Bildiri Özet Kitapçığı için Tıklayınız

ANATOMİ GÜNLERİ 2015
Prof. Dr. Atilla Müftüoğlu Anısına
Konu: Anatomide Yeterlilikler
BİLDİRİ ÖZET KİTABI
26-28 Şubat 2015-Gaziantep
Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Oditoryumu
Düzenleyen
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği
www.gaziantepanatomi.com
I
7 Şubat 1950 -16 Ocak 2005
Değerli Hocamız
Prof. Dr. Atilla Müftüoğlu’nun
Aziz Hatırasına Saygıyla…
II
Organizasyon Kurulları
Onur Kurulu
Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun
Prof. Dr. Levent Elbeyli
Onursal Başkanlar
Prof. Dr. M. Doğan Akşit
Prof. Dr. Salih Murat Akkın
Prof. Dr. H. Hamdi Çelik
Prof. Dr. Muzaffer Şeker
Prof. Dr. Erdoğan Şendemir
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Yönetim Kurulu
Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut
Prof. Dr. Mehmet Ali Malas
Prof. Dr. Gülgün Şengül
Prof. Dr. Emel Ulupınar
Prof. Dr. Ümit Şehirli
Prof. Dr. Davut Özbağ
Doç. Dr. Nihal Apaydın
Organizasyon Başkanı
Prof. Dr. Piraye Kervancıoğlu
Düzenleme Kurulu
Prof. Dr. Piraye Kervancıoğlu
Prof. Dr. Erdem Gümüşburun
Doç Dr. Neşe Kızılkan
Doç. Dr. Mustafa Orhan
Yard. Doç. Dr. Ömer Faruk Cihan
Araş. Gör. Murat Çetkin
Araş. Gör. Dr. İlhan Bahşi
Öğr. Gör. Begümhan Aliosmanoğlu
Uzm. Hem. Hatice Esra Çetkin
Y.L.Öğrencisi İrfan Küçükoğlu
III
Anatomi Günleri 2015
Anatomide Yeterlilikler
26-28 Şubat 2015, Gaziantep
26 Şubat 2015, Perşembe
13:00-14:00
Kayıt
14:00-14:30
Açılış Töreni
Takdim ve Açılış
Saygı Duruşu-İstiklal Marşı
Müzik Dinletisi
Protokol Konuşmaları
14:30-15:30
1. Oturum
Prof. Dr. Atilla Müftüoğlu Oturumu
Oturum Başkanları:
Prof. Dr. S. Murat AKKIN, Prof. Dr. H. Hamdi ÇELİK,
Prof. Dr. Muzaffer ŞEKER
Prof. Dr. Atilla Müftüoğlu’nun Biyografisi
Doç. Dr. Selman DEMİRCİ
Anma Konuşmaları:
Prof. Dr. Doğan AKŞİT, Prof. Dr. Recep MESUT
Prof. Dr. Alaittin ELHAN, Prof. Dr. Feridun VURAL
Prof. Dr. Yakup TUNA, Prof. Dr. Erdem GÜMÜŞBURUN
Doç. Dr. Ahmet ÇETİNSAYA, Uzm. Dr. İbrahim KONUKOĞLU
15:30-16:00
Çay-Kahve Arası
16:00-17:30
2. Oturum
Anatomi Lisans Eğitiminde ÇEP Anatomi Yeterlilikleri
Oturum Başkanları:
Prof. Dr. Harun ÜLGER, Prof. Dr. Bülent Sabri CIĞALI,
Prof. Dr. Mustafa GÜVENÇER
Konuşmacılar:
Anatomi Lisans Eğitiminde Genel Sorunlar ve Anatomi
Çekirdek Eğitim Programı (Anatomi-ÇEP) Hazırlama
Komisyonu Çalışmaları
Prof. Dr. Ahmet USTA
Anatomi Lisans Eğitiminde Güncel Durumumuz
Doç. Dr. Ayhan CÖMERT
IV
Anatomi Lisans Eğitiminde Güzel Uygulama Örnekleri
Prof. Dr. Fatih YAZAR
19:00
Açılış Kokteyli (Akşam Yemeği -Bayazhan)
27 Şubat 2015, Cuma
Poster Sunum Günü
08:30-10:00
3. Oturum
Anatomi Eğitiminde Lisanüstü ÇEP Yeterlilikleri
Oturum Başkanları:
Prof. Dr. Gülgün ŞENGÜL, Prof. Dr. Hasan Basri TURGUT,
Prof. Dr. Mustafa DENİZ
Konuşmacılar:
Yüksek Lisans ve Doktora Eğitimi Müfredat ve
Standartları
Prof. Dr. İbrahim TUĞLU
Yurtdışı Doktora Eğitimi Müfredat ve Standartları
(ORPHEUS)
Prof. Dr. Gül AKDOĞAN
Anatomi Uzmanlık Eğitimi Müfredat ve Standartları
(TUKMOS)
Prof. Dr. İbrahim TEKDEMİR
10:00-10:30
Poster Saati-Poster Başında Tartışma
Çay-Kahve Arası
10:30-12:00
4. Oturum
Anatomi Lisansüstü Mezun Yeterlilikleri ve Yeterlilik
Kurulları
Oturum Başkanları:
Prof. Dr. Muzaffer SİNDEL, Prof. Dr. Tuncay VAROL,
Prof. Dr. Çağatay BARUT
Konuşmacılar:
Mezun Yeterlilikleri ve Yeterlilik Kurullarının Önemi ve
Yeterlilik Kurullarının Çalışmalarından Yurt içi Örnekler
Prof. Dr. Aydın KARAASLAN
Yeterlilik Kurullarının Çalışmalarından Yurt dışı Örnekler
Prof. Dr. Ümit S. ŞEHİRLİ
V
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Yeterlilik
Kurulları Oluşumu
Prof. Dr. H. Hamdi ÇELİK
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Yeterlilik
Kurullarının Çalışma Programı
Prof. Dr. Mehmet Ali MALAS
12:30- 13:45
Öğle Yemeği
13:45-14:00
Anı Fotoğrafı Çekimi
14:00-16:00
5. Oturum
TAKAD Olağanüstü Genel Kurulu
18:00
Akşam Yemeği -Gaziantep Üniversitesi Seyirtepe Tesisleri
28 Şubat 2015, Cumartesi
08:30-17:00
Sosyal Program
Kabir ziyareti - Atilla Müftüoğlu (Arzu edenler)
Zeugma Mozaik Müzesi
Bey Mahallesi
Gaziantep Kalesi Çevresi
Bakırcılar Çarşısı
VI
İÇİNDEKİLER
P1
Anatomi Eğitiminde Yeni Materyallerin Kullanımının Öğrenci Motivasyonu
Üzerine Etkisi
Tuncay Varol, Enis Cezayirli, Serkan Özgür, Sebahat Köker, Melike Tümer..................……1
P2
Over Hasarında Kök Hücrenin Etkileri
Fatma Öztürk, Mahmud Özkut, Işıl Aydemir, Aslı Göker Tamay,
Feyzan Özdal Kurt, Tuncay Varol, İbrahimTuğlu…………………………………………….………….3
P3
Nervus Musculocutaneus’un Nadir Görülen Bir Varyasyonu: Olgu Sunumu
Rabet Gözil, Kerem Atalar, Engin Çalgüner,Yadigar Kastamoni Yaşar,
Meltem Bahçelioğlu ………………………………………………………………………...………………………..5
P4
Üç Başlı M. Gastrocnemius Olgusu
Sedat Develi, Fatih Yazar…….……………………………………………………………………………..…..….7
P5
Uzun Dönem Formaldehit Uygulamasının Böbrek Üzerine Olumsuz Etkileri
ve Krisinin Koruyucu Rolü: Histolojik Bulgular
Evren Köse, Aslı Çetin, Mahmut Çay, Deniz Şenol, Davut Özbağ……………................………....9
P6
Baş ve Boyun Bölgesinde Kullanılan Eponimler
Güneş Aytaç, Alper Sindel, Mükerrem Hatipoğlu, Muzaffer Sindel……………………….…….11
P7
Sindirim Sisteminde Kullanılan Eponimler
Güneş Aytaç, Muzaffer Sindel……………………………………………………………………..…...…..……13
P8
Solunum Sisteminde Kullanılan Eponimler
Güneş Aytaç, Nurettin Oğuz, Muzaffer Sindel………………………………………..…………………..15
P9
Sakralize Dismorfik ve Normal Üst Sakral Segmentlerin Morfometrik
Karşılaştırması
Kadir Bahadır Alemdaroğlu, Ayşegül Fırat, Ahmet Özmeriç, Neşe Çetin,
Mehmet Yücens, Dinçer Göksülük………………………………………………………………….……….…17
P10
Kurul Hedeflerine Göre Hazırlanmış Nesnel Yapılandırılmış Anatomi
Pratik Sınavı
Zeliha Fazlıoğulları, Ahmet Kağan Karabulut, İsmihan İlknur Uysal,
Nadire Ünver Doğan, Ghulam Nabi…………………………………….…………………………………….19
P11
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinde Amaç ve Hedefe Yönelik Anatomi
Eğitiminin ve Ölçme Değerlendirme Yöntemlerinin Düzenlenmesi
İsmihan İlknur Uysal, Zeliha Fazlıoğulları, Nadire Ünver Doğan,
Ahmet Kağan Karabulut …………………………………………………………………………………………21
VII
P12
Klinik Öncesi Eğitim Dönemi Ders Kurulu ve Öğretim Üyesi Geri
Bildirimlerinin Değerlendirmesi
Nadire Ünver Doğan, Zeliha Fazlıoğulları, Ahmet Kağan Karabulut,
İsmihan İlknur Uysal, Cihat Gün………………………………………………...…………………………….23
P13
İki-boyutlu Sanal Disseksiyon Yazılımı ile Gerçekleştirilen İnteraktif
Anatomi Eğitim Oturumunun Değerlendirilmesi
Myat Soe Thet, Berkay Karahacıoğlu, Meltem Bahçelioğlu.......................................................25
P14
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Tıp Öğrencilerinin Anatomi Teorik
Derslerinin Klinik Staj Anatomi Yeterliliğine Olan Etkisini Değerlendirmeleri
Meltem Bahçelioğlu, Rabet Gözil, Kayra Cangöz, Nail Zelyurt, Begüm Güler,
Kerem Atalar, Yadigar Kastamoni Yaşar, Ece Alim……………………………………………….…..27
P15
Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Dersleri Hakkındaki Geri
Bildirimleri
Zeliha Fazlıoğulları, Nadire Ünver Doğan, İsmihan İlknur Uysal,
Ahmet Kağan Karabulut, Cihat Gün…………………………………………………………………………29
P16
Batı Avrupası ve Osmanlı’da Anatomi Eğitimi
Selin Bayko, Sinem Akkaşoğlu, Seda Uyğun, Hatice Mürvet Hayran…………………………..31
P17
Kemik Hazırlamada Kullanılan Yöntemler
Sinem Akkaşoğlu, Selin Bayko, Seda Uyğun, Hatice Mürvet Hayran…………………………..33
P18
Geçmişten Günümüze Anatomide Kemik Temini
Sinem Akkaşoğlu, Selin Bayko, Seda Uyğun, Hilal Akdemir Aktaş,
Hatice Mürvet Hayran…………………………………………………………………………………………......35
P19
İbn-i Sina’nın Eserlerinde Anatomi
Ilgaz Akdoğan, Müge Döğün, Özge Kahraman, Elif Keskin, Feyza Altındal……………..….37
P20
Nadir Bir Vaka: Truncus Coeliacomesentericus
Mehmet Tuğrul Yılmaz, Necdet Poyraz, Muzaffer Şeker……………………………………………39
P21
Anatomi Eğitiminde Güncel Çalışmalar
Deniz Demiryürek, Alper Vatansever……………………………………………………………………......41
P22
Anatomide Yüksek Lisans ve Doktora Yeterlilikleri: Bir Olgu Sunumu
Behice Durgun……………………………………………………………………………………………..………….43
P23
Sıçanlarda Yanık Yara İyileşmesinde Topikal Olarak Uygulanan Sığla
Yağının (Styrax Liquidus) Etkileri
Mehmet Emin Yanık, Ramazan Uygur, Cevat Aktaş, Seyfi Emir, Bahadır Kumral,
Ümit Şener, Murat Aydın, Mustafa Erboğa, Abdullah Erkan Orhan, Ahsen Yılmaz,
Emine Uygur, Mustafa Kulaç ……………………………………………………………………..…………….45
VIII
P24
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Dersinin Program İçerisindeki Yerine
İlişkin Düşünceleri
Şeyda Ferah Tuygar, İlter Kuş, Burak Gülcen, Ömür Saygılı, Emrah Özcan……………......47
P25
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Dersine Çalışma Tercihleri ve Derse
Devam Zorunluluğuna İlişkin Düşünceleri
Şeyda Ferah Tuygar, İlter Kuş, Ömür Saygılı, Burak Gülcen, Emrah Özcan…………..……49
P26
Çoktan Seçmeli Uygulanan Anatomi Sınavlarının Zorluk ve Ayırıcılık
İndeks Analizi
Mert Ocak, Ferhat Geneci, Muhammet Bora Uzuner, Mine Farımaz, Mutlu Hayran,
Mine Ergun………………………………………………………………………………………………………………51
P27
Anatomi Eğitiminde Entegre Eğitim Sistemine Öğrencilerin Bakış Açısı
Muhammet Bora Uzuner, Mine Farımaz, Mert Ocak, Ferhat Geneci, Mutlu Hayran,
Mine Ergun………………………………………………………………………………………………………………53
P28
Gastroösefageal Reflü Hastalığına Anatomik Perspektif: Probleme Dayalı
Öğretim Modeli
Hilal Akdemir Aktaş, Muhammet Bora Uzuner, Mine Farımaz, Boran Urfalı,
Deniz Demiryürek…………………….………………………………………………………………………………55
P29
Vücut Kompozisyonuna Bağlı Olarak Böbrek Hacim ve Boyutlarında Meydana
Gelen Değişikliklerin Tespiti: BT’de Stereolojik Çalışma
Zeynettin Kasırga, Veli Çağlar, Ramazan Uygur, Ozan Alper Alkoç, Ömer Kurt,
Oğuz Aslan Özen…………………………………………………………………………………………………..…..57
P30
Üç Farklı Üniversitede Bulunan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Diş Hekimliği
ve Hemşirelik Bölümlerinde Verilen Anatomi Derslerinin Konu ve Ders Saati
Açısından Karşılaştırılması
Mine Farımaz, Mert Ocak, Ferhat Geneci, Muhammet Bora Uzuner, Mutlu Hayran,
Mine Ergun……………………………………………………………………………………………………...…….59
P31
Concha Nasalis Superior’un Bağlanma Anomalisi: Bir Olgu Sunumu
Cihat Gün, Alper Yenigün, Zeliha Fazlıoğulları, Ghulam Nabi………………………………...….61
P32
Türkçe yazılmış ilk resimli anatomi kitabı “Teşrih-ül Ebdan ve
Tercemanı Kıbale-i Feylesofan”da Solunum Sistemi
İlhan Bahşi, Mustafa Orhan, Begümhan Aliosmanoğlu, Murat Çetkin…………………….…63
P33
Vücut Tipolojisi Tahmininde Genişlik Ölçümleri: Bir Ön Çalışma
Can Pelin, Ayşe Canan Yazıcı, Ayla Kürkçüoğlu, Cihan İyem…………………………………...…65
IX
P34
Rinoplasti (Estetik Burun Ameliyatı) Hastalarında Alt Yüz Yükseklik Analizi
Ayla Kürkçüoğlu, Ozan Luay Abbas, Can Pelin, Hale Öktem……………………………………....67
P35
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Eğitimi Hakkındaki Düşünceleri
Begümhan Aliosmanoğlu, Murat Çetkin, İlhan Bahşi, Piraye Kervancıoğlu………………69
P36
Opera ve Şan Öğrencilerinin Subglottik ve Supraglottik Aktivitelerinin
İncelenmesi ve Akustik Analiz ile Karşılaştırılması
Emine Petekkaya, Ahmet Hilmi Yücel, Hülya Erbağcı……………………………………………....71
P37
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomik Yeterliliklerinin Klinik ve Temel
Bilimler Akademik Personeli Tarafından Değerlendirilmesi
Ferhat Geneci, Muhammet Bora Uzuner, Mine Farımaz, Mert Ocak, Mutlu Hayran,
Mine Ergun…………………………………………...…………………………………………………………………73
P38
Türkçe Yazılmış İlk Resimli Anatomi Kitabı “Teşrih-ül Ebdan ve
Terceman-ı Kıbale-i Feylesofan”da Üst Ekstremite Kemiklerinin İncelenmesi
Begümhan Aliosmanoğlu, Mustafa Orhan, İlhan Bahşi, Murat Çetkin…………………….…75
P39
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Eğitimi Öncesi ve Sonrasında Anatomi
Dersi Hakkındaki Metaforları
Rabia Taşdemir, Tuncay Çolak, Belgin Bamaç, Mehmet Deniz Yener, Elif Aksu,
Aydın Özbek…………………………………………………………………………………………………………...77
P40
MEDİSEK Kursları Değerlendirmesi (Kurs-1: Üst Ekstremite, Trigonlar ve
Periferal Geçitler, Kurs-2: Alt Ekstremite, Trigonlar ve Periferal Geçitler)
Servet Çelik, Okan Bilge, Lokman Öztürk…………………………………………………………….……79
P41
Cavitas Nasalis’deki Concha’ların Bilateral Pnömatizasyonu: Bir Olgu Sunumu
Yunus Emre Kundakçı, Alper Yenigün, Zeliha Fazlıoğulları, Nadire Ünver Doğan,
Cihat Gün……………………………………………………………………………………………...……………….…81
P42
Çingene Kızın 1700 Yıllık Sırrı: Yüz Tanıma Teknolojilerinde 3-Çeyrek Bakışın
Yeri ve Anatomik Olarak Değerlendirilmesi
Uğur Baran Kasırga………………………………………………………………………………………………...83
P43
Kolon Anastomozlu Sıçanlarda Takrolimus (FK506) ile Oluşan Karaciğer
Hasarında Bal ve Arginin-Glutamin-Hidroksimetilbutirat’ın Etkileri
Zümrüt Doğan, Hülya Elbe,, Sami Akbulut, Feral Öztürk, Seda Uludağ,
Ali Aydın………………………………………………………………………………………………………………….85
İNDEKS………………………………………………………………………………………………………………………...…87
X
P1
Anatomi Eğitiminde Yeni Materyallerin Kullanımının Öğrenci Motivasyonu Üzerine Etkisi
Tuncay VAROL, Enis CEZAYĠRLĠ, Serkan ÖZGÜR, Sebahat KÖKER, Melike TÜMER
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Manisa
Amaç: Diğer alanlarda olduğu gibi Anatomi öğretiminde de giderek gelişmiş teknolojinin kullanılması
yaygınlaşmakta ve destek görmektedir. Anatomi öğretim sürecinde multimedya teknolojisinin
kullanılmasının, öğretim kalitesi ve öğrenci motivasyonu üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlandı.
Yöntem: TUBİTAK desteği (1002 programı) ile bir sınıf oluşturuldu. Bu sınıfta öğrencilerin 8 kişilik
küçük guruplar halinde çalışmalarına olanak sağlayacak şekilde masa düzeni oluşturuldu. Her masa için bir
televizyon, tablet ve kablosuz görüntü aktarıcı sağlandı. Tabletlere kişisel kullanım için çeşitli elektronik
anatomi atlaslarının lisanslı yüklemesi yapıldı. Tabletlerdeki elektronik anatomi atlaslarını kullanarak,
masalardaki kemik ve maketler ile küçük gurup çalışması yapmaları istendi.
Ders sonunda öğrencilerden 24 soruluk, 5 li Likert tipindeki “Öğrenim Materyalleri Motivasyon
Anketi”ni doldurmaları istendi. Bu anket ile kullanılan materyal dikkat, uygunluk, güven ve tatmin
parametrelerine göre değerlendirildi.
Sonuç: Ankette dikkat, uygunluk, güven ve tatmin parametrelerine göre düzenlenmiş sorulara verilen
cevaplara göre:
Dikkat; dikkatle ilgili 5 soru birlikte değerlendirildiğinde % 74,7-% 55,5 arasında değişen olumlu
geribildirim alındı (3,86±0,18). Genelde kullanılan materyalin dikkati arttırdığı ve ilgi çekici olduğu görüldü.
Uygunluk; ankette 5 soru (1 olumsuz) uygunluk ile ilgili olup, soruların tümünde % 62,5-% 37,9 arasında
değişen olumlu geribildirim (3,34±0,57), öğrencilerin materyalin kendileri için uygun olduğunu
düşündüğünü gösterdi.
Güven; 8 soruda (2 olumsuz) % 55,2-% 32,4 arasında değişen olumlu geribildirim alındı (2,68±0,75). En
düşük puanlar güven konusunda elde edildi ve yeni kullanılan yöntem ve cihazlar konusunda öğrencilerin
henüz tedirgin olduğu yönünde değerlendirildi.
Tatmin; tatminle ilgili 5 soruda % 58,0-% 31,6 arasında değişen olumlu geribildirim alındı (3,43±0,32).
Bu sonuç öğrenciler bu uygulamadan yeterince tatmin olduklarını göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Eğitim, Multimedya, Motivasyon
-1-
The Effects of The Use of Novel Materials on Student Motivation in Anatomy Education
Tuncay VAROL, Enis CEZAYIRLI, Serkan OZGUR, Sebahat KOKER, Melike TUMER
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Celal Bayar University, Manisa
Objective: Use of advanced technology has become increasingly prevalent and is being endorsed in
anatomy education. The objective of the present study was to establish the effects of multimedia technology
on the quality of training and student motivation in the context of anatomy education.
Method: A classroom has been furnished, enabled by a TUBİTAK grant (1002 program). Tables have
been arranged so that students could study in small groups of 8. A flat-screen television, a tablet PC and a
wireless video transmitter have been allocated to each of the table. Licensed copies of various electronic
anatomy atlases have been installed to the tablets. The students were instructed to study in small groups using
the electronic atlases, bones and anatomical models.
At the end of the class, students were asked to fill in the Turkish version of “Instructional Materials
Motivation Survey” which contains 24, 5-point Likert-scale statements to assess attention, relevance,
confidence and satisfaction.
Results: Positive feedback was given to 74.7-55.5% of the statements related to attention (score:
3.86±0.18), suggesting that the material presented has been perceived as attention catching and interesting.
With regard to relevance, positive feedback was given to 62.5-37.9% of the statements (score:
3.34±0.57), indicating that the students found the material relevant to their studies.
55.2-32.4% positive feedback to confidence items (Score: 2.68±0.75) indicated that the students were yet
to feel confident in the method or the equipment.
Overall, 58.0-31.6% of the students reported satisfaction (3.43±0.32). These results indicate that students
were fairly satisfied with this program.
Key words: Education, Multimedia, Motivation
-2-
P2
Over Hasarında Kök Hücrenin Etkileri
Fatma ÖZTÜRK1, Mahmud ÖZKUT1, IĢıl AYDEMĠR1, Aslı GÖKER TAMAY3, Feyzan ÖZDAL KURT4,
Tuncay VAROL5, Ġbrahim TUĞLU2
1
Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Histoloji Embriyoloji AD, Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji Embriyoloji AD, Manisa
3
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları Ve Doğum AD, Manisa
4
Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Genel Biyoloji AD, Manisa
5
Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Anatomi AD, Manisa
Hasarlarda kök hücrenin yeniden yapılandırma ve fonksiyonu iyileştirme etkisi her geçen gün artan bir
şekilde dikkat çekmekte olup deneysel ve klinik çalışmalarla yeni veriler oluşmaktadır. Hasarlı overlerde kök
hücrenin etkisi üreme fonksiyonun yeniden sağlanmasını çok önemlidir. Bu amaçla erişkin sıçan overlerinde
biyopsi modeli şeklinde hasar oluşturularak kemik iliği mezenkimal kök hücre etkileri histolojik olarak
incelendi.
Sağ overlerde PPD enjektörü ile hasar oluşturulup aynı alana aynı anda 50 ul besiyeri veya besiyeri içinde
4
10 hücre enjekte edildi. 7 günlük beklemenin sonunda örnekler alındı. Hematoksilen-Eosin, Masson
Trichrom ve Periyodik asit shiff histokimyası ayrıca STRO-1, NOS ve TUNEL immunboyamaları ile
incelendi.
