Karabağlar Belediyesi, Kavacık Üzüm Festivali için yanlış anons yapınca ortalık karıştı 1/1&(1'('20'/+20''# ($&(,0*0 '1&1'2/& +'"" &+' 2)0 0& -/112) *-/ 0* , ,0 -)11##-,//-) 2.11, *112. -/* 11$$-/ 0....++ 0 0..//0 Belediyenin gönderdiği araç kalabalığın önünde durmayınca, kalabalık araca doğru koştu. Yol ortasından koşan vatandaşlar, ezilme tehlikesi yaşadı Karabağlar Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte üzümüyle ünlü Kavacık Köyü’nde festival düzenledi. Festivalin ilk günü dün sona ererken, daha ilk günden; yapılan yanlış anons ve bunun sonucunda yaşanan izdiham, festivale gölge düşürdü -BELEDİYE ARAÇ GÖNDERMEDİ Belediyenin astığı pankartta, “13-14 Eylül tarihlerinde yapılacak festival için belediye araç kaldıracaktır” yazınca, insanlar belediyenin belirttiği saatte, belirttiği yerde oldular. Festivale gitmek isteyenler, metrelerce kuyruk oluşturdu. Ancak, festival meraklıları, dakikalar sonra kötü bir sürprizle karşılaştı. Belediyenin göndermesini bekledikleri araç, gelmedi. -VATANDAŞLAR SAATLERCE BEKLEDİ Belediyenin göndereceği araç gelmeyince şaşkınlık yaşayan vatandaşlar, isyan etti. Araç gelmedikçe kalabalık daha da büyüdü. Saat 8.30’dan itibaren bekleyen kalabalıkta tartışmalar yaşandı. Vatandaşlar, saatlerce, belediyenin belirttiği noktada araç bekledi. O esnada tesadüfen olay yerinde bulunan, Karabağlar – Yunus Emre Mahallesi Muhtarı Süleyman Can, olaya müdahale etti. Belediye Meclis üyeleriyle görüştü. »7’de 14 Eylül Pazar 4 Eylül 2014 2014 Perşembe www.sondakikagazetesi.com www.sondakikagazetesi.com Her işsize bir iş danışmanı! "(.6)'687)+27HNVOXSZWBWTZOYLVYSWZSNULVXU? CFZ>XGRUVXOXZFYZOKVXSXPZYEWPWOVYUWZFYUYT 6%8?ZWILWGZFYZWIFYUYTVYUYZFYUQWEW QXTRIOXTVXUZLXMYLWTQYZWILWGVYUWTZQJEUNZMYU: VYUQYZWLPW>QXOZYQWVOYVYUWTWZLXEVRMJU@Z=N QXTRIOXTVXUVXZWIZAKCKZDWMXLXLRTQX NVXIXOXQRSVXURZ>YUZTJSPXMXZNVXIOXSZWLPYQWS: VYUWTWZHYVWUPYTZ&GSXT?Z74XTRIOXTVXURT XVRTOXLRMVXZXUPRSZ>YUZWILWGWOWGWTZFY WIFYUYTWOWGWTZHWUZQXTRIOXTRZFXU@Z4JVXMRLRMVX WIFYUYTZFYZWIZXUXMXTRZWMWZHWVYTZQXTRIOXTVXUVX QJEUNZWIYZQJEUNZWTLXTRZMYUVYIPWUOYMY HXIVXQRERORGRZQKIKTKMJUNG7ZQYQW@Z71,8 İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Cihannüma Araştırma ve Uygulama Merkezinden İktisadi veİdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Küçüksille: » 4’te Para politikamızda yurt dışındaki aktörlerin etkisi var Festivale Festivale Festivale Festivale Festivale Festivale gitmek gitmek gitmek gitmek gitmek isteyen isteyen isteyen isteyen isteyen hamile hamile kadın, hamile kadın, hamile kadın, hamilekadın, kadın, hamile kadın, ezilme ezilme ezilme ezilme ezilme tehlikesi tehlikesi tehlikesi tehlikesi tehlikesi atlattı atlattı atlattı atlattı atlattı atlattı %"#$%%!#"$ İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarına yön verecek 2015 - 2019 Stratejik Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde onaylandı. ESHOT ve İZSU projeleri ile birlikte bu tutarın 20 milyar lirayı aşması bekleniyor Çeşme’de gürültüye karşı referandum 8(287$83,7$3.8-6363 PJDVXTPRLRTQX SJTNIXTZ=XISXTZ4XVARB?ZAKUKVPKZSJTNLNTQX BJSZ2XGVXZIWSXMYPZJVQNENTNZFNUANVXQRZ73JUNTN HWUVWSPYZB<GYU?ZHYUXHYUZSXUXUZFYUWUWG7ZQWMYUYS .UY2YUXTQNOZLWTMXVW.ZFYUQW@Z=XISXTZ4XVARB? 73XQYCYZ)YFUYZFYZ%Y>WUCWVWSZ=XSXTVRER.TRT FYUQWEWZWGWTVYUZQJEUNVPNLNTQXZXBRVRIZFYZSXDXTRI LXXPVYUWMVYZNMNDZNMOXQRSVXURTR?ZWGWTVYUWTWTZJVND JVOXQRERTRZQYTYPVYMYHWVWMJUNG@Z&TKOKGQYSW MRVZHNZLJUNTNZHYUXHYUZB<GYU?ZAKUKVPKZ SJTNLNTQXZWIVYPOYVYUWTZXBRVRI:SXDXTRIZ LXXPVYUWTYZUY2YUXTQNOZMXDXUXSZ>YDZHWUVWSPY SXUXUZFYUYHWVWUWG7ZQYQW@Z7154 Başkanlar barış için omuz omuza 04708'856-8.61363 HXVSXTZQYUTYSVYUWMVYZHWU: VWSPYZJUAXTWGYZYPPWEWZ#ZAKTZLKUYCYSZ@Z=XVSXT YLPWFXVW?ZCJISNVNZHWUZIYSWVQYZHXIVXQR@=UYAJFWB WLOWTWZLJLMXVZOYQMXZKGYUWTQYTZ>XVSXZLJUXUXS HYVWUVYQWSVYUWTWZHYVWUPYTZ=XISXTZ0WUWIPWTX? (8XUQYIVWS?ZHXURIZWBWTQYZ>YDZHNZSYTPWT W>PWMXBVXURTRZHYVWUVYQWS@Z*TZ<TYOVWLWZHNZSYTPY ONPVNVNSZFYZHXURIZVXGRO9ZQYQWS@Z=NTVXUQXTZBJS BYSOWIZXCRLRTRZHWVYTZHXVSXTVXUVXZHWU JVQNENONGNZSXUQYIBY?ZYVYVYZMKUYSZMKUYEY =NCXORGXZAKGYVVWSVYUWZMXIXPOXSZWLPWMJUNG@ !NGNUNONGNZHJGOXMXZMYVPYTYTVYUZJVNULX HXIPXZHNZSXUQYIWTWGZJVOXSZKGYUYZXUSXOQXZLW: GVYUZSYLWTVWSVYZOKLXXQYZYPOYMYCYSPWU'ZQYQW 58*42&7%154 +++<./73;595;<;2:&:19</5-84;86<997<;2684;06)</43-$ -0-2<,:<;5604;8676<%:<,:<;5604;86767<;59*4:$ 8979<7":4:0:<2:4<;!:84:89092:<959<,(7<;8;<%:8395' 98<1/78;59<,(7<591;8#67<%:<;465:198#97<.(*:8 9,#3:59<:7<,(4(<8;59*4:8973:7<:)95&;)<94:<5;8)6762$ 3;</4;";62'<.*/8<1;;1673;<!-4-);460'''< <./73;595;<;2:&:19<$<.*/8<.:8%919<+++ $74/,67/704(#437YSWVWZ=WVXVZ4JEXT9RT LPUXPY;WSZDVXTQXZMYUZXVXTZSYTPLYVZQ<TKIKOZDUJ;YVYU: WTYZWVWISWT?Z(3WGWTZSYTPLYVZQ<TKIKOZHWTXTRGZFXUZOR 8JVXMCRVRERZLYBYUYSZGNTQYUY9QYZSJTNPZLXPRT XVQRTRG'ZL<GVYUWTYZMXTRPZFYUYTZ6GOWUZ=KMKSIY>WU =YVYQWMYZ=XISXTRZ+GWGZ8JCXJEVN?ZSYTPLYV Q<TKIKOQYZNGVXIOXMRZFYZA<TKVZURGXLRTRZPYUCW>ZYP: PWSVYUWTWZHYVWUPPW@Z=NAKTZBRSXTZMXLXVXUZMKGKTQYT SYTPLYVZQ<TKIKOZXVXTRTQXZ1KUSWMY9QYZNMANVXT: XHWVYTZPYSZHWUZDUJ;YTWTZHWVYZJVOXQRERTRZQWVYZAYPWUYT =XISXTZ8JCXJEVN?Z(VOXG?ZJVXOXGZQX@Z)KTSKZHN SXTNTZPXDNMXZOKQX>XVYZYPOYSPYQWU'ZQYQW 58*42&7!158 ")26/70+-+#(86/708'856-8.6363 *MVKVZXMR OYCVWLZPJDVXTPRLRZKBKTCKZHWUVYIWOWTQY?Z6GOWU =KMKSIY>WUZ=YVYQWMYLWZWVYZ*3!1ZYTYV KQKUVKEK9TKTZ5/-"ZZ5/-,ZQ<TYOWZWBWT >XGRUVXORIZJVQNENZ(3PUXPY;WSZ0VXT'ZA<UKIKVYUYSZS: XHNVZYQWVQW@Z,ZLYSP<UYZWVWISWTZ5"ZDUJ;YTWTZMYUZXVQRER 6GOWUZ=KMKSIY>WUZ=YVYQWMYLWZ3PUXPY;WSZ0VXTR9TQX? SYTPPYZ>XMXPXZAYBWUWVYCYSZDUJ;YVYUZFYZ>YQY2VYUZMYU XVQRZFYZHNZ>YQY2VYUYZNVXIOXSZWBWTZ-/@,ZOWVMXU VWUXVRSZHKPBYZ<TA<UKVQK@Z0VXTVXTXTZ>XUCXOXVXURT LYSP<UYZA<UYZQXERVRORTQXZ5ZOWVMXUZ,#ZOWVMJTZVWUX WVYZNVXIROZHWUWTCW?ZSYTPLYVZXVPMXDRZWLYZ5ZOWVMXUZ OWVMJTZVWUXVRSZMXPRUROVXZWSWTCWZLRUXMRZXVQR #% !!% # !% !%"$$ Okul servisi sürücüleri, görev süresinde araçta ya da görev alanlarında sigara içmeyecek, tespih, zincir gibi takı takmayacak, öğrencilerle argo konuşmayacak İçişleri Bakanlığı, okul önlerinde alınacak trafik tedbirleri ve servis araçlarının denetimine ilişkin bir genelge hazırlayacak tüm illere gönderdi. Genelgeye göre, trafik polisleri, öğrencilerin giriş çıkış saatinde okul önlerinde ve büyük kavşaklarda önlem alacak. Araçlarda taşıma sınırının üzerinde öğrenci bulunmayacak. Okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerinini taşıyan araçlarda rehber personel bulundurulacak. devamı 12’de %(2!(%(%( !%! %%(2%%!2 Gediz Üniversitesi, kendi elektriğini rüzgar ve güneşten karşılayacak. Bu amaçla öğrenci otoparkına hibrit santral kuruluyor. İZKA’nın da desteklediği bu çevreci proje tüm Türkiye’ye örnek olacak 856)736*8/.6,8.67MYTWVYTYHWVWU YTYU;WZSXMTXSVXURTRTZSNVVXTRORTX M<TYVWSZHWVWOLYVZBXVRIOXVXURTRZBYFUYCW HWUZDUJ;YMVYZPXBVXTQRURMJU@Z3YMUYS9PYSW SXODKLY?ZUKGAXUZWVYZAKTYIWTZHWUVWSPY SNVVXTRVXUXSZHNZ5ZSXMTXSPXTZSYLWTPWLWG FYZQX>XZFYUWOVWZYVYSPUWSZYVQY YQWVOYLWTWZLXEVXMXTZ>WHUWPZLXTPUXVZSN: UNVNMJU@Z6GOWUZ8XVSRTOX +;XTLR9TRTZ68+Z$Y: TWVYTYHWVWUZ*TYU;WZFYZ)YFUY 1YSTJVJ;WVYUWZ XVWZ4YLPYS 0UJAUXORZSXDLXORTQXZ- OWVMJTZ1ZWVYZQYLPYSVYQWEWZDUJ;Y PJDVXOZ5@5ZOWVMJTZ19MYZOXVZJVXCXS@ &EUYTCWZJPJDXUSRTRTZKGYUWZMXSVXIRSZ# HWTZOYPUYSXUYVWSZAKTYIZDXTYVVYUWMVY SXDVXTXCXS?ZXMURCXZHWUZQYZUKGAXUZPKUHW: TWZMYUVYIPWUWVYCYS@ KTYIZFYZUKGAXU YTYU;WLW HWUVYIPWUWVYUYSZLXXPPY "//ZSWVJFXPZYVYS: PUWSZYVQYZYQWVYCYS 58*42&7!158 %!(22 %((2((! ! &"'%$&$&&'%%$$& #"#'!"!$!'%'% #"%"%'#&&'&& '#$&" $# # '%% $%"%&'#"& !! '!$! ")26/70+-+#(86/708'856-8.6 PXUX2RTQXTZMXDRVXCXSZPYLWLZWBWTZJM HWUVWEWZWVYZSXUXUZXVRTQR@ZXVW $XUQROCRLRZ!KLYMWTZ4YOWUCWVYU HXISXTVRERTQXZ6GOWUZ)YFUY %Y>WUCWVWSZ KQKUVKEK9TQYZHWUZXUXMX AYVYTZSNUNVZKMYVYUW?Z76VWOWG OYPUJDJVZXVXTZLRTRUVXURZWBYUWLWTQY SXPRZXPRSZLJUNTNTNTZYTPYAUYZHWUZLWL: PYOVYZB<GKOKZWBWTZ8XUIRMXSXZ$X: OXTVXU9QXZSNUNVOXLRZDVXTVXTXT .8NGYMZ=<VAYLWZ8XPRZ+PRS 4YEYUVYTQWUOYZFYZ=YUPXUX2Z1YLWLW 0UJ;YLW.ZA<UKIKVYUYS QYEYUVYTQWUWVOWIZJVNDZDUJ;YMYZXWPZM: YUZLYBWOWTWTZNMANTZJVQNENTXZJM HWUVWEWZWVYZSXUXUZFYUWVOWIPWU@7ZQYTWVQW 58*42&7% 1,8 .;!9&<7":<;236<< <3: 100 100 konuta konuta yetecek yetecek güçte güçte ;24-0<:1:5<;236<< < 3; Üç Üç bin bin metrekarelik metrekarelik bu bu alan alan otopark otopark olarak olarak kullanılmaya kullanılmaya devam devam ederken, ederken, yaklaşık yaklaşık 100 100 konutun konutun ihtiyacını ihtiyacını karşılayacak karşılayacak kadar kadar elektrik elektrik üretecek üretecek . 2 (%2 (% 2% 1,8 SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 14 Eylül 2014 Pazar ENGELLERİNİ at binerek aşıyorlar Şehri tanıtmak için İzmir'den geldiler Yürüyemeyen, ayakta duramayan, el ve kollarını oynatamayan serebral palsili çocuklar, fizyoterapist gözetiminde pony türü atlarla binerek gördükleri terapi sayesinde engellerini aşmaya çalışıyor Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Anabilim Dalı ve Yahyakaptan İş ve Uğraşı Terapisi Meslek Yüksekokulu işbirliğiyle 6 yıldır verilen atla terapi hizmeti sayesinde yaklaşık 350 serebral palsi hastası çocuğun yaşam kalitesi yükseltildi. Tedavi için ülkenin dört bir yanından gelen bedensel ve zihinsel engelli çocuklar, Kocaeli Üniversitesi Kartepe Atçılık Meslek Yüksek Okulu'nda fizyoterapist ve at eğiticilerinin gözetiminde, pony ve midillilere bindiriliyor. Okul müdürü Erdener Balıkçı, yaptığı açıklamada, hipoterapinin bir tedavi olmadığını, tedaviye destek amaçlı bir yöntem olduğunu belirterek, okulun hipoterapi hizmeti veren Türkiye'deki tek resmi kurum olduğunu söyledi. Sadece bir fizik tedavi uzmanına tedavi olup, onun tavsiyesi üzerine gelen hastalara baktıklarını dile getiren Balıkçı, vücut yapısı uygun olmayanların at binmesinin kötü sonuçlar doğurabilece- ğini kaydetti. - "Hipoterapi, hastayı sosyalleştiriyor" Balıkçı, terapiye gelen hastaların büyük çoğunluğunu serebral palsililerin oluşturduğunu anlatarak, "Bu terapi yönteminin özelliği, atın bir dakikada attığı adım sayısı yetişkin bir insanın dakikadaki adım sayısına yakındır. Atın öne arkaya, sağa sola olan tekrarlayıcı hareketleri kas, iskelet ve sinir sisteminde hareket fonksiyonlarının gelişmesini sağlıyor. 5-6 seansın ardından serebral palsili çocukların reaksiyonları artıyor ve hareket fonksiyonları yavaş yavaş gelişmeye başlıyor. Hastalar bir fizyoterapist ve bir at antrenörünün desteğiyle yürütülüyor" diye konuştu. Bu seansların çocukların sosyalleşmesine de imkan sağladığını vurgulayan Balıkçı, "Hiç hareket etmeyen hasta grubundan bahsediyoruz. Bunlar bir odanın içerisinde yalnızlığa terk edilmekte, içine kapanmakta, tamamen hareket fonksiyonlarını yitirmeye başlamakta. Hipoterapi gördüklerinde ise hareket fonksiyonları artmakta. Özellikle evden çıkma ve buraya gelme heyecanını yaşıyorlar" ifadesini kullandı. Balıkçı, hipoterapi seans ücretinin 10 lira olduğunu, ve özel merkezlerde bu rakamın 150 liradan başlayıp 300 liraya kadar çıktığına dikkati çekerek, atla terapi için Türkiye'nin her ilinden ve yurt dışından hasta geldiğini, bugüne kadar yaklaşık 350 hastaya hipoterapi uygulayarak hayat standartlarının gelişmesini sağladıklarını vurguladı. - "Çocuğum şimdi dimdik durabiliyor ve güzel adımlar atabiliyor" Serebral palsi hastası oğlu Gökberk'in tedavisi için Tokat'tan gelen Remziye Sarı ise çocuğunun 3,5 yaşında olduğunu ve hastalığını 2 aylıkken fark ettiklerini belirterek, atla tedaviyi televizyonda gördüğünü söyledi. Bir aydır terapi seansına geldiklerini dile getiren Sarı, "Çok iyi bir gelişme gösteriyor. Gökberk geldiğinde oturabilen bir çocuk değildi, sırtı eğik, elleri ve kolları tutmayan bir çocuktu. Çocuğum şimdi dimdik durabiliyor ve güzel adımlar atabiliyor. Bu durum psikolojisine de yansıdı, çok daha sosyal ve konuşkan oldu çocuğum" ifadesini kullandı. Nazife Kurt da oğlu Doruk'un tedavisi için Antalya'dan İzmit'e geldiklerini ve terapi seanslarına katılabilmek burada ev tuttuklarını anlatarak, oğlunun 3,5 yaşında ve serabral palsi hastası olduğunu kaydetti. Doruk'un hastalığını 1 yaşındayken fark ettiklerini dile getiren Kurt, şunları söyledi: "Daha önce tedavimizi Antalya'da devam ettiriyorduk, bir defa ameliyat olduk. Daha sonra burayı internetten buldum. Açıkçası çok tatmin edici geldi. Bu ikinci terapi sürecimiz daha önce de gelmiştik. Terapiden çok iyi verim aldık. Şimdi de daha güzel. Çocuğumun sırtı dikleşti, ayakta duruşunda, adım atışında ciddi faydalar gördük. Psikolojik olarak da çok rahatladı. Normalde benimle yapmadığı hareketleri burada çok daha güzel ve eğlenerek yapıyor." (AA) Süleymanpaşa Belediyesinin düzenlediği "1. Ulusal Sanat Çalıştayı" kapsamında kente gelen 14 ressam, şehri tuvale yansıtarak tanıtımına katkı sağlayacak. Ressamlar, Gençlik Merkezinde kendilerine ayrılan bölümde, daha önce gezdikleri şehrin tanıtımı için resim yapmaya başladı. Ressam grubunun koordinatörü Hakan Esmer, yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 ay önce bu çalışma için görüşmelere başlandığını, ardından ressam ve çalıştay grubu oluşturduklarını söyledi. Çalıştay grubuyla Tekirdağ'ı ziyarete geldiklerini belirten Esmer, "Tekirdağ, İstanbul gibi metropol bir kentin sırtının arkasında, sırt dönülmüş bir yer ama keşfedilmesi gereken çok güzel bir coğrafya. Bu coğrafyada bulunmak, burayı sanatsal olarak izlemek, izlemlerimizi tuvale yansıtmak, keyif verici" diye konuştu. Esmer, çalışma kapsamında Tekirdağ'a Türkiye'nin çeşitli illerinden ressamların geldiğini vurguladı. Çalışmalarının çok keyifli geçtiğini belirten Esmer, "Trabzon, Adana, Eskişehir, Bursa, İstanbul ve Gaziantep'ten gelen arkadaşlarımız var. Böyle bir grubuz. Çalıştayların bir diğer önemi de buluşmak, paylaşmak. Çalışmasında her sanatçı kendisine özgü sanat anlayışını ortaya koyan resimler yapıyor" diye konuştu. Çalışmaya katılmak için İzmir'den gelen ressam Serdar Leblebici ise grupta bulunmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. (AA) ı t k ı ç " i t e l a z i b " k ı l l ı 7 bin y bezemea kabın de kapd ın ım p mlek ya retimin ak ve çö nmesi, peynir ü vleri bulundun i s rinin işle niversite ı gibi işle alık ağı iz Mart Üesi Arkeoloji le ra delik açılmas aoğlu, "Ayrıca b sek e s n O la kale kült a, hasır an Tak rı, ÇanakFen Edebiyat Fa uran Takaoğnu anlat irat aşamasınd lerin yapımı u ğ lo T p ) . A r " Ü m k in , D ta çe ür (ÇOM köyünde anı Prof. ında ger örme ve süs eşyası ve fig ma ve küpe deGülpınar alanında yürütü - Bölüm Başk sel danışmanlığ , hayvan i , ız s h ik e il ç ç le il yapım ik et a Ayvacık theus" kutsal un bilim aoğlu, kazılardainin gün ışı- p amasında, özell a, deriden giysi kulönce yaş 'n ıl lu y in in ş b a lTak alet işlerde lon Sm n kazılarda, 7 snasınd nların ku leştirildi. en yapılmış biz Bu aletin beni açma e gibi çok amaçlı istorik le ğ li yan insa landığı "biz d i. in d a h iğ le ld re kem ığını söy htadan o aşamasın diye konuştu. P 7 bin yıl önce aleti" bu a çıkarıldemikten veya ta köylerde " , ın ış ın ğ m ın ıl r la yvanlan ı k lundu. ion insan de kullandığı ha rinden rlerinin, günümüzde baz kaoğlu, "Çue e h z t in m S Ta isin re ikle Kutsal mak üze ığını dile getiren prehistorik alet besin ekonom ten sonra kem r ürettiğiz ik Ö d d le ip e ıl t n e h n u y in le a a i a kull ıl önces işleve s Dr. Coşk ların etin ne, spatula gibi ları günlük yaızla aynı ümüzden 7 bin y e yaşayan ra, Prof. kip tarafından a ld n ıl iğ a z u , v a b iz k , b i e eklu d e n ğ alandak şkanlığındaki e -4800 yıllarına n biz, gü kaoğlu, o dönemaçlar için ya- d i bildiren Takao dıklarını sözlerin la o 0 a b 0 n n a e am i. T günel diliyor. MÖ 52 torik Sminth da kulla ait" ded , bundan farklı ilgisini verdi. şamların) ın b r ı a devam e arihlenen prehis n çalışmalala ığ ç n d , insa t io rarlan Aletin ledi. (AA n a d ı z a k k i j o l Arkeo Bu da Osmanlı AVM'si Van Kalesi'nin güneyinde bulunan Eski Van Şehri'nde yürütülen kazı çalışmalarında, Osmanlı döneminde insanların yaşam tarzları, sosyo ekonomik durumları ve beslenmeleriyle ilgili bilgilerle günümüz itibarıyla AVM şeklinde düzenlenmiş birden çok yapının bir arada bulunduğu işletmeler de gün yüzüne çıkartıldı. Birinci Dünya Savaşı döneminde Ruslar tarafından işgal edilerek yıkılan Eski Van Şehri'ndeki yapıların yeniden ayağa kaldırılması ve turizme kazandırılması amacıyla başlatılan kazılar, Osmanlı dönemindeki sivil mimariyle ilgili de bilim adamlarına önemli veriler sunuyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında 12 üniversiteden geniş bir ekiple Urartu döneminden kalma Van Kalesi'nin güneyindeki Eski Van Şehri'nde yürütülen kazı çalışmalarında bu yıl önemli bilgiler elde edildi. Konyar, yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına yürüttükleri kazı çalışmalarında 13'üncü yüzyıldan 20'nci yüzyılın başlarına kadar olan tarih dilimindeki yerleşme dokusu üzerinde çalıştıklarını söyledi. Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sokaklar, sivil mimari, kamusal yapılarla ilgili önemli verilerin ortaya çıktığını belirten Konyar, şu ana kadar 5 bin metrekarelik alanda çalışmanın yapıldığını ve genellikle ticari birimlerin ortaya çıkarıldığını kaydetti. Konyar, "Eski Van Şehri'nin ortaya çıkarılan bölümlerinde, kumaşçı, parfümeri, camcı, kunduracı gibi iş yerlerine ait kalıntılar bulundu. Bunlar yaşayan mekanlardı ve büyük yangınlarla terk edildiği görülüyor. 19'uncu yüzyıla doğru tarihleniyor” dedi. (AA) Yıl: 4. Sayı: 1039. 14 Eylül 2014 Pazar Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği 05326601776 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 14 17Eylül Şubat2014 2013Pazar Perşembe Mahkeme, Urla villaları için yeni bilirkişi istedi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle başbakanlığı döneminde sık sık tatil yaptığı ve 1. derece sit alanı olduğu ortaya çıkan villalarla ilgili önemli bir gelişme yaşandı U rla’nın Hacılar Koyu’ndaki villalarla ilgili süren davada, İzmir İdare Mahkemesi bölgede yeni bilirkişi incelemesi ve keşif istedi. Bölgede yapılan ilk bilirkişi incelemesi raporu da aylar sonra avukatlara verildi. Rapor, Hacılar Koyu’nun sit statüsünü birinci dereceden üçüncü dereceye düşürülmesinde rol oynamış ve kamuoyundan gizlenmişti. Rapor, söz konusu işleme karşı açılan yürütmenin durdurulması istemli dava dosyasına girdi. 17 Aralık operasyonu sonrası ortaya çıkan dinleme kayıtlarında geçtiği öne sürülen konuşmalarda, villa sahiplerinden birinin, bilirkişilere rapor için 130 bin lira vereceği iddia edilmişti. Başkan ve 2 hâkimin aydır talep ettiği rapor sonunda dosyaya girdi. 