iletişim bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Şubat-Mart 2014 Sayı:5 Hoşgeldin Bahar! iletişim bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Adına Sahibi Prof. Dr. Mehmet Haberal / Kurucu Rektör Genel Yayın Yönetmeni Hilal Erdinç / Kurucu Temsilcisi Genel Yayın Sorumluları Mehmet Sağlam / Ortaöğretim Müdürü Sevgin Kurtuluş / İlkokul-Ortaokul Müdürü Denetleme ve Yayın Kurulu Esin Bozkurt / Fen Lisesi Müdür Yardımcısı Ferda Bilgen / İlkokul Müdür Yardımcısı Necla Yılmaz / Türkçe Öğretmeni Ekin Ekinci / Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Füsun Halıcı / Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Yayın Komisyonu Gizem Aydoğan Görünmez / Türkçe Öğretmeni Gülruh Şendurur / Sınıf Öğretmeni Derya Güler / Sınıf Öğretmeni Hande Tölüv /Fen Bilgisi Öğretmeni Arif Ülger / Sosyal Bilgiler Öğretmeni Miray Erberber / Görsel Sanatlar Öğretmeni Gamze Yıldızhan / Beden Eğitimi Öğretmeni Gözdem Hancıoğlu / Müzik Öğretmeni Gülden Baki / Anasınıfı Öğretmeni Yayın Kurulu - Öğrenciler Elif Naz Akay / 2-A, Güneş Beyaz / 3-B, Berkay Pamukoğlu / 4-A, Kutay Ünal / 5-C, Yaren Nehir Çoban / 6-C, Sıla Geren / 7-C, Irmak Bayur / 8-B, Oya Yaren Karaca / FL 9-A, Öykü Gökçelik / FL 9-A, Sinem Öztaşkın / AL 9-B, Aslıhan Kılıç / FL 10-A, Dilay Dizdarlar / FL 10-A, Nihan Mutlu / FL 10-A, Ecem Özmen / AL 10TM-C, Koray Çakır / AL 10FBA, Berke Çağhan Çeliker / AL 10FB-B, Yağmur Sugüneş / FL 11-A, Eylül Olmuş / FL 11-A, Ayça Bilan / AL 11-TM, Görkem Kurtuluş / AL 11-A, İlayda Bağcı / AL 11-A,Defne Görgün / FL 12-A, Yalım Mert Çınar / 12 FB Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okullarının bir yayını olan İletişim Bülteni,okulumuzda hazırlanmakta ve her ay web sitemizde yayınlanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. İSTİKLAL MARŞIMIZ 12 Mart 1921’de yüreklendik milletçe. Bağımsızlık coşkusunu herkesle paylaşmak, milletçe aynı sözlerle ifade etmek gerekiyordu ki bu noktada Mehmet Akif Ersoy gibi usta bir şair varlığını ortaya koydu. Para karşılığında değil, vatan sevgisi için yazdığı “Meclis”te şiir ayakta alkışlandı. Vatanımız kolay kazanılmadı. Evet gençlik olarak bunun bilincindeyiz, ancak bizim elimizden gelen savaşmak olmamalı. Elimizden geldiğince düzgün ve coşkulu bir şekilde milli marşımız olan İstiklal Marşımızı, söylerken hissetiğimiz biçimde yaşamak- yaşatmak olmalı. Şunu unutmayalım ki vatan için çocuk yaşta şehitler verildi. Bizlere düşen, ülkemizin simgesi olan İstiklal Marşımızı çok çalışarak daha da yüceltmek! Ne mutlu Türk’üm diyene! Arda POLATKAN 6-C İSTİKLAL MARŞI’MIZIN KABUL EDİLİŞİNİN 93. YILINDA MİLLÎ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY’U ANDIK. 12 Mart 2014 Çarşamba günü, milletimiz ve kahraman ordumuza ithaf edilen “İstiklal Marşı”mızın 93. yılında milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u andık. Programda, Kurtuluş Mücadelesi yıllarında ordumuzu yüreklendirmek amacıyla yazılan ve vatan, millet tutkusunun en anlamlı ifadesi olan İstiklal Marşı’mızın kabul ediliş öyküsünü, 7-C sınıfından Feride Nursena Cavlı sundu. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yüreğinden dökülen dizelerle aydınlanan bayrağımızın gururunu ise 7-C sınıfından Mehmet Cem Arslanoğlu “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor” şiiriyle aktardı. Tek yürek olduğumuz program süresince İstiklal Marşı’mızın tüm dizeleri, zihinlerimizde bir kez daha anlamlandı. “İstiklal Marşı”mızı bizlere armağan eden millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u saygı ile anıyoruz. MARŞIMIZLA SONSUZA Ülkemizin sembolü bayrağımızın eşsiz tamamlayıcısı İstiklal Marşımız, 93 yıl önce duygularımızın ifadesi olarak kabul görmüştür. Milli mücadelede milletimizin yaşadığı acılar son bulmasa da Mehmet Akif Ersoy’un vatan sevgisiyle kaleme aldığı marşımız, ulusumuza sargı olmuştur. 12 Mart 1921’de, “Meclis”te defalarca okunarak kabul edilen millî marşımız, sadece savaşta galibiyeti değil, özgür ifadeleriyle ulusumuzun bağımsızlığını ilan etmiştir. Tüm ulusların o dönemde imrenerek baktığı, küllerinden doğan bu millet; kendisine layık olan marşı hemen benimseyerek gururla okumuş ve hafızalara kazımıştır. Marşımız o dönemde, millî mücadelenin içinde olan Türk askerinin diline yerleşerek Mehmetçiği yüreklendirmiş, Türk milletine de zafer azmi vermiştir. Mehmet Akif, Türk milletinin destanını işlemiştir dizelerine. Geçmişten kalan bir destanın anlatıldığı dizeleri günümüzde seslendirirken birlik ve beraberliğin değerini hissederiz, atalarımızı minnetle anarız. Özgürlüğümüzün önemini her daim hatırlamak bizleri bilinçli, hayata dair sağlam adımlar atan bireyler olarak vatanımıza daha çok bağlar. Sıla GEREN 7-C Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 1 ÇANAKKALE GEÇİLEMEZDİ! …Başta yoktu miğfer, ayaklar yalın Sonunu bile bile yürüdü üstüne düşmanın. Işık oldu, umut oldu kefensiz erler. Yeniden yeniden doldu siperler: Kınalı Hasanlar, İsmailler, İbrahimler… Çanakkale! Yarım milyon insanın hayata veda ettiği topraklar… I. Dünya Savaşı’nın en kanlı cephesi… Tarihimizin en hüzünlü zaferi: Çanakkale. Savaş meydanlarında binlerce şehit vermiş, yokluklar içindeki bir ulusun gerçek bir direniş destanıdır bu. Öyle ki bu destanın her satırında insanlık onuru vardır. Çanakkale Zaferi, ulus olma bilincinin tohumlarının atılarak Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasına zemin hazırlayan, azmin mücadelesidir. 99. yıl dönümünde tarihimizin en büyük zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferi’ni ve aziz şehitlerimizi okulumuzda yaptığımız törenle bir kez daha saygı ve minnetle andık. Anadolu Lisesi 11 A sınıfından arkadaşımız Melis SIR’ın bizleri gözyaşlarına boğan konuşmasının ardından Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi’nden arkadaşlarımızla, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenimiz Sayın Serdar ÇELİKLİ’nin şehitlerimiz anısına yazdığı “Çanakkale Şehitlerine” adlı oratoryoyu hüzün dolu bir ruhla seslendirirken büyük zaferimizle bir kez daha gururlandık. Yaşadığımız toprakları vatan aşkıyla kutsallaştıran aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun! 2 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE MEKTUP Kanı Kanım, Canı Canım, Duygusu Toprağım Olan Şehidim; Yıllar geçse de hayatlarımızdan; biliriz, duyarız, hissederiz. Gözlerimizden akan yaşlar, her hatırada bir kez daha sel olur. Bizim denizimizde, bizim Çanakkale Boğazı’mızda her an, her saniye geçen gemiler, çıkan dalgalar, yüreklerimizde korlaşmış ateşi körükler. Su yakar ateşimizi. Sönmeyecek bir alev, iyileşmeyecek yara… Dalgalarla biraz daha yakar yüreğimizi. Nasıl bir cesarettir bu şehidim? Nasıl bir duygudur? Nasıl bir vatan aşkıdır seni evinden çıkaran? Elindeki tüfek senin en büyük gururun mudur? Anlatmanı istiyorum şehidim… Herkes bilsin, anlasın istiyorum. Herkes yaşasın bu gururu, hissetsin dökülen kanın sıcaklığını. 18 Mart 1915… Kelimeler kalemimden dökülmek istemiyor. İstiyorum ki yaşanmamış olsun. İstiyorum ki binlerce nefer, binlerce çocuk, binlerce baba ölmesin. İnsanlığımız hâlâ ölmedi, istiyorum ki düşmanımız da toprağa karışmasın. Can değil mi giden? Bu kadar kolay mı kaybetmek? Söyleyin bana, hangi savaşın sonunda başarı tüm benliğimize işleyebilir ki? Kazanan bile hep kaybetmez mi? Hayal etmek istiyorum. Zihnimdeki bu sonsuzluğun nasıl başladığını anlatmak istiyorum… Ulus, vatan, özgürlük… Canımız pahasına koruyacağımız değerlerimiz. Okuyoruz her yerde. İçimiz kan ağlıyor. 