Kontrol grubuna göre 7 günlük hasar karşılaştırılmaları yapıldığında BY grubunda H&E boyamalarında
orta şiddette ödem, hafif konjesyon ve orta şiddette lökosit bulgularının BY+MKH gurubunda anlamlı
azaldığı görüldü. MTK boyamalarında bağ dokuda oluşan bozulmaların BY+MKH gurubunda kontrole
benzer azalma görüldü. BY grubunda PAS boyamalarında bozulan bazal membranın BY+MKH gurubunda
normalleştiği görüldü. STRO-1 boyamalarında BY grubunda orta şiddette ve yara yeri etrafında
sınırlandırılmış iken BY+MKH gurubunda boyamanın yara yeri dışında da arttığı görüldü. NOS boyamaların
BY grubunda eNOS ile benzer şekilde iNOS için medulla bölgesinde aşırı şiddette boyama görülürken
BY+MKH gurubunda boyama şiddetinin azaldığı ve korteks ve medulla bölgelerine dağıldığı gözlendi. BY
grubunda özellikle yara çevresinde TUNEL pozitif hücre sayısının arttığı gözlenirken BY+MKH gurubunda
azaldı.
Sonuçlar MKH uygulamasının hasarı anlamlı engelleyip, restore ettiği ve oluşan oksidatif stresin kök
hücreler ile azalan serbest radikaller apoptotik hücreleri de azalttı. MKH uygulamasının üreme sağlığında
güvenilir bir tedavi aracı olabileceği düşünüldü.
Anahtar kelimeler: Üreme, Over, Kemik iliği mezenkimal kök hücre, Oksidadtif stres, Apoptosis
-3-
The Restorative Effects of Stem Cells in The Over Damage
Fatma OZTURK1, Mahmud OZKUT1, IĢıl AYDEMIR1,Aslı GOKER TAMAY3, Feyzan OZDAL KURT4,
Tuncay VAROL5, Ibrahim TUGLU2
1
Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Histoloji Embriyoloji AD, Uncubozköy-Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji Embriyoloji AD, Uncubozköy-Manisa
3
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, Uncubozköy-Manisa
4
Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Genel Biyoloji AD, Muradiye-Manisa
5
Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Anatomi AD, Uncubozköy-Manisa
The restorative and function improving effects of stem cells have drawn considerable attention and
abundance of data is generated everyday in experimental and clinical studies. Stem cells have been shown to
have a promising role in restoring reproductive capacity in injured ovaries. Therefore we histologically
examined the effects of bone marrow mesenchymal stem cells (MSC) in ovarian injury induced by ovarian
biopsy in adult rats.
Injury was induced in the right ovary by a PPD syringe and 50 ul medium or 10^4 MSC in a medium
was injected to the region of injury at the same time. Samples were taken after 7 days. Samples were stained
by Hematoxylene-Eosin, Masson Trichrom and Periodic acid shiff as well as examined
immunohistochemically by STRO-1, NOS and TUNEL immunostains.
Compared to the Control group, H&E staining revealed moderate edema, mild congestion and
moderate leucocyte cells in the BY group. These changes were significantly less in the BY+MSC group.
MTK staining showed that some of the disruptions observed in the connective tissue were comparable to the
control group. The breakdown of the membrane, as shown in the BY group by PAS staining was not
observed in the BY+MSC group. STRO-1 revealed that immun positive cell was moderate and limited to the
peri-injury area in the BY group whereas this was increased in other regions as well in the BY+MSC group.
The medulla regions was very strongly positive for eNOS and iNOS stainings in the BY group while the
intensity of staining in the BY+MSC group was lower and distributed across the cortex and medulla. Number
of TUNEL positive cells especially around the site of injury was higher in the BY group than the
BY+MSC group.
The results indicated that MSC injection significantly alleviated the injury, restored the morphology,
and lowered the apoptotic cells caused by free radicals and oxidative stress. We conclude that MSC
administration has the potential to be a safe therapeutic procedure.
Key words: Fertilization, Ovary, Bone Marrow Stromal Cells, Oxidative Stress, Apoptosis.
-4-
P3
Nervus Musculocutaneus’un Nadir Görülen Bir Varyasyonu: Olgu Sunumu
Rabet GÖZĠL, Kerem ATALAR, Engin ÇALGÜNER, Yadigar KASTAMONĠ YAġAR, Meltem
BAHÇELĠOĞLU
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
Bu çalışmada Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalında gerçekleştirilen rutin
disseksiyon sırasında, 61 yaşındaki erkek kadavrada gözlemlenen unilateral nervus musculocutaneus
varyasyonu bildirildi. Olgumuzda n. musculocutaneus‟un fasciculus lateralis‟ten m. pectoralis minor‟un alt
kenarı hizasında kalın bir dal olarak ayrıldığı görüldü. Musculus corabrachialis‟i delmeden distale doğru
seyrettiği gözlendi. Nervus musculocutaneus‟un, başlangıcından 11cm sonra ilk muskuler dallarını m. biceps
brachii‟ye verdiği saptandı. Nervus musculocutaneus‟un musküler dalların distalinde m. biceps brachii ve m.
brachialis‟i innerve ettiği görüldü. Nervus musculocutaneus‟un m. pectoralis minor‟un alt kenarından 15.2
cm sonra n. medianus‟a bir adet communicans dal verdiği saptandı. Sinirin m. biceps brachii ve m. brachialis
arasında seyrettikten sonra fossa cubiti‟ye doğru uzanmış olduğu görüldü. Fossa cubiti‟den çıktıktan sonra
yüzeyelleşerek n. cutaneus antebrachii lateralis olarak önkolun lateral kısmında dağıldığı izlendi. Bu sinirin
varyasyonlarının bilinmesi bölgeye yapılan cerrahi girişimler sırasında dikkat edilmemesi durumunda neden
olunabilecek komplikasyonların önlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Anahtar kelimeler: Nervus musculocutaneus, Musculus corabrachialis, Varyasyon
-5-
A Rare Variation of The Musculocutaneus Nerve: A Case Report
Rabet GOZIL, Kerem ATALAR, Engin CALGUNER, Yadigar KASTAMONI YASAR, Meltem
BAHCELIOGLU
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Gazi University, Ankara
The authors reported an unilateral musculocutaneus nerve variation revealed during a routine dissection
of a 61 year-old male cadaver in Gazi University Faculty of Medicine, Department of Anatomy. In our case,
musculocutaneus nerve begins as a thick branch of the lateral cord, opposite to inferior border of the
pectoralis minor and continues distally without piercing the coracobrachialis. Musculocutaneus nerve sends
its first muscular branches to the biceps brachii, 11 cm distal of its beginning. These muscular branches
supplies distally biceps brachii and brachialis muscles. Musculocutaneus nerve sends one communicating
branch to the median nerve, 15.2 cm distal to the inferior border of the pectoralis minor. Then, it travel
between the biceps brachii and brachialis to reach the cubital fossa. It becomes subcutaneus on cubital fossa
and supplies lateral aspect of the forearm as lateral cutaneus nerve of the forearm. Thus, knowledge of such
variations of this nerve is highly important for orthopedists and reconstructive surgeons for preventing or
minimizing surgical complications.
Key words: Musculocutaneus nerve, Coracobrachialis muscle, Variation
-6-
P4
Üç Başlı M. Gastrocnemius Olgusu
Sedat DEVELĠ, Fatih YAZAR
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
Giriş: M. gastrocnemius, iki başlı bir kas olup bacak arka kompartman yüzeyel grup kaslarındandır. M.
soleus ile birlikte, m. triceps surae‟yi oluşturur ve tendo calcaneus‟u oluşturarak calcaneus‟a tutunur. Bu
kasın temel görevi art. talocruralis‟te plantar fleksiyon, art. genus‟ta fleksiyondur.
Olgu: Anatomi pratik eğitimi için yapılan rutin diseksiyonlar sırasında, erişkin bir erkek kadavranın sol
alt ekstremitesinde üç başlı m. gastrocnemius tespit edilmiştir. Caput mediale ve laterale; beklenen origo ve
insersiyo‟ya sahipken aksesuar lateral başın femurun condylus lateralis‟in laterali yerine facies poplitea‟ya
yakın tutunduğu izlenmiştir. M. plantaris ve m. popliteus normal pozisyonlarında izlenmiştir.
Tartışma: Literatüre baktığımızda m. gastrocnemius‟a ait aksesuar başların caput tertium olarak da
isimlendirildiğini görmekteyiz. Görülme sıklığı %2.8-5.5 arasında değişmektedir. Bu varyasyonların klinik
önemi; fossa poplitea‟da yer alan nörovasküler yapıları çaprazlamasından dolayı bu bölgede bulgulara yol
açabilmesidir. Bacakta ağrı, klaudikasyo (özellikle arteryel bası sonucu), venöz bası sonucu staz, sinir
sıkışmaları bu bulgular arasındadır. Literatürde; aksesuar medial başın daha çok a. poplitea‟yı sıkıştırdığı,
aksesuar lateral başın ise v. poplitea‟yı sıkıştırdığı bildirilmiştir. Bu olguda da aksesuar baş fossa
poplitea‟daki damarlar için sıkışma sebebi olabilir, ayrıca tutunma yeri n. fibularis communis‟in dallarına
ayrıldığı bölgeye uymaktadır ve bu sinir ile dalları için de sıkışma sebebi olabilir.
Sonuç: Üç başlı M. gastrocnemius kası; klinik bulgu veren hastalarda, fossa poplitea‟daki nörovasküler
sıkışmaların ayırıcı tanısında, semptomatik olmayan hastaların bu bölgeye yönelik görüntüleme
yöntemlerinde ise doğru anatomik değerlendirme için akılda tutulmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz.
Anahtar kelimeler: Caput tertium, M. gastrocnemius, Fossa poplitea
-7-
A Case of Three Headed Gastrocnemius Muscle
Sedat DEVELI, Fatih YAZAR
Department of Anatomy, Gulhane Military Medical Academy, Ankara
Introductıon: M. gastrocnemius, a two-headed muscle is one of superficial group muscles of posterior leg
compartment. It forms m. triceps surae with m. soleus, and attaches to the calcaneus by forming tendo
calcaneus. Basic function of this muscle is plantar flexion in art. talocruralis, and flexion in art. genus.
Case: During routine dissection for anatomy practical training, a three headed m. gastrocnemius was
detected in the left lower extremity of an adult male cadaver. While the accessory lateral head was observed
close to popliteal surface instead of the lateral condyle of the femur, caput mediale and laterale were in
expected origo and insertion. M. plantaris and m. popliteus were seen in normal position.
Dıscussıon: When we look at literature, we see that accessory heads of m. gastrocnemius are also called
as caput tertium. The incidence varies between 2.8-5.5%. The clinical significance of these variations is
causing signs in popliteal fossa due to crossing neurovascular structures in this region. Leg pain, claudication
(especially due to arterial pressure) stasis as a result of venous pressure, nerve compression are among these
signs. In literature; it has been reported that a medial accessory head mostly compresses the popliteal artery
and the accessory lateral head mostly compresses the popliteal vein. Accessory head could be a reason for
compression of vessels in the popliteal fossa also in this case, on the other hand insertion site of accessory
head is close to bifurcation of common fibular nerve and it may be an entrapment reason for this nerve and its
branches.
Conclusıon: We think that it would be useful to keep three headed m. gastrocnemius in mind for
differential diagnosis of neurovascular compression in the popliteal fossa in patients with clinical findings
and better anatomic evaluation for imaging modalities in asymptomatic patients.
Key words: Caput tertium, M. gastrocnemius, Fossa poplitea
-8-
P5
Uzun Dönem Formaldehit Uygulamasının Böbrek Üzerine Olumsuz Etkileri ve Krisinin Koruyucu
Rolü: Histolojik Bulgular
Evren KÖSE1, Aslı ÇETĠN2, Mahmut ÇAY1, Deniz ġENOL1, Davut ÖZBAĞ 1
¹
Ġnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Malatya,
²
Ġnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı, Malatya
Amaç: Erkek ratlar üzerinde yapmış olduğumuz bu çalışmada, intraperitoneal (i.p) olarak uygulanan
formaldehit‟in böbrek üzerindeki olumsuz etkilerine karşı krisin‟in muhtemel koruyucu özellikleri
değerlendirildi.
Yöntem: Bu amaçla, 42 adet Wistar albino cinsi erkek rat 6 gruba ayrıldı. Grup I, kontrol grubu olarak
kullanıldı. Grup II ve III‟deki hayvanlara, sırayla 0,1 mg/kg ve 1mg/kg dozunda FA i.p. olarak uygulandı.
Grup IV‟teki ratlara 50 mg/kg dozunda krisin oral olarak verildi. Grup V‟teki ratlara 50 mg/kg dozunda
krisin oral olarak uygulanırken, 0,1 mg/kg dozunda FA i.p. olarak uygulandı. Grup VI‟daki ratlara da krisin
50 mg/kg dozunda oral olarak uygulanmış olup, FA ise 1 mg/kg dozunda i.p. olarak uygulandı. Krisin
uygulaması Grup V ve Grup VI‟da 1 gün önceden başlatıldı. FA ve CH uygulamaları 60 gün boyunca haftada
3 gün uygulandı. Deney sonunda histolojik değerlendirmeler için böbrek dokuları alındı.
Bulgular: Kontrol ve CH gruplarında böbrek dokusu normal histolojik görünümdeydi. 0,1 mg/kg ve 1
mg/kg FA uygulanan gruplarda böbrek dokusunda tübüler nekroz, glomerüllerde genişleme, tübül epitel
hücrelerinde deskuamasyon ve vakuolizasyon, tübüller arasında konjesyon, tübül lümenlerinde proteinöz
artıklar ve hücre infiltrasyonu gözlendi. Her iki grupta da izlenen bu hasarların 1 mg/kg FA grubunda 0,1
mg/kg FA grubuna göre daha yoğun olduğu belirlendi. CH ve FA birlikte uygulanan gruplarda ise dejeneratif
değişikliklerde belirgin derecede azalma olduğu izlendi.
Sonuç: Bulgular ışığında, FA‟nın neden olduğu böbrek hasarını CH‟nin azalttığı söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Formaldehit, Krisin, Böbrek, Sıçan.
-9-
The Protective Effects of Chrysin Against The Damage of Long-Term Formaldehyde Application on
The Kidney Of Rats: Histological Findings
Evren KOSE1, Aslı CETIN2, Mahmut CAY1, Deniz SENOL1, Davut OZBAG 1
1
Department of Anatomy, School of Medicine, Ġnönü University, Malatya
2
Department of Histology-Embriology, School of Medicine, Ġnönü University, Malatya
Aim: In this study which performed on the male rats, the adverse effects of intraperitoneally (i.p)
administered formaldehyde (FA) on the kidney were investigated. In addition, the possible protective effects
of chrysin (CH) against the FA exposure were also evaluated.
Methods: For this purpose, 42 male Wistar albino rats were divided into 6 groups. Group I was used as
control, animals in Group II exposed to FA, at a dose of 0,1 mg/kg, i.p. In group III, rats administered FA at a
dose of 1mg/kg, i.p. CH was given orally at a dose of 50 mg/kg to rats in group IV. While CH was applied 50
mg/kg orally, FA was adminstered at a dose of 0.1 mg/kg i.p. in group V. In group VI, CH was applied 50
mg/kg orally and FA administered i.p. at a dose of 1 mg/kg. Application of FA and CH, were done for 3 days
a week for 60 days. CH was initiated 1 day in advance to application for group V and VI. At the end of the
experiment, kidney tissues were taken for histological evaluation.
Findings: The kidney tissues of control and CH groups were normal histological appearance. Tubular
necrosis, glomerular dilatation, desquamation and vacuolization of tubular epithelial cell, congestion between
the tubules, proteinaceous debris and cell infiltration in the tubule lumen was observed in the group of FA 0,1
and 1 mg/kg. These damages of the group of FA 1mg/kg were higher than the group of FA 0,1mg/kg. These
changes were decreased in the both of groups treated with CH and FA markedly.
Results:In the light of the findings, it could be said that the kidney damage caused by FA improved by
CH.
Key words: Formaldehyde, Chrysin, Kidney, Rat
- 10 -
P6
Baş ve Boyun Bölgesinde Kullanılan Eponimler
GüneĢ AYTAÇ1, Alper SĠNDEL2, Mükerrem HATĠPOĞLU3, Muzaffer SĠNDEL1
¹Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Antalya
²Akdeniz Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi, Ağız DiĢ ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı, Antalya
3
Akdeniz Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi,Periodontoloji Anabilim Dalı,Antalya
Bir kişi veya yer ile anılan hastalık, belirti, bulgu, cerrahi alet, test veya sendromlar ya da genel terimlerin
özel kişi adlarıyla anılmasına Eponim denir. Genelliklede o yapıyı bulan ya da üzerinde çalışan kişilerin isim
ya da çoğunlukla soy-isimleriyle adlandırılmasıyla oluşturulur. Şahıslara izafeten adlandırılan bu terimlere
tıbbi literatürde rastlanmaktadır. Eponim terimlerin kullanılmasının doğruluğu tartışılsa veya eponim
terimlerdeki ekol farklılıkları kargaşası görülse de bu terimler tıp literatürüne yerleşmiştir.
Çalışmamızın amacı baş ve boyun bölgesindeki anatomik yapıların ve bazı önemli tanımlamaların
eponimleri ve tarihçelerini geniş bir literatür taraması ile derlemek ve bu konudaki bilgi ve farkındalığın
artmasına katkıda bulunmaktır.
Anahtar kelimeler: Eponim, Anatomik terimler, Baş ve Boyun
- 11 -
Eponyms in Head and Neck Region
Gunes AYTAC1, Alper SINDEL2, Mükerrem HATIPOGLU3, Muzaffer SINDEL1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Akdeniz University, Antalya
2
Department of Oral and Maxillofacial Surgery, Faculty of Dentistry, Akdeniz University, Antalya
3
Department of Periodontology, Faculty of Dentistry, Akdeniz University, Antalya
An eponym is a term for a disease, sign, surgical equipment, test or syndromes which is named after an
individual person Eponyms are usually named after the founders name or last name of a person who made the
discovery. The use of eponyms in medical literature is present. Even accuracy of using eponyms is argued
this terms are persist in medical literature.
The aim of our study is to collect eponiyms in head and neck regionwith a wide literature review and
contribute to increase the knowledge and awareness about this issue.
Key words: Eponym, Anatomical terms, Head and neck region
- 12 -
P7
Sindirim Sisteminde Kullanılan Eponimler
GüneĢ AYTAÇ, Muzaffer SĠNDEL
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Antalya
Anatomide kullanılan terimlerin tarihsel gelişimine bakıldığında, terimlerin ortaya çıkışıyla ilişkili iki
farklı yol göze çarpar. Bunlardan birincisi kavramı ilk defa ortaya atan kişinin, ikincisi ise bir konuyu yazılı
metin haline getirenin tanımlamasıdır. Bir terimin bir kişinin adıyla anılmasına eponim adı verilmektedir.
Ayrıca çeşitli yapı ya da hastalıklara isim vermiş kişilerin tarihçesinin bilinmesi bilimin insani yönünü ortaya
çıkarmaktadır. Eponimlere karşı olan ya da onları savunan birçok tartışma mevcuttur. Bazı yazarlar
eponimlerin buluşa katkıda bulunan diğer kişileri yansıtmadığını, terimin patofizyolojisini göstermediğini,
bazen mesleğinde usta olan kişilerin bu terimleri mesleğe yeni başlayan kişiler üzerinde güç gösterisi olarak
kullandığını, sadece ünlü ismin üstünde durulduğunu ve sosyal ve kültürel çevrenin göz ardı edildiğini bu
yüzden de eponimlerin kullanılmaması gerektiğini savunmaktadır. Ancak bazı yazarlar ise eponimlerin
birçok semptomu olan sendromlar için kullanışlı olduğunu, bazen diğer tanımlayıcı seçeneklerden daha iyi
olabildiğini, hastalığın bulunmasına vesile olmuş hastanın hatırlanmasını sağlayabildiğini, tıp tarihi ve ulusal
kültür hakkında bilgilendirici olabildiğini bu yüzden de kullanılmaları gerektiğini savunmaktadır. Bu
tartışmalar bir yere varmasa da sonuç olarak eponimler mevcuttur ve kullanılmaktadır. Eponimlerin bilinmesi
kişiler arası tam ve doğru ileştişim açısından önemlidir.
Çalışmamızın amacı sindirim sistemindeki anatomik yapıların ve bazı önemli tanımlamaların eponimleri
ve tarihçelerini geniş bir literatür taraması ile derlemek ve bu konudaki bilgi ve farkındalığın artmasına
katkıda bulunmaktır.
Anahtar kelimeler: Eponim, Anatomik terimler, Sindirim sistemi.
- 13 -
Eponyms in Digestive System
Gunes AYTAC, Muzaffer SINDEL
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Akdeniz University, Antalya
When we look at the historical development of anatomical terms two ways stands out that relevant to
describing of the terms. First of this two ways is a person who made the discovery, is describes the term,
second way is a person who put down on paper the discovery, is describes the term. An eponym is a term that
named after an individual person. The acquisition of some historical knowledge about the individuals whose
names are associated with various structures or diseases helps restore some humanity to the science of
medicine.
There are a lot of arguments for and against the use of medical eponyms. Some authors declares that
eponyms are shouldn‟t use because; they don‟t reflect the contributions of uncredited others, sometimes
senior doctors could use them to exert power over junior doctors, they focus on famous names,
deemphasizing social and cultural contexts. But some other authors declares thateponyms are should use
because; they are more useful than full descriptions for complicated syndromes, they may commemorate a
patient, they teach about medical history and national culture.Even these arguments going no where eponyms
are exist and in use. Knowledge of eponyms are important for proper reporting and accurate communication.
The aim of our study is to collect eponiyms in digestive systemwith a wide literature review and
contribute to increase the knowledge and awareness about this issue.
Key words: Eponym, Anatomical terms, Digestive system
- 14 -
P8
Solunum Sisteminde Kullanılan Eponimler
GüneĢ AYTAÇ, Nurettin OĞUZ, Muzaffer SĠNDEL
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Antalya
Bir kişi veya yer ile anılan hastalık, belirti, bulgu, cerrahi alet, test veya sendromlar ya da genel terimlerin
özel kişi adlarıyla anılmasına Eponim denir. Genelliklede o yapıyı bulan ya da üzerinde çalışan kişilerin isim
ya da çoğunlukla soy-isimleriyle adlandırılmasıyla oluşturulur. Şahıslara izafeten adlandırılan bu terimlere
tıbbi literatürde rastlanmaktadır. Eponim terimlerin kullanılmasının doğruluğu tartışılsa veya eponim
terimlerdeki ekol farklılıkları kargaşası görülse de bu terimler tıp literatürüne yerleşmiştir.
Çalışmamızın amacı solunum sistemindeki anatomik yapıların ve bazı önemli tanımlamaların eponimleri
ve tarihçelerini geniş bir literatür taraması ile derlemek ve bu konudaki bilgi ve farkındalığın artmasına
katkıda bulunmaktır.
Anahtar kelimeler: Eponim, Anatomik terimler, Solunum sistemi.
- 15 -
Eponyms in Respiratory System
Gunes AYTAC, Nurettin OGUZ, Muzaffer SINDEL
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Akdeniz University, Antalya
An eponym is an term for a disease, sign, surgical equipment, test or syndromes which is named after an
individual person. Eponyms are usually named after the founders name or last name of a person who made
the discovery. The use of eponyms in medical literature is present. Even accuracy of using eponyms is argued
this terms are persist in medical literature.
The aim of our study is to collect respiratory system eponiyms with a wide literature review and
contribute to increase the knowledge and awareness about this issue.
Key words: Eponym, Anatomical terms, Respiratory system.
- 16 -
P9
Sakralize Dismorfik ve Normal Üst Sakral Segmentlerin Morfometrik Karşılaştırması
Kadir Bahadır ALEMDAROĞLU1, AyĢegül FIRAT2, Ahmet ÖZMERIÇ1, NeĢe ÇETIN2, Mehmet YÜCENS1,
Dinçer GÖKSÜLÜK3
¹Ankara Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi Ortopedi Kliniği
²Hacettepe Üniversitesi Anatomi Anabilim Dalı
³Hacettepe Üniversitesi Bioistatistik Anabilim Dalı
Amaç: Bu çalışma üst sakral corpus ve alar pedikül çevre uzunluğu, alar yönlenim açılarının hem
dismorfik hem normal sakrumlarda dokümente edilmesi ve karşılaştırılması amacını taşımaktadır.