120 sayfalık rapora göre yıl boyunca yapılan teknik araştırma ve gözlemler sonucunda 137 omurgasız, 73 balık, 134 sürüngen, 68 kuş ve 14 memeli hayvan türünün varlığı tespit edildi. Ancak, yine de küresel ve ulusal ölçekte türü tehlike içinde olan bir canlı bulunamadı. Rapordaki çizelgede doğal sit alanındaki hayvan türlerine ait liste bulunuyor. Listede yer alan Vipera ammodytes (boynuzlu engerek), IUCN (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) tarafından Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi’ne alınmış durumda. Bu nedenle Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca da koruma altında bu- lunuyor. Yine tarla sincabı, kızıl tilki 'yaygın endişe' kategorisinde yer alıyor. İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 8 Eylül 2011’de '1. Derece doğal sit alanı' olarak belirlenen koyun çevresinin insan yerleşimi ve tarımsal faaliyet nedeniyle doğallığını yitirdiği ileri sürülen raporda, bu nedenle bölgenin 'kesin korunacak hassas alan' ya da 'nitelikli doğa koruma alanı' vasfı taşımadığı ileri sürülüyor. Raporun sonuç bölümünde, 'Koruma kullanma dengesi ve sürdürülebilirlik stratejisi de dikkate alınarak ‘Sürdürülebilir kalkınma ve kontrollü kullanım alanı’ olarak önerilmesi kanaatine varılmıştır.' deniliyor. Böylelikle usulsüz bir şekilde sit statüsünün değiştirilerek imara açıldığı ileri sürülen kaçak villalar için de yasal kılıf hazırlanmış oluyor. Davacı avukatlardan Şehrazat Mercan, rapora ulaşmak için çok uğraştıklarını belirterek "Bu rapor olmadan dava devam edemezdi. Dinleme kayıtlarında bu raporun hazırlanması için 130 bin lira rüşvet verildiği öne sürülüyor. Raporda, bölgede sit derecesinin düşürülmesi amacıyla yazıldığını düşündüğümüz yanlış bilgiler bulunuyor. Aynı bölgeye ilişkin odaların açtığı davalarla bu davanın birleştirilmesine bu raporun yanında yeni bir bilirkişi raporu ve keşif yapılmasını da istedi. O rapor üzerinden de değerlendirme yapacaklar." dedi. (CİHAN) değiştiği mahkemeden avukatların 3 Park ettiğini düşündüğü TIR'ı 1 kilometre uzakta yolun ortasında buldu Böylesi ancak Türkiye’de olur Polis düğünleri takip etti, havaya ateş açan 16 magandayı suçüstü yakaladı Polisten maganda operasyonu Sakarya'nın Sapanca ilçesinde düğün cemiyetleri ve konvoylarına yönelik yapılan kontrollerde havaya ateş ederek korku ve paniğe sebebiyet veren 16 kişi suçüstü yakalandı. Şüphelilerle birlikte 14 silah ele geçirildi. Magandalara 12 bin 850 lira adli para cezası kesildi. Sapanca İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 15 Ağustos-10 Eylül tarihleri arasında düğün cemiyetleri ve konvoylarında tedbir alarak havaya rastgele ateş açan magandalara yönelik çalışma başlattı. Oluşturulan sivil ekipler, cemiyetleri izledi. Düğün konvoylarını takip etti. Yapılan çalışmalar neticesinde havaya ateş ederek korku ve paniğe sebebiyet veren 16 kişi suçüstü yakalandı. Şüphelilerle birlikte 14 adet kurusıkı tabanca, 2 adet otomatik av tüfeği, 2 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Savcılığın soruşturma başlattığı şüphelilere 12 bin 850 lira idari para cezası kesildi. (CİHAN) O smaniye’nin Bahçe ilçesinde, D-400 kara yolunun kenarında bir benzin istasyonunda elini yüzünü yıkamak isteyen şoför Muhsin Arif Kaya, park ettiğini düşündüğü TIR'ı, 1 kilometre uzakta kara yolun orta refüjünde buldu. Trafik levhasının üzerinden geçen TIR'ın kazaya sebebiyet vermeden 1 kilometre gitmesi şoförün tesellisi oldu. Bahçe ilçesinde D-400 kara yolunun kenarında bir benzin istasyonunda elini yüzünü yıkamak isteyen TIR şoförü Muhsin Arif Kaya, 34 BC 4038 plakalı TIR'ı bıraktığı yerde bulamayınca çalındığını düşündüğünü belirtti. Kaya, TIR'ın çalındığını düşünerek 155'i aradığını belirtti. Şoför Kaya, elini yüzünü yıkamak için benzin istasyonuna park ettiğini ancak el frenini çekmeyi unuttuğunu, geldiğinde TIR'ı yerinde bulamadığını söyledi. Kaya, 1 kilometre kadar mesafede orta refüjün üstüne çıkan TIR'ı, kepçe yardımıyla kurtardı. Kaya, herhangi bir kazaya sebebiyet vermediği için Allah’a şükrettiğini, her insanın başına gelebilecek bir olay yaşandığını belirterek, yardım eden vatandaşlara teşekkür etti. Benzin istasyonu çalışanlarından Menderes Kadıl, TIR'ı çalışır halde hareket ederken gördüğünü, ancak şoförü olup olmadığını fark edemediğini söyledi. Kadıl, şoförün gelip TIR'ını sorduktan sonra, TIR'ın kendiliğinden gittiğini anladığını söyledi. Kadıl, bu tür vakaların sık yaşandığını belirterek, "Vatandaş yakıt almak için elini yüzünü yıkamak için veya namaz kılmak için geliyor, aracının el frenini çekmeden iniyor. Buna benzer olaylara önceden de şahit olduk. Ancak bugünkü TIR'ın olayı ilk kez oldu." diye konuştu. (CİHAN) ( 14 Eylül 2014 Pazar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker,"Rusya'ya 25 balıkçılık, 53 süt ve süt ürünleri, 39 yumurta, 19 kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri, 26 kanatlı eti ve et ürünleri olmak üzere toplam 162 firmanın ihracat yapabilecek kalite ve hijyen standardına sahip olduğunu bildirdik. Bu sayı değişebilir çünkü Türkiye bu konuda yüksek potansiyele sahip"şeklinde konuştu &QNWBX8WTQJXDVXWODWS>QRQPX9WPWSQX(VCNUX0PVTB .LKOW:OWX4)XGWRQP<QRQPBX)+XKIMXDVXKIMXITISRVTUBX+#XOLJLTMWB 5#XPQTJQEQXVMXDVXUFRVSJUFXVMXITISRVTUBX4XPWSWMRQXVMUXDVXVM ITISRVTUXHRJWPXIEVTVXMH?RWJX54X7UTJWSQSXUCTW>WMXOW?WGURV6 >VPXPWRUMVXDVXCUOVSXKMWSNWTNQSWXKWCU?XHRNL@LSLXGURNUTNUP6 RVTUSUXGVRUTMVTVPBX29LXKWOQXNV@UFVGURUTX<ISPIX8ITPUOVXGL PHSLNWXOIPKVPX?HMWSKUOVRVXKWCU?2XNVNUA0PVTBX11 JLCWGUTUSVX.LKOW:OWXUCTW>WMQXWTMQTJWOWXO;SVRUPX<WRQFJWRWT CWPPQSNWXW<QPRWJWRWTNWXGLRLSNLAX.LKOW:SQSX=QNWXUMCWRWMQSW O;SVRUPXGHOPHMXPWTWTQXDVXGWFPWX?WEWTRWTWXO;SVRJVKUSUS 8ITPUOVXW<QKQSNWSX;SVJRUXGUTX=VRUFJVXHRNL@LSLXDLT=L6 RWOWSX0PVTBX8ITPUOV:SUSXOWPRWFQPX5#3XIRPVOVX5XJUROWT [email protected]:OWX=V<VSXKVSV 5B4XJUROWTXNHRWTRQPXMWTQJXDVX=QNWXJWNNVRVTUXUCTW>WMQ OW?QRNQ@QSQXPWONVNVSX0PVTBXGLXITISRVTUSXW@QTRQPRQXHRWTWPXOWF JVODVXKVGEVNVSXHRLFML@LSLXK;ORVNUAX0PVTBX8ITPUOV:SUSXKHS =VRUFJVRVTX<VT<VDVKUSNVXCVJXJVD>LMX?WEWTRWTQSQXPWOGVM6 [email protected]:OQXPWRQ>QX?WEWTXCWRUSVX=V6 MUTJVPXUKMVNU@USUXDLT=LRWNQAX0PVTBXFLSRWTQ PWONVMMU2.LKOW:SQSXOWPRWFQPX$+XJUROWTXNHRWTRQPXUMCWRWMQXDWTA -ISOWSQSX;SVJRUX=QNWXUMCWRWM<QKQXIRPVRVTUSNVSXGUTUKUAX-WCW ;S>VNVSXUCTW<XVMMU@UJUEXMWTQJXITISRVTUSNVSXPW?WKUMVKUSU WTMQTWGURV>V@UJUEXITISRVTXDWTXJQBX;TSV@USXOWFXJVODVXKVGEV UCTW<XVNUOHTNLPX5B4XJUROWTXNHRWTRQPBXGLSLXNWCWXWTMQTWGURUT JUOUEXNUOVXGWPQOHTLEAXWS=UXOVSUXITISRVTUXURWDVXVNVGURUTUE 9LSRWTQXHRLFMLTLTPVSX8ITPUOV:SUSXGLXWSRWJNWPUX?HMWSKUOVRUB PW?WKUMVXPLRRWSQJXUJPWSQXSVX/W?WKUMVSUSXWTMQTQRJWKQ =VTVPUOHTKWXDVOWX?HMWSKUOVRUJUEUSXNWCWXGIOIPXGUTXPQKJQSQ NV@VTRVSNUTJVPXU<USXGLSLXLELSXDWNVRUXGUTXGW@RWSMQORWXSWKQR KW@RWTQEX(VKVRVOVXGLXJWSWNWXKMTWMVUPXGWPQOHTLEAX,TMWXDV LELSXDWNVRUXHRWTWPXGWPQOHTLEAXHPXPQKWXDWNVRU GWPJQOHTLEA2.LKOW:SQSXKIMXDVXKIMXITISRVTUXUMCWRWMQSQSX$XJUR6 OWTXNHRWTXHRNL@LSLXWS>WPX8ITPUOV:SUSXGLX?WKMWNWX?WOQSQS GLRLSJWNQ@QSQXGURNUTVSX0PVTBXGVSEVTXFVPURNVX44XJUROHS NHRWTRQPXOLJLTMWXWRQJQXOW?WSXGLXIRPVOVXGLXITISNVSXCU< UCTW<XVNURJVNU@USUXGURNUTNUAX9WPWSX0PVTBXK;ERVTUSUXF;ORV KITNITNI28ITPUOVBXOWPRWFQPX5XJUROWTXNHRWTRQPXKLXITISRVTU UMCWRWMQXOW?WSX.LKOW:OWXKWNV>VX4XJUROHSXNHRWTRQPXUCTW>WM OW?QOHTAX.LKOW:SQSXGVOWEXVMXUMCWRWMQXOWPRWFQPX#33XJUROHS NHRWTAX9UEXGLTWOWXOWPRWFQPX4BXJUROHSXNHRWTRQPXGVOWEXVM UCTW>WMQXOW?JQFQEAX(WPWTSWX=UGUXGUTMWPQJXITISRVTXDWTA 9LSRWTQSXCV?KUSNVX8ITPUOV:SUSXITISXKWMWGURJVX?HMWS6 KUOVRUXDWTAX(VD>LMX?WEWTRWTQJQEWXCVTCWS=UXGUT EWTWTX=VRJVNVSBXJVD>LMXURUFPURVTUJUEVXEWTWT DVTJVNVSX.LKOW:OWXNWXKWMWGURUTUEA VOMUSOW@QSNWX533XJUROHSXNHRWTRQP UMCWRWMQXDWTBX8ITPUOV:NVSX5B$XJUROHS NHRWTRQPXITISXWRQOHTAX,XCWRNVXGUEXNU@VT G;R=VRVTVXKWMMQ@QJQEWXURWDVMVSXGL6 TWNWSXGLXITISRVTX?WEWTQSNWXNWCWX7W6 ERWX?WOXWRWGURUTUEA2WODWSKWRXITISRVT UFRVOVSXMVKUKRVTXGWFMWXHRJWPXIEVTVXVM DVXVMXITISRVTUBXKIMXDVXKIMXITISRVTUB GVOWEXVMXURVXKLXITISRVTUXIEVTUSNV NLTNLPRWTQSQXGVRUTMVSX0PVTBX.LKOW:OW 1DTL?WX9UTRU@UXKMWSNWTMRWTQSNWXITVMUJ OW?WSXDVXITISRVTUXKHSXNVTV>VX=IDV6 SURUTBXCUOVSUPBXKW@RQPRQXHRWSBXCVTXMITRI KVTMU7UPWKOHSWXKWCU?XOIPKVPXSUMVRUPMV UFRVMJVRVTUSXUKUJXDVXKWOQRWTQSQ GURNUTNUPRVTUSUXK;ORVNUAX0PVTBX4) GWRQP<QRQPBX)+XKIMXDVXKIMXITISRVTUBX+# OLJLTMWBX5#XPQTJQEQXVMXDVXUFRVSJUFXVM ITISRVTUBX4XPWSWMRQXVMUXDVXVMXITISRVTU HRJWPXIEVTVXMH?RWJX54X7UTJWSQS UCTW>WMXOW?WGURV>VPXPWRUMVXDVXCU6 OVSXKMWSNWTNQSWXKWCU?XHRNL@L .LKOW:OWXURVMURNU@USUXPWONVMMUA 0PVTBX29LXKWOQ NV@UFVGURUT <ISPI 8ITPUOVXGLXPHSLNWXOIPKVPX?HMWSKUOVRVXKWCU?2XNUOV PHSLFMLAPUXIRPVXWTWKQSNWX=QNWXDVXMWTQJXITISRVTU WRQFDVTUFUSNVX?THKVNITISXPHRWORWFMQTQRJWKQXU<USX<WRQFJWRWT OW?QRNQ@QSQXWSRWMWSX0PVTBX2*WTQSX.LKOWXVNVTWKOHSLSNWS GUTXCVOVMXMVPTWTX8ITPUOV:OVX=VRV>VPAX1TPWNWFRWTQJQEX;EVR6 RUPRVXCWODWSKWRXITISRVTRVXUR=URUXPHSLRWTQSXNVMWORWTQSQB ?THKVNITISIXHSRWTRWXPHSLFW>WPRWT2XNUOVXPHSLFMLA.LKOW:SQS UMCWRWMXOW?MQ@QXIRPVRVTXU<VTUKUSNVX8ITPUOV:SUSX?WOQXOIENVX4BA .LKOW:SQSXGHOPHMXPWTWTQXWRNQ@QXIRPVRVTNVSXMWTQJKWRXITIS UMCWRWMQBXMH?RWJXUMCWRWMQSQSXOIENVX)3:OVXOWPQSQSQ HRLFMLTLOHTAX8ITPUOV:NVSXGLXIRPVOVXUCTW>WMXWTMQFRWTQSQSXGL OQRQSXKHSX<VOTV@USNVXDVX=VRV>VPXOQRX=;TIRJVKUXGVPRVSUOHTA 8ITPUOV:NVSBX5X0ORIRX435$XUMUGWTQORWX5$XPWSWMRQXVMUBX+XURVTU UFRVJX=;TJIFXPWSWMRQXVMUBX5#XKLXITISRVTUXURVX+XKIMXDVXKIM ITISRVTUXMVKUKUBX.LKOW:SQSXUCTW>WMXOW?W6 GURV>VPXUFRVMJVRVTXRUKMVKUSNVXOVTXWRQOHTA 8ITPUOV:NVSX.LKOW:OWXMWEVXJVODV KVGEVXUCTW>WMQXOW?JWXUESUSVXKWCU? +$5X7UTJWXGLRLSLOHTA.LKOW 8U>WTVMXDVX0PHSHJUX9WPWSQ:SQS =VRV>VPXCW7MWX8ITPUOV:OUXEUOWTVM VMJVKUBXGLXEUOWTVMXPW?KWJQSNW UPUXIRPVXMVPSUPXCVOVMRVTUSUSXNV GUTXWTWOWX=VRVTVPX;EVRRUPRV KW@RQPXKVTMU7UPWKQXPHSLKLS6 NWPUXFWTMRWTQ SVMRVFMUTJVRVTUXGVPRVSUO6 HTAX-WCWXKHSTWPUXKITV<MV 8ITPUOV:NVSXGUTXCVOVMUS GLXIRPVOUXEUOWTVM VMJVKUXNVX;S=;TIRIO6 HTAXX #&( # #()! !"$())%'")(!$%!&$&(#%#%#&#(")'"% )% İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Cihannüma Araştırma ve Uygulama Merkezinden İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Küçüksille, Türk Para ve Sermaye Piyasasının geleceğini Avrupa Merkez Bankası ile Amerikan Merkez Bankasının (FED) belirlediğini söyledi 8ITPUOV%NVPUX?WTWX?HRUMUPWKQXMVPXGWFQSWXGV6 RUTRVOU>UXHRJWNQ@QSQXDLT=LRWOWSX*TNAX-H<AX-TA /I<IPKURRVBX1DTL?W%NWPUX?HRUMUPWRWTB 1JVTUPWSX(VTPVEX9WSPWKQSQSXNWDTWSQFRWTQ =UGUXOLTMNQFQSNWPUXWPM;TRVTXIRPVJUEUS VPHSHJUPX?HRUMUPWRWTQSNWXHRNLP<WXVMPURUA TSV@USX1JVTUPWX7WUEXWTMMQTNQ@QSNW 8ITPUOV%NVPUXX7HSRWTXKWMQRQ?X1JVTUPW%OWX=UNVTA ISPIXGLXNV@UFUJXNWCWX<HPXPWEWSNQTQTXNV6 NUA1DTL?WX(VTPVEX9WSPWKQX"1(9!X9WFPWSQ (WTUHX-TW=CU%SUSXVPUJXWOQSNWXDWTRQ@WXNWOWRQ JVSPLRXPQOJVMXWRQJRWTQSWXGWFRWOW>W@QSQXK;O6 RVOU?XDWTRQPXWRQJRWTQSQSXGIOIPRI@IXPHSLKLSNW GUTXW<QPRWJWXOW?JWJWKQSQSX?UOWKWRWTNWXGVRUT6 KUERUPXOWTWMMQ@QSQXGVRUTMVSX*TNAX-H<AX-TAX0S=US /I<IPKURRVX0@VTX1DTL?W%NWPUXGWSPWRWTXDV 7HSRWTX?WTWRWTQSQXIRPVJUENVXNV@VTRVSNUTJVP UKMVTRVTKVX7WUERVTNVXDVXPLTRWTNWXGUTXNIFIFXDV CUKKVXKVSVNUX?UOWKWRWTQSNWXGUTXOIPKVRUF =;TIRVGURUTAX1DTL?WX(VTPVEX9WSPWKQSQSXHRUMU6 PWX7WUEUXHTWSQSQX3B5)%MVSX3B3)%VBXNIFITNIA 1KRQSWXGWPQRQTKWX<HPXWEXKWOQNWXVPHSHJUKM G;ORVXTWNUPWRX7WUEXPWTWTRWTQXGVPRVJVPMVONUA WUERVTXUSNU@USNVXIRPVOVXOWGWS>QXPWOSWPXNW =VRJVEXNUOVXPHSLFMLA8ITPUOVX9HTKWKQSNW USUFX<QPQFRWTQSXOWFWSJWKQXHRW@WSXGUTXNLTLJ HRNL@LSLXPWONVNVSX*TNAX-H<AX-TAX0S=US /I<IPKURRVBXOWFWSWSXKUOWKUX=VRUFJVRVTUS VPHSHJUOUXNVXNH@TLNWSXVMPURVNU@USUXU7WNVXVMMUA *TNAX-H<AX-TAX0S=USX/I<IPKURRVBX435+X(WOQK 1OQX&VEUX,RWORWTQXURVXKHSXOWFWNQ@QJQE LJCLTGWFPWSRQ@QXKV<UJRVTUXKITV>USVXPWNWTXPU HRWSXN;SVJVXGWPMQ@QJQENWXGHTKWNWXNVDWJRQ USUFX<QPQFRWTQSXHRNL@LSLX=;TIOHTLEAX8ITPUOV <HPXCWTVPVMRUXGUTXIRPVXHRJWKQXSVNVSUORVXGHTKW =IDVSXDVTJUOHTAX8ITPUOV%NVXTUKPXDWTAX'V<UJ DWTBXH?VTWKOHSRWTXDWTAX Bulundukları bölgenin istihdamına katkı sağlamanın yanı sıra ülke ekonomisine de ciddi destek veren Gaziantep, Bursa, Denizli ve Kayseri gibi şehirler ihracatlarıyla da yük çekmeye devam ediyor 'WSWOUXDVXUCTW>WMMWX=;KMVTNUPRVTUXGWFWTQRWTRW 21SWNHRLXPW?RWSRWTQ2XLSDWSQSQXWRWSXFVCUTRVTBXLELS KHRLPRLXJI>WNVRVOUXGWFWTQOWX<VDUTJVSUSX=LTLTLSL OWFQOHTAX9LRLSNLPRWTQXG;R=VSUSXUKMUCNWJQSWXPWMPQ KW@RWJWSQSXOWSQXKQTWXIRPVXVPHSHJUKUSVXNVX>UNNU NVKMVPXDVTVSXURRVTBXUCTW>WMRWTQORWXNWXOIPX<VPJVOVXNV6 DWJXVNUOHTAX&WEUWSMV?BX/WOKVTUBX9LTKWBX-VSUERUX=UGU PVSMRVTX1SWNHRL:OLXKQTMRWOWSXFVCUTRVTUSXGWFQSNWX=VRUO6 HTA&UTUFUJ>URUPRVTUORVX;SX?RWSWX<QPWSXGLXFVCUTRVTXHMH6 JHMUDBXMVPKMURBXCWRQBXPHS7VPKUOHSXDVXJHGUROWX=UGUXKVP6 M;TRVTNVX;SX?RWSWX<QPQOHTAXWTPRQXGWFWTQX;OPIRVTUSUS ;SVX<QPMQ@QXURRVTBX<URVOUXVPJV@VXPWMQPXOW?WTWPXIRPVSUS CVNV7USVXWNVMWXQFQPXMLMLOHTAX&WEUWSMV?X'WSWOUX,NWKQ "&',!X*;SVMUJX/LTLRLX1NURX/HSLPH@RLBX11 JLCWGUTUSVXOW?MQ@QXW<QPRWJWNWBXEHTRLPRWTXPWTFQKQSNW OQRJWNWSBXOWMQTQJXDVXITVMUJXWFPQORWX<WRQFJWSQS PWTFQRQ@QSQXWRNQPRWTQSQXK;ORVNUAX9UTUS>UX;S>VRUPRVTUSUS PVSNUXJVJRVPVMRVTUXHRNL@LSLXWRMQSQX<UEVSX/HSLPH@RLB F;ORVXPHSLFML29LXNWXGIOIJVSUSXJHMHTLSL HRLFMLTJLFMLTAX-VDRVMXOWMQTQJRWTQXOHPXNVSV>VPXPWNWT WEXHRJWKQSWXTW@JVSXKWSWOUXDVXITVMUJXIKKIXCWRUSV =VRJVOUXGWFWTWSX&WEUWSMV?XGLSLX=UTUFUJ>UXTLCLSWB MU>WTUXGV>VTUKUSVBXITVMUJX?HMWSKUOVRUSVXDVXOWMQTQJ =I>ISVXGHT<RLNLTAX*QRXKHSLSNWXXJUROWTXNHRWT >UDWTQSNWXUCTW>WMWXLRWFJWOQXCVNV7RUOHTLEA2&WEUWSMV? 8U>WTVMX,NWKQX"&8,!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQX0OI? 9WTMQPXNWX&WEUWSMV?:USXGWFWTQKQSQSXMVKWNI7XHRJWNQ@QSQ GVRUTMMUAVCTUSXJIMVFVGGUKRVTUSX<WRQFPWSXDVXOVSURUP<U HRNL@LSWXNUPPWMUX<VPVSX9WTMQPBXKWSWOU>URVTUSXWT=VXDV USHDWKOHSWX;SVJXDVTNU@USUXU7WNVXVMMUA/WOKVTUX'WSWOU ,NWKQX"/1*',!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQX(LKMW7W 9HONWPXUKVXPVSMUSXKWSWOUNVXOWPWRWNQ@QXGWFWTQOQXHTMWP WPRWXGW@RWNQAVCTUSX)XGUSXOQRRQPXMU>WTUX=VRVSV@VXKWCU? HRNL@LSWXNUPPWMUX<VPVSX9HONWPBX/WOKVTU:SUSXOWTWTQSW HRW>WPXMIJX=VRUFJVRVTNVXPWJLXPLTLJXDVXPLTLRLFRWTRWB KUDURXMH?RLJLSXGVTWGVTXCWTVPVMXVMMU@USUXNURVX=VMUTNUA 'WSWOU>URVTUSX<WRQFJWOQXUGWNVMXHRWTWPX=;TNI@ISIXWP6 MWTWSX9HONWPBX28ITPUOVXHTMWRWJWKQSQSXIEVTUSNV GIOIOHTLEAX'HSXDVTURVTVX=;TVXWORQPXUCTW>WMMWX5)3XJU6 ROHSXNHRWTXGWSNQSQXWFJQFXNLTLJNWOQEAX435$XOQRQXU<US GVRUTRVNU@UJUEX4XJUROWTXNHRWTQXTWCWMRQPRW OWPWRWOW>W@QE2XNUOVXPHSLFMLA9LTKWX'WSWOUXDVX8U>WTVM ,NWKQX"98',!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQXGTWCUJ 9LTPWOXNWXFVCTUSXMU>WTVMUSUSX,KJWSRQ:OWXLEWSNQ@QSQ GVRUTMMUA'WTWOQSXMVPKMURXITISRVTUSUSX9LTKW:NW ITVMURNU@USUXU7WNVXVNVSX9LTPWOBXHX=ISRVTNVSXGVTU FVCTUSXMU>WTVMMVX;SNVXHRNL@LSLXNURVX=VMUTNUA/VSMUSB MU>WTVMXDVXKWSWOUSUSX;SVJRUXJVTPVERVTUSNVSXHRNL@LSW NUPPWMUX<VPVSX9LTPWOBX29LTKWXGL=ISXUCTW>WMQS GWFPVSMUXPHSLJLSNWAX,MHJHMUDBXMVPKMURBXPHS7VPKUOHS DVXPUJOVDUXJWNNVRVTX=UGUXKVPM;TRVTUSXITVMUJXIKKIOIEA 9LTKWXKWSWOUNVXHRNL@LXPWNWTXMWTQJNWXNWXUNNUWRQXGUT FVCUTNUTAX8WGUXGLSRWTQSXWTNQSNWXSUMVRUPRUXUFX=I>IXDWT2XU6 7WNVRVTUSUXPLRRWSNQAX9LTPWOBX=V<VSXOQRXUCTW>WMQX;S>VPU KVSVOVX=;TVXOIENVX53B+$XWTMQFRWXPW?WMMQPRWTQSQ WSQJKWMMQAKMWSGLR:LSXWTNQSNWSXVSX7WERWXUCTW>WMXOW?WS URXHRNLPRWTQSQXDLT=LRWOWSX9LTPWOBXX435+:IX54BXJUROWT NHRWTRWXPW?WMMQPRWTQSQXNURVX=VMUTNUA-VSUERUX8U>WTVM ,NWKQX"-8,!X*;SVMUJX/LTLRLX9WFPWSQXV>NVMX EVT UKVXNQFWXW<QPXVPHSHJUPXOW?QKQORWX8ITPUOV:SUSX;SVJRU KWSWOUXFVCUTRVTUSNVSXHRNLPRWTQSQXGVRUTMMUA/VSMUSXMU>WTU CWOWMQSQSX<HPXVKPURVTVXNWOWSNQ@QSQXU7WNVXVNVSX EVTB =UTUFUJ>URVTUSXNISOWXVPHSHJUKUXDVXMVPSHRHUP =VRUFJVRVTUXOWPQSNWSXMWPU?XVNVTVPXOVSUXOWMQTQJRWTW O;SVRNU@USUXU7WNVXVMMUA EVTBXUCTW>WMWXNWOWRQXITVMUJXOW?QKQORWX-VSUERU:SUS 4333XOQRQSWXPWNWTXCQERQXFVPURNVXGIOIOI?XKWSWOUKUSU <VFUMRVSNUTNU@USUXNURVX=VMUTNUA8VPKMURXDVXPHS7VPKUOHSLS OWSQXKQTWXJVTJVTBXJVMWRBX=QNWBXNVTUBX>WJXDVXPW@QMX=UGU ;SVJRUXKVPM;TRVTNVXNVX;SVX<QPMQPRWTQSQXWSRWMWSX EVTB 2434+XOQRQSNWXIRPVJUE>VXCVNV7RVSVSX)33XJUROWT NHRWTRQPXUCTW>WMXCVNV7USVX5)XJUROWTXNHRWTRQPXUCTW>WMRW PWMPQXDVTJVOUXCVNV7RUOHTLE2XFVPRUSNVXPHSLFMLAX )$)&!(&!('' '($$")'&'()&$))&()%' '"% Manisa’nın en önemli tarım ürünü arasında yer alan Antep fıstığında hasat dönemi devam ediyor. Hasat çalışmalarına Saruhanlı’nın Nuriye Mahallesi’nde katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, fıstıkta bu sezon üretimin yüksek olmasını beklediklerini söyledi. Çebi, rekoltenin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bin 600 ton civarında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini kaydetti Manisa’da Antep fıstığı hasadının ağustos ayının ortalarında başladığını ve eylül ortalarına kadar devam ettiğini belirten Müdür Çebi, 2013 yılı verilerine göre ilde Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 450 üreticinin Antep fıstığı üretimi yaptığını bildirdi. Yaklaşık olarak 8 bin 500 dekar alanda 835 bin Antep fıstığı ağacının olduğunu, bu alanda bin 680 ton civarında üretim gerçekleştirildiğini aktaran Çebi, bu sene üretimin daha da artacağını tahmin ettiklerini ifade etti. Antep fıstığı üretiminden elde edilen fıstıkların pazarlanmasında herhangi bir sıkıntı çekmediklerini dile getiren Çebi, “İlimizdeki Antep fıstıkları Gaziantep’ten gelen tüccarlarımız tarafından da alınıyor. Bu durum kırsal alanlardaki çiftçilerimizin ekonomilerine katkı sağlıyor. Menengiç ağaçlarının aşılanmasıyla da populasyon oluşturulmuş ve üretime geçilmiştir. Bunun yanında son yıllarda yapılan desteklemeler ile kapama bahçelerin sayısı her geçen gün artmaktadır.” dedi.Manisa’nın Türkiye genelinde, üretim alanında dokuzuncu, üretimde sekizinci ve ağaç sayısında da altıncı sırada yer aldığını hatırlatan Çebi, “50 milyon 122 bin 390 adet ağaç sayısıyla ilimiz, ülke genelinin yaklaşık yüzde 2’lik kısmını karşılamaktadır. İlimizde Antep fıstığı üreti- mi, başta merkez, Kırkağaç, Akhisar, Demirci, Salihli, Selendi ve Gördes’te yapılmakta olup Ahmetli, Sarıgöl, Saruhanlı, Soma ve Turgutlu’da da az miktarda üretim mevcuttur. İlimizde dağınık halde bulunan ağaç sayısı fazladır. Kırsal bölgelerde bulunan Menengiç ve Atlantik sakızı anaçlarına yapılan Antep fıstığı aşılamaları ile üretim artırılmıştır. Dağınık haldeki antepfıstığı ağaçlarımız da bu şekilde oluşmuştur.” diye konuştu.Kaliteli ürün elde etmek için hasat zamanının da çok önemli olduğunu vurgulayan Çebi, “Antep fıstığında hasatta meyve dış kabuğu saydamlıktan matlığa dönüşmekte, kırmızı kabuk yumuşayarak sert kabuktan kolayca ayrılmakta, kemik kabuk çıtlamaktadır. Fizyolojik olgunluğa erişen meyvelerde meyve kuru iç ağırlığı ile yağ miktarı en yüksek düzeydedir. İşte bu dönemde, yaklaşık bir hafta içerisinde hasat tamamlanmalıdır. Bu kritik dönemden önce veya sonra yapılan hasatta, meyvede gelişmemiş iç, bozuk renk ve çekici olmayan bir görünüm oluşmaktadır. (CİHAN) 141Şubat Eylül 2014 2013Pazar Perşembe TZD Genel Başkanı Yetkin,"Tarım sektöründe bir ürünün üreticinin elinden çıktığı fiyat ile marketlerde satışa sunulduğu fiyat arasındaki fark kimi durumlarda yüzde 300'e kadar yükseliyor. Gıda fiyatlarının ülkemizde enflasyonu en fazla etkileyen faktörlerden biri olmasının temel nedeni de budur"dedi Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasındaki yüksek farkların, tarımsal üretimin artırılması ve üretici ile tüketici arasındaki aracıların azaltılması ile makul seviyelere gelebileceği, bunun da enflasyonu olumlu etkileyeceği belirtiliyor.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda ve alkolsüz içecek fiyatları ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,44 artış gösterdi. Enflasyon hesaplamasında yüzde 24,5 ağırlığa sahip gıda ve alkolsüz içeceklerde görülen bu artış, tüketici fiyatlarındaki yıllık artışın yüzde 9,54'e yükselmesinde en önemli etkenlerden birisi oldu. Enflasyonun, gıda fiyatlarının da etkisiyle yükselmesi, gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasındaki yüksek farkları bir kez daha gündeme taşıdı.Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öteden beri üretici fiyatlarıyla tüketici fiyatları arasında fark olduğunu hatırlatarak, üreticinin ürününü maliyetine ya da maliyetin biraz üzerinde elden çıkarttığını söyledi.Ürünlerin üreticiden çıktıktan sonra çeşitli yollardan geçerek tüketicinin önüne geldiğini belirten Yetkin, şunları kaydetti."Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) daha yüksek oranlarda olmasının nedeni genelde tarım ve gıda sektöründe aracı karlarının çok yüksek olmasıdır. Tarım sektöründe bir ürünün üreticinin elinden çıktığı fiyat ile marketlerde satışa sunulduğu fiyat arasındaki fark genelde yüzde 100'ü bulur. Kimi durumlarda bu oran yüzde 300'e kadar yükselir. Gıda fiyatlarının ülkemizde enflasyonu en fazla etkileyen faktörlerden biri olmasının temel nedeni de budur."Yetkin, tarımsal üreticilerin genelde örgütsüz olmasının pazarlama alanında ürünlerini gereği gibi değerlendirememesine yol açtığını ifade etti. Üretici fiyatlarındaki artışların nedeni ise esas olarak girdi fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığının altını çizen Yetkin, "Ancak kimi zaman bu artış bile fiyatlara tam olarak yansıtılamaz" dedi.Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da üretici ve market arasındaki fiyat farkına bakıldığında ağustos ayı itibarıyla üreticiden 13 kuruşa alınan maydanozun 77 kuruştan satışa sunulduğuna dikkati çekti. Üretici fiyatları ile market fiyatları arasındaki farkın maydanozda yüzde 492'yi, limonda yüzde 415, marulda yüzde 329, kabakta yüzde 303'ü bulduğunu belirten Bayraktar, söz konusu farklılığın nedeninin tarım ürünlerinin genellikle, üretimden sonra çeşitli kanallardan geçerek tüketiciye ulaşması esnasındaki el değiştirmeden kaynaklı artışlar ile bu aşamada ambalajlama, nakliye ve benzeri kaynaklı giderler olduğunu kaydetti. Pazarlama kanalları olarak tarif edilen bu yolda, devlet alımlarının yanı sıra, kooperatif alımları ile çok sayıda aracı tüccar, komisyoncu, dağıtıcı, toptancı, perakendeci gibi değişik isimler altında faaliyet gösteren aracılar bulunduğuna işaret eden Bayraktar, bunların sayıları arttıkça pazarlama kanallarının uzadığını, ürün fiyatlarının arttığını söyledi.Tarımsal pazarlamada Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bilgi yetersizliği ve işletmelerin küçüklüğünün üstesinden gelebilmek ve pazarlama maliyetlerini düşürebilmek için örgütlenmeye ve pazarlamada üretici örgütlerine ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, "Ürünlerimizin uluslararası piyasada rekabet gücü kazanması sağlanmalıdır" dedi. Bayraktar, bazı ürünlerde dünyada uygulamaları olan depolanabilir ürünlerde lisanslı depo sistemi ile hasat mevsimi dışında oluşacak fiyat istikrarsızlıklarının önüne geçilebileceğini ifade ederek, "Bu sistemle aracıların haksız kazançlarının önlenmesinde önemli bir faktör olacaktır. Bununla birlikte üretim maliyetlerinin düşürülmesi için, üretici desteklenmeli ve kırsal yatırımlar teşvik edilmeli, üreticiler pazarlama ile ilgili bilinçlendirilmelidir" ifadelerini kullandı.Bayraktar, tarımda özellikle bitkisel ürünler ve yağlı tohumlar hariç bir arz sorunu bulunmadığını hatırlatarak şunları kaydetti:"Fakat yapısal sorunlar tarıma büyük külfet getirmektedir. Uzun yılların sorunu olan yapısal sorunlar çözülmeden tarımda düşük maliyetli üretim yapmak imkansızdır. Tarımsal üretimde maliyetlerin düşürülmesi amacıyla mazot, gübre, ilaç, elektrik gibi girdi fiyatları düşürülmelidir. En önemli yapısal sorun tarım arazilerin aşırı parçalılığıdır. Bu durum hem işletme büyüklüğünü küçültmüş hem de her işletmenin çok sayıda küçük tarım arazisinden oluşmasına neden olmuştur. Türkiye’de 3 milyon dolaylarında işletme 30 milyon parsel vardır. Ortalama işletme büyüklüğü İngiltere’de 538, Fransa’da 521, Almanya 457, İspanya’da 238 hektarken Türkiye’de 59 dekara inmiştir. 30 Nisan 2014'te yürürlüğe giren 6537 sayılı kanun tam olarak uygulanırsa miras hukukundan kaynaklanan bölünmeler önlenmiş olacaktır. Tarım arazilerindeki toplulaştırma çalışmaları da tamamlanınca tarımsal işletmelerin optimal büyüklüğe ulaşması sağlanacaktır."İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva Tunç da ürün arzında yaşanan dalgalanmalarının, iklim değişikliği, yeterli sermaye birikiminin olmaması, tarımsal üretimin babadan kalma yöntemlerle yapılmasının bir sonucu olduğunu ifade etti. OECD verilerine göre, Türkiye'de yurt içi gıda fiyatlarında yakın dönemde ortaya çıkan artışın uluslararası gıda fiyatlarıyla önemli ölçüde ayrıştığını belirten Tunç, "kuraklık yurt içi fiyatlar üzerinde olumsuz etki yapmasına rağmen yurt dışı fiyatlar üzerinde bu görülmüyor. Temel sorun Türk tarımında izlenmekte olan tarım politikalarıyla ilgilidir" dedi.Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın, enflasyondaki artışta gıda fiyatlarının etkili olduğuna işaret ettiğini anımsatan Tunç, şunları kaydetti:"Sayın Başçı, fiyatların genel seviyesindeki artışı önlemenin, gıda maddelerinde fiyat artışını önlemekle olası olduğunu ve bunun için gıda ürünlerinde ithalat yapılmasını ve mevcut vergi politikasının gözden geçirilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Aslında TCMB'nin enflasyon hedefinin tutması için gıda fiyatlarındaki artışı önlemek amacıyla önerilen gıda malı ithalatının doğru olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. (AA) 5212-5%,%/54/,0+ 0'0 )#41.5(25+2'-2#5,410.+410101 4-01+4'0*-45$3/-3#254/0#52/53.'3)3+3)315(2 3.(2/213+3)315$3/5,410.+4105(4/5"-4*0'0*-4 3.(2/215(253.54/4*41053*35$3-215,410.+41-4/-4 ,"/53.25,"/531'4105*2/-2.3/+2*2 $4.-4,00+0)05,%.%1%*"/),2,3 :ILUDSUGVXA>DHMXCKSMWNXUAUTXMVLSVNUXNKRLSWR@X?E <WDQRSWMWXEVXMHSWNWPXVGUPUMSVRUXEVRVTX:&6.@XUILUD EVXUIEVRVTSVRVXEVROUGUXOWTQIMWTSWRXLWJVLUTOV UILUDSVRUTXOFGRKXJVRSVROVXULPU<OWMXVOUSMVSVRUTU LWGSQJFR;:&6.X,VTVSX'HOHRX-WROQM?QLQX'V<MVP 0SUX#DNWT@X00XMK<WCURUTVXJW=PQGQXWAQNSWMWOW@ NKRKMSWRQTWX!XCUTXUIXEVXMVLSVNXOWTQIMWTQXWSOQNSWRQTQ WTQMLWPPQ;9KXOWTQIMWTSWRSWXUIXBH?HX=UJWLWLQTOW KSWIWMWOQNSWRQX<VRXTFNPWJWXKSWIMWNXULPVOUNSVRUTUXCV7 SURPVTX#DNWT@X2 WTQIMWTSWRQTXWSQTMWLQJSWXWRPQNX<VR UILUDUMUDUTXEVXUIEVRVTUMUDUTXCURXOWTQIMWTQXEWR; FSWJQLQJSWXUIEVRVTXEVXUIXWRWJWTQXUJUXCUSVT OWTQIMWTSWRSWXOFGRKXUIVXOFGRKXUTLWTQXJVRSVIPURMVJV CWISWOQGQMQDQXOHIHTHJFRKD2XOVOU;X:ILUDSVRUTXNKRKMW BVSOUNSVRUTOVXCURXMVLSVGVXLW<U=XFSK=XFSMWOQGQTQ LFROKNSWRQTQXU4WOVXVOVTX#DNWT@XI>JSVXNFTKIPK2 W<W >T?VXUIXBH?HX=UJWLWLQTWXUSUINUTXCUSBULUXEWRXMQXCKTSWRQ WRWIPQRQJFRKD;X:IXBH?HX=UJWLWLQTWXBURMUILVXCURXWTX>T?V JVTUXUIVXBURMVSVRUTVXOVLPVNXEVRMVJVXAWSQIQJFRKD;X:I BH?HX=UJWLWLQTWX<UAXBURMVJVTSVRVXOVX?EXJWDMW@XN7 VTOUSVRUTUXUIXEVRVTSVRVXOW<WXUJUXWTSWPMW@XMHSWNWP PVNTUNSVRUXBUCUXVGUPUMSVRXEVRVRVNXCUSUTASVTOURMV JW=QJFRKD;XUACURXIVNUSOVXMVLSVGVXLW<U=XOVGUSLV MVLSVNXVOUTOURMVXNKRLSWRQTOWTXJWRWRSWTOQRQJFRKD; UGVRXPWRW4PWXOWXJVTUXKJBKSWMWJWXCWISWOQGQMQDXOW<W >T?VXLPW(XWOQTQXEVROUGUMUDX:IX9WIQX1GUPUM =RFBRWMSWRQMQDXEWR;X&&! "!"""!! " !!! ""! Rapor'da,"İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu toplu olarak değerlendirildiğinde, Avrupa'daki yaklaşımı, anlayışı, ruhu ve içeriği bütüncül biçimde taşıyan bir iş sağlığı ve güvenliği kanunu metninden söz etmek mümkün değil. Son gelişmeler ışığında konunun sosyal taraflar arasında yeniden müzakeresi ve düzenlenmesi gerekmektedir"denildi 5FMW/OWNUXMWOVTX4W?UWLQXEVX&UISU/OVNUXWLWTL>R NWDWSWRQTQTXWROQTOWTXUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUXNFTKSWRQTQ MWLWJWXJWPQRWTX3HRN7:I@X2$WSQIMWXWJWPQTOWX,HT?VS 5FRKTSWRX.W=FRK2TKX<WDQRSWOQ;X.W=FROW@X:IX5WGSQGQXEV ,HEVTSUGUX6WTKTKXLFLJWSXPWRW4SWRXWRWLQTOWXJVTUOVT MHDWNVRVXVOUSMVLUXEVXOHDVTSVTMVLUXBVRVNPUGUXU4WOV VOUSOU;3HRN7:I/UTXAWSQIMWX<WJWPQXKDMWTSWRQXPWRW4QTOWT <WDQRSWTWX2$WSQIMWXWJWPQTOWX,HT?VSX5FRKTSWRX.W7 =FRK2TOW@XUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUTUTXAWSQIMWX<WJWPQTQT VTXPVMVSXNFTKSWRQTOWTXCURULUXFSOKGKXCVSURPUSVRVN@ 3HRNUJV/TUTXJWIWTWTXUIXNWDWSWRQXEVXLFTK?KTOW BVRAVNSVIVTX>SHMXEVXMWSKSUJVPXUPUCWRUJSVX0ERK=W/OWXUSN@ OHTJWOWXULVXHAHT?HXLQRWOWXFSOKGKXLWEKTKSOK;-WIWTWT UIXNWDWSWRQTQTXWGQRXU<MWSUT@XVMVNXMWSUJVPUTUXOHIHNXPK7 PWRWNXRVNWCVPUXEVXNWRSQSQGQXLWGSWMWTQT@XVGUPUMLUDSUGUT@ OVTVPUMLUDSUGUTXEVXJW=PQRQMXVNLUNSUGUTUTXLFTK?K FSOKGKXUSVRUXLHRHSVRVN@XIKXU4WOVSVRVXJVRXEVRUSOU2:I 5WGSQGQXEVX,HEVTSUGUX6WTKTKTKTX:IX6WTKTKXOQIQTOW MHLPWNUSXCURXNWTKTXFSWRWNXOHDVTSVJU=@XCWDQXULPULTWSWR OQIQTOW@XNWMK7>DVSXLVNP>RSVRUTOVNUXPHMXAWSQIWTSWRQXEV PHMXUIJVRSVRUTUXNW=LWMWXWSMWLQX3HRN7:IXPWRW4QTOWT FSKMSKXNWRIQSWTMQIPQR;X9KTKTSWXCURSUNPVXUIXLWGSQGQXEV BHEVTSUGUX<UDMVPSVRUTUTX=UJWLWJWXCQRWNQSMWLQ@XNWMK NVLUMUTUTX<UDMVPUXNVTOULUXLWGSWMWLQXJVRUTVXOQIWRQOWT WSMWLQ@XUIJVRUX<VNUMSVRUTUTXEVXUIXLWGSQGQXKDMWTSWRQTQT BVRAVNXWTSWMOWXMVLSVNUXCWGQMLQDSQNSWRQTQTXFSMWMWLQ@ UOWRUX=WRWX?VDWSWRQTQTXJVPVRLUDXFSKIK@XJHRHRSHNXLHRVLUTUT >PVSVTMUIXFSKIKXEVXLFRKTSKXUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGU WSWTSWRQTQTXJ>TVPMVSUNSVRVXCQRWNQSMQIXFSMWLQX3HRN7:I/UT NWRIQXAQNQ=XAVNUT?VXNFJOKGKX<HNHMSVROUR;X5FTKA UPUCWRUJSV@X%*X5WJQSQX:IX5WGSQGQXEVX,HEVTSUGUX6WTKTK PF=SKXFSWRWNXOVGVRSVTOURUSOUGUTOVX0ERK=W"OWNU JWNSWIQMQ@XWTSWJQIQ@XRK<KXEVXUAVRUGUXCHPHT?HSXCUAUMOV PWIQJWTXCURXUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUXNWTKTKXMVPTUTOVT L>DXVPMVNXMHMNHTXOVGUSOUR;X5FTXBVSUIMVSVRXQIQGQTOW NFTKTKTXLFLJWSXPWRW4SWRXWRWLQTOWXJVTUOVTXMHDWNVRVLU EVXOHDVTSVTMVLUXBVRVNMVNPVOUR;2#DVSSUNSVX>DVSXLVNP>R PWRW4QTOWTXUISVPUSVTXN>MHRXMWOVTSVRUTOVXRVNWCVPUT LHROHRHSMVLUXBVRVNAVLUJSVX2UTLW4LQDXCUAUMOV2XNWRSQSQGQT WRPQRQSMWLQTQTX>T?VSUNSUX<VOV4XFSOKGKXEKRBKSWTWTXRW=FR7 OW@XIKXB>RHISVRXJVRXWSOQ26>MHRXUISVPMVLUTUTXEWRSQGQTQ LHROHRMVLUXEVXNWRSQSQGQTXWRPMWLQXUAUTXCWIPWXUIBH?H MWSUJVPUXFSMWNXHDVRVXUISVPMVXMWSUJVPSVRUTUXOHIHRMVN EVXEVRUMSUSUGUXWRPPQRMWNX>T?VSUNSUXFSMKIXEVXJWIWTWT PWCSFXFRPWJWXAQNMQIPQR;X9KX=FSUPUNWSWRXKJBKSWMWJW NFJKSKRNVTXAWSQIWTSWRQTX<WNSWRQXEVXBHEVTSUXAWSQIMW NFIKSSWRQXB>DXWROQXVOUSMUIPUR;X1NFTFMUNXCHJHMVXEV NWRSQSQNXUAUTXLFLJWSXFSKIWTXJW=QXOVGUIPURUSMUIPUR;X-VRXWSPQ N>MHRXMWOVT?USUGUTOVXMWSUJVPUTXWDWSPMWNXUAUTXUIAU H?RVPSVRUXOHIHRHSHR@XVGUPUMLUD@XTUPVSUNLUDXVSVMWT AWSQIPQRQSQR;XRVPUMXDFRSWMWLQXJW=QSQR@X<WEWSWTOQRMWXEV TWNSUJVXNW=WLUPVLUTUTXHDVRUTOVXVSVMWTXAWSQIPQRQSQR;XRV7 PUMXEVXBHEVTSUNXMWSDVMVSVRUTUTXNWSUPVLUXOHIHRHSHR;X:I LWGSQGQXEVXBHEVTSUGUXUSVXUSBUSUXWSQTMWLQXBVRVNVTXPVOCURSVR VNXCURXMWSUJVPXFSWRWNXB>RHSMVMVSUOUR;X3VRLUTVXPVOCURSVR@ UIXNWDWSWRQXEVXMVLSVNX<WLPWSQNSWRQTQXWDWSPWT@XOFSWJQLQJSW MWSUJVPUXWDWSPWT@XEVRUMSUSUGUXEVXHRVPUMXWRPQIQTQXLWGSWJWT KJBKSWMWSWRXFSWRWNXNWCKSXVOUSMVSUOUR;23HRNUJV/OVXUI NWDWSWRQTQTXCHPHTXUINFSSWRQTOWXJWJBQTXFSWRWNXB>RHSOHGH WT?WNXOUGVRXUINFSSWRQJSWXNWRIQSWIPQRQSOQGQTOWXUTIWWP@XMVP7 WSXEVXMWOVTXUINFSSWRQTOWXNWDWXLWJQLQ@XNWDWXLQNSQGQXEV NWDWXWGQRSQGQXFRWTSWRQXUSVX>SHMXEVXJWRWSWTMWXFRWTSWRQTQT AFNXJHNLVNXFSOKGKXCVSURPUSVRVN@X2#SHMSHXUIXNWDWSWRQTQT FRPWSWMWXJHDOVX+!/HXUTIWWPXUIXNFSKTOWXJWIWTMWNPWOQR; +)*!/HTXLVNUDXWJSQNXO>TVMUTOVXHSNVXBVTVSUTOVNUXUI NWDWSWRQTOWX*+)XNUIUX<WJWPQTQXNWJCVPMUIPUR;X9K UIAUSVRUTX++/LUXUTIWWPXUINFSKTOWOQR2XCUSBULUXEVRUSOU;.W7 =FR/OW@XUIXLWGSQGQXEVXBHEVTSUGUTUTXJWTQTOWXPWIVRFT UIAUSUN@XBVAU?UXUIAUSVRUTXNWORFXOKRKMK@XH?RVPSVRUT EVRBUSVTOURUSMVLU@XUIXNFSKXCWRW(QTQXWIWMWJWT LVTOUNWSWRQTXOKRKMKXUSVXLVTOUNWSX>RBHPSVTMVJVXJ>TV7 SUNXCWLNQSWRQTXAWSQIMWX<WJWPQTQTXCWISQ?WXLFRKTKXFSOKGK NWJOVOUSOU;-HDOVX*XUIXNFSKXCWRW(QTQTXKJBKSWTMWLQTQT WROQTOWTXJWIWTWTXBVSUIMVSVRXLFTK?KTOW@XCWDQ LVTOUNWSWRQTXJHDOVX*XCWRW(QTQTXWSPQTOWXNWSOQGQXEV >RBHPSHXCKSKTOKNSWRQXUIJVRSVRUTOVXCUSVXPF=SKXUI L>DSVIMVLUXJW=WCUSMVXJVPNULUTUXNWJCVOV?VNSVRU PVL=UPUTOVXCKSKTKSWTXRW=FROW@X%%XLWJQSQX5VTOUNWSWRXEV 3F=SKX:IX5>DSVIMVLUX6WTKTKTKTX,VAU?UX%;X'WOOVLUTV IKX4QNRWTQTXVNSVTMVLUXPWELUJVLUTOVXCKSKTKSOK23VM7 MKDX+))XULPWPULPUNSVRUTVXB>RVXJVPNUSUXFSWTXLVTOUNWSWRQT JVPNUXCWIEKRKSWRQ@X%%XLWJQSQX5VTOUNWSWRXEVX3F=SKX:I 5>DSVIMVLUX6WTKTKTKTXJHRHRSHGVXBUROUGUXPWRU<PVT UPUCWRVTXXJQSXOW<WXUINFSKXCWRW(QXWRWTMWOWT >RBHPSVTOUNSVRUXUIJVRUXEVXUISVPMVXAFGKTSKGKXIWRPSWRQTW B>RVX$WSQIMWX9WNWTSQGQXPWRW4QTOWT LFTKASWTOQRQSQR;2&&! " " ! Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, Eylül ayı Yönetim Kurulu toplantısı öncesinde Ege İhracatçı Birlikleri hizmet binasında EBSO Yağ Sanayi Meslek Komitesi üyelerince ziyaret edildi **XULWTX+)*!XPWRU<UJSVXB>RVEVXCWISWJWTX1BV 8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX:<RW?WPAQSWRQX9URSUGUX->TVPUM 6KRKSKXDVJPUTXEVXDVJPUTJWGQXLVNP>RHTOVXUICURSUGUTU BVSUIPURMVNXUAUTX->TVPUMX6KRKSKXPF=SWTPQSWRQTQXDVJPUT EVXDVJPUTJWGQXHRVPUMXC>SBVSVRUTOVXJW=MWXNWRWRQXWSMQI EVXCKXAVRAVEVOVXPF=SWTPQSWRQTQXLQRWLQJSWX0JEWSQN@ 0JOQT@X0N<ULWR"OWXBVRAVNSVIPURMUIPU;X1BVX8VJPUTXEV 8VJPUTJWGQX:<RW?WPAQSWRQX9URSUGUX188:9@X1JSHSXWJQ ->TVPUMX6KRKSKX3F=SWTPQLQX>T?VLUTOVX1BVX:<RW?WPAQ 9URSUNSVRUX<UDMVPXCUTWLQTOWX1BVX9>SBVLUX5WTWJUXOWLQ 195-WGX5WTWJUX'VLSVNX6FMUPVLUXHJVSVRUT?VXDU7 JWRVPXVOUSOU;X1BVX8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX:<RW?WPAQSWRQ 9URSUGUX->TVPUMX6KRKSKX9WINWTQX,HRNWTX.VTNSUOWG@ OHDVTSVTVTXPF=SWTPQOWX5VNP>RHMHDHTXPHM CUSVIVTSVRUTUTXCURXWRWOWXFSMWLQTQXAFNX>TVMLUJFRKD@ WT?WNXHRVPU?U@XPH??WRXEVXU<RW?WPAQTQTXCVRWCVRX<WRVNVP VPMVLUJSVXPHMXLVNP>RHTXLFRKTSWRQTQXA>DVCUSV?VGUMUDV UTWTQJFRKDXOVOU;X195X-WGX5WTWJUX'VLSVNX6FMUPV7 LUXHJVLUXEVX30.:&X8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX9URSUGU 9WINWTQXW<UPX$VPUTX+))!XJQSQTOWTXCVRUX188:9XUSV 30.:&XCURXWRWJWXBVSVMVOU;X0RWOWNUXNKRKMLWSXLWJBQ OVEWMXVPMVSU@XBVAVTXO>TVMSVROVXJWIWTWTXLQNQTPQSWR CKXJ>TVPUMXUSVXLFTWXVROU;X9URSUGUTUDUTX=RF(VSVRUTV OVLPVNXEVRV?VGUD@XWT?WNXHRVPU?UXEVXU<RW?WPAQXCURXWRWOW <WRVNVPXVOVRLVXLVNP>RVSXBVSUIUMXLWGSWTQRXEVXFRPWJW CWIWRQSQXAWSQIMWSWRXAQNWRXIVNSUTOVXNFTKIPK;X8VJPUTXEV 8VJPUTJWGQX3WTQPQMX6FMUPVLUX8836"TUT@XNWMK L=FPSWRQJSWXPHMX3HRNUJV"OVXDVJPUTXEVXDVJPUTJWGQXPHNV7 PUMUTUXWRPQRMWJWXAWSQIW?WNSWRQTQXU4WOVXVOVTX188:9 9WINWTQX.VTNSUOWG@X8836X9WINWTQX'V<MVPX6WORU ,HTOVI"UTXCKXNFTKXUSVXCURVCURXUSBUSVTOUGUTUXEVX=RF7 4VLJFTVSXJWNSWIQMSWXNWMKXL=FPSWRQJSWXPHMXPWTQPQM 4WWSUJVPSVRUTUTXLUEUSXPF=SKMXNKRKSKISWRQTQTXOWXOVLPVGUTU WSWRWNXCWIWRQJWXKSWIW?WGQTWXUTWTOQNSWRQTQXCVSURPPU; 30.:&X8VJPUTXEVX8VJPUTJWGQX9URSUGUX9WINWTQXW<UP $VPUTXOV@XBVRVNVTXOVLPVGUXPWTQPQMXBRKCKTWXEVRMVN ULPVOUNSVRUTU@XLPRWPV(UNXCURX=SWTSWXAWSQIMWSWR JHRHPHSHRLVXNWMKFJKXCUSUT?UTUTXKJWTOQRQSWCUSV?VGUTU U4WOVXVPPU;X& 5 ! + 14 17 Eylül ubat 2014 2013 Pazar Per embe CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Ekim'de gerçekleştirilecek HSYK seçimlerine ilişkin savcı ve hakimlere "Eğer bu ülkede adalete saygı duyulacaksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz sağlayacaksınız. Rüşvete teslim olan, siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten, adalet beklenemez." uyarısı yaptı. Hakim ve savcılara yüksek oranda zam yapılmasını "siyasal rüşvet" olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, "Adaleti güçlü kılmak istiyorsanız, ben siyasal erke bile karşı çıkarım. Çünkü 'ben yargıcım, toplumun vicdanıyım', diyecekseniz siyasal rüşvete karşı çıkacaksınız. Bunu yapmayan yargıca, yargıç denmez, savcıya da savcı denmez." şeklinde konuştu.Cumhuriyet Halk Partisi’nin, kurultaydan sonra en yetkili organı olan Parti Meclisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında çalışmalarına başladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısının açılışında bir konuşma yaptı.Konuşmasının başında "Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını pek çok kişi söyledi. Doğrudur. Demokrasi sandıktan ibaret değildir." diyen Kılıçdaroğlu, sandıktan çıkanların ülkeyi yönetirken, hukuka ve hukukun üstünlüğüne uymaları, hukuk çerçevesinde hareket etmelerinin gerektiğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, "Sandıktan çıktım, istediğimi yaparım. Bu demokrasi değildir, bu başka bir şeydir. Sadece bu da yetmiyor. Hukuk çerçevesinde hareket ederim ama beni seçenler, beni denetleyecek, halkın denetimine açık olacak. Denetimsiz bir yönetim olmaz. Demokrasilerde yok böyle birşey. O nedenle. demokrasiyi çok iyi anlatacağız, hukuku da çok iyi anlatacağız. Hukuk devletinde yönetenlerin de, yönetilenlerin de sorumlulukları var. Kurumların da sorumlulukları var. Herkes hukuk çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Hukuk açısından ciddi açmazlarımız var." ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gidelim sokaktaki vatandaşa soralım. Hukuk önünde bütün vatandaşların eşit olduğuna inanıyor musun? Diye soralım. Emin olun yüzde 90'ı 'hayır' der. Eğer vatandaş hukuk önünde herkesin eşit olmadığına inanıyorsa, burada bir sorun var. Oysa Anayasa'mızda, 12 Eylül darbe anayasasında hiçbir sınıfa, kişiye, zümreye, imtiyaz tanınamaz, der. Herkes hukuk önünde eşittir, der. Darbe anayasasında bu yazar, bugün geldiğimiz noktada darbeden şikayet eden siyasal iktidar, yurttaşları hukuk önünde eşit koymuyor. İmtiyazlı bir sınıf var. Kimsenin dokunmadığı imtiyazlı bir sınıf. Eğer birilerine yargı dokunmayacaksa, birileri hakkında denetim yapılmayacaksa, o zaman bu ülkede demokrasiden söz edemeyiz." Bu konuda yakın tarihte örnekler olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Darbeler oldu sıkı yönetim mahkemeleri kuruldu. İktidar erkinin gücünü halka kabul ettirmek için. Farklı bir düşünceye izin vermemek için. Onlar iktidar gücünün sopası oldu. İnsanlar acımasızca idam sehpalarına getirildi. Sonra yumuşatıldı adına Devlet Güvenlik Mahkemeleri dediler. Sonra biraz daha yumuşatıldı Özel Yetkili Mahkemeler dediler. Silivri toplama kamplarını hiç unutmayacağız. Şimdi bunu da kaldırdılar, 'özel aklama mahkemeleri' kurdular. Gücü elinde tutanların yaptığı yolsuzlukların araştırılmamasının yollarını buldular, ortaya çıkardılar: Özel Aklama Mahkemeleri." dedi.Ardından HSYK seçimlerine değinen Kılıçdaroğlu, "12 Ekim'de HSYK seçimleri var. İktidar bütün gücüyle bu seçimlere yoğunlaşmış durumda. Başbakanı ziyaret ediyorlar, bazıları. Özel rüşvet taleplerinde bulunuyorlar. Olur diyorlar, sizin maaşlarınızı artıracağız. Yeter ki, bizim kişileri HSYK'ya seçin. Buradan bütün savcılara ve hakimlere sesleniyorum. Eğer bu ülkede adalete saygı duyula- +''+* !)$(+%*$) (')+$!()&(&+($*) (+'% 8.67479*3517,-,9761674*569*8353 8'3+58-89*88792/08896/044$918.6747 76/47169'409+2025291,7*87379-6788056. /88(398.8/37189/3+3(-3(9)5879,.+4*6747$ 6.90,.5,9)52-/296+)7)-4+$9/4*8/8596 0)52-/8594'913(9-,1885656.698'3+912.2- 189)51227894(8.6096004 <<-Z,XVXUZ<YIQYVSZ6XMPW?WAZ36YEYZ@VXOUWMWAZHYBS YMQXTWZFXZMWFWUZQNTNOUYTSOSBZRYZOYYUXMX7ZRSIZOKRY: EYUXUXTXZYCSQZQJVNORYLRS=ZZMJGNQZMYFYIZLSUUYTSZR@VX: OWZ4KTQWLX2LWZR@VKIPKTOXAZCYHYUYTSVSVZHWTZJLNV YUYVSLRS=Z5EPWUYUZWUXZHWTUWQPXZ NVYVWMPYV2SVZLXVWRXVZ9: 42LYZRYFXPZXRWUOXMWAZ9<62VWVZYMQXTWZKMPUXTWVWV PXQTYTZWELYZXRWUOXMWAZYVPWXO>XTLYUWMPZPKOZMWFWUZFX MWLYMWZJRYQUYTSVZMWVRWTWUOXMWZHNZR@VXOWVZOKEWOZVXP: W?XUXTWVRXVRWT=3ZRXRW=ZZZZ6XMPW?WAZ1*Z+LUKUZ1&!( MJVTYMSVRYAZ@V?XMWVXZWUWIQWVZEXTZIXLWVZDKVKOKBX QYRYTZPXTMZRKBZXRWURWGWZHWTZR@VXOZJURNGNVNAZHNDKV DKFXVUWQAZ@BDKTUKQAZTX7YEZHYIUSGSZYUPSVRY RXGXTUXVRWTWUXHWUX?XQZMJTNVZFXZOYGRNTWLXPZYUYVUYTSVSV RYTHXVWVZOYEMNUKZJURNGNVNZQYLRXPPW=Z6XMPW?W YCSQUYOYMSVRYZINVUYTSZM@LUXRWZ3)YYUXMX7Z"<WBWO CJ?NQUYTZHYIYTRS2ZRXVWUX?XQZVWPXUWQPXZRSIZOKRYEYUXLX YCSQZEYUXZDXUOWIZOWUWPYTWMPZBWEVWLXPUXTWVZFXMYLXPWZYUPSVY DWTXVZ4KTQWLXAZCJQZIXLUXTZQYLHXPOWIPWT=Z4KTQWLXZQXVRW XUWLUXZQXVRWZEYTXQXPZWOQVUYTSVSZLWPWTOWIZFXZOYVXFTY YUYVUYTSVSZRYTYUPOSIAZHWTCJQZQJVNRYZYFYVPYZMYEWHWLQXV RXBYFYVPYUSZQJVNOYZDXTWUXOWIPWT=ZPXZLYVRYVAZRYTHXLX DXTXQCXZD@MPXTWUXVZWCZMYFYIZJTPYOSAZRYTHX?WUXTZFX QYTYVUSQZJRYQUYTZPYTY7SVRYVZPYETWQZXRWUOWIAZLWVXZYLVS JRYQUYTZPYTY7SVRYVZHWTZDX?XZRXZCYPSIOYUYTZFXZWCZMYFYI JTPYOSZJTPYRYVZQYURSTSUOSIAZKUQXZWEPWUYUXZEYBSTZEYUXZDX: PWTWUW>Z"YQYVZQYVSZRNTRNTRNQ2ZRXVWUW>ZWEPWUYUXZOXITNWLXP QYBYVRSTSUOYQZWMPXVOWIPWT=Z1*Z+LUKUZ1&!(ZYMQXTWZRYTHX: MWLUXZ4KTQWLX2VWVZIWTYBXMWZHJBNUONIPNT=Z<YIPYZOXTENO UWRXTWOWBZ)NEMWVZ YBS?SJGUNZJUOYQZKBXTXZHWVUXT?X DXV?WOWBZWEPWUYUZOYEQXOXUXTWVRXZCWUXZCXQOWIAZWIQXV?X EYVXUXTRXZWIQXV?XZD@TOKIAZUQKRYIUYTSOSBZWRYO MXE>YUYTSVRYZIXEWPZXRWUOWIZFXZD@BLYIUYTSZMXUZJUONIPNT= 6XOJQTYMWZFXZWVMYVWZJUYVZVXZFYTMYZQYPUXRWUOWIPWT=Z<N YCSRYVZ1*Z+LUKUZ1&!(ZRYTHXMWZFXZOKMXHHW>UXTWZUYLSQ JURNGNZIXQWURXZPYTWEWVZQYTYZMYL7YUYTSZYTYMSVRYZLXTWVW YUOSIPST=Z1*Z+LUKUZOYGRNTUYTSVSZMYLDSLUYZMXUYOUYTA UQK?KZIXEWPUXTWOWBXZ9UUYE2PYVZTYEOXPZRWUXTQXVAZQYVUS 1*Z+LUKUZRYTHX?WUXTWVWAZRXOJQTYMWZFXZOWUUWZWTYRX RKIOYVUYTSVSZHWTZQXTXZRYEYZUYVXPUWLJTNO=3& !#% &++&%)++*(')+%**+ )+!*"#'%# Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konya Milletvekili Atilla Kart, Türkiye'den IŞİD terör örgütüne katılımların devam ettiğini, son 2 günde 16'sı Konya'dan olmak üzere 53 ailenin daha Şanlıurfa Ceylanpınar Sınır Kapısı'ndan Suriye'ye geçiş yaptıklarını açıkladı '%-Z8JVLYZ)WUUXPFXQWUWZ9PWUUYZ8YTPZ>YTPWMWVWVZ8JVLY 5UZ<YIQYVUSGS;VRYAZ<YIHYQYVZ9EOXPZ6YFNPJGUN;VNVZ@V?X FXTW>ZMJVTYZW>PYUZXPPWGWZTYVRXFNZFXZTYVRXFNRYZRWUXZDX: PWTOXQZWMPXRWGWZQJVNUYTZEYQQSVRYZYCSQUYOYUYTZLY>PS= <YIHYQYVZ9EOXPZ6YFNPJGUNZPYTY7SVRYVZDXCXVZ?NOY DKVKVXZFXTWUXVZTYVRXFNVNVZ>XTIXOHXZDX?XMWZYVWRXVZW>PYU XRWURWGWVWZYVUYPYVZ9PWUUYZ8YTPAZ3+GXTZD@TKIOX DXTCXQUXIMXLRWZ0YLSVZ<YIHYQYV;YZ@V?XZPXHTWQUXTWOW MNVY?YQZMJVTYZRYZ8JVLY;VSVZ@VXZCSQYVZMJTNVUYTSVSZWCXTXV 1#ZMYL7YUSQZHWTZTY>JTZYTBZXRX?XQPWO=Z9V?YQZTYVRXFNA MYVSLJTNOZQXVRWMWVXZMNVOYLSZ>UYVUYRSGSOSBZTY>JTRYZXUX YUSVYVZQJVNZHYIUSQUYTSZRJUYLSMSLUYZW>PYUZXRWURW=3ZRXRW= 0JTNVUYTSZEYOYMXPZLY>OYRYVAZ>TJ>YDYVRY OYUBXOXMWZLY>OYRYVAZTXQUYOZLY>OYRYV QJVNIOYQZFXZC@BKOZLJUUYTSZHNUOYQZWMPXRWQUXTWVW FNTDNUYLYVZ9PWUUYZ8YTPAZ1(ZHYIUSQZYUPSVRYZPJ>UYRSGS 1#ZMYL7YUSQZ;MJTNVUYT;ZTY>JTNVRYZWUQZMSTYRYZ./56 PXT@TZ@TDKPKZFXZHNZ@TDKPXZQYPSUSOUYTSVZLXTZYURSGSVS QYLRXPPW=Z./56ZPXT@TZ@TDKPKVKVZ4KTQWLX;RXZEKQKOXPWV D@BUXTWZ@VKVRXZHKLKRKGKVXZRWQQYPZCXQXVZ'%-Z)WU: UXPFXQWUWZ9PWUUYZ8YTPAZ3<NZ@TDKPZ4KTQWLX;RXZ8JVLY;VSV RYZYTYUYTSVRYZHNUNVRNGNZ1ZIXEWTRXZESBUYZHKLKLJT= <NDKVXZQYRYTZ./56ZMY7UYTSVRYZMYFYIYVZ&( FYPYVRYISOSBZ@URK=Z9WUXUXTWVZFXZLYQSVUYTSVZHYIFNTNUNTS WUXZMJVZ*ZDKVZWCWVRXZ8JVLY;RYVZ1ZCW7PWVZRYEYZ@TDKPX QYPSURSGSAZHNZYWUXUXTWVZKUQXVWVZHYIQYZH@UDXUXTWVRXVZDXUXV $ZYWUXLUXZ,YBWYVPX>;PXZHNUNIPNGNZFXZHNTYRYVZ/YVUSNT7Y 'XLUYV>SVYT;YZJTYRYVZRYZ0NTWLX;LXZDXCPWGWZHWUDWMWVX MYEWHWB=Z<KPKVZHWUDWUXTWZEKQKOXPUXAZDKFXV: UWQZHWTWOUXTWLUXZ>YLUYISLJTNB=Z9V?YQA EKQKOXPZ4KTQWLX;RXVZ./56;X QYPSUSOUYTZQJVNMNVRYZOYYUXMX7 EWCHWTZIXLZLY>OSLJT=3ZRXRW=ZZZZ./56 PXT@TZ@TDKPKVXZQYPSUYVUYTSVZXIUWZFX CJ?NQUNZ@TDKPXZQYPSURSQUYTSVYZRWQQYP CXQXVZ9PWUUYZ8YTPAZ4KTQWLX;VWVZ98 -YTPWZEKQKOXPWZPYTY7SVRYV ;0NTWLX;RXZ+MXR;WZRXFWTX?XQ;ZHXQUXV: PWMWLUXZ./56ZPXT@TZ@TDKPKVXZTXEWV XRWURWGWVWZMYFNVRN=Z8YTPA 34KTQWLX;RXZ./56;X QYPSUSOZWQUWOW: VWZ98EKQKOXPW HWBBYPZXU: UXTWLUXZJUNIPNTRN= ,XUWVXVZVJQPYRYZ./56AZ)NMNUZ8JVMJUJMUNGNONBNZWIDYU XRW>Z#&ZD@TXFUWLWZFXZ4KTQWLX;LWZTXEWVZYURS=Z<KPKVZJUYV HWPXVZ98-ZEKQKOXPWVWVZJUYLUYTYZD@BZLNOOYMSLUY DXTCXQUXIPW=Z4KTQWLXAZHNDKVZ./56;XZTXEWVRWT=3ZRXRW= <YIHYQYVZ9EOXPZ6YFNPJGUN;VYZFXTOXQZWCWVZEYBSTUYRSGS TY>JTNVZRWGXTZHYIUSQUYTSVSVZ8JVLY;VSVZLYIYRSGSZMJTNVUYTY WUWIQWVZJURNGNVNZYVUYPYVZ'%-Z)WUUXPFXQWUWZ9PWUUYZ8YTPA 34YTSOMYUZMNUYOYVSVZ8JVLYZQ@LUKMKVKVZQYVSVSZXOXV M@OKTKZRKBXVWVXZR@VKIPKGKVKAZHKLKQIXEWTZHXUXRWLX LYMYMSVSVZWUCXZFXZHXURXUXTWVZEWBOXPMWBZQYUOYMSVYZLJU YCPSGSVSAZXMQWZIXEWTZMPYRSVSVZLXTWVXZHXUXRWLXZHWVYMS LY>SUOYMSVSVZIXEWT?WUWQZYRSVYZ?WVYLXPZJUY?YGSVSAZ0YGUSQ <YQYVUSGS;VSVZ*(1#ZLSUSVRYZHWPX?XQZRXRWGWZVNONVX EYMPYVXMWZWVIYYPSVSVZ98-ZWUZL@VXPWOWZWUX OWUUXPFXQWUUXTWZYTYMSVRYQWZPYTPSIOY RJUYLSMSLUYZEYUYZPXOXUZCNQNTNVRY QYURSGSVSAZ<YETWZ6YGRYIZ4YTSOZ+V: MPWPKMK;VKVZFXTWOUWZPYTSOZYTYBW: UXTWVWVZLY>SUYIOYLYZYCSUOYOYMS DXTXQPWGWVWZFXZRWGXTZMJTNVUYTS 8JVLYUSZ<YIHYQYVZ9EOXP 6YFNPJGUN;VYZWUXPX?XQPWQ=Z9V?YQ <YIHYQYVZ@LUXZPYEOWVZXRWLJ: TNOZHNZMJTNVUYTSZRNLOYQ WMPXOXRWGWZWCWVZTYVRXFNLN W>PYUZXPPW=3ZIXQUWVRX QJVNIPN=& !#% caksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz sağlayacaksınız. Rüşvete teslim olan, siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten, adalet beklenemez. Adaleti güçlü kılmak istiyorsanız, ben siyasal erke bile karşı çıkarım, çünkü ben yargıcım, toplumun vicdanıyım, diyecekseniz, siyasal rüşvete karşı çıkacaksınız. Bunu yapmayan yargıca yargıç denmez, savcıya da savcı denmez. Geldiğimiz süreçte bütün bu gerçekler hepimizin önünde duruyor." diye kaydetti.Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İmtiyaz vesayeti doğurur. Birilerine imtiyaz sağlayacaksınız, her türlü yolsuzluğu yapabilirsin, kimse sana dokunmayacak. Seni üst mevkilere de getirebiliriz. Eğer birşey olursa hiç meraklanma, özel aklama mahkemeleri var. Oraya da göndeririz. Bizim savcımız var, takipsizlik verir. Hakimi ayarladık, o da özel aklama mahkemesinde görevli, o da zaten onaylayacak bir sorun kalmayacak. Bu sürecin içerisindeyiz. Dün askeri darbenin yıldönümüydü. AKP, iktidar olmadan önce ve olduktan sonra, hep vesayetlere karşı çıktığını söyledi. Biz de vesayete karşı çıkıyoruz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, siyasal partilerin hukuk dışında egemen bir vesayeti reddetmeleri, demokrasi açısından büyük bir kazançtır. Ama bunu sadece söylemde değil, eylemde de gerçekleştirmeleri gerekir. AKP iktidar oldu, vesayetler için gayret etti, şimdi yeni bir vesayetin ta kendisi." (CİHAN) *!*&#&*+*"#$'*""# Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Ankara’daki kirli su ve sonrasında görülen barsak enfeksiyonlarındaki artışa İzmir üzerinden cevap vermesini ilk eleştiren CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, konuyla ilgili Sağlık Bakanının cevaplaması istemiyle bir de soru önergesi verdi 9VQYTYZ<KLKQIXEWTZ<XUXRWLXZ<YIQYVS2VSV <YIQXVPWVZIXHXQXZMNLNVYZQYVYUWBYMLJV QYTSIPSGSZWRRWYUYTSVYZ?XFY>ZFXTOXQZKBXTX LY>PSGSZHYMSVZPJ>UYVPSMSVRYZ0YGUSQ <YQYVUSGSVSVZFXTWUXTWVXZRYLYVYTYQZ5BOWT2RX HYTMYQZXV7XQMWLJVNZFYQYUYTSVSVZDXCXVZLSURYV HNZLYVYZLKBRXZ$$ZJTYVSVRYZYTPPSGSVS M@LUXRWGWVWZEYPSTUYPYVZ,KFXVAZ0YGUSQ <YQYVS;VSVZRYZHYMSVRYZLXTZYUYV YCSQUYOYMSVRYZZRXMPXQUXLW?WZW7YRXZQNUUYVOYLY CYUSIPSGSVSZHXUWTPXTXQAZ35BOWT;RXZWCOXZMNLNVY HYGUSZWMEYUZFYQYUYTSVRYZHXUWTDWVZHWTZRKIKI MY>PYVSTQXVAZ<YQYVUSGSVZHNZFXTWUXTXZEYVDW EYMPYUSQZPYVSOUYOYMSLUYZNUYIPSGSZQJ?YZHWT ONYOOYRST=Z0YRX?XZ"OXFMWOMXU2ZYCSQUYOYMS RYZEYMPYUSQZPYVSOUYOYMSZWCWVZMJVZRXTX?X LXPXTMWBZJUN>AZLNTPPYIUYTSVZLYVUSI YVUYOYUYTSVYZLJUZYCYHWUX?XQZHWTZYCSQUYOYRST= <YTMYQZXV7XQMWLJVNVNVZLJUZYCPSGSZWMEYUZPKT: UXTWVWVZFXZ@VUXOUXTWVWVZRXZYCSQUYVOYMS DXTXQWTZQWZEYUQSOSBZRYZJVYZD@TXZ@VUXOZYUMSV RXRW=ZZ8WIWMXUZEYMPYUSQZFXTWUXTWVWV >YLUYISUOYMSZXVRWIXMWVWZMWMPXOZNLDNUYOYLY DXCOXRXVZRWUXZDXPWTRWQUXTWVWZEYPSTUYPYVZ'%: -2UWZ,KFXVZIK>EXUXTWVWVZHJIYZCSQOYRSGSVS M@LUXRW=Z,KFXVAZ,@TKLJTNBZQWZ0YGUSQ <YQYVUSGSAZHYTMYQZXV7XQMWLJVNZWUXZWUDWUWZFXTW: UXTWZKMPXUWQZLYVUSIZYVUYOYLYZLJUZYCY?YQ IXQWURXZ$2KV?KZIYESMUYTUYZ>YLUYIOSI=Z9LTS?Y 5BOWT2RXZWCOXZMNLNZYVYUWBUXTWVWVZLY>SURSGS 50ZUYHJTYPNFYTUYTSAZ<YQYVUSGSVZRXVXPW: OWVRXZJURNGNZEYURXZFXZRKBXVUWZJUYTYQZWVPXT: VXPPXZLYLSVUYVYVZYVYUWBZMJVNCUYTSVYZZD@TXZZRX MNZQYUWPXMWVWVZWCWUXHWUWTZVWPXUWQPXZJURNGN MY>PYVRSGSZEYURXAZZ5BOWT;RXZWCOXZMNLN QYLVYQUSZHYTMYQZXV7XQMWLJVNZFYTOSIZDWHW D@MPXTWUWLJT=Z<YIQXVPWVZCXIOXUXTWVRXVZYQYV MNLNVZTXVDWVWVZMYTSZFXZQJQNUNZJURNGNVNZQYH: NUZXRXVZYV?YQZMYGUSGYZBYTYTUSZHWTZRNTNONV JUOYRSGSVSZYCSQUYLYVZ0YGUSQZ<YQYVSAZQXV: RWMWVWVZWMXZRYOY?YVYZMNZWCPWGWVWZWPWTY7ZXPPW= 9TSPSUOYRYVZIXETXZFXTWUXVZMNZVYMSUZMYGUSQUSZJ: UYHWUWTZQWZ0YLSVZ<YQYVRYVZHXQUXVPWOWB MJTRNGNOZMJTNUYTYZ?XFY>ZFXTXTXQZEYUQSZWU YLTSOSZLY>OYRYVZMYGUSQZWCWVZHWUWVCUXVRWTOX: MWRWT=Z <YQYVUSQAZ,@QCXQZWUXZHWTZJUN>ZLYVUSIZYUDS LYTYPY?YQZHWUDWUXTUXZZ5BOWTZWUXZNGTYIY?YGSVYA 4KTQWLX;RXZLYIYRSGSOSBZMYGUSQZMJTNVUYTSVSV C@BKOKZWCWVZNGTYIOYMSZDXTXQWT=3 YCSQUYOYMSVRYZHNUNVRN=Z&!#"9"" % Eylül 2013 2014 Perşembe Pazar 14 7 Şubat Karabağlar Karabağlar Belediyesi, Belediyesi, Kavacık Kavacık Üzüm Üzüm Festivali Festivali için için yanlış yanlış anons anons yapınca yapınca ortalık ortalık karıştı karıştı Karabağlar Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte üzümüyle ünlü Kavacık Köyü’nde festival düzenledi. Festivalin ilk günü dün sona ererken, daha ilk günden; yapılan yanlış anons ve bunun sonucunda yaşanan izdiham, festivale gölge düşürdü CHP’li olan olan ve ve CHP’nin CHP’nin CHP’li mağdur mağdur ettiği ettiği ettiği bayan bayan bayan bir bir bir mağdur vatandaştan beklenen beklenen vatandaştan tepki: tepki: Okumadığı Okumadığı Okumadığı tepki: gazeteyi eleştirdi eleştirdi gazeteyi +8.8238'5816$88.57176,7*5734 2MJMHKGMLKLO84LHMIM9M3KONIN5O8MJ?MGKL9MO<N<DELJED GN<NGNLO6NFNLHN<JNI=OKBGNLOMFFK:O0IN5O8MJ?MHKD5M DNJNANJEDOHN7NOHNOA@G@H@:O(NNFO:.HNL KFKANIMLOAMDJMGMLODNJNANJEDFNOFNIFE<?NJNI GN<NLHE:O)NFNLHN<JNI=OBNNFJMI9M= AMJMHKGMLKLOAMJKIFFK3KOL>DFNHNONIN5 AMDJMHK:OOMBLNHNOFMBNH@/MLO>JNG GMIKLHMOACJCLNL=O+NINAN3JNIO "CLCBO?IMO,N7NJJMBKO,C7FNIE (@JMG?NLO NL=O>JNGNO?@HN7NJM MFFK:O2MJMHKGMO,M9JKB @GMJMIKGJMO84I@<F@: 0--#-#66%%#%% 84I@LF@JMGMLO6MOACOBEDELFEOKJMOKJ8KJKOAKJ8K F>1JNGNLO$N;MFM9KO"N6C;O0FNJNG.N=OANGNLOAKIO6NFNLHN<OFM1DKO84BFMIHK: +/!).816&58086 0FNJNG.N*O%(K;OBNHM9MO #.LKLONJMG7KLHMO>JNLO7NAMIJMIKOGN1EG>IBCLC;: /38)85767..4 $KHKLO0+#.LKLONJMG7KLHMO>JNLO7NAMIJMIKOHMOGN1EL:ONIN/JEO>J?NGEL& +NINAN3JNIO2MJMHKGMBK <MDJKLHMOB4;J@OBNJHEIEHNOACJCLHC:O0FNJNG.NOBNJHEIEHNOACJCLNLOAC ,M9JKBOGMJMIKGJMO84I@<?M 7NLE?M/MLHK=ONGLEO;N?NLHNO #.JKOAMJMHKGMLKLOGNLJE<ONL>LBCLCL GN1NLO,C7FNIO(@JMG?NLO NL= ?N3HCICO2COB4;J@OBNJHEIEGN*O%0AJN9E?=OAK;O7NL8KO8N;MFMGK;& HCIC?CONLJNFFE:O)MO2MJMHKGM B>ICBCLCOB>INLO0FNJNG=OANGNLO6NFNLHN<FNL=O%2MLOBK;KO>DCG>IC?:O2KJKG,M9JKBOGMJMIKLHMLOB>ICLCOAKI >IC?OBK;K:O"MLKO0BEI.BELE;OBK;&O9M6NAELEONJHE:O$N;MFM9KO"N6C;O0FNJNG= NLO4L9MO54;?MJMIKLKOIK9NOMFFK: 9M6NANOKF7N/ML=O%2K;O(>LHNDKDNO$N;MFMBKGK;:OMIODMBK?HMLO7NAMI ,C7FNIEL=OACOFMJM/>LO84I@<?MBK GN1EG>IC;:O2K;K?OK5KLOB>ICLCLODNGLN3ELELODK?O>JHC3COHM3KJ=O4L9MK<MOGNINHEO6MOAMJMHKGM=ONIN5O84LJKDJMO6NFNLHN<ELOB>ICLOGN<NGE1OGN<N?NHE3EO4LM?JKHKI:O)NFNLHN< HMIHK: B>ICLOGN<EG>IBN=OB>ICLCLODNGLN3EODK?O>JCIBNO>JBCLO7NAMI GN1NIE;:O(K;OAK;KO>DCGCL=OB>LINOMJM<FKIKL:ODC?NHE3ELE; + 75726818581386 8N;MFMJMIKOMJM<FKIKIBMLK;=OAKJ?MHK3KLK;O1NIFKJMIMO>G 434)8/608'823( 6MIKIBKLK;&OHMHK:O2CO9M6N1O@;MIKLM=O>JNGOGMIKLHMOACJC,C7FNIELO?@HN7NJMBKOKJMONIN5 LNLO6MO?N3HCIO>JNLOF@?O6NFNLHN<JNI=OANGNL B>ICLCO54;@J@IDML=OACODM;OHMOK;HK7N? 6NFNLHN<EOGC7NJNHE:OO BEDELFEBEOGN<NLHE:O$MJMLONIN5JNIOD@5@D= DNJNANJEDOA@G@DO>JCL9N*O7MIDMBOAKI NLHNONIN5JNINOG@DJMLHK:O2COG@DJML?MOB>LC9C=O>JNGOGMIKLHMOA@G@D *---- FNIFE<?NJNIOGN<NLHE:O0IN9NOAKL?MD ,""" ;?KIO2@G@D<M7KIO2MJMHKGMBK.GJMOAKIJKDFM KBFMGMLONL9NDODNJNANJEDFNLO4F@I@ @;@?@GJMO@LJ@[email protected]/MBFK6NJOH@;MLJMHK: AKLM?MGMLOKLBNLJNI=OKBGNLOMFFK !MBFK6NJKLOKJDO8@L@OH@LOB>LNOMIMIDML=OHN7NOKJDO8@LHML* %!MBFK6NJKLK;=O>I8NLK;NBG>LCLC; GN1EJNLOGNLJE<ONL>LBO6MOACLCLOB>LC9CLHNOGN<NLNL ANFBEL&OK/NHMJMIKLKODCJJNLHE: K;HK7N?=O/MBFK6NJMO84J8MOH@<@IH@:O +)8/4576*83(26745/76 +,757340768186 2371/734 .7)54*7$4608'83( 2MJMHKGMLKLONBFE3EO1NLDNIFFN=O%'-'OGJ@JOFNIK7!MBFK6NJMO8KF?MDOKBFMGMLOAKIO7N?KJMOANGNLOKBM= JMIKLHMOGN1EJN9NDO/MBFK6NJOK5KLOAMJMHKGMONIN5 M;KJ?MOFM7JKDMBKONFJNFFE:O+NJNANJE3ELOK5MIKBKLHMONIN9NOKJDNJHEIN9NDFEI&OGN;EL9N=OKLBNLJNIOAMJMHKGMLKLOAMJKIFFK3K MIJMGMLO6MOAKLMLO7N?KJMODNHEL*ONIN9NOAKLHKDFMLOB>LIN BNNFFM=OAMJKIFFK3KOGMIHMO>JHCJNI:O!MBFK6NJMO8KF?MD >FCIN9NDOGMIOACJ?NGEL9N=OKL?MDOKBFMHK:O0L9NDON<N3EBE KBFMGMLJMI=O?MFIMJMI9MODCGICDO>JC<FCIHC:O0L9ND=O/MBFKDNJNANJEDFE:OLM?MHK:O0IN9ELOK5MIKBKLHMO;>IOAKIOHCIC?HN 6NJO?MINDJEJNIE=OHNDKDNJNIOB>LINOD4F@OAKIOB@I1IK;JM HCINLO7N?KJMODNHELN=OAKL?MGMO5NJE<NLJNIOHNO;>IONLJNI DNI<EJN<FE:O2MJMHKGMLKLO84LHMI?MBKLKOAMDJMHKDJMIKONIN5= GN<NFEL9N=O7N?KJMODNHELOM;KJ?MOFM7JKDMBKOGN<NHE: 8MJ?MHK:O Yol ortasından koşan vatandaşlar, ezilme tehlikesi yaşadı +.7/756$&1!26,75734072426 0825('682&2$! "N<NLNLOACO>JNGJNI=O/MBFK6NJMOHN7NOKJDO8@LHMLO84J8M H@<@IH@:O#MDK=OA4GJMOAKIOB>ICLCLO>JC<?NOLMHMLKOLMGHK 2MJMHKGM=ONBFE3EO1NLDNIFFN*O'-'OGJ@JOFNIK7JMIKOK5KL= /MBFK6NJOGMIKLMONIN5ODNJHEIEJN9NDFEI=OHMHK:O)NFNLHN<JNI HN=OKDKO8@LOA>GCL9NONIN5ODNJHEIEJN9NDFEI=ONLJNHE:O)MOH@L 0GELO'.@ONIN5ODNJDE<OL>DFNBELNO8KFFK:O0L9ND= AMJMHKGMHMLONJELNLOAKJ8KGMO84IM=OAMJMHKGMOKDKO8@L A>GCL9NOHM3KJOBNHM9MONGELO'.@LHMONIN5ODNJHEIN9NDFE: Gelen araçlar küçük, kalabalık büyük olunca, vatandaşlar araca binebilmek için tartıştı #NLDNIFFNOACLCOAMJKI?MGKL9M=O6NFNLHN<JNI=OAMJMHKGMLKL GNLJE<ONL>LBCLCLODCIANLEO>JHC: +,75734076,8'*82(6)8,714/60&* +>LCGJNOKJ8KJKO6NFNLHN<JNIELOCJN<FE3EO2MJMHKGM 2N<DNLE=OGN<NLNLOACOB>ICLJNOKJ8KJK=O7NAMIK?OG>D=OK/NHMJMIKLKODCJJNLHE:O)NFNLHN<JNIOKBM=OACLNOFM1DKO84BFMIHK:O+E;8ELODNJNANJED*OAN<DNLBEL=OLNBEJO7NAMIKLO>J?N;= <MDJKLHMOBKFM?DIOGNLEFO6MIHKJMI:O Yanlış anonsun, pankartı Festivale gitmek isteyen hamile kadın, ezilme tehlikesi atlattı SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> 8 GÜNCEL SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 14 17Eylül Şubat2014 2013Pazar Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> Büyükşehir’den 257 proje, 20 milyar liralık yatırım İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE CAN-MAL KAVGASI Çalışma ve sosyal güvenlik bakanı Faruk Çelik Asansör cinayeti ile ilgili yaptığı açıklama da Can mı mal mı buna karar vermek lazım diyor. Yani işçiler can derdinde işverenler mal derdinde. Birisi canını kurtarmak, diğeri de doymayan açlıkla malını artırmak çabasında demek istiyor. Yani yöneticiler bir karar vermek ve Can mı, mal mı sorusunun cevabını vermek zorundadır. Aslında hiç düşünmeye gerek yok T.C anayasası devletin her ferdinin can ve mal güvenliğini korumakla görevlidir der. Yani bu canlar arasında işçiler de var. Çünkü 15 yılda 15 bin yani her yıl kazalarda 1000 işçi kaybediyoruz. Artık yaralanan, sakatlanan ve organlarını kaybedenlerin sayısını merak edenler istatistiklere bakabilirler. Hükümet torba yasaya eklenen bir madde ile yeraltı ve madenlerde çalışanların çalışma saatleri, ücretleri, yıllık izin ve emeklileri konusunda yeni bir düzenleme yapılınca işverenler ayağa kalkarak bu yüklerin kalıdırılmasının mümkün olmadığını söyleyip Zonguldak da 22 madeni kapattıklarını açıklayıp, 4500 işçisini sokağa işsizliğe bıraktılar. Bu ne demek biliyor musunuz işçilerin canları bizim için önemli değil, bizim için tatlı karlarımız yani malımız önemli diyorlar ve hükümeti blöf yapıyorlar. Eğer bu şartları düzeltmezseniz biz işçilerimizin parasını ödeyemeyez ve para kazanamayız diyorlar. Ben yıllardır yazıp söylüyorum. İşverenler asla doymuyorlar ve işçilerinin canları pahasına doymayan iştahlarının peşinden koşmaya, çok kazanmaya ısrarla devam ediyorlar. Bölüşmek, biraz daha az kazanmak ve işin insanı boyutlarını asla düşünmüyorlar. işletme de bir kural vardır bilirsiniz teşebbüs, emek, sermaye bunlar karları eşit bölüşmelidirler der iktisat kanunları ama asla bu bölüşüm Türkiye de adil olmamıştır, hep sermayeden yana, emeğin hakkını çiğneyerek devam etmiştir. Türkiye bir sosyal devlet olmak ve anayasanın gereğini herkes için yapmak ve yerine getirmek zorundadır. Bu işçi olunca başka, işveren olunca başka olmamalıdır. Bu ülkede herkes eşit ve birinci sınıf bir vatandaştır diye hep söylenir ya. O zaman işçi de birinci sınıf vatandaş olmalı, hakları, canları korunmalıdır ve bunun için gerekli ne ise eksiksiz yapılmalıdır. Uluslararası ilo sözleşmelerinin imzalanması ve uluslararası standartların yakalanması pahasına ne gerekiyorsa herkes yapmalıdır. Hükümet geç de olsa bunun adımını atmıştır ve buna karşı Zonguldak da yapılan eylem gibi karşı harekatlar başlamıştır. Hükümet bunu asla kaale almamalı ve doğru bildiğinden şaşmadan yoluna devam etmelidir. Ha bizim kömürleri hükümet alsın teklifine de bakılıp değerlendirilmeli gerekirse 4500 işçinin işsiz kalmaması için standartlara uyan kömürleri devlet de almalıdır. Türkiye sosyal ve işçi haklarının korunduğu medeni, modern bir ülke olmalıdır. Yoksa sloganla, edebiyatla yeni ve büyük Türkiye asla kurulamaz ve kimse de bunları yutmaz. Belki Başbakan Davutoğlu da Erdoğan gibi ülkemize çok eserler ve yasalar kazandıran bir başbakan olarak tarihe geçmek ister diye düşünüyorum. Yoksa diğer başbakanlar gibi tarihe gömülür gider... Urla’nın kurtuluşunun 92. Yıldönümünde Urla Belediyesi Gençlik Spor Kulübü de sezon açılışını gerçekleştirdi U İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarına yön verecek 2015 - 2019 Stratejik Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde onaylandı. Planda 9 sektörde belirlenen 257 projenin hayata geçmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 10.9 milyar liralık harcama yapması öngörüldü. ESHOT ve İZSU projeleri ile birlikte bu tutarın 20 milyar lirayı aşması bekleniyor İ Bornova’da ‘şenlik’ var B ornova Belediyesi, bugün renkli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Ünlü Bulgar şarkıcı Galena, Cüneyt Şentürk, Sakobend ve Nuri Şen’in konuk olacağı Sohbahar Şenliği, Pınarbaşı Nazım Hikmet Rekreasyon Alanı’nda gerçekleştirilecek. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, tüm Bornovalıları piknik havasında gerçekleşecek olan şenliğe davet etti. Balkan göçmenleri, Bornova Belediyesi ile İzmir Balkan Göçmenleri Derneği’nin işbirliğinde düzenlenecek. Sonbahar Şenliği’nde buluşacak. Pınarbaşı Nazım Hikmet Rekreasyon Alanı’ndaki Şenlik’te Ünlü Bulgar sanatçı Galena, Cüneyt Şentürk, Sakobend ve Nuri Şen sahne alacak. Pek çok Balkan kenti ile ‘kardeş belediye’ olan Bornova Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşecek organizasyona, aralarında Bulgaristan milletvekillerinin de yer alacağı çok sayıda konuk katılacak. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, tüm Bornovalıları piknik havasında gerçekleşecek olan şenliğe davet etti. İlçe sınırları içerisinde çok sayıda Balkan göçmeni vatandaşın yaşadığına dikkat çeken Atila, "Balkan kültürünü yaşatmak amacıyla düzenlediğimiz etkinlikte, halaylarımızı hep birlikte çekeceğiz. Her zaman olduğu gibi birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajlarını yine Bornovamızdan vereceğiz" diye konuştu. (HABER MERKEZİ) zmir Büyükşehir Belediyesi'nin Eylül ayı meclis toplantısı üçüncü birleşiminde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2015 – 2019 dönemi için hazırlamış olduğu “Stratejik Plan” görüşülerek kabul edildi. 9 sektöre ilişkin 257 projenin yer aldığı İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı’nda, kentte hayata geçirilecek projeler ve hedefler yer aldı ve bu hedeflere ulaşmak için 10.9 milyar liralık bütçe öngörüldü. Planlanan harcamaların sektöre göre dağılımında 2 milyar 493 milyon lira ile ulaşım birinci, kentsel altyapı ise 2 milyar 88 milyon liralık yatırımla ikinci sırayı aldı. 1 milyar 394 milyon liralık harcama ile yönetişim üçüncü, 1 milyar 130 milyon liralık harcama ile kentsel koruma ve planlama dördüncü sırada yer alırken, bunları sırasıyla çevre yönetimi, sosyal dayanışma ve sağlık, afet yönetimi ve güvenlik, kültür, sanat ve spor, turizm ve yerel ekonomi sektörleri izledi. İZSU ve ESHOT’un planlanan harcama verileriyle birlikte, önümüzdeki 5 yıllık süreç içinde öngörülen toplam harcamanın 20 milyar TL’yi aşacağı belirtildi. İzmir’in vizyon projeleri Stratejik planda yer alan projeleri tanıtan sunumun ardından konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve CHP Grup Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan, 2015- 2019 Stratejik Planı'nın katılımcı bir anlayışla hazırlandığını ve kurumun 3. stratejik planı olduğunu belirterek şunları söyledi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi, daha önce hazırlanan stratejik plan doğrultusunda kente 4.8 milyar para harcanmıştı. Yeni dönemde hayata geçirilecek projeler için 10.9 milyar lira harcanacak. 9 sektörde yer alan 257 projemiz içerisinde Gaziemir Yeni Fuar Kompleksi, Sosyal Yaşam Kampusü, İzmir Banliyö Sistemi'nin geliştirilmesi, tramvay hatları, yeni iskeleler, marinalar, mevcut iskelelerin geliştirilmesi, yaya alt ve üst geçitleri, spor kompleksleri, Doğal Yaşam Parkı’nın ikinci bölümünde yer alacak Akdeniz Akvaryumu ve Zooloji Müzesi ile gemilerden atık alma projeleri öne çıkanlar arasında. 19 ilçede hizmet binaları yapacağız. İzmir tarihinin meydana çıkarılması çalışmaları devam edecek. Kenti ileriye taşıyacak projelerle İzmir'in yurt içi ve yurt dışında tanınırlığını artıracağız. Stratejik plana bakarak bir başkanın dünyaya bakışını, kentine bakışını anlayabilirsiniz. Geçen dönemde harcadığımız 5 milyara yakın paranın nereye gittiğine bakarsanız toplum menfaati ortaya çıkar. Bu, kentin daha iyiye gitmesi, gelişmesi ve daha huzurlu olması içindir. 10.9 milyar lira da aynı amaçla İzmir'in huzuru ve refahı için harcanacaktır. Başkanımızın başarılı olacağına inanıyorum.” “Dilediğim adama ihale vermiyorum” AK Parti Grup Başkan Vekili Bilal Doğan’ın stratejik planda yer alan kentsel dönüşüm projelerine ilişkin, “Sizin kentsel dönüşüm binanız var mı? Kolaycılığı seçerek Uzundere’de konut satın aldınız” sözlerine yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentsel dönüşümde uzlaşmayı ve gönül rızasını tercih ettiklerini belirtti. Bugün çıkan yasalar yüzünden kentsel dönüşüm alanında Türkiye’de uygulan- abilen tek bir projenin bile olmadığını dile getiren Başkan Kocaoğlu, “Olmaz, olamaz da. Çünkü bu kanun tapuya müdahale etmektedir. Tapuyu, mülkiyeti ortadan kaldırmaktadır. Sadece ve sadece Caddebostan ve Bağdat Caddesi gibi tek tek gayri menkullerde, rantı çok yüksek olan yerlerde uygulama yapılmıştır. Fikirtepe iflas etmiştir. Biz İzmir’de uzlaşmayı tercih ediyoruz. Biz vatandaşın gayrimenkulünü gasp etmek istemiyoruz. Bu yasa bu şekilde yürürlükte olduğu müddetçe, biz bu yasayı kullanmayacağız. Uzlaşma ve gönül rızası ile yapabildiğimizi yapacağız” diye konuştu. Yatırımların geciktiğine yönelik eleştirilere de yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Ben diğer kentlerde olduğu gibi istediğim adama ihale veremiyorum. Vermiyorum. Yasayı uyguluyorum. Ondan dolayı da gecikiyor. Biz yasalara uygun olarak hiçbir şeyi istismar etmeden, görevimizi geç de olsa yapacağız” dedi. “İstismar edilmekten bıktım” İzmir’de kurmayı planladıkları katı atık bertaraf tesisi ile ilgili bir soruya da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, AK Parti Grubu’na hitaben; “Katı atık konusunda artık konuşmayacağım. Çünkü bu konuda istismar edilmekten bıktım. Bu çevre yatırımını da başlatayım, ondan sonra elinizden geleni yapın” şeklinde konuştu. Katılımcı bir model İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2015 – 2019 Stratejik Planı, CHP ve MHP gruplarının “kabul”, Ak Parti grubunun “red” oyuyla meclisten geçti. Stratejik plan çalışmaları, ilçe belediyeleri, kamu kurumları, üniversiteler, basın kuruluşları, sivil toplum örgütleri, muhtarlar ve vatandaşlardan gelen görüş ve öneriler doğrultusunda, katılımcı bir anlayışla yürütüldü. İnternet üzerinden ve birebir görüşülerek yapılan anketlerden elde edilen sonuçlar, bu 5 yıllık yol haritasının oluşturulmasında büyük pay sahibi oldu. Stratejik plan çalışmaları 5 ay sürdü. (HABER MERKEZİ) G rla 12 Eylül Stadı’nda gerçekleşen sezon açılışı stada adını veren ve Urla’nın kurtuluş günü olan 12 Eylül saat: 12.00’de yapıldı. Açılışa Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Urla Belediyesi Meclis Üyeleri, Urla Belediyesi Gençlik Spor Kulübü Yönetici ve sporcuları ile Urlalılar katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından konuşmasını yapan Urla Belediyesi Gençlik Spor Kulübü Başkanı Metin Saltık “1946’dan bu yana Urla’mızı spor alanında temsil eden kulübümüzün bu günlere gelmesinde emeği geçen yönetici, eğitimci, sporcu ve taraftarlarımıza çok teşekkür ederiz “ dedi. Bütün sporcuların yeni sezonda centilmence, Urla Gençliğe yakışır bir sezon geçirmelerini dileyen Saltık “2014-2015 sezonunun hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu. “BİR ÇOCUĞA DAHA SPOR YAPTIRABİLİRSEK NE MUTLU BİZE” “Urla’nın başarılı spor tarihi gösteriyor ki, Urla’nın kılcal damarlarında spor var” diyen Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar “Hepinizin bildiği gibi ben de bir sporcu annesiyim. Sporun bir çocuğun hayatına ne gibi güzellikler kattığını çok iyi biliyorum. Genç arkadaşlarımı burada gördüğüm zaman çok seviniyorum. Bir çocuğa daha spor yaptırabilirsek ne mutlu bize” dedi. Urla’da rekreasyon alanı yapmayı planladıklarını söyleyen Başkan Sibel Uyar “İçinde basketbol sahası, halı saha, kaykay pisti gibi faaliyet alanlarının olduğu bir rekreasyon alanını hayata geçirmek istiyoruz. Ayrıca Urla’da futbolla ilgilenen herkesin mutlaka bir kere top koşturduğu İskele ile de ilgili çalışmalarımız var” dedi. Kurtuluşumuzun 92. Doğum gününde, yenilediğimiz 12 Eylül Stadı’mızda, yeni sezon tüm çocuklarımıza, spor camiamıza ve Urla’ya hayırlı, uğurlu olsun” diyen Başkan Uyar “Sporu hayatımıza katalım istiyorum. Urla Gençlik’in hak ettiği yere gelmesi için Urla Belediyesi olarak, ekipçe elimizden geleni yapacağız” dedi. BAŞKAN UYAR YENİLENEN STADI GEZDİRDİ “Öncelikle fiziksel koşulları düzeltmek gerektiğine inanarak stadımızı yeniledik. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diyen Başkan Uyar yenilenen stadı açılışa katılanlara gezdirerek yapılan çalışmaları anlattı. Yeni sezona hazırlanan statta şu çalışmalar yapıldı: Kapalı tribün; asfalt dökümü, parke döşeme ve boya işlemleri ile tamamen yenilendi. Gözlemci Kulübesi’nde boyama, kapı ve çatı yapımı ile tadilat yapıldı. Hakem odaları, soyunma odaları ve üst kattaki misafirhane boyanarak bakımı yapıldı. Elektrik tesisatı yenilendi. Açılış etkinliklerinde sporcuların tekvando, mini futbol ve 80. Yıl Ortaokulu’nun hentbol gösterileri ve Urla Gençlik ve İzmir Büyükşehir Belediyesi basketbol ve Urla Gençlik ve Güraltay futbol karşılaşmaları yapıldı. Başkan Sibel Uyar, basketbol müsabakasını izleyerek, sporculara destek oldu. Etkinliğin sonunda Urla Belediyesi tüm katılanlara balık ekmek dağıttı. (HABER MERKEZİ) İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk kez düzenlenen “Tasarım Koridorları” ulusal fikir yarışmasına 77 proje başvurusu oldu. Tasarım ve tasarımcıların desteklenmesi konusuna özel önem veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilk kez bu yıl düzenlediği “Tasarım Koridorları” ulusal fikir yarışmasıyla yeni bir heyecan yarattı. İzmir Akdeniz Akademisi'nin düzenlediği yarışmaya 77 başvuru oldu. Haziran ayında başlayan ve son başvuruların 8 Eylül'de alındığı yarışmaya Türkiye'nin pek çok kentinden katılım oldu. Yarışmada kazananların açıklanmasının ardından, eserlerin Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde sergileneceği bildirildi. İzmir içinde tasarımlarını yapacakları yeri kendileri belirleyen yarışmacılar, kentin çeşitli kamusal alanlarında performans ve diğer sanatsal etkinlikleri içinde barındıran, taşınabilir, çok amaçlı mekan tanımlayan tasarımlar oluşturdu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yarışma ile kentlilere tasarım bilincinin kazandırılmasını ve bu konudaki çeşitli etkinlikleri barındıracak bir mekanın yaratılmasını hedefliyor. “Tasarım Koridorları” ulusal fikir yarışmasının asli jürisinde Prof. Dr. Cana Bilsel (Mimar), Yrd. Doç. Dr. Can Özcan (Endüstriyel Tasarımcı), Dr. Erdal Uzunoğlu (Mimar), Hakan Gencol (Endüstriyel Tasarımcı), Mehmet Kütükçüoğlu (Mimar), Murat Tabanlıoğlu (Mimar) ve Turgut Çıkış (Mimar) yer alıyor. (HABER MERKEZİ) taçlandırıyor. Seyrek’teki kampüse, rüzgar ile güneşin birlikte kullanılarak bu 2 kaynaktan kesintisiz ve daha verimli elektrik elde edilmesini sağlayan hibrit santral kuruluyor. İzmir Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı kapsamında 1 milyon TL ile desteklediği proje toplam 2.2 milyon TL’ye mal olacak. Öğrenci otoparkının üzeri yaklaşık 3 bin metrekarelik güneş panelleriyle kaplanacak, ayrıca bir de rüzgar türbini yerleştirilecek. Güneş ve rüzgar enerjisi birleştirilerek saatte 500 kilovat elektrik elde edilecek. 50 bin metrekare kapalı alana sahip kampüsün tüm elektrik ihtiyacının yarısı bu hibrid santral sayesinde karşılanacak. Bu alanda ülkemizin sayılı yatırımlarından biri olacak doğa dostu tesis, araştırma ve eğitim laboratuvarı olarak da kullanılacak. alanda öncü bir adım attıklarını açıkladı. Prof. Dr. Batar, 2 ay içinde tamamlayıp düğmeye basacaklarını dile getirdi, şunları söyledi: “Güneşten ve rüzgardan genellikle ayrı ayrı santrallar yardımıyla elektrik elde ediliyor. Hibrit santral sayesinde ise her 2 kaynaktan aynı anda, daha etkin şekilde elektrik üretmek mümkün. Geliştirdiğimiz yeni projeyle işte bunun yolunu açacağız. Aynı zamanda kampüsümüzdeki otoparkı daha işlevsel hale getirmiş, araçları olumsuz iklim koşullarından korumuş da olacağız. Ülkemize kazandıracağımız yeşil kampüs, Öncü bir adım atıldı yenilenebilir kaynakların değerGediz Üniversitesi Mühendislik ve lendirilmesinde de örnek teşkil edecek, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. benzer girişimleri özendirecek. Ülkemizin Turan Batar, hibrit santral kurarak bu sahip olduğu çevreci kaynakların ekonomik değere dönüştürülmesinde Gediz Üniversitesi, öğrenci otoparkını aynı zamanda hibrit santral olarak Gediz Üniversitesi Mühendislik ve değerlendirerek örnek bir yenilebilir enerji projesine imza atacak. Üç bin me- Mimarlık Fakültesi olarak öncülük trekarelik bu alan otopark olarak kullanılmaya devam eder0ken, yaklaşık üstlenmeye devam edeceğiz.” 100 konutun ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik üretecek. (HABER MERKEZİ) Çeşme'de 'ses referandumu' Karşıyakalı kadınlardan ‘ADALET’ çağrısı Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi, kadınların adalet arayışına destek vermek amacıyla, iki farklı davaya katılarak eylem yaptı. Boşandığı kocası tarafından öldürülen Serpil Erfındık cinayeti ile 14 yaşındaki E.A.’ya yönelik tecavüz davalarını izleyen Karşıyakalı kadınlar, “Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz” mesajı verdi. Mağdur kadınların adalet arayışına destek vermek için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin ilk durağı Bergama Adliyesi oldu. Karşıyakalı kadınlar, Mart 2012’de Dikili’de tecavüze uğrayan 14 yaşındaki E.A.’nın davasına destek olmak amacıyla, sendika ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile birlikte eylem yaptı. Kadınlar, iki tecavüz sanığının tutuksuz yargılanmasını ve davanın iki yılı aşkın süredir sonuçlandırılmamasını pankartlar açarak ve sloganlar atarak protesto etti. Duruşma sonunda davanın tekrar ertelenmesi de tepkilere yol açtı. "Kadın cinayetine son" Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri, 15 Aralık 2013’te eski kocası Vedat Atik tarafından bıçaklanarak öldürülen, Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi Serpil Erfındık davası için de Bayraklı Adliyesi’nde toplandı. Vedat Atik’in en ağır cezaya çarptırılmasını isteyen kadınlar tepkilerini de dile getirdi. Bu duruşma da delillerin toplanması için 20 Ekim tarihine ertelendi. (HABER MERKEZİ) Çeşme Kent Konseyi'nin toplantısında konuşan Başkan Dalgıç, gürültü konusunda çok fazla şikayet olduğunu vurguladı; "Sorunu birlikte çözer, beraber karar veririz" diyerek 'referandum sinyali' verdi. Çeşme Kent Konseyi 2014 Yılı 1. Olağan Genel Kurulu, Çeşme Belediyesi Çakabey Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda, Çeşme Kent Konseyi Başkanı Hakan Kerman'ın yönetiminde gerçekleşti. Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Şakir Karadede, CHP Çeşme İlçe Başkanı Ekrem Oran, Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Osman Köfüncü, Çeşme Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Hakkı Kocakara, Çeşme Belediyesi Meclis üyeleri, Kent Konseyi Yönetim Kurulu ve üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile çok sayıda kent sakini katıldı. Kent konseyinin ve çoğulcu demokrasinin ilçe açısından önemini vurgulayan Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Çeşme'nin yoğun bir yaz sezonu geçirdiğini kaydetti. Sezon boyunca belirli konularda bazı şikayetler aldıklarını vurgulayan Başkan Dalgıç, "Gürültü konusunda çok fazla şikayet oldu. Fakat şu bilinmeli ki Belediye'nin yönetmelik itibariyle bu konuda eli kolu bağlı... Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verdiği izinler doğrultusunda açılış ve kapanış saatleriyle uyup uymadıklarını, izinlerinin olup olmadığını denetleyebiliyoruz. Önümüzdeki yıl bu sorunu beraber çözer, gürültü konusunda işletmelerin açılış-ka- panış saatlerine referandum yaparak hep birlikte karar verebiliriz" diye konuştu. Koruma imar planları yapıldı Çeşme'de 27 hektarlık alanın koruma imar planlarını yaparak meclisten geçirdiklerini belirten Başkan Dalgıç, "Büyükşehir'e giden planların yılbaşına kadar onaylanacağını düşünüyoruz. 27 hektar alan içerisinde, belediye olarak Mazlum VESEK [email protected] ÇOBAN HAMDOŞ İLE TİP’Lİ YILLAR Türkiye solunun istisnai ve efsanevi partisi TİP, kuruluş süreci, meclisteki 15 milletvekili, içyapısındaki ayrışmaları ve dağılış süreci dahil; her dönemiyle ayrı bir tartışma konusu olmuş ve solun her zaman gündeminde olmuştur. TİP denince akla ilk gelen kişiler her ne kadar Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Sadun Aren gibi birkaç öncü isim gelse de şüphesiz TİP, bir isimsiz kahramanlar geçididir. Üye çoğunluğu ‘emeğini kol gücünden kazanan kişilerden’ oluşan TİP’in kısacık ömrüne rağmen bu kadar konuşulmasının temel nedeni, Türkiye işçi sınıfının büyük özverisinin ilk eseri olmasıdır. İletişim Yayınları’ndan geçtiğimiz günlerde çıkan “Türkiye İşçi Partisi’ne Aşık Oldum” kitabı isimsiz bir kahramanın TİP yıllarını içeriyor. Yoksul bir köylü ailenin çocuğu olarak 1937 yılında dünyaya gelene Hamdi Doğan, ‘Hamdoş’ olarak bilinir. Çocuk yaşlarda ırgatlık, çobanlık ve ırgatlık yapan Hamdoş’un hikayesi, bir çobanın objektif koşullarda bilinçlenerek sol ile tanışması ve yaşamının her anına ve alanına devrimci mücadeleyi kararlılıkla götürebilmesi açısından çok çarpıcı. Hamdoş’un anlattıkları bir diğer yanıyla, 1930’lardaki feodal yapıdan ticaret kenti ve sanayi kenti olmaya doğru giden Antep’in tarihsel bir kesitini de arka planına alması açısından önem arz ediyor. Anlatılanlar, salt kişisel bir anlatı değil; ağalık düzenine karşı mücadele etmenin, siyaset yapabileceği ve hak ve özgürlük mücadelesi verebileceği egemenler tarafından düşünülemeyen, Antepli emekçilerin nasırlı elerliye toprağa ve betona dayayıp doğrulmalarının hikayesidir. 1962’de TİP’e katılan Hamdoş, Adıyaman, Malatya, Hatay, Adana, Urfa gibi kentlerde örgütleme çalışmalarına katılır. 1965 seçimlerinde bütün köylülerine (hatta seçim görevlisine bile) TİP’e oy verdirebilecek kadar iyi bir örgütleyici ve sosyal yönü gelişkin biridir. Yıl 1965, Antep’te Çapalı diye bir köy ve bir köy odasında TİP’in 15 milletvekilinin fotoğrafının asılı olduğu kare düşünün. Çoban Hamdoş’un bu anısı bile Anadolu topraklarında solun çok güçlü damarının olduğunun ispatıdır. Yoldaş Kürt Reşit Hamdoş’un en yakın dostu ve yoldaşı da, Tarık Ziya Ekinci’nin, Yaşar Kemal’in anılarında TİP’in halkla en güçlü bağı hatta şahdamarı olan Kürt Reşit’tir (Güçkıran). Kürt Reşit, Hamdoş’unh anılarına göre psikolojik sorunları olan bir TİP’li tarafından öldürülür. Hamdoş, TİP’teki Aybar-Boran ayrışmasında, Aybar ile yoluna devam eder. Sosyalist Devrim Partisi (SDP)’nin kurucuları arasında yer alır. Onun anlattıklarında Türkiye solunun bölünme hastalığı çok açık bir şekilde ifade ediliyor. Bu açıdan Hamdoş’un anıları, ders alınması gereken çok önemli deneyimler içeriyor. Tasarımcılar İzmir için yarışıyor Doğa dostu bu projeyle ‘yeşil kampüs’ olacak ediz Üniversitesi, kendi elektriğini rüzgar ve güneşten karşılayacak. Bu amaçla öğrenci otoparkına hibrit santral kuruluyor. İZKA’nın da desteklediği bu çevreci proje tüm Türkiye’ye örnek olacak. Gediz Üniversitesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik bilimsel çalışmalarını çevreci bir projeyle 2014 Pazar 17Eylül Şubat 2013 Perşembe 9 GÜNCEL 14 Urla’nın kurtuluş gününde 12 Eylül Stadı sezonu açtı İzmir’in 5 yıllık yol haritası hazır [email protected] SiYAH MAVi KIRMIZI SARI hedeflediğimiz meydan düzenlenmesi, konutların pansiyon ve turizm alanı düzenlenmesinin izinlerini vereceğiz. Maraş Sokağı'nı özel proje altına aldık. Buralarda düzenleme yapacağız. Kazanılmış tüm hakları tuttuk emsal ve yükseklikte herhangi bir yükseltme yapmadık. Çiftlik Altınkum'un yıllardır beklenen planlarını bakanlıklara gönderdik. Başta ücretsiz kullanılacak otopark alanı, yeşillik alan, belediye alanı ve enerji trafolarında düzeltme istedik." şeklinde konuştu. İki ay önce kurulan Çeşme Kent Konseyi'nin yaptığı çalışmalara ve hedeflerine değinen Kent Konseyi Başkanı Hakan Kerman ise konsey çatısı altında Engelli, Kadın, Çocuk ve Gençlik meclisi olmak üzere 4 meclis kurduklarını söyledi. Kerman; meclislerin kendi çalışma gruplarının haricinde Kültür Sanat, Turizm ve Tanıtım, Eğitim, Ulaşım, Hayvan Hakları, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma, Çevre Sağlığı ve Doğayı Koruma, Tarım ve Hayvancılık ve Doğal Afet çalışma gruplarıyla farklı alanlarda doğrudan çözüm arayışında olacaklarını kaydetti. "Çeşme ve sakinleri için iyi şeyler yapmak için çalışacağız" diyen Kerman, Çeşmelileri konseyin bir parçası olmaya kent için birlikte karar almaya davet etti. (HABER MERKEZİ) Terziler Geldiler Terziler geldiler. Bu güneşler odaların dışındaydı artık./Herkes titrek ve sabırsız, titrek ve sabırsız evlerinde/Gazeteler yazmadı, dükkânlar dönemindeydik/Yüzlerce odalarda yüzlerce terziler, pencerelerini kapadılar/Parmakları uzun, kuru solgun yüzleri sararmış, eskimiş durmaktan/Yitik saat köstekleri, titrek ve sabırsız yorgun bacakları/Her şeylerine yön veren durmuşluğa olur dediler/Beğenip gülümsediler. Hamdoş’un anılarından dikkat çeken bir diğer nokta da Antepli terzilerin sosyalist oluşu. TİP’ten önce Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi içinde yer alan terziler, Antep’te sol kültürün yerleşmesinde ve TİP’in güçlenmesinde çok etkilidirler. Galip Ataç, Necip Diker, Sükeyman Ceydeli, İbrahim Poyraz, Mahir Bilgili, Müslüm Durmaz, Terzi Kürt Kemal, Abidin Güçkıran ve daha niceleri Hamdoş’un yoldaşı olmuşlardır. Kitapta, Hamdoş’un “Sosyalist Terziler” başlığıyla yer alan bölüm, sanki Turgut Uyar’ın “Terziler Geldiler” şiirinde gülümseyen terzileri anlatıyor. Hamdoş, kitapta 1990’lı yıllardaki ÖDP ve sonrasında eski TİP’lileri bir araya getirdikleri dernek deneyimini de aktarıyor. Bir zamanlar sosyal-demokrat siyasetin ön planda isimlerinden biri olan Celal Doğan ile ilgili de çarpıcı anılar var. Malatya Olayları ve tabii ki Antep’teki 12 Eylül de kitaba yansıyanlar içinde yer alıyor. Yarım asırdan fazla bir süreyi kapsayan anılarına, “Alnımıza vurulmuş feodal damga: Ağalık” bölümüyle başlayan Hamdoş’un anıları aynı zamanda kendisi gibi isimsiz kahramanların da buluşma alanı olmuş. Devrim ve sosyalizm özlemleri hala dinç olan Çoban Hamdoş’un anıları solun tarihine not düşecek değerde. SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 14 Eylül 2014 971Şubat 2013Pazar Perşembe Kilimanjaro’da bir Egeli Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmaloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Aydoğdu hobi olarak başladığı dağ tırmanışlarına bir yenisi daha ekliyor. Prof. Dr. Aydoğdu Ege Üniversitesi'nin 60. yıl kutlama çalışmaları kapsamında 5 bin 895 metre yüksekliğindeki Afrika Kilimanjaro Dağı’na tırmanacak. Prof. Dr. Aydoğdu Türk Bayrağını, Ege Üniversitesi bayrağını ve 60. yıl logosunu Afrika’nın zirvelerine taşıyacak P rof. Dr. Aydoğdu, “Bu işin çok zevkli olduğunu söylemek lazım. Kendinizle ve vücudunuzla baş başa oluyorsunuz. Vücudunuzun sınırlarını görüyorsunuz. Cep telefonu yok, internet yok, saf doğada kendinizle baş başasınız. Bu işi yaparken hevesinizin yanı sıra fiziki koşullarınızı da tartmanız gerekir. Bu işler şaka kaldıran işler değil. Hedefiniz doğru seçilmiş ve yapabileceğiniz nitelikte olmalı” diye konuştu. Daha önce birçok tırmanış gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, “Ege bölgesindeki dağlara tırmandım. Bunlar genelde çok yüksek olmayan 2 bin metrelik dağlardı. Aralarında 2 bin 200 metre ile Bozdağ’ı en yükseğiydi. Bunlara trekking olarak çıkılıyor. Ardından Doğu Karadeniz Dağlarına merak sardım. İzmir’de her sene deniz, kum görmekten sıkıldım. Doğu Karadeniz Yaylalarına gittim” dedi. İlk zirvesini 3 bin 937 metrelik Kaçkar Dağında gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, “Kaçkar Dağına ailecek çıktık. Türkiye’nin 4. büyük yüksek dağıdır Kaçkar. Bunu 7 yıl önce gerçekleştirdim. Ondan sonra bir Aladağlar geçişim oldu. Niğde tarafından girip Kayseri tarafından çıkıyorsunuz. 3 bin küsur metre civarlarında burası. Aladağlar içerisinde demir kazık tepesi var; Türkiye’nin çıkılması en zor dağından biridir. Yüksekliği 3 bin 700 metre. Çok yüksek olmamasına rağmen çıkılması zordur. Biz bu tırmanışı demir kazık olmadan ailecek yaptık. O zamdan beri benim kafamda Ağrı vardı. Bu hedefimi bir kaç yıl sonra gerçekleştirdim. Çünkü bu ciddi bir organizasyon gerektiriyor” dedi. “SAĞLIK KOŞULLARI GÖZ ARDI EDİLMEMELİ” Yüksek dağlara tırmanmanın ciddi bir organizasyon gerektirdiğini söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Ağrı dağı 5 bin 165 metre. Ben 53 yaşındayım ve bu bağlamda vücudumun buna el verip vermeyeceği için tereddütlerim olmuştu. Nitekim 2013 yılının Temmuz ayında bu hayalimi gerçekleştirdim. Ağrı Dağı zirvesine çıktığımda da üniversitemizin bayrağını da diktim. Ağrı Dağı sakin ve güneşli gibi duruyor olsa da, zirvede müthiş bir rüzgâr hâkim. 24 kişilik bir grupla çıktık biz dağa. Fakat bunlardan 17’si zirveye ulaşabildi. Dağda zirve önemlidir ama bazen organizmanız yetmeyebiliyor. Bütün dağlar zirve için çıkılır ama bazen sağlık koşullarınız buna el vermeyebilir. Eğer olmuyorsa da zorlamanın âlemi yoktur” dedi. İlk yurtdışı dağ tırmanışını Afrika Kilimanjaro’da yapacağını söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Bu Ekvator’un hemen altındaki bir dağ. Kilimanjaro dört mevsim karlı, hatta buzlu bir dağ. 5 bin 895 metre yüksekliğindeki bu dağın en büyük özelliği teknik ekipman gerektirmeden çıkılabilecek en yüksek dağ olması. İyi bir trekkingciyseniz, sağlığınızda da her hangi bir sorun yoksa bu dağa çıkmanız mümkün olacaktır” dedi. Kilimanjaro’nun volkanik bir dağ olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Bu dağ tehlikeli etaplar içermiyor. Açıkçası ben de kendime güvenli yerler seçiyorum. Adrenalin içermeyen tırmanışlar gerçekleştirmeye çalışıyorum. Kilimanjaro bu anlamda çıkılabilinecek en yüksek dağ. Bundan sonra hedefimde tabi ki Himalayalar var” diye konuştu. Kilimanjaro’nun 3 tepesinden biri olan Uhuru Özgürlük Tepesi’ne ulaşmak istediklerini söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, tırmanışını Türkiye’den uzman doktor bir arkadaşı ile gerçekleştireceğini söyledi. “ZİRVE KEYFİ UZUN SÜRMÜYOR” Prof. Dr. Aydoğdu, “Kilimanjaro’ya Moshi kasabasından çıkacağız. Bu tırmanış toplam 4 gece kamp şeklinde gerçekleşecek. Çadırlarda konaklayacağız. 5. gecede zirveye ulaşılması planlanıyor. Zirveye tırmanışlar genellikle gece geç saat sabah ilk saatlerde gerçekleşir ki, gün doğarken zirvede olmak amaçlanır. Bunun se- Buca’da Goran fırtınası B uca Belediyesi’nin balkan dernekleriyle birlikte organize ettiği 3 gün sürecek 4. Balkan Festivali, coşkulu bir şekilde başladı. Festival kapsamında konser veren dünyaca ünlü sanatçı Goran Bregoviç,“Buca’da olmaktan mutluyum” dedi. Balkan Festivali, saat 18:00’de Buca Çevik Bir Meydanı ile Hasanağa Bahçesi arasında gerçekleşen kortejle başladı. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, CHP İzmir Milletvekilleri Mehmet Ali Susam, Musa Çam ve Mustafa Moroğlu ile AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait ve balkan dernekleri başkanları ile, üyeleri ve vatandaşların katıldığı korteje vatandaşlar da alkışlarıyla destek verdi. Hasanağa Bahçesi’ne gelen kortej, burada balkan derneklerinin açtığı 17 standı ziyaret etti. Burada yöresel lezzetleri tadan protokol üyeleri, daha sonra halk oyunları gösterisini izledi. Gösteriler öncesi konuşan Başkan Levent Piriştina, Goran Bregoviç konseri ile ilgili sosyal medya üzerinden olumsuz eleştiride bulunanlara tepki gösterdi. Bregoviç ismini sosyal medya üzerinden halka sorarak belirlediklerini belirten Başkan Piriştina, “Kardeşlik, barış içinde hep bu kentin ihtiyaçlarını belirledik. En önemlisi ‘bu kente mutluluk ve barış lazım’ dedik. Bunlardan çok çekmiş acısını bilen balkanlarla bir olduğumuzu kardeşçe, elele yürek yüreğe Bucamıza güzellikleri yaşatmak istiyoruz. Huzurumuzu bozmaya yeltenenler olursa başta bu kardeşiniz olmak üzere arkamda sizler kesinlikle müsaade etmeyecektir” diye konuştu. Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak da, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Türk Milleti’nin asli evlatlarıyız. Sonsuza kadar yaşatacağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatları olarak ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ diyoruz” şeklinde konuştu. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da, “Bu festivali düzenleyen güçlü bir şekilde devam eden değerli belediye başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi. AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait de, “Balkanlılardan solcu ve sağcı çıkar ama vatan haini çıkmaz. Birlik ve berabirliğe çok ihtiyacımız var” dedi. Daha sonra Buca Rumeli Göçmenleri Derneği ve FOMGED, birer halk oyunları gösterisi sundu. BREGOVİÇ COŞKUSU Festival daha sonra Şirinyer Pazaryeri’nde gerçekleşen Goran Bregoviç konseri ile devam etti. Binlerce kişinin izlediği konserde sanatçı, birbirinden güzel şarkılarını seslendirdi. Bregoviç, Buca’da olmaktan mutlu olduğunu belirtirken, protokol üyeleri sanatçının bazı şarkılarında halay çekti. Konseri Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina’nın yanı sıra Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak, Dünya Bosnalılar Birliği Başkanı Hasan Sehoviç, ve Bosna Hersek Başkonsolosu Hrvoje Tanta izledi. Konserin sonunda Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak, Goran Bregoviç ve Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina’ya, Başkan Piriştina da Goran Bregoviç’e plaket taktim etti. (HABER MERKEZİ) Sporla yüzler güldü İ zmir’de bu yaz sporun adresi yine İzmir Büyükşehir Belediyesi Yaz Spor Okulları oldu. 3 ay boyunca 21 branş ve 11 ayrı merkezde gerçekleştirilen kurslardan 23 bin İzmirli yararlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün düzenlediği Yaz Spor Okulları’na bu yıl rekor katılım oldu. Toplumun her kesimine spor yapma olanağı sunan Büyükşehir Belediyesi’nin yaz spor okullarından geçtiğimiz yıl 19 bin kişi yararlanırken, sayı bu yıl 23 bine çıktı. Kentte spor yapma olanağından daha fazla kişinin faydalanabilmesini amaçlayan spor etkinlikleri Kültürpark Celal Atik ve Evka4 spor salonları ile Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal Yaşam Alanı, Bostanlı Tenis Kortları, Seha Aksoy Atletizm Sahası, Yeşilyurt Sahası, Bor- Moda evi gibi “Sosyal Market” Bayraklı Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde bulunan ve ihtiyaç sahiplerine ücretsiz kıyafet sağlayan “Sosyal Market” yüzleri güldürmeye devam ediyor. İhtiyaç sahipleri içinde gelinlikten damatlığa birçok ürün bulunan modern bir alışveriş merkezi görünümündeki sosyal marketten, ücretsiz yararlanıyor. Moda evini aratmayan sosyal marketi günde ortalama 15 aile ziyaret ediyor. Bayraklı Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesinde bulunan ve geçtiğimiz dönemde hizmete giren “Sosyal Market” ihtiyaç sahiplerine ücretsiz kıyafet vermeye devam ediyor. Duyarlı vatandaşların destekleriyle ayakta duran sosyal market, evlilik öncesi çiftlere de önemli imkanlar sağlıyor. Hayırseverlerin bağışlarıyla modern bir alışveriş merkezini andıran markete son olarak bir moda evi de 7 gelinlikle destekte bulunarak, evlenecek çiftlerin yüzünü güldürdü. Bağışlar ne kadar artarsa yardımların ulaşabileceği kişi sayısının da artacağından yetkililer bu konuda vatandaşları daha duyarlı olmaya davet ediyor. Aileler, Bayraklı Belediyesi Sosyal İşler nova Rekreasyon Alanı, Bayraklı Sahası, İnciraltı, Asarlık ve Uzundere Çok Amaçlı Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Çoğunluğu çocuk olmak üzere her yaştan İzmirliler; basketbol, futbol, cimnastik, sağlıklı yaşam, tekvando, judo, satranç, aerobik-pilates, halk oyunları, tenis, voleybol, kondisyon, atletizm, eskrim, hentbol, zumba, kano, badminton, güreş ve yüzme dallarında yaz boyunca spor yapma olanağı buldu. Yüzme branşı, en çok rağbet gören branşlardan oldu. Celal Atik yüzme havuzundaki eğitimlerden 5 binin üzerinde çocuk yararlandı. Okulların açılması ile birlikte sona eren yaz spor okullarından yararlananlara başarı sertifikaları törenle verildi. (HABER MERKEZİ) Müdürlüğü’ne, semt merkezlerine ve muhtarlıklara müracaat ederek bu uygulamadan ücretsiz olarak faydalanabiliyor. Ev ihtiyaçlarından, elbiseye, ayakkabıdan bebek eşyasına ve gelinliklerden damatlıklara kadar binlerce parça ürün Sosyal Markette ihtiyaç sahiplerine sunuluyor. Kampanyanın faydalı bir şekilde devam edebilmesi için duyarlı vatandaşların daha fazla bağışlarına ve desteklerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Kimsenin onurunu, gururunu kırmadan ihtiyaç sahibi kişi ve aileler gelip, sosyal marketten ücretsiz olarak yararlanabiliyor. ” dedi. (HABER MERKEZİ) bebi gün doğuşunu zirveden izlemek düşüncesi değil Öğle vaktine kadar kamp yerine inmiş olmanız gerekir. Çünkü öğleden sonra bütün yükseltilerde şiddetli rüzgârlar başlar. Zirvede de saatlerce çay, kahve içip oyalanayım oturayım gibi bir durum söz konusu olmuyor. Kısa bir süreliğine mutluluğu yaşar, fotoğrafınızı çeker inersiniz. Genelde geri dönüş daha hızlı olur. Çıkışın yarısı kadar bir süre. Dağ kazaların çoğu da inişte gerçekleşir. Bu yüzden yine de dikkat etmek gerekir” diye konuştu. Tırmanışını 29 Eylül 2014 tarihinde yapmayı hedefleyen Prof. Dr. Aydoğdu, “Bu işler şaka kaldıran işler değil. Hedefinizi doğru seçmelisiniz, yapabileceğiniz nitelikte olmalı. Yapamıyorsanız zorlamanın gereği yok ama başardıysanız da tebrik etmek gerekir” diyerek sözlerini noktaladı. (EGE-AJANS) Şifa Üniversitesi Dermatoloji Uzmanı Kuşku: Yaz sizde kötü bir hatıra bırakmasın Malign Melanom lezyonlarının, yani cilt kanserlerinin yüzde 30’u benler üzerinde gelişiyor. Dolayısıyla olası bir cilt kanserini erken dönemde yakalayıp, tedaviye başlamak için benlerin periyodik olarak kontrolü büyük önem taşıyor. Özellikle güneş ışınlarına uzun süreli maruz kalınan yaz aylarının son bulduğu bugünlerde, bu ben kontrolleri daha da büyük önem taşıyor. Çünkü benlerin uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasının, cilt kanserlerinin oluşmasında önemli payı olduğu biliniyor. Benlerin büyük çoğunluğunun zararsız olduğunu hatırlatan Şifa Üniversitesi Göztepe Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ergün Kuşku, ancak bazı benlerin ise erken müdahale edilmediğinde, kısa sürede yaşamı tehdit eden cilt kanserlerine dönüşebildiğini söylüyor. Uzm. Dr. Kuşku, “Yaz aylarında kendini daha fazla gösteren güneş, cilt üzerinde yer alan benler için büyük tehlike oluşturuyor. Korkulu rüya görmemek için daha bilinçli olunmalı ve güneşin cildimize vereceği zararlara karşı daha dikkatli davranmalıyız. Yazın sona erdiği bugünlerde benlerimizi kendi kendimize tedkik etmeli; mevcut bir benin büyümesi, kanaması, renk değiştirmesi veya üzerinde kanayan yaralar olması gibi kanserleşme lehine bulgular tespit etmemiz halinde ise vakit kaybetmeden doktora başvurmalıyız. Çünkü dünyada görülme sıklığı oranı en hızlı artan kanser türlerinden biri olan melanom lezyonlarının yüzde 70’i cilt üzerinde sonradan gelişirken, yüzde 30’u ise mevcut olan bir ben üzerinde oluşmaktadır.” diye konuştu. GÜNEŞ BENLERDEKİ LEZYONU TETİKLİYOR Benlerin güneş gördükçe hem sayılarının arttığını hem de yapılarının bozulup dejenere olabildiğini kaydeden Kuşku, “Özellikle kısa sürede alınan yüksek doz güneş ışını ve oluşan güneş yanıkları ben artışını hızlandırdığı gibi, kanserleşme olasılığını da artırır. Her bir güneş yanığı, tehlikeyi daha çok artırır ve özellikle çocukluk yaşlarındaki güneş yanıkları daha tehlikeli olabilir.” dedi. Ancak melanomun sadece güneş gören bölgelerde gelişmediğine de dikkat çeken Kuşku, “Bazı melanomların güneşe maruz kalmayan deri bölgelerinde ortaya çıkması, başka faktörlerin de önemli olduğunu gösteriyor. Özellikle avuç içi ve ayak tabanında bulunan benlerde ve tırnak kenarında ya da tırnakta kahverengi renk değişikliği olması melanomun işareti olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurmak yaşamsal önem taşıyor.” bilgisini verdi. BELİRTİLER NELER? Uzm. Dr. Kuşku, herkesin vücudundaki benlerin yerini bilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Vücudumuzdaki benlerin yerini ve biçimini bilmemiz; üzerinde oluşabilecek herhangi bir değişikliği erken saptamamız için gereklidir. Herkesin kendi benlerini takip etmesi çok önemlidir. Benlerde asimetri, sınır düzensizliği, renk değişikliği (benin birden çok renk içermesi), belirgin büyüme, iltihabi reaksiyon ya da kanama gibi belirtiler kötüye dönüşümün işaretleri olabilir. Melanom gelişimi açısından risk faktörleri bulunan bireyler için ilk uzman muayenesi sonrasında belirli aralıklarla dermatolojik muayene öneriyoruz.” dedi. (CİHAN) SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 14 Şubat Eylül 2014 17 2013Pazar Perşembe Soğanlı bitkilerin ve çekirdeksiz limonun siyaseti... Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Hemen hepimiz Ayten Alpman şarkıya "Havasına suyuna taşına toprağına" diye başladığında nakaratın gelmesini bekler ve "Bir başkadır benim memleketim" diye katılarak yüreğimizden gelen duyguları seslendirmez miydik? Bir memleketin diğer ülkelerden farkını sadece insanlar, gelenekler, kültür, tarihten bugüne aktarılan ortak değerler ve yarına dönük ortak beklentiler oluşturmuyor. O memleketin doğası ve doğal zenginlikleri de, farkları oluşturmakta. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'i Beykoz'daki "Bitkisel Biyoçeşitlilik ve Geofit Araştırma Merkezi"nin bahçesindeki kahvaltı masasında dinlerken, memleketimizin diğer memleketlerden neden farklı olduğunu bitkisel örneklerle öğrendik. Endemik ve geofit Örneğin sadece bir coğrafyada yetişen ve baş- ka coğrafyalarda rastlanmayan bitkilere "Endemik bitkiler" deniliyormuş. Bu açıdan bakıldığında sadece Türkiye'de bulunan endemik bitki türü sayısı 4000 civarındaymış ve Tarım Bakanlığı bünyesindeki Ar-Ge kurumları bunların tümünü, gen bilgileri ile kayda almışlar. Düşünün ki tüm Avrupa kıtasındaki açık ve kapalı tohumlu 12.000 bitki türü varken, bu sayı Türkiye'de 12.500'e ulaşıyor. Bunların üçte biri de sadece Türkiye'de bulunan endemik bitkiler... Hepimiz lale, çiğdem, şakayık, zambak, siklamen gibi isimlerle bildiğimiz çiçeklerin "Soğanlı" ya da "Yumrulu" bitkiler olduklarını biliriz. Bazılarımız lale soğanlarının Osmanlı'dan Hollanda'ya nasıl kaçırıldıklarını ve ne tür büyük ekonomik gelişmelere konu olduklarını da okumuşuzdur. İşte bu soğanlı ve yumrulu bitkilere de "Geofit bitkiler" deniliyormuş... Türkiye florasında bu geofit bitkilerin 1000 değişik türü varmış ve bunların yüzde 40'ı endemikmiş, yani sadece bizim topraklarımızda bulunmaktaymışlar. "Şakayık"tan "alev topu"na.. Tarım Bakanlığı şimdi Yalova ve Beykoz'daki "Geofit Merkezleri" ile bu türlerin korunmasını, yeni türlerin üretilmesini ve bunların uluslararası kayıtlara geçirilmelerini de gerçekleştiriyor. SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Latince adı "Paeonia turcica" yani "Türk şakayığı" olarak bilinen, Antalya, Burdur ve Isparta'da rastlanan taç yaprakları kırmızı, üreme organları sarı olan göz alıcı çiçeği hepimiz biliriz. İşte geofit merkezlerinde bundan üretilen ve "Alev Topu" adı verilen melez şakayığı görseniz, mutlaka büyülenirsiniz. Mehdi Eker'i dinlerken özlenen tür siyasetin "Vizyon" ile "Misyon" gerektirdiğini ve bunlara "İcraatın" yani "Execution"un da eklenmesi halinde ne gibi sonuçlara ulaşılabileceğini anlıyorsunuz... Tarım siyaseti Bitki tohumlarında ve hayvancılıkta genetik kaynakların korunması ve bunların ıslah edilip geliştirilmeleri, üzerlerinde yoğun çalışmalar yapılan alanlar. Örneğin artık "Yerli patates"in altı çeşidi var tarımımızda. Türkiye şimdi kiwi ihracatçısı... Üç çeşit "Çekirdeksiz limon" türü de türetilmiş Ar-Ge merkezlerinde. Dünyanın 3'üncü en büyük tohumgen bankası Ankara'da...Yumurta tavuğu Geliştirme Merkezi'nin ürünleri olan "Atabey" ve "Atak" tavukları da üreticilere sunulmuş. Mehdi Eker'le siyasetin icraata yansıyan yönlerini konuştuk dün... Tarımdaki gelişmeleri öğrendik. 13.09.2014 Fotoğraf: Fotoğraf: Fotoğraf: Zeynel Zeynel Zeynel Zeynel Fotoğraf: Fotoğraf: Fotoğraf: Zeynel Zeynel Abidin Abidin DAĞTEKİN Abidin DAĞTEKİN Abidin Abidin DAĞTEKİN DAĞTEKİN DAĞTEKİN Abdurrahman DLPAK YENİ AKİT GAZETESİ CEHEPE CHP, Kurtuluş savaşını veren, kuvva-i milliyenin, müdafayı hukukun devamı olan bir parti imiş. CHP, Cumhuriyeti kuran partiymiş.. CHP, Türkiye’ye demokrasiyi getiren partiymiş.. İster inan ister inanma, CHP’liler bunu tekrarlayıp duruyor.. 29 Ekim geliyor. O zaman yine yazarız.. 23 Nisanlar’da da yazıyoruz. Yunanı denize dökme hikayesi de böyle bir şey. Hani İzmir’in kurtuluşu kutlanıyor ya, aynı sözleri tekrarlıyor. Oysa geldikleri gibi gittiler.. İngiliz gemileri ile geldiler ve İzmir’i yakıp, yıkıp, yağmalayıp o gemilere binip gittiler.. Ha! Bu arada, ilk kurşun da İzmir’de değil, Dörtyol’da sıkıldı. Çünkü Anadolu’nun işgali İzmir’den değil, Hatay’dan başladı. CHP kurtuluş savaşı filan da vermedi. O zaman yoktu zaten.. Kurtuluş savaşı dini mübini İslam adına verildi.. Hilafeti korumak için verildi. CHP bu değerleri yoketmek için mücadele etti.. İlk meclisin açılışının hatimlerle yapıldığını biliyoruz. Meclisin kapısında ise kelime-i tevhid bayrağı asılı idi, içeride de duvarda ayet yazılı idi. İlk anayasa, dini mübini İslama sadakattan bahsediyordu. CHP, Kars İslam Cumhuriyeti’nden, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nden hiç sözetmezler. Sadece Hatay Cumhuriyeti’nden söz ederler dikkat ederseniz.. Bir çok yerde kongreler yapıldı. Nedense Sivas ve Erzurum dışında hiç birinden sözetmezler.. Hatta Sivas ve Erzurum kongelerinin müzakere zabıtlarından da sözetmezler.. Düzenli ordular tarafından verilen savaşlar da belli.. 1. ve 2. İnönü savaşı. Tabi 1. si olduysa.. Afyon, Eskişehir bölgesinde bir kaç çatışma, Sakarya ve Başkumandanlık meydan muharebesi. Sonuncusu 22 gün sürdü ve en uzunu da buydu.. Sahi İstanbul nasıl kurtulmuştu. İngilizler’i, Marmara ya da boğazda denize dökmedik değil mi? Ruslar da geldikleri gibi gittiler değil mi? İşgalci Ruslar niye durduk yerde Kurtuluş savaşında bize silah ve altın verdiler.. Güldürmeyin insanı. Bırakın CHP’liler günah çıkartmaya devam etsin. Bu konular konuşulsun ki, biz de gerçekleri açıklama fırsatı bulalım. Kemal Tahir okumuş, insaf sahibi bir kaç sol da bu vesile ile belki bir kaç kelam eder bu vesile ile.. “Mustafa Kemal hep mali sıkıntı içindeydi” Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Tarih sempozyumları çok ilginç oluyor. Hele bir de kendi doğduğunuz, büyüdüğünüz topraklarda gerçekleşiyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesi anlatılıyorsa... Ankara Üniversitesi İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nün ev sahipliğinde gerçekleşen 3. Ulusal Sakarya Zaferi ve Haymana Sempozyumu’nda o kadar çok ayrıntıya girildi ki eğer canlı yayınlanıyor olsaydı, eminim ki ekrana çakılır kalırdınız.. İlgi çeken tartışmalardan biri de Mustafa Kemal’in ordu müfettişi olarak Samsun’a gönderilişiydi. Aynı dönemde, aynı, hatta daha fazla yetkilerle başka bölgelere de müfettişler gönderilmiş. Gerekçesi de Paris Konferansı öncesinde işgal güçlerinin tansiyonunu düşürmekmiş. Ama asıl ayrıntı, mali konulardaydı. Hepsi de belgelere dayalıydı... Hani, Mustafa Kemal Samsun’a giderken, padişah kendisine bir sandık dolusu altın verdi derler ya, işte bu konu da soruldu. İşte ilginç ayrıntılar: Eğer yola çıkmak için gerekli para daha önceden alınabilmiş olsaydı, Samsun’a çıkış 3-4 gün önce gerçekleşecekmiş. Mustafa Kemal’in o dönemdeki tüm yazışmalarında, kendisine ve kadrosuna yeterli ödenek ayrılmadığı, hatta geçim sıkıntısı çektikleri sık sık vurgulanıyormuş. Cephede savaş halindeyken aldığı maaşın askeri ataşeyken aldığından daha az olduğuna isyan edip, serzenişte bulunduğu da yine dönemin kayıtlarında mevcutmuş. Anlayacağınız, Mustafa Kemal, Samsun’a çıkarken, bırakın yanında sandık dolusu altınları, bir ay sonrayı çıkartacak harçlıkları bile yokmuş!.. TC Haymana’da kuruldu Çok iddialı bir başlık ama biraz ayrıntılara girildiğinde, ikna oluyorsunuz. Haymana, Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır” dediği yer. Yani Osmanlı’nın, geri çekile çekile geldiği son noktadır. 12 Eylül’de eğer Haymana da düşmüş olsaydı, Yunan orduları soluğu Ankara’da alacak ve Türkiye Cumhuriyeti maceramız belki de daha başlamadan bitecekti. Sakarya Zaferi anlatılırken, bu büyük zaferin hep Sakarya’da kazanıldığı algısı yaratılır. Oysa o zaferin asıl dönüm noktası, Haymana ve çevresidir. Mustafa Kemal’in ve diğer komutanların karargâhları da yine aynı bölgededir. Gazilik unvanını almasına vesile olan yaralanması da yine orada gerçekleşmiş... İsyanlar ve Batılılar Sunumlardan biri de Milli Mücadele’nin gerçekleştiği dönemdeki iç isyanlardı. Bir yandan yedi düvele karşı savaş verirken öte yandan neredeyse hemen hemen her hafta ülkenin farklı bir bölgesinde ayaklanmalar, isyanlar gerçekleşmiş. Kimi saray kaynaklıymış kimi dış güçlerin tezgâhı, kimi de artık savaşlardan bıkan halkın yeter artık tepkisiymiş... Yine çok ilginç bir ayrıntı da müttefik ülkelerin, Lozan’da pazarlıklar sürerken, savaşta yenilen biz değiliz, Yunanlılar çıkışına karşın, sonraki yıllarda önemli bir devlet adamı olan Venizelos’un bizi oralara kim sürükledi, arkamızı kim sıvazladı şeklindeki tepkisiymiş... Savaştan kareler Milli Mücadele’nin nasıl kazanıldığına ilişkin öylesine ayrıntılara girildi ki bütün bunları, bugünkü nesillerin de bilmesi gerekir ama nasıl? İşte birkaç satır başı: - En büyük fedakârlığı 57. Tümen verdi. En büyük kaybı da yine onlar verdi. Eğer onların ölümüne mücadelesi olmasaydı, savaşın kaderi çok farklı olurdu. Çöl sıcağında, hemen her gece cepheden cepheye koşarak ortalama 40 kilometre yol kat edip, o yorgunlukla düşmanla göğüs göğüse savaştılar. Mermileri bittiğinde süngülerini takıp siperlere saldırdılar... - On binlerce şehit verildi ve bir gün bile ateşkes ilan edilmediği için o zor şartlarda hiçbiri ortada bırakılmadı, anında defnedildi. Bu yüzden yüzlerce kilometrelik alanın her karesi şehit mezarlarıyla dopdolu. Ama kimsenin haberi yok!.. Milli park oluyor Yıllarca Cağaloğlu’nda çalıştık. Yani Roma’nın, Bizans’ın, Osmanlı’nın yönetildiği mekânlara gittik, geldik. Ve bir gün olsun, o günleri anımsatacak anekdotlarla, etkinliklerle ya da bilgilendirmeyle karşılaşmadık. Bölük pörçük duyduklarımızı, okuduklarımızı bir araya getirmeye çalıştık ama o binlerce yıllık görkemli tarihin bir parçası olduğumuzu hiç hissedemedik... Aynı duyguları, Haymana’yla ilgili sempozyumdaki konuşmaları dinlerken de hissettim. Ne ilkokulda ne de sonraki yıllarda bu topraklarda olup bitenler bize yeterince hatta hiç anlatılmadı, tarih dersleri, götürülüp oralarda işlenmedi, daha da önemlisi, Haymana’nın rolü, Milli Mücadele içinde yok sayıldı. 90 yıllık bir gecikmeyle bölgenin milli park haline getirilmesi, o döneme ait gerçeklerin gün yüzüne çıkması, her şeye rağmen yine de takdire şayan. Bu noktaya hiç gelinmeyebilirdi de... Sempozyuma üniversitelerden, bakanlıklardan, Genelkurmay’dan ve çeşitli kurumlardan çok önemli tarihçiler gelmişti. Tarihi diziler kadar ilgi görmese de yine de hayli izleyeni vardı... Özetin özeti: Dünü anlamadan, bugünü çözmek mümkün değil. Aslında aranan pek çok sorunun cevabı tarihin derinliklerinde. Bu yüzden, tarih derslerini azaltmak ya da yok etmek yerine, çok daha fazla önem vermeliyiz. Ama orijinal belgeler ve çakma olmayan tarihçilerle...13.09.2014 CHP gerçek anlamda bir Cumhuriyet rejimi de kurmadı.. Cumhuriyet adı ile etiketlediği bir tek parti diktatörlüğü kurdu.. Cumhuru adam yerine koymadı. Kurulan rejimde tek adam da vardı, ebedi şef de.. Tek adam rejimi ancak Monarşilerde vardı. Olsa olsa bu rejimin adı Monarşik Cumhuriyet olurdu..!? Tek parti var, adaylar tek kişi tarafından belirleniyor. Ancak parti üyeleri oy kullanabiliyor. Seçim sistemi açık oy, gizli tasnif. Oylar partide sayılıyor ve oy pusulaları yakılıyor.. İtiraz ne mümkün. İstiklal Mahkemeleri var.. Kanuna göre yargılama yapılmıyor, verdiği karar kanun sayılıyor.. Savcı yok, avukat yok. Temyizi mümkün değil verilen kararın. Hakim yerinde oturanlar ise hukukçu değil, partili milletvekilleri.. İşte getirdik dedikleri Cumhuriyet bu. Demokrasiyi getirmişler. haha ha! Halksız bir demokrasi.. Kendi içlerinden bir gruba Demokrat Parti’yi kurdurmalarını demokrasiyi getirmek diye yutturmaya çalışıyorlar.. Missouri zırhlısının Türkiye’ye gelmesi bu konuda bir milat oldu. Türkiye batı kampına alınacaktı. Soğuk savaşta biz Rusya’nın karşısında yer alacaktık.. Türkiye batının ucuz asker deposu, sıçrama tahtası, Truva atı olacaktı. BM de daha sonra kurulacak, NATO’da yer almamız için kendimize çeki düzen vermeli idik.. Savaş sonunda Almanya’ya ve Japonya’ya savaş ilan etmemiz, ardından İsrail’i ilk Cezayir’i son tanıyan ülkelerden biri olmamız boşuna değil. RCD, CENTO da bu planın bir parçası idi. Batı çok partili döneme geçilmesini istiyordu. CHP daha ne yapacağına karar vermeden, bir sürü parti kuruldu. Milli Kalkınma Partisi, Millet Partisi, Köylü Partisi, Ahrar Partisi, Nasrul Muhammedi Partisi. vs. CHP bundan rahatsız oldu. Kontrolü elinde bulundurmak istiyordu.. Demokrasi için değil, “Bu memlekete komünizm gelecekse de, onu bizi getirmeliyiz” anlayışı ile DP’yi kurması için kendi içlerinden birilerini görevlendirdi. O diğerlerinden daha fazla dini mesajlar vermeliydi ki, insanlar bu yeni oluşumu onlardan çok tercih etsinler.. CHP bu anlamda kendi açtığı kapıdan çıkan kardeşlerini ipe gönderen, demokrasi celladı bir partidir ya hu! Bu millet CHP’yi tanıyor. Hem de yeni de tanımıyor.. Oltaya takılan yemlere takılacak kadar da saf değil. Geçti Bor’un pazarı! Aramızdan bazılarını aranıza alarak, bize dinde reform politikalarını, irtica yaygaralarını, Türkün yeni amentülerini unutturamazsınız. Selam ve dua ile.. 13.09.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka 4 Evka 1 Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe 110 372 58 74 225 49 99 388 10 03 386 17 86 487 13 61 237 13 07 433 65 59 376 73 23 278 76 02 351 09 04 452 24 77 251 00 44 250 86 40 238 35 97 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet HastaneleriAliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 441 41 70 Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 14 17Eylül Şubat2014 2013Pazar Perşembe Okul servisi şoförlerine tespih yasağı Okul servisi sürücüleri, görev süresinde araçta ya da görev alanlarında sigara içmeyecek, tespih, zincir gibi takı takmayacak, öğrencilerle argo konuşmayacak. Şoför, firmanın belirlediği kıyafeti giyecek, giysiler ütülü ve temiz olacak. Sürücü, her gün traş olacak ve kişisel hijyene dikkat edecek İ çişleri Bakanlığı, okul önlerinde alınacak trafik tedbirleri ve servis araçlarının denetimine ilişkin bir genelge hazırlayacak tüm illere gönderdi. Genelgeye göre, trafik polisleri, öğrencilerin giriş çıkış saatinde okul önlerinde ve büyük kavşaklarda önlem alacak. Araçlarda taşıma sınırının üzerinde öğrenci bulunmayacak. Okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerinini taşıyan araçlarda rehber personel bulundurulacak. Servis araçlarının, Okul Servis Aracı Özel İzin Belgesi ve Okul Servis Araçları Bakım ve Onarım Takip Formu denetlenecek. Okul servis araçlarında "Okul taşıtı" yazısı ve "Dur" kırmızı ışık veren lambanın araç üzerinde ve çalışır olması sağlanacak. Araç camlarında renkli cam ve camların üzerinde renkli film tabakası bulunmayacak. Her koltukta emniyet kemeri yer alacak. rencilerle sarılma, kucaklaşma, öpme ve benzeri fiziki temas kurulamayacak. -Araçta logo ve süs yasakAraçlar daima temiz tutulacak. Araçlarda ilk yardım seti kolay ulaşılabilir yerde ve kullanılabilir durumda bulundurulacak. Araçta görüntüyü bozacak ve tehlike yaratacak gereksiz aksesuar ve süsleme kullanılmayacak. Araçların dışında izin verilen dışında hiçbir logo, yazı, çıkartma ve şerit bulundurulmayacak. Araçta öğrencilerin yara- -Kırıcı söz yasak Öğrencileri güvenli bir şekilde araca bindirmek ya da indirmek için trafik de dikkate alınarak uygun yer seçilecek. Öğrenciler araca bindiğinde kapı kapatılacak, bütün öğrenciler yerine oturup emniyet kemerini takmadan ve servis rehberinin "hareket edebiliriz" uyarısını almadan araç hareket ettirilmeyecek. Sabah geç kalan, emniyet kemeri takmayan veya araç içinde kurallara uymayan öğrencilere kırıcı söz söylenmeyecek. Uygun olmayan davranış "Araç içi uygunsuzluk formu" doldurularak servis müdürlerine iletilecek. Öğrencilerin belirlenen güzergahlar dışında farklı yerlerde inme veya alışveriş ve benzeri nedenlerle aracı durdurma talebi kabul edilmeyecek. Servislerde öğrenciden başka kişiler taşınmayacak. Öğrenci, eve bırakıldığında aileden birine teslim edilecek. Araçta öğrenci varken akaryakıt alma ve benzeri gerekçelerle durulmayacak. (AA) -Tespih, zincir yasakServis sürücüleri görev süresi boyunca firmanın belirlediği kıyafeti giyecek, giysiler ütülü ve temiz olacak. Sürücü, her gün traş olacak ve kişisel hijyene dikkat edecek. Sürücü, görev süresi içinde araçta ya da dışarıda görev alanlarında sigara içmeyecek, tespih, zincir gibi takılar kullanmayacak. Sürücü, öğrenci, veli, okul idarecileri, şirket yöneticileri ya da çalışanlar ile ilişkilerinde ve trafikte nazik ve hoşgörülü olacak. Servis şoförü, öğrencilerle iletişimde laubali davranışlardan kaçınacak, konuşurken argo sözcükler kullanmayacak. Şoför, öğrencilerin kendisi, ailesi, arkadaşları, inançları ve tuttuğu takım gibi değerleri ile ilgili hiçbir koşulda olumsuz sözler söylemeyecek. Hangi gerekçeyle olursa olsun öğrencilere fiziki müdahalede veya kaba muamelede bulunulamayacak. Öğ- -Türk TelekomArıza Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma Posta Kodu Fono Tel Borç Ögrenme Çağrı -SinemalarAgora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel 121 11811 444 14 44 135 119 141 163 133 277 25 25 373 73 20 373 03 50 324 42 64 489 22 00 lanmasına sebep olabilecek sert cisimlerin üzeri kaplanacak. Servis şoförlerinin bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığı belirli aralıklarla kontrol edilecek. Servis araçlarının bakım ve onarımı 6 ayda bir yapılacak, taşıtların cinsine göre Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre periyodik muayeneleri düzenli takip edilecek. Araçtaki görüntü ve müzik sistemleri taşıma hizmeti sırasında kullanılamayacak. Şoförler, son 5 yıl içinde bilinçli taksirli olarak ölümlü trafik kazasına karışmamış olacak, alkollü olarak araç kullanma ve hız kurallarını ihlal nedeniyle sürücü belgesi birden fazla geri alınmış olmayacak. Araçların kapıları sürücü kontrolünde otomatik açılıp kapatılabilir olacak, camlarda tel kafes bulunacak. Yangın tüpü kolay ulaşılabilir ve bakımlı tutulacak. Lastik standartlarına uyulacak. Avşar Palmiye Cinemaximum Cinemaximum Cinemaximum (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center 277 48 00 278 87 87 446 90 40 425 01 25 386 58 88 712 07 13 343 83 15 381 64 61 347 58 25 489 88 85 445 87 76 252 56 66 832 14 11 483 75 11 277 11 00 Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması -TiyatroKonak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn. İzmir Devlet Tiyat. Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi 483 91 00 483 21 91 422 53 10 381 50 98 421 42 61 483 50 35 369 14 87 445 89 41 343 04 33 446 77 95 441 09 02 POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 261 48 04 Eşrefpasa Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> Turgut Özal Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Işılay Nadir, Ankara’da artan ishal vakalarına karşı vatandaşların hastalıktan kurtulmak için, istirahatın yanı sıra 2-3 gün süreyle bol sıvı alıması ve bol sebze-meyve tüketmesini tavsiye etti 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 14 17Eylül Şubat2014 2013Pazar Perşembe İshale karşı 'bol sıvı ile meyve-sebze tüketin' İ ç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Işılay Nadir, yaptığı açıklamada, Başkent'te hastanelere bulantı kusma ve ateş şikayetiyle gelen vakaların çoğaldığına işaret ederek, "Suların kontaminasyon dediğimiz mikrobiyolojik virüslerle bir şekilde karşılaştığını düşünüyoruz. Özellikle bu altyapısı olmayan bölgelerde çok daha sık karşılaşılan bir problem bunu içinde özellikle bu tür vakaların çok yoğun görüldüğü bölgelerde suların incelenmesi gerekiyor." dedi. "İSHAL DURUMUNDA HAZIR MEYVE SULARI VE YAĞLI YİYECEKLERDEN KAÇININ" Hastaların ishalden kurtulmak için öncelikle bol sıvı almak gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Nadir, şöyle devam etti: "Hastalar istirahat ile 2-3 gün çok ciddi bol sıvı alımı ile bol sebze meyve yiyerek bu durumu atlatırlar. Bu durum uzayacak olursa mutlaka bir hekime başvurmaları gerekiyor. Yediklerinin çok iyi yıkanmış olmasını istiyoruz. Kan grubu AB olanlar bunamaya daha yatkın Kan grubu AB olanların ileri yaşta hafıza kaybından daha fazla etkilendiği belirlendi. Amerikalı bilim adamları, kan grubu AB olan kişilerin ileri yaşta bunamaya kadar giden düşünme ve hafıza sorunlarıyla diğer kan grubundan olan kişilerden yüzde 82 fazla karşılaştığını ortaya koydu. Araştırmaya hafıza sorunu bulunmayan 30 binden fazla kişi katıldı. Yaklaşık 4 yıl boyunca yapılan araştırmada 495 kişide düşünme ve hafıza sorunlarına rastlandı. Bu kişiler sorun yaşamayan 587 kişiyle karşılaştırıldı. Kan grubu AB olanların hafıza sorunlarının çok daha fazla olduğu belirlendi. Araştırmanın sonuçları "Neurology" dergisinde yayımlandı. Daha önceki araştırmalar kan grubu 0 olan kişilerin hafıza kaybı ya da bunamayı artırabilen kalp hastalıkları ve felç riskinin daha az olduğunu göstermişti. (AA) Balık, ileri yaşta işitme kaybı riskini azaltıyor Yağlı balığın, yaşlılıkta görülen işitme kaybını azalttığı belirlendi. Amerikalı bilim adamlarının araştırması, haftada iki kez sardalya, somon ya da uskumru gibi balıkları tüketen ileri yaştaki kişilerde işitme kaybı riskinin azaldığını ortaya koydu. Bilim adamları, 65 bin 215 hemşirenin sağlık durumunu ve beslenme alışkanlarını 18 yıl boyunca inceledi. Bu süreçte 11 bin 606 kişide işitme kaybına rastlandı. Haftada iki kez omega 3 bakımından zengin balıkları tüketenlerde işitme kaybının yüzde 20 az olduğu görüldü. Bilim adamlarından Dr. Sharon Curhan, ileri yaştaki işitme kaybının kalp sağlığıyla bağlantılı olduğuna dikkati çekti. Curhan, yaşlılıktaki işitme kaybı önlenemez gibi görünse de sonuçların beslenmeye dikkat etmenin riski azaltabileceğini gösterdiğini vurguladı. Araştırmanın sonuçları "American Journal of Clinical Nutrition" dergisinde yayımlandı. (AA) Hijyene dikkat etmelerini istiyoruz. İçme sularının temiz ve hijyenik olması açısından çok dikkat edilmesine, ishal sürecinde çeşme sularının kullanmamalarını hazır su kullanmalarını öneriyoruz. Etken genellikle viral olduğu için (virüsler yoluyla bulaşabilen anlamında) antibiyotik kullanımını çok önermiyoruz kullanımına gerek yok. Bu durumda bizim semptomatik tedavi dediğimiz destekleyici tedavilerle durumu kontrol altına alıyoruz. Özellikle bu dönemde yağlı yememelerini hazır meyve sularından kaçınmalarını hastalara öneriyoruz." "İSHAL KALPTE RİTİM BOZUKLUKLARINA YOL AÇIYOR" Yandaş hastalık varsa ishalin daha da fazla önem arz ettiğini vurgulayan ve ishalin kalıcı hastalıklara yol açabileceği konusunda uyarıda bulunan Doç. Dr. Nadir, "Özellikle çocuk ve yaşlı hastalarda ciddi sıvı elektrolit kaybı olacağı için kalpte ritim bozukluklarına ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olabileceğini söyledi. Tansiyonda düşmelere neden olabilir. Zaten hastalarda bu dönemde ciddi bir sıvı alımı gerekirse tuzlu ayran içmelerini öneriyoruz.‘’ ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Nadir, genellikle başlangıçta bulantı kusma bunu takiben ateş ve ishal tablosu ile bu vakaları gördüklerini belirterek "Bu özellikle yaşlı tansiyonu olan hastalar için daha sonraki takipte de önemli çünkü böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve bir takım komplikasyonlara neden olabiliyor. Biz tabi erişkin hata grubunu görüyoruz ama çocuk hasta grubunda farklı problemlerle çocuk hekimlerimize başvurabiliyor. Başka farklı problemlere böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olabiliyor." açıklamasını yaptı. (CİHAN) , i s e r t s n i n "Anne " r o y ı p a y z a bebeğe g iren anBebeklerin ortak derdi gaz sancısını, özellikle ilk gebeliğini geç irildi nelerin çeşitli konular nedeniyle yaşadığı stresin tetiklediği bild Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Kılınç, yaptığı açıklamada, özellikle 0-8 ay arasındaki bebeklerin yaşadığı gaz sancısının, ebeveynleri en çok tedirgin eden konuların başında geldiğini söyledi. Gaz sancısının adeta bebeklerin ortak derdi olduğunu ifade eden Kılınç, "Bebeklerin bu sıkıntısı karşısında ebeveynlerin yanlış tutumları da eklenince durum daha can sıkıcı hale geliyor. Aslında gaz sancıları zarar verici olmayan, belli süreyle sınırlı fizyolojik bir olaydı" dedi. Sancının, bebekteki sağlık sorunlarına bağlı gündeme gelebileceğini belirten Kılınç, şöyle konuştu: "Bebeğinizin bu problemi yaşamasını istemiyorsanız, stresten uzak durun. 20 yıllık meslek hayatımda, stresini ortadan kaldırdığımız annelerin bebek- lerinin ancak yüzde 1'inde gaz sancısı devam etti. O da çocuklardaki çeşitli sağlık sorunlarından kaynaklanıyordu. Bugün yaşanan gaz sancılarının neredeyse tamamının altında annenin yaşadığı stres yatıyor. Bu stres de genellikle ilk gebeliğini yaşayan annelerde sıklıkla görülüyor. Çünkü tecrübesiz olan anneler, birçok konuda 'şimdi ne yapacağım' endişesi taşıyor." Kılınç, stresten uzak duran annelerin ise bu sıkıntıyı yaşamamak için bazı tedbirler alabileceğini vurguladı. Bebeklerin emerken hava yutabildiklerine işaret eden Kılınç, "Bebeği emzirdikten sonra halk arasında 'tıpışlamak' olarak tabir edilen bebeği omza yatırıp sırtına vurmak gerekir. Her beslenmeden sonra yapacağımız bu işlemi 'gark' sesi gelinceye kadar sürdürmeliyiz. Ayrıca bebeği yatırırken yaklaşık 30 derecelik açıyla dik olacak şekilde arkadan desteklemek, hava yutmasını engelleyecektir" diye konuştu. Kılınç, halk arasında emziren kadınların "nohut yeme bebeğe gaz yapar" gibi söylemlerle bazı besinlerden mahrum bırakıldığını ifade etti. Bilimsel olarak nohut yiyen annenin sütünde bebeğe gaz yapacak herhangi bir bulguya rastlanmadığını dile getiren Kılınç, şunları kaydetti: "Dolayısıyla bu söylem biraz yanlış. Bu gibi yanlış ifadeler anneyi bazen sevdiği yiyeceklerden mahrum bırakabiliyor. Oysa biz, tüm annelere 'sevdiğiniz ve günlük hayatta sizi rahatsız etmeyen herşeyi gebelik ve emzirme döneminde de tüketmeye devam edin' diyoruz. Ayrıca emziren annelerin sıvı besin tüketmeye ve günlük en az 2 litre su tüketmeye dikkat etmeleri de bebek için yararlı olacaktır." (AA) "Şişmansın" demek şişmanlatıyor " Şişmansın" sözünü duyanların daha da fazla yediği ortaya çıktı. İngiltere'de yapılan araştırma, şişman olmakla eleştirilen ve utanç duyan kişilerin obez olma riskinin 5 kat fazla olduğunu gösterdi. Araştırmaya 50 yaşın üzerinde fazla kilolu 3 bin kişi katıldı. Katılımcılara kiloları nedeniyle alay konusu olmak, lokantalarda, hastanelerde ya da dükkanlarda daha az hizmet almak gibi ayrımcılığa maruz kalıp kalmadıkları soruldu. Sonuçları "Obesity" dergisinde yayımlanan araştırma, olumsuz muameleye maruz kalanların "kendini yemeye vererek" daha da kilo aldığını ortaya koydu. Eleştirilmeyen katılımcıların ise kilo vermekte zorlanmadığı belirlendi. Ayrımcılık ya da farklı muameleye maruz kalanların yaşadığı stresin iştahı artırabileceğini, özellikle sağlıklı olmayan besinleri tüketmeye itebileceğini belirten bilim adamları, "utanan" bu kişilerin kendine güven eksikliği nedeniyle spor yapmaktan da çekinebildiğine dikkati çekti. Bilim adamları, özellikle doktorların kişinin "şişman" olduğundan bahsetmek yerine tip 2 diyabet, körlük ya da erken ölüm gibi obezitenin sonuçları konusunda uyarabileceğini vurguladı. (AA) 'Okul fobisisiyle eğitimin her aşamasında karşılaşılabilir' Z ambak Kültür Kitapları Yayın Yönetmeni Mehmet Azim, okul fobisi ile ilgili başta anne-babalar olmak üzere öğretmen ve öğrencilere uyarılarda bulundu. Azim, genellikle ilkokul birinci sınıf öğrencilerinde başlayan okul fobisinin eğitim öğretim hayatının her aşamasında karşılaşılabileceğini söyledi. İlkokul birinci sınıfa başlayan bazı öğrencilerde okula gitmekte isteksizlik, zorlanma, hatta direnme görülebildiğini söyleyen Azim, "Bu konuda hem veliler hem öğretmenler hem de rehber öğretmenler dikkatli olmalı ve sorun büyümeden gerekli önlemler alınmalı." dedi. Özellikle kaygı bozukluğu olan çocuklarda, okul fobisinin daha sık görüldüğünün altını çizen Azim, kaygı bozukluklarının temelinde ise biyolojik etkenlerin olabileceğini söyledi. Sorunun çözümünde profesyonel bir destek alınması gerektiği kaydeden Azim, "Ancak eğitim-öğretim faaliyetlerine bakan yönüyle ailelerin ve öğretmenlerin, öğrenciye pozitif yaklaşımı, problemi azaltacak ve çözümü hızlandıracaktır." şeklinde konuştu. Çocuğun, okul dışında farklı nedenlerle de olsa sık sık ayrı kalması, ömür boyu taşınacak etkilere neden olabileceğine değinen Azim, anne ve babalara şu tavsiylerde bulundu: "Anneler, zorunlu olmadıkça çocuklarından uzun süre ayrılma- malı. Ayrı kalma durumlarında, annenin yerini alacak yetkin aile bireylerine ihtiyaç vardır. Onlar, annenin yokluğunu mümkün mertebe hissettirmemeye çalışmalıdırlar. Zira okul fobisi olan çocukların çoğunda, anneden ayrılma kaygısının olduğu araştırmalarla belirlenmiştir. Çocuk, her zaman babanın varlığını, sıcak nefesini, yakın ilgisini ister. Dolayısıyla iş yoğunluğu, yorgunluk bahanesiyle çocuklardan uzak duran babalar, okul fobisi, başarısızlık, disiplinsizlik gibi birçok sıkıntının oluşmasına istemeden de olsa zemin hazırlamaktadırlar. Küçük zihinsel engelleri olmasına rağmen, bazı çocukların, ailenin ilgisi ve yetkililerin hassasiyeti sayesinde normal öğrenciler gibi öğrenebildiğinin birçok örneği vardır. İlgisiz aileler nedeniyle kaybedilmiş, birçok öğrenciden bahsetmek de mümkündür. Çocuğun, okulda sıcacık bir öğretmen ilgisiyle karşılaşması, fobi riskini azaltacaktır. Daha okulun ilk günlerinde öğretmenin iyi bir gözlem yapması, öğrencileri tanımaya çalışması ve çocuklarla tek tek ilgilenmesi, öğrencilerle öğretmen arasında sıcak ilişkilere vesile olacaktır." İlkokul birinci sınıf seviyesinde fazla verilen ödevlerin çocukta başarısızlık oluşturabileceğini ve telafi edilemeyecek performans kaybına sebep olabileceği konusunda uyarıda bulunan Mehmet Azim, okul fobisi tedavisinin çözümünde zamanlamanın çok önemli olduğunu dile getirdi. Azim, bunun için öğretmenin, velinin ve diğer paydaşların hassas olması gerektiğini belirterek, "Okul fobisi için 3 adım çok önemli, ilki okul fobisini dile getirmeyin, kaygılı olduğunuzu belli etmeyin, çocuklarla etkili zaman geçirin ve son olarak eğlenceli eğitim ortam oluşturun. Bu üç adım okul fobisini aşmada çok önemli." dedi. (CİHAN) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> Taşımalı sistemle yemek hizmetinin kalitesi düştü! S ağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) İzmir Şube Başkanı Op. Dr. Recep Atçı, hastanelerdeki taşımalı yemek hizmetlerinden memnuniyetsizlik duyulduğunu söyledi. Atçı, yaptığı açıklamada, İzmir’deki hastanelerde taşımalı yemek, dağıtım ve sonrası hizmetlerin yaygınlaştığını ancak bunun beraberinde sorunlar getirdiğini ifade etti. Hastanelerdeki yemek hizmetinden çalışan tüm personelle birlikte hasta ve refakatçılarının da yararlandığını hatırlatan Atçı, hastanelerde uygulamaya konulan taşımalı yemek sistemini eleştirdi. Yemek hizmetinin personel hizmeti olduğu kadar tedavi sürecine katkı da bulunan tıbbi hizmetler niteliğinde olduğunu ifade eden Atçı, taşımalı sistem yemek hizmetinin kalite standartlarının altında olduğunu dile getirdi. PERSONEL ŞİKÂYETÇİ Hastanelerde verilen taşımalı yemek hizmetiyle ilgili son günlerde personelden ciddi şikâyetler aldıklarını dile getiren Atçı, Kamu Hastaneleri Birliği yöneticilerine sistemi gözden geçirmeleri çağrısında bulundu. Hastanelerde yaygınlaşan taşımalı yemek sistemiyle birlikte yemek hizmetinin kalitesizleştiğini belirten Atçı, tüm sağlık çalışanlarının bu konudan ciddi şekilde rahatsızlık duyduğunu kaydetti. Atçı, şöyle konuştu: “Kalitesiz yemek hizmetleri hastane personelinin çalışma motivasyonu ve performansını da olumsuz yönde etkilemektedir. Taşımalı sistem yemek hizmetlerinde yemekte ısı ve lezzet kayıpları ile birlikte yemeğin şeklinde taşımadan kaynaklı görsel bozukluklar da meydana gelmektedir. Tasarruf edilecek mantığıyla yemeklerin tek elden dağıtımının yapılmaya çalışılması hastanelere gelen yemeklerde kalite ve sunum sorununu ortaya çıkarmıştır. Yemek hizmetleri ile ilgili olumsuzluklar arttıkça, yemeklerin tüketimi de azalmaktadır. Bazı hastanel- erden ise işini ancak bitirdikten sonra yemekhaneye giden personele yemek kalmadığı şikâyetleri gelmektedir. Yemekleri beğenmediği için beslenme ihtiyacını dışarıdan sağlayan personel sayısı hiç de azımsanmayacak boyutlara ulaşmıştır. Sağlık çalışanlarının dışarıdan yemek siparişi vermeye itilmesi büyük bir ayıptır.” “HİZMET KALİTESİ ARTSIN” Hastanelerdeki yemek hizmetlerinin geçmişten gelen olumsuz bir imajının bulunduğunu hatırlatan Atçı, son yıllarda düzelmeye başlayan bu imajın taşımalı yemek hizmeti sistemi ile birlikte “tekrar eski günlere dönüş mü var?” endişesini beraberinde getirdiğini ifade etti. Genel olarak nerdeyse her hastanenin yemekhane personelinin bulunduğunu ve yemekhanesinin olduğunu belirten Atçı, her hastanenin kendi mutfağında pişirmesini böylece kaliteli yemek hizmeti verilmesini tavsiye etti. Atçı, “Kimsenin tasarruf adı altında hizmeti birleştirerek sağlık çalışanları ve yatan hastaların yemek hakkını kalitesizleştirmeye hakkı yoktur. Bu konuya duyarlı olmaya davet ettiğimiz ilimizdeki Kamu Hastaneleri Birliği yöneticilerini tasarruf etmek bir yana dinimizce de yasaklanan bu israfın sorumluluğundan bir an önce kurtulmaya çağırıyoruz” diye konuştu. (HABER MERKEZİ) SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Eylül 2014 Pazar 1ubat 2013 Perşembe 14 GÜNCEL714 İzmir Ekonomi'de hijyen eğitimi Toplumun her kesimi tarafından uygulanması gereken hijyen kuralları, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu tarafından Narlıdere Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde perakende, yiyecek sektörlerinde ve güzellik merkezlerinde çalışanlara anlatılıyor Resmi Gazete’de yayımlanan Hijyen Eğitimi Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirilen eğitimlerde, 36 kişi sertifikalarını alırken, 140 kişi daha hijyen eğitimini tamamlayacak. İEÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlileri Dr. Funda İfakat Tengiz, Dr. Yavuz Selim Süral ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlileri Deniz Harputlu, Melahat Kızıl, Sevil Telli, Nursun Üstünkarlı ve Deniz Talaz tarafından verilen eğitimler kapsamında katılımcılar, el yıkama, maske takma, bone kullanma gibi temel bilgilerin yanı sıra enfeksiyon oluşumlarına karşı özel eğitim alıyor. ‘Hijyen Eğitimi Olmazsa Çalışamıyorlar’ Eğitim hakkında bilgi veren İEÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Dr. Funda İfakat Tengiz, katılımcıların iki gün boyunca 8 saat süren bir eğitime tabi tutulduklarını belirterek, “Gıda üretim ve perakende satış işyerlerinde, insani tüketim amaçlı sular ile doğal mineralli suların üretimini yapan işyerlerinde çalışanların hijyen eğitimini almaları gerekiyor. Ayrıca kaplıca, hamam, sauna, berber, kuaför, dövme ve piercing yapılan yerler, masaj ve güzellik salonları, otel, gibi yerlerde görev yapan tüm çalışanların da bu eğitime tabi olmaları yönetmelikle kararlaştırılmıştır. Yönetmelik gereğince eğitimi almayan kişiler söz konusu işletmelerde çalıştırılamaz” dedi. Eğitimlerde, enfeksiyon ve etkenleri, bulaşıcı hastalıklara yönelik bilgilerin aktarıldığını kaydeden Tengiz, temizlik kuralarına her daim uyulması gerektiğini söyledi. Tengiz, “Özellikle yiyecek sektöründe ve güzellik salonlarında çalışanlar tarafından büyük ilgi gören eğitimlerimizde, temel bilgilerin yanı sıra bone, maske, eldiven giyimi gibi çeşitli eğitimler verildi” diye konuştu. (HABER MERKEZİ) İzmir'in yeni çöp tesisi Yamanlar'da kurulacak İzmir Valiliği Mahalli Çevre Kurulu, katı atık bertaraf tesisi için belirlenen Yamanlar’daki yeri uygun buldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak tesis için oy birliği ile karar alındı. Vali Yardımcısı Hüseyin Demirciler başkanlığında İzmir Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nde bir araya gelen kurul üyeleri, "İlimiz metropol alan sınırları içerisinde katı atık sorununun entegre bir sistemle çözümü için Karşıyaka Yamanlar’da kurulması planlanan 'Kuzey Bölgesi Katı Atık Değerlendirme ve Bertaraf Tesisi Projesi' görüşülerek değerlendirilmiş olup projeye ait yer seçiminin uygun olduğuna oy birliği ile karar verilmiştir." denildi. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci böylece başlatılırken belediye ÇED olumlu kararının ardından inşaat ve tesisin ihalesine çıkacağı bildirildi. Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cevat Durak ile AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli başta olmak üzere birçok kişinin karşı çıkmıştı. Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cevat Durak da, “Bizim soluduğumuz havada, içtiğimiz suda sorun olacak." demişti. Tesisin yerinin son derece uygun olduğunu vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu ise "Evsel atık bertaraf tesisinin yeri ideal. Daha başkası da yok. Şuraya bir ÇED raporunu alalım. Alacağız da. Şu işi bırak- madan çöp işini de halledeyim, körfez için ÇED raporunu da alayım, çevre konusunda İzmir'in bir numaralı kent olma hedefine büyük iki tane adım kaldı, onları da atayım. Biri çöp, biri körfez.” demişti. KİMLER İMZA ATTI? Yamanlara yapılacak çöp tesisi için Vali Yardımcısı Hüseyin Demirciler, Çevre Şehircilik İl Müdür Vekili A. Murat Tendar, Büyükşehir Belediyesi Atık Yönetimi Daire Başkanı Sibel Çoban, Defterdarlık adına Hilal Öngel, Milli Eğitim Müdürlüğü adına Ersan Eroğlu, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü adına Canan Kaynak, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü adına Ali Kuyucak, İl Jandarma Komutanlığı adına Jandarma Kıdemli Başçavuş Mehyar Ceylan, İl Emniyet Müdürlüğü adına Neslihan Kayman, İl Müftülüğü adına Ziya Dal, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü adına Kamuran Gözpınar, DSİ 2. Bölge Müdürlüğü adına Göksel Geçgel, İzmir Ticaret Odası Başkanlığı adına Hande Uzunoğlu, İl Kültür Turizm Müdürlüğü adına Navatan Ünal, EBSO Başkanlığı adına Erdoğan Çiçekçi, İl Afet Acil Durum Müdürlüğü adına Dilek Çolak, Sahil Güvenlik Ege Deniz Komutanlığı adına Arzu Kumova İşkol ve MTA Bölge Müdürlüğü adına Ali Baykul imza attı. (CİHAN) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Süslü, sanatlı edebi söz. 2. Muhtemel. – Yalnız. 3. Kimileri uğur sayar. – Güney Amerika’da bir başkent. 4. Yanağın alt kısmı. – İnce yapılı. 5. En çok, maksimum. – ABD başkanlarından Eisenhower’ın lakabı. 6. Bir pamuk türü. – Resimli duvar ilanı. 7. Tenis aracı. – Lityumun simgesi. 8. Bir sanatçı ya da sporcunun mesleki işlerini yürüten kimse. 9. Türk müziğinde bir makam. – İlaç, merhem. 10. Kiraya verilerek gelir getiren mülk. – Dokumacılıkta kullanılan bir bitki. 11. Kuranda bir sure. – Sert bir içki. – Eski Mısır’da insanoğlunun hayati dayanağı olan üretici güç. 12. Borcun yerine getirilmesi. 13. Kürekle yürütülen bir tür yarış kayığı. – İlave etme, katma, ekleme. 14. Kemiklerin toparlak ucu. – Bir cetvel türü. – Komut, buyruk. 15. Hastalık. 16. Tavır, davranış. – Sarımsak, yumurta sarısı ve zeytinyağı ile yapılan bir tür soğuk sos. 17. Alın yazısı, yazgı, kader. 18. Geminin zincirini toplayıp demirini kaldırmaya hazır olması. – Gümüşün simgesi. 19. Kimi hastalıklara karşı o hastalığın mikrobu ile hazırlanıp vücuda zerk edilen ilaç. – Baston. 20. Yarı memnunluk anlatan ünlem. – Parlaklığı birdenbire artan yıldız. – Parola. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Veri, muta. – Bir yüzey ölçüsü birimi. – Osmanlılarda Macaristan ve Baserebya’daki sancak beylerine verilen ad. – Çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık. 2. İmkân. – Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. – Eğik olarak kesilmiş kenar. 3. Lale bahçesi. – Kuranda bir sure. – Bir tür hamur tatlısı. 4. Favori. – Mürekkep balığının bir türü. – Uçak ya da geminin izlediği yol. – Saldırı. 5. Sene. – Yapı, yontu gibi şeylerin küçük örneği. – Renyumun simgesi. – Güzel sanatların dokuz perisinden biri. 6. Kayınbirader. – İyiden iyiye, iyice. – Yaprakların düz ve parlak olan bölümü. – Şikâr. 7. Üzüm veren bitki. – Soyundan gelinen kimse. – Nana adlı eserin yazarı Fransız romancı. 8. Eğitim ve öğretim sistemi. – Tepkili uçak. – Suda haşlanarak üzerine kızdırılmış yağ gezdirilen mısır unu yemeği. 9. Bir renk. – Tarlayı iki kere sürmek. – Bir nota. – Köpek. – Silisyumun simgesi. 10. Üzerinde ölü yıkanan kerevet, salacak. – Kuramsal. – Üzeri kırmızı parafinle kaplı Hollanda peyniri. SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 14 2014 17Eylül Şubat 2013Pazar Perşembe Pierre Webo: 3 puan şart TFF'den 'maç tarihleri' açıklaması Türkiye Futbol Federasyonu(TFF), Spor Toto Süper Lig'in ilk yarısının açıklanan program dahilinde devam edeceğini bildirdi. TFF, Avrupa kupalarında mücadele eden kulüplerin bazı müsabaka tarihleriyle ilgili değişiklik beklentileri olduğunu belirterek, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Federasyonun sitesinde yer alan açıklamada, şöyle denildi: "Kamuoyunda özellikle Avrupa Kupaları'nda mücadele eden kulüplerimizin bazı müsabaka tarihleriyle ilgili değişiklik beklentileri oluştuğunu görmekteyiz. Türkiye Futbol Federasyonu olarak mücbir bir sebep olmadıkça açıklanan maç programına uyulması konusunda kararlı duruşumuzu devam ettireceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Federasyonumuz tüm kulüplerimize eşit yakınlıkta olup planlama sürecinde her kulübümüze eşit oranda dinlenme günü ayarlamaya özen göstermiştir. Program detaylı bir şekilde incelendiğinde Avrupa Kupaları'nda mücadele eden kulüplerimizin birbirlerine yakın sayılarda dinlenme gününe sahip olduğu görülebilir. (Beşiktaş ve Galatasaray 76 gün, Trabzonspor 78 gün) Kulüplerimizin Avrupa'da oynadıkları müsabakalarda aldıkları her puanın ülke puanımıza olan katkısının bilincindeyiz. Bu vesileyle Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'a Avrupa Kupaları'nda oynayacakları grup müsabakalarında sonsuz başarılar dileriz." CİHAN) Fenerbahçe'nin Kamerunlu golcü oyuncusu Pierre Webo, kazanmak için sahaya çıkacaklarını, tek hedeflerinin İstanbul’a 3 puanla dönmek olduğunu söyledi Planlar galibiyet üzerine yapıldı Spor Toto Süper Lig Süleyman Seba Sezonu'na deplasmandaki Kayseri Erciyesspor beraberliği ile başlayan Trabzonspor, Fenerbahçe ile sezonun en önemli maçlarından birisine çıkıyor. Bordo mavililer, bütün planlarını 20102011 sezonundan beri sorunlar yaşadığı rakibini yenme üzerine yaptı. Önemli eksikleri bulunan Karadeniz ekibinde, tüm olumsuzluklara rağmen güçlü rakibini mağlup ederek hem taraftarının gönlünü almak hem de şampiyonluk yarışandaki iddiasını göstermek istiyor. Trabzonspor’da zorlu müsabaka öncesi en önemli sorun, sakatların çokluğu ve milli araya rağmen transferin son gününde kadroya katılan oyuncuların takımla yeterli antrenman yapamaması. Teknik Direktör Vahid Halilhodzic’in de üzerine basa basa durduğu bu soruna rağmen bordo mavililer, hiçbir mazerete sığınma taraftarı değil. Sahaya süreceği futbolcuların varını yoğunu ortaya koyacağına inanan Boşnak teknik adam, güçlü rakiplerini yenmek için ellerinden geleni yapacaklarının altını çiziyor. Fenerbahçe ile oynadığı son 10 maçta galip gelemeyen Trabzonspor, eksiklerine rağmen bu maçı kazanarak güçlü rakibi karşısındaki kötü gidişine son vermeyi planlıyor. Trabzonspor’da, Mustafa Yumlu, Aykut Demir, Özer Hurmacı ve Deniz Yılmaz sakatlıkları nedeniyle yarınki maçın kadrosunda yer almayacak. Tedavileri devam eden Cardozo ve Bosingwa’nın durumu ise belirsizliğini koruyor. Bu oyuncularla ilgili karar bugün yapılacak son kontrollerin ardından verilecek. Ancak, iki haftadır takımla ve topla çalışmayan oyuncuların kadroda olması beklenmiyor. Teknik patron Halilhodzic de Cardozo ve Bosingwa’nın ‘büyük ihtimalle’ maç listesinde olmayacağını açıklamıştı. Bordo mavililerde bir diğer sorun ise transferin son gününde kadroya katılan ve resmi imzaları atar atmaz milli takım kaplarına giden futbolcuların durumu. Bu futbolculardan Yatabare ve Waris takımla sadece bir antrenmana çıkabildi. Ancak, teknik direktör Halilhodzic’in bu 2 futbolcuyu da ilk 11’de sahaya sürmeyi planladığı belirtiliyor. TARAFTARLARA SAĞDUYU ÇAĞRISI Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında özellikle 2010-2011 sezonundan sonra oynanan hemen her müsabaka oldukça gergin bir atmosferde geçti. Özellikle geçtiğimiz sezon çıkan olaylar nedeniyle yarım kalan maç hala hafızalardaki tazeliğini koruyor. Benzer olumsuzlukların yaşanmasını istemeyen bordo mavili yöneticiler, teknik heyet ve futbolcular ise taraftara sağduyu çağrısı yapıyor. Yetkililer, bordo mavili renklere gönül verenlerden sadece takımlarını desteklemesini istiyor. Trabzonspor yönetimi de kulüp sitesinden yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: "TFF ve UEFA talimatları gereği stadyumlarda meşale yakmak, stadyumlara yanıcı, yakıcı maddeler sokmak, sahaya konfeti, su şişesi ve benzeri maddeler atmak, koltuk kırmak, merdiven boşluklarına oturmak ve kötü tezahüratta bulunmak kesinlikle yasaktır. Ayrıca takımımızın daha önce oynadığı müsabakalarda taraftarlarımızın yaktığı meşaleler ve rakip takım veya takımlara yönelik kötü tezahüratları kulübümüzün ciddi oranda ceza ödemesine neden olmuştur. Bu cezalar her tekrarda katlanarak artmakta ve sonuç olarak daha da ağır boyutlar kazanmaktadır. (CİHAN) S por Toto Süper Lig'de bu akşam Trabzonspor'la deplasmanda karşılaşacak Fenerbahçe'de Kamerunlu futbolcu Pierre Webo, Fenerbahçe Televizyonu’na açıklamalarda bulundu. Zorlu bir deplasman maçına çıkacaklarını ifade eden deneyimli oyuncu, "Bizim için son derece zorlu bir karşılaşma olacak. Karşımızda iyi motive olmuş, iyi hazırlanmış bir rakip bulacağız. Onların da kazanmak isteyeceğini biliyoruz. Trabzon’da oynamanın zorluğunu da biliyoruz ama biz geçen sezon oradan galibiyetle ayrılmasını bildik. Bu sene de galibiyetle ayrılmak istiyoruz. Tek hedefimiz 3 puanla, İstanbul’a dönebilmek." şeklinde konuştu. WEBO: HER ZAMAN AKLIMIZDA GALİBİYET VAR Milli maç arasının kendileri için bir bahane olamayacağının altını çizen Kamerunlu golcü, şu ifadeleri kullandı: "Ne olursa olsun; milli maç arası da olsa, başka şeyler de olsa, biz hiçbir zaman kaybetmeyi düşünen bir takım değiliz. Her zaman aklımızda galibiyet var. Bizim için, milli maç arası hiçbir zaman bahane olarak görülemez. O nedenle bu maç içinde en iyi şekilde hazırlanmaya gayret gösterdik. Milli takıma gitmek, milli takımda oynamak herkes için apayrı bir gururdur. Ülkenize belki bir borcunuzu ödeme şeklidir. Arkadaşlarımız milli takımlarında performanslarını ortaya koydular. Milli maç arasını geride bıraktık. Biz hiçbir şekilde kaybetmeyi ya da bu tür bahaneleri düşünmüyoruz. Biz oraya her zaman olduğu gibi kazanmaya gideceğiz." (CİHAN) 'Taçsız Kral' Metin Oktay, mezarı başında dualarla anıldı Galatasaray'ın unutulmaz futbolcuları arasında yer alan 'Taçsız Kral' Metin Oktay, ölümünün 23. yılında mezarı başında dualarla anıldı K ozlu Mezarlığı’nda ki anma törenine Galatasaray Kulübü yöneticileri, Metin Oktay'ın yakın dostları, akrabaları ve az sayıda taraftar katılım gösterdi. Tören sonrası kısa bir açıklama yapan Galatasaray Kulübü CEO'su ve İcra Kurulu Başkanı Lutfi Arıboğan, "Kozlu Mezarlığı'nda kendisini anmak için tekrardan buluştuk. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Çok özel bir insandı. Talihsiz bir kazada kaybetmiştik. Türk sporu içinde çok özel bir örnekti kendisi aslında. Hem yetenekli büyük bir sporcu hem de iyi bir insandı. Gençler içinde önemli bir rol model. İnşallah Türk sporunda Metin Oktay örneğindeki sporcular çoğalır. Ayrıca aynı şekilde spor adamları ve yöneticileri de çoğalır." diye konuştu. Anma töreni, Metin Oktay'ın kabri başında okunan dualarla sona erdi. (CİHAN) SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 14 Eylül 2014 Pazar www.sondakikagazetesi.com Yokuşun ve umudun adı "Gültepe" Ü nlü Toros Meydanı, kahvehaneleri, tırmanması zor yokuşları, bıçkın delikanlıları, kalabalık sokakları, oyunlarını sokaklarda oynamayı sürdüren çocukları, komşusuyla kapı önü sohbetleri yapan kadınları, mahalle aralarında bağırarak meyve, sebze satan esnafı ile az sayıdaki misafirini karşılayan Gültepe, İzmir'e 50-60 yıl önce göçle gelen ve birbirine tutunarak yaşamayı sürdüren insanların kültürünü yaşatıyor. Gültepe semtine 1990'lı yıllarda yerleşen Ulubatlı Mahallesi Muhtarı Ramazan Kolaç, önce ayakkabıcılıkla yaşamını sürdürdüğünü, sonra bakkal dükkanı açtığını anlattı. Semti sevdiğini, insanlarını sıcakkanlı bulduğunu söyleyen Kolaç, "Burası güzel komşuluğun olduğu bir yer. Dışarıdan gelenlerin toplu olarak yaşadığı bir bölge, farklı bölgelerden gelmişler ama herkesin birbirinin kültürü- Tüm sokaklarındaki yokuşu ve hemen her evdeki yoksulluğu ile Gültepe, geçmişin acılarını silmeye çalışan ve hala umudunu koruyan insanlara İzmir'in eşsiz manzarasında ev sahipliği yapıyor ne saygısı var. Gültepe yıllar boyu kötü bir imaja sahipmiş, kurtarılmış bölge ilan edilmiş. Ama ben bunu kabul etmiyorum. Bugün İzmir Hatay'da, Alsancak'ta yaşayan insanlar birbirini tanımıyor ama ben Toros Meydan'a gittiğimde, Çınartepe'ye çıktığımda herkes beni biliyor" dedi. - Denizi görmeyen yok denize girmeyen çok Gültepe'de 13 mahalle bulunduğunu, her mahallede de maddi gücü düşük insanların yaşadığını, yoksulluğuna rağmen mahalleyi ve komşularını sevdiklerini dile getiren Kolaç, ev kiralarının 250-400 lira arasında olduğu semtte insanların evinin anahtarını güvenle komşusuna emanet edebildiğini kaydetti. Mahalle sakinlerinin hala "veresiye defterine" yazdırarak alışveriş yaptığını söyleyen Kolaç, "Gültepe'de yaşayıp her gün denizi görmeyen kimse yoktur ama imkansızlık nedeniyle denize hiç giremeyen çoktur. Yine de Gültepe, yaşaması bilene güzel yerdir, insanları güzeldir" dedi. Son dönemde insanların diziler nedeniyle Gültepe'yi daha çok konuştuğunu da kaydeden Ramazan Kolaç, "Dizi Gültepe'de çekilmediyse bizim semtimizin adını da kullanmasınlar" diye konuştu. - "Belediye elimizden gitti" Saygı Mahallesi Muhtarı Fatma Öztürk, 1970'li yıllar ile 1980'lerin başında Gültepe Mahallesi'nin talihsizlikler yaşadığını, "Tariş Direnişi" adıyla bilinen olaylar nedeniyle çatışmaların yaşandığını ve semtteki evlere operasyonların düzenlendiğini hatırlattı. Geçmiş ve bugün insanların bakış açısında farklılıklar olduğuna dikkati çeken Öztürk, şöyle konuştu: "Gültepe geçmişinde talihsizlik yaşadı fakat şimdi bunları insanların yüzüne vurmamak gerekir. Gültepe'de yaşayıp Konak Meydanı'nı, merkezde yaşayıp Gültepe'yi görmemiş insanlarımız var. Biz onları misafir etmeye hazırız. Burası bastırılmış bir yerdi, insanlar kendilerini ifade etmek istediler. Olaylar nedeniyle belediye de elimizden gitti. Bugün insanlar burada hala varoşta yaşı- yor. Bize evrak almaya gelen bazı vatandaşlar var ki sadece Gültepe'de yaşamış. Aradan 34 yıl geçti ama hala o dönemin ezikliğini yaşayanlar var." Farklı bir dünyanın kurallarının artık hüküm sürdüğünü dile getiren Öztürk, bugün semtin artık uyuşturucu ve özellikle bonzai sıkıntısını yaşadığını, çocuklarını bu illetten kurtarmak için Emniyet Müdürlüğü ile işbirliği yaptıklarını sözlerine ekledi. Gültepe'nin Konak'ın önemli mahallelerinden biri olduğunu söyleyen Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise "Göçlerle oluşmuş Konak'ın İzmir sırtlarındaki semti Gültepe'de hem Balkan göçmenleri hem de 12 Eylül öncesi siyasal iklimin yarattığı ekonomik nedenlerle gelen insanları yaşıyor. Mahalle dayanışmasının en yoğun yaşandığı yerler. İnsanlar yerlerini, yurtlarını bırakarak çeşitli gerekçelerle geldikleri bu yerde mahalle oluşturmuşlar ve o dönemde belediye olmuşlar" dedi. Gültepe için kentsel dönüşümün gerekli olduğuna değinen Pekdaş, semtte tüm İzmirlileri ağırlamak için eski belediye başkanı Aydın Erten'in adını taşıyan bir parkı hizmete açacaklarını kaydetti. (AA) İZTO Başkanı Demirtaş: Bölgedeki istikrarsızlık bizi de olumsuz etkiliyor İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Avrupa’nın tam olarak ekonomik krizden çıkamaması, bölgedeki siyasal istikrarsızlık nedeniyle Türkiye’de kruvaziyer turizmde şimdilik bir düşüş olduğunu ve İzmir’deki düşüşün de bu nedenle yaşanan, kenti özgü değil, bölgeye ait bir düşüş olduğunu söyledi. Demirtaş, 15 Eylül’de Barselona’daki kruvaziyer fuarına katılacaklarını kaydetti D eniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2014 yılının ilk 8 ayında 2013 yılının ilk 8 ayına göre, İstanbul, İzmir, Kuşadası, Marmaris limanlarına gelen kruvaziyer gemi ve turist sayısında düşüş olduğunu söyleyen Demirtaş, "Kruvaziyer turizmin yükünü çeken limanlar bu sene düşüşte. Bu nedenle yılın ilk 8 ayı sonunda kruvaziyer yolu ile ülkemize gelen turist sayısı bir önceki yılın 8 ayına göre 234 bin kişi azalarak 1 milyon 150 bin kişi oldu." diye konuştu. Bu düşüşün ana nedenlerinin başında kruvaziyer şirketlerinin şu an Ortadoğu, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’in genelinde yaşanan siyasi istikrarsızlıklar, çatışmalar nedeniyle bölgeye eskiye göre çok daha çekinerek yaklaşması olduğunu belirten Demirtaş, "Ülkemiz ve kentimiz güvenli ve istikrarlı bir liman olabilir ama aynı rotayı paylaştığımız diğer duraklarda sorun yaşanınca bundan biz de etkileniyoruz, onlar nedeniyle tüm bölgeye yapılan bir sefer iptal edilince bize gelen gemi de gelmiyor." şeklinde konuştu. Kruvaziyer şirketlerinin yeni pazarlara açılmak adına gemilerini Latin Amerika ve Uzakdoğu pazarlarına kaydırmasının tüm Akdeniz’i olumsuz etkilediğini de aktaran Demirtaş, "Avrupa’dan olan binişlerde Türkiye’de repeater cruiser sayısı (sürekli aynı bölgeyi tekrar eden gezen yolcu sayısı) artması da ülkemize gelen turist sayısını etkiliyor, müşteriler bazen farklı arayışlara giriyorlar. Türk vatandaşlarının Avrupa seyahatlerinde yaşadığı vize sorunu da bir başka engel, buradan gemilere binen turist sayısının az olması da seferlerin arttırılmasını engelliyor. Bir de Avrupa’daki ekonomik krizin etkisinin hala devam etmesi, insanların tatil bütçesinin azalması, kruvaziyer turizmi olumsuz etkiliyor. Bütün bu olumsuzluklar üst üste gelince de ülkemize gelen kruvaziyer turist sayısında bu yıl düşüş yaşanıyor." ifadelerini kullandı. Tüm Türkiye ile paralel olarak İzmir’de de kruvaziyer turizmde düşüş yaşandığını aktaran Demirtaş, "1 Ocak – 31 Ağus- tos 2013 tarihleri arasında İzmir’e 118 sefer ile 308.035 transit yolcu gelmiş. 10 Ocak – 26 Ağustos 2014 tarihleri arasında İzmir’e 88 sefer ile 217.940 transit yolcu gelmiş. Geçen yıla oranla, yılbaşından bu yana kaybımız 30 sefer ile 86.476 yolcu olarak görünüyor” dedi. İzmir’deki azalmanın önemli nedenlerinden birisinin bir şirketin bu sene rotalarını değiştirmesi ve İzmir’e yaptığı 37 seferin iptal edilmesi olduğunu belirten Demirtaş, “Şirketlerin rota değiştirmesi zaman zaman sektörde yaşanan bir olaydır. Bu iptallere karşın kentimize başka şirketler 23 yeni ek sefer yaptı. Sene sonuna kadar 380 bini aşkın kruvaziyer yolcusu bekliyoruz” dedi. Demirtaş, İzmir’in 3 yıl üst üste Avrupa’nın en iyi kruvaziyer destinasyonu seçildiğini de hatırlatarak, “İzmir artık bu sektörde oturmuş, rüştünü ispatlamış bir kenttir. Zaman zaman bazı dalgalanmalar olabilir ama bu İzmir’in kruvaziyer turizmdeki önemli ve güçlü yerini değiştirmez." dedi. DÜŞÜŞÜN NEDENLERİ İZMİR’E ÖZGÜ DEĞİL Son zamanlarda özellikle İzmir genelinde kruvaziyer turizminde düşüş konusunda pek çok kişi ve kurumun açıklamalar yapıp, değerlendirmeleri olduğunu kaydeden Demirtaş, "İstatistiklere baktığımızda ise tüm Türkiye genelinde belli başlı büyük limanlarda sefer ve yolcu azalışı olduğu görülüyor. Tüm Türkiye’yi etkileyen olumsuzluklar, elbette bu ülkenin parçası olan İzmir’i de etkiliyor. Bunların nedenlerini iyi okuyup, doğru değerlendirmeler yapılan açıklamalar gerçeği yansıtmıyor. Bu açıklamalarla bir yere varamayız, aksine herkesin olumsuz konuşmak yerine, kruvaziyer turizmin geliştirmek için çalışması gerekiyor. Türkiye’yi olumsuz etkileyen şartların yanı sıra İzmir’in bazı özel şartları da var. Hala şirketlerin istediği şekilde limanı geliştiremedik, yeni bir kruvaziyer limanı yapamadık, turistlerin kentte görmek istediklerini onlara sunamadık." diye konuştu. (CİHAN)
© Copyright 2024 Paperzz