı Mustafa Kemal Olgun, mevzuatlar, kanun, tüzük, yönetmelikler ve uygulamaları hakkında bilgi verdi.Genel iş güvenliği kuralları oluşturulması, kazaların ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve güvenli bir iş ortamı oluşturulması konularında personele bilgiler veren Olgun, kazaların alınacak önlemlerle engellenebileceğine işaret etti.İşveren ve işçinin sorumluluklarını da anlatan Olgun, kişisel donanım koruyucuları hakkında detaylı bilgiler verdi.Eğitim, soru cevap kısmıyla sona erdi. Belediye olarak dönem dönem bu tür eğitimlerin olacağını kaydeden Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, çalışan personelimizin sağlığını ve güvenliliğini düşünmek en büyük sorumluluğumuzdur dedi. Akgül, işçilerden bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonrada iş sağlığı ve güvenliğine dikkat etmelerini istedi. St. Petersburg Meydanı açıldı HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi tarafından Hamamarkası’nda yapımı gerçekleştirilen ve “St. Petersburg” adı verilen meydan, Rus ve Türk katılımcılar eşliğinde açıldı. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin hazır bulunduğu açılış törenine, TBMM Rusya Dostluk Grubu Başkanı Ak Parti Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov, çok sayıda Altındağlı ve Rus davetli katıldı. Törende bir konuşma yapan Rusya Federasyonu Büyükelçisi Andrey Karlov “Bundan böyle St. Petersburg’un kalbinden bir parça Ankara’nın kalbi Altındağ’da atacak.” sözleriyle, iki ülke arasındaki kardeşlik bağını ortaya koydu. “Rusya’nın sanat ve kültürüyle ünlü ikinci büyük kentinin, Ankara’nın sanat ve kültürüyle ünlü ilçesi Altındağ’da ölümsüzleşmesinden büyük mutluluk duyuyoruz.” diyen Büyükelçi Karlov, Altındağ Belediyesi’ne ve Başkan Tiryaki’ye verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. TBMM Rusya Dostluk Grubu Başkanı Kapusuz ise Türkiye ve Rusya arasındaki siyasi ve ticari ilişkilerin giderek arttığına vurgu yaptı. Kapusuz kültürel ve sanatsal ilişkilerin de ilerlemesinin önemli olduğunu söyledi ve buna verdiği destekten dolayı Altındağ Belediyesi’ne teşekkür etti. Açılış programı, iki ülkenin kültürlerini yansıtan müzik ve dans gösterileriyle devam etti. Altındağ Belediyesi Seğmen Topluluğu Ankara ‘ya özgü halk danslarını sergilerken, Rusya Büyükelçiliği Okulu’nun minik öğrencileri söyledikleri Türkçe şarkılar ve sergiledikleri Türk halk danslarıyla büyük beğeni topladı. Minik öğrenciler sergiledikleri hareketli Rus danslarıyla ise meydanı dolduran kalabalığa eğlenceli dakikalar yaşattı. St. Petersburg Senfoni Orkestrası başkemancısı Tatyana Hazanova ise keman dinletisiyle tüm misafirleri kendine hayran bıraktı. Bu açılış için St. Petersburg’dan gelen 87 yaşındaki ünlü sanatçı, kemanıyla kulakların pasını sildi. ANKARA 16 Aralık 2014 Salı Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara mücavir alan sınırları içinde yer alan ilçelerdeki kırsal alanlarda üretim faaliyetlerini desteklemek ve yöresel verimi arttırmak amacıyla çiftçilere fidan desteği verecek. Büyükşehir Meclisi’nden TANITIM DESTEĞİ HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2. Başkan Vekili Nail Çimen Başkanlığında gerçekleştirdiği Aralık ayı olağan toplantısının son gününde Ankara’nın kırsal bölgelerinde yaşayan vatandaşları ilgilendiren önemli bir karara imza atıldı. Meclis gündemine eklenen Başkanlık Yazısı ile Meclis’ten, Ankara’ya mal olmuş başta Ankara Armudu, Çubuk Vişnesi, Kalecik Ayvası gibi meyve türlerinin üretiminin artırılması amacıyla fidan satın alınarak çiftçilere dağıtılması yönünde yetki istendi. Çiftçiye sağlanacak destek ile çiftçilerin gelir seviyesini arttırılarak kırsaldan merkeze göçün engellenmesinin hedeflendiği Başkanlık Yazısı, meclis gündemine alınarak oy birliği ile kabul edildi. Belediye Meclisi’nde Çankaya İlçesi sınırları içerisinde bulunan 415. Caddenin isminin Katar Caddesi olarak değiştirilmesini öngören Başkanlık Yazısı da görüşüldü. Dışişleri Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda Türkiye ile Katar arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla Ankara’da belirli bir Caddeye Katar adının verilmesinin talep edildiği belirtilen Başkanlık Yazısı’nda, Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi’ndeki 415. Caddenin isminin Katar Caddesi olarak değiştirilmesi için meclisten onay istendi. İsim değişikliği oylanarak kabul edildi. Büyükşehir Belediye Meclisi, Mamak İlçesi Ahmet Akbaş caddesi üzerinde bulunan Park alanına “Saklı Bahçe Parkı”, Etimesgut İlçesi TOKİ Turkuaz konutları içinde yer alan park alanına “Turkuaz Parkı”, Altındağ ilçesi Hasköy Köprülü Kavşakta, 141. Cadde ile İrfan Baştuğ Caddesi kesişiminde bulunan park alnına “Hasköy Parkı” adlarının verilmesini de benimsedi. . Başkent’te bazı isimsiz cadde ve sokakların Büyükşehir Belediye Meclisi’nce isimlendirilmesi kabul edilirken, adres karışıklığına yol açan bir sokakta ise yeni bir düzenleme yapıldı. Büyükşehir Belediye Meclisi; Çankaya İlçesi Üniversiteler Mahallesi sınırlarındaki 2 adet isimsiz yol güzergahını “6000 Cadde ve 6001 Cadde” olarak adlandırdı. Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Dr. Eyüp Kahveci: “30 bin kişi organ bekliyor” HABER MERKEZİ“Gençler Organ Bağışını Destekliyor” kampanyası kapsamında Ayrancı Ticaret Lisesi öğrencileriyle buluşan Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Dr. Eyüp Kahveci, Türkiye’de 30 bin insanın organ beklediğini vurguladı. Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Eyüp Kahveci Ayrancı Ticaret Lisesi öğrencileriyle biraraya geldiği “Gençler Organ Bağışını Destekliyor” konferansında, organ bağışının önemini anlattı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın desteklediği farkındalık projesi, Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Konuyu slayt gösterimi eşliğinde anlatan Kahveci, Türkiye’de 30 bin insanın organ beklediğini ve bu yıl 2 bin kişinin organ beklerken hayatını kaybettiğini belirtti. Çalışmalarını söz konusu rakamları düşürmek üzere başlattıklarını ifade eden Kahveci, özellikle dini çekincelerin bağış yapılmasını engellediğini belirtti. Kahveci, Türk Diyanet Vakfı ile görüşme halinde olduklarını, kısa bir süre sonra Diyanet Vakfı Başkanı Mehmet Görmez’in organ bağışının önemini vurgulayan bir kamu spotunda rol alacağını ifade etti. 5 İDDİA YOK Abdullah Cengiz Eğitimci/Yazar [email protected] ALLAH’IM MAZLUMUN YANINDA EYLE! Allah’ım! Kabil’in torunları olarak, azgın, cahil, çıkarcı, günahkâr, baği, söz dinlemez bir nesilden çoğalarak sonra da, Sen’in peygamberlerin Nuh(a.s), Salih(a.s), Musa(a.s), İbrahim(a.s) ve daha sayısızcasına dinlemeyip bildikleri gibi bir yola girerek zalimleşenlerden eyleme bizi… Allah’ım! Bizleri ve bu hizmetteki tüm kardeşlerimizi, Hak yoluna sırt çeviren, emrettiğin hakikat ışıklarını takmayan, doğruluk parıltılarına duyarsız kalan, gerçekleri ters yüz eden, zalimle kol kola, omuz omuza olmayı marifet sayanlardan eyleme… Ey Rabbi Rahimim! Zoru görünce saf değiştiren, imtihan günlerini dünya çıkarlarına bağlayan, sabretmesi gereken günde sabırsızlığı yol bilen, katlanılması gereken zamanda zaaflarına kurban gidenlerden Sana sığınıyoruz; bizleri bu yanlışların tümünden beri eyle… Ya Ekrem-el Ekremin ve ya Erham-e Rahimin! Varlığımızın sahibi Sensin. Doğrunun ve sadığın yanındasın. Arkasındaki şakşakçılara ve çokluğuna güvenerek ağzını sonuna kadar açıp saldıranların olduğu günleri yaşıyoruz. İşte böyle çileli dönemlerde dik durmayı bilen, davana, yoluna, rızana ve memnuniyetine uygun hareket eden, vefasızlık işmam(çağrıştıran) en ufak bir davranışa ve meyle tenezzül etmeyen salihlerle beraber eyle… Ey her şeyi kabza-i rahmetinde tutan yüce Mevla’mız! Memlekette haksızlıkların, hukuksuzlukların, adam kayırmaların, mazlumu ezdikçe ezmek istemelerin, hırsızlıkların, yolsuzlukların, salih ve salim kalpli dostlarına saldırıların sınır tanımaz bir hal aldığı böyle bir dönemde, çizgisini Yüce Kitabına göre akort eden Müslimlerden olmayı diliyoruz. Bizleri ve sevdiklerini, sevdiklerimizi yolundan ve rızandan ayırma. Kabil’in olduğu bir dünyada Habil’den, Hz. Salih(a.s)’ın olduğu bir yerde söz dinleyen devesinin safında, Hz. Nuh’un bulunduğu zamanda gemisine aldıklarının, Hz. Yusuf’un ailesiyle olduğu bir evde Hz. Yakup’un yanında… İnsanlığın iftihar tablosu Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v)’in döneminde Muhacirin, Ensarın, Gariplerin ve mazlumların yanında ve saffında olmayı bizlere nasip et. Ey gönülleri evirip çeviren! Kalp ve gönüllerimizi makamına, yoluna, rızana, memnuniyetine, hoşnutluğuna uygun eyle… Mevla’m! Çetin günlere, imtihan dolu zamanlara, öz kardeşlerimizden gadir ve ihanet yaşayacağımız günleri görünüyor ufukta, işte tam da böyle bir günde “Rabbim, Mevla’m, rızası ve memnuniyeti” diyen, elif misali dik duran kullarından eyle… Ey Settar! İktidar ve haset hırsıyla etrafını ateşe veren günümüz nemrutlarının şerrinden ve onların kula yönetimlerinde bütün inanmışları koru. Son sığınağımız, son müracaat merciimiz Sensin Allah’ım. Mazlum, mağdur ve günahsız kardeşlerimiz adına dua ediyoruz, kapına kadar gelen nefsim gibi günahkârlara bakmadan onlara zorbalık yapan diktatörlerin zorbalığından koru, yar ve yardımcıları ol. Böyle olağanüstü günlerde bizleri de mazlumların ve günahsızların saffında eyle. Karartılmak istenen günlerimizi aydınlığa tebdil eyle. Elleri suça, iktidarları zalimliğe bulaşmış müstebitlerin saffında ölmekten bizleri koru. Senden başka Rab, İlah, Mevla, Dost, yardımcı ve inayetçi bilmiyoruz. Bu vesile ile kapına gelen biz acizleri koru ve muhafaza eyle. Minik taraftarlardan ANLAMLI ZİYARET Şereflikoçhisar Şehit Volkan Alıcı Ortaokulu öğrenci ve öğretmenleri Ankaragücü Kulübü’nü ziyaret etti. TÜGİAD-Üniversite işbirliği HABER MERKEZİTürkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi ile Ankara Üniversitesi, “üniversite bünyesindeki Tekonoloji Transfer Ofisi’nin tüm imkanlarının iş dünyasına açılmasını” sağlayan işbirliği protokolüne imza attı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Gordion Otel’de düzenlenen imza töreninde yaptığı konuşmada, toplumsal sorunların çözümü ve sosyal sorumluluk bilincinin gelişmesinde sivil toplum kuruluşlarının çok önemli rolü olduğuna değindi. Kamunun, üniversitelerin, yerel yönetimlerin de bu konularda sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket etmeleri ve ellerini taşın altına koymaları gerektiğini vurgulayan İbiş, şunları söyledi: ‘’Ankara Üniversitesi olarak bu konuda daha aktif davranıyoruz, kapılarımızı açıyoruz. Özellikle bilimin gelişmesi, eğitimin daha üst seviyeye çıkması ve bunun topluma yansıması için çaba gösteriyoruz. Halkla, sivil toplum kuruluşlarıyla, yerel yönetimlerle bütünleşmek istiyoruz. Bu kapsamda da üniversite-sanayi işbirliğinin en üst düzeye çıkmasını istiyoruz. Uzun zamandır TÜGİAD ile değişik platformlarda bir araya geliyoruz. Genç arkadaşlarımızdaki heyecan, bu işbirliğinin ortaya çıkmasını sağladı. Bu protokolle duvarları yıktık, iş dünyasına kapımızı ardına kadar açtık. Bu protokol, öğrencilerimize dönük, topluma dönük amaçlar doğrultusunda hayırlı bir protokol olacaktır. İnşallah bu protokolün meyvelerini hep beraber toplayacağız.’’ TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı da Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi’nin, kurulduğu günden bugüne hep öncü rol üstlendiğini ifade etti.Ankara Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin de bu misyonu sürdürerek, üniversitedeki projeleri sanayiciye sunmanın yanı sıra sanayicinin sorunlarına çözüm bulmak için farklı bir projeye imza attığını anlatan Naslı, “Sorun-Çözüm Pazarları adı altında başlatılan proje ile üniversite, öncelikle sanayicinin yaşadığı sorunları tespit ediyor. Daha sonra da bu sorunun çözümü konusunda bünyesindeki bilim insanlarını harekete geçiriyor. Yani sorun nokta atışı şeklinde çözümleniyor.” HABER MERKEZİComenius Projesi kapsamında yürütülen “ Eat Better, Move More “ isimli projeye katkı sağlayan okulun öğrencileri Ankaragücü Kulübü Başkanı Metin Akyüz’ü makamında ziyaret etti. “Hayırlı olsun” dileğinde bulunan öğrenciler “Kalbimiz Başkentimizin takımı Ankaragücü’yle. Takımımızın; teknik ekibin ve futbolcularımızın her zaman destekçisiyiz ve yanlarındayız. İnşallah bu zor günler çabuk atlatılır.” mesajını verdiler. Okul harçlıklarını biriktirerek kulübe bir miktar para yardımı yapan öğrenciler, Ankaragücü’nü süper Lig’de görmek iste- diklerini belirttiler. Tandoğan Tesislerinin ardından Beştepe Tesisleri’nde futbolcuları ziyaret eden öğrenciler, bir süre futbolcularımızla top oynadılar. BaşkanMetin Akyüz de yakın desteklerinden ötürü öğrencilere ve öğretmenlerine teşekkür ederek, Ankaragücü ürünlerinden oluşan hediye paketi takdim etti. HABER MERKEZİÇankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Seyfi Saltoğlu ve beraberindeki heyeti makamında konuk etti. Saltoğlu, Taşdelen'e Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi onur üyeliği kartı teslim etti. Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Seyfi Saltoğlu ve beraberindeki heyet, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti. Başkan Taşdelen’e, birlik ve beraberlik içinde çalışmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını belirten Saltoğlu, kent konseyi onur üyeliği kartını teslim etti. Türkiye, Ankara ve özelinde Çankaya için çalıştıklarını belirten Taşdelen ise, “Kimin hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın, kime nasıl hizmet edebileceğimizi düşünerek çalışıyoruz.” dedi. Başkan Taşdelen, kent konseyi onur üyeliğinden gurur duyduğunu vurguladı. Keçiören’de Bişnev konseri HABER MERKEZİKeçiören Belediyesi ve Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü işbirliği ile Bişnev Konseri düzenlendi. Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve eşi Hatice Ak’ın yanısıra, Filistin, Fas, Katar, Lübnan, Ürdün, Moritanya, Arap Birliği ve Irak Büyükelçileri de katıldı. Keçiörenli vatandaşların büyük ilgi gösterdiği programda Şef Haluk Derinöz yönetimindeki koro, Hammamizade İsmail Dede Başkan Taşdelen’e Kent Konseyi üyeliği Efendi’nin Ferahfeza Mevlevi Ayini’ni Mesnevi’den beyitlerle harmanlayarak sundu. Konserin ardından kısa bir konuşma yapan Belediye Başkanı Mustafa Ak, Mevlana’nın 741’inci vuslat yıldönümünü rahmetle andıklarını belirterek, “Mevlana çok önemli ve büyük bir değerdir. Keçiören için güzel şeyler yapmaya ve vatandaşlarımızı sanatla buluşturmaya gayret ediyoruz. Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Türkiye için değerli bir korodur. Keçiören’de konser vermelerinden dolayı gurur duyuyoruz. Keçiören’de koromuzun konserleri devam edecek inşallah” dedi. 6 EKONOMİ 16 Aralık 2014 Salı Geçmişte çoğunlukla kadınların ve "acemi" sürücülerin tercih ettiği otomatik şanzımanlı araçlara olan ilgi, sağladığı sürüş konforu nedeniyle son yıllarda giderek artıyor. “ İZMİR- Ocak-Kasım 2014 döneminde satılan 477 bin 277 otomobilden 219 bin 868'ini otomatik vitesli otomobiller oluşturdu ve satıştaki payı yüzde 46'ya yükseldi. Lüks sınıf otomobillerde otomatik vites tercihi ise yüzde 98 oldu. AA muhabirinin Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerinden derlediği bilgilere göre, sürücülerin otomatik vitesli otomobillere olan ilgisi her geçen yıl artıyor. Yılın 11 aylık bölümünde satılan 477 bin 277 otomobilden 219 bin 868'ini otomatik vitesli otomobiller oluşturdu. Ocak-Kasım 2014 döneminde otomatik şanzımanlı otomobil satış adetleri 2013'ün ” sevdik aynı dönemine göre yüzde 1,32 arttı. Geçen yılın 11 ayında 217 bin 10 olan otomatik vitesli otomobil satış adeti bu yıl 219 bin 868'e çıktı. Otomatik şanzımanlı otomobil satışlarının payı ise yüzde 38,51'den yüzde 46,07'ye yükseldi. Satılan her 10 otomobilden yaklaşık 5'ini otomatik vitesli araç oluşturdu. Otomatik vites en çok lüks otomobil sınıfında tercih edildi. Bu sınıfta satılan 2 bin 907 aracın yüzde 98,01'inde otomatik şanzıman tercih edildi. En küçük şehir otomobili olarak bilinen A segmentinde 2 bin 516, bu segmentten biraz daha büyük olan ve küçük otomobil sınıfında yer alan B segmentinde 40 bin 869, küçük aile otomobili olarak nitelendirilen C segmentinde 113 bin 208, büyük aile otomobili olarak bilinen D segmentinde 48 bin 23, üst sınıf kategorisindeki E segmentinde ise 12 bin 345 otomatik vitesli otomobil satıldı. Otomatik şanzımanın payı, D segmentinde yüzde 82, E segmentinde yüzde 76, A segmentinde yüzde 69, C segmentinde yüzde 45, B segmentinde yüzde 27 oldu. (AA) 30 bin TL’ye bedelli askerlik yapanlar 12 bin TL’lik farkı geri istiyor Konut alanlar inşaat firmalarından şikayetçi İSTANBUL- Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, bu yılın 11 ayında ev alan 2 bin 400 vatandaşın şikayetlerini incelediklerini belirtti. Küçük 'Konut alanlar inşaat firmalarından şikayetçi' dedi. Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, bu yılın 11 ayında ev alan 2 bin 400 vatandaşın şikayetlerini incelediklerini belirterek, "Araştırmamıza göre, konut alanlar en çok inşaat firmalarını şikayet ediyor. Bunu sırasıyla banyo/duş, ısı sistemleri, emlak ofisi ve PVC izliyor" dedi. Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28 Mayıs'ta yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Yeni yasanın uygulamasına ilişkin bugüne kadar 9 yönetmelik yayımlandığını belirten Küçük, yeni yasa ile iç AB müktesebatı, Borçlar ve Ticaret kanunlarına uyumun sağlandığını, ekonomik ve ticari hayatta ortaya çıkan işlemlerin kavranması ve mevcut tüketici sorunlarının ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini söyledi. Yasanın konut tüketicisine yeni haklar getirdiğini dile getiren Küçük, bu haklardan birisinin "sözleşmede öngörülen koşulların sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemeyeceği" olduğunu, böylece tüketicilerin olası bir durumda ilgili yerlere şikayette bulunabileceğini aktardı. Yasa ile cayma sürelerinde önemli değişiklikler yapıldığını, alıcının sözleşmeden cayma süresinin 14 güne çıkarıldığını aktaran Küçük, "Daha önce taksitli satışlarda cayma süresi yoktu. Yeni yasa ile koşulsuz şartsız cayma süresi getirildi. Bankadan konut için kredi kullanılmasında dahi koşulsuz şartsız, hiçbir tazminat ve ceza ödemeksizin 14 gün içerisinde sözleşmeden vazgeçilebiliyor. Daha önce imzayı attığın an her şey bitiyordu. Ancak şu an ev alan birisi 14 gün içinde iade alabiliyor ve herhangi bir yükümlülüğün altına girmiyor" diye konuştu. Levent Küçük, ön ödemeli, maketten satış gibi durumlarda da konut teslimine kadar alıcının sözleşmeden dönebileceğini ifade ederek, bu tür durumlarda tüketiciden sözleşmenin yüzde 2'sine kadar tazminat istenilebileceğini anlattı. "Halk arasında 'topraktan', piyasada 'maketten satış' denilen uygulamada hiçbir tazminat ödenmeden 14 günde cayılabilir veya teslimattan önce sözleşmeden dönülebilir" diyen Küçük, artık yapı ruhsatı olmadan maketten satış yapılamadığını bildirdi. Küçük, ön ödemeli satışlarda 36 ay içerisinde teslim şartı olduğunu, konut finansmanı kredilerinde vade 36 ayın altına indiyse ödenecek erken ödeme tazminatının yüzde 1'e düşürüldüğünü kaydederek, "Konut kredilerinde banka artık istemediğiniz müddetçe sizi hayat sigortası yapmaya zorlayamaz, kredili mevduat hesabı açtıramaz. Şu anda bankanın yaptığı tek mecburi sigorta DASK" dedi. TÜDER Genel Başkanı Levent Küçük, vatandaşların ev alırken bu ve buna benzer çok hakkı olduğunu vurgulayarak "Maalesef konut tüketicilerinin birçoğu yasada tanınan hakları bilmiyor. Tavsiyem mutlaka tüketici derneklerine haklarını sorsunlar, yasayı okusunlar. Bu konuyla ilgili yazıları gözden geçirsinler" ifadelerini kullandı. (AA) TBMM- 2011'deki bedelli askerlik uygulamasından 30 bin TL ödeyerek yararlananlar, yeni düzenlemede bedelin 18 bin TL olmasından dolayı 12 bin TL'lik farkın kendilerine geri ödenmesi istemiyle TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvuruyor. 2011'deki bedelli askerlik düzenlemesinden yararlanan Arif Çağrıcı dilekçesinde, "70 bin bedelli 30 bin TL ödemişken, 2014'de rakamın 18 bin TL'ye düşmesi haksızlık. 12 bin TL'nin iade edilmesini talep ediyorum. Bizler çok zengin olduğumuz için bu miktarı ödemedik, işimizden olmamak, ailemizi mağdur etmemek için mecbur kaldık" dedi. Ares Armağan ise uzun seneler hem kariyer hem de iş bulma ve benzeri durumlardan dolayı erteledikleri askerlik hizmetini 2011 senesinde çıkan kanunla 30 bin TL bedel ödeyerek yerine getirdiklerini kaydetti. Daha makul bir ücret beklerken 30 bin TL gibi yüksek bir meblağın kendilerini oldukça zora soktuğunu ifade eden Armağan, şunları kaydetti: "Bizler zengin değildik, hepimiz çalışan ve bu bedeli çok zor şartlarda denkleştiren insanlardık. O yüzden bazılarımız banka kredileriyle halen bu bedeli taksit olarak ödemektedirler ve toplam ödenen bedel 45 bin TL gibi rakamlara ulaşmaktadır. Bizlerin günahı neydi? Geçtiğimiz gün yasalaşan yeni bedelli askerlik kanunundaki 18 bin TL bedel bizi derinden üzmüştür. Çünkü biz bu bedelin neredeyse 2 katını ödemek zorunda kaldık. ABD, Türkiye’nin enerji projelerini ve politikasını destekliyor KONYA - ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı James Turner, Türkiye'nin enerji projeleri ve politikalarını sürekli desteklediklerini söyledi. Konya Ticaret Odası (KTO) Toplantı Salonu'nda düzenlenen "Türkiye-ABD İlişkileri ve İş Olanakları" konulu toplantıya katılan Turner, toplantının iki ülke arasındaki ikili ilişkilere katkı sağlayacağını söyledi. Türkiye ekonomisinin son 10 yılda ciddi derecede büyüdüğünü belirten Turner, "Türkiye-Amerikan ticaret hacmi de çok ciddi derecede büyüdü. Türkiye, diğer dünya ülkeleriyle rekabet içerisinde. Geçen hafta Avrupa Birliğinden üç komisyon üyesi Türkiye'ye gelmişti. Bu, çok iyi bir şey. Türkiye'nin hem Avrupa Birliğine dahil olma sürecini hem de Avrupa Birliği ile olan Gümrük Birliğini genişletme sürecini kesinlikle destekliyoruz. Türkiye'nin daima enerji projeleri ve politikalarında destekçisi olmaktayız" diye konuştu. KTO Başkanı Selçuk Öztürk ise ABD'nin dünyanın en büyük ekonomisi, nüfus ile de dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi olduğunu aktardı. İki ülkenin siyasi ve ekonomik konularda bir araya geldiğini aktaran Öztürk, buna rağmen ekonomik ilişkilerin gelişmediğine işaret etti. Öztürk, toplantının, bu sorunu çözmek adına gerçekleştirildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "AB-ABD Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması, Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Bir de Trans Pasifik İşbirliği Anlaşması var. Burada da ABD ve 13 pasifik ülkesi var. Bu anlaşmalar 'yeni bir küresel ekonomik düzen' demektir çünkü dünyanın yüzde 70'i bu yeni düzende yer alacak. Böylesine devasa bir anlaşmanın dışında kalanları olumsuz etkilememesi ise imkansızdır. Türkiye'nin bu anlaşmalar içinde yer alması, hem ABD hem de AB ekonomileri için zorunluluktur." Konuşmaların ardından Turner, katılımcıların sorularını yanıtladı. Müsteşar Turner, Konya temasları kapsamında Vali Muammer Erol'u makamında ziyaret etti. Turner, ziyarette yaptığı konuşmada, Konya'nın hem turizm hem de ticari açıdan önemli bir il olduğunu belirtti. Türkiye ve Amerika'nın ekonomik ilişkilerinin çok önemli olduğunu dile getiren Turner, işbirliği yapılması adına düşünceleri olduğunu vurguladı. Konuşmaların ardından Vali Erol, Turner'e Şeb-i Arus etkinlikleri için davetiye ve İngilizce Mesnevi hediye etti. (AA) Bankacılık sektörü kredi hacmi arttı O dönemde 465 bin kişinin faydalanması beklenen yasadan sadece 70 bin kişi faydalanabilmiştir. Bu yapılan yanlış hesaplamalar ve yüksek bedel dolayısıyla şimdiki yeni yasada 18 bin TL gibi makul bir bedel belirlenmiştir. Bizler bu yeni yasadan dolayı aradaki 12 bin TL'lik farkın geri ödenmesini talep ediyoruz. Bu geri ödenmesi gereken fark ile bizler borçlarımızı kapatabilecek ve mağduriyetimizi gidermiş olacağız." Mustafa Türkyılmaz da "Halen daha kredi taksitlerini ödemeye çalışmaktayım. Tek maaş ile çalışan bir çocuk sahibi biriyim. Son çıkan bedellinin rakamının 2011'deki yapılan hesap hatasının göz önüne alınarak 18 bin TL yapıldığını üzülerek görmekteyim. Katılımın çok olması adına bedelin indirilmesi yapılması gereken doğru bir şeydir. Lakin 2011 yılında yapan bizlerin günahı nedir? Anayasa'nın eşitlik ilkesi gereğince ve sosyal devlet kavramı çerçevesinde yaşadığım bu mağduriyetin giderilmesini talep etmekteyim" ifadelerini kullandı. Dilekçe Komisyonuna, benzer taleplerle yüzlerce dilekçe geliyor. (AA) STANBUL - Bankacılık sektörü kredi hacmi (Merkez Bankası dahil) 5 Aralık ile biten haftada 4 milyar 657 milyon lira artarak 1 trilyon 176,7 milyar liraya yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistiklerine göre, bankacılık sektörü toplam kredi hacmi 5 Aralık ile biten haftada 4 milyar 657 milyon 636 bin lira arttı. Böylece söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 1 trilyon 171 milyar 994 milyon 63 bin liradan 1 trilyon 176 milyar 651 milyon 699 bin liraya ulaştı. Toplam kredi hacmi 5 Aralık haftasında bir önceki haftaya oranla yüzde 0,40 ve bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 18,66 arttı. Verilen kredilerin 1 trilyon 155 milyar 55 milyon 872 bin lirası mali olmayan kesime, 21 milyar 595 milyon 827 bin lirası da mali kesime kullandırıldı. Mali olmayan kesime verilen kredilerin 21 milyon 986 bin lirası Merkez Bankası, 1 trilyon 35 milyar 458 milyon 832 bin lirası mevduat bankaları, 55 milyar 164 milyon 375 bin lirası kalkınma ve yatırım bankaları, 64 milyar 410 milyon 679 bin lirası da katılım bankaları tarafından karşılandı. Mali olmayan kesime verilen krediler haftalık bazda yüzde 0,47 ve yıllık bazda yüzde 19,8 artış oldu. Mali kesime kullandırılan kredilerin ise 15 milyar 663 milyon 825 bin lirası mevduat bankaları, 5 milyar 925 milyon 173 bin lirası kalkınma ve yatırım bankaları, 6 milyon 829 bin lirası katılım bankaları tarafından verildi. Mali kesime kullandırılan kredilerde haftalık bazda yüzde 3,33 düşüş ve yıllık bazda yüzde 11,67 artış kaydedildi. (AA) Enerjide büyüme sürüyor ANKARA- NİHAN CABBAROĞLU/UĞUR SERHAN ÖZCAN - Türkiye'nin elektrik ve gaz üretimi ile madencilik ve taşocakçılığı sektörleri, yılın üçüncü çeyreğinde büyümeyi sürdürdü. AA muhabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'de elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 6,4 büyüdü. Söz konusu faaliyet alanında büyüme oranı, ilk çeyrekte yüzde 3,4, ikinci çeyrekte ise yüzde 4,6 olarak gerçekleşmişti. Elektrik, gaz, buhar ve iklim- lendirme üretimi ve dağıtımının, GSYH içindeki payı ise yüzde 1,7 olarak hesaplandı. Bu faaliyet kolunun değeri, sabit fiyatlarla 2013'ün üçüncü çeyreğinde 550 milyon lira iken, bu yılın aynı döneminde 586 milyon liraya yükseldi. Madencilik ve taşocakçılığında ise üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,1'lik büyüme gerçekleşti. Bu rakam, ilk çeyrekte yüzde 7,3 iken, yılın ikinci üç aylık döneminde yüzde 8,7 olarak açıklanmıştı. Madencilik ve taşocakçılığı sektörünün GSYH içindeki payı yüzde 0,8 olurken, değeri de sabit fiyatlarla 2013 yılı üçüncü çeyreğinde 245 milyon lira iken, bu yılın aynı döneminde 255 milyon liraya yükseldi. (AA) EKONOMİ 16 Aralık 2014 Salı Merkezi Roma'da bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), son veriler doğrultusunda küresel boyutta tahıl üretiminde 2,5 milyar tonla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşıldığını bildirdi. Bu yıl küresel tarım üretiminde rekor kırıldı ROMA- FAO açıklamasında, "Son göstergelere göre küresel tahıl üretimi 2014'te 2,5 milyar tonla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı" ifadesine yer verildi. FAO'nun Ürün Beklentileri ve Gıda Durumu Raporu'nda, Avrupa'daki verimli ürünlerin ve Amerika Birleşik Devletleri'nde rekor sayıdaki mısır üretiminin de etkisiyle işlenmiş pirinç de dahil olmak üzere bu senenin tahıl üretiminin 2 milyar 532 milyon tona ulaşmasının beklendiği, bu rakamın 2013 verilerinden yüzde 0,3 daha fazla olduğu belirtildi. İç çatışmaların, elverişsiz hava koşullarının ve Ebola virüsü hastalığının olduğu ülkelerde gıda güvenliğinin tehlikeye girdiğine dair uyarılarda bulunulan raporda, 29'u Afrika'da olmak üzere 38 ülkenin gıda güvenliği sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı ifade edildi. Ebolanın, ürünlerin ekilme döneminde yayılmaya başladığı, tarım mevsimi boyunca genişlediği ve Batı Afrika'nın tarım ve gıda sek- töründe en büyük şoklardan birine yol açtığı vurgulanan raporda, bu durumdan etkilenen ülkelerin başında ise Gine, Liberya ve Sierra Leone'nin geldiği aktarıldı. FAO'nun, yerli pirinç ve bölgenin önde gelen ikinci mahsulü manyok fiyatlarında önemli artışlar olacağı konusunda eylül ayında yaptığı uyarıya atıfta bulunulan raporda, elverişsiz hava koşullarından dolayı Sahel bölgesindeki mahsulün ise Senegal'de ortalamanın yüzde 38'in altında kalacak kadar keskin bir düşüş yaşayabileceği dile getirildi. Suriye'de kötüleşen iç savaş koşullarından dolayı mahsulün düşük olmasının acil durum arz ettiğinin altı çizilen raporda, komşu ülkelerdeki mültecilerle birlikte tahminen 6,8 milyon insan gıda güvencesizliğinin şiddetli etkileriyle karşı karşıya bulunduğu kaydedildi. Terk edilmiş araziler, iş gücü yetersizliği, kuraklık, hasar görmüş kanallar ve elektrik santrallerinden dolayı ülkede 2014'teki mahsul üretiminde ciddi bir düşüş olduğu da vurgulandı. Raporda, 2013'te kaydedilen iyileşmeye rağmen, bu senenin gıda ekin üretiminin, ortalamanın yüzde 58 altında olması beklenen Orta Afrika Cumhuriyeti'nde nüfusun üçte birinin acil gıda yardımına ihtiyaç duyduğuna dikkat çekildi. Tahıldaki üretim düşüşünün, daha az emek gerektiren ve daha az besleyici olan manyok üretimindeki yüzde 45 artışla kısmen düzeldiği bildirildi. Raporda, Sudan'ın Darfur bölgesi, Nijerya'nın kuzeyi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve 550 bin insanın gıda ve geçim kaynağına ihtiyaç duyduğu Çad'da mülteci hareketlerinin, yerel gıda stoklarının üzerinde baskı oluşturduğu aktarıldı. Son hasat ve insani yardım sevkiyatı durumu hafifletse de 6 milyondan fazla insanın, yüksek gıda fiyatlarının olduğu Güney Sudan, Sudan ve Somali'de gıda ve geçim yardımına ihtiyaç duyduğuna işaret edildi. (AA) Kalkınma Bakanı Yılmaz: “GAP büyük ölçüde tamamlandı” Çelik boru ihracatı 11 ayda 1,7 milyon tona ulaştı İSTANBUL- Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD), bu yılın ocak-kasım döneminde Türkiye'nin çelik boru ihracatının yıllık yüzde 2,7 artarak 1 milyon 740 bin tona ulaştığını bildirdi. ÇEBİD'ten yapılan açıklamaya göre sektörün ihracatı, 2014'ün 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 2,7 artarak 1 milyon 740 bin tona yükselirken, değer bazında yüzde 3,1 azalarak 1 milyar 455 milyon dolara geriledi. Yaşanan sıcak gelişmeler eşliğinde Irak'a gerçekleştirilen ihracat son aylarda düşüş kaydetse de ülke en büyük pazar konumunu korudu. Türk çelik boru sektörünün bu yılın ocak-kasım döneminde en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında ilk sırayı Irak alırken, bunu ABD ve İngiltere takip etti. Söz konusu dönemde Irak'a yüzde 25,8 azalışla 238 milyon 460 bin dolarlık, ABD'ye yüzde 7,4 artışla 223 milyon 677 bin dolarlık ve İngiltere'ye yüzde 53,5 artışla 155 milyon 805 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Çelik boru sektörünün kasım ayı ihracatı ise miktar bazında yıllık yüzde 14,7 artışla 160 bin 936 ton, değer bazında ise yüzde 9,8 yükselişle 133 milyon 418 bin dolar düzeyinde gerçekleşti. Açıklamada görüşlerine yer verilen ÇEBİD Genel Sekreteri Mehmet Zeren, kasım ayı ihracat rakamlarını değerlendirerek, şunları kaydetti: "Zor bir yılın daha sonuna yaklaştık. Tüm dünyayı etkisi altına alan olumsuz etkenlere rağmen, Türk çelik boru sektörü olarak yıl sonu hedefimize doğru temkinli adımlarla ilerliyoruz. Şimdiye kadar elde ettiğimiz veriler 2014 yılını hedeflerimizde çok fazla sapmaya gitmeden kapatacağımızı gösteriyor. Özellikle kasım ayı ihracatımızdaki yüzde 15'lik artış sektörümüzün 2015 yılı umutlarına destek oldu. Bu doğrultuda, çelik boru sektörü olarak 2015 yılında üretim ve ihracatımızı artırmak amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz." ANKARA - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) İzleme-Değerlendirme Toplantısında yaptığı konuşmada, GAP'ın Türkiye'nin bölgesel potansiyelini değerlendirdiğini söyledi GAP'ın sadece bölgenin değil, Türkiye'nin kalkınması bakımından da yüksek öneme sahip olduğunu belirten Yılmaz, "GAP ile 1,8 milyon hektar alanın sulamaya açılması ve yılda 27 milyar kilovat-saat hidroelektrik enerjisi üretimi hedeflenmiştir. Ancak GAP insan ve toplum boyutunu esas alan entegre ve sürdürülebilir bölgesel kalkınma yaklaşımıyla hemen hemen yaşamın tüm alanlarında iyileşmeyi hedefleyen bir projedir" dedi. GAP Eylem Planı'nın uygulamasıyla bölgenin ekonomik ve sosyal göstergelerinde önemli iyileşmeler sağlandığını bildiren Yılmaz, eğitimde, sağlıkta, şehirleşmede, ulaştırmada, tarımda, toplu konutta, kanalizasyon ve içme suyu altyapısında, sosyal destek projelerinde ve diğer tüm alanlarda büyük yollar alındığını dile getirdi. Yılmaz, son yıllarda GAP bölgesinde yapılan kamu yatırımlarının giderek arttığını da anlatarak, "GAP bölgesi yatırımlarının toplam kamu yatırımları içerisindeki payı 1990-2007 döneminde ortalama yüzde 7 iken bu oran 2008-2014 döneminde yüzde 12,5 olarak gerçekleşmiştir" dedi. Projenin, bölge ticaretini olumlu yönde etkilediğinin altını çizen Yılmaz, "2007 yılında 3,3 milyar dolar olan ihracat tutarı 2013'te 8,9 milyar dolara yükseldi. Bölgeden yapılan ihracatın ülke ihracatı içindeki payı yüzde 3,1'den yüzde 5,9'a ''Biz 2, komşu 25 kilogram zeytinyağı tüketiyor'' MUĞLA - DURMUŞ GENÇ - Muğla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nazif Ekici, fazla zeytinyağı tüketilmeyen Türkiye'nin dünya ve Avrupa ortalamasının gerisinde bulunduğunu söyledi. Muğla ve ilçelerinde aralık-ocak aylarında bahçeden tırmık ve sırıklarla zahmetle toplanarak fabrikalara ulaştırılan, burada da zeytinyağına dönüştürülen zeytin, yöre halkının önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Üreticiler tarafından elle ya da silkme yöntemiyle toplanan zeytinler, önce türlerine göre ayrılıyor. Bölgede bulunan zeytin işleme fabrikalarına götürülen ve işçiler tarafından ''huni'' adlı çukura dökülen zeytinler, makine sistemiyle yapraklardan temizleniyor, yıkanıyor ve kırıcıda eziliyor. Buradan çıkan hamura karıştırma ve yoğurma işlemlerinden sonra su verilerek posa ve şırası ayrıştırılıyor. Şıradan da yağ ve karasu ayrıştırılıp, yağ filtre tankına alınıyor, son tortuları ayıklanıp dinlenme tankına bırakılıyor. Bu yolla elde edilen doğal yağ, güğümlere, teneke ve şişelere doldurulup halk pazarları ve marketler aracılığı ile sofralara ulaştırılıyor. Yağdan geriye kalan ''pirina'' ise tekrar öğütülüp sanayide çeşitli alanlarda kullanılıyor. İl Gıda, Tarım Hayvancılık Müdürü Ekici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muğla'nın zeytin, nar, narenciye, badem, örtü altı domates yetiştiriciliği, çam balı ve kültür balıkçılığı sektörlerinde öne çıktığını, kırsal kesimin de neredeyse tamamının zeytin yetiştiriciliği yaptığını kaydetti. Türkiye'nin zeytin ağacı varlığının yüzde 16'sını Muğla ve ilçelerindeki zeytin ağaçlarının oluşturduğunu bildiren Ekici, zeytin ve zeytinyağı üretiminin ilde yaklaşık 35 bin çiftçinin geçim kapısı olduğunu belirtti. Muğla'da devletin verdiği destekle zeytin ağacı sayısının 16 milyona ulaştığını vurgulayan Ekici, kentin zeytin üretimi bakımından Türkiye'de ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. Ekici, ilde yılda ortalama 180 bin ton zeytin üretildiğine dikkati çekerek, bunun yüzde 80'lik kısmının yağlık olarak değerlendirildiğini söyledi. Yılda 40-50 bin ton civarında zeytinyağı elde edildiğini bildiren Ekici, "Muğla'da ağırlıklı olarak 'Memecik' çeşidi bulunuyor ama son yıllarda 'Gemlik' çeşidi ile bahçe tesisi de arttı. Özellikle erken hasat yapılan bölgelerde yağ kalitesi yüksek, asit oranı düşük" dedi. (AA) Trafik kazalarının sigortacılara maliyeti 2,4 milyar lirayı geçti Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Bugüne dek yapılan çalışmalar bölgede istikrar ve gelişim yaratmış, klasik anlamda GAP büyük ölçüde tamamlanmıştır" dedi. çıktı" diye konuştu. Yılmaz, sözkonusu ekonomik gelişmenin kendini işsizlik rakamlarında ve işgücüne katılım oranlarında gösterdiğini ifade etti. Bakan Yılmaz, yeni teşvik tedbirleriyle bölgedeki yatırımlarda önemli artış gerçekleştiğini vurgulayarak, "GAP Bölgesine 2014 yılı eylül sonu itibarıyla 398 adet teşvik belgesi verildi. 5,4 milyar liralık sabit yatırım tutarı ve 16 bin 181 kişilik istihdam öngörüldü" dedi. Bölgedeki dokuz ili de üniversiteye kavuşturduklarını kaydeden Yılmaz, bu üniversiteler için 2008-2014 yılları arasında 1,5 milyar liranın üzerinde kaynak ayrıldığını söyledi. (AA) EPDK’nın para cezalarında artış ANKARA- Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK), elektrik, doğalgaz, LPG ve petrol piyasasındaki bazı mevzuat ihlallerinde gelecek yıl uygulayacağı idari para cezaları yeniden değerleme oranı tutarında artırıldı. EPDK'nın konuya ilişkin tebliğleri, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, Kurul'un 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren uygulayacağı idari para cezası tutarları, Maliye Bakanlığınca yüzde 10,11 olarak belirlenen yeniden değerleme oranında artırıldı. Kurul, Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması ve Doğalgaz Piyasası Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca 7 yazılı ihtara rağmen mevzuata aykırı durumlarını devam ettirenlere 503 bin 46 lira ile 1 milyon 6 bin 95 lira, Petrol Piyasası Kanununun 19. maddesi uyarınca lisans almaksızın lisansa tabi faaliyetlerin yapılmasının da aralarında yer aldığı mevzuat ihlallerinde 227 lira ile 1 milyon 144 bin 373 lira, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16. maddesi uyarınca lisanssız faaliyetler başta olmak üzere mevzuata aykırı durumlarda 164 lira ile 838 bin 412 lira, Elektrik Piyasası Kanunun 16. maddesi uyarınca mevzuata aykırı davrananlara ise 572 bin 186 lira ile 1 milyon 144 bin 373 lira arasında idari para cezası uygulayabilecek. (AA) KOCAELİ Türkiye'deki sigorta şirketlerinin ocak-ekim döneminde kaza yapan kaskolu araç sahiplerine ödediği tazminat 2 milyar 454 milyon liraya ulaştı. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) verilerine göre, geçen yılın 10 aylık döneminde 1 milyon 516 bin 60 adet olan hasar sayısı, bu yılın aynı döneminde yüzde 9,5 azalarak 1 milyon 372 bin 406 adede geriledi. Söz konusu hasarlar için sigorta şirketlerince araç sahiplerine ödenen tazminat tutarı, yüzde 4,5'lik artışla 2 milyar 453 milyon 875 bin liraya çıktı. Yılın 10 aylık periyodunda kaskolu araç türleri arasında en fazla hasar dosyası otomobillerde açıldı. Bu dönemde hasar gören 925 bin 710 otomobil için 1 milyar 599 milyon 259 bin lira tazminat ödendi. Kamyonetler 361 milyon 499 bin lirayla ikinci sırayı alırken, bunu 183 milyon 787 bin lirayla çekiciler ve 123 milyon 14 bin lirayla kamyonlar takip etti. Bu dönemde, taşıma araçları için düzenlenen teminat adedi 3 milyon 913 bin 390 olarak kayıtlara geçti, bunlara 4 milyar 22 milyon 335 bin lira prim yazıldı. Hasar/prim oranı bazında bakıldığında sektör için en maliyetli kalem yüzde 64,4'le kamyonet kaskoları oldu. Bunu yüzde 63,8'le otomobiller ve taksiler, yüzde 59,6'yla çekiciler, yüzde 58,5'le midibüsler, yüzde 56,3'le otobüsler, yüzde 52,8'le kamyonlar, yüzde 48'le minibüsler, yüzde 46,6'yla römorklar, yüzde 43,2'yle motosikletler, yüzde 31,6'yla tarım makineleri, yüzde 31,4'le özel amaçlı taşıtlar, yüzde 27,9'la tankerler, yüzde 27,1'le traktörler ve yüzde 17,4'le iş makineleri izledi. (AA) 8 KÜLTÜR-SANAT 16 Aralık 2014 Salı KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN [email protected] ZİLE ESKİ BELEDİYE BAŞKANI MEHMET ŞEVKİ EFENDİ Hikmet Dizdaroğlu , küçük yaşlarda yazı hayatına başlamıştır. Erzurum Öğretmen Okulu son sınıf öğrencisi iken, arkadaşlarıyla birlikte kendisinin ekip başı olduğu “Yayın Kolu” olarak Dumlu adlı bir dergi çıkarmışlardır. İlk yazısı, 15 Mart 1937 tarihinde burada yayımlanmış olup “Edebiyatımızda Dekadanlık” başlığını taşıyordu. Hikmet Dizdaroğlu’nun yüzlerce makale, inceleme, eleştiri, sohbet, fıkra ve araştırma yazıları; başlıca şu dergilerde yayımlanmıştır: Aras, Altın Işık, Bozkurt, Çağrı, Edebiyat Dünyası, Fikirler, Hisar, Oğuz, Orkun, Şadırvan, Türk Folklor Araştırmaları, Türk Dili, Türk Yurdu, Ülkü, Varlık, Doğuş, Erciyes, Kültür, Yayla, Sanat ve Edebiyat, Yeni Çağ, Türk Yurdu, Tanrıdağ, İç Oğuz, Halk Bilgisi Haberleri, Yücel, Ziya Gökalp vb. Hikmet Dizdaroğlu 16 Eylül 1953 tarihinde Türk Dil Kurumu’na üye seçilmiştir. 1960 yılında Ankara’ya geldiğinde bu kurumun, Yönetim Kuruluna seçimle gelmiştir. Kurul, kendi arasında yaptığı görev bölümünde Hikmet Dizdaroğlu, Terim Kolu Başkanlığı’na getirildi. 1972 yılına kadar bu görevini devam ettirdi. Türk Dili Dergisinde 1952 ile ölümüne kadar (1981) toplam 184 yazısı yayımlanmıştır. Yazıları genellikle; tanıtma değerlendirme ve eleştiridir. Dil ve yazım yanlışlarını hiç bağışlamayan bir karaktere sahipti. Onun döneminde 24 terim sözlüğü yayımlanmıştır. Hikmet Dizdaroğlu’nun başlıca eserleri şunlardır: I. Biyografi (Yaşama ) ve Monografiler: -Namık Kemal Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını, İstanbul 1952 (2. Baskı 1954, 3. Baskı 1957, 4. Baskı 1959, 5. Baskı 1962, 6. Baskı 1965, 7. Baskı 1968, 8. Baskı 1971, 9. Baskı 1977) -Cenap Şahabettin Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını, İstanbul 1953 (2. Baskı 1964) - Şinasi Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını, İstanbul 1954 (2. Baskı 1970) -Müftüoğlu Ahmet Hikmet, Tür Dil Kurumu Yayını, Ankara 1964 -Abdulhak Hamit Tarhan Hayatı-Sanatı-Eserleri, Varlık Yayını, İstanbul 1953 (2. Baskı 1965, 3. Baskı 1970) -Ömer Seyfettin, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1964 -Ataç Üzerine Söyleşiler (Bu kitabın Nurullah Ataç Bibliyografyası Sami Nabi Özerdim tarafından yapılmıştır.), Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1962 II. Dil Üzerine: -Türkçede Sözcük Yapma Yolları, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1962 -Türkçede Fiiller, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1962 -Tümcebilgisi, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1976 III. Halk Şiiri ve Saz Şiirleri: -Yusufelili Ali Huzuri Çoşkun, Hayatı-Şahsiyeti. 1. Cilt, CHP Halkevi Yayını, Ankara 1949 (2. Baskı 1969 -Halk Şiirinde Türler, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1969 IV. Derleme-Araştırma: -Dilcilere Saygı, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara 1965 -Muharrir Bu Ya, Ahmet Rasim (Hazırlayan ve Sadeleştiren: Hikmet Dizdaroğlu), Milli Eğitim Bakanlığı Yayını, Ankara 1969) -Türk Töresi, Ziya Gökalp (Hazırlayan ve Sadeleştiren: Hikmet Dizdaroğlu), Milli Eğitim Bakanlığı Yayını, Ankara 1976 -Ziya Gökalp Üzerine Araştırmalar, Ziya Gökalp Yayını, Ankara 1981 V. Yardımcı Okul Kitapları: -Sanatçılar (Ortaokul Türkçe Kitaplarında Adı Geçen Türk ve Yabancı Yazarlar), Ankara Neşriyat Yayını, Ankara 1962 (2. Baskı 1963) -Namık Kemal, Öğretmenler Bankası Yayını, Ankara 1964 -Ahmet Rasim, Öğretmenler Bankası Yayını, Ankara 1965 Hikmet Dizdaroğlu; atasözleri, argo dili ve edebiyatı, halk hikayeleri, mitoloji gibi konularla da uğraşmaktaydı. Folklor onun en çok ilgi duyduğu bir alandı. Hikmet Dizdaroğlu Gazi Eğitim Enstitüsünde öğretmen iken 1971 yılında 54 yaşında emekli oldu. Bazı yazılarını Şevki Durugöl müstear imza ile yayımlıyordu. 22 Aralık 1981 salı günü Ankara’da 64 yaşında hayata gözlerini yumdu. YARARLANILAN KAYNAKLAR 1. Ali Rıza ÖNDER, Folklorcularımız: Hikmet Dizdaroğlu”, Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Yıl: 16. Cilt: 9, Sayı: 190, Mayıs 1965, s.3737-3738 2. Nejat SEFERCİOĞLU, “Hikmet Dizdaroğlu”, Türk Folkloru Araştırmaları-1982 Yıllığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi (MİFAD) Yayınları: 44, G. Ü. Basın-Yayın Yüksekokulu Basımevi, Ankara 1983, s. 221-222 3. Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi, Cilt: 3 (Hazırlayan: İhsan Işık), Elvan Yayınları: 5, Ankara 2006, s. 1071 4. Behçet NECATİGİL, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, İlaveli 4. Baskı, Varlık Yayınları Faydalı Kitaplar: 10, İstanbul 1967 (Nisan), s. 91-92 5. Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi, Cilt: I., (A-İ), Yapı Kredi Yayınları: 1809. İstanbul 2003, s. 326-327 6. Abdülkadir GÜLER, “Benim Öğretmenim Hikmet Dizdaroğlu”, Milliyet Blog, 9 Mayıs 2014 (http: blog.milliyet.com.tr) 7. Murat ÖZMEN, Öğretmenim Hikmet Dizdaroğlu, SAGE Yayıncılık Mat. Rek. San. Tic. Ltd. Şti., Ankara 2014 (Nisan) 8. Nail TAN, “Hikmet Dizdaroğlu”, Türk Dili Dergisi, Türk Dil Kurumu Yayını, Cilt: 98, Sayı: 700, Nisan 2010, Ankara, s. 919-921 Los Vivancos, CRR Konser Salonu'nda sahne alacak İSTANBUL - Los Vivancos, "7 Hermanos" ve "Aeternum" gösterilerinin en iyi bölümlerini 1920 Aralık'ta Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nda sergileyecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, çocukluğundan itibaren dans eden, okuma yazmayı öğrenmeden enstrüman çalmaya başlayan 7 kardeşin oluşturduğu grup üyeleri, Budapeşte Senfoni Orkestrası tarafından kaydedilen müzikler eşliğinde sahne alacak. Barselona Konservatuvarı'nda dans eğitimlerini tamamladıktan sonra deneyim kazanmak üzere ayrı ayrı çalışmalara imza atan grup üyeleri, 2004'te yeniden bir araya gelerek Los Vivancos'u kurdu. (AA) Budapeşte'de "İstanbul yemekleri" kitabı tanıtıldı Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de Macar gazeteci Laszlo Zöldi Szentesi tarafından yazılan "İstanbul yemekleri" kitabının tanıtımı yapıldı. BUDAPEŞTE - Macar gazeteci Laszlo Zöldi Szentesi tarafından yazılan İsztambuli Vendegseg (İstanbul'a misafirlik) isimli "İstanbul yemekleri" kitabı, Budapeşte belediyesi halk evinde Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçisi Şakir Fakılı'nın, onur konuğu olarak katıldığı bir programla basın mensuplarına ve davetlilere tanıtıldı. Macar sanatçılar tarafından seslendirilen Türk halk müziği konseriyle başlayan programda yazar Szentesi, 150 yıl Macaristan'da hüküm süren Osmanlı'nın mirası olarak birçok Türk yemeğinin Macarlar tarafından bilindiğini ancak aradan geçen 300 yılda unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin tekrar Macar halkıyla buluşturmayı amaçladığını belirtti. Büyükelçi Şakir Fakılı programda yaptığı konuşmada, Gazeteci Laszlo Zöldi Szentesi'nin hazırladığı "İstanbul yemekleri" kitabını duyduğunda çok şaşırdığını belirterek, "Bu müthiş bir olay. Macarlar gerçekten zevk sahibi, sanatsever insanlar, o yüzden mutfakları da öyle. Mutfakları da bütün bu güzel zevklerini yansıtan bir mutfak. Biz de Macarlar Türk mutfağını görsünler diye, Türkiye'yi görsünler diye şubat ayında vizeyi kaldırdık. Hepinizi Türkiye'ye davet ediyoruz'' dedi. Yazar Szentesi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Türk-Macar ilişkileri özellikle Osmanlı'nın özgürlük mücadelesi veren Macar politikacılara sığınma hakkı verildiğinde kuvvetlendi. Osmanlı onları İstanbul, Tekirdağ ve Kütahya'da misafir etti. Bu kitabı da Türk Macar Cemil Meriç doğduğu evde yaşatılacak HATAY - Yazar, çevirmen ve eğitimci Cemil Meriç'in Reyhanlı ilçesindeki doğduğu ev "Kültür Evi"ne dönüştürüldü. Hatay Valiliği, İl Özel İdaresi, Reyhanlı Kaymakamlığı ve Reyhanlı Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen restorasyon sonrasında Kültür Evi'ne dönüştürülerek turizme kazandırılan mekanda Cemil Meriç'in sesinden yararlanılarak ziyaretçilere kısa hayat öyküsünü içeren üç boyutlu animasyon filmi gösteriliyor. Kültür Evi'nin duvarlarında 12 Aralık 1916'da dünyaya gelen Cemil Meriç'in hayatından çeşitli karelerin yer aldığı fotoğraflar bulunurken ziyaretçilere ışık, ses ve görsel efektler eşliğinde sunum yapılıyor. Yazarın kendisi ve ailesine ait kronolojik hayat hikayesi, eserleri, sözlerinin yer aldığı sunum sırasında adeta tarihe yolculuk yapılıyor. İlçenin yetiştirdiği en önemli isimlerden birinin Cemil Meriç olduğunu belirten Reyhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Şanverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, onu unutmamak ve unutturmamak için yaşadığı evi "Kültür Evi"ne dönüştürdüklerini söyledi. "Cemil Meriç'i Türkiye'ye tanıtmak istiyoruz" diyen Şanverdi, şunları söyledi: "Türkiye'nin her tarafından gençlerin Cemil Meriç'i tanımaları için ilçemizde bulunan yaşadığı eve gelmelerini bekliyoruz. Yaşadığı evde çocukluk dahil tüm yaşamına ait fotoğrafları ve sözleri bulunmakta, kendi sesinden üç boyutlu hayat öyküsünün yer aldığı kısa film sunumu yapılmakta. Cemil Meriç'i seviyoruz, onu minnet ve şükranla anıyoruz." Arkadaşlarıyla Cemil Meriç Kültür Evi'ni ziyaret eden Atatürk Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi Büşra Şanverdi ise, "Gözlerini kaybetmesine rağmen okumaktan, yazmaktan vazgeçmemiş olması beni çok duygulandırdı. Cemil Meriç'in Reyhanlı'da yaşaması bizim için büyük şans. Onun evine gelerek kendisini daha yakından tanımak istedim. Kendi sesinin de yer aldığı 3 boyutlu kısa film bizi çok mutlu etti" diye konuştu. İstanbul'da 1955 yılında görme yetisini kaybeden Meriç, o dönemlerde yazılarına devam ederek eserleri ve fikirleri ile yeni nesilleri aydınlatmayı sürdürmüş 13 Haziran 1987'de hayatını kaybetmişti. (AA) ilişkilerinin daha da güçlendireceğine inanıyorum'' ifadesini kullandı. Tanıtım programında kitapta yer alan yemeklerden örnekler davetlilere ikram edildi. (AA) ANTDOB, "La Traviata" operasını son kez sahneledi ANTALYA - Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOB), Verdi'nin "La Traviata" eserini son kez sahneledi. İtalyan besteci Verdi'nin "La Traviata" isimli operası Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde sanatseverlerin karşısına çıktı. Paris çevresinde geçen eserde, aşk ve suçluluk duyguları, heyecanlı, neşeli ve dramatik melodilerle işlendi. Bir yanda Paris'in eğlenceli dünyasından kesitler sunan eser, diğer yandan madalyonun diğer kısmını, yani bu hayatın trajik yönlerini gözler önüne serdi. Recep Ayyılmaz tarafından sahneye konulan, orkestra şefliğini Artem Makarov'un üstlendiği, dekor ve kostümü Çağda Çitkaya, koreografisi Kürşat Kılıç, ışığı Mustafa Eski imzası taşıyan eser sanatseverlerin beğenisini kazandı. Son temsiliyle Antalya'ya veda eden eserde Göksay Yaran "Alfredo", Sema Çavuşoğlu ise "Violetta" karakterlerini canlandırdı. Eserde, Serhat Konukman "Germont", Heyecan Yakan "Annina", Fatih Şanal "Gastone", Serap Çiftçi "Flora", 9 Aralık'ta Şafak Güç ve 11 Aralık temsilinde Engin Suna "Dottore", Murat Özbek "Marchese", Toygarhan Atuner "Barone", Metin Yakar "Servo", Zafer İşgören "Giuseppe" ve Ercan Uğur "Komisyoner" rolleri ile sahne aldı. (AA) Yani kalbin kalbinde yaşabilKalbin kalbinde yaşamayı talep etmek zaten mek için aşk lazım, meşk ölmeye talip olmak, sükûtun kalbinde nefes lazım… almak mutluluğa yelken açmak... Dilimizi lal demirinde ısıtıp, Çok şükür kalbimin sahibine, çok şükür âleme tevazu tezgahında dövdükten hükmedene. Kalbimi yârin kalbine râm eden sonra sabır suyunu içirmek özlemi devâm, vuslatı davam kılana çok şükür. lazım közden âlâ yanan gönlüEy kalbimin sahibi yâr, bil ki kalbin kalbinde müze. HAYATA VE AŞKA DAİR Hayatı değil ölümü nefes yaşayabilmektir aşkın olmazsa olmazı. Hasretin nefes solumak lazım özlem adlı içinde alınan her nefeste vuslatı soluyabilmektir ateşlerde. âşığın baharı ve yazı. Zorluğu kolay kılanın dua, Âh yokluğuma sarılan selamet, âh beni bekleimkânsızı gerçek eyleyenin yen akıbet; kalbimin mükafatı vuslat ve faniliğe münacat ve en güzel vekilin mahkum hayat! Mevlâ olduğunu unutmayalım KALBİN KALBİNDE YAŞAMAK yeter ki, çünkü geri çevrilmez Cümle insanoğlu heyhât! ona yapılan müracaat. Yarınını yârına, aşkını yarlardan ovalara taşıAnlamak, körlükten görmeye varan yol; susKalbin kemâli elemde, hüznün dermanı çileyabilenler ancak kalbin kalbindeki közde eriyemak kalbin kalbindeki çöl. de. Asıl mükafat sükûtu içtikçe susayabilmekte, bilir ve sükûtun içindeki kelam ülkesini keşfedeKalbin kalbinde yaşmak, sükûtun sükûtuna aşkı yaşadıkça çoğalabilmekte. müsavi. Kalbi aşkla atanların hayalleri maî, bilir. Bilmesek de bizler ellerimizde hüzün yağmunefesleri semavî. ru, gönüllerimizde hasret rüzgâYokluk dem içindeki dem, varlık sükûta âşık rı, kalbimizde iştiyakın iştiyakı âdem. Söz, közde yanan öz; göz, özde yanan yaşıyor. Bitmez gibi görünen GÜNÜN ŞİİRİ köz. dünya nefeslerimizde can çekiAnlamak, körlükten görmeye varan yol; susşip dualarımızla semayı aşıyor. PGözümün mührü güzel nûrunu aydan bilirim, mak kalbin kalbindeki çöl. Gel razı ol kalbim, gel razı ol Yağmur olmak, deryayı özleyen damla; katre- bedenim, gel razı ol nefsim… Aşk kokan gönlünü sonsuzca saraydan bilirim. den okyanusu seyran eden gönül olmak lazım. MEHMET NURİ PARMAKSIZ YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 16 Aralık 2014 Salı Onlar bu kış üşümeyecek 9 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin [email protected] Soğuk havanın yılın yaklaşık 6 ayında etkili olduğu Erzurum'da, sahipsiz, başıboş köpek, kedi ve diğer hayvanların kışın dondurucu soğuğundan etkilenmemeleri için özel tedbirler alındı. ERZURUM - Erzurum Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Barınağı Rehabilitasyon Merkezi'nde, adli konular, kısırlaştırma ve aşılama dolayısıyla getirilen kedi, köpek ve evcil hayvanlara özenle bakılıyor. Günlük ortalama 30 kedi ve 250 sokak köpeğinin bakım, rehabilitasyon, aşılama ve tedavisinin gerçekleştirildiği merkezde, bu hayvanların barınabilecekleri özel barakalar yapıldı. Görevliler, kış aylarında hava sıcaklığı- nın sıfırın altında 35 dereceye kadar düştüğü kentte, merkezdeki kapalı ısıtmalı bölümler dışında kalan hayvanların üşümemesi için barakalara halı ve tahtalar yerleştirdi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sokak köpekleri başta olmak üzere diğer tüm sokak hayvanlarının bütün illerde önemli bir sorun teşkil ettiğini, bu sorunun çözülmesi için başlatılan çalışmaları da çok detaylı bir Vali Yavuz’un eşi Uşak’ın “şefkat annesi” oldu UŞAK - Uşak'ta ihtiyaç sahibi ailelere yönelik yürütülen "Gönülden Gönüle Projesi"ne sahip çıkan Vali Seddar Yavuz'un eşi Selda Yavuz, 9 ayda mahalle mahalle dolaşarak 422 aileyi ziyaret etti, sorunlarına çözüm aradı, Uşak'ın "şefkat anne"si oldu. Selda Yavuz, Uşak Valiliği'nin ihtiyaç sahibi ailelerin belirlenerek sorunlarına çözüm sağlanmasını öngören "Gönülden Gönüle Projesi"ne sahip çıkarak, bazen eşi bazen de yalnız olarak kapı kapı dolaştı. Bayan Yavuz, AA muhabirine verdiği bilgide, proje kapsamında toplumun dezavantajlı kesimlerini oluşturan ekonomik durumları kötü, yardıma muhtaç, kimsesiz ve yaşlılar ile birlikte dul ve yetimler, şehit yakınları ve gazileri ziyaret ettiklerini bildirdi. Sosyal yardımlaşma uzmanlarının gerçekleştirdiği tarama sonrası ilde belirlenen ailelere gerçekleştirdikleri bu ziyaretlerde amacın sıkıntıları yerinde görmek ve kalıcı çözümler üretmek olduğunu ifade eden Yavuz, ziyaretlerin çoğuna eşi Vali Seddar Yavuz'un da katıldığını kaydetti. Selda Yavuz, projenin "herkesin derdiyle dertlenmeyi, sevincine ortak olmayı, bir olmayı" ortaya koyduğunu belirterek "Her gün bir ya da iki eve ziyaret gerçekleştiriyoruz. 9 ayda il merkezi, belde ve köylerde yaklaşık 422 evi ziyaret ettik. Devletimizin güçlü ve bir o kadar şefkatli elini 1 1 2 3 4 5 6 2 3 4 5 6 'Gönülden Gönüle Projesi' ile ihtiyaç sahibi ailelerle buluşturuyoruz. Samimiyet, içtenlikle yürüttüğümüz projede sıkıntıları kenti sıkıntımız olarak görüp kalıcı çözümler üretmeye çalışıyoruz. İlimizde sahipsiz ve çaresiz kimsenin kalmaması tek temennimiz" diye konuştu. Ziyaretlerde, ev düzenlerindeki ihtiyaç ve onarımların sağlanması ile gıda ve giyim yardımı yapılan vatandaşlara, ayrıca huzurevlerine yerleştirilme, istihdam ya da emekli edilme, eğitim, sağlık ve yardım desteği sağlanma gibi konularda yardımcı olunduğu bilgisini veren Yavuz, imkansızlıklar içerisinde olmalarına rağmen bu güne kadar hiç bir yardım kuruluşlarına başvurmamış kişilerle karşılaştıklarını, duygulu anlar yaşadıklarını söyledi. (AA) 7 8 9 10 şekilde devam ettirdiklerini söyledi. Sokak köpekleri ve diğer hayvanların insanlara zarar vermemesi arzusunda olduklarını belirten Sekmen, "Daha önce il merkezinden toplanıyordu, şimdi ilçelerin de katılımıyla bunlar toplanarak barınağımıza götürülüyor. Ardından bilimsel çalışmalar ışığında aşılamalar ve gerekli işlemler yapıldıktan sonra belli bir müddet tuttuktan sonra salıyoruz. Gerek aşılama öncesi, gerekse sonrası belli bir süre bunları bu yerde beslemek zorundayız. Özellikle köpekler aşırı bir döllenme sonucu 6-7 tane yavru yapıyor. Bunun için kısırlaştırma yapıyoruz. Bir de onları aşılayarak zararsız hale getiriyoruz. Zaman zaman ısırmalar sonucu kuduz vakaları oluşabiliyor" şeklinde konuştu. Sekmen, kış aylarında hayvanlara daha iyi şartlarda bakılması konusunda talimat verdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu hayvanlar kışın soğukta kalmasın diye hayvan barınağında, kapalı mekanlarda kalsınlar, onları barındıralım istiyoruz. Diğer yerlerdeki düzenlemelerle daha iyi bir çalışmayı inşallah böylelikle Erzurum halkına sunacağız. Onlar da can, barınabilecekleri kapalı mekanlar olmalı diye düşünüyoruz. Bu hayvanların dışında kediler de var. Daha sonraki süreçte kedi kumu dediğimiz ürünler getirmek suretiyle hayvanlarımızın çok daha modern bir şekilde yaşamalarına imkan sağlayacağız. Elimizde olanlar üşümeyecek. Sokaklarda dolaşan kısırlaştırılmış hayvanlar var. Onlarla ilgili neler yapılabileceğini araştırıyoruz. Başka şehirlerde bu konuda neler yapıldığı yönünde örnekler alarak hayvanlarımıza burada bunları uygulayacağız." Evcil hayvan almak isteyenlerin merkeze gidebileceklerini dile getiren Sekmen, ücretsiz aşılama ve kısırlaştırma çalışması yaptıklarını vurguladı. Sekmen, "Gerek aşılama, gerekse kısırlaştırma yapıyoruz. Vatandaş rahatlıkla gelip hayvanını barınağımızda aşılattırabilir, kısırlaştırma yaptırabilir. Bu hizmetleri de bedelsiz olarak topluma sunmaya gayret ediyoruz. Bundan sonraki düşüncemiz, belli merkezler oluşturarak ilçelerde de bu tip hizmetleri yerinde yürütmek. Onun için zamana ihtiyacımız var ve bunları değerlendireceğiz" diye konuştu. (AA) BULMACA Soldan sağa: 12 1. Geri, art, arka. – Yapım. 2. Boksta atılan bir tür yumruk. – Bir nota. 3. Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. – Yanağın alt kısmı. 4. Mihrak. – Yazı ile bildirme. 5. Kara batmamak için ayağa giyilen bir tür örgülü ayaklık. – Bromun simgesi. 6. Kemiklerin toparlak ucu. – İçten bağlılık. 7. Kadın hastalıkları hekimi. 8. Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap. 9. Son, sonraki. – Kabaca evet. 10. Bir tatlı su balığı. 11. Büyük önem taşıyan, önemli. – Göçebelerin konak yeri. 12. Rütbesiz asker. – Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık, kin. 13. Talep. – Manisa ilinin bir ilçesi. 14. Balık yumurtası ile yapılan bir tür meze. 15. Yatık durmayan. – İri taneli misket üzümü. 16. Kamuflaj. – Pişirilerek hazırlanmış yemek. 17. Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç. – Hitit. 18. Gerçek. 19. Amerika’da yaşayan, genellikle yavrularını sırtında taşıyan keseli bir hayvan. – Faiz, ürem. 20. Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma. – Evcil bir geyik türü. 13 Yukarıdan aşağıya: 14 1. Hastalık bilimi. – Anlaşma gereği olan. – Dansta kavalyenin eşi. 2. Salgın hastalık. – Karışık renkli. – Üslup, tarz, biçem. – İslam’ın beş şartından biri. 3. Yüzün bir bölümü. – Son. – Gebre otu. 4. Küçük torba. – Oluşan, meydana gelen. – Fakat, ama. 5. Yapma, etme. – Şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen bölüm. – Kaynar suda haşlanıp üzerine yağ gezdirilen mısır unu yemeği. 6. Fas’ın plaka işareti. – At tüyünün rengi. – Takımlar grubu, küme. – “Bir şeyin olmasına çok az kalmak” anlamında bir sözcük. 7. Sardalye. – Bir pamuk türü. – Lahza. 8. Ameliyat yapmak için solunum yoluyla anestezik madde vererek uyuşturma işlemi. – Esirgeme, ÇÖZÜMÜ muhafaza etme. – Lokmanruhu. 9. Gözde canlılık. – BUGÜN Gümüşün simgesi. – İyi konuşma, sözle inandırma 11. SAYFADA yeteneği. – Kuzu sesi. 10. Şenlik kemeri. – Küçük ve değersiz bitki. – Baka kakma, serzeniş. – Kuş yuvası. Ağlayan, inleyen. 7 8 9 10 11 15 16 17 18 19 20 Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU İÇE DÖNÜK MİLLİYETÇİLİK, ASIL ŞİMDİ!... Arkadaş, kime karşı milliyetçilik yapacağız, diyor. İlginç bir tevafuk ki Ahmet Ünal’ın yazısının çıktığı gün aynı gazetede Ertuğrul Özkök’ten bir alıntı yapılmış. Ertuğrul Özkök bile – bile diyorum, bu vurgu önemli- o yazısında içe dönük milliyetçiliğin ne kadar gerekli olduğunu ima edercesine isyan edip diyor ki: “Son günlerde “Türkler”i neredeyse, dünyanın “Deccalı” haline getirmek isteyen vicdansız bir kampanya sürdürülüyor. İşte böyle bir günde, ayağa kalkmak ve bütün gücümle haykırmak istiyorum: “Arkadaş, ben Türk’üm...” “Kendimi dünyanın en medenî insanlarından biri olarak hissediyorum. Türk aidiyetimle iftihar ediyorum.” …nedir alıp veremediğin “Türk” kelimesiyle? “Kürt”ü yücelteceğim diye “Türk”ü, “Türk gururunu” ayaklar altına almaya kalkmanın ne manası var? Nedir bu küçümseme, yok sayma; “Türk’üm” diyen herkesi “faşist”, “ırkçı” diye damgalama sevdası. Yani “Su küçüğün, aşağılanma büyüğün”; öyle bir şey mi... Olmaz arkadaş, olmaz. Bu aşağılama ile, bu nobranlıkla, bu “Kürtler milliyetçilik yapabilir, ama Türkler yaparsa faşist olur” kafasıyla Kürt sorununu çözemezsin.” Demek ki Türkiye’de Türklüğü aşağılayanlara karşı içe dönük milliyetçilik çok zaruri bir hâl almış. Arkadaş diyor ki: ”Yüzde 99’u Türk ve Müslüman kabul edilen Anadolu insanı, vatanında kime karşı milliyetçilik yahut İslamcılık yapacak!” “Keşke bizi İngilizler yönetseydi daha mutlu, daha özgür olurduk” mealinde laflar eden tesettürlü saf Müslüman Türk kızlarımıza İngilizlerin, Amerikalıların; Fransızların İslam ülkelerinde Müslüman kadınlara ne gibi zulümler yaptığını, hatta Mütareke döneminde İngiliz işgali altındaki ülkemizde İstanbul’da, orada burada çarşaflı Türk kadınlarına İngiliz, Fransız, Yunan asker ve subaylarının nasıl hakaret ettiklerini, Maraş’ta Sütçü İmam direnişinin Fransızların Türk kadınının çarşafına saldırdığı için başladığını anlatabilmek için içe dönük milliyetçilik yapmak gerekir değil mi? İçe dönük milliyetçilik olsaydı bu hanım kızlarımız böyle der miydi? Kimi saf insanlar da kozmopolit bir İslamcılık, Müslümanlık gayretiyle “seccademi serebildiğim yer vatanımdır” diye ne idüğü belirsiz bir vatan anlayışı benimsemişler. Bunların millî şuurları dumura uğradığı için vatan kaygısı gütmemeye başlamışlar. “Vatan sevgisi imandandır” ilkemizi de yok saymışlar. İstiklal Marşı’mızın o derinlikli, sarsıcı vatan hassasiyetinden nasip almamışlar. Şehit kanlarıyla sulanmış ecdad yadigârı bu kutsal vatanımızı yabancıların işgal etmesini, ele geçirmesini basit, sıradan bir olay olarak görmeye başlamışlar. Müslüman Türk vatanının onun bunun vatanı olmasını normal görmeye başlamışlar. İşte bu anlayışa karşı içe dönük milliyetçilik yapmamız lazım. Bu arkadaşlara anlatmalıyız ki, Müslüman Türk’ün kendi bağımsız siyasi iradesinin hâkim olmadığı, kendi devletinin olmadığı bir yer, vatan değildir ve orada İslam’ını da tam manasıyla yaşayamazsın, hayata geçiremezsin. Zira İslam, sadece seccadeyi serip namaz kılmaktan ibaret değildir. İslam bütün bir toplumsal hayatı kuşatır. Evden sokağa, sanattan mimariye, ticaretten gündelik hayata kadar her şeyimizi belirleyen bir kültürel zemin ve kaynağımızdır. Vatan, millî kültür ve medeniyetimizin tekevvün ettiği, oluşup serpildiği bir kutsal mekândır. Hem ferdî ve hem de toplumsal anlamda Müslümanca bir Türk hayatı yaşayabilmemiz, Türk-İslam kültür ve medeniyetini hem koruyabilmemiz hem de özgün hâliyle geliştirebilme- miz için tamamen kendimizin hâkim olduğu, bize ait olan, sadece bizim tasarrufumuzda olan bir vatana ihtiyacımız vardır. Müslüman Türk milletinin çocuğundan yaşlısına kadar çok sağlam bir içe dönük milliyetçi eğitime ve şuurlanmaya ihtiyaç vardır. Ayrıca kime karşı mı İslamcılık yapacağız? Şunlara karşı: Misyonerlik faaliyetlerine kolaylık sağlayıp, Müslüman Türk evlatlarını parayla, şununla bununla kandırarak onların Hristiyanlaştırılmasına zemin hazırlayanlara, “Allah katında tek din İslam’dır” inancımızı söyleyemez, okuyamaz hâle getirenlere karşı, dinler arası diyalog diye tek doğru, tek Hak din olan saf İslam’ımızı cıvıklaştıranlara karşı, İslam ahlakımızı yok edip Amerika’nın, Avrupa’nın kokuşmuş ahlaksızlığının vatan evlatlarının damarlarına sirayet etmesine zemin hazırlayanlara karşı, Türk çocuklarına İslam’ı doğru düzgün öğretmeyenlere karşı da İslamcılık yapacağız. Arkadaş diyor ki: ”Yüzde 99’u Türk ve Müslüman kabul edilen Anadolu insanı, vatanında kime karşı milliyetçilik yahut İslamcılık yapacak!” Arkadaşa deriz ki, özellikle Tanzimat’tan beri dışarıdan Batı emperyalizmi, içerden yerli işbirlikçileri, Türk’ün milliyetçilik ve İslamcılık damarına saldırmış, bu iki temel değerini yani millî ve dinî değerlerini hedef tahtasına koymuştur. Türk’ün Türklüğünü ve Müslümanlığını yok edebilirse, unutturabilirse onu nasıl alt edebileceğini görmüştür. Toplulukları yüzyıllar süren tarihsel akışları içinde harmanlayarak şuurlu, yekpare millet ve daha geniş çapta ümmet hâline getiren iki temel unsur, dil ve dindir. Başka faktörler de vardır, ancak genellikle en etkili iki unsur bunlardır. Batı kaynaklı emperyalist politika üretici ve yürütücüleri parçalamak ve güdümlerine almak istedikleri milletleri çözüp dağıtmak için bu iki temel kurumu yok etmeye çalışırlar. Tanzimat’tan beri bizim üzerimizde oynanan Batı oyunu da budur. Nitekim Ziya Paşa, Terkib-i Bend’inde şöyle der: “İslâm imiş Devlet’e pâ-bend-i terakki Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı” (Devletin gelişip ilerlemesinin önünde ayak bağı İslam imiş. Önceleri böyle bir şey yoktu, bu söylenti yeni çıktı.) “Milliyeti nisyân ederek her işimizde Efkâr-ı Freng’e tebaiyyet yeni çıktı” (Her işimizde milliyetimizi, millî yapımızı ve değerlerimizi unutarak Avrupalıların fikirlerine uyma işi yeni çıktı.) Görüldüğü gibi dilin ördüğü millet (Ziya Paşa’da “milliyet”) ve dinin örgülediği ümmet (Ziya Paşa’da “İslam”) yapısı ve değerleri, Tanzimat’tan beri Batı tarafından hedef tahtasına oturtulmuştur. Batı, Osmanlının millet ve ümmet yapılarını çözüp parçaladığı an emeline ulaşacağını anlamış ve başarmıştır da. Osmanlının yıkılışı da bunu aynen doğrular. Demek ki Ziya Paşa da işin farkına varmış ve içe dönük milliyetçilik ve İslamcılık yapmanın gereğini o da anlamıştır. Ahmet Ünal ve Turan Güven gibi aslında halis niyetle düşünen, gördükleri bazı küçük hataları ve münferit sapmaları genelleme hatasına düşen arkadaşların da din ve milliyet gibi iki temel değerimizi içerde daha da tahkim etmemiz gerektiğini anlayabileceğini umuyorum. Bugün İslamcılık, cemaatçilik, tarikatçılık adına Türk milliyeti unutturulup Avrupa Birlikçiliği, Amerikancılık, Kürtçülük gibi Frenk fikirlerine tabi olma hastalığı yaygınlaşmıştır. Bu hastalığa karşı içe dönük milliyetçiliğe daha da hız vermemiz lazım, vesselam. Asırlık dede seyyar satıcılık yapıyor DİYARBAKIR - Diyarbakır'da 112 yaşındaki Pirhesin Kaçmaz, ilerlemiş yaşına rağmen 40 yıldır seyyar satıcılık yaparak, 91 yaşındaki yatalak eşi, engelli oğlu ve torununun geçimini sağlıyor. Sur ilçesi Balıkçılarbaşı semtinde açtığı tezgahta iğne, iplik, tıraş bıçağı ve benzeri malzemeler satan Kaçmaz, kazancıyla ailesinin ihtiyaçlarını karşılıyor. Her sabah komşularının yardımıyla kurduğu tezgahın başına geçen Kaçmaz, dilenmeden kendi emeğiyle para kazandığı için esnafın takdirini topluyor. Ailesine bakacak başka kimsesi olmadığından çalışmak zorunda kaldığını belirten Kaçmaz, AA muhabirine, satışını yaptığı eşyalardan günlük 15-20 lira elde ettiğini söyledi. İkisi kız 6 çocuğundan 5'inin evlendiği için ayrı yaşadığını kaydeden Kaçmaz, eşi ve engelli bir oğluyla aynı evi paylaştığını kaydetti. Çocuklarının kendisine katkısının bulunmadığı için çalışmak zorunda kaldığını ifade eden Kaçmaz, şöyle konuştu: "Ayaklarından özürlü olan bir torunum da yanımda kalıyor. Ona da bakıyorum. 