İSTANBUL TİCARET ODASI YAYIN NO: 1990 - 28 TÜRKİYE'DE PATATES VE SOĞAN ÜRETİMİ, İŞLENMESİ, DEPOLANMASI VE KAYIPLARININ AZALTILMASI Prof. Dr. Mehmet PALA Doç. Dr. Y. Birol Saygı CAN MATBAA Cağaloğlu-İSTANBUL 511 86 66 İÇİNDEKİLER 1. GİRÎŞ 1 2. DÜNYADA PATATES VE SOĞAN ÜRETİMİ VE TİCARETİ 4 3. PATATES VE SOĞANIN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ 10 3.1. ÜRETİM VE BÖLGELERE GÖRE DAĞILIMI 3.1.1. Patates Üretimi 3.1.2. Soğan Üretimi 10 10 13 3.2. PAZARLAMA SİSTEMİ 3.2. 1. Yurt içi Pazar lama ve Dağıtım Kanal l a n 3.2.2. İhracat ve İthalat 16 16 23 4. PATATES VE SOĞAN TARIMI 29 4.1. PATATES TARIMI 4.1.1. Patatesi n Si stemat ikdek i Yer i ve Mor folojisi 4.1.2. Yumrulardak i Fizyoloj ik Yaş 4. 1.3. Patates Tarımında Tekn ik Uygulamalar 4.1.3.1. Yetiştirme istekleri 4.1.3.2. Kültürel işlemler 4. 1.4. Tohumluk patates üretimi 4. 1.4. 1 . Tohumluk patateslerde aranan özel 1ik1er 4. 1.4.2. Tohumluk üret im yöntemler i 4.1.5. Türk iye'de Tesc illi ve Üretim İzinli Ticar i Patates Çeşi 11er i 29 4.2. SOĞAN TARIMI 4.2. 1 . Soğan 1n Sistemat ikdek i Yer i ve Morfolojisi 4.2.2. Soğan 1n yet işti rme istek 1er i 4.2.3. Türkiye'de yetiştir ilen soğan çeşi11er i 67 29 32 33 34 37 48 48 55 67 67 68 74 5. PATATES VE SOĞAN HAŞATI 75 5.1. PATATES HAŞATI 75 5.2. SOĞAN HAŞATI 78 6. PATATES VE SOĞANIN AMBALAJLANMASI VE TAŞINMASI 79 6.1. AMBALAJLAMA VE AMBALAJ MATERYALLERİ 79 6.2. PATATES VE SOĞANIN TAŞINMASI 80 7. TÜRKİYE'DE UYGULANAN PATATES VE SOĞAN DEPOLAMA YÖNTEMLERİ VE KOŞULLARI 82 7.1. PATATESLERİN DEPOLANMASI 82 7.2. SOĞANIN DEPOLANMASI 86 8. PATATES VE SOĞANIN ÜRETİM TÜKETİM ZİNCİRİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI 89 9. PATATES VE SOĞANIN DEPOLANMASI VE MODERN DEPOLAMA SİSTEMLERİ 94 9.1. PATATES DEPOLANMASINDA KULLANILAN MODERN SİSTEMLER 9.1.1. Patateslerin Soğuk Hava Depolarında Muhafazası 9.1.1.1. Deponun boyutlandırıİması 9.1.1.2. Depolarda izolasyon 9.1.1.3. Depoların konstrüksiyon özellikleri 9.1.1.4. Depolarda havalandırma sistemleri ve özellikleri 9.1.1.4.1. Havalandırma uygulamaları 9.1.1.4.2. Depo içerisinde hava dağılımı ve sirkülasyonu 9.1.1.4.3. Depolarda havalandırma kontrolü 9.1.1.5. Depolarda soğutma ve soğutma yükünün pratik hesaplanması 9.1.2. Patates Muhafazasında İzlenecek Yöntemler 9.1.2.1. Genel uygulamalar 9.1.2.2. Depolamaya yönelik uygulamalar 94 97 97 98 103 106 106 109 115 116 126 126 128 9.1.2.3. Tüketime sunulacak patateslerin muhafazası 9.2. SOĞAN DEPOLANMASINDA ETKİLİ FAKTÖRLER VE DEPO SİSTEMLERİ 9.2.1. Soğan depolanmasında etkili faktörler 9.2.1.1. Çeşit seçiminin önemi 9.2.1.2. Kültürel işlemlerin etkileri 9.2.1.3. Depo faktörleri 9.2.2. Soğan Depolama Sistemleri 9.2.2.1. Adi depolar 9.2.2.2. Mekanik soğutmalı depolar 9.2.2.3. Basınçlı hava soğutmalı depolar 9.2.2.4. Hem mekanik hem de basınçlı hava soğutmalı depolar 130 134 134 134 134 139 141 141 141 144 145 10. PATATES VE SOĞANIN ENDÜSTRİYEL İŞLENMELERİ 147 10.1. PATATESİN ENDÜSTRİYEL İŞLENMESİ VE UYGULANAN TEKNOLOJİLER 10.1.1. işlem Öncesi Patatesin Soyulması 10.1.2. Patates Cipsi Üretimi 10.1.3. Parmak Patates Üretimi 10.1.4. Kurutulmuş Patates 10.1.5. Patates Unu 10.1.6. Patates Nişastası 10.1.7. Konserveye İşleme 147 147 152 154 158 164 166 168 10.2. SOĞANIN ENDÜSTRİYEL İŞLENMESİ 10.2.1. Soğanın Kurutulması 10.2.2. Konserveye İşleme 10.2.3. Soğan Uçucu Yağı ve Konsantresi Üretimi 10.2.4. Dondurarak İşleme 11. PATATES VE SOĞAN KAYIPLARI VE ÖNLENMESİ 11.1. HASAT SONRASI KAYIPLARIN EKONOMİK DEĞERLEND İ R İ LMES İ 169 170 173 174 174 176 176 11.2. GIDA KAYIPLARININ ANALİZİ 178 11.3. PATATES VE SOĞAN KAYIPLARININ KAYNAKLARI 182 11.4. KAYIPLARIN AZALTILMASI ÎÇÎN ALINACAK ÖNLEMLER 185 11.4.1. Hasat Kayıplarının Ön 1enmes i 187 11.4.2. Depolama Kayıplarının Önlenmesi İçin Al 1 nacak Ön 1 emi er 188 11.4.3. Pazar 1 ama S i stemi nde 01uşan Kayıpların Ön 1enmes i için Alı nacak Önlemler 190 12. PATATES VE SOĞAN TÜKETÎMİNÎN ARTIRILMASI İÇİN YAPILACAK ÇALIŞMALAR VE HALKIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ 192 12.1. PATATESİN BİLEŞİMİ VE BESİN DEĞERİ 192 12.2. SOĞANIN BİLEŞİMİ VE BESİN DEĞERİ 12.3. TÜKETİMİN ARTIRILMASI AMACIYLA HALKIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ 196 YARARLANILAN KAYNAKLAR 197 202 ÖNSÖZ Tarım ürünler i tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz için de büyük önem taşımaktadır. Bir tarım ülkesi olmamız, ekim alanlarının genişliği, üretim hacmi ve hemen hemen tüm bölgelerimizde tarımı yapılan ürünler olması sebebiyle patates ve soğan ekonomimizde önemi i bir yere sahiptir. Tarım ürünlerinin gelecekte iç ve dış talep, miktar ve kal itesini bel irlemek, bu talebi karşılayacak miktar ve bunu temin için taban fiyat, modern girdi ve teknoloj i temini gibi tarım sektörünü yönlendiren planlama her geçen gün biraz daha önem kazanmak tadır . Ülkemizde diğer birçok yaş sebze ve meyvede üre timden tüket ime, depolamaya kadar çeşit 1 i aşamalarda karşılaşılan sorunlar soğan ve patateste de yaşanmak tadır . Bu itibarla Odamızca "Türkiye'de Patates ve Soğan Üretimi, İşlenmesi Depolanması ve Kayıplarının Azal tılması" konusunda bir araştırma yaptırıİması uygun görülmüştür. Araş11rmamızın amacı patates ve soğanın haşatı, depolanması , ambalajlanması ve taşınmasının yanısıra endüstr iyel işlenmesinde or taya çıkan sorunları tesbit etmek ve mevcut kayıpların azal 11İması için almacak önlemler in neler olabileceğini ortaya koymak11r. Bu ç a l ı ş m a n m tüm üye 1 er imi ze, ilgililere ve ülke ekonomimize yarar 11 olmasını diler, çalışmayı gerçek leştiren Prof . Dr .Mehmet PALA ve Doç. Dr . Y . Birol SAYGI ' ya teşekkür ederim. Genel Sekreter Prof .Dr . İsmail ÖZASLAN SUNUŞ Türk iye,önemi i bir patates ve soğan üretim potan siyeline sahiptir. Ancak bu potansiyeli gereği gibi değerlendirdiğimiz söylenemez. Dünyada rekabetin gide rek arttığı günümüzde patates ve soğanın gerek üretim de ve gerekse depolama ve pazarlanmasında sorunlar hala çözülmüş değildir. Artık üretilen ürünlerin mik tarından çok kaliteleri önem kazanmaktadır. Bu nedenle üretim artışından çok kaliteli üretim için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Üretilen ürünlerin de gerek tüketiciye sunulmasında ve gerekse ihraç edilmesinde kalitenin korunması için her türlü çabanın sarfedilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Ülkemiz için büyük ekonomik önemi olan patates ve soğanın üretim, depolama ve dağıtım sistemini ve bu sistemlerde meydana gelen kayıpları konu alan bu ça lışma, İstanbul Ticaret Odası'nın önerisi ile ha zırlanmıştır. Çalışma çerçevesinde önemli patates ve soğan üretim merkezleri ziyaret edilmiş, üretici ve konuyla ilgili birçok uzman ile görüşmeler yapılmış tır. Ayrıca hasat ve depolama işlemleri yerinde incelenmişt ir. Hazırlanan bu çalışmada, patates ve soğana üre timden pazar 1anmas1na kadar birçok aşama ayrıntılı olarak verilmeye çalışılmıştır. Özellikle büyük bir kayıp kaynağı olan depolama koşulları ve depolama sistemleri üzerinde konsantre olunmuştur. Bu çalışmanın yapılmasına olanak tanıyan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kuruluna ve çalışmanın hazırlan masına katkıları nedeniyle Doç.Dr.Kenan Kaynaş'a ve Doç.Dr. Yusuf Sümbülce teşekkür ederiz. Ayrıca üretim bölgelerinde incelemelerimize yardımcı olan ve katkıda bulunan Dr.Belgin Gömeç'e, Karacabey Ziraat Odası Başkanına, Sakarya Tarım İl Müdürlüğüne, Bozdağ Tarım Kredi Kooperatifi Başkanına, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü uzmanlarına, patates ve soğan üreticileri ve işleyici1er ine teşekkür eder i z. Bu çalışmanın, patates ve soğanla üret im, depo lama ve pazar 1 ama aşama 1 arında görev alanlara yardımcı olmasını diliyoruz. Prof.Dr.Mehmet PALA Doç.Dr.Y.Birol SAYGI 1. GÎRlŞ Ülkemi z, iklim ve toprak koşul 1 arı açısından büyük bir meyve ve sebze üret im potansiyel ine sahip tir. Bu üret im potansiyel inin, gerek halkımızın sağ lıklı beslenmesinde ve gerekse ekonomik ge1 i şmemizde etkin bir şek i İde kul lanı İmasında zorunluluk bulun mak tadı r . Türk iye'de y11da ortalama 22 mi İyon ton meyve sebze üret iİmektedi r. Bu üret im içer isinde, yıllık ortalama 4300000 ton patates ve 1300000 ton soğan üret imi önemi i bir pay almak tadır. Bu neden 1 e patates ve soğan, gerek ülkemizin tarımsa1 üret imi nde ve gerekse ekonomi s i nde önemi i ürünlerin başında gelmektedir. Patatesi n esas orijini Peru ve Bol ivya gibi Güney Amer ika ülkeler idi r. Amer ika'nın keşf inden sonra, İs panyollar tarafından 1565 yılında Avrupa'ya getiril miş, üretim ve tüket imi yaygınlaşmıştır.Bugün patates, moder n bes1enme s i stemler i nde önemi i bir besi n k aynağı ol arak görülmektedi r. Özel 1ikle biyoloj ik değer i yük sek protein içermesi, kolay absorbianan nişastası ve ayrıca çeş i 11 i mineral madde kaynağı olarak patates, büyük önem kazanmıştır. Gen i ş spektrumlu besleyici özel 1ik1er i ve tüket im çeş i 11 i 1 i ğ i neden iyle patates, Almanya, İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkeler inde ulusa 1 yemek 1er in vazgeç iİmez bir parçası olmuştur. Soğan, tarımı yapı lan en esk i ürünler i n başında geİmek ted i r. Batı Asya orijinli olduğunda biri eş il mek tedi r. Ancak dünyada çok geniş bir alanda üretilmek tedi r. Kend i ne özgü kokusu, ant imik rob iya1 etkili ve idrar söktürücü olarak tanınmaktadır. Soğanda bulunan alisin (allicin) ve bir g i 1ikoz i t olan a 11 i i n iştahı açmak ta, hazmı kolaylaylaştırmak ta, bağ ı r sak 1 ar 1 düzenleyici ol ar ak da etkili oİmak tadır. Besle yici değer inin az olmasına karşın, içerdiği çeşitli madde 1 er neden iyle günümüzde moder n tıpta da önem kazanmıştır. Hemen her çeş i t yemek ve sos 1 arın hazır1anmas1nda soğan kullanılmaktadır. Soğanın bu çeşitli özellikleri nedeniyle büyük oranda tüketimi nedenle de üret imi bulunmaktadır. ve bu Gerek halkımızın beslenmesinde ve gerekse tarım sal ürün ticaretinde patates ve soğan daima ayrı bir yer almıştır. Her iki sebzenin de ülkemizde çok yaygın bir tüketimi bulunmaktadır. Bu çerçevede patates ve soğanın tohumundan başlayarak tüketime kadar tarımsal üretim, hasat, depolama ve dağıtım kanalları içerisin de ele alınması ve sorunlarının çözümlenmesi gerekmek tedir . Çağımızda tarımsal ürünlerin üretiminin artırıl ması yanında, belki de daha önemlisi dağıtım sistemi içerisinde kalitenin korunması ve kayıplarının azal tılmasıdır. Ülkemizde de işleme, depolama, ambalajlama ve dağıtımda yeni teknolojilerin kullanılması kaçınıl maz olmaktadır. Özellikle dışa açılan bir Türkiye'de, serbest pazar ekonomisinin geçerli olduğu dünyamızda her türlü ekonomik faaliyet günümüz gerçeklerine ve teknolojinin gereklerine göre yürütülmelidir. Rekabe tin giderek keskinleştiği ve arttığı bir ortamda daha kaliteli üretmek, daha ucuza maletmek asıl amaç olmuştur. Bu nedenle, tüm ekonomik faaliyetlerde ol duğu gibi tarımsal üretimde, gıda işleme ve dağıtım sistemi içerisinde modern teknolojiyi uygular hale gelmemiz zorunluluk olarak görülmelidir. Ülkemizin en önemli tarımsal ürünlerinin başında gelen patates ve soğanın üretim, depolama ve dağıtım sistemi içerisindeki yerini gözden geçirmek ve uygu lanan işlemleri yakından tanımak açısından geniş kap samlı bir çalışma yapılmıştır. Bu ürünlerin ülke mizdeki önemli üretim bölgeleri yerinde incelenmiş, konuyla ilgili çeşitli kesimlerle temas edilerek gö rüşleri alınmıştır. Gerek üretimde ve gerekse depolama aşamalarında, pazarlama kanallarında ortaya çıkan so runların belirlenmesine çalışılmıştır. Patates ve soğanın bölgelere göre üretim miktarı ve durumları, tarımında uygulanan kültürel işlemler, tohumculuk, ürün çeşitleri gibi üretime dönük aşamalar ayrı ayrı incelenmiştir. Özellikle depolama teknikleri üzerinde ülkemizde uygulanan yöntemler ve modern depolama sis temleri ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Depolamada meydana gelen kayıplar ve azaltılması için alınacak önlemler pratik uygulamalar dikkate alınarak açıklan mıştır. Patates ve soğanın endüstriyel işlenmeleri de geniş kapsamlı olarak inceleme konusu yapılmıştır. Patates ve soğanın yurt içinde tüketiminin artırılması ve bunların kullanım olanaklarının geliştirilmesi için yapılması gerekli çalışmalar da belirtilmiştir. 2. DÜNYADA PATATES VE SOĞAN ÜRETİMİ VE TİCARETİ Dünyan 1n b i rçok yer i nde patates üretimi yaygın ol arak yapıİmaktadır. Ni tek im dünyada 1988 yılında 269 mi İyon ton gibi önemi i ölçüde patates üretimi yap11mışt1r. Bu üret imde en büyük payı, Avrupa kıtası al mak t ad ı r . Daha sonra Asya ve Sovyet 1er Birliği de hemen hemen aynı düzeyde üret im gerçekleştirmişlerdir. Dünya patates ek im alanları karşılaştırıldığında ise, Sov yet 1er Birliği en büyük payı aİmakta, ardından Avrupa ve Asya gelmektedi r. Buna karşı 1ık hektardan alınan ver im miktarı dikkate al ındığında Kuzey Amer ika başta olmak üzere Avustralya ve Avrupa ön sıraları almaktadır. Son yıllarda patates ek im alanlarındak i aza İmaya rağmen üret im miktar 1arındak i artışın, birim alandan al inan ürün miktarındaki artıştan ileri geldiği göz lenmek tedi r. Böylece üret imde verimli tohumların kullanımı ve tarımsa1 tekn ik1erde meydana gelen ge1 i şme1 er, ürün ver imi ndek i artışı sağ 1amış olmak tadır. Dünyada yapı lan patates üretimi, ekim alanları ve al inan ver ime ilişkin istatistik veriler Çizelge 2. 1 'de top 1u olarak verilmiştir. Dünya patates üretim ve tüket imi ndek i baskın rollerini, Avrupa ülkeler i ticaretinde de sürdürmektedi r1er. Çizelge 2.2'de de açıkça görüldüğü gibi dünyada top 1am patates ithalat miktarının yak 1 aşık %72'sini Avrupa ülkeleri yapmak tadır. İ hracat miktar ları karşılaştırıldığında i se yine %82 * 1ik bir oranla Avrupa ilk s ı rayı aİmak tadır. ÇİZELGE 2.1: Dünya'da patatesin üretim yıllara göre dağılımı değerlerinin MIKTAR 1000 MT VERIM ALAN 1000 HA KG/HA 1987 1988 1986 1987 1988 Dünya toplamı 18281 18070 18135 15883 15708 14872 290362 283849 269702 772 709 904 4427 5050 47 6373 776 738 913 4431 4926 48 6239 806 721 1023 4556 4794 51 6185 8615 29098 11053 12030 22062 26655 13681 9056 29726 11500 13262 22009 27251 12167 6851 7028 7053 8754 27875 20617 21929 20102 11015 9987 10500 11270 13652 53254 58761 62200 21907 111423 108420 105018 1359 1245 1304 26858 10137 87186 75908 62700 Afrika Kuzey Amerika Güney Amerika Asya Avrupa Avustralya SSCB 1986 1988 1987 1986 ÇİZELGE 2.2: Dünya'da patates ithalat ve ihracatının miktar ve rakamsal değerleri İHUCAT İTHALÂT 1986 Dünya toplamı 1987 1988 5573255 6236905 6500948 \m 1987 1000 $ Miktar (MT) 1000 $ Miktar (MF) 1988 1986 1987 1988 968603 1265431 1229241 5475852 6233561 6435607 1986 1987 1988 828442 1077211 1048139 Afrika 349492 279418 271040 94275 93537 94995 198254 199234 227641 47354 63708 75291 Kuzey Amerika 458182 520395 5 2 ^ 89716 114540 96770 359185 385166 518557 72719 89775 77833 Güney Amerika 117304 47977 48SW 34512 18413 19550 15507 2625 864 5365 1713 362 Asya 429745 397177 477218 10^7 106781 125054 409097 358316 423941 92CÄ9 90636 86881 4096911 4678142 4652284 625927 900987 845021 4456409 5259640 5233842 603885 825479 799894 3697 4094 3920 1807 1958 Avrupa Avustralya SSCB 17621 18796 16921 5787 6074 5852 19377 18836 206^ 104000 295000 505000 9400 25100 42000 20023 9744 10126 Farklı iklim koşullarına uyum göstermesi ve kul lanımının çok yaygın olması nedeniyle soğan üretimi dünya üzerinde oldukça yayılmıştır. İstatistik verile rine göre, dünyada 1988 yılında 1789000 hektarlık alanda toplam 25 milyon 382000 ton soğan üretilmiştir (Çizelge 2 . 3 ) . Dünyadaki ekim alanlarının yaklaşık %56'sı As ya'da bulunmakta, toplam üretimde ise aldığı pay ise yaklaşık %48 dir. Dünya'da birim alandan alınan ürün miktarı ortalama 14188 kg/HA olmasına karşılık, Avus tralya'da 39172 kg/HA kadar yükselmektedir. Buna kar şılık dünya toplam ithalat ve ihracat rakamları karşı laştırıldığında her ikisinde de en yüksek payı Avrupa ülkeleri almaktadır (Çizelge 2 . 4 ) . ÇİZELGE 2.3: Dünyada soğanın üretim değerlerinin yıl lara göre değişimi VERIM ALAN 1000 HA 1986 1987 MIKTAR 1000 MT KG/HA 1988 1986 1987 1988 1986 1987 1988 1721 1779 1789 14940 14634 14188 25712 26027 25387 148 154 159 12707 12035 11969 1875 1853 1897 Kuzey Amerika 64 68 70 33973 33674 33051 2180 2277 2328 Güney Amerika 133 143 136 14448 14678 14322 1917 2103 1946 Asya 964 989 1000 12517 12174 12109 12062 12042 12104 Avrupa 231 236 235 20767 20465 20119 4788 4831 4733 4 4 5 37667 38545 39172 165 171 178 178 184 185 15309 14946 11892 2725 2750 2200 Dünya toplamı Afrika Avustralya SSCB ÇİZELGE 2.4: Dünya'da soğan ithalat ve ihracatının miktar ve rakamsal değerleri İTHAUT Miktar (MT) 1986 1987 İHRACAT 1000 $ 1988 1986 1987 Miktar (MT) 1988 1986 1987 1000 $ 1988 \m 1987 1988 Dünya toplamı 1923078 2074085 2159317 435805 625023 603457 1951731 2055353 2165159 345034 458878 472033 Afrika 69923 68099 71188 21605 23339 24002 38094 51899 68315 12079 22673 27702 74349 113658 12K53 197000 257037 304107 42414 56717 71458 44200 3789 7667 9723 Asya bbU282 574168 721129 128740 154842 194747 570559 523933 578075 88390 91580 96311 Avrupa 958749 1040299 1020351 177796 301436 243497 1062674 1116803 1040036 186271 261539 230019 Kuzey Amerika Güney Amerika Avustralya SSCB 229072 304675 311750 6597 11553 3272 6259 2093 1486 2258 12185 11536 5764 6568 6323 71367 17104 27459 23714 7077 18981 64423 32686 73016 130426 12091 18702 36820 Dünyada patates Ve soğan üretim ve ticaretinde önde gelen 10 ülkeye ait veriler 1988 yıl 1 baz alınarak Çizelge 2.5, 2.6, 2.7 ve 2.8 verilmi şt i r. Her iki üründe de dünyada en yüksek ithalatı Alma nya, ihracatı ise Hollanda gerçekleştirmiştir. Türkiye , dünya soğan ihracatında Hollanda, İspanya ve Hindis tan'dan sonra dördüncü sırada yer almaktadır. Patatesd e ekim alanı açısından Sovyetler Bir1 iğ i,ver imde Holla nda ve üret im miktarında Polonya ilk sıraları alırken, soğanda ise sırasıyla Hindistan, Güney Kore ve Çin birinci ülke konumundadırlar. Patates ve soğanda ür etim miktarı açısından Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer almaktadır. ÇİZELGE 2. 5 : Dünyada patates ithalat ve ihracat miktar 1ar m d a dünyada önde gelen ülkeler (1988 yılı) İTHALAT (Ton) ALMANYA HOLLANDA SSCB İTALYA İNGİLTERE İSPANYA BELÇİKA FRANSA PORTEKİZ ABD ÇİZELGE 2. 6: 936856 752813 505000 498969 459832 446448 410089 315762 235321 219275 İHRACAT (Ton) HOLLANDA FRANSA POLONYA BELÇİKA ALMANYA KANADA İTALYA MISIR İNGİLTERE İSPANYA Dünyada soğan ithalat ve ihracat miktar larında dünyada önde gelen Ülkeler (1988 yılı) İTHALAT (Ton) ALMANYA İNGİLTERE ABD FRANSA S.ARABİSTAN JAPONYA BAE MALEZYA KANADA BELÇİKA 1906388 784522 643846 635409 591250 453984 275535 166206 124702 115311 356124 221617 185322 141915 124985 112630 107658 102000 90391 74418 İHRACAT (Ton) HOLLANDA İSPANYA HİNDİSTAN TÜRKİYE MEKSİKA ABD POLONYA AVUSTRALYA i TALYA PAKİSTAN 436537 274021 230000 167216 167000 116785 105625 70000 69985 63155 ÇİZELGE 2.7 Dünyada patates ekim alanı, verim ve üretim miktarlarında önde gelen ülkeleri ( 1988 yılı) ALAN ( 1000 HA) SSCB 6185 ÇİN 2553 POLONYA 1866 HİNDİSTAN 885 ALMANYA 653 ABD 503 234 PERU TÜRKİYE 200 BOLİVYA 190 BREZİLYA 173 HOLLANDA BELÇİKA İSVİÇRE İSRAİL ALMANYA FRANSA DANİMARKA İSVEÇ JAPONYA ABD VERİM (kg/HA) 41978 40000 38756 38333 35000 34586 32483 31979 31596 31560 MİKTAR (1000 ton POLONYA ÇİN ALMANYA ABD HİNDİSTAN İSPANYA İNGİLTERE FRANSA HOLLANDA TÜRKİYE 34707 29550 18826 15875 14138 8000 6818 6344 5742 4350 ÇİZELGE 2.8: Dünyada soğanın ekim alanı, verim ve üre tim miktarlarında önde gelen ülkeleri (1988 yılı) ALAN (1000 HA) HİNDİSTAN ÇİN SSCB TÜRKİYE BREZİLYA ENDONEZYA PAKİSTAN VİETNAM ABD İRAN 287 241 185 78 ' 70 70 53 53 51 48 GÜNEY KORE JAPONYA ABD İNGİLTERE AVUSTURYA İSPANYA ALMANYA KANADA DANİMARKA AVUSTRALYA VERİM (kg/HA)1 44668 41432 41016 38542 37200 35813 35442 34737 34524 33467 MİKTAR { 1000 ton) ÇİN HİNDİSTAN SSCB ABD JAPONYA TÜRKİYE İSPANYA İRAN BREZİLYA MISIR 3692 2450 2200 2087 1 180 1350 1 148 755 754 650 3. PATATES VE SOĞANIN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ 3.1. ÜRETİM VE BÖLGELERE GÖRE DAĞILIMI Yumru bitkiler grubuna giren patates ülkemizin hemen her bölgesinde yetişen başında gelmektedir. Bu sebzelerin gerek gerekse iklim istekleri açısından geniş yayılmakla birlikte üretim alanları belli yoğunlaşmıştır. ve soğan, sebzelerin toprak ve bir alana bölgelerde çizelge 3.1'de Türkiye'de patates ve soğan üretim alanı ve miktarına ilişkin son 5 yıllık değerler ince lenmiştir. ÇİZELGE 3.1: Türkiye'de patates ve soğan ekim alanları ve üretim miktarları PATATES YIL 1985 1986 1987 1988 1989 SOĞAN Ekim alanı Üretim Verim Ekim alanı Üretim Verim (hektar) (ton) (kg/da) (hektar) (ton) (kg/da; 207000 196000 194000 196000 187500 4100000 4000000 4300000 4350000 4060000 1981 2041 2216 2219 2165 84500 73000 73000 75000 79000 1270000 1300000 1300000 1345000 1345000 1503 1780 1780 1702 1702 3.1.1. Patates Üretimi Türkiye'de ortalama 196000 hektar alanda patates ekimi yapılmaktadır. Buna karşılık yılda ortalama 4 milyon ton patates üretimi gerçekleştirilmektedir. 1968 yılında 148000 hektar olan patates ekim alanı,1983 yılında 180000 hektara, 1988 yılında 196000 hektara çıkmıştır. Son 20 yılda patates ekim alanında %3 2 oranında bir artış sağlanmıştır. Aynı dönemde üretimde %240 artış gerçekleştirilmiştir. Ekim alan larındaki %32 artışa karşın üretimde %240 artışın sağlanmış olması sevindiricidir. Burada en önemli etken, gerek tarımsal kültürel işlemlerin eskiye oran la daha iyi uygulanması ve gerekse yeni tohum çeşitle rinin devreye alınmasıdır. Ancak patates üretim bölge lerinde yapılan incelemelerde; patates veriminde kul lanılan tohum çeşidine, tarımsal kültürel işlemlere (toprak hazırlama, sulama, tarımsal mücadele vs.) göre önemli farklılıkların olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte Türkiye'de dekara ortalama 1.5-2 ton arasında verim alındığı hesaplanmaktadır. Ancak Nevşehir gibi önemli patates üretim merkezlerinde birçok üretici yeni tarımsal teknikler kullanarak dekardan 3.5-4 tona kadar verim aldığı da yapılan gözlemler arasındadır. Gerek birim alandan daha fazla ürün ve gerekse daha kaliteli patates üretiminin sağlanması için sertifika lı tohum ve tarımsal tekniklerin üretici tarafından daha yaygın k u l a n ı m ı n m gerekli olduğu saptanmıştır. Ülkemizin sebze üretiminde patates, gerek ekim alanı ve gerekse çok büyük miktardaki üretimi açısından çok önemli bir yer almaktadır. Değişen miktarlarda olmakla birlikte patates ülke düzeyinde tarımı yapılan bir sebzedir. çizelge 3.2'de değişik bölgelere göre ekim alanı ve üretim miktarları verilmiştir. ÇİZELGE 3.2 Bölge adı Türkiye genelinde bölgelere göre patates üretimi Ekim alanı (hektar) Orta Kuzey Anadolu Ege Bölgesi Marmara Bölgesi Akdeniz Bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Ortadoğu Anadolu Bölgesi Orta Güney Anadolu Bölgesi 24333 19196 11035 5895 16345 3123 33311 10770 69916 Üretim (ton) 465064 419358 228624 112692 276100 46394 542692 220469 1988707 Verim (kg/he) 19112 21846 20718 19100 16892 14856 16292 20434 28444 Bu çizelgeden de anlaşılacağı gibi patatesin en geniş ekim alanı bulduğu ve üretildiği bölgelerin başında Orta-Güney Anadolu bölgesi gelmektedir. Nite kim bu bölgede Türkiye'nin tüm' patates üretiminin yarısı gerçekleştirilmektedir. Ençok üretim yapıldığı illerin başında 964000 ton ile Nevşehir ve 670000 ton ile Niğde gelmektedir. Yıllık üretimi 100000 tonun üzerinde olan illerimizin sayısı 11 dir. Bu illerdeki ekim alanları, üretim miktarları ve birim alandaki verim çizelge 3.3'de gösterilmiştir. ÇİZELGE 3.3: Yıllık 100000 tonun üzerinde üretimi olan illerin üretim verileri İLLER AFYON BOLU BURSA ERZURUM İZMİR KONYA NEVŞEHİR NİĞDE ORDU SİVAS TRABZON EKİM ALANI (hektar) 6239 10190 6192 7765 9602 6780 26765 25180 10545 3928 6339 ÜRETİM MİKTARI (ton) 139061 231017 108580 139578 230714 124629 964326 671680 133602 105093 129688 VERİM (kg/he) 22289 22671 17536 17975 24028 18382 36029 26675 12670 26755 20459 Ülkemizde yetiştirilen patates çeşitlerinin meyve eti renkleri genelde sarı ve beyazdır. Halkımız daha çok sarı etli ve pişince dağılmayan patates çeşitleri ni tercih etmektedir. Ancak endüstriyel işlenen pata teslerin et renginin beyaz olması istenmektedir. Turfanda patates üretimi de ülkemiz için önem taşımaktadır. Daha çok Adana bölgesinde erkenci pata tes üretimi yapılmaktadır. Türkiye'de turfanda ve normal ürün patates hasat dönemleri şöyledir: Akdeniz Bölgesi ve 1 Şubat - 15 Haziran Ege Bölgesi 15 Mayıs - 1 Kasım Marmara Bölgesi 15 Haziran - 1 Kasım Bu veriler ışığında patates üretiminin bölgelere aylara göre dağılımı çizelge 3.4'de verilmiştir. ÇİZELGE 3.4 : Türkiye'de patates üretiminin bölgelere göre yüzde dağılımı ÜRETİM BÖLGESİ aylara ve ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEhMJZ AÖUSTOS EYLÜL EKİM Orta Kuzey Anadolu Ege Bölgesi Marmara Bölgesi Akdeniz Bölgesi 3 Doğu Anadolu Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Ortadoğu Anadolu Bölgesi Orta Güney Anadolu Bölgesi GENEL TOPLAM 5 7 15 20 10 10 10 1 2 3 20 15 20 20 4 5 50 40 40 30 60 70 70 60 50 50 5 15 15 40 30 20 40 50 51 34 Patates hasadı, bölgelere göre farklılık göster mekle birlikte, esas olarak Eylül ve Ekim aylarında yapılmaktadır. Çizelge 3.4'de de belirtildiği gibi 'toplam ürünün %51'i Eylül, %34'ü Ekim ayında hasat edilmektedir. Bölgelere göre hasat zamanının dağılımı patatesin özellikle depolama süresinin ve pazarlama stratejisinin belirlenmesi açısından önemlidir. 3.1.2. Soğan Üretimi Türkiye'nin çeşitli ekolojik koşullara sahip olması, meyve sebze üretiminin de yaygın bir şekilde yapılmasına olanak tanımaktadır. Ancak ürün bazında bölgeler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Soğan üretimi açısından da bu durum sözkonusudur. Soğan üretim istatistiklerine bakıldığında, ülkemizin önemli ölçüde üretiminin olduğu; dünya sıralamasında da beşinci sırada yer aldığı görülür. Kuru soğan ekim alanı 1968 yılında 56000 hektar iken 1983 yılında 70000, 1989 yılınia 79000 hektara ulaşmıştır.Buna kar şılık 1968 yılında 525000 ton olan üretim, 1988 yılın da 1345000 ton'a yükselmiştir. Son beş yılda soğan ekim alanları ve üretim miktarları Çizelge 3. 1 * de verilmiştir. Son 20 yılda ekim alanlarında %34 artış sağlanırken, üretimde %256 oranında gelişme sağlanmış tır. Bu artışta tarım tekniklerinin kullanımındaki gelişmeler özellikle gübre kullanımı ve tarımsal müca delenin yaygınlaşması etkili olmuştur. Ancak çizelge den de görüleceği gibi son 5 yıl içersinde soğan ekim alanlarında ve üretim miktarında herhangi bir değişme olmamıştır. Türkiye'de soğan üretimi tüm bölgelerde yapıl maktadır. Ancak Marmara ile Orta Kuzey Anadolu Bölge leri üretimin yoğunlaştığı bölgeler olarak görünmek tedir. Çizelge 3.5'de 1987 yılında bölgelere göre soğan üretimine ait rakamlar verilmiştir. En çok soğan üretiminin yapıldığı illerimiz sırası ile Bursa (165850 t o n ) . Çorum (121926 t o n ) , Hatay (84589 t o n ) , Amasya (79982 t o n ) , Konya (58898 ton) Sakarya (51375 ton), Balıkesir (39895 t o n ) , Tekirdağ (36807 ton) dır. Bu illerin toplam üretimdeki payı %50'yi bulmaktadır. Bu illerin dışında Konya, Nevşehir,Gaz iantep ve Balık esir illeri soğan ekim alanları ve üretimi açısından ikinci derecede önemli üretim merkezleridir. Hatay ilinde kuru soğan yanında taze soğan da önemli ölçüde üret iİmektedi r.Ortadoğu ülkelerine yakınlığı nedeniyle ihracat açısından da önem kazanmıştır. Birim alanda soğan üretimi, ortalama 1500 kg/dekar'dır. Dünya orta lamasının üzerinde olmasına karşın, gelişmiş ülkelerin düzeyinin altındadır. Nitekim verim Hollanda'da 4736 kg/dekar, İtalya'da 2487 kg/dekar düzeyinde bulunmak tadır . Soğan hasat dönemi, güney bölgelerinde 15 Mayıs-1 Temmuz, Ege bölgesinde 1 Haziran-15 Temmuz, diğer bölgelerde ise 15 Ağustos-1 Ekim tarihleri arasında yapılmaktadır. Çizelge 3.6'da tarımsal üretim bölge- lerine göre soğan hasat dönemleri yüzdeleri gösteriİmiştir. ÇIZELGE 3.5 aylık üretim Türkiye genelinde soğan üretimi (1987 yılı) Bölge adı Ekim alanı (hektar) Orta Kuzey Anadolu 11822 Ege Bölgesi 8997 Marmara Bölgesi 14436 Akdeniz Bölgesi 8599 Doğu Anadolu Bölgesi 2359 Güneydoğu Anadolu Bölgesi 3593 Karadeniz Bölgesi 2900 Ortadoğu Anadolu Bölgesi 8218 Orta Güney Anadolu Bölges i 12060 ÇİZELGE 3.6 ve Üretim (ton) Verim (kg/he) 227420 138554 319141 168762 37281 57686 36749 168994 145408 19237 15401 22107 19626 15804 16055 12672 20564 12057 : Türkiye'de patates üretiminin aylara ve bölgelere göre yüzde dağılımı ÜRETİM BÖLGESİ MAYIS HAZİRAN TEM^JZ AĞUSTOS EYLÜL TOPLAM* Orta Kuzey Anadolu Ege Bölgesi Marmara Bölgesi Akdeniz Bölgesi 20 Doğu Anadolu Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Ortadoğu Anadolu Bölgesi Orta Güney Anadolu Bölgesi GENEL TOPLAM 2.5 Ülke üretimindeki yüzde oranı 30 30 3.6 3.9 50 70 50 50 50 50 40 50 50 50 50 50 60 50 50 12 13 29 12 3 6 3 10 12 52 38 100 50 3.2. PAZARLAMA SÎSTEMÎ Tarımsal gıda ürünleri, üretimlerinden sonra pa zara hazırlamak amacıyla özelliklerine göre bir dizi işlemlerden geçirilirler. Sözkonusu işlemler pazar ya pısı ve isteklerine göre şekillendirilir. Üretilen ürünlerin kalitelerinin korunarak istenilen zamanda tüketime sunulması amaçlanır. Üretim-tüketim zinciri içersinde her aşamanın ayrı ayrı önemsenmesi zorunlu dur. Tarımsal ürünlerde standart kalitenin sağlanması, pazarlamada büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla geçerli standartlara uygun ürün hazırlanması ve pazarlanması sayısız yararlar sağlamaktadır. Özellikle uluslararası pazarlamada standardizasyon büyük rol oynamaktadır. Bir ürünün dünya pazarla rındaki etkinliği, rekabet durumu ve kalite standardı ile yakından ilgilidir. 3.2.1. Yurtiçi Pazarlama ve Dağıtım Kanalları Üreticiden tüketiciye kadar uzanan ürün pazarlama zincirinde yer alan ve pazarlama fonksiyonlarını yürü ten gerçek ve tüzel kişiler, değişik şekillerde ve çe şitli aşamalarda rol almaktadırlar. Tarımsal gıda ürünlerinin pazarlamasında, doğrudan üreticiden tüke ticiye yapılan satışların dışında ürünler, en az iki kanal değiştirmekte ve dağıtım kanal sayısı ortalama üç olmak.üzere beşe kadar da yükselebilmektedir. Tüke ticiye doğrudan satışların dışında en az el değiştirme sanayii alımlarında ve ihracatta görülmektedir. Genel olarak pazarlama sistemi içerisinde ürün akışı şu aşamalardan geçmektedi r: Üretici Toptancı Parakendeci Tüketici Bu pazarlama sistemi içersinde üreticinin satması, dört şekilde gerçekleşmektedir: ürünü l)Üretici ürününü bölgenin lokal halinde satmakta, 2)Yöredeki tüccara satmakta. 3)Büyük tüketim göndermekte, merkezlerindeki komisyonculara 4)Doğrudan sanayiciye satmakta (sözleşmeli ekim). Pazar 1 ama s i stemi içersinde üretici doğrudan rol alabildiği gibi, toplayıcılar, yöresel alıcı1ar,pazar cılar gibi organize olmamış aracılar da çeşitli şekil lerde devreye girmektedirler. Ancak yurtiçi meyve sebze pazarlamasında en önemli rol, toptancı halleri ve buralarda görev yapan komisyoncular ile büyük tüke tim merkezleri komisyoncuları, semt pazarlarına ve ihracatçıya ürün temin eden tüccarlar tarafından oyna nmaktadır. Pazarlama sistemi içersinde meyve-sebze pazarlama kanalları Şekil 3. 1'de şematik olarak göster iİmişt i r. PAZARLAMA VE DAĞITIM KANALLARINDAKİ ARACILAR Yet işt i r ici satıcı1ar: Üreticiler yetiştirdikleri ürünleri doğrudan doğruya tüketiciye birkaç şekilde satabilmektedirler. Bu yöntemler: tarladan yapılan satışlar, tüketicinin bizzat kendisinin toplayarak satın alması, yol kenarı sergilerindeki satışlar, yakın yerleşimlerde ev-ev dolaşarak ve üretici pazarlarında yapılan satışlar olarak sıralanabilir. Toptancı aşamasındaki aracılar: a) Toplayıcılar (Bölgesel Alıcılar): Ürünü bah çeden veya üretim bölgelerinden toplayan ve pazarlama zincirindeki ilk halkayı o1u ş t uran aracılardır. Top layıcı 1ar , diğer üreticilerin ürünlerini de toplayan üreticiler olabileceği gibi, toprak sah i b i, gez ici tüccar veya toptancı da olabi İmek tedi r lerr . Komisyoncu gibi çalışabildiği gibi kendi adına da ürün satın alırlar. Üret icilere kredi sağ 1ayab i lirler ve en azın dan sat 1n aldığı ürünün işleme merkez i ne veya toptan sat 1 ş yer 1er ine taşınmasını organize eder 1er. Böylece üret içinin daha sonrak i pazar 1 ama sorumluluğunu devra11 r 1 a r . ÜRE'ÎC! TOPLAYIC! TUC (üretim Bölgesi) KOMİSYONCU (Üretim Merkezi) KOMtSYONC. (Üretim Mçrke: PAZARCI ± KOMİSYONCU KOMİSYONCU KOMİSYONCU |(Tük€timMerkezi ) (Tüketim Merkezi) (Tüketim M e r K e z ı ) PERAKENDE.:' PERAKENDECİ PERAKENDEC TÜCCAR KOMİSYONCU (Tüketim Merkezi PERAKENDE:; ± T';KET!C: ŞEKİL 3.1 : Meyve ve sebze pazarlama kanalları b) Toptan dağıtımcılar: Ürünü perakendecilere veya diğer tüccarlara, tarıma dayalı sanayiye satan aracılardır. Taşıma, depolama ve ürünü pazara hazır lama gibi faaliyetleri yürütür ve pazarlamada önemli rol oynarlar. Ürünün akışını finanse eder (kendi başı na veya banka yardımı ile) ve pazarlama riskini yükle nirler. c) İşleyiciler (Ürünü pazara hazırlama): Ürünü pazarlamaya en uygun şekle getirme işlemini yürüten işleyicilerin tesis ve ekipman, teknik bilgi, sermaye ve deneyim gereksinimleri vardır. Ürünü satın alıp, depolama, ambalajlama gibi aşamalardan geçirilerek ka litelerine göre ayırdıktan sonra uygun zamanda satar lar ki, ya fiyat farkından kazanırlar ya da belli bir ücret karşılığı üretici, toptancı veya ihracatçı adına işlem yaparlar. d) Tüccar komisyoncular (Aracı tüccar): Kendisine doğrudan doğruya sevk edilen ürünü satın alır ve kendi hesabına satar. Hizmetine karşılık elde ettiği kazanç, ürün satış değeri ile alış değeri arasındaki farktır. Çoğunlukla üretim bölgesi ile tüketim bölgesi arasın daki pazarlamada önemli rol oynarlar. e) Komisyoncular: Genellikle toptancı hallerinde faaliyet gösteren komisyoncular, kendilerine gönderi len ürüne müşteri bulur ve üretici hesabına ürünü satarlar. Bu hizmetlerine karşılık, satış bedeli üze rinden %8 oranında komisyon alırlar. Komisyon payları, sattıkları ürün değerine bağlı olduğundan ürünü mümkün olan en yüksek fiyata satmaya çalışırlar. Bunun için bazı hallerde ürünü bir süre muhafaza ettikten sonra satarlar. Genel olarak üreticiyi bir avansla kendile rine bağlarlar. Ürünü alır ve satış sonunda masraflar la birlikte avans tutarını da satış bedelinden düşerek üreticiye ödeme yaparlar. Pazarlama şirketleri ve kooperatifler: Ürünleri iç ve dış pazarlarda değerlendirmek, önemli girdileri uygun koşullarla sağlamak ve üretimin pazar istekleri doğrultusunda geliştirilmesini temin etmek üzere kurulmuş olan pazarlama şirketleri ve koo- perat i fler, çeşi11 i meyve ve sebzeler i tasni f, işleme, paketleme ve depolama tesislerine sahiptirler. Yet i şt i r i c i den tadır1ar: ürünü başiıca iki şek i İde a) Üreticiden direkt ol arak adlarına pazarlamar1ar, ürünü aİmak ta ve almak- kendi b) Diğer pazar 1 ama şirketler inden ambalaj lanmış olarak veya tüccar lardan ürün satın alarak kendi adlarına pazar 1ar1ar. Özel 1ikle pazar lama şirketleri bu alanda etk i n bir rol oynamak ta ve üreticiler i sınırlı da olsa avans vererek destek 1 emektedi rler. Perakendec iler: Perakendeci'nin* fonksionu, ürünü tüketicinin is tediği şek i 1 ve zamanda sunmak üzere tüket ime hazırlamak ve bu amaçla bir satış yer i oluşturmak11r. Ge nel 1 ik le perakendeci, bi rkaç toptancıdan daha büyük part iler hal inde ürünü satın alır ve çok sayıda küçük alıcıya gün 1ük olarak perakende satış yapar. Ülkemi zde meyve-sebze perakende satışlarında bü yük ölçüde semt manavları ağır1ık kazanmak tadır. Ayrıca perakende "hal" lerde satış yapan manav ve sergi ler i n yanısıra semt pazarları ve seyyar satıcılar perakende satışda büyük rol oynamaktadırlar. Özellikle büyük şehirlerde son yıllarda gelişen süpermarketlerde de taze meyve ve sebze reyon 1 arına yer ver iİmeye baş landığı görülmektedi r. Genel olarak perakendeci n i n pazar lama giderler i, toptan alış yerler inden ürünü perakende satış yerler ine taşıma, yükleme, boşaltma ve tüketici ambalaj la ması giderler inden oluşmaktadır. Ülkemi zde meyve-sebze perakende satışına tanınan maksimum marj; semt manaviarında %40 (narenciye için %30), perakende hallerinde sabit dükkanlarda % 3 0 , sergilerde ve semt pazar 1arında ise %25 oranındadır. Patates ve soğanın yurt içinde pazarlanmasında klasik hale gelmiş olan üretici-tüccar-komisyoncuperakendeci-tüketici zincirinden geçtiği anlaşı1mak tadır. Doğrudan üreticiden tüketiciye, sanayii kuru luşlarına ve ihracatçıya yapılan direkt satışların çok az bir pay aldığı görülmektedir. Şekil 3.2'de patates ve soğanın pazarlanmasında kullanılan dağıtım kanal ları gösterilmiştir. Bu dağıtım kanalları içersinde en baskın rolü tüccar, mahalli alıcı ve pazarcılar oyna maktadır. Üretimin ancak %10'u tüketiciye doğrudan sat 1labiİmektedir.Diğer meyve ve sebzelerin pazarlanm a s m d a etkin rolleri olan toptancı halleri, patates ve soğan pazarlanmasında %24 gibi az bir pay almakta dırlar . Patates ve kuru soğanın pazarlama kanallarından geçen miktarlarının aylara ve mevsimlere göre dağılı mı, üret imle hasat dönemine, çeşit özelliğine, depo lama ömrüne ve depolama olanaklarına bağlıdır. Bu ürünlerin depolama özelliklerine bağlı olarak piyasaya sürümleri tüm yıla dağıİmaktadır. Patatesin pazarlama sisteminde akışı aylara göre çoğunlukla %4-9 arasında bulunmasına karşın. Mayıs ve Haziran aylarında pazar lama kanallarından geçen miktar sırasiyle %21 ve %19'a yükselmektedir. Piyasaya soğan sürüm^ünde belli bir kararlılık bulunmaktadır. Nitekim pazarlama kanalları na giren soğan oranının aylara göre dağlımında ortala ma %6-9 değerleri baskın gözükmektedir. DIŞ SATIMCI »/.S TÜCCAR MAHALLİ ALICI PAZARCI ÜRETİM M E R K E Z İ TOPTANCI 7.75 HALİ KOMİSYONCU KOOPERATİFLER 7.68 TÜKETİM M E R K E Z İ TOPTANCI HALİ KOMİSYONCU 7.56 ÜRETİM M E R K E Z İ P E R A K E N D E SATIS YERLERİ MANAV 5UPER^M R K E T SEMT SEYYAR PAZA RLARI SATICILAR PERAKENDE SATIŞ YERLERİ 7.5 TOPLU TÜKETİM »MERKEZLER •/.56 7o 10 ŞEKİL 3.2: Soğan-patates pazarlamasında dağıtım kanal ları Not: Adi depolarda saklanabilen bu ürünlerde toptancı hal dışı kanallar daha etkin rol oynamaktadırlar. 3.2.2. İhracat ve îthalat Türkiye gerek patates ve gerekse soğan üretimi açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelin gereği gibi değerlendirildiği söylenemez.Üret ilen patates ve soğanın büyük bir bölü mü iç tüketimde kullanılmaktadır. Son 5 yılda ihraç edilen patates miktar 1arı Çizelge 3.7'de verilmiştir. ÇİZELGE 3.7:Türk iye'nin yıllara göre patates ihracatı YIL 1985 1986 1987 1988 1989 i hracat (ton) 11191 8406 44542 47962 39692 î hracat1n Üret imdek i Payı (%) Değer ( 1000 Dolar) 0. 88 0.65 3.43 3. 57 2. 95 1720 1196 5125 4999 5553 Buradan da görüldüğü gibi patates ihracatı, üre tim miktarına göre çok düşük kalmaktadır. Son üç yılda ihracat ortalama 40000 ton düzeyinde bulunmasına karşın, üretimin ancak %3-3.5 gibi çok küçük bölümü ihraç edilebilmektedir. 1989 yılında 39692 ton patates ihraç edilerek karşılığında 5553000 dolar döviz girdi si sağlanmıştır. İhracatın çok büyük bir bölümü Orta doğu ülkelerine yapılmaktadır. Avrupa pazarlarına yönelik ihracaat sınırlı düzeyde kalmıştır. Bu pazara yönelik ihracat daha çok bu pazarda arz eksikliğinin gündeme geldiği dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Avrupa pazarlarına turfanda patates ihracatının büyük bir potansiel oluşturduğu söy1enebi 1 ir.