sayı 130/2014 130/2014 sayı TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ tarafından iki ayda bir yayınlanır. BETONARME ŞUBEMİZİN YAPILAR 44. DÖNEM OLAĞAN SEMİNERİ GENEL KURULU ‹MO ‹stanbul fiubesi Ad›na ‹mtiyaz Sahibi Cemal GÖKÇE Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Rezan BULUT Yay›n Kurulu Cemal GÖKÇE Mete AKALIN Nusret SUNA Rezan BULUT Habip CANB‹LEN Mehmet KARATAfi Funda KILINÇ SUVAKÇI TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 44. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU Bask› Öncesi Haz›rl›k ODA Ajans Graf Graf ik ik Tasar›m Tasar›m ve ve Uygulama Nur AYMAN ÇAKMAK Bask› ve Cilt ALTAN Matbaac›l›k 100. Y›l Mah. Matbaac›lar Sitesi No: 222/A Bağc›lar-‹stanbul Yay›n Türü: Yerel Yay›n Koflullar› Yaz›larda Ad›, Soyad›, Tarih ve ‹mza bulunmal›d›r. Yay›nlanan yaz›lardan dolay› doğabilecek her türlü sorumluluk yaz› sahibine aittir. Gönderilen yaz›lar› yay›nlay›p yay›nlamama, daha sonra yay›nlama ya da özü kaybettirmeden k›saltmak yay›n kurulunun yetkisindedir. Yay›nlanmayan ya da daha sonra yay›nlanan yaz›lar için yaz› sahibi herhangi bir hak talep edemez. Kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz. Yönetim Yeri Adres: Kemankefl Mah. Mumhane Cad. No:21 Karaköy - ‹stanbul Tel: (0212) 293 20 00 pbx Faks: (0212) 232 09 12 e-posta: [email protected] web: http://istanbul.imo.org.tr http://www.facebook.com/imoistanbulsube http://twitter.com/imoistanbulsube http://www.youtube.com/user/imoistanbulsube 1BAfiYAZI / Mesleki ve İnsani Konulardaki Dayanışmanız, Katılımınız ve Katkınız İçin Şimdiden Teşekkür Ediyoruz. Cemal GÖKÇE /....................................................................... 12 1BAfiYAZI Daha ‹yi Bir Mühendislik Hizmeti ‹çin, Birlik ve Dayan›flma ‹çinde Geleceğini 1ŞUBEMİZİN 44.Mesleğimizin DÖNEM OLAĞAN GENELKurgulamaya KURULU VE Devam Edeceğiz Cemal GÖKÇE ........................................................ 10 SEÇİMLERİ .........................................................................14 1TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İSTANBUL ŞUBESİ 1BASIN TOPLANTISI / 17 Ağustos ODASI 1999 Depreminin 44. DÖNEM YÖNETİM ÜYELERİ “Ölümün ..................................18 Y›l Dönümünde Bir KezKURULU Daha Soruyoruz: ve Unutuflun Kolay Ülkesi” Olmaya Devam Edecek Miyiz? .............................. 12 1BASIN AÇIKLAMASI / Yerel Yönetimler Seçimi mi? Geleceğimizin Seçimi mi? ..................................................... 21 1fiUBEM‹ZDEN ................................................................. 29 1TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 44. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU ......................................................24 1SONUÇ BİLDİRGESİ / Kıyı ve Deniz Çalıştayı ........................ 27 1SONUÇ BİLDİRGESİ / TMMOB 3. İstanbul Kent Sempozyumu ... 30 1TEBLİĞ / 2014 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri ................. 34 1fiUBEM‹ZDEN ................................................................ 36 1KÜLTÜR-SANAT / Funda KILINÇ SUVAKÇI ............................. 48 fiubemizin iki ayda bir yay›nlam›fl olduğu ‹stanbul Bülten’den üyelerimiz d›fl›nda faydalanmak isteyen kifli, kurum ve kurulufllar için abonelik bafllat›lm›flt›r. Dergimizin y›ll›k abonelik ücreti (3 say›) 25 TL’dir. Ayr›nt›l› bilgi için 0212 219 99 62-63’ü arayabilirsiniz. 11 başyazı başyazı MESLEKİ VE İNSANİ KONULARDAKİ DAYANIŞMANIZ, KATILIMINIZ VE KATKINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDİYORUZ ................................................... Cemal GÖKÇE D İMO İstanbul Şube Başkanı eğerli Meslektaşlarım, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin Genel kurulu 15 Şubat 2014 tarihinde, Şubemizi iki yıl yönetecek olan yönetim kurulunu belirleyen Seçimler ise 16 Şubat 2014 Pazar günü yapıldı. Farklı listelerin yarıştığı seçimleri Çağdaş İnşaat Mühendisleri kazanarak Şubemizi iki yıl yönetme hakkına sahip oldu. Bilinmesi gerekir ki, bugüne kadar sürdürdüğümüz kavrayıcı ve kapsayıcı olma anlayışı bundan sonra da devam edecektir. Genel kurulumuza ve Seçimlere katılan tüm meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bugün kentlerimiz, özellikle de büyük kentlerimiz başta İstanbul olmak üzere yaşanamaz bir hale gelmiştir. Geçmişten günümüze kadar kentleşme için gerekli olan araçları ve hizmet sunumlarını gerçekleştirmek, öncelikle kentsel arazilerin sahipleri planlama ve planların uygulanmaları evrelerinde büyük ölçüde söz sahibi olmuşlardır. Bu anlayış nedeniyle kentlerimiz, kentsel ihtiyaçların belirlenmesi doğrultusunda değil de, daha fazla kentsel araziyi elinde tutanların taleplerine göre şekillendirilmiştir. Bugün ise inşaat sektörünün sürüklediği “arsa benden, para senden” dönemi acımasız bir şekilde sürdürülerek, kentimizin tarihi ve doğal güzellikleri yok edilmiş, daha da yok edilmektedir. Kentsel arsa üretmek adına daha çok hazineye ait boş alanlar veya daha az yapılaşmış olan yerlere çok yüksek yoğunluklar verilerek sosyal amacı olmayan, kişi ve grup çıkarını önde tutan uygulamalar İstanbul’u yeni afetlere çok daha açık bir hale getirmiştir. Bir taraftan boş alanlara yüksek yoğunluklar verilerek akıl ve bilim dışı yapılaşmanın önü açılırken, diğer yandan var olan yapıları yenilemek ve deprem güvenlikli yapılar oluşturmak adına YIK-YAP anlayışıyla hareket edilmektedir. Bir kentin tüm yaşam alanlarını yok sayarak uygulamalar sadece mekânsal ölçekte ele alınamaz. Sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel koşulların, kamu yararı öncelikli, insan odaklı olarak bütünlüklü bir planlamaya göre düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bugüne kadar neredeyse tırnaklarla kazılarak yaratılan kazanımların ve değerler sisteminin ayaklar altına alınmış olmasının sıkıntısı yaşanıyor. Yapılan köprülerle, duble yollarla bir ülkenin sistemi özünde değişmiyor. “Yaratılan dış düşmanların yanında” ülkemizin içinde de yeni düşmanlar yaratılabiliyor. Bir yandan giderek dünyadan yalıtılan bir devlet olma yolunda ilerlerken, diğer yandan da her geçen gün biraz daha etkisizleştirilen kurumların yokla-var arasındaki varlığı oldukça rahatsız edici bir hal alıyor. Değerli Meslektaşlarım, Bugün ülkemizde, iktidar ve iktidara bağlı yönetimlerin sürdürdüğü baskılar karşısında, “doğru olanları veya doğru bilinenleri” söyleyebilecek kurum ve kuruluş sayısı yok denecek kadar azalmıştır. Medya uzunca bir süredir tek taraflı yayın yapmayı sürdürüyor. “Alo Fatih” hatları sıradan bir olay haline gelmiş; muhalefet partilerinin konuşmaları verilmediği gibi, televizyonların alt yazı olarak geçtiği konulara bile müdahale edilerek televizyonlardan kaldırtılabiliyor. İnşaat Mühendisleri Odası, bağlı şubeleri ve İstanbul Şubesi’nin Deprem, Ulaşım, Kentsel Dönüşüm, Mühendislik, İmar ve benzeri konulara ilişkin yapmış olduğu açıklamalar sürekli olarak sansür ediliyor. HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLERE ULAŞMA VE ÖĞRENME HAKLARI ENGELLENİYOR. YANLIŞ BİLGİLER TEK TARAFLI, SÜREKLİ OLARAK DOĞRUYMUŞ GİBİ POMPALANIYOR. İhalelere fesat karıştırılıyor, açıklık ve saydamlık yok ediliyor. Kamu İhale Yasası görülen lüzum(!) üzerine 11 yıl içinde 26 kez değiştiriliyor. TOKİ başta olmak üzere birçok kurumun uygulamaları Sayıştay denetiminin dışına çıkarılıyor. Kamuya ait kaynakların haksızca kullandırıldığı müteahhitlerden yandaş medya oluşturmak için para transferi yapılıyor. Gazete patronları fırçalanıyor, yapılan ihalelerin iptal edilmesi için yol gösteriliyor. Yol gösterilenlere ihaleler veriliyor. Evlerde biriktirilen dolar ve avroların nerelere nasıl transfer edildiği veya edileceği basına yansıyor. Hukuk ve adalet, siyasetin dar kalıpları arasına sıkıştırılarak siyasallaştırılıyor, evrensel hukuk ilkelerinden uzaklaşılıyor. Bu koşullar altında İMO İstanbul Şubesi’nin ve diğer meslek odalarının, kentsel rantların yandaşlara haksız * Bu yazı Şubemizin Genel Kurulu sonrası basına ve üyelerimize gönderilen bir açıklamadır. 12 sayı 130/2014 başyazı ve hukuksuz bir şekilde aktarılmasına karşı yürütmüş olduğu çalışmalardan da bir sonuç alınması giderek imkansızlaşıyor. HSYK ile ilgili yasanın birçok maddesinin Anayasaya aykırı olabileceği Cumhurbaşkanı Sayın Gül tarafından ifade edilmesine rağmen, TBMM’ne iade edilmeyerek onaylanıyor. Odamızın sınırlı olan yetkileri bile ortadan kaldırılarak daha da etkisizleştirilmeye çalışılıyor. Kentsel arazilerin, kent yağmacılarına engelsiz teslim edilmesini sağlamak için Mühendislik ve Mimarlık hizmetleri bir formaliteye ve imzacılığa dönüştürülerek hizmet alanlarımız daraltılıp yok ediliyor. Değerli Meslektaşlarım, Bugünlerde yayınlanan görüntülü ve görüntüsüz kasetlerdeki iddialar, ülkemizin ve kentimizin nasıl yönetildiğini, aynı zamanda nasıl soyulduğunu da açıkça ortaya koyuyor. RÜŞVETİN, YOLSUZLUĞUN ve HUKUKSUZLUĞUN nasıl sıradanlaştırıldığı; iki yıl önce yapılan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetimini belirleyen seçimlerde, bugün ismi çok duyulan müteahhitlerin kimleri neden desteklemiş olduklarını anlamayanlar için de durum, daha da anlaşılır bir hale geliyor. Sadece bu müteahhitlerin değil, yerel ve merkezi idarelerin ‘destek’ tutumlarının nedenlerini görmeyen ve anlamayanlar için de durum giderek daha da anlaşılabilir bir hale geliyor. Artık saklanan ‘mızrak çuvala’ sığmıyor. Dünden bu yana altı sürekli olarak çizilen HAKSIZLIK, YOLSUZLUK, HUKUKSUZLUK ve alındığı iddia edilen RÜŞVETLER de giderek bir iddia olmaktan çıkıyor. Tüm bu ve benzeri olaylarla birlikte mühendis emeği giderek daha fazla sömürüldüğü gibi, Odamız da vesayet altına sokulmaya çalışılıyor. Bugüne kadar uygulanan tüm baskı ve ötekileştirmelere rağmen yeni seçilen Şube yönetim kurulumuz; bilimden, akıldan, özgürlükten, eşitlikten, dayanışmadan, insan ve mühendis emeğine sahip çıkmaktan yana olan tutumunu sürdürmeye devam edecektir. Haksızlık, yolsuzluk, rüşvet ve hukuksuzluklara karşı olan tutumumuzun bu dönemde de sürdürüleceğinin bilinmesini isteriz. Şube yönetim kurulumuz iki yılı kapsayacak olan bu çalışma döneminde de; mesleki dayanışmayı önemseyecek, insanı değil, konuyu ve sorunları tartışacaktır. Hukuk ve adalete ihtiyaç duymayanların da birgün Hukuk ve Adalete ihtiyaçları olacağı unutulmayacak, kavrayıcı ve kapsayıcı olma anlayışıyla çalışmalarımız sürdürülecektir. Bugüne kadar olduğu gibi bu Genel kurul ve Seçimler sırasında da meslektaşlarımızın bize göstermiş olduğu ilgiye, vermiş oldukları desteğe ve katkıya çok teşekkür ediyoruz. 15-16 Şubat 2014 tarihinde yapılan Genel Kurulumuza katılan meslektaşlarımıza, yine Şube yönetim kurulunu belirleyen Seçimlere katılarak bize oy veren veya oy vermeyen tüm meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Sonuç Olarak; • Mesleğimizi itibarsızlaştıranlara ve kent topraklarını kendi çıkarları için kullananlara karşı olan tutumumuzu sürdüreceğiz. • Popülist ve çıkara dayalı politikalar sürdürenlere karşı, ülke ve kent gerçeği ile örtüşen politikaları sürdürenlerle birlikte olacağız. • İnşaat Mühendisliği eğitimini sadece bir “diploma almak” olarak görenlere karşı durup, nitelikli bir inşaat mühendisliği eğitiminin tercih edilmesini sürekli olarak talep edenlerle birlikteliğimizi sürdüreceğiz. • Mesleğimizin etik kurallarını evrensel boyutta geliştirerek özenle uygulayıp bu anlayışta olanlarla işbirliği içinde olacağız. • Çevremizi katleden ve bunların ekonomik, sosyal ve toplumsal etkilerini dikkate almadan yapılan “rant”projelerine karşı olan tutumumuzu her koşulda sürdüreceğiz. • 3.Köprü, 3.Havaalanı, iki yakaya iki kent, içinden otomobillerin geçeceği Tüp Tünel ve Kanal gibi projelerin neden yapılmaması gerektiğini anlatmaya devam edeceğiz. • İstanbul’un göç olan bir kent olmasının durdurulabileceğini, Anadolu’da başka çekim merkezlerinin oluşturulabileceğini anlatmayı sürdüreceğiz. • Otomobile ve bireysel ulaşıma dayalı bir ulaşım sistemi yerine, toplu taşıma sisteminin geliştirilmesi gerektiğini anlatacağız. • Metro ve diğer raylı sistemlerin geliştirilmesini, Metro, hafif metro, tramvay, tercihli otobüs yolu ve deniz yolu ulaşımı arasındaki geçişlerin kolaylaştırılmasına sürekli olarak vurgu yapacağız. • Kentimizi depreme hazırlamanın ve Kentsel Dönüşüm konusunun aynı zamanda sürdürülebilir, evrensel düzeyde kentsel yaşamın alt yapısını oluşturup, sosyal, toplumsal, ekonomik, hukuksal ve teknik boyutlarıyla ele alınması gereken ve bu uygulamanın zor olmayan bir çalışmayı gerektirdiğini anlatmaya devam edeceğiz. • Bugün uygulanmakta olan Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının, İstanbul’u beş afetle karşı karşıya bırakacağını anlatmayı sürdüreceğiz, anlamak isteyenlere destek olacağız. • Mesleğimiz, kentimiz ve ülkemizle ilgili olarak söyleşi, panel, sempozyum, kongre ve konferanslar düzenlemeyi sürdüreceğiz. Meslekiçi eğitim seminerlerine ve kurslarına yine önem vererek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Mesleki ve insani konulardaki dayanışmanız, katılımınız ve katkınız için şimdiden teşekkür ediyoruz. sayı 130/2014 13 44. dönem olağan genel kurulu ŞUBEMİZİN 44. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU ve SEÇİMLERİ YAPILDI 15-16 Şubat 2014 ................................................... Şubemizin 44. Dönem Olağan Genel Kurulu 15 Şubat 2014 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda yapıldı. 43. Dönem Şube Yönetim Kurulu Başkanı Cemal GÖKÇE tarafından açılan genel kurulda Divan Başkanlığı’na H. Ülkü ÖZER, Divan başkan yardımcılıklarına Faruk BULUBAY ve Mehmet Habip CANBİLEN, yazmanlıklara ise Songül AKTAŞ ve Emine Evrim GÜLEY seçildi. Genel Kurulda “Yönetim Kurulu Başkanı Konuşması” bölümünde konuşma yapan Cemal GÖKÇE (İMO İstanbul Şubesi 43. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı); iki yıllık süreçte, mesleğimiz, Odamız, kentimiz ve ülkemizin sorunlarının giderilmesine ilişkin mevcut sorunların çözülmesi yerine yeni sorunlar eklendiğine işaret ederek konuşmasına başladı. Dünyada birçok ülkede meslek odalarının yetkilerinin daha da arttırıldığına değinen GÖKÇE, ülkemizde meslek odalarına ve meslek insanlarına büyük sorumluluklar yüklenirken aynı zamanda, odaların var olan yetkileri bile ortadan kaldırılarak, 14 sayı 130/2014 yeni bir vesayet altına alma rejimi oluşturulmaya çalışıldığına işaret ederek, “Gece yarısı operasyonlarıyla hayatın olağan bir akışı haline gelen torba yasalarla, mühendislik mimarlık alanı yeniden düzenlenmeye çalışıldı. Mühendislik ve mimarlık hizmetleri bir formaliteye imzacılığa dönüştürülerek, hizmet alanlarımız daha da daraltıldı. 