!! in önünü i ilçedeki işsizliğ arı ile ores iy ed el B ES ER MEND kuruluşl nyasının önemli lik kesmek için iş dü ekleştiriyor. İş arayanlara yöne ı rç as m ge la ar gu al m uy lış sı ça ka tak başlatılan CV Banadım atıldı. ı ile işsizliğe karş ında belediyam ps Uygulama ka ın unda bulunanlar eye iş başvurus ankası’nda B özgeçmişleri CV i görülen alankl toplanarak gere yapılıyor. Bu a larla ilgili çalışm ye yetkilileri ile di le be da kapsam emli kuruluşları iş dünyasının ön t ediyor. da birlikte hareke devamı 4'te !! ! ! ! ! !! Soma ilçesinde, 301 işçinin şehit olduğu maden faciasında cankurtarana alınırken, "Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin." sözleriyle hafızalara kazınan ve facianın sembolü haline gelen madenci Murat Yalçın Petkim’de işe başladı *'"+*,,(*(NLPL .P?C98QQ$CMPJ3ILQEPGKP@IFIQ?NQP9FO8 BCQJA5MPGKPMHPQEP@PEPLKPMILQJNFNK GPMPGJNMODJO;OLOQHNQEPLDIJJI;IQO>OLQ>AG :A@CFPQ6OJJO8QJPGHOMQNJJOF<Q+=LQPG@PF &AFP3HPGOQO4JPMIFI9HP8QBO9HN >PKI@FPDILIQJNGKO4QNJJOF<Q$CMPJQ.PK>IL3I MP4OLNMOHN8QJNGLOGQNFLOENJ HN5PMJFPLIFI9HPQODJO:HPFQNHN7N;O98QO@ ?NQO@>OQDP;KI;IQJNGLODENLOQAKP7PG< NJMAGOFEPQ?NQMP4OLNMOKNM8QO@QDP:PDI 7-4/*1 /*1/"71*) Boşanmış Mağdur Babalar Derneği Başkanı Muhammet Özen, kadın cinayetlerinde tek suçlunun erkekler olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Asıl meselenin rant olduğunu iddia eden Özen, "Halen yürürlükte olan Yargıtay içtihatlarınca boşanma, kadınlar için cazip hale getirilmiştir." dedi ,'"*'+#*,, BOMQO@>OENQHP:OQ%/QBOLQOKNQ%//QBOLQ*QPMPDILHP JP9FOLPJKPMPQ:=GFNHOKNBOKHO;OLOQPGJPMPLQ9NL8Q1CLKPMQ2HNLFNHO;O JPGHOMHNQ=>QPEQO>OLHNQNMGNGQHNM:PKQ:P5DNQPJIKFPGJPHIM<Q*=MGOEN#HNGO POKNQFP:GNFNKNMOQ?NQBP;KIQAKPMPGQ.PM6IJPEQ%<Q"CGCGQ+POMNDO8QEIKKIG '!QFOKEPMQHAKPMPQEPGILQBOMQFNBKP;PQ:=GFNJFNGJNKNM<Q-LIKPLQ5PMPLIL EPMIHPLQ4P9KPDILI8QPLKP@IKFP9QBOMQ@NGOKHNQP?CGPJKPMQPKFPGJPHIM< -?CGPJQBCQ5PMPEIQJP:DOKQNJFNHNLQ:PGOF8QNMGNGQJPMP4ILQBPBP8QPF7P8 :PKP8QJNE9NDOLOLQ=DJ=LHNGOQJP@ILFP9KPMILQJP5CDCQ=9NMOLHNGOQ#JNHBOMNL DPJIKPFP9#Q@NM:OLOQGPKHIMFPEPMPGQAMJPGQ:PMNGNJQNJFNGJNHOMKNM<Q,@KNLNL 7OLPENJKNM8QBCQ'!QFOKEPMQHAKPMKIGQMPLJILQ5PEKP@IFIQLNHNLOEKNHOM< )MGNGQEPQBCQ5PMPEIQ2HNEN7NGQEPQHPQ2F=MQBAECQ:P5ODQEPJP7PGJIM<Q"NM :PK=GMHPQ2F=MQBAECQ:P5ODQEPJP7PGQAKPLQNMGNG8QGPM@IQJPMP4IQGPJKNH0 NMNGQ:P5ODJNQEPJFPEIQ?NEPQBOKP:PMNQOLJO:PMIQJNM7O:QNJFNGJNHOM<QHNHO<Q )+$,&(*! ), 5,'5 572437(,5%%4 Antalya’da 14 yıl önce yabancı dili yetersiz diye işe alınmayan 39 yaşındaki Ferhat Yıldız, hırs yaparak 9 dil öğrendi. Yabancı dil öğrenmenin püf noktalarını başka insanlarla paylaşmak isteyen Yıldız, öğrendiği dilleri kendi metoduyla kitaplar haline getirdi A7/!'76:&629/:3;"24 -&,/$,/*)0330 DD 29;/4:>29 ;$7.:69:3;"24 3.30131%1'3 +1*3-3 DD 29;/4:C29 !0.;;:#508;6:3;"24 )+*/03,-3.1 +),-/ DD 29;/4:?2; 9.&8:&895:!8!.:3;"24 ."222 22223# DD 29;/4:C29 B7+;6:@6;8:3;"24 3.(!( 29;/4:=<2; DD &"'%)+ POKNDOLNQPOJ @OMGNJOLQO4KPDQNJFNDOEKNQ%/// EIKILHPQ-LJPKEP3EPQ>PKI@FPG O>OLQ6NKHO;OLOQPLKPJPLQNM:PJ .IKHI98Q$PLP?6PJ3JPQBN@ EIKHI9KIQBOMQAJNKNQO@ BP@?CMCDCLHPQBCKCLHC;CLC PL7PGQEPBPL7IQHOKOQENJNMDO9 AKHC;CQO>OLQO@NQPKILFPHI;ILI BNKOMJJO<QQ.IKHI98Q"NMQ6=L DPPJKNM7NQ>PKI@JIFQ?NQJNGMPMQNJ0 JOF<QQ,LPJQNJJOFQ?NQQPEHPQ:NM OGOQHOKOQHNQ>AGQOEOQ2;MNLHOF< )MJNDOQEIKQPELIQAJNKNQJNGMPM BP@?CMHCF<Q1NLOQJPLIFPHIKPM PFPQEPBPL7IQHOKOFOQ>AGQOEO BCKHCGKPMIQO>OLQBCQDN4NMQO@N PKHIKPM<QQ-MHILHPLQ,JPKEPL7P8 MPLDI97P8Q,D5PLEAK7P8QN:>N ?NQP5AL7PQ2;MNLHOF<QCQPL *=MG>NQOKNQ'/QHOKQBOKOEAMCF HNHO<Q.IKHI98QQ,9FOM3HNQBOM EPEILN?OLHNQBPDJIMI58 GCMHC;CQOLJNMLNJQDOJNDOLHN GOJP5KPMILIQDPJFPEPQBP@KPHI< NGAMQDPJI@PQCKP@JI< )+$,&(*! %), 6NMN;OQO@Q6=?NLKO;OQ?NQJNGLOGQNF0 LOENJOLQNLQ>AGQ2LNQ>IGJI;IQPKPLKPM PMPDILHP<Q NJGOF8QBCQGALCHP *=MGOEN3LOLQNLQJN7M=BNKOQNGO5KNMOLHNL BOMOLNQDP:O5<Q.PJIMIFIQHN?PFQNHNLQ&0 *-QP4OLNMOFO9#HNQHNQBCQJN7M=BNEO JNFNKOLQPJIKHI;IQOKGQ6=LHNLQBNMOQCE6C0 KCEAMC9<Q&AFP3HPQEP@PLPLQ4P7OPQ62D0 JNMHOQGOQBNKKOQPKPLKPMHPQO@Q6=?NLKO;O8Q:NM 9PFPLQOKGQDIMPHPGOQENMOLOQGAMCFPKI HNHO<Q)+$,&(*%#+ 10 Temmuz 2014 Perşembe www.sondakikagazetesi.com Üniversite kenti kenti Bornova’da Bornova’da hem hem üniversite üniversite öğrencileöğrencileÜniversite rine ucuz ucuz alışveriş alışveriş imkanı imkanı verecek verecek hem hem de de esnafın esnafın rine işlerini arttıracak arttıracak Dost Dost Kart Kart projesi projesi 11 Eylül’den Eylül’den itibaren itibaren işlerini uygulamaya geçiyor. geçiyor. Dost Dost Kart Kart sahibi sahibi öğrenciler, öğrenciler, projprojuygulamaya eye dahil dahil olan olan işletmelerden işletmelerden indirimli indirimli yararlanacak yararlanacak eye '+"+'+ OLHOMOFKOQ=M=LQ?NQ:O9FNJQPKFPQOFGPLI DCLP7PGQ+ADJQ(PMJQDPENDOLHNQNDLP4ILQHPQGPKGILP7P;ILP HOGGPJQ>NGNLQ1AMLA?PQ1NKNHOENQ1P@GPLIQK6CLQ-JOKP8 1OMQ=LO?NMDOJNQGNLJOQAKPLQ1AMLA?P3HPQ2;MNL7OKNMOLQNDLP4 ?NQ?PJPLHP@KPQOEOQOKO@GOKNMQO>NMODOLHNQAKFPDIQ>AGQ2LNFKO< +ADJQ(PMJ8QBCQPFP>KPQ:PEPJPQ6N>OMFNGQODJNHO;OFO9Q5MA0 NKNMOLQBP@ILHPQ6NKOEAMHC<Q1AMLA?PFI9QO>OLQBP@PMIKIQBOM >PKI@FPQAKP7PGQHNHO<Q,9FOMQ)DLP4Q?NQ&PLPJGPMKPMQHPKPMI 1OMKO;OQ1P@GPLIQNGNMOEPQ$CJKCQJN@NGG=MQNJJO< *+#,#, DPHN7NQ=LO?NMDOJNQ2;MNL7OKNMOQO>OL H=@=L=KNLQ+ADJQ(PMJ3KPQOK6OKOQ>PKI@FPKPMILQ'!Q-;CDJAD3P GPHPMQJPFPFKPLFPDIQ?NQ)EK=K3HNLQOJOBPMNLQCE6CKPFPEP 6N>OKFNDOQGPMPMKP@JIMIKHI<Q)6NQLO?NMDOJNDO3LOLQGPEIJKPMI DIMPDILHP8Q+ADJQ(PMJQDP:OBOQAKFPGQODJNENLQ2;MNL7OKNMQO>OL BP@?CMCQFPDPKPMIQGCMCKFPDIQ6NMNGJO;OQGALCDCLHPQ62M=@ BOMKO;OLNQ?PMIKHI<Q MANLOLQHP:PQDP;KIGKIQBOMQ@NGOKHNQ:PEPJP 6N>OMOKFNDOQ?NQE=M=J=KFNDOQO>OLQ=>QGCMCFHPLQJNFDOK7O0 KNMOLQENMQPKHI;IQBOMQGAFODEALQAKC@JCMCKHC<Q)+$,&(*! %), ;5;$;%8;5):0-03;8: $98927397871.9 5691:-8;;1 3;5;546;:*91 '-1:*5-937:+;3;.;: 9'75, /939:+;"458;6;6:;5;, $;%8;5:989273907):0-03;8 $98927397871:;8;6462;:2; +;"458;24%4:*5-989589 ;51462;841:3;5;.;;1 ;(848;5;): 96'8959):1;246, 8;5;:9:96 98878959:369871 +;"458;6;6:*5-989589:;, 5;$;%8;5:+;814646:3;(;/4, 646:2;+;:2;:1-8;38;(.4548, /;04):+;8146:0-03;8 3;(;/8;:$&.&689(/907 ;/;'8;643-5::: #87:;/7:9676 52&%&:78 737 +;1:9273-5!" 9892739 ;(1;64:&09376:!.8! #1*46;5):96'871:9:*-5 ;1;684%4:.;5;462;6 ;842;:3;*48/;04:2&(&6&, 896:3967:0.;23!/:*5-, 907676: #:9:# 157.95895769:!3/;24%464 038927:#1*46;5:;/;, 6462;:#87:;/7:96:7'76 0.957896:+;00;0739.7) ;5(43;1;:7'76:29:$91873, -5!":;81:7'76:3;*48;6 +7"/9.895):073;09.9:;89. 9278/9/987:2927: 057-66335 4.257"0)0/7)##-71#-0/01 6362! )+$,&(*%#+ "&+6&(3$7$7636.2674,4.+4 &32$'75.47636.2676,'76%6+6(! Gaziemir'deki Yeni Fuar Merkezi’nin bu yılın sonunda hizmet vermeye başlayacağını ifade eden Başkan Kocaoğlu, “İZFAŞ, Türkiye'nin bir numaralı fuarcılık şirketi seçildi. Bunu 23 bin 500 metrekarelik alanda gerçekleştirdik. Yeni Fuar Merkezi’nin de açılmasıyla fuar sayımızı 100'e çıkaracağız” dedi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu kez Güney aksındaki muhtarları ağırladı. İftar sonrası uzun kuyruk oluşturan muhtarlarla tek tek hatıra fotoğraf çektiren Başkan Kocaoğlu, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen iftar yemeğinde muhtarları ağırladı. İki güne yayılan buluşmalardan ikincisine kentin Güney bölgesinde yer alan 18 ilçenin muhtarları katıldı. İftar yemeğinin ardından konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Yeni Fuar Merkezi’nin de açılmasıyla düzenleyeceğimiz fuarlarla birlikte önümüzdeki yıl 30 olan fuar sayımızı giderek 60'a, 80'e ve 100'e çıkaracağız. Bu ekonomi demek, ticaretin gelişmesi demek. Bu İzmirli hemşehrilerimizin iş, aş bulması ve lokmasının büyümesi demek. Bizler, sizlerin ve diğer kurumlarımızın verdiği desteklerle böyle bir başarıyı elde ettik. Hep birlikte kentimiz için en iyisini yapmaya devam edeceğiz.” dedi devamı 14’te SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 10 Temmuz 2014 Perşembe Unutulmaya yüz tutmuş 78 sokak oyunu “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabında buluştu Turkcell Gönüllüleri'nden çocuklara KiTAP SÜRPRiZi Çeşitli projeleriyle bugüne kadar Türkiye’nin dört bir yanında 50 bin çocuğa dokunan Turkcell Gönüllüleri, şimdi de onlar için eğlenceli bir kitaba imza attı. Yaz tatiline girecek çocuklar için muhteşem bir kaynak olan “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabında birbirinden eğlenceli 78 sokak oyunu bulunuyor 2 000 kadar Turkcell çalışanından oluşan ve gönüllü projeleriyle bugüne kadar 50 bin çocuğa ulaşan Turkcell Gönüllüleri, minikler için eğlenceli bir çalışmaya daha imza attı. “Sokak oyunlarının güzelliğini çocuklarımız da yaşasın, bilgisayar başından kalkıp daha çok sokağa çıksın, bu oyunlarla tanışsın” fikrinden yola çıkan Gönüllüler, Anadolu’yu karış karış gezerek halen sokakta oynanan oyunlardan “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabını hazırladı. Bu yaz tüm çocukların gönüllerini fethedecek kitap için Kukalı Saklambaç, Dalya, Renkli İstop, Fışgırdak, Çelik Çomak gibi 78 sokak oyunu derlendi. “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabında her bir sayfa farklı bir oyun yer alıyor, çocukların dilinden detaylı tarifler ve renkli resimlerle oyunlar anlatılıyor. Farklı bölgelerden derlenen oyunlar… Kitabın hazırlık aşamasında oyun konusundaki kaynakları araştıran Gönüllüler, birçok oyunun kaydı ve yayını olmasına rağmen çocuklara cazip gelecek modern, basit ve renkli bir kitap olmadığını fark ettiler. Turkcell Grup’un tüm Türkiye’ye dağılmış binlerce çalışanına "Çocukluğunuzda oynadığınız ya da bölgenize özel bir oyun var mı?" sorusu soruldu, Anadolu adım adım gezildi ve oyunlar derlendi. Doğan Egmont Yayıncılık’ın bu konudaki uzmanlığından yararlanarak oyunlar metne döküldü, illüstrasyonlar yapılarak renkli bir hale getirildi. Projenin tüm masrafları Turkcell Gönülleri tarafından karşılandı. "Hadi Çocuklar Sokağa" kitabı çocuklu Turkcell çalışanlarına ve daha önce farklı projelerle ulaştığı ilkokullarda dağıtılacak. Ayrıca kitabı D&R ve Remzi Kitapevlerinden satın almak da mümkün. Uzman Psikolog Devecigil: “Sokak oyunları çocuklarımıza iç özgürlüklerini keşfettiriyor” Oyunların özgürce seçilmiş davranışlar seti olduğunu vurgulayan Uzman psikolog ve oyun terapisti Nilüfer Devecigil, sokak oyunlarının çocuğun potansiyeline ulaşması için de önemli bir yol olduğunu vurguluyor. Devecigil, “Oyunu çocuk yöne- Gökova kıyısında çadırda tatil keyfi R tir ve bu aşamada motivasyon içten gelir. Oyunu çocuğun iç bilgeliğine güvendiği bir süreç olarak tanımlayabiliriz. Oyun o anın içinde olmaktır. Oyun çocuğun potansiyeline ulaşması için gerekli beyin gelişimini kendi doğallığında yaptığı yerdir. Çocuk başka bir çocukla sokakta oynarken alan kavramının; yakalamaca sırasında duygularını yönetmenin, diğer çocuklarla oyun kurarken müzakerenin ön hazırlığını yapar. Ve bu faaliyet onun kendi seçimidir. Oyunda başka bir çocuğun onu itmesi, dizinin kanaması, düşmenin şoku, ona hayatla ilgili başka bir gerçeği gösterir. Ebeveynin işi ise çocuğu bir balonda tutmak değil; oyunun doğallığı içinde ağaca çıkmasına, koşmasına, düşmesine, terlemesine kısaca sokakta oynamasına izin vermektir. Artık yaratıcı oyun oynayamayan ve her sıkıldığında ebeveyn tarafından kurtarılan ço- cuklar var etrafımızda. Sokakta özgürce oynamayan çocukların sadece zekâlarına değil risk almalarına da sekte vuruyoruz. Risk almayı öğrenmeyen çocuk ise yetişkin hallerinde risk almak için yaptığı her hamlede tökezliyor” diyor. Turkcell Gönülleri hakkında… Turkcell Gönüllüleri, proje yaratma aşamasında yardıma ihtiyacı olan kişi ve projeleri sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak tespit ediyor ve harekete geçiyor. Bunun sonucunda hep birlikte ilk tatilini yapan çocuklar, susuz köye su, fen laboratuarları, merak odaları, oyun alanları, sıcacık giysilerle sıcacık gülümsemelere kavuşan binlerce çocuğun mutluluğunu yaşıyorlar. Geçen sene Adana’da geçici tarım işçilerin çocukları için hayata geçirilen Gezici Anaokulu projesi de onlara aitti. (HABER MERKEZİ) 450 yıllık Mağlova Kemeri'nin belgeseli çekiliyor D ünya su mimarisinin başyapıtlarından biri kabul edilen 450 yıllık Mağlova Kemeri'nin belgeselinin çekimlerine başlandı. İstanbul'un tatlı su kaynaklarına uzak olması sebebiyle Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları döneminde su getirmek amacıyla inşa edilen kemerler, bentler, sarnıçlar ve çeşmeler, bugün şehri adeta bir açık hava su müzesi haline getirmiş durumda. Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Mimar Sinan'a yaptırılan su eserleri, tarihi, kültürel ve mimari boyutuyla farklı özelliklere sahip. İstanbul'un tarihi su yolu sisteminin önemli parçalarından biri olan 36 metre yüksekliğe ve 258 metre uzunluğa sahip Mağlova Kemeri de bun- lardan biri. Alibeyköy Barajı'nın sınırlarında bulunan ve 450 yaşında dimdik ayakta duran Mağlova Kemeri'ni konu alan belgeselin çekimleri başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün yapım desteği verdiği Mağlova Belgeseli'nin yapımcılığını ve yönetmenliğini Umut Mete Soydan yürütüyor. Belgeselin danışmanları arasında NTV Tarih Danışmanı Hüseyin Irmak, Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen, Su Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ali Uyumaz ve Abdullah Gül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Nur Urfalıoğlu bulunuyor. Mağlova Kemeri belgeselinin çekimlerinin yıl içerisinde bitirilmesi hedefleniyor. (AA) amazan ayının yaz mevsimine denk gelmesiyle tatilini Akyaka'daki kamp alanında geçiren tatilciler, dev çam ağaçlarının gölgesine kurdukları çadırlarda aileleriyle körfezin kıyısında kamp yapıyor. Denizi, kumu, güneşi ve doğal güzellikleriyle ünlü "Sakin Kent" Akyaka Mahallesi, çadırda tatil yapanlara da ev sahipliği yapıyor. Türkiye'nin dört bir yanından gelen tatilciler, kamp alanında yeni dostluklar kurarken, yaşadıkları yörelere özgü yemek çeşitlerini çadır komşularıyla paylaşıyor. Sabahın ilk ışıklarıyla Gökova Körfezi'nin serin sularına girerek güne başlayan kamp sakinleri, Akyaka'nın köylerinde yetiştirilen organik ürünlerden oluşan kahvaltılarını, çam ağaçlarının yaydığı bol oksijen eşliğinde yapma fırsatı buluyor. Muğla’ya Hizmet Vakfı İktisadi İşletme Koordinatörü İbrahim Akoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin dört bir yanından gelen tatilcilerin günlük 30 lira ödeyerek elektrik dahil uygun fiyatlarla Gökova Körfezi'nin doğal güzellikleri eşliğinde tatil yaptıklarını söyledi. Çadır kamp alanının 600 dönüm arazide kurulduğunu ve geçen yıldan itibaren Muğla’ya Hizmet Vakfı İktisadi İdari İşletmesi tarafından hizmet vermeye başladığını belirten Akoğlu, “200 çadırın kurulduğu alandaki taş evler de restore edilerek ziyaretçilere hizmet verecek hale getirildi. Bölgedeki alt ve üst yapı çalışmaları ile çevre düzenlemesi yapıldı. Sıcak su kullanım alanları bulunan çadır alanları oluşturuldu. Çocuk oyun ve otopark alanları yapıldı" dedi. Bölgeye gelen ziyaretçilerin sakin ve huzurlu bir ortamda tatil yap- malarını sağlamak için giriş ve çıkışların kayıt altına alındığına işaret eden Akoğlu, “600 dönüm arazi üzerine kurulu sırtını yemyeşil dağlara dayamış, eteklerini masmavi sulara yaymış çadır kamp alanı dev çam ağaçlarının gölgesine tatilcilere hizmet veriyor. Bölgenin müdavimi olan ve çadır alanında 5-6 ay kalan misafirlerimiz var. Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinden çok sayıda ziyaretçi, kurdukları çadırlarda tatillerini geçiriyor" diye konuştu. İzmir’de yaşadığını ve 25 yıldır yaz sezonunda Akyaka'ya çadırda tatil için geldiğini belirten Mehmet Gürboğa, çadırda tatil sayesinde yeni dostluklar edindiğini söyledi. Emekli olduğunu ve yılın 6 ayını eşiyle çadır alanında tatil yaparak geçirdiğini anlatan Gürboğa, şöyle konuştu: "Tabiatı ve doğal güzellikleriyle burası bulunmaz bir cennet. Emekli olduğumuz için bütçemize de uygun. Sabah denize girip kahvaltımızı yaptıktan sonra dinlenip bol bol kitap okuyoruz. 1989 yılından beri bu kampa geliyorum ve bu kampın hayranıyım. Buraya ilk gelen ve en son giden ben oluyorum. Kamp alanının dağı, taşı, insanları, havası ve bozulmamış doğası beni çok etkiliyor. Bizi buraya bağlayan burada edindiğimiz dostluklar. Burada herkes birbirine yardım ediyor, eksiği olduğu zaman tamamlıyor. Özlenen dostluklar burada kuruluyor ve devam ediyor. Bir çok genç burada tanışıp evlendi ve yuva sahibi oldu. Burası bizim dünyamız oldu. Buradaki rahatlığı, doğayı ve insanları 5 yıldızlı otele tercih etmem. Çocuklarıma da vasiyette bulundum. Burada ölürsem cenazem buraya defnedilecek." (AA) İzinsiz kazılar, antik kente zarar veriyor Helenistik ve Roma dönemlerine ait kalıntılarıyla öne çıkan Silifke ilçesindeki Olba antik kenti, defineciler tarafından tahrip ediliyor. Ekibin başkan yardımcısı Murat Özyıldırım, "İzinsiz yapılan, arkeolojik kalıntılara zarar veren, arkeolojiyi yok etmeye yönelik bu tarz definecilik, milli servete verdiği onarılamaz zarar nedeniyle vatan hainliğidir" dedi. Olba'da kazı çalışması yürüten ekibin başkan yardımcısı Murat Özyıldırım, Türkiye'de arkeolojik alanların korunması ile ilgili sorunun henüz çözülemediğini savunarak, define bulma amacıyla yapılan izinsiz kazıların ülke tarihi ve turizmi için ciddi sıkıntı oluşturduğunu söyledi. Define arayanların, bilim insanlarının 'bu eserlerin değeri, sadece geçmişin aynası olmalarıdır, taşların içinde hazine diye bir şey asla yoktur, bu akla ve mantığa aykırıdır' sözlerini dikkate almadığını vurgulayan Özyıldırım, "Devletin kanunları, izinsiz kazıya müsaade etmediği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı da devletten izinsiz kamu malına zararın caiz olmadığını dile getirmekte. İzinsiz yapılan, arkeolojik kalıntılara zarar veren, arkeolojiyi yok etmeye yönelik bu tarz definecilik, milli servete verdiği onarılamaz zarar nedeniyle vatan hainliğidir" dedi. Özyıldırım, tüm uyarılara ve güvenlik güçlerinin önleme çalışmalarına rağmen kaçak kazıların önüne geçilemediğini ifade ederek, özellikle Olba antik kentinin son yıllarda izinsiz kazı nedeniyle tahribata uğradığını belirtti. Yakın zamanda, milattan sonra 2. yüzyıl sonlarına tarihlenen tapınak kabartmalı kaya mezarının tahrip edildiğini bildiren Özyıldırım, "Bölgede Korint başlıklı sütunlara sahip tek örnek olması, bu eseri kent arkeolojisi bakımından ayrıca önemli kılmakta" diye konuştu. Olba’da, Romalı askerler kabartmasının ana kayadan tıraşlanıp kaçırılmak üzereyken yüzey araştırması ekibi tarafından bulunduğunu ve Silifke Müzesi’ne teslim edildiğini anlatan Özyıldırım, şöyle devam etti: "Olba kazı ekibi olarak 2010 yılında ka- çak kazı yapan definecileri Şeytanderesi Vadisi’nde tespit ederek, jandarma tarafından yakalanmalarını sağladık. 2011’de de o bölgeye yaptığımız bilimsel gezi esnasında tapınak kabartmalı kaya mezarı üzerinde patlayıcı düzeneği bulduk ve jandarmaya haber verdik. Bu sayede kabartma, Mersin’den gelen uzman ekip tarafından düzeneğin kaldırılmasıyla korunabilmişti. Ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sağladığı kazı ödeneğiyle Olba’ya bir bekçi görevlendirildi. Jandarma tarafından da dar bir bölgeyi içerse de kısmi kamera sistemi kuruldu ancak 2013 yılı kazı döneminde kamera sisteminin bozulduğu görüldü ve kazı sonunda bakanlığa bildirildi. Uzuncaburç Jandarma Karakolu’nun kapatılmasından sonra yapılan uyarılar, bir kez daha Olba’daki arkeoloji ekibini haklı çıkardı. Geçtiğimiz aylarda da ne yazık ki tapınak kabartmalı kaya mezarına yeniden saldıran defineciler, patlayıcı yerleştirdikleri 2 bin yıllık eseri tahrip etmiş." (AA) Yıl: 3 . Sayı: 973 . 10 Temmuz 2014 Perşembe Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 2014 Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 Perşembe Caferi camisine ikinci saldırı Esenyurt’ta kimliği belirsiz kişilerin dün kısmen yaktığı Caferi camisine bu sabah bir kez daha saldırı oldu. Kubbe kısmından camiye giren kimliği belirsiz kişiler, caminin bazı bölümlerini tahrip etti. Esenyurt’ta Caferilerin kullandığı Muhammediye Camii önceki gece kimliği belirsiz kişiler tarafından kısmen yakılmıştı. Aynı camide bu sabah saatlerinde ikinci kez saldırı yaşandı. İki kişi olduğu öğrenilen şüpheliler sabah saatlerinde camiye gelerek bazı bölümleri tahrip etti. Olay üzerine camiye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri cami içerisinde parmak izi çalışması yaptı. Saldırganların kubbe bölümündeki pencereden içeri girdiği belirlendi. İkinci kez saldırıya uğradıklarını kaydeden cami imamı Hamza Aydın durumu komşusunun gördüğünü ve kendisine bildirdiğini kaydetti. Aydın, komşunun söylediklerini şöyle anlattı: “İki kişinin camiye geldiğini görmüş. İçeriye girip 10 dakika sonra dışarıya çıkmışlar. Yüksek sesle ezanınızı okutmayacağız demişler.” cemaatle konuştum. Biz her zaman itidalden, huzurdan yanayız. Yanlış bir cümlenin sarf olması aleyhimize olur. Bu olayı bir Sünni’nin yapması mümkün değildir. Biz yıllardır iç içe yaşadık. Bu olay Sünni, Şii olayı değildir. Farklı bir olaydır. Herhangi bir şeye fırsat vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu. Camide bazı bölümlerin tahrip edildiğini aktaran Aydın, “Ben içeriye girmedim. Müezzin arkadaşın ifadesine göre bazı şeyleri dağıtmışlar. Bazı yazıları, kuranları dağıtmışlar. Müezzine has bir oda vardır. O odayı dağıtmışlar. Bir şey götürmemişler. Herhangi bir şey yakılmamıştır. Sadece caminin içerisi dağılmıştır. Aynı önceki olayda olduğu gibi merdiven dışarıdaydı. Caminin kapıları kapalıydı. Pencereden girip içeriden açmışlar. Biz de polis de sabaha kadar buradaydık. Sabah namazını kıldıktan sonra hava ağardı. Bir şey olmaz düşüncesiyle dinlenmeye gittik. Ekip de biz de bir turlayalım dedi. Saat 07.00 sıralarında camide kimsenin olmadığı anda meydana gelmiş. Şu anda içeride inceleme devam ediyor. Biraz önce Yerel seçimlerde CHP Esenyurt Belediye Başkan Adayı olan Çetin Çapan da saldırının gerçekleştiği camiye gelerek cemaate geçmiş olsun dileğinde bulundu. Saldırıyı kınadığını belirten Çapan şöyle konuştu: “Kim ve hangi şekilde yapıyorsa lanetliyoruz. Ülkemizin özellikle bu günlerde barışa, kardeşliğe ihtiyacı var. Bu işi bir mezhebin başka bir mezhebe saldırısı olarak algılamıyoruz. Gerek iktidar, gerekse muhalefet partileri bu konuyu meclise taşımalı. Mecliste bununla alakalı hızla bir komisyon kurulmalıdır.” (CİHAN) ATM dolandırıcılarına suçüstü İzmir'de ATM'lere yerleştirdikleri düzeneklerle kredi kartı bilgilerini kopyalayıp vurgun yapmaya hazırlanan şebeke üyesi üç kişi yakalandı. Operasyonda, zanlıların kredi kartı kopyalama işlemi için hazırladıkları eğitici görüntü ve 5 bin kişiye ait kredi kartı bilgisi ele geçirildi Bornova ilçesindeki bir bankanın ATM'sine kopyalama aparatı takıldığı bilgisi alan İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Yapılan çalışmalarda zanlıların, Karşıyaka ilçesindeki bir bankaya ait ATM'ye de aynı yöntemle aparat yerleştirdiği, banka müşterilerinin bankamatik ve kredi kartı bilgilerini kopyaladığı ve zimmete para geçirerek haksız kazanç sağladığı belirlendi. Çevredeki güvenlik kameralarının kayıtlarını inceleyen ekipler, eşkallerini belirledikleri zanlıların adreslerini tespit etti ve takibe başladı. Karşıyaka'nın Nergis semtinde bulunan ATM'lerden para çeken üç zanlı yakalandı. Zanlıların yakalanması da güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. eye hazır 5 bin kişiye ait bankamatik kartı bilgisine ulaştığı öğrenildi. Aramada ayrıca kart kopyalama işleminin nasıl yapılacağı konusunda eğitici ve görünüt de bulundu. Üç zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Emniyet yetkilileri, vatandaşların şifrelerini yazarken kimseye göstermemelerini ve bastıkları tuşları elleriyle gizlemesini istedi. (CİHAN) KART KOPYALAMAYLA İLGİLİ EĞİTİCİ CD HAZIRLAMIŞLAR Şahısların üzerinden 10 bin 845 lira çıkarken otomobilleri ve evlerinde yapılan aramada ise kart bilgilerini kopyalamada kullanılan çok sayıda cihaz ve sahte kartlarla çekildiği değerlendirilen 7 bin 110 lira ele geçirildi. Şüphelilerin, boş kartlara yüklem- Yeni ulaşım düzenlemesine eşekli protesto İzmir'de 29 Haziran'dan itibaren uygulanmaya başlanan yeni toplu ulaşım sistemini protesto eden bir grup, belediye önünde eşekli eylem yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi önüne, ulaşımdaki uygulamaları protesto için "eşek"le gelen grup, yeni sistem nedeniyle İzmirlilerin bunaldığını ve alternatif çözüm yolları aramaya başladığını belirten dövizler taşıdı. Grup adına açıklama yapan AK Parti İzmir Gençlik Kolları Başkanı Bilal Akpınar, yeni ulaşım planının tanıtımında kullanılan "trafik sıışıklığına son", "hız kazanıyoruz", "yolculuk süresi kısalıyor" vaatlerinin içinin boş olduğunun geçen sürede ortaya çıktığını ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yeni planı meslek odalarına, belediye meclis üyelerine ve halka danışmadan hazırladığını ve uygulamaya koyduğunu savunan Kırkpınar, plan yapılırken engellilerin, yaşlıların ve hamilelerin de düşünülmediğini söyledi. (AA) SÖZLÜSÜNÜ öldürüp gömdü İstanbul'dan gezmek için Sakarya'nın Sapanca ilçesine gelen 19 yaşındaki gencin tartıştığı sözlüsünü boğarak öldürdüğü öne sürüldü. Cesedi ağaç dallarıyla gizlediği ileri sürülen katil zanlısı gencin, cinayetten bir gün sonra tekrar olay yerine gelerek cesedi gömdüğü, sonrasında pişmanlık duyarak olayı ailesine anlattığı iddia edildi. İstanbul'da yaşadığı öğrenilen O.A., iddiaya göre, 6 Temmuz Pazar günü 19 yaşındaki sözlüsü Nuriye Tabanca ile gezmek için Sapanca ilçesine geldi. Sapanca İl Ormanına gelen O.A., sözlüsü ile tartıştı. Tartışma sonucunda O.A. Nuriye Tabanca'yı boğarak öldürdü. Cesedi ağaçların altına dallarla örterek saklayan O.A. daha sonra İstanbul'a döndü. Bir gün sonra Sapanca'ya geri gelen O.A. cesedi gömerek tekrar İstanbul'a gitti. Olay ise cinayetten 2 gün sonra pişman olan O.A.'nın durumu ailesine anlatması ile ortaya çıktı. O.A., ailesi tarafından Jandarmaya teslim edildi. Bunun üzerine jandarma, il ormanında O.A'nın gösterdiği yerde Tabanca'nın cesedine ulaştı. Cumhuriyet savcısının yaptığı incelemenin ardından Nuriye Tabanca'nın cesedi, İstanbul Adli Enerji Bakanı ve korumaları, dövülen rallicilerden özür diledi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, müsteşar yardımcısı aracılığıyla korumaları tarafından Atlantis Rallisi’nde dövülen iki yarışçıdan özür diledi. İzmir’in Seferihisar ilçesinde 22 Haziran 2014'te yapılan ralliyi önde götüren Taner Şengezener ve yardımcı pilotu Bora Yılmaz, Yıldız'ın korumalarının saldırısına uğramıştı. Rallici Şengezener'e, bakanlıktan ve korumalardan özür geldi. Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen'le telefonla görüştüklerini, konudan çok rahatsızlık duyduklarını ve özür dilemek için biraraya gelmek istediğini söylediğini aktardı. Şengezener, “Ankara’dan İzmir’e gelerek bizimle görüşmek ve özür dilemek istediklerini dile getirdiler. Cumartesi günü geleceklerini söylediler. Ben de hafta sonu İstanbul’da yapılacak yarışa katılacağımı söyledim, onlar İstanbul’a da gelebileceklerini bildirdi. Cumartesi günü Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen ve bize vuran korumalardan ikisi geldi, bizden özür dilediler.” dedi. Bakan Yıldız’ın da Selahattin Çimen aracılığıyla üzüntülerini ve özürlerini gönderdiğini belirtti. Şengezener, olaydan sonra 10 gün iş göremez raporu almış, genel klasman lideri olduğu Türkiye Tırmanma Şampiyonası'nın Eskişehir etabını kaçırmıştı. Özürleri kabul eden tecrübeli pilot, yine de açtığı davadan vazgeçmeyeceğini bildirdi. ÖNLERİNİ KESTİLER Türkiye Ralli Şampiyonası’nın üçüncü ayağı olan At- lantis Rallisi’nde start alan Taner Şengezener ve yardımcı pilotu Yılmaz, yarışı ilk sırada götürüyordu. İddiaya göre normal etapta araçlarıyla seyreden ikilinin yolu, çakarlarını yakarak gelen iki siyah otomobil tarafından kesildi. Daha sonra Bakan Yıldız'ın korumaları olduğu ortaya çıkan şahıslar, yarışta bulunan pilotları yumrukladı. Şengezer 10, Yılmaz ise 7 gün iş göremez raporu aldı. Her iki pilot da saldırganlardan şikayetçi oldu. (CİHAN) Tıp Kurumu'na gönderildi. Öte yandan öldürülen kızdan geriye facebook'ta sözlüsüyle paylaştığı fotoğrafları kaldı. Nuriye Tabanca'nın sosyal paylaşım sitesi facebook'ta; 10 Haziran'da 'Herkes mezun oluyor. Bütün arkadaşlarım ve sözlüm de ben seneyi bekliyorum. Nasip artık." 26 Haziran'da 'İlk işimden çıktım. İş arıyorum. Bu civarda pastahane, kafe vs. yerlerde işçi arandığını bilen var mı?' 29 Haziran'da ise 'gülümsemek sadakadır' şeklinde paylaşımda bulunduğu görüldü. Cinayetle ilgili soruşturma sürüyor. (CİHAN) Mermerci esnafına polisten tazyikli su ve biber gazlı müdahale Ankara’nın Yenimahalle ilçesi Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan mermerciler sitesinde, yıkıma direnen esnaf ile Çevik Kuvvet ekipleri arasında arbede çıktı. Polis, yıkıma engel olmaya çalışan mermerci esnafına tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan mermerciler sitesine sabah saatlerinde gelen Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekipler yıkım kararını uygulamak istedi. Çevik Kuvvet ekipleri de mermercilerin bulunduğu alanda güvenlik önlemi aldı. Yıkım haberini alan esnaf, girişi araçlarıyla kapatarak, ‘3 bin kişi aileleriyle aç kalacak’, ‘Yılbaşına kadar süre istiyoruz’ dövizleri taşıdı. Yıkım kararını gösteren belediye ekipleri, esnafın yıkıma engel olmamasını istedi. Mermerciler ise aralık ayına kadar süre istedi. Yapılan görüşmeler sonuç vermeyince Çevik Kuvvet ekipleri harekete geçti. Emniyet güçleri, girişi kapatan esnafın yolu açmasını ve yıkıma karşı gelmemesini istedi. Yapılan uyarılara rağmen dağılmayan esnafa, tazyikli su ile müdahale edildi. Bunun üzerine esnaf, polise mermer parçalarıyla karşılık verdi. Su ile müdahalenin ardından Çevik Kuvvet unsurları, mermercileri buradan uzaklaştırmak istedi. İşyerlerinin üzerine çıkan mer- merci esnafı, buradan polise kiremit savurdu. Emniyet güçleri dağılmakta direnen esnafa, biber gazı kullandı. Çalışanların uzaklaştırılmasının ardından belediyeye ait iş makineleri devreye girdi. Sahil Güvenlik bir günde 97 kaçak göçmen kurtardı göçmen yakalandı. Aynı gün İzmir'in Çeşme ilçesi Koyun Adaları açıklarında 19'u erkek, 10'u kadın ve 13'ü çocuk olmak üzere 20 Suriye, 16 Afganistan, 5 Eritr, ve 1 Myanmar uyruklu toplam 42 kaçak göçmen kurtarıldı. Kaçak göçmenlerin hepsi jandarma birimlerine teslim edildi. Ege Denizi'nde 2014 yılında, bugüne kadar 163 olayda toplam 3 bin 620 kaçak kurtarılırken 28 göçmen kaçakçılığı zanlısı yakalandı. (CİHAN) Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, İzmir ve Çanakkale'de kanunsuz yollardan yurtdışına çıkmak isteyen Suriye, Mısır, Somali, Afganistan, Eritre, Filistin ve Ruanda uyruklu toplam 97 kaçak göçmeni kurtardı. Ekipler, 8 Temmuz 2014 günü Çanakkale'nin Küçükkuyu ilçesi Kadırga Burnu açıklarında arama kurtarma operasyonu düzenledi. Operasyonda 29 Suriye uyruklu kaçak kurtarılarak jandarma ekiplerine teslim edildi. Müsellim Geçidi açıklarında ise 23'ü erkek ve üçü kadın olmak üzere 9 Eritre, 5 Suriye, 4 Ruanda, 3 Mali, 3 Sierra Leone, 1 Afgan ve 1 Somali uyruklu toplam 26 kaçak ESNAFTAN GAZLI MÜDAHALEYE ‘ORUÇ’ TEPKİSİ Belediye ekipleri, sitenin girişindeki bariyerleri, duvarı ve kulübeyi yıktı. İş makinelerinin önüne geçen esnaf, yıkımı durdurmak istedi. Binlerce liralık malzemelerinin bulunduğunu ve kendilerine süre verilmesini isteyen bazı mermerciler sinir krizi geçirdi. (CİHAN) Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi, zeytincilik sektörünün ve kamuoyunun tepkisine neden olan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında 3573 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na ilişkin yazılı açıklamada bulundu 9\Y^^V_;NH]ZT\R[]Y\_'T^RX_;^Z\R^_QM] <^LW^ZX_7MY^H\U_8]YU^Z_K]_9]SV\ZTPRVQ_8]YZ]G\ <^LW^ZX_?M\T\Z_:^V[X_\UO^RXS[^_S^CX[^Z_PYV^W ^FXW[^U^T^D_RBOWPZQRQ_V^R^YXS[^_O]SV\Z[\W[]Y\Z_W^S@ M^_QGY^S^J^GX_KQYIQ[^ZTXE1]Y_\W\_WQYQUQZ_PYV^W ^FXW[^U^RX_LQ_L]W\[T]__9]SV\Z_WQVR^[_W\V^C[^YT^_^TX I]F]ZD_M^YXLXZ_K]_W^YT]L[\G\Z_R\UI]R\_P[UQL_]LR\O M\Y_M\VW\T\YE_+I]_K]_?WT]Z\O_MB[I][]Y\U\O\Z T^G[^YXZT^D_PK^[^YXZT^_SNO[]YJ]_SX[_TPG^S^_K] \ZR^ZPG[QZQZ_R^[TXYX[^YXZ^_U]ST^Z_PWQS^Y^W_^S^WV^ W^[U^SX_M^L^Y^M\[U\LV\YE_9]SV\Z\Z_TPGQUQ_M][[\D B[NU_S^LX_\R]_M][\YR\OT\YE_7[\U\OT]_S^LX!SNO[]YJ]J] SX[!_P[^Z_^G^F[^Y_U]KJQVVQYE_9]SV\Z_\ZR^Z_R^G[XGX ^FXRXZT^Z_K^OI]F\[U]O_M\Y_IXT^_W^SZ^GXTXYE_2^CX[^Z M\[\UR][_^Y^LVXYU^[^Y_O]SV\Z\Z_R^G[XWV^W\_BZ]U\Z\_H]Y I]F]Z_INZ_M\Y^O_T^H^_^FXG^_FXW^YU^WV^TXYE_]A^H_R]@ K\S]R\_SNWR][]Z_VPC[QU[^YT^_O]SV\ZS^GXZXZ_VNW]V\U\ ^YVU^WV^TXYE_O][[\W[]_^[V]YZ^V\A_S^G[XW_M\VW\[]YT]W\ &8' [Q_NY]V\UD_O]SV\ZS^GXZ^_P[^Z_V^[]M\_I][]J]WV] T^H^_T^_SNWR][V]J]WV\YE_9]SV\Z_R^H^[^YXZXZ_RPZ SX[[^YT^_J\TT\_PY^Z[^YT^_^YVU^RXZXZ_Z]T]Z[]Y\)VNVNZ K]_C^UQW_NY]V\U\ZT]W\_RPYQZ[^YD_H^O\Z]_^Y^O\[]Y\Z\Z R^VX[U^RXD_PYU^Z_R^H^RX_TXL^YXRXZ^_V^LXZ^Y^W_V^YXU^ ^FXW_H^[]_I]V\Y\[]Z_^[^Z[^Y^_WQYQ[^Z_V]R\R[]YT\YE?ZJ^W N[W]U\OT]_O]SV\Z[\W_V]R\R_]T\[]M\[]J]W_]WP[P/\R\_QS@ IQZ_^[^Z[^Y_RXZXYRXO_T]G\[T\YE_NZWN_O]SV\Z_\W[\U R]F\J\[\G\_SNWR]W_P[^Z_M\VW\[]YT]ZT\YE_<Q_Z]T]Z[] O]SV\Z_NY]V\U\_S^CX[^M\[]Z_R^H^[^YXZ_T]G]Y\_\S\_M\[\Z@ U][\T\YE_:NYW\S]D(4,E444_H^_9]SV\Z[\W_^[^ZX_>*%_U\@ [SPZ_^G^F_R^SXRX_>E(64_M\Z_VPZ_O]SV\Z_NY]V\U\_60, U\[SPZ_TP[^Y_\HY^J^VXS[^_8NZS^T^_7RC^ZS^D_7V^[S^D 2QZ^Z\RV^ZD_:QZQRD_^R_K]_$QY\S]_I\M\_N[W][]Y[] 9]SV\ZJ\[\W_^[^ZXZT^_S^YXL_H^[\ZT]T\YE_9]SV\Z_K] O]SV\ZS^GX_NY]V\U\Z]_MQ_T]Z[\_BZ]U_K]Y\[]Z_K] TNZS^T^_RBO_R^H\M\_P[^Z_N[W]U\OT]_O]SV\Z[\W[]Y\_WP@ YQS^Z_M\Y_U]KOQ^VXUXO_MQ[QZU^WV^TXY) QUHQY\S]V\U\O\Z_\[W_SX[[^YXZT^_6*E4>E>050_V^Y\@ H\ZT]_FXW^YX[^Z_5,%5_R^SX[X_39]SV\ZJ\[\G\Z_R[^HX_K] 2^M^Z\[]Y\Z\Z_?LX[^VVXYX[U^RX_1^WWXZT^_=^ZQZ3_\[] O]SV\Z[\W_^[^Z[^YXUXO_T]K[]V_INK]ZJ]R\Z]_^[XZUXLVXYE =^ZQZ^_IBY]_O]SV\ZJ\[\W_R^H^[^YX_T^Y^[VX[^U^OE 9]SV\Z_R^H^[^YXZ^_]Z_^O_M\Y_W\[PU]VY]_S^WXZ[XWV^ WPSQZ_K]_W]F\_^GX[X_S^CX[U^RX_K]_MQ_^[^Z[^Y^_H]Y F]L\V_H^SK^Z_RPWQ[U^RX_S^R^WVXYE_?SYXJ^D_O]SV\Z[\W R^H^[^YX_\F\ZT]_K]_MQ_R^H^[^Y^_]Z_^O_5_W\[PU]VY] U]R^A]T]_O]SV\ZS^GX_A^MY\W^RX_H^Y\F_O]SV\Z[\W[]Y\Z M\VW\R][_I][\L\U\Z]_K]_NY]U]R\Z]_]ZI][_P[^J^W W\US]K\_^VXWD_VPO_K]_TQU^Z_MXY^W^Z_V]R\R_S^CX[^U^O K]_\L[]V\[]U]OE_<QZ^_W^YLXZ_>*_1^O\Y^Z_64>#_V^Y\@ H\ZT]_<^LM^W^Z[XWV^Z_:<;;-S]_IBZT]Y\[]Z_3+[]W@ VY\W_.\S^R^RX_=^ZQZQ_\[]_9]SV\ZJ\[\G\Z_R[^HX_K]_2^@ M^Z\[]Y\Z\Z_?LX[^VVXYX[U^RX_1^WWXZT^_=^ZQZT^ 8]G\L\W[\W_2^CX[U^RXZ^_8^\Y_=^ZQZ_:^R^YXRX3D O]SV\Z[\W[]Y\Z_Y^ZV_PT^W[X_A^^[\S]V[]Y]_^FX[^M\[]J]G\ SBZNZT]_HNWNU[]Y_\F]YU]WV]T\YE_:^R^YXT^_S]Y_^[^Z 3O]SV\Z[\W_R^H^3_V^ZXU[^U^RX_\[]_6,_T]W^YT^Z_WNFNW R^H^[^Y_^YVXW_O]SV\Z[\W_R^H^!_R^SX[U^S^J^WVXYE 'SR^_?<-Z\Z_WPZQS[^_\[I\[\_65**0(_+ U]KOQ^VXZT^_>_T]W^YXZ_NO]Y\ZT]W\_^[^Z[^Y_3O]SV\Z S]V\LV\Y\[]Z_C^YR][3_P[^Y^W_V^ZXU[^ZXYW]ZD_3O]SV\Z ^G^F[^YX_\[]_W^C[X_^[^Z[^Y3_\R]_^RI^Y\_P[^Y^W_>44_U]@ VY]W^Y]_P[^Y^W_MPSQV[^ZTXYX[U^WV^TXYE_[W]U\OT]W\ O]SV\Z_M^HF][]Y\Z\Z_PYV^[^U^_MNSNW[NGNZNZ_>6 T]W^Y_P[TQGQ_T\WW^V]_^[XZTXGXZT^D_O]SV\Z[\W R^H^[^YXZS^YXT^Z_A^O[^RX_W^ZQZQZ_WPYQSQJQ[QGQZQZ TXLXZ^_FXW^YX[UXL_P[TQGQ_I]YF]G\_PYV^S^_FXWU^WV^TXYE =^ZQZT^_O]SV\Z[\W_R^H^[^YX_\F\ZT]_K]_MQ_R^H^[^Y^_]Z ^O_5_WU_U]R^A]T]_O]SV\ZS^GX_A^MY\W^RX_WQYQ[U^RXZ^ \O\Z_K]Y\[\YD_O]SV\Z[\W[]Y]_O^Y^Y_K]Y]J]W_W\US]K\_^VXW MXY^W^ZD_VPO_K]_TQU^Z_FXW^Y^Z_V]R\R_S^CX[^U^RXZ^_K] \L[]V\[U]R\Z]_\O\Z_K]Y\[U]OW]ZD_V^R^YXT^_O]SV\ZS^GX A^MY\W^RX_WQYQ[U^RX_\[]_\[I\[\_\UV\S^O_W^[TXYX[UXLD MQZ^_W^YLXZ_S]Z\_P[QLVQYQ[^J^W_9]SV\Z[\W_$^H^[^YX =PYQU^_=QYQ[Q-ZQZ_QSIQZ_IBYU]R\_L^YVXS[^_/]PV]Y@ U^[_W^SZ^W[X_V]WZP[P/\W_R]Y^_S^VXYXU[^YXD_\[I\[\ M^W^Z[XWF^_W^UQ_S^Y^YX_W^Y^YX_^[XZUXL_U^T]ZJ\[\W A^^[\S]V[]Y\D_][]WVY\W_NY]V\U\Z]_SBZ][\W_S^VXYXU[^YD C]VYP[_K]_TPG^[I^O_^Y^U^_K]_\L[]VU]_A^^[\S]V[]Y\D R^KQZU^S^_SBZ][\W_RVY^V]/\W_\HV\S^F[^YD_TPG^[_^A]V RPZY^RX_PYV^S^_FXW^Z_I]F\J\_S]Y[]L\U_S]Y\_\HV\S^JXD W^UQ_S^Y^YX_IBO]V\[]Y]W_SP[_^[VS^CX_K]_NRVS^CXRX A^^[\S]V[]Y\ZT]_MQ[QZQ[^J^W_S^VXYXU[^Y_\F\Z_O]SV\Z[\W R^H^[^YT^_S^VXYXU_S^CX[U^RXZ^_&XT^D_:^YXU_K] 1^SK^ZJX[XW_<^W^Z[XGX_V^Y^AXZT^Z_\O\Z_K]Y\[]M\[]J]W@ V\YE_:PC[^U_0_NS]T]Z_% R\Z\Z_W^UQ_IBY]K[\[]Y\ZT]Z P[QLU^RX_K]_,_NS]Z\Z_^SZX_SBZT]W\_PSQ_\[] W^Y^Y[^YXZ_^[XZ^J^W_P[U^RX_O]SV\Z[\W_^[^Z[^YXZ R^G[XW[X_M\Y_L]W\[T]_WPYQZ^J^GX_SBZNZT]_]ZT\L][]Y] SP[^FU^WV^TXYE_:PCY^W_=PYQU^_K]_?Y^O\_=Q[[^ZXUX =^ZQZQ_F]YF]K]R\ZT]_P[QLVQYQ[^Z_7[_:PCY^W_=PYQU^ =QYQ[[^YXZXZ_WY\V\W_WPZQ[^YT^_I]Z][[\W[]_9\Y^^V ;NH]ZT\R[]Y\_'T^RX_K]_:+;?_V]UR\[J\[]Y\Z\Z \V\Y^O[^YXZ^_W^YLXZ_PS_FPW[QGQ_\[]_W^Y^Y_^[U^RX_MQ W^SIXUXOX_WQKK]V[]ZT\YU]WV]T\YEE_=^SIXUXO)_7[\U@ \OT]_K]_MB[I]U\OT]_R^SX[^YX_HXO[^_^YV^ZD_F]KY]S\ P[QURQO_]VW\[]U]_Y\RW\_^C^FXW_PYV^T^_P[^Z_Z\W][_K] ^[VXZ_U^T]Z[]Y\Z\Z_S^ZXRXY^_]Z]Y/\_^U^F[X_/]PV]YU^[ WQSQ[^YXZXZ_MQ_S^R^T^_S^CX[^J^W_T]G\L\W[\W[]_VNU V^YXU_^[^Z[^YXUXOX_V]HT\V_]VU]R\T\YE_2]Y^[VX_O]ZI\Z@ [\W[]Y\U\O\Z_T]G]Y[]ZT\Y\[U]R\D_TXL^YXS^_M^GXU[X P[TQGQUQO_]Z]Y/\Z\Z_N[W]U\OT]_T^H^_A^O[^ NY]V\[U]R\_W^YLX_TQYQ[^U^O_I]YF]W[]YT]ZT\YE_ ?ZJ^W_QZQVQ[U^U^RX_I]Y]W]Z_FPW_BZ]U[\_M\Y I]YF]W_T^H^_K^YTXY)_7ZR^ZPG[Q_M]R[]ZU]W OPYQZT^TXYE_<QINZ_YQHR^V_K]YT\G\Z\O_U^T]Z[]YD WQSQ[^YD_N[W]U\O\Z_NO]Y\ZT]_>6_^S_NY]V\U_S^CX[^Z VPCY^W[^YXZX_V]HT\V_]VU]WV]T\YE_7LV]_MQ_Z]T]Z[]_:<@ ;;D_7WV\T^Y_.^YV\R\_?=._K]_BO][[\W[]_MB[I]_U\[@ []VK]W\[[]Y\U\O]_R]R[]Z\SPYQO)_2^R^_V^R^YXRXZX_I]Y\ F]W\ZD_&]T\OD_<^WXY_F^S_K]_;]ZT]Y]R_H^KO^[^YXZX V^YXUR^[_WPYQU^_^[^ZX_\[^Z_]T]Y]W_IXT^_I][]J]G\U\O\ INK]ZJ]_^[VXZ^_^[XZE_1^[WXUXO^_R^SIX_\[]_TQSQYQ[QYE ?M\T\Z_:?:_7MY^H\U_8+;?_9]SV\Z_8PRVQ 8]YZ]G\_<^LW^ZX_9\Y^^V_;NH]ZT\R[]Y\_'T^RX_;^Z\R^ QM]_<^LW^ZX__ İzmir Büyükşehir Belediyesi, “yerinde dönüşüm”ün en önemli projelerinden biri olan Ege Mahallesi'nde vatandaşlarla uzlaşma görüşmelerine başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ege Mahallesi kentsel dönüşüm ve gelişim projesi için vatandaşlarla görüşmelere başladı &BYNLU][]Y\Z_V^U^U[^ZU^RX_K]_RBO[]LU][]Y\Z \UO^[^ZU^RXZXZ_^YTXZT^ZD_+I]_;^H^[[]R\-ZT]W\ TBZNLNU_F^[XLU^[^YX_M^L[^S^J^WE_^ZT]KQ_SBZ@ V]U\S[]_I]YF]W[]LV\Y\[]Z_QO[^LU^_IBYNLU][]Y\D 8PG^[V^L_;NO]R\_P[^Y^W_T^_WQ[[^ZX[^Z_=N[VNYC^YW-V^W\ ]RW\_.^W\RV^Z_.^KSPZQ ZT^_WQYQ[^Z_7[]V\L\U_K] :^ZXVXU_;]YW]O\-ZT]_S^CX[XSPYE_O[^LU^ IBYNLU][]Y\ZT]_U^[_R^H\C[]Y\Z]_WPZQV[^YXZXZ_TQYQUQ@ Z^_IBY]_WPZQVD_WPZQV_^[VX_\LS]Y\_S^_T^_V\J^Y]V_U]YW]O\ R]F]Z]W[]Y\_RQZQ[QSPYE_1^W_R^H\C[]Y\Z\Z_Y^ZT]KQ_^[@ U^W_\F\Z_605_50_50_ZQU^Y^[X_V][]APZQ_^Y^U^[^YX I]Y]W\SPYE<NSNWL]H\Y_<][]T\S]R\-Z\Z_6%_1^O\Y^Z INZN_U^H^[[]_R^W\Z[]Y\Z]_K]_W^UQPSQZ^_RQZTQGQ CYP/]T]_LQZ[^Y_S]Y_^[XSPY_+I]_;^H^[[]R\D_PYV^[^YXZT^ S]L\[_^[^Z[^YX_P[^Z_*_W^V[X_M\Z^[^YT^Z_P[QL^J^WE_:NU T^\Y][]Y_M^[WPZ[Q_P[^J^WE_8^\Y][]Y\Z_V^U^UX_TPG^[ XLXW_K]_H^K^T^Z_S^Y^Y[^Z^J^WE_PW_^U^F[X_WN[VNY U]YW]O\D_^[^ZT^_S^L^S^Z[^YXZ_WN[VNY][_T]G]Y[]Y\Z\ I][\LV\Y]J]W_F^[XLU^[^Y_S^C^M\[]J]W[]Y\_K]_^SZX_O^@ U^ZT^_I]ZF[]Y\Z_]G\V\U_IBY]M\[]J]G\_M\Y_^WV\K\V] U]YW]O\_P[^J^WE_1^[]Z_W^HK]H^Z]_P[^Y^W_WQ[[^ZX[^Z V^Y\H\_W\[\R]_Y]RVPY]_]T\[]J]WE_$]UV_U]ST^ZXD_WNFNW V\J^Y\_M\Y\U[]YD_W^A][]Y_K]_I^[]Y\[]Y[]_H]U_S]Y[\_H]U_T] S^M^ZJX_VQY\RV[]Y\Z_QGY^W_S]Y\_P[^J^WE_?[^ZT^D_VPC[^U (,>_^T]V_NY]V\[]Z_?_V\C\_WPZQV[^YT^D_WQ[[^ZXJX[^YXZ_H^W ]VV\W[]Y\_S]Z\_\ZL^^V_^[^Z[^YX_K]_V^[]C[]Y\Z]_IBY])_>"> 6">_5">_R]F]Z]W[]Y\ZT]_K]_5>_@_>>#_U]VY]W^Y]_^Y^RX MNSNW[NW[]YT]_^[V]YZ^V\A[]Y_RQZQ[QSPYE_?SYXJ^D_U^@ H^[[]T]_U]KJQV_INZNM\Y[\W_V\J^Y\_WQ[[^ZXU[^Y TNLNZN[]Y]W_S\Z]_WPZQV[^YXZ_^[VXZT^_*4_^T]V_WPZQV_^[VX V\J^Y]V_M\Y\U\_V^R^Y[^ZTXE_<BS[]J]_VPC[^U_0>> M^GXURXO_M\Y\U_NY]V\[U]R\_H]T]A[]Z\SPYE_<PTYQU W^V[^YXZT^_PVPC^YW[^Y_V^R^Y[^ZTXE_\U^Z_^YW^RX_MB[I]R\ \[]_^Y^RXZT^W\_I]F\L\_R^G[^U^W_NO]Y]_V\J^Y]V_U]YW]O\D PA\R[]Y_K]_WPZQV_WQ[[^ZXU[^YXZT^Z_P[QL^Z_SNWR]W_W^V[X M\Y_S^CX_^T^RX_C[^Z[^ZTXE_2^CX_^[F^W_K]_SNWR]W_P[U^W NO]Y]_\W\_MB[NUT]Z_P[QLQSPYE_?[F^W_M[PW_V\J^Y\ \L[]K[]Y]D_SNWR]W_M[PW_\R]_PA\R_K]_WPZQV_I\M\ WQ[[^ZXU[^Y^_P[^Z^W_K]Y]J]W_L]W\[T]_V^R^Y[^ZTXE_=]Z@ V[]_S^S^_M^G[^ZVXRXZXZ_R^G[^ZU^RXD_=^HY^U^Z[^Y_MB[@ I]R\Z]_]Y\L\U\Z_WP[^S[XW[^_R^G[^ZU^RX_^U^JX_\[]_C[^V@ APYU_I]F\L\_BZ]Y\[T\E_.[^VAPYUQZ_^[VX_V\J^Y]V_U]YW]O\ P[^Y^W_U]ST^Z[^_\[\LW\[]ZT\Y\[T\E_.[^VAPYUT^_S]Y_^[^Z ^UA\_H]U_>,#(_$PW^W_H]U_T]_U]ST^Z^_^FX[^Y^W_MQ ^[^Z[^YT^_S^CX[^J^W_^WV\K\V][]Y_\F\Z_M\Y_R]S\Y_K] W^VX[XU_U]W^ZX_P[QLVQYQ[TQE_ ?[^ZT^_S^L^S^Z[^YXZ_WN[VNY][_T]G]Y[]Y\Z\ I][\LV\Y]J]W_F^[XLU^[^Y_S^C^M\[]J]W[]Y\D_I]ZF[]Y\Z ]G\V\U_IBY]J]G\_FPW_^U^F[X_WN[VNY_U]YW]O\_C[^Z[^ZTXE ?[^ZT^_S]Y_^[^Z_V^Y\H\_?S^_2^ZX_\I^Y\^_=\[\R]R\_R]UV U]ST^ZXZT^D_S]Z\_M\Y_\L[]K[]_M]Y^M]Y_Y]RVPY]_]T\[]J]WE =NFNW_V\J^Y\_M\Y\U[]YD_W^A][]YD_I^[]Y\[]Y_\[]_M\Y_R]UV U]ST^ZX_P[QLVQYQ[^J^WE 10 Temmuz 2014 Perşembe Manisa’nın Soma ilçesinde, 301 işçinin şehit olduğu maden faciasından sağ kurtulan Murat Yalçın, Petkim’de işe başladı. 13 Mayıs 2014 tarihindeki kazada, cankurtarana alınırken, "Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin."diye konuştu sözleriyle hafızalara kazınan ve facianın sembolü haline gelen madenciyi Petkim işe aldı.Yalçın, rafineride teknik eleman olarak çalışacak. SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, faciada 11–12 saat sonra kurtarılan Murat Yalçın’ın sembol isimlerden biri olduğunu belirterek, “Çizmesi sedyeyi kirletmesin diye içinden gelerek söylediği, ‘Çizmemi çıkarayım mı?’ sözleri tüm Türkiye’yi etkiledi. Murat’ın yaklaşımı ve azmi, bu topraklarda yaşayanların temel karakteristiğini de yansıttığı için çok hoşuma gitti, takdir ettim. Dün akşam Soma’daki iftarımızda, bizde çalışmasını teklif ettim. Murat Yalçın’ı rafineride, teknik emniyet departmanımızda istihdam edeceğiz, iş ve işçi sağlığı teknisyeni olacak. Petrokimya ve rafineriler, iş sahası gereği iş güvenliği ve teknik emniyetin en çok öne çıktığı alanlar arasında. Petkim, bu konuda Türkiye’nin en tecrübeli ekiplerinden birine sahip.Yatırımı devam eden STAR Rafinerimiz'de de bu tecrübeyi temelin atıldığı ilk günden beri uyguluyoruz. Soma’da yaşanan facia gösterdi ki belli alanlarda iş güvenliği, her zaman ilk sıradaki yerini korumalı.” dedi. Aynı madende çalışan 301 arkadaşını kaybeden, evli ve bir çocuk babası Murat Yalçın, sedye meselesini, "Giden gidiyor, bayılan bayılana. Arkadaşları kurtardık, zaten biz de kendimizde değiliz. Şükür Allah'a, ağabeyim gelmişti beni kurtarmaya, ben ağabeyimi gördüm, çok sevinmiştim, gururlandım. Allah'a şükürler olsun çıktım dışarı. Ambulansa binmek, çizmeyi çıkarmak; yani devletimize şey olmasın diye, çarşaf kirlenmesin diye. Bizden sonraki arkadaşları düşünüyorsun; çıkan, acil olanları. Ne bileyim, adam belki çok acil olarak başını oraya koyacak, çamur olmasın. (CİHAN) Menderes Belediyesi ilçedeki işsizliğin önünü kesmek için iş dünyasının önemli kuruluşları ile ortak çalışmalar gerçekleştiriyor Yapılan çalışmalar kapsamında Hugo Boss firması ilçede iş görüşmesi gerçekleştirdi. Menderes Belediyesi tarafından iş arayanlara yönelik başlatılan CV Bankası uygulaması ile işsizliğe karşı adım atıldı. Uygulama kapsamında belediyeye iş başvurusunda bulunanların özgeçmişleri CV Bankası’nda toplanarak gerekli görülen alanlarla ilgili çalışma yapılıyor. Bu kapsamda belediye yetkilileri ile iş dünyasının önemli kuruluşları da birlikte hareket ediyor. İlk uygulama moda alanında dünyanın en çok tanınan markalarından biri olan Hugo-Boss firması ile gerçekleşti. Menderes Belediyesi yetkililerinin Hugo Boss firması yetkilileri ile yaptığı toplantı sonucu, istenilen pozisyona uygun olarak CV bankasından seçilen kişiler ikili görüşmelere davet edildi. Menderes Belediyesi Kültür Merkezi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen görüşmede Hugo Boss yetkilileri değerlendirme süreci sonrasında iş imkanı sağlanabilecek kişilere dönüş yapacaklarını açıkladı.Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, CV Bankası uygulaması ile işsizliğin azalmasını ve istihdama katkı sağlamayı amaçladıklarını belirterek, “ İlçemizdeki en büyük sorunlardan birisi işsizlik. Belediye olarak biz de vatandaşlarımızın işsizlik sorununu çözmek için CV Bankası uygulamasını başlattık. Uygulamaya kısa zamanda büyük bir talep oluştu. Elde ettiğimiz verileri ilçemiz ve ilimiz sınırları içerisindeki şirketler ile paylaşıyoruz. Şirket yetkilileri gerekli pozisyana uygun olan kişilerle görüşmeleri gerçekleştiriyor. (HABER MERKEZİ) 101Şubat Temmuz 2014 Perşembe 2013 Perşembe !! !!! ! Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Sivas Meslek Yüksekokulu (MYO) bahçesinde kurulan ve jeotermal kaynaklarla ısıtılan serada yapılan topraksız tarım uygulamalarında, preslenmiş Hindistan cevizi kabuğuna dikilen domates fidelerinden topraklı tarıma göre yaklaşık 6 kat daha fazla ürün alındığı bildirildi LJLRJVZQX?WTDZ1NGUYRKSIZPYUSLQY>ZFXUXRZ=YKPYTSRZAX IYUYUTSTYUSVZFWUWEWVWZXVFXTTXOXVZWINTXZHWUZNUPYLSV NTMEPMUMTLYKSZFXUXRKXZWRTWLTXVQWULXOTXZHWPRWVWV WKPXQW?WZ=XUZPJUTJZRNEMTMVZNTMEPMUMTLYKSOTYZBNRZFJIXT NUPYLZ=YISUTYLYRPYZAXZAXUWLTWTWRZ@VZGTYVQY PMPMTLYRPYQSUDZ'YKPYTSRZAXZIYUYUTSVSVZKNVZQXUXCXZQJEJR NTQM?MZHWUZH@TFXQXOWIDZ;MZQYZOXPWEPWUWCWTXUXZHJOJRZY: AYVPY0ZKY?TSONUDZ'WBHWUZIWUYWZWTYBZRMTTYVLSONUMIDZ!UJV: TXUWLWIQXZIWUYWZWTYBZRYTSVPSKSVYZUYKPTYVLYLYRPYQSUDZ;M HWIWLZWBWVZHJOJRZHWUZEYVKD)Z<YUYR@O>Z0XNPXULYT RYOVYRTYUSVZRMTTYVSLSVSVZKNVZQXUXCXZ@VXLTWZNTQM?MVM AMUFMTYOYUYR>Z);MZKWKPXLTXUQXZSKSVLYZPNGTYLZFWQXU: TXUWVZOJIQXZ(96SVSZNTMEPMULYRPYQSUDZ KSPLYZKWKPXLWVWZXVZMCMIZEXRWTQXZB@ILXRZKNVZQXUXCX @VXLTWQWUDZ;MZVXQXVTXZ0XNPXULYTZRYOVYRTYUSVZNTQM?M H@TFXTXUQXZHMZKWKPXLZOYOFSVTYELYRPYQSUDZ-WKPXLWVZ75: /9ZQXRYUTSRZYTYVQYRWZLYTWOXPWZOYRTYESRZ(:5ZLWTONVZTWUYD ;MVMVZ/:5ZOSTZYUYKSVQYZFXUWZQ@VJEJLJ KY?TYVLYRPYQSU)ZQWOXZRNVMEPMDZ PNGUYRKSIZPYUSLSVZO@UXQXZOYGSTYHWTXCX?WVWZF@KPXULXOW YLYBTYQSRTYUSVSZYRPYUYVZ<YUYR@O>ZGUXKTXVLWEZNTYUYRZR: XVQWTXUWVXZFXTXVZ'WVQWKPYVZCXAWIWZRYHMRTYUSVSZKMQY OSRYOYUYRZEWEWUQWRPXVZKNVUYZQNLYPXKZ8WQXTXUWVWVZQWRWLW: VWZOYGPSRTYUSVSZW8YQXZXQXUXR>Z);WPRWVWVZW=PWOYBZQMOQM?M HXKWVZXTXLXVPTXUWVWZQWUXRPZNTYUYRZR@RZH@TFXKWVXZAXUWO: NUMIDZ4Y=YZKNVUYZHWPRWOXZPJLZRJTPJUXTZWETXLTXUWZMOFMTY: OYUYRZ=YKYQYZ=YISUZ=YTXZFXPWUWONUMI)ZQWOXZRNVMEPMD 'WVQWKPYVZCXAWIWZRYHMRTYUSVYZQWRPWRTXUWZ8WQXTXUQXVZWTR JUJVTXUWZYTLYOYZHYETYQSRTYUSVSZYVTYPYVZ<YUYR@O> )<YKSLZYOSVYZRYQYUZJUJVZYTLYOSZGTYVTSONUMIDZ1YUTY PYUSLSVQY>Z-WAYKZXRNTN0WRZRNEMTTYUSVQYZHWUZ8WQXQXVZ/:( RWTNFUYLZJUJVZYTSVSURXV>ZHMZKWKPXLQXZ79:75ZRWTNFUYL =YPPYZQY=YZ8YITYZJUJVZYTLYZEYVKSVYZKY=WHWI) QXQWD1NGUYRKSIZPYUSLSVZHWUBNRZYAYVPY0SZNTQM?MVMZHX: TWUPXVZ<YUYR@O>ZEMVTYUSZRYOQXPPWZ)1YUTYQYZOXPWEPWUWTXV QNLYPXKTXUTXZRSOYKTYQS?SLSIQYZPNGUYRKSIZPYUSLQYRWZHWU 8WQXQXVZBNRZUY=YPZ79ZRWTNFUYLYZRYQYUZJUJVZYTLY EYVKSVYZKY=WHWIDZ1YUTYZPYUSLSVYZHYRPS?SLSIZIYLYVZHM !Z-WAYKZ#$Z;WPRWKXTZAXZ'YOAYVKYTZ!UXPWL ;@TJLZ;YERYVSZ$UQDZ4NBDZ4UDZ1NTFYZ<YUYR@O>ZOYGPS?S YBSRTYLYQY>Z0XNPXULYTZRYOVYRTYUZHYRSLSVQYVZIXVFWV -WAYK6PY>ZHMZRYOVYRTYUSVZQN?UMZRMTTYVSLSVSVZKNVZQXUXCX @VXLTWZNTQM?MVMZK@OTXQWDZXNPXULYTZRYOVYRTYUSVZKXU: YTYUQYZRMTTYVSLSVSVZKNVZOSTTYUQYZ1JURWOX6QXZAXZQJVOY: QYZOYOFSVTYEPS?SVYZQWRRYPWZBXRXVZ<YUYR@O>ZXAEX=WU6WV <NIYRTSZWTBXKWVQXZ399>Z$NIFYP6SVZ;N?YITSOYVZWTBXKWVQX WKXZ*9ZQXRYUZ0XNPXULYTZKXUYZHMTMVQM?MVMZHXTWUPXUXR> -WAYK6SVZQYZ0XNPXULYTZRYOVYRTYUSVSVZPYUSLQY QX?XUTXVQWUWTLXKWZFXUXRPW?WVWZW8YQXZXPPWDZ<YUYR@O> -WAYK6PYRWZ0XNPXULYTZRYOVYRTYUYZQWRRYPWZBXRLXRZWBWV> !ZXRP@UJZUN8DZ4UDZ&YUMRZ<NCYCSR6SVZQYZQXKPX?WOTX )-WAYK6SVZ"RNTN0WRZ<NEMTTYUSVQYZXNPXULYTZ<YOVYRTYUSV 1NGUYRKSIZ1YUSLQYZ4NLYPXKZ$XPWEPWUWCWTW?WVQX <MTTYVSTLYKS)ZYQTSZGUN0XOWZ=YISUTYQSRTYUSVS>Z0XNPXULYT RYOVYRTYUTYZSKSPPSRTYUSZ759ZLXPUXRYUXTWRZKXUYQYZ'WVQWK: PYVZCXAWIWZRYHMRTYUSVYZQWRPWRTXUWZ599Z8WQXOTXZPNGUYRKSI PYUSLZOYGPSRTYUSVSZRYOQXPPWDZ-WAYKTSZFWUWEWLCWTXUX & ($!(#(' '&'(%'%#&( & ("""('#('%'%#&(#'!& 1JURWOX6VWVZRMUMZWVCWUZW=UYCYPSVQYZWTRZKSUYQYRWZ,;: 46OXZXOTJT:=YIWUYVZQ@VXLWVQXZZHWVZ/*9ZPNVZJUJVZF@V: QXUWTQWDZ;MZJTRX>Z35ZHWVZPNVYZMTYEYVZRMUMZRYOSKSZQSE KYPSLSVQYZQYZ@VQXZOXUZYTQSDZ XRWUQXRKWIZRMUMZJIJL W=UYCYPSVSVZOJIQXZ726WVWVZOYGSTQS?SZ%VFWTPXUX6OXZWKXZYOVS Q@VXLQXZHMZJUJVJVZ(7ZHWVZPNVTMRZQSEZKYPSLS FXUBXRTXEPWUWTQWDZZ"FXZ<MUMZ#XOAXZAXZ#YLMTTXUW %=UYCYPBSTYUSZ;WUTW?WVQXVZYTSVYVZHWTFWOXZF@UX> 1JURWOX6VWVZRMUMZWVCWUZW=UYCYPS>ZKXINVMVZHYETYQS?SZXOTJT YOSVQYVZ=YIWUYVZKNVMVYZRYQYUZFXBXVZQ@VXLQX>Z793/ KXVXKWVXZF@UXZOJIQXZ73ZYUPSEZRYOQXQWGZ+9ZHWVZ2*5ZPNVY> QX?XUZNTYUYRZWKXZOJIQXZ72ZOJRKXTXUXRZ7//ZLWTONV QNTYUYZBSRPSDZ;MZJUJVQXZXVZ8YITYZW=UYCYPZZHWVZ/*9ZPNVTY ,;46OXZOYGSTQSDZ#WRPYUZNTYUYRZOJIQXZ(2ZYUPSESV OYEYVQS?SZ,;46OXZOYGSTYVZW=UYCYPPYVZXTQXZXQWTXVZFXTWU> OJIQXZ22ZOJRKXTXUXRZ72ZLWTONVZQNTYUYZMTYEPSDZ;M JTRXOWZ2ZHWVZ+52ZPNVTYZ&UYVKY>Z+ZHWVZ5+*ZPNVTYZ,T: LYVOYZAXZ(ZHWVZ+7ZPNVTYZMKOYZWITXQWD1JURWOX6VWVZRMUM RYOSKSZQSEZKYPSLSZWKXZY?MKPNK:=YIWUYVZQ@VXLWVQXZLWRPYU NTYUYRZFXBXVZOSTYZF@UXZ8YITYZQX?WELXQXVZ39+ZHWVZPNVZN: TYUYRZFXUBXRTXEPWDZ"TQXZXQWTXVZFXTWU>ZOJIQXZ33ZYUPSGZ/3+ LWTONVZ229ZHWVZQNTYUYZOJRKXTQWDZ<MUMZRYOSKS W=UYCYPSVQYZQYZWTRZKSUYQYZ35ZHWVZPNVTYZ,;4ZFXTWONUDZ;M JTRXOXZOYGSTYVZW=UYCYPPYVZXTQXZXQWTXVZFXTWUZOJIQXZ76TMR YUPSETYZ5/ZLWTONVZQNTYUYZMTYEPSDZ;MZJTRXOW>Z37ZHWVZ5/7 PNVTYZMKOY>Z2ZHWVZ+2(ZPNVTYZ,TLYVOY>Z+ZHWVZ*39ZPNVTY &UYVKY>Z*ZHWVZ*59ZPNVTYZ%VFWTPXUXZAXZ5ZHWVZPNVTYZ,AMK: "&'!#'( $!('$%$ ('%!( ($$'%'& Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, Türkiye'nin buğday ithalatının artış göstereceğine dikkati çekerek, "Türkiye, son beş yılda ortalama 3,7 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirmişti. Fakat bu sene kuraklık nedeniyle Türkiye'nin buğday ithalatı, 5 milyon tonu aşabilir" şeklinde konuştu Ergezen, buğday fiyatları ve buğdayı girdi olarak kullanan sektörlerin durumunu değerlendirdi. Buğday fiyatının, mayıs ayında gördüğü en yüksek seviyeden yaklaşık yüzde 24 değer kaybettiğini aktaran Ergezen, "Buğday 2010 yılındaki seviyelerine geri döndü" değerlendirmesini yaptı. Haziran ayının, buğday için pek iyi geçmediğini anımsatan Ergezen, şunları anlattı: "Zaten bu ay, her sene buğday fiyatının yönünün belirlendiği dönem olarak biliniyor. Bu ay içerisinde açıklanan yeni sezona yönelik beklentiler, buğday fiyatlarındaki ana trendi belirliyor. ABD Tarım Bakanlığı'nın açıkladığı yeni sezona yönelik tahminler, buğday fiyatının hızla değer kaybetmesine yol açtı. Haziran raporuna göre küresel buğday üretimi, geçen seneye göre azalış gösterse de halen 2012 yılına göre 44,3 milyon ton daha yüksek. Bu rakam, Türkiye'nin üretiminin iki katından daha fazla. Bununla beraber stoklardaki artış da devam ediyor. Aynı rapora göre küresel buğday stokları yüzde 2,56 artışla 188,61 milyon tona ulaşacak. Bu üretim ve stok düzeyi, buğday işlemlerinde satış baskısına yol açıyor.Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Komisyonu’nun (FAO) tahminlerine göre Türkiye'de kuraklık nedeniyle buğday üretiminin, yüzde 10 ila 21 düzeyinde azalacağını belirten Ergezen, 22 milyon ton olan üretimin 19,7 milyon tona gerileyeceğini aktardı. Uluslararası Hububat Komisyonu tahminlerine göre ise Türkiye'de üretimin 17,3 milyon tona düşeceği beklentisinin konuşulduğunu aktaran Ergezen, şöyle devam etti: "Küresel piyasalarda buğday fiyatı düşerken, Türkiye'de buğday fiyatının yeni hasat sezonuna yük- sek başladığını görüyoruz. Ticaret borsalarındaki ortalama fiyatlar, önceki döneme göre artmış durumda. Müdahale alım fiyatının açıklanması, yüksek fiyatlar nedeniyle bir miktar daha gecikebilir. Eğer yeni hasat ürünlerinin borsaya gelmesi gecikirse, buğday fiyatının bazı bölgelerde kilogram başına ortalama 1 lira seviyesine ulaştığını bile görebiliriz."Türkiye'de yaşanan kuraklık ve düşük üretim nedeniyle sene boyunca arzın kısıtlı olmasının beklendiğini hatırlatan Ergezen, buğday ithalatı haberlerinin artacağını belirterek, şu yorumu yaptı: "Zaten kısıtlı arz ve özellikle spekülatif talep nedeniyle tedbir amaçlı buğday ithalatına başlandığını görüyoruz. Nisan ayında Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) 2,5 milyon ton buğday ithalatı yetkisi verilmişti. TMO, son olarak 235 bin ton buğday ithalatı için ihale açtı. Türkiye, son beş yılda ortalama 3,7 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirmişti. Fakat bu sene kuraklık nedeniyle Türkiye'nin buğday ithalatı, 5 milyon tonu aşabilir. TMO'nun yaklaşık 1 milyon 650 bin ton buğday stoku olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'nin buğday tüketimi ise yaklaşık 18 milyon ton civarında bulunuyor. Kısaca yeni buğday ithalatı haberlerini, sene boyunca daha çok duyacağız."Bölgeler arasındaki üretim farklılığının önemine dikkati çeken Ergezen, "Alım fiyatının açıklanması her kesimi memnun etmeyecektir. Hükümetin bu anlamda işi oldukça zor" dedi. Marmara Bölgesi'nde üretim kaybı olmayacağı tahmin edilirken, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki üretim kaybının yüzde 20'nin üzerine çıkmasının beklendiğini belirten Ergezen, "Bölgeler arasındaki bu farklılık, zaten fiyatlara da yansımış durumda. Müdahale alım fiyatı bu sene kritik rol oynayacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle müdahale alım fiyatındaki gecikmenin bu olduğunu düşündürüyor. Öncelikle serbest piyasada yeni hasat sezonuna ait fiyatların nasıl gelişeceği görülmek istenecektir. Ancak ondan sonra müdahale alım fiyatının açıklanması bekleniyor. Kısaca müdahale alım fiyatının açıklanması daha gecikebilir" değerlendirmesini yaptı.Türkiye'de yaşanan kuraklığın, çiftçilerin gelirlerinde azalmaya yol açacağını söyleyen Egezen, özellikle Siirt, Mersin ve Gaziantep'te üretim kaybının yüzde 50'nin üzerine çıkmasının beklendiğini söyledi. Buğday fiyatı yüksek gerçekleşse bile üretimdeki ciddi kayıp nedeniyle, çiftçi kredilerinde sıkıntı yaşanmasının kaçınılmaz göründüğünü anlatan Ergezen, "Bu nedenle kredi borçlarının ertelenmesi ve sübvansiyonlar için geç olmadan önlem alınması gerekiyor. Aksi taktirde çiftçi kredilerinin geri ödenmesinde sıkıntılar şimdiden başlayabilir. Sonunda ise seneye bu bölgelerde buğday ekili alanların azaldığını da görebiliriz" diye konuştu. Bu yıl bir diğer büyük tehdidin ise saman fiyatlarında görüldüğüne dikkati çeken Ergezen, buğday ve mısırda rekoltenin düşük olacağının kesinleştiğini, ayrıca buğdayın seyrek olması ve boyunun kısa kalması nedeniyle, saman miktarının azalacağını söyledi. Ergezen önümüzdeki kışın besiciler için zor geçebileceği uyarısında bulunarak, şunları kaydetti: "Özellikle kış aylarına doğru açık besicilik yapılamaması nedeniyle saman fiyatlarında hızlı artış yaşanabilir. Rekolte düşük olduğu İç Anadolu ve Güneydoğu bölgelerinde fiyatlardaki artışın çok daha yüksek olması bekleniyor. Kısaca buğday üretiminin azalması, besicilik sektörü için de tehdit oluşturmaktadır. Saman fiyatlarındaki artış doğal olarak et fiyatlarının da artmasına neden oluyor. Bu sene kış ayları, besiciler için zor geçebilir." (AA) PUYTOYZPYRWGZXPPWD XRWUQXRKWIZRMUMZJIJLZW=UYCYPSZWKX XOTJT:=YIWUYVZQ@VXLWVQX>ZFXBXVZOSTYZF@UXZLWRPYUZN: TYUYRZOJIQXZ7ZYIYTYUYRZ359ZHWVZPNVY>ZQX?XU HYRSLSVQYVZQYZOJIQXZ3*6TSRZQJEJETXZ/25ZLWTONVZQNTYUY FXUWTXQWDZ;MZJUJVQXVZ8YITYZPYTXGZXQXVZJTRXZWKXZ(7ZHWV PNVTYZ%VFWTPXUXZNTQMDZ XRWUQXRKWIZRMUMZJIJLZW=UYCYPSVSV OJIQXZ726WVWZYTYVZ%VFWTPXUX6OXZF@VQXUWTXVZJUJVQXVZXTQX XQWTXVZFXTWU>ZFXBXVZOSTYZF@UXZOJIQXZ32ZQJEKXZQXZ39*>+ LWTONVZQNTYUTYZWTRZKSUYQYRWZOXUWVWZRNUMQMDZ "!"('%'($& Türkiye’nin en büyük spor giyim perakendecisi Barçın Spor, Dünya Kupası için hazırladığı Facebook uygulamasıyla kendinden söz ettiriyor. Krampon Kupası adıyla bir tahmin oyunu hazırlayan Barçın, Dünya Kupası heyecanına heyecan katıyor ;YUBSVZ-GNU.MVZQJVOYZRMGYKSZWTXZHWUTWRPXZKPYUPZAXUQW?W AXZLYBTYUQYZXVZBNRZFNTZYPYVZRUYLGNVTYUSVZPY=LWVZXQWTQW?W <UYLGNVZ<MGYKSZHJOJRZWTFWZF@UJONUDZ<UYLGNVZ<MGYKSZ5 XPYGPYVZNTMEYVZHWUZNOMVDZ;MZXPYGTYUZ4JVOYZ<MGYKSZFUMG XTXLXTXUW>ZBXOUXRZ8WVYT>ZOYUSZ8WVYTZAXZ8WVYTZLYBTYUSOTYZXE IYLYVTSZNTYUYRZHYETYOSGZHWPWONUDZ'XUZXPYGPYZAXUWTXVZ@QJTTXU FWQXUXRZHJOJONUDZ<YUESTYELYTYUQYVZ@VCXZ;YUBSVZ-GNU.MV KNKOYTZLXQOYZ=XKYGTYUSVQYVZLYBTYUSVZRUYLGNVZRYQUNTYUS OYOSVTYVSONUDZ;@OTXCXZ8YANUWZF@UJTXVZNOMVCMTYUSVZFWOQWR: TXUWZRUYLGNVTYUSZF@UXUXRZKXBWLZOYGSTSONUDZ"VZOJRKXR GMYVSZPNGTYOYVZRYPSTSLCSTYUYZ$YUSZ&WVYTZXPYHSVQYZ(99Z1> 8WVYTZXPYHSVQYZWKXZXVZ599Z1ZQX?XUWVQXZ;YUBSVZMYVZAXU: WTWONUD;YUCWVDCNL.QYZKMVQMRTYUSZYAYVPY0TSZ8WOYPTYU>ZPYRKWPTW @QXLXZKXBXVXRTXUWZAXZWYQXQX?WEWLZFYUYVPWKWZWTXZKYQSRZHWU LJEPXUWZRWPTXKWZNTMEPMUQMRTYUSVSZAMUFMTYOYVZ;YUBWVDCNL XVXTZ#JQJUJZ,TWZ;YUBSV>Z;MZRWPTXZWBWVZOXVWZEXOTXUZJUXP: LXRZHWIWLZWBWVZ=XOXCYVZRYOVY?SDZ;MZOJIQXVZ4JVOY <MGYKSZFWHWZHJOJRZHWUZNUFYVWIYKONVYZZOYRSESUZHWUZGUN0X KMVLYRZWKPXQWRZAXZNUPYOYZ<UYLGNVZ<MGYKSZBSRPSD 4JVOYZ<MGYKSZWTXZHXUYHXUZKPYUPZAXUQW?WLWIZ<UYLGNV <MGYKS.VQY>Z4JVOYZ<MGYKSZLYBTYUSVSVZXVZBNRZFNTZYPYCYR RUYLGNVTYUZPY=LWVZXQWTWONUDZOMVYZRYPSTLYRZWBWV DHYUCWVDCNLRUYLGNV:RMGYKWZYQUXKWVQXVZ&YCXHNNR =XKYHSOTYZHY?TYVSTSONUDZ<UYLGNVZ<MGYKS.VSZ;YUCWVDCNL XRWHWZWTXZHXUYHXUZ=YISUTYQSRZAXZEWLQWOXZRYQYUZBNRZNTMLTM FXUWZQ@VJETXUZYTQSRDZ79ZHWVZCWAYUSVQYZ&YCXHNNR RMTTYVSCSKSVSVZQY=WTZNTQM?MZ<UYLGNVZ<MGYKS.VSZHMVQYV KNVUYRWZNUFYVWIYKONVTYUZWBWVZQXZQX?XUTXVQWULXOW QJEJVJONUMIDZZ<UYLGNVZ<MGYKSZ=YISUTSRZKJUXCWZHWUYIZO: NUMCMZNTKYZQYZRXOW8TWOQWDZVCXTWRTXZZ4JVOYZ<MGYKS.VY RYPSTYVZPJLZNOMVCMTYUSZAXZFWOQWRTXUWZRUYLGNVTYUS XETXEPWUQWRDZ4JVOYZ<MGYKS.VQYZ77Z8YURTSZRUYLGNVZFWOWTWO: NUDZ;MZ77ZRUYLGNVMVZ@IXTTWRTXUWVW>ZF@UKXTTXUWVWZAX AWQXNTYUSVSZKYO8YLSIQYVZWVCXTXOXHWTWONUKMVMIDZ <UYLGNVTYUSVZEWLQWOXZRYQYUZRYBZFNTZYPPSRTYUSVSZAX RYPSTSLCSTYUQYVZRYBSZPYUY8SVQYVZ8YANUWZF@KPXUWTQW?WVWZQX F@UXHWTWONUKMVMIDZ-XBPW?WVWIZRUYLGNVZFNTZYPPS?SVQYZ399 GMYVZRYIYVSONUKMVMIDZ4Y=YZBNRZGMYVZRYIYVLYRZWBWV YURYQYETYUSVSISZQYAXPZXPLXVWIZFXUXRTWDZ JVRJZQYAXP XPPW?WVWIZYURYQYETYUSVSISVZKXBPW?WZRUYLGNVZFNTZYPPS?SVQYZ39 GMYVZQY=YZRYIYVSONUKMVMIDZ,OUSCYZ4JVOYZ<MGYKSZWBWV @IXTZNTYUYRZPYKYUTYVYVZHMZRUYLGNVTYUSZKYPSVZYTLYR WKPXQW?WVWIQXZKYO8YQYVZHYUCWVDCNL.YZO@VTXVXUXRZYTSEAXUWE WETXLWVWIWZQXZOYGSTYHWTWONUKMVMIDZ4JVOYZ<MGYKS LYBTYUSVSVZXVZFNTCJZRUYLGNVTYUSVSZPY=LWVZXQXUWL.ZQWOXV =XURXKWZ<UYLGNVZ<MGYKS.VYZHXRTWONUMIZQXQWD;YUCWVDCNL WTXZKGNUZFWOWLQXZXVZIXVFWVZBXEWQWVZHMTMVQM?MZHWUZNVTWVX LY?YIYZNTLYOSZ=XQX8TXQWRTXUWVWZAXZHMZ=XQX8XZMTYEPSRTYUSVS HXTWUPXVZ,TWZ;YUBSV>ZMZYVQYZNVTWVXZLY?YIYLSITYZWRX> ,QWQYK>ZMLY>ZXXHNR>ZNVAXUKXZHYEPYZNTLYRZJIXUXZNV: TYUCYZQJVOYZLYURYKSVSZLJEPXUWTXUWLWIWVZXATXUWVXZFXPWUWO: NUMIDZZ Temmuz Perşembe 10 1Şubat 20132014 Perşembe %#()%**'*$&)( ")')&('*&*$#% )!)$&** *(%')"* >MWTYPZ1SZ\JN\PUX\PZQC\QUOUW\IZ\[W:[S[\DZFZV\PUX PMHSZ\6+1NV\MHZWYVSZ\7YP[R\[WRUKU\DZFZTXZKQYKRYWG\*ZQ 7YP[RX[WUVUV\JN\PUX\P[K[V[V\TNW[TXUT\VZSZVYPXZ O[Q[VUV\7YP[RU\6(\TNWNKR[V\2(\TNWNK[\PMTOZXSYC\SYBZW PZQ\MWMVXZWYVYV\SZ\[WR[E[BU\AVDAWMXQZTRZSYWG G"DB?DBH-E<DEA8E;E IZ\AHZXXYTXZ\LTNX\F[BU FLENTX[WUVUV\JZSZV\IZ\HY@YV\DZXYKYQYVSZ\@[PI[VO[X :WLRZYVXZWYV\FLT\AVZQXY\LXSNBNVN\@[RUWX[R[V\%NO[QC #5[R[XU\:LXYRYT[X[W\VZRYEZOY\ZRYV\MWZRYQ\Q[XYPZRXZWY\PMT; OZXQZTRZ\[VE[T\7YP[RUVUV\JZXYWXY\JYW\OZIYPZVYV\MHZWYVZ FUTQ[OUV[\YHYV\IZWYXQZQZTRZSYWG\&R\7YP[RUVU\SMKMWQZT YFYV\YR@[X[R\P[:UXSUTF[\JZOYEYXYT\T[H[VEU\SMKMT\IZ NH[TX[KUX[V\JYW\QZOXZT\VLTR[OUV[\DZXQZTRZSYWG\?ZOYEY O[PUOU\[H[XSUTF[\ZR\7YP[RU\PYVZ\PMTOZXQZTRZ\PZVY\JYW YR@[X[RUV\T[:UOU\[FUXQ[TR[SUWG\ >MWTYPZ1PY\JN\TUOUW\SAVDMSZV\TNWRNXQ[TC\@ZWTZOYV PZRZWY\T[S[WC\NENH\IZ\O[BXUTXU\ZR\RMTZRQZOYVY\O[BX[Q[TC JZOYEYXZWYV\P[K[QX[WUVU\OMWSMWZEZBY\IZ\YKXZWYVY DZXYKRYWZJYXZEZTXZWY\T[S[W\T[H[VF\ZXSZ\ZRQZOYVY\RZQYV ZRQZT\YFYV\JYW\SZIXZR\:LXYRYT[OU\LXNKRNWQ[P[\Y@RYP[F JNXNVQ[TR[SUWG\4ZEXYO\F[RUOU\[XRUVS[\JYW\[W[KRUWQ[ TLQYOPLVN\TNWNX[W[T\@[PI[VEUXUT\OZTRAWMVMV\R[W[7X[WU SYVXZVQZXYC\O[@[\F[XUKQ[X[WU\P[:UXQ[OUC\:W[RYTRZ P[K[V[VX[W\YWSZXZVQZXYSYWG\?NV[\DAWZ\@[PI[VEUXUTX[\YX; DYXY\@MTMQZRRZV\@MTMQZRZ\SZBYKQZPZEZT\JYW\PAV\FYHYX; ZWZT\>MWTYPZ1VYV\@[PI[V\I[WXUBU\IZ\ZR\MWZRYQYVYV [WRRUWUXQ[XUSUW$\SYPZ\TLVNKRNG 4@GDG@H=G-GA,BH-E<F,F=EH@E.+F?@FC HZXXYTXZ\TMFMT\AXFZTXY\@[PI[VEUXUB[\PZRZWXY\JYW SZORZT\IZWYXQZSYBYVY\AVZ\OMWZV\%NO[QC\#9MFMT MWZRYEYVYV\RZKIYT\[X[Q[Q[OU\IZ\OMWSMWMXZJYXYW\AXFMXZWSZ JZOYEYXYT\P[:[Q[Q[OU\VZRYEZOYVSZ\0+6+;0+60\PUXX[WU [W[OUVS[\AVEZ\T[O[:XUT\E[VXU\@[PI[VC\OLVW[\JZOY @[PI[VU\ZV\OLV\LX[W[T\S[\T[WT[O\ZR\YR@[X\ZSYXSYG\*ZWXY JZOYEYSZV\O[TUVUX[V\RZKIYTC\YTY\PUXS[\)\QYXP[W\SLX[WXUT CHP’li Sus am et fiyatların , ın besiciyi de vatandaşı d a memnun edeceği bir n tada denge okmesi ve bu lenalan da devlet politikası oluşturulm as gerektiğini ı söyledi >@HF=G@BABHGCG,BDGCHGC@@BCB=0C ?NDMV\YFYV\:YP[O[S[\E[VXU\@[PI[VUV\TYXLON\62\XYW[ EYI[WUVS[SUWG\?ZOY\@[PI[VUVU\JYW\PUX\JLPNVE[\PZQC Q[HLRC\ZXZTRWYT\IZ\IZRZWYVZWXYT\@YHQZRXZWY\DYJY\7YP[RU OMWZTXY\[WR[V\DYWSYXZWXZ\J[TUXQ[TR[SUWG\!WZRYEY\AWDMR; XZWYVYV\@ZO[JUV[\DAWZ\JYW\TYXL\T[WT[O\ZRYV\Q[XYPZRY\6 XYW[\EYI[WUVS[\DZWFZTXZKQZTRZSYWG\?ZOYEYVYV\YKYVY OMWSMWZJYXQZOY\YFYV\T[WT[O\ZRY\00\XYW[S[V\O[RQ[OU DZWZTQZTRZSYWG\8VE[T\7YP[RX[W\6\XYW[PU\DZFRYBYVSZ ?[T[VXUT\ZR\YR@[X[RUVU\TNXX[V[W[T\7YP[RX[WU\[K[BU\FZT; QZTRZSYWG\PO[\T[WT[O\LX[W[T\6\XYW[P[\O[RUX[V\ZRC\S[; @[\OLVW[\2;(\ZX\SZBYKRYWZV\ZR\RMTZRYEYPZ\)(;2(\XYW[S[V NX[KQ[TR[SUWG\&R\7YP[RX[WUVU\[WHU\TLVRWLX\ZSZV\JMPMT 7YWQ[X[WX[\[W[EUX[W\[WRRUWQ[TR[SUWG YR@[X[R\LX[W[T\P[J[VEU\JZOYEYVYV\EZJYVZ\DYRQYKRYWG\?N\PUX ?YWXZKQYK\4YXXZRXZW\R[W[7UVS[V\SMVP[\MHZWYSZ OMWSMWMXZJYXYW\R[WUQU\TLWNQ[T\[Q[EUPX[\8YXZ\/Y7RFYXYBY *UXU1\YX[V\ZSYXQYKRYWG\>MQ\SMVP[C\AHZXXYTXZ\SZ\8IWN:[ [YXZ\YKXZRQZXZWYVY\TLWNQ[T\[Q[EUPX[\@ZW\RMWXM\RZKIYTY IZWYWTZVC\>MWTYPZ1SZ\R[Q\RZWOYVZ\JMPMT\YKXZRQZXZW\TL; WNVQ[TR[C\@ZW\RMWXM\RZKIYTY\[XQ[TR[\[YXZ\FY7RFYXYBY\TZVSY T[SZWYVZ\RZWT\ZSYXQZTRZSYW$\SZSYG\?ZOYEYXYTRZ\RL:X[Q Q[XYPZRYV\PMHSZ\'(1YVYV\PZQ\LXSNBNVN\OAPXZPZV .5,1XY\IZTYXC\OAHXZWYVY\KAPXZ\OMWSMWSM\#>MWTYPZ1SZ\JYW TYXLDW[Q\PZQYV\7YP[RU\6C0\XYW[PTZVC\[PVU\PZQ\AWVZBYV W[VO[1S[\'+\TNWNK\EYI[WUVS[SUWG\ [email protected]"BH'E?FD8EDF 4ZEXYORZ\TNWNX[E[T\TLQYOPLV\JZOYEYXYT\Q[XYPZRXZWY; VY\LWR[P[\TLP[W[T\JNVX[WU\[K[BU\FZTZEZT\PAVRZQXZWY [W[KRUWQ[XUSUWG\ VEZTY\SZVZPYQXZWYQYH\7YP[R\MHZWYVZ J[OTU\P[:Q[VUV\LWR[\IZ\NHNV\I[SZSZ\JZOYEYXYBZ\H[W[W IZWZWZT\7YP[RX[WU\S[@[\S[\PMTOZXRRYBYVY\DAORZWQYKRYWG ?N\[X[VS[\SZIXZR\:LXYRYT[OU\LXNKRNWNX[W[T\I[R[VS[KUV S[\MWZRYEYVYV\SZ\QNRXN\LX[E[BU\JYW\OZIYPZ RNRRNWNXQ[XUSUWG$\ &:91>5H2>57>$4% *!'(# (')!()"(")"* /:6H'*)8H=G<G<BH;F=EH-FDFAEA 976H G<GCB<B3AGH;E<@E?H+EC;F! 708F<=0A3;GH/:63AFAHH)=E<FA# ;EAH3<FH976H#H:6H#H/:6 0C@G?DB"BAGH?GC.BH3CE;3H;E;F!H4*8FC 2FDDE@+E?FDFH1FC)DH9=8GAH)DEC FDEH10D(H2FDDE@+E?FDFH GA(H*,GA C(H?GCGCBAGH?GC.BH'B?@BDGC 5MTMQZR\0'\5[HYW[V\0+62\DMVM\,99\YXZ QMH[TZWZXZWY\P[O[X\FZWFZIZPZ\PZWXZKRYWQZT [Q[EUPX[\'\Q[SSZXYT\JYW\>[O[WU\DZRYWSYG\>[O[WU 5",\R[W[7UVS[V\JZVYQOZVSYG\.5,\-ZVZX ?[KT[VU\9ZQ[X\9UXUFS[WLBXN\JNVS[V\JYWT[F\DMV AVEZ\"YP[WJ[TUW=S[\=P[O[X\HZQYV\DZWZTXY=\SZQYKRYG >[O[WU\DZXYVEZ\.5,\SZ\SZORZT\IZWSYG\>[O[WU\0 >ZQQNH=S[\3FYKXZWY\9LQYOPLVN=VS[ DAWMKMXQZPZ\J[KX[VSU\IZ\DAWMKQZXZW\MF\DMV\OMW; ZWZT\2\>ZQQNH\.NQ[\DMVM\JYRRYG\-AWMKQZXZWSZ >[O[WU=VUV\RZWAWM\OLV[\ZWSYWQZPZ\SZBYXC\RZWAWZ RZOXYQ\LX[W[T\>MWTYPZ=VYV\FAHMXQZOYVZ\@YHQZR ZRRYBYVY\OAPXZPZV\?YWDMX\8PQ[V\-MXZW\>[O[WU=P[ WZS\LPN\TNXX[VSUG\-MXZWC\DAWMKXZWYVY\[PWUE[\P[HUXU LX[W[T\JYXSYWSYG\*[HUXU\[FUTX[Q[S[\*[O[VUV 8V[P[O[=P[\[PTUWU\LXSNBNVNV\[XRUVU\FYHZV\-MXZWC <>[O[WU\8V[P[O[=VUV\)G\4[SSZOYVSZ\SMHZVXZVQYK LX[V\=>MWTYPZ\"ZIXZRY\MXTZOY\IZ\QYXXZRY\YXZ\JAXMV; QZH\JYW\JMRMVSMW=\YXTZOYVYV\Y@X[XYVZ\PLX\[F[V\JYW SMHZVXZQZSYWG\626\O[PUXU\>[O[WU=P[\LV[P IZWQZSYBYQY\O[PDUX[WUQX[\YXDYVYHZ\ONV[WUQ<\SZ; SYG\3FYKXZWY\9LQYOPLVN\!PZOY\3HQYW\4YXXZRIZTYXY ?YWDMX\8PQ[V\-MXZW=YV\*[O[\>[O[WUOUV[\SMKRMBM QN@[XZ7ZR\KZW@YVY\[FUTX[P[V\P[HUXU\[FUTX[Q[OU\\ 957H 626\ZO[O\VNQ[W[XU\<>ZWAWMV\%LV[ &WSYWYXQZOY\IZ\>L:XNQO[X\?MRMVXZKQZVYV -MFXZVSYWYXQZOYVZ\"[YW\9[VNV\>[O[WUOU<C 8V[P[O[=VUV\)C\'C\2+C\60(C\6)G\Q[SSZXZWYVZ\IZ P[O[Q[\OMWZEYVSZ\[XZVYPZR\YXTZOYVZ\[PTUWU\JYW SMHZVXZQZSYWG\>L:X[Q\'\Q[SSZSZV\LXNK[V >[O[WU=VUV\OLV\YTY\Q[SSZOY\PMWMWXMT\IZ\PMWMRQZ Q[SSZXZWYSYWG\9LVN\P[XVUHE[\2\Q[SSZSZ SMHZVXZVQYKRYWG\>[O[WU=VUV\6G\4[SSZOYC\NONX\IZ ZO[OX[WU\SMHZVXZSYBYVY\JZXYWRRYBY\<FAHMQ OMWZEY<VYV\R[VUQUVU\P[:Q[QUKC\YFZWYBYVY\IZ T[:O[QUVU\T[W[VXUTR[\JUW[TQUKRUWG\ ?N\Q[SSZSZ\JZXYWRYXZV\IZ\>[O[WU=VUV\[SUVS[\S[ DZFZV\YTY\[Q[FC\@ZW@[VDY\JYW\@MTMQZRYV\I[WXUT VZSZVY\LX[V\J[KXUE[\DAWZIXZWY\YK[WZR\ZRQZTRZC SLX[PUOUPX[\>[O[WU=VUV\[Q[EUVU\S[\OAHM\ZSYXZV <FAHMQ\OMWZEY<VY\SZ\Y7[SZ\ZRQZQZTRZSYWG\?N\SN; WNQC\>[O[WU=VUV\P[O[Q[VUV\[XZVYPZR\YXTZOYVZ [PTUWUXUT\LXNKRNWQ[TR[SUWG\>[O[WU=VUV\0G\4[SSZOYC <FAHMQ\OMWZEY<VSZ\P[:UX[E[T\YKXZWY\DAWZI\LX[W[T <5MTMQZR<Z\IZWQZTRZSYWG\3XT\LX[W[TC\@MTMQZR RZWYQY\8V[P[O[=S[\PLTRNWG\*[O[X[WUVC\8V[P[O[=S[ PZW\IZWYXQZQYK\JYW\P[:UP[\DAWZI\PMTXZQZOY SMKMVMXZQZHG\3TYVEY\LX[W[TC\@MTMQZR\@NTNTO[X SZBYX\OYP[O[X\JYW\RZWYQSYWG\!FMVEM\LX[W[TC OYP[OZRC\J[OUV\IZ\DMVSZXYT\SYXSZ TNXX[VUX[V\@MTMQZR\RZWYQYC ENQ@NWJ[KT[VUVU\YFZWQZHG PO[C\8V[P[O[=S[ PMWMRQZ\LWD[VUVUV :[WF[X[WU .NQ@NWJ[KT[VUC ?[T[VX[W\9NWNXN IZ\JN\TNWNXNV J[KU\LX[W[T ?[KJ[T[V\L; X[W[T JZXYWXZVQYKRYWG YRZTYQC 8V[P[O[ DZWZBYVEZ ?[T[VX[W\9NWNXN T[W[WV[QZXZWY\YXZ MFXM\T[W[WV[QZXZWC ENQ@NWJ[KT[VU YQH[OUPX[\R[Q[QX[VUWG ?N\SNWNQ\ZDZQZVXYT PZRTYXZWYVYV\TNXX[VUQUVU SMHZVXZPZV\8V[P[O[=VUV\'G 4[SSZOYVZ\[PTUWUXUT\LXNKRNWSNBN DYJYC\OLWNQXNXNT\R[PYVY\IZ\@NTNT NPDNX[Q[X[WU\J[TUQUVS[V\S[\RZQZXOYHXYT P[W[RQ[TR[SUWG\>[O[WU=VUV\)G\4[SSZOYC\<FAHMQ OMWZEY<\DAWZIXZWY\YFYV\PZRTY\TNXX[VUQUVU\?[T[VX[W 9NWNXN=V[\IZWQYKRYWG\3TYVEY\Q[SSZPZ\DAWZ\DAWZI @MTMQZRYVC\PZRTY\YOZ\?[T[VX[W\9NWNXN=VNVSNWG ?N\Q[SSZPXZC\0G\4[SSZ=SZTY\P[VXUK TZVSYXYBYVSZV\LWR[P[\FUTQ[TR[SUWG\<>ZWAWM\AVXZ; QZT<\IZ\<RL:XNQO[X\JMRMVXZKQZPY DMFXZVSYWQZT<\OYP[O[X\YTRYS[WX[WUV\I[WXUT\VZSZVY; SYW\JN\YKXZW\YFYV\?[T[VX[W\9NWNXN=V[\[PWUE[\PZRT; YXY\LXSNTX[WUVUV\OAPXZVQZOY\[VX[QXU\SZBYXSYWG 8VX[QOUHXUTC\>[O[WU=VUV\6G\4[SSZOYVSZTY [XZVYPZR\ZTOYTXYBYVYV\T[VURUVU\LXNKRNWQ[TR[SUWG >[O[WU=VUV\2G\4[SSZOYC\JN\QZRYVSZTY\YKXZWYV\T[; QN\TNWNQ\IZ\TNWNXNKX[WUVE[\PZWYVZ\DZRYW; YXQZOYVSZ\<YIZSYXYT<\ZQWZRQZTRZ\JN\YKXZWY P[:[VX[WUV\@ZQ\@NTNTY\@ZQ\YS[WY\@ZQ\EZH[Y OLWNQXNXNBN\LXQ[P[E[BUVU\SMHZVXZQZTRZSYWG ?NC\8V[P[O[=VUV\>ZQZX\5[T\IZ\5MWWYPZRXZWYV TLWNVQ[OU\J[KXUBU\[XRUVS[TY\2+G\4[SSZOYVZ [PTUWUXUT\LXNKRNWNWG\>[O[WUC\8V[P[O[=VUV\60(G 4[SSZSZ\AVDAWSMBM\<YS[WZVYV\OLWNQXNXNBN< YXTZOYVY\LWR[S[V\T[XSUWQ[TR[C\8V[P[O[=VUV 6)G\4[SSZOYVSZ\SMHZVXZVZV\<T[; VNVONH\ZQYW<Z\NPQ[Q[ QZT[VYHQ[OUVU\DZFZWOYH TUXQ[TR[SUWG\>[O[WU -ZWZTFZOY=VSZ\IZ 3FYKXZWY\9LQYOPLVN RNR[V[TX[WUVS[V\S[ DAWMXZEZBY\MHZWZ 9LQYOPLV DAWMKQZXZWYVSZC 5MTMQZR\PZRT; YXYXZWY\<FAHMQ OMWZEY<\[SU\IZW; YXZV\SZIXZR :LXYRYT[OUVUV P[O[X\T[PV[BUVUV VZ\LXSNBN OLWNONV[\[FUTX[Q[ DZRYWQZQYKXZWSYWG <%MWZF<RZ\P[:UX[E[BU JZXYWRYXZV\QMH[TZWZX; ZWSZ\P[J[VEU\TNWNQC TNWNXNKC\TYKYXZWSZV\LXNK[E[T P[J[VEU\DAHXZQEY\@ZPZR TNWNXQ[OU\PAVMVSZTY\YORZTXZWZ\YXYKTYV RNRNQX[WUVU\[FUTX[Q[QUKX[WSUWG\<%MWZF<RZ\SYXZ DZRYWYXSYBY\JYXYVZV\ZRVYT\RL:XNXNTX[W[\[V[P[O[X TYQXYT\IZ\OR[RM\IZWYXQZOY\TLVNONVS[\RNRNQX[WUVU LWR[P[\TLPQ[QUKX[WSUWG\?N\AHZXXYTXZW\VZSZVYPXZ >[O[WU\8V[P[O[=VUV\)G\4[SSZOYVSZ\SMHZVXZVQYK LX[V\<>MWTYPZ\"ZIXZRY\MXTZOY\IZ\QYXXZRY\YXZ\JAXMV; QZH\JYW\JMRMVSMW<\YXTZOYVYV\Y@X[XYVZ\PLX\[F[V\JYW SMHZVXZQZSYWG\626\O[PUXU\>[O[WU=P[\LV[P\IZW; QZSYBYQY\O[PDUX[WUQX[\YXDYVYHZ\ONV[WUQGG\?YWDMX 8*48\-!&\.5,\3HQYW\4YXXZRIZTYXY\ &:91>5H2>57>$4% '*($#" '#!'#(*!) /:6H4*8FCH4X\IZ\/YBXY\3XFZ\9[SUV\9LXX[WU\J[KT[V\IZ PAVZRYQ\TNWNXN\MPZXZWY\/YBXY\?ZXZSYPZ\?[KT[VU\5[O[V 8WOX[V1U\Q[T[QUVS[\HYP[WZR\ZRRYXZWC\@[PUWXU\LXONV\SYXZTXZWY; VY\YXZRRYXZWG\/YBXY\?ZXZSYPZ\?[KT[VU\5[O[V\8WOX[VC\.5, 3HQYW\3X\IZ\/YBXY\3XFZ\T[SUV\TLXX[WUPX[\JYW\[W[P[\DZXSYG ?[KT[V\5[O[V\8WOX[VC\.5,\3HQYW\3X\9[SUV\9LXX[WU ?[KT[VU\ HDMV\RTN\IZ\PAVZRYQ\TNWNXN\MPZXZWY\/YBSZQ 5[7UHLBXNC\ZVDMX\?NXNRC\8PVNW\LWZWC\ZV[P\/[IS[W\YXZ .5,\/YBXY\3XFZ\9[SUV\9LXX[WU\?[KT[VU\Z7YT[\W[XC\&WDMX 8TT[W[\IZ\ZKY\&WDMX\8WOX[V\YXZ\Q[T[QUVS[\DAWMKRMG\Y; P[WZRRZ\/YBXY\?ZXZSYPZOY1VYV\T[SUVX[W[\YXYKTYV\PMWMRRMBM F[XUKQ[X[W\YXZ\JN\[X[VS[\PMWMRMXZV\OYIYX\RL:XNQ\7[[XYPZR; XZWYVZ\YXYKTYV\TLVNX[W\TLVNKNXSNG\9[SUVX[WUV\@ZW\[X[VS[ [TRY7\PZW\[XQ[X[WU\DZWZTRYBYVY\OAPXZPZV\3X\9[SUV\9LXX[WU ?[KT[VU\ HDMV\RTNC\JZXZSYPZXZWYV\SZ\JN\[VX[QS[ T[RTUX[WUVUV\JMPMT\LXSNBNV[\SYTT[R\FZTZWZTC\#9[SUVX[W ZTLVLQYT\IZ\OLOP[X\@[P[R[\LX[JYXSYBYVEZ\S[@YX\LX[JYXQZXYG !XTZQYH\DZVZXYVSZ\@[X[\T[SUVX[WUV\F[XUKQ[\@[P[RUVS[\I[W LXQ[\:WLJXZQXZWY\I[WSUWG\?N\QNRX[T[\ZX\JYWXYBY\YXZ\AVMVZ DZFYXQZOY\DZWZTZV\JYW\SNWNQSNWG\?ZXZSYPZ\LX[W[T\T[SUV S[VUKQ[\IZ\S[P[VUKQ[\QZWTZHXZWYVYV\SZORZTXZVQZOY\FLT AVZQXYSYWG\?[KT[VUQUH[\@[OO[OYPZRYVSZV\SLX[PU\FLT RZKZTTMW\ZSYPLWNH$\SZSYG\/YBXY\?ZXZSYPZOY\LX[W[T\T[SUVX[W IZ\LVX[WUV\OLWNVX[WU\VLTR[OUVS[\JYWFLT\7[[XYPZRY\PMWMRRMT; XZWYVY\IZ\@ZW\RMWXM\7[WTUVS[XUTC\P[WSUQ\IZ\OLOP[X\[Q[FXU :WLZPZ\SZORZT\IZWZEZTXZWYVY\JZXYWRZV\?[KT[V\8WOX[VC #9[SUVX[WUQUHUV\OYP[OZR\S[@YX\JYWFLT\[X[VS[\PZW\[XQ[X[WU IZ\J[K[WUXU\YKXZWZ\YQH[\[RQ[X[WU\JYHXZWY\NQNRX[VSUWUPLW\IZ DNWNWX[VSUWUPLWG\9[SUVC\[YXZOYVSZV\J[KX[P[W[T\RL:XNQNV AWDMRXZVQZOYVZ\ZV\FLT\ZQZT\IZWZVSYWG\?N\[VX[QS[\JMRMV %>91X[W\YXZ\YK\JYWXYBYVZ\@[HUWUHG\9[SUVX[WUQUHUV P[VUVS[PUHG$\SZSYG\&:91>52>57>$4% Yeni yönetimini belirlemek için 13 Temmuz’da sandık başına gidecek CHP Konak İlçe Örgütü’nde İlçe Başkanlığı için Murat Erginci’de aday olacağını açıkladı. Partinin her kademesinde görev yapan Erginci’nin genç olması ve parti tabanı ile sıcak ilişkileri en büyük avantajı. Erginci, özellikle, “kendimiz için değil, partimiz için çalışacağız” sözü ile dikkat çekiyor. Konak Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Murat Erginci 13 Temmuz’da yapılacak olan CHP Konak İlçe Kongresi için yarışta bende varım dedi. Ekip arkadaşları ile çalışmalarını aralıksız sürdüren Erginci şu ana kadar adaylığını açıklayan isimlerin içinde genç yaşı ile dikkat çekiyor. Partinin her kademesinde görev yapan Murat Erginci son seçimlerde oy kaybı yaşanan Konak İlçesi’nde CHP’nin oylarını daha da yükseğe çıkarmak için yola çıktığını belirterek şunları ifade etti; “Konak ilçemizde partimizin bayrağını daha yükseklere çıkarmak için yeniden yapılanma sürecine gireceğiz. Kişilere değil partimize hizmet edecek Konak halkının sorunlarını kendi sorunu olarak kabul eden arkadaşlarımız ile yola çıktık. Ben ve ekip arkadaşlarım AKP Hükümeti’nin ülkemizi nasıl bir yere götürmek istediğinin bilinci ile bu görevlere talip olduk. Bu geri gidişe karşı dinamik bir çalışma grubu oluşturduk. Enerjimizi parti dışında partimizi kamuoyuna tanıtma ve AKP’nin gerçek yüzünü halka anlatmakta kullanacağız.” (HABER MERKEZİ) SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 SİYASET SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 2014Perşembe Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 MHP Grup Başkanvekili Vural: Millet ya kibri ya tevazuyu seçecek MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, cumhurbaşkanı yarışının hadsizlerle çelebilerin yarışı; bürokratik oligarşik devleti yönetenlerle, milletin devleti olmasını isteyenlerin yarışı olduğunu ifade etti. Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Vural, Başbakan'ın Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan neden rahatsız olduğunu soran Vural, "Erdoğan rahatsız, artık karşındaki aday senin partiler değil, Ekmeleddin İhsanoğlu. Ama Başbakan bir parti yarışına dönüştürmek istiyor. Ne sözün varsa Ekmeleddin İhsanoğlu'na söyle. Timuçin GÜNDEM [email protected] MOLEKÜLER İTAAT İnsanı ve diğer tüm canlıları, bedeni varlığıyla, aklı ve fikri ile sadece madde olarak tarif etmek imkânsızdır. İnsanın bilinmeyen âlemi, âlemi aslimizdir. Beden ona bağlıdır. O olmadan et ve kemik yığınından başka bir şey değildir. Onun da adı kısaca ruhtur. Bu mekanizmanıdır bedeni idare eden. Ayakta tutan. Her iki mekanizmanın da yaşam boyu yaydığı yaşam enerjisi vardır. İlk yaratıldığımız andan itibaren beden ve ruh birbirleri ile uyum içerisinde çalışırlar. Birinin yaptığından diğeri mutlaka haberdar olur ve etkilenir. Sevgiyle yaklaşıldığında, sevgiyle dengede olurlar. Malumunuz, yaradılıştan hamurumuz nur ve sevgi ile yoğrulmuştur. Sevgiyi, sevmeyi ve sevilmeyi seven bir ruha sahibizdir. Burada önemli olan, fiziken görebildiklerimizin ötesinde sahip olup da göremediğimiz âlemimizdir. Göremediğimiz içinde pek önemsenmezler. Fakat bu durum; mana hamurumuza dair akıl yoran hiç kimsenin olmadığı manasına gelmez. Elin Japon Profesörü Emoto da akıl yoranların başını çekmekte. Emoto, özellikle suyun özünü görülmeyenini elle tutulur, gözle görülür hale getirmek için uzun yıllar deneyler yapmış. Bulgularını ise fotoğraflamayı başarmıştır. Deneylerde kobay olarak, son derece uyumlu hayati sıvımız suyu ve moleküllerini kullanmıştır. İnsan bedeninin % 85’ i, meyve ve sebzelerin ise yüzde 90’ına yakını sudan oluştuğu düşünüldüğünde deney sonuçlarının önemi daha iyi anlaşılacaktır. Emoto, moleküller üzerine yaptığı araştırmalarında, Kur’an-ı Kerim veya Ezan-ı Muhammedi okunurken, sudaki moleküllerin, meydana gelen ses titreşimleriyle mükemmel bir altıgen ve en doğru bir dizilime ulaştığını saptamış. Kısacası, çevreden aldığı enerji veya titreşimler nevine uygun olarak, suyun fiziki ve moleküler şeklinin değiştiği görülmüş. Üzerine dua okunan, kulağına iyi ve güzel şeyler fısıldanan hemen her sıvıda da fiziki ve moleküler düzeydeki durum aynı mükemmellikte olmuştur. Su kristaline dua okunmasından önceki biçimi ile dua okunduktan sonraki biçimi arasında belirgin farklılık gözlemlenmiş. Bu mükemmelliğin başka hiçbir zaman diliminde oluşmadığı da bir diğer önemli tespittir. Yani suya hakaret ettiğinizde, kötü sözler sarf ettiğinizde bu mükemmellik yerini mükemmelsizliğe bırakmıştır. Alındığında insan vücuduna istenen faydayı sağlamadığı görülmüş. Dolayısıyla bu durum haleti ruhiyeyi de bozmuştur. Somut kanıtlarla insanın titreşimsel enerjisinin, düşüncesinin, kelimelerin, fikir ve müziğin, hatta son yaptığı çalışmalarda suya oynatılan filmlerin dahi suyun moleküler yapısını etkilediğini ispat etmiştir. Kötü olan her şey olumsuz, iyi ve faydalı olanlar olumlu değişimlere sebep olmuştur. Suyun, çevresindeki titreşim ve enerjiyi kolayca kopyaladığı burada açıkça ortadadır. Aksi olsaydı eğer, ona bir şey söylendiğinde veya aktarıldığında, anında etkileşim olduğu görülmezdi. İlerleyen süreçte, yaşayan su damlacıklarını değişim halleriyle dondurup, fotoğraf çekme kapasitesi olan bir karanlık alan mikroskobu altında fotoğraf karelerine sığdırılmıştır. Yani görsel anlamda moleküler değişim kartpostallaştırılmıştır. Fotoğrafları çekilerek mana, kısmen de olsa somutlaştırılmıştır. (Gören gözler, mühürsüz kalpler ve işiten kulaklar için ne büyük delildir bu.) Tüm bunlar suyun hiç de duyarsız, cansız, sıradan bir şey olmadığını göstermiş. Diğer tespit ise suyun, sesi dinlediği, söze kulak verdiği, çevredeki duygu atmosferini yüzeyine ve derinliklerine yansıttığı olmuştur. Deyim yerindeyse su üzülmekte, sevinmekte, gülmekte, ağlamakta, neşelenmekte, küsmekte ve barışmaktadır. Tüm bunlar onun lisanı haliyle virdi zebanından başkaca bir şey değildir. Dolayısıyla ruh, beden ve akli dengemiz, aldığımız ve vücut sıvımızı teşkil edecek sıvının kalitesi ile doğru orantılıdır. Oda aldığımız suyun moleküler yapılarının mükemmelliğine, bu mükemmellik de ilahi sevgiye, imana, hayra, duaya ve ram olmaya bağlıdır. Sonuç olarak; elin Emotosu, yaptığı deneyler sonrasında edindiği izlenimlere dayanarak, “ İslam en mükemmel ve en doğru dindir” demiştir. Bu sözün karşılığında bize düşense, doğru söze ne denirse onu yani “ Eyvallah “ demektir. Kalın sağlıcakla… Millet, cumhurbaşkanını seçecek." şeklinde konuştu. Partilere başbakanın dil uzatmamasını isteyen Vural, "Ayyaş, çapulcu, kan içici vampir, haşhaşi, kafatasçı gibi nitelendirmelerle hakaretler yağdıran, milletvekillerini tuzluk yerine koyan, Meclis dışı partileri zavallı olarak nitelendiren, kendinden önceki cumhurbaşkanlarına vazo muamelesi yapan biri sizce nasıl bir Cumhurbaşkanı olabilir? Böyle biri milletin tamamını nasıl kucaklayabilir?" şeklinde konuştu. Recep Tayyip Erdoğan gibi ya bir illet ya da Ekmeleddin İhsanoğlu'nun millet anlayışının kazanacağını savunan Vural, Başbakan'ın grup konuşmasını eleştirerek nezaket sahibi olmayan bir bedbah ile karşı karşı kaldıklarını ifade etti. Milletin ya kibri ya tevuzuyu seçeceğine dikkat çeken Vural, Allah'tan milleti kibirden korumasını istedi. Başbakan Erdoğan'a sesle- nen Vural, "Sen bir partinin genel başkanı mısın, fitneci başı mısın?" diye sordu. İsrail'in saldırıları konusunda ise Vural, "Zulüm, bomba, bomba, bomba." diye karşılık verdi. Türkmenlere yönelik başlattıkları yardım kampanyasını yerine ulaştırmalarına devletin engel olduğunu savunan Vural, "Yardımları engelleyen zihniyet, IŞİD'i besleyerek Türkmenleri Irak'ın kuzeyine mahkum ve mecbur bırakan bir zihniyet. Kürtleri devletten ayırmaya çalışan bir zihniyet hangi yüzle çıkıp milletin birliğini beraberliğini sağlayacak." diye sordu. (CİHAN) ÖZEL: MADENCİLERE verilen konut sözü AFAD'DA toplanan YARDIMLARLA mı yapılacak? CHP’li Özel, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında şehit olanların yakınlarına hükümet tarafından konut sözü verildiğini hatırlatarak, "En son geçtiğimiz hafta Sayın Ayşenur İslam, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)'da, Soma için toplanan yardım miktarının 20 milyon liraya ulaştığını, ölen madencilerin aileleri için konut yapımına ilişkin üç şirketin teklifte bulunduğunu, bu tekliflerin protokole dönüştürüleceğini, her aileye birden fazla ev de düşebileceğini, bunu da AFAD'ın açıklayacağını söylemiştir.” açıklamasında bulundu CHP’li Özgür Özel AFAD’ta toplanan yardımlarla ilgili TBMM’ye çifte önerge verdi. Özel’in TBMM Başkanlığına sunduğu bir diğer soru önergesi ise AFAD’ta toplanan yardımların ne zaman dağıtılacağına ilişkin. YARDIMLAR MADENCİLERE VERİLDİ Mİ? CHP’li Özgür Özel söz konusu ikinci önergede AFAD’ta 20 milyon TL bağış toplandığını ve kazanın üzerinden geçen 1,5 aya rağmen toplanan bağışlar henüz madenci ailelerine dağıtılmadığını kaydetti. Özel, Soma’da çeşitli firmaların nakdi ve ayni yardımlar yaptığını ancak bu yardımların madencilere değil de diğer kişilere verildiği iddialarının gündeme geldiğini belirterek, iddiaların doğru olup olmadığını sordu. SOMALI ESNAF İÇİN KANUN TEKLİFİ CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel 13 Mayısta meydana gelen maden faciası sonrası büyük kayıpların verildiği ve derin yaraların açıldığı Soma esnafı için Kanun teklifi verdi. CHP’li Özel Kanun Teklifinde yaşanan facia sonrası Somalı esnafların işlerinin azaldığını söyledi ve ekonomik olarak zor duruma düşen esnafın borçlarının ertelenmesini istedi. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Soma Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifinin Ortaklarına Kullandırılan Kredilerin Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Teklifini önceki gün TBMM Başkanlığına sundu. Yaklaşık 1000 kişiden imza toplayarak Meclise ve milletvekillerine sunan Somalı esnafın sesini yine CHP’li Özgür Özel duydu ve esnafın derdini sunduğu kanun teklifi ile gündeme getirdi. CHP’li Özel hazırladığı kanun teklifinde, 13 Mayıs faciasının Soma’da derin yaralar açtığını, Somalı esnafın da yaşanan maden faciasının ardından işleri azaldığı için ekonomik olarak zor duruma düştüğünü ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini kaydetti. Esnaf ve sanatkarların alacaklarını tahsil edememelerinin, işletme sermayelerinin erimesine ve dolayısıyla kredi borçlarının ödenememesine yol açtığını kaydeden CHP’li Özgür Özel facianın hemen ertesinde Bankalardan bazılarının 3 ay, bazılarının ise 6 ay gibi kredi ötelemesi yaptığını anacak Somalı esnaf için zor günlerin önlem alın- madığı takdirde daha uzun süreceğini ifade etti. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel kanun teklifinin gerekçesinde şunları dile getirdi: ‘Önümüzdeki süreçte Somalı esnafımızın işyerlerini kapatmak zorunda kalmamaları ve geçim derdine düşmemeleri için bir an evvel gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle Somalı esnaf ve sanatkarlarımızın işletmelerinin yaşatılması ve içinde bulundukları zor koşulların bir nebzede olsa düzeltilmesi için bu kanun düzenlenmiştir. Bu kanunla Somalı esnaf ve sanatkarlarımızın kredi borçlarının yeniden yapılandırılarak işletmelerin yaşatılması amaçlanmıştır.’ Teklife göre; Soma'daki esnaf ve sanatkârlara Bankalar tarafından kullandırılan ve borçluları ödeyemediği için Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi tarafından Bankaya ödenerek borçluları nezdinden takibe başlanan krediler ile 1 Temmuz 2014 tarihine kadar Bankaya ödenmemiş kredilerin vadeleri, düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk 1 yılı ödemesiz 2 yıl süreyle faizsiz olarak yapılandırılacak. GÜNÜ GELMEMİŞ KREDİ BORÇLARI DA 1 YIL ÖTELENECEK Yine Kanun Teklifinde; 1 Temmuz 2014 tarihi itibariyle kullandırılmış kredilerin günü gelmiş ya da gelmemiş olan tüm taksitlerinin de düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1'er yıl süreyle faizsiz olarak ötelenmesi öngörülüyor. CHP’li Özel’in kanun teklifinde ertelenen krediler için Soma Esnaf Ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ile Bankaların yapmış olduğu takip masrafları ile temerrüt faizinin tamamını ve Soma Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ile Bankanın ertelenen kredilerden dolayı doğacak gelir kayıplarının tamamının Hazine tarafından karşılanması öngörülüyor. Kanun teklifinde ertelenen borçlar için daha önce başlatılmış bulunan yasal takip işlemlerinin, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın erteleme süresi sonuna kadar durması ve bu süre içerisinde yeni takip başlatılamayacağı hükme bağlanıyor ve uygulanmış hacizlerin ise yapılan ödemelere paralel olarak kaldırılması esas alınıyor. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in Somalı esnaf için hayati derecede önemli olan bu kanun teklifi yasalışırsa, esnaf 3 ay içinde Kooperatife ve Bankalara başvuracak ve günü gelmiş ya da gelmemiş kredi borçlarını yapılandırabilecek." dedi SOMA'DA DEFTER KİTABINA UYDURULMUŞ CHP Milletvekili Özgür Özel, Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin şehit olduğu maden faciasının Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda, Yer Altı Sabit Cihazlar Gaz Ölçüm Rapor Defteri ile Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ndeki verilerde defterin kitabına uydurulduğunu söyledi. Söz konusu verilere göre ocakta hiçbir olumsuzluğun olmadığının görüldüğünü vurgulayan Özel, “Defterde, ellerinden gelse kaza olmamış diyecekler. Kaza gününe kadar her şey normal, hiçbir şey olmamış, olmayacak gibi gidiyor ve bu şekilde kaydediliyor. Allah'tan, savcının elinde dijital kayıtlar var. Bu kayıtlarda kazadan önce olanların hepsi yer alıyor. Kayıtlarda sensörler çok farklı değerler göstermiş. Bu değerler yükseldiği halde neden kayda işlenmemiş? Gelinen nokta şunu gösteriyor, Soma Kömürleri A.Ş.’de sersörlerin ne kaydettiği değil, 'benim deftere ne kaydettiğim' anlayış oluşmuş.” dedi. Savcılık soruşturmasındaki ifadelerde dikkat çeken Yer Altı Sabit Cihazlar Gaz Ölçüm Rapor Defteri ile Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ndeki verilere göre facianın meydana geldiği Eynez İşletmesi'nde hiçbir olumsuzluk yok. Bilirkişi raporunda yer alan bu tespitler, savcılık soruşturma dosyasına da girdi. Söz konusu verilere göre bilirkişilerin, "Facia geliyorum demiş" tespitlerinin tam aksine bütün değerler normal seviyede seyretti. Yandaki "Açıklamalar" bölümünde ise aylarca, "Ana ve tali vantilatörler, hava kapıları ve vantüp bezleri kontrol edildi" gibi kalıplaşmış ifadelere benzer cümleler kullanıldığı görüldü. Facianın meydana geldiği 13 Mayıs 2014 günü 08.00-16.00 saatleri arasını kapsayan birinci vardiyadaki değerlerin de dijital verilerle tutmadığı dikkat çekti. Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ne göre o gün en düşük karbonmonoksit değeri 0 ile 11 ppm arasında değişti. Bütün ocağı dolaşıp çıkan havanın ölçüldüğü ana nefeslikteki karbonmonoksit oranı bile 10 ppm’di. Facianın hemen ardından, mayıs sonunda hazırlanan bilirkişi ön raporunda Eynez İşletmesi’nde Ocak 2014'ten başlamak üzere özellikle Mart 2014 ve kaza gününe kadar saptanan verilerin sinyal verdiği kaydedilerek, “2014 Mart ayından kazanın meydana geldiği 13 Mayıs tarihine kadar incelemelerde, özellikle S panosu, S-3 klasik ayak hava çıkışında bulunan sensörde (470 numaralı sensör), madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 ppm’nin üzerinde çok sayıda ölçüm kaydı olduğu tespit edilmiştir. Bu sensörde yer yer farklı aralıklarla 500 ppm üzerinde değerler de tespit edilmiştir (Ölçüm cihazı maksimum 500 ppm göstermektedir). 8 Mayıs ile 13 Mayıs 2014 tarihleri arasında da görülmektedir. Benzer yüksek karbonmonoksit konsantrasyonları, aynı tarih aralıklarında S panosu, S-2 yarı mekanize hava çıkış sensörü (536 numaralı sensör), ana yol 140 ayak hava çıkış sensöründe (415 numaralı sensör) de tespit edilmiştir.’’ dedi. (HABER MERKEZİ) CHP’li Koç: Başbakan, dava açarken kamu görevlisi, cumhurbaşkanı adayıyken değil Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde Başbakanlık'tan istifa etmemesini eleştirdi. Cumhurbaşkanlığı Kanunu'nun, kamu görevi yapan kişilerin görevlerinden istifa etmesi gerektiğine işaret ettiğini vurgulayan Koç, YSK’nın 11 Temmuz’da kanunları uygulaması gerektiğini savundu. Koç,“Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu açık. 6271 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde, ‘Cumhurbaşkanlığına aday olan kişi adaylığı kesinleştiği andan itibaren eğer kamu görevi yürütüyor ise kamu görevi bitmiş sayılır.’ Sen millete dava açarken kamu görevi yürüttüğünü söylüyorsun. Şimdi yasada da kanun gereği kamu görevi yürüten adayların görevlerinden ayrılırlar gerekçesi var. Şimdi bu deve mi, kuş mu?” ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı seçimleri konusunda Başbakan Erdoğan’ın kamu görevi yaptığı için adaylıktan çekilmesi gerektiğin söyleyen Genel Başkan Yardımcısı Koç, “Kanun açık, net ve anlaşılır olmasına karşın, Başbakanlık görevi bir kamu görevidir. Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu açık. 6271 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde, ‘Cumhurbaşkanlığına aday olan kişi adaylığı kesinleştiği andan itibaren eğer kamu görevi yürütüyor ise kamu görevi bitmiş sayılır.’ Bu kamu görevi yürütemez demek. 11 Temmuz’da adaylıkların kesinleşeceği tarih. Ben de dâhil, birçok gazeteci ve siyasetçiye, ‘Kamu görevi yürüten Başbakan’a hakaretten.’ Sen millete dava açarken kamu görevi yürüttüğünü söylüyorsun. Şimdi kanun gereği kamu görevi yürüten adayların görevlerinden ayrılılar gerekçesi var. Şimdi bu deve mi kuş mu?” dedi. “YSK YASAYI UYGULAMALI” Türkiye’de yargı bağımsız ise YSK’nın bunu uygulamak durumunda olduğunu ifade eden Koç, “Devletin, valisi, kaymakamı, müdürü emredersin diye görev peşinde. Örtülü ödenek emrinde, yürütmenin bütün gücü emrinde. Adil bir seçim kampanyası yapacaktır. Diğer taraftan mütevazi adaylar. Halkın arasında. Sade, koruma yok, barikat yok. Kimse kimseye sövmüyor. Karşılıklı saygılı. Kimsenin değer yargısına tepeden bakmayan bir kimlik.” açıklamasında bulundu. (CİHAN) SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE [email protected] HAYATI AKIŞINA BIRAKMAK Geçenlerde gelişim danışmanı ve koç Dilek Çoşkun'dan çok güzel bir yazı daha aldım. Hepimiz için gerekli olduğunu düşündüğüm için de kendinden de sizler için izin alarak köşemeye taşımaya karar verdim. Hayat gerçekten kısa ve yaşanılması gereken bir süreç. Bu süreci mutlu, huzurlu, sakin ve olumlu geçirmemiz için bize çok güzel örnekler sunmuş. Hepimiz için faydalı olacağı inancı ile Sevgili Dilek'in tavsiyelerini aynen buraya alıyorum. Buyrun beraber okuyup uygulamaya çalışalım... "Yaşamın akışıyla uyum içinde olmak çoğumuz kabul edeceği üzere tamamen olumlu bir ifadedir. Kolaylık ve esneklik ilk akla getirdiklerinden. Oysa biz genellikle akıntıya karşı hareket etmeyi yani direnmeyi tercih ediyoruz, bilinçli ya da tam bilinçli olmayan seçimlerimizle. Konu ne olursa olsun, tüm olumsuzluk içeren düşüncelerin ve duyguların yaşamın doğal akışına karşı gösterdiği tepkiye Direnç denir. Direnç hayatımızın her yerinde ve her anında bizi sabote etmeye hazır bir şekilde varlığını sürdürür. Farklı formlara bürünmesi neye niçin direnç gösterdiğimizi şimdiye kadar anlamamıza engel olsa da nasıl bir çalışma şekline sahip olduğunu idrak ettikten sonra onu tanımak çok kolay olacaktır artık. Direnci işaret eden birkaç örnek; Denemeyi reddetme, Aklın başka yerlerde olması, Şikayet etme, Yenilik istememe, Eleştirme, Sabırsızlık, Kontrol etmeye çalışma, Öfkelenme, Suçlama, Etiketleme, Gerginlik, Endişe, Tahammülsüzlük, Memnuniyetsizlik, Umutsuzluk, Keyifsizlik, Kırgınlık, Ön yargılı davranma, Kişiselleştirme, Abartma-Küçümseme ve Tüm Korku Çeşitleri (Değişim, Hata Yapma, Kontrolü Kaybetme, Başarısız Olma, Suçlanma, Beğenilmeme, İstenmeme, Çaresiz Kalma, Pişman Olma, Unutulma, Aldatılma, Dışlanma, Geç Kalma, İncitilme, Yalnız Kalma, Bağlanma vb.) En önemlisi Direnç gösterdiğimizi fark ettiğimiz her konunun bize değişmesi gereken bir noktayı işaret etmesidir. İnsanın kendisine yapacağı en yapıcı ve olumlu telkin cümlelerinden biridir ‘Kendimi akışa bırakıyorum’. Kesinlikle kadere boyun eğmek anlamına gelmez. Kendimizi akışa bırakmak istemek yapay dirençlerimizden vazgeçmeyi seçmek anlamına gelir. Saygı ve sevgilerimle, Dilek Coşkun " ANAHTAR Betül Güler BULUT [email protected] Yüreğinizin Kilidini Açar Madden ve manen temizlenme ayı olan mübarek Ramazan ayına sayılı günler kaldı. Her sene Ruhun ve bedenin kirini akıtmak ümidiyle bu aydaki ibadetlerimize hassasiyetle yaklaşıyoruz. Kim bilir yalnızca senenin bu ayında, insanlara ve hayata bakışımızda daha hassas oluyor. Ne var ki gelecek yıllar yaşam standartlarının rahatlığını artırmasına rağmen dünya insanında ki vurdumduymazlık, merhametsizlik ileri düzeylerde. Yol gösterici sıfatına haiz insanlar bile bilgi haznelerini insanlara aktarırken aynı merhametsizliği gösterebilmekteler. Bu aralar gündem de aldıkları paralarla konuşulan âlim sınıfındaki insanlardan söz ediyoruz. Aylığı altı yüz bin olan tanınmış bilgi sahibi nadide insanlar. Ne yazık ki nadideliklerini maddiyata verdikleri ehemmiyetle zedeliyorlar fark edemeden. Allah her insanı ayrı meziyette yaratmış. Allah’ın insana bahşettiği bu özelliği kendisine az da olsa şükretmek adına rızası doğrultusunda kullanmak takdire şayan olsa gerek. Asgari ücretin yüzlerce kat üstünde alınan bu meblağı merhametsizlikle nitelendirsek ayıp etmiş olmayız öyle değil mi? Bizlere örnek olarak gönderilen elçinin nefsin doyumuna dair ‘Bir dere dolusu altını olsa, bir dere daha olsun ister’ kelamına şahit oluyoruz böylece. Bu şahitlik insanlığa öncü olacak şahısların elinden yapılınca bilgiye aç, teslimiyete aç, maneviyatı aç kardeşlerimize nasıl teselli olacağız bilemiyoruz… Rabbim her gün ünümüzü Ramazan günü kılsın. Her günü hassas yaşayanlardan, elindekilere önem verenlerden, rızasını her daim kazanmak adına yarışanlardan eylesin bizleri. Nefsin doyumsuzluğuna dur diyebilmeyi nasip etsin. Kazandıklarımızı kendi yolunda kullanabilmeyi, kanaatkâr olabilmeyi nasip etsin. Yüreklerimizin maddi kilidini rahmet nazarıyla açabilmeyi lütfetsin inşallah… 8 GÜNCEL SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 10 2014 Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> 2014Perşembe Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 9 GÜNCEL 10 Bir yıl içerisinde yarım milyon ziyaretçiyi konuk eden Türkiye’deki en büyük üniversite kütüphanelerinden biri olan Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi üniversitenin gururu oldu Ege Üniversitesi'nden beş yıldızlı kütüphane E zor ve meşakkatli olması nedeniyle teknolojinin de insan hayatına girmesiyle elektronik yayınlar ağırlık kazanmıştır. Birçok kullanıcı yapmış olduğu araştırması için Google’yi kullanır. Ancak ne var ki bulduğu kaynağın referansını takip etmez. Sadece internet erişiminin ve tarihini ve adresini oraya yazmakla sanki bu iş biter zanneder. Hâlbuki bilgi okuryazarlığı denilen bir şey vardır. Elde etmek istediğiniz bilginin, ne şekilde elde ettiğiniz değil, nasıl elde ettiğiniz ve kaynağı önemlidir. Bunun için elektronik kaynaklar ve veri tabanları iyi referanslardır. Bu referanslara da kütüphane olmadan giremezsiniz. Google’de dolaştığınız zaman sınırlı sayıda kaynağa ulaşabilirsiniz fakat akademik yeterliliği sizi tatmin etmeyebilir. Dolayısıyla kütüphaneler kendi sağlamış oldukları veri tabanlarıyla sizlere daha çok yardımcı ve sağlıklı olacaktır. Teknoloji hayatımızın içinde ne kadar olursa olsun, kütüphaneler sonsuza kadar önemini koruyacaktır” diye konuştu. ELEKTRONİK YAYINLAR AĞIRLIK KAZANDI Türkiye üniversiteleri kütüphaneleri son on yılda elektronik yayına geçiş yapmaya başladığını belirten Çetinkalp, “Gelişen teknoloji çağı elektronik yayınlara erişimi her yerden daha rahat ulaşabilmekte ve daha faydalı olabilmektedir. Kullanım mekanlarında basılı eserlerin raflarda yer alması, arşivlenmesi, arşivlerin tekrar yukarı çıkıp sirkülasyon yapması elektronik kitaba oranla daha EÜ KÜTÜPHANESİ BEŞ YILDIZLI OTEL KONFORUNDA HİZMET VERİYOR EÜ Kütüphanesi’nin kuruluşunun 15inci yılında olduğunu, kütüphanenin alanının yaklaşık olarak 11 bin metre kare alanda öğrencilerine hizmet verdiğini dile getiren Çetinkalp; içerisinde bin 800 oturma kapasitesi olduğunu, öğrencinin bireysel, iki kişilik ya da dört kişilik çalışabileceği oturma gruplarının olduğunu, tüm binada wireless ve iklimlendirme sistemi ile öğrencilere konforlu bir hizmet sunduklarını belirtti. Çetinkalp; açıklamasında üçüncü katta tüm basılı materyallerin olduğu kullanıcı hizmetleri, İngilizce eğitimi destekleyen multimedya ve bireysel sinema salonları, yabancı dil derslerini destekleyen iki yabancı dil laboratuvarı, bir adet seminer salonu, öğrencinin esere direk ulaşmasını sağlayan referans kaynakları bölümü, grupların ve akademik personelinin çalışabileceği alanlar ve de nadir eserler bölümü gibi kütüphanenin farklı servisleri olduğunu ifade etti. Çetinkalp, “Kütüphanenin ana merkezi dışında Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde Prof. Dr. Fikret Türkmen İhtisas Kütüphaneyi özellikle sınav dönemlerinde öğrencilerin daha yoğun olarak kullandığını ve bu rakamın günlük 8 bin’e ulaştığını açıklayan Çetinkalp normal zamanlarda ise günlük kullanımın 2 bin civarında olduğunu belirterek “Öğrenciler kütüphaneyi yayınlar ve sosyal servislere ulaşmak, ders çalışmak gibi amaçlarla kullanmaktadır” dedi ge Üniversitesi (EÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı yıllık 594 bin 156 kullanıcıya hizmet veriyor. Aynı anda 2 bin’e yakın kullanıcı olanaklarından yararlanıyor. Basılı kitap sayısı 200 bin 688 eserden oluşan Ege Üniversitesi Kütüphanesi’nin ; satın alınan basılı eser sayısı bin 478, bağış yoluyla gelen kitap sayısı bin 582, online dergi abonelik sayısı 23 bin 653, kurumsal olarak basılı aboneliği 314 bin, elektronik kitabı 103 bin 896 ve veri tabanı 42 değişik disiplinle hizmet sunuyor.Kütüphanenin engellilere hizmet veren özel bir bölümü de bulunuyor. Ege Üniversitesi (EÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı C. Orhan Çetinkalp günümüz internet teknolojilerinin hızlı gelişimi karşısında kütüphanelerin öneminin ve gerekliliğinin araştırmacılar açısından arttığını belirterek Merkez Kütüphanenin olanaklarını analiz etti. ZİYARETÇİ SAYISI BİR YILDA YARIM MİLYONU GEÇTİ Çetinkalp vermiş oldukları hizmete dair çarpıcı istatistiki açıklamalarda bulundu. 2013 verilerine dayanarak yapmış olduğu açıklamada “Elektronik turnikeden geçerek hizmetlerden faydalanan kişi sayısı 594 bin 156 kullanıcı, üye sayısı 24 bin 352 kişi, satın alınan basılı eser sayısı bin 478, bağış yoluyla gelen kitap sayısı bin 582, online dergi abonelik sayısı 23bin 653, kurumsal olarak basılı aboneliğimiz 314 bin, elektronik kitabımız 103bin 896, veri tabanımız 42 değişik disiplinle hizmet sunmaktadır. Basılı kitap sayısı ise 200 bin 688 eserden oluşuyor” dedi. Kütüphane Daire Başkanlığı’nın bir de basımevinin olduğunu belirten Çetinkalp, EÜ menşeli bütün basılı eserlerin burada basıldığını ve bir yılda basılan eserlerin 1milyon 46bin 673 adet olduğunu belirtti. Çetinkalp “Kütüphane 2013 yılında 207 farklı eserde satış İ üniversitelerinin yer aldığını, İzmir’i İEÜ’nün temsil ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Binatlı, şunları söyledi: “Bu sıralama aslında ekonomi bölümlerinin küresel etkisini ölçüyor. RePEc arşivi her dilden yayınlara açık ancak İngilizce yazılmış yayınların okunması ve paylaşılması daha fazla oluyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin en önemli stratejik hedeflerinden bir tanesi de yaygın küresel etkidir. RePEc arşivine akademisyenlerimizin çalışma metinlerinden oluşan “working papers” serisi ve düzenlediğimiz uluslararası ekonomi konferansları tebliğleri serileri ile katkıda bulunuyoruz. Bu serilerdeki hepsi İngilizce olan yayınlar geçen ay 2 bin 627 kez görüntülendi ve 257 çalışma başka kullanıcılar tarafından indirildi. Bugüne kadar bu serilerdeki çalışmalar da 103 bin 832 kez görüntülenmiş ve 17 bin 401 kez indirilmiştir.” (HABER MERKEZİ) ‘Ege’den sadece İzmir Ekonomi listeye girdi’ Sıralamada, dokuzunun İstanbul ve Ankara Narlıdereli çocukların yüzme keyfi Narlıdere Belediyesi'nin açtığı yüzme kurslarında bu yıl da çocuklar neşe içinde eğitimlerini sürdürüyor. Yaz sıcaklarında büyük ilgi gören yüzme kurslarında çocuklar hem eğleniyor hem de yüzme öğreniyor. Narlıdere Belediyesi'nin yaz spor okulları çerçevesinde açılan yüzme eğitiminin ilk bölümünde 100 öğrenci katılıyor. Narlıdere Olimpik Yüzme Havuzu'nda başlayan yüzme kurslarında üç ayrı dönemde yaklaşık 400 çocuk deneyimli yüzme eğitmenleri gözetiminde havuza giriyor. Yüzme kurslarına katılan çocukları ziyaret eden Narlıdere Belediyesi başkanı Abdül Batur, bu yıl futbol, yüzme, basketbol, voleybol, jimnastik, tekvando, branşlarında eğitim verildiğini belirtti. (HABER MERKEZİ) [email protected] İBRET ALMAYI BİLMEK VİZE VE FİNALLERİN VAZGEÇİLMEZ MEKÂNI Kütüphaneyi özellikle sınav dönemlerinde öğrencilerin daha yoğun olarak kullandığını ve bu rakamın günlük 8bin’e ulaştığını açıklayan Çetinkalp normal zamanlarda ise günlük kullanımın 2bin civarında olduğunu belirterek “Öğrenciler kütüphaneyi yayınlar ve sosyal servislere ulaşmak, ders çalışmak gibi amaçlarla kullanmaktadır” dedi. Lisansüstü ve doktora öğrencilerine de İngilizce eserlerle hizmet eden kütüphane, Erasmus değişim programıyla EÜ bünyesinde bulunan öğrencilere de çeşitli hizmetler sunduğunu belirten Çetinkalp doktorasını yapan ve çok iyi derecede İngilizcesi olan personelin vermiş oldukları hizmet kalitesini yükselttiğini belirtti. GÖRME ENGELLİ ÖĞRENCİLER UNUTULMADI Çetinkalp, “Görme engelli öğrenciler için sesli kitap uygulamasını başlatan EÜ Mezunlar Derneği ve Engelsiz Ege Derneği birlikte gönüllü olarak kitaplara ses verdi. Ayrıca Sosyal Sorumluluk dersi kapsamında öğrenciler kütüphaneye gelerek belirlenen kitapları seslendirerek görme engelli öğrencilere göz oldular. Çok fazla ihtiyaç olduğunda dolayı tek stüdyo sayısı üçe çıkarılarak daha fazla kitap seslendirilecek. Hedefimiz tüm kitapların seslendirilmesini yapmaktır. Bu kapsamda Kastamonu Üniversitesi ve Görme Engelliler Eğitim Merkezi GETEM ile karşılıklı ilişkiler sürdürülüyor” dedi. Çetinkalp, Ödünç verilen kitapların gecikmesinden doğan günlük 25 kuruşluk para cezasının ise bir nebze olsun öğrencilerin üzerinde caydırıcı etkisinin bulunduğunu ve ödünç alınan kitapların zamanında geri dönmesi için bir uygulama olduğunu, ödünç alınıp da kaybedilen kitapların ise mutlaka daire başkanlığına bildirilmesi ve aynı kitabın öğrenci tarafından temin edilmesi gerektiğini belirtti. Öğrencilerin kitaplık bölümüne özellikle şekerli yiyecek ve içeceklerle girilmemesini isteyen Çetinkalp bu konuda öğrencilerin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Son olarak da öğrencilerden raflardan aldıkları kitapları bulundukları yerde bırakmalarını ve raflara tekrar koymamalarını, çünkü yanlış yerlere konulan kitapların zaman kaybına sebep olduğunu ifade etti. (EGE AJANS) EÜ'den Tercih Robotu Ege Üniversitesi, üniversite adaylarına tercihlerinde yardımcı olmak amacıyla bugün, yarın ve 14 -15 Temmuz 2014 günlerinde “Ege Üniversitesi 6. Tercih Günleri” düzenleniyor. Tercih Günleri, Ege Üniversitesi kampüsünde bulunan Merkez Kütüphanede 08.30-16.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Ege Üniversitesi’nin bütün fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarının stantlarının kurulacağı Tercih Günlerinde 100 civarında akademisyen görev yapacak. Üniversite adaylarına, tercih edebilecekleri bölümler hakkında öğretim elemanlarınca ayrıntılı bilgiler verilecek ve seçecekleri bölümün iş imkanları hakkında öğrenciler doğrudan bilgilendirilecek. Öğrencilere doğru bir yönlendirme konusunda destek olabilmek amacıyla puanları ve alanları dikkate alınarak, Ege Üniversitesinde kazanabilecekleri fakülte ve bölüme ilişkin bilgi veren tercih robotu da kullanılacak. (EGE AJANS) Tercih yapmakta zorlananlara Profesyonel destek İzmir Üniversitesi’nden 17 Temmuz’a kadar tüm hafta boyunca hizmet verecek olan İzmir Üniversitesi Tercih Merkezinde uzmanlar üniversite adaylarının puanlarını değerlendiriyor, akademisyenler üniversite eğitimi ve bölümler hakkında bilgi veriyor. Tüm stresi ve heyecanı ile yaşanan Lisans Yerleştirme Sınavı’nın ardından tercih yapacak adaylar için bilgi almak ve karar vermek artık daha kolay. Üniversite adaylarının gelecek yaşamlarına yön verecek, kariyerlerini belirleyecekleri bu günlerde ihtiyaç duyacakları profesyonel destek İzmir Üniversitesi’nden geliyor. İzmir Üniversitesi Tercih Merkezi, 17 Temmuz’a kadar hafta sonu dahil her gün, 09.00-18.00 saatleri arasında rehber öğretmenleri ve her bölümden akademisyenleri ile 20 ayrı masada üniversite adaylarının hizmetinde. Kişiye özel meslek seçimi Adayların puanlarının değerlendirilmesinin yanı sıra uzmanlar, öğrencilerin kişisel eğilimleri, zevkleri, karakter özellikleri ile seçmek istedikleri bölümler arası uyumu değerlendiriyor, iş dünyasının beklentileri ve mezuniyet sonrası kariyer olanakları hakkında bilgi veriyor. Adaylar, kendilerini ağırlayan İzmir Üniversitesi öğrencilerinden üniversitenin eğitim, sosyalkültürel ve sportif faaliyetleri, öğrenci kulübü etkinlikleri hakkında bilgi edinme fırsatı buluyor. İzmir Üniversitesi’nin 7 fakülte, 3 yüksekokul, 3 enstitüsünde verilen eğitimler hakkında bilgi almak isteyen adaylar sorularının yanıtlarına www.izmir.edu.tr adresi ve 232 246 49 49 numaralı telefondan da ulaşabiliyor. (HABER MERKEZİ) Eşler arasında, anne- baba, kayın peder- kayın valide ilişkileri konusunda bir konferans vermiştim. Konferansı ayarlarken haklı-haksız meselesinden ziyade uyumlu olma çerçevesinde hazırlamıştım. Bundan dolayı biraz baylara, biraz da bayanlara dikkat etmeleri gereken hususları anlatmaya, her iki cenahın da genel yanlışlarına değinmeye çalıştım. Sonra duydum ki Erkekler birbirlerine: “Hoca bayanlara dikkat etmeleri gereken hususları saydı. Eşlerinize söyleyin de hocayı üzecek bir şey söyleyen olmasın” demişler. Bayanlar da birbirlerine: Hoca erkeklere dikkat etmeleri gereken hususları saydı. Eşlerinize söyleyin de hocayı üzecek bir şey söyleyen olmasın” demişler. Yani benim erkeklere söylediklerimi erkekler, kadınlara söylediklerimi de kadınlar üzerlerine almamışlar. Herkes karşı tarafa söylediklerimi iyi dinlemiş, kendilerine söylenenlere kulaklarını ve kalplerini kapatmışlar. Şimdi Türkiye üzerinde felaketler dolaşıyor. Meteorojiciler, “1971’den beri böyle kuraklık görülmedi” dediler. Çok yerlerde yağmur duasına çıkıldı. Soma faciası yaşandı. Depremler meydana geldi. Şimdi de sel felaketi şehirlerin altını üstüne getirdi. Demek ki Allah’ın gayretine dokunan bir zulüm var. Mazlumlar durumlarını Allah’a havale etmişler ve o havale Arş’a ulaşmış. Felaketler üst üste geliyor. O zaman herkesin yapması gereken, “Acaba bu felaketler benim yanlışlarım yüzünden mi oluyor?” deyip kendisini hesaba çekmek, hatalarından istiğfar edip yaptığı zulümlere son vermek ve Allah’ın bu felaketleri üzerimizden kaldırması için duaya durmaktır. Çünkü musibetler geldiğinde yalnız zalimlere uğramaz. Herkesi yakar. Sadece zalimlere musibet gelseydi imtihan ortadan kalkardı. Allah’ın Kur’an- Kerim’de koymuş olduğu hüküm bu. “Öyle bir fitneden sakının ki yalnız zalimlere isabet etmekle kalmaz. Hepinize gelir.” Enfal suresi ayet: 25) KARABAĞLAR BELEDİYESİ FARKINDALIK YARATACAK İKTİSAT BİLİMSEL YAYINDA İZMİR EKONOMİ FARKI zmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Ekonomi Bölümü, iktisat bölümü bilimsel yayın başarı sıralamasında Türkiye’de ilk 10 üniversite içinde yer alarak, büyük bir başarıya imza attı. RePEc (Research Papers in Economics) Organizasyonu tarafından yapılan çalışmada, Türkiye’den 609 akademisyen ve iktisatçının yayınlarına yer verilirken, İEÜ Ekonomi Bölümü 196 yayın ve 107 akademik çalışmayla 7. sırada yer aldı. İEÜ Rektörü Prof. Dr. Oğuz Esen, kendisinin de kuruluşundan itibaren 7 yıl bölüm başkanlığını yürüttüğü Ekonomi Bölümü’nün başarısının tesadüf olmadığını belirterek, “Genç ve dinamik, gündemi yakından takip eden bir akademisyen yapımız var. Alanlarındaki bilgi birikimleriyle yaptıkları yayınlar dünya genelinde dikkat çekiyor” dedi. İEÜ Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Oğuş Binatlı, RePEc Organizasyonu’nun ekonomistler tarafından kurulduğunu Amerika ve Avrupa’daki yayınları yakından takip ettiğini söyledi. Organizasyonun dünyada 13 bin bölüm ve 40 bin 970 iktisatçının yayınlarını takip ettiğini ifade eden Prof. Dr. Binatlı, “Tüm dünyanın saygınlığını kazanmış, ekonomi alanında 1 milyon 500 bin tam metin elektronik yayın sunan açık erişim kaynağı RePEc’de, Türkiye’den 218 üniversite ve kurumdan 609 akademisyen ve iktisatçının yayınlarına yer veriliyor. Bu arşivde yer alan yayınlara göre bölümler ve akademisyenler sıralamaları oluşturuyor. Türkiye’deki en iyi 10 Ekonomi Bölümü sıralamasında İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nün Türkiye’nin en iyi 7. Ekonomi Bölümü olarak yer alması bizi haklı olarak gururlandırıyor” diye konuştu. yaptı. EÜ Yayın Üst Kurulu bir yıl içerisinde almış olduğu 110 karar kapsamında EÜ Kitap Satış Bürosu aracılığıyla 12bin 224 adet eser satıldı. Bu uygulama Türkiye üniversiteleri içerisinde tek model olarak sadece EÜ’de bulunmaktadır. EÜ Kütüphanesi kendi öğrencisi ve araştırmacısının çalışmasını basan ve Türkiye genelinde yayan tek kütüphanedir ” diye konuştu. DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN KÜTÜPHANEYE BÜYÜK BAĞIŞ Çetinkalp, çeşitli yollarla kaynak oluşturduklarını ancak isteyen kişinin de bireysel kitap bağışlarını kabul edebileceklerini belirterek iki sene önce emekli olan üniversite hocalarımızdan Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 17bin 280 kitap bağışlaması takdirle karşılandığını ve bu bağışın 22bine’e kadar ulaşacağını ifade etti. Çetinkalp, kitap bağışının EÜ amacına uygun olması gerektiğini, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin araştırmalarına kaynak olduğunu vurguladı. Bağış konusunda ise EÜ Mezunları Derneği’nin çalışmalarının kendilerini mutlu ettiğini belirtti. Kütüphanesi, Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Müzik Kütüphanesi Arşivi kütüphane katalogunda hizmet veriyor. Önümüzdeki günlerde de Klasik Müzik İhtisas Merkezi açılarak tamamen dijital veri tabanlı hizmet verecek” dedi. SiYAH MAVi KIRMIZI SARI H Körfez Dershaneleri TEOG'da üç Türkiye şampiyonu çıkardı Körfez Dershaneleri, LYS’nin ardından Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG)'nda da başarı geleneğini bozmadı. Körfez öğrencileri Arda Efe Köseler, Yiğit Saygılı ve Başak Önder, TEOG 1 ve 2 sınavlarında bütün soruları doğru cevaplayıp 6, 7 ve 8. sınıf yıl sonu 100 ders ortalaması elde ederek, 500 tam puanla Türkiye şampiyonu oldu. Körfez’in sekiz öğrencisi, her iki TEOG sınavında bütün soruları doğru cevaplayarak önemli bir başarının altına imza attı. TEOG 1 sınavında 39, TEOG 2’de ise 64 Körfez öğrencisi, bütün sorulara doğru cevap verdi. Körfez Dershanesi öğrencileri Melda Çetinkaya, Nidanur Sinanoğlu, Öykü Özbek, Kerim Furkan Kadağan, Furkan Akgün, Ahmet Enis Işık, Sedanur Taşkoparan ve Ezgi Gürel de girdikleri her iki TEOG sınavında bütün soruları doğru cevapladı. Başarılı öğrenciler, Körfez Yayınları Genel Müdürü Halit Dağcı tarafından altın, akıllı telefon ve Ipad ile ödüllendirildi. Türkiye şampiyonu öğrenciler, başarılarında dershanelerinin çok büyük payı olduğunu söyledi. Körfez Dershanesi Genel Müdürü Hakkı Erten de yaptığı açıklamada, “Körfez Dershaneleri, 28 yıldır eğitim ve öğretime Ege Bölgesi ve İzmir’de aralıksız devam etmektedir. Her yıl eğitim öğretim sezonuna Türkiye birincileri çıkarma parolasıyla başlayan Körfez Dershaneleri, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da hem LYS hem de TEOG sınavında Türkiye birincileri ve Türkiye şampiyonları çıkararak adından bir kez daha söz ettirmiştir. Kısa süre önce açıklanan 2014 LYS sonuçlarına göre bir öğrencimiz Türkiye 1.’isi, iki öğrencimiz Türkiye 3.’sü, bir öğrencimiz de Türkiye 4 ve 6.’sı olarak büyük bir başarıya imza atmıştı.” dedi. Geçen yıl ilköğretimlerde sınav sistemi değişikliğine gidildiğini hatırlatan Erten, “Buna göre öğrencilerimiz, bir ve ikinci dönemlerde altı temel branştan toplam 12 sınava girmişlerdir. Yapılan bu sınav sistemi değişikliğinde Körfez Dershaneleri, sınav sistemleri ne kadar değişirse değişsin başarının adresinin değişmeyeceğini bir kez daha ispatlamış oldu.” diye konuştu. (CİHAN) alkın yararına pek çok projeyi hayata geçirmeye hazırlanan Karabağlar Belediyesi, sosyal belediyecilik alanında da hazırladığı projelerle farkındalık yaratacak. Yaşlılara, gençlere, kadınlara ve engellilere yönelik hazırlanan projelerle Karabağlar halkının yaşamının daha da kolaylaştırılması, halkın sosyal yaşamla bütünleşmesi amaçlanıyor. Söz konusu projelerde ilçede yaşayan yaşlılara yönelik bakım ve yardım faaliyetleri hayata geçirilecek. Yaşlı vatandaşların evlerine periyodik olarak ekipler gönderilerek ihtiyaçları karşılanacak. Kimsesi olmayan, kendine bakamayacak durumda olan yaşlıların tırnak kesimi, tıraş, banyo gibi kişisel temizlikleri belediye ekipleri tarafından yapılacak. Ekipler ayrıca, yemeklerin pişirilmesine yardımcı olacak ve onların sağlık problemleriyle ilgilenecek. Yaşlıların dışında kadınlar, gençler, çocuklar ve engellilere yönelik de birbirinden ilginç projeler var. Karabağlar Belediyesi, 480 bin nüfuslu ilçenin sosyal kültürel yapısını dikkate alarak birbirinden farklı projeleri hayata geçirecek. Özellikle çocuklara, yaşlılara, gençlere, kadınlara ve engellilere yönelik çalışmalara önem verilecek. Belediye ekipleri, halkın sosyal hayata aktif katılımını sağlamak için gerekli desteği sağlayacak. Karabağlar’ın kentsel dönüşümün yanı sıra sosyal, kültürel dönüşüme ve desteğe de ihtiyaç duyduğunu dile getiren Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu söz konusu çalışmalarla halkın yaşamını kolaylaştırmayı amaçladıklarını söyledi. Sosyal belediyecilik alanında da deneyimli bir kadro oluşturduklarını, bu bağlamda Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nü kurduklarını belirten Selvitopu, ilçede gerçek ihtiyaç sahiplerinin tespit edileceğini ve yardımların düzenli yapılacağını ifade etti. Selvitopu, “İlçemizde çocuklara, gençlere, yaşlılara, kadınlara ve engellilere özellikle önem veriyoruz. Onların ihtiyaçlarını, sıkıntılarını gidermek ve mutlu yaşamalarını sağlamak için çeşitli projelerimiz var. Bu dönem Gıda Bankası ihtiyaç sahiplerinin yine yanında olacak. Maddi durumu olmayan insanlara buradan erzak, giysi ve ev eşyası konusunda doğrudan desteklerimiz olacak. Gerçek ihtiyaç sahipleri tespit edilerek yardımları evlerine götürülecek.” dedi. Yaşlılara bakılacak, kadınlar sosyalleşecek İlçede yaşayan yaşlılara yönelik bakım ve yardım faaliyetlerini hayata geçireceklerini, yaşlıların evlerine periyodik olarak ekipler gönderip ihtiyaçlarının karşılanacağını vurgulayan Selvitopu, “Seçim döneminde ve belediye başkanı seçildikten sonra da ilçemizde yaşlıların bakımı konusunda bize talepler geliyordu. Bunları dikkate alarak kimsesi olmayan, kendine bakamayacak durumda olan yaşlılarımızın tırnak kesimi, tıraş, banyo gibi kişisel temizlikleri bizim ekiplerimiz tarafından evlerine gidilerek yapılacak. Yemekleri yapılacak ve sağlık problemleriyle ilgilenilecek. Ayrıca bizim ilçemizde oturan ama denizi hiç görmemiş ev kadınlarımız var. Onların sosyalleşmesi için vapur gezileri, piknik, müze gezileri gibi etkinlikler düzenleyeceğiz. Ayrıca semt merkezlerimizde açtığımız kurslarla kadınlara yönelik hobi ve meslek edindirme kurslarımız da var. İlçemizdeki kadınlar bunlara katılıp boş vakitlerini güzel bir şekilde değerlendirebilirler.” diye konuştu. Engelliler, gençler ve çocuklar da unutulmadı Başkan Selvitopu bu çalışmalar kapsamında çocukları, gençleri ve engellileri de unutmadıklarını, onların hayatlarını güzelleştirecek çok sayıda çalışma yaptıklarını da belirterek şunları söyledi, “İlçemizde engelli nüfusu çok fazla. İlçemizde yaklaşık 50 bin engellinin bulunduğunu göz önünde bulundurarak Engelli Danışma Merkezimizin çalışma alanını genişlettik. Sosyal becerilerinin arttırılmasına yönelik spor, hobi ve mesleki eğitim kurslarımızın yanı sıra toplumsal hayatta aktif rol alabilecekleri etkinliklerimiz var. Ayrıca, engellilerin ve ailelerinin sorunlarına yönelik danışmanlık hizmetlerimiz de öncelikli çalışmalarımız arasında yer alıyor. Tüm engellilerimizi belediyemizin düzenlediği etkinliklere katılmasını istiyoruz. Çocuk ve gençlerimize yönelik ise, spor ve kültürel faaliyetlerimiz yıl boyunca devam ediyor. Spor tesislerimizde profesyonel kadroyla çocuklara ve gençlere yönelik çeşitli branşlarda eğitim veriyoruz. Ücretsiz yaz ve kış kursları, masal okuma etkinlikleri, kültürel geziler, tiyatro, enstrüman dersleri, okula yardımcı kurslar, koro çalışmalarıyla da çocuklarımızın ve gençlerimizin kültürel ve sosyal hayatına ciddi katkı sağlanıyor.” (HABER MERKEZİ) K YALI’DAKİ STAT KRİTERLERE UYMAZ arşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Yalı’da yapılması düşünülen yeni stadyum projesinin UEFA ve FİFA kriterlerine uymadığını söyledi. Başkan Akpınar “Zamanında Ali Sami Yen için gösterilen hassasiyeti, Karşıyaka için de bekliyoruz. Halk için yapılan hizmetler, siyasete alet edilmemeli. En doğru yer Örnekköy” dedi. Belediye meclis toplantısında konuşan Başkan Akpınar, stat yapmak kadar, kentin geleceğini iyi planlama görevlerinin de olduğunu belirterek “Karşıyaka’nın geleceğini iyi planlayacağız ve geçmişte yapılan ‘kentsel hataları’ tekrarlamayacağız. Yeni stat konusu, bu yaklaşımımız için bir dönüm noktasıdır. Örnekköy’ü sporun merkezi haline getirerek geleceğe ışık tutacağız. Karşıyaka’yı gelecekte daha modern, yaşanabilir ve konforlu bir kent haline getirebilmek için en doğru seçeneğin bu olduğuna inanıyoruz” dedi. NEDEN YALI’DA OLMAMALI? Karşıyaka sahilindeki eski stadın yenilenerek 15 bin seyirci kapasiteli stadyuma dönüştürülmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Başkan Akpınar “Yalı’nın, mevcut planlarda tanımlı olan saha ölçüleri profesyonel maçların yapılması için uygun değil. İhale sürecinde inşaat mevzuatına uyulmadı. Konut alanına denk gelen bölge 15 bin kişilik bir stadyumun yükünü kaldıramaz. Stat halkın kullanımına açık bırakılmalı. Yalı’daki stat TFF, UEFA ve FİFA’nın güvenlik kriterlerine uymuyor. Her 7 kişiye bir otopark ve giriş çıkışlarda, rakip ile ev sahibi takımın karşılaşmaması şartı bile sağlanamıyor” diye konuştu. Örnekköy’de, tamamı Büyükşehir Belediyesi’ne ait, 53 bin metrekarelik arazi üzerinde yapmayı düşündükleri stat projesinin önünde teknik ve fiziki bir engel olmadığını belirten Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar “Üstü kapanabilir, en az 16 bin kişilik bir stadyum, yüzme havuzu ve 3 bin araçlık otopark ile kulübe gelir getirecek mağazaları kentimize ve Karşıyaka Spor Kulübümüze kazandırmak istiyoruz. Örnekköy’deki stat alanımız; merkeze sadece 10 dakika, otoban girişine ise 2 dakika uzaklıkta. Tenis kortları, yapımı süren spor salonu, yüzme havuzu, ARKAS yüzme havuzu ve hemen üstünde de kamp için Yamanlar Gençlik Merkezi ile tam bir spor üssü yaratacağız” dedi. (HABER MERKEZİ) SAĞLIK-SEN İZMİR ŞUBE YÖNETİMİ HUKUKİ SÜRECİ KAZANDI Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) İzmir Şube Başkanlığı'na kayyum atanması konusunda son sözü Yargıtay söyledi. İzmir 6. iş Mahkemesi'nde alınan kararı görüşen Yargıtay üyeleri, Sağlık-Sen İzmir Şubesi'ne kayyum atanmasına gerek olmadığına hükmetti. Yargıtay'ın verdiği kararı değerlendiren Sağlık-Sen İzmir Şube Başkanı Op. Dr. Recep Atçı, bazı kişilerin sendika yönetimini hukuk dışı yollardan genel ku- rula götürme çabasının Yargıtay'ın hukuk dersi niteliğindeki kararı ile boşa çıktığını ifade etti. Hukuki sürecin Yargıtay'ın söylediği son sözle birlikte şube başkanı ve yönetimi lehine sonuçlandığını kaydeden Atçı, artık hukuki zeminde kesin olarak şube yönetimine kayyum atanmasına gerek kalmadı. CEVAPLARINI ALDILAR Atçı, Sağlık-Sen'in büyümesini iste- meyen iç mihraklar ile bir takım rakip sendika yöneticilerinin yerel mahkemede kayyum kararının verilmesinin ardından hukuki sürecin tamamlanmasını beklemeden akla hayale gelmeyecek işler peşinde koştuklarını belirtti. Bu odaklara Yargıtay'ın adeta tokat gibi cevap verdiğini dile getiren Atçı, "O günlerde sendika şubemiz işgal edilmeye kalkmıştı. Bir başka sendikanın yöneticileri ise Sağlık-Sen'in bu durumundan faydalanmaya kalkmıştı. O dönemde malum bir rakip sendika tarafından iç işlerimize karışılarak hiç de etik olmayan şekilde üyelerine çekilen bir mesajda "Sağlık-Sen İzmir yönetimi düştü" diye bildirilmişti. Şimdi bu mesajı çekenlerden aynı şekilde üyelerine bir mesaj daha çekmelerini ve Yargıtay'ın verdiği karar sonrası Sağlık-Sen yönetiminin hukuki temeller üstünde dimdik ayakta ve yerinde olduğunu bildirmelerini bekliyoruz" diye konuştu. Sağlık-Sen'in İzmir'de büyümesini istemeyenlerin, hukuk dışı yürüttükleri aleyhteki kampanyanın temel bulamadığını ve Yargıtay'ın verdiği kararla son bulduğunu belirten Atçı, şöyle konuştu: Sağlık-Sen'e kayyum atanmasına sevinenlerin Yargıtay kararı ile buharlaştığını belirten Atçı, kararın Sağlık-Sen'e karşı mücadele eden tüm gruplara ve bu duruma müdahil olmak isteyen diğer sendikalara en büyük cevap olduğunu ifade etti. (HABER MERKEZİ) SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 2014 Perşembe 97 Temmuz Şubat 2013 Perşembe Büyükşehir’in iftar çadırı Cihan ÜNAL [email protected] Altın Yumruk; Köşk Siyasetin a’dan z’ye içinde olan birisi. Üniversite yıllarında Milli Türk talebe birliğine giren,1976 yılında Milli Selamet Partisi Beyoğlu gençlik kolları başkanlığı yapan, devamında MSP İstanbul il gençlik kolları başkanlığına seçilen bir lider. Siyasete kısa bir aradan sonra Beyoğlu ilçe başkanlığı, il MKYK üyeliği yapan ardından milletvekilliğine adaylığını koyan ve vekil olmaya hak kazanan ancak tercihli oy sistemi neticesiyle YSK tarafından vekilliği iptal edilen bir lider. Beklide dönüm noktası olan 1994 yerel seçimlerinde %25 ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen bir lider. Özgürlüklerden bahsedilen bir Türkiye’de yıl 1997 Siirt’te bir mitingde Ziya Gökalp’in Balkan Savaşı için yazdığı asker duasının değiştirilmiş bir sürümü okuması sebebi ile yargılanan bir lider. 14 Ağustos 2001 de bir parti kuran ve girdiği Kasım 2002 seçimlerinde 1.parti olarak partisini sırtlayan bir lider. 22 Temmuz 2007 de yapılan seçimlerle partisini 2.kez başkanlık koltuğuna yükselten bir lider. 12 Haziran 2011 seçimlerinde 3.kez hükümet kurma yetkisini partisine kazandıran bir lider. Dönemlerine damga vurmuş liderleri Sn. Baykal’ı, Sn. Bahçeli’yi, Sn. Kılıçdaroğlu’nu ve birçok parti liderini kıskandıracak başarılara imza atan bu lider şimdi köşk yolunda… Köşke en yakın isim gibi duran, muhalefetin bir olup engellemeyi düşündüğü bu lider, partililerin tabiri ile USTA RECEP TAYYİP ERDOĞAN… Erdoğan köşk seçimleriyle resmen bir altın vuruş yapıp 1976larda başlayan siyasi kariyerini taçlandıracaktır. Türkiye siyasetinde önemli bir yeri olan hatta Times dergisinin yaptığı araştırmalarda Atatürk’ten sonra gelen en etkili lider seçilen Erdoğan köşk için kolları sıvamıştır. 10 Ağustos’ta yapılacak Köşk seçimlerinde halkın seçiminin siyasetin yıllardır içinde olan, başbakanlık koltuğunu yıllarca emanet ettiği ve her seçimde oylarını yükselten, hizmetleriyle damga vurmuş birini seçmesi kesin gibi gözüküyor. Yani Recep Tayyip Erdoğan’ın Altın Yumruk olarak adlandırdığım zafer seçimi ile siyasi kariyerinin zirvesinde yer alacağı düşüncesindeyim. Ülkemiz için hayırlara vesile olsun… Renklerimiz ne olurla olsun tek derdimiz vatan olsun… ÇİFTE BAKAN AĞIRLADI Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, iftarlarını Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin çadırında vatandaşlarla birlikte yaptı D enizli Belediyesi’nin 11 ayın sultanı Ramazan ayında geleneksel olarak kurduğu iftar çadırı, her gün orucunu açmak isteyen misafirlerle dolup taşarken, bu kez iki Bakanı ağırladı. Bir dizi inceleme ve açılış yapmak üzere Denizli'ye gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, eşleri Mine Bozdağ ve Ayşen Zeybekci, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, eşi Nurtaç Demir, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve eşi Berrin Zolan, AK Parti Denizli Milletvekili Bilal Uçar, Nurcan Dalbudak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil ve çok sayıda davetli her gün 5 bin kişinin orucunu açtığı iftar çadırına geldi. İşadamı Orhan Abalıoğlu'nun üstlendiği sofrada, iftar yapan protokol üyeleri vatandaşlarla bir süre sohbet etme imkanı buldu. Denizli’ye yıldız yağmuru Öte yandan Denizli Büyükşehir Belediyesi Ramazan etkinlikleri kapsamında birbirinden ünlü konukları da Denizlililerle buluşturuyor. Etkinlikler kapsamında İncilipınar Parkı’nda ünlü komedyen Yavuz Seçkin geceyi kahkahaya boğarken Adalet Parkı’nda ise Türk Tasavvuf Musikisi’nin güçlü sesi Ahmet Özhan, seslendirdiği eserler ile izleyenleri mest etti. Denizli Büyükşehir Belediyesi Ramazan süresince her akşam İncilipınar Parkı ve Adalet Parkı’nda farklı bir etkinlikte Denizlilileri bir araya getiriyor. Büyükşehir Belediyesi etkinlikler kapsamında birbirinden ünlü konukları da Denizlililerle buluşturuyor. Cuma akşamı gerçekleştirilen etkinliklerde İncilipınar Parkı’nda ünlü komedyen Yavuz Seçkin geceyi kahkahaya boğarken Adalet Parkı’nda ise Türk Tasavvuf Musikisi’nin güçlü sesi Ahmet Özhan, seslendirdiği eserler ile izleyenleri mest etti. Her iki noktada binlerce kişinin izlediği etkinliklere Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’da katıldı. İlk olarak İncilipınar Parkı’na giden Başkan Zolan vatandaşların yoğun sevgisiyle karşılandı. Günün yorgunluğu İncilipınar Parkı’nda atıldı Tiplemeleri ve taklitleriyle Türk televizyonlarının en sevilen şovmenlerinden biri olan 1001 surat Yavuz Seçkin’in stand-up gösterisi parkı dolduranlara keyifli anlar yaşattı. Ünlü komedyen Yavuz Seçkin, yaptığı taklit ve esprilerle izleyenleri kırdı geçirdi. Canlandırdığı tiplemeler ve yaptığı zeka dolu esprileriyle Denizlilileri kendisine hayran bırakan Yavuz Seçkin, gösteri sonunda Başkan Zolan’ı sahneye davet etti. Seçkin kendisini Denizli’ye davet ettiği ve Denizlililer ile buluşturduğu için Başkan Zolan’a teşekkür etti. Konuşmasına herkesin Ramazan’ını kutlayarak başlayan Başkan Zolan ise böylesi keyifli bir gösteri ile geceye renk kattığı için Seçkin’e teşekkür etti. Seçkin’in sergilediği sahne performansı ile parkı dolduran herkesin günün yorgunluğunu attığını dile getiren Başkan Zolan, sanatçıya günün anısına bir plaket takdim etti. Ahmet Özhan mest etti Başkan Zolan’ın bir sonraki durağı ise Adalet Parkı oldu. Türk Tasavvuf Musikisi’nin güçlü isimlerinden Ahmet Özhan, burada sahne alarak izleyenleri mest etti. Sanatçı Özhan, birbirinden güzel eserleriyle tasavvuf musikisine gönül verenlere uzun süre unutamayacakları güzellikte bir müzik ziyafeti sundu. Konser sonrası sanatçı Özhan, şenliğe gelenlerce uzun süre ayakta alkışladı. Sahneye davet edilen Başkan Zolan burada da herkesin Ramazan’ını kutladı ve konuşmasında birlik ve beraberlik mesajı verdi. Başkan Zolan, sanatçı Ahmet Özhan’ı Denizli’de görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek ‘Ramazanınız mübarek olsun. Tutmuş olduğunuz oruçlar kabul olsun. Sanatçımız Ahmet Özhan’ı tekrar Denizli’de görmekten büyük mutluluk duyuyorum. Sanatçımızın sesiyle ruhumuz gönlümüz bir başka boyuta geçti. Allah kendisinden razı olsun” dedi. Tekrar Denizli’de olmaktan dolayı memnuniyetini dile getiren Ahmet Özhan, Denizli’ye her gelişinde büyük bir misafirperverlik gördüğünü dile getirerek Başkan Zolan’a teşekkür etti. Başkan Zolan daha sonra sanatçıya plaket takdim etti. (HABER MERKEZİ) EROĞLU GEDİZ’DEKİ TOBB’da Avrupa Birliği İş Geliştirme SATIŞI DOĞRULADI Merkezleri (ABİGEM) Paneli yapıldı A vrupa Birliği Türkiye İş Geliştirme Merkezleri (ABİGEM) Ağının Genişletilmesi Projesi kapsamında, ''Odalar ve Borsaların Kaliteli İş Hizmetleriyle Rekabet Gücü Nasıl Geliştirilebilir?'' konulu konferans, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Panelde konuşan Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, ABİGEM’lerin bölgelerinde öncelikle KOBİ ölçeğindeki işletmeler olmak üzere, tüm firma ve kuruluşlara rekabet güçlerini ve sürdürülebilirliliğini arttırmak amacıyla faaliyet gösteren kuruluşlar olarak Türkiye sosyo-ekonomik yapısı içinde yerlerini aldıklarını ifade ederek, “ABİGEM’ler ilk başlarda kuruldukları ilde, sonrasında, bölgelerindeki diğer illerde yürüttükleri girişimcilik eğitimleri, girişimcilere rehberlik konularında odaların ve borsaların doğal danışma birimleri haline gelmişlerdir. Bu yaklaşım ile ABİGEM’ler; odaların ve borsaların üyelerine dönük hizmet yelpazesini geliştirmiştir. KOBİ’ler ve girişimciler başta olmak üzere iş hayatındaki kişi ve kurumlara eğitim ve danışmanlık hizmeti sunmuştur. Sunulan bu eğitim ve danışmanlıkların artan kalitesi, diğer il ve ilçelerdeki eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin kalitesini üst seviyelere çekmiştir.” diye konuştu. Denizli ABİGEM’in çalışmalarıyla ilgili bilgiler aktaran Özer, şunları söyledi: “Denizli ABİGEM kurulduğu günden bu yana; Denizli, Muğla, Aydın, Antalya, Burdur, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Aksaray, Niğde, Van ve Hatay illerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti sunmuştur. Pencere Projesi olarak, Pamukkale Üniversitesi bünyesinde faaliyet- lerini sürdüren ‘Pamukkale Üniversitesi Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kuruluşuna öncülük etmiştir. Denizli’de yerelde faaliyet gösteren firmalarımıza kurumsallaşma, markalaşma ve dışa açılamaları konusunda bilgi ve danışmanlık hizmeti sunmuştur. Denizli Ticaret Odası’nın 2009-2013 ve 2013-2016 Dönemi Stratejik Planları Denizli ABİGEM’in danışmanlığında hazırlanmıştır. Yine Denizli Ticaret Odası’nın, ilin girişimcilik potansiyelini attırmak amacıyla düzenlediği, KOSGEB destekli girişimcilik eğitimleri Denizli ABİGEM tarafından verilmiştir.” Özer, KOBİ’lerin geleceği için ABİGEM’lerin önemli olduklarını, bu kurumların Türkiye’ye kazandırılmasına öncülük eden TOBB’a teşekkür ederek, sözlerine son verdi. (HABER MERKEZİ) CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel “Kamudan Satılık Doğa” haberi ile gündeme gelen Gediz deltasındaki satışı Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na sordu. CHP’li Özel TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, Gediz deltasının Ramsar ve Bern Sözleşmeleri kapsamında uluslararası koruma altına alındığını kaydederek, Gediz deltasında 18 bin dönüm arazinin, 55 bin metrekare tuz azmağının ve 231 bin metrekarelik tarlanın Özelleştirme İdaresi tarafından satılığa çıkarıldığını kaydetmişti. GEDİZ DELTASINDAKİ SATIŞ DOĞRU MU? CHP’li Özel soru önergesinde Bakan Eroğlu’ndan şu sorulara yanıt istemişti: “Mevzuata göre üzerinde herhangi bir yatırım yapılaması mümkün olmayan Gediz Deltasının belli bir bölümünün Özelleştirilme İdaresi tarafından satılığa çıkartıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise üzerinde herhangi bir yatırım yapılamayacak olan Gediz Deltasının belli bir bölümünün satılmasının amacı nedir ve bu satış hangi tarihte gerçekleşmiştir? Bu iddialar doğru ise Gediz deltasının ilgili bölümünü satın alan kişi veya kurumlar kimlerdir? Sulak Alanlar Yönetmeliği ile, Gediz Deltası da dahil olmak üzere tüm sulak alanlarda yatırımların önünün açılması mı düşünülmektedir?” BAKAN EROĞLU ÖZEL’İN SORU ÖNERGESİNİ YANITLADI CHP’li Özgür Özel’in soru önergesine Bakan Eroğlu’ndan yanıt geldi. Gelen cevapta Eroğlu İzmir Kuş Cenneti’nin (Gediz Deltası) 90.800 hektar alan büyüklüğünde olup, 1. Derece Doğla Sit Statüsünde olduğunu kaydetti. Eroğlu verdiği yanıtta şunları söyledi: “Gediz deltası Koruma Bölgesi sınırları içerisindeki 15.849 hektar alanlık kısım ormanlık alan, 21.750 hektarlık alan Hazine arazisi niteliğinde olup, yaklaşık 55.000 hektar alan özel mülkiyete aittir. Koruma bölgeleri içerisinde ayrıca Çiğili, Foça ve Menemen ilçeleri arasında yer almaktadır. Dolayısıyla Gediz Deltası ve çevresinde doğa ile insan faaliyetleri iç içe geçmiş durumda olup, özel mülkiyet olan arazilerde alımsatım yıllardan bu yana yapılmaktadır ve bu alanlar üzerinde yapılacak faaliyetler Bakanlığımız iznine tabiidir.” BAKAN EROĞLU GEDİZ’DEKİ SATIŞI DOĞRULADI Veysel Eroğlu CHP’li Özgür Özel’in soru önergesine verdiği yanıtta Gediz’de yaklaşık 5000 hektar alan büyüklüğündeki tuzlaların Tekel AŞ.’ye ait olduğunu ve bu tuzlaların flamingolar için en önemli beslenme ve üreme alanı olduğunu kaydetti. Bakan Eroğlu verdiği yanıtta Gediz’de satıldığı iddia edilen bölgeden şu cümlelerle bahsetti: “Tuzlalar içerisinde bulunan müştemilatın kullanım hakkının özel bir kuruma verilmesi alanın bölgedeki ekolojik dengesini etkilemeyecektir. Zira alanın olumsuz etkilenmesine sebep olabilecek her türlü faaliyete Bakanlığımız mer-i mevzuat çerçevesinde izin vermeyecektir. Özelleştirme İdaresinin ihalesi sonucunda tesislerin kullanım hakkını alacak kişi veya kurum yalnızca Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında Bakanlığımızca izni verilebilecek faaliyetleri yapabileceklerdir. Konuyla ilgili bir açıklama yapan CHP’li Özgür Özel Bakan Eroğlu’nun soru önergesine verdiği yanıtta bir iddia olarak gündeme gelen Gediz’deki satışı doğruladığını kaydederek şunları söyledi: “Bakan Eroğlu’nun Gediz Deltası satışına ilişkin soru önergeme verdiği yanıtta öyle bir cümle var ki, aslında her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Sayın Eroğlu Gediz içerisindeki bir müştemilattan bahsediyor ve buranın kullanım hakkının özel bir kuruma verilmesinin alandaki ekolojik dengeyi olumsuz etkilemeyeceğini belirtiyor. Ama yanıt bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde eksik bırakılmış, dolambaçlı cümlelerle ifade edilmiş. Bu müştemilatın nasıl bir bölge olduğu, cinsi, kim tarafından, hangi amaçla kullanılacağı ise yanıtlanmamış. (HABER MERKEZİ) SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 10 2014 Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 Perşembe Halkın oyunu hesaba almadan seçime gidilir mi? Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Sade şirketlerin değil siyasi partilerin de kendilerini yenilemeleri ve güne uyumlu hale gelmeye çalışmaları kaçınılmaz bir gerektir... "Yeni Türkiye"yi anlamakta zorlanan bazı siyasi partilerin sözcüleri siyasi rekabeti hala bir rejim kavgasına dönüştürmeye çalıştıklarına göre, demek ki bu yenilenme ihtiyacı gündemin öncelikli maddeleri arasında bulunuyor. Siyaseti "Hizmet etmek" değil de "Kavga etmek" mesleği zanneden ve hepimizi bıktığı nefret söylemlerini seslendiren siyasetçilere, kendilerini yenilemeleri konusunda yardımcı olacak isimlerden biri de yönetim kuramcısı Peter Drucker olabilir. Örneğin Drucker "Yeni Örgütler Toplumu"nu yorumlarken, değişimi ve yenilenmeyi ihmal edenlere şu yöntemleri önerir: Şimdi ne yapacağız? Her örgüt değişimin yönetimini kendi yapısının içine yerleştirmelidir. Birincisi her örgüt, yapmaya alışık olduğu her şeyi terk etmeye hazır olmalıdır.Yöneticiler her süreçte "Bugün bildiklerimizi geçmişteki o zaman bilseydik, buna gene başlar mıydık" sorusunu sormalıdırlar. Eğer bu sorunun cevabı "Hayır" ise, örgüt o zaman "Öyleyse şimdi ne yapacağız" sorusuna cevap aramalıdır. Diyelim ki çok köklü ve hatta Cumhuriyet'le yaşıt bir siyasi partinin yönetimindesiniz... Bu partinin söylemlerini ve siyasete bakış açısını yenileyip değiştirdiğiniz takdirde, partinin tabanından kopup eriyeceğini düşünebilirsiniz. Oysa bu partinin görünümünü korumak ile partiyi günün gerçeklerine uyumlu kılmak birbirlerine zıt şeyler değildir... Görüntü aynı olsa da... Drucker burada da şu örneği verir: 2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD ordusu kadar görüntüde aynı kalmış bir örgüt görülmemiştir. Üniformalar, rütbeler aynıdır. Ama biliyoruz ki, silahlar, askeri doktrinler ve kavramlar yanında ordunun örgütsel yapısı, komuta biçimi, ilişki ve sorumluluk ilişkileri hızla temelden değişmiştir. Bir muhalefet partisinin yöneticisi olduğunuzu düşünün... 2014 yılında da Cumhurbaşkanı'nın 1970'ler veya 80'lerdeki yöntemlerle belirleneceğini düşünebilir misiniz? Halkın oyu ile seçilecek bir SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI cumhurbaşkanı modeli söz konusuyken, bir parti yönetiminin tabanın eğilimlerini hiç sorgulamadan belirlediği bir adayın, halkın önüne hiç çıkmadan seçilmesi mümkün olabilir mi? Yanlış yöntemler Özetle, "Çağdaş ve ileri" olmak rakiplere hakaret ederek, seçmenler yerine yargıçlara güvenerek, dini inançlara saygılı olmak yerine dini inançları çıkar hesaplarına alet eden örgütlerle içli dışlı olarak gerçekleşmiyor. Bu açıdan baktığınızda 2'nci Dünya Savaşı'nın bittiğinden habersiz uzak okyanus adalarında düşmanın gelmesini bekleyen Japon askerleri, bizim bazı siyasetçiler için, Drucker'in sunduğu çözümlerden daha ilgi çekici modeller oluşturmuyor mu? Oysa Japonların "Kaizen" denilen ve değişime uyumun kurallarını formüle eden felsefeleri model alınsa, sosyo-politik yaşamımız çok farklı olurdu. Kaizen modelinde her kuşak kendi başarısını geliştirmenin yollarını sonraki kuşağa öğretir... Bir ürün ya da hizmet her iki yılda bir bütünüyle yenilenir hatta değiştirilir. "Buluşçuluk" (İnnovasyon) sistemli süreç haline getirilir. Kısacası gelişmiş insanlığın gündeminde böyle konular da var. 09.07.2014 Abdurrahman DLPAK YENİ AKİT GAZETESİ Kriz iyi (mi) dir! Kriz kötüdür! Sanki bu doğru bir tesbit gibi geliyor insana. Oysa kriz aynı zamanda “fırsat” anlamına da gelir.. Kriz yenileni ezer, onu yöneteni ise yüceltir.. İstihbarat örgütleri, krizleri bastırmak için değil, yönetmek için vardır.. Bir gerilla, üzerine gelen bir tankı imha etmeye, vurmaya çalışır.. Bir istihbaratçı ise, o tankı kullanan kişinin telsiz bağlantısını ele geçirip, onu kendi düşmanına karşı kullanmaya, çalışır.. Bu anlamda istihbarat örgütleri “Terör örgütleri”nin ortadan kaldırmak değil, kontrol etmek, yönetmek isterler.. Belki de bu tür örgütlerin tasfiye edilememelerinin, giderek güçlenmelerinin sebeblerinden biri de budur.. Bu tür örgütler içinde birçok düşman unsurun kullandığı ajan “kardeşçe” (!) bir arada bulunur.. Birbirilerini bilseler de tavırları pek değişmez.. Bu tür örgütler gizlilik esası üzerine faaliyet gösterir, bu gizlilik, öncelikle de örgütün saf militanlarının gerçeğin farkına varmalarının önündeki en büyük engeldir.. Bu gizlilik kuralı, aynı zamanda örgüt içindeki istibaratçıların daha kolay faaliyet göstermelerini sağlar.. Zaten silah ve gizlilik varsa, infazlar peşinden gelir.. Hem kendi elemanınızın kafasına sıkar, sonra da onu “devrim şehidi” ilan edersiniz.. Kahramanlaştırırsınız.. Bir ölümü bahane yapıp, başkalarını cezalandırmak için de bunu vesile yapabilirsiniz.. Bizim bölgemizde, öncelikle 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapılarının değiştirilmesi bekleniyor. Bunu normal şartlarda yapamazlar. Onun için krize ihtiyaçları var.. Ama siz kriz çıkartırsanız oklar size yönelecektir. Onun krizi rakibiniz olan birinin üzerinden çıkartmalısınız. O zaman sureti haktan gözükerek, düşmanlarınızı birbirine karşı kışkırtmalısınız.. Onların güç ve enerjilerini birbirine karşı kullanmalarını sağlamalısınız.. Sonra da olanları abartılı bir şekilde dünyaya ilan etmelisiniz ki, o çevrelerde umutsuzluğa, hayal kırıklığına sebeb olsun.. Kim yorulur, yenilmeye doğru giderse onlara yardım edeceksiniz ki, daha çok birbirlerini yesinler.. Silah vereceksiniz, para vereceksiniz, istihbarat sağlayacaksınız.. Media desteği vereceksiniz.. Bunun için marka krizler üreteceksiniz ki, her sene bir vesileniz olsun.. Ses getiren eylemlere imza atmalarını sağlayacaksınız ki, kendi aralarında liderlik mücadelesini tetikleyeceksiniz.. Bu tür yapıların kontrolden çıkmasını engellemek için dengelere dikkat edeceksiniz.. Halkın belli bir kesiminin öfkesini büyütürken, belli bir kesiminin desteğini almak için bir şeyler yapacaksınız.. Biraz kehanet, biraz gerçeküstü yorumlarla işi süslemelisiniz ki, insanlar maddi ve manevi tatmine erişsinler. Biraz komplo katacaksınız işin içine ki, kim neye inanacağını şaşırsın. O zaman daha iyi yönetirsiniz.. Elinizde hep iki şey duracak: Havuç ve sopa.. “Hangisini yemek isterlerse” onu göstereceksiniz.. Bu işlerde sonuçta kim daha akıllı, kim daha cesur ve kim daha dürüstse o kazanır genellikle.. Başkalarının başlattığı bir hareketi siz ele geçirebilirsiniz.. Afgan direnişini hatırlayın, Mısır’a, Libya’ya bakın.. Özal’ın ANAP’ının haline bakın.. Özal’a bakın. Nasıl başladı ve nasıl noktalandı hayatı.. Üniversiteyi görmeden sakın karar vermeyin! Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Yüz binlerce gencin geleceği, şu günlerde yapacağı tercihe bağlı. Hangi üniversiteye, hangi mesleğe yönelirse, oraya girecek, bitirdikten sonra da, eğer şansı yaver giderse iş bulup, o yolda ilerleyecek. İyi bir gelecek için, iyi bir eğitim olmazsa, olmazların başında geldiği için hemen herkesin hedefi, olabilecek en iyi üniversiteye girmek ve hem kendisine yakın hem de geleceği olan en iyi mesleği seçmek. Peki bugünkü ortamda bu mümkün mü? Evet demek çok zor. Çünkü, bırakın üniversiteyi kazanamayanları, kazanların yarıdan fazlası mutsuz... Üniversiteye girişte 30 tercih hakkı var. İlk 10 tercihten sonrasına girenler, ya gelecek yıl bir kez daha sınava giriyor ya da mutsuzlar kervanına katılıyorlar. Ve bunların oranı da, tahminlerin çok üzerinde... Şişirilmiş kontenjanlar YÖK ne için var? Tıpkı futbol federasyonu gibi hem sektörü geliştirecek, hem de adil kurallar koyarak düzeni sağlayacak. Ama ne onu yapıyor ne de diğerini... Daha mezun vermemiş bir üniversiteye doktora izni verilir mi, hastanesi olmayan tıp fakültesi olur mu, kampusü bile olmayan derme çatma kiralık binalardaki yeni yetme üniversitelere, devasa kampüsleri olan üniversitelerin üç, beş katı kontenjan olanağı sağlanır mı, en önemlisi de sapla saman bu kadar bir birine karıştırılır mı?.. Son bir kaç yıldır 150, 200 bin arası boş kontenjan kalmasına rağmen yeni üniversitelerin açılmasına kimse karşı çıkmamalı. Ama bu büyüme, hormonlu olmamalı. Eş, dost, yandaş izlenimi vermemeli. Çünkü, bozulan imaj, tümünü etkiyecektir... Burs mu, iyi eğitim mi? Burslar konusunda ipin ucu iyice kaçmış durumda. Üniversiteleri tercih edenlere, neredeyse üste para verilecek. İşte bu noktada asıl sorgulanması gereken, bu bursların kimin cebinden verildiği. Kurucu vakıflar mı veriyor yoksa, diğer öğrencilerin sırtına mı yükleniyor? Bu konuda tüm üniversiteleri aynı kefeye koymak, büyük yanılgılara neden olur ama fiyatı ikiye katlayıp sonra da burs veriyoruz demek, ne kadar etik? Ve daha önemlisi önemli olan burs mu yoksa daha iyi eğitim mi? Burs oranlarına göre yapılan tercihler ileride derin pişmanlıklar yaratabilir. Üniversiteleri gidip görmeden, burs ayrıntılarını konuşmadan sakın karar vermeyin, çünkü dönüşü olmuyor. Gidip kaydınızı yaptırmasanız da, orta öğretim başarı puanınız, gelecek yıl yarı yarıya düşecek. Bunun anlamı, en az iki yıl kayıp de- mek!.. Tercih rehberleri Eğitimi ciddiye almıyorlar diye siyasetçilere çok kızıyoruz ama çuvaldızını asıl kendimize batırmalıyız. Milliyet dışında, eğitimi, yıl boyunca ciddiye alan yok gibi. Sınav ya da tercih zamanlarında ortaya çıkıyorlar, sonra ara ki bulasınız. O da reklam için. Ve en ayıbı da, hazırlanan ekler eğer öğrenciye hizmet içinse tüm üniversiteleri kapsamalı ama bir kısmında ya sadece ilan verenler var ya da sadece vakıf üniversiteleri. Peki öğrencinin neredeyse yüzde 90’ını alan devlet üniversiteleri nerede? İlan veremiyorlar diye onlar tanıtılmayacaklar mı? Keşke bu konuda çok daha adil olunsa!.. Gazetenizi ayırttınız mı? 96 sayfalık Milliyet 2014 Üniversiteler Tercih Rehberi’ni cuma günü gazetenizle birlikte bedava alabileceksiniz. Size önerimiz, gazete bayiinizle konuşup, gazetenizi şimdiden ayırttırmanız. Yoksa bulamazsınız. Çünkü, böylesi bir rehber, hiç verilmediği için kapanın elinde kalıyor. En doğru, en güncel bilgilerin yanı sıra ilgili üniversitelerin, onları neden seçmeniz gerektiğine yönelik mesajlarına ayırım gözetmeksizin ulaşabileceksiniz... Özetin özeti: Çocuklarımızın geleceği her şeyden önemli. Ne olur, en azından bu konuda samimi olalım... 09.07.2014 Bu işlerde bazan oyunu kuran kendisi kurduğu oyuna gelir, yani kazdığı kuyuya düşer.. Yokuş aşağı koşanlar bilir, bir koşmaya başladınız mı, duramazsınız.. Bu işler de böyledir.. Masum küçük bir heyecan, bir arayışla başlayan hikaye sizi çok farklı vadilere sürükleyebilir.. Uyuşturucuya başlamak gibi.. Küçük bir adım ve ardından geri dönüşü mümkün olmayan ve önceden hiçbir işi planlamak şöyle dursun, hayal bile edemediğiniz işlerle karşı karşıya kalmak.. Örgütçülü ve silahlı, istihbaratçılık oynamayı çok seviyoruz.. Şu Cemaat denen yapının haline bakar mısınız.. Bu ne ilk ve ne de son örnek.. Türkiye’deki Hizbullah tecrübesi.. Ya da birtakım tarikatlar, siyasi oluşumlar.. Vakıflar, dernekler.. Ergenekoncular ya da ulusalcıların hali.. Darbecilerin geldikleri nokta.. Birileri Amerika’ya karşı gençleri sokaklara dökerken perde gerisinde oynanan asıl oyun neydi acaba.. Gezi olayları, gerçekten sadece toplumdaki çevreci refleks mi idi? Yok canım! Sadece solcular, ülkücüler değil, bizim tarikatçılar, hacı-hoca takımının işlerine bakın isterseniz bir de.. Para, iktidar, bilgi ve güç ellerine geçince gizliden gizliye oluşturdukları kişilikleri bir anda gün yüzüne çıkıyor ve her şey bir anda altüst oluyor. İran devriminin ilk günlerine bakın bir, bir de bugün geldikleri noktaya.. Bu kriz başka krizlere gebe.. Bu krizi çıkaranlar kendi hayallerini gerçekleştirmek için yangına körükle gider gibi krizi körüklüyorlar, ama eğer daha akıllı, dürüst ve cesur olursak, bu kriz, her şeyin dibe vurduğu bir noktada uyanmak, dirilmek için bir fırsat olabilir. Zira, aydınlık, karanlığın en koyu anına en yakın noktadadır.. Her yokuştan sonra bir iniş, her güçlükten sonra bir kolaylık vardır.. Bana sorarsanız, “bekleyin inananlar, bahar gelecek bahar” Selâm ve dua ile.. 09.07.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka 4 Evka 1 Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe 110 372 58 74 225 49 99 388 10 03 386 17 86 487 13 61 237 13 07 433 65 59 376 73 23 278 76 02 351 09 04 452 24 77 251 00 44 250 86 40 238 35 97 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet HastaneleriAliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Karataş 441 41 70 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 2014 Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 Perşembe Yüksel Atalay'a bağışları sordu CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında şehit olanlar için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) hesabına yatırılan bağışların, yakınlarına henüz iletilmemesini Meclis gündemine taşıdı. Başbakan Yardımcı Beşir Atalay’ın cevaplaması talebiyle bir soru önergesi verdi Soma'da şehit olan 301 madencinin aileleri için AFAD'ın yardım kampanyası başlattığını hatırlatan Milletvekili Yüksel, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehit aileleri için AFAD hesabına 602 bin lira yatırdı ancak paralar hâlâ hesaplara geçmedi. Bunun sebebi nedir? Hükümet, deprem fonunda toplanan paraları duble yolların yapımında kullandı. Hükümet yardımlar konusunda sabıkalıdır, sicili temiz değildir. Somalı aileler, bundan büyük endişe duymaktadır.” dedi. Soma'daki madenci ailelerinin zor günler geçirdiğini belirten Yüksel, “Vatandaşlarımız büyük acılar yaşadı. Her biri ayrı ayrı sıkıntı çekerken, açlıkla yüzleşme durumları söz konusuyken hükümet bu vatandaşlarımıza hâlâ katkıda bulunmuyor. Bunun anlaşılır bir tarafı yoktur. Acılı anneleri, çocuklarının karınlarını doyurabilmek için kollarındaki bilezikleri satmak zorunda bırakıyorsunuz.” şeklinde konuştu. Vatandaşların şehit aileleri için milyonlarca lira yardımda bulunduğuna dikkat çeken Yüksel, “Önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimi var. Paraların hesapta bek- “Bankalara yapılan yardım miktarı toplamı nedir? Maddi yardım ulaştırılan aile sayısı nedir? Her bir aile için ne kadar para yardımında bulunulmuştur? Yardım yapılırken gözetilen kriterler arasında, ailedeki nüfus sayısı dikkate alınmış mıdır? Soma'da yakınlarını kaybeden tüm insanlar için yapılan yardım miktarı toplamı kaç liradır? İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından AFAD’a, aile başına 2 bin lira olmak üzere toplam 602 bin lira yardımda bulunulmuştur. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gönderdiği yardımlar nerededir? Belediyenin yardımı, Somalı ailelere hâlâ neden ulaştırılmamıştır? Toplanan bağışlar, hangi bankada bekletilmektedir? Bir getirisi var mıdır? Eğer böyle bir durum söz konusuysa ailelere yansıtılacak mıdır? AFAD’dan yapılan açıklamada, toplanan yardımların kampanyanın bitmesinin ardından ailelere iletileceği ifade edilmiştir ancak kampanya bitimini bekleyemeyecek durumda olup acilen paraya ihtiyaç duyan aileler olduğu düşünüldüğünde, bu yardım- POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI ların hemen ulaştırılması gerekmez mi?” (CİHAN) letilmesi, akla başka sorular getiriyor. Bazı iktidar partisi milletvekillerinin hemen savunmaya geçtiği görüyoruz. Bir gocundukları olmasa bunu yapmazlardı. İçi boş açıklamalar yerine, paraların bir an önce şehit yakınlarının hesabına yatırılması için çabalasınlar.” dedi. CHP Milletvekili Yüksel, TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede şu soruları yöneltti: -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 Moroğlu: İl Özel İdare malları için valilere talimat verildi mi? CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Bütünşehir Yasasından sonra belediyelere devredilmesi gereken İl Özel İdaresinin mallarının AKP’li olmayan belediyelere devredilmemesini TBMM gündemine taşıdı. CHP’li Moroğlu, İçişleri Bakanı Efgan Ala’nın yanıtlaması istemiyle vermiş olduğu soru önergesinde, 6360 Sayılı Kanunla 30 ilde, İl Özel İdarelerinin tüzel kişilikleri kaldırıldığını belirterek, “Tüzel kişiliği kaldırılan İzmir İl Özel İdare- -Türk TelekomArıza 121 Bilinmeyen Numara 11811 Danışma 444 14 44 Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -SinemalarAgora Balçova 277 25 25 Afm Park Bornova 373 73 20 Afm Forum Bornova 373 03 50 Afm Ege Park 324 42 64 Afm Passtel 489 22 00 Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 si’nin malları halkın geçimini olumsuz etkileyecek şekilde devredilmekte, bu nedenle il ve ilçelerde önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. AKP’li olan Belediyelerde İl Özel İdare mallarının belediyelere verilirken, muhalefet partilerinin olduğu belediyelerde bu malların belediyelere verilmemesi düşündürücüdür” dedi. Yapılan bu uygulama ile halkın mağdur edildiğini ifade eden Moroğlu, önergesinde “06.12.2012 tarihi itibariyle İzmir ve Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center 277 48 00 278 87 87 446 90 40 425 01 25 386 58 88 712 07 13 343 83 15 381 64 61 347 58 25 489 88 85 445 87 76 252 56 66 832 14 11 483 75 11 277 11 00 ilçelerinde İl Özel İdare’ye ait taşınır ve taşınmaz malları nelerdir? 06.12.2012 tarihinden bugüne İzmir ve ilçelerinde İl Özel İdareye ait olan malların hangileri, hangi koşullarla, hangi kurum ya da kuruluşlara devredilmiştir? 30 ilde, tüzel kişiliği kaldırılan İl Özel İdare malları hangi illerde belediyelere devredilmiştir? İl Özel İdare Mallarının dağıtım ve devri ile ilgili olarak valilere bir talimatınız olmuş mudur?” yöneltti. (HABER MERKEZİ) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması -TiyatroKonak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn. İzmir Devlet Tiyat. Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi 483 91 00 483 21 91 422 53 10 381 50 98 421 42 61 483 50 35 369 14 87 445 89 41 343 04 33 446 77 95 441 09 02 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 Eşrefpasa 261 48 04 Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 2014Perşembe Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 Teravih namazıyla namazıyla Teravih GELEN SAĞLIK Uzmanlara göre, ramazan boyunca yatsı namazı ve ardından kılınan teravih namazı, nabız ve tansiyonu düzenliyor, uyku düzensizliğini de ortadan kaldırıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Çevik, orucun bu dünya için bedeni ve benliği temizleyen bir ibadet olduğunu, kişiyi bu dünyadayken öbür dünyaya olgunlaştırarak hazırladığını söyledi Vücudun içinde biriken zararlı atık maddeler, pigmentler, toksinler ve organlarda biriken fazla yağların oruçla vücuttan atıldığını anlatan Çevik, şu bilgileri verdi: "Oruç, bütün dürtülerin kaynaklandığı nefs bedenimizi temizler. Nefs bütün bedenimizin idare edildiği, duygularımızın doğduğu, psikolojik yapımızın belirlendiği yerin, soyut kimliğimizin adıdır. Nefsimize yapışmış cimrilik, bencillik, müsriflik, zamanı boşa harcama, aşırı yeme, düşüncesizlik, sabırsızlık gibi kirli davranışları temizler. Böylece oruç sayesinde kendimize daha hakim ve başkalarına daha açık, şefkatli hale geliriz." Prof. Dr. Çevik, ramazanda gündüzleri uyu- maya geceleri ise aktif olmaya eğilimin arttığını ifade ederek, "Bu iki halde hormonlarımızın salınımının, enerji yakıtlarımızı kullanma tercihlerimizin, biyoritmimizin değişmesi doğaldır" ifadesini kullandı. Karaciğer üzerine etkileri Hazreti Muhammed'in sahurun mümkün olduğunca uzatılmasını tavsiye ettiğini anımsatan Çevik, böylece karaciğerdeki mevcut glikojen deposuyla vücudun ihtiyacı olan glikozun karşılanabileceğini belirtti. Prof. Dr. Cemal Çevik, "Karaciğer açlıkta diğer organların kullanımına sunmak üzere glikojen depolarını bozarak kana glikoz salar. Karaciğerin glikojen deposu, vücudun glikoz ihtiyacını 12-18 saat karşılayabilecek kadardır. Sahura kalkıldığında aç kalma süresi 18 saati geçmez. Peygamberimiz sanki bu süreye uymamız için bizi teşvik etmiştir" ifadesini kullandı. Sünnete uygun olarak fazla yemek yemeden tutulan oruç sayesinde karaciğer yağlanmasının önlenmesinin söz konusu olabileceğini anlatan Çevik, orucun kalp üzerinde de olumlu etkileri olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Çevik, ramazanda kalp kaslarının tercih ettiği enerji kaynağını bolca bulduğunu, adeta bayram ettiğini belirterek, "Kalp kaslarında yağlanma olan birisinin yağları ramazan boyunca eriyebilir" dedi. Oruç esnasında kalbin, daha fazla enerji üretebildiği halde daha az yükle karşı karşıya olduğunu dile getiren Çevik, "Kalp ritm bozukluğu ve yetmezliği olanlar oruçla daha rahatlayabilir" diye konuştu. Orucun insülin düzeyiyle de ilişkisi olduğunu bildiren Çevik, oruç esnasında kan glikozu ve seviyesi düşeceği için beta hücrelerinin yeteri kadar glikozla karşılaşmadığını, bunun sonucunda insülin salınımının azaldığını söyledi. Teravih namazı Ramazanda kılınan yatsı ve teravih namazlarının bir egzersiz yerine geçtiğini, ayrıca rüku ve secde esnasında üzerinde baskı oluşan dalak ve karaciğerin tuttukları kanı boşalttığını, böylece dolaşımdaki kan hacminin arttığını bildiren Çevik, secde ve rüku esnasındaki doğrulmayla kanın tekrar karaciğer ve dalak tarafından geri alınabildiğini söyledi. Çevik, "Bu eğilip doğrulma hareketleriyle karaciğer, dalak ve cilt altı damarlarda kan tutulup geri bırakılarak, nabız ve tansiyon düzenlemesi yapılıyor olabilir" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Çevik, uyku düzensizliğinin tedavisinde, uykudan önceki 2 saat egzersizin yararlı olduğunu belirterek, "Ramazan boyunca kılınan teravih namazı böyle bir egzersiz yerine de geçer. Ramazanda kazanılan bu alışkanlık yatsı namazı şeklinde devam edecek olursa uyku düzensizliği için iyi bir tedbir alınmış olur" önerisinde bulundu. Ramazan boyunca kolesterol değerlerinde düşme de saptandığını belirten Çevik, şu önerileri dile getirdi: "Kolesterolün düşürülmesinde fertlerden ziyade toplumlar hedeflenmelidir. Ramazan böyle bir hedef için ideal bir zamandır. Ramazan ayı Sağlık Bakanlığınca kolesterolü düşürme ayı ilan edilebilir. Bu ayda kolesterolü düşüren lifli yiyeceklerin yenmesi, lifli yiyecekleri içeren kolesterol düşürücü sahur ve iftar yemeği terkiplerinin tanıtılıp teşvik edilmesi yoluyla kolesterol düşürülmesi daha da hızlanır, artırılır." (AA) Açlıktan başınızın ağrımamasını istiyorsanız SAHUR YAPIN Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Uzmanı Dr. Türkan Acar, Ramazan ayında sahur yapılması halinde alçılığın sebep olduğu baş ağrılarının yaşanmayacağını söyledi. Dr. Türkan Acar, Ramazan ayı ile birlikte oruç tutanların da uzun süre aç kalmaya bağlı baş ağrılarına maruz kaldığını belirtti. Önümüzdeki birkaç yıl daha Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi, sahur ve iftar vakitleri arasındaki sürenin uzun olması, sıcak hava ile birlikte baş ağrısı sıklığını artırdığını vurgulayan Acar, “Açlık, migren hastaları için baş ağrısını tetikleyen en sık ikinci nedendir. Bu nedenle migren hastaları mutlaka sahur yapmalı ve bol sıvı tüketmelidir. Ayrıca, kafein ve çay tüketimi sınırlandırılmalı, iftar vakitlerinde ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Oruç dönemi öncesi tedavi planlanması ve önlemler için mutlaka bir nöroloji hekimi ile görüşülmelidir.” diye konuştu. KLİMA DA BAŞ AĞRISI YAPAR Öte yandan, sıcak havalarda serinlemek için uzun süre klimalı ortamda kalmanın da baş ağrılarını tetiklediğini söyleyen Dr. Acar, özellikle migren hastalarının bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti. Acar, sıcak havaya ve uzun süreli açlık dönemlerine bağlı baş ağrısı sıklığını azaltmak için alınabilecek önlemleri ise şöyle sıraladı: “Güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde dışarı çıkmamaya özen gösterilmeli, çıkılması zorunlu ise güneşten koruyucu şapka veya şemsiye kullanılmalı; çok sıcak ve nemli bir ortamdan klimalı soğuk bir ortama geçiş gibi ani ısı değişikliklerinden kaçınılmalı, klimaya direkt maruz kalmaktan kaçınılmalı, sıvı tüketimi artırılmalı, yorucu olmayan yürüyüşler gibi düzenli egzersizler yapılmalı.” (CİHAN) "Orucunuzu çorbayla açın" Acıbadem Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Baş, sağlıklı bir sindirimin başlaması için iftara çorbayla başlanması gerektiğini bildirdi. Baş, yaptığı yazılı açıklamada, ramazan ayının insanların beslenme alışkanlıklarını değiştirdiğini, uzun süren açlığın getirdiği enerji ve besin eksikliklerinin sağlık sorunları oluşturabileceğini belirtti. İftar sofralarının zenginliğinin ve psikolojik açlığın etkisiyle bir anda hızlı yemek yemenin hazımsızlığa neden olduğunu aktaran Baş, şunları kaydetti: "İftarda yemek için acele edilmemeli. Sahur yapmadan asla oruç tutulmamalı. İftara çorbayla başlanmalı. İster ev yapımı, ister hazır çorbalar olsun bu, sağlıklı bir sindirimin başlaması için en doğru seçenektir. Açlık sonrasında, midenin uzun süre boş kalması ve ardından bir anda çok yiyecek tüketilmesi sonucunda mide ve kalp sorunları ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle iftarda yavaş ve az yemek yeme yerinde olacaktır. Yeterli miktarda su içilmeli. Suyun yemek sırasında değil, sahur ve iftar arasında içilmesine özen gösterilmeli. Yemekler iyi çiğnenmeli. Yemekten sonra sindirimi rahatlatmak için papatya ve nane çayı içilebilir. Sağlıklı bir sindirimi sağlayabilmek için kesinlikle iftar sonrası uyunmamalı, aksine iftar sonrası yürüyüş yapılmalı." Baş, sahurda yemeklerin, yüksek enerji ve proteine sahip olması ve hazmı kolay besinlerden seçilmesi gerektiğini vurgulayarak, ekmek, peynir, zeytin, çorba, meyve, yoğurt, gözleme, börek çeşitleri, krep, zeytinyağlı sebze yemekleri ve yoğurt gibi besinlerin sahur için uygun olduğunu aktardı. Uzun süre susuz kalındığı için iftar ve sahur arasında 2,5 litre su içilmesini tavsiye eden Baş, ayran, taze sıkılmış portakal suyu, çay gibi içeceklerle de sıvı ihtiyacına takviye yapılabileceğini bildirdi. Baş, özellikle ağır işlerde çalışan kişilerin ter yoluyla aşırı su ve elektrolit kaybettiğine işaret ederek, "Ağır işlerde çalışanlar, şoka girme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceklerinden sıvı tüketimlerine özen göstermelidir. Sahurda yağlı ve şekerli ağır yemekler yenirse, gece metabolizma hızı düştüğü için yenilen yemeklerin yağa dönüşme hızı yükselir ve vücut yağ miktarındaki artış, ağırlık kazanımı riski oluşturur" değerlendirmesinde bulundu. İftardan sonra ilerleyen saatlerde mutlaka meyve tüketilmesi gerektiğini belirten Baş, "Bu şekilde hem bir ara öğün yapılmış hem de gerekli besin öğeleri sağlanmış olur. Gece yatmadan önce 1 bardak süt veya 1 kase yoğurt veya 1 kase sütlü tatlı tüketilebilir" ifadelerini kullandı. (AA) "Obezite vakalarında akupunktur kullanıldığında kalıcı sonuç elde ediliyor" Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Akupunktur Ünitesi’nden Prof. Dr. Osman Özcan, toplumda akupunkturdan söz edildiğinde ilk akla gelen rahatsızlıklardan birinin şişmanlık olduğunu vurgulayarak, ‘‘Akupunktur iştahı azaltarak, açlık belirtilerini daha az hissettirerek, zayıflamayı kolaylaştırır.’’ dedi Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Akupunktur Ünitesi’nden Prof. Dr. Osman Özcan, ‘‘Obezite vakalarında, bizim de benimsediğimiz ve uyguladığımız şekilde alışkanlık değişim programının bir parçası olarak, akupunktur kullanıldığında kalıcı bir sonuç elde ediliyor." dedi. Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Akupunktur Ünitesi’nden Prof. Dr. Osman Özcan, ülkemizde 20 yılı aşkın süredir uygulanan akupunktur hakkında açıklamalarda bulundu. Akupunkturun, dünyada en yaygın bilinen tamamlayıcı tıp uygulamalarından biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Osman Özcan, “Akupunktur vücudumuzun enerji dengesinin düzenlenmesi ile, hastalıkların farklı bir yaklaşım tarzıyla tedavi etme yöntemidir. Kulak ve vücut akupunkturu şeklinde uygulamaları vardır. Bu teknikler bazen ayrı ayrı, bazen de birlikte kullanılır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, akupunkturun 100’ü aşkın hastalık ve rahatsızlıkta tedavi edici etkisi olduğu yayınlanmıştır.” diye konuştu. SİGARA BAĞIMLILIĞINDAN ALERJİYE KADAR Akupunkturun bağımlılıklarda da kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Prof. Özcan, şöyle devam etti: “Örneğin sigara bağımlılığı ya da şişmanlık gibi durumlarda sorunun çözümünde önemli rol oynar. Bunlar hastalık değildir ama hastalık oluşmasına sebep olacak bağımlılıklardır. Migren, alerji, kulak çınlaması gibi farklı alanlarda akupunkturdan yararlanabiliriz. Ancak şöyle bir gerçeklik var; akupunkturu biz tamamlayıcı tıp uygulamaları arasında değerlendiriyoruz. Örneğin bir alerji tedavisinde,‘ilgili bölümün söylediği her şeyi bırak, biz seni iyileştirelim’ gibi bir ifadeyi asla söyleyemeyiz. Bel fıtığı ya da boyun fıtığı olan hastalara‘siz fizik te- daviyi bırakın biz sizi iyileştiririz’ diyemeyiz. Biz bölümlerle iş birliği içinde hareket ederek, birbirimizi tamamlayıcı olmalıyız.” EN SIK UYGULAMA ŞİŞMANLIK VE MİGRENE Prof. Dr. Osman Özcan, akupunkturla en sık tedavi edilen hastalıklarla ilgili de şunları söyledi: “Toplumumuzda akupunkturdan söz edildiğinde ilk akla gelen rahatsızlıklardan biri şişmanlıktır. Akupunktur iştahı azaltarak, açlık belirtilerini daha az hissettirerek, zayıflamayı kolaylaştırır. Obezite vakalarında, bizim de benimsediğimiz ve uyguladığımız şekilde alışkanlık değişim programının bir parçası olarak, akupunktur kullanıldığında kalıcı bir sonuç elde ediliyor. Maalesef bazen akupunktur hızlı kilo verme hevesinde bir araç olarak kötüye kullanılıyor. Bu şekildeki uygulamalarda ise verilen kilolar hızla geri alınıyor. Migren hastaları oldukça sık karşılaştığımız hastalık gruplarından biridir. Burada öncelikle şunu sorgularız; migren teşhisi nöroloji uzmanı tarafından incelenerek konuldu mu? Teşhisi konulup da tedavi istenilen düzeyde etkili olmadı ise, bu durumdaki hastalar akupunktura başvurduğunda kabul ediyor ve yardımcı oluyoruz. Biz hastanemizde akupunktura başvuran hastaların değerlendirilmesinde, ilgili bölümlerle iş birliği yapıyoruz. En doğru uygulama da budur.” (CİHAN) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> Mevlana’da sertifika heyecanı B ornova Belediyesi Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi, 2014 yılı Popüler Bilim Kulübü etkinlikleri kapsamında eğitim gören çocuklar sertifika heyecanı yaşadı. Öğrencilerin gördüğü konuları deneylerle sunduğu törende renkli görüntüler ortaya çıktı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, “Çocuklar bizim geleceğimiz. Her alanda onların destekçisi oluyoruz ve olmaya devam edeceğiz” dedi. Bornova Belediyesi Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi, 2014 yılı Popüler Bilim Kulübü etkinlikleri kapsamında astronomi, biyoloji, fizik, kimya, fosil bilim, yenilenebilir enerji ve matematik bilim kulüplerinde eğitim gören çocuklar sertifika heyecanı yaşadı. CHP İlçe Başkanı Fatma Doğru, belediye meclis üyeleri ve öğrencilerin ailelerinin katıldığı tören renkli görüntülere sahne oldu. Haftada iki gün olmak üzere 10 hafta boyunca aldıkları 20 saatlik eğitimlerde öğrendiklerini deneyler ve görsel sunumlarla ortaya koyan öğrenciler, Başkan Atila’ya kendilerinin yaptığı sabunlardan hediye etti. Güz ve bahar dönemi olmak üzere katıldıkları eğitimleri tamamlayan 382 öğrenci ile toplum gönüllüsü 54 üniversite öğrencisi katılım belgelerini Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın elinden aldı. Çocuklarla bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Atila, “En değerli varlığımız ve geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitimlerine Bornova Belediyesi olarak sürekli destek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Sertifika alan tüm çocuklarımızı kutluyor, emek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi. (HABER MERKEZİ) Artık sahipsiz değiller S u her canlı için yaşamın en önemli gereksinimi. Hayvan severler tarafından Ege Üniversitesi kampusunun değişik noktalarına topraktan mama ve su kapları yerleştirildi. İnsanoğlunun av panteri, koruyucusu ve arkadaşı olan köpekler aşırı sıcaklardan etkilenerek rahatsızlandıkları haberleri her gün çeşitli basın yayın organlarında yer almaya başladı. Ege Üniversitesi (EÜ) kampüsü içerisinde yaz sıcağından etkilenen köpek ve kedilere hayvan severler sahip çıkıyor. Hayvan severler tarafından kampüsün değişik noktalarına topraktan mama ve su kapları yerleştirildi. Toprak kaplara konulan mama ve suyla kampüste yaşayan sahipsiz köpek ve kedilere bu sıcak günlerde destek olunuyor. (EGE-AJANS) SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 Temmuz 2014 Perşembe 2013 Perşembe 14 GÜNCEL7 7ubat “Herkes yatağa tok girsin istiyorum” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu kez Güney aksındaki muhtarları ağırladı İ ftar sonrası uzun kuyruk oluşturan muhtarlarla tek tek hatıra fotoğraf çektiren Başkan Kocaoğlu, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen iftar yemeğinde muhtarları ağırladı. İki güne yayılan buluşmalardan ikincisine kentin Güney bölgesinde yer alan 18 ilçenin muhtarları katıldı. İftar yemeğinin ardından konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, Ramazan ayının tüm dünyaya barış ve mutluluk getirmesini isteyerek, "Dargınlıkların, küskünlüklerin dinmesini ve herkesin yatağına tok yatmasını diliyorum" dedi. Yeni ilçelere hizmet yağacak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlanan 9 ilçenin başta asfalt, sağlıklı su ve kanal alt yapısı, arıtma olmak üzere 3.5 – 4 yıl içinde ihtiyacı olan tüm hizmetleri alacağını ve halen yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyleyen Başkan Kocaoğlu, "Bugüne kadar 21 ilçede ne yaptıksak aynı hizmetleri 9 ilçemiz, 23 belde ve 430 köyümüze de götüreceğiz" diye konuştu. Ulaşımdaki yeni düzenleme hakkında muhtarlara bilgi aktaran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, ilk hafta verilerinin ‘doğru iş yapıldığını’ gösterdiğini belirterek aktarma sistemine destek istedi. Fuar sayımız 100’e çıkacak 400 milyon liralık yatırımla Gaziemir'deki Yeni Fuar Merkezi’nin bu yılın sonunda hizmet vermeye başlayacağını ifade eden Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin yaptığı incelemeye göre, İZFAŞ Türkiye'nin bir numaralı fuarcılık şirketi seçildi. En fazla katılımcı çeken ve en fazla ziyaret edilen fuarlar sıralamasında Türkiye'de birinci olduk. Bunu 23 bin 500 metrekarelik alanda gerçekleştirdik. Yeni Fuar Merkezi’nin de açılmasıyla düzenleyeceğimiz fuarlarla birlikte önümüzdeki yıl 30 olan fuar sayımızı giderek 60'a, 80'e ve 100'e çıkaracağız. Bu ekonomi demek, ticaretin gelişmesi demek. Bu İzmirli hemşehrilerimizin iş, aş bulması ve lokmasının büyümesi de- mek. Bizler, sizlerin ve diğer kurumlarımızın verdiği desteklerle böyle bir başarıyı elde ettik. Hep birlikte kentimiz için en iyisini yapmaya devam edeceğiz. Aklı ve bilimi kullanarak kentimizi her alanda kalkındırmaya çalışacağız. Biz birbirimize güveniyoruz, inanıyoruz, birbirimizi seviyoruz". Konuşmasının ardından uzun kuyruklar oluşturan muhtarlar ve aileleriyle tek tek hatıra fotoğrafı çektirerek sohbet eden Başkan Kocaoğlu, bir vatandaşın duasına katılarak birlik ve beraberlik diledi. (HABER MERKEZİ) BAYRAKLI'DA EĞİTİME DESTEK SÜRÜYOR B ayrakli Belediyesi, ilçenin geleceği olan öğrenciler için eğitim-ögretim dönemi bitse de çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Bayraklı'daki tüm okulların bakım, boya, badana gibi ihtiyaçlarını imkanlar dahlinde karşılayan Bayraklı Belediyesi okulların kapanmasıyla yine okullardaki çalışmalara başladı. Bu kapsamda yardim yapılan Bayraklı Ömer Özkan ilk okulu da bunlardan biri. Okullarin tatile girmesiyle birlikte gelen talepleri degerlendiren Belediye ekipleri, Ömer Özkan ilk okulunun bodrum katına 65 kisi- lik konferans salonu yaptı. Daha onceden depo olarak atıl durumda bulunan konferans salonu simdiki haliyle okul yonetimi tarafından da buyuk begeni topladi. Ilk donemde oldugu gibi ikinci donemde de eğitime katki koymaya devam edeceklerini dile getiren Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, "Okullarimzdan gelen talepleri degerlendiriyoruz. Bundan sonra bu yeni salonda çocuklarımız gösteriler yapacak. Kültürel faaliyelterde bulunacaklar. Bizler de, aileleri de onlari izleyip, alkislayacagiz" dedi. (HABER MERKEZİ) Soldan sağa: 1. Haz. Muhammet’in hayatını anlatan kitap. – Evrenpulu. 2. Kastamonu ilinin bir ilçesi. – Güzel sanat. 3. Aşınmış olan. – Mesafe. 4. İsim. – Uzaklık anlatır. – Bacakların bilekten aşağıda kalan ve yere basan bölümü. 5. Vietnam takviminde yılbaşı. – Bir ilimiz. 6. Kutsal inanç, iman. – İslamiyet’ten önce Kâbe’de bulunan üç puttan biri. 7. Yapağıdan elde edilen, eczacılıkta ve parfümeride kullanılan, sarımtırak renkte bir yağ. 8. Bir cins iri at. – Gerekenden eksik. 9. Bulgaristan’ın para birimi. – İstikbal, gelecek. 10. Erzincan ilinin bir ilçesi. 11. Lezzet. – Güney Amerika’da bir başkent. 12. Lityumun simgesi. – Çiçek tozu. 13. Bakırtaşı. 14. Baryumun simgesi. – Söylev. 15. Soyundan gelinen kimse. – Bir işi ya da görevi başarabilecek en küçük birlik. – Safra. 16. İtalya’da bir kent. – Asya’da bir ırmak. 17. Bilgiçlik taslayan kimse. – Yemişlerin yenilen bölümü. 18. Teniste topu rakibin arkasına düşürerek sayı almayı amaçlayan vuruş. – Eski dilde ek. 19. Çizgilerin, yüzeylerin ve katı cisimlerin birbirlerine rastladıkları ve kesiştikleri yer. 20. Sermaye, kapital. – Bir nota. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Bacaktaki iki sinir ve bu sinirlerin ağrılı hastalığı. – Birbiriyle geçimsiz gemi tayfası. 2. Tane. – Tatlı bir tür çörek. – Afrika’da sıradağlar. 3. İnek ve köpeklere un ve kepekle hazırlanan yiyecek. – Kuranı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma. – Türk müziğinde bir makam. 4. Boyutlar. – Birbirine bağlı iki tekneden oluşan gezinti teknesi. – Vilayet – Kiloamperin simgesi. 5. Kutsal Hint destanı. – Binek hayvanı. – Bir peygamber. – Bayrak. 6. Olumsuzluk anlatan önek. – Ton ve makam temeline bağlı kalmadan oluşturulan beste. – Bebek ayakkabısı. – Baston. 7. Fas’ın plaka işareti. – Bir renk. – Bir tür şekerleme. – Topluluk, cemaat. 8. Dövülmüş sarımsak, yumurta sarısı ve zeytinyağından oluşan soğuk sos. – Karşılık beklemeden yapılan yardım. – Kulak iltihabı. 9. Asker yemeği. – Kütahya ilinin bir ilçesi. – Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün. 10. Yüksek tavanlı bir katın bölünmesiyle oluşan alçak tavanlı kat. – Güney Afrika’nın plaka işareti – İki tarla arasındaki sınır. – Tıpta kuvvetsizlik. SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> Bir basın mensubunun İspaya'ya transferiyle ilgili olarak Atletico Madrid'de forma giyen Arda Turan'la görüşüp görüşmediğini sorması üzerine ise Emre Çolak, transferi ile ilgili Arda Turan'la görüşmediğini belirtti 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 2014Perşembe Perşembe 17Temmuz Şubat 2013 Emre Çolak: 4. yıldızı takıp yolumuza devam edeceğiz G alatasaray'ın genç oyuncularından Emre Çolak, yeni teknik direktör Cesare Pradelli ile dördüncü yıldızı takmak istediklerini söyledi.Yeni sezon Fenerbahçe'de sağlık kontrolleri sürüyor Y eni sezon hazırlıklarına 14 Temmuz'da başlayacak olan Fenerbahçe'de futbolcuların sağlık kontrolleri devam ediyor. Fenerbahçe'de sağlık kontrolleri devam ediyor. Yeni sezon öncesinde sarı lacivertli takımda, futbolculardan bazıları bu sabah Göztepe'deki Medical Park Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçti. Futbolculardan Mehmet Topuz ve Egemen Korkmaz sabah saatlerinde geldikleri kulübün sağlık sponsoru olan hastanede bir dizi teste tabi tutuldu. (CİHAN) öncesi sarı - kırmızılılarda sağlık kontrolleri devam ediyor. Sağlık kontrolleri için hastaneye gelen Emre Çolak, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Yeni sezon için çok heyecanlı olduklarını belirten Çolak, İtalyan teknik adam Cesare Prandelli'nin çok iyi bir hoca ve başarılı olduğunun söylendiğini ifade etti. Yeni sezonun çok daha farklı ve zor geçeceğini, 4. yıldızı ilk takan takım olmak istediklerini de belirten Emre Çolak, "Yeni hocamız geldi. Artık yeni taktik ve çalışmalar bizi bekliyor. Ama biz hazırız. Geçtiğimiz yılda güzel bir sezon geçirdik. Bu sene daha iyi geçireceğiz yeni hocamızla birlikte. Konuşmalara göre çok iyi bir hoca ve başarılıymış. İnşallah bize de çok katkı sağlar. Bu senede dördüncü yıl- dızı takıp yolumuza devam ederiz." diye konuştu. İspanya'ya transfer olup olmayacağı hakkında ise Emre Çolak, "Gelen teklifler var biz de bekliyoruz şuan. En büyük hedefim yurtdışında oynamak tabi ki Galatasaray'da hedeflerimi tamamladıktan sonra. Kulübümde beni bırakmak isterse ben de isterim." şeklinde konuştu. (CİHAN) Altınordu'da Başkan Özkan'dan futbolculara 'Türkiye'ye örnek olun' çağrısı ÖRNEK OLUN Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, yeni sezon öncesi proCaterina Bosetti fesyonel takım oyuncularıyla bir araya geldi ve önemli mesajlar Galatasaray Daikin'de verdi. Başkan Özkan, sporcularına, "Türkiye'ye örnek olun." dedi G alatasaray Daikin, İtalyan smaçör Caterina Bosetti ile anlaşmaya vardığını duyurdu. 1994 doğumlu Bosetti, 2013 – 2014 sezonunda Brezilya ekiplerinden Osasco Voleibol Clube’da forma giydi. Sporcunun imza töreni, İtalya Milli Takımı'ndaki görevi nedeniyle ilerleyen tarihlerde gerçekleştirileceği açıklandı. (CİHAN) Brezilya'da büyük hayal kırıklığı yaşanıyor A lmanya karşısında 7 - 1'lik ezici bir mağlubiyet alarak kupaya veda eden Brezilya milli takımı, skordaki fark nedeniyle ülke taraftarını üzüntüye boğdu. Turnuvanın favori takımları arasında yer alırken yarı finale kadar yükselmeyi başaran ancak Almanya karşısında verdiği sınavla adeta tüm karizmasını yitiren Brezilya Milil Takımı, altıncı kez dünya şampiyonu olma hayaline veda ederek artık üçüncülük için mücadele verecek. Maç esnasında arka arkaya gelen gollerle şaşkına uğrayan seyirciler hayal kırıklığı yaşarken maç sonunda oyuncular gibi birçok taraftar da gözyaşlarına hakim olamadı. Meydanlarda kutlama hazırlığı yapanların çoğu ikinci yarıyı izlemeden evlerinin yolunu tuttu. Brezilya sokaklarındaki coşkulu atmosfer, yerini üzüntü ve hayalkırıklığına bıraktı. Bununla birlikte maç sonrası üzülmek yerine yarı finale çıkmış olmayı yeterli bulup eğlenmeye devam edenler de vardı. Maç spikerleri naklen anlatım esnasında sakinliklerini koruyamadı. Yorumcular, iyi bir sistem ortaya koyamadığı ve yanlış futbolcuları oynattığı gerekçesiyle teknik direktör Felipe Scolari’yi eleştiri yağmuruna tuttu. Kendi evinde aldıkları tarihi yenilginin ardından mikrofon uzatılan Brezilyalı futbolcuların yoğun duygusal hali ekranlara yansıdı. Teknik adam Scolari, basına yaptığı ilk açıklamada tüm sorumluluğu üzerine aldı. Karşılaşma hakkında "Hayatımın en kötü maçıydı" ifadesini kullanan teknik adam, ilk golden sonra takımın panikleyerek dağıldığını ve adeta sahadan silindiğini ifade etti. Almanya’nın başarılı oyununa da dikkat çeken Brezilyalı hoca, "Altı-yedi dakika içinde maçın kaderini belirleyen üç ya da dört fantastik gol atmayı başaran güçlü bir ekibe karşı mücadele verdik ve kaybettik" dedi. Oyuncu ve taktik seçimi ile ilgili tüm sorumluluğun kendinde olduğunu ifade eden Scolari, taktik hatası yapıldığını kabul etti. Maç sonrası duyduğu üzüntüyü Twitter hesabından dile getiren Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ise attığı ilk twitte, "Tüm Brezilyalılar gibi aldığımız yenilgiden çok üzgünüm" dedi. Ardından attığı twitlerde bu durumun herşeyin sonu olmadığına vurgu yapan Rousseff, "Brezilya, ayağa kalk, tozunu silk ve yeniden yükseklere çık" diyerek oyuncu ve taraftarlara iyimserlik mesajı verdi. (CİHAN) A ltınordu Futbol Sosyal Girişim Başkanı Seyit Mehmet Özkan, kırmızı lacivertli futbolculardan her yönüyle Türkiye'ye örnek olmalarını istedi. 2014-2015 sezonunda PTT 1. Lig'de mücadele edecek oyuncularla sezonun ilk çalışması öncesi biraraya gelen Başkan Özkan, önemli mesajlar verirken, "Böylesine sağlam karakterli bir takıma sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum." dedi. Başkan Seyit Mehmet Özkan, yaptığı konuşmada, "Hem yönetim, hem de teknik heyet olarak Türkiye'ye örnek bir kulüp olma yolunda adım adım ilerliyoruz. Bu sezon gözler biraz daha fazla üzerimizde olacak. Altyapıdaki çocuklarımızın öncü ağabeyleri olarak geçen iki sezonda olduğu gibi sahada sadece futbol oynamanızı ve performansınızla konuşulmanızı istiyorum. Yine kesinlikle rakipler ve hakemlerle olumsuz diyaloglara girmeyeceğiz. İyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu sloganımızı oturtmak için uğraşalım. Bizim için günlük kararlar değil, ilkeler önemli. Saha içi ve dışında ilkelerimizden ayrılmayacağız. Sizinlerin Yeşilyurt Sait Altınordu Yerleşkesi'ne 2.5 metre boyunda posterlerinizi yaptırıyorum. Küçük çocuklarımız örnek alsın- lar diye." ifadesini kullandı. Başkan Özkan, Türk futbolcusuna olan güveni nedeniyle prensip olarak yabancı oyuncuya karşı olduğunun birkez daha altını çizerken, "PTT 1. Lig'de birçok yabancılara karşı oynayacaksınız. Yüreğinizde vatan sevgisi varsa, mutlaka başarılı olacaksınız. Biz aynı sistemle gideceğiz. Ülke olarak çok zor topladığımız dövizleri, yabancılara çanta çanta vermeyeceğiz. Temel amacımız, bu ülkenin topraklarından futbolculuk mesleğini seçmiş, gerçek profesyoneller yetiştirmek. Kazandığımızı Türk gençliğine yatırım olarak yönlendirmek. Ben inanıyorumki biz sahada top oynarsak, yan faktörlere takılmadan 90 dakika mücadele edersek, oyunumuza konsantre olursak, başarılı olmamak için bir neden yok. Ben size çok inanıyor ve güveniyorum." şeklinde konuştu. Başkan Özkan, Trabzonspor'a verdikleri Gökhan Karadeniz'in bir röportajında "Futbolculuğun bir meslek olduğunu Altınordu'da anladım." sözüne dikkat çekerek, "Kendisini yakından takip edeceğiz. Çok çalışıp, elimizde yetişen Salih Uçan, Taylan Antalyalı gibi, Altınordu armasını bulunduğu ligde en iyi şekilde temsil edeceğine Gökhan Karadeniz de söz verdi." dedi. Özkan, sağlam karakterli birkaç oyuncu transferi daha ya- pacaklarını da belirterek, "Herkeste Altınordu bu sezon da şampiyon olup, Süper Lig'e çıkar temennisi var. Bizim ilk yıl hedefimiz ligde kalmak, ikinci yıl ilk altı, üçüncü yıl şampiyonluk. Ama takım önde gidiyorsa da son iki sezonda olduğu gibi tutmayız. Yeni yapılanmada Murat Dizdar Sportif Direktör, Sedat Gündoğdu İdari Direktör, Hüseyin Eroğlu da Futbol Direktörü olarak Kuşadası'ndaki tüm ekiplerimizi yönetecekler. Hepinize sağlıklı, başarılı bir sezon diliyorum. Allah utandırmasın." ifadesini kullandı. ALTINORDU TAKIM KAPTANI CÖMERT: 25 YENİ ŞEYTAN Başkan Seyit Mehmet Özkan'dan sonra söz alan takım kaptanı Murat Cömert, takım arkadaşlarına yaptığı konuşmada, "Biz iyi bir aileyiz. Başka takımlar isimli oyuncular ve büyük paralar harcayarak bir yerlere geldi." diyerek, şunları söyledi: "Bizi iki sezondur başarıya götüren ise iyi çalışmamız ve arkadaşlığımız oldu. İnşallah bu sezon bunu daha da ileriye taşıyabiliriz. Geçen sezon bizim için '20 yeni şeytan' diyorlardı. Bu sezon da '25 yeni şeytan' olacağız. İnşallah bu sene de başarılı olacağız." (CİHAN) Şenol Güneş: Buraya iddialı geldim B ursaspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, "Bu yıl biraz zor olacak ama buraya iddialı olarak geldim. Takımımızı aldığımız noktadan daha üst sıralara çıkartacağımıza inanıyorum." dedi. Tecrübeli teknik adam, Bursaspor'un resmi yayın organı Bursaspor Dergisi'nde yer alan yazısında, yeşil beyazlı kulübe geliş süreci için, "Başkanımız sayın Recep Bölükbaşı ile yaptığımız görüşmelerin ardından Bursaspor'un hedeflerinin benim düşüncelerim ile örtüştüğünü görünce kolay bir biçimde anlaş- tık." ifadelerini kullandı. Bursaspor camiasının geçmişte küme düşmeyi de şampiyonluğu da yaşadığını hatırlatan Şenol Güneş, şunları dile getirdi: "Bursa, Türkiye'nin en önemli sanayisine sahip, ekonomik anlamda güçlü bir şehir. Taraftarlarımızın kulübüne ne kadar bağlı olduğunu tüm spor kamuyu biliyor. Bursaspor, alt yapısıyla da ülkenin en önde gelen kulüplerinden birisi. Altyapıdan yetişen genç oyuncularımız da heyecanımızı artırıyor. Birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz takdirde büyük başarıların gelmemesi için hiçbir neden yok. Kulübümüzü iyi noktalara taşıyabilmek için duygularımızı samimi bir şekilde ortaya koyarak, çok çalışacağız." "İDDİALI GELDİM" Her büyük kulübün zaman zaman inişli çıkışlı grafik çizebileceğine dikkat çeken Güneş, şöyle devam etti: "Önemli olan bu inişlerin uzun sürmemesidir. Siz değerli taraftarlarımıza beğeniyle izledikleri Bursaspor takımı oluşturmak istiyoruz. Bu yıl biraz çor olacak ama buraya iddialı olarak geldim. Takımımızı aldığımız noktadan daha üst sıralara çıkartacağımıza inanıyorum. Camiamızdan alacağımız pozitif enerji ve moralle yeni sezonda büyük zaferlere imza atmak dileğiyle..." (CİHAN) SAYFA 16 Antalya’da 14 yıl önce yabancı dili yetersiz diye işe alınmayan 39 yaşındaki Ferhat Yıldız, hırs yaparak 9 dil öğrendi. Yabancı dil öğrenmenin püf noktalarını başka insanlarla paylaşmak isteyen Yıldız, öğrendiği dilleri kendi metoduyla kitaplar haline getirdi. Kitapları ise internet ortamında satış rekoru kırıyor SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 10 Temmuz 2014 Perşembe www.sondakikagazetesi.com Dil bilmediği için işe alınmadı, HIRS YAPTI 9 dil öğrendi İnternet üzerinde dünyada satış rekorları kıran yabancı dil kitaplarının yazarı Ferhat Yıldız, yabancı dil öğrenme merakını ve yayınladığı kitaplarla ilgili AA muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İzmir’de ailesine ait şirketin iflas etmesiyle 2000 yılında Antalya’ya çalışmak için geldiğini anlatan Yıldız, Manavgat’ta beş yıldızlı bir otele iş başvurusunda bulunduğunu ancak yabancı dili yetersiz olduğu için işe alınmadığını belirtti. Rusça ve Almancası yetersiz olduğu için işe kabul edilmediğinde hırs yaptığını ifade eden Yıldız, “Ege Üniversitesi Turizm Otelcilik bölümünü bitirmiştim. İngilizce biliyordum ama Antalya’da turizmde çok geçerli bir dil değildi. Almanca ve Rusçamı çok zayıf gördüler işe almadılar. Bende İzmir’e dönerek yabancı dil kurslarına gittim. Ama hiç birinden verim alamadım. Daha sonra Almanca ve Rusça setleri aldım. Her gün saatlerce çalıştım ve tekrar ettim. İnat ettim ve 8 ayda her iki dili de çok iyi öğrendim. Ertesi yıl aynı otele tekrar başvurdum. Beni tanımadılar ama yabancı dilimi çok iyi buldukları için bu sefer işe aldılar. Turizmde çalıştığım için bol bol pratik yapma şansı buldum.” Otelde çalışırken de boş zamanlarını yabancı dil öğrenerek geçirdiğini belirten Yıldız, şöyle konuştu: “Uzun yıllar çeşitli otellerde çalıştım. Özellikle sezon kapandığında kışın zamanımı yabancı dil öğrenerek geçiriyordum. Farklı dilleri öğrenmek artık tutkum olmuştu. Rusça ve Almanca'dan sonra bir Hollandalı bir aileyle tanıştım. Hollandaca öğrenmek istediğimi belirttim. Onlarda İngilizce ve Almanca biliyorsam Hollandacayı kolay öğrenebileceğimi söylediler. Hollandacayı da kısa sürede öğrendim. Ardından İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Lehçe ve Japonca öğrendim. Şu an Türkçe ile 10 dil biliyorum. İkinci üniversite olarak Ankara Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Ana bilim Dalı Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdim. 10 dil bildiğime kimse inanmak istemiyor.” Aldığı notlarla sadece dil öğrenmenin basit yolunu keşfettiğini vurgulayan Yıldız, “Keşfetmiş olduğum bu sistemi aldım yıllar içinde iyice geliştirdim. Bu sistemi hangi dile uyguladıysam kısa zaman içinde konuşmaya başladım. Dilleri unutmamam için de aldığım notları kendim için kitaplaştırma kararı aldım. Böylelikle unutmaya başladığım dilleri tekrar etme şansı buldum”dedi. İzmir’de bir yayınevinde bastırıp, kurduğu internet sitesinde kitaplarını satmaya başladığını anlatan Yıldız “İlk olarak Adım Adım İngilizce, Almanca ve Rusça kitaplarını bastırdım. Daha sonra adım adımın serisi olarak Hollandaca, İspanyolca, Fransızca, İtalyanca kitaplarımı yayınladım. Yakın zamanda Lehçe kitabım basılacak. İnternette kitaplarımın bir bölümünü ücretsiz koydum. Sonra talepler gelmeye başladı. Talepler artınca kendi şirketimi kurdum. 2014’ün başlarında Türkiye’de Google Store’de Türkçe kitaplar satışı başladı. Kitaplarımı e-kitap olarak burada satışa sunmaya başladım. Şu anda e-kitap olarak 20’nin üzerinde kitabım var." diye konuştu. İnternet üzerinde Türkiye’de en çok satanlar listesinde ilk 10’da bir kitap, ilk 100’de 10 kitabı olduğunu dile getiren Yıldız, “Şu an İngilizce olarak hazırladığım Japonca dünya sıralamasında birinci, birçok yabancı dilde hazırladığım kitaplar ise birçok ülkede ilk sırada yer alıyor. İngiltere ve Amerika’daki dünyanın en bilinen yayınevlerinin kitaplarının bile önüne geçtim. Bazı ülkelerde ilk 5’de 4 kitabım bulunuyor” dedi. Polonyalı eşi Malgorzata Yıldız’ın da dil bilimcisi olduğunu ve 5 dil bildiğini belirten Yıldız, en büyük desteği eşinden gördüğünü ve evde eşiyle sürekli farklı dillerde konuştuklarını, her gün farklı bir dilde film izlediklerini söyledi. (AA) Bornova esnafı ve üniversite öğrencilerine müjdeli haber Bornova Belediyesi’nin öncülüğünde hayata geçirilecek; ‘Dost Kart Projesi’ için çalışmalar başladı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ve Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkan Prof. Dr. Hülya Öz’le ayrıntıları konuşmak üzere bir araya geldi. Toplantıya, ilgili Belediye Başkan Yardımcıları ile Bornova, Çamdibi ve Altındağ Esnaf Odaları Başkanları da katıldı. İlk etapta sadece üniversite öğrencileri için düşünülen Dost Kart’la ilgili çalışmaların 15 Ağustos’a kadar tamamlanması ve Eylül’den itibaren uygulamaya geçilmesi kararlaştırıldı. Ege Üniversitesi’nin kayıtları sırasında, Dost Kart sahibi olmak isteyen öğrenciler için başvuru masaları kurulması gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı. Projenin daha sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi ve yürütülmesi için üç kurumdan temsilcilerin yer aldığı bir komisyon oluştu- ruldu. Bu komisyon ilgili çalışmaları yaparak, projeye dahil olacak işletmeleri ve hangi ürünler ile hizmetlerde ne kadar indirim yapılacağını belirleyecek. Bu özel çalışmada yer alacak işletmelerde Dost Kart’ın geçerli olduğunu gösteren standart bir tabela yer alacak. Hem öğrenci hem de esnaf kazanacak Öğrencilere indirimli ürün ve hizmet alma imkanı sunacak Dost Kart sayesinde esnafın da kalkınacağına dikkat çeken Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, “Bir üniversite kenti olan Bor- Komisyon oluşturuldu YÜZEN FİAT 500'LER LEVENT MARİNA'DA İzmir’de teknelerin en güvenli ve konforlu adresi Levent Marina, bu kez de yüzen Fiat 500 otomobilleri ağırladı. Fiat 500’ün yeni modellerini tanıtmak için düzenlenen yüzen otomobiller, dünya turuna İzmir’de Levent Marina’da devam etti. Yüzen Fiat 500’ler, Los Angeles, Miami, Chicago, Ibiza, İstanbul ve Çeşme’den sonra İzmir’de vazgeçilmez konumuyla öne çıkan Levent Marina’dan suya indirildi. Levent Marina içerisinde birkaç tur attıktan sonra Konak’a kadar gidiş-geliş turları yapan ikonik sevimli araçlar, İzmir halkını hem büyüledi hem de şaşkına çevirdi. Dirinler Döküm San ve Turizm Liman İşletmeciliği A.Ş.’nin işletmesini üstlendiği Levent Marina’nın dünya çapında bir organizasyona ev sahipliği yapmasından büyük mutluluk duyduklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Melih Dirin, “Tüm dünyada büyük ilgi gören ve otomotiv dünyasının efsanevi modelleri arasında yer alan Fiat 500’lerin dünya turunun İzmir’deki durağı Levent Marina oldu. Böylelikle marinamızın İzmir için ne denli önemli bir konumda olduğunu bir kez daha gösterdik. Burada faaliyet gösteren birbirinden nezih, kaliteli ve seçkin mekanlarımızla Levent Marina, gerçek İzmir havasının yaşanabileceği nadide konuma sahip” şeklinde konuştu. İki hafta boyunca Türkiye sahillerini gezecek olan yüzen otomobillerin, dünya turunu Türkiye’den sonra Avusturya, Hollanda, Almanya ve Polonya gezileriyle sürdüreceği bildirildi. (HABER MERKEZİ) Üniversite kenti Bornova’da hem üniversite öğrencilerine ucuz alışveriş imkanı verecek hem de esnafın işlerini arttıracak proje için düğmeye basıldı. ‘Dost Kart’ uygulaması 1 Eylül’den itibaren uygulamaya geçiyor. Dost Kart sahibi öğrenciler, projeye dahil olan işletmelerden indirimli yararlanacak nova’da öğrencilerin esnaf ve vatandaşla iyi ilişkiler içerisinde olması çok önemli. Dost Kart, bu amaçla hayata geçirmek istediğimiz projelerin başında geliyordu. Bornovamız için başarılı bir çalışma olacak” dedi. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ile Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkan Prof. Dr. Hülya Öz ise hem esnaf hem de öğrencilere katkı sağlayacak bu projede yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek Başkan Atila’ya teşekkür etti. (HABER MERKEZİ) Boşanmış Mağdur Babalar Derneği: Hakimlerin mal varlıkları araştırılsın Boşanmış Mağdur Babalar Derneği Başkanı Muhammet Özen, kadın cinayetlerinde tek suçlunun erkekler olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Asıl meselenin rant olduğunu iddia eden Özen, "Halen yürürlükte olan Yargıtay içtihatlarınca boşanma, kadınlar için cazip hale getirilmiştir. Boşanan kadın için hayat, ekonomik ve idari özgürlükle refaha yol açmaktadır. Boşanan kadın, babasından kalan dul, yetim maaşı yanında eski eşinin neredeyse maaşının tamamına yakınını nafaka olarak almaktadır. En ufak bir ekonomik sıkıntıda kadınlar boşanarak, birdenbire çifte maaşa kavuşmaktadır. Bu maaşın dışında erkek tarafının ailesine ait ev veya daire de 'aile konutu' adı altında bir şekilde alınıp kadına verilmektedir." dedi. Ayrıca asgari ücret alan bir işçiye dahi 20 bin ile 200 bin TL arasında tazminatlara hükmedilebildiğini aktaran Özen, "Bunlar ödenmediği takdirde üç ay içinde erkek derhal hapse atılmaktadır. Hapishane dışında erkek tarafın ailesi yardım edip bu paranın ödenmemesi durumunda erkek hapiste kalmaktadır. Tüm bu maddi olanaklar dışında her ne şart altında olursa olsun çocukların tamamının velayeti de anneye verilmektedir. Türkiye'deki aile mahkemeleri ve bağlı olarak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yıllık 15 milyar dolara yakın bir meblağa hükmetmekteler. Anılan paranın yarıdan fazlasını, anlaşılmaz bir şekilde avukatlar almaktadır. Avukat bu parayı tahsil etmeden hakim, erkek tarafın baba, amca, hala, teyzesinin üstündeki taşınmazların tapusu üzerindeki 'tedbiren satılamaz' şerhini kaldırmayarak ortak hareket etmektedirler. İşlenen cinayetler, bu 15 milyar dolarlık rantın paylaşımı nedeniyledir. Erkek ya bu parayı ödeyecek ya da ömür boyu hapis yatacaktır. Her halükârda ömür boyu hapis yatacak olan erkek, karşı tarafı katlederek hapiste yatmayı veya bilahare intiharı tercih etmektedir. (CİHAN)
© Copyright 2024 Paperzz