Gediz Üniversitesi׳nden elektrik üreten otopark

Karabağlar Belediyesi, Kavacık Üzüm Festivali için yanlış anons yapınca ortalık karıştı
1/1&(1'('20'/+20''#
($&(,0*0 '1&1'2/&
+'""
&+'
2)0
0&
-/112)
*-/
0*
,
,0
-)11##-,//-)
2.11,
*112.
-/*
11$$-/
0....++
0
0..//0
Belediyenin gönderdiği araç kalabalığın
önünde durmayınca, kalabalık araca
doğru koştu. Yol ortasından koşan
vatandaşlar, ezilme tehlikesi yaşadı
Karabağlar Belediyesi, İzmir Büyükşehir
Belediyesi’yle birlikte üzümüyle ünlü
Kavacık Köyü’nde festival düzenledi.
Festivalin ilk günü dün sona ererken,
daha ilk günden; yapılan yanlış anons
ve bunun sonucunda yaşanan izdiham, festivale gölge düşürdü
-BELEDİYE ARAÇ GÖNDERMEDİ
Belediyenin astığı pankartta, “13-14 Eylül tarihlerinde
yapılacak festival için belediye araç kaldıracaktır”
yazınca, insanlar belediyenin belirttiği saatte, belirttiği yerde oldular. Festivale gitmek isteyenler, metrelerce
kuyruk oluşturdu. Ancak, festival meraklıları, dakikalar
sonra kötü bir sürprizle karşılaştı. Belediyenin göndermesini bekledikleri araç, gelmedi.
-VATANDAŞLAR SAATLERCE BEKLEDİ
Belediyenin göndereceği araç gelmeyince şaşkınlık
yaşayan vatandaşlar, isyan etti. Araç gelmedikçe
kalabalık daha da büyüdü. Saat 8.30’dan itibaren
bekleyen kalabalıkta tartışmalar yaşandı. Vatandaşlar,
saatlerce, belediyenin belirttiği noktada araç bekledi. O
esnada tesadüfen olay yerinde bulunan, Karabağlar –
Yunus Emre Mahallesi Muhtarı Süleyman Can, olaya müdahale etti. Belediye Meclis üyeleriyle görüştü. »7’de
14 Eylül
Pazar
4 Eylül
2014 2014
Perşembe
www.sondakikagazetesi.com
www.sondakikagazetesi.com
Her işsize bir
iş danışmanı!
"(.6)'687)+27HNVOXSZWBWTZOYLVYSWZSNULVXU?
CFZ>XGRUVXOXZFYZOKVXSXPZYEWPWOVYUWZFYUYT
6%8?ZWILWGZFYZWIFYUYTVYUYZFYUQWEW
QXTRIOXTVXUZLXMYLWTQYZWILWGVYUWTZQJEUNZMYU:
VYUQYZWLPW>QXOZYQWVOYVYUWTWZLXEVRMJU@Z=N
QXTRIOXTVXUVXZWIZAKCKZDWMXLXLRTQX
NVXIXOXQRSVXURZ>YUZTJSPXMXZNVXIOXSZWLPYQWS:
VYUWTWZHYVWUPYTZ&GSXT?Z74XTRIOXTVXURT
XVRTOXLRMVXZXUPRSZ>YUZWILWGWOWGWTZFY
WIFYUYTWOWGWTZHWUZQXTRIOXTRZFXU@Z4JVXMRLRMVX
WIFYUYTZFYZWIZXUXMXTRZWMWZHWVYTZQXTRIOXTVXUVX
QJEUNZWIYZQJEUNZWTLXTRZMYUVYIPWUOYMY
HXIVXQRERORGRZQKIKTKMJUNG7ZQYQW@Z71,8
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Cihannüma Araştırma
ve Uygulama Merkezinden İktisadi veİdari Bilimler
Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç.
Dr. Engin Küçüksille:
» 4’te
Para politikamızda yurt
dışındaki aktörlerin etkisi var
Festivale
Festivale
Festivale
Festivale
Festivale
Festivale
gitmek
gitmek
gitmek
gitmek
gitmek
isteyen
isteyen
isteyen
isteyen
isteyen
hamile
hamile
kadın,
hamile
kadın,
hamile
kadın,
hamilekadın,
kadın,
hamile
kadın,
ezilme
ezilme
ezilme
ezilme
ezilme
tehlikesi
tehlikesi
tehlikesi
tehlikesi
tehlikesi
atlattı
atlattı
atlattı
atlattı
atlattı
atlattı
%"#$%%!#"$
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarına yön verecek 2015 - 2019
Stratejik Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde onaylandı. ESHOT ve
İZSU projeleri ile birlikte bu tutarın 20 milyar lirayı aşması bekleniyor
Çeşme’de gürültüye
karşı referandum
8(287$83,7$3.8-6363 PJDVXTPRLRTQX
SJTNIXTZ=XISXTZ4XVARB?ZAKUKVPKZSJTNLNTQX
BJSZ2XGVXZIWSXMYPZJVQNENTNZFNUANVXQRZ73JUNTN
HWUVWSPYZB<GYU?ZHYUXHYUZSXUXUZFYUWUWG7ZQWMYUYS
.UY2YUXTQNOZLWTMXVW.ZFYUQW@Z=XISXTZ4XVARB?
73XQYCYZ)YFUYZFYZ%Y>WUCWVWSZ=XSXTVRER.TRT
FYUQWEWZWGWTVYUZQJEUNVPNLNTQXZXBRVRIZFYZSXDXTRI
LXXPVYUWMVYZNMNDZNMOXQRSVXURTR?ZWGWTVYUWTWTZJVND
JVOXQRERTRZQYTYPVYMYHWVWMJUNG@Z&TKOKGQYSW
MRVZHNZLJUNTNZHYUXHYUZB<GYU?ZAKUKVPKZ
SJTNLNTQXZWIVYPOYVYUWTZXBRVRI:SXDXTRIZ
LXXPVYUWTYZUY2YUXTQNOZMXDXUXSZ>YDZHWUVWSPY
SXUXUZFYUYHWVWUWG7ZQYQW@Z7154
Başkanlar barış
için omuz omuza
04708'856-8.61363 HXVSXTZQYUTYSVYUWMVYZHWU:
VWSPYZJUAXTWGYZYPPWEWZ#ZAKTZLKUYCYSZ@Z=XVSXT
YLPWFXVW?ZCJISNVNZHWUZIYSWVQYZHXIVXQR@=UYAJFWB
WLOWTWZLJLMXVZOYQMXZKGYUWTQYTZ>XVSXZLJUXUXS
HYVWUVYQWSVYUWTWZHYVWUPYTZ=XISXTZ0WUWIPWTX?
(8XUQYIVWS?ZHXURIZWBWTQYZ>YDZHNZSYTPWT
W>PWMXBVXURTRZHYVWUVYQWS@Z*TZ<TYOVWLWZHNZSYTPY
ONPVNVNSZFYZHXURIZVXGRO9ZQYQWS@Z=NTVXUQXTZBJS
BYSOWIZXCRLRTRZHWVYTZHXVSXTVXUVXZHWU
JVQNENONGNZSXUQYIBY?ZYVYVYZMKUYSZMKUYEY
=NCXORGXZAKGYVVWSVYUWZMXIXPOXSZWLPWMJUNG@
!NGNUNONGNZHJGOXMXZMYVPYTYTVYUZJVNULX
HXIPXZHNZSXUQYIWTWGZJVOXSZKGYUYZXUSXOQXZLW:
GVYUZSYLWTVWSVYZOKLXXQYZYPOYMYCYSPWU'ZQYQW
58*42&7%154
+++<./73;595;<;2:&:19</5-84;86<997<;2684;06)</43-$
-0-2<,:<;5604;8676<%:<,:<;5604;86767<;59*4:$
8979<7":4:0:<2:4<;!:84:89092:<959<,(7<;8;<%:8395'
98<1/78;59<,(7<591;8#67<%:<;465:198#97<.(*:8
9,#3:59<:7<,(4(<8;59*4:8973:7<:)95&;)<94:<5;8)6762$
3;</4;";62'<.*/8<1;;1673;<!-4-);460'''<
<./73;595;<;2:&:19<$<.*/8<.:8%919<+++
$74/,67/704(#437YSWVWZ=WVXVZ4JEXT9RT
LPUXPY;WSZDVXTQXZMYUZXVXTZSYTPLYVZQ<TKIKOZDUJ;YVYU:
WTYZWVWISWT?Z(3WGWTZSYTPLYVZQ<TKIKOZHWTXTRGZFXUZOR
8JVXMCRVRERZLYBYUYSZGNTQYUY9QYZSJTNPZLXPRT
XVQRTRG'ZL<GVYUWTYZMXTRPZFYUYTZ6GOWUZ=KMKSIY>WU
=YVYQWMYZ=XISXTRZ+GWGZ8JCXJEVN?ZSYTPLYV
Q<TKIKOQYZNGVXIOXMRZFYZA<TKVZURGXLRTRZPYUCW>ZYP:
PWSVYUWTWZHYVWUPPW@Z=NAKTZBRSXTZMXLXVXUZMKGKTQYT
SYTPLYVZQ<TKIKOZXVXTRTQXZ1KUSWMY9QYZNMANVXT:
XHWVYTZPYSZHWUZDUJ;YTWTZHWVYZJVOXQRERTRZQWVYZAYPWUYT
=XISXTZ8JCXJEVN?Z(VOXG?ZJVXOXGZQX@Z)KTSKZHN
SXTNTZPXDNMXZOKQX>XVYZYPOYSPYQWU'ZQYQW
58*42&7!158
")26/70+-+#(86/708'856-8.6363 *MVKVZXMR
OYCVWLZPJDVXTPRLRZKBKTCKZHWUVYIWOWTQY?Z6GOWU
=KMKSIY>WUZ=YVYQWMYLWZWVYZ*3!1ZYTYV
KQKUVKEK9TKTZ5/-"ZZ5/-,ZQ<TYOWZWBWT
>XGRUVXORIZJVQNENZ(3PUXPY;WSZ0VXT'ZA<UKIKVYUYSZS:
XHNVZYQWVQW@Z,ZLYSP<UYZWVWISWTZ5"ZDUJ;YTWTZMYUZXVQRER
6GOWUZ=KMKSIY>WUZ=YVYQWMYLWZ3PUXPY;WSZ0VXTR9TQX?
SYTPPYZ>XMXPXZAYBWUWVYCYSZDUJ;YVYUZFYZ>YQY2VYUZMYU
XVQRZFYZHNZ>YQY2VYUYZNVXIOXSZWBWTZ-/@,ZOWVMXU
VWUXVRSZHKPBYZ<TA<UKVQK@Z0VXTVXTXTZ>XUCXOXVXURT
LYSP<UYZA<UYZQXERVRORTQXZ5ZOWVMXUZ,#ZOWVMJTZVWUX
WVYZNVXIROZHWUWTCW?ZSYTPLYVZXVPMXDRZWLYZ5ZOWVMXUZ
OWVMJTZVWUXVRSZMXPRUROVXZWSWTCWZLRUXMRZXVQR
#% !!%
# !%
!%"$$
Okul servisi sürücüleri, görev
süresinde araçta ya da görev
alanlarında sigara içmeyecek, tespih, zincir gibi takı
takmayacak, öğrencilerle argo konuşmayacak
İçişleri Bakanlığı, okul önlerinde alınacak trafik tedbirleri ve servis
araçlarının denetimine ilişkin bir genelge hazırlayacak tüm illere gönderdi.
Genelgeye göre, trafik polisleri, öğrencilerin giriş çıkış saatinde okul önlerinde ve büyük kavşaklarda önlem alacak. Araçlarda taşıma
sınırının üzerinde öğrenci bulunmayacak. Okul öncesi
ve ilköğretim öğrencilerinini taşıyan araçlarda rehber
personel bulundurulacak. devamı 12’de
%(2!(%(%(
!%!
%%(2%%!2 Gediz Üniversitesi, kendi
elektriğini rüzgar ve güneşten
karşılayacak. Bu amaçla
öğrenci otoparkına hibrit
santral kuruluyor.
İZKA’nın da
desteklediği
bu çevreci
proje tüm
Türkiye’ye
örnek
olacak
856)736*8/.6,8.67MYTWVYTYHWVWU
YTYU;WZSXMTXSVXURTRTZSNVVXTRORTX
M<TYVWSZHWVWOLYVZBXVRIOXVXURTRZBYFUYCW
HWUZDUJ;YMVYZPXBVXTQRURMJU@Z3YMUYS9PYSW
SXODKLY?ZUKGAXUZWVYZAKTYIWTZHWUVWSPY
SNVVXTRVXUXSZHNZ5ZSXMTXSPXTZSYLWTPWLWG
FYZQX>XZFYUWOVWZYVYSPUWSZYVQY
YQWVOYLWTWZLXEVXMXTZ>WHUWPZLXTPUXVZSN:
UNVNMJU@Z6GOWUZ8XVSRTOX
+;XTLR9TRTZ68+Z$Y:
TWVYTYHWVWUZ*TYU;WZFYZ)YFUY
1YSTJVJ;WVYUWZ XVWZ4YLPYS
0UJAUXORZSXDLXORTQXZ-
OWVMJTZ1ZWVYZQYLPYSVYQWEWZDUJ;Y
PJDVXOZ5@5ZOWVMJTZ19MYZOXVZJVXCXS@
&EUYTCWZJPJDXUSRTRTZKGYUWZMXSVXIRSZ#
HWTZOYPUYSXUYVWSZAKTYIZDXTYVVYUWMVY
SXDVXTXCXS?ZXMURCXZHWUZQYZUKGAXUZPKUHW:
TWZMYUVYIPWUWVYCYS@
KTYIZFYZUKGAXU
YTYU;WLW
HWUVYIPWUWVYUYSZLXXPPY
"//ZSWVJFXPZYVYS:
PUWSZYVQYZYQWVYCYS
58*42&7!158
%!(22
%((2((!
! &"'%$&$&&'%%$$&
#"#'!"!$!'%'%
#"%"%'#&&'&& '#$&"
$# # '%% $%"%&'#"&
!! '!$!
")26/70+-+#(86/708'856-8.6
PXUX2RTQXTZMXDRVXCXSZPYLWLZWBWTZJM
HWUVWEWZWVYZSXUXUZXVRTQR@ZXVW
$XUQROCRLRZ!KLYMWTZ4YOWUCWVYU
HXISXTVRERTQXZ6GOWUZ)YFUY
%Y>WUCWVWSZ KQKUVKEK9TQYZHWUZXUXMX
AYVYTZSNUNVZKMYVYUW?Z76VWOWG
OYPUJDJVZXVXTZLRTRUVXURZWBYUWLWTQY
SXPRZXPRSZLJUNTNTNTZYTPYAUYZHWUZLWL:
PYOVYZB<GKOKZWBWTZ8XUIRMXSXZ$X:
OXTVXU9QXZSNUNVOXLRZDVXTVXTXT
.8NGYMZ=<VAYLWZ8XPRZ+PRS
4YEYUVYTQWUOYZFYZ=YUPXUX2Z1YLWLW
0UJ;YLW.ZA<UKIKVYUYS
QYEYUVYTQWUWVOWIZJVNDZDUJ;YMYZXWPZM:
YUZLYBWOWTWTZNMANTZJVQNENTXZJM
HWUVWEWZWVYZSXUXUZFYUWVOWIPWU@7ZQYTWVQW
58*42&7% 1,8
.;!9&<7":<;236<<
<3:
100
100 konuta
konuta yetecek
yetecek güçte
güçte
;24-0<:1:5<;236<<
<
3;
Üç
Üç bin
bin metrekarelik
metrekarelik bu
bu alan
alan otopark
otopark olarak
olarak kullanılmaya
kullanılmaya devam
devam ederken,
ederken,
yaklaşık
yaklaşık 100
100 konutun
konutun ihtiyacını
ihtiyacını karşılayacak
karşılayacak kadar
kadar elektrik
elektrik üretecek
üretecek
. 2
(%2 (%
2% 1,8
SAYFA 2
SIYAH MAVI
KIRMIZI SARI
14 Eylül 2014 Pazar
ENGELLERİNİ at
binerek aşıyorlar
Şehri tanıtmak
için İzmir'den
geldiler
Yürüyemeyen, ayakta duramayan, el ve kollarını oynatamayan serebral palsili çocuklar, fizyoterapist gözetiminde pony türü atlarla
binerek gördükleri terapi sayesinde engellerini aşmaya çalışıyor
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Fizik
Tedavi Anabilim Dalı ve Yahyakaptan İş ve Uğraşı Terapisi Meslek Yüksekokulu işbirliğiyle 6
yıldır verilen atla terapi hizmeti sayesinde yaklaşık 350 serebral palsi hastası çocuğun yaşam
kalitesi yükseltildi. Tedavi için ülkenin dört bir
yanından gelen bedensel ve zihinsel engelli çocuklar, Kocaeli Üniversitesi Kartepe Atçılık
Meslek Yüksek Okulu'nda fizyoterapist ve at
eğiticilerinin gözetiminde, pony ve midillilere
bindiriliyor. Okul müdürü Erdener Balıkçı, yaptığı açıklamada, hipoterapinin bir tedavi olmadığını, tedaviye destek amaçlı bir yöntem olduğunu belirterek, okulun hipoterapi hizmeti veren Türkiye'deki tek resmi kurum
olduğunu söyledi. Sadece bir fizik tedavi uzmanına tedavi olup, onun tavsiyesi üzerine gelen hastalara baktıklarını dile getiren Balıkçı,
vücut yapısı uygun olmayanların at
binmesinin kötü sonuçlar doğurabilece-
ğini kaydetti.
- "Hipoterapi, hastayı sosyalleştiriyor"
Balıkçı, terapiye gelen hastaların büyük çoğunluğunu serebral palsililerin oluşturduğunu
anlatarak, "Bu terapi yönteminin özelliği, atın
bir dakikada attığı adım sayısı yetişkin bir insanın dakikadaki adım sayısına yakındır. Atın
öne arkaya, sağa sola olan tekrarlayıcı hareketleri kas, iskelet ve sinir sisteminde hareket
fonksiyonlarının gelişmesini sağlıyor. 5-6 seansın ardından serebral palsili çocukların reaksiyonları artıyor ve hareket fonksiyonları yavaş
yavaş gelişmeye başlıyor. Hastalar bir fizyoterapist ve bir at antrenörünün desteğiyle yürütülüyor" diye konuştu. Bu seansların çocukların sosyalleşmesine
de imkan sağladığını vurgulayan Balıkçı, "Hiç hareket etmeyen hasta grubundan bahsediyoruz. Bunlar bir
odanın içerisinde yalnızlığa
terk edilmekte,
içine
kapanmakta,
tamamen
hareket
fonksiyonlarını yitirmeye başlamakta. Hipoterapi gördüklerinde ise hareket fonksiyonları
artmakta. Özellikle evden çıkma ve buraya
gelme heyecanını yaşıyorlar" ifadesini kullandı. Balıkçı, hipoterapi seans ücretinin 10 lira
olduğunu, ve özel merkezlerde bu rakamın
150 liradan başlayıp 300 liraya kadar çıktığına
dikkati çekerek, atla terapi için Türkiye'nin her
ilinden ve yurt dışından hasta geldiğini, bugüne kadar yaklaşık 350 hastaya hipoterapi uygulayarak hayat standartlarının gelişmesini
sağladıklarını vurguladı.
- "Çocuğum şimdi dimdik durabiliyor
ve güzel adımlar atabiliyor"
Serebral palsi hastası oğlu Gökberk'in tedavisi için Tokat'tan gelen Remziye Sarı ise çocuğunun 3,5 yaşında olduğunu ve hastalığını 2
aylıkken fark ettiklerini belirterek, atla tedaviyi televizyonda gördüğünü söyledi. Bir aydır
terapi seansına geldiklerini dile getiren Sarı,
"Çok iyi bir gelişme gösteriyor. Gökberk geldiğinde oturabilen bir çocuk değildi, sırtı eğik,
elleri ve kolları tutmayan bir çocuktu. Çocuğum şimdi dimdik durabiliyor ve güzel adımlar
atabiliyor. Bu durum psikolojisine de yansıdı,
çok daha sosyal ve konuşkan oldu çocuğum"
ifadesini kullandı. Nazife Kurt da oğlu Doruk'un tedavisi için Antalya'dan İzmit'e geldiklerini ve terapi seanslarına katılabilmek burada ev tuttuklarını anlatarak, oğlunun 3,5 yaşında ve serabral palsi hastası olduğunu kaydetti. Doruk'un hastalığını 1 yaşındayken fark
ettiklerini dile getiren Kurt, şunları söyledi:
"Daha önce tedavimizi Antalya'da devam ettiriyorduk, bir defa ameliyat olduk. Daha sonra
burayı internetten buldum. Açıkçası çok tatmin
edici geldi. Bu ikinci terapi sürecimiz daha önce de gelmiştik. Terapiden çok iyi verim aldık. Şimdi de daha güzel. Çocuğumun sırtı dikleşti, ayakta duruşunda, adım atışında ciddi
faydalar gördük. Psikolojik olarak da çok rahatladı. Normalde benimle yapmadığı hareketleri burada çok daha güzel ve eğlenerek yapıyor." (AA)
Süleymanpaşa Belediyesinin düzenlediği "1. Ulusal
Sanat Çalıştayı" kapsamında kente gelen 14 ressam,
şehri tuvale yansıtarak tanıtımına katkı sağlayacak.
Ressamlar, Gençlik Merkezinde kendilerine ayrılan
bölümde, daha önce gezdikleri şehrin tanıtımı için
resim yapmaya başladı.
Ressam grubunun koordinatörü Hakan Esmer, yaptığı açıklamada, yaklaşık 2
ay önce bu çalışma için görüşmelere başlandığını, ardından ressam ve çalıştay
grubu oluşturduklarını söyledi. Çalıştay grubuyla Tekirdağ'ı ziyarete geldiklerini belirten Esmer, "Tekirdağ, İstanbul gibi metropol
bir kentin sırtının arkasında, sırt dönülmüş bir
yer ama keşfedilmesi gereken çok güzel bir coğrafya. Bu coğrafyada bulunmak, burayı sanatsal olarak
izlemek, izlemlerimizi tuvale yansıtmak, keyif verici"
diye konuştu. Esmer, çalışma kapsamında Tekirdağ'a Türkiye'nin çeşitli illerinden ressamların geldiğini vurguladı. Çalışmalarının çok keyifli geçtiğini belirten Esmer, "Trabzon,
Adana, Eskişehir, Bursa,
İstanbul ve Gaziantep'ten
gelen arkadaşlarımız var.
Böyle bir grubuz. Çalıştayların bir diğer önemi de buluşmak, paylaşmak. Çalışmasında her sanatçı kendisine özgü sanat anlayışını
ortaya koyan resimler yapıyor" diye konuştu. Çalışmaya katılmak için İzmir'den
gelen ressam Serdar Leblebici ise grupta bulunmaktan çok mutlu olduğunu
söyledi. (AA)
ı
t
k
ı
ç
"
i
t
e
l
a
z
i
b
"
k
ı
l
l
ı
7 bin y
bezemea kabın de kapd
ın
ım
p
mlek ya
retimin
ak ve çö nmesi, peynir ü vleri bulundun
i
s
rinin işle
niversite
ı gibi işle
alık ağı
iz Mart Üesi Arkeoloji le ra delik açılmas aoğlu, "Ayrıca b sek
e
s
n
O
la
kale
kült
a, hasır
an Tak
rı, ÇanakFen Edebiyat Fa uran Takaoğnu anlat irat aşamasınd lerin yapımı
u
ğ
lo
T
p
)
.
A
r
"
Ü
m
k
in
,
D
ta
çe
ür
(ÇOM
köyünde
anı Prof.
ında ger
örme ve süs eşyası ve fig ma ve küpe deGülpınar alanında yürütü - Bölüm Başk sel danışmanlığ , hayvan
i
,
ız
s
h
ik
e
il
ç
ç
le
il
yapım
ik
et
a
Ayvacık theus" kutsal
un bilim aoğlu, kazılardainin gün ışı- p amasında, özell a, deriden giysi kulönce yaş
'n
ıl
lu
y
in
in
ş
b
a
lTak
alet
işlerde
lon Sm n kazılarda, 7
snasınd
nların ku
leştirildi. en yapılmış biz Bu aletin beni açma e gibi çok amaçlı istorik
le
ğ
li
yan insa landığı "biz
d
i.
in
d
a
h
iğ
le
ld
re
kem
ığını söy
htadan o
aşamasın diye konuştu. P 7 bin yıl önce
aleti" bu
a çıkarıldemikten veya ta köylerde
"
,
ın
ış
ın
ğ
m
ın
ıl
r
la
yvanlan
ı
k
lundu.
ion insan de kullandığı ha rinden
rlerinin, günümüzde baz kaoğlu, "Çue
e
h
z
t
in
m
S
Ta
isin
re
ikle
Kutsal
mak üze ığını dile getiren prehistorik alet besin ekonom ten sonra kem r ürettiğiz
ik
Ö
d
d
le
ip
e
ıl
t
n
e
h
n
u
y
in
le
a
a
i
a
kull
ıl önces
işleve s
Dr. Coşk
ların etin ne, spatula gibi ları günlük yaızla aynı ümüzden 7 bin y e yaşayan
ra, Prof. kip tarafından
a
ld
n
ıl
iğ
a
z
u
,
v
a
b
iz
k
,
b
i
e eklu
d
e
n
ğ
alandak şkanlığındaki e -4800 yıllarına
n biz, gü kaoğlu, o dönemaçlar için ya- d i bildiren Takao dıklarını sözlerin
la
o
0
a
b
0
n
n
a
e
am
i. T
günel diliyor. MÖ 52 torik Sminth
da kulla
ait" ded , bundan farklı ilgisini verdi.
şamların)
ın
b
r
ı
a
devam e arihlenen prehis n çalışmalala
ığ
ç
n
d
,
insa
t
io
rarlan
Aletin
ledi. (AA
n
a
d
ı
z
a
k
k
i
j
o
l
Arkeo
Bu da Osmanlı AVM'si
Van Kalesi'nin güneyinde bulunan Eski Van
Şehri'nde yürütülen kazı çalışmalarında, Osmanlı döneminde insanların yaşam
tarzları, sosyo ekonomik durumları ve beslenmeleriyle ilgili bilgilerle günümüz
itibarıyla AVM şeklinde düzenlenmiş birden
çok yapının bir arada bulunduğu işletmeler de
gün yüzüne çıkartıldı.
Birinci Dünya Savaşı döneminde Ruslar
tarafından işgal edilerek yıkılan Eski Van Şehri'ndeki yapıların yeniden ayağa kaldırılması
ve turizme kazandırılması amacıyla başlatılan
kazılar, Osmanlı dönemindeki sivil mimariyle
ilgili de bilim adamlarına önemli veriler sunuyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında 12 üniversiteden geniş bir ekiple Urartu döneminden kalma Van Kalesi'nin güneyindeki
Eski Van Şehri'nde yürütülen kazı çalışmalarında bu yıl önemli bilgiler elde edildi. Konyar, yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü
adına yürüttükleri kazı çalışmalarında 13'üncü
yüzyıldan 20'nci yüzyılın başlarına kadar olan
tarih dilimindeki yerleşme dokusu üzerinde
çalıştıklarını söyledi. Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sokaklar, sivil mimari, kamusal yapılarla ilgili önemli verilerin ortaya çıktığını
belirten Konyar, şu ana kadar 5 bin metrekarelik alanda çalışmanın yapıldığını ve genellikle
ticari birimlerin ortaya çıkarıldığını kaydetti.
Konyar, "Eski Van Şehri'nin ortaya çıkarılan
bölümlerinde, kumaşçı, parfümeri, camcı,
kunduracı gibi iş yerlerine ait kalıntılar bulundu. Bunlar yaşayan mekanlardı ve büyük yangınlarla terk edildiği görülüyor. 19'uncu yüzyıla doğru tarihleniyor” dedi. (AA)
Yıl: 4. Sayı: 1039. 14 Eylül 2014 Pazar
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Turgut KOÇ
Denizli Temsilciliği
05326601776
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
14
17Eylül
Şubat2014
2013Pazar
Perşembe
Mahkeme, Urla villaları
için yeni bilirkişi istedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle başbakanlığı döneminde sık sık tatil
yaptığı ve 1. derece sit alanı olduğu ortaya çıkan villalarla ilgili önemli bir gelişme yaşandı
U
rla’nın Hacılar Koyu’ndaki villalarla ilgili süren davada, İzmir
İdare Mahkemesi bölgede yeni
bilirkişi incelemesi ve keşif istedi. Bölgede yapılan ilk bilirkişi
incelemesi raporu da aylar sonra avukatlara verildi. Rapor, Hacılar Koyu’nun sit statüsünü birinci dereceden üçüncü dereceye
düşürülmesinde rol oynamış ve kamuoyundan gizlenmişti. Rapor, söz konusu işleme karşı açılan yürütmenin durdurulması
istemli dava dosyasına girdi.
17 Aralık operasyonu sonrası ortaya çıkan dinleme kayıtlarında geçtiği öne sürülen konuşmalarda, villa sahiplerinden birinin, bilirkişilere rapor için 130 bin lira vereceği iddia edilmişti. Başkan ve 2 hâkimin
aydır talep ettiği rapor sonunda dosyaya
girdi. 120 sayfalık rapora göre yıl boyunca
yapılan teknik araştırma ve gözlemler sonucunda 137 omurgasız, 73 balık, 134 sürüngen, 68 kuş ve 14 memeli hayvan türünün varlığı tespit edildi. Ancak, yine de küresel ve ulusal ölçekte türü tehlike içinde
olan bir canlı bulunamadı. Rapordaki çizelgede doğal sit alanındaki hayvan türlerine
ait liste bulunuyor. Listede yer alan Vipera
ammodytes (boynuzlu engerek), IUCN
(Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) tarafından Nesli Tükenme Tehlikesi Altında
Olan Türlerin Kırmızı Listesi’ne alınmış durumda. Bu nedenle Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca da koruma
altında bu-
lunuyor. Yine tarla sincabı, kızıl tilki 'yaygın endişe' kategorisinde yer alıyor.
İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 8 Eylül
2011’de '1. Derece doğal sit alanı' olarak
belirlenen koyun çevresinin insan yerleşimi ve tarımsal faaliyet nedeniyle doğallığını yitirdiği ileri sürülen raporda, bu nedenle bölgenin 'kesin korunacak hassas alan'
ya da 'nitelikli doğa koruma alanı' vasfı taşımadığı ileri sürülüyor. Raporun sonuç bölümünde, 'Koruma kullanma dengesi ve
sürdürülebilirlik stratejisi de dikkate alınarak ‘Sürdürülebilir kalkınma ve kontrollü
kullanım alanı’ olarak önerilmesi kanaatine
varılmıştır.' deniliyor. Böylelikle usulsüz bir
şekilde sit statüsünün değiştirilerek imara
açıldığı ileri sürülen kaçak villalar için de
yasal kılıf hazırlanmış oluyor.