17 Aralık tarihi ülkemiz açısından buzdağının görünen yüzü bile olmayan önemli bir gün olarak tarihe yazıldı. Mesleğimiz bakımından da önemli bir gündür 17 Aralık 2013 tarihi. Resmi Gazete’de bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı bu tarihte. Odamızın da içinde bulunduğu, 11 odanın idari ve mali açıdan denetlenmesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapacak. Oysa mühendis ve mimar odaları, devlet tüzel kişiliği içinde olmayıp, ayrı tüzel kişiliği olan, yerinden hizmet üreten kuruluşlardır. Meslek alanımız, yalnızca meslek alanlarının söz ve karar sahibi oldukları, denetim mekanizmalarının da kendilerinin oluşturduğu demokratik bir yapı içerisinde düzenlenmekte ve yürütülmektedir. Bu nedenle meslek kuruluşları devletten mali ve idari olarak da tamamen bağımsız özerk kuruluşlardır. Ayrıca meslek örgütlerinin almış oldukları tüm kararlar, yapmış oldukları tüm çalışmalar ve uygulamalar da, her zaman yargı denetimine açıktır. Bizim ülkemizde meslek örgütleri vesayet altına alınırken, dahil olmaya çalıştığımız Avrupa ülkelerinde, meslek örgütleri devletten mali ve idari olarak bağımsızdırlar.” dedi. “İstanbul İstanbul’dan değil, merkezden Ankara’dan yönetilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanı istifa ederken, savcıların soruşturmuş olduğu imar planlarıyla ilgili olarak verilen kararların çoğunun Başbakanın isteğiyle yapılmış olduğunu da herkesin gözü önünde ifade etmiştir. Bugün ülkemizde basın özgürlüğü yoktur değerli meslektaşlarım. Mesleğimizle, kentimizle, ülkemizle ilgili imar hareketleriyle ilgili, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularıyla ilgili, kadınların yönetim kademelerinde daha fazla bulunmalarıyla ilgili 44. dönem olağan genel kurulu genel olarak tek taraflı bilgiler verilmektedir medyada. Basın özgürlüğünün olmadığı, doğal kaynakların kontrolsüz ve bir zenginleşme aracı olarak kullanıldığı ülkelerde, yolsuzluk ve rüşvet olayları da oldukça fazla olur. Çünkü denetim yoktur, tartışma yoktur, susma vardır, sopa gösterme vardır. Bu kapsamda yapılan araştırmalara baktığımızda, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 2002 yılında 100. sıralarda iken, bugün 154. sıralara kadar düşmüştür. Gezi olayları öncesine göre dünya demokrasi indeksine baktığımızda 80’li sıralarda bulunan Türkiye’nin yeri, bugün çok daha gerilere düşmüştür.” diyen GÖKÇE, demokrasinin, insan haklarının, katılımcılığın ve hukukun evrensel kurallarının yeterli ölçüde gelişkin olmadığı ülkelerde ve ülkemizde, yeni bir değişim ve dönüşüme ihtiyaç olduğunun altını çizerek; kentsel planlama konusuna değindi. Her boş görülen alanın yapılaşmaya açılmasının, yerel yönetimlerin devre dışı bırakılarak merkezin yereli yönetmesi, TOKİ’nin sınırsız bir güç olarak istediği her şeyi yapabilir bir güce ulaşması, kentli halkın ve uygulamalara itiraz edenlerin birer eşya gibi görülerek dikkate alınmaması gibi nedenlerin yaşam alanlarını daralttığına değindi. GÖKÇE konuşmasını, “Değerli meslektaşlarım son olarak, çevre sorunlarının evrenselliğinden yola çıkılarak, herkesin çevreyi koruması, geliştirmesi ve çevre kirliliğini önemsemesi gibi bir görevi vardır. Bu görev aynı zamanda devlete de ait bir görevdir. Yatırım kararlarının herkese ait olan çevresel varlıklar aleyhine bazı kişi ve grupların çıkarları doğrultusunda kullanılmasının engellenmesi gerekmektedir. Gezi parkı muhalefeti, kişi ve grup çıkarının, Konuk konuşmacılar bölümünde konuşmacı olarak Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeki ASLAN ve İKK Sekreteri Süleyman SOLMAZ yer aldı. toplum ve kent yararına dönük olarak kullanılmasını amaçlayan bir hareket olarak ortaya çıkmıştır; karşı bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Gezi parkı olayları bir sonuçtur. Bundan sonra ülkemizin ve dünyanın sosyal, toplumsal ve çevresel olaylarına bakılırken, daha önceki bir yazımda geziden önce ve geziden sonra değerlendirmesinin yapılarak, tarihe önemli bir notun düşüldüğünü ifade etmiştim. Bugün ise değerli meslektaşlarım, 17 Aralık’tan önce ve 17 Aralık’tan sonra diye yeni bir Türkiye var diyorum, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Teşekkür ediyorum.” diyerek bitirdi. Gündem maddesi gereği İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ’in genel kurula yönelik mesajı okundu. Meslek örgütünün ve meslek alanının zorlu günler öncesinde bulunduğuna işaret edilen mesajda, genel kurulda, antidemokratik yasa ve yönetmeliklerle kuşatılan, üye ilişkisi koparılmak istenen, ekonomik gücü zayıflatılan Odanın önünü açacak değerlendirme ve öneriler temennisiyle, seçimlere yönelik “Bu bir hizmet yarışıysa, görev dönemi sona eren arkadaşlara teşekkür etmek, oda tarihine sahip çıkmak anlamı taşımakta, yeni görev alacaklara başarı dilemek ise, umutlu yanımızı ifade etmektedir.” şeklinde dile getirildi. Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeki ASLAN, Çevre Mühendisleri Odası’nın başvurusuyla üçüncü havayolunun inşaatının yürütmesini durdurma kararını alan yargının hemen akabinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Ekolojik dengelerinin bozulmayacağına kefilim” sözünü eleştirdiği konuşmasında, “TMMOB kültürü bizde ortak dili, ortak mücadeleyi, ortak çalışma anlayışını, ortak çalışma ilkelerini önümüze koymuştur. Bizi diri tutan, canlı tutan, güçlü tutan, bu çalışma anlayışımızdır. Ülkesine, doğasına, deresine, hayatın her alanında mühendislerin bu ülkenin kaynaklarını, bu ülkenin insanlarına insan gibi yaşayabileceği bir gelecek açısından mühendis ve mimarların en temel çalışma ilkeleri, ülkenin kaynaklarını ülkenin insanları doğrultusunda planlamaktır. İşte bu kültür ki, bu ilkedir ki, bizleri yan yana tutan, diri tutan, canlı tutandır. İşte bu örgütlülük var ki, gücünü üyesinden alan bu TMMOB örgütlülüğü, hayatın her alanında olduğu gibi, gezide de bu TMMOB örgütlülüğü bu sürecin içindedir, içinde olmuştur.” dedi. sayı 130/2014 15 44. dönem olağan genel kurulu TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Süleyman SOLMAZ ise konuşmasına “‘TMMOB niye var?’ sorusuna; TMMOB’nin yasal mevzuatındaki bir tanımlamayla cevap vermek gerekir öncelikle.” diyerek başladı. “Gerek Anayasanın 135. maddesi, gerekse 6235 sayılı TMMOB Kanunu gereğince, mesleğin ve meslek mensuplarının kamu yararı doğrultusunda gelişimi, birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenin hâkim kılınması, amaçları doğrultusunda mesleğin doğru uygulanmasının sağlanması, mimarlık mühendislik meslek alanlarındaki hizmetlerde kamunun can ve mal güvenliğinin sağlanması ve korunmasına yönelik denetim ve gözetimlerde bulunulması, hizmetin mimar ve mühendis tarafından yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, haksız rekabetin önlenmesi gibi tanımlanabilir. Eğer ‘TMMOB niye var?’ diyorsak, bu tanımlamadan yola çıkmalıyız.” diyen SOLMAZ, TMMOB tarafından hazırlanan bir çok yönetmeliğin mühendislikmimarlık alanında olduğu gibi kent üzerinde önemli etkileri olduğuna işaret etti. Çalışma Raporunun okunması ve değerlendirilmesi gündeminde, 43. Dönem Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Temel PİRLİ ve Şube Sekreteri Rezan BULUT tarafından 43. Dönem Çalışma Raporu özetlenerek sunuldu. 16 sayı 130/2014 Çalışma Raporunun değerlendirilmesi bölümünde Meslekte Birlik İMO’da Değişim Grubunun Başkan Adayı, Ömer Faruk KÜLTÜR bir konuşma yaptı. “Bizler mühendisiz. Demin açış konuşmasında Cemal GÖKÇE konuştu. Ben onların çoğuna da katılıyorum. Şimdi mesleki sorunlarla ilgili düşüncelerimi söyleyeceğim. Bizim birleştiğimiz konular var, birleşmediğimiz konular da var elbette. Ama biz öyle bir usul geliştirmeliyiz ki, bir masa etrafında mühendis isek, aynı eğitimi almış isek, çözüm çok çok birbirinden farklı olmamalı. Tabii ki farklı olabilir, bir problemin değişik çözümleri olabilir, ama bir noktada birleşebilmeliyiz.” diyen KÜLTÜR, mühendislik fakültelerinden mezun olan mühendislerin sayısına dikkat çekerek, bu durumun kaliteyi düşürdüğüne dikkat çekti. senedir gelen bir gelenek üzerine, Meslekte Birlik adına beni başkan adaylığına uygun gören değerli büyüklerime de öncelikle teşekkür ediyorum. Fakat şöyle bir yaklaşımım da var, bunları kendilerine de sıkça izah ettim. Ben çağdaş grup adına seçime girecek olan arkadaşlara ciddi anlamda başarılar dilesem de, onlardan bir ricam var. Meslek hayatımda inşaat sektöründe ben de yeni yeni işadamı olma yolunda ilerliyorum.” diyerek başladığı konuşmasında, mühendislerin siyasilerin koltuğun altına girmemesi gerektiğine işaret etti. Meslekte Birlik Başkan Adayı Çağlar KARAMANLI, “Ben Meslekte Birlik Grubu adına başkan adaylığımı koydum. 40 Çalışma Raporunun değerlendirilmesi kısmında söz alan üyeler (Serdar HARP, Servet BİNGÖL, Fatih GÜNDOĞAN, KARAMANLI, “Yarınki oylama için kesinlikle düşünecek bir şey yoktur, başkan adayınız Çağlar Karamanlı olsun. İnanılmaz derecede bir başarı yakalayacağımıza söz veriyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 44. dönem olağan genel kurulu Oktay GÜLAĞACI, Abdülselam SUVAKÇI, Bahtiyar ÇETİNBAŞ, Barış ÖNAL, Fani AYDOĞAN, Ali KOCAER, Mustafa Kemal OYMAN, Cemal AKÇA, Mustafa SÖZER, Musa AYDINLI, Mahmut GENCER) değerlendirmelerini yaptılar. Cemal GÖKÇE (İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı) tarafından değerlendirmelere yanıt vermek üzere yapmış olduğu konuşmasından sonra “dilek ve temenniler” bölümünde Ömer FENCİOĞLU söz alarak mesleğimizle ilgili dilek ve temennilerini dile getirdi. TEŞEKKÜR 15-16 Şubat 2014 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz 44. Dönem Olağan Genel Kurulumuza çiçek yollayan, telgraf çeken, mesaj gönderen ve bizzat katılan kişi, kurum ve kuruluşlara; seçimlere gelerek oy kullanan tüm meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız. İMO İstanbul Şubesi 44. Dönem Yönetim Kurulu SEÇİMLER İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 44. Dönem Olağan Genel Kurulu çerçevesinde yapılan seçimler 16 Şubat 2014 tarihinde Şişli Karagözyan İlköğretim Okulu’nda yapıldı. Seçimlere Çağdaş İnşaat Mühendisleri, Meslekte Birlik İMO’da Değişim ve Meslekte Birlik grubu katıldı. Seçimde Çağdaş İnşaat Mühendisleri 3185 oy alırken, Meslekte Birlik İMO’da Değişim 1642 ve Meslekte Birlik 203 oy aldı. 44. DÖNEM YÖNETİM KURULUMUZ GÖREV DAĞILIMINI YAPTI TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin 15-16 Şubat 2014 tarihlerinde yapılan 44. Dönem Olağan Genel Kurulu ve Seçimleri sonucunda seçilen yönetim kurulumuz 25.02.2014 tarihli toplantısında görev dağılımını aşağıdaki şekilde yapmıştır. Başkan : Cemal GÖKÇE Sekreter Üye : Murat Serdar KIRÇIL Sayman Üye : Nusret SUNA Üye : Üye : Üye : Üye : İsmail UZUNOĞLU Cüneyt ESKİMUMCU Sadık DUMAN Baykal HANCIOĞLU sayı 130/2014 17 imo ist. şb. yön. kur. üyelerimiz TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ 44. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÜYELERİ ................................................... u ASIL ÜYELER CEMAL GÖKÇE - Başkan Ağrı’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ağrı’da tamamladı. Liseden sonra öğretmen okulunu bitirdi. Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’nden inşaat mühendisi olarak mezun oldu. İlk, orta ve liselerde öğretmenlik yaptı. 9. Milli Eğitim Şurası çalışmalarına şura üyesi olarak katıldı. İstanbul Bayındırlık Müdürlüğü’nde kontrol mühendisi ve grup baş mühendisi olarak çalıştı. 1981 yılından bu yana serbest olarak çalışmakta olan GÖKÇE, kamu ve özel kurumlarda çalışan mühendislerin sorunları; şantiye şefliği ve şantiye sorunları, keşif, hakediş ve kesin hesap düzenlenmesi, inşaat maliyetleri ve benzeri konularda çeşitli çalışmalarda bulundu. Meslekle ilgili olarak düzenlenen seminer ve kurslarda eğitmen olarak görev yapmakta olup, ayrıca Türkiye Deprem Vakfı’nın yönetim kurulu üyeliği görevini de sürdürmektedir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından düzenlenen “Deprem Şurası” ve “Kentleşme Şurası” çalışmalarına İnşaat Mühendisleri Odası adına katılmıştır. Evli ve bir kız çocuk babasıdır. DOÇ. DR. MURAT SERDAR KIRÇIL - Sekreter Üye 1994 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1995 yılında aynı üniversitede Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı. Halen Yapı Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. 35. Dönem Kadıköy Temsilcilik Kurulu Üyesi, 36. Dönemde Şube Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak görev almıştır. 1998 yılından bu yana, çeşitli tarihlerde İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin çeşitli komisyonlarında ve İnşaat Mühendisleri Odası İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu’nda yer almıştır. NUSRET SUNA - Sayman Üye Bolu-Gerede doğumludur. 1970 yılında Pertevniyal Lisesi, 1975 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinden bu yana sahibi olduğu şirkette proje ve müşavirlik konusunda çalışmakta olan SUNA, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 38., 39., 40., 41., 42. ve 43. Dönem Yönetim Kurulu’nda sayman üye olarak görev yaptı. Oda merkezimizde kurulan Etüt, Proje Değerlendirme Kurulu üyeliği, Mesleki Değerlendirme Kurulu ve Meslekiçi Eğitim Kurulu başkanlığını yapmış olan SUNA, evli ve bir kız çocuk babasıdır. İSMAİL UZUNOĞLU - Üye Kastamonu doğumludur. İlk ve ortaokulu Kastamonu’da liseyi Gültepe Endüstri Meslek Lisesi’nde okudu. 1984 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Projecilik, şantiye şefliği ve kontrol mühendisliği yaptı. Halen kendi firmasında sanayi yapısı ve konuta yönelik mühendislik hizmetlerini sürdürmekte olan UZUNOĞLU, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 38. Dönem Yönetim Kurulu yedek üyeliği, 39., 40., 41. ve 42. Dönemlerde Yönetim Kurulu üyeliği yapmıştır. Evli ve iki kız çocuk babasıdır. 18 sayı 130/2014 imo ist. şb. yön. kur. üyelerimiz CÜNEYT ESKİMUMCU - Üye İstanbul’da doğdu. 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Projecilik, şantiye şefliği görevlerinde bulundu. Halen ortağı bulunduğu proje, müşavirlik bürosunda mesleğini sürdürmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 40., 41. ve 42. Dönemlerde Yönetim Kurulu yedek üyeliği, 43. Dönemde Yönetim Kurulu üyeliği yapan ESKİMUMCU, evli ve bir erkek çocuk babasıdır. DR. BAYKAL HANCIOĞLU - Üye İstanbul doğumludur. İlkokulu Bandırma’da, ortaokul ve liseyi Bursa’da tamamlamıştır. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Lisans programından, 2009 yılında Yapı Mühendisliği Doktora programından mezun olmuştur. 2001-2009 yılları arasında YTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmış, bu sırada Yapı ve Deprem Mühendisliği konularında birçok araştırma faaliyetinde bulunmuştur. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 41. ve 43. Dönem Yönetim Kurulu yedek üyeliği yapan HANCIOĞLU, halen prefabrik betonarme yapı sektöründe faaliyet gösteren bir firmada yönetici olarak çalışmaktadır. SADIK DUMAN - Üye Divriği Sivas doğumludur. 1979 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun olmuştur. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda uygulama alanında çalışmıştır. Halen müşavir bir firmada kamu ve okul binalarının güçlendirilmesine ilişkin kaliteden sorumlu mühendis olarak çalışmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 42. ve 43. Dönem Yönetim Kurulu yedek üyeliği yapan DUMAN, evli ve iki çocuk babasıdır. u YEDEK ÜYELER CANER ZAFER Sivas İmranlı doğumludur. İlk öğrenimini Sivas’ta, 1999’da orta öğretimini 2004’de lise eğitimini İstanbul’da tamamladıktan sonra ve 2009 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde deprem mühendisliği bölümünde yüksek lisansını yapmakta olup, özel bir firmada çalışmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 43. Dönem Yönetim Kurulu yedek üyeliği yapan ZAFER, evli ve bir kız çocuk babasıdır. ŞADİ KARAASLAN Muğla doğumludur. İlk ve orta öğrenimimi Muğla’da tamamladıktan sonra 2004 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur. Üst yapı şantiyelerinde çeşitli kademelerde görevler almıştır. Şu an özel bir şirkette şantiye şefi olarak çalışmaktadır. sayı 130/2014 19 imo ist. şb. yön. kur. üyelerimiz BETÜL BAYSAL İstanbul doğumludur. 2008 yılında Kocaeli Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nde önlisanstan, 2013 yılında Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Mezuniyet sonrasında yapı denetim sektöründe kontrol mühendisi olarak çalıştı. Şu an özel sektörde, kaba yapılar saha mühendisi olarak çalışmaktadır. EVREN KORKMAZER Muş doğumludur. 