YIL: 23 • SAYI: 174 Nisan 2014 - Mayıs 2014 • 8.00 TL Müke mmel lik Yolcu luğun da Kurum sal So syal Sorum luluk Projel er ön pla i na çıkıyo r. SOSYAL SORUMLULUK ÖNCE KALİTE Aralık 2013 - Ocak 2014 ONKAPAK_ICI_ilan.indd 22 5/26/14 4:13 PM Bosch, yaşam kalitesini artırmak için yenilikçi çözümler geliştiriyor. Dünyanın önde gelen teknoloji ve hizmet tedarikçilerinden olan Bosch, insanların yaşam kalitesini artırmak için çalışıyor. İşte bu nedenle tüm dünyada 281,000’den fazla çalışanı istihdam eden Bosch, yılda 4,5 milyar Euro’yu araştırma ve geliştirmeye ayırırken yine her yıl ortalama 5.000 adet patent başvurusunda bulunuyor. Yenilikçi Bosch ürün ve hizmetlerinin tek ortak amacı var: İnsanların günlük hayatlarını her gün daha da iyileştirmek. Daha fazla bilgi için: www.bosch.com.tr DUNYA_KURUMSAL_ILAN_22x28.5.indd 1 003_BOSH_ilanı.indd 23 5/16/14 5/26/14 3:43 4:49 PM PM 4 BAŞKANDAN İLETİŞİM, ULAŞIM VE HIZLANAN REKABET Değerli Kalite Dostları, Günümüz dünyasını tanımlarken önemli iki gelişme dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki son 20 yılda artan iletişim ve hızlanan ulaşımın yarattığı olanaklardır. Bağlı gelişme ise artan iletişim ve ulaşımında büyük katkısı ile küreselleşen bir dünyada giderek hızlanan “rekabettir”. Bunun sonucu sektör ve pazarda önemli değişimler ortaya çıkmıştır. Kaynakların dağılımı da bu değişimden etkilenmiştir. İhtiyaç duyulan bilginin genişleyen yelpazesi ve derinliğinin artması, çok sayıda demografik özelliğin yansıması ve değişime etkileri günümüzde yönetimi ve yönetici kavramlarını şekillendirmiştir. Küresel oyuncu olma kavramı, kararların sorumluluk alanını genişletmiştir. Sorunlardan çok fırsatlara odaklanan işletme ve yönetici tipi ile yapılması gerekenler ve doğru olan işler için etkinlikler ve yetkinlikler gelişmiştir. Çabuk öğrenme ve hızlı aksiyon alma bunlardan bazılarıdır. Yeni fikirlere açık olma ve bunları destekleme, liderleri yeni düşünce biçimlerinin geliştiği bir kültür ortamı yaratmakla görevli kılmaktadır. Pazarın artık bütün dünya olduğu gerçeği rekabetin de boyutlarını ve hızını arttırmıştır. Her iki bağlamda ulaşım ve iletişimdeki hızlılık, kuruluşlarında yönetim anlayışına ‘’çeviklikle yönetme’’ becerisinin eklenmesine neden olmuştur. Dış çevre ve dünyadaki değişimlerin etkin izlenebilirliğini sağlama kuruluşa bu değişime karşı alınabilecek önlemler konusunda da yön verecektir. Değişen stratejik hedefler daha hızlı değişen amaçlara, süreçlere ve organizasyonel yapıya ilişkin değişimlere yol açacaktır. Süreçlerin, projelerin ve genel olarak kuruluşun çevikliğini arttırmak önem kazanacaktır. Çevik kuruluşlar yalnızca fırsatları değerlendirme açısından değil, tehditlerden kurtulma açısından da iyi uygulayıcı olmak durumundadırlar. Var olmanın, sürdürülebilir başarının temelinde, yükselen rekabet çizgisini yakalamak gelmektedir. Bunun için gösterilecek çaba yalnız işletmeler için değil, kamu kurum ve kuruluşları, yerel idareler, sivil toplum kuruluşları, şehirler, ülkeler için de geçerlidir. Bu bir anlamda kurum ve kuruluşların paydaşlarının katkılarını almak için yönetim anlayışında yeni pencereler açmalarını gerektirmektedir. Yaklaşımlar ortak bilgi birikimlerinden daha çok yararlanabilecek ve bu ortamları zenginleştirecek çabaları destekler yönde olmak zorundadır. Günümüzün değerler dizisi rekabet olgusunu ön plana çıkartınca gidilecek yol haritasında da öncelikler ve kilometre taşları bu doğrultuda oluşmaktadır. KalDer olarak kuruluşumuzdan bu yana yaşam kalitesinin yükseltilmesi olarak tanımladığımız vizyonumuz da bu öncelikleri gündeme getirirken, iyi yönetim ve yönetişimin süreklilik isteyen ve mükemmelliği durmaksızın kovalayan bir süreç olduğunu vurguladık. Bir taraftan ülke için ekonomideki gelişmelerin önemini, demokrasi yolunda kaydedilen olumlu adımlar ve başarılar olarak kaydederken, diğer yandan bununla yetinmenin yeterli olmayacağını dile getirdik. Toplumun diğer sosyal gelişme göstergeleri açısından da çağdaşlık çizgisini yakalaması gereğini her zaman ve her ortamda vurguladık. Artık ’’Demokrasi ve Kalkınma’’ daha çok gelişmenin formülü olarak tanımlanmaktadır. Katılımcı demokrasi kavramı ve gelişmiş ekonomi tanımı, toplumlarda özellikle sivil toplum kuruluşları ile bağlantılı gelişen bir sonuçtur. Bu bağlamda sivil toplum kuruluşları gibi yapıların daha özgün ve etkin örgütlenmesi gereğini algılamak zorundayız. Sağlıklı toplumların ortak akıl arayışlarında bu katkılarla ve katılımlarla gelişen sorun çözme yetkinliğinin önemini göz önünde bulundurmalıyız. Süreçlere ve gelişmeye ciddi katkıları olacaktır. KalDer gibi nitelikli üye varlığına sahip kurumların rekabetin sağlıklı ve adil bir ortamda sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi için önemli bir görevi olduğuna inanıyorum. Bu özelliği nedeniyle iş dünyasında önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu konuma değer katan ise, bir- A. Hamdi Doğan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı çok değerli insanın ve kurumun katılımı ile oluşturulan paylaşım ortamıdır. Bu değerin ve oluşturulan sürecin toplumun her kesim ve katmanına yayılması ve ülke düzeyinde yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Böylesi yaklaşımlar ülkemizin gelişmesi doğrultusunda gösterilen önemli ve anlamlı çalışmaların başında gelmektedir. Ulusal Kalite Hareketi KalDer’in bu amacı karşılayan bir sürecidir. Genel Kurulumuz sonrası, yaşadığımız SOMA faciası Kalite ve Yaşam döngüsünde ihmalleri suratımıza çarpan hepimizi derin acılara gömen bir gelişme olmuştur. Her üretimin, yaratılan her değerin ana amacının İnsan yaşamını iyiye ve güzele götürmesi ve ancak birlikte başarabileceğimiz değerlerden olduğu yönetim ilkelerinin başında gelen temel kuralıdır. Bir kez daha hatırlamalıyız ki iş güvenliği her zaman gündemin en önemli maddesidir. Onu çözmeden sağlıktan, sürdürülebilirlikten gelişmeden söz etmek mümkün değildir. Hiç bir bedel ve değer, kaybettiğimiz 301 canı geriye getiremez. Toplum, büyük bir üzüntü yaşamış ailelerin acılarını paylaşmıştır. Ancak “Kazanın geliyorum dediği’’ bu akışta süreci bir daha tekrarlanmayacak bağlamda güvenlik çemberine alarak içimizi rahatlatabilir, yeni felaketleri önlemenin vereceği güven ile huzuru bulabiliriz. KalDer olarak yaşanan bu olumsuz süreçte bilgi ve deneyimimizi paylaşmak konusunda duyarlılığımızı, yapacağımız çalışmalar ile sunma çabasındayız. Bu inançlarla hepinizi şahsım ve olağan genel kurulumuzda seçilen yeni yönetim kurulumuz adına saygıyla selamlıyorum. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 004_baskan.indd 4 6/3/14 11:56 AM 005_PHILIPS_ilanı.indd 23 5/26/14 5:33 PM 6 IÇINDEKILER KalDer YIL: 23 2014 - Mayıs Nisan 2014 I: 174 • 8.00 TL Mükemmellik Yolculuğunda Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ön plana çıkıyor. 4 BAŞKANDAN 34 TMME ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU 8 SOSYAL SORUMLULUK 10 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN ARACI OLARAK KSS 36 KOŞULSUZ GÜVEN İLKESİ, BOSCH MÜŞTERİSİNİ ‘MEMNUN’ ETTİ 12 HAYATIN HER ALANINDA OPET 38 MÜŞTERİ İLE YÜKSEK İLETİŞİM MEMNUNİYETİ GETİRDİ 16 MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SOSYAL SORUMLULUK YAKLAŞIMIYLA OLUŞTURULAN BİR SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME HİKÂYESİ… YEDAŞ 40 PHILIPS, MÜŞTERİSİNİ EN ÇOK MUTLU EDEN MARKA OLDU 42 ZİNCİR MARKET MÜŞTERİLERİ BİM’DEN ‘MEMNUN’ 18 BURSAGAZ, SOSYAL SORUMLULUK ALANINDA EZBERLERİ BOZUYOR 44 AYGAZ MÜŞTERİSİ ÇOK ‘MEMNUN’ 20 İSTANBUL’UN GÖKYÜZÜYLE ARKADAŞ ŞİRKETİ: İGDAŞ 46 TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN SU MARKASI ERİKLİ 22 ŞİRKETLERDE YENİ TREND; SOSYAL SORUMLULUK 48 2014-2016 DÖNEMİNDE A.HAMDİ DOĞAN YENİDEN BAŞKAN OLARAK SEÇİLDİ 24 YEŞİL BİLGİ PLATFORMU; ÇEVRE SORUNLARIYLA MÜCADELEDE “BİLGİNİN GÜCÜ”NÜ KULLANIYOR! 50 DURAVİT’TEN 360 DERECE KALİTE 26 TURKCELL’İN “ENGEL TANIMAYANLAR” HAREKETİ HER GEÇEN YIL BÜYÜYOR 52 KURUMSAL KAYNAK PLANLAMA SİSTEMLERİ VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ 54 BÜYÜKŞEHİR KALİTE YOLUNDA İLK ADIMI ATTI 28 BASF, SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN ÇALIŞIYOR 56 KalDer’DEN HABERLER 59 KalDer’DEN HABERLER 30 COCA COLA HAYATA ARTI KATIYOR 60 ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA 32 DEĞİŞEN DÜNYA VE KURUMSAL SORUMLULUĞUN YENİDEN YAZIMI 62 ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA • SAY ÖNCE KalDer YIL: 23 • KALİTE SAYI: 174 • 8.00 TL • Nisan 2014 - SMYLAULLUK SOO RU Mayıs 2014 S 11:56 AM .indd 3 R KAPAK KALDE 5/28/14 Sahibi KalDer Adına A.Hamdi DOĞAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Neslihan CİNGİ [email protected] Yayın Kurulu A. Hamdi DOĞAN, Akın ALIKÇIOĞLU, Erdenay GÜL, Fügen TOKSÜ, Gül GÖKTEPE, Özlem YÜZAK, Tolga YÜCEL, Selami ÇELEBIOĞLU, Selçuk ERGENÇ İdare Merkezi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi Cad. No:3 Küçükyalı 34854 İstanbul Tel: 0216 518 42 84 Faks: 0216 518 42 86 www.kalder.org e-posta:[email protected] Yapım Has Matbaacılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100. Yıl Mahallesi MAS-Sit Matbaacılar Sitesi 3. Cadde 199/A Bağcılar – İstanbul T. 0212 629 0249 (pbx) F. 0212 629 0647 Baskı Has Matbaacılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100. Yıl Mahallesi MAS-Sit Matbaacılar Sitesi 3. Cadde 199/A Bağcılar – İstanbul. T. 0212 629 0249 (pbx) F. 0212 629 0647 Önce Kalite Dergisi, Türkiye Kalite Derneği tarafından 2 ayda bir yayınlanır. Ulusal-Türkçe-2 Aylık ISSN: 1301-4978 Önce Kalite Dergisi’ndeki yazı ve resimler kaynak gösterilerek kullanılabilir. 64 ŞUBELERDEN HABERLER / Yazarlar ve Kuruluşlardan gelen yazılar: • A4 sayfasına, her taraftan 2 cm marj bırakılarak, 1.5 cm boşluk, 12 punto Arial veya Times New Roman karakteri ile en fazla 4 sayfa yazılmalıdır. • Yazı başlığı ve yazar adı koyu font ile yazılmalıdır • Yazar unvanı, e-posta adresi yer almalıdır. • Yazara ait en az iki adet yüksek çözünürlükte vesikalık olmayan hareketli tarzda resimler olmalıdır. • Gelen yazılar, yayın kurulu tarafından okunurluğunun artırılması, uzunluğunun kısaltılması gibi durumlarda yazının içeriğinde, başlıkta değişiklik yapılabilir. Bu değişiklik yapma hakkı dergimizce saklıdır. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 006_007_editor.indd 6 6/3/14 11:52 AM 7 BU SAYIMIZDA Sosyal Sorumluluk KalDer’in toplumsal kalkınmayı ve kamusal faydayı hedefleyen tüm sivil toplum kuruluşlarında olduğu gibi, varlık nedeni “Kurumsal Sosyal Sorumluluk”tur. Bu sayımızda KSS’nin önemini vurgulamak amacı ile sürekli gelişim kapsamında kurumsal sosyal sorumluluk konusunu ele aldık. Bu konuda çok değerli kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticilerinin görüşlerine yer verdik. Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl, Opet Kurucu Neslihan Cingi Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk, Yedaş Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, Bursagaz [email protected] Kurumsal İletişim Yöneticisi Dilek Kiper, Proje Danışmanı ve Eğitmeni Bora Ersezen, Koç Sistem, İGDAŞ, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül, BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Aksoy Bilgen, Coca Cola Türkiye Kurumsal İlişkiler Çevre Müdürü Erdal Kiraz ve Su CSR Genel Müdürü Asya Deniz Akyol’un değerli görüşlerini okuyabilirsiniz. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan “İletişim, Ulaşım ve Hızlanan Rekabet” yazısı içerisinde, günümüz dünyasını tanımlarken önemli iki gelişmeye dikkat çekiyor; bunlardan ilki son 20 yılda artan iletişim ve hızlanan ulaşımın yarattığı olanaklar, bağlı gelişme ise artan iletişim ve ulaşımında büyük katkısı ile küreselleşen bir dünyada giderek hızlanan “rekabet” olduğunu vurguluyor. KalDer, TMME’de geçtiğimiz 9 yılda başarı kazanmış firmaları gerçekleştirdiği ödül töreniyle onurlandırdı. Bazı sektör birincilerinden Bosch Ev Aletleri, Volkswagen, Philips, BİM, Aygaz ve Erikli’nin başarı hikayelerini içeriki sayfalarımızda okuyabilirsiniz. “Görüş” köşemizde Kurumsal Kaynak Planlama Sistemleri ve TKY’yi bizlere aktaran Elan Genel Müdürü Ömer Lütfü Cunbul’u, Ulusal Kalite Hareketi köşemizde ise Duravit Yapı Ürünleri Genel Müdürü Müfit Ülke’yi konuk ettik. Son olarak “KalDer Olağan Genel Kurul Toplantısı” gerçekleşti. KalDer’in yeni Yönetim Kurulu, Özel Sektör, Kobi ile Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Akademi dünyasının önemli temsilcilerinden oluşuyor. Sevgi ve saygılarımla, /turkiyekalitedernegi /kalitedernegi /kalitedernegi /company/kalder /turkiyekalitedernegi /kalitedernegi /turkiyekalitedernegi /+kalder Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 006_007_editor.indd 7 6/3/14 11:52 AM 8 GİRİŞ M ükemmellik yolculuğunda emin adımlarla ilerleyen kurumların, sosyal sorumluluk alanına olan ilgileri her geçen gün artıyor. Şirket içi, paydaşlar ve tedarikçilerle oluşturulan mükemmel iletişim içerisine kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile toplumsal hedefler de girmeye başladı. Pek çok şirket sorumlu olma yolunda değişik projelere imza atıyor. Şirketlerde bu işi lider göğüslüyor ve tüm kademelere kadar sorumluluk verilmesini sağlıyor. Yapılan araştırmalara göre sosyal sorumluluk projeleri ile değer yaratan şirketlerin, başta marka değerleri olmak üzere, müşteri ve toplum üzerinde ki etkileri de olumlu bir şekilde artıyor. İnsan kaynaklarını oluştururken rakiplerine göre avantajlar elde ediyorlar. Mükemmellik yolculuğunda toplam kalite felsefesini uygulayan önemli şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk alanında ortaya koydukları projeleri araştırdık. SOSYAL SORUMLULUK ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 008_dosya_giris.indd 18 5/28/14 12:09 PM 009_IGDAS_ilanı.indd 23 5/26/14 5:35 PM 10 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN ARACI OLARAK KSS Bir şirketin operasyonlarının ekonomiye, çevreye ve topluma etkisini bilmesi, yönetmesi ve olumlu etkilerini artırması üzerine kurulan bu “kurumsal sosyal sorumluluk” tanımı, artık KSS’yi şirketlerin PR etkinliklerinin alanından çıkarıp günlük faaliyetlerine yayan bir anlayıştır. S osyal sorumluluğun şirketler için ne ifade ettiğini anlamak ancak konunun sınırlarını doğru şekilde çizmekle mümkündür. Şirketlerin sorumluluklarının nerede başlayıp, nerede bittiği gelişmiş ülkelerin gündemini yıllarca işgal eden bir tartışmaydı: Şirketlerin hissedarlarına kar kazandırmak dışında nasıl bir sorumluluğu olabilirdi? Etik değerler yasaya dönüşmediği sürece şirketler için ne anlam ifade edebilirdi? Peki ya doğal kaynakların tüketimi, insan hakları ihlalleri gibi konularda devletler bir şey yapmazken, şirketler nasıl bir sorumluluk üstlenebilirdi? Votaw’ın tanımı ile ‘bir anlamı olan; ancak herkes için aynı anlama sahip olmayan’ “kurumsal sosyal sorumluluk” (KSS) kavramının sınırlarına dair bu tartışmaların günümüzde yok olmaya yüz tutmasını “sürdürülebilir kalkınma” perspektifinin en büyük başarı göstergelerinden biri olarak nitelendirebilirim. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun (WCED) yayınladığı Brundtland Raporu’nda ilk kez tanımlanan bu perspektif, artık bir mottoya dönüşmüş halde: “Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama kabiliyetinden ödün vermeden karşılamak”. Bu yeni kalkınma perspektifi, toplumsal gelişmeyi sadece ekonomik yönden değil, insani gelişim, sağlık, eğitim ve çevre gibi birçok boyutu entegre eden bütünsel bir yaklaşımla değerlendirir. Sürdürülebilir kalkınma, ancak ve ancak bütünsel, uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısı ile, bir yapboz üzerinde çalışır gibi, Oya Ünlü KIZIL Koç Holding Kurumsal İletişim Ve Dış İlişkiler Direktörü bir yandan her küçük parçanın birbiriyle ilişkisini göz önünde tutarken, bir yandan da tüm resimdeki tutarlılığı koruyarak, baştan mükemmel işleyen bir sistem kurma anlayışı ile sağlanabilir. Küresel ekonominin en önemli öznelerinden olan şirketler, bu yapbozun da en önemli parçalarını oluşturur. Bu durum, şirketleri faaliyet gösterdikleri toplumlarla ekonomi odaklı ve/veya hayırseverlikle sınırlı bir temastan çıkarıp, onlar için sosyal, ekonomik ve çevresel sorumlulukların bir arada üstlenildiği yeni bir sorumluluk alanı tanımlar. Bir şirketin operasyonlarının ekonomiye, çevreye ve topluma etkisini bilmesi, yönetmesi ve olumlu etkilerini artırması üzerine kurulan bu “kurumsal sosyal sorumluluk” tanımı, artık KSS’yi şirketlerin PR etkinliklerinin alanından çıkarıp günlük faaliyetlerine yayan bir anlayıştır. Bu anlayış, yazımın başında alıntıladığım soruları da artık yersiz kılmaktadır. EFQM Mükemmellik Modeli’nde de belirtildiği şekilde günümüzde şirketlerin mükemmellik yolculukları, kurumsal sosyal sorumluluğu yönetim stratejileri ile bütünleştirme kabiliyetlerinden geçmektedir. Sosyal sorumluluk şirkete ne katıyor? Yukarıda tanımladığım haliyle KSS, toplumsal sürdürülebilirlik ile kurumsal sürdürülebilirlik arasında kurulan güçlü bağı ifade eder. Bu bağın şirketler için ne anlama geldiğini, Türkiye’nin en büyük ve köklü şirketler topluluğunu kuran Vehbi Koç’un 1960 yılında şirket yöneticilerine yönelik yaptığı konuşmasının en iyi şekilde özetlediğini düşünüyorum. Güncelliğini hiç yitirmeyen bu konuşmasında Koç, kendi anayasasını şöyle tarif eder: “Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım”. Şirketlere toplumsal ve ekonomik kalkınma içinde net bir rol tanımlayan bu yaklaşım, şirketlerin uzun vadeli var oluşlarını, faaliyet gösterdikleri ülkelerin koşulları ile özdeşleştirir. Güncel yaklaşımlarla birlikte düşünüldüğünde bu anlayışın şirketlerin kullandıkları kaynakların sürdürülebilirliğinden, tüketicilerinin yaşam kalitelerine kadar her açıdan geçerliliğinin tartışılmaz olduğunu söyleyebilirim. “Sürdürülebilirlik” kavramını kendisinin ya da biriminin sorumluluğu dışında gören kişilere, sürdürülebilirliğin üretimden lojistiğe, tasarımdan tüketime kadar her aşamada verimliliği işaret ettiği gösterildiğinde konu daha anlaşılır hale gelmektedir. Bu doğrultuda, bu gerçeği kavrayan ve toplumsal ihtiyaçlar ile sahip oldukları kaynakları doğru şekilde eşleştirmeyi başaran şirketlerin, kurumsal sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma için en yüksek katma değeri oluşturabildiği görülmektedir. Kısa vadede ise özellikle son yıllarda değişen sosyal dinamikler ve tüketici beklentileri, sosyal sorumluluk çalışmalarının tüketim kararları ve marka algısı üzerinde giderek artan rolünü rakamlarla kanıtlar. Bu durum KSS’nin bir yönetim aracı olarak ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 010_011_KOC_OYA.indd 20 5/28/14 12:11 PM 11 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK “DEVLETIM VE ÜLKEM VAR OLDUKÇA BEN DE VARIM”. ŞIRKETLERE TOPLUMSAL VE EKONOMIK KALKINMA IÇINDE NET BIR ROL TANIMLAYAN BU YAKLAŞIM, ŞIRKETLERIN UZUN VADELI VAR OLUŞLARINI, FAALIYET GÖSTERDIKLERI ÜLKELERIN KOŞULLARI ILE ÖZDEŞLEŞTIRIR. Oya Ünlü Kızıl Koç Holding farklı aşamalarda değerlendirilmesine yol açmıştır. İlk aşamada birçok şirketin toplumsal e tepkiler karşısında reaktif bir araç olarak KSS’yi benimsediğini, sonrasında ise bu tarz olayların bir daha yaşanmaması için KSS’yi bir risk yönetimi aracı olarak değerlendirdiğini söyleyebilirim.. Bu ikinci aşamada, KSS alanında kurumsal ilerlemenin sistemli takibi ve raporlaması, çevresel ve sosyal risklerin doğru yönetilmesiyle kalmayıp, kurumsal ve toplumsal katma değer yaratılması için fırsatların da belirlenmesine yol açar. Böylece, risk yönetimi aracı olarak KSS, ileri uygulama aşamalarında şirketlerin fırsatları da görmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda, birçok büyük şirket toplumsal katkı sağlarken, inovatif ürün ve hizmetlerle yeni pazarlara erişim, eko-verimlilik ile maliyetlerde azalma, çalışan aidiyetinde artış ve sürdürülebilir ekonomik kazanç elde etmeye başladığını fark etmiştir. Sonuçta sorumlu işletmecilik anlayışıyla operasyonlarını yürüten ve sosyal projeleriyle topluma katkı yaratan şirketlerin ciddi bir rekabet avantajı yakaladığı söylenebilir. Sosyal sorumlulukta yeni neler oluyor? Yukarıda değindiğim KSS’nin amacına dair tartışmaların yanı sıra, KSS’nin temel ekseni uzun yıllardır bu uygulamaların gönüllü mü, yoksa zorunlu mu olması gerektiğine dair tartışmalarla da şekillendiriliyordu. Avrupa Parlamentosu’ndan uzun yıllar süren tartışmaların ardından gelen son derece güncel bir gelişme, kurumsal sosyal sorumluluğu büyük ölçekli Avrupa şirketleri için ihtiyari alandan zorunlu alana taşıdı. 15 Nisan 2014’de Parlamento tarafından kabul edilen ve Avrupa Konseyi tarafından onaylanınca yürürlüğe girecek konuya ilişkin yönerge, Avrupa Birliği genelinde 500’den fazla çalışanlı 6.000 kadar kuruluşun çevre konuları, toplumsal ve çalışanlarla ilgili hususlar, insan haklarına saygı, yolsuzlukla ve rüşvetle mücadele ve Yönetim Kurulları’nda çeşitlilik konularında politikalarını, riskle- rini ve elde ettikleri sonuçları açıklamak zorunda bıraktı. Ölçümlenen her konunun yönetilmesi gerekliliği düşünüldüğünde bu gelişmenin sosyal sorumluluğu şirketlerin operasyonlarına entegre etme konusunda da zorunluluğu içinde barındırdığı rahatlıkla söylenebilir. Diğer yandan, yönerge şirketleri bu konuları yönetecekleri ve raporlayacakları standartlar bakımından esnek bırakmaktadır. KSS’nin esas gücünün şirketlerin sahip oldukları kaynaklar ve bu kaynakları kullanma yöntemlerinin özgünlüğünden geçtiği düşünülürse, bu kararın KSS’nin başarısı bakımından hayati olduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda, yukarıda belirttiğim şekilde KSS alanında kurumsal ilerlemenin sistemli takibi ve raporlaması, şirketleri ileri basamaklara taşıyacaktır. Şirketler, çevre, etik değerler, insan hakları, yerel kalkınma gibi konuları içselleştirdikçe (hem algı, hem de faaliyet olarak) kurumsal sosyal sorumluluğun önümüzdeki yıllarda iş yapış tarzının doğal bir parçası haline geleceği söylenebilir. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 010_011_KOC_OYA.indd 21 5/28/14 12:11 PM 12 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK HAYATIN HER ALANINDA OPET Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile Türkiye’nin en önemli markalarından biri OPET. OPET’in projelerini topluma değer katacak her alanda görmek mümkün. Projeler başta üst yönetim olmak üzere, tüm çalışanlar tarafından sahiplenilmiş ve yüksek gönüllülükle devam ettiriliyor. OPET’in bu konudaki başarısını ve sosyal sorumluluk projelerini Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk’e sorduk: Nurten ÖZTÜRK Opet Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Sosyal Sorumluluk Projeleriniz nasıl başladı? OPET, kurulduğu ilk günden bu yana sosyal sorumluluğa önem veren ve bu konuda önemli çalışmalar yürüten bir marka. 2000 yılından bu yana bilinçli toplum projelerimizle, toplumu çevre, doğa, sağlık ve turizm gibi pek çok alanda bilinçlendirmeyi ve bilgilendirmeyi amaçladık. Önce Temiz Tuvalet Kampanyası’nı daha sonra da Yeşil Yol, Örnek Köy ve Tarihe Saygı Projeleri’mizi uygulamaya aldık. Son olarak trafik sorununa kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla çok değerli paydaşlarımızla birlikte ”Trafik Dedektifleri Projesi”ni hayata geçirdik. En uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projemiz olan Temiz Tuvalet Kampanyası, Türkiye’de temizlik ve hijyen konusunda önemli bir kilometre taşı. 14 yıldır aralıksız devam eden kampanyamız ile tuvalet temizliği ve hijyeni konusunda toplumsal bir duyarlılık ve değişim yarattık. Proje kapsamında önce kendi istasyonlarımızdan başlayarak temizlik ve hijyenin önemini vurgulayıp bunu kalıcı hale getirmeyi başardık. İstasyonlarımızdaki personelimize eğitimler verirken, istasyonların tuvaletlerini hijyenik bir ortama kavuşturduk. Bugüne kadar OPET Eği- tim Ekibimiz ile birlikte yurt genelinde 72 ili gezdik, 5330 saat eğitim vererek 5,5 milyon km.’den fazla yol kat ettik, 7,5 milyondan fazla kişiye ulaştık. 27 milyonun üzerinde basılı malzeme, çocuklara çizgi filmler, kitapçıklar dağıttık. Ayrıca Suudi Arabistan ve Makedonya’dan alınan davetle projemiz, oradaki Türk okullarına da taşındı. OPET ve TSE’nin işbirliği ile halka açık tuvaletler için belirlenen standartlar da İçişleri Bakanlığı’nca işyeri ve restoran tuvaletleri de dahil olmak üzere tüm tuvaletlerde zorunlu kılındı. Örnek Köy Projesi ile köylerin kendi kendine yetmesi, tarihi, coğrafi ve kültürel potansiyelinin değerlendirilmesinin yanı sıra, eğitim düzeyinin yükselmesi ve çevre bilincinin gelişmesi gibi toplumsal göstergeleri hedefledik. Tarihi dokusu ve doğal güzellikleri zengin, turizm potansiyeli olan köyleri seçiyor; eğitim ve rehabilitasyon çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Uygulama yaptığımız Mardin Dara, Fethiye Saklıkent, Gaziantep Yesemek, Bolu Pazarköy, Isparta İncesu ve Kekova Üçağız köyleri ile birlikte hedefimiz her yıl bir ilimizde çevresine örnek olabilecek bir köy yaratmak. Yeşil Yol Projesi ile istasyonlarımızın giriş ve çıkışları ile şehir merkezlerindeki park ve bulvarlar yeşillendiriyoruz. Bugüne dek 557 bin 425 adet bitki dikiminin yanı sıra yeşillendirme çalışmaları sürüyor. Öte yandan yeşilin canlı yaşamındaki önemine yönelik eğitim etkinlikleri düzenleyerek, hazırlanan broşür ve dokümanları kamuoyunun bilgilenmesi için paylaşıyoruz. Tarihe Saygı Projesi ile Tarihi Gelibolu ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 012_014_OPET_3.indd 38 5/28/14 12:22 PM 13 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Yarımadası’nın doğal dokusunu koruyarak, çağdaş bir görünüme kavuşması için çalışmalar yaptık. Proje kapsamında; Çanakkale Savaşları’nın geçtiği bölgede, toplumsal kalkınmaya destek olacak eğitim projeleri ile Gelibolu Yarımadası’nı ziyaret eden turistlerin sorunsuz olarak gezmelerini sağlayacak altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları uyguladık. Alçıtepe, Seddülbahir, Bigalı, Kilitbahir, Behramlı, Kocadere, Büyük ve Küçük Anafarta köyleri ve Eceabat ilçesinde rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak bu köyler yeni bir çehreye kavuşturuldu. Tarihe Saygı Projesi ile sadece fiziki düzenlemeler değil, sosyal içeriği de olan ve yöre halkının yaşam kalitesini arttırmaya yönelik kurslar ve eğitsel çalışmalar da yaptık. Eceabat sahilinde Tarihe Saygı Parkı’nı inşa ettik. Bir Açıkhava Müzesi niteliği taşıyan park, bölgeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin, gezilerine başlamadan önce bölge hakkında ön bilgi alabilecekleri bir mekan olarak tasarlandı. 57. Alay’ın şehitliği ve Akbaş Şehitliği yenileme çalışmaları tamamlanarak her iki şehitlik de ziyarete açıldı. Ayrıca Eceabat’ta işlevselliğini yitiren İlköğretim Okulu’nun yerine, yeni ve modern bir okul inşa ederek eğitim ve öğretim hayatına kazandırıldı. Ve son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Eşleri Kaynaşma- Yardımlaşma Derneği (PEKAY) ve Uluslarası Polis Birliği Türkiye işbirliğinde Trafik Dedektifleri Projesi’ni başlattık. Projede hedef 3-17 yaş arası çocuklar. Bu proje ile çocuklar kanalıyla büyüklere ulaşarak 3 yıl içinde 1,5 milyon çocuk ve gencin trafik konusunda bilinçlendirilmesini hedefliyoruz. Hedefiniz ne? “Opet Bilinçli Toplum Projeleri” adı altında tek bir çatıda yer alan bu beş büyük proje ile hedefimiz bilinçlendirmek; çağdaş, eğitimli, ayakları üzerinde durabilen bir Türkiye’ye katkıda bulunmak. Bu da ancak eğitim ve değişimle mümkün. OPET olarak, doğup büyüdüğümüz topraklara karşı görev ve sorumluluklarımız olduğunu düşünüyor; dün, bugün ve yarınlarımızı kucaklayacak köklü projelerle ülkemizi çağdaş bir görünüme kavuşturmak istiyoruz. Projeleriniz şu an hangi noktada? OPET’in tüm projeleri toplum yararı gözeten, sonuç odaklı ve sürdürülebilir özelliğe sahip. Dolayısıyla hiçbir zaman yaptık, bitti demedik, sorunların çözülmesi ve projelerin kalıcı olması için elimizden geleni yaptık. Tüm projelerimiz başladığı ilk günden bu yana son derece ince detaylarla kurgulandı ve adım adım takip edildi. Bundan sonraki aşamalarda da aynı sürekliliği sürdürerek yapılanları geliştireceğiz. Sosyal sorumluluk projenizden neler öğrendiniz? Yola çıktığımız ilk andan itibaren insanımızı ve toplumumuzu daha yakından tanıma ve anlama fırsatı bulduk. Bu nedenle de yaptığımız çalışmaların gerçekten ihtiyaç duyulan alanlarda olmasına ve fayda sunmasına özen gösterdik. OPET’in tarihe, doğaya ve çevreye saygılı, “bilinçli toplum ve bilinçli hizmet” anlayışında bir şirket olmasından son derece mutluyuz. Marka algımızın oluşmasında sosyal sorumluluk projelerimizin olumlu rol oynadığını, sevilen, takdir ve tercih edilen bir şirket olmamıza ciddi katkıları oluyor. Projedeki başarıyı neye borçlusunuz? Projenin sürdürülebilir olmasını nasıl sağladınız? Sosyal sorumluluk projelerimizi kurgularken tüm aşamalarda sadece ekonomik değil sosyal ve çevresel etkilerini de göz önünde bulundurduk. Dolayısıyla yol haritamızı her adımımızın sonrasını da planlayarak oluşturduk. Kurduğumuz takip ve denetim sistemi ile sık sık yapılan çalışmaları kontrol ederek sürekliliğini sağlıyor, ihtiyaçlar doğrultusunda mevcut çalışmaları yeniden yapılandırıyoruz. Kimlerle işbirliği yaptınız? Birlikte çalışmanız sonuçları nasıl etkiledi? Temiz Tuvalet Kampanyası’nda Türk İnfeksiyon Vakfı, Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, yerel yönetimler; Yeşil Yol Projesi’nde Karayolları Genel Müdürlüğü ve Tema Vakfı, Örnek Köy ve Tarihe Saygı Projeleri’nde Kültür Bakanlığı ve yerel yönetimler ile işbirliği yapıldı. Trafik Dedektifleri ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Eşleri Kaynaşma- Yardımlaşma Derneği (PEKAY) ve Uluslarası Polis Birliği Türkiye işbirliğinde hayata geçti. Bir sosyal sorumluluk projesine başlayacak şirket neler yapmalı, neleri dikkate almalı? Hemen her konuda olduğu gibi sosyal sorumNisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 012_014_OPET_3.indd 39 5/28/14 12:22 PM 14 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK luluk projelerinin başarısı için de, sosyolojik bakış açısı, Türkiye’yi ve dünyayı anlamak ve sorunları görebilmek gerekiyor. Projelerin gelişimi için iyi bir planlama, koordinasyon gerekli. Herhangi bir sosyal sorumluluk projesinin amacına ulaşabilmesi için, içinde bulunulan toplumun gereksinimlerine dokunuyor olması, amacını topluma doğru biçimde aktarıyor ve kamuoyu desteğini sağlıyor olması, şirketin her kademesinden yardım ve destek görüyor olması gerekiyor. Toplumun önceliklerinden kopuk bir proje, ne ölçüde iyi kurgulanmış ve planlanmış olursa olsun, toplumsal destekten yoksun kalacağından, istenen amacı sağlayamaz. Bu projeniz ne kadar etki yarattı? Değişim kolay olmuyor, zaman ve emek gerekiyor. Ulaşabildiğiniz insan sayısı bu süre zarfında başarınızı belirliyor. Biz Temiz Tuvalet Kampanyası için yola çıkarken önümüzde zorlu bir yol vardı. 5.5 km’nin üzerinde yol gittik 7.5 milyonun üzerinde insana ulaştık. Türkiye’de temizlik ve hijyen bilincini arttıran OPET ve Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) işbirliği ile tüm Türkiye’deki halka ve müşteriye açık tuvaletler için yeni standartlar belirlendi. Bugün Türkiye’de hijyen ve temizlik kavramlarına olan ilgi ve bu konudaki hassasiyet projemizin geldiği noktayı da gösteriyor. Tarihe Saygı Projesi’nde Tarihi Yarımada’yı rehabilite ettik. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre Tarihe Saygı Projesi, bölgede sosyal yaşam kalitesini yükseltmiş, tarih bilinci kazandırmış, kültürel yaşamı zenginleştirmiştir, sosyal mekanlara estetik ve hijyenik özellikler kazandırmıştır. Ayrıca işletmecilik kültürünü geliştirmiş, ekonomik seviyeyi yükseltmiş, eğitim kurumlarının çok yönlü gelişimine katkı sağlamış ve estetik-mimari kültürü geliştirmiştir. Yeşil Yol Projesi kapsamında ise bugüne dek 557 bin 425 adet bitki dikimi gerçekleştirdik. Henüz çok yeni olan OPET Trafik Dedektifleri Projesi ile ise 6 ayda yaklaşık 180 bin öğrenciye ulaştık. Bu yolculuk boyunca nelerin yapılmaması gerektiğini öğrendiniz? Ne tür dersler aldınız? Yaptığımız çalışmaların müşterilerimiz tarafından takdirle izlendiğini ve bizi tercih etmelerin de önemli bir neden olduğunu gördük. Sosyal sorumluluk çalışmalarının üzerinde sıkça tartışılan bir başka tarafı da, bu çalışma projelerin şirketlere ne ölçüde geri dönüş sağladığı bir başka deyişle müşterinin seçim yaparken, şirketlerin KSS yaklaşımlarına ne ölçüde değer verdiği. Bilinçli tüketici aynı ürün, hizmet kalitesi ve fiyat aralığındaki seçenekler arasında KSS yapılanmasına sahip şirketlere yöneliyor. Bizi tercih eden kitle, akaryakıt aldığı şirketin aynı zamanda toplumsal sorunlara duyarlı ve etkin çalışan bir kuruluş olduğunu biliyor. Satın aldığı yakıtla tüketicimiz de bu projelere destek vermiş oluyor. Bu da müşterimize ayrı bir güven sağlıyor. Projeye ilişkin önemli rakamlar neler? Aldığınız ödül/ödüller var mı? Varsa neler? “Temiz Tuvalet Kampanyası”, 2004 yılında IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği) sosyal sorumluluk büyük ödülünün sahibi olmuştur. Aynı zamanda Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 3. Altın Pusula Yarışması’nın Sosyal Sorumluluk Projeleri dalında birincilik ödülüne layık görülmüştür. 11’inci Stevie Ödülleri’nde ise ‘Sağlık, Güvenlik ve Çevre Programı kategorisinde “Temiz Tuvalet Kampanyası” bronz ödül kazandı. “Yeşil Yol Projesi”, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin 5.Altın Pusula Ödülleri’nde, Kurumsal Sosyal Sorumluluk kategorisinde Çevre konusunda ödüle layık görülmüştür. Proje , İSO 2010 Yılı Sürdürülebilir Çevre Dostu Ürün ve Uygulama Ödülleri’nde Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) dalında 3’üncülük aldı. Tarihi Saygı Projesi, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 7. Altın Pusula Ödülleri’nde, “Jüri Özel Ödülü”nü almıştır. Tarihe Saygı Projesi ile Çanakkale bölgesinde gerçekleştirdiği fiziki rehabilitasyon ve toplumsal kalkınmayı destekleyici çalışmalar nedeniyle TBMM tarafından Üstün Hizmet, Ödülü’ne layık görüldüm. Yönetim Kurulu Başkanımız Fikret Öztürk’e Tarihe Saygı Projesi ve bölgeye yaptığı katkılar nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Son olarak projelerinizin yaşlarını öğrenebilir miyiz? Temiz Tuvalet Kampanyası 2000, Yeşil Yol Projesi 2004, Örnekköy Projesi 2005, Tarihe Saygı Projesi 2006 yılında başladı. En son projemiz olan ‘Trafik Dedektifleri’ ise 2013 Kasım ayında start aldı. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 012_014_OPET_3.indd 40 5/28/14 12:22 PM “Vay canına!” dedirten kimya yaratıyoruz. Çocuklara kimyayı eğlendirerek öğreten Kids’ Lab, İstanbul Modern’de yeniden başladı! Katılım için 0212 334 73 16 numaralı hattı arayarak rezervasyon yaptırabilir, detaylı bilgi için /BASF.KidsLabTurkey Facebook sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Mucizenin olduğu yerde bilim vardır. Çünkü BASF’de biz kimya yaratıyoruz. www.wecreatechemistry.com 025_BASF_ilanı.indd 23 20140507_KidsLab_Kalder_220x285mm.indd 1 5/27/14 3:44 PM 07.05.2014 17:39 16 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SOSYAL SORUMLULUK YAKLAŞIMIYLA OLUŞTURULAN BİR SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME HİKÂYESİ… YEDAŞ Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A. Ş., “Enerjimizi Sizden Alıyoruz” sloganı ile elektrik dağıtım sektöründe tüm tüketicilere kaliteli ve kesintisiz hizmet ve elektrik enerjisi sunmakta, yeni özelleşen bir şirket olmasına rağmen diğer dağıtım şirketlerince yakından takip edilmekte, hizmet kalitesi ve uygulamaları ile farkındalık oluşturarak sektöre öncülük etmektedir. SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİ Kurumsal sosyal sorumluluk bir kurumun tüm paydaşlarına ve dünyaya karşı sorumluluğunu gönüllü uygulamalarla yerine getirmesidir. YEDAŞ, ekonomik ve sosyal kalkınma stratejileriyle yalnızca faaliyet alanına giren bölge için değil, Türkiye için de fayda sağlama bilincine sahip bir şirkettir. YEDAŞ’ın kurumsal sosyal sorumluluk vizyonu, ticari faaliyetlerini sürdürürken bölgesinden başlayarak, ulusal anlamda ekonomik, sosyal, çevresel ve etik değerler konularında tüm paydaşlarıyla birlikte uluslararası alanda kıyaslanabilir ve rol model olabilecek uygulamalarla sorumluluğunu yerine getirmektir. İstihdam, mali etki ve faaliyetler, tanımlanmış strateji ve vizyon, doğrudan ve dolaylı ekonomik etkiler, toplumsal yatırımlar gibi pek çok konuda artı değer yaratmak, Şirket’in öncelikleri arasında yer almaktadır. Şirket’i etkileyen ve Şirket’ten etkilenen tüm kişi, kurum ve kuruluşları paydaşı olarak gören YEDAŞ, kurumsal sosyal sorumluluk konusunda çalışmalarına başlarken bu kavramın kurumsal olarak içselleştirilmesine büyük ölçüde önem vermiştir. Bu doğrultuda, kurumsal sosyal sorumluluk alanında yapılacak yatırımlar, tüm çalışanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Öz Değerlendirme Toplantısı’nda belirlenmiştir. Bu sayede Nurettin TÜRKOĞLU YEDAŞ Genel Müdürü çalışanların iş süreçlerine dâhil edilmesi çok daha kolay ve gönüllü biçimde gerçekleşmiştir. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarının etki alanını genişletmek adına yaratıcı bir kurumsal iletişim stratejisi belirleyen YEDAŞ, yürütmekte olduğu projelerle ilgili gelişmeleri www.enerjihareketi.com web sitesinin yanı sıra www.facebook. com/enerjihareketi ve www.twitter.com/ enerjihareketi adresinden paydaşlarının dikkatine sunmaktadır. Şirket, bu iletişim kanallarını projelerle ilgili paydaş geribildirimleri için etkin bir mecra olarak görmektedir. Enerji verimliliği ve bölgesel kalkınma alanında referans gösterilen projelerine imza atan YEDAŞ, kurumsal sosyal sorumluluk alanında çok sayıda ödülün sahibi olmuştur. Şirket’in yerel, ulusal ve uluslararası alanlarda aldığı ödüller şunlardır: • Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği, KSS Jüri Birincilik Ödülü • Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği, Sürdürülebilir Kalkınma Ödülü • KSS Derneği ve Uluslararası Rotary Bölge Vakfı Özel Şükran Plaketi • Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (CRE), Doğru İletişim Ödülü YEDAŞ’ın; Mükemmel Finansal Sonuçlara ulaşma hedefi ile birlikte belirlediği bir diğer önemli hedefi de, 2019 da “Operasyonel ve Kurumsal Mükemmellikte Avrupa’nın ilk 10 Şirketi “ arasında yer almaktır. Bu inanç ve azimle tesis ettiği IT, Kalite ve Kurumsallaşma alt yapı ve süreçleri ile birlikte, uzun vadede Sürdürülebilirliğin olmasa olmazı olan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ile de 2019 hedefine uygun olarak devam etmektedir. YEDAS; ‘Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz’ KSS projeleriyle, sektörle anlamda da bir ilke daha imza atarak; iletişim sektörünün analiz ve ölçümlemede en önemli kurumu olan “Holmes Report Dergisi “tarafından her sene bütünlük ve itibar konularında en ileri seviyeye ulaşan iletişim çalışmalarının ödüllendirildiği, iletişim sektöründe Dünya’nın en büyük ve en prestijli ödül yarışmalarından biri olan, “Gold Sabre Awards” altında bulunan “Corporate Social Responsibility” kategorisinde, Türkiye’den 30 Şirket arasından sıyrılarak finalist olarak yer alma başarısı ve gururuna ulaşmıştır. 14 PROJEYLE BÖLGESEL KALKINMAYA DESTEK YEDAŞ, “Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı altında topladığı toplam 14 ku- ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 016_017_YEDAS.indd 50 5/28/14 1:17 PM 17 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK YEDAŞ’IN DOĞAL, KÜLTÜREL VE TARIHI ÇEVRE KONUSUNDA YÜRÜTECEĞI PROJELER ILE KURUMUN IÇINDE BULUNDUĞU HABITAT ILE UYUMLU BIR KIMLIĞE SAHIP OLMASI HEDEFLENMEKTEDIR. rumsal sosyal sorumluluk projesiyle 20122015 döneminde bölgesel kalkınmaya destek vermeyi hedeflemektedir. YEDAŞ’ın faaliyet bölgesinde yer alan tüm illerde uygulanan kapsayıcı projelerin ana temasını, bölgede erezyona uğrayan, “sosyal enerji”nin yeniden kazandırılması yaklaşımı oluşturmuştur. Bu anlamda tüm projeler “Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” ana başlığı altında toplanarak kamuoyunun yarar ve değerlendirmesine sunulmuştur. Sosyal enerjinin yeniden kazandırılması ana teması, uluslararası boyutta enerji sektörünün kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları literatürüne kazandırılan, yeni ve özgün bir kavram olarak işlenmiştir. • Paydaşlara kurum olanaklarını aşmayan vaatlerde bulunulması, • Sosyal paydaş katılımının sağlanması, • Akademik kuruluşların katılımının teşvik edilmesi, • Yerel kamu kuruluşlarının yanı sıra yerel birlik ve derneklerin katılımının desteklenmesi, • Merkezi idare ve kamuoyu katılımı ile faaliyet bölgesinin çevresel ve kültürel motiflerinin kullanımı ve insan kaynağının desteklenmesi konuları öncelikle dikkate alınmaktadır. Şirket’in “Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” ana başlığı altında topladığı Kurumsal Sosyal Programı’nda üç ayak yer almaktadır. “Ekonomik Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı altında yürütülen kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları ile bölgenin ekonomik gelişimine, dolayısı ile işletmelerin gelişimine, girişimciliğin ve üretim potansiyelinin artırılmasına direkt ve dolaylı olarak olumlu yönde etki edebilmek hedeflenmektedir. “Çevresel Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı altında yürütülen çalışmalarda, YEDAŞ’ın doğal, kültürel ve tarihi çevre konusunda yürüteceği projeler ile kurumun içinde bulunduğu habitat ile uyumlu bir kimliğe sahip olması hedeflenmektedir. “Sosyal Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı altında yürütülecek çalışmalarda YEDAŞ’ın iç ve dış paydaşlarının bireysel enerjilerini doğru kullanmalarına, enerji ve enerji tasarrufu konusunda bilinçlenmelerine destek olan uygulamaların geliştirilmesi ve bu uygulamalar ile bölgede elde edilen artı değerin enerji verimliliğine ve üretkenliğe kanalize edilmesi hedeflenmektedir. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 016_017_YEDAS.indd 51 5/28/14 1:17 PM 18 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK BURSAGAZ, SOSYAL SORUMLULUK ALANINDA EZBERLERI BOZUYOR Kurumsal sorumluluğun, ulusal ve uluslararası iş dünyasında öneminin hızla artan iletişim çalışmaları olduğunu, güçlü ekonomiler, pazarlar ve komiteleri ile sürdürülebilirliği içerdiğini, kurulduğu ilk günden itibaren en küçük yapı taşına kadar hisseden Bursagaz bu alanda devamlılık içeren faaliyetleri ile hem yerelde hem de ulusalda örnek teşkil etmektedir. E bütün dünyada ilgi görmesine vesile olan Türkçe Olimpiyatları’nın Bursa organizasyonuna sponsor olan Bursagaz, projenin başarılı bir şekilde yürümesi için çalışıyor. nerji sektöründeki yenilikçi yaklaşımlarıyla adından sıkça söz ettiren EWE AG’nin Türkiye’deki en büyük yatırımı Bursagaz, bugün gelinen noktada sadece Bursa’nın doğal gaz ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de örnek oluyor. Bursagaz, EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) Avrupa Kalite Ödülü sahibi bir şirket olmasının farkını, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan yapısıyla da kanıtlıyor. Şirketin bu alanda yürüttüğü faaliyetler ise şunlar: BURAK (BURSAGAZ ARAMA KURTARMA EKİBİ) Bursagaz’ın tamamen gönüllü çalışanlarından kurulan BURAK (Bursagaz Arama Kurtarma) ekibi, herhangi bir kaza veya doğal afet durumunda tüm Türkiye’ye yardım götürmeyi amaçlıyor. AFAD (Bursa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) ile ‘Karşılıklı Yardım ve İşbirliği Protokolü’ imzalayan BURAK, resmi olarak arama kurtarma çalışmalarına başladı. BURSAGAZ EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ 2005 yılında kurulan Bursagaz Eğitim Gönüllüleri Derneği, bir ülkenin geleceğinin temel taşının çocuklardan, çocukların geleceğinin ise eğitimden geçtiğinin bilinciyle hareket ediyor. Eğitim Gönüllüleri Derneği ile ihtiyaç sahibi okul ve öğrencilere el uzatan Bursagaz’ın, bu doğrultuda dernek aracılığıyla gerçekleştirdiği faaliyetler arasında; l 15 okulda çeşitli sınıf düzenlemeleri yapılması (5 bilgisayar sınıfı, 6 Fen laboratuvarı, 2 Atatürk köşesi, 1 Müsamere salonu LÖSEV’E DESTEK Dilek KİPER Bursagaz Kurumsal İletişim Yöneticisi ve 1 Lisan laboratuvarı), l 258 öğrenciye burs verilmesi, l 400 ihtiyaç sahibi öğrenciye kırtasiye yardımı yapılması, l 61 özel eğitim sınıfının yenilenmesi, l 3 köy okulunun içi ve çevresi ile baştan sona yenilenmesi geliyor. Bursagaz uzun zamandır gerçekleştirdiği faaliyetlerle LÖSEV’e de destek sağlıyor. Şirket içerisinde giyecek ve erzak yardımları düzenleyerek LÖSEV’e ulaştırılması konusunda aracı konumunda bulunan Bursagaz, LÖSEV’in birçok kampanyasına da katkıda bulunuyor. TÜRKÇE’YE DESTEK Bursagaz, TBMM himayesinde gerçekleştirilen Türkçe Olimpiyatları’na da aktif biçimde destek oluyor. Türkiye’nin dünya çapında tanınmasına ve kültürel öğelerinin ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 018_BURSAGAZ.indd 60 5/28/14 1:18 PM C M Y M Y Y MY K 019_OPET_ilanı.indd 23 5/26/14 5:31 PM 20 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK İstanbul’un gökyüzüyle arkadaş şirketi: İGDAŞ İ GDAŞ’ın Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinin temelinde çevre, güvenlik ve eğitim var. Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında 29. sırada yerini alan ve bugün 5,5 milyon aboneye doğalgaz dağıtım hizmeti veren İGDAŞ, kurulduğu günden bugüne hayata geçirdiği kurumsal sorumluluk projeleri ile sektöre öncülük etti. Varlık sebebi olan çevreci kimliğini ve doğalgazın güvenli kullanımını tüm projelerinin temeline koyan İGDAŞ, geride bıraktığı 28 yılda ilköğretim okullarına yönelik bilinçlendirme eğitimlerinden, güvenli doğalgaz kullanımını anlattığı halk seminerlerine, tüm Türkiye’yi hedeflediği kamu spotlarına kadar sayısız kurumsal sorumluluk çalışmasını hayata geçirdi. Bugün İstanbul, hava kalitesinde dünyanın en iyi 3. Metropolü İGDAŞ’tan önce İstanbul’da nefes almanın mümkün olmadığını, evlerde ve otomobillerde pencereler kapatıldığını söyleyen İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aydın, yaptıkları çalışmalarla İstanbul’un havası temizlendiğini ve İGDAŞ’la İstanbul, dünyanın havası en temiz, yaşanabilir şehirlerinden biri hâline geldiğini söylüyor. İGDAŞ’ın hayata geçirdi- Sektörün lokomotifi ve lideri olarak hayata geçirdiği her proje ile örnek olan İGDAŞ, paydaşlarının ve sektörün ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda kurumsal sorumluluk projeleri hayata geçirmeye devam ediyor ği sosyal sorumluluk projeleri ile İstanbul’un hava temizliği bakımından daha yaşanılabilir bir kent haline geldiğini söyleyen Bilal Aydın, yürüttükleri projelerin detaylarını şu şekilde anlattı. ‘PriceWaterhouseCoopers (PwC) ve New York için Ortaklık adlı sivil toplum kuruluşunun yaptığı ve iş hayatı, günlük yaşam ve inovasyon kategorilerinde dünyanın en iyi 26 metropolünü tespit eden araştırmada İstanbul, hava kalitesinde dünyanın en iyi 3. metropolü olarak belirlendi. Kuruluş amacı İstanbul’un havasını temizlemek olan İGDAŞ, 28 yıllık geçmişinde çevre konusunu her zaman birinci öncelik olarak belirledi. Hayata geçirdiğimiz her projede “sürdürülebilir çevre” konusunda duyduğu hassasiyeti paydaşlarımıza anlattık’ En “Havalı” Kareler Fotoğraf Yarışmasıyla İGDAŞ İstanbul’un temizlenen havası konusunda farkındalık oluşturduk. İstanbul’un değişen havasına dikkat çekmek için düzenlenen İGDAŞ Ulusal En “Havalı” Kareler Fotoğraf Yarışması, her yıl gelişen ve dünyanın en temiz metropollerinden biri olan kentimizin yeni yüzünü, farklı temalar ışığında farklı bakış açılarından göstermeyi amaçlıyor. İlki 2011 yılında düzenlenen yarışma Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) danışmanlığında gerçekleştiriliyor. Katılımın ücretsiz olduğu yarışmaya Türkiye’nin her köşesinden amatör veya profesyonel fotoğrafçılar başvurabiliyor. Yarışmadaki çalışmalar, farklı disiplinlerden gelen uzman jüri üyeleri tarafından değerlendiriliyor. Dereceye giren eserler düzenlenen sergi ile fotoğraf severlerle buluşuyor. İGDAŞ’ın bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiği yarışmaya bu güne kadar 12 bin 500 kişi katıldı, açılan sergilerle yüzbinlerce kişiye ulaşıldı. İGDAŞ ana sponsorluğunda denizi görmemiş 1000 İstanbullu çocuk 23 Nisan’da denizle buluştu. Denizlerle çevrili, içinden deniz geçen İstanbul’da 300 binin üzerin- ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 020_021_IGDAS.indd 60 5/28/14 1:20 PM 21 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK de denizi hiç görmemiş çocuğun yaşadığı tahmin ediliyor. 2013 yılında İGDAŞ ana sponsorluğunda Deniz Temiz Derneği/ TURMEPA ve Şehir Hatları A.Ş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı “Görmediğim şeyi bilemem, bilmediğim şeyi sevemem, sevmediğim şeyi de koruyamam” anlayışından hareketle, denizi görmemiş İstanbul çocuklarını denizle tanıştırdı. Dezavantajlı bölgelerde yaşayan 1000 çocuk, Boğaz turu sırasında eğlenerek aldığı eğitimlerle çevresine sahip çıkmayı öğrendi. “Doğalgazda Güvenlik ve Tasarruf” seminerleri ile İGDAŞ on binlerce kişiye ulaştı. Doğalgazın güvenli ve tasarruflu kullanılması konusunda bilinç oluşturmak amacıyla 2009 yılında “Doğalgazda Güvenlik ve Tasarruf Seminerleri’ni başlatan ve DOSİDER (Doğalgaz Cihazları Sanayicileri ve İşadamları Derneği), BACADER (Baca İmalatçıları ve Uygulayıcıları Derneği), İTESO (Doğalgaz Sıhhi Tesisat Kalorifer Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkârları Odası) işbirliği ile İstanbul’un tüm ilçelerinde binlerce kişiyi bilinçlendiren İGDAŞ, 2012 yılında bu seminerleri İstanbul İtfaiye ve Polis Teşkilatına yönelik hayata geçirdi. İGDAŞ, 85 bin ilköğretim okulu öğrencisini doğalgazın güvenli ve doğru kullanımı konusunda bilinçlendirdi İGDAŞ, 2010-2011 yıllarında ilköğretim okulu öğrencilerini doğalgazın güvenli ve doğru kullanımı konusunda bilinçlendirmek için “İlköğretim Okullarında Güvenli Doğalgaz Eğitimi” isimli projesini gerçekleştirdi ve 85 bin öğrenciye ulaştı. Projenin dört dönem uygulamasıyla İstanbul’un 14 ilçesinde, 179 okulda doğalgazın güvenli kullanımı konusunda eğitim verdi. Proje kapsamında görme ve işitme engelli öğrencileri de unutmadı. Onlara özel olarak hazırladığı iki ayrı kitap ve CD setini okullarına gönderdi. İstanbul’da okullarda eğitim alan görme ve işitme engelli toplam 2 bin 438 engelli öğrenci güvenli doğalgaz kullanımı konusunda bilinçlendi. İGDAŞ’tan güvenli doğalgaz kullanımına yönelik kamu spotu İGDAŞ, sektörün öncü kurumu olarak güvenli doğalgaz kullanımına yönelik çalışmalarını sadece İstanbul ile sınırlı tutmayarak iki ayrı kamu spotu hazırladı ve 35 ulusal televizyon kanalında bu spotların yayınlanmasını sağladı. Ayrıca tasarruf ve güvenlik konulu spotlar İstanbul genelindeki 65 sinema salonunda yayınlandı ve yaklaşık 500 bin kişiye ulaşıldı. Türkiye genelinde tüm doğalgaz kullanıcılarını bilinçlendirmek amacıyla hayata geçirdiği bu çalışmanın saygın kuruluşlarca (T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği) ödüllendirildi. Bu konuda yeni bir kamu spotu daha hazırlayan İGDAŞ, ulusal televizyonlarda kamuoyunu bilinçlendirmeye devam ediyor. İGDAŞ yeni ‘Güvenli Doğalgaz Kullanımı’ kampanyasıyla hem gülümsetiyor hem düşündürüyor İGDAŞ, kurallara uyulduğunda en güvenli yakıt olan doğalgazın güvenli kullanımı konusunda bir kültür oluşturmak amacıyla bu konuda bir kampanya gerçekleştirdi. Çocukların başrol oynadığı sıcak, mizahi ve dikkat çekici bir iletişim dili ile Türkiye’ye seslendiği kampanya ile doğalgaz kullanıcılarına doğalgaz tesisatlarına İGDAŞ’ın bilgisi dışında müdahale ettirmemeleri gerektiğini hatırlatarak havalandırma menfezlerinin asla kapatılmaması ve cihaz bakımlarının yıllık periyotlarda yaptırılması gerektiği, bacaların yılda en az bir kez yetkili baca temizleme firmalarına kontrol ettirilmesi ve temizlenmesi gerektiği mesajının altı çizildi. İGDAŞ, farklı alanlarda Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde İGDAŞ, toplum yararına çalışan kurumlarla da işbirlikleri gerçekleştiriyor. İGDAŞ Genel Müdürlüğü her yıl çalışanlarıyla birlikte kan bağışı kampanyasına katılıyor. Kızılay Kuzey Marmara Kan Merkezi ile ortak bir çalışma gerçekleştiren İGDAŞ Genel Müdürlük idarecileri ve çalışanları Kızılay’a geçen yıl 320 ünite kan bağışında bulundu. İGDAŞ ayrıca personeli ve aboneleri adına Kemerburgaz ve Göçbeyli’de oluşturduğu İGDAŞ Ormanı projelerinde, Çevre ve Orman Bakanlığı ve TEMA ile işbirliği yaptı. Bununla birlikte KALDER, ÇEKÜD, AÇEV, YEŞİLAY, FİZİKSEL ENGELLİLER VAKFI, TÜRKİYE BEYAZ AY DERNEĞİ, ÇEKÜL, LÖSEV, PKU FENİLKETONÜRİ DERNEĞİ, İL SOSYAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ, TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ, gibi sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği yaparak çeşitli kurumsal sorumluluk çalışmaları içerisinde yer aldı. İGDAŞ üniversitelerin düzenlediği etkinliklere de desteğini esirgemiyor. İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Fatih Üniversitesi gibi üniversitelerin Uluslararası Çevre Olimpiyatları, TÜBİTAK Formula-G Güneş Arabaları Yarışı, TÜBİTAK Ulusal Jeokimya Sempozyumu, Arge Proje Pazarı Etkinliği, Uluslararası Petrol ve Doğalgaz Kongre ve Sergisi, Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Uluslararası Mesleki ve Teknik Eğitim Teknolojileri Kongresi ve Fuarı, IAEE Uluslararası Enerji Konferansı, Deprem ve Tsunami Çalıştayı gibi etkinliklerine sponsorluk desteği verdi. İGDAŞ tüm bunların yanında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen “Uluslararası Akıllı Altyapı ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi’ne”, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın düzenlediği “Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Sergisi”ne de sponsorluk desteği vererek katkıda bulundu. Sektörün lokomotifi ve lideri olarak hayata geçirdiği her proje ile örnek olan İGDAŞ, paydaşlarının ve sektörün ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda kurumsal sorumluluk projeleri hayata geçirmeye devam ediyor’. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 020_021_IGDAS.indd 61 5/28/14 1:20 PM 22 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ŞİRKETLERDE YENİ TREND; SOSYAL SORUMLULUK Y Yükselen sivil toplum anlayışı, şirketleri de önemli sosyal konuları seçerek bu alanlarda faaliyetler yapmaya ve projeler üretmeye teşvik ediyor. Bora ERSEZEN Proje Danışmanı ve Eğitmeni akın döneme kadar şirketler özellikle, kendilerine hedef olarak daha iyi bir şekilde ürünlerini pazarlamayı, kar elde etmeyi ve yeni yatırımlar yaparak hedeflerine ulaşma yolunu seçtiler. Toplumdaki değişen trendler şirket yapılarını ve ceo’ları bir başka yöne doğru yöneltti. Özellikle batıda değişen şirket organizasyonları bu yapının değişmesinde öncü oldular. Bu değişimin ilk başında gelen olay ise Kurumsal Sosyal Sorumluluk bilincinin gelişmesi oldu. Bu açıdan bakıldığı zaman, özellikle toplumda yükselen sivil toplum anlayışına paralel olarak şirketlerde, önemli sosyal konuları seçerek bu alanlarda faaliyetler yapmaya ve projeler üretmeye başladılar. Özellikle çocukların eğitimine yönelik çalışmalar şirketlerin gözdesi haline geldi. Ülkemizde de büyük şirketler sosyal sorumluluk konusunda son yıllarda birçok büyük ve örnek çalışmaya imza attılar. Sosyal sorumluluk anlayışının yaygınlaşması ile, insan kaynakları departmanlarının yüküde artmaya başladı. Büyük şirketlerde sosyal sorumluluk projeleri genelde insan kaynakları departmanlarının koordinesinde ve düzenlenmesi ile yapılmaktadır. Özellikle çalışan personeli bu konularda eğitmek ve toplumsal çalışmalara katmak son derece önemlidir. Bunu, çalışan memnuniyetinin bir parçası olarak da görmek ve hafta sonlarında topluma faydalı bir hizmete doğru onları yöneltmek gerçekten çok önemli bir olaydır. Son yıllarda ortaya çıkan bu yüzlerce sosyal projenin bir diğer amacı da gençlerin çalışma hayatına kazandırılması konu- sudur. Şirketlerin projelerde stajerleri de değerlendirmesi çok önemlidir. O genç beyinler şirketin bünyesinde gerçekleştirdiği projeler sayesinde şirket de çalışma olanağı bulabilmelidir. Kuruma ileride ekonomik olarak bir değerde katabilecektir. Bu mantıkla da düşünürsek sosyal sorumluluğun bir kurum için ne kadar önemli olduğu anlayışı karşımıza bir kez daha çıkar. Bir şirket tabiki bu tür bir çalışmaya girmeden önce son derece iyi seçimler yapmak zorundadır. Hangi bölgede, hangi hedef kitleye bu çalışmayı yapacak son derece önemlidir. Projelerin doğru okunması toplumsal fayda açısından da önemli bir konudur. Bu konularda bir projeyi uygularken en önemli öğe bütçe kalemlerinin iyi tespit edilmesidir. Şirket buna göre bir düzenleme yapmalı ve yıllık bir pay ayrımalıdır. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 022_023_ISTMODERN_BORA2.indd 60 5/28/14 1:25 PM 23 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Yeni şirket trendlerinde, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı iyi bir noktaya gelmelidir. Gelecekte bu konuya daha çok önem verilirse insan kaynaklarından ayrı bir departman olarak bile kurulması gündeme gelebilir. Bu da şirket stratejilerinde gelecekte göz ardı edilmeyecek bir olgu olarak kalmalıdır. Farklı bir pencereden Sosyal Sorumluluğu ele alırsak yani kadınlarımızın gözünden bakarsak; “İŞ KADINLARI VE SOSYAL SORUMLULUK” Ülkemizde gelişmekte olan sanayi ve ekonomi ile birlikte, birçok iş kolunda gelişme olmuş ve farklı alanlarda birçok sektör oluşmuştur. Yeni ve gelişen meslek türleri yanında,”girişimcilik” model olarak ya- yılmaya başlamıştır. Girişimci sayısının artması, bir açıdan istihdamında artmasında büyük katkılar yapmaktadır. Bu gelişime paralel olarak iş dünyasında kadın elinin artması kadın girişimcilerin çoğalmasına neden olmaktadır. Ülkemiz dinamiklerinin gelişimi açısından kadınlarımızın ekonomik hayata girişimci olarak girmesi, kurdukları işlerde gelişme sağlamaları sosyal olgular ile ilgili de bir ilinti yaratmaktadır. Gelişmekte olan bir diğer olgu olan “sosyal sorumluluk” anlayışının yaygınlaşması, kadın girişimcilerin artmasına paralel olarak artış gösterme eğilimini gösterebilecektir. Bu gelişmede önemli rol model olacak iş kadınlarımızın sosyal konulara eğilim göstermeleri, kadın eli, anne yüreği ve kadın sahiplenmeciliği ile ilişkilendirme yaparak sosyal projelerin önünü açabilecektir. Kurulan vakıflar ve dernekler başta olmak üzere, şirketlerde yeni İnsan Kaynakları ve kurumsal iletişim departmanlarının günümüzde daha fazla kadın yöneticilerimiz bulunması da sosyal gelişim daha fazla gelişmesi ve projelerin artmasına ve geniş kesimlere yayılmasını sağlamaktadır. Dünyada ve ülkemizde, başarılı örneklerin altında genellikle iş kadınlarının ve kadın yöneticilerin olduğu bilinen bir gerçektir. Anadolu’da gelişen ve büyüyen kentlerimizde, yetişen ve bölgesinde şans bularak iş yaşamına giren kadınlarımızın yaptığı çalışmalara da bakarsak, imkansızlıklar sebebiyle fırsat bulamamış ve ekonomiye değer katmak isteyen kadınlarımıza yardımcı olarak kadın merkezleri, kooperatifler, atölyeler kurarak kendi alanlarında istihdam kapıları açmışlar ve ekonomiye katkılarını arttırmaya başlamışlardır. Tabii; burada hem girişimci iş kadınlarımız kazanıyor hem de fırsat bulamayan kadınlarımıza imkanlar sunarak sosyal sorumluluğu da yerine getiriyorlar. Gelişen dünya şartlarında, iki önemli konu birbirine paralel bir şekilde gelişme gösterebilir, ikisi birbirini tamamlayarak proje bazlı olarak ilerleyebilir. Biri kadın girişimi ve diğeri de sosyal sorumluluk. İşte kadın elinin değdiği iki güzel örnek davranış ve gelişen sosyal hayat. Yapması onlardan projelere destek bizlerden, hep birlikte… Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 022_023_ISTMODERN_BORA2.indd 61 5/28/14 1:25 PM 24 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK YEŞİL BİLGİ PLATFORMU; ÇEVRE SORUNLARIYLA MÜCADELEDE “BİLGİNİN GÜCÜ”NÜ KULLANIYOR! Yeşil Bilgi Platformu 2013 yılında iç iletişim projeleri ile çevre sorunları konusunda çalışanlarının farkındalığını artırmayı sürdürürken üyesi olan şirketlerin enerji kullanımlarında 1.025.824 kWh tasarruf sağlamalarına yardımcı oldu. K oç Bilgi Grubu şirketlerinin liderliğinde, kurumsal sosyal sorumluluk projeler ağı olarak 2008’de kurulan Yeşil Bilgi Platformu, geçtiğimiz yıl çalışanlara yönelik projelere yoğunlaştı. Çevre sorunlarıyla mücadelenin en etkili yolunun çevre bilincini artırmak ve farkındalık yaratmak olduğu inancıyla faaliyet gösteren Platform, gerçekleştirdiği iç iletişim projeleri ile hem çalışanlarının çevre sorunları konusundaki bilinç ve farkındalığını artırdı hem de üyesi olan şirketlere yaptığı liderlik ile 2013 yılında bir önceki yıla oranla toplam 1.025.824 kWh enerji tasarrufu sağlamalarına yardımcı oldu. Çalışanlarını yaratıcı ve keyifli projelerle bilinçlendirdi! Yeşil Bilgi Platformu’nun misyonunu içselleştiren ve kurum kültürü olarak sahiplenen Koç Bilgi Grubu şirketleri, çevreye saygılı pek çok uygulamayı iş süreçlerine ve çalışmalarına entegre etti. Bugüne kadar kurucu şirket çalışanları için pek çok bilinçlendirme kampanyasına imza atan Platform’un 2013 yılında çalışan desteği ile hayata geçirdiği ilk projesi, Facebook sayfası için hazırladığı “karbon sayacı” uygulaması oldu. KoçSistem’de Yazılım Geliştirme Uzmanı olarak görev yapan Burak Uyanık tarafından geliştirilen uygulama, kullanıcıların bir yıl içinde yarattığı karbon ayak izini hesaplayabilecekleri şekilde tasarlandı. Uygulama, temel ihtiyaçlar için ev içinde ve ulaşımda tüketilen enerji miktarını ve bunun ne kadar karbon ayak izine denk geldiğini yaklaşık olarak hesaplıyor. Sonuç bölümünde ise, basit ama etkili olabilecek önlemlerle karbon ayak izinin nasıl azaltılabileceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Yeşil Bilgi Platformu, geçtiğimiz yıl çevre sorunlarıyla mücadeleye katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla KoçSistem çalışanlarının fikir, görüş ve proje önerilerini topladı ve yaptığı değerlendirmeler sonucu bir diğer iç iletişim projesi olan “Deniz Temizleme”yi hayata geçirdi. KoçSistem çalışanlarının yanı sıra şirket dışından da Yeşil Bilgi Platformu Elçileri’nin katıldığı ve DenizTemiz Derneği/TURMEPA’nın iş ortağı olduğu etkinlik, 20’e yakın gönüllü dalgıcın katılımı ile Caddebostan Sahil Plajı’nda gerçekleşti. Aktif Balıkadamlar Kulübü Spor Derneği’ne bağlı dalgıçların da yardımı ile bir saate yakın süren dalış sonunda deniz dibinden, 35 kilo atık çıkarıldı. Projeleri ile 11.000 fidan dikti, ülke genelinde yaklaşık 20 hektar alanı ağaçlandırdı! Yeşil Bilgi Platformu; işbirliğine açık yapısı, gönüllülüğü esas alan çalışma felsefesi, sayısı 5000’i bulan gönüllü elçileri ve 30’dan fazla iş ortağı ile küresel ısınmadan iklim değişikliğine, suyun doğru kullanımından orman yangınlarına kadar 20’e yakın proje ve uygulamayı hayata geçirdi. Sadece projeleri çerçevesinde; 11.000 fidan dikerek, ülke genelinde yaklaşık 20 hektar alanın ağaçlandırılmasını sağladı. Bilgi İçin: Nilgün UNUR / KoçSistem / 0216 556 1110 / [email protected] ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 024_KOC_1.indd 60 5/28/14 1:26 PM 025_AYGAZ_ilanı.indd 23 5/26/14 5:41 PM 26 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK İstihdamdan ürün ve çözümlere, mağazacılıktan sosyal sorumluluk projelerine… TURKCELL’IN “ENGEL TANIMAYANLAR” HAREKETI HER GEÇEN YIL BÜYÜYOR T urkcell’in engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak, onları hayatın içine katmak için “Engel Tanımayanlar” çatısı altında gerçekleştirdiği çalışmalar, basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Bağış veya iş imkanı sağlamanın ötesine geçerek çok daha fazla insana ulaşmayı, toplumda kalıcı bir farkındalık yaratmayı ve engelli vatandaşları hayatın içine katmayı hedefleyen “Engel Tanımayanlar” hareketi kısa süre içinde büyük ilerleme kaydederek yaşamın her noktasına dokunan bir çözümler bütünü haline dönüştü. Turkcell, halen “istihdam”, “ürün ve çözümler”, “sosyal sorumluluk” projeleri başlıkları altında fark yaratan seçenekler sunuyor. Şu anda 