Sayı:5 Şubat-Mart 2014 Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları

iletişim bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
Şubat-Mart 2014
Sayı:5
Hoşgeldin Bahar!
iletişim bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
Adına Sahibi
Prof. Dr. Mehmet Haberal / Kurucu Rektör
Genel Yayın Yönetmeni
Hilal Erdinç / Kurucu Temsilcisi
Genel Yayın Sorumluları
Mehmet Sağlam / Ortaöğretim Müdürü
Sevgin Kurtuluş / İlkokul-Ortaokul Müdürü
Denetleme ve Yayın Kurulu
Esin Bozkurt / Fen Lisesi Müdür Yardımcısı
Ferda Bilgen / İlkokul Müdür Yardımcısı
Necla Yılmaz / Türkçe Öğretmeni
Ekin Ekinci / Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Füsun Halıcı / Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Yayın Komisyonu
Gizem Aydoğan Görünmez / Türkçe Öğretmeni
Gülruh Şendurur / Sınıf Öğretmeni
Derya Güler / Sınıf Öğretmeni
Hande Tölüv /Fen Bilgisi Öğretmeni
Arif Ülger / Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Miray Erberber / Görsel Sanatlar Öğretmeni
Gamze Yıldızhan / Beden Eğitimi Öğretmeni
Gözdem Hancıoğlu / Müzik Öğretmeni
Gülden Baki / Anasınıfı Öğretmeni
Yayın Kurulu - Öğrenciler
Elif Naz Akay / 2-A, Güneş Beyaz / 3-B, Berkay Pamukoğlu / 4-A,
Kutay Ünal / 5-C, Yaren Nehir Çoban / 6-C, Sıla Geren / 7-C,
Irmak Bayur / 8-B, Oya Yaren Karaca / FL 9-A, Öykü Gökçelik / FL 9-A,
Sinem Öztaşkın / AL 9-B, Aslıhan Kılıç / FL 10-A, Dilay Dizdarlar / FL 10-A,
Nihan Mutlu / FL 10-A, Ecem Özmen / AL 10TM-C, Koray Çakır / AL 10FBA, Berke Çağhan Çeliker / AL 10FB-B, Yağmur Sugüneş / FL 11-A, Eylül
Olmuş / FL 11-A, Ayça Bilan / AL 11-TM, Görkem Kurtuluş / AL 11-A,
İlayda Bağcı / AL 11-A,Defne Görgün / FL 12-A, Yalım Mert Çınar / 12 FB
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okullarının bir yayını olan İletişim Bülteni,okulumuzda
hazırlanmakta ve her ay web sitemizde yayınlanmaktadır.
Tüm hakları saklıdır.
İSTİKLAL MARŞIMIZ
12 Mart 1921’de yüreklendik milletçe.
Bağımsızlık
coşkusunu
herkesle
paylaşmak, milletçe aynı sözlerle ifade
etmek gerekiyordu ki
bu noktada
Mehmet Akif Ersoy gibi usta bir şair
varlığını ortaya koydu. Para karşılığında
değil, vatan sevgisi için yazdığı “Meclis”te
şiir ayakta alkışlandı.
Vatanımız
kolay kazanılmadı. Evet
gençlik olarak bunun bilincindeyiz,
ancak bizim elimizden gelen savaşmak
olmamalı. Elimizden geldiğince düzgün
ve coşkulu bir şekilde milli marşımız olan
İstiklal Marşımızı, söylerken hissetiğimiz
biçimde yaşamak- yaşatmak olmalı.
Şunu unutmayalım ki vatan için çocuk
yaşta şehitler verildi. Bizlere düşen,
ülkemizin simgesi olan İstiklal Marşımızı
çok çalışarak daha da yüceltmek!
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Arda POLATKAN 6-C
İSTİKLAL MARŞI’MIZIN KABUL
EDİLİŞİNİN 93. YILINDA MİLLÎ
ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF
ERSOY’U ANDIK.
12 Mart 2014 Çarşamba günü, milletimiz ve kahraman
ordumuza ithaf edilen “İstiklal Marşı”mızın 93. yılında
milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u andık.
Programda, Kurtuluş Mücadelesi yıllarında ordumuzu
yüreklendirmek amacıyla yazılan ve vatan, millet
tutkusunun en anlamlı ifadesi olan İstiklal Marşı’mızın
kabul ediliş öyküsünü, 7-C sınıfından Feride Nursena
Cavlı sundu. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un
yüreğinden dökülen dizelerle aydınlanan bayrağımızın
gururunu ise 7-C sınıfından Mehmet Cem Arslanoğlu
“Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor” şiiriyle aktardı. Tek yürek
olduğumuz program süresince İstiklal Marşı’mızın
tüm dizeleri, zihinlerimizde bir kez daha anlamlandı.
“İstiklal Marşı”mızı bizlere armağan eden millî şairimiz
Mehmet Akif Ersoy’u saygı ile anıyoruz.
MARŞIMIZLA SONSUZA
Ülkemizin sembolü bayrağımızın eşsiz
tamamlayıcısı İstiklal Marşımız, 93 yıl
önce duygularımızın ifadesi olarak kabul
görmüştür. Milli mücadelede milletimizin
yaşadığı acılar son bulmasa da Mehmet
Akif Ersoy’un vatan sevgisiyle kaleme
aldığı marşımız, ulusumuza sargı
olmuştur.
12 Mart 1921’de, “Meclis”te defalarca
okunarak kabul edilen millî marşımız,
sadece savaşta galibiyeti değil, özgür
ifadeleriyle ulusumuzun bağımsızlığını
ilan etmiştir. Tüm ulusların o dönemde
imrenerek baktığı, küllerinden doğan
bu millet; kendisine layık olan marşı
hemen benimseyerek gururla okumuş
ve hafızalara kazımıştır. Marşımız o
dönemde, millî mücadelenin içinde
olan Türk askerinin diline yerleşerek
Mehmetçiği
yüreklendirmiş,
Türk
milletine de zafer azmi vermiştir. Mehmet
Akif, Türk milletinin destanını işlemiştir
dizelerine.
Geçmişten kalan bir destanın anlatıldığı
dizeleri
günümüzde
seslendirirken
birlik
ve
beraberliğin
değerini
hissederiz, atalarımızı minnetle anarız.
Özgürlüğümüzün önemini her daim
hatırlamak bizleri bilinçli, hayata dair
sağlam adımlar atan bireyler olarak
vatanımıza daha çok bağlar.
Sıla GEREN 7-C
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
1
ÇANAKKALE GEÇİLEMEZDİ!
…Başta yoktu miğfer, ayaklar yalın
Sonunu bile bile yürüdü üstüne düşmanın.
Işık oldu, umut oldu kefensiz erler.
Yeniden yeniden doldu siperler:
Kınalı Hasanlar, İsmailler, İbrahimler…
Çanakkale! Yarım milyon insanın hayata veda ettiği topraklar… I. Dünya Savaşı’nın en kanlı cephesi…
Tarihimizin en hüzünlü zaferi: Çanakkale. Savaş meydanlarında binlerce şehit vermiş, yokluklar içindeki bir
ulusun gerçek bir direniş destanıdır bu. Öyle ki bu destanın her satırında insanlık onuru vardır. Çanakkale
Zaferi, ulus olma bilincinin tohumlarının atılarak Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasına zemin hazırlayan, azmin
mücadelesidir.
99. yıl dönümünde tarihimizin en büyük zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferi’ni ve aziz şehitlerimizi
okulumuzda yaptığımız törenle bir kez daha saygı ve minnetle andık. Anadolu Lisesi 11 A sınıfından
arkadaşımız Melis SIR’ın bizleri gözyaşlarına boğan konuşmasının ardından Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi’nden
arkadaşlarımızla, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenimiz Sayın Serdar ÇELİKLİ’nin şehitlerimiz anısına yazdığı
“Çanakkale Şehitlerine” adlı oratoryoyu hüzün dolu bir ruhla seslendirirken büyük zaferimizle bir kez daha
gururlandık.
Yaşadığımız toprakları vatan aşkıyla kutsallaştıran aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun!
2
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE MEKTUP
Kanı Kanım, Canı Canım, Duygusu Toprağım Olan
Şehidim;
Yıllar geçse de hayatlarımızdan; biliriz, duyarız, hissederiz.
Gözlerimizden akan yaşlar, her hatırada bir kez daha sel
olur. Bizim denizimizde, bizim Çanakkale Boğazı’mızda
her an, her saniye geçen gemiler, çıkan dalgalar,
yüreklerimizde korlaşmış ateşi körükler. Su yakar ateşimizi.
Sönmeyecek bir alev, iyileşmeyecek yara… Dalgalarla
biraz daha yakar yüreğimizi. Nasıl bir cesarettir bu
şehidim? Nasıl bir duygudur? Nasıl bir vatan aşkıdır seni
evinden çıkaran? Elindeki tüfek senin en büyük gururun
mudur? Anlatmanı istiyorum şehidim…
Herkes bilsin, anlasın istiyorum. Herkes yaşasın bu gururu,
hissetsin dökülen kanın sıcaklığını. 18 Mart 1915…
Kelimeler kalemimden dökülmek istemiyor. İstiyorum ki
yaşanmamış olsun. İstiyorum ki binlerce nefer, binlerce
çocuk, binlerce baba ölmesin. İnsanlığımız hâlâ ölmedi,
istiyorum ki düşmanımız da toprağa karışmasın. Can değil
mi giden? Bu kadar kolay mı kaybetmek? Söyleyin bana,
hangi savaşın sonunda başarı tüm benliğimize işleyebilir
ki? Kazanan bile hep kaybetmez mi? Hayal etmek
istiyorum. Zihnimdeki bu sonsuzluğun nasıl başladığını
anlatmak istiyorum…
Ulus, vatan, özgürlük… Canımız pahasına koruyacağımız
değerlerimiz. Okuyoruz her yerde. İçimiz kan ağlıyor. 17
yaşındayım. Daha çocuk sayılırım. Kalbim çocuk, elim,
gözüm çocuk. Duygularım ise en saf, en temiz haliyle
yüreğimden kopup geliyor. 1915 senesinde benim
yaşımdaki çocuklar değil miydiniz hepiniz? Annenizin
yüreği kan ağlayarak gözlerinden akan yaşlar sel olarak
sizi yolladılar cepheye. O analar, ne büyük insanlardır öyle!