2008 Mustafa Kemal Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite sürecinde Genç-İMO, deprem ve depreme dayanıklı yapı araştırma topluluğu çalışmalarında aktif olarak yer aldı. 2008 ile 2010 tarihleri arasında özel bir şirkette kontrol mühendisi ve şantiye şefi olarak çalıştı. 2010’dan bu yana ortağı bulunduğu şirkette mühendislik hizmetini vermektedir. ÖZGÜN GÜNDOĞDU İstanbul doğumludur. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 2005 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Geoteknik alanında saha ve ofis işlerinde görev aldı. Halen özel bir firmada şantiye şefi olarak çalışmaktadır. İLKAY TELTİK Kahramanmaraş’ta doğdu. 2000 yılında 19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 2008 yılında İTÜ Kıyı Bilimleri ve Mühendisliği yüksek lisansını tamamladı. 2001-2007 yılları arasında yapı denetim sektöründe çalıştıktan sonra, ortağı olduğu yapı denetim firmasını kurdu. 2007 yılından bu yana denetim firmasında mesleğini sürdürmektedir. CİHAN TAŞDEMİR Ankara-Keçiören’de doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bülümü’nde okurken Genç-İMO temsilciliği yaptı. 2012 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. İnşaat yönetimi alanında yüksek lisans yapmakta ve özel bir firmada planlama mühendisi olarak çalışmaktadır. 20 sayı 130/2014 basın açıklaması 30 Mart 2014 Pazar günü yapılan yerel yönetim seçimlerine ilişkin TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal GÖKÇE’nin açıklaması. YEREL YÖNETİMLER SEÇİMİ Mİ? GELECEĞİMİZİN SEÇİMİ Mİ? Artık 30 Mart yerel yönetim seçimlerinin yapılmasına birkaç gün kaldı. Uzun bir seçim maratonu sona ererken yerel yönetim seçimlerinin yapılması, demokrasinin kurallarından biridir, fakat demokrasinin tümüyle kendisi değildir. Seçimlerin insan hak ve özgürlükleri temelinde bir amaç olarak değil, bir araç olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Mahallemizi, kentimizi ve ülkemizi yönetecek olan insanların seçim yoluyla belirlenmiş olmasını elbette ki önemsiyoruz. Ülkemizde yaşayan insanların birer araç olarak görülüp kentlerimizin bir avuç rantçı ve vurguncunun insafına terkedilmiş olması, yerel seçimleri genel seçim niteliğine dönüştürmüştür. Kent topraklarının nasıl kullanılacağıyla ilgili kararlar Ankara’dan, özellikle de Başbakan tarafından verilmektedir. Bu kararlar, yerel yönetimleri çok daha işlevsiz bir hale getirmektedir. Yerel ve merkezi yönetimlerin kentlerle ve kentimizle ilgili vermiş oldukları kararların neredeyse tümü, kişi ve grup çıkarını sağlayacak şekilde kullanılmıştır. Toplum ve kamu yararının tümüyle dışlandığı bu tür uygulamalar, bugün, hiçbir dönemde olmadığı kadar gündemin baş köşesine oturmuş bulunmaktadır. Bu tür uygulamalar kentlerimizi bir bütün olarak planlanmaktan uzaklaştırmış, rantın ve kişisel İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de, kentimize ait yaşam alanlarının kişi ve grup çıkarına yönelik olarak kullanılmasına karşı olacağız. çıkarların en üst ölçekte kullanıldığı birer mekana dönüştürmüştür. Bu ve benzeri uygulamaların sürdürülmüş olması, kentimizin kullanılabilir yaşam alanlarını daraltarak ortadan kaldırmıştır. Ayrıca hizmet alanları tümüyle özelleştirerek kent halkına karşı yabancı olan yeni kurallar oluşturulmuştur. Bu süreçte devletin sosyal niteliği çökmüş, yerel yönetimler aracılığıyla dağıtılan seçim rüşvetleri ahlaki bir sorun olarak görülmemiştir. Bu uygulamalara bağlı olarak bu süreci tamamlayan sosyal, toplumsal ve kültürel yaşamamızla ilgili değerler sisteminde de hızlı bir değişiklik oluşmuştur. Çıkarılan yeni yasalarla meslek alanımız ve mesleki değerlerimiz yok edildiği gibi, kentlerimiz, köylerimiz ve yaşam alanlarımız da yok olmuştur. Yaşamış olduğumuz bu koşullar, meslektaşlarımızın sosyal ve ekonomik durumlarını büyük ölçüde olumsuz olarak etkilemiştir. 2011 yılında yapılan milletvekili seçimleri sürecinde ve sonrası dönemde iktidar tarafından evrensel hukuk ilkelerine aykırı olan bir yasa çıkarılmıştır. Bu yasayla, yasama yetkisi meclisten alınarak yürütme organına devredilmiştir. 6223 sayılı Yetki Kanunu yoluyla, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kullanılarak dokunulmayan hiçbir alan bırakılmamıştır. TMMOB ve bağlı odalar da bu Yetki Kanunu’ndan kendisine düşen payı büyük ölçü de almıştır. Bu bağlamda insanı araç haline getiren uygulamalar yaşamımızın baş köşesine oturmuş; hukuk, insan ve bilgiye erişim hakları, toplum yararı ve ilkeleri devre dışı bırakılmıştır. Bu bağlamda kent topraklarının kullanılma biçimi, kişi ve grup yararını dikkate alacak şekilde hiçbir engelle karşılaşmadan alınmaya ve satılmaya başlanmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sayı 130/2014 21 basın açıklaması sonraki süreçte de, kentimize ait yaşam alanlarının kişi ve grup çıkarına yönelik olarak kullanılmasına karşı olacağız. Seçim yatırımlarını bugüne kadar kentsel yağmanın bir aracı olarak gören merkezi ve yerel siyasetin tüm uygulamalarını izlemeye devam edeceğiz. Plan ve kentsel planlama ilkeleri bir tarafa bırakıldığı için, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam çevresi yaratmaktan uzaklaşılmış, tüm uygulamalar yeni bir rant düzeni sağlamak üzerine kurulmuştur. Bu düzeni sürdürmek için de yandaş iletişim araçları (Alo Fatih Hatları) kullanılmış, bu uygulamalar yeni bir proje, önemli bir yatırım alanı olarak gösterilmiştir. Bu bağlamda TOKİ’nin uygulamalarını, merkez ve yerel yönetimlerin mühendislikle ilgili uygulamalarını, kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme proje ve politikalarını, doğal ve kültürel mirasımızın korunmasını, kentimize ve 22 sayı 130/2014 Barış ve demokrasiden yana olan tutumumuzu sürdürerek, ülke ve kent demokrasisinin gelişimi için bir çaba içinde olacağız. çevreye karşı işlenen suçları, kentimizin kimliğini yok eden uygulamaları ve kent içinde otomobil kullanımını özendiren politikalara karşı uyarıcı olma görevimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ayrıca barış ve demokrasiden yana olan tutumumuzu sürdürerek, ülke ve kent demokrasisinin gelişimi için bir çaba içinde olacağız. Bu bağlamda, kentimize karşı işlenen suçların takipçisi olacak, kentsel eylem programlarının oluşturulmasına da katkı sağlayacağız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 2011 yılında verilen yetkilerle, özünde yerel yönetimlere ait olması gereken plan yapma, yaptırma ve onaylama yetkileri ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projelerin onayı, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi gibi görev ve yetkilerin yanında, parsel ölçeğinde ve ayrıcalıklı bir biçimde dilediği yerlere el koyma yetkisine de sahiptir. Oysa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yerleşme ve yapılaşmalara ilişkin kuralları belirleyen, koordinasyonu ve denetimi sağlayan merkezi bir kurum olması gerekmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ülkemiz genelinde tüm parsellerde ayrıcalıklı olarak plan onama ve ruhsat verme yetkisine de sahiptir. Bu kadar büyük ölçekte yetki verilerek kurulan bir bakanlık, korunan ve kollanan kesimlere ayrıcalıklı imar rantları aktarmanın odak noktası olmaktadır. Yerel yönetimlerin vermediği ayrıcalıklı imar haklarını, yerel düzeyde basın açıklaması uygulamaya yönelik olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verebiliyor olmasına, öncelikli olarak yerel yönetimlerin karşı çıkmaları gerekmektedir. Bilinmesi gerekir ki plan ve planlama konusu, sağlıklı bir çevre oluşturmada önemli bir araçtır. Yapılaşma ve benzeri kullanım alanlarının ve alt ölçekli eylemlerin bu bütünlük üzerine oturması gerekmektedir. Ne yazık ki getirilen düzenlemelerin “parçacı” bir anlayışı özendirdiği, kentlerin ve kentimizi yaşanmaz bir noktaya getirdiği her geçen gün biraz daha fazla hissedilmektedir. 2009 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yapılan Kentleşme Şurası’nın kentimize ilişkin gelecek öngörüsü genel olarak; • Yerleşme-şehirleşme ekseninde yaşam kalitesini artırarak afetlere duyarlı bir kent haline getirmek, sağlıklı, güvenli, çağdaş yaşam alanları oluşturmak, • Doğal ve kültürel varlıkların korunarak geleceğe sağlıklı bir şekilde devredilmesini sağlamak, • Kaçak ve çevreye zarar veren yapılaşmaların önlenerek kaliteli bir yaşam çevresinin oluşturulmasını sağlamak, • Kentsel yenileme ve kentsel dönüşümün, teknik ve sosyal alt yapılarıyla birlikte, yerel kalkınma ve kentlilik bilincinin geliştirilmesi ekseninde ele alınmasını sağlamak, • Nitelikli ve güvenli çağdaş kentsel mekan ve yapı projelerinin oluşturulması sürecin de, merkezi ve yerel yönetimlerin; meslek odaları, üniversiteler ve ilgili STK’lar ile işbirliği yapmalarının sağlanması gerekmektedir. • Yerel yönetimler ile sürdürülebilir kentsel gelişme konularında yeni ilke ve stratejiler geliştirilmesi ölçeğinde saptamalar yapılmış olmasına rağmen, giderek bu anlayıştan uzaklaşılmıştır. Odamızın ve diğer meslek odalarının yetki alanları giderek daha da daraltılmıştır. Yetkilerin daraltılması değil, artırılması gerekmektedir. Ne yazık ki getirilen düzenlemelerin “parçacı” bir anlayışı özendirdiği, kentlerin ve kentimizi yaşanmaz bir noktaya getirdiği her geçen gün biraz daha fazla hissedilmektedir. Sonuç olarak; • Yolsuzluk, rüşvet ve kirli siyasetlerin yönettiği ve yönlendirdiği kişi ve grup çıkarını önde tutan politikalara dur demek için, • Demokratik, şeffaf ve katılımcı bir yerel yönetim anlayışını hayata geçirmek için, • Kentimizde kamu yararını yok sayarak inşa edilen yerleşim yerlerinin, fiziksel ve sosyal iyileşmelerini ön görmeden çıkarılan imar affı uygulamalarına dur demek için, • TOKİ, özelleştirme idaresi, ilgili bakanlıklar ve yerel yönetimler eliyle yapılan mekan planlama süreçleri ve ayrıcalıklı imar uygulamaları kent yaşamını olumsuz olarak etkilemektedir. Kente karşı işlenen bu suçlara dur demek için, • Çocukların, gençlerin, emeklilerin, yaşlıların, engellilerin, kadınların ve yoksulların yaşamlarını kolaylaştıracak ve bunların toplumsal yaşama eşit yurttaşlar olarak katılımlarını sağlayacak uygulamaların yapılması için, • Meslek Odalarının ve Odamızın etkisizleştirilmesine karşı yürütülen uygulamalara dur demek, meslektaşlarımızın bilgi ve deneyimini etik kurallar çerçevesinde sürece dahil etmek için, • Kentimizde bulunan kıyı alanlarının doldurularak ekolojik sistemin bozulmasının önlenmesi, hiç yapılmayacak yerlere yapılan ve yapılacak olan gökdelen ve AVM’lere dur demek için, • İstanbul’u YIK-YAP anlayışıyla plansız ve programsız bir şekilde dönüştürerek yeni sorun alanları yaratacak uygulamalara karşı çıkmak için, - Özerk, demokratik ve etkin bir yerel yönetime önemli ölçüde ihtiyaç var. - Etkili bir kentsel hizmet üretimi sağlayacak, yaşamımızı kolaylaştıracak, kamu yararı odaklı, demokratik bir kent planlaması yapacak bir yönetime ihtiyaç var. - Barınma hakkı, kaliteli, hızlı ve ekonomik bir ulaşım hizmeti sunacak toplu taşımaya ihtiyaç var. - Afetlere karşı dirençli, doğal ve kültürel mirasımızın korunması, yaşanabilir ve engelsiz bir kent ortamlarının yaratılmasına yönelik özlem ve taleplerimiz var. - Yerel yönetimlerin hizmet sunumlarında planlama, projelendirme ve uygulama süreçlerinde saydamlık, hesap verebilirlik, doğru bir rekabet ortamının yaratılarak katılımcı bir sürecin yaratılmasının sağlanmasına da ihtiyacımız var. YUKARIDA BELİRLEMİŞ OLDUĞUMUZ TALEP VE ÖNERİLERİMİZİ KARŞILAYACAK PARTİ VE ADAYLARIN DESTEKLENMESİ GEREKTİĞİNİ ÖNEMLE DUYURUYORUZ. 28.03.2014 Cemal GÖKÇE TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı sayı 130/2014 23 imo 44. dönem olağan genel kurulu TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 44. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU 11-13 Nisan 2014 / Ankara ................................................... Odamızın 44. Olağan Genel Kurulu 11-13 Nisan 2014 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu’nda düzenlenen Genel Kurula 26 Şube ve 119 temsilcilikten delegeler katıldı. Genel Kurul Divan Kurulu Başkanlığı’na Abdullah BAKIR, başkan yardımcılıklarına Temel PİRLİ ve İrfan BALÇIK, yazmanlıklara ise Özge GÜRSES ve Fatma Gizem ÇALDAĞI seçildi. Genel Kurula İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB II. Başkanı Züber AKGÖL, TMMOB Gözlemcisi Ali Fahri ÖZTEN’nin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yakup AKKAYA, Özgürlük ve Dayanışma Partisi MYK Üyesi Önder İŞLEYEN, 24 sayı 130/2014 Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Uğur GÜREL, Makine Mühendisleri Odası Sekreter Üyesi Ercüment ÇERVATOĞLU ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Nazım KARAKURT da katıldı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI Genel Kurulu selamlayan ve başarılar dileyen bir mesaj gönderdi. Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası tarafından gönderilen mesajda ise İMO çalışmalarının kendilerine büyük katkı sağladığı vurgulandı. Genel Kurula ayrıca çok sayıda Bakanlıktan, milletvekili ve sivil toplum kuruluşundan mesaj geldi. İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ’in açılış konuşması ile başlayan Genel Kurulda YÜZGEÇ, İnşaat Mühendisleri Odası’nın 60 yıllık geleneğine, siyasi iktidarın meslek odalarına yönelik saldırılarına, siyasi iktidar ile sermaye gruplarının ilişkilerine, Gezi Parkı’na AVM yapılma girişimlerine, 3. Boğaz Köprüsü’ne, HES’lere, TOKİ’ye, iş cinayetlerine, Yapı Denetim Sistemi’ne, mühendislik eğitimine, teknik öğretmenlere mühendislik yolu açılmasına ve Kamu İhale Kanunu’na değindi. YÜZGEÇ İMO’nun 60 yıllık tarihi boyunca her türlü engele rağmen kamu yararını gözeten bir anlayıştan hiç sapmadığını ve doğruları savunmaktan kaçınmadığını belirtti. “İMO demokrasi ve toplum için bir ses, mesleğimiz ve meslektaşımız için bir nefes olagelmiştir. Bu imo 44. dönem olağan genel kurulu tane haritası olduğunu, ilkinin seçim sonuçlarını yansıtan sarı harita olduğunu, ikincisinin ise Haziran’da hemen bütün illerde filizlenen direnişi gösterdiğini vurguladı. DSP Genel Başkan Yardımcısı Uğur GÜREL ülkenin yönetilemediğini, ülkede hukukun, devletin ve toplumsal muhalefetin olmadığını, meslek odalarının ellerinin, kollarının bağlı olduğunu ifade etti. Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ercüment ÇERVATOĞLU, mühendisliğin, ülkenin üzerinde karanlık bulutlar olsa da, bir mum ışığıyla aydınlık getirmeye muktedir bir meslek olduğunu, mücadeleye devam edeceklerini söyledi. yüzdendir ki, tüm yok sayma çabalarına rağmen Odamız, toplum nezdinde en güvenilir ve itibarlı kurumlardan biri olma özelliğini hiç kaybetmemiştir” diyen YÜZGEÇ, son yıllarda kent planlaması adı altında yapılan projelerin aslında kentleri nasıl yağmaladığına dair değerlendirmelerde bulundu ve 3. Köprü projesini eleştirdi. İMO’nun defalarca 3. Köprü’nün ormanları yok edeceğini, haksız imar rantları oluşturacağını, ulaşıma yük getireceğini dolasıyla çözüm değil çözümsüzlük yaratacağını dile getirdiğini belirten YÜZGEÇ, Albert Einstein’ın “Aptallık, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır” sözünün duruma açıklık getirdiğini söyledi. Konuk konuşmacıların ardından komisyonlarda yer alacak üyelerin belirlenmesine geçildi. Yönetmelikler Komisyonu Necati ATICI, Ahmet KAŞAN, Mustafa SELMANPAKOĞLU, Berdan DİNÇYÜREK, Murat Serdar KIRÇIL’dan; Ana Sorunlar Komisyonu Jale ALEL, Ali HOCA, Özer AKKUŞ, Serhat Baran ÖZAYDIN ve İsmail UZUNOĞLU’ndan; Örgütlenme Komisyonu Hasan AKSUNGUR, Sadık DUMAN, Ramazan ARMAĞAN, Özgür TOPÇU, İbrahim AKGÜN’den; Bütçe Komisyonu ise Nusret SUNA, Mustafa YAYLALI, Lezgin ARAS, Erhan ASLAN ve Şahin KAYA’dan oluştu. Komisyon seçimlerini takiben İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Levent DARI 43. Dönem Çalışma Raporu’yla ilgili bir sunum yaptı. Sunumun ardından delegeler Çalışma Raporu üzerine görüş bildirdi. Çalışma Raporu üzerine 17 delege söz aldı. Konuşmacılar 43. Çalışma Dönemini değerlendirdi; ülke sorunları ile mesleki ve örgütsel sorunlara ilişkin görüş ve önerilerini Genel Kurula sundular. Genel Kurulun ikinci gününde komisyon raporları görüşüldü. Komisyonların ilgi alanına giren konulardaki değişik önerileri ile komisyon kararları delegasyonun tartışmasına açıldı. Komisyon raporları ve öneriler oylanarak karara bağlandı. İMO Ana Yönetmeliği’nin, “Şube Genel Kurulunun Görev ve Yetkileri” başlıklı 44. maddesinde değişiklik yapılarak, Oda Genel Kuruluna katılmak üzere Şube Açılış konuşmasının ardından konuk katılımcılar söz aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup AKKAYA, genel kurula başarı diledi ve alınacak kararların İMO’nun yol göstericisi olacağını kaydetti. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Önder İŞLEYEN, Türkiye’nin iki sayı 130/2014 25 imo 44. dönem olağan genel kurulu Genel Kurullarında seçilecek delegelerin oranı %0,7’den, %0,5’e düşürüldü. İMO Ana Yönetmeliği’nin “Kurullara Seçilebilme” başlıklı 66. maddesinde değişikliğe gidilerek, Oda ve şube yetkili kurullarında en fazla üst üste üç dönem görev alınabileceği hükmü getirildi. 44. Genel Kurul Sonuç Bildirgesi yerine geçen Ana Sorunlar Komisyonu Raporu ülkenin, mesleğin, meslektaşların ve meslek örgütünün temel sorunları bağlamında hazırlandı ve Genel Kurulun tartışmasına açıldı. İMO’nun 60 yıllık geleneğinden beslenen ideolojik-ilkesel yaklaşımına uygun bir perspektifle hazırlanan metin, İMO’nun önümüzdeki dönem yol haritası olacak netliğe sahip. Sorunlar, sorunlara kaynaklık eden nedenler, mücadele konusunda ısrar, mesleğe ve meslek odasına sahip çıkmada kararlılık, demokrasi, insan hakları ve barış noktasında hassasiyet metnin temel argümanları arasında yer aldı. Metinde acil ve temel sorunlara ilişkin şu ifadeler yer aldı: “44. Dönem Ana Sorunlar Komisyonu olarak meslek örgütümüzün, Ülkemizde Demokrasi ve Özgürlük Mücadeleleri, Eğitim Politikaları Yapı Denetim Yasası ve Yönetmelikleri, İmar Yasası ve Yönetmelikleri, Kentsel Dönüşüm Yasası, Enerji Politikaları, Meslektaşlarımızın Özlük Haklarına Yönelik Yasal Düzenlemeler gibi gündeminde olan konularda bilgilendirme ve mücadelesini sürdürme konusundaki çabalarının devam etmesi gerektiğini, 26 sayı 130/2014 Gücünü aldığı örgütlülüğünü güçlendirmek adına GençİMO ve Genç Mühendisler çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürmesini, Taşeronlaştırma, özelleştirme vb. alanlarda kamu yararını hiçe sayan uygulamalara karşı savunduğu emek eksenli hattı korumasını ve geliştirmesini, Mühendislerin de aralarında bulunduğu kamu çalışanları özelinde yaşanan sendikasızlaştırma, görev alanı dışında çalıştırılma, keyfi sürgünler vb. alanlarda mücadeleyi sürdürmesini ve sendikal alanda faaliyet yürütülmesini desteklemesini, acil ve temel sorunlar kapsamında değerlendirmekteyiz. Meslek örgütlülüğümüz; temel şiarı olan “Bilimi ve tekniği rantın değil, emeğin hizmetine sunma” ilkesinden taviz vermeden, ilerici, yurtsever, devrimci bir yön göstericilikle mücadele ve örgütlüğünü gündeminde tutmaya devam edecektir” İMO 44. Olağan Genel Kurulu’nun son gününde yetkili kurullar için seçimler yapıldı. 537 delegenin katılımıyla 44. Dönem yetkili kurullarını belirlemek için seçim yapıldı. Seçim sonucunda 44. Dönem Yönetim Kurulu Asıl Üyeliklerine Nevzat ERSAN, Şükrü ERDEM, Cihat MAZMANOĞLU, Tansel ÖNAL, Bülent TATLI, Ayşegül BİLDİRİCİ SUNA, Necati ATICI; Yedek Üyelere ise Haluk EKİNCİ, Akif CİYER, Halit Cenan MERTOL, Abdullah BAYRAM, Ali Rıza GÜLER, Okan Çağrı BOZKURT, Selahattin Selçuk ÇIPLAK seçildi. 44. DÖNEM İMO GENEL KURULU SONRASI SEÇİLEN KURULLAR Odamızın 44. Dönem Yönetim Kurulu, 25 Nisan 2014 tarihinde yapmış olduğu ilk toplantıda, 44. Dönem Yönetim Kurulu görev dağılımını belirledi. Buna göre 44. Dönem Odamız Yönetim Kurulu görev dağılımı aşağıdaki şekilde oluşmuştur. Başkan : Nevzat ERSAN II. Başkan : Şükrü ERDEM Sekr. Üye : Bülent TATLI Saym. Üye : Cihat MAZMANOĞLU Üye : Ayşegül BİLDİRİCİ SUNA Üye : Tansel ÖNAL Üye : Necati ATICI ONUR KURULU Mustafa SELMANPAKOĞLU Ömer Zafer ALKU Haydar YILDIZ Abdullah BAKIR Şemsettin BAKIR DENETLEME KURULU Mücahit AKKOÇ Vedat ESMER Ergin TATAR Sahit ÇAĞLAR Necdet ETİZ Kemal Şeyhmus KARAHAN Haydar Mesut ARSLAN Umut Yılmaz DEVECİ Uğur YILMAZ DANIŞMA KURULU Hakkı Nadir ÇELEBİ M. Nezihi KARAHASAN Murat GÖKDEMİR Temel PİRLİ Nusret SUNA Işıkhan GÜLER Levent DARI Hasan AKYAR Ali Fuat GÜNAK Erman GÖLET Veysel ÖZKAN H. Hüseyin YILDIZ Hüseyin TÜFEK İhsan KAŞ Ahmet KAVALCI sonuç bildirgesi Şubemiz tarafından 13 Haziran 2013 tarihinde düzenlenen KIYI VE DENİZ MÜHENDİSLİĞİ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ Kıyı ve deniz bölgelerindeki doğal kaynakların, sürdürülebilir gelişme ilkelerine uygun, insanlığın yararına doğru kullanımına yönelik çalışmaları planlama, tasarım, yapım ve izleme sorumluluğunu üstlenen ve İnşaat Mühendisliğinin bir dalı olan Kıyı-Deniz Mühendisliğinin bu alanda etkinliğini bilimsel olarak ortaya koyabilmesine olanak sağlamaktır. Bu amaçla gelenekselleştirilen “Kıyı ve Deniz Mühendisliği Çalıştayları”, Kıyı Mühendisliği Sempozyum’ları öncesinde ülkemizde güncel kıyı ve deniz mühendisliği problemlerini özel olarak ele almak amacı ile düzenlenmektedirler. Bu çalıştaylar yardımıyla konu ile ilgili: Yapılan çalışmalar sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır; • Profesyonelleri; akademisyenler, mühendisler, • Karar vericileri; kamu kuruluşları ve yerel yönetimler (belediyeleri), • Paydaşları; kıyı alanlarını kullanan sektörler, • Kıyı alanı sorunu yaşayan yerel halk, • Sivil toplum kuruluşları bir araya getirilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla düzenlenen bu çalıştayda aşağıdaki konular işlenmiştir. 2- Küresel ısınmaya bağlı ‘İklim Değişikliği’ ve kıyı, deniz alanlarına olan etkileri, kıyı ve deniz alanlarında yapılacak her türlü planlama, tasarım ve uygulamada göz önüne alınmalıdır. 1- Kıyı alanlarında yapılacak planlamalarda çevresel koşulların öncelikli olarak dikkate alınması ve bu doğrultuda ‘koruma ve kullanım’ dengesini sağlayacak sürdürülebilir bütünleşik kıyı alanı yönetimi ilkeleri tüm yatırımlarda göz önüne alınmalıdır. Son yıllarda ülkemizde ve dünyada kıyı alanları yönetimi adı altında yapılan çalışmalarda ‘deniz, kıyı alanları ve bu alanlarla etkileşen havzalar’ bütünleşik yaklaşımın ana parametreleri olmuştur. O nedenle, ulusal, bölgesel ve yerel ölçekli planlamalarda çalışmalar havzaları da içerecek şekilde ‘Bütünleşik, Deniz, Kıyı ve Havza Yönetimi’ adı altında yapılmalıdır. 3- Fiziki baskı indeksine göre Türkiye kıyıları; en düşükten en büyüğüne göre Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz olarak sıralanabilir. Karadeniz’deki düşük fiziki baskı indeksinin sebebi yatırımların azlığı, kıyıların göreceli olarak zor ulaşılabilirliği ile kısa turizm sezonudur. Karadeniz’de yol yapımı fiziki çevreyi değiştirmiş denizlerin en hassas ekosistemlerinden olan kıyıları ve kayalık ve kumluk habitatları kullanan deniz canlılarının üreme, beslenme ve yaşam alanlarını daraltmış çoğu yerde ise yok etmiştir. Karadeniz’de buna verilebilecek örneklerden biri deniz ve nehir arasında göç eden Mersin balıklarının üreme alanlarının daralmasıdır. Ayrıca, Kum midyesi, Kalkan balığı, kaya balıkları başta olmak üzere bir çok türün yaşam alanı yok edilmiştir. Kıyısal bozulmadan en fazla etkilenen denizel türler algler ve deniz çayırlarıdır. Marmara Denizi’nde de benzer kıyısal ekosistemlerin tahrip edildiği görülmektedir. Fiziki değişime en iyi örnekler İstanbul Boğazı kıyılarını kuşatan ve kazıklar üzerine yapılan sahil yollarıdır. Bu yollar kıyısal alanların doldurulmasıyla yapıldığından kıyısal ekosistemde yaşayan türlerin ortadan kalkması ve habitat kayıpları görülmektedir. Yine algler ve Risk Altındaki Kıyı Alanları ve Deniz alanları Kıyı Alanları ve Havza Etkileşimi: Bütünleşik Kıyı ve Havza Yönetimi Küresel İklim Değişikliği ve Kıyı Alanlarındaki Etkileri: - Uyum Sağlama ve Zarar Azaltma Politikaları - Kıyı Alanlarında Ekolojik Yaşam ve Tehditler Kıyı Alanlarında Planlanan Yatırımlar Kıyı ve Kentleşme İlişkileri sayı 130/2014 27 sonuç bildirgesi deniz çayırları bu alanlarda en fazla baskı altında olan deniz canlılarıdır. Ege Denizi’nde ise ağırlıklı olarak turistlik amaçlı otellerin yapılması sırasında veya sonrasında kıyıda yaşayan ve Akdeniz’in akciğerleri olarak bilinen Deniz Çayırlarının tahribi sık görülen bir olgudur. Vermitid taraçaların ve tratuar oluşturan alglerin tahribi Ege ve Akdeniz’de biyolojik çeşitlilik için önemli tehditlerdir. Kıyı çizgisi değişimi ve kumul alanların daralması ise tür çeşitliliğinde azalmalara neden olabilir. Kıyılara yapılan dolgular ve denize doğru ilerleyen kıyı bantlarının ve üzerine kurulan yapıların, deprem ya da başka etkiler altındaki denge durumları ayrıntılı hesaplanmış olmalıdır. Dolgu alanının deniz doğru çökmesi ile oluşacak dalga hareketleri uzak alanları da etkileyebilecek düzeyde olacağı dikkate alınmalıdır. 4- Yukarıdaki belirtilen ekolojik, jeolojik, morfolojik ve deniz kirliliği gibi etkiler nedeniyle kıyı alanlarında yapay dolgulardan kaçınılmalı, yeni planlamaların bilimsel araştırmalara dayalı olarak yapılmaları sağlanmalı ve özellikle kumsal plajların korunmaları sağlanmalıdır. Kaybedilen kumsal plajların gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yeniden kazanılması için çalışmalara acilen başlanmalıdır. 5- Gerek yeni planlamalar yada mevcut yatırımların izlenmesi amacıyla gerekse deniz ulaşımı kontrol sistemler için Türk Boğazlar sistemi (Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı) ve Karadeniz’i de içerecek şekilde bir makro sayısal model kurulmalı etkileşim halinde olan bütün sistemin karşılıklı ilişkisinin belirlenmelidir. Böylece Karadeniz’den gelen 28 sayı 130/2014 Tuna kirliliğinin etkisi de belirlenmiş olabilecektir. Ayrıca planlanan projelerin ekolojik ve oşinografik yapı üzerindeki etkileri ayrıntılı araştırılmalıdır. Önerilen “Kanal İstanbul Projesi”nin Boğazlar ve komşu denizlerin oşinografik ve ekolojik yapısı üzerinde önemli etkisi de olacağı bugüne kadar yapılan araştırmalardan açıkça bellidir. Doğru bilimsel çalışmaların yapılmaması durumunda çevre felaketleri ortaya çıkabilecektir. 3) Jeolojik ve ekolojik etkiler araştırılmış mıdır? Tuna’dan giren kirliliğin Marmara’daki etkisi araştırılmış mıdır? (Söz konusu kanalın Trakya üzerindeki etkisi de araştırılmalıdır. Tarım arazileri, orman alanları, yeraltı suyunun tuzlanması, yeni alt yapı tesisleri (köprüler, yollar vs) gibi belirsizlikler söz konusudur. Boğazdaki derin deniz deşarjların etkileri de araştırılmalıdır.) 6- Kanal İstanbul projesi için sorulacak diğer önemli henüz cevaplanamamış sorularda mevcuttur. Bunlar; 4) Çıkacak hafriyat toprağı ne yapılacaktır? (Projenin çevreye etkisi tüm detaylarıyla araştırılmalıdır. Kanalın özellikle Ergene havzasıyla olan ilişkisi incelenmelidir). 1) Değişebilecek süreçlere karşı bir siyaset geliştirilmiş midir? (Karadeniz’e çevresel ve siyasal etkileri olacak bu proje için bölgedeki temel anlaşmalar olan KEİ ve Bükreş Anlaşmaları çerçevesinde kıyı komşuları ile istişarede bulunulması gerekir. Kanalın gerçekleşmesi, sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenlemeyen aynı zamanda Karadeniz-Marmara ve Çanakkale bölgesinde bir güvenlik rejimi de tesis eden, Montreux Sözleşmesinin omurgası olan Türk Boğazlarının bütünlüğünü bozacaktır. Beklenilmeyen ve ülkemiz açısından olumsuz siyasi sonuçlar doğurması riski göz önünde bulundurulmalıdır). 2) Planlanan yeni kanalın ücret ödeyerek tercih edilme olasılığı nedir? (Halen İstanbul Boğazından günde 130-140 ticaret gemisi, 15-20 tanker dâhil, geçiş yapmaktadır. Bu sayı Singapur’da 1500’dür. Montreux sözleşmesine göre ticaret gemileri Boğazı ücretsiz geçme hakları vardır. Bu nedenle, planlanan kanalın ücretli kullanılma ihtimali oldukça düşüktür). 5) Planlanan kanalın bölgeye etkisi şehir planlaması açısından yeterince incelenmiş midir? (Batı İstanbul adasının tüm dış lojistiğinin doğudan ve batıdan birkaç köprüye bağımlı kalmasının yaratacağı etkiler araştırılmalıdır. Hafriyat sırasında yörenin arkeolojik zenginliği ve özgünlüğü ile karşılaşma olasılığı göz önüne alınmalıdır). 6) Oluşacak yeni adadaki risk senaryoları çalışılmış mıdır? (Yeni kanalda kaza senaryoları çalışılmalıdır. Savaş, deprem ya da diğer doğal afetlerde risk ve sonuçları belirsizdir). 7) Dünyada mevcut doğal ve işleyen bir boğaz varken buna paralel, insan yapısı alternatif bir kanal örneği var mıdır? (Malakka, Dover, Kattegal, Oresund vb). 8) Planlanan projede sosyoekonomik değerlendirme yapılmış mıdır? (Geniş alanları kapsayan büyük projeler çok katmanlı olarak yapılmalıdır. Örneğin, ‘Kanal’ çevresinde sonuç bildirgesi oluşacak yeni yerleşim alanları, kentlerde ki yerleşimin (nüfus hareketleri, hızlandırılmış göç..) yerleşik (yerel) halkla etkileşimi, geleneksel kazanç kaynaklarının (örneğin tarım) etkilenmesi, farklı sektörlerin yapılaşmasına uyum sağlanması düşünülmüş müdür? Buna ilişkin ‘Bütünleşik Yönetim Planı, doğal kaynaklar ve arazi kullanımını gözeterek yapılmalıdır. Projenin bu temel stratejik planı ise ilgili bilim dallarının birlikte (örneğin, İnşaat Mühendisliği bilim dalları; özellikle Kıyı ve Deniz Mühendisliği, Geoteknik, Ulaşım bilim dalları ve Jeoloji Mühendisliği, Çevre Mühendisliği, Şehir ve Bölge Planlama özellikle ‘kıyı kentleri planlamacıları; Ekonomistler; Hukukçular gibi) çalışması ile ortaya konulmalıdır). 7- Kıyı mekanın yeniden ve 50-100m gibi mesafeler dayalı olmayan, doğal yapının yönlendirdiği, bezen kilometrelerce alanı kapsayan içerikte kıyı mekanının deniz tarafını da içeren havza ölçeğinde tanımlanması gerekmektedir. Kıyı mekanın deniz ve kara tarafına ilişkin doğallığı ve doğal hayatı koruma öncelikli bilimsel araştırmalar yönlendirilmeli ve koruma statüleri getirilmelidir. Bu kapsamda İstanbul Kıyı Mekanında özellikle Karadeniz Kıyı Mekanının deniz tarafında canlı çeşitliliği, kara tarafında ise su havzaları ile orman alanlarının koruma statüsü kapsamına alınması, Marmara Denizi’ne bütünde koruma statüsü kazandırılması önem taşımaktadır. Kıyı mekanı ülkemizde herhangi bir yer ile özdeş planlama ve yatırım süreçlerine tabidir. Oysa önemi ve yatırım kararlarının yoğunlama alanı olarak kıyı mekanının yetkin seçilmişlerin çoğunlukta olduğu “Kıyı Komisyonları” aracılığı ile planlanması ve yatırım kararlarının da bu değerlendirme sonucunda yönlendirilmesi gerekmektedir. Kıyı mekanına ilişkin planlama yetkileri bütünsellik taşımamakta, merkezi yönetimin hemen her konuda planlama bütünlüğünden yoksun içerikte yatırım kararları alabilmesi söz konusudur. Bu sistemin değişmesi ve planlama yetkilerinin planlama bütünlüğünü sağlar içerikte, planlarda yer almayan veya plana uygun olmayan kararların alınabilmesine olanak sağlamayan bir içeriğe dönüşmesi gerekmektedir. Her tür planlama ve yatırım kararının günümüzde izlenen yöntemin tersine sivil toplum örgütleri, üniversiteler, tüm kamu kurumları, yatırımcılar ve yaşayanları kapsar içerikte katılımcı süreçlerde alınması ve uygulanması gerekmektedir. Kıyı mekanına ilişkin Özelleştirme İdaresi, TOKİ, Turizm Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, vb. yatırımcı kurumların planlama yetkilerin sahip olması planlama bütünlüğüne ve yapılan işin doğasına aykırı içeriktedir. Her tür yatırım ve planlama kararının noktasal, parsel ölçeğinde olmayan içerikte bütünde ve tek bir ana plana dayalı olarak alınmalıdır ve bunun yasal altyapısına ilişkin düzenleme gerekmektedir. Bu süreç yatırımcı kurumların planlama kararı alması gibi sorunları giderebilecek, sektör bazlı değil bütünde değerlendirme olanağı sağlayacak ve kişiye özgü yatırım kararları alınabilmesini önleyebilecek içeriktedir. İstanbul başta olmak üzere kentsel alanlarımızın en önemli sorunu yetersiz donatı değerleridir. Bu sorunun aşılmasında ise kent içersinde işlevini yitirmiş kullanımlar fırsat olarak görülmektedir. Oysa izlenen politikalar işlevini yitiren alanların satışı ve paraya dönüştürülmesi içeriklidir. Kamu yararı ile kamusal alanların kaybedilmemesini, yeni kamusal alanlar kazanılmasını gerektirmektedir. Haydarpaşaport, Ataport, Galataport, Haliç Tersaneleri vb. tüm kamusal kullanımların dönüşüm süreçlerinde kamusal kullanımlar, kamu kullanımına yönelik açık alanlar, yaşayanların suya erişme olanakları ve rekreatif eylemler ön planda tutulmalı, kamu yararı, özelleştirme ve para ile ölçülmemelidir. İstanbul konumu ve coğrafyası gereği belli bir nüfus taşıma kapasitesine sahiptir ve arka yüzeyi olmayan doğal yapısı ile dünyanın ve ülkemizin diğer tüm kentlerinden ayrılmaktadır. Bu durum İstanbul’un yitirilen tüm kaynaklardan geriye kalan kuzeydeki orman alanlarını, su havzalarını, kıyı mekanını daha da önemli kılmaktadır. ÇDP ile korunması öngörülmüş bu alanların ve taşıdığı ortak yaşam kaynaklarının gündemdeki Kanal İstanbul, 3. Köprü ve Çevre Yolları, Kuzeyde Birer Milyon Nüfuslu İki yeni Şehir, 3. Havalimanı projeleri ile yitirilmesi, tahrip edilmesi söz konusudur ve bu süreç İstanbul’da yaşanabilirliği tehdit eder içeriktedir. Kent bilim doğruları toplu taşım sistemlerinin geliştirilmesini ve merkezde ulaşılabilirliği üst düzeye çıkarılarak özel araç trafiğini minimize etmeyi gerektirmektedir. Oysa Avrasya Lastik Tekerlekli Tüp Geçiş Projesi bu doğrularla çelişmekte, Tarihi Yarımada gibi çok özel bir konumda ve koruma sayı 130/2014 29 sonuç bildirgesi politikaları ile uyuşmayan içerikte ulaşım şeması tanımlamaktadır. Marmaray Projesi ne kadar doğruları içeriyorsa Tarihi Yarımada’ya bu bölge ile ilgisi olmayan trafiği çekecek, yapılaşma baskılarını yönlendirecek, başta tarihi İstanbul Surları olmak üzere korunması gereken değerlere zarar verecek, raylı sistemlerle yarışmayı yönlendirecek ve etkin kullanılabilirliğini zedeleyecek, kıyıya ulaşmada sahil yolları aracılığı ile aşılması zor eşikleri yönlendirecek, kavşak bağlantıları ile siluet değerlerini zedeleyecek, su, hava ve görüntü kirliliğini yönlendirecek Avrasya Tüp Geçiş Projesi de aynı boyutta yanlışları içermektedir. İstanbul süregelen köprü ve çevre yolları aracılığı ile kıyı kenti kimliğinden uzaklaşmış, ağırlıkla kıyısını kullanmayan, kıyısına yabancı kent kimliği kazanmıştır. Bu süreçlerin yönlendirdiği diğer bir olgu da İstanbul kuzeyinde yitirilen korunması gereken değerlerdir. 3. Köprü ve Çevre Yolları Projesi tanımlanmaya çalışılan süreci geri dönülmez içerikte olumsuz yönde etkileyecek ve zarar verecektir. ÇED raporu hazırlanamayan ve İstanbul ÇDP’de yer almayan bu yatırım kararı özel araç kullanımını özendirecek, Marmaray Projesinin fizibilite raporları ile çelişen, orman alanları, su havzaları, İstanbul’da kısmen de olsa doğallığını koruyan Karadeniz Kıyı Mekanının ve bu alanlarda süregelen canlı yaşamın kaybını yönlendirecek içeriktedir. Her köprü projesinde gündeme getirilen transit trafiği kent dışına alınması savunusu ise transit trafiğin düşük oranı dikkate alındığında inandırıcı olmaktan uzaktır. 3. Köprü Projesi ile sağlanması hedeflenen raylı sistem geçişi ise yerleşik alana hizmet etmenin ötesinde daha çok kuzeyde yeni gelişmeleri yönlendirecek ve özendirecek içeriktedir. Büyük oranda orman alanlarının kaybını içeren 3. Havalimanı Projesi kentin kuzeye gelişmesini, kaynakların yok edilmesini, çevre kirliliğini, Silivri’nin kuzeyinde öngörülmüş planlı havalimanı yatırımı yerine ÇDP de olmayan ve uygun görülmemiş bir yatırım kararının hayata geçmesini, kuzeyde söz konusu yapılaşma baskılarının yoğunlaşmasını, planlarda yer almayan ve ÇDP’ye aykırı olan, hiçbir kurum ve kuruluşun kesin bilgi sahibi olmadığı ve bilimsel çevrelerin gerçekleşmemesini dilediği kuzeyde iki yeni şehir yaklaşımının hayata geçmesini yönlendirecek içeriktedir. TMMOB 3. İSTANBUL KENT SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ TMMOB, İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından 22-23-24 Kasım 2013 tarihinde 3.sü düzenlenen İstanbul Kent Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi yayımlanmıştır. Bu yıl ilk kez, DİSK İstanbul Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve İstanbul Tabip Odasının da desteğiyle gerçekleşen, üç günde 1000’in üzerinde katılımcının izlediği sempozyumda; yaşadığımız tüm bu yıkıcı kentleşme süreçlerinden etkilenen ilgili kesimler, bilim insanları, meslek örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, forumlar, yerel inisiyatif ve mahalle örgütlenmeleri ile birlikte toplumcu, eşitlikçi, demokratik, doğadan ve bilimden yana bir İstanbul’a dair değerlendirmeler yapılarak, geleceğe dair politika ve araçlar üzerinde durulmuştur. Umuyoruz ki doğayı, kentlerimizi, yaşam alanlarımızı ve demokrasiyi savunmak için insanlarımızın canını yitirdiği, gözlerini kaybettiği, yaralandığı, tutuklandığı bir dönemde gerçekleştirilen bu etkinlik, Gezi ile hatırladığımız özlemleri ve büyüttüğümüz umutları gerçek kılma, birlikte geleceği kurma yönündeki adımlara bir yenisini daha ekler. Saygılarımızla, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu YAŞANABİLİR BİR İSTANBUL MÜMKÜN ve HAKKIMIZDIR! İstanbul, tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşamaktadır. Neoliberal piyasacı düzenin ayakta kalabilmek uğruna doğaya, kamusal alanlarımıza, evlerimize, bedenimize… fütursuzca elini attığı bu dönemde hemen hepimiz müşteri, yaşamın hemen tüm 30 sayı 130/2014 alanları ise para olarak görülüyor. Bugün hepimizin ortak değeri olan kamusal alanların, kentin kuzeyinde kalan son orman alanlarının, su havzalarının, tarım alanlarının, kent merkezlerinde zaten yetersiz olan donatı alanlarının, eşsiz tarihi-kültürel mirasın, planlama araçları da alet edilerek birer rant yaratma ve paylaşma aracına dönüştürüldüğü bir dönemi yaşamaktayız. Özellikle kentsel dönüşüm adı altında toplumun büyük bir kesimi barınma eğitim, sağlık ve beslenme gibi temel haklardan yoksun bırakılırken; başta su, elektrik, doğalgaz ve sonuç bildirgesi ulaşım olmak üzere temel kentsel altyapı hizmetleri ile eğitim, kültür, sağlık, çevre vb. alanlarda sağlanan sosyal hizmetler birer birer özelleştirilmektedir. Yaşanan bu kentsel ayrışma, yoksulluk ve eşitsizliğin kabul edilebilir hiçbir tarafı kalmamıştır. Böyle bir süreç içerisinde İstanbul; halkın sorun ve talepleri ile uzaktan yakından alakası olmayan Galataport, Haydarpaşaport, 3. Köprü, 3. Havalimanı, Taksim Projesi, lüks konut projeleri, Yeni Şehir, AVM’ler, finans merkezi, Kanal İstanbul gibi projeler ile küresel/yerel sermayenin istekleri doğrultusunda yeniden biçimlendirilmekte, bu isteklerin önündeki tüm hukuki düzenlemeler, bilimsel argümanlar yok sayılmaktadır. Başıboş ve bütünsellikten uzak bir şekilde idare edilmeye çalışılan İstanbul’da çok ciddi bir demokrasi krizi ortadadır. İstanbul’a dair alınan tüm bu kararlar, bırakın kentte yaşayanlar, meslek örgütleri, üniversitelerin bilgisi ve görüşü dahilinde olsun; yerel yönetimler dahi by-pass edilerek uygulamaya geçirilmektedir. Ülke ve bölgenin dengeli olarak planlamasından bütünüyle vazgeçen AKP hükümeti, İstanbul’a yönelik aldığı yanlış yatırım kararları ve nüfus politikaları ile gelecek kuşaklara baş edemeyecekleri bir yük bırakmaktadır. İstanbul’a dair tüm projeler hakkında tek bilgi kaynağı, karar mercii neredeyse sadece Başbakan’ın kendisidir. Ve süper yetkilerle donatılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise bu mutlak iradenin yeryüzündeki temsilcisi gibi şartsız, koşulsuz dile getirilen projeleri uygulamaya geçirmektedir. Kente dair önemli kararların tek bir elden alındığı, bilimsel kriterlerin ve hukuki denetimin göz ardı edildiği, demokrasi kültürünün giderek aşındığı bu süreç, sistemin işlerliğini sağlama gayesi ile inşaat/emlak sektörüne yeni alanlar açmak için merkezi ve yerel iktidar elbirliği ile geri dönüşü olmayan imar hareketlerine girişmektedir. Son dönemlerde kamuoyuna da yansıdığı biçimde, kapalı kapılar ardında sermayenin arsız isteklerini hoş tutmak adına her türlü yolu-yolsuzluğu mubah gören bir düzen, “yasal” hale getirilmeye çalışılmaktadır. Oysa ki, çözümü dile getirmek o kadar da zor değil. “Yaşanabilir bir İstanbul”, sermayenin değil İstanbul halkının ortak çıkarlarını ve kamu yararını gözeten, doğal ve tarihsel çevrenin korunduğu, halkın demokratik katılımını esas alan bir planlamayı acilen hayata geçirmekle mümkündür. Bu anlamda yerel yönetimlerin; kendi kendini yöneten, katılımcılığı benimseyen, temel kentsel sorunların olabildiğince toplumun tüm katmanlarının mutabakatı ile çözüleceğine inanan, şeffaf, hesap vermeye ve demokratik denetime açık, gücünü halktan alan yönetimler olmaları gerekmektedir. Temel itibariyle kentte yaşayanların, kamusal ve kendi hayatlarına dair tüm kararlarda söz, yetki ve karar sahibi olması yönündeki örgütlenmelerin, temsiliyet biçimlerinin önünün açılması şarttır. Ancak yakın bir örnekte de görüleceği üzere, yürürlüğe giren Büyükşehir Kanunu gibi mevzuat çalışmaları ile birlikte özerk-demokratik-etkin yerel yönetim yaklaşımının tam tersine merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayetini arttıran, yerel katılımı son derece zorlaştıran değişiklikler yapılmıştır. Bu ve benzeri birçok yasal değişiklik ülkenin hemen her alanında hızla merkezileşme ve otoriterleşmesinin temellerini sağlamlaştırmaktadır. İstanbul’un bugün ve gelecek kuşaklar açısından yaşanabilir bir kent haline bürünebilmesi için öncelikle kamu yararından, şehircilik ilkelerinden yana; doğal varlıkları, ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri koruyan, yaşatan, geliştiren, birarada yaşama kültürünü büyüten katılımcı, müzakereci, dinamik ve eşitlikçi bir planlama anlayışının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Planlama, özellikle kamu eliyle yaratılan rantın belirli kişilere dağıtım aracı olarak kullanılmamalı, kamu yararına aykırı, yasa dışı plan değişiklikleri durdurulmalıdır. Kamuya ait arazi ve yapıların satışı ya da özelleştirilmesi yöntemleri ile elden çıkarılmasına son verilmelidir. Son bir-iki yılda dahi, Etiler Polis Meslek Yüksekokulu, Fulya Transfer Merkezi, Zincirlikuyu Karayolları Arazisi, İETT Arazisi, birçok Askeri Alan, Cevizli Tekel Fabrikası, Haydarpaşa ve Galata Limanları, Haliç Tersanesi gibi büyük ölçekli birçok alan özelleştirilip, plan değişiklikleri ile ayrıcalıklı imar rantları yaratılarak belirli sermaye gruplarının hizmetine sunulmuştur. Her türlü kentsel yerleşimde olduğu gibi İstanbul’da da temel kamu hizmetlerine kamusal alan sorumluluğu ile yaklaşılmalı, temel insan ihtiyaçlarının karşılanmasında kâr amacı gütmeyen, güvenlikli, ucuz, erişilebilir, temiz hizmet üretme anlayışı geliştirilmelidir. Özellikle İstanbul gibi milyonlarca dar gelirli ve yoksul yurttaşın yaşadığı bir kentte kent merkezlerindeki arazi rantının yüksek olduğu alanlardaki eğitim tesislerinin, kamu hastanelerinin kapatılarak yerlerine lüks konut, alışveriş merkezi vb. gibi tesislerin inşa edilmesi girişimleri ile birlikte özelleştirme ve ticarileştirmenin bir sonucu olarak “entegre hastane kampüsü” girişimleri, sayı 130/2014 31 sonuç bildirgesi kamusal hizmetlerin sunumunda hayati tehlikelerin yaşanacağı bir dönemi işaret etmektedir. Bugün Şişli Etfal, Taksim İlk Yardım, Numune, Samatya, Çapa, Cerrahpaşa Hastanesi gibi kamu hastaneleri bu dönüşüm sürecinin baskısı altında bulunmaktadır. Kent içi ulaşımda bütüncül yaklaşımdan yoksun noktasal, plansız ve parçacıl kentsel gelişmeler ile kentin kontrolsüz büyümesinden kaynaklanan sorunların çözümüne “erişilebilirlik” amacı ile yaklaşmayan, bunun yerine özel araç odaklı, günübirlik geçici çözümler üreten yaklaşım İstanbul’u bir sorun yumağına dönüştürmüştür. İBB’nin yapmış olduğu Çevre Düzeni Planında yer almayan ve aslen bir emlak sektörü yatırımı olan, güzergahları yanlış projelendirilen 3. Köprü’yü bir ulaşım projesi olarak lanse etmek, bilimsel planlama kriterleri açısından sadece abesle iştigal etmektir. Bir seçim yatırımı olarak hizmete sunulan metrobüs bile henüz daha 1. Yılını doldurmadan kapasitesini çoktan aşmış, mevcut yerel yönetim henüz yapmadığı metro yatırımlarının propagandasını yaparak, kendisiyle övünç duymaktadır. Bu noktada insan odaklı, doğa ile uyumlu planlama yaklaşımı benimsenerek, ulaşım hizmetine yaya, engelli, yaşlı, yoksul demeden, her kesimin eşit erişiminin sağlanması temel amaç olarak belirlenmelidir. Kent içi ulaşımda, emekçi kesimlerin yaşadığı semtler için “pozitif ayrımcılık” olarak tanımlanabilecek düzenlemeler yapılmalıdır. Kentsel mekânın oluşturulmasında güvenli, entegre toplu taşıma sisteminin geliştirilmesi, deniz ve raylı sistemin ulaşım sistemi içerisindeki payının arttırılması, bisiklet yollarının, yaya yollarının 32 sayı 130/2014 sürekliliği, güvenliği ve erişilebilirliğinin sağlanması, kent içi arazi kullanım politikası olarak yolculuk talebinin azaltılması temel ilkeler olarak uygulamaya geçirilmelidir. Cinsiyete, yaşa, etnik kökene, dine, bedensel ya da zihinsel yeterliliğe dayalı ayrımcılık, sadece kentlerin değil tüm insanlığın sorunudur. İstanbul bu ayrımcılığın, çatışmanın ve hatta yok ediciliğin yoğun bir biçimde yaşandığı bir kent haline gelmiştir. Dolayısıyla hiç vakit kaybetmeden, kentsel/toplumsal yaşamda cinsiyet ayrımcılığının önüne geçecek her türlü sosyal, ekonomik, hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kentin bütün sokaklarının, istihdam olanaklarının, sosyal hizmetlerinin tüm cinsiyetçi politikalardan arındırılmış biçimde daha erişilebilir, daha güvenli ve nitelikli hale getirilmesi ivedilikle gerçekleştirilmelidir. Yaşlılar ve düşkünlerle birlikte, kentlerde yaşayan tüm engellilerin, toplumsal hayat içerisinde engeli bulunmayan bireyler kadar eşit hak ve yükümlülüklere sahip oldukları tartışmasız bir gerçektir. Ancak mevcut merkezi ve yerel yönetimler bu konuda uygulamakla yükümlü oldukları yasal zorunlulukları yerine getirmemekte engellilerin kentsel ve toplumsal yaşama katılımını kolaylaştıracak projeler adeta bir “lütuf” olarak sunulmaktadır. Engelli yurttaşlarımızın tüm kamusal alanlarda eşit olarak var olabilmeleri için mekansal tasarım ilkeleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. İstihdam olanakları geliştirilmeli, çalışamayan engellilerin kamu hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaları sağlanmalıdır. Toplumcu bir bakış açısıyla, engelli kentlilere yönelik sosyal hizmet uygulamaları geliştirilmelidir. Tüm bunlarla birlikte etkin-özerk-demokratik bir kent yönetimin gereği olarak karar mekanizmalarında tüm dezavantajlı kesimlerin var olabilmesinin önü açılmalıdır. Son 10 yılı aşkın bir süredir İstanbul’un hemen tamamı topyekun bir şekilde kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiştir. Sulukule’de, Tarlabaşı’nda Ayazma’da… ve daha birçok yerde gerçekleşen uygulamalar bölge halkının yıllardır yaşadıkları yerlerden zorla tahliye edilmelerine, işlerini kaybetmelerine, borçlandırılmalarına, sosyal, ekonomik ve kültürel hak ihlallerine maruz kalmalarına ve insan hakları mağduriyetlerine sonuç bildirgesi Foto: Sefer Bayraktar - Wowturkey yol açılarak, yıllarca kurdukları ilişkilerinin yok olmasına yol açmıştır. Boşaltılan tüm bu yerlerin rantı, lüks konut ve alışveriş merkezleri yapılarak; inşaat şirketleri, yerel ve merkezi idareler tarafından paylaşılır iken toplumun büyük çoğunluğunun yoksullaşmasına, evsizleşmesine, kent çeperlerine sürgün edilmesine neden olduğu gözlenmiştir. Tarihi çevrelerde, İstanbul’un titizlikle korunması gereken mirası tamamen yok edilirken, bir başka çözüm olarak sunulan Fikirtepe gibi örnekler ile yurttaşlar inşaat şirketlerinin insafına terk edilmiş, bütüncül planlama kararlarına aykırı inşaat hakları yaratılmıştır. “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile birlikte, devletin üzerinde şekillenmesi gereken “toplumsal adalet ve eşitlik zemini” afete maruz kalmıştır. Bugüne kadar Kanunun uygulamalarına bakıldığında, “riskli alan” olarak ilan edilen bölgelere dair yeterli bilimsel araştırmanın yapılmadığı, bu alanların özellikle büyük gayrimenkul/inşaat şirketlerinin lobi çalışmaları sonucu ilan edildiği gün yüzüne çıkmıştır. Bütünlükten kopuk bir şekilde kent parçalarının, “kentsel dönüşüm” adı altında, içinde yaşayanlardan bağımsız, yeni imar hakları verilerek sermaye çevrelerine pazarlanması, özelleştirilmesi, satılması ya da tahsis edilmesi belli kesimler için ‘köşe dönme’ aracı haline getirilmiştir. Özellikle yoksul kiracılar için barınma sorunu iyiden iyiye çözümsüz hale getirilmektedir. Sonuç olarak yıllardır ülkemizde izlenen “ikiyüzlü” kentleşme politikalarından yine vazgeçilmemiş, “risk”, rant aktarımının gerekçesi haline dönüştürülmüştür. Oysa ki, nitelikli, herkes için sağlıklı ve güvenlikli barınma/ yaşama hakkını tesis etmek devletin asli görevlerinden biridir. Bu amaçla geliştirilmesi gereken projelerde toplumsal, fiziksel, doğal, çevresel ve ekonomik koşullar birlikte ele alınmalı, proje alanlarına yönelik planlama kararları kent bütününe yönelik kararlardan koparılmamalı, üst ölçekli plan kararlarına aykırı uygulamalardan kaçınılmalı, projeler başta ulaşım kararları olmak üzere, olası çevresel etkileri analiz edilerek ele alınmalıdır. Projeler temelde rant artışının değil, can güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükseltilmesini amaçlamalı, kentsel dönüşüm projeleri ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmamalıdır. Yenileme, sağlıklaştırma ve dönüşüm süreçleri şeffaf olmalı, karar süreçleri, ilgili toplum kesimlerinin tümünün katılımı ile birlikte geliştirilmeli, bilgiye kolayca erişebilme olanağı yaratılmalı; yerinde dönüşüm ilkesi, istihdam politikalarının geliştirilmesi ve sosyal/kamusal hizmetlerin etkinleştirilmesi en önemli hedefler olarak belirlenmelidir. Sağlıklı ve güvenli yapı üretim ve denetim sürecini ticari bir alan olarak sermayeye teslim eden anlayış bırakılmalı, kamusal denetim etkinleştirilmelidir. Tüm olumsuzluklara rağmen bilimsellik, kamu yararı, doğayı ve tarihsel mirası koruma ve geliştirme ilkeleri çerçevesinde İstanbul’un daha eşitlikçi, yaşanabilir ve demokratik bir hâl alabilmesi, her türlü baskı, zor, şiddet vb. uygulamalara rağmen, bizlerin bu yolda birleşerek, ısrarla yürüteceği mücadeleler ve büyüteceği dayanışma ile mümkündür. Tüm dünya görmüştür ki, 28 Mayıs 2013 tarihinden itibaren daha yaşanabilir, daha demokratik, doğadan, özgürlükten, barıştan ve insandan yana bir yaşam özlemi Gezi Parkı ile simgeleşerek herkese umut olmuştur. Gezi Parkı ile ortaya çıkmış olan bu toplumsal duyarlılık, yıllardır sürdürülen toplumsal mücadelelerin birikimi ile birlikte artık tek bir ağacımızın dahi kesilmesine, kamusal alanlarımızın ve kaynaklarımızın talan edilmesine, “ben yaptım oldu” diyerek kentlerimizin/yaşamlarımızın keyfi ve bilimden uzak bir şekilde biçimlendirilmesine izin vermeyecek; herkes ormanına, suyuna, emeğine, tarihine, mahallesine, esnafına, komşusuna sahip çıkacaktır. Yolumuz uzun ama yalnız değiliz! Yolumuzu; Berkin’le, Ethem’le, Ali İsmail’le, Ahmet’le, Hasan Ferit’le, Mehmet’le, Abdullah’la, Medeni’yle birlikte yürüyoruz. sayı 130/2014 33 tebliğ 6 Mayıs 2014 Salı Resmî Gazete Sayı: 28992 ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NDAN ................................................... MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK 2014 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA TEBLİĞ 16/7/1985 tarihli ve 85/9707 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesinin 3.2 maddesi gereğince mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak 2014 yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri, yapının mimarlık hizmetlerine esas olan sınıfı dikkate alınarak inşaat genel giderleri ile yüklenici kârı dâhil belirlenerek aşağıda gösterilmiştir. III. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR •3 metre yüksekliğe kadar kagir veya betonarme ihata duvarı •Basit kümes ve basit tarım yapıları •Plastik örtülü seralar •Mevcut yapılar arası bağlantı-geçiş yapıları •Baraka veya geçici kullanımı olan küçük yapılar, •Yardımcı yapılar (Müştemilat) •Gölgelikler-çardaklar •Üstü kapalı yanları açık teneffüs, oyun gösteri alanları ve bu gruptakilere benzer yapılar. A GRUBU YAPILAR •Okul ve mahalle spor tesisleri (Temel eğitim okullarının veya işletme ve tesislerin spor salonları, jimnastik salonları, semt salonları) •Katlı garajlar •Ticari bürolar (üç kata kadar - üç kat dâhil asansörsüz ve kalorifersiz) •Alışveriş merkezleri (semt pazarları, küçük ve büyük hal binaları, marketler, v.b.) •Basımevleri, matbaalar •Soğuk hava depoları •Konutlar (dört kata kadar - dört kat dâhil asansörsüz ve/veya kalorifersiz) •Akaryakıt ve gaz istasyonları •Kampingler •Küçük sanayi tesisleri (Donanımlı atölyeler, imalathane, dökümhane) •Semt postaneleri •Kreş ve Gündüz bakımevleri, Hobi ve Oyun salonları ve bu gruptakilere benzer yapılar. B GRUBU YAPILAR •Entegre tarımsal endüstri yapıları, Büyük çiftlik yapıları •İdari binalar (ilçe tipi hükümet konakları, vergi daireleri) •Gençlik Merkezleri, Halk evleri •Belediyeler ve çeşitli amaçlı kamu binaları •Lokanta, kafeterya ve yemekhaneler •Temel eğitim okulları •Küçük kitaplık ve benzeri kültür tesisleri •Jandarma ve emniyet karakol binaları •Sağlık ocakları, kamu sağlık dispanserleri •Ticari bürolar •150 kişiye kadar cezaevleri •Fuarlar •Sergi salonları •Konutlar •Marinalar •Gece kulübü, diskotekler •Misafirhaneler, Pansiyonlar ve bu gruptakilere benzer yapılar. 160,00 TL/m2 B GRUBU YAPILAR •Cam örtülü seralar •Basit padok, büyük ve küçük baş hayvan ağılları •Su depoları •İş yeri depoları ve bu gruptakilere benzer yapılar. 100,00 TL/m2 I. SINIF YAPILAR 550,00 TL/m2 Yapının Birim Maliyeti (BM) TL/m2 650,00 TL/m2 YAPININ MİMARLIK HİZMETLERİNE ESAS OLAN SINIFI B GRUBU YAPILAR •Pnömatik ve şişirme yapılar •Tek katlı ofisler, dükkan ve basit atölyeler •Semt sahaları, küçük semt parkları, çocuk oyun alanları ve müştemilatları •Tarımsal endüstri yapıları (Tek katlı; prefabrik beton, betonarme veya çelik; depo ve atölyeler, tesisat ağırlıklı ağıllar, fidan yetiştirme ve bekletme tesisleri) •Yat bakım ve onarım atölyeleri, çekek yerleri •Jeoloji, botanik ve tema parkları •Mezbahalar ve bu gruptakilere benzer yapılar. 350,00 TL/m2 C GRUBU YAPILAR •Hangar yapıları (Uçak bakım ve onarım amaçlı) •Sanayi yapıları (Tek katlı, bodrum ve asma katı da olabilen prefabrik beton, betonarme ve çelik yapılar) ve bu gruptakilere benzer yapılar. 400,00 TL/m2 A GRUBU YAPILAR •Kuleler, ayaklı su depoları •Palplanj ve ankrajlı perde ve istinat duvarları •Kayıkhane ve bu gruptakilere benzer yapılar. 250,00 TL/m2 II. SINIF YAPILAR 34 sayı 130/2014 A GRUBU YAPILAR •Özelliği olan büyük okul yapıları (Spor salonu, konferans salonu ve ek tesisleri olan eğitim yapıları) •Poliklinikler •Liman binaları •150 kişiyi geçen cezaevleri •Kaplıcalar, şifa evleri vb. termal tesisleri •İbadethaneler (1000 kişiye kadar) •Entegre sanayi tesisleri •Aqua parklar •Müstakil spor köyleri (Yüzme havuzları, spor salonları ve statları bulunan) •Yaşlılar Huzurevi, kimsesiz çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları •Büyük alışveriş merkezleri •Yüksek okullar ve eğitim enstitüleri •Apartman tipi konutlar (Yapı yüksekliği 21.50 m.’yi aşan) •Oteller (1 ve 2 yıldızlı) ve bu gruptakilere benzer yapılar. A GRUBU YAPILAR •Televizyon, Radyo İstasyonları, binaları •Orduevleri •Büyükelçilik yapıları, vali konakları ve 600 m2 üzerindeki özel konutlar •Borsa binaları •Üniversite kampüsleri •Yapı yüksekliği 51,50 metreyi aşan yapılar •Alışveriş kompleksleri (İçerisinde sinema, tiyatro, sergi salonu, kafe, restoran, market, v.b. bulunan) ve bu gruptakilere benzer yapılar. C GRUBU YAPILAR •Büyük kütüphaneler ve kültür yapıları •Bakanlık binaları •Yüksek öğrenim yurtları •Arşiv binaları •Radyoaktif korumalı depolar •Büyük Adliye Sarayları •Otel (3 yıldızlı) ve moteller •Rehabilitasyon ve tedavi merkezleri •İl tipi hükümet konakları ve büyükşehir belediye binaları ve bu gruptakilere benzer yapılar. 1.600,00 TL/m2 D GRUBU YAPILAR •Opera, tiyatro ve bale yapıları, konser salonları ve kompleksleri •Tarihi eser niteliğinde olup restore edilerek veya yıkılarak aslına uygun olarak yapılan yapılar ve bu gruptakilere benzer yapılar. 1.900,00 TL/m2 800,00 TL/m2 C GRUBU YAPILAR •Oteller ve tatil köyleri (5 yıldızlı) •Müze ve kütüphane kompleksleri ve bu gruptakilere benzer yapılar. Açıklamalar: 900,00 TL/m2 B GRUBU YAPILAR •İş Merkezleri •Araştırma binaları, laboratuarlar ve sağlık merkezleri •Metro istasyonları •Stadyum, spor salonları ve yüzme havuzları •Büyük postaneler (merkez postaneleri) •Otobüs terminalleri •Eğlence amaçlı yapılar (çok amaçlı toplantı, eğlence ve düğün salonları) •Banka binaları •Normal radyo ve televizyon binaları •Özelliği olan genel sığınaklar •Özellikli müstakil konutlar (villalar, teras evleri, dağ evleri, kaymakam evi) ve bu gruptakilere benzer yapılar B GRUBU YAPILAR •Kongre merkezleri •Müze ve kütüphane kompleksleri •Olimpik spor tesisleri - hipodromlar •Bilimsel araştırma merkezleri, AR-GE binaları •Hastaneler •Havalimanları •İbadethaneler (1000 kişinin üzerinde) •Oteller (4 yıldızlı) ve bu gruptakilere benzer yapılar. 1.400,00 TL/m2 V. SINIF YAPILAR 700,00 TL/m2 IV. SINIF YAPILAR 1.150,00 TL/m2 tebliğ 1)Benzer yapılar, ilgili gruptaki yapılara kıyasen uygulayıcı kurum ve kuruluşlarca Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesinin ilgili hükümlerinden yararlanılarak belirlenecektir. 2)Tebliğin revizyonu çalışmalarında sınıfı veya grubu değiştirilen veya tebliğden çıkarılan yapılar için, 2014 yılından önceki tebliğlere göre yapı sınıfı ve grubu belirlenmiş mimarlık ve mühendislik hizmetlerinde; belirlendiği yılın tebliğindeki yapı sınıfı ve grubu değiştirilmeksizin 2014 yılı tebliğinde karşılığı olan tutar esas alınmak suretiyle hesap yapılacaktır. Tebliğ olunur. sayı 130/2014 35 şubemizden Şubemizden haber ve duyurular Sekiz Katlı Betonarme Bir Binanın Enerji Sönümleyiciler İle Güçlendirilmesi / 7 Ocak 2014 Bakırköy / 8 Ocak 2014 Kadıköy / 9 Ocak 2014 Karaköy Sekiz Katlı Betonarme Bir Binanın Enerji Sönümleyiciler İle Güçlendirilmesi Uygulaması başlıklı seminer Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Suat YILDIRIM katıldı. Seminerde, güçlendirme, sönümleme, sürtünme tipi sönümleyiciler anlatıldı ve sismik sönümleyici ile güçlendirme çalışmalarına örnekler verilirken, sismik sönümleyici uygulamasının ıslak beton imalatı olmamasından dolayı yapı boşaltılmadan güçlendirme çalışması yapılabildiği anlatıldı. Yapı Denetimi Mevzuatında Kontrol Elemanlarının Yeri 10 Ocak 2014 Karaköy İMO İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Yapı Denetimi Mevzuatında Kontrol Elemanlarının Yeri başlıklı Seminer Şubemizin Karaköy Hizmet binasında gerçekleşti. 10 Ocak 2014 tarihinde gerçekleşen seminere konuşmacı olarak Erhan AYDIN (İnş. Müh. / İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapı Denetim Şube Müdürü) ve Nihat ÇIRALI (Y. Mimar / İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapı Denetim Şb. Müdürlüğü) katıldı. Seminerde yapı denetim sisteminde yardımcı kontrol elemanlarının sorumlulukları ve yaşadığı sıkıntılar üzerine değerlendirmeler yapıldı. Üstten Temele (Top-Down) Yönteminde Proje ve Uygulama Detayları (THY DO&CO Ortaköy Projesi Örneği) 14 Ocak 2014 Bakırköy / 15 Ocak 2014 Kadıköy / 16 Ocak 2014 Karaköy Üstten Temele (Top-Down) Yönteminde Proje ve Uygulama Detayları (THY DO&CO Ortaköy projesi Örneği) başlıklı seminer Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Zihni TEKİN katıldı. Seminerde İstanbul ili, Ortaköy ilçesinde, Fehime Sultan ve Hatice Sultan Yalıları Restorasyon Uygulama Projesi kapsamında, tasarımı geliştirilmekte olan THY - DO&CO ORTAKÖY OTEL PROJESİ’nde uygulanan TOP-DOWN İnşaat Yönteminine yer verildi. Ayrıca, projelerin tasarım ve inşaat aşamaları, karmaşık proje ve detaylandırma ve de uygulama süreçlerinden oluştuğu belirtildi. 