500 engel tanımayan çalışan için istihdam yaratan Turkcell, engelli aboneleri için, avantajlı konuşma ve data tarifeleri, Görüntülü Çağrı Merkezi, Turkcell Hayal Ortağım, Görme Engellilere Özel Sesli Fatura, Görme Engellilere Özel Sesli Sözleşme, İşitme Engellilere Özel Çalarken Dinlet, Sesli Bilgi Servisi, Neredeyim Destek Ser- KSS dendiğinde akla Turkcell geliyor Turkcell, kurumsal sosyal sorumluluk dendiğine yaptığı uzun soluklu ve fark yaratan işlerle öne çıkan şirketlerden biri. Bu sene 14. yılını dolduran Kardelenler, mobil yazılım seferberliği Geleceği Yazanlar, dar gelirli girişimci kadınlara mikrokredi desteği sağlanan Ekonomiye Kadın Gücü, Kadına Yönelik Şiddete Sıfır Tolerans, Van için Türkiye Kumbarası ve engelli vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik projelerin her biri ayrı bir başarı öyküsüne dönüşmüş durumda. Turkcell, iki önemli sosyal sorumluluk odağıyla (kadın ve afet yönetimi) Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyaya örnek gösterildi. Ekonomiye Kadın Gücü projesiyle de son olarak halkla ilişkiler alanında en prestijli organizasyonlardan biri olarak kabul edilen IPRA Altın Küre Ödülleri’nde iki ödüle layık görüldü. Proje öncelikle “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” kategorisinde birinci oldu. Ardından ödül alan diğer 29 kategori içinde de IPRA Büyük Ödülü’nü aldı. visi, Turkcell’in Parmakları Konuşuyor gibi ürün ve çözümlerin yanı sıra pek çok sosyal sorumluluk projesi de geliştiriyor. Mobil iletişim ve teknoloji gücümüzle imkansızı başarıyoruz Toplantıda “Engel Tanımayanlar” çatısını anlatan Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül, “Fırsat eşitliği sağlandığında insanların ufuklarını çok ötelere taşıyabileceklerini, imkansızı başarabileceklerini biliyoruz. Mobil iletişim teknolojilerinin sunduğu fırsatlar; istihdamda, bilgiye erişimde, sosyal hayata katılımda engelli vatandaşlarımızın önündeki pek çok engeli ortadan kaldırıyor. Turkcell için ‘Engel Tanımayanlar’ çatısı, durağan bir imkanlar bütünü değil, değişen teknoloji ve sosyal şartlara paralel olarak sürekli gelişen bir yapı. Son bir yıl içinde Sesli Fatura ve ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 026_027_TURKCELL.indd 60 5/28/14 1:28 PM 27 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Sosyal sorumluluk projelerimizle fırsat eşitliği yaratıyoruz “Kardelenler projemiz kapsamında Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) ile işbirliği yaptık. Engelli ve üniversite öğrencisi 100 Kardelenimizin eğitimine destek oluyoruz. Turkcell Akademi bünyesinde Engel Tanımayan Akademi’yi hayata geçirdik ve işitme engelliler için eğitimler hazırladık. Bu sayede Akademimiz engel tanımayan müşterilerimiz için de bilgi kaynağı halini alıyor. Görme engelliler için ise Turkcell Akademi eğitimlerini Turkcell Hayal Ortağım’a dahil ediyoruz. Yine görme engelli futboluna da destek vermeye başladık. Görme Engelli Futbol Milli Takımı’nın yanı sıra Turkcell Sesi Görenler Ligi’ne de ana sponsor olduk. Bu alandaki samimi ve yoğun çalışmalarımız bize dünya birinciliği getirdi. Turkcell Hayal Ortağım servisi, GSMA 2014 Mobil Dünya Kongresi’nde gerçekleşen Global Mobil Ödülleri’nde ‘Toplumsal ve Ekonomik Gelişme’ kategorisi ‘En iyi Mobil Ürün-Uygulama’ başlığı altında dünya birincisi oldu. Engelli vatandaşlarımız için bilgiye, iletişime, sosyal hayata erişimde fırsat eşitliği yaratmak için daha pek çok yeniliği hayata geçirebileceğimizi biliyoruz ve bunun için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” Sözleşme, Neredeyim Destek Servisi gibi uygulamaları hayata geçirdik ve Turkcell Hayal Ortağım servisinin içeriğini zenginleştirdik. Sosyal sorumluluk projelerimize yenilerini ekledik ve kapsamını genişlettik. Engelli Kardelenlere eğitim desteği Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerinden Kardelenler’in bu yıl itibariyle kapsamı genişledi. Turkcell, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) ile kurduğu işbirliği sonucunda maddi durumu yetersiz olan, üniversite öğrencisi ve engelli 100 Kardelen’in eğitimine destek oluyor. Kardelenler arasında işitme, görme ve ortopedik engelli öğrenciler bulunuyor. Turkcell Akademi, Türk işaret dilini öğretecek Turkcell, son bir yıl içinde engellilerin bilgiye erişimde önlerine çıkan güçlükleri kaldırmak üzere stratejiler geliştirdi. Turkcell’in “dünyanın bilgisini milyonların erişimine açmak” hedefiyle kısa süre önce dijitalleştirdiği Turkcell Akademi, engelli aboneler için de önemli eğitim fırsatları sunuyor. “Engel Tanımayan Akademi” sayesinde teknolojiden kişisel gelişime, iş dünyasından liderliğe, inovasyondan girişimciliğe 30 farklı eğitim işitme engel- Burak SEVİLENGÜL Turkcell Genel Müdür Yardımcısı liler için Turkcell Akademi’de yerini almış durumda. Eğitimler, işaret dili ve altyazılı olarak sunuluyor. Görme engelliler için ise Turkcell Akademi eğitimleri Turkcell Hayal Ortağım servisine dahil ediliyor. Akademi’nin Engelliler Haftası’na özel olarak hazırladığı bir çalışma da var. Bu kapsamda Turkcell Akademi, İşitme Engelliler Federasyonu işbirliğiyle Engelliler Haftası’nda Türk işaret dili eğitimlerini de sunmaya başlıyor. Görme engelli sporlarında Türkiye’de ilkler Turkcell’in hedefleri arasında görme engelli sporlarını tabana yayarak engelli vatandaşlarımızın sosyalleşmesine katkıda bulunmak da yer alıyor. Turkcell, geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de bir ilke imza atarak Görme Engelli Bisiklet sporunu 9. paralimpik branşı olarak başlatmıştı. Halen Görme Engelli Spor Federasyonu’nun ana destekçisi olan Turkcell, Tokat, Denizli, Konya, Kayseri ve İzmir’de 50 sporcuya destek veriyor. Turkcell, kısa süre önce spor alanında bir yeniliğe daha imza attı ve Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu işbirliğine giderek görme engelli futboluna da destek vermeye başladı. Görme Engelli Futbol Milli Takımı’nın yanı sıra Görme Engelliler Ligi’ne de adını vererek Turkcell Sesi Görenler Ligi’ne ana sponsor oldu. Dünya birinciliği getiren servis: Turkcell Hayal Ortağım Turkcell’in Young Guru Academy (YGA) işbirliğiyle görme engelli abonelerinin bilgiye erişimini kolaylaştırmak için geliştirdiği “Turkcell Hayal Ortağım” servisi geçen Şubat ayında dünya birinciliği getirdi. Servis, GSMA 2014 Mobil Dünya Kongresi kapsamında düzenlenen Global Mobil Ödülleri’nde, “Toplumsal ve Ekonomik Gelişme” kategorisi “En iyi Mobil Ürün-Uygulama” başlığı altında dünya birincisi oldu. Turkcell Hayal Ortağım sayesinde görme engelli aboneler, Türkiye ve dünyadan güncel haberleri, köşe yazılarını, dünya klasikleri başta olmak üzere binlerce sesli kitap ve eğitimleri, hayatlarını kolaylaştıran bilgi servislerini ücretsiz dinleyebiliyor. Turkcell Hayal Ortağım Goller Cepte IVR özelliğiyle görme engelli aboneler, taraftarı oldukları takımın gollerini maç anında otomatik gelen çağrılarla dinleyebiliyor, maçtaki dakika ve skoru öğrenebiliyor. Konum bazlı servisler sayesinde ise görme engelli aboneler nerede olduklarını, en yakın hastane, eczane gibi bilgileri ücretsiz sorgulayabiliyor. Şu ana kadar 50 bin kişinin aradığı Turkcell Hayal Ortağım günde yaklaşık 10.000 dakika dinleniyor. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 026_027_TURKCELL.indd 61 5/28/14 1:28 PM 28 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK BASF, SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN ÇALIŞIYOR D ünyanın lider kimya şirketi BASF olarak portföyünde; kimyasallardan plastiklere, bitki koruma ürünlerinden petrol ve doğalgaza kadar birçok ürün yer alıyor. Şirket, ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluk ve çevresel korumayla birleştiriyor. BASF’ın yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerinin odağında öğrenme ve eğitim ana teması var. Bugünün öğrencilerinin, yarının düşünürleri, yenilikçileri ve liderleri olacağına duyduğu inançla bilimsel eğitime büyük önem veren BASF, çocuklara ve gençlere yönelik sosyal sorumluluk projelerini bu eksende şekillendirmeye özen gösteriyor. BASF’ın sosyal sorumluluk ajandasında nelerin olduğunu İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Aksoy Bilgen’e sorduk; Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz? Çocuklarımızın eğitimine ve gelişimlerine katkıda bulunmayı hedeflediğimiz projemiz “BASF Kids’ Lab etkinliği” son dönemde en çok dikkat çeken projelerimizden biri... BASF Türkiye ekibi olarak, BASF’ın projelendirdiği sosyal sorumluluk projelerinin temelini sürdürülebilir gelecek oluşturuyor. Arzu Aksoy BİLGEN BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Marie Sklodowska Curie’nin radyum ve polonyum elementlerini keşfinin 100. yıldönümüne denk gelen 2011 yılının Uluslararası Dünya Kimya Yılı (IYC - International Year of Chemistry) olarak ilan edilmesinden hareketle, dünyada birçok ülkede uygulanmakta olan Kids’ Lab projesini Türkiye’ye getirdik. Kids’ Lab’i ziyaret eden çocuklar; özel eğitmenler eşliğinde, interaktif deneyler yapıyor. Deneylerle kimyanın ne olduğunu sadece teorik olarak değil, uygulayarak öğrenme fırsatı buluyor. Mart ayından itibaren İstanbul Modern’de her ayın 4 günü deneyleri ücretsiz olarak çocuklarla buluşturuyoruz. Bir başka sosyal sorumluluk projemiz olan “81 İlde 81 Kimya Laboratuvarı” ilemaddi imkânlardan yoksun okullarda yeni kimya laboratuvarları kurulmasını hedefliyoruz. Bu projeile bugüne kadar eğitim olanaklarından diğer bölgelere göre daha az yararlanma olanağı bulan yörelerdeki birçok lisenin laboratuvarını yeniledik, bazılarına da ilk kez laboratuvar yaptırdık. Şu anda 50 farklı şehirde 50 laboratuvar yapım ve yenileme işlemini tamamladık. 2016 yılı sonuna kadar 81 ile yeni kimya laboratuvarlarını teslim etmeyi hedefliyoruz. Ağırlıklı olarak hangi alanlarda projeler üretiyorsunuz? BASF’nin dünya genelinde, sürdürülebilirlik anlayışıyla yürüttüğü toplumsal projelerin odağında eğitim ve çocuklar yer alıyor. Ağırlıklı olarak, eğitici projeler yaratarak çocuklara kimyayı sevdirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca toplumsal olaylara duyarlı bir şirket olarak, toplum ve kurumların ihtiyaçlarına yönelik de farklı projelere ve kurumlara desteğimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Küresel bir şirket olabilme yolunda KSS’nin önemini nasıl görüyorsunuz? Şirketimizin kurumsal stratejisinin odağında ‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratma ’misyonu yer alıyor. Bu doğrultuda ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluk ve çevre korumasıyla birleştiriyor, çevre ve insan sağlığını kurumumuzun öncelikli ilkelerinden biri olarak görüyoruz. Dünyanın lider kimya şirketi kimliğiyle gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlere, biz- ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 028_029_BASF.indd 60 5/28/14 1:34 PM 29 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK den sonraki nesillerin sorumluluğunu da taşıdığımız bilinci yön veriyor. Buradan hareketle insan sağlığına, beslenmeye, temiz su ihtiyacına, karbondioksit salımını azaltmaya yönelik çözümler sunarken; sosyal sorumluluk anlayışıyla farklı alanlarda önemli projelere imza atıyoruz. Arzu Aksoy Bilgen, BASF Türkiye Sürdürülebilir bir gelecek için şirketler nelere odaklanmalı? BASF olarak sürdürülebilirliği, kurum kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediyoruz. Hem ürün ve üretim hem de sosyal sorumluluk anlamında sürdürülebilirliğe önem veren, iş süreçlerinin her adımında bu olguya dikkat eden bir şirket olarak, dünyamızı bizden sonraki nesillere bırakacak olmanın sorumluluğuyla hareket ediyor ve tüm çalışan ve paydaşlarımızın algısını da bu yönde pekiştirmeye çalışıyoruz. Şirketler de bu bilinçle hareket etmeli ve iş süreçlerini enerji verimliliği, doğal kaynakların korunması, enerji ve çevre dostu teknolojileri ve yenilikleri takip etmesi gibi konuları göz önünde bulundurarak sürdürebilirliği kurum kültürü haline getirmelidir. Gelecek ajandanızda hangi projeler bulunuyor? BASF olarak kurumsal sosyal sorumluluk projelerimiz globalçapta gerçekleştiriyor. Biz de bundan hareketle, BASF’nin global projelerini Türkiye’ye uyarlıyoruz. Ancak lokal ihtiyaçlara göre şekillenen özgün projelerimiz de var. Bunun için öncelikle, bölgedeki sosyal ihtiyaçları değerlendiriyoruz. Örneğin; “81 İlde 81 Kimya Laboratuvarı” projesinde gelişime ihtiyaç duyan okulları tek tek inceledik ve elde ettiğimiz deneyimlerimizi, Milli Eğitim Bakanlığı’yla paylaştık. Önümüzdeki dönemde de bu projeye yoğun bir şekilde odaklanmayı ve ileriye götürmeyi hedefliyoruz. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 028_029_BASF.indd 61 5/28/14 1:34 PM 30 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK COCA COLA HAYATA ARTI KATIYOR C oca-Cola, Türkiye’de sürdürdüğü sosyal sorumluluk projelerini, Hayata Artı Vakfı çatısı altında gerçekleştiriyor. Coco Cola’nın kurduğu Hayata Artı Vakfı, kamu, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler ile birlikte çevresel ve toplumsal sorunlara yenilikçi, topluma duyarlı, sonuç odaklı, ölçülebilir ve sürdürülebilir çözümler üretmek için çalışıyor. Sosyal sorumluluk projelerinin geleceğini ‘Kurumsal Vatandaşlık’ta gördüklerini söyleyen Coca Cola Türkiye Kurumsal İlişkiler Çevre Müdürü Erdal Kiraz ile sosyal sorumluluk üzerine konuştuk. Coca-Cola olarak biz de bu anlamda ülkemizde, her alandan paydaşlarla ve şirketlerle işbirliğini genişleten faaliyetlerde öncü bir marka olmanın gururunu yaşıyoruz. 1. Mükemmellik yolculuğunda sosyal sorumluluk çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Coca-Cola olarak, çevre ve aktif yaşam alanlarında destek verdiğimiz toplumsal projeleri sürdürülebilir etkileri olması hedefiyle kurguluyoruz. Bu hedefe ulaşmanın en iyi yolunun, Altın Üçgen dediğimiz, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör işbirlikleri etrafında şekillendiğini düşünüyoruz. Türkiye’deki toplumsal projelerimizi, 2009 yılında kurduğumuz Coca-Cola Hayata Artı Vakfı çatısı altında gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar yürüttüğümüz toplumsal proje ve çalışmalarda, 100’den fazla kurum ve kuruluş ile işbirliğinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) gibi uluslararası kuruluşlarla da birlikte çalışarak toplumsal projelerimizin etkisini artırmayı hedefledik. Dolayısıyla yürütülen her projede, öncelikli olarak, mutlaka ilgili paydaşları kapsayacak şekilde, çok taraflı işbirlikleri kurma, ulusal seviyede etki yaratma, toplum faydasını gözetme ve en nihayetinde çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliği sağlayacak unsurları bulundurmayı esas alıyoruz. Toplumsal projeler, şirketlerin sürdürülebilir iş yapış ilkesine sahip olması yolunda Erdal KİRAZ Coca Cola Türkiye Kurumsal İlişkiler Çevre Müdürü çok önemli bir yatırım anlamını taşıyor. Günümüzde çok sayıda toplumsal proje hayata geçiriliyor. Projeler ihtiyaca cevap veriyorsa ve sürdürülebilir etkileri varsa, bu projelerin faydalı olduğuna inanıyorum. Buradaki kritik nokta, sosyal sorumluluk projelerinin sadece finansal destekle kalmaması. Coca-Cola olarak, bizim için bu anlamda bir toplumsal projenin en önemli kriterlerinin başında, kaynak ve bilgi paylaşımı olanağı yaratması, yapılan projenin sonraki çalışmalar için model oluşturulması ve yakın mentorluk içermesi geliyor. Bu kapsamda, 2009 yılından beri Coca-Cola Hayata Artı Vakfı çatısı altında gerçekleştirdiğimiz toplumsal projelerle bugüne kadar 500’den fazla gencin sivil toplum dünyasına katılmasını sağladık, birçok sivil toplum kuruluşunun kuruluşuna öncülük ettik. Coca-Cola Hayata Artı Vakfı aracılığıyla, beş yıldır çevre ve aktif yaşam alanlarında 60’dan fazla proje ile 1,2 milyon insana ulaşarak, toplam 20 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdik. 2. Sosyal sorumluluk şirkete ne katıyor? Coca-Cola şirketi olarak, işimizin sürdürülebilirliğinin sadece içinde yaşadığımız toplum ve çevre sürdürülebilir olduğu takdirde mümkün olabileceğine inanıyoruz. Tüketicilerin de bu anlamda sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk konusunda daha fazla bilgi sahibi olduğunu ve daha dikkatli davrandığını görüyoruz. Dolayısıyla tüketicilerin ve toplumların gözünde, hayata değer katan, toplumun, çevrenin ve hatta gezegenimizin geleceğine yatırım yapan markaların rekabet avantajı sağlayabileceklerini söyleyebiliriz. Tüketicinin marka algısının değişmesiyle birlikte sürdürülebilirlik alanında başarılı olan şirketler, toplumdan sosyal lisans alan şirketler olacaktır diye düşünüyorum. 3. Sosyal sorumlulukta yeni neler oluyor? Coca-Cola olarak tüm toplumsal projelerimize sürdürülebilirlik çatısının altında yer vermeye çalışıyoruz, çünkü ancak uzun dönemli çalışmaların uzun soluklu fayda getireceğine inanıyoruz. Dünyada her alanda çeşitli dinamiklerin değiştiğine şahit oluyoruz, bu doğrultuda şirketler için de şeffaflık, değerler ve kurumsal vatandaşlık gibi özellikler, giderek öne çıkan kavramlar halini alıyor. Özellikle kurumsal vatandaşlık, artık bir itibar göstergesi durumunda. Artık şirketler, yerel, ulusal ve hatta uluslararası alandaki her türlü ilişkisini, özellikle toplumlarla iletişimini bütüncül bir bakış açısıyla yönetiyorlar ve bu kurumsal vatandaşlık prensibinin temelini oluşturuyor. Buradaki en hassas nokta ise, global düşünüp yerel ihtiyaçları da karşılayabilecek sorumluluğu alabilmek. Bu sebeple, toplumlardan kurumsal vatandaşlık vizesi alabilen şirketler, önümüzdeki yıllarda markaya değer katacak en önemli özelliklerden biri olacak. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 030_031_COCACOLA.indd 60 5/28/14 1:37 PM 31 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK 2009 yılında kurduğumuz Coca-Cola Hayata Artı Vakfı çatısı altında gerçekleştiriyoruz. Erdal Kiraz Coca-Cola Türkiye Sürdürülebilirlik kavramı her geçen gün daha fazla şirketin iş yapış felsefesinin merkezine yerleşiyor. Bu anlamda ürün, hizmet ve iş modellerini dönüştürme ihtiyacı hisseden şirketlerin bazıları, aynı zamanda çok değerli olan bir başka konunun da farkına vardılar: diğer şirketlerle birlikte hareket etmenin gücü. Bu hem gerçekleştirilen toplumsal projelerin hem de sürdürülebilirlik çalışmalarının etkisini katlayarak artıran, toplumu da içine dahil eden ve daha etkili sonuçlar almaya imkan veren bir konsept olarak dünyada kullanılmaya başlandı. Coca-Cola olarak biz de bu anlamda ülkemizde, her alandan paydaşlarla ve şirketlerle işbirliğini genişleten faaliyetlerde öncü bir marka olmanın gururunu yaşıyoruz. Günümüz dünyasında, markalar için kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları ve sürdürülebilirlik, aslında aynı potada olması gereken, birbirine eşlik eden iki kavram olarak ön plana çıkıyor. Bu sebeple, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarının geleceğini değerlendirirken, toplumların yapısı ve toplumsal dinamikleri iyi bir şekilde analiz etmek önemli bir gereklilik. Tüm araştırmalar gösteriyor ki, önümüzdeki 10 yıl boyunca geliri daha yüksek, büyüyen bir nüfus, daha fazla şehir yaşamı, çeşitlenen ihtiyaçlar ve bu doğrultuda inovatif ürün ve hizmet ihtiyacı bizleri bekliyor. Nüfus artışı ve büyüyen ekonomiye paralel olarak, iklim değişikliğinin doğal kaynaklar üzerindeki baskısı da artarak devam edecek. İşte tüm bu dinamiklerin yanı sıra, küresel çevresel riskler ve değişen ihtiyaçlar, sürdürülebilirliği, gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerin kalbine konumlandırmamız gerektiğine işaret ediyor. Sürdürülebilirlik kavramını, iş yapış şeklimizin merkezine alan bir şirket olarak Türkiye’de örnek olmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 030_031_COCACOLA.indd 61 5/28/14 1:37 PM 32 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Değişen Dünya ve Kurumsal Sorumluluğun Yeniden Yazımı ve rın ürün Kurumla en yararlanan rind hizmetle genişledikçe, kitleler ayan ancak yararlanme etkileşimde v etkileyen n kitleler de buluna k artmakta; lara sayısal o sistematiği ilişkiler şmaktadır. la karmaşık Asya Deniz AKYOL SUCSR Genel Müdür Dünya’da değişim Kimi çevrelerde komplo teorisi olarak tanımlanmakla birlikte 11 Eylül dünyada birçok alanın değişim yaşamasına neden oldu. 2000’li yılların başından itibaren yaşanan gelişmeler ile, bütün dünya, dünyanın ve bireyin varoluşunun ve güvenliğinin gerekliliklerini yeniden düşünmeye başladı. Milenyumun ikinci on yılının başından itibaren ise dünyada ekonomik sürdürülebilirlik ile ilgili ciddi tartışmalar başlatıldı ve iş dünyasının (ve insanoğlunun ekonomik varoluşunun) ihtiyaçlar piramidi yeniden ele alınmaya başlandı. Yeni dünya ve gelecek için, bugüne dek “iş yapan” makyaj düzenlemelerin ve eylemlerin artık çalışmayacağı, “yeni dünyanın” ve geleceğin inşası için araçlar düşünüldü. İkinci binyılın belki de en dikkat çekici değişimi “internet devrimi” olarak başlayan - ancak artık internet olmasa da - insanoğlunun ortak aklının gelişimi ile devam eden, birlikte yaşama kültürünün dünya çapında yayılması oldu. Bu yeni kültür bireyin yalnızca “birşeyler yapılmasını bekleyen” konumundan “birlikte ne yapabiliriz” konumuna da geçişine olanak sağladı. Artık insanlar için birşeyler yapmak yerine insanlar ile birlikte neler yapılabilir diye düşünülmektedir. KSS’de değişim : KSS 1.0 vs KSS 2.0 Dünyada yaşanan değişime paralel olarak, kurumsal sosyal sorumluluk alanında