Özel 1ik1e Ocak-Haziran arasındaki dönemde Ortak Pazar ülkeleri 300000 ton civarında patates ithalatı yapmaktadırlar. İşte bu talebi karşılayabilecek altyapı ve tarımsal kültürel önlemlerin alınması gerekli olmaktadır. alıcı Yılın ilk aylarında taze patates yüksek fiyatla bulabilmektedir. Bu dönemde ithalatla ilgili herhangi bir sınırlama uygulanmadığı dikkate alınırsa, 1 Ocak- 15 Mayıs arasındak i sürede f iyatla ilgili herhangi bir sınırlamanın sözkonusu olmadığı anlaşıl maktadır. Ancak Türkiye'de özellikle yılın ilk ayla rında taze patates üret imi i hracat talebini karşılayacak düzeyde değildir. Güney bölgeler imiz erkenci patates yetiştirmeye hem toprak ve hem de iklim koşul ları açısından çok uygun bulunmaktadır. Bu bakımdan Avrupa ülkeler ine i hracatın a r t ı n İması amacıyla er kenci patates yetiştiriciliginin caz ip hale get iriİmesi ve üreticinin bu yönde eğitilmesi ve desteklenme sinde yarar görülmektedir. Türkiye 1983 yılında 134000 ton soğan ihraç et miştir. 1974 yılında 44 ton olan soğan ihracatının tamamı Avrupa ülkeler i ne yapıImıştır. 1970'1er in so nunda başta Ürdün olmak üzere Ortadoğu ülkelerine yönelmesiyle i hracat artmış ve 1980 yılında 32500 tona yükselmiştir. Bu yılda sat ısların tamamı Ortadoğu ülkeler ine, bunun da %85'i Ürdün'e yapıImıştır. İhra cat, bundan sonrak i y11larda giderek artan bir hızla büyümüş; 1982'de 176500 tona yükselmiştir. 1983 yı1ında önemi i sayılabilecek bir azalma Irak'a yapı lan satışların durması sonucu ortaya çıkmıştır. 1982 yı1ında Avrupa ülkeler ine sat ısların yeniden büyüdüğü ve 2000 tonun üzer ine çıktığı görülmüştür. Bu pazarlara ihracat 1983'de de sürmüştür. Başiıca alıcılar îngiİtere ve Almanya'dır. Sınırlamalar: 1) Fiyat: Avrupa piyasalarında soğan fiyatlarının düşük olduğu dönemlerde, özellikle yılın ilk aylarında, Türk iye'nin ihracat maliyet1er i f iyat1arın önemi i ölçüde üzerinde kalmaktadır. Başka bir deyişle bu aylarda ihracat olasılığı zayıftır. Öte yandan, soğan konusunda dikkat edilmesi gereken noktalardan biri maliyet1er i oluşturan kalemler in ağır lığıdır. Buradaki hesaplamalarda ürünün normal TIR kamyonları ile uluslararası taşıma maliyetleri toplam maliyetlerin %52'sini oluşturmaktadır. Buna %11'lik payı olduğu hesaplanmış olan paketleme giderleri de eklenirse, toplam maliyetler içinde bu iki kalemin payı %63'e ulaşmaktadır. Paketleme, özellikle taşıma maliyetlerinde sağ lanabilecek tasarruflar, bu tablonun ortaya koyduğu görüntüyü değiştirebilecektir. Soğan ihracatı durumun da önemli rakipler arasında yer alan Mısır ve İsrail, ürünlerini deniz yolu ile taşımakta ve bir başka önem li ihracatçı olan Macaristan'ın özellikle taşımacılık konusunda güçlü bir devlet desteği sağladığı anlaşıl maktadır. Talep ve fiyatlarla ilgili projeksiyonlar fiyat ların bu düşük düzeyde sürekli kalmayacağını, hiç olmazsa önümüzdeki yıllarda daha fazla gerilemeyece ğini göstermektedir. Türkiye'nin soğan için önemli pazarı olan Orta doğu'ya ihracatı bütün yıl devam etmektedir. Burada hemen hiç bir dönemde fiyat sınırlaması olmadığı an laşılmıştır. 2 ) Ürün cins ve kal i tesi: Baz 1 ülke kaynak 11 soğan 1arın diğer 1er i ne oranla daha yüksek f iyat1 a satıİdik 1arı gözlenmektedir.Örnek olarak İ talyan kırmızı soğanı ya da yen i ürün Mısır soğanı gösterilebilir. Buna rağmen Türk soğanının, i hracat için dikkati i bir ayırma işleminden geçiri 1mesi koşulu ile herhangi bir cins ve kalite sınırla ması ile karşı karşıya olmadığı söylenebilir. Genel 1ikle 25 kg' 1 ık çuvallarda i hraç edilen ve taşıma sırasında değer kaybı olası lığı az olan soğanın ambalaj vb. açı 1ardan da önemi i bir kalite sorunu olmadığı görülmektedi r. Kuru soğan dışsatımında son yı11arda önemi i ar tışlar meydana gelmiştir.Çizelge 3.8'de Türk iye'nin yıllara göre kuru soğan dışsatımı ver i İmi şt i r. 1984 yılından itibaren dışsatımda artma meydana gelmiş ve 1988 yı1ında 164000 tona erişmiştir. Bu durumda üre- t imin %12.2'si ihraç edilmiş olmaktadır. Kuru soğan i hracat1nda en önemi i pazar Ortadoğu ülkeler idir. 1988 yılı istatistikler ine göre toplam i hracatın %95 * i Ortadoğu ülkeler ine yapıImıştır. Bu i hracattan 14772 dolar döviz sağlanmıştır. 1989 yılında ihraç edilen soğan miktarında azalma olmuş ve 148000 tona düşmüş tür . Bununla birlikte ihracattan sağlanan döviz nice1 iği 16809000 dolar * a yükselmişt i r. Toplam dışsatımda, Avrupa ülkeler inin miktar olarak payı % 4 . 1 , değer ola rak %6 .5 gibi oldukça küçük düzeydedi r. ÇİZELGE 3.8: Türkiye'nin yı1lara göre kuru soğan dış sat ımı YILLAR 1984 1985 1986 1987 1988 1989 ÜRETİM İHRACAT MİKTARI ÜRETİMDEKİ DEĞER (1000 ton) ( 1000 TON) PAY (%) (1000 DOLAR) 1 100 1270 1300 1300 1345 1345 109.4 131 .3 164.5 132.7 164.0 148.0 6.0 10.3 12.7 10.2 12.2 11.0 15672 14771 12470 12099 14772 16809 Çizelge 3.9* dan da anlaşılacağı gibi Suudi Ara bistan , Kuveyt, Ürdün, Lübnan, Almanya ve Yunanistan önemi i alıcı ülkeler konumundadırlar. î hracat tüm yıla yayıİmakla birlikte Eylül, Ek im ve Kasım ay1arı ihra cat 1 n en yoğun olduğu ay1ardır. Mayıs ayı i hracat açısından en sakin aydır. Çizelge 3.10'da 1985 ve 1986 yıllarına ait dışsatımın aylara göre dağı 1ımı gösteriİmiştir. 1984 yı1ında Türk iye * de üret ilen soğanın %6 kadarı ihraç edilmiştir. Bu oran, 1986*da %12.7, 1988'de %12.2, 1989 * da ise %11 düzeyinde gerçekleşmiştir. i hracat/üret im oranının önemi i ölçüde büyümesine rağ men yurtiçi tüket im konusunda yapı lan hesaplamalar ihracat artışının iç fiyatları arttırıcı sürekli bir etk i yaratmayacağını göstermektedir. Kaldı k i, yıllık bir ürün olan soğanın arz-talep dengesindeki ve fiyat lardaki değişmelere karşı hassas olduğu ve arzın ken disini talebe göre hemen ayarlayabildiği bilinmekte dir. Başka bir deyişle soğanda üretim açısından kısıt layıcı bir etki ortaya çıkması olası değildir. ÇİZELGE 3.9:Kuru soğan dışsatımı yapılan ülkeler 1988 1985 ÜLKELER MİKTAR DEĞER (TON) (1000 Dolar) S. Arabistan Kuveyt Ürdün Lübnan Yunanistan B. Almanya K.K.T.C. Irak Hollanda Danimarka Diğer TOPLAM MİKTAR (TON) DEĞER (1000 Dolar) 97 80931 47333 19818 7176 4028 2091 1143 845 387 50 198 6587 4498 1839 692 574 283 115 74 57 5 48 14771 164000 14772 80980 20754 20788 6368 8859 2385 2516 607 33 -5 462 454 701 95 144 63 760 - 131300 - ÇİZELGE 3.10:Kuru soğan dışsatımının aylara göre dağılımı AYLAR YILLAR 1985 1986 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 TOPLAM 4.0 7.8 2.9 2.5 0.5 4.3 6.6 9.1 15.4 16.1 16.9 13.9 100.0 8.8 10.0 9.0 6.0 1.7 1.2 7.2 7.8 13.0 12.0 12.1 11.2 100.0 Serbest pazar ekonomisinin geçerli kılınmasına yönelik çalışmalarla, Türkiye hem gıda ihraç ve hem de ithal eden ülke konumuna geçmiştir. Zaman zaman iç talep düzeyinde meydana gelen dengesizlikler, fiyat ların aşırı ölçüde yükselmesine neden olmaktadır. Bu durumda gerek 1 i hal 1erde patates ve soğan ithal ed i lerek iç tüket ime sunulmaktadır. Çizelge 3.11, Türkiye'nin son beş yıİdak i patates ve soğan ithalat rakamlarını vermektedi r. Burada da görüldüğü gibi Türk iye yalnızca 1985 yılında kayda değer ölçüde 6561 ton patates ithal ederek karşı 1ığında 1160000 dolar ödemişt i r. Aynı y 1 1 , 401 ton soğan ithal edilerek 34000 dolar ödenmiştir. İstatistik ver i 1er ine göre daha sonrak i yı11arda herhangi bir soğan ithalatı gerçek 1eşmemişt i r. Ancak 1989 yılında aşırı f iyat yükselmesi nedeniyle Yugoslavya'dan soğan ithal edi1diği bil inmektedir. Ancak bu, ithalat istat ist ikler inde gözükmemektedi r. ÇİZELGE 3.11: Patates ve soğanda son beş yılın rakamları PATATES ithalat SOĞAN YILLAR MİKTAR DEĞER MİKTAR DEĞER (TON) ( 1000 DOLAR) (TON) ( 1000 DOLAR) 1985 1986 1987 1988 1989 6561 21 718 1160 5 - 401 - 34 - — — — — _ 74 - - i 1er iye dönük olarak Türk iye, gerek patates ve gerekse soğan ithalatına, ancak çok olumsuz tarımsal üretim koşul l a n nedeniyle ortaya çıkacak olan üretim yetersizi iği hal inde gerek duyacak11r. Gerçekte Tür kiye , ileriye dönük olarak iyi bir pazarlama ile patates ve soğan ihracatını önemli ölçüde artırması mümkündür ve bu potansiyele sahiptir. 4. PATATES VE SOĞAN TARIMI 4.1. PATATES TARIMI 4.1.1. Patatesin Sistematikdeki Yeri ve Morfolojisi Patates, bitki sistematiğinde solanaceae familya sının önemli yumrulu ve tek yıllık bitkisidir. Kültürü yapı lan alt türü 48 kromozomlu tetraploid solanum tuberosum ssp. tuberosum * dur. Şekil 4.1'de patates bitkisinin toprak üstü ve topraktaki organları göste rilmiştir . Çiçek salkımı Çiçek Meyve Yaprak çık Bileşik y a p r a k A n a sap Yan s a p Stoloniar Yumrular Ana yumru Kökler L ŞEKİL 4.1: Patates bitkisinin toprak üstü ve toprak altı organları Patates,doğrudan tohumdan veya yumrudan yetişir. Tohumdan üret ilen bitk ilerde yan dallara sahip zayıf bir kök gel işirken , yumrular- m sürgün yer 1er i nden veya baz 1 durumlarda da stolon (göbek bağı)* 1ardan çıkan saçak kök 1er hak im olur 1ar. Ayrıca gövde bitk idek i di ğer kısımlarından al inan parçalara hormon uygulandığ1nda da kök gelişmesi mümkün olmaktadır. Patates bitkisinin bu özel iğinden yarar lanılarak hızlı çoğalt ma tekn ik1er i de geliştirilmiştir. Bitkinin gövde sistemi sap,stolon ve yumrulardan oluşur.Stolonlar altında yatay olarak gelişen saplar dır. Stolonlar her çeşitte fark 11 uzunlukta olabi1 ir1er. Stolonların uçlarının şişmesiyle yumrular oluşur. Toprak yüzeyi ne çıkan stolon1ardan bitkinin yeşi1 kısımlar1 gelişir. Bu nedenle patates tarımında boğaz doldurma önemi i bir işlemdir.Yumruların stolona bağlandığı yere göbek, bunun karşı ucu ise taç olarak adlandınİmaktadır (Şek i 1 4 . 2 ) . Yumru üzer i nde, çeşi de ve iriliğe bağ 11 ol arak değişik sayıda göz 1er yer alır. Uyku aşaması sonunda bu gözlerden sürgünler çıkar. Gözlerin yumruda der in veya yüzlek oluşları çeşit özel ligidir. Yumrular per iderm (kabuk) adı ver ilen katmanla dış etkenlere karşı korunur 1ar. Per idermin yeter 1 i düzeyde oluşmaması ha linde yumrular kolayca yaralanırlar ve böylece çeşi11 i mikroorganizmaların gelişmesine olanak sağlar 1ar. An cak ortam koşul 1ar ının (%90 bağı 1 nem ve 15-20''C sıcak İlk) uygun olması durumunda yumrular, yaralarını yeni bir epiderm tabaka oluşturarak mikroorganizmalar dan korurlar. Yumruların ayrıca kabuk kısmında lent is adı ver ilen ortamla gaz alışver işini sağlayan gözenek 1er bulunur. Yüksek nemi i ortamlarda lent isler genişleye rek beyaz benekler hal ine gelirler. Patateslerin kabuk ve meyve et reng i çeş i de bağ 11 olarak, beyaz-k rem, sarı, orange ve mor olabilirler. Bazıları iki değişik renkte de olabilirler. Bir süre ışık altında kalan patatesler, yeşilimsi bir renk kazanırlar. Yumrularda korteksten öze kadar olan bölüm, meyve etini oluşturur ve genellikle ticari çeşitler beyaz, krem veya soluk sar 1 renkte olurlar. Kabuk Korte ks ':;) Tepe . 17 gözlen Yan göz İletim demeti Göbek bağı (stolon) ^ Göbek kısmı f^.) -Gözler • ': .;. iTTTd^m' f Kaş Tomurcuklar —^ Lentiseller ŞEKİL 4.2 : Yumrunun morfoloj isi "ıvİT^ç kısmı 4. 1.2. Yumrularda Fizyolojik Yaş Yumrular hasattan sonra dinlenme veya uyku devre sine (dormansi) girer 1er. Bu devrenin bir kısmı mut lak uyku devresi olup süresini kisaltmak mümkün değiİdir. Mut lak uyku devresinin dışında kalan sürenin uzunluğu yine çeşit 1 i faktör 1er tarafından belirlenir. Bunlar patates çeşidi, olgunluk derecesi, sıcaklık, yaralanma ve zedelenmelerdir. Değişik patates çeşitleri, değişik uyku dönemi gösterirler. Ancak erkenci patates çeşit ler i nde uyku dönemi, geçe i çeş i tlere göre genel 1ikle daha kısadır. Tam olgunlaşmadan erken hasat edilen yumrular, olgun hasat edilenlere göre daha uzun uyku devres i geçi r i r1er. Yüksek sıcak 1ık, yumrular m uyku devresinin kısalmasına neden olur. Mekanikse1 zarar lanmaya uğramış veya hastalık1ı yumrular, sağlam yumrulara göre daha kısa uyku dönemi göster i r1er ve bu nedenle de daha erken fil izlenir 1er. Uyku devresinden sonra önce yumrunun taç kısmındak i göz 1erden biri uyanır. Bu devreye "tek sürgün devres i" adı ver i 1 i r. Bu sürgünün kırıİmasly1 a veya be 11 i bir süre sonra diğer göz 1er de uyanır ve sürgün vermeye başlar 1ar. Bu devre "normal sürgün .devresi" olarak bil inmektedir. Normal sürgün devresinden sonra yumrular da buruşma ve pörsüme başlar, sürgün 1erde dallanma ve bazı durumlarda da küçük yumrular görü lür . Bu devreye de "yaşlı yumru devresi" adı ver i 1mekted i r. Yumrularda f izyoloj ik yaşın bil inmesi, patates yet işt iriciliği açısından büyük önem taşımaktadır. Uyku devresini tamamiamadan dikilen tohumluk yumrular uzun süre toprak al tında beklemekte ve bu nedenle de güçlü sürgün vermeler i mümkün olmamaktadır. Tek sürgün devresinde dikilen yumrular tek sap ve az sayıda yumru oluştururken, normal sürgün devresi nde dikilen yumru lar çok sayıda sap ve yumru meydana get i rmektedi r1er. Yaşi1 yumru devresinde dikilen tohumların çıkış gücü yeter 1 i olmamak tadır. Erkene i patates üret iminde, norma 1 sürgün devre sinin sonuna ulaşmış daha yaş 11 yumrular, ana mevsim üret imi nde ise tek sürgün devres i nin sonunda bulunan genç yumrular, tohumluk olarak kullanılması uygun olmaktadır. Amaçlanan üretime göre tohumluk yumruların uyku devresinin kısaltılması ve sürgün vermeye zorlan ması da çeşitli yöntemlerle (kesme, sıcaklık uygulama sı, soğuk/sıcak şoku ve Gibberelik asit uygulaması) mümkün olmaktadır. 4.1.3. Patates Tarımında Teknik Uygulamalar (*) Patates üretiminde, maksimum verimin sağlanma sında tohumluğun yanında tarımsal kültürel işlemlerin en uygun şekilde yapılması gereklidir. Ayrıca iklim ve toprak koşulları da önem kazanmaktadır. Kaliteli patateste; işleme amacına uygun özel likleri taşıması ve depolamaya uygun olması istenen özelliklerdir. Yetiştirme ortamı ve kültürel işlemler üretimde kaliteyi belirleyici en önemli faktörlerdir. Ayrıca çeşit özellikleri de amaca uygun kalitenin sağlanmasında önem taşımaktadır. Patates üretiminde kaliteyi etkileyen çevre koşulları ve tarımsal kültürel işlemler şu şekilde sıralanabilir: 1. İklim koşulları (sıcaklık ve nem) 2. Toprak istemi: Toprak tipi, toprak asitliği, toprak nemi 3. Dilim zaman 4. Mevsim 5. Yetiştirme bölgesi 6. Gübreleme 7. Sulama 8. Yabancı ot ve böcek mücadelesi 9. Hasat zamanı (*) Bu bölüm Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün 82 nolu "Patates Tarımı" yayınından alınmıştır. 4.1.3.1. Yetiştirme istekler i Patates yetiştiriciliğinde son ürün matemat iksel olarak aşağıdak i şek i İde formüle edilebi lir: ÜRÜN = Günlük kuru madde özümlemesi x Özümleme yapı lan gün sayısı Buna göre,maks imum ver im için fotosentez hızını en uygun düzeyde tutmak ve bunun sonucu oluşan foto sentez ürünler inin, depo organlarına; yani, yumruya ulaşmasını sağlamak gerek i r (kaynak-depo i 1işk isi). Bu dengeye bi rçok faktör olumlu veya olumsuz etk ide bulunur. îk1 im isteği: Sıcak İlk: Patateslerde yet işt i rme mevsimi boyunca 15-18"C'lik bir sıcak 1ık ortalaması en uygunudur. Ancak bu ortalama üzer i ne gün uzunluğu ve ışık yoğun luğu etk ilidir. Özel 1ikle, bitki gelişmesinin ilk devreler inde -2"C'lik sıcak 1ık kısa bir sürede bitkiyi dondurabilir. Keza 21"C'nin üstündek i sıcak 1ıklarda ver imi olumsuz etkileyebilir. Gece sıcak 1ık1arı da kritik olup,opt imum düzeyi 10-14"C' di r. Toprak sıcak1ığ1 8"C'nin altında ise dik imi gecikt i rmek yarar 11 olur. Toprak sıcak lığı 20*0'nin üzer inde iken yumru gelişmesi olumsuz yönde etk ilenir. 29"C'nin üzeri nde ise tamamen zayıf1ar. Yağ 1 ş ve nem : Patates bitkisi kurak lığa b i rçok bitk iden daha dayanıklıdır. Bitk inin aldığı suyun çok az 1 doğrudan özümlemede kullanıl irken çoğu, özel 1ikle sıcak dönemlerde, su kaybı evapotranspirasyon yoluyla bitkiyi ser inletmede ve organik bileşiklerle mineral maddeler in bitk i içinde taşınmasında kul l a n 1 1 1 r . Ye tişme mevsimine dağıİmiş 300-450 mm * 1 i k yağış veya buna eşdeğer sulama gerek 1 idi r. Bitki, hava neminin yaklaşık %70 olduğu bölgelerde iyi gelişmektedi r. Kuru ve devamiı esen rüzgar 1ar nem kaybına yol açtığından bu devrelerde sulamaya önem ver iİmesi gerekmektedi r. Gün uzunluğu : Patatesin yumru bağlamaya başla ması veya bunun karşıtı olarak yumru bağlamanın geci kip yeşil aksamın teşviki üzerine, gün uzunluğunun etkisi büyüktür. Patates için, günde 12 saat veya üzeri uzun gün, 10 saat ve aşağısı kısa gün ve bunun arası nötr gün olarak kabul edilir. Kısa gün ve oransal olarak düşük sıcaklık koşul ları yumru bağlamayı teşvik eder. Bu etki geç olumlu çeşitlerde daha fazla olduğundan, böyle çeşitler bu gibi koşullarda daha erkenci gibi davranırlar. Toprak isteği: Patates bitkisinin kök sistemi zayıf olduğundan, havadar ve süzek topraklarda; bol verimli, düzgün ve kaliteli yumrulu ürün ver i r. Ağır yap ılı toprak 1ar kök gelişmesini engeller, yumruları çürütür. Patates top rak asitliğinin nötr ve hafif asit (pH = 5.4 - 6.05) olduğu koşullarda, daha iyi gelişir. Asitiliği pH=5'in altında olan topraklarda yetiştirilen patatesler daha erken olgunlaşırlar ancak içerdikleri kurumadde düze yi düşüktür. Toprak tipi nem tutma özelliği açısından büyük önem taşımaktadır. Kumlu bir toprak, killi toprağa göre daha az nem tutma kapasitesine sahiptir. Yağışı bol bir üretim döneminde kumlu topraklar patateste kurumaddenin yükselmesi bakımından avantaj sağlarlar. Besin isteği ve gübreleme: Patates, çiftlik gübresine ve mineral gübrelere iyi cevap veren bir bitkidir. Patateste toprağa veri lecek gübre miktarını; toprağın yapısı, organik madde içeriği, önceki ürün, iklim koşulları ve özellikle sulama gibi kültürel işlemler belirlemektedir. Patates üretiminde ticari gübrelerle birlikte yanmış ahır gübresi kullanımı iyi sonuç vermekte, ayrıca ahır gübresi torağın yapısını ve su tutma kapasitesini iyi 1eştirmektedir. Çeşitli yörelerimizde azotlu gübrelerin patates verimi üzerine etkileri konusunda yürütülen araştırma- larda 14-22 kg/da*lık azot uygulamalarının yüksek ve rim sağladığı saptanmıştır. Patates bitkisi azotu, gelişmesinin her döneminde kullanmaktadır. Ancak bu besin maddesinin tüketimi, yeşil aksamın gelişme dev resinde maksimum olmaktadır. Azotlu gübreler yeşi1 aksamın büyümesini desteklemekte ve böylece büyüme süresini uzatmaktadır. Aşırı oranda azot kul lanı İması erkenci1 iği olumsuz yönde etk ilemekte, çat lak ve bozuk şek illi yumru oranını artırmaktadır. Özel 1ikle doğal olumu beklemeden yapı lan hasatlar, kuru maddesi düşük indi rgen şeker ve protein oranı yüksek, depolanması güç bir ürünle sonuç1anmaktadır. Azotlu gübreler in torakta çok fazla hereket edebi İme özel 1ik1er i nede niyle, kök bölgesinde devamiı ve yeter 1 i oranda azot bulundurmak amacıyla bu gübreler in 2/3 * ü dikim öncesi veya dik imle birlikte, kalan 1/3'lük kısmı ise dikim sonrası üst gübre olarak boğaz doldurma ve ilk sulama dan önce verilmelidir. Fosforlu gübreler, gelişmenin her devresinde kul lanıl ır 1ar . Ancak bun 1ar yeşi1 aksamın tamamen gelişip, yumruların büyütüldüğü devrede daha çok gerek 1 i olup, pazarlanabilir yumru sayısını ar11rarak ver ime etk ili oİmaktadır1ar.Fosforlu gübreler i n tamamı ( 15-18 kg/da) dik imden önce toprağa ver iİmeler i gerekmektedi r. Dik imle beraber veya dikim önces i toprağa ver i len potasyumlu gübreler ver imi artırıp kal i teyi yük sel 11 ik 1er i için ihma1 ediİmemelidi r1er. Toprak ana lizlerine göre, 20-40 kg/da K2 O oranlar 1 arasında potasyum içeren toprak 1arda 5-10 kg/da, 20 kg/da KjO oranından daha düşük potasyum içeren yer 1erde ise 1520 kg/da K^O*e karşı 1ık gelecek şek i İde hesaplanarak potasyumlu gübreler kul lanı İmalıdır. Potasyumlu güb reler iri yumru oluşumunu sağlayarak ver imi artırmaktadırlar. Patates ikinci ürün olarak güzlük dikiliyorsa, azotlu gübreler dikim öncesi bir defada, dekara 15-16 kg saf azot hesabıyla amonyum sülfat bileşiminde uygulanabilir. Ancak, süzek topraklarda ik iye bölünerek ver iİmesi daha uygundur. Ana ürün olarak tahı1lara, toprak anal izine uygun şek i İde fosforlu gübre ver i 1mişse, 2. ürün patates için 6-8 kg/da PjO5yeter 1 idir. Dikim sırasında toprağa ver ilen gübreler, tohum luk yumru ile doğrudan temas etmemelidir. Aksi tak dirde yumru ve üzerindeki sürgünler önemli ölçüde zarar görür 1er. 4.1.3.2. Kültürel işlemler Tohumluk Yatağı Hazırlığı: Patates, toprak altı organları için yeterli ok sijeni ve nemi sağlayan, aşırı su tutmayan, iyi yapı lı, gevşek ve keseksiz bir tohumluk yatağı ister. Bu koşullar; kök, stolon ve yumru gelişimi üzerine çok etkili olmaktadır. Böylece, yumruların bozuk şekilli olmaları önlenmekde ve bu da dikim, bakım ve hasat işlemlerini kolaylaştırmaktadır. Tohumluk yatağının hazırlığı; taşlı, kesekli, eğimli, ağır ve drenajı bozuk olmayan uygun bir tarlanın seçimiyle başlar. Toprağın yaş iken işlenmesi kesekli olmasına yol açar. Toprak işlemede ağır makine ve alet kullanımı da top rağın sıkışmasına ve geçirgen olmayan toprak tabakala rının oluşmasına neden olmaktadır. Toprağın her işle nişinde nem kaybı sözkonusudur. Bu nedenle özellikle kurak koşullarda tohumluk yatağı en az toprak işlemesi ile hazırlanmalıdır. Aşırı toprak işlemesi sonucunda, hafif topraklar kaymak bağlama, erozyon ve kuraklık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilmektedirler. Toprak hazırlığı, toprağın yapısına ve üretim mevsimine bağımlıdır. İlkbaharda toprak tava geldi ğinde derin sürülüp, diskaro ve sürgü çekilerek gevşek bir tohum yatağı hazırlanmalıdır. İkinci ürün (güz) tarımında toprak hazır1ığı,toprak ve hava sıcaklığının yüksek olduğu bir devreye rastlamaktadır. Bu dönemde toprak neminin korunması için tav suyu verilmelidir. Toprak tava geldiğinde sürülmeli, diskaro ve sürgü çekilmelidir. Tarla hazırlığı, anız sulamasından sonra goble disk veya ağır bir kültüvatörle de yapılabilir. Tarla hazırlığı sırasında ayrık ve kanyaş gibi yabancı otlar, tarladan uzaklaştırılmalıdır. Dikimden önce yapılacak gübreleme ve yabancı ot mücadelesi, tohum yatağı hazırlanırken tamamlanmalıdır. Tohumluk Hazır1ığı: Patates üretiminde öncelikle, üretim amacına uygun sağ 1 ık 11 ve sert i f ikalı bir çeşidin seçiİmesi gerekmektedi r. Örneğin, turfanda patates tarımında, çeşitlerin kısa zamanda hasat edilebilen erkenci çe şi t ler olması tercih edilir. Erkenci çeşitlerin 75-80 günde ulaştık1arı ver im düzeyine, geççi çeşitler aynı sürede genellikle ulaşamazlar. Bu nedenle pazarda f iyat1arın yüksek olduğu bir dönemde yeter 1 i ver ime ulaşarak hasat edilebilen erkenci çeşitler turfan dacı 1ıkta tercih edilmelidir. Tohumluk yumrunun fizyolojik yaşı, büyüklüğü ve f iziksel durumu çıkışın hızlanmasını etk ileyen unsur lardı r . Hızlı bir çıkış, sürgünler in toprak la bulaşan hastalık ve zarar 111ara maruz kalma süresini kisaltması bakımından, önemi idir. Dik imde en uygun f izyolojik yaş, yumruların çok sürgünlü olduğu, normal sürgün devresidi r. Uyku devresindek i bir yumruda sürgün yoktur. Bunun dik iminde çıkış gecikmekte ve düzen siz leşmek ted ir . Yumruların 1 i der sürgün devresini geçmeler i ve dolayısıyla bitki başına düşen sap sayısı yüksek, tekdüze bir örtü oluşmasına yol açar. Ön filizlendirme: Tohumluk olarak kullanılacak yumrular satın alındıkları veya depodan çıkarıİdiklar1nda henüz uykuda iseler, doğrudan tarlaya dikiİmez1er. Üzer i nde sürgün oluşumu başlamış ve en azından gözlerin uyanmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde uyku devresinde dikilen yumruların sürgünler i toprak tan çok yavaş çıkacağı gibi topraktaki hastalık et menlerinden de kolay etkilenirler. Ön filizlendirme, özel 1ikle aşağıdak i durumlarda yararlıdır: Toprak dikim sırasında çok nemi i ve soğuk ise, Yöredek i vejetasyon süresi kısa ve sınırlıysa. Tohumluk zayıfsa, toprakta çürüme ve siyah si ğil (Rhizoctonia solani) hastalığı tehlikesi varsa. Özel 1ikle tohumluk üretimi için tekdüze bir çıkış isteniyorsa. Uygulan 1 ş ı : Uzun süre düşük sıcak 1ıkta muhafaza edilmiş patatesler önce 3-4 gün süreyle 18-20'*C'lik bir ortamda kasalar içer isinde beklet iİdikten sonra, ortam sıcak lığı lO'^C'ye düşürülerek aydınl ık ve hava dar koşullarda bırakı1ır1ar. Böylece 1-2 cm uzunlu ğunda , koyu renk 1 i sağlam sürgün 1er elde edilebiİmek tedi r . Tohumluk, erken devrede yeter 1 i ener j iyi sağlayabilecek büyüklükte olmalıdır.Koşul 1arın uygun olması durumunda m^'de aynı sap sayısına sahip küçük veya iri boy yumru k u l l a n ı m ı n m ver im üzer i nde farklı bir etk i s i olmamaktadır. Ancak, iri yumrular daha erken çıkış göstermektedi r1er. Bu yumruların kullanımı; gelişme koşul 1arının zayıf veya erken bir don teh1ikesi ni n sözkonusu olduğu bölgelerde daha uygun olmaktadır. Bununla beraber, tohumluk 1ar ağır1ık esasına göre sa tıldıkları ndan, iri boy tohumluk, üret im maliyet ini artırmaktadır. Bi rçok koşulda, orta boy tohumluk kullanı İması en uygundur. Türk iye'de tarımı yapı lan pata tes çeşi 11er inde bu boy, 35-55 mm çapında veya ortala ma 50 g ağ 1r1ığındadır. Baz 1 üretim bölgeler inde üretici 1er, tohumluk yumruları keserek dikmektedi r1er. Yumrunun kesiİmesi filizlenmeyi uyaran bir uygulamadır. Ayrıca, kaliteli , fakat çok iri yumruların kesiİmesiyle tohumluk masraf l a n azal 11İmaktadır. Ancak, kesilen parçaların üze rinde en az birer göz bulundurulmalıdır. Kesme işlemi nin bu öze 1liklerinin yanısıra zararlı olabilecek bazı etk i 1er inin de bulunduğu unutulnriamal ıdır . Kes i İmi ş yumru parçaları kesik yüzeyler inden su kaybederek zay1f düşebiİmektedi r. Kesme işleminin bir başka zarar 1 da tek bir bıçak la herhang i bir sağ 1ık önlemi alınmaksızın kesim yapıİmasıdır. Bu durumda hastalık11 bir yumrudan alınan zararlı etmenler, bıçak la diğer sağ 1ık11 yumrulara da bulaşabiİmektedir. Kesim iş1eminde bi rden fazla bıçak kul 1 anmak ve b ı ç a k l a n her kesimden sonra deter j aniı su veya %10'luk hipoklorit çözeltisi içinde tutmak yeter 1 i bir sağ 1ık önlemidi r. Kesme işleminin üçüncü bir sakıncası i se, kes imden hemen sonra yapı lan dik imde, kesiİmiş yüzeyler in top rakta olabilecek hastalık etmen 1er ine, uygun bir giriş kapısı olmasıdır. Bunu önlemek için, kesme işi emi dikimden bir hafta kadar önce yapılmalıdır. Yumru parçalarının tamamen koparılmadan 0.5cm kadar bir eşik bırakıp dikime kadar 12-20"C*de ve nemli bir ortamda tutulmaları kesik yüzeylerin kabuk bağlayarak sertleş melerini sağlayacaktır. Kesme işlemi genellikle, tohumluk patates üretiminde önerilmemektedir. Birim alanda kullanılacak tohumluk miktarı; to humluğun iriliğine, fiyatına ve üretilecek ürünün hangi yumru boyunda (tohumluk/yemeklik) olacağına bağlıdır. Genelde iri yumrular, küçüklerden daha fazla sap oluştururlar. Ancak ağırlık gözönüne alındığında, küçük yumrulardaki sap sayısı daha fazla olmaktadır. Diğer bir deyişle verim, birim alandaki tohumluk mik tarına değil, birim alandaki sap sayısına bağlıdır. Genelde, m2'de 15-20 sap sayısı arzu edilmektedir. Bu, yumru başına düşen sap sayısını 4 olarak varsaydığı mızda, m2*de 4 tohumluk yumru demektir. Ortalama yumru ağırlığı 50 g olarak düşünüldüğünde, bir dekar lık alanın dikim için gerekli tohumluk miktarı 200 kg olmaktadır. Benzer bir yaklaşımla, 30 g ağırlığındaki bir yumruda da 4 sap sözkonusu olduğunda, tohumluk miktarı 120 kg/da olacaktır. Eğer sap başına düşen yumru ağır lığı boyu ufak olmasına rağmen, iri yumrulardan daha uygun bir pazar fiyatı buluyorsa, mZ'deki sap sayısı 15'i geçmemelidir. Bu örnekler üreticilerin, yumru ba şına sap sayısını artırarak kullanılan tohumluk mik tarlarını düşürebileceklerini göstermektedir. Bu da, uygun filizlendirme ve fizyolojik yaşta tohumluk kullanımı, dikimde sürgünlere zarar vermeme, nemli gevşek ve keseksiz toprağa dikim ile sağlanabilmekte dir. Bu tartışmaların çerçevesinde, m2*de 15 sap oluş turmak için gerekli tohumluk miktarları Çizelge 4.1'de ver iİmektedir. Karanlıkta filizlendirme hızı daha fazla oldu ğundan, ön f i 1 izlendirmeye a l m a n tohumluk yumrular, önce bir süre karanlıkta hızlı bir şekilde filizlen dirilirler. Gözler uyandıktan sonra aydınlık koşullara alınıp, kuvvetli sürgün oluşturmaları sağlanır. Ön fi lizlendirme, üretimde 10-15 günlük bir erkencilik sağladığı gibi, filiz vermeyen kör yumruların ve ip- 1 iksi filiz veren hastalık11 yumruların da imkan tanımaktadır. ayıklanmasına ÇİZELGE 4.1: 15 sap/m^ için farklı dikim sıklıkları ve tohumluk yumru ağır 1ıklarına göre gerek 1 i tohumluk miktar l a n Boy Ağırlık Sap sayısı, Tohumluk Farklı sıra aralarında (mm) /yumru miktarı uygun sıra 1üzeri mesa(g) (da) feler i (cm) Adet 60 70 80 kg 28-35 35-45 45-55 25 50 90 2.5 4.0 5.0 6000 3800 3000 150 190 270 28 44 55 24 38 48 21 33 42 İyi hazırlanmış bir tar 1 aya, uygun bir çeşidin iyi hazırlanmış tohumluklarını dikmek, patates üreti minde yüksek ver im elde etmenin ana koşuludur. Bunların önemsenmemesi durumunda, diğer koşullar ne kadar uygun olursa olsun; genet ik ver im potansiyel ine ulaş mak mümkün olamayacaktır. Dikim Uygun bir dikim, bitkinin hızlı sürgün vermesini ve tekdüze büyümesini sağlamaktadır. Tohumluk yumru ve toprak koşulları dikim için çok önemi i dir.Tohumluk yumrunun, fizyolojik durumu, büyüklüğü, toprağın yapı sı, nemi ve sıcaklığı dikim açısından önemli etmenler dir. Patateslerin dikim zamanı büyük ölçüde sıcaklık ve toprağın nem düzeyi tarafından belirlenmektedir. Dikim zamanı, patateslerin olgunlaşma dönemi ile kurumadde içeriğinin belirlenmesinde önemli bir kri terdir. Erken dikim, büyüme sezonunu uzatmakda ve kurumadde düzeyini yükseltmektedir. Sürgünler toprak üstüne ne kadar erken çıkarlarsa, fotosentez yoluyla yumruların daha fazla dolmasına ve büyümesine neden olmaktadır1ar. ülkemizde, ova ve yayla koşullarında, çok değişik coğraf i bölgelerde; bir-iki ay dışında tüm yıla dağı 1mış, tohumluk veya yemek 1ik patates üret imi yapıİmaktadır. Bu üretim. Çizelge 4.2'de özetlenerek göster i 1mişt i r , ÇİZELGE 4.2 YÖRE : Türkiye* de değişik üret im mevsimler i ÜRETİM TÎPÎ yörelerde patates MEVSİMİ İzmir Ova, erkenci Ocak-Şubat/Mayıs İzmir Yayla,ana mevsim Mayıs-Haziran/Ey1ül-Ekim İzmir Ova, ikinci ürün Temmuz-Ağustos/Ekim-Kasım Adapazarı Ova Mart-N isan/Temmuz-Ağustos Bolu,Erzurum Ana mevsim Mayıs-Haziran/Ağustos-Eylül Nevşehir Ana mevsim Nisan-Mayıs/Ağustos-Eylül Çukurova Erkenci Kasım-Ocak/N isan-Mayıs Trabzon Erkenci Şubat-Mayıs Dik im, İzmir, Adapazarı gibi 11 iman bölgelerde ocak-mart, orta Anadolu'da nisan aylarında yapıIdığı halde, Bozdağ gibi yüksek yaylalarda son donlardan kaçınmak için daha geç (mayıs-haziran) yapıİmaktadır. Kural olarak, toprak sıcak lığı 8"C'nin üzer i ne çık tığı nda dik ime geçi lebi lir. Ön filizlendirmeye al inmiş yumrular yayla koşullarında temmuza kadar diki lebi 1mektedi r. Güz patatesi dikimi de temmuz sonu ağustos başında başlamaktadır. Dikim der ini iği: Dikiminin tekniğine uygun ya pı İması, tarlada çık ıstan hasada ve depolamaya kadar patates tarımının başar ısını etk i 1 emektedi r. Uygun bir dikim, hızlı çıkış gösteren ve tekdüze olan bir bitk i örtüsü geliştirir. Tekdüzelik, tohumluk üret imi nde daha da önem kazanmaktadır. Gerçekte, çıkışın düzeni i olmadığı ve fark 11 gelişme devresindek i bitk ilere sahip bir patates tarlasında, hastalık11 bitk iler in tanımı ve ayıklanması güç olmaktadır. Birçok faktöre bağlı olması nedeniyle, en uygun dikim derini iğinin ver iİmesi güçtür. Bu der iniik, yüzlek dikimde 0-2 cm, orta derin dikimde 2-5 cm, der in dik imde ise 5 cm'den fazladır. Sırt yüksek ligine bağI1 olarak yüzlek dikilen yumrular en az 15 cm, der in dikilenler ise 10 cm'1ik toprak örtüsüyle kapa tılırlar. Tohumluğun zayıf, toprak sıcaklığının düşük,yağış alan veya karık sulamanın yapılabiİdiği ve mak inalı hasadın mümkün olduğu durumlarda yüzlek dikim uygun olmaktadır. Toprak sıcak lığının yüksek, dik imden sonra sırt yapman 1n güç, miİdiyö ve yumru güves i nin sorun olduğu yer 1erde ise, der i n dikim tercih ediİmelidir. Ayrıca derin dikim yumru yeşi1lenmeler ini de önlemektedi r. Dikim der ini iğinin seçimi nde, toprak nemi ve toprak sıcak lığı etk ili iki faktördür. Genelde bu faktör 1er i en uygun bir şek i İde bi rarada bulmak zordur. Toprak nemi i ise soğuk, sıcak 1ık yüksek ise nem yetersizdi r. Bununla beraber bu faktör 1er iyi leş ti r lebi İmektedi r. Bilindiği gibi kuruma en fazla top rak yüzeyi ndedi r. Bu nedenle nemi n yetersiz olduğu durumlarda der i n dikim uygun olmaktadır. Bunun yanı sıra toprak yüzeyi gün boyu sıcak olup der inlere ini 1dikce sıcak 1ık azaldığından, soğuk iklim koşul 1arında yüzlek, sıcak koşullarda ise der i n dikim yapı İmalıdır. Toprakta gelişmekte olan patates yumruları ye ter 1 i yüksek 1ikte ve uygun şek illi bir toprak tabaka sıyla (sırt) örtülmüş olmalıdır (boğaz doldurma). Bu sırtların hasada kadar muhafazası, iyi bir ürün elde ediİmesi için önemiidir. Aksi takt i rde, yumruların ışık almaları yeşi1lenmeye, yüksek sıcak 1ık1ar sekonder büyümelere yol açmakta ve patates güves i zararı da ortaya çıkabiİmektedi r. Toprak tabakası ayrıca, nem kaybını önlemekde ve kök ile stolon gelişiminde uygun bir or tam sağlamaktadır. Stolon boyu yalnızca bitki gelişme tipine değ i 1, sırtın büyüklüğüne de bağımlıdır. Sırt yüksek 1 iğ i, genelde 12-18 cm olup, yağış11 yer 1erde 12 cm'den fazla, kurak ve sıcak yer 1erde i se (güve zararı) 18 cm'den az olmamalıdır. Sırt yapımı da koşullara bağlıdır. Örneğin,toprak soğuk ve yaş, tohumluk uygun koşullarda değilse, di kimden sonra yumrular 5-10 cm toprakla kapatılıp, kök oluşumuyla birlikte boğaz doldurması yapılmalıdır. Son sırt, çıkış önces i dik imle birlikte veya ilk çapadan sonra yapılabilir. Ancak sırtlar sonradan yapılacaksa kök sisteminin zararlanmasından kaçını İmalıdır. Dikim ile son boğaz doldurma ar a s m d a k i süre, hava koşul lar 1 n 1 n sıcak ve kuru olduğu ve karık sulamasının yapı 1dığı yerlerde kısa tutulmalıdır. Dikimden sonra toprak sıcaklığında azalma ve kaymak bağlama sözkonusu ise son sırt, bitkiler 15-20 cm boyda iken yapılmalıdır. Dik imden sonra yüksek sıcak 1ık ve kurak 1ık sözkonusu ise, son sırt dik imden hemen sonra yapı İmalıdır. Dikim arası: Bu ara tarımı yapı lan patates çeş i di ne, yet işme koşul 1arına ve amaçlanan yumru büyük lüğüne göre değişmektedi r. Bitk i yoğunluğu arttıkça, hasat edilecek yumru büyüklüğü azalmaktadır. Bu ne denle de tohumluk patates üret iminde, yemek 1ik üreti mine oranla, daha çok sap sayısı öner iİmektedi r. Sı ra ya dikimde,sıra arası ve üzer i aranın bel i r1enmesinde, baz 1 faktör 1er gözönünde bulundurulur. Sıra arası, yöresel geleneklere, mevcut alet ve mak ine ile tarımı yapı lan çeşidin ge1 i şme karak teri ne bağIıdır. Genelde, sıra arası pratik olarak, traktör i z genişi iğinin yar ısı kadar (70-75 cm) dır. Bu ara; boğaz doldurmada yeter 1 i toprak sağlamakda, alet ve mak ineler in bakım işler i sırasında bitk i, kök ve yumrulara zarar vermesini önlemekde ve hastalıklı bitki sökümünü kolaylaş tırmaktadır. Bu aranın daraltılması, sulama suyunun kök bölgesine kolayca ulaşmasını sağlayacağı gibi, toprak, ışık, su ve besin elementlerinden yararlanma etkinliğini de artırmaktadır. Sıra arası mesafenin çeşit 1 i faktör 1er tarafından bel i rlenmesi nedeniyle, tarlada istenen bitki yoğunluğu, sıra üzeri mesafenin ayarlanmasıyla düzenlenebilir. Diğer bir deyişle; sıra arası geniş tutulmuş i se sıra üzer inin kapatıİması gereklidir. Genelde sıra üzeri ara; yemeklik patates üretiminde, boylu çeşitlerin tarımında ve geççi çeşit lerde karşıt durumlarına oranla daha uzun tutulmalıdır. Dikim yöntemleri: Dikim yöntemi ne olursa olsun, aşağ1 da sıralanan koşul 1 arın karşılanması gerek 1 i d i r: - Tohumluk yumrunun toprak içinde nemli ve sırt oluşuncaya kadar nemini kaybetmeyecek bir yere konulmasına, - Yumruların düz ve uygun bir mesafede bırakılmasına, derinliğe - Sıra araları olmasına, eşit ve üzerlerinin aynı uzaklıkta - Yumruların gübre ile doğrudan temas etmemesine, - Yumru üzerindeki sürgünlere zarar verilmemesi ne özen gösterilmelidir. Patates dikimi elle veya makinayla yapılabilir. Elle dikimde, yumrular açılan karık diplerine ve önce den hazırlanmış sırtların kenar veya ortalarına yer leştirilirler. Karık dibine dikimde; karıklar kürek, çapa, pulluk veya karık açma aletleri ile açılır. Gübre bu devrede verilecekse, öncelikle en alta konu larak, toprakla karıştırılır. Yumrular yerleştirilip üzerileri toprakla örtülür. Sırtlara dikimde ise tohumluk yumrular sırtların kenarına veya ortasına açılan iç karık veya yuvalara yerleştirilir. Sırtın yanına açılan iç karık dikimi, özellikle soğuk koşullarda uygun olmaktadır. Makineli dikim amacıyla yarı otomatik ve aynı anda dikim karıklarını açıp yumruyu, bazen de gübreyi yerleştirip kapatan tam otomatik dikim makineleri geliştirilmiştir. Makineli dikimin etkinliği; makine nin tipine, sürücünün becerisine, dikim alanının bü yüklüğüne, arazinin eğimine, tohum yatağının kali tesine ve tohumluk yumru boyunun homojen olmasına bağlıdır. Yarı otomatik makineler tam otomatiklere oranla daha az karmaşıktır. Resim 4.1'de çift şıralı yarı otomatik dikim makinesi görülmektedir. RESİM 4.1 : Patates dikim makinası Sulama: Yüksek kalitede bir ürün elde edebilmek için zamanında ve yeterli su verilmesi gerekmektedir. Ayrı ca, sulama suyunun amaca uygunluğu ve kalitesini belirlemek amacıyla analiz yaptırılması yararlıdır. Sulama adedi, verilen su miktarı ve toprak yapı sına göre değişmekle birlikte, yağışlı ve kuru tarım yapılan bölgeler dışında en az 3 kere olmalıdır. Hafif topraklarda 8-12, ağır toraklarda ise 15-20 günde bir sulama yapılmaktadır. Kısaca, patates yumrusu toprağa atıldığından hasada kadar tav kaçırılmamalıdır. Suyun az oluşu kadar fazla oluşu da zararlı olmaktadır. Patateste su ihtiyacı, bitkide alt yapraklarda solma ve sararmayla kendini belli etmektedir. Ancak, özellikle ilk sulamada böyle bir belirtiyi beklemeden sulamaya başlamak gerekmektedir. Sulama, karık, yağmurlama veya damlama yönte miyle yapılabilir. Yağmurlama yöntemiyle sulama, ka rık tipi sulamaya oranla pahalı bir yatırım olmasına rağmen, daha pratik ve uygundur. Karık yöntemiyle sulamada,sulama suyu karıklarda "U" şeklinde gezdirilmeli ve mümkün olduğu ölçüde hızlı ak İ t 1 İmalıdır. Su seviyesi, karık yüksek liginin yar 1 s 1 n 1 aşmamalıdır. Bu tip sulama, tesviyeli alanla ra uygundur. Karık uzunluğu, tarlanın eğ imine ve top rak yapısına göre değişmektedi r. Yabancı ot mücadelesi: Bulunması arzu ediİmeyen yerde yet işen bitk ilere, yabancı ot olarak bakıİmaktadır. Bu durumda, bir öncek i yıl ürününden tarlada kalan yumrulardan gel işen patatesler (kendi gelen) de yabancı ot sayıİmaktadır1ar. Yabancı otlar dikimi yapılan patateslerden önce veya birlikte çimlenerek su, ışık ve besi nine or tak olup, bi rçok hastalık ve zarar 1lya konukçuluk yapmaktadır1ar. Bunlar la mücadele sonucu %100-200 arasında ver im artışının sağ 1anab iİmes i, konunun önemini vurgulamaktadır. Yabancı ot mücadelesi gene 1 de,boğaz doldurma ile birlikte yapı İmalıdır. Dik imden 5-10 gün sonra, tarla yüzeyi nden bir-iki kez 11rmık geçir iİmesi, özel 1ikle, Bozdağ yöresinde yaygın bir uygulamadır. Bu, aynı zamanda, sırtların da düzgün yapılmasını sağlamakta dır. Bitk i 1er toprak yüzüne çık tıktan sonra 2-4 yap rak 1 lyken, yapı lan havalandırma ve boğaz doldurma uygulaması, bir tür yabancı ot mücadelesi olmak tadır. Kimyasal mücadele, bitk i çıkışı öncesi yapılabi1 i r. Örneğin, kumsal toprak 1arda kontak t etk ili DNOC; yabanc1 ot çıkışının daha yavaş olduğu killi toprak larda kontakt etkili olmayan linuron, monolinuron veya metabromuron gibi toprak i laçlarından biri kullanılab iİmek ted ir. Mekanik ot mücadelesi, daha çok işgücünü gerek tirmesine karşı 1ık, ekonomik olmaktadır. Fakat nem kaybı ve muhtemel kök zarar 1 anma 1 arı olabiİmektedir. Genelde, dikimin geç yapıldığı yerlerde kuraklığa kar şı bir önlem olarak kimyasal mücadele önerilmektedir. Tohumluk patates üretiminde yabancı ot mücadelesi çapalama ile yapıldığında, patates bitkilerine çok fazla dokunulduğundan hastalığın yayılmasına neden olunabiİmektedir.Bu nedenle,tohumluk üretiminde ilaç la yabancı ot mücadelesinin yapılması önerilmektedir. 