Kolunun kanadının kırılacağını bilir; ama dudaklarından
dökülen o iki kelime onların tüm acısını gizler: “Vatan
sağ olsun.” İşte vatan için canını vermek budur. Peki, sen
şehidim?
Çocuktun daha. Okuyacaktın, aileni geçindirecektin.
Belki de çalışıp kardeşine en çok istediği kitabı alacaktın.
Hâlbuki hayat o kadar ani çarptı ki sana, küçücük yüreğin
çok büyük bir umuda bağlandı, çocuk ellerin silah tuttu.
Ananın bağrından ayırdı kara talih seni; ama isyan
etmedin. Kaderine razı oldun. Senden sonraki çocuklar için
kendini top seslerinin ortasına attın…
İnsan yaşamadan anlayamaz. Ben, hiç top sesleriyle
uykuya dalmadım. Her sabaha binlerce elin tetiği
çekmesiyle gözümü açmadım. Sevdiklerimden uzak
kalmadım. Kimseyle vedalaşırken “son görüşüm” diye
düşünmedim. Ben, hiç “son” yaşamadım hayatımda. Son
gülüş, son buse, son sarılma, son kelime… Ne son oldum,
ne de senin gibi sonsuz…
İsyan etmiyorum, yalnızca canım acıyor. Attığım her
adımda, bastığım her toprakta senin canın var. Öyle
derin bir duygu ki bu… İnsanlar çok bencil. Havada
birkaç pamuk tanesi gibi serpiştiren karı görünce şikâyet
ediyoruz. Hâlbuki siz, şikâyet edebildiniz mi soğuktan?
Üşüdüğünüzde ısınabildiniz mi? Hadi bedeninizi geçtim,
yüreğinizi ısıtabilecek bir sevgi bulabildiniz mi yanınızda?
Hep bir yarım kalmışlık… Belki bir kitap, belki bir mektup,
belki bir şarkı, belki bir çocukluk, belki delicesine bir sevda,
belki hayat…
Biz sizin yarımlarınızı tamamlıyoruz 2014 senesinde. Biz;
Ata’mın emanetinin en büyük bekçileriyiz. Yalnız Ata’mın
değil, sizin ve sizin gibi yüz binlerce akan kanın. Kutsal
emanetimiz; vatanımız. Her attığımız adımın önderi
Mustafa Kemal Atatürk. Bizler böyle büyüdük, böyle
gördük. Gençlik, ihanet etmeyecek size.
Ankara’da yaşamanın en büyük sıkıntısı sizleri sürekli
ziyarete gelemiyor olmak. Hâlbuki açan her çiçek size
ithafen açıyor. Bu topraklarda yeşeren her tohum sizin
adınıza kokusuyla hatırlatıyor kendini. Her oluştuğunda
yeni bir umut oluyor, yeni bir gurur, yeni bir mutluluk.
Bazen de telaş, korku, umutsuzluk. Aynı sizin gibi…
Türk’üm! En büyük onurum sizler, en büyük yasım yine
sizlersiniz. Sizleri 1915 Mart’ında bıraktık. En yüce onurum,
gururum, şehidim! Biz olduğumuz sürece rahat uyuyun. En
yoğun minnet duygularımı haykırıyorum size. Bu mektubu
sessiz çığlığım olarak kabul edin; ölüme, toprağa,
makbere…
Melis SIR / AL 11A
BİR DESTANIN ARDINDAN
Çanakkale, şanlı bir destanın doğduğu yerdir. Bağımsızlığımızın top, tüfek sesleri arasında yiğitlerimiz tarafından kazınıp
çıkarıldığı cephedir. İnançla savaşılan bu cephe, kahraman askerlerin yattığı topraklardır.
Savaşta kaybedilen canlar, en onurlu makam olan “şehitlik” rütbesine eriştiler. Çünkü onlar, vatanları ve bağımsızlıkları
uğruna esaretin keskin pençelerinden kurtulma vazifelerini yerine getirdiler. Bizlere sadece bağımsızlığımızı değil, aynı
zamanda gururla sergileyebileceğimiz ülkemizi armağan ettiler. Arkalarında onca gözü yaşlı ana, yetim bıraktılar;
ancak bizlere iyi bir gelecek, bir seçim şansı sundular. Buna rağmen şehit analarının, eşlerinin ağzından dökülen şu iki
kelime her zaman içimi sızlatır: “Vatan sağ olsun !”
Çanakkale cephesi, aynı zamanda hem doğumun hem de ölümün gerçekleştiği cephedir. Kahraman şehitlerimizin
uğrunda ölümü göze aldıkları vatanımızı korumak bizim daimi görevimizdir. Mehmetçik için, yetim için, analar için;
ama en önemlisi de vatan için!
Zeynep SOYKAPLAN 8/B
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
3
TÜRKİYE GÖNÜLLÜ EĞİTİMCİLER
DERNEĞİ TARAFINDAN DÜZENLENEN
“YILIN ENLERİ ÖDÜL TÖRENİ”NDE “YILIN
EĞİTİM KURUMU ÖDÜLÜ”NÜ ALDIK.
Eğitim ve kültür alanında başarılı çalışmalar yapan
kurum ve kuruluşları ödüllendiren “Türkiye Gönüllü
Eğitimciler Derneği” tarafından “Yılın Eğitim
Kurumu” ödülüne layık görüldük. Ödül 22 Ocak
2014 tarihinde Rixos Otel’ de düzenlenen törenle
Kurumumuza takdim edildi.
Başöğretmen Atatürk, şehitlerimiz, eğitim alanında iz bırakan
büyüklerimiz adına saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende,
derneğin kuruluşu ve çalışmaları bir slayt gösterisi ile anlatıldı. Ardından
açılış konuşması TÜGED Genel Başkanı Yard. Doç. Dr. Sayın İbrahim
ERDOĞAN tarafından yapıldı. Protokol konuşmalarından sonra eğitim
ve kültür alanında başarılı çalışmalar yapan kişi, kurum ve kuruluşlara
plaket takdimine geçildi.
Kurumumuz adına “Yılın Eğitim Kurumu Ödülü”, Kurucu Temsilcimiz ve
Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ’e takdim edildi.
Aldığımız ödülün gurur ve heyecanını sizlerle paylaşıyor, emeği geçen
herkese; yönetici, öğretmen, çalışan, veli ve öğrencilerimize teşekkür
ediyoruz.
4
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
LİSELER ARASI GENÇ KIZLAR TÜRKİYE
VOLEYBOL ŞAMPİYONASINDA “TÜRKİYE
İKİNCİSİ” OLAN “LİSE KIZ VOLEYBOL
TAKIMIMIZ” GÖĞSÜMÜZÜ KABARTTI.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile İl Spor
Müdürlükleri
tarafından
ortaklaşa
düzenlenen “Liseler Arası Genç Kızlar
Türkiye Voleybol Şampiyonası”, 18-22
Şubat tarihleri arasında Eskişehir’de
yapılan Türkiye finali ile tamamlandı.
2 bin 527 liseden 26 bin 601 sporcunun katılımıyla
gerçekleşen şampiyona sonunda büyük bir
heyecanın yaşandığı final maçı, 22 Şubat günü
kıyasıya bir mücadele içerisinde geçti. Lise Kız
Voleybol Takımımız, Türkiye birinciliğini kıl payı
kaçırarak “TÜRKİYE İKİNCİSİ” oldu.
Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Direktörü Prof.
Dr. Sayın Ali HABERAL, Genel Müdürümüz Sayın Hilal
ERDİNÇ, Lise Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM,
Lise Müdür Yardımcılarımız Sayın Esin BOZKURT
ve Sayın Cihat ŞEN, birçok öğretmenimiz ile tüm
velilerimiz finalde sporcularımızı yalnız bırakmadılar.
Başkent Üniversitesi Ailesi olarak bu gururu bizlere
yaşatan sevgili öğrencilerimizi ve antrenörlerini
yürekten kutlar, değerli ailelere teşekkür ederiz.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
5
TENİSTE “ANKARA
ŞAMPİYONU” OLAN
“ORTAOKUL TENİS
KIZ TAKIMIMIZ”LA
GURUR DUYDUK.
18-21 Şubat 2014 tarihleri arasında
Ankara ili genelinde yapılan “Okullar
Arası Tenis Müsabakaları” finalinde;
7-A sınıfı öğrencilerimiz Selin ÖVÜNÇ
ve Ekin ERÇETİN’den oluşan Ortaokul
Tenis Kız Takımımız, TED Ankara Koleji
Tenis Takımını 2-0 yenerek “Ankara
Şampiyonu” olmuştur.
