V.ULUSALPOLİMERBİLİM VE TEKNOLOJİSİKONGRESİ TOKAT 2014 V. ULUSAL POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİ KONGRESİ 01-04 Eylül 2014 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi V. ULUSAL POLİMER BİLİM ve TEKNOLOJİ KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ TOKAT/2014 İÇİNDEKİLER Sayfa Düzenleme Kurulu....................................................................................................... ii ABSTRACT ..................................................................................................................... ii Bilim Kurulu .................................................................................................................iv Sponsorlarımız ...............................................................................................................v Önsöz ..............................................................................................................................vi Kongre Bilimsel Programı ....................................................................................... vii Çağrılı Konuşmacılar ...................................................................................................1 Sözlü Bildiriler Tablosu ..............................................................................................6 Sözlü Bildiriler ............................................................................................................11 Poster Bildiriler Tablosu ...........................................................................................49 Poster Bildiriler .........................................................................................................63 İndeks ...........................................................................................................................207 i V. ULUSAL POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİ KONGRESİ DÜZENLEME KURULU ONURSAL BAŞKAN Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü DÜZENLEME KURULU BAŞKANLARI Prof. Dr. Cemil ALKAN Gaziosmanpaşa Üniversitesi Prof. Dr. Teoman TİNÇER Ortadoğu Teknik Üniversitesi DÜZENLEME KURULU ÜYELERİ POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİSİ DERNEĞİ Prof. Dr. Meral KARAKIŞLA ŞAHİN Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Mehlika PULAT Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Haşim YILMAZ Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Emine ERDEM Hacettepe Üniversitesi GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ Prof. Dr. Cemil ALKAN Prof. Dr. Adem ÖNAL Prof. Dr. Ahmet KARADAĞ Prof. Dr. Ahmet SARI Prof. Dr. Hayati SARI Prof. Dr. İsa GÖKÇE Prof. Dr. Mahfuz ELMASTAŞ Prof. Dr. Mustafa CEYLAN Prof. Dr. Ömer IŞILDAK Prof. Dr. Ramazan ERENLER Doç. Dr. Esra KOÇ Doç. Dr. Yakup BUDAK Yrd. Doç. Dr. Fatma GEDİKLİ Yrd. Doç. Dr. Meliha Burcu GÜRDERE Yrd. Doç. Dr. Özlem EĞRİ ii Yrd. Doç. Dr. Sinan EĞRİ Öğr. Gör. Dr. Ayşegül ŞENOCAK Arş. Gör. Dr. Demirhan ÇITAK Arş. Gör. Dr. Ferda ESER Arş. Gör. Dr. Hayrettin GEZEGEN Uzm. Dr. Kadriye Özlem SAYGI Uzm. Dr. Özgür Doğan Uluözlü Arş. Gör. Derya KAHRAMAN DÖĞÜŞCÜ Arş. Gör. Hüseyin AKBAŞ Arş. Gör. Osman Nuri ASLAN Arş. Gör. Recep TAŞ Uzm. Alper BİÇER Uzm. Hüseyin AKŞİT Uzm. Nusret GENÇ Uzm. Özkan ŞEN Ruhan ALTUN ANAYURT Ayşe ALTINTAŞ Cahit BİLGİN Çınar KIZIL Said ATEŞ Yusuf MERT iii V. ULUSAL POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİ KONGRESİ BİLİM KURULU ÜYELERİ Prof. Dr. Ahmet M. ÖNAL Ortadoğu Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Ayşegül UYGUN Süleyman Demirel Üniversitesi Prof. Dr. Cemil ALKAN Gaziosmanpaşa Üniversitesi Prof. Dr. Cengiz SOYKAN Uşak Üniversitesi Prof. Dr. Dursun SARAYDIN Cumhuriyet Üniversitesi Prof. Dr. Dilek ŞOLPAN ÖZBAY Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Erhan BİŞKİN Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Eyüp ÖZDEMİR Çanakkale Üniversitesi Prof. Dr. Erdener KARADAĞ Adnan Menderes Üniversitesi Prof. Dr. Hüsnü Yıldırım ERBİL Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Prof. Dr. Halil İbrahim ÜNAL Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Haşim YILMAZ Gazi Üniversitesi Prof. Dr. İ. Ersin SERHATLI İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet BALCAN Ege Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet SAÇAK Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Metin H. ACAR İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa DEĞİRMENCİ Harran Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa ERSÖZ Selçuk Üniversitesi Prof. Dr. Murat ŞEN Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Nesrin HASIRCI Ortadoğu Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Olgun GÜVEN Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Oğuz OKAY İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Satılmış BASAN Hitit Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer ÇAYKARA Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Turgay SEÇKİN İnönü Üniversitesi Prof. Dr. Teoman TİNÇER Ortadoğu Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Veli DENİZ Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Vural BÜTÜN Osmangazi Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf MENCEOĞLU Sabancı Üniversitesi Prof. Dr. Yunus KARATAŞ Ahi Evran Üniversitesi Doç. Dr. Güralp ÖZKOÇ Kocaeli Üniversitesi iv SPONSORLARIMIZ v ÖNSÖZ Değerli katılımcılar, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ile Polimer Bilim ve Teknolojisi Derneğinin işbirliğiyle düzenlenen V. Ulusal Polimer Bilim ve Teknolojisi Kongresi 01-04 Eylül 2014 tarihlerinde tecrübeli ve genç bilim insanları, polimer üretim ve tanımlanmasına ait süreçlerde faaliyet gösteren özel sektör temsilcileri ve endüstri temsilcilerinin katılımlarıyla gerçekleşmektedir. Kongrede, katılımcıların çalışmalarını akademik bir ortamda sunması ve ilgili kişilerle tartışması hedeflenmiştir. Kongrede 38 tanesi sözlü, 144 tanesi poster olmak üzere toplam 182 bildiri tartışılacak; ayrıca 2 tanesi yurt dışından 6 tanesi yurt içinden olmak üzere 8 tane de çağrılı konuşma yapılacaktır. Kongre etkinliği tecrübeli bilim insanlarını genç araştırmacılarla bir araya getirerek vizyon sağlamaları için de gerekli ortamı sağlayabilmek üzere şekillendirilmiştir. Ayrıca kongreye endüstriden gelen katılımcılar ilgi alanlarında bulunan bilim insanlarının çalışmalarını izleyebilecek ve kendi ARGE faaliyetleri için potansiyel araştırmacı gurubuna temas sağlayabileceklerdir. Bu türden temasların ülkemizde bilim ve sanayi alanında faaliyet gerçekleştiren kurumları bir araya getirmesi beklenmektedir. Kongre kapsamında TUBİTAK-ARDEP tarafından gerçekleştirilecek olan sunum ile araştırmacıların proje hazırlama eğitimi alması hedeflenmiştir. Ayrıca kongrede özel bir patent kuruluşu tarafından bilim insanlarının elde ettikleri başarılı sonuçları değerlendirebilmeleri amacıyla patent süreçleri hakkında bir sunum gerçekleştirilecektir. Kongrede biri yurtdışından 2 ayrı firmaya da polimer karakterizasyonu konusunda faaliyet gösterdikleri sistemler ve bunlar aracılığı ile yapılabilecek karakterizasyon çalışmaları konularında eğitim sunumları yapma imkanı sağlanmıştır. Yapılacak bilimsel aktivitelerin yanında katılımcılara Tokat’ın meşhur Ballıca mağarasını gezme, Mahberi Hatun Kervansarayında çay içme ve rehber eşliğinde Tokat turu yapma imkanı sağlanmaktadır. Kongrenin son günü Tokat’ın meşhur ilçelerinden, Danişmentlilere başkentlik yapmış, dünyanın en büyük kalelerinden birine sahip, doğal güzellikleri ile bilinen Niksar ilçesine gezi düzenlenecektir. Tokat ili ve üniversitesine böyle bir kongrenin ev sahipliği imkanını sağladığı için Polimer Bilim ve Teknolojisi derneğine ve kongreye destek sağlayan TUBİTAK, Brisa, Çalık Denim, Kordsa Global, Terra Lab, Erdem Kaya Patent, Atomika Teknik, Sem Laborteknik, Alternatif Medikal ve İnfo Kimyaya teşekkür ederiz. Kongrenin düzenlenmesinde üniversitemizin Kongre Merkezini tahsis eden, destek ve yardımlarını esirgemeyen Üniversitemizin Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Şahin’e ve kimya bölümünün akademik ve idari personeline en içten teşekkürlerimizi sunarız. Tokatta iyi vakit geçirmeniz dileğiyle. Prof.Dr. Cemil Alkan Yerel Düzenleme Kurulu Başkanı vi KONGRE PROGRAMI vii viii ix x BİLDİRİLER TABLOSU ÇAĞRILI KONUŞMACILAR Yer-Zaman Konuşmacı Bildiri Başlığı Ana Salon İsmet Kaya Sayın Prof. Dr. Eyüp Özdemir hakkında ve İmin Ve Hidroksi İçeren Aromatik Bileşiklerin Polimerizasyon Tepkimeleri Ve Karakterizasyonları Ana Salon Nurettin Yaylı Ana Salon Fabien Salaün Tubitak Ardep Sunusu Tübitak Proje Önerileri Hazırlama Eğitimi Microencapsulation For Enhanced Textile Substrates Performances Ana Salon Suna Uçan, Sem Limited Ana Salon Ali Çırpan Ana Salon Erdem Kaya Patent Ve Danışmanlık A.Ş. Şirketi Yetkilisi Patent Yazma Ve Başvuru Süreçleri Ana Salon Güralp Özkoç Petro-Polimerlere Yeşil Ve Yenilenebilir Alternatif Poli(Laktik Asit): “Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar Ve Çözüm Önerileri” Ana Salon Bassem Sabagh, Malvern Instruments Ltd. Characterization of Hyaluronic Acid by Static, Dynamic and Electrophoretic Light Scattering 1 Polimer Karakterizasyonunun HPLC Tekniği Ve Uygulamaları Polimerlerin OptoElektronik Özellikleri ve Uygulamaları İMİN VE HİDROKSİ İÇEREN AROMATİK BİLEŞİKLERİN POLİMERİZASYON TEPKİMELERİ VE KARAKTERİZASYONLARI İsmet Kaya ve Kevser Temizkan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab., Çanakkale [email protected] [email protected] Konjuge bağlı oligo/polifenoller veya onların imin yapılı değişik türevlerinin hazırlanması ve karakterizasyonu son yıllarda büyük bir önem kazanmıştır. Yapısında imin grubu içeren (-HC=N-) oligofenoller ve onların türevleri; katalizör, yarı iletkenler, sıcaklığa dayanıklı malzeme ve yeni polimer şelat komplekslerinin oluşumunda kullanılabilirler. Yapısında hidroksil grubu içeren aromatik amin ve aldehit bileşikleri veya kondenzasyon ürünleri sulu asidik veya bazik ortamda NaOCl, H2O2 ve hava gibi oksidantlar kullanılarak oksidatif polikondenzasyon tepkimesiyle onların oligomer veya polimer bileşikleri elde edilmektedir (1). Polimerizasyon reaksiyonunun mekanizmasında ilk basamak radikalik başlatıcıların etkisiyle fenoksi (Ar-O-) anyonu ve ardından fenoksi (Ar-O·) radikalinin oluşumudur. Oluşan fenoksi radikalleri halka içinde orto ve para pozisyonlara dağılır. Bu konumların boş olması durumunda üç farklı tür radikalin oluşumu gerçekleşir. Oluşan radikallerin birleşiminde fenoksi radikaliyle fenil radikali birleşmişse C-O-C bağlanması, iki fenil radikali birleşmişse C-C bağlanması meydana gelir. Ancak iki fenoksi radikalinin birleşmesi C-O-O-C teorik olarak mümkün gözükse de oluşacak peroksit bağının kararsız yapısı nedeniyle pratikte mümkün değildir. Yine yapısında imin grubu içeren poliüretan veya poliesterler son yıllarda yaygın bir şekilde çalışılmaktadır. Yeni sentezlenmiş ve yapısında imin birimi içeren poliesterin SEM görüntüsü aşağıdaki gibidir. Anahtar Kelimeler: Oksidatif polikondenzasyon, imin polimerler, polifenoller. Grafiksel özet: Kaynaklar 1. Kaya İ., Temizkan K. and Aydın A., 2013. Synthesis and characterization of aromatic and aliphatic ether bridged polymers containing carbazole moieties, Materials Science and Engineering B, 178 (13): 863-874. 2 MICROENCAPSULATION FOR ENHANCED TEXTILE SUBSTRATES PERFORMANCES Fabien Salaün Macromolecular Chemistry And Polymer Science, Ensait – Gemtex, Cedex, Fransa [email protected] Microencapsulation is recognized as an effective method to protect various kind of active agents in a variety of application fields such as medicine, agrochemicals, industrial chemicals, etc., and more recently textiles. Interfacial polymerization, including polycondensation, polyaddition, in situ polymerization, is defined by the formation of the capsule shell at or on a droplet or particles by polymerization of reactive monomers. This technology allows encapsulating a wide range of core materials, such as aqueous solutions, water-immiscible liquids and solid particles. In all cases, the phase containing the core substance is dispersed until it reaches the desired size in a continuous phase. During the past few years a growing number of applications of microcapsules on textiles have emerged, although most of these have been restricted to fabrics utilized in clothing. Microcapsules, when anchored within the fabric or coated or dispersed in fibre, can introduce smart functionalities. This presentation illustrates through three examples of functionalities, i.e. thermoregulation, fire retardancy and refreshing, the preparation and application of these microcapsules. 3 POLİMERLERİN OPTO-ELEKTRONİK ÖZELLİKLERİ VE UYGULAMALARI Ali Çırpan Kimya Bölümü, Polimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mikro ve Nanoteknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniveritesi, 06800 Ankara, Türkiye [email protected] Düşük maliyetleri, kolay proses edilebilmeleri ve farklı yüzeylere uygulanabilir olmaları organik konjüge polimerlerin elektronik ve optoelektronik uygulamalarda aranılan malzemeler sınıfına sokmuştur. Polimerler dönel kaplama yötemiyle kolayca proses edilebilmektedirler. Katkılanmamış durumdaki bant aralıkları 1.5 eV ile 3.5 eV arasında değişmektedirler. Bu özelliklerinden dolayı kendilerine duyulan ilgi her geçen daha da artmaktadır. Bugün bu tür malzemeler bir çok teknolojik uygulamada kullanılmaktradır: elektrokromik camlar, organik ışık saçan diyotlar ve organic güneş gözeleri. Organik güneş gözeleri dünyada giderek artan bir ilgiye ve Ar-Ge pazarına sahiptir. İnorganik benzerlerinin aksine esnek ve bükülebilir yüzeylere uygulanabilen organik güneş gözelerinin verimleri %10 civarındadır. Ancak hızla artan araştırma merkezleri sayesinde bu verimin daha üst seviyelere çıkarılması hedeflenmektedir. 4 PETRO-POLİMERLERE YEŞİL VE YENİLENEBİLİR ALTERNATİF POLİ(LAKTİK ASİT): “UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” Güralp Özkoç Kocaeli Ünversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü, Umuttepe Kampüsü 41380 İzmit/Kocaeli [email protected] Günümüzde modern hayatın bir ölçüsü olarak da algılanan ve çok geniş bir kullanım alanı bulan petrol kökenli plastikler (petro-plastikler), hızlı tüketimin bir sonucu olarak katı atık sorununu da beraberinde getirmektedir. Bunun yanı sıra petro-polimerlerin temininde, dünya petrol rezervlerinin azalmasına bağlı olarak gelecekte bir dar boğaz yaşanacağı da tahmin edilmektedir. Çevre bilincinin artmasıyla petro-polimerlere kıyasla çevreci ve sürdürülebilir alternatif olan biyobozunur polimerler önem kazanmaktadır. Biyobozunur polimerler arasında poli(laktik asit) (PLA) yenilenebilir kaynaklardan elde edilebilmesi, performans özelliklerinin nispeten üstün oluşu ve ekonomik bir süreçle ticari skalada üretilmesi gibi nedenlerle öne çıkmaktadır. Günümüzde, kullanım alanının genişlemesine ve fiyatının da düşmesine bağlı olarak PLA ‘ya olan talep günden güne artmaktadır. PLA; lineer; alifatik bir polyester olup endüstriyel olarak mısır nişastasının fermantasyonu sonucu elde edilen laktik asidin polimerleştirilmesiyle üretilmektedir. Üretim sürecinde, birçok petro-polimere göre daha düşük miktarlarda enerji harcanmakta, bunun bir sonucu olarak da daha az miktarda sera gazı üretilmektedir. PLA uygun koşullarda enzimatik olarak biyobozunmaya uğrar ve H2O ve CO2’ye kadar parçalanabilir. PLA, birçok özelliği bakımından polistiren ile poli(etilen tereftalat) arasında özellikler sergilemektedir. Endüstriyel uygulamalarına bakıldığında ambalajdan elyafa, kalıplanmış eşyalardan biyomedikal ürünlere kadar çok geniş bir spektrumda uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Tüm bu pozitif özelliklerinin yanında PLA’nın endsütriyel ürünlere dönüşümünde karşılaşılan çok temel sorunlar da bulunmaktadır. Bu sorunların önemlileri ve acil çözüm bekleyenleri düşük tokluk, fiziksel yaşlanma, düşük kristalizasyon hızı ve işlenirken karşılaşılan termal ve hidrolitik bozunmadır. Bu bildiride, PLA’nın endüstriyel uygulamalarında karşılaşılan söz konusu sorunlar sebep-sonuç ilişkileri ile açıklanacak, sorunların çözümü için araştırma grubumuzca geliştirilen çözüm yolları üzerinde durulacak, alternatif çözüm önerileri getirilecektir. 5 SÖZLÜ BİLDİRİLER LİSTESİ Bildiri No Konuşmacı Bildiri Başlığı S1 Ahmet Karadağ, Ayşegül Şenocak, Şengül Aslan Korkmaz, Nesrin Okumuş Korkmaz SİYANİDO KÖPRÜLÜ KOORDİNASYON POLİMERLERİ S2 Ali Eren Atıcı, Pınar Akkaş Kavaklı, Olgun Güven AKRİLONİTRİL/VİNİL ASETAT KOPOLİMERİNİN KİMYASAL MODİFİKASYONU VE URANİL (UO22+) İYONU ADSORPSİYONUNDA KULLANILMASI S3 Alper Biçer, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Derya Kahraman Döğüşcü, Cahit Bilgin, Ayşe Altıntaş, Çınar Kızıl POLİSTİREN/N-NONADEKAN MİKRO/NANO KAPSÜLLERİNİN SENTEZİ, MORFOLOJİSİ VE TERMAL ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ S4 Amir Sepehrianazar, Asad Geybi AMFİFİLİK POLİ(METAKRİLİK ASİT-KOAKRİLAMİT) KO-HİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK ORTAMLARDA ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ S5 Ayşe Bakar, Olgun Güven, Vladimir I. Feldman, Alexey A. Zezin X-IŞINLARI İLE İKİLİ VE ÜÇLÜ POLİMER METAL KOMPLEKSLER İÇERİSİNDE BOYUT VE DAĞILIM KONTROLÜ SAĞLANARAK BAKIR NANOKÜMELERİN OLUŞTURULMASI S6 Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Ayşe Altıntaş, Cahit Bilgin, Çınar Kızıl ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI (LA-MA) ÖTEKTİK KARIŞIMLI PMMA KABUKLU MİKRO/NANO KAPSÜLLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE TERMAL ÖZELLİKLERİ 6 Atilla Cihaner, Emine Gül CansuErgün, Mohammed AlJumaili Emre Çelikkol, Saadet Doğu DİTİYENOSİLOL TİP ELEKTROKROMİK KOPOLİMER: SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU S9 Fatma Kurşun, Nuran Işıklan MİKRODALGA İLE AŞILANANPOLİ(VİNİLALKOL)-AŞI-POLİ(NİZOPOPİLAKRİLAMİD) (PVA-AŞIPNIPAAM) KOPOLİMER MEMBRANLARIN PERVAPORASYONDA KULLANIMI S10 Feyza Kıraç, Olgun Güven İLAÇ TAŞIYICI SİSTEM OLARAK TASARLANMIŞ POLİ(NİZOPROPİLAKRİLAMİT) (PNiPAAm) NANOJELLERİN HAZIRLANMASI S11 Gökhan Koçak, Cansel Tuncer, Gökhan Solmaz, Vural Bütün 2-HiDROKSİ-3-MORFOLİNOPROPİL METAKRİLAT MONOMERİNİN SENTEZİ ve (KO)POLİMERLEŞMESİ S12 Harun Nezih Türkçü, Metin Tülü, Hale Ocak, Belkıs Bilgin Eran POLİAMİDOAMİNE (PAMAM) DENDRİMERLERE İYONİK SIVI KRİSTALİK ÖZELLİK KAZANDIRILMASI S13 H. Esra Oğuztürk, Seha Tirkeş, Ahmet M. Önal KARBAZOL ve FURAN BAZLI KONJUGE MONOMER SENTEZLERİ ve ELEKTROKİMYASAL POLİMERLEŞMELERİ S14 Hüsniye Melike Kayabaş, Serpil Eşsiz, Bekir Sarı SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI POLİ(DİMETİLSİLOKSAN)/POLİ(VİNİL ASETAT)/POLİTİYOFEN ÜÇLÜ KOMPOZİT VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN SENTEZİ VE ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI S15 İrem Erel-Göktepe, Vural Bütün, A. Levent Demirel pH ve SICAKLIĞA DUYARLI ÇOKKATMANLI POLİMER FİLMLER S16 Kasım Aksoy, Cemil Alkan, Ayşe Altıntaş ELEKTRO LİF ÇEKİM METODU İLE ÜRETİLMİŞ PAN-DEKANOİK ASİT ESASLI ISI DEPOLAMA ÖZELLİKLİ LİFLER S7 S8 ARAÇ SOĞUTMA DEVRELERİNDE KULLANILAN METAL BORULARIN SU ENJEKSİYON YÖNTEMİYLE (WIT) PLASTİK BORULARA UYGULANMASI 7 S17 Kasım Aksoy, Cemil Alkan KOMPLEKS KOASERVASYON METODUYLA FAZ DEĞİŞTİREN MADDENİN KİTOSAN/SODYUM ALGİNAT İLE MİKROENKAPSÜLASYONU S18 Mehmet Kodal, Hümeyra Şirin, Güralp Özkoç PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)/EPOKSİ-POSS NANOKOMPOZİTLERİNİN İZOTERMAL OLMAYAN KRİSTALİZASYON DAVRANIŞININ İNCELENMESİ S19 Melike Çağlayan, Bekir Sarı ORGANOMETALİK TUZLAR İLE MODİFİYE EDİLMİŞ CAMSI POLİMERLERİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU S20 Meshude Akbulut Söylemez, Dhana Lakshmi, Petya K. IvanovaMitseva, Michael J. Whitcombe, Elena V. Piletska, Kal Karim, Sergey A. Piletsky, Olgun Güven ATRAZİN BASKILI POLİMERLER İÇİN İDEAL MONOMER VE MONOMER/KONUK MOLEKÜL ORANININ TÜMLEŞİK YÖNTEM KULLANILARAK BELİRLENMESİ S21 Nazim Bektaş’i, Sevil Bektaş’i YÜKSEK PERFORMANSLI SIVI KROMATOGRAFİSİ YÖNTEMİ İLE POLİMERLERİN ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE DAĞILIMLARIN ARAŞTIRILMASI S22 Özlem Eğri, Zakir M. O. Rzayev, Erhan Pişkin MODİFİYE MONTMORİLLONİT VE BUNLARIN KULLANILDIĞI BİYOBOZUNUR NANOKOMPOZİT TARIMSAL ÖRTÜ FİLMLERİNİN ÜRETİMİ S23 Şeyda Çabuk, Özlem Erol, H. İbrahim Ünal, Ö. Yunus Gümüş MERKEZ/KABUK YAPIDA TİO2/POLİPİROL NANOKÜRELERİN DİELEKTRİK VE ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ S24 Satılmış Basan, Erol Sancaktar CB-NR ELASTOMERİK KOMPOZİTLERİN ELEKTRİKSEL İLETKENLİĞİ S25 Semiha Duygu Sütekin, Ayşe Bakar Atıcı, Olgun Güven, Allan S. Hoffman POLİMER-ASETAMİNOFEN İLAÇ KONJUGATLARININ HAZIRLANMASI İÇİN STİREN VE MALEİK ANHİDRİTİN RAFT YÖNTEMİ İLE KONTROLLÜ SERBEST RADİKAL KOPOLİMERİZASYONU 8 S26 Serap Özay, M. Fatih Ergüney, M. Atilla Taşdelen DETERJANLAR İÇİN ÇOK FONKSİYONLU POLİAKRİLİK ASİTLERİN ÜRETİMİ S27 Sevilay Sarıtaş, Serpil Eşsiz, Bekir Sarı SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI POLİ(VİNİL ASETAT)/POLİ(VİNİL KLORÜR)/POLİFURAN ÜÇLÜ KOMPOZİT VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU S28 Simge Can, N. Gamze Karsli, Sertan Yesil, Ayse Aytac S29 Soner Kızıl, Hayal Bülbül Sönmez LİNEER ALİFATİK DİOLLERİN ÇAPRAZ BAĞLANMASINDA FENİL KÖPRÜLÜ BİSTRİETOKSİSİLANLARIN KULLANIMI S30 Tuğba Soğancı, Dilek Odacı Demirkol, Metin Ak, Mehmet Karakuş FERROSENİL DİTİYOFOSFONAT İLE FONKSİYONLANDIRILMIŞ İLETKEN POLİMERLERİN SENTEZİ VE BİYOSENSÖR UYGULAMALARI S31 Tuğçe Ovalıoğlu, Murat Barsbay, Olgun Güven STİRENİN ÇAPRAZ BAĞLAYICI VE RAFT AJANI VARLIĞINDA İYONLAŞTIRICI RADYASYONLA POLİMERİZASYONU S32 Adem Zengin, Uğur Tamer, Tuncer Çaykara POLİMER FIRÇA ESASLI SERS AKTİF YÜZEYLERİN HAZIRLANMASI VE HEPATİT B TEŞHİSİNDE KULLANIMI S33 Uğur Adnan Sevil, Merve Özçalıcı, Zeynep Güntepe POLİANİLİN SENTEZİNDE YENİ BİR YÖNTEM: BUHARFAZI POLİMERİZASYONU İLE ANİLİNDEN POLİANİLİN SENTEZİ S34 Merve Özçalıcı, Gizem Ergen, Rabia Tokatlı, Elif Partal, Uğur Adnan Sevil YUMURTA AKINDAN FİZİKSEL VE KİMYASAL YÖNTEMLERLE ÇAPRAZ BAĞLI JELLERİN ÜRETİLMESİ: YENİ BİR HAMMADDE MALZEME TÜRÜ S35 Ufuk Yildiz, Melike Ekizoğlu, Meral Özalp, Olgun Güven POLİ(ALLİL GUANİDİN.HCl)’ÜN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİĞİNİN İNCELENMESİ PDI (1,4 FENİLEN DİİZOSİYANAT) VE TPP (TRİFENİL FOSFAT) ZİNCİR UZATICILARININ GERİ KAZANILMIŞ PET/PEN KARIŞIMLARININ ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ 9 S36 Vildan Sanduvaç, Serap Eken, Ahmet M. Önal SİKLOPENTADİTİYOFEN BAZLI KONJUGE MONOMER SENTEZLERİ ve ELEKTROKİMYASAL POLİMERLEŞMELERİ S37 Yunus Emre Özkara, Betül Karataş, Yunus Karataş YENİ BİR BORAT ESTER KATKISININ POLİ[BİS(METOKSİETOKSİETOKSİFOSFAZ EN)] POLİMER ELEKTROLİTİNDE KULLANIMI S38 Yunus Karataş POLİSİLOKSAN VE POLİFOSFAZENLERİN POLİMER ELEKTROLİT OLARAK KULLANIMI 10 S1 SİYANİDO KÖPRÜLÜ KOORDİNASYON POLİMERLERİ Ahmet Karadağa, Ayşegül Şenocaka, Şengül Aslan Korkmazb, Nesrin Okumuş Korkmaza Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60250, Taşlıçiftlik, TOKAT Tunceli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü, 62000, Aktülük Kampüsü, Merkez, TUNCELİ [email protected] a b Koordinasyon polimeri, organik ligantlarla bağlanmış metal merkezler içeren bir inorganik ya da organometalik polimerik yapıdır1. Koordinasyon polimerlerini sentezlerken anahtar nokta köprü ligant seçimidir. Bu amaçla, siyanido ligandı yaygın olarak kullanılmaktadır 2-5. Yalancı halojenür ligantlarının en basit üyelerinden biri olan siyanido ligandı, önemli bir köprü liganttır. Siyanido ligandıyla sentezlenen koordinasyon polimerleri, çeşitli uygulama alanları bulmaktadır (uzunmesafe manyetik düzenleme, konuk-konak yapılar, iyon değiştiriciler, kataliz, spin köprüsü, gözeneklilik, sensörler,…vb.)6,7. Siyanido ligantı, çeşitli koordinasyon geometrilerinde siyanokompleks anyonları oluşturabilir (çizgisel, üçgen düzlem, kare düzlem, tetrahedral, üçgen bipiramidal, kare bipiramidal,…vb.)7. Kare düzlem koordinasyon, NiII, PdII ve PtII iyonları için, çizgisel geometri ise AgI ve AuI iyonları için karakteristiktir. Bu çalışma, NiII, PdII, PtII, AgI ve AuI metal merkezlerini içeren [yardımcı ligant= N-(2-hidroksietiletilendiamin) (hydeten), N,N′-bis(2hidroksietil)etilendiamin (bishydeten), 2,2'-(etilendioksi)bis(etilamin) (edbea), N,N-bis(2hidroksietil)etilendiamin (N-bishydeten)] cesitli koordinasyon polimerinin sentezi ve karakterizasyonu gerçekleştirilerek, bazı özellikleri (termal, manyetik, antimikrobiyal, antibakteriyel v.b.) incelenmiştir. Kaynaklar: [1] http://en.wikipedia.org/wiki/Coordination_polymers. [2] R.J. Parker, L. Spiccia, K.J. Berry, G.D. Fallon, B. Moubaraki, K.S. Murray, Chem. Commun. 4(2001) 333-334. [3] E. Coronado, C.J. Gómez-García, A. Nuez, F.M. Romero, E. Rusanov, H. Stoeckli-Evans, Inorg. Chem. 41(2002)4615-4617. [4] H.-Z. Kou, B.C. Zhou, S. Gao, D.-Z. Liao, R.-J. Wang, Inorg. Chem. 42(2003)5604-5611. [5] S. Willemin, J. Larionova, R. Clérac, B. Donnadieu, B. Henner, X.F. Le Goff, C. Guérin, Eur. J. Inorg. Chem. 10(2003)1866-1872. [6] S.R. Batten, S.M. Neville, D.R. Turner, Transition Metal Coordination Polymers in: Coordination Polymers Design, Analysis and Application, RSC Publishing, Cambridge, 2009, p 146. [7] J. Černák, M. Orendáč, I. Potočňák, J. Chomič, A. Orendáčová, J. Skoršepa, A. Feher, Coordin. Chem. Rev. 224(2002)51-66. 11 S2 AKRİLONİTRİL/VİNİL ASETAT KOPOLİMERİNİN KİMYASAL MODİFİKASYONU VE URANİL (UO22+) İYONU ADSORPSİYONUNDA KULLANILMASI Ali Eren Atıcı, Pınar Akkaş Kavaklı, Olgun Güven Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Beytepe, Ankara/TÜRKİYE [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr Enerji kaynaklarının tükeniyor olması ve karbon salımını azaltacak alternatif enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç daha dikkat çekici bir hal almıştır[1,2]. Yeni alternatifler arasında nükleer [3] ve yenilenebilir kaynaklar [4] ön plana çıkmaktadır. Nükleer santrallerde ham madde olarak kullanılan uranyum metalinin en önemli kaynağı karalara kıyasla 1000 kata kadar fazla miktarda uranyum içermesinden ötürü denizlerdir [5]. Denizlerden kıymetli metallerin kazanılması için onlarca yıldır bir çok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden en umut vaat edeni adsorpsiyon yöntemidir. Adsorpsiyon yöntemi nükleer enerji santrallerinde ham madde olarak kullanılan uranyumun deniz suyundan kazanılmasında etkin olarak kullanılmaktadır. Polimerikadsorbanlar, geleneksel iyon değiştiricilere kıyasla seçiciliğinin olması, mekanik ve kimyasal kararlılığının olması, farklı fonksiyonaliteye sahip olabilmeleri gibi sebeplerle iyon değiştiriciler arasında öne çıkmaktadır.Polimerikadsorbanlariçerisinde ise belli iyonik türlere seçicilik gösteren, kompleksleştirici veya şelatlaştırıcıolanları sıklıkla kullanılmaktadırlar.Uranyum metalinin kazanımında ise şelatlaştırıcı grup olarak amidoksim yapısı içeren adsorbanlar ön plana çıkmaktadır [6]. Bu çalışmada %4.57 ve %6.8 PVAc yüzdesine sahip iki farklı poli(akrilonitril-ko-vinil asetat) kopolimerinin kimyasal modifikasyonuyla poli(akrilamidoksim-vinil alkol) P(AAO-VA) kopolimerleri sentezlenmiştir. Elde edilen polimerikadsorbanlar 60Co gama kaynağı kullanılarak, farklı doz miktarlarında ışınlanarak (1.3, 4.5, 12, 30, 59 kGy) çapraz bağlanmış,farklı pH (pH 5, 6, 7) değerlerinde ve farklı derişimlerde (3.3 ppb -450 ppm) uranil (UO22+) iyonu içeren çözeltilerden adsorpsiyonda kullanılmıştır. Adsorpsiyon çalışmalarının sonuçları, UO22+ ve amidoksim grupları arasındaki etkileşimler Langmuir ve Freundlich tipi izotermlerle incelenmiştir. Langmuir eşitliğinden, P(AAO-VA) kopolimerinin adsorpsiyon kapasitesi 476 mg UO22+/g kuru P(AAOVA) olarak bulunmuştur.Tüm yeni polimerik yapılar FT-IR, NMR, XPS, Elementel Analiz ve termal analiz (TGA, DSC) yöntemleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Adsorpsiyon miktarları da ICP-MS yöntemi kullanılarak sayısal olarak ölçülmüştür. Anahtar Kelimeler: Uranil iyonu (UO22+) adsorpsiyonu, polimerikadsorban, Poli(akrilonitril/vinil asetat), Poli(akrilamidoksim-vinil alkol) Kaynaklar: [1] B.K.,Sovacool, EnergyPolicy, 36, (2008), 2940–2953. [2]J.,Pierce,Engineer, 293, (2007), 48–50. [3]H.,Nifenecker, NuclearenergyRep. Prog. Phys.,74,(2011), 1–28. [4]M.,Asif, T., Muneer, RenewableandSustainableEnergyReviews, 11, (2007), 1388–1413. [5] L.,Rao,LBNL Paper, 4034E,(2011). [6] P.A., Kavaklı, N., Seko, M., Tamada, O., Güven, SeparationScienceandTechnology, 39, (2004), 16311643. 12 S3 POLİSTİREN/N-NONADEKAN MİKRO/NANO KAPSÜLLERİNİN SENTEZİ, MORFOLOJİSİ VE TERMAL ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Alper Biçer, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Derya Kahraman Döğüşcü, Cahit Bilgin, Ayşe Altıntaş, Çınar Kızıl Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Kimya Bölümü 60240 Tokat, Türkiye [email protected] Enerji depolama, özellikle termal enerji depolama (TES), enerji tasarrufu ve kullanımın artırılmasında önemli bir rol oynar çünkü enerji talebi ve kullanılabilirliği arasındaki tutarsızlık bu tarz enerji depolama sistemlerinin kullanılması ile aşılabilir[1]. Termal enerji depolama işlemi için yüksek enerji depolama yoğunluğu ve dar çalışma ısısı aralığı gibi avantajlardan dolayı faz değişim maddeleri (FDM) tercih edilir[2]. Katı-sıvı davranış gösteren parafinler, neredeyse sabit bir sıcaklıkta yüksek miktarda ısı enerjisini depolama, saklama ve geri salabilme özelliklerinden dolayı giderek artan bir ilgiye sahiptir. Ancak bu tarz parafinleri akma davranışından dolayı ekstra bir depolama kapı olmadan kullanmak kolay değildir. Parafinleri faz değişimi esnasında muhafaza etmek ve bu akma davranışından kurtulmak için bir polimer kabuk kullanılarak kapsüllenebilirler. [3-5]. Bu çalışmada polistiren(PS)/n-nonadekan(C19) kapsülleri emülsiyon polimerizasyon metoduyla sentezlenmiş ve mikro/nanoboyutlarda kapsüllenmiştir. FT-IR spektroskopisi kullanılarak karakterize edilmiştir. Polarize optik mikroskop(POM) ve Elektron taramalı mikroskop(SEM) kullanılarak farklı oranlarda C19 içeren mikro/nano kapsüllerin yüzey morfolojisi incelenmiştir. Partikül çap dağılım analizleri kapsüllerin çap dağılımı aralığının 0.01 ve 100 µm aralığında olduğunu göstermiştir. Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) sonuçlarına göre en yüksek C19 içerikli termal enerji depolama kapsülünün erime noktası 31.45°C ve faz değişim erime entalpisi 101.76 J/g olarak ölçülmüştür. Buna ilave olarak termogravimetri (TG) verileri kapsüllerin oldukça yüksek termal bozunma sıcaklığına sahip oldugunu göstermiştir. Bütün bu veriler değerlendirildiğinde, sentezlenen mikro/nano kapsüllerin bina yapılarında ya da tekstil alanında termal enerji depolama amaçlı kullanım potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Kaynaklar [1]-M. Akgün, O. Aydın, K. Kaygusuz. Energy Convers.and Manage. 48 , 669-78 (2007) [2]- J.F. Su, L.X. Wang, L. Ren, Coll. &Surf. 299, 268 (2007). [3] -C. Alkan, A. Sari, A. Karaipekli, O. Uzun, Sol. En. Mater. & Sol. Cells, 93, 143 (2009). [4] -M.N.A. Hawlader, M.S. Uddin H.J. Zhu, Int. J. of Sol. En. 20, 227 (2000). [5]- X.Y. Gao, N. Han, X.X. Zhang, W.Y. Yu, J. Mater. Sci.,44, 5877 (2009). Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayıTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 112T864-KBAG). 13 S4 AMFİFİLİK POLİ(METAKRİLİK ASİT-KO-AKRİLAMİT) KOHİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK ORTAMLARDA ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Amir Sepehrianazar, Asad Geybi Islamic Azad University Department of Chemistry Faculty of Science Ahar Branch-Ahar-TabrizIran 54516 [email protected] Hidrojellerin hazırlanması ve değişik amaçlarla kullanılması 1960 yılında başlamış ve günümüze kadar gelişerek gelmiştir (1). Hidrojellerin hazırlanmasında yüksek su tutma kapasitesini sağlama amacıyla hidrofilik polimerler kullanılır (1-2). Jel özelliğinin sağlanması yani suda şişebilecek çözünmeyen yapılar elde edilmesi ise polimer yumaklarının birbirleri ile (duvardan duvara jel) ve ya kendi içlerinde (mikro ve nano jel) çapraz bağlanmaları ile mümkündür (3-4). Amfifilik hidrojeller genelde bir elektron verici monomerden ve bir de elekteron alıcı monomerden elde edilir (7). Bu tür hidrojeller genelde enzim-protein transferinde çok geniş kullanım alanlarına sahiptirler (3-4). Amfifilik ko-hidrojeller genelde değişik pH, sıcaklık, tuz ve molce bileşim koşullarında değişen ilginç şişme davranışları gösterirler (5-7). Bu çalışmada bir elektron verici monomer; akrilamit (AAm), bir de elektron alıcı monomer; metakrilik asit (MAAc), başlatıcı; AIBN ve çapraz bağlayıcı; N,N-dimetilen bisakrilamid kullanılarak serbest radikal polimerizasyon yöntemi ile 70°C ve 3 saatte (1:1,1:0.25,0.25,1) besleme oranlarında hazırlandı. Hazırlanan kohidrojeller FT-IR spektroskopisi kullanılarak yapısal olarak karakterizasyon edildi ve termal kararlılık TGA ile belirlendi. Ko-hidrojellerin Tg değerlerini bulmak için DSC tekniği kullanıldı. Hazırlanan ko-hidrojellerin şişme özellikleri değişik miktarda çapraz bağlayıcı kullanarak (0.1g, 0.01g, 0.001g) incelendi, maximum şişme çapraz bağlayıcı kullanmadan pH=12’de 0.25:1 molce birleşme oranında % 7500 olarak elde edildi. En düşük şişme kapasitesi 0.1 gr çapraz bağlayıcı kullanarak pH=3’te 1:1 molce birleşme oranında, elde edildi. Değişik mol oranlarında beslemelerde hazırlanan ko-hidrojellerin en çok şiştiği pH’da değişik sıcaklıklarda (50°C, 70°C, 90°C) tekrar şişme özellikleri incelendi ve çapraz bağlayıcı kullanmadan 90°C’de, pH=12’de 0.25:1 molce birleşme oranında beslemede, % 8500 şişme oranı elde edildi. Sıcaklık artıkça yapıda hidrojen bağının kırılması ile ko-hidrojeller daha fazla su çekme kapasitesine ulaşmışlardır. Ancak sıcaklık artıkça ko-hidrojellerin su çekme kapasitesi artarken parçalanmalarda gözlemlenmektedir (6-7). En düşük şişme özelliği 25°C’de, 0.1 g çapraz bağlayıcı varlığında ve 1:1 mol oranında beslemede, elde edildi. Nedeni, 1:1 mol oranında beslemede, elektron verici monomer ve elektron alıcı monomerin arasında çok güçlü bir kompleksin oluşmasıdır (7). Çalışmanın son kısmında, pH=12’de değişik molce besleme oranlarında hazırlanan ko-hidrojellerin şişme özellikleri değişik tuz varlığında (NaCl, CaCl2, Na2SO4) ve farklı derişimlerde (0.1g, 0.01g, 0.001g) çalışılmıştır. Bu çalışma neticesinde tuzun miktarı artıkça şişme kapasitesinin azaldığı gözlemlenmiştir. Bunun nedeni çözelti ortamında ion etkisinin artması ve buna bağlı olarak osmotik basıncın ve şişme kapasitesinin azalmasıdır (7). Kaynaklar: [1] A.Hoffma.,Advance drug delivery system, 54., (2002), (3-12). [2] S.koba yoshi., M.tokuoh., T,saegusa.,F,Mashi,Macromolecules,18(1985)(2357-2361). [3] P,Kofinas.DR.Kioussis.Polymer,46.,(2005),(9342-9347). [4] L.Vervoort. Gv.Mooter.P.Augustijns.R.Kinget. Int.j.pharma, 172.,(1998),(127-135). [5] Tg.Park.Biomaterials,20., (1999),(517-521). [6] A.Susuki.M.Yamazaki.Y. Kobiki.H.Susuki Macromolecules,30.,(1997),(2350-2354). [7] Z.Ying.K.Juan.T.Tianwei. Polymer,47.,(2006),(7702-7710). 14 S5 S5 X-IŞINLARI İLE İKİLİ VE ÜÇLÜ POLİMER METAL KOMPLEKSLER İÇERİSİNDE BOYUT VE DAĞILIM KONTROLÜ SAĞLANARAK BAKIR NANOKÜMELERİN OLUŞTURULMASI Ayşe Bakara, Olgun Güvena, Vladimir I. Feldmanb, Alexey A. Zezinb,c Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, Beytepe, 06800, Ankara Department of Chemistry, M. V. LomonosovMoscowStateUniversity, 119991 Moscow, Russian Federation c N. S. EnikolopovInstitute of SyntheticPolymerMaterials, Russian Academy of Sciences, 117393 Moscow, Russian Federation [email protected] www.polymer.hacettepe.edu.tr a b Polimer ve metal nanoparçacıklarınbiraraya getirilmesiyle oluşturulan polimer-metal nanokompozit malzemeler, yalnızca polimerin ve metal parçacıklarının kendilerine has özelliklerine sahip olmakla kalmayıp, ayrıca bu ikilinin birlikteliklerinden meydana gelen sinerjinin yarattığı yeni özelliklere sahip olmaları nedeniyle bilim insanları tarafından ilgi görmektedir [1]. Gümüş, altın gibi metal nanokümeler yüksek iletkenlik ve oksidatif kararlılık gibi özelliklere sahip olmaları nedeniyle birçok çalışmaya konu olmaktadır. Bakır nanokümeler ise gümüş ve altın kadar iletken ve düşük maliyetli olmaları nedeniyle birçok uygulamada kullanılabilecek fonksiyonel alternatifler arasındadır. Bakırın nanoboyuta inildiğinde sahip olduğu özelliklerin kayda değer oranda artması katalizör, sensör, anti-bakteriyel gibi farklı alanlarda kullanılabilmesini imkanlı kılmaktadır [2]. Ancak, bakır nanokümelerin sahip oldukları yüksek yüzey alanı bir taraftan yüksek katalitik ve kimyasal aktiflik sağlarken diğer bir taraftan da yüksek yüzey enerjisi ve kimyasal aktiflik nedeniyle kolayca yığılma, havaya, neme maruz kaldıklarında oksitlenme eğilimi göstermelerine sebep olmaktadır. Kararsız metal nanoparçacıkları polimer malzemeler içerisine gömerek kararlı hale getirme fikri metal nanoparçacıkların kontrollü olarak elde edilebilmesi ve kullanılabilmesine olanak sağlamıştır. İstenilen büyüklükte ve şekilde nano boyutlu parçacıkların elde edilmesinde genellikle kimyasal, ısısal ve ışınlama ile indirgeme yöntemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında ise ışınlama ile indirgeme oda sıcaklığında, parçacıkların büyüklük ve dağılım kontrolü sağlanarak, yüksek seçicilik ve yüksek saflıkta nano parçacıkların elde edilebilmesine imkan sağlaması nedeniyle en avantajlı olanıdır [3]. Bu çalışmada Poli(allil amin)-Cu²⁺ ve Poli(allil amin)-Poli(akrilik asit)-Cu²⁺ ikili ve üçlü kompleksleri hazırlanarak, sulu ortamda X ışınları ile ışınlanma sonucunda oluşan hidrate elektronlar vasıtasıyla Cu²⁺ iyonları metalik bakıra indirgenmiştir. Elde edilen metalik bakır nanokümeler ikili ve üçlü polimer kompleksleri varlığında kararlı hale getirilmiştir ve polimer-metal kompleksleşmesinin elde edilen bakır nanokümelerin boyutuna, dağılımına etkisi incelenmiştir. X-ışınları ile ışınlanan PAlAm-Cu2+kompleksi içerisinde ortalama 19 nm boyutunda, PAlAm-PAA-Cu2+ kompleksi içerisinde ise ortalama 1,5 nm boyutunda bakır nanokümeler elde edilmiştir. Üçlü komplekslerin içerisinde elde edilen bakır nanokümelerin takip edilen 15 ay boyunca kararlılıklarını koruduğu ve oksitlenmediği görülmüştür Elde edilen polimer-metal nanokompozitlerinkarakterizasyonunda; yüzey analizi için TEM; nano parçacık karakterizasyonu için EPR, XRD; ve kompleks oluşumu analizi için görünür bölge UV spektroskopisi kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: X ışınları, Polimer-metal nanokompozit, Poli (allilamin), Poli (akrilik asit), Bakır nanokümeler. Kaynaklar [1] K.,Mallick, M., Witcomb, M., Scurrell.EuropeanPolymerJournal, 42, (2006), 670–675. [2] A.,Bakar, O., Güven, A.A., Zezin, V.I.,Feldman. RadiationPhysicsandChemistry, 94, (2014), 62-65. [3] A.A.,Zezin, V.I., Feldman, N.A., Shmakova, S.P., Valueva, V.K., Ivanchenko, N.I.,Nikanorova. Nuclear Instruments andMethods in PhysicsResearch B, 265, (2007), 334–338. 15 S6 ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI (LA-MA) ÖTEKTİK KARIŞIMLI PMMA KABUKLU MİKRO/NANO KAPSÜLLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE TERMAL ÖZELLİKLERİ Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Ayşe Altıntaş, Cahit Bilgin, Çınar Kızıl Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat [email protected] Faz değişim malzemeleri (FDM'ler), enerji depolayan malzemeler içinde yüksek enerji depolama yoğunluklu ve salınma safasında küçük sıcaklık değişimleri gösteren cazip malzemelerdir. Son yıllarda FDM’ler kullanılarak ısı enerjisi depolama; güneş enerjisi depolamadan [1,2], bina izalasyonu [3], uzay aracı termal sistemleri [4], akıllı tekstiller [5] ve seralara [6] kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Bu çalışmada, faz değişimi yolu ile ısı enerji depolama maksadıyla emülsiyon polimerizasyonu yöntemi kullanılarak poli(metil metakrilat) (PMMA) kabuklu laurik asit (LA) ve miristik asit (MA) ötektik karışımı içeren farklı kabuk/çekirdek oranlarında (3:1, 2:1 ve 1:1) mikro/nano kapsül sentezi gerçekleştirilmiştir. Üretilen mikro/nano kapsüller yapısal ve ısıl yönden karakterize edilmiştir. Mikro/nano kapsüllerin kimyasal karakterizasyonu fourier transform infrared spekroskopisi (FT-IR), yüzey morfolojisi ve parçacık boyut dağılım analizleri ise taramalı elektron mikroskobu (SEM), polarize optik mikroskop (POM) ve parçacık büyüklük analizörü (PSD) ile gerçekleştirilmiştir. Kapsüllerin faz geçiş sıcaklıkları, entalpileri ve ısıl kararlılıkları diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve termogravimetrik analiz (TGA) cihazları yardımı ile belirlenmiştir. Parçacık büyüklük analizleri mikro/nano kapsüllerin boyut dağılımının 0,01-300 m gibi bir aralıkta değiştiğini gösterirken, SEM görüntüleri kapsüllerin yüzeylerinin küresel, pürüzsüz ve kompakt olduğunu göstermiştir. Farklı kabuk/çekirdek oranlarında hazırlanan mikro/nano kapsüllerin erime sıcaklığı ve 26,2028,98 C arasında, erime entalpileri 38,96-78,56 J/g arasında değişmektedir. TGA sonuçları mikro/nano kapsüllerin iki bozunma basamağına ve yüksek sıcaklıklara kadar termal kararlılığa sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca sentezlenen kapsüllerin yapısal ve termal olarak güvenilirlikleri 5000 kez ısıl döngü testine tabi tutularak irdelenmiştir. Deneysel sonuçlar sentezlenen PMMA/(LA-MA) mikro/nano kapsüllerinin ısıl enerji depolama amaçlı kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Mikro/nano kapsüllenmiş FDM, laurik ve miristik asit ötektik karışımı, PMMA, emülsiyon polimerizasyonu, ısıl enerji depolama. Kaynaklar [1] A. Koca. H.F. Oztop. T. Koyun. Y. Varol. Renew Energy, (2008) 33, 567–574. [2] Y. Ozonur. M. Mazman. H. Paksoy. H. Evliya. Int J Energy Res., (2006), 30, 741-749. [3] Y.P. Zhang. K.P. Lin. R. Yang. H.F. Di. Y. Jiang. Energy Build,. (2006), 38, 1262–1269. [4] J.C. Mulligan. D.P. Colvin. Y.G. Bryant. Journal of Spacecraft and Rockets, (1996), 33(2), 278-284. [5] S. Alay. F. Göde. C. Alkan. Fiber Polym., (2010), 11(8), 1089-1093. [6] H.H. Oztürk, Energy Convers Manag,. (2005), 46, 1523–1542. Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayıTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 112T864-KBAG). 16 S7 DİTİYENOSİLOL TİP ELEKTROKROMİK KOPOLİMER: SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Atilla Cihanera, Emine Gül Cansu-Ergünb, Mohammed Al-Jumailia a Atılım Universitesi, Kimya Müh. ve Uyg. Kimya ölümü, Ankara b ODTÜ, Polimer Bilimi Teknolojisi, Ankara [email protected] Bu çalışmada, Suzuki eşleşmesi yöntemi ile çözünebilir bir elektrokromik polimer sentezi yapılmış ve sentezlenen polimerin optik ve elektronik karakterizasyonu yapılmıştır. Jel geçirgenlik kromatografisinden alınan sonuca dayanarak polimerin ağırlıkça ortalama molekül ağırlığı 22.000 g/ mol olarak belirlenmiştir. Polimerin maksimum soğurma bandı 512 nm’de olup maksimum emisyonu 630 nm’de yapmaktadır. Yükseltgenmiş ve nötr haldeki renkleri farklı olmakla beraber, polimer çalışmalarından elde edilen tüm elektronik ve optik veriler rapor edilmiştir. Si S S S S n Kaynaklar: [1]H. Medlej, H. Awada, M. Abbas, EuropeanPolymerJournal, 49, (2013), 4176-4188. [2]L. Liao, L. Dai, A. Smith, M. Durstock, J. Lu, J. Ding, Y. Tao,Photovoltaic-Active DithienosiloleContainingPolymers, Macromolecules, 40,(2007), 9406-9412. 17 S8 ARAÇ SOĞUTMA DEVRELERİNDE KULLANILAN METAL BORULARIN SU ENJEKSİYON YÖNTEMİYLE (WIT) PLASTİK BORULARA UYGULANMASI Emre Çelikkol, Saadet Doğu Barış Mah. Koşuyolu Cad. 1804/2 Sok. No:26 41400 Gebze/KOCAELİ/TÜRKİYE [email protected] Mühendislik plastikleri alüminyum, magnezyum ve diğer metallerden daha hafif, daha düşük maliyetli ve mekanik özellikleri kuvvetli malzemelerdir. Bu avantajlarından dolayı otomotiv sektöründe yaygın bir şekilde kullanılan metal parçaları günümüzde yerini mühendislik plastiklerine bırakmaya başlamıştır. 2009 yılında başlatılan bir projede (Opel/corsa) metal borunun su enjeksiyon teknolojisiyle (Water Injection Technology, WIT) plastikten üretilebilmesi kapsamında çalışmalara başlanmıştır. Su enjeksiyonu,WIT, plastik endüstrisinde özel bir üretim şeklidir ve çıkış noktası gaz enjeksiyonudur. WIT teknolojisi gaz enjeksiyon teknolojisine göre daha avantajlıdır; daha kısa çevrim süresi, düşük maliyet, malzemenin geri dönüşüm kolaylığı, yüksek yüzey parlaklığı ve düşük yüzey pürüzlülüğü [1,2] sağlar. Metal Boru Plastik Boru Metal Boru Plastik Boru Şekil 1: Metal boru ve su enjeksiyon teknolojisi, WIT, ile üretilen plastik boru ağırlığı. WIT yönteminde ilk önce kalıp gözüne plastik malzeme enjekte edilir, daha sonra kalıba entegre edilmiş özel bir enjektör sayesinde yüksek basınçlı su ile eriyik halde olan plastik malzeme kalıp gözünden ya ekstra bir odacığa ya da enjeksiyon ünitesine ait vidanın içine geri itilerek nihai parçanın içi boşaltılır. Kalıp göz duvarıyla temasta olan plastik malzeme donarak ürünün dış yüzeyini, eriyik malzemeyi kalıp gözünden dışarı iten su ile temasta olan yüzey de parçanın iç yüzeyini, her iki yüzeyin arasında kalan malzeme de parçanın et kalınlığını oluşturmaktadır. Su yalnızca ürünün iç boşluğunu oluşturmakla kalmayıp aynı zamanda yüksek ısı kapasitesine sahip olmasından dolayı etkili bir soğutma ve proses çevrim süresinde de gaz enjeksiyonuna göre ciddi düşüş sağlamaktadır. Teklas üretim yöntemlerinden eriyik malzemenin enjeksiyon ünitesine geri itme “Push Back” yöntemini seçmiş olup makine yatırımlarını buna göre gerçekleştirmiştir. Bu üretim yönteminin en büyük avantajı geri kazanımın direk proseste gerçekleşmesidir. Yapılan çalışmalar sonucu çıkan değerler plastik parçanın ağırlığının metal parçanın ağırlığına göre %50 daha düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca WIT prosesi gaz enjeksiyon yöntemiyle kıyaslandığında soğuma zamanında %70, harcanan malzeme kullanımında %20 ve et kalınlığında %30 azalma olduğu gözlenmiştir. Anahtar Kelimer: Plastik, Su Enjeksiyon, Otomotiv. Kaynaklar; [1] L. Johnson, P. Olley, PD. Coates. Plast Rubber Compos, 29, (2000), 31. [2] S.J. Liu, Y.S. Chen. Polym. Eng. Sci., 43, (2003), 1806. 18 S9 MİKRODALGA İLE AŞILANANPOLİ(VİNİLALKOL)-AŞI-POLİ(NİZOPOPİLAKRİLAMİD) (PVA-AŞI-PNIPAAM) KOPOLİMER MEMBRANLARIN PERVAPORASYONDA KULLANIMI Fatma Kurşun, Nuran Işıklan Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/Kırıkkale [email protected] Son yıllarda ağırlıklı olarak sanayinin gündeminde olan ve bir polimerikmembran yardımıyla ayırmanın gerçekleştiği pervaporasyon, çevreyi kirletmeyen ve yeni teknolojiler arasında yer alan bir ayırma prosesidir. Bu proseste sıvı karışımı, seçici ve geçirgen ince bir membran yüzeyi ile doğrudan temas halinde tutulmakta ve uygulanan vakumla membranın diğer yüzeyinden buhar halinde çıkmakta, yoğunlaştırıldıktan sonra sistemden alınmaktadır [1]. Poli(vinil alkol) (PVA), suda çözünebilen vinil polimerlerinin önemlilerindendir. PVA’daki hidroksil grupları, molekül içi ve moleküller arası güçlü hidrojen bağları oluşturabilir. PVA, çözücülerin pervaporasyondadehidrasyonu için kullanılan başlıca polimerlerden biridir. Pervaporasyon ayırmalarında PVA membranların performansı yüksek şişme nedeniyle sınırlıdır. Membran performansı ve suyun seçiciliğini arttırmak için PVA modifiye edilmelidir [2,3]. Çalışmada, başlatıcı olarak AIBN kullanılarak sulu fazda PNIPAAm ile PVA’nın aşı kopolimerleri mikrodalgada sentezlenmiştir. Sabit tartıma getirilen PVA-aşı-PNIPAAm aşı kopolimerleri öğütülüp, belirli derişimlerde çözeltileri hazırlanarak membranları elde edilmiş, 150 oC’de ısıl olarak çapraz bağlanmıştır. Bu şekilde farklı kalınlıklarda membranlar elde edilmiştir. Membran morfolojileri SEM ve AFM ile incelenmiştir. Hazırlanan membranlar farklı derişimlerdekiizopropil alkol-su (İPA-su) karışımlarını ayırmada kullanılmıştır. Ayrılan ürün sıvı azotla soğutulmuş tuzaklarda toplanıp tartılarak, İPA içerikleri GC’dekalibrasyon eğrileri kullanılarak bulunmuştur. Ürün analizinden ayırma faktörü, zenginleşme faktörü, pervaporasyon ayırma indeksi hesaplanmıştır. PVA-aşı-PNIPAAmmembranlarının aşı veriminin, çalışma sıcaklığının, besleme çözeltisi derişiminin seçicilik ve akıya etkileri araştırılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, aşı veriminin, sıcaklığın ve besleme çözeltisindeki su yüzdesinin artmasıyla akının arttığı, seçiciliğin azaldığı gözlenmiştir. Pervaporasyonda, yaklaşık 90 µm kalınlıkta, %30 aşı verimine sahip PVA-aşı-PNIPAAmmembran kullanıldığında azeotropik noktada maksimum akı 0,01 kg/m2.h ve seçicilik 92,6 olarak bulunmuştur. Ayrıca membran şişme deneyleri de pervaporasyon çalışmalarını desteklemiştir. Anahtar Kelimeler:Pervaporasyon, Membran, PVA, PNIPAAm, Kopolimer. Kaynaklar: [1] S. Zhang, E. Drioli, “Reviev: PervaporationMembranes”, Sep. Sci. AndTech.,30 (1995) 1-31. [2] P.S. Rachipudi,M.Y. Kariduraganavar, A.A. Kittur, A.M. Sajjan, “Synthesisandcharacterization of sulfonated-poly(vinylalcohol) membranesforthepervaporationdehydration of isopropanol”, Journal of MembraneScience,383 (2011) 224– 234. [3] Z. Qiao, Y. Wu, X. Li, J. Zhou, “Molecularsimulation on theseparation of water/ethanolazeotropicmixturebypoly(vinylalcohol) membrane”, FluidPhaseEquilibria,302 (2011) 14–20. Bu çalışma BAP 2012/18 nolu proje ile desteklenmiştir. 19 S10 İLAÇ TAŞIYICI SİSTEM OLARAK TASARLANMIŞ POLİ(NİZOPROPİLAKRİLAMİT) (PNiPAAm) NANOJELLERİN HAZIRLANMASI Feyza Kıraç, Olgun Güven Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Ankara, TÜRKİYE [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr Nanojeller, yumak içi çapraz bağlanma ile su ve vücut sıvılarında şişebilme özelliğine sahip mikro ve nano boyutta hidrofilik yapılardır. Şişmiş nanojellerin molekül ağırlıkları ve boyutları, çözeltideki tek bir makromoleküle benzese de molekül içi bağların varlığı, farklı reolojik davranış, bozunmaya karşı yüksek direnç ve yapısı içerisine diğer molekülleri hapsedebilme kabiliyeti gibi fizikokimyasal özelliklerde fark yaratılmasını sağlar [1]. Boyutları ve şişme kabiliyetlerine bağlı olarak nanojeller, polimerik ilaç, ilaç ve aşı taşıyıcı sistem, hücre işaretleyici, nano-reaktör ve kimyasal/biyolojik algılayıcı (sensör) olarak kullanılmaktadır. İlaç hedeflendirme de önemli bir potansiyel kullanım alanıdır [2-5]. Bu çalışmada, Tersinir Katılma-Ayrılma Zincir Aktarımı Polimerizasyonu (RAFT) ile gama ışınları kullanılarak sentezlenen Poli(N-izopropilakrilamit) (PNiPAAm) ile nanojel sentez çalışmaları yapılmıştır. İlaç taşıyıcı sistem olarak kullanılacağı için RAFT ajanından kaynaklanan uç gruplardaki kükürtler termal yöntemle uzaklaştırılmış ve Elementel Analiz, Büyüklükçe Ayırma Kromatografisi (BAK) ve Dinamik Işık Saçılması yöntemleriyle analiz edilmiştir. Nanojellerin hazırlanması sırasında PNiPAAm’ın sulu ortamda boyut kontrolünün sağlanamadığı gözlenmiş ve bu problem belirli oranlarda aseton, etilmetilketon, metanol gibi organik çözücüler eklenerek çözülmeye çalışılmıştır. Bu çözücüler arasında en dar dağılımın oluşmasını sağlayan çözücünün aseton olduğu görülmüştür. Uygun hacim kesrinde aseton eklenmesiyle 70 nm civarında monodispers PNiPAAm yumaklar elde edilmiştir. Bu yumaklar 0,263 kGy/saat doz hızına sahip 60 Co gama kaynağında, 5 kGy ve 10 kGy ışınlanarak PNiPAAm nanojeller sentezlenmiştir. Işınlanma sonrası yumaklar içinde oluşan çapraz bağlardan dolayı yumak içi büzülme meydana gelmiş ve 50 nm civarında nanojeller elde edilmiştir Boyut kontrolü sağlandıktan sonra ışınlanarak elde edilen PNiPAAm nanojeller, Dinamik Işık Saçılması, Taramalı Elektron Mikroskopi (SEM), Geçirimli Elektron Mikroskopi (TEM), ve Atomik Kuvvet Mikroskopi (AFM) yöntemleriyle karakterize edilmiştir. PNiPAAm nanojellere Doksorubisin HCl (DOX) isimli kanser ilacı yüklenmiş ve salım çalışmaları yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: RAFT Polimerizasyonu, Radyasyonla nanojel sentezi, izopropilakrilamit) (PNiPAAm), Dinamik Işık Saçılması (DLS), Doksorubisin HCl Poli(N- Kaynaklar [1] M., Hamidi, , A., Azadi P., Rafiei, Advanced Drug Delivery Reviews, 60, (2008), 1638-1649. [2] K., Akiyoshi, S., Kobayashi, S., Shichibe, D., Mix, M., Baudys, S.W., Kim, J., Sunamoto, Journal of Controlled Release 54, (1998), 313–320. [3] C., Ma, S., Prabhu, International Journal of Drug Delivery, 3, (2011), 55–63. [4] E.H., Han, L. M., Wilensky, B. L., Schumacher, A. C., Chen, K., Masuda, R. L., Sah, Tissue Engineering Part C: Methods, 16, (2010), 1471–1479. [5] M., Ikeda, R., Ochi, Lab on a Chip, 10, (2010), 3325-3334. 20 S11 2-HiDROKSİ-3-MORFOLİNOPROPİL METAKRİLAT MONOMERİNİN SENTEZİ ve (KO)POLİMERLEŞMESİ Gökhan Koçak, Cansel Tuncer, Gökhan Solmaz, Vural Bütün Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,26480, Eskişehir [email protected] Suda çözünen monomerler kullanılarak elde edilen polimerler, polimer biliminin popüler konularındandır. Bu tür monomerler ile geniş kullanım alanına sahip çeşitli suda çözünebilen kopolimerler ve hidrojellersentezlenmektedir.Suda çözünebilen blok kopolimelerhidrofobikhidrofilik veya çift hidrofilik bloklardan oluşabilmektedir. Bu tür polimerlerdispersant, emülgatör, viskozite düzenleyici ve flokülasyon ajanı gibi birçok endüstriyel ve farmakolojik ürünlerde kullanılmaktadır [1]. Bu çalışmada, 2-hidroksi-3-morfolinopropil metakrilat (HMPMA) monomeriniiçeren yeni suda çözünebilen blok kopolimerler sentezlenmiştir. Sentez için iki farklı yol izlenmiştir. Birincisi, önce HMPMA monomerinin sentezi ve devamında atom transfer polimerizasyon (ATRP) yöntemi ile blok (ko)polimerleştirilmesidir [2, 3]. İkinci yöntemde ise, kontrollü polimerizasyon teknikleri ile glisidil metakrilat (GMA) kullanılarak blok kopolimerlerin sentezi ve sonrasında kopolimerde yer alan epoksi gruplarının morfolin ile reaksiyona sokulması ile PHMPMA yapısına dönüştürmedir [4]. Her iki yolla mol ağırlığı ve moleküler ağırlık dağılımları kontrol edilmiş blok kopolimerlere ulaşılmıştır. PHMPMA’ın sudaki çözeltisi sıcaklık ve tuza duyarlılık gösterdiğinden elde edilen blok kopolimerlerin diğer bloğun yapısına göre (hidrofilik yada hidrofobik) direk olarak veya sıcaklık, pHve/veya tuz etkisi ile miseller oluşturabilmektedir. Sentezlenen monomer FT-IR ve 1H NMR yöntemleri ile (ko)polimerler ise GPC, FT-IR ve 1H NMR spektroskopileri ile karakterize edilmiştir. Çözelti davranışları ise yüzey gerilim ölçer,1H NMR,dinamik ışık saçılımçalışmaları ile aydınlatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Suda çözünen çolimer, HMPMA, GMA, Morfolin, Kontrollü polimerizasyon Kaynaklar : [1].G. Riess, Progress in Polymer Science,28(7),(2003), 1107-1170. [2].J.-S. Wang, and K. Matyjaszewski, Macromolecules, 28(23), (1995), 7901-7910. [3].C. Shuang-ji, Y. Chun, and L. Fu-mian, Acta Polymerica Sinica, 1(3), (1989), 379-384. [4].M. Benaglia, A.Alberti, L. Giorgini, F. Magnoni, S. Tozzi, Polymer Chemistry, 4(1),(2013), 124-132. 21 S12 POLİAMİDOAMİNE (PAMAM) DENDRİMERLERE İYONİK SIVI KRİSTALİK ÖZELLİK KAZANDIRILMASI Harun Nezih Türkçüa, Metin Tülüa, Hale Ocaka, Belkıs Bilgin Erana Yıldız Teknik Üniversitesi, Davutpaşa Kampüsü, Kimya Bölümü, Esenler, 34220 İstanbul [email protected] a 4-Dodesilokzibenzoik asit ve 4’-(3S)-3,7-dimetiloktilokzi4-bifenilkarboksilik asitle, (G0-G3) PAMAM dendrimerleriyle iyonik tuzlar sentezlemek ve spektroskopik ve mezomerik karakterizasyonu hedeflenmiştir. İyonik sıvı kristal yapılar, özellikle dendritik tabanlı olanlar, son yıllarda hem hazırlanmalarının kolay ve hem de hızlı olması sebebiyle kovalent sıvı kristal yapılara bir alternatif olmuştur1-3. Bu çalışmamızda, amin sonlu PAMAM tipi dendrimerler benzoik asit türevleriyle modifiye edilerek ortaya çıkan makromoleküllerin iyonik kristal özellik kazanması amaçlanmıştır. Sentezlenen dendritik iyonik kristaller Fourier Transform Infrared (FT-IR) spektroskopisi ve Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) spektroskopisi gibi cihazlarla aydınlatılmış, Polarize optik mikroskop (POM) ve Diferansiyel Taramalı Kalorimetri (DSC) yardımıyla sıvı kristalik özellikleri belirlenmiştir. Bu çalışmamızda, FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR spektroskopisi karboksilat-amonyum iyonik yapısının oluşumu tespit edilmiş ve literatürle1-3 uyumlu olduğu gözlemlenmiştir. POM sonuçlarında her iki monomere ait PAMAM tuzlarının tamamında tabakalı mezofaz yapısı olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, DSC çalışmalarında gözlemlenen faz geçişlerindeki sıcaklık verileri POM sonuçlarında gözlemlenen faz geçişlerindeki veriler ile uyumlu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: PAMAM, Dendritik İyonik Sıvılar, DSC ve POM. Teşekkür: Yıldız Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından sağlanan (Proje No: 2013-01-02-DOP02) finansal destek için teşekkür ederiz. KAYNAKLAR: 1) A.G.Cook, U.Baumeister, C. Tschierske.J. Mater. Chem., 15, (2005), 1708-1721. 2) M. Marcos, R. Martin-Rapun, A. Omenat, J. Barbera, J.L. Serrano. Chem. Mater.,18, (2006), 1206-1212. 3) V. Chechik, M. Zhao, R.M. Crooks.J. Am. Chem. Soc.,121, (1999), 4910-4911. 22 S13 KARBAZOL ve FURAN BAZLI KONJUGE MONOMER SENTEZLERİ ve ELEKTROKİMYASAL POLİMERLEŞMELERİ H. Esra Oğuztürka, Seha Tirkeşb, Ahmet M. Önala ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Kimya Bölümü ATILIM ÜNİVERSİTESİ Kimya Mühendisliği ve Uygulamalı Kimya Bölümü [email protected] a b Polikarbazol ve türevleri fotokimyasal ve opto-elektronik özellikleri nedeni ile, mavi ışık yayan diyotlarda kullanılan poliflorenlere alternatif olarak düşünülmekte ve bu nedenle araştırıcıların ilgisini çekmektedir. Bu çalışmada heterosiklik verici-alıcı-verici diziliminde düşük bant aralıklı, yeni karbazol temelli monomerlerin sentezlenmesi ve elektrokimyasal polimerleşmeleri amaçlanmıştır. Elektron verici birim olarak furan kullanılırken, alıcı birim olarak 4 farklı karbazol türevi kullanılmıştır. Sentezlenen monomerlerden“3,6-Di(2-furyl)-9H-carbazole” (M1) ve “3,6Di(2-furyl)-9-ethyl-carbazole” (M2)’ de verici-alıcı bağlantısı karbazolun 3,6 konumundan, “2,7Di(2-furyl)-9-H-carbazole” (M3), “2,7-Di(2-furyl)-9-(tridecan-7-yl)-9H-carbazole” (M4)’ de ise 2,7 konumundan Stille Çapraz Eşleşme tepkimesi ile gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen monomerlerin yapısal karakterizasyonu NMR, FT-IR, UV-vis gibi spektroskopik yöntemlerle yapılmıştır. Monomerlerin elektrokimyasal polimerizasyonu asetonitril ortamında ve tetrabütilamonyum hekzaflorofosfat (TBAPF6)elektroliti kullanılarak döngülü voltametre ve sabit potansiyel metotları ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu FT-IR, UVvis, döngülü voltametre ve spektroelektrokimyasal metotlarla yapılmış, ayrıca polimer filmlerinin optik, morfolojik ve termal özellikleri de incelenmiştir. Monomerlerin ilk oksitlenme potansiyelleri 0.93-1.08 V aralığında bulunmuştur. UV-vis ve emisyon spektrumlarına bakıldığında, M1 ve M2’nin; M3 ve M4’ün kendi içlerinde benzer özellikler gösterdiği gözlemlenmiştir. Döngülü voltametre ve sabit potansiyel yöntemleriyle elde edilen polimerlerin spektroelektrokimyasal davranımları incelenerek bant aralıkları hesaplanmış ve bant aralıklarının 2.42 ile 2.67 eV arasında değiştiği gözlenmiştir. Polimer filmlerinden P1 ve P2’nin nötr durumda yeşil, yükseltgenmiş durumda mavi renge döndüğü gözlemlenirken, P3 ve P4’teki renk değişimi ise sarı ve yeşil arasında olmuştur. Polimer filmlerinin renklendirme verimleri 154 ile 190 cm2/C arasında bulunmuştur. ITO yüzeyinden sıyrılabilen polimerlerin (P1, P2 ve P4) iletkenlik ölçümleri yapılmış ve SEM görüntüleri elde edilmiştir . Filmlerin iletkenlikleri 10-2 ile 10-5 Scm-1 arasında değişkenlik göstermiştir. Anahtar Kelimeler: D-A yaklaşımı, elektrokromik polimerler, karbazol, furan KAYNAKÇA: [1] F. Zhang, W. Mammo, L.M. Andersson, S. Admassie, M.R. Andersson, O. Inganäs, Adv. Mater. 18 (2006) 2169. [2] S.E. Shaheen, C.J. Brabec, N.S. Sariciftci, F. Padinger, T. Fromherz, J.C. Hummelen, Appl. Phys. Lett. 78 (2001) 841. [3] J.H. Burroughes, D.D.C. Bradley, A.R. Brown, R.N. Marks, K. Mackay, R.H. Friend, P.L. Burns, A.B. Holmes, Nature 347 (1990) 539. [4] M. Berggren, G. Gustafsson, O. Inganäs, M.R. Andersson, O. Wennerström, T. Hjertberg, Adv. Mater. 6 (1994) 488. [5] A. Gadisa, E. Perzon, M.R. Andersson, O. Inganäs, Appl. Phys. Lett. 90 (2007) 113510. [6] E. Cloutet, P. Yammine, D. Ades, A. Siove, Synthetic Metals 102 (1999) 1302-1303. [7] A. Siove and D. Adees, Polymer 45 (2004) 4045. [8] H. Taoudi, J.C. Berne`de, M.A. Del Valle, A. Bonnet andM. Morsli, J. Mater.Sci. 36 (2001) 631. [9] J. Huang, Y. Niu, W. Yang, Y. Mo, M. Yuan and Y. Cao,Macromolecules 35 (2002) 6080. [10] S.Y. Abe, J.C. Bernede, M.A. Delvalle, Y. Tregouet, F. Ragot,F.R. Diaz and S. Lefrant, Synth. Met.126 (2002) 1. [11] A. Donnat-Bouillud, L. Mazerolle, P. Gagnon, L. Goldenberg,M.C. Petty and M. Leclerc, Chem. Mater. 9 (1997) 2815. 23 S14 SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI POLİ(DİMETİLSİLOKSAN)/POLİ(VİNİL ASETAT)/POLİTİYOFEN ÜÇLÜ KOMPOZİT VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN SENTEZİ VE ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI Hüsniye Melike Kayabaş, Serpil Eşsiz, Bekir Sarı Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Teknikokullar, 06500 Ankara [email protected] İletken polimerlerin iletkenliklerini, sentez koşullarını ve sentez yöntemlerini değiştirerek kontrol altına almak önde gelen çalışmalardandır. İletken polimerlerin, bilinen çözücülerin çoğunda çözünürlüğünün olmaması, kırılma, dökülme ve ufalanma gibi temel mekanik ve fiziksel özelliklerinin zayıflığı, araştırmacıları yeni arayışlara itmiştir. İletken polimerlerin bu kusurlarını iyileştirmek için de yeni teknik ve yöntemler bulunmuştur. Bunlardan birisi; iki monomerli iletken polimerik sistemler hazırlamaktır[1-2]. Diğer bir yöntem de; yalıtkan polimer matriksleri ile iletken polimer karışımlarından iletken kompozit, nanokompozit, blend ve kopolimer hazırlamaktır [3-6]. Bu çalışmada; poli(dimetilsiloksan)/poli(vinil asetat)/politiyofen (PDMS/PVAc/PT) iletken üçlü kompozit ve nanokompozit filmlerinin sentezi, karakterizasyonuile PT’ nin kırılgan ve dayanıksız film oluşturma gibi bazı zayıf yönlerinin modifiye edilerek özelliklerinin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Bunun sonucunda, esnek ve katlanabilen, sıcaklık ve manyetik alan duyarlı üçlü kompozitve nanokompozit filmlerinin sentezi gerçekleştirildi. Bu amaçla, politiyofenile farklı yüzdelerde politiyofen içeren PDMS/PVAc/PT üçlü kompozitleri ve PDMS/PVAc/PT/Fe 3O4 nanokompozitleri sentezlendi, değişik çözücü karışımlarında çözünerek filmleri döküldü. PTile PDMS/PVAc/PT kompozitleri ve PDMS/PVAc/PT/Fe3O4 nanokompozitlerinin iletkenlikleri dört nokta tekniği ile 0-80oC aralığında, ölçüldü. Gouy terazisi ile yapılan manyetik duyarlık ölçümleri sonucu iletkenlik mekanizmalarının polaronlar üzerinden yürüdüğü belirlendi. FTIR çalışması ile PT ve PDMS/PVAc/PT üçlü kompozitlerin yapısı incelendi. Polimer ve kompozit/nanokompozitlerinin çeşitli elektronik geçişleri UV ile aydınlatıldı. Esnek kompozit/nanokompozitfilmlerinin sıcaklık duyarlı olduğu, oda sıcaklığı civarında katlanabilmesi ile anlaşıldı. PT ve üçlü kompozitlerin morfolojik ve topolojik özellikleri SEM ve AFM çalışmaları ile incelendi. Filmlerin kopma dayanımları, kopma noktasında uzama ve absorplanan enerji gibi bazı parametreleri, çekme-germe testleri ile belirlendi. Kaynaklar [1]Sarı B., Talu M., SyntheticMetals, 94. 221-227, (1998). [2] Talu M., Kabasakaloğlu M., Yıldırım F., Sarı B.,AppliedSurface Science,181(1-2), 51-60, (2001). [3] Demets G. J. F.,Anaissi F. J., Toma H. E., Fontes M. B. A., MaterialsResearchBulletin, 37, 683695,(2002). [4] Prakash S.,Rao C. R., Vijayan M., ElectrochimicaActa, 54, 5919-5927, (2009). [5] Ray S.,Easteal A. J., Cooney R. P., Edmonds N. R., MaterialsChemistryandPhysics, 113, 829-838, (2009) [6] Sarı B., Talu M., Yıldırım F. ve Balcı E. K., AppliedSurfaceScience, 205(1-4), 27-38, (2003). Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (KBAG-113Z572). 