4.1.4. Tohumluk Patates Üretimi (*) 4.1.4.1. Tohumluk patateslerde aranan özellikler Patates, yumruyla üretilen bir kültür bitkisi olduğundan, elde edilecek' ürün; yumru ile taşınan hastalık ve zararlılardan, tohumluğun dikim zamanının uygun fizyolojik dönemde olup olmamasından büyük ölçü de etkilenmektedir. Dekara tohumluk masrafının, bota nik tohumla üretime göre, çok yüksek oluşu kaliteli tohumluk üretimini patates tarımının en önemli konula rından biri durumuna getirmiştir. îyi bir tohumlukta yetiştirici tarafından aranılan kalite faktörleri şöyle sıralanabilir: Çeşit: Yetiştirilecek çeşit, pazarın tercih et tiği ve üretim yapılacak mevsime uygun gelişme özel liğinde olmalıdır. Türkiye'nin büyük kesiminde yuvar lak veya oval yumruları olan sarı etli çeşitler, Doğu Anadolu.ile Karadeniz bölgesinin bazı kesimlerinde ise beyaz etli çeşitler tercih edilmektedir. Turfanda üretim yapılan veya çok yüksek yaylalar gibi ilk ve son donlar arasındaki üretim devresi kısa olan yöre lerde erkenci, ana mevsim üretimi yapılan ve 4-5 ay üretim devresi olan bölgelerde ise orta geççi ve geç çi çeşitlerin yetiştirilmesi amaca uygun düşmektedir. Hastalık ve zararlılardan arilik: Kullanılan to humluk, üreticinin tarlasında eskiden bulunmayan has talık ve zararlılardan mutlaka ari olmalıdır. Nematod, tozlu uyuz, solgunluk gibi hastalık etmenleri bir (*) Bu bölüm, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün 82 nolu "Patates Tarımı" yayınından alınmıştır. tarlaya bulaştıktan sonra bunları temizlemek çok ve masraflıdır. zor Fungal ve bakteriyel hastalıklarla bulaşıklık, çıkışta anormalliklere, zayıf gelişme ve bitkilerin seyrek oluşuna sebep olmakta ve aynı zamanda tarlada tehlikeli salgınların (mildiyö gibi) başlamasına kay naklık etmektedirler. Virüs hastalıkları, tohumluk yozlaşmasının ana nedeni olmaktadır. Tohumluk sert ifikasyon programlarında, medeki tohumluk için belli bir bulaşıklık bel i rlenmişt i r. her kade standardı Fizyolojik durum: Tarlaya dikilecek tohumluk patatesler, ne çok genç ne de çok yaşlı olmalıdır. Bunun yanısıra çok sürgün döneminde bulunmalıdır. Tek sapı olan sağlıklı bir bitki, dört ana saplı virüslü bir bitkiden daha verimsiz olabilmektedir. Çok yaşlı yumrular ise, daha çıkmadan toprak altı yumruları veya cılız bitkiler oluştururlar. Bunun için tohumluk hasa dı ile dikimi arasında yeterli süre olmalıdır. Yumru uzun bir süre sonra dikilecekse uygun depolarda muha faza edilmeli ve dikim öncesi hazırlıklar iyi yapılma lıdır. Tohumluk boyu ve safiyeti: Çeşit karışıklığının en alt düzeyde olması ve yumruların orta büyüklükte (3-6 cm çap) bulunması istenir. Daha büyük yumrular kesilerek dik i lebi 1 irse de,hasta 1ık1 arın bulaşma ris ki dikkate alınmalıdır.Küçük yumrular,kilogram başına daha çok sap oluşturabiİdiklerinden, aynı miktarda büyük tohumluğa göre daha geniş bir alan dikilebilir. Bu nedenle, yemeklik patates üretiminde küçük yumrular tercih edilmektedir. Tohumluk patates üretiminde ise, küçük boy tohumluk daha sık dikildiği için aradan hastalıklı bitkileri sökmek zor olmaktadır. 4.1.4.2. Tohumluk üretim yöntemleri Bir tohumluk programı iki kısımdan oluşmaktadır: - Temel tohumluk üretimi, - Sertifikalı tohumluk' üret imi. Tohumluk üretim süreci nde, her çoğal tım aşamasında yozlaşma sonucu kalite biraz daha düşer. Bu nedenle her aşamanın, sonuçta alınması programlanan ürünü garant i edecek şek ilde bir öncek i aşama ile beslenmesi ve nüve tohumluğun sürek 1 i yenilenmesi ge rekmek tedi r . Üreticiler kendi tohumluklarını birkaç yıl sağ1 ık11 ol arak devam etti rme olanağına sahiplerse,küçük bir tohumluk programı yeter 1idir. Böyle durumlarda, üreticiye dağı 11lacak tohumluk yüksek kal itede olmalı ve üret iciler, bu tohumluğun sağIık11 bir şek i İde üret i 1 ip saklanması konusunda eğitiİmelidirler. Yurdu muzun ana mevsim üret imi yapı lan geniş bir kesiminde bu durum vardır. Turfanda üret im yapı lan sahi 1 bölge ler i gibi yozlaşma oranı yüksek, depolama imkanları olmayan veya depolamanın pahalı olduğu yörelerde, sadece bir sezon için dikiİmek durumunda olan tohum luk larda ise çok yüksek kalite aranmamaktadır. Temel tohumluk üretimi: Temel tohumluk programı; kontrolü yap11 arak vi rüs hastalıklarından ari olduğu kanıtıanmış, fungal ve bakter iyel hastalık etmen i taşımayan ve adına uygun (saf çeşi t) başlangıç materyal ini n çok sıkı kontrol altında sağ 1ık11 olarak, ço ğalt ı İmasıdır . Temel tohumlukta izin ver ilen hastalık oranı sıfirdir. Kul 1 an11acak başlangıç materya 1 i, klona1 seleksiyon veya mer istem kültürü yoluyla elde ediİmektedi r. Klona1 mektedir : seleksiyon programlarında şu yol izlen Tarlada sağ 1 ık11 görünüşlü ve sağ 1ık11 bitkilerle çevr ili, a it olduğu çeşidin özel 1ikler ini taşıyan bitkiler işaretleni rler. Her ocak, ayrı ayrı hasat edilebilir ve bu ocak 1 arın birer yumrusu ayrılır. Ayrilan bu yumru, vi rüs hastalıkları yönünden kontrol edilir. Sağlam bulunan yumrunun ger ide kalan kardeş1er i birinci yıl klonu olarak yetiştiriİmek üzere ayrılırlar ve hastalık1ı yumrular atılırlar. Bu klon1ar, 3-5 yıl ayrı parseller hali nde çoğa 11 ima alınır lar . Her çoğa 11ım aşamasında, hastalık11 bitkisi görü len klon1 ar programdan çıkarılırlar. Süre sonunda yeterli miktarda çoğalmış olan yumrular karışım hal in de hasat edilerek elit tohumluk elde edilmektedir. Klonal seleksiyon yöntemi; topraktan kaynaklanan patojenlerin olmadığı veya çok az olduğu, virüslere vektörlük eden yaprak bitlerinin bulunmadığı, münavebe uygulanabilen, çevresinde fazla miktarda bulaşma kay nağı bulunmayan yörelerde kullanılabilmektedir. Özel likle İngiltere, Hol landa gibi kuzey ülkeler inde, vek tör 1er in uçuş yön ve zamanını haber veren özel teşk ilat1ar kurulmuştur. Mer istem kültürü ve hızlı çoğal tim: Bazı patates çeşi 11er i vi rüsle o derece bulaşık hale gelmişlerdi r k i; klonal seleksiyon uygulayabilecek yeter 1 i sağlam bitki- bulmak ya imkansızdır veya sayısız test in ya pı İmasını gerektirmektedir. Böyle durumlarda, mer istem kültürüyle sağIık1ı bitkiler elde ediİmekte ve yapay kültür ortamında kısa sürede hızla çoğalttıktan sonra yumru üret imine geçiİmektedi r. î z1 enen yol söyledi r: mer i stem kültürü yapılacak çeşidin bitkileri serada yet iştirilir. Bitk iler imkan varsa 30-35"C * de her hafta tutularak virüsün çoğalması yavaşlatılarak daha büyük mer i stem veya sürgün ucunun kesiİmesi sağlanır. Bitk inin kol tuk altı mer istemler i, steri 1 koşullarda ve mikroskop altında kesilerek özel besin ortamında kültüre alınır. Yet i şen bitki 1er boğum çelik1er iyle yine tüpte çoğal t ılır. Aynı mer i stemden gel işen bitki lerin bir veya bi rkaçı yedek olarak ayrılır. Diğerler i virüs test 1er inden geçi r i 1 i r. Sağ 1am bulunanların yedek 1er i yine tüpte hızlı çoğalt ima alınır. Yeter i kadar çoğalan tüp bitk i 1er serada toprağa geçi r i 1 i r ve yumru elde edi1 i r. Bu yumrular, yine serada veya tar1 ada tekrar dik i 1erek elit tohumluk elde ediİmektedi r. Bu yöntemde, bir kere sağlam mer istem bitk icik1er i elde ettikten sonra laboratuvar ve sera imkanları çerçevesinde çok büyük sayılarda bitk icik üretmek ve nüve sağIık11 bitk i 1er i hiçbir bulaşma olmaksızın elde haz 1r tutmak mümkün olmaktadır.Tüpteki üret imde fungal ve bakter iyel hastalık etmen 1er i de otomat ik olarak el imine ediİmektedi r. Çelikle çoğaltma: Kontrol edilerek sağlam bulun muş patates bitkilerinin gövde uçları kesilerek koltuk sürgünlerinin sürmesi teşvik edilir. Yan sürgünler 7-8 cm boya ulaştıklarında, steril bir bıçakla kesilerek kum veya perlit içinde köklendiri 1 ir1er. Bunlar, önce fide torbalarına şaşırtılıp pişkinleşmeleri sağlanır veya doğrudan tarlaya geçirilirler. Bu yöntemle aynı sağlam yumru bir sezonda 100 kez çoğaltılabiİmektedir. Temel tohumluk üretiminde hangi yöntem kullanı lırsa kullanılsın, gözden kaçabilen bazı virüs bulaşık 1ık1ar m ı önlemek üzere her aşamada virüs test leri uygulanır. Sertifikalı tohumluk üretimi: Yukarıda anlatılan yöntemlerin herhangi biriyle üretilen temel tohumlu ğun; sistemli bir şekilde kontrol altında çoğaltıla rak, yemeklik patates üreticisinin kullanacağı serti fikalı veya kontrollü tohumluğa ulaşması beklenir. Bu üretimde dikkat edilecek noktalar şunlardır: - Üretim yapılan yörede ve üretim zamanında virüslere vektörlük eden yaprak bitleri bulun mamalı veya çok az olmalıdır. Bunların sayıları sarı tuzak yardımıyla izlenmelidir. - Üretim devresinin sonuna doğru yaprak bitleri görülüyorsa, pir öldürme uygulanarak virüs bulaşıklığının yumrulara geçmesi önlenmelidir. - Çıkıştan hemen sonra hastalık belirtisi göste ren bitkiler sökülerek tarla içi virüs bulaşma ları önlenmelidir. Bu işlemi yapmadan önce, bir kimyasal öldürücü kullanarak söküm sırasında yaprak bitlerinin sağlam bitkiler üzerine ya yılması önlenmelidir. Yine aynı amaçla, sökülen bitkiler çuvallar içinde tarladan uzaklaştırı larak gömülmeli veya yakıİmalıdır. - Söküm sırasında, karışık çeşitler ile ait oldu ğu çeşidin büyüme özelliklerini göstermeyen bitkiler sökülmel idi r. - Toprakdan gelen bulaşıklığı önlemek üzere müna vebe uygulanmalıdır. Özellikle mekanik ve yap rak bitleri ile non-presistent olarak t a ş m a n virüslerle bulaşıklığı önlemek amacıyla, yemek lik ile tohumluk patates tarlaları arasında en az 25 m izolasyon arası bırakılmalıdır. Aynı izolasyon mesafesi, domates gibi patates virüs lerinin ortak konukçusu olan sebze tarlaları için de uygulanmalıdır. - Bir kademe için izin verilen orandan daha fazla hastalık gösteren tohumlukların, daha ileri aşamada çoğaltılmasına izin verilmemelidir. Tohumluk patates üretiminde, yurdumuzda geçerli olan tarla ve ambar standartları Çizelge 4.3 ve Çi zelge 4.4'da gösterilmiştir. Tohumluk üretilen tarlalar arasında, fiziksel karışımı ve hastalık taşınmasını önlemek amacıyla en az 2 m'lik bir ara bırakılmalıdır. Hasat edilen ser tifikalı tohumluklar, sertifikalı olmayan tohumluk lardan ayrı bir yerde depolanmalıdır. Dereceli tohumluk üretimi Tarım İl Kontrol Laboratuvar1armın denetimi altındadır. Tohumluk üreticisi bu kuruluşa başvurarak gerekli formaliteleri yerine getirir. Tarla ve ambar kontrolları, bu kuruluş ile Zirai Mücadele teşkilatı tarafından yapılarak üretilen tohumluğun derecesini gösteren sertifika verilir. Üretici tohumluğunun iyileştiriİmesi: Etkin bir tohumluk organizasyonu olmayan veya sertifikalı tohumluğun az ve pahalı oluşu dolayısıyla üretici tarafından sağlanamadığı bölgelerde, üretici kendi tohumluğunu kullanmak zorundadır. Ancak, bu durumda üretici yıldan yıla artarak ilerleyen yozlaşma sonucu çok düşük verimlere razı olmaktadır. Bu gibi bölgelerde, tohumluk parseli tekniğiyle üretici tohum luğunun kalitesini yükseltmek mümkündür. Bu yöntemde şu yol izlenir : ÇİZELGE 4.3 : Türkiye patates tohumluk üretimi tarla standartları (Rakamlar bitki sayısını i fade etmektedi r ) . İLK KONTROL İKİNCİ KONTROL FAKTÖRLER (ençok %) Orj. Anaç Sert. Kont. Orj. Anaç Sert Kont PLRV (Yaprak kıvırcıkhğı) 1 5 10 Şiddetli mozayik O 5 8 20 0.5 3 6 15 O 3 4 12 8 Fusarium ve Verticillium solgunlukları 0.5 2 3 3 O 1 2 3 Halkalı ve kahverengi çürüklük 0 0 0 0 0 0 0 0 Karabacak 0 0 1 2 0 0 0 1 Çürüklük nematodu 0 0 0 0 0 0 0 O Soğan sak nematodu O O 0 0 0 O O O Kist nematodu 0 0 0 0 0 0 0 O 0.5 1 3 5 0 0.5 1 3 Diğer çeşitler (Tip dışı) ÇİZELGE 4.4 FAKTÖRLER : Türk iye * de, patates tohumluk üret imi nde geçer 1 i ambar standart l a n (ençok %) O r j . Anaç Sert Kont Kuru çürüklük1er Tozlu uyuz Ervvinia çürük lük 1er i Halkal1 ve kahvereng i çürükIC Patates çürüklük nematodu Soğan sak nematodu 0 0 0 0 0 0 2 0 1 0 0 0 3 0 2 0 0 0 4 0 3 0 0 0 üreticinin en iyi tarlası veya tarlasının en iyi görünen bölümü, uygulama için seçilir, îlk yıl çiçeklenme zamanında canlı, sağlıklı görünen ve istenilen çeşide uygun karakterleri taşıyan bitkilerin en iyileri işaretlenir. Hasat zamanı işaretlenmiş bitkiler önceden el le sökülür. Yumru hastalığı görülenler ile ya ra ve bereliler atılır. Diğerleri biraraya konulur; ancak, tarladan sökülen diğer pata teslerden ayrı saklanır. Ayrılan bu yumrular, bir sonraki üretim mevsi minde diğer patateslerden ayrı olarak ve özel likle daha önceki yıllarda patates yetiştiril memiş bir tarlaya dikilir. Tohumluk parseli içinde daha önce olduğu gibi, iyi bitkiler işaretlenir ve ayrı olarak hasat edi1 ir, Tohumluk parselinden seçilenler, bir sonraki yılın tohumluk parselini, diğerleri ise yemek lik patates tarlalarının tohumluğunu oluştu rurlar , Bu sistem kurulduktan sonra her yıl tohumluk parselinden seçilenler bir sonraki yılın to humluk parselini oluştururlar ve bu şekilde her yıl tohumluk kal itesi biraz daha iyileşir. 4.1.5. Türkiye'de Tescilli ve Üretim İzinli Ticari Pa tates Çeşitleri Türkiye, özellikle sebze tohumu ithalatına son birkaç yılda büyük önem vermiştir. Nitekim kamu ve özel sektör kuruluşları önemli miktarlarda patates tohumu ithalatı yapmıştır. Çizelge 4.5'de son 4 yıl daki tohumluk patates üretimi ve ithalatı toplu olarak göster iİmektedi r. Ticari amaçla 1983-1989 yıllarında ithal edilen patates tohumlarının çeşit bazında ithal eden kuru luşlara göre dağılımı Çizelge 4.6'de gösterilmiştir. ÇİZELGE 4.5 Türkiye'nin son dört yılda tohumluk pa tates üret im ve ithalatı Birim: Ton Oerçskisftn miktar Tedarik Edilen Tohunluk Miktarı Y I L I Tahmini Tohumluk Dağıtılan Toplam E k i l i f İhtiyacı Ekim Orttim Y e r l i üretim İthal Stok Tohumluk Sübvansiyon Alanı Alanı Toplm Miktarı (1000 T L ) (Ha) (Ha) K»nu Özel Ktm Dzel Kamu Özel 1987 200000 lOOOOOC) 194000 4300000 1207 1153 3500 2800 - - 8460 600000 1988 200000 1000(X) 196ÜU0 4350000 3963 1354 2 ^ 845 - - 39122 39122 350500 1989 200000 ÎOOOOO - 3850000 4435 1697 1585 1900 - - 9617 9617 - 1990 200000 100000 - 1136 3000 3630 - - 8285 7026 - 519 8460 (*)Tohıınlukların 4 yılda b i r d e ğ i ş t i r i l d i ğ i hesaplanmıştır ÇİZELGE 4.6: Ticar i amaçla ithal edilen tohumluk pata tes çeşitler i, miktarları ve ithal eden kuruluşlar YILI ÇEŞİDİ 1983 Russet-Burbank Resy 48 210 TOPLAM 258 1984 Russet-Burbank Cardinal-Premiere Diamant Fortuna Spunta Resy TOPLAM MİKTARI (ton) 33.6 181 22 1200 230 1666.6 İTHAL EDEN KURULUŞ BEŞİKÇİOĞLU T.TAR.KR.KOOP. BEŞİKÇİOĞLU GUTAMTAŞ ÖZLER MEYNA T.TAR.KR.KOOP. YILI ÇEŞİDİ 1985 Resy Russet-Burbank Resy-Granola Resy-Granola Cardinal-Premiere Isola-Resy Granóla Resy Spunta 270 2415 72 1260 504 26 2800 1300 40 TOPLAM 8687 Isola,Resy,Semena Granóla,Cardinal Di amant, Fetta, Grandi folia, I lona, Mar fona Russet-Burbank Ilona, Resy Card i na , Granóla Scala, Sementa Planta Premiere, Claustar Morr igane, Apollo Diamant, Sahel Rosalie Resy Resy,Marofona,Agr ia Fortuna, At ica Famosa,Hertha,Sante 6120 TOPLAM 9163 I lona,Granóla,Resy Ausonia,Mar fonal Diamant Agr ia,Semena,Granóla Panda,Atrica,Resy 3500 1986 1987 MİKTARI (ton) 55 1840 8 İTHAL EDEN KURULUŞ KURT IMPEX BEŞİKÇİOĞLU TAREKS TURAK GUTAMTAŞ TOHUM ISLAH T.TAR.KR.KOOP. T.TAR.KR.KOOP. T.TAR.KR.KOOP. T.TAR.KR.KOOP BEŞİKÇİOĞLU T.TAR.KR.KOOP. TOHUM ISLAH 798 42 GUTAMTAŞ AKGIDA 300 TAREKS 440 T.TAR.KR.KOOP TEKFEN YILI 1988 ÇEŞİDİ MİKTARI (ton) Russet-Burbank Resy,Ausonia,I lona 2084 64 TOPLAM 6098 Resy Marfona Ausonia Granóla I lona Agr ia Sandra Planta Katja Krepka 1 126 1024 60 180 340 80 40 40 40 40 İTHAL EDEN KURULUŞ BEŞlKÇİOĞLU AKGIDA T.T.K.KOOP. 2960 Resy Ausonia 21 21 AKGIDA Resy Diamant Premiere 40 ÇUTAMTAŞ Resy 44 TOHUM ISLAH Ausonia Resy Marfona 120 350 100 Agr i a , G Ì n j a Hilta,Isola Granóla I lona Planta Sandra 5 20 10 10 TEKFEN YILI ÇEŞİDİ Hertha 16 Desires, Obelix Berber, Frigia 86. 5 Marfona, Resy TOPLAM 1989 MİKTARI (ton) Resy Mar fona Ausonia At ica Planta Agr i a Granóla I lona Concorde Russet-Burbank Shepody 1.5 İTHAL EDEN KURULUŞ STFA TAREKS 3805 450 450 200 40 20 60 330 10 25 1585 1850 50 T.T.KR.KOOP. BEŞİKÇİOĞLU II 1900 TOPLAM 3485 tohumluğu Çizelgeden de görülece ği gibi patates t dağılımı bulunmaktadır, ithalatında geniş bir çeşi Koopeİthal tohumluğun büyük bir bölümü Tarım Kredi irması tarafından gerçekratifleri ile Beşikçioğlu f leştir iİmiştir. Tarım Kred i Kooperatifleri yurt düzeyinde üreticiye tohum dağı tırinı yaparken »Beşikçioğlu patates üretimine firması kendi endüstriyel parmak gerçekleşti rmekuygun çeşitlerin sözleşmeli ekimini tedir. 308 sayı 11 yasa uyarınca, yurdumuzda teşci 1 edi len patates çeşi t sayısı 15 * t i r. Bu çeşitlerden oriji nal , anaç, sertifikalı,kontrollü ve kontrol ediİmiş tohumluk üret ilebilir. Bu çeşitlerin tohumluk 1arını sert i f ikasyon kuruluşlarından olumlu rapor almadan satmak, dağıtmak 308 sayı 11 yasaya aykırı bulunmakta dı r . Bu çeş i 11er ; Alpha, Ar i, At ica, Baraka, Cosima, Des i ree, Favor ita, Fina, Fr igga, Grandi folia, Granola, Isola, Jaerla, Resy ve Sarıkız'dır. Bunlardan Granóla ve Resy dışında kalanlar, çeşi 11 i nedenlerle ya tama men üret imden kalkmış veya oldukça sınırlı bir yörede üret iİmektedi r1er. Alpha : Ege Tarımsal Araştırma Enst i tüsü tarafından 1972 yılında teşci 1 ettirilen Hol landa köken 1 i geçç i bir çeşittir. Başlangıçta yavaş olan bitk i ge lişimi, oldukça caniı ve toprağı örtmesi iyidir. Sap lar az, kuvvet 1 i ve haf i f mor renk 1 idi r. Çiçek 1er bol, taç yaprak l a n açık kırmızı-mor, kenar 1ar beyazdır. Yumruları iri, kısa oval, kabuk l a n soluk sarı ve yüzlek göz 1üdür. Et rengi, ver imi ve kuru madde oranı yüksekt i r. Miİdiyö'ye özel 1ikle,yumru enfeksiyonlarına ve uyuza direnci i, nematod ve vi rüslere duyar 11 yemek1 ik bir çeşittir. Ar i : Ege Tarımsa1 Araştırma Enst i tüsü tarafından 1972 yı1ında teşci 1 ettirilen Hol landa kökeni i ortaerkenci, ver imi i bir yemek 1ik çeş i 11 i r. Yumruları ir i, basık yuvar lak ve yüzlek göz 1üdür. Kabuk ve et rengi sarıdır. Nişasta oranı orta derecededir. Hastalıklara duyar 1ıdır. At ica: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. tarafından tese i 1 ett i r i İmiş erkenci bir çeş i 11 i r. Yumruları uzun-oval ve göz 1er i yüzlekt i r. Et ve kabuk reng i sarıdır. Erken hasatta yüksek ver imi i, yemek 1ik kali tesi uygundur. Baraka : Satüdaş tarafından 1975 yılında teşci 1 ettirilen Hol landa köken 1 i, geççi ve yüksek ver imi i bir çeşi 11 i r. Gel işimi oldukça hızlı, kurağa di renci iyidi r. Saplar kalın, uzun, az sayıda ve yeşiİdi r. Yaprak l a n gr imsi koyu yeşiİdi r. Çiçek 1 er i kuvvet 1 i, bol ve kırmızı-mor renk 1 i d i r. Yumrular ova 1 ve basık, iri, soluk sarı kabuk ve et renkli, gözler orta derin liktedir. Ver im ve kurumadde oranı yüksekt i r. Yumru miİdiyösü, A ve Y vi rüsler ine di rençli yemek 1ik bir çeş ittir. Cosima: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. tarafından 1975 yılında teşci 1 ettirilmiş Batı Alman köken 1 i geççi bir çeşitt ir. Bitki gel işimi hızlı ve can 1 1 , toprağ 1 kaplama yeteneğ i yüksekt i r.Yumrular yuvarlakoval, et rengi sarı, gözler orta derinliktedir.Nişasta oranı oldukça yüksek olup, pişince dağı İma özel 1iğindedi r. Yemek 1ik ve yemiik olarak kul lanı lan bir çeşittir . Desi re: Satüdaş tarafından 1975 yılında tesci 1 ettirilen Hol landa köken 1 i or ta-geççi yüksek ver imi i bir çeş i 11 i r. Gel işimi hızlı, toprağı ör tme gücü yük sek , kurağa di ranci iyidi r. Sap sayısı fazla, uzun ve kalın, reng i koyu kahverengi-kırmızıdır. Yapraklar uf ak, koyu gr ims i-yeşildir. Çiçekler kuvvet 1 i, bol ve açık kırmızı-mor renk 1 idi r. Yumrular uzun-oval, kır mızı kabuk, soluk sarı et renkte olup, gözler yüzlektir. Hastalıklara duyar 1ıdır. Depolama kal itesi yüksek, parmak patatese çok uygun bir çeşitt i r. Favor ita: Satüdaş tarafından 1975 yılında tesc i 1 ett i r i İmiş Hol landa köken 1 i erkenci bir çeş i 11 i r. Toprağı kaplaması iyidir. Yumrular uzun, iri, soluk sarı kabuk ve et renk 1 i olup yüzlek göz 1üdür. Saplar az ve kalın olup, yeş i 1 renk 1 i d i r. Yapraklar iri, açık yeşi1 renk 1 i ve kenar l a n hafif dalgalıdır. Kuru madde oranı oldukça düşüktür. A ve Y virüsleri ile yumru miİdiyösüne mukavimdi r. Fi na: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. adına 1975 yı lında teşci 1 ediİmiş, orta-erkenci bir Alman çeşididir. Yumruları iri oval, et rengi açık sarı, gözler yüz 1 ek, n i şasta oranı düşük bir çeşi 11 i r . Frigga: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. tarafından 1975 yılında tesc i 1 ettirilen bir Alman çeşididi r. Erkenci olup uzun yumrulu, yüzlek gözlü, açık sarı et renk 1 i ve erken hasatta yüksek ver imi i di r. Nişasta oranı düşük ve yemek 1ik kal i tes i yüksekt i r. Grandifolia: Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından 1984 yılında tescil ettirilen orta erkenci bir Alman çeşididir. Yumruları uzun-oval, iri ve sarı etli, adaptasyon yeteneği yüksek bir çeşittir. Granóla: Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü tara fından 1984 yılında tescil ettirilen, verim ve adap tasyon yeteneği oldukça yüksek, orta erkenci bir çeşittir. Yaygın üretimde olup iri yumrulu, yuvarlakoval şekilli ve sarı etlidir. Uyuza dayanıklı, depo lama yeteneği yüksektir. Pişince dağılmayan, uzun uyku dönemli bir çeşittir. Isola: Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafın dan 1975 yılında tescil ettirilmiş, orta-geççi ve yüksek verimli bir Alman çeşididir. Nişasta oranı oldukça düşük, yemeklik kalitesi yüksek ve uyuza daya nıklıdır. Jaerla: Satüdaş tarafından 1975 yılında tesc i 1 ettirilen Holanda kökeni i, erkenci bir çeşittir. Gelişimi oldukça hızlı,toprağı örtme yeteneğ i yüksek, kurağa di renci iyidir. Sapları az ve kal indir. Çiçek ler i ufak, az ve beyaz renk 1 idi r. Yaprak 1ar iri, açık yeşi1 renkiidir. Yumruları iri, oval, et ve kabuk rengi soluk sarı olup, göz 1er yüzlekt i r. Hastalıklara duyar 1ıdır. Resy: Ege Tarımsal Araştırma Enst itüsü tarafından 1975 yı1ında teşci 1 ettirilen Hol landa kökeni i, erken ci ve yüksek ver imi i bir çeşittir. Gel işimi hızlı ve cani 1 , toprağı kaplaması iyidir. Sapları az ve kalın, yeşi1 veya bazı kısımlarda soluk mor renk 1 idi r. Çiçek ler ufak ve bol, oldukça soluk kırmızı-mor renk 1 i d i r. Yapraklar geniş ve açık yeşil renk 1 idi r. Hastalıklara duyar 1ıdır. Sarık1z: Ege Tarımsa1 Araştırma Enst i tüsü tarafından 1972 yı1ında teşci 1 ettirilen orta-erkenci bir çeşitt i r. Yumrular yuvar 1 ak, göz 1er orta derin ve sarı etlidir. Nişasta oranı oldukça düşük, yemek 1ik değer i yüksekt ir. Hastalıklara duyar 11dır. Geliştirilen kuruluş tarafından verim denemeleri yapılmış ancak çeşit tescil denemeleri tamamlanmamış veya yapılmakta olan çeşitlere, tescil yönetmeliğinin ilgili maddesi gereğince tescilli çeşitler gibi üretim izni verilmektedir. Bu çeşit adaylarından her kademede tohumluk üretilebilmekte; fakat bunların sertifikasyon kuruluşlarından olumlu rapor almadan tohumluk olarak satılıp dağıtılması 308 sayılı yasaya aykırı bulunmak tadır. Bu şekilde üretim izni almış patates çeşitleri: Agria, Aula, Ausonia, Hertha, Ilona, Jetta, Marfona, Planta, Scala, Semena ve Vindika'dır. Agria: Tareks A.Ş. tarafından 1987 yılında 4 yıl süreyle çeşit adayı olarak sunulan Alman kökenli orta erkenci bir çeşittir. Verimli, tüketime ve parmak patates yapımına uygun bir çeşittir. Yumrular oval, et ve kabuk rengi sarı, yüzlek gözlü ve iridir. Aula: 1986 yılında 1 yıl süreyle üretim izni verilen geççi, fakat erken yumru bağlayan bir patates çeşididir. Yumruları yuvarlak oval, gözleri yüzlek, et rengi sarıdır. İri boy yumru oluşturan çeşit depo lamaya uygundur. Ausonia: Ülkesel Patates Araştırma ve Eğitim Projesi çalışmaları sonunda Tareks A.Ş. tarafından Nisan 1985 tarihinde 4 yıl süreyle üretim izni alın mıştır. Hollanda kökenli, verimli ve erkenci bir çe şittir. Gelişimi hızlı, oluma doğru toprağı örten, az sayıda kalın ve yeşil saplı bir çeşi 11 ir.Çiçek 1er az ve beyaz renkli, yapraklar geniş ve açık yeşildir. Yumruları oval, kabuk rengi koyu sarı, et rengi soluk sarı, gözler yüzlektir. Kuru madde oranı oldukça yük sektir. Yumru mildiyösü, A ve Y virüsleri ile altın nematoda dayanık1ıdır. Hertha: Ülkesel Patates Araştırma ve Eğitim Projesi Çalışmaları sonunda Tareks A.Ş. tarafından Nisan 1985 tarihinde 4 yıl süreyle üretim izni alın mıştır. Hollanda kökenli orta-geççi bir çeşittir. Gelişimi hızlı olup, toprağı örtme yeteneği oluma doğru artar. Sap çok ve kalın, çiçekler bol ve beyaz renkli, yapraklar ise küçük ve koyu yeşi 1 d ir.Yumrular kısa-oval, sarı kabuk ve et renkli olup gözler yüz- lektir. Y vi rüsü ve altın nematoda direnci i çeşi t, parmak patates ve cips yapımına uygundur. olan Ilona; Tareks A.Ş. tarafından 1985 tar ihinde 4 yı1 süreyle üretim izni al inmiştir. Erkenci bir çeşit olup, başlangıç gel işimi yavaş daha sonra caniıdır. Yumrular oval, iri, kabuk ve et reng i sarı, gözler biraz der incedi r. Çiçekler bol ve beyaz renk 1 idi r. Jetta: Ülkesel Patates Araştırma ve Eğitim Pro jesi çalışmaları sonunda Tareks A.Ş. tarafından 1985 tar i h i nde 4 yıl süreyle üret im izni alınmıştır. Hol landa köken 1 i orta erkene i bir çeşittir. Yumrular uzun-oval, et ve kabuk reng i sarı, gözler orta der i n1 iktedir. Depolamaya uygundur. Marfona: Ülkesel Patates Araştırma ve Eğitim Projesi çalışmaları sonunda Tareks A.Ş. tarafından 1985 * te 4 yıl süreyle çeşit adayı olarak üretim izni al 1nmışt1r. Hol landa köken 1 i orta erkenci bir çeşit tir. Baş 1angİÇ gel işimi hızlı, sapları az, kalın ve soluk mordur. Çiçekler i bol ve beyaz renk 1 i, yaprak lar ı geniş ve koyu yeşiİdir. Yumrular kısa-ova1, kabuk ve et reng i soluk sarı, gözler i orta deriniik ted i r. A ve Y virüsler i ile kurağa di rençli bir çeşittir. Planta: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. tarafından 1986 yılında 4 yıl süreyle üret im izni a 11nmış Alman köken 1 i erkenci bir çeşittir.Yumruları uzun (oblong), gözler i yüzlek,et reng i sarıdı^.Vi rüs ve miİdiyö has talıklarına di rençli, depolamaya uygun bir çeş i 11 i r. Scala: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. tarafından 1986 yıl ında 4 yıl süreyle üret im izni a 1 inan Alman köken 1 i erkenci bir çeş i 11 i r. Yumrular yuvarlak-oval, et reng i sarı, gözler i yüzlekt i r. Virüs, uyuz, r i zok tonya ve nematoda karşı di renci iyidi r. Semena: Tohum Islah ve Üretme A.Ş. tarafından 1986 yılında 4 yıl süreyle üretim izni alınan Alman köken 1 i erkenci bir çeş i 11 i r. Yumrular uzun-oblong, et reng i açık sarı, gözler az derindir. Erken hasatta yüksek ver imiidir. Parmak patates ve cips yapımına uygundur. Vi rüs, yumru miİdiyösü, r i zok tonya ve nema- toda karşı di renci iyidir. Vindika: Tareks A.Ş. tarafından 1 9 8 5 ' t e 4 yıl süreyle üretim izni al inan, erkenci bir Hollanda çe şididir. Gel işimi yavaş olup, toprağı ol uma doğru örter; saplar az, kalın ve soluk mor renk 1 i, çiçek 1er oldukça ender ve beyaz, yaprak 1ar iri ve açık yeşi1 renk 1 i di r. Yumrular iri, et ile kabuk reng i soluk sarı ve göz 1er yüzlekt i r. Hasta 1ık1 ara duyar 1ıdır. Kuru madde oranı oldukça düşüktür. Yukarıda bahsedilenlerden başka tesc i 1 işlemler i sürmek te olan dört çeşi de Kontrol ediİmiş tohumluk 1ar gibi üretim izni ver iİmişt i r. Bu çeşitler in sadece kontrol ediİmiş kademede tohumluğu, a 1 inan izin süresince, 308 sayı 11 yasadak i kurallara uygun olarak üretilip satılabilecektir. Cardinal: Çutamtaş tarafından 1985 yılında 4 yıl sürey1 e üret im izni a 11nmış olup, orta geçç i, Hol landa kökeni i bir çeş i 11 i r. Bitki gelişimi hızlı ve can 11 , toprağ 1 kaplaması ve kur ağa di renci iyidi r. Sap 1ar az, kalın ve koyu kırmızı-mor renktedi r. Çiçek 1er kuvvet 1 i ve bol, koyu kırmızı-mor renkte; yaprak 1ar geniş gr im si koyu yeşi 1 renkte ve kenarlarda hafif dalgalıdır. Yumrular oval, kabuk kırmızı, et soluk sarı, göz 1er yüzlektir. A vi rüsü ve altın nematoda mukavim olan çeşidi n kuru madde içer iği yüksek t i r. Diamant: Çutamtaş tarafından 1985 yılında 4 yıl süreyle üretim izni al inmiş, Hol landa kökeni i orta geççi bir çeşittir. Toprağı kaplaması ve kurağa di renci iyidir. Saplar az, kalın ve yeşiİdi r. Çiçek 1er güçlü, bol ve koyu kırmızı-mor renkte; yaprak 1ar gen iş gr imsi koyu yeşi1 ve kenarlarda dalgalıdır. Yumrular oval, et ve kabuk reng i sarı, göz 1er n i speten der ince dir. A vi rüsü ve altın nematoda di rençli, kuru madde içer iği oldukça düşük, ver imi i bir çeş ittir. Premiere: Çutamtaş tarafından 1985'te 4 yıl sü reyle üret im izni alınmış,Hoİlanda köken 1 i çok erkenci bir çeşi 11 i r. Bitk i gel işimi hızlıdır. Erken hasatta yüksek ver imli olup,sapları çok, zayif yeş i 1 veya kıs men soluk mor renktedi r. Çiçek 1er küçük ve az, beyaz renklidir. Yapraklar küçük ve koyu yeşildir. Yumrular kısa-oval,kabuk ve et rengi soluk sarı, gözler yüzlek tir. Virüslere ve altın nematoda dirençli, kuru madde içeriği yüksek, parmak patatese uygun bir çeşittir. Russet Burbank: Simplot-Beşikçioğlu firması ta rafından 1984'de 4 yıl süreyle üretim izni alan Kuzey Amerika kökenli, oldukça geççi bir çeşittir.Yumruları iri-uzun, kabuk kaba ve ağımsı, et rengi beyaz, gözler yüzlek ve tüm yumruya dağılmıştır. Depolamaya dayanık lılığı iyi, yemeklik ve endüstriyel amaçlı çeşittir. Ayrıca Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü* nün bün yesindeki Ülkesel Patates Araştırma ve Eğitim projesi çalışmalarıyla, 1-2 çeşit adayı, yakın gelecekte tes cile konu olabilecektir. Bu çeşitlere ilaveten, tescil ve üretim izni bulunmayan 3 patates çeşidi çiftçi elinde yıldan yıla geçerek üretilmektedir. Bunlar: Colmo: Hollanda kökenli, verimli ve erkenci bir çeş i 11 i r. Yuvarlak-oval ve iri yumruludur. Gözer yüz lek , et reng i sarıdır. Kuru madde oranı düşüktür. Hasat yıldızı (Erntenstolz) Orta erkenci, yüksek ver imi i bir çeşi tt i r. Yumrular yuvar 1 ak-ova 1 ve orta iriliktedi r. Göz 1er yüzlek, et rengi açık sarıdır. Yemek 1ik ve endüstr iyel kullanım amaç 11 bir çeşi t olup, miİdiyöye dayanık1ı, depolamaya uygundur. Spunta: Erkenci ve i r i-uzun yumrulu bir çeşi tt i r. Kabuk rengi mat sarı, göz 1er yüzlekt i r. Uyku süresi kısa, hastalık1ara duyar 11, yemek 1ik bir pa tates çeşididi r. Türk iye'de yetiştirilen ve deneme aşamasında olan bazı patates çeşitlerinin fiziksel ve kimyasal özel likleri Çizelge 4.8 * de veriİmişdir. ÇİZELGE CESiT A. banner Alpha Ari Aula Blanka Baraka Colmo Desiree Dunluce Isola Jaerla Kingstone Kirsty M.bord M.piper Nicola P.crown P.squire Sarikiz Spunta 79034-3 79055-1 4.2.SOĞAN 4.8: Bazı patates çeşitlerinin k imyasal özellikleri EN (cm) BOY EN/BOY (cm) 5.013 5.321 7.930 10.960 7.431 8.863 7.034 8.134 7.810 9.400 6.450 9.710 8.030 13.667 6.719 8.982 6.505 6.980 7.344 10.012 6.550 7.410 4.767 6.104 5.567 6.596 5.510 7.640 5.063 6.240 7.750 10.750 5.635 6.780 5.267 6.478 7.145 8.470 7.120 8.905 6.490 7.750 5.126 5.565 0.94 0.72 0.83 0.86 0.83 0.66 0.58 0.74 0.93 0.73 0.88 0.78 0.84 0.72 0.81 0.72 0.83 0.81 0.84 0.79 0.83 0.92 pH 6.02 6.20 6.28 6.16 6.14 6.11 6.03 6.19 6.30 6.20 6.30 6.15 6.09 6.10 6.20 6.21 6.20 6.28 6.20 6.09 6.37 6.11 fiziksel ve TOPLAM ASKORBİK KURUMADDE TEKSTÜP KUVVET ASİTLİK ASİT (%) (mg/lOOg) (N) {%) 0.532 0.552 0.582 0.454 0.546 0.579 0.666 0.661 0.503 0.388 0.469 0.481 0.511 0.516 0.448 0.552 0.470 0.493 0.391 0.579 0.482 0.554 9.90 8.91 13.50 11.90 9.70 10.15 14.20 12.16 13.86 13.33 12.00 12.87 12.30 14.66 10.67 11.76 10.78 12.87 16.83 11.03 13.86 10.78 20.03 24.30 19.75 15.73 20.68 19.36 17.76 20.63 18.69 19.75 18.00 17.85 19.05 19.39 20.99 20.15 20.60 22.23 19.60 18.76 18.32 20.50 1292.5 2065.8 1773.1 1391.9 1723.4 1524.6 1690.2 1911.2 1557.6 1657.1 1657.1 1375.4 1557.6 1646.3 1756.5 1723.4 1391.9 1822.8 1549.4 1855.9 1773.1 1358.8 TARIMI 4.2.1. Soğanın Sistematikdeki Yeri ve Morfolojisi Soğan (Allium cepa L.) Monocotylodoneae'lerden (tek çenekli) Liliácea familyasının Allium cinsine girer. Diploid kromozom sayısı 2n=16'dır. îki yıllık bir sebze olan soğan 1. yıl toprak üstünde yeşil sürgünleri ve toprak altında yumrusu, 2. yıl arpacıktan yeşil sürgün ve yumru kısmı, 3. yıl tohum oluşur. Bu çeşi din genet ik özelliği olup,3 yıl lık bazı çeşi 11 er uygun iklim koşul l a n ve kültürel tedbir 1erle di rek tohumdan da baş bağlayabilirler. Olgun bir soğan yumrusunda, beyaz-sarı-kahvereng i ve mor renk 1 i 2-4 adet dış kabuk, bun 1 arın al tında beyaz-k rem-mor renk 1 i, sulu, etli 3-6 adet yen ilen etli yaprak bulunur. Yumrunun orta dip kısmında ise fil izlenmenin başladığı büyüme noktası "tomurcuk" bu lunur . Yumru iriliği, şek 1 i, kabuk ve et reng i çeşide özgüdür. Şek i 1 4.3'de görüldüğü gibi soğan yumru şek 1 i yönünden genel olarak 6 gruba ayrıİmaktadır. 4.2.2. Soğan 1n Yet i şme î stek1er i ÎKLÎM Soğan, 11 iman iklim sebzesi olmak la beraber düşük ve yüksek sıcak 1ık1ar ve hemen her türlü iklim koşullarına kolayiıkla adapte olması neden iyle geniş iklim koşul 1arında yet i şt i r iİmek tedir. Soğan yetişt i r iİmesi nde etk ili iklim faktör 1er i, sıcak 1ık ve gün uzunluğudur. Gelişme dönemi n i n başlangıç dönemi nde sıcak lığa fazla iht iyaç göstermediği halde olgunlaşıp hasat dönemi yaklaştıkça yumru oluşumu ve gel işimi nedeniyle yüksek sıcak lığa gerek vardır. Gün uzunluğu ile yumru oluşumu arasında çok yakın i 1 i şk i vardır. îstenen sıcak 1ık sağ 1anmasına rağmen yeter 1 i gün uzunluğu olmadan soğan yumrusu ya çok irileşememekte ya da hiç gel işememektedir. Erkenci çeşitlerde yeter 1 i yumru oluşumu için gün uzunluğu or ta 1 ama 12 saat olur ken , geç yet i şen çeş itlerde bu süre 15 saat olarak kabul edilir. Yumru oluşumu erkenci çeşitlerde çok hızlıdır. Buna göre yurdumuzda Şubat ve Mart aylarında yapı lan ek im veya dik imde yumru gel işimi Mayıs ayı son 1arı veya Haz iran ayı içer isinde başlamaktadır ki bu devrede sıcak 1ık ve gün uzun 1uğu yeter 1 i düzeyde dir. Ancak son yıllarda, sonbaharda ek i 1 ip kışın kısa gün 1erde yumru yapab ilen soğan çeşi tlerinin ek imi yurdumuzda da yaygın1 aşmak tadır. ARMUT ŞEKİLLİ (Yalova-15) YUVARLAK (Valensia) YASSI ŞEKİLLİ (Çorum s o ğ a n ı ) BASIK-YUVARLAK (Kantartopu) lOPAÇ ŞEKİLLİ A k g ü n - 12 Yalova- 3 Mor soğan BASIK ŞEKİLLİ (İmralı kırması) ŞEKÎL 4.3: Soğanın yumru şekli yönünden değerlendi rilmesi TOPRAK Soğan, besin maddeleri yönünden yeterli hafif ya pıdaki topraklarda iyi gelişim göstermesine rağmen tmlı, hatta hafif killi topraklarda da gelişebilmek tedir. Soğan yetiştiriciliğinde toprak yapısı ve bile şimi, verimi ve olgunlaşmayı direkt etkileyen önemli bir faktördür. Soğan için en uygun toprak yapısı; kolay işlenebilen, gevşek yapılı, su tutabilen humuslu ve gübrelenmiş kumlu-tınlı topraklardır. Toprak asitliğinin pH 6.0-6.5'dan daha az olması, verimi etkile yen bir faktördür. Ayrıca fazla nem içeren topraklarda yetiştirilen soğanlar depolama döneminde daha kısa sürede filizlenmekte ve daha fazla bozulmaktadır. Bu nedenle ek im alanlarında iyi drenaj gerek 1 idi r. ÜRETİM ŞEKİLLERİ Soğan 5 şek i 1 de üretilir: - Tepe arpacığı ile, - Toprak içindek i soğan yumrularının parçalan ması ile, - Fide ile, - Di rekt tohumdan ve - Arpacık ile. İlk iki yöntem, pratik soğan yetiştiriciliği için önem taşımamakta ve özel amaçlar için kul lanıİmaktadır. Fide ile üretim,iki im koşul 1arının uygun olmadığı bazı Avrupa ülkeler inde ve araştırmalarda ıslah çalışmalar1nda yaygın kul lanıİmaktadır. Bu nedenle burada tohumdan ve arpacıktan üretim şek illeri üzer inde durulacaktır. Tohumdan soğan üret imi: Tohumdan üret im, iki yıllık soğan çeşi 11er i için sözkonusudur. Karaca adı verilen soğan tohumlarının çimlenme yeteneğ i nde olması ön koşuldur. Bu nedenle tohumlar güveni lir yer 1erden alınmalı ve o yılın to humlar 1 kullanılmalıdır. Ekim zamanı ekolojik ko şullara göre değişir. Genelde tohum ekimi Şubat-Mart aylarında çizgiye veya tavalara yapılır.Çizgiye ek imde aralık 20-30 cm aralıklarla açılmalı; tavalar ise 1.20 m genişlik ve 8-10 m uzunluğunda olmalıdır. Tohumlar el ile yapılır, elle serpme şeklinde yapılan ekimde soğanlar 5-10 cm büyüklüğe gelince seyreltme yapılma lıdır. Bu ekim şekli büyük alanlarda üretim yapılıyor sa, işçi ücretleri nedeniyle ekonomik olmayacaktır. Çizgiye ek im sıra aralıkları, çeşit, toprak yapısı ve toprak işleme aletlerinin iş genişliğine göre belir lenmelidir. Ülkemizde direkt tohumdan yetiştirilen Valensia çeşidi için 20 cm aralık yeterlidir. Ekimden sonra hafifçe bastırılan tohumlar uygun koşullarda 1015 gün içinde çimlenmeye başlarlar. Genel olarak deka ra 2 kg tohum atılır. Bazı yörelerimizde tohum ile kum veya kepek karıştırılarak ekilmektedir. Mibzer ile yapılan ekimde de aynı ekim aralığı kullanılabilir. Tohumun ekim derinliğini iyi ayarlamak gerekir. 2-3 cm'den daha derine ekilen tohumlarda çıkış zayıf olmaktadır. Arpacıktan soğan üretimi: Üretimde kullanılacak arpacıklar sağlam, sıkı etli, parlak renkli ve uygun büyüklükte olmalıdır, ülkemizde genellikle orta boy arpacıklar üretimde kullanılmaktadır. Kullanılan arpacık büyüküğüne göre gerekli arpacık miktarı dekara 30-50 kg arasındadır, arpacıklar hastalık ile bulaşık olmamalı, kuru olmalı ve tek göbekli filizlenmemiş olmalıdır. Ayrıca arpa cıklar seçilen çeşide ait olmalıdır. En iyi arpacıklar 1,5-2 cm çapında, yuvarlak şekilli (uzun çeşitlerde çeşit özelliğini gösteren uzun arpacıklar) olanlardır. Daha iri arpacıkların üretimde kullanılması halinde tohuma kalkma oranı olacaktır. Daha küçük arpacıklar ise taze soğan elde etmekte kullanılır. Kışın ılık, ilkbaharın da soğuk geçmesi halinde tohuma kalkma oranı artacaktır. Arpacıktan üret im 3 şek ilde yapı lir: 1) Toprak üzerine çift sıralı dikim için 30-40 cm genişi iğinde ve 10-15 cm yüksekliğinde hazırlanan sırtların boyun noktalarına çeşide bağ 11 olarak 10-15 cm aralıklarla dikim yap ılır. 2) 10-15 cm yükseklikte 1.20 m genişlik ve 10-15 m uzunluğunda hazırlanan tavalar üzerine 25-30 cm aralıklarla açılan çizgilere 10-15 cm ara lıklarla 3-4 cm derinliğe dikim yapılır. 3) Yağmurlama ile sulama imkanı olan yerlerde ise tava hazırlamadan işlenerek düzeltilmiş tarla ya doğrudan dikim yapılır. Dikim aralıkları aynıdır. Arparcık1arın dikiminde, arpacıkların boyun kısmının yukarı gelmesine özen gösteril melidir. Aksi halde çıkış güç ve yumrunun şek li bozuk olacaktır. Arpacıkların dikim zamanı iklim, toprak yapısı ve çeşit özelliğine göre saptanır. ayrıca hangi amaç için yet iştiri 1iyorsa dikim zamanını ona göre ayarlamak gerekir. Ülkemizde erken baş soğan yetiştiren Çukurova bölgesinde Şubat ayında dikim yapılırken yine bu böl gede depolanıp kışın veya ilkbaharda tüketilecek so ğanlar Nisan ayında dikilir. Ege ve Marmara bölgesinde ise arpacık dik imi genel 1ikle Mart ayı içer isinde tamamlanır. HASTALIK VE ZARARLILAR Soğan Mildiyösü: Soğanda yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Mildiyö ile bulaşmış soğan yapraklarının üzerinde ortası beyaz, kenarları menekşe renginde lekeler görü lür. Hastalığın ileri aşamasında yaprak uçları kurur. Marmara bölgesinde Mayıs ve Haziran aylarında görülür. Hastalığın gelişmesi yaprak üzerinin nemli olması ile hızlanır. Hasta bitkiler yumru oluşturamaz veya çok küçük yumru oluşturur 1ar.Bu soğanların tohum elde etme amacıyla kullanılması halinde hastalık tohuma geçer. Soğan boğaz çürüklüğü: Bu hastalık hem yetiştirme hem de depolama döne minde zarara neden olur. Hastalık etmeni özellikle olgunlaşmanın başladığı dönemde yaprakta daha sonra da yumruda görülür. Bu dönemde nemli koşullar hastalığın yaygınlaşmasında etkili olur. Hastalık dıştan bakınca belirgin değildir. Hasada doğru veya depolamada ortaya çıkar ve kısa sürede yayılır. Hasta soğanın boyun kısmı yumuşar ve kahverengi renkte çürümeler görülür. Bu çürüme daha sonra yumrunun merkezine doğru ilerler. Depolama sırasında yumruların birbirine teması ile kı sa sürede yayı lir. Soğan sineği: Özellikle orta yaprakta zarar yapar. Zararlanmış soğanlarda hoş olmayan kokular oluşur ve verim önemli ölçüde düşer. Yaprak içlerinde beyaz sinek kurtları görülür. Yılda 2-3 döl verirler. Kışı ya toprakta veya kurumuş soğan kabukları içinde geçirirler ve depolama sırasında ortaya çıkarak zararı artırırlar. Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucu soğanda verimi arttırmak amacıyla bazı kimyasal büyümeyi dü zenleyici maddeler kullanılmaya çalışılmıştır. Ancak diğer meyve ve sebzelerde bu amaçla değişik hormonlar kullanma şansına karşılık, soğanda kullanılabilecek hormon sayısı yok denecek kadar azdır. Bazı ülkelerde yapılan çalışmalar Mepiguat Chlorit'in (1.1-dimethy1 piperidinium chloride) soğanda verimi oldukça etkile diğini göstermektedir. Ülkemizde Yalova, Karacabey ve Pamukova koşullarında yapılan denemeler sonucu bu maddenin bölgede yetiştirilen çeşitlerde verimi dekar da 400-500 kg arttırdığı saptanmıştır. Gelişme döne minde soğanın 5 gerçek yaprağa sahip olduğu devrede uygulanacak hormon (100-200 cc/dekar) ile yukarıda belirtilen verim artışı sağlanabilir. Uygulamada bu kimyasal madde içerisine yapıştırıcı katılması gerek lidir. Kullanılacak kimyasal maddenin piyasada kolayca bulunması ve birim f iyatının ucuz olması nedeniyle önümüzdeki yıllarda bu maddenin kullanımının yaygın laşacağı söylenebilir. Soğanda fotosentez yüzeyinin artmasına ve klorofil sentezinin daha fazla olmasını sağlayan bu kimyasal madde hücre bölünmesini teşvik ederek soğan yumrularının daha büyük olmasına neden olmaktadır. Sözkonusu kimyasal maddenin gelişme ve depolama döneminde olumsuz bir etkisi saptanmamıştır. 4.2.3. Türkiye'de yetiştirilen soğan çeşitleri Türkiye'de Yalova 3 (Kantartopu 3 ) , Yalova 12 (Akgün 1 2 ) , Yalova 15, Kantartopu, îmralı Kırması,Mor soğan. Çorum soğanı ve Valensia(Sweet Spanish) yetiş tirilen önemli yerli ve yabancı soğan çeşitleridir. Bu çeşitlerden Kantartopu 3, Valensia, Çorum soğanı ve Mor soğan tatlı olup, diğerleri acıdır. Bu çeşitlere ait bazı özellikler Çizelge 4.7'de verilmiştir. ÇİZELGE 4.7: Çeşitler Türkiye'de yetiştirilen önemli yerli ve yabancı soğan çeşitlerinin bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri Baş Eni Yüksek- Şekil (cm) lik (cm) (g) Askorbik Toplan Piruv. Su Suda Et Dış Dış şeker a s i t kabuk kabuk rerHJİ lik. çözünür Asit sayısı rengi i%) madde (mg/lOOgj1 (%) acılık Dayanık- Yetiş lılık tirme şekli Rinol/lt 8.0 7.4 6.9 16 orta 15.5 6.0 14.5 28 çok iyi 83 14.0 6.0 13.7 24 iyi 13.0 5.8 13.5 28 •• 3-4 kahve beyaz 86 rengi mor 85 11.0 6.0 13.5 26 Topaç 2-3 mor mor 88 10.0 7.2 7.0 16 az - 2-3 açık kahve beyaz 88 mor 10.5 8.0 7.4 12 iyi 8 orta YALOVA 3 90 5.9 6.1 Yuvarlak 2-3 YALOVA 12 72 5.4 5.5 3-4 YALOVA 15 53 3.8 7.7 KANTARTOPU 60 5.2 5.2 ÎMRALI KIRMASI 64 4.0 7.6 Annut MOR SOGAN 62 5.2 5.4 ÇORUM SOdANI 65 4.8 5.0 VALENSİA 90 6.2 6.0 Armut 3-4 Yuvarlak 3-4 Yuvarlak 2-3 parlak beyaz 91 sarı 84 - parlak beyaz 92 san 7.5 8.5 7.2 tohum arpacık arpacık tohum 5. PATATES VE SOĞAN HAŞATI 5.1. PATATES HAŞATI (*) Patateste hasat zamanı, üretim amacına göre (to humluk, yemeklik, turfanda vb.) değişir. Hasat zamanı genellikle, bitkinin yaprak ve saplarının kahverengileşip kuruduğu, stolonların ana bitkiden ayrıldığı, uygun yumru kabuğunun sertleşip, olgunlaştığı zaman dır. Turfanda patates üretiminde, pazar fiyatları bu koşullardan önce gelir. Ayrıca, mildiyö gibi salgın bir hastalık durumunda da beklemeden hasada başlanır. Tohumluk yumru hasadı, farklılık gösterir. Gerek hasat kolaylığı ve yumru büyüklüğünü tohumluk boyda tutma, gerekse hastalıkların taşınmasını önleme ama cıyla bitkiler, doğal olgunluk beklenmeden öldürülür ler. Bu, pir öldürme olarak bilinir. Öldürme işlemiyle hasat arasındaki sürenin olabildiğince kısa tutulması ve sıcak koşullarda çıplak kalan toprak altındaki yumruların olumsuz etkilenmemesi için toprağın nemlendirilmesi gereklidir. Yeşil aksamın öldürülmesi için çeşitli kimyasal maddeler (sodyum arsenit, DNOC, DNBP,Diquat, Paraquat), ateş makineleri veya kesici makineler kullanılabildiği gibi, elle söküm de uygula nabilir. Ancak sıcak yörelerde elle söküm sırasında ortaya çıkabilecek çatlaklarda yumru güvesi sorunu, gözönünde tutulmalıdır. Kimyasal yöntemde, uygulama öncesinde bitkiler kuru ise sulanmalıdır. Uygulamadan sonra yumruların pişkinleşmesi için 7-10 günlük bir süre zorunludur. Aksi takdirde yaralanma ve berelenme ler kaçınılmazdır. Sıcak, kuru ve hafif topraklarda pir öldürme sonrasında yumru etinde renk değişiklikle ri görülebilir. Bu nedenle de sıcak koşullarda toprak nemlendiriİmelidir. Hasadın 10-15 gün gecikmesi,rizok- (*) Bu bölüm. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün 82 nolu "Patates Tarımı" yayınından alınmıştır. tonya enfeksiyonunu artırmaktadır. Hasat öncesi yeşil aksamı öldürülmeden önce bir tarla Resim 5.1'de görül mek tedi r . Aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi ile hasat elle, pulluk veya makinayla yapılabilir: - Kabuk soyulması, yumru kesilmesi, çatlak gibi olumsuz koşullar en az düzeyde olmalı, - Yumrular güneşe maruz kalmamalı, - Don zararından korunmalı, - Yumrular toprak ve bitki artıklarından kolayca ayrılabiİmeli, - Hasatta toprakta kalan yumruların (kendi gelen) bir sonraki üretimde sorun olmasını önlemek için, geride olabildiğince az yumru bırakılma lıdır. RESİM 5.1: Hasat öncesi yeşil aksamı öldürülmeden önce bir patates tarlasının görünüşü Elle hasat: Küçük işletme ve denemelerde bel veya dirgen (diren) ile yapılabilir. Erkenci üretim bölge leri ile Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesinde uygulan maktadır . Pullukla hasat: Orta Anadolu'da yaygındır. Hayvan veya traktörle çekilen pulluk, sıralar yanında paralel gider ve alttan toprağı yana devirirken,toprak yüzeyi ne çıkan yumrular elle bitkiden ayrılarak toplanırlar. Makinayla hasat: Makinayla hasat oldukça yaygın olup, yalnızca söküp yumruları bitkiden ayırarak yan tarafa bırakan tek sıralı, arkaya bırakan çift sıralı yarı otomatik veya bitkiyi söken,yumruları ayıran ve kendi üzerinde depoladıktan sonra bunları römorka boşaltan tam otomatik makinalarda geliştirilmiştir (Resim 5 . 2 ) . Uygun hasat yöntemini seçerken ekonomik faktörler (makina ve işçilik maliyetleri), sökülecek ürün mikta rı ve bunun için uygun zaman, tarla büyüklüğü ve şekli, toprak ve iklim koşul 1arı,ürünün doğrudan paza ra veya depoya taşınımı gibi etkenler, gözönünde bulunduruİmalıdır. Özellikle makinalı hasatta, tarla nemliyse rular bir süre toplanmadan kurutulmalıdır. yum Hasat,genelde insan gücüne dayanıyorsa ve sökülen yumrular hemen pazara gönder ilecekse; tarla kenarında işçiler tarafından elden geçirilerek yaralı ve bereli olanlar ayrılır, kalanlar boylanıp çuvallanır. Boylama esas olarak elle yapılmaktadır. Makinayla boylama sistemi olmasına karşın ülkemizde bu uygulama pek görülmemektedir. Boylama çapları 4,5 cm'nin altındaki patatesler II. boya ayrıİmakta,çapları 4,5 cm'nin üze rindeki patatesler I boy olarak satışa sunulmaktadır. Depolanacaklar ise temizlenip, boylanır ve amaca göre ilaçlanarak yine amaca uygun koşullarda depolanırlar. Tohumluk patateslerin depolama öncesinde koruyucu bir fungisit ile (Thiabendazole ve benzeri) ilaçlanma sı Fusarium spp. Helminthosporium spp. ve Phoma spp. gibi hastalık zararını azaltmaktadır. RESİM 5.2 : Hasat makinası 5.2. SOĞAN HAŞATI Türkiye'de soğan hasadı, elle sökülerek yapıl maktadır. Sıkı topraklarda çapa ve çepin kullanılarak hasat yapılmaktadır. Son yıllarda Yalova Atatürk Bah çe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü ile Tekirdağ'lı özel bir üretici işbirliği sonucu soğan hasat makinası geliştirilmiştir. Bu makina, sıra arası mesa feye ayarlanabilen bıçaklar yardımıyla toprağı kazarak yumruları toprak yüzeyine çıkarabilen bir sistemle çalışmaktadır. 6. PATATES VE SOĞANIN AMBALAJLANMASI VE TAŞINMASI 6.1. AMBALAJLAMA VE AMBALAJ MATERYALLERİ PATATESİN AMBALAJLANMASI: Ülkemizde patateslerin am balajlanmasında 70 kg plastik torbalar kul 1 anıİmakta dır.Avrupa Topluluğu ülkelerinde patatesler 25 kg'lık polipropilen, jüt veya kağıt torbalar içersinde taşı nırlar. Turfanda patatesler de benzer ambalajlarda ancak daha küçük torbalarda 10-20 kg ağırlıkta pazarlanırlar. Bazan da oluklu mukavva kutularda da satışa sunulmaktadır. Tüketici düzeyinde pazarlamada genel likle 1-5 kg'lık polietilen torbalar kullanılmaktadır. Örneğin Batı Almanya'da turfanda patatesler 1,52,5 kg'lık, mevsim patatesleri ise 2,5-5 kg'lık amba lajlarda tüketiciye sunulmaktadır. Ortadoğu ülkelerinde daha çok erkenci çeşitlerde 10 kg'lık jüt torbalar veya 5 kg'lık oluklu mukavva kutular, mevsim çeşitlerinde 25 kg'lık jüt torbalar tercih ediİmektedi r. SOĞANIN AMBALAJLANMASI: Soğan ambalajlanmasında file çuvallar yaygın olarak kullanılmaktadır. Avrupa top luluğu ülkelerde soğanlar normal olarak 25 kg lık yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) torbalarda, bazan da jüt torbalarda taşınırlar. Tüketici ambalajı olarak perfore edilmiş polietilen torbalar kullanılır. Tüke tici ambalajları, erkenci çeşitlerde 0.5 kg mevsim çeşitlerinde 0.5 - 5 kg arasında değişmektedir. Birçok durumda tüketiciye ulaşan küçük soğan ambalajları, doğrudan ithal edilen ülkelerden temin edilmektedir. Ortadoğu ülkelerinde daha çok 10-12 kg lık tik ambalajlar (torbalar) tercih edilmektedir. plas Türk Standardlarına göre soğanlar (TS 796) te miz, kuru, kokusuz kasa, kutu ve örme torbalarda ta şınırlar. Türk Standartlarına göre ambalajlar üzerinde aşağıdak i biIgiler in bulunması gerekmektedi r. Ambalaj lanan meyve ve sebze aynı çeşitten olmalı, büyüklük ve olgun 1uk açısından aynı kal iteyi tems i 1 etmelidir. Yurdumuzda genellikle tüketiciye yönelik küçük ambalaj tipler i yaygın olarak kul lanı 1maktadır. Manav veya marketlerde tezgaha dökme şeklinde pazarlama yapıİmaktadır. Ancak pazar lama aşamasında standardizasyonun sağlanması ve tüketiciye kolaylık sağlanması amacıyla bazı meyve ve sebzelerde uygulama bulan 1-2 ve 5 kg'lık ambalajlara konularak satılması hem tüke ticiye kolaylık sağlayacak hem de pazarlamacının iş düzeninde kolaylık get i recekt i r. Bu amaçla depolamada kullanılan file çuvalların küçükleri kullanılacağı gibi daha küçük örgü gözüne sahip file ambalajlar kullanılabilir. Poİletilen torbaların kullanıİmasıyla torba içer isinde yoğunlaşma yüksek olacağından çürüme hızlanacaktır. Bu şek ilde yapılacak amba1 a j1 ama, so ğan 1 ar 1 n hepsi nin kısa sürede sat11acağı durumlarda uygulanabilir. Ambalaj üzer inde bulunması gereken bilgiler şunlardır: - Meyve veya sebzenin adı Çeşidi Sınıfı Büyüklüğü Kontrol işareti Standardın adı Parti numarası i hraç eden f i rmanın adı ve adresi 6.2. PATATES VE SOĞANIN TAŞINMASI Taşımacılık, bir ürünün istenilen miktar ve kali tede, istenilen zaman ve yerde bulundurmak amacıyla yapılan hizmet olarak tanımlanabilir. Ürünlerin üretim bölgelerinden tüketim merkezlerine ulaştırılması ancak taşıma ile mümkündür. Esas olarak taşıma, çağdaş pa zarlama faliyetler inin temel taşlarından biridir. îyi bir taş ima sisteminin kurulmuş olması ve işlemesi, üretici ve tüketici açısından büyük bir fonksiyonun yer i ne get iriİmes i ol arak görülmelidir. Dinamik bir yapı kazandırılmış olan bir taşıma sistemi, gerek iç ve gerekse dış pazarlama potansiye linin artmasının sağ lam temel ini oluşturur. Ülkemizde üretilen meyve ve sebzelerin üretim bölgeler inden yurtiçindeki tüket im merkezlerine ta şınması, esas olarak üç aşamada olmaktadır. Ürünler önce üretim yerlerinden hal merkezlerine taşınır. Daha sonra üretim bölgelerinde, toptancı hallerinden tüke tim merkezlerine taşınır ve buradan da parakende satış yerlerine dağıtımı yapılır. Diğer meyve ve sebzelerde olduğu gibi patates ve soğanda da yurtiçinde taşımada bu yol izlenir. Bu ta şımada esas olarak karayolu araçları kullanılmaktadır. Patates genellikle 70 kg'lık plastik çuvallarda taşı nır. Endüstriyel işlenecek olan patates ve soğanların kamyonlarla dökme olarak da taşınmaları sözkonusudur. Soğanlar genellikle 25-50'kg'lık file çuvallar kulla nılarak kamyonlarla taşınırlar. Kamyon kasası içersin de 5 hatta 8 sıra üst üste dizilerek tüketim merkezle rine gönderilir. Diğer bir uygulama ise dizi yapılarak depolanan soğanlar, yine dizileri bozulmadan kamyon içerisine yığın halinde konularak taşınmaktadır. Bu çeşit taşımalarda yapılan hataların başında kamyon yı ğın yüksekliğinin fazla olması nedeniyle alt kısımdaki soğanlarda ezilmeler görülebilmektedir. Yığın yüksek liğinin fazla olması, kamyon kasasının orta bölümünde ki soğanlarda kızışmaya neden olacağından, bu soğanla rın pazarlama aşamasında filizlenme ve çürüme oranı hızla artmaktadır. Kış mevsiminde yapılacak taşımada özellikle yığınların üstü örtülerek don zararlarına karşı ömlem alınmalıdır. Kasa içerisinde istifleme, yığınıların havalanmasını sağlayacak şekilde yapılma lıdır. Bugün tarımda ileri gitmiş ülkelerde taşımada ucuz olması nedeniyle demiryolundan yararlanılmakta, ayrıca mekanik soğutma sistemine sahip araçlarda gü venli bir şekilde taşınmaktadır. Başka ürünlerle soğa nın birlikte taşınması, bu ürünlerde istenmeyen koku oluşmasına neden olmaktadır. Soğanların ancak sarmısakla birlikte taşınmasına izin verilmektedir. 7. TÜRKİYE'DE UYGULANAN PATATES VE SOĞAN DEPOLAMA YÖNTEMLERİ VE KOŞULLARI 7.1. PATATESİN DEPOLANMASI Ağustos-Kasım ayları arasındaki dönemde Türki ye'de patates üretiminin %90'ı (Çizelge 3.4) gerçek leşmektedir. Patates tüketimi yıl boyunca yapıldığın dan, üretilen patatesin önemli bir kısmının depolan ması gerekmektedir. Türkiye'de patates depolanmasında uygulanan yön temler şu şek i 1 de sıralanabilir: 1. Toprak altında depolama: Bu tip depolamada toprak içine genellikle 1,5 m çapında 100 cm'ye kadar olan derinlikte çukurlar açılmakta ve patatesler bu çukur lara gömülerek üstü yine toprak ile kapatılmaktadır. Serin iklim koşullarının olduğu Ağrı, Bingöl, Erzin can, Erzurum, Kastamonu, Kayseri, Malatya, Muş ve Yoz gat gibi illerimizde bu tip depolama çok yaygındır. 2. Evlerde depolama: Genellikle bodrum, kiler, mahzen ve odalarda depolama yapılmaktadır. Bu tür bina içi depolamada depo olarak kullanılacak yerin serin, loş ve havalandır1labi1 ir olmasına dikkat edilmelidir. Ancak bu tip adi depolarda sıcaklık, nem ve zararlı ların kontrolü mümkün olmamaktadır. Genellikle ılık ve sıcak iklimli yörelerde bu yöntem daha çok uygulanmak tadır. En yaygın olduğu iller, Amasya, Balıkesir, Bitlis, Burdur. İzmir, İsparta, Mardin, Sakarya, Uşak ve Zonguldak'tır. Patatesler çıplak zemin üzerine dökme olarak yığılabiİdiği gibi, daha uygun bir şekil olan çuvallanmış halde de istif edilmektedir. 3. Samanlık, ambar, hangar ve ardiyelerde depolama: Bu tip depolama genellikle tüccarların başvurduğu bir yol olmaktadır. Evlerde depolama şekline büyük benzerlik göstermektedir. Bu tür depolamada çıplak zemine saman dökülmekte ve patatesler samanın üzerine yığılmakta dır. Yığının üzeri yine samanla kaplanmaktadır. Bu depolama şekli genellikle patates ticaretinin canlı olduğu yerlerde görülür. Bu tip uygulamanın en yaygın olduğu iller Afyon, Ağrı, Eskişehir, Elazığ, Bursa, Kırklareli, İstanbul, Çorum ve Sakarya'dır. 4. Mağaralarda depolama: Ülkemizde patates depolamada, esas olarak Nevşehir ve Niğde illerinde bulunan kaya lardan oyma tüf yapısındaki mağaralar kullanılmaktadır (Resim 7 . 1 ) . Bu tip depolamanın yoğun olarak yapıldığı Nevşehir'in Ortahisar yöresi depolarında patates. Eylül ayından Mart ayına kadar muhafaza edilmektedir. Bu mağaralarda patates dışında,elma ve turunçgiller özellikle de limon depolanmaktadır. Depoların kapasi teleri 50-600 ton arasında değişmektedir. Bu mağara depolarda istenen sıcaklık ve yüksek nem doğal olarak sağlanmaya çalışılmaktadır. Genelde 4-5 tüccarın elin de bulunan bu tip depolarda ana depolama maddesi limon olduğundan sahipleri patates depolama için gerekli değişiklikleri yapmamaktadırlar. Ancak 2-3 yıl için patates depolama amacıyla kiralanan depolarda gerekli değişiklikler içinde izin vermektedirler. Bu çerçevede bazı depolarda havalandırma için gerekli kanal sistem leri depoları kiralayanlar tarafından kurulmuştur. Ayrıca paletli olarak çuvalda yapılan depolamada pa letler ve duvarlar arasında gerekli boşluklar bırakıl maktadır (Resim 7.2). Mağara depolarda sıcaklık doğal olarak dış ortam sıcaklığına paralel olarak düşmekte veya yükselmektedir. Bu çerçevede özellikle kış ay larındaki düşük hava sıcaklıklarında ürünü üşüme, hatta donma zararından korumak için ısıtıcılar kul lanılmaktadır. Kısmen modernize edilen bu depoların bir kısmında kayıplar oldukça düşürülmüş ve ürün kali tesi kısmen korunmaya çalışılmıştır. Ayrıca yetiştiri len çeşitlerin depolamaya karşı dayanıklı ve uyku devresinin uzun olması, bu kayıpların azaltılmasında en önemli faktörlerdendir. Buna karşılık mağara depo ların büyük bir kısmı, havalandırma düzenleri içerme mekte, hatta paletsiz ve çuvalsız olarak yığın depola ma yapılmaktadır. Buda depolamada önemli kayıpların oluşmasına neden olmaktadır. 5. Türkiye'deki Modern Depolar: Son yıllarda patates işleme sanayindeki gelişmelere paralel olarak modern patates depoları da kurulmuştur. Bu depolarda soğutma ve havalandırma düzenleri, yükleme ve boşaltma yapı labilecek sistemler bulunmaktadır. Bu depolardan İzmir'de kurulu dondurulmuş parmak patates fabrika sında bulunan patates deposunun kapasitesi 32.000 ton'dur. Depoda 30 x 15 x 5.5 m boyutlarında herbirinde yığma olarak 2000 ton patatesin depolanabildiği 16 oda bulunmaktadır. Yapı, betonarme olup, çatı poli üretan kaplıdır. İki odaya tek bir soğucu, depolar arasındaki hava tüneli yardımı ile % 95-97 bağıl nemli 8-9"C'deki hava üflenmektedir. Bu tünellere bağlı depo içindeki borular yardımı ile hava, patates yığının değişik yerlerine taşınarak alttan soğutulması sağlan maktadır. Depoda yükleme konveyör1erle ve boşaltma basınçlı su yardımıyla kanallardan sürekli olarak işleme bandına besleme yapılabilmektedir. RESİM 7.1: Nevşehir Ortahisar'da bulunan mağara depo ların dıştan görünümü RESİM 7.2: Mağara depolarda patateslerin paletli ve paletsiz olarak çuvalda depolanmaları Diğer bir modern depo ise Nevşehir'de kurulu Uzay Gıda A.Ş.'ye ait depolama tesisidir. Depolama öncesi gerekli kalite kontrollar yapıldıktan sonra kabul edilen ürün, kamyonlardan temizlik ve boylamanın ya pıldığı makinaya dökülmektedir. Patatesler, depolama bölmelerine taşınmak amacıyla konveyör1erden geçerken işçiler yardımıyla kontrol edilerek istenmeyen kalitedekiler ayırıİmaktadır.Deponun dört büyük odası bulun makta ve her oda 10 bölmeden oluşmaktadır. Depoda ha valandırma ve nemlendirme sistemleri de bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye'de soğuk hava depolarında luk patates depolanması da yapılmaktadır. tohum 7.2. SOĞANIN DEPOLANMASI Türkiye'de soğan üretiminin %90'ının AğustosEylül aylarında olması (Çizelge 3.6) ve turfanda soğa nın da Nisan ayında piyasa çıkması nedeniyle en az 7 ay sürey1 e depo1anmasının gerekliliğinin önemi yadsı namaz . Ülkemizde soğan üretilen bölgelerde, karanlık, kuru ve iyi havalanabilen ambar, samanlık ve bodrumlar depolama amacıyla kullanılmaktadır. Soğan depolarının kapasiteleri 10-100 ton arasında değişmektedir. Ancak, sıcaklık ve nem kontrolundan yoksun olan bu depolarda, uzun süren depolama dönemi sonunda kayıp oranının çok yüksek olması doğaldır. Ülkemizde üretilen soğanların yaklaşık yarısı depolanmakta olup, 6-7 aylık bir depo lama sonunda bu ürünün yarısı pazar değerini yitirmek te ve atılmaktadır. Bu kayıplar, depo yapılarının ve koşulların yetersizliği yanında, istiflemedeki yaılış uygulamalardan da kaynaklanmaktadır. İstifleme konusunda soğan üreten bölgeler ara sında farklılıklar vardır. Örneğin, Karacabey, Yeni şehir ve Adapazarı (Geyve) yöresinde soğanlar örgü yapılarak yığın halinde depolanır (Resim 7.3) ve sapı kopmuş soğanlar ise temizlenerek file çuvallarla hemen pazarlanır1ar (Resim 7 . 4 ) . Örgü şeklinde yapılan is tifleme ile su kaybı artmakta, ancak kesilmeyen saplar nedeniyle yığın içinde daha iyi bir havalandırma sağ lanmaktadır. Bununla birlikte, örgü yapma ayrı bir işçilik gerektirdiği için ekonomik olmamaktadır. Örgü lü yığın halinde istiflemede, yığın yüksekliği 2-3 m yi geçtiği için iyi bir havalanma sağlanamamaktadır. Çünkü adi depoların tabanında yeterli hava kanalları bulunmadığı için yığının ortasında solunum sonucu açığa çıkan enerji nedeniyle kızışma olmakta ve dola yısıyla filizlenme ve çürüme oranı çok yükselmektedir. Bu nedenlerle, üreticiler masraflı ve kayıp oranı yüksek olan bu istifleme şeklini bırakıp, daha pratik ve ucuz istifleme sistemlerine yönelmelidirler. Trakya ve son yıllarda soğan üretimi giderek artan Amasya ve Tokat yörelerindeki depolamada file ve kanaviçe çuvallar kul lanıİmaktadır.Kurumadan sonra saplar ve kökleri temizlenen soğanlar çuvallara dol durularak depolara gönder iİmektedir.Bu tip depolamada file çuvallar, kanaviçe çuvallara göre daha iyi hava lanma sağlayacağından tercih edilmelidir. 25-50 kg'lık file çuvallar kullanılarak yapılan istiflemede yine havalanmanın iyi olabilmesi için 3 çuval üstüste ko nulmalı ya da raf sistemi kullanılarak çuvallar bu raflara 2-3 sıra halinde yerleştirilmelidir. RESlM 7.3: Örgü yapılarak yığın halinde depolanan soğanlar RESİM 7.4: Pazar 1anmaya hazır çuvallanmış soğanlar Trakya'da depo içerisine 2-3 katlı olarak kere vetler üzerinde yapılan depolamada kayıplar en aza indirilebilmektedir. Ancak kerevetler depo içinde fazla yer kapladığından, büyük miktarlardaki depolama için ekonomik olmamaktadır. Bu bölgede soğanlar ayçi çeği sapları üzerine birkaç kat halinde dizilmekte ve böylece iyi bir havalanma sağlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde bazı üreticiler, nem izolasyonunu sağ lamak amacıyla soğanların üzerine saman ya da kuru ot koymaktadırlar. Ancak bu tür örtü maddeleriyle depoya hastalık ve zararlı etmenlerin taşınması olabilmekte dir. 8. PATATES VE SOĞANIN ÜRETİM TÜKETİM ZİNCİRİNDE KARŞI LAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI Ülkemizde patates ve soğan üretim aşamasında karşılaşılan sorunların başında çeşit seçimi gelmek tedir. Yabancı çeşitlerin seçiminde, ekolojik özel likler, ekim ve hasat tarihleri gibi özellikleri araş tırma kuruluşlarında saptandıktan sonra üreticiye önerilmesi karşılaşılan sorunları çözümleyecektir. Gelişme döneminde karşılaşılan sorunların diğer bir kaynağı da üretim planlamasında konu ile ilgili kuru luşlarla iletişimin sağ 1anamamasıdır. Türkiye'de patates tohumu anaç olarak ithal edil mekte , sertifikası aliñarak yetiştiriİmek ted i r.Tohumun sertifikalı ithalatı yasak11r.Özel 1ikle tohum seçimin de, ülkemiz ekolojik koşullarına, depolamaya ve işle meye uygunluğunun belirlenerek yetiştirilmesine gerek li kuruluşlar larca izin verilmesi, ileride doğabilecek ekonomik kayıpların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Yerli çeşitlerimiz içersinde sadece Akgün-12 soğan çeşidi uluslararası standartlara sahiptir. Kantartopu-3, Yalova-15 çeşitleri çeşit özelliği göster mesine karşılık dış pazar isteklerine uygun değildir. Yerli çeşitlerimizden Kantartopu, İmralı Kırması, Tekirdağ Yarım Kırması ve Çorum soğan çeşitleri, populasyon niteliğinde olup, iç pazar isteklerine uygundur. Özellikle Sakarya ilinde yaygın olarak ye tiştirilen yabancı kaynaklı Valencia çeşidi stan dartlara uygundur. Akgün-12, Yalova-15, Kantartopu-3 ve Valencia çeşitleri dışında üretimimizin çok büyük kısmını oluşturan diğer yerli çeşitlerimizde verim düşüktür. Diğer yandan bu çeşitlerin arpacıktan ye tiştirilmeleri nedeniyle üretim 2 yılda tamamlanmakta dır ki, bu hem maliyeti artırmakta hem de bir yıllık zaman kaybına neden olmaktadır. Son y11larda ver imi yüksek, di rekt tohumdan ye tişt ir ilebi len çok sayıda soğan tohumu ithal edil mektedir. Bu çeşitler in adaptasyon ve ver im denemeler i yapı İmadan, özel kuruluşlarca ithal edilerek üre tici lere dağıtıİması sonucu zaman zaman büyük sorun lar la karşılasıİmaktadır. Ekolojik özel1ik1er ve top rak yapısının farkiılığı neden iyle beklediği sonucu alamayan üretici zararla karşılaşabiİmektedi r. Değerlendi rme amacına göre çeşi t seçimi yapıİma1ıdır. Bu da pazar lama sorununun üretim aşamasında çözümlenmesi ile olanak 1ıdır. îç pazar veya dış pazar istek 1er i, endüstride değerlendi riİmesi (konserve, dondurma, kurutma sanayi) ve pazar lama süresi dikkate alınarak depolama potansiyel i olan uygun çeşi11er seçiİme 1idir. Tüm y 1 1 çalışması planlanan sebze kurutma ve dondurma işletmeler inde kısa süre 1 i depolamaya uygun, teknoloj ik özel 1ik1er i işiemeye uygun olmayan çeş i t seçimi sık sık karşı lası lan sorundur. Türk iye'de son yıllarda sonbahar-kış mevs imi nde yet işt irilen kısa gün soğan çeşitler i yet i şt i r iİmeye başlanmış ve uzun gün soğan çeşi 11er i nde olduğu gibi çok sayıda özel kuruluş yine çok sayıda çeşi tle pazar oluşturmuşlardı r .. Bu çeşitlerin de normal gel isimle rini tamam1 ayabi İme 1er i için istedik 1er i sıcak 1ık ve ışıklanma süreler i dikkate alınarak, bölgelere göre seçim yapılarak üret iciye öner iİmeler i gerekmektedi r. Üret im aşamasında karşılaşılan en önemi i bir sorun da ek im-dik im sıklığının uygun olmamasıdır. Yüksek ver imi n elde ediİdiği ülkelerde ek im sıklığı 50-60 bitki/m2 iken yurdumuzda 30-35 bitki/m2'dir. Ek im-dik im sıklığının uygun olmaması sonucu ver imde önemli azalmalar görülmektedi r. Bu sorun,tohum ek imi ve arpacık dikiminde mekan i zasyona geç iİmes i ile çö zümlenebilir. Bu şekildeki çözüm, tarım topraklarından maksimum yararlanmayı da sağlayacaktır. Türk iye'de arpacıktan yapı lan üret imde karşılaşılan diğer bir sorun da, üretimde kullanılacak arpacık seçiminin iyi yap11 amamasıdır. Ka1 i te1 i bir yumru elde edilebilmesi için arpacık çapı 15-22 mm arasında olmalıdır. Daha büyük arpacıklar, yetiştirme döneminde çiçek oluşturdukları için, daha küçük arpa cıklar ise yeterli büyüklükte yumru oluşturamadığı için pazarlanabi1 ir ürün miktarının düşmesine neden olmaktadır1ar. Soğanda hasat öncesi kayıpların önemli bir kısmı da hasat zamanının iyi seçiİmemesidir.Özel 1ikle Valencia çeşidinde üreticiler çok erken hasat yapmaktadır lar. Bu çeşit örgü şeklinde depolandığı için, düzgün şekilde örgü yapılabilmesi amacıyla normalden 15-20 gün önce hasat edilmektedirler. Böylelikle hasada doğru yumruda oluşacak büyümeden yarar lanıİmamaktadır. Bu uygulama direkt olarak verim azalmasına neden oldu ğu gibi, tam olgunluğa ulaşmamış soğanların depolanabilme özel 1ik1er i de kaybolmaktadır. Ayrıca örgü şek linde yapılan depolamada yüzey fazlalığı nedeniyle su kaybı %50-80 oranında artmakta ve tarladan bulaşan hastalık ve zararlılar depoya taşınarak, depoda çürüme oranının artmasına neden olmaktadır. Hasat yeşil yap rakların %75-80'inin sarardığı ve yumrunun boyun kır dığı dönemde yapılmalıdır. Makinalı hasatta, el ile yapılan hasada göre zararlanmış yumru oranı artmasına karşılık işgücü kullanımı dikkate alınırsa mekan izasyona geçilmesi ile girdi maliyetleri önemli ölçüde azalacaktır. Ayrıca özellikle patateste hasadın mekan izasyonunun gelişti rilmesi oldukça önemli ve zorunludur. Soğan tarımında karşılaşılan kayıplar, hasattan sonra depolama-pazarlama aşamasında önemli boyutlara ulaşmaktadır. Patateste ise özellikle hasatta olmak üzere depolama ve pazarlamada kayıplar oluşmaktadır. Bu kayıplar üretici gelirinde önemli azalmalara neden olduğu gibi, yurt ekonomisinde de önemli potansiyel kayıplara neden olmaktadır. Hasat sonrası kayıpların azaltılarak, bu potan siyelin ekonomiye kazandırılması için özel mekanik ve hava soğutmalı depoların kurulması gerekmektedir. Bu amaçla, ilk uygulama üretici depolarının havalandırma sistemleri ile ıslah edilmesidir. Çünkü, soğuk depola- rın yapımında büyük parasal kaynağa gereksinim duyul maktadır. Yıldan yıla .dengesiz oluşan soğan fiyatları ve Türkiye'de soğan yetiştiricilerinin yaklaşık % 5 5 ' inin 40-200 dekarlık alanda üretim yapması bu parasal gücü karşılayabilecek boyutta değildir. Patateste de son yıllarda talebin artışına paralel olarak fiyatla rın artmasına rağmen benzer durum gözlenmekedir. Bu depoların yapımı ve daha etkili pazarlama sistemi ancak büyük veya küçük üreticilerin biraraya gelmesiyle çözümlenebi lir. Soğanın gerek depolanması gerekse pazarlanması aşamasında önemli bir ambalaj sorunu yoktur. Kullanı lan file çuvallar soğan için uygundur. Ancak manav satışları için 1-2 kg'lık file torbaların kullanımı henüz yerleşmemiştir. Bunda halkımızın kışlık soğan olarak 30-40 kg'lık ürünü bir defada alma isteği etki li olmaktadır. Özet olarak üretimi yapılan patates ve soğanın tamamının farklı şekillerde değerlendirilmesinde de polamanın gerekliliği vardır. Depolama ile aşağıdaki yararlar sağlanmaktadır: - Ürünlerde kayıplar azalır, - Ürünler uygun bir fiyatla ve değerinde üreticinin gelirinde artış sağlar, satılarak, - Üretim döneminde gereğinden fazla ürünün pazara sunulmasıyla oluşan bozulma ve çürümeler önlenir, - Üretici emeğinin karşılığını aldığı için, gübreleme, ilaçlama ve diğer bakım işlerine özen gösterir ve böylece daha kaliteli ürün yetiştirir, - Dış pazar için her mevsim kal i tel i,sürek 1 i ve yeter li miktarda ürün bulunacağından, ülkemizin ihracat ve dolayısıyla dış satım geliri artacaktır, - Patates ve soğan işleme sanayi yılın yeterli ürün bulup işleyebilecektir. her mevsimi - Tüketici, her zaman iyi kalitede, uygun fiyatla ve yeterli soğan ve patatesi bulabilecektir. Ülkemizde parmak patates ve cips tüketimindeki ve ihracatındaki artışa paralel olarak konuyla ilgili işleme sanayiinde gelişmeler gözlenmektedir. Ancak özellikle çeşit ve hammadde kalitesi bu işletmeler için en çok dikkat edilmesi gereken noktalar olmakta dır. İşlemeye uygun çeşidin ülkemiz ekolojik koşulla rına adaptasyonu, yetiştirilmesi, haşatı ve özellikle depolanması, son ürün kalitesini doğrudan etkile mektedir. Bu tip üretim için yüksek kurumaddeli ve düşük indirgen şeker içerikli çeşitlerin seçimi ve özellikle işlemeye kadar depolamanın çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Depolama sürecindeki indirgen şeker artışının belli bir düzeyde tutulması ve bunun da teknolojik olarak işlemede çözümlenmesi, kaliteli son ürün eldesi için oldukça önemlidir. Patates ve soğanda tüketicinin bilinçlendirilme si, büyük önem taşımaktadır. Bu ürünlerin çuvallardan veya yığma olarak değil, küçük ambalajlarda ve çeşit adı belirtilerek satılması, ayrıca tüketicinin bu yönde eğitilmesi gereklidir. Böylece çeşit özellikle rine ve işleme amacına göre tüketicinin alımı yönlen dirilecek, ev düzeyinde hazırlanan yemeklerde kalite düzeyi artırılacak ve kayıplar azaltılacaktır. Bu tip ambalajlamada özellikle büyük süpermarket1er in öncü rol üstlenmesi, konunun kabulü ve amaçlanan hedefe ulaşıİmasını hızlandıracaktır. Türkiye'de üretimin artırılmasının yanısıra ka yıpların azaltılması ve kaliteli üretimin sağlanması zorunludur. Bu çerçevede üretim planlaması yapılarak hangi çeşitleri, nerede, ne zaman ve ne kadar yetiş tireceğimizin iyi bilinmesi gereklidir. Ayrıca ürün bazında yapılacak pazarlama organizasyonları ile hem kaliteli üretim yapan üreticinin korunması ve destek lenmesi ve hem de tüketicinin kaliteli ürün tüketi minin sağlanması açısından önemli ve zorunludur. 9. PATATES VE SOĞANIN DEPOLANMASI VE MODERN DEPOLAMA SİSTEMLERİ Depolama, patates ve soğanın gerek doğrudan tüketimi ve gerekse endüstriyel işlenmesi amacıyla kaliteyi korumak ve ürünü sürekli pazarlanabi1 ir durumda tutmaktır. İyi bir depolamada ürünün aşırı nem kaybının önlenmesi, filizlenmesinin engellenmesi ve kullanım amacına göre kalitesinin korunması öncelik taşımaktadır. Depolamanın başarılı olmasında ürünün yetiştirme ve hasat koşulları, depolamada uygulanacak sıcaklık, nem düzeyi ve havalandırma önemli rol oyna maktadır. Patates ve soğan, hasatlarından sonra aylar süren bir uyku dönemine girerler. Bu dönemde çevre koşulları ne olursa olsun hemen hiç veya çok az filiz lenme meydana gelir. 9.1. PATATES DEPOLANMASINDA KULLANILAN MODERN SİSTEM LER Patatesler, hasatlarından sonra kullanım amacına göre değişik koşullarda depolanırlar. Depolamada kali te korunduğu gibi patatesin uzun dönemde pazarlama imkanlarını da artırmaktadır. Patateslere, hasatlarından hemen sonra zararlanmaları gidermek için tedavi (curing) işlemi uygu lanmalıdır. Bu işlemle patatesler lO-lS/'C'de ve yüksek bağıl nemde 10-14 gün tutularak yaralanmış bölgelerin de yara epiderminin oluşması sağlanarak çürümeleri engellenir. Yaralanma epiderminin 21**C*de daha hızlı gelişmesine karşın tedavi işleminin daha düşük sıcak lıklarda yapılması daha uygun olmaktadır. Curing iş lemiyle üründe aşırı nem kaybı ile Fusarium mantarla rının gelişmesi önlenerek çürümeler minimum düzeye indirilmektedir. Bu işlemde bağıl nemin %95 düzeyinde olması istenmektedir. Bu yüksek nemi pratik olarak patateslerin kapalı bir ortamda tutulmasiyle sağlamak mümkündür. Patateslerde, dinlenme (uyku) döneminden sonra 4.4"C nin üzerinde filizlenme meydana gelebilir. Düşük sıcaklıklarda indirgen şeker oranında da önemli yük selmeler meydana gelir. İndirgen şekerler patateste bulunan azotlu bileşiklerle (Aminoasit1er) reaksiyona girerek patatesin endüstriyel işlenmesi sırasında istenmeyen koyu kahverengin oluşmasına neden olurlar. Bu nedenle endüstriyel işlenecek patatesler amaca uygun olarak depolanırlar. Diğer bir seçenek de işleme öncesi, yüksek invert şeker oranının ürünün yüksek sıcaklıklarda (15-20"C) belli bir süre tutularak eli mine edilmesidir. Düşük depolama sıcaklıklarında pa tates nişastası amilopektin enzimi yardımıyla şekere dönüşmekte, böylece nişasta miktarı azalırken, şeker niceliği artmaktadır. Yüksek sıcaklıklarda bu durum tersine işlemektedir. Düşük sıcaklıklarda depolama süresine bağlı ola rak indirgen şeker 1er(g1ukoz-fruktoz) artmaktadır. Genel olarak l-S'C sıcaklıklarda muhafaza edilen pata tesler, 2-3 aylık depolama sonunda nişasta düzeyleri %70'e kadar inmektedir. Düşük sıcaklıkta 8 ay depolan dıktan sonra oda sıcaklığında 2 hafta tutulan patates lerin nişasta içeriği tekrar hasat dönemindeki düzeye yüksel i r. Patatesler ' depolama sırasında belli ölçüde ağır lık kaybederler. Meydana gelen kayıpların ölçüsü, de polama koşulları (sıcaklık, bağıl nem, ortam havasının kompozisyonu ve hareketi) ile patateslerin olgunluk dereceleri ve depolama başlangıcındaki durumları tara fından belirlenir. Birçok patates çeşidi için optimum depolama sı caklığı 4"C dir. Bu sıcaklıkta maksimum depolama süre si sağlandığı gibi filizlenme engellenmekte, yumuşama ve diğer kayıplar en az düzeye indirilmektedir. Depo lama sıcaklığının 3"C nin altında olması halinde, patateslerde istenmeyen bir tatlanma görülmektedir. Bazı patates çeşitlerinde 0-l"C'de depolama, üşüme zararı ve renkte esmerleşmeye neden olmaktadır. Genel olarak 4"C'de ve 5-8 aylık depolama sürecinde patates ler dinlenme evrelerinde bulunmaktadırlar. Daha uzun depolamalarda sıcaklığın 3"C'ye düşürülmesi gerekli- dir. Sıcaklığı 4-7"*C arasında olan depolarda tutulan patateslerin en geç hasattan birkaç ay sonra pazarlanm a s m d a yarar vardır. Endüstriyel işlemeye alınacak patateslerin depo lanmasında 7-10'*C gibi yüksek sıcaklıklar uygulanmak tadır. Depoda bağıl nem düzeyi de %95 olmalıdır. Par mak patates veya chips üretiminde kullanılacak patates çeşitlerinin depolanması için en uygun sıcaklık 7-8"C ve bağıl nem düzeyi de yine %95'dir. Patates depolamada önemli konulardan biri de fi lizlenmenin önlenmesidir. Patateslerde 10-15*0 sıcak lıklarda hasattan sonra 2-3 ay herhangi bir filizlenme görülmez. Ancak bu süreden sonra 4"C nin üzerindeki depolamalarda filizlenmeye rastlamak olasıdır. Az miktarda filizlenme patatesin besleme değerinde önemli bir değişmeye neden olmaz. Ancak aşırı filizlenmiş patateslerin pazarlanması güçleşir. Filizlenmeyi önle mek amacıyla belli büyüme regülatörleri kullanılmakta dır. Bu amaçla maleik hydrazide hasattan 2-4 hafta önce uygulamak mümkündür. Hasattan sonra yaygın olarak kullanılan diğer bir regülatör de CIPC (Isopropyl N-3Chlorophenyl Carbamate) dir. CIPC, tiabendozel ve chlorine'in kombine olarak uygulanması, depolamada filizlenmeyi önlediği gibi fusarium bozulmaları da engellenmektedir. Filizlenmenin engellendiği diğer bir yöntem de Gamma ışınlarının kullanılmasıdır. Birçok ülkede izin verilen ışınlama yönteminde patatesler 0,05-0,15 kgray ışınlama etkinliğiyle filizlenme ön lenmektedir. Doğal olarak bu işlemler tohumluk olarak kul lanılacak patateslerde uygu1anmama1ıdır. Depolama sırasında havalandırma ve hava sirkü lasyonuna gereken önem verilmelidir. Böylece hem depo sıcaklığı ve hem de solunum için gerekli olan yeterli oksijen sağlanmış olur. Gereğinden fazla hava hızı patateslerde nem kaybına neden olur. Patateslerde %8 den fazla nem kaybı gözle farkedilir ve pörsümeye neden olur. Gereğinden fazla nem kaybının önlenmesi için depo bağıl neminin %90-95 düzeyinde tutulması gereklidir. Diğer birçok ürünün tersine, depodaki yüksek orandaki C O 2 gazı pateteslerde metabolizmayı ve fi lizlenmeyi hızlandırır. Bu nedenle patates depolarında CO2 onsantrasyonunun yükselmesini önlemek amacıyla taze hava sirkülasyonu yapılır. Depolarda bulunan her bir ton patates için saatte 1 m^ taze hava verilmesi uygun olmaktadır. Patateslerin dinlenme (uyku) dönem lerinde 1/3 m^/h taze hava yeterli görülmektedir. 9.1.1. Patateslerin Soğuk Hava Depolarında Muhafazası Patateslerin depolanmasında, amaca ve beklenen kalite düzeyine göre kurulacak olan soğuk hava depo larının konstrüksiyon özellikleri önceden belirlenme lidir. Soğuk hava tesislerinde ülkemizde yapılan en önemli hataların başında projelendirmenin amaca ve tekniğine uygun bir şekilde yapılmamasıdır. Burada yatırımcı kuruluşların bilgisizliği kadar projeyi yapacak danışman kuruluşların da eksikliği önemli rol oynamaktadır. Depo kurulmadan önce yer seçiminde, toprağın stabi1 itesi,su basma riski ve havanın kuzey ya da gü ney yönünden gelmesinin sağlayacağı yararın dikkate alınması gereklidir. 9.1.1.1. Deponun boyut 1and 1 r 1 İ m a s 1 Deponun projelendirmesinde öncelikle kapasitesi nin belirlenmesi gerek 1 idir.Depo alanı, muhafaza edi lecek patatesin miktarına ve yığının yüksekliğine bağlıdır. Genelde yığın yüksekliği 3.5 m'yi geçmeme lidir. Depolanacak patatesin yığın yoğunluğunu 650 kg/m^ alınacak olursa, ton başına depo alanı 0.45 m^ öngörülmelidir. Bu veriler çerçevesinde depo odaları nın hacimleri öngörülen yerleşim alanına göre boyutlandırılır. Depo dış duvarlarının yüksekliği 4.5 m'de sınırlandırılabilir. Bu durumda yığının üstünde kalan boş hacim hava sirkülasyonu için gereklidir. Palet-kasa veya "bins" denilen 300-400 kg olan büyük konteyner1erde depolama öngörüldüğünde duvar yüksekliği 6-7 m'ye kadar çıkarılabilir. Böylece birim alanda depo kapasitesi önemli ölçüde a r t ı n İmiş olur. Depolanan ürün miktarına göre depo duvarlarından mey dana gelecek olan ısı kazançlarında da azalma olacak tır. Binanın duvarları, patateslerin yan duvarlara yaptığı basınca dayanıklı olmalıdır. Alışılmış yük sek 1 ik 1er dek i yığınlarda (3-3.5 m) duvar diplerine binen basınç, metre başına 675-920 kg'dır. Deponun içinde, bazı ürün serilerinin (farklı çeşitlerin depolanması, çürüme riski gösteren çok nemli koşullarda toplanmış ürün serileri için) depo lanması için ayrı bölmeler gereklidir. Hava geçiş kanallarının yerleşimine göre kayıp olmayacak şekilde bölmeler, öngörülmüş sabit veya hareketli desteklere tutturulmalı, itme kuvvetine dayanıklı kalınlığı 4-5 cm levhalarla bağlanmalıdır. Her bölmede ürünlerin yığıİması ve ger i almabiİmesi için uygulanan işlem lere uygun olarak yeter 1 i boş alan bırakıİmalıdır. Giriş kapı 1arı: Kapı 1arın genişi iği 5-6 m, yüksek 1 iği 4.5 m'd i r.Büyük kapasitel i depolarda karşı 1ık11 2 kapı açı İması, ilk depolanan yumruların dipte kalmasını ön lemek açısından planlanmalıdır. Gün 1ük kontrol 1arın gerçekleştirlebiİmesi için sıcak1ık değ işmeler i ne ne den olmayacak küçük bir kapının varlığı şarttır.Depo da , dış hava akımlarını engellemek için izolasyona ve kapı 1arın kapanma düzeneğ i ne özel özen göster iİmelidir . Depo binası çelik veya betonarme konstrüksiyonla yapılabilir. Zeminde en az 12 cm kalınlığında olan ve yükün eşit dağıİmasını sağ 1 ayan betonarme döşeme, s ı k ı ş t ı n İmiş toprak ve kumdan oluşan bir katman bulunmalıdır. Havalandırma sistemi için zeminde be tondan kanallar yapılmalıdır. 