Öğrencilerimizi
yürekten
sevgiyle kucaklarız.
kutlar,
SEKİZİNCİ SINIF ÖĞRENCİMİZ EGE GÖRKEM
ÇÖZEN “ANKARA MEB OKUL YARIŞLARI
YÜZME ŞAMPİYONASI”NDAKİ BİRİNCİLİK
DERECELERİ İLE GURURUMUZ OLDU.
Sekizinci sınıf öğrencimiz Ege Görkem
ÇÖZEN, yüzme dalındaki Ankara ve
Türkiye derecelerine yenilerini ekledi.
18-20 Şubat 2014 tarihlerinde yapılan
“Ankara MEB Okul Yarışları Yıldızlar
Kategorisi”nde yarışan öğrencimiz,
elde ettiği derecelerle bizleri bir kez
daha gururlandırdı.
“50m,100m ve 200m kelebek” ve
“50m sırtüstü” yarışlarında “Ankara
Şampiyonu” olarak Mayıs ayında
Bursa’da
düzenlenecek
olan
Türkiye finallerine katılmaya hak
kazanan sevgili öğrencimizi yürekten
kutluyoruz.
6
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
FİZİK PROJEMİZ
TÜBİTAK BÖLGE SERGİSİNDE!
Ortaöğretim öğrencilerinin yaratıcı yönlerini ortaya çıkarmak ve
onları temel, beşerî ve sosyal bilimler alanlarında araştırmaya teşvik
etmek amacıyla bu yıl 45’incisi düzenlenen “TÜBİTAK Ortaöğretim
Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması”nda Fizik dalında
öğrencilerimiz, Fen Lisesi 9-A sınıfından Tuana TÜRKMEN ve
Aybars KOÇBAY, Fizik öğretmenimiz Sayın Erdal DEDEOĞLU’nun
rehberliğinde hazırladıkları “Fizik Oyunları” adlı projeleriyle 17-20
Mart tarihleri arasında düzenlenen Ankara Bölge Sergisi’ne katıldılar.
Ankara Bölgesinden 726 proje içinde seçilerek 100 proje arasına
giren projemizi başarı ile sunan öğretmenimizi ve öğrencilerimizi
kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
7
8. ELT- İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİ
SEMİNERİMİZİ BÜYÜK
BİR KATILIMLA
GERÇEKLEŞTİRDİK.
Okulumuzda gelenekselleşen “8. ELT - İngilizce
Öğretmenleri Semineri”, bu yıl 22 Şubat 2014
Cumartesi günü farklı okullardan gelen 240
öğretmenin katılımıyla gerçekleşti.
“Dünyanın En Değerli Kaynağı; ÇOCUKLAR!”
teması çerçevesinde gerçekleşen seminerde;
öğretmenlerin
“yeni
yaklaşımlar,
farklı
uygulamalar ve ders anlatım teknikleri” ile ilgili
yeni gelişmeleri takip edip uygulayabilecekleri
son derece yararlı bir ortam sağlandı.
Bu
yıl
konuşmacılarımız,
sunumlarını
öğrencilerimizle birlikte uygulamalı olarak
gerçekleştirdiler; böylece seminerin içeriği daha
da zenginleşmiş oldu.
Dört konuşmacının konuk olduğu seminerde
ilk konuşmacı olan Jennifer MAILLEY, “Okuma
Parçalarının İngilizce Öğretiminde Kullanım
Teknikleri’ konusunda, farklı öykülerden yola
çıkarak soru sorma tekniklerini paylaştı. 6,
7 ve 8. sınıf öğrencilerimizden bir grupla
gerçekleştirilen konu ile ilgili uygulama büyük
beğeni topladı.
İkinci
8
konuşmacı
İletişim Bülteni
Ally
KENSINGTON,
NLP
uygulamalarının küçük yaş gruplarında
kullanımıyla ilgili çarpıcı örnekler verdi.
Uygulamada yer alan Ana sınıfı öğrencilerimiz
aktif, katılımcı ve özgüvenli tavırları ile
katılımcıları büyülediler.
Üçüncü konuşmacı Irene CANCA, “İlköğretimde
Hikaye Anlatımının En Etkin Teknikleri”ni 2 ve 3.
sınıf öğrencilerimizle birlikte sundu.
Son olarak sahne alan ve John MOORECORFT
ile Paul ZARRAGA’dan oluşan ‘The Henry
Brothers’ grubu ise, “Herkesin Bir Taşı Olmalı’
metaforundan yola çıkarak gerçekleştirdiği
sahne şovu ile izleyenlere coşkulu anlar yaşattı.
Okul bandomuzun konseri ile Eşli Danslar
Topluluğumuzun gösterisi de aynı coşku ile
izlendi.
Emek veren tüm konuklara, katılımcılara,
öğrencilerimiz ve öğretmenlerimize teşekkür
ederiz.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
9
BÜYÜK ATATÜRK’ÜN “TARİH NE
GÜZEL AYNADIR.” SÖZÜNDEN
YOLA ÇIKARAK HAZIRLADIĞIMIZ
GÖSTERİDE ÖĞRENCİLERİMİZ,
TARİHİMİZDEN ÖRNEKLERİ
BAŞARIYLA SERGİLEDİLER.
10
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
Okulumuzda, “Dünya Tiyatrolar Günü” nedeniyle,
28 Mart 2014 Cuma günü saat 10.30’da “Tarihe
Bakış” konulu bir drama gösterisi gerçekleştirildi.
Ortaokul 7. ve 8. sınıf tarih konularını kapsayan
gösteride; drama, görsel sanatlar, müzik ve
danstan oluşan örnekler öğrencilerimiz tarafından
başarıyla sergilendi.
Çankaya Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğünün olurları ile duyurulan, ilçeye
bağlı tüm resmi ve özel okulların davetli olduğu
gösteriye; çok sayıda okulu temsilen yönetici,
öğretmen ve öğrenciler katıldılar. Ayten Şaban
Diri, Beytepe, ODTÜ, Erdoğan Şahinoğlu, İl Genel
Meclisi ortaokullarından 7. ve 8. sınıfları; Ayrancı
Anadolu Lisesi ve Ali Hasan Coşkun Kız Meslek
Lisesinden 9. sınıfları temsilen katılan öğrenciler
gösteriyi coşkuyla izlediler.
İlkokul- Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin
KURTULUŞ’un açış konuşmaları ile başlayan
gösteride, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan
Atatürk Türkiye’sine kadar olan tarihsel süreçteki
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
dönüm noktalarına dikkat çekildi. Büyük
Atatürk’ün “Tarih ne güzel aynadır.” sözünden
yola çıkılarak hazırlanan muhteşem gösteride
öğrencilerimiz, tarihin büyülü dünyasından
seçtikleri örnekleri profesyonelce sergilediler.
“Tarihe Bakış” konulu projemize
emek veren yönetici, öğretmen ve
sevgili öğrencilerimize; izlemeye
gelen konuk okulların yönetici,
öğretmen
ve
öğrencilerine;
katkıları ile her zaman yanımızda
olan değerli velilerimize teşekkür
ederiz.
İletişim Bülteni
11
“BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL
AYŞEABLA OKULLARI MEZUNLARI
DERNEĞİMİZ” ÖĞRENCİLERİMİZİN
KATKILARI İLE DAHA DA
GÜÇLENİYOR.
“Kuşaklar Birleşiyor” anlayışını
hayata geçiren Kurumumuzun
tüm çalışanları, öğrencileri,
velileri ve mezunları olarak,
büyük bir aile olmanın gururunu
taşıyoruz. Bu anlamdaki
birliktelikleri önemsiyor,
paylaşımlarımıza her gün
yenilerini ekliyoruz.
26 Mart 2014 Çarşamba günü bir araya gelen
“Mezunlar Derneği” üyelerimizle lise sınıflarımızın
her birinden seçilen temsilci öğrencilerimiz, hem
tanıştılar hem de aynı amaçta buluşmanın ayrıcalığını
yaşadılar. Derneğimizi güçlendirmek adına her
türlü desteğe hazır olduklarını belirten öğrenci ve
öğretmenlerimize dernek temsilcileri tarafından
teşekkür edildi.
12
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
“08 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ”
KUTLAMA PROGRAMINA EV SAHİPLİĞİ
YAPTIK.
“08 Mart Dünya Kadınlar Günü”
nedeniyle, Çankaya İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü adına “Ali Hasan Coşkun
Anadolu Kız Teknik ve Meslek
Lisesi” tarafından düzenlenen
kutlama programına, 07 Mart 2014
Cuma günü ev sahipliği yaptık.
Çankaya Kaymakamı Sayın Mehmet Ali YILDIRIM ve
eşleri, İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mehmet YILMAZ
ve Müdür Yardımcıları, Genel Müdürümüz Sayın Hilal
ERDİNÇ, Okul Müdürlerimiz, programı hazırlayan
öğrenci ve öğretmenlerin hazır bulunduğu tören, saygı
duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Açılışta yer alan okul
bandomuz, seslendirdiği eserlerle izleyenlere coşkulu
anlar yaşattı.
Günün anlam ve önemini belirten konuşma ve slayt
gösterisinin ardından; şiirler, Devlet Opera ve Bale
sanatçılarının yer aldığı opera dinletisi ve skeçler
program akışı içerisinde sergilendi. Ressam Şükran
İSTANBULLU ve Nuran HAZAN’ın sergilerinin de yer
aldığı etkinlik, verilen kokteylle sona erdi.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları olarak bizler
de tüm dünya kadınlarını yürekten kutluyoruz.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
13
SAĞLIKLI YAŞAMDA
SPOR VE BESLENMENİN ÖNEMİ
“Sağlıklı Yaşam İçin
Spor ve Beslenmenin
Önemi” konulu
söyleşileri için Gazi
Üniversitesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Sayın
İbrahim CİCİOĞLU’nu
okulumuzda misafir
ettik.