Davacı avukatlardan Şehrazat Mercan,
rapora ulaşmak için çok uğraştıklarını belirterek "Bu rapor olmadan dava devam
edemezdi. Dinleme kayıtlarında bu raporun hazırlanması için 130 bin lira rüşvet
verildiği öne sürülüyor. Raporda, bölgede
sit derecesinin düşürülmesi amacıyla yazıldığını düşündüğümüz yanlış bilgiler bulunuyor. Aynı bölgeye ilişkin odaların açtığı
davalarla bu davanın birleştirilmesine bu
raporun yanında yeni bir bilirkişi raporu
ve keşif yapılmasını da istedi. O rapor üzerinden de değerlendirme
yapacaklar." dedi. (CİHAN)
değiştiği
mahkemeden
avukatların 3
Park ettiğini düşündüğü TIR'ı 1 kilometre uzakta yolun ortasında buldu
Böylesi ancak Türkiye’de olur
Polis düğünleri takip etti, havaya ateş
açan 16 magandayı suçüstü yakaladı
Polisten
maganda
operasyonu
Sakarya'nın Sapanca ilçesinde düğün cemiyetleri ve
konvoylarına yönelik yapılan kontrollerde havaya
ateş ederek korku ve paniğe sebebiyet veren 16 kişi
suçüstü yakalandı. Şüphelilerle birlikte 14 silah ele
geçirildi. Magandalara 12 bin 850 lira adli para cezası kesildi.
Sapanca İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 15
Ağustos-10 Eylül tarihleri arasında düğün cemiyetleri ve konvoylarında tedbir alarak havaya rastgele
ateş açan magandalara yönelik çalışma başlattı.
Oluşturulan sivil ekipler, cemiyetleri izledi. Düğün konvoylarını takip etti. Yapılan çalışmalar neticesinde havaya ateş ederek korku ve paniğe sebebiyet veren 16 kişi suçüstü yakalandı. Şüphelilerle
birlikte 14 adet kurusıkı tabanca, 2 adet otomatik av
tüfeği, 2 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi.
Savcılığın soruşturma başlattığı şüphelilere 12
bin 850 lira idari para cezası kesildi. (CİHAN)
O
smaniye’nin Bahçe
ilçesinde, D-400 kara yolunun kenarında bir benzin istasyonunda elini yüzünü yıkamak isteyen şoför Muhsin Arif Kaya, park ettiğini düşündüğü TIR'ı, 1 kilometre
uzakta kara yolun orta refüjünde buldu.
Trafik levhasının üzerinden
geçen TIR'ın kazaya sebebiyet
vermeden 1 kilometre gitmesi
şoförün tesellisi oldu.
Bahçe ilçesinde D-400 kara
yolunun kenarında bir benzin
istasyonunda elini yüzünü yıkamak isteyen TIR şoförü Muhsin
Arif Kaya, 34 BC 4038 plakalı
TIR'ı bıraktığı yerde bulamayınca çalındığını düşündüğünü
belirtti. Kaya, TIR'ın çalındığını
düşünerek 155'i aradığını belirtti. Şoför Kaya, elini yüzünü
yıkamak için benzin istasyonuna park ettiğini ancak el frenini
çekmeyi unuttuğunu, geldiğinde TIR'ı yerinde bulamadığını
söyledi. Kaya, 1 kilometre kadar mesafede orta refüjün üstüne çıkan TIR'ı, kepçe yardımıyla kurtardı. Kaya, herhangi
bir kazaya sebebiyet vermediği
için Allah’a şükrettiğini, her insanın başına gelebilecek bir
olay yaşandığını belirterek, yardım eden vatandaşlara teşekkür etti.
Benzin istasyonu çalışanlarından Menderes Kadıl, TIR'ı
çalışır halde hareket ederken
gördüğünü, ancak şoförü olup
olmadığını fark edemediğini
söyledi. Kadıl, şoförün gelip
TIR'ını sorduktan sonra, TIR'ın
kendiliğinden gittiğini anladığını söyledi. Kadıl, bu tür vakaların sık yaşandığını belirterek,
"Vatandaş yakıt almak için elini
yüzünü yıkamak için veya namaz kılmak için geliyor, aracının el frenini çekmeden iniyor.
Buna benzer olaylara önceden
de şahit olduk. Ancak bugünkü
TIR'ın olayı ilk kez oldu." diye
konuştu. (CİHAN)
(
14 Eylül 2014 Pazar
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker,"Rusya'ya 25 balıkçılık, 53 süt ve süt ürünleri, 39 yumurta, 19 kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri, 26 kanatlı eti ve et ürünleri olmak üzere toplam
162 firmanın ihracat yapabilecek kalite ve hijyen standardına sahip olduğunu bildirdik. Bu
sayı değişebilir çünkü Türkiye bu konuda yüksek potansiyele sahip"şeklinde konuştu
&QNWBX8WTQJXDVXWODWS>QRQPX9WPWSQX(VCNUX0PVTB
.LKOW:OWX4)XGWRQP<QRQPBX)+XKIMXDVXKIMXITISRVTUBX+#XOLJLTMWB
5#XPQTJQEQXVMXDVXUFRVSJUFXVMXITISRVTUBX4XPWSWMRQXVMUXDVXVM
ITISRVTUXHRJWPXIEVTVXMH?RWJX54X7UTJWSQSXUCTW>WMXOW?WGURV6
>VPXPWRUMVXDVXCUOVSXKMWSNWTNQSWXKWCU?XHRNL@LSLXGURNUTNUP6
RVTUSUXGVRUTMVTVPBX29LXKWOQXNV@UFVGURUTX<ISPIX8ITPUOVXGL
PHSLNWXOIPKVPX?HMWSKUOVRVXKWCU?2XNVNUA0PVTBX11
JLCWGUTUSVX.LKOW:OWXUCTW>WMQXWTMQTJWOWXO;SVRUPX<WRQFJWRWT
CWPPQSNWXW<QPRWJWRWTNWXGLRLSNLAX.LKOW:SQSX=QNWXUMCWRWMQSW
O;SVRUPXGHOPHMXPWTWTQXDVXGWFPWX?WEWTRWTWXO;SVRJVKUSUS
8ITPUOVXW<QKQSNWSX;SVJRUXGUTX=VRUFJVXHRNL@LSLXDLT=L6
RWOWSX0PVTBX8ITPUOV:SUSXOWPRWFQPX5#3XIRPVOVX5XJUROWT
[email protected]:OWX=V<VSXKVSV
5B4XJUROWTXNHRWTRQPXMWTQJXDVX=QNWXJWNNVRVTUXUCTW>WMQ
OW?QRNQ@QSQXPWONVNVSX0PVTBXGLXITISRVTUSXW@QTRQPRQXHRWTWPXOWF
JVODVXKVGEVNVSXHRLFML@LSLXK;ORVNUAX0PVTBX8ITPUOV:SUSXKHS
=VRUFJVRVTX<VT<VDVKUSNVXCVJXJVD>LMX?WEWTRWTQSQXPWOGVM6
[email protected]:OQXPWRQ>QX?WEWTXCWRUSVX=V6
MUTJVPXUKMVNU@USUXDLT=LRWNQAX0PVTBXFLSRWTQ
PWONVMMU2.LKOW:SQSXOWPRWFQPX$+XJUROWTXNHRWTRQPXUMCWRWMQXDWTA
-ISOWSQSX;SVJRUX=QNWXUMCWRWM<QKQXIRPVRVTUSNVSXGUTUKUAX-WCW
;S>VNVSXUCTW<XVMMU@UJUEXMWTQJXITISRVTUSNVSXPW?WKUMVKUSU
WTMQTWGURV>V@UJUEXITISRVTXDWTXJQBX;TSV@USXOWFXJVODVXKVGEV
UCTW<XVNUOHTNLPX5B4XJUROWTXNHRWTRQPBXGLSLXNWCWXWTMQTWGURUT
JUOUEXNUOVXGWPQOHTLEAXWS=UXOVSUXITISRVTUXURWDVXVNVGURUTUE
9LSRWTQXHRLFMLTLTPVSX8ITPUOV:SUSXGLXWSRWJNWPUX?HMWSKUOVRUB
PW?WKUMVXPLRRWSQJXUJPWSQXSVX/W?WKUMVSUSXWTMQTQRJWKQ
=VTVPUOHTKWXDVOWX?HMWSKUOVRUJUEUSXNWCWXGIOIPXGUTXPQKJQSQ
NV@VTRVSNUTJVPXU<USXGLSLXLELSXDWNVRUXGUTXGW@RWSMQORWXSWKQR
KW@RWTQEX(VKVRVOVXGLXJWSWNWXKMTWMVUPXGWPQOHTLEAX,TMWXDV
LELSXDWNVRUXHRWTWPXGWPQOHTLEAXHPXPQKWXDWNVRU
GWPJQOHTLEA2.LKOW:SQSXKIMXDVXKIMXITISRVTUXUMCWRWMQSQSX$XJUR6
OWTXNHRWTXHRNL@LSLXWS>WPX8ITPUOV:SUSXGLX?WKMWNWX?WOQSQS
GLRLSJWNQ@QSQXGURNUTVSX0PVTBXGVSEVTXFVPURNVX44XJUROHS
NHRWTRQPXOLJLTMWXWRQJQXOW?WSXGLXIRPVOVXGLXITISNVSXCU<
UCTW<XVNURJVNU@USUXGURNUTNUAX9WPWSX0PVTBXK;ERVTUSUXF;ORV
KITNITNI28ITPUOVBXOWPRWFQPX5XJUROWTXNHRWTRQPXKLXITISRVTU
UMCWRWMQXOW?WSX.LKOW:OWXKWNV>VX4XJUROHSXNHRWTRQPXUCTW>WM
OW?QOHTAX.LKOW:SQSXGVOWEXVMXUMCWRWMQXOWPRWFQPX#33XJUROHS
NHRWTAX9UEXGLTWOWXOWPRWFQPX4BXJUROHSXNHRWTRQPXGVOWEXVM
UCTW>WMQXOW?JQFQEAX(WPWTSWX=UGUXGUTMWPQJXITISRVTXDWTA
9LSRWTQSXCV?KUSNVX8ITPUOV:SUSXITISXKWMWGURJVX?HMWS6
KUOVRUXDWTAX(VD>LMX?WEWTRWTQJQEWXCVTCWS=UXGUT
EWTWTX=VRJVNVSBXJVD>LMXURUFPURVTUJUEVXEWTWT
DVTJVNVSX.LKOW:OWXNWXKWMWGURUTUEA
VOMUSOW@QSNWX533XJUROHSXNHRWTRQP
UMCWRWMQXDWTBX8ITPUOV:NVSX5B$XJUROHS
NHRWTRQPXITISXWRQOHTAX,XCWRNVXGUEXNU@VT
G;R=VRVTVXKWMMQ@QJQEWXURWDVMVSXGL6
TWNWSXGLXITISRVTX?WEWTQSNWXNWCWX7W6
ERWX?WOXWRWGURUTUEA2WODWSKWRXITISRVT
UFRVOVSXMVKUKRVTXGWFMWXHRJWPXIEVTVXVM
DVXVMXITISRVTUBXKIMXDVXKIMXITISRVTUB
GVOWEXVMXURVXKLXITISRVTUXIEVTUSNV
NLTNLPRWTQSQXGVRUTMVSX0PVTBX.LKOW:OW
1DTL?WX9UTRU@UXKMWSNWTMRWTQSNWXITVMUJ
OW?WSXDVXITISRVTUXKHSXNVTV>VX=IDV6
SURUTBXCUOVSUPBXKW@RQPRQXHRWSBXCVTXMITRI
KVTMU7UPWKOHSWXKWCU?XOIPKVPXSUMVRUPMV
UFRVMJVRVTUSXUKUJXDVXKWOQRWTQSQ
GURNUTNUPRVTUSUXK;ORVNUAX0PVTBX4)
GWRQP<QRQPBX)+XKIMXDVXKIMXITISRVTUBX+#
OLJLTMWBX5#XPQTJQEQXVMXDVXUFRVSJUFXVM
ITISRVTUBX4XPWSWMRQXVMUXDVXVMXITISRVTU
HRJWPXIEVTVXMH?RWJX54X7UTJWSQS
UCTW>WMXOW?WGURV>VPXPWRUMVXDVXCU6
OVSXKMWSNWTNQSWXKWCU?XHRNL@L
.LKOW:OWXURVMURNU@USUXPWONVMMUA
0PVTBX29LXKWOQ
NV@UFVGURUT
<ISPI
8ITPUOVXGLXPHSLNWXOIPKVPX?HMWSKUOVRVXKWCU?2XNUOV
PHSLFMLAPUXIRPVXWTWKQSNWX=QNWXDVXMWTQJXITISRVTU
WRQFDVTUFUSNVX?THKVNITISXPHRWORWFMQTQRJWKQXU<USX<WRQFJWRWT
OW?QRNQ@QSQXWSRWMWSX0PVTBX2*WTQSX.LKOWXVNVTWKOHSLSNWS
GUTXCVOVMXMVPTWTX8ITPUOV:OVX=VRV>VPAX1TPWNWFRWTQJQEX;EVR6
RUPRVXCWODWSKWRXITISRVTRVXUR=URUXPHSLRWTQSXNVMWORWTQSQB
?THKVNITISIXHSRWTRWXPHSLFW>WPRWT2XNUOVXPHSLFMLA.LKOW:SQS
UMCWRWMXOW?MQ@QXIRPVRVTXU<VTUKUSNVX8ITPUOV:SUSX?WOQXOIENVX4BA
.LKOW:SQSXGHOPHMXPWTWTQXWRNQ@QXIRPVRVTNVSXMWTQJKWRXITIS
UMCWRWMQBXMH?RWJXUMCWRWMQSQSXOIENVX)3:OVXOWPQSQSQ
HRLFMLTLOHTAX8ITPUOV:NVSXGLXIRPVOVXUCTW>WMXWTMQFRWTQSQSXGL
OQRQSXKHSX<VOTV@USNVXDVX=VRV>VPXOQRX=;TIRJVKUXGVPRVSUOHTA
8ITPUOV:NVSBX5X0ORIRX435$XUMUGWTQORWX5$XPWSWMRQXVMUBX+XURVTU
UFRVJX=;TJIFXPWSWMRQXVMUBX5#XKLXITISRVTUXURVX+XKIMXDVXKIM
ITISRVTUXMVKUKUBX.LKOW:SQSXUCTW>WMXOW?W6
GURV>VPXUFRVMJVRVTXRUKMVKUSNVXOVTXWRQOHTA
8ITPUOV:NVSX.LKOW:OWXMWEVXJVODV
KVGEVXUCTW>WMQXOW?JWXUESUSVXKWCU?
+$5X7UTJWXGLRLSLOHTA.LKOW
8U>WTVMXDVX0PHSHJUX9WPWSQ:SQS
=VRV>VPXCW7MWX8ITPUOV:OUXEUOWTVM
VMJVKUBXGLXEUOWTVMXPW?KWJQSNW
UPUXIRPVXMVPSUPXCVOVMRVTUSUSXNV
GUTXWTWOWX=VRVTVPX;EVRRUPRV
KW@RQPXKVTMU7UPWKQXPHSLKLS6
NWPUXFWTMRWTQ
SVMRVFMUTJVRVTUXGVPRVSUO6
HTAX-WCWXKHSTWPUXKITV<MV
8ITPUOV:NVSXGUTXCVOVMUS
GLXIRPVOUXEUOWTVM
VMJVKUXNVX;S=;TIRIO6
HTAXX
#&( # #()! !"$())%'")(!$%!&$&(#%#%#&#(")'"% )%
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Cihannüma Araştırma ve Uygulama
Merkezinden İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin
Küçüksille, Türk Para ve Sermaye
Piyasasının geleceğini Avrupa
Merkez Bankası ile Amerikan
Merkez Bankasının (FED)
belirlediğini söyledi
8ITPUOV%NVPUX?WTWX?HRUMUPWKQXMVPXGWFQSWXGV6
RUTRVOU>UXHRJWNQ@QSQXDLT=LRWOWSX*TNAX-H<AX-TA
/I<IPKURRVBX1DTL?W%NWPUX?HRUMUPWRWTB
1JVTUPWSX(VTPVEX9WSPWKQSQSXNWDTWSQFRWTQ
=UGUXOLTMNQFQSNWPUXWPM;TRVTXIRPVJUEUS
VPHSHJUPX?HRUMUPWRWTQSNWXHRNLP<WXVMPURUA
TSV@USX1JVTUPWX7WUEXWTMMQTNQ@QSNW
8ITPUOV%NVPUXX7HSRWTXKWMQRQ?X1JVTUPW%OWX=UNVTA
ISPIXGLXNV@UFUJXNWCWX<HPXPWEWSNQTQTXNV6
NUA1DTL?WX(VTPVEX9WSPWKQX"1(9!X9WFPWSQ
(WTUHX-TW=CU%SUSXVPUJXWOQSNWXDWTRQ@WXNWOWRQ
JVSPLRXPQOJVMXWRQJRWTQSWXGWFRWOW>W@QSQXK;O6
RVOU?XDWTRQPXWRQJRWTQSQSXGIOIPRI@IXPHSLKLSNW
GUTXW<QPRWJWXOW?JWJWKQSQSX?UOWKWRWTNWXGVRUT6
KUERUPXOWTWMMQ@QSQXGVRUTMVSX*TNAX-H<AX-TAX0S=US
/I<IPKURRVX0@VTX1DTL?W%NWPUXGWSPWRWTXDV
7HSRWTX?WTWRWTQSQXIRPVJUENVXNV@VTRVSNUTJVP
UKMVTRVTKVX7WUERVTNVXDVXPLTRWTNWXGUTXNIFIFXDV
CUKKVXKVSVNUX?UOWKWRWTQSNWXGUTXOIPKVRUF
=;TIRVGURUTAX1DTL?WX(VTPVEX9WSPWKQSQSXHRUMU6
PWX7WUEUXHTWSQSQX3B5)%MVSX3B3)%VBXNIFITNIA
1KRQSWXGWPQRQTKWX<HPXWEXKWOQNWXVPHSHJUKM
G;ORVXTWNUPWRX7WUEXPWTWTRWTQXGVPRVJVPMVONUA
WUERVTXUSNU@USNVXIRPVOVXOWGWS>QXPWOSWPXNW
=VRJVEXNUOVXPHSLFMLA8ITPUOVX9HTKWKQSNW
USUFX<QPQFRWTQSXOWFWSJWKQXHRW@WSXGUTXNLTLJ
HRNL@LSLXPWONVNVSX*TNAX-H<AX-TAX0S=US
/I<IPKURRVBXOWFWSWSXKUOWKUX=VRUFJVRVTUS
VPHSHJUOUXNVXNH@TLNWSXVMPURVNU@USUXU7WNVXVMMUA
*TNAX-H<AX-TAX0S=USX/I<IPKURRVBX435+X(WOQK
1OQX&VEUX,RWORWTQXURVXKHSXOWFWNQ@QJQE
LJCLTGWFPWSRQ@QXKV<UJRVTUXKITV>USVXPWNWTXPU
HRWSXN;SVJVXGWPMQ@QJQENWXGHTKWNWXNVDWJRQ
USUFX<QPQFRWTQSXHRNL@LSLX=;TIOHTLEAX8ITPUOV
<HPXCWTVPVMRUXGUTXIRPVXHRJWKQXSVNVSUORVXGHTKW
=IDVSXDVTJUOHTAX8ITPUOV%NVXTUKPXDWTAX'V<UJ
DWTBXH?VTWKOHSRWTXDWTAX
Bulundukları bölgenin
istihdamına katkı
sağlamanın yanı sıra ülke
ekonomisine de ciddi
destek veren Gaziantep,
Bursa, Denizli ve Kayseri
gibi şehirler ihracatlarıyla
da yük çekmeye devam ediyor
'WSWOUXDVXUCTW>WMMWX=;KMVTNUPRVTUXGWFWTQRWTRW
21SWNHRLXPW?RWSRWTQ2XLSDWSQSQXWRWSXFVCUTRVTBXLELS
KHRLPRLXJI>WNVRVOUXGWFWTQOWX<VDUTJVSUSX=LTLTLSL
OWFQOHTAX9LRLSNLPRWTQXG;R=VSUSXUKMUCNWJQSWXPWMPQ
KW@RWJWSQSXOWSQXKQTWXIRPVXVPHSHJUKUSVXNVX>UNNU
NVKMVPXDVTVSXURRVTBXUCTW>WMRWTQORWXNWXOIPX<VPJVOVXNV6
DWJXVNUOHTAX&WEUWSMV?BX/WOKVTUBX9LTKWBX-VSUERUX=UGU
PVSMRVTX1SWNHRL:OLXKQTMRWOWSXFVCUTRVTUSXGWFQSNWX=VRUO6
HTA&UTUFUJ>URUPRVTUORVX;SX?RWSWX<QPWSXGLXFVCUTRVTXHMH6
JHMUDBXMVPKMURBXCWRQBXPHS7VPKUOHSXDVXJHGUROWX=UGUXKVP6
M;TRVTNVX;SX?RWSWX<QPQOHTAXWTPRQXGWFWTQX;OPIRVTUSUS
;SVX<QPMQ@QXURRVTBX<URVOUXVPJV@VXPWMQPXOW?WTWPXIRPVSUS
CVNV7USVXWNVMWXQFQPXMLMLOHTAX&WEUWSMV?X'WSWOUX,NWKQ
"&',!X*;SVMUJX/LTLRLX1NURX/HSLPH@RLBX11
JLCWGUTUSVXOW?MQ@QXW<QPRWJWNWBXEHTRLPRWTXPWTFQKQSNW
OQRJWNWSBXOWMQTQJXDVXITVMUJXWFPQORWX<WRQFJWSQS
PWTFQRQ@QSQXWRNQPRWTQSQXK;ORVNUAX9UTUS>UX;S>VRUPRVTUSUS
PVSNUXJVJRVPVMRVTUXHRNL@LSLXWRMQSQX<UEVSX/HSLPH@RLB
F;ORVXPHSLFML29LXNWXGIOIJVSUSXJHMHTLSL
HRLFMLTJLFMLTAX-VDRVMXOWMQTQJRWTQXOHPXNVSV>VPXPWNWT
WEXHRJWKQSWXTW@JVSXKWSWOUXDVXITVMUJXIKKIXCWRUSV
=VRJVOUXGWFWTWSX&WEUWSMV?XGLSLX=UTUFUJ>UXTLCLSWB
MU>WTUXGV>VTUKUSVBXITVMUJX?HMWSKUOVRUSVXDVXOWMQTQJ
=I>ISVXGHT<RLNLTAX*QRXKHSLSNWXXJUROWTXNHRWT
>UDWTQSNWXUCTW>WMWXLRWFJWOQXCVNV7RUOHTLEA2&WEUWSMV?
8U>WTVMX,NWKQX"&8,!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQX0OI?
9WTMQPXNWX&WEUWSMV?:USXGWFWTQKQSQSXMVKWNI7XHRJWNQ@QSQ
GVRUTMMUAVCTUSXJIMVFVGGUKRVTUSX<WRQFPWSXDVXOVSURUP<U
HRNL@LSWXNUPPWMUX<VPVSX9WTMQPBXKWSWOU>URVTUSXWT=VXDV
USHDWKOHSWX;SVJXDVTNU@USUXU7WNVXVMMUA/WOKVTUX'WSWOU
,NWKQX"/1*',!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQX(LKMW7W
9HONWPXUKVXPVSMUSXKWSWOUNVXOWPWRWNQ@QXGWFWTQOQXHTMWP
WPRWXGW@RWNQAVCTUSX)XGUSXOQRRQPXMU>WTUX=VRVSV@VXKWCU?
HRNL@LSWXNUPPWMUX<VPVSX9HONWPBX/WOKVTU:SUSXOWTWTQSW
HRW>WPXMIJX=VRUFJVRVTNVXPWJLXPLTLJXDVXPLTLRLFRWTRWB
KUDURXMH?RLJLSXGVTWGVTXCWTVPVMXVMMU@USUXNURVX=VMUTNUA
'WSWOU>URVTUSX<WRQFJWOQXUGWNVMXHRWTWPX=;TNI@ISIXWP6
MWTWSX9HONWPBX28ITPUOVXHTMWRWJWKQSQSXIEVTUSNV
GIOIOHTLEAX'HSXDVTURVTVX=;TVXWORQPXUCTW>WMMWX5)3XJU6
ROHSXNHRWTXGWSNQSQXWFJQFXNLTLJNWOQEAX435$XOQRQXU<US
GVRUTRVNU@UJUEX4XJUROWTXNHRWTQXTWCWMRQPRW
OWPWRWOW>W@QE2XNUOVXPHSLFMLA9LTKWX'WSWOUXDVX8U>WTVM
,NWKQX"98',!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQXGTWCUJ
9LTPWOXNWXFVCTUSXMU>WTVMUSUSX,KJWSRQ:OWXLEWSNQ@QSQ
GVRUTMMUA'WTWOQSXMVPKMURXITISRVTUSUSX9LTKW:NW
ITVMURNU@USUXU7WNVXVNVSX9LTPWOBXHX=ISRVTNVSXGVTU
FVCTUSXMU>WTVMMVX;SNVXHRNL@LSLXNURVX=VMUTNUA/VSMUSB
MU>WTVMXDVXKWSWOUSUSX;SVJRUXJVTPVERVTUSNVSXHRNL@LSW
NUPPWMUX<VPVSX9LTPWOBX29LTKWXGL=ISXUCTW>WMQS
GWFPVSMUXPHSLJLSNWAX,MHJHMUDBXMVPKMURBXPHS7VPKUOHS
DVXPUJOVDUXJWNNVRVTX=UGUXKVPM;TRVTUSXITVMUJXIKKIOIEA
9LTKWXKWSWOUNVXHRNL@LXPWNWTXMWTQJNWXNWXUNNUWRQXGUT
FVCUTNUTAX8WGUXGLSRWTQSXWTNQSNWXSUMVRUPRUXUFX=I>IXDWT2XU6
7WNVRVTUSUXPLRRWSNQAX9LTPWOBX=V<VSXOQRXUCTW>WMQX;S>VPU
KVSVOVX=;TVXOIENVX53B+$XWTMQFRWXPW?WMMQPRWTQSQ
WSQJKWMMQAKMWSGLR:LSXWTNQSNWSXVSX7WERWXUCTW>WMXOW?WS
URXHRNLPRWTQSQXDLT=LRWOWSX9LTPWOBXX435+:IX54BXJUROWT
NHRWTRWXPW?WMMQPRWTQSQXNURVX=VMUTNUA-VSUERUX8U>WTVM
,NWKQX"-8,!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQXV>NVMX EVT
UKVXNQFWXW<QPXVPHSHJUPXOW?QKQORWX8ITPUOV:SUSX;SVJRU
KWSWOUXFVCUTRVTUSNVSXHRNLPRWTQSQXGVRUTMMUA/VSMUSXMU>WTU
CWOWMQSQSX<HPXVKPURVTVXNWOWSNQ@QSQXU7WNVXVNVSX EVTB
=UTUFUJ>URVTUSXNISOWXVPHSHJUKUXDVXMVPSHRHUP
=VRUFJVRVTUXOWPQSNWSXMWPU?XVNVTVPXOVSUXOWMQTQJRWTW
O;SVRNU@USUXU7WNVXVMMUA
EVTBXUCTW>WMWXNWOWRQXITVMUJXOW?QKQORWX-VSUERU:SUS
4333XOQRQSWXPWNWTXCQERQXFVPURNVXGIOIOI?XKWSWOUKUSU
<VFUMRVSNUTNU@USUXNURVX=VMUTNUA8VPKMURXDVXPHS7VPKUOHSLS
OWSQXKQTWXJVTJVTBXJVMWRBX=QNWBXNVTUBX>WJXDVXPW@QMX=UGU
;SVJRUXKVPM;TRVTNVXNVX;SVX<QPMQPRWTQSQXWSRWMWSX EVTB
2434+XOQRQSNWXIRPVJUE>VXCVNV7RVSVSX)33XJUROWT
NHRWTRQPXUCTW>WMXCVNV7USVX5)XJUROWTXNHRWTRQPXUCTW>WMRW
PWMPQXDVTJVOUXCVNV7RUOHTLE2XFVPRUSNVXPHSLFMLAX
)$)&!(&!(''
'($$")'&'()&$))&()%' '"%
Manisa’nın en önemli tarım ürünü arasında yer alan Antep fıstığında
hasat dönemi devam ediyor. Hasat çalışmalarına Saruhanlı’nın
Nuriye Mahallesi’nde katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü
Hasan Çebi, fıstıkta bu sezon üretimin yüksek olmasını beklediklerini söyledi. Çebi, rekoltenin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bin 600
ton civarında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini kaydetti
Manisa’da Antep fıstığı hasadının ağustos
ayının ortalarında başladığını ve eylül
ortalarına kadar devam ettiğini belirten
Müdür Çebi, 2013 yılı verilerine göre ilde
Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 450 üreticinin
Antep fıstığı üretimi yaptığını bildirdi.
Yaklaşık olarak 8 bin 500 dekar alanda 835
bin Antep fıstığı ağacının olduğunu, bu alanda bin 680 ton civarında üretim
gerçekleştirildiğini aktaran Çebi, bu sene
üretimin daha da artacağını tahmin ettiklerini ifade etti. Antep fıstığı üretiminden elde edilen fıstıkların pazarlanmasında herhangi bir sıkıntı çekmediklerini dile getiren
Çebi, “İlimizdeki Antep fıstıkları
Gaziantep’ten gelen tüccarlarımız
tarafından da alınıyor. Bu durum kırsal
alanlardaki çiftçilerimizin ekonomilerine
katkı sağlıyor. Menengiç ağaçlarının
aşılanmasıyla da populasyon oluşturulmuş
ve üretime geçilmiştir. Bunun yanında son
yıllarda yapılan desteklemeler ile kapama
bahçelerin sayısı her geçen gün
artmaktadır.” dedi.Manisa’nın Türkiye
genelinde, üretim alanında dokuzuncu, üretimde sekizinci ve ağaç sayısında da altıncı
sırada yer aldığını hatırlatan Çebi, “50 milyon 122 bin 390 adet ağaç sayısıyla ilimiz,
ülke genelinin yaklaşık yüzde 2’lik kısmını
karşılamaktadır. İlimizde Antep fıstığı üreti-
mi, başta merkez, Kırkağaç, Akhisar, Demirci, Salihli, Selendi ve Gördes’te yapılmakta
olup Ahmetli, Sarıgöl, Saruhanlı, Soma ve
Turgutlu’da da az miktarda üretim mevcuttur. İlimizde dağınık halde bulunan ağaç
sayısı fazladır. Kırsal bölgelerde bulunan
Menengiç ve Atlantik sakızı anaçlarına
yapılan Antep fıstığı aşılamaları ile üretim
artırılmıştır. Dağınık haldeki antepfıstığı
ağaçlarımız da bu şekilde oluşmuştur.” diye
konuştu.Kaliteli ürün elde etmek için hasat
zamanının da çok önemli olduğunu vurgulayan Çebi, “Antep fıstığında hasatta meyve
dış kabuğu saydamlıktan matlığa
dönüşmekte, kırmızı kabuk yumuşayarak
sert kabuktan kolayca ayrılmakta, kemik kabuk çıtlamaktadır. Fizyolojik olgunluğa
erişen meyvelerde meyve kuru iç ağırlığı ile
yağ miktarı en yüksek düzeydedir. İşte bu
dönemde, yaklaşık bir hafta içerisinde
hasat tamamlanmalıdır. Bu kritik dönemden
önce veya sonra yapılan hasatta, meyvede
gelişmemiş iç, bozuk renk ve çekici olmayan bir görünüm oluşmaktadır. (CİHAN)
141Şubat
Eylül 2014
2013Pazar
Perşembe
TZD Genel Başkanı Yetkin,"Tarım sektöründe bir ürünün üreticinin elinden çıktığı fiyat ile marketlerde
satışa sunulduğu fiyat arasındaki fark kimi durumlarda yüzde 300'e kadar yükseliyor. Gıda fiyatlarının
ülkemizde enflasyonu en fazla etkileyen faktörlerden biri olmasının temel nedeni de budur"dedi
Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasındaki
yüksek farkların, tarımsal üretimin artırılması
ve üretici ile tüketici arasındaki aracıların
azaltılması ile makul seviyelere gelebileceği,
bunun da enflasyonu olumlu etkileyeceği belirtiliyor.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda ve alkolsüz içecek fiyatları
ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 14,44 artış gösterdi. Enflasyon
hesaplamasında yüzde 24,5 ağırlığa sahip
gıda ve alkolsüz içeceklerde görülen bu artış,
tüketici fiyatlarındaki yıllık artışın yüzde 9,54'e
yükselmesinde en önemli etkenlerden birisi
oldu. Enflasyonun, gıda fiyatlarının da etkisiyle yükselmesi, gıdada üretici ve tüketici
fiyatları arasındaki yüksek farkları bir kez daha gündeme taşıdı.Türkiye Ziraatçılar Derneği
Genel Başkanı İbrahim Yetkin, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, öteden beri üretici
fiyatlarıyla tüketici fiyatları arasında fark
olduğunu hatırlatarak, üreticinin ürününü
maliyetine ya da maliyetin biraz üzerinde elden çıkarttığını söyledi.Ürünlerin üreticiden
çıktıktan sonra çeşitli yollardan geçerek
tüketicinin önüne geldiğini belirten Yetkin,
şunları kaydetti."Tüketici Fiyat Endeksi'nin
(TÜFE) daha yüksek oranlarda olmasının nedeni genelde tarım ve gıda sektöründe aracı
karlarının çok yüksek olmasıdır. Tarım sektöründe bir ürünün üreticinin elinden çıktığı
fiyat ile marketlerde satışa sunulduğu fiyat
arasındaki fark genelde yüzde 100'ü bulur. Kimi durumlarda bu oran yüzde 300'e kadar
yükselir. Gıda fiyatlarının ülkemizde enflasyonu en fazla etkileyen faktörlerden biri
olmasının temel nedeni de budur."Yetkin,
tarımsal üreticilerin genelde örgütsüz
olmasının pazarlama alanında ürünlerini
gereği gibi değerlendirememesine yol açtığını
ifade etti. Üretici fiyatlarındaki artışların nedeni ise esas olarak girdi fiyatlarındaki
artıştan kaynaklandığının altını çizen Yetkin,
"Ancak kimi zaman bu artış bile fiyatlara tam
olarak yansıtılamaz" dedi.Türkiye Ziraat
Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar da üretici ve market arasındaki fiyat
farkına bakıldığında ağustos ayı itibarıyla
üreticiden 13 kuruşa alınan maydanozun 77
kuruştan satışa sunulduğuna dikkati çekti.
Üretici fiyatları ile market fiyatları arasındaki
farkın maydanozda yüzde 492'yi, limonda
yüzde 415, marulda yüzde 329, kabakta
yüzde 303'ü bulduğunu belirten Bayraktar,
söz konusu farklılığın nedeninin tarım ürünlerinin genellikle, üretimden sonra çeşitli
kanallardan geçerek tüketiciye ulaşması
esnasındaki el değiştirmeden kaynaklı artışlar
ile bu aşamada ambalajlama, nakliye ve benzeri kaynaklı giderler olduğunu kaydetti.
Pazarlama kanalları olarak tarif edilen bu yolda, devlet alımlarının yanı sıra, kooperatif
alımları ile çok sayıda aracı tüccar, komisyoncu, dağıtıcı, toptancı, perakendeci gibi değişik
isimler altında faaliyet gösteren aracılar
bulunduğuna işaret eden Bayraktar, bunların
sayıları arttıkça pazarlama kanallarının
uzadığını, ürün fiyatlarının arttığını
söyledi.Tarımsal pazarlamada
Türkiye'nin karşı karşıya
olduğu bilgi yetersizliği ve
işletmelerin
küçüklüğünün
üstesinden
gelebilmek
ve
pazarlama maliyetlerini düşürebilmek için
örgütlenmeye ve pazarlamada üretici örgütlerine ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizen
Bayraktar, "Ürünlerimizin uluslararası piyasada rekabet gücü kazanması sağlanmalıdır"
dedi. Bayraktar, bazı ürünlerde dünyada
uygulamaları olan depolanabilir ürünlerde
lisanslı depo sistemi ile hasat mevsimi
dışında oluşacak fiyat istikrarsızlıklarının
önüne geçilebileceğini ifade ederek, "Bu sistemle aracıların haksız kazançlarının önlenmesinde önemli bir faktör olacaktır. Bununla
birlikte üretim maliyetlerinin düşürülmesi için,
üretici desteklenmeli ve kırsal yatırımlar
teşvik edilmeli, üreticiler pazarlama ile ilgili
bilinçlendirilmelidir" ifadelerini
kullandı.Bayraktar, tarımda özellikle bitkisel
ürünler ve yağlı tohumlar hariç bir arz sorunu
bulunmadığını hatırlatarak şunları
kaydetti:"Fakat yapısal sorunlar tarıma
büyük külfet getirmektedir. Uzun
yılların sorunu olan yapısal sorunlar çözülmeden tarımda düşük
maliyetli üretim yapmak
imkansızdır. Tarımsal
üretimde maliyetlerin
düşürülmesi amacıyla mazot, gübre, ilaç,
elektrik gibi girdi fiyatları düşürülmelidir. En
önemli yapısal sorun tarım arazilerin aşırı
parçalılığıdır. Bu durum hem işletme
büyüklüğünü küçültmüş hem de her
işletmenin çok sayıda küçük tarım arazisinden oluşmasına neden olmuştur. Türkiye’de 3
milyon dolaylarında işletme 30 milyon parsel
vardır. Ortalama işletme büyüklüğü İngiltere’de 538, Fransa’da 521, Almanya 457, İspanya’da 238 hektarken Türkiye’de 59 dekara
inmiştir. 30 Nisan 2014'te yürürlüğe giren
6537 sayılı kanun tam olarak uygulanırsa miras hukukundan kaynaklanan bölünmeler
önlenmiş olacaktır. Tarım arazilerindeki
toplulaştırma çalışmaları da tamamlanınca
tarımsal işletmelerin optimal büyüklüğe
ulaşması sağlanacaktır."İstanbul Üniversitesi
İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva
Tunç da ürün arzında yaşanan
dalgalanmalarının, iklim değişikliği, yeterli sermaye birikiminin olmaması, tarımsal üretimin
babadan kalma yöntemlerle yapılmasının bir
sonucu olduğunu ifade etti. OECD verilerine
göre, Türkiye'de yurt içi gıda fiyatlarında yakın
dönemde ortaya çıkan artışın uluslararası
gıda fiyatlarıyla önemli ölçüde ayrıştığını belirten Tunç, "kuraklık yurt içi fiyatlar üzerinde
olumsuz etki yapmasına rağmen yurt dışı fiyatlar üzerinde bu görülmüyor. Temel sorun
Türk tarımında izlenmekte olan tarım
politikalarıyla ilgilidir" dedi.Merkez Bankası
Başkanı Erdem Başçı'nın, enflasyondaki
artışta gıda fiyatlarının etkili olduğuna işaret
ettiğini anımsatan Tunç, şunları
kaydetti:"Sayın Başçı, fiyatların genel seviyesindeki artışı önlemenin, gıda maddelerinde fiyat artışını önlemekle olası
olduğunu ve bunun için gıda ürünlerinde ithalat yapılmasını ve mevcut vergi politikasının
gözden geçirilmesi gerektiği konusunda
uyarıda bulunmaktadır. Aslında TCMB'nin enflasyon hedefinin tutması için gıda
fiyatlarındaki artışı önlemek amacıyla önerilen
gıda malı ithalatının doğru olup olmadığının
tartışılması gerekmektedir. (AA)
5212-5%,%/54/,0+
0'0
)#41.5(25+2'-2#5,410.+410101
4-01+4'0*-45$3/-3#254/0#52/53.'3)3+3)315(2
3.(2/213+3)315$3/5,410.+4105(4/5"-4*0'0*-4
3.(2/215(253.54/4*41053*35$3-215,410.+41-4/-4
,"/53.25,"/531'4105*2/-2.3/+2*2
$4.-4,00+0)05,%.%1%*"/),2,3
:ILUDSUGVXA>DHMXCKSMWNXUAUTXMVLSVNUXNKRLSWR@X?E
<WDQRSWMWXEVXMHSWNWPXVGUPUMSVRUXEVRVTX:&6.@XUILUD
EVXUIEVRVTSVRVXEVROUGUXOWTQIMWTSWRXLWJVLUTOV
UILUDSVRUTXOFGRKXJVRSVROVXULPU<OWMXVOUSMVSVRUTU
LWGSQJFR;:&6.X,VTVSX'HOHRX-WROQM?QLQX'V<MVP
0SUX#DNWT@X00XMK<WCURUTVXJW=PQGQXWAQNSWMWOW@
NKRKMSWRQTWX!XCUTXUIXEVXMVLSVNXOWTQIMWTQXWSOQNSWRQTQ
WTQMLWPPQ;9KXOWTQIMWTSWRSWXUIXBH?HX=UJWLWLQTOW
KSWIWMWOQNSWRQX<VRXTFNPWJWXKSWIMWNXULPVOUNSVRUTUXCV7
SURPVTX#DNWT@X2 WTQIMWTSWRQTXWSQTMWLQJSWXWRPQNX<VR
UILUDUMUDUTXEVXUIEVRVTUMUDUTXCURXOWTQIMWTQXEWR;
FSWJQLQJSWXUIEVRVTXEVXUIXWRWJWTQXUJUXCUSVT
OWTQIMWTSWRSWXOFGRKXUIVXOFGRKXUTLWTQXJVRSVIPURMVJV
CWISWOQGQMQDQXOHIHTHJFRKD2XOVOU;X:ILUDSVRUTXNKRKMW
BVSOUNSVRUTOVXCURXMVLSVGVXLW<U=XFSK=XFSMWOQGQTQ
LFROKNSWRQTQXU4WOVXVOVTX#DNWT@XI>JSVXNFTKIPK2 W<W
>T?VXUIXBH?HX=UJWLWLQTWXUSUINUTXCUSBULUXEWRXMQXCKTSWRQ
WRWIPQRQJFRKD;X:IXBH?HX=UJWLWLQTWXBURMUILVXCURXWTX>T?V
JVTUXUIVXBURMVSVRUTVXOVLPVNXEVRMVJVXAWSQIQJFRKD;X:I
BH?HX=UJWLWLQTWX<UAXBURMVJVTSVRVXOVX?EXJWDMW@XN7
VTOUSVRUTUXUIXEVRVTSVRVXOW<WXUJUXWTSWPMW@XMHSWNWP
PVNTUNSVRUXBUCUXVGUPUMSVRXEVRVRVNXCUSUTASVTOURMV
JW=QJFRKD;XUACURXIVNUSOVXMVLSVGVXLW<U=XOVGUSLV
MVLSVNXVOUTOURMVXNKRLSWRQTOWTXJWRWRSWTOQRQJFRKD;
UGVRXPWRW4PWXOWXJVTUXKJBKSWMWJWXCWISWOQGQMQDXOW<W
>T?VXLPW(XWOQTQXEVROUGUMUDX:IX9WIQX1GUPUM
=RFBRWMSWRQMQDXEWR;X&&!
"!"""!! " !!! ""!
Rapor'da,"İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu toplu olarak değerlendirildiğinde, Avrupa'daki
yaklaşımı, anlayışı, ruhu ve içeriği bütüncül biçimde taşıyan bir iş sağlığı ve güvenliği kanunu metninden söz etmek mümkün değil. Son gelişmeler ışığında konunun sosyal
taraflar arasında yeniden müzakeresi ve düzenlenmesi gerekmektedir"denildi
5FMW/OWNUXMWOVTX4W?UWLQXEVX&UISU/OVNUXWLWTL>R
NWDWSWRQTQTXWROQTOWTXUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUXNFTKSWRQTQ
MWLWJWXJWPQRWTX3HRN7:I@X2$WSQIMWXWJWPQTOWX,HT?VS
5FRKTSWRX.W=FRK2TKX<WDQRSWOQ;X.W=FROW@X:IX5WGSQGQXEV
,HEVTSUGUX6WTKTKXLFLJWSXPWRW4SWRXWRWLQTOWXJVTUOVT
MHDWNVRVXVOUSMVLUXEVXOHDVTSVTMVLUXBVRVNPUGUXU4WOV
VOUSOU;3HRN7:I/UTXAWSQIMWX<WJWPQXKDMWTSWRQXPWRW4QTOWT
<WDQRSWTWX2$WSQIMWXWJWPQTOWX,HT?VSX5FRKTSWRX.W7
=FRK2TOW@XUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUTUTXAWSQIMWX<WJWPQTQT
VTXPVMVSXNFTKSWRQTOWTXCURULUXFSOKGKXCVSURPUSVRVN@
3HRNUJV/TUTXJWIWTWTXUIXNWDWSWRQXEVXLFTK?KTOW
BVRAVNSVIVTX>SHMXEVXMWSKSUJVPXUPUCWRUJSVX0ERK=W/OWXUSN@
OHTJWOWXULVXHAHT?HXLQRWOWXFSOKGKXLWEKTKSOK;-WIWTWT
UIXNWDWSWRQTQTXWGQRXU<MWSUT@XVMVNXMWSUJVPUTUXOHIHNXPK7
PWRWNXRVNWCVPUXEVXNWRSQSQGQXLWGSWMWTQT@XVGUPUMLUDSUGUT@
OVTVPUMLUDSUGUTXEVXJW=PQRQMXVNLUNSUGUTUTXLFTK?K
FSOKGKXUSVRUXLHRHSVRVN@XIKXU4WOVSVRVXJVRXEVRUSOU2:I
5WGSQGQXEVX,HEVTSUGUX6WTKTKTKTX:IX6WTKTKXOQIQTOW
MHLPWNUSXCURXNWTKTXFSWRWNXOHDVTSVJU=@XCWDQXULPULTWSWR
OQIQTOW@XNWMK7>DVSXLVNP>RSVRUTOVNUXPHMXAWSQIWTSWRQXEV
PHMXUIJVRSVRUTUXNW=LWMWXWSMWLQX3HRN7:IXPWRW4QTOWT
FSKMSKXNWRIQSWTMQIPQR;X9KTKTSWXCURSUNPVXUIXLWGSQGQXEV
BHEVTSUGUX<UDMVPSVRUTUTX=UJWLWJWXCQRWNQSMWLQ@XNWMK
NVLUMUTUTX<UDMVPUXNVTOULUXLWGSWMWLQXJVRUTVXOQIWRQOWT
WSMWLQ@XUIJVRUX<VNUMSVRUTUTXEVXUIXLWGSQGQXKDMWTSWRQTQT
BVRAVNXWTSWMOWXMVLSVNUXCWGQMLQDSQNSWRQTQTXFSMWMWLQ@
UOWRUX=WRWX?VDWSWRQTQTXJVPVRLUDXFSKIK@XJHRHRSHNXLHRVLUTUT
>PVSVTMUIXFSKIKXEVXLFRKTSKXUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGU
WSWTSWRQTQTXJ>TVPMVSUNSVRVXCQRWNQSMQIXFSMWLQX3HRN7:I/UT
NWRIQXAQNQ=XAVNUT?VXNFJOKGKX<HNHMSVROUR;X5FTKA
UPUCWRUJSV@X%*X5WJQSQX:IX5WGSQGQXEVX,HEVTSUGUX6WTKTK
PF=SKXFSWRWNXOVGVRSVTOURUSOUGUTOVX0ERK=W"OWNU
JWNSWIQMQ@XWTSWJQIQ@XRK<KXEVXUAVRUGUXCHPHT?HSXCUAUMOV
PWIQJWTXCURXUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUXNWTKTKXMVPTUTOVT
L>DXVPMVNXMHMNHTXOVGUSOUR;X5FTXBVSUIMVSVRXQIQGQTOW
NFTKTKTXLFLJWSXPWRW4SWRXWRWLQTOWXJVTUOVTXMHDWNVRVLU
EVXOHDVTSVTMVLUXBVRVNMVNPVOUR;2#DVSSUNSVX>DVSXLVNP>R
PWRW4QTOWTXUISVPUSVTXN>MHRXMWOVTSVRUTOVXRVNWCVPUT
LHROHRHSMVLUXBVRVNAVLUJSVX2UTLW4LQDXCUAUMOV2XNWRSQSQGQT
WRPQRQSMWLQTQTX>T?VSUNSUX<VOV4XFSOKGKXEKRBKSWTWTXRW=FR7
OW@XIKXB>RHISVRXJVRXWSOQ26>MHRXUISVPMVLUTUTXEWRSQGQTQ
LHROHRMVLUXEVXNWRSQSQGQTXWRPMWLQXUAUTXCWIPWXUIBH?H
MWSUJVPUXFSMWNXHDVRVXUISVPMVXMWSUJVPSVRUTUXOHIHRMVN
EVXEVRUMSUSUGUXWRPPQRMWNX>T?VSUNSUXFSMKIXEVXJWIWTWT
PWCSFXFRPWJWXAQNMQIPQR;X9KX=FSUPUNWSWRXKJBKSWMWJW
NFJKSKRNVTXAWSQIWTSWRQTX<WNSWRQXEVXBHEVTSUXAWSQIMW
NFIKSSWRQXB>DXWROQXVOUSMUIPUR;X1NFTFMUNXCHJHMVXEV
NWRSQSQNXUAUTXLFLJWSXFSKIWTXJW=QXOVGUIPURUSMUIPUR;X-VRXWSPQ
N>MHRXMWOVT?USUGUTOVXMWSUJVPUTXWDWSPMWNXUAUTXUIAU
H?RVPSVRUXOHIHRHSHR@XVGUPUMLUD@XTUPVSUNLUDXVSVMWT
AWSQIPQRQSQR;XRVPUMXDFRSWMWLQXJW=QSQR@X<WEWSWTOQRMWXEV
TWNSUJVXNW=WLUPVLUTUTXHDVRUTOVXVSVMWTXAWSQIPQRQSQR;XRV7
PUMXEVXBHEVTSUNXMWSDVMVSVRUTUTXNWSUPVLUXOHIHRHSHR;X:I
LWGSQGQXEVXBHEVTSUGUXUSVXUSBUSUXWSQTMWLQXBVRVNVTXPVOCURSVR
VNXCURXMWSUJVPXFSWRWNXB>RHSMVMVSUOUR;X3VRLUTVXPVOCURSVR@
UIXNWDWSWRQXEVXMVLSVNX<WLPWSQNSWRQTQXWDWSPWT@XOFSWJQLQJSW
MWSUJVPUXWDWSPWT@XEVRUMSUSUGUXEVXHRVPUMXWRPQIQTQXLWGSWJWT
KJBKSWMWSWRXFSWRWNXNWCKSXVOUSMVSUOUR;23HRNUJV/OVXUI
NWDWSWRQTQTXCHPHTXUINFSSWRQTOWXJWJBQTXFSWRWNXB>RHSOHGH
WT?WNXOUGVRXUINFSSWRQJSWXNWRIQSWIPQRQSOQGQTOWXUTIWWP@XMVP7
WSXEVXMWOVTXUINFSSWRQTOWXNWDWXLWJQLQ@XNWDWXLQNSQGQXEV
NWDWXWGQRSQGQXFRWTSWRQXUSVX>SHMXEVXJWRWSWTMWXFRWTSWRQTQT
AFNXJHNLVNXFSOKGKXCVSURPUSVRVN@X2#SHMSHXUIXNWDWSWRQTQT
FRPWSWMWXJHDOVX+!/HXUTIWWPXUIXNFSKTOWXJWIWTMWNPWOQR;
+)*!/HTXLVNUDXWJSQNXO>TVMUTOVXHSNVXBVTVSUTOVNUXUI
NWDWSWRQTOWX*+)XNUIUX<WJWPQTQXNWJCVPMUIPUR;X9K
UIAUSVRUTX++/LUXUTIWWPXUINFSKTOWOQR2XCUSBULUXEVRUSOU;.W7
=FR/OW@XUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUTUTXJWTQTOWXPWIVRFT
UIAUSUN@XBVAU?UXUIAUSVRUTXNWORFXOKRKMK@XH?RVPSVRUT
EVRBUSVTOURUSMVLU@XUIXNFSKXCWRW(QTQXWIWMWJWT
LVTOUNWSWRQTXOKRKMKXUSVXLVTOUNWSX>RBHPSVTMVJVXJ>TV7
SUNXCWLNQSWRQTXAWSQIMWX<WJWPQTQTXCWISQ?WXLFRKTKXFSOKGK
NWJOVOUSOU;-HDOVX*XUIXNFSKXCWRW(QTQTXKJBKSWTMWLQTQT
WROQTOWTXJWIWTWTXBVSUIMVSVRXLFTK?KTOW@XCWDQ
LVTOUNWSWRQTXJHDOVX*XCWRW(QTQTXWSPQTOWXNWSOQGQXEV
>RBHPSHXCKSKTOKNSWRQXUIJVRSVRUTOVXCUSVXPF=SKXUI
L>DSVIMVLUXJW=WCUSMVXJVPNULUTUXNWJCVOV?VNSVRU
PVL=UPUTOVXCKSKTKSWTXRW=FROW@X%%XLWJQSQX5VTOUNWSWRXEV
3F=SKX:IX5>DSVIMVLUX6WTKTKTKTX,VAU?UX%;X'WOOVLUTV
IKX4QNRWTQTXVNSVTMVLUXPWELUJVLUTOVXCKSKTKSOK23VM7
MKDX+))XULPWPULPUNSVRUTVXB>RVXJVPNUSUXFSWTXLVTOUNWSWRQT
JVPNUXCWIEKRKSWRQ@X%%XLWJQSQX5VTOUNWSWRXEVX3F=SKX:I
5>DSVIMVLUX6WTKTKTKTXJHRHRSHGVXBUROUGUXPWRU<PVT
UPUCWRVTXXJQSXOW<WXUINFSKXCWRW(QXWRWTMWOWT
>RBHPSVTOUNSVRUXUIJVRUXEVXUISVPMVXAFGKTSKGKXIWRPSWRQTW
B>RVX$WSQIMWX9WNWTSQGQXPWRW4QTOWT
LFTKASWTOQRQSQR;2&&!
" " !
Ege Zeytin ve Zeytinyağı
İhracatçıları Birliği Yönetim
Kurulu, Eylül ayı Yönetim Kurulu
toplantısı öncesinde Ege İhracatçı
Birlikleri hizmet binasında EBSO
Yağ Sanayi Meslek Komitesi
üyelerince ziyaret edildi
**XULWTX+)*!XPWRU<UJSVXB>RVEVXCWISWJWTX1BV
8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX:<RW?WPAQSWRQX9URSUGUX->TVPUM
6KRKSKXDVJPUTXEVXDVJPUTJWGQXLVNP>RHTOVXUICURSUGUTU
BVSUIPURMVNXUAUTX->TVPUMX6KRKSKXPF=SWTPQSWRQTQXDVJPUT
EVXDVJPUTJWGQXHRVPUMXC>SBVSVRUTOVXJW=MWXNWRWRQXWSMQI
EVXCKXAVRAVEVOVXPF=SWTPQSWRQTQXLQRWLQJSWX0JEWSQN@
0JOQT@X0N<ULWR"OWXBVRAVNSVIPURMUIPU;X1BVX8VJPUTXEV
8VJPUTJWGQX:<RW?WPAQSWRQX9URSUGUX188:9@X1JSHSXWJQ
->TVPUMX6KRKSKX3F=SWTPQLQX>T?VLUTOVX1BVX:<RW?WPAQ
9URSUNSVRUX<UDMVPXCUTWLQTOWX1BVX9>SBVLUX5WTWJUXOWLQ
195-WGX5WTWJUX'VLSVNX6FMUPVLUXHJVSVRUT?VXDU7
JWRVPXVOUSOU;X1BVX8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX:<RW?WPAQSWRQ
9URSUGUX->TVPUMX6KRKSKX9WINWTQX,HRNWTX.VTNSUOWG@
OHDVTSVTVTXPF=SWTPQOWX5VNP>RHMHDHTXPHM
CUSVIVTSVRUTUTXCURXWRWOWXFSMWLQTQXAFNX>TVMLUJFRKD@
WT?WNXHRVPU?U@XPH??WRXEVXU<RW?WPAQTQTXCVRWCVRX<WRVNVP
VPMVLUJSVXPHMXLVNP>RHTXLFRKTSWRQTQXA>DVCUSV?VGUMUDV
UTWTQJFRKDXOVOU;X195X-WGX5WTWJUX'VLSVNX6FMUPV7
LUXHJVLUXEVX30.:&X8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX9URSUGU
9WINWTQXW<UPX$VPUTX+))!XJQSQTOWTXCVRUX188:9XUSV
30.:&XCURXWRWJWXBVSVMVOU;X0RWOWNUXNKRKMLWSXLWJBQ
OVEWMXVPMVSU@XBVAVTXO>TVMSVROVXJWIWTWTXLQNQTPQSWR
CKXJ>TVPUMXUSVXLFTWXVROU;X9URSUGUTUDUTX=RF(VSVRUTV
OVLPVNXEVRV?VGUD@XWT?WNXHRVPU?UXEVXU<RW?WPAQXCURXWRWOW
<WRVNVPXVOVRLVXLVNP>RVSXBVSUIUMXLWGSWTQRXEVXFRPWJW
CWIWRQSQXAWSQIMWSWRXAQNWRXIVNSUTOVXNFTKIPK;X8VJPUTXEV
8VJPUTJWGQX3WTQPQMX6FMUPVLUX8836"TUT@XNWMK
L=FPSWRQJSWXPHMX3HRNUJV"OVXDVJPUTXEVXDVJPUTJWGQXPHNV7
PUMUTUXWRPQRMWJWXAWSQIW?WNSWRQTQXU4WOVXVOVTX188:9
9WINWTQX.VTNSUOWG@X8836X9WINWTQX'V<MVPX6WORU
,HTOVI"UTXCKXNFTKXUSVXCURVCURXUSBUSVTOUGUTUXEVX=RF7
4VLJFTVSXJWNSWIQMSWXNWMKXL=FPSWRQJSWXPHMXPWTQPQM
4WWSUJVPSVRUTUTXLUEUSXPF=SKMXNKRKSKISWRQTQTXOWXOVLPVGUTU
WSWRWNXCWIWRQJWXKSWIW?WGQTWXUTWTOQNSWRQTQXCVSURPPU;
30.:&X8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX9URSUGUX9WINWTQXW<UP
$VPUTXOV@XBVRVNVTXOVLPVGUXPWTQPQMXBRKCKTWXEVRMVN
ULPVOUNSVRUTU@XLPRWPV(UNXCURX=SWTSWXAWSQIMWSWR
JHRHPHSHRLVXNWMKFJKXCUSUT?UTUTXKJWTOQRQSWCUSV?VGUTU
U4WOVXVPPU;X& 5 !
+
14
17 Eylül
ubat 2014
2013 Pazar
Per embe
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Ekim'de gerçekleştirilecek HSYK seçimlerine ilişkin savcı ve
hakimlere "Eğer bu ülkede adalete saygı duyulacaksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz sağlayacaksınız.
Rüşvete teslim olan, siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten, adalet beklenemez." uyarısı yaptı.
Hakim ve savcılara yüksek oranda zam
yapılmasını "siyasal rüşvet" olarak
niteleyen Kılıçdaroğlu, "Adaleti güçlü
kılmak istiyorsanız, ben siyasal erke bile
karşı çıkarım. Çünkü 'ben yargıcım,
toplumun vicdanıyım', diyecekseniz siyasal
rüşvete karşı çıkacaksınız. Bunu yapmayan
yargıca, yargıç denmez, savcıya da savcı
denmez." şeklinde konuştu.Cumhuriyet
Halk Partisi’nin, kurultaydan sonra en yetkili organı olan Parti Meclisi, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
başkanlığında çalışmalarına başladı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Parti
Meclisi toplantısının açılışında bir
konuşma yaptı.Konuşmasının
başında "Demokrasinin sandıktan
ibaret olmadığını pek çok kişi
söyledi. Doğrudur. Demokrasi
sandıktan ibaret değildir." diyen
Kılıçdaroğlu, sandıktan çıkanların
ülkeyi yönetirken, hukuka ve
hukukun üstünlüğüne uymaları,
hukuk çerçevesinde hareket etmelerinin gerektiğinin altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, "Sandıktan
çıktım, istediğimi
yaparım. Bu
demokrasi
değildir, bu
başka bir
şeydir.
Sadece bu
da yetmiyor.
Hukuk
çerçevesinde hareket ederim ama beni
seçenler, beni denetleyecek, halkın denetimine açık olacak. Denetimsiz bir yönetim
olmaz. Demokrasilerde yok böyle birşey. O
nedenle. demokrasiyi çok iyi anlatacağız,
hukuku da çok iyi anlatacağız. Hukuk devletinde yönetenlerin de, yönetilenlerin de
sorumlulukları var. Kurumların da
sorumlulukları var. Herkes hukuk
çerçevesinde hareket etmek zorundadır.
Hukuk açısından ciddi açmazlarımız var." ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gidelim sokaktaki
vatandaşa soralım.
Hukuk önünde bütün
vatandaşların eşit
olduğuna inanıyor
musun? Diye
soralım. Emin olun
yüzde 90'ı 'hayır'
der. Eğer vatandaş
hukuk önünde
herkesin eşit
olmadığına inanıyorsa,
burada bir sorun var.
Oysa
Anayasa'mızda,
12 Eylül darbe
anayasasında hiçbir sınıfa, kişiye, zümreye,
imtiyaz tanınamaz, der. Herkes hukuk
önünde eşittir, der. Darbe anayasasında bu
yazar, bugün geldiğimiz noktada darbeden
şikayet eden siyasal iktidar, yurttaşları
hukuk önünde eşit koymuyor. İmtiyazlı bir
sınıf var. Kimsenin dokunmadığı imtiyazlı
bir sınıf. Eğer birilerine yargı dokunmayacaksa, birileri hakkında denetim
yapılmayacaksa, o zaman bu ülkede
demokrasiden söz edemeyiz." Bu konuda
yakın tarihte örnekler olduğunu söyleyen
Kılıçdaroğlu, "Darbeler oldu sıkı yönetim
mahkemeleri kuruldu. İktidar erkinin
gücünü halka kabul ettirmek için. Farklı bir
düşünceye izin vermemek için. Onlar iktidar gücünün sopası oldu. İnsanlar
acımasızca idam sehpalarına getirildi. Sonra yumuşatıldı adına Devlet Güvenlik
Mahkemeleri dediler. Sonra biraz daha
yumuşatıldı Özel Yetkili Mahkemeler dediler. Silivri toplama kamplarını hiç
unutmayacağız. Şimdi bunu da kaldırdılar,
'özel aklama mahkemeleri' kurdular. Gücü
elinde tutanların yaptığı yolsuzlukların
araştırılmamasının yollarını buldular, ortaya
çıkardılar: Özel Aklama Mahkemeleri." dedi.Ardından HSYK seçimlerine değinen
Kılıçdaroğlu, "12 Ekim'de HSYK seçimleri
var. İktidar bütün gücüyle bu seçimlere
yoğunlaşmış durumda.
Başbakanı ziyaret
ediyorlar, bazıları.
Özel rüşvet taleplerinde bulunuyorlar.
Olur diyorlar,
sizin
maaşlarınızı
artıracağız.
Yeter ki, bizim
kişileri HSYK'ya
seçin. Buradan
bütün savcılara ve
hakimlere sesleniyorum. Eğer bu ülkede
adalete saygı duyula-
+''+* !)$(+%*$) (')+$!()&(&+($*) (+'%
8.67479*3517,-,9761674*569*8353
8'3+58-89*88792/08896/044$918.6747
76/47169'409+2025291,7*87379-6788056.
/88(398.8/37189/3+3(-3(9)5879,.+4*6747$
6.90,.5,9)52-/296+)7)-4+$9/4*8/8596
0)52-/8594'913(9-,1885656.698'3+912.2-
189)51227894(8.6096004
<<-Z,XVXUZ<YIQYVSZ6XMPW?WAZ36YEYZ@VXOUWMWAZHYBS
YMQXTWZFXZMWFWUZQNTNOUYTSOSBZRYZOYYUXMX7ZRSIZOKRY:
EYUXUXTXZYCSQZQJVNORYLRS=ZZMJGNQZMYFYIZLSUUYTSZR@VX:
OWZ4KTQWLX2LWZR@VKIPKTOXAZCYHYUYTSVSVZHWTZJLNV
YUYVSLRS=Z5EPWUYUZWUXZHWTUWQPXZ NVYVWMPYV2SVZLXVWRXVZ9:
42LYZRYFXPZXRWUOXMWAZ9<62VWVZYMQXTWZKMPUXTWVWV
PXQTYTZWELYZXRWUOXMWAZYVPWXO>XTLYUWMPZPKOZMWFWUZFX
MWLYMWZJRYQUYTSVZMWVRWTWUOXMWZHNZR@VXOWVZOKEWOZVXP:
W?XUXTWVRXVRWT=3ZRXRW=ZZZZ6XMPW?WAZ1*Z+LUKUZ1&!(
MJVTYMSVRYAZ@V?XMWVXZWUWIQWVZEXTZIXLWVZDKVKOKBX
QYRYTZPXTMZRKBZXRWURWGWZHWTZR@VXOZJURNGNVNAZHNDKV
DKFXVUWQAZ@BDKTUKQAZTX7YEZHYIUSGSZYUPSVRY
RXGXTUXVRWTWUXHWUX?XQZMJTNVZFXZOYGRNTWLXPZYUYVUYTSVSV
RYTHXVWVZOYEMNUKZJURNGNVNZQYLRXPPW=Z6XMPW?W
YCSQUYOYMSVRYZINVUYTSZM@LUXRWZ3)YYUXMX7Z"<WBWO
CJ?NQUYTZHYIYTRS2ZRXVWUX?XQZVWPXUWQPXZRSIZOKRYEYUXLX
YCSQZEYUXZDXUOWIZOWUWPYTWMPZBWEVWLXPUXTWVZFXMYLXPWZYUPSVY
DWTXVZ4KTQWLXAZCJQZIXLUXTZQYLHXPOWIPWT=Z4KTQWLXZQXVRW
XUWLUXZQXVRWZEYTXQXPZWOQVUYTSVSZLWPWTOWIZFXZOYVXFTY
YUYVUYTSVSZRYTYUPOSIAZHWTCJQZQJVNRYZYFYVPYZMYEWHWLQXV
RXBYFYVPYUSZQJVNOYZDXTWUXOWIPWT=ZPXZLYVRYVAZRYTHXLX
DXTXQCXZD@MPXTWUXVZWCZMYFYIZJTPYOSAZRYTHX?WUXTZFX
QYTYVUSQZJRYQUYTZPYTY7SVRYVZPYETWQZXRWUOWIAZLWVXZYLVS
JRYQUYTZPYTY7SVRYVZHWTZDX?XZRXZCYPSIOYUYTZFXZWCZMYFYI
JTPYOSZJTPYRYVZQYURSTSUOSIAZKUQXZWEPWUYUXZEYBSTZEYUXZDX:
PWTWUW>Z"YQYVZQYVSZRNTRNTRNQ2ZRXVWUW>ZWEPWUYUXZOXITNWLXP
QYBYVRSTSUOYQZWMPXVOWIPWT=Z1*Z+LUKUZ1&!(ZYMQXTWZRYTHX:
MWLUXZ4KTQWLX2VWVZIWTYBXMWZHJBNUONIPNT=Z<YIPYZOXTENO
UWRXTWOWBZ)NEMWVZ YBS?SJGUNZJUOYQZKBXTXZHWVUXT?X
DXV?WOWBZWEPWUYUZOYEQXOXUXTWVRXZCWUXZCXQOWIAZWIQXV?X
EYVXUXTRXZWIQXV?XZD@TOKIAZUQKRYIUYTSOSBZWRYO
MXE>YUYTSVRYZIXEWPZXRWUOWIZFXZD@BLYIUYTSZMXUZJUONIPNT=
6XOJQTYMWZFXZWVMYVWZJUYVZVXZFYTMYZQYPUXRWUOWIPWT=Z<N
YCSRYVZ1*Z+LUKUZ1&!(ZRYTHXMWZFXZOKMXHHW>UXTWZUYLSQ
JURNGNZIXQWURXZPYTWEWVZQYTYZMYL7YUYTSZYTYMSVRYZLXTWVW
YUOSIPST=Z1*Z+LUKUZOYGRNTUYTSVSZMYLDSLUYZMXUYOUYTA
UQK?KZIXEWPUXTWOWBXZ9UUYE2PYVZTYEOXPZRWUXTQXVAZQYVUS
1*Z+LUKUZRYTHX?WUXTWVWAZRXOJQTYMWZFXZOWUUWZWTYRX
RKIOYVUYTSVSZHWTZQXTXZRYEYZUYVXPUWLJTNO=3& !#%
&++&%)++*(')+%**+
)+!*"#'%#
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konya Milletvekili Atilla Kart, Türkiye'den IŞİD terör
örgütüne katılımların devam ettiğini, son 2 günde 16'sı Konya'dan olmak üzere 53 ailenin
daha Şanlıurfa Ceylanpınar Sınır Kapısı'ndan Suriye'ye geçiş yaptıklarını açıkladı
'%-Z8JVLYZ)WUUXPFXQWUWZ9PWUUYZ8YTPZ>YTPWMWVWVZ8JVLY
5UZ<YIQYVUSGS;VRYAZ<YIHYQYVZ9EOXPZ6YFNPJGUN;VNVZ@V?X
FXTW>ZMJVTYZW>PYUZXPPWGWZTYVRXFNZFXZTYVRXFNRYZRWUXZDX:
PWTOXQZWMPXRWGWZQJVNUYTZEYQQSVRYZYCSQUYOYUYTZLY>PS=
<YIHYQYVZ9EOXPZ6YFNPJGUNZPYTY7SVRYVZDXCXVZ?NOY
DKVKVXZFXTWUXVZTYVRXFNVNVZ>XTIXOHXZDX?XMWZYVWRXVZW>PYU
XRWURWGWVWZYVUYPYVZ9PWUUYZ8YTPAZ3+GXTZD@TKIOX
DXTCXQUXIMXLRWZ0YLSVZ<YIHYQYV;YZ@V?XZPXHTWQUXTWOW
MNVY?YQZMJVTYZRYZ8JVLY;VSVZ@VXZCSQYVZMJTNVUYTSVSZWCXTXV
1#ZMYL7YUSQZHWTZTY>JTZYTBZXRX?XQPWO=Z9V?YQZTYVRXFNA
MYVSLJTNOZQXVRWMWVXZMNVOYLSZ>UYVUYRSGSOSBZTY>JTRYZXUX
YUSVYVZQJVNZHYIUSQUYTSZRJUYLSMSLUYZW>PYUZXRWURW=3ZRXRW=
0JTNVUYTSZEYOYMXPZLY>OYRYVAZ>TJ>YDYVRY
OYUBXOXMWZLY>OYRYVAZTXQUYOZLY>OYRYV
QJVNIOYQZFXZC@BKOZLJUUYTSZHNUOYQZWMPXRWQUXTWVW
FNTDNUYLYVZ9PWUUYZ8YTPAZ1(ZHYIUSQZYUPSVRYZPJ>UYRSGS
1#ZMYL7YUSQZ;MJTNVUYT;ZTY>JTNVRYZWUQZMSTYRYZ./56
PXT@TZ@TDKPKZFXZHNZ@TDKPXZQYPSUSOUYTSVZLXTZYURSGSVS
QYLRXPPW=Z./56ZPXT@TZ@TDKPKVKVZ4KTQWLX;RXZEKQKOXPWV
D@BUXTWZ@VKVRXZHKLKRKGKVXZRWQQYPZCXQXVZ'%-Z)WU:
UXPFXQWUWZ9PWUUYZ8YTPAZ3<NZ@TDKPZ4KTQWLX;RXZ8JVLY;VSV
RYZYTYUYTSVRYZHNUNVRNGNZ1ZIXEWTRXZESBUYZHKLKLJT=
<NDKVXZQYRYTZ./56ZMY7UYTSVRYZMYFYIYVZ&(
FYPYVRYISOSBZ@URK=Z9WUXUXTWVZFXZLYQSVUYTSVZHYIFNTNUNTS
WUXZMJVZ*ZDKVZWCWVRXZ8JVLY;RYVZ1ZCW7PWVZRYEYZ@TDKPX
QYPSURSGSAZHNZYWUXUXTWVZKUQXVWVZHYIQYZH@UDXUXTWVRXVZDXUXV
$ZYWUXLUXZ,YBWYVPX>;PXZHNUNIPNGNZFXZHNTYRYVZ/YVUSNT7Y
'XLUYV>SVYT;YZJTYRYVZRYZ0NTWLX;LXZDXCPWGWZHWUDWMWVX
MYEWHWB=Z<KPKVZHWUDWUXTWZEKQKOXPUXAZDKFXV:
UWQZHWTWOUXTWLUXZ>YLUYISLJTNB=Z9V?YQA
EKQKOXPZ4KTQWLX;RXVZ./56;X
QYPSUSOUYTZQJVNMNVRYZOYYUXMX7
EWCHWTZIXLZLY>OSLJT=3ZRXRW=ZZZZ./56
PXT@TZ@TDKPKVXZQYPSUYVUYTSVZXIUWZFX
CJ?NQUNZ@TDKPXZQYPSURSQUYTSVYZRWQQYP
CXQXVZ9PWUUYZ8YTPAZ4KTQWLX;VWVZ98
-YTPWZEKQKOXPWZPYTY7SVRYV
;0NTWLX;RXZ+MXR;WZRXFWTX?XQ;ZHXQUXV:
PWMWLUXZ./56ZPXT@TZ@TDKPKVXZTXEWV
XRWURWGWVWZMYFNVRN=Z8YTPA
34KTQWLX;RXZ./56;X
QYPSUSOZWQUWOW:
VWZ98EKQKOXPW
HWBBYPZXU:
UXTWLUXZJUNIPNTRN=
,XUWVXVZVJQPYRYZ./56AZ)NMNUZ8JVMJUJMUNGNONBNZWIDYU
XRW>Z#&ZD@TXFUWLWZFXZ4KTQWLX;LWZTXEWVZYURS=Z<KPKVZJUYV
HWPXVZ98-ZEKQKOXPWVWVZJUYLUYTYZD@BZLNOOYMSLUY
DXTCXQUXIPW=Z4KTQWLXAZHNDKVZ./56;XZTXEWVRWT=3ZRXRW=
<YIHYQYVZ9EOXPZ6YFNPJGUN;VYZFXTOXQZWCWVZEYBSTUYRSGS
TY>JTNVZRWGXTZHYIUSQUYTSVSVZ8JVLY;VSVZLYIYRSGSZMJTNVUYTY
WUWIQWVZJURNGNVNZYVUYPYVZ'%-Z)WUUXPFXQWUWZ9PWUUYZ8YTPA
34YTSOMYUZMNUYOYVSVZ8JVLYZQ@LUKMKVKVZQYVSVSZXOXV
M@OKTKZRKBXVWVXZR@VKIPKGKVKAZHKLKQIXEWTZHXUXRWLX
LYMYMSVSVZWUCXZFXZHXURXUXTWVZEWBOXPMWBZQYUOYMSVYZLJU
YCPSGSVSAZXMQWZIXEWTZMPYRSVSVZLXTWVXZHXUXRWLXZHWVYMS
LY>SUOYMSVSVZIXEWT?WUWQZYRSVYZ?WVYLXPZJUY?YGSVSAZ0YGUSQ
<YQYVUSGS;VSVZ*(1#ZLSUSVRYZHWPX?XQZRXRWGWZVNONVX
EYMPYVXMWZWVIYYPSVSVZ98-ZWUZL@VXPWOWZWUX
OWUUXPFXQWUUXTWZYTYMSVRYQWZPYTPSIOY
RJUYLSMSLUYZEYUYZPXOXUZCNQNTNVRY
QYURSGSVSAZ<YETWZ6YGRYIZ4YTSOZ+V:
MPWPKMK;VKVZFXTWOUWZPYTSOZYTYBW:
UXTWVWVZLY>SUYIOYLYZYCSUOYOYMS
DXTXQPWGWVWZFXZRWGXTZMJTNVUYTS
8JVLYUSZ<YIHYQYVZ9EOXP
6YFNPJGUN;VYZWUXPX?XQPWQ=Z9V?YQ
<YIHYQYVZ@LUXZPYEOWVZXRWLJ:
TNOZHNZMJTNVUYTSZRNLOYQ
WMPXOXRWGWZWCWVZTYVRXFNLN
W>PYUZXPPW=3ZIXQUWVRX
QJVNIPN=& !#%
caksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz
sağlayacaksınız. Rüşvete teslim olan,
siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten,
adalet beklenemez. Adaleti güçlü kılmak
istiyorsanız, ben siyasal erke bile karşı
çıkarım, çünkü ben yargıcım, toplumun
vicdanıyım, diyecekseniz, siyasal rüşvete
karşı çıkacaksınız. Bunu yapmayan yargıca
yargıç denmez, savcıya da savcı denmez.
Geldiğimiz süreçte bütün bu gerçekler hepimizin önünde duruyor." diye
kaydetti.Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü: "İmtiyaz vesayeti doğurur. Birilerine imtiyaz sağlayacaksınız, her türlü
yolsuzluğu yapabilirsin, kimse sana dokunmayacak. Seni üst mevkilere de getirebiliriz. Eğer birşey olursa hiç meraklanma,
özel aklama mahkemeleri var. Oraya da
göndeririz. Bizim savcımız var, takipsizlik
verir. Hakimi ayarladık, o da özel aklama
mahkemesinde görevli, o da zaten onaylayacak bir sorun kalmayacak. Bu sürecin
içerisindeyiz. Dün askeri darbenin
yıldönümüydü. AKP, iktidar olmadan önce
ve olduktan sonra, hep vesayetlere karşı
çıktığını söyledi. Biz de vesayete karşı
çıkıyoruz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, siyasal partilerin hukuk dışında egemen bir vesayeti reddetmeleri, demokrasi
açısından büyük bir kazançtır. Ama bunu
sadece söylemde değil, eylemde de
gerçekleştirmeleri gerekir. AKP iktidar
oldu, vesayetler için gayret etti, şimdi yeni
bir vesayetin ta kendisi." (CİHAN)
*!*&#&*+*"#$'*""#
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı’nın Ankara’daki kirli
su ve sonrasında görülen
barsak enfeksiyonlarındaki
artışa İzmir üzerinden cevap
vermesini ilk eleştiren CHP İzmir
Milletvekili Prof. Dr. Hülya
Güven, konuyla ilgili Sağlık
Bakanının cevaplaması istemiyle
bir de soru önergesi verdi
9VQYTYZ<KLKQIXEWTZ<XUXRWLXZ<YIQYVS2VSV
<YIQXVPWVZIXHXQXZMNLNVYZQYVYUWBYMLJV
QYTSIPSGSZWRRWYUYTSVYZ?XFY>ZFXTOXQZKBXTX
LY>PSGSZHYMSVZPJ>UYVPSMSVRYZ0YGUSQ
<YQYVUSGSVSVZFXTWUXTWVXZRYLYVYTYQZ5BOWT2RX
HYTMYQZXV7XQMWLJVNZFYQYUYTSVSVZDXCXVZLSURYV
HNZLYVYZLKBRXZ$$ZJTYVSVRYZYTPPSGSVS
M@LUXRWGWVWZEYPSTUYPYVZ,KFXVAZ0YGUSQ
<YQYVS;VSVZRYZHYMSVRYZLXTZYUYV
YCSQUYOYMSVRYZZRXMPXQUXLW?WZW7YRXZQNUUYVOYLY
CYUSIPSGSVSZHXUWTPXTXQAZ35BOWT;RXZWCOXZMNLNVY
HYGUSZWMEYUZFYQYUYTSVRYZHXUWTDWVZHWTZRKIKI
MY>PYVSTQXVAZ<YQYVUSGSVZHNZFXTWUXTXZEYVDW
EYMPYUSQZPYVSOUYOYMSLUYZNUYIPSGSZQJ?YZHWT
ONYOOYRST=Z0YRX?XZ"OXFMWOMXU2ZYCSQUYOYMS
RYZEYMPYUSQZPYVSOUYOYMSZWCWVZMJVZRXTX?X
LXPXTMWBZJUN>AZLNTPPYIUYTSVZLYVUSI
YVUYOYUYTSVYZLJUZYCYHWUX?XQZHWTZYCSQUYOYRST=
<YTMYQZXV7XQMWLJVNVNVZLJUZYCPSGSZWMEYUZPKT:
UXTWVWVZFXZ@VUXOUXTWVWVZRXZYCSQUYVOYMS
DXTXQWTZQWZEYUQSOSBZRYZJVYZD@TXZ@VUXOZYUMSV
RXRW=ZZ8WIWMXUZEYMPYUSQZFXTWUXTWVWV
>YLUYISUOYMSZXVRWIXMWVWZMWMPXOZNLDNUYOYLY
DXCOXRXVZRWUXZDXPWTRWQUXTWVWZEYPSTUYPYVZ'%:
-2UWZ,KFXVZIK>EXUXTWVWVZHJIYZCSQOYRSGSVS
M@LUXRW=Z,KFXVAZ,@TKLJTNBZQWZ0YGUSQ
<YQYVUSGSAZHYTMYQZXV7XQMWLJVNZWUXZWUDWUWZFXTW:
UXTWZKMPXUWQZLYVUSIZYVUYOYLYZLJUZYCY?YQ
IXQWURXZ$2KV?KZIYESMUYTUYZ>YLUYIOSI=Z9LTS?Y
5BOWT2RXZWCOXZMNLNZYVYUWBUXTWVWVZLY>SURSGS
50ZUYHJTYPNFYTUYTSAZ<YQYVUSGSVZRXVXPW:
OWVRXZJURNGNZEYURXZFXZRKBXVUWZJUYTYQZWVPXT:
VXPPXZLYLSVUYVYVZYVYUWBZMJVNCUYTSVYZZD@TXZZRX
MNZQYUWPXMWVWVZWCWUXHWUWTZVWPXUWQPXZJURNGN
MY>PYVRSGSZEYURXAZZ5BOWT;RXZWCOXZMNLN
QYLVYQUSZHYTMYQZXV7XQMWLJVNZFYTOSIZDWHW
D@MPXTWUWLJT=Z<YIQXVPWVZCXIOXUXTWVRXVZYQYV
MNLNVZTXVDWVWVZMYTSZFXZQJQNUNZJURNGNVNZQYH:
NUZXRXVZYV?YQZMYGUSGYZBYTYTUSZHWTZRNTNONV
JUOYRSGSVSZYCSQUYLYVZ0YGUSQZ<YQYVSAZQXV:
RWMWVWVZWMXZRYOY?YVYZMNZWCPWGWVWZWPWTY7ZXPPW=
9TSPSUOYRYVZIXETXZFXTWUXVZMNZVYMSUZMYGUSQUSZJ:
UYHWUWTZQWZ0YLSVZ<YQYVRYVZHXQUXVPWOWB
MJTRNGNOZMJTNUYTYZ?XFY>ZFXTXTXQZEYUQSZWU
YLTSOSZLY>OYRYVZMYGUSQZWCWVZHWUWVCUXVRWTOX:
MWRWT=Z
<YQYVUSQAZ,@QCXQZWUXZHWTZJUN>ZLYVUSIZYUDS
LYTYPY?YQZHWUDWUXTUXZZ5BOWTZWUXZNGTYIY?YGSVYA
4KTQWLX;RXZLYIYRSGSOSBZMYGUSQZMJTNVUYTSVSV
C@BKOKZWCWVZNGTYIOYMSZDXTXQWT=3
YCSQUYOYMSVRYZHNUNVRN=Z&!#"9"" %
Eylül 2013
2014 Perşembe
Pazar
14
7 Şubat
Karabağlar
Karabağlar Belediyesi,
Belediyesi, Kavacık
Kavacık Üzüm
Üzüm Festivali
Festivali için
için yanlış
yanlış anons
anons yapınca
yapınca ortalık
ortalık karıştı
karıştı
Karabağlar Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte üzümüyle ünlü Kavacık
Köyü’nde festival düzenledi. Festivalin ilk günü dün sona ererken, daha ilk günden;
yapılan yanlış anons ve bunun sonucunda yaşanan izdiham, festivale gölge düşürdü
CHP’li olan
olan ve
ve CHP’nin
CHP’nin
CHP’li
mağdur
mağdur ettiği
ettiği
ettiği bayan
bayan
bayan bir
bir
bir
mağdur
vatandaştan beklenen
beklenen
vatandaştan
tepki:
tepki: Okumadığı
Okumadığı
Okumadığı
tepki:
gazeteyi eleştirdi
eleştirdi
gazeteyi
+8.8238'5816$88.57176,7*5734
2MJMHKGMLKLO84LHMIM9M3KONIN5O8MJ?MGKL9MO<N<DELJED
GN<NGNLO6NFNLHN<JNI=OKBGNLOMFFK:O0IN5O8MJ?MHKD5M
DNJNANJEDOHN7NOHNOA@G@H@:O(NNFO:.HNL
KFKANIMLOAMDJMGMLODNJNANJEDFNOFNIFE<?NJNI
GN<NLHE:O)NFNLHN<JNI=OBNNFJMI9M=
AMJMHKGMLKLOAMJKIFFK3KOL>DFNHNONIN5
AMDJMHK:OOMBLNHNOFMBNH@/MLO>JNG
GMIKLHMOACJCLNL=O+NINAN3JNIO
"CLCBO?IMO,N7NJJMBKO,C7FNIE
(@JMG?NLO NL=O>JNGNO?@HN7NJM
MFFK:O2MJMHKGMO,M9JKB
@GMJMIKGJMO84I@<F@:
0--#-#66%%#%% 84I@LF@JMGMLO6MOACOBEDELFEOKJMOKJ8KJKOAKJ8K
F>1JNGNLO$N;MFM9KO"N6C;O0FNJNG.N=OANGNLOAKIO6NFNLHN<OFM1DKO84BFMIHK:
+/!).816&58086
0FNJNG.N*O%(K;OBNHM9MO #.LKLONJMG7KLHMO>JNLO7NAMIJMIKOGN1EG>IBCLC;:
/38)85767..4
$KHKLO0+#.LKLONJMG7KLHMO>JNLO7NAMIJMIKOHMOGN1EL:ONIN/JEO>J?NGEL&
+NINAN3JNIO2MJMHKGMBK
<MDJKLHMOB4;J@OBNJHEIEHNOACJCLHC:O0FNJNG.NOBNJHEIEHNOACJCLNLOAC
,M9JKBOGMJMIKGJMO84I@<?M
7NLE?M/MLHK=ONGLEO;N?NLHNO #.JKOAMJMHKGMLKLOGNLJE<ONL>LBCLCL
GN1NLO,C7FNIO(@JMG?NLO NL=
?N3HCICO2COB4;J@OBNJHEIEGN*O%0AJN9E?=OAK;O7NL8KO8N;MFMGK;&
HCIC?CONLJNFFE:O)MO2MJMHKGM
B>ICBCLCOB>INLO0FNJNG=OANGNLO6NFNLHN<FNL=O%2MLOBK;KO>DCG>IC?:O2KJKG,M9JKBOGMJMIKLHMLOB>ICLCOAKI
>IC?OBK;K:O"MLKO0BEI.BELE;OBK;&O9M6NAELEONJHE:O$N;MFM9KO"N6C;O0FNJNG=
NLO4L9MO54;?MJMIKLKOIK9NOMFFK:
9M6NANOKF7N/ML=O%2K;O(>LHNDKDNO$N;MFMBKGK;:OMIODMBK?HMLO7NAMI
,C7FNIEL=OACOFMJM/>LO84I@<?MBK
GN1EG>IC;:O2K;K?OK5KLOB>ICLCLODNGLN3ELELODK?O>JHC3COHM3KJ=O4L9MK<MOGNINHEO6MOAMJMHKGM=ONIN5O84LJKDJMO6NFNLHN<ELOB>ICLOGN<NGE1OGN<N?NHE3EO4LM?JKHKI:O)NFNLHN<
HMIHK:
B>ICLOGN<EG>IBN=OB>ICLCLODNGLN3EODK?O>JCIBNO>JBCLO7NAMI
GN1NIE;:O(K;OAK;KO>DCGCL=OB>LINOMJM<FKIKL:ODC?NHE3ELE;
+ 75726818581386
8N;MFMJMIKOMJM<FKIKIBMLK;=OAKJ?MHK3KLK;O1NIFKJMIMO>G
434)8/608'823(
6MIKIBKLK;&OHMHK:O2CO9M6N1O@;MIKLM=O>JNGOGMIKLHMOACJC,C7FNIELO?@HN7NJMBKOKJMONIN5
LNLO6MO?N3HCIO>JNLOF@?O6NFNLHN<JNI=OANGNL
B>ICLCO54;@J@IDML=OACODM;OHMOK;HK7N?
6NFNLHN<EOGC7NJNHE:OO
BEDELFEBEOGN<NLHE:O$MJMLONIN5JNIOD@5@D=
DNJNANJEDOA@G@DO>JCL9N*O7MIDMBOAKI
NLHNONIN5JNINOG@DJMLHK:O2COG@DJML?MOB>LC9C=O>JNGOGMIKLHMOA@G@D
*----
FNIFE<?NJNIOGN<NLHE:O0IN9NOAKL?MD
,""" ;?KIO2@G@D<M7KIO2MJMHKGMBK.GJMOAKIJKDFM
KBFMGMLONL9NDODNJNANJEDFNLO4F@I@
@;@?@GJMO@LJ@[email protected]/MBFK6NJOH@;MLJMHK:
AKLM?MGMLOKLBNLJNI=OKBGNLOMFFK
!MBFK6NJKLOKJDO8@L@OH@LOB>LNOMIMIDML=OHN7NOKJDO8@LHML* %!MBFK6NJKLK;=O>I8NLK;NBG>LCLC;
GN1EJNLOGNLJE<ONL>LBO6MOACLCLOB>LC9CLHNOGN<NLNL
ANFBEL&OK/NHMJMIKLKODCJJNLHE:
K;HK7N?=O/MBFK6NJMO84J8MOH@<@IH@:O
+)8/4576*83(26745/76
+,757340768186 2371/734
.7)54*7$4608'83(
2MJMHKGMLKLONBFE3EO1NLDNIFFN=O%'-'OGJ@JOFNIK7!MBFK6NJMO8KF?MDOKBFMGMLOAKIO7N?KJMOANGNLOKBM=
JMIKLHMOGN1EJN9NDO/MBFK6NJOK5KLOAMJMHKGMONIN5
M;KJ?MOFM7JKDMBKONFJNFFE:O+NJNANJE3ELOK5MIKBKLHMONIN9NOKJDNJHEIN9NDFEI&OGN;EL9N=OKLBNLJNIOAMJMHKGMLKLOAMJKIFFK3K
MIJMGMLO6MOAKLMLO7N?KJMODNHEL*ONIN9NOAKLHKDFMLOB>LIN
BNNFFM=OAMJKIFFK3KOGMIHMO>JHCJNI:O!MBFK6NJMO8KF?MD
>FCIN9NDOGMIOACJ?NGEL9N=OKL?MDOKBFMHK:O0L9NDON<N3EBE
KBFMGMLJMI=O?MFIMJMI9MODCGICDO>JC<FCIHC:O0L9ND=O/MBFKDNJNANJEDFE:OLM?MHK:O0IN9ELOK5MIKBKLHMO;>IOAKIOHCIC?HN
6NJO?MINDJEJNIE=OHNDKDNJNIOB>LINOD4F@OAKIOB@I1IK;JM
HCINLO7N?KJMODNHELN=OAKL?MGMO5NJE<NLJNIOHNO;>IONLJNI
DNI<EJN<FE:O2MJMHKGMLKLO84LHMI?MBKLKOAMDJMHKDJMIKONIN5= GN<NFEL9N=O7N?KJMODNHELOM;KJ?MOFM7JKDMBKOGN<NHE:
8MJ?MHK:O
Yol ortasından koşan vatandaşlar,
ezilme tehlikesi yaşadı
+.7/756$&1!26,75734072426
0825('682&2$!
"N<NLNLOACO>JNGJNI=O/MBFK6NJMOHN7NOKJDO8@LHMLO84J8M
H@<@IH@:O#MDK=OA4GJMOAKIOB>ICLCLO>JC<?NOLMHMLKOLMGHK
2MJMHKGM=ONBFE3EO1NLDNIFFN*O'-'OGJ@JOFNIK7JMIKOK5KL=
/MBFK6NJOGMIKLMONIN5ODNJHEIEJN9NDFEI=OHMHK:O)NFNLHN<JNI
HN=OKDKO8@LOA>GCL9NONIN5ODNJHEIEJN9NDFEI=ONLJNHE:O)MOH@L
0GELO'.@ONIN5ODNJDE<OL>DFNBELNO8KFFK:O0L9ND=
AMJMHKGMHMLONJELNLOAKJ8KGMO84IM=OAMJMHKGMOKDKO8@L
A>GCL9NOHM3KJOBNHM9MONGELO'.@LHMONIN5ODNJHEIN9NDFE:
Gelen araçlar küçük, kalabalık büyük olunca,
vatandaşlar araca binebilmek için tartıştı
#NLDNIFFNOACLCOAMJKI?MGKL9M=O6NFNLHN<JNI=OAMJMHKGMLKL
GNLJE<ONL>LBCLCLODCIANLEO>JHC:
+,75734076,8'*82(6)8,714/60&*
+>LCGJNOKJ8KJKO6NFNLHN<JNIELOCJN<FE3EO2MJMHKGM
2N<DNLE=OGN<NLNLOACOB>ICLJNOKJ8KJK=O7NAMIK?OG>D=OK/NHMJMIKLKODCJJNLHE:O)NFNLHN<JNIOKBM=OACLNOFM1DKO84BFMIHK:O+E;8ELODNJNANJED*OAN<DNLBEL=OLNBEJO7NAMIKLO>J?N;=
<MDJKLHMOBKFM?DIOGNLEFO6MIHKJMI:O
Yanlış anonsun,
pankartı
Festivale gitmek isteyen hamile
kadın, ezilme tehlikesi atlattı
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
8 GÜNCEL
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
14
17Eylül
Şubat2014
2013Pazar
Perşembe
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Büyükşehir’den 257 proje, 20 milyar liralık yatırım
İNCE ZIMBALAR
Sabit
İNCE
CAN-MAL
KAVGASI
Çalışma ve sosyal güvenlik bakanı Faruk
Çelik Asansör cinayeti ile ilgili yaptığı açıklama da Can mı mal mı buna karar vermek
lazım diyor. Yani işçiler can derdinde işverenler mal derdinde. Birisi canını kurtarmak,
diğeri de doymayan açlıkla malını artırmak
çabasında demek istiyor. Yani yöneticiler bir
karar vermek ve Can mı, mal mı sorusunun
cevabını vermek zorundadır. Aslında hiç
düşünmeye gerek yok T.C anayasası devletin
her ferdinin can ve mal güvenliğini korumakla
görevlidir der. Yani bu canlar arasında işçiler
de var. Çünkü 15 yılda 15 bin yani her yıl
kazalarda 1000 işçi kaybediyoruz. Artık
yaralanan, sakatlanan ve organlarını kaybedenlerin sayısını merak edenler istatistiklere
bakabilirler.
Hükümet torba yasaya eklenen bir madde ile
yeraltı ve madenlerde çalışanların çalışma
saatleri, ücretleri, yıllık izin ve emeklileri
konusunda yeni bir düzenleme yapılınca işverenler ayağa kalkarak bu yüklerin kalıdırılmasının mümkün olmadığını söyleyip
Zonguldak da 22 madeni kapattıklarını açıklayıp, 4500 işçisini sokağa işsizliğe bıraktılar.
Bu ne demek biliyor musunuz işçilerin canları bizim için önemli değil, bizim için tatlı
karlarımız yani malımız önemli diyorlar ve
hükümeti blöf yapıyorlar. Eğer bu şartları
düzeltmezseniz biz işçilerimizin parasını
ödeyemeyez ve para kazanamayız diyorlar.
Ben yıllardır yazıp söylüyorum. İşverenler
asla doymuyorlar ve işçilerinin canları pahasına doymayan iştahlarının peşinden koşmaya, çok kazanmaya ısrarla devam ediyorlar.
Bölüşmek, biraz daha az kazanmak ve işin insanı boyutlarını asla düşünmüyorlar.
işletme de bir kural vardır bilirsiniz teşebbüs,
emek, sermaye bunlar karları eşit bölüşmelidirler der iktisat kanunları ama asla bu
bölüşüm Türkiye de adil olmamıştır, hep sermayeden yana, emeğin hakkını çiğneyerek
devam etmiştir.
Türkiye bir sosyal devlet olmak ve
anayasanın gereğini herkes için yapmak ve
yerine getirmek zorundadır. Bu işçi olunca
başka, işveren olunca başka olmamalıdır. Bu
ülkede herkes eşit ve birinci sınıf bir vatandaştır diye hep söylenir ya. O zaman işçi de
birinci sınıf vatandaş olmalı, hakları, canları
korunmalıdır ve bunun için gerekli ne ise eksiksiz yapılmalıdır.
Uluslararası ilo sözleşmelerinin imzalanması
ve uluslararası standartların yakalanması pahasına ne gerekiyorsa herkes yapmalıdır.
Hükümet geç de olsa bunun adımını atmıştır
ve buna karşı Zonguldak da yapılan eylem
gibi karşı harekatlar başlamıştır. Hükümet
bunu asla kaale almamalı ve doğru bildiğinden şaşmadan yoluna devam etmelidir.
Ha bizim kömürleri hükümet alsın teklifine
de bakılıp değerlendirilmeli gerekirse 4500
işçinin işsiz kalmaması için standartlara uyan
kömürleri devlet de almalıdır.
Türkiye sosyal ve işçi haklarının korunduğu
medeni, modern bir ülke olmalıdır. Yoksa sloganla, edebiyatla yeni ve büyük Türkiye asla
kurulamaz ve kimse de bunları yutmaz.
Belki Başbakan Davutoğlu da Erdoğan gibi
ülkemize çok eserler ve yasalar kazandıran bir
başbakan olarak tarihe geçmek ister diye
düşünüyorum.
Yoksa diğer başbakanlar gibi tarihe gömülür
gider...
Urla’nın kurtuluşunun 92. Yıldönümünde Urla Belediyesi
Gençlik Spor Kulübü de sezon açılışını gerçekleştirdi
U
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarına yön verecek 2015 - 2019 Stratejik Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde
onaylandı. Planda 9 sektörde belirlenen 257 projenin hayata geçmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 10.9 milyar
liralık harcama yapması öngörüldü. ESHOT ve İZSU projeleri ile birlikte bu tutarın 20 milyar lirayı aşması bekleniyor
İ
Bornova’da
‘şenlik’ var
B
ornova Belediyesi, bugün renkli bir
etkinliğe ev sahipliği yapacak. Ünlü Bulgar şarkıcı Galena, Cüneyt Şentürk,
Sakobend ve Nuri Şen’in konuk olacağı Sohbahar Şenliği, Pınarbaşı Nazım Hikmet
Rekreasyon Alanı’nda gerçekleştirilecek. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, tüm Bornovalıları piknik havasında gerçekleşecek
olan şenliğe davet etti. Balkan göçmenleri,
Bornova Belediyesi ile İzmir Balkan Göçmenleri Derneği’nin işbirliğinde düzenlenecek.
Sonbahar Şenliği’nde buluşacak. Pınarbaşı
Nazım Hikmet Rekreasyon Alanı’ndaki Şenlik’te Ünlü Bulgar sanatçı Galena, Cüneyt
Şentürk, Sakobend ve Nuri Şen sahne alacak.
Pek çok Balkan kenti ile ‘kardeş belediye’
olan Bornova Belediyesi'nin ev sahipliğinde
gerçekleşecek organizasyona, aralarında Bulgaristan milletvekillerinin de yer alacağı çok
sayıda konuk katılacak. Bornova Belediye
Başkanı Olgun Atila, tüm Bornovalıları piknik
havasında gerçekleşecek olan şenliğe davet
etti. İlçe sınırları içerisinde çok sayıda Balkan
göçmeni vatandaşın yaşadığına dikkat çeken
Atila, "Balkan kültürünü yaşatmak amacıyla
düzenlediğimiz etkinlikte, halaylarımızı hep
birlikte çekeceğiz. Her zaman olduğu gibi birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajlarını yine
Bornovamızdan vereceğiz" diye konuştu.
(HABER MERKEZİ)
zmir Büyükşehir Belediyesi'nin Eylül ayı
meclis toplantısı üçüncü birleşiminde, İzmir
Büyükşehir Belediyesi ile ESHOT Genel
Müdürlüğü’nün 2015 – 2019 dönemi için
hazırlamış olduğu “Stratejik Plan”
görüşülerek kabul edildi. 9 sektöre ilişkin 257 projenin yer aldığı İzmir Büyükşehir Belediyesi
Stratejik Planı’nda, kentte hayata geçirilecek projeler ve hedefler yer aldı ve bu hedeflere ulaşmak
için 10.9 milyar liralık bütçe öngörüldü. Planlanan
harcamaların sektöre göre dağılımında 2 milyar
493 milyon lira ile ulaşım birinci, kentsel altyapı
ise 2 milyar 88 milyon liralık yatırımla ikinci
sırayı aldı. 1 milyar 394 milyon liralık harcama
ile yönetişim üçüncü, 1 milyar 130 milyon liralık
harcama ile kentsel koruma ve planlama dördüncü
sırada yer alırken, bunları sırasıyla çevre yönetimi, sosyal dayanışma ve sağlık, afet yönetimi ve
güvenlik, kültür, sanat ve spor, turizm ve yerel
ekonomi sektörleri izledi. İZSU ve ESHOT’un
planlanan harcama verileriyle birlikte,
önümüzdeki 5 yıllık süreç içinde öngörülen
toplam harcamanın 20 milyar TL’yi aşacağı belirtildi.
İzmir’in vizyon projeleri
Stratejik planda yer alan projeleri tanıtan
sunumun ardından konuşan İzmir Büyükşehir
Belediyesi ve CHP Grup Başkan Vekili Dr. Sırrı
Aydoğan, 2015- 2019 Stratejik Planı'nın katılımcı
bir anlayışla hazırlandığını ve kurumun 3. stratejik
planı olduğunu belirterek şunları söyledi: “İzmir
Büyükşehir Belediyesi, daha önce hazırlanan
stratejik plan doğrultusunda kente 4.8 milyar para
harcanmıştı. Yeni dönemde hayata geçirilecek
projeler için 10.9 milyar lira harcanacak. 9 sektörde yer alan 257 projemiz içerisinde Gaziemir
Yeni Fuar Kompleksi, Sosyal Yaşam Kampusü,
İzmir Banliyö Sistemi'nin geliştirilmesi, tramvay
hatları, yeni iskeleler, marinalar, mevcut
iskelelerin geliştirilmesi, yaya alt ve üst geçitleri,
spor kompleksleri, Doğal Yaşam Parkı’nın ikinci
bölümünde yer alacak Akdeniz Akvaryumu ve
Zooloji Müzesi ile gemilerden atık alma projeleri
öne çıkanlar arasında. 19 ilçede hizmet binaları
yapacağız. İzmir tarihinin meydana çıkarılması
çalışmaları devam edecek. Kenti ileriye taşıyacak
projelerle İzmir'in yurt içi ve yurt dışında tanınırlığını artıracağız. Stratejik plana bakarak bir
başkanın dünyaya bakışını, kentine bakışını anlayabilirsiniz. Geçen dönemde harcadığımız 5
milyara yakın paranın nereye gittiğine bakarsanız
toplum menfaati ortaya çıkar. Bu, kentin daha
iyiye gitmesi, gelişmesi ve daha huzurlu olması
içindir. 10.9 milyar lira da aynı amaçla İzmir'in
huzuru ve refahı için harcanacaktır. Başkanımızın
başarılı olacağına inanıyorum.”
“Dilediğim adama ihale vermiyorum”
AK Parti Grup Başkan Vekili Bilal Doğan’ın
stratejik planda yer alan kentsel dönüşüm projelerine ilişkin, “Sizin kentsel dönüşüm binanız var
mı? Kolaycılığı seçerek Uzundere’de konut satın
aldınız” sözlerine yanıt veren İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentsel
dönüşümde uzlaşmayı ve gönül rızasını tercih ettiklerini belirtti. Bugün çıkan yasalar yüzünden
kentsel dönüşüm alanında Türkiye’de uygulan-
abilen tek bir projenin bile olmadığını dile getiren
Başkan Kocaoğlu, “Olmaz, olamaz da. Çünkü bu
kanun tapuya müdahale etmektedir. Tapuyu,
mülkiyeti ortadan kaldırmaktadır. Sadece ve
sadece Caddebostan ve Bağdat Caddesi gibi tek
tek gayri menkullerde, rantı çok yüksek olan yerlerde uygulama yapılmıştır. Fikirtepe iflas etmiştir.
Biz İzmir’de uzlaşmayı tercih ediyoruz. Biz
vatandaşın gayrimenkulünü gasp etmek istemiyoruz. Bu yasa bu şekilde yürürlükte olduğu müddetçe, biz bu yasayı kullanmayacağız. Uzlaşma ve
gönül rızası ile yapabildiğimizi yapacağız” diye
konuştu. Yatırımların geciktiğine yönelik eleştirilere de yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Ben diğer
kentlerde olduğu gibi istediğim adama ihale
veremiyorum. Vermiyorum. Yasayı uyguluyorum.
Ondan dolayı da gecikiyor. Biz yasalara uygun
olarak hiçbir şeyi istismar etmeden, görevimizi
geç de olsa yapacağız” dedi.
“İstismar edilmekten bıktım”
İzmir’de kurmayı planladıkları katı atık
bertaraf tesisi ile ilgili bir soruya da yanıt veren
Başkan Kocaoğlu, AK Parti Grubu’na hitaben;
“Katı atık konusunda artık konuşmayacağım.
Çünkü bu konuda istismar edilmekten bıktım. Bu
çevre yatırımını da başlatayım, ondan sonra elinizden geleni yapın” şeklinde konuştu.
Katılımcı bir model
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ESHOT
Genel Müdürlüğü’nün 2015 – 2019 Stratejik
Planı, CHP ve MHP gruplarının “kabul”, Ak Parti
grubunun “red” oyuyla meclisten geçti. Stratejik
plan çalışmaları, ilçe belediyeleri, kamu kurumları, üniversiteler, basın kuruluşları, sivil toplum
örgütleri, muhtarlar ve vatandaşlardan gelen görüş
ve öneriler doğrultusunda, katılımcı bir anlayışla
yürütüldü. İnternet üzerinden ve birebir
görüşülerek yapılan anketlerden elde edilen
sonuçlar, bu 5 yıllık yol haritasının oluşturulmasında büyük pay sahibi oldu. Stratejik plan
çalışmaları 5 ay sürdü. (HABER MERKEZİ)
G
rla 12 Eylül Stadı’nda
gerçekleşen sezon açılışı
stada adını veren ve
Urla’nın kurtuluş günü
olan 12 Eylül saat: 12.00’de
yapıldı. Açılışa Urla Belediye
Başkanı Sibel Uyar, Urla
Belediyesi Meclis Üyeleri, Urla
Belediyesi Gençlik Spor Kulübü
Yönetici ve sporcuları ile Urlalılar
katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal
marşının ardından konuşmasını
yapan Urla Belediyesi Gençlik
Spor Kulübü Başkanı Metin Saltık
“1946’dan bu yana Urla’mızı spor
alanında temsil eden
kulübümüzün bu günlere
gelmesinde emeği geçen yönetici, eğitimci, sporcu ve
taraftarlarımıza çok teşekkür ederiz “ dedi. Bütün sporcuların
yeni sezonda centilmence, Urla
Gençliğe yakışır bir sezon
geçirmelerini dileyen Saltık
“2014-2015 sezonunun hayırlı
olmasını diliyorum” diye konuştu.
“BİR ÇOCUĞA DAHA SPOR YAPTIRABİLİRSEK NE MUTLU BİZE”
“Urla’nın başarılı spor tarihi
gösteriyor ki, Urla’nın kılcal
damarlarında spor var” diyen
Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar
“Hepinizin bildiği gibi ben de bir
sporcu annesiyim. Sporun bir
çocuğun hayatına ne gibi güzellikler kattığını çok iyi biliyorum.
Genç arkadaşlarımı burada
gördüğüm zaman çok seviniyorum. Bir çocuğa daha spor yaptırabilirsek ne mutlu bize” dedi.
Urla’da rekreasyon alanı yapmayı
planladıklarını söyleyen Başkan
Sibel Uyar “İçinde basketbol sahası, halı saha, kaykay pisti gibi
faaliyet alanlarının olduğu bir
rekreasyon alanını hayata
geçirmek istiyoruz. Ayrıca Urla’da
futbolla ilgilenen herkesin mutlaka bir kere top koşturduğu
İskele ile de ilgili çalışmalarımız
var” dedi. Kurtuluşumuzun 92.
Doğum gününde, yenilediğimiz
12 Eylül Stadı’mızda, yeni sezon
tüm çocuklarımıza, spor camiamıza ve Urla’ya hayırlı, uğurlu
olsun” diyen Başkan Uyar “Sporu
hayatımıza katalım istiyorum.
Urla Gençlik’in hak ettiği yere
gelmesi için Urla Belediyesi
olarak, ekipçe elimizden geleni
yapacağız” dedi.
BAŞKAN UYAR YENİLENEN
STADI GEZDİRDİ
“Öncelikle fiziksel koşulları
düzeltmek gerektiğine inanarak
stadımızı yeniledik. Emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum”
diyen Başkan Uyar yenilenen
stadı açılışa katılanlara
gezdirerek yapılan çalışmaları
anlattı. Yeni sezona hazırlanan
statta şu çalışmalar yapıldı: Kapalı tribün; asfalt dökümü, parke
döşeme ve boya işlemleri ile
tamamen yenilendi. Gözlemci
Kulübesi’nde boyama, kapı ve
çatı yapımı ile tadilat yapıldı.
Hakem odaları, soyunma odaları
ve üst kattaki misafirhane boyanarak bakımı yapıldı. Elektrik
tesisatı yenilendi. Açılış etkinliklerinde sporcuların tekvando,
mini futbol ve 80. Yıl Ortaokulu’nun hentbol gösterileri ve Urla
Gençlik ve İzmir Büyükşehir
Belediyesi basketbol ve Urla
Gençlik ve Güraltay futbol
karşılaşmaları yapıldı. Başkan
Sibel Uyar, basketbol müsabakasını izleyerek, sporculara
destek oldu. Etkinliğin sonunda
Urla Belediyesi tüm katılanlara
balık ekmek dağıttı.
(HABER MERKEZİ)
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk kez düzenlenen “Tasarım Koridorları” ulusal fikir yarışmasına
77 proje başvurusu oldu. Tasarım ve tasarımcıların
desteklenmesi konusuna özel önem veren İzmir
Büyükşehir Belediyesi, ilk kez bu yıl düzenlediği
“Tasarım Koridorları” ulusal fikir yarışmasıyla yeni
bir heyecan yarattı. İzmir Akdeniz Akademisi'nin
düzenlediği yarışmaya 77 başvuru oldu. Haziran
ayında başlayan ve son başvuruların 8 Eylül'de
alındığı yarışmaya Türkiye'nin pek çok kentinden
katılım oldu. Yarışmada kazananların açıklanmasının
ardından, eserlerin Ahmed Adnan Saygun Sanat
Merkezi'nde sergileneceği bildirildi. İzmir içinde
tasarımlarını yapacakları yeri kendileri belirleyen
yarışmacılar, kentin çeşitli kamusal alanlarında performans ve diğer sanatsal etkinlikleri içinde barındıran,
taşınabilir, çok amaçlı mekan tanımlayan tasarımlar
oluşturdu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yarışma ile
kentlilere tasarım bilincinin kazandırılmasını ve bu
konudaki çeşitli etkinlikleri barındıracak bir mekanın
yaratılmasını hedefliyor. “Tasarım Koridorları” ulusal
fikir yarışmasının asli jürisinde Prof. Dr. Cana Bilsel
(Mimar), Yrd. Doç. Dr. Can Özcan (Endüstriyel
Tasarımcı), Dr. Erdal Uzunoğlu (Mimar), Hakan Gencol (Endüstriyel Tasarımcı), Mehmet Kütükçüoğlu
(Mimar), Murat Tabanlıoğlu (Mimar) ve Turgut Çıkış
(Mimar) yer alıyor. (HABER MERKEZİ)
taçlandırıyor. Seyrek’teki kampüse, rüzgar
ile güneşin birlikte kullanılarak bu 2 kaynaktan kesintisiz ve daha verimli elektrik
elde edilmesini sağlayan hibrit santral kuruluyor. İzmir Kalkınma Ajansı’nın
(İZKA) Yenilenebilir Enerji ve Çevre
Teknolojileri Mali Destek Programı kapsamında 1 milyon TL ile
desteklediği proje
toplam 2.2 milyon TL’ye mal olacak.
Öğrenci otoparkının üzeri yaklaşık 3 bin
metrekarelik güneş panelleriyle kaplanacak, ayrıca bir de rüzgar türbini yerleştirilecek. Güneş ve rüzgar enerjisi
birleştirilerek saatte 500 kilovat elektrik
elde edilecek. 50 bin metrekare kapalı
alana sahip kampüsün tüm elektrik ihtiyacının yarısı bu hibrid santral sayesinde
karşılanacak. Bu alanda ülkemizin sayılı
yatırımlarından biri olacak doğa dostu
tesis, araştırma ve eğitim laboratuvarı
olarak da kullanılacak.
alanda öncü bir adım attıklarını açıkladı.
Prof. Dr. Batar, 2 ay içinde tamamlayıp
düğmeye basacaklarını dile getirdi, şunları
söyledi: “Güneşten ve rüzgardan genellikle ayrı ayrı santrallar yardımıyla elektrik
elde ediliyor. Hibrit santral sayesinde ise
her 2 kaynaktan aynı anda, daha etkin şekilde elektrik üretmek mümkün.
Geliştirdiğimiz yeni projeyle işte bunun
yolunu açacağız. Aynı zamanda kampüsümüzdeki otoparkı daha işlevsel hale
getirmiş, araçları olumsuz iklim
koşullarından korumuş da olacağız.
Ülkemize kazandıracağımız yeşil kampüs,
Öncü bir adım atıldı
yenilenebilir kaynakların değerGediz Üniversitesi Mühendislik ve
lendirilmesinde de örnek teşkil edecek,
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
benzer girişimleri özendirecek. Ülkemizin
Turan Batar, hibrit santral kurarak bu
sahip olduğu çevreci kaynakların
ekonomik değere dönüştürülmesinde
Gediz Üniversitesi, öğrenci otoparkını aynı zamanda hibrit santral olarak
Gediz Üniversitesi Mühendislik ve
değerlendirerek örnek bir yenilebilir enerji projesine imza atacak. Üç bin me- Mimarlık Fakültesi olarak öncülük
trekarelik bu alan otopark olarak kullanılmaya devam eder0ken, yaklaşık
üstlenmeye devam edeceğiz.”
100 konutun ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik üretecek.
(HABER MERKEZİ)
Çeşme'de 'ses referandumu'
Karşıyakalı kadınlardan ‘ADALET’ çağrısı
Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi, kadınların adalet arayışına destek vermek amacıyla, iki farklı
davaya katılarak eylem yaptı. Boşandığı kocası tarafından
öldürülen Serpil Erfındık cinayeti ile 14 yaşındaki E.A.’ya
yönelik tecavüz davalarını izleyen Karşıyakalı kadınlar,
“Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz” mesajı verdi.
Mağdur kadınların adalet arayışına destek vermek için
harekete geçen Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Kadın
Meclisi’nin ilk durağı Bergama Adliyesi oldu. Karşıyakalı
kadınlar, Mart 2012’de Dikili’de tecavüze uğrayan 14
yaşındaki E.A.’nın davasına destek olmak amacıyla,
sendika ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile birlikte
eylem yaptı. Kadınlar, iki tecavüz sanığının tutuksuz
yargılanmasını ve davanın iki yılı aşkın süredir sonuçlandırılmamasını pankartlar açarak ve sloganlar atarak
protesto etti. Duruşma sonunda davanın tekrar ertelenmesi
de tepkilere yol açtı.
"Kadın cinayetine son"
Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi
üyeleri, 15 Aralık 2013’te eski kocası Vedat Atik tarafından bıçaklanarak öldürülen, Dokuz Eylül Üniversitesi
öğretim görevlisi Serpil Erfındık davası için de Bayraklı
Adliyesi’nde toplandı. Vedat Atik’in en ağır cezaya çarptırılmasını isteyen kadınlar tepkilerini de dile getirdi. Bu
duruşma da delillerin toplanması için 20 Ekim tarihine
ertelendi. (HABER MERKEZİ)
Çeşme Kent Konseyi'nin toplantısında
konuşan Başkan Dalgıç, gürültü
konusunda çok fazla şikayet olduğunu
vurguladı; "Sorunu birlikte çözer, beraber karar veririz" diyerek 'referandum
sinyali' verdi. Çeşme Kent Konseyi
2014 Yılı 1. Olağan Genel Kurulu,
Çeşme Belediyesi Çakabey Kültür
Merkezi Konferans Salonu'nda, Çeşme
Kent Konseyi Başkanı Hakan Kerman'ın yönetiminde gerçekleşti.
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin
Dalgıç, Çeşme Belediye Başkan
Yardımcısı Şakir Karadede, CHP
Çeşme İlçe Başkanı Ekrem Oran,
Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası
Başkanı Osman Köfüncü, Çeşme
Şoförler ve Otomobilciler Esnaf
Odası Başkanı Hakkı Kocakara,
Çeşme Belediyesi Meclis üyeleri,
Kent Konseyi Yönetim Kurulu ve
üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile çok sayıda kent sakini
katıldı. Kent konseyinin ve çoğulcu
demokrasinin ilçe açısından önemini
vurgulayan Çeşme Belediye Başkanı
Muhittin Dalgıç, Çeşme'nin yoğun bir
yaz sezonu geçirdiğini kaydetti. Sezon
boyunca belirli konularda bazı
şikayetler aldıklarını vurgulayan
Başkan Dalgıç, "Gürültü konusunda
çok fazla şikayet oldu. Fakat şu bilinmeli ki Belediye'nin yönetmelik
itibariyle bu konuda eli kolu bağlı...
Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verdiği izinler doğrultusunda
açılış ve kapanış saatleriyle uyup uymadıklarını, izinlerinin olup olmadığını
denetleyebiliyoruz. Önümüzdeki yıl bu
sorunu beraber çözer, gürültü
konusunda işletmelerin açılış-ka-
panış saatlerine referandum
yaparak hep birlikte karar verebiliriz"
diye konuştu.
Koruma imar planları yapıldı
Çeşme'de 27 hektarlık alanın koruma imar planlarını yaparak meclisten
geçirdiklerini belirten Başkan Dalgıç,
"Büyükşehir'e giden planların yılbaşına
kadar onaylanacağını düşünüyoruz. 27
hektar alan içerisinde, belediye olarak
Mazlum
VESEK
[email protected]
ÇOBAN HAMDOŞ
İLE TİP’Lİ YILLAR
Türkiye solunun istisnai ve efsanevi partisi TİP,
kuruluş süreci, meclisteki 15 milletvekili,
içyapısındaki ayrışmaları ve dağılış süreci
dahil; her dönemiyle ayrı bir tartışma konusu
olmuş ve solun her zaman gündeminde olmuştur. TİP denince akla ilk gelen kişiler her ne
kadar Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Sadun
Aren gibi birkaç öncü isim gelse de şüphesiz
TİP, bir isimsiz kahramanlar geçididir. Üye
çoğunluğu ‘emeğini kol gücünden kazanan
kişilerden’ oluşan TİP’in kısacık ömrüne rağmen bu kadar konuşulmasının temel nedeni,
Türkiye işçi sınıfının büyük özverisinin ilk
eseri olmasıdır.
İletişim Yayınları’ndan geçtiğimiz günlerde
çıkan “Türkiye İşçi Partisi’ne Aşık Oldum”
kitabı isimsiz bir kahramanın TİP yıllarını
içeriyor. Yoksul bir köylü ailenin çocuğu olarak
1937 yılında dünyaya gelene Hamdi Doğan,
‘Hamdoş’ olarak bilinir. Çocuk yaşlarda ırgatlık, çobanlık ve ırgatlık yapan Hamdoş’un
hikayesi, bir çobanın objektif koşullarda bilinçlenerek sol ile tanışması ve yaşamının her
anına ve alanına devrimci mücadeleyi kararlılıkla götürebilmesi açısından çok çarpıcı.
Hamdoş’un anlattıkları bir diğer yanıyla,
1930’lardaki feodal yapıdan ticaret kenti ve
sanayi kenti olmaya doğru giden Antep’in tarihsel bir kesitini de arka planına alması açısından önem arz ediyor. Anlatılanlar, salt kişisel
bir anlatı değil; ağalık düzenine karşı mücadele
etmenin, siyaset yapabileceği ve hak ve özgürlük mücadelesi verebileceği egemenler tarafından düşünülemeyen, Antepli emekçilerin
nasırlı elerliye toprağa ve betona dayayıp
doğrulmalarının hikayesidir.
1962’de TİP’e katılan Hamdoş, Adıyaman,
Malatya, Hatay, Adana, Urfa gibi kentlerde
örgütleme çalışmalarına katılır. 1965 seçimlerinde bütün köylülerine (hatta seçim görevlisine bile) TİP’e oy verdirebilecek kadar iyi bir
örgütleyici ve sosyal yönü gelişkin biridir. Yıl
1965, Antep’te Çapalı diye bir köy ve bir köy
odasında TİP’in 15 milletvekilinin fotoğrafının
asılı olduğu kare düşünün. Çoban Hamdoş’un
bu anısı bile Anadolu topraklarında solun çok
güçlü damarının olduğunun ispatıdır.
Yoldaş Kürt Reşit
Hamdoş’un en yakın dostu ve yoldaşı da, Tarık
Ziya Ekinci’nin, Yaşar Kemal’in anılarında
TİP’in halkla en güçlü bağı hatta şahdamarı
olan Kürt Reşit’tir (Güçkıran). Kürt Reşit,
Hamdoş’unh anılarına göre psikolojik sorunları
olan bir TİP’li tarafından öldürülür.
Hamdoş, TİP’teki Aybar-Boran ayrışmasında,
Aybar ile yoluna devam eder. Sosyalist Devrim
Partisi (SDP)’nin kurucuları arasında yer alır.
Onun anlattıklarında Türkiye solunun bölünme
hastalığı çok açık bir şekilde ifade ediliyor. Bu
açıdan Hamdoş’un anıları, ders alınması
gereken çok önemli deneyimler içeriyor.
Tasarımcılar İzmir için yarışıyor
Doğa dostu bu projeyle
‘yeşil kampüs’ olacak
ediz Üniversitesi, kendi elektriğini rüzgar ve güneşten
karşılayacak. Bu amaçla
öğrenci otoparkına hibrit santral
kuruluyor. İZKA’nın da desteklediği bu
çevreci proje tüm Türkiye’ye örnek olacak. Gediz Üniversitesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik
bilimsel çalışmalarını çevreci bir projeyle
2014
Pazar
17Eylül
Şubat
2013
Perşembe
9 GÜNCEL 14
Urla’nın kurtuluş gününde
12 Eylül Stadı sezonu açtı
İzmir’in 5 yıllık
yol haritası hazır
[email protected]
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
hedeflediğimiz meydan düzenlenmesi,
konutların pansiyon ve turizm alanı
düzenlenmesinin izinlerini vereceğiz.
Maraş Sokağı'nı özel proje altına aldık.
Buralarda düzenleme yapacağız.
Kazanılmış tüm hakları tuttuk emsal ve
yükseklikte herhangi bir yükseltme
yapmadık. Çiftlik Altınkum'un yıllardır
beklenen planlarını bakanlıklara gönderdik. Başta ücretsiz kullanılacak
otopark alanı, yeşillik alan, belediye
alanı ve enerji trafolarında düzeltme
istedik." şeklinde konuştu. İki ay önce
kurulan Çeşme Kent Konseyi'nin yaptığı çalışmalara ve hedeflerine değinen
Kent Konseyi Başkanı Hakan Kerman ise konsey çatısı altında Engelli,
Kadın, Çocuk ve Gençlik meclisi
olmak üzere 4 meclis kurduklarını
söyledi. Kerman; meclislerin kendi
çalışma gruplarının haricinde Kültür
Sanat, Turizm ve Tanıtım, Eğitim,
Ulaşım, Hayvan Hakları, Sosyal
Dayanışma ve Yardımlaşma, Çevre
Sağlığı ve Doğayı Koruma, Tarım ve
Hayvancılık ve Doğal Afet çalışma gruplarıyla farklı alanlarda doğrudan
çözüm arayışında olacaklarını kaydetti.
"Çeşme ve sakinleri için iyi şeyler yapmak için çalışacağız" diyen Kerman,
Çeşmelileri konseyin bir parçası olmaya kent için birlikte karar almaya
davet etti. (HABER MERKEZİ)
Terziler Geldiler
Terziler geldiler. Bu güneşler odaların dışındaydı artık./Herkes titrek ve sabırsız, titrek ve
sabırsız evlerinde/Gazeteler yazmadı, dükkânlar dönemindeydik/Yüzlerce odalarda yüzlerce
terziler, pencerelerini kapadılar/Parmakları
uzun, kuru solgun yüzleri sararmış, eskimiş
durmaktan/Yitik saat köstekleri, titrek ve
sabırsız yorgun bacakları/Her şeylerine yön
veren durmuşluğa olur dediler/Beğenip
gülümsediler.
Hamdoş’un anılarından dikkat çeken bir diğer
nokta da Antepli terzilerin sosyalist oluşu.
TİP’ten önce Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü
Partisi içinde yer alan terziler, Antep’te sol
kültürün yerleşmesinde ve TİP’in güçlenmesinde çok etkilidirler. Galip Ataç, Necip
Diker, Sükeyman Ceydeli, İbrahim Poyraz,
Mahir Bilgili, Müslüm Durmaz, Terzi Kürt
Kemal, Abidin Güçkıran ve daha niceleri Hamdoş’un yoldaşı olmuşlardır. Kitapta, Hamdoş’un “Sosyalist Terziler” başlığıyla yer alan
bölüm, sanki Turgut Uyar’ın “Terziler
Geldiler” şiirinde gülümseyen terzileri anlatıyor.