9.1.1.2. Depolarda izolasyon Diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi patates ve soğan depolamada izolasyon, gerek işletme ekonomisi ve gerekse ürün kal i tesi açısından büyük önem taşımak ta dır . Isı ve soğuk kayıplarının önlenmesi, gürültü, ışınlama ve nem e tk i 1 er i n i n i n engellenmesi için a l m a n önlemler izolasyon kavramı içersine alınmakta ve bu amaç için kullanılan maddelere de izolasyon maddeleri adı verilmektedir. Isı kayıplarının önlenmesinde daima bir sıcaklık farkının etkisi gözönüne alınır. İzolas yon maddesinin dayanıklı ve istenen izolasyonu sağla ması kul lanı 1ışındaki uzmanlığa bağlıdır. Soğukluğun korunmasının amacı: 1. Belli bir yerde soğukluğun korunması için soğuk ka yıplarının engellenmesi ve böylece soğuk üretimi için harcanan enerji gereksinmesinin azaltılması, 2. Depoda amaçlanan sıcaklık olayının engellenmesi, düzeyinin korunması, don 3. İnşaat ve konstrüksiyon parçalarında aşırı sıcaklık oynamalarının önlenmesi, 4. Duvar ve izolasyonda su buharının engellenmesi. Bu şekilde soğukluğun noktalar daha artırılabilir. yoğunlaşmasının korunmasında amaçlanan İzolasyon materyallerinin seçiminde gözönüne alı nan bazı parametreler bulunmaktadır. 1. Yoğunluk: Bir maddenin birim hacminin kütlesi olarak tanımlanır. Birimi kg/m^'tür. İzolasyon materyallerinin yoğunluğu 8-350 kg/m^ arasında değişir. 2. Isı iletkenlik katsayısı:Bir metre kalınlığın daki bir materyalden l°C'lik sıcaklık farkında birim zamanda geçen ısı niceliği ısı iletken lik katsayısı olarak tanımlanır. Birimi kcal/mh^C veya yeni birimle VV/m^K dir. Pratikte kullanılan izolasyon maddelerinde ısı iletkenlik 0.016 ile 1,2 kcal/mh°C ve inşaat malzeme lerinde 0,12-0,5 kcal/mh"C arasıhdadır.Meta 11erde ısı iletkenlik katsayısı yüksektir. Örneğin; paslanmaz çelikde 13-16 kcal/mh**C, demirde 50 ve bakırda 330 kcal/mh*C'dir. Soğuk hava depolarında kullanılan izolasyon ma teryallerinin, özellikle ısı iletkenlik katsayısının değeri, enerji ekonomisi bakımından büyük önem taşı maktadır. İzolasyon maddelerinin ısı iletkenliği şu parametreler tarafından etkilenir: 1. İzolasyon maddesinin yoğunluğu, 2. İzolasyon maddesi içerisindeki gözeneklerin şekil, büyüklük ve dizilişleri, 3. Sıcaklık 4. Katı kısmın strüktürü (kristal, camsı, lifli) 5. Gözenek içersindeki gaz basıncı 6. İzolasyon materyalinin nem içeriği ve su bu harı geçirgenliğine gösterdiği direnç İzolasyon maddelerinin seçiminde gözönüne alına cak diğer parametreler arasında form dayanıklığı, su ve neme karşı gösterdiği davranış, yanıcı olup olma ması gibi etmenler bulunmaktadır. Bazı önemli izolasyon materyalleri aşağıda kısaca tanıtıİmişt1r. Poliüretan: Poliüretan, soğuk tekniğinde yaygın olarak kul lanılmaktadır. İki özelliği nedeniyle önem kazanmış tır. 1. Çok düşük ısı iletkenlik katsayısı vardır. 2. Basınca gerek olmadan veya çok az bir basınç la boşlukların doldurulması mümkündür. Difüzyona karşın direnci büyük olup,yerleştiriİdiği yere sıkıca bağlanır. Poliüretanın ısı iletkenlik katsayısı çok düşük tür (X= 0,026 W / m ° K ) . Nem içeriği, ortalama %5 düze yinde olup depolama koşullarına göre değişmektedir. Kolayca işlenebilir özelliğe sahiptir. Su buharı ge çirgenliği havaya göre 40-60 kez daha fazladır. Köpüklü poliüretan paneller günden güne gittikçe artan bir yaygınlıkla, özellikle de soğuk odaların izolasyonunda kullanılmaktadır. îki yüzü alüminyum tabakalarla kaplı olması su buharı girişine karşın duyarlılığı sağlar. Ayrıca lokal dezenfeksiyon sıra sında, koruyucu bir kaplama malzeme yoksa izolasyon materyalinin kolayca temizlenmesini sağlar. Bu malzemenin depolarda kullanılmasında, açık kalan yerlerin su geçirmezi iğinin sağlanmasına veya kondansasyona neden olan iyi korunmamış metalik kı sımların üzerinde izole edici bir tabaka oluşturulma sına dikkat edilmelidir. Stropor: Asıl adı Polistirol olan va BASF fabrikalarının patent adı altında ülkemizde tanınan stropor, özel likle soğuk hava depolarının izolasyonunda yaygın olarak kul lanıİmaktadır. Su buharı difüzyonu kompleks bir olay olup, mad denin yapısal özellikleri tarafından etkilenir. Genel olarak polistirolun her bir %1'lik nem artışında ısı iletkenliği %6 artmaktadır. Isı iletkenlikte yoğunluk önemlidir. Soğuk hava tesislerinde kullanılan stropor 15-35 kg/m^ yoğunluğunda ve O'C'deki ısı iletkenliği A=0,028-0,03 kcal/mh"C arasındadır. İzolasyon materyali olarak cam yünü başka materyaller de kullanılmaktadır. gibi daha İzolasyonda nem geçirgenliği; Genel olarak soğuk hava depolarının yapılmasında izolasyonda nem sorunu pek önemsenmemektedir.Oysa nem izolasyonu iyi yapılmamış depolar, büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır. İzolasyon materyali içeri- sinde bulunan nem, ısı akışını 2-3 katı artırmaktadır. Bilindiği gibi izolasyon materyallerinin etkinliği içerdikleri küçük hava boşluklarından kaynaklanmakta dır. Bu hava boşluklarında nem konsantrasyonunun art ması sonucu izolasyon etkisi azalmaktadır. İzolasyon materyaline nemin yerleşmesi, su buharı geçirgenliğine karşı önlem alınmadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Su buharının izolasyon içer isinde soğutulmasıyla yo ğunlaşma olur. Nem geçirgenliği difüzyonla ve bazı durumlarda kapiler yapı gösteren izolasyon maddelerin de kapilerite ile gerçekleşmektedir. İzolasyon maddesindeki yoğunlaşmanın önlenmesin de,sıcak tarafta su buharına karşı etkili bir bariyer oluşturmak gerekmektedir. Soğuk tarafta izolasyon maddesi bulunmalıdır. Bu yolla yoğunlaşmanın engel lenmesinde iki koşul bulunmaktadır. a. Buhar basınç farkı yalnızca bir yönde olmalıdır. b. Su buharı bariyeri çok etkili bir şekilde yapıl malıdır. Ancak pratik uygulamalarda bu koşullar tam olarak gerçekleşmemektedir. Özellikle soğuk bölgelerde, çiğ nokta sıcak lığının depo sıcaklığından daha düşük olma sı durumunda su buharı basınç farkının yönü tersine dönmektedir. İki yönlü bir buhar bariyeri yalnızca nem birikim süresini uzatacaktır. Nem bariyerinde esas olarak bitumen bazlı sente tik maddeler kullanılmaktadır. Yüzde yüzlük bir nem bariyeri, boru, kapı, çerçeve ve benzeri yerlerde yeteri kadar yapılamamaktadır. Bu nedenle izolasyon materyali içersinde nem birikmesi engellenememektedir. Konveksiyon ve difüzyonla nem bu kaçak noktalarından başlayarak tüm izolasyon materyali içersinde yayıİmak tadı r . Fİinkot-bitümen bazlı emülsiyonlar akma ve çat lama yapmazlar. Daima soğuk olarak kullanılmalıdır. Genel olarak soğuk hava tesislerinde zemin duvar ve tavandan gelen ısı kazancı, toplam soğutma gücünün %17-20'sini oluşturur. Başka bir tanımlama ile soğuma gücünün 1/5'i bu yolla kayıp olmaktadır. Ekonomik bir soğutma sağlayabilmek ve ısı kayıplarını minimuma i ndi rmek için ısı ve nem yalıtiminin tekniğine uygun olarak yapılması zorunludur. Tesisin başlangıç mali yetini düşürmek için yalıtım giderlerinden tasarruf akılcı bir yol değildir. Uygulanacak izolasyon, depolanacak ürünün gerek sinimlerine ve depolama şekline göre belirlenir. Genel kural olarak toplam ısı transfer katsayısı için şu değerler tavsiye edilmektedir. - olduğu gibi satışa sunulan patateslerin depo landığı sistemlerde toplam ısı transfer katsa yısı: k = 0.50 den 0.55 W/m2''C -endüstride kullanılmaya yönelik patatesler için: k = 0.30 dan 0.35 W/m2»C - hava akımı altında saklanan patatesler: k = 0.30 - Mekanik ler: dan 0.35 V^/mZ'C soğutmalı depolarda saklanan patates k = 0.25 den 0.30 W/m2**C 9.1.1.3. Depoların konstrüksiyon özellikleri Depo, binalarının konstrüksiyonunda çelik veya beton iskelet sisteminin yaygın kullanımı vardır.Yapı lar, mekanik açıdan dayanıklı olmalarına karşın, kolay ve ucuz yapılabilir olmalıdırlar. Deponun yapı dengesi için yerleştirilen kolon ve destekler,izolas yon materyalinin yerleştirilmesine engel olmamalıdır. Amaca uygun çelik veya beton konstrüksiyonlu depolarda 30 m genişliğe kadar ara kolonlara ihtiyaç duyulmaz. Bu tip konstrüksiyonlarda endüstriyel prefabrik ele- manlardan yararlanılır. Bu yolla depo inşaatı çok kısa bir sürede gerçekeşt iri 1 ir. Çelik veya beton konstrüksiyonlarda duvarlar da prefabrik bloklardan yapılabilir. İçinde boşluk olan beton bloklar, hafif olmaları, kolay kullanılabilme leri ve belli bir ısısal izolasyon etkileri nedeniyle tercih edilirler. Kullanılan materyaller ne olursa olsun duvarlar için önerilen toplam ısı transfer kat sayısı, ancak ısı izolasyonu ile sağlanır. Dıştan izolasyon yapıldığında kötü hava koşullarına karşı koruyucu bir katman konması gereklidir. İzolasyon materyalinin duvara içten yapıldığı ve yığın depolama şeklinin kullanıldığı durumlarda; patates veya soğan yığınının oluşturduğu yan basınca dayanıklılığı sağ lanmalıdır (Şekil 9.1). Toprak Beton z e m i n tÇ ŞEKİL 9.1 İZOLASYON DI§ İZOLASYON : İzolasyonu yapılmış duvarın kesiti Prefabrik paneller: Son yıllarda depo inşaatlarında prefabrik poliüretanlı paneller yaygın olarak kulanılmaya başlanmış tır.Bu paneller hem duvar görevini ve hem de izolasyon işlevini görmektedirler. Tuğla ve diğer malzemelerden yapılan duvar ve izolasyona göre daha pahalı bir sis temdir. Ancak nem kesiciliği, kolay montajı ve hijye nik koşullar açısından avantajları bulunmaktadır. Genel olarak poliüretan paneller, ürünün yoğun basıncı da dikkate alınarak yatay kolonlarla özel bağlantı elemanları ile birleştirilirler. Bu paneller, izolasyon etkinliğine göre değişik kalınlıkta (5-20 cm) poliüretan katmanın iki yanına yerleştirilmiş alüminyum plakalardan oluşurlar. Panellerin yığın yükünden zararlanmamaları için taban kısımlarına beton takviyeler konabilir (Şekil 9.2). Yatay destek Koruyucu levha Hava boşluğu —Panel -Destek ŞEKÎL 9.2 : Prefabrik paneller 9.1.1.4. Depolarda havalandırma sistemleri ve özellik leri Patates depolamada, nem kaybını önlemek için bağıl nemin yüksek olması gereklidir. Buna karşılık, filizlenme ve bazı hastalıklara karşı korunması için. de sıcaklığın mümkün olduğunca düşük (2-4"C) olması istenir.Ancak düşük sıcaklıkta patatesler tatlanarak beklenen kaliteyi sağlamazlar. Bu nedenle patates depolamada, depolama koşul 1arının amaca uygun bir şekilde belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.Bu koşul lardan en önemlileri depo bağıl nemi ve sıcaklığıdır. Bağıl nem ve sıcaklığın kontrol altına alınabilmesi için depoda havalandırma sisteminin çok iyi projelen dirilmesi ve çalıştırılmasına ayrı bir önem vermek zorunluluğu vardır. Bu nedenle bu bölümde depolarda havalandırma işlemi ayrıntılı olarak açıklanmıştır. 9.1.1.4.1. Havalandırma uygulamaları Saklama tekniği ne olursa olsun, havalandırma patates yumrularının kal iteler inin korunmasında en önemi i depolama işlemidir. Havalandırma hasattan sonra yumruların kurumasını ve oluşan yaraların iyileşmesini kolaylaştırır.Böylece çürüme risklerini azaltır. Uygun sıcak 1ık ve kontrollu havanın sağlanması ile havalan dırmanın etkin olduğu konular şunlardır: - yığının ısınması engellenir, su buharı kondansasyonu sınırlanır, ağırlık kaybı önlenir, inkübasyon yavaşlat ılır, filizlenme gecikt irilir. Havalandırmanın esası, depodak i hava sıcak lığı nın, yığın sıcaklığından düşük derecelere indiğinde, dıştaki havanın istenilen sıcaklığa erişinceye kadar patates yığınının içine bir vant ilatör yardımı ile gönder iİmesine dayanır. Havalandırma kapasi tesi, nemi i olarak toplanmış yumruların kurumasını ve soğuk dönemlerde sıcak 1ık dengesini sağlayacak durumda olmalıdır. Bu nedenle 15 mm su kolonu basıncında her 1 m^ patates yığını için saatte 100 civarında gerçek debisi olan bir hava landırma önerilmektedir. Bu amacı gerçekleştirecek en uygun vant ilatör çeşit 1er i, düşük ve orta basınçta çalışan aksiyal tipte olanlarıdır. Çünkü bu tipler ekonomik biçimde yüksek bir hava debisi sağlarlar. Kullanılacak olan vantilatörler, yüksek verimli ve en az gürültü ile hava çekimini sağlayacak özel likte olmalıdır. Ayrıca vantilatörlere, personelin güvenliğini sağlamak ve yabancı maddelerin içeriye girmesini engellemek için koruyucu bir kafes monte edilmelidir. Depo vantilatörleri, çeşitli basınç ve debilerde çalışabilecek özellikte olmalıdır. Depolanmış ürünün soğutulmasında rol oynayan önemli bir parametre de hava sirkülasyonunun debişidir: Basınç sadece yığın içinden havanın geçmesini sağlar. Toplam basınç, pa tateslerin havalandırılmasında 147 Pa gibi düşük bir basınç değerinde tutulur. Çünkü basınç kaybı, vanti latörden hava çıkış hızının düşük (5-6 m/s) olması, hava dağılım sistemi basitliği ve yığındaki hava do laşımının kolay (boşluklar toplam hacmin 1/3 ünün oluşturur) olması nedeniyle düşük bir düzeydedir. Örneğin 150 m^*lük bir patates yığınını besleyen bir vantilatörün debisi 147 Pa basınç farkında 15.000 m^/h olmalıdır. Böyle bir vanti ta 1 itörün gücü 2-2.5 kW civarındadır. Genel olarak vantilatörler yerden 1.20 m yüksekte bir baca içine yatay olarak yer 1eştiri 1 ir1er.Dış hava, vantilatörün üstüne yerleştirilmiş bir kapaktan girer ve deponun dış yüzünde çatıya yakın bir kapaktan dışa rı çıkar. Havalandırma bacasının tepesine yerleştiril miş bir iç kapak, dış kapaklar kapandıktan sonra depo daki hava sirkülasyonunu sağlar (Şekil 9.3). Örneğin 500 tondan daha büyük kapasiteli depo larda havalandırma bacası yerine kanalları birleştiren ve elektrik tesisatını bir araya toplayan 1.20 m ge nişliğinde bir kor idor kul 1an 11 abi 1 ir. Bu da yığının tepesine kolayca ulaşmayı ve böylece iyi bir denetimi sağlar. 1. 2. 3. 4. 5. Hava boşaltma kapısı İç hava dolanım kapısı Dış hava giriş kapısı Vantilatör Hava geçiş kanalı ŞEKÎL 9.3:Hava sirkülasyonunun vantilatörle sağlandığı bir deponun kesiti Vantilatörler, bacada olduğu gibi yatay yerleş tirilebilir veya hava dağıtım bölgelerinde dik biçimde de monte edilebi 1 irler. Birinci durumda, vantilatörler yerden 1.50 m yüksek 1ikdeki bir döşeme içine gömülmüş tür. Koridorda oluşturulan basınç, hava geçiş kanalla rına ulaşmadan oluşacak her türlü hava türbülansını engeller ve yerleştirilen vantilatör sayısı kanal sa yısından bağımsızdır. Bu teknik, yığının havasını yenilemede %50 hava landırmayı sağlar (iki vantilatörden birisi durduru lur), bu durumda kullanılmayan vantilatörlerden hava geçişini önlemek için kapaklar gereklidir. İkinci durumda her hava geçiş kanalı kendine özgü vantilatöre sahiptir. Bu sistem yapı itibarı ile daha basit olmakla beraber özellikle de vantilatörden çıkan hava hızı yüksek ise kanalların ilk metrelerinde daha az havalandırma sağlar. Üstelik havalandırma kapasite sinde değişiklik yapılamaz, çünkü pervanenin dönüş rejimi belirlidir (motor hızına bağlıdır) ve 2 perva neden birisinin durdurulması hesaba katılmaktadır. 9.1.1.4.2. Depo içerisinde hava dağılımı ve sirkülas yonu Havanın yığındaki düzgün dağılımı ve sirkülasyonu birbirine paralel hava geçiş kanalları ile sağlanır. Bunlar yere gömülmüş veya toprak yüzeyinde olabilir ler . Zorlanmış hava akımı kullanılan büyük patates depolarında ana kanal ve küçük kanallar bulunmaktadır. Patates depolarında,ana hava kanalının boyutları ve yerleşiminde dikkat edilmesi gereken birçok faktör vardır. Kanalın optimum uzunluğu 10 m'dir (özel di zaynlarda bundan daha uzun olabilir). Herhangi bir depoda ana kanal, deponun uzun kenarına (boyuna) para lel olmalıdır.Normal olarak deponun ortasına yer leştirilen kanalın, her iki tarafında patatesler depo lanacağından, kanal duvarları yük taşımaya dayanıklı yapıİmalıdır. Ana hava kana11nda,sağ 1anabi 1en hava hızı 10 m/s dir, bu nedenle kanalın kesit alanı, en azından 50 mm su basıncında 1 m^/s fan kapasitesi başına 0.1 m2 olmalıdır. İdeal bir ana hava kanalının iç yüzeyi pürüzsüz olmalıdır. Kanaldaki herhangi bir pürüz veya çıkıntı, hava akımında türbülansa neden olabilir. Hava kana lında destek elemanı varsa,kesit alanı, hava kanalının duvarından değil, kesit elemanının iç yüzeyinden çeklendir ilmelidir. öl- Aynı zamanda ana hava kanalı, depo operatörünün yanal kanalları açıp, kapaması gerektiği durumlarda rahat hareket edebilmesi için yeterince geniş olmalı dır. Yürümesi zor olan bir kanala sahip depo, iyi bir depo niteliği taşımaz. Dışarıdan ana kanalın açık olup olmadığını anlamak için, bir lamba ile ana kanalın ışıklandırılması da gereklidir. Büyük depolarda, para tasarrufu sağlamak için genellikle daha küçük kesit alanlı ana kanalın her iki ucuna fanlar yerleştirilir. Fakat kablo döşemesinin ve fan takılmasının getirdiği ekstra maliyet, hava kana lında tasarruf edilen parayı dengeler. Yanal Kanallar: Esas olarak. Şekil 9.4'de görüldüğü gibi 2 yanal kanal vardır. tip 1. Deponun dolu veya boş olduğu zamanlarda yerleştiri len veya kaldırılabilen ve taban üzerine oturtulan yanal kanallar, 2. Üzerinden taşıma araçlarının geçmesine izin veren, zeminin altında gömülü olarak üzeri ızgara ile kapatılabilen yanal kanallar. Hangi tip yanal kanal kullanılırsa kullanılsın, kesit alanı en azından 1 m^/s havaya karşın 0.1 m2 olmalıdır. Bu kesit alan gereksinimi, yan kanal girişi içinde geçerlidir. Bazı özel kanal sistemleri, kesit alanının üç çeyreği hatta yarısı kadar giriş alanına sah iptirler. Optimum yanal kanal uzunluğu 10 m civarındadır. Eğer kanal uzunluğu,bilerek 10 m'den fazla yapılırsa, kanal boyunca hızı sabit tutabilmek için kanal, basa maklar halinde bölünmeli veya giderek daralan bir şekilde yapılmalıdır. Bu yapılmazsa, ana kanal yanın daki yanal kanalın ucunda ölü hava noktası oluşabilir; yani buradaki hava akım hızı önemli ölçüde düşer. -Destek Yanal k a p o k rww ^ ŞEKİL 9.4: Zemin üstü ve altındaki yanal kanallar Tahtadan yapılmış üçgen şeklinde veya çember şeklinde olup, üzerleri kendir beziyle kaplanmış olan ve depo tabanı üzerine konulan kanallar, 2 m aralıklarla yerleştirilirler. Bu tip kanallar ucuzdur fakat yerleşt i rme veya kaldırma sırasında zarar görmeleri mümkündür. Kanal kapak 1arı,pancur şeklinde galvanize çelik, beton blok ve tahta çubuklardan yapılırlar. Bu kapak lar, hangi malzemeden yapılırsa yapılsın çubuklar 150 mm enindedirler ve aralarında 15-20 mm açıklık bulun maktadır. Bu yan kanallar arasında 2-2.5 m açıklık birakılmaİldir.Kanal kapaklarının genişliği genellikle 0.3 m civarındadır. Fakat kanal kapaklarının, kanala oturmasını sağlayan kısımlar çıkınca, geriye kalan genişlik olan 0.25 m, kanalın gerçek eninini vermekte dir. Depo zeminine gömülü hava kanalları, ürünün geri alınmasını kolaylaştırdığından tercih edilirler. Bu tip kanalların en büyük sorunu, kanalın içi ve kanal kapakları arasının kirlenmesidir. Bu nedenle yan kanal kapaklarının kenarları ana kanala en yakın yere yer leştirilir; en uzak noktaya da tahtadan bir koruyucu konur. Bu koruyucu, depolama sezon sonunda kaldırıla rak, kanalın temizlenmesi sağlanır. Bazen, patates depolarında gevşek tuğla zemin kul lanı 1ır.Bu tür zeminin, diğer çukur şek 1 inde kanal içeren sistemlere göre üstünlüğü, iyi bir hava dağı lımı sağlaması ve maliyetinin daha düşük olmasıdır. Fakat tuğlalarda oluşabilecek çat laklara kir, toprak dolması hal inde, hava buralarda bloke olacağından, bu tür bir yöntem pek öner iİmez. Son zamanlarda kul lanı lan diğer bir döşeme şek 1 i de paletli döşemedir. Bu tip döşeme, depo içinde kuru bir zemin sağlamak amacıyla, ölçeklendirilmiş tahta paletlerden oluşmuştur. Bu palet sistemi aralarında 65 mm eninde metal bağlantıları olan 10 adet tahta çubukdan oluşmuştur ve bu küt leyi 6 adet destek tutmaktadır. Bu tip döşemeyi gerektiği zamanlarda kaldırıp, tekrar yer leşti rmek oldukça kolaydır. Havalandırma Ağız1 arı: Patates depolarında havanın fana nasıl ulaştığı veya depoyu nasıl terkettiği pek dikkate alınmaz. Bu çok büyük bir hatadır. Patateslerdeki nem kaybını en aza indirmek için depo bağı1 nemi yüksek olmalıdır. Fakat depoya kont rolsuz olarak hava g i r iyor veya çıkiyorsa, depo nemi n i sabit bir düzeyde tutmak mümkün değildir. Fan bölmesine havanın girişi, fanın kuvvetli hava etkisinde kalmasını önlemek için pancurlu bir girişten sağlanmalıdır. Yerleşmiş bir kural olarak pancurlu girişin alanı, fan kapasitesinin m^/s*si başına 0.135 m2 olmalıdır. Hava, depodan dışarıya açılıp kapanabilen pancur kapakları kullanılarak çıkarılır. Bu kapaklar sadece havanın depodan çıkarılması sırasında dışarıya açılır. Bu sistemde kapaklar, hafif plastik veya alüminyumdan yapılmışlardır. Düşey olarak açılıp, kapanabilirler. Depo havalandır 1lacağı zaman, fan devreye girer ve oluşan hafif bir basınçla kapaklar dışarıya açılarak, havalandırma sağlanır (Şekil 9.5). y Basınç d e n g e l e m e kapaklan Patates yığını ŞEKİL 9.5 : Depolarda hava çıkış kapakları Kapaklar normal olarak içeriye doğru açılmazlar. Böylace depo içine yağmur veya rüzgar girmesi önlenmiş olur.Kapak 1ar açıldığı zaman depo içine ışık girmesini önlemek amacıyla bu sistemin önüne baca şapkası şeklinde koruyucu bir düzenek yerleştirilebilir. Bu sistem, fan kapasitesinin 1 m^/s*si başına 0.25 m2'lik serbest alan sağlamalıdır. Havalandırma Hızları: Hava, ri 1 i r patates yığını arasından iki nedenle geçi- 1. Patates yığınının ısıtılması veya soğutulması, 2. Patates yığınının alt ve üst kısımları arasın daki sıcaklık farklarının en aza indirilmesi. Patates yığınlarının soğutulmasına gerek duyulur. - Yaraların tedavisi iki şekilde (Curing) işleminden sonra, - Patateslerin sıcaklığı, solunum ısısı, sıcak ortam koşulları veya bunların neden olduğu du rumlarda, optimum depo sıcaklığının sağlanması amacıyla Patates yığınlarının arasından geçen hava debisi ne kadar fazla ise,havanın her hacim biriminin soğut ma gücü o ölçüde azalır. Ancak havanın gerçek soğutma verimi, patateslerin belli bir havalandırma hızında, soğutulmaları ile uyum içinde olmalıdır ve istenen soğutma sıcaklığını gerçekleştirecek havanın sağlan ması gereklidir. Bazı durumlarda, farklı miktarlarda havaya gerek sinim duyulabilir. Yığınların soğutulmaksızın uzun süreli bir depolama süresinde (örneğin Nisan ayına ka dar) havalandırma debisi 0.03 m^/s/ton veya daha faz la, eğer patatesler sadece Aralık ayına kadar depolanacaksa 0.01 m^/s/ton luk havalandırma debisi uygun olabilir. Bu farklı havalandırma hızlarında bir uyuma ulaşılarak, birçok durumlarda 0.02 m^/s/ton olması önerilmektedir. Patateslerin kasalar içinde depolandığı depolar da, yığın halinde olan patateslerin üretmiş olduğu yo ğun solunum ısısı olmayacağından, daha düşük havalan dırma debisi uygulanabilir. Bu yüzden, havalandırma debisi, yığın halinde patates bulunan depolara uygula nandan daha düşük olmalıdır. Bu tip depolar için hava landırma debisi 0.01 m'^/s/ton düzeyinde uygulanabilir. Patates muhafazasında,havanın depo içinde resirkülasyonu arzu edilen bir olaydır. Havalandırma ya pılmadığı süre içersinde, patates yığınlarında sıcak lık farklılığı oluşur. Fakat bu sıcaklık farklılığı resirkülasyon ile azaltılır. Aynı zamanda resirkülasyon ile yoğunlaşma da azaltılabilir veya önlenebilir. Yoğunlaşmanın azaltılması ve eşit sıcaklık sağ lanması amacıyla resirkülasyon kısa ve sık aralıklarla yapılmalıdır. Örneğin 12 saatte 1 saat resirkülasyon yapılması yerine, her saatte, 5 dakika yapılması daha uygundur. Sıcaklık farkı olan bir yığına resirkülasyon uygulanırsa, yığının alt tabakalarında yoğunlaşma O'luşabi lir. Resirkülasyon için uygulanan yöntem, fan bölmesi ile depo atmosferi arasına, hareketli bir kanat kon masıdır. Bu kanat, otomatik olarak veya elle açılıp kapatılabilmelidir. Uygun bir düzenekle, resirküle eden havayla dış havanın karıştırılması mümkündür. Bu tip bir düzenek, özellikle uzun süren depolamalarda gereklidir. Örneğin Mart ayı sonuna kadar süren depolamada bu aylarda hava çok soğuk olduğundan, bu soğuk hava ürünlerin soğutul ması için uygun değildir ve resirkülasyon havasıyla karıştırılırsa, ürünler için uygun sıcaklıkta bir hava karışımı sağlanmış olur. Resirkülasyon debisi, ürünlerin soğutulmasında gereksinim duyulduğu kadar yüksek değildir. Yığın sıcaklık farkı 0.5°C olarak kabul edilirse 0.0075 m^/s/ton' luk , 1.5''C olarak düşünülürse 0.0025 m^/s/ton resirkülasyon debisi yeterli olabilir. 9.1.1.4.3. Depolarda havalandırma kontrolü Manuel ayarlama: Yığının tepesinden yaklaşık 50 cm derinlikte sıcaklık en yüksektir. Yığınların bu bölgelerine sonda termometreler yerleştirilerek yum ruların sıcaklığını belirlemek mümkündür. Gölge ve vantilatörlerin yakınına (fakat hava landırma alanının dışına) yerleştirilen bir termometre ile de dış sıcaklık ölçülür. Bu iki noktadan hareket ederek havalandırma işle mi manuel olarak yapılabilir. Fakat depolanan ürün miktarı ne olursa olsun, otomatik kumandalı aletlerin kullanılması, daha güvenli olmaları açısından öneri lir. Yarı otomatik ayarlsrr.a: Dış f^avanın sıcaklığını ölçen bir kontakt tormometre dah?. önceden belirlenmiş bir sıcaklık derecesinin üstü^^D çıktığı veya altına düştüğü zaman havalandırmayı b:ışlatır veya durdurur. Bu değer patates yığınının ncaklığının belirlenen günlük değerine bağlı olarak elle ayarlanır» Bu termometre dıç sıcaklık +2''C'nin altına dü şünce havalandırmanın durmasını sağlayacak biçimde ayar1 anma11 dır. Yumruların istenilen sıcaklıkta tutul ması gereken süre depolama periyodu boyunca çevredeki havanın günlük sıcaklık değişimlerine bağlıdır» Otomatik kontrol: Sistemlerin çoğunda, elektronik diferansiyel termostata gereksinim duyulur, çünkü burada sonda ve termostat arasındaki mesafe mekanik termostatta olduğu gibi sınırlı değildir. Diferansiyel elektronik devre ile kontakt kurar ve dış hava sıcaklığı yığının sıcaklığının belirlenen bir miktar altına düştüğünde havalandırmayı harekete geçirir. Daha sonra diferansiyel yığın sıcaklığı daha önce belirlenen değerin altına düştüğünde (istenen saklama sıcaklığının 1.5**C altında düştüğü zaman) havalandırmayı durdurur. 9.1.1.5. Depolamada soğutma ve soğutma yükünün pratik hesaplanması Dışarıdan a l m a n hava yardımı ile havalandırma, hasattan sonraki ilk aylarda patatesin sıcaklığını +2"C'ye düşürmek için yeterli olmaz. Oysa bu sıcaklık, sıcak yaz ayları sonunda oluşan erken filizlenmeyi engellemek, saklama sırasında ortaya çıkan bazı hasta lıkların gelişmesini durdurmak, inkübasyonu yavaşlat mak için gereklidir. İstenen depo sıcaklığının sağlanması ve havalan dırmanın yapılması, bir soğutma sistemi ile gerçek leştirilir. Soğutkan bir sıvının buharı ile oluşturu lan soğuk, depolama boyunca istenen düşük sıcaklığı sağlar ve devam ettirir. Soğutma ancak kapalı devre grup halinde çalışan vantilatörlerle aynı zamanda çalışırsa etkili olur. I. Depolama sıcaklığının sağlanması Gerek yeni yapı lan bir depoda olsun gerekse daha önce inşa edilmiş bir deponun düzenlenmesinde olsun izolasyona ve geçirgenliğe bağIı gereksinimler, dışa rıdan hava girişi ile basit havalandırmaya sahip depo ların gereksinimlerinden daha fazladır. Gerçekten de ilk depolama aylarında içteki ve dıştaki sıcaklık farkından dolayı depoya dışarıdan gelen ısı aralıksız olarak pahalı bir işlem olan soğutma yoluyla dışarıya atılmaya çalışılır. Bu sıcaklık farkı aynı zamanda depo duvarlarından su buharının geçmesinin de nedeni dir, izolasyon maddesinin seçiminde su buharı geçir genliği dikkate alınmalıdır ve maddenin kendi yapısına önem verildiği kadar buhar geçirmeyen levhaların da kullanımına önem verilmelidir. II. Soğuk üret imi Soğutma sistemi, dört temel eleman (evaporatör, kompresör,kondansör ve genleşme valfı) ile içinde so ğutucu sıvının dolaştığı bağlantı borularından olu şur. Soğutkan sıvı, evaporatörün bulunduğu çevredeki ısıyı absorbe ederek gaz evresine geçer. Böylece bulunduğu ortamı soğutur. Hava, ısı üreten yumrular ve bunu absorbe eden evaporatör arasında ısı transferinin gerçekleşmesini sağlayan bir araçtır. Bu bakımdan çeşitli gıda ürün lerinin muhafazasında hava dağılımının ve sirkülasyo nunun en uygun şekilde sağlanması önem taşımaktadır. Gelişigüzel depolama: Havalandırma lasyonunu kapsar. sistemi kavramı iki tip hava sirkü Havalandırma bacaları ile indirek soğutma: Bu sistem havalandırma vantilatörleri ve evaporatörlerin önüne yerleştirilmiş vantilatörlerden oluşur (Şekil 9.6). Soğutucu grup çalıştığı sürece,hava sirkülasyo nunun debisinin, iki rejimde çalışan vantilatörler sayesinde, yarıya indirilmesi (m^ patates için 50-100 m^/h) tercih edilir. i I I—i—1^1 > Vantilatör Evaporator VPi- ŞEKİL 9.6 : Havalandırma bacali soğuk oda Havalandırma koridorlarıyla direkt soğutma: Eva~ poratörler, havalandırma koridorlarının çeperine van~ tilatörsüz olarak yerleştirilir (Şekil 9.7). Soğutma sırasında, iç hava dolanım sisteminde hava yalnızca evaporator 1er arasından geçebilir. Bu uygulamada bir tek vantilatörün çalışması sağlanarak hava debisini yarı yarıya indirir. Evaporator ŞEKİL 9.7 : Koridorlu soğuk oda Vantilatör Paletler üzerinde saklama (Çuvallarda veya kasa larda): Bu yöntem pahalı olmakla beraber bazı durum larda büyük esneklik sağlar. Değişik çapta ve çeşitli varyetelerin aynı depoda muhafaza edilmesi ve her zaman pazarlanabilecek miktarın bilinmesi ve taleple rin karşılanabilmesi açısından bu tip saklama uygundur.Çeşi11 i varyetelerin toplu depolama durumunda ürün serileri birbirlerinden ayrılacak biçimde işaretlenmelidir. Homojen bir soğutma, paletler üzerindeki çuval veya kasaların arasında havanın belirli bölgelere kaymadan eşit biçimde dağılması ile mümkündür. Eğer sistem düzensiz yığınlar halinde depolamanın aynı ise, havalandırma kanallarının yerleştirilme şekli aşağıda açıklandığı gibi değiştiriİme1 id i r: - Bir kanala 2 kasa grubu düşecek şekilde (2-2.40 m eksenden eksene) veya her kanala bir kasa grubu düşecek şekilde kanallar yaklaştırılır (1.20 m eksenden eksene). - Kanallar (4-4.50 m) birbirinden uzaklaştırılır ve 1.20 m aralıklarla yan kanallar eklenir. En iyi dağılım, kanalların yerine tahta yerleştirilmesi ile elde edilir (Şekil 9.8). ızgara i -.\] Q ^ Vi.. ^ . \| ŞEKİL 9.8: Zemine yerleştirilmiş kanallarla havalandı rılan patates kasaları Hava akımı olmayan kısa süreli depolamalarda kullanılan depo bölmelerinde hava karışımını sağlamak kaçınılmazdır. Kasa grupları arasındaki geçitler, havanın soğuk deponun her köşesine ulaşabileceği bi çimde yerleştirilmelidir (Deponun toplam alanının %20* sini kaplayacak şek i İde). Gerekli soğutma gücünün hesaplanması: Soğutma sisteminin hesabı ve kurulması uzmanlık gerektirir. Soğutma gruplarının güç hesabının yapılma sı, gereksinimlerin belirlenmesi açısından önemlidir. Burada soğutma gücünün hesaplanması basitleştirilmiş ve herkesin anlayacağı şekilde açıklanmaya çalışılmış tır. Soğutma grublarının karşılaması gereken kazançları aşağıdaki kaynaklardan ileri gelir: ısı - Duvar, çatı ve tabandan olan ısı kazançları - Yumruların solunumundan (Oj) ve soğutulma sından (Oa) gelen ısı kazançları, - Yenilenen havanın soğutulmasından ( O 4 ) , - Çeşitli kaynaklardan (Oj) (vantilatör motor ları, satışa hazırlama sırasında kullanılan aletler, aydınlatma v b . ) . TAVANDAN, TABANDAN KAZANÇLARI (0^) VE DUVARLARDAN KAYNAKLANAN ISI Isı kazançları deponun içinde ve dışındaki sı caklık farkına, deponun boyutlarına bağlı olarak top lam ısı transfer yüzeyi ne, duvar 1 ar 1n toplam ısı transfer (k) katsayısına bağlıdır. Soğutmada, 0.25 den 0.30 V^/m^'C arasındaki toplam ısı transfer katsayıları değeri için pratik uygulama larda 0.01 kW/m2 ısı ak ışı kabul edilir. Dolayısı ile Aj duvar 1arın, Aç çatının ve At tabanın yüzey alanını simgelediğ i düşünülürse; o = 0.01 X ( + At + YUMRULARIN SOLUNUM ISISI ) (Oa) Yumruların solunumlarlyla açığa çıkan ısı +20/+25de ortalama 0.02kW/ton ve +5*C/+15'C'de ortalama O.01kW/ton'dur. Solunumdan kaynaklanan ısı kazançları miktarı, yumruların başlangıç sıcaklıklarına ve kütlelerine (M) bağIıdır. Eğer patates kütlesinin sıcaklığı dış havanın vantilasyonu ile yaraların iyileşmesi amacıyla +15'C' de belli bir süre tutulursa, patateslerin sıcaklığını +15'C*den +2*C'ye soğutulması sırasında solunum ısısı yükü, Q2 = 0.01 X M'dir. YUMRULARIN SOĞUTULMASI (Oj) Yumruların depo sıcaklığına soğutulmaları için gerekli soğutma yükü, patates kütlesi ( M ) , yumrunur spesifik ısısı ( C p ) , başlangıç ve depolama sıcaklık ları arasındaki fark (AT) ve soğutma süresi ile oran tılıdır. Spesifik ısı, 3.6 kJ/kg"C kabul edilirse günlük ton başına alınması gereken ısı miktarı. 3.6 = 0.04 kW/ton*C'dir. 3600 X 24 +2'C sıcaklığa 20 günde ulaşılabileceği alınırsa (n=20) bu durumda soğutma yükü. M 03 « X 0.04 X AT dikkate Eğer soğutmadan önce ürün sıcaklığı +15"C ise; AT = 15 - 2 = 13"C Q 3 = 0.026 X M Paletli kasalarda saklama düşünülüyorsa, hesap lanan Q 3 değeri, kasaların da soğutulması dikkate alınarak, %10 oranında artırılır. YENİLENEN HAVANIN SOĞUTULMASI ( 0 4 ) Depolarda CO2 gazı konsantrasyonunu düşürmek ve oksijeni düzenli olarak sağlamak gereklidir. Depolarda yenilenecek hava hacminin miktarı 24 saatte 1 ton patates başına 5 m^ tür. Pratik olarak bu yolla ortaya çıkan ısı kazancı, (Qı + 0 2 + Qz) ısı kazançlarının or talama %5'i düzeyindedir. DIĞER ISI KAZANÇ KAYNAKLARI(Og) Elektrik veya mekanik orijinli kaynakların ve vantilatörlerin elektrik motorları nedeniyle ortaya çıkan ısı kazancının pratik değeride, (Qı + 0^+ Oa) de ğerler toplamının ancak %8'i düzeyindedir.Bu değerler pratik değerleri yansıtmaktadır. Böylece günlük toplam ısı kazançları: Q = Q^ + 0 2 + 0^+ ©4+ Os ile hesaplanmış olmaktadır. Soğutma gurubunun günde 20 saat çalışacağı sayılırsa, toplam günlük soğutma yükü, 24 P = Q X olarak bulunmuş olur. var- Soğutma sisteminin hesabını bir örnekle yacak olursak; açıkla Mekanik soğutma sistemi ile soğutulan 15x15x4.5m boyutlarında, içinde 450 ton patates saklanan bir tesisin durumunu ele alalım: Ürün miktarı : 450 ton Cur ing sıcak lığı = + 15"C } AT = 15 - 2 = 13"C Depolama sıcak lığı = + 2 Depo yüksekliği : 4,50 m Duvarlardan kayıplar: 01 = 0.01 ( + X = 4(4,5 Ac = 15 At = 15 Hesapları ediİmiştir. Ac+ At ) 15) = 270 15 = 225 15 = 225 X X X kolaylaştırmak m2 m2 m2 için çatı yatay Toplam ısı transfer yüzey alanı = 720 m2 Duvar 1 ardak i top lam ısı kazancı : O, = 0.01 X 720 = 7.2 kW Yumruların solunumu: = 0.01 X M 02 = 0.01 X 450 = 4.5 kW 02 Yumruların soğutulması: M 03 X 0.04 = 20 X AT kabul 450 0.04 X X 13 03 = = 11.7 kW 20 Hava yenilenmesi: 04 = (Q, + O4 ©2 + Q3 ) X % 5 = ( 7.2 + 4.5 + 11.7 ) X 0.05 = 1.17 kW 04 = 1.2 kW Diğer ısı kazanç kaynakları: 05 = (Qı+ Q2+ 03) X %8 = 1.87 kW O5=(7.2+4.5+11.7)x0.08 Os += 1.9 kW Toplam ısı kazançları; O = O, + 02+ Q3+ 04+ Os O = 7.2 + 4.5 + 11.7 + 1.2 + 1.9 O = 26.5 kW Soğutma grubu için gerekli güç; 24 P = 26.5 X 20 31.8 kW bulunur. 9.1.2. Patates Muhafazasında izlenecek Yöntemler 9.1.2.2. Genel uygulamalar Hasat öncesi: Öncelikle depo ve depoda kullanılacak malzemele rin tamamen temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi zo runludur. Yumruların, bazı bakteriyel hastalıklardan ve fusarium küflerinden korunması için temiz ve hijyen kurallarına uygun bir depoda depolanması gereklidir. Yıkamadan sonra izolasyon materyali iyi korunmuşsa, dezenfeksion, bu amaçla hazırlanan çeşitli kimyasal maddeler veya fumigasyon yolu ile yapılır. Depoların fumigasyonu, tutularak gerçekleştirilir. hermetik olarak kapalı Kükürtlü anhidritler in buharı ile: Kükürt (depo nun m^'ün de 150 g) yakılır ve havalandırmadan önce 24-48 saat kükürtlü anhidrit buharı oluşturulur. Formol buharı ile; - Küçük hacimli odalarda 15 m^ hacime fumigatör yardımı ile kullanılan Rhizotan bombaları ile uygulanır. - m^ başına 20 cm^ su ve 8 g potasyum permanga nat, yeterince geniş bir kaba konur, potasyum permanganatın tam çözünmesi beklenmeden üze rine 20 cm^ ticari formol eklenir.Oluşan can lı reaksiyon sonucunda kuvvetli formol buharı çıkışı olur. iki durumda da 12 saat süre ile buharın sağlanır, ondan sonra havalandırılır. çıkması Bu ürünler demirli metallere korrozif oldukları için deponun bütün metalik malzemeleri buharlama işle minden önce örtülmeli veya kaplanmalıdır, iyi korunma mış veya tahrip olmuş depo izolasyonu poliüretan köpük püskürtülerek kaplanabilir. Sıcaklık ölçen özellikle sonda-termometreler in duyarlıklarının (daha düşük cıva değerli bir termo metre ile karşılaştırılarak) ve vantilatörlerin veya $oğutma grubu ile farklı elektrik devrelerinin çalışma durumları kontrolü gereklidir. Tüketilecek patatesle rin yeşillenmesinin önlenmesi için deponun yeterince karanlık olması gerektiği unutulmamalıdır. Hasat sırasında dikkat edilecek konular: Hasat sırasında oluşabilecek yaralanma ve zararlanmaların sınırlanması için mümkün olan özen göste rilmelidir. Çünkü depolama sırasında kaçınılmaz ka yıpların önemli bir bölümü hatalı hasattan kaynaklan maktadır. Bunun için; - çiçeğin solmasından 2-3 hafta sonra yumrula rın kabuğu yeterince kalın ve dayanıklı iken toplanmalı, - uzun süre saklanamayacak yumrular ayrı yerde depolanmalı, - yükleme ve boşaltma yüksekliği azaltılarak kauçuk veya koruyucu materyalle kaplanıp,yum ruların düşmesi zararsız hale getirilmeli, - hasat makinası ve toplayıcı alet iyi durumda ve ayarlı olmalı, - hasat sonrası kontrolda ana yumrular ve hasar görmüş veya çürümüş yumrular ayrılmalı, - yığının altındaki yumruların ezilmemesi için depolama yüksekliği 3.50 m*yi geçmemeli, - muhtemel toprak yığılmalarını engellemek ve yığının tepesini düzleştirmek için yanlaması na yer değiştiren bir yükseltici kullanılma lıdır. Hasattan sonra: Çürümenin başlamasını engellemek için nemli ko- şullarda hasat edilen yumrular, derhal vanti 1asyon1a kurutulmalıdır. Gerçekten de bakteriler ve mantarlar gelişmek için anaerob şartlar veya yüksek değerde bağıl neme gereksinim duyarlar. Yumrular üzerindeki su kondansasyonu, yüzeyde gözeneklerin açılması sonucunda mikroorganizmaların içeri girmesini kolaylaştırır. Daha sonra, yaraların iyileşmesi için yumrular +15"C sıcaklıkta iki hafta süreyle tutulurlar. Etkin bir izolasyona rağmen nem yoğunlaşması, önce hava giriş kapaklarında daha sonra tavanda veya çatıda oluşur. Yığının tepesine damlaması olasılığından dolayı kondansasyon engellenmelidir. Kapalı hava sirkülas yonları ile hafif kondansasyon1 ar önlenebilir. Daha yüksek miktarlardaki kondansasyonlarda (ye tersiz izolasyon nedeni ile) nemli hava, duvarın üs tüne yerleştiri İmiş bir vantilatörle çekilerek alınır. 