24 S15 pH ve SICAKLIĞA DUYARLI ÇOK-KATMANLI POLİMER FİLMLER İrem Erel-Göktepea*, Vural Bütünb, A. Levent Demirelc Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Ankara, Türkiye Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Kimya Bölümü, 26480, Eskişehir, Türkiye c Koç Üniversitesi, Kimya Bölümü, 34450, Sarıyer, İstanbul, Türkiye [email protected] a b Katman-katman kendiliğinden yapılanma (LbL) yöntemiyle hazırlanan çok-katmanlı polimer filmlerin biyomalzemelerin yüzey özelliklerinin iyileştirilmesi ve aynı zamanda yüzeyden kontrollü ilaç salımı uygulamaları için kullanılması üzerine son yıllarda çalışmalar yapılmaktadır. Birbirleriyle etkileşen polimerlerin ardışık olarak yüzeyde biriktirilmesi esasına dayanan bu yöntem ile hazırlanan filmlerin özelliklerini belirleyen en önemli etken kullanılan polimerlerin kimyasal yapısıdır. Polizwitteriyonlar, pozitif ve negatif yüklü işlevsel grupları polimerin aynı tekrar eden birimi üzerinde bulunduran polimerlerdir. Kimyasal yapıları hücre zarı lipidlerinden fosforilkolin’e benzediğinden biyolojik uygulamalar için ilgi çekmektedirler. Örneğin, polizwitteriyonların antibiyofouling özelliklerinin avantajını kullanarak biyo-işlevsel yüzeyler hazırlamak mümkündür. Bu nedenle, polizwitteriyonlardan hazırlanmış filmlerin üretimi ve biyolojik uygulamalar için potansiyellerinin belirlenmesi önemlidir. Polizwitteriyonlar, zıt yüklü grupları aynı tekrar eden birim üzerinde taşıdıklarından elektriksel olarak nötrdürler. Bu nedenle polimelerlerin birbirleriyle elektrostatik etkileşimi esasına dayanan LbL yöntemi ile polizwitteriyonları çok-katmanlı filmler içerisine yerleştirmek oldukça güçtür. Bu çalışmada, bir bloğu katyonik diğer bloğu ise zwitteriyonik bir diblok kopolimer, poli[3-dimetil (metakriloiloksietil) amonyum propan sulfonat-b-2-(diisopropilamino)etil metakrilat], kullanarak hidrofobik çekirdek ve zwitteriyonik kabuk yapısına sahip blok kopolimer miseller elde edilmiştir. Bu miseller, zayıf bir polikatyon ile komplekslekştirilerek blok kopolimer misel kompleksler hazırlanmıştır. Böylelikle, zwitteriyonik birimlerin negatif yükleri perdelenmiştir. Misel kompleklesler bir polianyon yardımıyla katman katman yüzeyde biriktirilmiştir. Bu filmlerin yüzeyinden asidik ortamda işlevsel moleküllerin salımının gerçekleştirilebileceği gösterilmiştir. Ayrıca zwitteriyonik kabuk zincirlerinin üst kritik çözelti sıcaklığının pH-tetiklemesiyle işlevsel moleküllerin salımına etkisi irdelenmiştir. Ayrıca, zwitteriyonik blok kopolimer misellerden hazırlanmış monokatman filmlerin bakteri tutunmasını engelleyen özellikleri olduğu gösterilmiştir. Elde edilen sonuçlar ultra-ince polimer filmlerin hem yüzeylerin işlevselleştirilmesi hem de yüzeyden ilaç moleküllerinin kontrollü salımı için hazne olarak kullanılması yolunda önemlidir. Anahtar kelimeler: polimer filmler, pH’ye duyarlılık 25 S16 ELEKTRO LİF ÇEKİM METODU İLE ÜRETİLMİŞ PANDEKANOİK ASİT ESASLI ISI DEPOLAMA ÖZELLİKLİ LİFLER Kasım Aksoya, Cemil Alkanb, Ayşe Altıntaşb a Süleyman Demirel University, Technical Sciences Vocational School, Biomedical Device Technology Program, Isparta, TURKEY b Gaziosmanpaşa University, Department of Chemistry, Tokat, TÜRKİYE [email protected] Artan enerji krizi ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji depolama materyallerine olan talep hızla artmaktadır. Enerji depolama materyalleri olarak organik ve inorganik esaslı pek çok faz değiştiren madde yüksek enerji depolama kapasiteleri nedeniyle ilgi görmekte ve bu materyallerin tekstil, solar enerji depolama ve iklimlendirme, ısıtma sistemlerinde kullanımı ile ilgili araştırmalar hızla devam etmektedir. Parafin vakslar, yağ asitleri ve polietilen glikol (PEG) gibi organik esaslı faz değiştiren maddelerin büyük bir kısmı katı—sıvı faz değişimi gerçekleştirmekte olup, sıvı faza geçtiklerinde akarak yapıdan uzaklaşmaktadırlar. Bu nedenle bu tür materyaller son kullanım alanlarının gereksinimini karşılayacak şekilde farklı yapıda destekleyici bir materyal içerisine yerleştirilerek şekilsel olarak stabilize edilmiş faz değiştiren madde formuna getirilmektedirler. Son yıllarda şekilsel olarak stabilize edilmiş materyal üretmek için faydalanılan metotlardan birisi de elektro lif çekim metodudur. Bu kapsamda, polietilen glikol, yağ asidi gibi farklı tür FDM’ler içeren farklı polimerlerik nanoliflerin üretimi ile ilgili çalışmalar dikkat çekmektedir [1-7]. Elektrolif çekimi elektriksel alana maruz kalan polimer eriyiği veya çözeltisinden nano boyutlu kontinü polimerik lifler oluşturması prosesidir. Bu çalışmada elektrolif çekim metodu ile ısı depolama özellikli poliakrilonitril (PAN) nanolif üretimi hedeflenmiştir. Çalışma kapsamına %10’luk PAN/DMF çözeltisi içerisine faz değiştiren madde olarak 2,5 ile 10 gram aralığında değişen oranlarda dekanoik asit karıştırılmış ve hazırlanan çözeltiden tek iğneli elektrolif çekim metodu ile nanolif üretimi gerçekleştirilmiştir. Nanolif üretimi sırasında voltaj 1,8 kVolt, elektrotlar arası mesafe 12 cm olacak şekilde ayarlanmıştır. Üretilen nanoliflerin ısı depolama entalpi ve sıcaklıkları DSC, morfolojileri SEM, kimyasal yapıları FT-IR analizi ile araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: elektro lif çekimi, nanolif, faz değiştiren madde, PAN, dekanoik asit Kaynaklar 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. C. Chen, L. Wang, Y.Huang,Electrospun phase change fibers based on polyethylene glycol/cellulose acetate blends, Applied Energy, Volume 88, Issue 9, (2011), Pages 3133–3139 C. Chen, L. Wang, Y. Huang ,Electrospinning of thermo-regulating ultrafine fibers based on polyethylene glycol/cellulose acetate composite, Polymer, Volume 48, Issue 18, (24 August 2007), Pages 5202–5207. C. Chen, L. Wang, Y. Huang Crosslinking of the electrospun polyethylene glycol/cellulose acetate composite fibers as shape-stabilized phase change materials, Materials Letters, Volume 63, Issue 5, (28 February 2009), Pages 569–571 C. Chen, L. Wang, Y. Huang ,A novel shape-stabilized PCM: Electrospun ultrafine fibers based on lauric acid/polyethylene terephthalate composite, Materials Letters, Volume 62, Issue 20, (31 July 2008), Pages 3515–3517 C. Chen, L. Wang, Y. Huang ,Morphology and thermal properties of electrospun fatty acids/polyethylene terephthalate composite fibers as novel form-stable phase change materials, Solar Energy Materials and Solar Cells,Volume 92, Issue 11, (November 2008), Pages 1382–1387. Q. Song Shi,Thermal Properties and Morphology of Electrospun PEG/PVP Composite Fibers as Novel Phase Change Materials, Applied Mechanics and Materials, Volumes 204 – 208,(2012), 3998-4001. H. Ke, Y. Cai, Q. Wei, Y. Xiao, J. Dong, Y. Hu, L. Song,G. He, Y. Zhao and H. Fong, 2012. Electrospun ultrafine composite fibers of binary fatty acid eutectics and polyethylene terephthalate as innovative form-stable phase change materials for storage and retrieval of thermal energy, INTERNATIONAL JOURNAL OF ENERGY RESEARCH Int. J. Energy Res. Volumes 37 ,(2013), Pages 657–664. 26 S17 KOMPLEKS KOASERVASYON METODUYLA FAZ DEĞİŞTİREN MADDENİN KİTOSAN/SODYUM ALGİNAT İLE MİKROENKAPSÜLASYONU Kasım Aksoya, Cemil Alkanb a Süleyman Demirel University, Technical Sciences Vocational School, Biomedical Device Technology Program, Isparta, TURKEY b Gaziosmanpaşa University, Department of Chemistry, Tokat, TURKEY [email protected] Kompleks koaservasyon metodunda, yağlı bir çekirdek madde hidrofilik karakterli zıt yüklü iki polimer kolloid içerisinde emülsiyonlaştırılmakta ve polimerler tarafından kapsüllenmektedir. Polimerce zengin duvar oluşumu pH değişimiyle sağlanır. Bu sistemde önemli nokta, sistemin pH’ının iki koloidin zıt yüklü olacağı pH aralığında olmasıdır. Böylece zıt yüklü polimer makromolekülleri arasında gerçekleşen kompleks yapı ile kapsül duvar yapısı oluşturulmaktadır. Çalışmada mikrokapsül duvar yapısını oluşturmak için polikatyon olarak kitosan, polianyon olarak da sodyum alginat polimerleri kullanılmıştır. Böylece kitosan/sodyum alginat duvarlı n-eykosan çekirdekli ısı depolama özellikli mikrokapsül üretimi ve karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Kitosan/sodyum alginat oranı 1:1 ve 1:2 olacak şekilde iki farklı oranda kullanılmıştır. Her iki grup kapsül için de duvar madde çekirdek oranı 1:1,5 olarak kullanılmıştır. Daha önceki çalışmamızdan farklı olarak bu çalışmada emülsiyon oluşturmak için kullanılan yüzey aktif madde değiştirilmiştir [1]. Emülsiyon oluşturmak için HLB (Hidrofilik-Lipofilik Denge) değeri 16,7 olan suda kısmen çözünebilen, PEG-20 sorbitan monolaurat esaslı Tween 20 yüzey aktif madde olarak kullanılmıştır. Proses sonunda elde edilen mikrokapsüllerin morfolojileri taramalı elektron mikroskobu (SEM), kimyasal yapıları FT-IR spektroskopisi, ısı depolama ve yayma entalpileri ve sıcaklıkları diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) cihazı ile analiz edilmiştir. Aynı zamanda üretilen mikrokapsüllerin ortalama parçacık boyutu ve parçacık boyut dağılım diyagramının parçacık boyutu analiz edici sistem kullanılarak belirlenmiştir. DSC sonuçlarına göre polimer oranı 1:2 olan kapsüller 36,14 C’de 125 J/g ısı depolarken polimer oranı 1:1 olan mikrokapsüller 34,90 C’de 119 J/g ısı depolamaktadır. SEM ve parçacık boyutu analiz sonuçlarına göre mikrokapsüller küresel yapıya ve ortalama 44,64-41,92 µm parçacık boyutuna sahiptir. Anahtar kelimeler: kompleks koaservasyon, faz değiştiren madde, kitosan, sodium alginat Kaynaklar [1] K.AKSOY and C.ALKAN,8th International Conference-TEXSCI 2013, Liberec, Czech Republic, (September 23-25),PREPARATION OF MICROENCAPSULATED PCMs IN CHITOSAN AND SODIUM ALGINATE BY COMPLEX COACERVATION. 27 S18 PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)/EPOKSİ-POSS NANOKOMPOZİTLERİNİN İZOTERMAL OLMAYAN KRİSTALİZASYON DAVRANIŞININ İNCELENMESİ Mehmet Kodal, Hümeyra Şirin, Güralp Özkoç Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli [email protected] Poli(laktik asit) (PLA) yenilenebilir kaynaklardan elde edilebilen biyobozunur bir termoplastik polimerdir. Yüksek dayanım ve elastik modüle sahip olmasına rağmen kırılgan bir yapıda olması ve düşük olan kristallenme hızı geniş çaplı kullanımını kısıtlamaktadır. PLA’nın kristalizasyon hızını artırmak için enjeksiyonlu kalıplama parametrelerinin değiştirilmesi, plastikleştiricilerin ve çekirdeklenme ajanlarının eklenmesi gibi yöntemler kullanılır [1]. PLA’nın plastikleştirilmesinde poli(etilen glikol) (PEG) ve sitrat esterler sıklıkla kullanılan katkılardır [2]. Literatürde plastikleştirilmiş PLA için organokil ve talk gibi çekirdeklenme ajanlarının kullanıldığı görülmektedir [3]. Bunlara alternatif olarak ise poli(hedral oligomerik silseskuiokzan) (POSS) nano-parçacıkları, polimerleri güçlendirmeye ve çekirdeklenme ajanı olarak kullanılmaya aday yeni nesil malzemelerdir [4]. Bu çalışmada PEG ile plastikleştirilmiş PLA’nın kristallenme davranışı üzerine epoksi fonksiyonel grubu içeren POSS parçacıklarının (G-POSS) etkisi incelenmiştir. PLA/PEG ve PLA/PEG/G-POSS nanokompozitleri Xplore Instruments marka laboratuvar ölçekli bir çift vidalı ekstrüder kullanılarak hazırlanmıştır. Nanokompozitlerde POSS miktarı kütlece % 1, 3, 7, 10 oranında değişmekte iken PEG miktarı ise kütlece %10 oranında sabitlenmiştir. Avrami, Ozawa, birleştirilmiş Avrami-Ozawa, Dobreva-Gutzow, Kissinger ve Takhor modelleri kullanılarak diferansiyel taramalı kalorimetri analizleri ile (DSC, DSC 1 Star Mettler Toledo) örneklerin izotermal olmayan kristalizasyon davranışı incelenmiştir. Bununla birlikte, bir polarize optik mikroskop (POM, Nikon LV100 POL) kullanılarak kristal morfolojisi gerçek zamanlı incelenmiştir. Kristalizasyon kinetiği çalışmaları plastikleştirilmiş PLA nanokompozitlerinin kristalizasyon hızının G-POSS ilavesi ile birlikte arttığını göstermiştir. GPOSS moleküllerinin PLA/PEG için etkili bir çekirdeklenme ajanı olduğu belirlenmiştir. POM analiz sonuçları G-POSS içeren nanokompozitlerin soğutma işlemi esnasında daha yüksek sıcaklıklarda kristallenmeye başladığını ve elde edilen kristallerin küresel (sferulitik) ve tabakalı (lamelar) yapıda olduğunu göstermiştir. Anahtar kelimeler: PLA, POSS, nanokompozit, izotermal olmayan kristalizasyon kinetiği, çekirdeklenme ajanı Kaynaklar: [1] H. Li., M. Huneault. Polymer, 48, (2007), 6855-6866. [2] Y. Hu., Y. Hu., A. Topolkaraev., A. Hiltner., E. Baer. Polymer, 44, (2003), 5681-5689. [3] S. Gumus., G. Ozkoc., A. Aytac. Journal of Applied Polymer Science, 123, (2012), 2837-2848. [4] M. Kodal., H. Sirin., G. Ozkoc. Polymer Engineering and Science, 54, (2014), 264-275. Teşekkür: Bu çalışma Tübitak tarafından 111M514 numaralı proje ile desteklenmiştir 28 S19 ORGANOMETALİK TUZLAR İLE MODİFİYE EDİLMİŞ CAMSI POLİMERLERİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU Melike Çağlayan, Bekir Sarı Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Teknikokullar, Ankara [email protected] Camsı polimerler;amorf yapıya sahip termoplastiklerdir. Oda sıcaklığında kırılgan olup mükemmel optik özelliklere sahip, geçirgenliği yüksek malzemelerdir[1]. Tıbbi filmler, kan torbaları, kateterler, IV bileşenler, cerrahi aletler, dikiş iplikleri, küçük şişeler ve ampuller, eldiven, şırıngalar, ambalaj ve implantlar gibi tıbbi cihaz uygulamalarında kullanılır[2]. Paketleme işlemlerinde, elektrik/elektronik uygulamalarda, oyuncaklarda, ev eşyalarında, otomobil sektöründe, spor malzemelerinde kullanımları yaygındır [3-5]. Bu çalışmada, öncelikle bir diamin ve benzoik asit türevi kullanılarak ligandlar sentezlendi. Ardından uygun geçiş metali tuzları ile ligandlarınkomplekslerindenorganometalik tuzlar sentezlendi. Polikarbonat (PC), poli(metil metakrilat) (PMMA) camsı homopolimerlerinin uygun çözücüler ve uygun miktarlar seçilerek filmleri döküldü. Homopolimerlerinorganometalik tuzlar ile modifikasyonu gerçekleştirildi. PC/PMMA blendinin tekdüze ve saydam filmleri için uygun oranları denenerek film dökümü gerçekleştirildi. Optimize edilmiş oranlardaki ikili blendlerorganometalik tuzlar ile modifiye edildi. Elde edilen bu yeni ürünler birbirileri arasında kıyaslandı ve ayrıca katkı yapılmadan dökülen PC ve PMMA filmleri ile karşılaştırılarak mekanik, morfolojik, ısıl kararlılık gibi özellikleri aydınlatıldı. Bu çalışmadan elde edilecek filmlerin özellikle farklı dalga boylarında farklı absorbsiyon gerçekleştirerek istenmeyen zararlı ışınların minimum değere düşürülebileceği beklenmektedir. Ayrıca elektrokromik özellik kazandırılabilirse literatürde bu konuda önemli bir yer edinmeyi bekliyoruz. Hazırlanan saydam, farklı renklere sahip filmlerin; ısıl, mekanik, elektriksel ve manyetik yapılarının aydınlatılması için çekme-germe testleri, vurma testi, eğme testi, dört nokta tekniği ile iletkenlik ölçümleri; yapısal, optik ve morfolojik karakterizasyonlar için 1H-NMR, FTIR, LC-MS, UV-GB, SEM, XRD, AFM, refraktometre, manyetik duyarlılık testleri yapıldı. Kaynaklar [1] HAWARD, R.N. andYOUNG, R.J. 1997.The Physics of Glassy Polymers(Second Edition). London: Chapman & Hall. [2]Sastri, V. R.2010. Plastics in MedicalDevices(First Edition).USA:Elsevier. [3] UL IDES.”Uses”.http://plastics.ides.com/generics/25/polycarbonate-pc ,Son erişim tarihi: 10.03.2014 [4] UL IDES.”Uses”.http://plastics.ides.com/generics/3/acrylic ,Son erişim tarihi: 10.03.2014 [5] UL IDES.”Uses”.http://plastics.ides.com/generics/43/polystyrene-ps ,Son erişim tarihi: 10.03.2014 29 S20 ATRAZİN BASKILI POLİMERLER İÇİN İDEAL MONOMER VE MONOMER/KONUK MOLEKÜL ORANININ TÜMLEŞİK YÖNTEM KULLANILARAK BELİRLENMESİ Meshude Akbulut Söylemez a, Dhana Lakshmi b, Petya K. Ivanova-Mitseva b, Michael J. Whitcombe c, Elena V. Piletska c, Kal Karim c, Sergey A. Piletsky c, Olgun Güven a a Hacettepe University, Chemistry Department, Polymer Chemistry Division, 06800, Beytepe, Ankara, Turkey b Cranfield Health, Vincent Building, Cranfield University, Cranfield, Bedfordshire, MK43 0AL, UK c Department of Chemistry University of Leicester LeicesterLE1 7RH, UK [email protected] Her hangi bir yüzeyde kimyasal yükseltgenme ile homojen kaplamalar oluşturabilen anilinin mikroplaka kuyularındaki polimerizasyonu immobilizasyon ve teşhis amacıyla daha önceleri de kullanılmıştır [1]. Polianiline farklı fonksiyonel gruplarla işlevsellik kazandırılması oldukça zordur. Bu nedenle yüzey kaplama için yan grubunda farklı fonksiyonel gruplar içeren anilin türevi monomerlerin kullanımı tercih edilir [2,3]. Bu çalışmada, yüzeyine atrazin baskılı polimerlerin aşılanması amacıyla polistiren (PS) mikroplakalar yapısında bağımsız olarak polimerleşebilen metakrilamit grubu içeren bir anilin türevi olan N-feniletilen diamin metakrilamit (NPEDMA) kullanılarak kaplanmıştır [4]. Poli(NPEDMA) ile kaplanan mikroplakalar yüzeyinde gerçekleştirilecek olan moleküler baskılı polimerlerin aşılanması işleminin kontrollü bir şekilde yapılması amacıyla, kaplamalar iniferter olarak kullnılan N,N’-dietil ditiyokarbamik asit benzil ester (DEDTC) ile aktive edilmiştir. Moleküler modelleme ve tümleşik yöntem [5] sonuçlarına göre belirlenen dört monomerin farklı oranlarda kullanılmasıyla hazırlanan moleküler baskılı polimerler (MIP) iniferter ile aktive edilmiş poli(NPEDMA) kaplı mikroplaka yüzeylerine aşılanmıştır. Aşılama işlemi 25 dakika Phillips UV lambası (9 W.cm-2) kullanılarak azot atmosferinde gerçekleştirilmiştir. Bileşiminde atrazin bulunmayan kontrol polimerleri (NIP) de aynı şekilde sentezlenmiştir. Hazırlanan MIP ve NIP’in bağlanma özelliklerini değerlendirmek amacıyla 200 μL, 200 ng.mL-1 atrazin çözeltisi (suda) kuyulara konularak bir gece bekletilmiştir. Bağlanma sonrasında çözeltide kalan atrazin miktarı HPLC-MS sistemi ile analiz edilmiştir. Özgül bağlanma çalışmaları için yapıca atrazine benzeyen metribuzin ve simazin kullanılarak bağlanma deneyleri tekrarlanmıştır. Sonuç olarak atrazinin özgül ve seçimli bağlanması için en iyi performans metakrilik asit için 2/1 oranda, bisakrilamit için 3/1 oranda elde edilirken teorik hesaplamalar sonunda belirlenen itakonik asitin 2/1 oranı ve NPEDMA 1/1 oranının beklentileri karşılamadığı görülmüştür. Anahtar kelimeler: Fotokimyasal aşılama, moleküler baskılı polimer, Poli(NPEDMA), atrazin. Kaynaklar: [1] S.A. Piletsky, T.L. Panasyuk, E.V. Piletskaya, T.A. Sergeeva, A.V. El’skaya, E. Pringsheim, O.S. Wolfbeis, Fresenius J. Anal. Chem., 366, (2000), 807–810. [2] A. Gök, B. Sari, M. Talu, Synth. Met., 142, (2004), 41–48. [3] M. Akbulut, D. Lakshmi, M.J. Whitcombe, E.V. Piletska, I. Chianella, O. Güven, S.A. Piletsky, ACS Comb. Sci., 13, (2011), 646–652. [4] D. Lakshmi, A. Bossi, M.J. Whitcombe, I. Chianella, S.A. Fowler, S. Subrahmanyam, E.V. Piletska, S.A. Piletsky, Anal. Chem., 81, (2009), 3576–3584. [5] D. Lakshmi, M. Akbulut, P. K. Ivanova-Mitseva, M.J. Whitcombe, E. V. Piletska, K. Karim, O. Güven, S. A. Piletsky, Ind. Eng. Chem. Res., 52, (2013), 13910–13916. 30 S21 YÜKSEK PERFORMANSLI SIVI KROMATOGRAFİSİ YÖNTEMİ İLE POLİMERLERİN ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE DAĞILIMLARIN ARAŞTIRILMASI Nazim Bektaş′ia, Sevil Bektaş′ib a)Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Petrol Kimya Prosesleri Enstitüsü b)Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Polimer Materyalleri Enstitüsü [email protected] Bu çalışma kapsamında, Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC) yöntemi ile, bilhassa iki dedektörlü (refraktometre ve UV-spektrofotometre) kromatografik sistemlerde, polimer bileşiklerinin yapısında makromoleküllerin çeşitli hassaları üzere bulunan dağılımların incələnməsinə itfah olunmuş bilimsel makalalerin kısa hülasası verilmiştir. İşte, iki dedektörlü eksklüziyon kromatografisi (EK) yöntemi ile epiklorhidrinin oligomer bileşiklerinde molekül kütlesi üzere dağılımların yanısıra (MKD) fonksiyonellik tipi üzere dağılımların (FTD) yer aldığı və oluşmuş oligomerlerin uclarında farklı gruplar bulunan 5 tip makromolekül zincirindən ibaret olduğu onaylanmıştır [1]. EK ve iki dedektörlu normal fazlı sıvı adsorpsiyon kromatografisi (AK) kullanılmakla yüksek baskı polietileninde MKD ile beraber topoloji üzere, yani polimer zincirinin kuruluşu üzere dağılımların baş verdiği belirlenmiş ve makromoleküllerin düz ve dallanmış polietilen zincirlerinden oluşduğu görülmüştür [2]. Aynen bu yöntem episülfit grupları içeren polifonksiyonel polimer komplekslerinin MKD ve FTD hassalarınn öğrenilmesinde kullanılmış, reaksiyon ürünlerinin genellikle episulfit, CN, NH2, NH, dörtlü amin ve klor grupları kapsayan bifonksiyonel makromoleküllerden düzenlendiği malum olmuştur [3, 4].EK ve AK yöntemleri áolefinlerin aminleşmesi sırası reaksiyon ortamında genel ürünlerden başka, yapısında MKD ve izomer kuruluşu üzere pollidispersiteye sahip á - ve â-aminli oligomerlerin meydana çıkmasını ispatlamıştır [5]. Sözkonusu kromatografik sistemlerde metal-polimer komplekslerinin [6, 7], norbornen dikarbon anhidriti, etilen glikol ve metakril asit arasında polikondensasyon sonucu çeşitli molekül kütlesine ve fonksionelliğe sahip poliesterlerin sentez kanunauygunlukları araştıtrılmıştır [8]. HPLC metodu ile bazidiomisetlerin katkıda bulunduğu polisakkarit ve poliasetilenlerin mikrobiolojik sentezi sırası MKD ve FTD hassaları araştırılmış, reaksiyon karışımında 9 adet individual bileşiğin olduğu tespit edilmiştir [9, 10]. HPLC yöntemi ile çalışmalar sırasında elde edilmiş bilgiler polimer bileşiklerinin yapısında çeşitli hassalar üzere mevcut olan dağılımların belirlenmesınde ve öylece polimerizasyon mekanizmasının tayini ve önceden belirli özelliklere sahip polimer malzemelerinin üretiminde pek çok önemli. Anahtar kelimeler: HPLC, Eksklüziyon kromatografisi (GPC), Adsorpsion kromatografisi Kaynaklar: [1] N. Bektashi, D Alieva, R. Dzalilov, and A. Ragimov, Journal Polimer of Science, Ser B. 42,276-280,2000 [2]N.Bektashi, V. Jafarov, G Azadalieva, A. Efendiev, “ HPLC İnvestigation of Struktural Inhomogeneity of Side Products of Production of High Pressure Polyethylene” , Polymer institute of the Slovak Academy of Sciences, Bratislava, (2001). [3] N. Bektaşi ve V. Dzafarov, XVI Ulusal Kimya Kongresi, Konya, PEK-P50, (2002), 869. [4] N. Bektashi V. Dzafarov. Journal Polimer of Science, Ser A., Polymer science Series A C/C of vysokomolekuliarnye soedineniya, 46, (2004), 1239-1244. [5] N. Bektaşi, Uluslarası katılımlı 25. Ulusal Kimya Kongresi, Türkiye, Erzurum, PP-188, (2011), 207. [6] A. Valipour, B. Mamedov, N. Bektashi, R. Mamedova, Sh.Taryverdiev, G.Bayramov, Novation, Periodical Scientific Journal ,7 ,(2010), P.153-158. [7] N. Bektaşi, XXIV Ulusal Kimya Kongresi, Türkiye, Zonguldak, BPO 29, (2010). [8] N. Bektashi, A. Mustafaev, İ. Guseinov, and V. Dzafarov, Russion Journal of Applied Chemistry, 84, (2011), 12811287. [9] P. Muradov, M. Veliyev, G. Yagubova, N. Bektaşi, 21 Ulusal bioloji kongresi, Türkiye, İzmir, PG-001, (2012), 261. [10] Н. Бекташи, « Найновите научни постижения-2013» България, София , 18, (2013), 61-69. 31 S22 MODİFİYE MONTMORİLLONİT VE BUNLARIN KULLANILDIĞI BİYOBOZUNUR NANOKOMPOZİT TARIMSAL ÖRTÜ FİLMLERİNİN ÜRETİMİ Özlem Eğria, Zakir M. O. Rzayeva, Erhan Pişkinb,c,d Fen Bilimleri Enstitüsü, Nanotıp-Nanoteknoloji Anabilim Dalı Hacettepe Üniversitesi, Beytepe 06800 Ankara, Türkiye b Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Hacettepe Üniversitesi, Beytepe 06800 Ankara, Türkiye c Biyomühendislik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Hacettepe Üniversitesi, Beytepe 06800 Ankara, Türkiye 4 Biyomedtek Biyomedikal Teknolojiler Derneği, Beysukent 06800 Ankara, Türkiye [email protected] a Sunulan çalışmada doğal ve biyobozunur polimerlerden olan nişasta ve L-Laktik asit (L-LA) polimerleri ile nanokompozitlerin hazırlanmasında en yaygın kullanılan dolgu maddelerinden olan tabakalı silikatlardan montmorillonit kili ve iki farklı organo modifiye türevi (ODA-MMT ve DMDA-MMT) kullanılmıştır. L-LA ile modifiye edilen saf ve organomodifiye montmorillonit killeri varlığında L-LA'nın nişastaya aşı polimerizasyonu ile hazırlanan kopolimer yapıdaki nanokompozitlerden tarımsal örtü materyali amaçlı kullanılması öngörülen filmler elde edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla ilk olarak bir seri kil modifikasyon çalışmaları yapılmıştır. Ağırlıkça farklı MMT/L-LA oranlarında saf ve ön interkalat MMT killeri varlığında L-LA monomerlerinin optimize edilen reaksiyon koşullarında kondenzasyon polimerizasyonu gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar neticesinde elde edilen MMT/oligo-LA nano dolgu malzemelerinin kimyasal (FTIR, 1H-NMR), termal (DSC, TGA) ve fiziksel (XRD, SEM, TEM) karakterizasyonları yapılmıştır. Elde edilen bulguların incelenmesi neticesinde nanokompozit kopolimer yapıların sentezlenmesi için uygun bulunan nano dolgu malzemeleri bir sonraki adıma aktarılmıştır. Uygun bulunan nano dolgu malzemeleri ağırlıkça farklı oranlarda kullanılarak L-LA'nın nişastaya aşı polimerizasyonları gerçekleştirilmiş ve bir seri PLLA-g-nişasta nanokompozit kopolimerler sentezlenmiştir. Üretilen nanokompozit yapıların kimyasal (FTIR, 1H-NMR, 13C-NMR), termal (DSC, TGA) ve fiziksel (XRD, SEM, TEM) karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Üretilen nanokompozit kopolimerlerden baskılı kalıplama yöntemi ile çeşitli filmler hazırlanmıştır. Hazırlanan filmlerlerin mekanik ve gaz geçirgenlik özellikleri incelenmiştir. Bu çalışma 00875.STZ.2011-1 numaralı "Biyoesaslı/Biyobozunur/Kompost Edilebilir Nanokompozit Tarımsal Örtü (“Mulching”) Filmlerinin Geliştirilmesi" adlı SANTEZ Projesi desteğiyle hazırlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Modifiye Montmorillonit, Nanokompozit, Nano Dolgu Malzemeleri, Doğal Polimerler, Nişasta, Poli(laktik asit) (PLA), Aşı Polimerizasyonu. 32 S23 MERKEZ/KABUK YAPIDA TİO2/POLİPİROL NANOKÜRELERİN DİELEKTRİK VE ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ a Şeyda Çabuk, aÖzlem Erol, aH. İbrahim Ünal, bÖ. Yunus Gümüş Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Teknikokullar, Ankara Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Nevşehir [email protected] a b Reolojik özellikleri dış elektrik alan veya manyetik alan ile kontrol edilebilen akıllı malzemeler hidrolik kontrol sistemleri, robotlar, otomotiv sanayi, mikroakışkanlar, ilaç salımı gibi teknolojik uygulamalarda yer bulan umut vaat eden malzemelerdir [1]. Elektroreolojik (ER) akışkanlar dış elektrik alan etkisi ile polarize olabilen silikon yağı gibi yalıtkan sıvı ortamında dağıtılmış taneciklerden oluşan kolloidal süspansiyonlardır. Dış elektrik alan uygulanmasıyla dağıtılmış tanecikler elektrik alan doğrultusunda yönlenerek elektrotlara dik lif yapıları oluştururlar ve tersinir olarak oluşan bu yapılar, süspansiyonun sıvımsı halden katımsı hale geçmesine yol açar. Kısa tepki süresi, düşük enerji tüketimi ve basit mekanik özellikler ER akışkanların önde gelen karakteristikleri arasındadır. Dağılan taneciklerin morfolojisi ve elektriksel özellikleri ER etkide rol oynayan kritik parametrelerdendir. Uygun iletkenlik ve optimum yüzeyler arası polarizasyona sahip tekdüze kaplanmış monodispers merkez/kabuk yapılar ile kontrol edilebilir tanecik boyutu ve yoğunlukta daha üstün ER aktiviteye ve kolloidal kararlılığa sahip malzemeler elde edilebilir. Bu çalışmada, merkez/kabuk yapıda küresel nanotanecikler iki adımda elde edilmiştir. Birinci adımda, bazik ortamda metanol/asetonitril ikili-çözücü sisteminde sentezlenen monodispers TiO2 nanokürelerin yüzeyi aminosilanlanmıştır. İkinci adımda, iletken polipirol (PPy) FeCl3 başlatıcısıyla pirolün yerinde polimerleştirilmesi ile amin sonlu küresel TiO2 yüzeyine graft edilmiştir. TEM ve SEM görüntüleri merkez/kabuk yapıda nanoküre oluşumunu doğrulamıştır. Elde edilen küresel TiO2/PPy nanokürelerin iletkenliği ER çalışmaları için uygun aralığa NaOH ile muamele edilerek getirilmiştir. Silikon yağı içinde hazırlanan süspansiyonların dielektrik spektrumları LCR metre ile ER özellikleri ise paralel plaka reometre ile incelenmiştir. TiO2 yüzeyinin PPy ile kaplanması onun polarize olabilirliğinde ve ER aktivitesinde artışa ve elektrik alana tepki süresinde ise kısalmaya yol açmış, ayrıca kolloidal kararlılığını da iyileştirmiştir. Teşekkür: Bu çalışmaya desteklerinden dolayı TÜBİTAK (Proje no: 111T637) ve COST CM1101 Aksiyonuna teşekkür ederiz. Anahtar kelimeler: Nanokompozitler, elektroreoloji, dielektrik malzemeler, iletken polimerler. Kaynaklar: [1] W. L. Zhang, S. H. Piao, H. J. Choi, Journal of Colloid and Interface Science, 402 (2013) 100–106. 33 S24 CB-NR ELASTOMERİK KOMPOZİTLERİN ELEKTRİKSEL İLETKENLİĞİ Satılmış Basana, Erol Sancaktarb Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,19030 Çorum University of Akron, Department of Polymer Engineering,45325,Akron,OH a b Polimerlerin günlük hayatımızda yaygın olarak kullanılmasının en büyük nedeni ısısal ve elektriksel olarak yalıtkan davranmasıdır. Ancak, gelişen teknolojinin kolay işlenebilen ve ekonomik olarak elde edilebilen iletkenlere duyduğu gereksinim polimerlerin iletken hale getirilmesini amaçlayan çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Genellikle yalıtkan olan polimerler oynak elektronlara sahip olan ardışık çift bağların düz veya halkalı yapılar halinde polimerik yapıda yer alması veya iyonik yapıların yan gruplarda bulunması ile elektriksel iletken hale gelebilir. Bundan başka, polimer matriks içinde düzgün bir şekilde dağıtılan iletken tanecikler vasıtasIyla da polimerler iletken hale getirilebilir. Bu çalışmada, ana zincirinde çift bağ bulunan doğal kauçuk (NR) ile hekzagonal geometriye sahip olan karbon siyahı (CB) değişik oranlarda karıştırılarak elde edilen CB-NR kompozitlerinin sabit yük altında elektriksel iletkenlikleri nin zamanla değişimi ve basınca bağlılığı incelenmiştir. Elde edilen sonuçların değerlendirilmesinde, CB-NR elastomerik kompozitin sabit yük altındaki elektriksel iletkenliğinin ilk 20 dk da nispeten daha hızlı olmak üzere zamanla arttığı gözlenmiştir. Ayın örneklerin elektriksel iletkenliğinin uygulanan basınçla düzgün bir şekilde arttığı bulunmuştur. CB-NR kompozitlerinin sabit yük altındaki elektriksel iletkenliklerinin CB içeriği ile değişiminde belli bir eşik değerin olduğu, bu değerden önce yavaş bu değerden sonra elektriksel iletkenliğin CB içeriği ile daha hızlı arttığı gözlenmiştir. CB-NR kompozit örneklerinin elektriksel iletkenliğinin örnek kalınlığı ile ters orantılı olarak değiştiği görülmektedir. 34 S25 POLİMER-ASETAMİNOFEN İLAÇ KONJUGATLARININ HAZIRLANMASI İÇİN STİREN VE MALEİK ANHİDRİTİN RAFT YÖNTEMİ İLE KONTROLLÜ SERBEST RADİKAL KOPOLİMERİZASYONU Semiha Duygu Sütekina, Ayşe Bakar Atıcıa, Olgun Güvena, Allan S. Hoffmanb HacettepeÜniversitesi, KimyaBölümü, 06800, Ankara, Türkiye Washington Üniversitesi, BiyomühendislikBölümü, 98195, Seattle, Washington [email protected] www.polymer.hacettepe.edu.tr a b Terapötiklerin etkinliği genelde düşük çözünürlükleri, biyouyumlulukları, kararsız olmaları ve toksisiteleri nedeniyle düşüktür. Etkin bir terapötik uygulama için en umut verici yöntemlerden biri ilacın polimer ana zincirine bağlanmasıdır. Bu yöntem sayesinde ilacın çözünürlüğü ve stabilitesi artar, ayrıca biyodağılımı ve toplam terapötik etkinliği control edilebilir [1].Poli(stiren-altmaleikanhidrit) polimerine (SMA), amino ve hidroksil fonksiyonel grupları içeren aktif ajanlar maleik anhidrit biriminin halka açılma reaksiyonuyla takılabildiği için SMA fonksiyonel bir polimer olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Yaygın yöntemlerle hazırlanan SMA, neokarzinostatin, pirazol, akriflavin, barbitürikasit, dopamine ve amfisilin ön ilaçlarının hazırlanmasında kullanılmıştır [2,3]. Stirenin maleik anhidritle kopolimerizasyonu, oda sıcaklığında, RAFT ajanıolarak 2-fenil-2-propil ditiyobenzoat varlığında, gama ışınlaması ile gerçekleştirilmiştir. Şekil1’degörüldüğü gibi, sentezlenen kopolimerlerin ışınlama süresi ile doğrusal olarak değişim gösteren molekül ağırlıklarına ve 1.2’den daha düşük, dar molekül ağırlığı dağılımlarına sahip oldukları gözlenmiştir. Bu polimerler ayrıca ilaç taşıyıcı formülasyonlarında istenmeyen serbest radikal başlatıcı kalıntılarına sahip değildir [4]. Elementel analiz ve 1H-NMR tekniklerinden elde edilen yapısal analiz ve sekans yapı bilgisi sentezlenen kopolimerlerin ardışık yapıya sahip olduklarını kanıtlamaktadır. Çalışmanın ikinci aşaması SMA’nın model bir ilaçla konjügasyonudur. Bu amaçla sıklıkla kullanılan ağrıkesici-ateşdüşürücü bir ilaç olan asetaminofen seçilmiştir. Konjügasyon FTIR (Şekil 2), 1H-NMR ve elemental analizler ile kanıtlanmıştır. Daha sonra, sentezlenen SMA-asetaminofen konjugatının in-vitro salım çalışmaları ile salım profile ve kinetiği incelenmiştir. Şekil 1.Mah ve St’in odasıcaklığında gama ışınlaması ile kopolimerizasyonunda Mn ve Mw/Mn’in ışınlama suresi ile değişimi. Şekil 2.Asetaminofenin anhidrit gruplarına takıldığını gösteren, SMA (aşağı) veSMAasetaminofen (yukarı) FTIRspektrumları. AnahtarKelimeler: RAFT polimerizasyonu, ã-ışınlaması, Polimer-ilaçkonjugatları, PSMA Kaynaklar: [1] M.J. Vicent, R. Duncan. Trends in Biotechnology,24, (2006), 39-47. [2] S.M. Henry, M.E.H. El-Sayed, C.M. Pirie, P.S. Stayton, A.S. Hoffman. Biomacromolecules,7, (2006), 2407-2414. [3] H. Maeda, M. Ueda, T. Morinaga, T. Matsumoto. Journal of MedicinalChemistry,28, (1985), 455-461. [4] P.-E.Millard, L. Barner, J. Reinhardt, M.R. Buchmeiser, C. Barner-Kowollik, A.H.E.Müller.Polymer,51, (2010), 4319-4328. 35 S26 DETERJANLAR İÇİN ÇOK FONKSİYONLU POLİAKRİLİK ASİTLERİN ÜRETİMİ Serap Özaya, M. Fatih Ergüneya, M. Atilla Taşdelenb Hayat Kimya Sanayi A.Ş., 41275 Kocaeli TÜRKİYE Yalova Üniversitesi, Mühendislik Fak., Polimer Müh. Bölümü, 77100 Yalova TÜRKİYE [email protected] a b Toz deterjanların ağırlık olarak %2 – 5, maliyet olarak ise %10 – 20’sini dispersan polimerler oluşturmaktadır. Deterjanlarda iyon tutucu olarak kullanılan fosfat türevlerine alternatif olarak dispersan polimerler tercih edilmektedir. Boya transfer önleyici/sabitleyici ve leke sökücü gibi yeni nesil polimerler (yüksek maliyetler) , son yıllarda özellikle premium deterjan segmentinde artarak kullanılmaktadır. Deterjan üretiminde kullanılan polimerlerin çoğunluğu düz zincirli, düşük molekül ağırlıklı homopolimer ya da kopolimerlerden oluşmakla beraber % 90dan fazlası yurt dışından ithal edilmektedir. Ancak bu tarz ürünler, küresel devler tarafından çok büyük ticari ölçüde üretilip satıldığı, daha da önemlisi fiyat politikası belirlendiği için, Hayat Kimya bu birikimi lokal polimer üreticilerine aktarıp, deterjan formülünde kullanılabilecek ürünlerin, yerli imkanlarla üretilmesine ön ayak olacaktır. Bu sayede yerli polimer üreticileri yeni ciro kalemlerine kavuşurken, Hayat Kimya daha uygun maliyetlerle hammadde tedarik edebilir hale gelecektir. Paralel sentez reaktöründe sıcaklık kontrolünün çok iyi yapılamaması sebebiyle istenilen katı miktarına ulaşmak için gerekli monomer kullanıldığında polimerizasyon ısısı sonucunda oluşan sıcaklığın kontrol edilemeyecek kadar yükseldiği gözlemlendi. Bu yüzden monomer-su miktarı istenilen katıyı verecek şekilde değil istenilen sıcaklığa ulaşacak şekilde ayarlandı. Aynı zamanda reaksiyonda akrilik asit ve sodyum akrilat farklı oranlarda kullanılarak reaksiyon şartlarını nasıl etkilediği de gözlenmiştir. Buna göre sodyum akrilat kullanılması reaksiyon sıcaklığını düşürmekte ve reaksiyon süresini uzatmaktadır. Optimum sodyum akrilat/akrilik asit miktarı yaklaşık 3/10 (mol/mol), optimum monomer/su miktarı yaklaşık 3/5 (g/g) olarak belirlenmiştir. Reaksiyon sonunda elde edilen emülsiyonların pH ları 3-4 çıkmaktadır. Bu pH değerleri %30 luk NaOH kullanılarak 7 ye getirilmektedir. Reaksiyon sonucu elde ettiğimiz polimerlerin katı oranı yaklaşık %35-40 olmaktadır. Anahtar Kelimeler: deterjan, polimer, poliakrilikasit, kireç önleyici, kir tutucu. Kaynaklar: [1]. U. Zoller, M.S. Showell, Handbook of detergents Part D, Formulation / edited by Michael S. Showell. (2006), Boca Raton: CRC press. [2]. E. Smulders et al., Laundry Detergents, in Ullmann's Encyclopedia of Industrial Chemistry. (2000), Wiley-VCH Verlag GmbH & Co. KGaA. [3]. J.K. Fink, and S. Thomas, Handbook of engineering and specialty thermoplastics. (2010), Hoboken, N.J.; Salem, Mass.: Wiley ; Scrivener. [4]. N.Giri et al., Blend behavior of sodium polyacrylate, J. of Sci.and Tech. (2011), 1(7):54-61 36 S27 SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI POLİ(VİNİL ASETAT)/POLİ(VİNİL KLORÜR)/POLİFURAN ÜÇLÜ KOMPOZİT VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU Sevilay Sarıtaş, Serpil Eşsiz, Bekir Sarı Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Teknikokullar, 06500 Ankara [email protected] Metallerin elektriksel iletkenlik ve mekanik özelliklerini, polimerlerin özellikleriyle birleştirerek bir tek malzemede toplayabilmek ilgi çeken araştırma konularından olmuştur. İletken polimerler; kendi örgüsü içinde, elektronların zincir boyunca taşınmasını sağlayan konjuge bağına sahip polimerlerdir [1].Diğer iletken polimerlere göre kararlılığının daha zayıf olması nedeniyle literatürde polifuranın kimyasal sentezi ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada; kimyasal yöntemle polifuran (PF) sentezi ve polifuranın, poli(vinil asetat) (PVAc) ve poli(vinil klorür) (PVC) gibi yalıtkan polimerlerle toz ve film halinde üçlü kompozitlerinin(PVAc/PVC/PF) hazırlanması ve polifuranın zayıf olan bazı fiziksel, mekanik ve ısıl özelliklerinin iyileştirilerek kullanım alanlarının genişletilmesi amaçlanmıştır. Polifuran ve farklı yüzdelerde polifuran içeren PVAc/PVC/PF üçlü kompozitleri sentezlendi ve bu kompozitlerin farklı çözücülerde çözünmesi sağlanarak filmleri elde edildi. Bu çalışmalara ilave olarak, nano boyutta hazırlanan magnetit(Fe3O4) katkılı (PVAc/PVC/PF/Fe3O4) nanokompozitleri toz ve film halinde sentezlendi. Polifuran ile üçlü kompozit ve nanokompozitlerinin karakterizasyonu; FTIR, SEM, manyetik duyarlılık, 0-80 oC sıcaklık aralığında dört nokta tekniği ile iletkenlik ölçümleri, çekme-germe testleri, AFM gibi tekniklerle gerçekleştirildi. PVAc/PVC/PF/Fe3O4 nanokompozit filmlerinin manyetik alanda kuvvetle çekildiği gözlendi. Ayrıca elde edilen üçlü kompozit ve nanokompozitfilmlerinin oda sıcaklığı civarında deforme olmadan esneyebildiği ve katlanabildiği gözlendi. Çalışmamıza verdiği destekten dolayı TÜBİTAK’a teşekkür ederiz (KBAG-113Z572). Kaynaklar [1]. Saçak, M., “Polimer Kimyası”, Gazi Kitabevi, Ankara, 440,(2012). 37 S28 PDI (1,4 FENİLEN DİİZOSİYANAT) VE TPP (TRİFENİL FOSFAT) ZİNCİR UZATICILARININ GERİ KAZANILMIŞ PET/PEN KARIŞIMLARININ ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Simge Cana, N. Gamze Karslib, Sertan Yesilc, Ayse Aytaca,b* a Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı, 41380 Kocaeli b Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli c Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., 06780, Ankara [email protected] PET/ PEN karışımlarının hazırlanma amacı, geniş bir kullanım alanına sahip olan düşük maliyetli Poli(etilen tereftalat) (PET) ile PET’e kıyasla daha pahalı bir polimer olan Poli(etilen naftalat)’ın (PEN) iyi kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklerinden faydalanarak, ekonomik yönden uygun ve üstün özelliklere sahip malzemelerin üretilmesidir [1, 2]. Fakat bilindiği gibi, PET ve PEN birbirleriyle uyumlu polimerler değildir. PET ve PEN uygun çalışma koşullarında, transesterifikasyon tepkimeleri ile uyumlu hale getirilebilmektedir [3]. Ancak bu yöntemin dezavantajı, polimerlerin eriyik karıştırma sırasında ısıl, hidrolitik ve oksidatif bozunmalara maruz kalması sonucu, moleküler ağırlığının düşmesidir. Zincir uzatıcı kimyasallar, polimerlerin bozunmalarından kaynaklı olumsuz etkilerin azaltılması için kullanılabilir [4]. Bu çalışmada, Geri Kazanılmış PET (Gk.PET) kullanılarak hazırlanan PET/PEN karışımlarının özelliklerine PDI ve TPP zincir uzatıcılarının etkileri incelenmiştir. Zincir uzatma tepkimeleriyle, Gk.PET’in hidrolitik ve ısıl bozunmalara maruz kalarak düşen özelliklerinin iyileştirilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada, tüm numuneler çift vidalı ekstrüderde, 275oC’de 3 dakika boyunca karıştırılarak üretilmiştir. 70/30 Gk.PET-PEN karışımı kontrol örneği olarak üretilmiştir. Ayrıca 70/30 Gk.PET-PEN bileşimine ağırlıkça % 0,5-1-2 oranında zincir uzatıcı eklenmiştir. Zincir uzatıcıların Gk.PET-PEN karışımlarının mekanik özellikleri üzerine etkisini incelemek için çekme ve darbe testleri yapılmıştır. Diferansiyel taramalı kalorimetri (DSC) ve Dinamik Mekanik Analiz (DMA) testleri ile numunelerin camsı geçiş sıcaklığı değerleri belirlenmiştir. Yapısal analiz için 1 H-NMR ve FTIR teknikleri kullanılmıştır. Tüm bu veriler ışığında Gk.PET/PEN karışımlarının uyumluluğu/karışabilirliği incelenmiştir. 1H-NMR sonuçlarına göre transesterifikasyon seviyesi, PDI ile artarken, TPP ile azalmıştır. Darbe ve akma dayanımı, kopma uzaması değerleri PDI ile artmış, TPP ile azalmıştır. Sonuçta, PDI’nın Gk.PET/PEN karışımları için daha uygun bir zincir uzatıcı olduğu belirlenmiştir. Bu çalışma TÜBİTAK tarafından 112M254 no’lu proje ile desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: PET-PEN Karışımları, Zincir Uzatma, Geri Kazanılmış PET Kaynaklar: [1] P. Raffa, M. Coltelli, S. Savi, S. Bianchi, V. Castelvetro, Reactive & Functional Polymers, 72, (2012), 50–60. [2] E. Bedia, S. Murakami, T. Kitade, S. Kohjiya, Polymer, 42, (2001), 7299-7305. [3] M. Fermeglia, P.Cosoli, M. Ferrone, S. Piccarolo, G.Mensitieri, S. Pricl, Polymer, 47, (2006) 5979-5989. [4] M. Dias, F. Silva, Polymer Engineerıng and Science, 40, August (2000) , 1777-1782. 38 S29 LİNEER ALİFATİK DİOLLERİN ÇAPRAZ BAĞLANMASINDA FENİL KÖPRÜLÜ BİSTRİETOKSİSİLANLARIN KULLANIMI Soner Kızıl, Hayal Bülbül Sönmez Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, PK 141, 41400, Gebze-Kocaeli [email protected] Kara ve deniz kazaları sonucu ortaya çıkan petrol türevi yakıtlar ve organic çözücülerden kaynaklanan kirlilikler; çevre kirlenmesinin yanı sıra insan yaşamının devam ettirebilmesi için olmazsa olmaz yaşam kaynaklarınıda kullanılmaz hale getirmektedir[1, 2]. Ekosisteme yayılan ve canlı hayatını olumsuz etkileyen bu kirliliklerin etkili bir biçimde temizlenmesi gerekmektedir. Bu kirliliklerin yayıldığı ortamdan uzaklaştırılması amacıyla çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları; yakma[3], dispersant kullanımı [4], biyolojik iyileştirme[5] ve absorbent kullanımıdır [6]. Hidrofobik ve oleofilik karakteristik yapısı, tekrar kullanılabilme, düşük maliyet, yüksek absorbsiyon kapasitesi, seçici absorblama özelliklerinden dolayı, absorbent kullanımı; petrol türevi yakıtlar ve organik çözücüler su yüzeyinden temizlemek üzere gelecek vaat eden materyallerden biridir. Organik çözücü ve petrol türevi kirliliklerin temizlenmesi amacıyla kullanılan en önemli materyallerden bir tanesi çapraz bağlı polimerik jeller sentezlemektir. Bu çalışmada; farklı zincir uzunluğunda lineer alifatik dioller;bis(trietoksilil) benzen monomeri ile kısmen yüksek sıcaklıkta kondenzasyon polimerizasyonuna uğratılarak bir seri çapraz bağlı polimer sentezlenmiştir. Çapraz bağlı polimerlerin yapısal karakterizasyonu FTIR, katı hal 13C ve 29 Si CPMAS NMR ve termal özellikleri de TGA yöntemleri ile tayin edilmiştir. Sentezlenen çapraz bağlı polimerlerin diklorometan, tetrahidrofuran, benzen gibi organik çözücülerin yanı sıra benzin ve dizel gibi petrol türevi yakıtları absorblama özellikleri ve diolmonomerinin değişiminin polimerin özelliklerine etkisi incelenmiştir. Aynı zamanda polimerlerin tekrar kullanılabilirliklerinin tespiti için yeniden kullanım testi yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Absorbent, Polimer Jel, Çapraz Bağlı Polimer, Yeniden Kullanım. Kaynaklar: [1] T.R. Annunciado, T.H.D. Sydenstricker, S.C. Amico, Marine pollution bulletin, 50, (2005), 1340-1346. [2] E.U. Kulawardana, D.C. Neckers, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 48, (2010), 55-62. [3] D.E. Fritz, Spill Science & Technology Bulletin, 8, (2003), 331-335. [4] R.S. Judson, M.T. Martin, D.M. Reif, K.A. Houck, T.B. Knudsen, D.M. Rotroff, M.H. Xia, S. Sakamuru, R.L. Huang, P. Shinn, C.P. Austin, R.J. Kavlock, D.J. Dix, Environmental Science & Technology, 44, (2010), 5979-5985. [5] A. Srinivasan, T. Viraraghavan, Bioresource Technology, 101, (2010), 6594-6600. [6] H.M. Choi, R.M. Cloud, Environmental Science & Technology, 26, (1992), 772-776. 39 S30 0 FERROSENİL DİTİYOFOSFONAT İLE FONKSİYONLANDIRILMIŞ İLETKEN POLİMERLERİN SENTEZİ VE BİYOSENSÖR UYGULAMALARI Tuğba Soğancıa, Dilek Odacı Demirkolb, Metin Akc, Mehmet Karakuşc a Pamukkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Bölümü, Denizli b Ege Üniversitesi,Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü, İzmir c Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Denizli [email protected] Bu çalışmada, giderek önemi artan ve birçok araştırmaya konu olan, literatürde benzer türevleri bulunmayan, inorganik ferrosenilditiyofosfonat içeren pirol türevi monomer (TPFc) sentezlenmiş ve TPA ile kopolimerleştirilerek biyosensör olabilme kapasitesi araştırılmıştır. Bu amaçla, TPFc, O-4(1H-pirol-1-yl)-ferrosenillditiyofosfonat ,hibrit monomeri ve kopolimer oluşturmak amacıyla serbest amino gruplarına sahip 4-(2,5-di(tiyofen-2-yl)-1H-pirol-1-yl)bütan-1-amin (TPA) sentezlenmiş ve FT-IR, 1H-NMR, 31P-NMR analizleri ile sentezlenen maddelerin yapısı aydınlatılmıştır. Çalışmanın kapsamı gereği, organik çözücülerde çözünen TPFc’nin Pirol ve TPA ile kopolimerleri (P(TPFc-coPy),(P(TPFc-co-TPA)) farklı çözücüler kullanılarak elektrokimyasal olarak elde edilmiştir ve kopolimerlerin elektrokimyasal davranışları dönüşümlü voltametre ile araştırılmıştır. Her iki kopolimerin, dönüşümlü voltametri (CV), FT-IR, UV-Vis spektrofotometrisi ile karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Polimerlerin elektrokromik özellikleri spektroelektrokimya, kinetik ve renk değişim analizleri ile belirlenmiştir. Biyosensör uygulamaları için, glukozoksidaz (GOx) bazlı enzim elektrodu oluşturulması amaçlanmıştır. Bu amaçla, mediatör olarak görev yapan ferrosen içeren TPFc ve stabil bir enzim immobilizasyonu sağlayan serbest amino grupları içeren TPA monomeriyle kopolimerizasyon gerçekleştirilmiştir veTPFc/TPA kopolimeri ile modifiye edilen yüzeye glukozoksidaz (GOx) enzimi immobilize edilerek P(TPFc-co-TPA/GOx) enzimatik biyosensörü hazırlanmıştır. Biyosensörün hazırlama ve çalışma koşulları optimize edilerek, analitik karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Hibrit polimerler, İletken Polimerler, Kopolimerler, Biyosensörler Şekil 1. Hazırlanan enzimatik sensöre ilişkin diyagram Kaynaklar [1] Gerard, M., A. Chaubey, ve B.D. Malhotra. Biosensors and Bioelectronics, 17(5),(2002), 345359. Bu çalışma 111T074 numaralı Tübitak Projesi tarafından desteklenmiştir. 40 S31 STİRENİN ÇAPRAZ BAĞLAYICI VE RAFT AJANI VARLIĞINDA İYONLAŞTIRICI RADYASYONLA POLİMERİZASYONU Tuğçe Ovalıoğlu, Murat Barsbay, Olgun Güven HacettepeÜniversitesi, KimyaBölümü, 06800-Beytepe, Ankara [email protected] Çapraz bağlı polimerler iyon değiştirici reçineler, kromatografik dolgular, ilaç taşıyıcı sistemler, akıllı jeller, yakıt hücre membranları ve moleküler elek uygulamalarında kullanılır [1,2]. Çapraz bağlı polimerik yapılar için control edilmesi istenilen en önemli özellik çapraz bağlar arasındaki ortalama molekül ağırlığı ve bunların yaratacağı gözenek boyutudur. Jel yapısının homojenliği difüzlenme, eleme, taşıma özelliklerini etkiler [3]. Çapraz bağlı polimer oluşturmak için kullanılabilecek en kolay metodvinil ve divinil monomerlerinin serbest radikal polimerizasyonudur. Serbest radikal polimerizasyonu yüksek molekül ağırlıklı polimerlerin hazırlanmasında kullanılan çok sayıda monomer ve çeşitli polimerizasyon tekniklerine uygulanabilen bir yöntemdir ancak molekül ağırlığının ve molekül ağırlığı dağılımının kontorlü mümkün değildir. Bu nedenle yapılan çalışmada molekül ağırlığının, molekül ağırlığı dağılımının ve uç grup fonksiyonalitesinin control edilmesine olanak veren kontrollü radikal polimerizasyonu kullanılmıştır [4]. Kontrollü radikal polimerizasyonu teknikleri içinde oldukça fazla monomer uygulanması, özel reaksiyon koşulları gerektirmemesi ve radyasyonla çalışmak için uygun olması nedeniyle RAFT polimerizasyonu tercih edilmiştir. RAFT polimerizasyonunda zincirl erarasındaki denge ve transfer reaksiyonlarıyla molekül ağırlığının ve zincir yapısının kontrolü sağlanır [5,6]. Yapılan çalışmada stiren monomer ve divil benzene çapraz bağlayıcısı kullanılmıştır. Monomer/RAFT ajanımoloranı 900dür ve başlatıcı olarak iyonlaştırıcı radyasyon kullanılmıştır. Çalışmanın amacı çapraz bağlayıcı varlığında RAFT mekanizmasının nasıl yürüdüğü açıklamak ve çapraz bağlarar asındaki molekül ağırlığının kontrolünü sağlamaktır. Çözünür polimer elde edildiği sürece (doğrusal ve düşük oranda çapraz bağlanma) büyüklükçe ayırma kromatografisi ile karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Jelleşme başladıktan sonar çapraz bağ yoğunluğunun artmasından dolayı ortaya çıkan çözünme problemleri nedeniyle polimerizasyon ve çapraz bağlanma reolojik olarak incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Kontrollü radikal polimerizasyonu, RAFT, çapraz bağlanma Kaynaklar [1] N. Kausar, B. Z. Chowdhry, M. J. Snowden, Smart Polymers: Applications in BiotechnologyandBiomedicine, 2nd ed. (Eds., I. Galaev, B. Mattiasson), CRC Press, Boca Raton, (2008), 162-164. [2] Y. Osada, K. Kajiwara, editors. Gel Handbook. New York: Academic Press:2001 [3] T. Norisuye, T. Morinaga, A. Goto, T. Fukuda, M. Shibayama, Polymer, 46., (2005), 1982-1994. [4] K. Matyjaszewski, H. Gao, Progress in Polymer Science,34., (2009), 317-350. [5] Q. Yu, Y. Zhu, Y. Ding, S. Zhu, Macromol. Chem. Phys., 209., (2008), 551–556. [6] F. Kıraç, N-izopropilakrilamit'in radyasyonla başlatılan raftpolimerizasyonu ve poli(N-izopropilakrilamit) nanojellerin hazırlanması, Hacettepe Üniversitesi doktora tezi (2013) 41 S32 POLİMER FIRÇA ESASLI SERS AKTİF YÜZEYLERİN HAZIRLANMASI VE HEPATİT B TEŞHİSİNDE KULLANIMI Adem Zengina,b, Uğur Tamerb, Tuncer Çaykaraa Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Beşevler, Ankara Gazi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya ABD, 06330 Etiler, Ankara [email protected] a b Canlı hücrelerde meydana gelen reaksiyonlardan özellikle antijen-antikor etkileşimi, DNA hibritleşmesi, enzim-substrat ilişkileri günümüzde birçok çalışmaya esin kaynağı olmuştur. Özellikle nanobiyoteknolojinin sunduğu imkanlar çerçevesinde canlı bir hücrede gerçekleşen reaksiyonlar taklit edilerek bir çok yeni nesil ve nano-ölçekte malzemeler üretilmiş ve sonuçta hastalıkları erken, hızlı ve güvenilir bir şekilde tespit eden oldukça işlevsel biyosensörler dizayn edilmiştir1-3. Bu çalışmada, silisyum (100) yüzeyler üzerinde yüzeyde başlatılan tersinir katılmaayrılma zincir transfer polimerleşme (RAFT) yöntemi ile sülfidril uç gruplara sahip sıcaklık duyarlı poli((2-metoksietoksi etil)metakrilat) P(MEO2-MA) ve poli(akriloil morfolinin) fırçalar sentezlenmiştir. P(MEO2-MA) fırçaların üzerine ortalama çapları 15 nm olan altın nanoparçacıklar immobilize edilerek polimer fırça-nanoparçacık hibrit sistem hazırlanmıştır. Hazırlanan hibrit sistemlerin yüzeyde güçlendirilmiş Raman spektroskopisi (surface enhanced Raman spectroscopy, SERS) temelli olması ve Hepatit B teşhisinde kullanılabilmesi için yüzeyler üzerinde “sandviç tip” DNA hibritleşmesi gerçekleştirilmiştir (Şekil 1). Elde edilen hibrit sistemlerin yapısal karakterizasyonu için X-ışınları fotoelektron spektroskopisi (XPS) ve grazing angle aksesuarlı fourier dönüşümlü infrared spektroskopisi (GA-FTIR) kullanılmıştır. Polimer fırçaların hidrofilik/hidrofobik karakteri su değme açısı ölçümleri ile ve yüzey morfolojileri atomik kuvvet mikroskobu (AFM) ve yüzey kalınlıkları ise elipsometre ile belirlenmiştir. Ayrıca yapılan detaylı analizler sonucunda, silisyum yüzeyinde hazırlanan hibrit sistemin klinik olarak kullanılabilme potansiyelinin olduğunu göstermiştir. Şekil 1. Polimer fırça-nanopartikül hibrit sistemin hazırlanmasının şematik gösterimi. Kaynaklar [1] A. Zengin, T. Caykara, “RAFT-Mediated Synthesis of Poly[(Oligoethylene Glycol) Methyl Ether Acrylate] Brushes for Biological Functions” Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 50, 4443, (2012). [2] A. Zengin, U. Tamer, T. Caykara, “A SERS-based sandwich assay for ultrasensitive and selective detection of Alzheimer`s tau protein” Biomacromolecules, 14, 3001, (2013). Teşekkür. Bu çalışma TÜBİTAK tarafından KBAG-113Z242 ve 110T715 nolu proje olarak desteklenmiştir. 42 S33 POLİANİLİN SENTEZİNDE YENİ BİR YÖNTEM: BUHARFAZI POLİMERİZASYONU İLE ANİLİNDEN POLİANİLİN SENTEZİ Uğur Adnan Sevil, Merve Özçalıcı, Zeynep Güntepe Hitit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Çorum [email protected] Polianilin, fiziksel ve kimyasal özelliklerinin iyi olması ve ucuz olması nedeniyle üzerinde çokça çalışılan bir polimer olmuştur. McDiarmid tarafından önerilen (1986) sentez yönteminde anilin monomerinden çıkılarak polianilin sentezi kimyasal oksidasyon ya da elektrokimyasal yöntemlerle yapılmaktadır. Her iki yöntemde sulu fazda gerçekleşmektedir ve reaksiyon sonucunda ürün yıkanıp kurutularak kullanılabilir hale getirilmektedir. Bu çalışmada, polianilinin buhar fazı reaksiyonu ile susuz ve kuru ortamda sentezlenebilirliği gösterilmiştir. Bu yöntemle, polianilin herhangi bir yüzeyde (cam, metal polimer, seramik, tekstil, ahşap, sıvı yüzeyi vb gibi) polimerleştirilerek biriktirilebilmektedir. buhar fazı polimerizasyonu ile yüzeyde biriktirilen polimer kalınlığı 5-10 nm lik tabaka halinde ve 20-30 nm partikül boyutunda olmaktadır. İletkenliği 2 S/cm üstündedir. Kendi monomerinde çözülebilmektedir. Bu çalışmada ayrıca, anilin monomerinin herhangi bir malzeme yüzeyinde (cam, tekstil, ahşap, polimer, seramik, metal vb) biriktirildikten sonra buhar fazında polianiline dönüştürülmesi sağlanmıştır. Yukarıda belirtilen her iki uygulamada da polimerleşme 5-20 dakika arasında tamamlanmaktadır. Polimerleşme zamanı uzatıldığında ise polianilinin farklı oksidasyon basamaklarına dönüşmektedir. Bu yöntemde polimerizasyon reaksiyonunu, istenildiği anda istenilen basamakta müdahale edilerek durdurulabilmekte ve istenildiğinde tekrar aynı noktadan başlatılabilmektedir. Polimerizasyon sürecine müdahale etmek çok kolay olup, aynı anda polimerizasyon ortamına gaz yada sıvı madde katkısı ile ürün üzerinde çeşitlemeler yapmak çok mümkün olmaktadır. Tabaka–tabaka (layerbylayer) polimerizasyona son derece elverişli olup çok kısa zamanda onlarca tabaka oluşturulabilmektedir. Tek tabaka kaplamalarda, yüzey üzerinde biriktirilen anilinin miktarına bağlı olarak nm den mikrometreye kadar değişik kalınlıkta tabaka üretmek çok kolay olmaktadır. Polianilin ile tekstil kaplamada (vb gibi yüzeylerde), kumaşın sıvı ile teması olmaksızın, kuru ve temiz bir şekilde ve kısa sürede polianilin ile kaplanması çok kolay olmaktadır. Genel olarak, ıslak ortam yürütülen kimyasal oksidasyon ve elektrokimyasal oksidasyon yöntemlerine göre bu yöntem; hızlı, ucuz, kısa süreli, işlem sayısı az, reaksiyon süresince modifikasyona çok elverişli, reaksiyonu istenilen anda durdurma ve başlatma imkanı veren yeni ve özgün bir polimerizasyon yöntemidir. 43 S34 YUMURTA AKINDAN FİZİKSEL VE KİMYASAL YÖNTEMLERLE ÇAPRAZ BAĞLI JELLERİN ÜRETİLMESİ: YENİ BİR HAMMADDE MALZEME TÜRÜ Merve Özçalıcı, Gizem Ergen, Rabia Tokatlı, Elif Partal, Uğur Adnan Sevil Hitit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Çorum [email protected] Günümüzde polimer jel üretimi ve kullanımı son derece yaygındır. Bu alandaki malzeme çeşitliliği sürekli artmaktadır. Bu çalışmada, yumurta akından, iyonlaştırıcı (gamma ve X ışınları) ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon (UV, IR, MW) ve ayrıca kimyasal çapraz bağlayıcılar kullanılması ile çapraz bağlı jel üretimi yapılmıştır. Yumurta akı gamma ışınları ile ışınlandığında 60 kGy civrında jelleşme başlıyor ve 200 kGy doz’ a ulaşıldığında maximum çapraz bağ yoğunluğuna ulaşılıyor. UV lambası (30 watt) ile yapılan ışınlamalarda ise 24 saatlik bi ışınlama sonucunda jelleşme gözlenmektedir. IR lamba (250 watt) ile yapılan ışınlamada ise yaklaşık 5 saatlik ışınlama sonucunda jelleşme gözlenmiştir. MW ile yapılan ışınlamalarda ise 350 watt da yapılan ışınlamalarda ise 5 dakikada jelleşme gözlenmiştir. Üretilen jellerin çeşitli alanlarda kullanılabilirliğine yönelik kapsamlı deneyler yapılmış ve yapılan deneyler ve elde edilen sonuçlara göre bu jelin sağlık, tarım, çevre (atık su arıtma), çimento/polimer kompozit üretimi, lityum-jel pillerin hazırlanması, yarıiletken pani-jel üretimi, Ag, Cu, uranyum metal nanoparçacıkların hazırlanması, antibakteriyel jel hazırlanması vb. birçok alanlarda da kullanılabileceği gösterilmiştir. Bir başka değerlendirme ise, her ne şekilde kullanılırsa kullanılsın, jel atıklarının organik gübre olarak değerlendirilebileceğidir. Sonuç olarak, bu çalışmada iyonlaştırıcı gamma ışınları ile iyonlaştırıcı olmayan UV, IR ve MW ışınları gibi fiziksel başlatıcılar ve EDGMA gibi kimyasal çapraz bağlayıcılar kullanılarak yumurta akından protein esaslı jeller üretilmiş ve bu jellerin çeşitli alanlarda kullanılabilirliği araştırılmıştır. Tüm insanlar tarafından çok iyi bilinen bu malzemenin, bu türden üretim ve işleniş biçimleriyle dikkate getirilmesi, hem hammadde olarak hem de işleniş ve kullanış çeşitliliği açısından yani malzeme bilimi açısından, pek yeni bir kaynak ve açılımdır. 44 S35 POLİ(ALLİL GUANİDİN.HCl)’ÜN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİĞİNİN İNCELENMESİ Ufuk Yıldıza, Melike Ekizoğlub, Meral Özalpb, Olgun Güvena Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800-Beytepe, Ankara Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, 06100-Sıhhıye, Ankara [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr a b Mikrobiyal kontaminasyon özellikle tıbbi cihazlar, ilaçlar, hijyen uygulamaları, su saflaştırma sistemleri, cerrahi aletler, tekstil ürünleri, yiyeceklerin paketlenmesi ve depolanması gibi alanlarda ciddi sorunlar oluşturmaktadır [1]. Antimikrobiyal ajanlar bu tür hastalık yapıcı mikroorganizmaları yok etme özelliğine sahiptir [2]. Bitkiler, hayvanlar hatta mikropların kendisi patojenleri uzak tutmak için çeşitli mekanizmalar geliştirebilmektedir [3]. Fakat insanlarda bu sistem etkili olarak çalışmamaktadır. Bu durum mikrobiyal bulaşmayı dünyanın bir numaralı ölüm nedeni yapmaktadır ve bu durumun tedavisi dirençli bakteri sayısının kullanılabilir antibiyotik sayısından daha hızlı artması nedeniyle her geçen gün daha da zorlaşmaktadır [4,5]. Bakteriler tarafından geliştirilebilen direnç nedeniyle bu amaçlara yönelik yeni antimikrobiyal maddelerin sentezi güncel ve gelişime açık çalışmalardır. Bu çalışmada poli (allilamin hidroklorür), farklı oranlarda siyanamit ile amin grubu üzerinden modifiye edilerek farklı dönüşüm yüzdelerine sahip poli(allil guanidin hidroklorür)’ün elde edilmesi, elde edilen yapıların karakterizasyonu ve seçilen bir yüzeye uygulanarak antimikrobiyal etkinliklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Antimikrobiyal polimerler, guanidin, polimer modifikasyonu Kaynaklar: [1] E. –R. Kenawy, S. D. Worley, R. Broughton, Biomacromolecules 8 (2007) 1359-1384 [2] E. –R. Kenawy, Journal of Applied Polymer Science, 8(5), (2001), 1364-1374. [3] P. Nicholas, A. Mor, The Annual Review of Microbiology, 49, (1995), 277-304. [4] H. M. Lode, Clinical Microbiology and Infection, 15, (2009), 212-217. [5] F. P. Gonzales, T. Maisch, Drug News &Perspectives, 23, (2010), 167-174. 45 S36 SİKLOPENTADİTİYOFEN BAZLI KONJUGE MONOMER SENTEZLERİ ve ELEKTROKİMYASAL POLİMERLEŞMELERİ Vildan Sanduvaç, Serap Eken, Ahmet M. Önal Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü [email protected] Konjuge polimerler, elektrokromik cihazlar, güneş pilleri, ışık yayan diyotlar gibi alanlarda kullanılabilir olmaları nedeni ile bu alanda çalışan bilim insanları için ilgi çekici olmaya devam etmektedir. Bu ilginin en önemli nedenlerinden biri kullanım amacına uygun olabilecek monomerlerin yapısal değişikliklerle sentezlenmesinin mümkün olmasıdır.Verici-alıcı-verici diziliminin 1992 ‘de Wynberg tarafından konjuge polimerlere ilk defa uygulanması sonucunda, bu yöntem düşük bant aralıklı konjuge polimer sentezinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada tiyofen birimleri verici, siklopentanditiyofen ve ditiyonosilol birimleri ise alıcı olmak üzere iki yeni monomer tasarlanmış ve Stille Çapraz Eşleşme tepkimesi ile sentezlenmiştir. Sentezlenen monomerlerin yapısal karakterizasyonu NMR, FT-IR, UV-vis gibi spektroskopik yöntemlerle yapılmıştır. Monomerlerin elektrokimyasal polimerizasyonu asetonitril ortamında ve tetrabütilamonyum hekzaflorofosfat (TBAPF6) elektroliti kullanılarak döngülü voltametre ve sabit potansiyel metotları ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu FT-IR, UVvis, döngülü voltametre ve spektroelektrokimyasal metotlarla yapılmış, ayrıca polimer filmlerinin optik özellikleri de incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: D-A-D yaklaşımı, konjuge polimerler, tiyofen, siklopentaditiyofen 46 S37 YENİ BİR BORAT ESTER KATKISININ POLİ[BİS(METOKSİETOKSİETOKSİFOSFAZEN)] POLİMER ELEKTROLİTİNDE KULLANIMI Yunus Emre Özkara, Betül Karataş, Yunus Karataş Ahi Evran Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kırşehir / TÜRKİYE [email protected] Son yıllarda teknolojinin gelişimiyle taşınabilir cihazların artması ve daha küçük formlarının oluşturulması sebebiyle düşük kütle ve hacimdeki lityum – iyon pillere olan ilgi giderek artmaktadır. Buna ek olarak, daha az akım yoğunluğuna sahip olsa da, çok daha uzun yıllar kapasitelerini koruyan ve lityum-iyon pillerden daha güvenli olan lityum-polimer pillere ilgi de gün geçtikçe artmaktadır. Bu tür pillerde klasik organik çözücüler yerine tuz çözme kapasiteleri yüksek olan poli(etilen oksit) veya türevleri yaygın olarak çalışılmaktadır. Bunlar arasında poli[bis(metoksietoksietoksifosfazen)] (MEEP) üzerinde en fazla çalışılan polifosfazenbazlı polimer elektrolittir. Her ne kadar bu tür polimerler elektrolit malzemesi olarak çalışılıyor olsa da, elde edilen polimer elektrolitlerin iletkenlik değerleri 10-5S/cm civarındadır. Bu değer, uygulamaları için sınır olarak kabul edilen 10-3 S/cm iletkenlik değerinden daha düşüktür. İletkenliği arttırmak adına faklı yaklaşımlar bulunmaktadır (düşük molekül kütleli katkı, jel elektrolitler veya iç içe geçmiş ağ vb.). Borat esterler birçok endüstriyel uygulamalarının yanında, bazı türevlerinin polimer elektrolitlerde uygulamaları mevcuttur.[1] Bu çalışmalarda ağırlıklı olarak polimer türevleri kullanılmış olup, borat ester türevlerinin katkı olarak kullanıldığı çalışmalar sınırlı olsa da polimer elektrolitlerin iletkenliklerini arttırdığı bilinmektedir.[2] Bu çalışmada, polarbir grup olan karbonat türevi kullanılarak hazırlanmış yeni bir borat ester, polimer elektrolit katkısı olarak incelenmiştir. Bu şekilde iyon iletkenliğinin daha da iyileştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla poli[bis(metoksietoksietoksifosfazen)] referans polimer elektrolit malzemesi olarak sentezlenmiş, bu polimer içerisinde lityum triflatın (LiSO3CF3) çözülmesiyle hazırlanan polimer elektrolitin temel elektrokimyasal özelliklerinin borat ester katkısıyla nasıl değiştiği incelenmiştir. Yapılan ön çalışmalarda, empedans spektroskopisi kullanılarak %10 tuz içeren MEEP’in en iyi iletkenlik değerini gösterdiği bulunmuştur (30 °C’ta 6,08x10-5 S/cm,). Bu elektrolit referans alınarak içerisine sistematik olarak eklenen borat esterin iletkenlik değerinin de arttırdığı ve %30 borat ester katkısında maksimum 2,10x10-4 S/cm’ye ulaştığı belirlenmiştir. Bu değer, pil uygulamaları için gerekli olan iletkenlik değerine yakın bir değerdir. Elde edilen polimer elektrolitlerin diğer elektrokimyasal özelliklerinin (lityum transfer sayısı, lityum referans elektrotuna karşı elektrokimyasal dayanıklılığı gibi) incelenmesine devam edilmektedir. Anahtar Kelimeler: polifosfazen, borat ester, empedans spektroskopisi, iyon iletkenliği Kaynaklar [1]M. Wakihara,M. Nakayama, Y. Kato. Lithium Ion Rechargeable Batteries, Wiley, 2010; pp 213-255. [2]Y. Karatas, N. Kaskhedikar, M. Burjanadze, H.-D. Wiemhöfer.Macromol. Chem. Physic.207 (4) (2006), 419-4 47 S38 POLİSİLOKSAN VE POLİFOSFAZENLERİN POLİMER ELEKTROLİT OLARAK KULLANIMI Yunus Karataş Ahi Evran Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kırşehir / TÜRKİYE [email protected] Son yıllarda polimer elektrolit malzemesi olarak kullanılmak üzere inorganik polimerlerin kullanımı büyük ilgi çekmektedir. Asidik ve bazik şartlara karşı gösterdikleri üstün özelliklerin yanı sıra, bu polimerin farklı yan gruplar içeren türevlerinin sentezlenebilmeleri, çok farklı fiziksel ve kimyasal özelliklerde inorganik polimerlerin sentezlenebilmelerine imkan sağlamaktadır. Bu bağlamda polisiloksanlar ve özellikle polifosfazenlerin sentezleri ve çeşitli uygulamaları büyük ilgi çekmektedir. Polimer elektrolit olarak bu tür polimerlerin, özellikle Lityum-iyon pillerinde ve yakıt pili uygulamalarında gerçekleştirilmiş çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Polisiloksan ve polifosfazen gibi inorganik polimer türevleri çok düşük camsı geçiş sıcaklığına sahip olduklarından, lityum-iyon pillerinde polimer elektrolit malzemesi olarak gereksinimleri büyük ölçüde karşılamaktadırlar. Bu sebepten uygun fonksiyonel gruplar içeren bu tür inorganik polimerler yoğun bir şekilde çalışılmaktadır. Yakın bir zamanda makromoleküler fonksiyonlandırma yöntemiyle hazırlanan çapraz bağlanabilir tarak tipi polisiloksanlar bu örneklerden sadece bir tanesidir (Şekil 1). Bu amaçla oligoeter gruplarının yanında belirli oranlarda çapraz bağlayıcı içeren polisiloksanlar sentezlenmiş ve polimer elektrolit olarak incelenmiştir.[1,2] H3 C Cl P N Cl ürünler P1 P2 P3 Şekil 1. Çapraz bağlanabilir, tarak tipi polisiloksanın yapısı O P N O 1) NaOC5 H4 N n 2) NaOC6H4CH3 x (%) 60 40 20 y (%) 40 60 80 CH 3 H3 C x O P N O y N Şekil 2. Poli(m-toliloksi-co-4-piridinoksi fosfazen) türevlerinin sentezi Buna ek olarak uygun şekilde fonksiyonlandırılan polifosfazenler, yakıt pili uygulamalarında da yaygın kullanılan birkaç farklı polimer yapılarından bir tanesidir. Bu bağlamda, poli(dikloro fosfazen) başlangıç polimeri genelde uygun aromatik gruplarla fonksiyonlandırılmakta (bkz. Şekil 2) sonrasında bu grupların sülfonlanması veya fosfonlanmasıyla yakıt pillerinde polimer elektrolit olarak kullanılacak malzemelerin sentezleri gerçekleştirilmektedir.[3] Bu çalışmada yukarıda belirtilen polisiloksan ve polifosfazen yapılarının lityum-iyon pili ve yakıt pillerinde polimer elektrolit olarak elde edilen sonuçlar özetlenecektir. Anahtar kelimeler: polisiloksan, polifosfazen, polimer elektrolit, lityum-iyon pili, yakıt pili Kaynaklar: [1] Y. Karatas, N. Kaskhedikar, M. Burjanadze, H.-D. Wiemhöfer. Macromol. Chem. Physic. 207 (4), (2006), 419-425 [2] Y. Karatas, R. D. Banhatti, N. Kaskhedikar, M. Burjanadze, K. Funke, H.-D. Wiemhöfer. J. Phys. Chem. B, 113(47), (2009), 15473-15484. [3] M. Kassım Ali, B Yigen, S. Alkan Gursel, Y. Karatas, hazırlık aşamasında. 48 POSTER BİLDİRİLER LİSTESİ Bildiri No Konuşmacı Bildiri Başlığı P1 Abdullah Sayılgan, Hüseyin Esen BİTKİSEL YAĞLARDAN POLİMERİZE OLABİLEN MONOMER SENTEZİ P2 Ahmet Erdem, Ufuk Yıldız pH ve SICAKLIĞA DUYARLI JEFFAMİNE İÇERİKLİ YENİ TÜR AKILLI HİDROJELLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA ALANLARININ ARAŞTIRILMASI P3 Ahmet Gültek, Selda Sezer, Eda Bayar, Cenk Özşanlı, Turgay Seçkin HALLOYSİT-POLİMER NANOKOMPOZİT MALZEMELERİNİN HAZIRLANMASI VE TERMAL ÖZELLİKLERİNE BAZI BOR BİLEŞİKLERİNİN SİNERJİK ETKİSİNİN İNCELENMESİ P4 Ahmet Özgur Saf, Naime Akbasoglu Unlu, Sevki Can Cevher, Ali Çirpan FARKLI MİKTARDA PİRİDİN TÜREVİ İÇEREN KONJÜGE POLİMERLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONUVE GÜNEŞ PİLİ UYGULAMALARI P5 Ahmet Üner, Erdinç Doğancı, Osman Keskin, Faruk Yılmaz POLİHEDRAL OLİGOMERİK SİLSESKUİOKSAN (POSS) MERKEZLİ VE PİREN UÇLU POLİ(ε-KAPROLAKTON) YILDIZ POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P6 Meryem Öztürk, Ali Delibaş METİL METAKRİLAT / 2-ETİLHEKZİL AKRİLAT LATEKSLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P7 Meryem Öztürk, Ali Delibaş İNVERSE EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE HİDROJELLERİN SENTEZİ VE ŞİŞME DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ P8 Amir Sepehrianazar, Maryem Adalet AMFİFİLİK POLİ(STİREN-ko-AKRİLİK ASİT) KO-HİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK ORTAMLARDA ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P9 Ayfer Yıldırım, Yasemin Bulut Cu(II) ADSORPSİYONU İÇİN MAGNETİKÇİTOSANNANOPARTİKÜL SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P10 Aysel Demirci, Esra Eren, Yunus Emre Özkara, Betül Karataş, Yunus Karataş POLAR KARBONAT GRUBU İÇEREN POLİ ETİLEN GLİKOL-BORAT ESTER POLİMER ELEKTROLİTLER 49 P11 Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Derya Kahraman Döğüşcü, Alper Biçer, Cahit Bilgin, Çınar Kızıl FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ISIL ENERJİ DEPOLAMA MAKSATLI (PA-LA) ÖTEKTİK KARIŞIMLI PS KABUKLU MİKRO/NANO KAPSÜLLER P12 N. Gamze Karslı Yılmaz, Ayşe Aytaç YÜZEYİ ALKALİ İLE İŞLEM GÖRMÜŞ KETEN LİFİ DESTEKLİ PLA/PC KARMALARININ MEKANİK, TERMOMEKANİK VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ DAHA BEYAZ AKRİLİK ELYAF (AKSA BEYAZI) P13 A. Alper Öncül, Ilhan Canpolat, Aycan Günay, Turgay Yılmaz, Gürcan Koman P14 Betül Taşdelen SICAKLIĞA ve pH’A DUYARLI FUMARİK ASİTPOLİ (N-İZOPROPİL AKRİLAMİD)-POLİ (NVİNİL PİROLİDON) İÇ İÇE GEÇMİŞ AĞ YAPILI HİDROJELLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P15 Beyza Beyhan, Kemal Cellat, Berk Kazancı, Halime Paksoy EMÜLSİYON POLİMERİZASYONUNDA FARKLI KARIŞTIRMA YÖNTEMLERİNİN MİKROKAPSÜLLENMİŞ FAZ DEĞİŞTİREN MADDE ÖRNEKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ P16 Burcu Sarı, Cevdet Kaynak POLİLAKTİT/MONTMORİLLONİT NANOKOMPOZİTLERİNİN MEKANİK VE ISIL DAVRANIŞLARI P17 Burçin Altan, Banu Avcıoğlu Dündar, Zeynep Yurtkuran Çeterez UÇUCU YAĞ İÇEREN KİTOSAN POLİMER FİLMLERİNİN BOTRYTİS CİNERİA ÜZERİNDEKİ ANTİFUNGAL ETKİSİ P18 Sülbiye Başkut, Büşra Aksoy, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin DOĞAL LİF KATKILI POLİESTER KOMPOZİTLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P19 Cahit Bilgin, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Derya Kahraman Döğüşcü, Ayşe Altıntaş, Çınar Kızıl FAZ DEĞİŞİM MALZEMESİ OLARAK NONADEKAN-TETRAKOSAN ÖTEKTİK KARIŞIMLARININ POLİSTİREN İÇERİSİNDE MİKRO/NANO BOYUTTA KAPSÜLLENMESİ, KARAKTERİZASYONU VE ISIL ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ 50 P20 Cansel Temiz, Naime Akbasoglu Unlu, Sevki Can Cevher, Serife O. Hacioglu, Levent Toppare, Ali Çirpan IŞIK SAÇAN ORGANİK DİYOTLAR İÇİN BENZOTRİAZOL İÇEREN KONJUGE POLİMERLER P21 Cengiz Uzun, Filiz Karagöz, Matin Yazdani Kohneshahri, Belma Işık POLİ(D,L-LAKTİK ASİT-ko-SERİN-NH2) KOPOLİMERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P22 Çağatay Berkan Yalçın, Murat Müdüroğlu, Mehmet Hançer ÇÖKTÜRÜLMÜŞ CaCO3/LLDPE NANO KOMPOZİT İNCE FİLM ÜRETİMİ VE MEKANİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P23 Yusuf Mert, Çınar Kızıl, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Derya Kahraman Döğüşcü, Cahit Bilgin, Ayşe Altıntaş POLİSTİREN/N-HEPTADEKAN(C17)-NTETRAKOSAN(C24) ÖTEKTİK MİKRO/NANO KAPSÜLLERİNİN HAZIRLANMASI, ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P24 Derya Kahraman Döğüşcü, Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI POLİ(STEARİL AKRİLAT-KO-METİL AKRİLAT) VE POLİ(STEARİL AKRİLAT-KOMETİL METAKRİLAT) KOPOLİMERLERİNİN ATRP YÖNTEMİYLE ÜRETİLMESİ VE KARAKTERİZE EDİLMESİ P25 Derya Kahraman Döğüşcü, Yeşim Müezzinoğlu, Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan POLİ(POLİETİLEN GLİKOL DİGLİSİDİL METAKRİLAT) VE POLİ(POLİETİLEN GLİKOL MONOMETİLETER GLİSİDİL METAKRİLAT) POLİMERLERİNİN ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLİ KATİ-KATİ FAZ DEĞİŞİM MALZEMELERİ OLARAK HAZİRLANMASİ VE TANİMLANMASİ P26 Didem Ucan, Fulya Ekiz Kanik, Yunus Karatas, Levent Toppare POLİ[(METOKSİETOKSİ)ETOKSİ-CO-3 FORMİLFENOKSİ] FOSFAZEN’İN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE BİYOSENSOR UYGULAMALARINDA KULLANIMI P27 Dilek Aykız, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek, Sema Vural DOĞAL KAYNAKLARDAN POLİ(1,2LİMONEN)'İN SENTEZİ VE YAPISAL TANIMLANMASI 51 P28 Dursun Saraydın, Murat Aslan, A. Yasemin Öztop, Nurettin Şahiner ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / 4-VİNİL PİRİDİN) KOPOLİMERLERİNİN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU ve ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI P29 Elif Köksal, Fethiye Göde KOMPLEKS KOASERVASYON YÖNTEMİYLE E VİTAMİNİ İÇEREN MİKROKAPSÜL ÜRETİMİ P30 Erdener Karadağ, Banu Hasgül AAm/SMA/KARREGENAN/MONTMORİLLONİT HİBRİT KOMPOZİT HİDROJELLERİNE SU ve BOYA SOĞURUMU P31 Erdinç Doğancı, Mesut Görür, Cavit Uyanık, Faruk Yılmaz STEROİD MERKEZLİ A3B-TİPİ YILDIZ POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P32 Erdinç Doğancı, Derya Davarci, Cavit Uyanık, Faruk Yılmaz KOLESTEROL SONLU VE YILDIZ ŞEKİLLİ POLİ(ε-KAPROLAKTON) SIVI KRİSTAL POLİMERLERİN MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P33 Esma Kılıcer, Dilek Cimen, Adem Zengin, Tuncer Caykara SİLİSYUM YÜZEYİNDE POLİ(AKRİLOİLMORFOLİN) FIRÇALARIN SENTEZİ VE POLİMERİZAYON KİNETİĞİNİN İNCELENMESİ P34 Esra Barım, Cumhur Kırılmış, Mustafa Değirmenci BENZOFURAN İÇEREN YENİ BİR METAKRİLAT MONOMERİ: SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, HOMOPOLİMERİZASYON VE KOPOLİMERİZASYONDA KULLANILMASI P35 Esra Özdemir, Teoman Tinçer, Jale Hacaloğlu POLİ(LAKTİK ASİT)/KİL NANOKOMPOZİTLERİ P36 Emine Süra Kazmaz, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin POLİÜRETAN ESASLI MAKROGÖZENEKLİ KOLONDOLGU MADDELERİNİN SENTEZİ VE AYIRMA PARAMETRELERİNİN BELİRLENMESİ P37 Fatih Biryan, Kadir Demirelli POLİ(2-HİDROKSİ-3-NAFTOKSİ PROPİL METAKRİLAT)’ IN TERMAL DEGRADASYONU VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P38 Fatih Biryan, Kadir Demirelli RADİKALİK KOPOLİMERİZASYON İLE 2HİDROKSİ-3-(4-NİTROFENOKSİ) PROPİL METAKRİLAT VE BENZİL METAKRİLATIN MONOMER REAKTİVİTE ORANLARININ BELİRLENMESİ VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ 52 P39 Fatma Gül Yeşilbayrak, Hacı Ökkeş Demir 2,4-DİHİDROKSİASETOFENONDAN TÜRETİLMİŞ YENİ TÜR POLİ(FENOKSİKETİMİN) SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P40 Fatma Yemişci, N. Gamze Karslı, Sertan Yeşil, Ayşe Aytaç PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)’İN ALEV DAYANIMININ FOSFAT BAZLI KATKI MADDELERİ İLE İNCELENMESİ P41 Ferda Eser, Ebru Aktaş, Adem Önal EKSTRAKSİYON VE BOYAMA KOŞULLARINI OPTİMİZE EDEREK CEVİZ KABUKLARININ POLİESTER VE POLİESTER-VİSKON KARIŞIMI KUMAŞLARI BOYAMA POTANSİYELİNİN İNCELENMESİ P42 Funda Çıtak, Vural Bütün POLİ(STİREN-GLİSİDİL METAKRİLAT) LATEKSLERİN SENTEZİ, MODİFİKASYONU, KARAKTERİZASYONU VE UYGULAMA ÇALIŞMALARI P43 Gözde Çetin, Semiha Kundakcı, Erdener Karadağ, Ömer Barış Üzüm AAm/APTAC HİDROJELLERİNİN SU VE BOYARMADDE SOĞURUM KAPASİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI P44 Gülben Torğut, Güzin Pıhtılı, Kadir Demirelli HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONUYLA POLİ ETERİK YAPIDA POLİMERİN HAZIRLANMASI VE ADSORPSİYON ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P45 Gülben Torğut, Kadir Demirelli HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU VE ATRP YÖNTEMİ İLE ABC TİPİ BLOK KOPOLİMERLERİN SENTEZİ VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P46 Gülen Oytun Akalın, Nilay Demirkol Karahan, Mehlika Pulat KİTOSAN TEMELLİ YARI-IPN HİDROJELLERİN ŞİŞME ÖZELLİKLERİ VE LİPAZ SALIM DAVRANIŞLARI P47 Gülşah Arslan, Yasemin Gündoğdu Ceylan ABS, PC/ABS HAMMADDELERİNDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK PARÇALARIN GERİ DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR KULLANIMLARININ SAĞLANMASI P48 Müslüm Duğrun, Gülşah Ozan Aydın, Hayal Bülbül Sönmez PETROL KÖKENLİ ORGANİK SIVI ABSORBENTİ OLARAK POLİ(ALKOKSİSİLAN) ORGANOJELLERİN KULLANILMASI 53 P49 Gürkan Atınç Yılmaz, Değer Şen, Zekeriya Taner Kaya, Teoman Tinçer POLİMER BAĞLI PATLAYICILARDA PLASTİKLEŞTİRİCİLERİN PATLAYICININ AKMAZLIK ve MEKANİK ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ P50 Güzin Pıhtılı, Gülben Torğut, Kadir Demirelli KLOR UÇLU METİLMETAKRİLAT MAKROMONOMERİ’NİN MODİFİKASYONU VE ADSORPSİYON ÇALIŞMASI P51 Güzin Pıhtılı, Kadir Demirelli ATRP İLE SENTEZLENEN TARAK TİPİ KOPOLİMERLERİNİN İYONİK İLETKENLİĞİNDEN AKTİVASYON ENERJİLERİNİN BELİRLENMESİ P52 Hacer Kazan, Nuran Işıklan SICAKLIĞA DUYARLI POLİ(VİNİL ALKOL) BAZLI KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ VE YAPISAL KARAKTERİZASYONU P53 Hacı Ökkeş Demir POLİFENOL-TEMELLİ YENİ BİR YARIİLETKEN POLİMER: POLİ(4-(1-(2FENİLHİDRAZON)ETİL)FENOL) P54 Hande Ekren, Ömer Barış Üzüm POLİAMFOLİT HİDROJELLERİN ŞİŞME KARAKTERİZASYONU P55 Harun Nezih Türkçü, Metin Tülü, Hale Ocak, Belkıs Bilgin Eran POLİPROPİLENİMİNE (PPI) DENDRİMERLERİN MONO-SÜBSTİTÜTE BENZOİK ASİT İLEİYONİK SIVI KRİSTAL ÇALIŞMALARI P56 Fatma Taşkoparan, Haşim Yılmaz, Ümmihan T. Yılmaz, H. İbrahim Ünal POLİTİYOFEN/NEVŞEHİR POMZASI KOMPOZİTLERİNİN ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P57 Abdullah Çalışkan, Haşim Yılmaz, Ümmihan T. Yılmaz, H. İbrahim Ünal POLİ(METİL METAKRİLAT)/NEVŞEHİR POMZASI KOMPOZİTLERİNİN ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P58 İsmet Kaya, Hatice Karaer KİTOSAN BİRİMİ İÇEREN İMİN POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P59 Hatice Karaer, İsmet Kaya, Haluk Aydın METİL VE PİRİDİN BİRİMLERİ İÇEREN İMİN POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE TERMAL ÖZELLİKLERİ P60 Hatice Ödemiş, Erdener Karadağ KSANTAN GAM ve SEPİYOLİT İÇEREN YENİ AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT KOMPOZİT HİDROJELLERİNDE ŞİŞME KARAKTERİZASYONU 54 P61 H. Nursevin Öztop, Furkan Akyıldız, Dursun Saraydın ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / VİNİL SÜLFONİK ASİT) KOPOLİMERLERİNİN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU ve İNVERTAZ İMMOBİLİZASYONUNDA KULLANILMASI P62 Yağmur Tezcan, İlker Yatı, Hayal Bülbül Sönmez PETROL DÖKÜNTÜLERİNİ GİDERİCİ AJAN OLARAK POLİ(PROPİLEN GLİKOL) JELLERİNİN KULLANIMI P63 İmren Özcan, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ POLİMALEİMİD SİKLODEKSTRİN YAPILARININ SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P64 İmren Özcan, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin P65 Kemal Cellat, Murat Ünal, Beyza Beyhan, Okan Karahan, Yeliz Konuklu, Cengiz Dündar, Caner Güngör, Halime Paksoy MONOLİTİK SiO2 NANOPARTİKÜLLERDEN UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ SUPRAMOLEKÜLER YAPILARININ SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU FAZ DEĞİŞTİREN MADDELERİN KOASERVASYON YÖNTEMİ İLE KAPSÜLLENMESİ VE BİNA UYGULAMALARINDA KULLANIMI P66 Kevser Temizkan, İsmet Kaya ANA ZİNCİRİNDE FARKLI ALİFATİK GRUPLAR İÇEREN POLİ(AZOMETİN-ESTER)’ LERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P67 Kübra Şerife Yüksel, Murat Şen, Mehmet Çopuroğlu EPOKSİ-FONKSİYONELLİ SİLİKAT-İÇERİKLİ POLİMER NANOKOMPOZİTLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P68 Yekta Karaduman, Levent Önal KABAK LİFİ TAKVİYELİ DÜŞÜK YOĞUNLUKLU POLİETİLEN (HDPE) KOMPOZİTLERİN ÜRETİMİ VE MEKANİK KARAKTERİZASYONU P69 Masoomeh Mehrnia, Oya Bal, Murat Torun, Dilek Şolpan KATYONİK BOYA ADSORPSİYONU AMAÇLI ADSORBENT SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ADSORPSİYON ÇALIŞMALARI P70 Mehlika Özdemir Alp, Mehmet Özdemir, Ayşe Aytaç, Veli Deniz EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE STİREN-AKRİLAT ESASLI KOPOLİMER ÜRETİMİNDE EMÜLGATÖR ÇEŞİDİNİN ETKİLERİNİN İNCELENMESİ 55 P71 Şaban Murat Unlu, Şengül Dilem Doğan, Mehmet Doğan EPOKSİ REÇİNESİNDE BOR İÇEREN BİLEŞİKLERİN GÜÇ TUTUŞURLUK ÖZELLİKLERİNİN ALÜMİNYUM ÜÇ HİDRAT İLE KIYASLANMASI P72 Selin Portakal, Mehmet Kodal, Güralp Özkoç POLİPROPİLEN (PP) YÜZEYİNE MİKRODALGA YARDIMIYLA POSS AŞILANMASI P73 Mehmet Kodal, Başak Şanlı, Hüseyin Kara, Jale Filiz, Güralp Özkoç POLİPROPİLEN/SİLİKON KAUÇUK HARMANLARININ MEKANİK, FİZİKSEL, ISIL VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ P74 STİREN VE 2-ETİL HEKZİLAKRİLATIN EMÜLSİYON KOPOLİMERİZASYONUNDA BAŞLATICI ETKİSİNİN İNCELENMESİ P75 Mehmet Özdemir, Mehlika Özdemir Alp, Ayşe Aytaç, Veli Deniz Mehtap Demir, Hüseyin Zengin, Hayriye Korkmaz, Gülay Zengin, Ahmet Özer P76 Melek Bulut SENTEZLENEN 60P40PET TERMOTROPİK SIVI KRİSTAL KOPOLİESTERİNİN ENDÜSTRİYEL PET İLE HAZİRLANAN HARMANLARININ MEKANİK DAVRANIŞLARI P77 Nihal Eser, Müşerref Önal, Yüksel Sarıkaya, Meltem Çelik POLİPİROL/HALLOYSİT NANOKOMPOZİTLERİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU P78 Merve Güzel, Hülya Kül Özen, Rukiye Ayrancı, Tuğba Soğancı, Dilek Odacı Demirkol, Metin Ak Merve İlhan, Didem Balun Kayan İKİ İZOMER MONOMERDEN OLUŞTURULAN İLETKEN POLİMERLERİN BİYOSENSÖR ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI P79 P80 Mesut Görür, Erdinç Doğancı, Ümit İşçi, Faruk Yılmaz POLİANİLİN/KALSİYUM OKSİT PARTİKÜLLERİ KOMPOZİT MALZEMELERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ İLETKEN POLİ(o-ANİSİDİN-ko-oTOLUİDİN)/KİTOSAN/Pt KOMPOZİT YAPILARI ÜZERİNDE ELEKTROKATALİTİK HİDROJEN ÜRETİMİ DANSİL UÇ GRUPLARINA SAHİP FOSFAZEN MERKEZLİ ALTI-KOLLU POLİ(εKAPROLAKTON) YILDIZ POLİMERİNİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE METAL İYONU SENSÖRÜ UYGULAMALARINDA KULLANILMASI 56 P81 Metin Ak, Tuğba Soğancı, Rukiye Ayrancı, Mehmet Karakuş KARBAZOL VE FERROSEN İÇEREN HİBRİT POLİMER SENTEZİ VE SPEKTROELEKTROKİMYASAL ÖZELLİKLERİ P82 Mithat Çelebi, Zafer Ömer Özdemir KİTOSAN POLİMERİ İLE ATIK SULARDAKİ BOYALARIN GİDERİLMESİ P83 Mohammadreza Ghaffarlou, Olgun Güven SUDA ÇÖZÜNEN BAZI POLİMERLERİN YUMAK DİNAMİĞİNİN İNTERPOLİMER KOMPLEKS OLUŞUMU İLE İNCELENMESİ P84 Murat Barsbay, Olgun Güven RADYASYON BAŞLATICILI AŞI KOPOLİMERİZASYONUNDA BAZ POLİMERİN AŞILANMA DAVRANIŞINDAKİ ETKİSİ P85 Nasrettin Genli, Mustafa Değirmenci ZİNCİR ORTASINDA FOTOAKTİF GRUP İÇEREN MAKROFOTOBAŞLATICILARIN ATRP VE KLİK KİMYASI YÖNTEMLERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ İLE ELDESİ P86 Necdet Seventekin P87 Nefise Ayhan, Canan Onaç, H.Korkmaz Alpoğuz CELGARD 2500 POLİMERİK MEMBRANLAR KULLANILARAK Cr+6 METAL KATYONUNUN TAŞINIMI P88 Neslihan Nohut Maşlakcı, Seyhan Ulusoy, Ayşegül Uygun Öksüz PLAZMA MODİFİYE EDİLMİŞ KİTOSANIN FURAN GRUPLARI İLE TÜREVLENDİRİLMESİ VE BİYOFİLM OLUŞUMUNA ETKİSİNİN QCM İLE İNCELENMESİ P89 Numan Eczacıoğlu, Sinan Eğri PLLA-PEG KOPOLİMERLERİNDEN GÖZENEKLİ DOKU İSKELELERİN HAZIRLANMASI P90 Nur Benan Koçak, Nuran Işıklan SODYUM ALJİNAT/HİDROKSİPROPİL SELÜLOZ KARIŞIMI MEMBRANLARIN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU VE İNDOMETASİN GEÇİŞ ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P91 Onur Balkan, Ülkü Yılmazer CAM KÜRE, MİKA VE VOLLASTONİT PARTİKÜLLERİNİN SEBS–MA ELASTOMERİ İLE KAPLANMASININ PP/CAM KÜRE, P/MİKA VE PP/VOLLASTONİT KOMPOZİTLERİN MİKROYAPI, REOLOJİK VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ KARBON LİFLERİ ve KULLANIM ALANLARI 57 P92 Onur Çetinkaya, Melek Tezcan, Gökhan Koçak, Hüseyin Çiçek BİTKİ ÖZÜTÜNDEN YÜKSEK ANTİRADİKAL VE ANTİOKSİDAN ÖZELLİKLİ FLAVONOİD YAPISINDAKİ BİLEŞİKLERİN BORONİK ASİT TAŞIYAN ÇİFT FONKSİYONLU KOPOLİMERİKPARTİKÜLLER KULLANILARAK İZOLASYONU P93 Ozan Erlik, Naime Akbasoglu Unlu, Ali Cirpan Ozge Azeri, Sevki Can Cevher, Serife O. Hacioglu, Ali Cirpan ORGANİK IŞIK YAYAN DİYOTLAR ELDE ETMEK AMACIYLATURUNCU RENK VEREN POLİMER SENTEZİ ORGANİK GÜNEŞ PİLLERİ İÇİN BİTİŞİK THIAZOLO-THIAZOLE HALKASI İÇEREN KONJUGE POLİMER P95 Ömer Barış Üzüm, İsmail Bayraktar, Semiha Kundakcı, Erdener Karadağ AKRİLAMİD ESASLI MANYETİK YARIIPN’LERİN ŞİŞME VE SOĞURUM POTANSİYELLERİNİN BELİRLENMESİ P96 Ömer Faruk Ensari, Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan BAZI AKRİLİK ESASLI POLİMERLERDE YAPI ÖZELLİK İLİŞKİSİNİN KATI-KATI FAZ DEĞİŞİM YOLUYLA ENERJİ DEPOLAMA ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ P97 Ömer Yunus Gümüş, Şeyma Özkan, Frieder Jaekle, Halil İbrahim Ünal İLETKEN ORGANOBOR POLİMER İÇİN YENİ MAKROMONOMERLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P98 Özer Kartal, Hüseyin Zengin, Gülşen Aksin, Gülay Zengin, Sümeyra Demir POLİ(2-ETİL ANİLİN)/SİLİSYUM DİOKSİT PARTİKÜLLERİ KOMPOZİTİNİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ P99 Perihan Öztürk, Kıvanç Akkaş, Akın Akdağ PRİMER ALKOLLERİN TAMAMI POLİMERİK BİR SİSTEMLE ALDEHİTLERE YÜKSELTGENMESİ P100 Perihan Yılmaz, Turgay Seçkin, Süleyman Köytepe Pınar Demir VANİLİN KULLANILARAK AKILLI DOĞAL POLİMER ELDE EDİLMESİ P94 P101 POLAR YAN GRUPLU POLİSTİRENİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE SICAKLIKLA DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ 58 P102 Pınar Demir FARKLI YAN GRUPLARLA MODİFİYE EDİLMİŞ POLİSTİRENİN TERMAL DEGRADASYON DAVRANIŞININ VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P103 Pınar Taşkın, Murat Şen, Hande Hayrabolulu, Murat Torun KSANTAN SAKIZI POLİMERİNİN RADYASYONLA BOZUNMASINA IŞINLAMA KOŞULLARININ ETKİSİ P104 Rahim Dönmez, İlker Yatı, Hayal Bülbül Sönmez AMFİFİLİK ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(ETİLEN GLİKOL) JELLERİNİN TASARIMI VE ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P105 Ramazan Coşkun, Enver Er KARBAMOTİYOLİLİMİDAMİT İÇEREN REÇİNE İLE SULU ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI) İYONLARININ UZAKLAŞTIRILMASI P106 Ramazan Coşkun, Hanım Birgül MODİFİYE EDİLMİŞ POLİESTER LİFLERLE SULU ÇÖZELTİLERDEN CR(VI) GİDERİLMESİ P107 Recep Taş, Gülden Erol, Muzaffer Can POLİPİROL/TiO2 SENTEZİ VE FOTOKATALİTİK ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ P108 Recep Taş, Gülden Erol, Muzaffer Can, Nilay Akkuş Taş POLİPİROL/SnO2 KATALİZÖRLER İLE UVIŞINI ALTINDA FOTOKATALİTİK AKTİVİTESİNİN İNCELENMESİ P109 Recep Taş, Gülden Erol, Deniz Doğan, Muzaffer Can POLİPİROL/ZnO PARTİKÜLLERİNİN HAZIRLANMASI VE BU PARTİKÜLLERİN OKSİDASYON FOTOKATALİZÖRÜ OLARAK KULLANIMI P110 Ruhan Altun Anayurt, Cemil Alkan, Sennur Alay Aksoy ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI POLİ(METİL METAKRİLAT-KO-2-HİDROKSİ ETİL AKRİLAT)/N-OKTADEKAN MİKROKAPSÜLLER P111 Said Ateş, Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan POLİ(AKRİLONİTRİL) POLİMERİNİN METİL METAKRİLAT MODİFİKASYONU İLE ISLANABİLİRLİĞİNİN ARTIRILMASI P112 Satılmış Basan, Yeşim Yay FOSFOTUNGUSTİK ASİT VE POLİ(VİNİL ALKOL) İLE PROTON İLETKEN MEMBRAN ÜRETİLMESİ VE BİLEŞİMİN MEMBRAN ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ P113 Satılmış Basan, Canel Sinmez POLİ(TRİMETİL TEREFTALAT-POLİ(VİNİL KLORÜR) KARIŞIMLARININ ISISAL BOZUNMASI 59 P114 S.Basan, E.Kumbiloğlu, A.Tekinyerli, M.Büyükçolak POLİ(VİNİL KLORÜR)/VİNİL ASETAT VİNİL KLORÜR KOPOLİMERİNİN KARIŞABİLİRLİĞİ P115 Semiha Kundakcı, Banu Hasgül, Ömer Barış Üzüm, Erdener Karadağ MONTMORİLLONİT YÜKLENMİŞ AAm/AMPS/PEG KOMPOZİT HİDROJELLERİNDE ŞİŞME KARAKTERİZASYONU ve BOYARMADDE ADSORPSİYONU P116 Serap Eken, Buket Bezgin Carbas, Ahmet M. Önal YENİ TİYENİLPİROL MONOMERLERİNİN SENTEZİ VE ELEKTROKİMYASAL YÖNTEMLE POLİMERLEŞTİRİLMELERİ P117 Serpil Yılmaz, Mehmet Coşkun ABC TİPİ TRİBLOK KOPOLİMERLE MODİFİYE EDİLMİŞ MWCNT SENTEZİ, TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P118 N. Gamze Karslı Yılmaz, Sertan Yesil, Ayşe Aytaç KARBON NANOTÜP/KISA CAM ELYAF TAKVİYELİ POLİPROPİLEN MATRİSLİ HİBRİT KOMPOZİTLERİN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ P119 Serzen İlboğa, Mehmet Coşkun N-İZOPROPİLAKRİLAMİT ESASLI DİBLOK KOPOLİMERLERİN LCST DEĞERİNİN İNCELENMESİ P120 Serzen İlboğa, Mehmet Coşkun P(NIPA-co-DMAPMA) KOPOLİMERİNİN LCST DEĞERİNİN İNCELENMESİ P121 Shahed Parvizikhosroshahi, Erdem C. Uluışık, Hatice Kaplan Can ANHİDRİT İÇEREN FONKSİYONEL KOPOLİMER-PEG BLENDLERİNİN DENEYSEL VE TEORİK YAKLAŞIMLAR İLE UYUMLULUĞUNUN/KARIŞABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ P122 Suat Kahya MİKRODALGA DESTEKLİ METİL SELÜLOZAŞI-POLİ(1-VİNİL-2-PİROLİDON) SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU P123 Esma Danış, Emine Süra Kazmaz, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin DÜŞÜK DİELEKTRİK ÖZELLİKLİ NAFTALEN TEMELLİ POLİİMİDLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA ALANLARININ BELİRLENMESİ P124 Sümeyra Bayır, Erdinç Doğancı, Çiğdem Çakırlar, Sait Eren San, Faruk Yılmaz YAN GRUBUNDA KOLESTEROL BULUNAN SIVI KRİSTAL POLİMERLERİN MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ VE ORGANİK ALAN ETKİLİ TRANSİSTÖR (OFET) UYGULAMALARINDA KULLANILMASI 60 P125 Şebnem Kemaloğlu Doğan, Güralp Özkoç BİYOMALZEME OLARAK KULLANILABİLECEK POLİ(LAKTİK ASİT)/POLİÜRETAN POLİMER KARIŞIMLARININ BİYOMEDİKAL UYGULAMALARININ ARAŞTIRILMASI P126 Şeyma Tokmak, Nuran Işıklan MİKRODALGA DESTEKLİ PEKTİN-AŞIPOLİ(N,N-DİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE SPEKTROSKOPİK YÖNTEMLERLE KARAKTERİZASYONU P127 Efkan Çatıker, Tahsin Filik HİDROJEN TRANSFER POLİMERİZASYONU İLE AŞIRI DALLANMIŞ POLİ(AKRİLİKASİTKO-PROPİYOLAKTON) SENTEZİ P128 Efkan Çatıker, Tahsin Filik POLİ(β-ALANİN)/POLİ(β-PROPİOLAKTON) KARIŞABİLİRLİĞİ P129 Talya Tuğana Kurşun, Dilek Çimen, Tuncer Çaykara YÜZEYDE BAŞLATILAN TERSİNİR KATILMAAYRILMA ZİNCİR TRANSFER TEKNİĞİ İLE GLİKOPOLİMER FIRÇALARIN SENTEZİ VE SPESİFİK LEKTİN İMOBİLİZASYONUNDA KULLANIMI P130 Taner Çelik, İdris Çakmak ATOM TRANSFER RADİKAL POLİMERİZASYONU İLE LAKTON UÇLU POLİ(4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT)’IN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, TERMAL DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN İNCELENMESİ P131 Taner Çelik, İdris Çakmak 4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT’IN SERBEST RADİKAL POLİMERİZASYONU İLE SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, TERMAL DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN İNCELENMESİ P132 Tayyibe Celık, Nermin Orakdogen SWELLING RESPONSE OF CROSSLINKED ACRYLAMIDE/ITACONIC ACİD BASED GELS AND INVESTIGATION OF POTENTIAL USING CAPACITIES P133 Cemil Alkan, Tuğba Güngör Ertuğral KATI-KATI FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ENERJİ DEPOLAYABİLEN AKILLI GIDA AMBALAJI ÜRETİMİ P134 Tuğba Kaya Deniz, Özdemir Doğan, Erdal Bayramlı YENİ NAFTOKSAZİN TÜREVİ MONOMERLER VE POLİMERLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE TERMAL ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI 61 P135 Tuğçe Yüce, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek DOĞAL FURFURAL KULLANILARAK FURFURAL-FENOL POLİMERLERİNİN ELDESİ VE ASFALT KATKI MADDESİ OLARAK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI P136 Uğur Soykan, Behiye Öztürk, Sedat Çetin AŞI POLİMERLEŞMEYLE YÜKSEK YOĞUNLUKLU POLİETİLENİN YAN ZİNCİR SIVI KRİSTAL POLİMER İLE GÜÇLENDİRİLMESİ P137 Ümit Tayfun, Mehmet Doğan, Erdal Bayramlı KETEN LİFİNE ÇEŞİTLİ YÜZEY MODİFİKASYONLARI UYGULANMASININ TPU/KETEN EKO-KOMPOZİTLERİN MEKANİK VE REOLOJİK ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİ P138 Ümit Tayfun, Yasin Kanbur, Ufuk Abacı, Hasan Yüksel Güney, Erdal Bayramlı YÜZEY MODİFİKASYONLARI UYGULANMIŞ KARBON NANOTÜP İÇEREN TPU NANOKOMPOZİTLERİN MEKANİK, REOLOJİK VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ P139 Yasemin Durmuş, Hülya Akdeniz, Teoman Tinçer BİYO-BOZUNUR POLİETİLEN MALZEMELER ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA P140 Yasemin Gündoğdu Ceylan, Gülşah Arslan POLİPROPİLENDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK PARÇALARIN GERİ DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR KULLANILABİLİRLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI P141 Yeliz Özsoylu, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek, Emre Birhanlı YONCADAN ELDE EDİLEN FORMONONETİN VE GENSİTEİN KULLANILARAK ANTİBAKTERİYEL PVC FİLMLERİN HAZIRLANMASI P142 Zehra Deniz Kasim, Berna Aydın, Semiha Kundakçı, Ömer Barış Üzüm, Erdener Karadağ 1,4-BÜTANDİOL DİMETAKRİLAT ile ÇAPRAZ BAĞLANMIŞ AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT HİDROJELLERİNİN SU SOĞURUM ÖZELLİKLERİ P143 Zeynep Altınışık, Nuran Işıklan UYARIYA DUYARLI ALJİNAT-AŞI-POLİ (N,NDİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ VE YAPILARININ AYDINLATILMASI P144 Zeynep Mine Şenol, Ulvi Ulusoy POLİAKRİLAMİT-KİTOSAN-HİDROKSİAPATİT KOMPOZİTİNİN ŞİŞME ÖZELLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI 62 P1 BİTKİSEL YAĞLARDAN POLİMERİZE OLABİLEN MONOMER SENTEZİ Abdullah Sayılgana, Hüseyin Esenb Polimer Mühendisliği ABD, FBE, Yalova Üniversitesi, Yalova, Türkiye Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojileri Bölümü, Yalova Üniversitesi, Yalova, Turkey [email protected] a b Son yıllarda artan ekonomik, çevresel ve sürdürülebilirlik kaygıları nedeniyle bilimsel ve endüstriyel alanda bitkisel yağların kullanımı önemli artışlar göstermiştir. Bu yağlardan biri olan soya yağında yer alan çifte bağlar serbest radikal polimerizasyon için yeteri kadar reaktif değildir. Epokside soya yağında bulunan internal oksiran halkaları katyonik polimerizasyona uygundur fakat sadece viskoz veya kauçuksu polimerler elde edilebilir. Bitkisel yağlar modifiye edilerek poliol ve poliasit üretilmiş ve bunların izosiyanat vb. kimyasallarla reaksiyonu ile katı polyester, poliüretan üretilmiştir. Fakat, gerek uzun reaksiyon süreleri gerekse de toksik ve pahalı hammadde kullanımı nedeniyle bitkisel yağlarla bu polimer eldesi çok tercih edilmemiştir. Fakat epokside soya yağında bulunan internal durumdaki çok reaktif olmayan oksiran halkalarının, daha reaktif terminal oksiran halkaları olacak şekilde modifiye edilebileceği araştırıldı. Sentezlenen monomer,epoksi reçine olarak anılacaktır. Reçine hem kaplama hem de polimer kompozitlerde bağlayıcı olarak kullanılacaktır. Polimerize olabilecek hale getirilmiş epokside yağ monomerden çeşitli polimerizasyon metotları ile değerlendirilecektir. Anahtar kelimeler: oksiran halkası, epokside yağ, polimerizasyon, epoksi reçine Kaynaklar [1] H.-S. Hwang. and S.Erhan, Synthetic Lubricant Base stocks from Epoxidized SoybeanOiland GuerbetAlcohols, IndustrialCropsandProducts, Vol.23, (2006), 3 l l-317 [2] Y.-C.Tu, P.Kiatsimkul, G.J.Suppes, andF.-H.Hsieh, Physical Properties of Water-Blown 'Rigid Polyurethane Foams FromVegetable Oil-Based Polyols,Journal of Applied Polymer Science,Vol.l05, (2007), 453-459 [3] P.Kiatsimkul, G.JSuppes., F.-H.Hsieh., Z.Lozada., and Y.-C.Tu, Preparation of High Hydroxyl Equivalent Weight Polyols fromVegetableOils, Industrial Crops and Products, Vol. 27, (2008), 257-264 [4] M.Tokizawa., H.Okada., N.Wakabayashi., T.Kimura., H.Fukutani., ApplPolymSci, (1993) , 50, 627. 63 P2 pH ve SICAKLIĞA DUYARLI JEFFAMİNE İÇERİKLİ YENİ TÜR AKILLI HİDROJELLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA ALANLARININ ARAŞTIRILMASI Ahmet Erdem, Ufuk Yıldız Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, Umuttepe Yerleşkesi, İzmit, Kocaeli [email protected] Serbest radikal polimerizasyon yönetimi ile Akrilik asit (AA) ve maleik anhidrit’in (MA) kopolimeri sentezlenerek FT-IR, 1H-NMR ve GPC teknikleriyle karakterize edildi. Çapraz bağlayıcı olarak kullanılan polietilen glikol (PEG; 4000 g/mol) varlığında Jeffamine ile sentezlenen kopolimer, kopolimerin anhidrit grupları üzerinden reaksiyona sokularak p(MA-AA)-g-Jeffamine hidrojelleri hazırlandı. Jeffamine ile p(AA-MA) kopolimeri farklı oranlarda reaksiyona sokularak farklı bileşimlerde p(MA-AA)-g-Jeffamine hidrojelleri hazırlanmıştır. Elde edilen hidrojellerin bileşimi sayesinde hem pH hem de sıcaklığa duyarlı akıllı malzemeler elde edilmiş oldu. Hazırlanan hidrojellerin farklı pH ve sıcaklıklardaki şişme özellikleri incelenerek biyosensör, ilaç salınımı ve doku mühendisliği gibi alanlarda akıllı malzemeler olarak kullanılabilme potansiyelleri incelenecektir. Anahtar kelimeler: Akrilik Asit, Maleik Anhidrit, Hidrojel, Jeffamine, Polietilen glikol. Kaynaklar: [1] D. J. Overstreet, R. Y. McLemore, B. D. Doan, A. Farag, B. L. Vernon. Soft Materials, 11, (2013), 294304 [2] G. Mocanu, Z. Souguir, L. Picton, D. Le Cerf, Carbohydrate Polymers, 20, (2012), 578–585 [3] M.Yang, B. Liu, G. Gao, X. Liu, F. Liu, Chinese Journal of Polymer Science, 28, (2010), 951-959 64 P3 HALLOYSİT-POLİMER NANOKOMPOZİT MALZEMELERİNİN HAZIRLANMASI VE TERMAL ÖZELLİKLERİNE BAZI BOR BİLEŞİKLERİNİN SİNERJİK ETKİSİNİN İNCELENMESİ Ahmet Gültek, Selda Sezer, Eda Bayar, Cenk Özşanlı ve Turgay Seçkin İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 44280 Malatya [email protected] Kil-polimer nanokompozitler ile ilgili çalışmalar, fiziksel, kimyasal ve mekanik özelliklerinin geleneksel kompozitlere kıyasla çok iyi olmasından dolayı hem endüstri hem de akademik çevrede çokça çalışılmaktadır [1]. Polimer-kil nanokompozitlerinin dikkat çeken bir önemli özelliği ise nanokompozit içerisindeki kilin alev geciktirici özelliğe sahip olmasıdır [2-3]. Her ne kadar kilpolimer nanokompoziti içerisindeki kil açığa çıkan toplam ısıyı önemli ölçüde düşürmese de alev geciktirici olarak rapor edilmektedir. Ancak kilin bu alev geciktirci özelliği tek başına endüstrinin ihtiyacını karşılamamktadır [4]. Nanokompozitlerin mekanik özelliklerini iyileştirmek için kullanılan anorganik dolgu malzemeleri arasında karbon nanotüplerin oldukça etkin olduğu görülmüştür [5]. Halloysit nanotüpler (HNT) kaolin ailesinden olup tübüler yapısıyla karbon nanotüplere (CNT) benzemelerinden ve polimerik nanokompozit içerisinde diğer kil minerallerine göre daha iyi mekanik özellik göstermelirinden ve karbon nanotüplerden ucuz olmalarından dolayı organik/anorganik nanokompozitlerde CNT yerine yaygın olarak kullanılmaktadır [6]. Bu çalışmada, poli(metil metakrilat)-Halloysit nanotüp (PMMA-HNT) nanokompozitleri hazırlandı termal ve mekanik özellikleri araştırıldı (%1-10 arası). PMMA-HNT faz ayrışmasını engellemek için HNT 3-(trimetoksisilil) propil metakrilat (CLS) ile modifiye edildi. Nanokompozit içerisindeki HNT oranın artmasıyla termal dayanımın ve alev geciktirciliğinin arttığı ancak HNT içeriğinin %3’ten fazla olması durumunda mekanik dayanımının azaldığı görüldü. PMMA-HNT nanokompozitlreinin içerisine değişik oranlarda (%0,5-3) borax ve borik asit gibi farklı bor bileşikleri katıldı ve alev geciktirme üzerine sinerjik etkileri araştırıldı. Termal özellikler DTA ve TGA ile alev geciktirici özellikler cone kalorimetre ile ölçüldü. Nanokompozitlerin karakterizasyonu SEM, XRD, FTIR ile Elastikiyet modülü ve yatay dayanıklılık testleri universal test cihazıyla yapıldı. Bu çalışma, İnönü Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından 2013/72 no’lu proje ile desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Halloysit, bor, nanokompozit, termal özellik, sinerji Kaynaklar: [1] Q. T. Nguyen, D. G. Baird. Advances in Polymer Technology, 25, (2006) 270-285. [2] J.W. Gilman, C.L. Jackson, et al. Chemistry of Materials, 12, (2000) 1866-1873. [3] M. Liu, X. Zhang and et al. Polymer Degradation and Stability, 96, (2011) 1000-1008. [4] A.B. Morgan. Polymers for Advanced Technologies, 17, (2006) 206-217. [5] R. Andrews, M.C. Weisenberger. Curr. Opin. Solid State Mater. Sci. 8, (2004) 31-37. [6] K. Prashantha, M. F. Lacrampe, P. Krawczak. eXPRESS Polymer Letters, 5, (2011) 295-307. 65 P4 FARKLI MİKTARDA PİRİDİN TÜREVİ İÇEREN KONJÜGE POLİMERLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONUVE GÜNEŞ PİLİ UYGULAMALARI Ahmet Ozgur Safa,b, Naime Akbasoglu Unlub, Sevki Can Cevherb, Ali Cirpanb,c,d,e KimyaBölümü, A. K. EğitimFakültesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya, Türkiye b KimyaBölümü, OrtadoğuTeknikÜniversitesi, Ankara, Türkiye c PolimerBilimveTeknolojiBölümü, PolimerBilimveTeknolojiBölümü, Ankara, Türkiye d GüneşEnerjisiAraştırmaveUygulamaMerkezi (GÜNAM), OrtadoğuTeknikÜniversitesi, Ankara, Türkiye e MikroveNanoteknolojiBölümü, OrtadoğuTeknikÜniversitesi, Ankara, Türkiye [email protected] a Piridin türevi ve alkil gruplarını içeren monomerlerin farklı miktarlarda birleştirilmesiyle konjüge polimerler sentezlenmiştir [1]. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu1H/13C-NMR, FTIR, Elementel Analiz ve Jel Geçirgenlik Kromatografısi (GPC) yöntemleri ile yapılmıştır. Dönüşümlü voltametri kullanılarak HOMO-LUMO enerji seviyeleri, UV–vis–NIR ölçümleri ile optik bant boşluğu değerleri, kronoamperometre ile iletken polimerlerin tepki süresi ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Nano düzeyde faz ayrımları elde etmeye yönelik çalışmalar; ısısal tavlama (thermalannealing) ve çözücü varlığında tavlama (solventannealing) yöntemleri ile yapılmıştır. Bu polimerler silisyum veya ITO kaplı camların üzerine dönel kaplayıcı veya sprey kaplama ile uygulanarak morfolojileri AFM, TEM ve XRD yöntemleri kullanılarak tayin edilecektir. Son olarak ITO/PEDOT:PSS/polimer:PCBM/metal güneş pilleri hazırlanarak karanlık ve aydınlık ortamlarda akım-gerilim (I-V), kısa devre akım yoğunlukları (Jsc), açık devre gerilimleri (Voc), dolum faktörleri (FF) ve güç çevirim verimleri () gibi temel güneş pili parametrelerihesaplanmıştır [2]. Anahtar kelimeler: Piridin, organik güneş pili, konjüge polimer Kaynaklar [1] Sary B.Y., Richard F., Brochon C., Lecler N., ˆque P.L., Audinot J.N., Berson S., Heiser T., Zadziioannou G., Mezzenga R., A New SupramolecularRoutefor Using Rod-CoilBlockCopolymers in Photovoltaic Applications, Adv. Mater. 22, (2010),763–768 [2] S. C.Cevher, N.AkbasogluUnlu, A.C.Ozelcaglayan,D.H.bApaydin,Y.ArslanUdum, L.Toppare, A.Cirpan, Fused structures in the polymer backbone to investigate the photovoltaic and electrochromic properties of donor–acceptor-type conjugated polymers, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 51, (2013), 1933–1941. 66 P5 POLİHEDRAL OLİGOMERİK SİLSESKUİOKSAN (POSS) MERKEZLİ VE PİREN UÇLU POLİ(ε-KAPROLAKTON) YILDIZ POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Ahmet Ünera, Erdinç Doğancıa,b, Osman Keskina, Faruk Yılmaza* Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye b Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye [email protected] a Silseskuioksan, R grubunun hidrojen ya da metil, aril, vinil gibi organik yapıları içerdiği ve (RSiO1,5)n ile belirtilen empirik formül ile gösterilir. n≥4 olduğunda yapı Polihedral Oligomerik Silseskuioksan (POSS) olarak isimlendirilir [1]. Genel olarak POSS, Si8O12 çekirdeğinin köşelerinde 8 organik grup bulundurduğu kübik inorganik bir yapıdır ve organik gruplar birçok farklı yapıyla fonksiyonlandırılarak yıldız polimerler elde edilebilir. Bu önemli özelliğiyle POSS molekülü, nano boyutta hibrid kopolimerlerin sentezi için polimerleşebilen bir monomer ya da başlatıcı olarak kullanılır [2]. Bu çalışmada, klik kimyası ve halka açılma polimerizasyonu yöntemleri kullanılarak POSS merkezli ve piren uçlu sekiz kollu poli(ε-kaprolakton) (PCL) yıldız polimerler hazırlandı. Elde edilen polimerlerin yapıları FT-IR, 1H NMR, 13C NMR, 29Si NMR ve GPC ile doğrulandı ve termal özellikleri DSC ve TGA ile araştırıldı. Şekil 1. POSS merkezli ve piren uçlu sekiz kollu poli(ε-kaprolakton) yıldız polimerin şematik gösterimi. Anahtar Kelimeler: POSS, Poli(ε-Kaprolakton), Miktoarm Yıldız Polimer, Halka Açılma Polimerizasyonu, Klik Kimyası. Kaynaklar [1]. D.R. Carmo, U.O. Bicalho, T.F. Silveira, N.L.D. Filho, L.L. Paim. Journal of Chemistry (2013) 1-11 [2]. W. Wang, M. Fei, X. Jie, P. Wang, H. Cao, J. Yu, Polym. Bull. 65 (2010) 863-872 67 P6 METİL METAKRİLAT / 2-ETİLHEKZİL AKRİLAT LATEKSLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Meryem Öztürk, Ali Delibaş Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 66100, YOZGAT [email protected] Emülsiyon polimerizasyonu sentetik latekslerin endüstriyel ölçekte üretimi için yaygın olarak kullanılan ve geliştirilen bir prosestir. Günümüzde milyonlarca ton emülsiyon polimerizasyonu prosesi ile hazırlanan sentetik polimerik lateksler, sentetik kauçuk, yüksek dayanımlı polimerler, lateks köpükler, lateks boyalar, kağıt kaplama, halı arkası kaplama, yapıştırıcı, bağlayıcılar gibi pek çok uygulamada kullanılmaktadır[1,2]. Poliakrilatlar, özellikle polimetil metakrilat (PMMA) son yıllarda iyi film oluşturma, parlaklık, saydamlık ve mekanik dayanımından dolayı emülsiyon kaplamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. PMMA’nın kaplama performansı diğer akrilatlar, diakrilatlar ve dimetakrilatlar ile geliştirilebilir. Bu akrilatlar PMMA’nın düşük yüzey gerilimi, iyi su iticiliği ve hava direnci ve düşük camsı geçiş sıcaklığı almasını sağlarlar[3]. Bu çalışmada metil metakrilat(MMA)- 2-etil hekzil akrilat (2-EHA) lateksleri akrilik asit kullanılarak yarı kesikli proses ile hazırlandı. Tüm çalışmalarda akrilik asit miktarı ağırlıkça 2% oranında kullanıldı. Çalışmalarda noniyonik yüzey aktif madde olarak NP-40 ve C16-18 25 EO, anyonik yüzey aktif madde olarak sodyum dodesil sülfat (SDS) ve sodyum lauril eter sülfat (SLES) toplam 4% oranında kullanıldı. Çalışmalar başlatıcı olarak amonyum persülfat kullanılarak 75oC’de gerçekleştirildi. Çalışmalarda MMA:2-EHA için 25:75, 50:50 ve 75:25 oranları kullanıldı. Elde edilen latekslerin katı madde miktarları, viskoziteleri, tanecik boyut dağılımları, zeta potansiyelleri, molekül ağırlıkları ve camsı geçiş sıcaklıkları belirlendi. FTIR ile karakterize edilen lateks filmlerin su absorbsiyonları belirlendi. Elde edilen latekslerin viskozitelerinin ticari lateks ürünlerinden daha düşük olduğu gözlendi. Tanecik boyut dağılımlarının ~110nm ve tek dağılımlı olduğu ve bu sonucun düşük viskozite olması ile uyum içinde olduğu gözlendi. Lateks örneklerinin zeta potansiyellerinin çoğunlukla -30mV ve üzerinde çıkması lateks örneklerinin kararlılıklarının iyi olduğunu gösterdi. Anahtar kelimeler: Lateks, emülsiyon polimerizasyonu, MMA, 2-EHA Kaynaklar [1] H.Y. Yıldırım, Vinyl Acetate Emulsion Polymerization and Copolymerization with Acrylic Monomers, 2000, CRC press. [2] P.A. Lovell and M.S. el-Aasser (ed.), Emulsion Polymerization and Emulsion Polymers, 1997, John Wiley&Sons Ltd. , England. [3] S. Bajpai, J.S.P. Rai, I. Nigam, Journal of Applied Polymer Science, 122, (2011), 676-684. Bu çalışma Bozok Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 2013FBE/T71 proje kodu ile desteklenmiştir. 68 P7 İNVERSE EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE HİDROJELLERİN SENTEZİ VE ŞİŞME DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ Meryem Öztürk, Ali Delibaş Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 66100, YOZGAT [email protected] Ters (inverse) emülsiyon polimerizasyonu, genellikle sulu çözeltisi halinde, suda çözünebilir bir monomerin sürekli bir yağ fazında emülsiye edilmesi ile yapılır ve polimerizasyon yağda submikroskobik suda şişmiş polimer parçacıkların bir dispersiyonunu vermek üzere yağda ya da suda çözünebilir bir başlatıcı kullanılarak gerçekleştirilir[1]. Hidrojeller katı hal, çözelti ve inverse emülsiyon polimerizasyon prosesleriyle polimerleştirilebilirler. Ters emülsiyon polimerizasyonunun diğer metotlara göre avantajı daha toz haldeki ürünleri elde edebilmesi ve reaksiyon şartlarının kontrol edilmesiyle partikül boyutunun kontrolünün sağlanabilmesidir[2]. Bu çalışmada 2-akrilamido-2-metilpropan sülfonik asit (AMPS) monomerinin ters emülsiyon polimerizasyonu ile hidrojelleri sentezlendi. Çalışmada sürekli faz olarak toluen, başlatıcı olarak yağda çözünür 2,2’ azobisizobutironitril (AIBN) ve suda çözünür amonyum persülfat, yüzey aktif madde olarak noniyonik sorbiton monooleat (SPAN80), kararlaştırıcı olarak etilselüloz ve çapraz bağlayıcı olarak etilenglikoldimetakrilat(EGDMA) ve N,N metilenbisakrilamit (MBA) kullanıldı. Çalışmada ayrıca AMPS’nin nötralizasyonunun şişme davranışına etkisi incelendi. Şişme davranışları saf suda ve farklı pH’larda incelendi. AIBN ve MBA kullanılarak hazırlanan hidrojellerin 16900% oranında şiştiği ve çapraz bağlayıcı oranı artırıldığında ve 50% nötralizasyon ile şişme oranının azaldığı, EGDMA ile hazırlanan hidrojellerin şiştiği ancak belirli şekillerinin olmadığı gözlendi. pH 3, 5, 7 ve 9 için yapılan şişme oranı çalışmalarında pH 3 ve 7 için şişmelerin pH 5 ve 9 dan yüksek olduğu belirlendi. Kaynaklar [1] Ü. Akgün, Farklı HBL Değerlerinin Vinil Asetat-Ko-Butil Akrilat Emülsiyon Polimerizasyonu Üzerine Etkilerinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul 2010. [2] H.Omedian, M.J.Zohuriaan-Mehr, H.Bouhendi, European Polymer Journal, 39 (2003) 1013-1018. Bu çalışma Bozok Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 2012-FBE/T08 proje kodu ile desteklenmiştir 69 P8 AMFİFİLİK POLİ(STİREN-ko-AKRİLİK ASİT) KOHİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK ORTAMLARDA ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Amir Sepehrianazar, Maryem Adalet Islamic Azad University Faculty of Science Department of Chemistry Ahar branche Ahar-TabrizIran 54516 [email protected] Hidrojellerin hazırlanması ve değişik amaçlarda kullanılması 1960 yıllarında başlamış ve günümüze kadar gelişerek gelişmiştir (1). Hidrojellerin hazırlanmasında yüksek su tutma kapasitesini sağlamak amacıyla hidrofilik gruplara (CO-NH-OH, -COOH, -SO3H, -CONH2) sahip monomerler kullanılır (1-2). Amfifilik hidrojeller genelde bir elektron verici monomerden ve bir de elektron alici monomerden elde edilir. Bu tür hidrojeller genelde enzim-protein taşıyıcı olarak ve DNA modifikasyonunda çok geniş kullanım alanlarına sahiptirler (3-4). Amfifilik ko-hidrojeller genelde değişik pH, sıcaklık, değişik molce besleme oranları ve değişik tuz çözeltisi ortamında cok ilginç davranışlar gösterirler (4-5). Bu çalışmada, bir elektron verici monomer; stiren (Sty) ve bir elektron alıcı monomer; akrilik asit (AAc), AIBN başlatısı, N,N-metilen bisakrilamit çapraz bağlayıcı varlığında serbest radikal polimerizasyon yöntemi ile 70°C, 3 saatte değişik mol oranlarında (1:1,025:1,1:0.25) hidrojeller hazırlandı. Hazırlanan ko-hidrojellerin yapısal karakterizasyonu FT-IR ile yapıldı. Ko- hidrojellerin sıcaklık kararlılığı TGA yöntemi ile incelendi. İlk bozunma adımı 200°C başladı ve 350°C’de bitti. ikinci bozunma 350°C başladı ve 460°C’de bitti. ilk bozunma poliakrilik asite, ikincisinin ise polistirene ait olduğu kanıtlandı. Degişik mol oranlarında beslemede polistirenin miktari arttıkça elde edilen ko-hidrojellerin kararlılığı da arttı. Elde edilen ko-hidrojellerin camsı geçiş sıcaklığı (Tg) DSC ile incelendi. Tg ko-hidrojellerde polistirenin artışı ile yapılan beslemelerde 56°C ve 65°C olarak tesbit edildi. Elde edilen kohidrojellerin şişme özellikleri değişik pH’da incelendi ve en yüksek şişme pH=14’te %1200 olarak bulundu. Ko-hidrojellerin şişme özelliği değişik sıcaklıklarda da (25°C, 50°C ,70°C 90°C) incelendi ve 90°C ve pH=14’te, 1:1 mol oranında şişme %450 olarak tesbit edildi. Şişme davranışı 1:0.25 oranında %1200’e çıkarken, 0.25:1 oranında %250 olarak ölçüldü. Çalışmanın son adımında değişik tuz ortamlarında (NaCl, CaCl2,) ve değişik konsantrasyonlarında (0.1g, 0.01g, 0.001g) şişme özelikleri incelendi ve en yüksek şişme 0.001g NaCl varliğinda elde edildi. Bunun nedeni tuzlu çözeltide ionların sterik etki ve osmotik basıncın artma ile şişme özelliğin azalmasıdır. Tuz ortamında ölçülen en yüksek şişme oranı pH=14’de 0.001g NaCl varlığında 1:0.25 besleme oranında %500 olarak ölçülmüştür. Kaynaklar: [1] O.Guven.D.Saraydın.E.Karadağ.PolymerBulten,453.,(2000),(287-294). [2] N.Pekel.O.Guven.Polymer Int.51.,(2002),(1404-1410). [3] Y.Muralı Mohan.K.Geckeler.Reactıveand functıonal polymer.67.,(2007),(144-155). [4] N.Pekel.B.Salıh.O.Guven.Macromol Symp.169., (2000),(329). [5] N.Pekel.O.Guven.Colloıd Polym Scı.277(1999),(570). [6] P,Kofinas.DR.Kioussis.Polymer,46.,(2005),(9342-9347). 70 P9 Cu(II) ADSORPSİYONU İÇİN MAGNETİK ÇİTOSAN NANOPARTİKÜL SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Ayfer Yıldırıma, Yasemin Bulutb MardinArtuklu Üniversitesi SHMYO, Tıbbi Lab. Bölümü, 47100 Mardin b Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır [email protected] a Taşıdıkları teknolojik önem nedeniyle ağır metal iyonları, çeşitli endüstrilerdeyaygın olarak kullanılmaktadırlar. Atıksularda mevcut ağır metal iyonları (bakır,kurşun, çinko, mangan, nikel, civa, kadmiyum, demir, krom, gümüş, altın, kobalt vs.)suda yaşayan canlılar üzerine toksik etki yaparlar. Ağır metallerin zehirleyiciözellikleri ekosistemi kirletmekte, etkileri de insan sağlığını tehlikeyesokmaktadır. Bu kirliliklerden oluşan atıksular, çevreye verilmedenönce arıtılarak çeşitli su standartlarına göre izin verilen kirlilik değerlerinin altınadüşürülmelidir. Adsorpsiyon, atık arıtımında oldukça ekonomik olup kararlı olan kirleticilerin gideriminde oldukça verimli bir yöntemdir. Yüksek kalitede ağır metal giderimi sağlar. Çitosan, yengeç, karides gibi kabuklu deniz canlılarının kabuğundan elde edilen kitinin deasetillenmesiile oluşan çevreye ve insanlara zarar vermeyen ucuz, toksikolmayanbirbiosorbenttir. Adsorbanı ortamdan uzaklaştırmak için kullanılan filtrasyon, sedimentasyon ve santrifügasyon çok zaman alıcı ve pahalı klasik metotlardır. Çitosanamagnetik özellik kazandırılarak sağlanan magnetik ayırmayöntemi iseverimli, hızlı ve ucuz bir yöntem olmasından dolayı tercih edilmektedir. Bu çalışmada, magnetikçitosan-glutaraldehithazırlandı. Hazırlanan bu adsorban, sulu çözeltiden Cu(II) ağır metalinin giderilmesinde kullanılarak süreç kinetik olarak incelendi. Magnetikçitosanglutaraldehitmaddesininadsorpsiyon kinetiği, Cu(II)' nin başlangıç derişimi ve sıcaklığa bağlı olarak incelendi. Elde edilen kinetik veriler psödofirst, psödosecond ve Weber-Morris modellerinde değerlendirilerek bu modellere ait sabitler hesaplandı. Ayrıca farklı sıcaklıklardaki bu sabitlerkullanılarak Ea hesaplandı. Anahtar Kelimeler: Magnetikçitosan, adsorpsiyon, glutaraldehit, ağır metal. Kaynaklar [1]C.Dong, W.Chen, C. Liu, Y. Liu, h. Liu.Colloidsandsurfaces A. 446, (2014),179-189. [2]S.P.Kuang, Z.Z.Wang, J.liu, Z.C. Wu.Journal of Hazardous Materials.260, (2013)210-219. 71 P10 POLAR KARBONAT GRUBU İÇEREN POLİ ETİLEN GLİKOL-BORAT ESTER POLİMER ELEKTROLİTLER Aysel Demirci, Esra Eren, Yunus Emre Özkara, Betül Karataş, Yunus Karataş Ahi Evran Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kırşehir / TÜRKİYE [email protected] Teknolojinin gelişimiyle taşınabilir cihazlarda lityum–iyon pillerin kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Artan bu ilgiye paralel olarak, lityum-polimer pillere olan ilgi de her geçen gün artmaktadır. Polimerlerin çözücü olarak kullanıldığı bu tür pillerin en önde gelen avantajı organik çözücü içermediklerinden daha güvenilir olmasıdır (çözücü kaybı dolayısıyla yanma vb.). Bu özellik, poli(etilen oksit) yerine daha az yanıcı inorganik polimerlerin kullanılmasıyla (polisiloksan, polifosfazen, borat ester gibi) geliştirilebilmektedir. Buna ek olarak, lityum-iyon pillerinde görülen zamanla kapasitenin azalması problemi, polimer elektrolitlerle hazırlanan lityum-polimer pillerinde çok daha önemsiz boyuttadır. Borat esterler yaygın endüstriyel kullanımlarının yanında, son yıllarda polimer elektrolitlerde kullanımı artmaktadır. Genelde poli etilen glikol (PEG) türevleriyle hazırlanmış borat esterlerin elektrolit katkısı olarak kullanımı incelenmiştir. Borat ester polimerlerinden hazırlanan polimer elektrolitlere örnekler daha sınırlıdır.[1] B(OH)3 + HO O + H O (1) vakum + 110 °C O (2) 1 gün O H (3) O B O O m O n O O m PEG; Mn = 400, 600, 1000, 4000 O Bu çalışmada borik asidin (1), lityum iyon pil çözücülerine benzer bir yapıya sahip gliserol karbonat (2) ve farklı Mn değerlerine sahip PEG türevlerinin (3) belirli stokiyometrik oranlarda tepkimeye sokulmasıyla yukarıda şekilde açıklanan polimer elektrolitlerin sentezleri hedeflenmiştir. Kondensasyon tepkimesinin sonlanması için 110 °C’ta en az 1 gün vakum uygulanmıştır. Elektrolit tuzu olarak lityum triflat kullanılmaktadır. İlk olarak belirli oranda (%10) tuz içeren polimer elektrolitler hazırlanarak en iyi iletkenliğin elde edildiği sistem belirlenecektir. Sonrasında bu sistemde optimum şartları belirlemek üzere tuz taraması yapılacaktır. Elde edilen polimer elektrolitlerin iyon iletkenlikleri empedans spektroskopisi yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Polimer elektrolitlerin diğer elektrokimyasal karakterizasyonları(lityum transfer sayısı, lityum referans elektrotuna karşı elektrokimyasal dayanıklılığı gibi) da ölçülecektir. PEG-4000 kullanılarak hazırlanan polimer iyon iletkenlik değerlerinin, klasik poli(etilen oksit) bazlı polimer elektrolitlere benzer özellik gösterdiği bulunmuştur. Diğer polimer elektrolitlerin hazırlanmasına ve iyon iletkenliklerinin belirlenmesine devam edilmektedir. Anahtar Kelimeler: borat ester, polietilen glikol, polimer elektrolit, empedans spektroskopisi, iyon iletkenliği Kaynaklar: [1] M. Wakihara,M. Nakayama, Y. Kato. Lithium Ion Rechargeable Batteries, Wiley, 2010; pp 213-255. 72 P11 FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ISIL ENERJİ DEPOLAMA MAKSATLI (PA-LA) ÖTEKTİK KARIŞIMLI PS KABUKLU MİKRO/NANO KAPSÜLLER Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Derya Kahraman Döğüşcü, Alper Biçer, Cahit Bilgin, Çınar Kızıl Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat [email protected] Son yıllarda artan enerji fiyatları, küresel ısınma, iklim değişikliği konusunda gelişen duyarlılık, dünya enerji talebindeki artış sebebiyle tükenme eğilimine girmiş olan fosil yakıtlara bağımlılığın yakın gelecekte devam edecek olması enerji sektörünü alternatif enerji kaynaklarına yönetmiştir. Faz değişimi yoluyla enerji depolama, maddenin faz değişimi sırasında depoladığı ve yaydığı ısıdır. FDM’lerin güneş enerjisi depolamadan [1], bina iklimlendirilmesinden [2], teksil maddelerinin izolasyonuna [3] ve termal konfora kadar [4] birçok alanda uygulanabilme potansiyeli bulunmaktadır. Bu çalışmada, polistiren (PS) kabuklu palmitik asit (PA) ve laurik asit (LA) ötektik karışımı içeren bir seri mikro/nano kapsül sentezi emülsiyon polimerizasyonu yöntemi kullanılarak üretilmiştir. Sentezlenen mikro/nano kapsüllerin yapısal karakterizasyonu fourier transform infrared spekroskopisi (FT-IR) ile incelenmiştir. Kapsüllerin yüzey morfolojisi ve parçacık boyut dağılım analizleri ise taramalı elektron mikroskobu (SEM), polarize optik mikroskop (POM) ve parçacık büyüklük analizörü (PSD) ile gerçekleştirilmiştir. PS/(PA-LA) mikro/nano kapsüllerinin ısı depolama kapasiteleri ve termal kararlılıkları sırasıyla diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve termogravimetrik analiz (TGA) cihazları yardımı ile belirlenmiştir. Isıl analizlere ek olarak sentezlenen kapsüllerin termal güvenilirlikleri ısıl döngü testi ile irdelenmiştir. Farklı kabuk/çekirdek oranlarında (2:1, 1:1 ve 1:2) üretilen kapsüllerin erime sıcaklıkları ve erime entalpileri 28,08-30,02 C ve 63,36-106,57 J/g arasında değişmektedir. PSD sonuçları kapsüllerin parçacık boyut büyüklüğü 0,01-135 m gibi dar bir aralıkta dağılım göstermiştir. Şekil 1’de üretilen mikro/nano kapsüllerin POM ve SEM görüntüleri verilmiştir. Deneysel sonuçlar sentezlenen PS/(PA-LA) mikro/nano kapsüllerinin ısıl enerji depolama amaçlı kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Mikro/nano kapsüllenmiş FDM, palmitik ve laurik asit ötektik karışımı, PS, emülsiyon polimerizasyonu, ısıl enerji depolama. Kaynaklar [1]M. Kenisarin. K. Mahkamov. Renew. Sust. Energy Rev., (2007), 11, 1913–1965. [2] A.M. Khudhair. M.M. Farid. Energy Convers. Manage., (2004), 45, 263–275. [3] S.X. Wang. Y. Li. J.Y. Hu. H. Tokura. Q.W. Song. Polym.Test., (2006), 25, 580–587. [4] S. Alay. F. Göde. C. Alkan. Journal of Applied Polymer Science. (2011), 120(5), 2821-2829. Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayıTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 112T864-KBAG). 73 P12 YÜZEYİ ALKALİ İLE İŞLEM GÖRMÜŞ KETEN LİFİ DESTEKLİ PLA/PC KARMALARININ MEKANİK, TERMOMEKANİK VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ N. Gamze Karslı Yılmaz, Ayşe Aytaç Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli [email protected] Poli (laktik asit) (PLA), yenilenebilir kaynaklardan üretilen, önemli biyobozunur polimerlerden biridir ve iyi mekanik özellikleri sayesinde diğer biyobozunur polimerler arasında önemli bir yere sahiptir[1]. Bunun yanında PLA düşük tokluğu ve işlenebilirliğinin zor olması gibi bazı eksikliklere sahiptir[2]. Bu eksikliklerin üstesinden gelebilmek için PLA, bazı polimerler ile harmanlanabilir [3]. Bu yöntemle PLA’nın kopma uzaması ve tokluk değerleri artarken çekme dayanımı değeri azalır. Bu durumda, doğal elyaf takviyesi ile harmanların çekme dayanımları artarken diğer taraftan üretim maliyetleri de azaltılabilir[1]. Ancak kullanılan elyaf ile polimerik matris arasındaki ara yüzey yapışması zayıf ise elyaf etkinliğini yeterince yerine getiremez ve karmalar beklenilen özellikleri sağlayamazlar[4]. Böyle bir durumda elyaf yüzeyi bazı yöntemler kullanılarak işlenebilir. Alkali ile yüzey işleme bu yöntemlerden biridir. Sodyum hidroksit ile yapılan yüzey işleme sırasında, elyaf yüzeyindeki hidrojen bağları kırılır ve elyafın yüzey pürüzlülüğünü arttırılarak elyaf ile matris arasındaki yapışmanın iyileşmesi sağlanır[5]. Bu çalışmada, yüzeyi alkali ile işlem görmüş keten elyaf takviyeli PLA/PC matrisli karmalar hazırlanmıştır. Alkali işlem miktarının mekanik, termomekanik ve morfolojik özellikler üzerine etkisi incelenmiştir. Özellikleri incelenecek karmaların üretiminde ekstrüzyonla harmanlama ve enjeksiyonla kalıplama yöntemleri kullanılmıştır. Üretilen karmalardaki ağırlıkça PLA/PC-keten elyaf miktarı 80/10-10 olarak belirlenirken, alkali işlem seviyesi ise sodyum hidroksit çözeltisinin değişen derişimine göre belirlenmiştir (% 2, 5, 10). Üretilen karmaların karakterizasyonu için çekme testi, dinamik mekanik analiz (DMA) ve taramalı elektron mikroskopisi analizi (SEM) gerçekleştirilmiştir. Çekme testi sonucunda, en yüksek çekme dayanımı ve modül değerlerinin %2 işlem görmüş keten elyaf takviyeli karmalarda elde edildiği görülmüştür. DMA sonuçları, incelendiğinde %2 işlem görmüş keten elyaf takviyeli karmaların en yüksek depo modülü değerini verdikleri belirlenmiştir. Ayrıca DMA sonucunda elde edilen sönümleme faktörü değerleri, keten elyaf ile PLA/PC matris arasındaki ara yüzey yapışmasının değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Sonuçlar en iyi ara yüzey yapışmasını, yüzeyi %2 işlem görmüş keten elyaf takviyeli karmaların sergilediğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Keten lifi, Poli(laktik asit), Polikarbonat Kaynaklar [1] M. Avella, G. Bogoeva-Gaceva, A. Bužarovska, M. E. Errico, G. Gentile and A. Grozdanov, J. Appl. Polym. Sci., 108, 3542 (2008). [2] K. Hashima, S. Nishitsuji and T. Inoue, Polymer., 51, 3934 (2010). [3] R. A. Shanks, A. Hodzic and D. Ridderhof, J. Appl. Polym. Sci., 99, 2305 (2006). [4] B. K. Goriparthi, K. N. S. Suman and M. R. Nalluri, Polym. Compos., 33, 237 (2012). [5] A. Širvaitienė, V. Jankauskaitė, P. Bekampienė and A. Kondratas, Fibres. Text. East. Eur., 21, 123 (2013). 74 P13 DAHA BEYAZ AKRİLİK ELYAF (AKSA BEYAZI) A. Alper Öncül, İlhan Canpolat, Aycan Günay, Turgay Yılmaz, Gürcan Koman AKSA Akrilik Kimya San. A.Ş., Denizçalı Köyü, Yalova-İzmit Yolu Caddesi, No:34, P.K.114 77600 YALOVA [email protected] Akrilik elyafın zemin beyazlığı özellikle el örgü sektöründe önemli pazar payına sahip bebe renklerinin canlılığını etkilemektedir. Ancak vinil asetat, metil akrilat gibi endüstriyel uygulamalarda sıkça kullanılan poliakrilonitril komonomerleri ile yüksek beyazlık seviyesine ulaşmak tek başına mümkün olamamaktadır. Ulaşılsa bile polimer kurutma ve sıcak elyaf çekim süreçlerinde yüksek beyazlık yerini yeniden düşük seviyeye bırakabilmektedir. Zemin renginin ağartılması ve üzerine optik beyazlatıcı uygulaması ise hem boyama sonrasında bebe renklerinde temiz bir görüntü sağlamada sıkıntı teşkil edebilmekte, hem de maliyeti artırmaktadır. Dolayısıyla polimer yapısında oluşturulacak uygun değişiklikler ile yüksek beyazlıkta akrilik elyaf elde etmek daha avantajlı görünmektedir. Mevcut çalışmada akrilonitril ko-polimerinin uygun ajanlar (chain transfer agent) yoluyla zincir boylarının kısaltılarak daha homojen zincir boylu polimer elde edilmesi amaçlanmıştır. Antioksidan özelliği de gösteren bir ajan seçimiyle polimerin daha beyaz görünmesi hedeflenmiştir. Buna ek olarak, polimer kurutma ve sıcak elyaf çekim işlemleri sırasında oluşan beyazlık kaybının minimum seviyede kalmasını sağlamak amacıyla polimerin yapısına ısıl kararlılık sağlayan üçüncü bir ko-monomer eklenmesi düşünülmüştür. Bu ko-monomerin standart polimerizasyon ortamında tepkimeye girmeye uygun olmakla kalmayıp aynı zamanda boya almayı kolaylaştırıcı uç gruplar içermesi de kritik önem taşımaktadır. Literatürde bu özellikleri sağlayabilecek kimyasal maddelerin bilgisine ulaşılmıştır. Laboratuvarlarımızda yürütülen ilk deneylerin sonucunda polimer beyazlığının kayda değer seviyede arttığı görülmüştür. Ayrıca pilot ölçekli elyaf çekimi neticesinde ise berrak bir zemin rengine sahip yüksek beyazlıkta akrilik elyaf elde edilmiştir. Mevcut aşamada ise elyaf özelliklerinin karakterize edilmesinin yanında optik beyazlatıcı içeren ve içermeyen elyaf boyama denemeleri yürütülmektedir. Tüm sonuçların olumlu olması durumunda özellikle el örgüsü ve triko sektörlerine hitap edecek bir ürünün ortaya çıkması beklenmektedir. Anahtar kelimeler: Akrilik elyaf, ko-polimerizasyon, beyazlık, bebe renkleri. 75 P22 P14 SICAKLIĞA ve pH’A DUYARLI FUMARİK ASİT-POLİ (NİZOPROPİL AKRİLAMİD)-POLİ (N-VİNİL PİROLİDON) İÇ İÇE GEÇMİŞ AĞ YAPILI HİDROJELLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Betül Taşdelen Namık Kemal Üniversitesi, Çorlu Mühendisik Fakültesi, Biyomedikal Mühendisliği Bölümü, Biyomalzeme Ana Bilim Dalı, Çorlu, Tekirdağ [email protected] Özet: Hidrojeller, tıbbi uygulamalar açısından sahip oldukları üstün özellikler nedeniyle son 30 yıldır ilgi odağı olmuştur. Özellikle son yıllarda, poli(N-izopropilakrilamid) hidrojelleri vücut sıcaklığına yakın sıcaklıklara sahip olduğu düşük kritik çözelti sıcaklığından dolayı biyomedikal alanda bu hidrojellerle ilgili pek çok çalışma yapılmaktadır [1-2]. Bu çalışmada, Nizopropilakrilamid/poli (N-vinilpirolidon)/fumarik asitin sulu çözeltisinden oluşan karışımın gama kaynağı ile oda sıcaklığında ışınlamasıyla hidrojeller hazırlandı. Farklı karışım oranlarının, ışınlama dozunun, pH ve sıcaklık gibi şartların dengedeki şişme davranışına olan etkileri incelendi. Hidrojeller hem pH’a hem de sıcaklığa duyarlılık gösterdi. Anahtar Kelimeler: Hidrojel, N-izopropilakrilamid, Fumarik asit, Poli(N-vinil pirolidon), radyasyon polimerizasyonu Kaynaklar [1]B. Taşdelen, N. Kayaman-Apohan, O. Güven, B.M. Baysal, Int. J. Pharm. 278 (2004) 343-351. [2]B. Taşdelen, N. Kayaman-Apohan, O. Güven, B.M. Baysal, Radiat. Phys. Chem. 73 (2005) 340345. 