Materyal ve Metod: İncelenen 63 kuru sakrumdan 53‟ü normal (Grup N) ve 10‟u dismorfik (Grup D)
olarak kabul edildi. Alar pedikül çapları, sakral ala‟nın anterior kenarının, orta ve posterior kenarının üstten
(inlet pozisyonuna uyacak şekilde) açıları, S1 ve S2 corpus yükseklik, genişlik ve sagittal kalınlığı ölçüldü.
Grup D‟deki üst sakralize L5 vertebralar S0 segment olarak kabul edildi. Gruplar Mann-Whitney U testi ile
karşılaştırıldı.
Sonuçlar: Sakral ala‟nın anterior, orta ve posterior kenarının açıları inlet pozisyonunda ölçüldü; grup
N‟de üç ölçüm için de sakrum sağ tarafı sol tarafa göre 5° antevert idi (p<0.001). Grup D‟nin gerçek S1 ve
S2 pedikül çevreleri (sağda 80.43±11.06, solda 81.58 ±9.78) grup N‟ye (sağda 92.06±7.71, solda
92.44±9.45) göre daha kısaydı (sağ taraf için p=0.006 ve sol taraf için p=0.002). Grup D‟de gerçek S1 gövde
eni (p<0,001) ve sagittal kalınlığı (p<0,001) anlamlı derecede azalmış, yükseklik korunurken, S2‟de her üç
parametre de (yükseklik için p=0.041, en için p=0.03, sagittal kalınlık için p=0.001) grup N‟ye göre anlamlı
derecede azalmıştı.
Çıkarımlar: Dismorfik sakrumlarda üst sakral segment corpusları en ve sagittal kalınlık parametrelerinde
azalma ile birlikte bu segmentlerde alar pediküller daha ince olduğundan, iliosakral vida uygulamalarında
dikkatli olmayı gerektirir. Normal sakrumlarda sağ tarafın sol tarafa göre anlamlı derecede antevert olması,
vida uygulamalarında giriş ve yönlenim açısından teknik bir ipucu vermektedir.
Anahtar kelimeler: Sacrum; Dismorfik sacrum; Alar pedikül
- 17 -
Morphometric Study on True S1 and S2 of Normal and Dysmorphic Sacralyzed Sacra
Kadir Bahadır ALEMDAROGLU1, AyĢegül FIRAT2, Ahmet OZMERIC1, NeĢe CETIN2, Mehmet YUCENS1,
Dincer GOKSULUK3
1
Ankara Education and Research Hospital, Clinic of Orthopedics, Ankara
2
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
3
Department of Biostatistics, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
Background: The aims of this study were to supply data for S1 and S2 alar pedicle and body sizes, alar
orientations for both dysmorphic and normal sacra and to compare two sides of the sacrum for any
asymmetry.
Materials and Methods: Fifty-three sacra were considered as normal (Group N) and 10 sacra were
considered dysmorphic (Group D) among 63 dry sacrum evaluated. Alar pedicle circumference, anterior,
middle and posterior axis of the sacral ala, sacral body height, width, sagittal thickness were measured, and
two groups were compared.
Results: Normal sacral ala had significant asymmetry in terms of anterior alar angle, mid-alar angle and
posterior alar angle, where dysmorphic sacra were more symmetrical. True S1 and S2 alar pedicle
circumference were significantly smaller in Group D than Group N. Circumference of S1 alar pedicle in
group D (80.43±11.06 on right and 81.58 ±9.78 on left) were shorter than those in group N (92.06±7.71 on
right and 92.44±9.45 on left) (p=0.006 on right and p=0.002 on left). S1 body mean width (p<0.001) and
sagittal thickness (p<0.001) were significantly narrower in group D than group N.S2 body mean height,
width and sagittal thickness were significantly smaller in group D with p values of p=0.041, p=0.03 and
p=0.001. In N group median anterior axis of alae was 30° on right and 25° on left side(p<0.001). Median
midline axis was 20° on right and 15° on the left side (p<0.001). Posterior alar axis was -15° on the right and
-20° on the left (p<0.001).
Conclusions: Dysmorphic sacra have smaller sagittal thickness and width of sacral bodies, and smaller
alar pedicles compared to normal sacra. Caution must be taken in percutaneous fixation of dysmorphic sacra.
Right sacral ala had a significant anterior torsion compared with the left one in group N.
Key words: Sacrum; Dysmorphic sacrum; Alar pedicle
- 18 -
P10
Kurul Hedeflerine Göre Hazırlanmış Nesnel Yapılandırılmış Anatomi Pratik Sınavı
Zeliha FAZLIOĞULLARI, Ahmet Kağan KARABULUT, Ġsmihan Ġlknur UYSAL, Nadire ÜNVER DOĞAN,
Ghulam NABĠ
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Konya
SÜTF‟de 2014-2015 eğitim-öğretim yılı için klinik öncesi dönemde bütün dönem ve ders kurulları için
belirlenen öğrenim amaç ve hedefleri kapsamında anatomi anabilim dalı olarak genel hedeflerimizi, pratik ve
teorik derslerimize ait alt hedeflerimizi tespit ettik. Pratik derslerimizin alt hedefleri doğrultusunda pratik
sınavlarımızı planladık. Bu kapsamda sınavın puanını ve soru sayısını alt hedeflere göre dağıttık.
Bu şekilde hazırlanan anatomi pratik sınavını nesnel yapılandırılmış sınav formatında gerçekleştirdik.
Kurul Anatomi pratik dersleri alt hedeflerine göre belirlenen sorular, maketler ve kadavralar üzerine
yerleştirilen oklarla belirlendi. Sınavdaki bazı sorularda anatomik yapının kendisini işaret eden oklar
kullanılırken, bazı sorularda ise okun işaret ettiği oluşumun anatomik, yapısal, fonksiyonel, klinik özellikleri
veya komşulukları soruldu. Sınav puanları her bir alt hedef sayısıyla orantılı olarak hesaplanarak, öğrencinin
pratik notu belirlendi.
Bu yıl fakültemizin eğitim ve sınav sisteminde yaptığı değişikliklerle pratik sınavlar da teorik sınav
soruları gibi öğrenim hedeflerine göre hazırlanmış oldu. Ayrıca anatomi pratik sınavı nesnel yapılandırılmış
sınav formatında gerçekleştirilmeye başlandı. Sınav sisteminde yapılan değişikliklerin etkinliğinin
değerlendirmesinin, yıl sonunda öğrenci ve öğretim üyelerinden alınacak geri bildirimlerle yapılması
planlandı.
Anahtar kelimeler: Anatomi pratik sınavı, Nesnel yapılandırılmış sınav, Alt hedef
- 19 -
Objectively Structured Practical Examination of Anatomy Prepared According to the Term Goals
Zeliha FAZLIOGULLARI, Ahmet Kagan KARABULUT, Ġsmihan Ġlknur UYSAL, Nadire UNVER DOGAN,
Ghulam NABI
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Selcuk University, Konya
Within the framework of the learning goals determined for all terms and course committees before preclinical terms in 2014-2015 academic year of Selcuk University Faculty of Medicine (SUFM), we
determined our general objectives, and sub-targets for practical and theoretical courses as the department of
anatomy. We planned practical examinations compatible with the sub-targets of the practical courses. In this
respect, we distributed the number of questions and exam scores according to the sub-targets.
We performed so prepared Anatomy practical examination in Objective Structured Exam format. The
committee was established with questions determined according to the sub-targets for practical anatomy
lectures, models and arrows placed on cadavers. While the arrows pointing to an anatomic structure itself
were used in some of the questions, anatomical, structural, functional, clinical features or adjacencies pointed
by arrows were asked in other questions. The practical score of the students were determined by calculating
the exam scores in proportion to the number in the sub-goal.
This year, practice exams were also prepared according to the learning objectives as in the theoretical
exam questions with the changes in the education and examination system of our faculty. We also began to
realize practical anatomy exam in the Objective Structured Exam format. It was aimed to assess the
effectiveness of changes made in the education and examination system with the feedbacks to be taken from
students and faculty members at the end of the year.
Key words: Anatomy practical examination, Objective structured exam, Sub-target.
- 20 -
P11
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinde Amaç ve Hedefe Yönelik Anatomi Eğitiminin ve Ölçme
Değerlendirme Yöntemlerinin Düzenlenmesi
Ġsmihan Ġlknur UYSAL, Zeliha FAZLIOĞULLARI, Nadire ÜNVER DOĞAN, Ahmet Kağan KARABULUT
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Konya
SÜTF‟de 2014-2015 eğitim-öğretim yılı program hazırlığı aşamasında klinik öncesi dönem için her
dönem ve her bir ders kurulunun öğrenim hedefleri belirlendi ve öğrenim hedefi, içerik, öğrenim yöntemi ve
ölçme yöntemini kapsayan program matrisleri oluşturuldu. Bu kapsamda Anatomi Anabilim Dalı olarak
genel hedefler, pratik ve teorik dersler için alt hedefler belirlendi. Her kurul için belirlenen alt hedefler,
hedefleri içeren derslerin kodları ve derslerin kapsamları Dönem Koordinatörlüğü tarafından USTAD
(Universal Systematic Testing, Analyzing and Development) sistemine girişi yapıldı. Alt hedefler daha önce
aynı sisteme girilen ders programındaki teorik derslerle ilişkilendirildi. Kurul içinde ve kurul sonunda yapılan
sınavlardaki genel düzenlemeye uygun olacak şekilde ölçme-değerlendirme yöntemimiz düzenlendi. Kurul
içerisinde yapılan "Kurul içi biçimlendirici sınav" kapsamında her anatomi dersi öğrenim hedefi için en az
bir soru olacak şekilde doğru yanlış tipi sorular hazırlandı. Aynı şekilde kurul sonu sınavındaki Anatomi
dersinin çoktan seçmeli sınav soruları da, Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından kurul öğrenim hedeflerine
göre hazırlandı ve USTAD programına girişi yapılırken seçilen öğrenim hedefi ile ilişkilendirildi.
Bu yıl fakültemizin eğitim ve sınav sisteminde yaptığı değişiklerle ders programı ve sınavlardaki (kurul
içi biçimlendirici, kurul sonu ve yıl sonu) sorular öğrenim amaç ve hedeflerine göre hazırlanmaya başlanmış
oldu. Eğitim ve Sınav sisteminde yapılan değişikliklerin yıl sonunda öğrenci ve öğretim üyelerinden alınacak
geri bildirimlerle değerlendirilmesi planlandı.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Öğrenim hedefi, USTAD
- 21 -
Regulation of Anatomy Education and Evaluation Methods According to the Targeted Objectives at
Selcuk University Faculty of Medicine
Ġsmihan Ġlknur UYSAL, Zeliha FAZLIOGULLARI, Nadire UNVER DOGAN, Ahmet Kagan KARABULUT
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Selcuk University, Konya
In the program preparation stage of Selcuk University Faculty of Medicine (SUFM) 2014-2015 academic
year, learning goals were determined for each course committee's and each term before pre-clinical term,
and program matrixes including learning objectives, content, learning methods and assessment methods were
created. In this context, we set our main goals and sub-goals for practical and theoretical courses as
department of anatomy. Sub-targets determined for each committee, course codes including the objectives,
and contents of the courses were entered into the USTAD (Universal Systematic Testing, Analyzing and
Development) system by the term coordinatorship. Sub-objectives were correlated with the theoretical
lectures in the curriculum that had been entered into the same system before. Assessment and evaluation
methods were organized so that they could be compatible with the general regulations of the examinations
taken during and at the end of the term. As a part of formant examination given in the term, at least one
Yes/No question for the learning objectives of each anatomy lesson was prepared. Similarly, multiple choice
exam anatomy questions on the final exam of committee were prepared according to the learning objectives
of the term by the faculty member of the Department, and they were correlated with the selected learning
objectives while entry into the USTAD program.
This year, with the changes in our faculty training and examination system, timetable and the questions in
the exams (in-term formative, end of term and year-end) were begun to be prepared based on learning goals
and objectives. It was aimed to assess the changes made in the education and examination system with the
feedbacks to be taken from students and faculty members at the end of the year.
Key words: Anatomy, Learning goal, USTAD.
- 22 -
P12
Klinik Öncesi Eğitim Dönemi Ders Kurulu ve Öğretim Üyesi Geri Bildirimlerinin Değerlendirmesi
Nadire ÜNVER DOĞAN, Zeliha FAZLIOĞULLARI, Ahmet Kağan KARABULUT, Ġsmihan Ġlknur UYSAL,
Cihat GÜN
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Konya
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi klinik öncesi dönemde, öğrenciler tarafından, her kurul sonunda ders
kurulu ve öğretim üyeleri, USTAD programı üzerinden dijital ortamda uygulanan geri bildirimler ile
değerlendirilmektedir. Bu geri bildirimlerde ders kurulunun programını, teorik derslerini, laboratuvar
uygulamalarını, PDÖ ve mesleki becerileri nitelik ve nicelik açısından 14 soruluk ve öğretim üyelerini ders
anlatma teknikleri, dersin işleyişi, dersin içeriği, sınavlarda sorulan soruların komiteye uygunluğu gibi
konularda 10 soruluk değerlendirmeler yapılmaktadır.
Bu değerlendirmeler yapılırken öğrencilerin göz önüne aldığı kriterleri belirlemek amacıyla, öğrencilere
yeni bir anket yapıldı. Kurul sonunda yaptıkları geri bildirimlerdeki sorular 8 ana başlıkta toplanarak bu
değerlendirmeleri yaparken göz önüne aldıkları öğeleri puanlamaları istendi.
Buna göre; ders programı ve amfi derslerindeki multimedya kullanımı ile ilgili değerlendirmelerde, ders
anlatan öğretim üyesi önem kazanırken, öğretim üyelerinin puanlamasında anlatım tarzı ve sınavlarda
sorduğu soruların zorluğunun dikkate alındığı ortaya çıkmıştır. Derslerin içeriği ve işleyişleri ile ilgili
sorularda dersi anlatan öğretim üyesi kriteri yüksek puan almıştır. Son olarak kurul sonunda yapılan geri
bildirimleri yapma nedeni olarak sınav sorularında revizyon isteği ön plana çıkmıştır.
Anahtar kelimeler: Klinik öncesi eğitim, Öğretim üyesi, Geri bildirim.
- 23 -
Evaluation of Preclinical Study Semester and Academic Member Feedback
Nadire UNVER DOGAN, Zeliha FAZLIOGULLARI, Ahmet Kagan KARABULUT, Ġsmihan Ġlknur UYSAL,
Cihat GUN
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Selcuk University, Konya
The committee of courses and faculty members at the end of each committee at the preclinical stage are
evaluated with feedback applied in the digital environment through the USTAD program by the students at
Selcuk University Faculty of Medicine. In these feedbacks, 14 questions evaluating the program of the course
committee, the theoretical courses, laboratory applications, problem based learning (PBL) and professional
skills terms of quantity and qualifications, 10 questions evaluating the lecturing techniques of the academic
members, teaching methods, course content, issues such as the compliance of the questions asked in the exam
with committee are assessed are asked.
The students were given a new questionnaire in order to determine the criteria that students take into
account during these evaluations. Questions in the feedback at the end of their committee were collected
under eight main headings, and they were asked to rate the items taken into account while making these
assessments.
Accordingly; while academic members gained importance in the use of multimedia in theater courses and
course timetable, narrative style and the difficulty of the questions asked in the exam courses were taken into
account in scoring the academic members. The criteria of the lecturer received the highest score in question
about the content and teaching methods of the course. Finally, revision request for exam questions came to
the fore as to why the feedback established at the end of committee.
Key words: Preclinical education, Academic member, Feedback.
- 24 -
P13
İki-boyutlu Sanal Disseksiyon Yazılımı ile Gerçekleştirilen İnteraktif Anatomi Eğitim Oturumunun
Değerlendirilmesi
Myat Soe THET1, Berkay KARAHACIOĞLU1, Meltem BAHÇELĠOĞLU2
1
Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Ġngilizce Tıp Programı, Ankara
2
Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Ankara.
Amaç: Tıp eğitiminde geleneksel olarak kullanılan kadavra yönteminin etik sıkıntıları ve kullanımda
kısıtlamaları vardır. Ticari anatomi modellemeleri, alternatif olarak, kadavraların yerini alırken, biz de sanal
disseksiyon yazılımlarının etkinliğini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: A.D.A.M. Interactive
Anatomy 3.0, iki-boyutlu sanal disseksiyon yazılımı olarak kullanıldı. Toplamda 106 ikinci sınıf tıp
öğrencesi üç gruba bölünerek çalışmaya alındı, ancak 15‟i (5 tanesi A grubundan, 10 tanesi B grubundan)
değerlendirmeye katılmadı. Grup A (n=30) sadece anatomi maketlerini, Grup B (n=25) hem anatomi
maketlerini hem de sanal disseksiyon yazılımını, Grup C (n=36) ise sadece oturum sırasında sanal
disseksiyon yazılımını (burun, larinks ve çevre yapılar) kullandı. Bütün katılımcılara, oturumlar bittikten
sonra 12 soruluk bir anatomi sınavı uygulandı. Oturum sonrası geribildirim anketleri de alındı. Bu üç grubun
sınavdaki performansı tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yöntemiyle birbirleri ile karşılaştırıldı. Bulgular:
ANAVO analizi, gruplar arasında anlamlı farklılık (P=0.085) olmadığını gösterdi: Grup A (ortalama 5.87 ±
2.49), Grup B (ortalama 5.28 ± 2.26) ve Grup C (ortalama 4.58 ± 2.35). 91 katılımcıdan 88‟i geribildirim
anketini doldurdu. 20‟si (22.72%) daha iyi bir yazılım kullanılmasını tavsiye etti, 8‟i (9.09%) verilen
zamanın yeterli olmadığından bahsetti, 4‟ü (4.55%) daha detaylı bir yazılım tanıtma olmasını talep etti ve 3
kişi de (3.41%) oturumun çok kalabalık olduğuna dikkat çekti. Sonuç: İki boyutlu sanal anatomi disseksiyon
yazılımının, tek başına veya anatomi maketleri ile beraber kullanılmasının, anatomi maketlerinin tek başına
kullanılmasına üstünlüğü olmadığı düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler: A.D.A.M. İnteraktif anatomi, Eğitim, Sanal diseksiyon
- 25 -
Evaluation of The Interactive Anatomy Teaching Session Using Two-dimensional Virtual Dissection
Software
Myat Soe THET1, Berkay KARAHACIOGLU1, Meltem BAHCELIOGLU2
1
Gazi University, Faculty of Medicine, English School of Medicine, Ankara
2
Gazi University, Faculty of Medicine, Department of Anatomy, Ankara
Aim: Traditional usage of cadavers in medical education has many ethical concerns, and limitations.
While commercial anatomy models have been gradually replacing cadavers, as an alternative, we aim to
investigate the effectiveness of using virtual dissection software in the medical education. Material &
Methods: A.D.A.M. Interactive Anatomy 3.0 was used as two-dimensional virtual dissection software. A
total of 106 second-year medical students were assigned into three groups, however, 15 (5 from Group A,
and 10 from Group B) failed to attend the session. Group A (n=30) used only anatomy models, Group B
(n=25) used both anatomy models and virtual dissection software, whereas Group C (n=36) used only
software during the practical session (nose, larynx and surrounding structures). All participants took 12question anatomy quiz at the end of the session. Post-session feedback questionnaire was also obtained.
Performances of these groups in the anatomy quiz were compared using one-way analysis of variance
(ANOVA). Results: ANOVA analysis showed there is no significant difference (P = 0.085) between the
groups: Group A (mean 5.87±2.49), Group B (mean 5.28±2.26), and Group C (mean 4.58±2.35). Out of 91,
88 participants answered feedback questionnaire. 20 (22.72%) advised usage of better software, 8 (9.09%)
mentioned the time given was not enough, 4 (4.55%) demanded more detailed introduction of the software,
and 3 (3.41%) remarked the session as too crowded. Conclusion: We believe that the usage of twodimensional virtual anatomy dissection software, whether alone or together with anatomy models, is not
superior to using anatomy models alone, and vice versa.
Key words: A.D.A.M. Interactive anatomy, Teaching, Virtual dissection
- 26 -
P14
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Tıp Öğrencilerinin Anatomi Teorik Derslerinin Klinik Staj
Anatomi Yeterliliğine Olan Etkisini Değerlendirmeleri
Meltem BAHÇELĠOĞLU1, Rabet GÖZĠL1, Kayra CANGÖZ2, Nail ZELYURT2, Begüm GÜLER2,
Kerem ATALAR1, Yadigar KASTAMONĠ YAġAR1, Ece ALĠM1
1
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, BeĢevler, Ankara
2
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ġngilizce Tıp Programı, BeĢevler, Ankara
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 2013 – 2014 eğitim yılında, İngilizce Tıp programında eğitim almakta
olan 2. – 5. sınıflarda ki 268 öğrenciye (161 % 60 kadın, 107 % 40 erkek) Anatomi teorik eğitimi ve klinik
stajlarla olan yeterliliğini irdelemek amacı ile anket çalışması uygulanmıştır. Anatomi dersinin içeriğinin
mesleki yetişmelerinde katkısı olduğuna % 43 öğrenci kısmen katılıyorum, % 31 öğrenci ise tamamen
katılıyorum olarak ifade etmişlerdir. Derste önemli bilgilerin vurgulanmasının önemli olduğunu % 46 öğrenci
kısmen katılıyorum, % 18 öğrenci de tamamen katılıyorum olarak yanıtladı. Derslerin diğer temel bilim
dersleri ile ilişkilendirilmesinin önemli olduğunu % 35 öğrenci kısmen katılıyorum diyerek yanıtladı.
İngilizce anatomi programında verilen eğitimin klinik stajlardaki anatomi altyapısı gereksinimini karşılaması
irdelendiğinde öğrencilerin % 12 si fikrim yok, % 7 kısmen katılıyorum, % 4 tamamen katılıyorum, % 8
kısmen katılmıyorum, % 7 tamamen katılmıyorum olarak yanıtladı. Bu yanıtların açık uçlu sorularla
irdelendiğinde anatomi eğitiminin çok ayrıntılı verildiği, klinik stajlarda kullanılan konular çok vurgu
yapılmadığı ve klinikle bağdaştırılmasında eksiklikler olduğu ve anatomi eğitimi alındıktan sonra geçen uzun
süre nedeniyle hatırlamakta ve bağdaştırmakta sorun yaşadıklarını ifade ettiler. Özellikle meslek hayatlarında
kullanacakları konular üzerinde yeterince durulamadığı belirtildi. Sonuç olarak, yeniden düzenlenecek olan
anatomi çekirdek eğitim programında meslek yaşamında kullanılacak bilgilerin daha ön plana çıkarılması,
konuların ayrıntıdan arındırılması ve pratik uygulamaların çeşitlendirilip artırılmasının yararlı olacağı
kanısına varıldı.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Eğitim, Yeterlilik
- 27 -
Evaluating the Impact of Theoretical Anatomy Lectures to The Clinical Stage's Anatomy Knowledge
Level Sufficiency of The Gazi University Medical Faculty English Medicine Program students
Meltem BAHCELIOGLU1, Rabet GOZIL1, Kayra CANGÖZ2, Nail ZELYURT2, Begüm GULER2,
Kerem ATALAR1, Yadigar KASTAMONĠ YASAR1, Ece ALIM1
1
Gazi University, Faculty of Medicine, Department of Anatomy, Ankara
2
Gazi University, Faculty of Medicine, English School of Medicine, Ankara
A survey evaluating "The Anatomy Education and Its Qualification in the Clinical Stages" is performed
in Gazi University Medical Faculty to its 268 students from English Medicine program (161 %60 women,
107 %40 men) whose are from second to fifth term in 2013 - 2014 educational year. %43 of the participants
partially agreed that the contents of the anatomy lessons are improving their professional development while
%31 of them expressed that they are fully agreed. Regarding an expression that "Emphasis of the important
points of the subject during the lecture is important for me” %46 of the participants responded as partially
agreed and %18 of them responded as they totally agreed. %35 of the participants partially agreed that
associating the anatomy lessons with other branches of medicine is important. When we ask them whether
the English anatomy courses is adequate for meeting the anatomy infrastructure requirements during the
clinical stages, %12 of the participants said that they have no idea, 7% partially agreed, %4 totally agreed,
%8 doesn't agreed and finally %7 totally disagreed. When we asked further open ended questions to clarify
the reasons of the above mentioned answers they usually said that "Anatomy education is given in a very
detailed way", "The subjects used in clinical stages aren't emphasized enough and there is a lack of
correlation between the clinical lessons.", “Being a long time period between the anatomy courses and
clinical stages makes it difficult to remember and hard to relate with other clinical subjects". The participants
especially underlined that the issues they may need in their future profession isn't emphasized enough. As a
conclusion, we believe that during the rearrangement period of the anatomy core education program, the
subjects which may be required in the professional life have to be in the forefront; the subject need to be
purified from details and the practical applications also need to be diversified with increased number.