9.1.2.2. Depolamaya yönelik uygulamalar Depolama öncesi ön kalibrason: Depoya getirilen yumrular toprakdan çıkarıldıktan sonra palet-kasalarla veya yığınlar halinde depo edil meden önce bir kalibrasyon işleminden geçirilirler (Şekil 9.9). Kalibrasyon ile depolama öncesi ürünün temizlenmesi de sağlanmış olur. Kalibrasyon uygulaması mümkün olmayan durumlarda yumruların çeşitli boyları bir arada depolanırlar Depolama hastalıklarına karşı önlemler: Çeşitli depolama hastalıklarının oluşmasını en gellemek için depolama sırasında fungusit uygulaması yapılır. İki tip yöntem uygulanabilir. Daldırma yo luyla uygulamanın mümkün olmadığı durumlarda, uygun kimyasal koruyucular püskürtülerek kullanılırlar. Kalibrasyon ünitesi Orta çap Küçük çap Toprak «^in>inasyonu Depolanmayan büyük çaplı ürün • Depolanan ürün ŞEKÎL 9.9 : Depolamadan önce ön kalibrasyon Sıcaklık kontrolü: Depo sıcaklığının düşürülmesi, ürün çeşitlerinin soğutmaya olan duyarlılıklarına göre değişir. - en hassas çeşitler 2-3 hafta boyunca yaraların leşmesi periyodundan hemen sonra +2'*C'ye kadar ğutul mal ıdırlar. - daha az lirler. duyarlılık gösterenler +4"C*de iyi so saklanabi - inkübasyon hızı yavaş olan çeşitler için hızlı fi lizlenmeyi oluşturmayacak bir soğutmanın sağlanması yeter 1 idi r. Bu grupların üçüne de dahil olan çeşitlerin hepsi az çok önemli miktarlarda soğukta saklanmaya ihtiyaç ları vardır. Bunun sonucu olarak değişik odalarda saklanmaları gereklidir. İklim koşullarının olanak sağladığı durumlarda patateslerin sıcaklığını düşürmek için taze dış hava ventilasyonu kul lanılabi1 ir.Böylece mekaniksel soğut madan tasarruf yapılmış olur. Havalandırmanın otomatik olarak çalıştırılabil diği depolarda, dış sıcakiık,yığının sıcaklığından 2"C daha düşük olduğunda vantilatörler devreye girerler. Aynı zamanda soğutma grubunun kullanılması ile soğutma kapasitesinin arttırılması da mümkündür. Bu durumda havalandırma kapalı devrede çalışır (dış kapaklar kapanır,iç kapaklar açılır) böylece vantilatörlerin debisi de yarıya inmiş olur. Otomatik olarak gerçekleştirilen bu iki işlevden hangisinin uygulanacağının, sıcaklık aralığı 0.5-1'C olan bir differansiyel termostat ile yapılır. Termostatın ısıleşi, ölçüldüğü yığınının sıcak lığını doğru temsil edebilecek biçimde yerleştirilme lidir. Büyük depolarda elektronik kaydediciler tercih edilir. Birçok ölçme duyargası deponun farklı yerle rine yerleştirilmiş ve merkezi kontrol panosuna bağ lanmıştır. Böyle durumlardayığ1n1n sıcaklığı her son dadan direkt ve bağımsız olarak okunur. Güvenlik önlemi olarak, sistemin iyi çalıştığını garantilemek için yığının içine fazladan birkaç ter mometre yerleştirilmesi öner i 1 i r. Özellikle; tüketime hazır ve filizlenmeyi engel leyici kimyasal maddeler uygulanmış patateslerin bu lunduğu odaların yakınında başka ürün depo edilmemeli veya bir önceki hasatta depolanan böyle patateslerin bulunduğu odalar iyici temizlenmeden kullanılmamasına çok dikkat edilmelidir. 9.1.2.3. Tüketime sunulacak patateslerin muhafazası Filizlenmenin önlenmesi: Eğer depolama süresi kasım ayını aşacaksa,fi 1 izlenmenin engellenmesi için kimyasal bir. önleyici kul- lanılması gerek i r. Kullanılan ürünler chloropropham (CIPC) veya propham (IRC) + chloropropham'dır. Bu ürünler hücre çoğalmasını durdurarak rüşeymin büyümesini engellerler,aynı zamanda oluşmuş yaraların iyileşmesini de yavaşlatırlar. Bu nedenle yumrular üzerine uygulama,depolama başlangıcında değil üç dört hafta geciktirilerek yapılır. Bu önlemin alınmadığı durumlarda çürüme riski ortaya çıkar ve bazı çeşit lerde oluşan epiderm bozukluğu patateslerin pazarlanmasını güçleştirir. Filizlenmeyi önleyiciler iki şekilde uygulanabi lir: 1. Pudralama yoluyla: Pudra, yumrular üzerine mümkün olduğu kadar homojen bir şek i İde,taşıyıcı bant üzerine yerleştirilmiş bir pudralayıcı yardımı ile uygulanır. Pudralamanın etkinliği, yumrular ne kadar kuru ise pudralanacak alan ne kadar dar ise o kadar artar. Pudra basınçlı hava ile yumru yığınları arasına enjektörlerle verilebilir. Bu tekniğin, gerekli dozun üstündeki miktarlarda zehirlenme yapması ve yüksek miktarda kalıntı bırakması nedeniyle bazı sakıncaları vardır. Uygulanacak miktar ton başına 6 aylık bir saklama periyodu için 10 g aktif maddedir. Eğer öngörülen süre 3-4 ay ise miktar azaltılır (5 g / t ) , süre 9 ay ise miktar (15 g/t) artırılır. CIPC veya IPC+CIPC karışımının kullanım dozları belirlenmiştir. Soyulmuş yumrularda kalıntı 0.5 ppm düzeyini geçmeme1idir. 2. Sislendirme yoluyla: Uygulama,sıvı formda bir inhibitör kullanılarak vantilatör önüne yerleştirilmiş sis jeneratörü yardımı ile yapılır. Odalar, hermetik kapanmalı, kapalı devre vantilasyon sistemine sahip olmalıdır. Sislendirme işleminden sonra uygulanan maddenin y ı ğ m a düzgün dağılmasını sağlamak amacı ile vantilatörler 15 dakika daha çalıştırılır. Daha sonra sisin yumrular üzerine çökelmesi için oda ventilasyonsuz 48 saat kapalı tutulur. Bu teknik, aşağıdaki avantajları getirir: - kurutma ve yaraların iyileşmesinden sonra uygulanabilir, - kısa bir sürede uygulanabilir (15-30 dakika), - fazla miktarda ürüne uygulanabali 1 ir (30t ruya 1 1 ticari ürün), yum - depolama süresine bağlı olarak kalıntı mikta rında parçalanarak azalma görülür (Pudralanmış yumruların içerdiği kalıntıdan daha azdır). Sıcak İlk kontrolü: Ürün sıcaklığı, yaraların optimum iyileşme sıcaklığı olan +15"C*den +8/+10'C sıcaklıklarına yavaş yavaş indirilir. Bu değerlerin altındaki sıcaklıklarda indirgen şeker miktarı artar. Manuel vent i 1asyonda yumruların sıcak 1ık1arını kontrol etmeye yarayan sonda termometreler yığının uygun yerlerine yerleştirilmiştir. Vantilatörler, dış sıcak İlk, yığın sıcak lığının 2°C altına düştüğü zaman ç a l ı ş t ı n İmaya başlan ı r . Yarı otomatik vantilasyonda kumanda termostatı, yığın sıcaklığının değişimine göre yığın sıcaklığı ile dış hava sıcaklığı arasında 2"C'lik fark kalıncaya kadar derece derece azalır. Daha sonra vantilasyon süresi, termostatın bir zaman rölesine bağlanmasıyla sınırlanır. Genel olarak bir buçuk-iki saat havalan dırma süresi yeterlidir. En iyi sonuçlar, sabah erken veya gece,hava neminin yüksek olduğu zamanlarda hava landırma yapıldığında elde edilmiştir. Böylelikle özellikle dış sıcaklıkların düşük olduğu devrede dehidratasyonla ağırlık kayıpları önlenir. Gün boyunca dış hava girişleri depoya sıcak havanın girmesini engellemek için kapatılır. Don olduğu zamanlarda, dış havayı kullanmak olanak dışıdır. Böyle zamanlarda kapalı devre havalandırması, haftada bir kere eğer kondansasyon olayı gözlenirse daha sık uygulanır. otomatik ventilasyon, depolama işleminde daha esneklikle kul lanı 111ır. Çünkü differansiyel termostat çalışma süresini sınırlayarak vantilasyon saatlerinin daha iyi kullanılmasını sağlar. Dolayısıyla ağırlık kayıplarını önler. Yığındaki sıcaklık değişimleri minimumdur (1-1.5"C), hava giriş kapaklarının açılıp kapanması vantilasyonun çalışmasına bağlı olarak otomatikman yapılır. Yığına tekrar sıcaklık uygulanması Yara risklerinin ve özellikle iç kararmalarının azaltılması için her türlü pazara hazırlama işleminden önce yumrular +12/+15'C'ye kadar yeniden ısıtılırlar. Yeniden ısıtma için iki olasılık vardır: - Dış hava, yığın sıcakiğından birkaç derece fazla sıcak olduğu zaman kullanılabilir. - Gaz veya Fuel oil ile ısıtma. Sıcak vantilatörler yardımı ile verilir. hava,yığına Oksijen miktarına bağlı olarak yumrularda iç kararma oluşmasının engellenebilmesi için yeterli miktarda dış havanın girmesi sağlanmalıdır. Ayrıca hava +20'C*nin üstüne çıkmamalıdır. Çünkü yığının altındaki yumrular çok hızlı bir şekilde bu sıcaklığa ulaşır ve nem kaybederler. Cips ve parmak patates üretilecek bazı patates yumruları, bir iki hafta boyunca indirgen şeker mik tarlarının düşürülmesi için +18-20"C'ye kadar ısıtı lır. Aynı önlem, iç kararma riskinin yüksek olduğu durumlarda da uygulanır. Çünkü kararmaya elverişli görünümde olan ürünler, satın alanlar tarafından geri çevrilebilir. Sıcak hava jeneratörünün kapasitesi: Ürünün 2-3 gün içerisinde istenen sıcaklığa ula şabilmesi açısından ısıtma sisteminin kapasitesi ton başına saatte 2000 kJ düzeyinde olacak şekilde ölçü lendir iİmelidir. 9.2. SOĞAN DEPOLAMASINDA ETKÎLÎ FAKTÖRLER VE DEPO SİSTEMLERİ 9.2.1. Soğan Depolanmasında Etkili Faktörler Başarılı bir soğan depolaması için genel ile 3 faktör etkili olmaktadır. olarak 1) Çeşit seçimi 2) Kültürel işlemler 3) Depo faktörleri 9.2.1.1. Çeşit seçiminin önemi Uzun süre depolanacak soğanlarda çeşit seçimi önemli bir faktördür. Herşeyden önce tüketicinin arzu ettiği, iç ve dış pazar isteklerine uygun, muhafaza süresi saptanmış çeşitler seçilmelidir. Genel olarak kuru maddesi % lO'dan yüksek protein ve karbonhidratlarca zengin, acılığı çeşitler uzun süreli depolamaya uygundur. olan, fazla Çeşitlerin kabuk yapısı ve dış kabuk sayısı da depolamada önemli bir faktör olup, kalın ve çok sayıda dış kabuğa sahip sıkı etli, kalın boyunlu soğan çeşit leri daha fazla dayanıklıdır. Kabuk yapısı, depo içe risinde küf bulaşmalar açısından da önemlidir. Yetiş tirme şekli yönünden direkt tohumdan baş bağlayan soğanlar, arpacıktan yetiştirilenlere göre daha kısa sürede filizlenirler. 9.2.1.2. Kültürel işlemlerin etkileri a) Ekim-Dikim zamanı Amaca göre değişen erken veya geç ekim-dikim yumru oluşumu üzerine etkili olmaktadır. Öte yandan soğanda yumrunun oluşumunu etkileyen en önemli fak törler, sıcaklık ve gün uzunluğudur. Eğer zaman iyi seçilmez ise yumrunun olgunluğu gecikir ve dayanma süreleri azalır. Marmara bölgesi için tohum ekimi Şubat-Mart aylarında, arpacık dikimi ise Kasım-Mayıs ayları arasında uzun bir devrede yapılmaktadır. Ancak depolama için arpacıktan dik imin Nisan-Mayıs ay1arı arasında uzun bir devrede yapılmaktadır. Ancak depo lama için arpacıktan dikimin Nisan-Mayıs aylarında yapı İması tercih edilir. b) Sulama Sulama, soğanın depolamasına doğrudan etkili bakım işlerindendir. Tüm taze meyve ve sebzeler için geçerli olan kuru koşulların dayanıklılığı arttırdığı savı soğanlar için de geçerlidir. Yumru ve verim yö nünden sulama mut 1 aka gereklidir. Ancak sulamanın zaman 1na dikkat ediİmelidir.Baş bağ 1 ama olarak tanım lanan hasattan bir ay öncek i dönemde sulama kesiİme 1 i dir.Haşata kadar devam eden sulama ver imi yükse1tecek, ancak et yapısı bozul an soğan 1 arda depolama sırasında çürüme ve fil izlenme oranı artacak11r. Haf i f toprak 1ar ve eğ imi fazla olan yer 1erde sulama mut laka yağmur lama sistemi ile yapı İmalıdır. Salma sulama ile yumrular toprak yüzeyi ne çıkar k i,bu yumrularda güneş yanık 1ık lar ı görülür. Yetiştirme döneminde toprak ve bitkinin durumuna bağ 11 olarak iki-üç kez sulama yapılabilir. c) Gübreleme Gübre, ekonomik olarak üretici yönünden en büyük girdi durumundadır. Bu nedenle, toprak ve yaprak ana1 izler ine dayanan, bilinçli bir uygulama yapı İması gerek i r. Ek im-dik im öncesi kul lanı lan çiftiik gübres i tamamen çürümüş olmalıdır. Eğer taze gübre kullanı lırsa dikim için çürümeyi beklemek gerekir. Aksi halde yanmalara neden olduğu gibi zararlı ve yabancı- ot tohumlarına da yataklık eder. Öte yandan kimyasal gübrelerin verilme zamanı ve miktarı depolama ömrünü etk iler. Fosfor, soğanın geli şim hızı ve olgunlaşması üzerine etkili olup, noksan1ığ1nda gelişme yavaş 1 ar, boyun kısmı i nce1 i r ve olgunlaşma gecik i r. Soğan 1n et yapısının sıkılığı diğer etmen 1er yanında önemi i ölçüde potasyumlu gübre kullanımı ile iIgi1idir. Noksaniığında çürümeye ve filizlenmeye eğilimli gevşek yapılı soğanlar elde edilir. Yeş i 1 yaprak ve yumru gel işimi için mut laka ge rek 1 i olan azot, ver i İme zamanı ve miktarı yönünden önemiidir. Azotlu gübren i n yarısı dik imden hemen önce, fosforlu ve potasyumlu gübreler in tamamı ile, diğer yar ısı ise bir inci çapadan önce ver iİmelidir. Bu ikin ci azot uygulaması gecik i rse olgunlaşma süresi uzar ve soğan 1n boyun kısmı yumuşar k i, bunlar depolama için olumsuz etkenlerdi r. Azotun gereken miktardan fazla ver iİmesi, yumrunun aşırı büyümesine ve ver imde artış sağlamasına rağmen depolanacak soğanlarda daha erken ve daha fazla filizlenmeyi teşvik eder. d) Yabancı ot mücadelesi Çapa ile veya k imyasal ilaçla yapı lir. Çapa ile ot kontrolünde soğan yumrularının berelenmemesi ne dikkat ediİmelidir. Aks i halde depoda bereli yerler küf bulaşmaları için uygun ortam oluştururlar. Sı raya dik im ile çapa kullanımının daha kolay yapılabiİmesi mümkündür. Çapa işlemi yabancı ot kontrolü yanında toprağın gevşek tutulması yönünden yapı İması gerek 1 i bir kültürel işlemdi r. Gevşek toprak yumru gel işimi yönünden önemiidir. e) Hastalık ve zarar 11lar Soğanın yet işti rme dönemi nde yaprak ve yumruda etk ili olan tüm hastalık ve zararlılar olgunluğun gecikmesine ve dayanık1ı1ığın azaİmasına neden olur. Bu nedenle boğaz çürüklüğü için tohum ilaçlaması mut laka yapı İmalı ve nematodla bulaşık arpacıklar üre timde kul lanıİmamalıdır. Soğan miİdiyösü ve bakter iyal çürük 1ük ile soğan s i neğ i, ülkemi z için önemi i hasta lık ve zarar 11lardır. Sağ 1am, düzgün yumrulara sahip olabiİmek ve bun l a n uzun süre muhafaza edebiİmek için mücadele işlemlerine özen göstermek gerekir. f) Hasat olumu ve hasat Soğan 1n olgunlaşabiİmesi için yaprak 1 arın normal ve sağ 1ık11 gelişimini tamamiaması ön koşuldur.Olgun luk , yaprakların sararması ile başlar ve boyun kismi nin yumuşayarak yana yatması ile sona erer. Bu aşama yaprak olgunluğu olarak tanımlanır. Bu devrede yumru, yen i kökçük ve yaprak oluşturmadan büyümes i ne devam eder. Hasat olgunluğu için soğanın toprak üstündeki yeşil aksamının 2/3'ü kurumuş olmalıdır. Soğanların % 80'inin bu şekilde olması, hasat zamanının geldiğini göster i r. Erken yapı lan hasat, ver im düşüklüğüne neden olduğu gibi kurutma ve depolama dönemi nde istenmeyen zararlanmaların oluşumu için de ortam yaratır. Geç hasatta ise yumrularda, güneş yanıklıkları ve çiğ kırıklığı nedeniyle dış kabuk dökmeler i olur. Hasat, haf i f ve iyi işlenmiş toprak 1arda el ile; daha ağır topraklarda ise çapa ve çepin kullanılmak suretiyle yapılır. Hasat yağmursuz bir havada yapıl malıdır. g) Kurutma (Tam olgunlaştırma) Turfanda baş soğan olarak tüketimi yapılan so ğanlar için gerekli olmayan kurutma işlemi, uzun süre depolanacak soğan 1 arın olgunlaşabiİme 1er i, kabuk ren ginin oluşması için mut 1 aka yapı İması gerek 1 i bir işlemdir. Farklı ülkelerde değişik şekillerde kurutma yapı İmasına karşılık tarlada kurutma gelenekselleşmiş bir uygulamadır. Kurutmada yumrular güneş ışığına di rekt maruz kalmayacak şek ilde diziİmeli ve yağışlı gün 1erde üstü mut 1 aka kapatıİma 11dır. Kurutma süresi iklim koşul 1arına bağlı olmakla beraber için ortalama 15-20 gündür. Kurutma ve tam olgunlaştırma kavramları, soğanın filizlenme yönünden dinlenme dönemine girdiği evreyi kapsar. Uzun süre depolanacak soğanlarda kurutma ve tam olgunlaştırma mut lak olarak yapı İması gerek i r. Kurutmada amaç soğan yumrusunda mevcut %87.5 oranmdak i suyun %5'lik kısmının alınmasıdır. Tam olgunlaşt1rma işlemi ise soğanın kabuk oluşumunu teşvik etmek, kabuğun çeşide özgü rengini alması ve depolamada küf enfeksiyonlarından korunması amacıyla yapıİmaktadır. Bu işlemler, hasadı yapı lan soğanların tar 1 aya dizilmesi suret iyle yapıİmaktadır. Ancak, uzun süre bu şek i İde enfeksiyon oranının ar tması ve hava koşul1arından etk ilenme nedeniyle kurutma ve tam olgunlaş11rman1n özel donatıİmiş odalarda yapı İması yarar 1 1 dır. Özel tesislerde gerçek leşti r ilen bu işlemler genel olarak iki aşamada tamamlanmaktadır. Kurutma sıcaklığı ve süresi bölge ve çeşitler için farklı olmasına rağmen temelde sıcak havanın yüksek debi ile soğan yığını veya kasalar içerisinden geçirilmesine dayanır. Ortalama olarak 3 gün süren kurutmada hava sıcaklığı SO^'C, hava debisi ise 400-450 m^ /ton-saat olmalıdır. İkinci aşamayı oluşturan tam olgunlaştırma döneminde ise sıcaklık 20''-25*'C, hava debisi 170 m^/ton-saat olmalıdır. Tam olgunlaştırma işlemi so ğanlarda yapılacak gözlemlerle yaklaşık 10-15 gün devam eder. h) Büyümeyi düzenleyici 1er in kullanımı Depolanacak soğanlarda yapılacak her türlü kül türel işlemler ve kurutma fil izlenmenin önlenmesi veya azal 1 1 İması amacıyladır. Bu amaçla depolama koşul l a n yanında filizlenmeyi engel leyici inhibitor 1er prat ikte yaygın şek i 1 de kul lanıİmaktadır. Fil izlenme, hasat ediİmiş soğan yumrusunda taslak hal inde bulunan yaprakların uzaması sonucu oluşan f izyoloj ik bir olaydır. Yapı lan çalışmalar, soğanda filizlenme yönünden zorunlu dinlenmenin var lığını ortaya koymuştur. Böyle bir zorunlu dinlenme, kökçük oluşumu için sözkonusu değiİdir. Ancak filizlenme için zorunlu dinlenme süresi ve bundan sonra sözkonusu olan zor unsuz dinlenmenin devami ılığını s#ağ 1 ayacak koşul lar 1 veren bir savın söylenemeyeceği, bunun çeşitlere ve kültürel işlemlere bağIı bir olgu olduğu açıktır. Örneğin Yalova-3 çeşidinde bu süre, Yalova-15 ve Akgün-12 çeşitlerine göre daha kısadır. Depolamanın başlangıcında dinlenme halindeki soğan yumrusunda filizlenmenin başlamasıyla cytok inin ve inhibitor 1er in aktiviteler i hızla azalırken, auxin aktivitesi önce hızlı artış, daha sonra yavaş bir artış göstermektedir. Filizlenmenin başlangıcında he men sabit olan giberel1in aktivitesi de daha sonra hızla artmaktadır. Bunun yanında hasat zamanında yum rudaki fruktoz miktarının yüksek olması, filizlenmeyi gecikt i rmektedi r. Fil izlenmenin başlamasıyla yumrunun dış yapraklarından büyüme noktasına hızla şeker trans feri başlamakta, aynı zamanda yumru askorbik asit, pi- ruvik asit, azot ve protein içeriğinde hızla azalmalar görülmektedir ki,bu dönemde solunumda hızlı bir yükse liş belirgenleşir. Soğanda fi 1 izlenmenin,yumrunun dip kısmında baş laması ve yumrunun kendine özgü yapısı nedeniyle ha sattan sonra yapılacak inhibitör uygulamaları pata teste olduğu gibi sonuç vermeyecektir. Bu nedenle uygulamaların hasattan önce yeşil yapraklara yapılması gerekir. Soğanda bu amaç için değişik inhibitörlerin kullanım olanak l a n araştırılmasına rağmen bun 1 arın içersinde MH*in (MH, Maleik Hidrazit = 1.2-dihydropyr idoz ine-3,6 dione) filizlenmeyi kontrol edebiİdiği saptanmıştır. Hasattan 15-20 gün önce, arpacıktan yetiştirilen çeşitlerde 500 ppm, di rekt tohumdan ye tiştirilen çeşi tlerde 1000 ppm dozundak i uygulama ile fil izlenme kontrol ediİmektedi r. MH kullanımı, filizlenmenin kontrolü yanında bize depolama sıcak lığı ile oynama şansını da vermektedi r. Uzun süreli depolamada ideal olan O'C sıcak lığı 4'C'ye, hatta 8'C'ye çıkarma olanağı yaratılacaktır k i bu da ener j i tasarrufuna olanak sağlanacak11r. Ay rıca , ülkemi zde basınçlı hava soğutmalı depoların kul lanımını da yaygınlaştırma olanağı verecek t i r (Şek i 1 9.10). 9.2. 1.3. Depo faktörler i Uzun süre depolanacak soğanlarda fil izlenmenin başlamasını engellemek amacıyla depo sıcak lığı mümkün olduğunca düşürülmelidir. Dinlenmenin kırıİması 4'C üstündek i sıcak 1ıklarda başladığından,uzun süre depo lanacak soğanlar 0"C'de depolanmalıdır. Bunun yanında soğan çok yüksek sıcak 1ıklarda da depolanabilen bir sebze türüdür. Özel 1ikle tropik iklim koşullarına sahip ülkelerde yaygın kul lanı lan yüksek sıcak 1 ıkta yapı lan depolama, aşırı su kaybı, bakter iyel ve küf kaynak 11 hastal ık lar ın yaygi.nl ığı nedeniyle ekonomik olmamak tadır. Soğan depolamasında sıcaklığın düşük 1üğünün yanında, filizlenmeye, köklenmeye ve çürümelere etkisi nedeniyle, bağı1 nemde düşük (%70-75) olmalıdır. Depolama sırasında yumruların solunumu sonucu oluşan ener j iyi ve yüksek olan nemi n dışarı atıİması, ayrıca dış kabuk yapısı ve hastalık etmenler inin en feksiyon ve yayı İma1 arının önlenmesi için havalandırma mutlak gerek 1 idi r. Ortalama hava debisi O.05 m^/dak.ton olmalıdır. .A -2 20 .10 Sıcaklık Cc) ŞEKÎL 9.10: Maleik Hidrazit (MH) kullanımı ve depolama sıcak lığı ile soğanların depolanabilirliği arasındaki ilişki 9.2.2. Soğan Depolama Sistemler i 9.2.2. 1 . Adi depolar Ekonomik olanak l a n yetersi z küçük üret ici1er i n kullandığı, depo faktörlerinin kontrol edilemediği depolardır.Konveksiyon yolu ile soğutma vardır (Şek i 1 9. 11). Depo olarak özel inşa ediİmiş depolar kulla nıldığı gibi, ambalar1ar, kilerler, bodrumlar ve özel malzemeden ylapıİmiş kulübeler de kul lanı 11r. Bu amaç için kuru, karanlık ve havalandırma bacaları bulunan yer 1er seçiİmelidir. Genel ol arak ülkemizde uygulanan sistem budur. Depo amaçly1 a kul lanı lan yer 1er i n nem ve havalandırma yönünden ıslah ediİmesiyle depo kayıplar1n1n kısmen aza 111İması mümkündür. Japonya ve Sudan gibi ülkelerde nem izolasyonu amacıyla, sap ve samanla sağ 1 anan karışımdan yapıİmiş özel kulübeler kullanı lır. İngiltere ve Amer ika'nın ekoloj ik koşul 1arı uygun bölgelerinde "Dutch" "Windbrake" ve tel örgülü kafes ler kul lanıİmaktadır. Ülkemi zde Trakya bölgesinde ayçiçeği sapı ve saman kul lanılarak hazır1 anan ve "Loda" adı ver ilen yığınlar soğan depolanmasında yayg 1 n olarak kullanılmaktadır. 9.2.2.2. Mekan ik soğutmalı depolar Mekanik yol la yapı lan soğutma ile, bu depolarda kayıp en aza indirgenmektedir. Depo faktör 1er inin tamamen kontrol altına al indiği bu s i stemi n yaygın1aşmas1, depolama kayıplarının aza 111İması ve ürünle rin değer ine satıİması ile mümkün olacaktır.Yurdumuzda depolanacak soğanın hasat mevs imi olan sonbaharda hava sıcak lığının uygun olmaması nedeniyle depolamanın bu ilk dönemi nde mut 1 aka soğutmaya i ht iyacı vardır . Aks i halde zorunlu din 1enme dönemi nden sonra gerekli düşük sıcak lığın sağlanamaması nedeniyle fili zlenmeye başla yacak 1 1 r. Aynı şek i İde uzun süre depolamada, depolama nın son ay1 arında (Nisan-Mayıs) dış hava sıcak lığının artmasıyla yine soğutmaya i ht iyaç vardır.Soğan için yapılacak depolarda havalandırma ve nem kontrolü için gerek 1 i düzenlemeler, ürünlerin isteği ne göre sistem le kombine çalışmalıdır (Şek i 1 9. 12). Q o<^0o o <-•' o a o 0^00 o o O o ŞEKÎL 9.11: Konveksiyon yolu ile soğumanın olduğu adi depolar Havalandırma bacaları T Soğutucu I Kapı Fan Isıtıcı A n a kanal Yan k a n a l l a r rhr—II—ıı—ıı—ıı—ır-ıı—ıı—ır—ıı rS Kapı Yan kanallar n ^ Kapı Yan kanallar Kapı Ana kanal - v^--Yan k a n a l l a r Fan ŞEKÎ L 9.12: Mekan ik soğutma 11 depo ve bu depolarda yapılabilecek kanal seçenekleri 9.2.2.3. Basınçlı haya soğutma 11 depolar Ekoloj ik f ak tör1 er in uygun olduğu bölgelerde dış hava sıcakiiğinin soğutma gücünden yarar lanılarak yapı lan depolardır. Yurdumuzda Marmara, Trakya, İç Anadolu ve geçi t bölgelerde rahat 1ıkla uygulanabilecek sistemdi r. Mekanik soğutma 11 depoya göre yatırım ve işletme masraflarının düşük olması ve fazla teknik biIg iye ihtiyaç göstermemes i nedeniyle üretici 1er in kolayiıkla kullanabileceği depo sistemidir. Sistemin esası, dış ortam sıcakiiğinin, seçilen depo sıcakiığının altına düştüğü zamanlarda dış havanın bir fan aracı 1 İğlyla depo içer isine alınıp, soğan yığınlarının içer isinden geçi r ilerek, ısınan havanın dışarı atılma sı şek 1 i ndedi r. Sistemin çalışması, gerek 1 i fan gücü nün doğru seç imi ne, hava kanal l a n kapasitesi ne ve depolama yüksek liginin doğru seçimine bağ 1ıdır (Şek i 1 9.13). 'Fan Fan Fan ŞEKÎL 9.13 Fan : Basınçlı hava ile soğutmalı depolar 9.2.2.4. Hem mekanik hem de basınçlı hava soğutmalı depolar Yukarıda açıklanan iki sistemin kombinasyonudur. Dış hava sıcaklığının uygun olduğu dönemde basınçlı hava soğutmalı sistemin, diğer zamanda mekanik, sis temin çalışmasıyla tüm depo faktörlerinin kontrol edilebildiği bu depo sistemi ekolojik yönden uygun olan bölgelerde işletme masraflarını düşürecektir (Şekil 9.14). Yığın, kasa veya file çuvallarda depolanan soğan lar için kanal seçenekleri ve kanal boyutlarının he saplanması, istif şekline bağımlı olup, projelendirme aşamasında yapılmalıdır. Ana kanal yatay veya düşey olabileceği gibi yan kanallar üçgen, yarım daire veya diktörtgen şeklinde olabilmektedir (Şekil 9.15). Dışarıdan soğuk h a v a I ^ İKapı Ana kanal Yan kanallar ŞEKÎL 9.14: Hem basınçlı haya ve hem de mekanik malı depolar soğut (düşey Yan kanallar ŞEKİL 9.15: Soğan depolamasında fark 11 istif şekil leri ve kanal seçenek 1 er i 10. PATATES VE SOĞANIN ENDÜSTRİYEL İŞLENMELERİ Patates ve soğan, taze tüketimlerinin yanısıra işlenerek direkt olarak tüket ime sunulmakta yada bazı ürünlerin eldesinde hammadde veya aramadde olarak kullanılmaktadır. Taze tüketime göre giderek endüst riyel işlenmiş ürün tüketimi artmaktadır. Bu ürünlerde kaliteli işlenmiş ürün üretimi için kaliteli hammadde kullanımının yanısıra uygulanan teknoloji, depolama ve taşıma koşulları da büyük önem taşımaktadır. Bu bölüm de patates ve soğanın önemli görülen değişik endüstri yel işleme yöntemleri açıklanmıştır. 10.1. PATATESİN ENDÜSTRİYEL İŞLENMESİ VE UYGULANAN TEKNOLOJİLER Patates teknolojik olarak değişik şekillerde işlenebilmekte ve tüketiciye çeşitli formlarda sunula bilmektedir. Bu çerçevede her işleme tekniğinden önce uygulanması zorunlu olan soyma işlemi ayrı bir bölümde ayrıntılı olarak aşağıda verilmiştir. 10.1.1. İşlem Öncesi Patatesin Soyulması Patates işlemede en önemli aşamalardan biri soy madır. Uygulanan soyma yönteminin verimlilik ve etkin liği, son ürün miktarını, daha sonraki ayırma ve kont rol işleminde gerekli işgücü gereksinimini, atıkların miktarını ve maliyetini etkilemektedir. İdeal koşullarda soyma işleminde patatesin üst yüzeyinde ince bir tabakanın uzaklaştırılması, isten meyen parçaların soyulmuş yüzeyde kalmaması ve patates yüzeyinde soyma yönteminden ileri gelebilecek şekil değişikliklerinin oİmaması istenir.Genelde endüstriyel işlemlerde ideal soyma kayıpları ile işçilik gereksi nimi ve son üründe istenmeyen defektlerin miktarları arasında belli bir denge kurulmalıdır. Soyma işleminden önce patatesler, üstündeki ya bancı maddeler ve özellikle toprağın uzaklaştırılması amacıyla yıkanırlar. Soyma yöntemi, üretilecek ürünün çeşidine ve işleme kapasitesine bağlı olarak seçilme lidir. İyi bir soyma işleminde aşağıdaki faktörler dikkate alınmalıdır: 1. Soyma kayıplarının minimum olması, 2. Üretilecek ürünün gereksinimi olan soymanın sağlan ması, aşırı veya az soymanın olmaması, 3. Isı halkasının oluşmaması; yani ısısal işlem uygu laması sonucunda patates soyulduktan sonra yüzeyde nişastanın je1at inizasyonu nedeniyle pişmiş bir ta bakanın oluşmasının önlenmesi, 4. Enerji ve kimyasal madde kullanımının az olması, 5. Su kullanımının az olması, 6. Kirliliğin az olması, 7. Soyma sisteminin ten i r . bakım masraflarının az olması is Soyma işlemi büyük oranda işletme karını etk ilediğ i nden işlem sı r a s m d a çok yak ından kontrol altında tutulmalıdır. Özel 1ikle aşırı ve az soymadan kaçınmak gereklidir. Patates soymada mekaniksel, ısısal ve k imyasa1 olmak üzere üç değişik yöntem kullanılmaktadır. a. Mekan iksel soyma (Aşındırarak soyma) Sürek 1 i ve kesikli olmak üzere iki tipi vardır.Bu soyma yöntemi nde aşındırıcı zımparalı si 1 indirler, diskler ve merdaneler kul lan111r. Soyulmuş kabuk or tamdan su ile uzak 1aştirilir. Aşındırarak soyma daha çok cips ve konserve endüstr isi ile küçük işletmelerde kul lanıİmaktadır. Öze 11ikle tekdüze olmayan şek illi ve büyük, der i n göz 1ü, yüzeyi düzgün olmayan patateslerde aşındırma ile soymada,soyma kayıpları çok artmaktadır. ince ve düzgün kabuğu olan büyük ve yuvarlak lerde soyma kayıpları azalmaktadır. patates b. Basınçlı buharla soyma (Isısal soyma yöntemi) Buharla soyma işleminde, buhar basıncı altında patatesler in kabuk ve kabuk altı dokusu hızla ısınır ve yumuşar. Bu işlem ısının yumru içine doğru yayılma dan önce patates yüzeyinin hızlı bir şekilde ısınması na bağlıdır. Kısa süre yüksek sıcaklıklara kadar ısıtma, yü zey dokusunun neminin buharlaşmasını neden olur ve böylece kabuk dokusunun gevşemesi ve çözülmesi sağla nır. Gevşeyen kabuk, yüksek basınç su spreyleri ile donatılmış silindir yıkayıcılar yardımıyla uzaklaş tırılır. Tutucuları olan döner kauçuk silindirlerle de gevşemiş kabuk 1ar uzaklaştırılarak atık su kirliliği önlenir. Avrupada 1960'larda geliştirilen ve günümüzde yaygın olarak kul lanı lan yüksek basınçlı-kısa süreli buhar la soyma ek ipmanı patatesin giriş ve çıkışını sağlayan hidrolik kapağı olan kalın çeperli silindirik çelik bir basınç haznesinden oluşmaktadır. Bir tartı sisteminden geçen patatesler buhar haznesi içinde toplanırlar. Haznenin kapağı kapatılır ve buhar ver i 1erek haznede basınç yüksel t i 1 i r. Aynı zamanda hazne dönmeye başlayarak, içindeki patatesle rin tüm yüzeylerinin buharla teması sağlanır (Şekil 10.1). Buhar basıncı 8-10 bar düzeyine kadar çıkabil mektedir. Baz 1 sistemlerde içteki hava uzaklaştırıla rak buharın daha iyi ısı transfer i sağ 1amasına olanak tanınır. İşlem sıcakiığı buhar basıncına bağ 11 olarak genel 1ikle 177-204'C arasındadır. 15-30 saniyelik bir işlemden sonra sistemden buhar aniden uzak 1aştır11makta ve hazne kapısı açılarak patatesler in alt tarafa boşalması sağlanır. Tüm işlem 1-2 dakikada tamamlanır. Buhar basıncı ve işlem süresi patatesin durumuna y e son ürünün gereksin imler ine uygun olarak seçiİmelidir. Bu sistemin, ener j i yoğun gereksinimi, der in göz 1erde etk ili olmaması dezavantaj oluştururken özel- 1ikle k imyasal yöntemlere göre kirliliğin azlığı, soyma kayıplarının çok düşük düzeyde olması ve kabukkul lanı İmasına ların di rekt olarak hayvan yemi olarak olanak vermesi gibi avanta j l a n vardır Besleme elevatörü 0 Tartım düzeneği Kuru kabuk temizleyicisi Boşaltma helezonu ŞEKÎL 10.1: Basınçl1 buhar la soyma ekipmanının kesit i o. Kimyasal soyma yöntemi Bu yöntemde patatesin kabuğunun yumuşaması ve gevşemesi k imyasal ve 1 s 1 sa1 etkinin komb i nasyonu ile sağlanır. Daha sonra basınçlı su püskürtülerek veya mekanik işlemlerle kabuklar, patateslerden tamamen ayrılırlar. Şek i 1 10.2'de endüstr iyel olarak kullanı1 an döner tipli k imyasa1 soyma ünitesi göster ilmiştir. Kimyasal madde olarak daha çok NaOH (Kostik) yaygır olarak kul lanıİmaktadır. Havalandırma Patates besleme Kostik kontrol e d e n mekanizma Patates çıkışı 7 Perfore cepler / değiştirici Buhar E3^^-:de"pösü ^ - ^ ^ ŞEKÎL 10.2 -ıP>ı Pompa Endüstr iyel k imyasal soyma ünitesinin kesiti Kostikle soyma işleminde patatesler, sıcak kostik çözeltisinde belli bir süre tutulduktan sonra yu muşayan kabuk 1ar yıkama ile uzak 1aştirilir. î şlem koşul l a n patates çeşi dine, yumruların yaşı ve depo1 ama koşullarına, üret ilecek son ürün gibi bir dizi faktörlere bağlıdır.Genellikle çözelti konsantrasyonu %5-20 NaOH arasında ve sıcak 1ık T e - G G ^ C , daldırma süresi 1-6 dak ika arasındadır. îyi bir soyma,konsant rasyon , sıcak İlk ve daldırma süresinin uygun bir dengesinde olmaktadır. Bu koşul l a n her işletme küçük bir öndeneme ile kol ayca bel i rleyebilir. Yıkama işlemi sonrası soyulmuş patatesler, seyreltik sitrik asit banyosuna daldırılarak veya püs kürtme yapılarak yüzeyde kalabilecek kost ik kalıntı sının nötralizasyonu sağ 1 anır. Eğer yıkama i ş1 emi yeter 1 i yapı 11rsa buna gerekte yoktur. Patates üze rinde kost ik kalıp kalmadığı bi rkaç damla fenolftalein damlatı1arak rengi kırmızı veya pembeye dönmesi ile anlaşılabiİmektedi r. Soyma ve yıkama işleminden sonra patateslerden, kalan kabuk dokusu, gözler, siyah, noktalar, hastalık ve zararlılardan hasar görmüş ve rengi bozulmuş böl geler, ^güneş yanığı ve yeşillenmiş materyali uzaklaş tırmak için el ile temizleme işlemine gereksinim var dır. El ile temizlemenin yoğunluğu, soyma işleminin etkinliğine, ham maddenin durumuna ve son ürünün ge reksinmesine bağlıdır. Bu işlem bir bant üzerinde iki yana sıralanmış işçiler tarafından özel bıçaklar kul lanılarak yapı lir. 10.1.2. Patates Cipsi Üretimi Patates cipsi, herhangi bir hazırlığa gereksinimi olmayan tüketime hazır patateslerin en uygun for mudur . Son yıllarda giderek tüketimi artan bir patates ürünüdür. Patates cipsi üretimi için patatesler boylandık tan sonra taş, toprak gibi yabancı maddelerden ve hastalıklı yumrulardan ayrılır, yıkanır ve daha sonra soyulurlar. Soyulan patateslerin dilimlenmesinde çeşitli tip te dilimleme makinaları kullanılmaktadır. Dilim kalın lığı 0.085-0.169 cm arasında değişir.Patatesler, özel liklerine ve kızartma yağı sıcaklığı ile pişirme süre sine uygun olarak seçilirler. Dilimlenmiş patateste, minimum düzeyde hücre zedelenmesi, düzgün yüzeyli ve tekdüze kalınlıkta kesim istenmektedir. Eşit olmayan kalınlıktaki dilim lemede istenen renk ve standart pişme sağlanamamakta dır. Ayrıca düzgün yüzeyli olmayan dilimler kızartma sırasında yüksek miktarda yağ absorblarlar. Döner ve santrifüj tip sistemler ile dilimlenen patatesler yüksek basınçlı su ile yıkanarak kesim yüzeylerindeki nişastanın ve patates artıklarının uzaklaştırılması sağlanır. Dilimleme ve yıkama işlemlerinde ham maddenin %0.05 ile 1.0 oranında kayıplar olmaktadır.Yıkama iş leminden sonra dilimler,bir konveyör bantda süzülmesi sağlanarak direkt olarak veya çeşitli yöntemlerle (basınçlı hava, vibrasyonlu bantlar ve ısıtılmış hava yardımıyla) yüzeydeki su uzaklaştırıldıktan sonra kızartma ünitesine beslenirler. Yüzey nemi kızartma öncesi dilimden uzaklaştırılarak, kızartma süresi k1sa1111 abiİmekte, ayrıca kızartıcının kapasitesi ar tırılmakta ve dolayısıyla enerji tasarrufu sağlanmak tadır. Bazı işletmelerde, son üründe istenen rengin sağlanması için patates dilimleri sıcak su veya kim yasallarla muamele edilir. Yüksek indirgen şekeri içeren patateslerden koyu renkli cipsler elde edil mektedir. Bu esmerleşme reaksiyonunun önlenmesi için dilimler suya veya yalnız bisülfit veya fosforik asit ve sodyum sitrat veya sitrik asit ile beraber, hidroklorik veya fosforik asit, sitrik asit veya sodyum sitrat veya kalsiyum klorid içeren çözeltilerden biri ne daldırılırlar. Suyun veya kullanılan çözeltinin sıcaklığı GS-GS^C arasında değişir. Bir dakika veya daha fazla sıcak çözeltide çalkalanan dilimler süzül dükten sonra kızartıcıya verilirler. Kızartma ünitesinde, yağın ısıtılması bir ısı değiştirici ile sağlanmaktadır. Modern kızartıcılarda sıcaklık kontrollü otomatik olarak yapılmaktadır. Kızartma iÇİn değişik sıvı ve katı yağlar kullanılTiaktadır. Özellikle maliyet ve tüketici istekleri yağın cinsini belirlemektedir. Ancak berrak yağlara nazaran kısmi hidrojene edilmiş yağ kullanımı, ürün lerde ransid tat oluşumunu geciktirmektedir. Berrak yağlarda (pamuk, soya, mısır, palm ve yerfıstığı yağı) kızartılmış cipslerin raf ömrü yağ veya tuza BHA gibi antioksidan ilavesi ile oldukça uzatılmaktadır. Yağın kalitesinin korunması ve cipsde absorbianan yağın bozulmasının önlenmesi ve raf ömrü nün uzatılması için aşağıdaki işlemlere dikkat edilTiesi gerek 1 idi r : 1. İşletmede sıvı ve katı yağların depolanması, 2. Yağın yeterli fitrasyonu, 3. Sistemde yağın hızlı devri, 4. Yağın tekdüze ısıtılması. uygun taşınımı ve 5. Sistemde, örneğin filtreler,ısı değ iştiriciler, kı zartma ünitesi ve tank 1ardak i sirkülasyonunda ya ğın h a v a l a n d ı n İmasından kaçını İması, 6 . Kızartıcıda yağın, aşırı ısınmış yerlerde fazla kalmasının önlenmesi, 7. Kul lanı İmiş esk i yağdan veya başka bir yağ 1 a kul lanılan yağ 1n kontaminasyonunun önlenmesi, 8. Temi zleme ve f i 1trasyon bileşik1er inden yağın kontaminasyonunun önlenmesi, Kızartma işlemi sonrası nem düzeyi %1.5-2'ye i nen cipsler in tuzlanmasında bel 1 i boyuttak i ince kr istal sodyum klorür kul lanıİmakta ve bu arada çeşi11 i ant i oksidanlar uni form olarak tuza karıştırı1 abiİmektedir. Tadlandırıcı olarak da çeşi 11 i katk11ar, destek madde ler i ile birlikte bu aşamada uygulanmaktadır. Cipsler tuzlandıktan ve tadlandırıldıktan sonra bir konveyöre alınarak soğuması sağlanmakta ve kont rolları yapıİmaktadır. î stenmeyen kalitedeki cipsler in (renk ve görünüş olarak) böylece ayrıİması sağlanır. Daha sonra ağır1ık esasına göre esnek amba1 aj malzeme1er iyle (selefon, değişik t i p1er dek i 1amine edilmiş materyal 1er ve bazı a 1umi nyum folyolar) paketleni r1er. Ambalaj malzemeler inin kal itenin korunması ve raf ömrünün uzatıİması açısından belli bir nem ve ışık geçirgeni iği özel 1 iğ i nde olması gerek 1 i d i r. 10. 1.3. Parmak Patates Üret imi Günümüzde en çok tüket ilen ve tüket imi g i derek artan dondurulmuş patates ürünleri içi nde en önemi isi parmak patatesdir. Hem ev ve hemde ev dışı tüket imi olan dondurulmuş patates ürünler inde her yıl yeni ürünler gelişt i r i 1erek tüket ime sunulmak tadır. Parmak patates üret iminde kullanılan patateslerin çeşidi di rekt olarak son ürün kal i tes i n i etk ilemekte di r . Özel 1ikle yüksek kurumadde (özgül ağır 1ığı 1080 kg/m^'den yukarı yani kurumadde yaklaşık %20) ve düşük indi rgen şeker (%0.25'in altında) içer ik1 i patates çeşitlerinin olması istenmektedi r. Ayrıca patatesin şek linin ve boyutlarının bel 1 i bir düzeyde olması gereklidir.Özellikle hasat sonrası depolamadak i sıcak- İlk yumrudak i indi rgen şeker içer iğini bel irleyici bir rol oynamaktadır. Depolama sıcak lığının değiştirilerek yumrulardaki i ndi rgen şeker içeriğinin azaltıİması ve a r t ı n İ m a s ı olasıdır.Bununla beraber patatesler i n fiz yolojik ve patoloj ik olarak sağ 1ık11 olması da önemiidir. Şek i 1 10.3'de dondurulmuş parmak patates üretim ak İŞ şeması veriİmiştir. Burada da görüldüğü gibi üret im çeşit 1 i aşamalarda gerçekleştiriİmektedi r. Par mak patates üretiminde, yıkama ve soyma aşamalarından geçi r ilen patatesler bir bant üzer inde kontrol edilir ler ve özel bıçak 1ar yardımıyla yumrularda istenmeyen kısımlar işçi 1er tarafından temizlenir. Daha sonra boylanan patatesler di 1 imlenir 1er. Patates parçacık lar ından ayrilan ürün bir konveyöre dökülerek ikinci kez kontrol edilir, fiziksel ve patoloj ik hasar 11 olanlar uzak 1aştır111r. Soyma ve temizleme aşamalarında kayıplar %15-40 düzeyi ndedi r. Özel 1ikle patatesin boyutu ve şek 1 i, soyma yöntemi gibi faktör 1er bu kayıp oranını bel i rlemektedi r. Soyma ve ayırma kayıplarına ek olarak %10 kay1pda küçük patates parçacık 1arından kaynaklanmaktadır. Elde edilen parmak patatesin boyut 1 arının be 11 i ölçülerde olması i steni r ve buda tüket ici istek 1er i ve kalite sınıflandırmalarında dikkate alınır. Patatesler boylandıktan ve istenilen ölçülerde kesiİdikten sonra haşlama işlemine alınırlar. 60-82"C arasındak i sıcak suya daldırılarak yapı lan bu haşlama işleminin avan ta j 1ar ı şunlardır; 1 . Yüzeydek i nişastanın jelat inizasyonunu sağ 1amak, 2. Yağ absorbsiyonunun aza 111İması, 3. Haşlama sonucu kismen pişen patatesin kızartma süresinin aza 111İması, 4. Son üründe tekstür kal itesinin a r t ı n İması, 5. Son üründe tekdüze rengi n sağlanması şeker i n kısmen uzaklaştırılması, için PATATES İŞLEME İÇİN UYGANLUĞUN KONTROLÜ DEPOLAMA Y I IIAMA SOİMA KON ROL YÜZEYDE KALAN KABUK VE G Ö Z L E R İ N TEMİZLENMESİ BOYll-AMA KESME HAŞIİAMA TEKDÜZE RENK ELDESI IÇIN KIMYASALLAR VE GEREKIRSE GLUKOZ BANYOSUNA DALDıRMA SUYUN SÜZÜLMESİ KıSMI KURUTMA ÖNKIİARTMA YAĞıN s İ z Ü L M E S İ SOĞİTMA KON ROL DONDURMA TARTıM VE AMBALAJLAMA DEPOLAMA ŞEKIL 10.3: Parmak patates üretiminde işlem aşamaları Bazı özel durumlarda iki haşlama kazanı, seri olarakda çalıştırılmaktadır. indirgen şeker içeriği düşük olan patatesler için ikinci haşlayıcıya belli konsantrasyonda şeker çözeltisi konarak son üründe renk oluşumuna yardımcı olunur. Haşlama işleminden sonra ürünler direkt olarak ya da kısmi kurutma uygu landıktan sonra kızartıcıya gönderilir. Haşlama sonrası fazla suyun parmak patateslerden süzülmesi, kızartıcının yükünün ve yağın hidrolitik bozulmasının yavaşlatılması açısından önem taşımakta dır. Bunun yanısıra kızartma işlemi öncesi parmak patateslerin kısmen kurutulması parmak patatesde kurumaddenin artırılarak son üründe yağ absorbsiyonunun azaltılması, tekstürün iyileştirilmesi ve kızartma süresinin kısaltılarak yağın dayanma ömrünün artır1 İması amaçlanmaktadır. Kızartıcı, parmak patateslerle belli bir kütle ve akış hızıyla beslenir. Ön kızartma, 170-190"C sıcak lıklarda 30-90 saniye sürmektedir. Kızartma süresi, çubukların boyutlarına, yağ sıcaklığına ve tüketici lerin özel isteklerine bağlı olarak ayarlanmaktadır. Ön kızartma işleminin ardından vibrasyonlu bir konve yör yardımıyla fazla yağ uzaklaştırılmakta ve dondurma öncesi sıcaklığın düşürülmesi sağlanmaktadır. Yağlar hidroliz, oksidasyon ve polimerizasyon sonucu bozulur lar. Kızartma yağının,serbest yağ asidi oranının %1.5'u geçmemesi gereklidir. Patateslerin yağ absorbsiyon oranı, özellikle ürünün kurumadde içeriğine bağlı olarak %3-4 düzeyindedir. Ürün kalitesi ve iş leme ekonomisi açısından bunun azaltılması oldukça önemlidir. Patates çeşidi ve kızartma öncesi uygulanan işlemler absorbe edilen yağ oranında belirleyici rol oynarlar. Bunun yanısıra kızartma sonrası bir takım fiziksel işlemlerle parmak patateslerin absorbe ettiği yağ oranının aza111İmasıda olasıdır. Ön kızartma işleminden sonra kızartma sıcaklığı düşürülen parmak patatesler -40°C'de akışkan yataklı dondurucularda donmaları sağlanır. Dondurma süresi; ürünün boyutlarına, besleme debisine ve giriş sıcak lığına bağlı olarak değişmektedir. Dondurulan ürünler tüket ici istek 1er ine göre ambalajlanır1ar. Ambalajlanan ürünler - 18 °C veya daha düşük sıcak 1ık1arda depolanır 1ar. Di rekt olarak boylama dışı patatesler in yanısıra parmak patates üret imi nde parçalama sonrası ayrilan parçacık1 arın işlenmesi ile elde edilen değişik pata tes ürünler i dondurularak işlenmektedi r. Un, yumurta, süttozu, baharat 1ar gibi çeşi11 i maddelerle karıştı rılarak pişi rme, haş1 ama, püre haline get i rme ve kızartma gibi çeş itli önişlemler in uygulanması sonrası dondurulan ve ambalajlanan bi rçok patates ürününün üretimi gerçekleştirilir. Parmak patates ve cips işlemede kaliteli son ürün eldesi için hammaddeden başlayarak, üret im sırasında ve son üründe gerek 1 i kalite kontrol analizlerin ya pı İması önemiidir. Kul lanılacak hammaddenin pomoloj ik özelliklerinin, patoloj ik bozukluk1arın ve f i zyoloj ik hastalık1arın olup olmadığının, özel 1ikle indi rgen şeker ve kurumadde içer iğinin bel irlenmesi gereklidir. î şleme sırasında yağ absorbsiyon düzeyinin, yağın başlangıç ve işleme sırasındaki kalite özellikler i ndek i değ işim, son üründek i reng i n, parmak patates çubuk lar ı n ı n boyut 1 ar 1 n 1 n ve cipste tuz içer iğinin sürek 1 i kontrolü gereklidir. Ayrıca depolama sırasında özel likle patatesin absorbe ettiği yağda oluşan kalite değ i ş imi de sürek 1 i i z1enmelidir. 10.1.4. Kurutulmuş Patates Kurutulmuş patatesler, granül1er ve flake olmak üzere iki şek i İde hazır1 anır. Patates granül1er i, patatesi n % 6 - 7 nem içerecek şek ilde kurutulması ile elde ediİmekte ve sıcak bir sıvı ile karıştırıldıklarında hızlı bir şek ilde püre haline dönüşmektedirler. Bu nedenle de hem patates endüst r i s inde yen i ürünlerin üret iminde hammadde ola rak hemde evlerde ve toplu tüket im yer 1er inde kullan1 İmaya uygun gıdalardır. Değişik üretim yöntemler i ge1 i şt i r iİmekle beraber bunlardan sadece ger i beslemeli (add-back) işlem, en- düstr iyel ölçekte yaygın kullanım alanı bulmuştur. işlemi n üretim akışı Şek i 1 10.4'de verilmiştir. Bu PATATES YlJcAMA SOYMA VE'TEMIZLEME DİLÎlİlLEME PIŞIRME PÜRE HALINE GETıRME-KARıŞTıRMA SOĞUTMA ŞARTLAfloiRMA KARIŞ IRMA Or taboydaki ger i bes1 eme granülIeri KURUTMA - ELEME Kaba toz SON KURUTMA İnce toz YEM PATATES ŞEKİL GAANÜLLERİ 10.4: Patates granülIeri eldesinde kul lanı lan geri beslemeli işlemin teme 1 aşama lari Üret imde soyu lan ve temizlenen patatesler homoj en bir pişmenin sağlanabiİmes i için 1.5-1.9 cm kalınl ığ ında kesilerek pişirilirler. Pişirme atmosfer ik ba sınçtaki buhar ile 15-20 cm derini iği olan bir kanal içinde hareket eden bantlar üzerinde yapılmaktadır. Pişi rme süresi hammaddeye ve fabrika yer i n i n den i zden yüksekliğine bağlı olarak 30-40 dakika arasında değiş mektedir. Püre haline" getirme ve karıştırma geri bes lenen belli irilikteki kuru granulier ile birlikte yapılır. Kurutulmuş ve nemli materyal, eğer iyi karıştırılamazsa işlemin ilerleyen aşamalarında birbirle rinden çok kolay ayrılırlar. Bunu önlemek için karış tırma işleminde valsler veya ekstrüzyon işlemi uygu lanmaktadır. Elde edilen homojen karışım, aspirasyon sistemi olan sallayıcı elekler üstünde 15-27"C'ye soğutulur. Bu sıcaklık da yaklaşık bir saat tutularak nem miktarının daha da homojen hale gelmesi sağlanarak şar11 and 1 r 1 1 1 r . Ş a r 11andırma işleminde yaklaşık 120 cm genişliğinde ve orta noktanın derinliği 15-20 cm olan geniş "V" şekilli lastik bant taşıyıcılar kullanılmak tadır. Bu şekilde, helezon vida kullanımı ile ortaya çıkan istenmeyen aglomerasyon ve hasarlanma olayları minimuma indirilmiş olur. Şartlandırma sonunda aglome rasyon ile granüllerde oluşan büyümeyi parçalamak için yine bir karıştırma işlemi uygulanır. Hazırlanan bu nemli materyal daha sonra bir veya iki aşamada %12-13 nem içerinceye kadar kurutulur. Kurutma işlemi sıra sında parçacıkların birbirlerine yapışarak büyümeleri yani aglomerasyon önlenmelidir. Tavalı kurutucularda bu olayı önlemek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle pnömatik kurutucular tercih edilmektedir. Bu tür bir kurutucuda sıcak hava yukarı çekilir ken nemli üründe tabandan sisteme verilir. Sıcak hava ile nemini kaybeden tanecikler ağırlık kaybından do layı hava ile yukarı doğru emilerek toplayıcıya ve oradan da eleklere gelirler. 60-80 mesh'den daha büyük olan ürün, geri-besleme ile tekrar işlenmek üzere sisteme verilir. Eleklerden geçen ince materyal ise tekrar kurutularak %6 nem içerikli son ürün elde edi lir. Bu amaçla eleklerden geçebilecek büyüklükteki %12-13 nemli ince granulier Şekil 10.5'de görülen akışkan yataklı kurutucularda kurutulurlar. Bu kuruma işlemi, beslemeye bağlı olarak 10-30 dakika arasında tamamlanır. ^ N e m l i hava çıkışı Nemli granulier in girişi Basınçlı bölme .İzole bölme Poroz yüzey Sıcak hava gtrışı ±1—f Kurumuş granüller'in çıkışı ŞEKÎL 10.5: Akışkan yataklı kurutucunun kesiti Üretimde hücre parçalanmasının minimum düzeyde tutulması ve yeterli granülasyonun sağlanması gibi iki önemli nokta bulunmaktadır. Eğer hücre parçalanması yüksek düzeylerde olursa, fazla miktarda nişasta açığa çıkacağından, yapışkan, mat renkli bir ürün elde edi lir. Yeterli granülasyon ile mümkün olduğunca çok, tek hücreli partiküllerin üretilebilmesi amaçlanmaktadır. Bu şekilde granüllerin birbirlerine yapışarak büyüme leri, böylece sisteme tekrar işlenmek üzere geri dön meleri engellenmekte ve ayrıca atık miktarı da azal tılmış olmaktadır. Kurutulmuş patates granül1er inin depolanmasında enzimatik olmayan esmerleşme ve oksidasyona bağlı olarak iki önemli olgu söz konusudur. Enzimatik olma yan esmerleşme sıcaklığa bağlı bir reaksiyon olup, her 5**C'lık artışta hızı 5-6 kat yükselmektedir. Bu nedenle sıcaklığın düşük tutulması enzimatik olmayan esmerleşmenin engellenmesinde kesin sonuç alınan çö züm yollarından biri olmasına karşın,tek başına uygu lanması etkin ve ekonomik olmaz. Bu nedenle indirgen şeker miktarı düşük patates çeşitlerinin üretimde kullanılması ve kükürtleme gibi işlemlerle kombine edilmesi gerek 1 idir.Kurumadde üzerinden indirgen şe- ker miktarı %1'in altında tutulabiİdiği sürece, bu tür zarar 1 anma düşük düzeylerde kalmaktadır. Ìndi rgen şeker düzeyinin düşük tutulabiİmesinden i se patates lerin depolama koşul lari büyük önem taşımak tadır. PATATES FLAKE ÜRETÎMÎ Patates flake * 1erı, pişir i İmiş ve püre hal ine get i r i İmiş patates püresin i n, silindir kurutucularda istenilen nem miktarına kadar kurutulmalarından sonra, paketlemeye uygun büyüklüklere kırı İmaları ile elde edilen ürünlerdi r. Flake üret iminde, yıkanarak üret ime uygun olan patatesler seçilerek kabuk lari soyulur ve 1.25 cm kalınlığında dilimlenir ve pişirilir 1er. Pişirme işle mi , konveyör üzer inde taşınan patatesler in di rekt buhar enjeksiyonu ile sağlanır . Pişi rme işleminde patates dil imler i sıcak su içinde patates hücre 1 er i ndek i n i şastanın çirişlenmesine yani jelatinizasyonuna yetecek kadar bir süre bekletilirler. Fakat hücreler arası bağ 1 arın yumuşamamasına dikkat ediİmelidir. Pişirmeden sonra dil imlenmiş patatesler bir ka nal içinde hareket eden helezon vida içinde karşı yönden gelen soğuk su ile ters akım prensibiyle soğu tulur 1ar. Kul 1 an 11 an suyun sıcakiığı yüksek kurumadde içer ik1 i patates çeş itler inde 20"C'den az, düşük kurumadde içer ik1 i 1erde lO^C'den az olmalıdır. Soğutma sırasında daha önce jelatinize olmuş veya çi r işlenmiş nişasta retrogradasyon sonucu sertleşmekte ve böylece pulcuk1arın birbirlerine yapışmaları ve topak 1 anma lari engellenmiş olmaktadır. Soğutul an ve soğutma suyu uzaklaştırılan patates dilimleri daha sonra pişirilirler. Uygun pişi rmen i n gerçekleştiriİmes i, ürün kal itesi ve ekonomik çalışma için gerek 1 i d i r. Faz 1 a pişi rme ile ürün verimi art makta ancak son üründe tekstürel özel 1ik1er bozulmaktad 1r. Az pişi rme sonucunda i se verim azaİmak ta, çok fazla miktarda püre halindek i patates, kurutucularda kul lanı lamayarak atıİmaktadır. Genel ol arak kurumadde miktarı düşük olan patatesler daha uzun süre pişiriİmektedir1er. Patatesler pişir iİdikten sonra beklet iİmeden püre hal ine get i r i 1 i r ler. Eğer soğumaya terk edilirse hem hücre parça 1anması olacak hem de katkıların i 1ave ediİmesi zorlaşacaktır. Kurutmadan önce tekstüre 1 özelliklerinin iyi leş tir i İmes i ve raf ömrünün uzatıİması için püreye değişik katkı maddeler i i 1ave ediİmektedi r. Enz imat ik olmayan esmerleşmenin önlenmesinde sodyum bisülf i t yaygın şek i İde kul lanıİmaktadır. Ayrıca,oksidat i f ka rarma 1 ar 1 n önlenmesi için BHA ve BHT gibi antioksidan1 arın, meta 1 iyon 1 arı reaksiyonlarından kaynak lanan ve pişi rmeden sonra oluşan renk kaybının önlenmesine yönelik olarak sitrik asit ve sodyum p i rofosf at uygu1amalarına rast 1anmak tadır. Tekstürün ge1 i şmes i ve raf ömrünün uzatılabiİmes i için bazı emülgatörler özellik le monogliseritler i 1ave ediİmek ted i r. Kurutma işleminde si 1 indir kurutucular yaygın olarak kul lanıİmaktadır. Valsler in kurutucu yüzeyler i arasında kalan açık 1ık, son ürüne göre değişt iri lebi 1mektedi r. Silindir hızı, buhar basıncı, püren i n kuru madde miktar 1,kurutulan püre miktarı, kurutma sırasında, silindir yüzeyi ndek i patates püresi tabakasının kalınlığı arasındak i i 1işk iler in iyi bili nmes i ve üretimin bu koşullara göre yönlendirilmesi kurutma iş leminde en çok dikkat ediİmesi gereken noktalardır. Örneğin sadece buhar basıncının a r t ı n İması ile son ürünün nem miktarı, istenilen düzeye indirilmeyebilir. A.B.D., Fransa ve Almanya gibi ülkelerde evlerde kullanıİmak üzere perakende olarak sat ilan kurutulmuş patatesler in büyük çoğunluğunu patates pulcukları (flake) oluşturmaktadır. Ucuz, kullanımının kolay ve çok değişik yemek yapmaya uygun olması ev düzeyi ndek i tüket imde tercih ediİmektedi r. Buna karşı 1ık toplu tüket im yerler i nde daha çok patates granüller i kullan1İmak tad1r. Dondurulmuş patates ürünler inin yapımında da patates granüller i tercih ediİmektedi r. Patates granül ler i ve pulcuk l a n ; cips ve kızartılmış parmak patates şek 1 i ndek i çerez tipi gıdaların üretiminde yaygın şek i 1 de kullanılmaktadır.Çünkü bu tür bir ham maddeden daha homoj en, beğenilen, teknoloj isi kol ay çerez gıdalar üretilebilmektedir. Ayrıca, ge1 i şmi ş ülkelerde vitamin A ve C ile zenginleştirilmiş patates granülleri ulusal beslenme programlarında, özellikle askeri amaçlarla çok kullanılmaktadır. Örneğin ekmek yapımında, patates granülleri yaygın kullanım alanı bulmuştur. 10.1.5. Patates Unu Patates unu üretimi, bilinen en eski işlemlerden biridir. Basit olarak, soyulmuş, kesilmiş patateslerin pişirildikten sonra,silindir kurutucularda kurutulması ile elde edilmektedir. Üretimde son yıllarda püskürt meli kurutucular da kullanılmaya başlanmıştır. Uzun yıllardan beri patates unu üretiminde stan dart dışı ve doğrudan tüketime sunulmayan,bozuk şekil li, çok büyük veya çok küçük, kalın kabuklu patatesler kullanılmaktadır. Bunların yanında beyaz renkli, za rarlılar nedeniyle veya fiziksel hasarlı olanlar un üretiminde kullanılmaktadır. Böylece atılması gereken patatesler ekonomik olarak değerlendirilirler. Ancak kaliteli patates unu üretilebilmesi için amaca uygun kaliteli hammaddenin seçilerek sağlamlarının ayrılma sına büyük önem gösterilmelidir. Un üretimine uygun hammadde seçildikten sonra patatesler soyulmaktadır. Patatesler 1 Atm basınçta 15-20 dakika süreyle pişirilirler. Pişirilen patates ler taşıyıcılar ile silindir kurutucunun yüzeyine patatesi tekdüze bir şekilde dağıtan küçük valsli sisteme taşınırlar. Silindir kurutucunun kızgın yüzeyi ile püre halindeki patatesi yüzeye dağıtan valsler arasında genellikle 3-6 mm'lik açıklık bulunmaktadır. Dönüş hızı 6 dev/dak. olan,yaklaşık 10 m boyunda ve İm çapında olan tek silindirli bir kurutucuda 6 ton civa rında %9 nem içerikli patates unu üretilebilmektedir (Şekil 10.6). Silindir kurutucunun yüzeyinde kuruyan patates unu tabakası ince pulcuklar halinde, sistemde mevcut olan kazıyıcı bıçaklar ile silindir yüzeyinden,çek içi i değirmene giden konveyörlere aktarılırlar. Çekiçli değirmenlerde öğütülür ve elenerek istenilen irilikte un elde edilir. Orjinal çift - v a l s Standart tek v a l s ŞEKİL 10.6 Gıdaların kurutulmasında kullanılan tek ve çift valsli kurutucunun kesiti. (1) Vals, (2) Dağıtıcı küçük valsler, (3) Bıçak, (4) Ürün konveyörü,(5) anal, (6) Dağıtıcı, (7) Püre dağıtım konveyörü Son yıllarda püskürtmeli kurutucular da un üre timinde kullanılmaya başlamıştır. İşlemde, kabukları soyulan patatesler püre haline getirilirler. Su ile çözeltisi yapılan patates püresi, püskürtmeli kurutu cuya verilerek doğrudan un üretilmektedir. Patates unu, ekmek yapımında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Genellikle buğday unu miktarı üze rinden %6 düzeyinde patates unu kullanılmaktadır. Son yıllarda patates krakerleri yapılmaya başlanmıştır. Bu özel krakerler %12-20 patates unu içermektedirler. Bu tür krakerlerde ve ekmekte patates ununun bulunmasının bir çok avantajı olmaktadır. Hamurun fermentasyonu daha iyi olduğundan ekmeklerde daha büyük hacim ile birlikte daha hoşa giden tat ve koku elde edile bilmektedir. Kraker ve ekmeklere ilave olarak, her türlü pastacılık ve fırıncılık ürününde ve keklerde de patates unu kullanılabilmektedir. Dondurulmuş gıdaların örneğ i n kızarmış pil içler in yüzeyler i ne kızartıİmadan önce patates unu serpilerek, daha caz i p renk oluşması sağ 1 anmak tadır. Kurutulmuş haz 1r çorbalar ve çocuk mamalarına, ayrıca donmuş gıdaların soslarında ve sos i s 1 er inde koyulaştırıcı ve k1vam ver ici madde olarak katıİmaktadır. Patates unu çerez türü gıdaların üret iİmes i ne çok uygun bir hammaddedi r. Çirişlendirilmiş patates unu nişastas 1,ince hamur hal inde açı 1 arak kurutulmakta ve ekstruder benzer i aletlerle gevrek »kırılgan, bol göze nek 1 i çerez 1er üret iİmektedi r. Yine cips benzer i kurutulmuş çerez 1er üret iİmesinde de çok kul lanıİmak tadı r . Bu amaçla patates unu jel yapıcı ajanlar ve su ile karıştır11arak i nce hamur haline get irilir, cips şek 1 i nde kesilerek kızartılırsa tadı hoş, çerez gıda üretilebilmektedir. Ayrıca son yıllarda gıda madde 1er inin kaplanmasında yaygın şek i İde kul lanıİmaktadır. 10.1.6. Patates Nişastası Küçük veya büyük boydak i, düzgün şek illi olmayan veya fiziksel hasar görmesi nedeniyle pazara sunulamayan standart dışı patatesler nişasta üretiminde kullanılırlar.Patates,mısır ve buğday,nişasta üret i mi nde önemi i kaynak 1 ardır. Ancak günümüzde patates nişastası mısır n i şastasına karşı güçlü poz i syonunu, düşük f iyat1ar la satıİması nedeniyle kaybetmişt i r. Mısıra göre depolama ve taş imada daha fazla sorun yaratan patatesden n i şasta üretimi için uygulanan üret im, mısıra göre daha bas i 11 i r. Mısırın yaş işlenmesinde, ürün 48 saat S O 2 ile asitlendi r i İmiş sıcak suda beklet iİmes i gerek 1 idi r. Bekletme kabuğun yumuşamasma ve çeşi 11 i bi leşenler in ayr 1 İmas ına yardımcı olmaktadır. Daha sonra özel bir değ i rmende öğütülerek embr iyonun a y r 1 İ m a s 1 sağ 1 an 1 r . Rüşeymi al inmiş mısır, Buhr değ i rmen i nden geç i r i 1 erek n i şasta ve g1 utenden, sellülozun a y r 1 İ m a s 1 sağ 1 an 1 r . Buna karşılık patates yıkamadan sonra d i rek t olarak öğütülür, çek içli deği rmende nişasta a y r 1 lir. Doku ve sellüloz, n i şastadan elek 1erle ayrılır. Son temi zleme mısır ve patates n i şastas 1 üretiminin her ik i s inde de aynıdır.Nişasta ve diğer içer ik madde 1 er i çeş i 11 i ek i pmanlarda özgül ağırlıkları farkından yararlanılarak ayırılırlar. Şek i 1 10.7.A * da modern bir nişasta üretim h a t 1 1 nin temel aşamalarını, 10.7.B'de de temizleme, ayırma ve son işlemler detay11 olarak göster iİmişt i r. Ayırıcı olarak dikey çek içli tip değ i rmen kul lanıİmaktadır. Kurutma işleminde, yatırım maliyet i ve ener j i ekonomi si açısından daha avantaj 11 olan flash kurutucuların kullanımı tercih ediİmektedi r. Bu kurutucularda nişas tanın son nem düzeyi de daha kolay kontrol edilebi 1mektedi r. Kurutma 143"C'dek i ters hava akımı ile sağ lanır. Patates 50^ Su Su Temizleme Öğütücü Sulu pulp Yıkayıcı Nişasta sütü Ayırma [saflaştırma Yabancı madde çıkışı IRafine edilmiş Isuyunalın. m a s ı ve Ikûry] İsleme suyu iambalaj Plama Santrifüj elek Santrifgj sepdrator süzgeç 1 yıkama suyu I iri porçgiarjf çıkjşı "/oía kurumaddeli ckstrakte edilmiş pulp , I , pesteme[ B Nişasta sütü(18*Be) santrifüj stporat ör Proteinli su Elek I ^ISilindirik-konik •. T •" ' santrifüj sepcra_ lince tör selluloz çıkısı 1~ Nişasta sütü , . rafine edilmşl ^ Atık 7.23 Kurumaddeli ( 8.10 *B€) • r^^şosla kek Suyun alınması ve kurutma S02 [kurutucı^ kurutucı| J V . 40-A2 Nem sutu Y.Karrya suyu Vakum filtre ıjloma °/«18 Nemli nişasta ŞEKÎL 10.7 Patates nişastası üretiminin ak ışı (A) İşlemin genel akışı (B) Ayırma ve saf 1aştırma işlemlerinin ak ışı Patates n i şastası esas it ibar iyle mod i f iye edil meden satılır. Özellikle kağıt, tesktil,gıda ve tutkal endüstrilerinde yaygın kullanım alanı bulmaktadır. Ayrica hamur kabartma tozunda higroskobik katkı, tab let 1er de ve sosislerde tutucu ve genleşt i r ici, çorbalarda ana içer ik maddesi ol arak, kuru hücre pil 1er inde ayırıcı, değişik nişasta bazlı ürünlerin hammadde gibi bi rçok yerde kullanım alanı bulmaktadır. 10.1.7. Konserveye İşleme Özel 1ikle, konserve eldesi için patates üret i 1memektedi r. Ancak taze tüket ime sunulamayan boylama dışı küçük patatesler konserve edi1 ir 1er. Konserve edilecek patatesler in iyi bir kontroldan geçirilerek patoloj ik ve f i zyoloj ik değ işiklikleri, f iz iksel ha sar lanmaları, bakter iyel ve küf hastalık1 arı ile fi lizlenmiş olmaması isteni r. Ayrica nekroz doku oluşumu ve aşırı olgun 1uk gibi çeşi 11 i defek 11erden temi z olması gerek 1idir. Bu tür defektlerin %15'ten fazla olması, aşırı ölçüde işçi 1ik masraf 1arını yükseltmekte ve konserve üretimini ekonomik olmak tan çıkar mak tadı r . Patatesler in konserveye işlenmesi, Şek i 1 10.8'de görülen akışa göre yapıİmak tadır. İyice temi zlenen ve yıkanan patatesler soyma ünitesinin ısı yükünün azal1 1 İ m a s 1 için ön ısıtma işleminden geç irilir. Özel 1ikle depodan alman 10"C*nin ve altındaki sıcak 1 ık 1ar dak i patateslerde bu işlem oldukça önemiidir. Soyulan pata tesler , bir konveyöre alınarak işçi 1er tarafından temizlenir ve kontrol edilir. Daha sonra boylanan pa tatesler istenen boyda kesilir ve kutulara doldurulur. Kutulara ya sıcak su veya %1.5-2 tuz içeren sal amura i lave edi1 i r. Konserveye,patateslerde tekstür korunumu için izin ver ilen ölçüde kalsiyum tuz 1 arı i 1 ave edi1 i r. Kutuları kapatma sıcak lığının en az 70°C olması istenmektedir. Bel 1 i bir steril i zasyon güvencesinin ölçüsü olan FQ değer ine karşı 1ık gelecek süre kadar steri 1 ize edilen konserveler daha sonra 38'C* ye kadar soğumaları s a ğ l a m r ve depolamaya alınırlar. HAMMADDE SEÇİMİ VE KONTROL YIKAMA ÖN ISITMA (Opsiyonel) SOİMA KON ROL BOYLAMA (*) KESME/PİRÇALAMA DOLDURMA SALAMURİ İLAVESİ KAPİTMA STERİL ZASYON DEPOLAMA *: Boylama genellikle yıkama sonrası yapılır ŞEKİL 10.8: Beyaz patateslerin konserveye i$lem aşamaları 10.2. SOĞANIN ENDÜSTRİYEL işlenmesinde İŞLENMESİ Soğan, endüstriyel olarak çeşitli şekillerde de ğerlendirilmektedir. Bunlar arasında en önemli işleme tekniği, soğanın kurutulmasıdır. Soğanlar, konserveye işlendiği gibi, uçucu yağ ve soğan suyu konsantresi üretiminde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca dondurulmuş soğan dilimlerinin son yıllarda işleme teknikleri'arasında önem kazandığı görülmektedir. 10.2.1. Soğanın Kurutulması Soğan, esk iden ber i kurutma işleminde kullanılan en önemi i sebzelerden biridir. Günümüzde endüstr iyel kurutulmuş soğan, tüket im kolayiığı, kullanımda emek tasarrufu, muhafaza kolay1ığı gibi etmenler nedeniyle geniş bir pazar bulmuştur. îyi kal i tel i hammaddenin kurutulmuş soğan üreti minde özel bir önemi bulunmaktadır. Endüstr iyel işle mede 1 kg kurutulmuş soğan üret imi için kurumadde içer iğine göre ortalama 7-17 kg soğana ihtiyaç duyul maktadır . Kurutulacak soğanlarda kurumadde içer iği, irilik ve şek i 1, et rengi, kesk in aromalı olması aranan baş1 ıca niteliklerdir. Soğan çeşitlerinde kurumadde içer iği %5-20 arasında değ işmekle beraber kurumaddes i yüksek olanlar kurutmada tercih edilir. Kuru ürünün birim maliyetini ve enerji girdilerini bi r inci dere cede kurumadde içer iği bel i rlemektedi r. Yumruların büyük olması, hasatta ve işleme hazır1ık ta ekonomik açıdan isten i r. Böylece artıkların azal 11İma olanağı doğar. Öte yandan yuvar lak ve uzun-yuvarlak şek illi soğanlar, işlemeye daha uygundurlar. Çünkü kaşık şe killi soğan 1 arın uç ve baş kesme işlemi hem zordur ve hemde kayıp oranları daha da yük sekt i r. Kurutulacak soğan 1 arda aranan en önemi i özellik ler i nden biri de lezzet keskini iğidir.Kurutmada önemi i miktarda aroma kaybı, yoğun aroma11 soğan çeşitler inin seçimini gerekt i r i r. Bunun gibi et rengi de kurutmada önemi i bir faktördür. Soğanların et rengi genel 1ik le beyaz, fakat bazen sarı veya pembe-kırmızı olabiİmek tedi r .Kurutulmuş ürün reng inin beyaz olması önemi i bir kal ite faktörü olduğundan beyaz etli soğanların kuru tulması ve kurutmada bu reng i n korunması amaç edini1melidir. Soğanların sarı rengi, Ouercet in renk madde sinden kaynaklanmakta olup, bu pigment son derece az olduğundan bu şek iİdek i soğanlarda renk bir faktör o1arak alınmasa bile,lezzeti bakımından tercih ediİmez. Soğan kurutma tesisleri, uzun işleme sezonunda ihtiyacı karşılayacak yeter 1 i hammadden i n ekonomik olarak bulunup taşınabileceği veya yakınında kurulmalıdır. üretim merkezlerinde Soğanların kurutulmaları için uygulanan aşağıda açıklanmıştır (Şekil 1 0 . 9 ) . işlemler İŞLETMEDE DEPOLAMA HATTA BESLEME BOYLAMA- BİN KURUTMA Küçük soğanlar (Pazara) İŞLENMEYE HAZIR SOĞANLAR (100 kg) Buharlaşan su (0.4 kg) KUftUMUŞ SOĞAN (%4 nem) (11.2 kg) ;ME Tozlar (3.2 kg) YIKAMA ASPÎRASYON-, |_ Atık KONTROL— KOITı (0.6 kg) TEPE VE BAŞ KESİMÎVEYA ALEVLE SOYMAU Atık (10 kg) KONTROL- SOİAN FLAKE'leri (7.4 kg) YIKAMA. İSİTMA (Opsiyonel) D I L MLEME D I L M.ENMİŞ SOĞANLAR (%88 nem) (90 kg) AMİALAJLAMA DEPOLAMA KURUTMA Buharlaşan SU (78.4 kg) KURUMUŞ SOĞAN {Xı nem) (11.6 kg) ŞEKİL 10.9: Soğan kurutma üretim akışı (Ver im: son ürün(1) / hammadde (9)) Soğanlar önce bir sınıflandırma mak i nasında çap larına göre 5 cm'den büyük ve küçük olanlar olmak üzere iki sınıfa ayrılır. İri boydakiler kurutma amacı ile kullanılırlar. Önce soğanların uçları ve kökler i bu amaçla ge lişti r i İmiş makinalarla kesilir. Daha sonra döner yıkama mak i nal arında yüksek basınçlı su püskür terek yıkanırlar. Uç ve baş kesme sonucu oldukça serbest kalmış dış kabukların büyük bir kısmı bu yıkama sıra sında uzaklaştırılmış olur. Kabuklar daha etk i n bir şek i İde alevle de soyulabilir. Bu amaçla kul lanılar kabuk soyma mak inalarında, soğanlar, sonsuz bir kon veyör le lOOO'C civarındak i bir tünelden döndürülerek geçi r i 1 i rler. Bu sı rada kabuklar yanarak kömür leşi r1er. Daha sonra basınçlı soğuk su püskürtülerek yanmış kabuklar yıkanıp atılırlar. Soğanlar, basınçlı buhar kullanı lan sistemlerde de soyulurlar. Buhar la soyma işleme endüstr ide yaygın olarak kul lanıİmaktadır. Kabuk soymadan sonra uç ve sap l a n aynı şek i İde kesi lirler. Bu şek i İde; kabuk, uç ve saplarından arındı rılmış soğanlar, eksenler ine, dik olarak yaklaşık 3 mn kalınlıkta doğranırlar. Doğrama mak inası bıçakları devamiı surette kesk in tutulmalıdır. Aksi halde, doğ rama sırasında kesk in olmayan bıçaklar altında ez iler kısımlarda, soğanın kesk in kokusunu gider ici enz imat ik değişmeler oluşur. Parçalanan soğanlar, doğrudan kurutma işlemin€ alınırlar. Kurutmada tünel veya bant 11 kurutucular kullanıİmaktadır. Tünelde kurutmada, raflar üzer i ne 6 kg/m2 miktarında doğranmış soğan yerleştirilir.Genel1ikle iki kademeli tune 1lerde kurutma gerçek leşt i r i lir. İlk kademede, hava sıcak lığı 70-85"C arasında ve paralel akım,ikinci kademede 55-60"C hava sıcak 1ıktakı zıt akıml1 hava ile kurutma sağ 1 anır.Bu koşullarda 1015 saat sonunda su oranı %5-7 * ye kadar düşer. Bant 1: kurutucuda, paslanmaz çelik bantlar üzer ine yerleşt i rilen parçalanmış soğanlar ; bant ı n giriş inde 80 C , sona doğru 55"C'dek i sıcak hava ile kurutulur. Hava, bantta bir defa üstten bir defa alttan olmak üzere değişik yönlerden çapraz ol arak ver i 1 i r.Bu koşul 1 ard< yaklaşık 6 saat sonra, soğanlarda su oranı %6'ya kadar düşmesi sağlanır. Hangi şek i İde kurutulursa kurutulsun, soğanlar son olarak tepsili kurutucularda nemi %4*ün altına düşene kadar tutulur 1ar. Bu amaçla alt tarafı delik1 i tepsilere alınan kuru soğanlara, altından en çok SO^C de ve mut 1 ak nemi en çok 0.003 g/m^ olan düşük nemi i hava ver i 1 i r. Bu işlemlerle 10-20 saat sonunda kuruma tamamlanmış olur. Bu şek i 1 de kurutulmuş soğanlar elek 1er ve pnömat ik düzenlerle sınıflandırılır. Kuruma sonunda parçacıklarm yaklaşık 1/3 kadarı toz haline gelmiştir.Toz soğan miktarının çok düşük olması ve parçacıkların fazla ufalanmaması istenir.Bu yüzden kurutmada ve ku ruma sonu işlemlerde son derece itina göster iİmelidir. Kurutulmuş soğanların fazla miktarda şeker içer meler i nedeniyle higroskobik yani nem çek ici özel 1ik göster i r1er. Bu nedenle sınıflandırma ve ambalaj lama işlemler i,bağı 1 nemi %30'un altında olan kuru odalarda yapıİmalıdır.Aynı nedenle, kurutulmuş soğan 1 ar nem geçi rmez ambala jlarda muhafaza edilir ve pazarlanır. 10.2.2. Konserveye işleme Konserve üret iminde esas olarak küçük beyaz so ğanlar tercih ediİmektedir.Konserve için genel 1ikle 35 mm'den küçük çaptak i soğan 1 ar kullanılmaktadır. Gene 11ikle sitrik asit ve si rke ile pH 4.2-4.4'e kadar asidlendirilerek işlenmekte ve böylece tekstür korunu mu sağlanmaktadır. Soğan 1ar elle, mekanik olarak veya alevle y a k 1 1 a rak soyulmaktadır. Boylama sonrası yumrunun tepe ve dip tarafı alınmakta ve asi tlendi r i İmiş suda 82"C'de 4-5 dak ika haşlanmaktadır. Daha sonra kutulara doldu rulan soğana, salamura i 1ave ediİmekte ve ekzost işle minden sonra kapatılmaktadır. Amaçlanan steril i zasyon güvencesi esas alınacak FQ değer i ne karşı 1 ık gelecek süre kadar 115"C'de ster i 1 i ze edilirler. Konserve üret imi nde özel 1ikle kutudak i asit 1ik düzeyi ne dikkat ediİmelidir. 10.2.3. Soğan Uçucu Yağı ve Konsantresi Üret imi Çeşi t bazında değişmekle birlikte soğan %0.03 oranında uçucu yağ içermektedi r. Bi rçok sos ve et ürününün a r o m a l a n d ı n İmasında kul lanı lan bu uçucu yağ eldesinde yaygın olarak buhar diştilasyonu kul lanı 1maktadır. Kabuğu soyul an soğan 1 ar, yıkandıktan sonra önce parçalanırlar. Çok küçük parçalara ayrıİmiş olan ve mayşe adı ver ilen soğan 1ar buhar diştilasyonu için tank 1ara alınır ve tanka belli oranda su ilave edilir. Sürek 1 i karıştırılan mayşedek i uçucu yağ 1ar, su buharı ile taşı narak yoğunlaştırıcıda sıv11aştırı11r. Su ile birlikte yoğunlaşan uçucu yağ 1ar yoğunluk farkından yarar lanılarak ayrılırlar ve bazı k imyasal maddeler yardımıyla uçucu yağda kalan suyun tamamı uzaklaştarı11r. Uçucu yağ 1ar soğukta ve inert gaz altında depolanır. Diştilasyon ünitesinde yoğunlaştırıcıdan elde edilen sudan ise rekt i f ikasyon yöntemi kul lanılarak ayrica soğan aroması elde edilir. Elde edilecek uçucu yağ miktarı soğanın çeşi dine, ekoloj ik koşullara, mayşen i n par t ikül büyük 1üğüne, d i st i 1asyon kazanındak i kütle/su oranına, diştilasyon öncesi mayşeyi bekletme süresine, diştilasyon süre ve sıcaklığına bağ 11dır. Uçucu yağ kazanından sonra ger i kalan mayşe veya taze mayşe preslenerek soğan suyu e 1 de edilir. Sant rifüj ve f i 1treler inden geçi r ilerek part ikül1erden arındırılır. Ber rak soğan suyu film buhar 1 aş11rıcılarda vakum altında kurumaddes i %72-80 oluncaya kadar konsantre edilir. Soğukta saklanarak kaliteleri uzun süre korunur. Soğan konsantresi di rekt olarak aroma ve uçucu yağ ilave edilerek endüstr iyel ara ürün veya tüket i ciye son ürün olarak sunulabilir. Ancak burada soğan reng inin korunmasına ve üret im sırasında oluşacak özel 1ikle hidroksimetilfurfural miktarına dikkat edi1mel idi r. 10.2.4. Dondurarak î şleme Bütün ve di 1 imlenmiş soğan önemi i bir dondurulmuş sebzedir.Soğanın tat ve aroması, parça1 ama sonucu özel 1ikle ali i naz enziminin çalışması nedeniyle art- maktadır. Bu enzimler haşlama işlemi ile inaktive edilebildiği gibi, haşlanmadan dondurulmuş soğanlarda oldukça stabildir. Özellikle beyaz etli soğanlar don durma işlemi için uygundur.Dondurulacak soğanların depolanmasında ve depolama öncesi ile sonrası taşımada özellikle fizikse1 hasar 1anmanın olmamasına ve depola ma koşullarının sağlanmasına dikkat edilmelidir. Soğanın baş ve alt tarafları soyma öncesi veya sonrası uzak 1aştır11 abi 1 ir. Daha sonra basınçlı sudan geçirilerek yıkama ve kalın dış kabuğun uzaklaştırıl ması sağlanır. Bütün olarak soğanlar air-blast veya plakalı dondurucularda dondurulurlar. Ayrıca 3.1 veya 6.3 mm'lik küb şeklinde, dilimlenmiş veya ekstrude edilmiş dilimlenmiş soğanlar dondurularak işlenmekte dir. 11. PATATES VE SOĞAN KAYIPLARI VE ÖNLENMESİ Genel olarak ürün kaybı, patates ve soğanın ama ca uygun tekniklerin kullanıİmasiyle hasat, depolama, işleme ve dağıtım zinciri sırasında çeşitli nedenlerle bozulmaları, ezilmeleri, su kaybına uğramaları ile kalite kayıplarının tümünü kapsamaktadır. Esas olarak kayıplar,kal ite ve kant ite açısından ele alınmaktadır. 11.1. HASAT SONRASI KAYIPLARIN EKONOMİK DEĞERLENDİRİL MESİ Gıda üret im olanaklarının sınırlı ve nüfus artı şının hızlı olduğu bir dünyada, gıda kayıplarının önemi büyüktür. Tarım konusunda yap ilan çalışmaların büyük çoğunluğu üret imin artırıİmasına yöne İmi şt i r. Ancak, bi rçok ülkede gıdaların %25 ile %60 arasında değişen bir kısmı fare, böcek, küf gibi zarar 111ar ve uygun olmayan depolama koşul 1arı nedeniyle kayıp olmaktadır. Depolama, işleme ve taşıma koşul 1arından kaynaklanan kayıpların önlenmesi için yapılabilecek yat 1rımlar, tarımsa İ ver imi artırmak için yapı lan harcamalara göre ekonomik açıdan daha önemiidir. Bir çok ülkede tarımsa1 ver imin artınİmasına yönelik önlemlere ver ilen önem yanında hasat sonrası aktiviteler in gözardı ediİmesi, bu ülkeler in tarım poli tikasının bir zayif1ığı olarak kabul ediİmelidir. Tarımsa1 üret im sistemi ve gereksinmeler i bir bütün olarak ele alınmalı ve incelenmelidir. Bu sis temin her hangi bir aşamasının gözardı ediİmesi ka yıplara yol açar. Özel 1ikle hasat sonrası oluşacak kayıplar, hasat önces i üret ime dönük gerekli harcama 1ar tamamlanmış olduğundan,ekonomik açıdan daha da önem kazanmaktadır. Dünya'da kısıtlı olan gıda hammadde 1er i daha ver imi i olarak kul lanı İması amacıyla hasat sonrası kayıplar azaltılma İldir.Gıda kayıplarının önlenmes i için gerek- li kararların alınması, ancak tüm sistemin ve incelenmesi ile mümkün olur. anlaşılması Gıda önemlidir iki kayıplarının değerlendirilmesi açıdan 1. Mikro düzeyde: Üret im-tüket im zinciri içeri sinde görev alan üretici-aracı-pazar 1ayıc11ar ve yö neticiler (üretici, ambalaj firma yöneticisi, gıda işletme müdürü, süpermarket müdürü vs.) gıda kayıpları hakkında yeterli verilere sahip olmazlarsa iyi karar lar alamazlar ve uygulayamazlar. Kayıpların düzeyi ve bunların nedenleri üzerinde bilgi sahibi olan yöneti ciler, seçeneklerini tartarak hareket edebi 1 ir1er.Böy lece yatırımların verimlilik ve etkinliği artırılarak, işletmelerin daha karlı çalışmalarını sağlayabilirler. 2. Makro düzeyde: Bir ülkenin tarım politikasını şekillendiren verilerin en önemlilerinden biri de gı da kayıplarıdır. Ülkenin tarım konularında yapacağı araştırmalara ayıracağı paranın dağılımı, esas itiba riyle gıda kayıp verilerine göre yapılmalıdır. Gıda kayıpları sorunları ve buna bağlı araştırma projeleri, öncelik açısından bir sistematik içerisinde ele alın malıdır. Gıda kayıplarının düzey ve önemlerinin saptanma sında ve böylece öncelik tanınacak projelerin belir lenmesinde bir çok kriter geçerlidir. Aşağıda bu kri terlere örnek 1er ver i İmi şt i r. 1. 2. 3. 4. Gıda kaybının niceliği Gıda kaybının değeri Kaybolan gıdanın kalitesi ve kalite kaybı Uygulanan yönetim faaliyetlerinin parasal de ğeri 5. Gıda kayıp araştırma projelerinin öngörülen masrafı ve başarı olasılığı 6. Araştırma projelerinden beklenen yarar/mas raf oranı 7. Çeşitli kaynakların karşılaştırılarak değer lendirilmesi ve seçiİmesi Dikkat edileceğ i gibi, bu örnekler in hepsi gıda kayıplarının belirlenmesi gereklidir. için 11.2. GIDA KAYIPLARININ ANALlZÎ Ekonomik açıdan gıda üretimi; arazi, su, gübre, tohum ve iş gücü gibi girdilerin bir araya gelmesiyle başlar.Belli bir transformasyon sonucu,fark 11 düzeyde girdiler birleşerek ürünü şekillendirirler. Ancak bu girdilerin hepsi üreticinin kontrolü altında değ ildir. Ürünün çeşidine ve tüketicinin isteğine bağIı olarak, hasat sonrasında çeşit 1 i aşamalardan geçi r i 1 i rler. Burada en önemi i aşamalar depolama, işleme, pazar lama ve dağıtım olarak sıralanabilir. Her aşamada, gıdanın değerini koruyan veya artıran yeni girdiler gerekli dir. Tümsel olarak bakıldığında, her aşamada belli bir kayıp olasılığı vardır. Başlangıçta iki türlü kayıp tanımlanır. La " önlenebilir kayıplar Ly = kaçınılmaz kayıplar Tüket iciye ulaşan son ürün Y*, teknik olarak üretimi mümkün olan Y^ ve tüm süreçdek i gıda kaybı olan L'ye bağIıdır. Y* = Yt L - L = La - Lv Önlenebilir (La ) ve kaçınıİmaz (Lv ) kayıplar ayrıca hasat öncesi ve sonrası süreçlere göre de tanımlanabilir: 1 + L; Burada 1, hasat öncesini; simgelemektedi r. Özetlen i rse; 2, hasat sonras 1nı Yt Y* = Y| = La^ = La^ = Lv^ = Ly^ = - La' - La' - L^' - L V 2 Son ürün Teknik olarak ideal ürün Hasat öncesi önlenebilir kayıp Hasat sonrası önlenebilir kayıp Hasat öncesi kaçınılmaz kayıp Hasat sonrası kaçınılmaz kayıp Kaçınılmaz kayıpların değerlendirilmesinde ölçü olarak, ideal laboratuvar koşullarında teorik olarak elde edilebilecek en iyi üründe saptanan kayıp miktarı alınmalıdır. Doğal olarak burada göz önüne alınması mümkün olmayan kayıplar da vardır. Örneğin, bir üreti ci ne kadar dikkat ederse etsin, sel ve kötü hava koşulları gibi nedenler ürününü tamamen yok edebilir. Aynı şekilde tüketicinin tat ve i stek 1er indeki deği şimler de kontrol edilemez. Dolayısıyla ideal labora tuvar koşulları ile pratik uygulama ve pazarlama ko şulları aynı değildir. Ancak gerekli önlemler ve uygun yönetimle bir çok kayıp önlenebilir. Önlenebilir kayıplar çerçevesinde ana konu, yöne ticinin kayıpların önlenmesi için ne kadar masraf yapmaya hazırlıklı ve kararlı olduğudur. Bu bir eko nomik sorun olup, bazı durumlarda kayıpları belli bir noktadan sonra daha da düşürmek karlı olmayabilir. Gıda üretiminde çok önemli olmasına karşın, top lam gıda kaybının (L) ölçümü gerek kavram olarak ge rekse hesaplama açısından oldukça güçtür. Bu bir tanımlama sorunu olduğu kadar, aynı zamanda muhasebe sorunu olarak görülür. Çünkü dünyada çok değişik tür ve sayıda gıda ürünü vardır ve bunların kullanım alan ları da çok farklıdır. Dolayısı ile bir gıda türü için kayıp matriksi geniştir. Bazı durumlarda, dolaylı kayıpların bedeli görü nür fiziksel kayıpları da aşmaktadır. Üretimin çok düştüğü ülkeler, politik ve sosyal kaos içine düşebilmektedirler. Aşağıda gösterilen model gıdalardaki fiziksel kayıplara aittir. FAO'nun Crop Loss Assessment Methods'unda bulun tanımlamalar, ekonomistlerin teor ik statik matetiksel model ine uygulandığında, üretim şu şekiİde r i f ediİmektedi r: ) Y' = zararlı i'nin önlenme düzeyi ne göre ver im X, X2 = değişken girdi (yat 1rım) . . . X = sabi t girdiler (yat 1rımlar) Üret im prosesler inin çoğu bu sistem içer isinde incelenebilir.Teknik i 1işk iler in fonksiyonel ve mate mat iksel özellikleri tarif edilen tarımsa1 işleme göre değişmektedir. Çizge 11. 1 * de bir değişken girdili girdi-verim ilişkisi göster iİmişt i r. ürün için Çıktı y' ( ürün) Teorik maksimum Teknik maksimum Optimum gçıktı düzeyi Ekonomik Gerçek çıktı G Primitif Optimum girdi düzeyi Girdi Xj ( kullanılan kaynak) ÇİZGE 11.1: Bir değişken girdili tarımsal ürün için g i rdi-ver im i 1 i şk i s i eğrisi, x^ girdisine bağlı olarak ideal ko şullarda en iyi verimi simgelemektedir. Bu durum sade ce kontrollü laboratuvar koşullarında izlenebilir. Teorik maksimum A noktasının hizasındadır. Toplam kaybın ölçülmesinde referans nokta olarak kullanılması düşünülse de, uygulamada bu düzeyi elde etmek mümkün değiİdir. Primitif verim ( D ) , değişken girdi (yatırım) kullanılmadığında elde edilen verim düzeyidir. Çünkü fungusit veya pestisit gibi bir girdi kullanılmasa da belli bir verim söz konusudur. Y^ elde edilebilir verimin eğrisini temsil et mektedir. Bu, uygulama koşullarında belli bir girdi kullanıldığı zaman elde edilir. B, bu koşullarda elde edilebilecek teknik maksimumunu göstermektedir. Y^ eğrisi altında kalan tüm noktalar, üretim uygulama sında bir aksaklığa ve/veya kaynakların iyi kullanıl madığına işaret eder. Eğrinin üzerinde olup da, kaynak Xj 'nin minimum ekonomik kullanım düzeyinin (C) altında olan noktalar, bu kaynağın kullanım düzeyinin yetersiz olduğunu gös terir. Her iki durumda da, kaynağın daha iyi kul lanılması ile önlenebilecek kayıplar söz konusudur. Değişebilen kaynaklar, üretime yatırıldığında, bu kaynaklar geri alınamaz. Bu nedenle yönetici, yatırım ile verim arasında en çok kar getirecek dengeyi kurma lıdır. Bu denge hangi x\ değerinde sağlanabilir? En ekonomik verim ( E ) , teknik maksimumun biraz altın dadır. Yatırımlar kaynağa göre verim artışı sağlamı yorsa, bu kaynağın kullanım düzeyini artırmakta bir anlam yoktur, tabii eğer o kaynak üreticiye parasız olarak malolmuyorsa. Xi ne kadar pahalıysa kullanım düzeyi de o kadar düşük olacaktır. Ancak D ve C ara sındaki alanda, kullanılan her Xj ünitesi için sağla nan Yj verimi, daha da artmaktadır. C noktasında bu artış durmaktadır. Böylece C ve B arasında bir nokta da, en ekonomik verim noktası (E) bulunmaktadır. Bu E noktası,kaynağın fiyatına ve teknik maksimum sınır altında çıkan ürünün değerine bağlıdır. Bu nok- tada kullanılan her kaynak ünitesinin masrafı, böylece sağlanan fazla ürünün getireceği kara eşit olmaktadır. Yan i; Mar j inal gelir (MR) = Marjinal masraf (MC) oldu ğunda kar en yüksek düzeyde olmaktadır. E noktası, MR = MC'yi temsil ettiğinde, önlene bilir ürün kaybı E-G olmaktadır.Kaçınıİmaz ürün kaybı, en kar sağlayan kaynak kullanım düzeyi nde, i deal ve uygulama koşullarında elde edilen ver imi n farkıdır: FE. Çizgeden de görüleceğ i üzere, kaynak ar11rılarak, ver im B noktasına yükselti lebi lir ancak bu ekonomik açıdan E noktası kadar karlı olmayacaktır. Çünkü marj inal masraf mar j inal gel i rden yüksek olacaktır. Bu ik i nokta arasındak i farka (B-E), ekonomik olarak kaçın1İmaz kayıp denmektedi r. Ürün ne kadar klymet1 i, kaynak da ne kadar ucuz olursa,bu fark o kadar azalır. 