SÜREN, Tufan-TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜNDE KAHVE

299
TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜNDE KAHVE
BULDUK, Sıdıka
**
SÜREN, Tufan
TÜRKİYE/ТУРЦИЯ
*
ÖZET
Mutfak kültürümüzün zengin birikimi içerisinde yer alan kahve gerek
yabancı seyyah ve yazarların yazıları ile gerekse fetih ve savaşlar yoluyla
tanınmış ve hazırlanma şekli ile Türk Kahvesi ismini almıştır. Rivayete
göre bir Osmanlı kumandanı olan Özdemir Paşa tarafından 1450 yılında
Habeşistan’dan Yemen’e getirilen ve üretilen kahve bu tarihten itibaren
hızla keyif vericiler arasında başköşeyi almıştır. Kahvenin tarihçiler tarafından, ilk defa 1519 yılında I. Selim’in Mısır seferinden sonra İstanbul’a
geldiği belirtilmektedir. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını
almıştır. Kahve, Müslümanlara yasaklanmış olan alkollü içkilerin yerini
alan bir rahatlatıcı içecek konumunu aldığından kısa sürede bu kadar yaygın kullanıma erişebilmiştir. Türk Kahvesi cezve seçiminden kısık ateşte
hazırlanışına, fincanlara yavaş yavaş dökülmesinden, törensel bir dikkatle
ufak ufak yudumlanmasına kadar başlı başına bir gelenektir. Gelen misafire önce bir fincan kahve ikram etmek makbuldür. “Bir fincan kahvenin
kırk yıl hatırı vardır” gibi pek çok deyimde Türk Kahvesinin önemi vurgulanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Türk mutfağı,Türk kahvesi, cezve.
ABSTRACT
Coffee which takes a place in our accumulated rich culture of kitchen,
has become recognized both by the writings of foreign travelers and
authors and also by means of the wars and conquests and taken the name
of Turkish Coffee according to the way it is prepared and boiled. Coffee,
which according to a rumor, was brought to Yemen from Abyssinia in the
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Bölümü Gıda ve Beslenme
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
**
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Bölümü Gıda ve Beslenme
Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi.
*
300
year 1450 A.D. by an Ottoman Army Commander Özdemir Pacha, has
then quickly occupied the first place among the stuffs of pleasure givers.
Historians claim that the coffee, as a beginning, had been brought to
Istanbul in the year 1519 A.D. following the war campaign held by the
Ottoman Sultan Selim the first in order to capture Egypt. By means of
a new preparation process discovered by Turks, it is started to be boiled
in the copper kettles and coffee- pots and accordingly took the name of
Turkish coffee. Since coffee has assumed a position of a relaxing drink
which replaced the alcoholic drinks that had been banned for Moslems, it
could have been able to reach such a widespread utilization rate within a
very short time period. Turkish Coffee, in itself, is a process of tradition
starting from the selection of coffee-pot and continuing with simmering
and then pouring it a little by little into the cups and also by attaching
a ceremonial attention, ending this process by sipping it slowly. It is a
widely accepted tradition to offer the visiting guest a cup of coffee. The
importance of Turkish coffee in our daily life, is being emphasized through
many common expressions such as one: “A cup of coffee is unforgettable
for a term of 40 year”.
Key Words: Turkish cuisine, Turkish coffee, coffee pot.
-----
Yüzyıllar boyunca büyük bir coğrafi alana yayılmış Türk topluluklarının zengin kültürel yaşayışlarının ürünü olan Türk mutfak kültürü geçmiş
yıllardan itibaren, gerek yabancı seyyah ve yazarların yazıları ile gerekse
fetih ve savaşlar yoluyla tanınmaya başlamış ve gastronomlar tarafından
dünyanın en zengin üç mutfağından biri olarak kabul edilmiştir.
Türk mutfağının birinci zenginlik sebebi; yiyecek ve içecek hammaddesi kaynaklarının bolluğu ve çeşitliliğidir. Bir diğeri ise milletimizin köklü
bir tarih ve uygarlığa sahip oluşudur. Türkler ilk çağlardan bu yana birçok
milletle komşuluk yapmış, zaman zaman onlarla iç içe yaşamış yiyecek ve
içecek kültürü alışverişinde bulunmuştur. Bunun sonucunda Türk mutfağı
zengin bir kültür birikimiyle günümüze kadar gelmiştir. Geleneksel Türk
Mutfağı’nın kendine özgü yaratıcılığı ve beğenileri, geleneksel değerleri,
onu diğer kültürlerin mutfaklarından büyük ölçüde ayırmaktadır.
olluğu ve çeşitliliğidir. Bir diğeri ise milletimizin köklü bir tarih ve uygarlığa sahip oluşudur.