da kökten bir değişim yaşandı. Bu bağlamda, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı 1.0’dan 2.0’a geçiş aşamasında kendisi- ni oluşturan kodlarda önemli bir değişim yaşadı. Düne kadar kurumsal sosyal sorumluluk yalnızca sosyal sorumluluk olarak algılanırken bugün bir iş modeli olarak ele alınmakta ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 032_033_SU_CSR_ASYA.indd 60 5/28/14 2:07 PM 33 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ve sosyal sorumluluğun sağlanabilmesi için öncelikle kurumsal sürdürülebilirliğin sağlanması sorumluluğu temelinde algılanmakta ve uygulanmaktadır. KSS 1.0 ve KSS 2.0 arasında köklü temel yaklaşım ve uygulama farklılıkları bulunmaktadır. Bu farklılıklar modellenecek sürdürülebilirlik çözümlerinin de esaslarını belirlemektedir. Yeni anlayışta, KSS, bir hayır etkinliğinden çok birlikte başarı felsefesine sahip, işbirliği modeli olarak ele alınmaktadır. KSS 1.0 ve KSS 2.0 arasındaki dikkat çekici detay yaklaşım ve uygulama farklılıkları ise temel değişkenlerin somut iş çıktılarıdır. İş süreçlerinin verimliliğinden çok standardizasyonuna odaklanmış olan eski KSS anlayışı yerine, her seviyede geliştirici ve verimlilik odaklı inisiyatif ve paylaşım modelleri daha çok destek görmektedir. KSS alanında yaşanan bu değişim, mevcut ilkelerin yeniden ele alınmasına, daha doğrusu yeni ilkeler olarak yeniden yazılmasına neden olmuştur. KSS’nin yeni ilkeleri, değişen dünyanın değişen taleplerine ve kurumların ihtiyaç duyduğu yeni sürdürülebilirlik kalkanına göre biçimlendirilmiştir. İlke (1) > Yaratıcılık (creativity) İlke (2) > Ölçeklenebilirlik (scalability) İlke (3) > Hesap verebilirlik (responsiveness) İlke (4) > Çok bölgelilik (glocality) İlke (5) > Geçerlilik (circularity) Yeni paydaş kompozisyonu! Kurumların gelişimi aynı zamanda paydaş ilişkileri grafiğini de - düne göre - daha komplike hale getirmektedir. Kurumun paydaş kompozisyonu değişirken; dünyanın da paydaş anlayışında eşzamanlı olarak değişim yaşanmaktadır. Kurumların ürün ve hizmetlerinden yararlanan kitleler genişledikçe, yararlanmayan ancak etkileyen ve etkileşimde bulunan kitleler de sayısal olarak artmakta; ilişkiler sistematiği karmaşıklaşmaktadır. İş Modeli Dönemleri KSS Hedefi Başlangıç DönemiOrtaklar (ShareHolders) Gelişme Dönemi Paydaşlar (StakeHolders) Bugün... Oydaşlar (StageHolders) Her şeyin ve paydaşların değiştiği bir dünyada ne yapmalıyız? Topluma karşı en büyük sorumluluğumuz, topluma katma değer sağlarken, olumsuz etkilerimizden arındırılmış halde sürdürülebilirliğimizi sağlamaktır elbette. Unutulmaması gereken en önemli nokta habitatımızda yaratacağımız her türlü olumsuzluk esas itibari ile kendi sürdürülebilirliğimizin önündeki en önemli etkendir. Özgün tasarımcı olmalıyız!.. İlişkilerimizin karmaşıklığına bağlı olarak toplum kesimlerinin her farklı ilişki grubuna göre; bizimle işbirliği içinde olabilecek kitleler için özgün modeller geliştirmeliyiz. Ölçeklenebilir olmalıyız!.. Modellerimiz, küçük düzenlemeler ile benzer durumlara ve benzer kitlelere uyarlanabilir ve başarısı katlanarak geliştirilebilir olmalıdır. Hesap verebilir olmalıyız!.. Uygulamalar, en uygun nicel/nitel ölçme aracı ile takip edilmeli, her post-test, futurist bir çıktı üretmelidir. Çok bölgeli olabilmeliyiz!.. Uygulamalarımız ölçeklenebilir olduğu gibi, kod yapısı değiştirildiği (veya tercüme edildiği halde) her bölgedeki benzer durum ve kitleler için yeniden kullanılabilir olmalıdır. İşimiz sürdürülebilirlik hedeflerimizdir. İşimizi icra ettiğimiz alan da bizim sürdürülebilirlik alanlarımızın kodlarını öğrenmeye açık olacaktır. Geçerli ve anlaşılır işler yapmalıyız!.. Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk çalışmalarımız romantizmden arındırılmış ve konvertible olmalıdır. Özne (bölge,kod) değişimi halinde, uygulamalar nesnel olarak uyum sağlama kapasitesine sahip olmalıdır. Mükemmellik Modeli ve KSS Ülkemizde yaklaşık 22 yıldır uygulanan Mükemmellik Modeli, kurumların sürdürülebilir başarılarını sağlamaya yönelik ölçülebilir değerler üretir. Mükemmelik yolculuğunun en temel unsurlarından biri de kurumların sorumluluk almasıdır. Doğal kaynakların gittikçe azaldığı günümüzde kurumların, kendilerini var etme çabası güçleşeceği gibi toplumsal anlamda da sürdürülebilirlik dengelerinin de gözönüne alması gerekmektedir. Kurumların kültürel ve etik standartlarını ölçülebilir şekilde en ileri seviyeye ve “Mükemmel Kurum” olma yolunda “Mükemmelik Modeli”nin yanı sıra KSS uygulamalarını da bir davranış biçimi olarak benimsemelidir. Kurumsal Sosyal Sorumluluk tüm dünyada uygulanış biçimiyle bakıldığında kurumların sosyal, çevresel ve ekonomik alanlarda performans göstererek kurumsal sürdürülebilirliğini sağlamasına destek olmaktadır. Kurumlar, finansal yapıları, ticari faaliyet alanları ve coğrafyalarından bağımsız olarak paydaş ilişkilerini geliştiren/güçlendiren çalışmalara odaklanarak ekonomik, çevresel ve sosyal yatırımlarını Kurumsal sorumluluk çerçevesinde değerlendirmelidir. Ekonomik anlamda kurumlar faaliyetlerini sürdürürken mali performans en temel unsurlardan biridir. Ekonomik performans bölgesel,ulusal ve küresel alanda ekonomi sistemine etki ve katkıyı değerlendirirken bununla birlikte iklim değişikliğinin faaliyetler üzerinde yarattığı risk ve fırsatlarını değerlendirmeyi sağlar. Bu bir anlamda kuruma, ekonomik sistem içinde kendini analiz ederek anlama ve geliştirme olanağı verir. Çevresel performans, ticari faaliyetini gerçekleştirirken ekosistemler, biyoçeşitlilik ve çevresel uyum konularıyla birlikte çevresel harcalamaları ve kurumsal ürünlerinin etkilerini de en verimli hale getirerek kurum maliyetlerinin ve çevresel etkilerin olabildiğince verimli kullanılmasına neden olur. Sosyal alanlarda performans göstermek, kurum kültürüyle birlikte, etik standartlar ve bu standartların ötesinde uygulamalarla paydaşlarıyla diyolog geliştirme, fırsat eşitliği ve faaliyette bulunulan bölgeden başlayarak sosyal yatırım uygulamaları desteklenerek başta bölgesel kalkınmayı sağlarken ulusal ve küresel kalkınmaya katkıda bulunur. KSS, kurumlarda uygulanan Mükemmellik modelini desteklerken kurumun sürdürülebilirlik unsurlarını da geliştirir. Su CSR, 22 yıldır sektörde, 2006 yılı itibariyle Kurumsal Sürdürülebilirlik Danışmanlığı alanında tam kapsamlı hizmet sunmaktadır. Türkiye’nin ilk Global Reporting Initiative onaylı KSS/Sürdürülebilirlik Raporlarının hazırlanmasıyla birlikte ülkemizin önde gelen kurumlarına Sürdürülebilirlik Danışmanlığı vermektedir. Danışmanlık verdiği pek çok kurum ile ulusal ve uluslararası alanda başarılara imza atmıştır. Türkiye’nin ilk Sürdürülebilirlik Danışmanlığı hizmeti veren SuCSR konusunda uzman ekibiyle raporlama, ölçümleme, toplumsal projeler ve süreç danışmanlığı alanlarında hizmet vermektedir. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 032_033_SU_CSR_ASYA.indd 61 5/28/14 2:07 PM 34 TMME 9 yılda 300 bin müşterinin memnuniyeti ölçüldü TMME Ödülleri Sahiplerini Buldu OTOIKINCI_EKO_15:Layout 1 5/16/14 12:42 PM Page 2 2013 yılından geriye dönük olarak bu liderliğini KalDer, Türkiye Müşteri Memnuniyeti (TMME) geçtiğimiz 9 yılda en az 3 yıl Endeksi’nde üst üste devamlı kılan kuruluşlar başarı kazanmış firmaları gerçekleştirdiği ödül töreniyle onurlandırdı. (TMME Sürdürülen Başarı Ödülü) - Altın Heykel Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma kuruluşu KA Araştırma tarafından 81 ilde tüketiciler ile bilgisayar destekli telefon anketi (CATI) yapılarak ve özel ekonometrik analiz modeli ile belirlenen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nde (TMME) 2013 yılında başarılı olmuş kurumlar 15 Nisan 2014’te, İstanbul’da Swissotel The Bosphorus’da gerçekleştirilen ödül töreniyle onurlandırıldı. İş dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren TMME Gala gecesinde ölçüme başlanan 2005 yılından itibaren müşterileri nezdinde en yüksek puanı alarak birinciliği elinde bulunduran ve sektörlerinde müşteri memnuniyetini aralıksız olarak sürdürülebilir kılan Opet, Turkcell ve Türk Hava Yolları TMME Üstün Başarı Ödülü’ne layık görüldü. 100’den fazla marka, 300 binin üzerinde müşteri TMME Gala gecesinin açılışında konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, 9 yılda Türkiye’nin 81 ilinde 25 sektörde, 106 markanın detaylı analizlerini ortaya koymak için 300 binin rinin dünyada,Marka/Kuruluş Amerika dâhil 20’yi aşkın üzerinde TMME müşteriSektör görüşmesi yapıldığını ülkede yürütüldüğüne dikkat çeken Hamdi belirterek, “TMME ile ülkedeki ürün ve 1 Tüp Gaz BP Gaz Doğan, Müşteri memnuniyetinin, entelektüel hizmetlere ait kalite ve müşteri memnuni2 Hızlı Servis Restoranları Domino's Pizza sermayenin dolayısı ile pazar değerinin en yeti artıyor mu, azalıyor mu?”, “Endeksteki 3 Meyve Suları Pınar önemli parametrelerden biri olduğunu ifade pozitif ya da negatif eğilimler ölçülen iş 4 Konserve, Sos, Salça Tamek etti. Pazardaki markalar arası rekabetin en kollarında belirli sektörlere mi ait, sadece 5 Dondurma Algida gerçekçi göstergesinin TMME olduğunu bazı sektörlerde mi görülüyor yoksa belirli 6 Zincir Market BİM belirtti. Kaliteyi müşteri beklentilerini karkuruluşlara mı özgü?, “Bu değişimler ulus7 Bireysel Bankacılık/Kamu Bankaları T.C. Ziraat Bankası şılamak ve hatta aşmak olarak tanımladı. lararası eğilimlerle paralel mi; ülkemize 8 Bireysel Bankacılık/Özel Bankalar T.C. İş Bankası TMME’nin ölçüm yapılan sektörlerde özgü farklılıklar var mı? gibi ülke ekonomisi önemli bir veri kaynağı olduğunu belirhakkında birçok soruya yanıt verilmektedir” ten Doğan Türk Telekom, REMAX ve Era dedi. Ulusal müşteri memnuniyeti endeksle- Ölçüm yılından bugüne sürekli birinci olmuş kuruluşlar-en az 5 yıldır ölçüm yapılan sektörler için geçerlidir (TMME Üstün Başarı Ödülü) - Siyah Heykel 1 2 3 TMME Sektör Akaryakıt İstasyonları GSM Operatörleri Havayolları Marka/Kuruluş Opet Turkcell Türk Hava Yolları ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 034_035_TMMM_2.indd 60 5/28/14 2:09 PM TOIKINCI_EKO_15:Layout 1 5/16/14 12:42 PM Page 1 35 TMME TMME 2013 Sektör Birincileri-Gümüş Heykel TMME Sektör Marka/Kuruluş 1 Tüp Gaz Aygaz* 2 Tüp Gaz Mogaz&Lipetgaz* 3 Tüp Gaz BP Gaz* 4 Cep Telefonları iPhone 5 Hızlı Servis Restoranları Domino's Pizza 6 GSM Hizmetleri Turkcell 7 Banka Kredi Kartları Maximum Card 8 Ambalajlı Su Erikli * 9 Meyve Suları Pınar 10 Meyve Suları Cappy 11 Küçük Ev Aletleri Philips 12 Akaryakıt İstasyonları Opet 13 Havayolları Türk Hava Yolları 14 Konserve, Sos, Salça Tat 15 Konserve, Sos, Salça Tamek Et ve Tavuk Ürünleri Erpiliç 16 17 Dondurma Algida 18 Televizyon Samsung* 19 Beyaz Eşya Arçelik 20 Beyaz Eşya Siemens OTOIKINCI_EKO_15:Layout 1 5/16/14 12:42 PM Page 2 21 Beyaz Eşya Bosch 22 Sağlık Sigortası/Kasko Axa Sigorta 23 Ulusal Kargo Dağıtımı MNG Kargo 24 Binek Otomobil Volkswagen 25 Zincir Market BİM 26 Bireysel Bankacılık/Kamu Bankaları T.C. Ziraat Bankası 27 Bireysel Bankacılık/Özel Bankalar T.C. İş Bankası * Aygaz, Mogaz&Lipetgaz, BP Gaz, Erikli ve Samsung (TV) TMME 2013 yılı içinde 85 puan ile en yüksek skoru elde eden kuruluşlardır. 2013 yılından geriye dönük olarak bu liderliğini en az 3 yıl üst üste devamlı kılan kuruluşlar (TMME Sürdürülen Başarı Ödülü) - Altın Heykel 1 2 3 4 5 6 7 8 TMME Sektör Tüp Gaz Hızlı Servis Restoranları Meyve Suları Konserve, Sos, Salça Dondurma Zincir Market Bireysel Bankacılık/Kamu Bankaları Bireysel Bankacılık/Özel Bankalar Marka/Kuruluş BP Gaz Domino's Pizza Pınar Tamek Algida BİM T.C. Ziraat Bankası T.C. İş Bankası Ölçüm yılından bugüne sürekli birinci olmuş kuruluşlar-en az 5 yıldır ölçüm yapılan sektörler için 034_035_TMMM_2.indd 61 Gayrimenkul’ün destekleri ile 2014 yılında Emlak Sektörü ve Sabit Hatlar sektörlerinin de TMME kapsamında ölçümleneceğini aktardı. Üç kategoride ödüller sahiplerini buldu TMME Ödülleri, tüm ölçülen sektörler ve kurumların 2005-2013 yılları arasında yayınlanan TMME Ölçüm Sonuçlarına göre belirlendi. TMME Ölçümünün ana değişeni olan, ‘Müşteri Memnuniyeti Puanları’ ödüller için temel veri olarak kabul edildi. Ulusal endeksin başladığı 2005 yılından bu yana sektörlerinde her yıl birincilik ipini göğüsleyen Opet, Turkcell ve Türk Hava Yolları TMME Üstün Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Sektörlerinde müşterileri nezdinde en yüksek puanı alarak birinci olan ve 2013 yılından geriye dönük olarak bu liderliğini en az 3 yıl üst üste devamlı kılan kuruluşlar olan Algida, BİM, BP Gaz, Domino’s Pizza, Pınar, Tamek, Türkiye İş Bankası ve T.C Ziraat Bankası ise TMME Sürdürülen Başarı Ödülü sahibi oldu. 2013 yılında sektörlerinde birinci olan firmalara da TMME 2013 Yılı Sektör Birincisi Ödülü verildi. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 5/28/14 2:10 PM 36 TMME KOŞULSUZ GÜVEN ILKESI, BOSCH MÜŞTERISINI ‘MEMNUN’ ETTI Markamız ve şirketimiz, 125 yıldır dünyada ve 100 yılı aşkın süredir de Türkiye’de “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim” ilkesiyle yönetiliyor. 2 013 Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre 82 puanla sektörün birinci sırasında Bosch Ev Aletleri yer aldı. Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Neylan Suer markalarına duyulan güvenin çok önemli olduğunu, bunun da uzun yıllardır kendilerine müşteri memnuniyetinde başarı getirdiğini söylüyor. Neylan Suer, Bosch Ev Aletleri’nin kalite ve güvene verdiği önemi ve müşteri memnuniyetinde ki başarılarını şu şekilde anlatıyor. ‘Bosch Ev Aletleri olarak, bugün adı “güven” kelimesiyle eşanlamlı kullanılan ve sektöründe dünyanın en büyük firmalarından biri olmanın gururunu taşıyoruz. Markamız ve şirketimiz, 125 yıldır dünyada ve 100 yılı aşkın süredir de Türkiye’de “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim” ilkesiyle yönetiliyor. Bu sözün sahibi, yaşadığı dönemde endüstriyel gelişimin öncüsü olan Robert Bosch ve Bosch da böyle değerli bir girişimci tarafından kurulmuş bir marka. Biz, bu sözü; “Ancak en iyi niyetlerle, en kaliteli hammaddeler, en ileri üretim teknolojileri kullanılarak ve her aşamada titiz testlerden geçirilerek üretilen bir ürün, Bosch adını taşıyabilir” şeklinde yorumluyoruz. Beyaz eşya sektörü, çevreci ürün yaklaşımının merkezinde yer alan bir sektör. Bugün, evlerde kullanılan elektriğin yaklaşık yüzde 65’ini ev aletleri harcıyor. Bu da sektörümüzün, yüksek enerji verimliliği sağlayan teknoloji ve ürünler geliştirmeye odaklanmasında önemli bir rol oynuyor. Yine buna Neylan SUER Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü paralel olarak, sektörümüz, toplumda enerjinin verimli kullanımının konusunda bilinç düzeyinin artırılması ve yaygınlaştırılmasına öncülük ediyor. Dayanıklılık, her dönemin vazgeçilmez trendi. Tüketiciler, ödedikleri paranın karşılığında daha uzun yıllar, güvenle kullanabilecekleri, sağlam ve kaliteli ürün arayışı içerisinde. Satış Sonrası Hizmet Önemli Sektörümüzde, satış sonrası hizmetler de belirleyici bir rol üstleniyor. Tüketici, ürünü ile ilgili her türlü talebine, hızlı, samimi ve en mükemmel şekilde çözüm üretebilecek, profesyonel danışmanlık ve kaliteli hizmet bekliyor. Beyaz eşya pazarındaki uzmanlığımızın gücünü de yanımıza alarak küçük ev aletlerinde de yenilikçi teknolojilerimiz, kalite ve ürün çeşitliliğimiz ile müşterilerimizi memnun ediyoruz. Bugün Bosch buzdolabı kullanan tüketicilerimiz, Bosch süpürge, mutfak robotu ya da ütüsünü rahatlıkla tanıyor, kalitesine güveniyor ve satın alıyor. Bosch küçük ev aletleri gamımızda ütülerden elektrikli süpürgeye, yiyecek hazırlama grubundan içecek hazırlama grubuna kadar pek çok farklı ihtiyaca profesyonel çözümler sunan yüzlerce çeşit ürünümüz bulunuyor. Bosch olarak çok büyük bir aileyiz. Bosch markasını taşıyan tüm ürünlerimizi, Türkiye geneline yayılan, her il ve ilçede hizmet kalitesi yüksek, 1.100’ü aşkın bayimiz aracılığıyla müşterilerimize ulaştırıyoruz. Satış öncesinde olduğu kadar satış sonrasında da, altı fabrika merkez ve 400’e yakın yetkili servisi kapsayan yaygın servis ağımız sayesinde, ayrıcalıklı hizmetimizle her zaman müşterilerimizin yanında oluyoruz. Tüketicilerimizin gündelik yaşamını kolaylaştırmak, ergonomik, güvenilir, kaliteli ve doğa dostu ürünler tasarlamak en önemli önceliğimiz. Markamıza duyulan güveni, her geçen gün artırarak sürdürebilmek için çok çalışıyoruz. Tasarım, yenilikçilik ve teknoloji konularına bu perspektiften bakıyoruz. Tüm ürünlerimiz için kalite, üstün performans, fonksiyonellik, tasarım, kullanım kolaylığı gibi unsurlar çok önemli. Ürünlerimizin tüm bu özellikleri taşıdığına sonsuz güven duyarak tüketicilerimizin beğenisine sunuyoruz. Bizim için en büyük ödül, tüketicilerimizin memnuniyeti. 2013 Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre 82 puanla sektörün birinci sırasında yer alarak kazandığımız başarıdan, ve bu başarıyı uzun zamandır sürdürebiliyor olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye Müşteri Memnuniyeti Araştırması, ülkemizde bu kadar geniş kapsamda ve nitelikte ve tarafsız olarak yürütülen tek memnuniyet araştırması. Bu nedenle tüm sektörler için çok önemli. Bize güven duyan, bu güvenini, bizi liderliğe taşıyarak gösteren ve bizi ödüllendiren tüm müşterilerimize layık olmak için çok çalışıyoruz’. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 036_BOSH.indd 60 5/28/14 2:12 PM 037_YEDAS_ilanı.indd 23 6/4/14 6:30 PM 38 TMME “Müşteri Gibi Düşün, Volkswagen gibi davran” felsefesi doğrultusunda TMME Müşteri Memnuniyeti Araştırması’nda binek araç kategorisinde Volkswagen yeniden birinci. Müşteri ile yüksek iletişim memnuniyeti getirdi V olkswagen Binek Araç, müşteri memnuniyetini artırmak ve müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için, servis teknisyenlerine ve müşteri temsilcilerine de kendi uzmanlıkları ile ilgili sürekli eğitimler veriyor. Marka, beklentinin üzerinde servis hizmetiyle her yıl Volkswagen AG tarafından yapılan eğitim ve servis değerlendirmelerinde, üst sıralarda yer alıyor. Kaliteyi arttırmak ve üst düzeyde tutmak için ayrıca Volkswagen AG ile yürütülen ortak çalışmalar olan QSP (Satış sürecinde kalite), RSE (Satışta mükemmel hizmet) ve RASE (Serviste mükemmel hizmet) gibi kalite ve mükemmel hizmete yönelik programları mevcut. “Müşteri Gibi Düşün, Volkswagen gibi davran” felsefesiyle, daha iyi hizmet vermek için müşterilere ve bir Volkswagen sahibi olmak isteyenler ile her ortamda iletişim kurmayı hedefliyor. Volkswagen için müşteri memnuniyeti sürecinde en önemli şey Volkswagen sahiplerinin, istedikleri gün, istedikleri saatte marka temsilcilerine ulaşabileceklerini bilmeleri. Tüm bunlar için dijital ortamda önemli çalışmalar yürütülüyor. Özellikle sosyal medya platformları üzerinden alınan geri dönüşler hizmet kalitesini artırmak için de önemli bir veri oluyor. Şu anda 3 milyonun üzerinde takipçisi olan Volkswagen Türkiye Facebook sayfası, dün- yada ki en fazla takipçiye sahip Volkswagen Facebook sayfası olmasının yanı sıra, Türkiye’de en fazla takipçiye sahip marka sayfası olma özelliğine de sahip. Aynı zamanda Volkswagen Türkiye Facebook’ta en yakın rakibinin 6 katı olan %0.134 etkileşim oranıyla Türkiye’de bu sosyal medya kanalı üzerinden takipçileriyle en fazla iletişime geçen marka. Volkswagen Türkiye YouTube üzerinde de liderliğini koruyor. Volkwagen Türkiye You- Tube Kanalı (www.youtube.com/vwturkiye), sahip olduğu takipçiler ve 14 milyona yakın izlenme sayısı ile otomotiv marka sayfaları arasında yine lider. Üstelik çok da ilgi çekici bir istatistiğe sahip. Otomotiv sektöründe az görülen ve sektör ortalamasının çok üzerinde bir oranla bu kanalın takipçilerinin yüzde 25’ini kadınlar oluşturuyor. Bu yılın başında faaliyete geçen Instagram sayfası da kısa süre içinde 10 bin takipçiye ulaşmış durumda. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 038_VOSVOS.indd 60 5/28/14 2:14 PM 039_IRONMAN_ilanı.indd 23 5/27/14 11:02 AM 40 TMME PHILIPS, MÜŞTERISINI EN ÇOK MUTLU EDEN MARKA OLDU Dünyanın önemli markalarının başında gelen Philips, TMME 2013 Araştırması sonuçlarına göre Küçük Ev Aletleri katagorisinde birinci oldu. M arkanın bu başarısını ve müşterileri le iletişimini Genel Müdür Elvan Özkal’a sorduk. Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) araştırmasında, 2013 yılında küçük ev aletleri sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi bu noktaya getiren dinamikler nedir? Tüketicisine yakın duran ve onu dinleyen markaların, bunun karşılığında tüketicisi tarafından ödüllendirilmesinin de kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Biz de Philips olarak, müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemin karşılığını çok güzel bir şekilde aldık ve küçük ev aletleri pazarındaki lider konumumuzu, TMME araştırmasının sonuçları ile pekiştirdik. Philips, ürünlerine güvenen fakat sadece bununla yetinmeyen bir marka. Müşterilerimizin memnuniyeti için çalışırken, tüketicimize yakın duruyoruz ve onu dinliyoruz. Saha ekibimizin, online kanalımızın, CRM ağımızın ve Tüketici Danışma Merkezi’mizin gücünü kullanarak tüketicilerle daha fazla yakınlaşmak ve onları anlamak bizim için büyük önem taşıyor. Saha ekiplerimiz, tüketiciler ile sürekli yüz yüze olduğu için onların beklentilerini ve sorunlarını çok yakından gözlemleyebiliyor… Biz de bu gözlemlerden stratejilerimizi geliştirme konusunda maksimum seviyede faydalanıyoruz. Bu da tüketici memnuniyetini ve sadakatini beraberinde getiriyor. Philips olarak marka vaadimiz, tüketicilerimizin hayatlarına anlam katan inovasyonlar sunmak. Bunun için de tüketici ihtiyaç ve beklentilerini çok iyi anlamak Elvan ÖZKAL Philips Genel Müdürü ve onları karşılamak gerekiyor. Hem ürün geliştirme aşamasında hem de iletişim ve pazarlama stratejilerimizi belirlerken tüketicilerimizden gelen geri bildirimleri değerlendiriyoruz. Bu bakış açısı da bize tüketici memnuniyeti olarak geri dönüyor. Tüketicilerimize en iyiyi sunma ve onları satış sonrasında da dinleme konusunda çıtamızı yükselterek çalışmaya devam edeceğiz. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 040_PHILPS.indd 60 5/28/14 2:15 PM 041_CANEA_ilanı.indd 23 5/27/14 11:16 AM 42 TMME Zincir Market müşterileri BİM’den ‘MEMNUN’ BİM’in kendi kategorisinde müşteri memnuniyetinde lider olmasının nedenlerini anlamak için öncelikle benimsediğimiz iş modeline daha yakından bakmak yararlı olacaktır. T MME 2013 Araştırması sonuçlarına göre Zincir Market katagorisinde müşterisini en çok memnun eden marka BİM oldu. BIM, aynı dalda bu ödülü üçüncü kere alıyor. BIM’in bu başarısı kendisine ‘Sürdürülebilir Başarı Ödülü’nü de beraberinde geitri. BİM’in müşteri memnuniyetini sürekli arttırarak yoluna devam edeceğini söyleyen İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi Başkanı Galip Aykaç, memnun müşteri için yürüttükleri çalışmaları şu şekilde anlattıyor. Türkiye’de son altı yılda yapılan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) araştırma sonuçlarına göre şirketimiz BİM’in, zincir market kategorisinde müşteri memnuniyetinde lider konumunu istikrarlı şekilde koruması bizi mutlu eden bir başarıdır. Farklı iş modelimiz müşteri memnuniyetini artırıyor! BİM yüksek indirimli perakende iş modelini, Türkiye’nin koşullarına uygun ve tüketicilerin ihtiyaçlarını, beklentilerini en üst düzeyde karşılayacak şekilde oluşturdu. Modelimizin temelinde operasyonel maliyetlerimizi en düşük seviyede tutarak kazanımlarımızı müşterilerimize fiyat indirimi olarak yansıtmak yer alıyor. Bunun için merkezi olmayan bir organizasyon yapısıyla bölge teşkilatları ve mağazalar arasında dinamik bir lojistik ve bilgi ağı kuruyoruz. Karar alma süreçlerimizi hızlandırıyoruz. Ürün seçimi ve fiyatlandırma konusunda da detaylı ve hassas bir çalışma yöntemimiz var. Mağazalarımızda müşterilerimize sunduğumuz ürünleri, bir hane halkının günlük temel ihtiyacının % 80’ini karşılayacak şekilde seçiyoruz. Müşterilerimiz için yüksek kaliteli ürünleri özel olarak üretiyoruz. İş modelimizin ve kaliteli ürün ve hizmetlerimizin sonucunu her gün mağazalarımızı Galip AYKAÇ İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi Başkanı ziyaret ederek alışveriş eden yaklaşık 3 milyon müşterimizin mutlu yüz ifadelerinde alıyoruz. Bizim için esas olan müşteri memnuniyetini korumak ve artırmaktır. Bu nedenle şikâyetlerin çözümlenmesi sürecinde her zaman konuya müşterinin perspektifinden bakmaya gayret ediyoruz. Burada bize düşen temel sorumluluk BİM’in bu yaklaşımını korumasını sağlamaktır. Müşteri memnuniyetini korumaya ve sürekli artırmaya odaklanmamız bizi sektör liderliğine taşımış bulunuyor. Türkiye gıda perakende sektörünün lideriyiz 1995 yılında 21 mağaza ile faaliyetlerimize başladık. 2004 yılında 1000’inci mağazamızı açtık. 2010 yılında 6 milyar 574 milyon TL ciro ile sektör liderliğine ulaştık. 2013 yılında da 11 milyar TL’yi aşan ciromuzla, Türkiye perakende pazarındaki bir numaralı pozisyonumuzu daha da sağlamlaştırdık. 2013 sonu itibarı ile 23.798 çalışanımız ve yıl içinde yaptığımız 245 milyon TL’lik yatırım ile sektör lideriyiz. Bunun yanı sıra en yaygın mağaza ağına sahip perakende firmasıyız. Günde 3 milyon kişi BİM’den alışveriş yapıyor. 2013 yılı sonunda Türkiye çapında 4.000 mağazaya ulaştık. 2014’te yurt içinde büyüme hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürürken yurt dışında da Fas’ın ardından Mısır’da da faaliyete geçmiş bulunuyoruz. 2009’da ilk mağazamızı açtığımız Fas’ta 2014 sonunda 234 mağazaya ulaşmayı planlıyoruz. Mısır’da da bu yıl 50 yeni mağaza açarak, yine yılsonu itibarı ile 85 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz. BİM Dünya perakende listesinde 167’inci sırada! Dünyanın saygın danışmanlık kuruluşlarından Deloitte’un hazırladığı ve dünyada farklı sektörlerden en büyük 500 perakende şirketini sıralayan “Perakendenin Küresel Güçleri 2014” raporunda BİM listeye 167’inci olarak girdi. Aralarında Apple ve Amazon gibi devlerin de yer aldığı en hızlı büyüyen ilk 10 perakende kuruluşu sıralamasında ise BİM 9’uncu oldu. Deloitte’un hazırladığı 2012 Perakendenin Küresel Güçleri araştırmasında dünyada kaynaklarını en verimli kullanan perakende şirketi seçildik. BİM ayrıca Brand Finance tarafından hazırlanan Best Retail Brand (En İyi Perakende Markası) 2013 sıralamasında 1,4 milyar ABD doları ile Türkiye perakende sektörünün en değerli markası oldu. Diğer sektörler de dikkate alınırsa, BİM Türkiye’nin en değerli 8’inci markası olarak yerini alıyor ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 042_BIM.indd 60 5/28/14 2:17 PM 043_BEDD_ilanı.indd 23 5/28/14 3:39 PM 44 TMME AYGAZ müşterisi çok ‘MEMNUN’ Aygaz, 2005 yılından bu yana, son iki yıl üst üste olmak üzere tüketicilerin 4. kez birinciliğe layık gördüğü marka oldu. Bu başarı TMME 2013 birinciliği ile birlikte üst üste alınan başarılarla gümüş heykel ödülünü de beraberinde getirdi. K Yağız EYÜBOĞLU Aygaz Genel Müdürü alDer’in araştırmasında sektöründe en çok memnuniyet yaratan markalar olarak seçilmekten mutluluk duyduklarını aktaran Genel Müdür Yağız Eyüboğlu, Aygaz’ın başarısındaki süreçleri şu şekilde aktardı. Aygaz, tüketicisine karşı samimi olan bir marka. Binlerce bayisi ve bayi elemanlarıyla her gün on binlerce kez evlere ve iş yerlerine konuk oluyor. Bu ilişkiyi yarım asırdan fazla bir süre başarı ile devam ettirmiş olmak, markayı tüketici gözünde diğer markalardan farklılaştırıyor ve duygusal bir bağ oluşmasını sağlıyor. Sürekli olarak sektörün gelişmesine ve yaratıcı buluşların yapılmasına katkıda bulunan Aygaz, böylece tüketici beklentilerinin önüne geçebiliyor. Bu çabaların da Aygaz’ı tüketiciler nezdinde özel bir noktaya taşıdığına inanıyorum. “Başarımızın arkasında bütün paydaşlarımızın emeği var” Aygaz’ı Aygaz yapan diğer bir unsur ise yenilikçilik konusundaki tavizsiz duruşu… Bir kez yenilik yapıp kenara çekilirseniz tüketiciler kolayca sıkılıp alternatiflere yönelebilir. Yenilikçilik gibi ürün ve hizmet kalitesinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tüketicilerimiz ve bayilerimiz için, ürün ve hizmet kalitesi ile ilgili olarak durmaksızın daha da iyisi için çabalıyoruz ve yenilikleri hayata geçiriyoruz. Bunun sürekli gelişmeyi sağlayan en önemli adımlardan biri olduğunu düşünüyorum. “İnovasyona büyük değer veriyoruz” Yarım asırdır LPG’nin bütün segmentlerinde tüketiciler tarafından en çok tercih edilen ürünleri sunuyoruz. Bunun da en önemli nedeni, tüketicimizi iyi dinliyor olmamız. Yapılan her değişiklik ya da buluş tüketici tarafında karşılık bulmayabilir. Somut bir fayda sağlamayan bir yeniliğe tüketiciler de değer vermiyorlar. Güvenlik, çevreci olma, performans sağlama ve yakıt ekonomisi, en fazla çaba harcadığımız alanların başında geliyor. Ne iş yaparsanız yapın, rakiplerinizin ne kadar önünde olursanız olun, müşterileriniz markanıza ne kadar bağlı olursa olsunlar, zaman içinde, ihtiyaç ve taleplere göre değişmek, yenilik yapmak durumundasınız. Bu nedenle, inovasyona büyük değer veriyoruz. Pazar payları, satış rakamları, kar oranları gibi pek çok başarı göstergesi var. Ancak, başarının tek ölçütü bilanço rakamları değil... Aygaz olarak yıllardır sağlıktan sanata, spordan eğitime kadar uzanan geniş bir yelpazede kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle geleceğe de yatırım yapıyoruz. Çünkü güçlü bir marka olmak ve bunu korumak için sadece iyi ürün ve hizmetlerinizin olması yetmiyor. Kurumsal vatandaşlığın gereklerini yerine getirip getirmediğinize de bakılıyor. Aygaz toplumun beklentilerini karşılayan ve geleceğe yatırım yapan projelerle tüm sosyal paydaşlarına dokunmaya ve ailenin bir parçası olmaya devam ediyor. “Sürdürülebilirlikte de sektörümüzde öncüyüz” Şeffaflığı, sürdürülebilir iş başarımızın önemli bir dayanağı olarak görüyoruz. Aygaz olarak, ekonomik, çevresel ve sosyal tüm faaliyetlerimizde insana, doğaya ve kanun- lara saygılı bir kurum olarak hareket etme gayretindeyiz. Bu nedenle ürün, hizmet ve süreçlerimizin her aşamasını ve yarattığı etkiyi ölçüp değerlendiriyoruz. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne bağlılığımız doğrultusunda üretim süreçlerimizin, hizmet ve ürünlerimizin çevresel etkilerini azaltmak için çalışmalar yapıyor, insan haklarına saygılı bir yönetim anlayışıyla içinde bulunduğumuz topluma değer katıyoruz. Özetle, iş sonuçlarımız kadar, süreçlerimizin de önemli olduğuna inanıyoruz. Sorumlu bir kurumsal vatandaş olarak, faaliyetlerimizi tüm paydaşlarımız için yararlar üretecek şekilde kurguluyor ve şeffaflıkla kendimizi anlatıyoruz. “KalDer’in Müşteri Memnuniyeti Endeksi sektörümüze katkı sağlıyor” Hizmet anlayışı ve güvenilirliğiyle yarım asırdan fazla bir süredir tüketiciler tarafından en çok tercih edilen markamız için, KalDer’in yaptığı müşteri memnuniyeti değerlendirmesi son derece büyük anlam taşıyor. Özellikle müşteri memnuniyeti açısından başarımızın bu şekilde tescil edilmesinden memnuniyet ve gurur duyuyoruz. Hem kendi sektörümüz, hem de diğer sektörlerin gelişimi açısından KalDer’in yıllardır gösterdiği bu çabayı heyecanla destekliyoruz. Tüketicilerimizin markalarımıza gösterdiği teveccüh sunduğumuz ürün ve hizmetleri daha da geliştirmemizde bizlere büyük güç veriyor. Bu vesileyle, KalDer’e, müşterilerimize ve bu başarıda emeği olan tüm paydaşlarımıza teşekkür ederim. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 044_AYGAZ.indd 60 5/28/14 2:21 PM 043_TAV_ilanı.indd 23 5/27/14 11:27 AM 46 TMME TÜRKIYE’NIN EN SEVILEN SU MARKASI ERIKLI Erikli geliştirdiği yenilikler ve gerçekleştirdiği iletişim kampanyaları ile her zaman tüketicisinin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir marka olarak rakiplerinden farklılaşıyor. A mbalajlı su sektöründe uzun yıllardan beri varlığını sürdüren ve liderliğini koruyan Erikli, tüketicileri tarafından güvenilen ve sevilen bir marka. Erikli geliştirdiği yenilikler ve gerçekleştirdiği iletişim kampanyaları ile her zaman tüketicisinin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir marka olarak rakiplerinden farklılaşıyor. Erikli, Uludağ’ın el değmemiş doğasından gelen eşsiz lezzetiyle tüketiciler tarafından tadı en çok sevilen su markası. Yapılan araştırmalar Türkiye’nin en lezzeti suyu olarak Erikli’yi işaret ediyor. Tüketicinin bu konudaki geri bildirimleri hem ürün ve hizmet kalitesinden memnuniyeti hem de doğru iletişim stratejilerinin olumlu sonuçlar verdiğini gösteriyor. Köklü bir geçmişe ve tecrübeye sahip olmasının yanında, ürün ve hizmet kalitesiyle ve çok beğenilen lezzetiyle tüketicilerinin bağlılığını kazanan Erikli, müşteri hizmetleri anlayışı ve servis kalitesindeki özenli yaklaşımı ile ambalajlı su sektöründe sadakat oranları en yüksek marka olarak liderliğini ve gücünü bu alanda da korumayı başarıyor. Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) programında, üst üste aldığı başarılar ve 2013 yılında tüketicisini en çok memnun eden marka olmasının altında da bu dinamikler ve markanın gücü yer alıyor. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 046_ERIKLI.indd 60 6/3/14 11:51 AM 047_KOBI_ilanı.indd 23 5/27/14 11:30 AM 48 KalDer’DEN HABERLER KalDer’de Yönetim Yenilendi 2014-2016 döneminde A.Hamdi Doğan yeniden Başkan olarak seçildi OTOIKINCI_EKO_15:Layout 1 KalDer’in yeni Yönetim Kurulu, Özel Sektör, Kobi ile Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Akademi dünyasının önemli temsilcilerinden oluşuyor T ürkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 25 Nisan 2014 tarihinde Marmara Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. A.Hamdi Doğan, yeniden KalDer’in Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Yönetim kurulu üyeliklerini ise, sivil toplum kuruluşları, KOBİ, akademi dünyası ve özel sektörün önemli temsilcilerinden Yılmaz Bayraktar (Tüpraş)- KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Dr.Hasan Kuş (Acıbadem Üniversitesi) – KalDer Yönetim Kurulu Başkan 5/14/14 6:01 PM Page 1 KalDer DENETİM KURULU ÜYELERİ Ayhan KORGAVUŞ Başkan - Özünver Kauçuk Ltd.Şti. - Yönetici Hilal ERDİNÇ Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları - Yönetici Sinan POLATER Polater Eğitim Danışmanlık - Yönetici Tülay UZUNKOL Proje Danışmanı Sanem MALATYALIOĞLU EMG A.Ş Tercüman Ayşen BARIŞ Kocaeli Sanayi Odası S. Muhasebeci Mali Müşavir Yardımcısı, Emin Direkçi (Partner Çelik) KalDer Yönetim Kurulu Sayman Üye, Ata Selçuk (Eczacıbaşı Holding), Bilal Aslan (İGDAŞ), Cem H. Bektaş (Servodata), Erdal Elbay (Maysan Mando), Dr.Erhan Baş (Bilim İlaç), Prof. Dr.Funda Sivrikaya Şerifoğlu (Düzce Üniversitesi), Fahir Altan (Saab International), Fügen Toksü (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği), Görgün Özdemir (Otokoç), Hakan Öker (Kordsa Global), Necip Özçer (LC Waikiki), Orhan Ünal (Viko), Osman Ünal (Ekol Lojistik), Pınar Kalay (Vodafone Türkiye), Sami Boydak (İstikbal Mobilya), Sedat Soybay (Mass Arıtma), Steven Young (BOSCH), Turgay Yılmaz (Yılmazlar A.Ş) üstlendi. Uzun yıllar KalDer’de yönetim kurulu üyeliği, Etik Kurulu Başkanlığı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmüş olan ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 048_049_GENEL_KURUL_2.indd 60 5/28/14 2:49 PM 49 KINCI_EKO_15:Layout 1 5/14/14 6:03 PM Page 2 KalDer 2014 YILI YÖNETİM KURULU ÜYE LİSTESİ A.HAMDİ DOĞAN YÖNETİM KURULU BAŞKANI Baykal Teknoloji LTD.ŞTİ. Ortak ve Genel Müdürü YILMAZ BAYRAKTAR YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI Koç Holding / Tüpraş Genel Müdür Yardımcısı DR. HASAN KUŞ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI Acıbadem Üniversitesi Genel Sekreteri / Acıbadem Sağlık Grubu CEO Danışmanı M.EMİN DİREKÇİ YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYE Partner Çelik Genel Müdürü / Inonova Mühendislik Genel Müdürü ATA SELÇUK Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü BİLAL ASLAN İGDAŞ Genel Müdürü ERDAL ELBAY Çukurova Holding / Maysan Mando A.Ş Genel Müdürü Dr. ERHAN BAŞ Bilim İlaç San. Ve Tic. A.Ş Genel Müdürü HAKAN ÖKER Sabancı Holding / Kordsa Global A.Ş İK ve BT Başkan Yardımcısı M.FAHİR ALTAN SAAB International Ülke Direktörü STEVEN YOUNG BOSCH Türkiye Temsilcisi GÖRGÜN ÖZDEMİR Koç Holding / Otokoç Otomotiv A.Ş Genel Müdürü ORHAN ÜNAL Viko A.Ş Teknik Bölümler Direktörü FÜGEN TOKSÜ Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı OSMAN ÜNAL Ekol Lojistik A.Ş İnsan Kaynakları Genel Müdürü SAMİ BOYDAK Boydak Holding /İstikbal Mobilya A.Ş Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı PROF.DR.FUNDA SİVRİKAYA ŞERİFOĞLU Düzce Üniversitesi Rektörü SEDAT SOYBAY Mass Arıtma A.Ş Kurucu Ortak ve Yönetim Kurulu Başkanı CEM H.BEKTAŞ Servodata A.Ş Kurucu Ortak-Genel Müdürü NECİP ÖZÇER LC Waikiki Yönetim Kurulu Üyesi PINAR KALAY Vodafone Türkiye A.Ş İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı TURGAY YILMAZ Yılmazlar A.Ş Genel Müdürü KalDer’DEN HABERLER A.Hamdi Doğan, yeniden KalDer’in Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı seçildikten sonra bir açıklama yaparak şunları söyledi: “Türkiye’nin önde gelen bir sivil toplum kuruluşunun 3. dönem yönetim kurulu başkanı seçilmiş olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Kalite gönüllülerinin arasında yer almanın bir ayrıcalık olduğuna yürekten inanıyorum. KalDer bünyesinde uzun süre yönetim kurulu üyesi ve başkanı olarak hizmet verdim. Türk iş dünyasının kalite alanında kaydettiği ulusal ve uluslararası başarılara tanıklık etmiş ve katkı sağlamış biri olarak, KalDer’in bu süreç içindeki başarılarını daha ileri bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Üyelerimizin, ülkemizin beklenti ve gereksinimleri doğrultusunda kamuda, sivil toplum örgütlerinde, KOBİ’lerde çalışmalarımızı yoğunlaştırarak, Anadolu’ya açılımımızı sürdüreceğiz. Mükemellik yolculuğunun geliştirilerek yaygınlaşması, Türkiye’nin kurum ve kuruluşları ile rekabetçi ve sürdürülebilir çağdaş değerleri yakalama hedefi önemli ve öncelikli bir hedeftir. KalDer gibi nitelikli üye varlığına sahip kurumların rekabetin sağlıklı ve adil bir ortamda sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi için önemli bir görevi olduğuna inanıyorum. Bu özelliği nedeniyle iş dünyasında önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu sürecin toplumun her kesim ve katmanına yayılması ve ülke düzeyinde yaygınlaştırılması ülkemizin gelişmesi doğrultusunda gösterilen önemli ve anlamlı çalışmaların başında gelmektedir. Her bir KalDer üyesi, ister bireysel, ister kurumsal olsun bu ana doğrultuda kişisel ve kurumsal hedeflerini Türkiye’nin yaşam kalitesinin yükseltilmesine odaklamalıdır. Özetle; “iyi yönetilmek bir insanlık hakkıdır” ilkesinin peşinde olmak görevimizdir.” Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 048_049_GENEL_KURUL_2.indd 61 5/28/14 2:49 PM 50 ULUSAL KALITE HAREKETI DURAVİT’TEN 360 DERECE KALİTE Kalite faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Duravit Yapı Ürünleri AŞ., Almanya merkezli banyo ürünleri markası Duravit AG’nin dünyada 8 farklı bölgede bulunan vitrifiye üretim tesislerinden biri olarak 2001 yılında İstanbul, Tuzla’da kurulmuştur. Bu sebeple üretim faaliyetine başladığı 2001 yılından itibaren Duravit AG’nin sistematik iyileşmeye dayalı kalite anlayışı ile çalışmaya başlamıştır. Duravit Türkiye fabrikası üretime başladığı andan itibaren ISO 9001 kalite anlayışını fabrikada oluşturmaya odaklanmış ve 2002 yılında da ilk ISO 9001 kalite belgesini almıştır. Duravit Türkiye, özgün tasarım ürünlerini en yüksek kalitede pazara sunmayı hedefler ve ürün, hizmet kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalarına sürekli olarak devam etmektedir. Duravit Türkiye pazarına girdiği andan itibaren özgün tasarım ve kalite anlayışı çıtasını yukarılara taşıyarak pazara hareketlilik getirmiştir. Daha sonraki yıllarda ISO14001 çevre yönetim sistemi ve geçtiğimiz yılda ISO 50001 enerji yönetim sistemi belgesini almıştır. Şu anda OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi ve ISO 10002 müşteri memnuniyeti yönetim sistemi çalışmaları devam etmektedir. Günümüzün küresel rekabet ortamında şirketlerin ayakta kalabilmesi ve bu arenada rol alabilmesi için ürün ve hizmet kalitesinin yanı sıra yönetim sistemi kalitesine de önem vermeleri gerektiğini düşünen Duravit ile ‘kalite’yi konuştuk. Müfit ÜLKE Duravit Yapı Ürünleri A.Ş. Genel Müdürü adına maksimum fayda sağlayacak hale getirmek için başarısı kanıtlanmış EFQM Mükemmellik Modeli’ni KalDer önderliğinde şiketimizde uygulamaya karar verdik. Bu modelin şirketimize de yeni bir ivme kazandıracağını ve bakış açımızı geliştireceğine inanıyoruz. Kalite yolculuğunda geçirdiğiniz evreleri ve kaydedilen aşamaları anlatır mısınız? KalDer ile Ulusal Kalite Hareketi’ne katılmamız ile mevcut durumu ve farkındalığın tespiti için KalDer ile anket düzenledik. Bu anketin sonuçları doğrultusunda kuvvetli ve iyileşme ihtiyacı olan yönlerimizi tespit ederek temel EFQM model ve özdeğerlendirme eğitimi dışında diğer eğitim ihtiyaçlarımızı belirledik. İyileştirmeye açık alanlar için iyileştirme aksiyon planları hazırladık. Şu anda bu doğrultuda müşterile- Ulusal Kalite Hareketi’ne katılma fikri nasıl doğdu? Ulusal Kalite Hareketi öncesi 10 yıl boyunca Duravit Türkiye’de uygulamakta olduğumuz kalite çemberleri, Kaizen, öneri sistemi, süreç yönetimi, 6 Sigma, 5S, müşteri anketi, bayi anketi, çalışan anketi gibi kalite sistem araçlarını EFQM Mükemmellik Modeli altında birleştirerek bütünleşik bir yönetim sistemi oluşturmayı hedefledik. Duravit Türkiye’de uygulanmakta olan yönetim sistemlerini müşterilerimiz, çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve toplum ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 050_051_DURAVIT.indd 60 5/28/14 2:28 PM 51 ULUSAL KALITE HAREKETI rimizi, çalışanlarımızı ve tedarikçilerimizi de memnun edecek şekilde toplam kalite çalışmalarına devam edilmektedir. KalDer’in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? KalDer, kurulduğu günden itibaren hem şirketler hem de toplum adına çok önemli bir boşluğu doldurmuştur. Günümüzün küresel rekabet ortamında şirketlerin ayakta kalabilmesi ve bu arenada rol alabilmesi için sadece ürün ve hizmet kalitesi ile değil aynı zamanda yönetim sistemi kalitesine de önem vermeleri gerekmektedir. Ürün ve hizmet kalitesinin sürekli olabilmesi ancak yönetim sistemlerinin sürekliliği ile mümkündür. Bu anlamda KalDer verdiği eğitimler, seminerler, çalıştaylar, Kalite Kongresi gibi etkinliklerle hem şirketlerde hem de toplumda farkındalığın artmasını sağlamıştır. Bu anlamda Toplam Kalite anlayışı, EFQM Mükemmellik Modeli gibi uygulamaları ile önemli bir yol gösterici, yönlendirici bir organizasyondur. Bizce KalDer, Türkiye’de bütünleşik kalite anlayışını misyon edinmiş önemli bir kuruluştur. Müfit Ülke Duravit Yapı Ürünleri A.Ş Ülkemizde kalite anlayışının gelişmesi için vereceğiniz tavsiyeler var mı? Günümüzde özel sektörde kalite anlayışı farklı seviyelerde olmakla birlikte artık oluşmuştur ve her geçen gün ilgi artmaktadır. Aynı uygulamalar son yıllarda kamu sektöründe de yine KalDer‘in öncülüğünde oluşmaya başlamıştır. Bu gelişmeler toplum adına son derece sevindirici gelişmeler. Yeni nesilde bu farkındalığın daha fazla olması için lise ve üniversitelerle işbirliği yapılarak bu konulara yönelik daha yoğun eğitimler verilebilir. Sektörünüzde kalite anlayışının gelişmesi için neler yapılmalı? Sektörel bazda kalite anlayışının gelişmesi için öncelikle seramik sektörüne hizmet verecek çalışanları yetiştirecek ve bu eğitim esnasında kalite anlayışını oluşturacak yeni eğitim kurumları oluşturulmalı. Maalesef seramik üretimi yapacak mavi yaka personele yönelik eğitim kurumları çok fazla değil. Bu bilgi ve farkındalığı mevcut personeli eğitmek çok daha hızlı ve kolay bir süreç teşkil ediyor. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 050_051_DURAVIT.indd 61 5/28/14 2:28 PM 52 GÖRÜŞ KURUMSAL KAYNAK PLANLAMA SİSTEMLERİ VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Ömer Lütfü CUNBUL Elan Genel Müdürü Toplam Kalite Yönetimi’ne alt yapı oluşturan Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri (ERP) işletmede ürün kalitesinden müşteri ilişkileri yönetimine kadar tüm fonksiyonları kapsayan bir sistem. Elan Genel Müdürü ile ERP’nin Toplam Kalite anlayışı içindeki yerini konuştuk. İ şletmelerde uygulanan herhangi bir Kurumsal Kaynak Planlama sistemiyle, İngilizce baş harfleriyle ERP’yle, tanıştığınızda aklınıza Toplam Kalite Yönetimi’nin ilk uygulamaya alındığı dönemler geliyor. Üretim ile kontroller ayrı ayrı yönetimler ve farklı donanımlar olarak düşünülürdü. Nasıl birleşebilirdi ki? Fakat üretenin kalite sorumluluğunu alması ve kalite konusunda da karar vermeye başlaması, işletmelerde büyük değişiklikler yarattı. Başta daha kaliteli ürün elde edebilmek için mikro ölçekte karar alma süreçleri kısaldı. Kalite problemlerine kalıcı çözüm üretecek çalışmalar için hatanın kaynağına doğrudan inildi. Çalışan sadece üretim konusunda değil ürün kalitesi için de eğitimler aldı ve süreç içinde karar vermeye başladı. Tüm bunların sonucu olarak ürün kalitesinde ani büyük bir artış ve maliyetlerde de büyük ani düşüşler gözlendi. Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerini uygulayan ve bu sistemlerden fayda elde eden firmalara baktığımızda, aynı geçmişi tekrar yaşadığımızı düşündüren etmenler görüyo- ruz. Biz bu Déjà vu’yu yaşatan nedenleri araştırdık. Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin Toplam Kalite anlayışı içerisindeki yeri Öncelikle Kurumsal kaynak Planlama sistemleri bütünseldir. İşletmede yer alan tüm fonksiyonları kapsar. Ürün kalitesine ait fonksiyonları, müşteri ilişkileri yönetimine ait fonksiyonları vb. de içerir. Bu anlamda Kalite Yönetimi’ne altyapı oluşturur. Tüm veriler aynı havuzdadır. Bu şekilde bütünsel değerlendirmeler yapılabilmekte ve işletmedeki her fonksiyonun aynı ortak veriyi kullanması sağlanabilmektedir. Bu şekilde veri güvenliği tek elden yapılmakta, bilgi bütünlüğü, veri uyumu sağlanabilmekte ve güvenilir raporlar oluşturulabilmektedir. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri müşteri odaklıdır. Siparişin alınmasından satış sonrası hizmetlere kadar birçok yapıyı içlerinde barındırırlar. Tıpkı kalite fonksiyonlarında olduğu gibi. Bu işlemler arasında kaliteye ait bilgiler üretecek birçok nokta gizlidir. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri bunları raporlara dönüştürerek karar verme aşamalarında kaynak oluştururlar. Dünya ölçeğinde çok büyük yapılardan küçük işletmelere kadar her işletmenin yerine getirmesi gereken birçok çalışma vardır. Bunlar belirli dönemlere aittir ve zamanın- ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 052_053_ERP_gorus_2.indd 70 5/28/14 2:40 PM 53 GÖRÜŞ da tamamlanmak durumundadır. Bunlarda yaşanacak herhangi bir aksaklık işletmeyi ve dolayısıyla müşterilerini ve çalışanlarını zora sokar. Bu tip yaptırımlardan başlayarak ürün/hizmetle ilgili faaliyetlerinize kadar tüm işlemlerinizin bir çatı altında izlendiğini düşünün. Eksiksiz bir uyum ve işbirliği getirecektir. Hem zorunlu olduğunuz yaptırımları tamamlamış olacaksınız hem de gerçek zamanlı işlerinizi de aynı bütünsel yapı içinde takip edeceksiniz. Kurumsal kelimesinin anlamını tam karşılayacak şekilde. Karmaşıklık INFOR LN BY INFOR JD EDWARDS ENTERPRISEONE BY ORACLE SAP ERP BY SAP Financials 98.28 99.34 100.00 Human Resources 94.76 90.23 96.10 Manufacturing Management 99.24 97.59 97.14 Inventory Management 100.00 98.53 98.26 Purchasing Management 98.35 96.96 99.88 Quality Management 98.97 100.00 98.97 Sales Management 96.35 95.09 99.30 Product Technology 76.01 82.50 85.18 Büyük Üre)m Şirketleri için ERP Sistemleri 0.00 10.00 20.00 30.00 40.00 50.00 60.00 70.00 80.00 90.00 98.28 99.34 100.00 Financials 94.76 90.23 96.10 Human Resources Binlerce bileşene sahip ürünler, tüm dünyaya yayılmış tedarikçiler, son dakika teslimat tarihi değişikliği talep eden müşteriler ve sürekli yeniliği tetikleyen rekabetçi bir pazar... İşte bunlar üretim karmaşasını artıran koşulları yaratan başlıca nedenler. Başarılı olmak için insan, teknoloji, iş, bilgi ve kaynak ağınızı etkili ve ekonomik bir şekilde yönetmeniz gerekir. Karmaşayı ortadan kaldıramayabilirsiniz; ama güçlü bir rekabet avantajı elde etmek için bu konuda uzmanlaşabilirsiniz. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri ile bu karmaşık ağ kolay, etkili ve verimli bir şekilde kontrol altına alınabilir. İyi yapılandırılmış bir Kurumsal Kaynak Planlama sistemi siparişten nakde, tasarımdan üretime ve teslimattan ödemeye kadar en karmaşık süreçlerin yönetilmesinde yardımcı olur. Bu sistemler ile daha iyi kararlar verilir, üretim kalitesi artar ve daha fazla müşteri memnuniyeti sağlanır. Tanıdık bir ortak nokta daha. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri, işletmelerde birbirinden kopuk, ayrı ayrı maliyet unsuru olan yazılımları birbirine bütünleşik modüller halindeki tek bir yazılım altında toplama olanağı sunar. Ayrı programlar kullanmak yerine bütünsel bir yapı oluşturulur ve toplamda çok daha ucuz çözümler elde edilir. Bu şekliyle, sadece bir bilgisayar yazılımı değil, şirketler için doğru bilgiye ulaşmada, doğru verilere dayalı doğru adımlar atmada hız kazandıran çözümler bütünüdür. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleriyle şirketlere de yapılandırılabilirler. Bu onların modüler yapısının verdiği bir esnekliktir. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri doğru verilerle doğru kararlar almada şirketlere kazandırdığı hızla verimliliği önemli ölçüde artırmaktadır. Hem tüm karar alma verilerinin bir yapı içinde olması hem de işletmenin tüm faaliyetlerini yerinde ve zamanında yapmalarını sağlaması açısından işletmeler için büyük kazançlar sağlar. Ürünlerin fiyatını doğru bir şekilde tahmin etmek için yüzlerce maliyeti takip etmek gerekir. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri tüm bu maliyetleri takip etme işini kolaylaştırır ve tüm değişkenlerin eş zamanlı olarak görülmesini sağlar. Böylece üretim kararları daha hızlı verilebilir ve yeni gereksinimlere göre düzenlemeler daha hızlı yapılabilir. Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin teknolojisi, beklenmedik olayların neden olduğu risklerin en aza indirilmesinde yardımcı olur. Konu ister reddedilen bir malzeme teslimatı, ister bir üretim açığı, ister müşteri sipariş detaylarında bir değişiklik olsun, sistem mobil aygıt aracılığıyla anında doğru insanları bilgilendirir. 100.00 99.24 97.59 97.14 Manufacturing Management 100.00 98.53 98.26 Inventory Management 98.35 96.96 99.88 Purchasing Management 98.97 100.00 98.97 Quality Management 96.35 95.09 99.30 Sales Management 76.01 82.50 85.18 Product Technology Infor LN by Infor JD Edwards EnterpriseOne by Oracle SAP ERP by SAP tüm kaynakların detaylı, şirket genelinde bir görünümü elde edilir. Birden çok depoda stoklama ve birden çok sahada üretim yapılıyorsa, en iyi kararları vermek için operasyonun bir bütün olarak görülmesi gerekir. Baştan sona tedarik planlarının tam kontrolüyle, talebi karşılamak için nerede ve ne zaman doğru ürün üretileceği bilinir. Kurum, birim veya fabrika seviyesinde stoku paylaştırabilir, kapasiteyi artırabilir ve değişen koşullara yanıt vermek için tedarik kaynaklarını yönlendirebilirsiniz. Artılar Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri satın alma, üretim, depo yönetimi, satış, müşteri ilişkileri, finans, muhasebe, proje vb. modülleri ile bir şirketin bünyesinde olabilecek bütün birimleri kapsar. Büyük organizasyonlara, uluslararası şirketlere cevap verecek şekilde olan Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri, işletmelerin ister proje bazlı ister üretim bazlı olsun tüm fonksiyonlarını kapsar. Bu sistemler orta ve küçük ölçekli Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin ihtiyaç duyulan fonksiyonları karşılama düzeyi. Yukarıda bağımsız danışmanlık kurumları tarafından yapılan bir araştırma içinde yer alan, dünyanın üç büyük Kurumsal Kaynak Planlama sisteminin işletmelerin hangi fonksiyonlarını ne oranda kapsadığını/ karşıladığını gösteren grafik yer almaktadır. Sanırım söze gerek kalmıyor. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 052_053_ERP_gorus_2.indd 71 5/28/14 2:40 PM 54 KalDer’DEN HABERLER BÜYÜKŞEHİR KALİTE YOLUNDA İLK ADIMI ATTI Mersin Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kurumları ile KalDer Türkiye Kalite Derneği arasında “İyi Niyet Bildirgesi” imzalanarak, Büyükşehir’de kalite ve kurumsallaşma yolunda ilk adım atıldı. K KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ongre Merkezi’nde düzenlenen imza törenine, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, MESKİ Genel Müdürü İlhan Şayan, ilçe belediye başkanları, büyükşehir belediye meclis üyeleri, daire başkanları ve müdürleri, sivil toplum kuruluşları ve oda temsilcileri ile belediye personeli katıldı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz törenin açılışında yaptığı konuşmada, büyükşehir belediyesi ile bağlı kurumlarında EFQM Mükemmellik Modeli uygulamasına geçilerek, Mersin halkına daha kaliteli, etkin, verimli, hızlı ve yerinde hizmet sunmayı amaçladıklarını vurguladı. Ulusal Kalite Hareketi’ne katılıp Türkiye Kalite Derneği ile ‘İyi Niyet Bildirgesi’ imzalayarak, kalite ve kurumsallaşma yolunda ilk adımı attıklarını kaydeden Başkan Kocamaz, “Kurumların, kurumsallaşmayı başarabilmesi ve bunu yaparken halkın refah ve huzurunu daima ön planda tutarak, kaliteden ödün vermemesi çok önemlidir.” dedi. Başkan Kocamaz, 2002 yılında Tarsus’ta başlattıkları bu sürecin sonunda Türkiye Mükemmellik Büyük Ödülü’ne layık görüldüklerini hatırlatarak, “Çalıştık ve kazan- ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 054_055_kalder_HABER_2.indd 72 5/28/14 2:41 PM 55 KalDer’DEN HABERLER Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan arasında “İyi Niyet Bildirgesi” imzalandı ve plaket töreni gerçekleşti. dık. Burada önemli olan ödül değil. Ödül almanın sembolik bir değeri var, ama hizmet ettiğiniz kurumun kurumsallaşması çok daha önemlidir. Kurumda hizmet kalitesinin kişilere değil, kurumun geleceğine bağlı olması, o kurum ve hizmet alan insanlar için her şeyden daha önemlidir. Kişiler bugün var, yarın yok; ama kurumlar ebediyete kadar yaşayacaklar.” diye konuştu. Mükemmelliğin sınırı olmadığını belirten Başkan Kocamaz, kaliteyi her geçen gün hem hizmette, hem yönetimde, hem de saygı ve sevgi çerçevesinde, insanların dayanışmasını sağlayarak başaracaklarına inandıklarını ifade etti. Başkan Kocamaz ayrıca, ‘EFQM Mükemmellik Modeli Uygulaması Modeli’ çalışmasıyla, kamuda verimliliği ve kalite hareketinin yapılabilirliğini ortaya koyarak, Türkiye’de öncü ve örnek kurumlardan birisi olacaklarını vurguladı. Daha sonra söz alan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, Başkan Kocamaz’ın 2013 yılında Türkiye Mükemmellik Ödülü’nü aldığını hatırlatarak, “Başkan Kocamaz’ın böyle bir başarıyı kucaklaması, ancak ve ancak iyi bir ekiple hareket etmesi sonucu oluştu. Bu bir gönüllülük, vatanseverlik, bu bir kaynakları koruma işi. Buna zaman ayırmalısınız, vakit harcamalısınız. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, kısa zaman içinde vizyonuyla Türkiye’nin öncü kurumlarından biri olacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan arasında “İyi Niyet Bildirgesi” imzalandı ve plaket töreni gerçekleşti. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 054_055_kalder_HABER_2.indd 73 5/28/14 2:41 PM 56 KalDer’DEN HABERLER Üniversite Rektörlüğü tarafından Türk Standartları Enstitüsü ve Türkiye Kalite Derneği - KalDer’in işbirliğiyle Kalite Günleri etkinliği düzenlendi. 9 Mayıs 2014 Cuma günü Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde yapılan etkinlikte, iş dünyasının önde gelen üst düzey yöneticileri deneyimlerini ve yönetim modelleri, toplam kalite yönetimi, mükemmellik modeli, sistem yaklaşımı konularını iyi uygulama örnekleriyle paylaştı. Kalite günleri ile MÜKEMMELLIK YOLUNDA B KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan aşta Rektör Prof. Dr. Suha Aydın, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, KalDer YK Başkanı Hamdi Doğan olmak üzere rektör yardımcısı Prof. Dr. Gürol Emekdaş, bazı dekan ve müdürler, Türk Standartları Enstitüsü ve KalDer’in temsilcileri ile üniversite öğretim elemanları ve idari personelinin katılımıyla gerçekleşen Kalite Günleri, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı, ardından Akademik Oda Orkestrası tarafından kısa bir müzik dinletisi sunuldu. Şef Münif Akalın yönetimindeki orkestranın seslendirdiği Piazzola’nın Oblivion ve Nevit Kodallı’nın Telli Tur- na adlı eserleri dinleyenlerin beğenisini topladı. Dinletinin ardından açılış konuşmaları yapıldı. Yaptığı konuşmada, etkinliğin katılımcıları arasında kalite konusunda yetkin isimlerin olduğuna işaret eden Rektör Prof. Dr. Suha Aydın, kendisini bu konuda yetkin görmediğini ancak kalitenin gerekliliğini ve önemini çok iyi bildiğini söyledi. Prof. Dr. Aydın, 2000’li yılların başlarında Tıp Fakültesi’nde yürütülmeye başlanan ve 2014 yılına kadar durmaksızın devam eden üniversitedeki kalite çalışmalarının farklı birim ve alanlarda önemli başarılarla taçlandırıldığını dile getirdi. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 056_058_KALITE_GUNLERI.indd 60 5/28/14 2:44 PM 57 KalDer’DEN HABERLER Kalite çalışmalarında sürekliliğinin sağlanmasına özen gösterdiklerini belirten Prof. Dr. Aydın, TSE Kalite belgelerinin yanı sıra ACTS ve DE etiketleri, MÜDEK, UTEAK ve TURKAK’tan alınan akreditasyon belgeleri ve son olarak EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 4 Yıldız belgesinin kendileri için gurur verici olduğunu kaydetti. Hedefin Türkiye Mükemmellik Büyük Ödülü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aydın şu ifadeleri kullandı: “Bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Mükemmellik Ödülü, ne kadar başarılı olduğumuzu gösteren önemli bir gösterge. Biz artık bu yoldayız. Geri dönme şansımız yok. Ödülü almak yeterli değil. O ödüldeki düzeyimizi muhafaza etmemiz gerekiyor.” Prof. Dr. Aydın, etkinliğin gerçekleşmesinde ve kalite çalışmalarının sürdürülmesinde kendilerine destek veren herkese teşekkür ederek sözlerini tamamladı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut da, son yıllarda kalite standartlarının belirlenmesi ve ölçümü konularında çalışma yapan resmi kurum ve derneklerin büyük aşamalar kaydettiğini belirtti ve bu kurum ve derneklerin gelişmiş dünyaya entegre olarak dünya çapında prestijli bir hale geldiklerini söyledi. Kalitenin bir katma değer haline geldiğinin ve rekabetin tetikçisi olduğunun altını çizen Aşut, son 30 yılda küreselleşme, Ar-Ge, patent, inovasyon gibi konularda mesafe alındığını, ancak tüm bunların tam anlamıyla bir değere dönüşmesinin şartının kalite olduğunu aktardı. Kaliteli eğitim, kaliteli işletme kavramlarına dikkat çeken Aşut, bulunduğu yere katkı sunmayan bir kurumun değerinden bahsedilemeyeceğini kaydetti. Buna örnek olarak üniversiteyi gösteren, Mersin Üniversitesi olmasaydı Mersin’in ekonomik, sosyal, kültürel ve bilgi anlamında çok gerilerde olacağını belirten Aşut, “MTSO, OSB, Mersin Limanı veya Teknopark olmasaydı bu sektörler ne olurdu? Ne mutlu ki, kurumlarımız ve insan kaynaklarımız kente değer katmaktadır. Değerli olmak yetmez. Bu değeri kaliteyle sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Türkiye ve Mersin dünya ekonomisinde bir kırılma noktasındadır. Ya bir sıçrama yaparak gelişmiş ekonomiler arasına gireceğiz ya da o sıçramayı geciktirerek gelişmekte olan etiketini taşımaya devam edeceğiz. Bu sıçramayı sağlayacak şey kalitedir” dedi. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ise, Mersin Üniversitesi ve Tarsus Belediye’sinin farklı zamanlarda KalDer ile birlikte Mükemmellik Ödülü için kalite çalışmaları yürüttüğünü belirterek yerel idare, üniversite ve sanayi-iş dünyası işbirliği içerisinde Mersin’i kaliteli ve marka şehir haline getirmek için çaba gösterdiklerini ifade etti. Dünyadaki küresel rekabet süreçleri ve sonuçlarıyla ilgili bir sunum yapan Doğan, şunları söyledi: “Kalite gibi kalkınma da bütünseldir. Kalkınma, ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine özel sektörde olduğu kadar kamuda, yerel idarelerde ve sivil toplum kuruluşlarında gerçekleşirse dengeli, sürdürülebilir bir başarı ve kalkınmadan söz edebiliriz. Küresel süreçler herkesi etkiliyor. Rekabet artık yöresel, ulusal boyutta değil, küresel boyutta ele alınması gereken bir kavram oldu. SüNisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 056_058_KALITE_GUNLERI.indd 61 5/28/14 2:44 PM 58 KalDer’DEN HABERLER rekli iyileştirme anlayışı ile mükemmelliği yakalamak zorundayız. KalDer bu farkındalığı yaratmak için 23 yıldır Mükemmellik Modelini yaygınlaştırmaya çalışıyor. Ancak artık farkındalık zamanı geçti, artık fark yaratmak zamanıdır” dedi. Model uygulamalarıyla başarılı olan kuruluşlarda yapılan araştırmaya göre; bu kuruluşların gerek ciro gerek müşteri sayısı gerekse müşteri memnuniyetinin yanı sıra hisse değerlerindeki artış, satış ve karlılıkta diğer kuruluşlara göre daha başarılı olduğuna dikkat çeken Doğan, “Var olabilmek için, sürdürülebilir başarı için herkesi mükemmellik modelini uygulamaya davet ediyoruz. Bu model Avrupa’da 20 ülkede 35 bin işletme tarafından kullanılıyor. Toplam Kalite ise mükemmellik yolculuğuna çıkın, kendinizi daha mutlu hissedeceksiniz” dedi. Rektör Yardımcısı ve üniversite Kalite Sistemleri Yönetim Temsilcisi Prof. Dr. Gürol Prof. Dr. Gürol Emekdaş Rektör Yardımcısı Rektör Prof. Dr. Süha Aydın Emekdaş da, dünya üzerinde 21 bin 250 üniversitede 100 milyon civarında yüksek öğrenim öğrencisi olduğunu söyleyerek artık ülkelerin bu kişileri etkilemeyi hedeflediklerine dikkat çekti. Eğitimle ilgili büyük bir rekabet ortamı yaşandığını, bu nedenle yeni modeller geliştirildiğini ve kalite sistemlerinin oluşturulduğunu ifade eden Prof. Dr. Emekdaş, kalite sistemlerinin geliştirilmesinde temel olan unsurlardan söz etti. Mersin Üniversitesi’ndeki kalite çalışmaları ve bu alanda sağlanan başarılarla ilgili kısa bilgiler aktaran Prof. Dr. Emekdaş, yapılan çalışmalar ve alınan sonuçların çalışanların işbirliğiyle gerçekleştiğine vurgu yaptı. Konuşmaların ardından KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan tarafından Rektör Prof. Dr. Suha Aydın’a bir plaket takdim edildi. Etkinlik programı TSE Baş Tetkikçisi Hidayet Şahin’in başkanlığını yaptığı bir oturumla devam etti. Oturumun konuşmacıları; “TSE, Yönetim Sistemleri ve Yeni Trendler” konulu sunumuyla TSE Planlama ve Koordinasyon Müdürü Mesut Duru ve “EFQM Mükemmellik Modeli” başlıklı sunumuyla KalDer Genel Sekreteri Akın Alıkçıoğlu oldu. Daha sonra yapılan ikinci otumun moderatörlüğünü ise MTSO Başkanı Şerafettin Aşut yaptı. Yapılan oturumda TSE Baştetkikçisi Hidayet Şahin “Kurum Kültürü Oluşumunda Kalite” konulu bir sunum yaparken, Sakarya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman “Yükseköğretimde Kalite Uygulamaları”, TEMSA Ar-Ge Müdürü Mustafa Gürcan “Sanayide Kalite Uygulamaları / Temsa Örneği” ve Trakya Cam Sanayi Mersin Fabrikası Kalite Güvence Şefi Murat Gürbüz “Sanayide Kalite Uygulamaları / Trakya Cam Sanayi Mersin Fabrikası Örneği” başlıklı birer sunum yaptılar. Şerafettin Aşut MTSO Başkanı ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 056_058_KALITE_GUNLERI.indd 62 5/28/14 2:44 PM 59 KalDer’DEN HABERLER Kurumsal Mükemmellik Yolunda Deneyimler Paylaşıldı KalDer ve Kayseri Sanayi Odası’nın düzenlediği Kayseri Deneyim Paylaşım Konferansı, iş dünyasının önde gelen üst düzey yöneticileri deneyimlerini Yönetim Modelleri, Toplam Kalite Yönetimi, Mükemmellik Modeli, Sistem Yaklaşımı konularını iyi uygulama örnekleriyle paylaştılar. K alDer ve Kayseri Sanayi Odası tarafından düzenlenen Kayseri Deneyim Paylaşım Konferansı, 23 Mayıs 2014 Cuma günü, Kayseri Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Aynı zamanda KalDer Kayseri Temsilciliği’nin Açılış Töreni’nin gerçekleştiği konferansın Açılış Konuşmalarını Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan yaptı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak kurumsal itibarı üst düzeyde olan KalDer’in, Türkiye’nin önemli kuruluşlarından bir tanesi olduğunu ve iş dünyasına yön verdiğini söyledi. KalDer ile çalışan firmaların hep kazandığını belirten Boydak, “KalDer’le iletişim içerisinde olanların büyük kârda olduğunu düşünüyorum. Sayın Hamdi Doğan’ın da kurumsal manada KalDer’e çok şey kattığını biliyoruz. Odamızda KalDer temsilciliği açılması gündeme gelince memnuniyetle destek verdik. Burada her şeyimizle hazırız dedik. Üyelerimize katkı sağlayacak her faaliyet bizim için çok önemli. Tüm imkânlarımızı karşılıklı seferber ilan etmiş durumdayız. Bildiğim kadarı ile de güzel bir ortam yakalandı ve faaliyetler aralıksız sürüyor” dedi. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan şunları söyledi: “Kalite gibi Kalkınma’ da bütünseldir. Ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine özel sektörde olduğu kadar, kamuda, yerel idarelerde, sivil toplum kuruluşlarında gerçekleşirse dengeli, sürdürülebilir bir başarı ve kalkınmadan söz edebiliriz. Sürekli iyileştirme anlayışı ile mükemmelliği yakalamak zorundayız. KalDer bu farkındalığı yaratmak için 23 yıldır Mükemmellik Modelini yaygınlaştırmaya çalışıyor. Ancak artık farkındalık zamanı geçti, artık fark yaratmak zamanıdır.” dedi. Doğan şöyle devam etti: “Model uygulamaları ile başarılı olan kuruluşlarda yapılan araştırmaya göre gerek ciro, gerek müşteri sayısı, gerek Müşteri Memnuniyeti hisse değerlerindeki artış, satışlarda ve karlılıkta diğer kuruluşlara göre daha başarılı oluyor. Var olabilmek için, sürdürülebilir başarı için modeli uygulamaya davet ediyoruz. Bu model Avrupa’da 20 ülkede 35.000 işletme tarafından kullanılıyor.” dedi. Doğan ayrıca “Aşmamız gereken bir nokta var. Bu da inovasyon da yatıyor. Bizler ülkenin yaşam kalitesine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bugün hepimizin kullandığı cep telefonları olmadan önce Finlandiya’nın milli geliri fert başına 10 bin dolar, işsizlik oranı yüzde 20 idi. Telefonları piyasaya sürdükten sonra ise milli gelirleri 20 bin doların üstüne çıktı, işsizlik de sıfıra indi. İnovasyonun ekonomik gelişmeye en güzel örneği budur.” diye konuştu. Konuşmalardan sonra Kayseri Vali Yardımcısı Erdoğan Aygenç’in de katılımı ile KalDer Kayseri Temsilciliği’nin açılış kurdelesi kesildi.Ulusal Kalite Hareketi Üyeliği İmza Töreninin yapıldığı konferansta Başyazıcıoğlu Tekstil, Kilim Mobilya, Muka Metal ve Tuğra Makine Ulusal Kalite Hareketi sürecine katıldılar. Aynı zamanda KalDer’in yeni kurumsal üyesi Kumtel A.Ş. ve bireysel üyeler Hüseyin Selim ve Fatıma Eyici’ye üyelik sertifikaları sunuldu. Açılış oturumunun konuşmcısı Toyota Türkiye Genel Müdürü ve CEO’su Orhan Özer, Toyota Tarzı Üretim ve Yönetim Anlayışı başlıklı sunumunu paylaştı. Özer, bazen kendi çalışanları ile dahi 15 dakika görüşebilmesinin zor olduğunu ancak Anadolu’nun pek çok coğrafyasında bu tür etkniliklere ayda 1 gün mutlaka zaman ayırdığını; deneyimlerin paylaşılmasının ülkeye hizmet olarak gördüğünü söyledi. Oturum başkanlığını KalDer Genel Sekreteri Akın Alıkçıoğlu’nun yaptığı ikinci oturumda VİKO Teknik Bölümler Direktörü Orhan Ünal, TPM Danışmanı Türker Bozunoğulları, Koç Holding / Tüpraş, Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Bayraktar konferansta deneyimlerini aktardılar. Nisan - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 059_sube_kayseri.indd 75 5/28/14 2:48 PM 60 ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA KAYNAK BAZLI STRATEJİK MODEL KalDer ANKARA STRATEJIK YÖNETIM UZMANLIK GRUBU Bu yazımızda kaynak bazlı stratejilere analitik bir yaklaşım sergileyip bu yaklaşımın özünü ve arkasındaki düşünceyi açıklayacağız. Kaynak bazlı stratejiler de çevre bazlı stratejiler gibi rekabet avantajının nasıl sağlayacağını gösteren bir stratejik yönetim modelidir. ŞEKIL 1. Rekabet avantajı elde etme modeli Kaynak bazlı stratejik model batı da, hem akademik hem de iş yönetiminde çok kullanılmakla beraber henüz ülkemizde yeterince anlaşılamamış veya özüne inilememiştir. Yapılandırılmış olarak ilk defa Hamel&Prahalad tarafından oluşturulmuş daha sonra sistem haline getirilmesi ve bir model olarak uygulanması Barney tarafından gerçekleştirilmiştir. Modelin geçerliliği üzerine hala çalışmalar devam etmektedir. Kaynak bazlı stratejilerin temeli, rekabet avantajının kaynağı olan firma tarafından kontrol edilen kaynak ve yeteneklerden oluşmaktadır. Stratejiyi firmanın sahip olduğu kaynak ve yeteneklerin bir fonksiyonu olarak gören bu yaklaşım, iki temel varsayıma dayanmaktadır. İlki, firmalar aynı sektörde faaliyet gösterseler bile farklı kaynaklara sahiptir. Buna “kaynakların farklılığı varsayımı” diyoruz. İkincisi bu kaynakların bir kısmı uzun sürelidir, elde edilmesi zor ve pahalıdır. Buna da “kaynakların durağanlığı veya hareketsizliği varsayımı” diyoruz. Kaynaklar mobil ve hareketli olduğu sürece rekabet avantajı geçici olmaktadır. Bir kaynağın veya yeteneğin kopyalanabilir olması kaynağın hareketliliğine örnek olarak verilebilir. Vizyon ve misyon tanımları, zaman içinde daha az değişken olduğu için, marka vs gibi olgularken, yetenekler; takım çalışması, pazarlama becerisi, uzmanlıklar, rutin işleri yapma şekli, aynı zihniyette bir ekibin varlığı, öğrenme, sorumluluk, müşteri ile bağlantı yoğunluğu gibi güçlerden oluşabilir. Pazardaki değişimleri önceden öngörebilmek ve kaynaklarını ona göre değiştirebilmek veya mevcut şartlarda oluşan değişikliğe hemen ayak uydurarak rekabet avantajı elde etmek de firma yetenekleri arasında görülmelidir. Firmadaki tüm kaynak ve yetenekler stratejik değildir. Stratejik olabilmesi için kaynakların üretken olması ve firmaya yön verebilmesi gerekir. Firmanın yetenekleri aslında kaynakları ile neler yapabildiği ile ilişkilidir. Kaynakların ve yeteneklerin firmaya dönüşü ise yaratmış olduğu rekabet avantajına ve karlılığa bağlıdır. firmanın temel stratejilerini oluşturmada çok sağlıklı bir yapı sunmazlar. Oysa kaynak bazlı modelde sürekli değişen şart ve koşullarda firmanın sahip olduğu kaynak ve yeteneklerle strateji oluşturmak ve bunu dış koşullardaki fırsat ve tehditlere uyarlamak firmaya daha güvenilir bir yol sunar. Modelin bu özelliği uzun vadede bir yandan firmanın kaynak ve yetenekleri ile firmanın strateji kaynağını oluşturmakta ve firmaya geleceği konusunda yön vermekte, diğer yandan da bu firmanın kar kaynaklarını veya kar merkezlerini oluşturulmasına olanak vermektedir. Firmanın sahip olduğu kaynak ve yetenekler zamanla iç içe geçebilir ve biri diğerine ŞEKIL 2. Kaynakların özellikleri ve katalizör görevi sunmuş oldukları rekabet avantajları sağlayabilir. Kaynak ve yetenekler bir gibi gözükse Sürdürülebilir bir rekabet avantajı ancak de, aralarında temel farlılıklar kaynakların ender, kopyalanamaz, bulunmaktadır. Kaynaklar daha çok girdi değerli ve en azından belli bir sürekapsamındayken yetenekler, bir amacı bir firma tarafından bu kaynağın tam aktiviteyi yapabilme kapasitesinden oluşur. olarak işletilmesi veya maksimize Kaynaklar daha çok fiziksel bina, ürünler, edilmesi durumunda yaratılmış olur. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 060_061_sube_ankara_2.indd 74 5/28/14 2:56 PM 61 ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA Rekabet paritesi ise sadece pazarda var olabilmek için gerekli kaynaklardan oluşmakla birlikte, kaynakların da kopyalanabilir özelliği bulunmasıdır. Burada kaynakların kopyalanması çok ciddi bir maliyet oluşturmadığı için firma sadece geçici bir süre rekabet avantajı yakalamakta ve rakip firmalar kopyalama veya eşdeğer ürünü yaptıktan sonra rekabet avantajı kaybolmaktadır. Kaynak ve yeteneklerin sadece değerli olması ise firmaya herhangi bir avantaj getirmemektedir. Kaynak ve yeteneklerin gelecekteki değeri girişimci veya firma tarafından farklı algılanması sebep olabilir. ŞEKIL 3. Kaynak Bazlı Farklı beklentiler, farklı Strateji Model Döngüsü stratejilerin oluşmasına veya farklı kaynakların geliştirilmesine yol açabilir. Burada kazanan veya rekabet avantajını elde edecek firma, gelecekteki kaynakları en doğru biçimde tahmin edebilen olacaktır. Dolayısı ile sadece firmanın kaynak ve yeteneklerini yönetmek ve gerçekleştirmek için değil aynı zamanda pazardaki belirsizlik ve gelecekteki beklentiler arasındaki farkın da dikkate alınıp stratejinin saptanması gerekmektedir. Firmanın kaynak ve yeteneklerini ortaya çıkarmak genellikle zordur ve zaman alır. Öncelikle firma, kaynak ve yetenekler listesini çıkarmalı ve bunlardan hangilerinin rekabet avantajı sağlayacağını sınıflandırması gerekmektedir. Kaynaklardan hangisi veya hangilerinin firmaya özgü olduğunun belirlenmesi için de bulunan kaynak ve yetenekler kıyaslama ve karşılaştırma yapılarak firmaya özgü yetenek portföyü oluşturulmalıdır. ANA KAYNAKLAR • Andrews Kenneth: The Concept of Corporate Strategy, 1987 • C. Chrystensen: The Innovator’s Dilemma, 1997 • Chandler Alfred: Strategy and Structure, 1962 • Chris Zook: Profit from The Core , 2001 • David Collis: Corporate Strategy, Resources based Approach, 1998 • Hamel and Prahalad: Competing for The Future, 1994 • Henry Mintzberg: Rise and Fall of Temel olarak kaynak ve yetenekler; kişisel yetenekler, fiziksel yetenekler, organizasyonel yetenekler ve finansal yetenekler olarak ayrılabilir. Bunun yanında fonksiyonel bazda pazarlama, üretim ve ar-ge yetenekleri gibi ayırım yapmak da mümkündür. Her seviyede yetenek analizi yapılabilir ve en alttan başlamak üzere kişisel yetenekler, amaca/ projeye veya bir aktiveye yönelik yetenekler, fonksiyonel yetenekler ve çapraz fonksiyonel yetenekler olarak da ayrılıp bir kaynak hiyerarşisi kurulabilir. Burada kritik olan hangi kaynak ve yeteneklerin firmaya üstün performans sergileyebilmesi için rekabet avantajı verdiğidir. Burada önemli olan firmanın zayıf yeteneklerini bulup güçlendirmesinden çok, firmanın ana stratejisini gerçekleştirebilecek kaynak ve yeteneklerin bulunup geliştirilmesidir. Hangi kaynak ve yetenekler firmanın geleceğini etkileyecektir? Özellikle KOBİ seviyesinde inovasyon, üretim ve pazarlama konusunda kaynak ve yetenekler ortaya konmalı ve geleceği etkileyen veya etkileyecek olanlar meydana çıkartılmalı ve geliştirilmelidir. Kaynak Bazlı perspektifte; kaynak ve yeteneklerin geliştirilmesi ve yaratılması için gerekli yatırımlar ile talep tarafından bu kaynak ve yeteneklerin nasıl değerlendirildiği modelin eleştirilen yanıdır. Firmanın kendi stratejini oluşturması, firmanın iç kaynaklarına bağlı olmakla birlikte, yapabilirlikleri, pazarın beklentileri ve rakiplerin sundukları da önemli kriterlerdir. Bu da gelecek yazımızda ele alacağımız konuyu oluşturmaktadır. KalDer – Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Ali Buluş / KalDer Ankara Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Başkanı Yasemen Çalışkan Tokgöz / Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Üyesi Semra Özcan / Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Üyesi Murat Şahin / Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Üyesi Strategic Planning, 1994 • Igor Ansoff: Corporate Strategy, 1965 • J. B. Barney: Resources and Sustained Competitive Advantage, 1994 • Kim Chan & R. Mauborgne: Blue Ocean Strategy; Value Innovation, 2005 • Levitt Theodore: Marketing Myopia “Trenyolu işi değil de transport işi”, 1960 • Michael Porter: Competitive Advantage, 1985 • Michael Porter: Competitive Strategy, 1980 • Ohmae Kenichi: The Mind of Strategist- Invisible Continent, 1982 • Prahalad & Hamel: Competing for The Future, 1984 • R.M. Grant: The Resources Based Theory of Competitive Advantage, 1991 • Tom Peters: In Search of Excellence, 1982 Ek kaynaklar için okuyucular [email protected] adresinden faydalanılan tüm kaynaklara erişebilirler. Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 060_061_sube_ankara_2.indd 75 5/28/14 2:56 PM 62 ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA 12. KALITE VE BAŞARI SEMPOZYUMU “YOLCULUK NEREYE” TEMASIYLA BURSA’DA DÜZENLENDI B ursa’da her yıl değişik bir ana tema çerçevesinde geniş bir bilgi ve düşünce paylaşım platformu oluşturmak amacıyla düzenlenen Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun 12. si, 18-19 Nisan 2014 tarihlerinde “Yolculuk Nereye?” teması ile KalDer Bursa Şubesi ve BUSİAD işbirliğinde, T.C. Bursa Valiliği, Uludağ Üniversitesi, Uludağ İhracatçı Birlikleri ve Aiesec Bursa Şubesi destekleriyle düzenlendi. 1 ana oturum, 7 alt oturum, yaşam kalitesi oturumu, Bursa Kalite Ödül Töreni, 12. Kalite ve Başarı Fuarı, “Saklamıyorum, Paylaşıyorum” Kumbarası, Karikatür Sergisi, Carnaval Turco performans gösterisi, sempozyum hatırası fotoğraf çekimi, imza saatleri gibi pek çok etkinlik programda yer aldı. Sempozyumun açılışında KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Elbay, BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek ve Bursa Vali Yardımcısı Vedat Müftüoğlu yer aldı. Sempozyum 18 Nisan 2014 Cuma günü açılış konuşmalarının ardından ana oturum ile başladı. Açılış oturumunda Cnn Türk Ekonomi Müdürü Emin Çapa, Dünya Odalar Birliği Onursal Başkanı Rona Yırcalı ve Bankacı Akın Öngör yer aldı. Akın Öngör oturum sonrası kitabını imzaladı. “Üretimde Sürdürülebilir Başarı” Oturumunda OSD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, Tofaş Ceo’su Kamil Başaran ve Taysad Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu yer aldı. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 062_063_sube_bursa_2.indd 76 5/28/14 2:58 PM 63 ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA “Çalışanlarla Başarmak” Oturumunda Bursagaz Genel Müdürü Ahmet Hakan Tola, Lc Waikiki Yönetim Kurulu Üyesi Necip Özçer ve Boğaziçi Caz Korosu Şefi Masis Aram Gözbek yer aldı. Masis Aram Gözbek oturum sonrası Boğaziçi Caz Korosu’nun cd’lerini imzaladı. “Yenileşim ve Fırsatlar” Oturumunda Acıbadem Üniversitesi Genel Sekreteri, KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Kuş, Vestel Ar-Ge Yöneticisi Metin Nil ve Uzman Tv Kurucusu Ersan Özer yer aldı. Oturum sonrasında “Saklamıyorum, Paylaşıyorum” kumbarasına ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek kitap ve oyuncak hediye etti. “Mükemmellik Uygulamaları” Oturumunda KalDer Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Burak Erdinç, Aras Kargo Genel Müdürü Salim Güneş ve Viko Teknik Bölümler Direktörü Orhan Ünal yer aldı. “Müşteri İçin Değer Yaratmak” Oturumunda KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, Samsung Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü Hüseyin Erel ve Turkcell Müşteri Deneyimi Direktörü Meltem Şahin yer aldı. “Eğitimde Başarı” Oturumunda Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Abbas Güçlü, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip yer aldı. “Gönüllü İş’ler” Oturumunda Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Müfit Parlak, Dünyaya Nam Salan Taksici İhsan Aknur ve Lokman Hekim Sağlık Vakfı Kurucusu Dr. Ayhan Tokgöz yer aldı. Yaşam Kalitesi Oturumu: Yaşamın her alanında koşulsuz kalite arayışı… Sanat ve edebiyat dünyamızdan iki önemli isimle sempozyumun sonunda keyifli bir sohbet katılımcılarla buluştu. Sanatçı Genco Erkal ve Yazar Enver Aysever katılımcılarla bir araya geldi. Oturum sonrası Enver Aysever kitaplarını imzaladı. 2013 BURSA KALITE ÖDÜLÜ SONUÇLARI AÇIKLANDI Çağdaş kalite anlayışının yaygınlaşması, kalite çalışmalarının teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi amacıyla 1998 yılından bu yana KalDer Bursa Şubesi ve BUSİAD işbirliğinde yürütülen Bursa Kalite Ödülü’nde 2013 yılı süreci tamamlandı. Açıklanan sonuçlara göre; Yaklaşık 4 yıl aradan sonar özel kurum kategorisinde; Ficosa Otomotiv 2013 Bursa Kalite Büyük Ödülü’nü almaya hak kazandı. Geçen yılda aynı sürece başvurup Başarı Ödülü alan Gemlik Kız Teknik ve Meslek Lisesi, iyileştirmelerini yaparak sürece tekrar başvurdu ve 2013 Bursa Kalite Büyük Ödülü’nün sahibi oldu. U.Ü Gemlik Asım Kocabıyık Meslek Yüksek Okulu 2013 Bursa Kalite Başarı Ödülü almaya hak kazandı. OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 2013 Eğitimde Kalite Jüri Teşvik Ödülü almaya hak kazandı. Nİsan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 062_063_sube_bursa_2.indd 77 5/28/14 2:58 PM 64 ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR KalDer Üye Firmaları Kıyaslama Ziyareti Gerçekleştirdi T ürkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi üye kuruluşları arasında yer alan ve Ege Bölgesi Mükemmellik Ödülü sürecinde çalışmalarına hızla devam eden DYO Boya Fabrikaları San. Ve Tic. A.Ş. ,2012 Ulusal Kalite Başarı Ödülü sahibi olan Petkim Petrokimya Holding A.Ş. ile kıyaslama çalışmasında bulundu. Daha iyi ya da en iyiyi bulma, ondan öğrenme, kendi süreçlerine uyarlama ve sürekli gözden geçirme ile gelişmeyi sağlama olarak tanımlanabilen ” kıyaslama” ; mükemmellik modelinin de en önemli unsurlarından birisidir. Petkim Petrokimya Holding A.Ş. Sistem ve Süreç Geliştirme Yöneticisi Ömer Özkan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen çalışmaya DYO Kalite Müdürü Şölen Sert, İnsan Kaynakları Müdürü Taner Yazıcı, Planlama Müdürü Bilgehan Bostan ve Pazarlama Müdürü Yasemin Gezginer katılım göstermişlerdir. Petkim’in ulusal kalite ödülü sürecindeki tecrübesini kriter bazında paylaşması ile başlayan toplantı, özellikle insan kaynakları yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi ve planlamanın yönetilmesi süreçlerinde yapılan faaliyetleri ilgili süreç sahiplerinin aktarması ile devam etti. Toplantı soru- cevaplar ile sona erdi. Ege bölgesinin lider iki firmasının katılımcıları kıyaslama çalışmasının verimli geçtiğini ve bölgede faaliyet gösteren kuruluşların işbirliklerini artarak devam etmesi temennisinde bulundular. KalDer İzmir Şubesi 2014 Yılı İlk Paylaşım Toplantısı Gerçekleştirildi Türkiye Kalite Derneği(KalDer) İzmir Şubesi 2014 yılının ilk paylaşım toplantısını 27 Mart 2014 tarihinde Yaşar Üniversitesi Konferans Salonunda 50 kişilik katılım ile gerçekleştirdi. Üniversiteler’in iyi uygulamalarının anlatıldığı ‘’Üniversiteler Arası Paylaşım’’ toplantısı etkinliğimiz de konuşmacı olarak Düzce Üniversitesi Rektör’ü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Sakarya Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Nigar Çakar ve Sakarya Üniversitei Rektör Yrd. Prof. Dr. Musa Eken katılım göstermiş olup, Üniversitelerinde yapılan iyi uygulamalarını katılımcılar ile paylaştı. ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014 064_065_sube_izmir_2.indd 78 5/28/14 2:59 PM 65 ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR KalDer İzmir Şubesi’nin 2014 ilk Teknik Gezisi Dr.Oetker firmasına gerçekleştirildi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi’nin 2014 yılı ilk teknik gezisini 14 Şubat 2014 tarihinde 20 Kişilik katılım ile DR.OETKER firmasına gerçekleştirdi. Katılımcılar firmaya giriş yaptıktan sonra Dr.Oetker Firması Genel Müdür’ü Sn.Muhsin ÇÖMDEN katılımcıları karşılayarak,firma hakkında bilgilendirmelerde bulundu. 2013 Yılında KalDer İzmir Şubesi tarafından Yılın Başarılı Ekibi Ödülünü almaya hak kazanan DR.OETKER firması bu süreç’te yaptıkları hazırlıklarını ve firma içinde yapılan çalışmalarını katılımcılar ile paylaşırken yapılan TPM Sunumu katılımcılar tarafından faydalı olmuştur. Sunumların ardından firmayı daha yakından tanıya bilmek adına katılımcılar ile birlikte Üretim Saha Ziyareti gerçekleştirilmiştir. “YAŞAMDA KALİTE” Proje & Fikir yarışması Türkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan YAŞAMDA KALİTE PROJE/FİKİR Yarışmasının başvuru süreci başlamış bulunmaktadır. İzmir İli Ortaokul ve Lise öğrencilerinin katıldığı yarışmayla, çocuk ve gençlerimiz yaşamda kaliteyi arttırmaya yönelik proje ve fikirler oluşturarak, yaratıcılıklarını kullanacak ve yenilikçi yarınlar için yüreklendirileceklerdir. Katılımcılar Çevre,Sağlık,Kentsel Yaşam Alanları,Tasarım ve Teknoloji ile ilgili proje ve fikirleri ile www.yasamdakalite.net adresi üzerinden yarışmaya katılabileceklerdir. Düzenleyen kuruluş, sponsor temsilcileri, uzmanlar ve akademisyenlerden oluşan jürinin ön elemesinin ardından, finale kalan proje/fikirler 08-09 Mayıs 2014 tarihleri arasında Yaşar Üniversitesi Fuaye alanında sergilenecektir. Başta öğrenciler olmak üzere tüm ziyaretçilere açık olan sergide, jüri tarafından son değerlendirmeler yapılacaktır. Dereceye giren öğrenciler 09 Mayıs 2014 tarihinde Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleşecek Ödül Töreninden sonra katılım belgeleri’ni 05 Haziran 2014 tarihinde gerçekleşecek olan 15. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu Yerel Kalite Ödül Töreni öncesinde sponsor kurum ve kuruluşların yöneticileri tarafından takdim edilecektir. Sponsor desteği ve gönüllü komite çabası ile yürütülen etkinliğin kendisi de, aynı zamanda İzmir adına son dönemde yapılan önemli bir sosyal sorumluluk projesi örneğidir. Etkinliği destekleyen sponsorlarımız: Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE 064_065_sube_izmir_2.indd 79 5/28/14 2:59 PM 066_SUBCON_ilanı.indd 23 5/27/14 3:33 PM P-degeri beni korkutmuyor. w w w. m i n i t a b . c o m ARKA_KAPAK_ICI.indd 23 Ý N O VA DANIÞMANLIK www.inovadanismanlik.com.tr 5/26/14 4:35 PM ARKAKAPAK_ilan.indd 22 5/26/14 4:40 PM
© Copyright 2024 Paperzz