17 yaşındayım. Daha çocuk sayılırım. Kalbim çocuk, elim, gözüm çocuk. Duygularım ise en saf, en temiz haliyle yüreğimden kopup geliyor. 1915 senesinde benim yaşımdaki çocuklar değil miydiniz hepiniz? Annenizin yüreği kan ağlayarak gözlerinden akan yaşlar sel olarak sizi yolladılar cepheye. O analar, ne büyük insanlardır öyle! Kolunun kanadının kırılacağını bilir; ama dudaklarından dökülen o iki kelime onların tüm acısını gizler: “Vatan sağ olsun.” İşte vatan için canını vermek budur. Peki, sen şehidim? Çocuktun daha. Okuyacaktın, aileni geçindirecektin. Belki de çalışıp kardeşine en çok istediği kitabı alacaktın. Hâlbuki hayat o kadar ani çarptı ki sana, küçücük yüreğin çok büyük bir umuda bağlandı, çocuk ellerin silah tuttu. Ananın bağrından ayırdı kara talih seni; ama isyan etmedin. Kaderine razı oldun. Senden sonraki çocuklar için kendini top seslerinin ortasına attın… İnsan yaşamadan anlayamaz. Ben, hiç top sesleriyle uykuya dalmadım. Her sabaha binlerce elin tetiği çekmesiyle gözümü açmadım. Sevdiklerimden uzak kalmadım. Kimseyle vedalaşırken “son görüşüm” diye düşünmedim. Ben, hiç “son” yaşamadım hayatımda. Son gülüş, son buse, son sarılma, son kelime… Ne son oldum, ne de senin gibi sonsuz… İsyan etmiyorum, yalnızca canım acıyor. Attığım her adımda, bastığım her toprakta senin canın var. Öyle derin bir duygu ki bu… İnsanlar çok bencil. Havada birkaç pamuk tanesi gibi serpiştiren karı görünce şikâyet ediyoruz. Hâlbuki siz, şikâyet edebildiniz mi soğuktan? Üşüdüğünüzde ısınabildiniz mi? Hadi bedeninizi geçtim, yüreğinizi ısıtabilecek bir sevgi bulabildiniz mi yanınızda? Hep bir yarım kalmışlık… Belki bir kitap, belki bir mektup, belki bir şarkı, belki bir çocukluk, belki delicesine bir sevda, belki hayat… Biz sizin yarımlarınızı tamamlıyoruz 2014 senesinde. Biz; Ata’mın emanetinin en büyük bekçileriyiz. Yalnız Ata’mın değil, sizin ve sizin gibi yüz binlerce akan kanın. Kutsal emanetimiz; vatanımız. Her attığımız adımın önderi Mustafa Kemal Atatürk. Bizler böyle büyüdük, böyle gördük. Gençlik, ihanet etmeyecek size. Ankara’da yaşamanın en büyük sıkıntısı sizleri sürekli ziyarete gelemiyor olmak. Hâlbuki açan her çiçek size ithafen açıyor. Bu topraklarda yeşeren her tohum sizin adınıza kokusuyla hatırlatıyor kendini. Her oluştuğunda yeni bir umut oluyor, yeni bir gurur, yeni bir mutluluk. Bazen de telaş, korku, umutsuzluk. Aynı sizin gibi… Türk’üm! En büyük onurum sizler, en büyük yasım yine sizlersiniz. Sizleri 1915 Mart’ında bıraktık. En yüce onurum, gururum, şehidim! Biz olduğumuz sürece rahat uyuyun. En yoğun minnet duygularımı haykırıyorum size. Bu mektubu sessiz çığlığım olarak kabul edin; ölüme, toprağa, makbere… Melis SIR / AL 11A BİR DESTANIN ARDINDAN Çanakkale, şanlı bir destanın doğduğu yerdir. Bağımsızlığımızın top, tüfek sesleri arasında yiğitlerimiz tarafından kazınıp çıkarıldığı cephedir. İnançla savaşılan bu cephe, kahraman askerlerin yattığı topraklardır. Savaşta kaybedilen canlar, en onurlu makam olan “şehitlik” rütbesine eriştiler. Çünkü onlar, vatanları ve bağımsızlıkları uğruna esaretin keskin pençelerinden kurtulma vazifelerini yerine getirdiler. Bizlere sadece bağımsızlığımızı değil, aynı zamanda gururla sergileyebileceğimiz ülkemizi armağan ettiler. Arkalarında onca gözü yaşlı ana, yetim bıraktılar; ancak bizlere iyi bir gelecek, bir seçim şansı sundular. Buna rağmen şehit analarının, eşlerinin ağzından dökülen şu iki kelime her zaman içimi sızlatır: “Vatan sağ olsun !” Çanakkale cephesi, aynı zamanda hem doğumun hem de ölümün gerçekleştiği cephedir. Kahraman şehitlerimizin uğrunda ölümü göze aldıkları vatanımızı korumak bizim daimi görevimizdir. Mehmetçik için, yetim için, analar için; ama en önemlisi de vatan için! Zeynep SOYKAPLAN 8/B Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 3 TÜRKİYE GÖNÜLLÜ EĞİTİMCİLER DERNEĞİ TARAFINDAN DÜZENLENEN “YILIN ENLERİ ÖDÜL TÖRENİ”NDE “YILIN EĞİTİM KURUMU ÖDÜLÜ”NÜ ALDIK. Eğitim ve kültür alanında başarılı çalışmalar yapan kurum ve kuruluşları ödüllendiren “Türkiye Gönüllü Eğitimciler Derneği” tarafından “Yılın Eğitim Kurumu” ödülüne layık görüldük. Ödül 22 Ocak 2014 tarihinde Rixos Otel’ de düzenlenen törenle Kurumumuza takdim edildi. Başöğretmen Atatürk, şehitlerimiz, eğitim alanında iz bırakan büyüklerimiz adına saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende, derneğin kuruluşu ve çalışmaları bir slayt gösterisi ile anlatıldı. Ardından açılış konuşması TÜGED Genel Başkanı Yard. Doç. Dr. Sayın İbrahim ERDOĞAN tarafından yapıldı. Protokol konuşmalarından sonra eğitim ve kültür alanında başarılı çalışmalar yapan kişi, kurum ve kuruluşlara plaket takdimine geçildi. Kurumumuz adına “Yılın Eğitim Kurumu Ödülü”, Kurucu Temsilcimiz ve Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ’e takdim edildi. Aldığımız ödülün gurur ve heyecanını sizlerle paylaşıyor, emeği geçen herkese; yönetici, öğretmen, çalışan, veli ve öğrencilerimize teşekkür ediyoruz. 4 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları LİSELER ARASI GENÇ KIZLAR TÜRKİYE VOLEYBOL ŞAMPİYONASINDA “TÜRKİYE İKİNCİSİ” OLAN “LİSE KIZ VOLEYBOL TAKIMIMIZ” GÖĞSÜMÜZÜ KABARTTI. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile İl Spor Müdürlükleri tarafından ortaklaşa düzenlenen “Liseler Arası Genç Kızlar Türkiye Voleybol Şampiyonası”, 18-22 Şubat tarihleri arasında Eskişehir’de yapılan Türkiye finali ile tamamlandı. 2 bin 527 liseden 26 bin 601 sporcunun katılımıyla gerçekleşen şampiyona sonunda büyük bir heyecanın yaşandığı final maçı, 22 Şubat günü kıyasıya bir mücadele içerisinde geçti. Lise Kız Voleybol Takımımız, Türkiye birinciliğini kıl payı kaçırarak “TÜRKİYE İKİNCİSİ” oldu. Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Sayın Ali HABERAL, Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ, Lise Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM, Lise Müdür Yardımcılarımız Sayın Esin BOZKURT ve Sayın Cihat ŞEN, birçok öğretmenimiz ile tüm velilerimiz finalde sporcularımızı yalnız bırakmadılar. Başkent Üniversitesi Ailesi olarak bu gururu bizlere yaşatan sevgili öğrencilerimizi ve antrenörlerini yürekten kutlar, değerli ailelere teşekkür ederiz. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 5 TENİSTE “ANKARA ŞAMPİYONU” OLAN “ORTAOKUL TENİS KIZ TAKIMIMIZ”LA GURUR DUYDUK. 18-21 Şubat 2014 tarihleri arasında Ankara ili genelinde yapılan “Okullar Arası Tenis Müsabakaları” finalinde; 7-A sınıfı öğrencilerimiz Selin ÖVÜNÇ ve Ekin ERÇETİN’den oluşan Ortaokul Tenis Kız Takımımız, TED Ankara Koleji Tenis Takımını 2-0 yenerek “Ankara Şampiyonu” olmuştur. Öğrencilerimizi yürekten sevgiyle kucaklarız. kutlar, SEKİZİNCİ SINIF ÖĞRENCİMİZ EGE GÖRKEM ÇÖZEN “ANKARA MEB OKUL YARIŞLARI YÜZME ŞAMPİYONASI”NDAKİ BİRİNCİLİK DERECELERİ İLE GURURUMUZ OLDU. Sekizinci sınıf öğrencimiz Ege Görkem ÇÖZEN, yüzme dalındaki Ankara ve Türkiye derecelerine yenilerini ekledi. 