11.3. PATATES VE SOĞAN KAYIPLARININ KAYNAKLARI Meyve ve sebzeler üret iİdikten i t ibaren bulun duk l a n ortam koşul 1 arına göre hızlı veya yavaş bo zulmaya başlarlar. Çünkü bunlar yaşayan var 1ıklardır ve ortam koşullarından büyük ölçüde etk ilenirler. Üret imde asıl amaç, ürünlerin kal iteler ini tüketime kadar istenilen düzeyde muhafaza edebilmektir. Ülkemi zde bir ürünün pazar 1anab ilir kal i tede olması büyük önem taşimaktadır. Tur fanda üret imin dışında patates ve soğanın yı1da bir üretim sezonları bulunmaktadır. Böylece tüm yıla dağılan bir tüketimi karşı lamak durumundadırlar. Patates ve soğanın üret imler i nden tüketimler ine kadar çeşitli aşamalardan geçerler. Bu aşamalarda uygulanan teknolo j i ve uygulama koşul lar ].na bağI ı ol arak kayıplar meydana gelmektedi r. Bu aşamalar sıra sıyla; 1) 2) 3) 4) Hasat Taşıma Depolama Dağıtım sisteminde oluşan kayıplar Doğal olarak tarımsal üretim sırasında kültürel işlemlerin eksik veya düzensiz yapılmasiyle de ürün kaybı meydana gelmektedir. Ancak bu çalışmada hasatla başlayan kayıplar üzerinde durulmuştur. HASAT: Her üründe hasatta en önemli konu, hasat zamanı nın iyi seçilmiş olmasıdır. Ürün haşatının en uygun zamanının seçilmemesi durumunda kayıplar artmaktadır. Hasat sırasında kayıpların oluşmasında etkili diğer konu da yanlış hasat teknikleri ve uygun olmayan makina ve aletler in kullanımıdır. Hasatta kullanılan makinaların iyi ayarlanamamış olması, ekim sırasının düzgün yapılmaması, kayıpların oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca makinalı veya diğer hasat teknikleriyle hasat sırasında da tüm yum rulara ulaşıİmayarak bir kısımının toprakta kalması da mümkün olmaktadır. Patates ve soğana ilişkin 1983 yılında yapılan bir çalışmada hasat için toplam kayıplar %5 olarak verilmektedir. Üretim bölgelerinde yerinde yapılan incelemelerde hasat sırasında meydana gelen kayıpların % 2.5-3 düzeyinde olduğu saptanmıştır. Hasatta meydana gelen kayıplar esas olarak yumruların yaralanmasından kaynaklanmaktadır. TAŞIMA: Patates ve soğan yumrularının hasattan sonra de-poya taşınmaları, depolandıktan sonra tüketim merkez lerine taşınmaları gerekmektedir. Bu taşımada özellik le yükleme- sırasında yumrulara zarar ver iİmektedi r. Ağırlığı 70 kg'a erişen çuvalların kamyon veya trak törlere yüklenmesi ve boşaltılması ile depoya yerleş tirme sırasında yumruların önemli ölçüde zararlanmasına neden olunmaktadır.Böylece ürünlerin bozulmasına zemin hazırlanmış olmaktadır. Ayrıca taşıma sırasında çuvalların gereğinden fazla üstüste konulmalarında da altta kalan yumrularda ezilmeler görülmektedir.Yapı lan incelemelerde yükleme, taşıma, boşaltma ve depolara yerleşt i rme işlemler ini kapsayan aşamalarda kayıplarır %2'ye yak 1aştığı tahmin ediİmiştir. DEPOLAMA: Patates ve soğanlar üretildikten sonra pazarlan1ncaya kadar uzun bir süre depolanırlar. Bu depola manı n normal süresi 6.5 aya kadar uzayabiİmektedi r. Depolama kayıpları, yumruların bulunduruldukları ortam koşul l a n ile yakından i Igi1idir. Her ürünür amaca göre değişik depolama koşulları vardır. Depolams koşul l a n arasında en önemi ileri sıcak 1ık, bağı 1 nen ve atmosfer kompozisyonudur. Hava hızı, ısı ve kütle transfer katsayıları, ambalaj materyali gibi paramet relerde ürünün depolama ömrünü etkilerler. Ancak bı parametreler ürün sıcakiığını kontrol ederler. Patatesler in depolanmasında en önemi i kayıp kay nak lar ı nem kaybı(ağır1ık kaybı), solunum etkini iği, filizlenme, ürün hastalıkları ve zararlılarıdır. Pata tes depolamada ortamın bağı1 nem düzeyi büyük önen taşımaktadır. Pratik depolama yöntemler inde patates depolarında nem ve sıcak 1ık kontrolünün genelde olmaması, sorunu büyütmektedir. Ni tek im patateslerde normal depolama süresinde kontrolsüz koşullarda %12-1{ hatta %20'ye kadar kayıplar meydana gelmektedi r, Bununla birlikte teknik gerekler i yer ine get iren sı nırlı depolarda kayıplar %6.5'a kadar düşmektedi r. Bı kayıp miktar l a n da patates depolamada yetk i 1 iler ir konuya gerek 1 i desteği vermesinin kaçınıİmaz olduğum ortaya koymaktadır. Böyle :e patateste, üretimden tüke time kadar olan tüm aşamalarda toplam kayıp oranı %lî düzeyinde olmaktadır. Depolama sırasında soğanlarda görülen en önemi: kayıplar önem sırasına göre filizlenme, çürüme v< ağırlık kaybıdır. Meydana gelen toplam kayıp, %50-6( filizlenme, %30-40 çürüme ve %10'u ağırlık azalmasın dan oluşmaktadır. Burada da görüleceği gibi soğar depolamada filizlenme önemli bir sorun olmaktadır Filizlenmiş ve köklenmiş ancak bunlardan temizlenmemin soğanların fiyatı, pazarda yarı yarıya düşmektedir Yapı lan çalışmalar ve yer inde gerçekleştirilen incele- meler sonucunda, uygun depolama koşulları sağlanamayan üretici depolarında kayıplar 6 ay sonra %30 düzeyine erişmektedir. Buna karşılık teknik gerekleri yerine get irilen depolarda toplam kayıplar %10-15'e düşmekte dir, fil izlenmeyi önlemek amacıyla inhibitör kul lanı 1ması, bu kayıp oranını daha da düşürmektedir. Yapılan bir çalışmada uzun süreli depolamalarda küçük boyutlu (40-50 mm çaplı) soğanlarda filizlenme ve toplam ka yıpların azaldığı saptanmıştır. DAĞITIM SİSTEMİNDE OLUŞAN KAYIPLAR: Depodan pazarlama zinciri ve tüketiciye kadar olan aşamalarda patates ve soğanda toplam kayıp %1'e ulaşmaktadır. Dağıtım zincirinin son halkası olan tüketicide bu ürünlerin kalış sürelerinde önemli fark lılıklar görülmektedir. Ancak ortalama kayıbın %1'e yak lastiğini tahmi n etmek mümkündür. Soğanın üretim-tüketim zinciri içersinde toplam kaybı, çok yüksek düzeylere ulaşmaktadır. Nitekim yapılan hesaplamalarda toplam kayıp depodan depoya, üreticiden üreticiye değişmekle birlikte %50'lere kadar varmaktadır. Soğanda yıllık kayıp 600000 tona ulaşmaktadır. Yıllık üret imimiz olan 4300000 ton raka mı n ı n doğru olduğu kabul edilerek patatesin %19'unun kayıp olduğu dikkate alınırsa; ekonomik kayıp hanesin de ortalama 817000 ton patates bulunmaktadır. Bugünkü f iat1ar la ülke ekonomisindeki patates kaybından orta lama 400 milyar, soğan kaybından ise 300 milyar Türk Lirası zarara girmektedir. Bu rakamların, konunun ülkemi z açısından ne kadar önemi i olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. 11.4. KAYIPLARIN AZALTILMASI İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER Gene 1 ol arak tüm gıdaların üretim-tüketim zinciri içersinde özellikle meyve ve sebzelerde meydana gelen kayıpların önlenmesi birçok ülkede ciddi bir ekonomik sorun olarak dikkate alınmaktadır. Bu çerçevede de ürün kayıp profilleri çıkarılmakta ve ençok kayıp kaynak 1ar1 saptanmaya çal ışıİmaktadır.Günümüzde gel iş miş ülkelerde de gıda kayıpları meydana gelmektedir. Ancak geniş kapsamlı alınan önlemlerle gıda kayıpları birçok üründe minimum düzeyde tutulabilmektedir. Bung karşılık gelişmemiş ülkelerde gıda kayıpları ortalama %60, hatta bazı çok çabuk bozulan ürünlerde %80'ler€ kadar çıkabiİmektedir. Gıda kayıpları teknik bir koni olduğu kadar aynı zamanda ekonomik bir sorundur. Tür kiye'de genel olarak meyve-sebze kaybının %25 düzeyin de olduğu tahmin edilmektedir. Daha önce de belirtil diği gibi patates ve soğan ürünlerinde sırasiyle yıl lık 817000 ton ve 600000 ton kayıp olmaktadır. Bunun ülkemize toplam maliyet i 700 milyar TL'yi bulmaktadır. Bu kadar büyük bir milli değer kaybının önlenmesi, günümüzde öncelikli konuların başında geİmelidir.Artık tarımsal ürün artışı yanında üretilen ürününün kal i tesi korunarak gerek iç tüket ime sunulması ve gerekse i hracata yönlendiriİmes i en akıIcı yol olacaktır. Patates ve soğanda üretim tüket im zinciri içer sinde kayıpların mi n imum düzeye i nd i r iİmes i için çe şitli önlemler in alınması gerekmektedi r. Kayıplarır tamamen önlenmesi hem mümkün, hem de ekonomik değ i 1dir. Bu nedenle önlenebilir kayıpların ekonomik bir şek i İde aza 111İması amacıyla değ i ş ik önlemler belirlenmelidir. Esas itibarıyla üretimden-tüketiciye uzanan süre^ içer isinde kayıpların önlenmesine yöne 1ik önlemler üç ana başiık al tında incelenebilir. a) Hasat kayıplarının önlenmes i, b) Depolama kayıplarının önlenmesi, c) Pazar 1 ama sistemi içer isinde oluşan kayıpların önlenmesi. Patates ve soğanın tarımsal üretim tekniği çer çevesinde uygulanan tarlayı işleme, gübreleme, sulama, tarımsa1 mücadele gibi ^ kültürel işlemler ile kul lanılan tohum verime doğrudan etk ilidir. Bu üretimde, tüm kültürel işlemlerin tekniğine uygun olarak zama nında yapılması zorunludur.İşlemlerde yapılan uygulamc veya zamanlama hataları, ürün kaybına neden olmakta dır. Bu nedenle patates ve soğan tarımı tohum seçimin- den başlayarak dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Tarımsal üretimde hasat dışında meydana gelen kayıp lar, bu çalışmada incelenmemiştir. 11.4.1. Hasat Kayıplarının Önlenmesi Tarımsal üretimde hasat, en önemli aşamadır. Kayıpların önlenmesinde alınacak önlemler şöyle sıralanabilir: 1. Uygun hasat zamanının seçimi, 2. Patates ve soğan hasadında uygun hasat makinasının kullanımın sağlanması, yumruları yaralamadan hasat edebilecek makinaların dizaynı ve ilk aşamada itha latın kolaylaştırılması gereklidir. Hasat sırasında yaralanan yumruların ortalama %45*i depolama sıra sında çürümektedir. 3. Patates ve soğan tarımındaki mekanizasyon sorununun giderilmesi gereklidir. Üretim yapılan tarla ölçek lerinin küçük olması yarı otomatik dikim ve yine yarı otomatik hasat makinalarını zorunlu kılmakta dır. Bu makinalar ile yapılan hasatta kayıplar yük sek olmaktadır. Hasat kayıplarını önlemek için Tür kiye koşullarına uygun prototip hasat makina1 arının geliştirilmesi öncelik alan konuların başında gel mektedi r . 4. Patates ve soğan üreticilerinin örgütlenmesi,kayıp1ar 1n azal 11İmas1nda etkili rol oynayacak11r.Bu iki şek i İde olabi1 i r: a) Üretim bölgelerde ürün bazında özel sektör an layışıyla çalışacak birliklerin oluşturulması, b) Patates ve soğan üretimine güçlü özel sektör kuruluşlarının yatırım yapması ve üret içinin söz leşmel i ek ime yönlendirdi lerek eğitim ve ekonomik yönden desteklemesidir. Böylece kali teli ve amaca uygun tohum girişi daha kontrol lu yapılabilecek ve uygulanan teknoloji de modern teknikleri yansıtacaktır. Diğer konularda olduğu gibi tarımsal üretimde de yen i teknolojler i n uygulanması, ver im ve kaliteyi artırmaktadır. Örgüt 1ü güç 1ü kuruluşlar, teknoloj iyi daha kolay sağlayarak, uygulanmasını gerçekleştirir1er. Teknoloj inin yanında or tak kullanım amaç 11 mak i na parklarının oluşturulması kolaylaşır. Böylece tarımsal üret im ve hasat kayıpları mi n imuma i nd i r iİmes i için etkin uygulamalar get i rilebilir. Kısa vadede hasat kayıplarını azaltmak için özel 1ikle küçük üreticilerin kul 1anacağı amaca uygun tam otomat ik hasat mak inalarınin be 11 i bir üret ici grubuna sağ 1anması hususunda devlet tarafından ucuz kredi ver iİmes i ve desteklenme si yarar 11 olacak11r. 11.4.2. Depolama Kayıplarının Önlenmesi Önlemler İçin Alınacak Patates ve soğanda en çok kayıpların meydana geldiği aşama depolamadır. Depolamada en önemi i konu, depolama koşullarının (sıcak 1ık, bağ11 nem, hava 1 an dı rma) amaca uygun bir şek ilde sağlanabiİmesidir. Türk iye * de patates ve soğan 1 ar normal ol arak 6-6.5 ay depolanmaktadır. Türk iye'de üret ilen soğanın yaklaşık %50-60'1 depolanmaktadır. Depolarda meydana gelen ka yıplar çok değişkeniik göstermektedi r.Çünkü depolarda depolama koşul l a n farklı ölçülerde sağlanmaktadır. Türk iye * de depolamada ikili bir yap ı görülmekte di r . Bir yanda doğa 1 primitif depolar, öte yanda mo der n tekniği yansıtan depolar bulunmaktadır. Bu depolarda normal ürün depolama koşullarının sağlandığı ölçüde kayıplar sınırlı düzeyde tutulabiİmektedir. Depolamada a 11nacak önlemler şu başiıklar altınde toplanabilir: 1. Uzun süre depolamaya uygun patates ve soğan çeşit lerine öncelik ver iİmeli, 2. Sağ 1ık11 yumruların üret iİmes i ve alınmasına çalışı İmalı, 3. Hasatta veya taşımada yaralanan yumrular depoya alınmamalı, bunların depoys ya da hastalık1: 4. Amaca uygun depolama koşullarının sağlanması, 5. Doğal depo olarak kullanılan depoların sıcaklık ve nem kontrolü ile havalandırma işlemlerinin iyileş tirilmesi. Bu amaçla üreticiye gerekli teknik ve parasal destek sağlanmalıdır. Doğal depoların ço ğunluğu aynı zamanda limon depolamada da kullanıl dığından bu depoların örneğin patates depolamaya uygun hale getirilmesi mümkün olamamaktadır. Çünkü limon depolama daha fazla kar getirmektedir.Burada önemli olan patates depolamaya uygun doğal depo sistemlerinin geliştirilmesidir. Doğal depolarda sıcaklık kontrolü ile havalandırma tam anlamiyle tekniğine uygun olarak yapılamamaktadır. Bu nedenle bu depolarda kayıpları azaltmak amacıyla düşük fa izli kredi ile üretici ve tüccar desteklenmelidir. 6. Üreticilerin ve depoları kullananların depolama konusunda uygulamalı eğitimden geçirilmeleri belli bir program çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. 7. Depolama hastalıklarına karşı alınacak önlemler belirlenmeli ve uygulamaya aktarılmalıdır. 8. Depolamada filizlenmeyi engelleyici yöntemlerin uy gulanması: Hasat öncesi ve sonrası kimyasal madde lerle muamele edilerek patateslerde filizlenme engellenebilir. Soğanda ise yalnızca hasattan önce filizlenmeyi önleyici kimyasal maddeler kullanıl malıdır. Hasattan önce patates ve soğanlar için maleikhydrazi t, patateste hasattan sonra CIPC adlı kimyasal madde uygulanabilir. 9. Depoların ürün ediİmeler i. yerleştirilmeden önce dezenfekte 10.Doğal depolarda giriş kapılarının düzenlenmesi ve ürün yerleştirmede gerekli mekan izasyonun sağlanma sı 11.Depolama öncesi soğan ve patateslerin boylama i şlemi nden geçirilerek, standart yumrularla,hasarlı ve hastalıklı olanların ayrılması, 12.özellikle 70 kg'lık çuvallar içersinde depolanan patates ve soğanların depoya taşınması ve yerleşti rilmesinde aşırı ağırlık nedeniyle çuvallar işçiler tarafından yüksekten bırakılmakta ve böylece ürün ler önemli ölçüde zarar görmektedirler. Bu zararlanmayı önlemek amacıyla patates ve soğanların bir işçinin kolay1ıkla kaldırabileceği en çok 25 kg'lık çuvallarda depolara taşınması ve yerleşteriİmesine kesinlikle gidilmelidir. 13.Büyük çuvallarda havalandırmanın yetersiz olması nedeniyle üründe solunum nedeniyle ısı yuvaları oluşmakta ve bu da çürüme kayıplarını artırmaktadır 11.4.3. Pazar lama Sisteminde Oluşan Kayıpların Önlen mesi için Alınacak Önlemler Patates ve soğanın üret imden veya depodan tüket iciye u l a ş t ı n İmasında taşıma ve pazar lama aşama 1 arında kal iteyi korumak ve kayıpları azaltmak amacıyla gerek1 i önlemler in alınması zorunlu olmaktadır. Bu kündür ; önlemler i aşağıdak i başiıklarda toplamak müm 1. Taşıma araçlarına yüklemede ve boşaltmada ambalaj birimlerinin gereğ inden fazla ağırlıkta olması, pa tates ve soğanın mekaniksel zarar görmesine neden olmaktadır. Bu nedenle depolamada da olduğu gibi taşıma ve pazarlama sisteminde birim ambalaj ağır lığının 25 kg'a indirilmesi kayıpların azaltılma sında önemli etken olacağı düşünülmektedir. 2. Depolama sonucunda ürünler boylamadan geçir ilerek ve buna göre standartlara uygun bir şek ilde ambalajlanarak pazarlanması,kal itenin korunmasına kat kıda bulunacaktır. 3. Taşımada çuval istif yüksek 1 iği gereğ inden fazla tutulmamalıdır. Böylece altta kalan çuvallarda ezilmeler ve zararlanmalar engelenecek, kayıpların azalması sağlanacaktır. 4. Pazarlama sistemi içersinde görev alanların kayıp lar ve önemi ile ürünleri koruyucu önlemler hakkın da eğitilmeleri amacıyla broşür hazırlanarak dağı1 1 İmalıdır. 5. Pazarlama sistemine girmeden önce patates ve soğan ların temizlenerek tasnif makina1 arından geçirilme leri, tüketici beğenisini kazanacak ambalajlarda satışa sunulması hızlı bir sirkülasyon sağlayacak ve pazarlama sürecini kısaltarak kayıplar azalacak tır. 6. Ülkemizde patates ve soğanlar tüketici tarafından büyük çuvallarda satın alınmaktadır. Bu ürünlerin tüketimi oldukça uzun bir zaman almaktadır. Evlerde patates ve soğanın depolama yeri genellikle dış ortama açık balkonlarda olmaktadır. Böylece kışın soğuk havalarda don zararı oluşmakta ve sıcak za manlarda da ürünlerde filizlenme başlamaktadır. Böylece tüketim için a l m a n patates ve soğanın %20'ye varan bir bölümü değerlendirilememektedir. Bu kayıpları azaltmak için uygun tüketici ambalaj larının ençok 3-5 kg'lık ölçülerde pazara sunulma sı ve tüketicinin bu yönde uyarılması gerekli görülmektedi r. Üretimden tüketime patates ve soğan kayıplarının azaltılmasında kısa, orta ve uzun vadeli önlemler pa ketleri hazırlanmalı ve bu bir aksiyon planı içersinde uygulamaya konulmalıdır. Bu önlemler paketinde en çok kayıpların oluştuğu aşamalar ağırlıklı olarak yer almalıdır. Bu aşamalar ana başlıklarla haşatın mekanizasyonu, yükleme+boşaltma ve depolamadır. Bunların tekniğine uygun olarak gerçekleştirilmesi zorunludur. 12. PATATES VE SOĞAN TÜKETİMİNİN ARTIRILMASI İÇİN YA PILACAK ÇALIŞMALAR VE HALKIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ 12.1. PATATESİN BİLEŞİMİ VE BESİN DEĞERİ Patates, dünyanın bir çok yerinde yaygın olarak insan beslenmesinde kullanılabilen önemli gıda madde lerinden biridir. Patates yalnızca enerji deposu ol mayıp, aynı zamanda biyolojik değeri yüksek protein de içermektedir. Demir ve magnezyum gibi önemli mine raller yanında askorbik asit ve B vitaminler ince de zengin bir kaynaktır. Bu nedenle, beslenmeleri pata tese bağlı ülkelerde, beslenme bozukluklarına daha az rastlanmaktadır. Çizelge 12.1'de patatesin besin bi leşimi verilmiştir. ÇİZELGE 12.1: Patatesin yararlanılabilir 100 gramının sağladığı enerji ve besin öğeleri mik tarı ENERJİ (kcal) KARBONHİDRAT (gram) PROTEİN (gram) YAĞ (gram) MİNERAL MADDE SODYUM (mg) POTASYUM (mg) KALSİYUM (mg) DEMİR (mg) ÇİNKO (mg) MAGNEZYUM (mg) VİTAMİNLER KAROTEN (mg) E VİTAMİNİ (mg) Bİ VİTAMİNİ (mg) B2 VİTAMİNİ (mg) NlASİN (mg) B6 VİTAMİNİ (mg) ASKORBİK ASİT (mg) 85 18. 0 2. 0 0. 1 3. 2 443 .0 10. 0 0. 8 0. 3 25. 0 0. 01 0. 09 0. 10 0. 04 1 .30 0. 21 17. 0 PATATESİN PROTEİN İÇERİĞİ Proteinler, canlı varlıkların yapı taşları ol duklarından, büyüme ve gelişme çağında ^ok fazla ihti yaç duyulan besin öğelerinin başında gelirler. Ancak yetişkinlerde de yaşlı dokuların yenilenmesinde kulla nıldıklarından, yaşam boyunca gereksinim duyulurlar. Yetişkin bir erkeğin günde 65 g ve yetişkin bir kadı nın ise 55 g proteine gereksinimleri vardır. ABD'de ülke çapında yapılan bir çalışmada yıllık protein kullanımının %2*si patatesten karşılandığı saptanmış tır. Böylece patates, proteininden faydalanılan gıda lar arasında değerlendirilmektedir. Patatesin protein kalitesinin, yani protein elverişlilik oranı da (PER: Protein Efficiency Ratio) buğdaydan daha iyidir. Patates proteini suda eriyebilir formda serbest komponent1erden meydana gelmiştir. Esansiyel amino asit kompozisyonu Çizelge 14.2'de verilmiştir. Patates proteininin sınırlayıcı esansiyel amino asitleri metionin ve şistindir. Bu nedenle, süt veya lisin amino asiti eksik olan hububat ile karıştırılarak protein kalitesi yüksek besinler elde edilebiİmektedir.Böylece beslenmesi büyük ölçüde patatese bağlı ülke veya böl gelerde, ekmek, tereyağ ve özellikle süt ile birlikte besleyici değeri oldukça iyi olan gıda kompozisyonları oluşturmak mümkün olabilmektedir. ÇİZELGE 14.2: Patates proteininin esansiyel içeriği AMİNOASİTLER Fenilalanin Lös i n Valin Tr iptofan Treonin Arg i n i n Histidin Lisin Met ion i n aminoasit g/100 g patates proteini 6.6 17. 5 6. 1 1.6 6.0 2.2 7.7 2. 1 2.3 Karbonhidrat/protein oranının oldukça yüksek ol masına rağmen patates, dünyadaki protein eksikliğinin karşılanmasında kullanılabilecek gıda maddeleri liste sinde yer almaktadır. Patates proteininin biyolojik değeri yumurta ile eşdeğerdir. Esansiyel amino asitle rinin protein içindeki miktarları histidin dışında buğday proteininden daha yüksektir. Çiğ patateste %2 , pişirilmiş patateste %1.93, fırınlanmış patateste %2.43, kızarmış patateste %3.73 ve konserve patateste %1.6 civarında protein bulunmaktadır. KARBONHİDRATLAR Patates aslında bir nişasta bitkisidir. Nişasta ise insan beslenmesindeki en önemli kalori veya enerji kaynağıdır. Orta boy bir patates ile yaklaşık 100 kalori sağlanmakta olup bir elma veya bir muzun sağ ladığı kalor i ile eşdeğerdir.Patatesdek i n i şasta mik tarı %9.9-23.3 arasında değişmektedir. Patateste %0.2-6.8 oranında şeker bulunmaktadır. Yüksek konsantrasyonlarda şeker patates'e hoşa gitme yen bir tat vermektedir. Bu tür hoşa gitmeyen tatlılık 1-2 haftalık oda sıcaklığındaki depolama ile giderilebilmektedir. Bu nedenle patatesler soğukda depolanmak ta, ancak tüketilmeden 1-2 hafta önce oda sıcaklığında muhafaza edilerek şeker oranının düşmesi sağlanmakta dır. VİTAMİNLER Günlük alınması önerilen 6 çeşit vitaminden pata teste 4 tanesi bulunmaktadır. Bunlar askorbik asit ile niasin, tiamin ve riboflavin gibi B grubu vitaminleri dir. Askorbik asit, patateste oldukça önemli düzeyde bulunmaktadır. Pişirilmiş orta boy bir patateste 20mg, yani yetişkin bir erkeğe günlük alması tavsiye edilen miktarın (60mg) %33'ünü içermektedir. ABD*nde insanla rın günlük askorbik asit gereksiminin %20'si patatesden karşı 1anmaktadır. Ekolojik koşullar, çeşit ve gübrelemeye bağlı olarak 100 g patates 9-33 mg askorbik asit içermekte dir. Ekim ayında hasat edilen patateste yaklaşık 26 mg olan askorbik asit depolama sonunda mayıs ayında 8 mg/100 g*a kadar düşmektedir. Depolama ortamında as korbik asit düzeyinde oluşan azalma +5 ° C * de , 10 C * ye göre daha fazla olmaktadır. 26 mg askorbik asit içeren patateslerde 3 aylık depolama süresi sonunda miktar yarıya inerken, 6 ay sonunda toplam miktarın l/3*ü olarak belirlenmiştir. B grubu vitaminleri, büyüme ve gelişmenin dışın da, karbonhidrat metabolizması, sinir sistemi fonksi yonlarının ve sindirimin düzenlemesi ile sağlıklı bir deri için gereklidirler. Ayrıca gerilim ve stresin baskı altına alınmasında da önemli rol oynarlar. Patatesde 3 çeşit B vitamini önemli düzeyde bulunmaktadır. Pişmiş bir patates ile niasinin günlük ihtiyacın %10'u, tiaminin %9'u ve riboflavinin %2.5 *u karşılanabiİmektedir, Patateste, yağ ve düzeylerde bulunur 1ar. yağda erir vitaminler düşük MİNERALLER Mineraller, gıdalarda bulunan inorganik element ler olup insan beslenmesinde önemli rol oynarlar. Yumuşak dokularda ve her türlü vücut sıvısında bulu nurlar. Sinir ve kas hareketini etkilerler, ozmotik basıncı ve vücut asit ve baz dengesini düzenlerler. Patatesin mineral madde kompozisyonu Çizelge 12.1'de verilmiştir. Burada da görüldüğü gibi patates, demir ve magnezyum için iyi bir kaynaktır.Ayrıca potasyumca zengin, buna karşılık sodyum mineralince fakirdir. Patateslerde ortalama 443 mg/lOOg potasyum bulunmak tadı r .. Sodyum düzeyi oldukça düşüktür (3.2mg/lOOg). Bu nedenle kan basıncının düşürülmesinde patatesli diyet ler önerilmektedir. Magnezyumun 1/5*i her gün vücutdan dışarı atıl maktadır. Atılan magnezyumun dengelenmesi günde yak laşık 250 g patates tüketmekle karşılanabilmektedir. Süt ve benzeri gıdalarla beslenen insanlar magnezyum elementini eksik almaktadırlar. Çünkü 100 ml sütde 12 mg düzeyinde magnezyum bulunmaktadır. Patateste bulu nan magnezyumun 1/9-1/10'una eşdeğerdir.Bu nedenle süt ve patatesli gıda kompozisyonları kalsiyum ve yum yönünden çok zengin besinlerdir. magnez Patates demirce de oldukça yeterli bir gıda mad desidir. Ülkemizde oldukça yaygın olan demire bağlı aneminin önlenmesinde bu besin öğesi çok önemli olup, yeterli düzeyde alınması gerekmektedir. Çeşitli pişir me tekn ik1er i ile yak 1 aşık %10 demi r kaybı oluşmak ta dı r . Yapılan çeşitli çalışmalar sonucu kabuk soyma ile kalsiyumun yaklaşık %24'ü, demirin ise % 1 0 ' unun atıl dığı belirlenmiştir. Organik asitler örneğin,malik, okzalik ve sitrik asit patateste oldukça düşük düzeylerde bulunur. Bu tür asitlerin tadın değ işmesine etk ileri olduğu halde gıdanın besleyici değer i üzer inde herhangi bir önemi i etk ileri bulunmamaktadır. Patatesde, kompos izyonunda palmitik, oleik ve 1inoleik asit gibi yağ asitlerini içeren %0.1 gibi çok düşük oranda yağ bulunmaktadır. 12.2. SOĞANIN BİLEŞİMİ VE BESİN DEĞERİ Soğan 1n besin bileşimi Çizelge 14.3'de verilmiş tir. Genel olarak yemeklere ve salatalara tat ver ici olarak kul lanı lan soğanın beslenme değer i, tüket im şekli ve miktarı gözönüne alındığında çok önemli gö rülmemektedir. Vi tami n1er ve mineral 1er açısından diyete katkısı oldukça azdır. Son yıllarda soğanın besin değerinden çok, tıbbi açıdan etkinlikleri üzerinde durulmaktadır. Yapılan açıklamalarda, düşük dansiteli 1ipoproteinleri azal tarak hipokolesterolemik etki gösterdiği, hiperkolesterolemi ve hipertrigliseridemisi olan hastaların tedavisinde etken olduğu savunulmaktadır. Ayrıca diabet ik hastalarda hipoglisemik etk i gösterdiğ i yani kan şekerini düşürdüğü de gösterilmiştir. Yine yapılan çalışmalarda soğanın fibrinolitik etkiyi arttırdığı, kan koagülasyonunu inhibe ederek koroner ve serebrol trombozları önlediği saptanmıştır. Bu nedenle de son yıllarda üzerinde durulan kalp hastalıklarından korun mada önleyici etkenler arasında sayılmaktadır. ÇİZELGE 14.3: Soğanın yararlanılabilir 100 gramının sağladığı enerji ve besin öğeleri mik tarı ENERJİ (kcal) KARBONHİDRAT (gram) PROTEİN (gram) YAĞ (gram) MİNERAL MADDE SODYUM (mg) POTASYUM (mg) KALSİYUM (mg) DEMİR (mg) ÇİNKO (mg) MAGNEZYUM (mg) VİTAMİNLER KAROTEN (mg) E VİTAMİNİ (mg) Bİ VİTAMİNİ (mg) B2 VİTAMİNİ (mg) NlASİN (mg) B6 VİTAMİNİ (mg) ASKORBİK ASİT (mg) 12.3.TÜKETİMİN DİRÎLMESÎ 45 9. 0 1 .3 0. 2 9. 0 175. 0 30. 0 1 .0 1 .4 9. 0 0. 03 0. 20 0. 03 0. 03 0. 30 0. 13 10. 0 ARTIRILMASI AMACIYLA HALKIN BİLÎNCLEN- Halkın sağlıklı yaşaması ve verimli çalışması açısından yeterli ve dengeli beslenmesi, büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı beslenmede en önemli faktör, tüketilen gıdaların içeriklerinin tanınması ve vücuttaki fonksi yonel özelliklerinin bilinmesidir. Bu bakımdan sağ lıklı beslenme konusunda halkın aydınlatılması ve bi linçlendirilmesi Türkiye'nin gündeminde olması gereken konuların başında gelmektedir. Çünkü sağlıklı beslen mede yalnızca ekonomik güç yeterli olmamaktadır. Bu açıdan halkın sağlıklı beslenme yöntemleri konusunda eğitilmesi zorunlu hale gelmektedir. Gıdaların hangi içerik maddeleri açısından beslenmede önemli rol oyna dıkları halk tarafından anlaşılır bir şekilde anlatıl ması gereklidir. Patates, beslenme değeri yanında çabuk,bol ve ekonomik olarak üretilebilmesi, uzun süre kolaylıkla saklanabilmesi ve ayrıca insanların damak tadına uygun, tokluk verici bir gıda olması nedeniyle diğer gıdalar içinde ayrı bir yer kazanmıştır. Çeşidinin bolluğu, beceri gerektirmeden kolay ve çabuk hazır lanması ve pişirilmeside ayrı bir avantaj olarak gö rülmektedir. Patates ve soğan ülkemizde en çok tüketilen seb zelerin başında gelmektedir.Bununla birlikte özellikle patates tüketimi yeterli düzeyde değildir. Patates ve soğan tüketiminin artırılması amacıyla bu sebzelerin besleyici özel 1ik1er i geniş halk kesimler ine tanıtı 1malıdır. Ayrıca tüket imde çeşi 11 i 1 iğe önem ver iİme1 idi r. Patatesi n biyoloj ik değer i yüksek prote i n içer mesi potasyum ve magnezyum gibi önemi i elementlerce zeng in olması elma kadar askorbik aside sahip olması özel 1 ikle dikkat i çekmektedi r. Orta boy bir patates ile 25 yaşlarındak i bir kişinin günlük alması gereken besi n öğeler inin ne oranda karşılandığı Çi zge 14. 1'de ver iİmişti r. Soğan içer iğinin beslenme fizyolojisi bakımından ve tüket ilen miktarı açısından büyük bir önem taşımadığı, ancak içerdiği soğan yağının ant imikrobiyal etkinlik gösterdiği, kalp ve damar hastalıkları ile şeker hastalıklarının tedavisinde gıda olarak yararlı olduğu saptanmıştır. Ancak bunun halka daha iyi anla tılması zorunludur. Besin G e r e k s i n i m i Karşılannaf/o) ;:ÎZGE 14.1: Orta büyüklükte bir patatesin,yetişkin bir kişinin günlük besin öğeleri gerek sinimlerini karşılama oranları İnsan beslenmesinde önemli bileşenleri bünyesinde toplayan bu iki sebzenin, halk tarafından daha fazla tüketiminin sağlanması amacıyla aşağıda bel i rtilen konularda çalışmalar yapılmalıdır: 1) Patates ve soğanın besin değerinin halka tanı tılması: a) Radyo ve televizyonda bu sebzeler ve bun ların beslenmedeki önemini ve fonksiyon larını belirten programların yapılması. b) Günlük ve haftalık basında, özellikle ka dın dergilerinde bu sebzelere ait yayın lar yapı İması, c) Okul,askeri birlik gibi önemli insan top luluklarının bulunduğu yerlerde beslenme eğitiminin yapılması ve bu arada patates ve soğan tüketiminin yararlarının anla tı İması, d) Bu sebzeler in insan sağIığı için taşıdığı önemi vurgulayan küçük broşürler basılmalıdır. 2) Bu sebzelerin kullanımında çeşi 11 i 1 iğ i sağla mak amacıyla yeni yemek reçetelerinin gelişti rilmesi ve bunların halka tanıtılması, 3) Patates ve soğanın değişik şekillerde işlen melerinden üretilen yeni gıdaların kullanım alanlarının yaygınlaştırıİması, 4) Patates ve soğan çeşitleri arasındaki farklı lıkların ortaya çıkarılması ve besin değeri veya teknolojik özellik olarak katkı maddesi olarak kullanımının a r t ı n İması, 5) Yeni gıdaların üretilmesinde patates ve soğa nın doğrudan veya içerdikleri önemli bileşik lerin kullanımına yönelik çalışmalara ağırlık veriİmesi, 6) Patates ve soğanın gerek üretim ve gerekse depolama ve dağıtımda kalitelerinin korunması sağlanarak tüket iciye sunulmasına çal ışı İması, 7) Patates ve soğanın albenisi yüksek ambalajlar da, ülkenin her yerinde kolay bulunabilecek şekilde pazarlanması ve dağıtım sisteminin kurulması, 8) Değişik teknolojilerle patates ve soğandan ye ni ürünlerin gel işti r iİmesi ve halen kullanılan işleme teknoloj i 1er inin iyileşt iriİmesi amacıyla teknolojik araştırmaların desteklenmesi , 9 ) Patates ve soğanın insan beslenmesindek i öne mini ve bazı hastalıkların tedavisindek i fonk siyonunu bel i rlemek amacıyla araştırmaların bir program çerçevesinde desteklenmesi, 10) Patates ve soğanın kul lanıIdığı yemek 1er i,top lu beslenme yer 1er inde menü 1isteler inde sık sık yer almalarının sağlanması ve bu amaçla toplu beslenme yerleri sorumlularına bu sebze lerin yararları hakkında geniş bilgilerin sürekli olarak ulaştırılması, 11) Patates ve soğan hakkında her türlü bilginin toplandığı bir dokümantasyon merkezinin oluş turulması ve bu merkezin topluma bu sebzeler hakkında her türlü bilgiyi sağlaması, 12) Radyo ve televizyonda yayınlanan film, drama ve tiyatro eserlerinde patates ve soğanın yararları hakkında küçük spotlara yer veril mesi hususunda çaba sarfediİmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. YARARLANILAN KAYNAKLAR ADLER, G.,1971:"Kartoffein und KartoffelerZeugnisse" Verlag P. Parey,Berlin ve Hamburg,Bant 13,208 s AKBAY, H.O.,1986:"Soğan üretim ve ticareti ile başlı ca ithal pazarları", İGEME, 47 nolu Dış Ticare Bülteni eki,49 s. AKSOY, G.,1985: "Ege Bölgesinde Patatesin Üretim Gir dileri ve Maliyetleri", Menemen Bölge Topraks Araştırma Enstitüsü Müdür 1üğü Yayınları, Gene Yayın No;118,îzmir,41 s. ALİBAŞ, K. ve YÜKSEL, G.,1985: "Patates tarımının me kanizasyonu", Türkiye Zirai Donatım Kurumu Mes leki Yayınları, Yayın No: 3 8 , Ankara, 46 s. ANON, 1976: "Guide to Refrigerated Storage", Interna tional Institute of Refrigeration, Paris, 188 s ANON, 1978:"Pocket Potato At 1 as",Internationa1 Potat Center (CIP), Lima, Peru. 47 s. ANON,1984:"La Conservation Des Pommes de Terre" Inj titut Technique de la Pomme de Terre, 72 s. ANON, 1984: "World trade in onions becoming more cor petative" Int. Fruit World, No 1, s. 254-264. ANON, 1984: "F. Almanya'nın Patates îthalati,Türkiy< nin Payı ve İhracatımızın Arttırılmasına ilişk Öneriler", İGEME, Haftalık Enformasyon Bülteı Yıl 22, Sayı 1 (Eki), 27 s. ANON, 1984: "Türkiye İkinci Meyve ve Sebze Proje Meyve ve Sebze Alt Sektörü Ana Planı ve SektEtüdleri", T.C.Başbakan 1ık Devlet Planlama Te kilatı, 6 Cilt. ANON, 1985:"Türk iye İkinci Meyve ve Sebze Projesi Mey ve ve Sebze Alt Sektörü Ana Planı",T.C.Başbakan lık Devlet Planlama Teşkilatı, 6 Cilt. ANON, 1988: "FAG World Crop and Livestock Statistics" Food and Agriculture Organization of the United States, s. 133-138, 190-191. ANON, 1988: "Tarım İstatistikleri Özeti", T.C. Başba kanlık Devlet İstatistik Enstitüsü,Ankara, Yayın no 1406, 22 s. ANON, 1988: "VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Sebze Ku rutma Sanayii"Özel İhtisas Alt Komisyonu Raporu, Ankara, 24 s. ANON,1990: "Patates ve soğan ihracat ve ithalat ista tistiksel rakamlar 1 " , T.C.Başbakan 1ık, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi BARITELLE, J.L. ve GARDNER, P.D.,1984 :"Economic Los ses in the Food and Fiber System: (From the Perspective of an Economist", Postharvest Patho logy of Fruits and Vegetables: Postharvest Los ses in Perishable Crops) Ed.by H.E. MOLINE, Ag ricultural Experiment Station,Publicat ion NE-87, s. 4-10. BENLİ0ĞLU, N.1972:"Patates",Milletlerarası Potas Ens titüsü, Türkiye Programı, İzmir, Bitkilerin Gübrelenmesi 3, 13 s. BISHOP, C.F.H. ve MAUNDER, W.F.,1980: "Potato Mecha nisation and Storage" Farming Press Limited, Ipswich, Suffolk, 256 s. CEMER0ĞLU, B. ve ACAR,J. 1986:"Meyve ve Sebze İşleme Teknolojisi"Gıda Teknolojisi Derneği-Yayın No:6, Ankara. 507 s. CORTBAOUI,R., 1988: "Planting Potatoes" International Potato Center (CİP), Technical Information Bul letin 11, Lima, Peru. 17 s. von CUBE, H.L.,1981:"Lehrbuch der Kae1tetechnik" Verlag C.F. Müller, Karlsruhe. 3. basım. Cilt I ve II. 1041 s. ÇÎÇEK, N., 1988: "Potatoes, Evaluation of the Compe tition among EC Countries",Ege Tarımsal Araştır ma Enstitüsü, Izmir, 150 s. ER, C.,1984: "Nişasta ve şeker bitki 1er i",Ankara Üni versitesi »Ziraat Fakültesi Yayınları:915,Ankara, 92 s. ERKAL,S.; YÜCEL,A.; OSMANLlOĞLU,E.;ŞAFAK,A. ve ERGUN, E. 1989: "Türk iye * de soğan üret imi ve pazar 1anmasınm ekonomik yönden değerlendirilmesi üze rinde bir araştırma" Atatürk Bahçe Kültürleri, Merkez Araştırma Enstitüsü,Sonuç Raporu, Yalova, 28 s. GÜNEY, D. , 1985: "Tokat yöresinde kuru soğan, kuru fa sulye ve ayçiçeğinin üret im girdileri ve maliyet i", T.C. Tarım Orman ve Köyişler i Bakan lığ. Köy Hi zmet1er i Tokat Araştırma Enst i tüsü Müdürlüğü Yayınları, Genel Yayın No: 62, 36 s. HARDENBURG, R.E.; WATADA, A.E. ve WANG, C.Y., 1986: "The Commercial Storage of Fruits, Vegetables, and Flor ist and Nursery Stocks", Uni ted State Dept. of Agruculture,Agriculture Handbook Number 66, 130 s. HAVERKORT,A.J., 1982:"Water Management in Potato Pro duct ion ", I nter nat iona 1 Potato Center (CIP),Tech nical Informat ion Bui let in 15, Lima, Peru. 22 s. HORTON,D., 1982: "Partial Budget Analysis for On-Farm Potato Research" Internat ional Potato Center (CIP), Technical Information Bulletin 16, Lima, Peru. 17 s. HORTON, D., 1988: "Underground Crops,Long-term trends in product ion of roots and tubers", Winrock Internat iona1 Institute for Agr icultural Deve lopment , 22 s. HUAMAN,Z., 1986: "Systematic Botany and Morphology of the Potatoes", International Potato Center (CIP), Technical Information Bulletin 6, Lima, Peru. 22 s. KADER, A.A.;KASMIRE, R.F.; MITCHELL, F.G.;REID, M.S.; SOMMER, N.F. ve THOMPSON J.F., 1985:"Postharvest Technology of Horticultural Crops",The Regets of the University of California, Division of Agri culture and Natural Resources, 192 s. KAYNAŞ,K. , 1987:"Soğan yetiştiriciliği ve depolaması", Atatürk Bahçe kültürleri Merkez Araştırma Ensti tüsü, Yalova, 20 s. KAYNAŞ, K.; YÜREKTÜRK, M. ve KAPTAN, H.,1984:"Soğan", TAV Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve Geliş tirme Vakfı Yayını, 55 S. KUSMAN,N.; ERASLAN, F.; ERASLAN, M. ve ÇİÇEK, N.1988: "Patates tarımı" T.C. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Mü dürlüğü, Menemen, İzmir, Yayın No: 82, 85 s. LUH, B.S. ve WOODROOF, J.G., 1975: "Commercial Vege table Processing" The AVI Publishing Company, Westport, Connecticut, 755 s. MILLER, R.J., 1976: "Food Losses: Summary and Social Impact",Proceedings of National Food Loss Confe rence, Sept. 12-15, Boise Idaho, s. 11-116. ÖKTEM,B., 1981: "Türkiye'de ve dünyada patates üretim ve ticareti ile ihracat imkanlarımızın artırıl ması", İGEME, No: 71, 91 s. PALA, M.1985 :"Türk Meyve-Sebze İhracat Politikası ve Geleceği",T.C.Ziraat Bankası Dergisi,Ocak/Şubat/ Mart Sayı 32, s. 20-22 PALA,M.1989:"Soğuk hava tesislerinde projelendirme ve işletme sorunları". Çağdaş Soğutma Uygulamaları Sempozyumu. 23 Mart. İstanbul. 15 s. PALA, M. ve SAYGI, Y.B., 1987: "Pretreatments and Its Influence on Quality of Frozen French Fries. XVIIth. International Congress of Refrigeration, 24-29 August. Com. C2. Wien, Austria, s.492-499. PALA, M. ve SAYGI, Y.B, 1987:"Türk iye'de yetiştirilen ve deneme aşamasında olan patates çeşitlerinin bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri". Gıda Sanayii Dergisi l(4):26-28 PALA, M. ve SAYGI, Y.B., 1987:"Değişik Patates Çeşit lerinin Parmak Patates İşlemeye Uygunlukları", GIDA Dergisi 12(6):377-386. PFLUG, J.I.,1976:"Reducing Losses in Potatoes, Fruits and Vegetables Through Environmental Control", Proceedings of National Food Loss Conference, Sept. 12-15, Boise Idaho, s. 83-87. SMITH, W.L. ve WILSON, J.B., 1978: "Market Disease of Potatoes", United States Department of Agricul ture, Agriculture Handbook No. 479, 99 s. SPARKS, W.C.,1976:"Losses in Potatoes and Lesser Fru its and Vegetables", Proceedings of National Food Loss Conf., Sept. 12-15, Boise Idaho,s.7-16. TALBURT, W.F. ve SMITH, O., 1987: "Patato Processing" (Fourth E d . ) . The AVI Publishing Company, Westport, Connecticut, 796 s. TH0MPS0N,A.K.,1982: "The storage and handling of oni ons". Tropical Products Institute, Londra, G160, 14 s. WIERSEMA,S.G.,1985: "Physiologyical Development of Potato Seed Tubers", International Potato Center (CIP), Technical Information Bulletin 20, Lima, Peru. 16 s. ZAAG, P.v., 1985: "Soil Fertility Requirements for Potato Production", International Potato Center (CIP), Technical Information Bulletin 14, Lima, Peru. 20 s. Prof-Dr.Mehmet PALA 1947 yılında Ankara'da doğdu. 1968 yılında A.ü. Ziraat Fakültesi'ni bitirdi. 1971-1973 yılları arasın da Barlin Teknik Üniversitesi Gıda Teknolojisi ve Biyoteknoloji Bölümünde öğrenim gördükten sonra, aynı üniversitede 1976 yılında Doktorasını (Dr.Müh.) tamam ladı; 1976-1977 yıllarında aynı bölümde uzman araştı rıcı olarak çalıştı. 1977 yılında Türkiye'ye dönerek. Nisan 1984 tarihine kadar Ege Üniversitesi, Gıda Mü hendisliği Bölümünde görev aldı. 1980-1981 yıllarında Hollanda Sprenger Enstitüsü'nde teknolojik araştırma lar yaptı. 1981 yılında Doçent oldu. 1984 yılında kendi isteği ile Üniversite'den ayrılarak, DPT'nin koordinatörlüğünde. Dünya Bankasınca desteklenen An talya Meyve Sebze Pazarlama ve Sanayii A.Ş.(MEPASAN)' de Genel Müdür olarak görev aldı. 15 Temmuz 1985 ta rihinde TÜBİTAK Bilim Kurulu'nun önerisiyle, Marmara Araştırma Merkezi, Beslenme-Gıda Teknolojisi ve Soğuk Tekniği Araştırma Bölümleri Başkanlığına atandı. Halen bu görevi sürdüren Prof.Dr. PALA, 1989 yılında Yıldız Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümüne profesör ola rak atandı. 1 Almanca kitabı, ve 4'ü Almanca, 14»ü İngilizce olmak üzere toplam 75 yayını ve bildirisi bulunmaktadır. Doç.Dr.Y.Birol SAYGI 1959 yılında İzmir'de doğdu. 1980 yılında Ege Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümünü bitirdi. 1981 yılında PINAR Süt A.Ş.'de Mühendis, 1982-1984 yılla rında E.Ü. Gıda Mühendisliği Bölümünde Araştırma Gö revlisi olarak çalıştı. 1985 yılında Yüksek Lisansını tamamladı. 1984 yılında Antalya Meyve Sebze Pazarlama ve Sanayii A . Ş . (MEPASAN)'de Genel Müdür yardımcısı olarak görev aldı. Ağustos 1985'den beri TÜBİTAK, Marmara Araştırma Merkezi, Soğuk Tekniği Araştırma Bölümünde Uzman olarak çalışmaktadır. 1989 yılında Doktorasını tamamlayarak,1990 yılında Doçent olmuştur. 7'si İngilizce olmak üzere toplam 25 yayını ve bildi risi bulunmaktadır.
© Copyright 2024 Paperzz