KPSS KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI A GRUBU ALAN BİLGİSİ DENEME SINAVI 17 ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI Yaklaşım Kariyer Yayıncılık ve Dağıtım Ltd.Şti GMK Bulvarı No: 19 Kızılay-ANKARA Tel: (0312) 229 84 94 Web: www.yaklasimkitap.com - www.yaklasimkitabevi.com e-posta: [email protected] DENEME - 17 1. HUKUK / ÇÖZÜMLERİ 3. 1982 Anayasasına göre, Anayasa Mahkemesinin denetimi dışında tutulan işlemler: • Milletlerarası antlaşmalar, kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. • Yasam dokunulmazlığının kaldırılması ve milletvekilliğinin düşürülmesi kararları dışındaki parlamento kararları • İnkılap kanunları, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz. • Olağanüstü hal ve sıkıyönetim kanun hükmünde kararnameleri Kanun önerme yetkisi, kanun tasarı ve teklifi: Kanun önermeye milletvekilleri ve Bakanlar Kurulu yetkilidir. Milletvekillerinin vermiş oldukları kanun önerisine kanun teklifi denir. Kanun teklifi bir veya daha fazla milletvekilinin imzasıyla verilebilir. Bakanlar Kurulunun vermiş olduğu kanun önerisi ise kanun tasarısı olarak adlandırılır. Kanun tasarılarında Başbakan ve bütün bakanların imzasının bulunması gerekir. Kanun tasarı ve teklifleri Meclis Başkanlığına sunulur. Kanun tasarıları (1/…) ve kanun teklifleri (2/…) esas numarası alır. CEVAP: C KURAL: Parlamento Kararları Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi değildir. İSTİSNA: • Anayasa’nın 83. maddesi uyarınca, bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki Meclis kararı • Anayasa’nın 84. maddesi uyarınca bir milletvekilinin devamsızlıktan ötürü milletvekilliğinin düşürülmesi hakkındaki Meclis kararı CEVAP: A YETKİ KURALLARINA AYKIRILIK HALLERİ Kural: Anayasamızın Antlaşmaları onaylaması konusunda kabul ettiği genel kural, TBMM’nin bir kanunla önceden verdiği mezuniyete dayanarak onay işleminin Cumhurbaşkanınca yapılmasıdır. Uygulama antlaşmaları, • Konusu, ekonomik, ticari, teknik ilişkileri düzenleyen antlaşmalar, fakat bu antlaşmaların süresi, 1 yıldan az olmalı. Ayrıca Devlet maliyesine yük getirmeyen ve Kişi haklarına ve Türklerin yabancı memleketlerdeki “mülkiyet haklarına” dokunmayan antlaşmalar olmalı. Söz konusu antlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde TBMM’nin bilgisine sunulur. YETKİ TECAVÜZÜ “İdarenin” – “yaİdareye tasama” veya mamen ya“yargı”nın görev bancı birisialanına giren bir nin yaptığı konuda işlem işlemler yapması Astın üst yerine karar alması (bakan yerine vali) İdare adına irade açıklama yetkisi olmayan birisinin yaptığı işlemler Üstün astın yerine karar alması (kaymakam yerine vali) Anayasamızın 90. maddesi, bu kurala iki tür istisna getirmektedir. TBMM’nin ön denetimine tabi olmayan milletlerarası antlaşmalar: • FONKSİYON GASPI YOKLUK İstisna: YETKİ GASPI YOKLUK 2. 4. Aynı kuruluşun çeşitli organları arasında yetki sorunu (Belediye meclisi yerine belediye encümeni) Bir bakanın görev alanına giren bir konuda başka bir bakanlığı irade açıklaması Belli bir coğrafyada görevli olan Vali, kaymakam, Belediye Başkanı vb. Başka bir yerde işlem yaparsa İPTAL (GERİ ALMA) CEVAP: A CEVAP: D 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ AÇIK YETKİ TECAVÜZÜ YOKLUK TBMM İçtüzüğünün bir maddesinin değiştirilmesi hakkındaki Meclis kararı www.yaklasimkitap.com • 1 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 Okul aile birlikleri kamu tüzel kişiliğine sahip değildir. Kamu tüzel kişisi olmak için her şeyden önce ortada “tüzel kişilik” olması gerekir. Oysa ilgili mevzuatta okul aile birliklerine tüzel kişilik veren bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Tabipler Birliği bir kamu tüzel kişisidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasındaki denetim ilişkisi, bir vesayet ilişkisidir. Geri alma”, “ilga”ya benzemektedir. Her ikisi de işlemi ortadan kaldırmaktadır. Ancak geri alma ilgadan sonucu bakımından farklıdır. Geri alınan işlem geçmişe etkili bir şekilde, yani alındığı tarihten itibaren bütün hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kalkar. Kanunsuz emir, ilkesi Anayasamızda kendine yer bulmuş konulardan bir tanesidir. Bu ilkeye göre, kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse yerine getirmeyebilecektir. Emrin hukuka aykırı olduğu değerlendirmesini yaparsa bunu emri verene bildirecektir. Ancak, amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazılı olarak iletirse ast emri yerine getirmek durumundadır. Böyle bir durumda sadece emri veren sorumlu tutulacak, emri yerine getiren sorumlu olmayacaktır. Ancak, emrin konusu suç teşkil ediyorsa kanun bu emrin yerine getirilmesine izin vermemiştir. Amir bu emrinde ısrar etse ve yazılı olarak iletse dahi ast emri yerine getirmemelidir. Cevap: A 6. Açıklanan İrade Şekline Göre İdari Kararlar Türleri: 7. İdari Kararların Özellikleri: Tek Yanlılık.- İdari kararlar tek yanlıdır, yani ilgilisinin rızasına ve muvafakatine tabi değildir. İcrailik.- İdari Kararlar İcraidir, yani ilgililer üzerinde doğrudan etkisi vardır. İdari kararlar alınmakla birlikte araya başka bir işlem girmeksizin hukuk aleminde sonuç doğurur. Bazı idari kararlar icrai değildir; bu kararlara hazırlık işlemleri denir. Tutanaklar, görüşler, teklifler, bilgi istemeler, değerlendirmeler, incelemeler, duyurular, bilgilendirmeler, niyetler, dilekler, projeler, raporlar gibi. Re’sen İcra Edilebilirlilik: Re’sen icra, idarenin aldığı kararları başka bir kararın araya girmesine ihtiyaç duymadan, bizzat kendisinin uygulayabilmesini ifade eder. Bunun için yasal bir izne ihtiyacı var. İcrailik, kararın alınmakla hukuk aleminde sonuç doğurmasını ifade eder. Ama Re’sen icra hukuk aleminde doğan bir işlemin maddi aleme aktarılmasını ifade eder. Dolayısıyla icrailik kararın oluşmasına ilişkin iken, re’sen icra kararın uygulanmasına ilişkindir. www.yaklasimkitap.com 5. HUKUK / ÇÖZÜMLERİ a) Sarih İşlem; Kural olarak idari işlemler açık bir şekilde ve yazılı olarak yapılır. Ancak bazı işlemler istisnaen sözlü olarak da yapılabilir. Hukuka Uygunluk Karinesinden Yararlanma: İdari Kararların bir mahkeme tarafından iptal edilinceye kadar hukuka uygun olduklarının varsayılmasıdır. Bu karineden sadece bireysel idari işlemler değil, düzenleyici idari işlemler de yararlanır. Yargı Denetimine Tabi Olması: Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak tüm idari kararlar yargı denetimine tabidirler. Nitekim 1982 Anayasası da bu hususu açıkça belirtmiştir. Anayasanın 125/1 maddesine göre, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır. Bu istisnaların bazıları Anayasayla, bazıları kanun veya KHK ile kabul edilmiştir. Anayasaya göre yargısal denetime tabi olmayan işlemler; b) Zımni işlem; İstisnaen, İdare susma ile de irade açıklayabilir. Ancak susmaya bir irade bağlayabilmek için kanunda bu durumun açıkça öngörülmüş olması gerekir. (1) Zımni Red kararları; İYUK md. 10 idareye icrai bir karar alması için yapılan başvuru neticesinde 60 gün içinde herhangi bir cevap gelmediği taktirde, başvurunun reddedilmiş sayılacağını düzenlemiştir (Zımni red). Dilekçe hakkını düzenleyen kanun, başvurulara 30 gün içinde cevap verme zorunluluğunu getirmektedir. • Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlemler, • TSK mensupları hakkındaki disiplin cezaları • YAŞ kararları • HSYK kararları • Sayıştay kararları Kanuna Göre Yargısal Denetime Tabi Olmayan İşlemler; • Sıkıyönetim komutanlarının işlemleri • Yargıtay Başkanlar Kurulunun kararları NOT: (2) Zımni Kabul İşlemleri; kanunla açıkça belirtilen bazı durumlarda da idarenin susmasının kabul anlamına geldiği düzenlenmiştir. Örneğin, İmar Kanununa göre biten bir yapının kullanım izni için belediyeye veya valiliğe başvurulur. Eğer idareden 30 gün içinde cevap gelmezse kullanma izni verilmiş sayılır. 2010 Tarihindeki Yapılan Anayasa Değişikliğinden Sonra Aşağıdaki İşlemler Yargı Yoluna Açıldı: • Memura uygulanan “uyarma ve kınama” cezaları • HSYK ve YAŞ’ın ihraç kararları CEVAP: D CEVAP: A 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 2 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 8. HUKUK / ÇÖZÜMLERİ 12. Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler (CMK m.237/1). Bilirkişi kamu kavasına katılabilecek kişilerden biri değildir. İdarenin yaptığı birtakım faaliyetler belli bazı kimselerin zarar görmesine sebep olabilir. Bu durumda kusur olmasa dahi idarenin zararı tazmin etmesi gerekir. Özellikle yol, köprü gibi bayındırlık hizmetleri yapılmasında bu durum söz konusu olabilir. Hizmetlerin kurulması veya yürütülmesinden doğan zararı gidermek için fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi uygulanır. Kamu yararını gerçekleştirmek için girişilen bir hizmet nedeniyle zarara uğramış olan kişinin zararlarının, İdare tarafından tazmin edilmesi sonucunu açılan dava, tam yargı davasıdır. CEVAP: A 13. Kural olarak şüpheli veya sanık müdafi (avukat) seçmek zorunda değildir, isterse savunmasını kendisi yapabilir. Ancak şu hallerde müdafi bulunmayan şüpheli veya sanığa istemi aranmaksızın müdafi atanır: (1) Şüpheli veya sanık çocuk ise, (2) Şüpheli veya sanık kendisini savunamayacak derecede malul ise, (3) Şüpheli veya sanık sağır ve dilsiz ise, (4) Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda, (5) Şüpheli veya sanığın tutuklanması istenmiş ise, (6) Şüpheli veya sanık gözlem altına alınmış ise, (7) Duruşma yapılan hallerde sanık kaçak ise. Şüpheli veya sanığın 65 yaşını bitirmiş olması durumunda müdafi bulundurma zorunluluğu yoktur. 9. Olayda (A) haksız tahrikten yararlanamaz. Çünkü haksız tahrike karşı haksız tahrik olmaz. Üçüncü kişi lehine meşru savunma mümkündür. Fakat olayda (C) savunmada sınırı (oranı) aşmıştır. Bu nedenle meşru savunmadan yararlanamaz. Eğer bu örnekte (C) sadece tabancanın kabzasıyla (A)’nın kafasına vursaydı, yani sınırı aşmasaydı meşru savunmadan yararlanabilirdi. Olayda (C) haksız tahrikten yararlanır. Çünkü haksız tahrikte, tahrik edici fiilin faile yönelik olması şart değildir, failin yakınlarına yönelik de olabilir. Yani (C)’ye kasten yaralama suçundan ceza verilir, fakat haksız tahrik nedeniyle bu ceza indirilir. CEVAP: C 10. İlgilinin rızası, meşru savunma, hakkın kullanılması ve kanun hükmünün yerine getirilmesi hukuka uygunluk nedenleridir. Bunlara karşılık konusu suç teşkil eden emrin yerine getirilmesi hukuka uygunluk nedeni değildir. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (TCK m.24/9). www.yaklasimkitap.com CEVAP: E CEVAP: C CEVAP: C 14. Medeni Kanunun 3. maddesine göre, “kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre, kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz”. Bu düzenleme kapsamında adi karine olarak nitelendirilen iyiniyet kuralında, iyiniyetten kastedilen bir kişinin bir konu hakkında gerçekte olan durumu bilmemesi veya yanlış bilmesidir. İyiniyet, hakların kazanılmasında uygulanan bir kuraldır. Hakların kullanılmasında ise dürüstlük kuralı uygulanır. CEVAP: E 11. Meşru savunmada haksız saldırının mutlaka faile yönelik olması gerekmez. Çünkü üçüncü kişi lehine meşru savunma mümkündür. Her türlü hakka yönelik haksız saldırıya karşı meşru savunma mümkündür. Saldırının önemli bir hakka yönelik olması şart değildir. Dolayısıyla malvarlığı haklarına yönelik haksız saldırılara karşı da meşru savunma mümkündür. Sadece gerçekleşen değil, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak (kesin) olan haksız saldırılara karşı meşru savunma mümkündür. Meşru savunmada saldırının herhangi bir saldırı olması yeterli değildir, haksız (hukuka aykırı) olması gerekir. Ancak meşru savunmada saldırının haksız olması için suç teşkil etmesi gerekmez, hukuka aykırı olması yeterlidir. 15. Tam ehliyetsizler ayırt etme gücünden yoksun olan kimselerdir. Tam ehliyetsizlerin fil ehliyeti yoktur. Bu nedenle geçerli hukuki işlem yapamazlar. İşlemin tam ehliyetsizi borç altına sokup sokması dahi önemli değildir. Tam ehliyetsizlerin kanuni temsilcilerinin rızası ile dahi hiçbir hukuki işlemi geçerli hale getirmez. CEVAP: B 16. Amacı kanuna veya ahlaka aykırı hale gelen derneklerin tüzel kişiliği cumhuriyet savcısının veya üyelerden birinin talebi üzerine mahkeme kararıyla sona erdirilir. CEVAP: D CEVAP: E 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 3 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 HUKUK / ÇÖZÜMLERİ 17. Bir kimsenin vücut bütünlülüğü, sağlığı, ismi, şeref ve haysiyeti, resmi, özgürlükleri, sır çevresi, ekonomik ve fikri faaliyetleri üzerindeki haklarına kişilik hakları adı verilir. 21. Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir. Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi, borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremez. CEVAP: A 18. Zilyetliğin iadesi hükümleri uyarınca iyiniyetli iade yükümlüsü eşyanın başına gelen zararlardan sorumlu olmayıp, geri verme anında elinde kalanı vererek borcundan kurtulur. Buna karşılık, eşyaya yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları talep etme ve lüks masrafları, eşyaya zarar vermeden sökme hakkına sahiptir. Ayrıca masraflar kendisine ödenene kadar eşyayı alıkoyma yetkisine sahiptir. Sorumluluk sigortalarında Başkasını çalıştıran kişi, çalıştırdığı kişiye karşı hukuki sorumluluğunu güvence altına almak üzere sigorta yaptırmışsa, sigortadan doğan haklar doğrudan doğruya çalışana ait olur. CEVAP: C Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir. Diğer hukuki sorumluluk sigortalarına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. CEVAP: C www.yaklasimkitap.com 19. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununa göre, bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Ancak, çalışana ödenecek sigorta tazminatı, genel hükümlere göre ödenecek tazminattan indirilir. 22. Yenileme ,yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz. Ancak mvcut bir borç için ipotekli borç senedi veya ipotekli irat senedi verilmesi aksi taraflarca açıkca kararlaştırılmadıkça yenileme sayılır. CEVAP: C 20. Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Cari hesaplarda Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak, hesabın kesilmiş ve hesap sonucu diğer tarafça kabul edilmiş olması durumunda, borç yenilenmiş olur. Çeşitli kalemlerin bir cari hesaba sadece kaydedilmiş olması, borcun yenilenmiş olduğu anlamına gelmez. Kalemlerden birinin güvencesi varsa, aksi kararlaştırılmadıkça, hesap kesilip sonucun kabul edilmiş olması, güvenceyi sona erdirmez. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir. CEVAP: B CEVAP: E 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 4 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 HUKUK / ÇÖZÜMLERİ 23. Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir. 25. Yeni çek kanuna göre , ileri tarihli çeklerde ,çekin ibraz süresi çek üzerinde yazan keşide tarihine göre belirlenir. Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse ibraz süresi on gündür. İbraz süresi,çekte yazılı olan düzenlenme tarihinin ertesi günü başlar. İleri keşide tarihli çeklerin, bu çekler ister eski tip çekler olsun isterse yeni tip tacir ve tacir olmayan çekler olsunlar, 31.12.2017 tarihine kadar keşide tarihinden önce muhatap bankaya ibrazı yasaklanmıştır. Fakat 01.01.2017 tarihinden itibaren yeni tip tacir olan ve tacir olmayan çeklerin üzerinde yazılı bulunan keşide tarihinden önce ibrazında karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması durumunda karşılıksız işlemine tabi tutulmayacağı, bu çekler ile ilgili kanuni takip yapılamayacağı ve bu tür çekler için kanuni takip yapılabilmesi için keşide tarihine göre hesaplanacak ibraz süresi içerisinde yeniden bankaya ibraz edilerek karşılıksız işlemine tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir. CEVAP: D Gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşmış olmalıdır. Çağrı ve gündeme madde konulması istemi noter aracılığıyla yapılır. Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır.. Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır. CEVAP: E www.yaklasimkitap.com Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi hâlde çağrı istem sahiplerince yapılır. 24. Poliçe vadeye kadar hamil veya poliçeyi elinde bulunduran herkes tarafından muhatabın yerleşim yerinde onun kabulüne arzolunabilir. Kabul beyanı poliçe üzerine yazılır ve “kabul edilmiştir” veya buna eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve muhatap tarafından imzalanır. Muhatabın, poliçenin ön yüzüne yalnız imzasını koyması kabul hükmündedir. Muhatap, poliçeyi kabul etmekle bedelini vadede ödemeyi taahhüt etmiş olur. Bununla beraber, muhatap hamile veya poliçede imzası bulunan bir kişiye poliçeyi kabul ettiğini yazı ile bildirmişse, bunlara karşı kabul beyanı çerçevesinde sorumlu olur. CEVAP: C 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 5 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 HUKUK / ÇÖZÜMLERİ 26. Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; 28. İhalenin Feshini İsteyebilecekler; a) Türk Ticaret Kanununda , 1. Satış isteyen alacaklı b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 2. Borçlu 3. Pey sürerek ihaleye katılanlar 4. Tapu sicilindeki ilgililer c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, CEVAP: E d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir. Ticari davaların görüleceği mahkemeler Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. www.yaklasimkitap.com e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, 29. Birinci alacaklılar toplantısındaki tercihen elinde tapu senedi, noter senedi, 68/b veya 150/ı maddelerindeki belirtilen belgelerden biri bulunan alacaklılar arasından, iflas müdürü tarafından 1 veya 2 alacaklı olmak suretiyle seçilirler. Bu organın kararlarına karşı da şikayet yoluna başvurulabilir. Bu organın tek görevi birinci alacaklılar toplantısındaki oyların geçerli olup olmadığının kararını vermektir. CEVAP: A CEVAP: D 27. Kesinleşmeden İcra edilemeyecek ilamlar; 30. İcra Mahkemesi tarafından verilir. Ancak konkordato mühleti verilmesi için mahkeme bazı şartlar arar; 1. Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin ilamlar, 2. Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar, İstisnası: Nafaka ilamları kesinleşmeden icraya konulabilir 3. Sayıştay ilamları, • Konkordato projesi alacaklıları zarara sokma kastından ari olmalı. • Projenin başarılı olma olasılığı bulunmalı. Mahkeme en fazla 3 ay mühlet verir. Komiserin raporu üzerine bu süre en fazla 2 ay uzatabilir. 4. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin ilamlar, CEVAP: E Hakem kararları kesinleşmeden icra edilemeyecek hükümler arasındayken, 6100 sayılı yeni Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439. maddesi gereği artık kesinleşmeden icra edilebilir hale gelmiştir. CEVAP: C 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 6 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 1. İKTİSAT / ÇÖZÜMLERİ 4. M. Friedman monetarist, J. B. Say klasik, S. Fisher Yeni Keynesyen bir iktisatçıdır. Arz fonksiyonu arzı etkileyen fiyat dışındaki değişkenler sabitlenerek elde edilir. CEVAP: C B P2 P1 Tüketicinin faydasını max. ettiği durumda; MUx MUy = ∆x ∆U MUy = MUy Py ∆U MUx = MUx Px ∆y = bx a b = Px Py Px Py S1 S2 A Q1 Q2 Q O Q Grafikte görüldüğü gibi fiyat değiştiğinde arz eğrisi üzerinde hareketlenme olur. Arz eğrisinin sağa kayması için arzı artıran fiyat dışında bir faktörün değişmesi gerekir. Soruda E seçeneğinde girdi fiyatının düşmesi firma maliyetlerini azaltacağından arz artar ve arz eğrisi sağa kayar. = axa–1yb bxayb–1 CEVAP: E Py bxayb–1 = eşitliği geçerli idi. P Px axa–1yb ay O = Px 5. Py ⇒ soruya göre x = y olduğu için ⇒ bPx = aPy ⇒ Py = b a y malının fiyatı x malının fiyatının Px b a katıdır. CEVAP: D QS = –20+3P şeklindeki bir fonksiyonda arzı 40 birim artıralım. Q*S = –20+3P+40 www.yaklasimkitap.com 2. S Q*S = 20+3P arz fonk. elde ederiz. Denge fiyatını bulmak için de; D∆ = Q*S eşitliğini kullanırsak; 120–2P = 20+3P 5P = 100 P = 20 olur. CEVAP: C 3. 6. Kısa dönem üretim analizinde ortalam ürün (AP) marjinal ürün (MP) eğrileri aşağıdaki gibidir. AP,MP X ve Y tam ikame mallar ise fayda fonksiyonu doğrusaldır ve aynı zamanda farksızlık eğrisi de doğrusaldır. Dolayısıyla doğrusal farksızlık eğrisi üzerindeki her noktada farksızlık eğrisinin eğimi olan marjinal ikame oranı sabittir. CEVAP: C K AP O L 7. Grafikte K noktasında APmax = MP . K noktasından sonra ise AP > MP dir. Soruda da sorulan ortalama ürünün marj. üründen büyük olduğu bölgedir ve bu bölge de grafikte de görüldüğü gibi marjinal ürün azalandır. Düşük mallar gelir artınca talebi azalan mallardır. Giffen tipi olmayan düşük mallarda malın fiyatı düşünce toplam etki ile mala talep miktarı artar. Yani fiyat değişiminin yarattığı toplam etki negatiftir. İkame etkisi tüm mallarda olduğu gibi negatiftir. Ancak gelir etkisi pozitiftir. CEVAP: A CEVAP: D MP 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 7 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 8. İKTİSAT / ÇÖZÜMLERİ 12. Sermaye hareketliliği tam ise ödemeler bilançosu denge eğrisi (BP) dünya faizinde yatay olur. Tekelci rekabetçi bir firma ürün farklılaştırması yaparak yani ürettiği ürünü marka, reklam v.s. konularda farklılaştırarak tüketicinin malın fiyatındaki değişmelere karşı kayıtsız kalmasını sağlayabilir. Dolayısıyla ürün farklılaştırması talebin fiyat esnekliğini azaltır. Devlet harcamalarındaki artış IS’yi sağa kaydırır. Faiz oranı dünya faizinin üzerine çıkar ve ülkeye döviz girişi olur. Sabit kur sisteminde Merkez Bankası piyasadan döviz alır ve piyasaya ulusal para çıkarır. Para arzı artar. LM sağa kayar. CEVAP: C CEVAP: D 9. İkame esnekliği girdiler arasındaki ikame gücünü ölçer. Cobb–Douglas üretim fonksiyonuna göre ikame esnekliği 1’dir ve sabittir. Cobb–Douglas üretim fonksiyonunun eşürün eğrisi ise orijine göre dış bükeydir. CEVAP: E 13. Para arzındaki artış Toplam Talep eğrisini sağa kaydırır. T. Talep eğrisi üzerinde hareketle beklenmeyen bir fiyat artışı (enflasyon) gerçekleşir. Enflasyon artışı ise Phillis eğrisi üzerinde yukarıya doğru harekete neden olur. 10. Hükümetin sübvansiyon ödemesi arzı artırır. Arz eğrisi sağa kayar ve her miktar için arz fiyatı azalır. QS = – 40 + 4P arz fonksiyonunda – 40 rakamı diğer şeylerin arza etkisini gösterir. Hükümetin sübvansiyon ile müd. sonra fonk. QS = 4P haline geldiğine göre arz artmıştır. Arz. fonk. sübvansiyonu dahil edersek; QS = –40+4(P+S) sübvansiyon www.yaklasimkitap.com SAS – 40 + 4P + 4S = 4P – 40 + 4S = 0 P2 E2 P1 AD2 E1 AD1 Y1 O Y2 Y π π2 π1 B O u2 A u1 U (işsizlik oranı) 4S = 40 CEVAP: C S = 10 CEVAP: E 11. Yatırımların gelire duyarlı olması durumunda hızlandıran ilkesi geçerlidir. Yatırım gelire duyarsız ise (I = Io) harcama çarpanı 14. LM eğrisi para piyasası denge (L = M) eğrisidir. 1 olur. 1–MPC Yatırımlar gelire duyarlı ise (I=Io+bY) KH = LM eğrisinin eğimi = Para talebinin faize duyarlılığı artınca LM’nin eğimi azalı ve LM eğrisi yatıklaşır. harcama çarpanı en büyük değeri alır. KH = 1 olur çarpan artar. 1–MPC–b 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ Para talebinin gelire duyarlılığı Para talebinin faize duyarlılığı (h) CEVAP: D CEVAP: B 8 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 İKTİSAT / ÇÖZÜMLERİ 15. Bir ekonomide denge koşulu; 18. Grafikte yer alan tasarruf fonk. verilerini tablo halinde yazarsak; I + G + X = S + (T–TR) + M yatırım kamu harcaması ihracat tasarruf net vergi ithalat Bu eşitliği düzenlersek üçüz açık kavramına ulaşırız. S – I = (G + TR – T) + (X – M) özel kesim tas. açığı bütçe açığı YD S 0 –300 1000 0 Marjinal Tas. Eğilimi (MPS) = MPS + MPC = 1 dış ticaret açığı ∆S ∆YD = 300 1000 = 0,30 0,30 + MPC = 1 Eşitlikte üç kesimde açık veriyorsa üçüz açık sözkonusudur. MPC = 0,70 Uyarılmış tüketim Gelire bağlı tüketimdir. CEVAP: A Uyarılmış Tüketim = MPCxYD Uyarılmış Tüketim = 0,70 (4000) Uyarılmış Tüketim = ¨2800 CEVAP: C Reel para stoğu tırımlar (I) azalır. M azalır. Faiz oranı (i↑) artar ve yaP↑ CEVAP: B www.yaklasimkitap.com 16. Fiyatlar genel düzeyi yükseldiğinde (P↑) 19. Merkez Bankası Parası; Rezerv Para ve Diğer Merkez Bankası Parasından oluşur. Rezerv Para; Emisyon, Bankalar Mevduatı, Fon Hesapları ve Banka Dışı Kesim Mevduatından oluşurken, Diğer Merkez Bankası Parası ise Açık Piyasa İşlemleri ve Kamu Mevduatından oluşur. Hazine Borçları ise Merkez Bankası bilançosunun aktifinde yer alır. CEVAP: A 17. Yatırımlar Faize duyarsız (a = o) ise IS eğrisi dikey olur. Böyle bir durumda para arzı artırılarak (Genişl. para pol.) LM sağa kaysa bile hasıla (Y) etkilenmeyecektir. Çünkü para arzı artışı faizi düşürür ancak yatırımlar faize duyarsız olduğu için faiz düşüşü yatırımı etkilemez dolayısıyla hasıla değişmez. Para politikası etkin değildir. 20. Merkez Bankasının bankacılık sistemine kredi vererek rezerv aktarmasına reeskont kredileri denir. Reeskont oranının artırılması durumunda, bankaların Merkez Bankasından kaynak bulma maliyeti artar, bankaların rezervleri ve dolayısıyla parasal taban azalır. Parasal tabanın azalması ise para arzını azaltarak faiz oranının yükselmesine neden olur. IS İ1 İ2 O Y1 LM1 LM2 Y CEVAP: E CEVAP: E 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 9 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 İKTİSAT / ÇÖZÜMLERİ 21. Finansal varlıkların getirileri (faiz oranı) ile vadeleri arasındaki ilişkiyi gösteren eğriye “getiri eğrisi” denir. Eğer uzun vadeli faiz oranı kısa vadeli faiz oranından büyükse, getiri eğrisi pozitif eğimli olur. Çünkü, vade uzadıkça faiz oranı artar. Faiz Oranı 25. Singer–Prebisch tezine göre, tarım ürünleri ihraç eden az gelişmiş ülkeler ile sanayi ürünleri ihraç eden gelişmiş ülkeler arasındaki dış ticarette, dış ticaret hadleri uzun dönemde az gelişmiş ülkeler aleyhine değişir. A şıkkı, Genç Endüstriler Tezini (List), C şıkkı, Kuzey–Güney Diyaloğunu (Myrdal), D şıkkı, Yoksulluğun Kısır Döngüsünü (Nurkse), Getiri Eğrisi E şıkkı, Gelişme Aşamaları Kuramını (Rostow) ifade eder. CEVAP: B O Vade 26. Linder tarafından geliştirilen “Tercihlerde Benzerlik Teorisi”, 1960’larda ortaya atılan yeni dış ticaret teorisi olup, ülkeler arasındaki dış ticareti zevk ve tercihlerin benzerliğine dayandırmaktadır. Bu nedenle talep yönlü bir teoridir. CEVAP: A 22. “Yoksulluğun Kısır Döngüsü” teorisini geliştiren Nurkse’e göre, az gelişmiş ülkelerde gelir düzeyi düşük olduğundan tasarruf düzeyi de düşüktür. Tasarrufların düşük olması yatırımların da düşük olmasına ve gelir artışının az olmasına neden olur. Bu durum; www.yaklasimkitap.com Düşük Gelir Düşük Gelir Artışı CEVAP: E Düşük Tasarruf Düşük Yatırım Biçiminde bir kısır döngüye yol açar. CEVAP: D 27. Reel döviz kurunun yükselmesi ulusal paranın değer kaybetmesi anlamına gelir. Bu da yurt içinde üretilen malların yabancılar için ucuzlamasına ve ihracatın artmasına neden olur. Ulusal paranın satın alma gücü düştüğü için ithalat azalır ve böylece net ihracat artar. Bu da dış ticaret açığının azalmasına neden olur. CEVAP: B 28. 5 Nisan 1994 krizi bir iç borçlanma krizidir. CEVAP: B 23. A. Okun tarafından geliştirilen “İktisadi Hoşnutsuzluk (Mutsuzluk) Endeksi”, işsizlik oranı ile enflasyon oranının toplamına eşittir. 29. Türkiye’nin ilk ulusal bankası Türkiye İş Bankası olup, 1924 yılında kurulmuştur. CEVAP: D CEVAP: A 24. Neoklasik büyüme modeli olan Solow–Swan modelinde, tasarruflar büyümeyi geçici olarak (durağan duruma kadar) etkiler. Bu modele göre, tasarruflar uzun dönem büyüme üzerinde etkisizdir. Büyümenin asıl kaynağı teknolojik gelişmedir. Bu nedenle, tasarrufların büyüme üzerindeki etkisi minimize, teknolojinin büyüme üzerindeki etkisi maksimize edilmiştir. 30. II. Dünya Savaşı sonrası ilk dolar devalüasyonu 1946 yılında yapılmış, Dünya Bankasına ve IMF’ye 1947 yılında üye olunmuş, enflasyon hedeflemesine 2002 yılında geçilmiş, II. Sanayi Planı 1936 yılında uygulanmaya konulmuş, I. Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963–1967 döneminde uygulanmıştır. CEVAP: D CEVAP: B 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 10 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 1. MALİYE / ÇÖZÜMLERİ 6. Ekonomide bir kişinin refahını azaltmadan diğer kişilerin refahını artırmak mümkün değil ise kaynak tahsisi etkindir, ifadesi pareto optimalitesini tanımlar. Tam rekabet koşulları altında varılan her rekabetçi denge aynı zamanda pareto optimallik noktasıdır, ifadesi refah iktisadının birinci en iyi teoremidir. Ekonomide bir kişinin refahını azaltmadan diğer kişinin refahını artırarak kaynak tahsisinde etkinliğe ulaşılabilir, ifadesi pareto iyileştirmedir. Başlangıçtaki kaynakları yeniden dağıtarak bir rekabetçi dengeden başka bir rekabetçi dengeye piyasa koşulları içerisinde varılabilir, ifadesi ise refah iktisadının ikinci en iyi teoremidir. Kamu hizmetlerinin maliyetini belirleyen unsurlar; girdi fiyatları, üretim teknolojisi, sunulan hizmet miktarı, hizmet sunulan alanın genişliği, hizmetten yararlananların sayısı olarak belirtilmektedir. CEVAP: D 7. Dalton’a göre, transfer harcamalarının fiyat üzerinden tüketiciye yansıması için talep esnekliğinin sonsuz olması gerekmektedir. Talep esnekliği düşükse sübvansiyonun büyük kısmı üreticiye yansımaktadır. CEVAP: B CEVAP: D 8. 2. Denk bütçe klasik teoriye ait bir hedeftir. Günümüzde bütçe, devri bir nitelik kazanmıştır. Zaten maliye politikası uygulamaları da bütçe açığı ya da fazlasına sebep olmaktadır. Gelir vergisi genel ve dolaysız bir vergidir. Vergi adaleti bakımından tercih edilir. Artan oranlı olması dolayısıyla ortalama vergi oranı marjinal vergi oranından düşüktür. İkame etkisi yüksek gelir etkisi düşüktür. Subjektif yani şahsi bir vergidir. CEVAP: D CEVAP: C 3. Paternalist devlet anlayışı bireyin tercihlerinin yerine devletin kendi tercihlerini dayatmasıdır. Ve bu anlayış çerçevesinde erdemli mallar üretilmektedir. Emniyet kemeri takma zorunluluğu ise bu anlayışa uygundur. CEVAP: D 4. Devletin piyasaları düzenlemek amacıyla oluşturduğu Sermaye Piyasası Kurulu, Rekabet Kurumu, Radyo Televizyon Üst Kurulu gibi kuruluşlara regülatör kuruluşlar adı verilmektedir. Ve burada amaç devletin piyasaları düzenlemesidir. www.yaklasimkitap.com 9. CEVAP: C 5. William Baumal’ın ‘‘Dengesiz Büyüme Hipotezi’’ veya ‘‘Verimlilik Modeli’’ olarak adlandırılan görüşü, kamu harcamalarının artışını kamu sektörü ile özel sektör arasındaki verimlilik farkına bağlamıştır. Özel sektörde ölçek ekonomilerinden yararlanılıyor olması ve teknolojik gelişmenin takibi sayesinde çalışanların verimlerinin daha hızlı arttığını, kamu sektöründe ise bu verim artışının oldukça yavaş seyrettiğini belirtmiştir. Emek faktörünün verim artışından ötürü özel sektörde daha yüksek ücretler aldığını ve bu sürecin kamu sektöründen özel sektöre emek arayışını beraberinde getireceğini belirtmiştir. Devletlerin buna karşı ellerindeki tek araç ücretlerdir. Verim artışı olmadan yapılan ücret artışları, kamu harcamalarındaki artışın nedeni olarak ifade edilmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere gelirin ilk ¨10.000’lik kısmı için vergi oranı %0’dır. Bu demektir ki en az geçim indirimi uygulanmıştır. Yükseklik farkı 40 – 0 = %40’dır. Matrah dilimlere ayrılmıştır. Yani dilim usulü artan oranlı tarifedir. Oranlar onar onar artmıştır. Dolayısıyla artma oranı sabittir. Uzunluk farkı ise 50.000 – 10.000 = 40.000’dir. CEVAP: C 10. Vergiden indirim yönteminde önce mükellefin ¨50.000 geliri tarifeye göre vergilendirilir. Buna göre ödenecek vergi ¨9.000’dir. Sonra en az geçim indirimi tutarı tarifeye göre vergilendirilir. En az geçim indirimi tutarı tarifeden de anlaşılacağı üzere ¨10.000’dir. Bu durumda bulunan vergi 0’dır. Bulunan vergiler birbirinden çıkartılarak ödenecek vergi ortaya çıkar. 9.000 – 0 = 9.000 CEVAP: C 11. Marjinal vergi oranı = ∆T/∆X (vergideki değişiklik/matrahta ki değişiklik) olduğuna göre öncelikle mükellefin geliri ¨20.000 iken ödeyeceği vergi bulunur. Ödenecek vergi tarifeye göre ¨1.000’dir. Sonra mükellefin geliri ¨50.000 iken ödenecek vergi hesaplanır. Tarifeye göre ödenecek vergi ¨9.000’dir. Marjinal vergi oranı = 9.000 – 1.000/50.000 – 20.000 Marjinal vergi oranı = 8.000/30.000 Marjinal vergi oranı = 0,2666 yaklaşık %26’6dır. CEVAP: D CEVAP: A 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 11 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 MALİYE / ÇÖZÜMLERİ 12. Türkiye’de 5018 sayılı kanunla birlikte Bütçe hazırlama ve uygulama sürecinde etkinliğin sağlanması amacıyla özel hükümler getirilerek tek yıllı değil çok yıllı bütçeleme sistemine geçilmesi karara bağlanmıştır. 13. Örtülü ödenek, kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri, olağanüstü hizmetlerle ilgili icaplarında kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan ödenektir. Yedek ödenek, Bütçe kanunu hazırlanırken öngörülen harcama tertiplerinin yeterli olmaması ya da öngörülmeyen tertiplerin ortaya çıkması halinde sadece genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine aktarılmak üzere, cari yıl bütçe giderlerinin %2’sini aşmamak kaydıyla Maliye Bakanlığı bütçesine konulan ödenektir. Bu ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Mali yıl içinde yapılan bu aktarmaların tür, tutar ve idareler itibariyle dağılımı, yılın bitimini takip eden 15 gün içerisinde Maliye Bakanlığınca ilan edilir. Ödenek aktarması ise 2 şekilde olur. Bunlardan ilki kurumlar arası ödenek aktarımıdır. Diğeri ise kurum içi ödenek aktarımıdır. Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, aktarma yapılacak tertipteki ödeneğin %5’ine kadar kendi bütçeleri içinde ödenek aktarımına yetkilidirler. Bu şekilde yapılan aktarmalar 7 gün içinde Maliye Bakanlığına bildirilir. www.yaklasimkitap.com CEVAP: C CEVAP: B 15. Faaliyet raporları ile üst yöneticiler ve ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri, hesap verme sorumluluğu çerçevesinde her yıl kamu kaynaklarının etkin kullanılıp kullanılmadığının, bütçe hedef ve gerçekleşmelerinin, hedeften sapmalarının ve nedenlerinin açıklandığı bir rapordur. Merkezi yönetim bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal güvenlik kurumlarına ait idari faaliyet raporlarına ilişkin ‘‘Genel Faaliyet Raporu’’ Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanır. Mahalli idarelere ait idari faaliyet raporlarının bir örneği İçişleri Bakanlığı’na gönderilir. İçişleri Bakanlığı da bu raporlara dayanarak Genel Faaliyet Raporu hazırlar. Kesin hesap kanunu, TBMM’nin bütçe üzerindeki yasama denetimini sağlayan bir unsurdur. TBMM’nin kesin hesap kanun tasarısını onaylaması ile bütçe uygulaması aklanmış olur. Kesin hesap kanun tasarısı Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanır ve izleyen mali yılın Haziran ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ne sunulur ve bir örneği Sayıştay’a gönderilir. Sayıştay tarafından dış denetim raporları, idare faaliyet raporları ve genel faaliyet raporu dikkate alınarak hazırlanan Genel uygunluk bildirimi kesin hesap kanun tasarısının verilmesinden başlayarak en geç 75 gün içinde TBMM’ne sunulur. Kesin hesap kanun tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin TBMM’ne verilmiş olması ilgili yıla ait Sayıştay tarafından sonuçlandırılmamış denetimleri önlemez ve hesapların kesin hükme bağlandığı anlamına gelmez. CEVAP: C 16. Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyu zamanında bilgilendirilmesi mali saydamlık olarak tanımlanmaktadır. Mali saydamlığın sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve önlemlerin alınmasından kamu idareleri sorumlu olup, bu hususlar Maliye Bakanlığınca izlenir. CEVAP: E 17. Tahvillerin nominal değerin altında satılması başa başın altında ihraç olarak nitelendirilir. Başa başın altında ihraç kırtasiyeciliği artırır, açıklık ilkesini zadeler yani tahvilin anlaşılabilirliğini zorlaştırır. Gelir dağılımını daha da bozar. Devleti ileride belki de altından kalkamayacağı bir yük altına sokar ve kuşaklar arası dengesizlik oluşturur. 14. İç Denetim Koordinasyon Kurulu, biri Başbakanın, biri Kalkınma Bakanın, biri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri İçişleri Bakanının, 3’ü Maliye Bakanının önerisi üzerine seçilen 7 üyeden oluşur. Üyeler 5 yıl süreyle Bakanlar Kurulu tarafından atanır. Üyelerin tekrar atanabilmeleri mümkündür. İç Denetim Koordinasyon Kurulu, raporları değerlendirip konsolide ettikten sonra Sayıştay’a değil Maliye Bakanlığı’na sunmaktadır. CEVAP: A 18. Anaparasının ne zaman ödeneceği belli olmayan borçlara süresiz, ebedi, devamlı borçlanma adı verilir. Ebedi borçlarda faizin ödeme zamanı bellidir. Ancak anaparanın ödeme zamanı belirtilmemiştir. CEVAP: D CEVAP: B 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 12 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 MALİYE / ÇÖZÜMLERİ 19. Devlet için kısa vadeli borç kaynaklarından biri de bütçe emanetleridir. Mali yıl sonuna kadar, bütçe harcamalarından ödeme emri belgesine bağlanmış fakat ödenmesi gerçekleşmemiş olan giderler emanet hesabına alınır. Hak sahiplerinin alacaklarını gecikmeli olarak ödeyen devlet, bu sayede kısa süreli bir kaynak yaratmış olur. 27. Mevduat faizi, faizsiz kredi verenlere ödenen kar payları, alacak faizleri, menkul kıymet yatırım fonu kar payları menkul sermaye iradıdır. Yönetim kurulu başkan ve üyelerine sağlanan menfaatler ise ücret geliri olarak vergilendirilir. CEVAP: D CEVAP: C 20. Klasik maliyeciler borçlanmayı olağanüstü bir kamu geliri olarak görürler. Devletin borçla finansmanı vergilerin ertelenmesinden ibarettir derler. Ve tabii ki borçlanmanın yükünü gelecek nesiller çekecektir. 28. Vergi beyannamesinin verilmemesi birinci derecede usulsüzlük ve aynı zamanda devleti kayba uğrattığı için vergi ziyaı suçudur. Vergi ziyaı suçu 5 yıl içinde, genel usulsüzlük suçu ise 2 yıl içinde tekrar işlenirse cezalar artırılır. Gerekçe tekerrürdür. CEVAP: D CEVAP: B 21. Bütçe açığının Merkez Bankası’nın para basması suretiyle kapatılması enflasyona neden olursa bu durum vergi tahsilatının gecikmesi sonucu devletin kaybı demek olan tanzi etkisine sebebiyet verecektir. 22. Monetaristlere göre kamu harcamaları borçlanma ile finanse edildiğinde bu durum faizlerin yükselmesine neden olacak ve özel yatırımlar azalacaktır. Bu kavrama dışlama etkisi (crowding out effect) adı verilir. CEVAP: A 23. Maliye politikasının gelir dağılımı üzerindeki etkilerini ölçmek için çeşitli yöntemlerden yararlanılır. Bu yöntemlerden birisi de Gini katsayısıdır. www.yaklasimkitap.com CEVAP: E CEVAP: C 24. Stagflasyonla mücadelede maliye politikası uygulanarak işsizlikle mücadele edilirken para politikası uygulanarak enflasyonla mücadele edilmelidir. Maliye politikası yalnızca vergi oranlarının azaltılması şeklinde uygulanmalıdır. CEVAP: C 25. Fiyat istikrarı, ekonomide enflasyon, deflasyon ve stagflasyon gibi sorunların olmadığı ekonomik yapıdır. CEVAP: D 29. Tasfiye memurları, mali müşavirler, tapu memurları, ÖTV ve KDV nin tarafları verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu iken, vergi kesenler verginin ödenmesinden müşterek sorumludurlar. CEVAP: D 30. Re’sen tarhiyatı gerektiren durumlar şunlardır: Yasal süresi geçtiği halde beyanname verilmemişse, beyanname süresinde verilmesine rağmen matraha ait bilgiler gösterilmemişse, zorunlu defterlerin hepsi ya da bir kısmı tutulmamış veya onaylatılmamış veyahut da ibraz edilmemişse, defter kayıtları, belgeler matrah tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık tutulduğu için incelemeye uygun bulunmazsa, tutulması zorunlu defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair deliller varsa, maliye müfettişleri, hesap uzmanları ve gelir kontrolörlerinin incelemeleri sırasında mükellefler harcama veya tasarruflarının vergisinin ödendiğini ya da bunları vergi dışı kazançlardan sağladıklarını kanıtlayamazlarsa, yetkili meslek mensuplarınca imzalanma mecburiyeti olan beyannameler bu kişilere imzalatılmamışsa veya mali müşavirce tasdik edilmesi gereken raporlar zamanında ibraz edilmezse vergi resen tarh olunur. CEVAP: B 26. Gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler stopaja tabi çiftçilerdir. Yani bu kişilerin vergisi kaynakta kesinti yapılarak ödenir. Bu çiftçiler beyanname vermeyecekleri gibi defter de tutmazlar. CEVAP: E 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 13 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 1. MUHASEBE / ÇÖZÜMLERİ 5. İşlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlendirmelerin yapılmasında biçimlerinden çok özlerinin esas alınması gereğini ifade eden kavram özün önceliği kavramıdır. Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar şüpheli alacak sayılır. Dönem sonunda dava sonuçlanmadığı için söz konusu alacağın tamamına karşılık ayrılmıştır. Yapılacak kayıt Bu kavram sonucu ileri tarihli çekler Hazır Değerler hesap grubundan çıkarılarak Ticari Alacaklar veya Ticari Borçlar hesap grubuna aktarılır. 31.12.2011 654 KARŞILIK GİDERLERİ 20.000 129 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI CEVAP: C 20.000 CEVAP: C 2. 01.11.2012 tarihinde açılan 3 ay vadeli hesabın vade süresi 01.02.2013 tarihinde bitmektedir. Bu nedenle 01.11 - 31.12.2012 tarihleri arasında geçen 2 aylık süreye ilişkin faiz tutarı dönem sonunda kayıt altına alınır. 6. Dönem sonunda karşılık ayırma işlemi ile ilgili yapılan kayıt ihtiyatlılık kavramı gereğidir. Bu kavram sonucunda işletmeler muhtemel gider ve zararları için karşılık ayırırlar. 31.12.2012 181 GELİR TAHAKKUKLARI CEVAP: A 642 FAİZ GELİRLERİ 7. 24.05.2012 İşletmenin verdiği virman emriyle aynı bankada bulunan kredi hesabından çekilen tutar mevduat hesabına aktarılmıştır. Bu durumda işletmenin bankaya olan kredi borcunda ve aynı zamanda mevduat hesabında bulunan tutarda artış söz konusudur. Yapılacak Kayıt www.yaklasimkitap.com CEVAP: C 3. Dava sonucu yapılacak kayıt 100 KASA 16.000 129 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI 128 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR 20.000 20.000 671 ÖNCEKİ DÖNEM GELİR VE KÂRLARI 16.000 CEVAP: A 8. 102 BANKALAR 300 BANKA KREDİLERİ CEVAP: A İşletmenin mal ve hizmet satışı nedeniyle müşterilerden aldığı çekler Alınan Çekler hesabında izlenir. İleri tarihli çekler Özün Önceliği kavramı gereğinde dönem sonunda hazır değerler hesap grubundan çıkarılarak Ticari Alacaklar hesap grubunda yer alan Alacak Senetleri hesabına aktarılmak zorundadır. CEVAP: A 4. – Kasa noksanlığının tespit kaydı 197 SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLIKLARI 9. – 191 İndirilecek KDV > 391 Hesaplanan KDV ise aradaki fark 190 Devreden KDV hesabına borç, 600 100 KASA 600 191 İndirilecek KDV < 391 Hesaplanan KDV ise aradaki fark 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar hesabına alacak kaydedilir. Nedeni bulunduğunda yapılacak kayıt 300 BANKA KREDİLERİ 197 SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLIKLARI Aysonunda KDV tahakkuku yapılırken, 600 391 HESAPLANAN KDV 190 DEVREDEN KDV 191 İNDİRECİLECEK KDV 600 CEVAP: D 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 4500 1500 6000 CEVAP: D 14 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 MUHASEBE / ÇÖZÜMLERİ 10. Nitelikleri itibariyle, hazır değerler sayılan pullar, tahsil edilecek banka ve posta havaleleri, tahsil edilebilir duruma gelmiş kuponlar, yoldaki paralar, kredi kartı slipleri “Diğer Hazır Değerler hesabı”nda izlenir. 14. Yeni çıkarılan hisse senetlerinin primli satışından kaynaklanan tutarlar Hisse Senedi İhraç Primleri hesabında izlenir. CEVAP: C Bu bilgilere göre mal satışı ile ilgili işletmenin yapacağı kayıt aşağıdaki gibidir. 108 DİĞER HAZIR DEĞERLER 15. Personel ve işçilere maaş, ücret ve yolluklarına mahsuben önceden ödenen avanslar “Personel Avansları hesabı”nda izlenir. 1298 600 YURTİÇİ SATIŞLAR – 1100 198 391 HESAPLANAN KDV Avans verilmesi 196 PERSONEL AVANSLARI CEVAP: B 11. Yapılacak kayıt 191 İNDİRİLECEK KDV 100 KASA 103 VERİLEN ÇEKLER VE ÖDEME EMİRLERİ 320 SATICILAR 321 BORÇ SENETLERİ – 52.000 9360 12.000 21.000 19.000 CEVAP: C 12. – Malların nakliyesi için ödenen tutar, müşteri tarafından üstlenildiği için işletme bu tutarı daha sonra müşterisinden tahsil edecektir. Ancak satış kaydında satış giderine ilişkin tutar yer almayacaktır. Ayrı bir kayıtla muhasebeleştirilir. – Mal satış kaydı 120 ALICILAR Ay sonunda avansın mahsup edilerek maaşın ödenmesi 760 196 PERSONEL AVANSLARI 100 KASA 130 630 CEVAP: E 7670 600 YURTİÇİ SATIŞLAR 391 HESAPLANAN KDV 130 770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 9360 www.yaklasimkitap.com 153 TİCARİ MALLAR 130 100 KASA 16. 373 Maliyet Giderleri karşılığı hesabı dönemsellik kavram gereği kullanılan bir hesaptır. Diğer seçeneklerin hepsi ihtiyatlılık kavramı. CEVAP: A 1 hizmet süresi 1 = = 0,20 = 0,40 5 yıl Amortisman payı = Maliyeti bedeli x Amortisman Oranı 17. Amortisman Oranı = 1. yıl ⇒ 120.000 x 0,40 = ¨48.000 6500 1170 2. yıl ⇒ 72.000 x 0,40 = ¨28.800 (120.000 – 48.000) 3. yıl ⇒ 43.200 x 0,40 = ¨17.280 CEVAP: A (72.000 – 28.800) 13. Eksik olan 5 adet malın tutarı ¨46.000 (¨9200 x 5 birim) – Mal noksanlığının tespitinde yapılacak kayıt CEVAP: B 18. Yenileme amacı ile satılan duran varlıklardan elde edilen olumlu farklar Özel Fonlar hesabında izlenir. Söz konusu yenileme fonu bir özkaynak unsuru olarak 3 yıl süre ile bu hesapta bekletilir. Bu dönemde satılan maddi duran varlığın yenilenmemesi bu durumunda fondaki tutar Önceki Dönem Gelir ve Kârları hesabına devreder. Yapılacak Kayıt 197 SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLIK- 46.000 LARI 153 TİCARİ MALLAR 46.000 – Noksanlığın nedeni bulunduğunda 135 PERSONELDEN ALACAKLAR 549 ÖZEL FONLAR 46.000 197 SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLIKLARI 671 ÖNCEKİ DÖNEM GELİR VE KÂRLARI 46.000 4100 CEVAP: C CEVAP: A 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 4100 15 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 MUHASEBE / ÇÖZÜMLERİ 19. KÂR YEDEKLERİ 22. İşletmenin, esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla iştiraklerine olan borçları İştiraklere Borçlar hesabında izlenir. 540Yasal Yedekler 541Statü Yedekleri Kâr dağıtımında dağıtılmasına karar verilen kâr payı bu hesabın alacağına kaydedilir, ödendiğinde ise borcuna kaydedilir. 542Olağanüstü Yedekler 548Diğer Kâr Yedekleri 549Özel Fonlar Yapılacak kayıt CEVAP: A 570 GEÇMİŞ YIL KÂRLARI 17.000 332 İŞTİRAKLERE BORÇLAR 17.000 CEVAP: A 20. 01.11 - 31.12 2012 tarihleri arasında geçen 2 aylık sürenin faiz tutarı; 120.000 x 12 x 2 = 1200 = ¨2400’dir. 780 FİNANSMAN GİDERLERİ 2400 381 GİDER TAHAKKUKLARI 2400 CEVAP: E 21. – Kâr-Zarar ortaklığı belgesinin nominal değeri ile ihraç değeri arasındaki fark Diğer Sermaye Yedekleri hesabında izlenir. Diğer Sermaye Yedekleri: Sermaye Yedekleri grubunda sayılanların dışında kalan diğer sermaye yedeklerinin izlendiği hesaptır. Yapılacak Kayıt 100 KASA 47.500 306 ÇIKARILMIŞ DİĞER MENKUL KIYMETLER 529 DİĞER SERMAYE YEDEKLERİ Tahmin Kaydı 770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 40.000 7.500 CEVAP: B 720 373 MALİYET GİDER KARŞILIĞI – 23. Çıkarılmış bono ve senetler kapsamına alınmayan diğer menkul kıymetler Çıkarılmış Diğer Menkul Kıymetler Hesabında izlenir. 31.12.2012 tarihinde yapılacak kayıt faiz tahakkukuna ilişkin kayıttır. www.yaklasimkitap.com – 720 Fatura geldiğinde 04.11.2012 373 MALİYET GİDER KARŞILIĞI 770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 191 İNDİRİLECEK KDV 320 SATICILAR 720 10 131,40 861,40 24. İşletmenin sahip olduğu ve faaliyetlerini gerçekleştirmede kullandığı varlıkların ne ölçüde etkin kullanıldığını tespit etmede kullanılan oranlar faaliyet oranlarıdır. Bu oranlara çalışma, verimlilik oranlarıda denir. CEVAP: E Gelen fatura tutarı tahmin edilen fatura tutarından fazla olduğu için giderler ¨10 arttırılmıştır. (861.40 / 1,18 = 730) CEVAP: A 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 16 YAKLAŞIM KARİYER DENEME - 17 MUHASEBE / ÇÖZÜMLERİ 29. Başabaş Noktası Satış Miktarı = 360 gün Alacak Devir Hızı Net Satışlar = Ticari Alacaklar 25. Ortalama Tahsilat Süresi = Alacak Devir Hızı 7500 1000 = 7,5 360 Ortalama Tahsilat Süresi = 7,5 = 48 gün Alacak Devir Hızı = = Toplam Sabit Giderleri Birim Satış Fiyatı – Birim Değişken Giderleri = 34.650.000 2.640 – 1.815 = 42.000 birim CEVAP: B CEVAP: A Vergiden Önceki Kâr + Faiz Gideri Özkaynak + Yabancı Kaynaklar 26. Ekonomik Rantabilite = 48.000 + 8000 62.000 + 10.000 + 42.000 56.000 = 114.000 = 0,49 27. Otofinansman Oranı = = CEVAP: B Kâr Yedekleri – Birikmiş Zarar Ödenmiş Sermaye www.yaklasimkitap.com = 4600 – 1500 3100 ⇒ ⇒ 0,19 16.000 16.000 CEVAP: B 30. Dönem içinde Satın Alınan Direk İlk Madde ve Malzeme 1200 Dönembaşı Direk İlk Madde ve Malzeme ÜRETİMDE KULLANILABİLİR DİREKT İLK MADDE VE MALZEME 1500 Dönemsonu Direkt İlk Madde ve Malzeme Direkt İşçilik Giderleri 400 Genel Üretim Giderleri 600 Dönembaşı Yarı Mamül = 10.000 + 42.000 + 62.000 = ¨114.000 25.000 Aktif Kârlılığı = 114.000 = 0,22 2014 - 17 DENEME / ÇÖZÜMLERİ 2000 200 DÖNEMİN ÜRETİM MALİYETİ 2200 Dönemsonu Yarı Mamül (700) ÜRETİLEN MAMÜL MALİYETİ 1500 Dönembaşı Mamül Pasif toplam = KVYK + UVYK + Özkaynak (500) ÜRETİMDE KULLANILAN DİREKT İLK MADDE VE MALZEME 1000 TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ 28. Varlıkların Kârlılığı Oranı Net Kâr Aktif Kârlılığı = Aktif toplamı Aktif toplam = Pasif toplam 300 600 SATILABİLİR MAMÜL MALİYETİ 2100 Dönemsonu Mamül (100) SATILAN MAMÜL MALİYETİ 2000 CEVAP: E CEVAP: A 17 YAKLAŞIM KARİYER
© Copyright 2024 Paperzz