Key words: Anatomy, Education, Sufficiency
- 28 -
P15
Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Dersleri Hakkındaki Geri Bildirimleri
Zeliha FAZLIOĞULLARI, Nadire ÜNVER DOĞAN, Ġsmihan Ġlknur UYSAL, Ahmet Kağan KARABULUT,
Cihat GÜN
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Konya
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi‟nde okutulan Anatomi derslerinin içeriği ve uygulama
sisteminde yapılan revizyonlar sonrasında, Anatomi eğitimi ilk iki yılda yeniden yapılandırılmıştır. Bu
kapsamda ilk yıl öğrencilere ağırlıklı olarak kafa kemikleri ve eklemleri anlatılırken, ikinci yılda da özellikle
baş – boyun anatomisi dersleri ön plana alınmıştır. Tüm anatomi derslerini bu yeni eğitim ve öğretim sistemi
ile alan öğrencilerimizin ilk grubu eğitimini tamamlamış olup, ikinci grubu ise şu anda 5. yıllarını
tamamlamaktadır.
Bu çalışma ile Diş hekimliği Fakültesi Anatomi teorik ve pratik eğitiminin yeterliliği, verimliliği ile
uygulama ve içerikte yapılan değişikliklerle ilgili geri bildirimler alınıp, değerlendirme amaçlı 16 sorudan
oluşan bir anket hazırlanmıştır. Sorulara verilen cevaplar değerlendirilirken Dörtlü Likert Ölçeğinde yer alan:
4. Kesinlikle katılıyorum ve 3. Katılıyorum olumlu görüş; 2. Kısmen katılmıyorum ve 1. Katılmıyorum
olumsuz görüş olarak ele alındı. Bu anket 5. sınıfa devam eden yaş ortalaması 23,03±0,83 olan 65 öğrenciye
uygulandı. Yapılan değerlendirmede anatomi derslerinin içeriği ve uygulamasıyla ilgili oldukça olumlu
sonuçlar bildirilirken, Anatomi dersinde öğrenilen bilgilerin, diğer ders ve stajlarda kullanıldığını (%81,5) ve
mesleki gelişim için anatomi dersinin mutlaka gerekli olduğunu (%92,3) vurgulamaları da oldukça çarpıcı
sonuçlardandır. Bu anket diş hekimliği 2, 3 ve 4. sınıf öğrencilerine de uygulanacaktır.
Anahtar kelimeler: Diş Hekimliği Fakültesi, Anatomi, Geri bildirim.
- 29 -
Feedbacks of the Students of the Faculty of Dentistry about Anatomy Courses
Zeliha FAZLIOGULLARI, Nadire UNVER DOGAN, Ġsmihan Ġlknur UYSAL, Ahmet Kagan KARABULUT,
Cihat GUN
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Selcuk University, Konya
After the revisions made in the content and application system of the anatomy course taught at Selcuk
University Faculty of Dentistry, anatomy education was restructured in the first two years. In this respect,
while the students mainly were taught the skull bones and joints in the first year, especially head-neck
anatomy lessons were to the fore in the second year. The first group of our students underwent the training of
this new teaching and training system of all anatomy lessons has completed their education, and the second
group is currently completing their 5th year.
In this study, the feedbacks on the adequacy of the theoretical and practical training of the Anatomy
courses at the Faculty of Dentistry were received, and a questionnaire consisting of 16 questions was
prepared for evaluation. In assessing the answers to the questions, the 4 opinions located in the Likert Scale
were regarded as: 4. Strongly agree and 3. Agree a favorable opinion; 2. Partially disagree and 1. Disagree as
a negative opinion. This questionnaire was given to 65 students attending 5th grade whose ages averaged
23.03 ± 0.83. While very positive results related to the content and applications were reported in the
evaluation, these were quite striking results that they emphasized that the knowledge learned in the anatomy
courses were used in other courses and probations (81.5%), and anatomy lessons were absolutely essential
for professional development. This survey will also be applied to the 2 nd, 3rd and 4th grade students of
dentistry.
Key words: Faculty of dentistry, Anatomy, Feedback.
- 30 -
P16
Batı Avrupası ve Osmanlı’da Anatomi Eğitimi
Selin BAYKO, Sinem AKKAġOĞLU, Seda UYĞUN, Hatice Mürvet HAYRAN
¹Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi ABD, Ankara
Anatomi insan vücudunu oluşturan yapıların normal şekil, yapı, pozisyon ve fonksiyonları ile aralarındaki
ilişkileri inceleyen en eski tıp dalıdır. Anatominin bugüne kadar olan gelişme sürecinde, gerek dini gerek
felsefi gerek tıbbi açılardan birçok engelle karşılaşılmıştır. Ancak gelişimin araştırma yapılmadan mümkün
olmayacağı inancıyla bu engellerin üstesinden gelmek için uğraşılmıştır.
M.Ö. V. yy.‟da Hippocrates, Alkemon, Praxagoras, Herophilos ve Erasistratos‟un yazdıklarıyla başlamış,
I. ve III. yy.‟da Celsus, Rofus, Galenos‟un çalışmalarıyla ve daha sonraki yüzyıllarda Luzzio, Vesalius gibi
isimlerle ilerlemeler kaydedilmiştir. Avrupa‟da XVI. yy. başlarında başlayan veba salgınıyla artan mezar
sayısı o dönemde geceleri diseksiyon eğitimi vermek için bir fırsat gibi görünse de kilise ve “ölümden sonra
diriliş” inanışlarının etkisiyle bunu yapan kişiler ağır şekilde cezalandırılmıştır. Kilise XVIII. yy.‟dan sonra
zayıflamaya başlamış ve anatomi çalışmalarının önündeki engeller yavaş yavaş ortadan kalkmaya
başlamıştır.
Osmanlı dönemine baktığımızda da o dönemdeki tıp eğitimi Selçuklu tıbbının devamıdır. Özellikle İbn-i
Sina, Razi, İbn-i Rüşd, Ali bin Abbas ve İbn-i Nefis‟in eserleriyle şekillenmiştir. Yine aynı yüzyılda Davud
el-Antaki ve XVII.yy.‟da Şemseddin İtaki‟nin (ilk Türçe el yazması anatomi kitabı, Teşrih-i Ebdan), Abbas
Vesim‟in ve Emir Çelebi‟nin yazdığı eserlerle de anatominin tıp eğitiminde vazgeçilmez olduğu ifade
edilmiştir. 1800‟lü yılların başında Osmanlı tıp mektebi kurulmuş, tersane zindanında ölen esir ve mahkum
cesetleri tıp mekteplerine gönderilmiştir. 1800‟lerin ortalarına doğru baş hocalığa getirilen Dr. Bernard
önderliğinde, Sultan Abdülmecit tarafından verilen izin sayesinde nihayet kadavralar üzerinde çalışılmaya
başlanmıştır. İlerleyen yüzyıllar boyunca batı etkisi altında gelişme devam etmiştir.
Tıp eğitiminde her zaman temel olan anatomi, daima diseksiyon kavramıyla bütünleştirilmiştir.
Anahtar kelimeler: Osmanlı dönemi anatomisi, Avrupa anatomisi, Anatomi eğitimi, Anatomi öğretimi
- 31 -
Anatomy Education in Ottoman-era and Western Europe
Selin BAYKO, Sinem AKKASOĞLU, Seda UYĞUN, Hatice Murvet HAYRAN
Department of Anatomy, Faculity of Medicine, Hacettepe University, Ankara
Anatomy is the oldest medical speciality dealing with shape of forming, structures, position of the human
body and relationship between them. During the process of development of anatomy, many obstacles has
occured such as religion, philosophical and medical, but these obstacles have been tried to be overcome by
the belief of that the development could not be possible without research.
The evolution started with inscriptions of Hippocrates, Alkemon, Praxagoras, Herophilos and Erasistratos
in BC V.century and has made progress by studies of Celsus, Rofus and Galenos in I.-III. centuries.
Subsequently, Luzzio, Vesalius, etc. have contributed by their researches in following centuries. Altough
increasing grave numbers in Europe, which occured by the plague in XIX. century, seem like an opportunity
to train of dissection at night; people, who performed it, have been punished by the church and the influence
of the belief that "resurrection after death ". After the XVIII. century, church began to weaken and the
obstacles of anatomy studies began to rise slowly.
In Ottoman-era, the medical education of the term is a continuation of the Seljuk medicine. Especially
medicine has been shaped by works of İbn-i Sina, Razi, İbn-i Rüşd, Ali bin Abbas and İbn-i Nefis. In the
same term, it has been termed that anatomy is indispensable for medical education via Şemseddin İtaki‟s
anatomy book “Teşrih-i Ebdan” (first Turkish manuscript) in XVII. century. Ottoman medical school has
been established in the early 1800s, corpses of slavers and convicts who died in shipyard has been sent to the
medical schools. Finally, working on cadavers has started lead by Dr.Bernard who is the head teacher of the
medical school in the mid-1800s and by permission of Sultan Adbülmecit and Dr.Bernard who is the head
teacher of the medical school in the mid-1800s. And the anatomy has continued to develope under the
influence of western by following centuries.
Anatomy which is a fundamental for medical education, is always integrated with notion of “dissection”.
Key words: Ottoman-era anatomy, European anatomy, Anatomy education, Anatomy training
- 32 -
P17
Kemik Hazırlamada Kullanılan Yöntemler
Sinem AKKAġOĞLU, Selin BAYKO, Seda UYĞUN, Hatice Mürvet HAYRAN
¹Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi ABD, Ankara
Anatomi eğitiminin temeli kemikle başlar. İskeleti teşkil eden kemiklerin incelenmesi ve eğitimde
kullanılması için kadavranın mekanik ve kimyasal bir takım uygulamalardan geçmesi gerekmektedir.
Eğitimde kullanılacak kemiklerin hazırlanabilmesi için maserasyon tekniği en çok tercih edilen tekniktir. Bu
tekniğin uygulama aşamaları ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir .
Türkiye‟de kullanılan maserasyon tekniğinin aşamaları
1.
Kaba etten temizleme
2.
Os hyoideum ve sternumu ayırma
3.
Costa‟ları sabitleme
4.
2-15 saat kemikleri kaynatma
5.
Materyallerin 15 gün 28 0C‟de su dolu kapta bekletilmesi(soda yada deterjanlı suda)
6.
2-24 saat hydrogen peroxide‟de bekletmeyi içermektedir.
Yurt dışında ise
1.
Soğuk su maserasyonu
2.
Sıcak su maserasyonu-kaynatma
3.
Böcek kutusu olmak üzere üç farklı işlem uygulanmaktadır.
1. Soğuk su maserasyon: İdeal su sıcaklığı 32,20C‟dir. Materyallerin suda bekleme süresi birkaç gün ile
birkaç hafta arasında değişmektedir. Uygun ölçülerdeki kaplara koyulan materyalin üzeri deterjan ilave
edilmiş su ile doldurulur ve beklemeye bırakılır.
2. Sıcak su maserasyon-Kaynatma: Bu yöntem hastalık oluşturabilecek mikroorganizmaların ölmesine
sebep olurken aynı zamanda aşırı kaynatma dokunun zarar görmesine de neden olmaktadır.
3.Böcek kutusu: Dermestes cinsine ait bir çok böcek türü kadavralardan beslenir ve oldukça etkili kemik
temizleyicilerdir. İlk olarak temizlenen kadavralar serin ve kuru bir yerde, en az 1-2 gün kurutulurlar.
Kurutma işleminin ardından “böcek kutusu” adı verilen ve Dermestes cinslerini içeren kutulara
yerleştirilirler ve zarar görmeden tamamiyle temizlenmeleri sağlanır.
Kemik elde yöntemlerin birbirinden farkı avantaj ve dezavantajları olduğu için şartlara en uygun olan
yöntem seçilebilir.
Anahtar kelimeler: Anatomi eğitimi, Maserasyon, Kemik Hazırlama
- 33 -
Methods Used in The Preparation of Bone
Sinem AKKASOGLU, Selin BAYKO, Seda UYĞUN, Hatice Mürvet HAYRAN
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
The bone is the basis of anatomy education. Some mechanical and chemical applications should be
applied on the bones forming the skeleton in order the bones to be used in anatomy education.Maceration
technique is the most preferred one for preparing the bones for using in education. Implementation phases of
this technique vary between countries.
Steps of maceration technique in Turkey
1.
Flesh removing
2.
Separating hyoid bone and sternum
3.
Fixing ribs
4.
Boiling bones for 2-15 hr.
5.
Saving materials in 28 0C for 15 days (in soda or detergent water)
6.
Saving materials in hydrogen peroxide for 2-24 hr.
In other countries, maceration is applied in three phases:
1-
Cold water maceration
2-
Hot water maceration-boiling
3-
Bug box
Cold water maceration: Ideal water temperature is 32,2 0C. Water residance time of materials ranges from
several days to several weeks. The material which is put in containers in appropriate sizes is fulled with
detergent water and allowed to stand.
Hot water maceration-Boiling: Boiling process results the microorganisms that cause illness to die, on the
other hand long-lasting boiling process can damage the tissue.
Bug box: Several species of beetles in the genus Dermestes feed on dried flesh and can be very effective
bone cleaners. First, cleaned cadavers are placed in a cool, dry place until it dries-generally at least a day or
two. After drying, the bone can be placed in a “bug box” containig Dermestes and be cleaned extremely well
without any damage to the bone.
Because of the fact that there are many advantages and disadvantages of obtaining bones, the most
appropriate method can be choosen according to conditions.
Key words: Anatomy education, Maceration, Bone preparation
- 34 -
P18
Geçmişten Günümüze Anatomide Kemik Temini
Sinem AKKAġOĞLU, Selin BAYKO, Seda UYĞUN, Hilal Akdemir AKTAġ, Hatice Mürvet HAYRAN
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi ABD, Ankara
Tıp eğitiminde anatominin önemi tarihin her döneminde bilinmektedir. Anatomi geniş anlamda vücudun
normal şeklini, yapısını, vücudu oluşturan organları ve bu organlar arasındaki yapısal, görevsel ilişkileri
inceleyen bilim dalıdır.
1800‟lerde Osmanlı‟da anatomi eğitimi daha çok teorik olarak eski tıp kitapları üzerinde veriliyordu.
Kemik dışında diğer sistemlerle ilgili eğitim verilirken Avrupa‟dan alınan modeller ve şekiller kullanılıyordu.
Kemik eğitimi için genellikle mezarlardan çıkarılan gerçek insan kemikleri kullanılıyordu.
III. Selim Dönemi‟nde (1789-1807); Karacaahmet mezarlığında bulunan kimsesizlere ait kemiklerin tıp
öğrencilerinin eğitiminde kullanılmasına ilişkin bir ferman bulunmakta idi. Halkın dikkatini çekmemek için
bu kemiklerin kullanımı gizli tutulmuştur.
1800‟lü yılların başında ise; Kuruçeşme‟de bulunan tersanenin zindanında ölen ya da idam edilen
mahkumların cesetlerinin diseksiyon ve kemik materyali olarak eğitim amaçlı kullanılması sağlanmıştır.
2010 yılında TTB‟nin hazırladığı „Mezuniyet öncesi tıp eğitimi raporu‟na göre Türkiye‟deki tıp fakültesi
öğrenci sayısı, anatomi eğitiminde verimliliğin sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Kemik anatomisinin bu kadar
çok sayıdaki öğrenciye verimli bir şekilde öğretilebilmesi için anatomi laboratuvarlarındaki kemik sayısının
arttırılması gerekmektedir.
Üniversitelerdeki kemik yetersizliği farklı sorunlara yol açmaktadır. Örneğin; 2013 yılında Balıkesir‟de
mezardan kemik çalan üç tıp fakültesi öğrencisine „kişinin hatırasına hakaret‟ gerekçesiyle cezai işlem
uygulanmıştır.
Günümüzde kemik bulma konusundaki sıkıntıyı ortadan kaldırmak için modeller, yazılı gereçler (kitap,
atlas, poster gibi), video görüntüleri ve bilgisayar programlarından eğitimde geniş ölçüde yararlanılmaktadır.
Bilgisayarlı eğitim, bazı eğitim kurumlarında kemik ve kadavranın yanında en yaygın kullanılan yöntem halini
almıştır.
Anahtar kelimeler: Anatomi eğitimi, Kemik temini, Modeller ve Figürler
- 35 -
Supply of Bone From Past to Present
Sinem AKKAġOĞLU, Selin BAYKO, Seda UYĞUN, Hilal Akdemir AKTAġ, Hatice Mürvet HAYRAN
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
Importance of anatomy at the medicine education is known in the every period of history. Anatomy
researches shape and morphology of body, organs forming the body, structural and functional relations
between these organs.
In 1800s at Ottoman Empire, anatomy educationwas tought mostly from the old medicine books. Models
and figures that were bought from Europe were being used while training about systems except bones. For
bone education, real human bones gathered from graves were being used.
There was an edict stating the usage of the bones belonging to orphans located in Karacaahmet cemetery,
for the education of medicine students in III. Selim-era (1789-1807). Using these bones has been kept
confidential not to have attention of public.
The corpses of hanged convicts and death bodies which were found in shipyard in Kuruçeşme were
provided to be used as bone materials, also for dissection and anatomy education in early 1800s.
A report which was prepared by Turkish Medical Association in 2010, shows that the number of students
in medicine faculities in Turkey obstructs efficiency of medicine education. It is necessary that increasing the
quantity of bones in anatomy laboratuaries for teaching bone morphology to students greatfully.
Bone insufficiency in universities cause various problems. For example; three medicine students who
stole bones from a grave in 2013 at Balıkesir were taken criminal action against to the idea “insult of a
personal memory”.
At the present time, models, written materials (book, atlas and poster etc.), videos and educational
softwares are being used to provide benefit for the problem of finding bones. Computerized education is the
most widely used method for education. This method is combined with bones and cadavers at some
educational institutions.
Key words: Anatomy education, Bone supply, Models and Figures
- 36 -
P19
İbn-i Sina’nın Eserlerinde Anatomi
Ilgaz AKDOĞAN1, Müge DÖĞÜN2, Özge KAHRAMAN2, Elif KESKĠN2, Feyza ALTINDAL3
¹Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Denizli.
²Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 2 Öğrencisi, Denizli.
³Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi, Denizli.
İbn-i Sina Buhara yakınlarında (Özbekistan) 980 yılında dünyaya gelmiş ve 1037‟de vefat etmiş önemli
bir bilim adamıdır. Tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200‟den fazla kitap yazmıştır. Tıp
alanında yedi asır boyunca temel kaynak eser olarak kabul edilen El-Kanun fi't-Tıb (Tıbbın Kanunu) adlı
kitabı Tıp tarihinin en önemli eserlerindendir ve bu kitap dünyanın birçok yerinde ve Avrupa
üniversitelerinde 17. yüzyılın ortalarına kadar Tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur. Beş cilt olan
eserin özellikle birinci cildinde anatomi bilgileri yer almaktadır.
İbn-i Sina bu eserinde tıbbın tanımını yaptıktan sonra insan vücudundaki organları doğasına ve çeşitlerine
göre sınıflamış ve açıklamıştır. İbn-i Sina‟ya göre iki tip organ vardır: basit organlar ve bileşik organlar. Basit
organlar, sinir ve kaslar gibi bir bütün organ olarak aynı adı taşırlar. Basit organlar, İbn-i Sina tarafından
kemikler, kıkırdak, sinirler, tendonlar, bağ dokusu, arterler, venler, membranlar ve kaslar olarak
sınıflandırılmıştır. Bileşik organlar, el, ayak ve yüz gibi farklı ölçüdeki kısımlardan meydana gelmişlerdir.
Bütün hareket ve işlevler bileşik organlar aracılığıyla yapılır.
İbn-i Sina eserlerinde organları fonksiyonlarına göre de sınıflamıştır; temel organlar ve yardımcı organlar.
Temel organlar çeşitli işlevsel faaliyetlerin merkezidir. Bunlar kalp, beyin, karaciğer ve testislerdir. Yardımcı
organlar ise bu organların fonksiyonlarına yardımcı olan organlardır. İbn-i Sina günümüzdeki anatomi
bilgisiyle neredeyse aynı düzeyde anatomik tanımlamalar yapmıştır. Tarihte ilk defa tıp ve cerrahiyi iki ayrı
disiplin olarak ele almıştır. Cerrahi tedavinin başarısı için anatominin önemini vurgulamıştır.
Anahtar kelimeler: İbn-i Sina, Anatomi, Tıbbın Kanunu.
- 37 -
Anatomy in Avicenna’s Books
Ilgaz AKDOĞAN1, Müge DOGUN2, Özge KAHRAMAN2, Elif KESKIN2, Feyza ALTINDAL3
1
Pamukkale University, School of Medicine, Department of Anatomy, Denizli
2
Pamukkale University, School of Medicine, Second Year Student, Denizli
3
Pamukkale University, School of Medicine, Graduate Student, Denizli
Avicenna (İbn-i Sina) (980-1037) is an important scientist. He wrote boks more than 200 in the different
fields. He placed importance on the field of medicine and philosophy. His book named The Canon of
Medicine (El-Kanun fi't-Tıb) which considered as main source book for seven centuries is among the most
important works of medicine history and this book has been studied as a basic work in medical science in
many parts of the world and European universites up to the middle of the seventeenth century. The
anatomical knowledge is located especially in the first volume of the book consisting of five volumes.
In this book Avicenna has classified the organs in the human body according to their nature and
variety after defining medicine. With regard to Avicenna there are two types of organ. Simple organs and
compound organs. Simple organs are classified such as bones, cartilages, nerves, tendons, connective tissue,
arteries, veins, membranes and muscles compound organs are consisted of the parts of different sizes such as
hand, foot and face. All movements and functions carry out by the compound organs.
Avicennna has functionally classified the organs in his books as well. Principle organs and
subsidiary organs. Principle organ is the centre of the various functional activity. They are heart, brain, liver,
testis. As regards to subsidiary organs are the organs that assist the functions of these organs. Avicenna has
defined anatomical definations that are equal to current anatomical knowledge. First time in history, he has
treated medicine and surgery as two seperate disciplines. The emphasized the importance of anatomy for the
success of surgical treatment.
Key words: Avicenna, Anatomy, The Canon of Medicine.
- 38 -
P20
Nadir Bir Vaka: Truncus Coeliacomesentericus
Mehmet Tuğrul YILMAZ1, Necdet POYRAZ2, Muzaffer ġEKER1
¹Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Konya
²Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Konya
Başlangıçta yolk kesesini besleyen bir kaç çift damar olan vitellin arterler zamanla birleşerek bağırsağın
dorsal mezenterine lokalize olurlar. Erişkinde bu damarlar aorta abdominalis'in tek visseral dallarından olan
truncus coeliacus, arteria mesenterica superior ve arteria mesenterica inferior adını alarak sırasıyla ön, orta ve
son bağırsağı beslerler. Trunkus coeliacus aorta abdominalis‟in anterior yüzünden çıkan ilk dalıdır. Hiatus
aortucus‟un hemen altından 12 thoracal vertebra seviyesinden çıkar. Yaklaşık olarak 1,5-2 cm
uzunluğundadır ve horizantal yerleşimlidir. Truncus coliacus arteria gastrica sinistra, arteria splenica ve
arteria hepatica communis olmak üzere 3 dal verir. Arteria mesenterica superior ise aorta abdominalis‟in
ikinci ventral dalıdır. Trunkus coeliacus ve Arteria mesenterica superior‟un tek kök olarak aorta
abdominalis‟ten çıkdığı; abdominal dal varyasyonları oranı %1‟den daha küçüktür. Sağ üst kadran karın
ağrısı şikayetiyle, Necmettin Erbakan üniversitesi Meram Tıp Fakültesine başvuran 42 yaşındaki erkek
hastaya Bilgisayarlı tomografi istendi. Bu hastada nadir bir varyasyon olan coeliacomesenteric trunk
saptandı. Trunkus coeliacus ve arteria mesenterica superior‟un varyasyonlarının bilinmesi anjiografik
incelemeler ve bölge cerrahları açısından oldukça önemlidir. Klinisyenlarin oluşabilecek komplikasyonların
önüne geçebilmek için bu varyasyonları dikkate almalıdırlar.