Hamdoş, kitapta 1990’lı yıllardaki ÖDP ve
sonrasında eski TİP’lileri bir araya getirdikleri
dernek deneyimini de aktarıyor. Bir zamanlar
sosyal-demokrat siyasetin ön planda isimlerinden biri olan Celal Doğan ile ilgili de
çarpıcı anılar var. Malatya Olayları ve tabii ki
Antep’teki 12 Eylül de kitaba yansıyanlar
içinde yer alıyor.
Yarım asırdan fazla bir süreyi kapsayan
anılarına, “Alnımıza vurulmuş feodal damga:
Ağalık” bölümüyle başlayan Hamdoş’un
anıları aynı zamanda kendisi gibi isimsiz
kahramanların da buluşma alanı olmuş. Devrim ve sosyalizm özlemleri hala dinç olan
Çoban Hamdoş’un anıları solun tarihine not
düşecek değerde.
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
10 GÜNCEL HABERLER
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
14 Eylül 2014
971Şubat
2013Pazar
Perşembe
Kilimanjaro’da bir Egeli
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmaloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Semih Aydoğdu hobi olarak başladığı dağ tırmanışlarına bir yenisi daha ekliyor.
Prof. Dr. Aydoğdu Ege Üniversitesi'nin 60. yıl kutlama çalışmaları kapsamında 5 bin 895
metre yüksekliğindeki Afrika Kilimanjaro Dağı’na tırmanacak. Prof. Dr. Aydoğdu Türk
Bayrağını, Ege Üniversitesi bayrağını ve 60. yıl logosunu Afrika’nın zirvelerine taşıyacak
P
rof. Dr. Aydoğdu, “Bu işin çok zevkli olduğunu söylemek lazım. Kendinizle ve vücudunuzla baş başa oluyorsunuz. Vücudunuzun sınırlarını görüyorsunuz. Cep telefonu
yok, internet yok, saf doğada kendinizle
baş başasınız. Bu işi yaparken hevesinizin
yanı sıra fiziki koşullarınızı da tartmanız gerekir. Bu işler şaka kaldıran işler değil. Hedefiniz doğru seçilmiş
ve yapabileceğiniz nitelikte olmalı” diye konuştu. Daha
önce birçok tırmanış gerçekleştirdiğini belirten Prof.
Dr. Aydoğdu, “Ege bölgesindeki dağlara tırmandım.
Bunlar genelde çok yüksek olmayan 2 bin metrelik
dağlardı. Aralarında 2 bin 200 metre ile Bozdağ’ı en
yükseğiydi. Bunlara trekking olarak çıkılıyor. Ardından
Doğu Karadeniz Dağlarına merak sardım. İzmir’de her
sene deniz, kum görmekten sıkıldım. Doğu Karadeniz
Yaylalarına gittim” dedi. İlk zirvesini 3 bin 937 metrelik Kaçkar Dağında gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr.
Aydoğdu, “Kaçkar Dağına ailecek çıktık. Türkiye’nin
4. büyük yüksek dağıdır Kaçkar. Bunu 7 yıl önce gerçekleştirdim. Ondan sonra bir Aladağlar geçişim oldu.
Niğde tarafından girip Kayseri tarafından çıkıyorsunuz.
3 bin küsur metre civarlarında burası. Aladağlar içerisinde demir kazık tepesi var; Türkiye’nin çıkılması en
zor dağından biridir. Yüksekliği 3 bin 700 metre. Çok
yüksek olmamasına rağmen çıkılması zordur. Biz bu
tırmanışı demir kazık olmadan ailecek yaptık. O zamdan beri benim kafamda Ağrı vardı. Bu hedefimi bir
kaç yıl sonra gerçekleştirdim. Çünkü bu ciddi bir organizasyon gerektiriyor” dedi.
“SAĞLIK KOŞULLARI GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”
Yüksek dağlara tırmanmanın ciddi bir organizasyon
gerektirdiğini söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Ağrı dağı 5
bin 165 metre. Ben 53 yaşındayım ve bu bağlamda vücudumun buna el verip vermeyeceği için tereddütlerim
olmuştu. Nitekim 2013 yılının Temmuz ayında bu hayalimi gerçekleştirdim. Ağrı Dağı zirvesine çıktığımda
da üniversitemizin bayrağını da diktim. Ağrı Dağı sakin ve güneşli gibi duruyor olsa da, zirvede müthiş bir
rüzgâr hâkim. 24 kişilik bir grupla çıktık biz dağa. Fakat bunlardan 17’si zirveye ulaşabildi. Dağda zirve
önemlidir ama bazen organizmanız yetmeyebiliyor.
Bütün dağlar zirve için çıkılır ama bazen sağlık koşullarınız buna el vermeyebilir. Eğer olmuyorsa da zorlamanın âlemi yoktur” dedi. İlk yurtdışı dağ tırmanışını
Afrika Kilimanjaro’da yapacağını söyleyen Prof. Dr.
Aydoğdu, “Bu Ekvator’un hemen altındaki bir dağ. Kilimanjaro dört mevsim karlı, hatta buzlu bir dağ. 5 bin
895 metre yüksekliğindeki bu dağın en büyük özelliği
teknik ekipman gerektirmeden çıkılabilecek en yüksek dağ olması. İyi bir
trekkingciyseniz, sağlığınızda da her
hangi bir sorun yoksa bu dağa çıkmanız
mümkün olacaktır” dedi. Kilimanjaro’nun volkanik bir dağ olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Bu dağ tehlikeli etaplar içermiyor. Açıkçası ben de
kendime güvenli yerler seçiyorum. Adrenalin içermeyen tırmanışlar gerçekleştirmeye çalışıyorum. Kilimanjaro bu anlamda çıkılabilinecek en yüksek dağ. Bundan sonra hedefimde tabi
ki Himalayalar var” diye konuştu. Kilimanjaro’nun 3
tepesinden biri olan Uhuru Özgürlük Tepesi’ne ulaşmak istediklerini söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, tırmanışını Türkiye’den uzman doktor bir arkadaşı ile gerçekleştireceğini söyledi.
“ZİRVE KEYFİ UZUN SÜRMÜYOR”
Prof. Dr. Aydoğdu, “Kilimanjaro’ya Moshi kasabasından çıkacağız. Bu tırmanış toplam 4 gece kamp şeklinde gerçekleşecek. Çadırlarda konaklayacağız. 5. gecede zirveye ulaşılması planlanıyor. Zirveye tırmanışlar
genellikle gece geç saat sabah ilk saatlerde gerçekleşir
ki, gün doğarken zirvede olmak amaçlanır. Bunun se-
Buca’da Goran fırtınası
B
uca Belediyesi’nin balkan dernekleriyle
birlikte organize ettiği 3 gün sürecek 4.
Balkan Festivali, coşkulu bir şekilde başladı. Festival kapsamında konser veren
dünyaca ünlü sanatçı Goran
Bregoviç,“Buca’da olmaktan mutluyum” dedi. Balkan
Festivali, saat 18:00’de Buca Çevik Bir Meydanı ile
Hasanağa Bahçesi arasında gerçekleşen kortejle başladı. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Buca Belediye
Başkanı Levent Piriştina, CHP İzmir Milletvekilleri
Mehmet Ali Susam, Musa Çam ve Mustafa Moroğlu
ile AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait ve balkan
dernekleri başkanları ile, üyeleri ve vatandaşların katıldığı korteje vatandaşlar da alkışlarıyla destek verdi.
Hasanağa Bahçesi’ne gelen kortej, burada balkan derneklerinin açtığı 17 standı ziyaret etti. Burada yöresel
lezzetleri tadan protokol üyeleri, daha sonra halk
oyunları gösterisini izledi. Gösteriler öncesi konuşan
Başkan Levent Piriştina, Goran Bregoviç konseri ile
ilgili sosyal medya üzerinden olumsuz eleştiride bulunanlara tepki gösterdi. Bregoviç ismini sosyal medya
üzerinden halka sorarak belirlediklerini belirten Başkan Piriştina, “Kardeşlik, barış içinde hep bu kentin
ihtiyaçlarını belirledik. En önemlisi ‘bu kente mutluluk ve barış lazım’ dedik. Bunlardan çok çekmiş acısını bilen balkanlarla bir olduğumuzu kardeşçe, elele
yürek yüreğe Bucamıza güzellikleri yaşatmak istiyoruz. Huzurumuzu bozmaya yeltenenler olursa başta bu
kardeşiniz olmak üzere arkamda sizler kesinlikle müsaade etmeyecektir” diye konuştu. Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak da, “Mustafa Kemal’in
askerleriyiz. Türk Milleti’nin asli evlatlarıyız. Sonsuza
kadar yaşatacağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatları olarak ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ diyoruz” şeklinde konuştu. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da, “Bu festivali düzenleyen güçlü bir şekilde devam eden değerli belediye başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi. AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait
de, “Balkanlılardan solcu ve sağcı çıkar ama vatan
haini çıkmaz. Birlik ve berabirliğe çok ihtiyacımız
var” dedi. Daha sonra Buca Rumeli Göçmenleri Derneği ve FOMGED, birer halk oyunları gösterisi sundu.
BREGOVİÇ COŞKUSU
Festival daha sonra Şirinyer Pazaryeri’nde gerçekleşen Goran Bregoviç konseri ile devam etti. Binlerce
kişinin izlediği konserde sanatçı, birbirinden güzel şarkılarını seslendirdi. Bregoviç, Buca’da olmaktan mutlu olduğunu belirtirken, protokol üyeleri sanatçının
bazı şarkılarında halay çekti. Konseri Buca Belediye
Başkanı Levent Piriştina’nın yanı sıra Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal
Baysak, Dünya Bosnalılar Birliği Başkanı Hasan Sehoviç, ve Bosna Hersek Başkonsolosu Hrvoje Tanta
izledi. Konserin sonunda Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak, Goran Bregoviç ve Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina’ya, Başkan Piriştina da
Goran Bregoviç’e plaket taktim etti.
(HABER MERKEZİ)
Sporla yüzler güldü
İ
zmir’de bu yaz sporun adresi yine İzmir Büyükşehir Belediyesi Yaz Spor Okulları oldu.
3 ay boyunca 21 branş ve 11 ayrı merkezde
gerçekleştirilen kurslardan 23 bin İzmirli yararlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve
Spor Kulübü’nün düzenlediği Yaz Spor Okulları’na bu yıl rekor katılım oldu. Toplumun her
kesimine spor yapma olanağı sunan Büyükşehir
Belediyesi’nin yaz spor okullarından geçtiğimiz yıl 19 bin kişi yararlanırken, sayı bu yıl 23
bine çıktı. Kentte spor yapma olanağından daha fazla kişinin faydalanabilmesini amaçlayan
spor etkinlikleri Kültürpark Celal Atik ve Evka4 spor salonları ile Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal Yaşam Alanı, Bostanlı Tenis Kortları, Seha
Aksoy Atletizm Sahası, Yeşilyurt Sahası, Bor-
Moda evi gibi
“Sosyal Market”
Bayraklı Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde bulunan ve ihtiyaç sahiplerine ücretsiz kıyafet sağlayan “Sosyal Market” yüzleri güldürmeye devam
ediyor. İhtiyaç sahipleri içinde gelinlikten damatlığa
birçok ürün bulunan modern bir alışveriş merkezi görünümündeki sosyal marketten, ücretsiz yararlanıyor.
Moda evini aratmayan sosyal marketi günde ortalama
15 aile ziyaret ediyor. Bayraklı Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesinde bulunan ve geçtiğimiz dönemde hizmete giren “Sosyal Market” ihtiyaç
sahiplerine ücretsiz kıyafet vermeye devam ediyor.
Duyarlı vatandaşların destekleriyle ayakta duran sosyal market, evlilik öncesi çiftlere de önemli imkanlar
sağlıyor. Hayırseverlerin bağışlarıyla modern bir alışveriş merkezini andıran markete son olarak bir moda
evi de 7 gelinlikle destekte bulunarak, evlenecek çiftlerin yüzünü güldürdü. Bağışlar ne kadar artarsa yardımların ulaşabileceği kişi sayısının da artacağından
yetkililer bu konuda vatandaşları daha duyarlı olmaya
davet ediyor. Aileler, Bayraklı Belediyesi Sosyal İşler
nova Rekreasyon Alanı, Bayraklı Sahası, İnciraltı, Asarlık ve Uzundere Çok Amaçlı Spor Salonu’nda gerçekleştirildi.
Çoğunluğu çocuk olmak üzere her yaştan
İzmirliler; basketbol, futbol, cimnastik, sağlıklı
yaşam, tekvando, judo, satranç, aerobik-pilates,
halk oyunları, tenis, voleybol, kondisyon, atletizm, eskrim, hentbol, zumba, kano, badminton,
güreş ve yüzme dallarında yaz boyunca spor
yapma olanağı buldu. Yüzme branşı, en çok
rağbet gören branşlardan oldu. Celal Atik yüzme havuzundaki eğitimlerden 5 binin üzerinde
çocuk yararlandı. Okulların açılması ile birlikte
sona eren yaz spor okullarından yararlananlara
başarı sertifikaları törenle verildi.
(HABER MERKEZİ)
Müdürlüğü’ne, semt merkezlerine ve muhtarlıklara
müracaat ederek bu uygulamadan ücretsiz olarak faydalanabiliyor. Ev ihtiyaçlarından, elbiseye, ayakkabıdan bebek eşyasına ve gelinliklerden damatlıklara kadar binlerce parça ürün Sosyal Markette ihtiyaç sahiplerine sunuluyor.
Kampanyanın faydalı bir şekilde devam edebilmesi için duyarlı vatandaşların daha fazla bağışlarına ve
desteklerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bayraklı
Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Kimsenin onurunu, gururunu kırmadan ihtiyaç sahibi kişi ve aileler
gelip, sosyal marketten ücretsiz olarak yararlanabiliyor. ” dedi. (HABER MERKEZİ)
bebi gün doğuşunu zirveden izlemek düşüncesi değil
Öğle vaktine kadar kamp yerine inmiş olmanız gerekir.
Çünkü öğleden sonra bütün yükseltilerde şiddetli rüzgârlar başlar. Zirvede de saatlerce çay, kahve içip oyalanayım oturayım gibi bir durum söz konusu olmuyor.
Kısa bir süreliğine mutluluğu yaşar, fotoğrafınızı çeker
inersiniz. Genelde geri dönüş daha hızlı olur. Çıkışın
yarısı kadar bir süre. Dağ kazaların çoğu da inişte gerçekleşir. Bu yüzden yine de dikkat etmek gerekir” diye
konuştu. Tırmanışını 29 Eylül 2014 tarihinde yapmayı
hedefleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Bu işler şaka kaldıran
işler değil. Hedefinizi doğru seçmelisiniz, yapabileceğiniz nitelikte olmalı. Yapamıyorsanız zorlamanın gereği
yok ama başardıysanız da tebrik etmek gerekir” diyerek sözlerini noktaladı. (EGE-AJANS)
Şifa Üniversitesi Dermatoloji Uzmanı Kuşku:
Yaz sizde kötü bir
hatıra bırakmasın
Malign Melanom lezyonlarının, yani cilt kanserlerinin yüzde 30’u benler üzerinde gelişiyor. Dolayısıyla olası bir cilt kanserini erken dönemde yakalayıp,
tedaviye başlamak için benlerin periyodik olarak
kontrolü büyük önem taşıyor. Özellikle güneş ışınlarına uzun süreli maruz kalınan yaz aylarının son bulduğu bugünlerde, bu ben kontrolleri daha da büyük
önem taşıyor. Çünkü benlerin uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasının, cilt kanserlerinin oluşmasında önemli payı olduğu biliniyor. Benlerin büyük
çoğunluğunun zararsız olduğunu hatırlatan Şifa Üniversitesi Göztepe Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr.
Ergün Kuşku, ancak bazı benlerin ise erken müdahale edilmediğinde, kısa sürede yaşamı tehdit eden
cilt kanserlerine dönüşebildiğini söylüyor. Uzm. Dr.
Kuşku, “Yaz aylarında kendini daha fazla gösteren
güneş, cilt üzerinde yer alan benler için büyük tehlike oluşturuyor. Korkulu rüya görmemek için daha
bilinçli olunmalı ve güneşin cildimize vereceği zararlara karşı daha dikkatli davranmalıyız. Yazın sona
erdiği bugünlerde benlerimizi kendi kendimize tedkik etmeli; mevcut bir benin büyümesi, kanaması,
renk değiştirmesi veya üzerinde kanayan yaralar olması gibi kanserleşme lehine bulgular tespit etmemiz halinde ise vakit kaybetmeden doktora başvurmalıyız. Çünkü dünyada görülme sıklığı oranı en
hızlı artan kanser türlerinden biri olan melanom lezyonlarının yüzde 70’i cilt üzerinde sonradan gelişirken, yüzde 30’u ise mevcut olan bir ben üzerinde
oluşmaktadır.” diye konuştu.
GÜNEŞ BENLERDEKİ LEZYONU TETİKLİYOR
Benlerin güneş gördükçe hem sayılarının arttığını hem de yapılarının bozulup dejenere olabildiğini kaydeden Kuşku, “Özellikle kısa sürede alınan
yüksek doz güneş ışını ve oluşan güneş yanıkları
ben artışını hızlandırdığı gibi, kanserleşme olasılığını da artırır. Her bir güneş yanığı, tehlikeyi daha çok
artırır ve özellikle çocukluk yaşlarındaki güneş yanıkları daha tehlikeli olabilir.” dedi.
Ancak melanomun sadece güneş gören bölgelerde gelişmediğine de dikkat çeken Kuşku, “Bazı
melanomların güneşe maruz kalmayan deri bölgelerinde ortaya çıkması, başka faktörlerin de önemli olduğunu gösteriyor. Özellikle avuç içi ve ayak tabanında bulunan benlerde ve tırnak kenarında ya da
tırnakta kahverengi renk değişikliği olması melanomun işareti olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurmak
yaşamsal önem taşıyor.” bilgisini verdi.
BELİRTİLER NELER?
Uzm. Dr. Kuşku, herkesin vücudundaki benlerin yerini bilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Vücudumuzdaki benlerin yerini ve biçimini bilmemiz;
üzerinde oluşabilecek herhangi bir değişikliği erken
saptamamız için gereklidir. Herkesin kendi benlerini
takip etmesi çok
önemlidir. Benlerde
asimetri, sınır düzensizliği, renk değişikliği (benin birden çok
renk içermesi), belirgin büyüme, iltihabi
reaksiyon ya da kanama gibi belirtiler kötüye dönüşümün işaretleri olabilir. Melanom gelişimi açısından risk faktörleri bulunan bireyler için ilk
uzman muayenesi
sonrasında belirli aralıklarla dermatolojik
muayene öneriyoruz.” dedi. (CİHAN)
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
14 Şubat
Eylül 2014
17
2013Pazar
Perşembe
Soğanlı bitkilerin ve
çekirdeksiz limonun siyaseti...
Mehmet
BARLAS
SABAH GAZETESİ
Hemen hepimiz Ayten Alpman şarkıya
"Havasına suyuna taşına toprağına" diye
başladığında nakaratın gelmesini bekler ve "Bir
başkadır benim memleketim" diye katılarak
yüreğimizden gelen duyguları seslendirmez miydik?
Bir memleketin diğer ülkelerden farkını sadece
insanlar, gelenekler, kültür, tarihten bugüne aktarılan ortak değerler ve yarına dönük ortak beklentiler oluşturmuyor.
O memleketin doğası ve doğal zenginlikleri de,
farkları oluşturmakta.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'i Beykoz'daki "Bitkisel Biyoçeşitlilik ve Geofit
Araştırma Merkezi"nin bahçesindeki kahvaltı
masasında dinlerken, memleketimizin diğer
memleketlerden neden farklı olduğunu bitkisel
örneklerle öğrendik.
Endemik ve geofit
Örneğin sadece bir coğrafyada yetişen ve baş-
ka coğrafyalarda rastlanmayan bitkilere "Endemik bitkiler" deniliyormuş.
Bu açıdan bakıldığında sadece Türkiye'de bulunan endemik bitki türü sayısı 4000 civarındaymış ve Tarım Bakanlığı bünyesindeki Ar-Ge
kurumları bunların tümünü, gen bilgileri ile kayda
almışlar. Düşünün ki tüm Avrupa kıtasındaki açık
ve kapalı tohumlu 12.000 bitki türü varken, bu
sayı Türkiye'de 12.500'e ulaşıyor. Bunların üçte
biri de sadece Türkiye'de bulunan endemik bitkiler...
Hepimiz lale, çiğdem, şakayık, zambak, siklamen gibi isimlerle bildiğimiz çiçeklerin "Soğanlı"
ya da "Yumrulu" bitkiler olduklarını biliriz.
Bazılarımız lale soğanlarının Osmanlı'dan Hollanda'ya nasıl kaçırıldıklarını ve ne tür büyük
ekonomik gelişmelere konu olduklarını da okumuşuzdur. İşte bu soğanlı ve yumrulu bitkilere de
"Geofit bitkiler" deniliyormuş...
Türkiye florasında bu geofit bitkilerin 1000
değişik türü varmış ve bunların yüzde 40'ı endemikmiş, yani sadece bizim topraklarımızda bulunmaktaymışlar.
"Şakayık"tan "alev topu"na..
Tarım Bakanlığı şimdi Yalova ve Beykoz'daki
"Geofit Merkezleri" ile bu türlerin korunmasını,
yeni türlerin üretilmesini ve bunların uluslararası
kayıtlara geçirilmelerini de gerçekleştiriyor.
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Latince adı "Paeonia turcica" yani "Türk
şakayığı" olarak bilinen, Antalya, Burdur ve Isparta'da rastlanan taç yaprakları kırmızı, üreme
organları sarı olan göz alıcı çiçeği hepimiz biliriz.
İşte geofit merkezlerinde bundan üretilen ve
"Alev Topu" adı verilen melez şakayığı görseniz,
mutlaka büyülenirsiniz.
Mehdi Eker'i dinlerken özlenen tür siyasetin
"Vizyon" ile "Misyon" gerektirdiğini ve bunlara
"İcraatın" yani "Execution"un da eklenmesi
halinde ne gibi sonuçlara ulaşılabileceğini anlıyorsunuz...
Tarım siyaseti
Bitki tohumlarında ve hayvancılıkta genetik
kaynakların korunması ve bunların ıslah edilip
geliştirilmeleri, üzerlerinde yoğun çalışmalar
yapılan alanlar. Örneğin artık "Yerli patates"in altı
çeşidi var tarımımızda. Türkiye şimdi kiwi ihracatçısı...
Üç çeşit "Çekirdeksiz limon" türü de türetilmiş
Ar-Ge merkezlerinde.
Dünyanın 3'üncü en büyük tohumgen bankası
Ankara'da...Yumurta tavuğu Geliştirme Merkezi'nin ürünleri olan "Atabey" ve "Atak" tavukları
da üreticilere sunulmuş.
Mehdi Eker'le siyasetin icraata yansıyan yönlerini konuştuk dün... Tarımdaki gelişmeleri
öğrendik. 13.09.2014
Fotoğraf:
Fotoğraf:
Fotoğraf: Zeynel
Zeynel
Zeynel
Zeynel
Fotoğraf:
Fotoğraf:
Fotoğraf:
Zeynel
Zeynel
Abidin
Abidin
DAĞTEKİN
Abidin
DAĞTEKİN
Abidin
Abidin DAĞTEKİN
DAĞTEKİN
DAĞTEKİN
Abdurrahman
DLPAK
YENİ AKİT GAZETESİ
CEHEPE
CHP, Kurtuluş savaşını veren, kuvva-i milliyenin, müdafayı
hukukun devamı olan bir parti imiş.
CHP, Cumhuriyeti kuran partiymiş..
CHP, Türkiye’ye demokrasiyi getiren partiymiş.. İster inan ister inanma, CHP’liler bunu tekrarlayıp duruyor..
29 Ekim geliyor. O zaman yine yazarız.. 23 Nisanlar’da da yazıyoruz.
Yunanı denize dökme hikayesi de böyle bir şey. Hani İzmir’in
kurtuluşu kutlanıyor ya, aynı sözleri tekrarlıyor. Oysa geldikleri
gibi gittiler.. İngiliz gemileri ile geldiler ve İzmir’i yakıp, yıkıp,
yağmalayıp o gemilere binip gittiler..
Ha! Bu arada, ilk kurşun da İzmir’de değil, Dörtyol’da sıkıldı.
Çünkü Anadolu’nun işgali İzmir’den değil, Hatay’dan başladı.
CHP kurtuluş savaşı filan da vermedi. O zaman yoktu zaten..
Kurtuluş savaşı dini mübini İslam adına verildi.. Hilafeti korumak için verildi. CHP bu değerleri yoketmek için mücadele etti..
İlk meclisin açılışının hatimlerle yapıldığını biliyoruz. Meclisin
kapısında ise kelime-i tevhid bayrağı asılı idi, içeride de duvarda
ayet yazılı idi. İlk anayasa, dini mübini İslama sadakattan
bahsediyordu.
CHP, Kars İslam Cumhuriyeti’nden, Batı Trakya Türk
Cumhuriyeti’nden hiç sözetmezler. Sadece Hatay
Cumhuriyeti’nden söz ederler dikkat ederseniz..
Bir çok yerde kongreler yapıldı. Nedense Sivas ve Erzurum
dışında hiç birinden sözetmezler..
Hatta Sivas ve Erzurum kongelerinin müzakere zabıtlarından da
sözetmezler..
Düzenli ordular tarafından verilen savaşlar da belli.. 1. ve 2. İnönü savaşı. Tabi 1. si olduysa.. Afyon, Eskişehir bölgesinde bir
kaç çatışma, Sakarya ve Başkumandanlık meydan muharebesi.
Sonuncusu 22 gün sürdü ve en uzunu da buydu..
Sahi İstanbul nasıl kurtulmuştu. İngilizler’i, Marmara ya da
boğazda denize dökmedik değil mi? Ruslar da geldikleri gibi gittiler değil mi? İşgalci Ruslar niye durduk yerde Kurtuluş savaşında bize silah ve altın verdiler..
Güldürmeyin insanı. Bırakın CHP’liler günah çıkartmaya devam
etsin. Bu konular konuşulsun ki, biz de gerçekleri açıklama fırsatı
bulalım. Kemal Tahir okumuş, insaf sahibi bir kaç sol da bu
vesile ile belki bir kaç kelam eder bu vesile ile..
“Mustafa Kemal hep
mali sıkıntı içindeydi”
Abbas
GÜÇLÜ
MİLLİYET GAZETESİ
Tarih sempozyumları çok ilginç oluyor. Hele bir de
kendi doğduğunuz, büyüdüğünüz topraklarda
gerçekleşiyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş
mücadelesi anlatılıyorsa...
Ankara Üniversitesi İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nün ev
sahipliğinde gerçekleşen 3. Ulusal Sakarya Zaferi
ve Haymana Sempozyumu’nda o kadar çok ayrıntıya girildi ki eğer canlı yayınlanıyor olsaydı, eminim ki ekrana çakılır kalırdınız..
İlgi çeken tartışmalardan biri de Mustafa Kemal’in
ordu müfettişi olarak Samsun’a gönderilişiydi. Aynı
dönemde, aynı, hatta daha fazla yetkilerle başka
bölgelere de müfettişler gönderilmiş. Gerekçesi de
Paris Konferansı öncesinde işgal güçlerinin tansiyonunu düşürmekmiş. Ama asıl ayrıntı, mali konulardaydı. Hepsi de belgelere dayalıydı...
Hani, Mustafa Kemal Samsun’a giderken, padişah
kendisine bir sandık dolusu altın verdi derler ya, işte
bu konu da soruldu. İşte ilginç ayrıntılar:
Eğer yola çıkmak için gerekli para daha önceden
alınabilmiş olsaydı, Samsun’a çıkış 3-4 gün önce
gerçekleşecekmiş.
Mustafa Kemal’in o dönemdeki tüm yazışmalarında, kendisine ve kadrosuna yeterli ödenek ayrılmadığı, hatta geçim sıkıntısı çektikleri sık sık vurgulanıyormuş.
Cephede savaş halindeyken aldığı maaşın askeri
ataşeyken aldığından daha az olduğuna isyan edip,
serzenişte bulunduğu da yine dönemin kayıtlarında
mevcutmuş.
Anlayacağınız, Mustafa Kemal, Samsun’a çıkarken,
bırakın yanında sandık dolusu altınları, bir ay sonrayı çıkartacak harçlıkları bile yokmuş!..
TC Haymana’da kuruldu
Çok iddialı bir başlık ama biraz ayrıntılara girildiğinde, ikna oluyorsunuz. Haymana, Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır,
o satıh bütün vatandır” dediği yer. Yani Osmanlı’nın, geri çekile çekile geldiği son noktadır. 12
Eylül’de eğer Haymana da düşmüş olsaydı, Yunan
orduları soluğu Ankara’da alacak ve Türkiye
Cumhuriyeti maceramız belki de daha başlamadan
bitecekti.
Sakarya Zaferi anlatılırken, bu büyük zaferin hep
Sakarya’da kazanıldığı algısı yaratılır. Oysa o
zaferin asıl dönüm noktası, Haymana ve çevresidir.
Mustafa Kemal’in ve diğer komutanların karargâhları da yine aynı bölgededir. Gazilik unvanını almasına vesile olan yaralanması da yine orada
gerçekleşmiş...
İsyanlar ve Batılılar
Sunumlardan biri de Milli Mücadele’nin gerçekleştiği dönemdeki iç isyanlardı. Bir yandan yedi
düvele karşı savaş verirken öte yandan neredeyse
hemen hemen her hafta ülkenin farklı bir bölgesinde ayaklanmalar, isyanlar gerçekleşmiş.
Kimi saray kaynaklıymış kimi dış güçlerin tezgâhı,
kimi de artık savaşlardan bıkan halkın yeter artık
tepkisiymiş...
Yine çok ilginç bir ayrıntı da müttefik ülkelerin,
Lozan’da pazarlıklar sürerken, savaşta yenilen biz
değiliz, Yunanlılar çıkışına karşın, sonraki yıllarda
önemli bir devlet adamı olan Venizelos’un bizi oralara kim sürükledi, arkamızı kim sıvazladı şeklindeki tepkisiymiş...
Savaştan kareler
Milli Mücadele’nin nasıl kazanıldığına ilişkin öylesine ayrıntılara girildi ki bütün bunları, bugünkü nesillerin de bilmesi gerekir ama nasıl?
İşte birkaç satır başı:
- En büyük fedakârlığı 57. Tümen verdi. En büyük
kaybı da yine onlar verdi. Eğer onların ölümüne
mücadelesi olmasaydı, savaşın kaderi çok farklı
olurdu. Çöl sıcağında, hemen her gece cepheden
cepheye koşarak ortalama 40 kilometre yol kat edip,
o yorgunlukla düşmanla göğüs göğüse savaştılar.
Mermileri bittiğinde süngülerini takıp siperlere
saldırdılar...
- On binlerce şehit verildi ve bir gün bile ateşkes ilan edilmediği için o zor şartlarda hiçbiri ortada
bırakılmadı, anında defnedildi. Bu yüzden yüzlerce
kilometrelik alanın her karesi şehit mezarlarıyla
dopdolu. Ama kimsenin haberi yok!..
Milli park oluyor
Yıllarca Cağaloğlu’nda çalıştık. Yani Roma’nın,
Bizans’ın, Osmanlı’nın yönetildiği mekânlara gittik,
geldik. Ve bir gün olsun, o günleri anımsatacak
anekdotlarla, etkinliklerle ya da bilgilendirmeyle
karşılaşmadık. Bölük pörçük duyduklarımızı,
okuduklarımızı bir araya getirmeye çalıştık ama o
binlerce yıllık görkemli tarihin bir parçası olduğumuzu hiç hissedemedik...
Aynı duyguları, Haymana’yla ilgili sempozyumdaki
konuşmaları dinlerken de hissettim. Ne ilkokulda ne
de sonraki yıllarda bu topraklarda olup bitenler bize
yeterince hatta hiç anlatılmadı, tarih dersleri,
götürülüp oralarda işlenmedi, daha da önemlisi,
Haymana’nın rolü, Milli Mücadele içinde yok
sayıldı. 90 yıllık bir gecikmeyle bölgenin milli park
haline getirilmesi, o döneme ait gerçeklerin gün
yüzüne çıkması, her şeye rağmen yine de takdire
şayan. Bu noktaya hiç gelinmeyebilirdi de...
Sempozyuma üniversitelerden, bakanlıklardan,
Genelkurmay’dan ve çeşitli kurumlardan çok
önemli tarihçiler gelmişti. Tarihi diziler kadar ilgi
görmese de yine de hayli izleyeni vardı...
Özetin özeti: Dünü anlamadan, bugünü çözmek
mümkün değil. Aslında aranan pek çok sorunun
cevabı tarihin derinliklerinde. Bu yüzden, tarih derslerini azaltmak ya da yok etmek yerine, çok daha
fazla önem vermeliyiz. Ama orijinal belgeler ve
çakma olmayan tarihçilerle...13.09.2014
CHP gerçek anlamda bir Cumhuriyet rejimi de kurmadı..
Cumhuriyet adı ile etiketlediği bir tek parti diktatörlüğü kurdu..
Cumhuru adam yerine koymadı. Kurulan rejimde tek adam da
vardı, ebedi şef de.. Tek adam rejimi ancak Monarşilerde vardı.
Olsa olsa bu rejimin adı Monarşik Cumhuriyet olurdu..!?
Tek parti var, adaylar tek kişi tarafından belirleniyor. Ancak parti
üyeleri oy kullanabiliyor. Seçim sistemi açık oy, gizli tasnif. Oylar partide sayılıyor ve oy pusulaları yakılıyor..
İtiraz ne mümkün. İstiklal Mahkemeleri var.. Kanuna göre
yargılama yapılmıyor, verdiği karar kanun sayılıyor.. Savcı yok,
avukat yok. Temyizi mümkün değil verilen kararın. Hakim yerinde oturanlar ise hukukçu değil, partili milletvekilleri..
İşte getirdik dedikleri Cumhuriyet bu.
Demokrasiyi getirmişler. haha ha! Halksız bir demokrasi.. Kendi
içlerinden bir gruba Demokrat Parti’yi kurdurmalarını
demokrasiyi getirmek diye yutturmaya çalışıyorlar..
Missouri zırhlısının Türkiye’ye gelmesi bu konuda bir milat oldu.
Türkiye batı kampına alınacaktı. Soğuk savaşta biz Rusya’nın
karşısında yer alacaktık.. Türkiye batının ucuz asker deposu,
sıçrama tahtası, Truva atı olacaktı. BM de daha sonra kurulacak,
NATO’da yer almamız için kendimize çeki düzen vermeli idik..
Savaş sonunda Almanya’ya ve Japonya’ya savaş ilan etmemiz,
ardından İsrail’i ilk Cezayir’i son tanıyan ülkelerden biri olmamız
boşuna değil. RCD, CENTO da bu planın bir parçası idi.
Batı çok partili döneme geçilmesini istiyordu. CHP daha ne yapacağına karar vermeden, bir sürü parti kuruldu. Milli Kalkınma
Partisi, Millet Partisi, Köylü Partisi, Ahrar Partisi, Nasrul
Muhammedi Partisi. vs. CHP bundan rahatsız oldu. Kontrolü
elinde bulundurmak istiyordu.. Demokrasi için değil, “Bu memlekete komünizm gelecekse de, onu bizi getirmeliyiz” anlayışı ile
DP’yi kurması için kendi içlerinden birilerini görevlendirdi. O
diğerlerinden daha fazla dini mesajlar vermeliydi ki, insanlar bu
yeni oluşumu onlardan çok tercih etsinler.. CHP bu anlamda kendi açtığı kapıdan çıkan kardeşlerini ipe gönderen, demokrasi celladı bir partidir ya hu!
Bu millet CHP’yi tanıyor. Hem de yeni de tanımıyor.. Oltaya
takılan yemlere takılacak kadar da saf değil. Geçti Bor’un pazarı!
Aramızdan bazılarını aranıza alarak, bize dinde reform politikalarını, irtica yaygaralarını, Türkün yeni amentülerini unutturamazsınız.
Selam ve dua ile.. 13.09.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
ACİL TELEFONLAR
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
YANGIN TELEFONLARI
İzmir
Karşıyaka
Kadifekale
Bornova
Bostanlı
Buca
Karabağlar
Çamdibi
Çiğli
Balçova
Evka 4
Evka 1
Gaziemir
Hatay
Narlıdere
Güzelbahçe
110
372 58 74
225 49 99
388 10 03
386 17 86
487 13 61
237 13 07
433 65 59
376 73 23
278 76 02
351 09 04
452 24 77
251 00 44
250 86 40
238 35 97
234 25 34
HASTANE TELEFONLARI
-Devlet HastaneleriAliağa
616 87 87
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
Alsancak Acil Servis
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
Alsancak Diş Hast.
464 78 62
Atatürk Devlet
244 44 44
Behçet Uz
489 56 56
Bornava Dev. Hast.
375 58 58
Bozyaka Eği. Hast.
250 50 50
Buca S.D. Hastanesi
452 52 52
Çeşme A. Çizgenakat
712 07 77
Foça
812 14 29
Göğüs Hastanesi
433 33 33
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
Karşıyaka
366 88 88
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Menemen Dev. Hast.
832 58 59
Nejat Hepkon
Seferihisar Hastanesi
743 20 10
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Urla Dev. Hastanesi
752 10 04
Tepecik Dev. Hast.
469 69 69
-Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00
-Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi
272 00 11
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
Atakalp Kalp Hastanesi
483 14 14
Atakent Tıp Merkezi
336 11 95
Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35
Atafizik, Fizik Ted. Mer.
231 25 15
Batıgöz Hastanesi
489 03 03
Bornova Tıp Merkezi
388 20 40
Bornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
Bornova Özel
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
Buca Sağlık Merkezi
438 06 20
Central Hospital
341 67 67
Can Tıp Merkezi
232 13 48
Caner Göz Merkezi
278 81 11
Çağdaş Tıp Merkezi
285 95 95
Çankaya Tıp Merkezi
425 31 31
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
Çeşme Sissus Has.
723 05 55
Çınarlı Hastanesi
462 27 27
Çiğli Özel Sağ.
386 26 16
Diyabet Hastanesi
449 13 19
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Doğa Tıp Mer.
244 16 16
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67 47
Efes K.B.B. Merkezi
446 15 16
Ege Sağlık Hastanesi
463 77 00
Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45
Egeria Çocuk Sağlık
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Ekol K.B.B. Dal Mer.
386 55 05
Ekol K.B.B. Şube
369 89 65
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
Hayat Hastanesi
441 41 96
İzmir Hastanesi
483 31 31
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
441 41 70
Karataş
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
14
17Eylül
Şubat2014
2013Pazar
Perşembe
Okul servisi
şoförlerine
tespih yasağı
Okul servisi sürücüleri, görev süresinde araçta ya da görev
alanlarında sigara içmeyecek, tespih, zincir gibi takı takmayacak, öğrencilerle argo konuşmayacak. Şoför, firmanın belirlediği kıyafeti giyecek, giysiler ütülü ve temiz olacak. Sürücü, her gün traş olacak ve kişisel hijyene dikkat edecek
İ
çişleri Bakanlığı, okul önlerinde alınacak trafik tedbirleri ve servis araçlarının
denetimine ilişkin bir genelge
hazırlayacak tüm illere gönderdi. Genelgeye göre, trafik
polisleri, öğrencilerin giriş çıkış
saatinde okul önlerinde ve büyük kavşaklarda önlem alacak.
Araçlarda taşıma sınırının üzerinde öğrenci bulunmayacak.
Okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerinini taşıyan araçlarda
rehber personel bulundurulacak. Servis araçlarının, Okul
Servis Aracı Özel İzin Belgesi
ve Okul Servis Araçları Bakım
ve Onarım Takip Formu denetlenecek. Okul servis
araçlarında "Okul taşıtı"
yazısı ve "Dur" kırmızı
ışık veren lambanın
araç üzerinde ve çalışır
olması sağlanacak.
Araç camlarında renkli
cam ve camların üzerinde renkli film tabakası bulunmayacak.
Her koltukta emniyet
kemeri yer alacak.
rencilerle sarılma, kucaklaşma,
öpme ve benzeri fiziki temas
kurulamayacak.
-Araçta logo ve süs yasakAraçlar daima temiz tutulacak. Araçlarda ilk yardım seti
kolay ulaşılabilir yerde ve kullanılabilir durumda bulundurulacak. Araçta görüntüyü bozacak ve tehlike yaratacak gereksiz aksesuar ve süsleme
kullanılmayacak. Araçların dışında izin verilen dışında hiçbir
logo, yazı, çıkartma ve
şerit bulundurulmayacak. Araçta
öğrencilerin
yara-
-Kırıcı söz yasak
Öğrencileri güvenli bir şekilde araca bindirmek ya da
indirmek için trafik de
dikkate alınarak uygun yer seçilecek.
Öğrenciler araca
bindiğinde kapı kapatılacak, bütün öğrenciler yerine oturup
emniyet kemerini
takmadan ve servis
rehberinin "hareket
edebiliriz" uyarısını almadan araç hareket
ettirilmeyecek.
Sabah geç kalan,
emniyet kemeri takmayan veya araç içinde
kurallara uymayan öğrencilere kırıcı söz söylenmeyecek.
Uygun olmayan
davranış "Araç içi uygunsuzluk formu" doldurularak servis müdürlerine iletilecek.
Öğrencilerin belirlenen
güzergahlar dışında farklı
yerlerde inme veya alışveriş ve benzeri nedenlerle
aracı durdurma talebi kabul edilmeyecek.
Servislerde öğrenciden başka kişiler taşınmayacak. Öğrenci, eve bırakıldığında aileden birine teslim edilecek.
Araçta öğrenci varken akaryakıt alma ve benzeri gerekçelerle durulmayacak. (AA)
-Tespih, zincir yasakServis sürücüleri
görev süresi boyunca
firmanın belirlediği kıyafeti giyecek, giysiler
ütülü ve temiz olacak.
Sürücü, her gün traş
olacak ve kişisel hijyene dikkat edecek.
Sürücü, görev süresi
içinde araçta ya da
dışarıda görev alanlarında sigara içmeyecek, tespih, zincir
gibi takılar kullanmayacak. Sürücü, öğrenci, veli,
okul idarecileri,
şirket yöneticileri
ya da çalışanlar ile
ilişkilerinde ve
trafikte nazik ve
hoşgörülü olacak.
Servis şoförü, öğrencilerle iletişimde
laubali davranışlardan kaçınacak, konuşurken argo sözcükler kullanmayacak.
Şoför, öğrencilerin
kendisi, ailesi, arkadaşları, inançları ve tuttuğu takım gibi değerleri
ile ilgili hiçbir koşulda
olumsuz sözler söylemeyecek. Hangi gerekçeyle
olursa olsun öğrencilere fiziki
müdahalede veya kaba muamelede bulunulamayacak. Öğ-
-Türk TelekomArıza
Bilinmeyen Numara
Danışma
Uyandırma
Posta Kodu
Fono Tel
Borç Ögrenme
Çağrı
-SinemalarAgora Balçova
Afm Park Bornova
Afm Forum Bornova
Afm Ege Park
Afm Passtel
121
11811
444 14 44
135
119
141
163
133
277 25 25
373 73 20
373 03 50
324 42 64
489 22 00
lanmasına sebep olabilecek
sert cisimlerin üzeri kaplanacak. Servis şoförlerinin bulaşıcı
hastalık taşıyıp taşımadığı belirli aralıklarla kontrol edilecek.
Servis araçlarının bakım ve
onarımı 6 ayda bir yapılacak,
taşıtların cinsine göre Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre
periyodik muayeneleri düzenli
takip edilecek. Araçtaki görüntü ve müzik sistemleri taşıma
hizmeti sırasında kullanılamayacak. Şoförler, son 5 yıl içinde
bilinçli taksirli olarak ölümlü
trafik kazasına karışmamış
olacak, alkollü olarak araç kullanma ve hız kurallarını ihlal
nedeniyle sürücü belgesi birden fazla geri alınmış olmayacak. Araçların kapıları sürücü
kontrolünde otomatik açılıp
kapatılabilir olacak, camlarda tel kafes bulunacak.
Yangın tüpü kolay ulaşılabilir ve bakımlı tutulacak. Lastik standartlarına uyulacak.
Avşar Palmiye
Cinemaximum
Cinemaximum
Cinemaximum (Ykm)
Cinecity Kipa Çiğli
Çeşme Hollywood
Çamlıca
Deniz Karşıyaka
Batı Sineması
Çınar Sineması
Karaca Sineması
Kipa Hollywood
Menemen Kültür
Şan Konak
Çınar Center
277 48 00
278 87 87
446 90 40
425 01 25
386 58 88
712 07 13
343 83 15
381 64 61
347 58 25
489 88 85
445 87 76
252 56 66
832 14 11
483 75 11
277 11 00
Sema Sineması
Konak Sineması
Desem Sineması
Karşıyaka Sineması
İzmir Sİneması
-TiyatroKonak Sahnesi
Ragıp Haykır Sahn.
İzmir Devlet Tiyat.
Uğur Mumcu Sahnesi
İzmir Tiyatro
Bab-ı Sanat Merkezi
İsmet İnönü
Sanat Merkezi
483 91 00
483 21 91
422 53 10
381 50 98
421 42 61
483 50 35
369 14 87
445 89 41
343 04 33
446 77 95
441 09 02
POLİKLİNİK TELEFONLARI
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast.
449 49 49
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi
433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
-Körfez Ulaşım İskelelerKonak
484 98 56
Karşıyaka
368 00 42
Alsancak
464 78 31
Bostanlı
330 89 22
Bayraklı İskele
345 77 53
Pasaport İskele
484 22 56
Göztepe İskele
224 20 22
Üçkuyular İskele
259 40 13
-Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb.
435 11 84
Buca
426 69 37
Çiğli
376 90 91
Karşıyaka
369 79 80
Bornova
388 83 78
Narlıdere
238 32 90
261 48 04
Eşrefpasa
Gaziemir
251 92 05
Güzelbahçe
234 05 34
Konak
425 60 60
Çeşme
712 63 46
SAYFA 13
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Turgut Özal
Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç.
Dr. Işılay Nadir,
Ankara’da artan
ishal vakalarına
karşı vatandaşların hastalıktan kurtulmak
için, istirahatın
yanı sıra 2-3 gün
süreyle bol sıvı
alıması ve bol
sebze-meyve
tüketmesini
tavsiye etti
13 SAĞLIK
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
14
17Eylül
Şubat2014
2013Pazar
Perşembe
İshale karşı 'bol sıvı ile
meyve-sebze tüketin'
İ
ç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Işılay
Nadir, yaptığı açıklamada, Başkent'te
hastanelere bulantı kusma ve ateş
şikayetiyle gelen vakaların çoğaldığına işaret ederek, "Suların kontaminasyon dediğimiz mikrobiyolojik
virüslerle bir şekilde karşılaştığını düşünüyoruz. Özellikle bu altyapısı olmayan bölgelerde çok daha sık karşılaşılan bir problem
bunu içinde özellikle bu tür vakaların çok yoğun görüldüğü bölgelerde suların incelenmesi gerekiyor." dedi.
"İSHAL DURUMUNDA HAZIR
MEYVE SULARI VE YAĞLI
YİYECEKLERDEN KAÇININ"
Hastaların ishalden kurtulmak için öncelikle bol sıvı almak gerektiğini kaydeden
Doç. Dr. Nadir, şöyle devam etti: "Hastalar istirahat ile 2-3 gün çok ciddi bol sıvı alımı
ile bol sebze meyve yiyerek bu durumu atlatırlar. Bu durum uzayacak olursa mutlaka
bir hekime başvurmaları gerekiyor. Yediklerinin çok iyi yıkanmış olmasını istiyoruz.
Kan grubu AB
olanlar bunamaya
daha yatkın
Kan grubu AB olanların ileri yaşta
hafıza kaybından daha fazla etkilendiği belirlendi. Amerikalı bilim
adamları, kan grubu AB olan kişilerin ileri yaşta bunamaya kadar giden düşünme ve hafıza sorunlarıyla diğer kan grubundan olan kişilerden yüzde 82 fazla karşılaştığını ortaya koydu. Araştırmaya hafıza
sorunu bulunmayan 30 binden fazla
kişi katıldı. Yaklaşık 4 yıl boyunca
yapılan araştırmada 495 kişide
düşünme ve hafıza sorunlarına rastlandı. Bu kişiler sorun yaşamayan
587 kişiyle karşılaştırıldı. Kan grubu
AB olanların hafıza sorunlarının çok
daha fazla olduğu belirlendi. Araştırmanın sonuçları "Neurology" dergisinde yayımlandı. Daha önceki
araştırmalar kan grubu 0 olan kişilerin hafıza kaybı ya da bunamayı
artırabilen kalp hastalıkları ve felç
riskinin daha az olduğunu göstermişti. (AA)
Balık, ileri yaşta
işitme kaybı
riskini azaltıyor
Yağlı balığın, yaşlılıkta görülen
işitme kaybını azalttığı belirlendi.
Amerikalı bilim adamlarının
araştırması, haftada iki kez
sardalya, somon ya da uskumru
gibi balıkları tüketen ileri yaştaki kişilerde işitme kaybı riskinin
azaldığını ortaya koydu. Bilim
adamları, 65 bin 215 hemşirenin
sağlık durumunu ve beslenme
alışkanlarını 18 yıl boyunca inceledi. Bu süreçte 11 bin 606 kişide
işitme kaybına rastlandı. Haftada iki kez omega 3 bakımından zengin
balıkları tüketenlerde işitme kaybının yüzde 20 az olduğu görüldü.
Bilim adamlarından Dr. Sharon
Curhan, ileri yaştaki işitme kaybının kalp sağlığıyla bağlantılı
olduğuna dikkati çekti. Curhan,
yaşlılıktaki işitme kaybı önlenemez
gibi görünse de sonuçların beslenmeye dikkat etmenin riski azaltabileceğini gösterdiğini vurguladı.
Araştırmanın sonuçları "American
Journal of Clinical Nutrition" dergisinde yayımlandı. (AA)
Hijyene dikkat etmelerini istiyoruz. İçme sularının temiz ve hijyenik olması açısından
çok dikkat edilmesine, ishal sürecinde çeşme
sularının kullanmamalarını hazır su kullanmalarını öneriyoruz. Etken genellikle viral
olduğu için (virüsler yoluyla bulaşabilen anlamında) antibiyotik kullanımını çok önermiyoruz kullanımına gerek yok. Bu durumda
bizim semptomatik tedavi dediğimiz destekleyici tedavilerle durumu kontrol altına alıyoruz. Özellikle bu dönemde yağlı
yememelerini hazır meyve sularından kaçınmalarını hastalara öneriyoruz."
"İSHAL KALPTE RİTİM
BOZUKLUKLARINA YOL AÇIYOR"
Yandaş hastalık varsa ishalin daha da fazla
önem arz ettiğini vurgulayan ve ishalin kalıcı
hastalıklara yol açabileceği konusunda uyarıda bulunan Doç. Dr. Nadir, "Özellikle çocuk
ve yaşlı hastalarda ciddi sıvı elektrolit kaybı
olacağı için kalpte ritim bozukluklarına ve
böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden
olabileceğini söyledi. Tansiyonda düşmelere
neden olabilir. Zaten hastalarda bu dönemde
ciddi bir sıvı alımı gerekirse tuzlu ayran
içmelerini öneriyoruz.‘’ ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Nadir, genellikle başlangıçta
bulantı kusma bunu takiben ateş ve ishal
tablosu ile bu vakaları gördüklerini belirterek
"Bu özellikle yaşlı tansiyonu olan hastalar
için daha sonraki takipte de önemli çünkü
böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve bir
takım komplikasyonlara neden olabiliyor.
Biz tabi erişkin hata grubunu görüyoruz ama
çocuk hasta grubunda farklı problemlerle
çocuk hekimlerimize başvurabiliyor. Başka
farklı problemlere böbrek fonksiyonlarında
bozulmaya neden olabiliyor." açıklamasını
yaptı. (CİHAN)
,
i
s
e
r
t
s
n
i
n
"Anne
"
r
o
y
ı
p
a
y
z
a
bebeğe g
iren anBebeklerin ortak derdi gaz sancısını, özellikle ilk gebeliğini geç
irildi
nelerin çeşitli konular nedeniyle yaşadığı stresin tetiklediği bild
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp
Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin
Kılınç, yaptığı açıklamada, özellikle 0-8
ay arasındaki bebeklerin yaşadığı gaz
sancısının, ebeveynleri en çok tedirgin eden konuların başında geldiğini söyledi.
Gaz sancısının adeta bebeklerin ortak derdi olduğunu ifade eden Kılınç, "Bebeklerin bu sıkıntısı karşısında ebeveynlerin
yanlış tutumları da eklenince durum daha
can sıkıcı hale geliyor. Aslında gaz
sancıları zarar verici olmayan, belli süreyle
sınırlı fizyolojik bir olaydı" dedi. Sancının,
bebekteki sağlık sorunlarına bağlı gündeme gelebileceğini belirten Kılınç, şöyle
konuştu: "Bebeğinizin bu problemi yaşamasını istemiyorsanız, stresten uzak durun. 20 yıllık meslek hayatımda, stresini
ortadan kaldırdığımız annelerin bebek-
lerinin ancak yüzde 1'inde gaz sancısı devam etti. O da çocuklardaki çeşitli sağlık
sorunlarından kaynaklanıyordu. Bugün
yaşanan gaz sancılarının neredeyse
tamamının altında annenin yaşadığı stres
yatıyor. Bu stres de genellikle ilk gebeliğini yaşayan annelerde sıklıkla görülüyor.
Çünkü tecrübesiz olan anneler, birçok
konuda 'şimdi ne yapacağım' endişesi
taşıyor." Kılınç, stresten uzak duran annelerin ise bu sıkıntıyı yaşamamak için
bazı tedbirler alabileceğini vurguladı. Bebeklerin emerken hava yutabildiklerine
işaret eden Kılınç, "Bebeği emzirdikten
sonra halk arasında 'tıpışlamak' olarak
tabir edilen bebeği omza yatırıp sırtına
vurmak gerekir. Her beslenmeden sonra
yapacağımız bu işlemi 'gark' sesi gelinceye
kadar sürdürmeliyiz. Ayrıca bebeği yatırırken yaklaşık 30 derecelik açıyla dik
olacak şekilde arkadan desteklemek, hava yutmasını engelleyecektir" diye konuştu. Kılınç, halk arasında emziren kadınların "nohut yeme bebeğe gaz yapar" gibi
söylemlerle bazı besinlerden mahrum
bırakıldığını ifade etti. Bilimsel olarak nohut yiyen annenin sütünde bebeğe gaz yapacak herhangi bir bulguya rastlanmadığını dile getiren Kılınç, şunları kaydetti: "Dolayısıyla bu söylem biraz yanlış.
Bu gibi yanlış ifadeler anneyi bazen
sevdiği yiyeceklerden mahrum bırakabiliyor. Oysa biz, tüm annelere 'sevdiğiniz
ve günlük hayatta sizi rahatsız etmeyen
herşeyi gebelik ve emzirme döneminde de
tüketmeye devam edin' diyoruz. Ayrıca
emziren annelerin sıvı besin tüketmeye ve
günlük en az 2 litre su tüketmeye dikkat
etmeleri de bebek için yararlı olacaktır."
(AA)
"Şişmansın"
demek
şişmanlatıyor
"
Şişmansın" sözünü duyanların
daha da fazla yediği ortaya
çıktı. İngiltere'de yapılan
araştırma, şişman olmakla eleştirilen
ve utanç duyan kişilerin obez olma
riskinin 5 kat fazla olduğunu
gösterdi. Araştırmaya 50 yaşın üzerinde fazla kilolu 3 bin kişi katıldı.
Katılımcılara kiloları nedeniyle alay
konusu olmak, lokantalarda, hastanelerde ya da dükkanlarda daha az
hizmet almak gibi ayrımcılığa maruz
kalıp kalmadıkları soruldu. Sonuçları
"Obesity" dergisinde yayımlanan
araştırma, olumsuz muameleye maruz
kalanların "kendini yemeye vererek"
daha da kilo aldığını ortaya koydu.
Eleştirilmeyen katılımcıların ise kilo
vermekte zorlanmadığı belirlendi.
Ayrımcılık ya da farklı muameleye
maruz kalanların yaşadığı stresin iştahı artırabileceğini, özellikle sağlıklı
olmayan besinleri tüketmeye itebileceğini belirten bilim adamları, "utanan" bu kişilerin kendine güven eksikliği nedeniyle spor yapmaktan da
çekinebildiğine dikkati çekti. Bilim
adamları, özellikle doktorların kişinin
"şişman" olduğundan bahsetmek yerine tip 2 diyabet, körlük ya da erken
ölüm gibi obezitenin sonuçları
konusunda uyarabileceğini vurguladı.
(AA)
'Okul fobisisiyle eğitimin her aşamasında karşılaşılabilir'
Z
ambak Kültür Kitapları Yayın Yönetmeni Mehmet Azim, okul fobisi ile ilgili başta anne-babalar olmak üzere
öğretmen ve öğrencilere uyarılarda bulundu.
Azim, genellikle ilkokul birinci sınıf öğrencilerinde başlayan okul fobisinin eğitim
öğretim hayatının her aşamasında
karşılaşılabileceğini
söyledi. İlkokul
birinci sınıfa
başlayan bazı öğrencilerde okula gitmekte
isteksizlik, zorlanma, hatta direnme
görülebildiğini söyleyen Azim, "Bu konuda
hem veliler hem öğretmenler hem de rehber
öğretmenler dikkatli olmalı ve sorun
büyümeden gerekli önlemler alınmalı." dedi.
Özellikle kaygı bozukluğu olan çocuklarda,
okul fobisinin daha sık görüldüğünün altını
çizen Azim, kaygı bozukluklarının
temelinde ise biyolojik etkenlerin olabileceğini söyledi. Sorunun çözümünde profesyonel bir destek alınması gerektiği kaydeden
Azim, "Ancak eğitim-öğretim faaliyetlerine
bakan yönüyle ailelerin ve öğretmenlerin,
öğrenciye pozitif yaklaşımı, problemi azaltacak ve çözümü hızlandıracaktır." şeklinde
konuştu. Çocuğun, okul dışında farklı nedenlerle de olsa sık sık ayrı kalması, ömür
boyu taşınacak etkilere neden olabileceğine
değinen Azim, anne ve babalara şu
tavsiylerde bulundu: "Anneler, zorunlu olmadıkça çocuklarından uzun süre ayrılma-
malı. Ayrı kalma durumlarında, annenin yerini alacak yetkin aile bireylerine ihtiyaç
vardır. Onlar, annenin yokluğunu mümkün
mertebe hissettirmemeye çalışmalıdırlar. Zira okul fobisi olan çocukların çoğunda,
anneden ayrılma kaygısının olduğu araştırmalarla belirlenmiştir. Çocuk, her zaman babanın varlığını, sıcak nefesini, yakın ilgisini
ister. Dolayısıyla iş yoğunluğu, yorgunluk
bahanesiyle çocuklardan uzak duran babalar,
okul fobisi, başarısızlık, disiplinsizlik gibi
birçok sıkıntının oluşmasına istemeden de
olsa zemin hazırlamaktadırlar. Küçük zihinsel engelleri olmasına rağmen, bazı çocukların, ailenin ilgisi ve yetkililerin hassasiyeti
sayesinde normal öğrenciler gibi
öğrenebildiğinin birçok örneği vardır. İlgisiz
aileler nedeniyle kaybedilmiş, birçok öğrenciden bahsetmek de mümkündür. Çocuğun,
okulda sıcacık bir öğretmen ilgisiyle
karşılaşması, fobi riskini azaltacaktır. Daha
okulun ilk günlerinde öğretmenin iyi bir gözlem yapması, öğrencileri tanımaya çalışması ve çocuklarla tek tek ilgilenmesi,
öğrencilerle öğretmen arasında sıcak ilişkilere vesile olacaktır." İlkokul birinci sınıf
seviyesinde fazla verilen ödevlerin çocukta
başarısızlık oluşturabileceğini ve telafi edilemeyecek performans kaybına sebep olabileceği konusunda uyarıda bulunan Mehmet
Azim, okul fobisi tedavisinin çözümünde
zamanlamanın çok önemli olduğunu dile getirdi. Azim, bunun için öğretmenin, velinin
ve diğer paydaşların hassas olması gerektiğini belirterek, "Okul fobisi için 3 adım çok
önemli, ilki okul fobisini dile getirmeyin,
kaygılı olduğunuzu belli etmeyin, çocuklarla
etkili zaman geçirin ve son olarak eğlenceli
eğitim ortam oluşturun. Bu üç adım okul fobisini aşmada çok önemli." dedi. (CİHAN)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Taşımalı sistemle
yemek hizmetinin
kalitesi düştü!
S
ağlık ve Sosyal Hizmet
Çalışanları Sendikası
(Sağlık-Sen) İzmir
Şube Başkanı Op. Dr.
Recep Atçı, hastanelerdeki taşımalı yemek
hizmetlerinden memnuniyetsizlik
duyulduğunu söyledi. Atçı, yaptığı
açıklamada, İzmir’deki hastanelerde taşımalı yemek, dağıtım ve
sonrası hizmetlerin yaygınlaştığını
ancak bunun beraberinde sorunlar
getirdiğini ifade etti. Hastanelerdeki yemek hizmetinden çalışan tüm
personelle birlikte hasta ve refakatçılarının da yararlandığını
hatırlatan Atçı, hastanelerde uygulamaya konulan taşımalı yemek
sistemini eleştirdi. Yemek hizmetinin personel hizmeti olduğu kadar
tedavi sürecine katkı da bulunan
tıbbi hizmetler niteliğinde
olduğunu ifade eden Atçı, taşımalı
sistem yemek hizmetinin kalite standartlarının altında olduğunu dile
getirdi.
PERSONEL ŞİKÂYETÇİ
Hastanelerde verilen taşımalı
yemek hizmetiyle ilgili son günlerde personelden ciddi şikâyetler
aldıklarını dile getiren Atçı, Kamu
Hastaneleri Birliği yöneticilerine
sistemi gözden geçirmeleri
çağrısında bulundu. Hastanelerde
yaygınlaşan taşımalı yemek sistemiyle birlikte yemek hizmetinin
kalitesizleştiğini belirten Atçı, tüm
sağlık çalışanlarının bu konudan
ciddi şekilde rahatsızlık duyduğunu kaydetti. Atçı, şöyle konuştu: “Kalitesiz yemek hizmetleri
hastane personelinin çalışma motivasyonu ve performansını da
olumsuz yönde etkilemektedir.
Taşımalı sistem yemek hizmetlerinde yemekte ısı ve lezzet kayıpları ile birlikte yemeğin şeklinde
taşımadan kaynaklı görsel bozukluklar da meydana gelmektedir.
Tasarruf edilecek mantığıyla
yemeklerin tek elden dağıtımının
yapılmaya çalışılması hastanelere
gelen yemeklerde kalite ve sunum
sorununu ortaya çıkarmıştır.
Yemek hizmetleri ile ilgili olumsuzluklar arttıkça, yemeklerin tüketimi de azalmaktadır. Bazı hastanel-
erden ise işini ancak bitirdikten
sonra yemekhaneye giden personele yemek kalmadığı şikâyetleri
gelmektedir. Yemekleri beğenmediği için beslenme ihtiyacını
dışarıdan sağlayan personel sayısı
hiç de azımsanmayacak boyutlara
ulaşmıştır. Sağlık çalışanlarının
dışarıdan yemek siparişi vermeye
itilmesi büyük bir ayıptır.”
“HİZMET KALİTESİ ARTSIN”
Hastanelerdeki yemek hizmetlerinin geçmişten gelen olumsuz
bir imajının bulunduğunu hatırlatan Atçı, son yıllarda düzelmeye
başlayan bu imajın taşımalı yemek
hizmeti sistemi ile birlikte “tekrar
eski günlere dönüş mü var?”
endişesini beraberinde getirdiğini ifade etti. Genel olarak nerdeyse her
hastanenin yemekhane personelinin bulunduğunu ve
yemekhanesinin olduğunu belirten
Atçı, her hastanenin kendi mutfağında pişirmesini böylece kaliteli
yemek hizmeti verilmesini tavsiye
etti. Atçı, “Kimsenin tasarruf adı
altında hizmeti birleştirerek sağlık
çalışanları ve yatan hastaların
yemek hakkını kalitesizleştirmeye
hakkı yoktur. Bu konuya duyarlı
olmaya davet ettiğimiz ilimizdeki
Kamu Hastaneleri Birliği yöneticilerini tasarruf etmek bir yana dinimizce de yasaklanan bu israfın sorumluluğundan bir an önce kurtulmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
(HABER MERKEZİ)
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Eylül
2014
Pazar
1ubat
2013
Perşembe
14 GÜNCEL714
İzmir Ekonomi'de
hijyen eğitimi
Toplumun her kesimi tarafından uygulanması gereken hijyen kuralları, İzmir
Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Sağlık Hizmetleri Meslek
Yüksekokulu tarafından Narlıdere Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde perakende,
yiyecek sektörlerinde ve güzellik merkezlerinde çalışanlara anlatılıyor
Resmi Gazete’de yayımlanan Hijyen
Eğitimi Yönetmeliği kapsamında
gerçekleştirilen eğitimlerde, 36 kişi
sertifikalarını alırken, 140 kişi daha
hijyen eğitimini tamamlayacak. İEÜ
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlileri Dr.
Funda İfakat Tengiz, Dr. Yavuz Selim Süral ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlileri Deniz
Harputlu, Melahat Kızıl, Sevil Telli,
Nursun Üstünkarlı ve Deniz Talaz
tarafından verilen eğitimler kapsamında katılımcılar, el yıkama,
maske takma, bone kullanma gibi
temel bilgilerin yanı sıra enfeksiyon
oluşumlarına karşı özel eğitim alıyor.
‘Hijyen Eğitimi Olmazsa
Çalışamıyorlar’
Eğitim hakkında bilgi veren İEÜ
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Dr. Funda İfakat Tengiz, katılımcıların iki
gün boyunca 8 saat süren bir eğitime
tabi tutulduklarını belirterek, “Gıda
üretim ve perakende satış işyerlerinde, insani tüketim amaçlı sular
ile doğal mineralli suların üretimini
yapan işyerlerinde çalışanların hijyen
eğitimini almaları gerekiyor. Ayrıca
kaplıca, hamam, sauna, berber,
kuaför, dövme ve piercing yapılan yerler, masaj ve güzellik salonları, otel, gibi yerlerde görev yapan tüm
çalışanların da bu eğitime tabi olmaları yönetmelikle kararlaştırılmıştır. Yönetmelik gereğince
eğitimi almayan kişiler söz konusu
işletmelerde çalıştırılamaz” dedi.
Eğitimlerde, enfeksiyon ve etkenleri,
bulaşıcı hastalıklara yönelik bilgilerin aktarıldığını kaydeden Tengiz,
temizlik kuralarına her daim uyulması gerektiğini söyledi. Tengiz,
“Özellikle yiyecek sektöründe ve
güzellik salonlarında çalışanlar
tarafından büyük ilgi gören eğitimlerimizde, temel bilgilerin yanı sıra
bone, maske, eldiven giyimi gibi
çeşitli eğitimler verildi” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
İzmir'in yeni çöp tesisi
Yamanlar'da kurulacak
İzmir Valiliği Mahalli Çevre Kurulu, katı atık
bertaraf tesisi için belirlenen Yamanlar’daki
yeri uygun buldu. İzmir Büyükşehir
Belediyesi tarafından yapılacak tesis için oy
birliği ile karar alındı.
Vali Yardımcısı Hüseyin Demirciler
başkanlığında İzmir Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nde bir araya gelen kurul üyeleri, "İlimiz
metropol alan sınırları içerisinde katı atık
sorununun entegre bir sistemle çözümü için
Karşıyaka Yamanlar’da kurulması planlanan
'Kuzey Bölgesi Katı Atık Değerlendirme ve
Bertaraf Tesisi Projesi' görüşülerek değerlendirilmiş olup projeye ait yer seçiminin uygun olduğuna oy birliği ile karar verilmiştir."
denildi. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED)
süreci böylece başlatılırken belediye ÇED
olumlu kararının ardından inşaat ve tesisin ihalesine çıkacağı bildirildi. Karşıyaka eski
Belediye Başkanı Cevat Durak ile AK Parti
İzmir Milletvekili İlknur Denizli başta olmak
üzere birçok kişinin karşı çıkmıştı. Karşıyaka
eski Belediye Başkanı Cevat Durak da, “Bizim soluduğumuz havada, içtiğimiz suda
sorun olacak." demişti.
Tesisin yerinin son derece uygun
olduğunu vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu
ise "Evsel atık bertaraf tesisinin yeri ideal.
Daha başkası da yok. Şuraya bir ÇED raporunu alalım. Alacağız da. Şu işi bırak-
madan çöp işini de halledeyim, körfez için
ÇED raporunu da alayım, çevre konusunda
İzmir'in bir numaralı kent olma hedefine
büyük iki tane adım kaldı, onları da atayım.
Biri çöp, biri körfez.” demişti.
KİMLER İMZA ATTI?
Yamanlara yapılacak çöp tesisi için Vali
Yardımcısı Hüseyin Demirciler, Çevre Şehircilik İl Müdür Vekili A. Murat Tendar,
Büyükşehir Belediyesi Atık Yönetimi Daire
Başkanı Sibel Çoban, Defterdarlık adına Hilal Öngel, Milli Eğitim Müdürlüğü adına Ersan Eroğlu, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü adına
Canan Kaynak, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğü adına Ali Kuyucak, İl Jandarma
Komutanlığı adına Jandarma Kıdemli
Başçavuş Mehyar Ceylan, İl Emniyet Müdürlüğü adına Neslihan Kayman, İl Müftülüğü
adına Ziya Dal, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl
Müdürlüğü adına Kamuran Gözpınar, DSİ 2.
Bölge Müdürlüğü adına Göksel Geçgel,
İzmir Ticaret Odası Başkanlığı adına Hande
Uzunoğlu, İl Kültür Turizm Müdürlüğü adına
Navatan Ünal, EBSO Başkanlığı adına Erdoğan Çiçekçi, İl Afet Acil Durum Müdürlüğü adına Dilek Çolak, Sahil Güvenlik Ege
Deniz Komutanlığı adına Arzu Kumova İşkol
ve MTA Bölge Müdürlüğü adına Ali Baykul
imza attı. (CİHAN)
bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca
Soldan sağa:
1. Süslü, sanatlı edebi söz. 2. Muhtemel. – Yalnız. 3. Kimileri uğur sayar. – Güney Amerika’da bir başkent. 4. Yanağın alt kısmı. – İnce yapılı. 5. En çok, maksimum. –
ABD başkanlarından Eisenhower’ın lakabı. 6. Bir pamuk
türü. – Resimli duvar ilanı. 7. Tenis aracı. – Lityumun simgesi. 8. Bir sanatçı ya da sporcunun mesleki işlerini yürüten kimse. 9. Türk müziğinde bir makam. – İlaç, merhem.
10. Kiraya verilerek gelir getiren mülk. – Dokumacılıkta
kullanılan bir bitki. 11. Kuranda bir sure. – Sert bir içki. –
Eski Mısır’da insanoğlunun hayati dayanağı olan üretici
güç. 12. Borcun yerine getirilmesi. 13. Kürekle yürütülen
bir tür yarış kayığı. – İlave etme, katma, ekleme. 14. Kemiklerin toparlak ucu. – Bir cetvel türü. – Komut, buyruk.
15. Hastalık. 16. Tavır, davranış. – Sarımsak, yumurta sarısı ve zeytinyağı ile yapılan bir tür soğuk sos. 17. Alın yazısı, yazgı, kader. 18. Geminin zincirini toplayıp demirini
kaldırmaya hazır olması. – Gümüşün simgesi. 19. Kimi
hastalıklara karşı o hastalığın mikrobu ile hazırlanıp vücuda zerk edilen ilaç. – Baston. 20. Yarı memnunluk anlatan
ünlem. – Parlaklığı birdenbire artan yıldız. – Parola.
Yukarıdan aşağıya:
Dünkü bulmacanın cevapları
1. Veri, muta. – Bir yüzey ölçüsü birimi. – Osmanlılarda
Macaristan ve Baserebya’daki sancak beylerine verilen ad.
– Çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık. 2. İmkân. – Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. – Eğik olarak kesilmiş kenar. 3. Lale bahçesi. – Kuranda bir sure. –
Bir tür hamur tatlısı. 4. Favori. – Mürekkep balığının bir
türü. – Uçak ya da geminin izlediği yol. – Saldırı. 5. Sene.
– Yapı, yontu gibi şeylerin küçük örneği. – Renyumun
simgesi. – Güzel sanatların dokuz perisinden biri. 6. Kayınbirader. – İyiden iyiye, iyice. – Yaprakların düz ve parlak olan bölümü. – Şikâr. 7. Üzüm veren bitki. – Soyundan
gelinen kimse. – Nana adlı eserin yazarı Fransız romancı.
8. Eğitim ve öğretim sistemi. – Tepkili uçak. – Suda haşlanarak üzerine kızdırılmış yağ gezdirilen mısır unu yemeği.
9. Bir renk. – Tarlayı iki kere sürmek. – Bir nota. – Köpek.
– Silisyumun simgesi. 10. Üzerinde ölü yıkanan kerevet,
salacak. – Kuramsal. – Üzeri kırmızı parafinle kaplı Hollanda peyniri.
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
14
2014
17Eylül
Şubat
2013Pazar
Perşembe
Pierre Webo:
3 puan şart
TFF'den 'maç
tarihleri'
açıklaması
Türkiye Futbol Federasyonu(TFF),
Spor Toto Süper Lig'in ilk yarısının
açıklanan program dahilinde devam edeceğini bildirdi.
TFF, Avrupa kupalarında mücadele eden kulüplerin bazı müsabaka tarihleriyle ilgili değişiklik beklentileri olduğunu belirterek,
konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Federasyonun sitesinde yer alan açıklamada, şöyle denildi: "Kamuoyunda özellikle Avrupa Kupaları'nda mücadele eden kulüplerimizin
bazı müsabaka tarihleriyle ilgili değişiklik beklentileri oluştuğunu görmekteyiz.
Türkiye Futbol Federasyonu olarak mücbir
bir sebep olmadıkça
açıklanan maç programına uyulması konusunda kararlı duruşumuzu devam ettireceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Federasyonumuz tüm kulüplerimize eşit yakınlıkta
olup planlama sürecinde
her kulübümüze eşit
oranda dinlenme günü
ayarlamaya özen göstermiştir. Program detaylı bir şekilde incelendiğinde Avrupa Kupaları'nda
mücadele eden kulüplerimizin birbirlerine yakın sayılarda dinlenme gününe sahip olduğu görülebilir. (Beşiktaş ve
Galatasaray 76 gün, Trabzonspor
78 gün)
Kulüplerimizin Avrupa'da oynadıkları müsabakalarda aldıkları
her puanın ülke puanımıza olan
katkısının bilincindeyiz. Bu vesileyle Galatasaray, Beşiktaş ve
Trabzonspor'a Avrupa Kupaları'nda oynayacakları grup müsabakalarında sonsuz başarılar dileriz." CİHAN)
Fenerbahçe'nin Kamerunlu golcü oyuncusu Pierre Webo, kazanmak için sahaya çıkacaklarını, tek hedeflerinin İstanbul’a 3 puanla dönmek olduğunu söyledi
Planlar galibiyet
üzerine yapıldı
Spor Toto Süper Lig Süleyman Seba Sezonu'na
deplasmandaki Kayseri
Erciyesspor beraberliği
ile başlayan Trabzonspor, Fenerbahçe ile sezonun en önemli maçlarından birisine çıkıyor.
Bordo mavililer, bütün planlarını 20102011 sezonundan beri
sorunlar yaşadığı rakibini yenme üzerine
yaptı. Önemli eksikleri
bulunan Karadeniz ekibinde, tüm olumsuzluklara rağmen güçlü rakibini mağlup ederek
hem taraftarının gönlünü almak hem de şampiyonluk yarışandaki iddiasını göstermek istiyor.
Trabzonspor’da zorlu
müsabaka öncesi en
önemli sorun, sakatların çokluğu ve milli araya rağmen transferin
son gününde kadroya
katılan oyuncuların takımla yeterli antrenman yapamaması. Teknik
Direktör Vahid Halilhodzic’in de üzerine basa basa durduğu
bu soruna
rağmen bordo
mavililer, hiçbir mazerete
sığınma taraftarı değil. Sahaya
süreceği futbolcuların
varını yoğunu ortaya
koyacağına inanan Boşnak teknik adam, güçlü
rakiplerini yenmek için
ellerinden geleni yapacaklarının altını çiziyor.
Fenerbahçe ile oynadığı
son 10 maçta galip gelemeyen Trabzonspor,
eksiklerine rağmen bu
maçı kazanarak güçlü
rakibi karşısındaki kötü
gidişine son vermeyi
planlıyor.
Trabzonspor’da,
Mustafa Yumlu, Aykut
Demir, Özer Hurmacı ve
Deniz Yılmaz sakatlıkları nedeniyle yarınki maçın kadrosunda yer almayacak. Tedavileri devam eden Cardozo ve
Bosingwa’nın durumu
ise belirsizliğini koruyor. Bu oyuncularla ilgili karar bugün yapılacak
son kontrollerin ardından verilecek. Ancak,
iki haftadır takımla ve
topla çalışmayan oyuncuların kadroda olması
beklenmiyor.
Teknik patron Halilhodzic de Cardozo ve
Bosingwa’nın ‘büyük
ihtimalle’ maç listesinde olmayacağını açıklamıştı. Bordo mavililerde
bir diğer sorun ise
transferin son gününde
kadroya katılan ve resmi imzaları atar atmaz
milli takım kaplarına giden futbolcuların durumu. Bu futbolculardan
Yatabare ve Waris takımla sadece bir antrenmana çıkabildi. Ancak, teknik direktör Halilhodzic’in bu 2 futbolcuyu da ilk 11’de sahaya sürmeyi planladığı
belirtiliyor.
TARAFTARLARA
SAĞDUYU ÇAĞRISI
Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında özellikle 2010-2011 sezonundan sonra oynanan
hemen her müsabaka
oldukça gergin bir atmosferde geçti. Özellikle geçtiğimiz sezon çıkan olaylar nedeniyle
yarım kalan maç hala
hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Benzer olumsuzlukların yaşanmasını istemeyen bordo
mavili yöneticiler, teknik heyet
ve futbolcular
ise taraftara
sağduyu çağrısı
yapıyor. Yetkililer,
bordo mavili renklere
gönül verenlerden sadece takımlarını desteklemesini istiyor.
Trabzonspor yönetimi
de kulüp sitesinden
yaptığı açıklamada, şu
ifadelere yer verdi:
"TFF ve UEFA talimatları gereği stadyumlarda meşale yakmak, stadyumlara yanıcı, yakıcı maddeler sokmak, sahaya konfeti, su
şişesi ve benzeri maddeler atmak, koltuk kırmak, merdiven boşluklarına oturmak ve kötü
tezahüratta bulunmak
kesinlikle yasaktır. Ayrıca takımımızın daha önce oynadığı müsabakalarda taraftarlarımızın
yaktığı meşaleler ve rakip takım veya takımlara yönelik kötü tezahüratları kulübümüzün
ciddi oranda ceza ödemesine neden olmuştur. Bu cezalar her tekrarda katlanarak artmakta ve sonuç olarak
daha da ağır boyutlar
kazanmaktadır.
(CİHAN)
S
por Toto Süper Lig'de bu akşam
Trabzonspor'la deplasmanda karşılaşacak Fenerbahçe'de Kamerunlu
futbolcu Pierre Webo, Fenerbahçe
Televizyonu’na açıklamalarda bulundu. Zorlu bir deplasman maçına çıkacaklarını ifade eden deneyimli oyuncu, "Bizim için
son derece zorlu bir karşılaşma olacak. Karşımızda iyi motive olmuş, iyi hazırlanmış bir rakip bulacağız. Onların da kazanmak isteyeceğini biliyoruz. Trabzon’da oynamanın zorluğunu da biliyoruz ama biz geçen sezon oradan
galibiyetle ayrılmasını bildik. Bu sene de galibiyetle ayrılmak istiyoruz. Tek hedefimiz 3 puanla, İstanbul’a dönebilmek." şeklinde konuştu.
WEBO: HER ZAMAN
AKLIMIZDA GALİBİYET VAR
Milli maç arasının kendileri için bir bahane
olamayacağının altını çizen Kamerunlu golcü,
şu ifadeleri kullandı: "Ne olursa olsun; milli
maç arası da olsa, başka şeyler de olsa, biz hiçbir zaman kaybetmeyi düşünen bir takım değiliz. Her zaman aklımızda galibiyet var. Bizim
için, milli maç arası hiçbir zaman bahane olarak görülemez. O nedenle bu maç içinde en iyi
şekilde hazırlanmaya gayret gösterdik. Milli
takıma gitmek, milli takımda oynamak herkes
için apayrı bir gururdur. Ülkenize belki bir borcunuzu ödeme şeklidir. Arkadaşlarımız milli
takımlarında performanslarını ortaya koydular.
Milli maç arasını geride bıraktık. Biz hiçbir şekilde kaybetmeyi ya da bu tür bahaneleri düşünmüyoruz. Biz oraya her zaman olduğu gibi
kazanmaya gideceğiz." (CİHAN)
'Taçsız Kral' Metin Oktay,
mezarı başında dualarla anıldı
Galatasaray'ın
unutulmaz futbolcuları arasında yer alan 'Taçsız Kral' Metin
Oktay, ölümünün 23. yılında
mezarı başında
dualarla anıldı
K
ozlu Mezarlığı’nda
ki anma törenine
Galatasaray Kulübü yöneticileri,
Metin Oktay'ın yakın dostları, akrabaları ve az sayıda taraftar katılım gösterdi. Tören
sonrası kısa bir açıklama yapan
Galatasaray Kulübü CEO'su ve
İcra Kurulu Başkanı Lutfi Arıboğan, "Kozlu Mezarlığı'nda kendisini anmak için tekrardan buluştuk. Kendisine Allah'tan rahmet
diliyorum. Çok özel bir insandı.
Talihsiz bir kazada kaybetmiştik.
Türk sporu içinde çok özel bir örnekti kendisi aslında. Hem yetenekli büyük bir sporcu hem de iyi
bir insandı. Gençler içinde önemli bir rol model. İnşallah Türk
sporunda Metin Oktay örneğindeki sporcular çoğalır. Ayrıca aynı şekilde spor adamları ve yöneticileri de çoğalır." diye konuştu.
Anma töreni, Metin Oktay'ın
kabri başında okunan dualarla sona erdi. (CİHAN)
SAYFA 16
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
14 Eylül 2014 Pazar
www.sondakikagazetesi.com
Yokuşun ve
umudun adı
"Gültepe"
Ü
nlü Toros Meydanı,
kahvehaneleri, tırmanması zor yokuşları,
bıçkın delikanlıları,
kalabalık sokakları,
oyunlarını sokaklarda
oynamayı sürdüren çocukları, komşusuyla kapı önü sohbetleri yapan kadınları, mahalle aralarında bağırarak meyve, sebze satan esnafı ile az sayıdaki
misafirini karşılayan Gültepe, İzmir'e
50-60 yıl önce göçle gelen ve birbirine
tutunarak yaşamayı sürdüren insanların
kültürünü yaşatıyor. Gültepe semtine
1990'lı yıllarda yerleşen Ulubatlı Mahallesi Muhtarı Ramazan Kolaç, önce
ayakkabıcılıkla yaşamını sürdürdüğünü, sonra bakkal dükkanı açtığını anlattı. Semti sevdiğini, insanlarını sıcakkanlı bulduğunu söyleyen Kolaç, "Burası güzel komşuluğun olduğu bir yer.
Dışarıdan gelenlerin toplu olarak yaşadığı bir bölge, farklı bölgelerden gelmişler ama herkesin birbirinin kültürü-
Tüm sokaklarındaki yokuşu ve hemen her evdeki yoksulluğu ile Gültepe, geçmişin acılarını
silmeye çalışan ve hala
umudunu
koruyan insanlara İzmir'in eşsiz
manzarasında ev sahipliği yapıyor
ne saygısı var. Gültepe yıllar boyu kötü
bir imaja sahipmiş, kurtarılmış bölge
ilan edilmiş. Ama ben bunu kabul etmiyorum. Bugün İzmir Hatay'da, Alsancak'ta yaşayan insanlar birbirini tanımıyor ama ben Toros Meydan'a gittiğimde, Çınartepe'ye çıktığımda herkes
beni biliyor" dedi.
- Denizi görmeyen yok denize girmeyen çok
Gültepe'de 13 mahalle bulunduğunu, her mahallede de maddi gücü düşük insanların yaşadığını, yoksulluğuna
rağmen mahalleyi ve komşularını sevdiklerini dile getiren Kolaç, ev kiralarının 250-400 lira arasında olduğu semtte insanların evinin anahtarını güvenle
komşusuna emanet edebildiğini kaydetti. Mahalle sakinlerinin hala "veresiye defterine" yazdırarak alışveriş yaptığını söyleyen Kolaç, "Gültepe'de yaşayıp her gün denizi görmeyen kimse
yoktur ama imkansızlık nedeniyle denize hiç giremeyen çoktur. Yine de
Gültepe, yaşaması bilene güzel yerdir,
insanları güzeldir" dedi. Son dönemde
insanların diziler nedeniyle Gültepe'yi
daha çok konuştuğunu da kaydeden
Ramazan Kolaç, "Dizi Gültepe'de çekilmediyse bizim semtimizin adını da
kullanmasınlar" diye konuştu.
- "Belediye elimizden gitti"
Saygı Mahallesi Muhtarı Fatma Öztürk, 1970'li yıllar ile 1980'lerin başında Gültepe Mahallesi'nin talihsizlikler
yaşadığını, "Tariş Direnişi" adıyla bilinen olaylar nedeniyle çatışmaların yaşandığını ve semtteki evlere operasyonların düzenlendiğini hatırlattı. Geçmiş ve bugün insanların bakış açısında
farklılıklar olduğuna dikkati çeken Öztürk, şöyle konuştu: "Gültepe geçmişinde talihsizlik yaşadı fakat şimdi
bunları insanların yüzüne vurmamak
gerekir. Gültepe'de yaşayıp Konak
Meydanı'nı, merkezde yaşayıp Gültepe'yi görmemiş insanlarımız var. Biz
onları misafir etmeye hazırız. Burası
bastırılmış bir yerdi, insanlar kendilerini ifade etmek istediler. Olaylar nedeniyle belediye de elimizden gitti. Bugün insanlar burada hala varoşta yaşı-
yor. Bize evrak almaya gelen bazı vatandaşlar var ki sadece Gültepe'de yaşamış. Aradan 34 yıl geçti ama hala o
dönemin ezikliğini yaşayanlar var."
Farklı bir dünyanın kurallarının artık
hüküm sürdüğünü dile getiren Öztürk,
bugün semtin artık uyuşturucu ve özellikle bonzai sıkıntısını yaşadığını, çocuklarını bu illetten kurtarmak için
Emniyet Müdürlüğü ile işbirliği yaptıklarını sözlerine ekledi. Gültepe'nin Konak'ın önemli mahallelerinden biri olduğunu söyleyen Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise "Göçlerle oluşmuş Konak'ın İzmir sırtlarındaki semti
Gültepe'de hem Balkan göçmenleri
hem de 12 Eylül öncesi siyasal iklimin
yarattığı ekonomik nedenlerle gelen insanları yaşıyor. Mahalle dayanışmasının en yoğun yaşandığı yerler. İnsanlar
yerlerini, yurtlarını bırakarak çeşitli gerekçelerle geldikleri bu yerde mahalle
oluşturmuşlar ve o dönemde belediye
olmuşlar" dedi. Gültepe için kentsel
dönüşümün gerekli olduğuna değinen
Pekdaş, semtte tüm İzmirlileri ağırlamak için eski belediye başkanı Aydın
Erten'in adını taşıyan bir parkı hizmete
açacaklarını kaydetti. (AA)
İZTO Başkanı Demirtaş: Bölgedeki
istikrarsızlık bizi de olumsuz etkiliyor
İzmir Ticaret Odası
(İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Avrupa’nın tam olarak ekonomik
krizden çıkamaması, bölgedeki
siyasal istikrarsızlık nedeniyle
Türkiye’de kruvaziyer turizmde şimdilik bir düşüş olduğunu ve İzmir’deki düşüşün de bu nedenle
yaşanan, kenti özgü değil, bölgeye ait bir düşüş olduğunu söyledi.
Demirtaş, 15 Eylül’de
Barselona’daki kruvaziyer fuarına katılacaklarını kaydetti
D
eniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2014 yılının ilk 8 ayında 2013 yılının ilk
8 ayına göre, İstanbul, İzmir, Kuşadası,
Marmaris limanlarına gelen kruvaziyer
gemi ve turist sayısında düşüş olduğunu
söyleyen Demirtaş, "Kruvaziyer turizmin yükünü çeken limanlar bu sene düşüşte. Bu nedenle yılın ilk 8 ayı sonunda
kruvaziyer yolu ile ülkemize gelen turist
sayısı bir önceki yılın 8 ayına göre 234
bin kişi azalarak 1 milyon 150 bin kişi
oldu." diye konuştu. Bu düşüşün ana
nedenlerinin başında kruvaziyer şirketlerinin şu an Ortadoğu, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’in genelinde yaşanan siyasi
istikrarsızlıklar, çatışmalar nedeniyle
bölgeye eskiye göre çok daha çekinerek
yaklaşması olduğunu belirten Demirtaş,
"Ülkemiz ve kentimiz güvenli ve istikrarlı bir liman olabilir ama aynı rotayı
paylaştığımız diğer duraklarda sorun yaşanınca bundan biz de etkileniyoruz, onlar nedeniyle tüm bölgeye yapılan bir
sefer iptal edilince bize gelen gemi de
gelmiyor." şeklinde konuştu. Kruvaziyer
şirketlerinin yeni pazarlara açılmak adına gemilerini Latin Amerika ve Uzakdoğu pazarlarına kaydırmasının tüm Akdeniz’i olumsuz etkilediğini de aktaran
Demirtaş, "Avrupa’dan olan binişlerde
Türkiye’de repeater cruiser sayısı (sürekli aynı bölgeyi tekrar eden gezen yolcu sayısı) artması da ülkemize gelen turist sayısını etkiliyor, müşteriler bazen
farklı arayışlara giriyorlar. Türk vatandaşlarının Avrupa seyahatlerinde yaşadığı vize sorunu da bir başka engel, buradan gemilere binen turist sayısının az olması da seferlerin arttırılmasını engelliyor. Bir de Avrupa’daki ekonomik krizin
etkisinin hala devam etmesi, insanların
tatil bütçesinin azalması, kruvaziyer turizmi olumsuz etkiliyor. Bütün bu olumsuzluklar üst üste gelince de ülkemize
gelen kruvaziyer turist sayısında bu yıl
düşüş yaşanıyor." ifadelerini kullandı.
Tüm Türkiye ile paralel olarak İzmir’de
de kruvaziyer turizmde düşüş yaşandığını aktaran Demirtaş, "1 Ocak – 31 Ağus-
tos 2013 tarihleri arasında İzmir’e 118
sefer ile 308.035 transit yolcu gelmiş. 10
Ocak – 26 Ağustos 2014 tarihleri arasında İzmir’e 88 sefer ile 217.940 transit
yolcu gelmiş. Geçen yıla oranla, yılbaşından bu yana kaybımız 30 sefer ile
86.476 yolcu olarak görünüyor” dedi.
İzmir’deki azalmanın önemli nedenlerinden birisinin bir şirketin bu sene rotalarını değiştirmesi ve İzmir’e yaptığı 37
seferin iptal edilmesi olduğunu belirten
Demirtaş, “Şirketlerin rota değiştirmesi
zaman zaman sektörde yaşanan bir olaydır. Bu iptallere karşın kentimize başka
şirketler 23 yeni ek sefer yaptı. Sene sonuna kadar 380 bini aşkın kruvaziyer
yolcusu bekliyoruz” dedi. Demirtaş, İzmir’in 3 yıl üst üste Avrupa’nın en iyi
kruvaziyer destinasyonu seçildiğini de
hatırlatarak, “İzmir artık bu sektörde
oturmuş, rüştünü ispatlamış bir kenttir.
Zaman zaman bazı dalgalanmalar olabilir ama bu İzmir’in kruvaziyer turizmdeki önemli ve güçlü yerini değiştirmez."
dedi.
DÜŞÜŞÜN NEDENLERİ İZMİR’E ÖZGÜ DEĞİL
Son zamanlarda özellikle İzmir genelinde kruvaziyer turizminde düşüş konusunda pek çok kişi ve kurumun açıklamalar yapıp, değerlendirmeleri olduğunu kaydeden Demirtaş, "İstatistiklere
baktığımızda ise tüm Türkiye genelinde
belli başlı büyük limanlarda sefer ve
yolcu azalışı olduğu görülüyor. Tüm
Türkiye’yi etkileyen olumsuzluklar, elbette bu ülkenin parçası olan İzmir’i de
etkiliyor. Bunların nedenlerini iyi okuyup, doğru değerlendirmeler yapılan
açıklamalar gerçeği yansıtmıyor. Bu
açıklamalarla bir yere varamayız, aksine
herkesin olumsuz konuşmak yerine,
kruvaziyer turizmin geliştirmek için çalışması gerekiyor. Türkiye’yi olumsuz
etkileyen şartların yanı sıra İzmir’in bazı
özel şartları da var. Hala şirketlerin istediği şekilde limanı geliştiremedik, yeni
bir kruvaziyer limanı yapamadık, turistlerin kentte görmek istediklerini onlara
sunamadık." diye konuştu. (CİHAN)