36 sayı 130/2014 şubemizden Yurdumuzdaki Sismik Yalıtım Uygulamaları 21 Ocak 2014 Bakırköy / 22 Ocak 2014 Kadıköy / 23 Ocak 2014 Karaköy Yurdumuzdaki Sismik Yalıtım Uygulamaları başlıklı seminer Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Mehmet Emre ÖZCANLI katıldı. Seminerde sismik yalıtım konusuna yönelik bilgiler aktarılırken, konuya ilişkin örnek uygulamalara yer verildi. Seminerde, kauçuk izolatörler, yüksek ve düşük sönümlü kauçuk izolatörler konusunda bilgiler aktarıldı. Dünyadaki uygulamalar ve deprem performansları, İstanbul’daki deprem yalıtım uygulamalarına yönelik bilgiler aktarılan seminerde, sismik kontrol uygulanmış bina deprem enerjisinin izolatörler tarafından absorbe edildiği ve binaların depreme karşı tepkilerini azalttığı belirtildi. Betonarme Yapılarda Sünme ve Büzülme Etkilerinin Hesabı 28 Ocak 2014 Bakırköy/29 Ocak 2014 Kadıköy/30 Ocak 2014 Karaköy Betonarme Yapılarda Sünme ve Büzülme Etkilerinin Hesabı başlıklı seminer Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Bülent DEVECİ katıldı. Seminerde betonarme yapılardaki sünme ve büzülme etkileri irdelenirken, konuya ilişkin örnek problemler ve çözümlerine yönelik bilgiler aktarıldı. Malzeme mühendisliği biliminde tanınmış bilim adamlarının yoğun çalışmalar yapmasına rağmen, betondaki sünme ve rötrenin tahminine dair teorilerin kabaca sonuç verdiği belirtildi. Deprem Sonrasında Betonarme Binaların Hasar Sınıf landırılmasında Kullanılacak Yeni AFAD Hasar Tespit Formları 15 Nisan 2014 Bakırköy/16 Nisan 2014 Kadıköy/17 Nisan 2014 Karaköy Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleştirilen seminere konuşmacı olarak Doç. Dr. Beyza TAŞKIN katıldı. Seminerde, deprem sonrasında betonarme binaların hasar sınıflandırılmasında kullanılacak yeni AFAD Hasar Tespit Formlarının hazırlanmasına ilişkin bilgiler aktarıldı. Yönetmelik esaslarına göre tasarlanmış bir binada hasar koşullarına değinildi ve yapının rijitliğini değiştirecek müdahalelerin yapısal hasar nedenleri arasında olduğu anlatıldı. Jet Grouting Zemin Islah Tekniği Hakkında Bildiklerimiz, Az Bildiklerimiz ve Hiç Bilmediklerimiz 22 Nisan 2014 Bakırköy / 24 Nisan 2014 Karaköy İMO İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Dr. Baran ÖZSOY’un konuşmacı olarak katıldığı Seminer Bakırköy temsilciliğimizde ve Karaköy Hizmet Binamızda 22/24 Nisan 2014’de gerçekleşti. Seminerde Jet Grouting Zemin Islah Tekniğinin Tanımı, Kullanılan Yöntemler, Tasarım Prensipleri gibi konularına yer verildi. Ayrıca zemin ıslah yönteminin kombine davranışı sağlamak için doğru yerde kullanılması ve sıvılaşma potansiyeli olan yerlerde kazıklı çözüme gidilmesi durumunda önce sıvılaşma potansiyelini düşürmek gerektiği anlatıldı. sayı 130/2014 37 şubemizden Betonarme ve Yığma Binalarda Depremden Sonra Hasar Belirleme Yöntemleri / 29 Nisan 2014 Bakırköy /30 Nisan2014 Kadıköy İMO İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Prof. Dr. Alper İLKİ’nin konuşmacı olarak katıldığı ‘Betonarme ve Yığma Binalarda Depremden Sonra Hasar Belirleme Yöntemleri’ başlıklı Seminer Bakırköy ve Kadıköy temsilciliğimizde 29/30 Nisan 2014’de gerçekleşti. Eğilme ve kesme hasarları, zayıf kolon-güçlü kiriş etkisi, yumuşak kat, düşey taşıyıcı süreksizliği, kısa kolon etkisi gibi konulara da yer verilen seminerde yapılan hasar çalışmalarından örnekler aktarıldı. ŞANTİYE MÜHENDİSLERİNE YÖNELİK SEMİNERLER BETON KİMYASALLARI VE KULLANIM AMAÇLARI / 14 Nisan 2014 İnş. Yük. Müh. Tolga ILICA’nın konuşmacı olarak katıldığı Seminer 14 Nisan 2014 tarihinde Şubemizin Karaköy Hizmet Binasının Seminer Salonunda gerçekleşti. Seminerde betonun; ucuzluğu, şekil verilebilme kolaylığı, düşük bakım maliyeti, dış etkilere (fiziksel, kimyasal, mekanik) dayanıklılığı, çekme mukavemeti yetersizliğinin çelik donatı takviyesi ile dengelenebilmesi, yüksek basınç dayanımlarına ulaşılabilmesi, öngerme yoluyla büyük açıklıkların geçilebilmesine imkan tanımasından dolayı tercih edildiği anlatılıdı. BİNALARDA SES YALITIMI VE UYGULAMALARI / 21 Nisan 2014 İMO Meslekiçi Seminerleri kapsamında Şantiye Mühendislerine Yönelik Seminer Programı kapsamında düzenlenen ‘Binalarda Ses Yalıtımı ve Uygulamaları’ konulu seminer 21 Nisan 2014 tarihinde Şubemizin Karaköy Hizmet Binasında gerçekleşti. Konuşmacı olarak İnş. Müh. Güneş YÜZÜGÜR’ün katıldığı seminerde ses, ses yalıtımı, sesin yayılması ve algılanması, ses kırılması, ses basınç seviyesi konularında bilgiler aktarıldı. BETONARME-ÇELİK BİRLEŞİM VE ELEMANLARDA ANKRAJ / 28 Nisan 2014 İMO Meslekiçi Seminerleri kapsamında Şantiye Mühendislerine Yönelik Seminer Programı kapsamında düzenlenen ‘Betonarme-Çelik Birleşim ve Elemanlarda Ankraj’ konulu seminer 28 Nisan 2014 tarihinde Şubemizin Karaköy Hizmet Binasında gerçekleşti. Konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Mehmet SOYDEMİR’in katıldığı seminerde genel ankraj sistemleri konusunda bilgiler aktarıldı. Tasarım ve uygulamadaki gereksinimlere ilişkin örnek uygulamalara yer verildi. 38 sayı 130/2014 şubemizden GENÇ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ÇALIŞTAYI / 26 Ocak 2014 Genç İnşaat Mühendisleri Çalıştayı Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE’nin konuşmasıyla başladı. Çalıştay öncesinde yapılmış olan Genç İnşaat Mühendisleri Anketi Memet KUTLU tarafından değerlendirildi. Ankete katılanların mezuniyet sonrası yaşanan sorunlara ilişkin %75.1’i “düşük ücretler”, %73,6’sının ise tecrübe aranması konusunda problem yaşadıkları belirtildi. Ankette katılımcıların %50 ve üzeri hafta sonu çalıştırılmak, düşük ücretler, uzun çalışma saatlerinden şikayetçi olduklarına dikkat çekildi. Birinci Oturum, Sibel SEVAT ve Aydın ÖZMEN tarafından yönetildi. İş Ararken Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Önerileri başlıklı sunum Cem KAFADAR tarafından sunuldu. Etkili ve verimli özgeçmiş hazırlama, iş konusunda bir yerden başlamanın önemi, iş görüşmesi, referansların önemine değinildi. Düşük Ücretler, Uzun Çalışma Saatleri, Kanuni Haklar ve İş Güvenliği, Taner SAVAŞ (İMO İstanbul Şubesi Hukuk Müşaviri) ve Beste ARDIÇ tarafından sunuldu. İş sözleşmelerinin hazırlanması, iş sözleşmelerinde süre, ücret, asgari geçim indirimi, İşyeri değişikliği, fazla mesai konularına değinilirken inşaatta işçi sağlığı ve güvenliği, A sınıfı ve C sınıfı uzmanlık belgeleri, iş kazaları konularına yer verildi. Demokrasi, Katılımcılık ve Örgütlenme konulu öyleşiye konuşmacı olarak Bekir AĞIRDIR katıldı. AĞIRDIR, Türkiye’de derin bir kutuplaşma olduğuna vurgu yaparak, “Türkiye’de biz duygusu parçalanıyor, biz derken ben de dahil Başbakan da başlarında olmak üzere herkes biz derken aslında hepimizi kastetmiyoruz. Hepimiz biz derken bizimkileri kastediyoruz. Ben başı kapalıları saymıyorum, sizlerden birisi Kürtleri bizim içine saymıyor, öbürü başı açıkları saymıyor, ama hepimiz biz derken eksik bir biz tarif ediyoruz. Dolayısıyla şimdi bu gerilimin içinden bakmak demokrasi, katılım, örgütlenme meselesine çok açıklayıcı değil.” diye belirtti. İkinci oturum Demet ENGİN ve Temel PİRLİ tarafından yönetildi. Bu oturumda İnşaat Mühendisliği Eğitimi ve İnşaat Sektöründe İstihdam problemleri konusu Prof. Dr. Yalçın YÜKSEL tarafından anlatıldı. Türkiye’nin en önemli problemlerinden olan çevresel problemler, planlama ve yatırımlar ve bunlardaki çelişkilere dikkat çekerek, bu konularda inşaat mühendislerine önemli görevler düştüğüne işaret edildi ve sürekli eğitim, etik, standart ve yönetmeliklerin uyulması gereken başlıklar olarak dile getirildi. İnşaat Mühendisleri Odası’nın Genç İnşaat Mühendislerinin Meslek Hayatındaki Yeri konusunda Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE tarafından sunuldu. Can ve mal güvenliğinden sorumlu olan inşaat mühendislerinin diploma dışında, mühendislikle ilgili bilgilerin ve yeni teknolojilerin öğrenilmesinin önemine değinen GÖKÇE, inşaat mühendisliği mesleğini sürdürmek için inşaat mühendisliğinin genel ve evrensel kuralları içerisinde hareket edilmesinin bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. GÖKÇE, “İnşaat Mühendisleri Odası’nın meslektaşlarıyla, yapı denetim kuruluşlarıyla, mühendisleriyle yürütmüş olduğu mücadelenin birlikte olmak istemesinin temel nedenlerinden birisi de hangi düşünceye sahip olursa olsun inşaat mühendisliği çerçevesinde, İnşaat Mühendisleri Odası’nın kapsam alanı içerisinde sadece Odaya üye olup ayrılmak değil, orada bir dayanışma ve mücadele ruhu içerisinde hayatımızı sürdürmek ve toplumcu mühendisler olarak mücadeleye devam etmek konusudur” dedi. Çalıştay, kokteyl ve Şubemizin müzik grubunun dinletisiyle sona erdi. sayı 130/2014 39 şubemizden MESLEKİÇİ EĞİTİM KURULU TOPLANTISI / 10 Mart 2014 Şubemiz Meslekiçi Eğitim Kurulu toplantısı 10 Mart 2014 tarihinde Şubemizde yapıldı. Şubemizin 2014 İlkbahar-Yaz dönemi meslekiçi eğitim çalışmalarının 15 Nisan 2014 tarihinde başlayıp, 12 Haziran 2014 tarihinde tamamlanmak üzere organize edilmesi planlandı. Ürün ve tanıtım seminerlerine ilişkin Şube Yönetim Kurulumuza gelen talepler değerlendirildi. Toplantıya Zekai CELEP, Nusret SUNA, Mustafa ALTINELLER, Murat Serdar KIRÇIL, Özkan ŞENGÜL, Rezan BULUT, Fusun SÜMER katıldı. HASAR TESPİT EĞİTİMİ / 25 Ocak 2014 Odamız tarafından düzenlenen Hasar Tespit Eğitimi’ne yönelik eğitim çalışması 25 Ocak 2014 tarihinde Şubemizin Hizmet Binasında gerçekleştirildi. Binalardaki Deprem Hasarlarının Sigorta açısından değerlendirilmesi (DASK), Hasar Tanımı, Deprem sonucu oluşan yapısal ve yapısal olmayan hasarlar, hasar tipleri, Betonarme yapılar için, Yığma Yapılar için Hasar Tespit formunun doldurulması, Sahada çalışma ve dikkat edilecek hususlar, betonarme yapılar ve yığma yapılar için uygulama (Prof. Dr. Alper İLKİ ve Cem DEMİR) konuları üzerine bilgiler aktarıldı. KAMULAŞTIRMA BİLİRKİŞİ YETKİ BELGESİ YENİLEME EĞİTİMİ 19-20 Nisan 2014 İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu, 2009 yılında Bilirkişi Yetki Belgesi almış olan üyeler ile 2007 ve 2008 yılında Bilirkişi Yetki Belgesi almış olan ancak geçtiğimiz yıl yenileme eğitimine katılmamış olan üyeler için 5 ilde eğitim düzenledi. Şubemizde düzenlenen eğitime; yedisi Erzurum, Tekirdağ, Diyarbakır, Gaziantep, Ankara, Balıkesir ve Bursa Şube üyesi ve 33’ü İstanbul Şube üyesi toplam 40 kişi katıldı. ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB) UZMANLIĞI EĞİTİMİ 10-12 Ocak / 4-6 Nisan 2014 Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanlığı Eğitimi, 1012 Ocak, 4-6 Nisan 2014 tarihlerinde Şubemizin Karaköy Hizmet Binasında gerçekleşti. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında gerçekleşen kursumuzda ilgili mevzuat ve Enerji Kimlik Belgesi (EKB) sertifikasının düzenlenmesine yönelik bilgilere yer verildi. Bakanlığın kursuna katılarak eğitmen sertifikası alan Şubemiz kadrosunda yer alan Hasan ÜNAL, Ebru SIR ve Mete YILDIZ tarafından verildi. 40 sayı 130/2014 şubemizden ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ BAŞKONSOLOSU’NUN ŞUBEMİZİ ZİYARETİ 6 Mart 2014 Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosu ve Konsolos Heyeti 6 Mart 2014 tarihinde Şubemizi ziyaret etti. Ziyarette İstanbul ulaşımı, kent planlaması, kentsel dönüşüm/yenileme ve kentteki yatırımlar görüşüldü. Toplantıya Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE, Şube Sekreterimiz Rezan BULUT ve Şube Sekreter Yardımcımız Fusun SÜMER katıldı. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ LABORATUVARIMIZI ZİYARET ETTİ / 4 Ocak 2014 İstanbul Arel Üniversitesi öğrencileri 4 Ocak 2014 tarihinde Şubemizin Beton Araştırma ve Geliştirme Laboratuvarını ziyaret etti. Öğrencilere laboratuvarda yapılan taze ve sertleşmiş beton deneyleri, çelik çekme deneyi, taze betonda sıcaklık ölçme, karot numune alımı, takometre ile yapı elemanlarından donatı tespitine ilişkin bilgiler aktarıldı. YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MEZUNLAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİNDEN ŞUBEMİZE ZİYARET 5 Mart 2014 Yıldız Teknik Üniversitesi Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri 5 Mart 2014 tarihinde Şubemizi ziyaret ettiler. İnşaat mühendisliği eğitiminin bugünkü durumunun konuşulduğu ziyarette Şubemizin yeni yönetim kuruluna başarılar dilediler. İSTANBUL NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ ŞUBEMİZİ ZİYARET ETTİ 15 Ocak 2014 İstanbul Nişantaşı Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencileri Şubemizi ziyaret etti. Odanın meslek yaşamlarındaki rolüne ilişkin bilgilerin aktarıldığı toplantıya Şube Sekreteri Rezan BULUT, Şube Sekreter Yardımcıları Funda KILINÇ SUVAKÇI, Hasan ÜNAL ve Fusun SÜMER katıldı. ÜRÜN VE BİLGİSAYAR TANITIM SEMİNERLERİ / 21 Nisan 2014 Şubemizin düzenlediği Fusun Tanoz SARGEANT’ın konuşmacı olarak katıldığı Ürün Tanıtım Seminerleri kapsamındaki ‘MEVA Kalıp Tanıtım Semineri’ başlıklı Seminer 21 Nisan 2014’de gerçekleşti. Seminerde beton kalıp sistemlerinde plastik yüzeylerin avantajına ve rüzgar perdelerinin yüksek yapı inşaatları sırasında verim arttırıcı etkilerine değinildi. sayı 130/2014 41 şubemizden KENTSEL DÖNÜŞÜM PANELİ 15 Ocak 2014 Kadıköy içesindeki Mahalle Meclisleri tarafından 15 Ocak 2014 tarihide Barış Manço Kültür Merkezi’nde bir panel düzenlendi. Panelde Fikirtepe’den başlayıp giderek yaygınlaşan kentsel dönüşüm süreçleri ele alındı. Panelde Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE kentsel dönüşüme yönelik bir sunum gerçekleştirdi. GÖKÇE, kimliği korunmuş bir kentte, kimlikli, yenilenmiş bir çevrede yaşayanların dayanışma duygusu güçlenmiş, sosyal ilişkileri güçlü bir kente işaret etti. 9. ULUSAL BETON KONGRESİ HAZIRLIK TOPLANTISI / 15 Mart 2014 Antalya İMO İstanbul Şubesi olarak Antalya Şubesi ile birlikte 2015 yılının Nisan ayında düzenleyeceğimiz 9. Beton Kongresi öncesi hazırlık toplantısı 15 Mart 2014 tarihinde Antalya’da yapıldı. Toplantıya Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE, Sayman Üyemiz Nusret SUNA, Şube Sekreterimiz Rezan BULUT, Prof. Dr. Hulusi ÖZKUL ve Doç. Dr. Özkan ŞENGÜL katıldı. KENTLERİ YOK EDEN PROJELER 20 Mart 2014 İzmir Kentleri Yok Eden Projeler konulu seminer 20 Mart 2014 tarihinde İMO İzmir Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE, kentlerde yapılan, özellikle İstanbul’da yapılan yanlış projelere ilişkin sunum gerçekleştirdi. GÖKÇE, ulaşım konusunun bir arazi kullanım konusu olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek, ulaşımın kentsel planlama bilimi ve bilgisi içinde ele alınması gerektiğini vurguladı. BAĞZI ÇILGIN PROJELER / 20 Mart 2014 İzmir TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’na bağlı öğrenci temsilcilikleri tarafından İzmir’de bulunan dört üniversitede düzenlenen Toplumcu Mimarlık Mühendislik Haftası 17-21 Mart 2014 tarihlerinde 42 sayı 130/2014 Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti. TMMOB belgeselinden bir bölümün gösterimiyle açılışı yapılan etkinlikte “Toplumcu Mühendislik ve TMMOB” konulu ilk toplantıya konuşmacı olarak EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir ULUTAŞ ile İMO İzmir Şubesi’nden Gürkan ERDOĞAN katıldılar. Toplantı katılımcıların soru ve katkılarıyla devam etti. Toplumcu Mühendislik Mimarlık Haftası 17-18 Mart’ta DEÜ’de, 19-20 Mart’ta EÜ’de, 21 Mart’ta İYTE ve İKÇÜ’deki etkinliklerle devam etti. Etkinliğin dördüncü günü Ege Üniversitesi’nde yapılan bölümde Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE “Bağzı Çılgın Projeler” başlıklı sunum gerçekleştirdi. şubemizden YAPILARIMIZIN DEPREM GÜVENLİĞİ VE 6306 SAYILI AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ YASASI / 14 Mart 2014 Isparta-Burdur İMO Antalya Şubesi tarafından düzenlenen “Yapılarımızın Deprem Güvenliği ve 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası Konulu Bilgilendirme Toplantısı” Burdur (Burdur Ticaret ve Sanayi Odası) ve Isparta (Barida Hotel) temsilciliklerinde gerçekleşti. 14 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen etkinliklerde Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE “Yapılarımızın Deprem Güvenliği ve 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası’na ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI JOACHİM GAUCK’IN DAVETİ / 21 Şubat 2014 Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joachim GAUCK Almanya Başkonsolosluğu’nun Tarabya’daki yazlık konutunda bir davet verdi. Davete, bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, bazı Meslek Odası temsilcisi ve Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE katıldı. Toplantıda İstanbul’un yapılaşması, 3. Köprü, 3. Havaalanı gibi konulara ilişkin görüşler aktarılırken, Gezi olayları üzerine değerlendirmeler yapıldı. İSTANBUL SİT ALANLARI ALAN YÖNETİMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI / 29 Nisan 2014 TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi çalışmalarına ilişkin ilgili meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ile ortak bir çalışma yürütülmesine yönelik yapılan değerlendirme toplantısı 29 Nisan 2014 tarihinde gerçekleşti. Avrasya Karayolu Tüp Geçidi Projesi ve Tarihi Yarımada içinde yer alan ulaşım, altyapı, yenileme ve benzeri büyük ölçekli projelerin izlenerek raporlanması, olası tehdit ve geri dönülmez zararlara dikkat çekmek ve engel olabilmek için gerekli kurumlara iletilmesi amacıyla düzenlenen toplantıya Şube Sekreterimiz Rezan BULUT katıldı. YEREL YÖNETİMLER KENTLEŞME VE DEMOKRASİ SEMPOZYUMU / 23-24 Ocak 2014 TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından düzenlenen Yerel Yönetimler Sempozyumu Kadıköy Halk Eğitim Merkezi, Bahariye/İstanbul’da gerçekleşti. Kentleşme ve Yerel Yönetim Politikaları, Kentsel Dönüşüm, Kentsel Hizmetler ve Planlama Politikaları, Kent ve Yaşam Hakkı, Doğal Çevre, Kültürel Miras ve Kentsel Kimlik, Kent, Kültür, Demokrasi gibi konuların ele alındığı Sempozyumda Kentsel Hizmetler Ve Planlama Politikaları başlıklı oturum Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE tarafından yönetildi. CHP KADIKÖY BELEDİYE BAŞKAN ADAYI AYKURT NUHOĞLU İLE TOPLANTI / 24 Mart 2014 CHP Kadıköy Belediyesi Başkan Adayı’nın da katıldığı toplantı Mimarlar Odası Anadolu 1. Büyükkent Bölge temsilciliğinde gerçekleşti. 