76 P15 EMÜLSİYON POLİMERİZASYONUNDA FARKLI KARIŞTIRMA YÖNTEMLERİNİN MİKROKAPSÜLLENMİŞ FAZ DEĞİŞTİREN MADDE ÖRNEKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Beyza Beyhan, Kemal Cellat, Berk Kazancı, Halime Paksoy Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 01330 Sarıçam, ADANA [email protected] Termal enerji depolama (TED) gerek ısıtma ve gerekse soğutma sistemlerinde, kısa veya uzun süreli kullanım ile enerjinin daha etkin ve verimli kullanımını sağlayarak arz-talep arasındaki farkı, yer-zaman uyumsuzluğunu gideren ve önemli ölçüde tasarruf sağlayan sistemlerdir. Binalarda enerji tüketiminin azaltılması ve yenilenebilir kaynaklardan yararlanılması için son yıllarda faz değiştiren maddelerde (FDM) termal enerji depolaması konuları araştırılmaktadır. FDM olarak özellikle mikrokapsüllenmiş maddelerin kullanımı dikkat çekmektedir. FDM’lerin mikrokapsüllenmesinde ki asıl hedef, polimerik ve FDM’ye karşı inert olan bir duvar malzemesi içerisinde sızdırmadan hapsedilmesidir. Bu çalışmada, FDM olarak çevre ve insan sağlığı açısından daha az zararlı olduğu belirtilen yağ asidi karışımı kullanılmıştır. Emülsiyon polimerizasyonu yöntemi ile mikrokapsüllenmiş FDM’nin beton karışımı içerisine uygulanmasıyla ortamın ısıl regülasyonuna fayda sağlanması amaçlanmıştır. Bu amaçla monomer olarak Metil Metakrilatın komonomer olarak da 2-hidroksi etil akrilatın kullanıldığı mikrokapsül örnekleri farklı karıştırma metodları kullanılarak hazırlanmıştır. İki farklı yöntem kullanılmış olup yöntemlerin birinde ultrasound cihazıyla karıştırma işlemi gerçekleştirilirken diğer yöntemde mekanik karıştırıcı kullanılarak mikrokapsül oluşturulmuştur. Karıştırma işlemindeki yöntem farklılığının tanecik şekli, büyüklüğü ve örneklerin termal özellikleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Mikrokapsüllerin termal ve kimyasal karakterizasyonları DSC ve SEM analizleriyle karşılaştırılmıştır. Analiz sonuçları değerlendirildiğinde mekanik karıştırıcının kullanılmasıyla elde edilen mikrokapsülün ultrasound cihazıyla karıştırılana göre daha iyi termal ve fiziksel özelliklere sahip olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Termal enerji depolama, faz değiştiren madde, mikrokapsül, karıştırma yöntemleri 77 P16 POLİLAKTİT/MONTMORİLLONİT NANOKOMPOZİTLERİNİN MEKANİK VE ISIL DAVRANIŞLARI Burcu Sarıa, Cevdet Kaynaka,b ODTÜ Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü, 06800 Ankara ODTÜ Malzeme ve Metalurji Mühendisliği Bölümü, 06800 Ankara [email protected] a b Poli(laktit asid) veya diğer adıyla polilaktit (PLA) günümüzün en çok ilgi gören biyopolimerik malzemelerinden biridir. PLA’nın sahip olduğu yenilenebilirlik, biyobozunurluk, biyouyumluluk gibi nitelikleri sayesinde günümüzde birçok biyomedikal uygulamada ve gıda ambalajı sektöründe önemli ticari kullanıma sahiptir. Ancak, petrol bazlı geleneksel polimerler ile karşılaştırıldığında mühendislik uygulama alanlarında henüz yer almamıştır. Bunun en önemli nedeni bazı mekanik ve ısıl özelliklerinin yeterli olmamasıdır. Örneğin PLA oldukça kırılgan bir yapıya sahiptir ve kristallenmesi için oldukça yavaş soğutma hızı gerekmektedir. PLA’nın bu sorunlarını gidermek için nanokompozit yaklaşımı kullanılabilinir. Bu amaç için, bu çalışmada ağırlıkça % 0.5, 1, 2, 3 oranlarında tabakalı yapıya sahip olan ve organik olarak modifiye edilmiş montmorillonit kili (oMMT) ile PLA nanokompozitleri üretilmiştir. Eriyik karıştırma yöntemi için laboratuvar boyutlu çift-vidalı ekstrüder, numune şekillendirme yöntemi için ise yine laboratuvar boyutlu enjeksiyon kalıplama kullanılmıştır. Nanokompozit yapılar XRD ve TEM analizleri ile, mekanik davranışlar Çekme, Eğme, Darbe ve Kırılma Tokluğu testleri ile, ısıl davranışlar ise DSC, TGA ve DMA analizleri ile incelenmiştir. Genel olarak, o-MMT nanokompozit yaklaşımı ile PLA’nın mekanik ve ısıl özelliklerinde önemli iyileşmeler olduğu saptanmıştır. Anaktar kelimeler: Polilaktit, montmorillonit, nanokompozit 78 P17 UÇUCU YAĞ İÇEREN KİTOSAN POLİMER FİLMLERİNİN BOTRYTİS CİNERİA ÜZERİNDEKİ ANTİFUNGAL ETKİSİ Burçin Altana, Banu Avcıoğlu Dündara, Zeynep Yurtkuran Çetereza a TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi Biyoteknoloji Laboratuarı Kat 2 Lab No 207 Söğütözü Ankara [email protected] Uçucu yağların organik pestisit olarak kullanımı yaygın olmakla birlikte, fungusit olarak uygulaması kısmen daha az bilinmektedir. Tarımsal ürünlerin depo koşullarında saklanırken bozulmasına neden olan en önemli fungus türü Botrytis cinerea’dır (kurşuni küf). Önceki çalışmalarımızda uçucu yağ içeren sıvı fungusit formülasyonlarının bu fungus türüne karşı etkili olduğu tespit edilmişti. Sıvı formülasyonlar, ortamdaki su aktivitesini arttırdığından mikroorganizmaların daha etkili bir şekilde engellenmesi için kuru formülasyonların oluşturulması gerekmektedir. Etkinin uzun süre devam etmesi içinse, uçucu yağın kontrollü bir şekilde salınması gerekmektedir. Bu amaçla çalışmamız kapsamında, çeşitli uçucu yağlar ve kombinasyonları, farklı kitosan oranlarındaki polimer filmlerine yedirilerek diskler oluşturulmuş, petri ortamındaki katı besi yeri üzerinde büyüyen B.cinerea’ya karşı antifungal etkisi araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Kitosan polimeri, uçucu yağ, Botrytis cinerea, antifungal etki. 79 P18 Doğal Lif Katkılı Poliester Kompozitlerin Sentezi ve Karakterizasyonu Sülbiye Başkuta, Büşra Aksoya, Süleyman Köytepea, Turgay Seçkina a İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA [email protected] Son yarım yüzyıla damgasını vuran polimer kompozitler, bugün endüstride dallarına hâkimiyeti yanında, sosyo-ekonomik ortamında vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Tüm hava, kara ve deniz taşıtlarının çoğu unsurları, tekstil, boya, inşaat, elektrik-elektronik, gıda, ambalaj, tıp ve diğer birçok alanda polimer kompozit günlük hayatımıza girmiş bulunmaktadır Kompozit malzemeler, farklı iki veya daha fazla malzemenin istenen özellikleri sağlayacak şekilde belirli şartlar ve oranlarda fiziksel olarak, makro yapıda bir araya getirilmesiyle elde edilen malzemelerdir. Malzemelerden biri Matris (gövde malzeme) olarak adlandırılır ve amacı eklenecek diğer malzemeleri kendi bünyesinde bir arada tutmaktır [1-2]. Diğer malzemeler takviye malzemeleridir. Tanecik, sürekli lifler ve süreksiz lifler halinde olan katkı malzemeleri istenilen oryantasyonlarla matris malzeme içerisine eklenerek, kullanım yerine uygun mekanik ve ısıl özelliklere sahip kompozit malzemeler elde edilir. Katkı malzemelerinin hacimsel oranlarının değiştirilmesi ile mekanik ve ısıl özellikleri istenilen şekilde ayarlanabilen kompozit malzemeler üretilebilmektedir. Bu çalışma kapsamında doğal lif katkısı olarak çay yapısından elde edilen selüloz kullanılarak endüstriyel olarak oldukça önemli bir polimer olan poliester kompozitler hazırlanmıştır ve bazı önemli alanlarda kullanılması amaçlanmıştır. Sentezlenen poliester kompozitler FTIR, Elementel analiz ve x-ray analiz gibi teknikler ile karakterize edilmiştir. Ayrıca çalışma kapsamında bu tür doğal katkı maddeleri ile hazırlanan poliester kompozitlerin yapısal ve termal karakterizasyonları DTA, TGA ve DSC teknikleri ile test edilmiş ve literatürde bulunan poliesterler ile kıyaslanmıştır. Şekil 1. Farklı oranlarda selüloz katkılı poliesterlere ait TGA ve DSC termogramları. Poliester ve poliester kompozit filmlerin hazırlanması sırasında kullanılan selülozun, filmlerin termal kararlılıklarına etkisi, TGA çalışması ile incelenmiştir. Selüloz miktarı arttıkça polimerin esnekliği ve geçirgenliği kaybolmaktadır. Ayrıca Selüloz miktarı arttıkça polimer filmlerin termal kararlılıklarının azaldığı bilinmektedir. Anahtar kelimeler: polimer kompozit, selüloz, poliester. Kaynaklar: [1] A. Okada, M. Kawasumi, Y. Kojima, T. Kurauchi, Mater Res Soc Symp Proc; 171 (1990) 45-50. [2] R.A. Vaia, K.D. Jandt, E.J. Kramer, E.P. Giannelis. Macromolecules; 28 (1995) 8080-8085. 80 P19 FAZ DEĞİŞİM MALZEMESİ OLARAK NONADEKANTETRAKOSAN ÖTEKTİK KARIŞIMLARININ POLİSTİREN İÇERİSİNDE MİKRO/NANO BOYUTTA KAPSÜLLENMESİ, KARAKTERİZASYONU VE ISIL ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Cahit Bilgin, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Derya Kahraman Döğüşcü, Ayşe Altıntaş, Çınar Kızıl Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat, Türkiye [email protected] Isıl enerji depolama, yüksek veya düşük ısı enerjisinin daha sonra kullanılmak üzere geçici süre ile depo edilmesidir[1]. Gizli ısı depolama termal enerji depolamanın en etkili yollarından biridir. Duyulur ısı depolama yönteminden farklı olarak, ısı depolama ve serbest bırakma arasında daha küçük bir sıcaklık farkı ile çok daha yüksek depolama yoğunluğu sağlar. Faz değişim malzemeleri (FDM'ler) "gizli" ısı depolama malzemelerdir. Normal olarak, bir malzeme katıdan sıvıya yada sıvıdan katıya değiştiğinde termal enerji transferi ortaya çıkar[2]. Mikrokapsüllü faz değişim malzemelerinin (MFDM) FDM’lerden fazla başlıca yararları aşağıdaki gibidir: (1) artan ısı transfer yüzeyi; (2)dış çevreye karşı düşük FDM reaktivitesi ve faz değişim olayları gibi depo malzemesinin içindeki değişiklikleri kontrol altında tutmak[3]. Isıl enerji depolama amaçlı ötektik karışımların hazırlanması; faz değişim sıcaklıkları birçok uygulama için oldukça yüksek değerde olan FDM’lerin faz değişim sıcaklıklarını mümkün olabilecek en düşük değere çekere kullanım alanlarını genişletmeyi amaçlar. Ötektik karışımlar saf madde gibi sabit bir erime ve donma noktasına sahiptirler[4-5]. Bu çalışmada, PS/(nonadekan-tetrakosan) MFDM’si değişik oranlarda mikro/nano ölçekte kapsüllenmiş, FT-IR spektrometresiyle kimyasal karakterizasyonu yapılmış, taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve polerize optik mikroskop (POM) kullanılarak morfolojisi incelenmiş, partikül çap dağılım analizi sonucunda çap dağılım aralığının 0.01 ve 130 µm aralığında olduğu görülmüştür. Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) sonuçlarında PS/(nonadekan-tetrakosan) mikro/nano kapsülünün yüksek oranda nonadekan-tetrakosan içeren mikro/nano kapsülün erime noktası 31.20 ve erime entalpisi de 115.20j/g olduğu görülmüştür.Üretilen mikro/nano kapsüllerin termal bozunma sıcaklığı termogravimetrik(TG) analiz yöntemleriyle belirlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda sentezlenen MFDM’lerin enerji depolama amaçlı kullanılabileceği açıkça görülmüştür. Anahtar kelimeler: ötektik karışım, ısılenerjidepolama, faz değişim malzemesi(FDM), mikro/nanokapsül, polistren Kaynaklar [1] S. Mondal. AppliedThermalEngineering. 28 (2007) 1536-1550. [2] A. Sharma, VV. Tyagi, CR. Chen, D. Buddhi. RenewableandSustainableEnergyReviews, 13, (2009), 318345. [3] E. Jahns. In: International energyagencyenergyconversationthroughenergystorageprogramme (ECES), annex 10: fourthworkshop, 1999. [4] G. Baran, A.Sarı. Energy Conversion and Management, 44, (2003),3227-3246. [5] A.Sarı, H. Sarı, A. Önal. Energy Conversion &Managemen, 45, (2004), 365-376. Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a teşekkür ederiz. (Proje No: 112T864-KBAG). 81 P20 IŞIK SAÇAN ORGANİK DİYOTLAR İÇİN BENZOTRİAZOL İÇEREN KONJUGE POLİMERLER Cansel Temiza, Naime Akbasoglu Unlub, Sevki Can Cevherb, Serife O. Hacioglub, Levent Topparea,b,c,d, Ali Cirpana,b,c,e Polimer Bilimi ve Teknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye b Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniveritesi, , 06800 Ankara, Türkiye c Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye d Biyoteknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye e Mikro ve Nanoteknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye [email protected] a Işık saçan organik diyotlar ince ekran ve katı-faz-ışıması alanlardaki potansiyel uygulamaları dolayısıyla son yıllarda yoğun olarak çalışılmaktadır. Bu çalışma kapsamında ışık saçan organik diyotların aktif bölgesinde kullanılan konjuge özellik taşıyan polimer çalışılmıştır. 5,8-dibromo2,3-di(tiyofen-2-il) kinokzalin ve 4,7-dibromo-2-(2-octalidodesil)-2H-benzo(d)(1,2,3)triazol monomerlerinin akseptör olarak kullanıldıkları ve tiyofen unitesinin donör olark kullnıldığı ratgele polimerler Stille kenetlenme reaksıyonu ile kimyasal olarak kullanılmıştır. Polimerin saflaştırılma işlemi Soxhlet ekstraksiyonu ile yapılmış ve dönüşümlü voltametri tekniği kullanılarak indirgenme ve yükseltgenme davranışları incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan HOMO-LUMO enerji seviyeleri hesaplanmıştır. Polimerin spektroelektrokimyasal ve kinetik çalışmaları ile optik bant aralığı hesaplandı. Çözeltideki ve filmdeki kopolimerlerin ışığı soğurma ve floresan özellikleri florometre cihazı ile belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Işık Saçan Organik Diyotlar, Benzatriazol, Donör-Akseptör-Donör 82 P30 P21 POLİ(D,L-LAKTİK ASİT-ko-SERİN-NH2) KOPOLİMERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Cengiz Uzun, Filiz Karagöza, Matin Yazdani Kohneshahri, Belma Işık Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Beytepe, Ankara 06800 Max Planck-Institue for Polymer Research, Ackermannweg 10, 55128 Mainz, Germany [email protected] a Biyouyumlu polimer poli(laktik asit), PLA, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen laktik asidin (LA) kondenzasyon polimerizasyonu ile sentezlenir ve oldukça yaygın bir şekilde çalışılmıştır[1]. PLA’in özelliklerini geliştirmek için LA’in kopolimerlerinin hazırlanması çalışmaları literatürde yer almaktadır; Poli(laktik asit-ko-aspartik asit) kopolimeri, Poli(etilen glikol) ve poli(laktik asit) sıralı blok kopolimeri ilaç taşıyıcı sistemlerde kullanılabilmektedir [2,3]. PLA ve hiyaluronik asitin (HA) aşı kopolimeri sentezlenmiş ve HA’e hidrofobik özellik yüklenmiştir [4]. Ayrıca, PLA; poliglikolik, poli(delta-valerolakton), poli(ε–kaprolakton), poli(β-hidroksi bütirat) gibi birçok polyesterle blok kopolimerleri hazırlanabilir [5,6]. Barrera ve arkadaşları yaptıkları çalışmada poli(laktik asit-ko-lizin) kopolimeri sentezleyip, polimer zinciri üzerindeki amin gruplarına biyolojik aktif bir peptid grubunun takılmasını başarmıştır [7]. Bu çalışmada; laktik asit (HOCH(CH3)COOH), boc-N-serin (HOCH2CH(NHboc)COOH) monomerlerinden poli(d,l-laktik asit-ko-boc-N-serin) (PLASER) kopolimerleri kondenzasyon yöntemiyle sentezlenip, boc-koruma grubunun uzaklaştırılması sonucu polimer zinciri üzerinde serbest/kimyasal modifiye edilebilir amin grupları olan poli(d,l-laktik asit-ko-serin-NH2) (PLASERAm) kopolimerleri hazırlanmıştır. Karakterizasyonda; Boc-N-serin yüzdesi (%mol) 5-50 olan PLASER kopolimerlerinin FT-IR spektrumlarında “ter-bütoksi karbonil” karbonili 1715 cm-1’de gözlenmiş ve artan boc-N-serin mol yüzdesi ile arttığı belirlenmiştir. 1H-NMR spektrumlarında boc-serin (-CH3) protonları 1,48-1,34 ppm, LA (-CH3) metil protonları 1,64-1,54 ppm’de gözlemiştir. PLASER kopolimerlerin terbütoksi karbonil grupları nitroliz edilerek poli(d,l-laktik asit-ko-serin-NH2) (PLASERAm) kopolimerleri sentezlenmiştir. PLASERAm kopolimerlerin FT-IR spektrumlarında 3300 cm-1’de yayvan amin bandının oluştuğu, 1H-NMR spektrumlarında 4,50 ppm kimyasal kayma değerinde amin (-NH2) piki oluştuğu gözlenmiştir. PLASER ve PLASERAm kopolimerlerin kaydedilen MALDI-TOF-MS kütle spektrumlarından koplimerlerin Mn, Mw, Mz ve PDI değerleri de belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Synthetic biodegradable polymers, Lactic acid copolymers, Biocompatibility. Kaynaklar 1. D. E. Henton, P. Gruber, J. Lunt, J. Randall, Natural Fibers, Biopolymers and Biocomposites, 16, (2005), 527-577. 2. R. Ye, Z. Wang, Q. Wang, K. Yang, S. Luo, Journal of Applied Polymer Science, 121, (2011), 3662– 3668. 3. K. M. Huh, Y. H. Bae, Polymer, 40, (1999), 6147–6155. 4. F. S. Palumbo, G. Pitarresi, D. Mandracchia, G. Tripodo, G. Giammona, CarbohdratePolymers, 66, (2006), 379-385. 5. R. M. Rasal, A. V. Janorkar, D. E. Hirt, Progress in Polymer Science, 35, (2010), 338–356. 6. H. K. Makadia, S. J. Siegel, Polymers, 3, (2011), 1377-1397. 7. D. A. Barrera, E. Zylstra, P. T. Lansbury, R. Langer, J. Am. Chem. Soc., 115, (1993), 11010-11011. 83 P22 ÇÖKTÜRÜLMÜŞ CaCO3/LLDPE NANO KOMPOZİT İNCE FİLM ÜRETİMİ VE MEKANİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ a Çağatay Berkan Yalçın, bMurat Müdüroğlu, aMehmet Hançer Erciyes Üniversitesi NanoTeknoloji Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERNAM), Kayseri, Türkiye b Adaçal Endüstriyel Mineraller Sanayi ve Ticaret A.Ş. Afyon Türkiye [email protected] a Artan dünya nüfusu ile oluşan plastik atık miktarının gün geçtikçe artması önemli bir çevre sorunu haline gelmektedir. Bu yüzden plastik üretimi ve kullanımının azaltılabilmesi için yapılan çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır. Plastikler içerisine katılan katkılar ile hem hammadde sarfiyatı azalmakta hem de maliyette kayda değer düşüşler elde edilmektedir. Bu bağlamda çöktürülmüş kalsiyum karbonat/CaCO3 (ÇKK), son 20 yılın en çok üretilen ve tüketilen mineral maddelerinden biri olup, başta poliolefin plastikler olmak üzere birçok termoplastik için dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır. Çok ince tane boyutu, benzer şekilli tanelere sahip olması, düşük maliyeti ve mekanik özellikler üzerindeki etkileri tercih sebeplerinden bazılarıdır. Bu çalışmada üç farklı kristal yapıda (rhombohedral, prizmatik ve skalenehodral) ve farklı partikül boyutlarına sahip (60 nm, 800 nm ve 2.5 μm), stearik asit ile modifiye edilmiş ÇKK takviyeli, çift vidalı ekstrüderde lineer düşük yoğunluklu polietilen (LLDPE) kompozitler hazırlanmıştır. Değişik konsantrasyonlarda (%5, 10, 15, 20, 35, 50 ağ.) ÇKK içeren kompozitlerin mikroyapı ve partikül dağılımı taramalı elektron mikroskobunda (SEM, Zeiss EVO LS10), maksimum gerilme dayanımı ve elastikliği ise çekme testi (SHIMADZU Trapezium-X AGX-50) ile araştırılmış, ayrıca kompozit renk değişimleri de incelenmiştir. Kompozitin mekanik özellikleri değerlendirildiğinde %50’ye varan farklı oranlarda ÇKK kullanımı ile gelişmiş mekanik özelliklere sahip nanokompozit filmlerin elde edildiği belirlenmiştir. Sonuç olarak, farklı bileşimlerde ÇKK takviyesi ile kompozit mekanik özelliklerinin önemli ölçüde iyileştiği, ayrıca tabiatta çözünmesi zor olan LLDPE kullanımının, CaCO3 takviyesi ile mekanik özelliklerde bir azalma olmadan %50 (ağ.)’ye kadar azaltılabileceği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: LLDPE, çöktürülmüş kalsit, kompozit film, ekstrüder. Kaynaklar [1] W. Wang, X. Zeng, G. Wang, J. Chen, Wiley İnterScience , (2007), Preparation and Characterization of Calcium Carbonate/Low-Density-Polyethylene Nanocomposites [2] Adaçal Endüstriyel Mineralleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. PCC ürünleri analiz sertifikaları, Ürün CAS No:471-38-1, N1-C Lot-Qty 121101/1003-1004/2Kg, P1-C Lot/Qty 111010-6768/2Kg, B1-C Lot/Qty 121119/1042-1043/2Kg [3] S. Bellayer, E. Tavard, S. Duquesne, A. Piechaczyk, S. Bourbigot, ScienceDirect, (2009), Mechanism of intumescence of a polyethylene/calcium carbonate/stearic acid system [4] Maged A. Osman, Ayman Atallah, ScienceDirect, (2006), Effect of the particle size on the viscoelastic properties of filled polyethylene 84 P23 POLİSTİREN/N-HEPTADEKAN(C17)-N-TETRAKOSAN(C24) ÖTEKTİK MİKRO/NANO KAPSÜLLERİNİN HAZIRLANMASI, ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Yusuf Mert, Çınar Kızıl, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Derya Kahraman Döğüşcü, Cahit Bilgin, Ayşe Altıntaş Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat, Turkey [email protected] Enerji depolama çeşitlerinden termal enerji depolama sistemleri yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut olduğu zamanlarda üretilecek enerjinin depolanarak, kaynakların kesintiye uğradığı zamanlarda depolanan enerjinin kullanılmasına olanak vermektedir. Termal enerji depolama sistemleri ile enerjinin verimliliği ve sürdürülebilirliğini sağlamak için yeni faz değiştiren maddelere (FDM) ihtiyaç duyulmaktadır [1].FDMler faz değiştirme aralığı olarak bilinen belirli bir sıcaklık aralığında bir fazdan başka bir faza geçiş yapan maddelerdir ve uygulama kolaylığı nedeniyle daha çok tercih edilirler[2].Isıl enerji depolama için kullanılan parafinler(FDM) genellikle katı-sıvı faz değiştiren maddelerdir ve bundan dolayı kapsüllenmeleri gerekir. Parafinlerin kapsüllenmesindeki amaç; maddenin kapsül içinde hapsolarak faz değişimini kapsül içerisinde gerçekleştirmesidir. Böylece bir polimer kabuk kullanılarak, parafinin mikro-nano boyutlarda kapsülleme işlemi yapılarak artan yüzey alanıyla ısı transferi açısından daha elverişli bir ortam sağlanabilir [3]. Bu çalışmada polistiren(PS)/(n-Heptadekan(C17))-(n-Tetrakosan(C24)) ötektik karışımı kapsülleri emülsiyon polimerizasyon metoduyla mikro/nano kapsüllenmiş faz değişim materyalleri olarak başarılı bir şekilde sentezlenmiştir. Kimyasal karakterizasyon için kullanılan FT-IR spektroskopisinde; çekildek malzemesi olan (C17-C24) ötektik karışımı ve etrafındaki kabuk malzemesi olarak kullanılan PS tespit edilmiştir.PBD (Parçacık büyüklük dağılımı) analizleri kapsüllerin çap dağılımı aralığının 0.01-100 µm aralığında olduğunu göstermiştir.Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) sonuçlarına göre en yüksek C17-C24 içerikli ötektiğin termal enerji depolama kapsülünün erime noktası 20.48°C, faz değişim erime entalpisi 108 J/golarak ölçülmüştür. Mikro/nano FDM’lerin ısıl bozunma sıcaklıklarının belirlenmesi için Termogravimetrik analiz (TGA) yönteminden faydalanıldı. Çalışmamız sonucunda yapılan bu analizlerdeki veriler değerlendirildiğinde, sentezlenen mikro/nano kapsüllerin ısıtma ve soğutma amaçlı birçok farklı alanda (inşaat, gıda ve tekstil gibi) çok amaçlı kullanım potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz. Anahtar kelimeler: Termal enerji, FDM, kapsül Kaynaklar [1] Dinçer, Đ. and Rosen, M.A. (2002) Thermal Energy Storage: Systems and Applications, New York: John Wiley and Sons. [2] Alkan, C., Sarı, A., Karaipekli, A., Uzun, O., 2009, “Preperation, Characterization and Thermal Properties of Microencapsulated Phase Change Materials for Thermal Energy Storage”, Solar Energy Materials & Solar Cells, 93, 143-14 [3] Sarıer N., Onder E., The manufacture of microencapsulated phase change materials suitable for the design of thermally enhanced fabrics,Thermochimica Acta, 452, 149-160, (2007a). Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a teşekkürlerimizi sunarız. (Proje No: 112T864-KBAG). 85 P24 ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI POLİ(STEARİL AKRİLAT-KOMETİL AKRİLAT) VE POLİ(STEARİL AKRİLAT-KO-METİL METAKRİLAT) KOPOLİMERLERİNİN ATRP YÖNTEMİYLE ÜRETİLMESİ VE KARAKTERİZE EDİLMESİ Derya Kahraman Döğüşcü, Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat [email protected] Faz değişim malzemeleri (FDM'ler), faz değiştirme aralığı olarak bilinen belirli sıcaklık aralığında, bir fazdan başka bir faza geçerler [1]. Maddenin halden hale geçişi sırasında, yani faz değiştirmesi esnasında ısı soğurabilen veya tam tersi faz değişimi durumunda, depolanan bu ısıyı yayabilen maddeler faz değiştiren malzemeler (FDM) olarak isimlendirilir. Son yıllarda FDM’ler yüksek enerji depolama kapasiteleri ve faz değiştirme sıcaklığındaki sabit bir sıcaklıkta ısıyı depolayabilme yönleriyle güneş enerjisi depolamadan [2], bina iklimlendirme sistemlerine [3], akıllı tekstillere [4], sıcaklık kontrollü seralara [5] kadar birçok alanda tercih edilen sistemlerin başında gelmektedir. Bu çalışmada atom transfer radikalik polimerizasyon (ATRP) yöntemi kullanılarak stearil akrilat monomeri; metil akrilat ve metil metakrilat varlığında polimerleştirilmesi ile akrilat ve metakrilat kopolimerleri üretilmiştir. Üretilen polimerler yapısal ve ısıl yönden karakterize edilmiştir. Polimerlerin yapısal karakterizasyonu fourier trasform–infrared (FT-IR) ve nükleer manyetik rezonans ( 1H-NMR) spektroskopi teknikleri ile, faz geçiş sıcaklıkları, entalpileri ve ısıl kararlılıkları diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve termogravimetrik analiz (TGA) aletleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Polimerlerin molekül ağırlıklarının tayinleri ise jel geçirgenlik kromatografisi (GPC) ile belirlenmiştir. Polimerizasyon kinetiğinin de incelenebilmesi amacıyla farklı polimerleşme sürelerinde sentezlenen poli(stearil akrilat-ko-metil akrilat) ve poli(stearil akrilat-ko-metil metakrilat), kopolimerlerinin erime sıcaklığı ve 30,99-36,94 C arasında, erime entalpileri 4,07-80,08 J/g arasında bulunmuştur. TGA sonuçları mikro/nano kopolimerlerin yüksek sıcaklıklara kadar termal kararlılığa sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca sentezlenen kopolimerlerin sayıca ortalama molekül ağırlıkları 24000-76000 g/mol arasında, kütlece ortalama molekül ağırlıkları 47000-170000 g/mol arasında değiştiği görülmüştür. Elde edilen deneysel bulgular neticesinde sentezlenen akrilat ve metakrilat kopolimerlerinin ısıl enerji depolama amacıyla kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Atom transfer radikal polimerizasyonu, Stearil akrilat/metakrilat, metil akrilat/metakrilat, ısıl enerji depolama, faz değişim malzemesi Kaynaklar [1] H.R. Mattila. Intelligent Textiles and Clothing, Woodhead Publishing Limited, (2006), 506p. Cambridge. [2] Y. Tian. C.Y. Zhao. Energy., (2011), 36, 5539-5546. [3] F. Kuznik. J. Virgone. Appl Energy., (2009), 86, 2038-2046. [4] S. Mondal. Appl Therm Eng., (2008), 28, 1536–1550. [5] H.H. Oztürk. Energy Convers Manag., (2005), 46, 1523–1542. Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Kurumu (BAP)’a teşekkürlerimizi sunarız. (Proje No: 2012/03). 86 P25 POLİ(POLİETİLEN GLİKOL DİGLİSİDİL METAKRİLAT) VE POLİ(POLİETİLEN GLİKOL MONOMETİLETER GLİSİDİL METAKRİLAT) POLİMERLERİNİN ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLİ KATİ-KATİ FAZ DEĞİŞİM MALZEMELERİ OLARAK HAZİRLANMASİ VE TANİMLANMASİ Derya Kahraman Döğüşcü, Yeşim Müezzinoğlu, Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat [email protected] Enerji kaynaklarının sürekli tükenmekte olduğu günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi ve enerjinin depolanması konusu büyük önem kazanmıştır. Enerjiyi çok değişik formlarda depolamak mümkündür. Örneğin; biyolojik depolama, kimyasal depolama, ısıl depolama, elektriksel depolama, potansiyel enerji, kinetik enerji vb. [1]. Son yıllarda en çok tercih edilen enerji depolama yöntemlerinden biri olan ısıl enerji depolamada; ısı enerjisi maddenin iç enerjisindeki değişme ile duyulur ısı, gizli ısı, tepkime ısısı ya da tüm bunların birleşimi olarak depolanır [2]. Isı enerjisinin depolanması için bilinen en ideal yol faz değişim maddelerinin (FDM) kullanılmasıdır. Katı-katı faz değişim maddeleri ısı enerjisi depo edip salabilen materyallerin en güncel olanlarıdır [3]. Bu çalışmada, ısı enerjisinin katı-katı faz geçişi ile depolanabilmesi için alternatif ekonomik bir polimer sistemi araştırılmıştır. Günümüzde birçok FDM kullanılmakla birlikte polimerik FDM’ler doğrudan ve istenildiği gibi şekillendirilebilmeleri gibi bazı üstün yönleriyle öne çıkmaktadır. Bu çalışmada, polimerik katı-katı FDM’leri (KKFDM) elde etmek üzere poli(etilen glikol diglisidil metakrilat) ve poli(etilen glikol monometileter glisidil metakrilat) monomerleri homopolimerleştirilmiş ve mekanik özelliklerin iyileştirilmesi için metilmetakrilat ile kopolimerleştirilmiştir. Üretilen monomerler, homopolimerler ve kopolimerler yapısal ve ısıl yönden tanımlanmıştır. Elde edilen FDM’lerin yapısal tanımlanmasında fourier transform infrared spektroskopi (FT-IR) tekniği kullanılmıştır. Isıl karakterizasyonu, ısıl güvenirliği ve kullanılabilirliği ise diferansiyel taramalı kalorimetre analizi (DSC) ile belirlenmiştir. Polimerik KKFDM’lerin morfoloji analizleri için polarize optik mikroskop analizi (POM) kullanılmıştır. Kütlece farklı yüzde oranlarında (% 25, 50, 75) metil metakrilat içeren kopolimerlerin ısıtma periyodu süresince katı-katı faz değişim sıcaklığı ve entalpileri 34,4-51,0C ve 69,1-99,9 J/g arasında değişmektedir. Deneysel sonuçlar sentezlenen kopolimerlerin ısıl enerji depolama amaçlı kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: Monomer, homopolimer, kopolimer, FDM, gizli ısı Kaynaklar [1] M.Boztepe,.http://electronics.ege.edu.tr/boztepe/cgibin/load.cgi?gee591_lecture6.pdf; (2010) (16.07.2012). [2] M. Kozak, ve Ş., Kozak, International Journal of Technological Science, (2012). 4 (2), 17-29. [3]C., Alkan, Ö.F. Ensari, ve D., Kahraman, Journal of Applied Polymer Science, (2012). 126 (2), 631–640. 87 P26 POLİ[(METOKSİETOKSİ)ETOKSİ-CO-3 FORMİLFENOKSİ] FOSFAZEN’İN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE BİYOSENSOR UYGULAMALARINDA KULLANIMI Didem Ucana, Fulya Ekiz Kanikb, Yunus Karatas*a, Levent Toppare*b,c,d Ahi Evran Üniversitesi Kimya Bölümü Kırşehir /TÜRKİYE Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü Ankara /TÜRKİYE c Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü Ankara /TÜRKİYE d Orta Doğu Teknik Üniversitesi Polimer Bilim ve Teknolojisi Ankara /TÜRKİYE [email protected] a b Polifosfazenler, sadece birkaç farklı zincir yapısına sahip olmalarına rağmen, kolay bir şekilde fonksiyonel grupların takılabilmesi sebebiyle inorganik polimerler arasında üzerinde en çok çalışılan polimer sınıfını oluşturmaktadırlar.[1] Bu özelliğinden dolayı polifosfazenlerin sentezi yıllardır birçok farklı araştırma gruplarının ilgisini çekmekte, çok farklı uygulama alanlarında kullanılmaktadır. Farklı kimyasal ve fiziksel özelliklerde sentezlenebilen polifosfazenler, biyosensör uygulamalarında da uygulama potansiyeli bulmuştur. Bu konuda yapılmış çeşitli çalışmalar olmasına rağmen, bir biyokatalizörün kimyasal olarak bağlandığı bir platform olarak kullanıldığı çalışmalar sınırlıdır. Bu bağlamda yeni suyu seven ve üzerinde bulundurduğu aldehit grupları sayesinde biyokatalizörle kovalent bağ oluşturabilecek yeni bir polifosfazen tasarlanmıştır (poli[(metoksietoksi)etoksi-co-3-formilfenoksi]fosfazen – (PPA)). Polifosfazen ve iletken bir polimer olan poli(4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)benzenamin) (poly(SNS-NH2)) eşliğinde glikoz biyosensörü başarılı bir şekilde hazırlanmıştır. Şekilde görüldüğü gibi hem PPA hem de (poly(SNS-NH2)) enzim ile kovalent bağ yapabildiğinden, daha etkili bir immobilizasyon gerçekleştirilmiştir.[2] Amperometrik ölçümler gerçekleştirilmiş ve KMapp (0.677 mM), Imax (20.91 µA) ve LOD (1.3 µM) değerleri belirlenmiştir. Ayrıca biyosensörün oldukça yüksek hassasiyet gösterdiği bulunmuştur (237.1 µAmM-1cm-2). Hazırlanan biyosensör kullanılarak birçok içecekte şeker oranı başarılı bir şekilde tayin edilmiştir. Anahtar kelimeler: polifosfazen, iletken polimer, biyosensör, Kaynaklar: [1] H. R. Allcock, Chemistryand Applications of Polyphosphazenes, John Wiley&Sons, 2003. [2] D. Ucan, F. Ekiz Kanik, Y. Karatas, L.Toppare, SensorsandActuators B, gönderildi. 88 P27 DOĞAL KAYNAKLARDAN POLİ(1,2-LİMONEN)'İN SENTEZİ VE YAPISAL TANIMLANMASI Dilek Aykız, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek, Sema Vural İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280 Malatya [email protected], [email protected] Bu çalışma kapsamında, günlük hayatımızın önemli bir parçası olan ve kullanımı sonrasında önemli çevre problemlerine neden olan petrol türevli polimerlerin yerini alabilecek, biyouyumlu ve biyobozunur polimer yapılarının sentezlenmesi temel amaç olarak saptanmıştır. Bu kapsam dâhilinde günümüzde uygulanan bazı uygulamalara seçenek olarak yenilebilen ve tüketilebilen kaynakların kullanılmadığı, daha çok atık diye nitelendirilen ve işlenebilir potansiyeli olan limonen, ham madde olarak kullanılacaktır. Öncelikle temel çıkış maddemiz olan portakal kabuğu yapısında bulunan limonen etken maddesi monomer olarak izole edilecektir. Bu izolasyonda seçici özütleme uygulanacak ve uygun monomer yapısının elde edildiği kolon ve ince tabaka kromatografileri yanında GC-MS tekniği kullanılarak tespit edilecektir. Ayrıca, izolasyonu gerçekleştirilen limonenin monomer yapısı NMR, FTIR teknikleri ile doğrulanacak ve saflığı DSC ile belirlenecektir. İzolasyonu gerçekleştirilen monomer öncelikle oksidasyona uğratılarak okside limonen oluşturulacak ve sentezlenen okside limonenin katyonik halka açılması polimerizasyonu ile sonucunda, yapısında alkil grupları bulunduran, doğal bir biyopolimer elde edilecektir. Sonuç olarak sentezlenen biyopolimerlerin yapıları FTIR ve elementel analiz ile karakterize edilecektir. Molekül kütlesi ve heterojenlik indeksi GPC ile saptanacaktır. Ayrıca termal özellikleri DTA, TGA ve DSC teknikleri ile belirlenecektir. Elde edilen polimer literatürde bulunan diğer doğal kaynaklardan hazırlanmış polimerlere kıyasla yapısal olarak oldukça ayrıcalıklıdır. Çünkü yapısında bulunacak çift bağ sayesinde pek çok biyo uygulamada ilaç taşıyıcısı olarak görev alabilecektir. Kaynaklar: [1]. Maulidan F.; Terpenes as Renewable Raw Materials for Polymers, PhD Thesis, Karlsruher Institut für Technologie (KIT), 2013. [2].Park, H. J.; Ryu C. Y. and Crivello J. V.; Photoinitiated cationic polymerization of limonene 1,2-oxide and α-pinene oxide, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 51,1, 109–117, 2013 [3].Byrne, C. M.; S. D. Allen; E. B. Lobkovsky; G. W. Coates. "Alternating Copolymerization of Limonene Oxide and Carbon Dioxide." J. Am. Chem. Soc., 126, 11404 -11405, 2004. 89 P28 ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / 4-VİNİL PİRİDİN) KOPOLİMERLERİNİN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU ve ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI Dursun Saraydına, Murat Aslanb, A. Yasemin Öztopc, Nurettin Şahinerd a Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü c Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı d Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü [email protected] a Dünyanın her yerinde görülen insan yaşamını tehdit eden enfeksiyonlar nedeniyle mikroorganizmaların güvenli yöntemlerle ortadan kaldırılması çok önemlidir. Çeşitli cansız ortamların sterilizasyon ve dezenfeksiyonunda, canlı yüzeylerin antisepsisinde kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Son zamanlarda polimerlerde antimikrobiyal katı maddeler olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada çapraz bağlı akrilamid/4vinil piridin kopolimeri p(AAm/4VP) radyasyon tekniği ile sentezi, karakterizasyonu ile bu kopolimerin aromatik kuaterner amonyum tuzunun p(AAm/4VP-Q) hazırlanması ve bu yapıların antimikrobiyal etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. 5 g AAm ve 5 mL 5VP 10 mL damıtık suda çözülerek pipetlere doldurulmuş, gamma kaynağında 30 kGy ışınlanmıştır. Üretilen kopolimerlerin karakterizasyonu yapılmıştır. Daha sonra p(AAm/4VP) 2-benzil klorürle kuaternerize edilmiştir. p(AAm/4VP) ve p(AAm/4VPQ) Staphylococcus aureus (ATCC 25923), Escherichia coli (ATCC 25922), Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853) ve Candida albicans (ATCC 10231) suşlarına karşı antimikrobiyal etkinlikleri tüp sulandırma ve agar difüzyon tekniği ile incelenmiştir.. P(AAm/4VP) kopolimeri mikroorganizmaların hiçbirine karşı antimikrobiyal etkinlik göstermemiştir. P(AAm/4VP-Q) kopolimeri bakteri suşlarına karşı antimikrobiyal etkinlik gösterirken, C.albicans polimerden etkilenmedi. P(AAm/4VP-Q) kopolimerinin minimum bakterisidal derişimleri E.coli için 2,5 mg mL-1, S.aureus ve P.aeruginosa için 7,5 mg mL-1 olarak bulunmuştur. Öldürme süresi deneylerinde poli(AAm/VP-Q) kopolimeri ile 10 dakika etki süresi sonunda mikroorganizmalardan E.coli’nin %93’ü, P.aeruginosa’nın %96’sı ve S.aureus’un %97’si, 180 dakika etki sonunda üç bakteri türünün tamamı ölmüştür. Bu sonuçlardan P(AAm/4VP-Q) kopolimerinin antibakteriyal etkisinin olçukça yüksek olduğu ve katı bir antibakteriyel madde olarak kullanılabileceği görülmüştür. Anahtar kelimeler: radyasyon, akrilamid, vinil piridin, antibakteriyel kopolimer, bakteri. Kaynaklar [1] D. Saraydın, E. Karadag, O. Guven, Polymers For Advanced Technologies, 6 (1995) 719–726 1995 [2] El-R. Kenaway, FI Abdel-Hay, AA El-Magd, Reactive and Functional Polymers, 66 (2006) 419-429. [3] M.Arslan, Yüksek Lisans Tezi, CÜ SBE, (2012), 1-55. Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimince T441 no ile desteklenmiştir. 90 P29 KOMPLEKS KOASERVASYON YÖNTEMİYLE E VİTAMİNİ İÇEREN MİKROKAPSÜL ÜRETİMİ Elif Köksala, Fethiye Gödeb Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya ABD, Isparta b Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edeb. Fak., Kimya Bölümü, Isparta [email protected] a Mikrokapsülleme, bir katı partikülün, sıvı damlasının veya gaz kabarcığının bir film tabaka oluşturacak maddeyle kaplanmasıdır [1]. Mikrokapsül, polimerik bir duvar ve bu duvar içerisinde hapsedilmiş sıvı maddesinden oluşur. Eczacılıkta, sağlıkla ilgili ilaç, vitamin, krem, kozmetik gibi bütün ürünlerde, mikrokapsüller son yıllarda kullanılmaya başlanmıştır [2]. Bu çalışmada, tokoferol (vitamin E) mikrokapsülleri, jelatin ve arap zamkı polimer karışımları kullanılarak komplekskoaservasyon yöntemi ile oluşturulmuştur. Jelatin-arap zamkı duvarlı E vitamin çekirdekli mikrokapsüllerin üretimi sırasında, emülsiyonu oluşturmak için yüzey aktif madde (SDS) ve mikrokapsül duvarının çözünmezlik özelliği kazandırmak için çapraz bağlayıcı (gluteraldehit) duvar materyallerine ilave edilmiştir. Mikrokapsülasyona etki eden parametrelerden, polimer oranları, yüzey aktif maddenin miktarları, çekirdek (E vitamini) miktarları, çapraz bağlayıcının miktarı, karıştırıcının tipi ve cinsinin etkileri araştırılmıştır. E vitaminli mikrokapsül üretimi için en uygun çekirdek miktarının 4 g E vitamini, glutaraldehit miktarının 5 mL ve en uygun jelatin / arap zamkı oranının 1: 1 olduğu belirlenmiştir. Çalışma kapsamında üretilen mikrokapsüllerin morfoloji ve oluşumları optik mikroskop ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikrokapsül, komplekskoaservasyon, E vitamini, jelatin-arap zamkı Kaynaklar [1]Çimen, E., 2007. Mikrokapsülleme Yöntemiyle Dokuma Kumaşlara Yeni Özellikler Katma Olanakları. İstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 62s, İstanbul. [2]Övez, B., Yüksel, M., 2002. Parfümlerin Çapraz Bağlı Mikrokapsüllerden Yavaş Salgılanmaları. Ekoloji Dergisi, 43(10), 26-29 91 P30 AAm/SMA/KARREGENAN/MONTMORİLLONİT HİBRİT KOMPOZİT HİDROJELLERİNE SU ve BOYA SOĞURUMU Erdener Karadağ, Banu Hasgül Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN [email protected] Hibrit kompozit malzemeler, inorganik ve/veya organik bileşenlerin değişik amaçlarla bir arada tasarlanarak ortaya konduğu yeni ve özgün özelliklere sahip malzemelerdir. Bu tür malzemelerin üretilmesinde çok sayıda yapay polimer, nişasta, karboksimetilselüloz, karragenan, ksantan gam, akasia gam, sodyum aljinat vb. gibi doğal polimerler, gümüş ve altın içeren metal nanoparçacıklar, kaolin, diatomit, mika, bentonit, montmorillonit, attapulgite, smektit, vermikulit, sersit, rektorit, gibi killer/organo modifiye killer, zeolit, aktif kömür, odun kömürü, cam, sodyum silikat vb. inorganik malzemeler kullanılır. Bu malzemelerin tasarlanması ile mekanik, ısısal, elektriksel, optik ve yapısal özelliklerde iyileştirme sağlanabilir. Diğer yandan bu malzemelerin tasarımı ile üretim maliyetlerinde de düşüşler gözlenebilir. Bu çalışmada, akrilamid (AAm)/sodyum metakrilat(SMA) hidrojelleri, karragenan (KRN) içeren AAm/SMA/KRN, montmorillonit (MMT) içeren AAm/SMA/MMT hibrit kompozit hidrojelleri ve hem KRN, hem de MMT içeren AAm/SMA/KRN/MMT hibrit kompozit hidrojelleri sentezlenmiş ve karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Çözelti ortamında serbest radikalik polimerleşme tepkimeleri ile gerçekleştirilen sentezde, çapraz bağlayıcı olarak poli(etilen glikol) diakrilat kullanılmıştır. FT-IR spektroskopisi ile spektroskopik karakterizasyon gerçekleştirilmiş, yüzey görünümleri için SEM mikrografları da alınmıştır. 25oC’da dinamik şişme testleri uygulanarak şişme karakterizasyonları yapılmıştır. Çalışmada katyonik bir boyarmadde olan Safranin T (ST), model molekül olarak seçilmiş ve hazırlanan kompozit hidrojellerin soğurum özellikleri araştırılmıştır. Bilinen kütlelerde AAm/SMA, AAm/SMA/KRN, AAm/SMA/MMT ve AAm/SMA/KRN/MMT hidrojelleri sabit ve farklı derişimlerdeki ST’nin sulu çözeltileri ile 25oC’da dengeye gelene dek etkileştirilmiştir. Denge adsorpsiyon izotermleri oluşturularak soğurumun temelleri araştırılmıştır. Soğurum çalışmaları sonucunda AAm/SMA hidrojelleri %65,16-83,18; AAm/SMA/KRN hidrojelleri %85,52–86,03, AAm/SMA/MMT hidrojelleri %62,38–81,51; AAm/SMA/KRN/MMT hidrojelleri ise %87,2585,69 oranında ST soğurumu göstermiştir. Bu bilgiler ışığında, sentezlenen hidrojellerin potansiyel bir adsorban olarak su arıtma teknolojilerinde, tarımsal alanlarda, su taşıyıcı sistemlerde ve çevrede yer alan boyarmaddelerin oluşturacağı kirliliğin giderilmesinde kullanılabileceği ileri sürülebilir. Anahtar kelimeler; Hidrojel, akrilamid/sodyum metakrilat, kompozit, şişme, soğurum, Safranin T. Kaynaklar [1] S. Kundakcı, E. Karadağ, Polymer Bulletin 71 (2014) 351-370. [2] V.V. Panic, S.J. Velickovic, Separation & Purification Technology 122 (2014) 384-394. [3] G.R. Mahdavinia, A. Asgari, Polymer Bulletin 70 (2013) 2451-2470. [4]-G. Jing, L. Wang, H. Yu, W. Amer, L. Zhang, Colloids & Surfaces A: Physicochemical and Engineering Aspects 416 (2013) 86-94. [5] C.S. Patrickios, Macromolecular Symposia 291-292 (2010) 1-11. [6] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Reactive & Functional Polymers 68 (2008) 458-473. [7] Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Polymers for Advanced Technologies 18 (2007) 483-489. [8] A. Li, A. Wang, European Polymer Journal 41 (2005) 1630-1637. Teşekkür; FEF 13 029 proje nolu bu çalışma, Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir. 92 P31 STEROİD MERKEZLİ A3B-TİPİ YILDIZ POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Erdinç Doğancıa,b, Mesut Görürc, Cavit Uyanıkd,e, Faruk Yılmaza* Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye b Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye c İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Kimya Bölümü, 34720 İstanbul, Türkiye d Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, 41380 Kocaeli, Türkiye e Kimya Enstitüsü, TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, 41470, Gebze, Kocaeli, Türkiye [email protected] a Farklı kollu yıldız polimerler (mictoarm), farklı molekül ağırlığa ve kimyasal kompozisyona sahip lineer polimer zincirlerinin bir merkez çekirdeğe bağlı olduğu dallanmış yapılardır. Farklı kollar, bu tür yıldız polimerlere katı ve sıvı hallerde değişik özellikler kazandırır. Bundan dolayı, farklı kollu yıldız polimerlerin sentezi akademik çevrelerde araştırma konusu olmuştur [1,2]. Bu çalışmada, klik kimyası ve halka açılma polimerizasyonu yöntemleri kullanılarak üç kolu poli(εkaprolakton) (PCL) ve bir kolu poli(etilen glikol) (PEG), poli(metil metakrilat) (PMMA) veya polistiren (PS) lineer polimerlerinden oluşan steroid merkezli A3B tipi (mictoarm) yıldız polimerler hazırlandı (Şekil 1). Yıldız polimerlerin yapıları FT-IR, 1H NMR teknikleri ile doğrulandı ve ortalama molekül ağırlıkları GPC ile analiz edildi. Şekil 1. Steroid merkezli A3B-tipi yıldız polimerlerin şematik gösterimi. Kaynaklar [1] K. Khanna, S.Varshney, A.Kakkar, Polym. Chem. 1 (2010) 1171–1185. [2] N.H. Aloorkar, A.S. Kulkarni, R.A. Patil, D.J. Ingale, International Journal of Pharmaceutical Sciences and Nanotechnology 5 (2012) 2 1675-1684 93 P32 KOLESTEROL SONLU VE YILDIZ ŞEKİLLİ POLİ(ε-KAPROLAKTON) SIVI KRİSTAL POLİMERLERİN MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Erdinç Doğancıa,b, Derya Davarcia, Cavit Uyanıkc,d, Faruk Yılmaza* Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye b Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye c Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, 41380 Kocaeli, Türkiye d Kimya Enstitüsü, TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, 41470, Gebze, Kocaeli, Türkiye [email protected] a Kolesterol gruplarına sahip sıvı kristal polimerler, özellikleri itibari ile biomedikal ve non-lineer optik ya da elektro optik materyallar gibi farklı alanlarda oldukça dikkat çekmektedir [1,2]. Bu çalışmada, kolesterol uçlu ve yıldız şekilli poli(ε-kaprolakton) (bir kollu (1LPCL-Chol), iki kollu (2LPCL-Chol), 3 kollu (3SPCL-Chol), dört kollu (4SPCL-Chol, Şekil 1) ve altı kollu (6SPCLChol)) polimerler halka açılma polimerizasyonu (ROP) ve “klik kimyası” teknikleri kullanılarak dört basamakta sentezlendi. Birinci basamakta, ε-kaprolakton (ε-CL) monomerinin halka açılma polimerizasyonunda farklı sayıda hidroksil gruplarına sahip bileşikler başlatıcı olarak kullanılarak mezkez önce (core first) yaklaşımıyla yıldız polimerler sentezlendi. Daha sonra, elde edilmiş yıldız PCL polimerlerin hidroksil uç grupları sırasıyla bromür ve azide dönüştürüldü. Son basamakta, “klik” kimyası tekniği kullanılarak yıldız şekilli polimerlerin uçları mezomorfik özelliğe sahip kolesterol grupları ile fonksiyonlandırıldı. Elde edilen sıvı kristal özelliğe sahip yıldız şekilli PCL polimerlerin yapıları FT-IR, 1H NMR ile doğrulandı ve mezomorfik özellikleri DSC, polarize optik mikroskop (POM) ve küçük açılı X-ışını saçılması (SAXS) ile araştırıldı. Şekil 1. Kolesterol sonlu ve dört kollu yıldız PCL polimerinin POM görüntüsü. Kaynaklar [1] S.W. Cha, J.I. Jin, D.C. Kim, W.C. Zin, Macromolecules 31 (2001) 5342-5348. [2] L. Zhang, Q.R. Wang, X.S. Jiang, S.X. Cheng, R.X. Zhuo, J. Biomater. Sci. Polymer Edn. 19 (2005) 1095-1108. 94 P33 SİLİSYUM YÜZEYİNDE POLİ(AKRİLOİLMORFOLİN) FIRÇALARIN SENTEZİ VE POLİMERİZAYON KİNETİĞİNİN İNCELENMESİ Esma Kılıcer, Dilek Cimen, Adem Zengin, Tuncer Caykara Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi, 06500, Teknikokullar-Ankara [email protected] Polimerik fırçalar polimerlerin uygun yüzeylere kovalent bağlanması veya adsorbe olmasıyla elde edilen yapılardır. Polimerik fırçaların hazırlanmasında yüzeye aşılama ve yüzeyde aşılama yöntemleri kullanılmaktadır. Yüzeyden aşılama yönteminde monomerin büyüyen aktif polimer zincirine difüzlenmesinin kolay olması sonucu daha yüksek yüzey derişimin de ve daha homojen yüzeyler elde edilmektedir.[3,4] Bu yöntemde Atom Transfer Radikal Polimerizasyonu, Azot Vasıtalı Polimerizasyon, Tersinir Katılma-Ayrılma Zincir Transfer Polimerizasyonu (RAFT) yüzeyde polimer sentezi için sıklıkla kullanılmaktadır. RAFT, birçok monomer için uygulanması, sentez sonrasında RAFT ajanı kalıntısının kolayca uzaklaştırılabilmesi gibi avantajlarından dolayı tercih edilmiştir.[1,2] Bu çalışmada öncelikle1,2-epoksi-9-deken molekülü UV ışığı kullanılarak silisyum yüzeyine kovalent olarak bağlandı. Daha sonra, RAFT ajanı olarak kullanılacak Bis-2PropiyonikAsitTritiyokarbonat (BPAT) sentezlendi ve GA-FTIR, 1H-NMR, 13C-NMR ve LC/MS teknikleri ile karakterize edildi. BPAT silisyum yüzeyindeki 1,2-epoksi-9-deken molekülüne halka açılması reaksiyonu ile bağlandı. Akriloilmorfolinin yüzey vasıtalı RAFT polimerizasyonu ile polimerleşmesi sağlanarak silisyum yüzey üzerinde poli(akriloilmorfolin) [poli(ACM)] fırçalar sentezlendi. Yüzeylerin karakterizasyonu ATR-FTIR, XPS, Su Değme Açısı Ölçümü, Elipsometri ve AFM ile gerçekleştirildi. Farklı sürelerde sentezlenen serbest polimerin mol kütlesi 1H-NMR ile belirlendi. Molekül ağırlığı ve elipsomerik kalınlık verileri kullanılarak Poli(ACM)`ninbağlanma yoğunluğu ve yüzeydeki zincirler arası uzaklık hesaplanarak kinetik analizi gerçekleştirildi. Anahtar kelimer: poli(akriloilmorfolinin),polimerik fırça Kaynaklar [1] W.A.Braunecker,K.Matyjaski,Prog.Polym.Sci,32(2007)93-146. [2] J.Jagur-Grodzinski,Reactive and Functional Polymers ,49,(2001) 1-54 [3] H.Kitano et al. ,EuropeanPolymerJournal48(20012) ,1875-1882. [4] L.T.Ströver et al,Polymer,54(2013),1305-1317. Teşekkür:Bu çalışma TÜBİTAK tarafından KBAG-113Z242 nolu proje olarak desteklenmiştir. 95 P34 BENZOFURAN İÇEREN YENİ BİR METAKRİLAT MONOMERİ: SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, HOMOPOLİMERİZASYON VE KOPOLİMERİZASYONDA KULLANILMASI Esra Barıma, Cumhur Kırılmışb ve Mustafa Değirmencia Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Şanlıurfa, 63190, Türkiye Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Adıyaman, 02040, Türkiye [email protected] a b Benzofuranlar sayısız uygulama alanları olan bisiklik halkalı yapılardır. Antibakteriyel, antifungal aktivite, anjiyogenez inhibitör özelliği olan kuvvetli biyolojik aktif maddelerdir [1]. Birçok doğal üründe var olduğu bilinen benzofuranlar, son yıllarda ilaç kimyası ve organik kimya alanında da dikkat çekmiş ve yeni sentezlenen benzofuran türevlerinin; kimyasal tarım ilaçlarında, tıbbi ilaçlarda, kozmetikte ve optik parlatıcılarda uygulama alanı bulduğu görülmüştür [2]. Akrilat ve metakrilat türü polimerler ise diş dolguları [3], ortopedi [4] ve yumuşak dokuya uyumlu malzemelerin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Benzofuran içeren metakrilat polimerlerinin de bu alanlarda uygulama bulacağı bir gerçektir. Bu çalışmada 1-klorasetonun 2-siyanofenol ile baz varlığında reaksiyonundan 1-(3-amino-1benzofuran-2-il)etanon sentezlendi ve ardından 0-5 oC’ de metakriloil klorürle etkileştirilerek benzofuran içeren yeni bir metakrilat monomeri elde edildi. Sentezlenen bu monomerin homopolimerizasyonu, serbest radikalik katılma polimerizasyonu metoduyla o AIBN(Azobisisobütironitril) başlatıcısı varlığında 70 C’ de ve 1,4-dioksan çözücüsünde gerçekleştirildi. Daha sonra bu monomerin metil metakrilat ile farklı monomer bileşimlerinde bir seri kopolimeri hazırlandı. Sentezlenen monomer ve polimerlerin karakterizasyonu FT-IR, 1HNMR, 13C-NMR, GPC, DSC ve TGA teknikleri kullanılarak yapıldı. Kopolimer bileşimleri 1HNMR spektroskopisiyle belirlendi. Ayrıca monomer reaktivite oranları da hesaplandı. CH3 H2C O NH2 NH O O CH3 CH2 + O Cl O Aseton 0-5 oC O CH3 CH3 CH3 H2C . CH2 C O . O NH n NH O AIBN\ Dioksan O 70 oC O CH3 O CH3 Anahtar kelimeler: Benzofuran, metakrilat polimer, kopolimerizasyon, reaktivite oranı Kaynaklar [1] K. C. Ryu. L. A. Song. Y. Jlee. A. J. Hong. H. J. Yoon. A. Kim. Bioorganic & Medicinal Chemistry Letters, 20, (2010), 6777-6780. [2] A. D. B. Kumar. G. K. Prakash. M. N. Kumaraswamy. B. P. Nandeshwarappa. B. S. Sherigara. K. M. Mahadevan. Indian Journal of Chermistry, 45, (2006), 1699-1703. [3] M. G. Tu. W. M. Liang. T. C. Wu. S. Y. Chen. Journal of Dental Sci, 4, (2009), 178-186. [4] T. Jaeblon. J. Am. Acad. Orthop. Surg., 18, (2010), 297-305. 96 P35 POLİ(LAKTİK ASİT)/KİL NANOKOMPOZİTLERİ Esra Özdemira, Teoman Tinçera,b, Jale Hacaloğlua,b Polimer Bilim ve Teknolojisi Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye; b Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye [email protected] a Son yıllarda, çevresel kaygılardan dolayı poli(laktik asit) (PLA) gibi biyobozunur polimerler giderek artan öneme sahip olmuşlardır.Poli(laktik asit)yenilenebilir kaynaklardan hazırlanıp yüksek kopma dayanımı, kolay işlenebilirlik, elastik modülgibi özellikler gösterse de kopma uzamasının düşüklüğü, yüksek gaz geçirgenliği gibi özellikleri endüstriyel kullanımını kısıtlamaktadır.[1] Bu sebeple de bu eksikliklerinin giderilmesi çalışmaları daha çok önem kazanmıştır. Eksik özelliklerin güçlendirilmesi amacıyla nano kil, karbon nanotüp, nano SiO2 gibi farklı parçacıklar kullanılarak nanokompozitler hazırlanmaktadır. Bu çalışmada ise matriks olarak poli(laktik asit) ve katkı maddesi olarak Cloisite 30B, Cloisite 20A ve Cloisite 15A isimlimontmorillonitler kullanılarak nanokompozit malzemeler üretilmiştir. Çalışmada nanokompozitler, PLA ile organik olarak modifiye edilmiş üç farklı kil %1, %3, ve %5’lik oranlarda karıştırılarak enjeksiyon kalıplama ile hazırlanmıştır.Çekme testi cihazı, diferansiyel taramalı kalorimetre(DSC), geçirimli elektron mikroskobu(TEM) ise nanokompozitlerin karakterizasyonu için kullanılmıştır. Sonuçlara göre kullanılan kil türüne bağlı olarak yapraklanmış ve tabakalanmış nanokompozitler elde edilmiş olup termal olarak daha kararlı yapılar elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Polilaktik asit, nanokil, montmorillonit, mekanik özellik Kaynaklar [1] P. Krishnamachari.; J. Zhang.; J. Lou.; J. Yan.; L. Uitenham. Internal Journal of Polymer Analysis and Characterization, 14:4, (2009), 336-350 97 P36 POLİÜRETAN ESASLI MAKROGÖZENEKLİ KOLONDOLGU MADDELERİNİN SENTEZİ VE AYIRMA PARAMETRELERİNİN BELİRLENMESİ Emine Süra Kazmaza, Süleyman Köytepea, Turgay Seçkina a İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA [email protected] HPLC uygulamalarındaki ayırma, yüzey etkileşimlerinden yararlanılarak yapılır ve adsorban çeşidine ve özelliklerine bağlıdır [1]. Modern HPLC adsorbentleri geniş yüzey alanına sahip, küçük, rijit yapıdaki partiküllerdir. Genellikle sabit faz HPLC’de örneğe ait türlerin ayrımının gerçekleştiği temel bileşendir. Bu bileşenin özelliği ve ayırım yeteneği HPLC cihazının üstünlüğünü ortaya koyar. Literatürde bu amaçla hazırlanmış pek çok kolon dolgu maddesi bulunmaktadır [2]. Örneğin monolitik silika yapıları, çapraz bağlı polistiren ve çapraz bağlı küresel morfolojili bazı polimer türleri bu alanda en çok kullanılan türlerdir. Çalışma kapsamında öncelikle monolitik silika yapılar hazırlanmıştır. Bu silika yapıların yüzey hidroksillerinin kullanılması ile çapraz bağlı poliüretan yapısı elde edilmiş ve HPLC kolonlarındaki sabit faz olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu çalışma kapsamında Öncelikle sol-jel yöntemi ile mikrogözenekli küresel silika yapıları hazırlanmıştır. Bu yapıların yüzey hidroksil grupları kullanılarak farklı izosiyanatlar ile poliüretan şeklinde polimerleşmesi sağlanmış ve poliüretan yapısında çözünmez karakterli kolon dolgu maddeleri sentezlenmiştir. Ayrıca hazırlanmış olan silika-poliüretan kompozit malzemelerde, yüksek gözenek yapısı yanında, termal dayanım, kolay şekillendirilebilme, hızlı adezyon ve düşük maliyet gibi pek çok özelliği de kazandığı görülmüştür. Elde edilen kolon dolgu malzemelerinin yapısal karakterizesyonları FTIR, elementel analiz, X-ray ve SEM teknikleri ile gerçekleştirilmiştir. DSC, TGA ve DTA teknikleri ile termal kararlılıkları belirlenmiştir. Şekil 1. Poliüretan-silika partiküllere ait SEM görüntüsü ve temel ayırım kromatogramları. Sentezi gerçekleştirilen kolon dolgu maddeleri 15 cm’lik çelik HLPC kolonlarına doldurularak, benzen, toluen, etilbenzen ve fenol karışımlarının analizinde denenmiştir. Sonuç olarak elde edilen poliüretan esaslı kolon dolgu maddelerinin ticari kolon dolgu maddelerine oranla daha etkin bir ayırma yeteneği olduğunu fakat analat türlerin kolonu daha geç terk ettiği belirlenmiştir (şekil 1). Anahtar kelimeler: Kolon dolgu maddesi, kromatografi, poliüretan. Kaynaklar: [1] U.D. Neue, HPLC Columns: Theory, Technology, and Practice, Wiley, New York 1997. [2] J.H. Knox, J. Chromatogr. A, 960, (2002) 7 – 18. 98 P37 POLİ(2-HİDROKSİ-3-NAFTOKSİ PROPİL METAKRİLAT)’ IN TERMAL DEGRADASYONU VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Fatih Biryan, Kadir Demirelli Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Bu çalışmada ilk olarak α-naftol ile epiklorhidrin kullanılarakepoksit uçlu 2,3-epoksi-3naftoksi propanbileşiği sentezlendi. Sentezlenen bu bileşik metakrilik asit ile halka açılmaya uğratılarak monomer (2-Hidroksi-3-naftoksi propil metakrilat) sentezlendi. Monomerin polimerleştirilmesi Serbest Radikalik yönteme uygun olarak gerçekleştirildi. Monomer ve homopolimerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi. Polimerintermal bozunmasını incelemek amacıyla TGA-50 sistemi kullanıldı. Elde edilen TGA eğrisinden, polimerin bozunmasıcaklıklığı 193oC olarak belirlendi. Bozunmaya aktivasyon enerjisini hesaplamak amaçıyla belirli miktarlarda azot atmosferinde ısıtılan polimer örnekleri 5, 10, 20, 30 ve 40oC/dk ısıtma hızlarında oda sıcaklığından 500oC’ye kadar ölçüldü.Farklı ısıtma hızlarındaki bozunma eğrilerinden yararlanarak, Flynn-Wall-Ozawa metoduna göre polimerin bozunmasına yönelik aktivasyon enerjileri belirlendi [1]. Bu amaçla farklı ısıtma hızlarındaki TG eğrilerinden 1/T değerlerine karşılık logβ grafiğe geçirildi.Bozunmaya aktivasyon enerjisi 148,35 kJ/mol olarak belirlendi.Polimerin degradasyonuması sırasında oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR teknikleriyle karakterize edildi. Polimerin dielektrik özellikleri sıcaklığın ve frakansın bir fonksiyonu olarak incelendi [2]. Anahtar kelimeler: Degradasyon, aktivasyon enerjisi, dielektrik özellik Kaynaklar [1] Doğan, F., Akat, H., Kaya, I., 2008. ChineseJournalPolymerScience, 26, 1, 47-53 [2] Öz, K., 2007. Poliindol/Poli(Vinil Asetat) KompozitlerinElektroreolojik Özelliklerinin Araştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi ÜniversitesiFen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilimdalı, Ankara. 99 P38 RADİKALİK KOPOLİMERİZASYON İLE 2-HİDROKSİ-3-(4NİTROFENOKSİ) PROPİL METAKRİLAT VE BENZİL METAKRİLATIN MONOMER REAKTİVİTE ORANLARININ BELİRLENMESİ VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ Fatih Biryan, Kadir Demirelli Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Bu çalışmada ilk olarak 1,2-epoksi-3-(4-nitrofenoksi) HNFPMApropil metakrilat metakrilik asit ile halka açılmaya uğratılarak monomer (2-hidroksi-3-(4-nitrofenoksi) propil metakrilat) sentezlendi. Monomerin polimerleştirilmesi Serbest Radikalik yönteme uygun olarak gerçekleştirildi. Daha sonra monomer reaktivite oranı hesabı için Benzil metakrilat ile farklı bileşimlerde kopolimerler hazırlandı. Monomer,homopolimer ve kopolimerlerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi.Kelen-Tüdös yöntemi ile monomer reaktivite oranları bulunurken başlangıç monomeroranlarından ve kopolimerdeki monomer oranlarından faydalanarak K-T parametreleri hesaplandı[1]. Hesaplanan bu parametrelerden η ve ε değerleri ve ξ=0 için de η değeri bulunur. Budeğerler yukarıdaki formülde yerine konarak r1 ve r2 değerleri hesaplandı.HNFPMA için reaktivite oranı r1: 0,861 Benzil metakrilat için reaktivite oranı r2: 1,06 olarak hesaplandı. Polimerin termal davranışını incelemek amacıyla TGA eğrileri karşılaştırılmalı olarak grafiğe geçirildi ve termal kararlılıkları belirlendi. Polimerin degradasyonuması sırasında oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR teknikleriyle karakterize edildi. Polimerin dielektrik özellikleri sıcaklığın ve frakansın bir fonksiyonu olarak incelendi [2]. Anahtar kelimeler: Degradasyon, reaktivite oranı, dielektrik özellik Kaynaklar [1] Kelen, T.,Tudos, F., 1975. Analysıs Of Lınear Methods For Determınıng Copolymerızatıon Reactıvıty Ratıos.1. New Improved Lınear Gaphıc Method, Macromol. Sci.Chem., A 9 (1), 1-27 [2] Öz, K., 2007. Poliindol/Poli(Vinil Asetat) KompozitlerinElektroreolojik Özelliklerinin Araştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi ÜniversitesiFen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilimdalı, Ankara 100 P39 2,4-DİHİDROKSİASETOFENONDAN TÜRETİLMİŞ YENİ TÜR POLİ(FENOKSİ-KETİMİN) SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Fatma Gül Yeşilbayraka, Hacı Ökkeş Demira a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş [email protected] Polifenoller paramagnetiklik, elektriksel yarı iletkenlik, elektrokimyasal hücrelerde kullanım ve yüksek enerji etkilerine dayanıklılık gibi kullanışlı özelliklere sahiptir. Bu özelliklerinden dolayı polifenoller, yüksek sıcaklıkta yüksek kararlılığa sahip malzemelerin, termostabilizatörlerin, grafit malzemelerin, epoksi oligomerlerin ve blok kopolimerlerin, fotorezistlerin, antistatik ve aleve dayanıklı malzemelerin yapımında kullanılmıştır. Polifenollerin birçok fonksiyonel gruplu türevi sentezlenmiş olmasına rağmen, yeni özellikteki malzemelerin elde edilmesi bakımından farklı fonksiyonel gruplara sahip polifenollerin sentezi, günümüzde ki güncelliğini korumaktadır. Bu çalışmada, yapısında iki hidroksi grubu (-OH) ile birlikte ketimin (-(CH3)C=N) yan gruplu fenol türevi olan 4-[1-(2-fenilhidrazono)etil]benzen-1,3-diolün (2,4-PHEBdi) NaOCl, hava oksijeni ve H2O2 yükseltgenleriyle sulu bazik ortamda oksidatif polikondenzasyon (OP) reaksiyon şartları çalışıldı. Optimum reaksiyon şartları belirlendi. Ürünler UV-Vis, FTIR ve 1H-NMR gibi spektroskopik yöntemlerle ve GPC (Jel Geçirgenlik Kromatoğrafisi) tekniğiyle karakterize edildi. Ayrıca elde edilen ürünlerin termal, elektriksel iletkenlik, floresans, magnetik ve antimikrobiyal özellikleri araştırıldı. Optimum reaksiyon şartlarına göre en yüksek dönüşüm hava oksijeniyle gerçekleşti. 101 P40 PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)’İN ALEV DAYANIMININ FOSFAT BAZLI KATKI MADDELERİ İLE İNCELENMESİ Fatma Yemişcia, N. Gamze Karslıa, Sertan Yeşilb, Ayşe Aytaça,c Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli b Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., 06780, Ankara c Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı, 41380 Kocaeli [email protected] a Son yıllarda petrol temelli enerji kaynaklarının giderek azalması ve çevre kirliliği gibi nedenlerle biyobozunur polimerlere olan ilgi artmıştır. Biyobozunur polimerler arasında hem ekonomik olarak üretilebilmesi hem de performans özelliklerinin diğerlerine göre üstün olması nedeniyle poli(laktik asit) (PLA) öne çıkmaktadır [1]. Ancak, PLA, kimyasal bileşimi ve kendine özgü moleküler yapısı sebebiyle diğer sentetik polimerler gibi kolay alevlenebilir özelliktedir [2]. Bu nedenle PLA’nın çeşitli alanlarda (otomotiv, elektronik gibi) kullanılabilmesi için yanma dayanımının arttırılması gerekmektedir. Fakat, bu konu ile ilgili literatürde yapılan çalışma sayısı hala sınırlıdır. Literatürde yapılan çalışmalar incelendiğinde; PLA’ya katılan alev geciktirici katkılarla, yanma dayanımının arttırılması sağlanırken mekanik özelliklerinin azaldığı görülmüş ve plastikleştiricilerin kullanılması gerektiği önerilmiştir [3]. Bu çalışmada PLA’ya az miktarlarda fosfat bazlı alev geciktirici katkı maddeleri ve plastikleştirici olarak PEG eklenerek, PLA’nın alev dayanımı ve tokluğunun aynı anda geliştirilmesi amaçlanmıştır. Alev geciktirici katkı maddeleri olarak; amonyum polifosfat (APP), bor fosfat (BP) ve tri-fenil fosfat (TPP) kullanılmıştır. Bu katkı maddelerinden bor fosfat laboratuvarlarımızda bor ve fosfat içeren ham maddelerden mikrodalga enerjisi yöntemi kullanılarak sentezlenmiştir. Ağırlıkça %10 PEG içeren PLA/PEG karışımı üretilmiş ve bu bileşim diğer bileşenler için kontrol numunesi olarak kullanılmıştır. Daha sonra PLA/PEG karışımına %10 yükleme oranında fosfat bazlı katkı maddeleri tek tek eklenerek kompozitler hazırlanmıştır. Elde edilen kompozitlerin çekme testi ile mekanik özellikleri, diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ile termal özellikleri ve yatay yanma testi ile alev dayanımı belirlenmiştir. Bunun yanında malzemelerin morfolojileri taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak incelenecektir. Yapılan mekanik testler sonucunda kullanılan katkı maddeleri içinde en iyi uzama değeri %10 TPP içeren karışımda gözlenirken en iyi yanmazlık özelliği % 10 APP içeren karışımda gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: PLA-PEG Karışımları, Alev geciktiricilik, Fosfat bazlı katkı malzemeleri Kaynaklar [1]W. DE-YI, A. Leuteritz, Y.Z. Wang, U. Wagenknecht, G. Heinrich, Polymer Degradation and Stability, 95, (2010), 2474-2480. [2] Y.P. SONGA, D.Y. Wanga, X.L. Wanga, L. Lina, Y.Z. Wang, Polymers For Advanced Technologies, 22, (2011), 2295–2301. [3] S. SOLARSKI, F. Mahjoubi, M. Ferreira, E. Devaux, P. Bachelet, S. Bourbigot, Journal of Materials Science, 42, (2007), 5105-5117. Bu çalışma TÜBİTAK tarafından “213M396” no’lu proje ile desteklenmiştir. 