18-20 Şubat 2014 tarihlerinde yapılan “Ankara MEB Okul Yarışları Yıldızlar Kategorisi”nde yarışan öğrencimiz, elde ettiği derecelerle bizleri bir kez daha gururlandırdı. “50m,100m ve 200m kelebek” ve “50m sırtüstü” yarışlarında “Ankara Şampiyonu” olarak Mayıs ayında Bursa’da düzenlenecek olan Türkiye finallerine katılmaya hak kazanan sevgili öğrencimizi yürekten kutluyoruz. 6 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları FİZİK PROJEMİZ TÜBİTAK BÖLGE SERGİSİNDE! Ortaöğretim öğrencilerinin yaratıcı yönlerini ortaya çıkarmak ve onları temel, beşerî ve sosyal bilimler alanlarında araştırmaya teşvik etmek amacıyla bu yıl 45’incisi düzenlenen “TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması”nda Fizik dalında öğrencilerimiz, Fen Lisesi 9-A sınıfından Tuana TÜRKMEN ve Aybars KOÇBAY, Fizik öğretmenimiz Sayın Erdal DEDEOĞLU’nun rehberliğinde hazırladıkları “Fizik Oyunları” adlı projeleriyle 17-20 Mart tarihleri arasında düzenlenen Ankara Bölge Sergisi’ne katıldılar. Ankara Bölgesinden 726 proje içinde seçilerek 100 proje arasına giren projemizi başarı ile sunan öğretmenimizi ve öğrencilerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 7 8. ELT- İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİ SEMİNERİMİZİ BÜYÜK BİR KATILIMLA GERÇEKLEŞTİRDİK. Okulumuzda gelenekselleşen “8. ELT - İngilizce Öğretmenleri Semineri”, bu yıl 22 Şubat 2014 Cumartesi günü farklı okullardan gelen 240 öğretmenin katılımıyla gerçekleşti. “Dünyanın En Değerli Kaynağı; ÇOCUKLAR!” teması çerçevesinde gerçekleşen seminerde; öğretmenlerin “yeni yaklaşımlar, farklı uygulamalar ve ders anlatım teknikleri” ile ilgili yeni gelişmeleri takip edip uygulayabilecekleri son derece yararlı bir ortam sağlandı. Bu yıl konuşmacılarımız, sunumlarını öğrencilerimizle birlikte uygulamalı olarak gerçekleştirdiler; böylece seminerin içeriği daha da zenginleşmiş oldu. Dört konuşmacının konuk olduğu seminerde ilk konuşmacı olan Jennifer MAILLEY, “Okuma Parçalarının İngilizce Öğretiminde Kullanım Teknikleri’ konusunda, farklı öykülerden yola çıkarak soru sorma tekniklerini paylaştı. 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerimizden bir grupla gerçekleştirilen konu ile ilgili uygulama büyük beğeni topladı. İkinci 8 konuşmacı İletişim Bülteni Ally KENSINGTON, NLP uygulamalarının küçük yaş gruplarında kullanımıyla ilgili çarpıcı örnekler verdi. Uygulamada yer alan Ana sınıfı öğrencilerimiz aktif, katılımcı ve özgüvenli tavırları ile katılımcıları büyülediler. Üçüncü konuşmacı Irene CANCA, “İlköğretimde Hikaye Anlatımının En Etkin Teknikleri”ni 2 ve 3. sınıf öğrencilerimizle birlikte sundu. Son olarak sahne alan ve John MOORECORFT ile Paul ZARRAGA’dan oluşan ‘The Henry Brothers’ grubu ise, “Herkesin Bir Taşı Olmalı’ metaforundan yola çıkarak gerçekleştirdiği sahne şovu ile izleyenlere coşkulu anlar yaşattı. Okul bandomuzun konseri ile Eşli Danslar Topluluğumuzun gösterisi de aynı coşku ile izlendi. Emek veren tüm konuklara, katılımcılara, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimize teşekkür ederiz. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 9 BÜYÜK ATATÜRK’ÜN “TARİH NE GÜZEL AYNADIR.” SÖZÜNDEN YOLA ÇIKARAK HAZIRLADIĞIMIZ GÖSTERİDE ÖĞRENCİLERİMİZ, TARİHİMİZDEN ÖRNEKLERİ BAŞARIYLA SERGİLEDİLER. 10 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Okulumuzda, “Dünya Tiyatrolar Günü” nedeniyle, 28 Mart 2014 Cuma günü saat 10.30’da “Tarihe Bakış” konulu bir drama gösterisi gerçekleştirildi. Ortaokul 7. ve 8. sınıf tarih konularını kapsayan gösteride; drama, görsel sanatlar, müzik ve danstan oluşan örnekler öğrencilerimiz tarafından başarıyla sergilendi. Çankaya Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün olurları ile duyurulan, ilçeye bağlı tüm resmi ve özel okulların davetli olduğu gösteriye; çok sayıda okulu temsilen yönetici, öğretmen ve öğrenciler katıldılar. Ayten Şaban Diri, Beytepe, ODTÜ, Erdoğan Şahinoğlu, İl Genel Meclisi ortaokullarından 7. ve 8. sınıfları; Ayrancı Anadolu Lisesi ve Ali Hasan Coşkun Kız Meslek Lisesinden 9. sınıfları temsilen katılan öğrenciler gösteriyi coşkuyla izlediler. İlkokul- Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin KURTULUŞ’un açış konuşmaları ile başlayan gösteride, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Atatürk Türkiye’sine kadar olan tarihsel süreçteki Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları dönüm noktalarına dikkat çekildi. Büyük Atatürk’ün “Tarih ne güzel aynadır.” sözünden yola çıkılarak hazırlanan muhteşem gösteride öğrencilerimiz, tarihin büyülü dünyasından seçtikleri örnekleri profesyonelce sergilediler. “Tarihe Bakış” konulu projemize emek veren yönetici, öğretmen ve sevgili öğrencilerimize; izlemeye gelen konuk okulların yönetici, öğretmen ve öğrencilerine; katkıları ile her zaman yanımızda olan değerli velilerimize teşekkür ederiz. İletişim Bülteni 11 “BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL AYŞEABLA OKULLARI MEZUNLARI DERNEĞİMİZ” ÖĞRENCİLERİMİZİN KATKILARI İLE DAHA DA GÜÇLENİYOR. “Kuşaklar Birleşiyor” anlayışını hayata geçiren Kurumumuzun tüm çalışanları, öğrencileri, velileri ve mezunları olarak, büyük bir aile olmanın gururunu taşıyoruz. Bu anlamdaki birliktelikleri önemsiyor, paylaşımlarımıza her gün yenilerini ekliyoruz. 26 Mart 2014 Çarşamba günü bir araya gelen “Mezunlar Derneği” üyelerimizle lise sınıflarımızın her birinden seçilen temsilci öğrencilerimiz, hem tanıştılar hem de aynı amaçta buluşmanın ayrıcalığını yaşadılar. Derneğimizi güçlendirmek adına her türlü desteğe hazır olduklarını belirten öğrenci ve öğretmenlerimize dernek temsilcileri tarafından teşekkür edildi. 12 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları “08 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” KUTLAMA PROGRAMINA EV SAHİPLİĞİ YAPTIK. “08 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle, Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü adına “Ali Hasan Coşkun Anadolu Kız Teknik ve Meslek Lisesi” tarafından düzenlenen kutlama programına, 07 Mart 2014 Cuma günü ev sahipliği yaptık. Çankaya Kaymakamı Sayın Mehmet Ali YILDIRIM ve eşleri, İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mehmet YILMAZ ve Müdür Yardımcıları, Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ, Okul Müdürlerimiz, programı hazırlayan öğrenci ve öğretmenlerin hazır bulunduğu tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Açılışta yer alan okul bandomuz, seslendirdiği eserlerle izleyenlere coşkulu anlar yaşattı. Günün anlam ve önemini belirten konuşma ve slayt gösterisinin ardından; şiirler, Devlet Opera ve Bale sanatçılarının yer aldığı opera dinletisi ve skeçler program akışı içerisinde sergilendi. Ressam Şükran İSTANBULLU ve Nuran HAZAN’ın sergilerinin de yer aldığı etkinlik, verilen kokteylle sona erdi. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları olarak bizler de tüm dünya kadınlarını yürekten kutluyoruz. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 13 SAĞLIKLI YAŞAMDA SPOR VE BESLENMENİN ÖNEMİ “Sağlıklı Yaşam İçin Spor ve Beslenmenin Önemi” konulu söyleşileri için Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sayın İbrahim CİCİOĞLU’nu okulumuzda misafir ettik. Sayın CİCİOĞLU, sağlıklı yaşam için yapılması gerekenleri bir sporcu ve akademisyen bakış açısıyla bizlerle paylaştı. Kardiyovasküler sistemin geliştirilmesi ve vücutta oksijen kullanımından kaynaklanan sonuçlarla ilgili bizleri bilgilendirdi. Vücuttaki yağ oranının ideal düzeye ulaştırılması ve kas gelişimi ile ilgili bilgiler, ilgimizi en çok çeken konulardı. Dinlenme, beslenme ve fiziksel egzersizin önemine de değinen konuğumuz, özellikle sentetik gıdalarla beslenme alışkanlıklarının, kanser hastalıklarını artırması üzerinde durdu. Sayın CİCİOĞLU, vücut ağırlığımızı kullanarak fiziksel aktiviteler yapmamızın önemini vurguladıktan sonra, evde yapabileceğimiz basit fiziksel aktiviteler de önerdi. Sporu, hayatımızın bir parçası olarak görmenin temel prensibimiz olması gerektiğini vurguladı. Günümüzün bir saatlik bölümünü fiziksel egzersiz yapmak için kullanmamız gerektiğinin altını çizdi. Seminerimizin soru cevap kısmında “Vücut Geliştirmede Protein Kullanımının Önemi ve Gerekliliği, Çeşitli Besinlerin Sağlıklı Beslenme Çerçevesinde Değerlendirilmesi, Çeşitli Diyet ve Zayıflama Programları” gibi konular, merak ettiğimiz ve cevaplarını aradığımız konulardı. Sayın CİCİOĞLU’na, bizlerle yaptığı güzel paylaşım için teşekkür ediyoruz. 14 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları “SINAVA HAZIRLIK SÜRECİNDE ANNE BABA OLMAK” KONULU SEMİNERİMİZDE ORTAOKUL 6, 7, 8. SINIF VE LİSE 11, 12. SINIF VELİLERİMİZLE BİR ARAYA GELDİK. 06 Mart 2014 Perşembe günü saat 17.30’da; Ortaokul 6, 7 ve 8. sınıf ile Lise 11 ve 12. sınıf öğrencilerimizin velileri ile okulumuz konferans salonunda bir paylaşım toplantısı gerçekleştirdik. Ardından saat 18.00’da, “Sınava Hazırlık Sürecinde Anne Baba Olmak” konulu seminerde birlikte olduk. İlkokul- Ortaokul Müdürümüz Sayın Sevgin KURTULUŞ ve Liseler Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM’ın okulumuzun genel işleyişi, akademik ve sosyal çalışmalarımız ile ilgili yaptığı bilgilendirmede, kalite gereği uyguladığımız memnuniyet anketlerimizin sonuçları da paylaşıldı. Daha sonra, Başkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sayın Okan Cem ÇIRAKOĞLU’nun, anne babaları ve öğretmenleri yakından ilgilendiren paylaşımına geçildi. Çocuklarımıza, özellikle sınav sürecinde, kalıplaşan tekrar ifadelerle baskı kurmak yerine onları anlamaya yönelik yaklaşımın tercih edilmesini vurgulayan Sayın Çırakoğlu, kendi çalışma programlarını hazırlama konusunda öğrencilerimize güvenmemiz gerektiğinin altını çizdi. Anne babaların konu ile ilgili sorularını, doğal ve içten ifadelerle cevapladı. Değerli akademisyenimize ve katılan tüm velilerimize teşekkür ederiz. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 15 “OKUL ÖNCESİ” ÖĞRENCİLERİMİZ AİLE BÜYÜKLERİ İLE BİRLİKTE ANLAMLI BİR GÜN YAŞADILAR. 21 Mart 2014 Cuma günü Okul Öncesi öğrencilerimiz, “Yaşlılara Saygı Haftası” kapsamında “Sevgili Büyüklerimiz, İyi ki Varsınız” etkinliğini gerçekleştirdiler. Aile büyüklerini okulumuzda ağırlayarak onlarla birlikte keyifli bir gün yaşadılar. İngilizce ve Türkçe şarkılardan oluşan mini konserle başlayan program, birlikte boyanan magnetlerle renklendi. Öğrencilerin önceden hazırladıkları özel kartlar yakaları süslerken, büyüklere özel duyguların sürpriz ifadeleri gönüllerdeki yerini buldu. Sınıflarda birlikte yapılan kahvaltı ise ağızlarda unutulmaz tatlar bıraktı. Bu özel günde çocuklarımız, tüm öğrencilerimiz adına değerli konuklarımıza dediler ki: Keşke daha sık gelebilseniz bizlere Olsun, siz hep bizim yüreğimizde. Geçmişimizi öğrendik sizlerle Köprüler attınız geleceğimize… Sevgi, saygı, hoşgörü Sizlerden kaldı bizlere. Övünürüz bilgeliğinizle Gururluyuz öğrettiklerinizle… Kabul buyurun övgülerimizi Öpelim o güzel ellerinizi. Şarkılarda bir olalım Birleştirelim yüreklerimizi… 16 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları OKUL ÖNCESİ, BİRİNCİ VE İKİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİMİZ AÇTIKLARI SERGİDE, ESERLERİYLE VELİLERİNİ BÜYÜLEDİLER. 27 Mart 2014 Çarşamba günü saat 18.00’da okul öncesi, birinci ve ikinci sınıf öğrencilerimizin Görsel Sanatlar ve Seramik derslerinde ortaya koydukları ürünler okulumuzda sergilendi. Karışık tekniklerle yapılan öğrenci çalışmaları velilerimizin yoğun katılımıyla ve beğeniyle izlendi. Sergilenme süresince 5-B sınıfı öğrencilerimizden İlke ÖZKAZANÇ’ın, Müzik öğretmenimiz Ali BİLGİN’in akordeonu eşliğinde flütle çaldığı eserler, sanatın evrenselliğini herkese hissettirdi. Öğrencilerimizin yoğun ilgi gören ürünleri, 28 Mart 2014 tarihine kadar okulumuzda sergilenmeye devam edecektir. Öğrencilerimizi, emek veren öğretmenlerimizi ve velilerimizi yürekten kutlarız. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 17 “DEĞERLER EĞİTİMİ PROJEMİZ” 5-8. SINIF ÖĞRENCİLERİMİZLE DAHA DA GÜÇLENECEK. Ulusumuzu diğer toplumlardan farklı kılan, ancak günümüzde giderek kaybolmaya yüz tutan EMPATİ KURMA, SAYGI- ÖZSAYGI, SORUMLULUK ALMA DUYGUSU, YARDIMLAŞMA, HOŞGÖRÜ gibi değerlerin yaşatılması hepimiz için çok önemlidir. Öğrencilerimizin, insan olmanın gereği olan bu değerleri yaşatacak gönüllüler olmaları için 5-8. sınıflarda “DEĞERLER EĞİTİMİ” projesini başlattık. Proje kapsamında konu ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla, 13 Mart 2014 Perşembe günü konferans salonumuzda, öğrencilerimize; içerikleri “empati, saygı-özsaygı, sorumluluk, yardımlaşma” olan kısa filmler izlettik. Onların filmlerle ilgili düşüncelerini paylaştık, yorumlarını dinledik. Değerlerden hangisi ile nasıl bir çalışma yapmak istediklerini belirlemek amacıyla anketler uyguladık. Öğrencilerimizin proje ile ilgili yapılacak çalışmalarda çok istekli olmaları, onların toplumda değerlerimizi yaşatacak Ayşeablalı Gönüllüler olacakları inancımızı daha da pekiştirdi. ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME Okulumuz Fen Lisesi 11-A sınıfı öğrencileri olarak, 04 Mart 2013 Salı günü Ankara Numune Hastanesi’nde görevli, Uzman Diyetisyen Sayın Öznur BİLGİN’i konuk ettik. Sayın BİLGİN, sınıf rehber öğretmenimiz Sayın Nihan TOKGÖZ, PDR Birimi uzmanımız Sayın Oğuz KÖYLÜ ve velimiz Sayın Prof. Dr. Sayın Mahmut KOÇ iş birliği ile “Ergenlik Döneminde Beslenme” konulu bir sunumu öğrencilerimizle paylaştı. Etkinlik; ergenlik döneminde sağlıklı beslenme, sağlıklı öğün önerileri ve uzmanımızla yaptığımız sorucevap başlıklarındaki bölümlerle gerçekleştirildi. Sınıf rehberliği çalışmaları kapsamında bireysel farklılıklar dikkate alınarak gerçekleştirilen sunumumuz, konuyla ilgili bilgilerimizde önemli bir gelişim sağladı Sunumu gerçekleştiren konuğumuza teşekkür ederiz. 18 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları FRANSIZ YAZAR ISABELLE MILLION İLE “DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMEK ATÖLYESİ”NDE BULUŞTUK. “Becerilerimizi başkalarına göstermek istememizin nedeni nedir? Bir konuda yargıda bulunmak neden zordur? İnsan neden yazar? Neden bazen bir konudaki düşüncelerimizi ifade etmekte güçlük çekeriz?” Okulumuzda ağırladığımız dünyaca ünlü Fransız Filozof Oscar Brenifier’nin felsefe öğretmeni, yazar Isabelle MILLION ile “Neden?” diye sorduğumuz birçok sorunun yanıtını bulmak için düşündük. 