‘’Tedaviye Dirençli Sistemik Lupus Eritematozus Hastalarında Double Filtrasyon Plamaferezin Etkinliği’’ G aziantep Üniversitesi Hematoloji Bilim Dalı, Aferez Ünitesi ve Romatoloji bilim dalı’nın ortaklaşa yürüttükleri ‘’Tedaviye Dirençli Sistemik Lupus Eritematozus Hastalarında Double Filtrasyon Plamaferezin Etkinliği’’ konulu çalışma dolayısıyla 4-7 Eylül 2014’de Kıbrısda yapılan 9.Ulusal Aferez Kongresin’de birinci isim poster bildiri ödülü kazandılar. Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr Mehmet Yılmaz ve İç hastalıkları ABD ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Ahmet Mesut Onat tedaviye yanıtsız sistemik lupus hastalarında tedavide önemli cevap aldıklarını, özellikle böbrek tutulumu olan bu grup hastalarda cevabın daha iyi olduğunu vurgualdılar. Önümüzdeki yıllarda bu tedavi yönteminin Sistemik Lupus hastaları için ek bir tedavi olarak gelişeceğini ve standart tedaviler arasına gireceğini belirttiler. Ayrıca Hematoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof Dr Mehmet Yılmaz ve Uzm Dr Erdal Gündoğan ile birlikte poster bildiri olarak sundukları ‘’Total plazma değişimi ve splenektomiye refrakter trombotik trombositopenisi olan iki hastanın Rituximab ile başarılı tedavisi’’ ve ‘’Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Teraptik Aferez Ünitesi 2010-2014 yılı deneyimi’’ çalışmalardan birinci isim poster bildiri ödülü kazandılar. GAÜN’e poster bildiri ödülü Haftalık Tıbbi Haber Derginiz GAP www.saglikilan.com saglikilan27.com [email protected] YIL : 11 SAYI : 493 22 EKİM 2014 Çarflamba Fiyatı : 3 TL GEZİ DAVASI GERGİN BAŞLADI ikleri HATAY’da Gezi Parkı eylemlerine destek verd ak’ iddiasıyla haklarında ‘görevi kötüye kullanm sı Sayfa Oda iddiasıyla ceza davası açılan Hatay Tabip yöneticisi 21 kişinin yargılaması gergin başladı. 13 ’de Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Fatih Yüksel Işıksal MEDİCAL PARK GAZİANTEP HASTANESİ AKADEMİK KADROSUNU GÜÇLENDİRİYOR ÖZEL DÜZTEPE YAŞAM HASTANESİ’NDE... Daha önce Özel Primer Hastanesinde çalışmakta olan Dr. Fatih Yüksel Işıksal, Özel Düztepe Yaşam Hastanesinde hasta kabulüne başladı. Devamı Sayfa 5’de Sayfa 6 ’da Tıbbi Onkoloji Uzmanı olarak Gaziantep Medical Park Hastanesi’nde göreve başlayan Uz. Dr. Mustafa YILDIRIM, Doçent ünvanı ve yetkisini almıştır. Kesilecek Bacak Doku Nakliyle Kurtarıldı... Koşullar ne olursa olsun bizler insanlığın sağlığı, mutluluğu ve huzuru için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Hiç bir ayrım gözetmeksizin yaralı, hasta ve sakatlara yardım etmek, acısını dindirmek ve toplumu aydınlatmak için çaba harcamaya devam edeceğiz. HATEM’de BAŞARILI Operasyon SEV Amerikan Hastanesinden Psikolog Özlem Binnaz CAM “LOHUSA DEPRESYONU” konusunda hastalarını bilgilendirdi. Ayrıntılı Haberi Sayfa 7’de Sayfa11’de GAÜN’de kanser hastalarına kişiye özgü tedavi yaklaşımı Ayrıntılı Haberi Sayfa 16’da Sayfa 12 ’de YALKIN ECZANESİ AÇILDI Sayfa 3’de SATLIK DAİRE Tel: 0.342 220 09 09 Fax: 0.342 220 09 11 Gsm: 0.507 522 85 52 Eyüpoğlu Mah. Gazi Okulu Sk. No: 2 Şahinbey/GAZİANTEP www.gazikentmedikal.com / [email protected] İbrahimli de Ana cadde üzeri lüks Dubleks daire. Doğalgazlı 5+1 370 m2 oturulmakta olan daire acilen sahibinden satılıktır. 0 532 322 99 81 650.000 tl www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA TEŞEKKÜR Eczanemin açılışına katılarak bizleri onurlandıran; Şehitkamil Belediye Başkanı Sayın Rıdvan FADILOĞLU’na, Gaziantep İl Sağlık Müdürü Sayın Prof. Dr. Metin KARAKÖK’e, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Sayın Adil KONUKOĞLU’na, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Sayın Eyüp BARTIK’a, Gaziantep Eczacı Odası Başkanı Sayın Ecz. İrfan DEMİRCİ’ye, Gaziantep Eczacı Odası Yönetim Kurulu’na, Maddi manevi desteklerini esirgemeyen hep yanımda olan Eczacı Yahya Kemal Yalkın’a ve sevgili Annem Dilek Yalkın’a, sevgili Babam Sanko Hastanesi yöneticilerinden Dayım Orhan Ahi’ye, Desteklerini esirgemeyen sevgili aileme, gelerek ve arayarak hayırlı olsun dileklerinde bulunan saygıdeğer meslektaşlarıma, arkadaş ve dostlarımıza teşekkür ederim. Eczacı Çiğdem YALKIN YALKIN ECZANESİ 2 www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 3 YALKIN ECZANESİ AÇILDI Eczanenin açılış kurdalesini Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan FADILOĞLU, Gaziantep İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Metin KARAKÖK, Gaziantep Eczacı Odası Başkanı Ecz. İrfan DEMİRCİ , Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil KONUKOĞLU , Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Eyüp BARTIK’ İşyeri sahibi olan kardeşimize bol kazanç dileklerimizi iletiyoruz” şeklinde konuştular. Eczacı Çiğdem YALKIN tarafından açılan YALKIN ECZANESI hizmet vermeye başladı. Konuşmaların ardından açılış kurdelesi keserek eczaneyi hizmete açtılar. İş yeri sahibi Ecz.Çiğdem YALKIN ise, memleketi olan Gaziantep’te Eczane açmanın kendisine onur verdiğini, hemşehrilerine hizmet etmenin de ayrıca mutluluğunu yaşadığını söyledi.Açılış törenimize katılan herkese teşekkür ediyorum eczanemiz tüm halkımıza hayırlı olsun” dedi.Açılış verilen kokteylle son buldu. HABER : Kemal KÖKTEN www.saglikilan.com Doktor Hemşire ve Hastane kıyafetleri ve terlikleri İmtiyaz Sahibi / TÜLAY TORUN Yazı İşleri Müdürü / M.ALİ RIZA TORUN Editör / M.ALİ RIZA TORUN (Sağlık İdarecisi) 0536 233 91 01 Hukuk Danışmanı / AV. ALİ RIZA TORUN Grafik Tasarım / BÜLENT GEZEN Abone ve Reklam Sorumlusu / KEMAL KÖKTEN Dizgi Tasarım Yeri : DOKTOR AJANS 0 532 775 58 02 / 0 531 152 03 07 Baskı Yeri : GAZİKENT MATBAASI İLHAMİ BOYNUKISA TEL:(0342) 231 01 11 Düğmeci Mah. Karahoca Sk. No:20 Şahinbey / GAZİANTEP 4 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA Köşe Yazarlarımızın yazdıkları köşe yazılarının ve reklam verenlerin hukuki sorumluluğu kendilerine aittir. Sağlık Dünyası Gazetesi Hekim, Diş hekimi, Eczacı, Sağlık İdarecileri, Hemşire ve Ebe ile sağlık çalışanlarına abonelik usulü ile haftalık 3 TL ,yıllık 150 TL ile gönderilir, halka açık yerlerde ve gazete bayilerinde satılmaktadır. İLETİŞİM ADRESİ Öğretmenevleri Mah. Göksek Sok. Petek Apt 12/6 Şahinbey/GAZİANTEP Tel.: (0342) 335 GSM: (0536) 08 24 233 91 01 (0531) 312 11 72 HESAP NO: İş Bankası Merkez Şube / 6300-1477186 İban No: TR42 0006 4000 0016 3001 4771 86 FIKRA KÖŞESİ Jinekologlara sorulan sorular ve verdikleri esprili yanıtlar: - 35’ten sonra çocuk yapmak doğru mudur? Yanıt: Hayır, 35 tane yeterli görünüyor. ***** - Bebeğin cinsiyetini öğrenmek için en güvenilir yöntem nedir? Yanıt: Doğurmak. ***** - Doktorum bana doğum yaparken hissedeceğim şeyin acı değil sadece normal bir baskı olacağını söyledi, bu doğru mu? Yanıt: Tabii, bakiniz meteoroloji uzmanları da kasırgayı normal bir doğa olayı olarak tanımlar. ***** - Bebeğimiz gecen hafta dünyaya geldi. Karım ne zaman kendini yeniden iyi hissetmeye ve normal davranmaya başlayacak? Yanıt: Çocuklar ayrı eve çıktıkları zaman. ***** - Kocam külot yerine bokser don giyerse hamile kalma olasılığım artar mı? Yanıt: Evet ama hiç bir şey giymezse daha çok şansınız olur. ***** - Tam olarak ne zaman hamile kaldığımı nasıl bilebilirim? Yanıt: Yılda bir kere seks yaparak. ***** - Kusmalarımın hamileliğin sabah bulantılarından mı yoksa grip olduğumdan mı kaynaklandığını nasıl bilebilirim? Yanıt: Eğer gripseniz iyileşirsiniz. ***** - Hamile kaldığımdan beri göğüslerim ve hatta ayaklarım bile büyüdü. Hamilelikte küçülen bir şey var mı? Yanıt: Evet, idrar torbanız. ***** - Hamile kaldığımdan beri kızarmış soğan halkaları olmadan yatağa giremez oldum. Bu aşerme normal