Ege - Sondakika Gazetesi

!! in önünü
i ilçedeki işsizliğ arı ile ores
iy
ed
el
B
ES
ER
MEND
kuruluşl
nyasının önemli
lik
kesmek için iş dü ekleştiriyor. İş arayanlara yöne ı
rç
as
m
ge
la
ar
gu
al
m
uy
lış
sı
ça
ka
tak
başlatılan CV Banadım atıldı.
ı
ile işsizliğe karş ında belediyam
ps
Uygulama ka
ın
unda bulunanlar
eye iş başvurus ankası’nda
B
özgeçmişleri CV i görülen alankl
toplanarak gere yapılıyor. Bu
a
larla ilgili çalışm ye yetkilileri ile
di
le
be
da
kapsam
emli kuruluşları
iş dünyasının ön t ediyor.
da birlikte hareke
devamı 4'te
!! ! ! ! ! !!
Soma ilçesinde, 301 işçinin şehit olduğu maden faciasında
cankurtarana alınırken, "Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin." sözleriyle hafızalara kazınan ve facianın sembolü
haline gelen madenci Murat Yalçın Petkim’de işe başladı
*'"+*,,(*(NLPL
.P?C98QQ$CMPJ3ILQEPGKP@IFIQ?NQP9FO8
BCQJA5MPGKPMHPQEP@PEPLKPMILQJNFNK
GPMPGJNMODJO;OLOQHNQEPLDIJJI;IQO>OLQ>AG
:A@CFPQ6OJJO8QJPGHOMQNJJOF<Q+=LQPG@PF
&AFP3HPGOQO4JPMIFI9HP8QBO9HN
>PKI@FPDILIQJNGKO4QNJJOF<Q$CMPJQ.PK>IL3I
MP4OLNMOHN8QJNGLOGQNFLOENJ
HN5PMJFPLIFI9HPQODJO:HPFQNHN7N;O98QO@
?NQO@>OQDP;KI;IQJNGLODENLOQAKP7PG<
NJMAGOFEPQ?NQMP4OLNMOKNM8QO@QDP:PDI
7-4/*1
/*1/"71*)
Boşanmış Mağdur Babalar Derneği
Başkanı Muhammet Özen, kadın cinayetlerinde tek suçlunun erkekler olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Asıl meselenin rant
olduğunu iddia eden Özen, "Halen yürürlükte olan Yargıtay içtihatlarınca boşanma,
kadınlar için cazip hale getirilmiştir." dedi
,'"*'+#*,, BOMQO@>OENQHP:OQ%/QBOLQOKNQ%//QBOLQ*QPMPDILHP
JP9FOLPJKPMPQ:=GFNHOKNBOKHO;OLOQPGJPMPLQ9NL8Q1CLKPMQ2HNLFNHO;O
JPGHOMHNQ=>QPEQO>OLHNQNMGNGQHNM:PKQ:P5DNQPJIKFPGJPHIM<Q*=MGOEN#HNGO
POKNQFP:GNFNKNMOQ?NQBP;KIQAKPMPGQ.PM6IJPEQ%<Q"CGCGQ+POMNDO8QEIKKIG
'!QFOKEPMQHAKPMPQEPGILQBOMQFNBKP;PQ:=GFNJFNGJNKNM<Q-LIKPLQ5PMPLIL
EPMIHPLQ4P9KPDILI8QPLKP@IKFP9QBOMQ@NGOKHNQP?CGPJKPMQPKFPGJPHIM<
-?CGPJQBCQ5PMPEIQJP:DOKQNJFNHNLQ:PGOF8QNMGNGQJPMP4ILQBPBP8QPF7P8
:PKP8QJNE9NDOLOLQ=DJ=LHNGOQJP@ILFP9KPMILQJP5CDCQ=9NMOLHNGOQ#JNHBOMNL
DPJIKPFP9#Q@NM:OLOQGPKHIMFPEPMPGQAMJPGQ:PMNGNJQNJFNGJNHOMKNM<Q,@KNLNL
7OLPENJKNM8QBCQ'!QFOKEPMQHAKPMKIGQMPLJILQ5PEKP@IFIQLNHNLOEKNHOM<
)MGNGQEPQBCQ5PMPEIQ2HNEN7NGQEPQHPQ2F=MQBAECQ:P5ODQEPJP7PGJIM<Q"NM
:PK=GMHPQ2F=MQBAECQ:P5ODQEPJP7PGQAKPLQNMGNG8QGPM@IQJPMP4IQGPJKNH0
NMNGQ:P5ODJNQEPJFPEIQ?NEPQBOKP:PMNQOLJO:PMIQJNM7O:QNJFNGJNHOM<QHNHO<Q
)+$,&(*! ),
5,'5 572437(,5%%4
Antalya’da 14 yıl önce yabancı dili yetersiz diye işe
alınmayan 39 yaşındaki Ferhat Yıldız, hırs yaparak 9
dil öğrendi. Yabancı dil öğrenmenin püf noktalarını
başka insanlarla paylaşmak isteyen Yıldız, öğrendiği
dilleri kendi metoduyla kitaplar haline getirdi
A7/!'76:&629/:3;"24
-&,/$,/*)0330
DD
29;/4:>29
;$7.:69:3;"24
3.30131%1'3
+1*3-3
DD
29;/4:C29
!0.;;:#508;6:3;"24
)+*/03,-3.1
+),-/
DD
29;/4:?2;
9.&8:&895:!8!.:3;"24
."222
22223#
DD
29;/4:C29
B7+;6:@6;8:3;"24
3.(!(
29;/4:=<2;
DD
&"'%)+ POKNDOLNQPOJ
@OMGNJOLQO4KPDQNJFNDOEKNQ%///
EIKILHPQ-LJPKEP3EPQ>PKI@FPG
O>OLQ6NKHO;OLOQPLKPJPLQNM:PJ
.IKHI98Q$PLP?6PJ3JPQBN@
EIKHI9KIQBOMQAJNKNQO@
BP@?CMCDCLHPQBCKCLHC;CLC
PL7PGQEPBPL7IQHOKOQENJNMDO9
AKHC;CQO>OLQO@NQPKILFPHI;ILI
BNKOMJJO<QQ.IKHI98Q"NMQ6=L
DPPJKNM7NQ>PKI@JIFQ?NQJNGMPMQNJ0
JOF<QQ,LPJQNJJOFQ?NQQPEHPQ:NM
OGOQHOKOQHNQ>AGQOEOQ2;MNLHOF<
)MJNDOQEIKQPELIQAJNKNQJNGMPM
BP@?CMHCF<Q1NLOQJPLIFPHIKPM
PFPQEPBPL7IQHOKOFOQ>AGQOEO
BCKHCGKPMIQO>OLQBCQDN4NMQO@N
PKHIKPM<QQ-MHILHPLQ,JPKEPL7P8
MPLDI97P8Q,D5PLEAK7P8QN:>N
?NQP5AL7PQ2;MNLHOF<QCQPL
*=MG>NQOKNQ'/QHOKQBOKOEAMCF
HNHO<Q.IKHI98QQ,9FOM3HNQBOM
EPEILN?OLHNQBPDJIMI58
GCMHC;CQOLJNMLNJQDOJNDOLHN
GOJP5KPMILIQDPJFPEPQBP@KPHI<
NGAMQDPJI@PQCKP@JI<
)+$,&(*! %),
6NMN;OQO@Q6=?NLKO;OQ?NQJNGLOGQNF0
LOENJOLQNLQ>AGQ2LNQ>IGJI;IQPKPLKPM
PMPDILHP<Q NJGOF8QBCQGALCHP
*=MGOEN3LOLQNLQJN7M=BNKOQNGO5KNMOLHNL
BOMOLNQDP:O5<Q.PJIMIFIQHN?PFQNHNLQ&0
*-QP4OLNMOFO9#HNQHNQBCQJN7M=BNEO
JNFNKOLQPJIKHI;IQOKGQ6=LHNLQBNMOQCE6C0
KCEAMC9<Q&AFP3HPQEP@PLPLQ4P7OPQ62D0
JNMHOQGOQBNKKOQPKPLKPMHPQO@Q6=?NLKO;O8Q:NM
9PFPLQOKGQDIMPHPGOQENMOLOQGAMCFPKI
HNHO<Q)+$,&(*%#+
10 Temmuz 2014 Perşembe
www.sondakikagazetesi.com
Üniversite kenti
kenti Bornova’da
Bornova’da hem
hem üniversite
üniversite öğrencileöğrencileÜniversite
rine ucuz
ucuz alışveriş
alışveriş imkanı
imkanı verecek
verecek hem
hem de
de esnafın
esnafın
rine
işlerini arttıracak
arttıracak Dost
Dost Kart
Kart projesi
projesi 11 Eylül’den
Eylül’den itibaren
itibaren
işlerini
uygulamaya geçiyor.
geçiyor. Dost
Dost Kart
Kart sahibi
sahibi öğrenciler,
öğrenciler, projprojuygulamaya
eye dahil
dahil olan
olan işletmelerden
işletmelerden indirimli
indirimli yararlanacak
yararlanacak
eye
'+"+'+ OLHOMOFKOQ=M=LQ?NQ:O9FNJQPKFPQOFGPLI
DCLP7PGQ+ADJQ(PMJQDPENDOLHNQNDLP4ILQHPQGPKGILP7P;ILP
HOGGPJQ>NGNLQ1AMLA?PQ1NKNHOENQ1P@GPLIQK6CLQ-JOKP8
1OMQ=LO?NMDOJNQGNLJOQAKPLQ1AMLA?P3HPQ2;MNL7OKNMOLQNDLP4
?NQ?PJPLHP@KPQOEOQOKO@GOKNMQO>NMODOLHNQAKFPDIQ>AGQ2LNFKO<
+ADJQ(PMJ8QBCQPFP>KPQ:PEPJPQ6N>OMFNGQODJNHO;OFO9Q5MA0
NKNMOLQBP@ILHPQ6NKOEAMHC<Q1AMLA?PFI9QO>OLQBP@PMIKIQBOM
>PKI@FPQAKP7PGQHNHO<Q,9FOMQ)DLP4Q?NQ&PLPJGPMKPMQHPKPMI
1OMKO;OQ1P@GPLIQNGNMOEPQ$CJKCQJN@NGG=MQNJJO<
*+#,#, DPHN7NQ=LO?NMDOJNQ2;MNL7OKNMOQO>OL
H=@=L=KNLQ+ADJQ(PMJ3KPQOK6OKOQ>PKI@FPKPMILQ'!Q-;CDJAD3P
GPHPMQJPFPFKPLFPDIQ?NQ)EK=K3HNLQOJOBPMNLQCE6CKPFPEP
6N>OKFNDOQGPMPMKP@JIMIKHI<Q)6NQLO?NMDOJNDO3LOLQGPEIJKPMI
DIMPDILHP8Q+ADJQ(PMJQDP:OBOQAKFPGQODJNENLQ2;MNL7OKNMQO>OL
BP@?CMCQFPDPKPMIQGCMCKFPDIQ6NMNGJO;OQGALCDCLHPQ62M=@
BOMKO;OLNQ?PMIKHI<Q MANLOLQHP:PQDP;KIGKIQBOMQ@NGOKHNQ:PEPJP
6N>OMOKFNDOQ?NQE=M=J=KFNDOQO>OLQ=>QGCMCFHPLQJNFDOK7O0
KNMOLQENMQPKHI;IQBOMQGAFODEALQAKC@JCMCKHC<Q)+$,&(*! %),
;5;$;%8;5):0-03;8:
$98927397871.9
5691:-8;;1
3;5;546;:*91
'-1:*5-937:+;3;.;: 9'75,
/939:+;"458;6;6:;5;,
$;%8;5:989273907):0-03;8
$98927397871:;8;6462;:2;
+;"458;24%4:*5-989589
;51462;841:3;5;.;;1
;(848;5;): 96'8959):1;246,
8;5;:9:96 98878959:369871
+;"458;6;6:*5-989589:;,
5;$;%8;5:+;814646:3;(;/4,
646:2;+;:2;:1-8;38;(.4548,
/;04):+;8146:0-03;8
3;(;/8;:$&.&689(/907
;/;'8;643-5::: #87:;/7:9676
52&%&:78 737
+;1:9273-5!"
9892739
;(1;64:&09376:!.8!
#1*46;5):96'871:9:*-5
;1;684%4:.;5;462;6
;842;:3;*48/;04:2&(&6&,
896:3967:0.;23!/:*5-,
907676:
#:9:#
157.95895769:!3/;24%464
038927:#1*46;5:;/;,
6462;:#87:;/7:96:7'76
0.957896:+;00;0739.7)
;5(43;1;:7'76:29:$91873,
-5!":;81:7'76:3;*48;6
+7"/9.895):073;09.9:;89.
9278/9/987:2927: 057-66335 4.257"0)0/7)##-71#-0/01 6362! )+$,&(*%#+
"&+6&(3$7$7636.2674,4.+4
&32$'75.47636.2676,'76%6+6(!
Gaziemir'deki Yeni Fuar Merkezi’nin bu yılın sonunda hizmet vermeye başlayacağını ifade eden
Başkan Kocaoğlu, “İZFAŞ, Türkiye'nin bir numaralı fuarcılık şirketi seçildi. Bunu 23 bin 500 metrekarelik alanda gerçekleştirdik. Yeni Fuar Merkezi’nin de açılmasıyla fuar sayımızı 100'e çıkaracağız” dedi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, bu kez Güney aksındaki muhtarları
ağırladı. İftar sonrası uzun kuyruk oluşturan
muhtarlarla tek tek hatıra fotoğraf çektiren
Başkan Kocaoğlu, birlik ve beraberlik çağrısı
yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen iftar yemeğinde muhtarları ağırladı. İki
güne yayılan buluşmalardan ikincisine kentin
Güney bölgesinde yer alan 18 ilçenin muhtarları
katıldı. İftar yemeğinin ardından konuşan
Başkan Aziz Kocaoğlu, “Yeni Fuar Merkezi’nin
de açılmasıyla düzenleyeceğimiz fuarlarla birlikte önümüzdeki yıl 30 olan fuar sayımızı giderek
60'a, 80'e ve 100'e çıkaracağız. Bu ekonomi demek, ticaretin gelişmesi demek. Bu İzmirli
hemşehrilerimizin iş, aş bulması ve lokmasının
büyümesi demek. Bizler, sizlerin ve diğer
kurumlarımızın verdiği desteklerle böyle bir
başarıyı elde ettik. Hep birlikte kentimiz için en
iyisini yapmaya devam edeceğiz.” dedi
devamı 14’te
SAYFA 02
MAVI
KIRMIZI SARI
10 Temmuz 2014 Perşembe
Unutulmaya yüz tutmuş 78 sokak oyunu “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabında buluştu
Turkcell Gönüllüleri'nden
çocuklara KiTAP SÜRPRiZi
Çeşitli projeleriyle bugüne kadar Türkiye’nin dört bir yanında 50 bin çocuğa
dokunan Turkcell Gönüllüleri, şimdi de onlar için eğlenceli bir kitaba imza attı.
Yaz tatiline girecek çocuklar için muhteşem bir kaynak olan “Hadi Çocuklar
Sokağa” kitabında birbirinden eğlenceli 78 sokak oyunu bulunuyor
2
000 kadar Turkcell çalışanından oluşan
ve gönüllü projeleriyle bugüne kadar 50
bin çocuğa ulaşan Turkcell Gönüllüleri,
minikler için eğlenceli bir çalışmaya daha imza attı. “Sokak oyunlarının güzelliğini çocuklarımız da yaşasın, bilgisayar başından
kalkıp daha çok sokağa çıksın, bu oyunlarla tanışsın” fikrinden yola çıkan Gönüllüler, Anadolu’yu
karış karış gezerek halen sokakta oynanan oyunlardan “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabını hazırladı.
Bu yaz tüm çocukların gönüllerini fethedecek kitap için Kukalı Saklambaç, Dalya, Renkli İstop,
Fışgırdak, Çelik Çomak gibi 78 sokak oyunu derlendi. “Hadi Çocuklar Sokağa” kitabında her bir
sayfa farklı bir oyun yer alıyor, çocukların dilinden
detaylı tarifler ve renkli resimlerle oyunlar anlatılıyor.
Farklı bölgelerden derlenen oyunlar…
Kitabın hazırlık aşamasında oyun konusundaki
kaynakları araştıran Gönüllüler, birçok oyunun
kaydı ve yayını olmasına rağmen çocuklara cazip
gelecek modern, basit ve renkli bir kitap olmadığını fark ettiler. Turkcell Grup’un tüm Türkiye’ye
dağılmış binlerce çalışanına "Çocukluğunuzda oynadığınız ya da bölgenize özel bir oyun var mı?"
sorusu soruldu, Anadolu adım adım gezildi ve
oyunlar derlendi. Doğan Egmont Yayıncılık’ın bu
konudaki uzmanlığından yararlanarak oyunlar
metne döküldü, illüstrasyonlar yapılarak renkli bir
hale getirildi. Projenin tüm masrafları Turkcell Gönülleri tarafından karşılandı. "Hadi Çocuklar Sokağa" kitabı çocuklu Turkcell çalışanlarına ve daha
önce farklı projelerle ulaştığı ilkokullarda dağıtılacak. Ayrıca kitabı D&R ve Remzi Kitapevlerinden
satın almak da mümkün.
Uzman Psikolog Devecigil: “Sokak oyunları
çocuklarımıza iç özgürlüklerini keşfettiriyor”
Oyunların özgürce seçilmiş davranışlar seti olduğunu vurgulayan Uzman psikolog ve oyun terapisti Nilüfer Devecigil, sokak oyunlarının çocuğun
potansiyeline ulaşması için de önemli bir yol olduğunu vurguluyor. Devecigil, “Oyunu çocuk yöne-
Gökova kıyısında
çadırda tatil keyfi
R
tir ve bu aşamada motivasyon içten gelir. Oyunu
çocuğun iç bilgeliğine güvendiği bir süreç olarak
tanımlayabiliriz. Oyun o anın içinde olmaktır.
Oyun çocuğun potansiyeline ulaşması için gerekli
beyin gelişimini kendi doğallığında yaptığı yerdir.
Çocuk başka bir çocukla sokakta oynarken alan
kavramının; yakalamaca sırasında duygularını yönetmenin, diğer çocuklarla oyun kurarken müzakerenin ön hazırlığını yapar. Ve bu faaliyet onun
kendi seçimidir. Oyunda başka bir çocuğun onu itmesi, dizinin kanaması, düşmenin şoku, ona hayatla ilgili başka bir gerçeği gösterir. Ebeveynin işi
ise çocuğu bir balonda tutmak değil; oyunun doğallığı içinde ağaca çıkmasına, koşmasına, düşmesine, terlemesine kısaca sokakta oynamasına izin
vermektir. Artık yaratıcı oyun oynayamayan ve
her sıkıldığında ebeveyn tarafından kurtarılan ço-
cuklar var etrafımızda. Sokakta özgürce oynamayan çocukların sadece zekâlarına değil risk almalarına da sekte vuruyoruz. Risk almayı öğrenmeyen
çocuk ise yetişkin hallerinde risk almak için yaptığı her hamlede tökezliyor” diyor.
Turkcell Gönülleri hakkında…
Turkcell Gönüllüleri, proje yaratma aşamasında yardıma ihtiyacı olan kişi ve projeleri sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak tespit ediyor
ve harekete geçiyor. Bunun sonucunda hep birlikte
ilk tatilini yapan çocuklar, susuz köye su, fen laboratuarları, merak odaları, oyun alanları, sıcacık
giysilerle sıcacık gülümsemelere kavuşan binlerce
çocuğun mutluluğunu yaşıyorlar. Geçen sene Adana’da geçici tarım işçilerin çocukları için hayata
geçirilen Gezici Anaokulu projesi de onlara aitti.
(HABER MERKEZİ)
450 yıllık Mağlova Kemeri'nin belgeseli çekiliyor
D
ünya su mimarisinin başyapıtlarından biri kabul
edilen 450 yıllık Mağlova Kemeri'nin belgeselinin çekimlerine başlandı. İstanbul'un tatlı su kaynaklarına uzak olması sebebiyle Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları döneminde su getirmek amacıyla inşa edilen kemerler, bentler, sarnıçlar ve çeşmeler, bugün şehri adeta bir açık hava su müzesi haline
getirmiş durumda. Osmanlı padişahı Kanuni Sultan
Süleyman'ın emriyle Mimar Sinan'a yaptırılan su
eserleri, tarihi, kültürel ve mimari boyutuyla farklı
özelliklere sahip. İstanbul'un tarihi su yolu sisteminin
önemli parçalarından biri olan 36 metre yüksekliğe ve
258 metre uzunluğa sahip Mağlova Kemeri de bun-
lardan biri. Alibeyköy Barajı'nın sınırlarında bulunan
ve 450 yaşında dimdik ayakta duran Mağlova Kemeri'ni konu alan belgeselin çekimleri başladı. Kültür ve
Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün yapım desteği verdiği Mağlova Belgeseli'nin yapımcılığını ve yönetmenliğini Umut Mete Soydan yürütüyor.
Belgeselin danışmanları arasında NTV Tarih Danışmanı Hüseyin Irmak, Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen, Su Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ali
Uyumaz ve Abdullah Gül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Nur Urfalıoğlu bulunuyor. Mağlova Kemeri belgeselinin çekimlerinin yıl
içerisinde bitirilmesi hedefleniyor. (AA)
amazan ayının yaz mevsimine denk gelmesiyle tatilini Akyaka'daki kamp
alanında geçiren tatilciler, dev
çam ağaçlarının gölgesine kurdukları çadırlarda aileleriyle körfezin kıyısında kamp yapıyor. Denizi, kumu, güneşi ve doğal güzellikleriyle ünlü "Sakin Kent"
Akyaka Mahallesi, çadırda tatil
yapanlara da ev sahipliği yapıyor.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen tatilciler, kamp alanında yeni
dostluklar kurarken, yaşadıkları
yörelere özgü yemek çeşitlerini
çadır komşularıyla paylaşıyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla Gökova
Körfezi'nin serin sularına girerek
güne başlayan kamp sakinleri,
Akyaka'nın köylerinde yetiştirilen
organik ürünlerden oluşan kahvaltılarını, çam ağaçlarının yaydığı
bol oksijen eşliğinde yapma fırsatı buluyor. Muğla’ya Hizmet Vakfı İktisadi İşletme Koordinatörü
İbrahim Akoğlu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Türkiye'nin
dört bir yanından gelen tatilcilerin
günlük 30 lira ödeyerek elektrik
dahil uygun fiyatlarla Gökova
Körfezi'nin doğal güzellikleri eşliğinde tatil yaptıklarını söyledi.
Çadır kamp alanının 600 dönüm
arazide kurulduğunu ve geçen yıldan itibaren Muğla’ya Hizmet
Vakfı İktisadi İdari İşletmesi tarafından hizmet vermeye başladığını belirten Akoğlu, “200 çadırın
kurulduğu alandaki taş evler de
restore edilerek ziyaretçilere hizmet verecek hale getirildi. Bölgedeki alt ve üst yapı çalışmaları ile
çevre düzenlemesi yapıldı. Sıcak
su kullanım alanları bulunan çadır
alanları oluşturuldu. Çocuk oyun
ve otopark alanları yapıldı" dedi.
Bölgeye gelen ziyaretçilerin sakin
ve huzurlu bir ortamda tatil yap-
malarını sağlamak için giriş ve çıkışların kayıt altına alındığına işaret eden Akoğlu, “600 dönüm
arazi üzerine kurulu sırtını yemyeşil dağlara dayamış, eteklerini
masmavi sulara yaymış çadır
kamp alanı dev çam ağaçlarının
gölgesine tatilcilere hizmet veriyor. Bölgenin müdavimi olan ve
çadır alanında 5-6 ay kalan misafirlerimiz var. Türkiye'nin hemen
hemen her bölgesinden çok sayıda ziyaretçi, kurdukları çadırlarda
tatillerini geçiriyor" diye konuştu.
İzmir’de yaşadığını ve 25 yıldır yaz sezonunda Akyaka'ya çadırda tatil için geldiğini belirten
Mehmet Gürboğa, çadırda tatil
sayesinde yeni dostluklar edindiğini söyledi. Emekli olduğunu ve
yılın 6 ayını eşiyle çadır alanında
tatil yaparak geçirdiğini anlatan
Gürboğa, şöyle konuştu: "Tabiatı
ve doğal güzellikleriyle burası bulunmaz bir cennet. Emekli olduğumuz için bütçemize de uygun.
Sabah denize girip kahvaltımızı
yaptıktan sonra dinlenip bol bol
kitap okuyoruz. 1989 yılından beri bu kampa geliyorum ve bu
kampın hayranıyım. Buraya ilk
gelen ve en son giden ben oluyorum. Kamp alanının dağı, taşı, insanları, havası ve bozulmamış doğası beni çok etkiliyor. Bizi buraya bağlayan burada edindiğimiz
dostluklar. Burada herkes birbirine yardım ediyor, eksiği olduğu
zaman tamamlıyor. Özlenen dostluklar burada kuruluyor ve devam
ediyor. Bir çok genç burada tanışıp evlendi ve yuva sahibi oldu.
Burası bizim dünyamız oldu. Buradaki rahatlığı, doğayı ve insanları 5 yıldızlı otele tercih etmem.
Çocuklarıma da vasiyette bulundum. Burada ölürsem cenazem
buraya defnedilecek." (AA)
İzinsiz kazılar, antik kente zarar veriyor
Helenistik ve Roma dönemlerine ait kalıntılarıyla öne çıkan Silifke ilçesindeki Olba antik kenti, defineciler tarafından tahrip ediliyor. Ekibin başkan yardımcısı Murat
Özyıldırım, "İzinsiz yapılan, arkeolojik kalıntılara zarar
veren, arkeolojiyi yok etmeye yönelik bu tarz definecilik,
milli servete verdiği onarılamaz zarar nedeniyle vatan hainliğidir" dedi. Olba'da kazı çalışması yürüten ekibin başkan yardımcısı Murat Özyıldırım, Türkiye'de arkeolojik
alanların korunması ile ilgili sorunun henüz çözülemediğini savunarak, define bulma amacıyla yapılan izinsiz kazıların ülke tarihi ve turizmi için ciddi sıkıntı oluşturduğunu söyledi. Define arayanların, bilim insanlarının 'bu eserlerin değeri, sadece geçmişin aynası olmalarıdır, taşların
içinde hazine diye bir şey asla yoktur, bu akla ve mantığa
aykırıdır' sözlerini dikkate almadığını vurgulayan Özyıldırım, "Devletin kanunları, izinsiz kazıya müsaade etmediği
gibi Diyanet İşleri Başkanlığı da devletten izinsiz kamu
malına zararın caiz olmadığını dile getirmekte. İzinsiz yapılan, arkeolojik kalıntılara zarar veren, arkeolojiyi yok etmeye yönelik bu tarz definecilik, milli servete verdiği
onarılamaz zarar nedeniyle vatan hainliğidir" dedi. Özyıldırım, tüm uyarılara ve güvenlik güçlerinin önleme çalışmalarına rağmen kaçak kazıların önüne geçilemediğini
ifade ederek, özellikle Olba antik kentinin son yıllarda
izinsiz kazı nedeniyle tahribata uğradığını belirtti. Yakın
zamanda, milattan sonra 2. yüzyıl sonlarına tarihlenen tapınak kabartmalı kaya mezarının tahrip edildiğini bildiren
Özyıldırım, "Bölgede Korint başlıklı sütunlara sahip tek
örnek olması, bu eseri kent arkeolojisi bakımından ayrıca
önemli kılmakta" diye konuştu. Olba’da, Romalı askerler
kabartmasının ana kayadan tıraşlanıp kaçırılmak üzereyken yüzey araştırması ekibi tarafından bulunduğunu ve
Silifke Müzesi’ne teslim edildiğini anlatan Özyıldırım,
şöyle devam etti: "Olba kazı ekibi olarak 2010 yılında ka-
çak kazı yapan definecileri Şeytanderesi Vadisi’nde tespit
ederek, jandarma tarafından yakalanmalarını sağladık.
2011’de de o bölgeye yaptığımız bilimsel gezi esnasında
tapınak kabartmalı kaya mezarı üzerinde patlayıcı düzeneği bulduk ve jandarmaya haber verdik. Bu sayede kabartma, Mersin’den gelen uzman ekip tarafından düzeneğin kaldırılmasıyla korunabilmişti. Ardından Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın sağladığı kazı ödeneğiyle Olba’ya
bir bekçi görevlendirildi. Jandarma tarafından da dar bir
bölgeyi içerse de kısmi kamera sistemi kuruldu ancak
2013 yılı kazı döneminde kamera sisteminin bozulduğu
görüldü ve kazı sonunda bakanlığa bildirildi. Uzuncaburç
Jandarma Karakolu’nun kapatılmasından sonra yapılan
uyarılar, bir kez daha Olba’daki arkeoloji ekibini haklı çıkardı. Geçtiğimiz aylarda da ne yazık ki tapınak kabartmalı kaya mezarına yeniden saldıran defineciler, patlayıcı
yerleştirdikleri 2 bin yıllık eseri tahrip etmiş." (AA)
Yıl: 3
. Sayı: 973 . 10 Temmuz 2014 Perşembe
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Turgut KOÇ
Denizli Temsilcisi
Sedat KAYA
05326601776
[email protected]
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10
2014
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
Perşembe
Caferi camisine ikinci saldırı
Esenyurt’ta kimliği belirsiz kişilerin dün
kısmen yaktığı Caferi camisine bu sabah bir
kez daha saldırı oldu. Kubbe kısmından
camiye giren kimliği belirsiz kişiler, caminin
bazı bölümlerini tahrip etti.
Esenyurt’ta Caferilerin kullandığı Muhammediye
Camii önceki gece kimliği belirsiz kişiler tarafından
kısmen yakılmıştı. Aynı camide bu sabah saatlerinde ikinci kez saldırı yaşandı. İki kişi olduğu
öğrenilen şüpheliler sabah saatlerinde camiye gelerek bazı bölümleri tahrip etti. Olay üzerine camiye
çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri cami içerisinde parmak izi çalışması yaptı. Saldırganların kubbe bölümündeki
pencereden içeri girdiği belirlendi. İkinci kez
saldırıya uğradıklarını kaydeden cami imamı
Hamza Aydın durumu komşusunun gördüğünü ve
kendisine bildirdiğini kaydetti. Aydın, komşunun
söylediklerini şöyle anlattı: “İki kişinin camiye
geldiğini görmüş. İçeriye girip 10 dakika sonra
dışarıya çıkmışlar. Yüksek sesle ezanınızı okutmayacağız demişler.”
cemaatle konuştum. Biz her zaman itidalden, huzurdan yanayız. Yanlış bir cümlenin sarf olması aleyhimize olur. Bu olayı bir Sünni’nin yapması
mümkün değildir. Biz yıllardır iç içe yaşadık. Bu olay Sünni, Şii olayı değildir. Farklı bir olaydır. Herhangi bir şeye fırsat vermeyeceğiz.” şeklinde
konuştu.
Camide bazı bölümlerin tahrip edildiğini aktaran
Aydın, “Ben içeriye girmedim. Müezzin arkadaşın
ifadesine göre bazı şeyleri dağıtmışlar. Bazı
yazıları, kuranları dağıtmışlar. Müezzine has bir oda vardır. O odayı dağıtmışlar. Bir şey
götürmemişler. Herhangi bir şey yakılmamıştır.
Sadece caminin içerisi dağılmıştır. Aynı önceki olayda olduğu gibi merdiven dışarıdaydı. Caminin
kapıları kapalıydı. Pencereden girip içeriden
açmışlar. Biz de polis de sabaha kadar buradaydık.
Sabah namazını kıldıktan sonra hava ağardı. Bir şey
olmaz düşüncesiyle dinlenmeye gittik. Ekip de biz
de bir turlayalım dedi. Saat 07.00 sıralarında
camide kimsenin olmadığı anda meydana gelmiş.
Şu anda içeride inceleme devam ediyor. Biraz önce
Yerel seçimlerde CHP Esenyurt Belediye Başkan
Adayı olan Çetin Çapan da saldırının gerçekleştiği
camiye gelerek cemaate geçmiş olsun dileğinde bulundu. Saldırıyı kınadığını belirten Çapan şöyle
konuştu: “Kim ve hangi şekilde yapıyorsa lanetliyoruz. Ülkemizin özellikle bu günlerde barışa,
kardeşliğe ihtiyacı var. Bu işi bir mezhebin başka
bir mezhebe saldırısı olarak algılamıyoruz. Gerek
iktidar, gerekse muhalefet partileri bu konuyu
meclise taşımalı. Mecliste bununla alakalı hızla bir
komisyon kurulmalıdır.”
(CİHAN)
ATM dolandırıcılarına suçüstü
İzmir'de ATM'lere yerleştirdikleri düzeneklerle
kredi kartı bilgilerini
kopyalayıp vurgun yapmaya hazırlanan şebeke
üyesi üç kişi yakalandı.
Operasyonda, zanlıların
kredi kartı kopyalama
işlemi için hazırladıkları
eğitici görüntü ve 5 bin kişiye ait kredi kartı bilgisi
ele geçirildi
Bornova ilçesindeki bir bankanın ATM'sine kopyalama aparatı takıldığı bilgisi alan
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri harekete
geçti. Yapılan çalışmalarda zanlıların,
Karşıyaka ilçesindeki bir bankaya ait ATM'ye
de aynı yöntemle aparat yerleştirdiği, banka
müşterilerinin bankamatik ve kredi kartı bilgilerini kopyaladığı ve zimmete para geçirerek haksız kazanç sağladığı belirlendi.
Çevredeki güvenlik kameralarının kayıtlarını
inceleyen ekipler, eşkallerini belirledikleri
zanlıların adreslerini tespit etti ve takibe
başladı. Karşıyaka'nın Nergis semtinde bulunan ATM'lerden para çeken üç zanlı yakalandı. Zanlıların yakalanması da güvenlik
kamerası tarafından kaydedildi.
eye hazır 5 bin kişiye ait bankamatik kartı
bilgisine ulaştığı öğrenildi. Aramada ayrıca
kart kopyalama işleminin nasıl yapılacağı
konusunda eğitici ve görünüt de bulundu.
Üç zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından
sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.
Emniyet yetkilileri, vatandaşların şifrelerini yazarken kimseye göstermemelerini ve
bastıkları tuşları elleriyle gizlemesini istedi.
(CİHAN)
KART KOPYALAMAYLA İLGİLİ
EĞİTİCİ CD HAZIRLAMIŞLAR
Şahısların üzerinden 10 bin 845 lira
çıkarken otomobilleri ve evlerinde yapılan
aramada ise kart bilgilerini kopyalamada
kullanılan çok sayıda cihaz ve sahte kartlarla çekildiği değerlendirilen 7 bin 110 lira ele
geçirildi. Şüphelilerin, boş kartlara yüklem-
Yeni ulaşım düzenlemesine eşekli protesto
İzmir'de 29 Haziran'dan itibaren uygulanmaya başlanan yeni
toplu ulaşım sistemini protesto eden bir grup, belediye önünde eşekli eylem yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi önüne, ulaşımdaki
uygulamaları protesto için "eşek"le gelen grup, yeni sistem nedeniyle İzmirlilerin bunaldığını ve alternatif çözüm yolları aramaya
başladığını belirten dövizler taşıdı. Grup adına açıklama yapan AK
Parti İzmir Gençlik Kolları Başkanı Bilal Akpınar, yeni ulaşım
planının tanıtımında kullanılan "trafik sıışıklığına son", "hız kazanıyoruz", "yolculuk süresi kısalıyor" vaatlerinin içinin boş olduğunun
geçen sürede ortaya çıktığını ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yeni planı meslek odalarına, belediye
meclis üyelerine ve halka danışmadan hazırladığını ve uygulamaya
koyduğunu savunan Kırkpınar, plan yapılırken engellilerin,
yaşlıların ve hamilelerin de düşünülmediğini söyledi. (AA)
SÖZLÜSÜNÜ öldürüp gömdü
İstanbul'dan gezmek için Sakarya'nın Sapanca
ilçesine gelen 19 yaşındaki gencin tartıştığı sözlüsünü boğarak öldürdüğü öne sürüldü. Cesedi
ağaç dallarıyla gizlediği ileri sürülen katil zanlısı
gencin, cinayetten bir gün sonra tekrar olay yerine
gelerek cesedi gömdüğü, sonrasında pişmanlık
duyarak olayı ailesine anlattığı iddia edildi.
İstanbul'da yaşadığı öğrenilen O.A., iddiaya
göre, 6 Temmuz Pazar günü 19 yaşındaki sözlüsü
Nuriye Tabanca ile gezmek için Sapanca ilçesine
geldi. Sapanca İl Ormanına gelen O.A., sözlüsü
ile tartıştı. Tartışma sonucunda O.A. Nuriye Tabanca'yı boğarak öldürdü. Cesedi ağaçların altına
dallarla örterek saklayan O.A. daha sonra İstanbul'a döndü. Bir gün sonra Sapanca'ya geri gelen
O.A. cesedi gömerek tekrar İstanbul'a gitti.
Olay ise cinayetten 2 gün sonra pişman olan
O.A.'nın durumu ailesine anlatması ile ortaya çıktı. O.A., ailesi tarafından Jandarmaya teslim edildi. Bunun üzerine jandarma, il ormanında
O.A'nın gösterdiği yerde Tabanca'nın cesedine ulaştı. Cumhuriyet savcısının yaptığı incelemenin
ardından Nuriye Tabanca'nın cesedi, İstanbul Adli
Enerji Bakanı ve
korumaları, dövülen
rallicilerden özür diledi
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız, müsteşar
yardımcısı aracılığıyla korumaları tarafından Atlantis
Rallisi’nde dövülen iki yarışçıdan özür diledi. İzmir’in Seferihisar ilçesinde 22 Haziran
2014'te yapılan ralliyi önde
götüren Taner Şengezener ve
yardımcı pilotu Bora Yılmaz,
Yıldız'ın korumalarının
saldırısına uğramıştı.
Rallici Şengezener'e, bakanlıktan ve korumalardan özür geldi. Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen'le telefonla görüştüklerini, konudan çok rahatsızlık
duyduklarını ve özür dilemek
için biraraya gelmek istediğini
söylediğini aktardı. Şengezener,
“Ankara’dan İzmir’e gelerek
bizimle görüşmek ve özür dilemek istediklerini dile getirdiler.
Cumartesi günü geleceklerini
söylediler. Ben de hafta sonu İstanbul’da yapılacak yarışa
katılacağımı söyledim, onlar İstanbul’a da gelebileceklerini
bildirdi. Cumartesi günü Sabiha
Gökçen Havalimanı’nda Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen ve bize vuran korumalardan ikisi geldi, bizden özür
dilediler.” dedi. Bakan Yıldız’ın
da Selahattin Çimen aracılığıyla
üzüntülerini ve özürlerini gönderdiğini belirtti. Şengezener, olaydan sonra 10 gün iş göremez
raporu almış, genel klasman lideri olduğu Türkiye Tırmanma
Şampiyonası'nın Eskişehir
etabını kaçırmıştı. Özürleri kabul eden tecrübeli pilot, yine de
açtığı davadan vazgeçmeyeceğini bildirdi.
ÖNLERİNİ KESTİLER
Türkiye Ralli Şampiyonası’nın üçüncü ayağı olan At-
lantis Rallisi’nde start alan Taner Şengezener ve yardımcı pilotu Yılmaz, yarışı ilk sırada
götürüyordu. İddiaya göre normal etapta araçlarıyla seyreden
ikilinin yolu, çakarlarını yakarak
gelen iki siyah otomobil tarafından kesildi. Daha sonra Bakan
Yıldız'ın korumaları olduğu ortaya çıkan şahıslar, yarışta bulunan pilotları yumrukladı.
Şengezer 10, Yılmaz ise 7 gün iş
göremez raporu aldı. Her iki pilot da saldırganlardan şikayetçi
oldu. (CİHAN)
Tıp Kurumu'na gönderildi. Öte yandan öldürülen
kızdan geriye facebook'ta sözlüsüyle paylaştığı
fotoğrafları kaldı. Nuriye Tabanca'nın sosyal paylaşım sitesi facebook'ta; 10 Haziran'da 'Herkes
mezun oluyor. Bütün arkadaşlarım ve sözlüm de
ben seneyi bekliyorum. Nasip artık." 26 Haziran'da 'İlk işimden çıktım. İş arıyorum. Bu civarda
pastahane, kafe vs. yerlerde işçi arandığını bilen
var mı?' 29 Haziran'da ise 'gülümsemek
sadakadır' şeklinde paylaşımda bulunduğu
görüldü. Cinayetle ilgili soruşturma sürüyor.
(CİHAN)
Mermerci esnafına
polisten tazyikli su ve
biber gazlı müdahale
Ankara’nın Yenimahalle ilçesi
Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan
mermerciler sitesinde, yıkıma direnen
esnaf ile Çevik Kuvvet ekipleri
arasında arbede çıktı. Polis, yıkıma
engel olmaya çalışan mermerci esnafına tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Karşıyaka Mezarlığı’nda
bulunan mermerciler sitesine sabah
saatlerinde gelen Ankara Büyükşehir
Belediyesi'ne bağlı ekipler yıkım
kararını uygulamak istedi. Çevik
Kuvvet ekipleri de mermercilerin bulunduğu alanda güvenlik önlemi aldı.
Yıkım haberini alan esnaf, girişi
araçlarıyla kapatarak, ‘3 bin kişi
aileleriyle aç kalacak’, ‘Yılbaşına
kadar süre istiyoruz’ dövizleri taşıdı.
Yıkım kararını gösteren belediye
ekipleri, esnafın yıkıma engel olmamasını istedi. Mermerciler ise aralık
ayına kadar süre istedi. Yapılan
görüşmeler sonuç vermeyince Çevik
Kuvvet ekipleri harekete geçti. Emniyet güçleri, girişi kapatan esnafın yolu açmasını ve yıkıma karşı
gelmemesini istedi. Yapılan uyarılara
rağmen dağılmayan esnafa, tazyikli
su ile müdahale edildi. Bunun üzerine
esnaf, polise mermer parçalarıyla
karşılık verdi. Su ile müdahalenin
ardından Çevik Kuvvet unsurları,
mermercileri buradan uzaklaştırmak
istedi. İşyerlerinin üzerine çıkan mer-
merci esnafı, buradan polise kiremit
savurdu. Emniyet güçleri dağılmakta
direnen esnafa, biber gazı kullandı.
Çalışanların uzaklaştırılmasının ardından belediyeye ait iş makineleri devreye girdi.
Sahil Güvenlik bir günde
97 kaçak göçmen kurtardı
göçmen yakalandı. Aynı gün
İzmir'in Çeşme ilçesi Koyun
Adaları açıklarında 19'u erkek,
10'u kadın ve 13'ü çocuk olmak
üzere 20 Suriye, 16 Afganistan, 5
Eritr, ve 1 Myanmar uyruklu
toplam 42 kaçak göçmen kurtarıldı. Kaçak göçmenlerin hepsi
jandarma birimlerine teslim edildi.
Ege Denizi'nde 2014 yılında,
bugüne kadar 163 olayda toplam 3
bin 620 kaçak kurtarılırken 28 göçmen kaçakçılığı zanlısı yakalandı.
(CİHAN)
Sahil Güvenlik Komutanlığı
ekipleri, İzmir ve Çanakkale'de kanunsuz yollardan yurtdışına çıkmak isteyen Suriye, Mısır, Somali,
Afganistan, Eritre, Filistin ve
Ruanda uyruklu toplam 97 kaçak
göçmeni kurtardı. Ekipler, 8 Temmuz 2014 günü Çanakkale'nin
Küçükkuyu ilçesi Kadırga Burnu
açıklarında arama kurtarma operasyonu düzenledi. Operasyonda
29 Suriye uyruklu kaçak kurtarılarak jandarma ekiplerine teslim
edildi. Müsellim Geçidi açıklarında
ise 23'ü erkek ve üçü kadın olmak
üzere 9 Eritre, 5 Suriye, 4 Ruanda,
3 Mali, 3 Sierra Leone, 1 Afgan ve
1 Somali uyruklu toplam 26 kaçak
ESNAFTAN GAZLI MÜDAHALEYE ‘ORUÇ’ TEPKİSİ
Belediye ekipleri, sitenin girişindeki bariyerleri, duvarı ve kulübeyi yıktı. İş makinelerinin önüne geçen esnaf, yıkımı durdurmak istedi. Binlerce
liralık malzemelerinin bulunduğunu
ve kendilerine süre verilmesini
isteyen bazı mermerciler sinir krizi
geçirdi. (CİHAN)
Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi, zeytincilik sektörünün ve
kamuoyunun tepkisine neden olan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin
Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında 3573 sayılı Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na ilişkin yazılı açıklamada bulundu
9\Y^^V_;NH]ZT\R[]Y\_'T^RX_;^Z\R^_QM]
<^LW^ZX_7MY^H\U_8]YU^Z_K]_9]SV\ZTPRVQ_8]YZ]G\
<^LW^ZX_?M\T\Z_:^V[X_\UO^RXS[^_S^CX[^Z_PYV^W
^FXW[^U^T^D_RBOWPZQRQ_V^R^YXS[^_O]SV\Z[\W[]Y\Z_W^S@
M^_QGY^S^J^GX_KQYIQ[^ZTXE1]Y_\W\_WQYQUQZ_PYV^W
^FXW[^U^RX_LQ_L]W\[T]__9]SV\Z_WQVR^[_W\V^C[^YT^_^TX
I]F]ZD_M^YXLXZ_K]_W^YT]L[\G\Z_R\UI]R\_P[UQL_]LR\O
M\Y_M\VW\T\YE_+I]_K]_?WT]Z\O_MB[I][]Y\U\O\Z
T^G[^YXZT^D_PK^[^YXZT^_SNO[]YJ]_SX[_TPG^S^_K]
\ZR^ZPG[QZQZ_R^[TXYX[^YXZ^_U]ST^Z_PWQS^Y^W_^S^WV^
W^[U^SX_M^L^Y^M\[U\LV\YE_9]SV\Z\Z_TPGQUQ_M][[\D
B[NU_S^LX_\R]_M][\YR\OT\YE_7[\U\OT]_S^LX!SNO[]YJ]J]
SX[!_P[^Z_^G^F[^Y_U]KJQVVQYE_9]SV\Z_\ZR^Z_R^G[XGX
^FXRXZT^Z_K^OI]F\[U]O_M\Y_IXT^_W^SZ^GXTXYE_2^CX[^Z
M\[\UR][_^Y^LVXYU^[^Y_O]SV\Z\Z_R^G[XWV^W\_BZ]U\Z\_H]Y
I]F]Z_INZ_M\Y^O_T^H^_^FXG^_FXW^YU^WV^TXYE_]A^H_R]@
K\S]R\_SNWR][]Z_VPC[QU[^YT^_O]SV\ZS^GXZXZ_VNW]V\U\
^YVU^WV^TXYE_O][[\W[]_^[V]YZ^V\A_S^G[XW_M\VW\[]YT]W\
&8' [Q_NY]V\UD_O]SV\ZS^GXZ^_P[^Z_V^[]M\_I][]J]WV]
T^H^_T^_SNWR][V]J]WV\YE_9]SV\Z_R^H^[^YXZXZ_RPZ
SX[[^YT^_J\TT\_PY^Z[^YT^_^YVU^RXZXZ_Z]T]Z[]Y\)VNVNZ
K]_C^UQW_NY]V\U\ZT]W\_RPYQZ[^YD_H^O\Z]_^Y^O\[]Y\Z\Z
R^VX[U^RXD_PYU^Z_R^H^RX_TXL^YXRXZ^_V^LXZ^Y^W_V^YXU^
^FXW_H^[]_I]V\Y\[]Z_^[^Z[^Y^_WQYQ[^Z_V]R\R[]YT\YE?ZJ^W
N[W]U\OT]_O]SV\Z[\W_V]R\R_]T\[]M\[]J]W_]WP[P/\R\_QS@
IQZ_^[^Z[^Y_RXZXYRXO_T]G\[T\YE_NZWN_O]SV\Z_\W[\U
R]F\J\[\G\_SNWR]W_P[^Z_M\VW\[]YT]ZT\YE_<Q_Z]T]Z[]
O]SV\Z_NY]V\U\_S^CX[^M\[]Z_R^H^[^YXZ_T]G]Y\_\S\_M\[\Z@
U][\T\YE_:NYW\S]D(4,E444_H^_9]SV\Z[\W_^[^ZX_>*%_U\@
[SPZ_^G^F_R^SXRX_>E(64_M\Z_VPZ_O]SV\Z_NY]V\U\_60,
U\[SPZ_TP[^Y_\HY^J^VXS[^_8NZS^T^_7RC^ZS^D_7V^[S^D
2QZ^Z\RV^ZD_:QZQRD_^R_K]_$QY\S]_I\M\_N[W][]Y[]
9]SV\ZJ\[\W_^[^ZXZT^_S^YXL_H^[\ZT]T\YE_9]SV\Z_K]
O]SV\ZS^GX_NY]V\U\Z]_MQ_T]Z[\_BZ]U_K]Y\[]Z_K]
TNZS^T^_RBO_R^H\M\_P[^Z_N[W]U\OT]_O]SV\Z[\W[]Y\_WP@
YQS^Z_M\Y_U]KOQ^VXUXO_MQ[QZU^WV^TXY)
QUHQY\S]V\U\O\Z_\[W_SX[[^YXZT^_6*E4>E>050_V^Y\@
H\ZT]_FXW^YX[^Z_5,%5_R^SX[X_39]SV\ZJ\[\G\Z_R[^HX_K]
2^M^Z\[]Y\Z\Z_?LX[^VVXYX[U^RX_1^WWXZT^_=^ZQZ3_\[]
O]SV\Z[\W_^[^Z[^YXUXO_T]K[]V_INK]ZJ]R\Z]_^[XZUXLVXYE
=^ZQZ^_IBY]_O]SV\ZJ\[\W_R^H^[^YX_T^Y^[VX[^U^OE
9]SV\Z_R^H^[^YXZ^_]Z_^O_M\Y_W\[PU]VY]_S^WXZ[XWV^
WPSQZ_K]_W]F\_^GX[X_S^CX[U^RX_K]_MQ_^[^Z[^Y^_H]Y
F]L\V_H^SK^Z_RPWQ[U^RX_S^R^WVXYE_?SYXJ^D_O]SV\Z[\W
R^H^[^YX_\F\ZT]_K]_MQ_R^H^[^Y^_]Z_^O_5_W\[PU]VY]
U]R^A]T]_O]SV\ZS^GX_A^MY\W^RX_H^Y\F_O]SV\Z[\W[]Y\Z
M\VW\R][_I][\L\U\Z]_K]_NY]U]R\Z]_]ZI][_P[^J^W
W\US]K\_^VXWD_VPO_K]_TQU^Z_MXY^W^Z_V]R\R_S^CX[^U^O
K]_\L[]V\[]U]OE_<QZ^_W^YLXZ_>*_1^O\Y^Z_64>#_V^Y\@
H\ZT]_<^LM^W^Z[XWV^Z_:<;;-S]_IBZT]Y\[]Z_3+[]W@
VY\W_.\S^R^RX_=^ZQZQ_\[]_9]SV\ZJ\[\G\Z_R[^HX_K]_2^@
M^Z\[]Y\Z\Z_?LX[^VVXYX[U^RX_1^WWXZT^_=^ZQZT^
8]G\L\W[\W_2^CX[U^RXZ^_8^\Y_=^ZQZ_:^R^YXRX3D
O]SV\Z[\W[]Y\Z_Y^ZV_PT^W[X_A^^[\S]V[]Y]_^FX[^M\[]J]G\
SBZNZT]_HNWNU[]Y_\F]YU]WV]T\YE_:^R^YXT^_S]Y_^[^Z
3O]SV\Z[\W_R^H^3_V^ZXU[^U^RX_\[]_6,_T]W^YT^Z_WNFNW
R^H^[^Y_^YVXW_O]SV\Z[\W_R^H^!_R^SX[U^S^J^WVXYE
'SR^_?<-Z\Z_WPZQS[^_\[I\[\_65**0(_+
U]KOQ^VXZT^_>_T]W^YXZ_NO]Y\ZT]W\_^[^Z[^Y_3O]SV\Z
S]V\LV\Y\[]Z_C^YR][3_P[^Y^W_V^ZXU[^ZXYW]ZD_3O]SV\Z
^G^F[^YX_\[]_W^C[X_^[^Z[^Y3_\R]_^RI^Y\_P[^Y^W_>44_U]@
VY]W^Y]_P[^Y^W_MPSQV[^ZTXYX[U^WV^TXYE_[W]U\OT]W\
O]SV\Z_M^HF][]Y\Z\Z_PYV^[^U^_MNSNW[NGNZNZ_>6
T]W^Y_P[TQGQ_T\WW^V]_^[XZTXGXZT^D_O]SV\Z[\W
R^H^[^YXZS^YXT^Z_A^O[^RX_W^ZQZQZ_WPYQSQJQ[QGQZQZ
TXLXZ^_FXW^YX[UXL_P[TQGQ_I]YF]G\_PYV^S^_FXWU^WV^TXYE
=^ZQZT^_O]SV\Z[\W_R^H^[^YX_\F\ZT]_K]_MQ_R^H^[^Y^_]Z
^O_5_WU_U]R^A]T]_O]SV\ZS^GX_A^MY\W^RX_WQYQ[U^RXZ^
\O\Z_K]Y\[\YD_O]SV\Z[\W[]Y]_O^Y^Y_K]Y]J]W_W\US]K\_^VXW
MXY^W^ZD_VPO_K]_TQU^Z_FXW^Y^Z_V]R\R_S^CX[^U^RXZ^_K]
\L[]V\[U]R\Z]_\O\Z_K]Y\[U]OW]ZD_V^R^YXT^_O]SV\ZS^GX
A^MY\W^RX_WQYQ[U^RX_\[]_\[I\[\_\UV\S^O_W^[TXYX[UXLD
MQZ^_W^YLXZ_S]Z\_P[QLVQYQ[^J^W_9]SV\Z[\W_$^H^[^YX
=PYQU^_=QYQ[Q-ZQZ_QSIQZ_IBYU]R\_L^YVXS[^_/]PV]Y@
U^[_W^SZ^W[X_V]WZP[P/\W_R]Y^_S^VXYXU[^YXD_\[I\[\
M^W^Z[XWF^_W^UQ_S^Y^YX_W^Y^YX_^[XZUXL_U^T]ZJ\[\W
A^^[\S]V[]Y\D_][]WVY\W_NY]V\U\Z]_SBZ][\W_S^VXYXU[^YD
C]VYP[_K]_TPG^[I^O_^Y^U^_K]_\L[]VU]_A^^[\S]V[]Y\D
R^KQZU^S^_SBZ][\W_RVY^V]/\W_\HV\S^F[^YD_TPG^[_^A]V
RPZY^RX_PYV^S^_FXW^Z_I]F\J\_S]Y[]L\U_S]Y\_\HV\S^JXD
W^UQ_S^Y^YX_IBO]V\[]Y]W_SP[_^[VS^CX_K]_NRVS^CXRX
A^^[\S]V[]Y\ZT]_MQ[QZQ[^J^W_S^VXYXU[^Y_\F\Z_O]SV\Z[\W
R^H^[^YT^_S^VXYXU_S^CX[U^RXZ^_&XT^D_:^YXU_K]
1^SK^ZJX[XW_<^W^Z[XGX_V^Y^AXZT^Z_\O\Z_K]Y\[]M\[]J]W@
V\YE_:PC[^U_0_NS]T]Z_% R\Z\Z_W^UQ_IBY]K[\[]Y\ZT]Z
P[QLU^RX_K]_,_NS]Z\Z_^SZX_SBZT]W\_PSQ_\[]
W^Y^Y[^YXZ_^[XZ^J^W_P[U^RX_O]SV\Z[\W_^[^Z[^YXZ
R^G[XW[X_M\Y_L]W\[T]_WPYQZ^J^GX_SBZNZT]_]ZT\L][]Y]
SP[^FU^WV^TXYE_:PCY^W_=PYQU^_K]_?Y^O\_=Q[[^ZXUX
=^ZQZQ_F]YF]K]R\ZT]_P[QLVQYQ[^Z_7[_:PCY^W_=PYQU^
=QYQ[[^YXZXZ_WY\V\W_WPZQ[^YT^_I]Z][[\W[]_9\Y^^V
;NH]ZT\R[]Y\_'T^RX_K]_:+;?_V]UR\[J\[]Y\Z\Z
\V\Y^O[^YXZ^_W^YLXZ_PS_FPW[QGQ_\[]_W^Y^Y_^[U^RX_MQ
W^SIXUXOX_WQKK]V[]ZT\YU]WV]T\YEE_=^SIXUXO)_7[\U@
\OT]_K]_MB[I]U\OT]_R^SX[^YX_HXO[^_^YV^ZD_F]KY]S\
P[QURQO_]VW\[]U]_Y\RW\_^C^FXW_PYV^T^_P[^Z_Z\W][_K]
^[VXZ_U^T]Z[]Y\Z\Z_S^ZXRXY^_]Z]Y/\_^U^F[X_/]PV]YU^[
WQSQ[^YXZXZ_MQ_S^R^T^_S^CX[^J^W_T]G\L\W[\W[]_VNU
V^YXU_^[^Z[^YXUXOX_V]HT\V_]VU]R\T\YE_2]Y^[VX_O]ZI\Z@
[\W[]Y\U\O\Z_T]G]Y[]ZT\Y\[U]R\D_TXL^YXS^_M^GXU[X
P[TQGQUQO_]Z]Y/\Z\Z_N[W]U\OT]_T^H^_A^O[^
NY]V\[U]R\_W^YLX_TQYQ[^U^O_I]YF]W[]YT]ZT\YE_
?ZJ^W_QZQVQ[U^U^RX_I]Y]W]Z_FPW_BZ]U[\_M\Y
I]YF]W_T^H^_K^YTXY)_7ZR^ZPG[Q_M]R[]ZU]W
OPYQZT^TXYE_<QINZ_YQHR^V_K]YT\G\Z\O_U^T]Z[]YD
WQSQ[^YD_N[W]U\O\Z_NO]Y\ZT]_>6_^S_NY]V\U_S^CX[^Z
VPCY^W[^YXZX_V]HT\V_]VU]WV]T\YE_7LV]_MQ_Z]T]Z[]_:<@
;;D_7WV\T^Y_.^YV\R\_?=._K]_BO][[\W[]_MB[I]_U\[@
[]VK]W\[[]Y\U\O]_R]R[]Z\SPYQO)_2^R^_V^R^YXRXZX_I]Y\
F]W\ZD_&]T\OD_<^WXY_F^S_K]_;]ZT]Y]R_H^KO^[^YXZX
V^YXUR^[_WPYQU^_^[^ZX_\[^Z_]T]Y]W_IXT^_I][]J]G\U\O\
INK]ZJ]_^[VXZ^_^[XZE_1^[WXUXO^_R^SIX_\[]_TQSQYQ[QYE
?M\T\Z_:?:_7MY^H\U_8+;?_9]SV\Z_8PRVQ
8]YZ]G\_<^LW^ZX_9\Y^^V_;NH]ZT\R[]Y\_'T^RX_;^Z\R^
QM]_<^LW^ZX__
İzmir Büyükşehir Belediyesi, “yerinde dönüşüm”ün en önemli projelerinden biri olan Ege
Mahallesi'nde vatandaşlarla uzlaşma görüşmelerine başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi,
Ege Mahallesi kentsel dönüşüm ve gelişim projesi için vatandaşlarla görüşmelere başladı
&BYNLU][]Y\Z_V^U^U[^ZU^RX_K]_RBO[]LU][]Y\Z
\UO^[^ZU^RXZXZ_^YTXZT^ZD_+I]_;^H^[[]R\-ZT]W\
TBZNLNU_F^[XLU^[^YX_M^L[^S^J^WE_^ZT]KQ_SBZ@
V]U\S[]_I]YF]W[]LV\Y\[]Z_QO[^LU^_IBYNLU][]Y\D
8PG^[V^L_;NO]R\_P[^Y^W_T^_WQ[[^ZX[^Z_=N[VNYC^YW-V^W\
]RW\_.^W\RV^Z_.^KSPZQ ZT^_WQYQ[^Z_7[]V\L\U_K]
:^ZXVXU_;]YW]O\-ZT]_S^CX[XSPYE_O[^LU^
IBYNLU][]Y\ZT]_U^[_R^H\C[]Y\Z]_WPZQV[^YXZXZ_TQYQUQ@
Z^_IBY]_WPZQVD_WPZQV_^[VX_\LS]Y\_S^_T^_V\J^Y]V_U]YW]O\
R]F]Z]W[]Y\_RQZQ[QSPYE_1^W_R^H\C[]Y\Z\Z_Y^ZT]KQ_^[@
U^W_\F\Z_605_50_50_ZQU^Y^[X_V][]APZQ_^Y^U^[^YX
I]Y]W\SPYE<NSNWL]H\Y_<][]T\S]R\-Z\Z_6%_1^O\Y^Z
INZN_U^H^[[]_R^W\Z[]Y\Z]_K]_W^UQPSQZ^_RQZTQGQ
CYP/]T]_LQZ[^Y_S]Y_^[XSPY_+I]_;^H^[[]R\D_PYV^[^YXZT^
S]L\[_^[^Z[^YX_P[^Z_*_W^V[X_M\Z^[^YT^Z_P[QL^J^WE_:NU
T^\Y][]Y_M^[WPZ[Q_P[^J^WE_8^\Y][]Y\Z_V^U^UX_TPG^[
XLXW_K]_H^K^T^Z_S^Y^Y[^Z^J^WE_PW_^U^F[X_WN[VNY
U]YW]O\D_^[^ZT^_S^L^S^Z[^YXZ_WN[VNY][_T]G]Y[]Y\Z\
I][\LV\Y]J]W_F^[XLU^[^Y_S^C^M\[]J]W[]Y\_K]_^SZX_O^@
U^ZT^_I]ZF[]Y\Z_]G\V\U_IBY]M\[]J]G\_M\Y_^WV\K\V]
U]YW]O\_P[^J^WE_1^[]Z_W^HK]H^Z]_P[^Y^W_WQ[[^ZX[^Z
V^Y\H\_W\[\R]_Y]RVPY]_]T\[]J]WE_$]UV_U]ST^ZXD_WNFNW
V\J^Y\_M\Y\U[]YD_W^A][]Y_K]_I^[]Y\[]Y[]_H]U_S]Y[\_H]U_T]
S^M^ZJX_VQY\RV[]Y\Z_QGY^W_S]Y\_P[^J^WE_?[^ZT^D_VPC[^U
(,>_^T]V_NY]V\[]Z_?_V\C\_WPZQV[^YT^D_WQ[[^ZXJX[^YXZ_H^W
]VV\W[]Y\_S]Z\_\ZL^^V_^[^Z[^YX_K]_V^[]C[]Y\Z]_IBY])_>">
6">_5">_R]F]Z]W[]Y\ZT]_K]_5>_@_>>#_U]VY]W^Y]_^Y^RX
MNSNW[NW[]YT]_^[V]YZ^V\A[]Y_RQZQ[QSPYE_?SYXJ^D_U^@
H^[[]T]_U]KJQV_INZNM\Y[\W_V\J^Y\_WQ[[^ZXU[^Y
TNLNZN[]Y]W_S\Z]_WPZQV[^YXZ_^[VXZT^_*4_^T]V_WPZQV_^[VX
V\J^Y]V_M\Y\U\_V^R^Y[^ZTXE_<BS[]J]_VPC[^U_0>>
M^GXURXO_M\Y\U_NY]V\[U]R\_H]T]A[]Z\SPYE_<PTYQU
W^V[^YXZT^_PVPC^YW[^Y_V^R^Y[^ZTXE_\U^Z_^YW^RX_MB[I]R\
\[]_^Y^RXZT^W\_I]F\L\_R^G[^U^W_NO]Y]_V\J^Y]V_U]YW]O\D
PA\R[]Y_K]_WPZQV_WQ[[^ZXU[^YXZT^Z_P[QL^Z_SNWR]W_W^V[X
M\Y_S^CX_^T^RX_C[^Z[^ZTXE_2^CX_^[F^W_K]_SNWR]W_P[U^W
NO]Y]_\W\_MB[NUT]Z_P[QLQSPYE_?[F^W_M[PW_V\J^Y\
\L[]K[]Y]D_SNWR]W_M[PW_\R]_PA\R_K]_WPZQV_I\M\
WQ[[^ZXU[^Y^_P[^Z^W_K]Y]J]W_L]W\[T]_V^R^Y[^ZTXE_=]Z@
V[]_S^S^_M^G[^ZVXRXZXZ_R^G[^ZU^RXD_=^HY^U^Z[^Y_MB[@
I]R\Z]_]Y\L\U\Z_WP[^S[XW[^_R^G[^ZU^RX_^U^JX_\[]_C[^V@
APYU_I]F\L\_BZ]Y\[T\E_.[^VAPYUQZ_^[VX_V\J^Y]V_U]YW]O\
P[^Y^W_U]ST^Z[^_\[\LW\[]ZT\Y\[T\E_.[^VAPYUT^_S]Y_^[^Z
^UA\_H]U_>,#(_$PW^W_H]U_T]_U]ST^Z^_^FX[^Y^W_MQ
^[^Z[^YT^_S^CX[^J^W_^WV\K\V][]Y_\F\Z_M\Y_R]S\Y_K]
W^VX[XU_U]W^ZX_P[QLVQYQ[TQE_
?[^ZT^_S^L^S^Z[^YXZ_WN[VNY][_T]G]Y[]Y\Z\
I][\LV\Y]J]W_F^[XLU^[^Y_S^C^M\[]J]W[]Y\D_I]ZF[]Y\Z
]G\V\U_IBY]J]G\_FPW_^U^F[X_WN[VNY_U]YW]O\_C[^Z[^ZTXE
?[^ZT^_S]Y_^[^Z_V^Y\H\_?S^_2^ZX_\I^Y\^_=\[\R]R\_R]UV
U]ST^ZXZT^D_S]Z\_M\Y_\L[]K[]_M]Y^M]Y_Y]RVPY]_]T\[]J]WE
=NFNW_V\J^Y\_M\Y\U[]YD_W^A][]YD_I^[]Y\[]Y_\[]_M\Y_R]UV
U]ST^ZX_P[QLVQYQ[^J^WE 10 Temmuz 2014 Perşembe
Manisa’nın Soma ilçesinde,
301 işçinin şehit olduğu
maden faciasından sağ kurtulan Murat Yalçın, Petkim’de
işe başladı. 13 Mayıs 2014
tarihindeki kazada, cankurtarana alınırken, "Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye
kirlenmesin."diye konuştu
sözleriyle hafızalara kazınan ve facianın
sembolü haline gelen madenciyi Petkim
işe aldı.Yalçın, rafineride teknik eleman olarak çalışacak. SOCAR Türkiye Başkanı
(CEO) ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi
Kenan Yavuz, faciada 11–12 saat sonra
kurtarılan Murat Yalçın’ın sembol isimlerden biri olduğunu belirterek, “Çizmesi
sedyeyi kirletmesin diye içinden gelerek
söylediği, ‘Çizmemi çıkarayım mı?’ sözleri
tüm Türkiye’yi etkiledi. Murat’ın yaklaşımı
ve azmi, bu topraklarda yaşayanların
temel karakteristiğini de yansıttığı için
çok hoşuma gitti, takdir ettim. Dün akşam
Soma’daki iftarımızda, bizde çalışmasını
teklif ettim. Murat Yalçın’ı rafineride, teknik
emniyet departmanımızda istihdam
edeceğiz, iş ve işçi sağlığı teknisyeni olacak. Petrokimya ve rafineriler, iş sahası
gereği iş güvenliği ve teknik emniyetin en
çok öne çıktığı alanlar arasında. Petkim,
bu konuda Türkiye’nin en tecrübeli ekiplerinden birine sahip.Yatırımı devam eden
STAR Rafinerimiz'de de bu tecrübeyi
temelin atıldığı ilk günden beri uyguluyoruz. Soma’da yaşanan facia gösterdi ki
belli alanlarda iş güvenliği, her zaman ilk
sıradaki yerini korumalı.” dedi.
Aynı madende çalışan 301 arkadaşını
kaybeden, evli ve bir çocuk babası Murat
Yalçın, sedye meselesini, "Giden gidiyor,
bayılan bayılana. Arkadaşları kurtardık,
zaten biz de kendimizde değiliz.
Şükür Allah'a, ağabeyim gelmişti beni
kurtarmaya, ben ağabeyimi gördüm, çok
sevinmiştim, gururlandım. Allah'a
şükürler olsun çıktım dışarı. Ambulansa
binmek, çizmeyi çıkarmak; yani devletimize şey olmasın diye, çarşaf kirlenmesin diye. Bizden sonraki arkadaşları
düşünüyorsun; çıkan, acil olanları. Ne bileyim, adam belki çok acil olarak başını oraya koyacak, çamur olmasın. (CİHAN)
Menderes Belediyesi ilçedeki işsizliğin önünü kesmek
için iş dünyasının önemli
kuruluşları ile ortak
çalışmalar gerçekleştiriyor
Yapılan çalışmalar kapsamında Hugo
Boss firması ilçede iş görüşmesi
gerçekleştirdi. Menderes Belediyesi
tarafından iş arayanlara yönelik
başlatılan CV Bankası uygulaması ile
işsizliğe karşı adım atıldı. Uygulama
kapsamında belediyeye iş
başvurusunda bulunanların
özgeçmişleri CV Bankası’nda toplanarak gerekli görülen alanlarla ilgili
çalışma yapılıyor. Bu kapsamda
belediye yetkilileri ile iş dünyasının
önemli kuruluşları da birlikte hareket
ediyor. İlk uygulama moda alanında
dünyanın en çok tanınan
markalarından biri olan Hugo-Boss
firması ile gerçekleşti. Menderes
Belediyesi yetkililerinin Hugo Boss
firması yetkilileri ile yaptığı toplantı
sonucu, istenilen pozisyona uygun olarak CV bankasından seçilen kişiler ikili görüşmelere davet edildi. Menderes
Belediyesi Kültür Merkezi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen görüşmede
Hugo Boss yetkilileri değerlendirme
süreci sonrasında iş imkanı
sağlanabilecek kişilere dönüş
yapacaklarını açıkladı.Menderes
Belediye Başkanı Bülent Soylu, CV
Bankası uygulaması ile işsizliğin
azalmasını ve istihdama katkı
sağlamayı amaçladıklarını belirterek, “
İlçemizdeki en büyük sorunlardan birisi
işsizlik. Belediye olarak biz de
vatandaşlarımızın işsizlik sorununu
çözmek için CV Bankası uygulamasını
başlattık. Uygulamaya kısa zamanda
büyük bir talep oluştu. Elde ettiğimiz
verileri ilçemiz ve ilimiz sınırları
içerisindeki şirketler ile paylaşıyoruz.
Şirket yetkilileri gerekli pozisyana uygun olan kişilerle görüşmeleri
gerçekleştiriyor. (HABER MERKEZİ)
101Şubat
Temmuz
2014
Perşembe
2013
Perşembe
!!
!!! ! Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Sivas Meslek Yüksekokulu (MYO) bahçesinde kurulan ve jeotermal kaynaklarla ısıtılan serada yapılan topraksız tarım uygulamalarında, preslenmiş Hindistan cevizi kabuğuna
dikilen domates fidelerinden topraklı tarıma göre yaklaşık 6 kat daha fazla ürün alındığı bildirildi
LJLRJVZQX?WTDZ1NGUYRKSIZPYUSLQY>ZFXUXRZ=YKPYTSRZAX
IYUYUTSTYUSVZFWUWEWVWZXVFXTTXOXVZWINTXZHWUZNUPYLSV
NTMEPMUMTLYKSZFXUXRKXZWRTWLTXVQWULXOTXZHWPRWVWV
WKPXQW?WZ=XUZPJUTJZRNEMTMVZNTMEPMUMTLYKSOTYZBNRZFJIXT
NUPYLZ=YISUTYLYRPYZAXZAXUWLTWTWRZ@VZGTYVQY
PMPMTLYRPYQSUDZ'YKPYTSRZAXZIYUYUTSVSVZKNVZQXUXCXZQJEJR
NTQM?MZHWUZH@TFXQXOWIDZ;MZQYZOXPWEPWUWCWTXUXZHJOJRZY:
AYVPY0ZKY?TSONUDZ'WBHWUZIWUYWZWTYBZRMTTYVLSONUMIDZ!UJV:
TXUWLWIQXZIWUYWZWTYBZRYTSVPSKSVYZUYKPTYVLYLYRPYQSUDZ;M
HWIWLZWBWVZHJOJRZHWUZEYVKD)Z<YUYR@O>Z0XNPXULYT
RYOVYRTYUSVZRMTTYVSLSVSVZKNVZQXUXCXZ@VXLTWZNTQM?MVM
AMUFMTYOYUYR>Z);MZKWKPXLTXUQXZSKSVLYZPNGTYLZFWQXU:
TXUWVZOJIQXZ(96SVSZNTMEPMULYRPYQSUDZ
KSPLYZKWKPXLWVWZXVZMCMIZEXRWTQXZB@ILXRZKNVZQXUXCX
@VXLTWQWUDZ;MZVXQXVTXZ0XNPXULYTZRYOVYRTYUSVZNTQM?M
H@TFXTXUQXZHMZKWKPXLZOYOFSVTYELYRPYQSUDZ-WKPXLWVZ75:
/9ZQXRYUTSRZYTYVQYRWZLYTWOXPWZOYRTYESRZ(:5ZLWTONVZTWUYD
;MVMVZ/:5ZOSTZYUYKSVQYZFXUWZQ@VJEJLJ
KY?TYVLYRPYQSU)ZQWOXZRNVMEPMDZ
PNGUYRKSIZPYUSLSVZO@UXQXZOYGSTYHWTXCX?WVWZF@KPXULXOW
YLYBTYQSRTYUSVSZYRPYUYVZ<YUYR@O>ZGUXKTXVLWEZNTYUYRZR:
XVQWTXUWVXZFXTXVZ'WVQWKPYVZCXAWIWZRYHMRTYUSVSZKMQY
OSRYOYUYRZEWEWUQWRPXVZKNVUYZQNLYPXKZ8WQXTXUWVWVZQWRWLW:
VWZOYGPSRTYUSVSZW8YQXZXQXUXR>Z);WPRWVWVZW=PWOYBZQMOQM?M
HXKWVZXTXLXVPTXUWVWZQWUXRPZNTYUYRZR@RZH@TFXKWVXZAXUWO:
NUMIDZ4Y=YZKNVUYZHWPRWOXZPJLZRJTPJUXTZWETXLTXUWZMOFMTY:
OYUYRZ=YKYQYZ=YISUZ=YTXZFXPWUWONUMI)ZQWOXZRNVMEPMD
'WVQWKPYVZCXAWIWZRYHMRTYUSVYZQWRPWRTXUWZ8WQXTXUQXVZWTR
JUJVTXUWZYTLYOYZHYETYQSRTYUSVSZYVTYPYVZ<YUYR@O>
)<YKSLZYOSVYZRYQYUZJUJVZYTLYOSZGTYVTSONUMIDZ1YUTY
PYUSLSVQY>Z-WAYKZXRNTN0WRZRNEMTTYUSVQYZHWUZ8WQXQXVZ/:(
RWTNFUYLZJUJVZYTSVSURXV>ZHMZKWKPXLQXZ79:75ZRWTNFUYL
=YPPYZQY=YZ8YITYZJUJVZYTLYZEYVKSVYZKY=WHWI)
QXQWD1NGUYRKSIZPYUSLSVZHWUBNRZYAYVPY0SZNTQM?MVMZHX:
TWUPXVZ<YUYR@O>ZEMVTYUSZRYOQXPPWZ)1YUTYQYZOXPWEPWUWTXV
QNLYPXKTXUTXZRSOYKTYQS?SLSIQYZPNGUYRKSIZPYUSLQYRWZHWU
8WQXQXVZBNRZUY=YPZ79ZRWTNFUYLYZRYQYUZJUJVZYTLY
EYVKSVYZKY=WHWIDZ1YUTYZPYUSLSVYZHYRPS?SLSIZIYLYVZHM
!Z-WAYKZ#$Z;WPRWKXTZAXZ'YOAYVKYTZ!UXPWL
;@TJLZ;YERYVSZ$UQDZ4NBDZ4UDZ1NTFYZ<YUYR@O>ZOYGPS?S
YBSRTYLYQY>Z0XNPXULYTZRYOVYRTYUZHYRSLSVQYVZIXVFWV
-WAYK6PY>ZHMZRYOVYRTYUSVZQN?UMZRMTTYVSLSVSVZKNVZQXUXCX
@VXLTWZNTQM?MVMZK@OTXQWDZXNPXULYTZRYOVYRTYUSVZKXU:
YTYUQYZRMTTYVSLSVSVZKNVZOSTTYUQYZ1JURWOX6QXZAXZQJVOY:
QYZOYOFSVTYEPS?SVYZQWRRYPWZBXRXVZ<YUYR@O>ZXAEX=WU6WV
<NIYRTSZWTBXKWVQXZ399>Z$NIFYP6SVZ;N?YITSOYVZWTBXKWVQX
WKXZ*9ZQXRYUZ0XNPXULYTZKXUYZHMTMVQM?MVMZHXTWUPXUXR>
-WAYK6SVZQYZ0XNPXULYTZRYOVYRTYUSVSVZPYUSLQY
QX?XUTXVQWUWTLXKWZFXUXRPW?WVWZW8YQXZXPPWDZ<YUYR@O>
-WAYK6PYRWZ0XNPXULYTZRYOVYRTYUYZQWRRYPWZBXRLXRZWBWV>
!ZXRP@UJZUN8DZ4UDZ&YUMRZ<NCYCSR6SVZQYZQXKPX?WOTX
)-WAYK6SVZ"RNTN0WRZ<NEMTTYUSVQYZXNPXULYTZ<YOVYRTYUSV
1NGUYRKSIZ1YUSLQYZ4NLYPXKZ$XPWEPWUWCWTW?WVQX
<MTTYVSTLYKS)ZYQTSZGUN0XOWZ=YISUTYQSRTYUSVS>Z0XNPXULYT
RYOVYRTYUTYZSKSPPSRTYUSZ759ZLXPUXRYUXTWRZKXUYQYZ'WVQWK:
PYVZCXAWIWZRYHMRTYUSVYZQWRPWRTXUWZ599Z8WQXOTXZPNGUYRKSI
PYUSLZOYGPSRTYUSVSZRYOQXPPWDZ-WAYKTSZFWUWEWLCWTXUX
& ($!(#('
'&'(%'%#&( & ("""('#('%'%#&(#'!&
1JURWOX6VWVZRMUMZWVCWUZW=UYCYPSVQYZWTRZKSUYQYRWZ,;:
46OXZXOTJT:=YIWUYVZQ@VXLWVQXZZHWVZ/*9ZPNVZJUJVZF@V:
QXUWTQWDZ;MZJTRX>Z35ZHWVZPNVYZMTYEYVZRMUMZRYOSKSZQSE
KYPSLSVQYZQYZ@VQXZOXUZYTQSDZ XRWUQXRKWIZRMUMZJIJL
W=UYCYPSVSVZOJIQXZ726WVWVZOYGSTQS?SZ%VFWTPXUX6OXZWKXZYOVS
Q@VXLQXZHMZJUJVJVZ(7ZHWVZPNVTMRZQSEZKYPSLS
FXUBXRTXEPWUWTQWDZZ"FXZ<MUMZ#XOAXZAXZ#YLMTTXUW
%=UYCYPBSTYUSZ;WUTW?WVQXVZYTSVYVZHWTFWOXZF@UX>
1JURWOX6VWVZRMUMZWVCWUZW=UYCYPS>ZKXINVMVZHYETYQS?SZXOTJT
YOSVQYVZ=YIWUYVZKNVMVYZRYQYUZFXBXVZQ@VXLQX>Z793/
KXVXKWVXZF@UXZOJIQXZ73ZYUPSEZRYOQXQWGZ+9ZHWVZ2*5ZPNVY>
QX?XUZNTYUYRZWKXZOJIQXZ72ZOJRKXTXUXRZ7//ZLWTONV
QNTYUYZBSRPSDZ;MZJUJVQXZXVZ8YITYZW=UYCYPZZHWVZ/*9ZPNVTY
,;46OXZOYGSTQSDZ#WRPYUZNTYUYRZOJIQXZ(2ZYUPSESV
OYEYVQS?SZ,;46OXZOYGSTYVZW=UYCYPPYVZXTQXZXQWTXVZFXTWU>
OJIQXZ22ZOJRKXTXUXRZ72ZLWTONVZQNTYUYZMTYEPSDZ;M
JTRXOWZ2ZHWVZ+52ZPNVTYZ&UYVKY>Z+ZHWVZ5+*ZPNVTYZ,T:
LYVOYZAXZ(ZHWVZ+7ZPNVTYZMKOYZWITXQWD1JURWOX6VWVZRMUM
RYOSKSZQSEZKYPSLSZWKXZY?MKPNK:=YIWUYVZQ@VXLWVQXZLWRPYU
NTYUYRZFXBXVZOSTYZF@UXZ8YITYZQX?WELXQXVZ39+ZHWVZPNVZN:
TYUYRZFXUBXRTXEPWDZ"TQXZXQWTXVZFXTWU>ZOJIQXZ33ZYUPSGZ/3+
LWTONVZ229ZHWVZQNTYUYZOJRKXTQWDZ<MUMZRYOSKS
W=UYCYPSVQYZQYZWTRZKSUYQYZ35ZHWVZPNVTYZ,;4ZFXTWONUDZ;M
JTRXOXZOYGSTYVZW=UYCYPPYVZXTQXZXQWTXVZFXTWUZOJIQXZ76TMR
YUPSETYZ5/ZLWTONVZQNTYUYZMTYEPSDZ;MZJTRXOW>Z37ZHWVZ5/7
PNVTYZMKOY>Z2ZHWVZ+2(ZPNVTYZ,TLYVOY>Z+ZHWVZ*39ZPNVTY
&UYVKY>Z*ZHWVZ*59ZPNVTYZ%VFWTPXUXZAXZ5ZHWVZPNVTYZ,AMK:
"&'!#'( $!('$%$
('%!( ($$'%'&
Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, Türkiye'nin buğday
ithalatının artış göstereceğine dikkati çekerek, "Türkiye, son beş yılda ortalama
3,7 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirmişti. Fakat bu sene kuraklık
nedeniyle Türkiye'nin buğday ithalatı, 5 milyon tonu aşabilir" şeklinde konuştu
Ergezen, buğday fiyatları ve buğdayı girdi
olarak kullanan sektörlerin durumunu
değerlendirdi. Buğday fiyatının, mayıs ayında
gördüğü en yüksek seviyeden yaklaşık
yüzde 24 değer kaybettiğini aktaran Ergezen,
"Buğday 2010 yılındaki seviyelerine geri
döndü" değerlendirmesini yaptı. Haziran
ayının, buğday için pek iyi geçmediğini
anımsatan Ergezen, şunları anlattı: "Zaten bu
ay, her sene buğday fiyatının yönünün
belirlendiği dönem olarak biliniyor. Bu ay
içerisinde açıklanan yeni sezona yönelik beklentiler, buğday fiyatlarındaki ana trendi belirliyor. ABD Tarım Bakanlığı'nın açıkladığı yeni
sezona yönelik tahminler, buğday fiyatının
hızla değer kaybetmesine yol açtı. Haziran raporuna göre küresel buğday üretimi, geçen
seneye göre azalış gösterse de halen 2012
yılına göre 44,3 milyon ton daha yüksek. Bu
rakam, Türkiye'nin üretiminin iki katından daha fazla. Bununla beraber stoklardaki artış da
devam ediyor. Aynı rapora göre küresel
buğday stokları yüzde 2,56 artışla 188,61 milyon tona ulaşacak. Bu üretim ve stok düzeyi,
buğday işlemlerinde satış baskısına yol
açıyor.Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Komisyonu’nun (FAO) tahminlerine göre
Türkiye'de kuraklık nedeniyle buğday üretiminin, yüzde 10 ila 21 düzeyinde azalacağını
belirten Ergezen, 22 milyon ton olan üretimin
19,7 milyon tona gerileyeceğini aktardı.
Uluslararası Hububat Komisyonu tahminlerine göre ise Türkiye'de üretimin 17,3 milyon
tona düşeceği beklentisinin konuşulduğunu
aktaran Ergezen, şöyle devam etti:
"Küresel piyasalarda buğday
fiyatı düşerken, Türkiye'de
buğday fiyatının yeni hasat
sezonuna yük-
sek başladığını görüyoruz. Ticaret
borsalarındaki ortalama fiyatlar, önceki
döneme göre artmış durumda. Müdahale
alım fiyatının açıklanması, yüksek fiyatlar nedeniyle bir miktar daha gecikebilir. Eğer yeni
hasat ürünlerinin borsaya gelmesi gecikirse,
buğday fiyatının bazı bölgelerde kilogram
başına ortalama 1 lira seviyesine ulaştığını
bile görebiliriz."Türkiye'de yaşanan kuraklık
ve düşük üretim nedeniyle sene boyunca
arzın kısıtlı olmasının beklendiğini hatırlatan
Ergezen, buğday ithalatı haberlerinin
artacağını belirterek, şu yorumu yaptı: "Zaten
kısıtlı arz ve özellikle spekülatif talep nedeniyle tedbir amaçlı buğday ithalatına
başlandığını görüyoruz. Nisan ayında Toprak
Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) 2,5 milyon ton
buğday ithalatı yetkisi verilmişti. TMO, son olarak 235 bin ton buğday ithalatı için ihale
açtı. Türkiye, son beş yılda ortalama 3,7 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirmişti.
Fakat bu sene kuraklık nedeniyle Türkiye'nin
buğday ithalatı, 5 milyon tonu aşabilir. TMO'nun yaklaşık 1 milyon 650 bin ton buğday stoku olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'nin
buğday tüketimi ise yaklaşık 18 milyon ton
civarında bulunuyor. Kısaca yeni buğday
ithalatı haberlerini, sene boyunca daha çok
duyacağız."Bölgeler arasındaki üretim
farklılığının önemine dikkati çeken Ergezen,
"Alım fiyatının açıklanması her kesimi memnun etmeyecektir. Hükümetin bu anlamda işi
oldukça zor" dedi. Marmara Bölgesi'nde üretim kaybı olmayacağı tahmin edilirken, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki üretim
kaybının yüzde 20'nin üzerine çıkmasının
beklendiğini belirten Ergezen, "Bölgeler
arasındaki bu farklılık, zaten fiyatlara da
yansımış durumda. Müdahale alım fiyatı
bu sene kritik rol oynayacağını
söyleyebiliriz. Bu nedenle müdahale alım fiyatındaki
gecikmenin bu olduğunu düşündürüyor.
Öncelikle serbest piyasada yeni hasat sezonuna ait fiyatların nasıl gelişeceği görülmek
istenecektir. Ancak ondan sonra müdahale
alım fiyatının açıklanması bekleniyor. Kısaca
müdahale alım fiyatının açıklanması daha
gecikebilir" değerlendirmesini
yaptı.Türkiye'de yaşanan kuraklığın, çiftçilerin gelirlerinde azalmaya yol açacağını
söyleyen Egezen, özellikle Siirt, Mersin ve
Gaziantep'te üretim kaybının yüzde 50'nin üzerine çıkmasının beklendiğini söyledi.
Buğday fiyatı yüksek gerçekleşse bile üretimdeki ciddi kayıp nedeniyle, çiftçi kredilerinde sıkıntı yaşanmasının kaçınılmaz
göründüğünü anlatan Ergezen, "Bu nedenle
kredi borçlarının ertelenmesi ve sübvansiyonlar için geç olmadan önlem alınması
gerekiyor. Aksi taktirde çiftçi kredilerinin geri
ödenmesinde sıkıntılar şimdiden başlayabilir.
Sonunda ise seneye bu bölgelerde buğday
ekili alanların azaldığını da görebiliriz" diye
konuştu. Bu yıl bir diğer büyük tehdidin ise
saman fiyatlarında görüldüğüne dikkati
çeken Ergezen, buğday ve mısırda rekoltenin
düşük olacağının kesinleştiğini, ayrıca
buğdayın seyrek olması ve boyunun kısa
kalması nedeniyle, saman miktarının
azalacağını söyledi. Ergezen önümüzdeki
kışın besiciler için zor geçebileceği
uyarısında bulunarak, şunları kaydetti: "Özellikle kış aylarına doğru açık besicilik
yapılamaması nedeniyle saman fiyatlarında
hızlı artış yaşanabilir. Rekolte düşük olduğu
İç Anadolu ve Güneydoğu bölgelerinde fiyatlardaki artışın çok daha yüksek olması bekleniyor. Kısaca buğday üretiminin azalması,
besicilik sektörü için de tehdit
oluşturmaktadır. Saman fiyatlarındaki artış
doğal olarak et fiyatlarının da artmasına neden oluyor. Bu sene kış ayları, besiciler için
zor geçebilir." (AA)
PUYTOYZPYRWGZXPPWD XRWUQXRKWIZRMUMZJIJLZW=UYCYPSZWKX
XOTJT:=YIWUYVZQ@VXLWVQX>ZFXBXVZOSTYZF@UXZLWRPYUZN:
TYUYRZOJIQXZ7ZYIYTYUYRZ359ZHWVZPNVY>ZQX?XU
HYRSLSVQYVZQYZOJIQXZ3*6TSRZQJEJETXZ/25ZLWTONVZQNTYUY
FXUWTXQWDZ;MZJUJVQXVZ8YITYZPYTXGZXQXVZJTRXZWKXZ(7ZHWV
PNVTYZ%VFWTPXUXZNTQMDZ XRWUQXRKWIZRMUMZJIJLZW=UYCYPSVSV
OJIQXZ726WVWZYTYVZ%VFWTPXUX6OXZF@VQXUWTXVZJUJVQXVZXTQX
XQWTXVZFXTWU>ZFXBXVZOSTYZF@UXZOJIQXZ32ZQJEKXZQXZ39*>+
LWTONVZQNTYUTYZWTRZKSUYQYRWZOXUWVWZRNUMQMDZ
"!"('%'($&
Türkiye’nin en büyük spor giyim
perakendecisi Barçın Spor,
Dünya Kupası için hazırladığı
Facebook uygulamasıyla kendinden söz ettiriyor. Krampon
Kupası adıyla bir tahmin oyunu
hazırlayan Barçın, Dünya Kupası
heyecanına heyecan katıyor
;YUBSVZ-GNU.MVZQJVOYZRMGYKSZWTXZHWUTWRPXZKPYUPZAXUQW?W
AXZLYBTYUQYZXVZBNRZFNTZYPYVZRUYLGNVTYUSVZPY=LWVZXQWTQW?W
<UYLGNVZ<MGYKSZHJOJRZWTFWZF@UJONUDZ<UYLGNVZ<MGYKSZ5
XPYGPYVZNTMEYVZHWUZNOMVDZ;MZXPYGTYUZ4JVOYZ<MGYKSZFUMG
XTXLXTXUW>ZBXOUXRZ8WVYT>ZOYUSZ8WVYTZAXZ8WVYTZLYBTYUSOTYZXE
IYLYVTSZNTYUYRZHYETYOSGZHWPWONUDZ'XUZXPYGPYZAXUWTXVZ@QJTTXU
FWQXUXRZHJOJONUDZ<YUESTYELYTYUQYVZ@VCXZ;YUBSVZ-GNU.MV
KNKOYTZLXQOYZ=XKYGTYUSVQYVZLYBTYUSVZRUYLGNVZRYQUNTYUS
OYOSVTYVSONUDZ;@OTXCXZ8YANUWZF@UJTXVZNOMVCMTYUSVZFWOQWR:
TXUWZRUYLGNVTYUSZF@UXUXRZKXBWLZOYGSTSONUDZ"VZOJRKXR
GMYVSZPNGTYOYVZRYPSTSLCSTYUYZ$YUSZ&WVYTZXPYHSVQYZ(99Z1>
8WVYTZXPYHSVQYZWKXZXVZ599Z1ZQX?XUWVQXZ;YUBSVZMYVZAXU:
WTWONUD;YUCWVDCNL.QYZKMVQMRTYUSZYAYVPY0TSZ8WOYPTYU>ZPYRKWPTW
@QXLXZKXBXVXRTXUWZAXZWYQXQX?WEWLZFYUYVPWKWZWTXZKYQSRZHWU
LJEPXUWZRWPTXKWZNTMEPMUQMRTYUSVSZAMUFMTYOYVZ;YUBWVDCNL
XVXTZ#JQJUJZ,TWZ;YUBSV>Z;MZRWPTXZWBWVZOXVWZEXOTXUZJUXP:
LXRZHWIWLZWBWVZ=XOXCYVZRYOVY?SDZ;MZOJIQXVZ4JVOY
<MGYKSZFWHWZHJOJRZHWUZNUFYVWIYKONVYZZOYRSESUZHWUZGUN0X
KMVLYRZWKPXQWRZAXZNUPYOYZ<UYLGNVZ<MGYKSZBSRPSD
4JVOYZ<MGYKSZWTXZHXUYHXUZKPYUPZAXUQW?WLWIZ<UYLGNV
<MGYKS.VQY>Z4JVOYZ<MGYKSZLYBTYUSVSVZXVZBNRZFNTZYPYCYR
RUYLGNVTYUZPY=LWVZXQWTWONUDZOMVYZRYPSTLYRZWBWV
DHYUCWVDCNLRUYLGNV:RMGYKWZYQUXKWVQXVZ&YCXHNNR
=XKYHSOTYZHY?TYVSTSONUDZ<UYLGNVZ<MGYKS.VSZ;YUCWVDCNL
XRWHWZWTXZHXUYHXUZ=YISUTYQSRZAXZEWLQWOXZRYQYUZBNRZNTMLTM
FXUWZQ@VJETXUZYTQSRDZ79ZHWVZCWAYUSVQYZ&YCXHNNR
RMTTYVSCSKSVSVZQY=WTZNTQM?MZ<UYLGNVZ<MGYKS.VSZHMVQYV
KNVUYRWZNUFYVWIYKONVTYUZWBWVZQXZQX?XUTXVQWULXOW
QJEJVJONUMIDZZ<UYLGNVZ<MGYKSZ=YISUTSRZKJUXCWZHWUYIZO:
NUMCMZNTKYZQYZRXOW8TWOQWDZVCXTWRTXZZ4JVOYZ<MGYKS.VY
RYPSTYVZPJLZNOMVCMTYUSZAXZFWOQWRTXUWZRUYLGNVTYUS
XETXEPWUQWRDZ4JVOYZ<MGYKS.VQYZ77Z8YURTSZRUYLGNVZFWOWTWO:
NUDZ;MZ77ZRUYLGNVMVZ@IXTTWRTXUWVW>ZF@UKXTTXUWVWZAX
AWQXNTYUSVSZKYO8YLSIQYVZWVCXTXOXHWTWONUKMVMIDZ
<UYLGNVTYUSVZEWLQWOXZRYQYUZRYBZFNTZYPPSRTYUSVSZAX
RYPSTSLCSTYUQYVZRYBSZPYUY8SVQYVZ8YANUWZF@KPXUWTQW?WVWZQX
F@UXHWTWONUKMVMIDZ-XBPW?WVWIZRUYLGNVZFNTZYPPS?SVQYZ399
GMYVZRYIYVSONUKMVMIDZ4Y=YZBNRZGMYVZRYIYVLYRZWBWV
YURYQYETYUSVSISZQYAXPZXPLXVWIZFXUXRTWDZ JVRJZQYAXP
XPPW?WVWIZYURYQYETYUSVSISVZKXBPW?WZRUYLGNVZFNTZYPPS?SVQYZ39
GMYVZQY=YZRYIYVSONUKMVMIDZ,OUSCYZ4JVOYZ<MGYKSZWBWV
@IXTZNTYUYRZPYKYUTYVYVZHMZRUYLGNVTYUSZKYPSVZYTLYR
WKPXQW?WVWIQXZKYO8YQYVZHYUCWVDCNL.YZO@VTXVXUXRZYTSEAXUWE
WETXLWVWIWZQXZOYGSTYHWTWONUKMVMIDZ4JVOYZ<MGYKS
LYBTYUSVSVZXVZFNTCJZRUYLGNVTYUSVSZPY=LWVZXQXUWL.ZQWOXV
=XURXKWZ<UYLGNVZ<MGYKS.VYZHXRTWONUMIZQXQWD;YUCWVDCNL
WTXZKGNUZFWOWLQXZXVZIXVFWVZBXEWQWVZHMTMVQM?MZHWUZNVTWVX
LY?YIYZNTLYOSZ=XQX8TXQWRTXUWVWZAXZHMZ=XQX8XZMTYEPSRTYUSVS
HXTWUPXVZ,TWZ;YUBSV>ZMZYVQYZNVTWVXZLY?YIYLSITYZWRX>
,QWQYK>ZMLY>ZXXHNR>ZNVAXUKXZHYEPYZNTLYRZJIXUXZNV:
TYUCYZQJVOYZLYURYKSVSZLJEPXUWTXUWLWIWVZXATXUWVXZFXPWUWO:
NUMIDZZ Temmuz
Perşembe
10
1Şubat
20132014
Perşembe
%#()%**'*$&)(
")')&('*&*$#%
)!)$&** *(%')"*
>MWTYPZ1SZ\JN\PUX\PZQC\QUOUW\IZ\[W:[S[\DZFZV\PUX
PMHSZ\6+1NV\MHZWYVSZ\7YP[R\[WRUKU\DZFZTXZKQYKRYWG\*ZQ
7YP[RX[WUVUV\JN\PUX\P[K[V[V\TNW[TXUT\VZSZVYPXZ
O[Q[VUV\7YP[RU\6(\TNWNKR[V\2(\TNWNK[\PMTOZXSYC\SYBZW
PZQ\MWMVXZWYVYV\SZ\[WR[E[BU\AVDAWMXQZTRZSYWG
G"DB?DBH-E<DEA8E;E IZ\AHZXXYTXZ\LTNX\F[BU
FLENTX[WUVUV\JZSZV\IZ\HY@YV\DZXYKYQYVSZ\@[PI[VO[X
:WLRZYVXZWYV\FLT\AVZQXY\LXSNBNVN\@[RUWX[R[V\%NO[QC
#5[R[XU\:LXYRYT[X[W\VZRYEZOY\ZRYV\MWZRYQ\Q[XYPZRXZWY\PMT;
OZXQZTRZ\[VE[T\7YP[RUVUV\JZXYWXY\JYW\OZIYPZVYV\MHZWYVZ
FUTQ[OUV[\YHYV\IZWYXQZQZTRZSYWG\&R\7YP[RUVU\SMKMWQZT
YFYV\YR@[X[R\P[:UXSUTF[\JZOYEYXYT\T[H[VEU\SMKMT\IZ
NH[TX[KUX[V\JYW\QZOXZT\VLTR[OUV[\DZXQZTRZSYWG\?ZOYEY
O[PUOU\[H[XSUTF[\ZR\7YP[RU\PYVZ\PMTOZXQZTRZ\PZVY\JYW
YR@[X[RUV\T[:UOU\[FUXQ[TR[SUWG\
>MWTYPZ1PY\JN\TUOUW\SAVDMSZV\TNWRNXQ[TC\@ZWTZOYV
PZRZWY\T[S[WC\NENH\IZ\O[BXUTXU\ZR\RMTZRQZOYVY\O[BX[Q[TC
JZOYEYXZWYV\P[K[QX[WUVU\OMWSMWZEZBY\IZ\YKXZWYVY
DZXYKRYWZJYXZEZTXZWY\T[S[W\T[H[VF\ZXSZ\ZRQZOYVY\RZQYV
ZRQZT\YFYV\JYW\SZIXZR\:LXYRYT[OU\LXNKRNWQ[P[\Y@RYP[F
JNXNVQ[TR[SUWG\4ZEXYO\F[RUOU\[XRUVS[\JYW\[W[KRUWQ[
TLQYOPLVN\TNWNX[W[T\@[PI[VEUXUT\OZTRAWMVMV\R[W[7X[WU
SYVXZVQZXYC\O[@[\F[XUKQ[X[WU\P[:UXQ[OUC\:W[RYTRZ
P[K[V[VX[W\YWSZXZVQZXYSYWG\?NV[\DAWZ\@[PI[VEUXUTX[\YX;
DYXY\@MTMQZRRZV\@MTMQZRZ\SZBYKQZPZEZT\JYW\PAV\FYHYX;
ZWZT\>MWTYPZ1VYV\@[PI[V\I[WXUBU\IZ\ZR\MWZRYQYVYV
[WRRUWUXQ[XUSUW$\SYPZ\TLVNKRNG
4@GDG@H=G-GA,BH-E<F,F=EH@E.+F?@FC
HZXXYTXZ\TMFMT\AXFZTXY\@[PI[VEUXUB[\PZRZWXY\JYW
SZORZT\IZWYXQZSYBYVY\AVZ\OMWZV\%NO[QC\#9MFMT
MWZRYEYVYV\RZKIYT\[X[Q[Q[OU\IZ\OMWSMWMXZJYXYW\AXFMXZWSZ
JZOYEYXYT\P[:[Q[Q[OU\VZRYEZOYVSZ\0+6+;0+60\PUXX[WU
[W[OUVS[\AVEZ\T[O[:XUT\E[VXU\@[PI[VC\OLVW[\JZOY
@[PI[VU\ZV\OLV\LX[W[T\S[\T[WT[O\ZR\YR@[X\ZSYXSYG\*ZWXY
JZOYEYSZV\O[TUVUX[V\RZKIYTC\YTY\PUXS[\)\QYXP[W\SLX[WXUT
CHP’li Sus
am
et fiyatların ,
ın
besiciyi de
vatandaşı d
a
memnun
edeceği bir
n
tada denge okmesi ve bu lenalan
da devlet politikası
oluşturulm
as
gerektiğini ı
söyledi
>@HF=G@BABHGCG,BDGCHGC@@BCB=0C
?NDMV\YFYV\:YP[O[S[\E[VXU\@[PI[VUV\TYXLON\62\XYW[
EYI[WUVS[SUWG\?ZOY\@[PI[VUVU\JYW\PUX\JLPNVE[\PZQC
Q[HLRC\ZXZTRWYT\IZ\IZRZWYVZWXYT\@YHQZRXZWY\DYJY\7YP[RU
OMWZTXY\[WR[V\DYWSYXZWXZ\J[TUXQ[TR[SUWG\!WZRYEY\AWDMR;
XZWYVYV\@ZO[JUV[\DAWZ\JYW\TYXL\T[WT[O\ZRYV\Q[XYPZRY\6
XYW[\EYI[WUVS[\DZWFZTXZKQZTRZSYWG\?ZOYEYVYV\YKYVY
OMWSMWZJYXQZOY\YFYV\T[WT[O\ZRY\00\XYW[S[V\O[RQ[OU
DZWZTQZTRZSYWG\8VE[T\7YP[RX[W\6\XYW[PU\DZFRYBYVSZ
?[T[VXUT\ZR\YR@[X[RUVU\TNXX[V[W[T\7YP[RX[WU\[K[BU\FZT;
QZTRZSYWG\PO[\T[WT[O\LX[W[T\6\XYW[P[\O[RUX[V\ZRC\S[;
@[\OLVW[\2;(\ZX\SZBYKRYWZV\ZR\RMTZRYEYPZ\)(;2(\XYW[S[V
NX[KQ[TR[SUWG\&R\7YP[RX[WUVU\[WHU\TLVRWLX\ZSZV\JMPMT
7YWQ[X[WX[\[W[EUX[W\[WRRUWQ[TR[SUWG
YR@[X[R\LX[W[T\P[J[VEU\JZOYEYVYV\EZJYVZ\DYRQYKRYWG\?N\PUX
?YWXZKQYK\4YXXZRXZW\R[W[7UVS[V\SMVP[\MHZWYSZ
OMWSMWMXZJYXYW\R[WUQU\TLWNQ[T\[Q[EUPX[\8YXZ\/Y7RFYXYBY
*UXU1\YX[V\ZSYXQYKRYWG\>MQ\SMVP[C\AHZXXYTXZ\SZ\8IWN:[
[YXZ\YKXZRQZXZWYVY\TLWNQ[T\[Q[EUPX[\@ZW\RMWXM\RZKIYTY
IZWYWTZVC\>MWTYPZ1SZ\R[Q\RZWOYVZ\JMPMT\YKXZRQZXZW\TL;
WNVQ[TR[C\@ZW\RMWXM\RZKIYTY\[XQ[TR[\[YXZ\FY7RFYXYBY\TZVSY
T[SZWYVZ\RZWT\ZSYXQZTRZSYW$\SZSYG\?ZOYEYXYTRZ\RL:X[Q
Q[XYPZRYV\PMHSZ\'(1YVYV\PZQ\LXSNBNVN\OAPXZPZV
.5,1XY\IZTYXC\OAHXZWYVY\KAPXZ\OMWSMWSM\#>MWTYPZ1SZ\JYW
TYXLDW[Q\PZQYV\7YP[RU\6C0\XYW[PTZVC\[PVU\PZQ\AWVZBYV
W[VO[1S[\'+\TNWNK\EYI[WUVS[SUWG\
[email protected]"BH'E?FD8EDF
4ZEXYORZ\TNWNX[E[T\TLQYOPLV\JZOYEYXYT\Q[XYPZRXZWY;
VY\LWR[P[\TLP[W[T\JNVX[WU\[K[BU\FZTZEZT\PAVRZQXZWY
[W[KRUWQ[XUSUWG\ VEZTY\SZVZPYQXZWYQYH\7YP[R\MHZWYVZ
J[OTU\P[:Q[VUV\LWR[\IZ\NHNV\I[SZSZ\JZOYEYXYBZ\H[W[W
IZWZWZT\7YP[RX[WU\S[@[\S[\PMTOZXRRYBYVY\DAORZWQYKRYWG
?N\[X[VS[\SZIXZR\:LXYRYT[OU\LXNKRNWNX[W[T\I[R[VS[KUV
S[\MWZRYEYVYV\SZ\QNRXN\LX[E[BU\JYW\OZIYPZ
RNRRNWNXQ[XUSUWG$\
&:91>5H2>57>$4%
*!'(# (')!()"(")"*
/:6H'*)8H=G<G<BH;F=EH-FDFAEA
976H G<GCB<B3AGH;E<@E?H+EC;F!
708F<=0A3;GH/:63AFAHH)=E<FA#
;EAH3<FH976H#H:6H#H/:6
0C@G?DB"BAGH?GC.BH3CE;3H;E;F!H4*8FC
2FDDE@+E?FDFH1FC)DH9=8GAH)DEC
FDEH10D(H2FDDE@+E?FDFH GA(H*,GA
C(H?GCGCBAGH?GC.BH'B?@BDGC
5MTMQZR\0'\5[HYW[V\0+62\DMVM\,99\YXZ
QMH[TZWZXZWY\P[O[X\FZWFZIZPZ\PZWXZKRYWQZT
[Q[EUPX[\'\Q[SSZXYT\JYW\>[O[WU\DZRYWSYG\>[O[WU
5",\R[W[7UVS[V\JZVYQOZVSYG\.5,\-ZVZX
?[KT[VU\9ZQ[X\9UXUFS[WLBXN\JNVS[V\JYWT[F\DMV
AVEZ\"YP[WJ[TUW=S[\=P[O[X\HZQYV\DZWZTXY=\SZQYKRYG
>[O[WU\DZXYVEZ\.5,\SZ\SZORZT\IZWSYG\>[O[WU\0
>ZQQNH=S[\3FYKXZWY\9LQYOPLVN=VS[
DAWMKMXQZPZ\J[KX[VSU\IZ\DAWMKQZXZW\MF\DMV\OMW;
ZWZT\2\>ZQQNH\.NQ[\DMVM\JYRRYG\-AWMKQZXZWSZ
>[O[WU=VUV\RZWAWM\OLV[\ZWSYWQZPZ\SZBYXC\RZWAWZ
RZOXYQ\LX[W[T\>MWTYPZ=VYV\FAHMXQZOYVZ\@YHQZR
ZRRYBYVY\OAPXZPZV\?YWDMX\8PQ[V\-MXZW\>[O[WU=P[
WZS\LPN\TNXX[VSUG\-MXZWC\DAWMKXZWYVY\[PWUE[\P[HUXU
LX[W[T\JYXSYWSYG\*[HUXU\[FUTX[Q[S[\*[O[VUV
8V[P[O[=P[\[PTUWU\LXSNBNVNV\[XRUVU\FYHZV\-MXZWC
<>[O[WU\8V[P[O[=VUV\)G\4[SSZOYVSZ\SMHZVXZVQYK
LX[V\=>MWTYPZ\"ZIXZRY\MXTZOY\IZ\QYXXZRY\YXZ\JAXMV;
QZH\JYW\JMRMVSMW=\YXTZOYVYV\Y@X[XYVZ\PLX\[F[V\JYW
SMHZVXZQZSYWG\626\O[PUXU\>[O[WU=P[\LV[P
IZWQZSYBYQY\O[PDUX[WUQX[\YXDYVYHZ\ONV[WUQ<\SZ;
SYG\3FYKXZWY\9LQYOPLVN\!PZOY\3HQYW\4YXXZRIZTYXY
?YWDMX\8PQ[V\-MXZW=YV\*[O[\>[O[WUOUV[\SMKRMBM
QN@[XZ7ZR\KZW@YVY\[FUTX[P[V\P[HUXU\[FUTX[Q[OU\\
957H
626\ZO[O\VNQ[W[XU\<>ZWAWMV\%LV[
&WSYWYXQZOY\IZ\>L:XNQO[X\?MRMVXZKQZVYV
-MFXZVSYWYXQZOYVZ\"[YW\9[VNV\>[O[WUOU<C
8V[P[O[=VUV\)C\'C\2+C\60(C\6)G\Q[SSZXZWYVZ\IZ
P[O[Q[\OMWZEYVSZ\[XZVYPZR\YXTZOYVZ\[PTUWU\JYW
SMHZVXZQZSYWG\>L:X[Q\'\Q[SSZSZV\LXNK[V
>[O[WU=VUV\OLV\YTY\Q[SSZOY\PMWMWXMT\IZ\PMWMRQZ
Q[SSZXZWYSYWG\9LVN\P[XVUHE[\2\Q[SSZSZ
SMHZVXZVQYKRYWG\>[O[WU=VUV\6G\4[SSZOYC\NONX\IZ
ZO[OX[WU\SMHZVXZSYBYVY\JZXYWRRYBY\<FAHMQ
OMWZEY<VYV\R[VUQUVU\P[:Q[QUKC\YFZWYBYVY\IZ
T[:O[QUVU\T[W[VXUTR[\JUW[TQUKRUWG\
?N\Q[SSZSZ\JZXYWRYXZV\IZ\>[O[WU=VUV\[SUVS[\S[
DZFZV\YTY\[Q[FC\@ZW@[VDY\JYW\@MTMQZRYV\I[WXUT
VZSZVY\LX[V\J[KXUE[\DAWZIXZWY\YK[WZR\ZRQZTRZC
SLX[PUOUPX[\>[O[WU=VUV\[Q[EUVU\S[\OAHM\ZSYXZV
<FAHMQ\OMWZEY<VY\SZ\Y7[SZ\ZRQZQZTRZSYWG\?N\SN;
WNQC\>[O[WU=VUV\P[O[Q[VUV\[XZVYPZR\YXTZOYVZ
[PTUWUXUT\LXNKRNWQ[TR[SUWG\>[O[WU=VUV\0G\4[SSZOYC
<FAHMQ\OMWZEY<VSZ\P[:UX[E[T\YKXZWY\DAWZI\LX[W[T
<5MTMQZR<Z\IZWQZTRZSYWG\3XT\LX[W[TC\@MTMQZR
RZWYQY\8V[P[O[=S[\PLTRNWG\*[O[X[WUVC\8V[P[O[=S[
PZW\IZWYXQZQYK\JYW\P[:UP[\DAWZI\PMTXZQZOY
SMKMVMXZQZHG\3TYVEY\LX[W[TC\@MTMQZR\@NTNTO[X
SZBYX\OYP[O[X\JYW\RZWYQSYWG\!FMVEM\LX[W[TC
OYP[OZRC\J[OUV\IZ\DMVSZXYT\SYXSZ
TNXX[VUX[V\@MTMQZR\RZWYQYC
ENQ@NWJ[KT[VUVU\YFZWQZHG
PO[C\8V[P[O[=S[
PMWMRQZ\LWD[VUVUV
:[WF[X[WU
.NQ@NWJ[KT[VUC
?[T[VX[W\9NWNXN
IZ\JN\TNWNXNV
J[KU\LX[W[T
?[KJ[T[V\L;
X[W[T
JZXYWXZVQYKRYWG
YRZTYQC
8V[P[O[
DZWZBYVEZ
?[T[VX[W\9NWNXN
T[W[WV[QZXZWY\YXZ
MFXM\T[W[WV[QZXZWC
ENQ@NWJ[KT[VU
YQH[OUPX[\R[Q[QX[VUWG
?N\SNWNQ\ZDZQZVXYT
PZRTYXZWYVYV\TNXX[VUQUVU
SMHZVXZPZV\8V[P[O[=VUV\'G
4[SSZOYVZ\[PTUWUXUT\LXNKRNWSNBN
DYJYC\OLWNQXNXNT\R[PYVY\IZ\@NTNT
NPDNX[Q[X[WU\J[TUQUVS[V\S[\RZQZXOYHXYT
P[W[RQ[TR[SUWG\>[O[WU=VUV\)G\4[SSZOYC\<FAHMQ
OMWZEY<\DAWZIXZWY\YFYV\PZRTY\TNXX[VUQUVU\?[T[VX[W
9NWNXN=V[\IZWQYKRYWG\3TYVEY\Q[SSZPZ\DAWZ\DAWZI
@MTMQZRYVC\PZRTY\YOZ\?[T[VX[W\9NWNXN=VNVSNWG
?N\Q[SSZPXZC\0G\4[SSZ=SZTY\P[VXUK
TZVSYXYBYVSZV\LWR[P[\FUTQ[TR[SUWG\<>ZWAWM\AVXZ;
QZT<\IZ\<RL:XNQO[X\JMRMVXZKQZPY
DMFXZVSYWQZT<\OYP[O[X\YTRYS[WX[WUV\I[WXUT\VZSZVY;
SYW\JN\YKXZW\YFYV\?[T[VX[W\9NWNXN=V[\[PWUE[\PZRT;
YXY\LXSNTX[WUVUV\OAPXZVQZOY\[VX[QXU\SZBYXSYWG
8VX[QOUHXUTC\>[O[WU=VUV\6G\4[SSZOYVSZTY
[XZVYPZR\ZTOYTXYBYVYV\T[VURUVU\LXNKRNWQ[TR[SUWG
>[O[WU=VUV\2G\4[SSZOYC\JN\QZRYVSZTY\YKXZWYV\T[;
QN\TNWNQ\IZ\TNWNXNKX[WUVE[\PZWYVZ\DZRYW;
YXQZOYVSZ\<YIZSYXYT<\ZQWZRQZTRZ\JN\YKXZWY
P[:[VX[WUV\@ZQ\@NTNTY\@ZQ\YS[WY\@ZQ\EZH[Y
OLWNQXNXNBN\LXQ[P[E[BUVU\SMHZVXZQZTRZSYWG
?NC\8V[P[O[=VUV\>ZQZX\5[T\IZ\5MWWYPZRXZWYV
TLWNVQ[OU\J[KXUBU\[XRUVS[TY\2+G\4[SSZOYVZ
[PTUWUXUT\LXNKRNWNWG\>[O[WUC\8V[P[O[=VUV\60(G
4[SSZSZ\AVDAWSMBM\<YS[WZVYV\OLWNQXNXNBN<
YXTZOYVY\LWR[S[V\T[XSUWQ[TR[C\8V[P[O[=VUV
6)G\4[SSZOYVSZ\SMHZVXZVZV\<T[;
VNVONH\ZQYW<Z\NPQ[Q[
QZT[VYHQ[OUVU\DZFZWOYH
TUXQ[TR[SUWG\>[O[WU
-ZWZTFZOY=VSZ\IZ
3FYKXZWY\9LQYOPLVN
RNR[V[TX[WUVS[V\S[
DAWMXZEZBY\MHZWZ
9LQYOPLV
DAWMKQZXZWYVSZC
5MTMQZR\PZRT;
YXYXZWY\<FAHMQ
OMWZEY<\[SU\IZW;
YXZV\SZIXZR
:LXYRYT[OUVUV
P[O[X\T[PV[BUVUV
VZ\LXSNBN
OLWNONV[\[FUTX[Q[
DZRYWQZQYKXZWSYWG
<%MWZF<RZ\P[:UX[E[BU
JZXYWRYXZV\QMH[TZWZX;
ZWSZ\P[J[VEU\TNWNQC
TNWNXNKC\TYKYXZWSZV\LXNK[E[T
P[J[VEU\DAHXZQEY\@ZPZR
TNWNXQ[OU\PAVMVSZTY\YORZTXZWZ\YXYKTYV
RNRNQX[WUVU\[FUTX[Q[QUKX[WSUWG\<%MWZF<RZ\SYXZ
DZRYWYXSYBY\JYXYVZV\ZRVYT\RL:XNXNTX[W[\[V[P[O[X
TYQXYT\IZ\OR[RM\IZWYXQZOY\TLVNONVS[\RNRNQX[WUVU
LWR[P[\TLPQ[QUKX[WSUWG\?N\AHZXXYTXZW\VZSZVYPXZ
>[O[WU\8V[P[O[=VUV\)G\4[SSZOYVSZ\SMHZVXZVQYK
LX[V\<>MWTYPZ\"ZIXZRY\MXTZOY\IZ\QYXXZRY\YXZ\JAXMV;
QZH\JYW\JMRMVSMW<\YXTZOYVYV\Y@X[XYVZ\PLX\[F[V\JYW
SMHZVXZQZSYWG\626\O[PUXU\>[O[WU=P[\LV[P\IZW;
QZSYBYQY\O[PDUX[WUQX[\YXDYVYHZ\ONV[WUQGG\?YWDMX
8*48\-!&\.5,\3HQYW\4YXXZRIZTYXY\
&:91>5H2>57>$4%
'*($#" '#!'#(*!)
/:6H4*8FCH4X\IZ\/YBXY\3XFZ\9[SUV\9LXX[WU\J[KT[V\IZ
PAVZRYQ\TNWNXN\MPZXZWY\/YBXY\?ZXZSYPZ\?[KT[VU\5[O[V
8WOX[V1U\Q[T[QUVS[\HYP[WZR\ZRRYXZWC\@[PUWXU\LXONV\SYXZTXZWY;
VY\YXZRRYXZWG\/YBXY\?ZXZSYPZ\?[KT[VU\5[O[V\8WOX[VC\.5,
3HQYW\3X\IZ\/YBXY\3XFZ\T[SUV\TLXX[WUPX[\JYW\[W[P[\DZXSYG
?[KT[V\5[O[V\8WOX[VC\.5,\3HQYW\3X\9[SUV\9LXX[WU
?[KT[VU\ HDMV\RTN\IZ\PAVZRYQ\TNWNXN\MPZXZWY\/YBSZQ
5[7UHLBXNC\ZVDMX\?NXNRC\8PVNW\LWZWC\ZV[P\/[IS[W\YXZ
.5,\/YBXY\3XFZ\9[SUV\9LXX[WU\?[KT[VU\Z7YT[\W[XC\&WDMX
8TT[W[\IZ\ZKY\&WDMX\8WOX[V\YXZ\Q[T[QUVS[\DAWMKRMG\Y;
P[WZRRZ\/YBXY\?ZXZSYPZOY1VYV\T[SUVX[W[\YXYKTYV\PMWMRRMBM
F[XUKQ[X[W\YXZ\JN\[X[VS[\PMWMRMXZV\OYIYX\RL:XNQ\7[[XYPZR;
XZWYVZ\YXYKTYV\TLVNX[W\TLVNKNXSNG\9[SUVX[WUV\@ZW\[X[VS[
[TRY7\PZW\[XQ[X[WU\DZWZTRYBYVY\OAPXZPZV\3X\9[SUV\9LXX[WU
?[KT[VU\ HDMV\RTNC\JZXZSYPZXZWYV\SZ\JN\[VX[QS[
T[RTUX[WUVUV\JMPMT\LXSNBNV[\SYTT[R\FZTZWZTC\#9[SUVX[W
ZTLVLQYT\IZ\OLOP[X\@[P[R[\LX[JYXSYBYVEZ\S[@YX\LX[JYXQZXYG
!XTZQYH\DZVZXYVSZ\@[X[\T[SUVX[WUV\F[XUKQ[\@[P[RUVS[\I[W
LXQ[\:WLJXZQXZWY\I[WSUWG\?N\QNRX[T[\ZX\JYWXYBY\YXZ\AVMVZ
DZFYXQZOY\DZWZTZV\JYW\SNWNQSNWG\?ZXZSYPZ\LX[W[T\T[SUV
S[VUKQ[\IZ\S[P[VUKQ[\QZWTZHXZWYVYV\SZORZTXZVQZOY\FLT
AVZQXYSYWG\?[KT[VUQUH[\@[OO[OYPZRYVSZV\SLX[PU\FLT
RZKZTTMW\ZSYPLWNH$\SZSYG\/YBXY\?ZXZSYPZOY\LX[W[T\T[SUVX[W
IZ\LVX[WUV\OLWNVX[WU\VLTR[OUVS[\JYWFLT\7[[XYPZRY\PMWMRRMT;
XZWYVY\IZ\@ZW\RMWXM\7[WTUVS[XUTC\P[WSUQ\IZ\OLOP[X\[Q[FXU
:WLZPZ\SZORZT\IZWZEZTXZWYVY\JZXYWRZV\?[KT[V\8WOX[VC
#9[SUVX[WUQUHUV\OYP[OZR\S[@YX\JYWFLT\[X[VS[\PZW\[XQ[X[WU
IZ\J[K[WUXU\YKXZWZ\YQH[\[RQ[X[WU\JYHXZWY\NQNRX[VSUWUPLW\IZ
DNWNWX[VSUWUPLWG\9[SUVC\[YXZOYVSZV\J[KX[P[W[T\RL:XNQNV
AWDMRXZVQZOYVZ\ZV\FLT\ZQZT\IZWZVSYWG\?N\[VX[QS[\JMRMV
%>91X[W\YXZ\YK\JYWXYBYVZ\@[HUWUHG\9[SUVX[WUQUHUV
P[VUVS[PUHG$\SZSYG\&:91>52>57>$4%
Yeni yönetimini belirlemek için 13 Temmuz’da
sandık başına gidecek CHP Konak İlçe Örgütü’nde İlçe
Başkanlığı için Murat Erginci’de aday olacağını
açıkladı. Partinin her kademesinde görev yapan Erginci’nin genç olması ve parti tabanı ile sıcak ilişkileri en
büyük avantajı. Erginci, özellikle, “kendimiz için değil,
partimiz için çalışacağız” sözü ile dikkat çekiyor. Konak Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Murat Erginci 13
Temmuz’da yapılacak olan CHP Konak İlçe Kongresi
için yarışta bende varım dedi. Ekip arkadaşları ile
çalışmalarını aralıksız sürdüren Erginci şu ana kadar
adaylığını açıklayan isimlerin içinde genç yaşı ile
dikkat çekiyor. Partinin her kademesinde görev yapan
Murat Erginci son seçimlerde oy kaybı yaşanan Konak
İlçesi’nde CHP’nin oylarını daha da yükseğe çıkarmak
için yola çıktığını belirterek şunları ifade etti; “Konak
ilçemizde partimizin bayrağını daha yükseklere
çıkarmak için yeniden yapılanma sürecine gireceğiz.
Kişilere değil partimize hizmet edecek Konak halkının
sorunlarını kendi sorunu olarak kabul eden
arkadaşlarımız ile yola çıktık. Ben ve ekip arkadaşlarım
AKP Hükümeti’nin ülkemizi nasıl bir yere götürmek
istediğinin bilinci ile bu görevlere talip olduk. Bu geri
gidişe karşı dinamik bir çalışma grubu oluşturduk. Enerjimizi parti dışında partimizi kamuoyuna tanıtma ve
AKP’nin gerçek yüzünü halka anlatmakta
kullanacağız.” (HABER MERKEZİ)
SAYFA 7
SONDAKiKA GAZETESİ >>
7 SİYASET
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10
2014Perşembe
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
MHP Grup Başkanvekili Vural: Millet ya kibri ya tevazuyu seçecek
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural,
cumhurbaşkanı yarışının hadsizlerle
çelebilerin yarışı; bürokratik oligarşik devleti yönetenlerle, milletin devleti olmasını
isteyenlerin yarışı olduğunu ifade etti.
Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Vural,
Başbakan'ın Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan neden rahatsız olduğunu soran Vural, "Erdoğan
rahatsız, artık karşındaki aday senin partiler
değil, Ekmeleddin İhsanoğlu. Ama Başbakan
bir parti yarışına dönüştürmek istiyor. Ne
sözün varsa Ekmeleddin İhsanoğlu'na söyle.
Timuçin
GÜNDEM
[email protected]
MOLEKÜLER
İTAAT
İnsanı ve diğer tüm canlıları, bedeni varlığıyla, aklı ve fikri ile sadece madde olarak tarif etmek imkânsızdır. İnsanın bilinmeyen âlemi, âlemi
aslimizdir. Beden ona bağlıdır. O olmadan et ve
kemik yığınından başka bir şey değildir. Onun da
adı kısaca ruhtur. Bu mekanizmanıdır bedeni idare eden. Ayakta tutan.
Her iki mekanizmanın da yaşam boyu yaydığı
yaşam enerjisi vardır. İlk yaratıldığımız andan
itibaren beden ve ruh birbirleri ile uyum
içerisinde çalışırlar. Birinin yaptığından diğeri
mutlaka haberdar olur ve etkilenir. Sevgiyle yaklaşıldığında, sevgiyle dengede olurlar. Malumunuz, yaradılıştan hamurumuz nur ve sevgi ile
yoğrulmuştur. Sevgiyi, sevmeyi ve sevilmeyi seven bir ruha sahibizdir. Burada önemli olan,
fiziken görebildiklerimizin ötesinde sahip olup da
göremediğimiz âlemimizdir. Göremediğimiz
içinde pek önemsenmezler. Fakat bu durum;
mana hamurumuza dair akıl yoran hiç kimsenin
olmadığı manasına gelmez. Elin Japon Profesörü
Emoto da akıl yoranların başını çekmekte.
Emoto, özellikle suyun özünü görülmeyenini elle
tutulur, gözle görülür hale getirmek için uzun yıllar deneyler yapmış. Bulgularını ise fotoğraflamayı başarmıştır. Deneylerde kobay olarak, son
derece uyumlu hayati sıvımız suyu ve moleküllerini kullanmıştır. İnsan bedeninin % 85’ i,
meyve ve sebzelerin ise yüzde 90’ına yakını sudan oluştuğu düşünüldüğünde deney sonuçlarının
önemi daha iyi anlaşılacaktır. Emoto, moleküller
üzerine yaptığı araştırmalarında, Kur’an-ı Kerim
veya Ezan-ı Muhammedi okunurken, sudaki
moleküllerin, meydana gelen ses titreşimleriyle
mükemmel bir altıgen ve en doğru bir dizilime ulaştığını saptamış. Kısacası, çevreden aldığı enerji
veya titreşimler nevine uygun olarak, suyun fiziki
ve moleküler şeklinin değiştiği görülmüş.
Üzerine dua okunan, kulağına iyi ve güzel şeyler
fısıldanan hemen her sıvıda da fiziki ve moleküler
düzeydeki durum aynı mükemmellikte olmuştur.
Su kristaline dua okunmasından önceki biçimi ile
dua okunduktan sonraki biçimi arasında belirgin
farklılık gözlemlenmiş. Bu mükemmelliğin başka
hiçbir zaman diliminde oluşmadığı da bir diğer
önemli tespittir. Yani suya hakaret ettiğinizde,
kötü sözler sarf ettiğinizde bu mükemmellik yerini mükemmelsizliğe bırakmıştır. Alındığında insan vücuduna istenen faydayı sağlamadığı
görülmüş. Dolayısıyla bu durum haleti ruhiyeyi
de bozmuştur. Somut kanıtlarla insanın titreşimsel
enerjisinin, düşüncesinin, kelimelerin, fikir ve
müziğin, hatta son yaptığı çalışmalarda suya oynatılan filmlerin dahi suyun moleküler yapısını
etkilediğini ispat etmiştir. Kötü olan her şey
olumsuz, iyi ve faydalı olanlar olumlu değişimlere sebep olmuştur.
Suyun, çevresindeki titreşim ve enerjiyi kolayca
kopyaladığı burada açıkça ortadadır. Aksi olsaydı
eğer, ona bir şey söylendiğinde veya aktarıldığında, anında etkileşim olduğu görülmezdi. İlerleyen
süreçte, yaşayan su damlacıklarını değişim halleriyle dondurup, fotoğraf çekme kapasitesi olan
bir karanlık alan mikroskobu altında fotoğraf
karelerine sığdırılmıştır. Yani görsel anlamda
moleküler değişim kartpostallaştırılmıştır. Fotoğrafları çekilerek mana, kısmen de olsa somutlaştırılmıştır.
(Gören gözler, mühürsüz kalpler ve işiten kulaklar için ne büyük delildir bu.) Tüm bunlar suyun
hiç de duyarsız, cansız, sıradan bir şey olmadığını
göstermiş. Diğer tespit ise suyun, sesi dinlediği,
söze kulak verdiği, çevredeki duygu atmosferini
yüzeyine ve derinliklerine yansıttığı olmuştur.
Deyim yerindeyse su üzülmekte, sevinmekte,
gülmekte, ağlamakta, neşelenmekte, küsmekte ve
barışmaktadır. Tüm bunlar onun lisanı haliyle virdi zebanından başkaca bir şey değildir. Dolayısıyla ruh, beden ve akli dengemiz, aldığımız ve vücut sıvımızı teşkil edecek sıvının kalitesi ile doğru
orantılıdır. Oda aldığımız suyun moleküler
yapılarının mükemmelliğine, bu mükemmellik de
ilahi sevgiye, imana, hayra, duaya ve ram olmaya
bağlıdır.
Sonuç olarak; elin Emotosu, yaptığı deneyler sonrasında edindiği izlenimlere dayanarak, “ İslam
en mükemmel ve en doğru dindir” demiştir. Bu
sözün karşılığında bize düşense, doğru söze ne
denirse onu yani “ Eyvallah “ demektir. Kalın
sağlıcakla…
Millet, cumhurbaşkanını seçecek." şeklinde
konuştu. Partilere başbakanın dil uzatmamasını isteyen Vural, "Ayyaş, çapulcu, kan
içici vampir, haşhaşi, kafatasçı gibi nitelendirmelerle hakaretler yağdıran, milletvekillerini tuzluk yerine koyan, Meclis dışı
partileri zavallı olarak nitelendiren, kendinden önceki cumhurbaşkanlarına vazo
muamelesi yapan biri sizce nasıl bir Cumhurbaşkanı olabilir? Böyle biri milletin tamamını
nasıl kucaklayabilir?" şeklinde konuştu. Recep Tayyip Erdoğan gibi ya bir illet ya da Ekmeleddin İhsanoğlu'nun millet anlayışının
kazanacağını savunan Vural, Başbakan'ın
grup konuşmasını eleştirerek nezaket sahibi olmayan bir bedbah ile
karşı karşı kaldıklarını ifade etti.
Milletin ya kibri ya tevuzuyu
seçeceğine dikkat çeken
Vural, Allah'tan milleti kibirden korumasını istedi.
Başbakan Erdoğan'a sesle-
nen Vural, "Sen bir partinin genel başkanı
mısın, fitneci başı mısın?" diye sordu. İsrail'in
saldırıları konusunda ise Vural, "Zulüm, bomba, bomba, bomba." diye karşılık verdi. Türkmenlere yönelik başlattıkları yardım kampanyasını yerine ulaştırmalarına devletin engel
olduğunu savunan Vural, "Yardımları engelleyen zihniyet, IŞİD'i besleyerek Türkmenleri
Irak'ın kuzeyine mahkum ve mecbur
bırakan bir zihniyet. Kürtleri devletten ayırmaya çalışan bir zihniyet
hangi yüzle çıkıp milletin birliğini
beraberliğini sağlayacak." diye
sordu. (CİHAN)
ÖZEL: MADENCİLERE verilen
konut sözü AFAD'DA toplanan
YARDIMLARLA mı yapılacak?
CHP’li Özel, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında şehit olanların yakınlarına hükümet tarafından konut
sözü verildiğini hatırlatarak, "En son geçtiğimiz hafta Sayın Ayşenur İslam, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı (AFAD)'da, Soma için toplanan yardım miktarının 20 milyon liraya ulaştığını, ölen madencilerin aileleri
için konut yapımına ilişkin üç şirketin teklifte bulunduğunu, bu tekliflerin protokole dönüştürüleceğini, her aileye
birden fazla ev de düşebileceğini, bunu da AFAD'ın açıklayacağını söylemiştir.” açıklamasında bulundu
CHP’li Özgür Özel AFAD’ta toplanan yardımlarla ilgili
TBMM’ye çifte önerge verdi. Özel’in TBMM Başkanlığına
sunduğu bir diğer soru önergesi ise AFAD’ta toplanan
yardımların ne zaman dağıtılacağına ilişkin.
YARDIMLAR MADENCİLERE
VERİLDİ Mİ?
CHP’li Özgür Özel söz konusu ikinci önergede AFAD’ta
20 milyon TL bağış toplandığını ve kazanın üzerinden
geçen 1,5 aya rağmen toplanan bağışlar henüz madenci
ailelerine dağıtılmadığını kaydetti. Özel, Soma’da çeşitli firmaların nakdi ve ayni yardımlar yaptığını ancak bu yardımların madencilere değil de diğer kişilere verildiği iddialarının
gündeme geldiğini belirterek, iddiaların doğru
olup olmadığını sordu.
SOMALI ESNAF
İÇİN KANUN TEKLİFİ
CHP Manisa Milletvekili
Özgür Özel 13 Mayısta meydana gelen maden faciası
sonrası büyük kayıpların
verildiği ve derin yaraların
açıldığı Soma esnafı için
Kanun teklifi verdi.
CHP’li Özel Kanun Teklifinde yaşanan facia sonrası Somalı esnafların işlerinin azaldığını söyledi
ve ekonomik olarak zor duruma düşen esnafın
borçlarının ertelenmesini istedi. CHP Manisa Milletvekili
Özgür Özel, Soma Esnaf ve
Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifinin Ortaklarına Kullandırılan
Kredilerin Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun Teklifini önceki gün TBMM
Başkanlığına sundu. Yaklaşık 1000 kişiden imza toplayarak
Meclise ve milletvekillerine sunan Somalı esnafın sesini
yine CHP’li Özgür Özel duydu ve esnafın derdini sunduğu
kanun teklifi ile gündeme getirdi. CHP’li Özel hazırladığı
kanun teklifinde, 13 Mayıs faciasının Soma’da derin yaralar
açtığını, Somalı esnafın da yaşanan maden faciasının ardından işleri azaldığı için ekonomik olarak zor duruma
düştüğünü ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini kaydetti.
Esnaf ve sanatkarların alacaklarını tahsil edememelerinin,
işletme sermayelerinin erimesine ve dolayısıyla kredi
borçlarının ödenememesine yol açtığını kaydeden CHP’li
Özgür Özel facianın hemen ertesinde Bankalardan
bazılarının 3 ay, bazılarının ise 6 ay gibi kredi ötelemesi yaptığını anacak Somalı esnaf için zor günlerin önlem alın-
madığı takdirde daha uzun süreceğini ifade etti. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel kanun teklifinin gerekçesinde
şunları dile getirdi: ‘Önümüzdeki süreçte Somalı esnafımızın işyerlerini kapatmak zorunda kalmamaları ve
geçim derdine düşmemeleri için bir an evvel gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle Somalı esnaf ve sanatkarlarımızın işletmelerinin yaşatılması ve içinde
bulundukları zor koşulların bir nebzede olsa düzeltilmesi
için bu kanun düzenlenmiştir. Bu kanunla Somalı esnaf ve
sanatkarlarımızın kredi borçlarının yeniden yapılandırılarak
işletmelerin yaşatılması amaçlanmıştır.’ Teklife göre; Soma'daki esnaf ve sanatkârlara Bankalar tarafından kullandırılan
ve borçluları ödeyemediği için Esnaf ve Sanatkarlar Kredi
Kefalet Kooperatifi tarafından Bankaya ödenerek
borçluları nezdinden takibe başlanan krediler
ile 1 Temmuz 2014 tarihine kadar
Bankaya ödenmemiş kredilerin
vadeleri, düzenlemelerin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren ilk 1 yılı
ödemesiz 2 yıl süreyle faizsiz olarak yapılandırılacak.
GÜNÜ GELMEMİŞ
KREDİ BORÇLARI DA
1 YIL ÖTELENECEK
Yine Kanun Teklifinde;
1 Temmuz 2014 tarihi
itibariyle kullandırılmış
kredilerin günü gelmiş ya da
gelmemiş olan tüm taksitlerinin de düzenlemelerin
yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren 1'er yıl süreyle faizsiz olarak ötelenmesi öngörülüyor. CHP’li Özel’in kanun teklifinde ertelenen
krediler için Soma Esnaf Ve Sanatkarlar
Kredi Kefalet Kooperatifi ile Bankaların
yapmış olduğu takip masrafları ile temerrüt
faizinin tamamını ve Soma Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ile Bankanın ertelenen kredilerden dolayı
doğacak gelir kayıplarının tamamının Hazine tarafından
karşılanması öngörülüyor. Kanun teklifinde ertelenen
borçlar için daha önce başlatılmış bulunan yasal takip işlemlerinin, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın erteleme süresi sonuna kadar durması ve bu süre içerisinde yeni takip
başlatılamayacağı hükme bağlanıyor ve uygulanmış hacizlerin ise yapılan ödemelere paralel olarak kaldırılması esas
alınıyor. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in Somalı esnaf için hayati derecede önemli olan bu kanun teklifi
yasalışırsa, esnaf 3 ay içinde Kooperatife ve Bankalara
başvuracak ve günü gelmiş ya da gelmemiş kredi borçlarını
yapılandırabilecek." dedi
SOMA'DA DEFTER
KİTABINA UYDURULMUŞ
CHP Milletvekili Özgür Özel, Manisa’nın Soma
ilçesinde 301 işçinin şehit olduğu maden faciasının Soma
Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda, Yer
Altı Sabit Cihazlar Gaz Ölçüm Rapor Defteri ile Gaz Ölçüm
Kayıt Defteri’ndeki verilerde defterin kitabına uydurulduğunu söyledi. Söz konusu verilere göre ocakta hiçbir
olumsuzluğun olmadığının görüldüğünü vurgulayan Özel,
“Defterde, ellerinden gelse kaza olmamış diyecekler. Kaza
gününe kadar her şey normal, hiçbir şey olmamış, olmayacak gibi gidiyor ve bu şekilde kaydediliyor. Allah'tan,
savcının elinde dijital kayıtlar var. Bu kayıtlarda kazadan
önce olanların hepsi yer alıyor. Kayıtlarda sensörler çok
farklı değerler göstermiş. Bu değerler yükseldiği halde neden kayda işlenmemiş? Gelinen nokta şunu gösteriyor, Soma Kömürleri A.Ş.’de sersörlerin ne kaydettiği değil, 'benim
deftere ne kaydettiğim' anlayış oluşmuş.” dedi. Savcılık
soruşturmasındaki ifadelerde dikkat çeken Yer Altı Sabit Cihazlar Gaz Ölçüm Rapor Defteri ile Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ndeki verilere göre facianın meydana geldiği Eynez
İşletmesi'nde hiçbir olumsuzluk yok. Bilirkişi raporunda yer
alan bu tespitler, savcılık soruşturma dosyasına da girdi. Söz
konusu verilere göre bilirkişilerin, "Facia geliyorum demiş"
tespitlerinin tam aksine bütün değerler normal seviyede
seyretti. Yandaki "Açıklamalar" bölümünde ise aylarca,
"Ana ve tali vantilatörler, hava kapıları ve vantüp bezleri
kontrol edildi" gibi kalıplaşmış ifadelere benzer cümleler
kullanıldığı görüldü. Facianın meydana geldiği 13 Mayıs
2014 günü 08.00-16.00 saatleri arasını kapsayan birinci
vardiyadaki değerlerin de dijital verilerle tutmadığı dikkat
çekti. Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ne göre o gün en düşük karbonmonoksit değeri 0 ile 11 ppm arasında değişti. Bütün ocağı dolaşıp çıkan havanın ölçüldüğü ana nefeslikteki karbonmonoksit oranı bile 10 ppm’di. Facianın hemen ardından, mayıs sonunda hazırlanan bilirkişi ön raporunda Eynez
İşletmesi’nde Ocak 2014'ten başlamak üzere özellikle Mart
2014 ve kaza gününe kadar saptanan verilerin sinyal verdiği
kaydedilerek, “2014 Mart ayından kazanın meydana geldiği
13 Mayıs tarihine kadar incelemelerde, özellikle S panosu,
S-3 klasik ayak hava çıkışında bulunan sensörde (470 numaralı sensör), madenlerde izin verilen azami konsantrasyon
olan 50 ppm’nin üzerinde çok sayıda ölçüm kaydı olduğu
tespit edilmiştir. Bu sensörde yer yer farklı aralıklarla 500
ppm üzerinde değerler de tespit edilmiştir (Ölçüm cihazı
maksimum 500 ppm göstermektedir). 8 Mayıs ile 13 Mayıs
2014 tarihleri arasında da görülmektedir. Benzer yüksek karbonmonoksit konsantrasyonları, aynı tarih aralıklarında S
panosu, S-2 yarı mekanize hava çıkış sensörü (536 numaralı
sensör), ana yol 140 ayak hava çıkış sensöründe (415 numaralı sensör) de tespit edilmiştir.’’ dedi. (HABER
MERKEZİ)
CHP’li Koç: Başbakan, dava açarken kamu
görevlisi, cumhurbaşkanı adayıyken değil
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel
Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde Başbakanlık'tan istifa etmemesini eleştirdi. Cumhurbaşkanlığı Kanunu'nun, kamu görevi yapan kişilerin görevlerinden istifa etmesi gerektiğine işaret ettiğini vurgulayan Koç,
YSK’nın 11 Temmuz’da kanunları uygulaması gerektiğini savundu.
Koç,“Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu açık.
6271 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde,
‘Cumhurbaşkanlığına aday olan kişi adaylığı
kesinleştiği andan itibaren eğer kamu görevi
yürütüyor ise kamu görevi bitmiş sayılır.’ Sen
millete dava açarken kamu görevi yürüttüğünü söylüyorsun. Şimdi yasada da kanun
gereği kamu görevi yürüten adayların görevlerinden ayrılırlar gerekçesi var. Şimdi bu deve
mi, kuş mu?” ifadelerini kullandı. CHP Genel
Başkan Yardımcısı Koç, Kemal Kılıçdaroğlu
başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) öncesinde basın mensuplarına
açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı
seçimleri konusunda Başbakan Erdoğan’ın
kamu görevi yaptığı için adaylıktan çekilmesi
gerektiğin söyleyen Genel Başkan Yardımcısı
Koç, “Kanun açık, net ve anlaşılır olmasına
karşın, Başbakanlık görevi bir kamu görevidir.
Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu açık. 6271
Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde, ‘Cumhurbaşkanlığına aday olan kişi adaylığı kesinleştiği andan itibaren eğer kamu görevi
yürütüyor ise kamu görevi bitmiş sayılır.’ Bu
kamu görevi yürütemez demek. 11 Temmuz’da adaylıkların kesinleşeceği tarih. Ben de
dâhil, birçok gazeteci ve siyasetçiye, ‘Kamu
görevi yürüten Başbakan’a hakaretten.’ Sen
millete dava açarken kamu görevi yürüttüğünü söylüyorsun. Şimdi kanun gereği kamu görevi yürüten adayların görevlerinden
ayrılılar gerekçesi var. Şimdi bu deve mi kuş
mu?” dedi.
“YSK YASAYI UYGULAMALI”
Türkiye’de yargı bağımsız ise YSK’nın bunu
uygulamak durumunda olduğunu ifade eden
Koç, “Devletin, valisi, kaymakamı, müdürü
emredersin diye görev peşinde. Örtülü ödenek emrinde, yürütmenin bütün gücü emrinde. Adil bir seçim kampanyası yapacaktır.
Diğer taraftan mütevazi adaylar. Halkın arasında. Sade, koruma yok, barikat yok. Kimse
kimseye sövmüyor. Karşılıklı saygılı. Kimsenin değer yargısına tepeden bakmayan bir
kimlik.” açıklamasında bulundu.
(CİHAN)
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
İNCE ZIMBALAR
Sabit
İNCE
[email protected]
HAYATI AKIŞINA
BIRAKMAK
Geçenlerde gelişim danışmanı ve koç Dilek
Çoşkun'dan çok güzel bir yazı daha aldım. Hepimiz için gerekli olduğunu düşündüğüm için de
kendinden de sizler için izin alarak köşemeye taşımaya karar verdim. Hayat gerçekten kısa ve
yaşanılması gereken bir süreç. Bu süreci mutlu,
huzurlu, sakin ve olumlu geçirmemiz için bize çok
güzel örnekler sunmuş. Hepimiz için faydalı olacağı inancı ile Sevgili Dilek'in tavsiyelerini aynen
buraya alıyorum. Buyrun beraber okuyup uygulamaya çalışalım...
"Yaşamın akışıyla uyum içinde olmak çoğumuz
kabul edeceği üzere tamamen olumlu bir ifadedir.
Kolaylık ve esneklik ilk akla getirdiklerinden.
Oysa biz genellikle akıntıya karşı hareket etmeyi
yani direnmeyi tercih ediyoruz, bilinçli ya da tam
bilinçli olmayan seçimlerimizle.
Konu ne olursa olsun, tüm olumsuzluk içeren
düşüncelerin ve duyguların yaşamın doğal akışına
karşı gösterdiği tepkiye Direnç denir. Direnç hayatımızın her yerinde ve her anında bizi sabote etmeye hazır bir şekilde varlığını sürdürür. Farklı
formlara bürünmesi neye niçin direnç gösterdiğimizi şimdiye kadar anlamamıza engel olsa da
nasıl bir çalışma şekline sahip olduğunu idrak ettikten sonra onu tanımak çok kolay olacaktır artık.
Direnci işaret eden birkaç örnek;
Denemeyi reddetme, Aklın başka yerlerde olması,
Şikayet etme, Yenilik istememe, Eleştirme,
Sabırsızlık, Kontrol etmeye çalışma, Öfkelenme,
Suçlama, Etiketleme, Gerginlik, Endişe, Tahammülsüzlük, Memnuniyetsizlik, Umutsuzluk, Keyifsizlik, Kırgınlık, Ön yargılı davranma,
Kişiselleştirme, Abartma-Küçümseme ve Tüm
Korku Çeşitleri (Değişim, Hata Yapma, Kontrolü
Kaybetme, Başarısız Olma, Suçlanma, Beğenilmeme, İstenmeme, Çaresiz Kalma, Pişman
Olma, Unutulma, Aldatılma, Dışlanma, Geç
Kalma, İncitilme, Yalnız Kalma, Bağlanma vb.)
En önemlisi Direnç gösterdiğimizi fark ettiğimiz
her konunun bize değişmesi gereken bir noktayı
işaret etmesidir.
İnsanın kendisine yapacağı en yapıcı ve olumlu
telkin cümlelerinden biridir ‘Kendimi akışa
bırakıyorum’. Kesinlikle kadere boyun eğmek anlamına gelmez. Kendimizi akışa bırakmak istemek yapay dirençlerimizden vazgeçmeyi seçmek
anlamına gelir.
Saygı ve sevgilerimle,
Dilek Coşkun "
ANAHTAR
Betül Güler
BULUT
[email protected]
Yüreğinizin
Kilidini Açar
Madden ve manen temizlenme ayı olan mübarek
Ramazan ayına sayılı günler kaldı. Her sene
Ruhun ve bedenin kirini akıtmak ümidiyle bu aydaki ibadetlerimize hassasiyetle yaklaşıyoruz. Kim
bilir yalnızca senenin bu ayında, insanlara ve hayata bakışımızda daha hassas oluyor.
Ne var ki gelecek yıllar yaşam standartlarının rahatlığını artırmasına rağmen dünya insanında ki
vurdumduymazlık, merhametsizlik ileri
düzeylerde. Yol gösterici sıfatına haiz insanlar bile
bilgi haznelerini insanlara aktarırken aynı merhametsizliği gösterebilmekteler.
Bu aralar gündem de aldıkları paralarla konuşulan
âlim sınıfındaki insanlardan söz ediyoruz. Aylığı
altı yüz bin olan tanınmış bilgi sahibi nadide insanlar. Ne yazık ki nadideliklerini maddiyata verdikleri ehemmiyetle zedeliyorlar fark edemeden.
Allah her insanı ayrı meziyette yaratmış. Allah’ın
insana bahşettiği bu özelliği kendisine az da olsa
şükretmek adına rızası doğrultusunda kullanmak
takdire şayan olsa gerek. Asgari ücretin yüzlerce
kat üstünde alınan bu meblağı merhametsizlikle
nitelendirsek ayıp etmiş olmayız öyle değil mi?
Bizlere örnek olarak gönderilen elçinin nefsin
doyumuna dair ‘Bir dere dolusu altını olsa, bir dere
daha olsun ister’ kelamına şahit oluyoruz böylece.
Bu şahitlik insanlığa öncü olacak şahısların elinden
yapılınca bilgiye aç, teslimiyete aç, maneviyatı aç
kardeşlerimize nasıl teselli olacağız bilemiyoruz…
Rabbim her gün ünümüzü Ramazan günü kılsın.
Her günü hassas yaşayanlardan, elindekilere önem
verenlerden, rızasını her daim kazanmak adına
yarışanlardan eylesin bizleri. Nefsin doyumsuzluğuna dur diyebilmeyi nasip etsin. Kazandıklarımızı kendi yolunda kullanabilmeyi, kanaatkâr
olabilmeyi nasip etsin. Yüreklerimizin maddi kilidini rahmet nazarıyla açabilmeyi lütfetsin inşallah…
8 GÜNCEL
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
10
2014
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
Perşembe
SONDAKiKA GAZETESİ >>
2014Perşembe
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
9 GÜNCEL 10
Bir yıl içerisinde yarım milyon ziyaretçiyi konuk eden Türkiye’deki en büyük üniversite kütüphanelerinden biri olan Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi üniversitenin gururu oldu
Ege Üniversitesi'nden
beş yıldızlı kütüphane
E
zor ve meşakkatli olması nedeniyle teknolojinin de
insan hayatına girmesiyle elektronik yayınlar ağırlık kazanmıştır. Birçok kullanıcı yapmış olduğu
araştırması için Google’yi kullanır. Ancak ne var ki
bulduğu kaynağın referansını takip etmez. Sadece
internet erişiminin ve tarihini ve adresini oraya
yazmakla sanki bu iş biter zanneder. Hâlbuki bilgi
okuryazarlığı denilen bir şey vardır. Elde etmek
istediğiniz bilginin, ne şekilde elde ettiğiniz değil,
nasıl elde ettiğiniz ve kaynağı önemlidir. Bunun
için elektronik kaynaklar ve veri tabanları iyi referanslardır. Bu referanslara da kütüphane olmadan
giremezsiniz. Google’de dolaştığınız zaman sınırlı
sayıda kaynağa ulaşabilirsiniz fakat akademik
yeterliliği sizi tatmin etmeyebilir. Dolayısıyla
kütüphaneler kendi sağlamış oldukları veri tabanlarıyla sizlere daha çok yardımcı ve sağlıklı olacaktır. Teknoloji hayatımızın içinde ne kadar olursa
olsun, kütüphaneler sonsuza kadar önemini koruyacaktır” diye konuştu.
ELEKTRONİK YAYINLAR AĞIRLIK KAZANDI
Türkiye üniversiteleri kütüphaneleri son on
yılda elektronik yayına geçiş yapmaya başladığını
belirten Çetinkalp, “Gelişen teknoloji çağı elektronik yayınlara erişimi her yerden daha rahat
ulaşabilmekte ve daha faydalı olabilmektedir. Kullanım mekanlarında basılı eserlerin raflarda yer alması, arşivlenmesi, arşivlerin tekrar yukarı çıkıp
sirkülasyon yapması elektronik kitaba oranla daha
EÜ KÜTÜPHANESİ BEŞ YILDIZLI OTEL
KONFORUNDA HİZMET VERİYOR
EÜ Kütüphanesi’nin kuruluşunun 15inci
yılında olduğunu, kütüphanenin alanının yaklaşık
olarak 11 bin metre kare alanda öğrencilerine
hizmet verdiğini dile getiren Çetinkalp; içerisinde
bin 800 oturma kapasitesi olduğunu, öğrencinin
bireysel, iki kişilik ya da dört kişilik çalışabileceği
oturma gruplarının olduğunu, tüm binada wireless
ve iklimlendirme sistemi ile öğrencilere konforlu
bir hizmet sunduklarını belirtti. Çetinkalp; açıklamasında üçüncü katta tüm basılı materyallerin
olduğu kullanıcı hizmetleri, İngilizce eğitimi
destekleyen multimedya ve bireysel sinema salonları, yabancı dil derslerini destekleyen iki yabancı
dil laboratuvarı, bir adet seminer salonu,
öğrencinin esere direk ulaşmasını sağlayan referans
kaynakları bölümü, grupların ve akademik personelinin çalışabileceği alanlar ve de nadir eserler
bölümü gibi kütüphanenin farklı servisleri
olduğunu ifade etti. Çetinkalp, “Kütüphanenin ana
merkezi dışında Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde Prof. Dr. Fikret Türkmen İhtisas
Kütüphaneyi özellikle sınav
dönemlerinde öğrencilerin daha
yoğun olarak kullandığını ve bu
rakamın günlük 8 bin’e
ulaştığını açıklayan Çetinkalp
normal zamanlarda ise günlük
kullanımın 2 bin civarında
olduğunu belirterek “Öğrenciler
kütüphaneyi yayınlar ve sosyal
servislere ulaşmak, ders
çalışmak gibi amaçlarla
kullanmaktadır” dedi
ge Üniversitesi (EÜ) Kütüphane ve
Dokümantasyon Daire Başkanlığı yıllık
594 bin 156 kullanıcıya hizmet veriyor.
Aynı anda 2 bin’e yakın kullanıcı
olanaklarından yararlanıyor. Basılı kitap sayısı 200
bin 688 eserden oluşan Ege Üniversitesi
Kütüphanesi’nin ; satın alınan basılı eser sayısı bin
478, bağış yoluyla gelen kitap sayısı bin 582, online dergi abonelik sayısı 23 bin 653, kurumsal
olarak basılı aboneliği 314 bin, elektronik kitabı
103 bin 896 ve veri tabanı 42 değişik disiplinle
hizmet sunuyor.Kütüphanenin engellilere hizmet
veren özel bir bölümü de bulunuyor. Ege Üniversitesi (EÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire
Başkanı C. Orhan Çetinkalp günümüz internet
teknolojilerinin hızlı gelişimi karşısında
kütüphanelerin öneminin ve gerekliliğinin araştırmacılar açısından arttığını belirterek Merkez
Kütüphanenin olanaklarını analiz etti.
ZİYARETÇİ SAYISI BİR YILDA
YARIM MİLYONU GEÇTİ
Çetinkalp vermiş oldukları hizmete dair çarpıcı
istatistiki açıklamalarda bulundu. 2013 verilerine
dayanarak yapmış olduğu açıklamada “Elektronik
turnikeden geçerek hizmetlerden faydalanan kişi
sayısı 594 bin 156 kullanıcı, üye sayısı 24 bin 352
kişi, satın alınan basılı eser sayısı bin 478, bağış
yoluyla gelen kitap sayısı bin 582, online dergi
abonelik sayısı 23bin 653, kurumsal olarak basılı
aboneliğimiz 314 bin, elektronik kitabımız 103bin
896, veri tabanımız 42 değişik disiplinle hizmet
sunmaktadır. Basılı kitap sayısı ise 200 bin 688 eserden oluşuyor” dedi. Kütüphane Daire Başkanlığı’nın bir de basımevinin olduğunu belirten
Çetinkalp, EÜ menşeli bütün basılı eserlerin burada basıldığını ve bir yılda basılan eserlerin 1milyon 46bin 673 adet olduğunu belirtti. Çetinkalp
“Kütüphane 2013 yılında 207 farklı eserde satış
İ
üniversitelerinin yer aldığını, İzmir’i İEÜ’nün
temsil ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Binatlı, şunları söyledi: “Bu sıralama aslında ekonomi
bölümlerinin küresel etkisini ölçüyor. RePEc
arşivi her dilden yayınlara açık ancak İngilizce
yazılmış yayınların okunması ve paylaşılması
daha fazla oluyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin en önemli stratejik hedeflerinden bir tanesi
de yaygın küresel etkidir. RePEc arşivine
akademisyenlerimizin çalışma metinlerinden
oluşan “working papers” serisi ve düzenlediğimiz uluslararası ekonomi konferansları
tebliğleri serileri ile katkıda bulunuyoruz. Bu serilerdeki hepsi İngilizce olan yayınlar geçen ay 2
bin 627 kez görüntülendi ve 257 çalışma başka
kullanıcılar tarafından indirildi. Bugüne kadar bu
serilerdeki çalışmalar da 103 bin 832 kez görüntülenmiş ve 17 bin 401 kez indirilmiştir.”
(HABER MERKEZİ)
‘Ege’den sadece İzmir Ekonomi listeye girdi’
Sıralamada, dokuzunun İstanbul ve Ankara
Narlıdereli çocukların yüzme keyfi
Narlıdere Belediyesi'nin açtığı yüzme
kurslarında bu yıl da çocuklar neşe
içinde eğitimlerini sürdürüyor. Yaz sıcaklarında büyük ilgi gören yüzme
kurslarında çocuklar hem eğleniyor
hem de yüzme öğreniyor. Narlıdere
Belediyesi'nin yaz spor okulları
çerçevesinde açılan yüzme eğitiminin
ilk bölümünde 100 öğrenci katılıyor.
Narlıdere Olimpik Yüzme Havuzu'nda
başlayan yüzme kurslarında üç ayrı
dönemde yaklaşık 400 çocuk deneyimli yüzme eğitmenleri gözetiminde
havuza giriyor. Yüzme kurslarına
katılan çocukları ziyaret eden
Narlıdere Belediyesi başkanı Abdül
Batur, bu yıl futbol, yüzme, basketbol,
voleybol, jimnastik, tekvando,
branşlarında eğitim verildiğini belirtti.
(HABER MERKEZİ)
[email protected]
İBRET ALMAYI
BİLMEK
VİZE VE FİNALLERİN VAZGEÇİLMEZ MEKÂNI
Kütüphaneyi özellikle sınav dönemlerinde
öğrencilerin daha yoğun olarak kullandığını ve bu
rakamın günlük 8bin’e ulaştığını açıklayan
Çetinkalp normal zamanlarda ise günlük kullanımın 2bin civarında olduğunu belirterek
“Öğrenciler kütüphaneyi yayınlar ve sosyal
servislere ulaşmak, ders çalışmak gibi amaçlarla
kullanmaktadır” dedi. Lisansüstü ve doktora öğrencilerine de İngilizce eserlerle hizmet eden
kütüphane, Erasmus değişim programıyla EÜ
bünyesinde bulunan öğrencilere de çeşitli hizmetler
sunduğunu belirten Çetinkalp doktorasını yapan ve
çok iyi derecede İngilizcesi olan personelin vermiş
oldukları hizmet kalitesini yükselttiğini belirtti.
GÖRME ENGELLİ ÖĞRENCİLER UNUTULMADI
Çetinkalp, “Görme engelli öğrenciler için sesli
kitap uygulamasını başlatan EÜ Mezunlar Derneği
ve Engelsiz Ege Derneği birlikte gönüllü olarak kitaplara ses verdi. Ayrıca Sosyal Sorumluluk dersi
kapsamında öğrenciler kütüphaneye gelerek belirlenen kitapları seslendirerek görme engelli öğrencilere göz oldular. Çok fazla ihtiyaç olduğunda
dolayı tek stüdyo sayısı üçe çıkarılarak daha fazla
kitap seslendirilecek. Hedefimiz tüm kitapların
seslendirilmesini yapmaktır. Bu kapsamda Kastamonu Üniversitesi ve Görme Engelliler Eğitim
Merkezi GETEM ile karşılıklı ilişkiler
sürdürülüyor” dedi. Çetinkalp, Ödünç verilen kitapların gecikmesinden doğan günlük 25 kuruşluk
para cezasının ise bir nebze olsun öğrencilerin üzerinde caydırıcı etkisinin bulunduğunu ve ödünç
alınan kitapların zamanında geri dönmesi için bir
uygulama olduğunu, ödünç alınıp da kaybedilen
kitapların ise mutlaka daire başkanlığına
bildirilmesi ve aynı kitabın öğrenci tarafından
temin edilmesi gerektiğini belirtti. Öğrencilerin kitaplık bölümüne özellikle şekerli yiyecek ve içeceklerle girilmemesini isteyen Çetinkalp bu
konuda öğrencilerin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Son olarak da öğrencilerden raflardan aldıkları kitapları bulundukları yerde
bırakmalarını ve raflara tekrar koymamalarını,
çünkü yanlış yerlere konulan kitapların zaman kaybına sebep olduğunu ifade etti. (EGE AJANS)
EÜ'den Tercih Robotu
Ege Üniversitesi, üniversite adaylarına tercihlerinde yardımcı olmak amacıyla bugün,
yarın ve 14 -15 Temmuz 2014 günlerinde
“Ege Üniversitesi 6. Tercih Günleri” düzenleniyor. Tercih Günleri, Ege Üniversitesi
kampüsünde bulunan Merkez Kütüphanede
08.30-16.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Ege Üniversitesi’nin bütün fakülte,
yüksekokul ve meslek yüksekokullarının
stantlarının kurulacağı Tercih Günlerinde
100 civarında akademisyen görev yapacak.
Üniversite adaylarına, tercih edebilecekleri
bölümler hakkında öğretim elemanlarınca
ayrıntılı bilgiler verilecek ve seçecekleri
bölümün iş imkanları hakkında öğrenciler
doğrudan bilgilendirilecek. Öğrencilere
doğru bir yönlendirme konusunda destek
olabilmek amacıyla puanları ve alanları
dikkate alınarak, Ege Üniversitesinde
kazanabilecekleri fakülte ve bölüme ilişkin
bilgi veren tercih robotu da kullanılacak.
(EGE AJANS)
Tercih yapmakta zorlananlara
Profesyonel destek
İzmir Üniversitesi’nden
17 Temmuz’a kadar tüm hafta boyunca
hizmet verecek olan İzmir Üniversitesi Tercih Merkezinde uzmanlar üniversite adaylarının puanlarını değerlendiriyor,
akademisyenler üniversite eğitimi ve
bölümler hakkında bilgi veriyor. Tüm
stresi ve heyecanı ile yaşanan Lisans Yerleştirme Sınavı’nın ardından tercih yapacak
adaylar için bilgi almak ve karar vermek
artık daha kolay. Üniversite adaylarının
gelecek yaşamlarına yön verecek, kariyerlerini belirleyecekleri bu günlerde ihtiyaç
duyacakları profesyonel destek İzmir
Üniversitesi’nden geliyor. İzmir Üniversitesi Tercih Merkezi, 17 Temmuz’a kadar
hafta sonu dahil her gün, 09.00-18.00 saatleri arasında rehber öğretmenleri ve her
bölümden akademisyenleri ile 20 ayrı
masada üniversite adaylarının hizmetinde.
Kişiye özel meslek seçimi
Adayların puanlarının değerlendirilmesinin
yanı sıra uzmanlar, öğrencilerin kişisel eğilimleri, zevkleri, karakter özellikleri ile
seçmek istedikleri bölümler arası uyumu
değerlendiriyor, iş dünyasının beklentileri
ve mezuniyet sonrası kariyer olanakları
hakkında bilgi veriyor. Adaylar, kendilerini
ağırlayan İzmir Üniversitesi öğrencilerinden üniversitenin eğitim, sosyalkültürel ve sportif faaliyetleri, öğrenci
kulübü etkinlikleri hakkında bilgi edinme
fırsatı buluyor. İzmir Üniversitesi’nin 7
fakülte, 3 yüksekokul, 3 enstitüsünde verilen eğitimler hakkında bilgi almak isteyen
adaylar sorularının yanıtlarına
www.izmir.edu.tr adresi ve 232 246 49 49
numaralı telefondan da ulaşabiliyor.
(HABER MERKEZİ)
Eşler arasında, anne- baba, kayın peder- kayın
valide ilişkileri konusunda bir konferans vermiştim.
Konferansı ayarlarken haklı-haksız meselesinden
ziyade uyumlu olma çerçevesinde hazırlamıştım.
Bundan dolayı biraz baylara, biraz da bayanlara
dikkat etmeleri gereken hususları anlatmaya, her
iki cenahın da genel yanlışlarına değinmeye
çalıştım.
Sonra duydum ki Erkekler birbirlerine:
“Hoca bayanlara dikkat etmeleri gereken hususları saydı. Eşlerinize söyleyin de hocayı üzecek
bir şey söyleyen olmasın” demişler.
Bayanlar da birbirlerine:
Hoca erkeklere dikkat etmeleri gereken hususları
saydı. Eşlerinize söyleyin de hocayı üzecek bir
şey söyleyen olmasın” demişler.
Yani benim erkeklere söylediklerimi erkekler,
kadınlara söylediklerimi de kadınlar üzerlerine almamışlar.
Herkes karşı tarafa söylediklerimi iyi dinlemiş,
kendilerine söylenenlere kulaklarını ve kalplerini
kapatmışlar.
Şimdi Türkiye üzerinde felaketler dolaşıyor.
Meteorojiciler, “1971’den beri böyle kuraklık
görülmedi” dediler. Çok yerlerde yağmur duasına
çıkıldı.
Soma faciası yaşandı.
Depremler meydana geldi.
Şimdi de sel felaketi şehirlerin altını üstüne getirdi.
Demek ki Allah’ın gayretine dokunan bir zulüm
var. Mazlumlar durumlarını Allah’a havale etmişler ve o havale Arş’a ulaşmış.
Felaketler üst üste geliyor.
O zaman herkesin yapması gereken, “Acaba bu
felaketler benim yanlışlarım yüzünden mi
oluyor?” deyip kendisini hesaba çekmek, hatalarından istiğfar edip yaptığı zulümlere son vermek ve Allah’ın bu felaketleri üzerimizden
kaldırması için duaya durmaktır.
Çünkü musibetler geldiğinde yalnız zalimlere
uğramaz. Herkesi yakar.
Sadece zalimlere musibet gelseydi imtihan ortadan kalkardı.
Allah’ın Kur’an- Kerim’de koymuş olduğu
hüküm bu.
“Öyle bir fitneden sakının ki yalnız zalimlere isabet etmekle kalmaz. Hepinize gelir.” Enfal suresi
ayet: 25)
KARABAĞLAR BELEDİYESİ FARKINDALIK YARATACAK
İKTİSAT BİLİMSEL YAYINDA
İZMİR EKONOMİ FARKI
zmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Ekonomi
Bölümü, iktisat bölümü bilimsel yayın başarı
sıralamasında Türkiye’de ilk 10 üniversite
içinde yer alarak, büyük bir başarıya imza attı.
RePEc (Research Papers in Economics) Organizasyonu tarafından yapılan çalışmada, Türkiye’den 609 akademisyen ve iktisatçının yayınlarına
yer verilirken, İEÜ Ekonomi Bölümü 196 yayın
ve 107 akademik çalışmayla 7. sırada yer aldı.
İEÜ Rektörü Prof. Dr. Oğuz Esen, kendisinin de
kuruluşundan itibaren 7 yıl bölüm başkanlığını
yürüttüğü Ekonomi Bölümü’nün başarısının
tesadüf olmadığını belirterek, “Genç ve dinamik,
gündemi yakından takip eden bir akademisyen
yapımız var. Alanlarındaki bilgi birikimleriyle
yaptıkları yayınlar dünya genelinde dikkat
çekiyor” dedi. İEÜ Ekonomi Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Ayla Oğuş Binatlı, RePEc Organizasyonu’nun ekonomistler tarafından kurulduğunu
Amerika ve Avrupa’daki yayınları yakından
takip ettiğini söyledi. Organizasyonun dünyada
13 bin bölüm ve 40 bin 970 iktisatçının yayınlarını takip ettiğini ifade eden Prof. Dr. Binatlı,
“Tüm dünyanın saygınlığını kazanmış, ekonomi
alanında 1 milyon 500 bin tam metin elektronik
yayın sunan açık erişim kaynağı RePEc’de,
Türkiye’den 218 üniversite ve kurumdan 609
akademisyen ve iktisatçının yayınlarına yer veriliyor. Bu arşivde yer alan yayınlara göre bölümler ve akademisyenler sıralamaları oluşturuyor.
Türkiye’deki en iyi 10 Ekonomi Bölümü sıralamasında İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi
Bölümü’nün Türkiye’nin en iyi 7. Ekonomi
Bölümü olarak yer alması bizi haklı olarak gururlandırıyor” diye konuştu.
yaptı. EÜ Yayın Üst Kurulu bir yıl içerisinde almış
olduğu 110 karar kapsamında EÜ Kitap Satış
Bürosu aracılığıyla 12bin 224 adet eser satıldı. Bu
uygulama Türkiye üniversiteleri içerisinde tek
model olarak sadece EÜ’de bulunmaktadır. EÜ
Kütüphanesi kendi öğrencisi ve araştırmacısının
çalışmasını basan ve Türkiye genelinde yayan tek
kütüphanedir ” diye konuştu.
DOĞRUDAN BAKIŞ
Mustafa
ARSLAN
KÜTÜPHANEYE BÜYÜK BAĞIŞ
Çetinkalp, çeşitli yollarla kaynak oluşturduklarını ancak isteyen kişinin de bireysel kitap
bağışlarını kabul edebileceklerini belirterek iki
sene önce emekli olan üniversite hocalarımızdan
Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 17bin 280 kitap
bağışlaması takdirle karşılandığını ve bu bağışın
22bine’e kadar ulaşacağını ifade etti. Çetinkalp,
kitap bağışının EÜ amacına uygun olması gerektiğini, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin araştırmalarına kaynak olduğunu vurguladı. Bağış
konusunda ise EÜ Mezunları Derneği’nin çalışmalarının kendilerini mutlu ettiğini belirtti.
Kütüphanesi, Devlet Türk Musikisi Konservatuarı
Müzik Kütüphanesi Arşivi kütüphane katalogunda
hizmet veriyor. Önümüzdeki günlerde de Klasik
Müzik İhtisas Merkezi açılarak tamamen dijital
veri tabanlı hizmet verecek” dedi.
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
H
Körfez Dershaneleri
TEOG'da üç Türkiye
şampiyonu çıkardı
Körfez Dershaneleri, LYS’nin ardından Temel
Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı
(TEOG)'nda da başarı geleneğini bozmadı. Körfez öğrencileri Arda Efe Köseler, Yiğit Saygılı
ve Başak Önder, TEOG 1 ve 2 sınavlarında
bütün soruları doğru cevaplayıp 6, 7 ve 8. sınıf
yıl sonu 100 ders ortalaması elde ederek, 500
tam puanla Türkiye şampiyonu oldu. Körfez’in
sekiz öğrencisi, her iki TEOG sınavında bütün
soruları doğru cevaplayarak önemli bir başarının
altına imza attı. TEOG 1 sınavında 39, TEOG
2’de ise 64 Körfez öğrencisi, bütün sorulara
doğru cevap verdi. Körfez Dershanesi öğrencileri Melda Çetinkaya, Nidanur Sinanoğlu, Öykü
Özbek, Kerim Furkan Kadağan, Furkan Akgün,
Ahmet Enis Işık, Sedanur Taşkoparan ve Ezgi
Gürel de girdikleri her iki TEOG sınavında
bütün soruları doğru cevapladı. Başarılı öğrenciler, Körfez Yayınları Genel Müdürü Halit
Dağcı tarafından altın, akıllı telefon ve Ipad ile
ödüllendirildi. Türkiye şampiyonu öğrenciler,
başarılarında dershanelerinin çok büyük payı
olduğunu söyledi. Körfez Dershanesi Genel
Müdürü Hakkı Erten de yaptığı açıklamada,
“Körfez Dershaneleri, 28 yıldır eğitim ve öğretime Ege Bölgesi ve İzmir’de aralıksız devam
etmektedir. Her yıl eğitim öğretim sezonuna
Türkiye birincileri çıkarma parolasıyla başlayan
Körfez Dershaneleri, geçmiş yıllarda olduğu
gibi bu yıl da hem LYS hem de TEOG sınavında Türkiye birincileri ve Türkiye şampiyonları çıkararak adından bir kez daha söz
ettirmiştir. Kısa süre önce açıklanan 2014 LYS
sonuçlarına göre bir öğrencimiz Türkiye 1.’isi,
iki öğrencimiz Türkiye 3.’sü, bir öğrencimiz de
Türkiye 4 ve 6.’sı olarak büyük bir başarıya
imza atmıştı.” dedi. Geçen yıl ilköğretimlerde
sınav sistemi değişikliğine gidildiğini hatırlatan
Erten, “Buna göre öğrencilerimiz, bir ve ikinci
dönemlerde altı temel branştan toplam 12 sınava
girmişlerdir. Yapılan bu sınav sistemi değişikliğinde Körfez Dershaneleri, sınav sistemleri ne
kadar değişirse değişsin başarının adresinin
değişmeyeceğini bir kez daha ispatlamış oldu.”
diye konuştu. (CİHAN)
alkın yararına pek çok projeyi hayata geçirmeye
hazırlanan Karabağlar Belediyesi, sosyal
belediyecilik alanında da hazırladığı projelerle
farkındalık yaratacak. Yaşlılara, gençlere, kadınlara ve
engellilere yönelik hazırlanan projelerle Karabağlar
halkının yaşamının daha da kolaylaştırılması, halkın
sosyal yaşamla bütünleşmesi amaçlanıyor. Söz konusu
projelerde ilçede yaşayan yaşlılara yönelik bakım ve
yardım faaliyetleri hayata geçirilecek. Yaşlı vatandaşların evlerine periyodik olarak ekipler gönderilerek ihtiyaçları karşılanacak. Kimsesi olmayan,
kendine bakamayacak durumda olan yaşlıların
tırnak kesimi, tıraş, banyo gibi kişisel temizlikleri belediye ekipleri tarafından yapılacak.
Ekipler ayrıca, yemeklerin pişirilmesine
yardımcı olacak ve onların sağlık problemleriyle ilgilenecek. Yaşlıların dışında kadınlar, gençler, çocuklar ve engellilere yönelik
de birbirinden ilginç projeler var. Karabağlar
Belediyesi, 480 bin nüfuslu ilçenin sosyal
kültürel yapısını dikkate alarak birbirinden
farklı projeleri hayata geçirecek. Özellikle
çocuklara, yaşlılara, gençlere, kadınlara ve
engellilere yönelik çalışmalara önem verilecek. Belediye ekipleri, halkın sosyal hayata
aktif katılımını sağlamak için gerekli desteği
sağlayacak. Karabağlar’ın kentsel dönüşümün yanı
sıra sosyal, kültürel dönüşüme ve desteğe de ihtiyaç
duyduğunu dile getiren Karabağlar Belediye Başkanı
Muhittin Selvitopu söz konusu çalışmalarla halkın
yaşamını kolaylaştırmayı amaçladıklarını söyledi.
Sosyal belediyecilik alanında da deneyimli bir kadro
oluşturduklarını, bu bağlamda Sosyal Yardım İşleri
Müdürlüğü’nü kurduklarını belirten Selvitopu, ilçede
gerçek ihtiyaç sahiplerinin tespit edileceğini ve yardımların düzenli yapılacağını ifade etti. Selvitopu, “İlçemizde çocuklara, gençlere, yaşlılara, kadınlara ve
engellilere özellikle önem veriyoruz. Onların
ihtiyaçlarını, sıkıntılarını gidermek ve mutlu yaşamalarını sağlamak için çeşitli projelerimiz var. Bu
dönem Gıda Bankası ihtiyaç sahiplerinin yine yanında
olacak. Maddi durumu olmayan insanlara buradan
erzak, giysi ve ev eşyası konusunda doğrudan desteklerimiz olacak. Gerçek ihtiyaç sahipleri tespit edilerek
yardımları evlerine
götürülecek.”
dedi. Yaşlılara bakılacak, kadınlar sosyalleşecek
İlçede yaşayan yaşlılara yönelik bakım ve yardım
faaliyetlerini hayata geçireceklerini, yaşlıların evlerine
periyodik olarak ekipler gönderip ihtiyaçlarının
karşılanacağını vurgulayan Selvitopu, “Seçim döneminde ve belediye başkanı seçildikten sonra da ilçemizde yaşlıların bakımı konusunda bize talepler
geliyordu. Bunları dikkate alarak kimsesi olmayan,
kendine bakamayacak durumda olan yaşlılarımızın tırnak kesimi, tıraş, banyo gibi kişisel temizlikleri bizim
ekiplerimiz tarafından evlerine gidilerek yapılacak.
Yemekleri yapılacak ve sağlık problemleriyle ilgilenilecek.
Ayrıca bizim ilçemizde oturan ama denizi hiç
görmemiş ev kadınlarımız var. Onların sosyalleşmesi
için vapur gezileri, piknik, müze gezileri gibi etkinlikler
düzenleyeceğiz. Ayrıca semt merkezlerimizde açtığımız
kurslarla kadınlara yönelik hobi ve meslek edindirme
kurslarımız da var. İlçemizdeki kadınlar bunlara
katılıp boş vakitlerini güzel bir şekilde değerlendirebilirler.” diye konuştu.
Engelliler, gençler ve çocuklar da unutulmadı
Başkan Selvitopu bu çalışmalar kapsamında
çocukları, gençleri ve engellileri de unutmadıklarını, onların hayatlarını güzelleştirecek çok
sayıda çalışma yaptıklarını da belirterek şunları
söyledi, “İlçemizde engelli nüfusu çok fazla.
İlçemizde yaklaşık 50 bin engellinin bulunduğunu göz önünde bulundurarak Engelli
Danışma Merkezimizin çalışma alanını genişlettik.
Sosyal becerilerinin arttırılmasına yönelik
spor, hobi ve mesleki eğitim kurslarımızın yanı sıra
toplumsal hayatta aktif rol alabilecekleri etkinliklerimiz var. Ayrıca, engellilerin ve ailelerinin sorunlarına
yönelik danışmanlık hizmetlerimiz de öncelikli çalışmalarımız arasında yer alıyor. Tüm engellilerimizi
belediyemizin düzenlediği etkinliklere katılmasını istiyoruz. Çocuk ve gençlerimize yönelik ise, spor ve
kültürel faaliyetlerimiz yıl boyunca devam ediyor.
Spor tesislerimizde profesyonel kadroyla çocuklara
ve gençlere yönelik çeşitli branşlarda eğitim veriyoruz.
Ücretsiz yaz ve kış kursları, masal okuma etkinlikleri,
kültürel geziler, tiyatro, enstrüman dersleri, okula
yardımcı kurslar, koro çalışmalarıyla da çocuklarımızın
ve gençlerimizin kültürel ve sosyal hayatına ciddi katkı
sağlanıyor.” (HABER MERKEZİ)
K
YALI’DAKİ
STAT
KRİTERLERE
UYMAZ
arşıyaka Belediye Başkanı
Hüseyin Mutlu Akpınar, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından
Yalı’da yapılması düşünülen yeni
stadyum projesinin UEFA ve FİFA
kriterlerine uymadığını söyledi. Başkan
Akpınar “Zamanında Ali Sami Yen için
gösterilen hassasiyeti, Karşıyaka için de
bekliyoruz. Halk için yapılan hizmetler,
siyasete alet edilmemeli. En doğru yer
Örnekköy” dedi. Belediye meclis
toplantısında konuşan Başkan Akpınar,
stat yapmak kadar, kentin geleceğini iyi
planlama görevlerinin de olduğunu belirterek “Karşıyaka’nın geleceğini iyi
planlayacağız ve geçmişte yapılan
‘kentsel hataları’ tekrarlamayacağız.
Yeni stat konusu, bu yaklaşımımız için
bir dönüm noktasıdır. Örnekköy’ü
sporun merkezi haline getirerek geleceğe ışık tutacağız. Karşıyaka’yı gelecekte daha modern, yaşanabilir ve
konforlu bir kent haline getirebilmek
için en doğru seçeneğin bu olduğuna
inanıyoruz” dedi.
NEDEN YALI’DA OLMAMALI?
Karşıyaka sahilindeki eski stadın
yenilenerek 15 bin seyirci kapasiteli
stadyuma dönüştürülmesinin doğru bir
yaklaşım olmadığını belirten Başkan
Akpınar “Yalı’nın, mevcut planlarda
tanımlı olan saha ölçüleri profesyonel
maçların yapılması için uygun değil.
İhale sürecinde inşaat mevzuatına uyulmadı. Konut alanına denk gelen bölge
15 bin kişilik bir stadyumun yükünü
kaldıramaz. Stat halkın kullanımına açık
bırakılmalı. Yalı’daki stat TFF, UEFA
ve FİFA’nın güvenlik kriterlerine uymuyor. Her 7 kişiye bir otopark ve giriş
çıkışlarda, rakip ile ev sahibi takımın
karşılaşmaması şartı bile sağlanamıyor”
diye konuştu. Örnekköy’de, tamamı
Büyükşehir Belediyesi’ne ait, 53 bin
metrekarelik arazi üzerinde yapmayı
düşündükleri stat projesinin önünde
teknik ve fiziki bir engel olmadığını belirten Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar
“Üstü kapanabilir, en az 16 bin kişilik
bir stadyum, yüzme havuzu ve 3 bin
araçlık otopark ile kulübe gelir getirecek
mağazaları kentimize ve Karşıyaka
Spor Kulübümüze kazandırmak istiyoruz. Örnekköy’deki stat alanımız;
merkeze sadece 10 dakika, otoban girişine ise 2 dakika uzaklıkta. Tenis kortları, yapımı süren spor salonu, yüzme
havuzu, ARKAS yüzme havuzu ve
hemen üstünde de kamp için Yamanlar
Gençlik Merkezi ile tam bir spor üssü
yaratacağız” dedi.
(HABER MERKEZİ)
SAĞLIK-SEN İZMİR ŞUBE YÖNETİMİ HUKUKİ SÜRECİ KAZANDI
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları
Sendikası (Sağlık-Sen) İzmir Şube Başkanlığı'na kayyum atanması konusunda son
sözü Yargıtay söyledi. İzmir 6. iş
Mahkemesi'nde alınan kararı görüşen
Yargıtay üyeleri, Sağlık-Sen İzmir Şubesi'ne kayyum atanmasına gerek olmadığına
hükmetti. Yargıtay'ın verdiği kararı değerlendiren Sağlık-Sen İzmir Şube Başkanı
Op. Dr. Recep Atçı, bazı kişilerin sendika
yönetimini hukuk dışı yollardan genel ku-
rula götürme çabasının Yargıtay'ın hukuk
dersi niteliğindeki kararı ile boşa çıktığını
ifade etti. Hukuki sürecin Yargıtay'ın
söylediği son sözle birlikte şube başkanı ve
yönetimi lehine sonuçlandığını kaydeden
Atçı, artık hukuki zeminde kesin olarak
şube yönetimine kayyum atanmasına gerek
kalmadı.
CEVAPLARINI ALDILAR
Atçı, Sağlık-Sen'in büyümesini iste-
meyen iç mihraklar ile bir takım rakip
sendika yöneticilerinin yerel mahkemede
kayyum kararının verilmesinin ardından
hukuki sürecin tamamlanmasını beklemeden akla hayale gelmeyecek işler peşinde
koştuklarını belirtti. Bu odaklara Yargıtay'ın adeta tokat gibi cevap verdiğini dile
getiren Atçı, "O günlerde sendika şubemiz
işgal edilmeye kalkmıştı. Bir başka
sendikanın yöneticileri ise Sağlık-Sen'in bu
durumundan faydalanmaya kalkmıştı. O
dönemde malum bir rakip sendika tarafından iç işlerimize karışılarak hiç de etik olmayan şekilde üyelerine çekilen bir
mesajda "Sağlık-Sen İzmir yönetimi düştü"
diye bildirilmişti. Şimdi bu mesajı çekenlerden aynı şekilde üyelerine bir mesaj
daha çekmelerini ve Yargıtay'ın verdiği
karar sonrası Sağlık-Sen yönetiminin
hukuki temeller üstünde dimdik ayakta ve
yerinde olduğunu bildirmelerini bekliyoruz" diye konuştu. Sağlık-Sen'in
İzmir'de büyümesini istemeyenlerin, hukuk
dışı yürüttükleri aleyhteki kampanyanın
temel bulamadığını ve Yargıtay'ın verdiği
kararla son bulduğunu belirten Atçı, şöyle
konuştu: Sağlık-Sen'e kayyum atanmasına
sevinenlerin Yargıtay kararı ile buharlaştığını belirten Atçı, kararın Sağlık-Sen'e
karşı mücadele eden tüm gruplara ve bu
duruma müdahil olmak isteyen diğer
sendikalara en büyük cevap olduğunu
ifade etti. (HABER MERKEZİ)
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
10 GÜNCEL HABERLER
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10
2014
Perşembe
97 Temmuz
Şubat 2013
Perşembe
Büyükşehir’in iftar çadırı
Cihan
ÜNAL
[email protected]
Altın
Yumruk;
Köşk
Siyasetin a’dan z’ye içinde olan birisi.
Üniversite yıllarında Milli Türk talebe birliğine
giren,1976 yılında Milli Selamet Partisi Beyoğlu gençlik kolları başkanlığı yapan, devamında MSP İstanbul il gençlik kolları başkanlığına
seçilen bir lider.
Siyasete kısa bir aradan sonra Beyoğlu ilçe
başkanlığı, il MKYK üyeliği yapan ardından
milletvekilliğine adaylığını koyan ve vekil olmaya hak kazanan ancak tercihli oy sistemi neticesiyle YSK tarafından vekilliği iptal edilen bir
lider.
Beklide dönüm noktası olan 1994 yerel seçimlerinde %25 ile İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığına seçilen bir lider.
Özgürlüklerden bahsedilen bir Türkiye’de yıl
1997 Siirt’te bir mitingde Ziya Gökalp’in
Balkan Savaşı için yazdığı asker duasının
değiştirilmiş bir sürümü okuması sebebi ile
yargılanan bir lider.
14 Ağustos 2001 de bir parti kuran ve girdiği
Kasım 2002 seçimlerinde 1.parti olarak partisini
sırtlayan bir lider.
22 Temmuz 2007 de yapılan seçimlerle partisini
2.kez başkanlık koltuğuna yükselten bir lider.
12 Haziran 2011 seçimlerinde 3.kez hükümet
kurma yetkisini partisine kazandıran bir lider.
Dönemlerine damga vurmuş liderleri Sn.
Baykal’ı, Sn. Bahçeli’yi, Sn. Kılıçdaroğlu’nu
ve birçok parti liderini kıskandıracak başarılara
imza atan bu lider şimdi köşk yolunda…
Köşke en yakın isim gibi duran, muhalefetin bir
olup engellemeyi düşündüğü bu lider, partililerin tabiri ile USTA RECEP TAYYİP ERDOĞAN…
Erdoğan köşk seçimleriyle resmen bir altın vuruş yapıp 1976larda başlayan siyasi kariyerini
taçlandıracaktır. Türkiye siyasetinde önemli bir
yeri olan hatta Times dergisinin yaptığı araştırmalarda Atatürk’ten sonra gelen en etkili lider
seçilen Erdoğan köşk için kolları sıvamıştır.
10 Ağustos’ta yapılacak Köşk seçimlerinde
halkın seçiminin siyasetin yıllardır içinde olan,
başbakanlık koltuğunu yıllarca emanet ettiği ve
her seçimde oylarını yükselten, hizmetleriyle
damga vurmuş birini seçmesi kesin gibi
gözüküyor.
Yani Recep Tayyip Erdoğan’ın Altın Yumruk
olarak adlandırdığım zafer seçimi ile siyasi
kariyerinin zirvesinde yer alacağı
düşüncesindeyim.
Ülkemiz için hayırlara vesile olsun…
Renklerimiz ne olurla olsun tek derdimiz vatan
olsun…
ÇİFTE BAKAN AĞIRLADI
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, iftarlarını
Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin çadırında vatandaşlarla birlikte yaptı
D
enizli Belediyesi’nin 11 ayın sultanı Ramazan ayında geleneksel olarak kurduğu iftar
çadırı, her gün orucunu açmak isteyen misafirlerle dolup taşarken, bu kez iki Bakanı
ağırladı. Bir dizi inceleme ve açılış yapmak
üzere Denizli'ye gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, eşleri Mine Bozdağ ve
Ayşen Zeybekci, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, eşi Nurtaç Demir, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Zolan ve eşi Berrin Zolan, AK Parti Denizli Milletvekili
Bilal Uçar, Nurcan Dalbudak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil ve çok sayıda davetli her gün 5 bin kişinin orucunu açtığı iftar çadırına geldi. İşadamı Orhan
Abalıoğlu'nun üstlendiği sofrada, iftar yapan protokol üyeleri vatandaşlarla bir süre sohbet etme imkanı buldu.
Denizli’ye yıldız yağmuru
Öte yandan Denizli Büyükşehir Belediyesi Ramazan
etkinlikleri kapsamında birbirinden ünlü konukları da Denizlililerle buluşturuyor. Etkinlikler kapsamında İncilipınar
Parkı’nda ünlü komedyen Yavuz Seçkin geceyi kahkahaya
boğarken Adalet Parkı’nda ise Türk Tasavvuf Musikisi’nin
güçlü sesi Ahmet Özhan, seslendirdiği eserler ile izleyenleri mest etti.
Denizli Büyükşehir Belediyesi Ramazan süresince her
akşam İncilipınar Parkı ve Adalet Parkı’nda farklı bir etkinlikte Denizlilileri bir araya getiriyor. Büyükşehir Belediyesi etkinlikler kapsamında birbirinden ünlü konukları
da Denizlililerle buluşturuyor. Cuma akşamı gerçekleştirilen etkinliklerde İncilipınar Parkı’nda ünlü komedyen Yavuz Seçkin geceyi kahkahaya boğarken Adalet Parkı’nda
ise Türk Tasavvuf Musikisi’nin güçlü sesi Ahmet Özhan,
seslendirdiği eserler ile izleyenleri mest etti.
Her iki noktada binlerce kişinin izlediği etkinliklere
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’da katıldı. İlk olarak İncilipınar Parkı’na giden Başkan Zolan
vatandaşların yoğun sevgisiyle karşılandı.
Günün yorgunluğu İncilipınar Parkı’nda atıldı
Tiplemeleri ve taklitleriyle Türk televizyonlarının en sevilen şovmenlerinden biri olan 1001 surat Yavuz Seçkin’in
stand-up gösterisi parkı dolduranlara keyifli anlar yaşattı.
Ünlü komedyen Yavuz Seçkin, yaptığı taklit ve esprilerle
izleyenleri kırdı geçirdi.
Canlandırdığı tiplemeler ve yaptığı zeka dolu esprileriyle
Denizlilileri kendisine hayran bırakan Yavuz Seçkin, gösteri sonunda Başkan Zolan’ı sahneye davet etti.
Seçkin kendisini Denizli’ye davet ettiği ve Denizlililer
ile buluşturduğu için Başkan Zolan’a teşekkür etti. Konuşmasına herkesin Ramazan’ını kutlayarak başlayan Başkan
Zolan ise böylesi keyifli bir gösteri ile geceye renk kattığı
için Seçkin’e teşekkür etti. Seçkin’in sergilediği sahne performansı ile parkı dolduran herkesin günün yorgunluğunu
attığını dile getiren Başkan Zolan, sanatçıya günün anısına
bir plaket takdim etti.
Ahmet Özhan mest etti
Başkan Zolan’ın bir sonraki durağı ise Adalet Parkı oldu. Türk Tasavvuf Musikisi’nin güçlü isimlerinden Ahmet
Özhan, burada sahne alarak izleyenleri mest etti. Sanatçı
Özhan, birbirinden güzel
eserleriyle tasavvuf musikisine gönül verenlere
uzun süre unutamayacakları güzellikte bir müzik
ziyafeti sundu. Konser
sonrası sanatçı Özhan,
şenliğe gelenlerce uzun
süre ayakta alkışladı. Sahneye davet edilen Başkan
Zolan burada da herkesin
Ramazan’ını kutladı ve
konuşmasında birlik ve
beraberlik mesajı verdi. Başkan Zolan, sanatçı Ahmet Özhan’ı Denizli’de görmekten duyduğu memnuniyeti dile
getirerek ‘Ramazanınız mübarek olsun. Tutmuş olduğunuz
oruçlar kabul olsun. Sanatçımız Ahmet Özhan’ı tekrar Denizli’de görmekten büyük mutluluk duyuyorum. Sanatçımızın sesiyle ruhumuz gönlümüz bir başka boyuta geçti.
Allah kendisinden razı olsun” dedi.
Tekrar Denizli’de olmaktan dolayı memnuniyetini dile getiren Ahmet Özhan, Denizli’ye her gelişinde büyük bir misafirperverlik gördüğünü dile getirerek Başkan Zolan’a teşekkür etti. Başkan Zolan daha sonra sanatçıya plaket takdim etti. (HABER MERKEZİ)
EROĞLU GEDİZ’DEKİ
TOBB’da Avrupa Birliği İş Geliştirme SATIŞI DOĞRULADI
Merkezleri (ABİGEM) Paneli yapıldı
A
vrupa Birliği Türkiye İş Geliştirme Merkezleri (ABİGEM) Ağının Genişletilmesi
Projesi kapsamında, ''Odalar ve
Borsaların Kaliteli İş Hizmetleriyle Rekabet Gücü
Nasıl Geliştirilebilir?'' konulu konferans, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Panelde konuşan Denizli Ticaret Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Necdet Özer, ABİGEM’lerin
bölgelerinde öncelikle KOBİ ölçeğindeki işletmeler olmak üzere,
tüm firma ve kuruluşlara rekabet
güçlerini ve sürdürülebilirliliğini
arttırmak amacıyla faaliyet gösteren kuruluşlar olarak Türkiye
sosyo-ekonomik yapısı içinde
yerlerini aldıklarını ifade ederek,
“ABİGEM’ler ilk başlarda kuruldukları ilde, sonrasında, bölgelerindeki diğer illerde yürüttükleri
girişimcilik eğitimleri, girişimcilere rehberlik konularında odaların
ve borsaların doğal danışma birimleri haline gelmişlerdir. Bu
yaklaşım ile ABİGEM’ler; odaların
ve borsaların üyelerine dönük
hizmet yelpazesini geliştirmiştir.
KOBİ’ler ve girişimciler başta olmak üzere iş hayatındaki kişi ve
kurumlara eğitim ve danışmanlık
hizmeti sunmuştur. Sunulan bu
eğitim ve danışmanlıkların artan
kalitesi, diğer il ve ilçelerdeki eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin
kalitesini üst seviyelere
çekmiştir.” diye konuştu.
Denizli ABİGEM’in çalışmalarıyla ilgili
bilgiler aktaran Özer,
şunları söyledi: “Denizli
ABİGEM kurulduğu günden bu yana;
Denizli, Muğla,
Aydın, Antalya, Burdur, Kırıkkale, Kırşehir,
Nevşehir, Aksaray, Niğde, Van ve
Hatay illerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti sunmuştur. Pencere Projesi olarak, Pamukkale
Üniversitesi bünyesinde faaliyet-
lerini sürdüren ‘Pamukkale Üniversitesi Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve
Araştırma Merkezi’nin kuruluşuna öncülük etmiştir. Denizli’de
yerelde faaliyet gösteren firmalarımıza kurumsallaşma, markalaşma ve dışa açılamaları konusunda bilgi ve danışmanlık hizmeti
sunmuştur. Denizli Ticaret Odası’nın 2009-2013 ve 2013-2016
Dönemi Stratejik Planları Denizli
ABİGEM’in danışmanlığında hazırlanmıştır. Yine Denizli Ticaret
Odası’nın, ilin girişimcilik potansiyelini attırmak amacıyla düzenlediği, KOSGEB destekli girişimcilik eğitimleri Denizli ABİGEM tarafından verilmiştir.”
Özer, KOBİ’lerin geleceği için
ABİGEM’lerin önemli olduklarını,
bu kurumların Türkiye’ye kazandırılmasına öncülük eden TOBB’a
teşekkür ederek, sözlerine son
verdi. (HABER MERKEZİ)
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel “Kamudan Satılık Doğa” haberi ile gündeme gelen Gediz deltasındaki satışı Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na sordu. CHP’li Özel
TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, Gediz
deltasının Ramsar ve Bern Sözleşmeleri kapsamında uluslararası koruma altına alındığını kaydederek, Gediz deltasında 18 bin dönüm arazinin, 55 bin metrekare tuz azmağının ve 231 bin
metrekarelik tarlanın Özelleştirme İdaresi tarafından satılığa çıkarıldığını kaydetmişti.
GEDİZ DELTASINDAKİ SATIŞ DOĞRU MU?
CHP’li Özel soru önergesinde Bakan Eroğlu’ndan şu sorulara yanıt istemişti:
“Mevzuata göre üzerinde herhangi bir yatırım
yapılaması mümkün olmayan Gediz Deltasının belli bir bölümünün Özelleştirilme İdaresi
tarafından satılığa çıkartıldığı iddiaları doğru
mudur? Doğru ise üzerinde herhangi bir yatırım yapılamayacak olan Gediz Deltasının belli bir bölümünün satılmasının amacı nedir ve
bu satış hangi tarihte gerçekleşmiştir? Bu iddialar doğru ise Gediz deltasının ilgili bölümünü satın alan kişi veya kurumlar kimlerdir? Sulak Alanlar Yönetmeliği ile, Gediz
Deltası da dahil olmak üzere tüm sulak alanlarda yatırımların önünün açılması mı düşünülmektedir?”
BAKAN EROĞLU ÖZEL’İN SORU
ÖNERGESİNİ YANITLADI
CHP’li Özgür Özel’in soru önergesine
Bakan Eroğlu’ndan yanıt geldi. Gelen cevapta Eroğlu İzmir Kuş Cenneti’nin (Gediz
Deltası) 90.800 hektar alan büyüklüğünde
olup, 1. Derece Doğla Sit Statüsünde olduğunu kaydetti. Eroğlu verdiği yanıtta şunları söyledi: “Gediz deltası Koruma Bölgesi
sınırları içerisindeki 15.849 hektar alanlık
kısım ormanlık alan, 21.750 hektarlık alan
Hazine arazisi niteliğinde olup, yaklaşık
55.000 hektar alan özel mülkiyete aittir.
Koruma bölgeleri içerisinde ayrıca Çiğili,
Foça ve Menemen ilçeleri arasında yer
almaktadır. Dolayısıyla Gediz Deltası ve çevresinde doğa ile insan faaliyetleri iç içe geçmiş durumda olup, özel mülkiyet olan arazilerde alımsatım yıllardan bu yana yapılmaktadır ve bu
alanlar üzerinde yapılacak faaliyetler Bakanlığımız iznine tabiidir.”
BAKAN EROĞLU GEDİZ’DEKİ
SATIŞI DOĞRULADI
Veysel Eroğlu CHP’li Özgür Özel’in soru
önergesine verdiği yanıtta Gediz’de yaklaşık
5000 hektar alan büyüklüğündeki tuzlaların Tekel AŞ.’ye ait olduğunu ve bu tuzlaların flamingolar için en önemli beslenme ve üreme alanı
olduğunu kaydetti. Bakan Eroğlu verdiği yanıtta
Gediz’de satıldığı iddia edilen bölgeden şu cümlelerle bahsetti:
“Tuzlalar içerisinde bulunan müştemilatın kullanım hakkının özel bir kuruma verilmesi alanın
bölgedeki ekolojik dengesini etkilemeyecektir.
Zira alanın olumsuz etkilenmesine sebep olabilecek her türlü faaliyete Bakanlığımız mer-i
mevzuat çerçevesinde izin vermeyecektir. Özelleştirme İdaresinin ihalesi sonucunda tesislerin
kullanım hakkını alacak kişi veya kurum yalnızca Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında Bakanlığımızca izni verilebilecek faaliyetleri yapabileceklerdir.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan CHP’li Özgür
Özel Bakan Eroğlu’nun soru önergesine verdiği
yanıtta bir iddia olarak gündeme gelen Gediz’deki satışı doğruladığını kaydederek şunları
söyledi: “Bakan Eroğlu’nun Gediz Deltası satışına ilişkin soru önergeme verdiği yanıtta öyle
bir cümle var ki, aslında her şeyi açıkça ortaya
koyuyor. Sayın Eroğlu Gediz içerisindeki bir
müştemilattan bahsediyor ve buranın kullanım
hakkının özel bir kuruma verilmesinin alandaki
ekolojik dengeyi olumsuz etkilemeyeceğini belirtiyor. Ama yanıt bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde eksik bırakılmış, dolambaçlı cümlelerle
ifade edilmiş. Bu müştemilatın nasıl bir bölge
olduğu, cinsi, kim tarafından, hangi amaçla kullanılacağı ise yanıtlanmamış.
(HABER MERKEZİ)
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
10
2014
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
Perşembe
Halkın oyunu hesaba
almadan seçime gidilir mi?
Mehmet
BARLAS
SABAH GAZETESİ
Sade şirketlerin değil siyasi partilerin de kendilerini yenilemeleri ve güne uyumlu hale gelmeye
çalışmaları kaçınılmaz bir gerektir... "Yeni
Türkiye"yi anlamakta zorlanan bazı siyasi partilerin
sözcüleri siyasi rekabeti hala bir rejim kavgasına
dönüştürmeye çalıştıklarına göre, demek ki bu yenilenme ihtiyacı gündemin öncelikli maddeleri
arasında bulunuyor.
Siyaseti "Hizmet etmek" değil de "Kavga etmek"
mesleği zanneden ve hepimizi bıktığı nefret
söylemlerini seslendiren siyasetçilere, kendilerini
yenilemeleri konusunda yardımcı olacak isimlerden
biri de yönetim kuramcısı Peter Drucker olabilir.
Örneğin Drucker "Yeni Örgütler Toplumu"nu yorumlarken, değişimi ve yenilenmeyi ihmal edenlere şu yöntemleri önerir:
Şimdi ne yapacağız?
Her örgüt değişimin yönetimini kendi yapısının
içine yerleştirmelidir. Birincisi her örgüt, yapmaya
alışık olduğu her şeyi terk etmeye hazır
olmalıdır.Yöneticiler her süreçte "Bugün bildiklerimizi geçmişteki o zaman bilseydik, buna gene
başlar mıydık" sorusunu sormalıdırlar. Eğer bu
sorunun cevabı "Hayır" ise, örgüt o zaman "Öyleyse şimdi ne yapacağız" sorusuna cevap aramalıdır.
Diyelim ki çok köklü ve hatta Cumhuriyet'le
yaşıt bir siyasi partinin yönetimindesiniz... Bu partinin söylemlerini ve siyasete bakış açısını yenileyip
değiştirdiğiniz takdirde, partinin tabanından kopup
eriyeceğini düşünebilirsiniz. Oysa bu partinin
görünümünü korumak ile partiyi günün gerçeklerine uyumlu kılmak birbirlerine zıt şeyler değildir...
Görüntü aynı olsa da...
Drucker burada da şu örneği verir:
2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD ordusu
kadar görüntüde aynı kalmış bir örgüt
görülmemiştir. Üniformalar, rütbeler aynıdır. Ama
biliyoruz ki, silahlar, askeri doktrinler ve kavramlar
yanında ordunun örgütsel yapısı, komuta biçimi, ilişki ve sorumluluk ilişkileri hızla temelden
değişmiştir.
Bir muhalefet partisinin yöneticisi olduğunuzu
düşünün... 2014 yılında da Cumhurbaşkanı'nın
1970'ler veya 80'lerdeki yöntemlerle belirleneceğini
düşünebilir misiniz? Halkın oyu ile seçilecek bir
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
cumhurbaşkanı modeli söz konusuyken, bir parti
yönetiminin tabanın eğilimlerini hiç sorgulamadan
belirlediği bir adayın, halkın önüne hiç çıkmadan
seçilmesi mümkün olabilir mi?
Yanlış yöntemler
Özetle, "Çağdaş ve ileri" olmak rakiplere hakaret
ederek, seçmenler yerine yargıçlara güvenerek, dini
inançlara saygılı olmak yerine dini inançları çıkar hesaplarına alet eden örgütlerle içli dışlı olarak
gerçekleşmiyor.
Bu açıdan baktığınızda 2'nci Dünya Savaşı'nın
bittiğinden habersiz uzak okyanus adalarında düşmanın gelmesini bekleyen Japon askerleri, bizim
bazı siyasetçiler için, Drucker'in sunduğu çözümlerden daha ilgi çekici modeller oluşturmuyor mu?
Oysa Japonların "Kaizen" denilen ve değişime
uyumun kurallarını formüle eden felsefeleri model
alınsa, sosyo-politik yaşamımız çok farklı olurdu.
Kaizen modelinde her kuşak kendi başarısını
geliştirmenin yollarını sonraki kuşağa öğretir... Bir
ürün ya da hizmet her iki yılda bir bütünüyle yenilenir hatta değiştirilir. "Buluşçuluk" (İnnovasyon)
sistemli süreç haline getirilir.
Kısacası gelişmiş insanlığın gündeminde böyle
konular da var. 09.07.2014
Abdurrahman
DLPAK
YENİ AKİT GAZETESİ
Kriz iyi (mi) dir!
Kriz kötüdür! Sanki bu doğru bir tesbit gibi geliyor insana.
Oysa kriz aynı zamanda “fırsat” anlamına da gelir.. Kriz yenileni
ezer, onu yöneteni ise yüceltir.. İstihbarat örgütleri, krizleri bastırmak için değil, yönetmek için vardır..
Bir gerilla, üzerine gelen bir tankı imha etmeye, vurmaya
çalışır.. Bir istihbaratçı ise, o tankı kullanan kişinin telsiz bağlantısını ele geçirip, onu kendi düşmanına karşı kullanmaya, çalışır..
Bu anlamda istihbarat örgütleri “Terör örgütleri”nin ortadan
kaldırmak değil, kontrol etmek, yönetmek isterler..
Belki de bu tür örgütlerin tasfiye edilememelerinin, giderek
güçlenmelerinin sebeblerinden biri de budur..
Bu tür örgütler içinde birçok düşman unsurun kullandığı ajan
“kardeşçe” (!) bir arada bulunur.. Birbirilerini bilseler de tavırları
pek değişmez..
Bu tür örgütler gizlilik esası üzerine faaliyet gösterir, bu gizlilik, öncelikle de örgütün saf militanlarının gerçeğin farkına
varmalarının önündeki en büyük engeldir.. Bu gizlilik kuralı,
aynı zamanda örgüt içindeki istibaratçıların daha kolay faaliyet
göstermelerini sağlar.. Zaten silah ve gizlilik varsa, infazlar
peşinden gelir..
Hem kendi elemanınızın kafasına sıkar, sonra da onu “devrim
şehidi” ilan edersiniz.. Kahramanlaştırırsınız.. Bir ölümü bahane
yapıp, başkalarını cezalandırmak için de bunu vesile yapabilirsiniz..
Bizim bölgemizde, öncelikle 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar
yapılarının değiştirilmesi bekleniyor. Bunu normal şartlarda yapamazlar. Onun için krize ihtiyaçları var.. Ama siz kriz çıkartırsanız oklar size yönelecektir. Onun krizi rakibiniz olan birinin
üzerinden çıkartmalısınız. O zaman sureti haktan gözükerek,
düşmanlarınızı birbirine karşı kışkırtmalısınız.. Onların güç ve
enerjilerini birbirine karşı kullanmalarını sağlamalısınız.. Sonra
da olanları abartılı bir şekilde dünyaya ilan etmelisiniz ki, o
çevrelerde umutsuzluğa, hayal kırıklığına sebeb olsun..
Kim yorulur, yenilmeye doğru giderse onlara yardım edeceksiniz ki, daha çok birbirlerini yesinler.. Silah vereceksiniz,
para vereceksiniz, istihbarat sağlayacaksınız.. Media desteği
vereceksiniz..
Bunun için marka krizler üreteceksiniz ki, her sene bir vesileniz olsun.. Ses getiren eylemlere imza atmalarını sağlayacaksınız ki, kendi aralarında liderlik mücadelesini tetikleyeceksiniz..
Bu tür yapıların kontrolden çıkmasını engellemek için dengelere
dikkat edeceksiniz..
Halkın belli bir kesiminin öfkesini büyütürken, belli bir kesiminin desteğini almak için bir şeyler yapacaksınız..
Biraz kehanet, biraz gerçeküstü yorumlarla işi süslemelisiniz
ki, insanlar maddi ve manevi tatmine erişsinler.
Biraz komplo katacaksınız işin içine ki, kim neye inanacağını
şaşırsın. O zaman daha iyi yönetirsiniz..
Elinizde hep iki şey duracak: Havuç ve sopa.. “Hangisini
yemek isterlerse” onu göstereceksiniz..
Bu işlerde sonuçta kim daha akıllı, kim daha cesur ve kim daha dürüstse o kazanır genellikle.. Başkalarının başlattığı bir
hareketi siz ele geçirebilirsiniz..
Afgan direnişini hatırlayın, Mısır’a, Libya’ya bakın..
Özal’ın ANAP’ının haline bakın.. Özal’a bakın. Nasıl başladı
ve nasıl noktalandı hayatı..
Üniversiteyi görmeden
sakın karar vermeyin!
Abbas
GÜÇLÜ
MİLLİYET GAZETESİ
Yüz binlerce gencin geleceği, şu günlerde yapacağı tercihe bağlı.
Hangi üniversiteye, hangi mesleğe yönelirse, oraya girecek, bitirdikten sonra da, eğer şansı yaver
giderse iş bulup, o yolda ilerleyecek.
İyi bir gelecek için, iyi bir eğitim olmazsa, olmazların başında geldiği için hemen herkesin hedefi,
olabilecek en iyi üniversiteye girmek ve hem kendisine yakın hem de geleceği olan en iyi mesleği
seçmek.
Peki bugünkü ortamda bu mümkün mü?
Evet demek çok zor. Çünkü, bırakın üniversiteyi
kazanamayanları, kazanların yarıdan fazlası mutsuz...
Üniversiteye girişte 30 tercih hakkı var. İlk 10 tercihten sonrasına girenler, ya gelecek yıl bir kez daha sınava giriyor ya da mutsuzlar kervanına
katılıyorlar. Ve bunların oranı da, tahminlerin çok
üzerinde...
Şişirilmiş kontenjanlar
YÖK ne için var? Tıpkı futbol federasyonu gibi
hem sektörü geliştirecek, hem de adil kurallar koyarak düzeni sağlayacak. Ama ne onu yapıyor ne
de diğerini...
Daha mezun vermemiş bir üniversiteye doktora
izni verilir mi, hastanesi olmayan tıp fakültesi olur
mu, kampusü bile olmayan derme çatma kiralık
binalardaki yeni yetme üniversitelere, devasa kampüsleri olan üniversitelerin üç, beş katı kontenjan
olanağı sağlanır mı, en önemlisi de sapla saman bu
kadar bir birine karıştırılır mı?..
Son bir kaç yıldır 150, 200 bin arası boş kontenjan
kalmasına rağmen yeni üniversitelerin açılmasına
kimse karşı çıkmamalı. Ama bu büyüme, hormonlu olmamalı. Eş, dost, yandaş izlenimi vermemeli.
Çünkü, bozulan imaj, tümünü etkiyecektir...
Burs mu, iyi eğitim mi?
Burslar konusunda ipin ucu iyice kaçmış durumda. Üniversiteleri tercih edenlere, neredeyse üste
para verilecek. İşte bu noktada asıl sorgulanması
gereken, bu bursların kimin cebinden verildiği.
Kurucu vakıflar mı veriyor yoksa, diğer öğrencilerin sırtına mı yükleniyor? Bu konuda tüm
üniversiteleri aynı kefeye koymak, büyük yanılgılara neden olur ama fiyatı ikiye katlayıp sonra da
burs veriyoruz demek, ne kadar etik?
Ve daha önemlisi önemli olan burs mu yoksa daha
iyi eğitim mi?
Burs oranlarına göre yapılan tercihler ileride derin
pişmanlıklar yaratabilir.
Üniversiteleri gidip görmeden, burs ayrıntılarını
konuşmadan sakın karar vermeyin, çünkü dönüşü
olmuyor. Gidip kaydınızı yaptırmasanız da, orta
öğretim başarı puanınız, gelecek yıl yarı yarıya
düşecek. Bunun anlamı, en az iki yıl kayıp de-
mek!..
Tercih rehberleri
Eğitimi ciddiye almıyorlar diye siyasetçilere çok
kızıyoruz ama çuvaldızını asıl kendimize batırmalıyız. Milliyet dışında, eğitimi, yıl boyunca ciddiye alan yok gibi. Sınav ya da tercih zamanlarında ortaya çıkıyorlar, sonra ara ki bulasınız. O da
reklam için. Ve en ayıbı da, hazırlanan ekler eğer
öğrenciye hizmet içinse tüm üniversiteleri kapsamalı ama bir kısmında ya sadece ilan verenler
var ya da sadece vakıf üniversiteleri. Peki
öğrencinin neredeyse yüzde 90’ını alan devlet
üniversiteleri nerede? İlan veremiyorlar diye onlar
tanıtılmayacaklar mı? Keşke bu konuda çok daha
adil olunsa!..
Gazetenizi
ayırttınız mı?
96 sayfalık Milliyet 2014 Üniversiteler Tercih Rehberi’ni cuma günü gazetenizle birlikte bedava alabileceksiniz. Size önerimiz, gazete bayiinizle
konuşup, gazetenizi şimdiden ayırttırmanız. Yoksa
bulamazsınız. Çünkü, böylesi bir rehber, hiç verilmediği için kapanın elinde kalıyor.
En doğru, en güncel bilgilerin yanı sıra ilgili
üniversitelerin, onları neden seçmeniz gerektiğine
yönelik mesajlarına ayırım gözetmeksizin ulaşabileceksiniz...
Özetin özeti: Çocuklarımızın geleceği her şeyden
önemli. Ne olur, en azından bu konuda samimi olalım... 09.07.2014
Bu işlerde bazan oyunu kuran kendisi kurduğu oyuna gelir,
yani kazdığı kuyuya düşer..
Yokuş aşağı koşanlar bilir, bir koşmaya başladınız mı, duramazsınız.. Bu işler de böyledir.. Masum küçük bir heyecan, bir
arayışla başlayan hikaye sizi çok farklı vadilere sürükleyebilir..
Uyuşturucuya başlamak gibi.. Küçük bir adım ve ardından geri
dönüşü mümkün olmayan ve önceden hiçbir işi planlamak şöyle
dursun, hayal bile edemediğiniz işlerle karşı karşıya kalmak..
Örgütçülü ve silahlı, istihbaratçılık oynamayı çok seviyoruz..
Şu Cemaat denen yapının haline bakar mısınız.. Bu ne ilk ve
ne de son örnek..
Türkiye’deki Hizbullah tecrübesi.. Ya da birtakım tarikatlar,
siyasi oluşumlar.. Vakıflar, dernekler..
Ergenekoncular ya da ulusalcıların hali.. Darbecilerin geldikleri nokta..
Birileri Amerika’ya karşı gençleri sokaklara dökerken perde
gerisinde oynanan asıl oyun neydi acaba..
Gezi olayları, gerçekten sadece toplumdaki çevreci refleks mi
idi? Yok canım!
Sadece solcular, ülkücüler değil, bizim tarikatçılar, hacı-hoca
takımının işlerine bakın isterseniz bir de.. Para, iktidar, bilgi ve
güç ellerine geçince gizliden gizliye oluşturdukları kişilikleri bir
anda gün yüzüne çıkıyor ve her şey bir anda altüst oluyor.
İran devriminin ilk günlerine bakın bir, bir de bugün geldikleri noktaya..
Bu kriz başka krizlere gebe.. Bu krizi çıkaranlar kendi hayallerini gerçekleştirmek için yangına körükle gider gibi krizi
körüklüyorlar, ama eğer daha akıllı, dürüst ve cesur olursak, bu
kriz, her şeyin dibe vurduğu bir noktada uyanmak, dirilmek için
bir fırsat olabilir.
Zira, aydınlık, karanlığın en koyu anına en yakın noktadadır..
Her yokuştan sonra bir iniş, her güçlükten sonra bir kolaylık
vardır..
Bana sorarsanız, “bekleyin inananlar, bahar gelecek bahar”
Selâm ve dua ile.. 09.07.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
ACİL TELEFONLAR
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
YANGIN TELEFONLARI
İzmir
Karşıyaka
Kadifekale
Bornova
Bostanlı
Buca
Karabağlar
Çamdibi
Çiğli
Balçova
Evka 4
Evka 1
Gaziemir
Hatay
Narlıdere
Güzelbahçe
110
372 58 74
225 49 99
388 10 03
386 17 86
487 13 61
237 13 07
433 65 59
376 73 23
278 76 02
351 09 04
452 24 77
251 00 44
250 86 40
238 35 97
234 25 34
HASTANE TELEFONLARI
-Devlet HastaneleriAliağa
616 87 87
N.S. İşgören Alsancak 463 64 65
Alsancak Acil Servis
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
Alsancak Diş Hast.
464 78 62
Atatürk Devlet
244 44 44
Behçet Uz
489 56 56
Bornava Dev. Hast.
375 58 58
Bozyaka Eği. Hast.
250 50 50
Buca S.D. Hastanesi 452 52 52
Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77
Foça
812 14 29
Göğüs Hastanesi
433 33 33
Konak Diş Hastanesi 441 81 81
Karşıyaka
366 88 88
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Menemen Dev. Hast.
832 58 59
Nejat Hepkon
Seferihisar Hastanesi 743 20 10
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Urla Dev. Hastanesi 752 10 04
Tepecik Dev. Hast.
469 69 69
-Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00
-Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi
272 00 11
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14
Atakent Tıp Merkezi
336 11 95
Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35
Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15
Batıgöz Hastanesi
489 03 03
Bornova Tıp Merkezi
388 20 40
Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50
Bornova Özel
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
Buca Sağlık Merkezi
438 06 20
Central Hospital
341 67 67
Can Tıp Merkezi
232 13 48
Caner Göz Merkezi
278 81 11
Çağdaş Tıp Merkezi
285 95 95
Çankaya Tıp Merkezi
425 31 31
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
Çeşme Sissus Has.
723 05 55
Çınarlı Hastanesi
462 27 27
Çiğli Özel Sağ.
386 26 16
Diyabet Hastanesi
449 13 19
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Doğa Tıp Mer.
244 16 16
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47
Efes K.B.B. Merkezi
446 15 16
Ege Sağlık Hastanesi
463 77 00
Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45
Egeria Çocuk Sağlık
Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35
Ekol K.B.B. Dal Mer.
386 55 05
Ekol K.B.B. Şube
369 89 65
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
Hayat Hastanesi
441 41 96
İzmir Hastanesi
483 31 31
İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88
Karataş
441 41 70
Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10
2014
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
Perşembe
Yüksel Atalay'a
bağışları sordu
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Manisa'nın Soma ilçesindeki
maden faciasında şehit olanlar için Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı (AFAD) hesabına yatırılan bağışların, yakınlarına henüz
iletilmemesini Meclis gündemine taşıdı. Başbakan Yardımcı Beşir Atalay’ın cevaplaması talebiyle bir soru önergesi verdi
Soma'da şehit olan 301 madencinin
aileleri için AFAD'ın yardım kampanyası başlattığını hatırlatan Milletvekili Yüksel, “İzmir Büyükşehir
Belediyesi, şehit aileleri için AFAD hesabına 602 bin lira yatırdı ancak paralar hâlâ hesaplara geçmedi. Bunun
sebebi nedir? Hükümet, deprem fonunda toplanan paraları duble yolların
yapımında kullandı.
Hükümet yardımlar konusunda sabıkalıdır, sicili temiz değildir. Somalı
aileler, bundan büyük endişe duymaktadır.” dedi. Soma'daki madenci
ailelerinin zor günler geçirdiğini belirten Yüksel, “Vatandaşlarımız büyük
acılar yaşadı. Her biri ayrı ayrı sıkıntı
çekerken, açlıkla yüzleşme durumları
söz konusuyken hükümet bu vatandaşlarımıza hâlâ katkıda bulunmuyor.
Bunun anlaşılır bir tarafı yoktur. Acılı
anneleri, çocuklarının karınlarını
doyurabilmek için kollarındaki
bilezikleri satmak zorunda bırakıyorsunuz.” şeklinde konuştu. Vatandaşların şehit aileleri için milyonlarca
lira yardımda bulunduğuna dikkat
çeken Yüksel, “Önümüzde
cumhurbaşkanlığı seçimi
var. Paraların hesapta
bek-
“Bankalara yapılan yardım miktarı
toplamı nedir? Maddi yardım ulaştırılan aile sayısı nedir? Her bir aile
için ne kadar para yardımında
bulunulmuştur? Yardım
yapılırken gözetilen kriterler arasında, ailedeki nüfus
sayısı dikkate alınmış
mıdır? Soma'da yakınlarını kaybeden tüm insanlar için yapılan
yardım miktarı
toplamı kaç liradır?
İzmir Büyükşehir
Belediyesi tarafından AFAD’a, aile
başına 2 bin lira olmak üzere toplam
602 bin lira
yardımda
bulunulmuştur.
İzmir
Büyükşehir Belediyesi’nin gönderdiği
yardımlar nerededir? Belediyenin
yardımı, Somalı ailelere hâlâ neden ulaştırılmamıştır?
Toplanan bağışlar, hangi
bankada bekletilmektedir? Bir getirisi var
mıdır? Eğer böyle
bir durum söz
konusuysa
ailelere yansıtılacak mıdır?
AFAD’dan
yapılan açıklamada, toplanan
yardımların kampanyanın
bitmesinin ardından
ailelere iletileceği ifade edilmiştir ancak
kampanya bitimini
bekleyemeyecek durumda
olup acilen paraya ihtiyaç
duyan aileler olduğu
düşünüldüğünde,
bu yardım-
POLİKLİNİK TELEFONLARI
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50
Kara Hastanesi 262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
ların
hemen
ulaştırılması
gerekmez
mi?” (CİHAN)
letilmesi, akla
başka sorular getiriyor. Bazı iktidar partisi
milletvekillerinin hemen savunmaya geçtiği görüyoruz. Bir gocundukları olmasa bunu yapmazlardı. İçi boş açıklamalar yerine,
paraların bir an önce şehit yakınlarının hesabına yatırılması için
çabalasınlar.” dedi. CHP Milletvekili Yüksel, TBMM
Başkanlığı’na verdiği önergede
şu soruları yöneltti:
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast. 449 49 49
Moroğlu: İl Özel İdare malları
için valilere talimat verildi mi?
CHP İzmir Milletvekili Mustafa
Moroğlu, Bütünşehir Yasasından
sonra belediyelere devredilmesi
gereken İl Özel İdaresinin mallarının
AKP’li olmayan belediyelere devredilmemesini TBMM gündemine
taşıdı. CHP’li Moroğlu, İçişleri
Bakanı Efgan Ala’nın yanıtlaması istemiyle vermiş olduğu soru önergesinde, 6360 Sayılı Kanunla 30 ilde,
İl Özel İdarelerinin tüzel kişilikleri
kaldırıldığını belirterek, “Tüzel kişiliği kaldırılan İzmir İl Özel İdare-
-Türk TelekomArıza
121
Bilinmeyen Numara
11811
Danışma
444 14 44
Uyandırma
135
Posta Kodu
119
Fono Tel
141
Borç Ögrenme
163
Çağrı
133
-SinemalarAgora Balçova
277 25 25
Afm Park Bornova
373 73 20
Afm Forum Bornova 373 03 50
Afm Ege Park
324 42 64
Afm Passtel
489 22 00
Başkent Üni. Zübeyde Hanım
Uyg. Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
si’nin malları halkın geçimini olumsuz etkileyecek şekilde devredilmekte, bu nedenle il ve ilçelerde önemli
sıkıntılar yaşanmaktadır. AKP’li olan
Belediyelerde İl Özel İdare mallarının belediyelere verilirken,
muhalefet partilerinin olduğu
belediyelerde bu malların
belediyelere verilmemesi
düşündürücüdür” dedi. Yapılan bu
uygulama ile halkın mağdur edildiğini ifade eden Moroğlu, önergesinde
“06.12.2012 tarihi itibariyle İzmir ve
Avşar Palmiye
Cinebonus
Cinebonus
Cinebonus (Ykm)
Cinecity Kipa Çiğli
Çeşme Hollywood
Çamlıca
Deniz Karşıyaka
Batı Sineması
Çınar Sineması
Karaca Sineması
Kipa Hollywood
Menemen Kültür
Şan Konak
Çınar Center
277 48 00
278 87 87
446 90 40
425 01 25
386 58 88
712 07 13
343 83 15
381 64 61
347 58 25
489 88 85
445 87 76
252 56 66
832 14 11
483 75 11
277 11 00
ilçelerinde İl Özel İdare’ye ait taşınır
ve taşınmaz malları nelerdir?
06.12.2012 tarihinden bugüne İzmir
ve ilçelerinde İl Özel İdareye ait olan
malların hangileri, hangi koşullarla,
hangi kurum ya da kuruluşlara devredilmiştir? 30 ilde, tüzel kişiliği
kaldırılan İl Özel İdare malları hangi
illerde belediyelere devredilmiştir? İl
Özel İdare Mallarının dağıtım ve devri ile ilgili olarak valilere bir talimatınız olmuş mudur?” yöneltti.
(HABER MERKEZİ)
Sema Sineması
Konak Sineması
Desem Sineması
Karşıyaka Sineması
İzmir Sİneması
-TiyatroKonak Sahnesi
Ragıp Haykır Sahn.
İzmir Devlet Tiyat.
Uğur Mumcu Sahnesi
İzmir Tiyatro
Bab-ı Sanat Merkezi
İsmet İnönü
Sanat Merkezi
483 91 00
483 21 91
422 53 10
381 50 98
421 42 61
483 50 35
369 14 87
445 89 41
343 04 33
446 77 95
441 09 02
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi 433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
-Körfez Ulaşım İskelelerKonak
484 98 56
Karşıyaka
368 00 42
Alsancak
464 78 31
Bostanlı
330 89 22
Bayraklı İskele
345 77 53
Pasaport İskele
484 22 56
Göztepe İskele
224 20 22
Üçkuyular İskele
259 40 13
-Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb.
435 11 84
Buca
426 69 37
Çiğli
376 90 91
Karşıyaka
369 79 80
Bornova
388 83 78
Narlıdere
238 32 90
Eşrefpasa
261 48 04
Gaziemir
251 92 05
Güzelbahçe
234 05 34
Konak
425 60 60
Çeşme
712 63 46
SAYFA 13
SONDAKiKA GAZETESİ >>
13 SAĞLIK
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10
2014Perşembe
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
Teravih namazıyla
namazıyla
Teravih
GELEN SAĞLIK
Uzmanlara göre, ramazan boyunca yatsı namazı ve ardından kılınan teravih
namazı, nabız ve tansiyonu düzenliyor, uyku düzensizliğini de ortadan kaldırıyor.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Cemal Çevik, orucun bu dünya için bedeni ve benliği temizleyen bir ibadet olduğunu, kişiyi bu dünyadayken öbür dünyaya olgunlaştırarak hazırladığını söyledi
Vücudun içinde biriken zararlı atık maddeler, pigmentler, toksinler ve organlarda
biriken fazla yağların oruçla vücuttan
atıldığını anlatan Çevik, şu bilgileri verdi:
"Oruç, bütün dürtülerin kaynaklandığı nefs
bedenimizi temizler. Nefs bütün bedenimizin
idare edildiği, duygularımızın doğduğu, psikolojik yapımızın belirlendiği yerin, soyut
kimliğimizin adıdır. Nefsimize yapışmış cimrilik, bencillik, müsriflik, zamanı boşa harcama, aşırı yeme, düşüncesizlik, sabırsızlık gibi
kirli davranışları temizler. Böylece oruç
sayesinde kendimize daha hakim ve
başkalarına daha açık, şefkatli hale geliriz."
Prof. Dr. Çevik, ramazanda gündüzleri uyu-
maya geceleri ise aktif olmaya eğilimin arttığını ifade ederek, "Bu iki halde hormonlarımızın salınımının, enerji yakıtlarımızı kullanma tercihlerimizin, biyoritmimizin
değişmesi doğaldır" ifadesini kullandı.
Karaciğer
üzerine etkileri
Hazreti Muhammed'in sahurun mümkün
olduğunca uzatılmasını tavsiye ettiğini anımsatan Çevik, böylece karaciğerdeki mevcut glikojen deposuyla vücudun ihtiyacı olan glikozun karşılanabileceğini belirtti. Prof. Dr.
Cemal Çevik, "Karaciğer açlıkta diğer organların kullanımına sunmak üzere glikojen depolarını bozarak kana glikoz salar.
Karaciğerin glikojen deposu, vücudun glikoz
ihtiyacını 12-18 saat karşılayabilecek kadardır. Sahura kalkıldığında aç kalma süresi 18
saati geçmez. Peygamberimiz sanki bu süreye
uymamız için bizi teşvik etmiştir" ifadesini
kullandı. Sünnete uygun olarak fazla yemek
yemeden tutulan oruç sayesinde karaciğer
yağlanmasının önlenmesinin söz konusu olabileceğini anlatan Çevik, orucun kalp üzerinde de olumlu etkileri olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Çevik, ramazanda kalp kaslarının
tercih ettiği enerji kaynağını bolca bulduğunu,
adeta bayram ettiğini belirterek, "Kalp
kaslarında yağlanma olan birisinin yağları ramazan boyunca eriyebilir" dedi. Oruç esnasında kalbin, daha fazla enerji üretebildiği
halde daha az yükle karşı karşıya olduğunu
dile getiren Çevik, "Kalp ritm bozukluğu ve
yetmezliği olanlar oruçla daha rahatlayabilir"
diye konuştu. Orucun insülin düzeyiyle de ilişkisi olduğunu bildiren Çevik, oruç esnasında
kan glikozu ve seviyesi düşeceği için beta
hücrelerinin yeteri kadar glikozla karşılaşmadığını, bunun sonucunda insülin
salınımının azaldığını söyledi.
Teravih namazı
Ramazanda kılınan yatsı ve teravih namazlarının bir egzersiz yerine geçtiğini, ayrıca
rüku ve secde esnasında üzerinde baskı oluşan
dalak ve karaciğerin tuttukları kanı boşalttığını, böylece dolaşımdaki kan hacminin arttığını bildiren Çevik, secde ve rüku esnasındaki doğrulmayla kanın tekrar karaciğer ve
dalak tarafından geri alınabildiğini söyledi.
Çevik, "Bu eğilip doğrulma hareketleriyle
karaciğer, dalak ve cilt altı damarlarda kan tutulup geri bırakılarak, nabız ve tansiyon
düzenlemesi yapılıyor olabilir" şeklinde
konuştu. Prof. Dr. Çevik, uyku düzensizliğinin tedavisinde, uykudan önceki 2 saat
egzersizin yararlı olduğunu belirterek, "Ramazan boyunca kılınan teravih namazı böyle
bir egzersiz yerine de geçer. Ramazanda
kazanılan bu alışkanlık yatsı namazı şeklinde
devam edecek olursa uyku düzensizliği için
iyi bir tedbir alınmış olur" önerisinde bulundu. Ramazan boyunca kolesterol değerlerinde
düşme de saptandığını belirten Çevik, şu
önerileri dile getirdi: "Kolesterolün
düşürülmesinde fertlerden ziyade toplumlar
hedeflenmelidir. Ramazan böyle bir hedef için
ideal bir zamandır. Ramazan ayı Sağlık
Bakanlığınca kolesterolü düşürme ayı ilan
edilebilir. Bu ayda kolesterolü düşüren lifli
yiyeceklerin yenmesi, lifli yiyecekleri içeren
kolesterol düşürücü sahur ve iftar yemeği
terkiplerinin tanıtılıp teşvik edilmesi yoluyla
kolesterol düşürülmesi daha da hızlanır,
artırılır." (AA)
Açlıktan başınızın ağrımamasını
istiyorsanız SAHUR YAPIN
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji
Uzmanı Dr. Türkan Acar, Ramazan ayında
sahur yapılması halinde alçılığın sebep olduğu
baş ağrılarının yaşanmayacağını söyledi. Dr.
Türkan Acar, Ramazan ayı ile birlikte oruç tutanların da uzun süre aç kalmaya bağlı baş
ağrılarına maruz kaldığını belirtti.
Önümüzdeki birkaç yıl daha Ramazan
ayının yaz aylarına denk gelmesi, sahur ve iftar vakitleri arasındaki sürenin uzun olması,
sıcak hava ile birlikte baş ağrısı sıklığını
artırdığını vurgulayan Acar, “Açlık, migren
hastaları için baş ağrısını tetikleyen en sık ikinci nedendir. Bu nedenle migren hastaları
mutlaka sahur yapmalı ve bol sıvı tüketmelidir. Ayrıca, kafein ve çay tüketimi sınırlandırılmalı, iftar vakitlerinde ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Oruç dönemi öncesi tedavi
planlanması ve önlemler için mutlaka bir
nöroloji hekimi ile görüşülmelidir.” diye
konuştu.
KLİMA DA BAŞ
AĞRISI YAPAR
Öte yandan, sıcak havalarda serinlemek
için uzun süre klimalı ortamda kalmanın da
baş ağrılarını tetiklediğini söyleyen Dr. Acar,
özellikle migren hastalarının bu konuda
dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti. Acar, sıcak havaya ve uzun süreli açlık dönemlerine
bağlı baş ağrısı sıklığını azaltmak için alınabilecek önlemleri ise şöyle sıraladı: “Güneş
ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde dışarı
çıkmamaya özen gösterilmeli, çıkılması
zorunlu ise güneşten koruyucu şapka veya
şemsiye kullanılmalı; çok sıcak ve nemli bir
ortamdan klimalı soğuk bir ortama geçiş gibi
ani ısı değişikliklerinden kaçınılmalı, klimaya
direkt maruz kalmaktan kaçınılmalı, sıvı tüketimi artırılmalı, yorucu olmayan yürüyüşler
gibi düzenli egzersizler yapılmalı.”
(CİHAN)
"Orucunuzu
çorbayla açın"
Acıbadem Üniversitesi Beslenme ve
Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Baş,
sağlıklı bir sindirimin başlaması için iftara çorbayla başlanması gerektiğini bildirdi.
Baş, yaptığı yazılı açıklamada, ramazan ayının insanların
beslenme alışkanlıklarını değiştirdiğini, uzun süren açlığın getirdiği enerji ve besin eksikliklerinin sağlık sorunları oluşturabileceğini belirtti. İftar sofralarının zenginliğinin ve psikolojik
açlığın etkisiyle bir anda hızlı yemek yemenin hazımsızlığa neden olduğunu aktaran Baş, şunları kaydetti: "İftarda yemek için
acele edilmemeli. Sahur yapmadan asla oruç tutulmamalı. İftara çorbayla başlanmalı. İster ev yapımı, ister hazır çorbalar
olsun bu, sağlıklı bir sindirimin başlaması için en doğru
seçenektir. Açlık sonrasında, midenin uzun süre boş kalması ve
ardından bir anda çok yiyecek tüketilmesi sonucunda mide ve
kalp sorunları ortaya çıkabiliyor.
Bu nedenle iftarda yavaş ve az yemek yeme yerinde olacaktır. Yeterli miktarda su içilmeli. Suyun yemek sırasında değil,
sahur ve iftar arasında içilmesine özen gösterilmeli. Yemekler
iyi çiğnenmeli. Yemekten sonra sindirimi rahatlatmak için papatya ve nane çayı içilebilir. Sağlıklı bir sindirimi sağlayabilmek
için kesinlikle iftar sonrası uyunmamalı, aksine iftar sonrası
yürüyüş yapılmalı." Baş, sahurda yemeklerin, yüksek enerji ve
proteine sahip olması ve hazmı kolay besinlerden seçilmesi
gerektiğini vurgulayarak, ekmek, peynir, zeytin, çorba, meyve,
yoğurt, gözleme, börek çeşitleri, krep, zeytinyağlı sebze
yemekleri ve yoğurt gibi besinlerin sahur için uygun olduğunu
aktardı. Uzun süre susuz kalındığı için iftar ve sahur arasında
2,5 litre su içilmesini tavsiye eden Baş, ayran, taze sıkılmış
portakal suyu, çay gibi içeceklerle de sıvı ihtiyacına takviye
yapılabileceğini bildirdi.
Baş, özellikle ağır işlerde çalışan kişilerin ter yoluyla aşırı
su ve elektrolit kaybettiğine işaret ederek, "Ağır işlerde
çalışanlar, şoka girme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceklerinden sıvı tüketimlerine özen göstermelidir. Sahurda yağlı
ve şekerli ağır yemekler yenirse, gece metabolizma hızı
düştüğü için yenilen yemeklerin yağa dönüşme hızı yükselir ve
vücut yağ miktarındaki artış, ağırlık kazanımı riski oluşturur"
değerlendirmesinde bulundu. İftardan sonra ilerleyen saatlerde
mutlaka meyve tüketilmesi gerektiğini belirten Baş, "Bu şekilde hem bir ara öğün yapılmış hem de gerekli besin öğeleri
sağlanmış olur. Gece yatmadan önce 1 bardak süt veya 1 kase
yoğurt veya 1 kase sütlü tatlı tüketilebilir" ifadelerini kullandı.
(AA)
"Obezite vakalarında akupunktur
kullanıldığında kalıcı sonuç elde ediliyor"
Turgut Özal Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Akupunktur
Ünitesi’nden Prof. Dr. Osman Özcan, toplumda akupunkturdan söz
edildiğinde ilk akla gelen rahatsızlıklardan birinin şişmanlık
olduğunu vurgulayarak, ‘‘Akupunktur iştahı azaltarak, açlık belirtilerini daha az hissettirerek, zayıflamayı kolaylaştırır.’’ dedi
Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi Akupunktur Ünitesi’nden
Prof. Dr. Osman Özcan, ‘‘Obezite
vakalarında, bizim de benimsediğimiz ve
uyguladığımız şekilde alışkanlık değişim
programının bir parçası olarak,
akupunktur kullanıldığında kalıcı bir
sonuç elde ediliyor." dedi. Turgut Özal
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Akupunktur Ünitesi’nden Prof. Dr. Osman Özcan, ülkemizde 20 yılı aşkın
süredir uygulanan akupunktur hakkında
açıklamalarda bulundu. Akupunkturun,
dünyada en yaygın bilinen tamamlayıcı
tıp uygulamalarından biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Osman Özcan,
“Akupunktur vücudumuzun enerji dengesinin düzenlenmesi ile, hastalıkların
farklı bir yaklaşım tarzıyla tedavi etme
yöntemidir. Kulak ve vücut akupunkturu
şeklinde uygulamaları vardır. Bu
teknikler bazen ayrı ayrı, bazen de birlikte kullanılır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, akupunkturun 100’ü aşkın hastalık
ve rahatsızlıkta tedavi edici etkisi
olduğu yayınlanmıştır.” diye konuştu.
SİGARA BAĞIMLILIĞINDAN
ALERJİYE KADAR
Akupunkturun bağımlılıklarda da kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Prof. Özcan, şöyle devam etti:
“Örneğin sigara bağımlılığı ya da şişmanlık gibi durumlarda sorunun
çözümünde önemli rol oynar. Bunlar
hastalık değildir ama hastalık oluşmasına sebep olacak bağımlılıklardır. Migren,
alerji, kulak çınlaması gibi farklı alanlarda akupunkturdan yararlanabiliriz. Ancak şöyle bir gerçeklik var; akupunkturu
biz tamamlayıcı tıp uygulamaları arasında değerlendiriyoruz. Örneğin bir alerji
tedavisinde,‘ilgili bölümün söylediği her
şeyi bırak, biz seni iyileştirelim’ gibi bir
ifadeyi asla söyleyemeyiz. Bel fıtığı ya
da boyun fıtığı olan hastalara‘siz fizik te-
daviyi bırakın biz sizi iyileştiririz’ diyemeyiz. Biz bölümlerle iş birliği içinde
hareket ederek, birbirimizi tamamlayıcı
olmalıyız.”
EN SIK UYGULAMA
ŞİŞMANLIK VE MİGRENE
Prof. Dr. Osman Özcan, akupunkturla
en sık tedavi edilen hastalıklarla ilgili de
şunları söyledi: “Toplumumuzda
akupunkturdan söz edildiğinde ilk akla
gelen rahatsızlıklardan biri şişmanlıktır.
Akupunktur iştahı azaltarak, açlık belirtilerini daha az hissettirerek, zayıflamayı
kolaylaştırır. Obezite vakalarında, bizim
de benimsediğimiz ve uyguladığımız
şekilde alışkanlık değişim programının
bir parçası olarak, akupunktur kullanıldığında kalıcı bir sonuç elde ediliyor. Maalesef bazen akupunktur hızlı kilo
verme hevesinde bir araç olarak kötüye
kullanılıyor. Bu şekildeki uygulamalarda
ise verilen kilolar hızla geri alınıyor. Migren hastaları oldukça sık
karşılaştığımız hastalık gruplarından
biridir. Burada öncelikle şunu sorgularız; migren teşhisi nöroloji uzmanı
tarafından incelenerek konuldu mu?
Teşhisi konulup da tedavi istenilen
düzeyde etkili olmadı ise, bu durumdaki
hastalar akupunktura başvurduğunda kabul ediyor ve yardımcı oluyoruz. Biz
hastanemizde akupunktura başvuran
hastaların değerlendirilmesinde, ilgili
bölümlerle iş birliği yapıyoruz. En doğru
uygulama da budur.” (CİHAN)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Mevlana’da
sertifika heyecanı
B
ornova Belediyesi Mevlana Toplum ve
Bilim Merkezi, 2014 yılı Popüler Bilim
Kulübü etkinlikleri kapsamında eğitim
gören çocuklar sertifika heyecanı yaşadı.
Öğrencilerin gördüğü konuları deneylerle
sunduğu törende renkli görüntüler ortaya
çıktı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila,
“Çocuklar bizim geleceğimiz. Her alanda onların destekçisi oluyoruz ve olmaya devam
edeceğiz” dedi. Bornova Belediyesi Mevlana
Toplum ve Bilim Merkezi, 2014 yılı Popüler
Bilim Kulübü etkinlikleri kapsamında astronomi, biyoloji, fizik, kimya, fosil bilim, yenilenebilir enerji ve matematik bilim kulüplerinde eğitim gören çocuklar sertifika heyecanı yaşadı. CHP İlçe Başkanı Fatma Doğru,
belediye meclis üyeleri ve öğrencilerin
ailelerinin katıldığı tören renkli görüntülere
sahne oldu. Haftada iki gün olmak üzere 10
hafta boyunca aldıkları 20 saatlik eğitimlerde
öğrendiklerini deneyler ve görsel sunumlarla
ortaya koyan öğrenciler, Başkan Atila’ya kendilerinin yaptığı sabunlardan hediye etti.
Güz ve bahar dönemi olmak üzere katıldıkları
eğitimleri tamamlayan 382 öğrenci ile
toplum gönüllüsü 54 üniversite öğrencisi
katılım belgelerini Bornova Belediye Başkanı
Olgun Atila’nın elinden aldı. Çocuklarla bol
bol hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Atila, “En
değerli varlığımız ve geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitimlerine Bornova Belediyesi olarak sürekli destek veriyoruz, vermeye de
devam edeceğiz. Sertifika alan tüm çocuklarımızı kutluyor, emek veren herkese
teşekkür ediyorum” dedi. (HABER MERKEZİ)
Artık sahipsiz değiller
S
u her canlı için yaşamın en önemli
gereksinimi. Hayvan severler tarafından
Ege Üniversitesi kampusunun değişik
noktalarına topraktan mama ve su kapları yerleştirildi. İnsanoğlunun av panteri, koruyucusu ve arkadaşı olan köpekler aşırı sıcaklardan etkilenerek rahatsızlandıkları haberleri
her gün çeşitli basın yayın organlarında yer
almaya başladı. Ege Üniversitesi (EÜ) kampüsü içerisinde yaz sıcağından etkilenen
köpek ve kedilere hayvan severler sahip
çıkıyor. Hayvan severler tarafından kampüsün değişik noktalarına topraktan
mama ve su
kapları yerleştirildi.
Toprak kaplara
konulan mama ve
suyla kampüste
yaşayan sahipsiz
köpek ve kedilere
bu sıcak günlerde
destek olunuyor.
(EGE-AJANS)
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10 Temmuz
2014 Perşembe
2013 Perşembe
14 GÜNCEL7 7ubat
“Herkes yatağa tok
girsin istiyorum”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
bu kez Güney aksındaki muhtarları ağırladı
İ
ftar sonrası uzun kuyruk oluşturan muhtarlarla tek tek hatıra fotoğraf çektiren Başkan Kocaoğlu, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen iftar yemeğinde muhtarları ağırladı. İki güne
yayılan buluşmalardan ikincisine kentin Güney bölgesinde yer alan 18 ilçenin muhtarları katıldı. İftar
yemeğinin ardından konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, Ramazan ayının tüm dünyaya barış ve mutluluk getirmesini isteyerek, "Dargınlıkların, küskünlüklerin dinmesini ve herkesin yatağına tok yatmasını diliyorum" dedi.
Yeni ilçelere hizmet yağacak
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlanan 9
ilçenin başta asfalt, sağlıklı su ve kanal alt yapısı,
arıtma olmak üzere 3.5 – 4 yıl içinde ihtiyacı olan
tüm hizmetleri alacağını ve halen yoğun bir şekilde
çalıştıklarını söyleyen Başkan
Kocaoğlu, "Bugüne kadar 21
ilçede ne yaptıksak aynı
hizmetleri 9 ilçemiz, 23 belde
ve 430 köyümüze de götüreceğiz" diye konuştu. Ulaşımdaki yeni düzenleme hakkında
muhtarlara bilgi aktaran İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı,
ilk hafta verilerinin ‘doğru iş
yapıldığını’ gösterdiğini belirterek aktarma sistemine
destek istedi.
Fuar sayımız 100’e çıkacak
400 milyon liralık yatırımla
Gaziemir'deki Yeni Fuar
Merkezi’nin bu yılın sonunda hizmet vermeye
başlayacağını ifade eden Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nin yaptığı incelemeye göre, İZFAŞ
Türkiye'nin bir numaralı fuarcılık şirketi seçildi. En
fazla katılımcı çeken ve en fazla ziyaret edilen fuarlar sıralamasında Türkiye'de birinci
olduk. Bunu 23 bin 500 metrekarelik alanda gerçekleştirdik. Yeni Fuar Merkezi’nin de
açılmasıyla düzenleyeceğimiz fuarlarla birlikte
önümüzdeki yıl 30 olan fuar sayımızı giderek 60'a,
80'e ve 100'e çıkaracağız. Bu ekonomi demek,
ticaretin gelişmesi demek. Bu İzmirli hemşehrilerimizin iş, aş bulması ve lokmasının büyümesi de-
mek. Bizler, sizlerin ve diğer kurumlarımızın
verdiği desteklerle böyle bir başarıyı elde ettik. Hep
birlikte kentimiz için en iyisini yapmaya devam
edeceğiz. Aklı ve bilimi kullanarak kentimizi her alanda kalkındırmaya çalışacağız. Biz birbirimize
güveniyoruz, inanıyoruz, birbirimizi seviyoruz".
Konuşmasının ardından uzun kuyruklar oluşturan
muhtarlar ve aileleriyle tek tek hatıra fotoğrafı çektirerek sohbet eden Başkan Kocaoğlu, bir vatandaşın duasına katılarak birlik ve beraberlik diledi.
(HABER MERKEZİ)
BAYRAKLI'DA EĞİTİME DESTEK SÜRÜYOR
B
ayrakli Belediyesi, ilçenin geleceği
olan öğrenciler için eğitim-ögretim
dönemi bitse de çalışmalarına tüm
hızıyla devam ediyor. Bayraklı'daki tüm
okulların bakım, boya, badana gibi ihtiyaçlarını imkanlar dahlinde karşılayan
Bayraklı Belediyesi okulların kapanmasıyla
yine okullardaki çalışmalara başladı. Bu
kapsamda yardim yapılan Bayraklı Ömer
Özkan ilk okulu da bunlardan biri. Okullarin tatile girmesiyle birlikte gelen talepleri
degerlendiren Belediye ekipleri, Ömer
Özkan ilk okulunun bodrum katına 65 kisi-
lik konferans salonu yaptı. Daha onceden
depo olarak atıl durumda bulunan konferans
salonu simdiki haliyle okul yonetimi tarafından da buyuk begeni topladi. Ilk donemde
oldugu gibi ikinci donemde de eğitime katki
koymaya devam edeceklerini dile getiren
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ,
"Okullarimzdan gelen talepleri
degerlendiriyoruz. Bundan sonra bu yeni salonda çocuklarımız gösteriler yapacak.
Kültürel faaliyelterde bulunacaklar. Bizler
de, aileleri de onlari izleyip, alkislayacagiz"
dedi. (HABER MERKEZİ)
Soldan sağa:
1. Haz. Muhammet’in hayatını anlatan kitap. – Evrenpulu.
2. Kastamonu ilinin bir ilçesi. – Güzel sanat. 3. Aşınmış
olan. – Mesafe. 4. İsim. – Uzaklık anlatır. – Bacakların bilekten aşağıda kalan ve yere basan bölümü. 5. Vietnam takviminde yılbaşı. – Bir ilimiz. 6. Kutsal inanç, iman. – İslamiyet’ten önce Kâbe’de bulunan üç puttan biri. 7. Yapağıdan elde edilen, eczacılıkta ve parfümeride kullanılan, sarımtırak renkte bir yağ. 8. Bir cins iri at. – Gerekenden eksik. 9. Bulgaristan’ın para birimi. – İstikbal, gelecek. 10.
Erzincan ilinin bir ilçesi. 11. Lezzet. – Güney Amerika’da
bir başkent. 12. Lityumun simgesi. – Çiçek tozu. 13. Bakırtaşı. 14. Baryumun simgesi. – Söylev. 15. Soyundan gelinen kimse. – Bir işi ya da görevi başarabilecek en küçük
birlik. – Safra. 16. İtalya’da bir kent. – Asya’da bir ırmak.
17. Bilgiçlik taslayan kimse. – Yemişlerin yenilen bölümü.
18. Teniste topu rakibin arkasına düşürerek sayı almayı
amaçlayan vuruş. – Eski dilde ek. 19. Çizgilerin, yüzeylerin
ve katı cisimlerin birbirlerine rastladıkları ve kesiştikleri
yer. 20. Sermaye, kapital. – Bir nota.
Yukarıdan aşağıya:
Dünkü bulmacanın cevapları
1. Bacaktaki iki sinir ve bu sinirlerin ağrılı hastalığı. – Birbiriyle geçimsiz gemi tayfası. 2. Tane. – Tatlı bir tür çörek.
– Afrika’da sıradağlar. 3. İnek ve köpeklere un ve kepekle
hazırlanan yiyecek. – Kuranı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma. – Türk müziğinde bir makam. 4. Boyutlar. – Birbirine bağlı iki tekneden oluşan gezinti teknesi. – Vilayet –
Kiloamperin simgesi. 5. Kutsal Hint destanı. – Binek hayvanı. – Bir peygamber. – Bayrak. 6. Olumsuzluk anlatan
önek. – Ton ve makam temeline bağlı kalmadan oluşturulan
beste. – Bebek ayakkabısı. – Baston. 7. Fas’ın plaka işareti.
– Bir renk. – Bir tür şekerleme. – Topluluk, cemaat. 8. Dövülmüş sarımsak, yumurta sarısı ve zeytinyağından oluşan
soğuk sos. – Karşılık beklemeden yapılan yardım. – Kulak
iltihabı. 9. Asker yemeği. – Kütahya ilinin bir ilçesi. – Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu
bütün. 10. Yüksek tavanlı bir katın bölünmesiyle oluşan alçak tavanlı kat. – Güney Afrika’nın plaka işareti – İki tarla
arasındaki sınır. – Tıpta kuvvetsizlik.
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Bir basın mensubunun
İspaya'ya transferiyle
ilgili olarak Atletico
Madrid'de forma
giyen Arda Turan'la
görüşüp görüşmediğini
sorması üzerine ise
Emre Çolak, transferi
ile ilgili Arda Turan'la
görüşmediğini belirtti
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10
2014Perşembe
Perşembe
17Temmuz
Şubat 2013
Emre Çolak: 4. yıldızı takıp
yolumuza devam edeceğiz
G
alatasaray'ın
genç oyuncularından Emre
Çolak, yeni teknik direktör Cesare Pradelli ile dördüncü yıldızı takmak istediklerini
söyledi.Yeni sezon
Fenerbahçe'de sağlık
kontrolleri sürüyor
Y
eni sezon hazırlıklarına 14 Temmuz'da
başlayacak olan Fenerbahçe'de futbolcuların sağlık kontrolleri devam ediyor.
Fenerbahçe'de sağlık kontrolleri devam ediyor. Yeni sezon öncesinde sarı lacivertli takımda,
futbolculardan bazıları bu sabah Göztepe'deki Medical Park Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçti.
Futbolculardan Mehmet Topuz ve Egemen
Korkmaz sabah saatlerinde geldikleri kulübün sağlık sponsoru olan hastanede bir dizi teste tabi tutuldu. (CİHAN)
öncesi sarı - kırmızılılarda sağlık kontrolleri devam ediyor. Sağlık kontrolleri için
hastaneye gelen Emre Çolak, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Yeni
sezon için çok heyecanlı olduklarını belirten Çolak, İtalyan teknik adam Cesare
Prandelli'nin çok iyi bir hoca ve başarılı
olduğunun söylendiğini ifade etti.
Yeni sezonun çok daha farklı ve zor
geçeceğini, 4. yıldızı ilk takan takım olmak istediklerini de belirten Emre Çolak,
"Yeni hocamız geldi. Artık yeni taktik ve
çalışmalar bizi bekliyor. Ama biz hazırız.
Geçtiğimiz yılda güzel bir sezon geçirdik.
Bu sene daha iyi geçireceğiz yeni hocamızla birlikte. Konuşmalara göre çok iyi
bir hoca ve başarılıymış. İnşallah bize de
çok katkı sağlar. Bu senede dördüncü yıl-
dızı takıp yolumuza devam ederiz." diye
konuştu.
İspanya'ya transfer olup olmayacağı
hakkında ise Emre Çolak, "Gelen teklifler
var biz de bekliyoruz şuan. En büyük hedefim yurtdışında oynamak tabi ki Galatasaray'da hedeflerimi tamamladıktan sonra.
Kulübümde beni bırakmak isterse ben de
isterim." şeklinde konuştu. (CİHAN)
Altınordu'da Başkan Özkan'dan futbolculara 'Türkiye'ye örnek olun' çağrısı
ÖRNEK OLUN
Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, yeni sezon öncesi proCaterina Bosetti
fesyonel takım oyuncularıyla bir araya geldi ve önemli mesajlar
Galatasaray Daikin'de verdi. Başkan Özkan, sporcularına, "Türkiye'ye örnek olun." dedi
G
alatasaray Daikin, İtalyan
smaçör Caterina Bosetti ile
anlaşmaya vardığını duyurdu. 1994 doğumlu Bosetti,
2013 – 2014 sezonunda Brezilya
ekiplerinden Osasco Voleibol Clube’da forma giydi. Sporcunun imza töreni, İtalya Milli Takımı'ndaki
görevi nedeniyle ilerleyen tarihlerde gerçekleştirileceği açıklandı.
(CİHAN)
Brezilya'da büyük hayal
kırıklığı yaşanıyor
A
lmanya karşısında 7 - 1'lik ezici bir
mağlubiyet alarak kupaya veda eden
Brezilya milli takımı, skordaki fark
nedeniyle ülke taraftarını üzüntüye
boğdu.
Turnuvanın favori takımları arasında yer
alırken yarı finale kadar yükselmeyi başaran ancak Almanya karşısında verdiği sınavla adeta
tüm karizmasını yitiren Brezilya Milil Takımı, altıncı kez dünya şampiyonu olma hayaline veda
ederek artık üçüncülük için mücadele verecek.
Maç esnasında arka arkaya gelen gollerle
şaşkına uğrayan seyirciler hayal kırıklığı yaşarken maç sonunda oyuncular gibi birçok taraftar
da gözyaşlarına hakim olamadı. Meydanlarda
kutlama hazırlığı yapanların çoğu ikinci yarıyı izlemeden evlerinin yolunu tuttu. Brezilya sokaklarındaki coşkulu atmosfer, yerini üzüntü ve hayalkırıklığına bıraktı. Bununla birlikte maç sonrası
üzülmek yerine yarı finale çıkmış olmayı yeterli
bulup eğlenmeye devam edenler de vardı.
Maç spikerleri naklen anlatım esnasında
sakinliklerini koruyamadı. Yorumcular, iyi bir
sistem ortaya koyamadığı ve yanlış futbolcuları
oynattığı gerekçesiyle teknik direktör Felipe Scolari’yi eleştiri yağmuruna tuttu.
Kendi evinde aldıkları tarihi yenilginin ardından mikrofon uzatılan Brezilyalı futbolcuların
yoğun duygusal hali ekranlara yansıdı. Teknik
adam Scolari, basına yaptığı ilk açıklamada tüm
sorumluluğu üzerine aldı. Karşılaşma hakkında
"Hayatımın en kötü maçıydı" ifadesini kullanan
teknik adam, ilk golden sonra takımın panikleyerek dağıldığını ve adeta sahadan silindiğini ifade
etti. Almanya’nın başarılı oyununa da dikkat çeken Brezilyalı hoca, "Altı-yedi dakika içinde maçın kaderini belirleyen üç ya da dört fantastik gol
atmayı başaran güçlü bir ekibe karşı mücadele
verdik ve kaybettik" dedi. Oyuncu ve taktik seçimi ile ilgili tüm sorumluluğun kendinde olduğunu ifade eden Scolari, taktik hatası yapıldığını kabul etti.
Maç sonrası duyduğu üzüntüyü Twitter hesabından dile getiren Brezilya Devlet Başkanı
Dilma Rousseff ise attığı ilk twitte, "Tüm Brezilyalılar gibi aldığımız yenilgiden çok üzgünüm"
dedi. Ardından attığı twitlerde bu durumun herşeyin sonu olmadığına vurgu yapan Rousseff,
"Brezilya, ayağa kalk, tozunu silk ve yeniden
yükseklere çık" diyerek oyuncu ve taraftarlara
iyimserlik mesajı verdi. (CİHAN)
A
ltınordu Futbol Sosyal Girişim
Başkanı Seyit Mehmet Özkan,
kırmızı lacivertli futbolculardan
her yönüyle Türkiye'ye örnek olmalarını istedi. 2014-2015 sezonunda PTT 1. Lig'de mücadele edecek
oyuncularla sezonun ilk çalışması öncesi
biraraya gelen Başkan Özkan, önemli mesajlar verirken, "Böylesine sağlam karakterli bir takıma sahip olduğum için kendimi
şanslı hissediyorum." dedi. Başkan Seyit
Mehmet Özkan, yaptığı konuşmada, "Hem
yönetim, hem de teknik heyet olarak Türkiye'ye örnek bir kulüp olma yolunda adım
adım ilerliyoruz.
Bu sezon gözler biraz daha fazla üzerimizde olacak. Altyapıdaki çocuklarımızın
öncü ağabeyleri olarak geçen iki sezonda
olduğu gibi sahada sadece futbol oynamanızı ve performansınızla konuşulmanızı istiyorum. Yine kesinlikle rakipler ve hakemlerle olumsuz diyaloglara girmeyeceğiz. İyi
birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu sloganımızı
oturtmak için uğraşalım. Bizim için günlük
kararlar değil, ilkeler önemli. Saha içi ve
dışında ilkelerimizden ayrılmayacağız. Sizinlerin Yeşilyurt Sait Altınordu Yerleşkesi'ne 2.5 metre boyunda posterlerinizi yaptırıyorum. Küçük çocuklarımız örnek alsın-
lar diye." ifadesini kullandı. Başkan Özkan,
Türk futbolcusuna olan güveni nedeniyle
prensip olarak yabancı oyuncuya karşı olduğunun birkez daha altını çizerken, "PTT
1. Lig'de birçok yabancılara karşı oynayacaksınız. Yüreğinizde vatan sevgisi varsa,
mutlaka başarılı olacaksınız. Biz aynı sistemle gideceğiz. Ülke olarak çok zor topladığımız dövizleri, yabancılara çanta çanta
vermeyeceğiz. Temel amacımız, bu ülkenin
topraklarından futbolculuk mesleğini seçmiş, gerçek profesyoneller yetiştirmek. Kazandığımızı Türk gençliğine yatırım olarak
yönlendirmek. Ben inanıyorumki biz sahada top oynarsak, yan faktörlere takılmadan
90 dakika mücadele edersek, oyunumuza
konsantre olursak, başarılı olmamak için
bir neden yok. Ben size çok inanıyor ve güveniyorum." şeklinde konuştu. Başkan Özkan, Trabzonspor'a verdikleri Gökhan Karadeniz'in bir röportajında "Futbolculuğun
bir meslek olduğunu Altınordu'da anladım." sözüne dikkat çekerek, "Kendisini
yakından takip edeceğiz. Çok çalışıp, elimizde yetişen Salih Uçan, Taylan Antalyalı
gibi, Altınordu armasını bulunduğu ligde
en iyi şekilde temsil edeceğine Gökhan Karadeniz de söz verdi." dedi. Özkan, sağlam
karakterli birkaç oyuncu transferi daha ya-
pacaklarını da belirterek, "Herkeste Altınordu bu sezon da şampiyon olup, Süper
Lig'e çıkar temennisi var. Bizim ilk yıl hedefimiz ligde kalmak, ikinci yıl ilk altı,
üçüncü yıl şampiyonluk. Ama takım önde
gidiyorsa da son iki sezonda olduğu gibi
tutmayız. Yeni yapılanmada Murat Dizdar
Sportif Direktör, Sedat Gündoğdu İdari Direktör, Hüseyin Eroğlu da Futbol Direktörü
olarak Kuşadası'ndaki tüm ekiplerimizi yönetecekler. Hepinize sağlıklı, başarılı bir
sezon diliyorum. Allah utandırmasın." ifadesini kullandı.
ALTINORDU TAKIM KAPTANI
CÖMERT: 25 YENİ ŞEYTAN
Başkan Seyit Mehmet Özkan'dan sonra
söz alan takım kaptanı Murat Cömert, takım arkadaşlarına yaptığı konuşmada, "Biz
iyi bir aileyiz. Başka takımlar isimli oyuncular ve büyük paralar harcayarak bir yerlere geldi." diyerek, şunları söyledi: "Bizi
iki sezondur başarıya götüren ise iyi çalışmamız ve arkadaşlığımız oldu. İnşallah bu
sezon bunu daha da ileriye taşıyabiliriz.
Geçen sezon bizim için '20 yeni şeytan' diyorlardı. Bu sezon da '25 yeni şeytan' olacağız. İnşallah bu sene de başarılı olacağız." (CİHAN)
Şenol Güneş: Buraya iddialı geldim
B
ursaspor Teknik Direktörü Şenol
Güneş, "Bu yıl biraz zor olacak
ama buraya iddialı olarak geldim.
Takımımızı aldığımız noktadan daha üst
sıralara çıkartacağımıza inanıyorum." dedi. Tecrübeli teknik adam, Bursaspor'un
resmi yayın organı
Bursaspor Dergisi'nde yer alan yazısında, yeşil beyazlı
kulübe geliş süreci
için, "Başkanımız sayın Recep Bölükbaşı
ile yaptığımız görüşmelerin ardından
Bursaspor'un hedeflerinin benim düşüncelerim ile örtüştüğünü görünce kolay
bir biçimde anlaş-
tık." ifadelerini kullandı.
Bursaspor camiasının geçmişte küme
düşmeyi de şampiyonluğu da yaşadığını
hatırlatan Şenol Güneş, şunları dile getirdi:
"Bursa, Türkiye'nin en önemli sanayisine sahip, ekonomik anlamda güçlü bir
şehir. Taraftarlarımızın kulübüne ne kadar
bağlı olduğunu tüm spor kamuyu biliyor.
Bursaspor, alt yapısıyla da ülkenin en önde gelen kulüplerinden birisi. Altyapıdan
yetişen genç oyuncularımız da heyecanımızı artırıyor. Birlik ve beraberlik içinde
hareket ettiğimiz takdirde büyük başarıların gelmemesi için hiçbir neden yok. Kulübümüzü iyi noktalara taşıyabilmek için
duygularımızı samimi bir şekilde ortaya
koyarak, çok çalışacağız."
"İDDİALI GELDİM"
Her büyük kulübün zaman zaman
inişli çıkışlı grafik çizebileceğine dikkat
çeken Güneş, şöyle devam etti:
"Önemli olan bu inişlerin uzun sürmemesidir. Siz değerli taraftarlarımıza
beğeniyle izledikleri Bursaspor takımı
oluşturmak istiyoruz.
Bu yıl biraz çor olacak ama buraya iddialı olarak geldim. Takımımızı aldığımız
noktadan daha üst sıralara çıkartacağımıza inanıyorum. Camiamızdan alacağımız
pozitif enerji ve moralle yeni sezonda büyük zaferlere imza atmak dileğiyle..."
(CİHAN)
SAYFA 16
Antalya’da 14 yıl önce yabancı dili yetersiz
diye işe alınmayan 39 yaşındaki Ferhat Yıldız,
hırs yaparak 9 dil öğrendi. Yabancı dil öğrenmenin püf noktalarını başka insanlarla paylaşmak isteyen Yıldız, öğrendiği dilleri kendi
metoduyla kitaplar haline getirdi. Kitapları ise
internet ortamında satış rekoru kırıyor
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
10 Temmuz 2014 Perşembe
www.sondakikagazetesi.com
Dil bilmediği için işe alınmadı,
HIRS YAPTI 9 dil öğrendi
İnternet üzerinde dünyada satış rekorları kıran
yabancı dil kitaplarının yazarı Ferhat Yıldız, yabancı dil öğrenme merakını ve yayınladığı kitaplarla ilgili AA muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İzmir’de ailesine ait şirketin iflas etmesiyle
2000 yılında Antalya’ya çalışmak için geldiğini
anlatan Yıldız, Manavgat’ta beş yıldızlı bir otele iş
başvurusunda bulunduğunu ancak yabancı dili
yetersiz olduğu için işe alınmadığını belirtti.
Rusça ve Almancası yetersiz olduğu için işe kabul
edilmediğinde hırs yaptığını ifade eden Yıldız,
“Ege Üniversitesi Turizm Otelcilik bölümünü
bitirmiştim. İngilizce biliyordum ama Antalya’da
turizmde çok geçerli bir dil değildi. Almanca ve
Rusçamı çok zayıf gördüler işe almadılar. Bende
İzmir’e dönerek yabancı dil kurslarına gittim. Ama hiç birinden verim alamadım. Daha sonra Almanca ve Rusça setleri aldım. Her gün saatlerce
çalıştım ve tekrar ettim. İnat ettim ve 8 ayda her iki dili de çok iyi öğrendim. Ertesi yıl aynı otele
tekrar başvurdum. Beni tanımadılar ama yabancı
dilimi çok iyi buldukları için bu sefer işe aldılar.
Turizmde çalıştığım için bol bol pratik yapma
şansı buldum.” Otelde çalışırken de boş zamanlarını yabancı dil öğrenerek geçirdiğini belirten
Yıldız, şöyle konuştu: “Uzun yıllar çeşitli
otellerde çalıştım. Özellikle sezon kapandığında
kışın zamanımı yabancı dil öğrenerek geçiriyordum. Farklı dilleri öğrenmek artık tutkum olmuştu. Rusça ve Almanca'dan sonra bir Hollandalı bir
aileyle tanıştım. Hollandaca öğrenmek istediğimi
belirttim. Onlarda İngilizce ve Almanca biliyorsam Hollandacayı kolay öğrenebileceğimi
söylediler. Hollandacayı da kısa sürede öğrendim.
Ardından İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Lehçe
ve Japonca öğrendim. Şu an Türkçe ile 10 dil
biliyorum. İkinci üniversite olarak Ankara Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Ana bilim Dalı Rus
Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdim. 10 dil
bildiğime kimse inanmak istemiyor.” Aldığı notlarla sadece dil öğrenmenin basit yolunu keşfettiğini vurgulayan Yıldız, “Keşfetmiş olduğum bu
sistemi aldım yıllar içinde iyice geliştirdim. Bu
sistemi hangi dile uyguladıysam kısa zaman
içinde konuşmaya başladım. Dilleri unutmamam
için de aldığım notları kendim için kitaplaştırma
kararı aldım. Böylelikle unutmaya başladığım dilleri tekrar etme şansı buldum”dedi. İzmir’de bir
yayınevinde bastırıp, kurduğu internet sitesinde kitaplarını satmaya başladığını anlatan Yıldız “İlk
olarak Adım Adım İngilizce, Almanca ve Rusça
kitaplarını bastırdım. Daha sonra adım adımın
serisi olarak Hollandaca, İspanyolca, Fransızca, İtalyanca kitaplarımı yayınladım. Yakın zamanda
Lehçe kitabım basılacak. İnternette kitaplarımın
bir bölümünü ücretsiz koydum. Sonra talepler
gelmeye başladı. Talepler artınca kendi şirketimi
kurdum. 2014’ün başlarında Türkiye’de Google
Store’de Türkçe kitaplar satışı başladı. Kitaplarımı
e-kitap olarak burada satışa sunmaya başladım. Şu
anda e-kitap olarak 20’nin üzerinde kitabım var."
diye konuştu. İnternet üzerinde Türkiye’de en çok
satanlar listesinde ilk 10’da bir kitap, ilk 100’de
10 kitabı olduğunu dile getiren Yıldız, “Şu an İngilizce olarak hazırladığım Japonca dünya sıralamasında birinci, birçok yabancı dilde hazırladığım
kitaplar ise birçok ülkede ilk sırada yer alıyor. İngiltere ve Amerika’daki dünyanın en bilinen
yayınevlerinin kitaplarının bile önüne geçtim.
Bazı ülkelerde ilk 5’de 4 kitabım bulunuyor” dedi.
Polonyalı eşi Malgorzata Yıldız’ın da dil bilimcisi
olduğunu ve 5 dil bildiğini belirten Yıldız, en
büyük desteği eşinden gördüğünü ve evde eşiyle
sürekli farklı dillerde konuştuklarını, her gün farklı bir dilde film izlediklerini söyledi. (AA)
Bornova esnafı ve üniversite
öğrencilerine müjdeli haber
Bornova Belediyesi’nin öncülüğünde hayata
geçirilecek; ‘Dost Kart Projesi’ için çalışmalar
başladı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila,
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı
Zekeriya Mutlu ve Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür
ve Spor Daire Başkan Prof. Dr. Hülya Öz’le ayrıntıları konuşmak üzere bir araya geldi. Toplantıya, ilgili Belediye Başkan Yardımcıları ile Bornova,
Çamdibi ve Altındağ Esnaf Odaları Başkanları da
katıldı. İlk etapta sadece üniversite öğrencileri için
düşünülen Dost Kart’la ilgili çalışmaların 15 Ağustos’a kadar tamamlanması ve Eylül’den itibaren
uygulamaya geçilmesi kararlaştırıldı. Ege Üniversitesi’nin kayıtları sırasında, Dost Kart sahibi olmak
isteyen öğrenciler için başvuru masaları kurulması
gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı.
Projenin daha sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi ve yürütülmesi için üç kurumdan temsilcilerin yer aldığı bir komisyon oluştu-
ruldu. Bu komisyon ilgili çalışmaları yaparak, projeye dahil olacak işletmeleri ve hangi ürünler ile
hizmetlerde ne kadar indirim
yapılacağını belirleyecek. Bu
özel çalışmada yer alacak işletmelerde Dost Kart’ın geçerli
olduğunu gösteren standart bir
tabela yer alacak.
Hem öğrenci hem de
esnaf kazanacak
Öğrencilere indirimli ürün
ve hizmet alma imkanı
sunacak Dost Kart sayesinde
esnafın da kalkınacağına
dikkat çeken Bornova
Belediye Başkanı Olgun Atila,
“Bir üniversite kenti olan Bor-
Komisyon oluşturuldu
YÜZEN FİAT 500'LER
LEVENT MARİNA'DA
İzmir’de teknelerin en güvenli
ve konforlu adresi Levent Marina, bu kez de yüzen Fiat 500
otomobilleri ağırladı. Fiat
500’ün yeni modellerini tanıtmak için düzenlenen yüzen otomobiller, dünya turuna
İzmir’de Levent Marina’da devam etti.
Yüzen Fiat 500’ler, Los Angeles, Miami, Chicago, Ibiza, İstanbul ve Çeşme’den sonra
İzmir’de vazgeçilmez konumuyla öne çıkan Levent Marina’dan suya indirildi. Levent
Marina içerisinde birkaç tur
attıktan sonra Konak’a kadar
gidiş-geliş turları yapan ikonik
sevimli araçlar, İzmir halkını
hem büyüledi hem de şaşkına çevirdi. Dirinler Döküm
San ve Turizm Liman İşletmeciliği A.Ş.’nin işletmesini
üstlendiği Levent Marina’nın
dünya çapında bir organizasyona ev sahipliği yapmasından büyük mutluluk duyduklarını belirten Yönetim Kurulu
Başkanı Melih Dirin, “Tüm
dünyada büyük ilgi gören ve
otomotiv dünyasının efsanevi
modelleri arasında yer alan
Fiat 500’lerin dünya turunun
İzmir’deki durağı Levent Marina oldu. Böylelikle marinamızın İzmir için ne denli
önemli bir konumda
olduğunu bir kez
daha gösterdik. Burada faaliyet
gösteren birbirinden
nezih, kaliteli ve seçkin
mekanlarımızla Levent
Marina, gerçek İzmir
havasının yaşanabileceği nadide konuma sahip” şeklinde
konuştu. İki hafta boyunca
Türkiye sahillerini gezecek
olan yüzen otomobillerin,
dünya turunu Türkiye’den
sonra Avusturya, Hollanda,
Almanya ve Polonya gezileriyle sürdüreceği bildirildi.
(HABER MERKEZİ)
Üniversite kenti Bornova’da
hem üniversite öğrencilerine
ucuz alışveriş imkanı verecek
hem de esnafın işlerini arttıracak proje için düğmeye
basıldı. ‘Dost Kart’ uygulaması
1 Eylül’den itibaren
uygulamaya geçiyor. Dost Kart
sahibi öğrenciler, projeye dahil
olan işletmelerden indirimli
yararlanacak
nova’da öğrencilerin esnaf ve vatandaşla iyi ilişkiler
içerisinde olması çok önemli. Dost Kart, bu amaçla
hayata geçirmek istediğimiz projelerin başında
geliyordu. Bornovamız için başarılı bir çalışma olacak” dedi. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ile Ege Üniversitesi
Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkan Prof. Dr.
Hülya Öz ise hem esnaf hem de öğrencilere katkı
sağlayacak bu projede yer almaktan büyük mutluluk
duyduklarını belirterek Başkan Atila’ya teşekkür etti. (HABER MERKEZİ)
Boşanmış Mağdur
Babalar Derneği:
Hakimlerin mal
varlıkları araştırılsın
Boşanmış Mağdur Babalar Derneği Başkanı
Muhammet Özen, kadın cinayetlerinde tek suçlunun
erkekler olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Asıl
meselenin rant olduğunu iddia eden Özen, "Halen
yürürlükte olan Yargıtay içtihatlarınca boşanma,
kadınlar için cazip hale getirilmiştir. Boşanan kadın
için hayat, ekonomik ve idari özgürlükle refaha yol
açmaktadır. Boşanan kadın, babasından kalan dul,
yetim maaşı yanında eski eşinin neredeyse maaşının
tamamına yakınını nafaka olarak almaktadır. En ufak
bir ekonomik sıkıntıda kadınlar boşanarak, birdenbire çifte maaşa kavuşmaktadır. Bu maaşın dışında
erkek tarafının ailesine ait ev veya daire de 'aile
konutu' adı altında bir şekilde alınıp kadına verilmektedir." dedi. Ayrıca asgari ücret alan bir işçiye dahi 20
bin ile 200 bin TL arasında tazminatlara
hükmedilebildiğini aktaran Özen, "Bunlar ödenmediği takdirde üç ay içinde erkek derhal hapse atılmaktadır. Hapishane dışında erkek tarafın ailesi
yardım edip bu paranın ödenmemesi durumunda
erkek hapiste kalmaktadır. Tüm bu maddi olanaklar
dışında her ne şart altında olursa olsun çocukların
tamamının velayeti de anneye verilmektedir.
Türkiye'deki aile mahkemeleri ve bağlı olarak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yıllık 15 milyar dolara yakın
bir meblağa hükmetmekteler. Anılan paranın yarıdan
fazlasını, anlaşılmaz bir şekilde avukatlar almaktadır.
Avukat bu parayı tahsil etmeden hakim, erkek tarafın
baba, amca, hala, teyzesinin üstündeki taşınmazların
tapusu üzerindeki 'tedbiren satılamaz' şerhini kaldırmayarak ortak hareket etmektedirler. İşlenen
cinayetler, bu 15 milyar dolarlık rantın paylaşımı nedeniyledir. Erkek ya bu parayı ödeyecek ya da ömür
boyu hapis yatacaktır. Her halükârda ömür boyu
hapis yatacak olan erkek, karşı tarafı katlederek
hapiste yatmayı veya bilahare intiharı tercih etmektedir. (CİHAN)