40 yıldır bu tezgahta satış yapıyorum. Tezgahımı sabah kurarken ve akşam toplarken komşularım bana yardım ediyor. Mutfak masrafım çıkıyor. Dilenen genç insanları görünce çok kızıyorum. Dilenmek doğru değil. Yaşamım boyunca hiç dilenmedim, bundan sonra da kimseye avuç açmam." Sağlığı elverdiği müddetçe çalışacağını sözlerine ekleyen Kaçmaz, "Bugün çalışabiliyorum ama daha ne kadar çalışabilirim bilmiyorum. Öldükten sonra aileme yardım edilmesini isterim" diye konuştu. (AA) 10 SAĞLIK 16 Aralık 2014 Salı Yutma güçlüğü yaşayanların yarısı çocuk Hacettepe Üniversitesi Yutma Bozuklukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayşe Karaduman, yılda 2 bin 500 ile 3 bin arasında hastaya hizmet verdiklerini, bu hastaların yüzde 56,6'sının çocuk olduğunu bildirdi. ANKARA - Karaduman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 Aralık'ın "Dünya Disfaji (Yutma güçlüğü) Günü" olduğunu belirterek, Türkiye'de bu konuda farkındalığın yeteri kadar olamadığını söyledi. Çoğu kişinin yutma sorununun bilinçsiz olarak gerçekleştiğini vurgulayan Karaduman, yutmanın bozulması halinde çok önemli sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Karaduman, yutma bozukluğunun genellikle farkedilebilen bir konu olmadığına işaret ederek, "Bu bir hastalık olmadığı için insanlar çoğu zaman farketmiyor. 'Yutma bozukluğu' diye bir hastalık yoktur. Bazı hastalıklar doğrudan yutma bozukluğu yapacak şekilde belirtiler verirken bazıları ise sadece sonucudur. Örneğin; üst solunum yolu ya da akciğer enfeksiyonunun çok önemli bir kısmı, yutma bozukluğu sonucunda besinlerin akciğere kaçmasıyla meydana gelir" değerlendirmesinde bulundu. Karaduman, "Merkez olarak yılda 2 bin 500 ile 3 bin arasındaki hastaya hizmet veriyoruz. Bunların yüzde 56,6'sı çocuk, diğerleri ise yetişkin" dedi. Her iki grup için de yutma bozukluğunun en önemli sebebinin nörolojik hastalıkların oluşturduğuna dikkati çeken Karaduman, şunları söyledi: "Toplumumuzun çok dikkat etmesi gereken bir konu var. 'Blender bebekleri' dediğimiz sağlıklı çocuk- larda, çiğnemeyi öğrenememe durumu söz konusu oluyor. Çiğnemeyi öğrenemeyen çocuklar bir süre sonra çiğnemeyi de unutuyor ve bu sefer aldıkları parçalı besini öğürmeye, kusmaya kadar giden çok ciddi sorunlara sahip olabiliyor. Erişkinler de ise yutma bozukluğu yapan durumlardan birisi de kanser ve bunun yanında kemoterapi, radyoterapi uygulamalarının getirdiği yan etkilerdir." Karaduman, yutma bozukluğu tedavisinin kişiden kişiye değiştiğini bazen tek seansta bazen de birkaç ayda iyileştirebildiklerini söyleyerek, genel olarak hastaların yüzde 70'inde başarılı olduklarını kaydetti. Uzman hekimler, yutma terapistleri, diyetisyenler ve psikologlarla çalıştıklarını belirten Karaduman, şunları kaydetti: "Eğer ihmal edilirse gerçekten ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkabilir. Bozulduğu takdirde hayati fonksiyonlara yol açabilir. Beslenme esnasında ve sonrasında öksürük varsa, göğüste sıkıntı hissediyorsanız veya morarma, yükselen ateş, ciddi öksürük krizleri hissediyorsanız o zaman mutlaka yutma ile ilgilenen bir merkeze başvurun. Ülkemizde de bu konuyla ilgilenen bizimle birlikte Eskişehir, Konya ve İzmir'de bir ekip var. Zaten birbirimizle işbirliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz." Karaduman, Hacettepe Üniversitesi olarak uluslararası bağlantılarla bu meseleyi dünyanın gündemine getirmeye çalıştıklarına değinerek, "12 Aralık Dünya Disfaji (yutma güçlüğü) Günü' olarak ilan edildi. Bu konunun Dünya Sağlık Örgütünün de (DSÖ) gündemine gelmesini istediğimiz için farkındalık eylemi başlatıyoruz. Acaba tüm dünyada ilgili merkezlere, 8-12 Aralık tarihleri arasında yutma bozukluğu şikayetiyle başvuran hastaların verileri araştırma portalına girilecek. Böylece dünyada bir haftada kaç kişiyutma bozukluğu şikayetiyle bu kliniklere başvurmuş, bunu öğrenebileceğiz" değerlendirmesinde bulundu. Hacettepe Üniversitesi Yutma Bozuklukları Araştırma ve Uygulama Merkezindeki Dr. Fizyoterapist Numan Demir de yutma bozukluğu konusuna dikkati çekmek için merkez olarak "3. Ulusal Yutma Bozuklukları Kongresini" düzenlediklerini söyledi. Çocuklarda sürekli akciğer enfeksiyonu ile yemek yerken öksürme durumu olduğunda kesinlikle yutma bozukluğu uzmanına götürülmesi çağrısında bulunan Demir, bu tarz şikayeti olanların; hasta grubunun yüzde 30'unu oluşturduğunu kaydetti. Demir, yutma bozukluğunun tedavi edilebilen bir durum olduğunun altını çizerek, gerekli tedavi yapıldığında bu hastaların ağızdan beslenmelerinin mümkün olduğunu ifade etti. (AA) Hayvanlara AB standardında hastane Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından yapımına 2 yıl önce başlanan, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerindeki hastaneler arasında en büyük ve donanımlısı olduğu belirtilen Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi'nin inşaatı tamamlandı. EKMEK SATIN ALINACAKTIR ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Gölbaşı Hayvan Barınağında Bulunan Hayvanların Beslenmeleri İçin Ekmek Alımı İşi alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/161079 1-İdarenin a) Adresi : Emniyet Mah.Hipodrum Cad.No:5 B Blok Kat:8 - YENİMAHALLE/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3125072268 - 3125072261 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Ekmek (365 gün x 5000 adet) 1.825.000 ADET Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Gölbaşı Hayvan Barınağı c) Teslim tarihi : Sözleşme imzalandıktan sonra ihtiyaca binaen sipariş tarihinden itibaren 5 (beş) işgünü içerisinde peyderpey 28.02.2016 tarihine kadardır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Emniyet Mahallesi Hipodrom Caddesi No:5 B Blok 7. Kat Yenimahalle /ANKARA b) Tarihi ve saati : 27.01.2015 - 11:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 200 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Büyüykşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Emniyet Mahallesi Hipodrom cad.No:5 B Blok Kat:8 Yenimahalle/ANKARA adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Emniyet Mahallesi Hipodrom Caddesi No:5 B Blok 8. Kat Yenimahalle /ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 16467 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de BURDUR - MAKÜ tarafından üniversitenin İstiklal Yerleşkesi'ndeki 10 bin metrekarelik alanda kurulan ve içerisinde at, eşek, koyun, keçi, sığır, kedi, köpek poliklinikleri, padok, teşhis ve operasyon salonları, acil kliniği, Veteriner Fakültesi öğrencilerinin ve hayvan sahiplerinin konaklayabileceği alanlar ile karantina bölümü bulunan hayvan hastanesinin bir ay içinde hizmete girmesi planlanıyor. Kapıları otomatik ve şifreli olan hastanede öğrencilerin, hayvanlara yapılan operasyonları sınıftan canlı izleyebilecekleri kamera sistemi de kuruldu. MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvancılık alanında marka olmayı hedeflediklerini söyledi. Bu kapsamda hayvan hastanesinin büyük titizlikle hizmete hazır hale getirildiğini belirten Saatcı, "Hastanemiz şu anda Türkiye'nin en büyük ve en donanımlı hastanesi. Burdur ve çevresindeki bütün illerden, hatta bazı konularda Türkiye'nin her yerinden hayvanlara sağlık hizmeti verebilecek durumdayız" dedi. Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mümtaz Nazlı ise hayvan hastanesinin inşaatına başlamadan önce Türkiye'de AB'nin akreditasyonundan geçmiş veteriner fakültesi binalarını incelediğini kaydetti. Önce bu hastanelerdeki avantaj ve dezavantajlı konuları belirlediklerini anlatan Nazlı, şöyle konuştu: "Hastanemiz AB standartlarında, belki AB ülkeleri içerisinde en büyük ve en donanımlı hastane hüviyetini kazanmış durumda. Türkiye'de ise henüz bu şekilde bir hastane yok. Veteriner Fakültesindeki öğrencilerimiz canlı hayvanlar üzerinde derslerini görebilecek. Ayrıca hastanemizde bu öğrencilerimiz için konaklayabilecekleri yerler de yaptık." MAKÜ Veteriner Fakültesi Klinik Bilimler Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Gökçe de hastaneyi yapmalarındaki amaçlardan birinin Veteriner Fakültesi öğrencilerine en iyi eğitimi vermek, diğerinin ise çevre hayvancılığına destek sağlamak olduğunu kaydetti. Bunun için hayvan hastanelerinin Avrupa'daki örneklerini incelediklerini bildiren Gökçe, "Amacımız öğrenciler buraya geldiğinde, hayvan içeriye girdiği andan taburcu edildiği ana kadarki süreci takip etmelerini sağlamak" dedi. Gökçe, salgın hastalıklara karşı hastanede karantina biriminin kurulduğunu da belirtti. Bu ünite ile hastalığın çevreye yayılmasını önlemeyi amaçladıklarını vurgulayan Gökçe, hastanede bulaşıcı hastalık taşıyan hayvanlara operasyon yapılacak bir salonun da bulunduğunu ifade etti. Gökçe, hayvan hastaneye getirildiği zaman önce girişte hasta kabulünün yapılacağını, sonra ilgili bölüme sevk edileceğini dile getirdi. Muayene ve tedaviden en alt düzeyde ücret alınacağını, kar değil, öğrencilere en iyi eğitimi vermek ve hastanenin işler pozisyonda kalmasını sağlamayı amaçladıklarına işaret eden Gökçe, şöyle konuştu: "Bize bugün Burdur, Isparta, Antalya ve Afyonkarahisar'dan yılda 2-3 bin hasta hayvan geliyor. Bu hizmeti yaklaşık bin metrekarelik alanda veriyoruz. Yeni hastanemiz bu kapasitenin 10 kat üzerine çıkacak. Öğrencilerimiz en iyi salonlarda ve laboratuvarlarda işlemleri takip edebilecek. Amfilerde ders işlerken hem hayvanı muayene edebilecek hem de operasyon salonlarında yapılan işlemleri kamera sistemi ile canlı takip edebilecek." (AA) ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Çankaya İlçesi Beytepe Mahallesi Köy Yerleşik Alanı ve çevresine (Beytepe 2.Kısım 2.Etap) ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 29.11.2014 gün ve 2142 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Basın - 16481 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Gölbaşı İlçesi 112202 ada 6,7,8,9,10,11,12,13,14,15 ve 16, 112228 ada 1 parsel, 112229 ada 1 parsel, 112230 ada 1 parsellere ilişkin imar planı kapsamındaki Sağlık Tesisinin Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.11.2014 gün ve 2015 sayılı itirazın kısmen kabulü kararı doğrultusunda Serbest olan Yapı Yüksekliğinin 2 KAT olarak düzeltilmesine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği” Başkanlığımız ilan panosunda 1 ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Basın - 16363 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de dış dünya 16 Aralık 2014 Salı Musul’un kurtarılması için "özel birlikler" hazırlanıyor Irak'ta terör örgütü IŞİD'in kontrolündeki Musul ilinin kurtarılması için yeni bir askeri birlik hazırlanıyor. AA ekibinin görüntülediği askeri kampta, arasında Swat özel birliklerin de olduğu 7 bin güvenlik gücü, ağır bir eğitimden geçiriliyor. MUSUL - Peşmergenin koruduğu "Musul'u Kurtarma Operasyonu Askeri Kampı", IŞİD'in bulunduğu bölgeye sadece 2 kilometre uzaklıkta. Kampta aşiret savaşçılarından seçilen 2 bin kişilik Swat özel birlikleriyle diğer polis ve askerlerden oluşan 7 bin güvenlik gücüne eğitim veriliyor. Askerlerin bir kısmı, IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinin ardından kaçmakta zorunda kalanlar arasında seçildi. Musul'da ailesi olanlar, görüntü çekimi sırasında yüzlerini maskeyle gizliyor. Sabah sporuyla başlayan eğitim, havan topu, roketatar, makineli tüfek ve kalaşnikof gibi silahların kullanımı ve yakın dövüş teknikleriyle devam ediyor. Özellikle sokak çatışmaları alanında askerlere eğitim veriliyor. Bununla ilgili tatbikatlar yapılıyor. Zira Musul'a yönelik operasyonda şehir merkezinde daha çok sokak çatışmalarının yaşanması bekleniliyor. Kampta eğitim görenlerin ellerindeki yeni silahlar dikkati çekiyor. Askeri yetkililer, bunların ABD ve Batı ülkelerinden alınan silahlar olduğunu belirtiyor. Askeri kampın komutanı General Halit Hamdani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğitimin yaklaşık bir aydır devam ettiğini ve bunun için gerekli bütün ihtiyaçların temin edildiğini belirterek, "Bütün hazırlıklarımız Musul'u özgürleştirmek için" dedi. Asker ve polislerin "ağır bir eğitimden" geçirildiğini aktaran Hamdani, şu bilgileri paylaştı: "Terör örgütü IŞİD'le girilecek her türlü çatışma düşünülerek eğitim veriyoruz. Zor arazi şartlarında ilerleme, düşman bölgesine sızma, keşif yapma, pusu yöntemlerini uygulama, muharebe şartlarının ruhsal ve fiziksel şartları- Hollandalı Türkler etkili diaspora için harekete geçti LAHEY - Hollanda'da Türk toplumunu ilgilendiren önemli konularda çalışmalar yapmak ve etkili bir diaspora oluşturmak üzere Kamu Tartışmaları Merkezi (CPD) adlı kurum kuruldu. Parlamento başkenti olarak adlandırılan Lahey'de 1 Ocak 2015'te resmi olarak hizmete başlayacak kuruluşun özellikle siyasi çevrelerde aktif rol üstlenmesi bekleniyor. CPD Başkanı Mehmet Emin Ateş, düzenlenen basın toplantısında, Hollanda'da etkili bir Türk diasporasının oluşmasına katkıda bulunmayı hedeflediklerini söyledi. Yarım yüz yıldır Hollanda'da ikamet eden Türk toplumunun artık esaslı bir diasporaya dönüşmesi gerektiğine dikkati çeken Ateş, bu kapsamda Türk kültürünün korunarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlama görevini de üstlenmek istediklerini dile getirdi. Özünde Hollandalı bir sivil toplum kuruluşu olan CPD'nin herhangi bir grup ve tabanı temsil etme iddiası bulunmadığına dikkati çeken Ateş, toplumda doğru ve dengeli görüş ve değer yargıları oluşmasına yardımcı olacaklarını ifade etti. Ateş, Türk toplumuyla bağlantılı tartışmaların son aylarda Hollanda siyasi gündeminde önemli bir yer kapladığını ve toplumun bu konuda etkili bir lobi çalışması yapamadığına işaret etti. (AA) na dayanma gibi sıkı eğitimlerden geçiriyoruz. Zaten eğitim verdiğimiz bazı askerlerin, sokak çatışmaları ve savaş tecrübesi var." Hamdani, kendilerine iyi silah ve bol miktarda mühimmat ulaştırıldığını, daha ağır silahların ise önümüzdeki günlerde temin edileceğini bildirerek, "O zaman daha güçlü olacağız. Ağır silahlar, elimize geldikten sonra ABD'nin lojistik yardımı ve Peşmerge güçlerinin desteğiyle Musul'u özgürleştirme operasyonuna başlayabiliriz. Bu önemli ulusal görevi yerine getirmek için teyakkuz halindeyiz. Bağdat'tan emir gelmesi durumunda savaşmaya hazırız" şeklinde konuştu. Musul halkının, IŞİD'den kurtulmak için "gün saydığını" dile getiren Hamdani, "Terör örgütü, halka kötü davranıyor. Musul'daki halktan her gün 'bizi kurtarın' mesajlarını alıyoruz. Şehirde patlayan silah seslerinden halkta huzur kalmadı" ifadelerini kullandı. General Halit Hamdani, IŞİD güç kaybetmiş olsa da ABD'nin hava desteği ve Peşmergenin yardımı olmadan Musul'u kurtarma operasyonunun başarıya ulaşamayacağını veya bunun çok uzun süreceğine işaret etti. Irak Savunma Bakanı Halit Ubeydi, 3 Kasım'da Erbil'e gerçekleştirdiği ziyarette, Musul'un kurtarılması için Kürt bölgesinde askeri kamplar kurulmasını ve yabancı askeri danışmanlarla Peşmergenin, Irak askerlerine eğitim vermesini istemişti. Iraklı yetkililer, Musul çevresinde ve Kürt bölgesi sınırları içinde şimdiye kadar 10 bin kişilik bir askeri güç oluşturulduğunu, bu sayının 20 bine çıkarılması için çalışmaların devam ettiğini açıklamıştı. (AA) Rusya ile Hindistan 20 anlaşma imzaladı YENİ DELHİ Rusya'nın Ukrayna müdahalesi nedeniyle yalnız kalmasının ardından Hindistan'la imzaladığı 20 anlaşmayla, geçmişe dayanan ilişkisini yeniden alevlendirmeye çalıştığı belirtiliyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "tarihi" olarak yorumlanan Hindistan ziyareti sırasında iki ülke arasında savunma, nükleer enerji ve petrol arama gibi alanlarda 20 anlaşma imzalandı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Mayıs ayında görevine başlamasından bu yana, pragmatizm çerçevesinde ülkesinin dış politikasını yeniden şekillendirmek üzere 9 ülkeye ziyaret gerçekleştirdi. Modi'ye eleştirileriyle tanınan analist Mustafa Khan, "Modi, Rusya ile imzaladığı anlaşmalarla, dış politika izleyicilerini zekasıyla alt etti" diye konuştu. Rusya ile gelişen stratejik bağları olumlu karşılayan Khan, "Rus lideri ağırlayan Modi, uzun bir geçmişe sahip olduğu güvenilir arkadaşından gelecek yabancı yatırımlar için temeli de attı" dedi. Khan, "Modi, ABD ve Pakistan ile mesafesini koruyor. Modi'nin selefi, ABD ile Hint-Amerikan ilişkilerinde büyük bir başarı olarak görülen nükleer anlaşma imzalamıştı. Şimdi Modi, Rusya ile bir denge kurmaya çalışıyor" dedi. Hindistan ve Rusya arasında savunma, nükleer enerji, petrol arama, aşırıcılıkla mücadele gibi alanlarda imzalanan anlaşmalarla ilgili olarak, Khan, "Bu her iki ülke için kazankazan durumudur," diye konuştu. Khan, Rusya'nın en gelişmiş helikopterini Hindistan'da üretmeye karar vermesinin, Modi'nin "Hindistan'da Üret"' kampanyasını destekleyeceğini Filipinli Jon-James San Jose, Müslüman oldu "Volkan" adını aldı MELBOURNE - Avustralya'nın Melbourne kentinde Filipin kökenli Jon-James San Jose adlı Avustralya vatandaşı, Türklere ait camide Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu ve "Volkan" adını aldı. Okul yıllarından itibaren Türk ve Müslümanlarla aynı çevrede bulunan Filipin asıllı Jon-James San Jose, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bünyesinde Melbourne'da faaliyet gösteren Sunshine camisine gelerek cuma namazı öncesinde Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı görevlisi cami imamı Mustafa Asmacı nezaretinde cemaat ile tekbirler getirerek Müslüman olan Jon-James San Jose, adını da "Volkan" olarak seçti. Cemaatin tebrik ettiği Volkan, AA muhabirine nasıl İslamiyet'i seçtiğini anlattı. Volkan, "Büyürken etrafımda İslam vardı ve çok kitap okudum perspektifim değişti" dedi. Okul yıllarında Müslüman arkadaşları olduğunu aktaran Volkan, "Etrafımda çok sayıda Müslüman vardı. Onlardan ve onların ailelerinden öğrendim, bana çok yardımcı oldular" diye konuştu. Jon-James "Volkan" San Jose, Sunshine camisinde kendisine gösterilen misafirperverlikten etkilendiğini, camiye gelmeden önce sabah çok heyecanlı olduğunu, şu an ise çok mutlu olduğunu söyledi. Jon-James "Volkan" San Jose'nin İslam'ı seçmesine vesile olan arkadaşlarından Serdar Başoğlu ise Volkan'ın İslamiyet ile tanışmasını şu sözlerle anlattı: "Tanıştığımızda ilgisinin olduğunu söyledi ve bazı sorular sordu bana İslam hakkında, dinimiz hak- kında, inançlarımız hakkında, aile değerlerimiz hakkında. Ben de yardımcı oldum, anlattım. Sünnet mevlidi yapmıştık, mevlide geldi. O zaman biraz daha duygulandı, biraz daha inandı ve başardı. Biz tabii çok mutluyuz. Allah'ın izni ile kardeşimiz artık Müslüman oldu." Cami imamı Mustafa Asmacı ise Volkan'ın İslam'ı seçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Asmacı, "Her şeyden önce bir kardeşimizin Müslüman olması, İslam ile şereflenmesi bizi ziyadesi ile mutlu etmiştir. İslam ile şereflenen kardeşlerimizin çoğalması, artması ve buradaki Müslümanların onlara örnek olması, güvenilirlik noktasında model olması Müslüman olan kardeşlerimizin sayısını çoğaltacaktır. Kardeşimizi tebrik ediyorum hayırlı olsun" dedi. Yaklaşık 23 milyon nüfuslu Avustralya'da dünyanın çeşitli yerlerinden göç eden Müslümanlar ve sonradan İslam'ı seçenlerle yaklaşık 550 bin Müslüman bulunuyor. (AA) BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 1 2 3 4 5 ifade etti. Diğer taraftan, gazeteci Harish Nambiar, petrolden nükleer enerjiye kadar geniş bir alanı kapsayan enerji işbirliğinin, Hindistan için riskli olduğunu ifade etti. Khan, "Rusya'nın sadece Hindistan'da değil, bütün Asya'da enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda istekli olduğunu" söyledi. Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yardımcısı Yuriy Ushakov, imza töreni öncesi yaptığı açıklamada, anlaşmaların iki ülkenin global ve bölgesel gündemlerinde karşılıklı işbirliğini kuvvetlendirme isteklerini yansıttığını vurguladı. Ushakov, Rusya'nın, Hindistan'daki Kudankulam Nükleer Santralinin kurulmasındaki rolüne işaret ederek, "Gelecekte iki ülke bu konuda daha güçlü işbirliğine gidecektir dedi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise Rusya'nın Hindistan'ın savunma alanında en önemli partneri olmaya devam edeceğini belirtmişti. Rusya ve Hindistan ilişkilerinin "tarif edilemez" bir içeriği olduğunu dile getiren Modi, "karşılıklı güven ve iyi niyet temelinde arkadaşlığı" olan Putin'in büyük bir ulusun lideri olduğunu ifade etmişti. (AA) 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 haber 16 Aralık 2014 Salı Türkiye’ye hareketli anlar yaşatan ve dünya çapında ses getiren İstanbul merkezli operasyon kapsamında haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüpheliden 27'si gözaltına alındı. Neler oldu? İSTANBUL- İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu soruşturması kapsamında, haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüpheliden şu ana kadar 27'si gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen operasyon kapsamında, aralarında medya çalışanları ile 5'i tutuklu bazı polislerin bulunduğu 36 kişi hakkında bu sabah erken saatlerde soruşturma başlatıldı. Gözaltı kararının duyulmasıyla Samanyolu televizyonu ile Zaman gazetesi önünde vatandaşlar toplanmaya başladı. İstanbul merkezli operasyon kapsamında, ilk gözaltılar Eskişehir'de yapıldı. Eskişehir'de sabah erken saatlerde, kentte çekim için bulunan Samanyolu televizyonunda yayınlanan Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan ile yönetmeni Engin Koç, emniyet mensupları tarafından evlerinden alınarak, sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü. Koç ve Asan, daha sonra İstanbul'a getirildi. İlerleyen saatlerde polis Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'yı gözaltına aldı. Karaca Samanyolu televizyonundan eşi ve oğlu ile birlikte bindiği polis aracı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerin gittiği başka adres ise Zaman gazetesinin bulunduğu Yenibosna'ydı. Emniyet mensupları, sabah saatlerinde gelerek gözaltı kararını tebliğ ettikleri halde teslim olmayan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'yı gözaltına almak için öğle saatlerinde ikinci kez, gazete binasına geldi. Kapıda bekleyen avukatlara, gözaltı kararını gösteren polisler, gazete çalışanlarının ve okuyucularının arasında binanın 4. katına çıktı. Ekrem Dumanlı odasından, polisler nezaretinde, eski AK Parti milletvekilleri Hakan Şükür, Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel Başkanı ve Kütahya Milletvekili İdris Bal'ın eşliğinde çıktı. Bu sırada, Millet ve Adalet Partisi Genel Başkanı İdris Naim Şahin de gazete binasına geldi. Dumanlı, vatandaşların tezahüratları eşliğinde bindirildiği otomobille gazete binasından uzaklaştırıldı. Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınmasının ardından sabahın erken saatlerinde gazete binası önünde toplanan kalabalık da dağıldı. Dumanlı'nın gözaltına alındığı öğle saatlerinde AB ve ABD’den OPERASYON AÇIKLAMASI BRÜKSEL- AB Komisyonu, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu kapsamında gerçekleştirilen gözaltılarla ilgili bağımsız ve tarafsız soruşturma talep etti. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın ortak açıklamasında, "Bugün Türkiye'de bazı gazetecilere ve medya temsilcilerine yönelik polis baskınları ve gözaltılar, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan medya özgürlüğüyle bağdaşmamaktadır. Masumiyet karinesinin hakim olmasını bekliyoruz ve işlendiği iddia edilen cürümlerin davalıların haklarına tam saygı gösterilerek bağımsız ve tarafsız soruşturulması konusundaki vazgeçilemez hakkı hatırlatıyoruz" denildi. Açıklamada, "söz konusu operasyonun Türkiye'nin parçası olmak istediği Avrupa değerleri ve standartlarına aykırı olduğu" savunularak herhangi bir aday ülkenin AB'ye katılımı yönünde atılacak adımların hukukun üstünlüğüne ve temel haklara tam saygıya bağlı olduğu kaydedildi. ABD’DEN YAKIN TAKİP Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, "Türkiye genelinde bir dizi baskın ve gözaltılar yapıldığına ilişkin haberleri yakından takip ettiklerini" belirtti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti: "Türkiye'nin dostu ve müttefiki olarak Türk makamlarının eylemlerinin, söz konusu temel değerleri ihlal etmemesini ve Türkiye'nin demokratik kurumlarına zarar vermemesini temin etmeleri çağrısında bulunuyoruz." (AA) GYV’den eleştiri İSTANBUL- Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuyla ilgili açıklama yaptı. "Basın özgürlüğüne, darbe teşebbüsüne karşı çıkan, dünya ve Türkiye medyasına, siyasi parti liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, kanaat önderlerine ve duyarlı herkese demokrasi ve özgürlükler adına teşekkürü borç biliriz" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, evrensel basın özgürlüğü kriterlerinin çiğnendiği iddia edildi. Gazete ve televizyonlara "polis baskınları" yapılmasının demokratik hukuk devletlerinde mümkün olmadığının vurgulandığı açıklamada, "mutlak iktidar peşinde koşanlara, hakkı, hakikati, adaleti ve hukuku hatırlatanların hain muamelesi" gördüğü belirtildi. Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir de yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilere yönelik "keyfi gözaltı ve tutuklamaların kabul edilemeyeceğini" vurguladı. (AA) İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu yazılı bir açıklamayla haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüphelinin ismini duyurdu. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın şüpheliler hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti devleti egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp, örgütsel yapı oluşturarak, bu yapılanma altında iftira, kişi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik suçları" yönünden işlem yapacağı öğrenildi. Soruşturmanın, bazı medya mensupları ile polislerin, 2009 yılında sahte delil üreterek, önderliğini "Molla Muhammed" olarak bilinen Mehmet Doğan'ın yaptığı ve "Tahşiyeciler" olarak adlandırılan gruba yönelik operasyon düzenledikleri iddiasıyla başlatıldığı bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 2009'da ''Tahşiyeciler'' olarak bilinen kişilere yönelik düzenlenen operasyonda, grubun önde gelen ismi Mehmet Doğan'ın arasında bulunduğu 11 kişi yakalanmış, tutuklanan Doğan 17 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmişti. ''Molla Muhammet'' adıyla bilinen emekli imam Mehmet Doğan'ın, Fethullah Gülen'in bazı fikirlerine karşı çıktığı iddia edilmişti. (AA) CHP’den 17 Aralık açıklaması KOCAELİ- CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuna ilişkin, "Bir savcı, hukuk devletinde soruşturma başlattıysa onu kimse durduramaz, yargı onu düzeltir. Türkiye'de 17 Aralık'ta soruşturma başlatan savcıların görevini yapmasını engellediler, aldılar" dedi. Karakaş, CHP Derince İlçe Başkanlığınca düzenlenen "Türkiye'nin Sorunları ve Genel Seçimler Paneli"nde, hükümetin yıllarca cemaatle iş birliği yaptığını öne sürerek, "Çıkar çatışması başlayınca hukuku da çiğneyerek bunu yapıyor. Bir savcı hukuk devletin soruşturma başlattıysa onu kimse durduramaz yargı onu düzeltir. Türkiye'de 17 Aralık'ta soruşturma başlatan savcıların görevini yapmasını engellediler aldılar. O soruşturmayı yürütecek polisleri başka yerlere gönderdiler. Demek istiyorlar ki, '4 bakanımızın Tayyip Erdoğan'ın, çocuk- larının bütün bu kumpanyanın içinde olduğu yolsuzlukları soruşturamazsınız'. Bu hukuk devleti olmaz. Hukuk devleti odur ki Almanya'da olduğu gibi bir cumhurbaşkanı 730 avro için mahkemeye çıkartılır ve sorgulanır" şeklinde konuştu. "Türkiye Cumhuriyeti'ni eksiksiz bir demokratik Cumhuriyet haline getireceğiz, bir kültür, yurttaşların eşitlik içinde yaşadığı Cumhuriyet halkına getireceğiz" diyen Karakaş, 2015 seçimlerindeki iddialarını seçim bildirisiyle halka anlatacaklarını bildirdi. Partisinin 3 temel belgesi ve görüşleri özgürce ifade etme özgürlüğüne işaret eden Karakaş, "Örgütlü toplum alt sınıflara yarar. Şimdi makul şüphe olayı var. Neden bunu yapıyorlar? Görüyorlar ki iktidarları demokrasi uygulamaları, kayırmacılık, kutuplaştırmalar ve yolsuzlukla sallanıyor. AKP, çıktığı zirveden aşağıya doğru inmeye başlamıştır" dedi. (AA) Leyla Zana’nın film gibi hayatı HABER MERKEZİ ANKARA- Çözüm süreciyle ilgili gelişmeler sürerken, dikkat çekici hadiseler de yaşanıyor. Bunların başında Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın İmralı heyetine dahil edilecek olması geliyor. Bilindiği gibi, Devlet adına müzakereleri sürdüren heyetin önceki gün İmralı ile görüştüğü belirtildi. Geçtiğimiz hafta Kandil’le görüşen HDP heyeti ile biraraya gelen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, görüşmenin ardından devlet heyetini İmralı ile temasa geçirdi. HDP Heyetinin son İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan’ın, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile görüşmek istediği daha önce duyurulmuştu. Bunun üzerine Ada’ya gidiş için Leyla Zana ile Sırrı Süreyya Önder’in isimleri geçmeye başladı. Kürt siyasal hareketinin hemen her aşamasında bulunan, yurt içi ve yurt dışında birçok görüşmelere katılan Leyla Zana’nın heyete dahil olması, onun ‘çalkantılı’, hatta ‘film gibi’ denilebilecek hayatını getirdi akıllara… NEREDEN NEREYE Leyla Zana, 14 yaşında Diyarbakır Belediye Başkanı Mehdi Zana ile evlendi. Kocası, 12 Eylül 1980 darbesiyle tutuklanarak cezaevine girdi ve 14 yıl hapiste kaldı. Bu süreçte Leyla Zana okuma yazmayı öğrendi.Halen milletvekili olarak TBMM’de bulunan Leyla Zana; 1991’de Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den Diyarbakır milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 6 Kasım 1991'de, yapılan yemin töreninde, başında sarı, kırmızı, yeşil bir bantla çıktı ve Türkçe başladığı yemini Kürtçe bitirdi. Meclis salonunda tepkiyle karşılandı. 3 Mart 1994'te, ABD'de yaptığı bir konuşma yüzünden, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak'la beraber milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı ve 5 milletvekiliyle birlikte gözaltına alındı. 17 Mart 1994'te, grup arkadaşları Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi. 8 Aralık 1994'te yasadışı örgüt üyeliği suçundan mahkûm olarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılanan Zana ve arkadaşları, 15'er yıllık hapis cezaları olduğu gibi onaylanarak cezaevinde kaldılar. Ancak 8 Haziran 2004'te Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nden serbest bırakıldı. (AA) KARA’CA İsmail KARA [email protected] HER SABAH Her sabah uyanıp kalktığınızda, sevinin! Dua edin! Çünkü, her sabah bir başlangıçtır güne, yaşama… Uyku halinin, yarı ölümden farkı ne ki? Her sabah güneşle yeniden doğmak gibi… Gülümseyin! Selamlayın evdeki insanları. İnsan mı yok, aynaya bakıp kendinizi… Ayna mı yok, duvarları. Yeniden gözünüzü açtınız ya, yeniden gördünüz ya… İyimserlikle, iyi gözlerle bakın her tarafa, her şeye… Ki, pozitif enerjiniz, pozitif bir gün getirsin size… Kollarınızı yana açıp aşağı yukarı oynatın. Derin derin nefes alın. O anda hastane odalarında zorlukla nefes alanları düşünün. Dünü ve dünden öncesi yaşadığınız olumsuz ne varsa, unutun! Şükredin Allah’a… “Bu gün de varım, bu günde yaşıyorum” deyin! Karamsar olmayın ve karamsarlığın kollarına kendinizi bırakmayın. Yeri gelmişken, Birinci Demet adlı kitabımdan Her Sabah adlı şiirimi de sunayım sizlere; Her sabah bana bir can gelir, Bir ömürle bin heyecan gelir. Ve Allah’a açılırken ellerim, Bu sabahlarım hiç bitmesin dilerim. Her şeye rağmen, siz de yaşamayı sevin! Dünyayı sevin! Onda nice güzellikler var, yeniden keşfetmeniz gerekmeyen… Görmeye çalışın! Şunu da unutmayın; bakmak ayrı bir şey, görmek yine ayrı bir şeydir. Bakın ve de görün! Ne kimilerinin size karşı yaptığı haksız davranışları, ne de etkileneceğiniz tüm olumsuzluklar, yıldırmasın sizi… Güçlü olun, güçlü olduğunuza inanın! Uyuşuk, mızmız, sinameki tipler arasında yer aldığınız sürece, her şey üstünüze üstünüze gelir. Kaçamazsınız. Kaçacak gücü de bulamazsınız. Hükümete göre OPERASYON! ANKARAİstanbul merkezli operasyon ile ilgili hükümet üyelerinin açıklamaları sürüyor. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Adıyaman Üniversitesi Spor Salonundaki 5. Olağan İl Kongresi'nde, Gezi Parkı ve 17-25 Aralık olaylarına işaret ederek, bunda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının engellenmeye çalışıldığını söyledi. Davutoğlu, "İsrail'in otoritesini meşru gördükten sonra Türkiye'de milli iradeyle işbaşına gelmiş bir iktidarın Başbakanı'na 'Dönemin Başbakanı' diye dosyalar hazırlayanlar varsa, işte onlar bugün de yarın da millet ve tarih önünde hesap vereceklerdir" dedi. Başbakan Davutoğlu, "Hiçbir şeyden korkmuyoruz, her şey açıklansın' diyenler niçin bugün telaş içindeler? Neden birtakım yaygaralarla, şüphelerle yürütülen bir soruşturmayı engellemeye çalışıyorlar, beklesinler. Ama şunu da bilsinler ki devletin kurumlarına sızıp başbakanını, cumhurbaşkanını, devletin en mahrem toplantılarını dinleyenler, MİT Müsteşarlığına dönük operasyona kalkışanlar, Suriye'de mazlumlara yardıma giden tırları durdurup ülkemizi dünyaya şikayet edenler bunların karşılıksız kalacağını düşünmesinler" dile konmuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Davutoğlu şunları söyledi: "Kaç gündür davet ediyorum Kılıçdaroğlu'nu, bir kutlu insanı, Adnan Menderes'i dar ağacına götüren 27 Mayıs darbesine 'kötü' de diyorum, 'kına' diyorum, kınayabiliyor mu? Kınayamaz" İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA… Partisinin 5. Olağan İl Kongresine katılmak üzere Ağrı'ya gelen İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Birbirimizle kucaklaşıp helalleşmek, birbirimize muhabbetimizin artması gerekirken bir bakıyorsunuz ki 25 Aralık 'paralel yapı' darbe girişimi. Kardeşim derdin ne? Devletin mekanizmaları var. Ne biriktiriyorsun da sonunda oraya getiriyorsun? Neyin peşindesin, ne elde edeceksin, sana bu görevi verenlere biri çıkıp sormaz mı, arkadaş beni kime karşı kışkırtıyorsun, ne elde edeceksin?" dedi. Bakan Ala, "Hiç kimse bu salonda bulananların, 77 milyonun Türkiye'yi yönetme hakkını örseleyemez" diye konuştu. VEYSEL EROĞLU AK Parti İnegöl 5. Olağan İlçe Kongresinde konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da, "Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlerin bir hesabı varsa Cenab-ı Allah'ın da bir hesabı var. İnşallah 2015 seçimlerinde de onların heveslerini kursaklarında bırakacak bir şekilde gayret içinde olacağız. Tekrar destan yazacağız" dedi. Eroğlu, "Paralel yapı maalesef her gün bir manşet atıyor, 'şöyle böyle' diye. Milleti saf mı sanıyor bunlar. Aynı şartlarda hatta kurumlar vergisi oranı azalmasına rağmen borç ödüyorsun, Merkez Bankasını dövizle dolduruyorsun ayrıca muazzam yatırımlara imza atıyorsun. Yolsuzluk olsa böyle bir şey olur mu?" şeklinde konuştu. FİKRİ IŞIK Gebze'de yapımı devam eden Bilişim Vadisi'ndeki incelemelerin ardından gazetecilere açıklama yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuna ilişkin, "Bu, bir yargı süreci. Yargı süreci ile ilgili eldeki deliller nedir, şu anda bilmiyoruz. TURİZM 16 Aralık 2014 Salı ANKARA - Türkiye'de erken rezervasyon döneminde her yıl daha fazla rezervasyonun gerçekleştiği kruvaziyer turizmini tercih edenler bir haftada 5-6 ülke görebiliyor. Bir tur firmasının satış ve pazarlama Müdürü Sarp Özkar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gemi ve nehir turlarının son 5 yılda Türkiye'de de önemli bir seyahat paketi haline geldiğini söyledi. Her yıl dünyanın en büyük cruise firmalarının Türkiye limanlarından daha fazla gemi geçirdiğini bildiren Özkar, "Gemi turları 2008'den bu yana her yıl yüzde 100'ün üzerinde bir ivmeyle büyüyor. Kruvaziyer turizminde satışlar geçen yıl, bir önceki yıla kıyasla yüzde 155 artarak erken rezervasyonun şampiyonu olmuştu" dedi. Özkar, Türkiye'de pek çok limanın kullanılmaya başlanmasıyla lüks "cruise" gemileriyle hazırlanan tur paketlerinin fiyatlarının da düştüğünü söyledi. Gemi turlarını her yaş grubundan tatilcinin tercih ettiğini dile getiren Özkar, özellikle çocuklu aileler için ideal bir tatil seçeneği olduğunu vurguladı. Gemi seyahatinin çocuklu ailelere pek çok avantaj sunduğunun da altını çizen Özkar, şunları söyledi: "Aileler çocuklarıyla yurtiçi tatil bölgelerinde nasıl konforlu bir tatil yapılabiliyorsa gemide de aynı şekilde yapılabiliyor. Üstelik normalde yurtdışı turlarında olmayan bir imkan sunuluyor.” (AA) Bursa’nın en ufak taşı bile turizmde değerlendirilecek ISSN 1308-7622 BURSA - Bursa'nın kültürünü daha fazla insana tanıtmak ve turizm potansiyelini geliştirmek için kurulan Bursa Kültür ve Turizm Elçileri Derneği, "Osmanlı'nın ilk başkenti"nin en küçük taşını bile turizmde değerlendirerek kentin turizm pastasından alacağı payı artırmayı hedefliyor. Dernek Başkanı Sedat Şenişler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bursa'nın kültürünü daha fazla insana tanıtmak ve turizmini geliştirmek amacıyla yaklaşık 4 ay önce bu derneği kurduklarını söyledi. Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa'nın, kültür ve turizm bakımından Türkiye'nin en avantajlı kentlerinden biri olduğunu belirten Şenişler, ülkenin turizm pastasında belli bir paya sahip olduğunu anlattı. "Ulu şehir" Bursa'nın turizmdeki payını artırmayı hedeflediklerini ve dernek olarak buna yönelik çalışmalar gerçekleştireceklerini vurgulayan Şenişler, "Cumalıkızık, Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi ile Sultan Külliyelerinin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Listesine alınmasıyla Bursa, turizmde daha fazla söz sahibi olacak ve pastadan daha fazla alacak" dedi. Derneği yeni kurmuş olmalarına rağmen birçok etkinliğe imza attıkları bilgisini veren Şenişler, çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi. Şenişler, şöyle konuştu: "Bursa'nın en ufak taşını bile turizmde değerlendirmeyi, kültürünü tanıtmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda 19-22 Şubat 2015'te İstanbul Feshane'de 'Bursa Kültür ve Turizm Günleri' yapacağız. Bu etkinlik için Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret ve Sanayi Odasının desteklerini aldık. Bursa, göç veren değil, göç alan bir şehir. O yüzden İstanbul'da çok fazla Bursalı olduğunu düşünmüyoruz ama Bursa'yı merak eden Rizeli, Kastamonulu ve Kayserili gibi başka şehirli olanlar var. Onların ayağına Bursa'nın ürünlerini ve kültürünü götürerek bu kente olan ilgilerini artırmayı ve onları buraya çekmek Bursa Günlerini düzenleyeceğiz. Göç veren iller, İstanbul'daki ve başka şehirlerdeki hemşehrilerinin hasret gidermesini sağlamak amacıyla bu tarz kültür günlerini düzenliyor. Biz ise bunun tam tersi Bursa'yı merak eden başka şehirlerdeki insanları bu kente çekmek için Bursa Günlerini düzenleyeceğiz. Niyetimiz Bursalılara Bursa'yı tanıtmak değil. Bursa zaten tanınıyor. Bursa'nın kültürünü ve turizmini anlatarak kente ekonomik katkı sağlamayı amaçlıyoruz." Çalışmalarının sadece "Bursa Kültür ve Turizm Günleri" ile sınırlı kalmayacağına değinen Şenişler, kentin kongre ve sempozyum merkezi olmasına yönelik çalışmaları da bulunduğunu aktardı. (AA) Yıl: 44 Sayı: 15049 16 Aralık 2014 Salı GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Ayşegül BALDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNAL Sayfa Editörleri Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT, Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN İdari Merkez Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54 [email protected] Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT İstanbul Temsilciliği Ankara Temsilciliği Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14 No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL Ulus/ANKARA Tel: (0212) 540 40 45 Tel: (0312) 310 35 53 Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97 Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir 13 Topada Yazılı Kaya Anıtı turizme kazandırılacak Nevşehir'in Acıgöl ilçesinde bulunan ve Geç Hitit döneminde yazıldığı tahmin edilen Topada Yazılı Kaya Anıtı, turizme kazandırılacak. 7 bin yıllık Kandiber Kalesi, restore ediliyor ÇORUM - Osmancık ilçesindeki 7 bin yıllık Kandiber Kalesi'ndeki restorasyon çalışmaları, başladı. Osmancık Belediyesi tarafından hazırlandıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesindeki Anıtlar Yüksek Kurulunca onaylanan restorasyon projesi kapsamında yürütülen çalışmalar sürüyor. Osmancık Belediye Başkanı Hamza Karataş, 7 bin yıllık bir geçmişi bulunan kalenin restorasyon çalışmalarının sorunsuz devam ettiğini söyledi. Çalışmaların sona ermesiyle ilçe turizmine önemli bir kazanım sağlanacağını ifade eden Karataş, "Şu anda kaleye ulaşımı kolaylaştıracak yürüyüş yolları aslına uygun olarak Anıtlar Kurulunun onay verdiği malzemelerle onarılıyor. Aynı çalışmanın devamında ise seyir terasları ve aydınlatma çalışması yapılacak" diye konuştu. "Çalışmalar tamamlandığında vatandaşlarımız, yıllardır gezemedikleri kaleye kolaylıkla çıkabilecekler" diyen Karataş, seyir teraslarından tarihi Koyunbaba Köprüsü ve Kızılırmak ile Osmancık'ın diğer güzelliklerinin gözler önüne serileceğine dikkati çekti. (AA) NEVŞEHİR - İlçeye bağlı Ağıllı köyünün yaklaşık 3 kilometre kuzey doğusundaki Topada Yazılı Kaya Anıtı'nın milattan önce sekizinci yüzyılda yazıldığı tahmin ediliyor. Acıgöl Kaymakamı Mustafa Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kaymakamlık tarafından hazırlanan kısa filmde Topada Yazılı Kaya Anıtı ile bölgedeki tarihi turistik mekanları ön plana çıkardıklarını söyledi. Yazıta giden yollara yönlendirme levhalarının yerleştirildiğini belirten Çakır, "Yazıtın bulunduğu bölge, sit alanı değil. Tarihi yazıtın turizme kazandırılması için gerekli çalışmaları yürütüyoruz" dedi. Acıgöl Belediye Başkanı Ercan Ertaş da yaklaşık 4 metre yüksekliğe sahip anıtta, ana kayanın güneye ve batıya bakan yüzünde Hitit hiyeroglif (resim) yazısıyla sekiz satırlık kitabe bulunduğunu söyledi. Ertaş, Acıgöl'ün Kapadokya'nın giriş kapısı konumunda olduğunu ifade ederek, "Yazılı kaya anıtlarının turizme kazandırılmasını istiyoruz. Anıtın turizme kazandırılmasının, ilçemizin uluslar arası tanıtımı ve ekonomisi açısından faydası olacağına inanıyoruz" dedi. Topada Yazılı Kaya Anıtı'nın tanıtılması için belediye olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını belirten Ertaş, "Yurt içi ve yurt dışından gelen turist gruplarına tarihi yazıtları tanıtıyor ve gezdiriyoruz" ifadelerini kullandı. Acıgöl Kaymakamlığınca hazırlanan tanıtım filminin yönetmeni Mustafa Karakaya ise yaptıkları çalışmayla anıtı ön plana çıkardıklarını belirterek, yazıtların bir an önce turizme kazandırılmasını istediklerini söyledi. Tabal Krallığının merkezi konumundaki Acıgöl'de bulunan anıtın koruma altına alınması gerektiğini ifade eden Karakaya, "Topada Yazılı Kaya Anıtı çevresinde bir an önce önlem alınarak, Eskişehir'deki Frig dönemine ait Yazılı Kaya gibi turizme kazandırılmalıdır" şeklinde konuştu. (AA) “Bu skor bize yakışmadı” 16 Aralık 2014 Salı KONYA - Torku Konyaspor Kulübü Basın Sözcüsü Ahmet Baydar, Galatasaray maçındaki 5-0'lık yenilgiye ilişkin, "Bu skor; futbolumuza, Aykut Kocaman'a ve yönetim olarak bize yakışmadı" dedi. Baydar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Galatasaray maçına iyi başladıklarını ancak sonunu getiremediklerini ifade etti. İlk golü yedikten sonra demoralize olduklarını, daha sonra gelen Spor Toto Süper Lig'in lideri Beşiktaş, bu sezon deplasmanlarda daha başarılı bir grafik çiziyor. İSTANBUL - Son olarak Gaziantep'ten 3 puanla ayrılan siyah-beyazlılar, bu sezon deplasmanlarda yaptığı 7 maçta 18 puan toplayarak, dış sahaların en başarılı takımı olarak dikkati çekti. "Kara Kartallar", dış sahada oynadığı 7 maçta 6 kez galip geldi, bir kez de mağlup oldu. Ligde 29 puanla lider durumda bulunan Beşiktaş, bu puanların 18'ini dış, 11'ini ise iç sahalarda elde etti. Siyah-beyazlılar, deplasmanlarda 10 gol atıp, kalesinde 5 gol gördü, kendi sahasında ise 10 gol atıp, 6 gol yedi. Deplasmanda tek mağlubiyetini 3-2'lik skorla Kayseri Erciyesspor karşısında son dakikalarda yediği goller- le alan Beşiktaş, diğer 6 karşılaşmadan ise üçer puanla ayrıldı. Siyah-beyazlılar, 13 hafta sonunda dış saha puan durumunda en yakın rakibi Galatasaray'dan (7 maçta 15 puan) 3 puan daha fazla topladı. Geçen sezon dış sahalarda oynadığı 17 maçta toplam 7 galibiyete ulaşan siyah-beyazlılar, bu sezon ise henüz 7. deplasman karşılaşmasında 6. galibiyetini aldı. Beşiktaş, geçen sezon 17 deplasman maçında 7 galibiyet, beşer de beraberlik ve mağlu- biyet alıp, toplam 26 puan topladı. Bu sezon ise 7 maçta, 6 galibiyetle 18 puan aldı. Beşiktaş, bu sezon deplasmanlardaki 6 galibiyetini de tek farklı skorlarla kazandı. Oynadığı 6 dış saha maçının 4'ünü 1-0 kazanan siyah-beyazlılar, 2'sinde ise sahadan 2-1 galip ayrıldı. Mersin İdmanyurdu, Bursaspor, Balıkesirspor ve son olarak Gaziantepspor'u deplasmanlarda 1-0'lık sonuçlarla yenen "Kara Kartallar", İstanbul Başakşehir ve Kardemir Karabükspor'u ise 2-1'lik skorlarla geçti. Bu arada siyah-beyazlılar, stat bulamadıkları için 6. haftadaki Sivasspor iç saha maçını Ankara'da oynadı ve bu karşılaşmayı da 3-2 kazandı. Siyah-beyazlılar, deplasmanlarda attığı 10 golün 9'unu ikinci yarılarda kaydetti. Sadece ligin ilk haftasındaki Mersin İdmanyurdu maçında 43. dakikada gol bulan "Kara Kartallar", diğer 9 golü ise ikinci 45 dakikalarda attı. Beşiktaş'ın dış sahalarda en golcü futbolcuları Demba Ba ve Kerim Frei oldu. İki futbolcu takımlarına dış sahalarda üçer gol kazandırdı. Diğer 4 gol ise gol ise Cenk Tosun, Olcay Şahan, Mustafa Pektemek ve Oğuzhan Özyakup'tan geldi. gollerle de toparlanamadıklarını belirten Baydar, farkı kabul etmelerinin ve içlerine sindirmelerinin mümkün olmadığına dikkati çekti. Baydar, futbolda böylesine beklenmedik sonuçlarla her zaman karşılaşılabileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Torku Konyaspor'un son maçta bu şekilde hezimete uğraması hakikaten bizim için çok üzücü oldu.” Hakan Arslan'ın hedefi Sivasspor'da kalıcı olmak SİVAS - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Sivasspor'un orta saha oyuncusu Hakan Arslan, kırmızı-beyazlı ekipte uzun yıllar top koşturmayı hedeflediğini söyledi. Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, futbolcuların hedefinin her maçta forma şansı bulmak olduğunu belirterek, "Son 2 yıldır Sivasspordayım ve kırmızı-beyazlı forma altında birçok maça çıktım. Sivasspor'da daha fazla forma şansı bulup uzun yıllar bu takıma hizmet etmeyi hedefliyorum" diye konuştu. Kırmızı-beyazlı ekibin geçen sezon ligde ve kupada başarılı bir grafik çizdiğini, aynı başarıyı bu sezon da sürdürmek istediklerini dile getiren Arslan, "Kupada geçen sezon 6 gol atmıştım ve başarılı bir dönem geçirmiştim. İnşallah aynı başarıyı bu sezon da yaşarım. Kupa maçlarında attığım goller ve performansla ligde de forma şansı buldum" dedi. Ziraat Türkiye Kupası A Grubu'nda yarın Tuzlaspor ile karşılaşacaklarını, Tuzla ekibinin başarılı bir takım olduğunu ve rakiplerini küçümsemediklerini belirten Arslan, "Ligde kötü bir gidişatımız var. Kupayla bu kötü gidişatı sonlandırmak istiyoruz. Önümüzdeki haftalara umutla bakmamız açısından bu maç çok önemli" ifadelerini kullandı. Arslan, kariyerindeki (Süper Lig ve Türkiye Kupası maçları dahil edilmiştir) 100. maça çıkacak olmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, futbol hayatında başarılı sezonlar geçirmeyi ve uzun yıllar top koşturmayı temenni etti. Gaziantepspor “göze” geldi Spor Toto Süper Lig'de sezona son yılların en iyi başlangıcını yapan Gaziantepspor, son 4 haftayı puansız kapattı. Erciyesspor puanları “1-1” topladı GAZİANTEP - Kırmızı-siyahlılar, 2010-2011 sezonunun ilk 4 haftasında 3 beraberlik ve 1 mağlubiyetle 3 puanla toplarken, 2011-2012 sezonunda sıfır puan çekti. 2012-2013 sezonunda 1 puan alabilen kırmızı-siyahlı ekip, 2013-2014 sezonunun ilk 4 haftasını da 1 puanla tamamlayabildi. Bu yıl sezona teknik direktör Okan Buruk ile "merhaba" diyen Gaziantepspor, son 5 yılın en iyi dönemini geçirmeye başladı. Ligdeki ilk 4 maçın 2'sinden galibiyetle ayrılan kırmızısiyahlılar, bir mağlubiyet ve bir beraberliğin ardından topladığı 5 puanla son 5 yılın en başarılı ilk 4 haftasını geçirdi. Son dönemde düşüşe geçen Güneydoğu temsilcisi, son 4 haftada ise sıfır puan çekti. Son olarak ligin 9. haftasında Akhisar Belediyespor'u tek golle geçerek 3 puanı hanesine yazdıran Gaziantepspor, sonraki haftalarda sırasıyla Torku Konyaspor (2-0), Galatasaray (1-0), Gençlerbirliği (2-0) ve Beşiktaş (1-0) karşısında mağlup oldu. Bu sürede kalesinde 6 gol gören kırmızı-siyahlı ekip, buna karşın rakip fileleri havalandıramadı. Kulübün asbaşkanı Bülent Konca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 4 haftada puan alamadıkları için üzgün olduklarını dile getirerek, bu kötü tablonun sadece kendi eserleri olmadığını söyledi. KAYSERİ - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, ligin ilk 13 haftasında geriye düştüğü 4 maçta sonradan bulduğu gollerle hanesine puanları "1-1" yazdırmayı başardı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, bu sezon Spor Toto Süper Lig'de üst üste ikinci sezonunu yaşanan mavi-siyahlılar, ligin geride kalan 13 haftasında 2 galibiyet, 8 beraberlik ve 3 mağlubiyet aldı. Kayseri temsilcisi, Torku Konyaspor, Çaykur Rizespor, Bursaspor ve Mersin İdmanyurdu maçlarında geriye düşmesine rağmen beraberlik gollerini bularak, rakiplerinin galip gelmesine izin vermedi. Kayseri Erciyesspor, ilk olarak ligin dördüncü haftasında konuk olduğu Torku Konyaspor maçının 45. dakikasında geriye düştü ancak 62. dakikada tecrübeli golcü Necati Ateş'in golüyle golüyle sahadan 1-1 ayrıldı. Mavi-siyahlılar, ligin 8. haftasında deplasmanda Çaykur Rizespor karşısında da 71. dakikada yenik duruma düşmesine rağmen maçın uzatma dakikalarında Edinho'un kaydettiği golle yine 1-1'lik sonuçla 1 puanı kurtarmayı başardı. (AA) 15 SPOR "Es-Es"e bu sezon 360 bin lira ceza ESKİŞEHİR (AA) - DENİZ AÇIK - Spor Toto Süper Lig'de bu sezon Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nca (PFDK) Eskişehirspor'a, bu sezon taraftarların kötü tezahüratları ve teknik sorumlusunun basın toplantısına katılmaması nedeniyle 360 bin lira ceza uygulandı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, "Es-Es"e, PFDK'nın 4 Eylül'deki kararında, 30 Ağustos'ta sahasında ağırladığı Torku Konyaspor maçında taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle bu eylemin aynı sezon içinde ev sahibi olduğu müsabakada ilk kez gerçekleştirilmesinden dolayı takdiren 50 bin lira ceza verildi. Kurul, 9 Ekim'deki kararında da Eskişehirspor'un 5 Ekim'de sahasında yaptığı Çaykur Rizespor maçında taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle bu eylemin aynı sezon içinde ev sahibi olduğu müsabakada ikinci kez gerçekleştirilmesinden dolayı takdiren 100 bin lira ceza uyguladı. "Kırmızı Şimşekler", 19 Ekim'de konuk oldukları Bursaspor maçında, taraftarlarının çirkin ve kötü tezahüratı dolayısıyla bu eylemin aynı sezon içinde misafir kulüp olduğu maçlarda ilk kez gerçekleştirilmesi dolayısıyla 20 bin, taraftarlarının neden olduğu saha olayları yüzünden 30 bin, basın toplantısına teknik sorumlusunun katılmaması nedeniyle 10 bin lira ceza aldı. PFDK, 11 Aralık'taki toplantısında, siyah-kırmızılıların İstanbul Başakşehir maçında taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle 3'üncü kez bu durum gerçekleştiğinden Eskişehirspor'a 150 bin lira ceza verilmesini kararlaştırdı. Kulüp Basın Sözcüsü Fatih Sezer, geçen sezondan bu yana PFDK'nın kendilerine cezalar verdiğini hatırlattı. Eskişehirspor'un, geçen sezon saha kapatma cezasına çarptırıldığını dile getiren Sezer, şöyle konuştu: "Geçen yıl Passolig uygulaması yoktu ancak bu sezon saha içi olayların, kötü ve çirkin tezahüratların önüne geçmek için söz konusu uygulama başlatıldı. Buna rağmen kulüpler, cezalara çarptırılıyor. TFF, Passolig uygulamasını tekrar gözden geçirmelidir. Uygulamaya rağmen verilen cezalar, kulüplere zarar veriyor. Eskişehirspor taraftarları, takımımız için önemli bir güçtür. PFDK'nın verdiği cezalar nedeniyle taraftarımızdan ayrı kalmak istemiyoruz. Sahamızın kapanmaması için taraftarımızın bundan sonra daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü onlarla daha güçlüyüz." (AA) İnanç Koç, TOFAŞ maçıyla lig kariyerindeki 450. maçına çıktı İZMİR- Türkiye Basketbol Ligi'nde TOFAŞ karşısında 450. lig maçına çıkan Pınar Karşıyaka'nın takım kaptanı İnanç Koç, ilk süre aldığı 1997'deki gibi aynı heyecanla maça çıkmaya devam ettiğini söyledi. İnanç Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligde TOFAŞ karşısında iyi takım olduklarını bir kez daha gösterdiklerini, eksiklere rağmen önemli bir galibiyet aldıklarını söyledi. Takımların sezon içinde bir veya iki kez iniş çıkışlar yaşayabildiğini kaydeden İnanç Koç, şöyle konuştu: "Belli bir form düşüklüğümüz vardı, geçen sene de bu zamanlar böyle bir süreç yaşamıştık. Ama bu gayet normal, yavaş yavaş yükselişe geçeceğiz. Bu süreçte ihtiyacımız olan bir galibiyet aldık. Yola kayıpsız devam etmek önemliydi. Bursa'dan değerli bir galibiyetle döndük." (AA) 16 Aralık 2014 Salı WASHINGTON - ABD Ulusal Basketbol Ligi'nde (NBA) Los Angeles Clippers'ın formasını giyen milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu, NBA'de 15 yıldır iyi bir kariyer geçirdiğini belirterek, "İnşallah genç arkadaşlara iyi bir şekilde örnek olmuşumdur. Benim hep onlara tavsiyem, her zaman kendilerine bir hedef koymaları ve o hedef için gereken bütün çalışmaları yapmaları" dedi. NBA kariyerine 2000-2001 sezonda Sacramento Kings ile başlayan ve daha sonraki yıllarda San Antonio Spurs, Orlando Magic, Toronto Raptors, Phoenix Suns ve Los Angeles Clippers formasını terleten tecrübeli basketbolcu Türkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yıllık kariyerinde geriye dönüp baktığında kelimelerle ifade edemeyeceği hislerle karşılaştığını söyledi. Kariyerinde kendisine yardımcı olan insanların bulunduğunu ifade eden Türkoğlu, "Kendimi şanslı hissediyorum, yanımda hep doğru insanlar vardı. Bu benim iyi yerlere gelmemi sağladı. Ben de fırsatları her zaman en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Allah'a çok şükür ki bu süreçte güzel bir kariyer geçirdiğime inanıyorum. İnşallah böyle devam eder" diye konuştu. Türkoğlu, NBA'de forma giymek isteyen ya da şu anda NBA kariyerini sürdüren genç Türk basketbolculara da örnek olmaya çalıştığını kaydetti. Türkoğlu, "Eğer onlara örnek olduysam bu beni çok mutlu eder. İnşallah genç arkadaşlara iyi bir şekilde örnek olmuşumdur. Benim hep onlara vereceğim tavsiyem, her zaman kendilerine bir hedef koymaları ve o hedef için gereken bütün çalışmaları yapmaları. İnşallah o süreçte de yanlarında hep doğru insanlar olur benim hayatımda olduğu gibi. İnşallah onlar da istedikleri başarılara ilerlerler, istedikleri noktalara gelirler. Ben ağabeyleri olarak onlar için gurur duyarım" ifadelerini kullandı. (AA) “Timsah Arena”ya Real Madrid'li açılış planı Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına devam edilen ve Bursaspor taraftarları arasında "Timsah Arena" olarak anılan stadyumun gelecek yıl haziran ayında gerçekleştirilmesi planlanan açılış töreninde, yeşilbeyazlı takımla Real Madrid'in özel maç yapması konusunda girişim başlatılacak. BURSA - Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bursa'nın dünya markası haline gelmesi için kentte yapılan tesislerin de çok özellikli olması gerektiğini söyledi. Bu çerçevede inşaatı süren stadyumun da mimarisiyle dünyaca tanınmaya başladığını anlatan Altepe, "Nasıl Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile tarihi mirasta dünya gündemine girdiysek şimdi de Bilim Merkezi ve ardından stadyumla yavaş yavaş dünya gündemine giriyoruz. Stadyumumuz artık dünya otoriteleri tarafından izleniyor, dünyaca örnek olarak gösteriliyor ve ödüller alıyor" dedi. Altepe, bu stadyumun, İngiliz The Telegraph gazetesinde yer verilen bir araştırmada dünyanın en heyecan verici 10 stat projesinden biri gösterildiğini hatırlattı. Türkiye'de ilk kez takımının sembolüyle tasarlanan stat olan "Timsah Arena"nın çatısının, Bursaspor'un simgesi "timsah" formunda yapılmasının, burasının en dikkat çekici özelliği olduğunu dile getiren Altepe, söz konusu çatının da gelecek hafta montajının tamamlanacağını vurguladı. Altepe, stadın haziran ayının ilk haftasına yetiştirilmesi yönünde bir hedeflerinin bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Hepimiz artık gecegündüz bu işin üzerindeyiz. Şu an önümüzde pek bir engel kalmadı. Stadyum inşaatlarında genel olarak sıkıntı yaşanabilir. Bu, dünyanın her yerinde böyledir. Bizim gibi iddialı uygulamalarla yapılan bir stadyum, işi daha da zorlaştırıyor ama artık yeteri kadar bu iş zaman aldı. Haziran ayının ilk haftasına yetişmesi için ekiplerimizle birlikte çalışmaları takip ediyoruz. Tüm ekiplerimiz burada. Bu eser bir an önce Ziraat Türkiye Kupası Finali'ne yetişmeli. Onun için iş programlarını devamlı takip ediyoruz." Recep Altepe, yeni stadın çimlerinin de Bursaspor'un Özlüce Tesisleri'nde yetiştirilmeye başlandığını anlatarak, sonrasında sahaya yerleştirilmesinin yapılacağını bildirdi. Böyle bir stadın Bursa kentinin takımı Bursaspor için de büyük bir şans olduğunun altını çizen Altepe, yeşil-beyazlı takımın bu statta başarılı günler geçireceğine, Türkiye'de ve Avrupa'da şampiyonluklar yaşayacağına inandığını ifade etti. Altepe, Türkiye'nin en güzel ve en kaliteli stadını Bursa'ya inşa ettiklerini vurgulayarak, böyle bir stadın açılışının da çok özel olması gerektiğini anlattı. "Dünyanın en ilginç statları listesinin başında gelen böyle bir stadın açılışına dünya çapında bir organizasyon yakışır" diyen Altepe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Açılış töreni için çok özel bir program hazırlamayı hedefliyoruz. Açılış maçı için de Bursa halkının, Bursasporluların gönlünde Real Madrid var. Taraftarların tezahüratlarında bile bu takımın ismi geçiyor. Bu da bizim açımızdan biraz daha anlamlı olacak. Önümüzdeki günlerde açılış törenine davet etmek için Real Madrid ile irtibata geçeceğiz. Yapabilirsek onunla yaparız. Yapamazsak artık benzer, dengi bir takımla ama biz açılış maçının Bursaspor ile Real Madrid arasında olabileceğine inanıyoruz. Çünkü böyle bir eser kazandırıldığı zaman onların da destek vereceğine, bu güzel günümüzde bizlere bu desteği esirgemeyeceklerine inanıyoruz. Biz de bunun gereğini inşallah yerine getireceğiz." Altepe, stadın isim hakkı ve diğer gelirleriyle ilgili olarak çalışmaların sürdüğünü dile getirdi. Kendisinin Bursaspor'u yakından takip ettiğini, maçlarını kaçırmamaya çalıştığını belirten Altepe, şunları kaydetti: "Bursaspor'un başarısı, Bursa kentinin başarısıdır. Bursaspor'un şampiyonluğu Bursa kentinin şampiyonluğudur. Bursaspor'un başarısızlığı ise Bursa kentinin başarısızlığıdır. Bu bir prestijdir. Onun için meraklıyız. Bursaspor için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Stadın isim hakkı konusunda da şimdiden sonra bunlarla genellikle Bursaspor yönetimi de ilgilenecek. Bunları artık belli bir protokolle, sözleşmeyle kulübe devretmiş olacağız. Stadın isim hakkı ve diğer gelirlerle ilgili onları da birlikte sürdüreceğiz. İsim hakkını da Bursaspor Kulübü ile birlikte değerlendireceğiz." (AA) Bryant Jordan'ı geride bıraktı ANKARA - Amerikan Ulusal Basketbol Ligi'nde (NBA) Los Angeles Lakers forması giyen Kobe Bryant, Michael Jordan'ı geride bırakarak NBA tarihinin en fazla sayı atan 3'üncü oyuncusu oldu. Lakers'ın Minnesota Timberwolves karşısında 100-94 kazandığı maçta 26 sayı atan Bryant, kariyerinde 32 bin 310 sayıya ulaşarak Chicago Bulls efsanesi Michael Jordan'ı geçmeyi başardı. Maçın ikinci çeyreğinde serbest atış çizgisinden bulduğu isabetle Jordan'ı geride bırakan Bryant'ı, takım arkadaşları, teknik heyet ve rakip oyuncular saha ortasında tebrik etti. Bryant, tüm zamanların en skorer oyuncuları sıralamasında Kareem Abdul-Jabbar ve Karl Malone'un ardından 3'üncü sıraya yerleşirken, 32 bin 292 sayıya sahip Jordan, 4'üncülüğe geriledi. NBA'de tüm zamanların en skorer 10 ismi şöyle: Oyuncu Sayı 1 Kareem Abdul-Jabbar 38 bin 387 2 Karl Malone 36 bin 928 3 Kobe Bryant 32 bin 310 4 Michael Jordan 32 bin 292 5 Wilt Chamberlain 31 bin 419 6 Shaquille O'Neal 28 bin 596 7 Moses Malone 27 bin 409 8 Elvin Hayes 27 bin 313 9 Dirk Nowitzki 27 bin 223 10 Hakeem Olajuwon 26 bin 946 16 Aralık 2014 Salı Kars'ın geleneksel lezzetleri arasında yer alan kaz, unutulmaya yüz tutan ekmek tandırlarında pişirilerek, damak tadına önem verenlere ayrı bir lezzet sunuyor. Şimdi tandırda kaz zamanı KARS - ÇAĞLAR SEFERTAŞ Türkiye'nin önemli kaz üretim merkezlerinden Akyaka ilçesine bağlı Demirkent köyünde yaşayan kadınlar, kesim mevsiminin gelmesiyle sofralarda yerini almaya başlayan kazı, akrabaları ve özel misafirleri için tandırlarda pişiriyor. Karın yağmasıyla ayrı bir lezzete kavuşan kaz, tandırın üzerine konulan büyük kazanın içerisinde 2 saat pişiriliyor. Daha sonra ayaklarına tel geçirilen kaz, tandırın içine konularak kızartılmaya bırakılıyor. Yöresel tahıl ürünlerinden olan "kabılca" eşliğinde kendi yağında pişirilen kaz, parçalar halinde misafirlere sunuluyor. Demirkent köyünde yaşayan Altınay Karaçöp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazın kültürlerinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, kış boyunca tükettiklerini söyledi. Mart ayında çıkan kazların yıl sonuna kadar beslendiğini ifade eden Karaçöp, tar- lada otlayan kazın lezzetinin daha güzel olduğunu belirterek, ''Kazların annelerini ayırarak keseriz. Şubat ve mart aylarında yeniden doğmaya başlayacaklar. Kaz da kurutma işlemi de oluyor ancak bizim burada yok. Biz özellikle kara kışı bekleriz. Kazlarımızı özel günlerde misafirlerimize yaparız. Kimin nasibi varsa onlar da yiyor'' dedi. Karaçöp, tandırda kazın önemli bir yere sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''Kazımızı önce 2 saat tandırın üzerinde pişiriyoruz. Daha sonra da iyice kızarması için teller eşliğinde tandıra sarkıtırız. Burada iyice kızarır. Yaklaşık yarım saat tandırda kalır. Kazın altına yöresel ürünümüz olan kabılca da koyarız. Bulgur gibidir. Hiçbir şekilde ilave yağ koymayız. Kabılca tamamen kazın yağında pişer ve eşşiz bir tada sahip olur.'' (AA) Artvinli berberden “az Steve Jobs'ın sattığı ilk bilgisayar saça az ücret” tarifesi 365 bin dolara alıcı buldu Steve Jobs'ın ARTVİN - BAYRAM SARAYOĞLU - Hopa ilçesinde berberlik yapan Emin Külünk (43), işlerinin azalması üzerine müşterilerine yeni ücret tarifesi uygulayarak saçı fazla uzun olandan çok, az olandan az ücret alarak müşterilerin dikkatini çekmeye çalışıyor. İlçeye bağlı Kemalpaşa beldesinde kendisine ait iş yerinde 26 yıldır berberlik yaparak ailesinin geçimini sağlayan Metin Külünk, azalan işlerini artırmak amacıyla üç ay önce başlattığı "az saça az, çok saça çok para" uygulamasıyla başarılı oldu. Berberlik mesleğine 12 yaşında çırak olarak başlayan Külünk, AA muhabirine, işi öğrenerek kendi iş yerini açtığını anlattı. nyayı görünce önce şaka sandı. Bazıları merak edip bu uygulamanın doğru olup olmadığını sordu. Saçı az olan müşterilerimden 3 lira, çok olanlardan 5 lira alıyorum. Tıraş ettiğim müşterilerim, aldığım ücreti görünce çok memnun oldu. Kısa sürede kampanya beldede herkes tarafından duyuldu. Böylece azalan işlerim artmaya başladı. Keşke daha önce kampanyayı başlatsaydım." Külünk, kampanyaya en çok "saçı az olanların" ilgi gösterdiğini ve kampanyayı bir yıl boyunca sürdüreceğini ifade etti. Hopa’da esnaflık yaptığını belirten Turan Şentürk de Kemalpaşa beldesine alışveriş yapmak üzere geldiğini, caddeden geçerken berber 1976 yılında 600 dolara sattığı ilk bilgisayar The Apple 1, New York'ta yapılan müzayedede 365 bin dolara alıcı buldu. NEW YORK- Apple'ın kurucusu Steve Jobs tarafından satılan ilk bilgisayar 'The Apple-1, Christie's müzayede evinin New York'ta yaptığı müzayedede 365 bin dolara satıldı. Değerinin altında bir fiyata satılan bilgisayara, 400 bin ila 600 bin dolar arasında değer biçilmişti. Öte yandan geçen ekim ayında Steve Jobs'ın ortağı Steve Wozniak tarafından yapılan bir başka Apple 1 bilgisayarı, Bonhams müzayede firması tarafından New York'ta yapılan müzayedede, Henry Ford Müzesi tarafından 905 bin dolara satın alınmıştı. Christie's müzayede evinin 2013 yılında Londra'da yaptığı açık artırmada başka bir 1976 yapımı Apple 1'i 387 bin dolara, 2010 yılında da 212 bin dolara satmıştı. Geçen sene Breker müzayede evi tarafından Almanya'da yapılan müzayede ise Apple 1, 671 bin 400 dolara alıcı bulmuştu. Rustik tasarımda kişisel bilgisayar olarak Steve Jobs'un Kaliforniya'nın Los Altos şehrindeki aile garajında üretilen Apple 1, Jobs tarafından işadamı Charles Ricketts'e 1976 yılında 600 dolara satılmıştı. (AA) Paris’te Noel heyecanı Külünk, iş yerinde 1988 yılından beri hizmet verdiğini dile getirerek, ilk yıllarda iyi giden işlerinin son zamanlarda berber dükkanlarının sayısının artması üzerine düştüğünü söyledi. Bu nedenle evinin geçimini sağlamakta güçlük çektiğini belirten Külünk, bunun önüne geçmek için ne yapması gerektiği üzerine düşündüğünü kaydetti. Külünk, sonunda bir çözüm bularak saç boyuna göre müşterilerden ücret almaya başladığını ifade ederek, şöyle konuştu: "İş yerimin camlarına 'Saça göre ücret alınır, az saça az, çok saça çok para' yazılı afişler asarak vatandaşların dikkatini çekmeye çalıştım. Caddeden geçen vatandaşlar camdaki kampa- dükkanının camındaki ilginç kampanyayı gördüğünü ve çok şaşırdığını söyledi. Kampanyanın kendisi gibi saçı az olanlar için çok iyi bir uygulama olduğunu belirten Şentürk, şunları kaydetti: “Yıllardır berbere saç ve sakal tıraşı için gidiyorum. Benim saçım az, benden aynı ücreti alıyorlardı. Çok olanlardan da aynı ücreti alıyorlardı. Kafamda saçım kalmadı, büyük bir bölümü döküldü. Benim saçım az, neredeyse kel gibiyim. Bu berberin uygulamaya koyduğu kampanya tam bizlere göre. Benim gibi saçı az ve kel arkadaşlarıma bu berberi önereceğim. Vatandaş memnuniyetini ve bütçesini düşündüğü için berber kardeşimize teşekkür ediyorum." (AA) PARİS – Fransa’nın başkenti Paris’te, Noel bayramı yaklaşırken turistlerin ve çocukların ilgisini çekmek için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Paris’in en ünlü caddelerinden ChampsElysees’de, her akşam hava karardığında geyiklerin çektiği arabasıyla gökyüzünde beliren Noel Baba, çocuklara sesleniyor. Yerden yaklaşık 20 metre yüksekte arabasıyla başta çocukları ardından büyükleri hem İngilizce hem Fransızca selamlayan Noel Baba, yerli yabancı çok sayıda turistin ilgi odağı oldu. Her akşam dört kez ortaya çıkan Noel Baba, şovunu 4 Ocak’a kadar sergileyecek. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz