" " " "!!!" İzmirli bilgisayar teknikeri 33 yaşındaki Kaçmaz, 17 ay yapay kalple yaşadıktan sonra umutlar tükenmek üzereyken bağışlanan kalple yeniden yaşama döndü !AIK4I3HGAH6HKJDIFH?J>K<;EGJ<CEAJK<J6FC6CEJKBJ2@=JE +J3DJ95K@D@A@K2IKA;B>;GFJGCEK4J?GI>HK<J?I<HEAIK0J?J>>J BJFFDJ?CK8J=JAC6CECK<1?FIAH7K.@EAJEK<;EGJK0IGBI<IKH?HFHB ?J-J/J6CECK<1?FI?IEK+J3DJ95K$%;BK0J>JFJGK?J-DC=>CD5 =HDAHK?J-DJD5KJG>CBK<H4JGJKAJKJFB;FKAIKB@FFJEDJD7K,E=JFFJ0 4:9IFK8HGK0J?J>CDK;F@G5K0IGBI<IK?JGACDKIFHK@9J>DJBKH<>IGHD7 )?GC/J5KI2FIEDIBKH<>H?;[email protected];BK9;GK4:EFIGK?J=JACD5 1F:DIK3;BK?JBFJ=>CD5K8HFH?;G@DK8HGKJACDKBJFDC=>C7KIG J?GCE>C?JK1EIDK2IGDIBK9;G@EAJ?ACDKJDJK@D@A@KBJ?8I>* DIDIBK4IGIBH?;GA@7KD@>K0IGK=I?HEK8J=C7K.IEKAIKBJ?* 8I>DIAHD(KAIAH7K$& '"!%$' www.sondakikagazetesi.com 18 Nisan 2014 Cuma !!"!! "!"" Matbaada grafikerlik yapan 40 yaşındaki Tamer Şatır, iki defa ameliyat olduğu kanser hastalığından kurtulabilmek için hayırseverlerin yardımını bekliyor. Şatır, "Ameliyat için 180 bin lira istediler” dedi Devlet hastanesinin hastalığına çare olamadığını söyleyen Şatır, “Özel hastane, 180 bin liralık bir maliyet çıkardı. Ancak bunu tedarik edemeyeceğimizi söyledik. Sonra aynı hastanenin farklı bir bölümünde 40 bin liraya ameliyat olmak için planlama yapıldı. Ancak bu parayı tedarik etme imkanım da yok. Ablalarım, aile dostlarım, etraftan yardım edenlerle para toplamaya çalışıyoruz. Bunu tek başımıza halletmemiz mümkün değil. Yardım bekliyoruz” dedi. 8’de ')(%! Ünlü Yazar Sabit İnce’nin yazısı Pazar günü gazetemizde! !&" * # # #* #$"'%& #$"'%& !! $"# # $!!"## %"&#%'!!$' <H?J<I>KAI6HFK0H9DI> ?JGC=CK3J6GC<CK?J-JEKK.J=BJEK;FJE5K()G>CBK<H?J<H 41G:=FIGHDH9HK8HGKBIEJGJK8CGJBJGJBK=I0GHEKDIE* "JJ>HKEIGIAI?<IK;GJAJK8@F@=DJDC9K4IGIBH?;G7K ?CFK8;?@E/JK>;-?IB@EKJ?ECK4IDHAIK;FA@6@D@9@ A:=:EIGIBK0H9DI>KIAI/I6H97K.@GJAJKB1G:KB1G:EI -JG>HK<H?J<I>HK?J-JG<JB5K8@K?:G:?:=:D:9:K2I A@G@=@D@9@K;EJK41GIK8IFHGFIG<IB5K?:G:DIB>IK2I 8HG8HGHDH9IKBJ>BCK<J6FJDJB>J5K"HBHGKJFC=2IGH=HEAI 8@F@EDJB>JK9;GF@BK3IBIGH97KIGHDFHK8HGK3JFC=DJ ?J-JDJ?C97KI0GHEKDIE"JJ>HKEIGIAI?<IK;GJAJ 8@F@=DJDC9K4IGIBHG'KAIAH7K$& '"!%$' !$"!$! $! $"# # "&# /@D0@G8J=BJEFC6CK<I3HDFIGH?FI HF4HFHK?JBFJ=CDCECKIFI=>HGIEK#K,9DHGK#HFFI>2IB* HFHKK@GJF5K(+@GJFK8IFFH5KJAJ?K;FJ/JB5K2J>JEAJ= ;?@E@K2IGI/IB7K+GH9K>IFFJFFC6CK?J-C?;G7K)EFJ=CFJE @D0@G8J=BJEFC6CKBGH9HEIK4HGDH=7K.@KBGH9HKH3>IE H3IK?J=C?;G7K)3CBK2IKEI>K8HGK<:GI37K+IEAHKH3FIGHEAI JEFJ=CFJEK8HGKBGH9K?J=C?;GFJG7K.@K<:GI/HEKBGH9I A1E:=DIKHDBJECK?;B7(KAIAH7K$& '"!%$' $ " $$$ !"!" &%## ,=FI>DIFIG IGEI6HK.J=BJECK#I0DI> ,=FIG5K,9DHGK>@GH9DHEHEK/JE 3IBH=>H6HEHK<1?FIAH7K)/HFIEK>* IA8HGKJFCEDJ<CK4IGIB>H6HEH AHFIK4I>HGIEK,=FIG5K$.HG E@DJGJFCKEIAIEK>JEC>CD IB<HBFH6H7K!/GHDH<HF5KAHGIB> @3@=K;FDJDJ<C5K>@GH<>HBK>I<H<* FIGHEK<@?@K-J0JFCKB@FFJEDJ<C5 BIE>HKB@/JBFJ?JEKD:9I ;FDJDJ<CK2IKB1>:KDHDJGHKAH6IGK<;G@EFJG7' =IBFHEAIKB;E@=>@7,9DHGK>@GH9DKFH4HEAIEKA:=DIB :9IGI7'KAIAH7K!,+K.J=BJECK,=FIG5K,9DHG&HE &FHK?CFFJGAJK:GBH?IK>@GH9DHEAIK:GI>HFIEKH=K2I BJ>DJKAI6IGHEK?:9AIK &F@BK81F:D:E:K<J6FJGBIE 4:E:D:9AIK8@E@EK?:9AIK&IKBJAJGKA:=>:6:E: 2@G4@FJAC7K$& '"!% & )!+!'%&&%-(%#JGJ=5KP@DFJGJKDC 8CGJBCFC?;GS)EFJ=DJK<J6FJECG<JK0JE4TKB1?FIGKIF* AIEK4TAT?;GSK:GBT?I5K++?IKJEFJ=DJKT3TE 8J<BCK?J-C?;GKD@S)+KJG>T5K+C8GC<>JK>J2T9KDT 2IGT?;GSK@D0@G8J=BJECKIG2T=K!G;6F@5K41G:=* DIFIGFIKTF4TFTKEIFIGK<1?F:?;SK+C8GC<>JKD@0JFI"I> EIKAT?;GSK++K:B:DI>TKD@0JFI"I>TEKIFI=>TGT* FIGTEIKEIKAT?;GSKK.:>:EK8@K<;G@FJGCEK/I2J8CECKJ* 9JGK4:E:EAIEKT>T8JGIEK4J9I>IET9KRQLK)+,* +)AJK;B@?J/JB<CEC97K<>JK4J9I>I/TKRJ8T>K,E/I 8:>:EK8@K<;G@FJGCEK/I2J8CECK8@FDJBKT3TEK4:EFIG* /IK?J2G@K2J>JEAJKA;FJ=>C7KJFBCEK2IK<T?J<TFIGTE EJ89CECK>@>>@7K,E/IKJ?GC/J5K@D0@G8J=BJECKIG* 2T=K!G;6F@KTFIKAIKB;E@?@KDJ<J?JK?J>CGAC7K İzmir'in Bayraklı ilçesinde çöp yüzünden çıkan tartışmada hamile olduğu belirtilen Duygu Ersoy hayatını kaybetti. Saldırgan M.K, gözaltına alındı Olay, dün saat 17.00 sıralarında, 1620/43 Sokak, 12 numarada meydana geldi. 20 yaşındaki Duygu Ersoy ile İZSU'dan emekli olduğu öğrenilen 81 yaşındaki M.K. arasında, kapı önüne koyulan çöp yüzünden tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi sonucu Ersoy'un yakınlarıyla M.K. arasında kavga çıktı. Kavgada M.K.'nin, yanında taşıdığı ruhsatsız tabancayla Ersoy'u yaraladığı iddia edildi. Beş aylık hamile olduğu öğrenilen genç kadın, kanlar içinde yere yığıldı. Hemen çağrılan cankurtaranla Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı fakat yaşamını yitirdi. Zanlı M.K., polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Duygu Ersoy'un ölüm haberini alan yakınları, hastanede sinir krizi geçirdi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 3’te Antalya’da feci kaza 5 kişi yanarak öldü! Antalya'da meydana gelen ve 5 kişinin yanarak hayatını kaybettiği kaza anının, mobese kameraları tarafından görüntülendiği ortaya çıktı. Görüntülerde, aracın aşırı hızlı bir şekilde kavşağa doğru ilerlediği, bir aracı solladıktan sonra orta refüje çarptığı, savrulan aracın daha sonra kavşakta bekleyen TIR'a çarptıktan sonra anında alev aldığı görülüyor. 3’te *!) *!) *!) *!) ("! ("! ("! + + 111444’’’ttteee + " " ! " engül, illetvekili Ş n M ir m İz i rt Pa da leştiren AK itleleri ardın *','!%,-&-&%IEK?JBCEKJAJFJGCEAJE ;FJEKRJBC9K)AJ<C5K?CFCEKIEK1EIDFTK"I<>T2JFTEIK0J* 9CGFJEC?;G7KJ<BJF?JK.J?GJDCECEK<;EK4:E:KTBTKBT* FT<IKJGJ<CEAJKIFK?J-CDCKG;BI>FIGTEKJ>CFDJ<C?FJK8:* ?:BK8TGK41G<IFK=;2@EK?J=JEAC6CK(P;BI>KOI<>T2J* FT(ETKT9FIDIBKT3TEK:GBT?IAIEKMK8TEIK?JBCEK>@GT<* >TEK@DJG>I<TK4:E:K%I=DIAIEKJAJ?JK4I3DI<T 8IBFIET?;G7K)AJECEK@GT9DK+JFBCEDJKQ"T<TK.J=* BJECK#@EAG;<NK(:GBKA;<>FJGCDC9KB:F>:G:D:9: 3;BKDIGJBKIAT?;G5K8@K?CFKBJ>CFCD/CFJGCEK?JGC<CE* AJEK"J9FJ<CKBJG=CKBC?CAJEK4IFI/IB(KAT?;G7K itter ünay'ı e sonra k Çakar ve G ünay'dan bu saatten i olmaz. Olsa olsa Twin tç ir G e ş l ıtlarına bir siyas "Ertuğru K Parti karş ek bir lider, sürükleyec itter’da yazıp çizip A " dedi. 6’da kuşu olur. Twbalarına devam etsin a gözükme ç ##!$"## "! "#%# &#&#%## .1F:D:K6GI>HDK1GI2FH<HK=CFK%;BFJG5K8;=JEDJECEK3I=H>FHKI2GIFIG H3IGIEK8HGK<:GI3K;FA@6@E@K2IK8HGI?FIGHEK?JFEC9/JK8;=JEDJK1E/I<HEAIKAI6HF5KAJ0JK<;EGJK?J=JAC6C <CBCE>CFJGFJKAJK8J=I>DI<HK2IK;F@D<@9KA@?4@FJGCECK;EJGDJ<CK4IGIB>H6HEHK<1?FIAH7K%;BFJG5K$JG>EIGFIGHE 4IEH=KJHFI?FIKJGJFJGCEJK8IFFHK<CECGFJGKB;?JDJDJFJGC5KI2FHFHBK8HGFH6HEHEKA;6JFK4IFH=DIK<:GI3FIGHKH3HEAI ;F4@EFJ=DJ<CEJKAJKIE4IFK;FJ8HFDIB>IAHG7'KAH?IKB;E@=>@7K$& '"!%$' SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 18 Nisan 2014 Cuma Türkiye dünyanın ilk "mozaik müzeleri destinasyonu" olacak Gaziantep'teki Zeugma Müzesinin yanı sıra yapımına devam edilen Şanlıurfa'daki Edessa Mozaik Müzesi ve Hatay'daki Antakya Mozaik Müzesinin açılmasıyla Türkiye yeni bir turizm çeşidini dünyaya kazandıracak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özarslan, "Türkiye'de, dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan 'mozaik müzeleri destinasyonu' oluşacak" dedi G aziantep'teki Zeugma Müzesinin yanı sıra yapımına devam edilen Şanlıurfa'daki Edessa Mozaik Müzesi ve Hatay'daki Antakya Mozaik Müzesinin açılmasıyla Türkiye yeni bir turizm çeşidini dünyaya kazandıracak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özarslan, AA muhabirine, dünyanın en iyi 6'ncı turizm destinasyonu haline gelen Türkiye'nin, kültür turizmiyle de yükselişe geçtiğini belirterek, "Türkiye'de, dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan 'mozaik müzeleri destinasyonu' oluşacak" dedi. Türkiye'deki barış iklimine işaret eden Özarslan, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da doğa ve kültür turizmi için büyük talep olduğunu, ürün taleplerinin de kültür turizmine yönelik gelişmeye başladığını söyledi. Özarslan, üçüncü havalimanı, hızlı tren hatları gibi kültürel altyapıyı geliştiren büyük projelerin de hayata geçirilmesiyle kıyı şeridindeki deniz-kum-güneş turizmine yönelik ilginin Anadolu'nun kültürel zenginliğine doğru genişleyeceğini ifade etti. Müzecilikte çağdaş bir atılım yapan Kültür ve Turizm Bakanlığının son yıllarda yeni müzeler inşa ettiğini de hatırlatan Özarslan, Şanlıurfa ve Hatay'da yapımı devam eden iki büyük mozaik müzesinin de yakın zamanda açılacağını bildirdi. Özarslan, "Gaziantep'teki Zeugma Mozaik Müzesini de ekleyince, üç mozaik müzesi komşu illerde hizmete girmiş olacak ve böylece dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan 'mozaik müzeleri destinasyonu' oluşacak. Dünyada böyle bir şey yok. Türkiye'nin sunduğu ürün çeşitliliği ve kalitesi hiçbir ülkeyle mukayese edilemeyecek şekilde geliştiriliyor" diye konuştu. -"Dünyanın en kıymetli mozaiği" de sergilenecek Mozaik eserler açısından dünyadaki en geniş sergileme alanına sahip Hatay'daki Antakya Mozaik Müzesi, toplam kapalı alanı ise 32 bin 754 metrekare olacak ve müzeyi aynı anda 800 kişi ziyaret edebilecek. Şanlıurfa Haleplibahçe'de "Amazon kraliçelerinin av ve savaş sahneleri"nin tasvir edildiği mozaiklerin bulunduğu Haleplibahçe Mozaik Müzesi ile Edessa Arkeoloji Müzesi ve Arkeopark'ın yer alacağı 57 bin metrekare üzerinde toplam 36 bin metrekare kapalı alan, Türkiye'nin en büyük müze komplekslerinden olacak. Mevcut yerinde sergilenecek yaklaşık bin metrekare mozaiğin yanı sıra müzede bin 500 metrekare civarında mozaik bulunuyor. Buradaki Savaşçı Amazon Kraliçeleri mozaikleri ise mozaik tekniği, sanatı ve Fırat Nehri'nin orijinal taşlarından yapılması gibi özellikleriyle uzmanlarca dünyanın en kıymetli mozaiği olarak tanımlanıyor. Müzede, yurt dışına kaçırıldıktan sonra bulunduğu ABD'deki Dallas Müzesinden geri getirilen, "ozanların babası" Orpheus'un, müziğiyle vahşi hayvanları uysallaştırdığını betimleyen mozaiğin de sergilenmesi bekleniyor. -Müze ziyaretçilerinin memnuniyet oranı yüzde 95 Bu yıl nisan ayı itibariyle Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 187 müze, 125 adet türbe ve 135 adet düzenlenmiş ören yeri hizmet veriyor. Ayrıca 187 özel müze, Bakanlık denetiminde faaliyetlerini sürdürüyor. Tosun Paşa'nın Yeşilvadi'si Gazianteplilere nasip oldu Türk sinemasının unutulmazlarından "Tosun Paşa" filminde paylaşılamayan "Yeşilvadi" gerçek hayatta Gazianteplilerin oldu. Şahinbey Belediyesince 120 milyon harcanarak 1 milyon 700 bin metrekare alana yaptırılan Yeşilvadi Parkı, 23 Nisan'da hizmete açılacak. Yeşilin hakim olacağı, her yaştan insana hitap edecek parka, Türkiye'nin en büyük amfi tiyatrosu inşa edildi. Bilinenin aksine birçok farklılığı bünyesinde barındıran parkta özellikle çocukların yakından tanıdığı Keloğlan, Şirinler ve Gargamel, Red Kit, Dalton kardeşler, Fred Çakmaktaş ve arkadaşları gibi çizgi film karakterlerinin heykelleri de yer alıyor. Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin en büyük parkını Gaziantep'e yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Projenin kendisini heyecanlandırdığını dile getiren Tahmazoğlu, parkın inşa edildiği böl- genin çarpık yapılaşmanın gelişme alanı içerisinde olduğunu vurguladı. Bu nedenle ilçenin çehresini değiştirmek gerektiği düşüncesiyle 7 milyon metrekare alanın imarını değiştirdiklerini ifade eden Tahmazoğlu, şöyle devam etti: "Burada modern şehir kuruyoruz. Türkiye'nin en büyük parkını da bu bölgeye yapıyoruz. Türkiye'nin en geniş yollarından 12 şeritli 12 kilometrelik yol da burada olacak. Kısacası dev bir projeye adım attık. Amacımız çarpık yapılaşmayı önlemek. Aynı zamanda modern ve çağın gereklerine uygun yapılaşmayı sağlamak. Bunda da başarılı olduğumuza inanıyorum." - "Yeşilvadi gerçek hayatta Gazianteplilerin oldu" Bölgede yapılan parka ilk etapta 40 bin ağaç diktiklerine işaret eden Tahmazoğlu, 8 bin kişi kapasiteli Türkiye'nin en büyük amfi tiyatrosunu da parkın içine inşa ettiklerini, gerektiğinde kapasitenin Türkiye'deki müze ve ören yerlerinin ziyaretçi sayıları ise 2000'li yılların başında yaklaşık 7 milyonken, geçen yıl 29 milyon 533 bin kişiye ulaştı. Ziyaretçilerin yüzde 69'unun yabancı turistler gerçekleştirdiği müzelerde, ziyaretçi sayısı ise 13 yılda 4 kat arttı. Kültür ve Turizm Bakanlığınca son iki yılda yapılan anket çalışmalarına göreyse müze ziyaretçilerinin memnuniyet oranı yüzde 95'i buldu. -Müzeler sürekli yenileniyor Geçen yıl ilk kez açılan veya yenilenen müzeler Bu da Şapka Sergisi Eskişehir'de Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında "Şapka Sergisi" izlenime sunuldu. ETİ Arkeoloji Müzesi'nde Kastamonu Valiliği Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi öncülüğünde gerçekleştirilen serginin açılışında konuşan Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Türkiye'nin ilk ve tek Şapka Müzesi'ne ait örneklerden bir bölümünün Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı etkinlikleri kapsamında Eskişehir'de sergileneceğini söyledi. Kastamonu Valiliği Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi'nin gerçekleştirdiği bu sergide Cumhuriyet'in kurulduğu günden bu yana kullanılan erkek ve kadın şapkalarının bulunduğunu belirten Vali Tuna, "Cumhuriyet inkılaplarının bir parçası olan şapkayı büyük önder Atatürk, ilk kez Kastamonu'da giymiş ve geçmişten günümüze zengin bir şapka koleksiyonunun oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Cumhuriyet tarihine şapka estetiğinde ışık tutan bu serginin gerçekleşmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum" dedi. Kastamonu Valiliği Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi Müdürü İlknur Ayna ise Cumhuriyet tarihinden bu yana kullanılan şapkaları sergilediklerini ifade ederek, "Burada Atatürk'ün kullandığı şapkaların benzerleri ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in kullandığı şapkanın yanı sıra ünlü modacıların şapkaları yer alıyor" diye konuştu. Konuşmanın ardından Vali Tuna ve beraberindekiler açılış kurdelesini keserek sergiyi gezdi. Bu sırada Merkezi Müdür Ayna, günün anısına Vali Tuna'ya şapka hediye etti. Açılışa, Vali Yardımcısı Ömer Faruk Günay, 1. Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı Hava Pilot Tümgeneral Recep Yüksel, İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen ve çok sayıda davetli katıldı. Sergi 22 Nisan'a kadar açık kalacak. (AA) 15 bin kişiye kadar çıkarılabileceğini söyledi. Parkta 86 bin 500 metrekarelik biyolojik göletin de hizmete sunulacağını ifade eden Tahmazoğlu, "Gölette kayıklarla gezilebilecek, su sporları yapılabilecek. Kapalı ve açık spor alanları, buz pateni alanı olacak. Tematik parklar, masal kahramanlarının bulunduğu parklar da yer alacak. Gençler için macera parkları kuruyoruz. Botanik bahçemiz var, süs havuzlarımız var" dedi. Vadide kurulan parkın ismi konusunda çok düşündüklerini dile getiren Tahmazoğlu, şunları kaydetti: "Türkiye'nin en büyük parkını yaparak vadinin isminin Yeşilvadi olmasını istedik. Tabi Yeşilvadi denince akla 'Tosun Paşa' filmi geliyor. Filmde, Yeşilvadi Seferoğulları'nın mı yoksa Tellioğulları'nın mı olacak tartışması vardı. Burada ikisinin de olmadı. Yeşilvadi gerçek hayatta Gazianteplilerin oldu." (AA) arasında, Ağrı İshakpaşa Sarayı, Alanya Müzesi, Balıkesir Ayvalık Taksiyarhis Anıt Müzesi, Bursa Arkeoloji Müzesi, Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Evi Kültür Müzesi, Ziya Gökalp Müzesi, Selanik Atatürk Evi, İstanbul Topkapı Sarayı Arz Odası ve Ağalar Camisi (El Yazması Kütüphanesi)), İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğüne bağlı Şeyh Yahya Efendi Türbesi, Güzelce Ali Paşa Türbesi, Şehzadeler ve Kadınlar Türbesi, Muğla Marmaris Müzesi ve Zonguldak Ereğli Müzesi yer alıyor. Bu yılın ilk 4 ayında ise Samsun Gazi Müzesi, İstanbul Adam Mickiewicz Müzesi ile Aksaray Müzesi de yenilenerek ziyarete açıldı. Ayrıca uygulama ve proje çalışmaları devam eden Adana Yeni Müze Kompleksi, Çanakkale Troya Müzesi, Van Urartu Müzesi, Uşak Arkeoloji Müzesi, Antalya Mevlevihane Müzesi, Burdur Doğa Tarihi Müzesi, Antalya Etnografya Müzesi gibi yeni müzeler ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Gordion Müzesi ve Örenyeri, Efes Müzesi, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Mardin Müzesi, Topkapı Sarayı Mutfaklar ve Koğuşlar Bölümü, İzmir Atatürk Evi gibi 48 müze bulunuyor. (AA) Yıl: 3 . Sayı: 890 . 18 Nisan 2014 Cuma İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 [email protected] İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 18 17Nisan Şubat2014 2013Cuma Perşembe Bir anlık dalgınlık 5 cana mal oldu! Antalya'da tır ile otomobilin çarpışması sonucu 5 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Liman kavşağında tır ile otomobilin çarpışması sonucu hayatını kaybeden 5 kişinin yanarak öldüğü tespit edildi Antalya'da tır ile otomobilin çarpışması sonucu 5 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, gece saatlerinde Antalya-Kemer kara yolundaki Liman kavşağında, Akdeniz Bulvarı'ndan Kemer istikametine giden otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu ışıkta bekleyen tırın yakıt tankına çarptı. Çarpışma sonucu tır ve otomobil alev aldı. Kazada otomobilin içinde bulunan 5 kişi, yanarak öldü, tır sürücüsü ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Kazanın bildirilmesi üzerine bölgeye gelen itfaiye ekipleri, araçlardaki yangını söndürdü, ardından otomobildeki cesetleri çıkardı. Kazada ölenlerin kimlikleri belirlendi Ölenlerden Amasya'da yaşayan Emrah Bül- bül'ün, Antalya'da yaşayan asker arkadaşı Masum Türker'i ziyarete geldiği öğrenildi. Antalya'da tır ile otomobilin çarpışması sonucu ölenlerin kimlikleri belirlendi. Liman kavşağında Emrah Bülbül yönetimindeki 05 RD 419 plakalı otomobil ile Galip Asker yönetimindeki 07 HZ 762 plakalı tırın çarpışması sonucu araçlarda yangın çıkmıştı. Otomobilde bulunan sürücü Bülbül ile Masum Doğan, Zeynep Tıraş, Mercan Ender ve Erol Türkmen yanarak hayatını kaybetti. Yaralanan tır sürücüsü Asker ise hastanede tedavi altına alındı. Öte yandan Amasya'da yaşayan Emrah Bülbül'ün, asker arkadaşı olan ve Antalya'da yaşayan Masum Türker'i ziyarete geldiği öğrenildi. Kazada hayatını kaybedenlerin çok sayıda yakını, Antalya Adli Tıp Kurumu önüne gelerek bilgi almaya çalışıyor. Antalya'da gece saatlerinde meydana gelen ve biri bayan 5 kişinin öldüğü kazada isimler belirlendi. Kazada ölen Masun Doğan ve Ali Armağan'ın cenazelerinin morgdan alındığı bildirildi. Antalya'da gece 02.20 sıralarında meydan gelen ve 5 kişinin yanarak hayatını kaybettiği kazaya ait detaylar ortaya çıkmaya başladı. Kazanın ardından Masun Doğan (26), Mercan Ender (26), Erol Türkmen (31), Zeynep Tıraş ve Emrah Bülbül'ün (29) hayatını kaybettiği Liseli Derya’dan 4 aydır haber alınamıyor İstanbul’da evinin önünden servise binerek okula giden lise birinci sınıf öğrencisi 15 yaşındaki Derya Selçuk’tan 4 aydır haber alınamıyor. Baba Hasan Selçuk, polise, jandarmaya, savcılığa başvuru yaptıklarını, ancak hiçbir şekilde sonuca ulaşamadıklarını söylüyor. Her kapı ziline, her telefon sesine 'kızım geldi' diye koşarak gittiğini anlatan acılı anne Fatma Selçuk ise artık ümidini kesmiş, “Kızımın ölüsünü de olsa bulup getirsinler.” diyor. Esenyurt’taki evlerinden her zamanki saatinde servise binerek okula giden lise birinci sınıf öğrencisi Derya Selçuk’tan 4 aydır haber alınamıyor. Aslen Malatyalı olduklarını belirten baba Hasan Selçuk, Halil Alkanat Çok Programlı Lisesi’nde okuyan kızından 4 aydır haber alamadıklarını söyledi. Kızının bulunması için karakola, terörle mücadele polislerine, savcılığa başvuru yaptığını ancak hiç birinden netice alamadığına dikkat çeken Selçuk, “Okulda olup bitenlerden haberdar etmediler. Kızım 16 gün okula gitmemiş. Okul yönetimi haber vermedi. Memleketin, kanunun adaletine sığınmışım diyecek bir şey bulamıyorum. Ailecek perişan olduk. Emniyetten, devletten yardım istiyorum. Kızımı gören vatandaşlar bize bilgi versin.” şeklinde konuştu. (CİHAN) Kapı önüne çöp koyma kavgası ölümle sonuçlandı İzmir'in Bayraklı ilçesinde çöp yüzünden çıkan tartışmada bir kişi öldürüldü. Olay, dün saat 17.00 sıralarında, 1620/43 Sokak, 12 numarada meydana geldi. 20 yaşındaki Duygu Ersoy ile İZSU'dan emekli olduğu öğrenilen 81 yaşındaki M.K. arasında, kapı önüne koyulan çöp yüzünden tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi sonucu Ersoy'un yakınlarıyla M.K. arasında kavga çıktı. Kavgada M.K.'nin, yanında taşıdığı ruhsatsız tabancayla Ersoy'u yaraladığı iddia edildi. Beş aylık hamile olduğu öğrenilen genç kadın, kanlar içinde yere yığıldı. Hemen çağrılan cankurtaranla Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı fakat yaşamını yitirdi. Zanlı M.K., polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Duygu Ersoy'un ölüm haberini alan yakınları, hastanede sinir krizi geçirdi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. (CİHAN) Eşini öldüren kocaya müebbet Beşiktaş Etiler’de kendisinden boşanmak isteyen eşini öldürdüğü gerekçesiyle yargılanan Serdar Göçmen, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. sevgi dolan bir insan bir gün sonra nasıl böyle bir şey oluyor, aklım almıyor. Bir anlık refleks ile oldu. Vereceğiniz bütün cezayı kabul ediyorum. Bir anlık hareket, çocuklarımın ve rahmetli eşimin sonu olmuştur. Ne zaman olur bilmem ama bir gün çocuklarımın yarasını sarmak için uğraşacağım." dedi. Muhterem Göçmen'in 28 Haziran 2013 tarihinde eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin davada karar çıktı. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen cinayet davasının duruşmasına tutuklu sanık Serdar Göçmen ile öldürülen Muhterem Göçmen'in ailesi ve taraf avukatları katıldı. Ölen Muhterem Göçmen’in annesi Biller Evcil ise, "Koruma kararına rağmen sanık geldi kapıma oturdu. Buna rağmen adalete güveniyorum. Sanığa en yüksek cezayı istiyorum." ifadesini kullandı. Yaşanılan her şeyden pişman ve üzgün olduğunu belirten sanık Göçmen, "Eşimi de çok seviyordum. Olaydan bir gün önce kafeteryada buluşmak istediğimde polisleri çağırmıştı. Ben onu o kadar seviyordum ki yanından ayrılırken sadece onu öptüm, gittim. Bir gün önce bu kadar Kardeş Çiğdem Evcil ise "Ablamın 13 yıl boyunca neler yaşadığı dosyada var. Sonuna kadar şikayetçiyim." diye konuştu. Bunun üzerine tekrar söz alan sanık Göçmen "Ben eşimi gerçekten çok seviyordum. Baldızımı vicdanı ile baş başa bırakıyorum. Size verdiğim h- esaptan sonra en büyük hesabı çocuklarıma vereceğimi biliyorum. Mahşerde de Allah'a hesabını vereceğim." ifadesini kullandı. Sanığın avukatı Mustafa Murat Tuncer de müvekkilinin birçok kez barışmak istemesine rağmen eşinin hakaretine uğradığını, 12 ve 13 yaşındaki çocuklarını da kendisinden kaçırdığını iddia etti. Avukat Tuncer, sanığın muhafazakâr bir insan olmasına rağmen eşinin Eskişehir’den İstanbul’a gelip Etiler’de kuaför dükkânında çalışmaya başladığını, kuaför dükkânının ilanına kendi resmini koyduğunu, kendi adına da internet sayfası açtığını söyledi. Sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren mahkeme heyeti, duruşmadaki iyi halini göz önüne alarak cezayı müebbete indirdi. Tahrik indirimi ise yapılmadı. (CİHAN) belirtilmişti. Ancak, yapılan otopsi işlemi ve kimlik tespitlerinin ardından araçta bulunduğu belirtilen Zeynep Tıraş isminde birinin olmadığı, bunun yerine araçta Ali Armağan olduğu tespit edildi. Böylece kazada biri kadın 5 kişinin hayatını kaybettiği kesinleşti. Adli Tıp kurumu morgunda ise otopsi işlemleri tamamlanan cenazeler aileleri teslim ediliyor. Morgda bekleyen Masun Doğan ve Ali Armağan'ın cenazeleri aileleri tarafından morgdan alındı. Doğan'ın Antalya'da Armağan'ın da Isparta'da toprağa verileceği öğrenildi. (CİHAN-AA) BEBEK MAMASI SATIN ALINACAKTIR DR.BEHÇET UZ ÇOCUK HASTANESİ SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU BEBEK MAMASI ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası :2014/42603 1-İdarenin a) Adresi : ŞEHİT NEVRES BULVARI 1374 11 35220 ALSANCAK KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2324116000 - 2324456563 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi(varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : BEBEK MAMASI ALIMI/ 3 KALEM 1.ANNE SÜTÜ ZENGİNLEŞTİRİCİ MAMA(EOP RONTİN):25 ADET 2. SIVI FORMDA YENİDOĞAN BEBEK MAMASI:30300 ADET 3.TOZ FORMDA YENİDOĞAN BEBEK MAMASI:250 KG Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : İZMİR DR.BEHÇET UZ ÇOCUK HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ/ GIDA DEPOSU c) Teslim tarihi : Her durumda sözleşme 31.12.2014 tarihinde sona erecek olup, İhale konusu mallar 31.12.2014 tarihine kadar idarenin siparişine müteakip 3(üç) partide teslim edilecektir. Yüklenici sözleşmeye konu malzemeleri siparişe müteakip 10 gün içerisinde teslim edecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : İzmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi / İsmet Kaptan Mah.Sezer Doğan Sok.No:11 Alsancak /İZMİR b) Tarihi ve saati : 05.05.2014 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. İsteklinin Alım Konusu malı Teklif etmeye yetkisinin bulunup bulunmadığını belgelendirmesi gerekir. Bu çerçevede istekli aşağıdaki bentlerde Yer alan belgelerden Kendi durumuna Uygun olan belgeyi sunacaktır. a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, b) Adayın veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, d) Üretici veya ithalatçı firmaların teklif ettikleri ürünün üreticisi veya ithalatçısı olduklarına dair belgeyi e) İstekliler ecza deposu ise ecza deposu olduklarına dair belgeyi teklifleri ile birlikte sunacaklardır. 4.3.2. 4.3.2.1.Ürünlerin piyasaya arzına ilişkin belgeler: İsteklilerce teklif edilen ürünler TITUBB'na kayıtlı olacak ve UBB kayıt belgelerini teklif dosyasında sunacaklardır. 4.3.2.2. Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: İsteklilerce teklif edilen ürünler TITUBB'na kayıtlı olacak ve UBB kayıt belgelerini teklif dosyasında sunacaklardır. 4.3.3. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: İstekliler teklif ettikleri ürünlere ait birer adet numuneyi değerlendirmek üzere ihale teklif dosyası ile birlikte sunacaklardır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı DR BEHÇET UZ ÇOCUK HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ SATINALMA BİRİMİ-İSMET KAPTAN MAH.SEZER DOĞAN SOK.NO:11 ALSANCAK/İZMİR adresinden satın alınabilir. İhale dokümanının posta yoluyla da satın alınması mümkündür. Posta yoluyla ihale dokümanı almak isteyenler, posta masrafı dahil yurtiçi için 60 TRY (Türk Lirası), yurtdışı için 75 TRY (Türk Lirası) doküman bedelini T.C.ZİRAAT BANKASI EFES ŞUBESİ TR88000100133308156771-5001 NOLU HESABA YATIRILACAKTIR. yatırmak zorundadır. Posta yoluyla ihale dokümanı satın almak isteyenler, ihale doküman bedeline ilişkin ödeme dekontu ile ihale dokümanının gönderileceği adresin de belirtildiği ihale dokümanı talep başvurularını yukarıda yer alan faks numarasına veya yazılı olarak idareye ihale tarihinden en az beş gün önce göndermek zorundadır. İhale dokümanı iki iş günü içinde bildirilen adrese posta yoluyla gönderilecektir. İhale dokümanının posta yoluyla gönderilmesi halinde, postanın ulaşmamasından veya geç ulaşmasından ya da dokümanın eksik olmasından dolayı idaremiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Dokümanın postaya verildiği tarih, dokümanın satın alma tarihi olarak kabul edilecektir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İzmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Satınalma Birimi/ İsmet Kaptan Mah.Sezer Doğan Sok.No:11 Alsancak /İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Sondakika 18/4 Basın: 4672 Kayseri Valisi Orhan Düzgün, şehrin turizmden önemli pay alması gerektiğini hatırlatarak, “Bugün Kayseri’ye yılda 1 milyon turist geldiğini düşünürsek, ki bu olmayacak bir rakam değil, çünkü Türkiye’ye yılda 35 milyon turist geliyor, bunu başarabilirsek, bir turist ortalama 800-1000 dolar para bırakıyor. Bu da yaklaşık 1 milyar dolar demek” diye konuştu MWQXHFUSUX4TVMVFNUXKW;PMPXNUCWMXUNUR :26XWNUOXIOUTVMVFXCWSBX4RDWTTW=XIRTWSPRNW OWMWMTWRMWJPXCUXKURVXIOUTTUSTUXGUSWGUS 9WKJUSV8KUXEUTUGVTU?UQXITWRXOLSVJOTUSVR QIRWQTWMWXV=OVKW?PRPRXNWXQWSDPTWRMWJP GWQPMPRNWRX@IQX>RUMTVXGVSXUQJVQTVAVR EVNUSVTUGVTU?UAVRUXVRWRPKISLMBX+IRXITWSWQ NWXJW=V;XITNLALMLFXNUAUSTUSVRXOWRPOPMP EUTVKISBX5WRPOPMPRXNWXGVSQW@XWDWMWJP<XDUQTV CUXMUOINLXCWSBX4DOUXGVSVJVXGWFPXQHTOHSUT UOQVRTVQTUSVXGLXOHSXOWSV=VXMUQWRTWSNWXKW;: MWQXJLSUOVKTUXQW;WTPXJWTIRTWSNWRX@PQWSOP;< GLSWTWSPRXOWRPOPMPRPXKW;MWQXNWXWJTPRNWXGL OWRPOPMPRXGWJVOXGVSXMUOINLXNVKUGVTVSVFBX(R >RUMTVXCUXUOQVTVXMUOIOTWSNWRXGVSVJVXNU JW=V;XITNLALMLFXNIAWTXCUXQHTOHSUTXEHFUT: TVQTUSVRXQHTOHSUTXMVSWJP<XEUSUQXKLSOXV@VRNU EUSUQJUXKLSOXNPDPRNWXKW;PTW?WQXITWRXOLS: VFMX7LWSTWSPRWXOWDPMWQ<XISWTWSNWXGVSQW@ NVTNUXGLSWTWSTWXVTEVTVXGSIDHSTUSVXCUKWX18: TUSVXVTEVTVXJUKW=WOXW?UROWTWSPXCUKWXQVDVTUSTU ;WKTWDMWQBX"WNWXVTEVTVXJUKW=WOXW?UROUTUSV: RVXCUKWXVTEVTVXQVDVTUSVXNUXVTVMVFUXNWCUOXUN: USUQXGLSWTWSPXOWRPOMWQXNWXUOQVTVXMUOIOTWS: NWRXGVSXOWRUJVBX9WKJUSVX3HKHQDU=VS GUTUNVKUMVFXOWSW7PRNWR =WFPSTWRWRXQHTOHS KITTWSP SIOWJP 1HFEHR<XQIRLDMWJPRPXD>KTUXJHSNHSNH UOQVRTVQTUSVRVRXW@PTPDP $4DOUXGLRLRXHFUSVRNUXNLSMWQXGLRLRTWXVT: +UT@LQTLXKEWSTPAPX/HFUJV8RNUXNHFURTU: EVTVX@>FHMXKITTWSPRPXWSWDOPSMWQX=U;VMVFVR RURX;SIESWMTWXGWDTWNPBX!SIESWMWXQWOPTWR E>SUCVBX0JTPRNWX9WKJUSVXLTWDPTWGVTVSTVQ -WTVXS=WRX1HFEHR<XKW;OPAPXQIRLDMWNW< GWQPMPRNWRX@IQX?VNNVXWCWROWTWSWXJW=V;B +UT@LQTLXKEWSTPAPX/HFUJV8RU ,UMX=WCWXKITLKTWX=UMXNUXQWSWKITLKTW N>RHDOHSHTURXUC=USXUJVGUX/UNSUJUJV 9WKJUSV8KUXQITWKTPQTWXLTWDPTWGVTVSBX"UOUSV EVGVXGVSX@IQXOWSV=VXCUXQHTOHSUT MVQOWSNWXQIRWQTWMWXOUJVJVMVFXITNLAL MUQWRTWSPRPRXGLTLRNLALRLXGUTVSOUSUQ< J>KTURUMUFXWMWXMUC?LOXOUJVJTUSVMVFNU D>KTUXNUCWMXUOOVX$3LSWTWSPRXOWRPOPTMWJP WJTPRNWXGLXEUTUGVTU?UQXITWRXOLSVJOTUSVR CUX>R?UTVQTUXJVFTUSXOWSW7PRNWRXE>SHTMUJV< V=OVKW?PRPXQWSDPTWMWKWXKUOUSTV JVFTUSVRXWSW?PTPAPXVTUXKLSOV@VRNURXCUXKLSO NVKUGVTVSVFBX3VSXOWSW7OWR NPDPRNWRXEUTURXMVJW7VSTUSVRXGWATWROP QLSMWJPXJIRXNUSU?UX>RUMTVBX3URX>KTUXOW=: NWXGWDOWX(S?VKUJ QPDXOLSVFM MVRXUNVKISLMXQVXGLEHRXGLSWNWXGLTLRWR MUSQUFV WSQWNWDTWSPM<XURXWFPRNWRXKWSPJPRNWR IT: 7WFTWJPXGLSWKWXVTQXNU7WXEUTMVDTUSNVSB 0JTPRNWXGLSWJPXNHRKWRPRXVTQX5P; /UNSUJUJVBX,WJOWRUXCUX5P;X WQHTOUJV8RV GVSXWSWNWXGLTLRNLSWR<XGLXK>RHKTUXNUX@IQ NUAUSTVXCUXWRTWMTPXGVSXMUQRBX3LRLRTW GUSWGUSX9WKJUSV8NUXJUQVFXWJPSTPQ Türkiye İstatistik Kurumu’nun +UT@LQTLX/UNURVKUOVRUXWVOX;UQX@IQ (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti UJUSVMVFXGLTLRMWQOWNPSXCUXGLXKUS: Araştırması’na göre Kayseri’de mutlu TUSVRXOWRPOPMPRPRXKW;PTMWJPX9WK: olanların oranı yüzde 58.1 olarak belirlendi. JUSV8RVRXOLSVFMNURX=WQXUOOVAV Yüzde 10.5’lik kısım ise mutsuz olduğunu ;WKPXWTMWJPXWNPRWXJIRXNUSU?U beyan etti. Mutluluk kaynağını ise aile >RUMTVBX5HSQVKUXJIRXKPTTWSNW olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 69.5 NHRKWXOLSVFMXJUQO>SHRNUR iken, yüzde 5.1’lik bir kısım ise mutluluğu OLSVFMX;WJOWJPRNWRX@IQX?VNNV parada gördü. Türkiye İstatistik Kurumu MVQOWSNWX;WKXWTNPBX1HRKWRPR tarafından Yaşam Memnuniyeti Araştırması URX7WFTWXOLSVJOXQWGLTXUNURXCU 2013 yılında ilk defa il düzeyinde yapıldı. Mutlu URX@IQXOLSVFMXEUTVSVRUXJW=V; olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013 ITWRXVTQX26XHTQUXWSWJPRNW yılında yüzde 59 olarak tahmin edildi. Mutlu )8R?VXJPSWNWKPFBX,UMURXKWRP olduğunu beyan eden bireylerin oranının en GWDPMPFNWXGLTLRWR yüksek olduğu il, yüzde 77,7 ile Sinop ili oldu. UCDU=VSXJPRPSTWSPXV@USVJVRNU: Sinop’u sırasıyla takip eden iller; yüzde 76,4 ile QVX;USVXGW?WTWSPRWXCUX9W: Afyonkarahisar ve yüzde 75,9 ile Bayburt oldu. ;WNIQKWXG>TEUJVRUXKWQTWDPQ Mutlu olduğunu beyan eden birey oranının en 2XMVTKIRX?VCWSPRNWXOLSVJO düşük olduğu ilin ise yüzde 42 ile Tunceli EUTVKISBXRTWSPRNWX@IQX>RUMTV olduğu gözlendi. Kayseri’de de mutlu GVSXQPJMPX9WKJUSV olduğunu beyan edenlerin oranı da yüzde ,WCWTVMWRPRPXQLTTWRWSWQXGL: 58.1 olarak belirlendi. Mutlulukları orta SWNWRXIXG>TEUKUXEVNVKISTWSBX4DOUXI olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde G>TEUKUXEUTURXOLSVJOTUSVRX4TVMVFNUQV 31.4 saptandı. Mutsuz olanların oranı OWSV=VXQHTOHSUTXCUXOLSVJOVQXMUQWRTWSP ise yüzde 10.5’te kaldı. Kayseri’de NW=WX@IQXOWRPMWJPX9WKJUSVNUXNW=W mutlu olduklarını beyan edenlerin @IQXCWQVOXEU@VSMUJVX=UMXNUXKURV yaş aralığı incelendiğinde EUTUGVTU?UQXITWRXOLSVJOTUSUXGLSWTWSPR gençler dikkat çekiyor. 18-24 OWRPOPTMWJPXJIRXNUSU?UX>RUMTVB#X yaş arası grubun yüzde 66.1 olarak belirlendi. 3>KTUJVRUX>RUMTVXGVSX;IOWRJVKUTUXJW=V; 9WKJUSV8KUXRUNURXWFXOLSVJOXEUTNVAVRVR JISELTWRMWJPXEUSUQOVAVRUXVDWSUOXUNURX-WTV GVOMUQXHFUSUBX3LXGVOOVQOURXJIRSWXNWXVT MUSQUFVRUXEUTURTUS<XEUSUQXKHSHKUSUQ EUSUQJUXWSWGWKTWXRUSUTUSVXEUFUGVTU?UQTUS: VRUXNWVSX7VQVSXUNVRUGVTU?UQTUSVXQHTOHSXSIOWJP GUTVSTURMVDXITW?WQBX-WTVTVQXITWSWQXOW +IAWRTP8NWRXGWDTWKWSWQX9WKJUSV8RVR OWMWMPRPXV@VRUXWTW?WQX9W;LFGWDPRP< 0APSRWJ8P<X!PRWSGWDP8RP<X1UCUTV8KV< 5IMWSFW8KPXCUX5WTWJX4@VRUXWTWGVTU?UQXGVS OWSV=XCUXQHTOHSX@WTPDMWJPXNWX>RHMHFNUQVXV: QVXWKXV@USVJVRNUXOWMWMTWRWSWQXWTOUSRWOV7 GVSXJU@URUQXITWSWQXJLRLTW?WQB#X -WTVX1HFEHR<X9WKJUSV8NUXKUOUSTVXJWKPNW SU=GUSVRXGLTLRMWMWJPRPXUQJVQTVQXITWSWQ E>SNHAHRHXNVTUXEUOVSURX-WTVX1HFEHR<XRVOU: TVQTVXSU=GUSTUSVRXJWKPJPRPRXWSOPSPTMWJPRW K>RUTVQXVTEVTVXQLSLMTWSTWXVDGVSTVAV V@USVJVRNUX@WTPDMWXKHSHOOHQTUSVRVXGVTNVSNVB -WTVX1HFEHR<X$9WKJUSVXJWRWKV<XUQIRIMV CUXOV?WSUOXQUROVXITWSWQXGVTVRVKISBX3LEHR 9WKJUSV8RVRXV=SW?WOPX2B)XMVTKWSXNITWS ?VCWSPRNW<XGLRLRXNWXKHFNUX%6X:X*6 QWNWSTPQXQPJMPXNWXQWSXITWSWQXRVOU: TURNVSVTUGVTVSBX5LSVFMXJUQO>SHRNUXVJUXGL QWSXISWRPXNW=WX7WFTWXITWGVTVSXCUX>FUTTVQTU NPDXMWTVKUOTUS<XVO=WTWOWXK>RUTVQX?VNNVXGVS MWJSW7XITMWNPAPXV@VRXOLSVFMUXEUTUR ;WSWRPRXGHKHQXGVSXQPJMPXKHFNUX&68PXGL JUQO>SXV@USVJVRNUXNVAUSXGVSXV7WNUKTUXKLSOXV@V QWKRWQTWSNWXQWTPKISBX3LEHRX9WKJUSV8KU KPTNWX2XMVTKIRXOLSVJOXEUTNVAVRV NHDHRHSJUQ<XQVXGLXITMWKW?WQXGVS SWQWMXNUAVT<X@HRQHX5HSQVKU8KU KPTNWX*XMVTKIRXOLSVJOXEUTVKIS< GLRLXGWDWSWGVTVSJUQ<XGVSXOLSVJO ISOWTWMWX66:2666XNITWS Bunu ise 64 ve yaş üzeri grubu takip ;WSWXGPSWQPKISBX3LXNW etti. Bu gruptaki vatandaşların yüzde KWQTWDPQX2XMVTKWSXNITWS 64.8’i mutlu olduğunu beyan etti. Mutsuz NUMUQBX9WKJUSV8RVR olanların yaş aralığı ise orta yaş grubu JWRWKVJVRNURXUTNUXUOOVAV olması gözlerden kaçmadı. Yüzde 13.8 ile 45V=SW?WOPRX2B)XMVTKWS 54 yaş grubunun mutsuz olduğu belirlendi. NITWSXITNLALRL =WOPSTWOPSJWQXIRLR MUTLULUK KAYNAĞI KWRPRNWX2XMVTKWS Mutlu olanların insanların mutluluk NITWSXQWNWSXOLSVFM kaynağını ise aileleri oluşturdu. Mutluluk EUTVSVRVRX9WKJUSV kaynağı aile olduğunu beyan edenlerin oranı V@VRXE>FNUR yüzde 69.5 olarak kayıtlara geçerken, sağlık QW@PSPTMWMWJP diyenlerin oranı ise yüzde 58.1 olarak saptandı. EUSUQURX>RUMTVXGVS Mutluluk kaynağını para olarak görenlerin oranı SWQWMXITW?WAPRP da yüzde 5.1 olarak belirlendi. Araştırmaya göre NHDHRHKISLMBX3L Kayseri’de umutlu olanların oranı yüzde 80.8 oNLKELXCU larak belirlendi. Umutsuz olanların oranı ise NHDHR?UTUSTUXVTVM: yüzde 19.2 olarak görüldü. Avrupa Birliği’ne VFNUXOLSVFMVR üyelik yönünde Kayserililerin yüzde 44.9’u EUTVDMUJVRUXEWKSUO olumlu yanıt verirken, üyeliğe karşı olanların E>JOUSURX=USQUJU oranı ise yüzde 35 olarak belirlendi. Fikri OUDUQQHSXUNVKISLMB# olmadığını beyan edenlerin oranı is yüzde NVKUXQIRLDOLBX 20.6 olarak saptandı. Türkiye’nin Avrupa 4TX9HTOHSXCUX5LSVFM Birliği üyeliğinin yaşam bireyine etkisi /HNHSHX4JMUOX5WKMLDXVJU araştırmasında ise Kayserililerin OLSVFMVRX>RUMVRVXCLSELTWNPAP yüzde 32.8 olumlu yanıtını verdi. QIRLDMWJPRNW<X9WKJUSV8RVRX@IQ Yüzde 24.8 etkisinin olmayacağı >RUMTVXOLSVFMXNUAUSTUSVRV görüşünü beyan ederken, GHRKUJVRNUXGWSPRNPSNPAPRWXVDWSUOXUN: yüzde 22.4 ise olumsuz etUSUQX=W7OWXGIKLR?WX@UDVOTVXUOQVRTVQTUSTU ki edeceği tezini CWOWRNWDTWSWXOLSVFMVRX>RUMVRVR savundu. WRTWOPTW?WAPRPXJ>KTUNVBX !!" "!" !" !""!"! "!!!" .+,2&/0 $2/!,.0 ,'+" %.&21/0-1/0.12!/121*%(&/0 " $02%&*-&2,0-1-1/2(1/021)" 1/*1.2).+,),2!1.1-)12" 2+,2!/&-,/#2,/,'#2,/-#*-# (&/0'(-1/20-!02!'(1/0+%/2 +#-#.),22$0-+,/2*00.0.20/ -*1)1.2)0 1/0.12!0)1/1* '1+,,((,2&-&.$,'#21*" -1.0+%/22$0-+,/2'1+,,(21" )1.0.2+ )12'0.0.21*%(&/" 0 $2*%.'1(0.)12(,(0--1/0.0 1*0--1.)0/$1'021*-1.0+%/ 2&&6XKPTPRNW<XXMVTKIRXQVDV UQIOLSVFMXQW;JWMPRNWXOWOVTVRV DUQVTTURNVSVSQUR<X%62*XKPTPRNWXGLXSWQWMPR )6XGVRUXLTWDOPAPXV7WNUXUNVTNVBXX5HSQVKU.NU JWKPTPXUQIOLSVFMXLFMWRTWSPRNWRX,W?UOOU: ;UX'RVCUSJVOUJVX(AVOVMX WQHTOUJVXASUOVM 'KUJVX(QITIEX!SI7BX1SBX4T=WMVX9VFVSIATL< 5LSVFMX,W7OWJPXUOQVRTVQTUSVXQW;JWMPRNW 0QNURVFX'RVCUSJVOUJVX/WRWCEWOX/UJTUQ "HQJUQIQLTL.RNWXNHRKWXCUX5HSQVKU.NU UQIOLSVFMXLKELTWMWTWSPKTWXVTEVTVXQIR7US: WRJXCUSNVBX1HRKWNWXVTQXUQIOLSVFMVRVR 2&6.TPXKPTTWSNWXGWDTWNPAPRPXCUXWGUSO LREQXVJVMTVXOLSVFM?VRVRX>R?HJH ITNLALRLXWRTWOWRX9VFVSIATL<X0ROWTKW.NWXQ: VOTUXOLSVFMVXWTWRPRPRXJIRXGLTNLALRL< NHRKWRPRXKHQJUTURXOLSVFMXOSURNVXITWR UQIOLSVFMUXGVSXWRX>R?UXK>RUTMUJV EUSUQOVAVRVXQWKNUOOVBX(QIOLSVFMUXNHRKWNW CWSTPQTPXCUXEUTVSXNHFUKVXKHQJUQXOLSVJOTUSVR VTEVXE>JOUSNVAVRVXGUTVSOURX9VFVSIATLX031< 9WRWNW<[email protected] OHSHRHX7IOIASW7TWMWQXV@VRX26XGVRXNITWS<X%6 GVRXNITWSPX=WS?WMWQOWRX@UQVRMUKURXOLS: VJOTUSVRXITNLALRLXJ>KTUNVBXX9VFVSIATL< 031.NUX*6XMVTKIRXQVDVXGVSX@UCSU QLSLTLDLRWXHKUBX3VSX@UCSU?VXQLSLTLDWXHKU ITWRX*6XMVTKIRXQVDVKVXHTQUMVFUX@UQUSJUQ UQIOLSVFMVRNUX?WRTPTPQXITLDLSBX4J;WRKW< SWRJW<X4OWTKWXCUX9WRWNWXEVGVXHTQUTUSXUQI: OLSVFMVRNUXJ>FXJW=VGVXHTQUTUSBX1HRKWNW UQIOLSVFMX;IOWRJVKUTVXURXKHQJUQXHTQU 5HSQVKUBX5I;TWMX0CSL;WXQPOWJPRNWQVXQLD OHSHXCUXURNUMVQXGVOQVXJWKPJPXHTQUMVFNUR WFBX'TQUMVFVRXGLX;IOWRJVKUTVRVXVKV QLTTWRWTPMBX5LSVFMX;WJOWJPRNWQVXKHFNU ).TVQXNVTVMVXNW=WXNWXKLQWSPTWSWXOWDPKWTPMB FUTTVQTUX0ROWTKWXCUX/WRWCEWO.PRXGL ;IOWRJVKUTVX@IQXKHQJUQBXNUNVBX 18 Nisan 2014 Cuma Türk Patent Enstitüsü (TPE) Başkanı Habip Asan, incelemesiz patent uygulamasına son verdiklerini bildirdi Prof. Asan, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) geleneksel toplantısına konuk oldu. Asan, yaptığı konuşmada, incelemesiz patent uygulamasının kalktığını belirterek, artık incelemesiz patentin olmayacağını vurguladı. Başvurunun az yapıldığı dönemlerde, böyle bir uygulamaya gidildiği ve Türkiye'ye yararlarının da olduğunu anlatan Asan, "Bir dönem hiç başvuru olmuyordu. Sonra başvurular oldu ama bunların kaçı piyasa aktarıldı’ diye soruldu. Farkındalığın oluşması çok önemli. Zaman zaman sayımız arttığı için incelemesizleri önlememiz gerekiyor. Bütün gelişmiş ülkeler böyle başladı. Japonya, İngiltere…Bir bilginin başvurusunu yapmasını ilk başta bir öğrensin. O bilginin kalitesi düşük olabilir. Biz bunu bilerek başladık ama incelemesiz patent sistemi yanlış uygulandı. İncelemesiz patent uygulamasına benzer sistemler vardı ama onlara pek hak verilmiyor. Bizim sanayimize incelemesiz patent sisteminin katkısı oldu. Hızlı bir şekilde patentler alındı, falan… Ama artık önemli hedefleri Türkiye’ye baktığımız zaman, bu sistemi yavaş yavaş terk etmemiz gerekiyor. Patent dediğimiz zaman sadece incelemesi olanlardır. İkili sistemin olması gerekiyor.” diye konuştu. ARAŞTIRMA İNCELEME RAPORLARININ YÜZDE 30’U TÜRKİYE’DE VERİLİYOR Patentle ilgili araştırma inceleme raporlarının yüzde 30’unun Türkiye’de yapıldığını bilgisini de veren Asan, 2014 yılı içinde bunu yüzde 60’ını yapmayı düşündüklerini, 2016 yılında bunun tamamını Türkiye’de yapacaklarını söyledi. Bu araştırma inceleme raporlarının yaklaşık yüzde 55-60’ının Rusya, Avusturya, Danimarka, İsveç gibi ülkelerde yapıldığını ifade eden Asan, “Bunun tamamını Türkiye’de yapmayı planlıyoruz. Böylelikle hem dışarı çıkmasını engelleyeceğiz hem de bu kapasiteyi geliştirerek komşu ülkeler için de bu hizmetleri vermeyi düşünüyoruz. Bu araştırma ve incelemeyi yaparak para da kazanmayı düşünüyoruz. Bu konudaki bütün tedbirlerimizi aldık.” diye konuştu. Türkiye’de üretilen bilgilerin “posalı” olduğunu belirten Asan, kaliteli bilginin üretilmediğine dikkat çekti. Alınan tedbirlerle kaliteli bilgininin üretilmesini sağlamayı amaçladıklarını da dile getiren Asan, bunun sanayi mülkiyet başvurularının kalitesini artıracağını sözlerine ekledi. (CİHAN) Nisan2013 2014Perşembe Cuma 181Şubat $"'&$ %!!&%$%%# '!"#''"!'!&# # &'"#'!'' ING Group Avro Bölgesi Başekonomisti Peter Vanden-Houte, "ECB, bölgede getirileri aşağı çekmek için varlık alımı programına giderse, bu durum Türkiye için pozitif olabilir. ABD örneğinden edindiğimiz deneyime göre, varlık alımı risk iştahını artırıyor ve bu da genellikle borsalara ve Türkiye gibi gelişen ülkelere fayda sağlıyor" dedi Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) uzun süredir mücadele ettiği düşük enflasyonu 0,2 puan yükseltebilmek için yaklaşık 1 trilyon avro değerinde tahvil alımı yapabileceğinin sinyallerini vermesinin ardından, uluslararası finans uzmanları ECB'nin bu kararı almasının muhtemel olduğu ve bu durumda Türkiye'nin olumlu etkileneceği görüşünde birleşti. Ayrıca, ECB Başkanı Mario Draghi'nin son dönemde her toplantıda "düşük enflasyona karşı hareket etmeye hazır olduklarının" altını çizse de uluslararası basında ve kamuoyunda, açıklamaların inandırıcılığı tartışılmaya başladı. Konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Berenberg Kıdemli Ekonomisti Christian Schulz, ECB'nin haziran ayında enflasyon tahminlerini önemli ölçüde aşağı revize etmek zorunda kalması durumunda, enflasyon beklentilerindeki düşüşleri önlemek için harekete geçebileceğini söyledi. "Ancak bu aşamada, enflasyonun mart ayındaki dip noktasından geri döneceğini ve beklenenden güçlü büyüme performansının enflasyonun gelecekte izleyeceği aşağı yönlü revizyonlara engel olacağını düşünüyorum" diyen Schulz, bu yüzden de parasal genişlemeye gerek duyulmayabileceğini ifade etti. ECB Başkanı Mario Draghi'nin hemen her toplantıda dile getirdiği "geleneksel olmayan para politikaları" konusunda da değerlendirmede bulunun Schulz, "Bankalar için negatif mevduat oranları veya yeni ucuz krediler, ECB'nin parasal genişleme dışında enflasyona karşı kullanabileceği geleneksel olmayan araçlar olacak. Fakat, parasal genişleme de, ECB politika yapıcılarının verdiği sinyallerle olası hala geldi" ifadelerini kullandı. Schulz, ECB'nin uzun süredir mücadele ettiği düşük enflasyonun şu aşamada ekonomik toparlanmaya olumsuz etki yapmayacağını ifade ederek, söz konusu durumun reel konut gelirlerine baskı yaptığına ve tüketimi de desteklediğine dikkati çekti. Düşük enflasyonun uzun vadede ise sorunlara yol açabileceğini vurgulayan Schulz, "Bu durum, merkez ve çevre Avrupa ülkeleri arasındaki fiyat istikrarını ayarlamayı zorlaştırıyor ve özel borçla mücadeleyi bir noktada zorlaştırıyor" dedi. Schulz, olası varlık alımı programının başlatılmasının gelişen piyasalara etkisine ilişkin soruya ise, "Daha düşük avro kuru, Avro Bölgesi'nde gelişen piyasalara ihracatı daha az rekabetçi yapacak. Değer kazanmak isteyen, gelir arayan para kısa vadeli talebin etkisiyle gelişen piyasalara geri akabilir, fakat potansiyel olarak geçmişte ABD'nin başlattığı parasal genişleme sorunları ortaya çıkabilir" şeklinde cevap verdi. Commerzbank Kıdemli Döviz Stratejisti Peter Kinsella da ECB'nin parasal genişleme başlatma kararının enflasyonun şu anki düşük seviyelerinde daha ne kadar devam edeceğine ve avronun değerini ne kadar artıracağına bağlı olduğunu söyledi. Söz konusu para politikasıyla ECB'nin devlet tahvillerini satın almaya ve bazı özel sektör varlıklarını, muhtemelen varlığa dayalı menkul kıymetleri satın almaya odaklanacağının altını çizen Kinsella, "Burada avro döviz oranlarını düşürmek ve enflasyon seviyesini yükseltmek amaçlanıyor. Açıkçası düşük enflasyon, özellikle Avro Bölgesi çevre ülkeleri için borç ödemeyi zorlaştırıyor" uyarısında bulundu. Olası parasal genişlemenin gelişen piyasalara ilk etkisinin gelişen piyasa tahvilleri ve hisse senetlerindeki fiyat artışlarında görüleceğini ve avronun finansmanı sağlayıcı para birimi olarak kullanılacağını dile getiren Kinsella, ECB’nin varlık alımı programını başlatması durumunda, kısa sürede TL-Avro ticaretinin çok iyi olacağını sözlerine ekledi. -"Gelişen piyasalar, Avrupalı yatırımcılar için tekrar cazip hale gelebilir” ING Group Avro Bölgesi Başekonomisti Houte ise, ECB'nin varlık alımı programını başlatmaya hazır veya kısa süre içinde başlatmaya niyetli olduğu konusunda hala emin olmadığını ve bu olasılığın yüzde 30 olduğunu kaydetti. Draghi'nin şimdiye kadar avronun değerini korumak için parasal genişlemenin bazı sinyallerini verdiğini anlatan Houte, "Ancak bunun için hareke geçerlerse, pratik problemler baş gösterecektir. Bu yüzden menkulleştirilmiş kredilerin satın alınması daha mantıklı olacaktır. Çünkü bu durum bankalara sermayelerini yeni kredilerle genişletme imkanı verecektir" değerlendirmesinde bulundu. Avrupa'da varlığa dayalı menkul kıymetler pazarının faal olmadığını ve gelişmediğini ifade eden Houte, Draghi'nin yönetmelikte varlığa dayalı menkul kıymetler piyasasıyla ilgili değişiklik yapma sebebinin bu durum olduğunu iddia etti. Houte, Avrupa'da geniş ölçekli bir varlık satın alımı programının gelişen piyasalar üzerinde olumlu etki yapacağını belirterek, "Avrupa'da getiriler düşük olacağından risk iştahı ve kazanç arayışı daha da güçlenebilir. Bu da gelişen piyasaları Avrupalı ekonomistler için daha da cazip hale getirebilir" dedi. Gelişen ülkelerden biri olan Türkiye'nin bu durumdan olumlu etkileneceğine işaret eden Houte, şunları kaydetti: "ECB getirileri aşağı çekmek için varlık alımı programına giderse, bu parasal genişleme Türkiye için pozitif olabilir. ABD örneğinden edindiğimiz deneyime göre, parasal genişleme risk iştahını artırıyor ve bu da genellikle borsalara ve Türkiye gibi gelişen ülkelere fayda sağlıyor. Ayrıca, eğer parasal genişlemeyle avro döviz kuru düşerse, Türkiye gibi gelişen ülkelerde enflasyonun etkisini azaltmak için faiz oranlarını yüksek tutmaya daha az ihtiyaç duyulur." (AA) %%&%&$''$#'$"&%"' '"#"$'&%$"&%&$ ! &#$ "%$## & (2/3'56041426#56!,2$41426!321336 !! !4 /4.+634)63$42+/1+,1-6 24/'4046#5 (.5'6,-6".40,1-046/4'464*+625*52#1523 ,10--630034650313',26526 (2/3'5 &.(%(*05/360&.5%056/4'464*+625*52#1523.3 4/)3#565053132$563*3%642364+/6.,/)4$+.0465. &.5%136$,2-.-%-*6&*(155/)3260503 &?FCH@JKJFICJGDJ4HEJFKJDJFI<@>G=K &KBIFI+AGDIG D?9JGEJGJGKJFJEKHG4HFEJFK(=E=7=@>FK,.%K>G+JFIG<A 1JK=IFA*GDIKC>G=7IGK$H<IF4ACEA>:E=0K2JFICJGDJK<JCB5F?G?G0K,..,*DJGK,.%,*@JKCIDIFK>EIGKD5GJ;DJKK;HE@IFKD>EIFDIGK,,K;HE@IFKD>EIFIK6JEJFJCK!KCIBAGIK=EI7BA:AGA <5@EJDH3K$H<IF4ACEA>:E=0K2JFICJGDJK<JCB5F?G?GKJC>G>;HDJCHK2I@AGAGK,.,!K)JDJ+EJFHKD>:F=EB=<=GDIK""K;HE@IF D>EIFIK6JEJ4J:HGJKH7IFJBKJDJFJC0K2JFICJGDJK<JCB5F?G?G &?FCH@J*GHGKE>C>;>BH+K<JCB5F?K>ED=:=G=GKIEBAGAK/H9DH3 JCB5F?G0K&?FCH@JK8?@?;J<HGJK>FBIEI;IGAGK?<B?GDJ CIBCAK<I:EIDA:AGAKICBIFIGK$H<IF4ACEA>:E=0K'>GK%.K@AEDICH B>2EI;K8?@?;JGHGK@?9DJK%"*HGHK2JFICJGDJK1JKB>2EI; BH4IFJBK<I:EIDA3K>GK,K@AEDIK2JFICJGDJ4HEJFHGK4HF><=K@?9DJ %KIFBIFCJGK@JFJEK9HG4HFEJFHGK4HF><=GDICHKIFBA7K@?9DJK!,3 JFJDJ@<JK2JFICJGDJK<JCB5F?G?GK,K;H<EHK?<B?GDJ3 C>G>;HGHGK5G4?K65<BJF6J<HK<H9EJF<HGH93K:JFK8=6?G JC>G>;HKH@H@JK;HK6HDH@>F0KC5B?@JK;HK6HDH@>FK8IC;ICKH<BJF<JGH9K2JFICJGDJK<JCB5F?G?GK6HDH7HGJK8IC;IGA9K@JBJFEH >E=F'KDH@JKC>G=7B=3KK$H<IF4ACEA>:E=0K,..,KHEJK,.. IFI<AGDIK8?B?GKD?G@IDIK2IFIGAGK1IFEA:AGDIKIFBA7 659EJ;EJGDH:HGHK1JK,..K#:=<B><*BIK2IFIGAGK+I9EI<AGAG 9IFIFK>ED=:=G=GK5:FJGHEDH:HGHK1=F6=EI@IFIC0K'IFIK8>E >E;I<AGIKFI:;JGKD?G@IDIK,K@AEK<?FJGKCFH9K@I7IGDA3 >GFI<AGDIKD?G@IKJC>G>;HEJFHK8HFKCIFIGBHGIKD5GJ;HGJ 6HFDH3K(=KD5GJ;JK6HFHE;J<H@EJK8JFI8JFK;JFCJ9K8IGCIEIFA 2IFI@AKCA<;I@IK8I7EIDA3K,.%K@AEAGIK6JEHGDH:HGDJKIFBAC C?FJ<JEK2H@I<IEIFDIK2IFIKD>EI7A;AGAGKI9IEDA:AGAKCJ7+JBBHC3 (=K<H9JK7=G=K65<BJFH@>FK5G?;?9DJCHKD5GJ;DJKH7EJFHGH9H 8?@?B?FCJGK8>F/EIG;IDIKDHCCIBEHK>E=G3K?GC?K2IFIKJ<CH<HK6H8HK8>EK>E;I@I4I:AKH/HGKJ<CH<HK6H8HK=@6=GK7IFBEIFDI 8>F/EIGI8HE;JK7IG<AGA9K>E;I@I4IC'KH+IDJEJFHGHKC=EEIGDA3 #(0K#1F=2IK(HFEH:HK1JK#<@I-I<H+HCK?ECJEJFHK>E;IC ?9JFJKD?G@IKJC>G>;H<HGHGK?/BJKHCH<HGHGKBJCK8HFK2I9IFDI B>2EIGI4I:AGIKDHCCIBHK/JCJGK$H<IF4ACEA>:E=0K&?FCH@J*GHG 8=K2I9IFDIK>E;I<AK6JFJCBH:HGH0K8=K2I9IFEIFK8HFEJ7BH:HGDJ B?;KD?G@IDIKH7K@I2;IGAGK<BIGDIFBEIFAGAGKDIKDJ:H7J4J:HGH DHEJK6JBHFDH3K$H<IF4ACEA>:E=0K8=6?GJKCIDIFKD?G@IKJGJFH<HGHGK/>:=GE=CEIK2JBF>EK1JKD>:IE6I9DIGKJEDJKJBBH:HGH IGA;<IBIFIC0K7=GEIFAKCI@DJBBH 'JBF>EK1JKD>:IE6I9K8H9DJK@>CB=0K>EIGK?ECJEJFDJKDJ 9JG6HGEHCK;J@DIGIK6JBHFDH3KICIBK7H;DHKD?G@IK@JGHK8HF JGJFHKCI@GI:AKJEDJKJBBHK>KDIKCI@IK6I9A3K =KIGDI D?G@IDICHKJGK8?@?CKFJ9JF1EJFDJGK8HFKBIGJ<HK#(*DJK8=E=G=@>F3K#(K%.KEHFI@IK;IEKJBBH:HKJGJFH@HK!KEHFI@IK;IE JDJ4JC3K&FIC@I*DIK1JK?GJ@K>:=K#GID>E=*DIKCI@IK6I9A FJ9JF1EJFHK>ED=:=KHDDHIKJDHEH@>F3K:JFK&?FCH@JK5G?;?9DJCHKD5GJ;DJKCI@IK6I9AKFJ9JF1EJFHGHKICBH1JKJDJ8HEHF<JK8H9H; 4IFHKI/ACKG>CBI<AGDIKJGK5GJ;EHK<>F=G=;=9K/59?EJ4JCBHF3 (=KG>CBIDIK@IBAFA;4AEIFAG0K2JBF>EK1JKD>:IE6I9DIK9JG6HG 65FD?:?;?9K?ECJEJFDJK@IBAFA;K@I2IFCJGKDHCCIBEHK>E;I<A EI9A;3' 5321523.65.6&.5%13625/45)6414.+ 524/5.056$5/)&2(6,144/ ?G@IKG?+=<=G=GK9JG6HGEJ7BH:HGJKH7IFJBKJDJG $H<IF4ACEA>:E=0K>FBIK<AGA+AGK6JEH7;J<H@EJK?ECJEJFHGKDJ:HE 7J)HFEJFHGKFJCI8JBKJBBH:HK8HFKD5GJ;JK6HFHEJ4J:HGH <5@EJDH3GK8?@?CK..K7J)HFDJK@I7I@IGKG?+=<=GK%0"K;HE@IFK1JK8=GEIFAGKJC>G>;HDJCHK)ICH;H@JBHGHGK!.KBFHE@>G D>EIFK>ED=:=K8HE6H<HGHKDJK2I@EI7IGK$H<IF4ACEA>:E=0K<59EJFHGHK75@EJKBI;I;EIDA'%.K@AEK<>GFIK8= 7J)HFEJFDJK@I7I@IGKG?+=<K, ;HE@IFIK/ACI4IC3KIGHKBI; "..K;HE@>GKIFBI4ICK1J 8=GEIFAGKJC>G>;HDJCH CIBCA<AKDIKKBFHE@>G D>EIFK>EI4IC3KG=G H/HGK8=K<JCB5F?G 5G?KI/AC0K8=K<JCB5FDJK@IBAFA;K@I2IG0 8?@?@JG CIFDJ7EJFH;HGKDI)I />CK@H@J4JCEJFHKJC;JCK1IF3K J)HFEJFHGKJG 5GJ;EHKFJCI8JB IEIGAK2JFICJGDJK<JCB5F?K>EI4IC3' "" -2-)1- HFIIBKDI<AK(I7CIGAK#8D=EEI) JG>E0K)I1IEIFAGK;J1<H;KG>F;IEEJFHGKIEBAGDI <J@FJB;J<HGHGKGIB?FJEK/HEJCK?FJBH4HEJFHGHK>E=;<=9KJBCHEJDH:HGHK8HEDHFDH3K JG>E0K6I9JBJ4HEJFJ @I2BA:AKI/ACEI;IDIKB?;K;J@1JEJFDJK>ED=:= 6H8HKGIB?FJEK/HEJ:HGKDJK)I1IK7IFBEIFAGDIGKJBCHEJGJFJCKFJC>EBJKD?7?CE?:?K@I7IDA:AGA I/ACEIDA3K(=K@AEK)I1IEIFAGK'DJG6J<H9K6HBBH:HGH' H+IDJKJDJGK1JK8=KGJDJGEJK/HEJCKFJC>EBJ<HGDJ @ICEI7ACK@?9DJK".K>FIGAGDIKD?7?7K@I7IGDA:AGA 8JEHFBJGKK JG>E0K75@EJKC>G=7B=K**HEJC @JBH7BHFH4HEJFH;H90K59JEEHCEJKGIB?FJEK?FJBH;K@I2IGK/H+B/HEJFH;H90K>4IC0K7=8IBK1JK;IFB I@EIFAGDIK)I1IEIFAGK;J1<H;KG>F;IEEJFHGJ 65FJK6HB;J;J<HKGJDJGH@EJKFJC>EBJDJK8?@?C D?7?7EJFK@I7I;A7BA3K(=KGJDJGEJK59JEEHCEJK<>G HCHKI@DIKDIK)I1IK7IFBEIFAGAGK>E=;<=9K6HB;J<H GJDJGH@EJK85E6J;H9DJK/HEJCK?FJBH;HGDJK@?9DJ ".*EJFJK1IFIGK8HFKFJC>EBJKD?7?CE?:? 659EJG;H7BHF3**KIB?FJEK/HEJCK?FJBH;HK@I2IG /H+B/HK$I<IGK&IGFAC=E=0K)I1IK7IFBEIFAKGJDJGH@EJ /HEJCK?FJBH4HEJFHGHGK8=K@AEK;I:D=FK>ED=CEIFAGA 8JEHFBBH3KJ/JGK@AEKBIFEI<AGDIGK@ICEI7ACKKB>G /HEJCK)I<IBKJBBH:HGHKCI@DJDJGK&IFAC=E=0 ?F?G?G?GK8=K@AEKH<JK!-KB>GK<J1H@J<HGJ D?7B?:?G?KH+IDJKJBBH3K"" Sertifikalı tohum üretimini geçen yıl 2012 yılına göre yüzde 15 artışla 742 bin tona yükselten Türkiye, 3 yıl içerisinde 1 milyon tona ulaşmayı hedefliyor Türkiye'de tohum üretimi son 12 yılda yüzde 411 artarken, sektörün işlem hacmi 1 milyar dolara yaklaştı. Tescil edilen çeşit sayısı her yıl artarken, 2002 yılında 17 milyon dolar olan ihracat, 130 milyon dolara dayandı. Şu anda 70 ülkeye tohumluk ihracatı yapan ve miktar olarak ihracatı ithalatını geçen Türkiye, ihracattan elde ettiği 130 milyon dolara karşılık ithal tohumlara 190 milyon dolar ödüyor. Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer, Türkiye’de tohumculuk sektörünün 1980’li yıllara kadar kamu ağırlıklı bir yapıya sahip olduğunu, ancak aradan geçen 34 yılda bu alanda faaliyet gösteren firma sayısının 615'e ulaştığını ve bunların çoğunun yerli sermayeli firmalardan oluştuğunu anlattı. Sektörün üretim kapasitesinin, 2002 yılında 150 bin tonken, bu rakamın geçen yıl itibarıyla 742 bin tona ulaştığını belirten Gençer, sektörün toplam işlem hacminin 1 milyar dolara dayandığını kaydetti. Bu üretim hızıyla Türkiye'nin 3 yıl içerisinde 1 milyon tonluk üretim hedefine ulaşacağını bildiren Gençer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tohumculuk sektörünün dünyadaki büyüklüğü 45 milyar dolar, uluslararası ticaret hacmi 10 milyar dolar. Türkiye'nin bu sektörde 320 milyon dolarlık dış ticaret hacmi var. 130 milyon doları ihracat, 190 milyon doları ithalat. Bu rakamlarla dünya ticaretinde ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz. Türkiye’de tohumculuk sektörü genç bir yapıya sahip. 1980'den sonra geliştiği için en yaşlı firmamız 30 yaşında. Uluslararası arenada 20 yıl içinde 150 yıllık firmalarla rekabet edebilir noktaya geldik. Aynı çeşitleri üretebiliyoruz. Belli türlerde ciddi şekilde kapasitemizi artırıyoruz ama asıl hedefimiz önce kendimize yetebilmektedir. Ondan sonra ihracat rakamlarımızı büyütmek arzusundayız." - "Çeşit sayısı her yıl artıyor" Türkiye'de tescil edilen çeşit sayısının her yıl arttığını bildiren Gençer, tarla bitkileri, sebze, meyve ve asma grubunda tescil edilen çeşit sayısının 2009 yılında 175 iken, 2012 yılında 456' çıktığını anlattı. AB ve ABD başta olmak üzere tüm dünyada tohumcu- luk sanayisinin konsolidasyon (iş birleştirme) sürecinin içerisinde bulunduğuna işaret eden Gençer, büyük şirketlerin küçük firmaları satın aldığını söyledi. Küresel tohumculuk sanayisindeki bir başka eğilimin hızlı teknolojik değişim olduğunu ifade eden Gençer, bir yandan geleneksel bitki ıslahının diğer yandan genetik mühendisliği ve moleküler bitki ıslahının çok hızlı yol aldığını ancak Türkiye'nin moleküler ıslahta zayıf olduğunu söyledi. Kuraklık gibi faktörlerin tarım için ciddi tehdit oluşturduğunu vurgulayan Gençer, çözümün birim arazi, su miktarı ve iş gücünden daha yüksek verim sağlamakta olduğunu, daha az doğal kaynak kullanmak ve daha çok bitkisel ürün yetiştirmek için tohumluk ve tohumculuk sanayisinin kilit konumunda olduğunu ifade etti. (AA) SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Şubat2014 2013Cuma Perşembe 6 GÜNCEL 1897Nisan İstifa edenler küçük dağları ben yarattım diye dolaşıyor A K Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül, "Ertuğrul Günay'dan bu saatten sonra kitleleri ardından sürükleyecek bir lider, bir siyasetçi olmaz. Olsa olsa Twitter kuşu olur. Twitter’da yazıp çizip AK Parti karşıtlarına şirin gözükme çabalarına devam etsin" ifadesini kullandı. Şengül, yaptığı yazılı açıklamada, eski Kültür ve Turizm Bakanı Günay'ın sorununun kendini fazla önemsemek olduğunu öne sürdü. Şengül, şunları bildirdi: "Bu, onun ruh sağlığını bozar, kendisini uyarmak isterim. Egosu çok yukarılarda, 'küçük dağları ben yarattım' edasında. Yalnız şu var ki herkes kendisinin ne olduğunu çok iyi biliyor. Ortada bazı haksızlıklar, yanlışlar varsa, bunları bakanlık görevinden alınmadan önce neden dile getirmedi? Bakanlık görevinden alındıktan sonra bülbül kesildi, konuşuyor da konuşuyor. Kendisini samimi bulmuyorum, siyaseten ömrünü doldurmuş bir kişinin tutarsız açıklamalarına gülüp geçiyorum." Vefasızlık ve nankörlük konusunda kimsenin Günay ile yarışamayacağını iddia eden Şengül, şunları kaydetti: "Başbakan kendisine hak etmediği değeri, makamı verdi ama yaptıklarını görüyoruz. Benim ona bir tavsiyem var, kendisine güveniyorsa önümüzdeki seçim istediği yerden bağımsız milletvekili adayı olsun. İster İzmir'den, isterse memleketi Ordu'dan bağımsız aday olsun, milletin terazisine çıksın. Belli bir yaştan sonra insanlar ilgiyi üzerlerine çekmek için uğraş verir. Ertuğrul Günay'dan bu saatten sonra kitleleri ardından sürükleyecek bir lider, bir siyasetçi olmaz. Olsa olsa Twitter kuşu olur. Twitter'da yazıp çizip AK Parti karşıtlarına şirin gözükme çabalarına devam etsin." İzmir Bağımsız Milletvekili Erdal Kalkan'ın da hafıza problemi olduğunu öne süren Şengül, şu ifadeleri kullandı: "Unutkanlıkta üzerine yok. Dün söylediklerini ne çabuk unuttu? Bize düne kadar, Sayın Başbakan'ı öve öve bitiremeyip 'ben arkadaşlarımla çöplükteyken Başbakan bizi çöplükten çıkartıp değer verdi' diyordu. Demek ki çöpe değerinden fazla önem vermemek gerekiyormuş. Evet, Sayın Kalkan, Başbakan size değer verdi, adam yerine koydu, siyasi mevta durumundaydınız, sizi siyasete geri kazandırdı. Siz bu değeri hak etmiyorsunuz. Sayın Erdal Kalkan'a acıyorum. O, artık miadını doldurmuş bir siyasetçi. Uzun yıllar siyaset yapmak, eski siyasetçi olmak, insana anlam ve değer kazandırmaz. İnsana ilkeli, dik duruşlu söylemleri ve yaptıklarıyla çatışmayan tavırları değer kazandırır. Erdal Kalkan’ın açıklamaları veya attığı tweet’leri hangi kafa yapısı ve ruh haliyle ortaya koyduğunu bilmeden de fazla konuşmak istemiyorum açıkçası." İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti eski Grup Başkanvekili Yusuf Kenan Çakar'ın partisinden istifa ettiğini hatırlatan Şengül, açıklamasını şöyle tamam- Çakar ve Günay'ı eleştiren AK Parti İzmir Milletvekili Şengül, "Ertuğrul Günay'dan bu saatten sonra kitleleri ardından sürükleyecek bir lider, bir siyasetçi olmaz. Olsa olsa Twitter kuşu olur. Twitter’da yazıp çizip AK Parti karşıtlarına şirin gözükme çabalarına devam etsin" dedi Olgun Atila, Bornova’da güzel hizmetler yapacak C umhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Ali Engin, 30 Mart yerel seçimlerinde Bornova Belediye Başkanı seçilen Yüksek Mimar Olgun Atila’yı yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ziyaret ederek tebrik etti. Bornova’da gösterilen başarıdan gurur duyduklarını dile getiren Engin ve Başkan Olgun Atila fikir alışverişinde bulundu. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ziyaret ettiği Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’yı tebrik ederek çalışmalarında başarılar diledi. Başkan Olgun Atila’nın Bornova’da güzel şeyler yapacağına inandığını belirten Ali Engin, “Kendisine güveniyoruz. Yeni dönemde partimize değer katacağına inanıyoruz. Kişiliğiyle dürüstlüğüyle, mesleki yeterliliğiyle Bornova’ya güzel hizmetler yapacağını biliyoruz” dedi. ladı: "Yusuf Kenan Çakar eğer ortaya tavır koymak istiyorsa, duruş sergilemek istiyorsa sadece partiden değil, bu partinin kendisine kazandırdığı Belediye Meclis Üyeliği görevinden de istifa etsin. AK Parti'lilerin oylarıyla seçildiğini unutmasın, o da kendine çok güveniyorsa gitsin, bağımsız aday olsun. Bakanlıktan ayrıldıktan sonra partiden istifa edenlerden farkı yok. Ucuz kahramanlıklar yapmaya çalışmasın. Fazla zorlamasın, ken- disinden kahraman falan çıkmaz. Kendisinden olsa olsa partisine ihanet eden siyasetçi profili çıkar. Bu millet, AK Parti’nin vefakar ve cefakar tabanı kendisine inanmıyor. Yusuf Kenan Çakar bir sınava girdi, bir imtihan sürecindeydi ama olmadı, sınavdan geçemedi, imtihanı veremedi. Üzüldük mü, asla. AK Parti’de samimiyetsiz insanlara, makam ve mevki sevdalılarına, kendini beğenmiş egoist tiplere yer yok." (AA) Cumhurbaşkanlığı krizini kendi kendine çıkartıyor! H ükümetin cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yaklaşımını eleştiren MHP İzmir Milletvekili Vural, "Kural belli, aday olacak, vatandaş oyunu verecek. Kriz tellallığı yapıyor. Anlaşılan Cumhurbaşkanlığı krizine girmiş. Bu krizi içten içe yaşıyor. Açık ve net bir süreç. Kendi içlerinde anlaşılan bir kriz yaşıyorlar. Bu sürecin krize dönüşme imkanı yok." şeklinde konuştu MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Akşam gazetesinin geçtiğimiz gün 'Ötüken' örgütlenmesiyle ilgili attığı manşete tepki gösterdi. "PKK terör örgütü mü Türkiye'nin istihbarat kaynağı oldu?" diye soran Vural, "PKK iddiası gazete manşetlerini sarıyor. Havuza düşen Karayılan'a sarılır. PKK ile AKP ruh ikizi gibi." dedi. Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Vural, Başbakan'ın yalanlarla dolu bir grup toplantısı yaptığını savundu. Kin, nefret, yalan dolu sözlerle milletin iradesini çarpıtan bir hatip gibi davrandığını dile getiren Vural, Recep Tayyip Erdoğan'ın Kutlu Doğum Haftası'nı siyasi şova, kendini aklama gününe dönüştüğünü savundu. Vural, "Kendine özgü paralel bir Kutlu Doğum Haftası icat etmiştir. Peygamber Efendimize salavat getirilmesi gerekirken kendisine şov alanı haline getirilmesi kabul edilemez. Diyanet İşleri Başkanı buna fırsat vermemeli." ifadelerini kullandı. Rüşvet ve yolsuzluğun dinin hangi ilkesiyle bağdaştığını soran Vural, yeryüzünde bir araya gelemeyecek iki şeyin Erdoğan ve samimiyet olduğunu savundu. Samimiyetin Erdoğan'a teğet bile geçmeyeceğini anlatan Vural, Başbakan'ın her konuşmasında kin ve nefret saçtığına dikkat çekti. Akşam gazetesinin 'ötüken' ile ilgili attığı manşete tepki gösteren Vural, bu iddianın daha önce terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Murat Karayılan tarafından dile getirildiğini hatırlattı: "PKK terör örgütü mü Türkiye'nin istihbarat kaynağı oldu? Demek PKK'lılar devlet gücüne ve bilgisine sahip. Oslo'da yedikleri içtikleri demek ki Kandil'le herşeyi paylaşıyorlar. PKK iddiası bugün gazete manşetlerini sarıyor. Manşetlere bakarak havuza düşen Karayılan'a sarılır. PKK ile AKP ruh ikizi gibi." ifadelerini kullandı. Vural, MİT yasası geçince artık bu başlıkların çok daha fazla görüleceğini vurguladı. "CÜBBELİ ERDOĞAN" Başbakan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını eleştirmesine de tepki gösteren Vural, "Cübbeli Erdoğan, öyle ya herhalde sen giydin cübbeyi, cübbeli Erdoğan." diye konuştu. Başbakanın "Devletin koridorlarından çeteleri nasıl temizlediysek, adliye koridorlarından da temizleyeceğiz." sözlerini hatırlatan Vural, 12 yıldır çeteleri, mafyayı, askeri vesayeti temizlediğini söyediğini aktararak "Facebook'ta methiyeler dizen hakim kimin hakimi? Rezza Zarrab'ı serbest bırakan ve methiyeler dizen hakim kimin hakimi? Hakimler arasında fitne fesat sokarak herkesi suçluyor. Bunları elinde mahkeme kararı mı var polisleri çete ilan ediyorsun, onları kovduk diyorsun? Kendisi savcı, hakim cübbesini giymiş, karar vermiş. Adliye giden vatandaş kime güvenecek?" şeklinde konuştu. "CUMHURBAŞKANLIĞI KRİZİNE GİRMİŞ" Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de konuşan Vural, "Kural belli, aday olacak, vatandaş oyunu vere- cek. Kriz tellallığı yapıyor. Anlaşılan Cumhurbaşkanlığı krizine girmiş. Bu krizi içten içe yaşıyor. Açık ve net bir süreç. Kendi içlerinde anlaşılan bir kriz yaşıyorlar. Bu sürecin krize dönüşme imkanı yok." dedi. Başbakanın Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili bir soruya Vural, "Başbakanın Cumhurbaşkanı olacak sicil ve sıfata sahip olmadığını düşünüyorum. Aday olup olmadığını bilemem. Aday olma konusunda rahat olmadığı açık." ifadelerini kullandı. "Tam bir ispiyon, muhaberet devleti." diyen Vural, Başbakan'ın Cumhurbaşkanı adayı olacaksa Başbakanlıktan istifa etmesi gerektiğini vurguladı. MHP açısından Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bir sorun olmadığını dile getiren Vural, zamanı gelince halkın kabul edeceği bir adayın çıkacağını ifade ederek "Kriz kendi aralarında, bizim için problem yok." diye konuştu. MİT yasasıyla ilgili de Vural, "Devletin istihbaratı taşeronluğa bırakılmaz." değerlendirmesinde bulundu. (CİHAN) ATILIM DÖNEMİ Toplumun her dönemde yeni umutlar ve beklentiler içinde, CHP’nin ise değişim, dönüşüm ve atılım döneminde olduğunu söyleyen İl Başkanı Engin, “Toplumun bu değişime güçlü bir destek verdiğini göndük. Bu da bizi sevindirdi. Ülkemizdeki bütün kurumlar kendilerini toplumun talep ve beklentilerine göre yenilemeli. Biz de parti olarak toplumun bu beklentilerine uygun olarak kadın adaylarla, genç adaylarla onların karşısına çıktık. Bornova’da yüksek bir oyla seçimi kazandık. Olgun Atila gibi genç arkadaşlarımız bu değişimi, dönüşüm ve atılımı temsil ediyor” dedi. Toplumun zayıf ve yoksul kesimlerine ulaşmanın önemine dikkat çeken CHP İl Başkanı Ali Engin parti olarak engellilere, hastalara, yeşil alanlara, ormanlara, tarihi eserlere özen gösteren bir anlayışa sahip olduklarını hatırlattı. (HABER MERKEZİ) Gümüldür’e sarı-yeşil Özdere’ye mavi-beyaz M enderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, Gümüldür ve Özdere’nin eski renklerini geri verdi. Beldeler kapatıldıktan sonra ilçenin rengi olan kırmızı-beyaza boyanan kaldırımlardaki renkleri tamamen kaldıran Soylu, Gümüldür’ün yeşil-sarı, Özdere’nin mavi-beyaz olan renklerinin yeniden geçerli olduğunu açıkladı. Soylu, ilk fırçayı kendisi atarken “Seçimden önce sözümüz vardı. Yerine getirdik” dedi. Seçimlerin ardından halkın büyük desteği ile başkan seçilen Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu göreve geldiği günden buyana yaptığı çalışmalar ile dikkat çekiyor. Başkan Soylu, seçim öncesi verdiği bir sözü daha yerine getirdi. Menderes’in turizm bölgesi Özdere ve Gümüldür’ün eski renklerini geri verdikleri belirten Başkan Soylu, ilçenin simgesi olan kırmızı-beyaz renklerin eski beldelerde kaldırıldığını açıkladı. Soylu, “2009 yerel seçimlerinden sonra Gümüldür ve Özdere beldeleri kapatılarak Menderes’in mahallesi oldu. Her yerin olduğu gibi o bölgenin de kendine has özellikleri ve simgeleri var. Özdere denizi ve kumsalları ile bilinen bir bölgemiz. Gümüldür ise hem turizm hem de mandalinası ile biliniyor. Özdere’nin yıllardır bilinen rengi mavi ve beyazdı. Gümüldür’ün ise mandalina ve doğal güzellikleri simgeleyen yeşil ve sarı rengi vardı. Beldeler kapatılınca Menderes’in rengi kırmızı-beyaz uygulaması yapıldı. Beş yıl boyunca kaldırımlardan tabelalara, resmi kurumlardan, yön levhalarına kadar her yer bu renge boyandı. Seçim döneminde halkın tepkisini gördük. Bu durumu düzelteceğimizin sözünü vermiştik. Eski renkleri geri verme kararı aldık. Bu iş sıradan renk değiştirme işi değildir. Mesele aslında kimlik meselesidir. İki önemli yere kimliğini, aslını verme kararıdır” diye konuştu. (CİHAN) SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 SİYASET 18 17 Nisan Şubat 2014 2013 Cuma Perşembe Çözüm sürecinde hesap verecek Beşir Atalay: Ben katı bir Hanefiyim tek kişi benim! Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, katı bir Hanefi olduğunu söyledi. Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen MİT yasasıyla ilgili milletvekillerinin sözlü sorularını yanıtlayan Atalay, hakkındaki Şia ve İrancı iddialarına cevap verdi. Atalay, iddialara ilişkin şunları söyledi: “Orada burada çıkan iftiralarla ilgili açıklama bile yapmıyoruz. 10 kişilik Şia falan, ben katı bir Hanefiyim. Ben Türkmen ve Hanefiyim. Hanefilikte de katı olduğumu herkes bilir. Orada da gerekçelerim vardır. İnsanları suçlamak için moda. Ya İrancı, ya Şiacı. Bunlar ciddiye alınıp cevap verilecek şeyler değil. Soruldu cevap verdim.” MİT içinde bu yasa sonrası ilerde paralel bir yapı olup olmayacağı sorusuna ise Atalay, “Hepimizin arzusu, hukukun içinde güçlü bir istihbarat teşkilatını oluşturmak. Burada Başbakan’ın özel istihbaratı ve muhaberat devleti gibi ifadeleri kabul etmiyoruz. 1984’te çıkmış bir yasayı güncellemeye çalışıyoruz. Burada ben arz ettim. Parlamentoda çıkan bir yasa ile MİT yönetilsin istiyoruz. Çabamız odur.” cevabını verdi. Dinlemelerle ilgili soruya ise Atalay şu cevabı verdi: “Dinlemelerle ilgili toplumda oluşan bu psikolojiyi kabul etmek mümkün değil. Bu yanlış. Hepimiz şikayet ediyoruz. Önlemek için bir yasa buradan geçti.” (CİHAN) TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Yardımcısı Atalay, "Kamuda, devlet içinde bu tür görüşmeleri yürütenler, görev alanların daha rahat etmesini sağlamak lazım. Savcı müsteşarı sorguya çağırıyorsa, o müsteşar o görevi yapmaz. Halbuki talimatı veren benim, hükümet talimatı veriyor, sorumluluğunu alıyor" diye konuştu B aşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecinde yapılan görüşmelere ilişkin, "Kamuda, devlet içinde bu tür görüşmeleri yürütenler, görev alanların daha rahat etmesini sağlamak lazım. Savcı müsteşarı sorguya çağırıyorsa, o müsteşar o görevi yapmaz. Halbuki talimatı veren benim, hükümet talimatı veriyor, sorumluluğunu alıyor" dedi. Atalay, MİT Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinin ikinci bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Hakkındaki "10 kişilik Şia grubu" iddialarının iftira olduğunu belirten Atalay, "Ben katı Hanefi'yim, Türkmen'im. Bunu da herkes bilir. İnsanları suçlamak bu devirde moda. İran, şia, şu bu..." dedi. Hukukun içinde, ancak güçlü devlete yakışır güçlü istihbarat teşkilatı oluşturmayı arzuladıklarını vurgulayan Atalay, "Başbakan'ın istihbaratı, muhaberat devleti terimlerini kabul etmiyoruz. Neticede 1984'te çıkmış yasayı güncellemeye çalışıyoruz" diye konuştu. İletişimin dinlenmesinde Ceza Muhakemesi Kanunu'nda değişiklik yapıldığını ve oybirliğiyle telefon dinlemeye karar verilebileceğini anımsatan Atalay, MİT Kanunu ile ilgili teklifte de aynı Millet birbirine girmesin diye Taksim'e hayır diyoruz İçişleri Bakanı Ala, "Toplantı ve yürüyüşü yapan insanların hak ve hukukunu ve onların güvenliğini korumak için o yerler belirlenir. Bizim derdimiz gösteri yürüyüşü yapanları engellemek değil. Bizim derdimiz, onların güvenliğini sağlamak" diye konuştu İ çişleri Bakanı Efkan Ala, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerlerin, toplantı ve yürüyüşü yapan insanların hak ve hukukunu, onların güvenliğini korumak için belirlendiğini belirterek, "Bizim derdimiz gösteri yürüyüşü yapanları engellemek değil. Bizim derdimiz, onların güvenliğini sağlamak" dedi. Ala, Parlamento'da gazetecilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ve İstanbul'da nerede kutlanacağına ilişkin sorularını yanıtladı. Gösteri yapılırken birisi hastalandığı zaman, onu hastaneye götürme imkanının olacağını ifade eden Ala, "Güvenlik lazım olduğu zaman güvenliğini alacaksınız. Sonra o işten, toplantı ve gösteri yürüyüşünden rahatsız olanların onlara karşı müdahalesini önleyeceksiniz. Aslında toplantı ve yürüyüşü yapan insanların hak ve hukukunu ve onların güvenliğini korumak için o yerler belirlenir. Bizim derdimiz gösteri yürüyüşü yapanları engellemek değil. Bizim derdimiz, onların güvenliğini sağlamak. Bir hadise olduğu zaman hastaneye götüreceksiniz, tahliye yapacaksınız. Bütün bunların değerlendirilmesi sonucu yerler belirleniyor" diye konuştu. Ala, şöyle konuştu: "Biz demokratikleşme paketi ile bir şey daha getirdik. O da toplantı ve gösteri yürüyüş yerleri belirlenirken, ilgili sivil toplum kuruluşlarının da görüşleri alınacak. Biz bu demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması ve bunların garanti altına alınması yönünde sürekli adım atan bir anlayışa sahibiz. Ama şunu da anlıyorum: Türkiye'nin hafızasında yer etmiş bazı problemlerin günümüze tepkisel etkilerini de anlayabiliyorum. Ama bunu artık belli bir rayına sokmak lazım. Daha önceki görüntüler, kimin arzu ettiği şeylerdir. Ama bunu gösteri yapacak olanlar da bizler de beraberce daha iyiye götürmek durumundayız. Spesifik konulara ilişkin değerlendirmeler, açıklamalar yapıldı." Bakan Ala, "Nihai sonuç kararı ne zaman verilir?" sorusuna, "Artık Türkiye'nin her yerinde bütün işçiler bayram yapıyor. Spesifik olarak sadece oraya (İstanbul) ilişkin bir şey söylemiyorum. Ama onlardan aldığımız görüşmeler sonucunda, İstanbul Valiliği'ne ilişkin bir karardır ve o kararın açıklaması yapıldı" yanıtını verdi. "Toplantı ve gösteri Taksim'de yapılırsa dediğiniz anlamda bir sıkıntı mı olur?" sorusuna yanıt verirken Ala, "Daha önce olmadı mı? Hep birlikte yaşıyoruz. Yoksa 1 Mayıs'ı bu Hükümet işçi bayramı yapmadı mı? Tatili bu hükümet yapmadı mı? Yaptı. Bizim böyle bir takıntımız yok ama biz herkesin, orada gösteri yapan ya da kutlama yapan insanların da güvenliğini korumak ve dikkate almak durumundayız. Orada bir şey olduğu zaman da yine aynen burada bana soracaksınız. Öyle değil mi? Haklı da olursunuz" diye konuştu. -"Artık bundan sonra biraz daha şık yapmalıyız bu işleri" Ala, "İstanbul'da nerede yapılması sağlıklı olabilir?" sorusu üzerine, "Yerler belli. Kazlıçeşme... İstanbul'da bu toplantıların yapılabileceği alanlar belirlenmiş. Yenikapı oldu şimdi, çok güzel bir meydan. Kazlıçeşme var, Kadıköy var; bir çok yerde yerel otoritenin, idarenin belirlediği yerler var" dedi. "Ankara için neresi olması gerektiğinin" sorulması üzerine ise Ala, "Ankara için de yer belli. Tandoğan Meydanı var, talep ettikleri zaman, bu tür yerler var. Bunların hepsi eskisi gibi şehrin dışında da değil. İstanbul'da şunu diyebilir miyiz; bir yer şehrin merkezi de diğer yerler değil. Daha öncesinde hafızamıza yer etmiş problemleri anladığımızı da söyledim. Onun gereği de geçen seneler yapıldı. Ama artık bundan sonra biraz daha şık yapmalıyız bu işleri" diye konuştu. (AA) lendiği görevlerde ülkemize değerli hizmetlerde bulunan Turgut Özal, halkımızın sevgisini kazanmış seçkin bir liderdi. Turgut Özal, dünyanın gittiği istikamet doğrultusunda, Türkiye’nin önünü açan reformlara imza atmış, gerçekleştirdiği hamlelerle hürriyetlerin gelişmesini, demokrasinin güçlenmesini, ekonominin dışa açılmasını sağlamıştır. Aziz milletimiz, Türkiye’nin kalkınması için büyük gayret gösteren 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı her zaman hayırla ve tazimle yad etmektedir. Turgut Özal'ın vefatının yıl dönümünde, ailesine bir kez daha başsağlığı dileklerimi iletiyorum." (CİHAN) düzenlemenin getirildiğini söyledi. Atalay, kanunsuz emir olmayacağını kaydederek, "Bir yerden 'rastgele bilgi isteyeyim' olmaz. Bunların dosyaları vardır, gerekçeleri vardır. Bir yerden bilgi istenecekse hukuk içinde olur, keyfilikle olmaz" dedi. MİT'i hukukun içine, meşru zemine çektiklerinin altını çizen Atalay, "İşlerini yaparken güvence altında olmalarını istiyoruz. Bunların dışında bir şey aramamak lazım" ifadesini kullandı. Çözüm sürecinin her safhasının bilindiğini anlatan Atalay, şöyle devam etti: "Türkiye'nin hayrına bir şey yürütüyoruz. Biz risk alan hükümetiz. Birikmiş sorunları, 'risk almayalım' diye orada tutmuyoruz. Fazla tenkit bile alsak, siyaseten risk bile görsek köklü çözüm için risk alıyoruz. Bizim cesaretimiz fazla. Kamuda, devlet içinde bu tür görüşmeleri yürütenlerin, görev alanların daha rahat etmesini sağlamak lazım. Savcı müsteşarı sorguya çağırıyorsa, o müsteşar o görevi yapmaz. Halbuki talimatı veren benim, hükümet talimatı veriyor, sorumluluğunu alıyor. Biz bu risklerin sorumluluğunu alıyoruz. Kamu görevlisi işini daha iyi, kolay yapsın diye imkan tanımak lazım. Bunlar, ciddi büyük devletin yapması gereken düzenlemelerdir." (AA) Gül gelirse kan kaybetmeyiz A Gül: Özal, hürriyetlerin gelişmesini, demokrasinin güçlenmesini sağladı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Turgut Özal, dünyanın gittiği istikamet doğrultusunda, Türkiye’nin önünü açan reformlara imza atmış, gerçekleştirdiği hamlelerle hürriyetlerin gelişmesini, demokrasinin güçlenmesini, ekonominin dışa açılmasını sağlamıştır." dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefat yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün mesajı şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı, kıymetli devlet ve siyaset adamı Turgut Özal'ı, ebediyete intikalinin 21. yılında saygı ve rahmetle anıyorum. Üst- SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI K Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması halinde AK Parti’nin kan kaybetmeyeceğini düşündüğünü söyledi. Erdoğan ile ilgili toplumdaki algının çok farklı olduğunu Erodğan’ın liderlik anlayışı liderlik tarzı ile toplumla tamamen bütünleştiğini belirten ÜStün, "Ama ben uyumlu bir çalışma ile eğer sayın cumhurbaşkanımızın geri gelme düşüncesi olursa ben şahsen başbakanımızla istişare sonucu grubumuzla istişare ile cumhurbaşkanımızla da gayet başarılı gideceğini düşünüyorum." dedi. AK Parti milletvekilleri, istişare toplantısında AK Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan milletvekillerinin, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve AK Parti’nin üç dönem kuralını görüşmelerini bekleniyor. AK Parti milletvekilleri, toplantı öncesinde parti genel merkezine gelişlerinde gazetecilerin sorularını cevapladı. AK Parti Gümüşhane milletvekili Feramuz Üstün, "Gönlünüzden geçen cumhurbaşkanı adayı kim?" sorusuna "Benim gönlümden geçen cumhurbaşkanı adayı hakkaten istişareyi devam ettirecek bir cumhurbaşkanı adayı. Bizden uzlaşma ile çıkacağına inanıyorum en ufak kriz olacağını düşünmüyorum. Yani millet bekliyor bunu, özellikle bu seçim döneminde verilen mesaj da şu; kimsenin şahsi koltukları önemli değil milletin istikrarı önemli." cevabını verdi. "İstikrar derken Erdo- ğan’ı mı kastediyoruz" diye bir başka soru yöneltilen Feramuz Üstün, "Tabi onu da kastediyorum. Ben sayın başbakanımız eğer cumhurbaşkanlığına çıkmak isterse ben seve seve şahsi kişisel görüşüm olarak söylüyorum biz seve seve destekleriz ama onun dışında partimizin vereceği her türlü karara da grup olarak alacağı karara da hep beraber saygı göstereceğiz. Milletin krizden ziyade bir uzlaşma ile bu işi neticelendireceğimize eminim, milletin tereddüdü olmasın." ifadelerini kullandı. Kendisine AK Parti’nin 3 dönem kuralı hakkında da bir soru yöneltilen Gümüşhane milletvekili, "3 dönem kuralını ben şahsen çok sağlıklı bulmuyorum çünkü insanlar eğer vatandaş seviyorsa 3 dönemle sınırlandırılmasının çok mantıklı olmadığını düşünüyorum ama şahıslar 3 dönemi kendisi ile alakalı uygularsa da buna da diyeceğimiz birşey yoktur." diye kaydetti. Milletvekili Feramuz, son olarak kendisine yöneltilen "Başbakan aday olursa AK Parti kan kaybeder mi sizce? Çünkü Erdoğan kimliği bazen öne çıkıyor." sorusuna şöyle cevap verdi: "Tabi başbakanımızla ilgili toplumdaki algı çok farklı, liderlik anlayışı liderlik tarzı ile toplumla tamamen bütünleşti. Ama ben uyumlu bir çalışma ile eğer sayın cumhurbaşkanımızın geri gelme düşüncesi olursa ben şahsen başbakanımızla istişare sonucu grubumuzla istişare ile cumhurbaşkanımızla da gayet başarılı gideceğini düşünüyorum." (CİHAN) SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 17Nisan Şubat2014 2013Cuma Perşembe 8 GÜNCEL 18 SONDAKiKA GAZETESİ >> 17Nisan Şubat2014 2013Cuma Perşembe 9 GÜNCEL 18 Kanserli baba yaşamak için hayırsever herkesten Sağlık çalışanlarından savcıya şiddet davası YARDIM BEKLİYOR Alfemo, Milano'dan beş anlaşmayla döndü D ünya mobilya sektörüne yön veren Uluslararası Milano Mobilya Fuarı’nda özgün tasarımları ve yeni çocuk markası Kids&Teens ile göz dolduran Alfemo, beş anlaşmayla döndü. Profesyonel ziyaretçileri dünyaca ünlü pek çok markayla aynı platformda buluşturan fuara, hem koleksiyonlarını tanıtan ana standı hem de Kids&Teens’e özel standıyla katıldı. Fuarı değerlendiren Alfemo Genel Müdürü Ramazan Davulcuoğlu, “Bu yıl üçüncü kez katıldığımız fuarı başarıyla tamamladık ve beş yeni anlaşmaya imza attık. Mobilya endüstrisi ve markalarının en kıymetli vitrini olarak kabul ettiğimiz Milano’da ürünlerimizin kabul görmesi, tasarımlarımızın beğenilmesi bizi oldukça memnun etti. Bugün geldiğimiz noktada, Türk tasarımlarının da dünya ölçeğinde söz sahibi olabileceğini göstermiş olduk. Almanya, İtalya gibi mobilya endüstrisine yön veren ülkelerden biri olmak, artık bizler için bir hayal değil.” dedi. (CİHAN) Avrupalıya şifa oldu A fyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, sağlığın her şeyin başı olduğunu belirterek, kaybedilen sağlığın bir daha yerine zor geldiğini söyledi. Vatandaşların kolay ulaşabileceği, insanca muayene olabileceği hizmet birimlerine sahip olunmasının önemine değinen Balkanlıoğlu, şöyle konuştu: "İlçelerimizde bunlar eksik kalıyordu ancak son dönemlerde kaliteli sağlık birimlerin sayıları arttı. Türkiye'de sağlık sektöründe çok geliştik. Dünya Sekreteri Ayhan Erenoğlu, İl ülkeleri bizim sağlık sekSağlık Müdürü Necip törümüzü kendisine örnek alır , hale geldi. Öyle ki İngiltere'den Yemenici, İl Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, Dinar İsveç'ten ve Avrupa'nın çeşitli Kaymakamı Avni Kula, Başbulşifa ar bölgelerinden insanl makçı Kaymakamı Ali Polat, için olmak mak, tedavi Dinar Belediye Başkanı Saffet Türkiye'ye geliyor." Acar, Evciler Belediye Başkanı Evciler Kaymakamı Hasan Saim Özer ve Dinar Gökpınar da eksikliği her Cumhuriyet Başsavcısı Müslüm zaman hissedilen hastaneye Arslan da katıldı. kavuşmanın mutluluğunu Daha sonra Dinar Orman sağlık yaşadıklarını, ilçede e Müdürlüğü ekiplerinin İşletm isiz kesint saat 24 hizmetinin hazırladığı fidanlar, protokol olarak yapılacağını söyledi. üyeleri tarafından hastane Açılışına, Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği Genel bahçesine dikildi. (AA) Hafta Sultan olmak için 214 kişi başvurdu M anisa Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse, 474. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali'nde, temsili olarak Hafsa Sultan'ı canlandırmak için 214 adayın başvuruda bulunduğunu söyledi. Karaköse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl 474.'sü düzenlenecek etkinliğin önemli kişiliklerinden birisi olan Hafsa Sultan ve 5 nedimesini temsil edecek kişilerin seçimi için açılan standa yoğun başvuru olduğunu kaydetti. Bu yılki etkinlik için "Festivalin Sultanı Siz Olun" slo- ganıyla düzenlenen yarışmanın desinde bulunan il müdürlüğü geçmiş yıllara oranla tanıtımına binası önünde oluşturduğum uz daha fazla ağırlık verildiğini stant sayesinde daha fazla kaydeden Karaköse, şöyle müracaat oldu." konuştu: Karaköse, ön değerlendir"Kanuni Sultan Süleyman menin yarın, Hafta Sultan ve gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun nedimelerini temsil edecek lerin en önemli kişiliğinin annesi seçiminin ise 19 Nisan'da olan Hafsa Sultan'ı festivalde ve yapılacağını açıkladı. UNES CO bir yıl boyunca düzenlenecek tarafından "İnsanlığın Somut etkinliklerde temsilen canlandır- Olmayan Kültürel Mirası Temmak için toplam 214 aday sili Listesi"ne alınan festival, 21 başvurdu. Yarışmaya geçmiş Mart'ta "Mesir Macunu Karma yıllarda ortalama 80-150 Töreni" ile başlamış, 30 Mart'arasında müracaat oluyordu. taki yerel seçimler nedeniyle, Daha fazla kişiyi dahil etmek 22-27 Nisan tarihine ertelendüşüncesiyle şehrin işlek cadmişti. (AA) Okulda ziller sustu, sorumluluk arttı Kırkağaç ilçesindeki Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi'nde, öğrencilerin sorumluluk bilincini geliştirmek için ders ve teneffüs zamanlarının zille duyurulmasına son verildi. Kırkağaç ilçesindeki Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi'nde ders ve teneffüs zamanlarında zil çalınmıyor. Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi yönetimi, öğrencilere sorumluluk bilinci aşılamak okuldaki zilleri sökldü. Uygulamayla ilgili AA muhabirine açıklama yapan okul müdürü Murat Akgün, eğitimciler olarak gençlere aşılamaları gereken en önemli duygunun sorumluluk bilinci olduğunu ifade ederek, öğretmenlerin de onayı ile artık okulda zil çalınmadığını söyledi. "Zilin susması" ile herkesin derse giriş ve çıkışlarını sınıf ve koridorlardaki saatlere bakarak ayarladığını belirten Akgün, "Öğrenciler artık derslere zil çalmadan girip çıkmaya başladı. Hiçbir sorun yaşamadığımız uygulama bundan sonra da devam edecek. Uygulamayla gürültü kirliliğini de önledik" dedi. Kırkağaç Milli Eğitim Müdürü Ayhan Turgut da Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi'ndeki uygulamanın, öğrencilere zamanı iyi yönetebilme ve kullanma becerisi kazandırdığını ifade ederek, diğer okulların örnek almasını istedi. (AA) Matbaada grafikerlik yapan 40 yaşındaki Tamer Şatır, iki defa ameliyat olduğu kanser hastalığından kurtulabilmek için hayırseverlerin yardımını bekliyor. Şatır, "Devlet hastanelerinde boş yere ameliyat olmuşum. Özel ameliyat çok pahalı ama başka çarem yok" diye konuştu a r i l n i b 180 ! r e l ş i m e t is M atbaada grafikerlik yapan 40 yaşındaki Tamer Şatır, yorgunluk ve güç kaybı şikayetleri ile gittiği doktorda kanser olduğunu öğrenince hayatı karardı. İki çocuğu ve eşi ile hayatı kabusa dönen Şatır, geçirdiği iki ameliyat sonrasında sağlığına kavuşamadı. Omurilikte kanser tümörü tespit edilen Şatır, çocuklarının yardımıyla yürüyor. Evin küçük oğlu Abdullah, "Babam iyileşsin başka bir şey istemem. Bize yardım edin!" 'BABAM İYİLEŞSİN, BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUM' Hastalıktan en yakın etkilenenlerden biri de evin büyük oğlu Abdullah. Babasının hastalığını ve yardım bulamazlarsa yaşayacakları zor durumu göz yaşları ile anlatan küçük Abdullah, ”Babam iyileşsin başka bir şey istemem, bize yardım edin." dedi. Şatı r ailesinin en büyük destekçisi olan büyük abla Meral Erd oğan da, devlet hastanesinde ameliyat olabilecekle rini düşündüklerini ancak bunun mümkün olmadığını, sadece bir özel hastanenin kendilerine adres olarak gösteril diğini söyledi. Özel hastaneden başka bir çareleri kalmadığını anlatan Erdoğan, “Ameliyatın sigorta hastane lerinde yapılabileceğini düşünüyorduk ama öyle olm adı. Mümkün değilmiş. Sadece bir doktor önerdil er özel hastanede. Onun da fiyatı belli. Biz bunun altın dan kalkacak güçte değiliz.” dedi. Gözyaşları arasında duyarlı insanlardan yardım beklediklerini söyleyen Erd oğan, “Ne olur yardım etsinler. Koşturmaktan hela k olduk, bittik. Perişan olduk, ne yapacağımız şaşırdık . Süremiz çok az, kısıtlı. Acaba topladığımız 40 bin liray a bunu yaptırabilecek miyiz? Bu bile kesin değil. Kardeşimin göz göre göre elimizden kayıp gitmesine izin vermek istemiyoruz. Bizler işçi insanlarız, kredi çek meye çalıştık alamadık. Tek çaremiz duyarlı insanlar ın yardımları.” diyerek uzanacak hayırsever insanlar ın yardımlarını beklediklerini anlattı. diyerek ailenin dramını gözler önüne serdi. Bayrampaşa'da yaşayan Tamer Şatır, yaklaşık 20 yıl çalıştığı matbaadaki baskı operatörlüğü işinden grafik bölümüne geçti. Kendisini rahatsız hissettiği için doktorun kapısını çalan Şatır'a önce iç zona teşhisi konuldu. Ancak hastalığının ilerleyen günlerinde vücudundan alınan örneklerin incelenmesi sonucu nadir rastlanan bir hastalık olan spinal kanal tümörü teşhisi konuldu. Şatır ailesi, babalarının kanser olduğunu öğrenince hayatları karardı. Evdeki huzur yerini strese, korkuya ve göz yaşına bıraktı. Akciğer ve omurilikte 4 santim büyüklüğünde tümör tespit edilen Şatır’ın bundan sonraki hayatı tamamen değişti. Maddi olarak sıkıntılı bir dönem geçiren Şatır ailesi, oturdukları evin kirasını bile ödeyemez hale geldiğini söyledi. Aylardır çalışamayan aile reisi Tamer Şatır, önce ilk ameliyatı, ardından da felç geçirme ihtimaline karşı ikinci ameliyatı oldu. Ancak Şatır, ne tam olarak iyileşebildi, ne de kanser türüne ilişkin bilgi alabildi. İkinci ameliyattan sonra kemoterapi ve radyoterapi alan Şatır, hastalığın bütün izlerini vücudunda taşımaya başladı. Baba Şatır, yaşadığı son 6 aylık dönemin kendisini çok yıprattığını, ellerinde avuçlarında ne varsa hastalığın tedavisi için harcadıklarını, ancak sonuç alamadıklarını söyledi. İlk ameliyatının ardından omuriliğin dik tutulmasının sağlanması için çelik korse ile hayatını sürdüren Şatır, hastalık sürecini şöyle anlattı: “Kemoterapiden bir hafta sonra ameliyat olabiliyorum. Şu an o süreyi bekliyorum. Ancak bu bir haftadan sonar yeniden felç kalma ihtimalim var. Tümör yeniden büyüyüp baskı yapma durumuna geldi. Eğer ameliyat olamazsam bir ya da iki hafta içinde kalıcı felç olma durumum var. İlk felçten sonra da tamamen iyileşemedim. Belirli bir miktar kaldı vücudumda. Hastalığım yaşam kalitemi çok etkiledi. Tek başıma hiçbir şey yapamıyorum. Çocuklarım elimden tutarak yürüyorum.” 'AMELİYAT İÇİN 180 BİN LİRA GEREKİYOR' Ameliyat için gereken paranın kendileri için imkansızlık anlamına geldiğini söyleyen Şatır, “İlk olarak 180 bin liralık bir maliyet çıkarıldı. Ancak bunu tedarik edemeyeceğimizi söyledik. Sonra aynı hastanenin farklı bir bölümünde 40 bin liraya ameliyat olmak için planlama yapıldı. Ancak bu parayı tedarik etme imkanım da yok. Ablalarım, aile dostlarım, etraftan yardım edenlerle para toplamaya çalışıyoruz. Bunu tek başımıza halletmemiz mümkün değil. İmkanı olanlar sadece hastane için gerekli paranın toplanmasında yardımcı olurlarsa çok sevinirim, onlara minnettar kalırım.” dedi. Şatır ailesinin zor günlerini en yakından hisseden evin annesi Emine Şatır, eşinin hastalığı sonrası bütün düzenlerinin bozulduğunu belirtti. Şatır, “Aylardan beri evimizde tadımız tuzumuz yok. Kirada oturuyoruz. Aylardır kira ödeyemedik. Çocuklar okula gidiyor. Eşimin iyileşmesi için insanlardan yardım istiyoruz. Doktorumuza güveniyoruz inşallah iyileşecek diye umuyoruz ama Allah büyük.” şeklinde konuştu. (CİHAN) cuoğlu, çocukluk yıllarından bu yana iş hayatının içinde bulunduğunu dile getirdi: “Sadece üniversite eğitimi yetmez. Okurken sahaya inmeli, hangi alanda çalışılacaksa oranın tozu yutulmalı. Gençlerimize, mezun olmadan çalışmaya başlamalarını tavsiye ediyorum. Eğer diplomanıza ve okurken öğrendiğiniz teorik bilgilere bir de deneyim eklemişseniz size kapılar açılacaktır. Makam ve masa peşinde asla koşmayın. Sadece işinize odaklanırsanız, zaten siz istemeseniz de bunlar size sunulacak.” Ardından Tek Kablo CEO’su Dr. Sakit Samedov, Gediz Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Bir dönem Petkim’de genel müdür yardımcılığı yapan Dr. Samedov, sevmeyi bilenin, sevgisini ifade edebilenin ve sahip olduğu değerlerin kıymetini kaybetmeden anlayabilenin iş hayatında daha başarılı olduğuna dikkat çekti: “Ailesini ve arkadaşlarını koşulsuz seven insan, huzurlu insan demektir. Huzurlu insan, başarıya daha yakındır. Ayrıca ulaşılamayacak hedef yoktur. Tek gereken, o hedefe ulaşmayı sağlayacak çabayı gösterebilmek.” Katılımcılara teşekkür eden Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik ise, “Dünya arenasında boy gösteren, küresel çapta rekabet edebilen böyle önemli firmaların yöneticilerinin anlattıkları, gençlerimizin geleceği açısından altın anahtardan farksız.” dedi. (CİHAN) ahramanmaraşlı 121 yaşındaki kadın, uzun yaşamının sırrını merak edenlerin ilgisiyle karşılaşıyor. Türkoğlu ilçesinde oğlu İsmail Solmaz'la yaşayan 5 çocuk, 27 torun sahibi Fatma Solmaz, ziyaretine gelenlerle mutlu oluyor. Çocukları, torunları ve yakınları yanında olduğu süreçte yüzünden gülücükler eksilmeyen Solmaz, ilerlemiş yaşına rağmen günlük ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor, ibadetini ise hiç aksatmıyor. Geçen yıl 19 Ağustos'ta hayatını kaybeden 124 yaşındaki Mehmet Tatar'ın akrabası olan Solmaz, sağlıklı yaşamıyla dikkat çekiyor. Solmaz, yaptığı açıklamada, ziyaretine gelenlerin sürekli sağlıklı ve uzun yaşamı hakkında bilgi aldığını söyledi. Birçok ihtiyacını yardım almadan karşıladığını dile getiren Solmaz, "Mevsimi dışında yetişen hiçbir ürünü tüketmiyorum. Genelde hayvansal ve bitkisel besinleri tercih ediyorum. Yemek öğünlerini hiç şaşırmam, zamanında ve düzenli yerim. Bol miktarda haşlanmış et, tereyağı, süt, yoğurt, yumurta, taze sebze ve meyve yiyorum. Ziyaretçilerime de neleri tüketmeleri konusunda bilgi veriyorum" dedi. Solmaz, uzun ömrün bir diğer sırrının da huzurlu yaşamdan geçtiğini anlattı. Abdil Solmaz da annesinin 92 yaşında geçirdiği bir kaza sonucu ilk kez hastaneye gittiğini belirtti. Merdivenden düşen annesinin bel kemiğinin zedelendiğini, bunun ardından vücut direncinin düştüğünü anlatan Solmaz, "Doktorun ameliyatın riskli olduğunu söylemesi üzerine vazgeçtik. Doğal yöntemlerle tedaviye evde devam ettiriyoruz" diye konuştu. - Geçmişle gelecek arasında köprü Solmaz'ın ziyaretçilerinden Funda Okumuş ise yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi gerektiğine işaret etti. Fatma nineden sağlıklı ve uzun ömür konusunda bilgi aldıklarını ifade eden Okumuş, yaşlıların geçmiş ile gelecek arasında köprü olduğunu kaydetti. Yaşlıların deneyimlerinden faydalanarak sorunlarıyla bette bir bireyin yaptığı olumsuz davranış o camiayı değil, kişinin kendisini bağlar. Sağlık çalışanları olarak bizler hakimlerimizi, savcılarımızı her zaman yanımızda görmek istiyoruz. Son yıllarda sağlık çalışanlarına karşı hızla artan şiddet ve hakarete karşı sahipsiz kalan sağlık çalışanlarının tek ümidi yargı kalmışken, bir yargı mensubumuzdan bu tür bir davranışı görmek kabul edilemez. Yargı mensuplarımız, her zaman vatandaşa güven vermelidir. Yaşanan üzücü olay, şahitlik yapan hastane çalışanları tarafından tutanak altına alındı. Hastane çalışanımızın talep etmesi durumunda kendisine her türlü hukuki desteği vereceğiz.” (CİHAN) 'YARGI MENSUPLARIMIZ, HER ZAMAN VATANDAŞA GÜVEN VERMELİ' Olayla ilgili açıklama yapan Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Doğruyol, şunları kaydetti: “Bir yargı mensubumuz tarafından hastane çalışanına karşı yapılan hakaret, küfür ve yapılmaya çalışılan şiddet kabul edilemez. Bizler sağlık çalışanları olarak, her zaman yanımızda olmalarını beklediğimiz yargı mensuplarından bu tür davranışları görmek istemiyoruz. Yaşanan olay bizleri derinden yaralamıştır. El- Toplu sözleşmeye uymayan kurumlar tespit edilecek Devlet Personel Başkanlığı, sendikalardan 2. dönem toplu sözleşme hükümleri ile kamu görevlileri hakem kurulu kararlarını uygulamayan kamu kurum ve kuruluşlarının tespitini talep etti. Devlet Personel Başkanı Mehmet Ali Kumbuzoğlu imzasıyla Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK ile Kültür Sanat-Sen, Bem-Bir-Sen, SağlıkSen, Eğitim Bir-Sen, Bayındır Memur-Sen, Toç-Bir-Sen, Enerji Bir-Sen, Diyanet-Sen, Büro Memur-Sen, Birlik Haber-Sen ve Ulaştırma Memur-Sen'e gönderilen yazıda, 2014 ve 2015'i kapsayan 2. dönem toplu sözleşmenin 23 Ağustos 2013'te imzalandığı anımsatıldı. Toplu Sözleşme Kanunu'nun gereği olarak Kamu Personeli Danışma Kurulu'nun (KPDK) kasım ve mart aylarında toplanması gerektiği belirtilerek, KPDK'nın geçen ayki toplantısında konfederasyon ve sendikalarca 2. dönem toplu sözleşme ve kamu görevlileri hakem kurulu kararı hükümlerinin uygulanması konusunda bazı O Ziyaretçilerine uzun yaşamının sırrını anlatıyor K Türk Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Dikili Devlet Hastanesi’ne giden bir savcının, bir çalışana karşı hakaret ve küfür ettiğini, şiddet uygulamaya çalıştığını öne sürdü. Doğruyol, “Bizler sağlık çalışanları olarak, her zaman yanımızda olmalarını beklediğimiz yargı mensuplarından bu tür davranışları görmek istemiyoruz. Yaşanan olay bizleri derinden yaralamıştır.” dedi. İddiaya göre 15 Nisan 2014 Salı günü saat 16.00’dan sonra hastaneye yakınını götüren bir savcı, ilgili polikliniğe başvurdu. Poliklinikte görevli S.A., savcının kendisine küfrettiğini, hakaret ettiğini ve şiddet uygulamaya çalıştığını söyledi. Olay, çalışanlar tarafından tutanak altına alındı. kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanan sorun ve şikayetleri dile getirildiği kaydedildi. Bunun üzerine, 2. dönem toplu sözleşme ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı hükümlerinin uygulanması ve Kamu Personel Danışma Kurulu gündeminin takibi açısından ilgili sorun ve şikayetler ile söz konusu hükümleri uygulamayan kamu kurum ve kuruluşlarının 18 Nisan'a kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesi istendi. -"Kanunu uygulamak için yönetmelik bekleyen anlayış var" Birlik Haber-Sen Genel Başkanı Gürbüz İnaltekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplu sözleşme masasında imzalanan konulara tarafların hassasiyetle uyması gerektiğini belirterek, sözleşmenin Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından içerisindeki maddelerin kanun niteliği kazandığını söyledi. "(AA) 3-5 ağaç için koca ormanı mı yakalım Gediz Üniversitesi'nde başaranlardan 'başarı' dersi Gediz Üniversitesi 3. Kariyer Günleri düzenlendi. Geçen yıllarda olduğu gibi iş dünyasından birbirinden değerli isimler katıldı. Kariyer Kulübü’nün iki günlük etkinliğinde ilk olarak Arkas Holding CEO’su Önder Türkkanı konuştu. Tükkanı, hem kendi deneyimlerini hem de deniz taşımacılığında dünyanın en iyileri arasında yer alan Arkas’ın bugünlere nasıl geldiğini anlattı. Tükkanı, yeteneklerini keşfetmelerini istediği öğrencilere şöyle seslendi: “Yeteneklerinizi bilirseniz, neler yapabileceğinizi de neler yapamayacağınızı da bilmiş olursunuz. Sonra ise başarmayı istemek, bilgiden katma değer sağlayabilmek, bilgiyi faydaya dönüştürmek önemli. Kurduğunuz her ilişki, bir gün mutlaka referans olacaktır. Banka yöneticiliği yaptığım dönemde Arkas Holding müşterimdi. O dönemdeki ilişkilerimiz beni bugünkü görevime taşıdı. Bir de işini ve işyerini sevmek gerekiyor. Eğer işinizi sevmiyorsanız, hedefleriniz doğrultusunda kendinizi motive edemiyorsanız ve çalıştığınız yere aidiyet duygusu hissetmiyorsanız başarılı olmanız zor.” Daha sonra kürsüye, Alfemo Mobilya Genel Müdürü Ramazan Davulcuoğlu çıktı. 60 ülkeye ihracat yapan, son olarak İngiltere’de mağaza açan Davulcuoğlu, hukuk eğitimi görüp aile şirketleri Alfemo’da nasıl yöneticilik koltuğuna geçtiğini anlattı. Aynı zamanda İzmir Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu üyesi olan Davul- SiYAH MAVi KIRMIZI SARI birebir ilgilenmenin herkesin öncelikli vazifesi olduğunu vurgulayan Okumuş, "Gençler olarak en önemli görevlerimizden biri de çocukluk dönemlerimizde bizlere verilen sevgi, şefkat ve merhamet duygularını bu dönemlerinde onlara iade etmek. Her türlü kolaylığı göstererek geride kalan ömürlerini rahat bir şekilde geçirmelerini sağlamak" dedi. Aysun Kadifeci de Solmaz'ı ilk gördüğünde çok şaşırdığını dile getirdi. Solmaz'dan sağlıklı yaşam için nasihat aldıklarını belirten Kadifeci, "Türkiye'nin yaş ortalamasına göre çok sağlıklı bir insan. Doğal beslenme ve stresten uzak kalmanın büyük etkisi olduğunu öğrendik" ifadelerini kullandı. (AA) rman İşletme Müdürü Zorlu, "Yol yapılırken 15-20 ağaç kesildi. Bu yıl müdürlük olarak yaklaşık 300 bin fidan diktik. Yol yapımındaki amacımız da orman yangınlarıyla mücadele" dedi Dünyanın önemli yamaç paraşütü merkezleri arasından gösterilen Babadağ'da, Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası (FTSO) ile Orman İşletme Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle yapımına başlanan orman yolu için ağaç kesilerek doğaya zarar verildiğini ileri süren çevreciler, duruma tepki gösterdi. FTSO'nun, Güney Ege Kalkınma Ajansından hibe alarak hazırladığı "Rotamız Babadağ" projesi kapsamında Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü ile imzaladığı protokolle yapımına başlanan ve Karağaç ve Kozağaç mahallelerine bağlanacak orman yolunda sona gelindi. Yol çalışmalarında çok sayıda ağaç kesilerek doğaya zarar verildiğini ileri süren çevreciler, bölgede çekilen fotoğraflarla FTSO önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı okuyan TEMA Vakfı Fethiye temsilcisi Okyay Tirli, Babadağ'ın, Fethiye-Göcek özel çevre koruma bölgesinde bulunan, Türkiye'nin çok önemli ekosistemini barındıran dağlardan biri olduğunu söyledi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkililerinin yolu, "yangına müdahale yolu" şeklinde ifade ettiğini anlatan Tirli, turizme de hizmet edeceği söylenen yolun 2 aracın geçebileceği genişlikte yapıldığını ifade etti. Turizm adına böyle bir kıyım yapılmasını anlamalarının mümkün olmadığın dile getiren Tirli, şöyle konuştu: "Babadağ Teleferik Projesi'ne, 'yol yapılmasın ama orman yolları acil durumlarda kullanılsın' diye destek verdik. Teleferik yapılacaksa bu yola ne gerek var. Neredeyse 10 yıl oldu, teleferik yapmayı beceremediler. Bu kadar büyük bir doğa katliamına neden olan yolun yapılmasını anlamış değiliz. Koruma altında bulunan Babadağ, böyle mi korunmalı. Doğal güzelliklerimiz olmadan turizm olmaz, öncülük edenlerin de vicdanları olmaz." Tirli, bölgede 100'e yakın koruma altındaki ağacın kesildiğini ileri sürerek, ilgili kurumlara durumu bildireceklerini söyledi. - "15-20 ağaç kesildi, bu yıl 300 bin fidan dikildi" Fethiye Orman İşletme Müdürü Gürhan Zorlu ise yaklaşık 20 yıl önce planlanan yolun 2014 yılı programına alındığını söyledi. Babadağ'da çıkabilecek bir orman yangınına müdahale edebilmek için yolun yapılması gerektiğini vurgulayan Zorlu, bugün bölgede çıkabilecek orman yangına karadan müdahale şansları bulunmadığını, olası yangında on binlerce ağacı kaybetme riskleri olduğunu anlattı. Zorlu, böyle bir riski göze alma şansları bulunmadığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Yol yapılırken 15-20 ağaç kesildi. Bu yıl müdürlük olarak yaklaşık 300 bin fidan diktik. Yolu yaparken amacımız orman yangınlarıyla mücadele ama orman köylüsü, turizmciler, yamaç paraşütü yapan sporcular da faydalanacak. Fethiye'nin ormanlık kesimlerindeki birçok yol geçmişte orman tarafından yapılmış, bugün herkes kullanıyor." Zorlu, ormandan bir metrekare alanın dahi işgal edilemeyeceğini belirterek, yolun yapılaşma amacıyla açıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığına işaret etti. FTSO'dan yapılan açıklamada ise bölgedeki güzergahta herhangi bir yolun bulunmamasının, çalışmaları süren orman yolunun önemini gösterdiği kaydedildi. Babadağ’ın bitki örtüsü ve konumu göz önüne alındığında, olası yangında on binlerce ağaç ve canlının yok olma riskiyle karşı karşıya bulunduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Çalışmayla bölgede olası yangına etkili ve verimli müdahale planlanıyor. Çalışmalar kapsamında yol güzergahında bulunan 20 ağaç kesildi. Bu sayede oluşabilecek olumsuzluk karşısında on binlerce ağaç ve sayısız canlının yok olmasının da önüne geçilecek." (AA) SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 18 Şubat Nisan 2013 2014 Perşembe Cuma 17 Elektrikli bisikletlerde kask zorunluluğu D enizli Emniyet Müdürlüğü, elektrikli bisiklet kullananların kask takma zorunluluğu olduğunu, uymayan sürücülere 80 lira idari para cezası verileceğini bildirdi. İl Emniyet Müdürlüğü, yaptığı açıklamada, Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan ve 19 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle, motorlu bisiklet ve motosikletlerde zorunlu olan koruma başlığı ve koruma gözlüğünün, elektrikli bisikletlerde de uygulanmaya başladığını hatırlattı. Kurala uymayan sürücülere Karayolları Trafik Kanunu uyarınca 80 lira idari para cezası uygulanacağını belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Havaların ısınması ve yaz mevsiminin gelmesi ile trafiğe çıkan motosiklet ve elektrikli bisikletlerin sayısında artış olacağından dolayı, özellikle tescil zorunluluğu bulunmayan elektrikli bisiklet sürücülerinin, koruma başlığı (kask) ve koruma gözlüğü kullanmadıkları, trafik kurallarına uymadıkları, sıklıkla kırmızı ışık ihlali yaptıkları, kaldırımlarda yaya güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde araç kullandıkları için vatandaşlarımız arasında rahatsızlıklar ve şikayetler görülmektedir. Bundan dolayı, trafik kurallarının tüm yol kullanıcıları için geçerli olduğu, özellikle elektrikli bisikletler ile sürücülerinin de aynı kurallara tabi olduğu ve yapılan yönetmelik değişikliği ile elektrikli bisiklet sürücülerinin de koruma başlığı (kask) takma zorunluluğu getirilmesinden dolayı, sürücülere yönelik olarak, koruyucu başlık (kask) takmanın kanuni bir zorunluluk olması yanında hayati bir önem taşıdığı bilincinin artırılmasına yönelik olarak bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık verilecek olup, trafik denetimlerinde tespit edilen kural ihlali ve eksikler ile ilgili olarak gerekli hukuki yaptırımlar uygulanacaktır." (AA) Başkan Zolan'dan tarihi çağrı İlk meclis toplantısında siyaset değil hizmet yarışı çağrısı yapan Başkan Zolan, "Artık siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak şehrin menfaati neredeyse orada buluşmamız gerekiyor" diye konuştu Başkan Örki, D ikinci kez baba oldu A K Parti Denizli İl Başkanı Avni Örki, ikinci kez baba oldu. AK Parti Denizli İl Başkanı Örki ve Denizli Halk Sağlığı Müdürlüğü Evde Sağlık Hizmetleri Merkezi Şube Müdürü Dr. Nur Örki'nin ikinci çocukları dünyaya geldi. Özel Tekden Hastanesi'nde dünyaya gelen ve 3 kilo 300 gram ağırlığında olan Elif bebeğin sağlığının iyi olduğu bildirildi. Örki, oğlu Asım ve kızı Elif'in fotoğrafını Twitter'da paylaşarak "Rabbim hiçbir aileye evlatlarının acılarını göstermesin" temennisinde bulundu. (AA) Pamukkale Belediyesi’nin bütçesi 140 milyon lira D enizli’nin en büyük ilçesi olan Pamukkale’nin 2014 yılı son dokuz aylık bütçesi 140 milyon lira olarak belirlendi. Pamukkale Belediye Meclisi, nisan ayının ikinci oturumunda 2014 yılı bütçesini görüştü. Hüseyin Gürlesin başkanlığındaki meclisin Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan gelen gündem maddesi görüşmelerinde AK Parti Grup Başkanı Mehmet Haluk Değirmenci, CHP Grup Başkanı Oral Baş ve MHP Grup Başkanı Ahmet Durmaz, grupları adına görüşlerini aktardı. Pamukkale Belediye Başkanı Gürlesin, 2014 yılı bütçesinin, vatandaşlara en fazla hizmeti en kaliteli şekilde sunmak üzere oluşturulduğunu söyledi. Vatandaşlara hizmet odaklı bir çalışma programı izleneceğini ifade ederek, “Yerel seçimler öncesinde 121 dev projeyi, Pamukkale’de yaşayan vatandaşlarımızla paylaşmıştık. Şimdi bu projeleri hayata geçirmek için bütçemizi de belirliyoruz. İnşallah bu projelerimiz tamamlandığında, bölge halkı rahat bir nefes alacak. Yatırım ağırlıklı bir bütçe oluşturduk. Amacımız, en az maliyetle en kaliteli ve en çok hizmeti vatandaşlarımıza sunmaktır. Norm kadroda bize gösterilen kadroları kullanmayı değil, ihtiyaç duyulan personelle hizmet üretmek istiyoruz.” dedi. Pamukkale'de 320 bin kişinin yaşadığını ifade eden Başkan Gürlesin, “Denizli’nin en büyük ilçesi konumundayız. En büyük ilçeye, en büyük bütçeyi ortaya çıkardık. 2014 yılı bütçesinin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu. (CİHAN) enizli Büyükşehir Belediye Meclisi ilk toplantısını yaptı. Yaklaşık 6 saat süren tarihi oturumun sonunda meclis üyelerine seslenen Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan konuşmasında önemli mesajlar verdi. Artık siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak şehrin menfaati neredeyse orada buluşmamız gerek diyen Başkan Zolan, "5 yıl boyunca bu kent için hep beraber çalışacağız. Artık Denizli'de siyaset çok farklı olmalı. Bu çatı altında birbirimize yönelteceğimiz eleştiriler yıkıcı değil yapıcı olmalı. Üslubumuz siyaseti ve siyasetçiyi yıpratmamalı. Bizim siyasetçileri ve siyaset kurumunu yükseltmemiz gerekiyor" dedi. Denizli Büyükşehir Belediyesi ilk meclis toplantısı gerçekleştirdi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın yönettiği mecliste ilk gün başkanvekilleri ve ihtisas komisyonlarına üyeler seçildi. Yaklaşık 6 saat süren oturumun sonunda Başkan Zolan yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi. Büyükşehir'in ilk harcını, ilk taşlarını hep beraber koyduk Konuşmasına tüm meclis üyelerine başarı ve kolaylıklar dileyerek başlayan Başkan Zolan, " Hepinizi kutluyor ve başarılar diliyorum. 75 üyeli meclisimiz 5 yıl boyunca Denizli’ye daha iyi hizmet vermek için çalışacak. Çalışmalarımızı birlik ve beraberlik içinde yürüteceğiz. Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin ilk meclis üyeleri olarak kayıtlara geçiyoruz. Büyükşehirin ilk harcını, ilk taşlarını hep beraber koyuyoruz. Yıllar sonra bakıldığında o temel taşların altında bizlerin isimleri olacak. 5 yıl boyunca topyekun aynı gemide olduğumuzu düşünerek hizmet edeceğiz. Mensubu olduğumuz partiler mutlaka olacak. Burada körü körüne parti siyaseti yaparsak, bu yürüyüşümüzü ve duruşumuzu ona göre belirlersek, yürümekte ve birbirimize katkı sağlamakta, fikir alışverişinde bulunmakta zorluk çekeriz. Verimli bir çalışma yapamayız. Burada siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak şehrin menfaati neredeyse orada buluşmamız gerekir. İnşallah bunu başarırız. Şuanda biz tarihe derin izler ile geçiyoruz. Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin ilk meclis üyeleri olarak kayıtlara geçiyoruz. Bu oldukça önemli. Bugün biz aslında Büyükşehirin ilk harcını, ilk taşlarını hep beraber koyduk. Yaptığımız iş bugün için belki çok anlamlı görülmeyebilir. Ama yıllar sonra dönüp ilk meclis ne yapmış, kimler varmış diye bakıldığında o temel taşların altında bizlerin isimleri olacak. O taştaki parmak izleri bizlerin olacak" dedi. Artık siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakmalıyız Artık siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak şehrin menfaati neredeyse orada buluşmamız gerek diyerek sözlerini sürdüren Başkan Zolan, konuşmasına şöyle devam etti: " 5 yıl boyunca bu çatı altında birlikte çalışacağız. Tabi ki yanlışlar olacaktır, eleştiriler olacaktır. Nihayetinde hepimiz insanız. Her şeyi yüzde yüz doğru yapacağımız söylenemez. Ama şunu net olarak söylüyorum. Ben 10 yıldır Denizli Belediyesi'ndeyim. 7 yıl Başkan Yardımcılığı, 3 yıl ise Belediye Başkanlığı yaptım. Samimi bir şekilde Denizli'nin menfaati neyse, insanlarımızın ihtiyacı neyle giderilecekse, ne yapılması gerekiyorsa onun için gerçekten gece gündüz çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Hata yapılabilir, eksiklikler olabilir ama niyetimizde, samimiyetimizde sıkıntı yoktur. Niyetimiz milletimize hizmet etmektir. 10 yıldır bunu ben böyle yaptım. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de aynı şekilde hizmet vermeyi hedefliyorum. Tabi ki siz de şehrimiz ile dertlendiğiniz için buradasınız. Hepimiz mesaimizi bu şehrin geleceğine, çocuklarımızın geleceğine veriyoruz. Halkımızın derdine derman olmak için veriyoruz. Onun için samimiyetinizden zerre kadar şüphem yok. Çünkü bizler milletin derdi ile dertlenmiş insanlarız. Samimi olarak şunu söylemek istiyorum. Siyasetçiyi yukarı çıkarmamız gerek. Yani siyasetçi siyasetçiyi dövmemeli, yerin dibine batırmamalı. Çünkü, siyaset bu ülkenin hizmet etme noktasındaki en önemli yeridir. Eğer orada kalite ve güzellik artarsa talep artar, talep arttıkça kalite ve güzellik artar. Birbirimizi aşağı çekerek yukarı çıktığımızı düşünmeyelim. Hep birlikte yukarı çıkmaya çalışalım. Sonuçta siyaset yukarıya çıksın. Artık millet siyasetçilere dönüp baktığında itibar göstersin. Başka kurtarıcılar aramasın başka yerlere bakmasın. Eğer Cumhuriyete ve Demokrasiye inanıyorsak , Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözüne inanıyorsak bizim siyasetçileri ve siyaset kurumunu yükseltmemiz gerekiyor. Yüceltemiyorsak, nefesimiz yetmiyorsa Denizli adına bunu yapmamız lazım. En azından siyaseti çizdirmememiz, lekelemememiz gerekiyor. Siyasetçi çok kolay yetişmiyor. Benim sizlerden naçizane talebim budur." Güç birliği içinde olmalıyız Denizli için güç birliği çağrısı yapan Başkan Zolan, " Herkes birbirine sımsıkı sarılsın ve 5 yıl boyunca halkımıza hizmet vermek için el birliği ile omuz omuza çalışalım. Eğer amaç millete hizmet etmekse, amaç milletimizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaksa, amaç geçmişte ecdadımızın, atalarımızın yapmış olduğu o dünyada bir numara olan bir ülke ve bir duruş göstermekse bunun yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Ben ilk toplantıda bu dileklerde bulunuyorum. Nihayetinde ilk düğme nasıl iliklenirse diğerleri de o şekilde devam eder. Artık Denizli'de siyaset çok farklı olmalı. Ben seçim kampanyamda net olarak söyledim. Hiç bir siyasetçi ile polemiğe girmeyeceğimi, kem söz söylemeyeceğimi, sadece projelerimi ve icraatlarımızı anlatacağımı söyledim ve bunu yaptım. Bunu da tüm Denizli halkını kucaklayabilmek için söyledim ve bugün herkesin yüzüne gönül rahatlığı ile bakabiliyorum. Çünkü kimseye olumsuz tek bir kelime bile söylemedim. Şuanda ben Denizli'nin Büyükşehir Belediye Başkanıyım sizler de Büyükşehir Belediyesi'nin meclis üyelerisiniz. Burada alınacak olan kararlarda eleştirileri ve üslubu ayarlamak gerekiyor. İnşallah Büyükşehir coşkusunu tüm ilçelerimiz ve köylerimiz ile birlikte yaşayacağız. Yeni meclisimizin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Niyetler bir olduktan sonra herşeyin üstesinden gelineceğine inanıyorum. İnşallah ilimiz için yapacağımız güzel işlerin altına hep birlikte imza atacağız" dedi. Başkan Zolan'ın konuşmasının Ardından CHP gurubu adına söz alan Birsen Çelik ve MHP gurubu adına söz alan Yusuf Garip yıkıcı değil yapıcı bir muhalefet ile Denizli için yapılacak çalışmalara destek vereceklerini, AK Parti gurubu adına konuşan Halil Pekdemir'de hayırlı olsun temennisinde bulundu. (HABER MERKEZİ) Sözde değil özde samimi olunmalı TOBB Yönetim Kurulu Üyesi, Denizli Ticaret Odası Başkanı ve Denizli Sanayici, Tüccar ve İş adamları Platformu Dönem Sözcüsü ve Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer’in Kutlu Doğum Haftası Mesajı: Yüce Allah’ın değerli elçisi Peygamberimizin dünyaya gelişi, tüm İslam aleminin kalbinde tarifsiz bir heyecan yaşatmaktadır. Peygamberimizin doğum gününü içine alan bu hafta Müslümanlar arasında yüzyıllardan beri bü- yük bir coşku ile kutlanmaktadır ve Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Peygamber efendimizin tebliğ ettiği İslâm dini ile dünyamız aydınlandı, tek Allah inancı ile kalpler nurlandı. Eşitlik, adalet ve kardeşlik geldi. O’na inanan toplumlar gerçek huzura kavuştu. O’nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır. Hz. Muhammed (SAV) dinlerin özündeki evrensel mesaj olan sevgi, barış, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşmanın son temsilcisidir. O’nu rehber alan bizler, bu yolda dostça, kardeşçe, ihlasla yürümeye devam edelim. Bu yılki teması, “Peygamberimiz, Din ve Samimiyet” olan Kutlu Doğum Haftası’nda Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (S.A.V) sonsuz salat-u selam olsun diyerek, bu anlamlı haftanın ülkemize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini diliyorum" (HABER MERKEZİ) SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 18 17Nisan Şubat2014 2013Cuma Perşembe YÖK’ün 2023 Vizyonu !.. YÖK’ün 2023 vizyonu, dün, İstanbul’daki bir toplantıda tartışıldı. Bakan Avcı’nın da katılacağı açıklanmıştı ama katılmadı. EDU SUMMIT adı verilen “zirve”nin ev sahipliğini Vakıf Üniversiteleri Birliği yaptı. Baş konuk da YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’ydı. Demek ki Türkçe bir isim bulamamışlar ya da 2023’te üniversitelerde tümüyle İngilizce eğitime geçileceği için şimdiden hazırlık yapıyorlar. Konu başlıkları iddialı: Fehmi KORU STAR GAZETESİ Önceki gün Çankaya Köşkü’nde önemli bir ‘devlet nişanı tevcih töreni’ vardı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tarihimizde hep merkezi roller oynamış Kırım’ın efsanevi önderi Mustafa Abdülcelil Kırımoğlu’na, Bakanlar Kurulu kararıyla tevcih edilen ‘Cumhuriyet nişanı’nı taktı. ‘Kırımoğlu’, Kırım Milli Meclisi tarafından sonradan kendisine verilmiş soyadı... Henüz altı aylıkken, 1944’te, Moskova tarafından Özbekistan’a zorla göç ettirilen soydaşlarıyla birlikte sürgün hayatına başlayan Kırımoğlu’nun bütün hayatı mücadelelerle geçti. 15 yılı bulan cezaevi ve sürgün dönemi var. Bir keresinde, hak arama mücadelesinde 303 gün açlık grevi yaptığı biliniyor. - Geleceğin üniversitelerini kurmak - Türkiye’nin 2023 üniversite vizyonu - 2023 gençliği yetiştirmek - Ortaöğretimde yeni yaklaşımlar - İş dünyası 2023 üniversitelerinden ne bekliyor? Her bir başlık için uzun uzun makaleler yazılır ama hepsini önce tek satırla cevaplayıp, sonra YÖK Başkanı Çetinsaya’nın ısrarla altını çizdiği doktoralı araştırmacı sayımızın artırılmasına ilişkin görüşlerini değerlendirmek istiyorum. - Bugünün üniversitesini doğru dürüst kuramayanlar geleceğin üniversitelerini nasıl inşa edecekler? - Dün milenyum (2000) için belirlenen vizyon ne kadar gerçekleştiyse, 2023 vizyonu da o kadar gerçekçi olur! - YÖK’ün bir gençlik politikası var mı ki? - Muhtemelen dershanelerden dönüşme liselerden bahsediyorlar. Müthiş bir katkı sağlayacaklardır!.. - İş dünyasının beklentileri nihayet hatırlandı. Buna da şükür... Bu defa ‘devlet nişanı’ da onurlandı sinin çarları gibi, kendine yakın ve ‘nüfuz alanı’ gözüyle baktığı coğrafyalardan gözüne kestirdiklerini sınırları içine katma peşinde; Kırım’la başladı, Ukrayna’nın doğusundaki elle tutulur bir Rus nüfusa sahip yerlerle devam ediyor bu genişleme projesi... Rusya’nın Kırım’a tecavüzü savaş başlatmadı; Ukrayna ordusunun Rus askerlerince işgal edilen ülkenin doğusundaki kentleri geri almak için giriştiği harekâta Moskova’nın vereceği cevap ile Batı’nın tavrı bakalım nelere yol açacak? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye gibi, Ukrayna’nın bütünlüğünü savunuyor; törende bunu açıkça ifade etti ve yeni bir mücadelenin başlayabileceği mesajını verdi. Yıllarca mücadelesini olabildiğince yakından izlemiş, kimbilir kaç yazıda ismini geçirmiştim Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun... Devlet nişanını onun kadar hak etmiş biri az bulunur... 17.04.2013 ABD ile Sovyetler Birliği arasında süregiden müzakereler sonucu özgürlüğüne kavuşabilmişti Kırımoğlu... Sonunda, halkını zoraki sürgünlükten kurtarmayı ve özvatanlarına döndürmeyi başardı. Pek çok Kırım asıllı aydın her alanda Türkiye’ye hizmet etmiştir: Halil İnalcık, Kemal Karpat, İlber Ortaylı, Zeki Velidi Togan, Sadri Maksudi Arsal, Reşit Rahmeti Arat gibi... Ülker firmasının kurucusu Sabri Ülker de Kırım asıllıydı. HÜRRİYET GAZETESİ Başbakan... TAYYİP Erdoğan cumhurbaşkanı olursa başbakan kim olacak? Akla gelen ilk isim Abdullah Gül. Karl Popper’in belirttiği gibi, demokrasilerde yönetim söz konusu olduğunda “Kim?” sorusundan önce “Nasıl?” sorusunu düşünmek daha sağlıklı sonuç verir. Sistem “nasıl” düzgün işler? Kurumlar “nasıl” çatışmadan çalışabilir? Parlamenter sistemde siyasi güç başbakanlara aittir. Cumhurbaşkanları ülkenin en yüksek şeref makamı olarak, devletin birliğini, erkler arasında uyumlu çalışmayı, siyasi kavgalarda frenleyici ve dengeleyici bir görevi temsil eder. Fakat Atatürk döneminde görüldüğü gibi, bazı istisnai dönemlerde bütün siyasi güç cumhurbaşkanında toplanıyor, başbakan ise bir bakıma onun ‘hükümet işleri görevlisi’ gibi çalışıyor. KARDEŞLİK HUKUKU Avrupa devletleri, bu niyeti sezip, kendi aralarındaki ihtilâfları bir kenara bırakarak Osmanlı’yı koruma çabasına girdiler; onların amacının da Rusya’dan farklı olmadığı, ancak aceleci davranmaya karşı çıktıkları, Rusya’nın da taraf olduğu ‘Sykes-Picot anlaşması’ (1916) ile anlaşılacaktı. Bugünün Rusyası, tıpkı Sovyet ihtilâli önce- Halkın eğilimlerini ve toplumun yarına dönük beklentilerini yok sayan bir avuç insanın "Çarpıtılmış algı yönetimi" ile demokratik siyaseti rayından çıkartmaya çalışmalarına tanık olmadık mı? Bu bir avuç insanın arasında, Başbakan Erdoğan takıntılı gazeteciler de, kendilerini "Cemaat" olarak sunan çıkar grubunun imamları da vardı... Bu bir avuç insanın zırvalarına halk 30 Mart yerel seçimlerinde gereken cevabı verdi. Kısacası bunların çarpıtılmış algı üretimleri, toplumu etkilemedi... Ama CHP ile MHP'yi şirazelerinden çıkarttı... Özellikle CHP "Kemalizm"den "Gülenizm"e kayan bir görüntü verdi. İşin en çarpıcı yanı da bu çarpıtılmış algı üretimi, ABD'nin karar merkezlerini etkiledi. Ankara'daki Amerikan Büyükelçiliği bu çarpıtılmış algı üretim merkezinin etki alanında olduğu için, seçim sonuçlarını doğru biçimde tahmin edemedi... Tayyip Erdoğan'ın diktatörleştiği ve seçimde yenileceği şeklindeki zırvaları ciddiye aldı... Hürriyet ve Zaman gazetelerindeki haberler ve yorumlar, Erdoğan takıntılı yazılar Türkiye'deki ABD diplomatlarının da kafalarını karıştırdı. Taha AKYOL Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı döneminde İsmet İnönü, Eylül 1937’ye kadar başbakandır. İnönü’nün hiçbir hükümet programında cumhurbaşkanı olarak bile Atatürk’ün adı geçmez. Öyle bir gelenek yok o zaman. Fakat Celal Bayar başbakanlığa atandığında, hazırladığı hükümet programında tam 45 defa Atatürk’ten bahseder! Reisicumhur, Büyük Şef, Ulu Gazi gibi unvanlarla. Falanca vilayette, yol ve köprü mü yapılacak, bunun ilhamı Büyük Gazi’den alınmıştı... Atatürk’ün vefatıyla İnönü cumhurbaşkanı oldu. İnönü’nün ilk başbakanı Refik Saydam’dır ve hükümet programında yine bir defa bile Atatürk’ün adı geçmez. Celal Bayar daha mı Atatürkçüydü? Hayır, ondan değil. İnönü o zaman siyasi gücü temsil eden ‘Tek Parti’de, ordu ve bürokraside kuvvetli bir şahsiyetti, sistemde kendi başına da güçlüydü. Böyle bir gücü olmayan Başbakan Bayar, Atatürk’e referanslar yaparak güçlü olmak ihtiyacını duymuştu. Kutsal Topraklar’da (Kudüs ve çevresinde) yaşayan Ortodokslar’ın haklarını koruma bahanesiyle Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştı (1853) Rusya; esas amacı parçalanacağını öngördüğü Osmanlı İmparatorluğu’ndan önemli parçaları koparmak ve asırların rüyasını gerçekleştirmekti: Sıcak sulara inebilme rüyasını... SABAH GAZETESİ YÖK Başkanı Çetinsaya, doktoralı araştırmacı sayımızın çok az olduğunu 2023’e kadar artırılmasını buyurmuş. Sanki kolay. Daha okuma-yazma işini çözememiş bir ülke olarak, bunu nasıl yapacaklar? Daha mezun bile vermeyen derme çatma üniversitelere doktora yapma izni vererek mi? Üniversite diplomaları gibi yüksek lisansı da yeterince itibarsızlaştırdığımız yetmiyor gibi şimdi akademik unvanların en önemlisi olan doktorayı da bu kervana mı katacağız! Daha da önemlisi, ulufe gibi dağıtılan doktora belgeleri, yurtdışında ne kadar kabul görüyor? Adı bile kendimize yabancı olan bu toplantıda keşke biraz da yükseköğretimde kalite ve öğretim elemanlarının sıkıntıları konuşulsaydı... 17.04.2013 ATATÜRK VE İNÖNÜ Geçmişte Karadeniz’in incisi Kırım’ı Ruslaştırma projesi gereği Kırımlıları uzaklara gönderen Moskova, şimdilerde, devlet ideolojisi olarak Sovyet döneminden pek farkı bulunmadığını dışa vuran atılımlar peşinde... Ukrayna’nın ‘özerk cumhuriyeti’ olarak varlığını sürdüren Kırım’ı Rusya’ya kattı ve o gün bugündür Rus nüfusu çoğunluk haline getirmek için, bu defa tersinden bir projeyi hayata geçirme yolunda: Sovyetler Birliği döneminde halkını sürgüne göndererek planı gerçekleştirme çabası vardı; Putin Rusyası Kırım’ı Ruslar’la doldurarak aynı hedefe varmayı amaçlıyor... Sadece 50 yıl öncesinin projelerini canlandırmakla yetinmiyor Rusya; 150 yıl önce ilk Avrupa savaşının kopmasına yol açmış Kırım Savaşı’nın benzerini, Çarlık Rusya’nın yöntemlerini taklit ederek, günümüzde göze alabileceği mesajını veriyor... Mehmet BARLAS SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Çarpıtılmış algılar CHP'yi de ABD'yi de kötü etkiledi Gerçeğe dönüş Şimdi bu kafa karışıklığından sıyrılıp, Türk halkının meşru temsilcileri ile yeniden diyalog kurmaya çalışmaktalar. Büyükelçi Ricciardone'nin ziyaretleri bunun bir göstergesi. Ama yine de tam olarak doğru olanı yapmak konusunda attıkları adımların hepsi yeterli değil. Buna bir örneği "Türk basını" olarak hâlâ sadece kimleri ve hangi gazeteleri gördüklerinden verebiliriz... Bu hafta sonu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Doug Frantz, İstanbul'da bir grup Türk gazeteci ile görüşüp Türkiye'deki basın özgürlüğünün durumunu anlamaya çalışacak. Bu görüşmeye davet edilen gazete köşe yazarları arasında Yen Şafak'tan, Star'dan, Türkiye'den kimse yok ama Zaman'dan, Vatan'dan, Milliyet'ten gazeteciler var. Ben de bu görüşmeye davet edildim ama davetli listesinin tek taraflı belirlendiğini görünce, davete katılmayacağımı bildirdim. Türk basınını anlamak Doug Frantz, 2013'ün Mart ayında ABD Dışişleri Bakan Yardımcılığı'na atanmadan önce önemli Amerikan gazetelerinde muhabirlik, yazarlık, yöneticilik yapmış, kitapları olan deneyimli bir araştırmacı gazeteci. Ama şimdi devlet memuru olarak yanıltılmış diplomatlar tarafından kendisine sunulan tabloya bakıp, Türkiye'yi anlamak durumunda... Yazdıkları doğru çıkanları değil, Türk halkını anlamayan ve zırvaları ile ABD'yi de yanıltanları dinleyerek, Türk basınını anladığını zannedecek. Mesela bir Etyen Mahçupyan'ın, bir Cem Küçük'ün, bir Yıldıray Oğur'un, bir Markar Esayan'ın, bir Fehmi Koru'nun, bir Salih Tuna'nın, bir Melih Altınok'un, bir Kurtuluş Tayiz'in, basının bugünkü durumu hakkındaki görüşlerini bilemeyecek. 28 Şubat post modern darbesindeki "Medya Karteli"nin o zaman Batı Çalışma Grubu'nun emirleri ile ortak manşetler attıklarını, şimdi de o dönemden arta kalanların, gözlerini ve kulaklarını Pennsylvania'ya diktiklerini kimse anlatmayacak. Kısacası ABD, çarpıtılmış algı yönetimine kapılarak, Türkiye'yi anladığını zannetti... Bu yanılgı bir ölçüde devam ediyor. 17.04.2013 Atatürk ile İnönü arasındaki “kardeşlik hukuku”nu bir düşünün: Milli Mücadele’de silah arkadaşlığı, Takrir-i Sükûn döneminde kader birliği... Fakat “iktidar süresi uzadıkça” sorunlar karşısında görüş farkları ortaya çıktı. 1936 ve 1937 yıllarında Atatürk’le İnönü arasında sert tartışmalar vardır. İnönü “Defterler” adlı günlüğünde, bu tartışmalarda kendisinin haklı olduğunu fakat aşağıdan aldığını anlatır. Başka anılardan da biliyoruz ki, Atatürk son zamanlarda İnönü’yü bazen bayağı hırpalamıştı. Bugünün ‘Çankaya’ ve ‘Konut’ konularını konuşurken elbette Tek Parti dönemi, değil örnek, esin kaynağı bile olamaz. Fakat ölümlerle sınanmış Atatürk-İnönü kardeşliği bile, siyasette yollar ayrılınca etkisiz kalmıştı. “Kardeşliğin” siyasi sorunları çözmeye yetmediğine Sıffin Savaşı ve tarihteki binlerce olay tanıktır. Önemli olan, sistemin “nasıl” düzgün işleyeceğidir. Sİstem düzgün işlerse “kardeşlik hukuku” da devam eder. SİSTEMİN DÜZGÜN İŞLEMESİ Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olacağı ve seçileceği görünüyor. Başbakanlık için akla gelen ilk ve hatta tek isim Abdullah Gül’dür. Gazetelerdeki kulis söylentileri ne kadar doğru bilmiyorum: Gül başbakan olacaksa, “eşbaşkanlık” getirilerek parti bu eşbaşkana bağlanacakmış. “Partisiz başbakanlık” gibi bir şey... Halbuki parlamenter sistemde başbakan partisinin lideri olarak gereken siyasi güce sahip olabilir. Böyle sistemdeki güç dengesini sarsacak yapay uygulamalar parlamenter sistemin işleyişini zorlaştırır. Muhafazakâr felsefede Cevdet Paşa ve Edmund Burke gibi isimlerin belirttiği üzere, sistemi zorlamaktan sakınmak, kurallara, teamüllere uygun davranmak lazımdır. “Tecrübî akıl” bunu gerektirir. Bu yüksek makamları kişilere göre değil, sistemin “nasıl” düzgün işleyebileceğine göre düşünmeliyiz. Parlamenter sistem olağan kurallarıyla ve teamülleriyle işleyebilmelidir. 17.04.2013 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 18 17 Nisan Şubat 2014 2013 Cuma Perşembe POLİKLİNİK TELEFONLARI ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka 4 Evka 1 Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe 110 372 58 74 225 49 99 388 10 03 386 17 86 487 13 61 237 13 07 433 65 59 376 73 23 278 76 02 351 09 04 452 24 77 251 00 44 250 86 40 238 35 97 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet HastaneleriAliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 441 41 70 Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 Cepten ilk ALO’nun üzerinden 20 yıl geçti Türkiye’nin ilk GSM operatörü Turkcell, 20. yaşını doldurdu. Hem kurumsal tarihçesi hem de ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik fayda açısından büyük bir başarı öyküsü olan Turkcell’in 20 yıllık tarihinde toplam yatırım miktarı 23 milyar TL’ye, müşteri sayısı 71.3 milyona ulaştı Türkiye’nin teknoloji tarihinde pek çok ilke imza atan Turkcell 20. yaşını doldurdu. 20 yılda iletişim ve teknolojinin bölgesel lideri olan Turkcell, bu anlamlı gün için Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv’in ev sahipliğinde Esma Sultan Yalısı’nda bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda hem Turkcell’in 20. yaş gününü hem de Türkiye’nin iletişim teknolojileri ile bu 20 yılda geldiği noktaya değinildi. Süreyya Ciliv:”Çok daha büyük başarılara imza atmaya hazırız. Asıl yolculuğumuz şimdi başlıyor” Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, 20 yaşına gelen Turkcell’in gelecek 20 yılda daha büyük başarılara imza atacağına inandığını söyledi: “Bugün bizim gurur günümüz. Turkcell’in 20 yıllık başarı öyküsü, bizler için olduğu kadar tüm Türkiye için gurur vesilesi. Milyonlarca insanı birbirine bağlayan, teknolojisiyle yeni bir dönemin kapılarını açan Turkcell, müşterilerine daima en iyi, en üstün hizmeti vermek için çalıştı. Turkcell ekipleri uzak yakın, kar kış demeden dağın başına, denizin ortasına, iletişimin gücünü taşıdılar. Bu sayede artık Türkiye’de mobil ve fiber iletişim altyapısı, dünyanın en iyilerinden biri oldu. Turkcell tam 20 yıldır, Türkiye’ye ve insana kattığı değeri her gün daha da iyiye götürmek için durmaksızın çalışıyor. Bugüne dek dünyada ve ülkemizde birçok ilke imza atarak, ilk günden bu yana Türkiye’de sektörün lideri olduk. Bununla yetinmedik, 9 ülkede 71 milyonu aşan müşterimize hizmet götürerek bölgenin de lideri olduk. Lider olmanın sorumluluğunu hiçbir zaman unutmayarak altyapı ve teknolojiye yaptığımız yatırımların yanında insana ve ülkeye de yatırım yaptık. “İşimiz teknoloji, işimiz insan” dedik. İlk günden bu yana sosyal sorumluluk projeleri ve sponsorluklarla yarattığımız değer 620 milyon TL’ye ulaştı, milyonlarca kişiye dokundu. Kardelenler Projemiz ile maddi yetersizlikleri nedeniyle eğitimine devam edemeyen on binlerce kız çocuğuna destek verdik. Ekonomiye Kadın Gücü Projemiz ile mikro kredi, teknoloji, satış, pazarlama ve eğitim desteği verdiğimiz dar gelirli kadın girişimcilerimizi ekonomiye kattık. Geleceği Yazanlar Projemiz ile Türkiye için yerli mobil yazılım seferberliği ilan ederek öğrencilere, yazılımcılara, sektör profesyonellerine daha fazla eğitim, gelişim ve istihdam fırsatı sunduk. 5 ayda 17 bin gencimiz projeye dahil oldu. Geleceğe Koşanlar ve federasyon işbirliklerimizle bireysel spor dallarında başarısının çıtasının yükselmesine katkıda bulunduk.Geçmişe gururla, geleceğe ise büyük bir umutla bakıyoruz. Turkcell, daima en yeni, en ileri teknolojinin Türkiye’deki adresi olacak. Dünyaya damgasını vuran ilklerde Turkcell imzasını görmeye devam edeceğiz. Tüm müşterilerimize ve bu 20 yıllık başarı öyküsünde emeği geçen tüm çalışanlarımıza Turkcell adına şükranlarımı sunuyorum. Çok daha büyük başarılara imza atmaya hazırız. Asıl yolculuğumuz şimdi başlıyor” Turkcell, 20. yılını müşterileriyle kutlayacak Yıl boyunca sürecek kutlamalar kapsamında Turkcell’liler, her ayın 20’sinde özel hediyeler kazanacak. 20. yıl şerefine, konuşma, mesajlaşma , internet ve hayatı güzelleştiren Goller Cepte, Turkcell TV, Turkcell Müzik, Akıllı Depo gibi birbirinden farklı servisler, 18 Nisan Cuma günü itibariyle 2222’ye SURPRIZ yazıp mesaj atarak kayıt olan Turkcell’lilere hediye edilecek. 20.Yıl kutlamaları, Anadolu’da yapılacak etkinliklerle devam edecek. Anadolu’daki 20. Yıl etkinlikleri kapsamında 20 yıl boyunca Türkiye’de iletişime damga vurmuş teknolojik ürünlerin, reklamların ve Turkcell’in teknolojiyle sağladığı katkının sergilendiği Turkcell Çadırı, teknoloji tanıtımları ve birçok eğlenceli aktivite ve yarışma Turkcell müşterileriyle buluşacak. Etkinlikler 30 Nisan Çarşamba günü ilk olarak Bursa’da başlayacak ve Anadolu’nun farklı illerinde devam edecek. Turkcell’in tüm 20. yıl sürprizleri 18 Nisan Cuma gününden itibaren www.turkcell.com.tr’den takip edilebilecek. Rakamlarla Turkcell’in 20 yılı 566 milyar SMS gönderildi. (Gönderilen SMS metinleriyle 250 sayfalık yaklaşık 91 milyon kitap yazılabilirdi) Yaklaşık 73 milyar MMS gönderildi. (Her biri 50 resimlik 1,5 Milyar fotoğraf albümü dolardı) Toplam 177 milyar MB veri alınıp gönderildi. (Yaklaşık 38 milyon DVD dolabilirdi) Turkcell aboneleri 20 yılda 600 milyar dakika konuşma yaptı (Yaklaşık 1.1 milyon yıl) Turkcell Türkiye’deki 957 ilçe merkezinin tamamında 3G hizmeti veren ve tüm 3G istasyonlarında ilk ve en yaygın 43.2 Mbps desteği olan tek operatör. Türkiye’deki toplam 1.977 beldenin tamamı, nüfusu 1.000 ve üzerindeki 4.680 yerleşimin tamamı kapsama alanında (HABER MERKEZİ) Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj -Türk TelekomArıza Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma Posta Kodu Fono Tel Borç Ögrenme Çağrı -SinemalarAgora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel 121 11811 444 14 44 135 119 141 163 133 277 25 25 373 73 20 373 03 50 324 42 64 489 22 00 Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center 277 48 00 278 87 87 446 90 40 425 01 25 386 58 88 712 07 13 343 83 15 381 64 61 347 58 25 489 88 85 445 87 76 252 56 66 832 14 11 483 75 11 277 11 00 Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması -TiyatroKonak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn. İzmir Devlet Tiyat. Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi 483 91 00 483 21 91 422 53 10 381 50 98 421 42 61 483 50 35 369 14 87 445 89 41 343 04 33 446 77 95 441 09 02 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 261 48 04 Eşrefpasa Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46 Nisan2013 2014Perşembe Cuma 18Şubat Denizli Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Uz. Dr. Güray Ceylan, aşırı kilo, tuz, alkol tüketimi, egzersiz yapmamak ve stresin hipertansiyona sebep olduğunu söyledi. Hipertansiyonun (büyük tansiyon) oldukça sık görülen sinsi bir hastalık olduğunu, Türkiye’de her 3 kişiden birinde hipertansiyon hastalığının görüldüğünü ifade eden Ceylan, ancak hastaların yaklaşık yüzde 60’ın hastalığının farkında olmadığını belirtti. 7XTIUWYPXWYCKJCXTXSPVWYOXJXSYOLEXSRWX MXCQRHRYIXNRWARWYQXWNUMKWYKTOLHLWL?YIL IXNRWARWYUNQVWVWYOVHVSTVSUWYDFVSUWOV KTJXNRWRWYOXY=UCVSQXWNUMKWYKTXSXP XOTXWORSRTORHRWRYIVTUSQVWY+VMTXW?Y7XWYIXNRWAR NUNQKTUPY"IDMDPYQXWNUMKW YEVYOUMXNQKTUPY"PD>DP QXWNUMKW YKTJXPYDFVSVY*YOVHVSOVW KTLGJXPQXORSBY(VWVTYKTXSXPYWKSJXTYPXILT VOUTVWYOVHVSTVSYNUNQKTUPYU>UWY.*?YOUMXNQKTUPYU>UW &OUSBYKSJXTYGXSQTXSOXYNDSVPTUYPXWYIXNRWAR .*&UWYDFVSUWOVYKTXWYPUGUTVSY=UCVSQXWNUMKW =XNQXTRHRYXOXMRYPXILTYVOUTUSBY'XSPTRYUPUY@DWOV VWYXFYUPUYPVFYMXCRTXWY<T>DJTVSOVY.&YMXGRWR @V>JUGYVSUGPUWYIUSYIUSVMOVYIDMDPYQXWNUMKWLW .YEVYDFVSUWOVYMXYOXYPD>DPYQXWNUMKWLWYYEV DFVSUWOVYKTJXNRWXY=UCVSQXWNUMKWY"MDPNVPYQXW: NUMKW YXORYEVSUTJVPQVOUSBY0XWNUMKWY<T>DTDSPVW OKHSLYNKWL>TXSRWYXTRWJXNRYU>UWYOVY<T>DJYMXC: JXOXWYVWYXFYY:.YOXPUPXYOUWTVWJUGYEVYNKW MXSRJYNXXQYU>VSUNUWOVY>XM?YPX=EVYEVYNU@XSX QDPVQJVJUGYKTJXNRY<WVJTUOUSB$YOVOUB1TVSUYMXG? XWWVYMXYOXYIXIXOXY=UCVSQXWNUMKWYEXSTRHR?YXGRSR PUTK?YQLF?YXTPKTYQDPVQUJU?YV@FVSNUFYMXCJXJXP? IXFRYUTX>TXSYEVYNQSVNUWY=UCVSQXWNUMKWYU>UWYSUNP 9XPQ<STVSUYXSXNRWOXYMVSYXTORHRWRYELS@LTXMXW +VMTXW?Y3UCVSQXWNUMKW?YOXJXSYNVSQTUHUYPXTC =XNQXTRPTXSR?Y9VT>?YI<ISVPY=XNQXTRPTXSRYEVY@<SJV PXMIRY@UIUYSX=XQNRFTRPTXSXYWVOVWYKTXIUTUSBY4W: AXPYPXWYIXNRWARYUNQVWVWYNRWRSTXSOXYQLQLTLSNXYIL SX=XQNRFTRPTXSY<WTVWVIUTUSBY,DPNVPYQXWNUMKW =U>IUSYIVTUSQUYEVSJVOVWYQVNXOD9VWYMXCRTXWYIUS <T>DJTVYQVNCUQYVOUTVIUTVAVHUY@UIU?YIXGYEV IKMLWYXHSRNR?YPLTXPY>RWTXJXNR?Y@<FYPXSXSJXNR? IXGYO<WJVNU?YILSLWYPXWXJXNRY@UIUYIVTUSQUTVSTV OVYKSQXMXY>RPXIUTUSB$YOUMVYPKWLGQLB,XGYEVYAUW: NUMVQVY@<SVY=UCVSQXWNUMKWYQVOXEUWUW GVPUTTVWOUSUTOUHUWUYXWTXQXWY+VMTXW?YGLYQXENUMVT: VSOVYILTLWOLY(DWDJDFOVY>KPY>VGUQTUY@SLCQX EVY9XSPTRYJVPXWUFJXTXSYUTVYPXWYIXNRWARYPKW: QSKTDYNXHTXMXWYUTX>TXSYJVEALQQLSBY3UCVSQXWNUM: KWYQXWRNRYPKWOLPQXWYEVY@VSVPTUYQVQPUPTVS MXCRTORPQXWYNKWSXY=XNQXWRWYMXGR?YAUWNUMVQU? VGTUPYVOVWY=XNQXTRHRYEVYPXWYIXNRWAR MDPNVPTUHUWUWYOVSVAVNUWVY@<SVYQXPUCYVOVW =VPUJYQXSX9RWOXWYQVOXEUYIVTUSTVWUSYEVYUNQVWVW PXWYIXNRWARYODFVMUWVYLTXGXWXYOVPYPKWQSKTTVSV OVEXJYVOUTJVTUOUSBY;USYIXGPXNRYU>UWYUMUYEVYLM: @LWYKTXWYIUSYQXWNUMKWYUTXARYNUFUWYU>UWYLM@LW KTJXMXIUTUSBY8KPQKSLWLFXYOXWRGJXOXW IXGPXNRWRWYUTXARWRYPLTTXWJXMRWRFBY;LWLW MXWRWOXYIXFRYMXGXJYQXSFRYOVHUGUPTUPTVSUYOV MXCRTJXTRORSBY;LWTXSYXSXNRWOXYUOVXTYPUTKMX LTXGRTJXNR?YNU@XSXYEVYXTPKTOVWYLFXP OLSLTJXNR?YQLFYQDPVQUJUWUWYXFXTQRTJXNR?YIKT PXTKSUTUYEVYMXHYKSXWRYMDPNVPY@ROXTXSRW XFXTQRTJXNRYNXMRTXIUTUSBY;LYNXMVOVY=UCVSQXWNUM: KWLYPKWQSKTYXTQRWXYXTXIUTUSUFB$YY Ege Bölgesi'ndeki koklear implant (biyonik kulak) uygulamalarının yüzde 70'ini gerçekleştiren İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, doktorlarla hasta ve yakınlarının biraraya geldiği sempozyuma ev sahipliği yaptı. 1FJUSY;KFMXPXY6HUQUJYEVY4SXGQRSJXY3XNQXWVNU 7LTXPY;LSLWY;KHXFY7TUWUHU2WUWYOVNQVHUMTVYODFVWTV: WVWY56@VY;<T@VNU2WOVY7KPTVXSY1JCTXWQYEVY6HUQUJ5 PKWLTLYPKW9VSXWNQXY=XNQXYEVYOKPQKSTXSYIUSXSXMXY@VTOUB 1FJUSY8KPLFY6MTDTYWUEVSNUQVNUY0RCY'XPDTQVNUY3XN: QXWVNU2WOVWYSK9BY8SBY;DTVWQYVSIVQ>UKHTLYEVY8K>BY8SB (DWXMY7RSPRJ?Y6@VYWUEVSNUQVNUY0RCY'XPDTQVNUY3XN: QXWVNU2WOVWYSK9BY8SBY'XQU=Y-HDQ?Y1FJUSY0V: CVAUPY6HUQUJYEVY4SXGQRSJXY3XNQXWVNU2W: OVWY/CY8SBY(DTY+XWVSYEVY8K>BY8SBY1: ISX=UJYLPLSKEX?Y;KFMXPX 6HUQUJYEVY4SXGQRSJXY3XNQXWVNU2W: OVWY/CBY8SBY#VEVWQY/T@LWYPKP: TVXSYUJCTXWQYPLTTXWRARTXSRYEV XUTVTVSUWVYEVSUTVWY5VHUQUJ PKWLNLWL5YVTV XTORTXSB0KCTXWQRWRWYX>RTRG PKWLGJXNRWRYMXCXWY7KPTVXS 1JCTXWQY8VSWVHUY;XGPXWR %LNQX9XY7KMLWAL?YPVWOUNUWUWYOV IUSYJCTXWQYPLTTXWRARNRYKTOLHLWL ELS@LTXMXSXP?YUJCTXWQ LM@LTXJXTXSRWRWYNKNMXTY@DEVWTUP PXCNXJRWOXPUY<WVJTUYEVY@DWAVTYIUT@UTVSU: WUYCXMTXGQRBY1FJUSY;KFMXPXY6HUQUJYEVY4SXGQRSJX 3XNQXWVNUY7LTXPY;LSLWY;KHXFY7TUWUHU2WUWYUJCTXWQ LM@LTXJXTXSRWOXY0DSPUMVY=XNQXWVTVSUWUWYMDFOV .&2UWV?Y6@VY;<T@VNU2WOVPUYLM@LTXJXTXSOXYMDFOV 2TUPYIUSYCXMXYNX=UCYKTOLHLWLYELS@LTXMXSXP?YIL IXGXSROXYUJFXNRYKTXWYIXGQXY7;;Y6HUQUJY)KSLJTLNL /CBY8SBY#VEVWQY/T@LWYEVYVPUIUWVYQVGVPPDS VQQUB;KFMXPXY6HUQUJYEVY4SXGQRSJXY3XNQXWVNUY,<WVQU: AUNUY8K>BY8SBY)VSOXSY;XMSXPYUNVY3XNQXWVYKTXSXP IUS>KPYIUTUJNVTYQKCTXWQRMXYVEYNX=UCTUHUYMXCQRPTXSRWR? 9XPXQY=XNQXYKOXPTRYIUSYQKCTXWQRMRYUTPYOV9X @VS>VPTVGQUSJVWUWYJLQTLTLHLWLYEVYKWLSLWL CXMTXGQRHRWRYOUTVY@VQUSVSVP?YILWOXWYNKWSXOXYUJCTXWQ KTXAXPY=XNQXTXSXYOXYPXCRTXSRWRWYX>RPYKTOLHLWLYIVTUSQ: QUB57KPTVXSYUJCTXWQXNMKWLWYUGUQJVYPXMIRWRWY@UOVS: UTJVNUWOVPUYSKTD?YUJCTXWQTRY>KALPTXSRWYVHUQUJ EVYNKNMXTYNKSLWTXSR5WRWYVTVYXTRWORHRYNVJ: CKFMLJLWYIVGUWAUNUY1FJUSY;KFMXPX 6HUQUJYEVY4SXGQRSJXY3XNQXWVNUY7;; 7TUWUHUY=VPUJTVSUWOVWY/CBY8SBY#VE: VWQY/T@LWYJKOVSXQ<STDHDWOVYUPU CXWVTYKTXSXPYODFVWTVWOUBY1TPYCXW: VTOVY51GUQJVYQXSXJXNRWOXYNVNTVSUW ODWMXNRWXYQDJYM<WTVSUMTVYPKPTVXS UJCTXWQXNMKW5YPKWLNL QXSQRGRTRSPVWYUPUWAUYCXWVTOV 0DSPUMV2OVYILTLWXWYQDJYPKPTVXS UJCTXWQY9USJXTXSRYAU=XFTXSRWRY=XNQX EVY=XNQXYMXPRWTXSRWXYQXWRQQRB)KSLYAV: EXCYGVPTUWOVY@V>VWYVHUQUJOVY=XNQXYEV MXPRWTXSR?YUJCTXWQYPKWLNLWOXYMXGXWRTXW NRPRWQR?YOUTVPYEVYPXM@RTXSRWXYLFJXWTXSRWOXW MXWRQYXTORTXSBY3XNQXYEVYMXPRWTXSRWRWYOLM@LNXTYXWTXS MXGXORHRYVHUQUJOVY*YMXGRWOXMPVWY;KFMXPXY6HUQUJYEV 4SXGQRSJXY3XNQXWVNU2WOVYXJVTUMXQYKTXWY.*YMXGRWOXPU UJCTXWQYPLTTXWRARNRY%VSEVY+XWVPUAUYOVYPD>DPYIUS PKWLGJXYMXCQRBY4MSRAXY.YMRTY<WAVY;KFMXPXY6HUQUJ EVY4SXGQRSJXY3XNQXWVNUY7;;Y7TUWUHU2WOVYIXGXSRTRYIUS UJCTXWQYLM@LTXWXWYIUSY=XNQXMXYCTXPVQYEVSUTOUB Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, "İlaçların Güvenliliği Hakkında Yönetmelik" ile ilaçların yan etkilerini yakın takip altına aldı. Yönetmelikle, ilaç uygulama hataları, ilacın yanlış kullanımı ve suistimali de dahil olmak üzere ruhsatta belirtilen şartlar dışında kullanımından kaynaklanan zararlı ve istenmeyen etkiler de yan etki kapsamına alındı Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, "İlaçların Güvenliliği Hakkında Yönetmelik" ile ilaçların yan etkilerini yakın takip altına aldı. İlaçlara bağlı olarak meydana gelebilecek yan etkilerin (advers reaksiyonların), değerlendirilmesi ve önlenmesinin (farmakovijilans) halk sağlığının korunmasında son derece önem veren Sağlık Bakanlığı, bu nedenle 2005 tarihinde yayımlanan "Beşeri Tıbbi Ürünlerin Güvenliğinin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik"in işleyişini iyileştirmek ve var olan hükümlerini güçlendirmek amacıyla AB direktifleri ile uyumlu olarak güncelledi. Bu amaçla hazırlanan "İlaçların Güvenliliği Hakkında Yönetmelik" bugün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.AA muhabirinin Kurumdan aldığı bilgiye göre, söz konusu yönetmeliğin getirdiği yenilikler şöyle: "Önceki yönetmelikte sadece sağlık mesleği mensuplarının bildirimleri kabul ediliyorken, artık Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile yapılan pilot proje ile hastalardan yan etki bildirimi alınmaya başlandı ve yeni Yönetmeliğe de hastaların yan etki bildirimi yapmasına olanak sağlayan madde eklendi. Hastalar, ilaç kullanımı sonucu meydana gelen yan etkileri 'www.titck.gov.tr' sitesinde yer alan 'ilaç yan etki bildirimi' linkinden ya da '0 800 314 00 08' numaralı hattan direkt o- larak bildirim yapmaya devam edebilecek.Daha önceki Yönetmelikle her hastaneye atanmış olan ve görev yaptığı sağlık kuruluşunda yan etkilerin bildirilmesini teşvik etmekten, eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapmaktan, kendisine ulaşan yan etki bildirimlerini TÜFAM'a iletmekten sorumlu farmakovijilans irtibat noktalarına ek olarak yeni Yönetmelikle birlikte her ilde farmakovijilans irtibat noktalarının koordinasyonundan sorumlu bir Farmakovijilans İl Sorumlusu atanması zorunlu hale getirildi. Önceki Yönetmelikte yan etki 'bir ilacın kabul edilen normal dozlarda kullanımında ortaya çıkan zararlı ve amaçlanmamış bir etki' olarak tanımlanırken, yeni Yönetmelikle bu tanım, ilaç uygulama hataları, ilacın yanlış kullanımı ve suistimali de dahil olmak üzere ruhsatta belirtilen şartlar dışında kullanımından kaynaklanan zararlı ve istenmeyen etkileri de kapsayacak şekilde genişletildi."Yeni yönetmelikle ruhsat sahibinin hangi durumlarda risk yönetim planı sunma zorunluluğu bulunduğu ayrıntılı olarak açıklandı. Buna göre ruhsat sahibi, yeni etkin madde içeren ilaçlar, biyoteknolojik ilaçlar, biyobenzer ilaçlar ve orijinal ilaç için ilave risk minimizasyonu etkinliklerinin gerekliliği tespit edilmiş jenerik ilaçların ruhsat başvurusu sırasında; biyoteknolojik kaynaklı veya biyobenzer ruhsatlı ilaçlar için yeni üretim işlemi kullanılması durumunda; ruhsat öncesi veya ruhsat sonrası Kurum tarafından istenmesi halinde; bir ilacın yaşam döngüsünün herhangi bir evresinde tespit edilen bir güvenlilik sorunu olduğunda, risk yönetim palanı sunacak.Bazı ilaçlar AB ülkelerinde olduğu gibi "ek izlemeye tabi" olarak ruhsatlandırılacak olan yeni yönetmeliğe göre, ek izlemeye tabi ilaç listesinde bulunan ilaçlar için kısa ürün bilgisine ters eşkenar siyah üçgen bir sembol eklenecek ve bu sembolü takiben 'bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'a bildirmeleri beklenmektedir. Bakınız, Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?' ibaresi yazılacak. Benzer bir cümle aynı zamanda kullanma talimatına ve tanıtım malzemelerine de eklenecek. Öte yandan, tüketicilerin şüpheli yan etki reaksiyonlarını, sağlık mesleği mensuplarına veya doğrudan TÜFAM'a bildirmelerini isteyen standart bir metin de ilacın kullanma talimatına eklenecek. Bu Yönetmeliğe ilave edilen yeni madde ile ilacın ruhsatının askıya alınmasına neden olan kriterler arasına farmakovijilans hükümlerine uyumsuzluk da ilave edildi. (AA) Adıyaman'da satranç öğrenen down sendromlu çocuklar, Türkiye şampiyonasına hazırlanıyor. Hacı Sakine Acar Özel Eğitim ve İş Uygulama Merkezinde eğitim gören down sendromlu öğrenciler, mayıs ayında düzenlenecek il seçmelerinde derece elde ederek, Türkiye Satranç Şampiyonası'nda Adıyaman'ı temsil etmeyi hedefliyor. )XQSXW>Y<HSVQJVWUY6SOXTY;KFXQ?Y44YJL=XIUSUWV MXCQRHRYX>RPTXJXOX?YVHUQUJY<HSVQUJYMRTRWRWYIXGRWOXW UQUIXSVWYOK!WYNVWOSKJTLY<HSVWAUTVSVY=X9QXOXYYNXXQ VHUQUJYEVSOUPTVSUWUYN<MTVOUBY8K!WYNVWOSKJTL >KALPTXSRWYNXQSXWARYIVPTVWVWOVWYOX=XY=RFTR <HSVWOUPTVSUWUYU9XOVYVOVWY;KFXQ?Y50XGTXSRWYUNUJTVSUWU EVY=XJTVTVSUY<HSVWJVOVYFKSTXWXAXPTXSRWR ODGDWDSPVWYGLXWOXYIUSIUSTVSUMTVYMXSRGRMKSTXSB -HSVWAUTVSUJUFOVWYIUSUYIVWUYAUOOUYAUOOUYNRPRGQRSRMKS5 OVOUBY-HSVWAUTVSUWYNXQSXWARY>KPYNVEOUHUWUYU9XOVYVOVW ;KFXQ?Y>KALPTXSRW?YPXSGRTRPTRYKMWXWORHRWRYPXESXORPQXW NKWSXYFVEPYXTJXMXYIXGTXORPTXSRWR?YMVWJVYEVYMVWUTJV OLM@LTXSRWRYIVSXIVSYMXGXORPTXSRYU>UWYILYOLM@LWLW PXQTXWORHRWRYIVTUSQQUBXJCUMKWXMXYMKHLWYGVPUTOV =XFRSTXWORPTXSRWRYOUTVY@VQUSVWY;KFXQ?Y5-HSVWAUTVSVYUTP <WAVYNXQSXW>YQXGTXSRWRY<HSVQQUPBY4SORWOXWYWXNRT KMWXWXAXHRWRYXWTXQXSXP?Y>XTRGJXTXSXYIXGTXORPBY%XMRN XMRWOXYUTY@VWVTUWOVYMXSRGJXYKTXAXPBY;USUWAUYKTXW <HSVWAUYUTUJUFUYQVJNUTVWY0DSPUMVY@VWVTUWOVPU MXSRGJXMXYPXQRTXAXP5YOUMVYPKWLGQLB;KFXQ?YNXQSXWARW FVPXY@VTUGUJUWVYPXQPRNRWOXWYOKTXMRYEVTUTVSOVWYMKHLW QXTVCY@VTOUHUWUYXWAXPYILWLYPXSGRTXMXJXORPTXSRWRYOUTV @VQUSVWY;KFXQ?Y5%XXTVNV9YOX=XY9XFTXY<HSVWAU XTXJRMKSLFBY-HSVQJVYNDSVNUWUYOVY=VNXIXYPXQXSNXPYXW: AXPYXFYNXMROXY<HSVWAUMVYOVSNYEVSVIUTUMKSLFB -WDJDFOVPUYMRTTXSOXYILYNXMRMRYXSQRSJXMR CTXWTRMKSLFBY4MWRYFXJXWOXY=VSYMRTY9XSPTRY<HSVWAUTVSV <HSVQVSVPYKMLWLY<HSVWVWY<HSVWAUYNXMRNRWR XSQRSXAXHRFB58K!WYNVWOSKJTLY,XHJLSY,XGXS@DWYOV NXQSXW>QXYMVWOUHUYFXJXWYJLQTLYKTOLHLWLYIVTUSQVSVP? IUT@UNXMXSOXYNDSVPTUYNXQSXW>YKMWXMXSXPYPVWOUWU @VTUGQUSOUHUWUYXWTXQQRBY/WLSY,XHXSYUNVYNXQSXW> NXMVNUWOVY>KPYVHTVWOUHUWU?YILYWVOVWTVYNDSVPTU NXQSXW>YKMWXJXPYUNQVOUHUWUYOUTVY@VQUSOUBY SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Nisan 2014 Cuma 2013 Perşembe 14 GÜNCEL7187ubat ETİK'ten 'İzmir turizm liginden düşüyor' uyarısı Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Ar-Ge Birimi'nin çalışmalarıyla İzmir turizm raporu yayımlandı. ETİK Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, sıkıntıların çıkış noktasının tanıtımdaki eksiklikler olduğunu belirterek, “İzmir turizm liginden düşmek üzere.” dedi Şehrin turizminin bir nevi karnesi niteliğindeki ETİK’in raporuna göre İzmir geçen yıl, bir önceki döneme göre yüzde 2,8 artışla 1 milyon 407 bin 240 turist ağırladı. Yurtdışında yaşayan Türklerin de ziyaretiyle bu sayı 1 milyon 943 bin 253’e ulaştı. Turistlerin yüzde 62’si havayolunu, yüzde 34’ü denizyolunu tercih etti. Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa’dan gelen turist sayısı düşerken İngiltere, ABD, İspanya, İrlanda ve, Rusya’dan gelenlerde artış oldu. GERİLEMENİN 7 SEBEBİ ETİK Başkanı İşler, İzmir’in 1980’li yıllarda Türkiye turizminde üretilen iş ve katma değerin yüzde 10’luk bölümünü sağlarken günümüzde bunun yüzde 5’e kadar düştüğünü vurguladı. Turizm gelirleri açısından İzmir’in aldığı payın yüzde 5 olduğunu kaydederek, “Tablo iç açıcı değil. İzmir finans ve kongre merkezi hedefini İstanbul’a, kitle turizmi hedefini Antalya’ya kaptırmış bulunuyor. Turizm liginden düşüyoruz.” uyarısında bulundu. Turizmdeki düşüşün sebeplerini yedi başlıkla açıklayan İşler, “Bir numaralı neden tanıtım eksikliği. Ecrimisil, direkt uçuş olmaması, turistik tesislerin suyu pahalı kullanması, kenti kucaklayan müze olmaması ve kötü mimari diğer sorunlar.” şeklinde konuştu. İZMİR’E GÜNÜBİRLİK ZİYARET ÖNE ÇIKIYOR Rapora göre konaklama tesisleri açısından en önemli turist pazarının Almanya olduğu ortaya çıktı. İzmir’e gelen 357 bin Alman turistin yüzde 80’i, en az bir geceleme yaptı. Kalan yüzde 20’si ise günübirlik ziyarette bulundu. Bunların yüzde 71’inin kiralık ev, kendi evleri ya da tanıdıklarının evinde kaldığı ortaya çıktı. Şehre gelen her 10 İtalyan turistin dokuzu günübirlik seyahat ediyor. İngiltere’den İzmir’e, geçen yıl 114 bin turist geldi. Bunların yüzde 37’si yine günübirlik ziyarette bulundu, yüzde 57’si konaklama tesislerini tercih etti. Hollandalı turistlerin yüzde 94’ü, İzmir’e havayoluyla geldi. Geçen sene 82 bin Hollandalı ağırlayan İzmir’de, bu turistlerin yüzde 5’i günübirlik ziyarette bulundu. Yüzde 72’si evlerde geceleme yaptı. Fransızların yüzde 53’ü de konaklamada evi tercih etti. (CİHAN) Roket Festivali'ne Türk ilgisi Yunanistan'ın Sakız Adası’nda Paskalya kapsamında düzenenen Roket Festivali’ne bu yıl 2 bine yakın Türk turist katılacak. Adanın Turizm Kalkınma Ofisi Başkanı Mundros: "Türk dostlarımız kültürümüzü çok merak ediyor, bu yıl katılımcıların yarısından fazlası karşı kıyıdan gelecek" Bu OKULUN kantininde, kantinci yok Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Baş, "Onlara 'Biz size güveniyoruz' duygusunu hissettirdik. Hakikaten de güvenmekte haklıymışız, projemiz çok güzel devam ediyor. Bugüne kadar hesaplarda hiç açık vermedik ve kasamız doldu" dedi. Niğde Akşemseddin Bilim ve Sanat Merkezi'nde eğitim gören üstün zekalı öğrenciler, kantincisi olmayan kantinden alışveriş yaparak, aldıkları ürünün parasını kasaya bırakıyor, para üstünü de kendileri alıyor. Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Zeliha Baş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklara güven duygusunu aşılamak adına "Kantincisiz Kantin Projesi"ni başlattıklarını ifade etti. Uygulama kapsamında kantinin şu ana kadar açık vermediğini, kasalarının dolduğunu vurgulayan Baş, şunları kaydetti: "Okulumuzun kantine ihtiyacı vardı. Okul içerisinde merdiven altını yaptığımız düzenlemeyle kantin haline getirdik. Kantinden alışveriş yapan öğrenciler aldıkları ürünün ücretini kasaya bırakıyor, para üstünü de kendileri alıyor. Öğrencilerimiz de biz de bu uygulamadan çok memnunuz. Onlara 'Biz size güveniyoruz' duygusunu hissettirdik. Hakikaten de güvenmek de haklıymışız, projemiz çok güzel devam ediyor’.’ (AA) Yunanistan'ın Türkiye'ye en yakın adalarından olan Sakız Adası, yılın en önemli festivaline hazırlanıyor. Paskalya Bayramı'nın son günü iki kilise arasında el yapımı roketlerin atılmasıyla büyük bir görsel şovun yaşandığı "Roket Festivali"ni izlemek için Türkiye'den 2 bine yakın turistin Cumartesi günü Çeşme'den adaya geçmesi bekleniyor. Bu hafta sonu İsa'nın dirilişini kutlayacak olan Ortodokslar, Sakız Adası'nda özel bir etkinliğe hazırlanıyor. Adada tarihten bu yana İsa'nın dirilişiyle öbür dünyanın kapılarının açıldığını anlatmak üzere top patlatılmasıyla başlayan gelenek, daha güvenli bir yöntem olan el yapımı roketlerin atılmasıyla devam ediyor. Adada Vrondados semtindeki Ayios Markos ve Panayia Erithiani kiliselerindeki cemaatlerin rekabeti ile anılan bayram adanın Osmanlı toprağı olduğu dönemden bu yana biliniyor. 1800'lü yıllara kadar kiliselere kurulan topların attığı taşlarla devam eden gelenek, can güvenliği tehlikesi ve isyana neden olması riski nedeniyle Osmanlı döneminde yasaklanmış. Bu dönemden sonra ise İtalya'dan getirilen teknolojiyle el yapımı roketlerle devam etmiş. Sakız Belediyesi bünyesindeki Turizm Kalkınma Ofisi'nin başkanı Costas Mundros, etkinliğin dini amaçların ötesine geçerek görsel bir bayram havasına dönüştüğüne dikkati çekti. Ada'da AA muhabirine açıklamalarda bulunan Mundros, yılın en önemli etkinliği olarak gördükleri roket savaşlarını izlemek üzere dünyanın bir çok ülkesinden binlerce ziyaretçinin geldiğini ifade etti. Türk-Yunan dostluğunun gelişmesiyle son yıllarda Ada'yı çok sayıda Türk turistin ziyaret ettiğini, turistlerin roket savaşlarını da ilgiyle takip ettiğini söyleyen Mundros, şu bilgileri verdi: "Ziyaretçiler, roket savaşı başlamadan önce bu savaşı izleyebilecekleri en güzel manzara olan Epos dağının eteklerine çıkıyor. Akşam saat 8'de başlayan roket savaşı gece 12'ye kadar devam ediyor. Bu sırada atılan roketlerin ışığı, adanın semalarını gündüze çeviriyor. Bu yıl etkinlik nedeniyle binlerce insan adaya geldi. Şu an merkezdeki tüm oteller doldu. Yeni rezervasyonları çevre köylere yönlendiriyoruz" 100 bin Türk bekliyorlar Son yıllarda çok sayıda Türk turistin tatil için Sakız Adası'nı tercih ettiğini, geçen yıl 60 bine yakın Türk turist ağırladıklarını, bu yıl kapıdan vize uygulaması sayesinde rakamın 100 bine ulaşmasını beklediklerini bildiren Mundros, 19 Nisan Cumartesi gecesi düzenlenecek roket savaşlarına ise 2 bine yakın Türk turistin geleceğini ifade etti. Roket savaşı etkinliğini takip edecek turistlerin yarısından fazlasının Türkiye'den geleceğine dikkati çeken Mundros, bir hristiyan geleneği olan etkinliğin Türkler tarafından ilgiyle takip edilmesinin gurur verici olduğunu söyledi. Mundros, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sakız Adası ile İzmir arasında büyük bir dostluk var. İki kıyı arasındaki geliş gidişlerde son 3 yılda inanılmaz bir artış oldu. Bunun en önemli nedeni de dostluktur. Türkler bizim bayramlarımızı merak ediyor ve yerinde görmek üzere buraya geliyor. Biz de onların etkinliklerinde İzmir'e gidiyoruz. Roket Savaşları köken itibarıyla dini bir gelenek ama bugün artık kültürel bir etkinlik. Bunu izlemek üzere dünyanın bir çok yerinden insanlar geliyor. Türk dostlarımız da bu fırsatı kaçırmak istemiyor. Sakız'ın kaliteli bir turistik destinasyon olması ve pahalı olmaması da Türk dostlarımızı buraya çekiyor. Artık kimse politik problemlerle ilgilenmiyor. Turizmde her yıl daha iyiye gidiyoruz." 19 Nisan Cumartesi günü Roket Savaşları'nı izlemek üzere Çeşme ve Sakız arasında çalışan feribotlarla gidiş-dönüş 21 avroya Ada'ya geçecek olan Türkiye vatandaşları, gecelik ortalama kişi başına 100 avroluk konaklama bedelleriyle hafta sonunu Sakız Adası'nda geçirecek. Roket savaşları sırasında hasar oluşma ihtimaline karşı iki kilise arasındaki mahallelerdeki evler tel örgülerle çevrildi. (AA) Milenyum kuşağı için uzaktan halk eğitim faaliyeti verilecek Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Biçerli, "20 yıl sonrasının projeksiyonunu yaptığınızda bugünün çocukları o günün gençlerini binalarımıza, halk eğitim merkezlerine çekebilmek o kadar kolay olmayacak. Bu görüşten hareketle uzaktan eğitim sistemini yaygınlaştırmayı hedefliyoruz" dedi Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mustafa Kemal Biçerli, 20 yıl sonra gençleri halk eğitim binalarına çekmenin kolay olmayacağını belirterek, bu nedenle halk eğitiminde uzaktan eğitim sistemini yaygınlaştırmayı hedeflediklerini bildirdi. Biçerli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından her ay hane halkı iş gücü anketi yapıldığını, ankete katılan 25-64 yaş grubundakilere, "Son bir ay içerisinde herhangi bir eğitim, seminer ve panel gibi etkinlikte bulundunuz mu" sorusunun yöneltildiğini anlattı. Bu soruya "Evet" yanıtı verenlerin 3,2 olduğunu, bunun da "Hayat boyu öğrenme" programlarına katılımlar şeklinde değerlendirildiğini dile getiren Biçerli, bu oranı artırmak için yetişkinlere yönelik eğitimleri artırmaları gerektiğini söyledi. Biçerli, "Hayat boyu öğrenme programlarına katılım 2006 yılında 1,2 iken, bugün 3,2'ye geldik. Dolayısıyla bir ilerleme var. Zaten bu, akşamdan sabaha 7, 8'lere, 10'lara çekebileceğimiz bir konu değil" dedi. Bu konudaki Avrupa Birliği ortalamasının 9,2 olduğunun altını çizen Biçerli, en kısa zamanda bunu yüzde 8'lere çekmeyi hedeflediklerini kaydetti. Yetişkinlerin kurslara bakış açısı Biçerli, hayat boyu öğrenme programlarına katılım oranının düşüklüğünün nedenlerinden birinin programların yeterince yaygınlaştırılamaması olabileceğini ifade ederek, bunu önlemek için bakanlığın "Okullar Hayat Bulsun" gibi bazı projeler yürüttüğüne dikkati çekti. Yetişkinlerin belli bir yaştan sonra kurslara ve kişisel gelişime çok olumlu bakmadıklarını vurgulayan Biçerli, bunun mücadele edilmesi gereken sosyolojik bir olgu olduğunu belirtti. Geçen yıl 3 ilde başlattıkları "Öğrenme Şenlikleri"ni bu yıl 22 ilde gerçekleştirmeyi hedeflediklerini bildiren Biçerli, "Öğrenme şenlikleriyle vatandaşlarda kurs alma, faaliyetlere, seminerlere katılma olgusunu desteklemeyi amaçlıyoruz. Ümit ediyorum, yakın gelecekte Avrupa standartlarına ulaşacağız" diye konuştu. Halk eğitimde uzaktan eğitim Biçerli, uzaktan eğitim metodolojisini yetişkin eğitiminde, özellikle "Hayat boyu öğrenmede" kullanmak istediklerini dile getirdi. "Yeni bir kuşak geliyor. 