25 Mart 2014 Salı günü 4, 5 ve 6. sınıflarımızla birlikte, yazarın kaleme aldığı “Nasreddin Hoca ile Düşünmeyi Öğrenmek” adlı kitabı üzerinden, halk kültürümüzün bu önemli değerini şimdiye dek gündeme getirilmemiş özgün bir yaklaşımla ele aldık. Yaşayan bir efsane olan Nasreddin Hoca’nın felsefesini nedenleriyle ortaya koyduk. Atölye çalışmamızın ardından, aldığımız kitapları imzalayan araştırmacı yazarla paylaşımımızı sonlandırdık. Dünyanın birçok ülkesinde yaptığı atölye çalışmaları ile Nasreddin Hoca’nın evrenselliğini felsefi anlamda yaşatan Sayın Isabelle MILLION ve ekibine teşekkür ederiz. ÖĞRENCİLERİMİZ TEMA VAKFI GÖNÜLLÜLERİNE “TÜRKİYE ÇÖL OLMAYACAK!” SÖZÜNÜ VERDİLER. “Orman Haftası” nedeniyle, 25 Mart 2014 Salı günü, 1. ve 2. sınıf öğrencilerimiz, okulumuz konferans salonunda Tema Vakfı’nın doğaya ve çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek amacı ile hazırladığı sunumu izlediler. Sunumu gerçekleştiren Yüksek Ziraat Mühendisi Sayın Seyhan YOLDAŞ, aynı zamanda 2-A sınıf öğrencilerimizden Elif Naz AKAY’ın anneannesi. Tema Vakfı gönüllüsü olan Sayın YOLDAŞ; ormanların önemine, çevreyi koruma nedenlerimize, su gereksinimimize ve toprağı koruma yollarına ilişkin bilgiler aktardı. Her insanın günlük yaşamında kullandığı ahşap eşyalar ve soluk aldığı temiz hava için ömrü boyunca doğaya borçlu olduğunu ve bu nedenle ağaç dikme sorumluluğunu kazanması gerektiğini vurguladı. Öğrencilerimizin keyifle ve bir “EKO Okul” olma bilinciyle izlediği sunum, Tema Vakfı’nın “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganı ile noktalandı. Her biri küçük birer doğa dostu olan öğrencilerimiz, “Türkiye Çöl Olmayacak!” sözünü verdiler. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 19 SINAV KAYGISIYLA BAŞ EDEBİLİRİZ. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi 12. sınıf öğrencileri olarak YGS’ye yoğun olarak hazırlandığımız bugünlerde sınav kaygısıyla baş etme yolları konusunda bizlere yardımcı olmak üzere, Başkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Sayın Okan Cem ÇIRAKOĞLU’nu okulumuza davet ettik. Sayın ÇIRAKOĞLU, sınav kaygısını tanımlayarak adeta kaygıyı yaşayan bir öğrenci gibi duygularımızı paylaştı. Bizlere kaygının bedensel, duygusal ve bilişsel belirtileri hakkında bilgi verdi. Kaygının ortaya çıkmasında düşüncelerimizin ve durumu algılama biçimimizin çok etkili olduğunu; kaygıyı yönetmede etkili olan yöntemleri bizimle paylaştı. Ayrıca, düşüncelerimizi olumluya yönlendirme, bedenimizi kontrol altına alma konusu üzerinde durarak solunum ve gevşeme egzersizlerinin yararlarına değindi. Bizimle bu konuda çalışma yapmak istediğini ifade eden konuğumuza memnuniyetle katılmak istediğimizi belirttik ve önümüzdeki hafta ‘’Sınav Kaygısıyla Baş Etme Grubu’’ olarak birlikte çalışmaya karar verdik. Sınav kaygısıyla başa çıkabilmemiz, kendi stratejilerimizi oluşturabilmemiz adına çok yararlı bir çalışma oldu. 12. sınıf öğrencileri olarak ‘’sınav kaygısı’’ gibi bir konuda keyifli bir sunum yapan Sayın ÇIRAKOĞLU’na teşekkür ediyoruz. ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ ÖĞRENCİLERİMİZLE PAYLAŞIM TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRDİK. Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi öğrencilerimizle 13 Mart 2014 Perşembe günü, içinde bulunduğumuz 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılına ilişkin değerlendirmelerin ve planlanan etkinliklerle ilgili açıklamaların yapıldığı “Bilgi Paylaşım Toplantısı” gerçekleştirdik. Toplantının başında öğrencilerimizle duygu ve düşüncelerini paylaşan Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ, Anadolu Lisemiz ve Fen Lisemizde yaşama hazırlanan öğrencilerimizi yüksek düşünme becerisine sahip, sağduyulu ve çok yönlü bireyler olarak yetiştirmenin en büyük hedefimiz olduğunu belirtti. Okullarımızda , öncelikle demokratik düşünce sistemini okul yaşamının bir parçası haline getirmeyi hedeflediğimizi, bu hedefe ulaşmak için de her sınıftan seçilen temsilcilerle düzenli olarak toplantılar gerçekleştirilerek öğrenci görüşlerinin alındığını ve okul yaşamı ile ilgili alınacak kararlarda bu görüşlerin önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Sayın ERDİNÇ; sadece akademik değil, sosyal, kültürel ve sportif alanlarda da başarılarıyla göz dolduran öğrencilerimizle birlikte olmaktan mutlu olduğunu ve bu başarıların katlanarak artmasının en büyük temennisi olduğunu dile getirdi. Genel Müdürümüzün ardından söz alan Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM, öğrenci temsilcilerinin görüşlerini de göz önüne alınarak ikinci dönemde daha çok paylaşım içinde bulunulacağı yeni uygulamaların başlayacağı müjdesini de ekledi. Motivasyonu artırmaya ve başarıları pekiştirmeye yönelik planlanan akademik, bilimsel, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri ve etkinliklerin tarihlerini öğrencilerimizle paylaştı. Konuşmasının ardından öğrencilerimizin sorularını yanıtlayan Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi Müdürümüz Sayın Mehmet SAĞLAM, etkinliklerle dolu ve yoğun geçecek bu dönemde öğrencilerimize başarılar dileyerek toplantıyı sonlandırdı. 20 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları MANGALA ÖĞRENDİK. Tarihteki en eski strateji oyunlarından biri de “Mangala”dır. Mangala oyunu, dağdaki çobandan, 70 yaşındaki bilgine, İstanbul’da saraydaki Hanım Sultan’dan, beş yaşındaki çocuğa kadar her yaştan ve her kültürden insanın oynayabileceği bir oyundur. Ortaokul ve lisedeki arkadaşlarımıza yönelik mangala etkinliğimizi, okulumuzda 27 Şubat 2014 tarihinde gerçekleştirdik. Türk Beyin Takımı üyelerinin katkılarıyla Mangala oyununu öğrendik. Bir saatlik teorik eğitimin ardından arkadaşlarımızdan ve öğretmenlerimizden oluşan takımlarla pratik yapma imkânı bulduk. Bu oyunla, belleğimizi güçlendirmenin yanında, rakibin yapacağı hamleleri önceden kestirmeyi, uyanık olmayı ve sabırlı davranmayı öğrendik. Atalarımızın da severek oynadıkları bu oyunun, günümüze kadar gelmiş olması bizleri mutlu etti. “Akıl Oyunları ve Bulmaca Kulübü” olarak, arkadaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda “Türk Beyin Takımı” ile etkinliklerimize devam edeceğiz. SANATIN MATEMATİKLE BULUŞMASI... Okul yaşantımıza muhteşem bir resim sergisi gezisi ekledik. Bizlere estetik bakış açısı kazandıran resimlerin yaratıcısı, matematiğin sanatla buluşmasını sağlayan Macar ressam Istvan OROSZ’du. Her insanın hayal gücü; kendine özgü, uçsuz bucaksız bir dünyaya açılır. Beynimiz ise bu hayal gücünün ürünlerini sözle, hareketle, resimle ya da daha başka biçimlerde ortaya koyar. Bu sergide gördüğümüz eserler, mükemmel bir hayal gücü ve kurgulama yeteneği gerektiren eserlerdi. Ümitköy’de bulunan Güler Sanat Galerisi’ndeki bu sergide, ressamın resimlerinin yanı sıra sanatçının üç boyut algılarımızı zorlayan animasyonlarını da izlemek mümkün oldu. Resimlere; sanatçı için her biri farklı bir anlam ifade eden kişiler, yerler ve yaşam biçimleri konu edilmiş. Bu harika sergideki her bir çizim, ayrı ayrı incelenmeyi hak ediyor. Sanatseverlerle buluşan ressamın matematiksel zekâsıyla meydana getirdiği eserler, ziyaretçilerde büyük bir hayranlık uyandırıyor. Her gün yaşadığımız bir okul günü gibi başlayan günümüz, yepyeni bilgiler öğrenerek son buldu. Yaşasın SANAT, yaşasın MATEMATİK... Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 21 11. SINIF ÖĞRENCİLERİ OLARAK BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SIRALARINDAYDIK. “Meslek Tanıtım Günleri” kapsamında, 12 Mart Çarşamba günü Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi 11. sınıf öğrencileri olarak Başkent Üniversitesindeydik. Halkla İlişkiler Sorumlusu Sayın Derya ÇİFTÇİOĞLU’ndan, Üniversitemizin kısa bir tanıtım filmini izledikten sonra ilgi duyduğumuz mesleklerle ilgili on üç ayrı gruba ayrılarak bölümlerle ilgili merak ettiğimiz soruların cevaplarını aldık. Üniversitemizin Diş Hekimliği Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Tıp Fakültesi, Elektrik- Elektronik Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Biyomedikal Mühendisliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Radyo Sinema Televizyon, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Spor Bilimleri, Mimarlık, Makine Mühendisliği ve Psikoloji gibi alan ve bölümlerini, bu mesleklere ilgi duyan öğrenciler olarak, bölümlerden gelen rehber öğretmenlerimiz eşliğinde, küçük gruplar halinde gezdik. Kimi bölümlerde sürmekte olan derslere, stüdyo ve laboratuvar çalışmalarına katıldık. Gezimizde üniversitemizin sosyal ve fizikî olanaklarını tanıma fırsatı da bulduk. Böylelikle, gelecekte üniversite yaşamımız boyunca Başkent Üniversitesinde gerçekleştirilen etkinlikler içinde yer alarak kendimizi sosyal yönden de geliştirebileceğimizi gördük. Daha sonra hep birlikte üniversitemizin teras kafeteryasında oturarak bize sunulan ikramlarla gezimizi sonlandırdık. Bizleri gün boyunca güler yüzle ağırlayan Başkent Üniversitesi personeline teşekkür ederiz. 22 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI ATATÜRK MÜZE KÖŞKÜ’NDEYDİK. Anadolu Lisesi 10-C ve 11-B sınıfı öğrencileri olarak, öğretmenlerimiz Sayın Zerrin DOĞRUSÖZ ve Sayın Burcu Fatma ADALI ile T.C. Cumhurbaşkanlığı Atatürk Müze Köşkü’ne gittik. Müze gezimiz sırasında Atatürk Müze Köşkü’nün, Cumhuriyet’imizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 1921 – 1932 yılları arasında konut ve çalışma mekânı olarak kullanıldığını, bu on bir yıllık süreçte Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğunu, genç Cumhuriyetin atılımları ve devrimlerinin planlanıp gerçekleştirildiğini öğrendik. Müze rehberimizle birlikte köşkün giriş holü, rüzgârlık, konuk kabul salonu, radyo odası, yemek salonu, elçi kabul salonu, kütüphane ve çalışma odası ile sergi salonu bölümlerini gezerek bu bölümler hakkında ayrıntılı bilgiye sahibi olduk. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yaşadığı ve Cumhuriyet tarihimizin en önemli kararlarına ev sahipliği yapmış bu köşkü gezmek, Atatürk’ün özel hayatını yakından tanımamızı ve bizlerin ona olan hayranlığının bir kat daha artmasını sağladı. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KİMYA LABORATUVARINDAYDIK. Fen Lisesi 10 A sınıfı olarak Kimya dersi kapsamında, 07 Mart 2014 Cuma günü öğretmenlerimiz Sayın Seda ÇELİK ve Sayın Derya UĞURLU ile Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Kimya Bölümü Eğitim Anabilim Dalı Laboratuvarına bir gezi düzenledik. Kimya dersinde öğrendiğimiz Faraday Yasaları, kimyasal tepkime türleri ve çözelti hazırlama konuları ile ilgili deneyler yaparak öğrendiğimiz konuların pekişmesini sağladık. Öğrendiklerimizi günlük yaşamla ilişkilendirmemiz, konuların daha da kalıcı olmasını sağladı. Deney çalışması sonrasında öğretmenlerimiz eşliğinde üniversite kampüsünü gezmek, üniversite hayatını kısa süre de olsa yaşamak, üniversite sınavına hazırlık sürecinde olan bizleri olumlu yönde motive etti. Gezimiz sırasında Hacettepe Üniversitesi Kimya Eğitimi Bölümünde Uzman Dr. Sayın Senar TEMEL ve Arş. Gör. Sayın Sinem Dinçol ÖZGÜR’ e deneylerin yapımı sırasında sağlamış oldukları katkıdan dolayı teşekkür ederiz. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 23 “ANKARA SEVGİ EVLERİ ÇOCUK YUVASI”NA GİTTİK. Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kulübü” öğrencileri olarak rehber öğretmenlerimizin ve gönüllü arkadaşlarımızın organizasyonu ile düzenlediğimiz kermesten elde ettiğimiz gelirin büyük bir kısmının bir hayır kurumuna; geri kalan kısmının da sahipsiz hayvan barınağına bağışlanması konusunda arkadaşlarımızla görüş birliğine vardık. Araştırmalarımız sonucunda, Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı olan “Ankara Sevgi Evleri”nden birini ziyaret etmeye karar verdik. Kermesimizden elde ettiğimiz gelirle 9 adet bisiklet, 17 adet kol saati ile 10 adet uzaktan kumandalı oyuncak araba alarak 4 yaşlarındaki minik kardeşlerimize armağan ettik. Ayrıca, Çankaya Belediyesi Sahipsiz Hayvan Barınağı için de mama ve süt aldık. Yaşadığımız çevreye duyarlı bireyler olarak içten duygularla düzenlediğimiz kermeste; elde ettiğimiz geliri, ihtiyacı olanlara ve sahipsiz hayvanlara ulaştırmanın hazzıyla bir organizasyonu daha tamamlamış olmaktan büyük bir mutluluk duyduk. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ FİZİK OYUNLARI LABORATUVARINDAYDIK. Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencileri olarak Fizik dersi kapsamında, Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümünde bulunan Fizik Oyunları Laboratuvarına gittik. Laboratuvarda bulunan deney düzeneklerini tek tek inceledik. Fizik derslerinde öğrendiğimiz bilgilerle ilgili deneyler yaptık. Ağırlık merkezini bulma, seri ve paralel bağlı devre modelleri, ince zarda girişim deneyleri, kasnak deney sistemleri ilgimizi en çok çeken deneyler oldu. Ağırlık merkezinden asılan bir cismin dengede kalmasını, lambaların paralel bağlandığında voltajları eşit paylaştıklarından daha parlak yandığını, ışığın sabun köpüğünde renklerine ayrılmasını, paralel bağlı yaylarda uzama miktarının az olduğunu deney materyallerinde gözlemledik. Yaptığımız deneyler sayesinde 11. sınıfta öğrendiğimiz Fizik dersi konularını günlük yaşamla ilişkilendirerek keyifli vakit geçirdik. Laboratuvar incelemelerimiz sonunda, öğretmenlerimizle Beytepe Kampüsünü de gezdik. Üniversite ortamında vakit geçirmek, bizi motive etti. 24 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları “ODTÜ BİLİM VE TEKNOLOJİ MÜZESİ”NDEYDİK. Fen Lisesi 11-A sınıfı olarak Fizik dersi kapsamında ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesine gittik. Gezimizin ilk durağı, 1947 yılından itibaren yapılmış arabalardan oluşan müzeydi. Burada, Türkiye’de yapılan ilk arabayı ve ODTÜ öğrencileri tarafından yapılan güneş enerjisi ile çalışan araba modellerini gördük. Daha sonra Fizik Oyunları Laboratuvarında Kimya Araştırma Görevlisi Sayın Recep YÜKSEL’in, gezegenler ve dünyanın oluşumu ile ilgili yaptığı sunumu izledik. Gezegenler ile ilgili hazırlanan görsel materyaller, ‘Uzay ve Evren’ konusunu daha iyi anlamamızı sağladı. Aynalar, ağırlık merkezi, mercekler ve basit makinelerle ilgili hazırlanan düzeneklerde deneyler yaparak okulda öğrendiğimiz bilgileri pekiştirdik. ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi Fizik Oyunları Laboratuvar sorumlusu Sayın Recep YÜKSEL’e, konuyla ilgili bilgilendirilmemiz ve misafirperverliği nedeniyle teşekkür ederiz. FEZA GÜRSEY BİLİM MERKEZİ’NE GİTTİK. Ankara - Altınpark bünyesinde faaliyet gösteren Feza Gürsey Bilim Merkezi’ ne, 25 Mart 2014 tarihinde 6. sınıflar için düzenlediğimiz gezide öğrencilerimiz, eğlenceli bir ortamda bilimin temel prensiplerini yaparak ve yaşayarak uygulama fırsatı buldular. Öğrencilerimiz; sıvı azot deneyi ile güller yapmaktan fosforlu duvarda gölgelerini dondurmaya, Van der Graaf deneyi ile eğlenceli gözlemler yapmaktan plazma küresiyle ışık yansıtmaya kadar birçok bilimsel amaçlı deney düzeneğinde hem keyifli vakit geçirdiler hem de Fen ve Teknoloji dersinde öğrendikleri bilgileri pekiştirdiler. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 25 MÜZİK ETKİNLİKLERİMİZ Müzik eğitimimiz, ders içi ve sosyal etkinlik saatlerinde öğrencilerimizin kendilerini ifade etmelerine yönelik çalışmalarla devam etmektedir. Koro ve çalgı topluluklarımız da çalışmalarına ekledikleri yeni eserlerle repertuvarlarını geliştirmektedir. * Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü adına düzenlenen “08 Mart Dünya Kadınlar Günü” etkinliklerine okulumuz ev sahipliği yapmıştır. Programda yer alan Nefesli ve Vurmalı Çalgılar Orkestramız, seslendirdiği eserlerle büyük beğeni toplamıştır. * “18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma” töreninde, 7-B sınıfı öğrencimiz Duygu POLATKAN’ın okunan şiirlere yan flütü ile eşliği, günün anlamını daha da güçlendirmiştir. * “Çocuk Korosu Eğitim Çalıştayı”, 22 Mart 2014 Cumartesi günü Milli Eğitim Vakfı Okullarında yapılmış, etkinlik sonunda okul, üniversite koroları ve polifonik korolar başarılı bir konser vermiştir. Etkinlikte 3, 4, 5 ve 6. sınıflardan oluşan Çocuk Koromuz, seçkin eserlerden oluşan bir konser vermiştir. Koromuz ve enstrüman çalan öğrencilerimiz zengin repertuvarları ile göz doldurmuştur. Konser sonunda, Genel Müdürümüz Sayın Hilal ERDİNÇ’e koro eğitimine destekleri nedeniyle Kurumumuz adına şilt verilmiştir. 26 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları GÖRSEL SANATLAR ETKİNLİKLERİMİZ Görsel Sanatlar derslerimizde, bu öğretim yılı için belirlediğimiz çalışmalar planlanan şekilde devam etmekte olup özel gün ve haftalara yönelik etkinliklere de yer verilmektedir. • 09 – 24 Şubat tarihleri arasında okul öncesi,1, 2, ve 3. sınıf öğrencilerimizin Görsel Sanatlar ve Yaratıcı Etkinlik derslerinde yaptıkları “Uzaylı Arkadaşım, Renkler, Neşeli Meyveler ve Podyumdaki Kıyafetler ” konulu çalışmalar, okulumuzun galeri katında sergilendi. • Şubat ayında okulumuzda konuk edilen Sevinç Abla Yuvası öğrencileri ile “uzay” konulu resim ve kil çalışmaları yapıldı. Çalışmalar 01- 10 Mart tarihleri arasında okulumuzun galeri katında, Anaokulu öğrencilerimizin “Uzaylı Arkadaşım” konulu resim çalışmalarıyla birlikte sergilendi. • 1,2,3, ve 4. sınıflarda, Görsel Sanatlar derslerinde ünlü ressamlar Miro, Picasso, Matisse ve Van Gogh’un eserlerinden yola çıkılarak, karışık teknikle özgün tasarımlar yapılmaya başlandı. • EKO okul projesi kapsamında, 3. sınıf Yaratıcı Etkinlik derslerindeki robot çalışmalarıyla, öğrencilerimizin atık malzemeleri değerlendirme duyarlığını geliştirmeleri amaçlandı. • Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen, “Mutluluğun Resmi” ve “6. Uluslararası Çocuk Resim Yarışması/ Oyuncakçı Dükkanı” konulu etkinliklere, öğrencilerimizin çalışmalarıyla katılım sağlandı. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 27 SPOR ETKİNLİKLERİMİZ Beden Eğitimi dersleri kapsamında, öğrencilerimizin temel motor beceri gelişimlerine yönelik çalışmalarla birlikte; birbirlerine karşı saygılı olmayı, sosyal ve psikolojik gelişmeyi destekleyen oyunlar ve etkinlikler programa uygun biçimde sürdürülmektedir. * 22-23 Şubat 2014 tarihleri arasında Ankara’ da düzenlenen “Türkiye Modern Pentatlon Milli Takım Aday Kadro” müsabakalarında, okulumuz 5-C sınıfı öğrencisi Nil Eylül GÖCEK “Türkiye üçüncüsü” olmuştur. * 4-A sınıfı öğrencimiz Ayşe Pelin Lokumcu, 31 0cak - 02 Şubat tarihleri arasında Bosna- Hersek Cumhuriyeti’nde 13 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen “Artistik Buz Pateni Şampiyonası”nda, kendi yaş grubu sporcuları arasında “ikincilik” elde ederek gümüş madalya almaya hak kazanmıştır. *01-02 Mart 2014 tarihlerinde, ”Türkiye Oryantiring Federasyonu”nun uluslar arası spor kuruluşları ile ortaklaşa düzenlediği “Antalya Oryantiring Days Dünya Kupası” birinci ayağında, 4-C sınıfı öğrencimiz Orkunt TEK “Türkiye yedincisi” ve “dünya onuncusu” olmuştur. *18-21 Mart 2014 tarihleri arasında Ankara ili genelinde yapılan “Okullar Arası Tenis Müsabakaları”nda; 6-A sınıfından Derya Erdem DEVECİ ve 6-C sınıfından Bilge Ozan DEVECİ’ den oluşan Ortaokul Erkek Takımımız çeyrek final maçında, Tevfik Fikret Ortaokulu Erkek Takımına galip gelerek “Ankara Üçüncüsü” olmuştur. 28 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları SERBEST KÖŞE TİYATRONUN ARDINDAN… TİYATRO SANATI Oyunun dekorları hazırdır. Seyirciler koltuklarına yavaş yavaş oturmaya başlarlar. On dakika, beş dakika derken uyarı gelir; ışıklar kararır, oyun başlar... Her gün farklı duygularda olabiliriz. Bazen kızgın, bazen üzgünüzdür. İşte tiyatroyu eşsiz kılan şey, burada başlar. Oyuncular her ne durumda ve duyguda olurlarsa olsunlar, tiyatro başladığında hepsi unutulur. Her gün aynı saatte, aynı role bürünür oyuncular… Öyle oyunlar olur ki oyuncular sahneden indiklerinde, seyirciler koltuklarından kalktıklarında o duygudan çıkamazlar. Oyunu yaşıyormuş gibi hissederler. Hatta oyundaki karakterlere bürünürler. Tiyatronun amacı da budur zaten; sizi orada yaşatmak, size katabileceği her şeyi katmak… Tiyatro bambaşkadır; yaşanır, yaşatır. Olaylardan olaylara sürükler. Bakış açını genişletir. Düşündürür, üzer, heyecanlandırır sevindirir… Tiyatro, duygu ve düşünceleri rol yapıp oynayarak ifade etme sanatıdır. İnsanların zihnini temizler. Ben, tiyatroyu çok severim. Oyunları beğenerek izlerim. Sanki oyun gerçekten yaşanıyormuş gibi hissederim. Bazı tiyatrolarda seyirciler de oyunun içine alınır. Örneğin, sahneden seyirciye bir konuda fikri sorulur. Bazı seyirciler susar ne diyeceğini bilemez; bazıları ise hevesle cevap verir. Bazen de sahneye alırlar seyircileri. Bu çok hoşuma gider. Kim istemez ki sahneye çıkarılmayı! Tiyatro, yaşamımızda hayal gücümüzü geliştirir. Göremediklerimizi görmemizi sağlar. Bizi düşünce zengini yapar. O nedenle sık sık tiyatroya gitmenin çok yararı vardır. Tiyatronun ardındaki büyü budur. Irmak BAYUR 8-B TİYATROYU ÇOK SEVİYORUM A. Güneş BEYAZ 3-B Yayın Kurulu Üyesi Tiyatro benim için çok önemli. Özellikle hafta sonları ve tatillerde, ailemle birlikte tiyatroya gittiğim için çok mutlu oluyorum. Devlet Tiyatrolarının aylık kataloğunu babamla beraber inceliyoruz. O ay hangi oyuna gideceğimizi belirliyoruz. Çoğu zaman çocuk oyunlarına gidiyoruz, ama yaşım uygun olduğundan bana uygun eğlenceli tiyatro oyunlarını da severek seyrediyorum. Tiyatroyu çok seviyorum. Perdenin açılması, oyunun başlaması beni çok heyecanlandırıyor. Sahneye en yakın yerde, tiyatro oyuncularını görmek beni mutlu ediyor. Değişik hikâyeleri, bazen de okuduğum bir kitabın tiyatro oyununu izliyorum. Okulum da seçmeli ders olarak tiyatroyu seçtim. Selin Öğretmenle beraber yeni oyunumuza hazırlanıyoruz. Çok heyecanlıyım… BAHARI MÜJDELEYEN NEVRUZ Berkay PAMUKOĞLU 4-A Yayın Kurulu Üyesi Bayramların kültürümüzde hep birleştirici bir gücü olmuştur. Bu özel günlerde kin ve nefretler unutulmuş; sevgi, dostluk ve barış baş tacı edilmiştir. Bayramlar, geçmişten bugüne kadar yaşadığımız ve yaşattığımız ortak kültür değerlerimizdir. Geçmişten getirdiğimiz kültürel değerlerimizi bayramlar sayesinde yeni nesillere aktarırız. Uzun bir tarihî geçmişi olan Nevruz da bizi bize yakınlaştıran, kenetlenmemizi sağlayan bir bayramdır. Aslında uzun süren kışın ardından doğanın uyanışıdır Nevruz… Baharın ilk günü, kısacası baharın müjdecisidir. Uzun geçen kışın ardından yıpranmış yanlarımızın tamiridir bir anlamda. Bu günde (21 Mart) gece ile gündüz eşitlenir. Türk mitolojisinde ‘güneşin koç burcuna girdiği yeni gün’ anlamına gelen Nevruz, dünyanın kutlanan en eski ve köklü bayramı olma özelliğini taşımaktadır. Nevruz,Türk millî geleneğinde yer alan bir kavramdır ve Türklerin Ergenekon’dan çıktıkları günü simgeler. Sümerlerden beri Orta Asya ve Orta Doğu coğrafyasındaki bütün topluluklar, yeni yıl ve baharın başlangıcı olarak Nevruz’u kutlamışlardır. Ateş üstünden atlamak, demir dövmek, yumurta tokuşturmak olan Nevruz gelenekleri de bu derece eski dönemlere dayanmaktadır.Nevruz değişik adlarla anılsa da en yaygın anlamı “yeni gün”dür. Yeni yıl, yeni gün, yılbaşı gibi adlarla anılan bahar bayramı Türkler arasında coşkuyla kutlanmıştır. Nevruz geleneği de uygulamada bazı farklılıklar olmakla beraber tüm Türk topluluklarında geleneksel bir nitelik taşımaktadır. Temeli beş bin yıllık Türk tarihiyle bir olan Nevruz; Türklerde bir tabiat, var oluş, diriliş bayramı olarak algılanmıştır. Bunun içindir ki Nevruz’un diğer bir adı da Ergenekon’dur. Çünkü, toprağın yağmurlarla ıslandıktan sonra üzerinin karla kaplanarak kısa bir ölüm uykusuna yatması ve daha sonra baharın gelmesiyle yeniden canlanıp dirilmesi; Türklerin dört yüz yıl boyunca etrafı yüksek dağlarla kaplı bir vadide sıkışıp daha sonra dağları aşarak özgürlüklerine kavuşması, yani yeniden dirilmesi olayına benzetilmesidir. Ergenekon Destanı’na göre, o gün bağımsızlığın kazanıldığı gündür. Anadolu’da “Sultan-ı Nevruz”, “Nevruz Sultan”, Mart Dokuzu” ve “Mart Bozumu” gibi adlarla da bilinen Nevruz, gelenekleriyle bütün Türk toplumlarında yaşamaya devam etmektedir. Uzun kış mevsiminden çıkan doğa, baharla birlikte yenilenmeye başlar. Kışın kısalan günler, gittikçe uzar. Toprak uyanır derin uykusundan. Baharla birlikte doğa canlanır. Bolluk ve bereketin habercisi olan çiçekler açmaya başlar. Nevruz ile sadece tabiat yenilenmez, biz de ruhen yenileniriz. Kışın bizden uzaklaşan güneş, baharla birlikte içimizi ısıtır. Böylece hayata bakışımız da güzelleşir. Baharın gelişiyle birlikte kış mevsiminin içimizde bıraktığı tortuları atarız. Deniz YALÇIN - AL11FB Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları İletişim Bülteni 29 OKUMA BİLİNCİ SERBEST KÖŞE Kültürlü insanların en büyük dostu, yardımcısı ve eğlencesi kitaptır. Teknolojiyle yoğrulan hayatımızda kitapların ve kütüphanenin yeri, şekli değişse de zihnimizi, gönlümüzü besleyen kitaplar en kıymetli hazinemiz olma özelliğini yitirmemiştir. 1964’ten beri Mart ayının son haftası kutlanan Kütüphanecilik Haftası da bu değerli hazinenin varlığına dikkat çekmek amacıyla düzenlenmiştir. Çağın getirdikleriyle hızla değişen yaşamamızın değişmeyen parçası olan kitapların ve onların yuvaları kütüphanelerin düşünce dünyamızı harekete geçiren, hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan sihirli bir gücü olduğu yadsınamaz bir gerçektir. James Hawel; “Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır” sözüyle okumanın önemini çok iyi anlatmaktadır. Hızlı değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmanın, gelişmelerin bilincine varmanın tek yolu da çok okumaktan geçmektedir. Bu bilinçle, kitap okuyan ve okumayı yaşamlarının bir parçası haline getiren öğrencilerimiz, okuduklarını değerlendirerek bilinçli okuyucu olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedirler. YARATTIĞIM KÜTÜPHANE Şimdi size şöyle dememi beklemiyorsunuz tabi ki: benim kütüphanem şekerden, çikolatadan, dünyanın en tatlı yemişlerinden… Yanılmıyorsunuz! Keşke herkesin kütüphanesi gözüne öyle görünse ama değil işte. Fakat benim kütüphanem başka türlü özel, güzel… Benim kütüphanem bir tane, içindeki kitaplar bin tane. Bu kütüphanede bin bir çeşit kitaplar var, içinden profesörler bile çıkar. Hele o masal kahramanları… Kütüphaneler hayat gibi… Olumlu yönleri saymakla bitmez, sonuçta yaşamak hiçbir şeyle ölçülemez… Bir taraftan masal kahramanlarının büyülü dünyaları, diğer taraftan teknolojinin inanılmaz buluşları... Oturunca kitapların başına, tüm bilgiler dolar aklına. Unutmayın! Asıl öğrenme ise bir fincan çayla… Bir bakarsın zekisin, bir bakarsın prenses gibisin ya da zencisin hayal dünyanda… Eren KESKİN 6-C DEĞİŞEN EDEBİYAT ANLAYIŞI Günümüz edebiyatının gerçeklerinden biri olan “dizüstü edebiyat”, Türkçemizi modern bir şekilde kullanan, yazmak istediklerini açıkça dile getiren yazarlar tarafından kaleme alınıyor. Bu yeni kitapların güzel yanı, dile getiremediklerimizi sanki bizimle sohbet ediyormuşçasına anlatması. Bir diğer sevdiğim yanı ise okurken yorulmamak. Bu eğlenceli hayat kitaplarının yazarları, başlarından geçenleri bizi yıllardır tanıyormuş gibi içtenlikle ve süssüz bir şekilde sunuyor. Kısa cümleleri sayesinde, sohbet ediyormuş hissi uyandıran bu kitapların okunması da bu yüzden yorucu değil. Dünyada her şey zıddını da içinde barındırır. Yani bu dizüstü edebiyatın olumlu yanı olduğu kadar olumsuz yanları da var. Eski edebiyatımızda var olan süslü dil, ağır teşbihler, sanatlı ve uzun cümleler bu kitaplarda yok. Üstelik “İyi insan nasıl olmalı?”yı bize öğretmeye çalışan eski romanlarımız da yok. Örneğin; İpek Ongun’un genç kızlara yol göstermesi için yazdığı “Bir Genç Kızın Gizli Defteri” serisiyle “Pucca’nın Günlükleri”ni karşılaştıralım: İpek Ongun, hanımefendi ve iyi yetişmiş bir genç kızın nasıl büyüyeceğini anlatırken, Pucca kendi özel hayatını tüm gerçekleriyle ve ayrıntılarıyla bize anlatıyor. İpek Ongun kendine rol model arayan insanlara iyi bir örnekken, Pucca bunun aksi bir örnek olabiliyor. Teknoloji bu kadar gelişmemişken dizüstü edebiyat kavramı da yoktu. Çünkü yazarlarımız bu işin eğitimini almış insanlar oluyordu. Şimdi ise, sosyal medyada popülerliği olan herkesin bir kitabı var. Nasıl “Doktorlar” dizisini izleyen herkes doktorluk yapamıyorsa, edebiyata ilgisi olup birkaç “tweet”iyle popüler olanlar da yazarlık yapmamalı aslında. Bu çerez niyetindeki kitaplarda herkes kendinden bir yan buluyor. Ancak; “Nerede o eski bayramlar…” der gibi, “Nerede o eski edebiyatımız…” dedirttiği de yadsınamaz bir gerçek. Kitap okuma oranının bu kadar düşük olduğu Türkiye’de, sokakta elinde kitap taşıyan insan görmek şahsen beni çok mutlu ediyor. Öte yandan modern edebiyatımızın bu kitaplarının, okumayı sevmeyen gençlere sevdirebileceği de inkâr edilemez. Bir Çin atasözünün de dediği gibi “Kitapsız büyüyen çocuk, susuz büyüyen ağaca benzer.” ve “Ağaç yaşken eğilir.” felsefesinden yola çıkarak diyeceğim odur ki, kitap okuma alışkanlığını erken yaşta kazanmalı, tür ve yazar seçmeden tüm eserleri okumaya, okutmaya çalışmalıyız. Gökçem AKMAN 11TM 30 İletişim Bülteni Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları
© Copyright 2024 Paperzz