Sayın CİCİOĞLU, sağlıklı yaşam için yapılması gerekenleri bir sporcu ve
akademisyen bakış açısıyla bizlerle paylaştı. Kardiyovasküler sistemin
geliştirilmesi ve vücutta oksijen kullanımından kaynaklanan sonuçlarla
ilgili bizleri bilgilendirdi. Vücuttaki yağ oranının ideal düzeye ulaştırılması
ve kas gelişimi ile ilgili bilgiler, ilgimizi en çok çeken konulardı. Dinlenme,
beslenme ve fiziksel egzersizin önemine de değinen konuğumuz, özellikle
sentetik gıdalarla beslenme alışkanlıklarının, kanser hastalıklarını artırması
üzerinde durdu.
Sayın CİCİOĞLU,
vücut ağırlığımızı kullanarak fiziksel aktiviteler
yapmamızın önemini vurguladıktan sonra, evde yapabileceğimiz basit
fiziksel aktiviteler de önerdi. Sporu, hayatımızın bir parçası olarak görmenin
temel prensibimiz olması gerektiğini vurguladı. Günümüzün bir saatlik
bölümünü fiziksel egzersiz yapmak için kullanmamız gerektiğinin altını
çizdi.
Seminerimizin soru cevap kısmında “Vücut Geliştirmede Protein
Kullanımının Önemi ve Gerekliliği, Çeşitli Besinlerin Sağlıklı Beslenme
Çerçevesinde Değerlendirilmesi, Çeşitli Diyet ve Zayıflama Programları”
gibi konular, merak ettiğimiz ve cevaplarını aradığımız konulardı.
Sayın CİCİOĞLU’na, bizlerle yaptığı güzel paylaşım için teşekkür ediyoruz.
14
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
“SINAVA HAZIRLIK SÜRECİNDE ANNE
BABA OLMAK” KONULU SEMİNERİMİZDE
ORTAOKUL 6, 7, 8. SINIF VE LİSE 11, 12.
SINIF VELİLERİMİZLE BİR ARAYA GELDİK.
06 Mart 2014 Perşembe günü saat 17.30’da; Ortaokul 6, 7 ve 8. sınıf ile Lise
11 ve 12. sınıf öğrencilerimizin velileri ile okulumuz konferans salonunda bir
paylaşım toplantısı gerçekleştirdik. Ardından saat 18.00’da, “Sınava Hazırlık
Sürecinde Anne Baba Olmak” konulu seminerde birlikte olduk.
İlkokul- Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin KURTULUŞ ve Liseler Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM’ın
okulumuzun genel işleyişi, akademik ve sosyal çalışmalarımız ile ilgili yaptığı bilgilendirmede, kalite gereği
uyguladığımız memnuniyet anketlerimizin sonuçları da paylaşıldı. Daha sonra, Başkent Üniversitesi Psikoloji
Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sayın Okan Cem ÇIRAKOĞLU’nun, anne babaları ve öğretmenleri yakından
ilgilendiren paylaşımına geçildi.
Çocuklarımıza, özellikle sınav sürecinde, kalıplaşan tekrar ifadelerle baskı kurmak yerine onları anlamaya
yönelik yaklaşımın tercih edilmesini vurgulayan Sayın Çırakoğlu, kendi çalışma programlarını hazırlama
konusunda öğrencilerimize güvenmemiz gerektiğinin altını çizdi. Anne babaların konu ile ilgili sorularını,
doğal ve içten ifadelerle cevapladı.
Değerli akademisyenimize ve katılan tüm velilerimize teşekkür ederiz.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
15
“OKUL ÖNCESİ” ÖĞRENCİLERİMİZ AİLE
BÜYÜKLERİ İLE BİRLİKTE ANLAMLI BİR
GÜN YAŞADILAR.
21 Mart 2014 Cuma günü Okul Öncesi öğrencilerimiz, “Yaşlılara Saygı Haftası”
kapsamında “Sevgili Büyüklerimiz, İyi ki Varsınız” etkinliğini gerçekleştirdiler.
Aile büyüklerini okulumuzda ağırlayarak onlarla birlikte keyifli bir gün yaşadılar.
İngilizce ve Türkçe şarkılardan oluşan mini konserle başlayan program, birlikte boyanan magnetlerle renklendi.
Öğrencilerin önceden hazırladıkları özel kartlar yakaları süslerken, büyüklere özel duyguların sürpriz ifadeleri
gönüllerdeki yerini buldu. Sınıflarda birlikte yapılan kahvaltı ise ağızlarda unutulmaz tatlar bıraktı.
Bu özel günde çocuklarımız, tüm öğrencilerimiz adına değerli konuklarımıza dediler ki:
Keşke daha sık gelebilseniz
bizlere
Olsun, siz hep bizim yüreğimizde.
Geçmişimizi öğrendik sizlerle
Köprüler attınız geleceğimize…
Sevgi, saygı, hoşgörü
Sizlerden kaldı bizlere.
Övünürüz bilgeliğinizle
Gururluyuz öğrettiklerinizle…
Kabul buyurun övgülerimizi
Öpelim o güzel ellerinizi.
Şarkılarda bir olalım
Birleştirelim yüreklerimizi…
16
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
OKUL ÖNCESİ, BİRİNCİ VE İKİNCİ SINIF
ÖĞRENCİLERİMİZ AÇTIKLARI SERGİDE,
ESERLERİYLE VELİLERİNİ BÜYÜLEDİLER.
27 Mart 2014 Çarşamba günü
saat 18.00’da okul öncesi, birinci
ve ikinci sınıf öğrencilerimizin
Görsel Sanatlar ve Seramik
derslerinde ortaya koydukları
ürünler okulumuzda sergilendi.
Karışık tekniklerle yapılan öğrenci
çalışmaları velilerimizin yoğun
katılımıyla ve beğeniyle izlendi.
Sergilenme süresince 5-B sınıfı öğrencilerimizden
İlke ÖZKAZANÇ’ın, Müzik öğretmenimiz Ali BİLGİN’in
akordeonu eşliğinde flütle çaldığı eserler, sanatın
evrenselliğini herkese hissettirdi.
Öğrencilerimizin yoğun ilgi gören ürünleri, 28 Mart
2014 tarihine kadar okulumuzda sergilenmeye devam
edecektir.
Öğrencilerimizi, emek veren öğretmenlerimizi ve
velilerimizi yürekten kutlarız.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
17
“DEĞERLER EĞİTİMİ PROJEMİZ” 5-8. SINIF
ÖĞRENCİLERİMİZLE DAHA DA GÜÇLENECEK.
Ulusumuzu diğer toplumlardan farklı
kılan,
ancak
günümüzde
giderek
kaybolmaya yüz tutan EMPATİ KURMA,
SAYGI- ÖZSAYGI, SORUMLULUK ALMA
DUYGUSU, YARDIMLAŞMA, HOŞGÖRÜ
gibi değerlerin yaşatılması hepimiz
için çok önemlidir. Öğrencilerimizin,
insan olmanın gereği olan bu değerleri
yaşatacak gönüllüler olmaları için 5-8.
sınıflarda “DEĞERLER EĞİTİMİ” projesini
başlattık.
Proje kapsamında konu ile ilgili farkındalık yaratmak
amacıyla, 13 Mart 2014 Perşembe günü konferans
salonumuzda, öğrencilerimize; içerikleri “empati,
saygı-özsaygı, sorumluluk, yardımlaşma” olan kısa
filmler izlettik. Onların filmlerle ilgili düşüncelerini
paylaştık, yorumlarını dinledik. Değerlerden hangisi
ile nasıl bir çalışma yapmak istediklerini belirlemek
amacıyla anketler uyguladık.
Öğrencilerimizin proje ile ilgili yapılacak çalışmalarda
çok istekli olmaları, onların toplumda değerlerimizi
yaşatacak Ayşeablalı Gönüllüler olacakları inancımızı
daha da pekiştirdi.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME
Okulumuz Fen Lisesi 11-A sınıfı öğrencileri olarak, 04
Mart 2013 Salı günü Ankara Numune Hastanesi’nde
görevli, Uzman Diyetisyen Sayın Öznur BİLGİN’i konuk
ettik. Sayın BİLGİN, sınıf rehber öğretmenimiz Sayın
Nihan TOKGÖZ, PDR Birimi uzmanımız Sayın Oğuz
KÖYLÜ ve velimiz Sayın Prof. Dr. Sayın Mahmut KOÇ iş
birliği ile “Ergenlik Döneminde Beslenme” konulu bir
sunumu öğrencilerimizle paylaştı.
Etkinlik; ergenlik döneminde sağlıklı beslenme, sağlıklı
öğün önerileri ve uzmanımızla yaptığımız sorucevap başlıklarındaki bölümlerle gerçekleştirildi. Sınıf
rehberliği çalışmaları kapsamında bireysel farklılıklar
dikkate alınarak gerçekleştirilen sunumumuz, konuyla
ilgili bilgilerimizde önemli bir gelişim sağladı
Sunumu gerçekleştiren konuğumuza teşekkür ederiz.
18
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
FRANSIZ YAZAR ISABELLE MILLION İLE
“DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMEK ATÖLYESİ”NDE
BULUŞTUK.