'Milenyum' kuşağı" diyen Biçerli, şöyle devam etti: "Bu kuşağın eskisi gibi çok fazla vakti yok. Bu kuşak, eski kuşaklara nazaran teknolojiye çok çok daha hakim. Daha sabırsızlar. Dolayısıyla 20 yıl sonrasının projeksiyonunu yaptığınızda bugünün çocuklarını, o günün gençlerini binalarımıza, halk eğitim merkezlerine çekebilmek o kadar kolay olmayacak. Bu görüşten hareketle uzaktan eğitim sistemini yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bunun pilot çalışmalarını yapıyoruz. İlk sertifikasyonunu önümüzdeki günlerde yapacağız." Liderlik eğitimi ile ilgili uzaktan eğitim programı açtıkların, "Hayat Boyu Öğrenme TV" ile eğitimlere vatandaşın istediği zaman ve istediği şekilde ulaşabilmesini mümkün kılmaya çalıştıklarına işaret eden Biçerli, uzaktan eğitime masa üstü ve dizüstü bilgisayarların yanı sıra tabletlerle de erişimin gerçekleşeceğini kaydetti. (AA) SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 18 17Nisan Şubat2014 2013Cuma Perşembe Sow: Rakibimizin taraftarlarına saygısızlık yapmayacağız F Trabzon, Erciyes engelini kayıpsız aşmak istiyor Trabzonspor, Süper Lig’in 30. haftasında bugün deplasmandaki Kayseri Erciyesspor maçından mutlak galibiyet bektliyor. 7 önemli eksikle Kayseri’ye gelen bordo-mavililer, ligde tutunma mücadelesi veren rakibiyle zorlu bir müsabaka oynayacak. Karadeniz fırtınası, Avrupa kupaları hedefinde yara almamak için Kayseri deplasmanından 3 puanla dönmek istiyor. Trabzonspor, kafilesi bu önemli maç için dün saat 15.20’de özel uçakla Trab- zon’dan Kayseri’ye geldi. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun da yer aldığı bordo-mavili kafilede, 18 futbolcu bulunuyor. Erciyes maçı kadrosu şu futbolcular bulunuyor; Onur Recep Kıvrak, Zeki Ayvaz, Emre Güral, Şahin Aygüneş, Zeki Yavru, Soner Aydoğdu, Mustafa Yumlu, Abdülkadir Özdemir, Olcan Adın, Kadir Keleş, Yusuf Erdoğan, Paulo Henrique, Alexandru Bourceanu, Adrian Mierzejewski, Jose Bosingwa, Mustafa Akbaş, Caner Osmanpaşa, Gökhan Alsan. Bordo-mavili ekipte sakatlıkları bulunan Bamba ve Özer Hurmacı ile kart cezalısı Aykut Demir, kadro dışı bırakılan Didier Zokora ve Gustavo Colman kafilede yer almadı. Teknik Sorumlu Hami Mandıralı, performanslarını yeterli bul- madığı Marc Janko ve Florent Malouda’yı da Kayseri’ye götürmedi. Mandıralı'nın kart cezalısı olan Aykut Demir'in yokluğunda savunmada Caner Osmanpaşa’ya, sakat olan Özer'in yokluğunda ise orta sahada Yusuf Erdoğan'a şans vermesi bekleniyor. Bu arada, Trabzonspor'da Kayseri Erciyesspor maçı öncesi Henrique, Zeki Yavru, Kadir Keleş, Onur Recep Kıvrak, Mustafa Yumlu, Yusuf Erdoğan, Bourceanu ve Gökhan Alsan ile maç kadrosuna alınmayan Janko ve kadro dışı bırakılan Colman olmak üzere 10 futbolcu kart sınırında bulunuyor. Bu futbolcular, Erciyes maçında forma giymeleri ve sarı kart görmeleri halinde önümüzdeki hafta oynanacak Gaziantepspor maçında forma giyemeyecek. (CİHAN) 7 KALEM 5 KISIM MUTFAK MALZEMESİ JANDARMA TED.MRKZ.K.LIĞI (BORNOVA/İZMİR) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI enerbahçe'nin Senegalli golcüsü Moussa Sow, Beşiktaş maçını kazanmaları halinde, statta kutlama yapmayacaklarını belirtti. Sow, "Rakibimizin taraftarlarına herhangi bir saygısızlık yapmayacağız." dedi. Sarı - lacivertli futbolcu Moussa Sow, Bağdat Caddesi'ndeki Fenercell&Avea mağazasının etkinliğine katıldı. Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Moussa Sow, Fenerbahçe'yle şampiyon olmayı çok istediğini belirterek, "Çok iyi bir sezon geçirdik. Fakat sezon henüz sona ermedi. Resmi olarak şampiyon değiliz. Biz yine çalışmalarımızı en iyi şekilde sürdüreceğiz. Hiçbir şekilde rehavete kapılmayarak, bu hafta da bu maç için elimizden gelen çalışmaları ortaya koyacağız. Hiçbir şekilde işimizi bırakmayacağız. Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kesinleşene kadar sıkı bir şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. 'BAŞKAN AZİZ YILDIRIM, BİZİM BABAMIZ' Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Şike Dosyası kapsamında cezası Yargıtay tarafından kesinleşen Aziz Yıldırım’ın dosyasındaki itirazlarının reddetilmesiyle ilgili de Moussa Sow, haberi antrenmandan sonra duyduklarını ve tüm oyuncuların şok olduğunu söyledi. Golcü oyuncu, "O bizim babamız. Başkanımız için alınmış bu karardan dolayı hepimiz çok büyük üzüntü duyduk." dedi. Başkan Aziz Yıldırım hakkında böyle bir karar beklemediklerini dile getiren Sow, "İki buçuk yıldır Fenerbahçe'deyim. iki buçuk yıldır Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı tanıyorum. Gerçekten son derece sevdiğim ve saygı duyduğum insan. Burada takımımız adına da konuşmak istiyorum. Takımımızdaki herkesin de ona saygı duyduğunu ve sevdiğini biliyorum. Hep söylediğimiz bir şey var biz bir aileyiz. Ve o bizim babamız. Başkanımız için alınmış bu karardan dolayı hepimiz çok büyük üzüntü duyduk. Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığına devam edemeyecek bir yola girerse bu iş, başkanımız cezasını tamamlamak zorunda kalırsa hepimiz çok büyük üzüntü yaşayacağız. Kulübümüz için de çok büyük üzüntü olacağını düşünüyorum. Başkanımızın biz her zaman aramızda olmasını ve onunla birlikte yola devam etmek istiyoruz." şeklinde konuştu. Beşiktaş maçlarında gol atması ve bu karşılaşmada da gol atıp atmayacağıyla ilgili de yıldız oyuncu, "Bunu sadece Allah bilir. Tabii ki gol atarsam takımımı katkıda bulunursam benim için çok güzel bir duygu olur. Fakat benim için ilk planda olan Fenerbahçe'nin şampiyon olması. Kendi kişisel performansımdan, kendi kişisel mutluluklarımdan ziyade takımın mutluluğunu ön planda tutuyorum ve düşüncemi ortaya koyuyorum. Tabii ki de şu anda böyle düşünüyorum ve takımın şampiyon olmasını herşeyden önde görüyorum." diye konuştu. Sow, Beşiktaş maçını kazanmaları halinde de statta herhangi bir kutlama yapmayacaklarını belirtti. Sow, sözlerini şöyle tamamladı: "Rakibimizin taraftarlarına, rakibimize gönül vermiş taraftarlara saygı duymamız gerekiyor. Ben orada özel bir kutlama yapmayacağımızı düşünüyurum. Çünkü oraya insanlar kendi takımlarını desteklemeye geliyorlar. Eğer öyle bir durum ortaya çıkarsa Samandıra'ya kendi evimize dönüp orada kendi taraftarlarımızla birlikte kutlamak istiyoruz. Rakibimizin taraftarlarına herhangi bir saygısızlık yapmayacağız." (CİHAN) KOMPRESÖR VE KART TAKIMI ALIMI İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI MAL ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KOMPRESÖR VE KART TAKIMI ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/43055 1- İdarenin a) Adresi : CUMHURİYET BULVARI No:1 K:4 35250 KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2322931391 - 2322934246 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : KOMPRESÖR KART TAKIMI ALIMI 8 İŞ KALEMİ Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : MALZEMELER İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BUZ SPORLARI SALONU 506 SOKAK NO:1 KIZILAY MAHALLESİ AŞIK VEYSEL REKREASYON ALANI BORNOVA/İZMİR ADRESİNDEKİ İDARENİN GÖSTERECEĞİ YERLERE MONTAJI YAPILARAK ÇALIŞIR HALDE TESLİM EDİLECEKTİR. c) Teslim tarihi : MALLAR YÜKLENİCİ İLE İDARE ARASINDA SÖZLEŞMENİN İMZALANMASINDAN İTİBAREN 150 (YÜZELLİ) TAKVİM GÜNÜ İÇERİSİNDE BUZ SPORLARI SALONUNDA MONTAJI YAPILARAK ÇALIŞIR HALDE TESLİM EDİLECEKTİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer 7 KALEM 5 KISIM MUTFAK MALZEMESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/42296 1-İdarenin a) Adresi : JANDARMA TED.MRK.K.LIĞI KEMALPAŞA MAHALLESİ KEMALPAŞA CADDESİ NO 98 BORNOVA 35040 HACILARKIRI BORNOVA/İZMİR c) Elektronik Posta Adresi : İ[email protected] tr b) Telefon ve faks numarası : 2324794806 - 2324793180 ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 7 KALEM 5 KISIM MUTFAK MALZEMESİ ALIMI İHTİYAÇ LİSTESİ VE TESELLÜM TAKVİMİNDE BELİRTİLMİŞTİR. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : JANDARMA DEPO KOMUTANLIĞI / BORNOVA / İZMİR : TAAHHÜT KONUSU MALZEMELER SÖZLEŞMENİN İMZALANMASINI TAKİP EDEN c) Teslim tarihi GÜNDEN İTİBAREN 45 TAKVİM GÜNÜ İÇERİSİNDE DEFATEN TESLİM EDİLECEKTİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : J.Tedarik Merkezi Komutanlığı Hacılarkırı/Bornova/İzmir (1 Nu.lı İhale Salonu) b) Tarihi ve saati : 14.05.2014 -10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu 4.1.4. Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 11 TRY (Türk Lirası) karşılığı J.Tedarik Merkezi Komutanlığı Bornova/ İzmir adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar J.TEDARİK MERKEZİ K.LIĞI 1 NU.LI İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI (İDARE GÖREVLİSİNE TESLİM EDİLECEKTİR.) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 150 (YÜZELLİ) takvim günüdür 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez : İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 429 Konak/İZMİR) b) Tarihi ve saati : 09.05.2014 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. 1) İstekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, 2) İsteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, 3) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, 4) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenmiş ve teklif ettiği mala ilişkin Yerli Malı Belgesi, 5) İsteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum veya kuruluşlarca düzenlenen isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler, isteklilerin yukarıda sayılan belgelerden birini sunması yeterli kabul edilir. 7.5.2. MADDESİNDE İSTENEN YETKİLİ SATICILIĞI VEYA İMALATÇILIĞI GÖSTEREN BELGELER, BİRİNCİ KALEMDEKİ SOĞUTMA GRUBU KOMPRESÖRÜ İÇİN ARANACAKTIR. BİRİNCİ KALEM SOĞUTMA GRUBU KOMPRESÖRÜ İÇİN ARANAN YETKİLİ SATICILIĞI VEYA İMALATÇILIĞI GÖSTEREN BELGELER, DUNHAM BUSH MARKA İMALAÇININ VEYA YETKİLİ SATICININ OLACAKTIR. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 12. Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Sondakika 18/4 Basın: 4670 Sondakika 18/4 Basın: 4640 SAYFA 16 İzmirli bilgisayar teknikeri 33 yaşındaki Oktay Kaçmaz, 17 ay yapay kalple yaşadıktan sonra umutlar tükenmek üzereyken bağışlanan kalple yaşama döndü. Uzun süre yapay kalple yaşayan Kaçmaz: "Çok hatalar yapmıştım, şimdi yapmam, artık sigara da alkol de kullanmam. İnşallah güzel bir hayatım olur, ben de evlenirim" dedi www.sondakikagazetesi.com SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 18 Nisan 2014 Cuma Makinesiz yaşama 17 ay sonra "MERHABA" İzmirli bilgisayar teknikeri 33 yaşındaki Oktay Kaçmaz, 17 ay yapay kalple yaşadıktan sonra umutlar tükenmek üzereyken bağışlanan kalple yaşama döndü. Kaçmaz, tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde AA muhabirine kalp hastalığını, yapay kalple geçen aylarını ve yeni yaşamına organ nakliyle kavuşmasını anlattı. Üst solunum yolu ve zatürre hastalığının ardından kalbinden rahatsızlandığını dile getiren Oktay Kaçmaz, 2006 yılında doktorlar tarafından kendisine DKMP (Kalp kasının kasılmaması) teşhisi konulduğunu belirtti. Hastanelerde 6 yıllık kontrol ve tedaviden sonra artık kalbinin iflas aşamasına geldiğini söyleyen Kaçmaz, 2012 yılının Kasım ayında yattığı ameliyat masasından yapay kalple kalktığını dile getirdi. Yapay kalple geçen 17 ay Yapay kalple yaşamanın zorlukları bulunduğunu, yemekten banyoya kadar hayatının her aşamasında dikkatli olmak zorunda kaldığını söyleyen Oktay Kaçmaz, "Ben çok zor günler yaşadım, ölüme çok yaklaştım, biliyorum bir adım kalmıştı. Her ayrıntıya önem vermek zorundaydım ama umudu kaybetmemek gerekiyordu. Umut her şeyin başı. Ben de kaybetmedim" dedi. Doktorlarının ve yakın çevresinin yavaş yavaş umudunu kaybettiği ve durumunun gittikçe ağırlaştığını dile getiren Oktay Kaçmaz, arkadaşlarıyla maç seyrettiği bir akşam Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi'nden gelen telefon üzerine hastaneye gittiklerini ifade etti. Nakil için davet edildiği anı hep hayal ettiğini ve hayal ettikçe heyecanlandığını anlatan Kaçmaz, "Hastaneye gittik ve testler yapıldı. Bana nakledilen kalbin sahibi 16 yaşındaydı ve bir trafik kazası geçirdikten sonra beyin ölümü gerçekleşmişti. Organlarını bağışlayan ailesine şimdi ne desem az gelir, onlara minnettarım. Kalbimin sahibine de rahmet diliyorum" dedi. Nakilden sonra daha duygusal bir insan olduğunu ifade eden Kaçmaz, şöyle konuştu: "Çünkü sizin kalbinizi çıkarıp başkasının kalbini takıyorlar. Çok hatalar yapmıştım, şimdi yapmam. Artık sigara da alkol de kullanmam. İnşallah güzel bir hayatım olur, ben de evlenirim." Annesinin mutluluk gözyaşı Oktay Kaçmaz'ın annesi Sabahat Kaçmaz ise oğlunun ansızın hastalandığını, yıllarının hep acı ve endişe içinde geçtiğini dile getirdi. Ameliyat sonrası oğlunun iyileştiğini görünce hem mutluluktan hem de zorlukla geçirdiği yılların hüznünden gözyaşlarına hakim olamadığını belirten Kaçmaz, artık kötü günleri geride bıraktıklarını kaydetti. Prof. Dr. Mustafa Özbaran'ın başkanlığındaki ekiple nakil operasyonuna giren Dr. Çağatay Engin ise hastanın oldukça kötü durumda hastaneye geldiğini, ancak başarılı operasyon sonrası artık taburcu edileceğini kaydetti. Organ bağışının her geçen gün daha da önemli hale geldiğini vurgulayan Engin, "Mutlaka organlarımızı bağışlamak gerekiyor, bağışlanan organların yeni can olduğunu unutmamamız lazım" dedi. (AA) Ege Bölgesi'nin EN MUTLU insanları AFYONKARAHİSAR'DA Ege Bölgesi’nde geçen yıl mutluluk seviyesi en yüksek olan il, yüzde 76,4 ile Afyonkarahisar, en düşük ise yüzde 52,4 ile Muğla oldu. Manisa, yüzde 63,9 oranla mutlu olduğunu beyan eden fert sayısında Türkiye’de 27, Ege Bölgesi illeri arasında dördüncü sırada yer aldı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Manisa Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre 2013 yılında evlilerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Evli bireylerin yüzde 61,3’ü ve evli olmayanların yüzde 53,6’sı mutlu olduğunu beyan etti. Evli bireylerin mutluluk oranının en yüksek olduğu il yüzde 80,5 ile Sinop, en düşük olduğu il ise yüzde 43,2 ile Tunceli oldu. Ege Bölgesi’ndeki illerde yaşayan evli bireylerin mutluluk oranları Afyonkarahisar’da yüzde 78,4, Kütahya’da yüzde 76,2, Uşak’ta yüzde 75,6, Manisa’da yüzde 66,5, İzmir’de yüzde 59,8, Denizli’de yüzde 59,1, Aydın’da yüzde 56,3 ve Muğla’da yüzde 55,6 şeklinde. Bütün Ege Bölgesi illerinde evli kadınların mutluluk oranının, evli erkeklerinkinden daha yüksek olduğu görüldü. Türkiye genelinde yaş gruplarına göre mutluluk seviyelerine bakıldığında 18-24 yaş arasındakilerin yüzde 65,1’i, 25-34 yaş arasın- dakilerin yüzde 60,3’ü, 35-44 yaş arasındakilerin yüzde 55,1’i, 45-54 yaş arasındakilerin yüzde 54,5’i, 5564 yaş arasındakilerin yüzde 58,2’si, 65 yaş ve üzerindekilerin yüzde 63,4’ü mutlu olduğunu beyan etti. Ege Bölgesi illerinde mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranının en yüksek olduğu yaş aralığı Afyonkarahisar, Kütahya, Denizli, Aydın ve Muğla’da 65 ve üzeriyken İzmir ve Manisa’da 18-24, Uşak’ta ise 2534 arası oldu. (CİHAN) 'Boşanmanın en önemli sebeplerinden biri ailelerin eşlere müdahalesi' İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Işıl Çoklar, boşanmanın çeşitli evreler içeren bir süreç olduğunu ve bireylerin yalnızca boşanma öncesinde değil, daha sonra yaşadığı sıkıntılarla da başetmesi ve olumsuz duygularını onarması gerektiğini söyledi Bu sürecin fiziki ayrılmadan önce başladığını, hukuki boşanmadan sonra da devam ettiğini belirten Çoklar, “Boşanma öncesinde eşler arasında yakınlığın azalmasını, eşlerin birbirine yabancılaşmasını, çatışmaların artmasını içeren bir duygusal boşanma evresi, evliliğin hukuki olarak sonlandırılmasına ilişkin bir yasal boşanma evresi, buna eşlik eden para, mal paylaşımı ve nafaka ile ilgili sorunların yaşandığı bir ekonomik boşanma evresi, anne ve baba ile çocuk ilişkilerinde velayet ve şahsi ilişki kurma düzenlemelerini içeren bir aile boşanması evresi, sosyal yaşamdaki değişmelere ve yeni konuma adapte olmayı gerektiren bir sosyal boşanma evresi ve tarafların yeni bir düzenleme sürecine girdikleri psikolojik boşanma evresi söz konusudur. Boşanma, çoğu kez bir kayıp yaşantısı ve yas süreci olarak da değerlendirilebilir. Eşler arasında çözülemeyen çatışmalar, evlilik sona erdikten sonra da sürebilmekte ve geçmişe ait sorunlar, fiziksel ve psikolojik sağlığı olumsuz biçimde etkileyebilmektedir.” dedi. Türkiye Aile Araştırma Kurumu tarafından 2009 yılında yapılan bir araştırmanın, boşanma sebepleri arasında ilk sırayı, çiftlerin evlilik hayatına aileleri tarafından yapılan müdahalelerin aldığına işaret ettiğini aktaran Işıl Çoklar, evlilik çatışmalarını çözerken çiftlerin kendilerinin sorumluluk alması, deneyim kazanması, icabında uzmanlardan yardım alması gerekirken yine aile büyüklerine başvurduklarını belirterek, “Partnerlerin geniş aileyle aralarına belli sınırlar koyamamaları, evlilik birliğinin doğal gelişme süreçleri içinde olgunlaşmasına da engel olabilmektedir.” diye konuştu. Öğretim Görevlisi Çoklar, diğer boşanma sebepleri arasında ise farklı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de şiddetin, fikir uyuşmazlığının, alkol ve madde kullanımının, ekonomik sıkıntıların ve eşlerin birbirlerinden beklentilerinin farklı olmasının yer aldığına işaret etti. Olumlu duygu paylaşımları yaşanmayan, eşlerin birbirlerine değer vermediği, uzman desteğine rağmen devamlı ve yoğun çatışmaların çözülemediği bir evliliği sonlandırmanın yalnızca kadın ve erkek için değil, çocuklar için de faydalı olabileceğine dikkat çeken Çoklar, “Araştırmalar, ebeveynler arasındaki sevgisizliğin ve yoğun çatışmaların, çocukların psikososyal gelişimlerini olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Kopukluk, karşılıklı değersizleştirme, gerginlik ve çatışmaların süreklilik gösterdiği bir ortamda, korkular ve güvensizlikler içinde büyümektense bunlara tanık olmadan, ebeveynleriyle tek tek de olsa huzurlu ve kaliteli zamanlar geçiren çocukların çok daha sağlıklı yetişebilecekleri düşünülmelidir.”dedi. Bazı ülkelerde boşanmakta olan çiftlere yöneltilen, sağlıklı bir boşanma sürecini nasıl geçirebilecekleri, boşanma sırasında ve daha sonra etkili ebeveynlik rollerini nasıl sürdürebilecekleri konusunda yapılmakta olan bilinçlendirme uygulamalarının çok fayda olduğunu sözlerine ekledi. (CİHAN) Zeytinyağı üretimi katlandı, tüketimi yerinde sayıyor Türkiye son yıllarda zeytin ağacı varlığını yüzde 60, zeytin ve zeytinyağı üretimini ise yüzde 300 arttırdı ancak bu gelişmeler tüketime yansımadı. Akdeniz ülkelerinde kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi 15 litreyi bulurken Türkiye’de 2 litrenin altında seyrediyor. Şifa Üniversitesi ve Zeytincilik Araştırma İstasyonu işbirliğiyle düzenlenen Zeytinyağı ve Sağlık Sempozyumu başladı. İki gün sürecek sempozyuma İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet Güldal, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Celal Kocabaş, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Dr. Necdet Kaplan, Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Erdoğan, dekanlar, öğretim üyeleri, sektör temsilcileri ve beslenme bölümü öğrencileri katıldı. Açılış konuşmasını yapan Şifa Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eren Akçiçek, beslenme ve sağlığın birbiriyle doğrudan ilişkili ve ayrılmaz olduğunu belirterek, günümüzdeki kanser vakalarının üçte birinin yanlış beslenmeden kaynaklandığına dikkat çekti. Sağlıklı ve uzun ömrün doğru beslenmeyle mümkün olduğunu vurgulayan Akçiçek, “Yağlar, insan hayatı için çok elzem yapı taşlarıdır. En basit örneği, beynimiz bir yağ dokusudur fakat uzun yıllar maalesef zeytinyağı aleyhine kötü propagandalar yapılmıştır. ‘Zeytinyağı kokar, iyi kızartma yağı değildir, kalp hastalıkları olanlar zeytinyağı tüketmesin’ gibi olumsuz propagandalar yapıldı. Halbuki bugün zeytinyağı, meyvesinden damlayıp da doğal olarak tüketilebilen tek meyve yağıdır. Zeytinyağının tıbbi özelliklerini, hiçbir tohum yağında bulmamız mümkün değildir.” diye konuştu. HER YIL 5–10 MİLYON FİDAN DİKİLİYOR Daire Başkanı Kaplan ise sektördeki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Zeytin ve zeytinyağına bütün dünyada ilginin giderek arttığına işaret ederek, Türkiye’de bir zeytincilik devrimi yaşandığını dile getirdi. Son beş altı yılda her yıl 5 milyon ile 10 milyon arası yeni fidan dikildiğini aktaran Dr. Kaplan, şunları kaydetti: “Ülkemiz zeytin üretiminde dünya ikincisi, yağlık zeytin ve zeytinyağı üretiminde ise dördüncüsüdür. Zeytin üretim alanları son 10 yılda yüzde 35, zeytin ağacı sayımız yüzde 60, toplam zeytin üretimimizse yüzde 300 oranında artmıştır. Yani üretimimiz, 600 bin tondan 1 milyon 820 bin tona çıkmıştır. Zeytinyağı üretiminde de yüzde 300 artış sağlamış, Türkiye ilk defa geçen yıl ihracat rekoru kırılmıştır.” Dünyada Akdeniz beslenme tarzının benimsenmesiyle birlikte zeytin ve zeytinyağı tüketiminin arttığına dikkat çeken Necdet Kaplan, “Ancak bizim gibi zeytin üreticisi olan ülkelerde ortalama tüketim 15 kg. iken bizde maalesef kişi başı tüketim 1,5-2 kg.'da kaldı. Bu, önemle üzerinde durulması gereken bir konudur.” dedi. (HABER MERKEZİ)
© Copyright 2024 Paperzz