Anahtar kelimeler: Truncus Coeliacomesentericus, Varyasyon, Bilgisayarlı Tomografi
- 39 -
A Rare Variation: Coeliacomesenteric Trunk
Mehmet Tugrul YILMAZ1, Necdet POYRAZ2, Muzaffer SEKER1
1
Department of Anatomy, Meram Faculty of Medicine, Necmettin Erbakan University, Konya
2
Department of Radiology, Meram Faculty of Medicine, Necmettin Erbakan University, Konya
Vitelline arteries are initially a number of paired vessels supplying the yolk sac. Gradually they fuse and
form the arteries located in the dorsal mesentery of the gut. In the adult, they are represented by the celiac,
superior mesenteric, and inferior mesenteric arteries. These vessels supply the derivatives of foregut, midgut,
and hindgut, respectively. The coeliac trunk is the first branch of the abdominal aorta which originates from
its anterior surface at the level of the 12th thoracal vertebra just below the aortic hiatus. It has a length of 1.52 cm and runs horizontally. It then divides into three branches gastric artery, splenic artery and common
hepatic artery. The superior mesenteric artery is the second ventral branch of the abdominal aorta. Celiac and
superior mesenteric arteries having a common origin from the aorta accounts for less than 1% of all
abdominal vascular anomalies. A 42-year-old male patient who presented to the Meram Medical Faculty
Hospital of Necmettin Erbakan University with abdominal complaints in the right upper quadrant underwent
computerized tomography. It was found that patients with a rare variation coeliacomesenteric trunk.
Knowledge of variations concerning the celiac trunk and superior mesenteric artery are of great importance
for both surgical approaches and angiographic examinations. Clinicians should keep in mind these variations
to avoid complications.
Key words: Coeliacomesenteric Trunk, Variation, Computed Tomography
- 40 -
P21
Anatomi Eğitiminde Güncel Çalışmalar
Deniz DEMĠRYÜREK, Alper VATANSEVER
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
Tarih boyunca doktorlar, hastalarının sorunlarını teşhis ve tedavi etmek için, insan vücudunun çok iyi
tanınması gerektiğini biliyorlardı. Bu nedenle Anatomi bilimi, dünyanın en eski bilim dallarından biridir.
Hipokrat (Hipporactes), Galen (Claudius Galenus), İbn-i Sina, Leonardo da Vinci, Andreas Vesalius gibi
bilim insanlarının, anatomi biliminin gelişmesine çok büyük katkılar sağladıkları da bilinmektedir.
Günümüzde de başta tıp eğitimi olmak üzere sağlık bilimleri alanlarında anatomi eğitimi son derece kritik ve
vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Kaliteli bir anatomi eğitimi, tıp ve diğer sağlık bilimi öğrencilerinin
mezuniyetleri sonrasında, gerek klinik görevleri gerekse akademik yaşantılarında son derece yararlı olacaktır.
Bu noktada, anatomi eğitiminde standartların belirlenmesi ve öğretilecek bilgi düzeyindeki asgari hedeflerin
ortaya konması gerekmektedir. Belirlenen bu asgari hedefler doğrultusunda, ulusal ve uluslararası eğitim
modelleri de ele alınarak, anatomi eğitimi daha ileri düzeye taşınabilir. Günümüz koşullarında hızla
gelişmekte olan teknolojinin bize sunduğu imkanların da kullanılması, en ideal anatomi eğitim modelinin
oluşturulmasında büyük bir pay sahibi olacaktır. Bu sayede, hedef öğrenci kitlesinin, mezuniyetleri
sonrasında sahip olması planlanan bilgi seviyesi belirlenip ve bu bilgileri profesyonel hayatlarında en verimli
şekilde kullanabilmeleri sağlanabilir. Bu bildiride, geçmişten günümüze kadar değişen, gelişen ve
günümüzde uygulanan anatomi eğitim modelleri ile ilgili güncel bilgiler verilmek istenmiştir.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Tıp eğitimi, Anatomi eğitimi
- 41 -
Current Studies about Anatomy Education
Deniz DEMIRYUREK, Alper VATANSEVER
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
Throughout the history, doctors knew that well recognising of human body is necessary for diagnosing
and treating of patient‟s problems. Therefore, anatomy is the one of the oldest sciences in the world.
Scientists such as Hippocrates, Claudius Galenus, İbn-i Sina, Leonardo da Vinci made really effective
contributions for improving of anatomy science. Nowadays, anatomy education has critical and indispansible
importance for medical and other health sciences students, as well. A well qualified anatomy education
carries great importance for medical doctors and other health science employees in their clinical tasks and
academical life. At that point, defining standarts in anatomy education and setting out of the basic level of
knowledge to be thought are required. Using of today‟s rapidly developing technologies would have great
contribution to find out the ideal model of anatomy education. Thus, for these students, determination of
planned knowledge level, they supposed to have after their graduation, and use of these information in the
most efficient way in their professional lifes might be provided. In this presentation, we aim to give some
current information about the educational methods of anatomy which changed, improved and applied from
the past till today.
Key words: Anatomy, Medical education, Anatomy education
- 42 -
P22
Anatomide Yüksek Lisans ve Doktora Yeterlilikleri: Bir Olgu Sunumu
Behice DURGUN
Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Adana
Yükseköğretimin kalitesini arttırmak; gelişen ve değişen dünyada rekabet gücü kazanmak ve
sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak açısından önemlidir. Avrupa Birliği‟ne uyum süreci ve dünyada
yükseköğretim kurumlarındaki kalite çalışmaları dikkate alınarak Yükseköğretim Kurulu tarafından Türkiye
Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi (TYYÇ) geliştirilmiştir. Bu bağlamda, yükseköğretim alanında
yeterlilik, herhangi bir yükseköğretim derecesini başarı ile tamamlayan bir kişinin neleri bilebileceği, neleri
yapabileceği ve nelere yetkin olacağını ifade eder. Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi ise;
“ulusal düzeyde bir eğitim sistemindeki yeterlilikleri ve bunların birbirleriyle ilişkilerini açıklar. Başka bir
deyişle, TYYÇ, ulusal ve uluslararası paydaşlarca tanınan ve ilişkilendirilebilen yeterliliklerin belirli bir
düzen içerisinde yapılandırıldığı bir sistemdir”. Bu sistem aracılığıyla, yükseköğretimde tüm yeterlilikler ve
diğer öğrenme kazanımları açıklanabilir ve tutarlı bir şekilde birbiri ile ilişkilendirilebilir.
Anatomide lisansüstü eğitimin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesinde; yeterliliklerin
belirlenmesi saydamlık, etkinlik ve esnekliğin sağlanması için gereklidir. Öğrenim kazanımlarının
saptanması ise; programın ve program içerisindeki derslerin amaçlarının açıklanmasını ve lisansüstü
öğrencilerinin, programı başarı ile tamamladıklarında kazanacakları yetkinliklerin neler olacağını
anlamalarını sağlar. Ayrıca başka bir eğitim kurumunda alınmış olan derslerin tanınmasını, intibakını ve
kredilendirilmesini kolaylaştırır.
Bu sunumda, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalında yüksek lisans ve doktora
düzeylerinde yeterliliklere dayalı öğrenim kazanımları tanımlanmış ve örnek olarak tartışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Lisansüstü eğitim, Anatomi eğitimi, Yeterlilik
- 43 -
Qualifications of Master’s and Doctoral Degrees in Anatomy: A Case Report
Behice DURGUN
Çukurova University, Faculty of Medicine, Department of Anatomy, Adana
Increasing quality in higher education is important to gain competition power in a changing World and to
provide sustainable development. A qualifications framework provides a systematic description of the full
range of qualifications within a given education system, as well as the ways in which learners can navigate
between them. Qualifications therefore have to be described in such a way as to cover the full purpose of
education, so the framework must be multi-dimensional. The National Qualifications Framework for Higher
Education in Turkey (NQF-HETR) presents certain explanation among the degrees based on the learning
outcomes and a content to design new qualifications.
For the planning, application and assesment of postgraduate education in anatomy, qualifications provide
transparency, effectiveness and flexibility. Learning outcomes also provide to translate the aims of a course
or programme of anatomy study into a set of competences and provide students with clear indications of what
their paths through postgraduate education look like, what levels of knowledge and skills will qualify them
for degree awards. Learning outcomes also make it easier to recognise and give credit for learning acquired
in another institution.
In this presentation, learning outcomes based on qualifications for master‟s and doctoral degrees at
Çukurova University, Faculty of Medicine, Department of Anatomy were described and discussed as a case.
Key words: Postgraduate education, Anatomy education, Qualifications
- 44 -
P23
Sıçanlarda Yanık Yara İyileşmesinde Topikal Olarak Uygulanan Sığla Yağının (Styrax Liquidus)
Etkileri
Mehmet Emin YANIK1, Ramazan UYGUR2, Cevat AKTAġ3, Seyfi EMĠR4, Bahadır KUMRAL5, Ümit ġENER6,
Murat AYDIN7, Mustafa ERBOĞA3, Abdullah Erkan ORHAN8, Ahsen YILMAZ7, Emine UYGUR6,
Mustafa KULAÇ1
1
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar AD, Tekirdağ
2
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anatomi AD, Tekirdağ
3
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji AD, Tekirdağ
4
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi AD, Tekirdağ
5
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp AD, Tekirdağ
6
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji AD, Tekirdağ
7
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya AD, Tekirdağ
8
Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD, Tekirdağ
Amaç: Organizmanın bölgesel olarak ateş, buhar, sıcak cisimler vs. ile karşılaşması sonucu gelişen doku
harabiyetine “yanık” denir. Sığla yağı (Styrax Liquidus), Liquidambar orientalis[Sığla (günlük) ağacı]
gövdesinin yaralanmasıyla oluşan bir üründür. Geleneksel Türk tıbbında sığla yağı dudak çatlakları, yanıklar
ve yaralara karşı kullanılmaktadır. Çalışmamızda sıçanlarda deneysel olarak oluşturulan yanık yara
modelinde sığla yağının yanık yara iyileşmesi üzerine etkinlerinin araştırılması amaçlandı.
Yöntem: Sprague Dawley cinsi54 adet sıçan 3 ana gruba ayrıldı; Yanık, Yanık+Gümüş sülfadiazin
(Y+GS) ve Yanık+Sığla yağı (Y+SY). Her grup da kendi içinde 4, 8 ve 12 günlük tedavi grupları şeklinde
3‟er alt gruba ayrıldı. Yanık yara modeli literatüre uygun olarak sıçanların sırt bölgelerinde oluşturuldu.
Deneyin sonunda yanık oluşturulan bölgelerden alınan deri dokularında mason trikrom boyaması ve
proliferatif hücre çekirdek antijeni (PCNA) immünboyaması yapıldı ve hidroksiprolin düzeyleri incelendi.
Bulgular: Histopatolojik değerlendirmelerde yara iyileşmesinin aşamaları olan inflamasyon, kollajen
birikimi, anjiogenezis, granülasyon dokusunun oluşumu ve epitelizasyon gibi parametrelerin Y+GS ve Y+SY
gruplarında yanık gruplarına göre arttığı, Y+GS ve Y+SY gruplarının ise birbirine benzer olduğu gözlendi.
PCNA immünboyaması sonucunda Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık grubuna göre daha hızlı epidermal
büyüme, kutikular tabakada daha çok kalınlaşma ve daha belirgin yara iyileşmesi olduğu gözlendi.
Hidroksiprolin düzeylerinde grupların 4. gün alt grupları arasında fark gözlenmedi. 8. ve 12. günlerde Y+GS
ve Y+SY alt gruplarında hidroksiprolin seviyeleri benzer bulunurken yanık alt gruplarına göre arttığı tespit
edildi.
Sonuç: Sığla yağının topikal olarak yanık yara bölgesine uygulanması neticesinde elde edilen bulgular
sığla yağının yanık yara iyileşmesi üzerine olumlu etkileri olduğunu ve bu ajanın yanık tedavisinde alternatif
olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Yanık yara, Sığla yağı, Sıçan, PCNA, Hidroksiprolin
- 45 -
The Effects of Topical Treatment with Styrax Balsam on Burn Wound Healing in Rats
Mehmet Emin YANIK1, Ramazan UYGUR2, Cevat AKTAS3, Seyfi EMĠR4, Bahadir KUMRAL5, Umit SENER6,
Murat AYDIN7, Mustafa ERBOGA3, Abdullah Erkan ORHAN8, Ahsen YILMAZ7, Emine UYGUR6,
Mustafa KULAC1
1
Department of Dermatology, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
2
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
3
Department of Histology and Embryology, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
4
Department of General Surgery, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
5
Department of Forensic Medicine, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
6
Department of Physiology, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
7
Department of Biochemistry, Faculty of Medicine, Namik Kemal University, Tekirdağ
8
Department of Plastic, Reconstructive and Aesthetic Surgery, Faculty of Medicine, Namik Kemal University,
Tekirdağ
Objectives: Region of organism encounter with fire, stream, hot objects etc. as a result developing tissue
damage is called burned. Styrax oil (Styrax Liquidus) is a product of the body Liquidambar orientalis
[Sweetgum (daily) tree] caused by injury. Styrax oil is used against lip cracks, burns and wounds in
traditional Turkish medicine. The aim of the present study was to evaluate the effect of styrax oil on burn
wound healing in experimental burn wound model rats.
Methods: Fifty four Sprague Dawley rats were randomly divided into three experimental groups; Burn,
Burn+Silver sulfadiazine (B+SS) and Burn+Styrax oil (B+SO)and all groups include subgroups4th, 8th and
12th day (post burn). Burn wounds were made on the back of rat according to the literature. At the end of the
study, the wound tissues were removed and stained with Masson trichrom and anti-proliferating cell nuclear
antigen (PCNA) antibody as well as the determination of hydroxyproline levels.
Results: B+SS and B+SO groups was better than the Burn groups which involves steps that include
inflammation, collagen deposition, angiogenesis, development of granulation tissue, and the repair of
epithelium although these parameters were found similar between B+SS and B+SO groups. The expression
of PCNA revealed a faster rate of epidermis growth, a greater thickness of the cuticular layer and wound
healing in B+SS and B+SO treated wounds. There were no differences hydroxyproline levels among
subgroups of burn group on the 4th post burn. Hydroxyproline levels were found similar among subgroup of
B+SS and B+SO on the 8th and 12th post burn, although hydroxyproline levels were elevated in subgroups
of burn group.
Conclusion: Our results indicate that the beneficial effects of the topical application of Styrax oil in the
acceleration of wound healing in rats and the agent may alternatively be used in the treatment of burns.
Key words: Burn wound, Styrax oil, Rat, PCNA, Hydroxyproline
- 46 -
P24
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Dersinin Program İçerisindeki Yerine İlişkin Düşünceleri
ġeyda Ferah TUYGAR, Ġlter KUġ, Burak GÜLCEN, Ömür SAYGILI, Emrah ÖZCAN
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Balıkesir
Türkiye‟de ve Dünyada tıp eğitimi ve bunun bir parçası olan anatomi eğitimi tartışılmakta, yeniden
yapılandırılmasına yönelik çalışmalar sürmektedir. Öğrenme-öğretme sürecini planlamada yaygın kullanılan
araçlardan birisi de öğrenci geribildirimleridir.
Bu çalışma, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında, tıp fakültesi öğrencilerinin, anatomi dersinin program
içerisindeki yerine yönelik düşüncelerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Araştırma kapsamında 818 tıp fakültesi öğrencisinin görüşleri değerlendirilmiştir. Karşılaştırmalı
tanımlayıcı tipte olan bu çalışmaya, 4 farklı tıp fakültesinin birinci ve ikinci sınıf öğrencileri dahil edilmiştir.
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nden 133, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nden 222, Namık
Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nden 142 ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nden 321 öğrenci
araştırmaya katılmıştır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan Likert tipi anket formu ile toplanmıştır.
Geribildirimlerin güvenilirliği için öğrencilerden doldurdukları anketlere isim yazmamaları istenmiştir.
Veriler, SPSS 18.0 paket programı ile değerlendirilmiştir. Katılımcıların puan ortalamaları ve yüzdelik
dağılımları hesaplanarak tablolaştırılmıştır.
Anatomi dersinin tıp fakültesinin ilk iki yılında yer alması gerektiğini 392 (%47.9), ilk üç yılında yer
alması gerektiğini 106 (%13.0), sadece ilk senede yer alması gerektiğini 93 (%11.4) öğrenci belirtmiştir.
Anatomi dersinin gün içinde sabah ilk iki saatte yer almasının daha verimli olacağını belirten öğrenci sayısı
346 (%42.3), sabah üçüncü ve dördüncü saat daha verimli olacağını belirten öğrenci sayısı ise 590‟dır
(%72.1). Öğrenci geribildirimleri tıp eğitimini geliştirme ve iyileştirme çalışmaları için, büyük önem
taşımaktadır. Periyodik olarak tekrarlanması faydalı olacaktır.
Anahtar kelimeler: Anatomi eğitimi, Ders programı, Program değerlendirme, Öğrenci geribildirimi.
- 47 -
Opinions of Medical Students on Place of Anatomy Classes in Their Syllabus
Seyda Ferah TUYGAR, Ġlter KUS, Burak GÜLCEN, Omur SAYGILI, Emrah OZCAN
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Balıkesir University, Balıkesir
In Turkey and rest of the World, medical education and anatomy education as a part it is under discussion
and studies to restructure it continues. In this way student feedback is one of the widely used tools to plan
teaching and learning process.
This study aims to determine the thoughts of medical students on the status of anatomy classes in the
syllabus at the end of academic year 2013-2014.
Opinions of 818 medical students have been evaluated. This comparative and descriptive study was
conducted on the first and second year students at four medical schools. 133, 222 142 and 321 students,
respectively from Balıkesir University Medical School, Kocatepe University Medical School, Namık Kemal
University Medical School and Erciyes University Medical School, attended to the study. The data were
collected by a questionnaire form which is prepared by the researchers. The students were asked not to write
their names for reliability of the feedbacks.
392 (47.9%) of students think anatomy classes should take place in first two year of medical education,
106 (13.0%) of them think it should be in first three years, and 93 (11.4%) of them think it should be only in
first year. 346 (42.3%) of the students think anatomy classes in the first two hours of the day are more
efficient, 590 (%72.1) of them think in that way for third and fourth hours of the day. Students‟ evaluations
and feedbacks are very important for development and improvement activities in medical education, so it
should be repeated periodically.
Key words: Anatomy education, Syllabus, Program evaluation, Students‟ feedback.
- 48 -
P25
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Dersine Çalışma Tercihleri ve Derse Devam Zorunluluğuna
İlişkin Düşünceleri
ġeyda Ferah TUYGAR, Ġlter KUġ, Ömür SAYGILI, Burak GÜLCEN, Emrah ÖZCAN
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Balıkesir
Tıp eğitimi, içeriği ve süresi göz önüne alındığında, oldukça uzun ve zahmetli bir süreçtir. Öğrenci
geribildirimleri, öğrenme-öğretme sürecini planlamada yaygın kullanılan araçlardan birisidir.
Bu çalışma, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında, tıp fakültesi öğrencilerinin, anatomi dersine çalışma
tercihleri ve anatomi dersi devam zorunluluğuna yönelik düşüncelerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
818 tıp fakültesi öğrencisinin görüşleri değerlendirilmiştir. Karşılaştırmalı tanımlayıcı tipte olan bu
çalışma, 4 ayrı tıp fakültesinin birinci ve ikinci sınıf öğrencileriyle yürütülmüştür. Balıkesir Üniversitesi Tıp
Fakültesi‟nden 133, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nden 222, Namık Kemal Üniversitesi Tıp
Fakültesi‟nden 142 ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nden 321 öğrenci araştırmaya katılmıştır.
Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Anket soruları, 5‟li
Likert ölçeği ile cevaplandırılacak şekilde hazırlanmıştır. Geribildirimlerin güvenilirliği için öğrencilerden
isim yazmamaları istenmiştir. Veriler, SPSS 18.0 paket programı ile değerlendirilmiştir. Tüm katılımcıların
puanlarının ortalaması ve yüzdelik dağılımları hesaplanmıştır.
Arkadaş grubu ile çalışma 518 (%63.3) öğrenci tarafından tercih edilmektedir. 353 öğrenci (% 43.2)
laboratuvar çalışmalarının daha önemli olduğunu belirtmiştir. Teorik derslere devamın gerekli olduğunu 458
(%56.0), pratik derslere devamın gerekli olduğunu 629 (%76.9) öğrenci belirtmiştir. Anatomi dersi başarısı
için öğrenciler grup çalışmasını tercih etmekte ve derslere devam etmeyi gerekli bulmaktadırlar. Tıp
eğitimini geliştirme ve iyileştirme çabaları içinde, öğrenci geribildirimlerinin çok önemli yeri vardır.
Anahtar Sözcükler: Anatomi eğitimi, öğrenci geribildirimi, çalışma tercihi, devam zorunluluğu.
- 49 -
Anatomy Study Preferences of Medical Studentsand Their Opinions on Mandatory Attendance to
Anatomy Classes
Seyda Ferah TUYGAR, Ġlter KUS, Omür SAYGILI, Burak GULCEN, Emrah OZCAN
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Balıkesir University, Balıkesir
Considering the contents and duration of medical education, it is rather long and difficult process. Student
feedback is one of the widely used tools to plan teaching and learning process.
This study was aimed to determine the study preferences of medical students and their thoughts on
mandatory attendanceat the end of academic year 2013-2014.
Opinions of 818 medical students have been evaluated. This comparative and descriptive study was
conducted on the first and second year students at four medical schools. 133, 222 142 and 321 students,
respectively from Balıkesir University Medical School, Kocatepe University Medical School, Namık Kemal
University Medical School and Erciyes University Medical School, attended to the study. The data were
collected by a questionnare form which is prepared by the researchers. The questionnaire form was in the
form of Likert scale. The students were asked not to write their names for reliability of the feedbacks. The
data were evaluated by SPSS 18.0 programme. Mean and percentage of all subject‟s score were calculated.
Study the anatomy lesson with a group of friends was preferred by 518 students (63.3%). 353 students
(43.2%) were stated that the laboratory studies are more important.Attendance to lectures and practicals is a
necessary for 458 (56.0%) and 629 (%76.9) of the students.The students prefer study as a grup and think
class attandence is essential for success in anatomy.Students‟ evaluations and feedbacks are very important
for development and improvement activities in medical education.
Key Words: Anatomy education, Students‟ feedback, Study preferences, Mandatory attendance.
- 50 -
P26
Çoktan Seçmeli Uygulanan Anatomi Sınavlarının Zorluk ve Ayırıcılık İndeks Analizi
Mert OCAK1, Ferhat GENECĠ1, Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARIMAZ1, Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi AraĢtırma Teknik Destek Birimi, Ankara
Anatomi teorik sınavları, tıp, diş fakültesi öğrencileri, tıpta ve dişte uzmanlık sınavı adayları ve bu dersi
alan pek çok farklı bölümdeki öğrencilere çoktan seçmeli olarak uygulanmaktadır. Optik okuyucular ve
yazılımlar ile sınav soruları hakkında doğru - yanlış oranlarını elde edebiliriz. Ancak bu oranlar soruların
zorluk ve ayırıcılık derecelerini bize ifade edememektedir. Bu çalışmada, Hacettepe Üniversitesi Diş
Hekimliği Fakültesi Dönem II öğrencilerine bir dönemde uygulanan 1. vize, 2. vize ve final sınav sorularının
Zorluk İndeksi (P) ve Ayırıcılık İndeksi (Q) ayrı ayrı analiz edilmiştir. Zorluk İndeksi (P)‟ne göre sorular zor,
kolay ve ortalama olarak sınıflandırılmış, Ayırıcılık İndeksi(Q)‟ne göre ise mükemmel ayırıcılıkta, iyi soru,
gözden geçirilmesi gereken soru ve ayırıcı olmayan soru olarak kategorize edilmiştir. Ayırıcılık indeksi ile
zorluk indeksi arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek kuvvette kuadratik yapıda bir ilişki
bulunmuştur (p<0.001, R2=0.46.) Çalışmamızdaki sorular için, sorular zorlaştıkça ya da kolaylaştıkça
ayırıcılık değerlerinin düştüğü gösterilmiştir.
Anatomi öğreticilerinin öğrencilerini sınadıkları soruları devamlı güncellemesi, geliştirmesi ve
ayırıcılıklarını arttırması gerekir. Ayırıcılığı arttırırken ise çok kolay ve çok zor sorulardan kaçınılması
gerektiği gözlemlenmiştir. Bu analizlerin diğer fakülte ve bölümlere de uygulanması anatomi eğitiminin
kalitesini arttırmak açısından faydalı olacaktır.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Test, Zorluk, Ayırıcılık, İndeks
- 51 -
Analysis of Difficulty and Discrimination Index of Anatomy Multiple Choice Exams
Mert OCAK1, Ferhat GENECĠ1, Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARIMAZ1, Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
2
Faculty of Medicine Research Office, Hacettepe University, Ankara
Anatomy theoretical examinations are applied to the students of medical, dental faculties, candidates
of medical and dental specialty exams and to the students of numerous different courses. We can obtain the
right-wrong rates of the questions by using the optic readers and software. However, these ratios do not
clearly define the difficulty and discrimination index of the questions. In the present study, the difficulty (P)
and discrimination index (Q) of the anatomy questions of (1st midterm, 2nd midterm and final exams)
Hacettepe Univetsity Faculty of Dentistry 2nd year students are analyzed. The questions are classified as easydifficult-average according to the difficulty index and excellent discrimination-good-should be revised-not
discriminative according to the discrimination index. There was statistical significance between difficulty and
discrimination indexes with high power in quadrate structure (p<0.001, R2=0.46.). In our study we show that
discrimination index decreases when the questions were becoming easier or more difficult.
Anatomy lecturers should regularly update, refine and increase the discrimination of the examinations.
But while increasing the discrimination they must keep away from so easy or so difficult questions.
According to increase the quality of the anatomy education, it should be benefit to apply these analyses to the
other faculties and courses.
Key words: Anatomy, Difficulty, Discrimination, Index
- 52 -
P27
Anatomi Eğitiminde Entegre Eğitim Sistemine Öğrencilerin Bakış Açısı
Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARĠMAZ1, Mert OCAK1, Ferhat GENECĠ1, Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Araştırma ve Teknik Destek Birimi, Ankara
Özet: Ülkemizde tıp fakülteleri eğitimlerinde 3 farklı eğitim sistemini benimsemişlerdir. Klasik eğitim
sistemi: “disiplin temelli eğitim”; “Entegre eğitim sistemi: sistem/organ temelli eğitim” ve Aktif (modern /
PDÖ) eğitim sistemi: “probleme, yeterliğe, topluma /yönelimli, çıktıya ve kavrama dayalı eğitim” adı verilen
bu eğitim sistemleri farklı üniversiteler tarafından uygulanmaktadır. Bu çalışmada, Hacettepe
Üniversitesi‟nde Anatomi eğitiminde tercih edilen Entegre eğitim sistemi öğrencilerin bakış açısıyla
incelendi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem II öğrencilerinden 100 öğrenci ankete katıldı. 29 çoktan
seçmeli ve 1 açık uçlu soru olmak üzere toplam 30 sorudan oluşan bir anket uygulandı. Hazırlanan sorularla,
Entegre eğitim sistemi teorik ve pratik ders, sınav, derslik, kullanılan materyal ve öğretim üye ve
yardımcılarıyla işbirliği açısından ele alınarak sonuçlar değerlendirildi.
Sonuç olarak Türkçe ve İngilizce dilde eğitim alan öğrenciler arasında belirli kategorilerde görüş
ayrılıkları gözlenmiştir. Dönem II öğrencilerinin Anatomi dersini oldukça önemsediği, teorik derslerde
devam zorunluluğu olmamasından ve sınavların çoktan seçmeli yapılmasından memnun olduğu gözlendi.
Ancak pratik derslerde gösterilen kadavra sayısının yetersiz olduğu, daha çok sayıda plastinat ve taze
dondurulmuş kadavra üzerinde ders anlatımının daha yararlı olacağı sonucuna varıldı bununla beraber
öğrenciler pratikte incelenecek olan kadavra diseksiyonlarına da katılmak istediklerini belirttiler. Ayrıca
üniversite kütüphanemizin ücretsiz olarak sunmuş olduğu dijital materyallerin öğrenciler tarafından aktif
olarak kullanılmadığı tespit edildi.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Entegre Eğitim Sistemi, Anket
- 53 -
Students’ Points of Views on The Integrated Education System in The Anatomy Education
Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARĠMAZ1, Mert OCAK1, Ferhat GENECĠ1, Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
2
Faculty of Medicine Research Office, Hacettepe University, Ankara
Abstract: Three different education systems have been adopted in the faculties of medicine in our country.
These systems are: Classical education system: “education based on discipline”; Integrated education system:
“education based on the system/organ”; Active (modern/Problem- Based Learning) education system; a
system oriented towards the problem, competence and society, and based on the output and concept. The
integrated education system applied by the Hacettepe University has been analysed with regard to the
anatomy education, according to the students' points of views
One hundred second-year students of the Faculty of Medicine participated in the survey. The survey was
composed of a total of 30 questions out of which, 29 were multiple-choice and 1 was an open-ended
question. The integrated education system was evaluated according to the questions, which consisted of
lectures and practical course, exams, classrooms, materials used, and the cooperation with the lecturers.
In conclusion, there has been some opinion differences observed between the students who are receiving
education in Turkish and English. It was observed that second-year students took considerably heed of the
Anatomy course. Besides, they were satisfied with the facts that attendance is not obligatory in lectures and
the exams are made as multiple-choice tests. On the other hand, it was concluded that the number of cadavers
used in the practical courses is insufficient and moreover, it would be more useful if the lecture was
explained by using a higher number of plastinates and freshly frozen cadavers. Furthermore, students claimed
that they wanted to participate in the dissection of the cadavers. In addition, it has been found out that the
free-digital materials that are provided by our university library are not being actively used by the students.
Key words: Anatomy, Integrated Education System, Survey
- 54 -
P28
Gastroösefageal Reflü Hastalığına Anatomik Perspektif: Probleme Dayalı Öğretim Modeli
Hilal Akdemir AKTAġ1, Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARIMAZ1, Boran URFALI2, Deniz
DEMĠRYÜREK¹
1
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
²Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı, Hatay
Özet: Gastroösefageal reflü (GÖR) toplumda sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Tedavi edilmediğinde
barrett ösefagus ve adenokarsinoma kadar ilerleyebilir. Komplikasyonları bu kadar ciddi olan bir hastalığın
anatomisi, patogenezi ve kliniği doktorlar tarafından iyi bilinmeli, ve zamanında tedavi ile komplikasyonlar
önlenmelidir. GÖR patogenezinin anlaşılması ancak gastroösefageal bileşke anatomisinin iyi bilinmesi ile
mümkündür. Tıp fakültesi öğrencileri gastroösefageal bileşke anatomisini klasik eğitim modeli ile 2.sınıfta
sadece teorik olarak görmektedirler. Ancak anatomi bilgisi klinik bilgi ile harmanlanmadığında kalıcı
olmamaktadır. Bu nedenle klinik uygulamalar sırasında doktorların çoğu GÖR anatomisi ve patogenezini
hatırlamakta zorluk yaşamaktadır. Bilim insanları bu sorunun farkında olduğu için farklı eğitim modelleri
araştırılmış ve son yıllarda sıklıkla probleme dayalı öğrenme metodu üzerinde durulmuştur. Probleme dayalı
öğrenme(PDÖ), bir klinik vakadan elde edilen bilgilerin, hekimin/öğrencinin bilgisi ve deneyimi ile entegre
edilmesi, sentez edilmesi ve hastanın probleminin teşhisinde ve hastanın yönetiminde kullanılmasıdır.
Yapılan makale incelemeleri sonrasında, PDÖ ile desteklenilen anatomi eğitimlerinde, gastroösefageal reflü
örneğinde olduğu gibi, hastalıkla ilgili yapıların anatomisi, patogenezi ve kliniği öğrenildiğinde bilgilerin
daha kalıcı olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Anatomi eğitiminin klasik eğitim modellerinin yanı sıra klinik
bilgilerle sentez edildiği PDÖ modeli ile desteklenerek yapılmasının yararlı olduğu sonucuna varıldı.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Gastro-oesophageal reflü, Probleme dayalı öğrenme
- 55 -
The Anatomical Perspective of Gastroesophageal Reflux Disease: Problem Based Learning Model
Hilal Akdemir AKTAS1, Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARIMAZ1, Boran URFALI2, Deniz
DEMĠRYUREK¹
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
²Department of Neurosurgery, Faculty of Medicine, Mustafa Kemal University, Hatay
Abstract: Gastroesophageal reflux is one of the common diseases of gastrointestinal system. It can be
resulted with barrett esophagus and adenocarcinoma if it is not treated. Disease with such severe
complications should be very well known based upon anatomy and patophysiology so that the complications
can be avoided. Understanding the patogenesis of the reflux only could be done by knowing the anatomy.
Medical students learn about the gastrointestinal anatomy at the level 2 with a classical method.
Understanding anatomical knowledge should be completed by clinical knowledge it can be easily forgotten.
Therefore most of the doctors hardly remember the knowledge which they need at clinical service. Since the
scientist are aware of this problem they tried to find out different methods for learning, and recently they
strongly recommend problem-based learning. Problem-based learning is a method which uses the data
received from patient, physicians / students to integrate knowledge and experience, synthesis and diagnosis
and treatment of the patient. Following the article review, advocated the anatomy education with PBL, like
the example gastroesophageal reflux, when learned the anatomy, pathogenesis and clinical of the structures
associated with the disease, information was concluded to be more persistent. It was concluded that besides
the classical models, it would be useful for the anatomy education to be made by being supported by the PBL
model that is synthesized with the clinical information. According to the knowledge in the literature
supporting classical anatomy education with PBL sessions results positively for those who are interested with
the subject.
Key words: Anatomy, Gastroesophageal reflux, Problem-based learning
- 56 -
P29
Vücut Kompozisyonuna Bağlı Olarak Böbrek Hacim ve Boyutlarında Meydana Gelen Değişikliklerin
Tespiti: BT’de Stereolojik Çalışma
Zeynettin KASIRGA1, Veli ÇAĞLAR1, Ramazan UYGUR1, Ozan Alper ALKOÇ2, Omer KURT3,
Oğuz Aslan ÖZEN1
¹Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Tekirdağ
²Ġstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Ġstanbul
³Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Tekirdağ
Amaç: Organların şekil ve büyüklüğü bireyin fiziksel yapısına bağlı olarak değişiklikler göstermektedir.
Ayrıca birçok hastalıkta organların boyut ve morfolojilerinde de değişiklikler olmaktadır. Bu nedenle,
patolojik süreçlerin teşhisi ve normal varyantlardan ayırıcı tanısı için vücut kompozisyonuna bağlı olarak
organlarda meydana gelen morfolojik değişikliklerin ayrıntılı olarak bilinmesi gereklidir. Çalışmamızda,
korteks ve medulla hacimleri ile böbrek boyutlarında vücut kompozisyonuna bağlı olarak gelişen hacimsel ve
boyutsal değişiklikler ve bu değişikliklerin belirlenen parametrelerle ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamız böbrek morfolojisini etkileyebilecek herhangi bir hastalık veya abdominal
patolojiye sahip olmayan ve demografik bilgileri mevcut olan 217 bireye ait bilgisayarlı tomografi
görüntüleri üzerinde retrospektif olarak gerçekleştirildi. Çalışmaya 17-88 yaş aralığındaki 82 kadın ve 135
erkek birey dahil edildi. Stereolojik yöntemlerden “Cavalieri prensibi” kullanılarak hacimsel ölçümler
gerçekleştirildi. Böbrek boyut ölçümleri Enlil PACS sistemi kullanılarak yapıldı.
Bulgular: Böbreğin total hacmi 182 cm3, korteks hacmi 99,2 cm3, medulla hacmi 74,8 cm3, uzunluğu 11,6
cm, genişliği 6,2 cm, kalınlığı 5,4 cm olarak bulundu. Böbrek hacmi ile yaş ve arasında negatif korelasyon
bulundu (p=0,003, r:-0,393). Kadınlarda böbrek hacmi 169 cm3, korteks hacmi 93,5 cm3, medulla hacmi 76,8
cm3, uzunluğu 11,2 cm, genişliği 6 cm, kalınlığı 5,4 cm olarak bulundu. Erkeklerde böbrek hacmi 190,7 cm3,
korteks hacmi 101 cm3, medulla hacmi 74,2 cm3, uzunluğu 11,8 cm, genişliği 6,4 cm, kalınlığı 5,5 cm olarak
bulundu. Böbrek hacim ve genişliğinin, kadınlarda daha küçük olduğu (P<0.0001) tespit edildi. Ayrıca sol
böbreğin daha büyük olduğu belirlendi.
Sonuç: Çalışmamız, böbrek hacim ve boyutlarında vücut kompozisyonuna bağlı olarak meydana gelen
değişikliklerin sınırlarını belirlemede referans niteliğinde olabileceği düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler: Böbrek, Korteks, Medulla, BT, Stereoloji
- 57 -
The Body Composition Related Changes Volumetric and Dimensional in Kidney: A stereological study
on computer tomography
Zeynettin KASIRGA1, Veli CAGLAR1, Ramazan UYGUR1, Ozan Alper ALKOC2, Omer KURT3,
Oguz Aslan OZEN1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Namık Kemal University, Tekirdağ
2
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Istanbul Medeniyet University, Ġstanbul
3
Department of Urology, Faculty of Medicine, Namık Kemal University, Tekirdağ
Composition are important organs in orgnas for the differential diagnosis of diseases. In our study, we aimed
to investigate the body composition related changes volumetric and dimensional changes in kidney and the
relationship between these changes and certain parameters.
Material and Method: Our study was conducted retrospectively on CT images of 217 individuals who had
no complaints of renal disease and abdominal pathology. Participants 82 females and 135 males were
included in this study; age range was 17-88 years. Volume measurements were performed with the Cavalieri
principle. Measurements of renal sizes were performed using Enlil PACS system.
Results: Total, cortex, medulla volumes and length, width and thickness of kidney were determined (182,
99.2, 74.8 cm3 and 11.6, 6.2, 5.4 cm, respectively). There was a negative correlation between renal volume
and age (p=0.003, r:-0,393). Total, cortex, medulla volumes and length, width and thickness in females were
found (169, 93.5, 76.8 cm3 and 11.2, 6, 5.4 cm, respectively). Total, cortex, medulla volumes and length,
width and thickness in males were found (190.7, 101, 74.2 cm3 and 11.8, 6.4, 5.5 cm, respectively). Renal
volume and width is smaller in women (P<0.0001). The left kidney is larger than the right.
Conclusion: We think that our study may provide a reference work for determining the limits of the body
composition related changes volumetric and dimensional in kidney and may help in diagnosing possible
diseases.
Key words: Kidney, Cortex, Medulla, CT, Stereology
- 58 -
P30
Üç Farklı Üniversitede Bulunan Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon, Diş Hekimliği ve Hemşirelik
Bölümlerinde Verilen Anatomi Derslerinin Konu ve Ders Saati Açısından Karşılaştırılması
Mine FARIMAZ1, Mert OCAK1,Ferhat GENECĠ1, Muhammet Bora UZUNER1,Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi AraĢtırma ve Teknik Destek Birimi, Ankara
Özet: Tıp eğitiminin temel derslerinden biri olan anatomi sağlık bilimlerinin birçok bölümünde teorik ve
uygulamalı olarak verilmektedir. Bu bölümlerde verilen anatomi dersleri ve saatleri bölümün ihtiyaçlarına
göre belirlenmektedir. Ancak bu derslerin konu başlığı ve içeriği konusunda üniversiteler arasında bir
standardizasyon bulunmamaktadır. Bu nedenle farklı üniversitelerdeki Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Diş
Hekimliği ve Hemşirelik bölümlerindeki anatomi ders konuları ve saatleri üniversiteler arası farkı ortaya
koymak amacıyla kıyaslanmıştır. Hacettepe, Gazi ve Ege Üniversitelerindeki Diş Hekimliği ve Hemşirelik
bölümleriyle, Hacettepe ve Gazi Üniversiteleri Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümlerinin anatomi
derslerininkonu ve saatleri ayrı ayrı incelenmiş, karşılaştırılmış ve çarpıcı farklılıklar ortaya konmuştur. Diş
hekimliği bölümü açısından ders saati en yoğun üniversite Ege Üniversitesi iken onu Gazi Üniversitesi
izlemiş, Hacettepe Üniversitesi ise son sırada yer almıştır. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü açısından
Hacettepe Üniversitesinde ders saati yoğunluğu Gazi Üniversitesi‟ni geçmiştir. Hemşirelik bölümü açısından
ise üç okul arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Anahtar kelimeler: Anatomi, Ders içeriği, Ders saati
- 59 -
Comparison of Anatomi Lectures of Departments of Physioteraphy And Rehabilitation, Dentistry And
Nursing of Three Different Universities According to The Lecture Topics and Hours
Mine FARIMAZ1, Mert OCAK1,Ferhat GENECĠ1, Muhammet Bora UZUNER1, Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Hacettepe University, Ankara
2
Faculty of Medicine Research Office, Hacettepe University, Ankara
Abstract: Anatomy which is a basic lecture of medical science is used to be given at courses of graduate
schools of health sciences both theoretical and practical. The subjects and the hours of these lectures are
designated according to the requirements of the courses. However, there is no standardization between the
universities about the topic and the hours of these lectures. Therefore, subjects and hours of the anatomy
lectures of Physical Therapy and Rehabilitation, Faculty of Dentistry and Faculty of Nursing are compared in
the present study. The anatomy subjects and lecture hours of Faculty of Dentistry and Faculty of Nursing of
Hacettepe, Gazi and Ege Universities and Physical Therapy And Rehabilitation of Hacettepe and Gazi
Universities are compared individually. Respecting the Faculty of Dentistry, the most dense lecture hours
were observed to be in the Ege University followed by Gazi University and Hacettepe University
respectively. Intensiveness of the lecture hours was great at the Hacettepe University concerning the
departments of Physioteraphy and Rehabilitation. According to the faculty of nursing there wasn‟t a
statistically significant difference between these universities.
Key words: Anatomy, Course Content, Course Hours
- 60 -
P31
Concha Nasalis Superior’un Bağlanma Anomalisi: Bir Olgu Sunumu
Cihat GÜN, Alper YENĠGÜN, Zeliha FAZLIOĞULLARI, Ghulam NABĠ
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Konya
Concha nasalis superior (CNS), labyrinthus ethmoidalis'in medial çıkıntısıdır ve concha nasalis
medius'un posterosuperior'unda küçük kıvrımlı bir laminadır. Meatus nasi superior'un çatısını oluşturur ve
diğer üç konkanın en küçüğü ve sığ olanıdır. CNS' un arka üst tarafında bulunan recessus
sphenoethmoidalis'e sinus sphenoidalis açılır.CNS, sinus sphenoidalis'e ulaşmak için referans noktası olarak
kullanılır. Concha nasalis‟ler fetal hayatın 8.-10. haftasında cavitas nasalis‟in lateral duvarında ethmoturbinal
ve maxilloturbinal adı verilen bir seri tepecikten gelişmeye başlarlar. Maxilloturbinal tepecikten concha
nasalis inferior gelişirken, ethmoturbinal tepecikten concha nasalis medius, CNS ve concha nasalis suprema
gelişir. Bu olguda kronik baş ağrısı şikayetiyle hastanemize başvuran 52 yaşında, erkek hasta değerlendirildi.
Hastanın ağrısı frontal bölgedeydi ve her iki gözüne de yayılıyordu. Nazal endoskopik muayenede septum
orta hatta izlendi.Yapılan bilgisayarlı tomografi değerlendirmesinde, sol CNS'nin bağlanma anomalisi tespit
edildi. Sol CNS orbita medial duvarına tutunmaktaydı. Hasta klinik takip ve medikal tedaviyle taburcu
edildi.CNS bağlanmasına sfenoid yüze göre medial 1/3 A grubu, orta 1/3 B grubu, lateral 1/3 C grubu ve
direkt orbitaya bağlananlar D grubu olarak sınıflandırılmıştır. CNS‟nin bağlantısı göze ne kadar yaklaşırsa
sinus sphenoidalis‟e ulaşmak o kadar zor olmaktadır ve superior turbinektomi gerektirmektedir. Yapılan
çalışmalara göre CNS‟un tutunma şekli sinus sphenoidalis‟in drenajını etkilemektedir ve CNS laterale
kıvrıksa drenaj bozulmaktadır ve bu da sinus sphenoidalis‟in iltihaplanma sıklığını artırmaktadır. Potansiyel
cerrahi komplikasyonlardan kaçınmak ve en uygun anatomik cerrahi yaklaşımı tespit edebilmek için burun
boşluğu anatomisini ve varyasyonlarının bilinmesi önemlidir.
Anahtar kelimeler: Concha nasalis superior, Baş ağrısı, Bağlanma anomalisi
- 61 -
Attachment Variation of The Superior Turbinate: A Case Report
Cihat GUN, Alper YENIGUN, Zeliha FAZLIOĞULLARI, Ghulam NABI
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Selcuk University, Konya
The superior concha is medial process of the ethmoidal labyrinth and describes as a small curved lamina,
posterosuperior to the middle concha. It roofs the superior meatus and it is the shortest and shallowest of the
tree conchae. The sphenoidal sinus opens to the sphenoethmoidal recess which is above the superior
concha.The superior nasal concha provides a constant landmark by sphenoid sinüs.The precursor structures
of nasal turbinates appear between the 8th and 10th weeks of fetal life and are the ethmoturbinal and
maxilloturbinal. The maxilloturbinal gives origin to the inferior nasal turbinate, whereas the ethmoturbinal
gives origin to the uncinate process, middle turbinate, superior turbinate, and supreme turbinate.A 52-yearold, man was admitted to our hospital with chronic headache complaint. His pain is anterior part of the head
and both of his eyes. Nasal endoscopy revealed that nasal septum was midline. Attachment variation of the
left superior turbinates was determinated by computed tomography. Left superior turbinate attach medial wall
of orbita. Patient was discharged with medical treatment and clinical follow up. Attachment of the superior
turbinate to the sphenoid face within the medial one-third was classified as type A, within the middle onethird as type B, within the lateral one-third as type C, and direct attachment to the orbit as type D. Their study
showed that the closer the superior turbinate attachment was to the orbit, the more likely superior turbinate
resection was used as the choice of entry into the sphenoid. The configuration of the superior turbinate
attachment to the sphenoid face affects the drainage pathway of the sphenoid sinus. If the superior turbinate
curves laterally to the sphenoid face, the drainage pathway is corrupted and prevelans of sphenoidal sinusitis
increases. It is important that knowing a precise knowledge of nasal anatomy and the potential anatomic
variations in order to determine optimal surgical approaches and avoid potential operative complications.
Key words: Superior concha, Headache, Attachment variation
- 62 -
P32
Türkçe yazılmış ilk resimli anatomi kitabı “Teşrih-ül Ebdan ve Tercemanı Kıbale-i Feylesofan”da
Solunum Sistemi
Ġlhan BAHġĠ¹, Mustafa ORHAN¹, Begümhan ALĠOSMANOĞLU1,2, Murat ÇETKĠN¹
¹Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Gaziantep
²Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Gaziantep
Osmanlı devletinde, 1623-1632 yılları arasında şair ve hekim olan Şemseddin-i İtaki tarafından ilk Türkçe
resimli anatomi el yazması kitap olan “Teşrih-ül Ebdan ve Tercemanı Kıbale-i Feylesofan” yazılmıştır. Bu
çalışma; anatomi terminolojisinin Türkçeleşmesinde bu eserin öneminin araştırılması, aynı eserde solunum
sistemi hakkında verilen bilgilerin incelenmesi ve günümüz kaynakları ile karşılaştırılması amacıyla
yapılmıştır.
Şemseddin-i İtaki bu eserini Türkçe yazarak anatomi terimlerinin Türkçeleşmesinde öncülük etmiştir.
Kitap, anatomiyi sistematik tarzda ele almış olup, solunum sistemi içerisinde burun, dil, ağız, hançere
(larynx), boğaz, trachea ve onun dallarını (bronşlar) ve akciğerler anlatılmıştır. Bu çalışmada, Şemseddin-i
İtaki‟nin eserinde anlatılan solunum sistemi bilgileri değerlendirilmiş ve günümüz kaynakları ile
karşılaştırılmıştır. Eserde solunum sistemi hakkında verilen bilgilerin bir kısmının doğru olduğu, bir kısmının
eksik olduğu, bir kısmının ise hatalı olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak; Şemseddin-i İtaki‟nin “Teşrih-ül Ebdan ve Tercemanı Kıbale-i Feylesofan” isimli eserinin
Türk anatomi tarihinde farklı bir yerinin olduğu, anatomi terminolojisinin Türkçeleşmesinde başlangıç
niteliği taşıdığı görülmektedir. Anatomi ile ilgili geçmiş dönemlerdeki bilgilerin, eksiklikleri ve
yanlışlıklarına rağmen anatominin gelişimine katkı sağladıkları düşünülmektedir. Bunların yanısıra, kendi
kültürel ve bilimsel mirasımıza sahip çıkmak adına bu kategorideki eserlerin bilinmesinde fayda
bulunmaktadır.
