DTK Teknik Yazı Kimyasal Filtreleme Nedir? D ünyada ve ülkemizde sanayinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan temel problemlerden biri de hiç kuşkusuz hava kirliliğidir. Daha iyi havayı teneffüs etmek, kapalı mekanlarda daha kaliteli havayı solumak,hijyenik ortamlarda üretilen ürünleri tüketmek, hastanelerde enfeksiyon risklerinin azaltıldığı sistemlerin altında tedavi görmek ve çevreyi koruyan sistemlerin içinde yaşamak insanların en doğal hakkıdır. Kaldı ki bir insan günde ortalama 1 kg yemek ve 2 kg sıvı tüketirken, buna karşılık 24 kg hava solumaktadır. Kirletilmeyen bir doğada yaşamak sadece insanların değil, aslında bütün canlıların hakkıdır. Bu yaşamsal ortamların sağlanması ve sürdürülebilmesi için atmosferde bulunan kirleticilerin ne olduğunu bilip buna uygun filtreleme sistemleri kurmak ve işletmek gerekir. Atmosferde bulunan kirletici partiküllerin ve gaz moleküllerin, doğru seçilmiş sistemlerle filtrelenmesi bu yüzden hayati önem taşır. 2 / Mart, 2014 Partikül Filtrasyonu Gaz faz filtrasyona geçmeden önce partikül filtrasyonu iyi anlamak gerekir. Bakteriler, polenler, mikroorganizmalar, insanların kurduğu endüstriyel tesislerden yayılan tozlar, sigara dumanları, küller, küf sporları vb. kirleticiler atmosferde değişik boyutlarda yer alırlar. Bu kirleticilerin konsantrasyonları mevsim, rakım, deniz veya kara, şehir içi veya dışına göre farklılık gösterebilir. 2,5 µm’dan (1 mm=1000 µm) küçük tanecikler ince, daha büyük olanlar ise kaba olarak sınıflandırılır. Hijyenik uygulamalarla uğraşan araştırmacılar, insan ciğerlerinde tutunabilme ihtimali fazla olan 2,5 µm çapından daha küçük taneciklerle ilgilenir. 8 ile 10µm çapından daha büyük tanecikler üst solunum yolları tarafından ayrılır ve tutulurlar. Ara boyutlar ise akciğerin hava kanalları üzerine çöker, buradan hızlıca temizlenerek vücuttan atılır. 10 µm’dan büyük tanecikler oldukça hızlı bir şekilde çökerler ve sadece çıktıkları kaynağın yakınında ve kuvvetli rüzgâr altında havada asılı kalabilirler. İstisna olarak, büyük çaplı olmalarına karşın bazı hafif elyaf maddeler ve uçuntular havada daha uzun süre kalabilirler. 10 µm çapından büyük taneciklerin çoğu, uygun aydınlatma ve kontrast olması durumunda çıplak gözle görülebilirler. Normal şartlarda insanlar 30 µm ve üzeri partikülleri görebilirler. DTK Teknik Yazı Atmosferdeki tozların tanecik çapı dağılımı grafiğinden de görüleceği gibi 0,1μm veya daha küçük çaptaki tanecikler (elektron mikroskobunun ölçebildiği en küçük çap olan 0,005 μm değerinin üzerinde olmakla beraber) atmosferde bulunan partiküllerin sayıca % 80 kadarını, fakat kütlesel olarak yalnızca % 1’ini kapsamaktadır. Aynı zamanda, 1 μm çapından daha büyük partiküller sayıca ancak % 0,1 iken, toplam kütlenin %70 kadarını oluşturmaktadır. Bu ise küresel bir taneciğin kütlesinin, çapının küpü ile artmasının bir sonucudur. partiküllerin tutulması olayıdır. Atalet Etkisi: Partiküller, havanın önüne bir filtre elyafı çıktığı zaman onun etrafında paralelliklerini bozmadan dönerek yollarına devam etmek isterler. Ancak akış içinde sürüklenen partiküller ataletleri dolayısıyla filtre elyafı etrafında dönemeyerek, elyafa çarpıp onun yüzeyine yapışırlar. Bu etki hava hızının artması, partikül çapının büyümesi ve elyaf çapının küçülmesi ile artar. Kirliliğin % 80 kadarı, çapları 5 μm değerinden daha küçük taneciklerden meydana gelmektedir. En çok leke bırakıcılar ise 1 μm çapından daha küçük taneciklerdir. Dış havadaki partiküllerin %99’u, genellikle 1 μm değerinden daha küçüktür. Filtrasyon Mekanizmaları Yukarıda gördüğümüz gibi iyi bir filtreleme sistemini tasarlarken dikkate alınacak parametrelerin başında ortamda bulunabilecek maksimum partikül konsantrasyonu ve çapı gelir. Partikülerin hareketlerini; boyutları, şekilleri, yoğunlukları ve elektriksel yükleri belirler. Partiküllerin tutulması için filtrasyon mekanizmaları genellikle aşağıda ifade edildiği şekilde birlikte çalışır: Elek Etkisi: En basit filtrasyon mekanizmasıdır. Çapı filtre elemanı olarak kullanılan iki elyaf iplikçiğinin arasındaki açıklıktan daha büyük olan 4 / Mart, 2014 Yakalama Etkisi: Partikül çapı çok küçük ise tanecikler, hava ile beraber elyaf iplikçiği etrafında bir yörünge takip edebilir. Ancak bu yörünge partikülün elyaf etrafındaki hareketinde, elyafa partikül yarı çapından daha yakın bir yerden geçiyorsa, partikül elyaf tarafından yakalanır ve elyafa yapışır. Partikül çapı artıp, elyaf çapı ve elyaf iplikçikleri arasındaki mesafe azaldıkça bu etki artar. Bir filtre elyafı içinde, tutulmak istenen partikül çapına yakın ne kadar küçük çaplı filtre elyafı varsa bu yakalama etkisi o derece kuvvetli olur. Difüzyon Etkisi: Partikül çapının 1 µm’ den daha küçük olması halinde, partiküller ile çarpışan gaz molekülleri onların düzensiz hareket etmelerine neden olabilmektedir. Gaz moleküllerinin Brownian hareketi denen bu davranışları sonucu filtre elyafı ile çarpışan partiküller onlara yapışır. Bu etki hava hızı azaldıkça, partikül çapı ve elyaf çapı küçüldükçe artmaktadır. Bu mekanizmalara ek olarak elektrostatik etkiden de söz edebiliriz. Yüklü olan partiküller ile filtre elyafı arasında, zıt yüklerin birbirini çekmesi ilkesinden partiküller elyafa yapışır. DTK Teknik Yazı Filtrasyon Mekanizmalarının Partikül Çapına Göre Filtrasyon Verimine Etkisi Bir filtrenin toplam veriminde bütün bu mekanizmaların etkisi görülür. Partikül çapının artması atalet ve yakalama etkisini arttırırken, difüzyon etkisini azaltacağından seçilen bir filtre elyafı için tutulması en zor olan, başka bir deyişle filtre elyafına en çok nüfuz eden partikül çapı (MPPS) ortaya çıkar. Yapılan testler de 0,15 – 0,3 μm çapındaki partiküllerin tutulması en zor partiküller olduğunu göstermektedir. Hassas bir filtreleme için yüksek filtrasyon alanının, nominal hava hızının, iyi bir filtre konfigürasyonun kullanımı gerektiği kadar ince lifler içeren filtre elemanın da kullanılması gerekir. Bununla birlikte filtre elyafı üzerinden geçen hava hızı azaldıkça difüzyon etkisi artıp, atalet etkisi azalacaktır. Gaz Faz Filtrasyonu Endüstrideki ve çevredeki gaz kirleticileri; aktif kükürt bileşikleri (H2S), sülfür oksitler (SO2,SO3), azot oksitler (NOx), inorganik klor bileşenleri (Cl2, ClO2,HCl), hidrojen flörür (HF), amonyak ve türevleri (NH3,NH4+), fotokimyasal tipler (O3) ve güçlü oksidanlardır. 0,001 µm ve daha küçük boyutlarındaki bu gaz moleküllerinin filtrelenmesi partikül filtrasyon mekanizmalarıyla mümkün değildir. Bu gaz molekülleri ancak gaz faz filtrasyonu ile filtrelenebilir. Bu filtreleme işlemini gerçekleştirmek için piyasada birçok üreticinin ithal ettiği aktif karbon maddeler, sadece düşük molekül ağırlığındaki bazı koku moleküllerini yüzeyinde soğurarak (adsorpsiyon) tutar, dolayısıyla bu mekanizma farklı özelliklere sahip kimyasal gazların tutulmasında yetersiz kalır. Bu gazların tutulmasında en iyi çözüm ortamdan uzaklaştırılacak gaz moleküllerinin kimyasal reaksiyon ile yapısını değiştirip filtreleme işlemini gerçekleştiren kimyasal filtrelemedir. Gaz Kirleticilerini zehirli, korozif, tahriş edici ve kokulu olmak üzere dörde ayırabiliriz. ►Zehirli ► Gaz Kirleticiler: Canlı dokulara ve sinirlere zarar verebilen, uzun süre aşırı dozda maruz kalınan durumlarda mutajenik etkilere, kanser gibi ölümcül hastalığa sebebiyet verebilecek kimyasal gazlardır. Filtre Verimleri ve Filtre Seçimi 10 μm ve üzeri endüstriyel tozlar; siklonlar, sulu sistemler, toz toplamalar vb.filtreleme teknikleri ile; sporlar, polenler, uçucu küller (G1, G2, G3, G4 sınıfı) kaba filtreler ile; bakteriler, pigmentler, solunabilen parçacıklar (M5, M6, F7, F8, F9 sınıfı) orta ve hassas filtreler ile; virüsler, aerosollar, is, sigara dumanı, yağ buharları ise (E10, E11, E12, H13, H14, U15, U16, U17 sınıfı) mutlak filtreler (EPA, HEPA, ULPA) ile “Partikül Büyüklüğü Diyagramından” da görüldüğü üzere filtrelenir. Avrupa standartlarına göre kaba, orta ve hassas filtre sınıflarının verimliliklerinin tayini ve metodu EN779 standardında, EPA, HEPA ve ULPA filtre sınıflarının ise EN1822 standardında tanımlanmıştır. 0,001 µm ve daha küçük boyutlardaki gaz moleküllerinin partikül filtrasyonu ile tutulması söz konusu değildir. Bu gaz molekülleri sadece gaz faz filtrasyonu ile filtrelenebilir. 6 / Mart, 2014 ►Korozif ► Gaz Kirleticiler: Solunduğunda solunum yollarının üzerindeki dokuları tahriş etmesinin yanında, bina içeriğinde bozulma veya hasara neden olabilecek kimyasal gazlardır. ►Tahriş ► Edici Gaz Kirleticiler: Maruz kalındığında göz ve solunum yollarına zarar veren, uzun süreli temaslarda kalıcı hasarlara neden olan kimyasal gazlardır. ►Kokulu ► Gaz Kirleticiler: Uzun süre yoğun kokuya maruz kalan kişinin koku alma duyusunu etkileyen kimyasal gazlardır. Bu istenmeyen gaz kirleticilerini; ortadan kaldırarak (kaynak kontrolü), sisteme taze hava sağlayarak (havalandırma kontrolü), fiziksel ve kimyasal olarak filtreleme yaparak (filtreleme kontrolü) kontrol edebiliriz. Ekonomik açıdan kabul edilebilir bir kirlenme kontrolüne erişebilmek için bu kontrol yöntemlerini kombine bir şekilde kullanmalıyız. Bu açıdan gaz kirleticilerine göre doğru ürünü seçmek, filtreleme sistemlerini doğru kurmak ve işletmek oldukça önemlidir. DTK Teknik Yazı Gaz Filtrasyon Prensipleri Soğurma (Adsorbsiyon): Endüstriyel tesislerin ve ticari binaların havalandırma sistemlerinde, kokuların yoğun olarak hissedildiği ortamlarda aktif karbon filtreler kullanılmaktadır. Bu filtreler, ortamdaki kokunun aktif karbonun sahip olduğu milyonlarca gözeneğe hapsedilmesi şeklinde çalışır. Bu medyaları seçerken kirletici tipi, kirletici miktarı, tek tek ve toplam kirletici oranları ile medyanın filtreleme kapasitelerine dikkat etmek gerekir. Bu medyaların bazılarını resimde görebilirsiniz. Soğurma (Adsorbsiyon) Bir maddenin diğer madde tarafından yüzeyine çekilmesi ve yüzeyde tutunması prosesine adsorpsiyon denir. Adsorbsiyon fiziksel bir işlemdir ve tersinirdir. Absorpsiyon (Kemisorpsiyon): Endüstriyel tesislerde, hastanelerde, ilaç fabrikalarında, petrokimya rafinerilerinde, kimya sanayisinde ve birçok farklı sektörlerde var olan toksik gazların, kötü kokulara ve korozyona neden olan, insan sağlığına zarar veren Hidrojen Sülfür (H2S), Klor (Cl2), Formaldehit (HCHO), Kükürt Dioksit (SO2), Azot Dioksit (NO2) vb. kimyasal gaz moleküllerinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için kimyasal filtreleme sistemleri kullanılır. Kimyasal filtrelemede gaz kirleticileri, filtrede bulunan aktif karbon veya zeolit medyalara emdirilen kimyasallarla reaksiyona girerek ortama geri salınımı söz konusu olmayacak şekilde filtrelenir. Filtrelenecek gaz moleküllerinin türüne, yapısına ve ortamdaki konsantrasyonuna bağlı olarak medyalar Potasyum Permanganat (KMnO4), Potasyum Hidroksit (KOH), Sülfür (S), Demir (Fe) vb. kimyasallarla zenginleştirilir. Absorpsiyon (Kemisorpsiyon) Soğurucunun yüzeyinde ve içinde gerçekleşen kimyasal reaksiyonların sonucu maddenin tutulmasına absorpsiyon denir. Bu proses kendine özgü olup soğurucunun ve soğurulanın kimyasal yapısına göre değişmektedir. Bu proses anlık ve geri dönüştürülemezdir. Zenginleştirilmiş medyalar ile Hidrojensülfür (H2S), Nitritoksit (NO), Azotoksit (NO2), Klor (CI2), Hidrojenklorür (HCI), Organik Uçucu Bileşikler (VOC’s), Merkaptan, Amonyak (NH3) vb. gazlar filtrelenir. 8 / Mart, 2014 Bu medyalar filtreleme sisteminin uygulanacağı ortamın hava akış miktarına, hava basıncına, hava akış hızına uygun olarak tasarlanmış modüllere ya da kartuş filtrelere hava ile temas edecek şekilde yerleştirilir. Gaz faz filtrasyonunda kullanılan filtre modelleri; silindirik kartuş, panel, kompak tarzı da dahil olmak üzere çeşitli V modül tasarımlardır. Resimde görsellerini gördüğünüz bu filtreler klima santrali ve benzeri tasarımlarda, pozitif basınç kabinlerinde, korozif hava sistem çözümlerinde, gaz temizleme sistemlerinde (ScrubberSystem- SS), derin tabakalı gaz temizleyicilerinde (DeepBedScrubber – DBS) gerektiğinde partikül filtreleriyle birlikte tek kademeli ya da çift kademeli olarak kullanılır. Sistemden geçen hava debisinin karbon medya ile temas süresi, filtre verimliliği açısından oldukça önemlidir. Temas süresi, karbon hacminin geçen hava debisine oranıdır. Bu temas süresi uygulamaya göre değişmekle birlikte genellikle 0,15 – 0,70 saniye aralığında tercih edilir. Bu aralık filtrelenmek istenen gazın konsantrasyonuna bağlıdır. DTK Teknik Yazı kimyasal filtre ile temasından önce büyük partiküllerden arınmasını sağlayarak filtrenin tıkanmasını engeller. Son filtre de kimyasal filtreden çıkan havanın daha kaliteli olmasını sağlar. Kimyasal Filtrenin Uygulama Alanları: Çeşitli prosesler sonrasında açığa çıkan kokunun, toksik gazların, korozyona neden olan korozif gazların bulunduğu endüstrilerde, üretim tesislerinde, ameliyathanelerde, ilaç fabrikalarında, restoranlarda, kağıt üretim tesislerinde, petrokimyasal tesislerde, biyogaz tesislerinde, boyahanelerde ve benzeri birçok sektörde kimyasal filtre kullanılmaktadır. Kimyasal Filtrelerin Avantajları: ►Çeşitli ► gazlara karşı etkilidir. ►Diğer ► filtrelerle birlikte son filtrasyonda kullanılır. ►Salınım ► yapması mümkün değildir. ►Filtre ► kalan ömrü analiz edilebilir. ►UL ► Class 1’e göre tutuşmazdır. ►Zehirli ► değildir. ►Bakteri ► ve mantar üretmez. Gaz-Faz Hava Filtrasyon Sistemi Özellikle endüstriyel tesislerde başlıca problemlerden biri de korozyondur. Fabrikalarda kullanılan kolonların, reaktörlerin, boru hatlarının ve imalat makinelerinin tamamına yakını korozif gazlara maruz kaldıktan belli bir süre sonra özelliğini kaybetmeye başlar. Bu durum, o tesis için hem zaman hem de maliyet kaybına neden olur. Bunu önlemek için korozyona neden olan gazlar (hidrojen sülfür, amonyak, klor, hidrojen klorür vb.) kimyasal filtre ile ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Gaz Faz Hava Filtrelerinin Ticari Kullanım Amaçları: •Çalışma verimliliğini arttırmak, •İşletme maliyetlerini azaltmak, •İç hava kalitesini iyileştirmek (IAQ-İHK). Burada, özellikle iç hava kalitesi kavramını biraz açmak gerekir. ASHRAE’ye göre iç hava kalitesi; kirletici oranlarının herhangi bir şekilde otoritelerin belirlediği seviyelerin üzerinde olmadığı ve insanların %80’inden fazlasının memnun olduğu hava şartıdır. Yeterli iç hava kalitesi, havanın insanların sağlığına zarar veren gaz veya partikülleri içermediği durum anlamına gelir. Kimyasal filtrelemedeki hedef havayı zararlı gazlardan arındırmaktır. İç hava kalitesi şu nedenlerle önemlidir; •İç havayı kirleten gazlar ve partiküller insanların sağlığını bozabilir. •İç hava kirleticileri çevresel risklerde ilk 5’tedir. •İnsanlar vakitlerinin %90’ını kapalı alanlarda geçirmekte ve bu yüzden iç hava kirleticilerinden kaynaklanan sağlık problemleri bulunmaktadır. Kimyasal filtreleme, gaz moleküllerinin cihazların içine yerleştirilen filtrelerdeki medyalar ile temas ederek gerçekleşen kimyasal reaksiyon sonucu tutulmasıdır. Bu kimyasal filtre, partikül ön filtresi ve son filtresi ile desteklenmektedir. Ön filtre, havanın 10 / Mart, 2014 •Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre ticari binaların %30’unda ciddi iç hava kalitesi problemleri bulunmaktadır. •Yetersiz iç hava kalitesi; baş ağrısı, göz, burun DTK Teknik Yazı veya boğaz rahatsızlıkları, öksürük, kuru veya kaşıntılı bir cilt, baş dönmesi, mide bulantısı, konsantrasyon bozuklukları ve kokuya karşı aşırı duyarlılığa sebebiyet verir. Bu durum hasta bina sendromu (HBS) olarak adlandırılır. Bu hastalık belirtilerinin kaynağı tanımlanamamıştır. Bina terk edildiğinde rahatlama hissi gelir. •İHK aynı zamanda astım ve diğer sağlık problemleri ile ilişkilendirilmektedir. Bina kaynaklı hastalıklar – BKH (Hipersensitivite Pnömonisi, astım, kimyasal allerji, lejyonella, akciğer kanseri vs.) olarak adlandırılır. Bina terk edildiğinde rahatlama meydana gelmeyebilir. Belirtileri, doktor muayenesi ve/veya laboratuvar sonuçları ile belirlenir. İç hava kalitesini bozan ve kirlilik oluşturan zararlı maddeleri şöyle sıralayabiliriz: Mikroorganizmalar (çevre ve insan kaynaklıdır), nem (çevre ve pişirme gibi insan faaliyetleri kaynaklıdır), koku (insan kaynaklıdır), solunan havadaki karbondioksit oranı (insanların ve canlıların solunumları ve yanma kaynaklıdır), radon gazı (toprak kaynaklıdır), organik buharlar (kullanılan eşya ve bina elemanları kaynaklıdır), toz (çevre ve kullanılan eşya kaynaklıdır), alerjen maddeler ve canlılar (çevre kaynaklıdır), sigara dumanı (insan kaynaklıdır), diğer kaynaklar (elektronik kirlenmeler, radyasyon vb.). Sıcaklık ve nem kontrolü, kirlilik kaynak kontrolü, havalandırma oranlarının arttırılması, hava temizleyicilerin kullanılması (partikül ve gaz faz filtrasyonlu) iç hava kalitesini yükseltilmesi için kullanılan yöntemlerdir. İnsan sağlığını birinci dereceden ilgilendiren bir konu olduğu için son dönemlerde İHK ile ilgili çalışmalar artmış, bilimsel makaleler yayımlanmış, seminerler, toplantılar yapılmış ve yaptırım gücü olan yeni standartlar ortaya çıkmıştır. Bu standartlardan ASHRAE 62, en geniş biçimde konuyu ele almaktadır. Bu standardın kurallarının enerji tasarrufu ilkeleri ile çatışması en çok tartışılan konulardan biri olmuştur. ASHRAE standart 62,“tehlikeli olan kirleticilerin kimyasal filtrasyon kullanılarak kontrolünün sağlanması, dış hava gereksinimini azaltır” demektedir. Bu durumda standart uygulamalarda kişi başı 34 m3/h (20 cfm) dış hava gereksinimi yerine klima sistemlerine kimyasal filtre kullanarak gereksinim 8,5 m3/h (5 cfm) dış havaya kadar düşmektedir. Kişi başı dış hava miktarının bu kadar azalması toplam soğutma yükünü azaltacağından doğal olarak işletme maliyetlerini ciddi olarak düşürecektir. 12 / Mart, 2014 Hava Kalitesi Belirleme ve İzleme: Kontrol odası veya motor kontrol merkezi gibi mahaller, içerisinde yer alan hassas elektronik cihazların korozif gazların zararlarından korunması için çok sıkı kontrol edilen mahal şartlarına göre tasarlanmaktadır. Süreç kontrol ekipmanlarının yerleştirildiği mahaller için gerekli mahal şartları Instrumentation, Systemsand Automation Society of America (ISA) derneği tarafından geliştirilmiştir. Hava kalitesinin belirlenmesi, kritik çalışma mahalleri için özel hazırlanmış kuponlar ile sağlanmaktadır. Üzerinde bakır ve gümüş plakalar bulunan hava gözetim kuponu, ölçüm yapılacak ortamda 30-40 gün süresince bekletilir. Zamanla ortamdaki korozif gazların etkisiyle plakalar üzerinde aşınmalar gözlenir. Süre tamamlandıktan sonra kimya laboratuvarlarında plakalar ile yapılan kimyasal analizler sonucunda ortamın korozyon derecesi, ortamda bulunan korozif gazların çeşitleri tayin edilir. Böylece filtreleme sisteminde kullanılacak en uygun kimyasal filtreler seçilir. Hava gözlem kuponu elektrik kontrol odaları (kağıt fabrikaları, petrokimya tesisleri, çelik imalatı yapan firmalar, vb.) ve yüksek teknolojilerin olduğu sanayilerde (bilgisayar çipi üretim yapan firmalar, kontrol odaları, vb.) kullanılır. Kuponun üzerinden Angström cinsinden korozyon birikim oranı ölçülmektedir. Ölçülen bu oran ile mahalin hava kalitesi ISA’ya göre (aşağıdaki tabloda detaylandırılmıştır) G1, G2, G3 veya GX olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sayede bu kuponlar, tesislerin değişik yerlerindeki kirleticilerin tiplerini ve seviyelerini belirlemede bir ölçüm aleti olarak kullanılmaktadır. DTK Teknik Yazı SINIF REAKTİVASYON ORANI HAVA KALİTESİ SINIFLANDIRILMASI G1 <300 Å/30 Gün HAFİF– korozyon herhangi bir şekilde faktör değildir G2 <1000 Å/30 Gün ORTA- Korozyonun etkileri ölçülebilir. G3 <2000 Å/30 Gün SERT - Korozyon hasarının meydana gelmesi olağandır. GX >2000 Å/30 Gün ŞİDDETLİ- Elektrik ve elektronik ekipmanların sağlam kalması imkânsızdır. Ayrıca gaz faz filtrasyon konusunda uzmanlaşmış firmalar, gerçek zamanlı görüntüleyiciler ile mahal korozyon seviyesi ölçümlerini sürekli olarak da yapmaktadırlar. ISA’nın hava kalite sınıflandırma tablosu ile uyumlu olan bu ölçümler; sürekli değerleri okumayı, değişimleri belirlemeyi ve gerekli engelleyici önlemleri almayı sağlar. KUPONLAR Sonuç: Sanayileşmenin ve nüfusun şehirlerde artmasıyla havadaki kirleticilerin türü ve konsantrasyonu her geçen gün artmaktadır. Bunun yanında insanlar geçmişe göre günümüzde kapalı alanlarda çok daha fazla zaman geçirmektedir. Tüm bu sebeplerden ötürü havadan gelebilecek kimyasal ve biyolojik kirleticilere karşı partikül ve gaz faz filtrasyonu büyük önem kazanmıştır. Filtrasyon konusu sadece taahhüt firmalarında çalışan proje mühendislerinin ilgilendiği teknik bir konu olmaktan çıkıp, hastanelerde, belediyelerde, okullarda, fabrikalarda, lokantalarda, alışveriş merkezlerinde kısaca yaşamsal tüm alanlarda görev yapan ilgili çalışanlar tarafından bilinmesi gereken bir konu haline gelmelidir. Medya Kullanım Süresi Analizi: Partikül filtrelerinin değişim zamanlarının yani kirliliklerinin tayini filtre öncesi ve sonrası arasındaki fark basınca bakılarak yapılabilmektedir fakat gaz faz filtreleri için durum bu kadar basit değildir. Kimyasal filtrelerin ömürlerinin tayin edilmesi için belirli bir süre kullanılan kimyasal medyalardan numune alınır ve üreticinin test laboratuvarlarına analiz için gönderilir. Medyalar üzerinde yapılan çeşitli kimyasal analizler sonucunda filtrenin yaklaşık değişim süresi, ortamda var olan kirletici gazların türü tayin edilir. Ayrıca filtrelerde kullanılan permanganat ile zenginleştirilmiş medyalar, zamana bağlı olarak kullanıldıkça mor renkten kahverengine dönüşmektedir. Bu özellik sayesinde filtrenin değişim süresi gözlemlenebilir. Bu sürenin ortamda bulunan gazların türüne ve konsantrasyonuna bağlı olarak değişebileceği de unutulmamalıdır. Kirleticileri ortadan kaldırarak, sisteme taze hava sağlayarak, filtreleme yapan sistemler kurarak yaşadığımız, çalıştığımız tüm kapalı alanların hava kalitesini kontrol edilebileceğimizin bilinmesi önemlidir. Rasgele seçilmiş bir fan ve tek kademe filtre kullanarak yapılan yanlış uygulamalar artık geride kalmalıdır. Unutulmamalıdır ki, doğru ve yüksek kaliteli filtrasyon insanlar için daha yaşanır bir gelecek sunacaktır. Kaynaklar 1. Prof Dr. F.Taner ÖZKAYNAK / Tetisan Teknik Yayınları 2001 2. ASHRAE 62.1 – 2010 / VentilationforAcceptableIndoorAirQuality (ANSI Approved) 3. ISA 71.04-1985 Environmental Conditions for Process Measurement & Control Systems: Airborne Contaminants (ISA:SystemsandAutomationSociety of America). 4. 5. 6. 7. ULPATEK Air Filter Technology Afpro Filtration Technology Purafil Technical Information Center NAFA Guide to Air Filtration Mak. Müh. Ganim DOKUYUCU ULPATEK Filtre Tic.San.Aş. 14 / Mart, 2014
© Copyright 2024 Paperzz