8 MART 2014 ÜNİVERSİTEMİZ SPOR KULÜBÜ ERKEK VOLEYBOL TAKIMI BÖLGESEL LİG MUĞLA GRUP BİRİNCİSİ OLDU Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanlığı tarafından 7-9 Şubat 2014 tarihlerinde gerçekleştirilen 2013-2014 Sezonu Erkekler Bölgesel Liginde, Üniversitemiz Voleybol Takımı Muğla Grup birincisi gelerek turnuvanın Şampiyonu oldu. M u ğ l a Ü n i v e r s i t e s i s p o r, Kemer Doğanspor ve Milas Belediyespor Takımlarının katılımı ile Muğla Meslek Yüksekokulu Spor Salonunda yapılan maçların sonunda bütün rakiplerini yenen Üniversitemiz Voleybol Takımı Muğla Grup birincisi gelerek turnuvanın Şampiyonu oldu. Antrenörlüğünü Ali İ n a n ' ı n y a p t ı ğ ı , Ya r d ı m c ı Antrenörlüğünü Özge Uzan, Şube Sorumluluğunu ise Mustafa Koyuncu'nun üstlendiği Muğla Üniversitesi Spor Kulübü Erkek Voleybol Takımımız, bu başarısıyla 79 Mart tarihlerinde yapılacak olan 3. Lige Yükselme Final Turnuvası'na katılmaya hak kazandı. ÜNİVERSİTEMİZ FUTBOL TAKIMININ ŞAMPİYONLUK SEVİNCİ Üniversitemiz Futbol Takımı, Muğla Birinci Amatör Küme Ligi A Grubunda 37 puan ile birinci olarak Süper Amatör Kümeye çıkmaya hak kazandı. M uğla Birinci Amatör Küme Liginde oynadığı 14 maçta 12 galibiyet bir beraberlik, bir mağlubiyet elde eden Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Futbol Takımımız, topladığı 37 puan ile grubunda şampiyon olarak Süper Amatör Küme Ligine çıkmaya hak kazandı. Elde ettiği başarı ile adından söz ettiren Üniversitemiz Erkek Voleybol Takımımız Antrenörü İnan yaptığı açıklamada “Takımımız ilk maçında Milas Belediyespor'u 3-0 gibi net bir sonuç ile yenmiş, ikinci maçında ise Kemer Doğanspor karşısında zorlanmasına rağmen sporcularımızın inançlı ve hırslı oyunu sayesinde 3-2'lik galibiyeti elde ederek Bölgesel Lig Muğla Birincisi olmuştur. Turnuvada centilmence mücadele ederek güzel bir oyun sergileyen sporcularımı tebrik ediyor, Bölgesel Ligde Üniversitemizi başarıyla temsil ettikleri için kutluyorum” dedi. kendilerini Futbol Takımı, ligde rakip filelere kaydettiği 39 golle grubunda en çok gol atan takım ünvanına da sahip oldu. Takım Teknik Direktörü Yrd.Doç.Dr.Yakup Akif Afyon yaptığı açıklamada, “Beklediğimiz gibi zor bir sezon oldu. Ancak hedefimize ulaştık. Artık Süper Amatör Küme ligindeyiz. Hedefimiz yeni kategoride kalıcı olmaktır. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. Yrd.Doç.Dr. Afyon yaptığı açıklamada “Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi olarak futbol takımımızın elde ettiği başarı ile gurur duyuyoruz. Muğla birinci amatör küme ligi olarak çok zorlu bir sezonu geride bıraktık. Ancak biz Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Futbol takımı olarak sezona şampiyonluk parolasıyla girmiştik. Burada futbolcularımı kutluyorum çünkü sezon boyunca şampiyon adayı bir takıma lâyık mücadele ortaya k o y a r a k z o r u b a ş a r d ı l a r. Üniversitemiz yöneticilerine ve c a m i a s ı n a t e ş e k k ü r ediyorum bizi y a l n ı z bırakmadılar; m a d d i v e m a n e v i yönlerden destek oldular. Zorlu sezonu istediğimiz n o k t a d a tamamladığımız için camia olarak mutluyuz. Artık Muğla Süper Amatör Küme Ligindeyiz. Yeni kategorinin de ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Muğla Süper Amatör Küme Ligi profesyonel lig ayarında. İşimizin kolay olmayacağını şimdiden biliyoruz. Ancak biz de kadromuzu daha da güçlendirerek Süper Amatör Küme Ligine lâyık takım olmak için mücadele edeceğiz. Bu yönde şimdiden spor camiasından ve tüm camiamızdan maddi ve manevi yönlerden yardımcı olmalarını istiyoruz” dedi. MİNİK JUDOCULARDAN REKTÖR VEKİLİMİZE ZİYARET Üniversitemiz Spor Kulübü Judo Takımı 'Minik Bayanlar' ve 'Minik Erkekler' kategorisinde mücadele eden sporcularımız Rektör Vekilimiz Prof.Dr.Yusuf Ziya Erdil'i makamında ziyaret etti. 6 Şubat'ta başlayan ve Muğla Merkez Atatürk Spor Salonunda gerçekleştirilen Arası Minikler, bayan) İller Yıldızlar (bay- Judo Turnuvası'nda Minik Bayanlar ve Minik Erkekler kategorisinde mücadele ederek Üniversitemizi temsil eden Kulübümüz sporcuları, Judo Spor Ta k ı m ı 8 takım arasında ilk ikiye kalarak 3 kupanın sahibi oldu. Bu tür başarıların Muğla ve Üniversitemizin adını duyurduğunu söyleyen Üniversitemiz Rektör Vekili Prof.Dr.Yusuf Ziya Erdil, başarılarından dolayı minik sporcuları ve ailelerini tebrik etti. Antrenör Yavuz Karahasanoğlu ve Yrd. Antrenör Hatice Dilhun Sukan'ın çalıştırdığı takımımızın haftanın üç günü düzenli olarak çalıştığını belirten A n t r e n ö r Ya v u z Karahasanoğlu, hedeflerinin milli takıma başarılı sporcular yetiştirmek olduğunu söyledi. YIL : 1 SAYI : 6 MART 2014 ÜNİVERSİTEMİZDEKİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERE MÜSİAD'TAN STAJ VE BURS İMKÂNI 150 YILLIK TARİHİ BİNA ÜNİVERSİTEMİZE 'MENTEŞE KÜLTÜR EVİ' OLARAK DEVREDİLDİ 150 yıllık çift cumbalı tarihi ev, Muğla Valiliği ile Üniversitemiz arasında imzalanan bir tahsis protokolü ile “Menteşe Kültür Evi” olarak kullanılmak üzere Üniversitemize devredildi. Üniversitemiz ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Muğla Şubesi arasında 20 Şubat'ta bir staj ve burs protokolü imzalandı. Sayfa 4'te Üniversitemizde “1914-1915 Sarıkamış Harekâtı” Konulu Bir Konferans Düzenlendi PROF. DR. HALET ÇAMBEL, ÜNİVERSİTEMİZDE DÜZENLENEN BİR TÖRENLE SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI Sayfa 2'de Üniversitemiz ile Marmaris Çevreciler Derneği Arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı Marmaris Çevreciler Derneği (MÇD) ile Üniversitemiz arasında 27 Şubat'ta bir işbirliği protokolü imzalandı. Üniversitemiz Rektörlük Makamında gerçekleştirilen protokole Üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu ve MÇD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kutengin ile Denetleme Kurulu Başkanı Mukbil Gülkokan katıldı. Üniversitemiz Projesi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı SAN-TEZ Programında Desteklenmeye Değer Bulundu Üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İ ş l e m e Te k n o l o j i s i Bölümü Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. D r. A l i G ü n l ü ' n ü n yürütücülüğünü yaptığı “Termal su mavi-yeşil alglerinden esansiyel yağ ve yüksek saflıkta fikobilinprotein eldesi” konu başlıklı SAN-TEZ Projesinin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı t a r a f ı n d a n desteklenmesi uygun görüldü Sayfa 5'te ÜNİVERSİTEMİZDEN BÖCEK DÜNYASINA YENİ KATKILAR Sayfa 4'te “ULUSLARARASI GEÇMİŞTEN GELECEĞE SU DEPOLAMA SİSTEMLERİ” Üniversitemiz SEMİNERİ ÜNVERSİTEMİZ EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ bilim etkinlikleri kapsamında Prof. Üniversitemiz Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi D r . B i n g ü r (MÜÇEMER), Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Sönmez'in verdiği Araştırma Merkezi (CBS&UZAL) ile “1914-1915 Almanya'dan Karlsruher Institute für Sarıkamış Harekâtı” Technologie'nin (KIT) ortaklaşa konulu konferans, düzenlediği "Uluslararası Geçmişten 26 Şubat'ta Atatürk Geleceğe Su Depolama Sistemleri" Kültür Merkezi B konulu seminer, Üniversitemiz ev S a l o n u n d a sahipliğinde 21 Şubat'ta Atatürk Kültür gerçekleşti. Merkezi C Salonunda gerçekleştirildi. Sayfa 6'da Sayfa 3'te Üniversitemiz Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Memiş Kesdek, yaptığı a r a ş t ı r m a l a r sonucunda Carabidae (Coleoptera= Kın Kanatlılar) familyasına ait iki böcek alttürünü yeni olarak tespit etti Sayfa 7'de 2 MART 2014 7 MART 2014 150 YILLIK TARİHİ BİNA ÜNİVERSİTEMİZE 'MENTEŞE KÜLTÜR EVİ' OLARAK DEVREDİLDİ 150 yıllık çift cumbalı tarihi ev, Muğla Valiliği ile Üniversitemiz arasında imzalanan bir tahsis protokolü ile “Menteşe Kültür Evi” olarak kullanılmak üzere Üniversitemize devredildi. P rof. Dr. Güner Gürsel, Serpil Erbaş ve Sevinç Günizi kardeşler tarafından bağışlanan tarihi bina, 19 Şubat'ta imzalanan protokolle 2008 yılında başlayan çalışmalar nihayetinde Muğla Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından restore edilerek “Menteşe Kültür Evi” olarak İl Özel İdare Genel Sekreter Vekili Umuyoruz ki, bu kaynaşmayı Veli Çelik, yaklaşık 600 bin TL'ye geleneksel bir Muğla evinde mâlolan tarihi binanın Üniversitemiz yapacağız. Bu bina, Muğlalılar ile tarafından kültürel etkinlikler için Üniversitemizin kaynaşmasına da kullanılacağını belirtirken evin vesile olacak. Üniversitemizde restorasyonunu üstlenen Mimar e ğ i t i m ve öğretim görecek Meral Oğuz ise, 2008 yılında gençlerimizin önce bu binayı başlayan restorasyon sürecinin görmelerini sağlayacağız. tamamland ığını, Muğla kullanılmak üzere Üniversitemize devredildi.Muğla Merkez Balıbey Mahallesi Sekibaşı ve Kavak mevkiinde bulunan Muğla'nın ilk kiremitli ve çift cumbalı evinin Muğla Valiliğinden Üniversitemize tahsisi için gerçekleştirilen protokol törenine; Muğla Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Vali Yardımcısı Salih Gürhan, Üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, varisler adına Sevinç Günizi, İl Özel İdare G e n e l S e k r e t e r i Ve l i Ç e l i k , Üniversitemiz öğretim üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Protokol töreninde aile adına konuşma yapan Sevinç Günizi, 'Geçmişleri olmayan insanların, gelecekleri olmaz' diyen anne ve babalarının kendilerine bıraktığı vasiyeti yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek “ 'Bağlamacılar Evi' olarak bilinen ve Muğla'nın tarihi dokusunda önemli bir yer tutan bu ev, Muğlalı Rum ustalar tarafından yapılmış olup, ilk kiremit çatılı ve çift cumbalı ev olma özelliği taşıyor. 150 yıllık bir ev bugün burada yeniden hayat buluyor. 2008 yılından bu yana devam eden sürecin sonunda bugün 'Yaşamla Yeniden Buluşma'nın mutluluğunu yaşıyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Aile büyüklerimizin emanetleri artık emin ellerde” dedi. tarihinin geleceği açısından bağışçıların çok değerli b i r i ş gerçekleştir m i ş olduğunu belirtti. Tarihi binanın 'Menteşe Kültür Evi' olarak faaliyete geçmesindeki süreçte emeği geçen Vali'ye ve Pr o f . D r. M a n s u r H a r m a n d a r ' a teşekkürlerini belirterek konuşmasına başlayan Üniversitemiz Rektör Vekili Prof Dr. Yusuf Ziya Erdil, “Bu dünyadan göçüp gidenleri geri getirmek insan olarak mümkün değil. Ama onları isimleri ile y a ş a t m a k m ü m k ü n . Hayırseverlerimizin bağışladığı bu tarihi bina, Üniversitemiz tarafından kültür ve sanat etkinliklerinde kullanılacak. Eğer biz burada kapıları kapatıp sadece kapıdaki tabelasında Üniversitemize tahsis edilmiş bir bina olarak gösterirsek bir anlam bulamayacak. Biz yıllardır Muğla ile Üniversitenin kaynaşması gerektiğini her fırsatta söylüyoruz. Şimdiden hocalarımız bazı derslerimizi ve sergilerimizi burada yapalım diye heyecan içindeler. Tabi bu bizi de heyecanlandırıyor. Bu heyecanla hakikaten her günü dolu dolu geçecek bir mekâna kavuşmuş bulunmaktayız. Bu süreçte İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve Valimizin katkıları olduğu gibi mimarlarımızın katkıları oldu. Bundan dolayı Mimar Meral Oğuz'a ve Günizi ailesinden Servet Günizi ile Sevinç Günizi 'ne ayrıca teşekkür ederim” dedi. Muğla Valisi Mustafa Hakan Güvençer ise, tarihi evin ortaklaşa düşünülüp yapılmış en güzel projelerden biri olduğunu vurgulayarak, “ Mülk sahipleri çok önemli bir karar verdiler. Bu aileye teşekkürü bir borç biliriz. Ahirete göçmüş olan aile mensuplarına da Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu ev sadece Üniversiteye değil, tüm Muğlalılara bağışlanmıştır. Bu ev Muğla'nın sembolünü ifade eden bir konumdadır. Valilik ve Üniversitenin Muğlalılar ile işbirliği yapması çok önemlidir” dedi. Konuşmalardan sonra Vali Mustafa Hakan Güvençer ile Rektör vekili Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil arasında imzalanan tarihi binanın devir protokolü sonrası Protokol üyeleri restore edilen tarihi binanın o d a l a r ı n ı g e z d i . BÖCEK DÜNYASINA YENİ KATKILAR Üniversitemiz Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksekokulu, Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Memiş KESDEK, yaptığı araştırmalar sonucunda Carabidae (Coleoptera= Kın Kanatlılar) familyasına ait iki alttürü yeni olarak tanımladı. Y KESDEK, tanımladığı faunistik ve sistematik çalışmaların sayısı son derece azdır. Ayrıca, özellikle turistik amaçla ülkemize gelen pek çok yabancı bilim anlamına geldiğini, İngilizce'de adamları, turistik gezintileri veya “Ground Beetles”, Türkçe'de ise yürüyüşleri ''Toprak Böcekleri'' veya ''Yer ülkemizin farklı bölgelerinden veya bahane ederek, lokalitelerinden birçok canlı türünü Böcekleri'' olarak adlandırıldığını (böcek, akrep, örümcek, yılan vs. ile ifade etti. değişik bitkilerin yumru veya Carabidae (Coleoptera (Kın Kanatlılar)) familyasından dünyada tohumlarını vs.) götürmekte ve ülkelerine yeni buldukları böceklere bin türün bulunduğunu, Türkiye'de h a y v a n l a r a ise 1100'ün üzerinde tür bilindiğini edemeyeceğimiz belirten Yrd. Doç. Dr. Memiş KESDEK, Ülkemiz, coğrafik konumu şuana kadar yaptığı araştırmalar neticesinde Türkiye'de Carabidae ve gerekse topoğrafik yapısı (çok familyasına ait olan ve daha önce farklı iklimler, yer şekilleri, toprak tanımlanmış çok sayıda türü, yapıları, zengin su kaynakları ve kuru uluslararası indeksli dergilerde alanlar, farklı rakımlar ve habitat makale olarak yayınladıklarını, tiplerinin olması vs.) nedeniyle başta bunlardan iki alttürü ise dünya için böcekler olmak üzere, çok çeşitli yeni olarak bilim dünyasına kazandırdıklarını söyledi. Dünyada ilk kez tespit edilen bu iki alttür ve özellikleri, Fransa'da bir bilim dergisi olan ve bu alttürlerin bağlı canlı gruplarını barındırmaktadır. Bu özelliği sayesinde ülkemiz biyolojik çeşitlilik (canlı çeşitliliği) açısından adeta bir kıta özelliği göstermektedir. Ülkemizin bitki ve hayvan dergisinde yayınlanarak, dünyaya türlerinin fazla olması, biyolojik duyuruldu. Yeni tanımlanan türlere zenginliğimizin bir göstergesi veya alttürlere bilimsel kurallara olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. göre isim verildiğini belirten Yrd. Memiş KESDEK, "Genetik Çeşitlilik, Doç. Dr. Memiş KESDEK, bu yeni Tür Çeşitliliği ve olmak üzere) bulundukları yerlerin isimlerini verdiğini ifade etti. Bu alttürler Carabus (Archicarabus) Ekosistem Çeşitliliğimiz bizim aynı zamanda 'Biyolojik çeşitliliğimiz' olduğunu ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Memiş KESDEK, “Farklı araştırıcılar tarafından günümüze k a d a r, İletişim : Grafik-Tasarım Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörlüğü Hüseyin ERENLER wiedemanni sekiensis ve Carabus Baskı : (Procrustes) coriaceus muglaensis) bin olarak tanımlandığını ve her geçen gün bu bilim duyurulmuştur. dünyasına Dünyada yaklaşık olarak 1 milyon 742 civarında canlı sayının arttığını” belirtti. türünün veya t e l a f f u z isimler vermektedirler. Hatta, üzülerek “Böceklerin dünya üzerinde belirteyim ki, Doğu Anadolu'dan yaklaşık 400 milyon yıldan bu yana b u l d u k l a r ı b ö c e k l e r e yaşamlarını sürdürdüklerini ve “………..ermenicus”, Karadeniz i ç e r i s i n d e Bölgesi'nden buldukları yeni türe ise Coleoptera (Kın Kanatlılar) takımının “……………ponticus” gibi isimler bilinen “Coléoptéres” böceklere (birisi Seydikemer'in Seki olarak kaydetmektedirler. Yeni olarak değişik Altfamilyalara ait yaklaşık 40 Köyceğiz, Fethiye, Kavaklıdere'de Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Basım Evi Memiş araştırıcılar tarafından yapılan Yunanca'da “Boynuzlu Böcek” Beldesi'nde, diğer alttür Ortaca, Ula, Basın Halkla İlişkiler ve Protokol Müdürlüğü 48120 Kötekli / MUĞLA Tel : 0252 211 10 41 E-posta : [email protected] D r. grubu üzerinde özellikle yerli bu böceklerin ait olduğu familya isminin ismini anımsatan Yayın Kurulu Prof. Dr. Tuncer ASUNAKUTLU Prof. Dr. Ali Osman GÜNDOĞAN Prof. Dr. Ali AKAR Genel Sekreter Nagehan ŞAHİN Prof. Dr. Mustafa IŞILOĞLU Doç. KESDEK, “Ülkemizde, bu böcek yeni bulunduğu takımının (Coleoptera) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Adına Sahibi Prof. Dr. Yusuf Ziya ERDİL Yrd. rd. Doç. Dr. Memiş böcekler ise yaklaşık 350.000 türünün varlığı verdikleri görülmektedir. Bunlar beni oldukça üzmektedir” dedi. Bu değişik araştırıcılar tarafından bakımdan ormanlık alanlarda ve açık belirlendiğini” söyledi. Yrd. Doç. Dr. alanlarda gelişigüzel dolaşan ve Memiş KESDEK, çalışma konusu olan kendilerine turist süsü veren Carabidae (Yer Böcekleri veya Toprak özellikle de şüphelendikleri yabancı Böcekleri) familyasının sahip olduğu ülke vatandaşlarının hemen yetkili çok sayıda cinsler ve türleri ile bu kurumlara (Orman Ve Su İşleri takım içerisinde en büyük üçüncü Bakanlığı'na bağlı Doğa Koruma Ve familyayı oluşturduğunu, bütün Milli Parklar Müdürlüğü'ne veya böcek gruplarının ise % 6-8'ini J a n d a r m a y a ) b i l d i r m e l e r i n i halkımızdan rica ediyorum. Buna kapsadığını” belirtti. Her geçen yıl yeni tanımlanan türlerle bu sayının giderek arttığını ve bunların çoğunun faydalı veya zararsız olmasına karşın, çok azının (Zabrus spp. (Ekin Kambur Böcekleri'nin)) ise ekonomik düzeyde zarar yaptıklarını” ifade etti. Bu familyaya ait türlerin büyük bir kısmı predatör (avcı) olarak sümüklü böcekler, salyangozlar, topraktaki ve doğadaki birçok böcek larvaları veya tırtıllarıyla, mesela, Calosoma sycophanta (L.) türünün hepimizin yakından bildiği ve karayollarından geçerken çam ağaçları üzerinde sürekli gördüğümüz Çam Keseböceği'nin tırtıllarıyla beslendiklerini belirtti. bağlı olarak, benim yeni böcek türlerini veya alttürlerini tespit etmemden daha çok özellikle halkımızın dikkatlerini bu noktaya çekmek istediğimi amaç edindim ve bu haberin asıl gayesi de budur. Daha önceki yıllarda da Kars ve Artvin illerinden iki adet böcek türü tarafımızdan dünya için yeni olarak tanımlamıştır ve o dönemde yakın illerdeki birçok valiliğe vatandaşlarımızın bu konuda hassas olmaları hususunda yazı göndermiştik. Bunların dikkate alınacağını ve vatandaşlarımızın bu konuda daha hassas davranacaklarını ümit ediyoruz” dedi. 6 MART 2014 Üniversitemizde “1914-1915 Sarıkamış Harekâtı” Konulu Bir Konferans Düzenlendi ULUSLARARASI GEÇMİŞTEN GELECEĞE SU DEPOLAMA SİSTEMLERİ” SEMİNERİ ÜNVERSİTEMİZ EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ Üniversitemiz Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (MÜÇEMER), Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi (CBS&UZAL) ile Almanya'dan Karlsruher Institute für Technologie'nin (KIT) ortaklaşa düzenlediği "Uluslararası Geçmişten Geleceğe Su Depolama Sistemleri" konulu seminer, Üniversitemiz ev sahipliğinde 21 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezi C Salonunda gerçekleştirildi. Üniversitemiz bilim etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. Bingür Sönmez'in verdiği “1914-1915 Sarıkamış Harekâtı” konulu konferans, 26 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezi B Salonunda gerçekleşti. S arıkamış Harekâtı'nın 99.yılı Sarıkamış dağlarında m ü n a s e b e t i y l e A k d e n i z aylarca bekleyen şehit naaşlarının Medeniyetlerini Araştırma ve 1915'in Nisan ayında toplanması ve Uygulama Merkezi (AKMEDAM) defin işlemleri esnasında Rusların tarafından düzenlenen konferansta, çektiği filmlere yer veren Prof. Dr. Aralık 1914'de gerçekleşen Sarıkamış Sönmez, daha sonra şehitliklerin i.Siyasî farklılaşmadan dolayı Sarıkamış Harekâtı'nın unutturulduğunu; bunun da Bu gün sel yataklarında hâlâ yağmur toplumsal vicdanda büyük yaralar yağdıktan sonra şehit kemikleri açtığını söyleyen ve yörenin bir ortaya çıkıyor. Üçünçü ordunun aydını olarak, her tarafından şehit Sarıkamış serüvenidir. Sarıkamış dramı ancak bilgiler ele alındı. Sarıkamışlı olduğu için konu 1919 yılında esaret dönemleriyle fark ile özel olarak ilgilenen ve Rusya e d i l m i ş t i r. imparatorluğun arşivlerinde bulunan Sarıkamış film 1912 bir çöküşünün başlangıcıdır. 1938'den sonra bu çekimlerini ortaya çıkaran kalp ülkede cerrahı Prof.Dr. Sönmez, bugüne Türkiye'nin sırasında göstermiş olduğu çaba korkusuzluk Harekâtı süreciyle ilgili önemli tarihi kadar O dönemin Kafkas Cephesi artık yabancı topraklarda yer alıyor. Harekâtı tarih yazılmamıştır” dedi.Sönmez, her yıl Sarıkamış değişik yürüyüşleri adı altında yürüyüşler düzenleyerek sahipsiz kalmış şehitlerin yattıkları yerleri bulup üzerilerine hiç olmazsa mezar taşı dikerek onları anmayı amaçladıklarını belirtti. Bu çabanın bugünkü durumları ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Sarıkamış Harekâtı'nda kemikleri çıkan toprakların hakkını nihayet devletin nazarında da vermek üzere, bu işe gönüllü olarak dikkate alındığını söyleyen Prof. Dr. başladığını söyleyen Prof. Dr. Sönmez, bu etkinliğin bir anma şehit olan asker ve sivil sayıları Sönmez, son yıllarda Genel Kurmay töreniyle her yıl tekrar edilir üzerinde yapılan tartışmanın yersiz Başkanlığı da dahil, konuya sahip olduğunu söyledi. olduğunu belirten Prof. Dr. Sönmez, çıkan kamuoyunun oluşmasından Geleceğin emanetçileri sayıları belli olan şehitlerin yanında, dolayı duydukları memnuniyeti dile olan çocuklarımıza tarihimizi çok iyi kayıtlara geçmeyen binlerce asker getirerek gelecek yıl düzenlenecek öğretmemiz gerektiğini vurgulayan ve sivil şehit ve sürgünlerin de olan olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sönmez, 1877-78 şehirlerinde yaptığı Sarıkamış k o n u ş m a l a r ı n d a n b i r i n i yıllarından sonra Ruslarla yapılan Sarıkamış Harekâtın 100. Haftası'nda, yılı olması Prof. Dr. Sönmez, “Çocuklarımıza savaşmayı değil, savaşı öğretmeliyiz. münasebetiyle yüz bin kişilik bir Savaşın ne olduğunu bilmeliler ki, “Sarıkamış barışın değerini kavrayabilsinler. Bu Yürüyüşü” ülkenin evlatları Sarıkamış'ta Üniversitemizde bütün antlaşmalarda, Ankara'nın d ü z e n l e n e n doğusuna tren yolu yapılmaması şartı düzenleyeceklerini belirtti. “ 1 9 1 4 - 1 9 1 5 koyan Rusların, Sarıkamış ve civarını S a r ı k a m ı ş işgal eder etmez yöreye demiryolu felaketler getiren bir harp. Özellikle zaman unutulmaması gerektiğini bizim tarihimiz ve bizler için. Birinci bilmedir. Gençlerimizin ulusal üstünlük Dünya Harbi'nde bir imparatorluğu kimliğini bilinçlenmesinde büyük rol sağlamayı amaçladığını ifade etti. Sarıkamış'ta tek kurşun tasfiye ettik, felaketimiz oldu. Belki oynayan bu büyük savaştan alacağı de en önemlisi bir nesli kaybettik. dersler vardır. Bu ülke kolay atılmadan binlerce askerin şehit Bu harpte özellikle de iki cephe bir kazanılmamıştır. Aşılması istenilen olduğu iddiasının yanlış olduğunu neslin kaybında büyük bir yer dağlar bunlardır. Her savaşın bir belirten Prof. Dr. Sönmez, Sarıkamış tutuyor. Biri Çanakkale, diğeri ise yenen bir de yenilen tarafı vardır. Bu Kuşatma Harekâtı'nın, 4 yıl süren şüphesiz savaşın en büyük mağdurlarından Harekâtı” başlıklı konferansta gerçekleştirdi. Yapmış olduğu özel çalışmalar, temin ettiği g s ö r döşeyerek, teknik e l Kafkas Cephesi savaşlarının 15 malzemeler ve günlük bir parçası olduğunu; bu 15 tarihî bilgilerle Sarıkamış Harekâtını g ü n z a r f ı n d a k ı ş ş a r t l a r ı n ı n gündeme taşıyan Prof. Dr. Bingür olumsuzluğu ile Türk askerî gücünün Sönmez; Rusların harekât sonrasında Sarıkamış'ı ele geçiremediğini ancak propaganda amacıyla Sarıkamış'ta burada cereyan eden savaş ve işgalin çektiği filmlerden kesitler sunarak Rus Bolşevik İhtilali'nin erken Erzurum ve Erzincan şehirlerini işgal gerçekleşmesine sebep olduğunu etmelerinin filmlerini paylaştı belirtti. “Birinci doğu Dünya Harbi cephesindeki 3 MART 2014 yaşamını yitiren bir kuşağın hiçbir Sarıkamış ile anılan Sarıkamış olan 9.Kolordu Kurmay Başkanı Harekâtı'dır. Birinci Dünya Savaşı'na Yarbay Köprülülü Şerif İlden diyor ki, nasıl girdik, Birinci Dünya Savaşı'nda 'Sarıkamış bize büyük bir ibret Sarıkamış Harekâtı'nda neler oldu? olduğu kadar tarihimizde parlak bir Sarıkamış Harekâtı olarak tarihe onur sayfasıdır.' Umarım farkında geçen bu büyük olay aslında Birinci oluruz. Farkında olmak, hissetmek, Dünya Savaşı'nda ilk açılan ve elemle bilmek, geleceğe ve ana bir an kapanan, dört yıl süren Kafkas üzerinden geleceğe bakmak en cephesidir. önemli süreçtir” dedi. M ÜÇEMER Müdürü Yrd. D o ç . D r. Ahmet Demirak, CBS&UZAL Müdürü Yrd. Doç.Dr. Ceyhun Özçelik, KIT'ten Prof. Dr. Andreas Gerdes ve Alman Aquazem firmasınsın sahibi Andreas Stahl'ın k a t ı l d ı ğ ı s e m i n e r d e , Re k t ö r Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu ve akademik personelimizin yanı sıra Vali Yardımcısı Fethi Özdemir ile çevre il ve ilçelerden gelen Su İşleri Müdürleri yer aldı. Seminer de iki temel k o n u y u özellikle g ü n d e m e taşımayı hedeflediklerini belirten MÜÇEMER Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Demirak, “Birinci temel konu kültürel alan, ikincisi ise teknik alandır. Birinci konu; asırlara meydan okuyan sarnıçların bir kültür mirası olarak değerlendirilmesi, Muğla ilinin önemli bir simge olarak kullanılması ve bu mirasın geleceğe aktarımının öneminin belirtilmesidir. ” dedi. İkinci alan ise, Muğla ili için de son derece önemli olan kentsel su yönetimindeki Su Depolama Sistemlerinin önemi ve konu ile ilgili yapılan bilimsel teknik çalışmalarıdır Suyun çok önemli olduğunu ve depolanmasının y e r l e ş i m yerlerinin oluşması için bir ö n k o ş u l o l d u ğ u n u belirten Prof. Dr Anderas Gerdes ise, “Antik çağda bu böyleydi. Aynı şekilde modern çağdaki insanlar için de suyun önemi çok büyüktür. Yerebatan sarnıcını unutmamalıyız. 80 bin metre küpten çok büyük bir sarnıç bu da o dönemdeki su kullanımının, bu dönemdekinden daha fazla olduğunu gösteriyor, günlük 450 ile 500 metre k ü p s u kullanıldığını hesapladık” dedi. CBS&UZAL Müdürü Yrd. Doç. D r. Ceyhun Ö z ç e l i k konuşmasında, mühendisler o l a r a k amaçlarının doğanın verdiği herhangi bir zaman ve kalitedeki suyu istenilen noktaya istenilen zamanda ve istenilen kalitede ulaştırmak olduğunu belirterek, “Bunu geçmişten günümüze su mühendisleri sürdürüyor. Su depolama sistemleri geçmişten beri gelen sarnıçlar bazen de barajlarla, regilatörlerle, su depolarıyla ve kaliteli su depolarıyla temizlenerek o düzenin verilmesi lâzım. Muğla ili için anternatif belki içme suyunun ayrılması kaynak suyunu musluktan içmek kullanım suyunu ise daha bir miktar düşük kalitede ama belki bedava belki kullanım suyu parasıyla içmek anternatif olarak düşünülebilir. Ve Muğla için geçmişten beri kullanılan sarnıçları kullanamıyoruz. Yağmur suyunu bu şekilde kullanabilmemiz lâzım” ş e k l i n d e konuştu. Seminerde k o n u ş a n Edebiyat Fakültemiz Ö ğ r e t i m Üyelerinden P r o f . D r. N a m ı k Açıkgöz, Muğla'nın, Türkiye'de sarnıçların yoğunluğu bakımından önemli yerlerden biri olduğunu belirterek, Muğla yöresinde yaklaşık 250 adet sarnıcın bulunduğuna dikkat çekti. Yarenlerden Unutulmaz Konser Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde 2013- 2014 Eğitim ve Öğretim yılı etkinlikleri kapsamında 28 Şubat Cuma Günü “Türkülerle Yarenlik” temalı bir konser düzenlendi. Ç ankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Yaren Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kadir Çayır , Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Gökhan Ekim ve Üniversitemiz Güzel Sanatlar, Müzik Bölümü Okutmanı Seval Işıklı dinleyicilere yarenlik geleneğinden örnekler sundu. Aşık Veysel, Hacı Taşan, Mahzuni Şerif ve Neşet Ertaş gibi üstatların eserlerini seslendiren sanatçılar dinleyiciler beğeni topladı. tarafından büyük Konserin başlangıcında yarenlik . hakkında bilgiler de veren Yrd.Doç.Dr. Çayır, Yaren kültürünün Anadolu'nun bir çok yerinde benzer içerikle ve farklı isimlerle sürmekte olduğunu, yaren sohbetlerinin ve orada icra edilen musikinin kültürleşme ve sosyalleşmenin bir vesilesi olduğunu kaydetti. Yaren kültürünün 3 ü açık 3 ü kapalı olmak üzere 6 düstura sahip olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Çayır açık olanların alın , kalp ve kapı ; kapalı olanlar ise el ,bel ,dil olarak bilinmektedir, dedi. Konserin ardından sanatçı öğretim üyelerine Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Ali Osman Gündoğan ve Suzan Harmandar tarafından plaket ve çiçek verildi Su sarnıçlarının tarihleri ve işlevleri konusunda bilgi veren Prof. Dr. Açıkgöz, su sarnıçlarının geçmişinin Kanuni Sultan Süleyman'ın 1522'deki Rodos seferine dayandığını ifade ederek, “Kanuni, Rodos Seferi esnasında Muğla'nın yağışlı bir bölge olması nedeniyle ordunun ve atların su içebilmeleri için havuzlar kazdırmıştır.Fakat yaz aylarında suyun hava sıcaklığı ile buharlaşmasını önlemek için Mimar Sinan tarafından havuzların üstünü kapatacak şekilde sarnıç planı çizer. Sarnıç inşaatlarına başlanır ve kubbeler 'ters eğilim' tekniği ile örülür. Kubbe eteklerine açılan dolgu delikleri ile yağmur suları sarnıçta birikir. Sarnıçta kubbelerden akan sular biriktirilir, akan su ile doldurulmaz. Sarnıcın bölümleri arasında istinat duvarı, kubbe/tonoz, kilit taşı, su dolgu delikleri, kapı/alınlık, kitabe, engel duvarı, kaplık, iç merdiven, hazne ve yalak bulunur. Sarnıçların yapımında kum ve kireç karışımı harç, dere taşı veya kırma taş, kesme taş veya mermer, yağlı çamur bulunur. Muğla Türkiye'de sarnıçların yoğun olduğu bölgelerden birisidir. Sarnıçlar kubbeli, bazıları da tonozlu veya konik şekillidir. Bafa Gölünden Fethiye'ye, Tavas'tan Bodrum'a kadar yaklaşık 250 adet sarnıç vardır. Sarnıcın en yoğun olduğu kırsal kesim ise Milas ve Bodrum civarıdır” dedi.Söz konusu seminerde, içme suyu depolama sistemlerinin su temini ve kalitesi açısından önemi vurgulanarak halk sağlığına olan doğrudan etkisinin gündeme taşınmasının yanında, Türkiye'nin yıllık en fazla yağış alan ikinci şehri olan Muğla'nın gelecekte yağmur suyu depolama sistemlerinin su sağlamına yapabileceği önemli katkılar tartışmaya açıldı. Ayrıca seminer kapsamında, bölgedeki Kanuni Sultan Süleyman ve Roma döneminden kalan tarihî sarnıçların ve su depolama sistemlerinin, özellikle Muğla tarih ve turizmi açısından önemi tartışılarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için gerekli bakım, onarım ve envanter çalışmalarının hayatiyetine dikkat çekildi. 4 MART 2014 ÜNİVERSİTEMİZDEKİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERE MÜSİAD'TAN STAJ VE BURS İMKÂNI Üniversitemiz ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Muğla Şubesi arasında 20 Şubat'ta bir staj ve burs protokolü imzalandı. R ektörlük makamında gerçekleştirilen imza törenine, MÜSİAD Muğla Şubesi Başkanı Sayim Akdeniz ve MÜSİAD yetkilileri ile Rektör Vekili Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil ve Üniversitemiz Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü personeli katıldı. Üniversitemizde eğitimöğretim görmekte olan 43 farklı ülkeden 420 uluslararası öğrenciye burs ve staj imkânı tanıyan protokol, öğrencilere Muğla bölgesi ve kültürünü tanıyarak sadece Üniversite içerisinde değil Muğla bölgesinde de aktif olarak yer almalarına imkân sağlayacak. Üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, protokol talebinin MÜSİAD tarafından gelmesinin ayrı bir öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, “MÜSİAD Muğla Şubesi'nden bize böyle bir talep gelmesi bizi fazlasıyla memnun etti. Biz Üniversite olarak 3 yıl önce dünyanın birçok ülkesindeki üniversiteler ile öğrenci değişim programını devreye soktuk. Bugün geldiğimiz nokta da ne kadar önemli bir karar verdiğimizi ortaya koymaktadır. MÜSİAD Muğla Şubesi'nin sadece burs değil, bunun yanında staj konusunda da bizimle işbirliği yapmasını önemsiyoruz. Üniversitemizde “Kariyerim Sana Söylüyorum, Mesleğim Sen Anla” Başlıklı Bir Seminer Verildi niversitemiz bilim etkinlikleri kapsamında 28 Şubat'ta Kişisel Gelişim Uzmanı Hakan Birol tarafından “Kariyerim Sana Söylüyorum, Mesleğim Sen Anla” başlıklı bir seminer verildi. Üniversitemiz Kariyer Topluluğu tarafından düzenlenen ve Atatürk Kültür Merkezi C Salonunda Ü Bu tür işbirliği Muğla'nın ekonomik değerleri olan, turizm, madencilik, su ürünleri ve tarımsal alanlarda Muğla'nın katma değerini yükseltecektir” dedi.MÜSİAD Muğla Şubesi'nin daha yeni kurulmasına rağmen çok kısa süre içinde önemli projelere imza attığını belirten Şube Başkanı Sayim Akdeniz, “MÜSİAD olarak Üniversitemizde eğitimlerini alan yabancı öğrencilere hem burs verme hem de staj imkânı sağlama konusundaki fikrimiz Üniversitede olduğumuz bir ortamda gelişti. Yabancı öğrencilerin okullarını bitirdikten sonra ülkelerine döndüklerinde hem bizlerin birer gönüllü elçisi olmalarını, hem de MÜSİAD üyeleri olarak hepimiz ticaret ile uğraştığımız için ülkelerinde biz işadamlarının yeni pazarlar bulmasında katkısı olacağını umuyoruz. Bu projemiz belki de ilk olma özelliği ile Türkiye'nin diğer illerindeki kardeş odalarımıza da örnek teşkil eder. MÜSİAD Muğla şubesi olarak önümüzdeki süreçte yeni projeler geliştirmek istiyoruz. Muğla bir sahil kenti olmasının yanında, madencilik ve tarım kenti. Bu değerleri çok iyi projeler ile değerlendirerek Muğla'nın katma değerine katkıda bulunmak istiyoruz” d e d i . gerçekleşen seminerde, Kişisel Gelişim Uzmanı ve aynı zamanda Üniversitemiz eski öğrencisi olan Hakan Birol, öğrenciler ile bir araya geldi. Öğrencileri kariyer gelecekleri ile ilgili aydınlatan Birol, gençlere üniversite diplomalarını ellerine aldıklarında işe rahatça başlayacakları bir bölüm okumalarını tavsiye etti. Seminer sonunda Kariyer Topluluğu Başkanı Çağrı Ersoy, bu tür seminerlerin devamının geleceğini belirterek kendilerini kırmayıp geldikleri için Hakan Birol'a teşekkür ederek kendisine plaket takdim etti. Üniversitemiz ile Marmaris Çevreciler Derneği Arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı Marmaris Çevreciler Derneği (MÇD) ile Üniversitemiz arasında 27 Şubat tarihinde Üniversitemiz Rektörlük Makamında gerçekleştirilen törenle bir işbirliği protokolü imzalandı M armaris Çevreciler Derneği (MÇD) ile Üniversitemiz arasında 27 Şubat'ta bir işbirliği protokolü imzalandı. Üniversitemiz Rektörlük Makamında gerçekleştirilen protokole Üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu ve MÇD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kutengin ile Denetleme Kurulu Başkanı Mukbil Gülkokan katıldı. Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil protokol öncesi yaptığı konuşmada, Üniversitemiz ve dernek arasında uzun yıllara dayanan bir işbirliğinin söz konusu olduğunu ve bununla gurur duyduklarını belirterek, “Süregelen işbirliği ağırlıklı olarak su ürünleri üzerine yürütülüyordu. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu'nun önerisi ile bu protokolü hem alan olarak daha da geliştirme kararı aldık, hem de süre olarak sınırlandırmadık. Bir dünya cenneti olan Marmaris'i sadece kendimize saklayacak durumumuz yok. Sürdürebilir kılmak en büyük dileğim. Güzel Marmaris'imizi daha yaşanabilir bir şekilde torunlarımıza emanet etmemiz için bu çalışmaların bundan sonra da devam etmesini diliyorum. Bu konuda Marmaris Çevreciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanımız Ahmet Kutengin'e çok teşekkür ediyorum” dedi. MÇD Başkanı Ahmet Kutengin ise, protokolden sonra yaptığı açıklamada, üç yıldır çevre olumsuzluklarıyla mücadele ettiklerini belirterek “Dernek olarak üç yıldır ilk defa daha bilimsel ve daha uzman kişiler ile çalışma yapıyoruz. Üniversitemiz ile birlikte geçen sene Marmaris'te yapılan ve 21 ay süren körfez çalışmamız vardı Bu çalışmanın raporlarını tüm ilgili kurumlar ile paylaştık. Çalışmalarımıza Üniversite tarafından destek verilmesinden onur duyduk. Çevre için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Üniversitemiz ile bu protokolün tekrarlanması bizi onurlandırdı” şeklinde konuştu. MÇD Denetleme Kurulu Başkanı Mukbil Gülkokan ise konuşmasında Üniversitemizin derneğe gösterdiği teveccüh ve güvenden onur duyduklarını belirterek, “Bundan sonraki çalışmalarımızda bu güveni daha üst seviyeye çıkarmak istiyoruz. Bilim çalışmalarına bu sayede katkı sağladığımız için Marmaris ve dernek olarak onur ve mutluluk duyuyoruz. Bu noktada Üniversitemize ve akademisyen heyete teşekkür ederim” dedi. 5 MART 2014 Üniversitemiz Projesi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı SAN-TEZ Programında Desteklenmeye Değer Bulundu Üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ali Günlü'nün yürütücülüğünü yaptığı “Termal su mavi-yeşil alglerinden esansiyel yağ ve yüksek saflıkta fikobilinprotein eldesi” konu başlıklı SAN-TEZ Projesinin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 340 bin TL'lik bütçe ile Şubat 2014'den itibaren desteklenmesi uygun görüldü. Y rd. Doç. Dr. Ali Günlü proje ile ilgili yaptığı açıklamada, “Mikroalgler; vitaminler, pigmentler, proteinler, mineraller, lipid ve polisakkaritler gibi farklı kimyasal ve biyolojik bileşikleri üretme özellikleri nedeniyle önemli o r g a n i z m a l a r d ı r. D i ğ e r c a n l ı kaynaklarıyla kıyaslandığı zaman özellikle doymamış yağ asitleri (PUFA), gamma linoleic asit ve allofikosiyanin, c-fikosiyanin, cfikoeritrin gibi pigmentler açısından oldukça zengindirler. En belirgin özelliklerinden birisi her fillumun kendine özgü pigment ve renk kombinasyonu bulundurmasıdır. Bu nedenle mikroalgler, doğal renlendirici ve fonksiyonel gıda olarak mükemmel bir kaynak olarak görülmektedir. Ayrıca, uygun ortam şartları sağlandığı taktirde hızlı gelişebilmeleri, birim alanda yüksek verimle ve yıl boyunca sürekli üretilebilmeleri oldukça önemlidir.Doğada yenilenebilir ve üretimlerinin sürdürülebilir olmaları nedeniyle sentetik renklendirici kullanımı zamanla aşacağı düşünülmektedir. Fikosiyanin, mavi renkli fotosentetik bir pigment maddesidir. Suda çözünebilen, yüksek antioksidan ve güçlü floresan özelliğe sahip ve toksik olmayan bir bileşiktir. Mavi-yeşil alglerde yüksek miktarda bulunan ve ekonomik anlamda en önemli fikobilinprotein çeşididir. Fikosiyaninin protoplazma içerisinde hücre kuru ağırlığının yaklaşık %20'sine varabilen oranlarda bulunabildiği bildirilmiştir. Fikoeritrin i s e k ı r m ı z ı r e n k l i fikobilinproteinlerdir. Fikosiyanin gibi suda eriyebilirler, gıdalarda doğal renklendirici olarak, ayrıca kozmetik ve eczacılık alanında kullanılmaktadırlar” dedi. Günümüzde gıda, kozmetik ve ilaç sanayisinde özellikle içecek ve şekerleme sanayisinde kanserojen olmalarından şüphelenildiği için yapay pigment maddelerinin kullanımının kısıtlandığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr . Günlü, “Bu nedenle doğal pigment maddelerinin kullanımına olan ilgi de gittikçe artmaktadır. Migroalgler; tümör oluşumunu engelleyici (antikanserojen), antioksidan, ağrı kesici (antiinflomatuar) ve serbest radikalleri uzaklaştırıcı özelliklere sahip, suda çözünebilen, kolayca izole edilebilen pigment proteinleri a ç ı s ı n d a n z e n g i n mikroorganizmalardır. Ülkemizde de gıda ve kozmetik sanayilerinde ithal sentetik pigment maddeleri yoğun olarak kullanılmaktadır. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenmeye değer bulunan bu proje, özel setör ortağıyla bilikte Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü ve Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji Bölümü l a b o r a t u v a r l a r ı n d a gerçekleştirilecektir. Bu proje kapsamında termal sudan izole edilmiş bir mavi-yeşil algden gıda, kozmetik ve ilaç sanayisinde kanserojen olduğu düşünülen sentetik pigment maddelerinin yerine kullanılabilecek yüksek saflıkta doğal mavi ve kırmızı pigment proteinleri ile birlikte esansiyel yağlar elde edilecektir. Ayrıca bu sanayilerin ihtiyacı olan esansiyel yağlar ve pigment maddelerinin yerli olanaklarla üretimi sağlanarak, ülke ve bölge ekonomisine önemli faydaların sağlanması amaçlanmaktadır” dedi. ÜNİVERSİTEMİZDE ÇEVRE DOSTU AKILLI TRAFİK SİNYALİZASYON SİSTEMİ GELİŞTİRİLDİ Üniversitemiz Teknoloji Fakültesi Bilişim Sistemleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Tarımer tarafından oluşturulan yazılım sistemi ile çevreye duyarlı bir akıllı trafik sinyalizasyon sistemi geliştirildi. D oç. Dr. İlhan Tarımer iki yıl Bu akıllı sinyalizasyon uygulaması için Muğla İli Uğur Mumcu ilgili yaptığı açıklamada, “Bu Bulvarı'ndaki bir kavşağın seçildiğini belirten Tarımer, “Bu kavşağa giren ve çalışmada, Muğla ilinde yoğun trafik çıkan toplam 8 adet yol ve kavşak içi akışının olduğu Uğur Mumcu ışıklarla beraber de toplam adet 10 Bulvarı'ndaki bir kavşağın trafik trafik ışığı vardır. Prototipte yer alan ışıkları denetimi gerçek zamanlı bir trafik ışıklarının yerleşimi ve çalışması programlanabilir mantık denetleyicisi hâlihazır sinyalizasyon sistemiyle programı ve bir SCADA uygulaması ile aynıdır. Tasarlanan sistemin farkı yapılmak istenmiştir. Bunun için bir zaman dilimlerinin değişimiyle geçiş süresi de değişmektedir Çalışmada PLC merdiven diyagramı ve bir SCADA algılayıcılar, sinyal Lambaları, PLC, programı yazılmış; her ikisi arasındaki MPI ve bir bilgisayar kullanılmış; uyum S7 300 protokollü MPI arabirimi sisteme hafta içi, hafta sonu ve gece ile sağlanmıştır. Sistemin çalıştırıldığı çalışma programları ayrı ayrı yazılarak zaman dilimi, C dili kullanılarak konmuştur” şeklinde konuştu. . üzerinde çalıştığı sistemle yazılmış sanal bir gösterge ile SCADA ekranında gösterilmiştir. Çalışmanın gerçekleştirilmesi esnasında araç geçiş süreleri zaman dilimlerine göre Bu çalışma ile sonuç olarak Muğla İli Geliştirilen bu çalışma Uğur Mumcu Bulvarı'ndaki bir sayesinde 90 dakikalık zaman kavşakta günün farklı zaman diliminde araçlar için geçiş süresi dilimlerinde trafik ışıklarının geçiş 670 saniye arttırılarak 07:30-09:00 süresini değiştirerek araç trafiğini rahatlatmayı belirten Doç amaçladıklarını D r. Ta r ı m e r, “Gerçekleştirilen bu sistemde, saatleri arasında ortalama 510 adet aracın, 17:00-18:30 saatleri arasında ortalama 788 aracın fazladan kavşak üzerindeki trafik ışıklarının geçmesi sağlanabilir. Gereksiz çalışma durumu uzaktan SCADA beklemelerin engellenmesiyle programı ile bilgisayar ekranında günlük ortalama 64,95 litre yakıt i z l e n m i ş t i r. F a r k l ı ç a l ı ş m a tasarrufu yapılırken atmosfere programları çalıştırılarak yollardaki salınan CO2 gazında ise 116,9 kg yoğunluğa göre araçlara geçiş hakkı azalma olmaktadır. Sistemin bir sağlanmıştır. diğer avantajı protokol geçişi veya acil durumlarda sistem, uzaktan manuel olarak da çalıştırılabilir. Bekleme süresi düşürülünce geçen değiştirilmiş, böylece günün yoğun araç sayısı artacak ve trafik sıkışıklığı zamanlarında kavşaktan geçen araç azalacaktır. Dolayısıyla trafikten sayısının arttırılacağı ve böylece yakıt kaynaklanan ve sürücüleri etkileyen tasarrufu yapılacağı tespit edilmiştir” psikolojik etkiler de bu sayede en dedi. aza indirilebilir” dedi.
© Copyright 2024 Paperzz