“Becerilerimizi başkalarına göstermek istememizin
nedeni nedir? Bir konuda yargıda bulunmak neden
zordur? İnsan neden yazar? Neden bazen bir konudaki
düşüncelerimizi ifade etmekte güçlük çekeriz?”
Okulumuzda ağırladığımız dünyaca ünlü Fransız Filozof
Oscar Brenifier’nin felsefe öğretmeni, yazar Isabelle
MILLION ile “Neden?” diye sorduğumuz birçok sorunun
yanıtını bulmak için düşündük.
25 Mart 2014 Salı günü 4, 5 ve 6. sınıflarımızla birlikte,
yazarın kaleme aldığı “Nasreddin Hoca ile Düşünmeyi
Öğrenmek” adlı kitabı üzerinden, halk kültürümüzün bu
önemli değerini şimdiye dek gündeme getirilmemiş
özgün bir yaklaşımla ele aldık. Yaşayan bir efsane olan
Nasreddin Hoca’nın felsefesini nedenleriyle ortaya
koyduk. Atölye çalışmamızın ardından, aldığımız
kitapları imzalayan araştırmacı yazarla paylaşımımızı
sonlandırdık.
Dünyanın birçok ülkesinde yaptığı atölye çalışmaları
ile Nasreddin Hoca’nın evrenselliğini felsefi anlamda
yaşatan Sayın Isabelle MILLION ve ekibine teşekkür
ederiz.
ÖĞRENCİLERİMİZ TEMA VAKFI GÖNÜLLÜLERİNE
“TÜRKİYE ÇÖL OLMAYACAK!” SÖZÜNÜ VERDİLER.
“Orman Haftası” nedeniyle, 25 Mart 2014 Salı günü, 1. ve 2.
sınıf öğrencilerimiz, okulumuz konferans salonunda Tema
Vakfı’nın doğaya ve çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek amacı
ile hazırladığı sunumu izlediler.
Sunumu gerçekleştiren Yüksek Ziraat Mühendisi Sayın
Seyhan YOLDAŞ, aynı zamanda 2-A sınıf öğrencilerimizden
Elif Naz AKAY’ın anneannesi.
Tema Vakfı gönüllüsü olan Sayın YOLDAŞ; ormanların
önemine, çevreyi koruma nedenlerimize, su gereksinimimize
ve toprağı koruma yollarına ilişkin bilgiler aktardı. Her insanın
günlük yaşamında kullandığı ahşap eşyalar ve soluk aldığı
temiz hava için ömrü boyunca doğaya borçlu olduğunu ve bu
nedenle ağaç dikme sorumluluğunu kazanması gerektiğini
vurguladı.
Öğrencilerimizin keyifle ve bir “EKO Okul” olma bilinciyle
izlediği sunum, Tema Vakfı’nın “Türkiye Çöl Olmasın!”
sloganı ile noktalandı. Her biri küçük birer doğa dostu olan
öğrencilerimiz, “Türkiye Çöl Olmayacak!” sözünü verdiler.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
19
SINAV KAYGISIYLA BAŞ EDEBİLİRİZ.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi 12. sınıf
öğrencileri olarak YGS’ye yoğun olarak hazırlandığımız bugünlerde sınav
kaygısıyla baş etme yolları konusunda bizlere yardımcı olmak üzere, Başkent
Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Sayın Okan Cem
ÇIRAKOĞLU’nu okulumuza davet ettik.
Sayın ÇIRAKOĞLU, sınav kaygısını tanımlayarak adeta
kaygıyı yaşayan bir öğrenci gibi duygularımızı paylaştı.
Bizlere kaygının bedensel, duygusal ve bilişsel belirtileri
hakkında bilgi verdi. Kaygının ortaya çıkmasında
düşüncelerimizin ve durumu algılama biçimimizin çok
etkili olduğunu; kaygıyı yönetmede etkili olan yöntemleri
bizimle paylaştı. Ayrıca, düşüncelerimizi olumluya
yönlendirme, bedenimizi kontrol altına alma konusu
üzerinde durarak solunum ve gevşeme egzersizlerinin
yararlarına değindi. Bizimle bu konuda çalışma yapmak
istediğini ifade eden konuğumuza memnuniyetle katılmak
istediğimizi belirttik ve önümüzdeki hafta ‘’Sınav Kaygısıyla
Baş Etme Grubu’’ olarak birlikte çalışmaya karar verdik.
Sınav kaygısıyla başa çıkabilmemiz, kendi stratejilerimizi
oluşturabilmemiz adına çok yararlı bir çalışma oldu.
12. sınıf öğrencileri olarak ‘’sınav kaygısı’’ gibi bir konuda
keyifli bir sunum yapan Sayın ÇIRAKOĞLU’na teşekkür
ediyoruz.
ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ
ÖĞRENCİLERİMİZLE PAYLAŞIM
TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRDİK.
Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi öğrencilerimizle 13 Mart 2014 Perşembe günü, içinde bulunduğumuz 2013-2014
Eğitim Öğretim Yılına ilişkin değerlendirmelerin ve planlanan etkinliklerle ilgili açıklamaların yapıldığı “Bilgi
Paylaşım Toplantısı” gerçekleştirdik.
Toplantının başında öğrencilerimizle duygu ve düşüncelerini paylaşan Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ,
Anadolu Lisemiz ve Fen Lisemizde yaşama hazırlanan öğrencilerimizi yüksek düşünme becerisine sahip,
sağduyulu ve çok yönlü bireyler olarak yetiştirmenin en büyük hedefimiz olduğunu belirtti. Okullarımızda
, öncelikle demokratik düşünce sistemini okul yaşamının bir parçası haline getirmeyi hedeflediğimizi, bu
hedefe ulaşmak için de her sınıftan seçilen temsilcilerle düzenli olarak toplantılar gerçekleştirilerek öğrenci
görüşlerinin alındığını ve okul yaşamı ile ilgili alınacak kararlarda bu görüşlerin önemli bir yere sahip olduğunu
ifade eden Sayın ERDİNÇ; sadece akademik değil, sosyal, kültürel ve sportif alanlarda da başarılarıyla göz
dolduran öğrencilerimizle birlikte olmaktan mutlu olduğunu ve bu başarıların katlanarak artmasının en
büyük temennisi olduğunu dile getirdi. Genel Müdürümüzün ardından söz alan Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi
Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM, öğrenci temsilcilerinin görüşlerini de göz önüne alınarak ikinci dönemde
daha çok paylaşım içinde bulunulacağı yeni uygulamaların başlayacağı müjdesini de ekledi. Motivasyonu
artırmaya ve başarıları pekiştirmeye yönelik planlanan akademik, bilimsel, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri
ve etkinliklerin tarihlerini öğrencilerimizle paylaştı.
Konuşmasının ardından öğrencilerimizin sorularını yanıtlayan Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi Müdürümüz Sayın
Mehmet SAĞLAM, etkinliklerle dolu ve yoğun geçecek bu dönemde öğrencilerimize başarılar dileyerek
toplantıyı sonlandırdı.
20
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
MANGALA ÖĞRENDİK.
Tarihteki en eski strateji oyunlarından
biri de “Mangala”dır. Mangala oyunu,
dağdaki çobandan, 70 yaşındaki bilgine,
İstanbul’da saraydaki Hanım Sultan’dan,
beş yaşındaki çocuğa kadar her yaştan
ve her kültürden insanın oynayabileceği
bir oyundur.
Ortaokul ve lisedeki arkadaşlarımıza yönelik mangala
etkinliğimizi, okulumuzda 27 Şubat 2014 tarihinde
gerçekleştirdik. Türk Beyin Takımı üyelerinin katkılarıyla
Mangala oyununu öğrendik. Bir saatlik teorik eğitimin
ardından arkadaşlarımızdan ve öğretmenlerimizden
oluşan takımlarla pratik yapma imkânı bulduk. Bu oyunla,
belleğimizi güçlendirmenin yanında, rakibin yapacağı
hamleleri önceden kestirmeyi, uyanık olmayı ve sabırlı
davranmayı öğrendik. Atalarımızın da severek oynadıkları
bu oyunun, günümüze kadar gelmiş olması bizleri mutlu
etti.
“Akıl
Oyunları ve Bulmaca
Kulübü” olarak,
arkadaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda “Türk
Beyin Takımı” ile etkinliklerimize devam edeceğiz.
SANATIN MATEMATİKLE BULUŞMASI...
Okul yaşantımıza muhteşem bir resim sergisi gezisi ekledik. Bizlere
estetik bakış açısı kazandıran resimlerin yaratıcısı, matematiğin
sanatla buluşmasını sağlayan Macar ressam Istvan OROSZ’du.
Her insanın hayal gücü; kendine özgü, uçsuz bucaksız bir dünyaya açılır. Beynimiz ise bu hayal gücünün
ürünlerini sözle, hareketle, resimle ya da daha başka biçimlerde ortaya koyar. Bu sergide gördüğümüz
eserler, mükemmel bir hayal gücü ve kurgulama
yeteneği gerektiren eserlerdi. Ümitköy’de bulunan
Güler Sanat Galerisi’ndeki bu sergide, ressamın
resimlerinin yanı sıra sanatçının üç boyut algılarımızı
zorlayan animasyonlarını da izlemek mümkün oldu.
Resimlere; sanatçı için her biri farklı bir anlam ifade
eden kişiler, yerler ve yaşam biçimleri konu edilmiş.
Bu harika sergideki her bir çizim, ayrı ayrı incelenmeyi
hak ediyor. Sanatseverlerle buluşan ressamın
matematiksel zekâsıyla meydana getirdiği eserler,
ziyaretçilerde büyük bir hayranlık uyandırıyor.