mi? Yanıt: Onlarla ne yaptığınıza bağlı... ***** - Hamileliğim ilerledikçe, yabancılar bana daha çok gülümsemeye başladı. Neden? Yanıt: Çünkü onlardan daha şişmansınız. - Hamileliğin son zamanlarındaki seks, hangi şartlarda doğumu başlatır? Yanıt: Eğer bu olay, kocanızla başka bir kadın arasında olursa. ***** - Doğum hemoroit sebebi olabilir mi? Yanıt: Doğum, bahane bulmak istediğiniz her şeyin sebebi olabilir. ***** - Anne sütünü saklamak için en uygun yer neresidir? Yanıt: Göğüsleriniz. ***** - Meme pompalarının güvenli bir alternatifi var mı? Yanıt: Evet, bebek dudakları. ***** - Bebeği sütten ne zaman kesmek gerekir? Yanıt: Dişleri çıkmaya başladığında. - Bir anne emzirirken hamile kalabilir mi? Yanıt: Evet ama önce bebeği memeden ayırıp uykuya yatırırsanız işiniz daha kolay olur. Murat özçelik’ten ***** Millet ülkesine doktor mühendis göçü falan alır biz Suriye’den dilenci transferi yapıyoruz. :) VAHŞİ PUMA Kızılderili kabilesinin liderinin küçük oğlu babasına çekinerek sordu: Neden bizim isimlerimiz beyazların isimleri gibi değil? Reis : “Bizim isimlerimizin birer hikayesi vardır. Bu bir gelenektir” dedi. Oğlan: “Nasıl yani” dedi . Reis: “Sana bir kaç tane örnek vereyim” Diyerek açıklamaya başladı. “Mesela ben doğduğumda çadırımızın etrafında vahşi bir puma dolaşıyormuş benim adımı vahşi puma koymuşlar. Ağabeyin doğduğu anda gök gürledi adını gök gürültüsü koyduk. Ablan doğduğunda ay dolunaydaydı. Adını dolunay koyduk. Kardeşin doğduğunda gökkuşağı çıkmıştı. Adını gökkuşağı koyduk. Anladın mı şimdi patlak prezervatif”:) ACİL! Acil nöbetinde gece saat 22:00 gibi gelen baba kız hasta ve hasta yakınımıza geçmiş olsun dedim ve şikayetlerini sordum. Pre arrestler, adli vakalar ve çokça ankisiyetik hastadan sonraki repliği duyunca ilk önce inanamadım: -Biz kızın kulağını deldirecektik de İlk olarak kabullenemedim ve konuşamadım. Yanlış duyduğumu veya duymam gerektiğini düşündüm. Yüzüne baktım. Ekiple makara da yaptığımdan, birilerini bulmuşlar onlarda benimle makara yapıyorlar zannettim. Adamın ciddiyeti karşısında, dehşete düştüğümü gören, yüzümden ne kadar sinirlendiğimi anlayan hemşire hanım, hasta olmayan hastaları dışarı çıkarttı. (Sağ olsun, akıl sağlığımı düşündü herhalde.) Aslında onlar yok ve böyle bir şey olmadı diye kendimi telkin ettim. Şiddetle tavsiye ederim; öncelikle iyi bir ekip, sonrasında savunma mekanizmalarından “yok saymak” çok işe yarıyor. E tabii birde eğitim şart. O da bu devirde kıt kaynak ne yazık ki… www.saglikilan.com 5 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA Gastroenteroloji Uzmanı Dr.Fatih Yüksel Işıksal ÖZEL DÜZTEPE YAŞAM HASTANESİ’NDE... Daha önce Özel Primer Hastanesinde çalışmakta olan Dr. Fatih Yüksel Işıksal, Özel Düztepe Yaşam Hastanesinde hasta kabulüne başladı.Bugüne kadar mesleki ve insani ahlak kurallarına dikkat ederek çalıştığını, bundan sonra da aynı hassasiyetle görevine devam edeceğini belirten Dr.Işıksal ile yaptığımız röportajı sunuyoruz. GASTROENTEROLOJİ NEDİR ? KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ ? 1969 Kilis doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Gaziantepte tamamladım. 1986-1992 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp fakültesinde temel tıp eğitimi aldıktan sonra 1992-1994 yılları arasında mecburi hizmetimi yaptım. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinde 1994-1999 yılları arasında İç hastalıkları, 2000-2003 yılları arasında Gastroenteroloji üst ihtisası yaptım. 2004-2007 yılları arasında 25 Aralık Devlet hastanesinde, 2007-2014 yılları arasında primer hastanesinde çalıştım. Hastalarıma daha kaliteli ve doğru hizmet sunabilmek gayesi ile Düztepe Yaşam Hastanesinde görevime devam etmekteyim. RÖPORTAJ: Kemal KÖKTEN Gastroenteroloji, iç hastalıkları ihtisasından sonra 3 yıl süren bir eğitim gerektiren bir üst ihtisas alanı olup, yemek borusu, mide, ince bağırsaklar, kalın bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, safra yolları, pankreas organlarının; ülser, gastrit, hepatit (sarılık), siroz, spastik kolon (irritabl bağırsak sendromu: İBS), iltihabi barsak hastalıkları (ülseratif kolit, Crohn Hastalığı), safra kesesi taşları ve iltihabı, safra yolu hastalıkları, pankreatit, mide-bağırsak kanserleri, hemoroid (mayasıl, basur) gibi hastalıkları ile ilgilenen bilim dalıdır. HİZMET ALANLARINIZ NELERDİR ? * Reflü, ülser, gastrit, kabızlık, basur, * Mide ve barsak kanamaları, ishaller, * Hepatitler (Hepatit A, B, C, Delta v.s), sarılıklar, ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ * Karaciğer yağlanması, karaciğer sirozu, * Kolitler (Ülseratif kolit, crohn hastalığı), * Safra kesesi taşları ve safra kesesi iltihapları, * Safra yolu taşları ve darlıkları * Pankreas iltihapları (Akut ve kronik pankreatit), * Çölyak hastalığı, * Kanserler (Yemek borusu, mide, barsak, karaciğer, pankreas, safra yolları) KLİNİĞİNİZDE HANGİ İŞLEMLER UYGULANMAKTADIR ? ✓ ✓ ✓ Karaciğer biyopsisi Üst sindirim sistemi endoskopisi (Gastroskopi), ✓ Kanama durdurucu girişimler (Endoskopik varis bant ligasyonu, Skleroterapi), Yabancı cisim çıkarılması, Akalazya balon dilatasyonu, Endoskopik stent yerleştirilmesi, Kolonoskopi, Rektoskopi, Kolonoskopik polipektomi PEG tüpü takılması (Ameliyatsız mideye beslenme tüpü takılması), ERCP (safra yolu taşları ve darlıklarının tedavisi, safra yollarından taş çıkarma) lu ile işlemler, damar yo m tü ki de iz im edilmeden Dr.Işıksal, Kliniğ sta tarafından hiss ha e, nd si ye sa ar lmekverilen ilaçl arak gerçekleştiri ol i nl ve gü ve lu de rahat bir son derece konfor birkaç dakika için ı as nr so m le iş , tedir. Hasta tadır dedi. şekilde uyanmak Gastroskopik polipektomi, Randevu ksal’a yeni tih Yüksel Işı ailesi olarak Dr. Fa sı ya ün D ık ğl Sa Gap şarılar diliyoruz. görev yerinde ba 211 77 77 0342 www.duztepeyasamhastanesi.com www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 6 MEDİCAL PARK GAZİANTEP HASTANESİ AKADEMİK KADROSUNU GÜÇLENDİRİYOR DİKKAT Tıbbi Onkoloji Uzmanı olarak al Gaziantep Medic de Park Hastanesi’n göreve başlayan Uz. Dr. Mustafa YILDIRIM, Doçent ünvanı tır. ve yetkisini almış rası Antalya Eğitim ve Araştırma Hastenesi’nde Tıbbı Onkoloji yan dal eğitimine 2009 yılında başlamıştır. Tıbbı Onkoloji Devlet Hizmet Yükümlülüğünü tamamlamasının ardından Gaziantep Medikalpark Hastanesi’nde göreve başlamıştır. Bu hastanede çalışırken 08.09.2014 tarihinde Doçent ünvanı ve yetkisini almıştır. ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI BAŞLADI! U Havaların soğumaya başlaması ile birlikte Üst Solunum Yolu Enfeksiyon Hastalıkları artmaya başladı. Gaziantep Medical Park Hastanesi, Prime Mall Avm işbirliği ile Avm’nin seminer salonunda Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ’ın konuşmacı olduğu ‘‘Çocuklarda Üst Solunum Yolu Hastalıkları ve Korunma’’ konulu bilgilendirme semineri düzenledi. Seminere katılanlar arasında yapılan çekilişte 3 çocuğumuz daha sağlıklı büyümesi için Check-up hediye edildi. z. Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ, burun, boğaz ve diğer hava geçiş yollarının iltihaplanması Üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE), olarak adlandırıldığını ve İltihabın nedeni çoğunlukla virüs ve bakteriler olduğunu dile getirdi. Çocuklarda özellikle kış aylarında sıklıkla görülen hastalığın yayılma mekanları ise, kreş, yuva, okul gibi toplu halde yaşanılan yerlerdir. Okul çağındaki çocuklar, yılda ortalama 6-8 kere solunum yolu enfeksiyonu geçiridiğini sözlerine ekledi. Uz. Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ ÜSYE’ nin ciddi rahatsızlıklara neden olabiliceğini belirtti. Bu enfeksiyonların çoğu kendiliğinden iyileşebilirken, bazı özel mikrop türleriyle oluşanları daha ağır seyrederek ciddi hastalıklara dönüşebilirler. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, iltihabın bulunduğu bölgeye göre isimlendirme yapılır. Boğaz bölgesi iltihapları için farenjit, bademcik bölgesi iltihapları için tonsillit, orta kulak iltihapları için otit ve kafatası içindeki hava boşluklarının iltihapları için sinüzit terimleri kullanılır. Üst solunum yollarında en sık, boğaz bölgesi iltihaplanır. Üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri nelerdir? HABER : Bülent GEZEN 1 977 Gaziantep doğumlu olan Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM, İlk, orta ve lise eğitimini Gaziantep’te tamamladıktan sonra 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde Tıp eğitimine başlamıştır. İç Hastalıkları Uzmanlık Eğitimini Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamış olan Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM, Devlet Hizmet Hükümlülüğü son- Halsizlik iştahsızlık burun akıntısı ve tıkanıklığı ateş, öksürük hapşırık baş ağrısı, geniz akıntısı, boğazda yanma-ağrı gözlerde sulanma ve çapaklanma, kas ağrıları en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileridir. Aniden yükselen ateş, artan öksürük ve solunum güçlüğü hırıltı, hızlı nefes alıp verme ve göğüste çekilmenin olması durumunda ise alt solunum yolu enfeksiyonları düşünülmelidir. Basit önlemler hastalığın yayılmasını önler Uz. Dr. Ferhan ÇETİNDAĞ, ÜSYE’ den korunmak için bazı basit önlemler faydalı olabilir. Hasta kişilerin hapşırma ve öksürme sırasında ağzını mendil ile kapatmaları, maske kullanılması, tek kullanımlık mendiller, hasta kişilerle yakın temasın azaltılması ve ellerin sık yıkanması en basit önlemlerdir. Kapalı ve kalabalık yerlerde, özellikle çocukların bulunduğu ortamlarda sigara içmemeye özen gösterilmeli ve ortam sık sık havalandırılması getirtiğini söyleyerek sunumunu tamamladı. www.saglikilan.com Op.Dr.Kazım Bilecen Op.Dr.Gürhan Gökçe Y Ürogenital fistülleri ne demektir? Böbreklerden idrarın dışarı doğru taşındığı organlar olan üreter, mesane ve üretra gibi yapılar ile vücudun bu organlara yakınlık gösteren vagen gibi diğer kanallı yapılar arasında ağızlaşma olmasıdır Neden bu fistüller oluşur? Genellikle üç temel nedeni vardır. Birincisi vajinal veya abdominal yolla yapılan rahim ameliyatları sonrasında, sezeryanla yapılan doğumlar veya 7 HATEM’de BAŞARILI Operasyon Özel Hatem Hastanesi’nde yabancı bir hastaya Üreterovaginal Fistül Operasyonu Üroloji Uzmanları,Op.Dr.Kazım Bilecen ve Op.Dr.Gürhan Gökçe - tarafından başarılı biçimde gerçekleştirilmiştir. apılan incelemeler sonrasında hastada vezikovaginal füstül olmadığı saptanmış fakat daha nadir olarak görülen üreterovaginal fistül olduğu tespit edilmiştir. Özel Hatem Hastanesi’nde hastaya yapılan başarılı üreteroneosistostomi ameliyatı ile hastanın sorununa çözüm bulunularak tam kuruluk sağlanmıştır. Hasta postoperatif 2’inci günde drenleri alınarak mutlu bir şekilde ülkesine gönderilmiştir. 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA Yaklaşık 8 ay önce ülkemiz dışında yaptırdığı Total Abdominal Histerektomi operasyonunu takiben vageninden sürekli idrar gelen ve bezle yaşamak zorunda kalan hastaya, ülke dışında yapılan incelemelerde vezikovaginal füstül olduğu söylenmiş,hasta bu sebeple Özel Hatem Hastanesi Üroloji kliniğine başvurmuştur. normal doğum sonrasında nadiren gelişebilen cerrahi fistüllerdir. İkinci olarak idrar yollarının komşuluğunda oluşan apse gibi enfeksiyonlar sonrasında meydana gelen enfeksiyon fistülleridir. Üçüncü neden ise kanser hastalarında tümöral dokunun organlar arasında yayılması sonucunda ya da radyoterapi sonrasında gelişen doku nekrozu sonrasında oluşan fistüllerdir,tedavisi en zor olan fistül grubu bu üçüncü tipte oluşan fistüldür. Genital Fistülü olan hastaların şikayetleri nelerdir? Gelişmiş ülkelerde genital fistüllerin (vezikovaginal/ üreterovaginal/üretrovaginal) en sık nedeni iatrojenik olup şikayetler genellikle doğum sonrasında veya operasyondan belli bir süre geçtikten sonra gece ve gündüz sürekli idrar kaçırmadır. Tanısı nasıl konur? Damardan verilen indigo karmin, ağızdan alınan bazı ilaçlar (fenazopiridin) sonrası akıntının renginde değişme olursa ya da mesaneye idrar kanalından verilen metilen mavisi veya indigo karmin vajenden geldiği gözlenirse tanı kesinleşir. Emin olmak için mesaneye ve üretere endoskopik (sistoskopi/ üreterorenoskopi) inceleme yapılması gerekebilir. Tedavisi nasıl yapılır? Tanı kesinleştikten sonra hasta mutlaka kateterize (sonda takılması) edilmelidir ve antibiyotik tedavisi başlanmalıdır. Küçük vezikovaginal fistüllerde yalnızca kateterizasyon ile tedavi sağlanabilir. Üreterovaginal fistüllerde de o üretere konulan double j katater yardımıyla bu fistül kapanabilir. Fistül saptandıktan 6 ay geçtikten sonra kapanmayan fistüller operasyonla (vezikovaginal fistül traktının çıkartılması/ üreteroneosistostomi) onarımı yapılır. www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 8 BU HAFTA HAYALLERİMİZİN ÜLKESİ AMERİKA’DAYIZ... E Ecz. Zeliha İffet BULGUROĞLU’nun kaleminden... B u hafta rüyalar ülkesi Amerika dayız.Amerika’ya ilk gidişimiz olduğu için 14.5 saat süren uçak yolculuğu korkulu rüyamızdı.Bir tarafta hem yükseklik korkunuz hem de uçak fobiniz diğer tarafta hayallerinizin ülkesi AMERİKA .Tabiki seçim, ne kadar korksanız da AMERİKA’YA gitmekten yana oldu.Amerika’yı görecek olmanın verdiği heyecan ve mutluluktan,uçakta yanımıza aldığım sakinleştiricilerin hiçbirini kullanmadım. Hatta birlikte gittiğimiz eczacı arkadaşım,insülün kullandığı için istanbul havaalanında şekerini ölçmek istedi,şekerinin 350 çıkması bile Amerika uçağına binmesine engel olamadı. Uçak yolculuğumuzun ardından nihayet LOS ANGELES daydık.Yaptığımız şehir turunda acaba rüyada mıyız diye arkadaşlarla birbirimize sorduk.Rehberimiz bizi rüyamız devam etsin diye SANTA MONİCA’ya götürdü. SANTA MONICA, LOS ANGELES Down Town’a 25 dakika mesafede yer alan en meşhur sahil bölgelerinden biri.Biz trafiğe kapalı olan ünlü markaların olduğu 3. caddeye gittik.Mağazalara girdiğimizde fiyatlar,Türkiye’ye göre çok ucuzdu.Burayı Beyoğlu’ndaki İstiklal Cadde’sine benzettik.Çoğu zencilerden oluşan dans gruplarının gösterileri yol boyunca devam ediyor.Sihirbazlar,karikatür ve resim çizenler,gösteri yapanlar ...... Santa Monıca caddesi üzerinde ilerledikçe gördük ki yol okyanusta bitti ve biz kendimizi tepeden okyanusa ve sahile bakar bulduk.Santa Monıca’nın güneyinde VENİCE(VENEDİK) kumsalı,kuzeyinde Malıbu kumsalı var. Ertesi gün sabah erkenden UNIVERSAL STUDIOS HOLLYWOOD’a gittik.Dünyanın en teknolojik parklarından olan ve aynı zamanda Hollywood filmlerinin çekildiği stüdyoları çok beğendik. E.T, JURASSIC PARK,DEPREM,JAWS gibi filmlerin çekildiği yerleri gördük.Bindiğimiz tren bizi bu stüdyoları dolaştırdı.Üzerimize gelen sel,üzerimize devrilen arabalar,yangın çok heyecan vericiydi.Trenden inince mizansen film çekimine girdik.Sahnedeki kılıç gösterileri,yapay yangın hepsi çok hoştu. Teknolojının geldiği noktayı görmek açısından burda gördüklerimiz seyrettiklerimiz bizi hayrete düşürdü. Burdan çıkınca HOLLYWOOD tepesine çıkıp şehrin simgesi olan HOLLYWOOD yazısının önünde herkesin yaptığı gibi resim çektirdik.Ordan çıkınca HOLLYWOOD BULVARI’na gittik. Oscar törenlerinin yapıldığı kodak tiyatrosu önündeki kırmızı halıda resim çektik.Ünlü filmlerin galalarının yapıldığı Çin Tiyatrosunu gördük.Şöhretler Yolu denen yerde Hollywood Bulvarı ‘nda kaldırımda ünlü artistlerin isimleri , kaldırımdaki yıldızlar içine yazılmıştı.Bazı artistlerin de el ve ayak izleri vardı.Los Angeles’in zenginlerinin evlerinin olduğu BEVERYL HILLS önünde de resimler çektik.Beveryl Hılls de artistlerin yaşadığı saray yavrusu evlere bakarken hangisini resimleyeceğimizi şaşırdık. Diğer gün ise Amerika’nın en güzel şehri seçilen bizimde çok beğendiğimiz SAN DIEGO ‘daydık.LA JOLLA ,şehrin turistik bölgelerinden biri,foklara ve deniz aslanlarına ev sahipliği yapıyor.Bizde hem karada hem denizde giden deniz otobüsüne binip deniz aslanlarını görmeye gittik.Onların verdiği artistik pozları seyretmek de çok zevkliydi. Pasifik Okyanusunun kıyısında çok şirin kafeler ve müzeler var.İspanyolların köle ticaretinde kullandığı STAR OF INDIA GEMİSİ,Tom Cruısin oynadığı Top Gun filminin çekildiği MIDWAY UÇAK GEMİSİ ‘ni gezdik. Daha sonra Amerika’nın en büyük en düzenli park ünvanına sahip, içerisinde birden çok müze, botanik bahçeleri ve müzelerin bulunduğu BALBOA PARK’a gittik. Şehrin simgesi olan bu park, birçok filme ev sahipliği yapmış. Burdan da San Dıego’nun zenginlerinin yaşadığı, içinde Marlyin Monroe ‘nin ünlü Baziları Sıcak Sever filminin de çekildiği CORONADO ADASI ‘na gittik.Bu ada mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.San Dıego şehir merkezine 10-15 dakika uzaklıkta. Adadan San Dıego manzarası müthiş. Haftaya LAS VEGAS da görüşmek üzere... www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 9 MENOPOZ DEĞERLENDİRMESİ OPR. DR. ENGİN PALAZ: “MENOPOZ HASTALIK DEĞİL, GENEL KONTROL İÇİN ÖNEMLİ BİR DÖNEMEÇTİR” Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Engin Palaz menopozun, kadınların fizyolojik yani doğal bir dönemi olduğunu bildirdi. Opr. Dr. Palaz, yaptığı açıklamada menopozun hastalık değil, genel kontrol için önemli bir dönemeç olduğuna vurgu yaptı. A detten kesilmeyi ifade eden menopozun tam tanısının son adet gördükten sonra bir yıl geçmesi ile konulduğunu anımsatan Opr. Dr. Palaz, “İlk adetten menopoza kadar süre ‘üreme çağı’ olarak kabul edilir. Menopoz ise kadınların üreme çağını artık bitirdikleri, tekrar gebe kalamadıkları bir süreçtir” dedi. “Nasıl ilk yıllarda yumurtlama ve olgunlaşma sorunu nedeniyle adet düzensizliği oluyorsa menopoza yakın dönemlerde de gene yumurtlama ve yumurta kalitesi nedenleriyle adet düzensizliği olabilir ve gebe kalma sorunu yaşanır” diyen Opr. Dr. Palaz şöyle devam etti. “Adete başlama ve bitme süreçleri her kadında aynı olması gerekmiyor. Bazı hanımlar bu bitiş sürecini çok gürültülü geçirirler. Düzensiz kanama, ateş basmaları, huzursuzluk uykusuzluk gibi. Bazı şanslı kadınlar ise birden kesilir ve biter. Hiç sorun yaşamazlar. Menopoza girme yaşı, ırklara göre biraz farklılık gösterse de ülkemizde 49-50 yaştır. Batıda ortalama 51-52 kabul edilir. Ancak menopoza giriş bir süreç olduğu için yaklaşık 2-8 yıl içinde gelişen bir olgudur. Bu süreç ‘premenopoz’ olarak adlandırılır. Yani, menopoz öncesi dönem. Bu dönemde adetlerin arası açılabilir, sık adet görülebilir, aşırı kanama veya az adet görme olabilir. En son bir adet daha olur ve kesilir, aradan 1 yıl gibi bir süre geçer kadın artık menopozdadır.”. Opr. Dr. Palaz “İşin en önemli yanı “östrojen” denilen kadınlık hormonunun artık üretilmesi en aza inmektedir, yumurtalıklarda yumurta kalmadığı için gebelik olmayacaktır ve tüm premenopoz olaylarının baş sorumlusu bu östrojen eksikliği olacaktır” diyerek, menopoz sürecini anlattı. UYARILAR Opr. Dr. Palaz, yaşanabilecek sorunları şöyle sıraladı: “Adet bozuklukları, nadiren olan yumurtlamalar, yumurtlama sonrası normalde salınması gereken diğer bir hormon olan progesteron yokluğu nedeniyle görece artan östrojen fazlalıkları, rahim iç zarı kalınlıklarına giderek kötü huylu doku değişiklikleri hep bu düzensiz östrojenden kaynaklanır. Önemli bir başka organ da memedir ve devamlı östrojen etkisinden dolayı kansere kadar değişikliklere neden olabilir.Ateş basmaları, östrojenin beyindeki birçok merkezin damarlanmasında oynadığı rollerden dolayı azlığında gelişen durumdur. Menopozdan sonraki dönemde, östrojen eksikliğinin geç safhada oluşturduğu ‘kemik erimesi’ ve ‘kalp-damar hastalıkları’ artar. Artık yaşlar ilerlemiştir yaşlılığın getirdiği birçok sorunlar ortaya çıkar. Örneğin Alzheimer gibi bilinçsel hastalıklar da görülebilir. Kemik kırılmaları, organ kurulukları, cinsel sorunlar giderek yaşam kalitesini azaltacaktır.” YAŞAM KALİTESİ “TIP ALANI VE HEKİMLİK SANATI” SANKO ÜNİVERSİTESİ ’NDE KONFERANS PROF. DR. NESRİN ÇOBANOĞLU, “TIP ALANI VE HEKİMLİK SANATI” KONULU KONFERANS VERDİ “Tıp, geçmişten günümüze en uzun süre eğitim alan meslektir. Her zaman ilerleyen, her an gelişen meslek mensupları olacağız” diyen Prof. Dr. Çobanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Kadınların 1900’lü yılların başında ortalama ömürlerinin 50 yaş olduğunu ve o yıllarda menopozun yaşamın sonu gibi görüldüğünü anımsatan Opr. Dr. Palaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastanesi iyi olmayan bir tıp fakültesinde, iyi hekim de olamazsınız. Değişik hasta vakalarını görmeden iyi bir hekim olamazsınız. Siz bu konuda çok şanslısınız. Üç temel noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum; bilgi, çok iyi ve donanımlı bir bilgi almalıyız. El becerisi, bir sürü beceriye sahip olmak zorundayız. Ayrıca hekimliğin değer gündemi bizim için çok önemli konular.” “Birçok kadın menopoza bile giremeden ölüyordu.2000’li yıllarda ortalama kadın ömrü Batı’da 85 yaşına kadar yükselmiştir. Menopozdan sonra yaklaşık 35 yıl daha yaşayabilen kadınların yaşam kalitesini artırmak bilim insanlarının önemli hedeflerinden olmuştur.” “Biz menopozda hiç bir şey yapılmayacak demiyoruz. Aksine yaşamın önemli bir döngüsünde güzelce kontrolden geçmenin önemini vurguluyoruz” diyen Opr. Dr. Palaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm sistemlerin, endokrin, yani hormonların, karaciğer fonksiyon testlerinin, kan şekerlerinin, kolesterollerin, tansiyonun, kilonun, değerlendirilmesi gerekmektedir. Her yıl yapılması gereken rahim ağzı kanser taraması testlerinin ve meme kanseri taramalarının bu dönemde ayrıca önemi vardır.” Gazi Üniversitesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu, SANKO Üniversitesi’nde “Tıp Alanı ve Hekimlik Sanatı” konulu konferans verdi. SANKO Üniversitesi’nde konferans vermekten dolayı çok mutlu olduğunu belirten Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu, “yeni meslektaşları” olarak tanımladığı öğrencilere hoş geldiniz diyerek sözlerine başladı. Üniversitenin evrensel bilgi demek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çobanoğlu, “Bir Gaziantepli olarak burada, dünya çapında bir üniversite kurulduğu için çok gurur duydum” dedi. “Hekimler Nasıl İnsanlardır?”, “Tıp – Tıp Alanı Nedir?”, “Tıp ve Tıbbın Yöntem Bilgisi Nedir?”, “İnsan Etkinliği Olarak Tıp, Tıbbın Amacı Nedir?” konularında da bilgiler aktaran Prof. Dr. Çobanoğlu’na sunumunun ardından, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın tarafından bir armağan ve teşekkür belgesi takdim edildi. www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 10 Fibrokistik meme hastalığı Özel Sevgi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Tuğcan Kalkan; “Fibrokistik meme hastalığı’nın muayene ile belirleneceğini söyleyerek , muayene sırasında bir önceki aya oranla farklı bir şişlik oluşumu, var olan şişliklerde bir artış olması, iki memenin var olan eşitliğinin bozulması gibi durumlarda, bir Genel Cerrahi Uzmanı’na başvurmakta yarar vardır. Özel Sevgi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği / Op.Dr.Tuğcan Kalkan S ık rastlanan bir durum olup 20-50 yaş grubundaki kadınların yaklaşık % 60’ını etkiler. Fibrokistik meme hastalığı durumunda tek memede veya iki memede dolgunluk, meme ucunda batma, düzensiz kitlelerin ele gelmesi, ağrılı şişlik ve huzursuzluk hissi mevcuttur. Hafif türlerinde şişlik olmadan hafif bir ağrı ve hassasiyet olabilir. Nadiren menapoz sonrasında rastlanır. Habis değildir ve kanserleşmezler. Fibrokistik meme hastalığı meme bezinin hastalığıdır. Bu durumun oluşumuma normal adet siklusu içindeki meme dokusunu büyüten östrojen ve projesteron hormonları zemin hazırlar. Doktor muayenesi açısından ideal zaman adet dönemiminin 7-12. günleri arasındadır. Meme dokusu üzerine ayrıca, prolaktin, büyüme hormonu, insülin ve tiroid hormonunda etkisi vardır. Bu hormonlar östrojen ve projesteron’un etkilerini arttırabilir. Ergenlikten menapoz dönemine dek her adet döneminde meme - Risk grubundaki hastaların ortalama olarak 6 aylık aralıklarla doktor kontrolünde olmaları yararlı olacaktır. - Bu kadınlarda genellikle 35-40 yaş arasında ilk (baseline) mamografi yapılması ve 40 yaşından sonra ise yıllık aralıklarla meme ultrasonografisi ile birlikte mamografinin tekrarlanması önerilmektedir “ kanalları içine sıvı ve hücresel artıklar dolar. Fibrokistik meme hastalığı sıklıkla iki memeyi birden ilgilendiren bir durumdur. Tek memede başlasa dahi, zaman içinde diğer memede de aynı şekilde başlar ve iki memenin birden hastalığı şeklini alır. Fibrokistik meme hastalığında ele kitle gelmesi nedeni ile meme kanseri ile karışabilir. Memedeki kistler zaman içinde elle hissedilebilir boyutlara ulaşabilir ve memedeki ağrının ana kaynağı olabilirler. Her ne kadar meme kistleri iyi huylu olsalar da, hastaların önemli bir kısmı memesinde eline gelen bir sertlikle yaşamak istemez. Bu durumda hem kişiyi ruhsal anlamda rahatlatmak, hem de kistten kaynaklanabilecek meme ağrısını azaltmak için, bu kistlerin içindeki sıvı boşaltılabilir. Meme kistleri içindeki sıvının boşaltılmasına kist aspirasyonu denir. Kist içinden alınan sıvı nadiren renksizdir. Sıvı, genelde beyaz, sarı-yeşil, kahverengi olur. Eğer alınan sıvı kanlı değilse, su gibi ise ve aspirasyon sonrası kist tamamen kaybolmuş ise boşaltılmış sıvı için ek bir tetkik gerekmez. Herhangi bir sıvı gelmez ise, aspire edilen sıvı kanlı ise, sıvı alındıktan sonra meme içinde kitle hala devam ediyorsa, aspire edilebilen sıvı tetkik edilmeli, geride kalan kitle de ayrıca araştırılmalıdır. Fibrokistik meme hastalığının belirtileri nelerdir? • Meme ağrısı • Memede huzursuzluk • Memede dolgunluk hissi • Meme ucunda batma hissi • Adet dönemi başlangıcında yakınmalarda artma • Memede düzensiz kitlelerin ele gelmesi • Mamografiyi değerlendirmek zorlaşır • Bazen tanıda ayrım için biopsi gerekebilir Özetle: 1. Kist içindeki sıvının tamamen boşalmasından sonra kistin kaybolduğundan emin olunması 2. Kistin, 4-6 hafta sonra kontrol edilerek, tekrarlayıp tekrarlamadığının anlaşılması 3. Tekrarlayan kistlerde (2-3 denemeden sonra) veya aspirasyon sonrası geride kitle kalması durumunda lezyonun biyopsi açısından tekrar değerlendirilmesi önerilir. HABER : Kemal KÖKTEN Özel Sevgi Hastanesi Ailesine Ortopedi Uzmanı - Cildiye Uzmanı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Radyoloji Teknisyeni ALINACAKTIR... w w w. o z e l s e v gi h a s t a n e s i . c o m . t r İrtibat: 0 532 586 12 51 www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 11 LOHUSA DEPRESYONU SEV Amerikan Hastanesinden Psikolog Özlem Binnaz CAM “LOHUSA DEPRESYONU” konusunda hastalarını bilgilendirdi. P sikolog Özlem hanım Lohusa Depresyonunu Doğumdan hemen sonra başlayan ve hamile kadının normal durumuna geri döndüğü 6 – 8 haftalık dönem olduğunu belirtip sözlerine şöyle devam etti; Kadınlar için çok özel, önemli ve hassas bir dönemdir. Lohusalık döneminin psikolojik ve biyolojik özellikleri gebelik döneminden daha farklıdır. Gebelik dönemindeki hormonal denge annenin anneliği yapmasını sağlayan bir dengedir. Doğumdan sonra vücut ani bir şekilde normal düzenine geçer. Bu ani hormon değişiklikleri annenin duygularındaki çalkalanmayı karamsarlığı, hassaslığı, yorgunluk hissini arttırır. Bu geçiş dönemimde hormonlar daha dalgalı salgılanır. Ve stres hormonları yükselir. Annelerin psikolojik kırılganlığının arttığı bir dönemdir. Genç anneler bu dönemde acaba annelik yapabilecek miyim ,çocuğuma iyi bakabilecek miyim, ya hata yaparsam gibi duygulara kapılırlar. Bir de yaygın olan ‘doğum yaptığı için mut- lu olması gerektiği’ kanısının sebep olduğu baskıyla ve gerçekte bunun tam aksine doğumdan sonra kendisini negatif duyguların içinde bulması kendisini suçlamasına ve endişelerinin artmasına sebep olur. Özelliklede aile büyüklerinin yakınlarının da olmadığı, sorumluluğun fazla olan genç annelerde kaygı düzeyi oldukça yüksektir. Gecesi gündüzü birbirine karışır. Bu da sinir sistemini büyük ölçüde etkiler. İlk defa anne olanlarda bu dönem daha ağır geçebilir. Ama 2. ve ya 3. doğumda anne daha tecrübeli olur. Ne yapabileceğini hesaplayabilir. Bu sayede bu dönemi daha rahat atlatabilir. Hormonsal denge de kendini düzeltebilir. Eğer anne doğum öncesinde psikolojik rahatsızlıklar geçirmişse, istenmeyen bir gebelik yapmışsa, ekonomik şartları iyi değilse, bebeği SEV AMERİKAN HASTANESİ RANDEVU MERKEZİ 444 5 424 0850 222 22 24 özürlü doğmuşsa, eşiyle problemleri varsa, aşırı stres altındaysa, çocuklukta istismara uğramışsa, sosyal desteği yeterli değilse. Lohusalık döneminde depresyon geçirme riski vardır. Psikolog Özlem hanım Lohusalık depresyonu tedavi edilen bir rahatsızlık olduğunu vurgulayarak Tavsiye edilen tedavi Depresyonun düzeyine göredir. Hafif ve orta düzeydeki depresyonda psikoterapi etkili olabilmektedir dedi. Psikolog Özlem hanım sözlerini şu tavsiyelerle tamamladı; Lohusalık dönemimde genç bir annenin yalnız bırakılmaması ve çevresinden yardım görmesi çok önemlidir. Annenin bebek bakımı ile ilgili bilgi edinmesi, bilenlere sorması, kendini geliştirmesi önemlidir. Bebeğin bakımıyla daha kolay başa çık- masını sağlar. Annenin kendine bu dönemde zaman ayırabilmesi, çevreden bebeğin bakımı için yardım alarak kendi beslenmesine ,dinlenmesine ve uykusuna düzgün zaman ayırmalıdır. Lohusa döneminde annenin korkularını kaygılarını ifade etmesine teşvik edilmesi önemlidir, çünkü bu dönemde anne doğumdan sonra mutlu olmak gerekirken hassas bir dönemde olduğu için duygularını ifade etmekten çekinebilir. Doğum sonrası depresyona giren annelerin kendini kötü hissetmesi depresyonda olmasını bastırmaya veya inkâr etmeye çalışması kendi içinde suçluluk duyguları hissetmesi, bebek açısından daha zararlı olur. Bunun için bu depresyonu sıradan kabul edip yardım almak daha faydalıdır ve çaresine bakılmalıdır ertelenmemelidir. Doğum ertesinde ki iki hafta içinde bu depresif durum kendiliğinden azalarak kaybolmazsa profesyonel yardım almak şarttır. www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 12 Kesilecek Bacak Doku Nakliyle Kurtarıldı Suriye de iç savaştan kaçarken bastığı mayının patlaması sonucu sol bacağı parçalanan Zekeriya Abuhaşevi isimli hasta, Özel Deva Hastanesi’nde, Op. Dr. Ömer Berberoğlu ve Op. Dr. Ertan Günal’ın yaptığı başarılı mikrocerrahi ameliyat sonrasında sağlığına kavuştu. H astanın sol ayağında kırıklar, doku kaybı ve ciddi enfeksiyon ile hastaneye geldiğini anlatan Ömer Berberoğlu hastanın sağlığına kavuşmasına uzanan süreci şu sözlerle anlattı: “Hastamız 1 ay kadar önce farklı bir sağlık merkezine başvurmuş. Burada çeşitli tedaviler yapılmış. Bacağın kesilme durumundan bahsedilince daha önceki hastalarımızdan aldığı referans doğrultusunda hastamız bize ulaşmış. Mayın patlaması sonrasında sol ayağının tabanı ve topuk kısmı tamamen parçalanan Zekeriya Abuhaşevi başka merkezlerde geçirdiği 3 ameliyatın ardından sağlığına kavuşamadı ve bacağının kesilmesi kararı alındı. Hasta yakınlarının araştırması üzerine Özel Deva Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer Berberoğlu’na getirildi. İlk inceleme ve tetkiklerin ardından astaya mikrocerrahi yöntemi ile sırttan kas ve doku nakili yapılmasına karar verildi. Özel Deva Hastanesi Op. Dr. Ömer Berberoğlu Hastamıza ilk önce bir temizlik ameliyatı adını verdiğimiz bir ameliyat yapıldı. Sonrasında 10 gün yara yerindeki ciddi enfeksiyona karşı antibiyotik tedavisi ve yara bakımı gerçekleştirilerek bu riskler bertaraf edildi. Ardından hastanın olmayan sol ayak tabanı ve topuk bölgesinin yeniden oluşturulması ve açık yaranın kapatılması için sırtta bulunan lattissimus dorsi kası üstündeki deri ve damarları beraberce ve mikrocerrahi yöntemi ile nakil edildi. Bu esnada hastanın parçalanmış ayak kemikleri de kısmen onarıldı. Yapılan 6 saatlik başarılı ameliyat sonucunda hasta 10 gün kadar pansumanlar ile takip edilerek taburcu edildi.” Mikrocerrahi ile yürüyebilecek Özel Deva Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer Berberoğlu gerçekleşen bu zor operasyonlar zincirinde en önemli başarı etkeninin ekip çalışması olduğunu vurguladı ve “Klasik, geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilemeyen, vücudun anatomik olarak özellik gösteren küçük ve karmaşık bölgelerinde, optik büyütme altında özel araç ve gereçler kullanılarak yapılan cerrahi girişimlerini kapsar. Mikrocerrahinin gelişmesi ile, daha önceleri imkansız görünen kopan el, ayak ve diğer dokuların yerine dikilmesi (replantasyon) bu cerrahi teknikle yapılabilir. Küçük çaplı damar ve sinirlerin dikilmesi sayesinde kopan organa işlevi yeniden kazandırıldığı gibi, bir defekte başka bir bölgeden dokuların transferi de olasıdır (Serbest flepler). Günümüzde 0,5 mm çapına kadar ince damar ve sinirler dikilebilmektedir. Mikrocerrahi uygulamalarının özellik gerektiren bakımları sebebiyle, bu konuda eğitimli, deneyimli hemşire ve personelin 24 saatlik gözetiminde takip ve tedavileri özenle yapılması gerekmektedir. Bu çok özel operasyonlar tamamıyla ekip çalışması gerektiğinden başta Plastik, Estetik ve Rekonstrüksiyon Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ertan Günal, Anestezi uzmanı Dr. Mehmet Demirçelik ile servis ve ameliyathane hemşirelerine gösterdikleri özen ve dikkatli çalışmalardan dolayı teşekkür ederim.” İfadelerini kullandı. Tel. : +90 342 211 99 00 [email protected] www.devahastanesi.com www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 13 GEZİ DAVASI GERGİN BAŞLADI ikleri HATAY’da Gezi Parkı eylemlerine destek verd ak’ iddiasıyla haklarında ‘görevi kötüye kullanm sı iddiasıyla ceza davası açılan Hatay Tabip Oda . yöneticisi 21 kişinin yargılaması gergin başladı 2 yıla kadar hapsi istenen meslektaşlarına destek vermek için Hatay Adliyesi önüne gelen çevre illerin tabip odaları yöneticileri ile polisler arasında itiş kakış yaşandı. Çevik kuvvet polislerinin kalkan kullanarak uzaklaştırmaya çalıştığı hekimler, dağılmayarak adliye önünde basın açıklaması yaptılar. Sağlık Bakanlığı, Gezi Parkı eylemleri sırasında aktivistlere destek verdikleri gerekçesiyle dönemin Hatay Tabip Odası Başkanı Selim Maktap ile yönetim kurulunda görev yapan hekimler hakkında şikayetçi oldu. Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu’ndaki 21 doktor için ‘görevi kötüyü kullanmak’ iddiasıyla yürütülen soruşturma sonunda 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bugün hakim karşısına çıkan Selim Maktap ve arkadaşlarına Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis ve Osmaniye’den gelen meslektaşları destek verdi. Adliye önünde ‘Hekimliğe dokunma’ yazılı pankart açan doktorlar, duruşmaya girmeden önce adliye önünde basın açıklaması yapmak istedi. Güvenlik önlemleri alan polisler ile hekimler arasında ‘basın açıklamasının okunacağı yer konusunda tartışma yaşandı. Polisler, kalkanlarıyla grubu bulundukları yerden uzaklaştırmak için hamle yaptı. Hekimler de polise direnince itiş kakış yaşandı. Israrını sürdüren hekimler, adliye önünden ayrılmadı. Adliye önünde bekleyişini sürdüren grup içindeki Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Özden Şener, polisin davranışına tepki gösterdi. Kadın Özden Şener, “Bugün Hatay’dayız hep birlikte. Az önce bizi itip kakan memur arkadaşlar bir emir aldıklarını söylüyorlar. Biz böyle tuhaf, kanunsuz, hukuksuz emirler yüzünden zaten şu anda buradayız. İki hafta önce Sağlık Bakanlığı’nın Ankara Tabip Odası aleyhine açtığı bir dava için Ankara’daydık, bugün de Hatay’dayız. Biz şu anda işinin başında hasta bakıyor, ya da ameliyat yapıyor olacaktık ancak açılan davalar yüzünden işimizi yapamıyoruz. Derdimiz belli, ülkede demokrasi yok. Hasta neredeyse ordayız, şu veya bu bahaneyle kimseyi ayırt edemeyiz. Bize az önce müdahale eden polis bile şimdi rahatsızlansa bakmak zorundayız” dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından grup açılan davaya katılmak üzere polis eşliğinde adliyeye girdi. Erkek Çocuk www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 14 Gözde Alerjiye Dikkat !!! Özel Primer Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Doktor İbrahim Gözen yaptığı açıklamada Alerji toplumda sık görülen bir hastalıktır ve insanların yaklaşık %15’inde alerjinin bir veya birkaç çeşidi bulunduğunu söyledi. Özel Primer Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Doktor İbrahim Gözen Çevreyle direkt teması nedeniyle gözün alerjik hastalıklara daha yatkın olduğunu ifade eden Dr. Gözen, şöyle konuştu. Göz alerjileri gözde yanma, batma, kaşıntı, çapaklanma, kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozukluğu meydana getirebilir. İleri alerji formlarında gözün beyaz kısmında yapışıklıklar dahi olabilir. Meydana gelen rahatsızlık insanların performansını etkilediği gibi enfeksiyonlara yatkınlığı artırır, kontakt lens kullanımını zorlaştırır ve daimi bir huzursuzluk kaynağı oluşturur. Göz alerjileri gözün yüzey dokularını ilgilendirir. Muayenede göz kapakları, kirpikler ve kornea dikkatle incelenir. Bazen göz kapakları ters çevrilerek arka yüzeylerinin incelenmesi gerekebilir. rının göz bulguları, kuru göz hastalığı, gözün bağ ve damar tabakasının iltihabi hastalıkları, böcek ısırıkları, kirpik diplerine yerleşen parazitler göz alerjisini taklit eden bir tablo meydana getirebilir. Tanısal test olarak alerjen maddenin bulunması, gözyaşında ve kanda bazı maddelere bakılması yardımcı olsa da en fazla bilgi muayeneden elde edilir dedi. Bazı mikrobik hastalıklar, sebebi bilinmeyen iltihabi durumlar, göz kapağı iltihapları, bazı cilt hastalıkla- Umut Dolu Gözlerde BAYRAM SEVİNCİ Gaziantep Üniversitesi Onkoloji Hastanesinde Kurban Bayramı Etkinliği düzenlendi. Hayırsever vatandaşların desteği ile Kurban Bayramında Onkoloji Hastanesi Çocuk katında, bayramı hastanede geçirmek zorunda kalan çocuklara güzel bir etkinlik düzenlendi. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof.Dr. Metin Kılınç’ın da katıldığı organizasyonda bayramın hastane ortamında da güzel geçebileceği gösterilmiş oldu. Gaziantep Ticaret Odası Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin gönüllü katkıları ile müzik dolu geçen günde, çocuklar, aileleri ve hastane çalışanları bayramın güzelliklerini hep beraber yaşamış oldular.Bizi destekleyen tüm hayırsever dostlarımıza gönül dolusu teşekkürler. www.saglikilan.com 1-7 EKİM DÜNYA EMZİRME HAFTASI 1-7 Ekim Emzirme haftası etkinlikleri kapsamında Şehitkamil Devlet Hastanesinde ‘’Anne Sütü ve Emzirme’’konusunda aileler bilgilendirildi. ilk 6 ay SADECE anne sütü H astane Polikliniklerinde stand açarak Anne ve anne adaylarına broşür dağıtarak Anne Sütü ve Emzirme ile bilgiler veren hemşireler Anne sütünün üstün içeriği ile yeni doğan bebeğin tüm gereksinimini 6 ay boyunca tek başına karşılayabilen, kolay sindirilebilen ideal bir besindir dediler. Anne sütü ile beslenen bebeklerde bağışıklık sistemi güçlenmekte dolayısıyla enfeksiyonlara daha az rastlanmakta, alerji, ani bebek ölümleri anne sütü almayanlara göre daha az görülmektedir, Anne sütü alan bebek hastalansa bile enfeksiyonu daha kolay atlatmaktadır. Kadın doğum servisinde yatan Anne ve anne adayları odalarında ziyaret edilerek Hastane yöneticisi Op.Dr.Bülent Selim CANSUNAR ve Hasta Bakım Hizmetleri Müdürü Aysel KARAKUŞ tarafından karanfil verildi.Hastane poliklinik girişlerine stant kurularak loğusa şerbeti ,Emzirme ile ilgili broşür ve çocuklara balon dağıtıldı. 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 15 www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 16 GAÜN’de kanser hastalarına kişiye özgü tedavi yaklaşımı Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kanser hastalarında kişilerin genetik yapısı incelenerek yeni bir tedavi yaklaşım yöntemi geliştirildi. Yöntem ile hastada kemoterapinin yan etkileri azaltılabilirken, gerekli dozda ilaç kullanıldığı için ekonomik tasarruf ta sağlanmış olacak. HER BİREYİN İLACA DUYARLILIĞI FARKLI Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Moleküler Genetik Tanı, Hematoloji ve Doku Tiplendirme Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, laboratuvarlarının şuanda Türkiye’de referans laboratuvarlardan biri olduğunu belirtirken, “Son dönemde, Türkiye’de yapılan testlerde öncülük yapmaya başladık. Tıbbi biyoloji Anabilim Dalı olarak moleküler genetik alanında şu anda 7 TÜBİTAK Projesi’ni götüren bir merkeziz. Türkiye’de Kras, Braf, c-KİT, EGFR, farmako genetik gibi testleri yapan nadir merkezlerden birisiyiz. Merkezimize gelen hastalara molekülergenetik açıdan Türkiye’nin en gelişmiş merkezlerinden biri olarak hizmet veriyoruz. Yaptığımız çalışmalarla sadece yurtdışından teknolojiyi alıp tüketen değil aynı zamanda buna bilimsel değerler katarak üreten bir anlayış içinde ülkemizi ulusla arası alanda hak ettiği düzeylere taşıyacak bir anlayışın geliştirilmesine katkıda bulunmak istiyoruz. ” dedi. Son yıllarda önemi giderek artan farmako genetik denen, yani kişiye özgü tedavi yöntemi üzerine önemli çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, söz- lerini şöyle sürdürdü: “İnsanların genetik yapısı birbirlerine yüzde 99,9 benzemekle birlikte, yüzde 0,1’lik bir fark vardır. Genetik yapıdaki bu farklılıklardan dolayı kullanılan ilaçların fayda görme miktarında farklılıklar olmaktadır. Bunun sebebinin metabolizma, yani moleküler genetik yapının farklılığıyla bünyenin ilacı metabolize etme hızının değişikliğidir. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) onayladığı bir takım DNA üzerindeki değişikliklerden kaynaklanan ilaç metabolizması ile ilgili bir takım genetik parametreler var. Amerika Birleşik devletleri Massachusetts Üniversitesi ile eş zamanlı yürüttüğümüz bir projede biz bununla ilgili yaklaşık 2 yıldan buyana genetik testler yapmaktayız. İlgili firmayla konuşarak, Türkiye’de ilk kez bu sistemi hastanemizde kurduk. Sistem tamimiyle üst düzey nanoteknoloji kullanılarak geniş bir tarama yapmamızı sağlamaktadır. ÖNCE KANSER ÜZERİNE ÇALIŞMA Öncelikle ilaç toksitesinin çok olması nedeniyle kanser tedavisi ve kemoterapi alan hastalar üzerinde çalıştıklarını açıklayan Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, yöntem ile ilgili şu bilgiyi verdi: “Hasta ilk tanıy ı aldıktan sonra tedaviye başlamadan önce hastanın ilaçlarla ilgili genetik profillerini çıkarıyoruz. Kanını alıp, DNA’sını ayırıyoruz. Profilini sunuyoruz. Bazı belirlenmiş ilaçlar var. Bu gibi kemoterapide kullanılan ilaçlarla ilgili metabolizma hızı bu parametrelere göre hesaplanıyor. Birtakım ilaçlara karşı yavaş mı, hızlı mı yanıt verdiğini belirliyoruz. Bu bilgiler doğrultusunda ilaç dozlarını hesaplanıyor. Çünkü ilacı az verirseniz vücut bunları hızlı bir şekilde dışarıya atıyor. Kanser hücrelerini öldüremiyor. Örneğin iki ayrı hastaya aynı miktarda ilaç verdiğinizde birisinde tümör hücresini öldürüyor, diğerini öldüremiyor. Bunun sebeplerinden biri şu: Hastanın birisi hızlı metabolize ettiğinden dolayı vücut ilacı hızla dışarı atıyor. O nedenle de gidip kanser hücresini öldüremiyor. Bunun tersinde ise, metabolizmanın yavaş olması beklenenden daha fazla vücutta kalmasına ve toksik etkisi göstermesine sebep oluyor. Bir hastaya sözgelimi 1 mg ilaç verdiğinizde toksik etki gösteriyor ve hastayı zehirliyor. Ama öbür hasta hızlı metabolize edip hızlı ortadan kaldırdığında etkilemiyor. Çünkü, kemoterapi ilaçları sadece kanser hücrelerini öldürmüyor, bizim sağlıklı hücrelerimizi de öldürüyor. Bunun bir örneği saçlar uzamıyor. Kan hücreleri azalıyor. Bunlar kemoterapinin yan etkileri. Bunlar normal hücrelere de etki ettiğinden mümkün olduğunca uygun dozda ilaç vermek gerekiyor. O şekilde hasta tedaviyi alıyor. Bu nedenle kişinin farmako genetik tanısını yapıyoruz. Bu şekilde hastaya tedaviye başlayacak tedavi yöntemini ve verilecek ilaç miktarını belirliyoruz.” 500’ÜN ÜZERİNDE HASTA ÜZERİNDE ÇALIŞILDI Bu şekilde son iki yılda 500’ün üzerinde hastada çalışma yaptıklarını açıklayan Doç. Dr. Öztuzcu, “Bu hastalarda genotipleme yaptık. Bunla ilgili bilimsel bir yayın hazırlıyoruz. Bu çalışmamız uluslararası hakemli dergide yayınlandıktan sonra ileriye yönelik çalışmalarımız devam edecektir. O zaman bilimsel değerlendirmemizi yapacağız. Bu yaklaşımın en önemli yanı hastaya en uygun, en zarar verecek tedavi protoko- lünün seçilmesi için bir ön değerlendirme yapılmasını sağlaması” dedi. Böylelikle belki yüksek dozda ilaç verilen bir hastanın kaybetme riskinin azaltılacağını kaydeden Öztuzcu, az dozda ilaç verilmenin riskinin de ortadan kalkacağını dile getirdi. Doç. Dr. Öztuzcu, “Böylelikle uygun dozda ilaç verilerek tedavi şansı da artacaktır. Çalışmalarımız sonucu Kanser tedavisine ilk uygun veriler alındı. Burada önemli olan iki konu var. Bunlardan ilki; az ilaç verdiğinizde toksik dozu azalıyor. Faza ilaç verdiğimiz için hastada reaksiyonlar oluşuyor. İkinci faydası gereğinden fazla kemoterapik ilaç verilmeyerek hem az hasara uğraması, hem de daha ekonomik olarak tedavisi sağlanır. Bir de kemoterapiden kaynaklanan yan etkileri azalıyor. Örneğin kan değerleri düşüyor. Bunlar, bölünmeyi azaltan ajanlar olduğu için kanımız artmıyor. Böylelikle kansızlık oluyor. Organlara kan gitmiyor. Bu şekilde hastayı ölüme kadar götüren sonuçlar ortaya çıkabiliyor. İnsanlar bazen kanserden ölmeden, kemoterapik ajanların etkisinden yaşamını yitiriyor. Uygun dozda tedavi vermek hastanın yaşam süresini artırdığı gibi toksik özelliklerini de azaltıyor. SGK’nın bu tip çalışmalara daha fazla destek olması halinde, önleyici sonuçlar alındığında milyarlarca liralık ödemelerden kurtulacağını düşünüyoruz.” MEME KANSERİNE ERKEN ÖNLEM Bu yöntemi sadece kanser için değil, diğer ilaç tedavisinin önemli olduğu birçok hastalıkların tedavi yöntemlerinin belirlenmesi için kullanılabileceği vurgusunu yapan Doç. Dr. Serdar Öztuzcu, kadınların korkulu rüyası olan meme kanserleriyle ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Meme kanserlerinde bazı hastalar için ailesel yatkınlık oluyor. Ailede olanlardan bir geçiş olduğu için risk fazla ve hastalara ailesel bir geçiş olduğu düşünülüyor. BRCA1 ve BRCA2 DNA’yı tamir eden genler. DNA‘nızda bir kırık olduğu zaman bu gen gelip bunu tamir ediyor. Aileden genetik olarak risk altındaki kadınlarda bir bozulma kırık olduğu zaman tedavi edemiyor. Bunun genlerde olabilecek hasarların tespitini yapabiliyoruz. Ailelerinde birden fazla kanser olmuş, kişiler varsa bunun önce biz tamir genlerine bakıyor ve diyoruz ki ‘Sende bu mutasyon var. Meme kanseri olma ihtimalin oldukça artmıştır. Bunun için senin koruyucu bir takım önlemler alman gerekli. Psikolojik etkileri olabilir ama bu insanın kendisini koruması lazım. Riskli olan hastaların kontrolünü yapıyor ve hastayı uyarıp kanser olma riskini anlatıyoruz. Bu testi hastalarımız isterlerse kendileri yaptırabiliyorlar. Ancak sosyal güvenlik kurumları imkânlarıyla yaptırabilmesi için aileden gelen bir risk olduğu gibi kriterleri taşıması gerekiyor.” www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 17 CANLI YAYIN KONUĞU OLDUK Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şubesi olarak; Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan DEMİRCİ, Cumhuriyet Halk Partisi Gaziantep Belediye Meclis Üyesi Dr. Ahmet BAYDİLEK ve Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kemal BAKIR ile birlikte uydu üzerinden yayın yapan Bahartürk televizyonunun “Emek Saati” adlı programının canlı yayın konuğu olduk. Nihat BENCAN’ın moderatörlüğünü yaptığı program iki saat sürdü.Programa CHP Mersin milletvekili Prof. Dr. Aytuğ ATICI ile CHP Manisa Milletvekili Özgür ÖZEL’de telefonla katıldılar.Vatandaşların da telefonla ilgi gösterdiği programda, - Sağlıkta dönüşümün neler getirdiği, - Hastalardan alınan fark ücretleri, - Sağlık harcamalarının nasıl arttığının, - Ameliyat ve poliklinik sayılarında yaşanan artışın nedenleri, - 1 Ekim 2014 tarihinde yürülüğe giren (SUT) Sağlık Uygulama Tebliğinin getireceği sorunlar, - Sağlıkta şiddet, - Performansa dayalı döner sermaye sistemi, - Eczanelerin yaşadığı sorunlar. - Özel hastanelerin pozisyonları, - Sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlar hakkında görüşler paylaşıldı. TEŞEKKÜR Kızımız SEDA’nın hamileliği süresince, düzenli ve titiz takipleri sonucu,torunumuz ARAS’ı kucağımıza veren, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. İBRAHİM HALİL BÜYÜKBEŞE’ye, Anestezi Uzmanı Dr.Yunus BAYDİLEK’e, Ebe-Hemşire Fatma ÇETİN’e, PRİMER HASTANESİ Doğumhane ve Doğum Servisi Hemşire ve çalışanlarına, bu mutluluğumuzu paylaşan, arkadaş, akraba ve tüm dostlarımıza saygı ve teşekkürlerimizi sunarız. SELMA - FARUK MÜFTÜOĞLU DEMET - HALİL GÜLEÇ www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 18 ÇOCUK FELCİ İÇİN GAZİANTEP’TEN SAMSUN’A PEDAL ÇEVİRECEKLER Gaziantep Rotary Kulübü Başkanı Işınsu ALPAY Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep İpekyolu Rotary Kulübü işbirliğiyle ,”Çocuk Felci İçin Sürüyoruz “ farkındalık projesi kapsamında, 11 bisikletçi Türkiye turuna çıkacak. Bisikletçiler, Çocuk Felcine dikkat çekmek ve uluslararası alanda kamuoyu oluşturabilmek için 10 gün boyunca, bin 530 kilometre yol kat edip, 8 farklı şehirde pedal çevirecekler. Projenin startı 16 Ekim’de Gaziantep’ten verildi. G aziantep Büyükşehir Belediyesi’ nin katkılarıyla, Gaziantep İpekyolu Rotary Kulübü tarafından ‘ Çocuk Felci İçin Sürüyoruz ‘ Türkiye bisiklet turu düzenlenecek. Proje kapsamında, 11 bisiklet sporcusu Türkiye’yi, Güney’den- Kuzey’e doğru kat ederek 10 gün boyunca pedal çevirecekler. 16 Ekim 2014 tarihinde Gaziantep’ten startı verilecek olan zorlu yolculukta bisikletçilerin, Adana, Niğde, Kapadokya, Ankara, Kastamonu ve Sinop yol güzergahlarını kullanarak 25 Ekim 2014 tarihinde Samsun’a ulaşması planlanıyor. Geçilecek her şehirde projeye destek veren gönüllü bisikletçiler ile İpekyolu Rotary Kulüp üyelerinin de Gaziantepli bisikletçileri bu uzun maratondan yalnız bırakmayacağını belirten İpekyolu Rotary Kulüp Başkanı Işınsu Alpay, günde ortalama 150 kilometre yol almayı hedefleyen bisikletçilerin, etabın sonunda 1530 kilometrelik yolu başarıyla tamamlamalarını beklediklerini söyledi. Bisikletçilerin Adana-Ankara ve Samsun illerinde koordine edilecek çocuk felci bilgilendirme toplantılarına da katılacaklarını kaydeden Alpay, amaçlarının 1985 yılında Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Rotary’nin Çocuk felci yani Polioyu ortadan kaldırmak için başlattığı kampanyalara dikkat çekmek olduğunu ifade etti.Tur sırasında bisikletçilerin, yol güzergahlarında bulunan şehirlerin en işlek caddelerinden belirli bir hızla geçeceklerini, projenin amacına ulaşabilmesi için meydanlarda finish noktaları oluşturacaklarını ve aynı şekilde ertesi gün belirlenen noktalardan yeniden start verileceğini belirten İpekyolu Rotary Kulüp Kulübü Başkanı Alpay, bu illerde farkındalık oluşturabilmek ve halkın yoğun katılımını sağlayabilmek için ön- ceden tanıtım ve reklam çalışmaları yapacaklarını da sözlerine ekledi. Öte yandan bisiklet turunun ilk durağı olan Adana’da gerçekleştirilecek basın toplantısına Uluslararası Rotary Başkanı Gary Huang’ın da katılım göstermesi bekleniyor. www.saglikilan.com Yakında açılacak olan özel Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimize Mega still Güzellik Salonumuza Diş hekimi yardımcısı ve asistanı Bilgi işlem elemanı Temizlik elemanı Güvenlik elemanı Danışma görevlisi olarak çalışacak bay bayan eleman alınacaktır. Müracat edeceklerin fotoğraflı olarak hazırlanmış cvler ile aşağıdaki iletişim telefonlarına ulaşmaları gerekmektedir. 0532 245 7861 Devren Satılık Cafe 3 Yıldır çalışmakta olan yüksek cirolu cafe Sahibinden 1.200.000 TL ye tüm eşyaları ile satılıktır. 0 532 216 60 80 0530 606 4462 Vitaldent Ağız ve Diş Sağlığında çalışacak diş hekimi asistanları ve ön muhasebe elemanı aranmaktadır. Akyol İlköğretim Okulu Karşısı 0 (342) 232 - 49 49 0 (342) 231 - 45 09 ÖZEL HAYAT HASTANESİ’NE Hemşire Radyoloji Teknisyeni Alınacaktır... İrtibat: 0542 315 3373 (0342) 230 60 60 Estetisyen (Güzellik Uzmanları) 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 19 DENTAVİZYON Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde çalışacak Diş hekimleri ve Diş hekimi asistanları aranmaktadır. Muhasebe görevlisi ve Temizlik görevlisi Bayan aranmaktadır 0 (342) 232 46 46 0 342 322 00 43 Hastaneleşme Sürecinde olan Özel Sultana Tıp Merkezine Ninova Medikal bünyesinde çalıştırılmak üzere BAYAN ELEMANLAR aranmaktadır 0(555) 819 31 14 DENTALAZER AİLESİNDE ÇALIŞMAK İSTEYEN DİŞ HEKİMLERİ VE DİŞ HEKİMİ ASİSTANI ARANMAKTADIR... 0.532 267 54 27 Özel Sultana Tıp Merkezi KBB Uzmanı Dahiliye Uzmanı Radyoloji Teknisyenleri, Anestezi Teknisyeni Hemşire, Ebe , ATT ve Sağlık Memurları Aranmaktadır İrtibat:0505 875 50 32 25 ARALIK ASM Karşısında Eczaneye Satılık Dükkan 0533 304 32 94 DERMATOLOJİ UZMANI Özel fimer fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezinde çalışmak Üzere kozmetik konusunda deneyimli Dermatoloji Uzmanı aranmaktadır . 0342 322 56 56 0505 623 60 42 Teşekkür Bizlerden yoğun ilgisini, yakınlığını ve dostluğunu esirgemeyen, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Sn. Op. Dr. İBRAHİM HALİL BÜYÜKBEŞE ve ekibine, Primer Hastanesi doğum servisi çalışanlarına, Oğlumuz ARAS GÜLEÇ’in dünyaya geliş sürecindeki eşsiz katkı ve yardımları için sonsuz teşekkür ederiz. Seda - Halit GÜLEÇ www.saglikilan.com 22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 20
© Copyright 2024 Paperzz