24 Mart 2014 tarihinde gerçekleşen toplantıya Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE, Yönetim Kurulu üyemiz İsmail UZUNOĞLU ve Yönetim Kurulu yedek üyemiz Betül BAYSAL katıldı. sayı 130/2014 43 şubemizden İMO 43. DÖNEM 4. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI / 10 Nisan 2014 Ankara Odamız, 43. Dönemin son Danışma Kurulu toplantısını 10 Nisan 2014 tarihinde Teoman Öztürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Danışma Kurulu “44. Olağan Genel Kurul hazırlık çalışmaları” gündemiyle toplandı. Toplantının açılış konuşmasını yapan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ, 43. Çalışma Dönemi boyunca şube ve merkez kurullarında görev alan üyelere teşekkür etti ve Genel Kurula sunulacak olan yönetmelik ve bütçe uygulama esaslarına ilişkin çalışmalara yönelik taslaklarla ilgili konuları açıkladı. Toplantı kurul üyelerinin, gündeme ilişkin görüş bildirmeleri ile sona erdi. Toplantıda sırasıyla Hakkı Nadir ÇELEBİ, Ahmet GÖKSOY, Haluk SELÇUK, Alifer ATASEVER, Ferhat DEMİR, Fikret Kemal YILDIRIM, Turan KAPAN, Dursun BULUT, Gülümser HIZAL, Hülya ALTUN, Bülent ERKUL, Rıfat YÜZBAŞIGİL, Özer AKKUŞ, Murat GÖKDEMİR, Kamuran TURGUT, Ayhan EMEKLİ, Ali Fuat GÜNAK, Fatih YAZICI, Cevat ÖNCÜ, Meral SARAÇ ÇAVGA, Basri AKYILDIZ, Rezan BULUT, Mustafa YAYLALI, Jale ALEL, Nusret SUNA, Necati ATICI ve Osman TAŞSETEN söz aldı. Toplantıya Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE, Sayman Üyemiz Nusret SUNA, Sekreter Üyemiz Murat Serdar KIRÇIL, Şube Sekreterimiz Rezan BULUT ve Danışma Kurulu üyeleri Hakkı Nadir ÇELEBİ, Mete AKALIN, Murat GÖKDEMİR, Dursun BULUT katıldı. İMO İSTANBUL ŞUBESİ TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU TEMSİLCİLERİ VE KURUL TEMSİLCİLERİ BELİRLENDİ Şubemiz ve Şubemize bağlı il temsilciliklerine yönelik il koordinasyon kurulunda görev alan asıl ve yedek üyelerimiz; TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Temsilci (Asıl) İsmail UZUNOĞLU, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Temsilci (Yedek): Caner ZAFER olarak belirlenmiştir. Ölçü Dergisi Yarın Kuruluna Sadık DUMAN, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kuruluna Şadi KARAASLAN ve Cihan TAŞDEMİR görevlendirilmiştir. TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU VE İSTANBUL BİLEŞENLERİ YÖNETİM KURULU ORTAK TOPLANTISI / 7 Nisan 2014 TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ve İstanbul Bileşenleri Yönetim Kurulu Ortak Toplantısı TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde gerçekleşti. TMMOB Başkanı Mehmet SOĞANCI’nın ve İstanbul Milletvekili Haluk EYİDOĞAN’ın da yer aldığı toplantıya Şubemizden Cemal GÖKÇE, Murat Serdar KIRÇIL, Nusret SUNA, İsmail UZUNOĞLU, Rezan BULUT katıldı. TMMOB 42. DÖNEM 4. DANIŞMA KURULU / 22 Şubat 2014 TMMOB 42. Dönem 4. Danışma Kurulu toplantısı 22 Şubat 2014 tarihinde TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisi’nde yapıldı. Toplantıda 42. Dönem çalışmaları değerlendirildi ve TMMOB 43. Genel Kurulu‘na ilişkin öneriler ele alındı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI’nın TMMOB‘nin 42. Dönem çalışmalarını değerlendirdiği konuşmasıyla başladı. Danışma Kurulu‘na Şubemizden Cemal GÖKÇE, Nusret SUNA, Temel PİRLİ ve Aydın ÖZMEN katıldı. 44 sayı 130/2014 şubemizden GENÇ-İMO ÜNİVERSİTE TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI / 8 Şubat 2014 Genç-İMO 7. Öğrenci Meclisi’ne hazırlık hedefli Üniversite Temsilcileri toplantısı 8 Şubat 2014 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda Genç-İMO çalışmaları değerlendirildi. Genç-İMO 6. Dönem Konseyi tarafından İMO Rüştü Özal Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya geçtiğimiz Aralık ayında yapılan Genç-İMO temsilci seçimlerinde belirlenen üniversite temsilcileri katıldı. KANDİLLİ RASATHANESİ DEPREM ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ’NE TEKNİK GEZİ / 3 Mart 2014 Şubemizin Genç-İMO öğrencileri tarafından gerçekleştirilen Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE)’ne yapılan teknik gezi 3 Mart 2014 tarihinde gerçekleşti. Gezi çerçevesinde Prof. Dr. Erdal ŞAFAK tarafından Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalında yapılan çalışmalar hakkında genel bilgi verildi. Sarsma Masası Laboratuvarı - Erken Uyarı ve Hızlı Müdahale Sistemi Merkezi, Ulusal Deprem İzleme Merkezi’nin gezildiği etkinlikte Dr. Doğan KALAFAT ve Dr. Kıvanç KEKOVALI tarafından Ulusal Deprem İzleme Merkezi faaliyetleri hakkında bilgiler alındı. Ayrıca Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Eğitim Müzesi ziyaret edildi. 5. MÜHENDİSLİK VE ŞEHİRCİLİK GÜNLERİ / 3-7 Mart 2014 TMMOB öğrencileri tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Mühendislik ve Şehircilik günleri 3-7 Mart 2014 tarihleri arasında 12 farklı üniversitede yapılan etkinliklerle gerçekleştirildi. Etkinlikler TMMOB’a bağlı meslek odalarının öğrencileri tarafından düzenlendi. İMO İstanbul Şubesi GençİMO öğrencileri de bu etkinliğe katıldı. İSTANBUL’DA ULAŞIM 3 Mart 2014 İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu Proje Yönetimi Kulübü tarafından düzenlenen İstanbul’da Ulaşım konulu sempozyum Aydın Üniversitesi Florya Yerleşkesi A Blok Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Sempozyumda Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE İstanbul ulaşımı konusunda bir sunum gerçekleştirdi. GENÇ-İMO BİLGİLENDİRME KONFERANSI / 28 Şubat 2014 Öğrenci üyelerimize yönelik Bilgilendirme Konferansı Şubemizin Karaköy Hizmet Binası Konferans Salonunda 28 Şubat 2014 tarihinde yapıldı. Genç-İMO’nun dönem içi çalışmaları ve yapılacak etkinliklere ilişkin görüşler aktarıldı. İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE ÇALIŞMA ALANLARI VE YÜKSEK LİSANS GÜNLERİ/17-21 Mart 2014 Genç-İMO ve İTÜ Yapısal Tasarım Kulübü Etkinlikleri kapsamında İnşaat Mühendisliğinde Çalışma Alanları ve Yüksek Lisans Günleri (1721 Mart 2014) İnşaat Mühendisliği öğrencileri için İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Etkinlik çalışması inşaat sektöründeki çalışma alanları ve ana bilim dalları hakkında bilgi edinebilecek panellerden oluştu. sayı 130/2014 45 şubemizden TUNA TAKSİM OTEL PROJESİ İNŞAATI / 13 Nisan 2014 Genç-İMO İstanbul Şube öğrencilerimiz Tuna Taksim Oteli’ne bir teknik gezi gerçekleştirdi. Teknik gezide Korhan MİREN (Proje Müdürü) tarafından projeye ilişkin öğrenci üyelerimize bilgiler aktarıldı. İZMİT KÖRFEZİ GEÇİŞ KÖPRÜSÜ TEKNİK GEZİSİ / 19 Nisan 2014 Genç-İMO ve İTÜ Yapısal Tasarım Kulübü İzmit Yalova Geçiş Köprüsüne bir teknik gezi düzenledi. Teknik gezide Karayolları Bölge Müdürlüğü’nden Başmühendis Erdoğan DEDEOĞLU tarafından projeye ilişkin bilgiler aktarıldı. KİTAP TANITIMI ÇUBUKLARIN MUKAVEMETİ Uğur Ersoy/ Hilmi Luş/ Erdem Canbay/ S. Tanvir Wasti Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi Uzun bir geçmişi olan katı cisimler mekaniği, Türkçedeki yaygın ismiyle mukavemet, birçok mühendislik dalı için vazgeçilmez öneme sahip temel bir konudur. Mukavemetin hem geniş kapsamlı oluşu hem de yeni malzeme, kuram ve çözüm teknikleriyle daha da genişlemeye devam etmesi yüzünden tek bir kitapta ele alınması mümkün değildir. Öte yandan mühendislik eğitiminde, klasik malzemelerden üretilmiş ve uygulamada sıklıkla kullanılan yapı elemanlarıyla ilgili temel bilgilerin ele alınması, genellikle lisans eğitimi sırasında gerçekleşir. Çubukların Mukavemeti böyle bir temel eğitimde yer alması beklenebilecek konu başlıklarını içermektedir. Kuşkusuz hakkında birçok dilde çok sayıda kitap yazılmış bir alanla ilgili tümüyle yeni birşeyler söylemek zor olsa da, gerek eldeki bilgilerin derlenip düzenlenmesi ve aktarılması sırasında gözetilen ayrıntılar gerekse paylaşılan kişisel deneyimler okuyucuya farklı bakış açıları kazandıracaktır. Bu kitapta, yazarlarının Boğaziçi Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde edindikleri deneyimlerine dayanarak yaptıkları ortak çalışmayla, iki esas amaç gözetilmiştir. Bunlardan ilki, konuların daha en başından uygulama deneyimleriyle aktarılması, uygulamalardan esinlenilmiş çok sayıda örnek barındırması ve konunun yalnız matematiğine değil aynı zamanda, hatta daha fazlasıyla, fiziğine vurgu yapılmasıdır. İkinci amaç ise yazarlarının çok önem verdiği Türkçe bilim dilinin yerleşmesi ve gelişmesine katkı sağlamaktır. Kitap, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) - “Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödülleri” (TEÇEP) kapsamında Telif Ödülüne layık görülerek, 2014 yılı Kayda Değer Eser Ödülü (Mansiyon) alan eserler arasında yer almıştır. Sayın Uğur ERSOY, Sayın Hilmi LUŞ, Sayın Erdem CANBAY ve Sayın S. Tanvir WASTI’yi İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Tebrik Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Bülent AKBAŞ Profesör ünvanı; YTÜ Öğretim Üyesi Mehmet BERİLGEN Profesör ünvanı; İTÜ Öğretim Üyesi Konuralp GİRGİN Profesör ünvanı; İTÜ Öğretim Üyesi Hakan Nuri ATAHAN Doçent ünvanı BÜ Öğretim Üyesi Özer ÇİNİCİOĞLU Doçent ünvanı; BÜ Öğretim Üyesi Nilüfer ÖZYURT Doçent ünvanı; YTÜ Öğretim Üyesi Berna AYAT Doçent ünvanı almıştır. İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu olarak tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. 46 sayı 130/2014 şubemizden Nikâh 27345 sicil numaralı üyemiz Ali SARIÖZLÜ’nün kızı Çiğdem SARIÖZLÜ, Yaman Yaşar SÜRMEN ile 26 Ocak 2014’te; 83135 sicil numaralı üyemiz Mehmet ŞENTÜRK, Şeyma PIRASA ile 31 Ağustos 2013’de; 19382 sicil numaralı üyemiz Meral ERTÜRK ve 18237 sicil numaralı üyemiz Ahmet ERTÜRK’ün oğulları Mahmut Evren ERTÜRK, Margarita NEMOVA ile 14 Ekim 2013’de evlendi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak mutluluklar diliyoruz. Doğum 70502 sicil numaralı üyemiz Uğur SÜMENGEN’in kızı Elâ 20 Eylül 2013’te; 15534 sicil numaralı üyemiz Şükrü ÖRS’ün torunu Ege 16 Ocak 2014’te; 13613 sicil numaralı üyemiz Fevzi IŞIK’ın torunu Kuzey 27 Mart 2014’te; 51836 sicil numaralı üyemiz Cüneyt ÖZTÜRK’ün kızı Eylül İrem 8 Ocak 2014’te; 74455 sicil numaralı üyemiz Serhat YILMAZ’ın kızı Asya 13 Mart 2014’te; 77891 sicil numaralı üyemiz Cihan ÖKÇE’nin kızı Elif Ada 29 Nisan 2014’te; 63196 sicil numaralı üyemiz Mehmet BOZOK ve eski Şube çalışanlarımızdan Sema KAÇMAZ BOZOK’un oğlu Mert 25 Nisan 2014’te; 74253 sicil numaralı üyemiz Serkan HARMAN’ın kızı Zeren 7 Kasım 2013’te dünyaya geldi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak sağlıklı yarınlar diliyoruz. VEFAT • 13457 sicil numaralı üyemiz Hayati SİPER, 10 Aralık 2012’de; • 25132 sicil numaralı üyemiz Hasan KARGIN, 12 Temmuz 2013’de; • 27628 sicil numaralı üyemiz Uğur ÇALIŞKAN, 3 Ekim 2013’de; • 7423 sicil numaralı üyemiz Aydın ALP, 14 Ekim 2013’de; • 14194 sicil numaralı üyemiz Ahmet SÖZEN, 14 Ekim 2013’de; • 40179 sicil numaralı üyemiz Mehmet COŞAR, 12 Ocak 2014’de; • 24478 sicil numaralı üyemiz Yaşar Nesim MAĞİYA, 19 Ocak 2014’de; • 10461 sicil numaralı üyemiz Onur ÖNSEL, 4 Şubat 2014’de; • 1701 sicil numaralı üyemiz Ali Necdet ASLAN, 16 Şubat 2014’de; • 29815 sicil numaralı üyemiz Kasım RENDECİ, 10 Kasım 2013’de; • 96556 sicil numaralı üyemiz Ünal Barış COŞKUN, 10 Mart 2014’de; • 18317 sicil numaralı üyemiz Erenos KÖŞKER, 12 Mart 2014’de; • 337 sicil numaralı üyemiz Ömer Nazmi KINLI, 26 Mart 2014’de; • 2522 sicil numaralı üyemiz Prof. Dr. Hüseyin S. CELASUN, 11 Nisan 2014’de; • 5074 sicil numaralı Üyemiz Öztürk GÜNER, 17 Nisan 2014’de; • 25827 sicil numaralı üyemiz Namık Kemal ECEVİT, 19 Nisan 2014’de; • 16609 sicil numaralı üyemiz Zeynep Reyhan YURDAKUL AYOĞLU’nun annesi ve 16138 sicil numaralı üyemiz Şevki AYOĞLU’nun kayın validesi Emine YURDAKUL, 21 Ağustos 2013’de; • 31420 sicil numaralı üyemiz Adnan DEMİREL’in annesi ve 24446 sicil numaralı üyemiz Birsen DEMİREL’in kayın validesi Meliha DEMİREL, 30 Ağustos 2013’de; • 5919 sicil numaralı üyemiz İrfan BALİOĞLU’nun annesi Türkyıldızı BALİOĞLU, 19 Ocak 2014’de; • 29104 sicil numaralı üyemiz İbrahim DOĞAN’ın annesi Elif DOĞAN, 12 Şubat 2014’de vefat etmiştir. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak tüm yakınlarına başsağlığı dileriz. sayı 130/2014 47 kültür ve sanat kültür sanat kültür-sanat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Funda . . . .KILINÇ . . . .SUVAKÇI ..... İMO İSTANBUL ŞUBESİ MÜZİK GRUBU-YENİ YIL KONSERİ-1 ŞUBAT 2014 Tamamı inşaat mühendislerinden oluşan İMO İstanbul Şubesi Müzik grubunun gerçekleştirdiği Yeni Yıl Konserlerinin üçüncüsü 1 Şubat 2014 tarihinde Fevziye Mekteplerinin katkılarıyla Işık Lisesi Muvaffak Benderli Salonu’nda gerçekleşti. Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE’nin açılış konuşmasıyla başlayan konserde GÖKÇE, İnşaat Mühendisliği konusu dışında meslektaşlarla bir araya gelmenin önemini vurguladı. Müzisyen ve İnşaat Yüksek Mühendisi Mircan KAYA yönetiminde çalışmalarını sürdüren müzik grubumuz bu konserinde Anadolu’dan halk türküleriyle sahne aldı. Müzik Grubu üyelerimiz Ergün KORKMAZ (Klarnet), Ayhan ÇAKIR (Piyano-Vokal), Aykun COŞKUN (Elektrik Gitar), Cansu KOPUZ (Yan flüt), Korhan Deniz DALGIÇ (Bağlama), Halil DEMİREL (Ney), Zelal ERTUĞRUL (Vokal) Funda KILINÇ SUVAKÇI (Vokal), Mircan KAYA (Vokal)’den oluşurken İsmet KIZIL (Perküsyon), Adem TEMİZ (Akordeon), Şenol CÜMBÜŞLÜ (Kahon) ve Şaban GÖLGE (Keman) de konuk müzisyenler olarak konserimizde yer aldılar. Konserimize çok sayıda üyemiz katıldı. ANADOLU’DA “BAŞLANGIÇ, HİTİT, URARTU, HELEN, VE ROMA DÖNEMİ SU SİSTEMLERİ” SERGİSİ İnş. Yük. Müh. Mehmet Bildirici’nin “ANADOLU’DA BAŞLANGIÇ, HİTİT, URARTU, HELEN, VE ROMA DÖNEMİ SU SİSTEMLERİ” konulu sergi 14-25 Nisan 2014 tarihlerinde Şubemizin Fuaye katında gerçekleşti. Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE’nin konuşmasıyla açılışı gerçekleşen sergide, Hitit ve Urartu Dönemlerinin Su Yapıları, Helenistik, Roma, Erken Bizans Dönemlerinin Su Yapıları, Selçuklu Ve Osmanlı Dönemlerinin Su Yapılarından derleme çalışmaları yer aldı. TEDİRGİN ZAMANLAR Uğur Kökden “Kendimi kalın camlı, kirli, dolayısıyla bulanık, eski bir vagon penceresine benzetiyorum. Yıllar boyu sürmüş yolculuklardan sonra, enikonu yorgun düşmüş bir pencere! Üstüne nice görüntüler, ışıklı kentler ve onların gölgeleri düşmüş bir aydınlık düzlem! Birden ani bir biçimde parçalanıyor, sanki bir yere çarpıyor ya da bir şeyler ona çarpmakta. Sonra, geride en ufak bir iz bırakmadan yok oluyor. Arkasında hiçbir parça, hiçbir leke, hiçbir anı kalmıyor. Tüm varlık ortadan kalkıyor, yok oluyor, buharlaşıyor.” Uğur Kökden 1971 ve 1980 darbelerini izleyen tutukluluklarını, dışarıya taşıdığı günlükleri 12 Mart Günleri ve Uzun Gecenin Tutsakları’ndan sonra, Tedirgin Zamanlar’da ülke yaşamındaki bu iki keskin kırılmanın öncesi, sonrası ve arasındaki günleri aktarıyor. 1966-88 yıllarını kapsayan bu günlükler çağının sorunlarına ve ülkesinde olup bitenlere duyarlı bir aydının bir döneme tanıklığı. (Tanıtım Bülteninden) 48 sayı 130/2014
© Copyright 2024 Paperzz