Her gün yaşadığımız bir okul günü gibi başlayan
günümüz, yepyeni bilgiler öğrenerek son buldu.
Yaşasın SANAT, yaşasın MATEMATİK...
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
21
11. SINIF ÖĞRENCİLERİ OLARAK BAŞKENT
ÜNİVERSİTESİ SIRALARINDAYDIK.
“Meslek Tanıtım Günleri” kapsamında, 12 Mart Çarşamba günü Anadolu Lisesi
ve Fen Lisesi 11. sınıf öğrencileri olarak Başkent Üniversitesindeydik. Halkla
İlişkiler Sorumlusu Sayın Derya ÇİFTÇİOĞLU’ndan, Üniversitemizin kısa bir
tanıtım filmini izledikten sonra ilgi duyduğumuz mesleklerle ilgili on üç ayrı
gruba ayrılarak bölümlerle ilgili merak ettiğimiz soruların cevaplarını aldık.
Üniversitemizin Diş Hekimliği Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Tıp Fakültesi, Elektrik- Elektronik Mühendisliği,
Bilgisayar Mühendisliği, Biyomedikal Mühendisliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Radyo Sinema
Televizyon, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Spor Bilimleri, Mimarlık, Makine Mühendisliği ve Psikoloji gibi alan ve
bölümlerini, bu mesleklere ilgi duyan öğrenciler olarak, bölümlerden gelen rehber öğretmenlerimiz eşliğinde,
küçük gruplar halinde gezdik. Kimi bölümlerde sürmekte olan derslere, stüdyo ve laboratuvar çalışmalarına
katıldık.
Gezimizde üniversitemizin sosyal ve fizikî olanaklarını tanıma fırsatı da bulduk. Böylelikle, gelecekte üniversite
yaşamımız boyunca Başkent Üniversitesinde gerçekleştirilen etkinlikler içinde yer alarak kendimizi sosyal
yönden de geliştirebileceğimizi gördük. Daha sonra hep birlikte üniversitemizin teras kafeteryasında oturarak
bize sunulan ikramlarla gezimizi sonlandırdık.
Bizleri gün boyunca güler yüzle ağırlayan Başkent Üniversitesi personeline teşekkür ederiz.
22
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI ATATÜRK
MÜZE KÖŞKÜ’NDEYDİK.
Anadolu Lisesi 10-C ve 11-B sınıfı öğrencileri olarak,
öğretmenlerimiz Sayın Zerrin DOĞRUSÖZ ve Sayın
Burcu Fatma ADALI ile T.C. Cumhurbaşkanlığı Atatürk
Müze Köşkü’ne gittik.
Müze gezimiz sırasında Atatürk Müze Köşkü’nün,
Cumhuriyet’imizin kurucusu büyük önder Mustafa
Kemal ATATÜRK tarafından 1921 – 1932 yılları arasında
konut ve çalışma mekânı olarak kullanıldığını, bu on bir
yıllık süreçte Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığını, Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurulduğunu, genç Cumhuriyetin
atılımları ve devrimlerinin planlanıp gerçekleştirildiğini
öğrendik. Müze rehberimizle birlikte köşkün giriş holü,
rüzgârlık, konuk kabul salonu, radyo odası, yemek
salonu, elçi kabul salonu, kütüphane ve çalışma odası ile
sergi salonu bölümlerini gezerek bu bölümler hakkında
ayrıntılı bilgiye sahibi olduk.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yaşadığı ve Cumhuriyet
tarihimizin en önemli kararlarına ev sahipliği yapmış
bu köşkü gezmek, Atatürk’ün özel hayatını yakından
tanımamızı ve bizlerin ona olan hayranlığının bir kat
daha artmasını sağladı.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KİMYA
LABORATUVARINDAYDIK.
Fen Lisesi 10 A sınıfı olarak Kimya dersi kapsamında, 07 Mart 2014 Cuma günü öğretmenlerimiz Sayın Seda
ÇELİK ve Sayın Derya UĞURLU ile Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Kimya Bölümü Eğitim
Anabilim Dalı Laboratuvarına bir gezi düzenledik.
Kimya dersinde öğrendiğimiz Faraday Yasaları,
kimyasal tepkime türleri ve çözelti hazırlama
konuları ile ilgili deneyler yaparak öğrendiğimiz
konuların pekişmesini sağladık. Öğrendiklerimizi
günlük yaşamla ilişkilendirmemiz, konuların
daha da kalıcı olmasını sağladı. Deney çalışması
sonrasında öğretmenlerimiz eşliğinde üniversite
kampüsünü gezmek, üniversite hayatını kısa
süre de olsa yaşamak, üniversite sınavına hazırlık
sürecinde olan bizleri olumlu yönde motive etti.
Gezimiz sırasında Hacettepe Üniversitesi Kimya
Eğitimi Bölümünde Uzman Dr. Sayın Senar
TEMEL ve Arş. Gör. Sayın Sinem Dinçol ÖZGÜR’ e
deneylerin yapımı sırasında sağlamış oldukları
katkıdan dolayı teşekkür ederiz.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
23
“ANKARA SEVGİ EVLERİ ÇOCUK
YUVASI”NA GİTTİK.
Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kulübü”
öğrencileri olarak rehber öğretmenlerimizin ve gönüllü arkadaşlarımızın
organizasyonu ile düzenlediğimiz kermesten elde ettiğimiz gelirin büyük bir
kısmının bir hayır kurumuna; geri kalan kısmının da sahipsiz hayvan barınağına
bağışlanması konusunda arkadaşlarımızla görüş birliğine vardık.
Araştırmalarımız sonucunda, Çocuk Esirgeme
Kurumuna bağlı olan “Ankara Sevgi Evleri”nden
birini ziyaret etmeye karar verdik. Kermesimizden
elde ettiğimiz gelirle 9 adet bisiklet, 17 adet kol
saati ile 10 adet uzaktan kumandalı oyuncak araba
alarak 4 yaşlarındaki minik kardeşlerimize armağan
ettik. Ayrıca, Çankaya Belediyesi Sahipsiz Hayvan
Barınağı için de mama ve süt aldık.
Yaşadığımız çevreye duyarlı bireyler olarak içten
duygularla düzenlediğimiz kermeste; elde ettiğimiz
geliri, ihtiyacı olanlara ve sahipsiz hayvanlara
ulaştırmanın hazzıyla bir organizasyonu daha
tamamlamış olmaktan büyük bir mutluluk duyduk.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ FİZİK
OYUNLARI LABORATUVARINDAYDIK.
Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencileri olarak Fizik
dersi kapsamında, Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği
Bölümünde bulunan Fizik Oyunları Laboratuvarına gittik.
Laboratuvarda bulunan deney düzeneklerini tek tek inceledik.
Fizik derslerinde öğrendiğimiz bilgilerle ilgili deneyler yaptık.
Ağırlık merkezini bulma, seri ve paralel bağlı devre modelleri,
ince zarda girişim deneyleri, kasnak deney sistemleri ilgimizi en
çok çeken deneyler oldu. Ağırlık merkezinden asılan bir cismin
dengede kalmasını, lambaların paralel bağlandığında voltajları
eşit paylaştıklarından daha parlak yandığını, ışığın sabun
köpüğünde renklerine ayrılmasını, paralel bağlı yaylarda uzama
miktarının az olduğunu deney materyallerinde gözlemledik.
Yaptığımız deneyler sayesinde 11. sınıfta öğrendiğimiz Fizik dersi
konularını günlük yaşamla ilişkilendirerek keyifli vakit geçirdik.
Laboratuvar incelemelerimiz
sonunda, öğretmenlerimizle
Beytepe Kampüsünü de gezdik. Üniversite ortamında vakit
geçirmek, bizi motive etti.
24
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
“ODTÜ BİLİM VE TEKNOLOJİ
MÜZESİ”NDEYDİK.
Fen Lisesi 11-A sınıfı olarak Fizik dersi
kapsamında ODTÜ Bilim ve Teknoloji
Müzesine gittik.
Gezimizin ilk durağı, 1947 yılından itibaren yapılmış
arabalardan oluşan müzeydi. Burada, Türkiye’de yapılan
ilk arabayı ve ODTÜ öğrencileri tarafından yapılan güneş
enerjisi ile çalışan araba modellerini gördük. Daha
sonra Fizik Oyunları Laboratuvarında Kimya Araştırma
Görevlisi Sayın Recep YÜKSEL’in, gezegenler ve dünyanın
oluşumu ile ilgili yaptığı sunumu izledik. Gezegenler
ile ilgili hazırlanan görsel materyaller, ‘Uzay ve Evren’
konusunu daha iyi anlamamızı sağladı. Aynalar, ağırlık
merkezi, mercekler ve basit makinelerle ilgili hazırlanan
düzeneklerde deneyler yaparak okulda öğrendiğimiz
bilgileri pekiştirdik.
ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi Fizik Oyunları
Laboratuvar sorumlusu Sayın Recep YÜKSEL’e, konuyla
ilgili bilgilendirilmemiz ve misafirperverliği nedeniyle
teşekkür ederiz.
FEZA GÜRSEY BİLİM MERKEZİ’NE GİTTİK.
Ankara - Altınpark bünyesinde
faaliyet gösteren Feza Gürsey
Bilim Merkezi’ ne, 25 Mart
2014 tarihinde 6. sınıflar
için düzenlediğimiz gezide
öğrencilerimiz, eğlenceli
bir ortamda bilimin temel
prensiplerini yaparak ve
yaşayarak uygulama fırsatı
buldular.