102 P41 EKSTRAKSİYON VE BOYAMA KOŞULLARINI OPTİMİZE EDEREK CEVİZ KABUKLARININ POLİESTER VE POLİESTERVİSKON KARIŞIMI KUMAŞLARI BOYAMA POTANSİYELİNİN İNCELENMESİ Ferda Eser, Ebru Aktaş, Adem Önal Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Doğal Boyalar Uygulama ve Araştırma Merkezi, 60240, Tokat [email protected] Sentetik boyalar, petrokimyasal kaynaklardan sentezlenerek elde edildiğinden kullanılan kimyasallar çevre ve insan sağlığı açısından zarar teşkil etmektedir. Bu nedenle, son yıllarda geri dönüşümlü, daha az toksik ve çevre dostu doğal boyalara ilgi giderek artmaktadır [1,2]. Bunun sonucu olarak doğal boyar madde içeren yiyecek, içecek ve bitki atıklarının tekstil ürünlerinin renklendirilmesinde kullanılarak tekstil endüstrisi açısından düşük maliyetli doğal boyar madde kaynaklarının kullanılması önem arz etmektedir [3]. Çalışmada ceviz kabuklarınınpoliester ve poliester-viskon(%60-%40) karışımı kumaşları boyama potansiyeli incelenmiştir. Bu bağlamda, öncelikle ceviz kabuğundaki boyar maddenin ekstraksiyonu için farklı flotte oranı, ekstraksiyon sıcaklığı, ekstraksiyon süresi ve pH değerlerinde çalışılarak optimum koşullar (80°C, 75 dk, M:L=1:30, pH=2) belirlenmiştir. Poliester ve poliesterviskon karışımı kumaşların boyanmasında boyama koşullarının optimizasyonu için farklı boyama süreleri, mordanlar ve boyama metotları kullanılarak her bir kumaş için maksimum renk şiddetinin elde edildiği şartlar tayin edilmiştir. Poliester kumaş için en uygun boyama koşulu, 90 dk, birlikte mordanlama yöntemi ile AlK(SO4)2·12H2O (şap) mordanı varlığında elde edilirken; poliesterviskon karışımı kumaşlar için 90 dk, birlikte mordanlama yöntemi kullanarak FeSO4·7H2O mordanı ile elde edilmiştir. Boyalı numunelerin ışık, yıkama, kuru/yaş sürtme haslıkları incelenmiş ve gri skala üzerinden değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre ceviz kabuklarının poliester ve poliester-viskon karışımı kumaşların boyanmasında potansiyel bir doğal boyar madde kaynağı olabileceği ortaya konulmuştur. Anahtar kelimeler: ceviz, poliester, poliester-viskon, boyama Kaynaklar [1] E. Erkurt, A. Ünyayar,H. Kumbur.Process Biochemistry, 42, (2007), 1429-1435. [2] R. Mongkholrattanasit, J. Kryštůfek, J. Wiener.Fibers Polym, 11,(2010), 346-350. [3] T. Bechtold, R. Mussak, A. Mahmud-Ali, E. Ganglberger, S. Geissler.Journal of the Science of Food and Agriculture, 86, (2006), 233-242. 103 P42 POLİ(STİREN-GLİSİDİL METAKRİLAT) LATEKSLERİN SENTEZİ, MODİFİKASYONU, KARAKTERİZASYONU VE UYGULAMA ÇALIŞMALARI a Funda Çıtak, bVural Bütün Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, aPolimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, b Kimya Bölümü, 26480, Eskişehir, Türkiye [email protected] a Son yıllarda bor kimyasında yapılan araştırmalar, bor ve bor bileşiklerinin adsorpsiyon ve desorpsiyon çalışmaları üzerine yoğunlaşmıştır. Bilindiği gibi –OH grubu bor adsorpsiyon prosesinde son derece etkili ve spesifik bir gruptur. Epoksi grubu halka açılması ile önemli bir çift–OH kaynağı olarak kullanılabilmektedir. Bu nedenle, glisidol fonksiyonlu polimerik sistemler borik asit ile şelatlaşmada en çok tercih edilen malzemelerdir[1]. Biz de bu çalışmamızda, GMA katkılı stiren latekslerin sentezini, latekste bulunan epoksi grupların farklı kimyasallarla etkileştirilmesi ile (özellikle amin grubu içeren polialkollarle) lateksin -OH zenginleşmesinin sağlanması ve bor adsorplamakapasitesinin arttırılmasını amaçlamış bulunmaktayız. Bu amaçla, 0,1 mm çapında gözenekli poli(stiren-glisidil metakrilat) lateksleri (PSGMA) su/toluen ortamında süspansiyon polimerizasyonuyla sentezlenmiş ve ardından N-metil-D glukamin ve 2-amino-2(hidroksimetil)-1,3-propandiol (Tris Base) ile iki farklı modifikasyona tabi tutulmuştur. Elde edilen bu yeni gözenekli ve –OH zengin lateksler (MPSGMA) uygun pH ortamında [2] sulu çözeltiden BA adsorpsiyon prosesinde başarılı bir şekilde kullanılmıştır. Termogravimetrik analiz çalışmalarımız sonucunda N-metil-D glukamin ile modifiye edilen PSGMA latekslerinde %10 B2O3, Tris Base ile modifiyesi sonucunda %6,8 B2O3 kalıntısı gözlemlenmiştir. MPSGMA latekslerin fazla miktarda fonksiyonel grup bulundurmasından dolayı N-metil D glukamin ile modifiye edilen lateklerin BA yüklemesinde daha başarılı sonuç verdiği görülmüştür. Sonuç olarak, BA yüklü lateks dispersiyonları biyoteknolojiyi de kapsayan birçok alanda kullanılabilmektedir. Bu açıdan hem yüzey alanı artışı sağlamak hem de uygulamada etkinlik açısından ebatların küçültülmesi gerekecektir. İlerleyen çalışmalarımız, sentezlenen PSGMA lateks partiküllerinin daha küçük ebatlara çekilmesi, gözenekli yapının korunup fonksiyonel grup sayısı arttırılarak, BA yükleme kapasitesinin arttırılmasına yönelik olacaktır. Böylece MPSGMA lateks partikülleri/dispersiyonları ahşap korumasında antimikrobiyaldispersanlar veya alev geçiktiriciler gibi birçok alanda rahatlıkla ve etkin bir şekilde kullanılabilecektir. Anahtar Kelimeler: Borik asitadsorpsiyonu, poli(stiren-glisidilmetakrilat) Kaynaklar [1]M. Gazi. , N.Bıçak., Reactive & Functional Polymers, 67, (2006). 936–942. [2]H. Zerze. , H.O.O., N. Bicak. , N. Aydogan, L. Yilmaz , Desalination, 310, (2013), 169–179. 104 P43 AAm/APTAC HİDROJELLERİNİN SU VE BOYARMADDE SOĞURUM KAPASİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI Gözde Çetin, Semiha Kundakcı, Erdener Karadağ, Ömer Barış Üzüm Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN [email protected] Ağ yapılı, çapraz bağlı polimerik sistemler olan hidrojellerin çok iyi su tutucu olmalarının yanı sıra bazı uygulamalarda çok iyi adsorplayıcı olarak kullanıldığı da bilinmektedir. Hidrojellerin mekanik olarak daha dayanıklı olabilmeleri için kullanılan etkili bir yöntem “yarı-IPN’’ hazırlamaktır. YarıIPN’ler, bir arada bulunan polimer zincirlerinden sadece birisinin çapraz bağlı olduğu yapılardır. Düz zincirli olan polimer zincirleri, çapraz bağlı yapının gözeneklerinde dolaşmış durumda bulunur[1,2]. Bu çalışmada, çapraz bağlı polimer üretiminde yaygın kullanılan akrilamid ile yeni polimerik taşıyıcı/soğurucu hidrojellerin ve yarı-IPN’lerin üretimi amaçlanmıştır. Hidrojeller ve yarı-IPN’ler, yardımcı monomer olarak (3-akrilamidopropil)trimetil amonyum klorür (APTAC), çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol dimetakrilat (EGDMA) kullanılmasıyla çözelti ortamında serbest radikal polimerleşmesi ile hazırlanmıştır. Yarı-IPN yapının sentezlenmesi için poli(vinil alkol) (PVA) kullanılmıştır. Hazırlanan kimyasal çapraz bağlı polimerlerin spektroskopik özellikleri FT-IR spektroskopisi ile incelenmiş ve Taramalı Elektron Mikroskopi (SEM) yöntemiyle gözenek yapısı aydınlatılmıştır. Çapraz bağlı kopolimerlerin şişme özelliklerini araştırmak amacıyla 25oC’da gerçekleştirilen dinamik şişme testleri sonucunda PVA içermeyen hidrojeller %1187-7633 oranında şişme gösterirken, PVA içeren yarı-IPN hidrojeller için %7823257 arasında değişen şişme oranları elde edilmiştir. Ayrıca, denge su içeriği, difüzyon üsteli, difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır[3,4]. Hidrojellerin ve yarıIPN’lerin soğurum özelliklerinin araştırılması amacıyla model molekül olarak kalkon karboksilik asit (CCA) gibi anyonik bir boyarmadde seçilmiş ve soğurum ile ilgili temel parametreler hesaplanmıştır[5]. Sentezlenen hidrojellerin, istenmeyen suyun uzaklaştırılmasında ve anyonik esaslı kirlilik içeren atık suların arıtılmasında polimerik adsorban olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: hidrojel, yarı-IPN, şişme, soğurum. Kaynaklar [1] L. Ninni, V. Ermatchkov, H. Hasse, G. Maurer. Fluid Phase Equilibria, 337, (2013), 137– 149. [2] S. Zhao, M. Cao, H. Li, L. Li, W. Xu. Carbohydrate Research, 345, (2010), 425-431. [3] E. Karadağ, S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm. Poly-Plas Technology & Engineering, 48, (2009), 1217-1229. [4] H.S. Samanta, S.K. Ray, Carbohydrate Polymers, 99, (2014), 666– 678. [5] Y.N. Patel, M.P. Patel. Journal of Macrom. Sci., Part A: Pure and Appl. Chem., 49, (2012), 490–501. Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir. Proje No: FEF 11008 105 P44 HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONUYLA POLİ ETERİK YAPIDA POLİMERİN HAZIRLANMASI VE ADSORPSİYON ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Gülben Torğut, Güzin Pıhtılı, Kadir Demirelli Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Bu çalışmada ilk olarak Sn(Oc)2 kullanılarak halka açılma polimerizasyonu ile hidroksil uçlu poli(1,2-epoksi-3-fenoksi propan) bileşiği sentezlendi. Sentezlenen eterik yapılı homopolimer FTIR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi. Bu homopolimerin klorasetil klorür ile açillenmesiyle oluşan -Cl ucunun dietanol aminle modifiye edilmesi sonucu oluşan polimerinin bromkresol yeşili, alizarin sarısı ve metilen mavisiyle boyar madde adsorpsiyon özellikleri araştırıldı. Öncelikle sırasıyla 66 ppm, 11,5 ppm ve 140 ppm konsantrasyonlarında boyar madde çözeltisi hazırlandı ve bu çözeltiler için UV-VIS cihazı yardımıyla kalibrasyon grafiği çizildi. Farklı zamanlarda polimerin tuttuğu boya miktarları hesaplandı ve zamanın bir fonksiyonu olarak grafiğe geçirildi [1]. Polimerin her üç boyar madde için adsorpsiyon izotermleri, adsorpsiyon termodinamiği ve adsorpsiyon kinetiği incelendi. 298 K’de t/qt ve log(qe-qt) değerlerinin t değerlerine karşı ayrı ayrı grafiğe geçirilmesiyle k1 (birinci dereceden adsorpsiyon hız sabiti) ve k2 (ikinci dereceden adsorpsiyon hız sabiti değerleri hesaplandı [2]. 40 mg boya)g polimer 35 30 25 bromkresol yeşili 20 alizarin sarısı 15 metilen mavisi 10 5 0 0 50 100 150 200 t (dk) Anahtar kelimeler: Halka açılma polimerizasyonu, modifiye, adsorpsiyon Kaynaklar 1. B.F. Senkal., F. Bildik, E. Yavuz., A. Sarac., Reactive & Functional Polymers, 67, (2007), 1471–1477 2. G. Crini., Dyes and Pigments, 77, (2008), 415-426 106 P45 HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU VE ATRP YÖNTEMİ İLE ABC TİPİ BLOK KOPOLİMERLERİN SENTEZİ VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Gülben Torğut, Kadir Demirelli Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Halka açılma polimerizasyonu ile sentezlenen poli(2-[(Naftalen-1-iloksi)metil]) oksiran bileşiği εkaprolaktonun halka açılma polimerizasyonunda başlatıcı olarak kullanılarak AB tipi blok kopolimer sentezlendi. Bu blok kopolimer makrobaşlatıcıya dönüştürülerek farklı monomerlerin ATRP reaksiyonunda kullanıldı ve ABC tipi blok kopolimerler sentezlendi. Polimerlerin yapısı FTIR, 1H-NMR, jel geçirgenlik kromotografisi (GPC), TGA ve DSC teknikleri ile karakterize edildi. Dielektrik ve iletkenlik davranışları impedans analizör ile incelendi. Bu değerler frekansa ve sıcaklığa karşı grafiğe geçirildi ve sonuçlar birbirleriyle karşılaştırıldı. Bütün polimerler için frekans arttıkça dielektrik sabitinin azaldığı yüksek frekanslarda ise sabit kaldığı görüldü [1]. İletkenlik değerleri ölçülen Gp değerinden hesaplandı ve frekansa ve sıcaklığa bağlı olarak incelendi. Artan frekans ve sıcaklıkla iletkenlik değerleri artış gösterdi [2]. Bu iletkenlik değerleri kulanılarak hazırlanan triblok kopolimerlerin iyonik iletkenlik aktivasyon enerjileri hesaplandı. Anahtar kelimeler: Halka açılma polimerizasyonu, ATRP, dielektrik, iletkenlik, aktivasyon enerjisi Kaynaklar [1] M.A., El- Sherbiny., N. Saieh., A. El-Rehim, Polymer Testing, 20, (2001), 371-378 [2] B.Hussien, , Euro Journals Publishing, 52, (2011), 236-242 107 P46 KİTOSAN TEMELLİ YARI-IPN HİDROJELLERİN ŞİŞME ÖZELLİKLERİ VE LİPAZ SALIM DAVRANIŞLARI Gülen Oytun Akalına, Nilay Demirkol Karahanb, Mehlika Pulatb Aksaray Üniversitesi, Bilimsel ve Teknolojik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ASÜBTAM),Kampüs Yerleşkesi/Aksaray b Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Teknikokullar, /Ankara [email protected] a Sunulan çalışmada, farklı bileşimlerde akrilamid (AAm), sitrakonik asit (CA) ve kitosan (Cs) içeren yarı-IPN yapıdaki (iç içe geçmiş ağ yapılı) hidrojeller sentezlendi. Hidrojellerin şişme davranışları zaman, pH ve sıcaklığa karşı incelendi [1]. Tüm hidrojellerin yüzde şişme değerlerinin zaman, sıcaklık ve pH ile arttığı ve yaklaşık 15 saat civarında dengeye ulaştığı gözlendi. En yüksek şişme değeri 50 ºC deki sıcaklıkta % 460 olarak bulundu. Genel olarak yapıdaki CA artışının yüzde şişme değerlerini azalttığı belirlendi. Kuru, şişmiş ve lipaz yüklü hidrojellerin SEM görüntüleri alınarak ortalama gözenek yoğunluğu ve gözenek çapları saptandı. Şişme deneylerine ve SEM sonuçlarına göre seçilen hidrojele, fiziksel adsorpsiyon, kovalent bağlama ve hapsetme yöntemi olmak üzere üç farklı türde lipaz immobilizasyonu gerçekleştirildi. Kovalent bağlanma ile immobilizasyon, hidrojel yapının 1-siklohekzil-3-(2-morfolin-etil) karbodiimid (CDI) ile aktifleştirilmesi yoluyla gerçekleştirildi. Lipaz salımı spektrofotometrik olarak pH 7,4 ve 37ºC de takip edildi. Adsorpsiyon ile immobilize edilen hidrojelden lipaz salımının, kovalent bağlanma ile immobilize edilen hidrojele göre daha fazla olduğu saptandı. En yüksek lipaz yüklemesi ve en düşük salım değerleri hapsetme yönteminden elde edildi. [2-4]. Kaynaklar [1] M.Pulat, D.Asıl. Journal of Applied Polymer Science, 113:4, ( 2009), 2613-2619. [2] S.Ecaterina. Chemical Engineering Journal, 243,(2014),572–590. [3] P. Ye, PJ. Jiang, Z. Xu. Colloids Surf B Biointerfaces, 60,(2007), 62–67. [4] M. Pulat, G.O. Akalin. Artificial Cells, Blood Substitutes, and Biotechnology, 41:3, (2013),145-151. 108 P47 ABS, PC/ABS HAMMADDELERİNDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK PARÇALARIN GERİ DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR KULLANIMLARININ SAĞLANMASI Gülşah Arslana, Yasemin Gündoğdu Ceylana B-PLAS Bursa Plastik, Metal, İnşaat, Enerji, Madencilik, Jeotermal Turizm ve Tarım San. ve Tic. A.Ş., Ar-Ge Merkezi, Teknoloji Geliştirme Bölümü, BURSA [email protected] a Özet: Plastik malzemeler, hem metal malzemelere göre daha hafif ve ucuz olmaları, hem de sahip oldukları iyi mekanik özellikler açısından özellikle otomotiv sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Otomotivde, genellikle iç aksamlarda düşük maliyetiyle birlikte yüksek sertlik ve çarpma dayanımı (düşük sıcaklarda), yüksek kimyasal ve termal direnç, kolay proseslenme gibi avantajlı özellikleri açısından Akrilonitril-bütadien-stiren (ABS) ve PC (polikarbonat)/ABS karışımları fazla kullanılan plastiklerdendir. ISO 14001 belgeli bir firma olarak çevreye önem verildiği için ve otomotiv firmalarının ELV 2000/53/EC direktifine uyumlarını sağlamaya katkıda bulunmak için çeşitli nedenlerle kullanılamayan ABS ve PC/ABS karışımlarının geri dönüştürülmeleri ile tekrar kullanımlarına yönelik bir proje yapılması hedeflenmiştir. Bu amaçla, ABS ve PC/ABS karışımlarından üretilen ürünlere gerekli işlemler uygulanarak ve çarpma dayanımı artırıcı ve uyumluluk sağlayıcı katkı maddeleri eklenerek hammadde ve ürün şartnamelerinde istenen mekanik özelliklere sahip geri dönüşümlü hammaddelerin elde edilmesi için formülasyon geliştirme çalışmaları yapılacak ve uygun parçaların üretiminde kullanılabilirliği incelenecektir. Uygun formülasyona sahip geri dönüşümlü hammaddeler enjeksiyon ve boyahane prosesine tabi tutulacaktır. Tüm test ve proses sonuçları incelenerek optimum formülasyona karar verilecektir. Anahtar kelimeler: ABS, PC/ABS karışımları, plastiklerin geri dönüşümü, mekanik özelliklerin iyileştirilmesi, çarpma dayanımı artırıcılar. Kaynaklar [1] R. Scaffaro, L. Botta, G. D. Benedetto. European Polymer Journal, 48, (2012), 637-647. [2] L. B. Brennan, D. H. Isaac, J. C. Arold. Journal of Applied Polymer Science, 86, (2001), 572-578. [3] A. Farzadfar, S. N. Khorasani, S. Khalili. Society of Chemical Industry, (2013). [4] R. Krache, I. Debbah. Material Sciences and Applications, 2, (2011), 404-410. 109 P48 PETROL KÖKENLİ ORGANİK SIVI ABSORBENTİ OLARAK POLİ(ALKOKSİSİLAN) ORGANOJELLERİN KULLANILMASI Müslüm Duğrun, Gülşah Ozan Aydın, Hayal Bülbül Sönmez Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü [email protected] Bugün dünya üzerinde enerji ihtiyacını karşılamada yakıt olarak kullanımından başlayarak, günlük yaşamımızın vazgeçilmezleri haline gelen birçok araç-gereç için hammadde olarak kullanımına kadar, çok geniş bir alanda petrol ve petrol ürünlerine gereksinim vardır. Petrolün yer altından çıkarılması, taşınması, saklanması sırasında oluşabilecek kazalar ve petrol ve petrol ürünlerinin kullanımı esnasında ve sonrasında atık haline gelmesi durumunda özellikle yeryüzündeki su kaynaklarını kirletmesi söz konusudur. Diğer kirlilik kaynakları ile karşılaştırıldığında sulara petrol ve petrol ürünlerinin yayılması canlı yaşamı için büyük tehdit oluşturmaktadır [1]. Petrol yayılması sonucunda çevrenin kimyasal bileşiminin değişmesiyle, ekolojik denge bozularak canlıların sağlığı, en nihayetinde de insan hayatı tehlikeye girmektedir [2]. Bu nedenle petrol ve petrol ürünlerinin sulardan hızlı ve etkili bir biçimde temizlenmesi gerekmektedir. Kullanılan en etkili teknik bu döküntülerin su yüzeyinden ince tabakalar halinde absorbentler ile temizlenmesidir. Silika jel, zeolit, aktif karbon ve doğal polimerler geçtiğimiz yüzyılda petrol absorbenti olarak oldukça ilgi çekmiştir. Absorbentlerin yeni bir sınıfı olarak, üç boyutlu çapraz bağlı ağ yapısına sahip jeller ile organik solventlerde ve petrolde çözünmeyen fakat bu solventleri ve petrolü absorblayarak şişebilen polimerler; sudan hafif olmaları, suda çözünmemeleri ve kolayca rejenere edilebilmeleri nedeniyle ilgi odağı haline gelmiştir [3]. Bu çalışmada; birer petrol türevi olan organik solvent ve yakıtlar için yüksek absorbsiyon kapasitesine sahip, aromatik trietoksisilan çapraz bağlayıcı ajanları ile 1,3-1,4siklohekzandimetanol karışımı (UNOXOLTM) monomeri kondenzasyon polimerimerizasyonuna uğratılarak organojeller sentezlenmiştir. Sentezlenen organojellerin çeşitli organik solventleri ve petrol kökenli yakıtlardan benzin, dizel gibi yakıtları absorblama özellikleri belirlenmiştir. Farklı kimyasal yapıdaki trietoksisilan çapraz bağ ajanının sentezlenen organojelin organik sıvıları absorblama kapasitesine etkisi incelenmiştir. Ayrıca organojellerin rejenerasyonu ve işlemlerin tekrarlanabilirliği test edilerek yeniden kullanılabilen polimerlerin sentezlenmesi hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Organojel, absorbent, UNOXOLTM, organik solvent, petrol. Kaynaklar [1] Redondo J.M., Platono A.K., Environmental Research Letter, 4, (2009), 1-10. [2] Liu Y., Mao R. , Huglin M.B., Holmes P.a., Polymer, 378, (1996), 1437-41. [3] Jin H.X., Dong B., Wu B., Zhou M.H., Polym-Plast. Technol., 51, (2012), 154-159. 110 P49 POLİMER BAĞLI PATLAYICILARDA PLASTİKLEŞTİRİCİLERİN PATLAYICININ AKMAZLIK ve MEKANİK ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Gürkan Atınç Yılmaza,b, Değer Şena, Zekeriya Taner Kayaa, Teoman Tinçerb a b Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü, TÜBİTAK Polimer Bilim ve Teknolojisi Bölümü, ve Kimya Bölümü ODTÜ [email protected] Günümüzde tüm yeni patlayıcı geliştirme çalışmaları mühimmatların depolanması ve/veya kullanımı sırasında, yangın, mekanik şok veya şarapnel sebebiyle kazara patlamaması için mevcut patlayıcıların duyarsızlaştırılması üzerine kuruludur. Yeni teknoloji mühimmatlarda duyarsız patlayıcı kullanımı, bu patlayıcıların konvansiyonel patlayıcılara karşı sahip olduğu üstün özelliklerinden dolayı yaygınlaşmıştır. Duyarsız patlayıcı elde etmede en yaygın olan yöntem yüksek patlayıcıları polimerik bir malzeme ile kaplamaktır. Bu metotla üretilen duyarsız patlayıcılar, Polimer (Plastik) Bağlı Patlayıcılar (PBP) (ing. Polymer Bonded eXplosives) olarak bilinmektedir. İdeal bir PBP kullanıldığı mühimmata özgü bazı mekanik gereksinimleri karşılamalıdır. Çalışma kapsamında,üretim sonu akmazlık değerleri ile mekanik özelliklerin iyileştirilmesi için PBP’lerde sıkça kullanılan Dioktil Adipat’a (DOA) ve İzodesil Pelargonat (IDP) plastikleştiricilerine alternatif olarak Diizononil Adipat (DINA) ve Diizononil Fitalat (DINP) plastikleştiricilerininkulanılması hedeflenmiştir. Öncelikle plastikleştiricilerin patlayıcı temel bileşenleri ile kimyasal uyumuna bakılmış sonrasında bu plastikleştiricilerin kullanıldığıPBP formülasyonları hazırlanmıştır. Alternatif plastikleştiricilerin, patlayıcının üretim sonu akmazlık ve olgunlaşma sonrası mekanik özelliklerine etkisi ayrıntılı olarak çalışılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, tüm plastikleştirici adayları dökülebilir plastik bağlı patlayıcıların ana bileşenleri olan HTPB, RDX ve aluminyum ile uyumlu bulunmuştur. Formülasyon ve üretim süreci eniyileme çalışmaları sonrasında yeni plastikleştirici adayları ile üretimleri yapılan patlayıcıların tamamı mevcut patlayıcılar ile benzer üretim sonu akmazlık ve mekanik özellikler göstermiştir. Anahtar Kelimeler:Duyarsız patlayıcılar, Polimer (plastik) bağlı patlayıcılar, üretim sonu akmazlık, mekanik özellikler 111 P50 KLOR UÇLU METİLMETAKRİLAT MAKROMONOMERİ’NİN MODİFİKASYONU VE ADSORPSİYON ÇALIŞMASI Güzin Pıhtılıa, Gülben Torğut, Kadir Demirelli FıratÜniversitesi, Fen Fakültesi, KimyaBölümü 23119, Elazığ [email protected] a Bu çalışmada ilk önce atom transfer radikal polimerizasyon (ATRP) başlatıcısı olarak kullanılmak üzere, rezorsinolve 4-kloroasetoasetat’ın reaksiyonundan 4-klormetil-7-hidroksi kumarin sentezlendi[1].Daha sonar Metilmetakrilat’ın homopolimeri ATRP metoduyla gerçekleştirildi. Bu polimerizasyon işleminde, başlatıcı olarak kumarin,katalizör system olarak Cu(I)Br/2,2’-bipiridin kullanıldı. Sentezlenen7 –Hidroksikumarin uçlu poli(MMA)’ın metakriloilklorürile 0-5 0C arasında, esterleşme reaksiyonundan klor uçlu metilmetakrilat makromonomeri hazırlandı. Daha sonra elde edilen makromonomerin dietanolaminile modifikasyon reaksiyonu gerçekleştirildi.Makromonomerin uç grubunda bulunan klor grubu ile dietanolaminin yer değiştirme tepkimesi sonucu uç grublarında OH grubu olan bir yapı sentezlendi.Sentezlenen makromonomer ve modifiye edilen makromonomer FT-IR ve 1H-NMR ile karakterize edildi.Modifiye edilen makromonomerin UV spektroskopisi yardımıyla bromkresol yeşili (asidik) boyar madde tutma özelliği araştırıldı.Değişik zamanlarda ve farklı sıcaklıklarda modifiye makromonomerin tuttuğu boyamiktarı hesaplandı. Hem zamanla hem de sıcaklık arttığında tutulan boya miktarının da arttığı gözlendi.Ayrıca çalışmada adsorpsiyon kinetiği incelendi[2]. AnahtarKelimeler: ATRP, makromonomer, modifikasyon, adsorpsiyon. CH3 CH3 H2C H2C C C C C O O O O + OH HO THF - DMF NH O O O O NaHCO3 H2C CH2 C C OH CH3 CH3 CH2 Cl O m CH2 C C O O CH3 CH3 N O m OH Kaynaklar [1] L. Santana, M .Teijeira.,Eur J Pharm Sci,7(2), (1999), 161-6. [2] H.Vasconcelos ,V.Fávere , N.Gonçalves, andM.Laranjeira,. React. Funct.Polym.,67, (2007), 1052-1060. 112 P51 ATRP İLE SENTEZLENEN TARAK TİPİ KOPOLİMERLERİNİN İYONİK İLETKENLİĞİNDEN AKTİVASYON ENERJİLERİNİN BELİRLENMESİ Güzin Pıhtılı, Kadir Demirelli FıratÜniversitesi, Fen Fakültesi, KimyaBölümü 23119, Elazığ [email protected] a Bu çalışmadaP[Ɛ-CL-b-(MMA-comb-EMA)] tarak tipi kopolimerleri sentezlenmiştir.İlk once 4klormetil-7-hidroksi kumarin başlatıcısıyla ATRP metodu kullanılarak kumarin uçlu metilmetakrilat’ın homopolimeri sentezlendi. 7 –Hidroksikumarin uçlu poli(MMA)’ın metakriloilklorür ile 0-50C’ de esterleşme reaksiyonundan makromonomer hazırlandı. Єkaprolaktonun halka açılma polimerizasyonundan hazırlanan poli(Є-kaprolakton)’nun klorasetilklorür ile soğuk ortamdaki esterleşme reaksiyonundan makrobaşlatıcı sentezlendi. Sentezlenen makrobaşlatıcı, makromonomer ve farklımiktarlarda kullanılan etilmetakrilat monomer kullanılarak ATRP metoduyla bir seri tarak tipi blokkopolimer hazırlandı. Hazırlanan kopolimerler FT-IR, 1H-NMR, DSC ve TGA ile karakterize edildi.Tarak polimerlerin iletkenlik davranışları impedansanalizör cihazı ilehesaplandı.İletkenlik değerleri ölçülen kondüktans (Gp) değerinden hesaplandı ve frekansa ve sıcaklığa bağlı olarak incelendi.Ayrıca kütlece %5, %10 ve %20 oranında EuCl3 ile doplanarak ölçümler alındı.Artan frekans ve sıcaklıkla iletkenlik değerleri artış gösterdi.Elektriksel iletkenlik, sıcaklıkla üstel olarak değişimin gözlendiği Arrhenius eşitliğinde verilir. “σ = σo/ T exp (-Ea/ kT)” [1]. Buradaki Ea iyonik iletkenliğin aktivasyon enerjisidir.Bu eşitlikten faydalanarak ln σ’ ya karşı 1/T ler grafiğe geçirilerek doğrunun eğiminden aktivasyon enerjileri hesaplandı. Buradaki aktivasyon enerjisi; fizikokimyadaki geçiş-durumu teorisine gore kimyasal reaksiyonlar için verilen potansiyel enerji bariyeri olarak veya 0 oK’deki iyonik iletim için potansiyel enerji engeli olarak tanımlayabiliriz[2]. AnahtarKelimeler: ATRP, tarakkopolimer, iletkenlik, aktivasyonenerjisi. -7.8 logσ (S/cm) -8.1 -8.4 -8.7 -9 1.9 2.9 log f (Hz) P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%41)] -14 lnσ P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%4)] P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%23] P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%41)] P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%23] -16.5 -19 2 2.5 3 1000/T 3.5 Kaynaklar [1] C. Zhanga, C.-J. Lia, G. Zhang, X.-J.,Ninga, C.-X. Lia, H. Liaob, C. Coddetb, Materials Science and Engineering B, 137, (2007), 24-30. [2] L. Ying, G. Jiang-Hong, , T.,Zi-Long, , X. Yu-Sheg, Acta Phys.-Chim.Sin., 17(9), (2001), 792-796. 113 P52 SICAKLIĞA DUYARLI POLİ(VİNİL ALKOL) BAZLI KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ VE YAPISAL KARAKTERİZASYONU Hacer Kazan, Nuran Işıklan Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/Kırıkkale [email protected] Poli(vinil alkol) (PVA) toksik ve kanserojen olmamasından dolayı 1924’de keşfinden bu yana değişik alanlarda kullanılmıştır. Poli(vinil alkol); biyomateryaller, kontak lensler, yapay kan damarları, bağırsaklar, pankreaslar ve böbrekler gibi geniş uygulama alanı bulmaktadır [1]. PVA hidrojeli, visco elastik yapısı, yüksek su içeriği ve biyolojik uyumluluğu nedeniyle kıkırdak yüzeyi kaplama gibi ortopedik uygulamalar için aday bir biyomalzemedir [2]. PVA yaygın olarak, kolay işlenebilirlik, yüksek optik berraklık ve biyolojik uyumluluktan dolayı nanokompozitlerin hazırlanması için matris olarak da kullanılır [3]. Bunların yanında PVA’nın yüksek hidrofilik karakterli ve suda çözülebilen bir polimer olması nedeniyle sulu sistemlerde kullanılırken genellikle çapraz bağ yöntemi ile sudaki çözünürlüğünün azaltılması gerekir. Bu durum PVA membranların hidrofilik karakterlerinin de azalmasına neden olur dolayısıyla da PVA membranların hidrofilik karakterlerinin arttırılacak yönde modifiye edilmesi gerekir. Bu amaçla kullanılabilecek yöntemler, alaşım membranlar hazırlama, aşı kopolimer sentezlemek veya yapıya hidrofilik yapıların sokulmasıdır [1]. Çalışmada PVA’ya, poli(N,N-dietilakrilamid) (PDEAAm) birimlerinin aşılanarak, transdermal uygulamada kullanılmak üzere, sıcaklığa duyarlı PVA-aşı-PDEAAm kopolimerin elde edilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla başlatıcı olarak amonyum peroksidisülfat, hızlandırıcı olarak da N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin kullanılarak PVA-aşı-PDEAAm aşı kopolimeri mikrodalga ışınları yardımıyla sulu ortamda sentezlenmiştir. Elementel analiz sonuçlarından hesaplanan aşı yüzdelerinin, çalışma sıcaklığının 25°C den, 45°C’ye çıkarılması ile %1.91 den %32.8’e arttığı bulunmuştur. PVA-aşı-PDEAAm kopolimer yapıları; FTIR, Raman, 1H-NMR, TGA, DSC, SEM yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Termal analiz sonuçlarından, sentezlenen kopolimerin üç basamaklı bozunma davranışı gösterdiği ve PVA’ya göre termal dayanımının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca DSC termogramlarından Tg değerlerinin aşı yüzdesi ile azaldığı görülmüştür. Tg değeri PVA için 145.05°C gözlenirken, %32.8 aşı verimli kopolimer için 100.88°C olarak bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Poli(vinil alkol), poli(N,N-dietilakrilamid), sıcaklığa duyarlı polimerler, aşı kopolimer Kaynaklar [1] D. Tuncel. Poli(vinil alkol-aşı-itakonik asit) ve poli(vinil alkol-aşı-akrilamid) membranlardan salisilik asitin kontrollü salımı, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, (2006). [2] C. E. Macias., H. Bodugoz-Senturk., O. K. Muratoglu. Polymer, 54, (2013), 724-729. [3] A. N. Krkljesˇ., M. T. Marinovic´-Cincovic´., Z. M. Kacarevic-Popovic., J. M. Nedeljkovic´. European Polymer Journal, 43, (2007), 2171-2176. Bu çalışma TÜBİTAK 113Z271 nolu proje ile desteklenmiştir. 114 P53 POLİFENOL-TEMELLİ YENİ BİR YARI-İLETKEN POLİMER: POLİ(4-(1-(2-FENİLHİDRAZON)ETİL)FENOL) Hacı Ökkeş Demir Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş [email protected] Poli(fenoksi-ketimin)ler konjuge bağ sistemine sahip olup polifenol-temelli polimerlerdir ve yinelenen birimlerinde -OH fonksiyonel grubu ile birlikte ketimin yan grubu içerirler. Sahip olduğu konjuge bağ düzeni, elektronik delokalizasyon ile yükün polimer ana zinciri ve yan grupları boyunca taşınmasını sağlar. Bu nedenle poli(fenoksi-ketimin)ler, yarı-iletken özellik ve paramanyetizm gibi kullanışlı özellikler gösterirler. Bu bağlamda bu çalışmayla; poli(fenoksi-ketimin) yapısında olan poli(4-(1-(2fenilhidrazon)etil)fenol)ün ilk kez UV-Vis., FTIR ve NMR gibi tekniklerle karakterizasyonu gerçekleştirilmiş ve iletkenlik, elektrokimyasal, termal ve antimikrobiyal özellikleri incelenmiştir. Elektriksel iletkenlik değeri ~8.55×10-2 S/cm olarak bulunmuştur. Buna sonuca göre poli(4-(1-(2-fenilhidrazon)etil)fenol)ün, yarı iletken malzeme olarak elektronik devrelerde ve fotovoltaik hücrelerde kullanım potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. 115 P54 POLİAMFOLİT HİDROJELLERİN ŞİŞME KARAKTERİZASYONU Hande Ekren, Ömer Barış Üzüm Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 09010 Aydın [email protected] Hidrojeller, büyük miktarlarda su tutma kapasitesi olan üç boyutlu ağ yapıya sahip polimerik malzemelerdir. Genel olarak hidrofilikmonomerlerin polimerleşmesi ve polimer zincirlerinin çapraz bağlanmasıyla üretilirler. Çapraz bağlı polimerlerin yüksek miktarda su tutma kapasiteleri, bu malzemeleri biyomühendislik, biyomedikal, yiyecek ve ilaç endüstrisi gibi alanlarda önemli hale getirir. Hidrojeller polimer iskeleti boyunca bulunan fonksiyonel gruplarından dolayı fiziksel ve kimyasal şartlara oldukça hassastır. Çevresel faktörlerdeki küçük değişimler hidrojellerin şişme, büzülme ve adsorpsiyon davranışlarında değişmelere neden olur. Sıcaklık, pH, çözücü derişimi, iyonik şiddet, elektrostatik kuvvetler, polimer çözücü etkileşimleri ve polimerin yapısı denge şişme özelliklerini belirleyebilir. Poliamfolithidrojeller, pozitif ve negatif yüklü tekrarlanabilen birimlerden oluşan, çapraz bağlı ağ yapılardır ve her bir tekrarlanan birimin özelliklerini taşırlar. Hidrojellerin bu özellikleri, ilaç salımı, doku ve hücre uygulamaları, kontak lens, biyosensör, yapay organ, adsorban üretimi gibi konularda yoğun olarak çalışılan yapılar olmalarını sağlamıştır. Bu çalışmada, (3-akrilamidopropil)trimetil amonyum klorür (APTAC) ve sodyum akrilat(SA) yardımcı monomerleri kullanılarak akrilamid (AAm) esaslı terpolimer sentezi ve karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol dimetakrilat(EGDMA) kullanılmıştır. Şişme karakterizasyonu için 25oC sabit sıcaklıkta ve pH 7,0’de dinamik şişme testleri uygulanmıştır. Sabit APTAC, değişen SA içeriğine sahip hidrojeller için %1076-11463 arasında değişen Denge Yüzde Şişme (%S) değerleri elde edilmiştir. SA miktarı sabit iken APTAC miktarının değişime bağlı olarak %S değerleri %6326-1131 arasında değişim göstermiştir. pH 3,0 ve pH 11,0’de elde edilen %S değerleri benzer karakterde değişim göstermiştir. Şişme karakterizasyonu açısından önemli olan denge su içeriği (DSİ), difüzyon üsteli (n), difüzyon sabiti (k) ve difüzyon katsayısı (D) gibi parametreler hesaplanmıştır. Sentezlenen terpolimerlerinbiyoteknoloji alanında potansiyel bir polimerikadsorban ya da taşıyıcı olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: pH duyarlı hidrojel, poliamfolit, (3-akrilamidopropil)trimetil amonyum klorür, sodyum akrilat Kaynaklar [1] T.R.R. Singh, P.A. McCarron, A.D. Woolfson, R.F. Donnelly. Eur. Polym. J.,45, (2009), 1239-1249. [2] L. Fang, M.W. Urban. Polymer Science,35 (2010) 3–23. [3] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ. PolymerComposites, 30, (2009), 29-37. [4] N.B. Shukla, S. Rattan, G. Madras. Ind.&Eng. Chem. Res.,51, (2012), 14941−14948. [5] M. Gao, K. Gawel, B.T. Stokke. Eur. Polym. J., 53, (2014), 65–74. Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir. 116 P55 POLİPROPİLENİMİNE (PPI) DENDRİMERLERİN MONOSÜBSTİTÜTE BENZOİK ASİT İLEİYONİK SIVI KRİSTAL ÇALIŞMALARI Harun Nezih Türkçü, Metin Tülü, Hale Ocak, Belkıs Bilgin Eran Yıldız Teknik Üniversitesi, Davutpaşa Kampüsü, Kimya Bölümü, Esenler, 34220 İstanbul [email protected] Dendrimer kimyasının ilk üyelerinden PPI tipi dendrimerlerin suda kolaylıkla çözünür ve polidispersitesinin düşük olması bu tür makromolekülleri gen ve ilaç taşıyıcı ajan, radyo-ligand vb. alanlarda aranan moleküller haline getirmiştir. Bu doğrultuda PPI tabanlı dendritik iyonik sıvı kristal moleküller, oldukça kararlı olmaları, geniş aralıklı mezomerik özellikleri, kolaylıkla hazırlanmaları nedeniyle son yıllarda sıklıkla çalışılmıştır.1-3 Bu çalışmada mezomerik karekterdeki monosübstitüte benzoik asitle muamele edilen PPI dendrimerin geniş mezomerik aralıklı iyonik sıvı kristal elde edilmesi hedeflenmiştir. Çok düşük mezomerik aralığı olan ve nispeten düşük sıcaklıkta izotropike geçen bir monomerle amin sonlu PPI ile elektrostatik olarak kararlı ve geniş sıvı kristal aralıklı iyonik yapılar haline getirilmiştir. Sentezlenen moleküllerin aydınlatılmasında FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR gibi spektroskopik cihazlardan faydalanmıştır. Sıvı kristal karakterizasyonu POM ve DSC ile gerçekleştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: PPI, Dendritik İyonik Sıvılar, DSC ve POM. Teşekkür: Yıldız Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından sağlanan (Proje No: 2013-01-02-DOP02) finansal destek için teşekkür ederiz. KAYNAKLAR: [1] R. Martin-Rapun,M. Marcos, A. Omenat, J.L. Serrano,J. Am. Chem. Soc.,127, (2005), 7397-7403. [2] M. Marcos, R. Martin-Rapun, A. Omenat, J. Barbera, J.L. Serrano,Chem. Mater.,18, (2006), 1206-1212. [3] D. Tisourvas, T. Felekis, C. Paleos. Liquid Crystal, 31,(2004),739-744 117 P56 POLİTİYOFEN/NEVŞEHİR POMZASI KOMPOZİTLERİNİN ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Fatma Taşkoparana, Haşim Yılmaza, Ümmihan T. Yılmaza, H. İbrahim Ünalb Gazi Üniversitesi Polatlı Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 06900 ANKARA b Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 06500 ANKARA [email protected] a Elektroreoloji (ER), elektrik alan kuvvetine maruz kalan bir akışkanın, akış özelliklerinde meydana gelen değişimlerin incelendiği bilim dalıdır. Tarihte ER olayının ilk adımı 1896 da Alexander Wilmer Duff tarafından atılmıştır. Elektroreolojik ve magnetoreolojik (MR) parçacıklarla aktif olarak çalışılmaya başlanması, 1940’larda Willis M. Winslow tarafından gerçekleştirildi. Winslow deneysel çalışmalara başladığında, düşük ve yüksek viskoziteli yalıtkan yağlarda yarı iletken tanecikleri dağıtarak hazırladığı ortamlarda elektrik alan uygulanmasıyla viskozitenin arttığını gözledi. Winslow’un 1940’larda aldığı üç patentten [1], ilki 1947’de ER akışkanın tork şanzımanında uygulanmasıyla ilgili olarak verildi. Daha sonra araştırma sonuçlarını yayınlamasıyla ER bilimi doğmuş oldu ve onu keşfeden bilim adamının ismine atfen “Winslow Etkisi” olarak anıldı [2]. Bu çalışmada, 3 farklı bileşime sahip politiyofen/nevşehir pomzası (PT/POMZA) kompozitlerin silikon yağı içerisinde hazırlanan süspansiyonlarının elektroreolojik (ER) özelliklerinin incelenmesi gerçekleştirildi, elde edilen sonuçlar politiyofen (PT) ile karşılaştırıldı. PT/POMZA kompozitlerin silikon yağı içerisinde çeşitli hacim kesirlerinde ( = %5 –%20) süspansiyonları hazırlandı, çökelme karalılıkları tespit edildi ve süspansiyonların ER aktiviteleri üzerine tanecik hacim kesri, kayma hızı, elektrik alan kuvveti, frekans ve sıcaklığın etkileri araştırıldı. Kompozitler için en = 0,1 s-1 kayma hızı, T = 25C sıcaklık ve uygun çalışma koşulları = %20 hacim kesri, kompozit bileşimi olarak da %78 PT içeren PT/POMZA kompoziti (K3 kodlu) belirlendi. ER aktivitenin E kuvvetindeki artışa paralel olarak artış gösterdiği ve kompozitteki PT miktarının artmasıyla ER aktivitenin yükseldiği tespit edildi. Kompozit malzemelerden hazırlanan süspansiyonlarda ER aktivitelerinin artan E ile artığı, artan kayma hızı ile azaldığı gözlendi. Süspansiyonların viskozitesinin kayma hızının artmasıyla azaldığı ve kayma incelmesi türünden visko-elastik bir non-Newtonian davranış gösterdiği, kompozitlerde PT değeri miktarı arttıkça E değerinin arttığı tespit edildi. Hacim kesri arttıkça süspansiyonların viskozitelerinin arttığı ve bu artışın parçacıklar arası polarizasyon kuvvetlerinden ileri geldiği belirlendi. Anahtar Kelimeler: Politiyofen, elektroreolojik akışkanlar politiyofen/Nevşehir pomzası, Kaynaklar [1] W. M. Winslow, U.S. Patent No: 2417850 (1947). [2] W. M. Winslow, Journal of Applied Physics, 20 (1947), 1137-1140. 118 iletken kompozitler, P57 POLİ(METİL METAKRİLAT)/NEVŞEHİR POMZASI KOMPOZİTLERİNİN ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Abdullah Çalışkana, Haşim Yılmaza, Ümmihan T. Yılmaza, H. İbrahim Ünalb Gazi Üniversitesi Polatlı Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 06900 ANKARA b Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 06500 ANKARA [email protected] a Son yıllarda, polimerlerin kullanım alanlarının yaygınlaşması, polimerlerle ilgili çalışmaları hızlandırmıştır. Bu sebepten, bilim adamları yeni polimerlerin araştırılıp sentezlenmesinden ziyade mevcut polimerlerin özelliklerinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapmaktadırlar. Bu amaçla kopolimerler ya da kompozitler sentezlenmektedir [1]. Kompozit malzemeler kullanım alanlarını yaygınlaştırmak amacıyla Elektroreoloji (ER) çalışmalarda sıklıkla kullanılmaktadır [2, 3]. Bu çalışmada, 3 farklı bileşime sahip poli(metil metakrilat)/nevşehir pomzası (PMMA/POMZA) kompozitlerin silikon yağı içerisinde hazırlanan süspansiyonlarının elektroreolojik (ER) özelliklerinin incelenmesi gerçekleştirildi, elde edilen sonuçlar poli(metil metakrilat), (PMMA) ile karşılaştırıldı. Zetasizer cihazı yardımıyla, PMMA homopolimeri ve PMMA/POMZA kompozitelerin tanecik boyutları belirlendi ve ER çalışmalar için uygun boyutlarda oldukları tespit edildi. PMMA/POMZA kompozitlerin silikon yağı içerisinde çeşitli hacim kesirlerinde ( = %5 – %30) süspansiyonları hazırlandı, çökelme karalılıkları tespit edildi ve süspansiyonların ER aktiviteleri üzerine tanecik hacim kesri, kayma hızı, elektrik alan kuvveti, frekans ve sıcaklığın etkileri araştırıldı. Kompozitler için en uygun çalışma koşulları %20 hacim kesri, 0,1 s-1 kayma hızı, 25C sıcaklık ve kompozit bileşimi olarak da %65 PMMA içeren PMMA/POMZA kompoziti (K3 kodlu) belirlendi. Kolloidal kararlılığa, PMMA/POMZA kompozitlerinde bileşimin ve hacim kesrinin etkisi incelendi. Kompozitlerde Pomza miktarı arttıkça kolloidal kararlılığın azaldığı, artan süspansiyon hacim kesri ile kolloidal kararlılığın arttığı tespit edildi. Bunun nedeni artan tanecik sayısıyla tanecikler arası statik elektriklenmenin artması olarak değerlendirildi. Tanecik boyutu artışı ile kolloidal kararlılığın azaldığı gözlendi. Süspansiyonların gösterdiği kolloidal kararlılık değerlerinin endüstriyel uygulamalar için uygun olduğu sonucuna varıldı. Süspansiyonun ER aktivitesi E deki artışa paralel olarak artmaktadır. Kompozit malzemelerden hazırlanan süspansiyonların yüksek sıcaklıkta çok fazla güç kaybına uğramadığı ve endüstriyel uygulamalar için uygun olabileceği sonucuna varıldı. Buna göre numunelerin endüstriyel uygulamalarda titreşim sönümleyici çalışmalarda kullanılabileceği tespit edildi. Anahtar Kelimeler : Poli(Metil metakrilat)/Nevşehir pomzası, iletken kompozitler, elektroreolojik akışkanlar Kaynaklar [1] N. Balcı, E. Bayramlı, L. Toppare, Journal of Applied Polymer Science, 64, (1997) 667-671. [2] H. Zhang, C Li, Synthetic Metals, 44, (1991) 143-146. [3] H. Yılmaz, H.İ. Ünal, B. Sarı, Journal of Applied Polymer Science, 87 (2007) 3484-3492. 119 P58 KİTOSAN BİRİMİ İÇEREN İMİN POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU İsmet Kayaa, Hatice Karaerb Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab. 17020 Çanakkale b Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır [email protected] , [email protected] a Dünyada çapında, büyük miktarda yengeç ve karides gibi su ürünlerinin kabukları değerlendirilmeden çevreye atılmaktadır. Günümüz artan çevre yasaları ve atıkların yeniden değerlendirilmelerinin gündeme gelmesiyle birlikte, bu kabuklardan yeni ürünler elde edilmeye başlanmıştır. Bu ürünlerin başında ise kitin gelmektedir. Kitin birçok alanda yaygın biçimde kullanılmasına karşın ağımsı moleküler yapısı nedeniyle bazı sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle kitin yerine onun deasetilasyonu sonucu elde edilen ve başlıca türevi olan kitosan kullanılmaya başlanmıştır (1). Kitosan, günümüzde tıptan gıdaya, ziraatten, kozmetiğe, eczacılıktan atık su arıtımına ve tekstil sektörüne kadar sayısız birçok alanlarda kullanılmaktadır (2). Bu çalışmada 2-hidroksi benzaldehit (2HBA), 4-hidroksi benzaldehit (4HBA) ve 4-hidroksi-3metoksibenzaldehit(VN) oksidatif polimerizasyon yöntemiyle polimerleştirilip P-2HBA, P-4HBA ve P-VN elde edildi. Mono ve poli aldehitlerin her biri ayrı ayrı kitosan ile etkileştirilip film şeklinde kitosan temelli Schiff bazı polimerleri sentezlendi. Bu polimerlerin yapılarının aydınlatılmasında FT-IR, termal davranışlarının incelenmesinde TG ve DSC teknikleri kullanıldı. Ayrıca bu bileşiklerin bazı bakterilere karşı antimikrobiyal özellikleri de incelendi. Anahtar Kelimeler: Oksidatif polimerizasyon, Poliimin, Kitosan Grafiksel özet Kaynaklar [1] Demir, A., Öktem, T., ve Seventekin, N. 2008. Kitosanın tekstil sanayinde antimikrobiyal madde olarak kullanımının araştırılması, Tekstil ve konfeksiyon, 2, 94-102. [2] Montazer, M., Afjeh, G., 2007, Simultaneous X-Linking and Antimicrobial Finishing of Cotton Fabric, Journal of Applied Polymer Science, 103, 178-185. 120 P59 METİL VE PİRİDİN BİRİMLERİ İÇEREN İMİN POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE TERMAL ÖZELLİKLERİ Hatice Karaera, İsmet Kayab, Haluk Aydına Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab., 17020 Çanakkale [email protected], [email protected], [email protected] a b Polimerler; hafif, ucuz, mekanik özellikleri çoğu kez yeterli, kolay şekillendirilebilen, değişik amaçlarda kullanıma uygun, dekoratif, kimyasal açıdan inert ve korrozyona uğramayan maddelerdir. Bu üstün özelliklerinden dolayı yalnız kimyacıların değil; makine, tekstil, endüstri ve fizik mühendisliği gibi alanlarda çalışanların da ilgisini çeken materyallerdir (1). Poliiminler, poli(azometinler) ya da Schiff bazı polimerleri olarak bilinirler ve konjuge polimerlerin bir örneğidirler. Oligofenoller, poliarilenlerin oksit türevleri olup elektron yapılarının özelliğinden dolayı çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Paramagnetizma, yarı iletkenlik, elektrokimyasal hücre ve yüksek enerjiye karşı dayanıklılık gibi birçok yararlı özelliklere sahiptirler (2). Bu çalışmada 2-hidroksibenzaldehit(2HBA)’den sulu bazik ortamda sodyum hipoklorit (NaOCl) oksidantı varlığında oksidatif polikondenzasyon reaksiyonu ile polialdehit bileşiği (Poli-2hidroksibenzaldehit(P-2HBA)) sentezlendi. Sentezlenen polialdehite (P-2HBA) 3 farklı amin (2amino-3-metil piridin (3MP), 2-amino-6-metil piridin (6MP), 2-amino-4-metil piridin (4MP)) bileşiği katılarak aşı polimerleri sentezlendi. Sentezlenen polimerlerin yapıları FT-IR, UV-vis, NMR ve döngüsel voltametri (CV) ölçümleri ile aydınlatıldı. Sentezlenen tüm bileşiklerin termal özellikleri TGA-DTA ve DSC analizleri ile belirlendi. Anahtar kelimeler: Schiff bazı polimeri, oligofenol, poliazometin Grafiksel özet İmin polimerlerinin sentezi Kaynaklar [1] Saçak M., 2008. Polimer Kimyası (4.Baskı). Gazi Kitabevi, Ankara, 2 s. [2] Mart H., Yörük Y.H., Saçak M. ve Muradoğlum V., 2004. The Synthesis, Characterization and Thermal Stability of Oligo-4-hydroxybenzaldehyde. Polymer Degradation and Stability, 83 (3): 395-398. 121 P60 KSANTAN GAM ve SEPİYOLİT İÇEREN YENİ AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT KOMPOZİT HİDROJELLERİNDE ŞİŞME KARAKTERİZASYONU Hatice Ödemiş, Erdener Karadağ Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN [email protected] Farklı karakterlerdeki malzemelerin en iyi özelliklerini yeni ve tek bir malzemede toplamak amacıyla, iki veya daha fazla mikro veya makro bileşenin karışımı veya birleşimiyle oluşan malzemeler “kompozit malzemeler” olarak adlandırılırlar. Kompozit grubu malzemelere değişik özellikler katmak için çeşitli kil mineralleri ile çapraz bağlı polimerlerin değişik özellikleri birleştirilerek, “polimer/kil kompozit” sistemler oluşturulabilir. Polimerlerin uygulama alanlarını genişletmek için bazı biyopolimerik gruplar birlikte kullanılarak yeni malzemeler üretilebilir. Hidrojeller, üç boyutlu ağ yapıya sahip hidrofilik polimerler olarak tanımlanırlar. Bu polimerler büyük miktarlarda suyu soğurabilir ve soğurdukları suyu bünyelerinde tutabilirler. Çapraz bağlı bu polimerler sağlık ürünleri, biyomedikal bilimler, eczacılık ve mekanik mühendislik gibi çeşitli alanlarda araştırılmakta olan malzemelerdir. Bu çalışmada, poli(etilen glikol)diakrilat ile çapraz bağlanmış çinko akrilat (ZA) yardımcı monomeri, sepiyolit (SP) kili ve ksantan gam (KsG) biyopolimeri kullanılarak, akrilamid (AAm) esaslı çapraz bağlı AAm/ZA, AAm/ZA/SP, AAm/ZA/KsG ve AAm/ZA/SP/KsG kopolimerleri ve yarı-iç içe geçmiş ağ yapılı polimerik yapıları (IPN) çözelti ortamında serbest radikalik katılma polimerleşmesi ile üretilmiştir. Hazırlanan örneklere 25oC’da suda dinamik şişme testleri uygulanarak şişme karakterizasyonları yapılmıştır. Bu amaçla, denge şişme, denge su içeriği, difüzyon üsteli, difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır. Şişme çalışmaları sonucunda AAm/ZA hidrojelleri; 7,32-10,88, AAm/ZA/SP kompozit hidrojelleri; 7,25-10,06; AAm/ZA/KsG yarı-IPN’leri; 6,17-8,79 ve AAm/ZA/SP/KsG kompozit hidrojelleri ise 5,87-7,87 oranında denge şişme değerleri göstermiştir. Çalışmada hazırlanan örneklerin spektroskopik karakterizasyonları için FT-IR tekniği kullanılmıştır. Örneklerin SEM mikrografları değerlendirilerek yüzey özellikleri konusunda da bilgi sahibi olunmuştur. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ışığında, yüksek oranda şişme gösteren AAm/ZA, AAm/ZA/SP, AAm/ZA/KsG ve AAm/ZA/SP/KsG hidrojellerinin ve yarı-IPN’lerinin istenmeyen ortamlardan suyun uzaklaştırılmasında ve su taşıyıcı malzemeler olarak tarım ve benzeri bazı alanlarda kullanılabileceği ileri sürülebilir. Anahtar Kelimeler: kompozit, hidrojel, ksantan gam, yarı-IPN, sepiyolit Kaynaklar [1]. E.S. Dragan, Chemical Engineering Journal 243 (2014) 572–590. [2]. S. Kundakcı, E. Karadağ, Polymer Bulletin 71 (2014) 351-370. [3]. V.V. Panic, S.J. Velickovic, Separation and Purification Technology 122 (2014) 384–394. [4]. B. Singh, R. Bala, International Journal of Biological Macromolecules 65 (2014) 524–533. [5]. N. Welsch, Y. Lu, J. Dzubiella, M. Ballauff, Polymer 54 (2013) 2835-2849. [6]. B. Taşdelen, A.E. Osmanlioglu, E. Kam, Polymer Bulletin 70 (2013) 3041–3053. Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir. Proje No: FEF 14 023 122 P61 ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / VİNİL SÜLFONİK ASİT) KOPOLİMERLERİNİN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU ve İNVERTAZ İMMOBİLİZASYONUNDA KULLANILMASI H. Nursevin Öztopa, Furkan Akyıldıza, Dursun Saraydınb a Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü b Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü [email protected] Bu çalışmada İnvertaz (EC 3.2.1.26) immobilizasyonunda kullanılmak üzere, yeni bir kopolimer olan çapraz bağlı poli(akrilamid / vinil sülfonik asit) PAVSA kopolimerinin sentezlenmesi, karakterizasyonu ve invertaz (I) immobilizasyonunda kullanılması amaçlanmıştır. Hidrojel özelliği gösteren çapraz bağlı poliakrilamid (PA) homopolimeri ve poli(akrilamid / vinil sülfonik asit) PAVSA kopolimeri serbest radikal katılma polimerleşmesi ile hazırlandı. Hidrojellerin karakterizasyonu için FTIR analizi, termogravimetrik analiz (TGA), diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) analizi, taramalı elektron mikroskobu (SEM) analizi ve şişme denemeleri yapıldı. PA ve PAVSA hidrojellerine invertaz immobilize edilerek immobilize invertazlar (PAI ve PAVSAI) oluşturuldu. FTIR spektrumunda akrilamid ve vinil sülfonik asit için karakteristik pikler saptandı. Isısal analiz deneyleri hidrojellerin çok basamaklı ısısal bozunma tepkimesi verdiğini gösterdi. DSC analizinde ise camsı geçiş sıcaklıkları PA ve PAVSA için sırasıyla 140 oC ve 61 oC olarak bulundu. Damıtık su ve sukroz çözeltisinde gerçekleştirilen şişme denemelerinde PAVSA kopolimerinin 25 °C ve 60 °C sıcaklıklarda PA homopolimerinden daha fazla şiştiği bulunmuştur. Suyun hidrojellere difüzyonu non-Fickian karakterdedir. İmmobilize invertaz deneylerinde optimum pH değerleri serbest enzim, PAI ve PAVSAI için sırasıyla 5.0, 3.0 ve 3.0, optimum sıcaklık değerleri serbest invertaz için 40 oC, PAI için 50 oC ve PAVSAI içi ise 60 oC olarak bulundu. Km ve Vmax değerleri serbest enzim, PAI ve PAVSAI için sırasıyla 11.8 mM ve 7.46 μmol dk-1, 21.4 mM ve 5.91 μmol dk-1, 18.42 mM ve 6.35 μmol dk-1 olarak bulundu. PAVSAI; PAI ve serbest invertaza göre yüksek termal, pH, saklama ve kullanım kararlılığına sahiptir. Bu sonuçlar poli(akrilamid / vinil sülfonik asit) kopolimerinin invertaz için uygun destek olabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: vinil sülfonik asit, kopolimer, akrilamid, immobilizasyon, invertaz Kaynaklar [1] D. Saraydin, E. Karadag, Y. Çaldiran, O. Güven. Radiaton Physics and Chemistry, 60, (2001), 203-210. [2] HN. Oztop, C. Hepokur, D. Saraydin. Polymer Bulletin, 40, (2010), 64-27. Bu çalışma Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından (CÜBAP) F400 numaralı proje olarak desteklenmiştir. 123 P62 PETROL DÖKÜNTÜLERİNİ GİDERİCİ AJAN OLARAK POLİ(PROPİLEN GLİKOL) JELLERİNİN KULLANIMI Yağmur Tezcan, İlker Yatı, Hayal Bülbül Sönmez Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, PK 141, 41400, Gebze-Kocaeli [email protected] Ham petrol dünyada birçok kimyasalın ve sentetik polimerin elde edilmesinde rol alan en önemli ham madde ve enerji kaynağıdır[1]. Son yıllarda farklı petrol prosesleri ve petrolün taşınması esnasında oluşabilen kazalar nedeniyle petrolün sulara yayılmasında muazzam artışlar meydana gelmiştir[2]. Özellikle deniz ve gezilebilir sulardaki petrol kirliliği, diğer atık veya dökülen malzemelerden daha fazla endişeye yol açmaktadır[3]. Petrol döküntüleri nedeniyle çevre kirliliğinin artması, petrol absorbentlerine olan ilginin artmasına ve bu konuda çalışmalar yapılmasına sebep olmuştur. Bu amaçla hidrofobik karakterli çapraz bağlı polimerler absorbent olarak kullanılabilir. Bu çalışma kapsamında, hidrofobik özellik taşıyan farklı molekül ağırlıklarındaki poli(propilen glikol) (PPG) makromonomerinin çapraz bağlayıcı ajan ile gerçekleştirilen polikondenzasyonu sonucunda, organik solvent absorbenti olarak kullanılabilen çapraz bağlı polimerler sentezlenmiştir. Sentezlenen polimerlerdeki absorblama özelliği sayesinde organik kökenli sıvıların çevre kirliliğine neden olması önlenerek, yeniden kullanılmalarının sağlanması amaçlanmaktadır. Plastik endüstrisi, sterilize ürünlerin yapımı, kozmetik, tekstil, poliüretan köpük yapımı gibi çok farklı kullanım alanları bulunan PPG’nin organik solvent ve petrol türevi yakıtlar için de absorbent olarak kullanımının ortaya konulması çalışmanın ana amaçlarından biridir. Çapraz bağlı PPG polimerlerinin petrol kökenli organik sıvıların giderilmesinde absorbent olarak kullanılabilirliğinin incelenmesi amacıyla çeşitli organik solvent, ham petrol ve petrol türevi yakıtlarda şişme davranışları detaylı olarak incelenmiştir. Polimerlerin yapısal karakterizasyonu FTIR, katı hal 13C ve 29Si CPMAS NMR ile gerçekleştirilmiş ve termal özellikleri TGA ve DSC ile incelenmiştir. Anahtar kelimeler: PPG, petrol, absorbent, jel, şişme Kaynaklar [1] T.R. Annunciado, T.H.D. Sydenstricker and S.C. Amico, Marine Pollution Bulletin, 50, (2005), 13401346. [2] M. Husseien, et al., International Journal of Environmental Science & Technology,6,(2009), 123-130. [3] M.Keshawy, et al., Egyptian Journal of Petroleum,22, (2013), 539-548. 124 P63 UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ POLİMALEİMİD SİKLODEKSTRİN YAPILARININ SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU İmren Özcan, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA [email protected] Supramoleküler polimer; yönlenmiş ve tersinir ikincil etkileşimlerin bir arada tuttuğu,monomerik birimlere dayanan polimerler olarak tanımlanabilir [1-2]. Makromoleküllerde (bilinen klasik polimerlerde) yer alan kovalent bağlar, yüksek düzenlilikteki kovalent olmayan etkileşimlerle değiştirildiğinde supramoleküler yapılar elde edilir. Bu temele dayanan polimerler üstün özelliklere sahip yeni bir sınıf malzeme olarak ümit vadetmektedir. Çünkü geleneksel polimerlerin birçok özellikleri monomerik birimler arasındaki bağların tersinir olmasından kaynaklanan yeni özelliklerle birleştirmektedir. Polimerizasyon derecesi, zincirin yaşam süresi ve zincirin konformasyonu gibi polimerin özelliklerini belirleyen, mimari ve dinamik parametreler, kovalent olmayan etkileşimlerin bir sonucudur. Bu geleneksel polimerlerde mümkün olmayacak şekilde, yeni malzemelerin dışarıdan yapılacak etkilere tepki vermesini sağlar Bu çalışmada, özellikle siklodekstrin gruplarının azo grupları üzerindeki affinitesi kullanılarak akıllı polimer niteliğindeki polimaleimid yapılarının sentezi gerçekleştirilmiştir (şekil 1). Öncelikle maleik anhidrit ile metil oranj molekülleri düşük sıcaklık kenetlenme tepkimesi ile maleimit yapılı monomer elde edilmiştir. Daha sonra bu monomer radikalik olarak polimerleştirilmiştir. Sentezlenen polimerler azo grupları ve siklodekstrin arası ikincil etkileşimler kullanılarak uyarı cevap özellikli yapılara dönüştürülmüştür. Elde edilen bütün ürünlerin yapıları FTIR ve elementel analiz ile karakterize edildi. Elde edilen supramoleküler yapıların uyarı cevap özellikleri ise UV ve GPC ölçümleri ile belirlendi. Şekil 1. 4-maleimidoazobenzenesulfonik asid ve homopolimerinin sentezi. Sonuç olarak siklodekstrin temelli linner molekül kütlesi artışı yapabilen supramoleküler polimerler başarı ile hazırlanmıştır. Bu polimerlerin temel özelliği yapısında bulundurduğu azo grubu sayesinde UV duyarlı olmasıdır. Bu azo bağları farklı dalga boylarında cis, yada trans olarak yapılanırlar. Ancak sadece trans konformasyonda siklodekstrin ile koordine olabilirler. Böylece hazırlanan polimer UV uyarılabilir bir yapıda olacaktır. Anahtar kelimeler: supramoleküler polimer, siklodekstrin, polimaleimid. Kaynaklar: [1] J.M. Lehn, Chem. Soc. Rev, 36 (2007) 151-160. [2] C. Foquey, J. M. Lehn, A. M. Levelut, Adv. Mater. 5 (1990) 254-258. 125 P64 MONOLİTİK SiO2 NANOPARTİKÜLLERDEN UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ SUPRAMOLEKÜLER YAPILARININ SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU İmren Özcan, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA [email protected] Son on yıl içerisinde kimyada supramoleküler polimerler alanında hızlı bir büyüme gerçekleşmiştir. Bu büyüme özellikle supramoleküler polimerlerin farklı etkiler karşısında göstermiş oldukları tekrarlanır ve geri dönüşümlü davranışların pek çok önemli alanda uygulanabilir olmasından kaynaklanmaktadır. Bu supramoleküler yapıların inşası sırasında, çok dişli di yada daha fazla fonksiyonaliteye bağlı ligantların farklı geçiş metallari ile yaptığı koordinasyon bileşiklerinin kullanımı ile yüksek molekül ağırlıklı polimerik yapılar oluşturmaktadır. Bu tür koordinasyon polimerlerine supramoleküler koordinasyon polimerleri yada metalosupramoleküler polimerler adı verilmektedir. Metal koordinasyonu geometrileri basit katenanlara, helikatlara ve kafes yapılarına kadar değişen geniş bir aralıktaki supramoleküler kompleksleri hazırlamak için kullanılmıştır. Her ne kadar inşa edilmeleri kolay olsa da çözelti içinde karakterize edilmiş bir boyutlu koordinasyon polimerlerinin sayısı oldukça azdır. Bu çalışma kapsamında monolitik yapıda SiO2 nanopartiküller kullanılarak düzenli multi fonksiyonaliteye sahip terpiridin temelli monomerler elde edilmiştir. Elde edilen bu SiO2-terpiridin monomerleri Co, Ni, ve Cu gibi geçiş metalleri ile polimerleştirilerek ağ yapılı metollosupramoleküler polimerler hazırlanmıştır. Elde edilen supramoleküler polimerler NMR, elementel analiz ve FTIR ile karakterize edilerek termal özellikleri DTA, TGA ve DSC ile belirlenmiştir. Bu supramoleküler yapılara ait uyarı cevap özellikleri viskozimetre, GPC ve BAS cihazları ile ölçülmüştür. Şekil 1. Uyarı cevap özellikli supramoleküler yapılarının sentezi. Sonuç olarak, literatürde bulunan supramoleküler polimerler yalnızca organik yapılı polimerler olup camsı özellikler göstermemektedir. Gerçekleştirilen bu çalışma kapsamında SiO2 yapısını supramoleküler yapıya katarak elde edilecek malzemelere camsı özellik kazandırılmış. Böylece sol-gel kimyası ile koordinasyon kimyası temel özellikleri tek bir malzemeye taşınmıştır. Anahtar kelimeler: supramoleküler polimer, SiO2, nanopartikül. Kaynaklar: [1] L. Brunsveld, B.J.B. Folmer, E.W.Meijer, R.P. Sijbesma, Chem. Rev. 101(12) (2001) 4071–4098. [2] C. Foquey, J. M. Lehn, A. M. Levelut, Adv. Mater. 5 (1990) 254-258. 126 P65 FAZ DEĞİŞTİREN MADDELERİN KOASERVASYON YÖNTEMİ İLE KAPSÜLLENMESİ VE BİNA UYGULAMALARINDA KULLANIMI Kemal Cellat, Murat Ünal, Beyza Beyhan, Okan Karahan, Yeliz Konuklu, Cengiz Dündar, Caner Güngör, Halime Paksoy Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 01330 Sarıçam, ADANA [email protected] Enerji verimliğinin sürdürülebilirliği ve güvenilirliği tüm dünya ülkelerinin gündeminde yer alan en önemli konulardan biridir.Binalar, uzun ömürlü ve büyük ölçüde enerji tüketiyor olmaları nedeniyle enerji verimliliğinin arttırılması projelerinde büyük öneme sahiptir. Termal enerji depolama (TED) iklim değişikliği ile mücadelede enerji tasarrufu ve verimliliğini arttırma ile ortamın termal konforunun sağlanması amacıyla ısıtma-soğutma yükünün azaltılmasına yönelik esnek çözümler sunmaktadır. TED yöntemlerinden biri olan faz değiştiren maddeler (FDM) erirken sabit sıcaklıkta ısı alırlar, donarken ısıyı geri verirler. Binalarda ısıtma ve soğutma verimliliğinin arttırılmasında FDM’lerden yararlanılmaktadır. Bu çalışmada, beton karışımlarında kullanılmak üzere koaservasyon yöntemi kullanılarak, üreformaldehit ve melamin-formaldehit kabuk malzemesi içerisine çekirdek malzeme olarak yağ asidi karışımı (kaprik asit-miristik asit) hapsedilerek mikrokapsül üretimi gerçekleştirilmiştir. Yapılan deneylerlekapsül üretimi üzerine çeşitli değişkenlerin (emülgatör, yağ asidi miktarı, pH, karıştırıcı tipi) etkileri de incelenmiştir. FDM içeren mikrokapsüllerin ortamın ısıtma-soğutma yükünün azaltılması ile termal konforun sağlanması hedeflenmiştir. Mikrokapsüllerin mikro yapı, kimyasal ve termal analizleri sırasıyla SEM, FT-IR ve DSC ile karakterize edilmiştir. DSC analizleri sonucunda erime entalpileri 18-43 j/g olarak bulunmuş olup,mikrokapsüllenmişFDM’li beton karışımların bina sektöründe kışın ısıtma ve yazın soğutma yükünü azaltarak, enerji tasarrufu sağlayacak bir ürün olmaya aday olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: mikrokapsülleme, faz değiştiren maddeler, koaservasyon, 127 P66 ANA ZİNCİRİNDE FARKLI ALİFATİK GRUPLAR İÇEREN POLİ(AZOMETİN-ESTER)’ LERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Kevser Temizkan, İsmet Kaya Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab., 17020, Çanakkale [email protected] Poliesterler, polimer dünyasının önemli bir sınıfı olup günlük hayatta tekstil, otomobil, farmakoloji, biyomedikal cihazlar, cerrahi ekipmanlar, kaplama endüstrisi, yapı mühendisliği, elektronik cihaz uygulamaları gibi birçok alanda kullanılmakta olup insan hayatını kolaylaştırmakta ve kaliteli hale getirmektedir. Literatürde, poliester sınıfından olan poli(azometin-ester)’lerin termal dayanımlarının oldukça yüksek olduğu, farklı mezofazlarda yarı kristalin davranış gösterdikleri, optik geçirgenliklerinin yüksek olduğu bilgileri yer almaktadır [1,2]. Bu çalışmada, salisilaldehit ile farklı zincir uzunluğundaki diaminlerin reaksiyonundan dört farklı Schiff bazı sentezlenip her birinin tereftaloil klorürle eliminasyon tepkimesi sonucunda dört farklı poli(azometin-ester) elde edildi. Sentezlenen poli(azometin-ester)’lerin yapıları 1H-13C-NMR, FTIR ve UV spektrumlarıyla aydınlatılarak; termal, mekanik ve morfolojik özellikleri de TG-DTGDTA, DSC, DMA ve AFM ölçümleriyle incelendi. Anahtar Kelimeler: Poli(azometin-ester), termal analiz, morfolojik özellik. Kaynaklar [1] He, W., Jianga, Y. Y., Luytc, A. S., Ocayad, R. O., Ge, T. J., Synthesis and degradation kinetics of a novel polyester containing bithiazole rings, Thermochimica Acta, 525, 9– 15, (2011). [2] Iwan, A., Palewicza, M., Sikoraa, A., Chmielowieca, J., Hreniaka, A., Pasciaka, G., Bilski, P., Aliphatic– aromatic poly(azomethine)s with ester groups as thermotropic materials for opto(electronic) applications, Synthetic Metals, 160, 1856–1867 (2010). 128 P67 EPOKSİ-FONKSİYONELLİ SİLİKAT-İÇERİKLİ POLİMER NANOKOMPOZİTLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Kübra Şerife Yüksel, Murat Şen, Mehmet Çopuroğlu Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800-Beytepe, Ankara [email protected] Hem akademik hem de ticari açıdan büyük önem taşıyan diş tedavi malzemelerinin araştırılması ve geliştirmesi konuları uzun zamandan beri ilgi çekmektedir. Kompozit reçineler estetik ve kolay şekillenebiliyor olmaları ve sağlıklı diş yapısının aynı ölçüde uzaklaştırılmasını gerektirmemelerinden dolayı, amalgamlara yönelik iyi bir alternatif olduklarını ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada silikat içerikli epoksi fonksiyonelli silikatlar ve Zirkonyum (Zr) ile yapışma özelliği sağlayan tris(trimetilsilil) fosfat (TMSP) içeren yeni silikat nanokompozitlerin hazırlanması için sol jel sentez koşullarının optimize edilmesine çalışılmıştır. (3-Glisidiloxipropil) trimetoksisilan (GDPTMS), Tetraetilortosilikat (TEOS), Dimetildietoksisilan, (DMDEOS) esaslı bu nanokompozitlerin diş tedavi malzemesi olarak kullanılan mevcut ticari ürünlere potansiyel alternatif bir malzeme olup olmayacağı araştırılmıştır. Silikat içerikli nanokompozitlerZr kullanılmadan (Zr0) ve düşük oranda ve yüksek oranda kütlece % 18.7 ve % 34.5 Zr içerecek şekilde hazırlanmıştır. Sırasıyla Zr0, Zr5 ve Zr8 olarak isimlendirilen bu sistemler ve bunlara ek olarak tris(trimetilsilil) fosfat (TMSP) içeren ve içermeyen sistemler sentezlenmiş, karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Sentezlenen karışımların yapısal analizini tayin etmek amacıyla FT-IR, jelleşmesiyle boyut dağılımını incelemek amacıyla zetasizer, kritik jelleşme davranışını incelemek amacıyla reometre kullanılmıştır. Tüm bu çalışmaların sonunda optimum jelleşme koşulları belirlenmiş ve hazırlanan nanokompozit sistemlerinin bir diş dolgu malzemesinde olması gereken temel kriterlere sahip olup olmadığı ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler : GDPTMS, TEOS, sol-jel , nanokompozit, diş dolgu malzemesi Kaynaklar [1] M. Çopuroğlu, M. Şen, Ultraviolet-radiation-curing of an organically modified silicate-based material system with epoxy functionality, and the role of titanium, Rad. Phys. andChem., 81, 1324-1327, (2012). [2] M. Çopuroğlu, M. Şen, Identification of Relationship Between the Synthesis/Process Parametersand Properties of a Sol–Gel-Derived Polymer Nano composite System, J. Appl. Polym. Sci., 129, 3704- 3709, (2013) 129 P68 KABAK LİFİ TAKVİYELİ DÜŞÜK YOĞUNLUKLU POLİETİLEN (HDPE) KOMPOZİTLERİN ÜRETİMİ VE MEKANİK KARAKTERİZASYONU Yekta Karadumana, Levent Önalb a Akdağmadeni Meslek Yüksekokulu, Bozok Üniversitesi, Yozgat, 66300, Türkiye b Tekstil Mühendisliği Bölümü, Erciyes Üniversitesi, Kayseri, 38039, Türkiye [email protected] Doğal lif takviyeli kompozit malzemeler son yıllarda büyük ilgi çekmektedir [1]. Bu çalışmada kabak lifi takviyeli düşük yoğunluklu polietilen (HDPE) kompozitleri üretilmiştir. Üretilen kompozitlerin mekanik özelliklerinin geliştirilmesi için kabak lifleri kompozit üretiminden önce sodyum hidroksit (NaOH) ve lakkaz enzimi ile ön işleme tabi tutulmuştur. Ön işlemlerin kabak lifine etkisi taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile analiz edilmiştir. Kabak lifi tabakasının yüzey boşlukluluğu görüntü analiz yazılımı ile incelenmiştir. Kabak lifi tabakasının geometrisi işlemlerden önce ve sonra incelenerek mukayese edilmiştir. Kabak lifi takviyeli polietilen kompozitleri basınçlı kalıplama tekniği ile üretilmiştir. Ön işlemli ve işlemsiz liflerle takviye edilen kompozitlerin çekme özellikleri karakterize edilerek kıyaslanmıştır. Lakkaz ve NaOH işlemleri kabak lifi tabakasında sırasıyla %24 ve % 40 ağırlık düşüşüne neden olmuştur. Lakkaz işlemi ile ağırlık kaybının nedeni olarak lif yapısındaki lignin polimerinin uzaklaşması düşünülmüştür. Bununla birlikte NaOH işlemi lif yapısında bulunan hemiselüloz, pektin, lignin ve yabancı maddeleri uzaklaştırmakta ve lakkaz işlemine nazaran daha büyük ağırlık kaybına neden olmaktadır. Kabak lifi tabakasının yüzey boşlukluluğu da NaOH ve lakkaz işlemi ile sırasıyla % 27 ve % 12 artış göstermiştir. NaOH ve lakkaz işlemli liflerle takviye edilen kompozitlerin çekme mukavemeti, çekme modülü ve kopma yükü değerleri işlemsiz liflerle takviye edilenlere göre daha yüksek bulunmuştur. Bu durum ön işlemler sonucu düzensiz yapılı ve düşük mukavemete sahip lignin, hemiselüloz ve pektin gibi polimerlerin uzaklaşmasına bağlanmıştır. Bunun yanında taramalı elektron mikroskobu incelemeleri ön işlem sonucu kompozitlerde daha iyi bir lif-matris arayüzünün oluştuğunu göstermiştir. Lif yüzeyindeki sayılan polimerler ve yabancı maddelerin uzaklaşması ile daha iyi bir lif-matris yapışması oluşmuş, bu da kompozit mukavemet değerlerinde artışı getirmiştir. Kabak lifi takviyeli kompozitlerin özellikle otomotiv endüstrisinde iç mekan bileşenlerinde kullanılabileceği öngörülmüştür. Anahtar Kelimeler: Doğal lif kompoziti, kabak lifi, enzimatik işlem, NaOH işlemi, mekanik özellikler. Referanslar [1] A.K. Bledzki, O. Faruk, V.E. Sperber. Macromolecular Materials and Engineering, Vol. 291, (2006), 449-457. 130 P69 KATYONİK BOYA ADSORPSİYONU AMAÇLI ADSORBENT SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ADSORPSİYON ÇALIŞMALARI Masoomeh Mehrnia, Oya Bal, Murat Torun, Dilek Şolpan Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 06800 Beytepe/ANKARA [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr Hızlı nüfus artışı, endüstrileşme ve plansız ve hızlı kentsel büyüme neticesi doğal kaynaklar tekrar kullanıma kazanılamayacak kadar kirlenmekte ve çevre sorunlarınıda beraberinde getirmektedir. Bu sorunların en önemlisi su kirliliğidir. Endüstriyel atıksuların alıcı ortamlara verilmeden önce çeşitli yöntemlerle arıtılmaları ve su yönetmeliklerine göre içerdikleri kirleticileri giderildikten sonra deşarj edilmeleri gerekmekte ve deşarj edildikleri ortamlarda suyun oksijenini tüketmemelidirler. Endüstriyel atıksularda bulunan yüksek orandaki kirletici organik maddelerden en önemlilerinden birisi boyar maddelerdir. Katyonik türleri ve özellikle katyonik boyaları adsorplama kapasitesini artırmak, mekanik kararlılığını ve hidrofilik özelliğini değiştirmek için akrilamid (AAm) ve akonitik asit (ACA) adsorbent sistemleri oluşturulmaya çalışılmıştır. Adsorbentlerde yapıya bağlanmış yüklü gruplar şişme ve adsorpsiyon özelliklerinde asıl önemli rolü üstleneceğinden pH-duyarlı kopolimerler akrilik asit gibi iyonik bir monomerin kullanılması ile hazırlanabilir[1-5]. Bu çalışmada, AAm, ACA monomer karışımları belli bileşimlerde 60Co- kaynağında değişik ışınlama dozlarında ışınlanmış ve poli(akrilamid/akonitik asit) P(AAm/ACA) hidrojelleri sentezlenmiştir. Hidrojellerin suda pH 3, 5, 7 ve 8 de ve boyaların (Metilen mavisi (MV), Safranin-O (SO) ve Magenta (M)) sulu çözeltilerinde pH 7 de şişme davranışları takip edilmiştir. Hazırlanan hidrojellerin yapısal karakterizasyonu ve monomerler arasındaki etkileşmeleri açıklayabilmek için hidrojellerin spektroskopik analizleri yapılmış ve ısısal özellikleri belirlenmiştir. P(AAm/ACA) hidrojelleri MV, SO, M boyalarının sulu çözeltilerinden adsorpsiyonu çalışmalarında,sulu boya çözeltilerinin derişimi, hidrojel bileşiminin adsorpsiyona etkisi incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen hidrojeller Metilen mavisi, Safranin-O, Magenta gibi boyaların adsorpsiyonu için adsorbent olarak kullanılabilir. Kaynaklar: [1] J.Rosiak J.Olejniczak.Radiat. Phys. Chem., Int. J. Radiat. Appl. Instrum., Part C. 36 (6) (1990), 747–755. [2] J.Matuszewska-Czerwik, S.Polowinski. Eur. Polym. J. 26 (5), (1990), 549–552. [3] R.Subramanian, P.Natarajan. J.Polym. Sci.: Polym. Chem. Ed. 22, (1984), 437–451. [4] N.A.Peppas, N.M.Franson. J. Polym. Sci. Phys., Ed. 21, (1983), 983–997. [5] D.Şolpan, Z.Kölge, M.Torun, J.Mac.Sci. A-Pure and Appl. Chem., A42(6), (2005), 705-721. 131 P70 EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE STİREN-AKRİLAT ESASLI KOPOLİMER ÜRETİMİNDE EMÜLGATÖR ÇEŞİDİNİN ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Mehlika Özdemir Alpa,B, Mehmet Özdemira, Ayşe Aytaça,Veli Deniza Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fak., Kimya Müh. Bölümü,41380, Kocaeli. Ak-Kim Kimya San. ve Tic. A.Ş., Araştırma ve Geliştirme Bölümü,77600 Yalova. [email protected] a b Stiren-akrilat polimerleri sanayide pek çok alanda (yapı,boya, kozmetik, kağıt ve selüloz, tekstil, vb.) kullanım olanağı bulmuş, stirenin, herhangi bir akrilat (etil, bütil, hekzil akrilat veya metakrilik asit ya da akrilik asit) türü ile tepkimeye girmesiyle, emülsiyon polimerizasyonu yöntemi ile üretilmektedirler [1]. Emülgatör ve başlatıcının çeşit ve miktarına, ortamın pH’na bağlı olarak tepkime hızı değişmektedir. Genel olarak süreç 5-6 saat devam eder ve polimerde serbest stirenin miktarı en fazla % 0,5 kaldığında polimerleşme tamamlanmış olur ve dayanıklı bir lateks elde edilir. Kullanılan emülgatörün çeşidine göre anyonik, noniyonik hem de katyonik karakterde stirenakrilat emülsiyonları üretilebilmektedir. Bu emülsiyonlar genelde % 25-40 oranında katı madde içeriğine sahip, pH değerleri ise yine kullanılan emülgatörün kimyasal yapısına bağlı olarak değişiklik göstermektedir [2]. Bu çalışmada, stiren ve 2-etil hekzil akrilat monomerleri kullanılarak emülsiyon polimerizasyonu yöntemi ile akrilat kopolimeri üretimi gerçekleştirilmiştir. 4 farklı etoksileamin emülgatör olarak kullanılmıştır. Emülgatörler monomer miktarının ağırlıkça %10, %7, %3’ü olmak üzere 3 farklı oranda kullanılmış ve toplam 12 çeşit farklı kopolimer örneği elde edilmiştir. Elde edilen emülsiyon polimerlerinin özelliklerinin belirlenmesi için katı, pH, iyonik değer, bakiye monomer analizleri ile FT-IR, parçacık boyut dağılımı ve molekül ağırlığı analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan karakterizasyon analizleri sonucunda; ağırlıkça %3 emülgatör kullanımında homojen emülsiyonlar elde edilemediği saptanmıştır. Monodispers polimerik mikrokürelerin ortalama molekül çaplarının 74 – 82 nm aralığında değiştiği görülmüştür. Polimer emülsiyonlarının katı madde oranları % 44.10 ile 14.24 aralığında; pH değerleri ise 2.41-4.01 aralığında değiştiği görülmüştür. Üretilen kopolimerlerin, iyonik yapısı kullanılan emülgatörün tipine bağlı olarak katyonik olup, kullanılan asidin miktarına göre 0.28 ile 0.008 meq/gr olarak ölçülmüştür. Anahtar Kelimeler: Emülsiyon, polimerizasyon, stiren-akrilat. Kaynaklar [1] V. Chràstovà, S. Ďuračkovà, J. Mrenica, Ľ. Černàkovà. Chem. Papers, Vol.53, (1999), 140-144. [2] A. M. Santos, F. M. B. Coutinho. PolymerBulletin, Vol.30, (1993), 407-414. Bu çalışma Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, 011.STZ.2013-1 numaralı SANTEZ Projesi kapsamında desteklenmiştir. 132 P71 EPOKSİ REÇİNESİNDE BOR İÇEREN BİLEŞİKLERİN GÜÇ TUTUŞURLUK ÖZELLİKLERİNİN ALÜMİNYUM ÜÇ HİDRAT İLE KIYASLANMASI Şaban Murat Unlua, Şengül Dilem Doğanb, Mehmet Doğanc Erciyes Universitesi Makine Mühendisliği, 38039, Kayseri, Türkiye Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, 38039, Kayseri, Türkiye c Erciyes Üniversitesi Tekstil Mühendisliği, 38039, Kayseri, Türkiye [email protected] a b Alüminyum üçhidrat (ATH) ağırlıkça en yüksek oranda kullanılan mineral esaslı bir güç tutuşurluk maddesidir. ATH güç tutuşurluk etkisini temel olarak üç mekanizma üzerinden göstermektedir. ATH yanma sırasında endotermik olarak bozunur ve ortamdan yüksek oranda ısı absorblar. Bozunma sonucunda ise su açığa çıkmakta ve γ-Al2O3 esaslı tortu bırakmaktadır. Açığa çıkan su ise gaz fazında seyreltik etki yapmaktadır. γ-Al2O3 ise katı fazda bariyer etkisi yapmaktadır. Bu çalışmada kullanılan bor içeren bileşikler (kolemanit, uleksit, borik asit, boroksit, melamin borat ve guadanin borat) güç tutuşurluk etki mekanizması bakımından ATH’ın göstermiş olduğu güç tutuşurluk mekanizmalarından en az bir tanesini göstermektedir [1-4]. Bu sebeble, bor içeren bileşikler ile ATH’ın epoksi reçinesinde güç tutuşurluk performansları kıyaslanarak ATH yerine bor içeren bileşiklerin kullanılıp kullanılmayacağı araştırılmıştır. Bu çalışma kapsamında üretilen kompozitler sınırlayıcı oksijen indeksi (LOI), düşey ve yatay yakma tesi UL-94, termogravimetrik analiz (TGA), konik kalorimetre ve taramalı elektron mikroskobu kullanarak karakterize edilmiştir. Güç tutuşurluk test sonuçlarına göre kolemanit ve uleksit dışındaki bor içeren bileşikler ATH’dan daha iyi performans göstermiştir. LOI test sonucuna göre, % 40 borik asit içeren numune 28,5 LOI değeri ile en yüksek LOI değerine sahiptir. % 30 melamin borat, % 35 guadanin borat ve % 40 borik asit içeren kompozitler en yüksek yanmazlık derecesi olan V0 derecesine sahiptir. Konik kalorimetre test sonuçalarına göre ise bor içeren bileşiklerin tümü ATH’dan daha iyi güç tutuşurluk performansı göstermiştir. %40 boroksit içeren numune konik kalorimetre testinde en düşük ısıl salınım oranı ve toplam ısıl salınım oranı ile en iyi performansı göstermiştir. Anahtar kelimeler: Epoksi reçine, bor içeren bileşikler, alüminyum üç hidrat, güç tutuşurluk Kaynaklar [1] F. Laoutid, L. Bonnaud, M. Alexandre, J.M. Lopez-Cuesta, Ph. Dubois, Materials Science and Engineering 63, (2009), 100-125. [2] N.A. Isitman, C. Kaynak, Polymer Degradation Stabilty, 95, (2010), 1759-1768. Teşekkür:Bu çalışma bor enstitüsü tarafından BOREN 2012 C 0354 no’lu proje kapsamında desteklenmiştir. 133 P72 POLİPROPİLEN (PP) YÜZEYİNE MİKRODALGA YARDIMIYLA POSS AŞILANMASI Selin Portakal, Mehmet Kodal, Güralp Özkoç Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli [email protected] Polimerin omurgası üzerine yeni kimyasal türlerin aşılanması yoluyla polimerlerin kimyasal yapılarının modifikasyonu, malzemelere yeni veya geliştirilmiş özellikler kazandırmak için cazip bir yoldur [1]. Poli(hedral oligomerik silseskuiokzan) (POSS) veya türevlerinin polimer yapısına dâhil edilmesi ile polimerlerin yüzey sertliği ve mekanik özellikleri önemli ölçüde geliştirilebilir [2]. POSS molekülleri, her birisi oksijen atomuna bağlı sekiz silikon atomundan oluşan, moleküler boyutları yaklaşık olarak 1–3 nm olan küresel şekilli organik/inorganik hibrit yapılardır. Bununla birlikte konvensiyonel katkı maddelerinden farklı olarak, herhangi bir POSS molekülü kendisini polimer, biyolojik sistemler veya yüzeyler ile uyumlu hale getiren organik gruplar içerirler [3]. Bu çalışmada polipropilen (PP) yüzeyine allilizobütil-POSS moleküllerinin radikalik bir başlatıcı yardımıyla aşılanmasıyla PP’nin yüzey özelliklerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, PP plakalar laboratuvar ölçekli bir enjeksiyonlu kalıplama cihazı ile kalıplanmıştır. Elde edilen plakalar kütlece %3-10 arasında allilizobütil-POSS içeren kloroform çözeltilerine daldırılmış, ardından ev tipi bir mikrodalga fırında farklı güç ve sürelerde ısıtılmışlardır. Bu süreçte radikalik başlatıcı yüzdesi de parametre olarak incelenmiştir. Elde edilen modifiye yüzeyler FTIR, tensiometre, optik mikroskop ve SEM ine incelenmiştir. Analiz sonuçlarından allilizobütil-POSS taneciklerinin mikrodalga yardımıyla ısıtılan bir çözelti sisteminde kısa sürede PP üzerine aşılandığı gösterilmiş ve bu aşılanmanın peroksit miktarı, mikrodalga süresi ve gücüyle kontrol edilebildiği gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: PP, POSS, Aşılama, Mikrodalga Kaynaklar: [1] A. Fina., D. Tabuani., T., Peijs. G. Camino. Polymer, 50, (2009), 218–226. [2] Z. Zhou., Y. Zhang., Z. Zeng, Y. Zhang, Journal of Applied Polymer Science, 110, (2008), 3745–3751. [3] H. Şirin. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli, (2012). 134 P73 POLİPROPİLEN/SİLİKON KAUÇUK HARMANLARININ MEKANİK, FİZİKSEL, ISIL VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ Mehmet Kodal, Başak Şanlı, Hüseyin Kara, Jale Filiz, Güralp Özkoç Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli [email protected] Bir termoplastik elastomer (TPE) eriyik olarak bir termoplastik polimer gibi işlenebilen özellik ve performans olarak konvensiyonel vulkanize edilmiş kauçuklara benzeyen polimerik bir malzemedir [1]. TPE’ler otomotiv, yapı ve inşaat ve kablo gibi birçok pazarda kullanım alanı bulurlar. Ticari termoplastik vulkanizatlar (TPV) genellikle etilen propilen dien kauçuk (EPDM) ve polipropilen (PP) karışımlarından oluşurlar [2,3]. Bu çalışmada, EPDM esaslı TPV’lere alternatif olarak silikon kauçuk bazlı PP matrisli TPV’ların hazırlanması hedeflenmiştir. Bu amaçla dinamik vulkanizasyon yöntemiyle SR’yi PP matris içerisinde peroksit yardımıyla çapraz bağlayarak PP/SR harmanlar üretilmiştir. Negatif kontrol örnekleri olarak çapraz bağlanmamış PP/SR harmanları üretilmiştir.. Çapraz bağlayıcı ajan olarak dikümil peroksit (DCP) ve koajan oalrak trialil siyanürat (TAC) kullanılmıştır. Harmanların mekanik özellikleri çekme ve darbe testiyle, termomekanik özellikleri dinamik mekanik analizör (DMA) ile, ısıl özellikleri diferansiyel taramalı kalorimetri (DSC) ile, akış özellikleri karıştırma esnasında yapılan tork ölçümleri ile, harman bileşenleri arasında meydana gelen kimyasal etkileşimler Fourier transform infrared spektrofotometresi (FTIR) ile ve morfolojik özellikleri ise taramalı elektron mikroskopu (SEM) ile incelenmiştir. DCP ilavesi ile PP ve PP/SR harmanlarının eriyik viskozitesinde azalmalar tespit edilmiştir. Çekme testi sonuçları DCP ile çapraz bağlama işleminin harmanların mekanik özelliklerini olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Bununla birlikte, TAC kullanılması ile birlikte, peroksit ilavesi ile birlikte azalan mekanik özelliklerin kısmen de olsa geri kazanıldığı görülmüştür. Bununla birlikte, SR ilavesi PP’nin darbe dayanımı ve depo modülü değerlerini önemli derecede artırmıştır. SEM analizleri ile SR taneciklerinin dağılımlarının homojen olduğu ve PP matris ile çapraz bağlanma sonucu iyi bir arayüzey oluşturduğu gözlenmiştir. Anahtar kelimeler: PP, silikon kauçuk, dinamik vulkanizasyon Kaynaklar: [1] K. Chatterjee., K. Naskar. Express Polymer Letter, 1, (2007), 527-534. [2] A. Coran., R. Patel. Rubber Chemistry and Technology, 54, (1981), 892-903. [3] A. Coran., R. Patel. Rubber Chemistry and Technology, 53, (1981), 141-150. 135 P74 STİREN VE 2-ETİL HEKZİLAKRİLATIN EMÜLSİYON KOPOLİMERİZASYONUNDA BAŞLATICI ETKİSİNİN İNCELENMESİ Mehmet Özdemira, Mehlika ÖZDEMİR Alpa,B, Ayşe Aytaça,, Veli Deniza Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fak., Kimya Müh. Bölümü,41380, Kocaeli Ak-Kim Kimya San. ve Tic. A.Ş., Araştırma ve Geliştirme Bölümü,77600 Yalova [email protected] a b Heterojen ortamlarda polimerizasyon yüksek tepkime verimi ve yüksek molekül ağırlığı ile öne çıkmaktadır. Bu tip polimerizasyon, genellikle su içinde polimer parçacıklarının dağıldığı kolloid veya lateks oluşumu şeklinde gerçekleşir. Bu parçacıklar çoğunlukla mikron altı boyutlardadırlar. Her yıl milyonlarca ton polimer lateksi, butadien-stiren kopolimeri, polivinilasetat, polivinilklorür, akrilat ester kopolimerleri ve bunların türevleri gibi bu şekilde üretilmektedir [1]. Bu lateksler yüzey tutkallama malzemesi olarak kağıtta ve tekstil ürünlerinde, bağlayıcı olarak yapıştırıcılarda, boyalarda, katkı maddelerinde ve biyomedikal bileşiklerde kullanılmaktadır[1-2]. Bilindiği gibi, tipik bir emülsiyon polimerizasyonu bileşenleri monomer, su, emülgatör ve başlatıcıdan oluşur. Polimerizasyon tepkimesi başlatıcının ortama katılmasıyla başlar[3]. Literatürde polistiren, poliakrilat ve bunların kopolimerlerinin oluşumu tepkimelerinde başlatıcı çeşidinin etkileri inceleyen çalışmalar bulunmaktadır[2, 4-6]. Bu çalışmada, stiren ve 2-etil hekzilakrilatmonomerleri kullanılarak emülsiyon polimerizasyonu gerçekleştirilmiştir. Polimerizasyonda, 4 farklı etoksileaminemülgatörü ve her bir emülgatör çeşidi için 2 farklı başlatıcının (Potasyum persülfat, 2,2’-Azobis(2-methylpropionamidine) dihydrochloride) etkileri incelenmiştir. Kullanılan emülgatör miktarı, monomer miktarının ağırlıkça %10’u; başlatıcı miktarı ise monomer miktarının ağırlıkça %1’i olacak şekilde sabitlenerek, sekiz farklı emülsiyon polimeri elde edilmiştir. Elde edilen emülsiyon polimerlerinin özelliklerinin belirlenmesi için katı, pH, iyonik değer, bakiye monomer analizleri ile DSC, FT-IR ve parçacık boyut dağılımı analizleri gerçekleştirilmiştir. Üretilen emülsiyonların, pH değerlerinin kullanılan asit miktarına bağlı olarak 3.95-3.11 aralığında, katı miktarının ise %31-44 aralığında değiştiği görülmüştür. DSC analizinde incelenen camsı geçiş sıcaklığı değerlerinin 32-44 0C aralığında farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Emülsiyon, polimerizasyon, stiren- akrilat, başlatıcı. Kaynaklar [1] F. M. Pavel. Journal of DispersionScienceandTechnology, Vol. 25,(2004),1-16 [2]S. W. Zhang, R. Liu, J. Q. Jiang, H. Y. Bai.Progress in OrganicCoatings , Vol.65, (2009), 56–61 [3] C.S. Chern. ProgressInPolymerScience, Vol.31, (2006), 443–486 [4] P. Sun, Y. Li, D. Liu, S.Sun, K. Zhao. PolymerBulletin, Vol. 55, (2005),323-332 [5] D.C.Seng, A. Debuigne, M. K. Georges. EuropeanPolymerJournal, Vol 45, (2009), 211–216 [6] M.R. Rivera, A. A. R.Hernandez, N. Hernandez, P.Castillo, E. Saldivar, L. Rios. IndustrialEngineeringChemistryResearch,Vol. 44,(2005),2792-2801 Bu çalışma Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, 011.STZ.2013-1 numaralı SANTEZ Projesi kapsamında desteklenmiştir. 136 P75 POLİANİLİN/KALSİYUM OKSİT PARTİKÜLLERİ KOMPOZİT MALZEMELERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ Mehtap Demir, Hüseyin Zengin, Hayriye Korkmaz, Gülay Zengin, Ahmet Özer Kimya Bölümü, Fen Edebiyat Fakültesi, Gaziantep Üniversitesi, 27310 Gaziantep [email protected] Polianilin (PANI) kısmen kolay işlenebilirliği, elektriksel iletkenliği ve çevresel dayanıklılığı nedeniyle önemli iletken polimerlerden biridir [1]. Geniş kapsamlı elektriksel, elektrokimyasal ve optik özelliklere sahip olan polianilin sentetik metal olarak uygulama alanları için potansiyel olarak ilgi çekmiştir [2]. Kalsiyum oksit (CaO) beyaz renkli, aşındırıcı ve alkali bir katıdır. Sanayide kireç taşlarını yüksek sıcaklıklarda eriterek karbon dioksitin uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Kalsiyum oksit ya da sönmemiş kireç geniş bir kullanım alanı bulunan bir çeşit kimyasal bileşiktir. Ticari bir ürün olarak kireç magnezyum oksit, silikon oksit ve küçük miktarda alüminyum oksit ve demir oksit içerir. Diğer kalsiyum bileşikleri gibi, kalsiyum oksit inşaat sektöründe, çeşitli cam türlerinin imalatı gibi birçok uygulama arasında kağıt üretiminde de kullanılır [3]. Bu çalışmada polianilin/kalsiyum oksit (PANI/CaO) partiküllerinin kompozitleri in-situ polimerizasyon ve ex-situ çözelti karışımı yöntemleriyle hazırlanmış ve karekterizasyonu üzerine çalışma yapılmıştır. Daha sonra ince film cihazlarında kullanılmak amacıyla saf PANI ve PANI/CaO kompozitlerinden damlatma ve döndürerek-kaplama metotlarıyla ince filmler üretilmiştir. HCl ile doyurma yapılmış PANI film ve PANI/CaO kompozit filmin elektriksel iletkenliği ölçülmüştür. Değişik spektroskopik ve mikroskopik yöntemler kullanılarak polianilin üzerine CaO partiküllerinin doping etkisi araştırılmıştır. Hazırlanan filmlerin kalınlığı tayin edilmiş, saf polimer ve kompozit filmlerin elektriksel iletkenlikleri ölçülmüştür. Saf polimer ve kompozit filmlerin morfolojileri bir SEM kullanılarak çalışılmıştır. Saf PANI ve PANI/CaO kompositlerinin karakterizasyonu UV-Vis, FTIR ve Fotolüminesans gibi metotları da içeren spektroskopik yöntemlerle incelenmiştir. Böylece saf polimer ve kompozit filmlerin elektiriksel iletkenlikleri ve kimyasal yapısı hakkında daha geniş bir bilgiye sahip olunmuştur. Kaynaklar [1] Skotheim T.A., Elsenbaumer R.L., Reynolds J.R., Handbook of Conducting Polymers, 2nd Edition, Marcel Dekker, Inc., New York, (1997) Pp:467. [2] Neoh K.G., Kang E.T., Tan K.L., Polymer, 33 (1992) 2292-98. [3] Premamoy G., Samir K.S., Amit C., European Polymer Journal, 35 (1999) 699. 137 P76 SENTEZLENEN 60P40PET TERMOTROPİK SIVI KRİSTAL KOPOLİESTERİNİN ENDÜSTRİYEL PET İLE HAZİRLANAN HARMANLARININ MEKANİK DAVRANIŞLARI Melek Bulut Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, AYAY Bölümü, ÇANAKKALE [email protected] Malzeme bilimi ve teknolojisinde temel amaç istenen özellikte maddeler üretmektir. Son yıllarda endüstriyel alandaki PET ile termotropik sıvı kristal kopoliesterler (TSKP) arasında oluşturulan harmanlarının mekanik özelliklerindeki gelişme gözle görülmektedir. Bu çalışmada ilk önce termotropik sıvı kristal davranışı gösteren 60P40PET kopoliesteri p-asetoksibenzoikasit (p-ABA) ve poli(etilen teraftalat) (PET) kullanılarak (molce %60 p-ABA, %40 PET) sentezlenmiştir. Ticari polimerlerden poli(etilen tereftalat) (PET) ile harman haline getirilmesinde çift vidalı ekstruder kullanılmıştır. Ekstruderden alınan örneklerin mekanik özellikleri DMA ile incelenmiştir. 60P40PET/PET harmanlarının depolama modülüne karşı sıcaklık grafiği ile kayıp modülüne karşı sıcaklık grafiği incelenmiştir. Depolama modül değerlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Bunun sonucunda malzemenin uzama ve mekanik deformasyona karşı dayanıklı olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Termotropik sıvı kristal polimer, blend, PET Kaynaklar [1]Y.Xue, M.Hara, “Novel blends made of ionic napthalene thermotropic polymer and poly(ethylene terephthalate)”, Polymer, 47 (2006) 6710-6717 138 P77 POLİPİROL/HALLOYSİT NANOKOMPOZİTLERİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU Nihal Eser, Müşerref Önal, Yüksel Sarıkaya, Meltem Çelik Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06100 Tandoğan, Ankara, Türkiye [email protected] Polimer/kil nanokompozitler saf polimerle kıyaslandığında mekanik özellikler, termal kararlılık, yanma dayanımı, gaz-bariyer özellikleri, iyonik iletkenlik gibi üstün olan özelliklerinden dolayı büyük ölçüde ilgi toplamışlardır. Polimer/kil nanokompozitlerin hazırlanmasında genel olarak 2:1 tabakalı simektit türü kil mineralleri kullanılmaktadır[1-3]. Bunun yanında az sayıda kaolinitserpentin grubu kil minerallerine ilişkin polimer/kil nanokompozit çalışmaları bulunmaktadır [4]. Bu nedenle, 1:1 tabakalı kaolin grubu minerallerinden oluşan halloysit ile nanokompozit hazırlanması ve karakterizasyonu bu çalışmanın amacı olarak öngörülmüştür. Bu çalışmada, polipirol/halloysit nanokompozitler, amonyum persülfat başlatıcısı yardımıyla sulu ortamdaki oksidatif polimerizasyon ile hazırlandı. Pirol derişimi değiştirilerek hazırlanan nanokompozitlerin, X-ışınları difraksiyonu (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM), geçirmeli elektron mikroskobu (TEM), termogravimetrik analiz (TGA) ve Fourier transform infrared spektroskopisi (FTIR) gibi yöntemlerle karakterizasyonu yapıldı. Termogravimetrik analiz sonuçlarından, nanokompozitlerin saf polimere göre daha iyi termal özellik gösterdiği anlaşıldı. Ayrıca, nanokompozitlerin adsorpsiyon, nem tutuculuk, su tutma kapasiteleri ve iletkenlik özellikleri de incelendi. Anahtar Kelimeler: Halloysit, nanokompozit, X-ışınları difraksiyonu, termal kararlılık Kaynaklar: [1] H. Akat, M. A.Tasdelen, F. Du Prez, Y. Yagci. Eur. Polym. J, 44, (2008),1949-1954. [2] Z. Koç, M. Çelik, M. Önal, Y. Sarıkaya, Y. Öner, L. Açık. J. Compos. Mater., 48, (2014), 439-446. [3] M. Çelik, M. Önal. J. Thermoplast. Compos., 27, (2014), 145-159. [4] Y. Li, B. Zhang, X. Pan. Comp. Sci. Technol., 68, (2008), 1954-1961. 139 P78 İKİ İZOMER MONOMERDEN OLUŞTURULAN İLETKEN POLİMERLERİN BİYOSENSÖR ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Merve Güzela, Hülya Kül Özena, Rukiye Ayrancıa, Tuğba Soğancıa, Dilek Odacı Demirkolb, Metin Aka Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 20070, DENİZLİ b Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü [email protected] a İletken polimerler enerji depolama, polimer fotovoltaikler, elektrokromik aletler, görüntü teknolojileri, kontrollü salınım sistemleri, biyomedikal teknolojiler ve biyosensör uygulamaları gibi farklı birçok yerde kullanım alanına sahiptir[1]. Biyosensörler, analiz edilecek madde ile seçimli bir şekilde etkileşime giren biyoaktif bir bileşenin, bu madde ile etkileşimi sonucu ortaya çıkardığı sinyalin, ileten bir iletici sistemle birleştirilmesi ve bu etkileşim ürünlerinin bir ölçüm sistemi ile ölçülmesi olarak tanımlanabilir. Daha genel bir ifade ile, bir biyosensör; biyolojik bir ajanla birleştirilmiş olan fiziko-kimyasal detektördür ve bu yapı istenilen ürünün analizi amacıyla kullanılmaktadır[2]. Bu çalışmada, 3-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin ve 4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1il)anilin adlı iki polimer madde sentezlenmiştir. Bu iki maddenin Glikoz biyosesör karakterizasyonu karşılaştırılmıştır. Bu çalışmaların sonucunda p-konumdan bağlanmış serbest amin grubu içeren 4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin maddesinin pH optimizasyonu, kalibrasyon, tekrarlanabilirlik, girişimci ve örnek uygulama testlerinin daha iyi olduğu sonuçlanmıştır. 3-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin 4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin Anahtar Kelimeler: Biyosensör,iletken polimer Kaynaklar 1.1.1.1 [1] R.Ayrancı 3.Arge Proje Pazarı Organik- İnorganik Hibrit İletken Polimerlerin Sentezi, Elektrokromik Ve Biyosensör Uygulamaları [2]V. Lucadou I, Luft G, Preidel W, Richter GJ. The electrocatalytic glucose sensor. Horm Metab Res Suppl. 1988; 20: 41-3. Bu çalışma 111T074 numaralı Tübitak Projesi tarafından desteklenmiştir. 140 P79 İLETKEN POLİ(o-ANİSİDİN-ko-o-TOLUİDİN)/KİTOSAN/Pt KOMPOZİT YAPILARI ÜZERİNDE ELEKTROKATALİTİK HİDROJEN ÜRETİMİ Merve İlhan, Didem Balun Kayan Aksaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü [email protected] Dünya enerji gereksiniminin büyük bölümünü karşılayan fosil kaynaklar giderek azalmakta ve çevre kirliliğine sebep olmaktadırlar. Hidrojen, bir enerji taşıyıcısı olarak bu sorunların çözümü için alternatif bir enerji kaynağıdır. Temiz ve yenilenebilir hidrojen enerjisinin artan enerji gereksinimini karşılayacağı bir gelecek için yoğun bir şekilde araştırmalar yapılmaktadır. Hidrojen sentetik bir yakıt olup, üretim kaynakları su, hava, kömür ve doğal gazdır. En ucuz olarak fosil yakıtlardan elde edilen hidrojenin üretiminde en çok kullanılan diğer yöntem suyun elektrolizidir. Ancak bu yöntem, yüksek enerji (aşırı gerilim) gereksiniminden dolayı oldukça pahalıdır. Bu nedenle suyun elektrolizinden hidrojen üretiminde, düşük aşırı gerilime sahip, kararlı ve yüksek katalitik aktiviteye sahip yeni modifiye elektrotlar geliştirmek üzere çalışmalar yapılmaktadır [1,2]. Kitosan, çeşitli özelliklerinden dolayı son yıllarda kullanılan en önemli doğal polimerlerdendir. İnert oluşu, yüksek mekanik dayanıklılığı, biyolojik olarak parçalanabilmesi, yüksek kaliteli film oluşturabilmesi, diğer materyallerle kompozit oluşturabilmesi ve düşük maliyeti, kitosanın kullanım alanını arttırmıştır. Bu amaçla son yıllarda kitosan destekli iletken polimerlerin senteziyle ilgili çalışmalar ağırlık kazanmıştır [3]. Diğer taraftan çeşitli iletken polimerlerle modifiye elektrotlara metal nanopartiküller istenilen boyutlarda biriktirilebilmektedirler. Böylelikle katalitik açıdan önemli nanoparçacıkların, kompozit yapıya katalitik aktivite kazandırması amacıyla iletken polimerler destek ortamı olarak kullanılmaktadırlar [4]. Bu çalışmada, sudan elektrokimyasal olarak hidrojen elde etmek amacıyla poli(o-anisidin-ko-otoluidin)/kitosan/Pt elektrokatalizörü geliştirilmiştir. Bu amaçla platin elektrotta kitosan varlığında elektropolimerizasyon yöntemiyle poli(o-anisidin-ko-o-toluidin)/kitosan kompozit filmi elde edilmiş, elde edilen kompozit yapı üzerine hidrojen üretiminde yüksek katalitik aktivite gösteren Pt nano partiküllerin ayrıştırılmasıyla hazırlanan elektrotlarda hidrojen oluşumu tepkimesi incelenmiştir. Kompozit yapıların elektrokatalitik aktiviteleri, dönüşümlü voltametri, Tafel polarizasyon eğrileri ve elektrokimyasal impedans spektroskopisi ile incelenmiş, yüzey morfolojileri taramalı elektron mikroskobu ile aydınlatılmıştır. Anahtar kelimeler: İletken Polimer, Kitosan, Metal Nano Kompozit, Hidrojen Enerjisi Kaynaklar [1] D. A. D. Corte. C. Torres. P.S. Correa. E. S. Rieder. C. F. Malfatti. International Journal of Hydrogen Energy, 37, (2012), 3025-3032. [2] A. Damian. S. Omanovic. Journal of Power Source, 158, (2006), 464–476. [3] T. B. Mostafa. A. S Darwish. Chemical Engineering Journal, 243, (2014), 326–339. [4] J. B. Raoof. R. Ojani. S. A. Esfeden. S. R. Nadimi. International Journal of Hydrogen Energy, 35, (2010), 3937–3944. 141 P80 DANSİL UÇ GRUPLARINA SAHİP FOSFAZEN MERKEZLİ ALTIKOLLU POLİ(ε-KAPROLAKTON) YILDIZ POLİMERİNİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE METAL İYONU SENSÖRÜ UYGULAMALARINDA KULLANILMASI Mesut Görür,a Erdinç Doğancı,b,c Ümit İşçi,b Faruk Yılmazb İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 34700 Üsküdar/İSTANBUL Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 41400 Gebze/KOCAELİ c Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Fakültesi, 41380 KOCAELİ, [email protected] a b Tüketici elektroniği pazarının hızlı bir şekilde büyümesi kontrol edilmesi zor elektronik atık problemini beraberinde getirmiştir. Bunun yanında sanayi atıklarının yeterince arıtılmadan tabiata bırakılması suda ve toprakta ağır metal iyonu birikimine yol açmaktadır. Ağır metaller kimyasal, biyolojik ve çevresel süreçlerdeki toksik etkileri nedeniyle biyolojik çevredeki konsantrasyonlarının yapay reseptörler kullanılarak tespit edilmesi süpramoleküler kimyanın güncel ilgi alanlarının başında gelmektedir.1 Bu bağlamda, floresans sensörler yüksek hassasiyetlerinden ve sinyal transdüksiyonunun kolaylığından dolayı önemli bir yere sahiptirler.2 Bu çalışmada, dansil uç-fonksiyonel gruplara ve fosfazen çekirdek ünitesine sahip altı kollu poli(εkaprolakton) yıldız polimeri (N3P3-(PCL-Dansyl)6) (Şekil 1) sentezlendi ve kimyasal yapısı 1H NMR ve FTIR spektroskopileri ile aydınlatıldı. Elde edilen N3P3-(PCL-Dansyl)6 çeşitli ağır metal iyonlarına yönelik optik kimyasal sensör uygulamalarında kullanıldı. Şekil 1. Dansil uç-fonksiyonel gruplara ve fosfazen çekirdek ünitesine sahip altı kollu poli(ε-kaprolakton) yıldız polimeri (N3P3-(PCL-Dansyl)6). Anahtar Kelimeler: Dansil, Optik Kimyasal Sensör, Yıldız Polimer, Fosfazen. Referanslar: 1. L. Prodi, F. Bolletta, M. Montalti, N. Zaccheroni. Coordination Chemistry Reviews, 205 (2000), 59–83. 2. A. Prasanna de Silva, H. Q. N. Gunaratne, T. Gunnlaugsson, A. J. M. Huxley, C. P. McCoy, J. T. Rademacher, T. E. Rice. Chemical Reviews, 97 (1997), 1515–1566. 142 P81 KARBAZOL VE FERROSEN İÇEREN HİBRİT POLİMER SENTEZİ VE SPEKTROELEKTROKİMYASAL ÖZELLİKLERİ Metin Ak, Tuğba Soğancı, Rukiye Ayrancı, Mehmet Karakuş Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Denizli [email protected] İletken polimerlere metallerin eklenmesi bu polimerlerin nihai uygulamalarının geliştirilmesinde büyük bir potansiyele sahiptir. Daha spesifik olarak, iletken polimer sistemlerine redoks-aktif metal merkezlerin oluşturulması yönündeki son zamanlarda artarak devam eden çalışmalar ile katalitik, sensör, fotokimyasal ve fotoelektronik uygulamalar için yüksek etkili redoks iletkenliğe sahip özgün polimerik sistemler sentezlenmiştir. İletken metallopolimerlerde metal merkez ve polimer isketi ayrı ayrı ve etkileşimli olarak son özelliklerin oluşmasında rol oynarlar [1]. Bu çalışmada, karbazol gibi elektrokimyasal ve kimyasal yollar ile polimerleştirilen grup ile inorganik ferrosenil ditiyofosfonat içeren literatürde benzer bir türevi bulunmayan hibrit monomer ve bu monomerin iletken polimeri sentezlenmiştir (Şekil1). Monomer tasarımı polimerleşebilir ünite ve inorganik redoks aktif grubun etkin ve kolay bir biçimde birleştirilmesi esasına dayanmaktadır. Elde edilen polimerin spektroelektrokimyasal özellikleri incelendiğinde indirgendiğinde şeffaf, yükseltgendiğinde ise mavi renkli olduğu gözlenmiştir. Bu özellikleri sebebiyle literatürde çok geniş bir kullanım alanı bulan Poli(3,4-etilendioksitiyofen-PEDOT) ile elektrokromik cihaz hazırlanarak karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir (Şekil 1). Şekil 1. Monomer yapısı ve elektrokromik cihazın şematik gösterimi Kaynaklar [1] İ.Yağmur, M. Ak, A. Bayrakçeken, Fabricating multicolored electrochromic devices using conducting copolymers, Smart Materials and Structures, 11, (2013), 115022 Bu çalışma 111T074 numaralı Tübitak Projesi tarafından desteklenmiştir. 143 P82 KİTOSAN POLİMERİ İLE ATIK SULARDAKİ BOYALARIN GİDERİLMESİ Mithat Çelebia Ve Zafer Ömer Özdemirb Yalova Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Polimer Mühendisliği Bölümü, Yalova Kırklareli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Kırklareli [email protected] a b Polimerik koagülantlar atık su arıtımında atık sudan boyaların giderilmesi için kullanılabilmektedir. Polisakkaridler zehirli olmamaları ve düşük maliyetli olmaları nedeniyle daha fazla ilgi çekmektedirler. Kitosan selülozdan sonra doğada en bol bulunan aminopolisakkaridtir (Şekil 1). Kitin yaygın olarak eklembacaklılar, kabuklu hayvanlar, mantarlarda ve mayalarda bulunur. Kitosan kitinin deasetillenmesi ile elde edilir. Bu amino-biyopolimer ile çözünmüş kirliliklerin ve partiküllerin atık sudan uzaklaştırılmasına olan ilgi son yıllarda artmıştır. Özellikle kitosan esaslı materyallerin gelişimi ile bu materyallerin atık su ve su arıtımında koagülant ve flokülant olarak kullanımı genişleyen bir alandır. Şekil 1. Kitosan (DA: asetilasyon derecesi) (Guibal and Roussy, 2007) Bu çalışmada, endüstriyel boyalar (Naftol Blue Black ve Remazol Brillant Blue R) kullanılarak sentetik atık su hazırlandı. Boya giderme 100 mg orta molekül ağırlıklı kitosan biyopolimeri ile gerçekleştirildi. Boya giderme etkinliği her iki boya için farklı pH’larda araştırıldı. Boya giderimi boyaların maksimum dalga boylarındaki (NBB λmax : 618 nm; RBBR λmax : 594 nm) absorbsiyonlarının azalması hesaplanarak UV-Görünür Bölge Spektrofotometresi ile ölçüldü. Anahtar Kelimeler: kitosan, atık su, boya giderme, pH Kaynaklar [1] E. Guibal and J. Roussy, Coagulation and flocculation of dye-containing solutions using a biopolymer (Chitosan), Reactive & Functional Polymers 67 (2007), 33–42. F. Renault, B. [2] Sancey, P.-M. Badot, G. Crini, Chitosan for coagulation/flocculation processes – An eco-friendly approach, European Polymer J., 45 (2009), 1337–1348. 144 P83 SUDA ÇÖZÜNEN BAZI POLİMERLERİN YUMAK DİNAMİĞİNİN İNTERPOLİMER KOMPLEKS OLUŞUMU İLE İNCELENMESİ Mohammadreza Ghaffarlou, Olgun Güven Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Beytepe, Ankara/TÜRKİYE [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr Polikarboksilik asitlerin iyonik olmayan polimerler (polibaz) ile sulu ortamda etkileşiminin sonuçları bir faz ayrımı ve interpolimer kompleks oluşumudur. İnterpolimer kompleksleri iki yada ikiden fazla polimerin ikincil etkileşim kuvvetleri (iyon-iyon, iyon-dipol, H-bağı, hidrofobik ve Van der Waals kuvvetleri) nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Bu kompleksler yeni bireysel bileşikler olup bunların özellikleri kompleksi oluşturan polimerlerden tamamen farklıdır ve yeni malzeme olarak farklı uygulamalarda (ilaç taşıyıcı, biyomalzeme, yeni yüzey aktif maddeler, polimerik miseller, nanopartiküller ve çoklu tabakalı filmler) kullanılabilirler. Bu çalışmada poli(akrilik asit) (PAA), poli(metakrilik asit) (PMAA), poli(vinil prolidon) (PVP), poli(etilen oksit) (PEO), poli(N-vinilimidazol) (PVIm), poli(allil amin) (PAAm) ve poli(etilen imin) (PEI) polimerlerinin farklı molekül ağırlıklarında va farklı konsantrasyonlarda hazırlanan sulu çözeltilerinin yumak boyutları dinamik ışık saşılması (DLS) ile incelenmiştir. Hazırlanan polimer çözeltileri dinamik ışık saçılması ile incelendiğinde dağılım olarak çoklu pikler gözlenmiştir ancak bu polimerin karışımından oluşan interpolimer komplekslerde tek dağılımlı pikler elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Suda çözünen polimerler, İnterpolimer kompleks, Dinamik ışık saçılması (DSL) Kaynaklar [1] A.Henke, S. Kadlubowski, M. Wolszczak, P. Ulan´ski, V. Boyko, T. Schmidt, K.F. Arndt, J.M. Rosiak, Macromol. Chem. Phys. 212, (2011), 2529−2540. [2] V.A. Kabanov, A.B. Zezin, Pure Appl. Chem., 56, (1984), 343-354. [3] Z.S Nurkeeva, G.A Mun, V.V Khutoryanskiy, Macromol. Biosci., 3, (2003) 283–295. [4] V.V Khutoryanskiy, Int. J. Pham., 334, (2007) 15–26. 145 P84 RADYASYON BAŞLATICILI AŞI KOPOLİMERİZASYONUNDA BAZ POLİMERİN AŞILANMA DAVRANIŞINDAKİ ETKİSİ Murat Barsbay, Olgun Güven Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800-Beytepe, Ankara [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr Aşı kopolimerizasyon tekniği, kimyasal, mekanik veya termal olarak kararlı çeşitli baz polimerlerin modifiye edilmesine ve istenen fonksiyonel grupların yapılarına katılmasına imkan tanır. Basit bir ifadeyle bu yöntemde, baz polimerin uygun bir başka polimerle aşılanması ile ana polimer yapısına istenilen özelliklerin katılması sağlanır [1]. Aşılamanın, geleneksel yöntemler yerine molekül ağırlığı kontrolünü ve dar molekül ağırlığı dağılımı elde edilmesini mümkün kılan Tersinir Katılma-Ayrılma Zincir Aktarım (ReversibleAddition-Fragmentationchain Transfer - RAFT) polimerizasyonu ile yürütülmesi, geleneksel serbest radikal polimerizasyonuna göre yapıya daha üstün özelliklerin kazandırılmasını sağlar. Bunun temel nedeni RAFT polimerizasyonu ile aşılanma kontrolü ve homojenliğinin elde edilmesidir[2-4]. Aşı kopolimerlerin elde edilmesinde iyonlaştırıcı radyasyon, özelliklede elektron demeti, -ışınları ve X-ışınları sıklıkla kullanılmaktadır. Radyasyon başlatıcılı aşılama tekniğinde doz hızı, doz miktarı, monomer derişimi ve çözücü tercihi gibi parametreler elde edilen aşı kopolimerin başta aşılanma yüzdesi olmak üzere bazı özelliklerinin belirlenmesinde etkin rol oynamaktadır. Bu parametrelere ek olarak, aşılanan baz polimerin yapısı da aşılanma davranışında belirleyici olabilmektedir. Radyasyon başlatıcılı aşılama tepkimeleri, monomerin baz polimer içerisine difüzlenmesi ile ilerleyebilir. Aşılama tepkimesinin polimer yüzeyinde başladığı ve yüzey monomer ile aşılandıkça, aşılanan tabakanın monomer ve çözücüde şişmesi ile iç kısımlara doğru ilerlediği bu türden bir aşılanma mekanizması cephe (front) mekanizması olarak bilinir. Bu çalışmada, baz polimer türünün aşılanma mekanizmasındaki etkisi, iki farklı baz polimer kullanılarak test edilmiştir. Kullanılan ilk baz polimer, oldukça yüksek kristaliniteye sahip doğal bir polimer olan selülozdur. İkinci baz polimer ise PE/PP dokumasız kumaş olarak seçilmiştir. Bu iki baz polimere gerçekleştirilen, akrilik asidin -başlatıcılı ve RAFT kontrollü aşı kopolimerizasyonunda, PE/PP dokumasız kumaşlarda cephe mekanizması ile yürüyen bir aşılanma davranışı görülürken, selülozda sadece yüzeye aşılanmanın gerçekleştiği tespit edilmiştir. Aşılanmalar esnasında çözeltide oluşan homopolimerler GPC ile karakterize edilmiş ve molekül ağırlıklarının ve dağılımın kontrol edilebildiği görülmüştür. Poli(akrilik asit) aşılanan kopolimerler, FTIR, XPS, SEM, SEM-EDX ve TGA yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Anahtar kelimeler: Aşı kopolimerizasyonu, RAFT polimerizasyonu, ışınlama Kaynaklar [1] M.M., Nasef, O. Güven, Prog.Polym.Sci., 37,(2012), 1597-1656. [2] M. Barsbay, O. Güven, Radiat. Phys. Chem., 78, (2009), 1054-1059. [3] M. Barsbay, O. Güven, M. H. Stenzel, T. P. Davis, C. Barner-Kowollik, L. Barner, Macromolecules, 40, (2007), 7140-7147. [4] M. Barsbay, O. Güven, Polymer, 54, (2013), 4838–4848. 146 P85 ZİNCİR ORTASINDA FOTOAKTİF GRUP İÇEREN MAKROFOTOBAŞLATICILARIN ATRP VE KLİK KİMYASI YÖNTEMLERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ İLE ELDESİ Nasrettin Genlia ve Mustafa Değirmencib a Dicle üniversitesi, Teknik Bilimler MYO, Kimya Teknolojisi Bölümü, 21100 DİYARBAKIR b Harran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 63190 SANLIURFA [email protected] Atom Transfer Radikal Polimerizasyon (ATRP) son yıllarda Matyjaszewski tarafından geliştirilen bir kontrollü/yaşayan radikalik polimerizasyon yöntemidir. Kullanılan başlatıcının fonksiyonlu grubuna bağlı olarak ATRP yöntemi ile değişik fonksiyonaliteye sahip polimerler yanında tarak, dentrik, yıldız tipi, rastegele periyodik ve graft (aşı) kopolimeri sentezlemek mümkündür [1]. “Klik kimyası” terminal asetilenler ve azidler arasında gerçekleşen reaksiyonların geneline verilen addır. Klik reaksiyonlarının tercih edilir olmalarının sebepleri arasında; makul reaksiyon koşullarında gerçekleştirilebilmeleri, yüksek verim alınabilmesi, yüksek seçicilik ile gerçekleşmeleri, fonksiyonel grup çeşitliliğine olanak sağlamaları, kısa reaksiyon sürelerine sahip olmaları ve kullanılan çözücülere karşı hassas olmamaları gösterilebilir. Klik reaksiyonlarının uygulama alanları kullanılacak polimer tiplerine bağlı olarak çeşitlendirilebilir [2]. Bu çalışmada, atom transfer radikal polimerizasyonu (ATRP) ve klik kimyası yöntemlerinin birleştirilmesi ile zincir ortası fotoaktif yeni ve iyi tanımlanmış bir polistiren makrofotobaşlatıcısı sentezi ve karakterizasyonu tartışılmıştır. alkin FB + alkin I-Br + nM alkin FB alkin + I M ATRP Br n I M FB alkin Br n Klik reaksiyonu H H C M N n C C FB C N N N N N M n FB: Fotobaslatici M: Monomer (Stiren) alkine: Alkin bileşği Kaynaklar: [1]. Matyjaszewski K. Controlled/living radical polymerization: progress in ATRP, NMP and RAFT. ACS symposium series 768. Washington, DC: American Chemical Society; 2000 [2]. H.C. Kolb,M.G. Finn, K.B. Sharpless, Click chemistry: diverse chemical function from a few good reactions, Angew. Chem. Int. Ed. 40, 2004–2021, 2001 147 P86 KARBON LİFLERİ ve KULLANIM ALANLARI Necdet Seventekin Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Bornova İzmir [email protected] Teknolojinin gelişimi ile birlikte tekstil liflerinden beklentiler de artmış ve hafif ve yüksek mukavemetli materyallerin kullanımı gündeme gelmiştir. Bu özellik, kompozit materyaller ile sağlanabilmektedir. Kompozit malzemelerde düşük yoğunluk ve yüksek mukavemet özelliği nedeniyle karbon lifleri büyük çapta kullanılmaktadır. Karbon lifleri, stabilizasyon, karbonizasyon ve grafitizasyon gibi bir seri işlemden geçerek üretilmektedir. Poliakrilnitril, kömür ve petrol esaslı katran, selüloz ve fenolik reçine prekürsörler, polivinildenklorür/polivinildenklorür kopolimerleri lif üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Karbon liflerinin gelişimi ve uygulanabilirliğinin artması ile kullanım alanları da genişlemiştir (1):Karbon filament ve kablolar yüksek mekanik dayanımları nedeniyle epoksi, poliester, poliamid ve fenol reçineleri gibi sentetik maddeler ile birlikte kullanımı ile kompozit sektöründe ilk sıralarda yer almaktadır. Ayrıca, savunma amaçlı giysiler, uzay araçları, otomobil sektörü, medikal sektöründe de (özellikle ortopedik operasyonlarda) kullanılmaktadır. Bunlara ilaveten; Su arıtmada, SOx, NOx ve toksik gazların tutulmasında, agresif gaz ve sıvılar için filtre, katalizör taşıyıcısı, yakıt kabı, akümülatör için elektrot olarak kullanılabilmektedir (2). Karbon lifi ve termoplastik bir reçine ile oluşan kompozit malzemeler bilişim teknolojisinde parçalarında ve elektronik parçalarda kullanılabilmektedir. İnorganik lif ve karbon liflerinin organik lateks ile bağlanması sonucu elde edilen kompozit materyaller, otomobil hava yastıklarında kullanılmaktadır. Karbon lifi ile kuvvetlendirilmiş polimer reçine esaslı kompozitler vakum pompası ve kompresör pervanesi olarak da kullanılmaktadır (3). Karbon lifi takviyeli polimer esaslı kirişler yüksek dayanıma, modüle ve yüksek korozyon istenen yerlerde kullanılabilmektedir (4). Karbon lifi ile kuvvetlendirilmiş polibütilentereftalat, implantasyon sırasında kemik kayıplarını azaltmak için kemik içerisine yerleştirilmektedir (4). Karbon lifleri farklı ham maddelerden yola çıkarak üretilebilmekte ve teknik tekstillerin yaygınlaşması ile de karbon liflerinin kullanımı gün geçtikçe artmaktadır ve daha da artacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Karbon lifi, kompozit, kullanım alanları KAYNAKLAR [1] N.Yaman, T. Öktem, N.Seventekin, Tekstil Ve Konfeksiyon, 2 (2007), 90-95. [2] N. Worasuvannarak, S.Hatori, H.Nakagawa, K. Miura K. Carbon, 41 (2003), 933-944. [3] R.Schueler, SP.Joshi, K. Schulte, Composites Science and Technology, 61(6) (2001), 921-930 [4]RA.Brooks, E.Jones, A.Storef, N. Rushton, Biomaterials, 25 (2004), 3429-3438. 148 P87 CELGARD 2500 POLİMERİK MEMBRANLAR KULLANILARAK Cr+6 METAL KATYONUNUN TAŞINIMI Nefise Ayhan*, Canan Onaç, H.Korkmaz Alpoğuz *Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 20017 DENİZLİ [email protected] Günümüzde toksik metallerin ve bileşiklerinin uzaklaştırılması için kimyasal çöktürme, elektrodiyaliz, iyon değiştirme, destilasyon, ters osmoz, solvent ekstraksiyon, ultrafiltrasyon ve sıvı membranlar gibi teknikler kullanılmaktadır. Sıvı membranlar, seyreltik çözeltilerden farklı karakterdeki maddelerin ayrılması için etkili sistemler olması nedeniyle, ayırma teknolojisi ve saflaştırma proseslerinde çok önemlidir. Destekli sıvı membranlar (SLM), sentezleme ve kullanım kolaylığı değiştirilmeksizin, membranın mekanik özelliklerini geliştirmektedir. Destek maddesi olarak, mikroporöz teflon, polipropilen, polisülfon vb. maddeler kullanılmaktadır. Destek matriksinin oluşumunda daha az organik çözücü kullanımı, fazlar için ayrılma probleminin olmaması, seçimliliğinin fazla olması ve maliyetinin düşük olması SLM’nin avantajlarındandır. Bu çalışmada, taşıyıcı olarak bir makrosiklik bileşik olan kaliksaren türevi kullanılarak toksik özellik gösteren Cr6+ metal katyonlarının destekli sıvı membran tekniği ile transportu incelenmiş, besleme ve sıyırma fazlarında kullanılan bileşenlerin konsantrasyon etkileri, transport boyunca karıştırma hızı etkisi, taşıyıcı derişim etkisi, polimerik destek maddesi olarak Celgard 2500 membranına kaliksaren bileşiğinin bağlanmasıyla meydana gelen yüzeyin karakterizasyon etkileri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Destekli sıvı membran, Cr(VI) transport, Kaliks[4]aren Grafiksel Özet Destekli Sıvı Membran Çalışmalarında Kullanılan Deneysel Düzenek Kaynaklar [1] Kedari, C.S., Pandit, S.S., Gandhi, P.M. Separation by competitive transport of uranium(VI) and thorium(IV) nitrates across supported renewable liquid membrane containing trioctylphosphine oxide as metal carrier, J.Membrane Sci., 430 (2013) 188-195. [2] Panigrahi, A., Pilli, S.R., Mohanty, K. Selective separation of Bisphenol A from aqueous solution using supported ionic liquid membrane, Sep. Purif. Technol., 107 (2013) 70-78. 149 P88 PLAZMA MODİFİYE EDİLMİŞ KİTOSANIN FURAN GRUPLARI İLE TÜREVLENDİRİLMESİ VE BİYOFİLM OLUŞUMUNA ETKİSİNİN QCM İLE İNCELENMESİ Neslihan Nohut Maşlakcıa, Seyhan Ulusoyb, Ayşegül Uygun Öksüza* Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260 Isparta/TÜRKİYE b Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 32260 Isparta/TÜRKİYE [email protected] a Pek çok bakteri su bulunan ortamlarda protein, DNA ve polisakkaritten oluşan biyofilm adı verilen yapışkanımsı bir tabaka üretir ve kendisini koruma altına alır. Biyofilm oluşumu vücut içi tıbbi uygulamalar, su arıtma sistemleri ve süt işletmeleri gibi pek çok alanda ekonomik zararlara neden olmaktadır. Özellikle sağlık alanında biyomedikal implantlarda oluşan biyofilmler tedavi edilemeyen enfeksiyonlar nedeniyle hastaların ölümüne neden olabilmektedir [1]. Son yıllarda yapılan çalışmalarda biyomateryallerde biyofilm oluşumu, yüzey modifikasyonu ile engellenmeye çalışılmaktadır. Kitosan biyouyumlu ve medikal uygulamalar için tercih edilen bir malzemedir [2,3]. Bu çalışmada kitosanın bakteriyel biyofilm oluşumuna etkisi incelenmiştir. RF rotating hidrazin plazması ile kitosan üzerindeki amin grupları artırılarak, yapıya furan türevi gruplar kimyasal yöntemle aşılanmıştır. Kitosan yapısına furan gruplarının bağlanması FTIR, XPS ile aydınlatılarak özellikleri TGA/DSC, SEM ve X-ray analizleri ile incelenmiştir. Elde edilen kitosan türevi yapıların elektrospin yöntemi ile nanofiberleri quartz kristal elektrotlar üzerine biriktirilerek, biyofilm oluşumuna etkileri QCM tekniği ile incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Plazma, elektrospin, QCM, kitosan Kaynaklar [1] A.L.J. Olsson. H.C. Mei. H.J. Busscher. P.K. Sharma. Langmuir. 25, (2009), 1627-1632. [2] M. N. V. Ravi Kumar. R. A. A. Muzzarelli. C. Muzzarelli. H. Sashiwa. A. J. Domb. Chem Rev. 104, (2004), 6017-6084. [3] B.B. Shang. J. Sha. Y. Liu. Q. Tu. M.L. Li. J.Y. Wang. J. Pharm. Anal. 1, (2011), 39-45. 150 P89 PLLA-PEG KOPOLİMERLERİNDEN GÖZENEKLİ DOKU İSKELELERİN HAZIRLANMASI Numan Eczacıoğlu, Sinan Eğri Gaziosmanpaşa Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik BölümüTOKAT [email protected] Çalışmamızda, L-LA (Pulrac, Hollan) dimer/leri ve PEG (Sigma Aldrich, USA) polimerleri reaksiyona sokularak kopolimer sentezlenmesi ve sentezlenen kopolimer/lerden tuz ekstraksiyonu yöntemiyle gözenekli bir yapı oluşturulması hedeflenmiştir. Elde edilen bu gözenekli yapı, hücre gelişimi için uygun bir doku iskelesi oluşturması açısından önemli olup aynı zamanda içerisine VEGF (VaskülerEndotelyalGrowth Faktör) ve BMP-2 (Bone Morfojenik Protein) yüklenip sıralı salım yapacak şekilde tasarlanması, rekonstrüktif cerrahide defektlerin iyileşme sürecine katkıda bulunacaktır. Farklı molekül ağırlıklarına sahip PEG (5, 10 ve 20 kDa) ve belirlenen oranlarda L-LA ile reaksiyona sokulmuş ve bir seri kopolimer elde edilmiştir. Elde edilen kopolimerlerin karakterizasyonu, Nükleer Manyetik Rezonans (1H-NMR), Jel PermeasyonKromatografisi(GPC), Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (DSC), Termogravimetrik Analiz (TGA) ve FourierTransformİnfrared Spektroskopisi(FTIR) analizleri ile gerçekleştirilmiştir. Reaksiyonun başarıyla gerçekleştirildiği analiz sonuçları ile teyit edilmiştir. Kopolimerler farklı oranlarda (% 3, 5 ve 8 a/h) 1,4-Dioxane (Sigma Aldirch, USA) içerisinde çözülerek 100-250µm boyut aralığında elenen tuz (NaCl) ile homojen karışımı sağlanıp, kalıplanarak dondurulmuştur. 4 gün süre ile yapıdan tuzun uzaklaştırılması sağlanarak elde edilen birbirleri ile bağlantılı gözeneklere sahip doku iskeleleri elde edilmiş ve gözenek yapıları taramalı elektron mikroskobu (SEM), mekanik özellikleri ise sıkıştırma testleri ile belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Kemik defekti, PLLA-PEG kopolimeri, BMP, VEGF 151 P90 SODYUM ALJİNAT/HİDROKSİPROPİL SELÜLOZ KARIŞIMI MEMBRANLARIN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU VE İNDOMETASİN GEÇİŞ ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Nur Benan Koçak, Nuran Işıklan Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/ Kırıkkale [email protected] Transdermal ilaç salım sistemleri; oral yolla emilimi az olan etkin maddelerin, mide-barsak kanalında irritan davranış gösteren etkin maddelerin ya da yarılanma ömrü kısa olan etkin maddelerin vücuda verilmelerinde alternatif bir yöntemdir [1]. Farmokinetik açıdan başarılı bir tedavi için etkin maddelerin sıfırıncı dereceden kinetikle verilmeleri gerekmektedir. Bu tarz veriliş de transdermal yolla sağlanabilmektedir. Çalışmada, pH ve sıcaklığa duyarlı sodyum aljinatbazlımembranların hazırlanması, yapılarının aydınlatılması ve transdermal yolla aktif madde geçiş özelliklerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla 5 farklı blend oranına sahip sodyum aljinat (NaAlg) ve hidroksipropilselülozün (HPC) çözeltilerinden blendmembranlar oluşturulmuştur. NaAlg ve HPC’ınblend oranları sırasıyla 1/1, 2/1, 3/1, 4/1 ve 5/1 olarak belirlenmiştir. Hazırlanan karışım membranlar gluteraldehit ile çapraz bağlanmış ve ATR-FTIR, TGA, DSC ile yapıları aydınlatılmıştır. SEM ve AFM yöntemleri ile membranların yüzey morfolojileri incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde blend membranların indometasin geçiş özellikleri difüzyon hücresinde 32 ºC’de pH 7,40 tamponunda incelenmiştir. Bu koşullarda en yüksek geçiş değeri %54,41 ile 1/1 oranında ve en düşük geçiş değeri %23,24 ile 5/1 oranında bulunmuştur. İndometasin geçişleri ayrıca pH2.1 ve 5.5’de gerçekleştirilmiş ve salım ortamının pH’sı artıkça indometasin salımı 24 saat sonunda 1/1 blendmembranında %15,20’den %54,41’e ayrıca 5/1 oranındaki karışım membranda da %6,77’den %23,24’e artmıştır. İndometasin geçişine sıcaklığın etkisi 25 ºC; 32 ºC; 37°C ve 39 ºC’de incelenmiş ve sıcaklığın artması ile indometasin geçiş değeri 1/1 karışım membranında %11,17’den %64,47’ye çıkmıştır. Ayrıca çapraz bağlanma oranının artması ile indometasin geçişinin anlamlı derecede azaldığı bulunmuştur. Elde edilen sonuçlardan hazırlanan membranların pH ve sıcaklığa pozitif duyarlı oldukları tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Transdermal sistemler, karışım membranlar, pH ve sıcaklığa duyarlı membranlar Kaynaklar: [1]. A.Z., Gürsoy. Kontrollü Salım Sistemleri: Transdermal Sistemler, Kontrollü Salım Sistemleri Derneği Yayını, İstanbul, (2002). 152 P91 CAM KÜRE, MİKA VE VOLLASTONİT PARTİKÜLLERİNİN SEBS– MA ELASTOMERİ İLE KAPLANMASININ PP/CAM KÜRE, P/MİKA VE PP/VOLLASTONİT KOMPOZİTLERİN MİKROYAPI, REOLOJİK VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ1 Onur Balkan, Ülkü Yılmazer ODTÜ, Kimya Mühendisliği Bölümü, 06800 Ankara [email protected] Rijid partikül dolgulu polimerik kompozitlerde bazı özel mikroyapılar oluşturularak mekanik performans arttırılabilmektedir. Matonis ve Small polimerik matris içerisindeki rijid partiküller çevresinde oldukça ince, üniform ve sağlam bir elastomer tabakasının (rijid partikül/elastomer kabuk yarıçap oranı: RP/RE 0.999) bulunması halinde (çekirdek–kabuk mikroyapısı) kompozitlerin rijidliğinden fedakârlık etmeksizin tokluğunun artabileceğini ileri sürdüler. [1] Önceki çalışmalarımızda, polipropilen/cam küre (PP/GB) ve PP/vollastonit (PP/W) kompozitlere poli(stiren–b–etilen–ko–butilen–b–stiren)–g–maleik anhidrit (SEBS–MA) termoplastik elastomeri katılarak çekirdek–kabuk mikroyapısının oluştuğu tespit edildi.[2–4] Ancak, SEBS–MA elastomerinin kompozitlere eriyik–karıştırma yöntemi ile doğrudan katılmasından dolayı PP matris içerisindeki cam küre ve vollastonit partiküllerinin etrafında kalın bir elastomer tabakası oluştu (0.5–1.0 m; Matonis ve Small’a göre hesaplanan elastomer tabakası kalınlığı: 0.5 nm).[2] Bu sebeple, kompozitlerin mekanik performansı artarken, rijitlikte düşme meydana geldi.[3] Polimer matris içerisindeki rijid partiküllerin etrafında oldukça ince, üniform ve sağlam bir elastomer tabakası elde etmek amacıyla, kompozitlerin eriyik–karıştırma işlemi öncesinde partiküllerin uygun bir elastomer çözeltisi içerisinde kaplanması oldukça pratik ve uygun bir yöntem olarak görülebilir.[3,5,6] Luzinov et al. tolven/SEBS–MA çözeltisini kullanarak epoksi–silan ile fonksiyonel edilmiş silika plakaların yüzeylerini birkaç nanometre kalınlığında üniform ve sağlam bir SEBS– MA elastomer tabakası ile kaplayabildiklerini rapor ettiler.[7] Bu çalışmada, cam küre (GB), lamelar mika (M) ve asiküler vollastonit (W) partiküllerinin SEBS–MA elastomeri ile kaplanmasının PP/GB, PP/M ve PP/W kompozitlerin mikroyapı, reolojik ve mekanik özellikleri üzerindeki etkileri incelendi. Üniform ve sağlam bir elastomer tabakası elde etmek amacıyla öncelikle tolven/epoksi– silan ((3–glycidoxypropyl)trimethoxysilane, GPS) çözeltisi kullanılarak partiküllerin yüzeyleri fonksiyonel hale getirildi. Ardından, GB, M ve W partikülleri tolven/SEBS–MA çözeltisi içerisinde SEBS–MA elastomeri ile kaplandı (sırasıyla GBc, Mc, Wc). Partiküller PP matris ile karıştırılarak (eriyik–karıştırma yöntemi) kompozitler hazırlandı. Mikroyapı incelemelerinde, GBc, Mc, Wc partiküllerinin ince bir elastomer tabaka ile kaplı olması sonucunda partikül–matris uyumluluğunun arttığı görüldü. Çekirdek–kabuk mikroyapısı ile asiküler W parçacıkların takviye edici etkisi arasında oluşan sinerji sebebiyle en yüksek mekanik performans PP/Wc kompozitlerinde meydana geldi. Anahtar kelimeler: Cam küre, mika, vollastonit, elastomerik kaplama Kaynaklar [1] V.A. Matonis, N.C. Small, Polym. Engin. Sci., 9, (1969) 90–99. [2] O. Balkan, A.Ezdeşir, H.Demirer, Polym. Compos., 31, (2010) 1265–1284. [3] O. Balkan, H.Demirer, Polym. Compos., 31, (2010) 1285–1308. [4] O. Balkan, A.Ezdeşir, Polym. Compos., 33, (2012) 1162–1187, Erratum: Polym. Compos., 33, (2012) 1464. [5] J.E. Stamhuis, Polym. Compos., 9, (1988) 72–77. [6] J. Lee, A.F. Yee, , J. Mater. Sci., 36, (2001) 7–20. [7] I. Luzinov, D. Julthongpiput, V.V. Tsukruk, Macromol., 33, (2000) 7629–7638. 1 Sponsor: TÜBİTAK–BİDEB 2218, 01.03.2007–08. 153 P92 BİTKİ ÖZÜTÜNDEN YÜKSEK ANTİRADİKAL VE ANTİOKSİDAN ÖZELLİKLİ FLAVONOİD YAPISINDAKİ BİLEŞİKLERİN BORONİK ASİT TAŞIYAN ÇİFT FONKSİYONLU KOPOLİMERİKPARTİKÜLLER KULLANILARAK İZOLASYONU Onur Çetinkayaa, Melek Tezcana, Gökhan Koçakb, Hüseyin Çiçeka Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 48000 Kötekli/MUĞLA b Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 26480 ESKİŞEHİR [email protected] a Antioksidan ve antibakteriyel özelliği yüksek olan karışımların bitki özütlerinden izolasyonu amacıyla hidrojen bağı ve boronik asit afinite etkisinin bir arada kullanıldığı çift fonksiyonlu bir adsorban geliştirilmiştir. Öncelikle polimerleştirildiğinde nötrpH dolayında adsorpsiyon yapabilen 4-(N-allilsülfamoil)fenilboronik asit (ASPBA) monomeri sentezlenmiştir[1]. ASPBA, sadece hidrojen bağı aracılığıyla flavonoid tarzı moleküllerle etkileşebilen metakrilat (MA) [2] ile kopolimerleştirilerekpoli(metakrilat-ko-4-(N-allilsülfamoil)fenilboronik asit) (poli(MA-koASPBA))partikülleri süspansiyon polimerizasyonu ile üretilmiştir. Poli(MA-ko-ASPBA) partikülleri kullanılarak model flavonoidkersetinile yapılan çalışmalar poli(MA)’a göre en az iki kat daha fazla kersetinadsorpsiyonun olduğunu, bunun yanı sıra pH 7,2’deki adsorpsiyon kapasitesinin boronik asit ilgisinin genelde daha yüksek olduğu pH 8,5’te elde edilen kapasite değerlerine[3] yakın olduğu görülmüştür. poli(MA-ko-ASPBA) partiküllerininHypericiumperforatum (HP) bitkisinin etil asetat özütü kullanılarak pH 7,2’de yapılan adsorpsiyon ve desorpsiyon çalışmaları neticesinde elde edilen ortamın poli(MA) partiküllerle elde edilenlere göre bariz şekilde daha yüksek antioksidan ve antiradikal giderim aktivitesi gösterdiği bulunmuştur. Üretilen çift fonksiyonlu poli(MA-ko-ASPBA) partiküller hem yüksek antioksidan hem de antiradikal aktivitenin istendiği bitki özütlerinin üretilmesinde yeni ve etkin bir alternatif adsorban olarak önerilmektedir. Kaynaklar [1] X. Li, J.Pennington, J.F. Stobaugh, C.Schöneich, Anal Biochem. 2008; 372(2): 227–236. [2] X. Geng, P. Ren, G. Pi, R.Shi, Z.Yuan, C.WangJournal of Chromatography A, 1216 (2009) 8331–8338 [3] O. Çetinkaya, M. E. Duru, H. Çiçek,J.Chromatogr. B, 2012; 909 51– 60. 154 P93 ORGANİK IŞIK YAYAN DİYOTLAR ELDE ETMEK AMACIYLATURUNCU RENK VEREN POLİMER SENTEZİ Ozan Erlika, Naime Akbasoglu Unlua, Ali Cirpana,b,c,d KimyaBölümü, OrtaDoğuTeknikÜniveritesi, , 06800 Ankara, Türkiye PolimerBilimiveTeknolojiBölümü, OrtaDoğuTeknikÜniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye c GüneşEnerjisiAraştırmaveUygulamaMerkezi, OrtaDoğuTeknikÜniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye d MikroveNanoteknolojiBölümü, OrtaDoğuTeknikÜniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye [email protected] a b Bu çalışma kapsamında organic ışık yayan diyotları üretmek amacı ile kimyasal yöntemlerle benzotriazol ünitesine donor özellik gösterenve π bağı köprüsü sağlayan tiyofen ünitesi bağlandı ve TBT (Tiyofen-Benzotriazol-Tiyofen) molekülü sentezlendi. TBT ileflorenünitesi Suzuki kenetleme tekniği ile polimerleştirilmiş, turuncu polimer eldesi için ise bahsi geçen bu polimere uç grup olarak fenil ve trifenil amin uniteleri bağlanmıştır. Böylece Donör-Akseptör-Donör tipi rastgele konjüge polimerler sentezlenmiştir. Bu polimerlerin indirgenme ve yükseltgenme yarıgerilimleri dönüşümlü voltametri tekniği kullanılarak incelenmiş, HOMO-LUMO enerji seviyeleri belirlenmiş ve enerji bant aralığı hesaplanmıştır.Sentezlenen polimerlerin hem çözelti hem de film hallerinin ışığı soğurmavefloresan özellikleri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Benzotriazol, Tiyofen, Donör-Akseptör-Donör 155 P94 ORGANİK GÜNEŞ PİLLERİ İÇİN BİTİŞİK THIAZOLO-THIAZOLE HALKASI İÇEREN KONJUGE POLİMER Ozge Azeria, Sevki Can Cevhera ,Serife O. Hacioglua, Ali Cirpana,b,c,d Kimya Bölümü, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye Polimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, Polimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, Ankara, Türkiye c Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi (GÜNAM), Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye d Mikro ve Nanoteknoloji Bölümü, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye [email protected] a b Bu çalışma dabitişik thiazolo-thiazole halkası içeren konjuge düzensiz polimer sentezi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Thiazolo [5,4-d]thiazole,2,5-bis(5-bromo-2-thienyl) (Monomer1)[1], 4, 7-Dibromo-2-(2-octyldodceyl)-2H-benzo[d] [1,2,3] triazole(Monomer2) [2 ]ve 2, 5- bis (tributylstannyl) thiophene (Monomer3) monomer olarak sentezlenmiş ve polimerleştirilmiştir. Polimerleştirmeden sonar dönüşümlü voltametri ile HOMO-LUMO enerji seviyeleri, elektronik band aralığı ve difüzyon kontrollü olup olmadığı araştırılmıştır. Bunlara ek olarak UV spektrofotometriile λmax, optik band aralığıve n veya p tipi katkılanabilir olup olmadığı araştırılmıştır. Ayrıca kinetic çalışmalar sayesinde geçirgenlik yüzdesi ve dönüşüm zamanı hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Thizaolo-thizole, organik güneş pili, konjüge polimer, dönüşümlü voltametri Kaynaklar [1] Akpinar, H. Z. (2011). Synthesis of benzimidazole containing donor acceptor electrochromic polymers. (Master's thesis, Middle East Technical University, The Department of Chemistry). [2]Cevher, S. C., AkbasogluUnlu, N., Ozelcaglayan, A. C., Apaydin, D. H., ArslanUdum, Y., Toppare, L., andCirpan, A. (2013). Fused structures in the polymer backbone to investigate the photovoltaic and electrochromic properties of donor- acceptor- type conjugated polymers. J. Polym. Sci., 51, (2013), 1933– 1941 156 P95 AKRİLAMİD ESASLI MANYETİK YARI-IPN’LERİN ŞİŞME VE SOĞURUM POTANSİYELLERİNİN BELİRLENMESİ Ömer Barış Üzüm, İsmail Bayraktar, Semiha Kundakcı, Erdener Karadağ Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN [email protected] Hidrojeller, fiziksel ya da kimyasal olarak çapraz bağlanmış polimerik ağ yapılar olarak tanımlanırlar ve büyük miktarda suyu soğurabilirler. Bu tür polimerler, sıcaklık, pH, ışık, elektrik alan ve manyetik alan gibi dış çevreden gelen etkilere cevap verebilen akıllı hidrojeller olarak değerlendirilirler. Uygulamadaki avantajları nedeniyle hidrojeller, son yirmi-otuz yıl içinde, zıraı, doku mühendisliği, asidik ve bazik boyarmaddelerin uzaklaştırılması, akıllı film, optik materyal, biyoteknoloji vb diğer alanlarda oldukça önem kazanan malzemeler haline gelmişlerdir. Bu çalışmada, çapraz bağlayıcı olarak poli(etilen glikol) diakrilat (PEGDA) kullanılarak çözelti ortamında serbest radikalik polimerizasyon yöntemi ile yarı-IPN hidrojellerin sentezi gerçekleştirilmiştir. Akrilamid (AAm) esaslı yarı-IPN hidrojel sentezi için 2-Akrilamido-2-metil-1propan sülfonik asit (AMPS) yardımcı monomeri ve poli(etilen glikol) (PEG) kullanılmıştır. Sentezlenen yarı-IPN’ler Fe2+/Fe3+ içeren çözeltide dengeye gelene dek bekletildikten sonra çapraz bağlı yapının gözeneklerindeki iyonların NH4OH ile indirgenmeleri sağlanmıştır. Bu şekilde elde edilen manyetik özellikteki yarı-IPN’lerin yüzey gözenekliliği Taramalı Elektron Mikroskopisi (SEM) ile alınan görüntüler yardımıyla değerlendirilmiştir. 