Kimyasal Filtreleme Nedir?

DTK Teknik Yazı
Kimyasal Filtreleme Nedir?
D
ünyada ve ülkemizde sanayinin
gelişmesiyle
birlikte ortaya çıkan temel
problemlerden biri de hiç
kuşkusuz hava kirliliğidir.
Daha iyi havayı teneffüs
etmek, kapalı mekanlarda
daha kaliteli havayı solumak,hijyenik ortamlarda
üretilen ürünleri tüketmek, hastanelerde enfeksiyon risklerinin azaltıldığı sistemlerin altında
tedavi görmek ve çevreyi
koruyan sistemlerin içinde yaşamak insanların en
doğal hakkıdır. Kaldı ki bir insan günde ortalama
1 kg yemek ve 2 kg sıvı tüketirken, buna karşılık
24 kg hava solumaktadır. Kirletilmeyen bir doğada
yaşamak sadece insanların değil, aslında bütün canlıların hakkıdır. Bu yaşamsal ortamların sağlanması
ve sürdürülebilmesi için atmosferde bulunan kirleticilerin ne olduğunu bilip buna uygun filtreleme
sistemleri kurmak ve işletmek gerekir. Atmosferde
bulunan kirletici partiküllerin ve gaz moleküllerin,
doğru seçilmiş sistemlerle filtrelenmesi bu yüzden
hayati önem taşır.
2
/ Mart, 2014
Partikül Filtrasyonu
Gaz faz filtrasyona geçmeden önce partikül filtrasyonu iyi anlamak gerekir. Bakteriler, polenler,
mikroorganizmalar, insanların kurduğu endüstriyel
tesislerden yayılan tozlar, sigara dumanları, küller, küf sporları vb. kirleticiler atmosferde değişik
boyutlarda yer alırlar. Bu kirleticilerin konsantrasyonları mevsim, rakım, deniz veya kara, şehir içi
veya dışına göre farklılık gösterebilir. 2,5 µm’dan
(1 mm=1000 µm) küçük tanecikler ince, daha
büyük olanlar ise kaba olarak sınıflandırılır. Hijyenik uygulamalarla uğraşan araştırmacılar, insan
ciğerlerinde tutunabilme ihtimali fazla olan 2,5 µm
çapından daha küçük taneciklerle ilgilenir. 8 ile
10µm çapından daha büyük tanecikler üst solunum
yolları tarafından ayrılır ve tutulurlar. Ara boyutlar
ise akciğerin hava kanalları üzerine çöker, buradan hızlıca temizlenerek vücuttan atılır. 10 µm’dan
büyük tanecikler oldukça hızlı bir şekilde çökerler
ve sadece çıktıkları kaynağın yakınında ve kuvvetli
rüzgâr altında havada asılı kalabilirler. İstisna olarak, büyük çaplı olmalarına karşın bazı hafif elyaf
maddeler ve uçuntular havada daha uzun süre kalabilirler. 10 µm çapından büyük taneciklerin çoğu,
uygun aydınlatma ve kontrast olması durumunda
çıplak gözle görülebilirler. Normal şartlarda insanlar 30 µm ve üzeri partikülleri görebilirler.
DTK Teknik Yazı
Atmosferdeki tozların tanecik çapı dağılımı grafiğinden de görüleceği gibi 0,1μm veya daha küçük
çaptaki tanecikler (elektron mikroskobunun ölçebildiği en küçük çap olan 0,005 μm değerinin üzerinde
olmakla beraber) atmosferde bulunan partiküllerin
sayıca % 80 kadarını, fakat kütlesel olarak yalnızca
% 1’ini kapsamaktadır. Aynı zamanda, 1 μm çapından daha büyük partiküller sayıca ancak % 0,1 iken,
toplam kütlenin %70 kadarını oluşturmaktadır. Bu
ise küresel bir taneciğin kütlesinin, çapının küpü ile
artmasının bir sonucudur.
partiküllerin tutulması olayıdır.
Atalet Etkisi: Partiküller, havanın önüne bir filtre
elyafı çıktığı zaman onun etrafında paralelliklerini
bozmadan dönerek yollarına devam etmek isterler.
Ancak akış içinde sürüklenen partiküller ataletleri dolayısıyla filtre elyafı etrafında dönemeyerek,
elyafa çarpıp onun yüzeyine yapışırlar. Bu etki hava
hızının artması, partikül çapının büyümesi ve elyaf
çapının küçülmesi ile artar.
Kirliliğin % 80 kadarı, çapları 5 μm değerinden
daha küçük taneciklerden meydana gelmektedir.
En çok leke bırakıcılar ise 1 μm çapından daha
küçük taneciklerdir. Dış havadaki partiküllerin
%99’u, genellikle 1 μm değerinden daha küçüktür.
Filtrasyon Mekanizmaları
Yukarıda gördüğümüz gibi iyi bir filtreleme sistemini tasarlarken dikkate alınacak parametrelerin
başında ortamda bulunabilecek maksimum partikül
konsantrasyonu ve çapı gelir. Partikülerin hareketlerini; boyutları, şekilleri, yoğunlukları ve elektriksel yükleri belirler. Partiküllerin tutulması için
filtrasyon mekanizmaları genellikle aşağıda ifade
edildiği şekilde birlikte çalışır:
Elek Etkisi: En basit filtrasyon mekanizmasıdır.
Çapı filtre elemanı olarak kullanılan iki elyaf iplikçiğinin arasındaki açıklıktan daha büyük olan
4
/ Mart, 2014
Yakalama Etkisi: Partikül çapı çok küçük ise tanecikler, hava ile beraber elyaf iplikçiği etrafında bir
yörünge takip edebilir. Ancak bu yörünge partikülün elyaf etrafındaki hareketinde, elyafa partikül
yarı çapından daha yakın bir yerden geçiyorsa,
partikül elyaf tarafından yakalanır ve elyafa yapışır.
Partikül çapı artıp, elyaf çapı ve elyaf iplikçikleri
arasındaki mesafe azaldıkça bu etki artar. Bir filtre
elyafı içinde, tutulmak istenen partikül çapına yakın
ne kadar küçük çaplı filtre elyafı varsa bu yakalama
etkisi o derece kuvvetli olur.
Difüzyon Etkisi: Partikül çapının 1 µm’ den daha
küçük olması halinde, partiküller ile çarpışan gaz
molekülleri onların düzensiz hareket etmelerine
neden olabilmektedir. Gaz moleküllerinin Brownian
hareketi denen bu davranışları sonucu filtre elyafı
ile çarpışan partiküller onlara yapışır. Bu etki hava
hızı azaldıkça, partikül çapı ve elyaf çapı küçüldükçe artmaktadır.
Bu mekanizmalara ek olarak elektrostatik etkiden
de söz edebiliriz. Yüklü olan partiküller ile filtre elyafı arasında, zıt yüklerin birbirini çekmesi ilkesinden partiküller elyafa yapışır.
DTK Teknik Yazı
Filtrasyon Mekanizmalarının Partikül Çapına
Göre Filtrasyon Verimine Etkisi
Bir filtrenin toplam veriminde bütün bu mekanizmaların etkisi görülür. Partikül çapının artması
atalet ve yakalama etkisini arttırırken, difüzyon
etkisini azaltacağından seçilen bir filtre elyafı için
tutulması en zor olan, başka bir deyişle filtre elyafına en çok nüfuz eden partikül çapı (MPPS) ortaya
çıkar. Yapılan testler de 0,15 – 0,3 μm çapındaki
partiküllerin tutulması en zor partiküller olduğunu
göstermektedir.
Hassas bir filtreleme için yüksek filtrasyon alanının,
nominal hava hızının, iyi bir filtre konfigürasyonun
kullanımı gerektiği kadar ince lifler içeren filtre
elemanın da kullanılması gerekir. Bununla birlikte
filtre elyafı üzerinden geçen hava hızı azaldıkça
difüzyon etkisi artıp, atalet etkisi azalacaktır.
Gaz Faz Filtrasyonu
Endüstrideki ve çevredeki gaz kirleticileri; aktif
kükürt bileşikleri (H2S), sülfür oksitler (SO2,SO3),
azot oksitler (NOx), inorganik klor bileşenleri
(Cl2, ClO2,HCl), hidrojen flörür (HF), amonyak
ve türevleri (NH3,NH4+), fotokimyasal tipler (O3)
ve güçlü oksidanlardır. 0,001 µm ve daha küçük
boyutlarındaki bu gaz moleküllerinin filtrelenmesi
partikül filtrasyon mekanizmalarıyla mümkün değildir. Bu gaz molekülleri ancak gaz faz filtrasyonu
ile filtrelenebilir. Bu filtreleme işlemini gerçekleştirmek için piyasada birçok üreticinin ithal ettiği aktif
karbon maddeler, sadece düşük molekül ağırlığındaki bazı koku moleküllerini yüzeyinde soğurarak
(adsorpsiyon) tutar, dolayısıyla bu mekanizma farklı özelliklere sahip kimyasal gazların tutulmasında
yetersiz kalır. Bu gazların tutulmasında en iyi çözüm ortamdan uzaklaştırılacak gaz moleküllerinin
kimyasal reaksiyon ile yapısını değiştirip filtreleme
işlemini gerçekleştiren kimyasal filtrelemedir.
Gaz Kirleticilerini zehirli, korozif, tahriş edici
ve kokulu olmak üzere dörde ayırabiliriz.
►Zehirli
►
Gaz Kirleticiler: Canlı dokulara ve
sinirlere zarar verebilen, uzun süre aşırı dozda
maruz kalınan durumlarda mutajenik etkilere,
kanser gibi ölümcül hastalığa sebebiyet verebilecek kimyasal gazlardır.
Filtre Verimleri ve Filtre Seçimi
10 μm ve üzeri endüstriyel tozlar; siklonlar, sulu
sistemler, toz toplamalar vb.filtreleme teknikleri
ile; sporlar, polenler, uçucu küller (G1, G2, G3, G4
sınıfı) kaba filtreler ile; bakteriler, pigmentler, solunabilen parçacıklar (M5, M6, F7, F8, F9 sınıfı) orta
ve hassas filtreler ile; virüsler, aerosollar, is, sigara
dumanı, yağ buharları ise (E10, E11, E12, H13, H14,
U15, U16, U17 sınıfı) mutlak filtreler (EPA, HEPA,
ULPA) ile “Partikül Büyüklüğü Diyagramından” da
görüldüğü üzere filtrelenir. Avrupa standartlarına
göre kaba, orta ve hassas filtre sınıflarının verimliliklerinin tayini ve metodu EN779 standardında,
EPA, HEPA ve ULPA filtre sınıflarının ise EN1822
standardında tanımlanmıştır. 0,001 µm ve daha
küçük boyutlardaki gaz moleküllerinin partikül
filtrasyonu ile tutulması söz konusu değildir. Bu
gaz molekülleri sadece gaz faz filtrasyonu ile filtrelenebilir.
6
/ Mart, 2014
►Korozif
►
Gaz Kirleticiler: Solunduğunda solunum yollarının üzerindeki dokuları tahriş etmesinin yanında, bina içeriğinde bozulma veya
hasara neden olabilecek kimyasal gazlardır.
►Tahriş
►
Edici Gaz Kirleticiler: Maruz kalındığında göz ve solunum yollarına zarar veren,
uzun süreli temaslarda kalıcı hasarlara neden
olan kimyasal gazlardır.
►Kokulu
►
Gaz Kirleticiler: Uzun süre yoğun
kokuya maruz kalan kişinin koku alma duyusunu etkileyen kimyasal gazlardır.
Bu istenmeyen gaz kirleticilerini; ortadan kaldırarak
(kaynak kontrolü), sisteme taze hava sağlayarak
(havalandırma kontrolü), fiziksel ve kimyasal olarak filtreleme yaparak (filtreleme kontrolü) kontrol
edebiliriz. Ekonomik açıdan kabul edilebilir bir
kirlenme kontrolüne erişebilmek için bu kontrol
yöntemlerini kombine bir şekilde kullanmalıyız. Bu
açıdan gaz kirleticilerine göre doğru ürünü seçmek,
filtreleme sistemlerini doğru kurmak ve işletmek
oldukça önemlidir.
DTK Teknik Yazı
Gaz Filtrasyon Prensipleri
Soğurma (Adsorbsiyon): Endüstriyel tesislerin ve
ticari binaların havalandırma sistemlerinde, kokuların yoğun olarak hissedildiği ortamlarda aktif
karbon filtreler kullanılmaktadır. Bu filtreler, ortamdaki kokunun aktif karbonun sahip olduğu milyonlarca gözeneğe hapsedilmesi şeklinde çalışır.
Bu medyaları seçerken kirletici tipi, kirletici miktarı, tek tek ve toplam kirletici oranları ile medyanın
filtreleme kapasitelerine dikkat etmek gerekir. Bu
medyaların bazılarını resimde görebilirsiniz.
Soğurma (Adsorbsiyon)
Bir maddenin diğer madde
tarafından yüzeyine çekilmesi
ve yüzeyde tutunması prosesine
adsorpsiyon denir. Adsorbsiyon
fiziksel bir işlemdir ve tersinirdir.
Absorpsiyon (Kemisorpsiyon): Endüstriyel tesislerde, hastanelerde, ilaç fabrikalarında, petrokimya
rafinerilerinde, kimya sanayisinde ve birçok farklı
sektörlerde var olan toksik gazların, kötü kokulara ve korozyona neden olan, insan sağlığına zarar
veren Hidrojen Sülfür (H2S), Klor (Cl2), Formaldehit
(HCHO), Kükürt Dioksit (SO2), Azot Dioksit (NO2)
vb. kimyasal gaz moleküllerinin olumsuz etkilerini
ortadan kaldırmak için kimyasal filtreleme sistemleri kullanılır. Kimyasal filtrelemede gaz kirleticileri, filtrede bulunan aktif karbon veya zeolit medyalara emdirilen kimyasallarla reaksiyona girerek
ortama geri salınımı söz konusu olmayacak şekilde
filtrelenir. Filtrelenecek gaz moleküllerinin türüne,
yapısına ve ortamdaki konsantrasyonuna bağlı
olarak medyalar Potasyum Permanganat (KMnO4),
Potasyum Hidroksit (KOH), Sülfür (S), Demir (Fe)
vb. kimyasallarla zenginleştirilir.
Absorpsiyon (Kemisorpsiyon)
Soğurucunun yüzeyinde ve içinde
gerçekleşen kimyasal reaksiyonların sonucu maddenin tutulmasına
absorpsiyon denir. Bu proses
kendine özgü olup soğurucunun ve
soğurulanın kimyasal yapısına göre
değişmektedir. Bu proses anlık ve
geri dönüştürülemezdir.
Zenginleştirilmiş medyalar ile Hidrojensülfür (H2S),
Nitritoksit (NO), Azotoksit (NO2), Klor (CI2), Hidrojenklorür (HCI), Organik Uçucu Bileşikler (VOC’s),
Merkaptan, Amonyak (NH3) vb. gazlar filtrelenir.
8
/ Mart, 2014
Bu medyalar filtreleme sisteminin uygulanacağı
ortamın hava akış miktarına, hava basıncına, hava
akış hızına uygun olarak tasarlanmış modüllere ya
da kartuş filtrelere hava ile temas edecek şekilde
yerleştirilir.
Gaz faz filtrasyonunda kullanılan filtre modelleri; silindirik kartuş, panel, kompak tarzı da dahil
olmak üzere çeşitli V modül tasarımlardır. Resimde
görsellerini gördüğünüz bu filtreler klima santrali
ve benzeri tasarımlarda, pozitif basınç kabinlerinde,
korozif hava sistem çözümlerinde, gaz temizleme
sistemlerinde (ScrubberSystem- SS), derin tabakalı
gaz temizleyicilerinde (DeepBedScrubber – DBS)
gerektiğinde partikül filtreleriyle birlikte tek kademeli ya da çift kademeli olarak kullanılır.
Sistemden geçen hava debisinin karbon medya ile
temas süresi, filtre verimliliği açısından oldukça
önemlidir. Temas süresi, karbon hacminin geçen
hava debisine oranıdır. Bu temas süresi uygulamaya göre değişmekle birlikte genellikle 0,15 – 0,70
saniye aralığında tercih edilir. Bu aralık filtrelenmek
istenen gazın konsantrasyonuna bağlıdır.
DTK Teknik Yazı
kimyasal filtre ile temasından önce büyük partiküllerden arınmasını sağlayarak filtrenin tıkanmasını
engeller. Son filtre de kimyasal filtreden çıkan havanın daha kaliteli olmasını sağlar.
Kimyasal Filtrenin Uygulama Alanları: Çeşitli
prosesler sonrasında açığa çıkan kokunun, toksik
gazların, korozyona neden olan korozif gazların
bulunduğu endüstrilerde, üretim tesislerinde, ameliyathanelerde, ilaç fabrikalarında, restoranlarda,
kağıt üretim tesislerinde, petrokimyasal tesislerde,
biyogaz tesislerinde, boyahanelerde ve benzeri birçok sektörde kimyasal filtre kullanılmaktadır.
Kimyasal Filtrelerin Avantajları:
►Çeşitli
►
gazlara karşı etkilidir.
►Diğer
►
filtrelerle birlikte son filtrasyonda kullanılır.
►Salınım
►
yapması mümkün değildir.
►Filtre
►
kalan ömrü analiz edilebilir.
►UL
► Class 1’e göre tutuşmazdır.
►Zehirli
►
değildir.
►Bakteri
►
ve mantar üretmez.
Gaz-Faz Hava Filtrasyon Sistemi
Özellikle endüstriyel tesislerde başlıca problemlerden biri de korozyondur. Fabrikalarda kullanılan
kolonların, reaktörlerin, boru hatlarının ve imalat
makinelerinin tamamına yakını korozif gazlara
maruz kaldıktan belli bir süre sonra özelliğini kaybetmeye başlar. Bu durum, o tesis için hem zaman
hem de maliyet kaybına neden olur. Bunu önlemek
için korozyona neden olan gazlar (hidrojen sülfür,
amonyak, klor, hidrojen klorür vb.) kimyasal filtre
ile ortamdan uzaklaştırılmalıdır.
Gaz Faz Hava Filtrelerinin Ticari Kullanım
Amaçları:
•Çalışma verimliliğini arttırmak,
•İşletme maliyetlerini azaltmak,
•İç hava kalitesini iyileştirmek (IAQ-İHK).
Burada, özellikle iç hava kalitesi kavramını biraz
açmak gerekir. ASHRAE’ye göre iç hava kalitesi;
kirletici oranlarının herhangi bir şekilde otoritelerin
belirlediği seviyelerin üzerinde olmadığı ve insanların %80’inden fazlasının memnun olduğu hava
şartıdır. Yeterli iç hava kalitesi, havanın insanların
sağlığına zarar veren gaz veya partikülleri içermediği durum anlamına gelir. Kimyasal filtrelemedeki
hedef havayı zararlı gazlardan arındırmaktır. İç
hava kalitesi şu nedenlerle önemlidir;
•İç havayı kirleten gazlar ve partiküller insanların
sağlığını bozabilir.
•İç hava kirleticileri çevresel risklerde ilk 5’tedir.
•İnsanlar vakitlerinin %90’ını kapalı alanlarda
geçirmekte ve bu yüzden iç hava kirleticilerinden
kaynaklanan sağlık problemleri bulunmaktadır.
Kimyasal filtreleme, gaz moleküllerinin cihazların
içine yerleştirilen filtrelerdeki medyalar ile temas
ederek gerçekleşen kimyasal reaksiyon sonucu tutulmasıdır. Bu kimyasal filtre, partikül ön filtresi ve
son filtresi ile desteklenmektedir. Ön filtre, havanın
10
/ Mart, 2014
•Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre ticari binaların %30’unda ciddi iç hava kalitesi problemleri
bulunmaktadır.
•Yetersiz iç hava kalitesi; baş ağrısı, göz, burun
DTK Teknik Yazı
veya boğaz rahatsızlıkları, öksürük, kuru veya
kaşıntılı bir cilt, baş dönmesi, mide bulantısı,
konsantrasyon bozuklukları ve kokuya karşı aşırı
duyarlılığa sebebiyet verir. Bu durum hasta bina
sendromu (HBS) olarak adlandırılır. Bu hastalık
belirtilerinin kaynağı tanımlanamamıştır. Bina
terk edildiğinde rahatlama hissi gelir.
•İHK aynı zamanda astım ve diğer sağlık problemleri ile ilişkilendirilmektedir. Bina kaynaklı hastalıklar – BKH (Hipersensitivite Pnömonisi, astım,
kimyasal allerji, lejyonella, akciğer kanseri vs.)
olarak adlandırılır. Bina terk edildiğinde rahatlama meydana gelmeyebilir. Belirtileri, doktor muayenesi ve/veya laboratuvar sonuçları ile belirlenir.
İç hava kalitesini bozan ve kirlilik oluşturan zararlı
maddeleri şöyle sıralayabiliriz: Mikroorganizmalar
(çevre ve insan kaynaklıdır), nem (çevre ve pişirme gibi insan faaliyetleri kaynaklıdır), koku (insan
kaynaklıdır), solunan havadaki karbondioksit oranı
(insanların ve canlıların solunumları ve yanma kaynaklıdır), radon gazı (toprak kaynaklıdır), organik
buharlar (kullanılan eşya ve bina elemanları kaynaklıdır), toz (çevre ve kullanılan eşya kaynaklıdır),
alerjen maddeler ve canlılar (çevre kaynaklıdır),
sigara dumanı (insan kaynaklıdır), diğer kaynaklar
(elektronik kirlenmeler, radyasyon vb.).
Sıcaklık ve nem kontrolü, kirlilik kaynak kontrolü,
havalandırma oranlarının arttırılması, hava temizleyicilerin kullanılması (partikül ve gaz faz filtrasyonlu) iç hava kalitesini yükseltilmesi için kullanılan
yöntemlerdir.
İnsan sağlığını birinci dereceden ilgilendiren bir
konu olduğu için son dönemlerde İHK ile ilgili
çalışmalar artmış, bilimsel makaleler yayımlanmış,
seminerler, toplantılar yapılmış ve yaptırım gücü
olan yeni standartlar ortaya çıkmıştır. Bu standartlardan ASHRAE 62, en geniş biçimde konuyu ele almaktadır. Bu standardın kurallarının enerji tasarrufu ilkeleri ile çatışması en çok tartışılan konulardan
biri olmuştur. ASHRAE standart 62,“tehlikeli olan
kirleticilerin kimyasal filtrasyon kullanılarak kontrolünün sağlanması, dış hava gereksinimini azaltır”
demektedir. Bu durumda standart uygulamalarda
kişi başı 34 m3/h (20 cfm) dış hava gereksinimi
yerine klima sistemlerine kimyasal filtre kullanarak gereksinim 8,5 m3/h (5 cfm) dış havaya kadar
düşmektedir. Kişi başı dış hava miktarının bu kadar
azalması toplam soğutma yükünü azaltacağından
doğal olarak işletme maliyetlerini ciddi olarak düşürecektir.
12
/ Mart, 2014
Hava Kalitesi Belirleme ve İzleme: Kontrol odası
veya motor kontrol merkezi gibi mahaller, içerisinde yer alan hassas elektronik cihazların korozif
gazların zararlarından korunması için çok sıkı kontrol edilen mahal şartlarına göre tasarlanmaktadır.
Süreç kontrol ekipmanlarının yerleştirildiği mahaller için gerekli mahal şartları Instrumentation,
Systemsand Automation Society of America (ISA)
derneği tarafından geliştirilmiştir. Hava kalitesinin belirlenmesi, kritik çalışma mahalleri için özel
hazırlanmış kuponlar ile sağlanmaktadır. Üzerinde
bakır ve gümüş plakalar bulunan hava gözetim
kuponu, ölçüm yapılacak ortamda 30-40 gün süresince bekletilir. Zamanla ortamdaki korozif gazların
etkisiyle plakalar üzerinde aşınmalar gözlenir. Süre
tamamlandıktan sonra kimya laboratuvarlarında
plakalar ile yapılan kimyasal analizler sonucunda
ortamın korozyon derecesi, ortamda bulunan korozif gazların çeşitleri tayin edilir. Böylece filtreleme
sisteminde kullanılacak en uygun kimyasal filtreler
seçilir. Hava gözlem kuponu elektrik kontrol odaları (kağıt fabrikaları, petrokimya tesisleri, çelik
imalatı yapan firmalar, vb.) ve yüksek teknolojilerin
olduğu sanayilerde (bilgisayar çipi üretim yapan
firmalar, kontrol odaları, vb.) kullanılır.
Kuponun üzerinden Angström cinsinden korozyon birikim oranı ölçülmektedir. Ölçülen bu oran
ile mahalin hava kalitesi ISA’ya göre (aşağıdaki
tabloda detaylandırılmıştır) G1, G2, G3 veya GX
olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sayede bu kuponlar,
tesislerin değişik yerlerindeki kirleticilerin tiplerini
ve seviyelerini belirlemede bir ölçüm aleti olarak
kullanılmaktadır.
DTK Teknik Yazı
SINIF
REAKTİVASYON
ORANI
HAVA KALİTESİ SINIFLANDIRILMASI
G1
<300 Å/30 Gün
HAFİF– korozyon herhangi bir şekilde faktör değildir
G2
<1000 Å/30 Gün
ORTA- Korozyonun etkileri ölçülebilir.
G3
<2000 Å/30 Gün
SERT - Korozyon hasarının meydana gelmesi olağandır.
GX
>2000 Å/30 Gün
ŞİDDETLİ- Elektrik ve elektronik ekipmanların sağlam kalması imkânsızdır.
Ayrıca gaz faz filtrasyon konusunda uzmanlaşmış
firmalar, gerçek zamanlı görüntüleyiciler ile mahal
korozyon seviyesi ölçümlerini sürekli olarak da
yapmaktadırlar. ISA’nın hava kalite sınıflandırma
tablosu ile uyumlu olan bu ölçümler; sürekli değerleri okumayı, değişimleri belirlemeyi ve gerekli
engelleyici önlemleri almayı sağlar.
KUPONLAR
Sonuç: Sanayileşmenin ve nüfusun şehirlerde
artmasıyla havadaki kirleticilerin türü ve konsantrasyonu her geçen gün artmaktadır. Bunun yanında
insanlar geçmişe göre günümüzde kapalı alanlarda çok daha fazla zaman geçirmektedir. Tüm bu
sebeplerden ötürü havadan gelebilecek kimyasal
ve biyolojik kirleticilere karşı partikül ve gaz faz
filtrasyonu büyük önem kazanmıştır.
Filtrasyon konusu sadece taahhüt firmalarında
çalışan proje mühendislerinin ilgilendiği teknik
bir konu olmaktan çıkıp, hastanelerde, belediyelerde, okullarda, fabrikalarda, lokantalarda, alışveriş
merkezlerinde kısaca yaşamsal tüm alanlarda görev
yapan ilgili çalışanlar tarafından bilinmesi gereken
bir konu haline gelmelidir.
Medya Kullanım Süresi Analizi: Partikül filtrelerinin değişim zamanlarının yani kirliliklerinin
tayini filtre öncesi ve sonrası arasındaki fark basınca bakılarak yapılabilmektedir fakat gaz faz filtreleri için durum bu kadar basit değildir. Kimyasal
filtrelerin ömürlerinin tayin edilmesi için belirli bir
süre kullanılan kimyasal medyalardan numune
alınır ve üreticinin test laboratuvarlarına analiz için
gönderilir. Medyalar üzerinde yapılan çeşitli kimyasal analizler sonucunda filtrenin yaklaşık değişim
süresi, ortamda var olan kirletici gazların türü tayin
edilir. Ayrıca filtrelerde kullanılan permanganat
ile zenginleştirilmiş medyalar, zamana bağlı olarak
kullanıldıkça mor renkten kahverengine dönüşmektedir. Bu özellik sayesinde filtrenin değişim
süresi gözlemlenebilir. Bu sürenin ortamda bulunan
gazların türüne ve konsantrasyonuna bağlı olarak
değişebileceği de unutulmamalıdır.
Kirleticileri ortadan kaldırarak, sisteme taze hava
sağlayarak, filtreleme yapan sistemler kurarak
yaşadığımız, çalıştığımız tüm kapalı alanların hava
kalitesini kontrol edilebileceğimizin bilinmesi
önemlidir. Rasgele seçilmiş bir fan ve tek kademe
filtre kullanarak yapılan yanlış uygulamalar artık
geride kalmalıdır. Unutulmamalıdır ki, doğru ve
yüksek kaliteli filtrasyon insanlar için daha yaşanır
bir gelecek sunacaktır.
Kaynaklar
1. Prof Dr. F.Taner ÖZKAYNAK / Tetisan Teknik Yayınları
2001
2. ASHRAE 62.1 – 2010 / VentilationforAcceptableIndoorAirQuality (ANSI Approved)
3. ISA 71.04-1985 Environmental Conditions for Process Measurement & Control
Systems: Airborne Contaminants (ISA:SystemsandAutomationSociety of America).
4.
5.
6.
7.
ULPATEK Air Filter Technology
Afpro Filtration Technology
Purafil Technical Information Center
NAFA Guide to Air Filtration
Mak. Müh. Ganim DOKUYUCU
ULPATEK Filtre Tic.San.Aş.
14
/ Mart, 2014