Öğrencilerimiz; sıvı azot deneyi ile güller yapmaktan
fosforlu duvarda gölgelerini dondurmaya, Van der
Graaf deneyi ile eğlenceli gözlemler yapmaktan
plazma küresiyle ışık yansıtmaya kadar birçok
bilimsel amaçlı deney düzeneğinde hem keyifli
vakit geçirdiler hem de Fen ve Teknoloji dersinde
öğrendikleri bilgileri pekiştirdiler.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
25
MÜZİK ETKİNLİKLERİMİZ
Müzik eğitimimiz, ders içi ve sosyal
etkinlik saatlerinde öğrencilerimizin
kendilerini ifade etmelerine yönelik
çalışmalarla devam etmektedir. Koro ve
çalgı topluluklarımız da çalışmalarına
ekledikleri yeni eserlerle repertuvarlarını
geliştirmektedir.
* Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü adına düzenlenen
“08 Mart Dünya Kadınlar Günü” etkinliklerine
okulumuz ev sahipliği yapmıştır. Programda yer alan
Nefesli ve Vurmalı Çalgılar Orkestramız, seslendirdiği
eserlerle büyük beğeni toplamıştır.
* “18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma” töreninde,
7-B sınıfı öğrencimiz Duygu POLATKAN’ın okunan
şiirlere yan flütü ile eşliği, günün anlamını daha da
güçlendirmiştir.
* “Çocuk Korosu Eğitim Çalıştayı”, 22 Mart 2014
Cumartesi günü Milli Eğitim Vakfı Okullarında yapılmış,
etkinlik sonunda okul, üniversite koroları ve polifonik
korolar başarılı bir konser vermiştir.
Etkinlikte 3, 4, 5 ve 6. sınıflardan oluşan Çocuk
Koromuz, seçkin eserlerden oluşan bir konser
vermiştir. Koromuz ve enstrüman çalan öğrencilerimiz
zengin repertuvarları ile göz doldurmuştur.
Konser sonunda, Genel Müdürümüz Sayın Hilal
ERDİNÇ’e koro eğitimine destekleri nedeniyle
Kurumumuz adına şilt verilmiştir.
26
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
GÖRSEL SANATLAR ETKİNLİKLERİMİZ
Görsel Sanatlar derslerimizde,
bu öğretim yılı için
belirlediğimiz çalışmalar
planlanan şekilde devam
etmekte olup özel gün ve
haftalara yönelik etkinliklere de
yer verilmektedir.
• 09 – 24 Şubat tarihleri arasında okul öncesi,1,
2, ve 3. sınıf öğrencilerimizin Görsel Sanatlar
ve Yaratıcı Etkinlik derslerinde yaptıkları
“Uzaylı Arkadaşım, Renkler, Neşeli Meyveler
ve Podyumdaki Kıyafetler ” konulu çalışmalar,
okulumuzun galeri katında sergilendi.
• Şubat ayında okulumuzda konuk edilen
Sevinç Abla Yuvası öğrencileri ile “uzay”
konulu resim ve kil çalışmaları yapıldı.
Çalışmalar 01- 10 Mart tarihleri arasında
okulumuzun galeri katında, Anaokulu
öğrencilerimizin “Uzaylı Arkadaşım” konulu
resim çalışmalarıyla birlikte sergilendi.
• 1,2,3, ve 4. sınıflarda, Görsel Sanatlar
derslerinde ünlü ressamlar Miro, Picasso,
Matisse ve Van Gogh’un eserlerinden yola
çıkılarak, karışık teknikle özgün tasarımlar
yapılmaya başlandı.
• EKO okul projesi kapsamında, 3. sınıf Yaratıcı
Etkinlik derslerindeki robot çalışmalarıyla,
öğrencilerimizin
atık
malzemeleri
değerlendirme duyarlığını geliştirmeleri
amaçlandı.
• Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından
düzenlenen, “Mutluluğun Resmi” ve
“6. Uluslararası Çocuk Resim Yarışması/
Oyuncakçı Dükkanı” konulu etkinliklere,
öğrencilerimizin
çalışmalarıyla
katılım
sağlandı.
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
27
SPOR ETKİNLİKLERİMİZ
Beden Eğitimi dersleri kapsamında, öğrencilerimizin temel
motor beceri gelişimlerine yönelik çalışmalarla birlikte;
birbirlerine karşı saygılı olmayı, sosyal ve psikolojik gelişmeyi
destekleyen oyunlar ve etkinlikler programa uygun biçimde
sürdürülmektedir.
* 22-23 Şubat 2014 tarihleri arasında Ankara’ da düzenlenen “Türkiye Modern Pentatlon Milli Takım Aday
Kadro” müsabakalarında, okulumuz 5-C sınıfı öğrencisi Nil Eylül GÖCEK “Türkiye üçüncüsü” olmuştur.
* 4-A sınıfı öğrencimiz Ayşe Pelin Lokumcu, 31 0cak - 02 Şubat tarihleri arasında Bosna- Hersek Cumhuriyeti’nde
13 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen “Artistik Buz Pateni Şampiyonası”nda, kendi yaş grubu sporcuları
arasında “ikincilik” elde ederek gümüş madalya almaya hak kazanmıştır.
*01-02 Mart 2014 tarihlerinde, ”Türkiye Oryantiring Federasyonu”nun uluslar arası spor kuruluşları ile ortaklaşa
düzenlediği “Antalya Oryantiring Days Dünya Kupası” birinci ayağında, 4-C sınıfı öğrencimiz Orkunt TEK
“Türkiye yedincisi” ve “dünya onuncusu” olmuştur.
*18-21 Mart 2014 tarihleri arasında Ankara ili genelinde yapılan “Okullar Arası Tenis Müsabakaları”nda; 6-A
sınıfından Derya Erdem DEVECİ ve 6-C sınıfından Bilge Ozan DEVECİ’ den oluşan Ortaokul Erkek Takımımız
çeyrek final maçında, Tevfik Fikret Ortaokulu Erkek Takımına galip gelerek “Ankara Üçüncüsü” olmuştur.
28
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
SERBEST KÖŞE
TİYATRONUN ARDINDAN…
TİYATRO SANATI
Oyunun dekorları hazırdır. Seyirciler koltuklarına yavaş yavaş oturmaya
başlarlar. On dakika, beş dakika derken uyarı gelir; ışıklar kararır, oyun
başlar...
Her gün farklı duygularda olabiliriz. Bazen kızgın, bazen üzgünüzdür.
İşte tiyatroyu eşsiz kılan şey, burada başlar. Oyuncular her ne durumda
ve duyguda olurlarsa olsunlar, tiyatro başladığında hepsi unutulur. Her
gün aynı saatte, aynı role bürünür oyuncular…
Öyle oyunlar olur ki oyuncular sahneden indiklerinde, seyirciler
koltuklarından kalktıklarında o duygudan çıkamazlar. Oyunu
yaşıyormuş gibi hissederler. Hatta oyundaki karakterlere bürünürler.
Tiyatronun amacı da budur zaten; sizi orada yaşatmak, size katabileceği
her şeyi katmak…
Tiyatro bambaşkadır; yaşanır, yaşatır. Olaylardan olaylara sürükler.
Bakış açını genişletir. Düşündürür, üzer, heyecanlandırır sevindirir…
Tiyatro, duygu ve düşünceleri rol yapıp oynayarak
ifade etme sanatıdır. İnsanların zihnini temizler.
Ben, tiyatroyu çok severim. Oyunları beğenerek
izlerim. Sanki oyun gerçekten yaşanıyormuş gibi
hissederim.
Bazı tiyatrolarda seyirciler de oyunun içine
alınır. Örneğin, sahneden seyirciye bir konuda
fikri sorulur. Bazı seyirciler susar ne diyeceğini
bilemez; bazıları ise hevesle cevap verir. Bazen de
sahneye alırlar seyircileri. Bu çok hoşuma gider.
Kim istemez ki sahneye çıkarılmayı!
Tiyatro, yaşamımızda hayal gücümüzü geliştirir.
Göremediklerimizi görmemizi sağlar. Bizi
düşünce zengini yapar. O nedenle sık sık tiyatroya
gitmenin çok yararı vardır.
Tiyatronun ardındaki büyü budur.
Irmak BAYUR 8-B
TİYATROYU ÇOK SEVİYORUM
A. Güneş BEYAZ 3-B
Yayın Kurulu Üyesi
Tiyatro benim için çok önemli. Özellikle hafta sonları ve tatillerde, ailemle birlikte tiyatroya gittiğim için çok mutlu oluyorum.
Devlet Tiyatrolarının aylık kataloğunu babamla beraber inceliyoruz. O ay hangi oyuna gideceğimizi belirliyoruz. Çoğu
zaman çocuk oyunlarına gidiyoruz, ama yaşım uygun olduğundan bana uygun eğlenceli tiyatro oyunlarını da severek
seyrediyorum.
Tiyatroyu çok seviyorum. Perdenin açılması, oyunun başlaması beni çok heyecanlandırıyor. Sahneye en yakın yerde, tiyatro
oyuncularını görmek beni mutlu ediyor. Değişik hikâyeleri, bazen de okuduğum bir kitabın tiyatro oyununu izliyorum.
Okulum da seçmeli ders olarak tiyatroyu seçtim. Selin Öğretmenle beraber yeni oyunumuza hazırlanıyoruz. Çok
heyecanlıyım…
BAHARI MÜJDELEYEN NEVRUZ
Berkay PAMUKOĞLU 4-A
Yayın Kurulu Üyesi
Bayramların kültürümüzde hep birleştirici bir gücü olmuştur. Bu özel günlerde kin ve nefretler unutulmuş; sevgi, dostluk ve barış
baş tacı edilmiştir. Bayramlar, geçmişten bugüne kadar yaşadığımız ve yaşattığımız ortak kültür değerlerimizdir. Geçmişten
getirdiğimiz kültürel değerlerimizi bayramlar sayesinde yeni nesillere aktarırız. Uzun bir tarihî geçmişi olan Nevruz da bizi bize
yakınlaştıran, kenetlenmemizi sağlayan bir bayramdır.
Aslında uzun süren kışın ardından doğanın uyanışıdır Nevruz… Baharın ilk günü, kısacası baharın müjdecisidir. Uzun geçen
kışın ardından yıpranmış yanlarımızın tamiridir bir anlamda. Bu günde (21 Mart) gece ile gündüz eşitlenir. Türk mitolojisinde
‘güneşin koç burcuna girdiği yeni gün’ anlamına gelen Nevruz, dünyanın kutlanan en eski ve köklü bayramı olma özelliğini
taşımaktadır. Nevruz,Türk millî geleneğinde yer alan bir kavramdır ve Türklerin Ergenekon’dan çıktıkları günü simgeler.
Sümerlerden beri Orta Asya ve Orta Doğu coğrafyasındaki bütün topluluklar, yeni yıl ve baharın başlangıcı olarak Nevruz’u
kutlamışlardır. Ateş üstünden atlamak, demir dövmek, yumurta tokuşturmak olan Nevruz gelenekleri de bu derece eski
dönemlere dayanmaktadır.Nevruz değişik adlarla anılsa da en yaygın anlamı “yeni gün”dür. Yeni yıl, yeni gün, yılbaşı gibi
adlarla anılan bahar bayramı Türkler arasında coşkuyla kutlanmıştır. Nevruz geleneği de uygulamada bazı farklılıklar olmakla
beraber tüm Türk topluluklarında geleneksel bir nitelik taşımaktadır.
Temeli beş bin yıllık Türk tarihiyle bir olan Nevruz; Türklerde bir tabiat, var oluş, diriliş bayramı olarak algılanmıştır. Bunun içindir
ki Nevruz’un diğer bir adı da Ergenekon’dur. Çünkü, toprağın yağmurlarla ıslandıktan sonra üzerinin karla kaplanarak kısa bir
ölüm uykusuna yatması ve daha sonra baharın gelmesiyle yeniden canlanıp dirilmesi; Türklerin dört yüz yıl boyunca etrafı
yüksek dağlarla kaplı bir vadide sıkışıp daha sonra dağları aşarak özgürlüklerine kavuşması, yani yeniden dirilmesi olayına
benzetilmesidir. Ergenekon Destanı’na göre, o gün bağımsızlığın kazanıldığı gündür. Anadolu’da “Sultan-ı Nevruz”, “Nevruz
Sultan”, Mart Dokuzu” ve “Mart Bozumu” gibi adlarla da bilinen Nevruz, gelenekleriyle bütün Türk toplumlarında yaşamaya
devam etmektedir.
Uzun kış mevsiminden çıkan doğa, baharla birlikte yenilenmeye başlar. Kışın kısalan günler, gittikçe uzar. Toprak uyanır derin
uykusundan. Baharla birlikte doğa canlanır. Bolluk ve bereketin habercisi olan çiçekler açmaya başlar. Nevruz ile sadece tabiat
yenilenmez, biz de ruhen yenileniriz. Kışın bizden uzaklaşan güneş, baharla birlikte içimizi ısıtır. Böylece hayata bakışımız da
güzelleşir. Baharın gelişiyle birlikte kış mevsiminin içimizde bıraktığı tortuları atarız.
Deniz YALÇIN - AL11FB
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
İletişim Bülteni
29
OKUMA BİLİNCİ
SERBEST KÖŞE
Kültürlü insanların en büyük dostu, yardımcısı ve eğlencesi kitaptır. Teknolojiyle yoğrulan hayatımızda
kitapların ve kütüphanenin yeri, şekli değişse de zihnimizi, gönlümüzü besleyen kitaplar en kıymetli
hazinemiz olma özelliğini yitirmemiştir.
1964’ten beri Mart ayının son haftası kutlanan Kütüphanecilik Haftası da bu değerli hazinenin
varlığına dikkat çekmek amacıyla düzenlenmiştir. Çağın getirdikleriyle hızla değişen yaşamamızın
değişmeyen parçası olan kitapların ve onların yuvaları kütüphanelerin düşünce dünyamızı harekete
geçiren, hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan sihirli bir gücü olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
James Hawel; “Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır” sözüyle okumanın önemini çok iyi
anlatmaktadır. Hızlı değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmanın, gelişmelerin bilincine varmanın
tek yolu da çok okumaktan geçmektedir. Bu bilinçle, kitap okuyan ve okumayı yaşamlarının bir
parçası haline getiren öğrencilerimiz, okuduklarını değerlendirerek bilinçli okuyucu olma yolunda
emin adımlarla ilerlemektedirler.
YARATTIĞIM KÜTÜPHANE
Şimdi size şöyle dememi beklemiyorsunuz tabi ki: benim kütüphanem şekerden, çikolatadan, dünyanın en tatlı
yemişlerinden… Yanılmıyorsunuz! Keşke herkesin kütüphanesi gözüne öyle görünse ama değil işte. Fakat benim
kütüphanem başka türlü özel, güzel…
Benim kütüphanem bir tane, içindeki kitaplar bin tane. Bu kütüphanede bin bir çeşit kitaplar var, içinden profesörler bile
çıkar. Hele o masal kahramanları…
Kütüphaneler hayat gibi… Olumlu yönleri saymakla bitmez, sonuçta yaşamak hiçbir şeyle ölçülemez… Bir taraftan
masal kahramanlarının büyülü dünyaları, diğer taraftan teknolojinin inanılmaz buluşları...
Oturunca kitapların başına, tüm bilgiler dolar aklına. Unutmayın! Asıl öğrenme ise bir fincan çayla… Bir bakarsın
zekisin, bir bakarsın prenses gibisin ya da zencisin hayal dünyanda…
Eren KESKİN 6-C
DEĞİŞEN EDEBİYAT ANLAYIŞI
Günümüz edebiyatının gerçeklerinden biri olan “dizüstü edebiyat”, Türkçemizi modern bir şekilde kullanan, yazmak
istediklerini açıkça dile getiren yazarlar tarafından kaleme alınıyor. Bu yeni kitapların güzel yanı, dile getiremediklerimizi
sanki bizimle sohbet ediyormuşçasına anlatması. Bir diğer sevdiğim yanı ise okurken yorulmamak. Bu eğlenceli hayat
kitaplarının yazarları, başlarından geçenleri bizi yıllardır tanıyormuş gibi içtenlikle ve süssüz bir şekilde sunuyor. Kısa
cümleleri sayesinde, sohbet ediyormuş hissi uyandıran bu kitapların okunması da bu yüzden yorucu değil.
Dünyada her şey zıddını da içinde barındırır. Yani bu dizüstü edebiyatın olumlu yanı olduğu kadar olumsuz yanları da
var.
Eski edebiyatımızda var olan süslü dil, ağır teşbihler, sanatlı ve uzun cümleler bu kitaplarda yok. Üstelik “İyi insan nasıl
olmalı?”yı bize öğretmeye çalışan eski romanlarımız da yok. Örneğin; İpek Ongun’un genç kızlara yol göstermesi için
yazdığı “Bir Genç Kızın Gizli Defteri” serisiyle “Pucca’nın Günlükleri”ni karşılaştıralım: İpek Ongun, hanımefendi ve iyi
yetişmiş bir genç kızın nasıl büyüyeceğini anlatırken, Pucca kendi özel hayatını tüm gerçekleriyle ve ayrıntılarıyla bize
anlatıyor. İpek Ongun kendine rol model arayan insanlara iyi bir örnekken, Pucca bunun aksi bir örnek olabiliyor.
Teknoloji bu kadar gelişmemişken dizüstü edebiyat kavramı da yoktu. Çünkü yazarlarımız bu işin eğitimini almış
insanlar oluyordu. Şimdi ise, sosyal medyada popülerliği olan herkesin bir kitabı var. Nasıl “Doktorlar” dizisini izleyen
herkes doktorluk yapamıyorsa, edebiyata ilgisi olup birkaç “tweet”iyle popüler olanlar da yazarlık yapmamalı aslında.
Bu çerez niyetindeki kitaplarda herkes kendinden bir yan buluyor. Ancak; “Nerede o eski bayramlar…” der gibi, “Nerede
o eski edebiyatımız…” dedirttiği de yadsınamaz bir gerçek.
Kitap okuma oranının bu kadar düşük olduğu Türkiye’de, sokakta elinde kitap taşıyan insan görmek şahsen beni çok
mutlu ediyor. Öte yandan modern edebiyatımızın bu kitaplarının, okumayı sevmeyen gençlere sevdirebileceği de inkâr
edilemez. Bir Çin atasözünün de dediği gibi “Kitapsız büyüyen çocuk, susuz büyüyen ağaca benzer.” ve “Ağaç yaşken
eğilir.” felsefesinden yola çıkarak diyeceğim odur ki, kitap okuma alışkanlığını erken yaşta kazanmalı, tür ve yazar
seçmeden tüm eserleri okumaya, okutmaya çalışmalıyız.
Gökçem AKMAN 11TM
30
İletişim Bülteni
Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları