Soma'daki maden faciasından 7 saat sonra yaralı olarak kurtulan işçilerden 33 yaşındaki Ferhat Genç, soğuk taşları vücuduna sürerek ayakta kaldığını anlatıyor. Kurtarılmayı beklerken kendisine çay ikram eden arkadaşının ise şehit olduğunu söylüyor "$!# $ "" Oksijenin bitmesiyle zorlanmaya başladıklarını belirten Ferhat Genç, çareyi soğuk taşları vücuduna sürmede bulduğunu söylüyor. Genç, "Soğuk taşlardan alıp vücuduma sürmeye başladım, yüzüme sürmeye başladım. Arkadaşlara da söyledim, taşları yüzünüze sürün, faydası oluyor. Oksijen de vardır taşta, soğuk çünkü. Benim vücudum sıcak. Vücut ısısını dengede tutar. Kimi arkadaşlarımız demirleri ısırmışlar. Çaresiziz, yapacak bir şey arıyoruz. Taşları yüzüme sürmek, biraz olsun gözümü açtı. Saat 19.00 civarlarında bayılmışım. 7'den sonrasını hatırlamıyorum” dedi. 14’te Manisa- Soma’daki maden faciasının ardından uzun süre tartışılan gaz maskelerinin, hem 1993 yapımı hem de kullanım tarihi geçen Çin malı olduğu iddia edildi Dokuz yıldır çalışan Barış Kılıç, yanında getirerek basın mensuplarına tanıttığı gaz maskesinin hiç bakımdan geçmediğini, işçilere zimmetlendiğini, içindeki havanın 45 dakika değil, sadece 10 dakika yettiğini söyledi. Gaz maskesini takıp uygulamalı olarak gösteren madenci Kılıç, “Ben dokuz yıldır bu şirkette çalışıyorum. Hepimizde bunlar var. Bize verildiğinde nasıl çalıştığını bilmiyorduk. Çalışırken bir gün kutu açıldı, mühendislerimiz, 'Niye açıldı?' diye sordu. Arkadaşlarımızın hiçbiri kullanımını bilmiyor. Daha sonra bize kurs verdiler." dedi. devamı 9’da 23 Mayıs 2014 Cuma www.sondakikagazetesi.com $$!""$$!# ##$ ##$ ' )#+(#!$$+! *+" Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden imam hatip lisesi mezunu Feridun Çelik'in, çok istemesine rağmen imam olamadığı, ailesine bakmak için kömür ocağında çalıştığı öğrenildi. 8 ay önce evlenen ve 5 aylık hamile eşini geride bırakan işçinin kardeşi Çelik: "Beni ağabeyim okuttu. Geçen yıl imam hatip lisesinden onun sayesinde mezun oldum. O olmasaydı okuyamazdım, bu köyde çoban olurdum" dedi. devamı 16'da 16’da 16’da İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın açıklamalarını eleştiren Başkan Kocaoğlu, "Sayın Vali, kimin ideolojik, popülist ve yanlı olduğunu İzmirliler çok iyi biliyor" diye konuştu ! ! <*5<96=+;+ /%</'72$=3:4/58<1;5=!<55696=5277<9<9=/9-;97:8%: +4;87;0;=4<8;9<7=82&7<86=#9:=.,8:8:5 %:+<7<93684<969$=.<'76576=-;8=0#9:1;4=<97<06*607< -<'3<*4<36'696=.#07:3;"/%</'72$==067368=<0864 0<&4<5.6+69$=2024=;(:8;.;93:=):=!<55<9;0:1 #7(,.,93:=-:7:3;0:=-<*5<976'6=#8:);9;=.,83,8,0/ 824"=<069=<7;9;9=;3:/7/;5=):=&/&,7;.1=0<57<*64 9;1:7:4:.;9;=9:=-;+;4=9:=3:=!:4*:!8;7:8;4;+;9=5<- 27=:14:.;=4,45,9=3:';73;8"=#8:):=:73;';=,93:9 -2=1<8<<=):83;';=5<8<87<8=):=2027<4<7<8607<$ 5;4;9=;3:/7/;5$=&/&,7;.1=):=0<976=/732'2$=5<42/02 1<8<693<9=(/5=;0;=-;7;94:51:3;8=3;0:=5/92*12" %&!# %&!# *+#$ Kadir Kadir Demirel’in Demirel’in yazısı sayfa 2’de yazısı sayfa sayfa 2’de 2’de ! !!/&8<569=.1<1=):=(#& -:81<8<=1:.;.;=5/92.293<=0<&16'6=<(657<4<7<86=3< :7:*1;8:9=<*5<9=+;+=/%</'72$= +4;8;9= 924<8<76=<1<946*=0#9:1;%;.;9;9$=5:91;9=-;+%:=3: 4<724=-2=&8/-7:47:8;9;9=(#+,4,9:=3:.1:5=/74<5 0:8;9:=-28<7<83<9=52824242+2=):=*<!.646 06&8<14<0<=(<76*4<.6=<086%<=3,*,93,8,%,3,8"=: 0<+65=5;=-2=<(657<4<7<8$=-;8=)<7;3:9=3<!<=(/5=;51; 3<8=&<81;.;=;7=0#9:1;%;7:8;93:9=-;8;9:=<;11;8==;+7:9;4; ):84;*1;8=3;0:=5/92*12"=<*5<9=/%</'72$=<086%< +4;8= 7=+:7= 3<8:.;9:=<;1=4<77<869=-:7:3;0:0:=3: )8;=;(;9=3<)<=<(4<51<9=-<*5<=(<8:=-68<54<3657<8696 3<=3;55<1=(:51;"=! KALMAM KONUSUNDA SIKINTI YOK Yavuz Atalay // RÖPORTAJ Mustafa Reşit Akçay’dan boşalan koltuğa gelen efsane futbolcu Hami Mandıralı, suskunluğunu Sondakika Gazetesine bozdu. “Bazı yönetici abilerimizin fikir yürütmesi beni üzüyor” diyen Mandıralı; gelecek sezona ilişkin aslan gibi gençlerimiz var, dedi. Bombacı, lisans sorununu ise bu ay sonu çözeceğini ifade etti. Şota’nın esprili kontrasına ise, aynı şekilde cevap verdi. devamı 15’te Soma'daki maden faciasının yaşandığı ocakta çalışan ve kazanın olduğu gün ikiz çocuklarının sünnet töreni hazırlıkları için işe gitmeyen Pala, hayatta kalmayı başardı. Pala, "Kazanın meydana geldiği 13 Mayıs'ta oğullarımın sünnet hazırlığını yapıyordum. O hafta sonu olacak sünnet düğünü için dana kesiyorduk bu nedenle işi gitmedim. Eğer bu olmasa ben de o vardiyada olacaktım. Sünnet hazırlıklarından dolayı hayatta kalmama sevinemedim. Orada ben de olabilirdim"dedi. 16’da # $!"$ # $ %#%!$$"!:47<5$ (:)8:=):=1:4@+7@5=):8@7:8@=-@8@9%@ 1<5.@17:8@9@9=./9=#3:4:=,9,=0<5 7<*685:9=<81<9=0/'297251<=)<1<9 3<*7<8<=#+:7=!@+4:1=):8@0/8"=, 0,5&<85=@(:8@.@93:5@=>:85:+=:+ 9:0:=:7:9 /89/)<767<8 .<95@=-@8=(<0 -<!(:.@93:0 4@*=@-@=<'687< 960/8"=2827<9 .:00<8=(<83<51< ,9:*1:9=5/82 9<9=)<1<93<*7<8 /89/)<=:7: 3@0:.@=@58<4 <8<%693<9=3<=0<8<87<9<-@7@0/8"=?1283257<86=0:83:=.6 8<7<8696=-:57:85:9=(<0$=5<!):=0<=3<=4:0):=.27<8696 02324720/8"= *7:4=.68<.6=:7:97:8=!<757<=@7@*5@7:8 &:8./9:7@=1<8<693<9=@7@7@=):+9:0:=0#97:93@8@7@0/8"= ! Bugün açılıyor devamı 4’te Asansörün kalbi İzmir’de atacak! SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 23 Mayıs 2014 Cuma Van Gölü’nde seyahat Van Gölü Çevresi’nde seyahat ederken, tarih, coğrafya bilginize olduğu kadar, fizik, kimya ve jeoloji bilginize de gereksinim duyacaksınız. Van Tatvan arasında tren seferleri yapan feribotu görünce ağzınız açık kalacak, Urartular’ın çivi yazılarının ne anlam içerdiğini öğrenmek için can atacaksınız Kadir Demirel Van Kedi Evi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin kampüsünde yer alıyor. Eski Van Şehri, Van Kalesi'nin aleler: En yüksek tepede kugüney kısmında bulunmakta olup, rulu olan, Van'ın en önemli tüm kalıntılarıyla yeni kazı çalışyapılarından biri Van Kalemalarına ev sahipliği yapmakta. sidir. Van geziniz sırasında mutlaka Van'ın bu eski yerleşim alanı üç görmeniz gereken bir yer, turistyönden çevreleyen surlarla lerin uğrak noktalarından takviye edilmiş. Şehrin en biridir. Urartular'dan önemli kalıntılarından kalan ve tarihi M.Ö. ve eski foMuradiye Şelalesi 885'e uzanan Van toğraflarından sizi düşler ülkesine Kalesi'nin yanı buradaki evsıra Zernek sürüklerken, Hüsrev Paşa genellikle Kalesi, Ayanis Külliyesi ile tarihin derinlikler- lerin tek veya iki Kalesi, Hoşap ine yolculuk yapacaksınız. Gezilip katlı olarak Kalesi ve görülmesi gereken, en önemli yer- inşa edildiği Çavuştepe Kalesi Van'da lerden biri olarak Van Gölü çevresi bilinmekte. Eski Van büyülü bir atmosferdir. Van gezebileŞehri'nin Gölü’nde gün batımını izlerken ceğiniz diğer tarihi kaleler ülkemizin batısında mı, doğusun- camileri, kiliseleri ve olarak sayılada mı olduğunuzu, karıştıradiğer tüm bilir. cak, “deniz” diyeceksiniz yapıları Rus işVan Gölü: Van Gölü’ne, Vanlılar galine kadar Türkiye'nin en gibi… kesintisiz kulbüyük gölüne ev lanılmış olup, işgalin sahipliği yapan Van'ın ardından işlevselliklerini simgelerinden biridir Van yitirmiş. Günümüzde sadece Gölü. Etrafında sayısız doğal güzellik barındıran Van Gölü, sodalı suyu birkaç yapının harap bir şekilde geldiği bölgede ne ve İnci Kefali ile yazık ki Van Ulu şehir geziniz Camii'nin de sırasındaki en keysadece ifli duraklardan minaresinin bir biri olacaktır. Van bölümü görülür. Gölü'nün yanı sıra Her ne kadar Erçek Gölü de terk edilmiş bir gezebileceğiniz bir bölge de olsa, diğer göldür. Van'a gelen turistVan Müzesi: lerin ve araştırmaÖzellikle Urartu cıların uğrak yuygarlığından eridir. Günümüzde kalma çok önemli arkeoloji kazıları eserlerin, yapılan Eski Van parçaların Şehri'nde her geçen gün yeni kalınsergilendiği Van Müzesi Van tılar gün yüzüne çıkarılıyor. gezinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden K biri. Arkeolojik kalıntıların yanı sıra el yazmaları ve el sanat ürünleri ile eski savaş aletlerinin de sergilendiği Van Müzesi şehir merkezinde bulunuyor. Van Kedi Evi: Van'ın simgelerinden bir de Van Kedisi. Van Kedilerinin neslini korumak için kurulmuş olan Muradiye Şelalesi: Van şehir merkezinin 88 km kuzeydoğusunda yer alan şelale adını, Van’ın en eski ilçelerinden biri olan Muradiye İlçesinden almakta. Şelalenin ortalama yüksekliği 15-20 metre. Çevresinde alabalık tesisleri bulunuyor. Hüsrev Paşa külliyesi: Eski Van'ın Ortakapı mahallesinde bulunmaktadır. Cami medrese, türbe ve imaretten oluşan bir külliye içerisinde yer almaktadır. Cami giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 1567 tarihinde yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eserleri arasında sayılmaktadır. Cami ve çevresinde Prof. Dr. A. Uluçam kazı ve restorasyon çalışmalarını yürütmektedir. Kare planlı, üzeri kubbeyle örtülü caminin kuzeyindeki beş gözlü son cemaat yeri yıkılmıştır. Harim, kalın duvarlar üzerine kubbeyle örtülmüştür. Yapının duvarlarında kesme taş, tromp ve kubbede tuğla malzeme kullanılmıştır. İç mekanda duvarları belli bir yüksekliğe kadar kaplayan çiniler günümüzde mevcut değildir. Kuzey cephede kemerli bir girinti içerisinde kapı açılmıştır. Kapının bulunduğu kuzey cephe ile diğer cepheler pencerelerle hareketlendirilmiştir. Minare ve dış cephelerde iki renkli kesme taş malzeme görülmektedir. Kuzeybatı köşede yükselen kare kaideli silindirik gövdeli minarenin şerefe, petek ve külahı onarılmıştır. İç mekanda kıble duvarının ortasına yerleştirilmiş mihrap dikkat çekmektedir. Kalker taşından düzgün bir işçilik gösteren dikdörtgen görünüşlü mihrap, üç dilimli kemerle taçlandırmış, beş kenarlı ve mukarnas kavsaralı nişe sahiptir. Mihrabın düzeylerinde çeşitli geometrik süslemeler bulunmaktadır. Ancak mihrap, 1992 yılında defne arayıcıları tarafından tahrip edilmiştir. Ayrıca caminin içini süsleyen kalemiçi ve çinilerden çok azı kalmıştır. Yıl: 3 . Sayı: 925 . 23 Mayıs 2014 Cuma Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe Soma faciasında üst düzey şüpheliler mahkemede suçu birbirinin üstüne attı Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının ardından tutuklanan şüpheliler Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile Genel Müdür Ramazan Doğru'nun ifadeleri ortaya çıktı. İfadelere göre üst düzey yöneticiler suçu bir alttaki yöneticinin üzerine atıp masum olduklarını ileri sürdüler. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, sorumluluğun Genel Müdür Ramazan Doğru'ya ait olduğunu söyledi. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan hakim karşısındaki savunmasında, "Şirketimizin yönetim kurulunun almış olduğu kararla iş hukuku ve maden hukuku konularındaki hukuki ve cezai sorumluluk yönetim kurulu üyesi olan Ramazan Doğru'ya verilmiştir. Bu yönetim kurulundaki imza da kendisine aittir." diyerek Doğru'nun sorumlu olduğunu iddia etti. Görevi gereği madenle ilgili teknik bilgiye sahip olmadığını belirten Can Gürkan, şirketlerine bağlı birden fazla krom ve maden işletmesi olduğunu belirterek, "Bu işletmelerin işletme müdürleri ve bölge müdürleri bu işletmelerdeki iş güvenliği ve sağlığı konusunda öncelikli sorumludurlar. Soruşturmaya konu işletmenin Genel Müdürü Ramazan Doğru'dur. Kendisinin görevi işletme müdüründen almış olduğu bilgileri bizimle paylaşmaktır. Kendisi ve işletme müdürü madenle ilgili olarak iş güvenliği ve sağlığı yönünden her hangi bir aksaklığın olduğunu bana iletmediler. Ayrıca işletmemiz hem özel hem de kamu denetçileri tarafından sürekli denetlenmektedir. En son denetim de kazadan kısa bir süre önce yapılmıştır. Her hangi bir aksaklığın olduğuna dair rapor verilmemiştir." dedi. Olaydan sonra sorumluluğunun daha da arttığını belirten Gürkan, tutuklanması halinde çalışanların ve vefat eden çalışanlarının ailelerinin daha da mağdur olacağını söyledi. Can Gürkan'ın avukatı da, müvekkilinin finansçı olduğunu, teknik bilgiye sahip olmadığını belirterek işletmedeki iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda sorumluluğun Ramazan Doğru'da olduğunu tekrarlayarak bu konudaki yönetim kurulu kararını mahkemeye sundu. Gürkan'ın avukatı, Ramazan Doğru'nun yönetim kurulundaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının da doğru olmadığını, kendisine bu kararın posta yoluyla gönderildiğini Doğru'nun imzalayıp yine posta yoluyla geri gönderdiğini belirtti. Mahkeme ise, yönetim kurulu kararıyla iş güvenliği sorumluluğunun Ramazan Doğru'ya devredilmesine rağmen evrensel hukuk normları çerçevesinde cezai sorumluluğun şahsi ve devredilemez olduğunu, şüpheli Can Gürkan'ın madende çalışan iş güvenliği ve sağlığı yönünden sorumlu olan işletme müdürü ve diğer yetkilileri denetleme yetkisinin bulunduğunu, bilirkişi raporunda kusur izafe edilmesini gerekçe göstererek tutuklanmasına karar verdi. Soma Kömürleri A.Ş.'de Genel Müdür olarak görev yapan Ramazan Doğru da, mahkemede işletme müdürü Akın Çelik'i suçladı. Doğru, "Görevim şirkete ait birden çok madenin idari denetimlerini yapmak ve bu işletmelerin müdürleriyle işletmelerdeki aksaklıkları görüşmektir. Ancak işletmelerde ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi için talimat verme yetkim yoktur. Bu yetki ve sorumluluk işletme müdürüne aittir. Ben görevim gereği belli aralıklarla maden ocağına giriyorum. Ancak kazanın meydana geldiği ocağa en son ne zaman girdiğimi GIDA MADDESİ SATIN ALINACAKTIR MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK İZMİR TED.BLG.BŞK (MSB) ERİTME PEYNİRİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/55177 1- İdarenin a) Adresi : GAZILER CD./ 1420 SOKAK 1/3 35128 YENİŞEHİR KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2324330076 - 2324332709 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 9 Kısım Eritme Peyniri. Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yerleri : İdari Şartnamenin Eki olan Tedarik Çizelgesinde belirtilmiştir. c) Teslim tarihleri : Taahhüt konusu mallar, sözleşmenin yürürlüğe girmesini müteakip 11-30 gün içinde, İdari Şartnamenin Eki olan Tedarik Çizelgesindeki birlik ve kurumlara hizalarında gösterilen miktarlar kadar taksit teslim sürelerine uygun olarak defaten teslim edilecektir. Ancak herhangi bir nedenle sözleşmenin akdinin gecikmesi nedeniyle geçmiş taksit durumunda kalan taksitler, sözleşmeyi yapan idarenin onayını müteakip teslim alınabilecektir. 10.3.2. Taahhüt edilen malın son teslim günü tatil gününe tesadüf ettiği takdirde teslimat, tatili müteakip ilk iş gününde yapılacaktır. Son teslim günü tatil gününe rastlayan teslimatlar, tatil gününü takip eden ilk iş gününde yapılmaz ise sözleşme tasarısının 34.1 ’inci maddesi hükümleri uygulanır. Teslimatlar iş günü ve iş saatlerinde yapılır. 10.3.3. Teslim edilen mal kat’i kabulü yapılıncaya kadar geçecek süre içerisinde (reddedilme hali dışında) geri verilmeyecektir. 10.3.4. Teslim süresi içerisinde getirilen malların muayeneleri uygun çıkmazsa bu süre içinde yüklenici malını alıp yerine yenisini getirmekte veya itiraz muayenesi istemekte serbesttir. Teslim süresi içinde uygun çıkmayan mallar yerine, sadece 2 (iki) defaya mahsus olmak üzere yeniden getirilen malların muayenesi yapılır. Teslim süresi bitinceye kadar getirilecek mallar geçici olarak teslim alınarak muayeneleri yapılır. 10.3.5. Teslim süresi içerisinde teslim edilen malların birlik/kuruma teslim tarihinden itibaren muayene ve kabulünde geçen süreler, teslim süresinden sayılmaz. Muayenede geçen süre; yüklenicinin malı ihale dokümanına uygun şekilde ilgili birliğe teslim ettiği tarihi takip eden günden başlayarak, muayene raporunun yükleniciye tebliğ tarihine (Dahil) kadar devam eden süredir. 10.3.6. Yüklenici, sözleşmeye uygun olarak taahhüdünü süresinde yerine getiremediği (hiç mal teslimatı yapmadığı veya teslim edilen malların muayenede uygun bulunmadığı veya işi bitirmediği) takdirde; sözleşme tasarısının 34.1’inci maddesine göre çekilecek ihtarlı sürede sadece 1 (bir) defa mal getirme hakkına sahiptir. 10.3.7. Taahhüt konusu malların, teslim yerlerinde birlik/kurumun göstereceği depolara taşınması, istifi, muayeneye hazır hale getirilmesi, reddolması halinde depolardan kaldırılması dahil, her türlü nakliye ve işçilik masrafları yükleniciye aittir. 10.3.8. Çeşitli nedenlerle bir taksitin kat’i kabulü yapılmadan müteakip taksit/taksitlerin kat’i kabulü yapılırsa kat’i kabulü yapılanların bedeli ödenir. Taksitlerden herhangi birinin ifa edilmemesi nedeniyle sözleşme fesih aşamasına gelirse diğer taksitlerin durumu dikkate alınmadan 4735 Sayılı KİSK’nun 22’nci maddesine göre fesih işlemi gerçekleştirilir. Sözleşme feshini gerektiren durumun gerçekleştiği anda henüz birlik/kuruma teslim edilmemiş taksit veya taksitler varsa bunlar teslim alınmaz. Sözleşme feshini gerektiren durumun gerçekleştiği anda birlik/kuruma daha önceden teslim edilmiş ancak, muayene işlemleri devam eden taksit veya taksitler varsa bunlara ait her türlü muayene (Fiziksel, duyusal, kimyasal, mikrobiyolojik vb.) işlemleri itiraz muayeneleri de dahil yaptırılır. Sonuçların uygun çıkması halinde kat’i kabulü yapılarak bedeli ödenir. Sonuçların uygun çıkmaması halinde ret olan mal/mallar kaldırtılır ve yerine teslim süresi olsa da yeni mal teslim alınmaz. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı Ted.Ş.Md.lüğü Yiy.Yak.Mad.Ted.Ks. Yenişehir/İZMİR b) Tarihi ve saati : 13.06.2014 -10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, hatırlamıyorum. Kaza günü ocakta değildim. Ben saat 15.20 sıralarında telefonla kazayı öğrendim ve kendi şirketimize ait tahlisiye ekiplerini işçilerin tahliyesi için görevlendirdim. Yetersiz olduğunu görünce zaman geçirmeksizin TKİ Eli Müdür Yardımcısı ile görüşüp tahliyise ekibi göndermesini istedim. Bir süre sonra İmbat AŞ'ye ait tahlisiye ekibi geldi." diye konuştu. Olayın ocak içerisindeki karbonmonoksit gazının artmasından dolayı ortaya çıktığını sanmadığını mahkemede dile getiren Doğru, "Kömürlerin görünemeyen bir yerde oksitlenmesi sonucu ani yangın çıktığını düşünüyorum. Gaz ölçümlerine ve iş güvenliğine ilişkin olağandışı herhangi bir durum bana kazadan önce iletilmedi. İş güvenliği defterinin mart ve nisan ayı denetim raporlarının tutulmamış olduğunu savcılıktaki ifadem sırasında öğrendim. Benim bu defteri denetleme gibi bir görevim yok. Olaya ilişkin her hangi bir kusurum olmadığına düşünüyorum. Kaza öngörülemeyen sebeplerden dolayı meydana gelmiştir." dedi. Ramazan Doğru'nun avukatı ise, "Bilirkişi raporunda müvekkilime her hangi bir kusur izafe edilmemiştir." dedi. Mahkeme, Genel Müdür Ramazan Doğru'yu da, bilirkişi raporunda her hangi bir kusur izafe edilmemesine rağmen, şirket genel müdürlüğü sıfatıyla iş güvenliğine ilişkin hukuki ve cezai sorumluluğu bulunan yönetim kurulu üyesi sıfatıyla sorumlu bularak tutuklanmasına karar verdi. (CİHAN) Polisin müdahalesinde yaralanan Kani Beko, olayları mahkemeye taşıdı Soma’daki maden faciası protestolarında çıkan olaylarda yaralanarak İzmir’de hastaneye kaldırılan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, İzmir Valisi ve İzmir İl Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu. Basmane Meydanı'nda toplanan sendikalar, Gazi Bulvarı üzerinden Konak Meydanı'na kadar, "Taşerona karşı tek ses, tek yürek" yürüyüşü yaptı. CHP İzmir Milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Mustafa Balbay ve Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko'nun da katıldığı kortej, sloganlar atarak dövizler ve sloganlar eşliğinde eski Sümerbank binası önüne geldi. Valilik binasına çıkan Konak Meydanı girişini bariyerlerle kapatan polis TOMA'larla da önlem aldı. (CİHAN) 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye’de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. a) İstekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, b) İsteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, ç) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenmiş ve teklif ettiği mala ilişkin Yerli Malı Belgesi (düzenlenen yerli malı belgesindeki malzeme adı ile teklif edilen malzeme adının birbiriyle aynı olması ihale aşamasında aranacaktır), d) İsteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum veya kuruluşlarca düzenlenen ve isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler, e) İstekli, alım konusu ürünü üreten üreticiye ait “İşletme Onay Belgesi” veya “Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik”in geçici hükümleri kısmında Geçici Madde 1.(1) kapsamındaki işletmelere ait yönetmelik kapsamındaki belgelere sahip olacaktır. Ortak girişimlerde en az bir ortağın bu belgeleri sağlaması yeterli olacaktır. İstekliler yukarıdaki belgelerden birini sunarak imalatçı olduğunu tevsik edecektir. Ayrıca; istekliler, alım konusu ürünü üreten üreticiye ait “İşletme Onay Belgesi” veya “Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik”in geçici hükümleri kısmında Geçici Madde 1.(1) kapsamındaki işletmelere ait yönetmelik kapsamındaki belgelere sahip olacaktır. Ortak girişimlerde en az bir ortağın bu belgeleri sağlaması yeterli olacaktır. İstekli, yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetki aldığı firmanın imalatçı olduğunu gösteren belgelerden birini vermesi gerekmektedir. Yetki belgesini veren firmanın imza sirküleri ihale aşamasında ihale komisyonuna verilecektir. 4.3.2. 4.3.2.1.Standarda ilişkin belgeler: Eritme Peyniri için; istekli üretici/imalatçı firmalar kendilerine ait ürüne, istekli yetkili satıcılar ise temsil ettikleri üretici/imalatçı firmaya ait ürüne ilişkin; (I) Türk Standartlarına (TS) Uygunluk Belgesi veya (II) Ürüne ait TSEK Belgesi (Kritere Uygunluk Belgesi) veya (III) Yurt dışında üretilen ürünler için, ürünün Avrupa Standartlarına (EN veya ENELEC) veya uluslar arası standartlara (ISO veya IEC) uygunluğunu gösteren Deney Raporu veya belgesi (Yurt dışından gelen ürünlerde, deney raporunun yeminli mütercim tarafından yapılmış olan tercümesiyle düzenleyen laboratuvarın akredite edilmiş olduğunu gösteren ilgili ülkedeki T.C. Elçilik/Konsolosluğu tarafından onaylı veya Apostille kaşeli belge. Yurt içinden alım yapılan ürünlerde deney raporunu düzenleyen lâboratuvarın akredite edilmiş olduğunu gösteren belgenin aslı veya noter tasdikli sureti olacaktır) ihale komisyonuna verilecektir. İş ortaklıklarında, ortaklık oranına bakılmaksızın bu belgeleri en az bir ortağın sağlaması gerekir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı PI. Koor.Ş.Md.lüğü Şartname Dağıtım ve İlan Uzmanlığı Yenişehir/İZMİR (Dahili:2404) adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı PI.Koor.Ş.Md.lüğü Şartname Dağıtım ve İlan Uzmanlığı Yenişehir/İZMİR (Dahili:2404) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 180 (YÜZSEKSEN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 23/5 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Basın: 6007 ! 23 Mayıs 2014 Cuma Washington'daki Wilson Center uzmanı Ottaway:"Libya’daki güvenlik durumunun dünya petrol piyasası ve sektörüne büyük etki yapacağını düşünmüyorum"dedi Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Libya'da, silahlı grupların, ordu güçleriyle çatışmasının yarattığı karışıklığın petrol üretiminin durmasına neden olacağı ihtimali üzerinde durulurken, bu durumun petrol fiyatlarına yapacağı etki konusunda ise farklı görüşler bulunuyor.Emekli general Halife Haftar liderliğindeki silahlı grupların önce Bingazi’de ordu güçleriyle çatışması, sonra başkent Trablus’ta parlamento binasına saldırması, brent petrolün fiyatının yaklaşık yüzde 2 artarak 110 doları bulmasına neden oldu. Güvenlik krizinin daha da derinleşmesi ve Libya’nın petrol üretiminin durması ihtimali üzerinde duran uzmanlar, bunun dünya petrol piyasasına yapacağı etki konusunda farklı görüşe sahipler.AA muhabirine değerlendirmede bulunan Washington'daki Wilson Center uzmanı David Ottaway, "Libya’daki güvenlik durumunun dünya petrol piyasası ve sektörüne büyük etki yapacağını düşünmüyorum" dedi.Libya'da hükümetle anlaşma sağlandıktan sonra sadece iki limanından petrol ihraç edildiğini hatırlatan Ottaway, şu an o iki limanın da üretim yapıp yapmadığı bilinmediğini söyledi. Ottaway, şöyle konuştu:"Suudi Arabistan, Libya’nın ihracat yapamamasından kaynaklanan boşluğu dolduracağını açıkladı ve zaten günlük yaklaşık 10 milyon varil üretim yapmaya başladı. Dolayısıyla Suudi Arabistan açığı kapatır ve Libya'daki durum petrol fiyatlarına etkisi kısa süreli olur"Londra'daki Avrupa Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Mattia Toaldo da "Libya ham petrolünün kalitesi çok iyi ama ikame edilebilir" dedi.Toaldo, 2011'deki savaştan sonra ve özellikle 8 aylık abluka döneminde Avrupa'nın Libya petrolü olmadan da rafinelerini işlettiğini belirterek, yeniden üretiminse ulusal birlik hükümeti kurulmadan mümkün olmayacağını ifade etti.Londra'daki Global Resources Corporation ve İstanbul merkezli Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü ise "Piyasalar, Libya'daki arzın kısılmasından olması gerekenden daha çok etkilendi çünkü özellikle Avrupa rafinerileri Libya'nın tatlı ham petrolünü, Suudi Arabistan petrolü dahil, hiçbir şeyle ikame edemez" diye konuştu.Öğütçü, brent petroldeki fiyat artışının diğer nedeninin de "Artık Libya'dan umudun görünür gelecekte kesilmesi" olduğunu söyledi. "Piyasanın kendisini önümüzdeki dönemde Libya'daki durumun daha da kötüleşeceği gerçeğine alıştırması gerekiyor" diyen Öğütçü, iç savaşın hızla yaklaştığını, üretimin de eski düzeyine çıkmasının muhtemel senaryolar arasında olmadığını öne sürdü. Öğütçü, şöyle devam etti:"Ukrayna'daki gelişmeler de düşünüldüğünde petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde bıçak sırtında durmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Irak ve İran'ın arz artırma çabaları sonuç verecek ama yakın gelecekte değil."Kaliforniya'daki Post Carbon Enstitüsü uzmanı Richard Heinberg, "Libya’da giderek kötüleşen durum henüz piyasaya büyük etki yapmadı ancak elbette halihazırda kırılgan sisteme baskı yapacaktır" dedi.Suudi Arabistan’ın daha önceki arz kesintilerinde krize zamanında müdahale etmekte geciktiğini söyleyen Heinberg, “Libya’daki üretim durursa, 5 dolarlık da olsa fiyat artışı bekliyorum” ifadesini kullandı.OPEC verilerine göre, Libya, Ocak 2013 itibariyle 48 milyar varillik kanıtlanmış ham petrol rezerviyle Afrika’nın en büyük, dünyanın 9. büyük petrol üreticisi. Avrupa, petrol ithalatının yaklaşık yüzde 10'unu Libya'dan sağlıyor. Kaddafi sonrası ülkedeki siyasi otorite boşluğundan yararlanan aşiret liderleri ve silahlı gruplar, ülkenin doğusundaki dört ana petrol limanını 8 ay boyunca ablukaya almış, günlük 1 milyon 400 bin varil olan petrol üretiminin, 150 bin varile kadar düşmesine yol açmıştı. Geçen ay, hükümet ve silahlı gruplar arasında varılan anlaşmayla, nispeten küçük el-Zuveytine ve el-Harika limanları açılmış, petrol üretimi günlük 200 bin varile çıkmış, ülkenin yeniden dünya petrol piyasasına döneceği umutlarını yükseltmişti.Ülkenin petrolünün yüzde 80'i doğusunda, Bingazi yakınındaki Sirte havzasında bulunuyor. Havzada el-Zuveytine, el-Harika, as Sadra, ras Lanuf ve Marsa el Braga limanlarının 2011'den önce günlük ortalama 825 bin varil ham petrol ürettiği belirtiliyordu.Libya'nın savaş öncesinde günlük yaklaşık 1.65 milyon varil olan ham petrol üretimi, 2011’de yaklaşık 500 bin, 2012’de ise 1.4 milyon varil olarak gerçekleşti. Haziran 2013’te başlayan abluka sonrası ise üretim 150 bin varile kadar düştü.(AA) %"% ''& &$%'#"$ INELEX 2014 "9. Asansör ve Asansör Teknolojileri Fuarı ", İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda 23-25 Mayıs 2014 tarihlerinde gerçekleşecek. İki yılda bir düzenlenen sektörün Ege Zirvesi, bu senede Türkiye ve dünyanın dört bir yanından profesyonellere önemli fırsatlar sunacak >PXUPATYV9OVLX@RUMXY@VMMVYFVTYXTORBYLXBXUMR<RUXYMVQQXO ?WQWUY85KTY)IXT@RSRQY1WUWSY,JMJTJY ITXLY8LVEWSWY6BSWLWU PWQOATY=XLMXBSXTRURUYMK<TIYLXORTRNYLX=XFVSNWSWTVYX?RPRUMXU NIOSXQXY 88Y-40Y5IXTRUMXQVYPKUYOTWUMSWTVYLXQRUMXUYVU: @WSWNWSWTVYEWTWQOV<VUVYHITEISXMR;3JTQVLWYHWYMJULXURUYMATO FVTYLXURUMXYNVSLKUSXT@XYVUPXURUYQISSXUMR<RYISXBRN XTX@RYXPXUPATSWTWYMXVTYWUYLWUVYJTJUGYOWQUKSK+VYHW ILEISXNXSXTRUYPWTEVSWUMV<VY 88Y-40YY; >PXUPATYHWY>PXUPATY3WQUKSK+VSWTVY)IXTRGY-' ,XLRP(MXYQX=RSXTRURYX?X@XQ;Y7WQOATJUYPW?QVU QXORSRN@RSXTRUXGYLJQPWQYFVSEVYFVTVQVNVLSWYKT: OXLXYQKLMIQSXTRYJTJUYHWY9VDNWOSWTVUV OXURONXGY=VLXPXYXUXSVDVYLX=NXY5RTPXOR PIUX@XQYKSXUY5IXTGYYDVLXTWO?VSWTVUWYVPWYPWQ: OATJUYEWSVBWUYOWQUKSK+VSWTVUVYLXQRUMXUYOXQV= WMWFVSNWUVUYLXURYPRTXYLWUVYVBFVTSV<VYHWYLXORTRN KSXUXQSXTRURYMW<WTSWUMVTWFVSW@WQSWT;Y2IYLRSY0' [email protected],XQV: UXSXTGY.VBSVPVDY,XQVUXSXTGY>PXUPATY,KOKTSXTRGY%VMTKSVQ 1J?YUVOWSWTVYHWY&VPOKUSXTG%VMTKSVQY>PXUPATY2VSWBWUSWTVG%RD WEJSXOATSWTVYG7X=ORTNXY,XQXTXSXTRGY3XN=KUSXTGYCINXUMX HWY7VULXSVDXPLKUY7VPOWNSWTVGY1J?Y3XFSKSXTRYHWY>UXYXSOWTG >PXUPATYCINXUMXY3XFSKSXTRGY6UHWTOWTYHWY8UQKMWTSWTGYASWG CKUOXQOATYHWY>QPWPIXTSXTRGYCILIY2VSEVY7VPOWNSWTVGYCILI >LMRUSXONXPRGY1J?YCWPVUOVPVUMWYCXOXY1WOVTNWY7VPOWNVGYC: XFVUYCXPWOSWTVYHWYCXOYCXPWOSWTVGYCXFSKSXTYHWY2JQJSEWUYC: XFSKSXTGY2KLY)KOKPWSSWTYHWYBRUY&WTMWSWTVGY>BRTRY/JQYS?NW 7VPOWNSWTVGYWHVDLKUYCIOISXTRGY>SXTNYHWY6SWOVBVNY7VPOWNSWTVG /KS@IYHWY/JQYCXFVUSWTVGY%XPOXUWY>PXUPATYCXFVUSWTVGY/JQPWQ %RDY>PXUPATYCXFVUSWTVGY&XUKTXNVQYCXFVUSWTGY>TX? >PXUPATYCXFVUSWTVGYCX=RSXTGYCXOYCX=R ,WQXUVDNXSXTRGYCXOYCX=RY&XUWSYHWYCXPXSXTRG CXOYCX=RYCVSVOSWTVGYCXOYCX=RY>NKTOVPATSWTV HWYVT=KN=SXTRGYCXFVUYCX=R ,WQXUVDNXSXTRGYCXFVUYCX=RY&XUWSSWTVGYXL HWY>QPWPIXTSXTRGYCXFVUYHWYCXTBRY><RTSRQ CXTQXPSXTRGY1JHWUSVQY3WTOVFXOSXTRGY&XOWUSWTG 7WPY6DKSXPLKUYHWGY3VOTWBVNYCWPV@VYXPOVQSWTG CXTBRY><RTSRQYCXTQXPSXTRYHWY2SKQSXTRGY>PQR %XSXOSXTRYHWY.WUEWSWNWY>QPWPIXTSXTRGY%XSXO: SXTYHWY>QPWPIXTSXTRYHWY.WQKTXPLKU ,XSDWNWSWTVUVYPWTEVSWLW@WQ;CWUOPWSYMAUJBJN =TK+WSWTVUVUYMWYQXDXUMRTMR<RYVHNWYVSWYVUBXXOYPWQOATJUMW XPXUPATYV9OVLX@RUMXY@VMMVYFVTYXTORBYLXBXUX@X<RUXYMVQQXOY?WQWU 85KTY)IXT@RSRQY1WUWSY,JMJTJY ITXLY8LVEWSWY6BSWLWUGY$6UBXXO PWQOATJUMWQVY=TK+WSWTGYNKMWTUVDXPLKUYHWY?WHTWYYJSQWSWTMWQV EWSVBNWSWTY=XDXTRUYFJLJNWLWYMWHXNYWMW@W<VUVYEAPOWTVLKT; 7WQOATY 88Y-40Y>PXUPATYHWY>PXUPATY3WQUKSK+VSWTV )IXTR(UMXYEWSMVQSWTVYPKUYUKQOXLRYKTOXLXYQKLX@XQSXT; CXORSRN@RSXTRNRDYEWSVBVNWYXLXQYILMITNXYHWYLAUYHWTNWYQX: FVSVLWOSWTVUVGY=XDXTXY9XQVNYKSNXYEJ?SWTVUVYFVTYQWDYMX9X QXUROSXLX@XQSXT;Y>PXUPATY>QPXNRYTWOV@VYHWY3WMXTVQ?VSWTVUVG >PXUPATY3XX99JOY)VTNXSXTRURYNJOWX99VOSWTVGYNVNXTSXTRG NJ9WUMVPSWTVGYWNSXQYLXORTRN@RSXTRURGYQXNIYLAUWOV@VSWTVUVGYL: WTWSYLAUWOV@VSWTVGYFVUXYLAUWOV@VSWTVYHWYXQXMWNVPLWUSWTVYPWQ: OATJUY8EWYVTHWPVYUVOWSV<VUMWQVY5IXTRNRDMXYFISIBOITX@X<RD; CXORSRN@RSXTRNRDY'YAUWNSVYVBYEJUJUMWYAUWNSVY5RTPXOSXTR LXQXSXLX@XQSXT;YVLXTWO?VSWTVNVDYAUWNSVYQXTXTSXTRURYFIYKTEX: UVDXPLKUMXYHWTW@WQSWT!MWMV;YY 85KTY)IXT@RSR<RUY8>/7>.Y#8EWY>PXUPATYHWY/JTJLWU ,[email protected]<V"GY827*Y#8EWY2ASEWPVY7XUXLV *MXPR"GY63*Y#Y6DNVTY3V@XTWOY*MXPR"YHWYC*7182Y#YCJ?JQ HWY*TOXYS?WQSVY7XUXLVY1WSVBOVTNWYHWY.WPOWQSWNWY6MXTWPV 2XBQXUSR<R"YMWPOWQSWTVLSWYEWT?WQSWBOVTW@W<VYPWQOATJUY8EW DVTHWPVYUVOWSV<VUMWQVYKTEXUVDXPLKUMXYPWQOATMWQVYLWUVSVQSWTG &XDXTYXUXSVDSWTVYHWYILEISXNXSXTY9XQQRUMXY'YEJUYPJTWLSWY=XU: WSYHWYQKU5WTXUPSXTYMJDWUSWUW@WQ;Y-':-Y,XLRPY-40YOXTV9: SWTVUMWY6DNVTYSIPSXTXTXPRY)IXTY>SXUR(UMXYEWT?WQSWBW@WQY : 88Y-40Y;Y>PXUPATYHWY>PXUPATY3WQUKSK+VSWTVY)IXTR QX=PXNRUMXY0>:02YHWY-YUKSIYPXSKUSXTYQISSXURSX@XQ;Y'YEJU PJTWYVSWYMWHXNYWMW@WQYKTEXUVDXPLKUY0444YVSWY044YPXXOSWTV XTXPRUMXYDVLXTWOYWMVSWFVSW@WQ;Y &'&"!''&&%'%$'#" #"'' 816>.Y/AUWOVNYCITISIY2XBQXURY7WMXYCXLXY-40'(OW MJULXURUYWUYFJLJQY04YWQKUKNVPVYKSNXURUYLXURUMXYVUK: HXPLKUYXSXURUMXYMXYFIYPRTXSXNXYV?VUMWYLWTYXSNXNRD EWTWQOV<VUVYPALSWMV;Y6UKHXPLKUIYTWPVNWYFWUDWOWUYCXLXYFVT XUYAU@WYOIHXSVUYFXBRUXYEW?VSNWPVUVYVPOWMV;Y6DNVTYCXSQRUNX >+XUPRY#6C>"GY8EWY1WU?Y6BXMXNSXTRY.WTUW<VY#816>." HWY/XBXTYUVHWTPVOWPVYVBFVTSV<VYVSWY$6DNVT(VUY1WSW@W<VUMW /WUVSVQY7OTXOW+VQY2VTY/XQSXBRNYV?VUY*TOXQY>QRSY>TXLRBSXTR XSRBOXLR!YEWT?WQSWBOVTVSMV;YCXTX@XY*OWS(MWYLX=RSXU OK=SXUORMXYQKUIBXUY816>.Y/AUWOVNYCITISIY2XBQXURY7W: MXYCXLXGY6DNVT(VUY6UKHXPLKUIUYPKUYLRSSXTRUYWUYEADMW QXHTXNSXTRUMXUYFVTVYKSMI<IUIYPALSWMV;Y.JULX WQKUKNVPVUMWYTWQXFWOYHWY=XDXTYEJ@JYX?RPRUMXUYAU PRTXSXTMXYLWTYXSXUY5VTNXSXTXYHWYJSQWSWTWYFXQRSMR<RUMXYTWQX: FWOYXHXUOX+RYLXTXONXURUYWUYAUWNSVSWTVYXTXPRUMXYVUKHXPL: KUIUYKSMI<IUIUYXSORURY?VDWUYCXLXGY$-4-'YLRSRUMXY44YNVS: LXTYMKSXTYV9TX@XOYHWYMJULXURUYWUYFJLJQY04YWQKUKNVPV XTXPRUMXYLWTYXSNXY9WMW5SWTVNVDVUYLXURUXYXLURYDXNXUMX JSQWYKSXTXQYMJULXURUYWUYVUKHXOV5Y04YWQKUKNVPVYXTXPRUMX EVTNWY9WMW5VUVYMWYQKLNXNRDYEWTWQOV<VUVYMJBJUJLKTIN! MWMV;YXSRBOXLRUYXNX@RURUYVUKHXPLKUYPJTW@VUMWYQVNVU UXPRSGY9XUEVYDXNXUY=WTP=WQOV5VUMWYHWYUWYLX=X@XQYEVFVYPKTI: SXTXY@WHX=YXTXNXQYKSMI<IUIYFWSVTOWUYCXLXY6UKHXPLKUI EJDWSYFVTYOXFSKYEVFVYMJBJUJSNWPVYEWTWQOV<VUVYHITEISXLXTXQG $6DNVTGYFIYOXFSKLIYLX=NXQYV?VUYEWTWQSVYFJOJUYTWUQSWTV FXTRUMRTRLKT;3WQYV9OVLX@RNRDYKSXUYDXNXUYQXLFWONWMWUYOI: HXSVUYFXBRUXYEW?NWQ!YV5XMWSWTVUVYQISSXUMR;7KUYLRSSXTMXYQX: NIYHWYADWSYQWPVNMWQVYQITISIBSXTRUYVUKHXPLKUXYLAUWSVQ XOOR<RYXMRNSXTRUYXORSNXPRUMXUYNWNUIUVLWOYMILMIQSXTRURU XSORURY?VDWUYCXLXGY$VTQWOSWTVNVDYHWYJSQWNVDYV?VUYFVTYQJSOJT BWQSVUMWYFWUVNPWUNWSVYHWYPKUPIDYFVTYPJTW?YBWQSVUMWYWSW XSRUNXSRMRT;Y6UKHXPLKUXYFVTY=TK+WYEVFVYFXQNXNXSRYHW BVTQWOSWTVNVDMWYQITINPXSYQJSOJTJUYXLTRSNXDYFVTY=XT?XPRY9X: SVUWYEWOVTNWSVLVD!YMVLWYQKUIBOI;Y $!&%% &#$# $!% "& !#$ # Orkide, iki yılda bir düzenlenen ve dünyanın gıda-otel ekipmanları sektöründen önde gelen temsilcilerin buluşma noktası Food Hotel Asia 2014 Fuarı’ndan yeni ihracat bağlantıları ile döndü )IXTYPJTWPVU@WY*TQVMWY9WNY3JTQVLW(UVUYWU EJ?SJYLX<YNXTQXPRYKSXTXQY9WNYMWYQXSVOWPVYVSW FJLJQYVSEVYEATMJ;1RMXYPWQOATJUMWQV EWSVBNWSWTVUYLXQRUYOXQV=?VPVY*TQVMW(UVUGYAUWNSV WOQVUSVQSWTMWYLWTYXSXTXQYFJLJQYFVTYNXTQX KSNXURUYEWTWQSWTVUVYLWTVUWYEWOVTMV<VUVYX?RQSXLXU CJ?JQFXLY/X<Y7XU;Y>;;Y/AUWOVNYCITISI 2XBQXURY>9NWOYCJ?JQFXLG $.JULXURUYUWTWPVUMWYKSITPX KSPIUYOJQWOV@VSWTVNVDSWYHW =KOXUPVLWSYNJBOWTVSWTVNVDSW LXQRUYVSVBQVSWTYQITNXNRDR PX<SXLXUY9WTY=SXO5KTNI ADWUSWYMW<WTSWUMVTVLKTID; DWSSVQSWYERMXYPWQOATJUMW MW<VBWUYMJULXYOTWUMSWTVUV OXQV=YWONWQGYOJQWOV@VY=KT5VSVUV VDSWNWQYAUWNSV;Y7KUI?OXYX: NX?YOJQWOV@VNVDWYLJQPWQ UKTNSXTXYPX9V=YJTJUSWTYPIUNXQ!YMWMV;YSQWN: VDVUYEWSVBWUYWQKUKNVPVLSWY9WTYEW?WUYEJU MJULXMXQVYQKUINIUIUYEJ?SWUMV<VUWYMVQQXO ?WQWUYCJ?JQFXLGY$7VUEX=ITYAUWNSVY=XDXT KSNXPRURUYLXURUMXYNVSSVYEWSVTVUYJ?YQXORYQXMXTYMRB OV@XTWOY9X@NVLSWYSVFWTXSYWQKUKNVMWYFXBRY?WQWU JSQWSWTYXTXPRUMXYLWTVUVYXSRLKT;Y8QKUKNVPVUVU FJLJQYFVTYQRPNRYOV@XTWOWYMXLXURLKT;Y 7VUEX=ITIUYWQKUKNVQYXUSXNMXQVYWUYFJLJQ XHXUOX+RGY?WHTWYJSQWSWTWYHWY>PLXY=VLXPXSXTRUX EVTVBOWYFVTYEW?VBYUKQOXPRYKSNXPRUMXUYVSWTVYEWSVLKT; $ Mayıs2013 2014 Cuma 123ubat Per embe !$# #$#$# Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de fert başına düşen milli gelirin son 6 yıldır 10 bin dolarda takılıp kaldığını söyledi. 2023’de 2 trilyon dolar milli gelir hedefini yakalanması için, her yıl yüzde 8 civarında büyüme oranının yakalanması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Ekonomiye yeni bir ivme kazandırıp, yüksek büyümeyi sürdürebilmeliyiz. Ancak, üretmek için cari açık veren, büyümek için borçlanan bir ülke olarak bunu başaramayız.” dedi TOBB’un 70’inci mali genel kurulu başladı. Birlik başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, halkın ilk defa Cumhurbaşkanını oyları ile seçeceğini belirterek, “İlk defa halkoyuyla seçileceğinden dolayı, farklı bir önemde. Biz bu seçim sürecinin itidalli bir şekilde tamamlanacağına inanıyoruz. İnşallah seçim sonucu, ülkemizde yeni bir toplumsal mutabakatın oluşmasına da vesile olur. Zira en çok, huzura ihtiyacımız var. Huzur bulalım ki, hepimiz işimize odaklanalım. Daha fazla üretim, daha fazla yatırım, daha fazla ihracat yapalım.” ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de fert başına düşen milli gelirin son 6 yıldır 10 bin dolarda takılıp kaldığına dikkat çekerken, 2023’de 2 trilyon dolar milli gelir hedefini yakalanması için, her yıl yüzde 8 civarında büyüme oranının tutturulması gerektiğini vurguladı. TOBB Başkanı, “Son 10 yılda 4 defa yüzde 8’in üzerinde büyümeyi sağlamışız. Demek ki biz bunu yapabiliyoruz. Şimdi ekonomiye yeni bir ivme kazandırıp, yüksek büyümeyi sürdürebilmeliyiz. Ancak üretmek için cari açık veren, büyümek için borçlanan bir ülke olarak bunu başaramayız.” diye konuştu.Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyaç duyduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Bunun için de bir dizi yapısal reforma ihtiyaç var. Siyasetçisi, bürokratı, akademisyeni, iş dünyası el ele verip,ortak akılla, doğru politikaları tasarlamalıyız. Biz hazırlığımızı yapıyoruz. Düzenli anketlerle iş dünyasının nabzını tutuyoruz. Görüyoruz ki, iş dünyamız geleceğe umutla bakıyor. Zaten umut olmadan kalkınma olmaz. Ama ihtiyaç duyulan yapısal reformlar var. Bunlardan ilk 5 öncelikli alan şunlardır; vergi reformu, cari açığı azaltacak sanayi stratejisi, istihdamın teşviki, girdi maliyetlerinin azaltılması ve reel sektörün bankalarla çalışma ortamının iyileştirilmesi.” şeklinde konuştu. Konuşmasında KOBİ’lere pozitif ayrımcılık yapılmasını da isteyen Hisarcıklıoğlu, “KOBİ’lerin ekonomi için ne kadar önemli olduğuna dair bir rakam vereyim.Buna hiç kimse dikkat etmiyor.Bugün ihracatın yüzde 63’ünü KOBİ’ler yapıyor. İthalatınsa sadece yüzde 39’unu. Demek ki dış ticaret açığının çözümü de KOBİ’lerde." dedi. KOBİ’lerin de büyüyebilecekleri ve büyük şirketler tarafından piyasadan silinmeyecekleri, onlarla eşit şartlarda rekabet edebilecekleri bir eko-sistem gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Bunun için dünyada benimsenen bir sistemi, ülkemizde de uygulamalıyız. Bu da ‘Kalkınma Temelli Kamu Satın Alma Politikasıdır’. Biz kamu alımlarında yabancı ürünlere kucak açtığımız için, yabancı ülkelerin şirketlerini desteklemiş oluyoruz. Böyle devam edersek, Anadolu’nun KOBİ’lerinden yarının küresel şirketleri çıkmaz. Kamu alımlarında da KOBİ’ler lehine düzenleme yapılmalı. Mevzuatta bazı hükümler var ama uygulaması zayıf. Mesela sayın Başbakanımızın talimatıyla, kamu alımlarında yerli üretime yüzde 15 fiyat avantajı uygulanması kararı alınmıştı.Ama ne yazık ki bürokrasi bunu uygulamadı. Kamu mal alım ihalelerinin yüzde 93’ünde bu kararişletilmedi.”Hisarcıklıoğlu, son dönemde canlarını yakan hususlardan birinin de bankaların yüklediği maliyetler olduğunu belirterek, “Sektör, bankalara farklı isimler altında; harç, komisyon, dosya ücreti ödemekten bıktı. Zaten bu kadar faiz ödediğimiz bankalar, bir de dosya ücretine mi muhtaç durumda? Bu dönemde reel sektör hapşırırsa, bankacılık sektörü grip olur. Bankalara sesleniyorum; artık bu vicdansızlığı, ‘hep bana’ anlayışını bırakın. Unutmayın, KOBİ varsa siz varsınız!” diye sitem etti. AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı ama Türkiye'yi dahil etmediği Serbest Ticaret Anlaşmaları'nın Türkiye’nin aleyhine döndüğüne dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin önüne bir de taşıma kotaları ve tarife dışı engeller konulduğunu belirterek, “Bizi dışlayan, bize zarar veren bu yapımutlaka değişmeli.” dedi. Hisarcıklıoğlu, konuşmasının sonunda yeni Anayasa’nın gündeme alınması gerektiğini belirtti. Evrensel standartlarda, AB normlarına uygun, demokratik bir anayasanın gerekli olduğu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Bu sayede; yasama, yürütme ve yargı erklerinin ahenk içinde çalışması mümkün olacak. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yapımız kurumsallaşacak.” ifadesini kullandı. (CİHAN) #!#$""$!"""$!" " !"$! !" "$$##$!#$# Son dönemlerde oldukça sık yaşanan işçi istismarına bir yenisi daha eklendi. Ülke genelinde işverenler tarafından son dönemlerde artarak uygulanmaya başlanan sistemde işe girişlerde çalışanlardan boş kağıda imza alınıyor. Böylelikle işveren, işçinin hak etmiş olduğu tazminatını ve tüm yasal haklarını ödemeden işçiden yazılı delil alarak borçtan kurtulmaya çalışıyor $WNWL1OTXSFUTXURCVMUTQVX@<SVEXLW>WTXMVSGVMN KJAWMVGV;UXEVXKWRUXKDHWEUSX/TQVSX/FMIL PITJXAWPPOTQWXLW>NOBOXWCOPRWKWQWXLWHWTWT MOPOTNORWSOTXLVNVSUT;VXQVTVNUKXIRKWQOBOTQWT PWLTWPRWTQOBOTOXGVRUSNNU?X2WRUX2DHWEUSX/FMIL= UHVX@USUHRVSQVXUHEVSVTRVSUTXCWROHWTRWSQWTXGIH PWBOQWXUKFWXWRO>XQWAWXMITSWXWROTWTXUKFWTOT DMNDTDXQIRQJSWSWPXGJTJTXUMNU:WXQURVPCVMUTV CVESURQUBUTUXM<LRVQU?%L@JRWKWTOTXNWKWKVT LWMWXQOHOXIRQJBJTJXGVRUSNVTX2WRUX2DHWEUSX/T9 QVSX/FMIL=X114WFOXUHXLVSUXMWAU>RVSU=XUHVXWROKRWSQW= UHCURVSVXGIHXPWBONXUKFWRWNOLISRWSXGJXPWTJTVT MJCNJS?X-HEVSVTRVSUTXPWTJTXEVXTUFWKOXAUCVXMW9 LWSWPXAWSVPVNXVNKVRVSUXLWMWRXQVBURQUS?X-HXEVSVT GJXUKFWTOTXDMNDTDXQIRQJSWSWPXUMNU:WXQURVPCVMU @UGUX@<MNVSKVLVXCWROHOLIS?X4JXAJMJMXNWTOPRWXEV AVSXNDSRDXQVRURXURVXUM>WNXVQURVGURKVPNVQUS?X4JXNDS UHRVKRVSQVXUHCUTUTXUMNU:WMOTOXEVXUHNVTXCOPOHXTV9 QVTUTUXPVTQUXVRXLWFOMOXURVXLWFKWMOX@VSVPKVPNV9 QUS?X%L@JRWKWQWXVTXCIPXLWHWTWTXMISJTXUMV UHEVSVTUT=XUMNU:WXQURVPCVMUXUMNVKVMUQUS?X-HEVSVTUT GJXGWMPOQWPUXWKW;OXUHCUTUTXAWPXVNKUHXIRQJBJ NWFKUTWNRWSOTOX<QVKVQVT=XLWFOROXQVRURXWRWSWP GISCNWTXPJSNJRKWPNOS?X.WTUXUHCUTUTXAWPPOTW U>INVPXPILKWPNOS?XWROHWTXQWXUHEVSVTXEVLWXEVP9 URUT;VXLW>ORWTXGWMPOXMITJ;J=XUCUTQVXGJRJTQJBJ >MUPIRI+UPXGJASWTXEVXMNSVMNVTXPJSNJRKWPXUCUT WTUQVTXPWSWSXWRO>XUMNU:WXQURVPCVMUXLWFKWPXFISJT9 QWXPWROLIS?X4<LRVRUPRVXLORRWSOTXVKVBUXGUS PWRVKQVXMURUTU>X@UQULIS?X4JXQJSJKQWXPWRWT PUHURVS=XURVSRVLVTXFWKWTQWXQWXUMNU:WXQURVPCVMUXTV9 QVTULRVXAWPPOXIRKWQOBOTOXFWTTVQVSVP UHEVSVTQVTXAVSAWT@UXGUSXAWPXNWRV>XVNKULIS?/T9 QVSX/FMILX.WS@ONWLOT=X*-HXLVSUTQVXAUFKVNXMDSVMU UNUGWSOLRWXGVRUSRUXAWPRWSOXPWFWTKOHXGUSXPUHUTUT AWLWNOTXIRWBWTXWPOHOXUCUTQVXUMNU:WXVNKVMUXURVXGJ AWPRWSOXISNWQWTXPWRQOSKWMOXIRWBWTXGUSXQWESWTOH MWLORKWF?X-HCUTUT=XJFJTXGUSXPOQVKXMDSVMUTV MWAU>XIRKWMO=X:VMAUTXUHCUXNWSW:OTQWT LW>ORKWQOBOTOX<T@<SVTXGUSXIR@JXIRWSWP QVBVSRVTQUSKUHNUS11XQVQUBUTUXU:WQVXVNNU?X/FMIL 0DSPX(VFWX3WTJTJTX55)?XKWQQVMUTUTXGJ PITJLWXWCOPROPX@VNUSQUBUTUXAWNOSRWNNO?X0DSPX(VFW 3WTJTJX55)?X2WQQVMUTVX@<SVX*-HXEVXCWROHKW ADSSULVNUTUXUARWRXVQVTXPUHULV=XKWBQJSJTXHUPWLVNU AWRUTQV=XWRNOXWLQWTXUPUXLORWXPWQWSXAW>UMXEVLW WQRUX>WSWX;VFWMOXEVSURUS?XWSVMUFRUBUTU= PUKMVMUFRUBUTUXEVXGWBROROBOTOXM<KDSKVP MJSVNULRVXPUHUXEVLWXPUHURVSUXD;SVNMUFXIRWSWPXEVLW MWBRWQOBOXAUFKVNXURVXWCOPXGUSXHVPURQVXISWTNOMOF QDHDPXGUSXD;SVNRVXCWROHNOSWTXEVLWXGJXQJSJKQW GJRJTWTXPUHULU=XUTMWTXITJSJXURVXGWBQWHKWLW;WP CWROHKWXEVXPITWPRWKWXPIHJRRWSOTWXNWGUXPORWT PUKMVLVXWRNOXWLQWTXDCXLORWXPWQWSXAW>UMXEVLW LDFX@DTQVTXWFXIRKWKWPXDFVSVXWQRUX>WSWX;VFWMO EVSURUS?X.JPWSOQWPUX:OPSWQWXGVRUSNURVTXQJSJKRWSW QDHDSKVPXDFVSVXGUSXPUKMVLUXNVQWSUPXEVLWXMVEP EVLWXGUSXLVSQVTXQUBVSXGUSXLVSVXTWPRVQVTXPUHULV QVXWLTOX;VFWXEVSURUS?X(VGUSXEVLWXNVAQUNXPJRRW9 TWSWP=XUHCULUXEVLWXUHEVSVTRVSUTUXD;SVNRVSUXWFWRNO> CIBWRNKWLWXEVLWXVEEVR;VXPWGJRXVQURVTRVSQVT GWHPWXPIHJRRWSXWRNOTQWXWTRWHKWRWSXPWGJRDTVXFIS9 RWLWTXLWXQWXGUSXUHUTXQJSKWMOTW=XMITWXVSKVMUTV EVLWXQJSKWTOTXQVEWKOTWXTVQVTXIRWTXPUHULVXWRNO WLQWTXDCXLORWXPWQWSXAW>UMX;VFWMOXEVSURUS? 4J PITJQWX.WS@ONWLXPWSWSOXUMVXHJXHVPURQVX*-HCU NWSW:OTQWTXSOFWXURVXUKFWRWTKOHX:WPWNXUHRVKV PITKWLO>XUHCUXCWROHKWLWXQVEWKXVNKUHMVXUHCUTUT <T;VQVTXUKFWRWQOBOXUMNU:WXQURVPCVMUX@VCVSMUFQUS EVXGJXGVR@VLVX@<SVXADPDKXPJSJRKWF XQVKUHNUS? 6LSO;WX*-HVX@USVSPVTXEVLWXCWROHKWXVMTWMOTQW WROTWTXUMNU:WXQURVPCVRVSUXPVMUTRUPRVX@VCVSMUFQUS? 4JXHVPURQVXWROTWTXUMNU:WXGVLWTO=XUHCUTUTX@VSCVPXU9 SWQVMUTUXLWTMONKWKWPNWQOS?11 # # #$# !" 3WKJX<FVRXISNWPROBOXKIQVRUTQVXLWPRWHOPX7XGUTXLWNWBWXJRWHW;WP IRWTXHVAUSXAWMNWTVRVSU=X@WLSUKVTPJRXMVPN<SDTVXQVXUEKVXPWFWTQOSQO? 3WLMVSU=X2WTUMW=X3ITLW8QWXIRQJBJX@UGUX6TPWSW8QWXQWXHVAUSXAWM9 NWTVRVSUTUTXLW>ORW;WBOXG<R@VRVSQVXVKRWPX:ULWNRWSOTQWX;UQQUXWSNOHRWS KVLQWTWX@VRQU?X4WHGWPWTROPX.WNOSOKX'VMNVPXEVX0WTONOKX6+WTMO= #IEVSVU@TXVWRNAX&JTQXTMNUNJNVX#&XURVXGUSRUPNVX0DSPULV8QVXURP QV:WX7XDRPVQVTX%RJMWRXWSROPX&ITRWSOXL<TVNU;URVSU=XVKVPRURUP :ITRWSOXEVX<FVRX:ITXL<TVNU;URVSUTUTXPWNORQOBOX0DSPULVX.WNOSOK USEVMUXQDFVTRVQU?XUSEVTUTX>WTVRUMNRVSUTQVTXIRWTX.'6XSIJ> .<TVNUKX3JSJRJX4WHPWTOX$DMVLUTX6SMRWT=X0DSPULV8TUTXURPXHVAUS AWMNWTVMUTUTXLWNOSOK;OMOXIRWSWPX3WKJX/FVRXSNWPROBOX>SI+VRVSUTUT GWHNWX@WLSUKVTPJRXIRKWPXDFVSVX>VPXCIPXMVPN<SVXUEKV PWFWTQOSQOBOTOXGVRUSNNU?X3WLMVSUXEVX6TPWSW8QWTX<STVPXEVSVTX6SMRWT= PWKJTJTXNV;SDGVMUX<FVRXMVPN<SDTXQUTWKUFKUXURVXLW>ORW;WPXIRWTXGJ >SI+VRVSUT=XLWNOSOKRWSOTXGJRJTQJPRWSOXPITJKXUNUGWSULRVXHUKQUQVT PITJNXEVXPWSKWXPJRRWTOKX>SI+VRVSUTVXGDLDPXGUSXUEKV PWFWTQOSQOBOTOXM<LRVQU?X2VE;JNXAWMNWTVRVSUTXPITJKXUNUGWSULRV HVAUSRVSUTXVTXPJ>ITXG<R@VRVSUTQVXIRQJBJTJXQWXGVRUSNVTX6SMRWT= HVAUSXAWMNWTVRVSUTUTXLW>OKOLRWXNWHOTW;WPXAWMNWTVRVSUTXG<R@VRVSUTQV QVX;UQQUXGUSX@WLSUKVTPJRXLWNOSOKX:OSMWNOXQIBQJBJTWXQUPPWNXCVPNU? 0DSPULV8TUTXMJTQJBJXLWNOSOKX:OSMWNRWSOTOX"""X>SI+VRVSUXEVX@WLSU9 KVTPJRXMVPN<SDXCVSCVEVMUTQVXQVBVSRVTQUSVTX6SMRWTXHJTRWSOXM<LRVQU !3ITJNXPSVQURVSUTUTX2WSNX,75XUNUGWSULRVXNI>RWKXPSVQURVSXUCVSUMUT9 QVPUX>WLOXLDFQVX57X;UEWSOTQW?X3SVQURVSUTXNWPUGVXQ<TDHDKXISWTO 6SWROPX,75,8QVXLDFQVX,==X6SWROPX,758NVXLDFQVX,=)XEVX2WSNX,75 UNUGWSULRVXLDFQVX,=XIRWSWPX@VSCVPRVHNU?X0DSPULV8TUTXPITJNXPSVQUXM9 NIPJX577XKURLWSXRUSW=XLWTUXLWPRWHOPX7XKURLWSXQIRWSXMVEULVMUTQV? 4JXQWX#.$8MUTUTXLDFQVXX98MOTWXQVTPX@VRULIS?X64'8QVXGWRIT IRJHNJBJTQWXGJXISWTXLDFQVX5778DX@VCKUHNU?X0DSPULV8QVXLWPOTXFW9 KWTQWX@WLSUKVTPJRXPWLTWPROX1VKRWPXGWRITJ1XSUMPUTQVTXGWAMVQV9 KVLUF?X2WPSI9VPITIKUPXQVT@VRVSVXQUPPWNXVQURQUPNVTXMITSW= VPITIKUX@VTVRUTQVXMWBRWKXGUSXFVKUTQVXLDSDQDPNVTXMITSWX@WLSU9 KVTPJRX>ULWMWMOTQWTXPISPKWKWPXRWFOK?!QVQU?XX 23 Mayıs 2014 Cuma CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın 17 Aralık darbesi iddialarına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Burada dinlemedi, dinleseydi eminim yine kalkıp gidecekti ama senin bakanının koluna 700 milyar liralık kol saatini darbeciler mi taktı?" ifadelerini kullandı :UWUHT[XMGWRF\SYPQZVYV\XIKBZO\MW[NW[XUVU\T[XLZ TYNZ\EYJWZPZPZQY\EZXZSOYGYVY\QANWZTYD\01+\'ZVZW ?[KS[VU\:ZP[W\:UWUHT[XMGWRF\3IXSYNZ\/T[W[X\BZ\?MX= Q[W[X\?YXWYGY;VYV\&3/??%\,7D\ [WY\'ZVZW\:RXRWR;VT[ ?[KL[S[V\.XTMG[V;UV\[XTUVT[V\SIXQINZ\HUSOUD ?[KL[S[V\.XTMG[V;UV\93[NNY>\.XTMG[V;[\TYSO[OAX TYNZV\BZ\KR\[V\S[XKUPT[\MORX[VW[X\B[X;;\QAJIVZ\OZ>SY EAQOZXZV\:UWUHT[XMGWRF\KRVW[XU\QANWZTY!\9$[Q[P[\BZ N[XEU\LZVYP\YHYV\[N[S\L[GUTUX\TYNZVF\6V[N[Q[;NU HYGVZNZVF\EIHWZX\[NXUWUGU\YWSZQYVY\XZTTZTZV\LYX\SYKYNZ VZ\TZVYX<\?[V[\QMXP[NUVF\EYTYV\@ZX@[VEY\LYX\[V[N[Q[ @RSRSHRQRV[\QMXRVD\*[NUKO[N\X[>MXW[XUVU\EZOYXOPZNZ= CZSQYVYJF\[V[N[Q[W\SRXRPR\H[WUKOUXOP[N[C[SQUVUJF 0RP@RXYNZO\1[WS\+[XOYQY;VYV\LYWWLM[XTW[X[\>[X[QUVU ATZNZXZS\BZXZCZGY\YW[VU\N[NUVW[OP[N[C[SQUVUJF ;N[Q[P[\BZ\N[XEU\LZVYP\YHYV\[N[S\L[GU;\TYNZCZSQYVYJF QMVX[\LR\IWSZTZ\TZPMSX[QYTZV\QAJ\ZTZCZSQYVYJF @RSRSRV\IQOIVWIGIVTZV\QAJ\ZTZCZSQYVYJD;;\ !9/:<K.%<2DK<9:8KD90"%21 :UWUHT[XMGWRF\*MP[2T[\N[K[V[V\P[TZV\8[CY[QUV[ T[\TZGYVZXZSF\;;NE[X\LYX\IWSZVYV\TZBWZO\[T[PW[XU\YWZ RNE[X\MWP[N[V\IWSZWZXYV\TZBWZO\[T[PW[XU\[X[QUVT[ 8[XS\B[XTUXD\/\8[XS\KRTRX\LYXYVTZ\AVCZ\XYQS\[V[WYJY N[>UWUXD\/\XYQSWZX\EYTZXYWYX\QMVX[\YKHY\EYXZXD\?YJ\VZ N[>UNMXRJ<\:ZXB[V\NMWT[\TIJIWIXD\#WTISOZV\QMVX[ AVWZP\[WUNMXRJD\#WTISOZV\QMVX[\VZ\AVWZP\[W[C[SQUV< 75\SYKY\@[N[OUVU\S[NLZTYNMXQ[\MVRV\PROW[S[\QYN[QY LYX\QMXRPWRQR\B[XTUXD\/\QYN[Q[W\QMXRPWR\LR QMXRPWRWRGR\[WTU\PU<\1[NUXF\[WP[TUD9\TYNZXZS [>MVN[2T[\QRW[XUV\TAXO\Q[[O\[SP[P[QUVT[V\AOIXI "QMXRPWR\LZVYP2\TYNZXZS\YQOY8[\ZTZV\LZWZTYNZ L[KS[VUVT[V\AXVZS\BZXTYD\ !/>8.:K2 :K%9D"9D20<0K D24:K>":K>9:8:.><1 5,\6X[WUS\M>ZX[QNMVRV\T[XLZ\MWTRGR\YTTY[W[XU SMVRQRVT[\YQZ\01+\'ZVZW\?[KS[VU\:UWUHT[XMGWRF\95, 6X[WUS\M>ZX[QNMVR\T[XLZ\TYNMXW[XD\:YP\T[XLZ N[>UNMXQ[\EZWYV\LYXWYSOZ\PIC[TZWZ\ZTZWYPD\?R\IWSZ= TZV\T[XLZWZX\LYOPZS\JMXRVT[TUXD9\TZTYD\:UWUHT[XMGWRF ?[KL[S[V\.XTMG[V2UV\SZVTYQYVY\TYVWZPZTZV\Q[WMVT[V [NXUWTUGUVU\Y8[TZ\ZTZXZS\9?RX[T[\TYVWZPZTYF\TYVWZQZN= TY\ZPYVYP\NYVZ\S[WSU>\EYTZCZSOY\[P[\QZVYV\L[S[VUVUV SMWRV[\,77\LYV\WYX[WUS\SMW\Q[[OYVY\T[XLZCYWZX\PY\O[SOU< *ZVYV\L[S[VW[XUVU\HMWRS\HMCRGRNW[\RPXZNZ\T[XLZCYWZX PY\EAOIXTI<\?[S[VW[XUV\HMCRSW[XUVUV\N[O[S\MT[W[XUV[ LMN\LMN\,\>[X[\S[Q[QUVUF\>[X[\Q[NP[\P[SYVZWZXYVYF YHYVTZSY\TMW[XW[XUF\.RXM;W[XU\T[XLZCYWZX\PY\SMNTR< :YP\T[XLZ\N[>UNMXQ[\ZPYV\MWRV\EZWQYVWZXF\@Z>\LZ= X[LZX\S[XKU\HUS[XUJD\6P[\SYPQZ\XIKBZO\MW[NW[XUVU T[XLZ\TYNZ\EYJWZPZQYVD9\TZGZXWZVTYXPZQYVTZ\LRWRVTRD !68324D /D<0 D>4:9>K%98D8D901 :ZVTYQYVYV\"QYBYW\LYXYQY\CRP@RXL[KS[VU\MWP[WU2\QA= JWZXYVY\ZWZKOYXZV\?[KL[S[V\.XTMG[V2[\QZQWZVZV :UWUHT[XMGWRF\9?[V[\QMXTRW[XF\;ZQSY\LYX\EZVZWSRXP[N L[KS[VU\CRP@RXL[KS[VU\[T[NU\MWRXQ[\TZQOZSWZX PYQYVYJ;F\QYBYW\LYXYQY\MWP[QU\EZXZSOYGYVY\QANWZTYPF (+&(#.,&-)+-%&-)+*'.**). +'-&-.-')*'. *)-+-$-.,(+,,' Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma'daki maden faciasının ardından iş güvenliğini artırmak için kömürün yoğun olarak çıkarıldığı bazı ülkelerde inceleme yapacaklarını söyledi N[VWUK\PU\QANWZTYPF\LZVYP\EAXIKIP\LRD\;*ZV\TZ QYBYWQYVF\LZV\TZ\QYBYWYP;\TYNMXD\?ZV\J[OZV\Q[V[\LYX\KZN TZPZTYP\SYF\[P[\QZV\IQOIVZ\[WUVUNMXQRVF\VZTZV< IVSI\LYJY\TYVWZPYNMXF\VZ\QANWZXQZ\;LRVW[X\PROW[S[ PZV8Y\LYX\KZN\QANWZX;\O[SUWPUK\ZQSYWZXZD\-IVN[\TZGYKOYF YVQ[VW[X\TZGYKOYF\3IXSYNZ\TZGYKOYF\@Z>YPYJ\TZGYKOYSD ?YJ\ZWLZOOZ\@[WSUV\CRP@RXL[KS[VU\QZHPZQYVY\YQOYN= MXRJD\+ZSYNYF\VZ\YQOYNMXRJ\LYJ<\0RP@RXL[KS[VU\SYXWY [T[P\MWP[P[WUF\K[YLZWY\MWP[P[WUD\#8SZNY\Q[V[O\M= W[X[S\SRWW[VP[P[WUF\@[WSU\SRC[SW[P[WUF\Q[TZ\MWP[WUF EIJZW\LYX\TYW\SRWW[VP[WUF\@ZXSZQZ\ZKYO\PZQ[8ZTZ MWP[WUD\-ZBWZOYV\LIOIV\SRXRPW[XUVU\RNRP\YHZXYQYVTZ H[WUKOUXP[WUF\@[WSUV\[T[PU\MWP[WUD\0RP@RXL[KS[VU LANWZ\MWP[WUF\LYJ\LANWZ\YQOYNMXRJD\$[VWUK\LYX\O[XOUKP[ N[>UNMXRJ\;6WY\PY\MWQRV\CRP@RXL[KS[VUF\ZWY\PY\MW= QRV<;\VYNZ\MVW[XU\O[XOUKUNMXRJ<\#VCZ\CRP@RXL[KS[VUV VYOZWYSWZXYVY\O[XOUKP[WUNUJD9\TYNZXZSF\QZHYWZCZS CRP@RXL[KS[VUVUV\L[NX[GU\OZPQYW\ZTZCZGYVY BRXERW[TUD\*6>3D<) 631BHFK67C+7@-J;AJFGE&EK ?HICIKIIFKIAJCH=$J+K75J@E?E 0RP@RXYNZO\1[WS\+[XOYQY\&01+%\*ZHYP\BZ\1RSRS KWZXY\'ZVZW\?[KS[V\$[XTUPCUQU\?IWZVO\3ZJC[VF CRP@RXL[KS[VWUGU\QZHYPWZXYVTZ\O[OYW\NAXZWZXYVTZ\LR= WRV[C[S\B[O[VT[KW[XUV\O[OYWWZXYVY\N[>[C[SW[XU\YWHZ\BZ YWWZXTZ\MNW[XUVU\SRWW[V[LYWPZQY\YHYV\LYXYVCY\YS[PZOE[@ [TXZQWZXYVY\M\LAWEZWZXZ\S[NTUXP[QU\EZXZSOYGY RN[XUQUVT[\LRWRVTRD\\3ZJC[V\N[>OUGU\N[JUWU [HUSW[P[T[F\90RP@RXL[KS[VWUGU\QZHYPWZXYVYV\LYXYVCY ORXR\57\6GRQOMQ\475(\O[XY@YVTZF\LYXYVCY\ORXT[ HMGRVWRGRV\Q[GW[V[P[P[QU\@[WYVTZ\YSYVCY\ORXR\4( 6GRQOMQ\475(\O[XY@YVTZ\N[>UW[C[SOUXD9\@[OUXW[OP[QUVU N[>OUD\*ZHYPYV\N[J\EIVWZXYVZ\TZVS\EZWYNMX\MWP[QU\VZ= TZVY\YWZ\QZHPZVWZXYV\MN\SRWW[VP[\EIVWZXYVTZ\O[OYW NAXZWZXYVTZ\LRWRVP[\Y@OYP[WYVYV\MWTRGRVR\BRXER= W[N[V\3ZJC[VF\90RP@RXL[KS[VWUGU\QZHYPY\O[XY@YVTZ YS[PZO\[TXZQWZXYVTZ\LRWRVP[NU>\O[OYW\NAXZWZXYVTZ\LR= WRV[C[S\B[O[VT[KW[XUV\MX[T[\MN\SRWW[VP[S\YQOZPZWZXY @[WYVTZ\VI8RQ\PITIXWISWZXYVZ\L[KBRX[X[S\O[OYW NAXZWZXYVTZSY\[TXZQWZXYVY\LYXYVCY\YS[PZOE@\MW[X[S S[NTZOOYXPZWZXY\JMXRVWRTRXD\6TXZQ\TZGYKYSWYGY N[>OUXP[S\YHYV\B[O[VT[KW[XUV\S[NUOW[XUVU\[WTUXP[S YQOZTYSWZXY\[TXZQWZXYVTZ\MORXTRSW[XUVU\EAQOZXYX\LYX\LZW= EZNY\T[N[V[S\MW[X[S\QRVP[W[XU\EZXZSPZSOZTYXD\?R LZWEZF\O[>R\QZVZTYF\ZWZSOXYSF\QR\YVOZXVZO\8[ORX[QUF\SYX[ SMVOX[OU\BZ\LZVJZXY\LZWEZWZX\MW[LYWYXD\[O[VT[KW[XUVF [TXZQ\S[NUOW[XUVUF\QZHPZV\SIOISWZXYVYV\[QSUN[\HUSOUGU O[XY@WZXTZ\TZ\AVCZ\VI8RQ\PITIXWIGIVZF\MX[T[V [W[C[SW[XU\LZWEZ\YWZ\YWHZ\QZHYP\SRXRWW[XUV[\L[KBRXP[S QRXZOYNWZ\TZGYKOYXPZWZXY\TZ\PIPSIVTIXD\6TXZQWZXYVY O[OYWTZ\LRWRV[C[SW[XU\NAXZWZXZ\LYXYVCY\YS[PZOE[@\M= W[X[S\[WTUXP[N[V\B[O[VT[KW[XUV\MX[T[\MN\SRWW[VP[ YPS[VU\LRWRVP[P[SO[TUXD\?R\SYKYWZX\MN\SRWW[V= P[S\YHYV\S[NUOWU\MWTRSW[XU\NZXZ\EYOPZS\JMXRVT[ S[W[C[SW[XTUXD\?R\VZTZVWZ\B[O[VT[KW[XUV\LR SMVRN[\@[QQ[QYNZO\EAQOZXPZWZXY\AVZPWYTYXD9\Y= 8[TZWZXYVY\SRWW[VTUD\*6>3D<) +*.",",..",',), ,-%).!!+,$, ()(. %&! 63KHFHGK4J;AJFK"J@BEC#E?EKHK8JGJ=5J 8IGGH=HAIGIKHGIKD&-J-J(K.,CJ1BJAIKCJBHF J#IJ?EFJKIGI;AIFK=J;H@,FK75$7GJCJ?EKIGHKIG$IGI K-JAJFJK?,@7K'FH@$H?IK5'FHG==I ZWY\6GL[L[F\N[>OUGU\N[JUWU\[HUSW[P[T[F\S[PR\YWZ AJZW\QZSOAXTZ\@ZX\EZHZV\EIV\N[NEUVW[K[V\O[KZXMV RNERW[P[QUVUV\YK\EIBZVWYGY\[HUQUVT[V\S[J[\BZ\AWIP= WZXYV\S[NV[GU\@[WYVZ\EZWTYGYVY\LZWYXOOYD\3[KZXMV RNERW[P[QUVT[F\YKHYWZXYV\EIBZVWYSQYJ\H[WUKP[ K[XOW[XUNW[\L[K\L[K[\LUX[SUWTUGUVUF\LR\TRXRPRV\MXO[T[V S[WTUXUWP[QU\YHYV\N[>UW[V\TIJZVWZPZWZXYV\NZOZXQYJ MWTRGRVR\BRXERW[N[V\6GL[L[F\?R\KZSYWTZ\EIBZVCZ= QYJ\LYX\KZSYWTZ\H[WUK[VW[XUV\Q[NUQUVUV\T[@Y\LYWYVPZPZQY TRXRPRVRV\B[@[PZOYVY\EAQOZXPZSOZTYXD9\TZTYD\ 6GL[L[F\45\L[S[V[\N[VUOW[P[W[XU\YHYV\KR\QMXRW[XU NAVZWOOY!\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[\OZKSYW[OW[XU LIVNZQYVTZ\QAJWZKPZWY\BZ\EZHYCY\>ZXQMVZW\MW[X[S\S[H YKHY\H[WUKP[SO[TUX<\?R\YKHYWZXYV\CYVQYNZOZ\EAXZ T[GUWUPU\V[QUWTUX<\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[ OZKSYW[OW[XU\LIVNZQYVTZ\[WO\YKBZXZV\YKHYQY\MW[X[S\S[H YKHY\H[WUKP[SO[TUX<\?R\YKHYWZXYV\CYVQYNZOZ\EAXZ T[GUWUPU\V[QUWTUX<\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[ OZKSYW[OU\LIVNZQYVTZSY\OIP\H[WUK[VW[XU\&QAJWZKPZWYF EZHYCYF\[WO\YKBZXZV\YKHYQY=O[KZXMV%\S[>Q[P[S\SMKRWRNW[ 4774=475(\NUWW[XU\[X[QUVT[\S[H\[TZO\YK\S[J[QU N[K[VPUKOUX<\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[\OZKSYW[OU LIVNZQYVTZSY\OIP\H[WUK[VW[XU\&QAJWZKPZWYF\EZHYCYF\[WO YKBZXZV\YKHYQY=O[KZXMV%\S[>Q[P[S\SMKRWRNW[\4774= 475(\NUWW[XU\[X[QUVT[\PZQWZS\@[QO[WUGUV[ N[S[W[V[VW[XUV\H[WUK[VW[XUV\Q[NUQU\S[HOUX<\*6>3D<) Soma'dan gelen 13 kadar madencinin AK Parti Genel Merkezi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabulüne katılan Yıldız, çıkışta gazetecilerin sorularını cevapladı. Görüşmeye ilişkin Soma'dan gelen madencilerin Erdoğan ile görüşmelerinde samimi, açık ifadeler kullandıklarını belirten Enerji Bakanı, madencilik konusunda ideal olan noktaya ulaşılması için herhangi bir bilginin saklanmadığını dile getirdi. Yıldız, "Burası bir doğal afet değil, tabii bir afet değil. Doğal afetlerin dışında mutlaka o işte bir kusur vardır. O kusurun sahibi ister paylaşımlı ister tek başına ne olursa olsun bu hakkın yerine teslim edilmesi lazım. Malum idari, adli, hukuki soruşturmalar devam ediyor. O süreçle alakalı çok fazla bir şey söylemek doğru olmayabilir." şeklinde konuştu. Facia ile ilgili mali, idari ve adli soruşturmaların devam ettiğini hatırlatan Bakan Taner Yıldız, şöyle devam etti: "Bu süreçle ilgili bir şey söylemek doğru söylemek doğru olmayabilir. Biz bugün işçi kardeşlerimizle her bir konuyu görüştük. Her bir arkadaşımız samimi olarak fikirlerini ifade ettiler. Bundan sonra da görüşmelerimiz devam edecek. Çünkü bu ocakların doğru bir şekilde işletilmesi açısından bunun devam etmesi gerek. Kendilerine 'bu ocakların kapatılmasını ister misiniz, yetkili olsanız siz bu ocakların kapatılmasını ister miydiniz?' diye sordum. Onlar da 'Hayır, biz bu ocakların kapatılmasını istemeyiz ancak çalışma şartlarının doğru bir şekilde yönetilebilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması kaydıyla' diye cevap verdiler. Bize düşen Çalışma Bakanımızla beraber oradaki çalışma şartlarının düzeltilmesi ve işçi kardeşlerimizle tekrar toplantı yapılabilmesi. Biz bu alanda Bakanlar Kurulu'nda sunuş yaptığımız gibi gerek kanuni gerek mevzuat ve gerekse yönetmelikle alakalı çok daha detaylı bir çalışmayı uygun görüyoruz" Görüşmede işçilere "Eğer siz burada yetkili olsaydınız nasıl yapardınız, işçi sağlığınızla alakalı ne tür önlemler alırdınız, aksayan yönler nerelerdir?" diye sorduklarını da kaydeden Yıldız, görüşmenin son derece faydalı olduğunu ve bundan sonra da görüşmelerinin devam edeceğini bildirdi. Yıldız, bu ocakların doğru bir şekilde işletilebilmesi için görüşmelerin devam etmesinin önemli olduğunu kaydetti. Dün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nda Madencilik Kanunu'nda 7 maddenin değiştirilmesine ilişkin tasarıda, değişiklik önerdiği maddelerin ne olduğu sorulan Yıldız, "Dün Bakanlar Kurulu'ndaki sunuşumuzda devlet haklarından, kıymetli metalik madenlerin ruhsatlandırılmalarından tutun Soma'daki kazaya varıncaya kadar birçok konu irdelendi. Bakan arkadaşlarımızın da soruları oldu, onları cevaplamaya gayret ettik. Sunuşumuzda hem bu kazanın oluşu, muhtemel nedenleri, soruşturmaların devam ediyor olması ve bu sürecin özetlenmesi halinde oldu. Tabii ki bundan sonra bu işin insani, idari, siyasi, hukuki, adli birçok yönleri var.” dedi. (CİHAN) ,($ (#.-'*+.,+.,&-%+-.$,&-%+-."!.**.%-$-# *)*# /=J+5JK4J&EC?EK8IGGH=HAIGI >B@I?K4JG(K.,CJ1BJK5J;JFJF CJBHFKJ#IJ?EFEFKAJBH@KBHFIGH@HA AJJ=EGJCJ5J#J&EFEK?'5GHBIK4JG( /JBH@GHKCJBH@GH(KIF;JGGJ+ CJ;JGGJ+GJK-7KI;IK'@=HCH?IFI ;HAGIFBHKA,F7;=7 3? 2TZ\L[QUV\OM>W[VOUQU\TIJZVWZNZV ?[W\KRVW[XU\QANWZTY!\94754\NUWUV[\S[T[X\MC[S YJVY\.VZXY\BZ\3[LYY\:[NV[SW[X\?[S[VWUGU2V[ [YOD\/\O[XY@OZV\QMVX[\TYXZSO\?[KL[S[V2[ L[GW[VUNMXD\)ZTZVTYX\[C[L[<\?R QMXERW[VUNMX\PR<\1[VEY\AWHIOF\@[VEY\LYWYP= QZWWYSF\@[VEY\[@W[SY\SXYOZXWZX\HZXHZBZQYVTZ\LR N[>UWUNMX<\'ZXZSWY\LYWYPQZW\OZTLYXWZX [WUV[LYWYNMX\PR<\/LZSOY8\SXYOZXWZXZ\EAXZ @[XZSZO\ZTYWZLYWYNMX\PR<\"-MJZX QMSRWP[P[WU2\TZVYNMXD\-MJZX\QMSRWTRGRV[ T[YX\[GUX\CYTTY\YTTY[W[X\B[XD\?RV[\VZ\TYNMX= QRVRJ<\-MJZX\QMSRWTR\PR\QMSRWP[TU\PU< 3[KZXMV\XZQPYNZOOZ\NMS\[P[\N[>UW[V [HUSW[P[W[X\K[@YOWZX\MXO[N[\SMNRNMX\SY O[KZXMV\B[X\MX[T[D\?YX\O[X[8O[V\C[VUVU\OZ@WYS= ZNZ\[O[V\YVQ[VW[X\B[XF\LRVW[XUV\L[KUVT[ T[NUW[X\B[XD\-[NUW[X\57\LYV\WYX[\S[T[X\>[X[ [WUNMXD\/VW[XU\OZKBYS\ZTYNMXF\SMXSRORNMXD\?ZW= SY\TABINMXD\:MNRV\SRJR\VRORS\[OP[S SMW[NTUXD\?R\@RQRQO[\VZ\TYNMXQRVRJ<\)ZTZV LREIVZ\S[T[X\/\QAJWZKPZQYVY\S[LRW\ZOPZ= TYVYJ<\:[LRW\ZOQZNTYVYJ\YSY\O[VZ\HUSUK MW[C[SOU\P[TZVTZV\TUK[XUN[D\$[K[P\MT[W[XU MW[C[SOUD\[@YOWZX\MX[T[F\SRXORW[V\YKHYWZX QANWINMXF\\PMTZW\E[J\P[QSZWZXY\B[XPUK\BZ H[WUKPUNMX\LR\E[J\P[QSZWZXYD\YV\P[WU TZTYGYPYJ\SAOI\IXZOYWZV\P[WW[XPUK\LRVW[XD )ZTZV\TZGYKOYXPZTYVYJ\LRVW[XU<\1[W\LAN= WZNSZV\PI8ZOOYKWZX\EYTYNMX\LYX\QMXRV\NMS TZVYNMXD\)[QUW\TZVZOYP\LR<\)[QUW\PI8ZOOYKWZX YK\EAXINMX<\:[TZXWZ\P[TZXWZ\YVK[WW[@ P[K[WW[@W[\LR\YKY\AXOZPZJQYVYJD\?RX[T[\LYW= YPQZW\LYX\KZSYWTZ\T[BX[VP[WUQUVUJD\?YJ\LRVR 5,\6X[WUS\QMXRKORXP[QUVT[\T[\EAXTISD -ZPMSX[OYS\IWSZTZ\LR\OIX\YTTY[W[XT[ QMXRPWRWRGR\IJZXYVYJZ\[WUXQUVUJF\ZSQYSWYSWZX B[XQ[\EYTZXYWYXD9\*6>3D<) Mayıs 2014 Cuma 23 Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in, Soma'da, yerdeki göstericiyi tekmeledikten sonra doktor raporu almasını "Trajikomik bir olay" sözleriyle değerlendirdi 5K@KGHK?L30?0H0(LWBWCZ0YLLXCZ'TQKDYU JYIRYUVSDSUQY=ZAYIJYRYUVSRZ.WTRWEZAXUY6QYZNKCVYUQSH 7YRVYISRZ%ZMYYNZMFTWUZNKCVYUNSZMKUTYMS=ZAYIJYRYU 7YTQSPBSMSZ>WZ-FRFPWNZ5<EBFMFZ?TSUG=ZYGSRVYPYVYTQYZJO: VOUQOHZ5KPYZEXLYTWNXZMSTYMSUQYZAYIJYRYU6SUZJXT CTKNWMNKBOLYZNKRYNZYNNSDSZXQQXYMSUSZLYVYUVYLYUZ?TSUG= AYIJYRYUVSRZ.FIY>XTXZ7OMO9Z7WTRWV6XU=ZLWTQWRXZJXTZ@<MNWTX: BXLWZNWRPWZYNYTRWUZ@<TFUNFVWUPWMXUWZXVXIRXUZXMWZ8AOZKVYL GKRZ9WBXZJXTZKVYL8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSHZ?TSUG=Z7OMO9Z7: WTRWV6XUZKVYLZMKUTYMSZTYCKTZYVPYMSUSZXMWZ80TYXRKPXRZJXTZK: VYL8ZM<EVWTXLVWZQWDWTVWUQXTQXHZ"YEWNWBXVWT=Z?TSUG6Y=Z5KPY6QY LYIYUYUZPYQWUZ9YBXYMSZ>WZKUOUZWNTY9SUQYUZLYIYUYU @WVXIPWVWTWZXVXIRXUZMKTOVYTZMKTQOHZ AYIJYRYUZ'TQKDYU6SU=ZJXTZPYTRWNNW JXTZRXIXLWZLOPTORZYNNSDSZXQQXYVYTSUS BW>YCVYUQSTYUZ?TSUG=ZLOPTORZYNSVYU RXIXUXUZ+HZRWEZX9YQWMXUX QWDXINXTQXDXUXZM<LVWQXHZ?TSUG= 8"<TWJXVQXDXPZRYQYTSLVY AYIJYRYUSPSEZRXPMWLWZLOPTOR YNPYQSHZ4VYJXVXTZRXZKVYLSU IKROUOZLYISLKTQOTHZ4VYJXVXTZRX JYIRYZJXTXMXQXTHZ?GSRGYZMOGVYPYR XMNWPXLKTOPHZ?PYZJWU JOVOUQODOPZLWTQWU AYIJYRYUSPSESUZLOPTORZYNNSDSUS @<TPWQXPHZ4Z@<TFUNFVWTWZJYRYTRWU LYUVSIVSRVYTZLYCSVQSHZ4TYQYZJXTXUXUZWVXUXZNON: PYRZXGXUZWVXUXZOEYNPSIZKVYJXVXTHZAXTZJYIJYRYUSUZUYMSV LOPTORZYNYJXVWBWDXUXZQFIFUWJXVXTMXUXEHZ5XEXZNWPXUZWQWTXP RXZJWUZJ<LVWZJXTZIWLZ@<TPWQXPH(ZQXLWZRKUOINOHZ?TSUG=ZNKRYN XQQXYVYTSZRKUOMOUQYZJYMSUSUZGKRZMKTOPVOZQY>TYUQSDSUYZQY QXRRYNZGWRWTWR=Z'TQKDYU6SUZNKRYNZYNNSDSZRXIXLWZM<LVWQXDXZXQ: QXYZWQXVWUZ83MTYXVZQ<VF8ZX9YQWMXUWZXVXIRXUZXMWZ87WPXUZWQXLK: TOPZRXZJ<LVWZJXTZBFPVWMXUXZQOLPYQSPH8ZQWQXH >9!J"ECE:LCJ$4CLJ,9JA8L -CJE349E3L5ECL4,J/> AFVWUNZ?TSUG=ZAYIJYRYUVSRZ.FIY>XTXZ7OMO9Z7WTRWV6XU=ZL: WTQWRXZJXTZ@<MNWTXBXLWZNWRPWZYNYTRWUZ@<TFUNFVWUPWMXUW XVXIRXUZXMWZ8AOZKVYLZGKRZ9WBXZJXTZKVYL8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSH ?TSUG=Z87OMO9Z7WTRWV6XUZKVYLZMKUTYZTYCKTZYVPYMSUSZXMWZ80TY: XRKPXRZJXTZKVYL8ZKVYTYRZQWDWTVWUQXTQXH -FRFPWNZ5<EBFMFZ?TSUG=Z#!SCVYRZ@<EVWZJYRNSDSPQYZL: WTQWZJXTXMXZ>YTHZ3RXZ<EWVZ;YTWRWNGSZKUOZLWTWZLYNSTPSIVYT=ZXM: PXUQWUZJY;MWQXVWUZRXIXZKUOZNWRPWVXLKTHZAOZGKRZ9WBXZJXTZK: VYLHZ6AOZQKDTOQOT=ZLWTXUQWQXT6ZQXLWBWRZ;YVQWZQWDXVXPHZYNWU JOZYQYPZJXTZWLVWPZLYCPSI=ZCKVXMZKUOZWNRXMXEZ;YVWZ@WNXTPXIH 7WTQWZKVYUZJXTZXUMYUYZUXGXUZNWRPWZYNSVSTZ-XGJXTZIWRXVQW YNSVPYPYMSZVYESPHZ&XPZKVOTMYZKVMOUHZ3RXUBXMXZNYISQSDSZMS9YN XNXJYTXLVWZ;XGJXTZIWRXVQWZQFIFUPWPWRZVYESPHZ&WUQXMXZ6GKR FEFVQFP6ZQXLWZJXTZJWLYUQYZJOVOUPOIHZ4VYLSUZXRXZL<UFZ>YTH AOZKVYLSZNYM>XCZWNPWQXDXPXZ;WTRWMXUZJOZKVYLQYUZXU9XYV QOLPOIZKVYJXVWBWDXUXZRYJOVZWQXLKTOPHZ5Y>OUYBYRZQOTOP: QYZQWDXVXPHZ&XPZKVOTMYZKVMOUHZ7WTQWZLYNYUZRXIXLWZNWRPW YNPSIZKZRXIXZIXRYLWNZWQWTMW=ZYQVXZMKTOINOTPYZLYCSVYJXVXTHZ3R: XUBXMXZJOZRXIXZCWTMKUWVZKVQODOZXGXUZXQYTXZMKTOINOTPYLYZQY RKUOZKVYJXVXTHZ3QYTXZMKTOINOTPYZMKUOBOUQYZRWUQXMXUXZYNYLYU PYRYPZJXTZXIVWPZLYCYJXVXTHZAYIJYRYUVSRZ.FMNWIYTVSDSZJOZK: VYLVYZ>WZRXIXLVWZXV@XVXZXQYTXXZMKTOINOTPYZLYCYTMYZAYIJYRYU >WZ.FMNWIYTVSRZ@WTWRWUXZLYCYBYRNSTH8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSH ?TSUG=Z7WTRWV2XU=ZKVYLQYUZMKUTYZLWQXZ@FUZXIZ@<TWPWEVXRZTY: CKTOZYVPYMSLVYZXV@XVXZKVYTYRZQYZ#YCKTZRKUOMOZNTYXRKPXR JXTZKVYLHZAWUZQWZXVRZQOLQODOPQYZNWRPWVWTRWUZYLYR JXVWDXUXZJOTRPOIZKVPYVSZQXLWZQFIFUQFPHZ'VJWNNWZ;FRFPWN NYJXJXUWZ@XQWTMWUXE=ZJXTZ;YMNYUWLWZ@XQWTMWUXE 6YLYDSPQYZIXIVXRZ>YT6ZQWTMWUXE=Z6YLYDSPQYZ<QWP= WRXPKE6ZQWTMWUXEZMXEWZTYCKTZ>WTXTHZAWUZQKR: NKTOZMOGVYLYPYPHZXGXUXEQWUZ;WT;YU@X JXTXMXZ@XNMWZMXEWZXIZ@<TPWEVXRZTYCKTO >WTXTH AOTYQYZKVYLQYUZMKUTYMSUYZYXNZTY: CKTZ>WTXVQXDXZYUVYISVSLKTHZ0WRPWLX YNPSIZYLYDSUQYZYTSEYZKVOIPOIHZ4 RXIXLVWZGWRXIPW=ZRY>@YZKVPOIZKZRXIX QWZLYTYVYUPSIZKVMYLQSZYQVXZRKUOZKVOT: QOHZ&XPZRXPWZ>OTQOZYTYINSTSVSTQSHZ?PY TYCKTZXGWTXDXZKVYLQYUZMKUTYZRWUQXMXUQW: RXZYTSEYUSUZKVOINODOUOZJWVXTNXLKTHZ4UOU XGXUZJOUQYUZJY;MWNPWPXEWZJXVWZ@WTWR LKRH8ZQWDWTVWUQXTPWMXUQWZJOVOUQOH >!2&E-L3JCJC8L/43> AFVWUNZ?TSUG=ZPYQWUQWZ;YLYNSUSZRYLJWQWUZPYQWUBXVWTXU IW;XNZMNYNFMFUWZYVSUPYMSZRKUOMOUQYZXMWZAYRYUVYTZ&OTOVO6U: QYZRKUOIOVQODOUOZJWVXTNWTWR=Z8.YQWUZ9YBXYMSUQYZ>W9YNZW: QWUZXIGXVWTXPXEXUZIW;XNZKVPYMSZRKUOMOUQYZRKUOIPY LYCSVPSINSTZYPYZ>WTXVWUZJXTZRYTYTZLKRH8ZQWQXH >EA-EJL34:A> ?TSUG=ZMKTOINOTPYVYTSUZMKUOUQYZJYRYUVYTSUZQYZMKTOPVO GSRPYMSZ;YVXUQWZJXTZXMNX9YUSUZM<EZRKUOMOZKVOC KVPYLYBYDSUSUZMKTOVPYMSZFEWTXUWZ8AYRYUVYTSPSEZJOTYQYU KVYLSZNY;RXRZWNPWMXZ;WTZ@FUZQWUWNVWPWMXZPFPRFUZQWDXVH AYRYUVYTSUZQWUWNXPZ@<TW>XUQWUZJY;MWQXVWJXVXTHZ7YMYVZWRMXR: VXRVWTZ@XQWTXVWJXVXTHZ'NXRZYGSQYUZIOYUQYZXMNX9YZWNPWQXRVWTXUW @<TWZXMNX9YZLKRHZ?PYZJYRYUVYTYZXVWTXQWZROMOTZJOVOUOTMYZKUO AYIJYRYUSPSEZNYRQXTZWQWTH8ZIWRVXUQWZRKUOINOH >9J.2:,2CE:L3J$J-8,9JA8> ?TSUG=ZPYQWUVWTXUZRYCYNSVPYMSUSUZM<EZRKUOMOZKVOC KVPYQSDSUSUZMKTOVPYMSZFEWTXUWZXMWZ8.YQWUVWTXU [email protected] WRKUKPXRZYGSMSLVYZMFTQFTFVPWMXZ@WTWRWUZJXTZXINXTHZ*)ZPXVL: KUZNKUZR<PFTZTWEWT>XZJOVOUYUZFVRWQWZ;WTZIWLXZXN;YVZWNPWLW RYVRSIMYUSEZBYTXZYGSRZJFLFTHZAOZMWRN<TZMYQWBWZRWUQXZXGXUQW NWRZMWRN<TZQWDXV=ZJYIRYZMWRN<TVWTXZQWZQWMNWRVXLKTH8ZX9YQWVWTX: UXZROVVYUQSHZE&J: %"!% !%!$% #"#%## HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Belediyeden çaldınız, işçinin emeğinden çaldınız, kaskından çaldınız, baretinden çaldınız, elektrik kablosundan çaldınız, elbisesinden çaldınız, çizmesinden çaldınız, tabutundan çaldınız, çaldınız, çaldınız, çaldınız!" diye seslendi Öldükten sonra, ölenlere 'kader' dendiğini dile getiren Kaplan, "Ne yapalım, ne yapalım? Biz, 301 ölü, bunca yaralı karşısında Hükûmetin yapmadığını yapmak istiyoruz, özür diliyoruz ve eğiliyoruz önünüzde. Bu utanç bu Meclise yeter!" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 91. birleşimi saat 14.00'te yoklama yapılmaksızın müşahede ile açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Sadık Yakut yönetiyor. AK Parti, CHP, MHP ve HDP tarafından Manisa Soma'da 301 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan maden faciasıyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına yönelik verilen birleştirilmiş önergelerin görüşülmesine başlandı. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Şırnak denince kömür akla geldiğini ifade etti. Onun için Şırnak ve Soma'nın kardeşliği olduğunu dile getiren Kaplan, birçok Şırnaklı hemşehrisinin Türkiye Kömür İşletmelerinde, Soma'da çalıştığını kaydetti. "VİCDANLARINIZI YOKLAYIN" "Soma artık iş kazalarında, faciada Türkiye'de en büyük acıların yaşandığı yer olarak anılacak." diyen Kaplan, "301 kardeşimizi toprağa verdik, 486 yaralı var. Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara şifa diliyorum. Genç annelere, 500'ü aşkın yetim kalan bebeye, nasıl diyeyim, nasıl sabır… Nasıl dayanılır buna? Ve böylesine büyük bir olayda, böylesi bir felakette, böylesi bir faciada biz gecikmiş araştırmalar, önergeler için Mecliste şu an toplanmış bulunuyoruz. Geçmişte verdik bunlarla ilgili, Soma'yla ilgili de verdik, hepsini AK Parti çoğunluğuna dayanarak reddetti. Sonra, yaşandı bu facia ve bir önerge getirdiler ve bizim diğer 11 önergeyle birleştirip bugün burada 'Hadi, bir komisyon kuralım.' dediler. Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun. Bunca yaşanan karşısında insani, hukuki, dinî, vicdani sorumluluğu olanlar, siyasi sorumluluğu olanlar, adalet ve yargı açısından hesap vermesi gerekenler, ihmal edenler, kastı olanlar ve 301 ölüme sebep olanlar ister işletme sahibi olsun ister müdürleri olsun ister siyasiler olsun ister bakanlar olsun ister Başbakan olsun, bu kürsüde Allah aşkına, paslanmış vicdanlarınızı yoklayın, şu kürsüye gelip paslanmış vicdanlarınızı bir yoklayın ve şöyle düşünün: Böyle bir felaket karşısında bu Hükûmetin başı bu kürsüye gelip 'Ey halkım, özür diliyorum. Bu korkunç bir felaket, bunun gereğini ne ise yapacağım, yapacağız.' veya bakanları veya Allah aşkına, bir memuru, bir tanesi çıkıp bu felaket karşısında 'Erdemli davranacağım, insan $$%"$%$$ %!% $ $%$" 5K1+K@KGL/K?BD=#D<DL5F1I?LJ6KHK; )FLJIHFL)FLA7<;KHL$7HI6I@KHK?L5K@KGD J;1FG0?LE<HK=(LA7=K'BKL;K1KGKG )FLL@I1IGIGLK;K6DGDL@K;+F66I*I =KBFGLK#IK<D;HKLIHIHILJJ.L@7 7?BIGF<IGBFL%KHD1=KHK?DGLBF)K= F66I*IGIL<;HFBILE<HK=(LA7=K'BKL %7#0*0GL+K+K<DL@KHBD*DGDLK%D@HKBD JIHFHF?IGLJYJYVYTSUS=ZWIVWTXUX=ZGKBORVYTSUS @WTXZ@WNXTWPWLXEZYPYZ@WTXQWZRYVYUVYTSUZJOUQYU MKUTYRXZ;YLYNVYTSZXGXUZGYVSISLKTOEH(ZQXLWU AYIJYRYUZ7YTQSPBSMSZ?NYVYL=ZJ<V@WQWZIW;XN PYQWUBXVWTXUZYXVWVWTXUXUZQOTOPZNWMCXNXUXU LYCSVQSDSUYZQWDXUQXHZ?XVWZ>WZ5KMLYVZKVXNXRYVYT AYRYUSZ?LIWUOTZ3MVYPZXMWZ9YBXYQYZ;YLYNSUS RYLJWQWUZPYQWUBXVWTXUZYXVWVWTXZ;YRRSUQYZJXV: @XVWTZYRNYTQSHZ3MVYP=Z#?XVWVWTVWZXV@XVX GYVSIPYVYTSPSESZXVRZ@FUQWUZXNXJYTWUZLYCNSRH ?XVWVWTXUZMKMLYVZQOTOPOZXVWZXV@XVXZJXTZNYJVKZKT: NYLYZGSRYTPYLYZGYVSISLKTOEHZ$OZYUYZRYQYTZ/% YXVWLWZOVYINSRHZVYIYPYLYUVYTZQYZQW9XUZXIVWPVWTX XGXUZIW;XTZQSISUYZGSRPSIZRXIXVWTHZ$W;XNZKVYUVYTQY /))ZRXIXZW>VX=ZJWRYTZKVYUVYTZXMWZ+ZRXIXHZ!KBODO KVPYLYUVYTSUZMYLSMSZ%+=ZKVYUVYTSUZMYLSMSZXMWZ/*H +/ZGKBORZJYJYMSEZRYVPSIZQOTOPQYHZAO GKBORVYTSUZLYIZKTNYVYPYMSZ* HZAXEXPZXGXUZ<UWP: VXZKVYUZJOZYXVWVWTXZYLYRNYZNONPYRZ>WZ;YLYNVYTSUY QW>YPZWNPWVWTXUXZMYDVYPYRH(ZQWQXHZZ ?9WNZ>WZ?BXVZ1OTOPZ7<UWNXPX AYIRYUVSDS2UQYUZ?,?1ZMKTOPVOZAYIJYRYU 7YTQSPBSMSZAWIXTZ?NYVYLZ>WZ?XVWZ>WZ5KMLYVZKVX: NXRYVYTZAYRYUSZ?LIWUOTZ3MVYPZQFEWUVWQXRVWTX JYMSUZNKCVYUNSMSUQYZ *ZRXIXUXUZ;YLYNSUS RYLJWNNXDXZ5KPY2QYRXZPYQWUZ9YBXYMSUYZXVXIRXU LYCSVYUZGYVSIPYVYTSZRYPOKLOZXVWZCYLVYINSH AYIJYRYUZ7YTQSPBSMSZ?NYVYL=Z?,?1ZNYTY9SUQYU JYIVYNSVYUZLYTQSPZRYPCYULYMSZJYINYZKVPYR FEWTWZJYDSIZ>WZLYTQSPVYTYZXVXIRXUZMKUZJXV@XVWTX YRNYTQSHZ1W>VWNZ>WZPXVVWNZKVYTYRZJFLFRZJXTZYBS LYIYQSRVYTSUSZ>WZJOZYBSLSZ@WTXLWZQ<UFRZMWJWC: VWTXUXUZYTYINSTSVPYMSZQW>YPZWNPWMXUXUZLYUSUQY JOUQYUZMKUTYMSZXGXUZUWVWTZLYCSVYJXVWBWDXUXU GYVSIPYMSUSZLYCNSRVYTSUYZQWDXUWUZ?NYVYL=Z#?XVWV: WTVWZXV@XVXZLYRSUZNWMCXNZLYCSVSLKTHZ-WTZYXVWZNWRTYT EXLYTWNZWQXVXLKTHZ-WTZYXVWUXUZQOTOPO=ZGKBORVYTSU >WZQOTOPVYTSUSUZNWMCXNXHZ0YVWCVWTXUXEZUWZKVYJXVXT QXLWZ@<TFIVWTXZQWZYVSUSLKTH2ZAOUVYTSUZLYRSUZEY: PYUQYZNYPYPVYUPYMSUSZCVYUVSLKTOEH( YGSRVYPYMSUSZLYCNSHZZ?,?1ZRKKTQXUWMXUQW JYIVYNSVYUZLYTQSPZRYPCYULYVYTSUSUZQYZQW>YP WNNXDXUWZQWDXUWUZ?NYVYL=ZNFPZLYTQSPVYTSUZ?,?1 JFULWMXUQWZNKCVYUSC=ZQYDSNSPSUSUZLYCSVYBYDSUS X9YQWZWNNXHZAYIJYRYUZ7YTQSPBSMSZ?NYVYL=ZI<VW RKUOINOZ gibi davranacağım, bu acılara dayanamıyorum, benim de sorumluluğum var. İstifa ediyorum, istifa ediyorum, istifa ediyorum ve özür diliyorum.' deme cesareti ve yürekliliğini kendinde bulamıyor mu? Kimi kandırıyorsunuz?" diye konuştu. "NEYİN ARAŞTIRMASINI KURACAKSINIZ" "Neyin araştırmasını kuracaksınız, hangi araştırma komisyonunu? Ne yapacak? Zaten Bakanlığın idari müfettişleri orada teftişte değiller mi? Zaten daha önce sağlam raporları vermediler mi?" diyen Kaplan, şöyle devam etti: "İşletme tıkır tıkır işliyor, kömür çıkıyor. demediler mi? Çalışma Bakanı 18 Martta demedi mi, Enerji Bakanı altı ay önce bu işletmeyi örnek olarak gösterip 'Çok güzel, tıkır tıkır çalışıyor.' demedi mi? Bunları yok sayabilir misiniz, hiç olmamış diyebilir misiniz? Bu yaşanan acılardan çok az önce yaşanan bunları, bu sorumluluk mevkiindeki insanlara soruyorum ve o işletmeyi TKİ'den taşeron olarak devralıp, taşeron olarak devraldıktan sonra binlerce işçiyi 2 kilometre derinlere, kor kömürlere, yanar bir madene gönderdikten sonra bu madende grizu patlaması ve metan gazı karşısında bu gaz maskelerinin çaresiz, kabloların yanmaz değil yanar, tünel koridorlarının tahtalardan, sığınma odalarının ve yaşam odalarının olmadığı ölüm koridorlarında, tünellerinde battaniyelere sarılmış olarak çıkan cenazelerin, battaniyelerle çıkan Uludere'deki cenazeler gibi battaniyelere sarılı ölümlerin kahrolası fotoğrafına birileri 'olağan şey, kader' deyip bu halkla dalga geçme hakkını kendinde nasıl buluyor, nasıl bulabiliyor? Bu kadar kolay mı?" "HÜKÜMET SIKIYÖNETİM OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN EDİYOR" Kaplan, "Savcılık ne yapıyor? Savcılık orada, bunca ölüm olmuş, bunca yaralı var, bunca olaydan sonra çıkıyor, yeni ifade almaya 8AOZ;WMYCVYTYZUYRQXZLYTQSPSZ@<UQWTXVXLKTH AXTZQWZ5.5Z@<UQWTPWRZRYLQSLVYZJOZLYTQSPVYTY ;WMYJYZRYNSVYJXVXLKTHZAOZGWTGW>WQWZQWDXIXRZRY: POZROTOPVYTSZ>WZMX>XVZNKCVOPZROTOVOIVYTSZQY JYESZLYTQSPZRYPCYULYVYTSZJYIVYNNSVYTHZ4UVYTVY XTNXJYNZROTQORZ>WZRWUQXZGYVSIPYVYTSUSZLFTFNWBWR: VWTHZAFNFUZJOZLYTQSPVYTZJWVVXZRYLSNVYTZXGXUQW ?,?12QYZNKCVYUYBYRHZ04AAZJWVVXZJXTZPXRNYT YGSRVYQSHZ3MNYUJOVZ>WZ?URYTYZ0XBYTWNZ4QYVYTS @XJXZROTOPVYTSUZLYTQSPVYTSZXGXUZ;WCMXLVWZXTNXJYN ROTOVQOHZAOZLYTQSPVYTSZ?,?12QY JXTVWINXTWBWDXEHZ,XTPYVYTSUZYTYLYTYRZ$W;XNVWTW RKUONZQWMNWDX=ZGKBORVYTSUZWDXNXPZPYMTY9VYTSUS RYTISVYPYRZXMNXLKTOEHZ2QXLWUVWTZXGXUZQW RYLSNVYTSPSESZYVSLKTOEHZ3;NXLYGVYTZNWMCXNZWQXVXLKTH 0KCVYUYUZLYTQSPVYTZMYQWBWZRYEYZMKUTYMSZ;YLYNNY RYVYUZYXVWVWTZXGXUZROVVYUSVYBYRHZAOZNKCVYUYUZQY XVYUZWQXVWBWRH8 54A:JL"2LA8C5EA-J:'J /JC.89,JC898L.2"J9L2.E/4C ?LTSBYZMKUZQ<UWPQWZYISTSZLYDSIVYTSUZMWJWC KVQODOZUW;XTZNYIRSUVYTSZ>WZMWVVWTZUWQWUXLVWZEKT @FUVWTZLYIYLYUZJYINYZAKMUYZ-WTMWRZ>W 5STJXMNYUZKVPYRZFEWTWZY9WNNWUZWNRXVWUWUZAYNS AYVRYUVYTYZ?,?1ZRKKTQXUWMXUQWZ@<UQWTXVWU XUMYUSZLYTQSPVYTZ>WZY9WNZJ<V@WMXUQWZLFTFNFVWU GYVSIPYVYTVYZXV@XVXZJXV@XVWUQXTPWQWZJOVOUYUZ?NY: VYL=Z8AYVRYUVYTVYZ0FTRXLW2UXUZXTNXJYNSZKUVYTZJXE: XPZ@<UFVZBKDTY9LYPSEHZ4UVYTZJXEQWUZLYTQSP JWRVXLKTVYTHZ3VRZYRIYPZAKMUYZ-WTMWRZJXEQWU JYESZXMNWRVWTXZKVQOHZ1Y;YZGKRZROPZNKTJYMSZXMNWU: QXHZ-WPWUZYTRYQYIVYTSPSEZGYVSINSVYTHZ*/)ZJXU ROPZNKTJYMSZ;YESTVYUQSZ>WZ"WUWVROTPYL AYIRYUVSDS2USUZOGYDSZ;YESTHZWUWTYN<TZ>WZCKPCY MXMNWPVWTXZWRVWUWTWRZKZYRIYPZ@<UQWTXVQXHZEWV: VXRVWZAKMUYZ-WTMWRZ>WZ5STJXMNYU2YZPYVXZQWMNWR QWZ@<UQWTQXRHZ4UVYTVYZXTNXJYNSPSEZ;YVWUZQW>YP WQXLKTHZVRWPXEZWUZQOLYTVSZIWRXVQWZQWMNWRVWTXUX MFTQFTFLKTHZAOUOUZQYZRKKTQXUYMLKUOUO LFTFNFLKTOEH8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSHZ ?XVWZ>WZ5KMLYVZKVXNXRYVYTZAYRYUSZ?LIWUOT 3MVYP=Z5KPY2QYZ;YLYNSUSZRYLJWQWUZIW;XN PYQWUBXVWTZ;YRRSUQYZXMNYNXMNXRXZJXV@XVWTZYRNYTQS 8?XVWVWTVWZXV@XVXZGYVSIPYVYTSPSESZXVRZ@FUQWU XNXJYTWUZLYCNSRHZ?XVWVWTXUZMKMLYVZQOTOPOZXVWZXV: @XVXZJXTZNYJVKZKTNYLYZGSRYTPYLYZGYVSISLKTOEHZ$O YUYZRYQYTZ/%ZYXVWLWZOVYINSRHZVYIYPYLYUVYTZQY QW9XUZXIVWPVWTXZXGXUZIW;XTZQSISUYZGSRPSIZRXIXVWTH $W;XNZKVYUVYTZQYZ/))ZRXIXZW>VX=ZJWRYTZKVYUVYTZXMW +ZRXIXHZ!KBODOZKVYPYLYUVYTSUZMYLSMSZ%+= KVYUVYTSUZMYLSMSZXMWZ/*HZ+/ZGKBORZJYJYMSE RYVPSIZQOTOPQYHZAOZGKBORVYTSUZLYIZKTNYVYPYMS * HZAXEXPZXGXUZ<UWPVXZKVYUZJOZYXVWVWTXZYLYRNY NONPYRZ>WZ;YLYNVYTSUYZQW>YPZWNPWVWTXUX MYDVYPYRH( E&J: başlıyor ve ondan sonra basına diyor ki: 'Burayı terk et.' Hükûmet, sıkıyönetim, olağanüstü hâl ilan ediyor 'Kimse giremez Soma'ya.' diyor, taziye bile yasak. 'Gelemezsiniz, acıları paylaşamazsınız, gidemezsiniz, kucaklaşamazsınız, hayır, buraya duvar çektik.' diyor tıpkı ocaktaki yanan ölümlerin geldiği tünellere betonla çekilen duvarlar gibi. Vicdanlarınız pas tuttu diyeceğim ama bunda o vicdan yok arkadaşlar. Vicdan yok, eğer olsaydı, tekme tokat girişilmezdi yurttaşa, eğer olsaydı, oraya koruma ordularıyla girilmezdi, eğer olsaydı, orada…" şeklinde konuştu. "KASKINDAN, BARETİNDEN ÇALDINIZ" "Belediyeden çaldınız, işçinin emeğinden çaldınız, kaskından çaldınız, baretinden çaldınız, elektrik kablosundan çaldınız, elbisesinden çaldınız, çizmesinden çaldınız, tabutundan çaldınız, çaldınız, çaldınız, çaldınız!" diyen Kaplan, öldükten sonra, ölenlere 'kader' dendiğini ifade etti. "Böyle kadere isyan ediyoruz arkadaşlar. Böyle kader batsın, olmasın. Böyle şey olur mu!" ifadelerini kullanan Kaplan, "'Dertlerin kalkınca şaha, Bir sitem yolla Allah'a, Görecek günler var daha, Aldırma gönül, aldırma.' Özelleştirmenin, taşeronluğun, sömürünün kıskacında, insanlık onurundan uzak yaşama koşullarında, kölelik koşullarında çalışıyorken ve bu ülkede angarya, angarya, angarya koşullarında çalışırken siz gelip burada insanlıktan bahsedeceksiniz. Batsın bu insanlığınız, ölsün bu insanlık! Bu insanlıkta onur yok. Angarya koşullarında yaşayan bir insanlıkta onur arayamazsınız. Onuruna, işçisine, emekçisine sahip çıkarak insan onuruna, adaletine sahip çıkabilirsiniz. Ne yapalım, ne yapalım? Biz, 301 ölü, bunca yaralı karşısında Hükûmetin yapmadığını yapmak istiyoruz, özür diliyoruz ve eğiliyoruz önünüzde. Bu utanç bu Meclise yeter! Böyle kaçamak yollara saparak adalet gerçekleşmez ve ben, özür diliyorum, özür diliyorum, özür diliyorum." dedi. (CİHAN) SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE [email protected] SOMA, ŞİİR, ANTALYA Epey ara verdik değil mi? Zaten Yazı İşleri Müdürüm de öyle diyor yeter çok tatil yapıyorsun, en az hafta da bir kere yazmalısın, özlüyoruz yazılarınızı diyor. Zaten telefonu kapattım hemen yazmaya başladım bile. Antalya da idim biliyorsunuz. Değerli dostlarım Mustafa Ceylan ve Harun Yiğit epeydir ısrar ediyorlardı gel özledik bir proğram yapalım Antalya'da diye. Nihayet bana da bırakmadılar ve birkaç yıldır görüşemediğim şair dostum usta Hicivci Rasim Köroğlu da Eskişehir de imiş, onu da arayıp ikimize bir proğram yapmışlar. Bize sadece Antalya'ya gitmek kaldı ve mecburen gittik tabii. Gittik ama daha yola çıkmadan malum Soma Faciası meydana geldi. Şimdi ne yapacaktık, proğramı iptal etmek çok zordu afişler hazırlanmış, mekan ayarlanmış, duyurular yapılmıştı. Rasim beni aradı ne yapacağız diye, iptal mi edilecek dedi. Ben de yok neden iptal edelim biraz ağırlaştırırız eğlenceyi biraz hüzüne dönüştürürüz sen de hicivlerini soma ağırlıklı yaparsın proğramı öylece yaparız dedim. Nitekim de öyle oldu. 15 Mayıs Antalya Kaleiçi Karatay Medresesinde yoğun bir katılım ile proğramı yaptık. Bendeniz ağırlıklı olarak sohbet etmeyi ve soma da oluşan facianın kesinlikle kader ve bir iş kazası olmadığı üzerinde durdum. Çünkü aklı eren ermeyen herkes bunun kader veya iş kazası olduğunu zırvalamaya başlayınca benim de tepem atıyor ve ağzıma ne gelirse sansürsüz bir şekilde söylüyorum. Bunun kaza ve kader ile uzaktan yakından bir ilgisi yok ve bu resmen bir işçi katliamıdır. 301 can ne demek, hem de göz göre göre, gaz sızıntısını bile bile o canları madene indirenler bunun hesabını kesinlikle vermelidirler, vereceklerde...Öbür yandan da bunu bir fırsat bilip hükümeti düşürmek, algı oluşturup cumhurbaşkanlığı seçimini bir yerlere çekmek isteyenlere de iyi bir fırsat çıkmıştı. Nitekim bunu en iyi şekilde değerlendirerek bir kere daha Türk halkının nefretini artırdılar ve Metin Feyzioğlu'nun konuşması ile kendini bitirdiği gibi bunlarda halkın nefretini bir kez daha artırarak seçilme ihtimallerini daha da aşağıya çekme başarısını elde ettiler. Neyse şimdi Soma konusunu biraz daha ortalık durulunca yazacağım elbette. Biz Antalya'da dostlarla çok güzel paylaşımlarda bulunduk, Müdürümün dediği gibi çok fazla tatil yaptık. Elbette yazılar var, çalışmalar var bunları da bir kenara atmamız mümkün değil. 17 Mayıs günü Konyaaltında dolunayda şiir söyledik ama baretler ile Soma üzerine şiirler söyledik, söyleşiler yaptık, konuşmalar yaptık. Bendeniz de yine orada Soma'yı anlattım, Türkiyedeki bütün madenlerin avrupa standartlarına getirilmeden asla işletilmemesini ve çalışan tüm madenlerin hemen kapatılarak yeni katliamların yaşanmasının önüne geçilmesini önerdim. Bilmem hükümet buna uyar uymaz ama eğer bundan sonra bir facia daha allah göstermesin yaşarsak bu sefer ben de hükümeti sorumlu tutacağım ve ilk suç duyurusunu da ben yapacağım. İnşallah böyle bir gaflet içinde bulunmazlar. Neyse sevgili dostlar biraz kısa yazayım daha yazacak ve söyleyecek çok sözlerimiz var. Gelecek bizim için güzel günler getirecek biliyorum ve inanıyorum. İstiyorum ki biraz erken olsun, acılar hiç olmasın, hep mutlu ve yüzlerimiz gülsün diyorum. 8 GÜNCEL Domateste ihracat azaldı, fiyatlar düştü M uğla'da domatesin kilogram fiyatı 20 kuruşa kadar düştü. Muğla'dan Rusya başta olmak üzere Polonya, Ukrayna, Irak, Moldova, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelere yapılan ihracatta bu yıl düşüş yaşandı. Domatesin ihraç edilemeyerek iç piyasaya sunulması üzerine, pazarda ürün fazlalığı yaşandı. İç piyasada arz fazlalığının etkisiyle domatesin haldeki kilogram fiyatı, 20 kuruşa kadar düştü. Ortaca Ziraat Odası Başkanı Salim Çöllü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fiyatlardaki düşüş nedeniyle üreticilerin domatesi salça fabrikalarına göndermeyi tercih ettiklerini söyledi. Salça fabrikalarına giden domatesin kasasının ise 11,5 liradan satışa sunulduğunu vurgulayan Çöllü, fiyatlardaki düşüşün engellenmesi için çiftçilerin planlı üretim yapması gerektiğini bildirdi. - "Fiyatlar bu dönemde bu kadar düşmemeliydi" Antalya'dan sonra en çok domates üretilen yerlerden Fethiye ve Seydikemer ilçelerinde ise domatesin 20 kilogramlık kasası 1,5-2 liradan satışa sunuluyor. Karaçulha Mahallesi'nde domates üretimi yapan Ali Hancı, yılın bu döneminde domates fiyatlarının bu kadar düşmemesi gerektiğini söyledi. Hancı, iç piyasada 20 ila 30 kuruş arasında değer bulan domatesi, kasası 2 liradan salça fabrikalarına gönderdiklerini anlattı. Hal komisyoncusu Ali Korkut da ihracatın az olması ve üretimin fazla gelmesinin domates fiyatının düşmesine neden olduğunu bildirdi. Korkut, "Bu yıl domatesin fiyatı önceki yıllara göre yaklaşık bir ay erken düştü. Üreticiler talep görmeyen domatesi, kasası 1,5-2 liradan salça fabrikalarına gönderiyor" dedi. (AA) Çizmeden sonra şimdi de 10 lira Soma'daki maden kazası sonrasında bölgede konuşlanan Türk Kızılayı, bir maden işçisinin cesedinin sarıldığı battaniye ile yine bir başka işçinin madenden çıkarılırken cebinden düştüğü tahmin edilen kömür karası bulaşmış 10 lirayı, acı ve hüznü çağrıştıran birer anı olarak saklayacak Türk Kızılayı Soma Şube Başkanı Aziz Günal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kızılay Genel Merkezi, Soma Kaymakamlığı, Soma Belediyesi ve gönüllülerden destek alarak, çok sayıda insana yardım ettiklerini belirtti. Günal, faciadan birkaç gün sonra bir maden işçisinin Kızılay'a bağışladığı battaniyeyle ilgili şunları anlattı: "Getirdi bir poşet koydu önüme. Battaniye getirdiğini söyledi. Kızılay'ın battaniyesi olup olmadığını sordum. Çünkü biz de battaniye vermiştik. Ama onun battaniyesiymiş. 'Bu benim ağabeyimin cenazesini taşıdığım battaniye' dedi. Herhangi bir konuda yardımcı olabileceğimi söyledim ama bizim onlara yeterince yardım ettiğimizi ve başka yardıma ihtiyacı olmadığını, kendisini bize yardım etmek istediğini söyledi." Aziz Günal, olaydan sonra bir de maden ocağı çıkışında kömür karası bulaşmış 10 lira bulduklarını ve paranın da cesedi taşınan bir işçinin cebinden düşmüş olabileceğini belirtti. Battaniye ve paranın manevi değerinin çok yüksek olduğunu kaydeden Günal, battaniyeyi, Türk Kızılayı Genel Merkezi'nde, Soma'da ölenler anısına sergilemek istediklerini, 10 lirayı da Soma şubesinde saklamayı amaçladıklarını dile getirdi. Battaniyesini bağışlayan işçi Türk Kızılayı'na battaniye bağışında bulunan Soma Maden İşletmeleri işçisi Ahmet Yankın (38), iki çocuk babası olan ağabeyi Nurhan Yakın (42) ile o gün aynı vardiyada çalıştıklarını ifade etti. Vardiyalarının aynı ancak bölümlerin ayrı olduğunu anlatan Ahmet Yankın, şunları anlattı: "Ben mekanize ayaktaydım, o klasik ayaktaydı. Akşam üstü saatlerinde enerji kesildi. Duman gelmeye başladı, oksijen tüpü ile idare ettik. Sonra baygın halde beni dışarı çıkarmışlar. Çıktığımda her yerde ceset vardı, şok geçirmişim. Hastanede tedavi gördüm. Rahmetli ağabeyimi ertesi gün aradık, bekledik sonra da teşhis ettik." (AA) 23 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe İzmirlilerin olacak. Kentimizdeki kuruluşları, sivil toplum liderlerini İzmir'in mallarına sahip çıkmaya çağırıyorum." Belediyelere devredilsin CHP İzmir milletvekilleri, ortak bir açıklama yaparak, İl Özel İdaresi'ne ait malların belediyelere devredilmesi çağrısı yaptı. Ortak açıklama yayınlayan 13 vekil, şunları kaydetti: "Özel İdare'nin yaptığı hizmetler artık İzmir belediyeleri tarafından verilmek zorunda bırakıldığına göre Özel İdare bünyesinde hizmet veren araç, teçhizat ve diğer taşınmazlar da işin doğası gereği belediyelere devredilmelidir. Bunun örnekleri Trabzon, Denizli ve Kayseri gibi illerimizde vardır. Her fırsatta milli iradenin öneminden bahsedenler, İzmirlinin iradesini yok sayamazlar. SONDAKiKA GAZETESİ >> SiYAH MAVi KIRMIZI SARI 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe 9 GÜNCEL 23 Maden işçilerine verilen gaz maskeleri Meltem ARIKAN 1993 Çin yapımı çıktı meltem.arı[email protected] Kader Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasının ardından uzun süre tartışılan gaz maskelerinin, 1993 yapımı ve kullanım tarihi geçen Çin malı olduğu iddia edildi. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait ocakta geçen hafta salı günü yaşanan faciada 301 işçi şehit oldu, 486 işçi ise yaralı olarak kurtarıldı F acianın hemen ardından en çok tartışılan konulardan birisi, işçilerin karbonmonoksit gazından korunması için dağıtılan gaz maskeleri oldu. Şirket yetkililerinin açıklamalarında, işçilerin gaz maskelerinin bulunduğu ve o anda yanlarında olduğu açıklandı. Maskelerin 45 dakika hayatta kalmalarını sağladığı ileri sürüldü. Maden şirketleri yetkililerinin işçilere verildiğini söylediği o gaz maskeleri ortaya çıktı. Dokuz yıldır çalışan Barış Kılıç, yanında getirerek basın mensuplarına tanıttığı gaz maskesinin hiç bakımdan geçmediğini, işçilere zimmetlendiğini, içindeki havanın 45 dakika değil, sadece 10 dakika yettiğini söyledi. Gaz maskesini takıp uygulamalı olarak gösteren madenci Kılıç, “Ben dokuz yıldır bu şirkette çalışıyorum. Hepimizde bunlar var. Bize verildiğinde nasıl çalıştığını bilmiyorduk. Çalışırken bir gün kutu açıldı, mühendislerimiz, 'Niye açıldı?' diye sordu. Arkadaşlarımızın hiçbiri kullanımını bilmiyor. Daha sonra bize kurs verdiler." dedi. Gaz maskelerinin 1993 yılına ait olduğunu ve üzerinde Çince rakamlar bulunduğunu ifade eden Kılıç, "Rakamlardan bir şey anlamıyoruz. Çoğu kir pas içinde. Bunu kullanması zaten zor. Ben dokuz senedir çalışıyorum, bu sürede kimse alıp da bakmadı yüzüne. Aldığımız gibi sepetlere koyuyoruz. İşe başlarken çıkarıyoruz, zaten çalışırken sağa sola çarpıyor. Dayanma süresi 40-45 dakikaymış. Kurtulan arkadaşlarımızın anlattığına göre 45 dakika değil, 10 dakika bile dayanmamış." diye konuştu. 'TÜRKÇEYİ ZOR KONUŞUYORUZ, ÇİNCEYİ NASIL ANLAYACAĞIZ?' Türkçeyi zor konuştuklarını, Çinceyi nasıl anlayacaklarını soran Barış Kılıç, şunları anlattı: "Bana verdikten sonra maske açıldı. Mühendis benim için, 'Salak arkadaşınız, gaz maskesini açıp da geri kapatmış.' dedi. Kullanımını bilmiyorum ki açılınca geri kapattım. 2007 yılında 600-650 TL maaş alıyorum, maaşın yüzde 50'sini gaz maskesi için kestiler. Depocu benden geri istedi, maaşımdan kesildiği için götürdüm evime. Aynen böyle Türkiye ve yurtdışındaki büyük ölçekli altyapı ve tünel projeleriyle tanınan Özgün Şirketler Grubu, Hilton Garden Inn İzmir projesiyle otelcilik sektörüne adım attı. Otel 35 milyon dolara mal olacak. Üç yılda 150 milyon dolar yatırımla toplamda beş otel projesini hayata geçirmeyi planlayan Özgün Turizm Yatırımları, bu yıl Hilton Garden Inn İzmir’in yanı sına biri Trabzon, diğeri İzmir Aliağa’da olmak üzere iki otelin daha temelini atmayı planlıyor. Özgün Turizm Yatırımları’nın ayrıca biri Yunanistan’ın Selanik şehrinde, diğeri bir Balkan ülkesinde olmak üzere yurtdışında iki adet otel projesi bulunuyor. Şirket, yurtdışı otellerini de önümüzdeki beş yıl içinde misafirleriyle buluşturmayı hedefliyor. Hilton Garden Inn Izmir, Bayrakli’nın temel atma töreninde konuşan Özgün Şirketler Grubu Başkanı Cahit Karakullukçu, İzmir’in yatırım yapmak üzere çok önceden beri takip Büyükşehir ve ilçe belediyelerinden esirgenen taşınır ve taşınmaz mallar, kapatılan beldelerin ve tüzel kişilikleri sonlandırılan köylerin mal varlıkları tartışmalarının ardında köyler hizmet beklemektedir. Konu hızla çözüme kavuşturulmalıdır ama bu yapılırken de göstermelik komisyonlar kurulup işi oldubittiye getirmeden, İzmirlinin malını İzmirlinin faydasına kullanacak biçimde bir sonuç ortaya konmalıdır. 'Oteller şuna, araziler buna' diye kafalarında yaptıkları taksimi İzmirliye dayatmaya kalkmamalı, belediyelerimizin haklı talepleri gözardı edilmemelidir." Valinin devleti temsil ettiğini hatırlatan CHP milletvekilleri, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: "Valiler, mülki idarenin başıdır. Kamu otoritesini ve tüm milleti tem- sil ederler. Valilerden buna uygun davranması beklenir. Toprak'ın da önceliği, İzmirlilerin hizmeti en hızlı ve en iyi biçimde almasını sağlamak olmalıdır. Polemiğe giren, işleri yokuşa süren, demokratik gösteri hakkını kullanmak isteyenlere zulmeden, gençlere bir TOMA'nın penceresinden bakan bu anlayış, devlet ciddiyetine de sağduyuya da İzmirlinin uzlaşma kültürüne de uygun değildir. Kendisinden bu hoş olmayan tutumunu terketmesini, bir partinin değil, devletin ve milletin valisi olmasını bekliyoruz. Aksi halde hukuk ve tarih önünde sorumluluktan kaçamaz. Valiler memurdur, bugün burada görev yapar, yarın başka yerde. Hesap verecek olan, milletin vekilleridir." (CİHAN) evde duruyordu. Tesadüfen açılmasaydı, bugüne kadar görmemiş olacaktım. Faciadan sonra merakımdan baktım. Sadece canımızı kurtaracak diye taşıyordum, bir işe yaramıyormuş. O zaman Çetin Bey vardı, duysun, 'salak arkadaşın' diyen." Açılan maskenin parasının alındığını ancak yeni verilen için para alınmadığını da söyleyen Kılıç, aynı maskenin sadece Soma'da değil, bütün madenlerde kullanıldığını vurguladı. Gaz maskesinin yanında bir de kullandıkları toz maskeleri olduğunu sözlerine ekledi. (CİHAN) Taşeronların çalıştırdığı maden işçileri 'bonus' sistemiyle yarıştırılmış M Hilton Garden Inn İzmir Oteli'nin temeli atıldı KOCAOĞLU: İzmir'in mallarına sahip çıkın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel seçimlerden sonra kapatılan İl Özel İdaresi'ne ait taşınmazların yerel yönetimlere devredilmesi için Twitter hesabından çağrı yaptı. Kocaoğlu, “Bu mallar Aziz'in değil, İzmirlilerin olacak. Kentimizdeki kuruluşları, sivil toplum liderlerini İzmir'in mallarına sahip çıkmaya çağırıyorum." yazdı. Kapatılan İzmir İl Özel İdaresi'ne ait bin 686 taşınmazla ilgili tartışma devam ediyor. Haklarını hukuki yollardan aramaya karar aldıklarını açıklayan Başkan Kocaoğlu, sosyal paylaşım sitesinde de şunları ifade etti: "Mücadelemiz, İzmir'in yerel serveti olan Özel İdare taşınmazlarının yine İzmir'in yerel yönetimlerinde, yani İzmirlilerde kalması için. Bu mallar Aziz'in değil, SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI ettikleri bir şehir olduğunu söyledi. İzmir’in her yıl 1,5 milyon yabancı, 600 bin yerli turist çektiğini kaydeden Karakullukçu, “Son yıllarda artan kruvaziyer turizmini de göz önünde bulundurduğumuzda, kentin ne denli büyük bir turizm potansiyeline sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıca kent, 5 bin yıllık geçmişi ve çevresindeki tarihi bölgelerin çokluğuyla önemli bir turizm ve kültür merkezi. Buna rağmen İzmir’in ülkemizdeki yatırımlardan hak ettiği payı aldığı düşünmüyoruz. Biz de hem bu fikirden yola çıkarak hem de İzmir’e duyduğumuz özel sevgi sonucu Hilton Garden Inn İzmir, Bayraklı projemize başladık.” diye konuştu. Hilton Garden Inn İzmir’in bölgenin otel açığını kapatmada önemli bir rol oynayacağını dile getiren Karakullukçu, şunları kaydetti: “Kentin kavşak noktası Bayraklı aynı zamanda İzmir’in kentsel dönüşümle yenilenen bir bölgesi, bu anlamda şehrin yükselen yıldızı. İnanıyorum ki Hilton Garden Inn İzmir konsepti, ulaşım ağlarına yakınlığı ve Bayraklı’nın kent merkezine yürüyüş mesafesinde olmasıyla İzmir’in yeni çekim merkezi olacaktır.” 35 milyon dolarlık yatırımla tamamlanacak Hilton Garden Inn İzmir’de 9’u süit olmak üzere toplam 195 oda bulunacak. Ayrıca toplantı salonları, 250 kişilik körfez manzaralı restoranı bulunan otelin, 2015 yılının ikinci yarısında açılması planlanıyor. (CİHAN) Soma için madalyalarından vazgeçti Engelli vücut geliştirme sporcusu Tolga Murat Balıkçı, Soma’da hayatını kaybeden madencilerin ailelerine yardım etmek için madalyalarını satışa çıkarttığını bildirdi. Balıkçı, yaptığı yazılı açıklamada, Soma'daki maden faciasının herkes gibi kendisini de üzdüğünü, bu nedenle geride kalanlara sahip çıkılması gerektiğini belirtti. Maddi durumu yetersiz olduğu için kendisi için paha biçilmez olan madalyalarını satışa çıkarttığını bildiren Balıkçı, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "İnşal- lah duyarlı insanların girişimiyle madalyalarımı satıp Somalı hemşehrilerime destek olacağım. Soma da yaşamını yitiren şehit kardeşlerimin geride kalan ailelerine yardım etmeyi çok istedim ama maddi gücüm buna yetersiz. Sahip olduğum IFBB ve WBBF federasyonlarına ait 5 altın ve 2013 Guinness dünya rekoru madalyalarımı internet üzerinden satışa çıkarttım. Geliriyle aileleri destekleyeceğim. Varım yoğum hepsi bu. Ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlarına da sabır diliyorum."(AA) anisa'nın Soma ilçesinde facia yaşanan, Soma Kömür İşletmeleri AŞ.'ye ait madendeki çalışma şartları, taşeron sistemleri, bu taşeronları simgeleyen isimler ve bonus sistemiyle işçilerin yarıştırılma sistemleri ortaya çıktı. İşçilerin gruplar halinde günlük üretimlerini arttırmak için yarıştırıldığı, ayrıca resmiyette olmasa da taşeronların "Mis", "Nilüfer Bey", "Gema", "Doğanay", "Atmış" ve "Şengül" gibi adlarla birbirinden ayrıldığı ortaya çıktı. Yıllarca madende çalışan işçilerin anlattıkları, uygulanan sistemin de deşifre olmasını sağladı. Resmiyette olmasa da kendi taşeron gruplarını belirleyen kişiler, "ekip başı" veya "dayıbaşı" olarak adlandırılıyor. Bu ekip başlarının, sayıları 20 ile 25 arasında değişen kalifiye elemanları için madenin yöneticileriyle görüştüğü, pazarlık yaparak ücrette anlaştığı tespit edildi. Bu anlaşmayla ekipteki kişilerin şirketin resmî kayıtlarında çalışan gösterilip ekip başlarının resmiyette herhangi bir sorumluluk almadığı belirlendi. Çalışanların şirketten, anlaşmaya göre bin ile 2 bin lira arasında ücret aldığı, ekip başlarının ücretlerininse 10 bin liraya yaklaştığı ileri sürüldü. Bunun yanısıra işçilerin, ocağa girdikten sonra bu kez de vardiya amirleri tarafından, "bonus" olarak adlandırılan ek ödemeleri alabilmek için çalışmaya zorlandığı iddia edildi. Saat 08.00-16.00 vardiyasının "Gündüz", 16.00- 24.00 vardiyasının "Paşa" ve 24.0008.00 vardiyasının "Serseri" olarak adlandırıldığı madende, işçilerin adeta yarış atı gibi kullanıldığı belirlendi. Vardiya amirlerinin, hem kendileri hem de işçilerin bonus alması için daha çok çalışmaya zorladığı öğrenildi. Vardiyalar arasında yarış olduğu, bunun da günlük kömür üretimini arttırdığı, işçilerce ifade edildi. (CİHAN ASLAN: MADENLERİ DEVLET İŞLETMELİ Ege-Koop Danışma Kurulu, 30 Mart yerel seçim sonrasındaki ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda başta Soma’da yaşanan maden faciası olmak üzere seçim sonuçları ve İzmir’in halihazırdaki sorunları ele alındı. Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, “ Madenler özelleştirilmemeli, devlet güvencesinde faaliyet göstermeli” dedi. Ege-Koop’un tam on iki yıldır İzmir’in yerel parlamentosu gibi çalışan Danışma Kurulu, iki ay ara verdiği faaliyetlerine yeniden başladı. Mayıs toplantısını Ege-Koop Genel Merkezi’nde gerçekleştiren kurula Genel Başkan Hüseyin Aslan da eşlik etti. Gazeteci Kemal Önderoğlu başkanlığında toplanan kurul, İzmir ve Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirdi. ŞİRKETLER ‘KAR’I GÖZETİYOR Soma’da yaşanan facianın kader değil ihmal olduğunun altını çizen Genel Başkan Hüseyin Aslan, “ Felaketin bizden kopardığı canlarımız, ihmalin, vurdumduymazlığın sonucunda bir avuç kömür için bir ömür verdiler. Oysa madenler stratejik özellik taşımaktadırlar ve kamu yararına, bizzat kamu tarafından işletilmelidirler. Özelleştirmenin sonucu kâr amacı ön planda olduğu için bu tür acılar oluyor” dedi. “FELAKETTEN DERS ÇIKARILMALI” Uygarlığın felaketten ders çıkarmak olduğunu vurgulayan Aslan, “ Bu tip kazalar önlenebilir kazalardır. İhmal var mı, yok mu mutlaka tarafsız, güvenilir bir kurum tarafından araştırılmalı, elde edilen sonuçlar, kamuoyunu tatmin edecek şekilde açıklanmalıdır. Hiçbir devlet, insan hayatını bu kadar ucuz göremez. İnsanı merkezine alan, bundan sonra üretimi düşünen bir anlayışa ihtiyaç var” ifadelerini kullandı. KURUL: SEÇİM SONUÇLARINDAN DERS ALINMALI Kurul üyeleri de, Özellikle Danıştay toplantısı ile daha da gerilen siyasi ortamın ülkeye verdiği zarara dikkat çekti, yerel seçim sonuçlarının da her partiye ders niteliğinde olduğunu dile getirdi. Üyeler, “ İzmir özelinde oylarını artırıp iki önemli ilçeyi de alarak asıl kazanan MHP olmuştur. Her ne kadar oyları artmış gibi dursa da İzmirli’nin AKP karşıtlığı sürmüş, CHP’ye de son bir şans vermiştir” dediler. (HABER MERKEZİ) MAFETYA ve SEPTO'dan Tire’ye 4 madalya Tire Özel Bilgi Koleji öğrencileri, İzmir’de düzenlenen 9. Ulusal Matematik Fen ve Teknoloji Yarışması’nda (MAFETYA) 1 bronz, 1 gümüş madalya kazandı. MAFETYA, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’deki bütün ortaokullara duyuruluyor. İzmir’de yapılan MAFETYA’ya bu yıl Türkiye genelinde 5, 6, 7 ve 8. sınıflardan 72 ilden 2 bin 635 öğrenci katıldı. İzmir’de, Türkiye genelinden öğrencilerin katılımıyla her yıl düzenlenen MAFETYA’da Tire Özel Bilgi Koleji öğrencileri bir ilke daha imza attı. Yarışmada Tire Özel Bilgi Koleji öğrencileri Bayındır, Selçuk ve Tire bölgesinden ilk defa madalya kazanan okul oldu. MAFETYA’da, Hümanur Özlü gümüş, Nesibe Çulhacı ise bronz madalya kazandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Türkiye’deki bütün ortaokullara duyurulan SEPTO’ya ise bu yıl Türkiye genelinde yapılan 2 bin 568 proje başvurusunun arasından 81 ilden 515 okuldan yaklaşık 5 bin öğrenci katıldı. İzmir fuar alanında açılan standlarda sergilenen eserler alanında uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Ardından sanatsever İzmir halkına sergilendi. Tire Özel Bilgi Koleji oyuncak tasarımı kategorisinde Soner Şahingöz ile Türkiye ikincisi, Hilal Karakurt ile resim kategorisinde Türkiye üçüncüsü olarak Tire’nin gururu oldular. MAFETYA’dan aldıkları madalyalarla çok mutlu olan Tire Özel Bilgi Koleji öğrencilerinden Nesibe Çulhacı, "Çok mutlu oldum. Bu sınavı kazanmak gerçekten zordu ama çalışarak başarabildim. Okulumun ve öğretmenlerimin desteğiyle oldu tabii ki. Öğretmenlerime bu başarıyı kazanmamıza yardım eden herkese çok teşekkür ederim." dedi. Hümanur Özlü ise "Çok mutluyum. Gümüş madalya kazandım. Bu benim için ve okulum için büyük bir gurur. Öğretmenlerime ve beni oraya götüren kişilere çok teşekkür ederim." ifadesini kullandı. SEPTO’dan madalya alan Soner Şahingöz, "SEPTO’ya Erhan Hocam sayesinde katıldım. Kendisine, okuluma ve bana yardımı olan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim." diye belirtti. Hilal Karakurt, duygularını şöyle ifade etti: "Bu yarışma için öğretmenimizle beraber çok çalıştık. Yarışmanın konusuna uygun bir resim oluşturup bu resmi yarışmada da çizebilmem için bir çok çalışma yaptık. Emeklerimizin karşılığını aldığım için çok mutluyum. Okuluma derece getirmek beni çok mutlu etti." Öğrenciler bundan sonraki sınavlarda da Tire’yi ve Özel Bilgi Koleji’ni en iyi şekilde temsil etmek için sınavlara planlı bir şekilde hazırlanmaya devam edeceklerini belirtti. Tire Özel Bilgi Koleji olimpiyat çalıştırıcısı ve matematik öğretmeni Emine Varol başarıyla ilgili şunları söyledi: "Öğrencilerimizi ve ailelerini tebrik ediyorum. Bu yıl başlattığımız hafta sonu olimpiyat grubu çalışmalarını seneye daha planlı ve sıkı bir şekilde sürdüreceğiz. İki öğrencimiz madalya almış olabilir. Ama okulumuzda az bir gayretle madalya alabilecek en az on öğrencimiz var. Bölgemizde de aynı seviyede belki elli öğrenci vardır. Ama madalya almak için herkesin bazı aşamalardan geçmesi gerekiyor. Biz okul olarak öğrencilerimizin bu aşamaları geçmesinde rehberlik yapıyoruz." Tire Özel Bilgi Koleji Teknoloji Tasarım ve Görsel Sanatlar öğretmeni Erhan Aslan da şöyle konuştu: "Sanat ruhun gıdasıdır sözüne inandığımız için öğrencilerimizin ruhlarına ulaşmaya çalışıyoruz. Daha önce de sanatsal yarışmalarda Türkiye 1.likleri ve 2.likleri aldığımız için bu konuda tecrübeli sayılırız. Görevimiz kabiliyetli öğrencilerdeki cevheri açığa çıkarmaktır." Tire Özel Bilgi Koleji Müdürü İsmail Özgüç, “Okul olarak amacımız düşünen ve üreten bireyler yetiştirmektir. Bireysel ve toplu akademik başarıda bölgede rakibimizin olmadığını herkes biliyor. Her yıl değişik sınavlarda madalya kazanıyoruz. MAFETYA’da ise ilk olarak bu yıl aldık. Ayrıca bilimsel ve akademik başarıların yanında sanat ve spor başarılarına da çok önem veriyoruz. Bu başarılarda emeği geçen öğretmenlerimi ve öğrencilerimi tebrik ediyorum. 2014-2015 eğitim yılı kayıtlarımız başladı. Bize çocuğunu emanet edenlerin güvenlerine layık olmak için çalışmaya devam ediyoruz.” dedi. (CİHAN) Soma'daki maden faciasının ardından herkes "kader" hakkında yorumlarda bulunuyor. Bu yorumların çoğundan kader, tevekkül, teslimiyet ve tedbir konularını bir çok insanın pek bilmediği, bir çok insanın da hiç düşünmeden konuştuğu ortaya çıktı. 1. Hayatın her anı her saniyesi kaderin parçasıdır. Ne bir felaket ne bir zenginlik ne bir sevinç ne bir yokluk kaderden ayrı değildir. 2. Bize göre iyi veya kötü olan bir olayla karşılaştığımızda büyük veya küçük olsun kaderimizle karşılaşmış oluruz. 3. Kaderin bütün olması ve kaderimizde olanı yaşıyor olmamız, (somada olduğu gibi) bir felaket yaşandığında ve bu felaketin bir sorumlusu olduğunda ondan hesap sorulması gerektiği gerçeğini değiştirmez. 4. Ancak bu felaketin sorumlusu da sorumludan hesap sorma olayı da yine kaderin bir parçasıdır. Kaderin dışına çıktığınız için ya da haşa kader yok dediğiniz için hesap soruluyor değildir. Hesap sorulması da kaderin içindedir. 5. Hayatımız dediğimiz zaman dilimi Allah Katında yaşanmış ve bitmiştir. 6. Biz zaman ve mekanla sınırlıyız. Düşündüğümüz algıladığımız yorumladığımız her şey zaman ve mekan kavramıyla sınırlı. Biz bir olayı zamanı geldiğinde görür/yaşarız. Bizim için geçmiş ve gelecek kavramları vardır. Allah ise zamandan münezzehtir ve Allah için bir olayı haşa olduktan sonra öğrenmek gibi bir kavram söz konusu değildir. Allah Katında her şey sonsuz kısa bir an için yaşanmış ve bitmiştir. 7. Müminin kaderi mutlak hayırdır. Sağı solu arkası önü başarısı başarısızlığı hastalığı sağlığı kaybı kazancı hep hayırdır. Çünkü imanın temel vasfı hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığını bilerek yaşamaktır. Dünya sadece bir imtihan yeridir. 8. Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilmek bazılarının sandığı gibi tedbirsiz umursuz yaşamak değildir. Tam tersine imtihan şuuru dünyayı daha güzel daha adil daha eşit daha kaliteli daha zengin daha müreffeh daha temiz yapmak için maksimum gayreti gerekli kılar. 9. Solun sürekli gündeme taşıdığı "kader dediler tedbir almadılar" söylemi ise 40'lardan kalma hem önyargılı hem müthiş cehalet içeren, gerçekle uyumu olmayan, insanların günlük hayatıyla da bağdaşmayan yersiz bir slogandır. 10. Solun bu sloganı kullanmasının kendince ideolojik bir anlamı olabilir, ama inançlı olduğunu söyleyen insanların hemen ezikliğe kapılıp benzer bir şekilde saygıya uygun olmayan üslup kullanmalarının açıklaması yoktur. Sol bu tip sloganvari saldırılar yaptığında onlarla birlikte kader hakkında "kader deyip geçemezsin" gibi saygıya hiç uygun olmayan bir cümle müminin ağzına yakışmaz, büyük ayıptır. 11. İnançlı bir insanın "kader" hakkında yorum yaparken saygıda asla kusur etmemesi gerekir. İnsan en özenli saygıyı en çok sevdiğine gösterir. Bizim de Rabbimiz'e saygımız, derin sevgimiz, seçtiğimi kelimelerle, kullandığımız üslupla, gösterdiğimiz özenle görülür. Bu sebeple kaderle ilgili cümle kurarken her müminin çok ince düşünmesi gerekir. Saygıya uygun olmayan her söz ve üsluptan Allah bizi korusun. Zamansızlığı, kaderi, izafiyeti daha derin düşünmek isteyenlerin mutlaka bu iki kitabı okumasını tavsiye ederim Soma'daki maden faciasının ardından herkes "kader" hakkında yorumlarda bulunuyor. Bu yorumların çoğundan kader, tevekkül, teslimiyet ve tedbir konularını bir çok insanın pek bilmediği, bir çok insanın da hiç düşünmeden konuştuğu ortaya çıktı. 1. Hayatın her anı her saniyesi kaderin parçasıdır. Ne bir felaket ne bir zenginlik ne bir sevinç ne bir yokluk kaderden ayrı değildir. 2. Bize göre iyi veya kötü olan bir olayla karşılaştığımızda büyük veya küçük olsun kaderimizle karşılaşmış oluruz. 3. Kaderin bütün olması ve kaderimizde olanı yaşıyor olmamız, (somada olduğu gibi) bir felaket yaşandığında ve bu felaketin bir sorumlusu olduğunda ondan hesap sorulması gerektiği gerçeğini değiştirmez. 4. Ancak bu felaketin sorumlusu da sorumludan hesap sorma olayı da yine kaderin bir parçasıdır. Kaderin dışına çıktığınız için ya da haşa kader yok dediğiniz için hesap soruluyor değildir. Hesap sorulması da kaderin içindedir. 5. Hayatımız dediğimiz zaman dilimi Allah Katında yaşanmış ve bitmiştir. 6. Biz zaman ve mekanla sınırlıyız. Düşündüğümüz algıladığımız yorumladığımız her şey zaman ve mekan kavramıyla sınırlı. Biz bir olayı zamanı geldiğinde görür/yaşarız. Bizim için geçmiş ve gelecek kavramları vardır. Allah ise zamandan münezzehtir ve Allah için bir olayı haşa olduktan sonra öğrenmek gibi bir kavram söz konusu değildir. Allah Katında her şey sonsuz kısa bir an için yaşanmış ve bitmiştir. 7. Müminin kaderi mutlak hayırdır. Sağı solu arkası önü başarısı başarısızlığı hastalığı sağlığı kaybı kazancı hep hayırdır. Çünkü imanın temel vasfı hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığını bilerek yaşamaktır. Dünya sadece bir imtihan yeridir. 8. Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilmek bazılarının sandığı gibi tedbirsiz umursuz yaşamak değildir. Tam tersine imtihan şuuru dünyayı daha güzel daha adil daha eşit daha kaliteli daha zengin daha müreffeh daha temiz yapmak için maksimum gayreti gerekli kılar. 9. Solun sürekli gündeme taşıdığı "kader dediler tedbir almadılar" söylemi ise 40'lardan kalma hem önyargılı hem müthiş cehalet içeren, gerçekle uyumu olmayan, insanların günlük hayatıyla da bağdaşmayan yersiz bir slogandır. 10. Solun bu sloganı kullanmasının kendince ideolojik bir anlamı olabilir, ama inançlı olduğunu söyleyen insanların hemen ezikliğe kapılıp benzer bir şekilde saygıya uygun olmayan üslup kullanmalarının açıklaması yoktur. Sol bu tip sloganvari saldırılar yaptığında onlarla birlikte kader hakkında "kader deyip geçemezsin" gibi saygıya hiç uygun olmayan bir cümle müminin ağzına yakışmaz, büyük ayıptır. 11. İnançlı bir insanın "kader" hakkında yorum yaparken saygıda asla kusur etmemesi gerekir. İnsan en özenli saygıyı en çok sevdiğine gösterir. Bizim de Rabbimiz'e saygımız, derin sevgimiz, seçtiğimi kelimelerle, kullandığımız üslupla, gösterdiğimiz özenle görülür. Bu sebeple kaderle ilgili cümle kurarken her müminin çok ince düşünmesi gerekir. Saygıya uygun olmayan her söz ve üsluptan Allah bizi korusun. SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17 Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe GENÇLİK MECLİSİ’NDEN “EURODESK ARAŞTIRIR ERASMUS+ YARIŞTIRIR’’ PROJESİ, DENİZLİLİ GENÇLERE ÜCRETSİZ AVRUPA KAPILARINI AÇIYOR Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Gençlik Meclisi Eurodesk Temas Noktası, Denizli Valiliği AB İl Daimi Temas Noktası ve Pamukkale Üniversitesi Kariyer Ofisi Eurodesk Temas Noktası ortaklığında hazırlanan bir proje ile ilçelerde yaşayan gençleri eğitim ve kariyerleri için Avrupa fırsatları ile tanıştırılıyor MUZAFFER YURTTAŞ: 'KAZADAN ÇIKARILACAK DERSLER VAR' AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş, Soma’da yaşanan maden faciasından ülke olarak herkesin çıkaracağı dersler olduğunu söyledi. Bir daha bu tür kazaların yaşanmaması için el birliği ile kararlar alınması gerektiğini belirten Yurttaş, arama kurtarma çalışmalarında 2743 personel, 258 kara aracı, 9 hava aracı görev yaptığını, hastanelere sevk edilen 145 hastanın 85’inin yatarak tedavi gördüğünü, halen iki hastanın tedavileri devam ettiğini, hayati tehlikeleri bulunmadığını belirtti. Yurttaş açıklamasında “Madende bulunan 787 işçinin 486’sı kurtarılmış, 301’i tüm gayretlere rağmen kurtarılamamıştır. Maden içerisinde çıkarılamayan hiçbir madenci kalmamıştır. Yakınlarını kaybeden tüm ailelere tek tek devlet eliyle ve STK lar vasıtası ile ulaşılacak, durumları ve ihtiyaçları tespit edilecek, geride kalan yakınlarına, çocuklarına gerekli yardımlar ve destekler verilecektir. Şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkılacaktır” dedi. Yurttaş açıklamasına devamla “Böyle bir facia karşısında yargısız infaz yapmak, peşinen birilerini suçlu veya masum ilan etmek elbette yanlıştır. Olay vahimdir ve tüm boyutları ile incelenerek aydınlığa kavuşturulacaktır. Hükümetimiz kendine bakan yönüyle, yargı ise adli olarak gereken çalışmaları yapacaktır” dedi. AK Parti Manisa milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş açıklamasında : Buradan hepimizin çıkaracağı dersler var: 1)Madencilik sektörü yeniden ele alınmalı ve masaya yatırılmalıdır. Gerekli kanuni ve yasal düzenlemeler gözden geçirilmelidir. Var ise eksiklikler tamamlanmalıdır. 2)İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda kömür madenleri ile ilgili özel düzenlemeler yapılmalıdır. Arabaların nasıl küresel standartları varsa, iş güvenliğinin, madenciliğinde standartları var. Ülkemizdeki standartları acilen yükseltmeliyiz. 3)Gerekli önlem ve tedbir- leri almayan, ihmali olan, işveren ve sorumlulara verilecek cezalar artırılmalı ve caydırıcı hale getirilmelidir. 4)Alternatif enerji kaynakları üzerindeki çalışmalara daha fazla ağırlık verilmelidir. Hidroelektrik santrallara da, nükleer enerjiye de "Hayır" demeyi siyasal bir tavır olarak benimseyen ve bu konuda eylemlere yönelen kesimler, belki bu şekilde akla ve mantığa davet edilebilirler. 5)Yaşam odalarından ziyade tüm yer altı madenleri sağlıklı çalışılabilir hale getirilmelidir. 6)Sekiz OSB olan ve 100 binin üzerinde sanayi sektöründe çalışanı olan Manisa iline bir Meslek Hastalıkları Hastanesi kurulması için çalışmalar zaman geçirmeden başlatılmalıdır. 7)Maden yangınlarının söndürülmesi için her madende son teknoloji ürünü araç gereç ve malzemelerin bulundurulması zorunlu hale getirilmeli ve bu konuda gerekli önlemler alınmalıdır. 8)Asgari ücret vergi dışı bırakılarak, madenler ve yüksek riskli işler için ayrı bir asgari ücret tabanı belirlenmelidir. 9)Sendikalar konunun üzerinde ciddiyetle durmalı, madenler için de; ocağı iyi planlamak, havalandırmayı mükemmel yapmak, gizlice sigara içmemek, kabloyu üstünkörü tamir etmemek, kurallar neyse tam olarak uygulamak şart olmalıdır. Savsaklama, ihmal, göz yumma, hatalara tolerans gösterme gibi çağdaş olmayan alışkanlıkları artık ülke bünyesinden atmanın zamanıdır! Felaket karşısında birleşen, bugün tümünün gönlü yaralı toplumun, bu hasleti normal zamanda, her daim sürdürmesi de elzemdir! iktidarı, muhalefetiyle, benzer ya da farklı görüşlüleriyle hepimiz; Türkiye' adlı zengin madende ve aynı vardiyada, yan yana kazma sallamaktayız! Maden patlarsa hepimiz patlarız... Grizu ortamında kıvılcım çıkartmaya çalışanlara, işte bu yüzden, topyekûn karşı çıkmalıyız” dedi. (HABER MERKEZİ) D enizli’nin ilçelerinde okuyan liseli ve meslek yüksekokullu gençlere yönelik gerçekleştirilecek tanıtım çalışmaları sonunda yapılacak yarışmada birinci olan grup üyeleri Avrupa'ya gönderilecek. Avrupa fırsatlarının tanıtılacağı proje ile ilçelerde yaşayan gençlere de Avrupa yolu açılacak. Denizli’nin 17 ilçesine gidecek olan gençlik meclisi gönüllüleri, proje kapsamında Erasmus+ programını ve Eurodesk ağını tanıtacak. Projenin amacı ilçelerde bulunan imkanı kısıtlı gençlerin T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı Türk Ulusal Ajansı tarafından eğitim ve gençlik programları kapsamında desteklenen projelerin tanınırlığını sağlamak. İlçelerdeki gençler arasında da gönüllülüğü arttırmak, yeni Erasmus+ programını yenilikçi, dikkat çekici bir yöntemle duyurmak ve ilgili yerel tüm kuruluşlar ile işbirliğini arttırmak adına gerçekleştirilen proje kapsamında içeriğin daha iyi kavranması için, Erasmus+ özet kitapçığı ilçelerdeki gençlere dağıtılacak. Gerçekleşecek ilçe bilgilendirme toplantıları sonrasında düzenlenecek olan bilgi yarışması ile Avrupa fırsatları ve Erasmus+ program içeriği hakkında sorular sorulacak. Yarışmada birinci olan gruba ücretsiz Avrupa fırsatı ödül olarak verilecek. (HABER MERKEZİ) L E Z Ö R Ü G Z Ö İ L ’ P H C A D N I N I S A B DÜNYA CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in verdiği araştırma önergesi gerek ulusal basının gerekse dünya basının gündemine oturdu. CHP’li Özel’in 13 Mayıs günü facianın hemen ardından bölgede yaptığı yoğun çalışmaları ve açıklamaları basının ilgi odağı oldu Ö zellikle yabancı basının da sıkça röportaj talep ettiği CHP’li Özel, önceki gün Amerika’nın en saygın ve dünyanın en çok takip ettiği gazetelerden biri olan The New York Times’a yazdığı makale ile adından söz ettirdi. GELİŞMELERİ DAKİKA DAKİKA DUYURDU CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel Soma’da 13 Mayıs günü yaşanan facia ile ilgili 30’dan fazla uluslararası canlı yayına bağlanarak gelişmeleri dakika dakika dünyaya duyurdu. CHP’li Özel BBC; CNN gibi önemli televizyon kanallarına canlı bağlandı, aynı zamanda Fransa’nın en önemli ajanslarından AFP’ye (Agence France-Press), Amerikan Ajansı Associated Press’e (AP), Alman gazeteleri Stern ve Bild’e de mülakatlar verdi. TÜRKİYE’NİN ÖNLENEBİLİR TRAJEDİSİ Dünyaca ünlü, saygın gazetelerden The New York Times’a da (NY Times) bir makale yazan CHP’li Özel’in kaleme aldığı makalenin başlığı ise “Türkiye’nin Önlenebilir Trajedisi” (Turkey's Preventable Tragedy) İşte Özel'in İngilizce ‘ye tercüme edilirken kısaltılarak kullanılan makalesinin tam metni: “13 Mayıs günü Türkiye Soma’daki facia ile iş kazaları konusundaki derin uykusundan uyandı, ama bunun için 301 madencimizin derin uykuya dalması gerekti! Şu ana kadar, resmi rakamlara göre, 301 madencimizi kaybettik. Böyle bir facia yaşanmadan önce parlamentoda önlem alınması gerektiğini dile getirdiğim 29 Nisan tarihli konuşmam ve Türkiye’de yasamanın denetim yollarından biri olan araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergem 13 Mayıs Soma Faciasının tam da ortasına bir kor gibi düştü. Çünkü gerek 29 Nisan’da parlamentoda yaptığım konuşmam, gerekse verdiğim önerge Soma’daki maden kazalarını, yitirdiğimiz canları ve madenlerdeki siyaset-ticaret ilişkisinin acı gerçeğini anlatıyordu. Bu kazalar Soma’da ilk değildi. Her kazada birer, ikişer madencimizi yitiriyor ve artık cenazelerine gitmekten usanıyorduk. Bu konuşmayı da yine Soma’da meydana gelen bir maden kazasının ardından 23 Ekim tarihinde parlamentoya sunduğum işte o araştırma önergesi nedeniyle yapmıştım. Önergem Soma’daki maden kazalarının araştırılmasını, denetlenmesini, çözüm yollarının bulunmasını amaçlayan bir komisyon kurulmasını talep ediyordu. Hatta, tam da o günlerde, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) kabul ettiği ve birçok ülkede ilan edilen İş Kazalarında Yaşamını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesi için de bir kanun teklifi vermiştim. Bu anma günü sebebiyle, o gün Meclis’te kürsüye çıktım, araştırma önergemi anlattım. İşçi sınıfını, sendikal hakları ve Soma’yı, madencilerimizi konuştum. 10 dakika boyunca anlattım. Ve dedim ki; ‘Gelin hep birlikte, iktidar-muhalefet, Soma için komisyon kuralım, burayı mercek altına alalım.’ Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP), bizimle (Cumhuriyet Halk Partisi) birlikte bu önergeye evet dedi. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ‘sözde ileri demokrasi’ anlayışları gereği bu komisyonun kurulmasına çoğunluk oyları ile hayır dedi! Çünkü bugün Türkiye’de bir parmak demokrasisi var. İktidar partisi milletvekilleri Recep Tayyip Erdoğan’ın ve parti ileri gelenlerinin dediğinin dışında asla kendi inisiyatifleri ile hareket etmezler. Çünkü muhalefet onlara göre iktidarlarının baş belasıdır ve ne derse reddedilmelidir! Bu işin görünen kısmı ve bizim yıllardır parlamenter işleyişimizde artık aşina olduğumuz sorunlardan birisi. Ama işin iç yüzünde; madenlerdeki siyaset-ticaret ilişkisi yatıyor aslında. Soma’daki madenler iktidar ve sermaye ortaklığının bir prototipi ve haliyle buraların araştırıl- ması elbette işlerine gelmezdi. En azından 3-5 kişinin öldüğü kazaların araştırılması için ‘evet’ demek onlar adına pek de akıllıca değildi! Ama şimdi bilanço ağır ve hepsi Türkiye ve dünya basının yazdığı bu önergenin içeriğini okuyorlar. Hatta kendileri verdiğim önergeye benzer bir önerge daha hazırladılar ve bugün parlamentoya sundular. Biz onların önergesine evet diyeceğiz. Çünkü Soma’nın araştırılmasını istiyoruz. Sırf iktidar verdi diye bir şeyi reddetmemiz mümkün değil. Çünkü vicdanımızla hareket ediyoruz. Ama biliyoruz ki kaybettiğimiz 301 canı da hiçbir şey artık geri getirmeyecek. Şimdi yüzlercesinin yerin altından cansız bedenlerini çıkartmanın acısını yaşıyoruz. Soma’da sokaklarda insanlar göz yaşı ile dolaşıyor. Soma ağlıyor, Türkiye ağlıyor. Acımız büyük. 13 Mayıs akşamından beri her gün sabahın ilk ışıklarına kadar madenin başındayım. Oradan, oraya koşuşturuyorum. Acılı ailelerin yanındayım, yanındayız... Tarifi imkansız bir acının içinde, elimizden gelen tüm desteği seferber ettik. Ama gözyaşlarını , acılarını silemeyeceğimizi de çok iyi biliyoruz. Şimdi hepimizin yüreği kömür karası ve bizler de o göçüğün altında kaldık. Belki sözlerimi şu cümlelerle tamamlamam doğru olacaktır. 29 Nisan 2014 günü Meclis’te yaptığım konuşmamdan: “Yeryüzü sıcak olsun diye o soğuk maden ocağına inip alın teri ile ekmeğini kazanan işçilerin emeklerini, alın terlerini, yaşama mücadelelerini bir siyasi partinin geleceğine, onun ikbali için Genel Başkanının oradaki miting meydanını doldurmasına, alkışlamasına tahvil etmeye çalışanlar, bu yaptıklarının hesabını eninde sonunda, tarih karşısında, hem Türkiye işçi sınıfına hem de bu ülkenin güzel emekçi insanlarına verecekler.”dedi. (HABER MERKEZİ) SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe Her 40 yaşını geçmiş insan cumhurbaşkanı olabilir mi? Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Seçilme yaşının 18'e indirilmesinin konuşulduğu ve Cumhurbaşkanı olmak için en az 40 yaşında bulunmak şartının bulunduğu bir siyasal ortamda acaba "Gençlik" kavramına bakış açısının gerçek içeriğinde neler vardır? Bazı yaşlılar kendilerinden önceki kuşaktan insanlarla konuşurken "Gençliğinizin kıymetini bilin" derler. Oysa her gençlik kıymeti bilinmesi gereken anılar içermez... Aslında yaşamın bütün dönemleri gibi gençlik de sadece yaşanır ve geçer. Yakup Kadri Karaosmanoğlu şiirsel bir yazısında "Yıllar yarlardan vefasız" diye bakmaz mı olaya? Galiba önemli olan hangi yaşta olursanız olun aldığınız nefesin kıymetini bilmeniz ve hayatı ciddiyetle, sorumluluk duyarak ve cesaretle yaşamanızdır. Neticede "Delikanlı" olmak ille de genç olmayı gerektirmez... Ya da yaşın ilerlemiş olması hayattan bezmiş olmak duygusunu ille de beraberinde getirmez. 35 yaş şart mı? Cahit Sıtkı Tarancı, ateşin yaktığını ve suyun boğduğunu 35 yaşına gelince fark etmişti... Bunu 20'li yaşlarda da fark etmek mümkün değil midir sanki? İnsanlar önlerindeki yılların, arkada kalan yıllardan daha az olduğunu ne zaman fark eder? Celal Bayar'la son röportajımı yaptığımda, o 102 yaşındaydı. Üzerinde yeni bir takım elbise vardı. Terlik değil ayakkabı giyiyordu. Demokrat Parti'nin kuruluşu sırasında 1946'da İsmet İnönü ile yaptıkları pazarlığı anlatmıştı. Anlattıklarını yazmak için izin istedim. "Olmaz, bunları ben yazıp, ileride kitap yapacağım" dedi. Siz hiç 102 yaşında oldunuz mu ve "İleride" yapacağınız işleri tasarladınız mı? İnsanlar önlerindeki yılların, arkada kalan yıllardan daha az olduğunu tam olarak ne zaman fark ederler acaba? Ortak aday arayışı CHP ve MHP Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'a karşı çıkartabilecekleri ortak bir aday üzerinde düşünce çeşitlemeleri yaparken, herhalde sadece 40 yaşın üzerindeki bir isim aramıyorlar... Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de Cumhurbaşkanı seçilebile- cek yaşta olmalarına ve partilerinin liderleri olmalarına rağmen, neden kendileri aday olmayı düşünmüyorlar acaba? Kısacası yaş göreceli bir olgu... İnsanların niteliklerini yaşlarına bakarak anlamak pek mümkün değil. Halk ya da seçmen bir siyasetçiye destek verirken onun kaç yaşında olduğunu pek düşünmez, söylemlerine, vizyonuna, duruşuna ve icraatına bakar... İlkokuldaki çocuk zayıf notlarla dolu karnesini babasına gösterince adam öfkelenmiş ve "Mozart senin yaşındayken senfoniler besteliyordu" diye bağırmış. Babasının kendisini azarlamasını gülerek dinleyen çocuk ona "Napolyon da senin yaşındayken bütün Avrupa'yı fethetmişti" diye cevap vermiş ya... 22.05.2014 Erdoğan Almanya’ya giderken Abdurrahman DLPAK da olabilir.. Onlar da yeni Türkiye’nin liderini görmek, tanımak, dinlemek isteyebilirler.. Alman Cumhurbaşkanı Gauck, Türkiye’ye geldiğinde hükümeti eleştirmedi mi?. YENİ AKİT GAZETESİ Almanya sadece Almanlardan ibaret bir ülke değil. Tek bir Türkiye olmadığı gibi, tek bir Amerika olmadığı gibi tek bir Almanya da yok.. Doğu-Batı Almanya’nın ötesinde hâlâ Almanya işgal altındaki ülke statüsünde.. Almanya’da bir Amerika, bir İngiltere ve bir de Fransa var.. Almanya’da güçlü bir Yahudi lobisi var.. Bunları da hesaba katmak gerek.. Erdoğan’ın 24 Mayıs’ta Almanya’nın Köln kentindeki Lanxess Arena Salonu’nda yapacağı konuşma Almanya’da gündem oldu.. Avrupa Türk Demokratlar Birliği UETD’nin 10. kuruluş yıldönümü kurultayı vesilesi ile yapacağı ziyaret daha bugünden tartışma konusu oldu.. 2 gün sonra gerçekleşecek ziyaret, bugünden yapılan tartışmalar açısından Türkiye-Almanya ilişkilerini etkileyecek bir anlam kazandı.. Alman mediası Erdoğan’ın Almanya ziyaretinden rahatsız.. Sadece Alman mediası değil, Almanya’daki Erdoğan karşıtları da bu kampanyaya destek veriyorlar.. Bahaneleri hazır “burası Almanya, burada siyaset yapamazsınız”. Tamam, zaten Erdoğan Alman vatandaşları için değil, Almanya’da yaşayan çifte vatandaşlar ya da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile konuşacak.. Alman Cumhurbaşkanı 2 sene önce Kars’a gidip, oradaki Rus işgalinden kalma Malakanlara pasaport dağıtmadı mı? Konuşacağı kişiler arasında Alman vatandaşları Sahi bu arada biz de yeniden şu Hablemitoğlu cinayetine kadar uzanan Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları dosyasını ve bunlarla iltisaklı kuruluşları ve kişileri yeniden gündem mi yapalım. Bu tartışma Erdoğan, AK Parti ve Türkiye’den çok, Merkel, Gauck, Almanya ve AB’ye zarar verir. Kötü örnek olurlar.. Batı mediasının Gezi’de nerede durduğunı biliyoruz.. Kimlerle ortaklık kurduklarını ve kimlerle iş tuttuklarını da.. Alman mediasının bu konuda yalnız olmadığını, AFP’sinden BBC’sine, CNN’e kadar birçok paralel media kuruluşu ile birlikte hareket ettiklerini de.. Şartlar cemaati ve Almanya’daki bu lobileri de bir araya getirdi.. Zaten cemaatin ABD, İsrail ve Vatikan’da sağlam müttefikleri vardı. Hepsinin de Almanya’da bağlantı noktaları olduğunu biliyoruz.. Bana kalırsa şimdi hep birlikte el ele verip, Erdoğan’a ve AK Parti’ye karşı topyekun bir saldırıya geçecekler.. Amerikanı, İngilizi, Fransızı da buna destek verecek ama yine umduklarını bulamayacaklar ve bu kirli oyun yine geri tepecek.. Batılıların bu ziyaretle ilgili iki endişesi var. Almanya’da önemli bir Türk ve Müslüman nüfusu var. Bunlar aktif hale gelecek ve Türkiye, Erdoğan’ın şahsında bunların manevi lideri olacak.. Arabı, Arnavudu, Çerkezi Erdoğan’ın yanında yer alacak.. Bu sadece paralel yapıyı değil, İslam dünyasındaki birtakım siyasi liderleri de endişelendiriyor.. Birileri Erdoğan’ın Almanya’da bir güç gösterisine kalkışmasının kendileri açısından hiç hoş sonuçları olmayacağını düşünüyorlar.. Paralel yapı da bu havadan yararlanarak Türkiye’de başaramadığını Almanya’da uluslararası sistemin desteği ile başarmak, en azından Erdoğan’ı yalnızlaştırmak ve köşeye sıkıştırmak istiyor. Ama bana kalırsa tam da aksi sonuçlar doğuracak yeni bir maceraya kalkışıyorlar.. Sonuç ne olursa olsun, bu tartışmalar bile Erdoğan’ın işine yarıyor.. Mavi Marmara, One Minute ile başlayan süreç bir şekilde devam ediyor. Gezi olayları ile bu süreç yeni bir evreye taşındı. Genel kanaat ise bu şekilde Erdoğan ve AK Parti’ye karşı derin ve paralel güçlerin taşeronluğunda, uluslararası sistem tarafından bir operasyon yürütüldüğü şeklinde. Bu konu bir şekilde iç ve dış basında yeni tartış- malara sebeb olacak. Bu tartışmalar sosyal mediaya taşınacak. İyi de olacak aslında, Derin devlet, paralel yapı, paralel din tartışmaları daha çok gündem olacak.. Derin ve karmaşık ilişkiler deşifre olacak. Bu da Erdoğan’ın değil, Erdoğan karşıtlarının işini daha da zorlaştıracak.. Batı basınındaki bu tür tepkiler bir şekilde mevcut gerilim ve güven krizini daha da derinleştirmekten başka bir işe de yaramayacak.. Burada sınavda olan Erdoğan değil, Alman siyaseti, STK’sı, mediası ve entelijansiyasıdır.. Bana kalırsa uluslararası sistem Almanya üzerinden Türkiye’yi test etmek ve birtakım operasyonları Almanya üzerinden gerçekleştirmek istiyorlar, ama bu plan geri teper.. Kötü bir tercih.. Almanya bu işten zarar görür, ama bu zarar Almanya ile de sınırlı kalmaz.. Almanya’da Türkiye’nin ve Müslümanların eli diğer ülkelere göre çok daha güçlü.. 2 gün sonra ne olacağını göreceğiz. Sel gidecek ve kum kalacak ve sonunda göreceksiniz Müslümanlar kazanacak. Türkiye kazanacak, AK Parti kazanacak, Erdoğan kazanacak.. Neyi elde etmek istiyorlarsa birileri onu kaybettiklerini görecek.. Bu kafayla giderlerse, gelecek günler, geçen günleri aratacak onlar için. Selâm ve dua ile.. 22.05.2014 Yeni bir kavram öneriyorum: ‘Orta destek tuzağı’ Fehmi KORU STAR GAZETESİ Sosyal bilimlerde, ekonomide, hatta siyaset biliminde günlük hayatta meydana gelen gelişmeleri anlayıp anlamlandırmada işe yarayan kavramlar olduğunu biliyoruz. Acaba Soma’daki derin trajedinin siyasete bakan yüzünü daha iyi değerlendirmemize yarayacak bir kavramsal çerçeve kurabilir miyiz? Beklenmeyen, olduğunda toplumu sarsan olaylarla her ülkede karşılaşılabiliyor. ABD’de maden kazaları artık yok gibi; fakat okullarda küçücük çocukların hayatını kaybetmesine yol açan silâhlı baskınlar neredeyse rutine dönüştü. Benzer bir mükerrer olay da, Fransa’da baş gösteren, ‘din’ ve ‘ırk’ motifli (Müslüman ve Yahudi karşıtı) mezarlık saldırılarıdır... Şu olayı, saldırgan işe okulda öğretmen olan annesini öldürmekle başladığı için herhalde hatırlayacaksınız: 20 yaşındaki Adam Lanza silâhlar kuşanarak Sandy Hook Ortaokulu’nu basıp tam 28 öğrenciyi öldürdü, 12 Aralık 2012 tarihinde. O kadar can almasa da, 2014 yılının ilk dört ayında, 20’dan fazla okul ve kampüste silâhlı saldırı olayları yaşandıABD’de... Can alan olaylar meydana geldiği ülkelerde tartışmalara sebep oluyor elbette; ancak hiç kimsenin aklına bizdekine benzer siyasi sonuçlar çıkarmak gelmiyor. ABD’de silâh edinme kolaylığı olduğu ve bunun savunucuları ‘muhafazakâr’ kimlikleriyle bilindiği halde... Silâh edinme kolaylığı karşıtları, NRA (National Rifle Association) çatısı altında örgütlenen kolaylık yanlılarına karşı örgütlenip yasaklama kampanyası yürütüyorlar en fazla... O kadar... Acaba bizde özellikle son yıllarda neden her olay siyasete, hükümete, hatta doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan’a bağlanıyor? Kısmen Tayyip Erdoğan’ın yönetim tarzının payı var bunda; ancak olan, tek başına bu etkenle açıklayamayacağımız kadar karmaşık... İşte ‘kavramsal çerçeve’ ihtiyacı burada ortaya çıkıyor... Fert başına milli geliri 10 bin dolar çizgisi üzerine çıkan ülkelerde, o zamana kadar müthiş atılımlar gerçekleştirildiği halde, bir tıkanıklık görülüyor ve bu da büyüme rakamına yansıyor. Vaktiyle “Demokrasi mi, milli gelir 10 bin dolara ulaşmadan hayal” denilirken, ‘orta gelir tuzağı’ kavramıyla açıklananyeni durumda, bu tuzağa düşen Türkiye gibi ülkelerde,gelir dağılımı çarpıklığı dahil çeşitli sorunlar yaşanıyor. Doğru veya yanlış, açıklayıcı bir kavram işte... Gezi’de ve Soma’da açıkça görülen siyasi belirtiler için de benzer bir kavramlaştırma yapılabilir mi? Benim aklıma, genelde Ak Parti’nin özelde de Tayyip Erdoğan’ın 2002’den bugünlere yükselen oy desteğinin 2007’den sonra yüzde 50’ye dayanmasına dayalı bir kavramlaştırmanın bu ihtiyacı karşılayabileceği düşüncesi geliyor. Herhalde bu sebeple, Ak Parti karşısındaki partilerin iktidar umutlarını azaltan, ancak biraz gayretle bunun aşılmasını mümkün gören bir değerlendirme söz konusu. “Ak Parti’den birilerini kopartır, ortak cephe oluşturursak...” hesabı... ‘Orta destek tuzağı’ diyebileceğimiz siyasi değerlendirmeye göre, türbülanstan kurtulmak için, Ak Parti’nin desteğini bugünkünden yükseğe çıkarması şart. (2012 halkoylamasında alınan yüzde 58 oy bir süreliğine etkili olmuştu). Milli gelirin 10 bin dolara ulaşması iyi güzel de, bu durum nasıl içinde sıkıntıları barındırıyorsa, ekonomisi o tuzağın pençesindeki ülkelerde iktidarın yüzde 50’lik oy oranı da yeterli olmayıp ülkeyi sarsıntıya uğratabiliyor işte... Daha fazla destekle bu durum tersine çevrilebilir (mi). Üzerinde düşünmeye ve biraz daha deşmeye değer görüyorum bu konuyu... 22.05.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe POLİKLİNİK TELEFONLARI ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka 4 Evka 1 Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe 110 372 58 74 225 49 99 388 10 03 386 17 86 487 13 61 237 13 07 433 65 59 376 73 23 278 76 02 351 09 04 452 24 77 251 00 44 250 86 40 238 35 97 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet HastaneleriAliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 441 41 70 Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 Pekdaş: ESKİ KENTİN zenginliği ortaya çıkacak Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş (TARKEM) yönetim kurulu üyelerini makamında konuk eden Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Kemeraltı, Agora, İkiçeşmelik, Namazgah, Basmane ve Altınpark gibi tarihi mekanlarda ‘Eski Kent’ temasının ortaya çıkararak İzmir’i Avrupa kentlerinin önüne geçebilecek konuma getirmeyi amaçladıklarını söyledi İzmir’in en çok tescilli yapısına sahip ilçesi Konak’ta zengin kültürel doku yeniden hayat buluyor. Konak’ın seçilmiş ilk kadın Belediye Başkanı unvanıyla çalışmalara başlayan Sema Pekdaş, kültürel ve tarihi değerlerin ortaya çıkarılması adına ilk adımı attı. İşe birçok tarihi mekana ve antik kalıntıya ev sahipliği yapan Kemeraltı Çarşısı’yla başlayan Pekdaş, tarihi çarşının dokusunun düzenlenerek, korunması amacıyla kurulan Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş (TARKEM) yönetim kurulu üyeleriyle biraraya geldi. TARKEM Yönetim Kurulu Başkanı Samim Sivri, Başkan Vekili Uğur Yüce, Genel Koordinatör Necdet Kestelli, Teknik İşler Komitesi Başkanı Murat Demirer’in yanı sıra Konak Belediyesi eski Başkanı Muzaffer Tunçağ’ın da aralarında yer aldığı heyeti makamında konuk eden Pekdaş, Kemeraltı’nın geleceğine yönelik görüş alışverişinde bulundu, düşünülen yenileme planları hakkında bilgi aldı. “ATEŞLEYİCİ BİZİZ” Toplantı öncesi kısa bir bilgilendirme yapan TARKEM Yönetim Kurulu Başkanı Samim Sivri, Kemeraltı bölgesinde 270 hektarlık bir ye- nileme alanı üzerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalıştıklarını belirterek, Kemeraltı, Agora, İkiçeşmelik, Havra Sokağı bölgesinde yapılacak çalışmalarda Konak Belediyesi’nin belkemiği vazifesi gördüğünü söyledi. Yapılacak çok işin ve herkese düşen sorumlulukların bulunduğunu dile getiren Sivri, “Önemli olan tüm kesimlerin üzerinde ortak sonuca vardığı bir plan oluşturabilmek. Mevcut yapıları ıslah etmek, bazılarını yıkıp yeniden yapmak. Tüm bunların sonucunda da ortaya düzenli, tarihi ortaya çıkmış, turizme açık bir alan oluşurken bir yandan da kaybolmuş değerler geri kazanılacak. Biz burada ateşleyici konumundayız, doğru noktaları bulup buralar üzerinde çalışacağız. Otaya çıkan sonuçlar daha geniş alana yayılacak ve herkes bu bölgeyi kurtarmak için elini taşın altına koyacak” dedi. ESKİ KENT ORTAYA ÇIKACAK Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise, Kemeraltı başta olmak üzere Agora, İkiçeşmelik, Namazgah, Basmane ve Altınpark’ı kapsayan bölgede geçtiğimiz günlerde incelemelerde bulunduklarını belirterek, bu bölgelerin tarihi dokusunun korunarak, gün yüzüne çıkması gerektiğini söyledi. Yapılacak düzenlemeler sırasında mülk sahipleri, bölge halkı ve esnafla birilikte hareket etmek gerektiğinin altını çizen Pekdaş, ‘Eski Kent’ temasının Kemeraltı ve çevre bölgelerin ortaya çıkmasıyla anlam kazanacağını ve İzmir’in bu konuda Avrupa kentlerinin önüne geçebilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı. En fazla tescilli binanın Konak’ta bulunduğuna dikkat çeken Başkan Pekdaş, “İzmir için Liman’la birlikte tam bir hazine olan bu bölgede hep birlikte çalışmak zorundayız. Sadece Konak Belediyesi ve Büyükşehir değil, gereken tüm kamu kurumlarının da katılacağı bir çalışma gerekiyor. Kaynakları da zamanı da verimli kullanmalıyız. Bölgede akupunktur noktalarını bulmak gerekiyor. Bu, ipin ucunu bulmak gibidir, gerisi çorap söküğü gibi gelir. Bu bölgenin sahip olduğu zenginlik ‘Eski Kent’ tanımlamasında birçok mekanı geride bırakacak özelliğe sahip. Yeter ki zamanı ve kaynakları iyi kullanalım ve birlikte, koordinasyon içinde çalışalım” diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj -Türk TelekomArıza Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma Posta Kodu Fono Tel Borç Ögrenme Çağrı -SinemalarAgora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel 121 11811 444 14 44 135 119 141 163 133 277 25 25 373 73 20 373 03 50 324 42 64 489 22 00 Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center 277 48 00 278 87 87 446 90 40 425 01 25 386 58 88 712 07 13 343 83 15 381 64 61 347 58 25 489 88 85 445 87 76 252 56 66 832 14 11 483 75 11 277 11 00 Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması -TiyatroKonak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn. İzmir Devlet Tiyat. Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi 483 91 00 483 21 91 422 53 10 381 50 98 421 42 61 483 50 35 369 14 87 445 89 41 343 04 33 446 77 95 441 09 02 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 261 48 04 Eşrefpasa Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe Sigarayı bırakanlar kilo almaktan korkmamalı! Sigara bırakmakla kilo artışı arasındaki ilişkiyi değerlendiren Hatice Baygut, ağırlık artışlarında temel faktörün alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengesizlik olduğuna dikkat çekti canması gerektiğine işaret etti. Baygut bu çerçevede, alınan ve harcanan enerji arasındaki dengeyi sağlamak ağırlık kontrolüne yardımcı olacağını ifade etti. "KİLO VERMEK İÇİN SİGARA İÇMEYİN" Vücudun günlük olarak alınan enerji miktarının yüzde 70'inin kalp, beyin ve karaciğer gibi önemli organların çalışabilmesi için harcadığını anlatan Hatice Baygut, sigaranın etken maddesi olan nikotinin metabolik hızı artırdığını belirterek, "Bu durum harcanan kalori miktarını artırmaktadır; ancak bu yöntem kalori harcamak için seçilecek son derece sağlıksız bir yöntemdir. Sigara içtikten sonra metabolizma hızlanır, içilen her sigara kalbin dakika 10-20 kez daha fazla vuruş yapmasına neden olur. Sigara içenlerde kalp hastalıklarının yüksek olmasının bir nedeni de aslında budur. "şeklinde konuştu. Y akın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi Diyetisyen Uzman Hatice Baygut, sigarayı bırakanların kilo almaktan korkmamaları gerektiğini söyledi. YDÜ Hastanesi Baş Diyetisyeni Uzman Hatice Baygut, yapılan araştırmalar sonucunda sigarayı bırakanların ortalama 2-5 kilogram aldığını ve günlük içilen sigara miktarına bağlı olarak alınan kilonun da farklılık gösterdiğini ifade etti. Günlük 2 paket sigara içen bireylerin günlük bir paket içenlere göre, daha fazla kilo aldığını kaydeden Baygut, kilo alımının özellikle sigarayı bırakmayı takip eden ilk 6 aylık süreçte olduğunu dile getirdi. "ALINAN ENERJİ HARCANAN ENERJİDEN FAZLA OLURSA KİLO YAPAR" Sigara bırakmakla kilo artışı arasındaki ilişkiyi değerlendiren Hatice Baygut, ağırlık artışlarında temel faktörün alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengesizlik olduğunu kaydetti. Günlük olarak alınması gereken enerjinin yaşa, cinsiyete, vücut ağırlığına, metabolizmaya ve yapılan egzersiz miktarına göre farklılık göstermekte olduğuna vurgu yapan Baygut, temelde harcanan enerji alınan enerjiden fazla olduğu durumlarda kiloda artışlar meydana geldiğini belirtti. "BİR KİLO VERMEK İÇİN 7 BİN KALORİ HARCAMAK GEREKİR" Bir kilogram kaybetmek ve ya kazanmak için gerekli enerjinin 7 bin kalori olduğunu bildiren Baygut, aynı şekilde kilo vermek için de kilo başına 7 bin kalori har- "SİGARA BIRAKILDIĞINDA METABOLİK HIZ NORMALE DÖNER" Sigara bırakıldığında metabolik hızın azaldığı bilgisini veren Baygut, bunun zamanla normale döndüğünü ifade etti. Normal seviyeye düşüşün birkaç hafta ve ya birkaç ay sürebileceğini söyleyen Baygut, "Bu esnada daha az kalori harcanıyor olması da kilo alma ihtimalini artırır, ancak hiçbir zaman metabolizmayı hızlandırmak için sigara içmek doğru seçenek değildir. "diye konuştu. Sigaranın bırakılması durumunda tat ve koku alma hislerinin normale döndüğünü aktaran Baygut, bu güzel sebepten ötürü iştahta artışın meydana geldiğini, yemek alımındaki artışla beraber sevilen ve tartılmanın yanlış olduğunu ifade eden Yüzbaşıoğlu, “Kilo takibi amacıyla sık sık tartılmak yanlış bir yöntemdir. Sağlıklı bir diyetle kilo değişimi ayda 4-6 kilodur. Buna göre haftada 1-1,5 kilo kaybı normaldir. Fazlasını beklemek hayal kırıklığına sebep olabilir. Uygun tartılma sıklığı haftada bir ve sabahları aç karnına olmalıdır. Gün içinde farklı saatlerde birkaç kez tartılmak ise moral bozmaya ve motivasyonun azalmasına neden olacaktır.” diye konuştu. Kilo verilmeye başlanırsa kişilerin kendilerine ödül vermesi gerektiğini söyleyen Yüzbaşıoğlu, “Diyet programına başladıktan bir süre sonra kilo vermeye başlanırsa, verilen kilolar için kişiler kendilerini ödüllendirebilirler ancak bu ödüllendirme diyeti bozarak olmamalıdır. Kendilerine ödül olarak; beğendikleri bir kıyafeti alabilir, saç modellerini değiştirebilir ya da uzun zamandır görmek istedikleri bir yere gidebilirler. Bu şekilde motivasyon artırılabilir. Diyet süresince motivasyonu yüksek tutabilmek amacıyla verilen her kilo için sevinmek önemlidir. Verilen kilo miktarı ne olursa olsun, diyet yapan kişiler başarılarını takdir etmelilerdir. Bardağın dolu tarafını görmek diyetin uzun süreli olmasına ve başarıyla sonuçlanmasına sebep olacaktır.” şeklinde konuştu. (CİHAN) KİLO ARTIŞI NASIL ENGELLENEBİLİR? Sigaranın kalbe kilo almaktan çok daha fazla zarar verdiğini bildiren Baygut, günde bir paket sigara içmenin kalp üzerinde oluşturduğu stresin 45 kilogram ağırlık artışına denk olduğunu vurguladı. Bu nedenle sigarayı bırakma sonrası kilo artışı olsa dahi bunun hiçbir zaman sigara ile aynı düzeyde olmayacağını ifade eden Baygut, sigarayı bırakmanın kişinin akciğer kanseri ve diğer kanserlere yakalanma riskini, kalp krizine ve inme geçirme riskini azalttığını ifade etti. TAVSİYELER Sigara bırakan kişilerin kilo almamaları için bazı önerilerde bulunan Baygut şu tavsiyelerde bulundu: -Besinlerin daha az yağlı olanlarını tam yağlı olanlara tercih edin. -Yemek aralarında atıştırmak için kalorisi düşük besinleri tercih edin. -Sebze ve meyvelerden zengin, yağsız et ve ürünlerini, az yağlı veya yağsız süt ve ürünlerini içeren, kan şekerini dengeleyici tam tahıllı ürünlerin yer aldığı dengeli bir beslenme programını benimseyin. -Şeker ve şekerli besinlerden uzak durarak gereksiz kalori alımını azaltın. Şekerli besin tüketmek istiyorsanız doğal tatlandırıcılar ile yapılmış olanları tercih edin. -Düzenli egzersiz yaparak kalori harcamanızı artırın, iştahınızı baskılayın, tekrar sigara içme arzunuzun önüne geçin ve stresinizi azaltın. (CİHAN) Türkiye'de her 4 kişiden biri hipertansiyon hastası Önce moral sonra diyet Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, kişiyi günlük hayatında zorlamayacak, doğru planlanmış bir diyet programı sayesinde beslenme alışkanlıkları değiştirilerek başarılı sonuçlar alınabileceğini söyledi. Yüzbaşıoğlu, “Diyete başlayanlar ‘Acaba kilo verebilir miyim? Versem bu kilomu koruyabilir miyim?’ Gibi motivasyonu etkileyecek sorularla kendilerini yormamalıdır.” dedi. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, diyet yaparken başarılı olmanın yollarını sıraladı. Yüzbaşıoğlu, “Kilo vermek isteyen birçok kişi sık sık diyete başlamakta fakat bir süre sonra pek çok farklı nedenle diyet programına sadık kalamamaktadır. Kişiyi günlük hayatında zorlamayacak, doğru planlanmış bir diyet programı sayesinde beslenme alışkanlıkları değiştirilerek başarılı sonuçlar alınabilir. Diyete başlayanlar ‘Acaba kilo verebilir miyim, versem bu kilomu koruyabilir miyim?’ gibi motivasyonu etkileyecek sorularla kendilerini yormamalıdır. ‘İlk ay 8 kilo veririm’ gibi büyük hedefler koymak yerine gerçekçi hedeflerle ve kendilerini strese sokmadan diyete başlayabilirler. ‘Ayda 1 kilo versem bile yılda 12 kilo eder’ diye düşünerek rahatlayabilir, yapabileceklerine inanarak ve kendilerini cesaretlendirebilirler.” ifadelerini kullandı. Sık sık sevilmeyen besinlerde de değişiklikler olabildiğini kaydetti. Yeni doğan bebeklerde göz yaşarması çok ciddi hastalıkların habercisi! Yeni doğan bebeklerde göz yaşarması ciddi hastalıkların habercisi olarak görülüyor. Herhangi bir sağlık problemi olmayan ve zamanında doğmuş bebeklerin yüzde 5'inde gözlerde sürekli sulanma ve çapaklanma gözleniyor. Medicine Hospital göz doktoru Op. Dr Adem Eroğlu, bebeklerde görülen göz sulanması, masaj gibi çeşitli tekniklere rağmen bir yaşından sonra da devam ederse tıkanıklığın müdahale ile açılması gerektiğini belirtiyor. Eroğlu “Normalde gözyaşı salgısı 3.-4. Haftada salgılanmaya başlar, üretilen göz yaşı, göz üzerinden dolaşıp alt ve üst göz kapağının burunla birleştiği yerden kanallar vasıtası ile burun arka kısmından genize akar. Bu akış rotası içinde herhangi bir noktadaki tıkanıklık durumunda salgılanan gözyaşı tıkanıklık noktasından geriye doğru birikerek göllenir ve dışarı akar, bu göllenme nedeniyle de mikropların üremesi için uygun ortam oluşur. Doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığı 100 doğumdan 5-10 bebekte görülür, bunların yüzde 90’ı düzelir, çok az bir kısmına müdahale etmek gerekir.” diyor. Eroğlu, gözün iç kısmında bulunan kese bölgesi üzerine yapılacak masajın çoğu zaman tıkanıklığı açtığına işaret ediyor. Masajda işaret parmağı kese içeriğinin dışarı kaçmasına engel olacak şekilde iç kısma konuyor ve kesede hidrostatik basıncı artırmak amacıyla sertçe aşağı doğru basınç uygulanıyor. Günde 4 kez ve her seferde 10 defa bunun tekrarı gerekiyor.1218 aylık olduktan sonra açılma olmamışsa genel anestezi altında probing (sondalama) yapılıyor. Açılma olmazsa 6 hafta sonra tekrar probing uygulanabiliyor. Yüzde 90 ilk probingde açılıyor, yüzde 6 bebek 2. probingde açılır. Açılmama halinde silikon tüp uygulaması gerekebiliyor. Adem Eroğlu, bebeklerde göz yaşarmasının daha önemli bir nedeninin doğumsal göz tansiyonu olduğunu vurguluyor. Op. Dr Adem Eroğlu, ” Aksi ispat edilene kadar yeni doğan bebeklerde göz yaşarması varsa mutlaka doğumsal göz tansiyonu akıldan çıkarılmamalıdır. Erken dönemde teşhis edilirse çocuğun görmesi kurtarılabilirken, geç kalınması durumunda körlükle sonuçlanması kaçınılmazdır. Çocukta aşırı göz yaşarması, ışığa bakamama, başını ve gözlerini ışıktan kaçırma, hatta çocuk biraz büyükse yüz üstü yatmaya çalışır, başını yastığın altına gömer. Gözlerin görünüşü normalden büyüktür (buftalmusöküz gözü), resimdeki gibi bulanıklık olabileceği gibi tansiyonun yüksekliğine bağlı olarak saydam da olabilir. Tek tedavisi cerrahi müdahaledir” ifadelerini kullanıyor. (CİHAN) Ulusal Böbrek Vakfı ve Hipertansiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Yahya Sağlıker, Türkiye'de yaklaşık 20 milyon hipertansiyon hastası olduğunu bildirdi. Sağlıker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye'de her geçen gün hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastası sayısının arttığını belirtti. Erkeklerin kadınlara oranla daha yüksek kan basıncına sahip olduğu için daha fazla risk altında bulunduğunu anlatan Sağlıker, "Ayrıca, ileri yaşlarda hem damarın yapısındaki esnekliğin azalması hem de damar içindeki sıvının yapısındaki değişiklikler, kan basıncında yükselmeye neden olabiliyor. Bu da tansiyonunuzun yükselmesindeki nedenlerden birisi" diye konuştu. Aşırı kilonun da hipertansiyon hastalığını tetiklediğini ifade eden Sağlıker, şu bilgileri verdi: "Bunların yanı sıra sigara ve alkol de damar sertliği, buna bağlı olarak kan basıncı yükselmesine neden oluyor. Günlük alınan kalori miktarı ile harcanan miktarın eşit olması için düzenli yürüyüş ya da egzersiz gereklidir. Aksi takdirde bir taraftan göbek çevresinde, cilt altında yağlanma meydana gelir. Bunlar da hipertansiyon oluşumunda etkili faktörlerdir." "4 kişiden biri hipertansiyon hastası" Sağlıker, hipertansiyon hastalarının çoğu zaman hastalıklarının farkında olmadıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:"Türkiye'de yaklaşık 20 milyon insan, yani her 4 kişiden biri hipertansiyon hastası. İstanbul'da 3 milyon, Ankara'da 1,5 milyon, Adana'da 500 bin civarında hipertansiyon hastası var. Bu sayı gün geçtikçe artıyor. Tansiyonunuz 14/9'un üzerinde ise risk başlıyor. Ülkemizde kendisinin hipertansiyon hastası olduğunu bilenlerin sayısı bile çok az. Tansiyonunu normal zannediyorlar. ABD'deki insanların sadece yüzde 7,5'i kendisinin hipertansiyon hastası olduğunun farkında, oran bizde daha düşük." Prof. Dr. Sağlıker, Hipertansiyonu kontrol altına almak için sigara ve alkolü bırakmak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve özellikle tuzdan uzak durmak gerektiğini aktardı (AA) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Mayıs 2014 Cuma 2013 Perşembe 14 GÜNCEL7237ubat Yaralı işçi: Soğuk taş ve su sayesinde kurtuldum 'Ekonomik kurumlar siyasi hesaplara yanaşmadan karar vermeli' Bülent Ecevit Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlılığı yapan ve 2001 krizinde ‘Güçlü Ekonomiye Geçiş’ programını hazırlayan Kemal Derviş, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) 31’inci Yüksek İstişare Toplantısı’na katıldı. Türkiye ve global ekonomiye yönelik değerlendirmelerde bulunan Derviş, başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomik kurumların özerk kalması gerektiğini söyledi. Ekonomik kurumların günlük siyasi hesaplara yanaşmadan karar vermeleri gerektiğini vurgulayan Derviş, “Bu tür kurumlar mutlaka özerk olmalı ve siyasi duruma göre karar vermemeli. Özelleştirme konusu da yine çok tartışılan konular arasında. Bence Türkiye’de çoğu işletme özelleştirilse de olur ama bazı stratejik yapıların, tesislerin mutlaka devlet kontrolünde olması gerektiğini düşünüyorum.” dedi. İzmir’in önemli sanayi kuruluşlarının temsilcileri ve işadamlarının katıldığı toplantıda konuşan Derviş, iç siyasete değinmek istemediğini belirterek global ekonomik veriler üzerinden Türk ekonomisine yönelik tespitlerde bulundu. Türkiye’nin 2023’te ilk 10 ekonomi arasında yer alması için kazaya uğramadan yıllık yüzde 7 büyümesi gerektiğini belirten Derviş, cari açığın azaltılması için tasarrufun önemine vurgu yaptı. “Bunun için de güven lazım.” dedi. Devlet, piyasalar ve özel sektörün birlikte hareket etmesi halinde planlanan büyümenin gerçekleşeceğini dile getiren Derviş, “Devlet her şeyden çekildiğinde özel sektör tek başına bunu başaramaz ama birbirlerine yakın olurlarsa da yolsuzluklar baş gösterir.” diye konuştu. Uzlaşma kültürünün de ekonomilerde çok önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Derviş, şöyle devam etti: “Türkiye, geçmişte yaşadığı ağır krizleri uzlaşma kültürü ile en az zararla atlattı. Ardından hızla yeniden büyüme sürecine girildi. Uzlaşmacı yapı iç tasarrufu yüzde 20’lere taşıyabilir. İnsanlar yarına güvenirse tasarruf yapar.” Hızlı büyüme veya yavaşlamaların bütün dünyayı aynı derecede etkilediğini vurguladı. (CİHAN) Soma'daki maden faciasından 7 saat sonra yaralı olarak kurtulan işçilerden 33 yaşındaki Ferhat Genç, soğuk taşları vücuduna sürerek ayakta kaldığını anlatıyor. Kurtarılmayı beklerken kendisine çay ikram eden arkadaşının ise şehit olduğunu söylüyor Mesai arkadaşlarının çoğunu toprağa veren Genç, saat 15.00 sularında elektriğin kesilmesiyle dışarıya çıkmaya çalıştıklarını ifade ederken yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "O gün sabah saat 08.16 vardiyasındaydım. Sabah işe girdik. Saat 15.00 gibi elektrikler gitti. Yapacak bir işimiz olmadığı için çıkmaya yeltendik. Çıkarken dumanla karşılaştık. Dumanı gördüğümde arkadaşları uyardım, yaşam mahalline gidelim, orada en azından duman yoktur veya geç gelir, oradan çıkabiliriz. Kendimize sığınacak yer aradık, sığındık da. Ben A panosundaydım, H panosu dediğimiz bir altımızda arkadaşlar varmış, sonra onlar da geldi. Arkadaşın biri saydı, 142 kişiydik. İçimizden iki kişi yukarı çıkmış, yer üstüne. Yer üstüyle irtibatımız olmadığı için bunlara haber verelim, en azından nerede olduklarını biliyorlar ve canlı olduğumuzu söyleyelim diye. Arkadaşlar kendini riske atarak yukarı çıkmışlar, haber de vermişler." 'ÇAY İKRAM EDEN ARKADAŞIM ŞEHİT OLDU' Oturmaya başlayarak kurtarılmayı beklediklerini aktaran Genç, o sırada termosundan kendisine çay ikram eden arkadaşının da şehit olduğunu söylüyor. Olayı anlatırken gözyaşlarını tutamayan Genç, oksijen tüpünün bitmesiyle arkadaşlarının bayılmaya başladığını ifade ediyor: "Saat 17.00 oldu. Oturduk, yapacak bir şeyimiz yoktu. İsmail Coşkun arkadaşım vardı, şehit oldu. Onun termosunda çay varmış, 'Abi. çay içer misin?' diye bana sordu. Ben de içerim dedim. Dört beş arkadaşımıza çay verdi. Son çayını da içtik arkadaşın, sağolsun. Daha sonra Veysel Arıkan arkadaşımız, 'Abi, ne yapacağız?' dedi. Panik yapmaya başladılar. Onlar panik yaptıkça ben de tedirginim, panik yaptım.” 'TAŞLARI VÜCUDUMA SÜRDÜM' Oksijenin bitmesiyle zorlanmaya başladıklarını belirten Ferhat Genç, çareyi soğuk taşları vücuduna sürmede bulduğunu söylüyor. Bunun çok faydasını gördüğünü, bayıldıktan sonra ayıldığını an- latıyor.: "Soğuk taşlardan alıp vücuduma sürmeye başladım, yüzüme sürmeye başladım. Arkadaşlara da söyledim, taşları yüzünüze sürün, faydası oluyor. Bazı arkadaşlarımız yapmış. Oksijen de vardır taşta, soğuk çünkü. Benim vücudum sıcak. Vücut ısısını dengede tutar. Kimi arkadaşlarımız demirleri ısırmışlar. Çaresiziz, yapacak bir şey arıyoruz. Taşları yüzüme sürmek, biraz olsun gözümü açtı. Gözlerim biraz olsun açıldı. Sonra baktım, iki arkadaşımız yerde oksijen tüpü bulmuşlar, açmışlardı. Onların yanına gitmeye çalıştım, varamadım. Su vardı, suyun içinde oturdum ve kalmışım. Saat 19.00 civarlarında bayılmışım. 7'den sonrasını hatırlamıyorum. Suyun içinde bayılmış kalmışım. Saat 22.00'de ters hava yapıldıktan sonra temiz havanın bize gelmesi, suyun da faydası olmasıyla ayılmışım." dedim, ben önemli değilim, önemli olan arkadaşlarımın aileleri. İsmail Coşkun arkadaşım vardı, 15 gün sonra çocuğu olacak. Çocuğunun emziğini almış, biberonu almış, beşiğini almış ama babası yok çocuğun. Bir tek İsmail kardeşimin cenazesine gidebildim." (CİHAN) 'TAMAM DEDİM, BEN GİTTİM' Ayıldıktan sonra ayağa kalktığını ifade eden Genç, yürüyemeyince öleceğinden korktuğunu söylüyor: "Oturdum kaldım. Tamam dedim, ben gittim dedim. Yürüyemiyorum. Elim ayağım kesik, gidemiyorum. Sonra arkadaşlarımı gördüm, yanlarına vardım. Veysel Arıkan arkadaşım yerde yatıyordu. Vardım yanına, ayıltmaya çalıştım." 'SEN OLMASAYDIN ŞİMDİ KİMİNLE YEMEK YİYECEKTİM?' Hastaneden sonra evine gittiğini belirten Genç, akşam eşiyle yemek yedikleri sırada kendisinin ve onun olanlara inanamadıklarını anlattı. Yemekte eşiyle ağladıklarını söyleyen Genç, borçları olduğu için çalışmaya mecbur olduğunu vurguladı: "Akşam evde eşimle yemek yiyoruz. Eşim diyor bana, 'Sen olmasaydın, şimdi ben kiminle yemek yiyecektim?' diyor. Başladı ağlamaya. Bak ben buradayım, iyiyim ama inanamıyorlar. Ben de inanamadım. Yapacağımı bir şey yok. Orası olmasa başka yer illâ ki olacak, çünkü benim de borcum var. Herkesin borcu var, tüm arkadaşların borcu var. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e NUMARA taşımada "uyarı Turistik pazarın tonu"nun kaldırılacağı iddiası kapatılmasına PAZARCI tepkisi Marmaris İçmeler Mahallesi'nde genelde turistlerin ilgi gösterdiği pazarın kapatılmasına karar verilmesi, pazarcı esnafının tepkisine neden oldu. Sezon başladıktan sonra pazarı kapatmak yanlış bir karar. Turistler panayır havasındaki pazarı görmek için geliyor. En azından bu kapatma kararının sezon sonuna kadar ertelenmesini talep ediyoruz." Edinilen bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Marmaris Müdürlüğü, İçmeler'de yaklaşık 25 yıldır haftada bir gün kurulan pazar alanının bakanlıklarına tahsisli olduğunu ve boşaltılması gerektiğini Marmaris Belediyesine bildirdi. "Milli Parklar'ın bu yeri istemesi manidar" Marmaris Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Kaplan ise İçmeler Pazarı'nın 25 yıldır Pazaryeri Yönetmeliği'ne uygun olmayan şekilde faaliyet gösterdiğini kaydetti. Göreve geldikten kısa süre sonra Milli Parklar tarafından kendilerine bir yazı gönderildiğini anlatan Kaplan, şunları söyledi: Bunun üzerine Belediye Meclisi, pazar yerleri hakkındaki yönetmeliğe de uygun olmadığı belirlenen pazar yerinin kapatılmasına karar verdi. Zabıta görevlilerince pazarcılara yapılan tebligatla pazar yerinin kapatıldığı ve bir daha tezgah açılmaması istendi. Duruma tepki gösteren pazarcılar ise kararın ertelenmesini istedi. Pazarcılardan Yasin Dönmez, gazetecilere yaptığı açıklamada, tebligatların ellerine yeni ulaştığını savundu. Sezon başladığı için aldıkları ürünler karşılığında toptancılara çek ve senet verdiklerini, bankalara borçlandıklarını ifade eden Dönmez, şöyle konuştu: "Bu tebligatları göstersek borçlarımız ertelenecek mi? "Yazıda pazar yerinin Milli Parklar sınırları içinde olduğu ve acil şekilde boşaltılması gerektiği bildirildi. Bundan dolayı yönetmeliği de uygun olmayan pazarın kapatılması gerekiyor. 25 yıl boyunca idarede başka bir yönetim varken, bu yeri sorgulamayan Milli Parklar'ın seçimin hemen ardından yerlerini istemesini manidar buluyoruz. Biz de belediye yönetimi olarak burayı boşaltıp, kendilerine vereceğiz." Kaplan, üreticilerin mağdur olmaması için İçmeler sınırları içinde bir pazaryeri düzenlenmesi çalışmasına başladıklarını vurguladı. (AA) Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, cep telefonu aboneliklerinde numara taşımada "uyarı tonu" uygulamasının kaldırılacağı iddiasıyla ilgili, "Tüketicinin evrensel haklarından biri olan bilgilenme hakkı ve hizmeti kullanmadan önce ne kadar ücret ödeyeceğini bilmesi gerekliliğini sağlayan uyarı tonunun devre dışı bırakılması, tüketici mağduriyetlerinin artmasına, yüksek faturalar ödemesine neden olacaktır" dedi. Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde medyada, GSM operatörleri arasında taşınan numara arandığında duyulan "uyarı tonu"nun, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca kaldırılacağına ilişkin haberlere yer verildiğini söyledi. Bunun için "bip" sesi diye bilinen uyarı tonunun rekabeti engellediği, "her yöne" tarifelerin artması nedeniyle uyarıya ihtiyaç kalmadığı, kişinin numarasını taşıdığının bilinmesinin prestijine zarar verdiği gibi gerekçeler ortaya konulduğunu savunan Kaya, şöyle konuştu: "Haberleşmede birçok alanda tüketici mağduriyeti söz konusu iken herhangi bir düzenleme yapılmazken tüketici yararına olan uyarı tonu uygulamasının kaldırılmaya çalışılması, tüketicinin şaşkınlığına neden olmuştur. Halen ülkemizde sınırlı gelir sahibi birçok tüketici, şebeke içi paketleri tercih etmekte, bu paketler sayesinde aynı operatördeki abone ile sesli ve mesajlı haberleşmesini düşük bedellerle yapmaktadır. Farklı operatörü aradığında ise ücretlendirmeye dikkat etmektedir. Dolayısıyla tüketicinin evrensel haklarından biri olan bilgilenme hakkı ve hizmeti kullanmadan önce ne kadar ücret ödeyeceğini bilmesi gerekliliğini sağlayan uyarı tonunun devre dışı bırakılması, tüketici mağduriyetlerinin artmasına, yüksek faturalar ödemesine neden olacaktır." Kaya, tüketicilerin yüksek faturalarla karşılaşacağını ve operatörlerle yaşayacağı sorunlar yüzünden yargının da yoğunlaşacağını iddia etti. Numara taşımanın sadece fiyat analizi olmadığını, hizmet kalitesi de dikkate alınarak yapılan bir tercih sayılması gerektiğini belirten Kaya, uyarı tonunun devam etmesinin hem tüketici yararına hem de sektörde şeffaflık ve rekabetin sağlanması bakımından önemli olduğunu dile getirdi. "Daha fazla haberleşme gideri" Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu ise "mobil numara taşıma" uygula- Dr. Özfatura: Maden şehitlerimiz bile bile ölüme yollanmıştır Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciası hakkında bir değerlendirme yapan Dr. Burhan Özfatura, "Gördük ki bu şehitlerimiz aşırı kâr hırsının, maliyeti 135 dolardan 24 dolara düşürme amacının, satın alma garantisinin verdiği doyumsuz iştahlarıyla üretimi maksimumlara çıkarma planlarının kurbanı olmuşlardır. Bile bile ölüme yollanmışlardır." dedi.Kendi internet sitesinde yayımladığı yazıda, faciada maden şirketi kadar iktidarın da vebali olduğunu iddia eden, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından Özfatura, bunun gerekçelerini şöyle sıraladı: "Bu iktidar döneminde zengin daha zengin, fakir daha fakir olmuştur. Türkiye’nin batısındaki fukaralık, sefalet, işsizlik, çaresizlik, Türkiye’nin güneydoğusundan aşağı değildir. 20 yıldır İLO Madenlerde Güvenlik Sözleşmesi, yandaşlara ek külfet getirmesin diye imzalanmamıştır. Şimdi iş işten geçtikten sonra gündeme getirilmektedir. Konuyla ilgili önergeyi sırf muhalefet talep etti diye reddetmişlerdir. Acaba, bu şakşakçılar, hayatlarında hiç madene indiler mi? Buradaki şartların ne kadar zor olduğunu, insanın kendini diri diri mezarda hissettiğini, riskleri, kazaları, madenci hastalıklarını, her an duyulan ölüm korkusunu idrak ettiler mi? Bunu yapsalar, bu masından yararlanmak isteyen bazı abonelerin, numaralarının taşındığı bilgisini arayan tarafın bilmesini istemediğinden uyarı tonunun kaldırılmasının talep edildiğinin ileri sürüldüğünü aktardı. Türkiye'de hizmet veren üç operatör tarafından çeşitli tarifelerde abonelere verilen dakikaların, "şebeke içi", "şebeke dışı", "her yöne" şeklinde sunulduğuna değinen Ağaoğlu, "Şebeke içi ve dışı farklı miktarda dakika verilen abonelerin yaptığı aramanın şebeke içi mi şebeke dışı mı olduğu bilgisi, tüketici çıkarı açısından önemlidir. Uyarı tonu kalktığı takdirde arayan abone, başka bir operatörün müşterisiyle konuşmasını şebeke içi görüşme yaptığı zannıyla uzatabilecek ve bu nedenle de kısıtlı miktardaki her yöne dakikalarını tüketebilecektir" ifadesini kullandı. Ağaoğlu, uyarı tonunun kaldırılması durumunda kendi operatörünün abonesini aradığını zanneden tüketicinin, bilmeden şebeke dışı dakikalarını tüketeceğini ve böylelikle daha fazla haberleşme gideriyle karşılaşacağını öne sürdü. (AA) şartlarla rödevans sistemini uygularlar mıydı? Bu derece sefalet ücretlerine göz yumarlar mıydı? Başbakan, bölgeye gelip çağdışı örnekleri verir miydi? Facia göz göre göre gelmiştir. Hiçbir tedbir alınmamıştır. Üretim akmasın diye kardeşlerimiz bile bile ölüme gönderilmiştir. Tam bir sorumsuzluk örneğidir. Kablolar yetersiz, teknoloji çok eski, maskeler küflü, sıcaklık cehennem gibi, hava fanları arızalı, acil eylem planı yok, tatbikatlar yapılmıyor, eğitim yetersiz. Güya maden ruhsatları Başbakanlık'ça veriliyor ama denetim yok; 4 bin ocak var, müfettiş sayısı 60. Kaldı ki müfettişler, ciddi denetim yapabiliyorlar mı? Madene iniyorlar mı? Anlık denetim mi yapıyorlar, yoksa haber vererek denetim mi yapılıyor? Son 10 yılda 808 bin iş kazası olmuş, sadece 7 bini denetlenmiş. Pekiyi ne cezalar verilmiş? Hiç." (CİHAN) SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Mayıs Şubat2014 2013Cuma Perşembe “KALMAM KONUSUNDA BİR SIKINTI YOK” Mustafa Reşit Akçay’dan boşalan koltuğa gelen efsane futbolcu Hami Mandıralı, suskunluğunu Sondakika Gazetesine bozdu. Bazı yönetici abilerimizin fikir yürütmesi beni üzüyor diyen Mandıralı; gelecek sezona ilişkin aslan gibi gençlerimiz var, dedi. Bombacı, lisans sorununu ise bu ay sonu çözeceğini ifade etti. Şota’nın esprili kontrasına ise, aynı şekilde cevap verdi O Yeterlilik konusu çok farklı bir konu… Bu konuya nereden baktığınız önemli. Geçmişte bir futbol takımının teknik ekibinde 2-3 antrenör vardı. Günümüz futbolunda en az 10 teknik adam çalışıyor. Teknik direktör, yardımcıları, kondisyonerleri, analiz uzmanları, fitness antrenörü, maç ve futbolcu izleme ve kaleci antrenörleri gibi… Avrupa futbolunda öyle takımlar var ki sadece 3- 4 tane kondisyonerle çalışanlar var. Günümüz futbolunda teknik ekipler kendi dalında uzman kişilerden oluşuyor. Buda birinci adamın işini biraz daha kolaylaştırdığı gibi en doğru ve az hatayla yapmasına yardımcı oluyor. bir Hami Mandıralı… Daha ne olsun? Hani, röportajın altına hiçbir şey yazmasak da; sadece Hami yazsak, o da bir röportajdır. Neden? Türkiye Liglerinin bombacısı… Efsane futbolcu… Hayatı Trabzonspor… San Marino’ya attığı frikik golünün hızı 366,0 km/saat hıza ulaşmış… Guinness Rekorlar kitabına girmiş… İyi de bir Teknik Direktörlük hayatı var. Trabzonspor’da da başarılı bir sezon geçirdi. Daha ne olsun diyelim ve röportaja başlayalım… Hocam direk Şota ile başlamak istiyorum. Bence, röportajın en güzel ve en şirin kısmı, burası olacak. Hocam, Şota’nın kontraları meşhurdur, bilirsiniz… DEVAM ETMEM KONUSUNDA BİR SIKINTI YOK Trabzonspor büyük hedefleri olan bir takım. Peki, siz kendinizi yeterli görüyor musunuz? (Gülüyor) Bilmem mi… Geçenlerde bir kontrası da size isabet etti galiba. Şota, kendisine sorulan, “Hami Mandıralı ile neler görüşüyorsunuz” şeklinde ki bir soruya, “Görüşemiyoruz ki… Hami telefonunu değiştirdi” ifadeleriyle cevap verdi. Zannediyorum ki, samimiyetinize güvenerek, bir espri yaptı. Siz buna, aynı samimiyete güvenerek, nasıl bir esprili cevap verirsiniz hocam? Telefonumu değiştirdiysem, bulsun yeni numarayı daa… O değiştirince biz buluyoruz… (Kahkaha) İşin şakası bir tarafa, Şota benim çok değerli bir arkadaşımdır. Çok severim kendisini. Bizim için önemli bir değerdir. Bence Trabzonspor’da oynamış en büyük yabancı oyuncudur. Beraber oynamanın keyfini yaşadık. Trabzonspor’da görev yapan bütün teknik adamların öncelikli görevi bu markayı iyi temsil etmek olmalı. Futbolcu isim olabilir. Eğer isimsen Bosingwa gibi çıkıp takımın için savaşacaksın. Benim önceliğim Trabzonspor’dur, onun menfaatleridir. Onun için savaşan futbolcular benim için kıymetlidir. Onlarla yolumuza devam ederiz. Yetenekleri sınırlı olabilir ama savaşıp mücadele etmeliler. TRABZONSPOR’A BORÇLUYUM Hami Mandıralı deyince akıllara Trabzonspor geliyor. Fakat Trabzonspor deyince akıllara Hami Mandıralı gelmiyor. (Sitemkar) Ne geliyor? Bombacı geliyor… Topu 366 km hıza ulaştıran şeye Hami denmez herhalde. Bombacı filan denir ki deniyor da… Trabzonspor ve siz, hocam… Neler söylemek istersiniz? Çocukken en büyük hayalim Trabzonspor’da futbol oynamaktı, bu hayalimle yatıp bu hayalimle kalkardım. Allah, bu hayalimi 10 yaşımda Trabzonspor’da futbola başlayıp 17 yaşımda A Takım Forması giymekle, bana nasip etti. Trabzonspor forması altında çok güzel günler yaşadım. Bu anlatılmaz… Ancak yaşanır. Trabzonspor’da, 25 yıl hizmet etmeye çalışan bir birey olarak, Trabzonspor bünyesi içinde, Trabzonspor’un başarısı ve menfaatlerinden başka hiç bir şeyi düşünmedim. Trabzonspor kulübünde gerek futbolculuk, gerekse antrenörlük hayatımda spor kamuoyundan gördüğüm ilgi doğrultusunda bu konuda görevimi en iyi şekilde yerine getirerek, kulübüme hizmet ettiğimi düşünüyorum. Hami Mandıralı olarak benim en önemli görevim bu. Çünkü futboldaki her şeyimi Trabzonspor’a borçluyum. TRABZONSPOR OLUNCA İŞİN DAHA DA ZORLAŞIR Hocam çok iyi bir futbolcuydunuz ve şimdi antrenörsünüz… Kıyaslama yapar mısınız? Futbolcu iken en önemli görevin çok çalışmak ve hocanın sana verdiği görevi en iyi şekilde yerine getirmek, di- ni e Y a t o “Ş ı m a r a m Nu Bulsun” yerek bununla yetinebilme, mazeretin olabilir . Ama antrenörlükte ise çalıştıran ve yöneten olarak, üzerinize düşen görevin sorumluluğu gereği, böyle bir mazeretin yok. Sonucunda kazandığınızda inanılmaz bir mutluluk yaşıyorsunuz fakat kaybettiğinizde görevinizi eksiksiz yapsanız bile; neden, niçin ve acaba sorularını kendinize soruyorsunuz. Ve sürekli soruyorsunuz… Bu soruları kendinize sürekli sormaktan dolayı antrenörlük çok daha zor ve farklı bir Dünya. Bu, Trabzonspor olunca işin daha zorlaşır. BAZI YÖNETİCİLERİN FİKİR YÜRÜTMESİ BENİ RAHATSIZ EDİYOR Hami başarılı… Hami başarılı değil… Hami gidecek… Hami kalacak… Gitmeli, kalmalı… Herkes her şeyi söyleyebilir. Ben Trabzonsporluyum. Bu nedenle gündem yaratılması beni rahatsız etmez. Benim işim Trabzonspor’a hizmet ve bu formanın başarısı… Bu nedenle tüm benliğimle işimi en iyi şekilde yerine getirmeye odaklanıyorum. Trabzonspor’un geleceğine maddi ve manevi katkı sağlayabilmemiz için liglerde iyi yerlerde olmak zorundayız. Bu nedenle böyle bir gündem işlerimizin önüne geçemez. Ömrümün 25 yılını Trabzonspor’a hizmet ederek veren bir Trabzonsporlu olarak, Mustafa Reşit Akçay hocamla ikinci adam olarak çalışmam istendi, bu görevi severek yerine getirmeye çalıştım. Daha sonra Mustafa hoca ayrılınca birinci adam olmam istendi şu an buradayım. Ancak bazı yöneticilerin bu gündemin yaratılmasına yönelik fikir yürütmeleri bir Trabzonlu ve Trabzonsporlu olarak beni rahatsız etmiyor diyemem. AY SONU KURSA GİDEREK PRO LİSANSIMI ALACAĞIM Pro lisansınız yok hocam. Zannediyorum ki, yakında alacaksınız… Buna ilişkin bişeyler alalım sizden hocam… Doğrudur Pro lisansım yok. Benim gibi birçok antrenörün bu konuda sıkıntısı var. Son yıllarda Pro lisans kursu çok açılmadı ve ben de gidemedim. Şu anki UEFA A Antrenörlük Belgesine sahibim. Bu ayın sonunda açılacak olan TFF Puro lisans kursuna çağırıldım. İnşallah bu lisansı alacağım. Benim lisansım ikinci adam olarak yeterli idi. Hocamız ayrılınca böyle bir sorunla yüzleşmek zorunda kaldım. Liglerde pro lisans gerekli ise bizde bunu almak zorundayız. Sizce önemli mi? Önemli olmazsa idi böyle bir lisans UEFA ülkelerinde mecburiyet taşımazdı. Her antrenör lisansı gibi, bilgi ve gelişim adına, Pro Lisansta bir teknik adam için çok önemli. Ayrıca Dünya gerçeğinde herhangi bir mesleği yapmak için sizden diploma, belge vb. yeterlilikler aranıyor. Pro lisansı almak yeterlimi diyorsanız, belge olarak evet, bilgi olarak antrenör sürekli araştırmaya ve gelişime açık olmalı. AVRUPA’DA ÖYLE TAKIMLAR VAR Kİ… Az önce de vurgulamıştınız Trabzonspor ile ilgili hayallerinizi… Şimdi, o takımın başındasınız… Teknik ekibin yeterliliğine ilişkin neler demek istersiniz? Ben sözlerimin başında ifade etmeye çalıştım. Futbolculuk dışında, Trabzonspor’da teknik direktörlük yapmam benim en büyük hayalimdi. Bana ihtiyaç duyuldu ve ilk önce ikinci adam olarak sonra birinci adam olarak Trabzonspor’a hizmet etmem önerildi bende bu görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Trabzonspor’daki 25 yılık futbol yaşantım, milli takımlar ve Almanya Bundes LigA liginde Schalke 04 takımlarındaki futbolculuk süreci ve sonrası Ümit Milli takım ve Trabzonspor’da yardımcı antrenörlük ve şu anki Trabzonspor teknik sorumluluğu süreci. Bu süreç sonrası güven sıkıntım olmaz. Devam etmem konusunda bir sıkıntı yok. Trabzonspor’a bütün gücümle hizmet vermeye devam ederim inşallah. ASLAN GİBİ GENÇLERİMİZ VAR Hocam, son olarak; görevinize devam ederseniz nasıl bir kadro yapısı düşünüyorsunuz? Gelecek sezon kadro oluşumuna gelince, Bu yıl Bourceanu’yu aldık. İdmanlarda var gücü ile çalışıp, maçlarda forması için savaşıyor. Eğer yıldız alacaksak, Bosingwa gibisini bulmalıyız. Ayrıca bu yılki 24 kişilik takım kadromuzda çalışkan, aslan gibi, gençlerimiz var. Tüm bunlar gelecek sezon için çok önemli bir artı. Teknik ekibimizle takip ettiğimiz futbolcular var. Benim beklentilerimdeki kadro yapısı bu kulübün büyüklüğünün bilincinde olan, bu takımın formasını adam gibi temsil edecek karakter yapısına sahip bir kadro kurabilmek. röportaj Kapılarını tüm medyaya kapatan Trabzonspor’un Teknik Patronu Hami Mandıralı, suskunluğunu Yavuz Atalay’a bozdu SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 Mayıs 2014 Cuma Başkalarını suçlayarak İkizlerinin sünnet hazırlığı hayatını kurtardı HATALI UYGULAMALARI örtemezsiniz! www.sondakikagazetesi.com Soma'daki maden faciasının yaşandığı ocakta çalışan Yusuf Pala, "Kazanın meydana geldiği 13 Mayıs'ta oğullarımın sünnet hazırlığını yapıyordum. O hafta sonu olacak sünnet düğünü için dana kesiyorduk bu nedenle işi gitmedim. Eğer bu olmasa ben de o vardiyada olacaktım. Sünnet hazırlıklarından dolayı hayatta kalmama sevinemedim. Orada ben de olabilirdim" dedi. Soma'daki maden faciasının yaşandığı ocakta çalışan ve kazanın olduğu gün ikiz çocuklarının sünnet töreni hazırlıkları için işe gitmeyen Yusuf Pala, hayatta kalmayı başardı. Çocuklarının sünnet törenini olay nedeniyle erteleyen Pala, düğünün yapılacağı gün hayatını kaybeden arkadaşları için lokma döktürdü, mevlit okuttu. Pala, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın süredir madencilik yaptığını, 301 işçi arkadaşını kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşadığını belirtti. 18 Mayıs Pazar günü tek yumurta ikizi olan 11 yaşındaki Ahmet Ensar ve Süleyman Sırrı'nın sünnet düğününü yapmak için hazırlıklara başladıklarını anlatan Pala, şöyle konuştu: "Kazanın meydana geldiği 13 Mayıs'ta oğullarımın sünnet hazırlığını yapıyordum. O hafta sonu olacak sünnet düğünü için dana kesiyorduk bu nedenle işi gitmedim. Eğer bu olmasa ben de o vardiyada, işte olacaktım. Biz madenciyiz. Kömürden ekmek paramızı kazanıyoruz. Çocuklarıma aileme bakmak zorundayım. Sünnet düğünümüzü bilen madenci arkadaşlarım aşağıdan arayıp 'Biz de geleceğiz' dediler. Ben de buyrun gelin dedim. Sonrada vardiyaya girenler olayın gerçekleştiğini söylediler. Haberi alır almaz işlerimi bıraktım ve ocağa koştum. Bir baktım ki her yer duman. İçerideki arkadaşlarımız çıkamamışlar. Ocağa havanın ters basılmasıyla birlikte biz de aşağıya kurtarma amaçlı girdik. Çok zordu. Orada gördüklerimiz, yaşadıklarımız insanı derinden sarsıyor. Ocakta yerdeki her işçiyi çevirip baktığımda arkadaşımdı. Acaba bir tane yaşayan var mı diye nabız kontrolü yaptım ama hiçbiri yaşamıyordu. Bayağı bir arkadaş çıkardık oradan. Sünnet hazırlıklarından dolayı hayatta kalmama sevinemedim. Orada ben de olabilirdim." Sünnet düğünü tarihinde arkadaşlarına mevlit okuttu Maden faciasının ardından 18 Mayıs'ta yapılacak sünnet düğününü iptal ettiklerini, bunun yerine aynı tarihte hayatını kaybeden madenci arkadaşları için lokma döktürüp mevlit okuttuğunu ifade eden Pala, "Sünneti erteledik. İnşallah daha sonra yapma düşüncesindeyiz ama onu düşünecek halde de değiliz. Sevineyim mi üzüleyim mi bilmiyorum. Çok perişanız. Ciğerimiz yanıyor" diye konuştu. Başkan Kocaoğlu’ndan Vali Toprak’a sert eleştiri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, demokratik hakkını kullanan onbinlerce İzmirliyi “marjinal grupları öne sürerek” cezalandırmanın, sağlıklı bir yönetim anlayışıyla bağdaşmadığını söyledi İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın basın toplantısıyla yaptığı açıklamaları değerlendiren Başkan Kocaoğlu, “10 yıldır ayrım yapmaksızın, her türlü kurala uyarak, uyum içerisinde ve hakkaniyet ölçüsünde belediye başkanlığı görevini sürdürüyorum. 30 Mart’ta hemşehrilerimizin verdiği desteğe layık olmak için 5 yıl daha aynı hassasiyetle çalışacağım. Sayın Vali’nin ideolojik ve popülist yaklaşım nitelemesini ne bizim ne de hemşehrilerimizin kabul etmesi mümkün değildir. Göreve geldiği günden bu tarafa verdiği kararlar ve uygulamalarıyla, kimin ideolojik, popülist ve yanlı olduğu, kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir” diye konuştu. Daha önce demokratik bir şekilde sürdürülen İzmir’deki hak arama etkinliklerinin, Vali Toprak geldikten sonra İzmirlileri tahrik edici sert uygulamalarla engellenmeye çalışıldığını kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Marjinal gruplardan bahsederek onbinlerce İzmirliyi cezalandırmak, sağlıklı bir yönetim anlayışıyla bağdaşamaz. Demokratik hakkını kullanan hemşehrilerimiz, hiçbir zaman marjinal grupların peşine takılıp vandalizme olanak sağlayacak bir tutum içerisinde olmadı. Dolayısıyla buradaki gerçek amacın sindirmek, baskı altında tutmak ve demokratik hakların kullanılmasını engellemek olduğunu düşünmekteyiz. Bu konuyu da İzmirli hemşehrilerimizin dikkatine sunuyorum. Ayrıca ülkenin en aydınlık, en demokrat kentinin huzurunu bozmak, ortamı germek, hiçbir yetkilinin hakkı değildir. Gerilimden beslenerek, başkalarını suçlayarak hatalı olduğuna inandığımız uygulamaların üstünün örtülmesi mümkün değildir. Bu tür hedef şaşırtma çabalarını İzmirli hemşehrilerimiz çok iyi anlamakta ve değerlendirmektedir.” Başka seçenek kalmadı Vali Mustafa Toprak ile komisyon başkan ve üyelerinin “uzlaşmaz” tutumu nedeniyle İl Özel İdaresi malları konusunda yargıya gitmekten başka seçeneklerinin kalmadığını da vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Bornova Belediyesi’nden vatandaşa özel hizmet Bornova Belediyesi emlak, çevre ve temizlik vergilerini ödemeye gelen vatandaşları evlerindeymiş gibi ağırlıyor. Yoğunluğun yaşandığı Merkez Vezne’ye gelen Bornovalılar, sıralarını kurulan çardağın altında ikram edilen içeceklerini yudumlarken bekliyor. Bornova’da ileyen vatandaşlar vergilerini evlerinden ya da işyerlerinden ‘www.bornova.bel.tr’ adresine girerek internet üzerinden de ödeyebiliyor. Bornova Belediyesi, emlak, çevre ve temizlik vergileri birinci taksitlerinin son ödeme günü yaklaşırken artan yoğunlukta vatandaşlara özel hizmet veriyor. Büyükpark içerisindeki Merkez Vezne’ye gelen Bornovalılar sanki bir çay bahçesindeymiş gibi ağırlanıyor. Kurulan seyyar çardakta güneşten "301 rakamı tamamen doğrudur" Faciada hayatını kaybeden 301 kişinin de arkadaşı olduğunu, bu rakamın daha fazla olduğu yönündeki iddiaların tamamen spekülasyon olduğunu vurgulayan Pala, şöyle devam etti: "Böyle söylentilerde bunu siyasete alet etmek istiyorlar. Allah, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'dan razı olsun. Adam gibi bir adam. Başımızda durdu, uyumadı. Bizim acılarımıza ortak oldular, sağolsunlar." (AA) korunan vatandaşlar Bornova Belediyesi ikram aracından da yararlanabiliyor. Oturdukları yerde sıralarını beklerken çay, kahve ya da meyve sularını yudumluyor. İşlem sırası gelenler halkla ilişkiler personeli tarafından ilgili vezneye yönlendiriliyor. Bornovalılara vergi ödeme konusunda göstermiş oldukları hassasiyetten dolayı teşekkür eden Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, “Vergi ödeme sorumluluklarını yerine getirme konusunda özen gösteren vatandaşlarımızın ayakta sıra beklemelerini istemedik ve böyle bir hizmet sunduk” dedi. Son ödeme tarihi uzatıldı Bornova Belediyesi, emlak, çevre ve temizlik vergileri birinci taksitinin son ödeme tarihini 31 Mayıs’tan 2 Haziran’a uzattı. Büyük park içindeki Merkez Vezne, hafta ve ay sonuna denk gelen 31 Mayıs Cumartesi ve 1 Haziran Pazar günleri ile 2 Haziran Pazartesi günü de hizmet verecek. Merkez Vezne, hafta sonunda 09.00 ve 16.00 saatleri arasında açık olacak. İnternetten ödeme imkanı da var Bornova’da vatandaşlar, emlak vergilerini, internet üzerinden ‘www.bornova.bel.tr' adresine girerek ‘e-ödeme' sistemiyle evlerinden ya da işyerlerinden çıkmadan da ödeyebiliyor. (HABER MERKEZİ) Madende can veren ağabeyinin hayalini gerçekleştirmek istiyor Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden imam hatip lisesi mezunu Feridun Çelik'in, çok istemesine rağmen imam olamadığı, ailesine bakmak için kömür ocağında çalıştığı öğrenildi. 8 ay önce evlenen ve 5 aylık hamile eşini geride bırakan işçinin kardeşi Çelik: "Beni ağabeyim okuttu. Geçen yıl imam hatip lisesinden onun sayesinde mezun oldum. O olmasaydı okuyamazdım, bu köyde çoban olurdum" dedi. Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında 27 yaşında hayatını kaybeden ve geride 5 aylık hamile eşi kalan Feridun Çelik'in "imam olma" hayalini, kardeşi gerçekleştirmeye çalışacak. Feridun Çelik'in, Balıkesir'in Dursunbey ilçesi Çamharmanı Mahallesi'nde yaşayan kardeşi Hüseyin Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 16 yaşından itibaren ailenin geçimini üstlenen ağabeyinin, söz konusu maden ocağında yaklaşık 6 yıldır çalıştığını söyledi. Ağabeyinin, 16-17 yaşlarında simitçilik yaparak aile bütçesine katkı sağlarken diğer yandan öğrenimini tamamladığını belirten Çelik, şöyle devam etti: "Ağabeyim dahil 6 kardeştik. İmam hatip lisesinde okudu ve mezun oldu. Sesini beğenmedi, imam olamayacağını düşündüğü için Soma'ya gidip madende çalışmaya başladı. 'Sesim iyi değil, benden imam olmaz' diyordu. Çok istiyordu ama yapamadı, imam olamadı. Sürekli bize yardımcı olurdu. Babamın geliri yoktu. Kendi ailesini geçindiriyordu, bana harçlık veriyordu, az da olsa eve para gönderiyordu. Ben de Soma'da ağabeyimin yanında okuluma devam ettim. Beni ağabeyim okuttu. Geçen yıl imam hatip lisesinden onun sayesinde mezun oldum. O olmasaydı okuyamazdım, bu köyde çoban olurdum." Bu sene sınava girdiğini ve iyi puan almasına en çok ağabeyinin sevindiğini vurgulayan Çelik, onun, pek çok tanıdığını arayıp "Hüseyin iyi puan almış" dediğini aktardı. Çelik, imam hatta müftü olacağına en çok ağabeyinin inandığını bildirerek, "Göremedi. Ağabeyim için, ruhunun rahat etmesi için yapmam lazım, müftü olmam lazım. İlahiyat fakültesini kazanmak ve ağabeyim hayallerini gerçekleştirmek istiyorum. Tek hedefim bu" ifadesini kullandı. Ağabeyinin 8 ay önce evlendiğini ve yengesinin 5 aylık hamile olduğunu dile getiren Çelik, sık sık fenalaştığı için sürekli hastanede kontrol altında tutulduğu bilgisini verdi. Hüseyin Çelik, ağabeyinin, doğacak bebeğine annesinin ismi "Emine Nur"u vermek istediğini anlatarak, "Olaydan iki gün önce 'Anneler Günü'nde annemle görüşmek istemiş. Ablamı aramış ama anneme ulaşamamış. Ulaşamadığı, Anneler Gününü kutlayamadığı için üzgündü. Bizleri böyle boynu bükük bıraktı" diye konuştu. (AA) Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Komisyon kararının tarafımıza iletilmesinden sonra, hakkımız olduğuna inandığımız menkul ve gayrimenkullerle ilgili yargı sürecine başvuracağız. Bütün üyeleri Vali Yardımcısı ve il müdürlerinden oluşan ve bizim sadece ‘tek’ oyumuzun bulunduğu komisyonda maalesef yerel yönetimler yok sayılmaktadır. Sayın Vali’nin ‘kanunu uyguluyorum’ yaklaşımı, gerçeği yansıtmamaktadır. Kanunda mal dağıtımına tabi olan kurumlar arasında belediyeler de vardır. Dolayısıyla bütün malların yerel yönetimlere verilmesinde yasal hiçbir engel yoktur. Kanunu uyguluyorum demek, bu gerçeğin görülmesini engelleyemez” diye konuştu. Vali Toprak’tan şaşırtan açıklamalar İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın stat ve çöp bertaraf tesisi konusunda yaptığı açıklamaları da eleştiren Başkan Aziz Kocaoğlu, “İzmir’in 1 numaralı atanmış yöneticisinin, kentin bizce de malum bu problemlerinin çözümüne destek olmak yerine buralardan kurumumuzu ve şahsımı yıpratmaya çalışması ayrıca düşündürücüdür. Ne yazık ki bu açıklamalar, ‘bir validen daha çok iktidar partisi il yöneticilerinden birine aittir’ izlenimi vermiştir” dedi. (HABER MERKEZİ) Büyükşehir’in 2. gemisi Dokuz Eylül de İzmir’e geldi İzmir Körfezi’ni hızlı ve modern yolcu gemileriyle donatmak için yola çıkan Büyükşehir Belediyesi’nin sipariş verdiği 15 yeni yolcu gemisinden ikincisi de tamamlandı. Deneme seferlerine başlayan Dokuz Eylül, resmi izin süreçlerinin ardından hizmete girecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deniz ulaşımının geliştirilmesi amacıyla sipariş verdiği ve Yalova’da üretilen 15 yeni yolcu gemisinden ilki olan Çakabey’in ardından, ikinci gemi Dokuz Eylül de Körfez’le buluştu. İzmir Körfezi’nde deneme seferleri yapan Dokuz Eylül, resmi onay süreçlerinin tamamlanmasının ardından yolcu taşımaya başlayacak. Mevcut gemilere göre çok daha hızlı ve konforlu hizmet veren yeni gemilerin ikincisinin de hizmete girmesiyle, taşınan yolcu sayısı artacak, sefer süreleri kısalacak. İzmir Körfezi’nde hizmet veren tüm filoyu yenilemek üzere yola çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 117 milyon Euro’ya 15 yeni yolcu gemisinin siparişini vererek bu alanda kent tarihinin en büyük yatırımına imza attı. Yalova’da üretimi süren gemilerden ikisi tamamlandı. Üretim planına göre bundan böyle her üç ayda bir yapımı tamamlanacak gemilerden biri hizmete alınacak. Yeni gemiler, savunma, havacılık ve uzay teknolojisinde kullanılan karbon kompozit malzeme ile üretilen ve bu özelliği ile dünyada yapılan ‘en büyük yolcu gemileri’ olma özelliğini taşıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeni yolcu gemilerinin yanı sıra, 450 yolcu ve 64 otomobil kapasiteli 3 adet arabalı yolcu gemisi için de ihaleyi kazanan firma ile geçtiğimiz günlerde sözleşme imzaladı. (HABER MERKEZİ) Soma için Karşıyaka’ya gelecekler Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, ilçenin her noktasında arı gibi çalışan temizlik işçilerine moral ziyaretinde bulundu. Daha temiz bir Karşıyaka için yapılması gerekenleri anlatan Başkan Akpınar’a, birkaç gündür Soma ve Kınık’ta acılı aileleri ziyaret eden ünlü sanatçı Yavuz Bingöl de eşlik etti. Bingöl, önümüzdeki ay, Bostanlı’da, 35- 40 sanatçının katılımı ile dev bir yardım organizasyonu planladıklarını söyledi. Örnekköy’deki Temizlik İşleri Şantiyesi’nde gerçekleştirilen buluşmaya yaklaşık 300 işçi katıldı. Başkan Akpınar, Karşıyaka’daki ana caddeler ve ara sokakların daha temiz olması için mücadele ettiklerini, bu noktada tüm işçilere önemli görevler düştüğünü söyledi. Akpınar “Bir belediye başkanını sokakta en iyi temsil edenler temizlik işçileridir. Salonda değil, sokakta yetişen bir siyasetçi olarak çektiğiniz sıkıntıları biliyorum ve çalışma şartlarınızı düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Duyuyorum ki yaşlılara, engellilere yardım ediyorsunuz. Poşetlerini taşıyorsunuz, bu beni çok mutlu ediyor. İşini düzgün yapan ve belediyeye laf getirmeyecek her işçimin, başımın üzerinde yeri vardır. Yaz ayları geldi. Temizlik konusundaki şikayetler artabilir. Özveri ile çalışacağız ve her karışı tertemiz bir Karşıyaka yaratacağız. Umutsuzluğa kapıldığınızda Soma’yı ve o madende yaşamını yitiren kardeşlerimizi düşünün” dedi. (HABER MERKEZİ)
© Copyright 2024 Paperzz