25oC’da gerçekleştirilen dinamik şişme testleri ile yarı-IPN’lerin şişme potansiyelleri belirlenmiştir. Katyonik bir boyarmadde olan Janus Green B soğurum çalışmalarında model molekül olarak kullanılmıştır. Farklı AMPS içeriğine sahip yarı-IPN’ler ve farklı derişimde boyarmadde çözeltileri kullanılarak gerçekleştirilen deneyler yardımıyla yarı-IPN’lerin soğurum potansiyelleri araştırılmıştır. PEGDA ile çapraz bağlı manyetik özellikteki yarı-IPN’lerin şişme ve soğurum özellikleri AMPS içeriğinin artışı ile uyum içerisinde artış göstermektedir. Yüksek AMPS içeriğine sahip yarı-IPN’ler, şişme ve boyarmadde soğurum potansiyellerinin yüksek olması nedeniyle adsorban ya da taşıyıcı olarak farklı alanlarda kullanılabilirler. Anahtar Kelimeler: hidrojel, manyetik, yarı-IPN, şişme, soğurum. Kaynaklar [1].Z. Yuan, Y. Wang, D. Chen. Journal of Material Science, 49, (2014), 3287–3296. [2].N.A. Peppas, P. Bures, W. Leobandung, H. Ichikawa. Eur. J. Pharm. Biopharm., 50, (2000), 27–46. [3].Ö.B. Üzüm, E. Karadağ. Polymer Engineering & Science, 53, (2013), 1262-1271. [4].Ö. Özay, S. Ekici, Y. Baran, N. Aktaş, N. Sahiner. Water Research., 42, (2009), 4403-4411. [5].H.M. Nizam El-Din, A.W.M. El-Naggar. Designed Monomers and Polymers, 17, (2014), 322-333. [6].S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ. Polymer Composites, 32, (2011), 994-1001. 157 P96 BAZI AKRİLİK ESASLI POLİMERLERDE YAPI ÖZELLİK İLİŞKİSİNİN KATI-KATI FAZ DEĞİŞİM YOLUYLA ENERJİ DEPOLAMA ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Ömer Faruk Ensaria, Derya Kahraman Döğüşcüb, Cemil Alkanb Amasya Üniversitesi, Merkezi Araştırma Laboratuvarı, 05100 Amasya/Turkey Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat/Turkey [email protected] a b Bu çalışmada katı-katı faz değişim yoluyla enerji depolama özelliği olan bazı akrilik esaslı polimerler sentezlenerek, polimerlerde katı-katı faz değişim özelliği gösteren birimlerin yoğunluğunun enerji depolama üzerine etkisi incelenmiştir. Katı-katı faz değişim özelliği gösteren polimerlerin sentezlenmesi amacıyla miristik asit, palmitik asit ve stearik asit açil klorürleri 2hidroksietil akrilat ve 2-hidroksietil metakrilat monomerlerinin hidroksil gruplarıyla etkileştirilerek 6 yeni monomer elde edilmiştir. Bu monomerler miristoiloksietilakrilat (MEA), palmitoiloksietilakrilat (PEA), stearoiloksietilakrilat (SEA), miristoiloksietilmetakrilat (MEMA), palmitoiloksietilmetakrilat (PEMA) ve stearoiloksietilmetakrilat (SEMA) monomerleridir. Toluen çözücüsü içerinde AIBN başlatıcısı kullanılarak 70 oC’de polimerleştirilen bu monomerlere ait homopolimerler metanolde çöktürülerek saflaştırılmıştır. Üretilen 6 yeni monomerin metil akrilat ve metil metakrilat monomerleriyle 3 farklı oranda kopolimerleştirilmesiyle 36 adet kopolimer elde edilmiştir. Üretilen homopolimerler ve kopolimerlerin yapısal karakterizasyonu FT-IR ve 1H-NMR spektroskopisi yöntemleriyle gerçekleştirilmiştir. Homopolimerler ve kopolimerlerinin ısıl iletkenliklerin belirlenmesi için ısıl iletkenlik ölçümleri yapılmıştır. Polimerlerin erime-katılaşma noktalarının ve entalpilerinin tayinleri için DSC ve ısıl kararlılıklarının belirlenmesi için de (TGA) teknikleri kullanılmıştır [1]. Polimerlere katı-katı faz değişimi özelliği veren kristal yapı ve faz değişim sıcaklığının üzerinde gerçekleşen amorf yapı polarize optik mikroskop sistemi kullanılarak ispatlanmıştır [2]. Ayrıca homopolimerler ve kopolimerlerin molekül ağırlığı dağılımları için GPC yöntemi kullanılmıştır. Bununla birlikte üretilen polimerlerde faz değişimini sağlayan monomer miktarı ve molekül ağırlığı dağılımının depolanan enerji miktarındaki değişim üzerine etkisi incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Isıl enerji depolama, 2-hidroksietilakrilat, 2-hidroksietilmetakrilat, metil akrilat, metil metakrilat Kaynaklar [1] C. Alkan, Ö.F. Ensari, D. Kahraman. Journal of Applied Polymer Science, 126(2), (2012), 631-40. [2] C. Alkan, E. Günther, S. Hieblera, Ö.F. Ensari, D. Kahraman. Solar Energy, 86(6), (2012), 1761-69. 158 P97 İLETKEN ORGANOBOR POLİMER İÇİN YENİ MAKROMONOMERLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU a Ömer Yunus Gümüş, bŞeyma Özkan, cFrieder Jaekle, bHalil İbrahim Ünal, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Nevşehir Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Akıllı Malzemeler Araştırma lab. Ankara c Rutgers Üniversitesi, Kimya Bölümü, Newark-New Jersey, ABD [email protected] a b Ana zincir boyunca -konjugasyonuna sahip ve katkılama etkisiyle iletken özellik gösteren iletken polimerler; entegre devreler, güneş pilleri, uzay sanayii, transistorler, medikal ve akıllı akışkanlar gerektiren magnetoreolojik ve elektroreolojik uygulamalar gibi bir çok alanda kullanılmaktadır. İleri teknoloji gerektiren bu tür alanların yanı sıra yeni uygulama alanları için konjuge yapıya sahip yeni monomerlerin tasarımları ve sentezleri üzerine çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Yakın tarihte Bor atomunun boş p orbitalleri sayesinde -konjugasyonuna sahip organik bileşiklerin yapısına girmesiyle konjugasyonu devam ettirmesinin yanı sıra, yapıya yeni fiziksel ve kimyasal özellikler kazandırdığı keşfedilmiştir [1]. Son zamanlarda yeni organobor polimerlerin sentezi, karakterizasyonu, iyon sensörü ve elektrokromik uygulamar gibi alanlarda kullanımı üzerine çalışmalar ilgi çekmektedir. Bu polimerlerin özellikle optik ve elektronik özelliklerinden dolayı yeni nesil akıllı malzemelerin uygulamalarında yaygın olarak kullanılabileceği öngörülmektedir [2]. Bu çalışmada organobor bileşiklerinden yola çıkılarak üç farklı yeni makromonomer tasarlanarak sentezlenmiş ve 1H-NMR, 11B-NMR, FTIR, element analizi gibi tekniklerle karakterizasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Makromonomerlerden iki tanesi mesitilboran ve siyanobileşikleri (2-siyanotiyofen ve benzonitril) arasındaki hidroborasyon tepkimesi sonucu elde edilmiş, üçüncüsü ise bitiyofen ve 1,3,5-tri-tert-butilbenzen grubları arasına BBr3 kullanılarak yer değiştirme reaksiyonu ile Bor atomunun takılmasıyla sentezlenmiştir. Ayrıca sentezlenen bu makromonomerlerin polimerleştirilmesi için uygun yöntemler önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Organobor Polimerler, İletken Polimerler, Monomer Sentezi Teşekkür: Projeye sağladığı destekten dolayı TÜBİTAK’a (Proje No: 112 T 811) ve Ömer Y. Gümüş’e sağladığı yurt dışı araştırma bursundan dolayı YÖK’e teşekkür ederiz. Kaynaklar: [1] F. Matsumoto, Y. Chojo, Journal of Organometallic Chemistry, 680, (2003), 27-30. [2] K.Tanaka, Y. Chujo, Macromol Rapid Commun., 33(15), (2012),1235-55. 159 P98 POLİ(2-ETİL ANİLİN)/SİLİSYUM DİOKSİT PARTİKÜLLERİ KOMPOZİTİNİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ Özer Kartal, Hüseyin Zengin, Gülşen Aksin, Gülay Zengin, Sümeyra Demir Kimya Bölümü, Fen Edebiyat Fakültesi, Gaziantep Üniversitesi, 27310 Gaziantep [email protected] Polianilin (PANI) kısmen kolay işlenebilirliği, elektriksel iletkenliği ve çevresel dayanıklılığı nedeniyle önemli iletken polimerlerden biridir [1]. Geniş kapsamlı elektriksel, elektrokimyasal ve optik özelliklere sahip olan polianilin sentetik metal olarak uygulama alanları için potansiyel olarak ilgi çekmiştir [2]. Poli(2-etil anilin) (PEAn), anilin monomerinin türevlerinden birisi olan 2-etil anilin’in (EAn) polimerleştirilmesi ile elde edilen önemli iletken polimerlerden birisidir. Silisyum yeryüzünde çok aktif olduğu için doğada serbest olarak bulunması mümkün değildir. Fakat bütün kayaçlarda, kum, kil ve topraklarda ya oksijenli bileşiği olan silis (SiO2) halinde ya da oksijen ve alüminyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum, potasyum, demir gibi başka elementlerle oluşturduğu silikatlar halinde bulunur [3]. Kompozit malzemeler, yüksek mukavemet, kolay şekillendirilebilme, elektriksel özellikler, korozyon ve kimyasal etkilere karşı mukavemet, ısıya ve ateşe karşı dayanıklılık gibi özellikleri nedeniyle elektronik sanayi, havacılık sanayi, otomotiv sanayi ve inşaat sektörü gibi birçok alanlarda kullanılmaktadır. Bu araştırmada kendiliğinden iletken olan polimer poli(2-etil anilin) sentezini, optimize olmuş proses koşullarını kullanarak PEAn/SiO2 kompozitlerinin filmlerini hazırlamayı amaçlamıştır. PEAn/SiO2 kompozitleri in-situ polimerizasyon ve ex-situ çözelti karışımı yöntemleriyle üretilmiştir. PEAn/SiO2 kompozit filmleri damlatma ve döndürerek-kaplama metotlarıyla hazırlanmıştır. HCl ile doyurma yapılmış PEAn film ve PEAn/SiO2 kompozit filmin elektriksel iletkenliği ölçülmüştür. Kompozit filmlerin elektriksel iletkenliği saf poli(2-etil anilin) elektriksel iletkenliğine göre daha fazla olduğu gözlenmiştir. Saf PEAn ve PEAn/SiO2 kompozitlerinin karakterizasyonu UV-Vis, FTIR ve Fotolüminesans spektroskopik yöntemleriyle yapılmıştur. SEM ölçümleri, SiO2’nin kompozit film içinde homojen olarak dağıldığını göstermiştir. Kaynaklar [1]. MacDiarmid A.G., Chiang J.C., Halpern M., Huang W.S., Mu S.L., Somasiri N.L., Wu W., Yaniger S.I., Mol. Cryst. Liq. Crys., 121 (1985) 173-80. [2]. Neoh K.G., Kang E.T., Tan K.L., Polymer, 33(11) (1992) 2292-98. [3]. Dultsev F.N., Thin Solid Films, 478 (2005) 91-95. 160 P99 PRİMER ALKOLLERİN TAMAMI POLİMERİK BİR SİSTEMLE ALDEHİTLERE YÜKSELTGENMESİ Perihan Öztürka, Kıvanç Akkaşa, Akın Akdağa,b Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü [email protected] a b Laboratuvarımızda daha önce, N-halamin içeren polimerler (I) ikincil bir yükseltgen olarak alkolerin aldehitlere yükseltgenme tepkimelerinde kulanılmıştı. Bu tepkimelerde birincil yülsetgen olarak TEMPO kullanılmıştı. TEMPO tepkime sonunda kolon kromatografisi kullanılarak üründen ayrıştırılmaktaydı. Bu çalışmada ise, TEMPO metilmetakrilata bağlanıldı ve polimerleştirildi. Dolayısıyla TEMPO’da yaşanılan ayrıştırma problemine bir çözüm bulundu. Sentezlediğimiz bu polimer (II) ile N-halamin içereren diğer polimerlerle oluşturulan sistem primer alkollerin aldehitlere yükselgenme tepkimesi için kullanıldı. Bu polimerik sistem verimli çalışmasına rağmen, uzun tepkime sürelerine gereksinim duymaktadır. Üzerine çalıştığımız bu polimerik sistemin geliştirilmesi için yapılan çalışmalar sunulacaktır. 161 P100 VANİLİN KULLANILARAK AKILLI DOĞAL POLİMER ELDE EDİLMESİ Perihan Yılmaz, Turgay Seçkin ve Süleyman Köytepe İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Malatya 44280 [email protected] Son on yıl içerisinde kimyada akıllı polimerler alanında hızlı bir büyüme gerçekleşmiştir. Bu büyüme özellikle polimerlerin farklı etkiler karşısında göstermiş oldukları tekrarlanır ve geri dönüşümlü davranışların pek çok önemli uygulama alanında önemli olmasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışma kapsamında da, farklı uyarıcılar karşısında tersinir olara cevap verebilecek olan supramoleküler yapılı akıllı polimerler sentezlenecek ve tanımlamaları 1H NMR, 13 C NMR, FT-IR, elementel analiz teknikleri ile yapılacaktır. Bu polimerlerin sentezinde öncelikle doğal bol ve ucuz bir başlangıç maddesi olan vanilin kullanılacaktır. Vanilin kontrollü bir indirgenme reaksiyonu ile geçiş metalleri rahatlıkla ile koordinasyon verebilecek bir yapıya sahip olan vanilik alkole dönüştürülecektir. Daha sonra Co, Cu, Ni ve Zn gibi metaller ile koordinasyon sağlanacak ve farklı diizosiyanat grupları kullanarak poliüretan yapıları sağlanacaktır. Farklı metaller ile elde edilen akıllı polimer yapıları termal, kimyasal, foto ve elektro uyarıcılar ile uyarılacaklar ve uyarı cevap özellikleri incelenecektir. Uyarı cevap özelliğinin incelenmesinde NMR, GPC, UV ve BAS (Bioanalytical Systems) cihazları kullanılacaktır. Proje kapsamında hazırlanacak olan supramoleküler polimerlerin yapısal özellikleri incelenerek termal, kimyasal, foto ve elektro uyarıcılar karşısında renk ve viskozite değişimleri belirlenecektir. HO O NaBH4 H3CO HO OH M HO H3CO Vanilin CH3 O M H O OH O O CH3 H Supramoleküler koordinasyon Vanilik alkol + M: Co, Cu, Ni, Zn N R N O O R: H2 C H2 C CH3 O M HO O H H O O CH3 O O R C O C N N O n H H Poliüretan Kaynakça: [1]. Hofmeier H., Hoogenboom R., Wouters M.E.L., Schubert, U.S., JACS, 2005, 127, 2913-2921. [2]. Dobrawa R., Lysetska M., Ballester P., Grune M., Wurthner F., Macromolecules, 2005, 38, 1315-1325. [3]. Iyer P.K., Beck J.B., Weder C., Rowan S.J., Chemical Communications, 2005, 3, 319-321. 162 P101 POLAR YAN GRUPLU POLİSTİRENİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE SICAKLIKLA DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ Pınar Demir Fırat Üniversitesi, EOSB Maden MYO, Elazığ, Türkiye [email protected] Stirenin p-klormetilstirenle AIBN başlatıcısı kullanılarak poli(stiren-ko-p-klormetilstiren) kopolimeri elde edildi. Bu kopolimerin dietanolamin ve tris(hidroksimetil)aminometan ile ayrı ayrı modifikasyonuyla sırasıyla poli[stiren-ko-p-bis(2-dihidroksietil)aminometil stiren] ve poli[stirenko-p-tris(hidroksimetil)aminometil stiren] elde edildi [1]. Elde edilen kopolimerler FT-IR ve 1HNMR ile karakterize edildi. Polimerlerin termal kararlılıkları termogravimetrik analiz (TGA) ile incelendi. Sentezlenen polimerlerin oda sıcaklığında değişen frekanslarda ve sabit frekansta artan sıcaklıkla kapasitans ölçümlerinden dielektrik sabitleri hesaplandı [2]. Anahtar Kelimeler: Stiren, TGA, Dielektrik özellikler Kaynaklar [1].Seven P.; Coşkun M.; Demirelli K.; Synthesis and characterization of two-armed graft copolymers prepared with acrylate and methacrylate using atom transfer radical polymerization ,Reactive and Functional Polymers, 68, 5, (2008),922-930. [2] . İyibakanlar. G.; Oktay A. Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, 3, 1, (2007),11-19. 163 P102 FARKLI YAN GRUPLARLA MODİFİYE EDİLMİŞ POLİSTİRENİN TERMAL DEGRADASYON DAVRANIŞININ VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Pınar Demir Fırat Üniversitesi, EOSB Maden MYO, Elazığ, Türkiye [email protected] Stiren monomerinin p-klormetilstirenle AIBN başlatıcısı kullanılarak, 600C ‘de 24 saat süren bir polimerizasyonla poli(stiren-ko-p-klormetilstiren) kopolimeri elde edildi. Bu kopolimerin tris(hidroksimetil)aminometan ile modifikasyonuyla poli[stiren-ko-p-tris(hidroksimetil)aminometil stiren] ve bu polimerin SOCl2 ile klorlanmasıyla –Cl uçlu polistiren , α-bromizobütirilbromür ile etkileştirilmesiyle –Br uçlu polimer elde edildi. -Cl uçlu poli[stiren-ko-ptris(hidroksimetil)aminometil stiren] kopolimerinin dietanolaminle etkileştirilmesiyle elde edilen -OH uçları α-bromizobütirilbromür ile etkileştirildi. Böylece farklı oranlarda polar yan gruplar içeren polistiren sentezlendi. Elde edilen polimerler FT-IR ve 1H-NMR ile karakterize edildi. Polimerlerin termal kararlılıkları termogravimetrik analiz (TGA) ile incelendi. Sentezlenen polimerlerin oda sıcaklığında değişen frekanslarda ve sabit frekansta artan sıcaklıkla kapasitans ölçümlerinden dielektrik sabitleri hesaplandı [1]. Ayrıca polimerlerin farklı ısıtma hızlarında termogravimetrik analiz ile termal degradasyonu çalışıldı. Kissinger, Flynn–Wall–Ozawa ve Tang metotlarıyla polimerlerin aktivasyon enerjileri hesaplandı [2]. Anahtar Kelimeler: Stiren, Trizma, Degradasyon, Aktivasyon Enerjisi Kaynaklar [1]. İyibakanlar. G.; Oktay A. Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, 3,1, (2007), 11-19. [2]. Kurt A.; Kaya E.; Synthesis, characterization, and thermal degradation kinetics of the copolymer poly(4methoxybenzyl methacrylate-co-isobornyl methacrylate), Journal of Applied Polymer Science,115, 4,(2010), 2359–2367. 164 P103 KSANTAN SAKIZI POLİMERİNİN RADYASYONLA BOZUNMASINA IŞINLAMA KOŞULLARININ ETKİSİ Pınar Taşkın, Murat Şen, Hande Hayrabolulu, Murat Torun Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Kimyası ABD, 06800, Beytepe, Ankara [email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr Bir polisakkarit olan ksantan sakızı (xanthangum) önemli endüstriyel polimerlerden bir tanesidir. Aynı zamanda bir hetorepolisakkarit olan ksantan sakızı mol oranları 2.8:2.0:2.0 olan iki glikoz, iki mannoz bir tane de glukoronik asit grubu olmak üzere beş polisakkarit biriminden oluşmaktadır. Ksantan sakızı gıda sektöründe kıvamlaştırıcı, stabilizatör, jelleştirici olarak, bunun dışında kozmetik, ziraat ve ilaç sektörü ve daha birçok alanda kullanılmaktadır. Ksantan polimerinin radyasyonla etkileşiminin incelenmesi konusundaliteratürdebu güne kadar yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.Polisakkarit polimerlerin iyonlaştırıcı radyasyon ile etkileşimi konusunda yapılan çalışmalar incelendiğinde bu polimerlerin ışınlama sonucunda genellikle zincir kesilmesine uğradığı ancak oldukça derişik çözeltilerinde ışınlandığında kolaylıkla çapraz bağlandığı görülmüştür[1,2]. Zincir yapısında bulunan karboksil grupları nedeniyle anyonik özellik gösteren ksantan polimerinin iyonlaştırıcı ışınlar karşısında katı halde ve sulu çözeltisi halinde ışınlanması durumunda zincir kesilmesi mi yoksa çapraz bağlanmamı gösterdiği henüz bilinmemektedir. Bu çalışmada, iyonlaştırıcı radyasyonun ksantan sakızı polimerinin üzerindeki etkisi incelenecektir. Bu amaçla gama ışınları kullanılarak Ksantan polimeri katı halde0.1, 1.7, 3.3 ve 7.0kGy/saat doz hızlarında ve sulu çözelti halinde 3.3 kGy/saat doz hızında, % 0.5, 1, 2 ve 4 (w/v) derişimlerinde 2.5-50 kGy doz aralığında ışınlanmıştır. Işınlanmış örneklerin kimyasal yapısındaki değişiklikler NMR, FT-IR ve UV-Vis gibi spektroskopik yöntemlerle tayin edilmiştir. Işınlamanın ksantan sakızı polimerinin molekül ağırlığı üzerindeki etkisinin incelenmesi amacıyla Büyüklükçe Ayırma Kromatgrafisi ile Mw, Mn ve Mv ortalama molekül ağırlıkları tayin edilmiştir. Elde edilen bu molekül ağırlıkları ve Alexander-Charlesby-Ross[3]eşitliği kullanılarak zincir kesilme ve varsa çapraz bağlanma verimleri belirlenmiştir. Bu hesaplamaların sonunda ışınlama doz hızının ve ışınlama dozunun ksantan polimeri üzerindeki etkisi ortaya konmuştur.Sonuçlar incelendiğinde, katı ve sulu çözelti halinde ışınlanmış örneklerde, her bir doz hızı için ışınlama dozu arttıkça molekül ağırlığının sürekli azaldığı görülmüştür. Katı halde ışınlanmış ksantan sakızı polimeri için doz hızının zincir kesilme verimini değiştirmediği çözeltiden yapılan ışınlamalarda ise çözelti derişimininksantan’ın radyasyonla uyarılmış bozunmasını kontrol eden parametrelerden birisi olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ksantan sakızı, doğal polimer, zincir kesilme verimi, gama ışınları, molekül ağırlığı Kaynaklar [1] P. Taşkın, M. Şen, H. Canısağ, RadiationPhysicsandChemistry, 94, (2014),236-239. [2] M. Şen, B. Yolaçan, O.Güven, RadiationPhysicsandChemistry, 265, (2007),429-433 [3] A. Charlesby, AtomicRadiationandPolymers, PergamonPress,(1960). 165 P104 AMFİFİLİK ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(ETİLEN GLİKOL) JELLERİNİN TASARIMI VE ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Rahim Dönmez, İlker Yatı, Hayal Bülbül Sönmez Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, PK 141, 41400, Gebze-Kocaeli [email protected] Amfifilik jeller; üç boyutlu ağ yapısında hem hidrofilik hem de hidrofobik birimler bulunduran çapraz bağlı polimerlerdir [1]. Hidrofilik ve hidrofobik karakterleri bir arada bulundurması nedeniyle amfifilik jeller hem suda hem de organik solventlerde şişme davranışı gösterirler. Bu özellikleri ile amfifilik jellere teknolojik ve bilimsel çalışmalarda yaygın bir şekilde yer verilmektedir [2]. Amfifilik jeller; ilaç salınımı[3], doku mühendisliği[4], enzim immobilizasyonu[5], gözenekli silika sentezi, yarı iletken nanokristallerin geliştirilmesi, yumuşak kontakt lensler, pervaporasyonmembranları, organik çözücü ekstraktanları, sıcaklık ile aktive olan elemanlar ve biyokimyasal sensörler gibi birçok uygulama için uygun materyallerdir [6]. Bu çalışmamızda farklı molekül ağırlıklarında poli(etilen glikol) (PEG) makromolekülleri; tek adımda, inert gaz atmosferinde, kısmen yüksek sıcaklıkta, herhangi bir katalizör ya da solvent kullanılmaksızın çapraz bağlanarak bir seri amfifilik jel sentezlenmiştir. Sentezlenen PEG esaslı amfifilik jellerin hem organik solventler hem de su içindeki şişme özellikleri ve kullanılan PEG makromonomerlerinin molekül ağırlıklarının değişmesiyle meydana gelen şişme özelliklerindeki değişimler şişme testleri ve absorbsiyon-desorbsiyon çalışmalarıyla ayrıntılı olarak incelenmiştir. Sentezlenen PEG esaslı amfifilik jellerin yapısal karakterizasyonu FTIR ve termal özellikleri TGA ile belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Amfifilik jel, PEG, çapraz bağlı polimer, şişme Kaynaklar [1] M. Vamvakaki. C.S.Patrickios. The Journal of Physical Chemistry B, 105, (2001), 4979-4986. [2] C. Zhu, C. Hard, C. Lin, I. Gitsov, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 43, (2005), 4017-4029. [3] I. Bakarat, P. H. Dubois, C. H. Grandfils, R. Jerome,Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 37, (1999), 2401-2411. [4] E. Behravesh, S. Jo, K. Zygourakis, A. G. Mikos, Biomacromolecules, 3, (2002), 374-38. [5] N. Bruns, J. C. Tiller, Nano Letters, 5, (2004), 45-48. [6] M. Achilleos,T. M. Legge, S. Perrier, C. S. Patrickios, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 46, (2008), 7556-7565 166 P105 KARBAMOTİYOLİLİMİDAMİT İÇEREN REÇİNE İLE SULU ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI) İYONLARININ UZAKLAŞTIRILMASI Ramazan Coşkun, Enver Er Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bolümü, YOZGAT [email protected] Hızlı gelişen sanayileşmeden dolayı çevreye bırakılan kirleticiler özellikle ağır metaller hızlı bir şekilde artmaktadır. Genelde toksik olan bu ağır metaller yeryüzündeki canlı varlıkları tehdit etmektedir. Bundan dolayı ağır metallerin bulunduğu atıkların çevreye boşaltılırken ön işlemden geçirilerek ağır metal miktarı istenilen seviyeye getirilmelidir[1]. Atık sulardaki ağır metaller katı materyaller üzerine adsorpsiyon ile uzaklaştırılabilirler. Bu amaçla literatürde, çeşitli adsorbanların sulu ortamdan ağır metallerin uzaklaştırılmasında adsorban olarak kullanıldığı belirtilmektedir[1]. Ağır metallerin sulu çözeltilerden adsorpsiyonu, genellikle adsorban yüzeyindeki fonksiyonel gruplarla kontrol edilebilir ve metallerin sulu çözeltilerden seçici giderimini de sağlayabilirler[2-3]. Bu çalışmada, 4-aminobenzonitril çıkış maddesi ve çeşitli reaktifler kullanılarak monomer sentezlendi. Sentezlenen monomer uygun bir başlatıcı ve çapraz bağlayıcı ile polimerleştirilerek reçine hazırlandı. Daha sonra hazırlanan reçinenin modifikasyonu alkali etanol çözeltisinde gerçekleştirilerek Karbamotiyolilimidamit grubu içeren reçinelerin hazırlanması gerçekleştirildi. Hazırlanan reçineler FTIR ile karakterize edildi ve bu reçinelerin sulu çözeltilerden Cr(VI) iyonlarının gideriminde adsorban olarak kullanımı araştırıldı. Bu amaçla adsorban miktarının, ortam pH’nın ve sıcaklığın, iyon başlangıç derişiminin etkileri araştırılarak çeşitli izoterm ve kinetik çalışmaları yapıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda adsorpsiyonun asidik ortamda en yüksek olduğu ve artan pH’la azaldığı, artan sıcaklıkla adsorpsiyon kapasitesinin arttığı ve adsorpsiyon izoterminin Langmiur izotermine, adsorpsiyon kinetiğinin ise yalancı ikinci-dereceden modele uyduğu bulunmuştur. Anahtar kelimeler: reçine, modifikasyon, ağır metal, adsorpsiyon. Kaynaklar [1] D. Mohan, C. U. Pittman Jr., J. Hazard. Mater, B137 (2006) 762-. [2] G. Crini, Prog. Polym. Sci. 30 (1) (2005) 38–70. [3] Y. Sag, Sep. Sci. Technol. 30 (1) (2001)1–48. 167 P106 MODİFİYE EDİLMİŞ POLİESTER LİFLERLE SULU ÇÖZELTİLERDEN CR(VI) GİDERİLMESİ Ramazan Coşkun, Hanım Birgül Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bolümü, YOZGAT e-mail:[email protected] Çevre kirliliğini kontrol etmek için sulu çözeltilerden toksik olan kirleticileri uzaklaştırma çalışmalarının önemi son yıllarda giderek artmaktadır. Toksik metaller arasında krom en zehirli kirleticilerden biridir. Krom kirlenmesi metal kaplamacılığı, deri işlemeciliği, madencilik, çelik üretimi gibi çeşitli endüstri dallarından gelir[1]. Toksin ve kanserojen olduğu bilinen kromla kirlenmiş doğal ya da yer altı suları büyük endişe yaratır. Atık sulardaki ağır metaller katı materyaller üzerine adsorpsiyon ile uzaklaştırılabilirler. Bu amaçla literatürde, aktif karbon, metal oksitleri, yer fıstığı ve pirinç kabuğu, yün, pamuk, nişasta, kitosan, ağaç talaşı ve sporopollen [2] gibi çeşitli adsorbanlar kullanılmıştır. Düşük sdsorpsiyon kapasitesi, adsorpsiyon dengesine gelinmesi için uzun adsorpsiyon zamanı ve rejenerasyonlarının zor olması gibi bazı olumsuzluklar belirtilmiştir. Geniş yüzey alanı ve yüksek adsorpsiyon hızlarına sahip olan lifli adsorbanların sulu çözeltilerden ağır metal iyonlarının giderilmesinde kullanımı ile ilgili çalışmalar son yıllarda giderek artmaktadır [3]. Çalışmada kullanılan lifli adsorbanlar, iki basamakta hazırlandı. Birinci basamakta akrilonitril monomeri benzoil peroksit (Bz2O2) başlatıcı kullanılarak Poli(etilenteraftalat) (PET) liflere aşı kopolimerizasyonla aşılandı. İkinci basamakta akrilonitril aşılı liflerin nitril gruplarının alkali etanol içerisinde tiyoüre ile modifikasyonu gerçekleştirildi. Hazırlanan lifler FTIR, SEM, TGA teknikleri ile karakterize edildikten sonra hazırlanan bu lifsi adsorbanın Cr(VI) adsorpsiyon özellikleri araştırıldı. Bu amaçla ortam pH, sıcaklığın ve iyon başlangıç derişiminin etkileri incelendi. Daha sonra kinetik çalışmaları yapıldı. Yapılan çalışmaların sonucunda adsorpsiyonun düşük pH’larda etkili olduğu ve bu değerin pH=2 de maksimum olduğu, artan sıcaklıkla adsorpsiyonun hızlandığı ve adsorpsiyon kapasitesinin arttığı gözlendi. Maksimum adsorpsiyon kapasitesi 35 oC da 45,66 mg/g , adsorpsiyon kinetiğinin ise yalancı-ikinci-dereceden modele uyduğu bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Lif, aşı, modifikasyon, Cr(VI), adsorpsiyon. Kaynaklar [1]G. Wang, Q. Chang, M. Zhang, X. Han, Reac. & Funct. Polym. 73 (2013) 1439–1446. [2]G. Crini, Prog. Polym. Sci. 30 (1) (2005) 38–70. [3]S. Deng, R. Bai, Water Research. 38 (2008)2423–2431. 168 P107 POLİPİROL/TiO2 SENTEZİ VE FOTOKATALİTİK ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ Recep Taşa*, Gülden Erolb, Muzaffer Canb a Gaziosmanpaşa Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, TOKAT b Kırıkkale Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, KIRIKKALE [email protected] Son zamanlarda boya kirliliklerinin uzaklaştırabilmesi için geleneksel fiziksel teknikler (aktif karbon üzerine adsorbsiyon, ultrafikasyon, ters ozmos, kimyasal maddelerle koagülasyon, sentetik adsorbent reçineleri üzerinde iyon değişimi vb) oldukça fazla kullanılmaktadır [1]. Fakat bu yöntemler fazla verimli olmayıp, organik bileşikleri sudan başka bir faza iletmektedirler. Buda ikincil bir kirlenmeye neden olmaktadır. Bu sulu sistemlerde boyaların bozunması problemleriyle ilgilenen İleri Oksidasyon Prosesleri(AOPs)’nin son yıllardaki gelişmesinin temel sebeplerinden biridir. Fotokataliz çalışmalarında birçok yarı iletken metaloksit kullanılmasına rağmen, en fazla ilgi çeken ve üzerinde en fazla çalışılan fotokatalizörün, TiO2 (titanyum (IV) oksit) olduğu bilinmektedir [2]. Bu çalışmada pirolün kimyasal olarak sentezi sırasında TiO2 eklenerek Polipirol(PPy)/TiO2 kompoziti hazırlandı. Elde edilen PPy/TiO2 kompoziti UV- görünür bölge spektrofotometresi, Fourier Dönüşümlü Infrared Spektroskopisi (FTIR) , doğru akım (dc) iletkenlik ölçümleri, SEM ve XRD spektroskopisi ile karakterize edildi. Fotokatalitik çalışmalar için öncelikle metil oranjın UV ışık altında ne kadar bozunduğuna bakılıp yüzde bozunması hesaplandı. Daha sonra PPy/TiO2 katalizörlerin dört tekrar ile ölçümleri yapılıp bozunma yüzdeleri her tekrar için ölçülerek kararlılık çalışmaları yapıldı. Kaap değerleri ln(C0/Ct)=kappt denkleminden hesaplanıp bozunma hızları bulundu. Elde edilen sonuçlar ışığında TiO2’ in metilen mavisi bozunma yüzdesi 165 dk için %62 olarak hesaplanırken, aynı şartlar altında yapılan PPy/TiO2’ in metilen mavisi %99 bozduğu hesaplanmıştır. Anahtar Kelimeler: Fotokataliz, Polipirol, Metilen Mavisi, TiO2 Kaynaklar [1] Tang, W.Z., Zhang, Z., An, H., Quintana, M.O., Torres, D.F., 1997. TiO2 UV Photodegradation of Azo Dyes in Aqueous Solutions, Environ.Technol., 18, 1-12. [2] Kuo W.S. and Ho P.H., 2001. Solar photocatalytic decolorization of methylene blue in water, Chemosphere, 45, 77-83 169 P108 POLİPİROL/SnO2 KATALİZÖRLER İLE UV-IŞINI ALTINDA FOTOKATALİTİK AKTİVİTESİNİN İNCELENMESİ Recep Taşa*, Gülden Erolb, Muzaffer Canb, Nilay AKKUŞ Taşa a Gaziosmanpaşa Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, TOKAT b Kırıkkale Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, KIRIKKALE [email protected] Kalay oksit, geniş bant boşluğuna sahip olması, yarı iletken metal oksit olarak kolay bulunabilmesi, pahalı olmaması, çevreyi kirletmemesi, zehirli olmaması nedeniyle en önemli yarı iletken fotokatalitik malzemelerden birisidir. Yarı iletken metal oksitlerin elektronik ve optik özellikleri, bizlere çok geniş kullanım alanları sunmaktadır. Kendi kendini temizleyen camlar, fotokatalitik maddeler, düşük sıcaklık oksidasyon katalizörleri yarı iletken metal oksitlerin uygulama alanlarına örnektir[1]. SnO2/UV yönteminde organik bileşiklerin giderimi, UV ışığı varlığında ve yarı iletken SnO2 katalizörlüğünde sağlanmaktadır. SnO2’in UV ışını ile uyarılması sonucu iletim band elektronları (e) ve değerlik band boşluklarının (h) oluşumu gözlenir. Bu elektron (e) – (h) boşluk çiftlerinden bazıları birleşirken bazıları katalizör yüzeyine hareket ederek burada daha önceden adsorplanmış olan H2O, OH-, O2 ile redoks tepkimesine girerek OH. radikalini oluşturur[2]. Bu çalışmada polipirol sentezi sırasında ortama SnO2 ilave edilerek PPy/SnO2 katalizörü sentezlendi. Elde edilen bu katalizörün FTIR, SEM ve XRD analizleri ve iletkenlik ölçümleri yapıldı. Fotokatalitik çalışmalar sırasında kirletici olarak metilen mavisi kullanıldı. Öncelikle kullanacağımız katalizörün miktarını belirlemek için katalizör miktarı çalışması yapıldı. Katalizör miktarını (PPy/SnO2 için 1,6 mg/ 3 mL) belirledikten sonra boyanın bu katalizör miktarındaki etkisi incelendi. En son olarak belirlediğimiz katalizör miktarında ve 10 -5 M derişimde fotokatalizörün tekrar kullanım çalışması yapıldı. Bu şekilde katalizörün 5 kullanımı çalışıldı. Bu çalışmalar sonucunda PPy/SnO2 fotokatalizörünün metilen mavisini %99 oranında bozduğu gözlendi. Kaynaklar 1) Mills A., Hunte Le S., “An overview of semiconductor photocatalysis” Journal of Photochemistry and Photobiology A Cilt 108 1-35, 1999 2) Legrini, D., Oliveros, E., Braun, A., M., “Chemical Processes For Water Treatment”, Chemical Reviews, 2, 671-696, 1993. 170 P109 POLİPİROL/ZnO PARTİKÜLLERİNİN HAZIRLANMASI VE BU PARTİKÜLLERİN OKSİDASYON FOTOKATALİZÖRÜ OLARAK KULLANIMI Recep Taşa*, Gülden Erolb, Deniz Doğanb, Muzaffer Canb a Gaziosmanpaşa Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, TOKAT b Kırıkkale Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, KIRIKKALE [email protected] Fotokatalitik etki ile yüzey temizleme prensibi ilk olarak 1969 yılında Japon araştırmacı Fujishima’nın Honda-Fujishima etkisi olarak bilinen çalışması ile açıklanmış, prensibin kullanımına yönelik uygulamalar ve yeni araştırmalar son yirmi yıl içinde artarak devam etmiştir. Bu prensip ile ortamdaki kötü kokular, sudaki zararlı bileşikler, bakteriler, nikotin, toksinler, is tabakaları, azotlu kükürtlü bileşikler ve hatta virüsler gibi her türlü organik kirleticiler temizlenebilmektedir [1]. Süper hidrofob filmlerden farklı olarak bu yöntemde, kirler ortamdan uzaklaştırılmak yerine tamamen yok edilmektedir [2]. ZnO eşsiz fotokatalitik, elektriksel, elektronik, dermatolojik ve antibakteriyel özellikleri nedeni ile çok farklı alanlarda kullanılabilmektedir. Fotokatalitik reaksiyonlarda kullanılmasının sebebi direk elektron bant boşluğunun 3.37 eV olması ve yüksek bağlama enerjisine sahip olmasıdır [3]. Polipirol (PPy) ve PPy/ZnO kompozitleri, sırasıyla anilin ve ZnO nanoparçacık ilave edilmiş pirolün kimyasal oksidatif polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Ayrıca, hazırlanan nanokompozitler ile metal oranj ve metilen mavisi sulu boya çözeltisinin ultraviyole ışık etkisi altında bozunması araştırılmıştır. Deneysel olarak elde edilen sonuçlara göre, metilen mavisi sulu çözeltisi içerisine 1,6 mg/ 3 mL PPy/ZnO nanokompozit katalizörü katıldığında % 99 bozunma gerçekleştiği bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Fotokataliz, Polipirol, Metilen Mavisi, ZnO Kaynaklar 1)Çeliker, G., Işık ile Kendini Temizleme, http://www.dyo.com.tr/dyo/getdoc/8d43b95c-288f-4fadbd82-8b54b05a4258/yayinlar_082206162007_yayinlar_061606173818_nanote.aspx 2) Banerjee, I., Pangule, R. C., Kane, R. S., 2010, Antifouling Coatings: Recent Developments in the Design of Surfaces That Prevent Fouling by Proteins, Bacteria, and Marine Organisms, Adv. Mater., 20, 1–29 3) Mori, K., 2004, Photo-Functionalized Materials Using Nanoparticles: Photocatalysis, J. Soc. Powder Technology, Japan, 41, 750-756 171 P110 ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI POLİ(METİL METAKRİLATKO-2-HİDROKSİ ETİL AKRİLAT)/N-OKTADEKAN MİKROKAPSÜLLER Ruhan Altun Anayurta, Cemil Alkana, Sennur Alay Aksoyb Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tokat, Türkiye Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Tekstil Müh. Bölümü, Isparta, Türkiye [email protected] a b Isıl enerji depolama yöntemlerinden biri de faz değişim maddelerinin (FDM) kullanılmasıdır. FDM'ler, uygun faz değişim sıcaklıkları, yüksek gizli ısı depolama ve salıverme özelliklerinden dolayı son yıllarda artan bir öneme sahiptirler. Katı-sıvı FDM'ler uygulama kolaylığı açısından daha çok tercih edilirler. FDM’ler çevresindeki sıcaklık artarken katıdan sıvıya faz değiştirir ve bu sırada kapasitesi oranında ısı enerjisini soğurur, çevresindeki sıcaklığın azalmasıyla da sıvıdan katıya faz değiştirir ve aynı miktar enerjiyi ortama salıverir. Katı-sıvı FDM’lerin, katıdan sıvıya faz geçişi sırasında göstediği akma davranışı bir dezavantajdır. Bu durum FDM’de made kaybı, enerji depolama sisteminde verim kaybı ve çevresinde ise kirliliğe neden olabilmektedir. Bunu önlemek içinde polimerik bir malzemeyle FDM'yi kapsüllemek çözüm oluşturabilir. Mikrokapsüller çekirdek ve duvar materyallerinden oluşmaktadır. Bu amaçla çalışmada; kabuk meteryali olarak metil metakrilat ve 2-hidroksi etil akrilat (%1, %5 ve %10 oranında), çekirdek malzemesi olarakta n-oktadekan parafin kullanıldı. Çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol dimetakrilat kullanıldı. Mikrokapsüllerin sentezi emülsiyon polimerizasyonu yöntemi kullanılarak gerçekleştirildi. Üretilen mikrokapsüllerin, yapı analizi Fourier transform infrared (FT-IR) spektroskopisi yöntemiyle yapılmıştır, erime-katılaşma noktalarının ve entalpilerinin tayini için Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) tekniği kullanılmıştır, ısıl kararlılıkları Termogravimetrik analiz (TGA) tekniğiyle, parçacık boyutu Particle sizer ile ve kapsüllerin şekilleri Polarize optik mikroskop (POM)'la bakılmıştır. Anahtar Kelimeler: Isıl enerji, FDM, mikrokapsül Kaynaklar: [1] C. Alkan, A. Sarı, A. Karaipekli, O. Uzun, Solar Energy Materials & Solar Cells, 93, (2009), 143–147. [2] A. R. Shirin-Abadi, A. R. Mahdavian, and S. Khoee, Macromolecules, 44, (2011), 7405–7414. [3] S. Alay, F. Göde, C. Alkan, Journal of Applied Polymer Science, 120(5), (2011c), 2821-2895. [4] A. Abhat, Solar Energy, 30, (1993), 313-32. [5] J. Choi, J.G. Lee, J.H. Kim, H. Yang, J Inst Chem, 7, (2001), 358–62. Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 111M484). 172 P111 POLİ(AKRİLONİTRİL) POLİMERİNİN METİL METAKRİLAT MODİFİKASYONU İLE ISLANABİLİRLİĞİNİN ARTIRILMASI Said Ateş, Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 60250 TOKAT [email protected] Akrilik malzemeler ucuz olması, yumuşaklık, doğal yün karakteri, renk alma gibi üstün özelliklerinden dolayı tekstil endüstrisinde yaygın olarak kullanılır. Fakat düşük nem çekme ve zayıf elektrostatik akrilik malzemelerin konfor özelliklerini ciddi şekilde etkilemekte ve dolayısı ile uygulama alanlarını kısıtlamaktadır [1]. Bu özelliklerin geliştirilmesi amacı ile birçok metot uygulanmıştır [2]. Islanabilme özelliği tekstil materyallerinin temel ve uygulanabilirliğine dair en önemli özelliklerden biri olduğu bilinmektedir [3]. Bu çalışmada, poliakrilonitril(PAN) homopolimeri, akrilonitril(AN) monomerine yüzde 2,5, 5 ve 7,5 (w/w) oranlarında metil metaakrilat(MMA) monomeri eklenerek poli(akrikonitril-ko-metil metakrilat) [P(AN-ko-MMA)] kopolimerleri üretilmiştir. Sentezlenen kopolimerler ile akrilik polimerin morfolojisi değiştirilerek ıslanabilme özelliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Üretilen polimerler aynı deney koşullarında üretilmiş olup karakterizasyon için infrared spektroskopisi (FTIR), jel geçirgenlik kromatografisi (GPC) ve parçacık büyüklüğü analizi (PSD) yapılmıştır. Üretilen polimerlerden dönel kaplama cihazı ile kesiksiz düzgün yüzeyli filmler üretilmiş ve deiyonize su damlatılarak temas açısı ölçülmüştür. GPC analizleri sonucunda, P(AN-ko-MMA) kopolimerinin molekül ağırlıkları sırasıyla: Mn(65kDa;70kDa;50kDa), Mw(140kDa;110kDa;75kDa), Mz(165kDa;185kDa;145kDa) olarak tespit edilmiştir. FT-IR spektroskopisi sonuçları ve GPC analizi sonucunda elde edilen molekül ağırlığı verileri polimerlerin sentezlendiğini ispatlamaktadır. PSD analizi sonucunda sentezlenen PAN, P(AN-koMMA) yüzde 2,5, 5 ve 7,5 oranlarındaki kopolimerinin parçacık büyüklükleri sırasıyla: d(0,1)(2,27 µm;4,08 µm;1,08 µm), d(0,5)(6,94 µm; 29,41 µm; 4,40 µm), d(0,9)(16,33 µm; 80,77 µm; 19,65 µm) ve yüzde 2-10 aralığında nm boyutunda parçacık büyüklüğü tespit edilmiştir. Sentezlenen polimerler DMAc ile çözülerek kesiksiz düzgün yüzeyli filmler üretilmiş ve deiyonize su damlatılarak temas açısı ölçülmüştür. Yapılan hesaplamalar sonucunda ıslanabilme özelliği tespit edilebilir oranda artırılabilmiştir. Anahtar kelimeler: poli(akrilonitril), poli(akrilonitril-ko-metil metakrilat), ıslanabilirlik. Kaynaklar [1] T. Mikolajczyk. Fibers Text. East. Eur., 49, (1998), 61. [2] N. Wang, Y. Xu, D.N. Lu. AATCC Rev., 28, (2004), 49. [3] F.L. Huang, Q.Q. Wang, Q.F. Wei, W.D. Gao, H.Y. Shou, S.D. Jiang. eXPRESS Polymer Letters, 4(9), (2010), 551–558. Bu çalışma, 0019.STZ.2013-01 numaralı SANTEZ projesinden elde edilen altyapı olanaklarıyla gerçekleştirilmiştir. 173 P112 FOSFOTUNGUSTİK ASİT VE POLİ(VİNİL ALKOL) İLE PROTON İLETKEN MEMBRAN ÜRETİLMESİ VE BİLEŞİMİN MEMBRAN ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Satılmış Basan, Yeşim Yay Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,19030 Çorum [email protected] Yeni enerji teknolojileri içinde, yakıt pilleri sahip olduğu pek çok olumlu özellikler ile ön plana çıkmaktadır. Yakıt pilleri, yakıt ve oksitleyici bileşimine, yakıtın doğrudan ve dolaylı olarak verilmesi, kullanılan elektrot ve elektrolit cininse, çalışma sıcaklığına bağlı olarak çeşitli gruplara ayrılabilir. Bu gruplar içinde, basit yapısı, yüksek verimi, çevre dostu çalışma özellikleri, reforming birimine ihtiyaç olmaması ve kolay depolanabilir olması nedeniyle proton değişim membran yakıt pili günümüzde üzerinde en çok çalışılan ve geleceği olan yakıt pillerinin başında gelmektedir. Bu çalışmada, fosfotungustik asit (FTA) ve poli(vinil alkol) (PVOH) kullanılarak elde edilen proton iletken membranların su çekiş özelliği ve hücre potansiyelinin FTA ve PV(OH) miktarı ile değişimi incelenmiştir. Proton iletken membranların FTA içeriği ile su çekiş özelliği azaldığı halde hücre potansiyelinin arttığı gözlenmiştir. Proton iletken membranlarının hem su içeriği hem de hücre potansiyelinin PV(OH) içeriği ile azaldığı bulunmuştur. 174 P113 POLİ(TRİMETİL TEREFTALAT-POLİ(VİNİL KLORÜR) KARIŞIMLARININ ISISAL BOZUNMASI Satılmış Basan, Canel Sinmez Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,19030 Çorum [email protected] Kristal yapıdaki Poli(trimetil tereftalat) ile amorf yapıdaki Poli(vinil klorür) karışımlarının ısısal bozunması termogravimetrik yöntem ile incelenmiştir. Ortak çözücü olarak kullanılan (w/w 50/50 ) trifloroasetik asit/diklormetan karışımında çözülen polimerlerin düzgün bir film oluşturmadığı gözlenmiştir. Bu nedenle, ince toz halinde %10,20,30 ve 40 oranında PVC içeren PVC/PTT karışımları hazırlanmış ve 10C/dk ısıtma hızında, dinamik azot atmosferinde TGA-DTG eğrileri kaydedilmiştir. Bu eğrilerin incelenmesinde, saf PVC nin maksimum hızı 285C ve 460C civarında olan iki aşamalı ısısal bozunma tepkimesi verdiği halde, PTT’nin maksimum hızı 400C de olan tek basamaklı bir ısısal bozunma tepkimesi verdiği anlaşılmıştır. Karışımın PVC içeriği arttıkça PVC nin birinci ısısal bozunma pik maksimumun 300C’ye yaklaştığı ikinci ısısal bozunma pik maksimumunun pek değişmediği görülmektedir. PTT nin ısısal bozunma pik sıcaklığının pek değişmediği sadece karışım içindeki miktarı ile orantılı olarak şiddetinin azaldığı saptanmıştır. Buna göre, daha yüksek sıcaklıklarda bozunan PTT nin karıştırılması ile PVC nin ısısal kararlılığının artırılabileceği sonucuna varılabilir. 175 P114 POLİ(VİNİL KLORÜR)/VİNİL ASETAT VİNİL KLORÜR KOPOLİMERİNİN KARIŞABİLİRLİĞİ S.Basana, E.Kumbiloğlub, A.Tekinyerlib, M.Büyükçolakb Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü 19030 Çorum Cumhuriyet Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü 58140 Sivas [email protected] a b Polimerlerin çok geniş kullanım alanlarının kaynağı sadece polimerlerin değişik özelliklere sahip olması değil aynı zamanda istenen özelliklere sahip olan bir malzemeyi elde edebilmek için kimyasal değişikliklerin yapılmasına ve fiziksel karışımların hazırlanmasına uygun olmasıdır. Polimer karışımlarının hazırlanmasının ilk akla gelen nedeni ekonomidir. Bunun dışında, bir mühendislik reçinesinin düşük fiyatlı bir polimer ile seyreltilerek performansının geliştirilmesi, istenen tüm özelliklere sahip olan maddelerin geliştirilmesi, birbiriyle uyumlu olan polimerlerden yüksek performanslı bir karışımın elde edilmesi, karışım bileşiminin ticari ihtiyaçlara uydurulması ve endüstriyel ve/veya kentsel atıkların geri kazanılması gibi nedenlerle karışımlar hazırlanmaktadır. Bu amaçlarla karışımlar hazırlanırken, ortak bir çözücüde çözünme, mekanik karıştırma, ince toz halinde karıştırma, lateks halde karıştırma vb değişik karıştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Uygun polimer veya kopolimerlerin seçilmesi de diğer önemli bir husustur. Bu yöntemler içinde, ortak çözücüde çözülerek film halinde elde etmek mekanik karıştırma yöntemine göre daha ekonomiktir. Bu nedenle bu çalışmada Poli(vinil klorür)(PVC) ile Vinil Asetat-Vinil Klorür Kopolimerinin (VC-VA Kopolimeri) karışabilirliği tetrahidrofuran (THF) daki çözeltisinin viskozitesi ölçülerek incelenmiştir. Ayrıca,%2 oranında maleik anhitrit-allil propiyonat kopolimeri uyumlulaştırıcı olarak kullanılmştır. Bu amaçla, 0.8g/dL, 1.0 g/dL, 1.2g/dL ve 1.5 g/dL derişimlerinde PVC ile VC-VA Kopolimeri THF deki çözeltileri %20,%40,%60,%80 ve %90 oranında karıştırılmıştır. Klasik Huggins kuramına göre elde edilen etkileşim parametrelerinden hareketle elde edilen Krigbaum-Wall ve Williamson-Wright eşitlikleri ile verilen etkileşim katsayıları hesaplanmıştır. Elde edilen karışabilirlik ölçütüne göre PVC ile VC-VA Kopolimerinin karışabilirliğinin kopolimer oranı ve çözelti derişimi ile azaldığı gözlenmiştir. En derişik çözelti olan 1.5 g/dL de hiç bir oranda bir biriyle karışmazken, 0.8 g/dL derişiminde her oranda bu iki polimerin tamamen karıştığı bulunmuştur. 176 P115 MONTMORİLLONİT YÜKLENMİŞ AAm/AMPS/PEG KOMPOZİT HİDROJELLERİNDE ŞİŞME KARAKTERİZASYONU ve BOYARMADDE ADSORPSİYONU Semiha Kundakcı, Banu Hasgül, Ömer Barış Üzüm, Erdener Karadağ Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 09010 Aydın [email protected] Kil mineralleri, sulu ortamlardaki şişme özellikleri ve yüksek soğurum kapasiteleri ile son yıllarda oldukça yoğun ilgi çekmektedirler. Az oranda eklenen kil tanecikleri ile polimer arasındaki geniş temas yüzeyi, malzemenin mekanik, termal ve boyutsal özelliklerinin gelişmesine neden olur. Kil minerali eklenerek hazırlanan ağ yapılı, çapraz bağlı polimerik sistemler olan polimer/kil kompozitleri, çok iyi su tutma özelliklerinden dolayı saflaştırma gibi bazı uygulamalarda “adsorplayıcı” olarak kullanılmaktadır. Ayrıca çapraz bağlı bu polimerler sağlık ürünleri, biyomedikal bilimler, inşaat, taşımacılık, yiyecek endüstrisi gibi çeşitli alanlarda araştırılmakta olan malzemelerdir. Bu çalışmada monomer olarak akrilamid (AAm), yardımcı monomer olarak 2akrilamido-2-metil-1-propansülfonik asit (AMPS) kullanılmıştır. Düz zincirli polimer olarak poli(etilen glikol) (PEG–4600) seçilmiş ve AAm/AMPS/PEG yarı iç içe geçmiş ağ yapılı polimerik ağ yapılar ( yarı-IPN) çözelti ortamında serbest radikalik katılma polimerleşmesi ile sentezlenmiştir. Ayrıca polimerik kompozit yapıların elde edilmesi için montmorillonit (MMT) minerali kullanılarak MMT yüklü AAm/AMPS/PEG/MMT kompozit hidrojelleri hazırlanmıştır. Çapraz bağlayıcı olarak trimetilolpropan triakrilat kullanılmıştır. Polimerik hidrojellerin şişme karakterizasyonlarının gerçekleştirilmesi için 25oC’da dinamik şişme testleri uygulanmıştır. Şişme karakterizasyonunu gerçekleştirmek için denge şişme değerleri, denge su içeriği, difüzyon üsteli, difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır. Çalışmada elde edilen AAm/AMPS/PEG yarı-IPN hidrojelleri ve AAm/AMPS/PEG/MMT kompozit hidrojellerinin soğurum özelliklerini araştırmak üzere, katyonik bir boyarmadde olan Safranin T seçilmiştir. Hazırlanan çapraz bağlı polimerik sistemler kullanılarak bu boyarmaddenin sulu çözeltilerinden, adsorpsiyon ile uzaklaştırılmaları ve bu soğuruma AMPS, PEG ve MMT etkisi araştırılmıştır. Adsorpsiyon çalışmaları sonunda; yüksek oranda soğurum izlenmiş, dağılma katsayısı, adsorpsiyon kapasitesi ve yüzde adsorpsiyon gibi bazı parametreler hesaplanarak soğurumun temelleri araştırılmıştır. Bu özelliklerden yararlanarak sentezlenen bu polimerik sistemlerin, belirlenecek bazı alanlarda “yüksek oranda adsorplayıcı” malzeme olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hidrojel, kompozit, yarı-IPN, şişme, soğurum. Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir. Proje No: FEF 07 016 Kaynaklar [1] E. Karadağ, A. Nalbantoğlu, S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, Polymer-Plastic Technology & Engineering, 53 (2014) 54-64. [2] B. Campos, J.A. Carrillo, M. Algarra, M.A. Goncalves, E.R. Castellon, J.C.G. Esteves da Silva, J. Bobos, Applied Clay Science 85 (2013) 53-63. [3] C.S. Patrickios, Macromolecular Symposia 291-292 (2010) 1-11. [4] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Polymer Composite 30 (2009) 29-37. [5] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Reactive & Functional Polymers 68 (2008) 458-473. [6] Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Polymers for Advanced Technologies 18 (2007) 483-489. [7] A. Li, A. Wang, European Polymer Journal 41 (2005) 1630-1637. 177 P116 YENİ TİYENİLPİROL MONOMERLERİNİN SENTEZİ VE ELEKTROKİMYASAL YÖNTEMLE POLİMERLEŞTİRİLMELERİ Serap Eken, Buket Bezgin Carbas, Ahmet M. Önal ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Kimya Bölümü [email protected] İletken polimerler, yaygın kullanım alanları nedeni ile halen daha polimer kimyacıları için ilgi odağı olmaya devam etmektedir. İletken polimerler arasında pirol ve türevleri fonksiyonlandırılabilme kolaylığı ile kullanım amacına uygun yapısal değişikliklere olanak sağlamasından dolayı üzerinde yaygın olarak çalışılan monomer grubundadır. Bu çalışmada, ditiyenilpirol molekülü N-pozisyonundan fonksiyonlandırılarak dört yeni monomer sentezlenmiştir. Elde edilen monomerler NMR, FT-IR, UV-vis gibi spektroskopik yöntemlerle karakterize edilkten sonra elektrokimyasal yöntemle polimerleştirilmiştir. Etilalkol-LiClO4, çözücü-elektrolit çiftinde elde edilen polimer filmlerin optik özellikleri spektroelektrokimyasal yöntemle ve elektrokimyasal özellikleri döngülü voltametre yöntemi ile incelenmiştir. Ayrıca, floresans özelliği gösteren polimerlerin farklı çözücülerde solvokromik özellikleri de incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: SNS türevleri, konjuge polimerler, solvokromizim 178 P117 ABC TİPİ TRİBLOK KOPOLİMERLE MODİFİYE EDİLMİŞ MWCNT SENTEZİ, TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Serpil Yılmaz, Mehmet Coşkun Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Karbon nanotüplerin (CNT) 1990’lı yılların başında keşfiyle birlikte fiziksel, kimyasal, mekanik ve elektriksel özelliklerinden dolayı pek çok bilim adamına çalışma konusu olmuştur. CNT birkaç nm’ye kadar yarıçaplı, 100-300 nm boyunda bazen daha fazla, genelde iç içe geçmiş silindir şeklinde makromoleküllerdir. Bunlara çok duvarlı karbon nanotüpler (MWCNT) denir. Bunların özel hali tek duvarlı (SWCNT) olanlarıdır[1]. Bu çalışmada MWCNT,H2SO4/HNO3(3:1) ile muamele edilerek nanotüp yüzeyinde karboksilgrupları oluşturuldu (MWCNT-COOH). Bu yapı argon gazı atmosferinde sırayla önce tiyonil klorür ve sonra etilen glikolle muamele edilerek MWCNT-OH yapısına dönüştürüldü [2]. MWCNT-OH, kalay (II) oktanat katalizörlüğünde εkaprolaktonun(CL) halka açılması polimerizasyonunda başlatıcı olarak kullanıldı. Nanotüpe bağlı PCL ucundaki OH grubu α-brom propiyonil bromür ile açillenerek atom transfer radikal polimerizasyonu (ATRP) için makrobaşlatıcıhazırlandı.Bumakrobaşlatıcı ile CuBr/2,2 bipridin katalizörlüğünde stren polimerleştirildi (PS). Daha sonra MWCNT-PCL-PS makrobaşlatıcı olarak kullanılıp ATRP ile glisidilmetakrilat (GMA) polimerleştirildi ve MWCNT-PCL-b-PS-b-PGMA triblok kopolimeri elde edildi. Sentezlenen polimerik yapılar-IR, 1H –NMR teknikleri ile karakterize edildi. TGA ve DSC ölçümleri alındı. Elektriksel özellikleri incelendi. Anahtar kelimeler: MWCNT, stiren, kaprolakton, glisidilmetakrilat Kaynaklar [1]. Z. Spitalskya., D. Tasisb., K. Papagelisb., C. Galiotis.Prog. Polym. Sci.,35, (2010), 357–401 [2]. H. Kong., C. Gao., D. Yan.J. Am. Chem. Soc.,126, (2004), 412-413 179 P118 KARBON NANOTÜP/KISA CAM ELYAF TAKVİYELİ POLİPROPİLEN MATRİSLİ HİBRİT KOMPOZİTLERİN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Gamze Karslı Yılmaza, Sertan Yesilb, Ayşe Aytaça,c Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli b Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., 06780, Ankara c Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı, 41380 Kocaeli [email protected] a Polipropilen (PP), farklı endüstri alanlarında, kompozit malzeme üretiminde geniş kullanım alanına sahip bir polimerdir [1]. PP’nin ve PP kompozitlerinin maliyetlerini azaltmak ya da mekanik özelliklerini iyileştirmek için birçok dolgu ve takviye malzemesi kullanılmaktadır. Bu malzemeler talk, cam elyaf, karbon elyaf ya da karbon nanotüp vb. olarak sıralanabilir. Cam elyaf, PP matris ile sıkça kullanılan takviye malzemelerinden biridir. Bunun yanı sıra karbon nanotüpler de çok yüksek mekanik performansları sayesinde yeni nesil takviye malzemeleri arasında önemli bir yere sahiplerdir [1]. Ancak karbon nanotüplerin PP gibi polar olmayan matrisler içerisinde dağılmaları oldukça güçtür ve homojen olmayan bu dağılım, nanotüp takviyesinin kompozitlerin performansına olan katkısını olumsuz etkilemektedir [2,3]. Bu olumsuz etkinin üstesinden gelebilmek için karbon nanotüplerin yüzeylerinin bazı kimyasal işlemler ile modifiye edilmesi kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yolla nanotüpler ile polimer matrisin ara yüzey etkileşimini arttırılarak, nanotüplerin matris içinde daha homojen dağılmalarını sağlanır. Bir başka yöntem ise cam elyaf ilavesiyle kompozitin polaritesini arttırmak ve nanotüp dağılımını iyileştirmeye çalışmaktır. Bu çalışmada, karbon nanotüp (CNT) ve cam elyaf takviyeli hibrit PP kompozitleri hazırlanmış, hibrit takviyenin kompozitlerin mekanik ve termomekanik özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir. Özellikleri incelenecek kompozitler ekstrüzyonla harmanlama ve enjeksiyonla kalıplama yöntemleriyle hazırlanmıştır. Kompozitteki karbon nanotüp miktarı ağırlıkça %4 olarak belirlenirken cam elyaf miktarı ise ağırlıkça %30 olarak belirlenmiştir. Üretilen kompozitlerin karakterizasyonu için çekme testi, darbe testi ve dinamik mekanik analiz (DMA) yapılmıştır. Çekme testi ve DMA sonuçları, cam elyaf ve CNT ile takviye edilmiş hibrit kompozitlerin çekme dayanımı, darbe dayanımı ve depo modülü değerlerinin sadece cam elyaf ve sadece karbon nanotüp takviyeli kompozitlerin değerlerinden daha yüksek olduğunu göstermiştir.Yapılan tüm testler bir arada değerlendirildiğinde, karbon nanotüp ve PP’den oluşan bir kompozit sistemine, polar cam elyaf eklenmesinin tüm sistemin polaritesini arttırdığı ve karbon nanotüplerin dağılımını iyileştirerek etkinliklerini artmasına katkıda bulunduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Karbon nanotüp; Polipropilen; Kısa cam elyaf Kaynaklar [1] Zhang H, Zhang Z. Eur Polym J 2007;43:3197–3207. [2] Yesil S, Bayram G. Polym Eng Sci 2011;51:1286– 1300. [3] Jin SH, Yoon KH, Park YB, Bang DS. J Appl Polym Sci 2008;107:1163-68. 180 P119 N-İZOPROPİLAKRİLAMİT ESASLI DİBLOK KOPOLİMERLERİN LCST DEĞERİNİN İNCELENMESİ Serzen İlboğaa, Mehmet Coşkunb a Devlet Su İşleri 9.Bölge Müdürlüğü, Kalite Kontrol ve Laboratuvar Şube Müdürlüğü Elazığ, Türkiye b Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Elazığ, Türkiye [email protected] Bu çalışmada 2-hidroksietil 2-klorpropiyonat başlatıcısı ile atom transfer radikal polimerizasyonu (ATRP) yöntemiyle hidroksil uçlu poli(N-izopropilakrilamit) (PNIPA) polimeri sentezlendi. 2hidroksietil uçlu PNIPA polimeri makrobaşlatıcı olarak kullanılıp ATRP yöntemiyle etil metakrilat (EMA), N,N-dimetilakrilamit (DMA) ve 2-hidroksi propil metakrilat (HPMA) monomerleriyle diblok kopolimerler sentezlendi. Sentezlenen bütün polimerlerin yapısal karakterizasyonu FT-IR, 1 H ve 13C-NMR teknikleri ile yapıldı. Polimerlerin termal davranışları DSC ve TGA ile incelendi ve sonuçlar birbiriyle karşılaştırıldı. Sentezlenen diblok kopolimerlerin düşük kritik çözelti sıcaklığı (Lower critical solution temperature, LCST) değerleri türbidimetre [1], UV-görünür bölge spektrofotometresi [2] ve viskozimetre ile ayrı ayrı tayin edildi. Polimerdeki LCST değerlerindeki farklılıklar polimer yapısıyla ilişkilendirilerek tartışıldı. Şekil 1. H-PNIPA-b-PEMA Sentezi Anahtar Kelimeler: N-izopropilakrilamit, LCST, ATRP, Blok Kopolimer Kaynaklar [1] W. Musial, B.Vincent, A.Szumny, B.Voncina, Chemical Papers, 64 (5), (2010) 602–612. [2] W.Chen, W. Wei, Li. Hua., S. Li, J. Feng, X. Zhang, and R.Zhua, Polymer, 49, (2008) 3965 3972 181 P120 P(NIPA-co-DMAPMA) KOPOLİMERİNİN LCST DEĞERİNİN İNCELENMESİ Serzen İlboğaa, Mehmet Coşkunb a Devlet Su İşleri 9.Bölge Müdürlüğü, Kalite Kontrol ve Laboratuvar Şube Müdürlüğü Elazığ, Türkiye b Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Elazığ, Türkiye [email protected] Bu çalışmada, yüksek oranda N-izopropilakrilamit(NIPA) monomerleriyle daha düşük ve farklı oranlarda (mol olarak % 20, 10, 5) N-[3(dimetilaminopropil)]metakrilamit (DMAPMA) monomeriyle P(NIPA-co-DMAPMA) kopolimeri sentezlendi. Bu kopolimer hidrofilik birimlerle birbirinden ayrılmış çok bloklu NIPA birimlerini içermektedir. Sentezlenen bütün polimerlerin yapısal karakterizasyonu FT-IR, 1H ve 13C-NMR teknikleri ile yapıldı. Polimerlerin termal davranışları DSC ve TGA ile incelendi ve sonuçlar birbiriyle karşılaştırıldı. Sentezlenen kopolimerin düşük kritik çözelti sıcaklığı (Lower critical solution temperature, LCST) değerleri türbidimetre [1], UV-görünür bölge spektrofotometresi [2] ve viskozimetre ile ayrı ayrı tayin edildi. Polimerdeki LCST değerlerindeki farklılıklar polimer yapısıyla ilişkilendirilerek tartışıldı. Şekil 1. P(NIPA-ko-DMAPMA) kopolimerinin LCST’ sinin UV-görünür bölge spektrofotometresi ile incelenmesi Anahtar Kelimeler: N-izopropilakrilamit, LCST, kopolimer Kaynaklar [1] W. Musial, B.Vincent, A.Szumny, B.Voncina, Chemical Papers, 64 (5), (2010) 602–612. [2] W.Chen, W. Wei, Li. Hua., S. Li, J. Feng, X. Zhang, and R.Zhua, Polymer, 49, (2008) 3965 3972 182 P121 ANHİDRİT İÇEREN FONKSİYONEL KOPOLİMER-PEG BLENDLERİNİN DENEYSEL VE TEORİK YAKLAŞIMLAR İLE UYUMLULUĞUNUN/KARIŞABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ Shahed Parvizikhosroshahi, Erdem C. Uluışık, Hatice Kaplan Can Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Beytepe, Ankara [email protected] Polimerik blendler, yeni ve fonksiyonel malzemeleri üretmek için uygun ve ekonomik bir yol olarak kullanılmaktadır.[1] Polimer üzerinde bulunan fonksiyonel gruplar, özellikle de bu grupların yapıları ve sayıları polimerin biyolojik aktivitesinden, biyouyumluluğundan, biyoparçalanabilirliğinden ve iyileştirme/toksik karakterinden sorumludur.[2] Poli(Maleik anhidritard-Akrilik asit) poli(MA-ard-AA) anhidrit gruplarının varlığı ve sulu ortamda kolaylıkla hidrolizi ile karboksilik asit gruplarının varlığı nedeniyle yüksek ölçüde biyolojik aktivite göstermektedir.[3] Çalışmanın kapsamı; anhidrit içeren ardışık kopolimer ve polietilen glikol (PEG) gibi biyouyumlu ve suda çözünebilen polimer yapılarından blendler hazırlanarak; ilaç teknolojisinde kullanılacak yeni bir malzemenin tasarımı, sentezi ve uyumluluğunun/karışabilirliğinin incelenmesidir. Fonksiyonel kopolimerik yapıların sentezinde monomer sistemlerinin elektron alıcı-verici özelliklerinin rol oynadığı yük transfer kompleksleri (CTCs) oluşumu üzerinden gerçekleşen kompleks radikal kopolimerizasyonu yöntemi, istenilen yapısal özelliklerde ve amaca uygun yüksek performanslı yapıların etkin bir şekilde hazırlanmasında kullanılmaktadır.[3] Fonksiyonel özelliklere sahip kopolimerinin sentezi ve karakterizasyonu, kopolimerin ve hazırlanan blendlerin yapısal ve karışabilirlik özellikleri ATRFTIR, NMR gibi spektroskopik yöntemlerin yanı sıra TGA, DTA gibi termal analiz yöntemleri ile incelenmiştir. Polimerlerin ve polimer blendlerinin farklı kompozisyonlardaki analizleri katı halde elde edilen blendler ile; sulu çözeltideki özellikleri ve karışabilirlikleri ise viskozite deneyleri yapılarak incelenmiştir. Analiz yöntemlerine dayanarak 50:50 oranlarında hazırlanan PEG:Poli(MA-ard-AA) blendlerin, karışabilirliği açısından en uygun oranlar olduğu bulunmuştur. Bu ise; moleküller arası ve moleküller içi H-bağı ve bunun kompozisyon üzerine etkisi ile açıklanabilir. Anahtar Kelimeler: Poli(Maleik anhidrit-ard-Akrilik asit); PEG, karışabilirlik; viskozite; blend Kaynaklar [1]. E.J. Moskala.; S.E. Howe.; P.C. Painter.; M.M. Coleman. Macromolecules, 17, (1984), 1671-1678. [2].W.W. Yu.; E. Chang.; J.C. Falkner.; J. Zhang.; A.M. Al-Somali.; C.M. Sayes.; J. Johns.; R. Drezek.; V.L. Colvin. J.Am.Chem.Soc., 129, (2007), 2871-2879. [3]. H. Kaplan Can.; A.L. Doğan.; Z.M.O. Rzaev.; A. Hasegeli Üner.; A. Güner. J. Appl. Polym. Sci., 96, (2005), 2352-2359. 183 P122 MİKRODALGA DESTEKLİ METİL SELÜLOZ-AŞI-POLİ(1-VİNİL-2PİROLİDON) SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU Suat Kahya Aksaray Üniversitesi, Güzelyurt MYO, Gıda İşleme Bölümü, Gıda Teknolojisi Programı, Güzelyurt/AKSARAY [email protected] Mikrodalga ile ısıtma, geleneksel yönteme göre düzgün ve hızlı ısı sağladığı için kimyasal reaksiyonların hızını arttırarak daha kısa zamanda yüksek verim sağlamaktadır. Bu özelliğinden dolayı kimyasal tepkimelerde yaygın olarak kullanılmaktadır [1,2]. Mikrodalga ışınları ile kısa sürede yüksek aşı verimi elde edilebilmektedir. Bu yöntem kullanılarak özellikle akrilamit, metil metakrilat ve akrilonitril gibi monomerlerin doğal polimerlere aşılanması araştırılmıştır [3]. Bu çalışmada, 1-vinil-2-pirolidonun (1-VP) düşük derişimde azobisizobütironitril (AIBN) başlatıcı kullanılarak mikrodalga ışınları ile metil selüloza (MS) aşılanması amaçlanmıştır. Çalışmada farklı derişimlerde MS, 1-VP ve AIBN kullanılarak değişik sürelerde ve değişik ışınlama dozlarında deneyler yapılmıştır. Sentezlenen kopolimerin aşı yüzdesi % 52 olarak bulunmuştur. Aşı kopolimerler FTIR, DSC ve SEM ile karakterize edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikrodalga, 1-vinil-2-pirolidon, metil selüloz Kaynaklar [1] J. Zhang; S. Zhang; K. Yuan; Y. Wang, Journal of Macromolecular Science: Part A: Pure and Applied Chemistry, 44, (2007), 881-885. [2] V. Singh; D.N. Tripathi, Journal of Applied Polymer Science, 101, (2006), 2384-2390. [3] V. Singh; P.L. Kumari; A. Tiwari; A.K. Sharma, Polymers for Advanced Technologies, 18, (2007), 379385. 184 P123 DÜŞÜK DİELEKTRİK ÖZELLİKLİ NAFTALEN TEMELLİ POLİİMİDLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA ALANLARININ BELİRLENMESİ Esma Danışa, Emine Süra Kazmaza, Süleyman Köytepea, Turgay Seçkina a İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA [email protected] Aromatik poliimidler son yıllarda elektronik özellikleri ve düşük dielektrik sabitleri nedeni ile büyük ilgi toplamaktadır [1-2]. Bu özellikleri elektrik güç kaybını minimize ettiği için ve film yapısında sinyal transferi sağladığı için poliimitleri elektronik endüstrisinde değerli kılmaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak kullanılan elektronik cihazlarda sürekli olarak bir boyutsal küçülme söz konusudur [3]. Modern yaşamın gerektirdiği bu zorunluluk malzeme bilimi ve elektronik endüstrisinde daha hızlı veri transferi yapabilecek ve daha az yer kaplayabilecek yeni malzeme arayışlarını beraberinde getirmektedir [4]. Özellikle elektronik devre elemanı olarak kullanılan yarıiletken ve dielektrik malzemeler bu nedenle sürekli olarak gelişmektedir. Ancak tüm bu araştırmalara rağmen düşük dielektrik malzeme olarak kullanılabilecek oda sıcaklığında dieletrik sabiti yaklaşık 1,5 olan malzemeler oldukça azdır. Poliimidler düşük dielektrik özellikleri nedeni ile bu alanda oldukça yüksek bir potansiyele sahiptirler. Poliimidlerin sentezi için en önemli metot poliamik asit öncü basamağı içeren ve imid halka yapısının sonradan sağlandığı “iki basamaklı” metotdur. Genel olarak bu yöntemde dipolar aprotik çözgenler içerisinde difonksiyonel aminler ile difonksiyonel anhidritler düşük ısılarda tepkimeye girmektedir. Ancak tri fonksiyonel anhidrit ve amin bileşikleri kullanıldığında çapraz bağlı yada aşırı dallanmış poliimidler elde edilir. Bu tür poliimidlerde çözünürlük özelliği düşük olmasına karşın, üstün mekanik, termal ve kimyasal kararlılık özellikleri bulunmaktadır. Ağ yapılı poliimidler de serbest hacim büyümekte ve dielektrik özelliği düşmektedir. Bu çalışma kapsamında ağ yapılı naftalen temelli poliimidler hazırlanmış ve dielektrik özellikleri incelenmiştir. Bu çalışmada 1,5-diaminonaftalen ve trianhidrit bileşikleri kullanılarak aşırı dallanmış ve çapraz bağlı poliimidler sentezlendi. Tri anhidrit yapısı yanında farklı dianhiditler değişik oranlarda kullanılarak istenilen serbest hacim ve dielektrik özelliği elde edilmeye çalışıldı. Sentezlenen poliimid yapıları FTIR, ve elementel analiz gibi teknikler ile karakterize edildi. Ayrıca poliimid filmlerin termal özellikleri DTA, TGA ve DSC teknikleri ile belirlendi ve literatürde bulunan lineer poliimidler ile kıyaslandı. Çalışma kapsamında elde edilen poliimidlerde dielektrik sabiti polimerin yapısına bağlı olarak 2,1 ile 2,8 arasında belirlenmiştir. Özellikle 1:3 oranında 1,5-diaminonaftalen ve 1,3,5triaminoprimidin ile trimellitikanhidrit kullanılarak elde edilen yapıda 2,1 dielektrik sabiti değerine ulaşılmıştır. Anahtar kelimeler: Dielektrik özellikler, poliimid. Kaynaklar: [1] G.C. Davis, B.A. Weath, G. Gildenblat, Polyimides: Synthesis, Characterization and Applications. KL Mittal, Editor, Plenum Press, New York 2 (1984) 847-853. [2] N. Adrova, M. Bessonov, L.A. Laius, A.P. Rudakov, Polyimides: a new class of heat-resistant polymers. IPST Press, Jerusalem (1969) 1-3. [3] X.Q. Liu, M. Jikei, M.A. Kakimoto, Macromolecules 34(10) (2001) 3146-3154. [4] M.T. Lee, G.S. Ferguson, Langmuir 17(3) (2001) 762-767. 