ürkler ilk çağlardan bu yana birçok milletle komşuluk yapmış, zaman zaman onlarla iç içe
aşamış yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuştur. Bunun sonucunda Türk Mutfağı
engin bir kültür birikimiyle günümüze kadar gelmiştir. Geleneksel Türk Mutfağı’nın
kendine
301
zgü yaratıcılığı ve beğenileri, geleneksel değerleri, onu diğer kültürlerin mutfaklarından
üyük ölçüde ayırmaktadır.
Türk kahvesi
de kahvesi
geleneksel
Mutfağının
vazgeçilmezvazgeçilmez
unsurlarındandır.
Gerek elde
Türk
de Türk
geleneksel
Türk Mutfağının
unsurlarındilişi gerek yapılışı
gerekse
içimiyle
oldukça
kendine
dandır. Gerek
elde
edilişi diğer
gerek kahve
yapılışıçeşitlerinden
gerekse içimiyle
diğerfarklı
kahveveçezgüdür. Türkşitlerinden
kahvesini oldukça
özel yapan
diğer
nedenözgüdür.
de kendine
bir kültür
oluşturmasıdır.
farklı
ve bir
kendine
Türkhas
kahvesini
özel
yapan
ız isteme töreninde
içilmesi,
içtiktenoluşturmasıdır.
sonra “kahveKız
falına”
bakılması
bu
diğer bir kahve
neden de
kendinekahveyi
has bir kültür
isteme
töreültürün en iyininde
örnekleridir.
kahve içilmesi, kahveyi içtikten sonra “kahve falına” bakılması bu
kültürün en iyi örnekleridir.
Kahve, tropik iklim isteyen, yükseklerde ve zor yetişen narin bir bitkidir
Kahve, tropik iklim isteyen, yükseklerde ve zor yetişen narin bir bitwww.sinanterek.com 2006). Her kahve ağacından yılda ortalama 2-5 kg kahve çekirdeği elde
kidir (www.sinanterek.com 2006). Her kahve ağacından yılda ortalama
dilir (Gürsoy 2005:60). Çeşitli işlemlerle kahve çekirdekleri meyvelerden ayrılır, kurutulur
2-5 kg kahve çekirdeği elde edilir (Gürsoy, 2005:60). Çeşitli işlemlerle
e kavrulur (Işıksoluğu 2001:35). Kahve çekirdekleri öğütüldükten sonra tazeliklerini uzun
kahveiçin
çekirdekleri
meyvelerden
ayrılır,
ve kavrulur
(Işıksoluğu,
üre koruyamadığı
kahve yapımından
hemen
öncekurutulur
öğütülmelidir
(Gürsoy
2005:70).
2001: 35). Kahve çekirdekleri öğütüldükten sonra tazeliklerini uzun süre
koruyamadığı için
hemen önce
öğütülmelidir
(Gürsoy,
Bazı araştırmacılara
görekahve
kahveyapımından
adının kahvenin
üretim
beşiği olan
Güneybatı
2005:
70).
tiyopya’nın Kaffa şehriyle ilgisinden geldiği tahmin edilmektedir. Farklı düşüncelere göre
e Arapçada şarap
kullanılan
“kahve”ye
dönüşmüştür
(Gürsoy
Bazıanlamında
araştırmacılara
göre kahva
kahve zamanla
adının kahvenin
üretim
beşiği olan
005:19).
Güneybatı Etiyopya’nın Kaffa şehriyle ilgisinden geldiği tahmin edilmektedir. Farklı düşüncelere göre ise Arapçada şarap anlamında kullanılan
Bildiğimiz
anlamda
coffea
(kahve)dönüşmüştür
ağacı grubuna
ait 60 çeşit
kahva
zamanla
“kahve”ye
(Gürsoy,
2005:bitki
19).bulunmaktadır. Ama
n çok bilinen iki çeşit kahve vardır, bunlar, coffea arabica ve coffea robustadır (Gürsoy
Bildiğimiz
anlamda
coffeabitkisinden
(kahve) ağacı
grubuna
ait 60 arabica,
çeşit bitki
005:61). Etiyopya'da
keşfedilen
ilk kahve
türemiş
olan coffea
daha çok
bulunmaktadır.
Ama
en
çok
bilinen
iki
çeşit
kahve
vardır,
bunlar,
coffeayetişir.
üksekliği 800-2000 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda
arabica ve coffea robustadır (Gürsoy, 2005: 61). Etiyopya’da keşfedilen
ilk kahve bitkisinden türemiş olan coffea arabica, daha çok yüksekliği
2
302
800-2000 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda
yetişir. Tipik bir arabica kahve ağacı, bir yılda yaklaşık 5 kg meyve verir
ve bu meyvelerden 1 kg kahve çekirdeği elde edilir. Robusta cinsine göre
daha az kafein içerir. Ayrıca daha lezzetli ve tatlı bir aromaya sahip olduğundan dünya kahve üretiminin %70’ini oluşturur. Ancak bu ağaç cinsi
hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi
k bir arabica
yılda yaklaşık
5 kg meyve
verir ve bu meyvelerden
1 kg
dahakahve
zor veağacı,
kahvebir
çekirdeği
daha pahalıdır
(www.wikipedia.org
2006).
e çekirdeği elde edilir. Robusta cinsine göre daha az kafein içerir. Ayrıca daha lezzetli ve
cinsi kahvedünya
ağacıkahve
ise deniz
seviyesinden
600oluşturur.
metre yüksekliğe
bir aromaya Robusta
sahip olduğundan
üretiminin
%70'ini
Ancak bu ağaç
kadar
sıcak
ortamlarda
yetişir.
Robusta
cinsi
kahve
bitkisi
değişik yüksekhastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi
daha zor ve
lik
ve
iklim
koşullarına
daha
dayanıklıdır
(Gürsoy,
2005:
62).
Arabica’ya
e çekirdeği daha pahalıdır (www.wikipedia.org 2006).
göre yaklaşık iki kat daha fazla kafein içerir. Odunsu lezzeti nedeniyle
kaliteli kahve üreticileri tarafından tercih edilmez (www.wikipedia.org
Robusta 2006).
cinsi kahve
ağacı isehem
deniz
600
metrenedeniyle
yüksekliğe
kadar sıcak
Hem ucuzluğu
de seviyesinden
veriminin fazla
olması
özellikle
mlarda yetişir.
Robusta cinsi
kahve bitkisi
yükseklik
iklimkahve
koşullarına
hazır kahvelerde
çoğunlukla
robustadeğişik
cinsi ağaçtan
eldeve
edilen
çekir- daha
nıklıdır (Gürsoy 2005:62). Arabica'ya göre yaklaşık iki kat daha fazla kafein içerir.
deği kullanılır (Gürsoy, 2005: 62). Robusta kahvesi dünya kahve üretiminsu lezzeti nedeniyle kaliteli kahve üreticileri tarafından tercih edilmez
nin yaklaşık %30’unu oluşturur. Bu bitki hastalıklara ve iklim koşullarına
w.wikipedia.org 2006). Hem ucuzluğu hem de veriminin fazla olması nedeniyle özellikle
çok dirençli olduğundan yetiştirilmesi çok daha kolay ve ucuzdur (www.
kahvelerde çoğunlukla robusta cinsi ağaçtan elde edilen kahve çekirdeği kullanılır
wikipedia.org
soy 2005:62).
Robusta 2006).
kahvesi dünya kahve üretiminin yaklaşık %30'unu oluşturur. Bu
hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olduğundan yetiştirilmesi çok daha kolay
cuzdur (www.wikipedia.org 2006).
Kahve ağacının geçmişi tarih öncesi Afrika’sına kadar uzanmaktadır. Bugün Etiyopya
Kenya’nın bulunduğu orta ve batı Afrika’da o dönemlerde, kahve ağacı olduğu
303
Kahve ağacının geçmişi tarih öncesi Afrika’sına kadar uzanmaktadır.
Bugün Etiyopya ve Kenya’nın bulunduğu orta ve batı Afrika’da o dönemlerde, kahve ağacı olduğu varsayılmaktadır. Sözü edilen yerlerde bugün
bile yabani kahve çalıları, ağaçları bulunmaktadır (Gürsoy, 2005:20).
Bu bölgelerde, kahve yemişleri başlangıçta bütün olarak veya kırılarak,
yağ ile karıştırılıp yenmekte idi. Kahve Yemen’den öncelikle Mekke ve
Medine’ye ve 15. yy. sonunda ise İslam gezginleri tarafından İran, Mısır,
Türkiye ve tüm İslam dünyasına yayılmıştır (www.kahve.gen.tr 2006).
Kahvenin keşfiyle ilgili çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan biri Tarihçi
Ahmet Efendi tarafından aktarılmıştır: Tekkesinden kovulan ve dağlara
sürülen bir dervişin, –bir başka rivayete göre ise bu kişi Mokka (Muha)
kentinin şeyhi Ali Bin Ömer El-Şazilidir (ölm: 1418)– dağlara sürgün edilip aç kaldığında kahve tanelerini kaynatarak suyunu içtiği ve yaşamını bu
şekilde sürdürdüğü söylenir. (Gürsoy, 2005:20). Kahvenin keşfiyle ilgili
bilinen en yaygın rivayet ise Etiyopyalı çoban Kaldi ile ilgilidir. Kaldi,
keçilerinin bazı yemişleri yedikten sonra canlandığını ve geceleri bile çok
az uyuduğunu fark etmiştir. Bunun üzerine Kaldi, bu yemişleri denemiş ve
kendini daha dinç hissetmiştir. Kahvenin keçilere yaptığı etkinin kısa süreyemişleri denemiş ve kendini daha dinç hissetmiştir. Kahvenin keçilere yaptığı etkinin kısa
de farkına
insanlar,
çekirdekleri
kullanmaya
başlamışlardır.
sürede farkına
varanvaran
insanlar,
çekirdekleri
toplayıptoplayıp
kullanmaya
başlamışlardır.
Bununla
Bununla birlikte,
kırmızı
renkli
meyvelerintohumlarının
toplanıp içerilebirlikte, olgunlaşmış
kırmızı olgunlaşmış
renkli meyvelerin
toplanıp
içerilerindeki
yenip
içilebilecek
hale
gelmesi
için
gerekli
işlemlerin
bulunup
uygulanması
oldukça
uzun
yıllar
rindeki tohumlarının yenip içilebilecek hâle gelmesi için gerekli işlemlerin
almıştır (Gürsoy
2005:21).
bulunup uygulanması oldukça uzun yıllar almıştır (Gürsoy, 2005: 21).
Kahvenin Osmanlı İmparatorluğuna geliş tarihi kesin bilinmemekle birlikte, Tarihçiler
tarafından, ilk defa 1519 yılında I. Selim'in Mısır seferinden sonra İstanbul’a geldiği
304
Kahvenin Osmanlı İmparatorluğuna geliş tarihi kesin bilinmemekle birlikte, Tarihçiler tarafından, ilk defa 1519 yılında I. Selim’in Mısır seferinden sonra İstanbul’a geldiği belirtilmektedir (www.kahve.gen.tr). Türkler
tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve
cezvelerde pişirilerek “Türk Kahvesi” adını almıştır (www.wikipedia.org
2006). Ancak, bu dönemde oldukça dar bir çevre kahveyi tadabilmiştir.
Kahve, Müslümanlara yasaklanmış olan alkollü içkilerin yerini alan rahatlatıcı bir içecek konumunu aldığından kısa sürede çok yaygın olarak
tüketilmiştir (Gürsoy, 2005: 28).
Kahve Osmanlıda ilk olarak saraylarda içilmeye başlanmıştır. Saraydaki
konuklara ikram edilen tatlılarla ve şerbetlerle birlikte kahve sunulmaktaydı. Hatta saray teşkilatında “kahvecibaşı” makamı bulunmaktaydı. Kahve
zamanla o kadar önemli bir hale gelmişti ki padişahın içeceği kahvenin
suyu özel olarak Eyüp tepesi civarındaki Gümüşsuyu’ndan getirtilmekteydi (Gürsoy, 2005: 32).
Türk kahvesi sadece lezzeti ve hazırlanışıyla değil sunumu ve içimiyle de çok özel bir
ere sahiptir. Kahve sunumu saraylarda özel bir törenle yapılırdı. Konukların ağırlandığı
ölüme sitil örtüsü denen örtü, iki kişi tarafından taşınarak önden getirilirdi, ardından da
ahve tepsisi getirilirdi. Tepsi ağırsa iki kişi tarafından tutulurdu. Kahve ibriklerden
ncanlara aktarılır, en son, dağıtan kişi içeriye girerdi (Gürsoy 2005:34).
305
Türk kahvesi sadece lezzeti ve hazırlanışıyla değil, sunumu ve içimiyle
de çok özel bir yere sahiptir. Kahve sunumu saraylarda özel bir törenle
yapılırdı. Konukların ağırlandığı bölüme sitil örtüsü denen örtü, iki kişi
tarafından taşınarak önden getirilirdi, ardından da kahve tepsisi getirilirdi.
Tepsi ağırsa iki kişi tarafından tutulurdu. Kahve ibriklerden fincanlara aktarılır, en son, dağıtan kişi içeriye girerdi (Gürsoy, 2005: 34).
Kahveyle birlikte oluşan kültürün en önemli parçası kahvehanelerdir.
Müslüman olan Osmanlı halkının alkol kullanması ve dolayısıyla meyhaneye gitmesi oldukça zordu. Bu dönemde ortaya çıkan kahvehaneler hem
halkın kahve içebileceği hem de meyhanede oluşamayan sosyal hayatı
yaşayabileceği ortamlardı. O zamana kadar insanların dostlarıyla toplanıp kaynaşması ya eve misafir kabul etmek ya da başkasının evine misafir
olarak gitmekle mümkündü. Oysa kahvehanelerden sonra erkekler kahve
içmek bahanesiyle, dostlarıyla buluşmak, haber ve fikir alışverişinde bulunmak ve eğlenmek amacıyla evlerinden dışarı çıkıp kahvehanelere gitmeye başlamışlardı. Konuk ağırlamak için artık evden başka bir mekân
oluşmuştu (www.bigglook.com 2006).Tarihçi Peçevi İbrahim Efendi’ye
göre, 1554 yılından itibaren İstanbul’daki ilk kahvehaneler, Eminönü
Meydanı’ndaki Mısır Çarşısı’nın yanında şimdi adı Tahmis Sokak olan
sokakta, Tahtakale’de (Tahtü-l-Kale) açıldı. İlk kahvehanelerin müşterilerini dönemin seçkinler sınıfı sayılan bürokratlar oluşturmaktaydı (Gürsoy,
2005).
Günümüzde geleneksel kahvehanelere artık rastlanmamaktadır.
Kahvehanelerde anlatılan efsaneleri dinlemek, Karagöz ve Hacivat maceralarını izlemek bizler için biraz uzak ama, kahvehaneler hâlâ toplumsal yaşamın temel mekânlarından birini oluşturmaktadır. Modernleşme ve
giderek hayatımızın her alanına giren teknoloji ile kahvehaneler de şekil
değiştirmekte, yenilenmektedir. Eskiden meddahlarla, gölge oyuncularıyla
kahvehanelerini çekici kılmaya çalışan kahvehane sahipleri günümüzde
şık masalarla, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kahvelerle, kusursuz servisleriyle, kablosuz internet bağlantılarıyla bu çekiciliği sağlamaya çalışmaktadırlar. Kahvehanelerin yüzü eskiye oranla oldukça gelişmiş görünmekte, ama kahvehanelerin temel taşı olan muhabbet hâlâ eski canlılığını
sürdürmektedir (İşat, 2007: 73).
306
görünmekte, ama kahvehanelerin temel taşı olan muhabbet hala eski canlılığını
sürdürmektedir (İşat 2007:73).
Kahvenin
Arabistan’dan
batıya açılımı
üzerinden
Kahvenin
Arabistan’dan
batıya açılımı
OsmanlıOsmanlı
üzerinden
olmuşturolmuştur
bu yüzden de
bu
yüzden
de
Avrupalılar
kahveyi
Türk
içeceği
olarak
adlandırmışlardır.
Avrupalılar kahveyi Türk içeceği olarak adlandırmışlardır. Avrupalı seyyahlar gezdikleri
yerlerde Avrupalı
kahveyle seyyahlar
tanışıp ülkelerine
dönerken
vetanışıp
yakın ülkelerine
çevreleri için
bir miktar
gezdikleri
yerlerdekendileri
kahveyle
dönerkahve çekirdeğini
yanlarında
götürmüşlerdir.
Kahveyle
tanışan
Avrupalı
seyyahlardan
ken kendileri ve yakın çevreleri için bir miktar kahve çekirdeğini yan- kimi
bu içeceğin
bağımlısı
olmuş, kimi
kahveye
hayretAvrupalı
etmiş ve
bilimsel birkimi
incelemesinin
larında
götürmüşlerdir.
Kahveyle
tanışan
seyyahlardan
bu
yapılmasıiçeceğin
için ülkesine
dönerken
yanına
almış,
kimi
ise
sahip
olduğu
girişimci
ruhla bu
bağımlısı olmuş, kimi kahveye hayret etmiş ve bilimsel bir inceesrarengiz içeceğin ticari bir meta olabileceğini görmüştür. Böylece farklı nedenlerle Türk
lemesinin yapılması için ülkesine dönerken yanına almış, kimi ise sahip
içeceği Avrupa’ya girmiş ve Avrupa’da da hızlı bir sürede yaygınlaşmıştır (İşat 2007:70).
olduğu girişimci ruhla bu esrarengiz içeceğin ticari bir meta olabileceğini görmüştür.
farklı
nedenlerle Türk
içeceği
Avrupa’ya
girmiş veOsmanlı
Avrupa'nın
gerçekBöylece
anlamda
tüketilebilecek
miktarda
kahve
ile tanışması,
Avrupa’da
da
hızlı
bir
sürede
yaygınlaşmıştır
(İşat
2007:70).
imparatorluğunun Viyana yenilgisi ile olmuştur (www.kahve.gen.tr). Savaş alanını terk eden
Osmanlı ordusunun
bıraktıklarının
arasında miktarda
yaklaşıkkahve
500 ileçuval
kahve de
Avrupa’nınardında
gerçek anlamda
tüketilebilecek
tanışmabulunmaktaydı.
Ancak
Viyana halkı kahvenin
ne olduğunu
bilmiyordu.
İçlerinden bir
sı, Osmanlı
imparatorluğunun
Viyana yenilgisi
ile olmuştur
(www.kahve.
yüzbaşı, kahvenin deve yemi olduğunu iddia etmiş ve Tuna Nehri’ne dökülmesine karar
gen.tr). Savaş alanını terk eden Osmanlı ordusunun ardında bıraktıklarının
verilmişti. Çuvallar içindeki deve yemlerinin gerçekte ne olduğunu Kolschitzky isimli bir
yaklaşık
çuval
kahve de bulunmaktaydı.
Ancak Viyana
halkıbir café
Polonyalıarasında
bilmekteydi.
Daha500
sonra
Kolschitzky
Viyana’da bu kahveleri
kullanarak
kahvenin
ne olduğunu
bilmiyordu.
bir yüzbaşı,dolayı
kahvenin
deveönceleri
açmış fakat
Viyanalılar
tadının acı,
renginin deİçlerinden
çekici olmamasından
kahveyi
yemi
olduğunu
iddia
etmiş
ve
Tuna
Nehri’ne
dökülmesine
karar
verilmişbeğenmemişlerdi. Bir kahve fincanının içine tesadüfen kesme şeker düşmesiyle kahvenin tadı
ti. ve
Çuvallar
içindekiartmıştır
deve yemlerinin
gerçekte ne olduğunu Kolschitzky
beğenilmiş
kahve tüketimi
(Gürsoy 2005:41).
isimli bir Polonyalı bilmekteydi. Daha sonra Kolschitzky Viyana’da bu
Bugün
de Avrupa
ve Amerika’da
büyük miktarlardadır.
Kahve batıya
kahveleri
kullanarak
bir café kahve
açmış tüketimi
fakat Viyanalılar
tadının acı, rengiyolculuğunda
birçok
değişikliğe
uğramış
değişik
çeşitleri
ortaya
çıkmıştır.
Kapuçino,
nin de çekici olmamasından dolayı kahveyi önceleri beğenmemişlerdi. Bir
espresso, kahve
latte bunlardan
en
çok
bilinenleridir.
Türk
kahvesi
de
hala
diğer
ülkelerde
bilinen ve
fincanının içine tesadüfen kesme şeker düşmesiyle kahvenin tadı
tüketilen beğenilmiş
bir kahvedir.
Ülkemizin
batıya
açılımıyla
farklı
kahve çeşitleri ülkemizde de
ve kahve
tüketimi
artmıştır
(Gürsoy
2005:41).
tüketilmeye başlanmıştır. Özellikle yeni nesil hazırlanışı kolay farklı kahve türlerini Türk
kahvesine tercih etmektedirler.
307
Bugün de Avrupa ve Amerika’da kahve tüketimi büyük miktarlardadır.
Kahve batıya yolculuğunda birçok değişikliğe uğramış değişik çeşitleri
ortaya çıkmıştır. Kapuçino, espresso, latte bunlardan en çok bilinenleridir. Türk kahvesi de hala diğer ülkelerde bilinen ve tüketilen bir kahvedir.
Ülkemizin batıya açılımıyla farklı kahve çeşitleri ülkemizde de tüketilmeye başlanmıştır. Özellikle yeni nesil hazırlanışı kolay farklı kahve türlerini
Türk kahvesine tercih etmektedirler.
Türk kahvesi son zamanlarda özellikle gençler arasında çok rağbet görmese de hala
halkımız
tüketilmektedir.
Avrupa kökenli
göreçok
çok rağbet
popüler
Türktarafından
kahvesisevilerek
son zamanlarda
özellikle
gençlerçeşitlerine
arasında
olmamasına
rağmen
açıdan tarafından
özel ve eşsizsevilerek
bir kahve türüdür.
Türk kahvesini
diğer
görmese de
halabirçok
halkımız
tüketilmektedir.
Avrupa
kahvelerden ayıran temel iki özellik bulunmaktadır. Bunlardan biri, Türk kahvesinin üretildiği
kökenli
çeşitlerine
çok
popüler
olmamasına
rağmen
birçok açıdan
kahve
çekirdeğidir.
Türkgöre
kahvesi
lezzetinin
yakalanması
için mutlaka
Brezilya’daki
bir tür
Türk
kahvesi
son
zamanlarda
özellikle
gençler
arasında
çok
rağbet
görmese
hala
özel ve
eşsiz birkullanılması
kahve türüdür.
Türk Diğer
kahvesini
kahvelerden
kahve
çekirdeğinin
gerekmektedir.
özellik diğer
ise, yapılış
şeklidir. deayıran
halkımız tarafından sevilerek tüketilmektedir. Avrupa kökenli çeşitlerine göre çok popüler
temel ikirağmen
özellik
bulunmaktadır.
biri,
TürkTürk
kahvesinin
olmamasına
birçok
açıdan özel ve Bunlardan
eşsiz bir kahve
türüdür.
kahvesini üretildiğer
kahvelerden
ayıran
temel iki özellik
bulunmaktadır.
Bunlardan biri,
Türk kahvesinin
üretildiği
diği kahve
çekirdeğidir.
Türk
kahvesi lezzetinin
yakalanması
için
mutlakahve
çekirdeğidir. Türkbir
kahvesi
lezzetinin
yakalanması için
mutlaka Brezilya’daki
bir tür
ka Brezilya’daki
tür kahve
çekirdeğinin
kullanılması
gerekmektedir.
kahve çekirdeğinin kullanılması gerekmektedir. Diğer özellik ise, yapılış şeklidir.
Diğer özellik ise, yapılış şeklidir.
Türk kahvesi en çok ritüel barındıran kahvedir denebilir. Cezvede yavaşça pişirilmesi,
köpüklendirilmesi, köpüklerin fincanlara pay edilmesinden sonra kahvenin hazırlanmasına
devam edilmesi Türk kahvesine lezzetini veren unsurlardır (İşat 2007:72). Türk kahvesi
içmek cezve seçiminden kısık ateşte hazırlanışına, fincanlara yavaş yavaş dökülmesinden,
törensel bir dikkatle ufak ufak yudumlanmasına kadar başlı başına bir gelenektir. Türk
Türk yanında
kahvesi bir
en çok
ritüel
kahvedir
denebilir. Cezvede
yavaşça
pişirilmesi,
kahvesi
bardak
su barındıran
verilmesi de
bu geleneklerden
biridir. Çoğu
ailede
alışkanlık
köpüklendirilmesi,
köpüklerin
fincanlara
pay
edilmesinden
sonra
kahvenin
hazırlanmasına
haline
gelenkahvesi
akşam yemeklerinden
sonra
içilen kahve,kahvedir
huzur vericidir.
Kız isteme
sırasındayaise
Türk
en
çok
ritüel
barındıran
denebilir.
Cezvede
devam
Türk kahvesine
lezzetini
unsurlardır
(İşat 2007:72).
kahvesi
saygı edilmesi
ifade ederken
köpüklü olan
kahve,veren
istenen
kız tarafından
pişirilerekTürk
el becerisinin
içmek
cezve
seçiminden
kısık ateşte
hazırlanışına,
fincanlara
yavaş yavaş pay
dökülmesinden,
vaşça
pişirilmesi,
köpüklerin
edilmesingöstergesi
olarak
kabulköpüklendirilmesi,
edilir
(www.bigglook.com
2006). fincanlara
törensel
bir
dikkatle
ufak
ufak
yudumlanmasına
kadar
başlı
başına
bir
gelenektir.
den sonra kahvenin hazırlanmasına devam edilmesi Türk kahvesineTürk
lezkahvesi Kahvenin
yanında bir
bardak hayatımızda
su verilmesinasıl
de bu
geleneklerden
biridir. ve
Çoğu
ailede
gündelik
büyük
birTürk
etki yaptığını
derin
bircezve
izalışkanlık
bıraktığını
zetini
veren
unsurlardır
(İşat,
2007:72).
kahvesi
içmek
seçihaline
içilengöstermektedir.
kahve, huzur vericidir.
Kız gündelik
isteme sırasında
ise
belkigelen
de akşam
en iyi yemeklerinden
kullandığımız sonra
deyimler
Türkçede
hayatımızda
saygı
ifade
ederken
köpüklü
olan
kahve,
istenen
kız
tarafından
pişirilerek
el
becerisinin
kullandığımız ve kahve içme kültüründen kaynaklanan birçok deyim bulmak mümkündür
göstergesi
olarak kabul
(İşat 2007:71).
“Bir edilir
fincan(www.bigglook.com
kahvenin kırk yıl 2006).
hatırı vardır”, “Gönül ne kahve ister ne
kahvehane, gönül ahbap ister kahve bahane”, “Sabah ile sabah ile kahve gelir tabağiyle”,
Kahvenin
hayatımızda
büyük dostları
bir etki kötü
yaptığını
ve geçti
derin gel”…
bir iz bıraktığını
Kahveler
piştigündelik
gel, köpükler
taştı gel,nasıl
iyi günüm
günüm
308
minden kısık ateşte hazırlanışına, fincanlara yavaş yavaş dökülmesinden,
törensel bir dikkatle ufak ufak yudumlanmasına kadar başlı başına bir gelenektir. Türk kahvesi yanında bir bardak su verilmesi de bu geleneklerden
biridir. Çoğu ailede alışkanlık hâline gelen akşam yemeklerinden sonra
içilen kahve, huzur vericidir. Kız isteme sırasında ise saygı ifade ederken
köpüklü olan kahve, istenen kız tarafından pişirilerek el becerisinin göstergesi olarak kabul edilir (www.bigglook.com 2006).
Kahvenin gündelik hayatımızda nasıl büyük bir etki yaptığını ve derin
bir iz bıraktığını belki de en iyi kullandığımız deyimler göstermektedir.
Türkçede gündelik hayatımızda kullandığımız ve kahve içme kültüründen
kaynaklanan birçok deyim bulmak mümkündür (İşat, 2007: 71). “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.”, “Gönül ne kahve ister ne kahvehane,
gönül ahbap ister kahve bahane.”, “Sabah ile sabah ile kahve gelir tabağiyle”, Kahveler pişti gel, köpükler taştı gel, iyi günüm dostları kötü günüm
Sonuç olarak, toplumsal değişme ve kentleşme süreciyle birlikte yiyecek içecek
geçti
gel.”…
alışkanlıklarında da değişiklikler olmaktadır. İletişim araçlarındaki hızlı gelişme, sanayileşme
ve batı kültürü yiyecek içecek alışkanlıklarını da etkilemektedir. Türk kahvesi kültür
Sonuç olarak, toplumsal değişme ve kentleşme süreciyle birlikte yiyedeğerimiz yaşayan geleneklerimiz arasında vazgeçilmez bir yer tutmaktadır. Toplumlara özgü
cek
içecek
alışkanlıklarında
da değişiklikler
olmaktadır.
araçlarınkültürel
özellikler
uzun bir zaman sürecinin
gerektirdiği birikimler
sonucuİletişim
ortaya çıkmaktadır.
Bu kültür
değerlerinin sanayileşme
korunması gelecek
aktarılmasıyla
mümkün
olacaktır.
Bu
daki
hızlı gelişme,
ve nesillere
batı kültürü
yiyecek
içecek
alışkanlıknedenle bu tür çalışmaların yaygınlaştırılması kültürün korunmasında etkili olacağı
larını
da etkilemektedir. Türk kahvesi kültür değerimiz yaşayan geleneklekanısındayız.
rimiz arasında vazgeçilmez bir yer tutmaktadır. Toplumlara özgü kültürel
özellikler uzun bir zaman sürecinin gerektirdiği birikimler sonucu ortaya
çıkmaktadır. Bu kültür değerlerinin korunması gelecek nesillere aktarılmasıyla mümkün olacaktır. Bu nedenle bu tür çalışmaların yaygınlaştırılması
kültürün korunmasında etkili olacağı kanısındayız.
309
KAYNAKÇA
Gürsoy, D., (2005), Sohbetin Bahanesi Kahvesi, Oğlak Yayınları.İstanbul.
Işıksoluğu, M., (2001), Beslenmede Kahve, Çay, Flavonoidler ve Sağlık,
Damla Matbaacılık.
İşat, C., (2007), “Kahvenin Serüveni”, Meşale, 2, 70-73.
İNTERENET
www.sinanterek.com, 20.12.2006, 14: 20.
www.wikipedia.org/w/index.php?title=Kahve&oldid=972206, 23.11.2006, 13:30.
www.kahve.gen.tr, 16.12.2006, 19:45.
www.bigglook.com/biggistanbul 21.05.2006, 17:00.
310