185 P124 YAN GRUBUNDA KOLESTEROL BULUNAN SIVI KRİSTAL POLİMERLERİN MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ VE ORGANİK ALAN ETKİLİ TRANSİSTÖR (OFET) UYGULAMALARINDA KULLANILMASI Sümeyra Bayıra, Erdinç Doğancıa,b, Çiğdem Çakırlarc, Sait Eren Sanc, Faruk Yılmaza* Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye b Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye c Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fizik Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye [email protected] a Kolesterol (Ch) yan gruplarına sahip polimerlerin sıvı kristal özellik göstermesinden dolayı önemli uygulama alanları vardır [1,2]. Organik alan etkili transistör (OFET) aygıtlarının yapımında özellikle sıvı kristallerin kullanılması son zamanlarda dikkat çekmektedir [3]. Bu çalışmada, yalıtkan malzeme olarak OFET yapımında kullanılmak üzere farklı uzunlukta esnek gruplara sahip (3, 7 ve 10’lu metilen grupları) ve yan grubunda kolesterol içeren sıvı kristal metil metakrilat tabanlı homo- ve kopolimerler sentezlendi (Şekil 1). Monomer sentezinde öncelikle kolesterole farklı uzunlukta esnek gruplar bağlandı ve daha sonra metakrilik asit ile reaksiyona sokularak metakrilat monomerleri (ChMMA) sentezlendi. ChMMA monomerlerin homopolimerleri ve metil metakrilat (MMA) monomeri ile kopolimerleri sentezlendi. Polimerlerin kimyasal yapıları 1 H NMR ve FT-IR analiz teknikleriyle doğrulandı ve mezomorfik özellikleri DSC ve polarize optik mikroskop (POM) ile incelendi. Şekil 1. Yan grubunda kolesterol bulunan homo- ve kopolimerlerin şematik gösterimi ile POM görüntüsü. Anahtar kelimeler: sıvı kristal, kolesterol, OFET Kaynaklar [1] B.Y. Zhang, F.B. Meng, M. Tian, W.Q. Xiao, Reactive and Functional Polymers, 66, (2006) , 551-558. [2] B.Y. Zhang, F.B. Meng, X.Z. He, D. Lin, Liquid Crystals., 32, (2005), 1161-1167. [3] J.P.F. Lagerwall, G. Scalia, Current Applied Physics, 12, (2012), 1387–1412. 186 P125 BİYOMALZEME OLARAK KULLANILABİLECEK POLİ(LAKTİK ASİT)/POLİÜRETAN POLİMER KARIŞIMLARININ BİYOMEDİKAL UYGULAMALARININ ARAŞTIRILMASI Şebnem Kemaloğlu Doğana,b, Güralp Özkoçb Hayat Kimya San. A.Ş., 41275, Başiskele/Kocaeli Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli [email protected] a b Son yıllarda, katma değeri yüksek biyomalzemelerin geliştirilmesi hem akademik hem de endüstriyel ilgi odağı halini almıştır. Biyobozunur polimerler, biyomedikal uygulamalarda kullanılabilirliğinin keşfedilmesiyle büyük önem kazanmıştır. Ticari olarak en yaygın biyobozunur polimerlerden biri poli(laktik asit) (PLA)’dır (1). PLA’nın yüksek dayanımı ve yüksek modülünün yanı sıra sergilediği düşük tokluk uygulama alanını kısıtlamaktadır (2). Çalışmada, peklik ve tokluğun dengelenebilmesi amacıyla PLA/termoplastik poliüretan (TPU) biyobozunur polimer karışımları üretilmiş ve yapılan karakterizasyon testleri sonucunda optimum fiziksel özellikteki karışımların biyobozunurluk, biyouyumluluk ve şekil hafıza özelliklerinin incelenmaesi amaçlanmıştır. PLA/TPU polimer karışımlarının uyumlaştırılması amacıyla çeşitli zincir uzatıcılar ve transesterifikasyon katalizörleri kullanılmıştır. Termal, mekanik, reolojik ve morfolojik analizler sonucunda PLA/TPU sistemi için en etkin uyumlaştırıcının PDI olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca PLA/TPU oranına bağlı olarak optimum bir PDI konsantrasyonun var olduğu gösterilmiştir. İlk olarak, L-929 fibroblast hücre hattı ile yapılan hücre kültürü çalışmalarından PLA/TPU karışımlarının biyouyumlu olduğu ve herhangi bir toksik etki göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Biyobozunurluk testleri sonucunda ise karışımdaki TPU oranının artması ile biyobozunurluğun azaldığı görülmüştür. Son olarak, yapılan statik ve dinamik şekil hafıza testlerinde, seçilen PLA/TPU karışımlarının şekil hafıza özelliği sergilediği anlaşılmıştır. Karışımların uyumlaştırılması ile şekil geri kazanım oranının arttığı gözlenmiştir. Çalışma sonucunda, PLA/TPU karışımlarının hem doku iskelesi hem de şekil hafızalı biyomedikal cihazların üretilmesinde kullanım potansiyeli taşıdığı kanaatine varılmıştır (3). Anahtar kelimeler: PLA/TPU, PDI, Biyomedikal Uygulamalar Kaynaklar: [1] Ho C. H., Wang C. H., Lin C. I., Lee Y. D., Polymer, (49), 2008, 3902–3910. [2] Zeng J. B., Li Y. D., Zhu Q. Y., Yang K. K. Wang X. L., Wang Y. Z., Polymer, 2009, 50, 1178–1186. [3] Doğan Ş.K., Doktora Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli, (2014). 187 P126 MİKRODALGA DESTEKLİ PEKTİN-AŞI-POLİ(N,NDİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE SPEKTROSKOPİK YÖNTEMLERLE KARAKTERİZASYONU Şeyma Tokmak, Nuran Işıklan Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/ Kırıkkale [email protected] Pektin; -COOH ve COOCH3 gruplarına sahip tedavi edici özelliği olan bir polisakkarittir [1]. Biyouyumlu, biyobozunabilir, film oluşturabilir ve iyonlarla çapraz bağlanabilir polimerdir. Bununla birlikte, zayıf mekaniksel özellik, çözeltilerinin viskozitelerinin zamanla azalması, mikrobiyal kirlenme, enzimlere karşı dayanıksız olması gibi dezavantajları vardır [2]. Bu dezavantajları azaltabilmek için çapraz bağlama, başka bir polimerle karışım oluşturma ve aşılama gibi yöntemler kullanılabilir. Aşı kopolimerizasyon, polimerlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin modifiye etmek için etkili bir yöntemdir. Özellikle son yıllarda mikrodalga destekli aşı kopolimerizasyon sentezi önem kazanmıştır. Çalışmada pektin doğal polimerine, kanser tedavisinde taşıyıcı mikrokürelerini oluşturmak için, poli(N,N-dietilakrilamid) (PDEAAm) aşılanarak, sıcaklığa duyarlı hibrit kopolimerlerin sentezlenmesi amaçlanmıştır. PDEAAm faz geçiş sıcaklığı 32°C de ani hacim değişikliklerine uğrayan çeşitli uygulamalarda kullanılan sıcaklığa duyarlı bir polimerdir [3]. PDEAAm, biyomedikal ve teknolojik amaçlar için kullanılmaktadır. Aşı kopolimerleri seryum amonyum nitrat (CAN), nitrik asit (HNO3) ve hızlandırıcı olarak N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin (TEMED) kullanılarak sulu fazda mikrodalga fırında sentezlenmiştir. Pektin-aşı-PDEAAm aşı kopolimeri FTIR, Raman, 1H-NMR, TGA, DSC ile karakterize edilmiştir. Aşı kopolimerizasyon sentezi sırasında mikrodalga kullanımının aşı verimini artırdığı gözlenmiştir. Süre optimizasyonuyla yapılan element analizi sonuçlarına göre aşı yüzdeleri 1 ile 4 saat aralığında %23.98 den %34.16 ya kadar artığı tespit edilmiştir. Termal analiz sonuçlarından sentezlenen kopolimerin üç basamaklı bozunma davranışı gösterdiği ve pektine göre termal dayanımının yüksek olduğu gözlenmiştir. DSC termogramlarından T g değerlerinin aşı yüzdesi ile azaldığı bulunmuştur. Pektin için Tg değeri 118.42 0C bulunurken, aşı kopolimerinki (%34.16 aşı verimli kopolimer için) 99.15 0C olarak bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Pektin, poli(N,N dietilakrilamid), sıcaklığa duyarlı polimerler, doğal polimerler, mikrodalga Bu çalışma TÜBİTAK 113Z271 nolu proje tarafından desteklenmektedir. KAYNAKLAR [1] G.S. Chauhan, S. Chauhan, K. Chauhan, U. Sen, J. Appl. Polym. Sci., 99, (2006) 3040–3049. [2] L. Hovgaard, H. Brondsted Crit. Rev. Ther. Drug Carrier syst., 13, (1996) 185-223. [3] C. Ni., H. Wang, Z.,Zhu, X. X. J Appl Polym Sci, 109, (2004), 91-1792. 188 P127 HİDROJEN TRANSFER POLİMERİZASYONU İLE AŞIRI DALLANMIŞ POLİ(AKRİLİKASİT-KO-PROPİYOLAKTON) SENTEZI Efkan Çatıker ve Tahsin Filik Ordu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya BÖLÜMÜ, 52200, Ordu, TÜRKİYE [email protected] Poliakrilik asit suda çözünen, çapraz bağlananbilen ve dolayısıyla hidrojel özellik gösteren, biyouyumlu, biyobozunur ve biyoadhesiv özellik gösteren amonyumlu/alkali formları ve kopolimerleri olarak günlük yaşamımızda yaygın olarak kullanılan endüstriyel öneme sahip bir polimerdir. Poli(propiyolakton) biyobozunur (1) termoplastik poliesterdir. Doku iskelesi (2) ve ilaç salınım sistemi matriksi (3)olarak tanımlanmıştır. Geleneksel olarak β-propiolaktonun halka açılması polimerizasyonu (4,5) ile elde edilir. β-propiolaktonun kanserojen olarak tanımlanması ve pahalı bir yöntem olması nedeniyle halka açılması polimerizasyonu tercih edilmemektedir. Yakın zamanda hidroksietil (met)akrilat’ın hidrojen transfer polimerizasyonu (HTP) çalışmalarında (6,7) polimerizasyon mekanizması ve elde edilen polimerin yapısı incelendiğinde elde edilen polimerin HTP ve anyonik katılma polimerizasyonu birimleri içeren aşırı dallanmış bir kopolimer olduğu saptanmıştır. Benzer bir çalışma (8) akrilik asit ile yürütülmüş suda çözünen, kloroformda çözünen ve organik çözücülerde çözünmeyen kısımlardan oluşan üç farklı ürün elde edilmiş ve çözünmeyen kısım için açıklama yapılmamıştır. Bu çalışmada, akrilik asitin HTP denenerek polimerizasyon ürünlerinin karakterizasyonu tamamen yapılması hedeflemiştir. Aşırı dallanmış poli(akrilik asit-ko-propiyolakton) akrilik asitin baz katalizli HTP ile tek basamakta sentezlendi. Başlatıcı olarak t-NaBuO ve NaOCH3 kokatalizör olarak 18-taç-6-eter kullanılarak kütle polimerizasyonu ile oluşan polimer suda çözünen, kloroformda çözünen ve çözünmez kısım alarak kısımlandırıldı. Elde edilen çözünmez kısmın karakterizasyonu katı 13C-NMR, FTIR, DSC, TGA ve titrimetrik analiz ile yapıldı. Ana ürünün şekildeki aşırı dallanmış akrilik asit ve propiyolakton birimleri içeren kopolimer olduğu belirlendi. Ürün içerdiği propiyolakton birimleri nedeniyle yeni bir poli(akrilik asit) kopolimeri olarak kabul edilebilir. CH2-CH2-CO-O-CH2-CH-CH2-CH2-CO-O-CH2CH2-CO-O-CH2CH-CH2-CH-CH2-CH2-CO-O COO COO CH2-CH2-CO-OH COO CH2-CH2-CO-O CH2-CH-COOH CH2-CH2-CO-O Şekil Aşırı dallanmış poli(akrilik asit-ko-propiyolakton) yapısı Anahtar Kelimeler: Poliakrilik asit, poli(propiolakton), dallanmış kopolimer Kaynaklar [1] Y. Furuhashi, T. Iwata, Y. Kimura, Y Doi. Macromol Biosc., 3, (2003), 462–470. [2] M.S. Cortizo, M. S. Molinuevo and A. M. Cortizo, J Tissue Eng Regen Med., 2, (2008), 33–42. [3] M. S. Cortizo, J. L. Alessandrini, S. B. Etcheverr , J Biomater Sci Polym Ed., 12(9), 2001), 945-59. [4] S. Slomkowski and S. Penczek, J Am Chem Soc., 13(2), (1980), 229-233. [5] D. Zhang, M. A. Hillmyer and W. B. Tolman, Macromolecules., 37, (2004), 8198-8200. [6] B. A. Rozenberg Polym Bullet., 58, (2007), 127–138. [7] B. A. Rozenberg, Y. I. Estrin, and G. A. Estrina, Int J Polym Anal Charact., 9, (2004), 197– 212. [8] B. Yamada, Y. Yasuda, T. Matsushita and T. Otsu J Polym Sci: Polym Let Ed., 14 (5), (1976), 277-281. 189 P128 POLİ(β-ALANİN)/POLİ(β-PROPİOLAKTON) KARIŞABİLİRLİĞİ Efkan Çatıker ve Tahsin Filik Ordu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 52200, Ordu, TÜRKİYE [email protected] Poli(β-propiolakton) (PPL) biyobozunur (1) termoplastik poliester olmasına ve potansiyel doku iskelesi materyali (2) olmasına rağmen yüksek kristalinite kaynaklı kırılganlığı, işleme zorluğu ve yüksek hidrofobisitesi nedeniyle sınırlamalar yaşamaktadır. Bu sınırlamaları ortadan kaldırmak için bazı karışımlarının hazırlanmasını içeren çalışmalar (3,4) sunulmuştur. Poli-β-alanin (PBA), yüksek termal ve mekanik dirence sahip bir poli(aminoasit) dir. Yakın zamanda türevleri ve kopolimerlerinin üstün biyoaktivitelerini (hücre tutma, protein adsorpsiyonu, antibakteriyel vs.) içeren çalışmalar (5-7) ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, bu iki polimerin üstün özelliklerini bir araya getirilmesi amacıyla karışımlarının hazırlanması ve uyumlu karışım oluşturup oluşturmayacakları spektroskopik, termal ve optik yöntemlerle incelenmiştir. PBA ve PPL baz katalizli HTP ile sırasıyla akrilamit ve akrilik asitten sentezlendi. Farklı bileşimlerdeki (%5-%75) PBA/PPL karışımlarının karışabilirliği FTIR, DSC, TGA, XRD, SEM ve polarize optik mikroskop ile incelendi. Her iki bileşenin karakteristik IR bantları diğer bileşenin bağıl miktarı arttıkça daha yüksek frekanslara kaydığı gözlendi. PPL’un erime sıcaklığı, bozunma sıcaklığı ve erime entalpisi karışımdaki PBA miktarı arttıkça azaldı. Karışımın XRD spektrumu her iki polimerin saf haldeki spektrumlarına oranla daha düşük şiddetli kristal pikleri verdi. Polimer karışımlarının çözeltileri ile elektroeğirme denemeleri ile düşük PPL içerikli örneklerde nanofiberler elde edildi. Spektroskopik, termal ve optik metotlar iki polimerin amorf fazda iyi bir karışabilirlik sergilediklerini ortaya çıkardı. Şekilde PPL içeriği az olan bazı karışımlardan elde edilen nanofiberlerin SEM görüntüleri verilmiştir. Şekil. E3%5, E3%10 ve E3%25 karışımlarının SEM görüntüleri (E3:poli(β-propiyolakton)) Anahtar Kelimeler: poli(β-alanin), poli(β-propiolakton), karışabilirlik, polimer karışımları Kaynaklar [1] Y. Furuhashi, T. Iwata, Y. Kimura, Y. Doi. Macromol Biosci., 3, (2003), 462–470. [2] M. S. Cortizo, M. S. Molinuevo, A. M. Cortizo. J Tissue Eng Regen Med., 2, ( 2008), 33–42. [3] A. Cao, N. Asakawa, N. Yoshie, Y.Inoue. Polym J 30 (9), (1998), 743-752. [4] Y. He, N. Asakawa, Y. Inoue. Polym Int 49, (2000), 609–617. [5] M. R. Lee, S. S. Stahl, S. H. Gellman, K. S. Masters. J Am Chem Soc., 13,. (2009), 16779-16789. [6] R. Liu, K. S. Masters, S. H. Gellman. Biomacromolecules., 13,. (2012), 1100−1105. [7] R. Liu, X. Chen, Z. Hayouka, S. Chakraborty, et al. J Am Chem Soc., 135, (2013), 5270−5273. 190 P129 YÜZEYDE BAŞLATILAN TERSİNİR KATILMA-AYRILMA ZİNCİR TRANSFER TEKNİĞİ İLE GLİKOPOLİMER FIRÇALARIN SENTEZİ VE SPESİFİK LEKTİN İMOBİLİZASYONUNDA KULLANIMI Talya Tuğana Kurşun, Dilek Çimen, Tuncer Çaykara Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi, 06500, Teknikokullar-Ankara [email protected] Son yıllarda yapılan çalışmalarda Lektin adsorpsiyonunda kullanılacak katı substratların kimyasal modifikasyonu üzerine önemli gelişmeler kaydedilmiştir [1,2]. Özellikle hidrojen sonlu silisyum yüzeylere organik moleküllerin kovalent bağlanması ile kimyasal dayanımı iyi substratlar hazırlanmıştır [3,4]. Bu çalışmada, hidrojen sonlu silisyum yüzeyler üzerinde ısısal ve mekanik dayanımı iyi organosilan substratlar üzerinde lektin adsorpsiyonu gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada yüzey olarak silisyum disk kullanıldı. Bu yüzeyler öncelikle polimerik moleküllerin yüzeye bağlanabilmesi için hidrojen uç grubuna sahip aktif yüzeyler haline getirildi.Ardından RAFT ajanı olarak kullanılacak molekülün yüzeye kolaylıkla bağlanmasını sağlayacak 1-amino-10-undeken molekülü bu aktif yüzeye bağlandı. Daha sonra 3-(benzilsülfaniltiyokarbonilsülfanil)-propiyonik asit RAFT ajanı silisyum yüzeyindeki 1-amino-10-undeken molekülüne bağlandı ve yüzeyde başlatılan RAFT polimerizasyonu ile poli(pentaflorofenilakrilat) [poli(FPA)] fırçalar sentezlendi. Ardından bu glikopolimer fırçalara spesifik ConA ve spesifik olmayan BSA adsorpsiyonu gerçekleştirildi. Silisyum yüzeye kovalent bağlı polimerik tek tabaka kalınlığı Elipsometre ile ölçüldü. Yüzeyin diğer karakteristik özellikleri Atomik Kuvvet Mikroskobu (AFM), Hafifletilmiş Toplam Yansıtma Fourier Dönüşümlü İnfrared Spektroskopisi (ATR-FTIR) ve su değme açısı ölçümleri ile belirlendi. Yüzeye bağlı olmayan serbest polimerin mol kütlesi Büyüklükçe Ayırma Kromatografisi (BAK) ile belirlendi. Glikoz fonksiyonel gruplu glikopolimerik fırçalara Floresans Etiketli ConA ve BSA adsorpsiyonu Floresans Mikroskobu ile incelendi. Anahtar kelimeler: Glikopolimer fırçalar, RAFT, Lektin Adsorpsiyonu Kaynaklar [1] C. Boyer. , T. Davis. ChemComm ,(6029) ,(2009) ,(6029-6031) [2]M. H. Stenzel. , L. Zhang. , W. Huck. Macro.RapidComm ,27,(2006) ,(1121-1126) [3] X. Meng. ,Y. Fang. , L. Wan. , X. Huang. , Z. Xu. Macromolecules,28,(2006) [4]Z. Deng. , S. Li. , X. Jiang. , R. Narain. Macromolecules ,42,(2009),(6393-6405) 191 P130 ATOM TRANSFER RADİKAL POLİMERİZASYONU İLE LAKTON UÇLU POLİ(4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT)’IN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, TERMAL DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN İNCELENMESİ Taner Çelik, İdris Çakmak Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Bu çalışmada ilk olarak Atom Transfer Radikal Polimerizasyondaçift kollu başlatıcı olarak kullanılmak üzere4-(Klormetil)-2-okso-2H-kromen-7-il klorasetatsentezlendi. 4metoksifenasil metakrilat monomeriAtom Transfer Radikal Polimerizasyon metoduyla polimerleştirildi. Polimerin her iki ucunda laktonluolan Poli(4-Metoksifenasil Metakrilat) sentezlendi [1]. Monomer ve Polimerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi. CH3 H2C O C C O O CH2 C H3 CO O O Cl CH2 C O + CH2 Cl O 110 °C, bpy, kutle H3C H3C CH2 H3C C C C O C O C O O n-1 CH2 C O O H2C O H3C O CH2 O C O CH2 C CH2 C CH2 CH 2 C H3C CH2 n-1 C O O O CH2 H3 CO OCH 3 C C C O C O O CH3 CH2 C O O CH2 O C O H3CO OCH 3 Polimerin termal davranışını incelemek amacıyla TGA ve DSC eğrileri incelendi. Polimerin GPC ölçümlerine bakıldı. Polimerin termal degradasyonu yapıldı. Polimerin degradasyonu sırasında oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR teknikleriyle karakterize edildi. [2]. Anahtar kelimeler: Degradasyon, Atom Transfer Radikal Polimerizasyonu, Termal Özellikler Kaynaklar [1].Demirelli, K, Coşkun, M, Kaya, E., 2004.PolymersBased on BenzylMethacrylate: Synthesisvia Atom Transfer RadicalPolymerization, Characterization, andThermalStabilities,J PolymSciPart A: PolymChem, 42, 5964-5973. [2].Soykan, C.,Ahmedzade M., 2002. Termal Degradation of poly(phenacylmethacrylate), PolymerDegradationandStability, 78, 497-503. 192 P131 4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT’IN SERBEST RADİKAL POLİMERİZASYONU İLE SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, TERMAL DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN İNCELENMESİ Taner Çelik, İdris Çakmak Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ [email protected] Bu çalışmada, önce 4-metoksifenasil metakrilat monomerisentezlendi.Monomer Serbest Radikalik Polimerizasyon metoduyla polimerleştirildi [1]. Monomer ve Polimerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi. H3C H3C H2C CH2 C O 1, 4 -dioksan C C O O AIBN, 60 °C O C H2C H2C C C O O O O CH3 CH3 Polimerin termal davranışını incelemek amacıyla TGA ve DSC eğrileri incelendi. Polimerin GPC ölçümlerine bakıldı. Polimerin termal degradasyonu yapıldı. Polimerin degradasyonu sırasında oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR teknikleriyle karakterize edildi. [2]. Anahtar kelimeler: Degradasyon, Serbest Radikal Polimerizasyonu, Termal Özellikler Kaynaklar [1]. Matyjaszewski, K.,Davis, T. P., 2002. Handbook of RadicalPolymerization, John WileyandSonsInc., Hoboken. [2]. Coşkun M., Soykan C., AhmedzadeM.,Demirelli K., 2000. Preparationand Termal Degradation of poly(p-substitutedphenaclymethacrylates), PolymerDegradationandStability, 72, 69-74 193 P132 ÇAPRAZ BAĞLI AKRILAMİD/İTAKONIK ASİT TEMELLİ JELLERIN ŞİŞME CEVAPLARI VE POTANSİYEL KULLANIM KAPASİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI Tayyibe Çelik, Nermin Orakdöğen İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 34469, Maslak, Istanbul, Turkey [email protected] Polimerik jellerin özgün bir sınıfı olarak hidrojeller, çapraz bağlı ve hidrofilik yapıda malzemelerdir. Ağırlıklarının birkaç katına kadar su tutma kapasitelerinden dolayı hidrojellerin uygulamaları, ilaçtan tarıma kadar, suyun saflaştırılması ve ayırımında membranların hazırlanmasına ilişkin çevresel uygulamaları, kontakt lensler ve gıda endüstrisini içeren geniş bir aralıkta yer almaktadır [1-5]. Bu çalışmada, uyarı-cevaplı poli(akrilamid-itakonik asit) (P(AAm-IA)) ve poli(N,Ndimetilakrilamid-itakonik asit) (P(DMA-IA)) hidrojellerinin denge şişme özellikleri üzerinde yük yoğunluğunun etkisi ve elastisitesi araştırılmıştır. İyonik hidrojeller, çapraz bağlayıcı ajan adına BAAM kullanılarak, sulu çözelti içerisinde serbest radikal polimerizasyonu ile hazırlanmıştır. Jelleşme reaksiyonlarının başlatılmasında amonyum persülfat (APS)-N,N,N',N'tetrametiletilendiamin (TEMED), redoks başlatıcı sistemi olarak kullanılmıştır. Jellerin şişme davranışı ve elastik özellikleri, jelin sentez parametrelerine bağlı olarak incelenmiştir. Jellerin şişme kapasiteleri suda, sulu solvent karışımlarında ve sulu tuz çözeltilerinde araştırılmıştır. Bu jeller aynı zamanda, makroskopik davranışları ve mikroskopik özellikleri arasında bir ilişki kurmak için, hem sentez sonrası hem de şişmiş denge sonrası mekanik testlere tabi tutulmuştur. Her iki hidrojel sisteminin serbest radikal çapraz bağlanma mekanizmasının, sentezde kullanılan iyonik komonomer IA 'in komonomer kompozisyonuna ve mol fraksiyonuna bağlı olduğu bulunmuştur. AAm-IA, iyonik komonomer IA konsantrasyonu %10 molden fazla olduğunda çapraz bağlayıcı bir ajan olsa dahi kolayca polimerleşemez ve çapraz bağlanamaz. Şişme çalışmaları, iyonik komonomer IA konsantrasyonu, şişme çözeltilerinin pH'sı ve şişme ortamındaki tuz varlığının P(AAm–IA) ve P(DMA–IA) hidrojellerinin şişme derecesini etkileyen temel parametreler olduğunu göstermiştir. İyonik komonomer yüzdesinin çok az arttırılması iyonik P(AAm–IA) ve P(DMA–IA) hidrojellerinin şişme kapasitelerini ve elastisitelerini keskin bir şekilde değiştirmiş ve oluşan hidrojeller, bu modifikasyon ile, tamamıyla süper absorban ve cevap veren sistemler haline gelmiştir. IA içeriğinin sudaki hidrojellerin şişmesi üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, şişmenin artan IA miktarı ile önce arttığı, IA konsantrasyonun küçük bir aralığında neredeyse sabit kaldığı ve sonra iyonik komonomer içeriğindeki artış ile hızlı bir şekilde arttığı gözlenmiştir. AAm-IA sistemi için şişme, aynı komonomer kompozisyonundaki DMA-IA sistemi için elde edilenden çok daha fazladır. Referanslar 1. Y. Samchenko, Z. Ulberg, and O. Korotych: Multipurpose smart hydrogel systems. Adv. Colloid Interface Sci. 168, 247–262 (2011). 2. N.A. Peppas, P. Bures,W. Leobandung, and H. Ichikawa: Hydrogels in pharmaceutical formulations. Eur. J. Pharm. Biopharm. 50, 27–46 (2000). 3. Y. Qui and K. Park: Environment-sensitive hydrogels for drug delivery. Adv. Drug Delivery Rev. 53, 321–339 (2001). 4. E.S. Gil and S.M. Hudson: Stimuli-responsive polymers and their bioconjugates. Prog. Polym. Sci. 29, 1173–1222 (2004). 5. F. Eeckman, A.J. Moes, and K. Amighi: Synthesis and characterization of thermosensitive copolymers for oral controlled drug delivery. Eur. Polym. J. 40, 873–881 (2004). Teşekkür Bu çalışma İstanbul Teknik Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir. 194 P133 KATI-KATI FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ENERJİ DEPOLAYABİLEN AKILLI GIDA AMBALAJI ÜRETİMİ Cemil Alkana, Tuğba Güngör Ertuğralb Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Tokat Giresun Üniversitesi Şebinkarahisar Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Giresun [email protected] a b Kolay işlenebilen belli sıcaklıklarda yüksek ısıl enerji depolama özelliğine sahip polimerlerin üretilmesi ve bu polimerleri ısıl enerji depolama etkinlikleri açısından gıda ambalajlarında uygulanarak gıdaların saklama koşullarının iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla, farklı molekül ağırlığı ve erime sıcaklıklarına 4 farklı polietilen glikol (PEG) polimeri (PEG 400,PEG 1000,PEG4000, PEG6000) terefitalik asitle esterleştirilerek bir seri poliester polimeri üretildi. PET polimerine yakın özelliklerin elde edilebilmesi için ayrıca kısa iki asit uçlu kısa PET polimerleri sentezlendi. Bu polimerlerin zincir sonlarından iki OH uçlu PEG polimerleri ile etkileştirilmesi sağlandı. 4 farklı PEG (PEG 400,PEG1000,PEG4000, PEG6000) terftalik asitle etkileştirilerek elde edilen ürünlerin FT-IR ve NMR spektrumları alındı. Her bir ürün için DSC ve TGA analizleri yapıldı ve GPC leri alındı. Elde edilen ısı depolama özellikli polyester materyal gıda ambalajlarında uygulandı. Anahtar Kelimeler: Terafitalik asit, polietilen glikol, katı-katı faz değişimi, enerji depolama, ısıl analiz 195 P134 YENİ NAFTOKSAZİN TÜREVİ MONOMERLER VE POLİMERLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE TERMAL ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI Tuğba Kaya Deniz, Özdemir Doğan, Erdal Bayramlı ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Kimya Bölümü, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü [email protected] Fenolik reçineler termal ve mekanik dayanımlarının yüksek olmasından dolayı yüksek performans gerektiren özellikle uzay ve havacılıksektöründe oldukça tercih edilmektedir. Fenolik reçinelerle benzer özellikler gösteren ‘’Benzoksazin’’ reçineleri son dönemlerde oldukça tercih edilir olmuşlardır. Bu malzemeler fenolik reçinelere göre olgunlaşma esnasında büzüşme göstermemeleri, düşük nem tutmaları, yüksek camsı geçiş sıcaklığına sahip olmaları ve yapısal olarak kolay türevlendirilebilirolmaları gibi özellikleri tercih edilmelerinin temel nedenlerindendir. Benzoksazin yapıları genel olarak birincil amin, fenol ve aldehitin tepkimesi sonucu oluşur. Bu tepkime aminin aldehite katılmasısonucu ile N,N-dihidroksimetilamin oluşturması ile baslar, hidroksil grubunun su çıkısıyla halkalaşarak benzoksazin yapısının oluşumuyla tamamlanır. Benzoksazin monomerleri olgunlaşma esnasında katyonik halka açılımı tepkimesi ile polimerleşirler. Bu tip tepkimelerde katalizöre ihtiyaç duyulmaması, tepkime esnasında yan ürün oluşmaması, oluşan reçinenin mekanik ve termal özelliklerinin daha iyi olmasına katkı sağlar. Bu çalışmada formaldehit, naftalin-2,7-diol, anilin ve p-etinillanilin ile ayrı ayrı tepkimeye tabi tutularak istnen naftoksazin monomerleri, 2,11-diphenyl-1,2,3,10,11,12-hexahydronaphtho[1,2e:8,7-e']bis([1,3]oxazine) ve 2,11-bis(4-ethynylphenyl)-1,2,3,10,11,12-hexahydronaphtho[1,2e:8,7-e']bis([1,3]oxazine)elde edilmiştir. Sonrasında bu yapıların thermal karakterizasyonu yapılarak olgunlaşma şartlarıbelirlenmiştir. Olgunlaşan yapıların camsı geçiş ve bozunma sıcaklıklarının yanı sıra kül verimleri de tayin edilerek, yapısal türevlendirmelerin bu parametrelere etkisi karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Benzoksazin polimerleri, camsı geçiş sıcaklığı, reçine, katyonik halka açılması 196 P135 DOĞAL FURFURAL KULLANILARAK FURFURAL-FENOL POLİMERLERİNİN ELDESİ VE ASFALT KATKI MADDESİ OLARAK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI Tuğçe Yüce, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, MALATYA [email protected] Günümüzde asfalt kaplamalarındaki en büyük sorun tekerlek izleri, çatlaklar ve nem yüzünden hasar hassasiyetidir. Nem asfalt yapıştırıcı içerisinde tutunmayı azaltmaktadır. Asfalt yola dökülen taş parçaları, buz, kar, aşırı yağış gibi birçok sebepten dolayı kısa sürede hasara uğrayabilir. Yola dökülen benzin de asfaltın çözünmesine ve ana hali olan kararlı haline geçme isteğine yol açarak kullanılmaz hale getirmektedir. Asfalt üreticileri asfalt ile polimerleri polimer-modifiye asfaltlar ile karıştırarak geliştirilmiş özelliklere sahip asfaltlar elde etmişlerdir. Geliştirilmiş bu polimer modifiyeli asfaltların maliyeti neredeyse iki katıdır. Bu sebeple doğal kaynaklı modifiye polimerler bize yardımcı olmaktadır. Doğal kaynaklar yardımıyla üretilen bu polimerler daha ucuz malzemelerdir. Bu proje kayısı çekirdeği kabuğundan elde edilen doğal malzeme olan furfural kullanılarak elde edilecek polimerin asfalt katkı maddesi olarak araştırılmasıdır.Kayısı kabuğunun asit hidrolizi ile özütlenmesinden elde edilen furfural, fenolik reçine haline getirilip asfalt katkı maddesi olarak denenmiş ve fizikokimyasal özelliklerinde iyileşmeler olduğu saptanmıştır. Polimerleşme tepkimesi aşağıdaki gibidir : Anahtar kelimeler : asfalt / kimyasal modifiye, doğal reaksiyon, furfural Kaynaklar : [1] D. Kumari, B. H. Chollar, J. G. Boone and J. A. Zenewitz , Chemical Modification of Asphalt (1992), 91193 197 P136 AŞI POLİMERLEŞMEYLE YÜKSEK YOĞUNLUKLU POLİETİLENİN YAN ZİNCİR SIVI KRİSTAL POLİMER İLE GÜÇLENDİRİLMESİ Uğur Soykan, Behiye Öztürk, Sedat Çetin Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Kimya Bölümü, Bolu–Türkiye, 14280 [email protected] Bu çalışmada, polimeri mezomorfik özellik gösterdiği bildirilen p-benzofenonoksikarbonilfenil akrilat (BPOCPA) monomerinin [1] yüksek yoğunluklu polietilen üzerine aşı polimerleşmesi ile aşı kopolimerler hazırlanması ve elde edilen ürünlerin özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. BPOCPA, p-akriloiloksibenzoil klorürün (ABC) p-hidroksibenzofenon (HBP) ile kondensasyon tepkimesiyle sentezlendi. Denenen farklı sentez yöntemleri arasında en yüksek verim (%60,5) ABC ve HBPnin piridin içeren ksilen içerisinde oda sıcaklığında 3 gün karışmasıyla elde edildi. BPOCPAnın HDPE üzerine aşı kopolimerleşmesi dikümil peroksit (DCP) başlatıcısı kullanılarak monomerin tepkime ortamındaki farklı derişimlerinde (% 5, 10, 15, 20, 30 ve %40) ve 140°C sabit tepkime sıcaklığında kütle polimerleşmesiyle çalışıldı. Elde edilen ürünlerde takılma miktarları ürünlerin sıcak dimetilformamid ile yıkanmasıyla gravimetrik olarak belirlendi. Takılma miktarı monomer derişiminin artmasıyla arttı ve %30 BPOCPA derişiminde maksimum takılmadan (% 14.2) sonra hızlı bir şekilde azaldı. Aşı ürünlerin ısıl davranışları DSC ile ısıl kararlılıkları ve bozunma mekanizmaları TG/IR sistemi ile çalışıldı. Bozunmanın genelde yan gurupların karbondioksit ile fenolik ve vinilik gruplar içeren bileşiklere parçalanmasıyla gerçekleştiği gözlendi. Aşı ürünlerin mekanik özellikleri oda sıcaklığında çalışıldı. Özellikle gerilim direnci ve modulus değerlerinde önemli gelişmeler görüldü. Maksimum gerilim direnci ve modulus değeri 26,0 MPa (%38 artma) ve 605 MPa (%67 artma) %9,32 poli(BPOCPA) içeren örnek ile kaydedildi. Ürünlerin çarpma direnci örneklerde poli(BPOCPA) yüzdesi ile artarak maksimum dirence (52,39 kJm-2) %19,90 poli(BPOCPA) ile ulaştıkran sonra hızlı bir düşüş gösterdi. Ürünlerin gerilim ve çarpma etkisiyle kırılan yüzeylerinin taramalı elektron mikroskopu ile incelenenmesinde elde edilen ürünlerin homojen yapı oluşturduğu gözlendi. Düşük poli(BPOCPA) içeren örneklerde çoğunlukla sünek, yüksek içerikli ürünlerde ise poli(BPOCPA) yüzdesi ile artan kırılgan yapı gözlendi. Anahtar Kelimeler: Polietilen, p-benzofenonoksikarbonilfenil akrilat, aşı kopolimerleşme Kaynaklar [1] A.V.S. Sainath, A.K. Rao, A.V.R. Reddy, J. Appl. Polym. Sci. 75 (2000) 465-474. 198 P137 KETEN LİFİNE ÇEŞİTLİ YÜZEY MODİFİKASYONLARI UYGULANMASININ TPU/KETEN EKO-KOMPOZİTLERİN MEKANİK VE REOLOJİK ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİ Ümit Tayfuna, Mehmet Doğanb, Erdal Bayramlıa, c a Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü, 06531, ANKARA b Erciyes Üniversitesi, Tekstil Mühendisliği Bölümü, 38039, KAYSERİ c Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06531, ANKARA [email protected] Hafif ve ucuz olmasının yanında istenilen mekanik özelliklere sahip olmasından dolayı doğal liflerin polimer kompozitlerde güçlendirici olarak kullanımında son yıllarda artan bir eğilim gözlenmektedir [1]. İstenilen özelliklere sahip eko-kompozitlerin hazırlanmasındaki engel, doğal lif içeriğindeki selülozun yüksek polar yapısı ile polimer matrikslerin karakteristik apolar özelliğinden kaynaklanan uyumsuzluktur. Bu engeli aşmanın en etkili ve pratik yolu lif yüzeyine kimyasal modifikasyon uygulanmasıdır [2-4]. Bu çalışmada, kısa keten lifine, Termoplastik Poliüretan (TPU) elastomeri ile ara yüzey yapışmasını artırmak amacıyla Alkali, Silan, Permanganat, Peroksit ve İsosiyanat modifikasyonları uygulanmıştır. Yüzey işlemlerinin etkileri FTIR spektroskopi, optik ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) teknikleri kullanılarak incelenmiştir. Kompozit üretiminde %46’sı yenilenebilen kaynaktan elde edilen doğa dostu TPU kullanılmıştır. TPU/Keten lifi kompozitleri, ağırlıkça %30 oranında lif içerecek şekile ekstrüzyon yöntemi ile karıştırıldıktan sonra enjeksiyonlu kalıplama kullanılarak şekillendirilmiştir. Kompozitlerin mekanik özellikleri, elastik modülleri, reolojik özellikleri ve morfolojik yapıları, sırasıyla çekme ve Shore A sertlik testleri, dinamik mekanik analiz (DMA), erime-akış indisi testi (MFI) ve SEM yöntemleri ile incelenmiştir. Hazırlanan kompozitlere su emme testi de uygulanmıştır ve testten öncesi ve sonrasında mekanik özellikleri kıyaslanmıştır. Modifikasyon uygulanan keten liflerinin yüzeyleri incelendiğinde; lif fibrillerinde ayrılma ve yüzey pürüzlüğününde artış gözlenmiştir. Kompozitlere yapılan testler ışığında, keten lifine uygulanan bütün yüzey işlemleri, işlem uygulanmayan lif içeren TPU/keten lifi eko-kompozitleri ile karşılaştırıldığında mekanik özelliklerde ve matriks içinde dağılım oranlarında artış, su emme kapasitelerinde ise azalma gözlenmiştir. Alkali uygulama sonrası silan ile muamele edilmiş keten lifi içeren kompozitin, en yüksek mekanik dayanım ve elastik modül yanında, silanın su-sevmeyen yapısından dolayı en düşük su emme kapasitesi değerine sahip olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Eko-kompozit, Doğal Lif, Termoplastik Poliüretan, Yüzey Modifikasyonu Kaynaklar [1] A. Bismarck, A. Baltazar-Y-Jimenez, K. Sarikakis, Development and Sustainability, 8, (2006), 445-463. [2] S. Kalia, B.S. Kaith, I. Kaur, Polymer Engineering & Science, 49, (2009), 1253-1272. [3] G. Bogoeva-Gaceva, M. Avella, M. Malinconico, A. Buzarovska, A. Grozdanov, G. Gentile, M.E. Errico, Polymer Composites, 28 (2007), 98-107. [4] L. Yan, N. Chouw, K. Jayaraman, Composites Part B: Engineering, 56, (2014), 296-317. 199 P138 YÜZEY MODİFİKASYONLARI UYGULANMIŞ KARBON NANOTÜP İÇEREN TPU NANO-KOMPOZİTLERİN MEKANİK, REOLOJİK VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Ümit Tayfuna, Yasin Kanburb, Ufuk Abacıc, Hasan Yüksel Güneyc, Erdal Bayramlıa,d a Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü, 06531, ANKARA Karabük Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü, 78050, KARABÜK c Kocaeli Üniversitesi, Fizik Bölümü, 41380, KOCAELİ d Orta Doğu Teknik Üniversitesi , Kimya Bölümü, 06531, ANKARA [email protected] b Karbon Nanotüpün(CNT), elektriksel iletkenlik özelliğinden dolayı polimer kompozitlerde kullanımı gerek akademik çalışmalar gerekse endüstride gün geçtikçe artmaktadır. CNT, çok yüksek boy/çap ve yüzey alanı/hacim oranından dolayı polimerik kompozit içerisinde çok düşük miktarlarda kullanıldığında elektriksel iletim sağlamaktadır. Nanotüpün yüzeyine, polimerik matriks ile uyumlu hale getirmek için oksidasyon ve silanlama gibi çeşitli kimyasal fonksiyonlandırma yöntemleri uygulanmaktadır [1-3]. Termoplastik Poliüretan(TPU), yüksek aşınma direnci ve kolay işlenme özellikleri sayesinde spor giyimden otomotive kadar bir çok üründe kullanım alanı bulmuş bir elastomerdir [4]. Bu çalışmada, CNT yüzeyine nitrik asit oksidasyonu ve sonrasında silanlama işlemleri uygulanmıştır. Yüzey modifikasyonları, FTIR spektroskopi ve XPS teknikleri kullanılarak incelenmiştir. TPU/CNT nano-kompozitleri, ağırlıkça % 0.5, 1, 1.5 ve 2 oranlarında ekstrüzyon yöntemi ile karıştırıldıktan sonra enjeksiyonlu kalıplama kullanılarak şekillendirilmiştir. Kompozitlerin mekanik dayanımları, ısısal özellikleri, reolojik özellikleri ve morfolojik yapıları, sırasıyla çekme ve sertlik testleri, diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC), erime-akış indisi testi (MFI) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) yöntemleri ile incelenmiştir. Nanotüpe uygulanan yüzey işlemlerinin, fonksiyonlandırılmayan nanotüple karşılaştırıldığında TPU matriksi içinde yüksek oranda dağılım göstererek kompozitlerin mekanik dayanımını artırdığı gözlenmiştir. TPU/Nanotüp nano-kompozitlerinin dielektrik özellikleri, frekans ve sıcaklığın fonksiyonu olarak LCR Metre kullanılarak 500Hz-1MHz frekans aralığı ve 80K-400K sıcaklık aralığında analiz edilmiştir. Dielektrik ölçümlerde elde edilen sonuçlara göre, dielektrik sabitinin yüzeyi fonksiyonlandırılmış nanotüp içeren kompozitlerde beklenen davranışı sergilediği, dielektrik kayıp faktörü ve ac-iletkenlik gibi özelliklerin ise nanotüp oranı ve modifikasyonuna göre farklılık gösterdiği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Karbon Nanotüp, Termoplastik Poliüretan, Yüzey Fonksiyonlama, Elektriksel İletkenlik, Nano-kompozit Kaynaklar [1] R. Zhang, A. Dowden, H. Deng, M. Baxendale, T. Peijs, Composites Science and Technology, 69, (2009), 1499-1504. [2] A. Barick, D.K.T.,. Materials Science and Engineering B, 176, (2011), 1435-1447. [3] F. Aviles, Express Polymer Letters, 5, (2011), 766-776. [4] J. Markarian, Plastics Additives & Compounding, 10, (2008), 38-43. 200 P139 BİYO-BOZUNUR POLİETİLEN MALZEMELER ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA Yasemin Durmuşa, Hülya Akdenizc ve Teoman Tinçera,b Polimer Bilim ve Teknolojisi Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye; b Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye c Çev-R Teknolojileri Ltd.Şti Ankara [email protected] a Plastiklerin üretimi ve tüketimi gün geçtikte katlanarak artmaktadır. Poliolefinler iyi fiziksel ve kimyasal özellikleri ve düşük maliyetli üretimlerinden dolayı en yaygın kullanılan olmuşlardır. Polietilen (PE), çeşitliliği (alçak, orta, yüksek yoğunluk ve benzeri), kolay işlenebilirliği, yeterli mekanik gücü, kimyasal kararlılığı, uygun ısıl özelliği, ışık geçirgenliği nedeniyle ambalaj sanayinde ilk tercih nedenidir. Polietilen günümüzde ticari plastik ürün pazarının yaklaşık %60’tır. Üretilen ve tüketilen gündelik- tek kullanımlık poşet, ambalaj, şişe, kap, kutu benzeri malzemeler konusunda vazgeçilmezdir. Bunun birinci nedeni hijyenik koşulları sağlaması, insan ve çevre sağlığına bir etkisinin olmamasıdır. Ancak yüksek miktarda üretim ve tüketim çöp dağlarınında hızla artmasına nedendir. Güneş ışığının bol ve güçlü olduğu yerlerde (örneğin Türkiye) PE ışıkta hızla bozunmakta ve parçalanmakta ve doğaya karışabilmektedir. Bu bozunma hızı ve doğaya karışma, çöp olarak birbiri üstüne gömülme ve sonunda üstünün örtülmesiyle durmakta ve PE atığın ömrü toprak altında asırlara uzanmaktadır. Bu nedenle PE ürünün düşük bozunurluk özelliklerinden dolayı önemli derecede kirliliğe neden olması kaçınılmazdır. Özellikle yurdumuzda PE poşet tüketiminin çok yüksek olması sorundur. PE atıklarının kompost (toprak altında bozunma ve faydalı bir ürüne dönüşmesi) olması zaman gerektirmektedir. Ayrıca bu düşük kütleli atık ürünlerin farklı geri dönüşümü de ekonomik olarak pek avantajlı değildir. Hedef bu tür malzemelere biyo-bozunurluk özelliği kazandırmak, böylece bu ürünlerin kirliliğini azaltmak kalıcı ve gerekli bir çözüm olabilir. Biyo-bozunur ürünleri iki gruba ayırabiliriz; İlk grup doğal biyo-bozunurluk özelliğe sahip polimerlerdir. Bu polimerler hidroliz, fotoliz, piroliz veya bakteriyal etkiler gibi fiziksel ve/veya kimyasal süreçlerin sonucunda parçalanıp doğaya karışırlar. İkinci grup ise, pro-oksidant (ya da prodegradant) katkı maddesi ile biyo-bozunurluk özellik kazanan polimerlerdir. Bu polimerler, içerikleri sayesinde mikroorganizmalar tarafından UV-ışını ve ısı yardımıyla kolayca ayrıştırılırlar. Pro-oksidant katkılar polimerlerin içine genel olarak %1-5 kütle oranlarıyla koyulabilirler. PE doymuş ve fonksiyonel grupsuz polimer zincirinden dolayı biyo-bozunurluğa karşı oldukça dirençlidir. PE’e eklenecek pro-oxidant katkı maddesi ışığın ve sıcaklığın etkisiyle PE’e biyo-bozunur özellik kazandırır. Ayrıca biyo-bozunur polimerlerden elde edilen Kompost (=gübre) ekolojik bir üründür. Bizim çalışmamızın amacı, geçmiş çalışmaları temel alarak, biyo-bozunur polimerlerin özelliklerinin tanımı–karakterizasyonu ve bu ilk aşamada PE deki değişimleri takip etmektir. Kaynaklar [1] Chiellini, E., Corti, A., Antone, S. D., & Baciu, R. Polymer Degradation and Stability, 91, 2739-2747, 2006 [2] Klein, J. M., Ramos, G. R., Grisa, A. M. C., Brandalise, R. N., & Zeni, M. Progress in Rubber, Plastics and Recycling Technology,29(1), 39-54, 2013 [3] Oldak, D., Kaczmarek, H., Buffeteau, T., & Sourisseau, C. (2005). Journal of Materials Science, 40, 4189-4198, 2005 [4] Telmo, F. M. O. , Emilene, D. , Maria, M. C. F. , Rodrigo, J. S. J. , Fatima , M. B., & Camargo, F. Polymer Degradation and Stability,94, 965-970, 2009 . 201 P140 POLİPROPİLENDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK PARÇALARIN GERİ DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR KULLANILABİLİRLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI Yasemin Gündoğdu Ceylan, Gülşah Arslan B-PLAS Bursa Plastik, Metal, İnşaat, Enerji, Madencilik, Jeotermal Turizm ve Tarım San. ve Tic. A.Ş., Ar-Ge Merkezi, Teknoloji Geliştirme Bölümü, BURSA [email protected] Polipropilen (PP) kolay kalıplanabilirliği, iyi darbe dayanımı ve kimyasal direnci, tasarım kolaylığı, hafif ve ucuz olması gibi avantajlı özellikleri açısından otomotiv sektöründe özellikle tampon, torpido, kapı paneli gibi büyük parçaların üretiminde en fazla kullanılan plastik malzemedir. PP’den üretilen ve çeşitli sebeplerle kullanılamayacak durumda olan ürünlerin çevreyi koruma ve ekonomik kazanım sağlama amaçlarıyla geri dönüşümlerinin sağlanarak tekrar kullanılmaları oldukça önem taşımaktadır. Firmamız şu ana kadar yaptığı çalışmalarda farklı görsel olmayan parçalarda kullanılabilen geri dönüşümlü PP hammaddeler geliştirmiştir. Bu projede, PP malzemelerin geri dönüşümlerinin sağlanarak görsel bir parçada kullanılabilmesi hedeflenmiştir. Projenin başarıyla tamamlanması sonucunda hem özellikle ELV 2000/53/EC direktifine uyumluluğun sağlanmasında önemli bir adım atılmış olacak hem de yurtdışından ithal edilen orijinal hammadde miktarı azaltılarak ekonomik kazanım sağlanmış olacaktır. Bu hedefler doğrultusunda, PP’den üretilmiş ürünlere gereken işlemler uygulanacak, uygun katkı maddeleri farklı oranlarda kullanılarak formülasyon geliştirme çalışmaları yürütülecektir. Formülasyon geliştirme çalışmalarında özellikle geri dönüşümlü parçanın görsel bir parçada kullanılabilmesi, boyanabilme özelliği ve istenen özellikleri sağlayabilmesi en büyük başarı kriterleridir. Hammadde ve ürünlere yapılacak test ve analiz sonuçlarına göre enjeksiyon ve boyahane proseslerinde gösterdikleri performanslar incelendikten sonra optimum formülasyon belirlenecektir. Anahtar kelimeler: polipropilen (PP), plastiklerin geri dönüşümü, ELV 2000/53/EC direktifi, çarpma dayanımı artırıcılar Kaynaklar [1] P. Bracher, L.T. HØydal, E.L. Hinrichsen, F. Melum. Waste Management, 28, (2008), 2459-2464. [2] M.P. Luda, G. Ragosta, P. Musto, A. Pollicino, G. Camino, A. Recca, V. Nepote. Macromol. Mater. Eng., 287, (2002), 404-411. [3] N. Bahlouli, D. Pessey, C. Raveyre, J. Guillet, S. Ahzi, A. Dahoun, J.M. Hiver. Materials and Design, 33, (2012), 451-458. 202 P141 YONCADAN ELDE EDİLEN FORMONONETİN VE GENSİTEİN KULLANILARAK ANTİBAKTERİYEL PVC FİLMLERİN HAZIRLANMASI Yeliz Özsoylu, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek, Emre Birhanlı İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, MALATYA [email protected] Çalışma konumuz olan yoncanın insanlar ve hayvanlar için büyük önem taşımaktadır. Bu bitki hayvan sağlığı ve beslenmesinde önemli bir yere sahip olup insan sağlığı açısından da bazı türlerin antidiyabetik, antioksidant, anti-inflamatuar özelliklerine sahiptir. Bu çalışmanın amacı yonca kullanılarak izoflavonların özütlenmesi ve ayrıştırıldıktan sonra PVC filmler üzerinde kullanılarak antibakteriyel yüzey elde edilmesidir. Çalışma kapsamında doğadan toplanan yoncalar sınıflandırılmış ve özütlenmek üzere Soxhlet düzeneğine alınmıştır. Elde edilen özüt kromotagrafik tekniklerle ayrıştırıldıktan sonra yapısı özel işlemlerle işlevselleştirilen PVC üzerine kovalent olarak modifiye edilmiştir. Elde edilen filmlerin antibakteriyel özellikleri Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus ve Bacillus subtilis ‘ a karşı test edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan film yüzeyinin antibakteriyel özellik taşıdığı anlaşılmıştır. Anahtar kelime: yonca, PVC, izoflavon, gensitein, formononetin Kaynaklar: [1]Bradbuy R.B.,Wjite D.E., , Journal of the Chemical Society, 761, (1965), 13 203 P142 1,4-BÜTANDİOL DİMETAKRİLAT ile ÇAPRAZ BAĞLANMIŞ AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT HİDROJELLERİNİN SU SOĞURUM ÖZELLİKLERİ Zehra Deniz Kasim, Berna Aydın, Semiha Kundakçı, Ömer Barış Üzüm, Erdener Karadağ Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN [email protected] Üç boyutlu ağ yapıları ve sahip oldukları hidrofilik gruplar nedeniyle, su tutma yeteneğine sahip polimerik sistemler “hidrojel” olarak adlandırılır. Hidrojeller yüksek oranda suyu soğurabilen ve bünyesinde tutabilen polimerik ağ yapılardır.Hidrojeller; pH, iyonik şiddet, sıcaklık, elektrik alan gibi dış etkenlere duyarlı davranarak hacimsel bir faz değişimine uğrarlar. Hidrojeller, bu özellikleri nedeniyle çeşitli endüstriyel uygulamalar için oldukça önemli malzemelerdir. Hidrojeller nötral ya da iyonik olabileceği gibi iç içe geçmiş ağ yapılı polimerler şeklinde de olabilirler.Hidrojeller ile ilgili çalışmalar sadece polimer kimyası açısından değil, diğer kullanım alanları olan nanoteknoloji, eczacılık, yiyecek endüstrisi, biyokimya, biyotıp ve medikal bilimler gibi alanlar için de oldukça önemlidir. Bu çalışmada, çinko akrilat (ZnA) yardımcı monomeri kullanılarak akrilamid (AAm) esaslı çapraz bağlı akrilamid/çinko akrilat (AAm/ZnA) kopolimerleri üretilerek şişme karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Çapraz bağlanmayı sağlamak üzere 1,4-bütandiol dimetakrilat gibi bir çapraz bağlayıcı kullanılarak, radikalik bir başlatıcı ve bir hızlandırıcı varlığında serbest radikalik katılma polimerleşmesi ile AAm/ZnA hidrojelleri çözelti ortamında üretilmişlerdir.Üretimleri gerçekleştirilen örneklere 25oC’da suda dinamik şişme testleri uygulanarak şişme karakterizasyonları yapılmıştır. Şişme karakterizasyonu için yüzde denge şişme, denge su içeriği, difüzyon üsteli,difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır. AAm/ZnA kopolimerleri %1890 - %10670 arasında değişendenge yüzde değerleri göstermiştir. Hesaplanan denge su içeriği değerleri de ZnA oranının artışına paralel artış göstermektedir. AAm/ZnA hidrojelleri, yüksek oranda su soğurabilme yeteneklerinden dolayı “su soğurucu” olarak kullanılabilirler. Çalışma sonunda elde edilen AAm/ZnA hidrojellerinin istenmeyen ortamlardan suyun uzaklaştırılmasında ve su taşıyıcı malzemeler olarak tarım ve benzeri bazı alanlarda kullanılabileceği ileri sürülebilir. Anahtar Kelimeler: Hidrojel, şişme, difüzyon, akrilamid, çinko akrilat Kaynaklar [1]. E.S. Dragan. ChemicalEngineeringJournal243 (2014), 572–590. [2]. S. Kundakcı., E. Karadağ. Polymer Bulletin71 (2014), 351-370. [3]. V. V. Panic., S. J. Velickovic. Separation&PurificationTechnology12, (2014) 384–394. [4]. E. S. Dragan, M. M. Perju, M. V. Dinu, Carbohydrate Polymers88 (2012)270-281. [5]. C.S. Patrickios, Macromolecular Symposia291-292 (2010) 1-11. [6]. S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Reactive & Functional Polymers68 (2008) 458-473. 204 P143 UYARIYA DUYARLI ALJİNAT-AŞI-POLİ (N,NDİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ VE YAPILARININ AYDINLATILMASI Zeynep Altınışık, Nuran Işıklan Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/Kırıkkale [email protected] Fiziksel veya kimyasal uyarılara, özelliklerinde meydana gelen değişiklerle tersinir olarak cevap verebilen polimerler, uyarıya duyarlı polimerler olarak tanınırlar. Uyarıya duyarlı polimerler, çeşitli kaynaklarda akıllı (intelligent ya da smart), çevreye duyarlı (environmentally sensitive), uyarıya duyarlı (stimuli sensitive ya da responsive) polimerler olarak da adlandırılmaktadır [1]. Çevreye duyarlı veya uyarıya duyarlı olarak adlandırılan akıllı polimerler; sıcaklık, pH, çözücü özelliği, basınç, iyonik şiddet gibi fiziksel ve kimyasal değişimlere, kritik bir noktaya erişilinceye kadar, makroskopik düzeyde, çökelme, faz değişimi veya reaksiyon, geçirgenlik hızında değişimler şeklinde yanıt veren polimerlerdir [2]. Bu özelliklerinden dolayı uyarıya duyarlı polimerler, ilaç salım sistemlerinde, doku mühendisliğinde ve sensör sistemlerinde kullanabilmektedirler. Bu polimerlerden özellikle pH ve sıcaklığa duyarlı olanları son yıllarda oldukça yoğun çalışılmaktadır [3]. Çalışmada, pH’ya duyarlı bir polimer olan sodyum aljinata (NaAlg), sıcaklığa duyarlı poli(N,N-dietilakrilamid) birimleri aşılanarak pH ve sıcaklığa duyarlı kopolimerlerin sentezlenmesi ve yapılarının aydınlatılması hedeflenmiştir. Bu amaçla, başlatıcı olarak amonyum persülfat ve hızlandırıcı olarak N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin (TEMED) kullanılarak sulu fazda (N,Ndietilakrilamid) ile sodyum aljinatın aşı kopolimerleri mikrodalga fırında sentezlenmiştir. Aşı verimleri, çalışma sıcaklığının 25°C’dan 40°C’a çıkarılmasıyla, % 48,28’den % 58,96’ya artmıştır. Sodyum aljinat-aşı-poli(N,N-dietilakrilamid) kopolimerin yapıları ATR-FTIR, Raman, 1H-NMR, 13 C-NMR, DSC ve TGA analizleri ile aydınlatılmıştır. Termal analiz sonuçlarından sentezlenen kopolimerin üç basamaklı bozunma davranışı gösterdiği ve NaAlg’a göre termal dayanımının yüksek olduğu tespit edilmiştir. DSC termogramlarından ise Tg değerlerinin aşı yüzdesi ile azaldığı bulunmuştur. Tg değeri NaAlg için 115,85°C gözlenirken, % 58,96 aşı verimli kopolimer için 101,18°C olarak bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Sodyum Aljinat, poli(N,N-dietilakrilamid), uyarıya duyarlı polimerler, Bu çalışma TÜBİTAK 113Z271 nolu proje ile desteklenmiştir. Kaynaklar [1] A. Chan, R.P. Orme, R.A. Fricker, P. Roach. Advanced Drug Delivery Reviews, 65, (2013), 497-514. [2] A. Kumar, A. Srivastava, I.Y. Galaev, B. Mattiasson, Progress In Polymer Science, 32, (2007), 12051237. [3] T.-M. Don, H.-R.Chen. Carbohydrate Polymers, 61, (2005), 334-347. 205 P144 3 POLİAKRİLAMİT-KİTOSAN-HİDROKSİAPATİT KOMPOZİTİNİN ŞİŞME ÖZELLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI Zeynep Mine Şenola, Ulvi Ulusoyb Kafkas Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 36100-KARS b Cumhuriyet Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 58140-SİVAS [email protected] a Hidrojeller endüstrideki yaygın uygulama alanları nedeniyle gittikçe artan üretiminde, ilaç, tarım, gıda endüstrilerinde ve biyoteknoloji alanlarında kullanılmaktadırlar [1]. Zayıf mekanik özellikleri hidrojellerin kullanım alanlarını sınırlayan en önemli etkendir. Hidrojellerin zayıf olan mekanik özelliklerinin geliştirilmesi için, pek çok araştırmacı tarafından kil, zeolit, apatit gibi minerallerin hidrojel sentezinde kullanımı denenmiş ve polimerik kompozitler sentezlenmiştir [1, 2, 3,4]. Şişme davranışı gösteren polimerik kompozitlerin karakterizasyonunda şişme özelliklerinin, su adsorpsiyon kinetiğinin incelenmesi, difüzyon türü ve mekanizmasının aydınlatılması önemlidir. Bu çalışmada çapraz bağlı ağ yapılı, yüksek su tutma kapasiteli ve asal (inert) özellik gösteren (PAAm) hidrojeliyle poliakrilamit-kitosan-hidroksiapatit (PAAm-Ch-Hap) kompoziti sentezlenmiştir. Sentezlenen PAAm-Ch-Hap’ın saf su ve KNO3 ortamlarındaki şişme özellikleri, adsorpsiyon kinetiği ve difüzyon türü araştırılmıştır. Ch, Hap, PAAm ve bunların olası kombinasyonlardaki kompozitleri için su tutma kapasiteleri (Sdenge), % Şişme ve % Denge su içerikleri (%SDSİ) kıyaslaması yapılmış, PAAm-Ch-Hap yapısının en yüksek su ilgisine sahip olduğunu bulunmuştur. PAAm-Ch-Hap’ın şişme kinetiği ile ilgili sonuçlar sözde ikinci derece modele uyumu göstermiştir. Weber-Morris parçacık içerisine difüzyon modeline uyumu ise grafiklerin iki doğrusal bileşene ayrılarak incelenebileceğini göstermiş, birinci kısmın orijinden geçen bir doğru vermesi ve eğiminin ikinci kısım eğiminden çok büyük olması şişme sürecinde taşınım/difüzyon sürecinin parçacık içerisine difüzyon sürecinden çok daha baskın olduğunu göstermiştir. Difüzyon türü ile ilgili sonuçlar ise difüzyonun Fick tipi olduğunu göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Poliakrilamit, kitosan, hidroksiapatit, kompozit, şişme. Kaynaklar [1] M. Dalaran, S. Emik, G. Güçlü, T.B. İyim, S. Özgümüş. Polymer Bulletin, 63, (2009), 159-171. [2] U. Ulusoy ve S. Şimşek. Journal of Hazardous Material, 127, (2005). 163-171. [3] D. Baybas ve U. Ulusoy. Journal of Solid State Chemistry, 194, (2012), 1-8. [4] U. Ulusoy ve R. Akkaya, Journal of Hazardous Materials, 163, (2009), 98-108. 206 İNDEKS A. Alper Öncül 50, 75 A. Levent Demirel 7, 25 A. Tekinyerli 60, 176 A. Yasemin Öztop 52, 90 Abdullah Çalışkan 54, 119 Abdullah Sayılgan 49, 63 Adem Önal ii, 53, 103 Adem Zengin 9, 42, 52, 165 Ahmet Erdem 49, 64 Ahmet Gültek 49, 51, 62, 65, 89, 187, 203 Ahmet Karadağ ii, 6,11 Ahmet M. Önal iv, 7, 10, 23, 46, 60, 178 Ahmet Özer 56, 137 Ahmet Özgür Saf 49, 66 Ahmet Sarı ii, 6, 13, 16, 50, 51, 73, 81, 85 Ahmet Üner 67, 49 Akın Akdağ 58, 161 Alexey A. Zezin 6, 15 Ali Çırpan 1, 4, 49, 51, 58, 82, 155, 156 Ali Delibaş 49, 68, 69 Ali Eren Atıcı 6, 12 Allan S. Hoffman 8, 35 Alper Biçer 6, 13, 16, 50, 51, 73, 81, 85 207 Amir Sepehrianazar Asad Geybi 6, 14, 49, 70 6, 14 Atilla Cihaner 7, 17 Aycan Günay 50, 75 Ayfer Yıldırım 49, 71 Aysel Demirci 49, 72 Ayşe Altıntaş iii, 6, 7, 13, 16, 26, 50, 51, 73, 81, 85, 86, 87 Ayşe Aytaç 50, 53, 55, 56, 60, 74, 10, 132, 136, 180 Ayşe Bakar Atıcı 6, 8, 15, 35 Ayşegül Şenocak iii, 6, 21 Ayşegül Uygun Öksüz iv, 57, 150 Banu Avcıoğlu Dündar 50, 79 Banu Hasgül 52,60, 92, 177 Bassem Sabagh 1 Başak Şanlı 56, 135 Behiye Öztürk 62, 198 Bekir Sarı 7, 8, 9, 24, 29, 37 Belkıs Bilgin Eran 7, 22, 54, 117 Belma Işık 51, 83 Berk Kazancı 50, 77 Berna Aydın 62, 204 Betül Karataş 10, 47, 49, 72 Betül Taşdelen 50, 76 Beyza Beyhan 50, 55, 77, 127 Buket Bezgin Carbas 60, 178 208 Burcu Sarı 50, 78 Burçin Altan 50, 79 Büşra Aksoy 50, 80 Cahit Bilgin iii, 6, 13,16, 50, 51, 73, 81, 85 Canan Onaç 57, 149 Canel Sinmez 59, 175 Caner Güngör 55, 127 Cansel Temiz 51, 82 Cansel Tuncer 7, 21 Cavit Uyanık 52, 93, 94 Cemil Alkan ii, iv, 6, 7, 13, 16, 26, 27, 50, 51, 58, 59, 61, 73, 81, 85, 86, 87, 158, 172, 173, 195 Cengiz Dündar 55, 127 Cengiz Soykan iv Cengiz Uzun 51, 83 Cenk Özşanlı 49, 65 Cevdet Kaynak 50, 78 Cumhur Kırılmış 52, 96 Çağatay Berkan Yalçın 51, 84 Çınar Kızıl iii, 6, 13, 16, 50, 51, 73, 81, 85 Çiğdem Çakırlar 60, 186 Değer Şen 54, 111 Demirhan Çıtak iii Deniz Doğan 59, 171 Derya Davarci 52, 94 Derya Kahraman Döğüşcü iii, 6, 13, 16, 50, 51, 58, 59, 73, 81, 85, 86, 87, 158, 173 209 Dhana Lakshmi 8, 30 Didem Balun Kayan 56, 141 Didem Ucan 51, 88 Dilek Aykız 51, 89 Dilek Cimen 52, 61, 95, 191 Dilek Odacı Demirkol 9, 40, 56, 140 Dilek Şolpan iv, 55, 131 Dursun Saraydın iv, 52, 55, 90, 123 E. Kumbiloğlu 60, 176 Ebru Aktaş 53, 103 Eda Bayar 49, 65 Efkan Çatıker 61, 189, 190 Elena V. Piletska 8, 30 Elif Köksal 52, 91 Elif Partal 9, 44 Emine Erdem ii Emine Gül Cansu-Ergün 7, 17 Emine Süra Kazmaz 52, 60, 98, 185 Emre Birhanlı 62, 203 Emre Çelikkol 7, 18 Enver Er 59, 167 Erdal Bayramlı 61, 62, 196, 199, 200 Erdem C. Uluışık 60, 83 Erdener Karadağ iv, 52, 53, 54, 58, 60, 62, 92, 105, 122, 177, 204 Erdinç Doğancı 49, 52, 56, 60, 67, 93, 94, 142, 186 210 Erhan Pişkin iv, 8, 32 Erol Sancaktar 8, 34 Esma Danış 60, 85 Esma Kılıcer 52, 95 Esra Barım 52, 96 Esra Eren 79, 72 Esra Koç ii Esra Özdemir 52, 97 Eyüp Özdemir iv Faruk Yılmaz 49, 52, 56, 60, 67, 93, 94, 142, 186 Fatih Biryan 52, 99, 100 Fatma Gedikli ii Fatma Gül Yeşilbayrak 53, 101 Fatma Kurşun 9, 19 Fatma Taşkoparan 54, 118 Fatma Yemişci 53, 102 Ferda Eser iii, 53, 103 Fethiye Göde 52, 91 Feyza Kıraç 7, 20 Filiz Karagöz 51, 83 Frieder Jaekle 58, 159 Fulya Ekiz Kanik 51, 88 Funda Çıtak 53, 104 Furkan Akyıldız 55, 123 Gamze Karslı Yılmaz 9, 38, 50, 53, 60, 74, 102, 180 211 Gizem Ergen 9, 44 Gökhan Koçak 7, 21, 58, 154 Gökhan Solmaz 7, 21 Gözde Çetin 53, 105 Gülay Zengin 56, 58, 137, 160 Gülben Torğut 53, 54, 106, 107, 112 Gülden Erol 59, 170, 171, 172 Gülen Oytun Akalın 53, 108 Gülşah Arslan 53, 62, 109, 202 Gülşah Ozan Aydın 53, 110 Gülşen Aksin 58, 160 Güralp Özkoç iv, 1, 5, 8, 28, 56, 61, 134, 135, 187 Gürcan Koman 50, 75 Gürkan Atınç Yılmaz 54, 11 Güzin Pıhtılı 53, 54, 106, 112, 113 H. Esra Oğuztürk 7, 23 H. Nursevin Öztop 55, 123 H.Korkmaz Alpoğuz 57, 149 Hacer Kazan 54, 114 Hacı Ökkeş Demir 53, 54, 101, 115 Hale Ocak 7, 22, 54, 117 Halil İbrahim Ünal iv, 8, 33, 54, 58, 118, 119, 159 Halime Paksoy 50, 55, 77, 127 Haluk Aydın 54, 121 Hande Ekren 54, 116 212 Hande Hayrabolulu 59, 165 Hanım Birgül 59, 168 Harun Nezih Türkçü 7, 22, 54, 117 Hasan Yüksel Güney 62, 200 Haşim Yılmaz ii, iv, 54, 118, 119 Hatice Kaplan Can 60, 183 Hatice Karaer 54, 120, 121 Hatice Ödemiş 54, 122 Hayal Bülbül Sönmez 9, 39, 53, 55, 59, 110, 124, 166 Hayati Sarı ii Hayrettin Gezegen iii Hayriye Korkmaz 56, 137 Hülya Akdeniz 62, 201 Hülya Kül Özen 56, 140 Hümeyra Şirin 8, 28 Hüseyin Akbaş iii Hüseyin Akşit iii Hüseyin Çiçek 58, 154 Hüseyin Esen 49, 63 Hüseyin Kara 56, 135 Hüseyin Zengin 56, 58, 137, 160 Hüsnü Yıldırım Erbil iv Hüsniye Melike Kayabaş 7, 24 İ. Ersin Serhatlı iv İdris Çakmak 61, 192, 193 213 İlhan Canpolat 50, 75 İlker Yatı 55, 59, 124, 166 İmren Özcan 55, 125, 126 İrem Erel Goktepe 7, 25 İsa Gökçe ii İsmail Bayraktar 58, 157 İsmet Kaya 1, 2, 54, 55, 120, 121, 128 Jale Filiz 56, 135 Jale Hacaloğlu 52, 97 Kadir Demirelli 52, 53, 54, 99, 100, 106, 107, 112, 113 Kadriye Özlem Saygı iii Kal Karim 8, 30 Kasım Aksoy 7, 8, 26, 27 Kemal Cellat 50, 55, 77, 127 Kevser Temizkan 2, 55, 128 Kıvanç Akkaş 58, 161 Kübra Şerife Yüksel 55, 129 Levent Önal 55, 130 Levent Toppare 51, 82, 88 M. Fatih Ergüney 9, 36 M.Büyükçolak 60, 176 Mahfuz Elmastaş ii Maryem Adalet 49, 70 Masoomeh Mehrnia 55, 131 Matin Yazdani Kohneshahri 51, 83 214 Mehlika Özdemir Alp 55, 56, 132, 136 Mehlika Pulat ii, 53, 108 Mehmet Atilla Taşdelen 9, 36 Mehmet Balcan iv Mehmet Coşkun 60, 179, 181, 182 Mehmet Çopuroğlu 55, 129 Mehmet Doğan 56, 62, 133, 199 Mehmet Hançer 51, 84 Mehmet Karakuş 9, 40, 57, 143 Mehmet Kodal 8, 28, 56, 134, 135 Mehmet Özdemir 55, 56, 132, 136 Mehmet Saçak iv Mehtap Demir 56, 137 Melek Bulut 56, 138 Melek Tezcan 58, 154 Meliha Burcu Gürdere ii Melike Çağlayan 8, 29 Melike Ekizoğlu 9, 45 Meltem Çelik 56, 139 Meral Karakışla Şahin ii Meral Özalp 9, 45 Merve Güzel 56, 140 Merve İlhan 56, 141 Merve Özçalıcı 9, 43, 44 Meryem Öztürk 49, 68, 69 215 Meshude Akbulut Söylemez 8, 30 Mesut Görür 52, 56, 93, 142 Metin Ak 9, 40, 56, 57, 140, 143 Metin H. Acar iv Metin Tülü 7, 22, 54, 117 Michael J. Whitcombe 8, 30 Mithat Çelebi 57, 144 Mohammadreza Ghaffarlou 57, 145 Mohammed Al-Jumaili 7, 17 Murat Aslan 52, 90 Murat Barsbay 9, 41, 57, 146 Murat Müdüroğlu 51, 84 Murat Şen iv, 55, 59, 129, 165 Murat Torun 55, 59, 131, 165 Murat Ünal 55, 127 Mustafa Ceylan iv Mustafa Değirmenci iv, 52, 57, 96, 147 Mustafa Ersöz iv Mustafa Şahin ii Muzaffer Can 59, 169, 170, 171 Müslüm Duğrun 53, 110 Müşerref Önal 56, 139 Naime Akbasoglu Unlu 49, 51, 58, 66, 82, 155 Nasrettin Genli 57, 147 Nazim Bektaş′i 8, 31 216 Necdet Seventekin 57, 148 Nefise Ayhan 57, 149 Nermin Orakdogen 61, 194 Neslihan Nohut Maşlakcı 57, 150 Nesrin Hasırcı iv Nesrin Okumuş Korkmaz 6, 11 Nihal Eser 56, 139 Nilay Akkuş Taş 59, 170 Nilay Demirkol Karahan 53, 108 Numan Eczacıoğlu 57, 151 Nur Benan Koçak 57, 152 Nuran Işıklan 7, 19, 54, 57, 61, 62, 114, 152, 188, 205 Nurettin Şahiner 52, 90 Nurettin Yaylı 1 Nusret Genç iii Oğuz Okay iv Okan Karahan 55, 127 Olgun Güven iv, 6, 7, 8, 9, 12, 15, 20, 30, 35, 41, 45, 57, 145, 146 Onur Balkan 57, 153 Onur Çetinkaya 58, 154 Osman Keskin 49, 67 Osman Nuri Aslan iii Oya Bal 55, 131 Ozan Erlik 58, 155 Ozge Azeri 58, 156 217 Ömer Barış Üzüm 53, 54, 58, 60, 62, 105, 116, 157, 177, 204 Ömer Faruk Ensari 58, 158 Ömer Işıldak ii Ömer Yunus Gümüş 58, 159 Özdemir Doğan 61, 196 Özer Kartal 58, 160 Özgür Doğan Uluözlü iii Özkan Şen iii Özlem Eğri ii, 8, 32 Özlem Erol 8, 33 Perihan Öztürk 58, 161 Perihan Yılmaz 58, 162 Petya K. Ivanova-Mitseva 8, 30 Pınar Akkaş Kavaklı 6, 12 Pınar Demir 58, 59, 163, 164 Pınar Taşkın 59, 165 Rabia Tokatlı 9, 44 Rahim Dönmez 59, 166 Ramazan Coşkun 59, 167, 168 Ramazan Erenler ii Recep Taş iii, 59, 169, 170, 171 Ruhan Altun Anayurt iii, 59, 172 Rukiye Ayrancı 56, 57, 140, 143 Saadet Doğu 7, 18 Said Ateş iii, 59, 173 218 Sait Eren San 60, 186 Satılmış Basan iv, 8, 34, 59, 174, 175 Sedat Çetin 62, 198 Seha Tirkeş 7, 23 Selda Sezer 49, 65 Selin Portakal 56, 134 Sema Vural 51, 89 Semiha Duygu Sütekin 8, 35 Semiha Kundakcı 53, 58, 60, 62, 105, 157, 177, 204 Sennur Alay Aksoy 59, 172 Serap Eken 10, 46, 60, 178 Serap Özay 9, 36 Sergey A. Piletsky 8, 30 Serife O. Hacioglu 51, 55, 58, 82, 156 Serpil Eşsiz 7, 9, 24, 37 Serpil Yılmaz 60, 179 Sertan Yeşil 9, 38, 53, 60, 102, 180 Serzen İlboğa 60, 181, 182 Sevil Bektaş′i 8, 31 Sevilay Sarıtaş 9, 37 Sevki Can Cevher 49, 51, 58, 66, 82, 156 Seyhan Ulusoy 57, 150 Shahed Parvizikhosroshahi 60, 183 Simge Can 9, 38 Sinan Eğri iii, 57, 151 219 Soner Kızıl 9, 39 Suat Kahya 60, 184 Suna Uçan 1 Sülbiye Başkut 50, 80 Süleyman Köytepe 50, 52, 55, 58, 60, 80, 98, 125, 126, 162, 185 Sümeyra Bayır 60, 186 Sümeyra Demir 58, 160 Şaban Murat Unlu 56, 133 Şebnem Kemaloğlu Doğan 61, 187 Şengül Aslan Korkmaz 6,11 Şengül Dilem Doğan 56, 133 Şeyda Çabuk 8, 33 Şeyma Özkan 58, 159 Şeyma Tokmak 61, 188 Tahsin Filik 61, 189, 190 Talya Tuğana Kurşun 61, 191 Taner Çelik 61, 192, 193 Tayyibe Çelik 61, 194 Teoman Tinçer ii, iv, 52, 54, 62, 97, 111, 201 Tuğba Güngör Ertuğral 61, 195 Tuğba Kaya Deniz 61, 196 Tuğba Soğancı 9, 40, 56, 57, 140, 143 Tuğçe Ovalıoğlu 9, 41 Tuğçe Yüce 62, 197 Tuncer Çaykara iv, 9, 42, 52, 61, 95, 191 220 Turgay Seçkin iv, 49, 50, 51, 55, 58, 60, 62, 65, 80, 89, 125, 126, 162, 185, 197, 203 Turgay Yılmaz 50, 75 Ufuk Abacı 62, 200 Ufuk Yıldız 9, 45, 49, 64 Uğur Adnan Sevil 9, 43, 44 Uğur Soykan 62, 198 Uğur Tamer 9, 42 Ulvi Ulusoy 62, 206 Ülkü Yılmazer 57, 153 Ümit İşçi 56, 142 Ümit Tayfun 62, 199, 200 Ümmihan T. Yılmaz 54, 118, 119 Veli Deniz iv, 55, 56, 132, 136 Vildan Sanduvaç 10, 46 Vladimir I. Feldman 6, 15 Vural Bütün iv, 7, 21, 25, 53, 104 Yağmur Tezcan 55, 124 Yakup Budak ii Yasemin Bulut 49, 71 Yasemin Durmuş 62, 201 Yasemin Gündoğdu Ceylan 53, 62, 109, 202 Yasin Kanbur 62, 200 Yekta Karaduman 55, 130 Yeliz Konuklu 55, 127 Yeliz Özsoylu 62, 203 221 Yeşim Müezzinoğlu 51, 87 Yeşim Yay 59, 174 Yunus Emre Özkara 10, 47, 49, 72 Yunus Karataş iv, 10, 47, 48, 49, 51, 72, 88 Yusuf Menceoğlu iv Yusuf Mert iii, 51, 85 Yüksel Sarıkaya 56, 139 Zafer Ömer Özdemir 57, 144 Zakir M. O. Rzayev 8, 32 Zehra Deniz Kasim 62, 204 Zekeriya Taner Kaya 54, 11 Zeynep Altınışık 62, 205 Zeynep Güntepe 9, 43 Zeynep Mine Şenol 62, 206 Zeynep Yurtkuran Çeterez 50, 79 222
© Copyright 2024 Paperzz