Anahtar kelimeler: İlk Türkçe resimli anatomi kitabı, Tıp tarihi, Solunum sistemi, Şemseddin-i İtaki,
Teşrih-ül Ebdan
- 63 -
The Respiratory System In The “Tesrih-ul Ebdan ve Tercemani Kibale-i Feylesofan”: The First
Turkish Illustrated Anatomy Book
Ġlhan BAHSĠ¹, Mustafa ORHAN¹, Begümhan ALĠOSMANOGLU1,2, Murat CETKĠN¹
¹Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Gaziantep University, Gaziantep
²Hasan Kalyoncu University, Health Sciences High School, Gaziantep
“Tesrih-ul Ebdan ve Tercemani Kibale-i Feylesofan” which is the first Turkish anatomy hand written
illustrated book was written by Semseddin-i Itaki, who is a poet and doctor in the Ottoman Empire between
the years 1623-1632. This study is designed to investigate the importance of this book in the Turkish
anatomy terminology, to examine the informations about the respiratory system and to compare the book
with current publications.
By writing this book in Turkish language, Semseddin-i Itaki pioneered the Turkish in terms of anatomy.
The book was written in a systematic manner; nose, tongue, mouth, larynx, throat, trachea and its branches
(bronchii) and the lungs were described in the respiratory system.
In this study, respiratory system informations which were explained in publication of Şemseddin-i İtaki
were evaluated and compared with current publications. It was seen that in the publication, some part of the
given informations about respiratory system was true, some part of was lacked, some part of was faulted.
In conclusion, it is seen that entitled “Teşrih-ül Ebdan ve Tercemanı Kıbale-i Feylesofan”, publication of
Şemseddin-i İtaki, has an extraordinary place in anatomy history, is begining for become part of the Turkish
language of anatomy terminology. It is thought that, historical period informations about anatomy contribute
to improve anatomy in spite of deficiencies and faults. The knowing of this type publications for claiming
own cultural and scientific heritage is also beneficial.
Key words: The First Turkish Illustrated Anatomy Book, History of Medicine, Respiratory System,
Şemseddin-i İtaki, Teşrih-ül Ebdan
- 64 -
P33
Vücut Tipolojisi Tahmininde Genişlik Ölçümleri: Bir Ön Çalışma
Can PELĠN1, AyĢe Canan YAZICI2, Ayla KÜRKÇÜOĞLU1, Cihan ĠYEM3
1
BaĢkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
2
BaĢkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı, Ankara
3
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Kırıkkale
Adli olgularda kimliklendirme hukuksal ve sosyal gerekliliklerin yerine getirilmesi açısından önem
taşımaktadır. Güvenilir bir nitelikte kimliklendirmenin gerçekleştirilebilmesi için yaşı, cinsiyeti, boyu ve
etnik kökeni büyük önem taşımaktadır. Ancak özellikle beden bütünlüğünün bozulmuş olduğu durumlarda
bireyin vücut tipine ilişkin yaklaşımda bulunmak oldukça zordur. Adli antropoloji alanında gerçekleştirilmiş
olan çalışmalarda insan vücudu bir silindir olarak kabul edilerek omuz ve kalça genişlikleri birey boyuyla
birlikte değerlendirilerek bireyin vücut tipine, hatta beden kitle indeksine ilişkin bazı yaklaşımlarda
bulunulmuştur. Bu çalışmada ekstremitelerden alınan genişlik ölçümlerinden yola çıkarak bireyin omuz ve
kalça genişlikleri tahmin etmeyi hedefledik.
Gereç ve yöntem: Çalışma yaşları 18 – 25 arasında değişen 100 erkek ve 100 kadın, toplam 200 birey
üzerinde gerçekleştirildi. Tüm katılımcılardan omuz ve kalça genişliklerinin yanı sıra diz, dirsek, el, ayak, el
bileği ve ayak bileği genişlikleri alındı. Veri seti korelasyon, basit regresyon ve çoklu regresyon analiz
yöntemleri kullanılarak değerlendirildi.
Bulgular ve sonuç: Kalça genişliği dışında tüm değerler açısından her iki cins arasında anlamlı fark
saptandı. Omuz ve kalça genişlikleri ile ekstremitelerden alınan çeşitli genişlik ölçümleri arasında istatistiksel
açıdan anlamlı korelasyonların bulunmasından yola çıkarak ekstremitelerden alınan genişlik ölçümlerine
dayanılarak oluşturulacak regresyon eşitlikleri ile kalça ve omuz genişliklerinin tahmin edilmesi amaçlandı.
Erkeklerde omuz genişliği tahminine yönelik olan hesaplanan çoklu regresyon eşitliğinde tahminlerin isabet
derecesi R2 = 0,629 olarak saptandı. Ancak kadınlar için aynı durum söz konusu değildi ve oluşturulan
regresyon eşitliğinde tahminlerdeki isabet derecesi R2 = 0,064 olarak saptandı. Kalça genişliğinin tahminine
yönelik olarak oluşturulan çoklu regresyon eşitliğinde tahmimlerdeki isabet deecesi erkeklerde R 2 = 0,267,
kadınlarda ise R2 = 0,326 olarak saptandı.
Anahtar kelimeler: Adli bilimler, Kimliklendirme, Antropometri
- 65 -
The Importance of Width Measurements in The Estimation of Body Typology: A preliminary study
Can PELĠN1, AyĢe Canan YAZICI2, Ayla KURKCUOGLU1, Cihan IYEM3
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Baskent University, Ankara
2
Department of Biostatistics, Faculty of Medicine, Baskent University, Ankara
3
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Kırıkkale University, Kırıkkale
A reliable identification in forensic cases is of importance not only from the view point of law, but also
for social facts. Age, sex, stature and ethnical origin is known as the great four for a reliable identification.
However if the whole body was not available it is hard to estimate body typology. In some of the studies in
the field of forensic anthropology human body is accepted as a cylinder, shoulder and hip breadths were
evaluated together with body height in order to estimate body type, even to estimate body mass index. In the
present study we aimed to estimate shoulder and hip breadths of an individual depending on the width
measurements taken from upper and lower limbs.
Material and method: The study was done on 100 male and 100 female, a total of 200 subjects aged
between 18 – 25. Besides shoulder and hip breadths elbow, knee, hand, food, ankle, wrist breadth
measurements were taken from all subjects. The data were evaluated by using correlation, simple regression
and multiple regression analysis techniques.
Results and conclusion: Except from hip breadth significant sex differences were observed from the view
point of all variables. Depending on the existence of significant correlation among shoulder and hip breadths
and width measurements taken from the limbs it was decided to calculate regression equations in order to
estimate shoulder and hip breadths from the width measurements taken from the limbs. In male subjects the
determination coefficient of the multiple regression equation in order to estimate shoulder breadth was R 2 =
0.629. However the determination coefficient of the multiple regression equation for females was quite low
(R2 = 0.064). Multiple regression equations were also calculated in order to estimate hip breadth.
Determination coefficients were R2 = 0.267 for male and R2 = 0.326 for male subjects.
Key words: Forensic Sciences, Identification, Anthropometry
- 66 -
P34
Rinoplasti (Estetik Burun Ameliyatı) Hastalarında Alt Yüz Yükseklik Analizi
Ayla KÜRKÇÜOĞLU1, Ozan Luay ABBAS2, Can PELĠN1, Hale OKTEM1
1
BaĢkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ankara
2
Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı, KırĢehir
Amaç: Belirli oran ve ilişkilere sahip olan yüzler çekici olarak kabul edilmektedir. Bu oranlar kozmetik
amaçla yapılan rinoplasti ve yüz ameliyatları öncesinde dikkatlice analiz edilmelidir. Biz bu çalışmamızda;
rinoplasti hastalarında alt yüz oranlarını antropometrik ölçümler ile değerlendirdik ve bu değerleri burun
görünümünden memnun olan bireylerin sonuçları ile karşılaştırdık. Materyal ve Metot: Çalışmada yer alan
tüm hasta ve kontrol grubu bireylerine bilgilendirilmiş onam formları verildi. Rinoplasti öyküsü olmayan 252
kişi ve rinoplasti amacı ile başvuran ve cerrahisine karar verilmiş 171 hasta çalışmanın toplam
populasyonunu oluşturmaktadır. Kontrol grubu yaş ortalaması 20 yıl, hasta grubu yaş ortalaması ise 28 yıl
olarak belirlenmiştir. Çalışmada kontrol grubunu; burun görünümlerinden memnun ve daha önce yüze ait
cerrahi işlem geçirmemiş bireyler oluşturmaktadır. Tüm katılımcıların yüz profil fotoğraflarında alt yüze ait
yedi vertikal uzunluk belirlenmiş ve değerlendirilmiştir. Sonuçlar: Rinoplasti grubunda grubunda; kadınlarda
tüm değerler daha düşük olarak bulunmuştur. Kontrol grubu ve rinoplasti grubuna ait yedi vertikal profil
ölçümleri değerlendirildiğinde, erkeklerde sonuçların kadınlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p <
0.001). Bu değerler: alt yüz yüksekliği, üst dudak yüksekliği, alt yüz 1/3 üst bölüm yüksekliği, çene uzunluğu
ve alt dudak yüksekliği‟dir. Üst ve alt vermilion yükseklik değerleri açısından cinsiyetler arasında bir fark
olmadığı gözlenmiştir.
Bu çalışma, kozmetik amaçlı burun cerrahisi için alt yüz değerlendirmesi açısından yol gösterici
niteliktedir. Aynı zamanda bizim sonuçlarımız, rinoplasti hastaları ile normal populasyon arasınsa alt yüz
boyutları arasında anlamlı bir fark olmadığını göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Rinoplasti, Alt yüz yükseklik, Antropomertik ölçümler
- 67 -
Vertical Proportions Analysis of the Lower Face in Rhinoplasty Patients
Ayla KURKCUOGLU1, Ozan Luay ABBAS2, Can PELIN1, Hale OKTEM1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Baskent University, Ankara
2
Department of Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery, Faculty of Medicine, Ahi Evran University,
KırĢehir
Introduction: Faces those are considered attractive have certain proportions and relationships in common.
These proportions must be thoroughly analyzed before cosmetic rhinoplasty and these proportions must be
thoroughly analyzed before any cosmetic facial surgery. We aimed to describe the average values of lower
face anthropometric measurements in Turkish patients who applied for rhinoplasty, and to compare this
values with measurements of individuals who are pleased with their nasal appearance.
Material and Method: Informed consent for photography was given by all patients and controls who were
included in this study. A Turkish population of 252 rhinoplasty-negative individuals and 171 rhinoplasty
patients were included in this study as control and rhinoplasty groups. The mean age of the control and
patient groups was 20 years and 28 years, respectively. Individuals who were satisfied with their nasal
appearance and were not considering aesthetic facial surgery were included in the study as the control group.
Using the photographs of the facial profile, seven vertical measurements of the lower face were taken.
Results: In the rhinoplasty group, almost all measurements were lesser in females. When all seven
vertical profile measurements of the control and rhinoplasty groups were evaluated, for the rhinoplasty group,
almost all the measurements, were significantly greater in males than in females: height of the lower face (p
< 0.001); upper lip height; height of the lower third of the face; chin length and lower lip height. The only
variables with no gender differences were lower and upper vermilion heights.
Conclusion: This study provides reference material for the evaluation of the lower face when planning for
a cosmetic nasal surgery. Besides, our results show that there is no significant difference in lower face
dimensions between rhinoplasty patients and normal population.
Key words: Rhinoplasty, Lower face height, Anthropometric measurements
- 68 -
P35
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Eğitimi Hakkındaki Düşünceleri
Begümhan ALĠOSMANOĞLU1,2, Murat ÇETKĠN1, Ġlhan BAHġĠ1, Piraye KERVANCIOĞLU1
1
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Gaziantep
2
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Gaziantep
Tıp eğitiminin en önemli parçası olarak kabul edilen anatomi eğitimi ülkemizde tıp fakültelerinin birinci
ve ikinci dönem ders içeriğinde bulunmaktadır. Bu iki dönem içinde edinilen anatomi bilgisine hekimlik
mesleği süresince ihtiyaç duyulmaktadır. Tıp fakültesi öğrencilerinin anatomi eğitimine olan bakış açılarının
bilinmesi, anatomi eğitim ve öğretim yöntemlerinin geliştirilmesinde önemlidir. Ayrıca öğrencilerin
mezuniyet sonrası uzmanlık tercihlerinde anatomi alanına olan ilgi ve farkındalıklarının değerlendilmesi,
sonraki yıllarda bu alanda çalışacak araştırmacı sayısının öngörülmesini sağlayacaktır. Çalışmada, tıp
fakültesi öğrencilerinin anatomi eğitimi hakkındaki düşünceleri ile mezuniyet sonrası uzmanlık eğitimlerinde
anatomiye olan bakış açılarının ve farkındalıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler 30 sorudan oluşan bir anket
kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre öğrenciler, öğreticinin ders anlatma yönteminin
anatomi ders başarılarını etkilediğini düşünmektedirler. Sonuçlar, ders notlarının öğrencilerin anatominin
teorik kısmını bireysel olarak çalışırken kullandıkları önemli bir eğitim materyali olduğu göstermiştir.
Öğrenciler, mezuniyet sonrası uzmanlık eğitimlerinde temel tıp bilimleri dışındaki bölümleri tercih etme
eğilimindedirler. Öğrenciler anatomi doktora programı ve içeriği hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdir.
Sonuç olarak; elde edilen verilerin anatomi ders içeriğinin geliştirilmesinde, öğrencilerin anatomi ders
başarılarının ve anatomi doktora programına olan farkındalıklarının arttırılmasında yararlı olacağı kanısına
varılmıştır.
Anahtar kelimeler: Anatomi Eğitimi, Uzmanlık Tercihi, Tıp Fakültesi
- 69 -
The Opinions of Medicine Faculty Students About Anatomy Education
Begümhan ALĠOSMANOGLU1,2, Murat CETKĠN1, Ġlhan BAHSĠ1, Piraye KERVANCIOGLU1
1
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Gaziantep University, Gaziantep
2
Health Science High School, Hasan Kalyoncu University, Gaziantep
Anatomy education, which recognised as being among the most significant components of medical
education, exists in the first and second semester lecture contents of medicine faculties in Turkey. It is need
to anatomy knowledge acquired in this two semester along medicine occupation. The considering to
medicine faculty students viewpoints to anatomy education is important for improving anatomy education
and teaching methods. In addition, the evaluation of interest and awareness of students to anatomy in
postgraduate specialization preferences provides to predict researcher number which will be study in this
area. In this study, it was proposed to evaluate the opinions of medicine faculty students about anatomy
education and the viewpoints and awareness to anatomy in postgraduate specialization education. This study
was performed on Gaziantep University Medicine Faculty students. The data was obtained by a questionnaire
which consist of 30 question. According to achieved results, the students think that the teaching method of
instructor has affected the anatomy course success of them. The results showed that the lecture notes are one
of the important education material while students study to theoretical part of the anatomy individually. The
students have disposed to prefer medicine areas except basic science departments. The students have not had
enough information about anatomy doctorate programme and content. In conclusion, the achieved results
may will be beneficial for improving the anatomy lecture content, for increasing the anatomy course success
and the awareness to anatomy doctorate programe of students.
Key words: Anatomy Education, Specialization preference, Medicine Faculty
- 70 -
P36
Opera ve Şan Öğrencilerinin Subglottik ve Supraglottik Aktivitelerinin İncelenmesi ve Akustik Analiz
ile Karşılaştırılması
Emine PETEKKAYA1, Ahmet Hilmi YÜCEL2, Hülya ERBAĞCI1
1
Zirve Üniversitesi Emine Bahaeddin Nakıpoğlu Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Gaziantep
2
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Adana
Amaç: Ses üretimi; plica vocalis‟ in üzerindeki supraglottal ve altındaki subglottal yapıların akustik
özelliklerinden ve hava yolu yapılarından etkilenmektedir. Aerodinamik parametreler; ses üretimi sırasında
transglottal hava akımı ve subglottal basıncın fonatuar performansın fonksiyonunu değerlendirmektedir.
Supraglottik aktivite terimi, gerçek plica vocalis‟ in hemen üzerindeki yapıların hareketi yada plica vocalis‟
in tamamını yada bir bölümünü içeren görünümdeki geçici obstruksiyon olaraktanımlanmaktadır. Bu amaçla
opera ve şan eğitimi almış ses profesyonellerinde subglottik ve supraglottik aktiviteyi belirlemeye yönelik
aerodinamik ölçümler ile akustik veriler incelenerek glottis‟ in anatomik özellikleri araştırılmıştır.
Materyal ve Metod: Çalışmaya kabul edilen 18 kadın, 22 erkekten oluşan 40 kişilik Opera ve Şan bölümü
öğrenci grubuna intraoral yoldan tahmini hava akım hızı ve subglottal basınç ölçümü testleri uygulanmıştır.
Laringostroboskopi ile supraglottal aktivite varlığını belirlemek için plica vocalis‟ in uzunluk ölçümleri
alınarak anterior-posterior ve medial kompresyon dereceleri incelenmiştir. Akustik analiz için ses örneklem
kayıtları alınmıştır. Ses kategorilerine göre verilerle istatistiksel analizleri yapılmıştır.
Sonuç: Subglottal hava basıncı ile cinsiyet ve ses kategorileri arasında bir ilişki gözlenmiştir. Kadınların
subglottal hava basıncı ortalaması erkeklerin hava basıncı ortalamasından yüksek bulunmuştur. Sopranomezzosoprano ses türüne sahip öğrencilerde hava basıncı ortalam değeri, bas-bariton ses türünde olanların
ortalama değerinden daha yüksek bulunmuştur. Subglottal hava basıncı ile Temel Frekans arasında pozitif
ilişki bulunmuştur. Hava akımı ile hava basıncı arasında istatistiksel olarak %62 oranında pozitif bir ilişki
tespit edilmiştir. Hava akım hızındaki artışın hava basıncı değerini arttırdığı tespit edilmiştir. Tenorlarda
medial kompresyon varlığı gözlenmiştir. Bu durum, tenorlarda aşırı kas gerilimli kullanım olasılığını
düşündürmüştür. Daha fazla tenor sayısına sahip ses profesyonellerinde supraglottik aktivite çalışmaları
yapılması önerilmektedir.
Anahtar kelimeler: Subglottal basınç, Subglottal hava akımı, Akustik analiz
- 71 -
Examination of Supraglottic and Subglottic Activities of Opera and Singing Section Students and the
Comparison with Acoustic Analysis
Emine PETEKKAYA1, Ahmet Hilmi YUCEL2, Hülya ERBAGCI1
1
Department of Anatomy, Emine Bahaeddin Nakiboglu School of Medicine, Zirve University, Gaziantep
2
Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Cukurova University, Adana
Objectives: Fonation, is affected by acoustic properties and airway structures of supraglottic area which
above of plica vocalis and infaglottic area below of that. Aerodynamic parameters; evaluates the function of
on fonation performance during the voice produce which is transglottic airflow and subglottic air pressure.
Supraglottic activity term is defined as temporary obstruction of completely or part of plica vocalis
appearance which is act as the sutructure above of true plica vocalis.
For this purpose, anatomic glottis characteristics were investigated to determine activity of supraglottis
and subglottis which used aerodynamic measurements with acoustic data in the trained professional opera
and chant students.
Material and Method: The experiment group is consisted of 18 women and 22 men total 40 students from
the department of conservatory, singing section. Estimated intraoral airflow rate and measurements of
subglottal pressure tests were performed. Plica vocalis length measurements were investigated for degrees
anterior-posterior and medial compression which to determine presence of activity supraglottis. The voice
samples were recorded for the acoustic analysis. Statistical analyzes were done with data based on voice
categories.
Results: The relationship between air pressure and gender and voice categories were observed. It is found
that the mean of women's air pressure higher than the men's air pressure. The air pressure mean was found
higher in the soprano-mezzosoprano students than the means of in the bas-baritone students. A positive
correlation was found between the fundamental frequency and subglottal air pressure. The relationship
between airflow and air pressure was statistically %62 found significant. The increased speed of the airflow
rate caused the increase of air pressure value. The presence of medial compression was observed in tenors
from voice categories. This suggested that possibility of using excessive muscle tension in the tenors. For
further research it is recommend to investigate activity of supraglottic on increased number tenors.
Key words: Subglottal pressure, Subglottal air flow, Acoustic analysis
- 72 -
P37
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomik Yeterliliklerinin Klinik ve Temel Bilimler Akademik Personeli
Tarafından Değerlendirilmesi
Ferhat GENECĠ1, Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARIMAZ1, Mert OCAK1, Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi ABD, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi AraĢtırma Teknik Destek Birimi, Ankara
Geneci1,Mert Ocak1,Hilal Akdemir Aktaş1,Muhammet Bora Uer1, Çağatay Aşkit2,
Özet: Tıp Fakültesi eğitiminin amacı başarılı hekimler yetiştirmektir. Tıp eğitiminin birinci basamağını
ise anatomi eğitimi oluşturmaktadır. Bu çalışmada tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimlerinin ilk yıllarında
aldıkları anatomi bilgilerinin ne kadarını ileri dönem derslere taşıyabildikleri araştırılmıştır. Klinik ve temel
bilimlerde görevli akademik personel ile yapılan anketlerle öğrencilerin anatomik bilgileri
değerlendirilmiştir. Ayrıca bu akademik personelin, öğrencilerin anatomi bilgilerini takviye etmek için ilave
anatomi eğitimi verip vermedikleri ve anatomi ile ilgili yayınlara sahip olup olmadıkları gibi konularda
incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucu öğrencilerin anatomi bilgileri çoğunlukla iyi ve orta seviyede
görülmüştür. Bölümlerin öğrencilere anatomi bilgilerini takviye etmek için ilave anatomi dersi vermediği
tespit edilmiştir.
Sonuç olarak nitelikli ve etkin anatomi eğitimi verebilmek için kliniklerden de geri dönüş alınarak ders
içeriklerinin gözden geçirilmelidir.
Anahtar kelimeler: Klinik, Anatomi, Anket, Eğitim
- 73 -
Assesment of Medical School Students Anatomy Qualifications by Clinical and Non-Clinical Academic
Staff
Ferhat GENECĠ1, Muhammet Bora UZUNER1, Mine FARIMAZ1, Mert OCAK1,Mutlu HAYRAN2, Mine
ERGUN1
1
Hacettepe University Faculty Of Medicine Department Of Anatomy, Ankara
2
Hacettepe University Faculty Of Medicine Research Office, Ankara
Summary: Aim of the Medical School Education is to train successful doctors. First step of the medical
education is the anatomy lectures. In this study it is examined that how much students carry out the anatomy
knowledge to the later years. Surveys are performed by the academic staffs who work at clinic and non-clinic
branches to evaluate the anatomy levels of the students. Also it is examined that whether these academic
staffs reinforce the anatomy knowledge of the students additionally at the later years and do they have
anatomic publications. It is found that the level of the anatomy knowledge of the students was generally good
or mid-level. On the other hand it is detected that academic staffs did not supply the students by additional
anatomy lectures.
As a result, the anatomy lecture contents should be reviewed, also by taking feedback from clinicians, in
order to give qualified and effective anatomy education.
Key words: Clinical, Anatomy, Survey, Education
- 74 -
P38
Türkçe Yazılmış İlk Resimli Anatomi Kitabı “Teşrih-ül Ebdan ve Terceman-ı Kıbale-i Feylesofan”da
Üst Ekstremite Kemiklerinin İncelenmesi
Begümhan ALĠOSMANOĞLU1,2, Mustafa ORHAN1, Ġlhan BAHġĠ1, Murat ÇETKĠN1
1
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Gaziantep
2
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Gaziantep
Şair ve hekim olan Şemseddin-i İtaki tarafından 1623-1632 yılları arasında yazılmış olan ilk Türkçe
resimli anatomi el yazması kitap Teşrih-ül Ebdan ve Terceman-ı Kıbale-i Feylesofan‟dır. Bu çalışmada,
Şemseddin-i İtaki‟ye ait olan ilk Türkçe resimli anatomi kitabındaki üst ekstremite kemikleri ile ilgili
tasvirler incelenmiştir.
İtaki, kitabında kürek kemiğinde kol kemiğinin yerleştiği çukuru, kulletü‟l ketf (acromion)‟i, minkar elgurab (proccesus coracoideus)‟ı ve aynü‟l ketf (spina scapulae)‟i tanımlamıştır. Adud (os humeri) için, içi
ilikle dolu bir kemik olduğunu söylemiştir. Ön kolda başparmak tarafında zend-i ala (radius)‟ yı, serçe
parmak tarafında ise zend-i esfel (ulna)‟i belirtmiştir. Ziderin (olecranon)‟i tanımlamış ve buranın kol
kemiğindeki çukura yerleştiğini belirtmiştir. Rusg (karpal kemikler) denilen ufak kemiklerin 8 tane olduğunu
ve iki sıralı olduğunu söylemiştir. Ancak, aslında yedi tane olduklarını ve birinin fazla olduğunu (os
pisiforme) ifade etmiştir. Meşt kemiklerini (ossa metacarpale) ve sümsümaniyat (sesamoid) kemikleri
tanımlamıştır. Parmak kemiklerinin her birinin üçer kemiği olduğunu (selamiyat) , başparmağın direkt olarak
karpal kemiklere bağlandığını belirtmiştir. Tırnaklar için, yumuşak kemikler ibaresini kullanmıştır.
Eserde üst ekstremite hakkında verilen bilgilerin bir kısmının doğru olduğu, bir kısmının eksik olduğu, bir
kısmının ise hatalı olduğu görülmüştür. Ayrıca Şemseddin-i İtaki‟nin “Teşrih-ül Ebdan ve Terceman-ı
Kıbale-i Feylesofan” isimli eserinin Türk anatomi tarihinde anatomi terminolojisinin Türkçeleşmesinde ilk
basamak olması açısından önemlidir. Eserin anatomi ile ilgili geçmiş dönemlerdeki bilgilerin günümüze
taşınması açısından bilime katkı sağladığı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Üst ekstremite kemikleri, Şemseddin-i İtaki, Teşrih-ül Ebdan, İlk Türkçe resimli
anatomi kitabı, Tıp tarihi
- 75 -
The Knowledges About Upper Extremity Bones in The First Illustrated Turkish Anatomy Book
“Tesrih-ul Ebdan ve Terceman-i Kibale-i Feylesofan”
Begümhan ALĠOSMANOGLU1,2, Mustafa ORHAN1, Ġlhan BAHSĠ1, Murat CETKĠN1
¹Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Gaziantep University, Gaziantep
²Hasan Kalyoncu University, Health Sciences High School, Gaziantep
“Tesrih-ul Ebdan ve Terceman-ı Kıbale-i Feylesofan” is the first hand written illustrated anatomy book
which was written between the years 1623-1632 by Semseddin-i Itaki who was a poet and doctor. In this
study, the descriptions about the upper extremity bones were examined in the first illustrated anatomy book
which is belong to Semseddin-i Itaki.
Itaki defined the groove for humerus, kulletu‟l ketf (acromion), minkar el-gurab (coracoid process) and
aynu‟l ketf (spine of scapula) on the scapula in his book. He said that the adut (humerus) was a bone which
was filled in with marrow. He denoted on the thumb side zend-i ala (radius), on the little finger side zend-i
esfel (ulna) on the forearm. He defined ziderin (olecranon) and he denoted this structure was fitted into
groove on the humerus. He said rusg (carpal bones), small bones, were eight and bounded in two rows.
However, he expressed that these bones actually were seven and one of them was extra (pisiform). He
defined meşt (metacarpals) and sümsümaniyat (sesamoid) bones. He indicated that the each finger bones had
three separate bone and the thumb joined to carpal bones directly. He explained to the nails as soft bones.
A part of provided informations on the book about upper extremity were found true, some of them
were lacked and some of them were with faulted. Also, the book of Semseddin-i Itaki which is named as
“Tesrih-ul Ebdan ve Terceman-i Kibale-i Feylesofan” is important in the history of anatomy about being the
first step of Turkish anatomy terminology. It is considered that the book contributes to science by
transporting the informations of prior periods to present.
Key words: Upper extremity bones, Semseddin-i Itaki, Tesrih-ul Ebdan, The first illustrated anatomy
book, History of medicine
- 76 -
P39
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Anatomi Eğitimi Öncesi ve Sonrasında Anatomi Dersi Hakkındaki
Metaforları
Rabia TAġDEMĠR, Tuncay ÇOLAK, Belgin BAMAÇ, Mehmet Deniz YENER, Elif AKSU, Aydın ÖZBEK
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Kocaeli
Metafor araştırmaları, eğitim başta olmak üzere birçok alanlarında yapılmaktadır. Çalışmamızda Tıp
Fakültesine yeni başlamış öğrencilerin ilk kez karşılaşacakları anatomi dersine karşı tutumlarını ortaya
çıkarmayı ve ilk kurul geçtikten sonra derse karşı duygu ve düşüncelerinde değişiklik olup olmadığını
belirlemeyi amaçladık.
Araştırmamız 2013- 2014 eğitim öğretim yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem I sınıfı
öğrencisi toplam 42 katılımcıyla gerçekleştirilmiştir. Öğrencinin cinsiyet, yaş, tıp fakültesini seçme nedeni ve
eğitim hayatı süresince nerede ikamet ettiğinin sorgulandığı anket formlarında öğrencilerden anatomi
kavramına ilişkin metafor üretmesi istenmiştir. Anket formlarının değerlendirilmesi sonucu 33 (7 erkek, 26
kız) öğrencinin metaforu değerlendirilmeye alınmıştır, 9 öğrencinin metaforu ise amaca yönelik olmadığı ve
boş bırakıldığı için değerlendirmeye alınmamıştır. Araştırmaya katılmada gönüllülük esas alınmıştır. Ankette
“Anatomi…………….. „ya benzer/gibidir; çünkü……………….” cümlesini tamamlamaları istendi. Kurul
başlamadan önce üretilen metaforlar 30 tane olup kurul sonrasında öğrenciler 28 metafor üretmiştir. Üretilen
metaforların sayı ve yüzdesi hesaplanmıştır. Hem kurul öncesi hem kurul sonrası üretilen metaforlar
açıklama bölümündeki amaca göre kurul öncesi 6, kurul sonrası 7 kategoriye ayrılmıştır. Anatomi ilk dersi
öncesi en çok kullanılan metaforlar bina temeli, bumerang, çekirdek,…vb. olarak belirtilmiştir. Anatomi ders
kurulu sonrası ise anatomi hakkında en çok dipsiz bir kuyu, puzzle, hayat metaforları üretilmiştir. Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı‟nın internette yer alan toplum odaklı sağlık hizmeti sunma
becerisine ve evrensel değerlere sahip, kendini geliştirebilen yetkin hekimler yetiştirme misyonu gereği,
öğrencilerin üretecekleri metaforlara göre iyi bir hekim olabilmeleri için anatomi temelinin sağlamlığı
açısından teorik ve pratik dersleri öğrencilerin lehine nasıl işlenmesi gerektiğini belirlemede yararlı olacağına
inanmaktayız.
Anahtar kelimeler: Metafor, Anatomi, Tıp öğrencisi
- 77 -
Before And After The Committee Of Anatomy, Students Of Medicine’s Metaphors About Anatomy
Education
Rabia TASDEMIR, Tuncay COLAK, Belgin BAMAC, Mehmet Deniz YENER, Elif AKSU, Aydın OZBEK
Kocaeli University Faculty of Medicine, the Department of Anatomy, Kocaeli
Metaphor researches, especially used in training studies are used in many areas. In our study, we aim to
track the view of the freshman faculty of medicine students about anatomy who will first come across
anatomy lecture as well as the changes in the view of the students who attended the first committee.
Our study was conducted with the participation of 42 students from Kocaeli University Faculty of
Medicine Phase I grader in the academic year 2013- 2014. Students‟ genders, age, dwelling during
educational life, the reasons for selecting the faculty of medicine were questioned and students were asked to
produce a metaphor for the concept of anatomy in the questionnaire. The result of evaluating the
questionnaires 33 (7 male, 26 female) students‟ metaphors were taken into account. The 9 metaphor of
students is not to be considered for that purposeful and blank. The study is based on voluntary participation.
It was asked to complete the sentences in the questionnaire "Anatomy is similar / like ............... ; because
................... "Before starting committee 30 metaphors were produced. The students have produced 28
metaphors after the committee. The number and percentage of produced metaphor are calculated. Metaphors
produced for both pre-committee and post-committee are divided into six sections before the committee and
seven sections after the committee according to the aim at the explanation. Before the first anatomy lesson
the metaphors mostly produced by students were infrastructure of a building, core, boomerang and etc. After
the committee of anatomy the mostly produced metaphors about the anatomy are bottomless pit, puzzle and
life.
Our mission as Kocaeli University Faculty of Medicine the Department of Anatomy is to provide enough
firm infrastructures about anatomy acknowledge both with theoretical and practical training and doctors, who
can improve themselves with the universal values and who have the ability to provide community-based
health services. So, we believe that the metaphors, produced by our students will be useful for us about, how
we must conduct our lessons.
Key words: Metaphor, Anatomy, Students of medicine
- 78 -
P40
MEDİSEK Kursları Değerlendirmesi (Kurs-1: Üst Ekstremite, Trigonlar ve Periferal Geçitler, Kurs-2:
Alt Ekstremite, Trigonlar ve Periferal Geçitler)
Servet ÇELĠK, Okan BĠLGE, Lokman ÖZTÜRK
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Ġzmir
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği (TAKAD) ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi
Anabilim Dalı işbirliği ile genç anatomistler için Kurs-1: Üst Ekstermite, Trigonlar ve Periferal Geçitler (1822 Ağustos 2014), Kurs-2: Alt Ekstermite, Trigonlar ve Periferal Geçitler (25-30 Ağustos
2014) gerçekleştirilmiştir.
Kurs 1‟e 7 ildeki 8 farklı anatomi anabilim dalından 12 kursiyer katılmış ve 5 gün boyunca diseksiyon
yapmışlardır. Kurs 2‟ye 6 ildeki 6 farklı anatomi anabilim dalından 12 kursiyer katılmış ve 5 gün boyunca
diseksiyon yapmışlardır. Kurs 1‟e 4 yardımcı doçent doktor, 4 doktora öğrencisi, 2 ÖYP araştırma görevlisi
ve 2 yüksek lisans öğrencisi katılmıştır. Kurs 2‟ye 2 yardımcı doçent doktor, 4 doktora öğrencisi, 5 ÖYP
araştırma görevlisi ve 1 yüksek lisans öğrencisi katılmıştır.
Kurs 1 sonunda „Kursiyer kadavra tecrübesini ve kurs modelini, işlerliğini‟ değerlendirmeye yönelik
anket, Kurs 2 sonunda ise „Kursiyerlerin kurstan öğrendiği bilgi ve diseskiyon tecrübesini‟ değerlendirmeye
yönelik anketler yapılmıştır.
Kurs 1 anketinden kursiyerlerin %33‟nün daha önce kadavra görmediği, ilke defa bu kursta karşılaştığı
anlaşılmıştır. Kursiyerlerin %92‟si daha önce bir diseksiyon kursuna katılmamış, % 42‟si ise hiç diseksiyon
yapmamıştır.
Kurs 2 anketinden kursiyerlerin %82.3 kurstan önce fiksasyon hakkında bilgisi olmadığı, formaldehit ve
formalin farkını %50‟sinin kursta öğrendiği anlaşılmaktadır. Kurs 2 sonu yapılan ankette kursiyerlerin
%83.3‟ü tek başıma üst ekstremite ve alt ekstremite disekiyonunu anatomi insizyon hatlarına göre
yapabileceğini ve insizyon hatlarını modifiye edip geliştirebileceğini belirtmişlerdir.
Kursiyerlerin %33‟nün daha önce kadavra ile karşılaşmadığı da dikkate alındığında sonuçlar anatomistler
adına sevindiricidir. Bu kurslar sayesinde genç anatomistlerin kadavra ile karşılaşmasının sağlandığı ve
diseksiyon yapma fırsatı bulduğu, kadavra bilgisini arttırdığı anlaşılmaktadır.
Anahtar kelimeler: Anatomi kursu, Kadavra, Diseksiyon
- 79 -
Evaluations of MEDISEC Courses (Course 1: Upper Limb, Trigons and Peripheral Tunnels, Course 2:
Lower Limb, Trigons and Peripheral Tunnels)
Servet CELĠK, Okan BĠLGE, Lokman OZTURK
Ege University Faculty of Medicine Department of Anatomy, Izmir
Course 1: Upper Limb, Trigons and Peripheral Tunnels (18-22 August 2014), Course 2: Lower Limb,
Trigons and Peripheral Tunnels (25-30 August 2014) for young anatomists were carried out with
collaboration of Turkish Society of Anatomy and Clinical Anatomy and Anatomy Department of Ege
University Medical Faculty.
Twelve participants from 8 departments located at 7 different provinces attended to course 1,
12 participants from 6 departments located at 6 different provinces attended to course 2 and dissected
cadavers throughout 5 days. 4 Assistant professors, 4 Doctor of Philosophy (PhD), 2 Instructor Training
Program (OYP) and 2 master students attended to Course 1. 2 Assistant professors, 4 PhD, 5 OYP and 1
master student attended to Course 2.
At the end of course 1, survey fulfilled to evaluate „Previous cadaver experience of participants and
efficiency of course model‟ and also after course 2, survey executed for „Knowledge and dissection ability of
participants acquired from courses‟.
Results of course 1; 33% of participants didn‟t experience cadaver before course and they see first time at
the course. 92% of participants didn‟t attend to dissection course and 42% didn‟t dissect cadaver previously.
Results of course 2; 82.3% of participants hadn‟t got knowledge about fixation and differences between
formaldehyde and formalin, 50% of them learnt it from the course. 82.3% of participants described ability to
dissect of upper and lower limbs appropriate to traditional anatomical incision depictions by oneself and they
can modify and develop dissections.
Considering 33% of participants didn‟t experience cadaver previously, results of survey are positive for
anatomists. Thanks to courses young anatomists have a chance to dissect cadaver and getting knowledge
about it.
Key words: Anatomy course, Cadaver, Dissection
- 80 -
P41
Cavitas Nasalis’deki Concha’ların Bilateral Pnömatizasyonu: Bir Olgu Sunumu
Yunus Emre KUNDAKÇI, Alper YENĠGÜN, Zeliha FAZLIOĞULLARI, Nadire ÜNVER DOĞAN, Cihat GÜN
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Konya
Cavitas nasalis lateral duvarlarında, concha nasalis inferior, concha nasalis medius ve concha nasalis
superior olarak isimlendirilen, farklı büyüklükte 3 adet çıkıntı içerir. Konkalar genellikle inferomediale doğru
kıvrımlıdır ve her biri cavitas nasalis‟e açılan meatusların çatısını oluşturur. Solunan havanın çoğu concha
nasalis inferior ve concha nasalis medius arasında dolaşır. Konka bülloza; konka pnömatizasyonu olup,
sinonazal bölgenin en sık görülen anatomik varyasyonlarından biridir. Konka bülloza her üç konkada da
gelişebildiği halde, çoğunlukla concha nasalis medius pnömatizasyonu ile karakterizedir. Burun tıkanıklığı ve
frontal bölgede baş ağrısı şikayeti ile hastanemize başvuran 42 yaşındaki erkek hastaya yapılan endoskopik
incelemede konkalar hipertrofik gözlemlenmiştir. Bilgisayarlı tomografi değerlendirilmesinde de tüm
konkalarda pnömatizasyon olduğu tespit edilmiştir. Hasta medikal tedavi ile taburcu edilmiştir. Değişik
araştırmalarda konka bülloza ile septum deviasyonu arasında anlamlı ilişki olduğu bildirilirken, bilateral
konka bülloza olgularında baskın taraf ile kontralateral septum deviasyonu arasında güçlü bir ilişki olduğu
gözlemlenmiştir. Sinonazal bölgedeki anatomik varyasyonların sinüs inflamasyonu patogenezinde ve bazı
baş ağrılarında etkin bir rol oynadıkları bildirilmektedir.
Anahtar kelimeler: Concha nasalis, Concha bullosa, Sinüs hastalıkları.
- 81 -
Bilateral Pneumatization of The Turbinates in The Nasal Cavity: A Case Report
Yunus Emre KUNDAKCI, Alper YENĠGUN, Zeliha FAZLIOGULLARI, Nadire UNVER DOGAN, Cihat GUN
Selcuk University Medical Faculty Department of Anatomy, Konya
Lateral wall of nasal cavity provides 3 different sized process: The inferior, middle and superior
turbinates. Turbinates is usually curved to inferomedial and each forms the roof of the nasal cavity opened
meatuses. Most of the inhaled airflow travels between the inferior turbinate and the middle turbinate. Concha
bullosa is called pneumatization of turbinates and is one of the most common anatomic variation of sinonasal
region. Concha bullosa also can develop even though all three turbinates, often characterized by
pneumatization of the middle turbianate. 42-year-old man patient with complaining of nasal congestion and
headache in the frontal region admitted to our hospital and performed endoscopic examination was observed
hypertrophic turbinates. In all the turbinates in computerized tomography has been detected that the
pneumatization. Patient was discharged with medical treatment. According to different studies there was a
significant relationship between the presence of concha bullosa and septal deviation to the contralateral side,
a significant relationship between the dominant side and contralateral septal deviation in cases of bilateral
concha bullosa. Anatomical variations in the sinonasal region are reported to play an active role in the
pathogenesis of sinus inflamation and some headaches.
Key words: Concha nasalis, Concha bullosa, Sinus disease
- 82 -
P42
Çingene Kızın 1700 Yıllık Sırrı: Yüz Tanıma Teknolojilerinde 3-Çeyrek Bakışın Yeri ve Anatomik
Olarak Değerlendirilmesi
Uğur Baran KASIRGA
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Ġstanbul
Amaç: Karşıdakini tanımak yüzüne bakmakla eşdeğerdir. İnsanlar önceden gördüğü, bildiği yüzleri
kolayca tanırken bilinmeyen yüzleri tanımlama ise bir sıkıntı olabilmektedir. Bilgi-işlem teknolojilerindeki
gelişmeler sayesinde bilgisayarlar uzunca bir süredir yüz tanıyabilmektedir. Bu çalışmamızda biometrik yüz
tanıma teknolojilerinde standart olarak kullanılan tam yüz önden bakış analizini destekleyebilecek 3-çeyrek
yüz bakışı için olası dinamik anatomik parametreleri belirleyerek katkıda bulunmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza önceden belirlenen katılım protokolü kriterlerine uyan 20-40 yaş arası 25
kadın ve 25 erkek, toplam 50 gönüllü denek dahil edilmiştir. Deneklerin 3 eksende tam cephe, tam profil ve
3-çeyrek yüksek çözünürlükte portre fotoğrafları çekilmiştir. Daha sonra bu deneklerin aynı 3 eksende 5
temel (mutlu, üzgün, korkmuş, kızgın, şaşkın) yüz ifadesi yapmaları istenerek yüksek çözünürlükte video
kayıtları yapılmıştır. Toplanan arşiv materyali deneklerin yüz biometrileri ile birlikte değerlendirilerek
gelişkin algoritmalara dayanan sistemlerde kullanılmak üzere derlenmiştir.
Bulgular: Yüz tanıma yöntemleri yüz dokusunun anatomik ve biomekanik özelliklerine dayanarak
tasarlanmaktadır. Oysa değişik duygusal ifadelere göre şekil değiştiren bir yüzün tanınması ya da farklı saç
çizgisi, sakal veya bıyık gibi kayıtlı tanıma uymayan değişiklikler mevcut sistemlerin en zorlandığı
noktalardır. Gelişkin yüz tanıma sistemleri farklı duygusal ifadeleri tanımlayıp, gerilen yüz kaslarına göre bu
bölgedeki derinin altında bulunan anatomik oluşumların biometrik değerlendirmesini yapabilmelidir.
Çalışmalarımız bu türden bir ileri değerlendirmenin, 3-çeyrek bakış açısıyla daha iyi yapılabileceğini
göstermektedir.
Sonuç: Tıpkı Zeugma‟nın “Çingene Kızı” gibi 3-çeyrek bakış açılı deneklerde dinamik anatomik
parametrelerin biometrik analizlerinin yeni nesil yüz tanıma sistemlerinde kullanılması büyük potansiyel vaat
etmektedir.
Anahtar kelimeler: Yüz tanıma, Yüz anatomisi, Anatomik biometri
- 83 -
Gypsy Girl’s 1700 Years Old Secret: The Place and Anatomical Evaluation of the 3-Quarter View in
Face Detection Technologies
Uğur Baran KASIRGA
Maltepe University, Faculty of Medicine, Deaprtment of Anatomy, Istanbul
Objective: Recognizing others is mostly looking at their faces. While people can easily recognize a face
already known or seen before; there is a difficulty with faces not known or seen earlier. Due to technical
progress in the information technologies, computers detect faces since some time. Standard biometric
recognition technologies use full-fledged frontal face view analysis. In our study we aimed to contribute
those systems by defining the dynamic anatomical parameters of complimentary 3-quarter view.
Material and Methods: Fifty volunteers in total; 25 male and 25 female compiled the protocol have been
included into the study. High resolution portrait pictures of volunteers were taken in three axis; full frontal,
full side and 3-quarter view. Upon completing pictures of same volunteers asked them to show 5 basic facial
expressions (happy, sad, afraid, angry, and surprised) to record as high definition individual portrait videos.
The data collected was analyzed with corresponding facial biometrics of volunteers and archived to make
possible to be utilized by systems applying advanced algorithms.
Results: Facial recognition techniques are usually based on biomechanics and anatomical features of the
facial tissue. However, it is a tough task for recognition systems to detect a face with changing appearance
like various facial expressions or hair line, beard or moustache different than filed earlier. Whereas advanced
systems should define those different facial expressions and analyze biometrics of anatomical structures
beneath facial muscles stretched. Our findings show that those advanced analyzes can be done even easier
and better with 3-quarter view of the face.
Conclusion: Just as of the gaze of “Gipsy Girl” pixels explored in Zeugma, analyzing and applying
dynamic anatomical parameters of the 3-quarter view into new generation facial recognition systems is
holding a huge future potential.
Key words: Facial recognition, Facial anatomy, Anatomical biometry
- 84 -
P43
Kolon Anastomozlu Sıçanlarda Takrolimus (FK506) ile Oluşan Karaciğer Hasarında Bal ve ArgininGlutamin-Hidroksimetilbutirat’ın Etkileri
Zümrüt Doğan 1, Hülya Elbe 2, Sami Akbulut 3, Feral Öztürk 2, Seda Uludağ 1, Ali Aydın 1
1
Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Adıyaman, Türkiye
2
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Muğla, Türkiye
3
Ġnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye
Amaç: Çalışmamızda kolon anastomozlu sıçanlarda takrolimus (TAC) ile oluşan karaciğer hasarında bal ve
Arginin-Glutamin-Hidroksimetilbutirat (AGHMB)‟ın etkilerini histolojik yöntemlerle incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem: 32 adet Sprague Dawley sıçan 4 eşit gruba ayrıldı. Grup 1: Kontrol, Grup 2: TAC (5
mg/kg/po, 21 gün), Grup 3: TAC+bal (10 gr/kg/gün/gavaj, 21 gün), Grup 4: TAC+AGHMB (0.24 gr/ 350 gr
vücut ağırlığı/gavaj, 21 gün). Sıçanlara deneyin 14. gününde sol kolon rezeksiyonu yapıldı. 21 gün sonunda
sakrifiye edilen sıçanların karaciğer dokuları çıkarıldı. %10‟luk formalinde tespit edilen dokular, rutin
histolojik takip işlemlerinden geçirildi. 5 μm‟lik kesitlere H-E boyaması yapıldı. Histopatolojik hasar skoru
(sinuzoidal dilatasyon, konjesyon, mononükleer hücre infiltrasyonu) hesaplandı (0-3, maksimum skor=9).
Kesitler Leica DFC 280 ışık mikroskobu ve Leica Q Win görüntü analiz sisteminde değerlendirildi.
Grupların karşılaştırılmasında Kruskal Wallis varyans analizi ve Mann-Whitney U testleri yapıldı. Veriler
aritmetik ortalama±SE olarak ifade edildi. p<0.05 anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Kontrol grubu normal histolojik görünümdeydi. TAC grubunda; nekrotik hepatositlerin arasında
yaygın sinuzoidal dilatasyon, yer yer mononükleer hücre infiltrasyonu ve konjesyon tespit edildi. Bu grubun
hasar skoru 5.37±0.37 idi. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığına istatistiksel olarak skorda artış tespit edildi
(p=0.001). Tedavi gruplarında ise histopatolojik değişikliklerde düzelme görüldü. Hasar skoru TAC+bal
grubunda 3.75±0.25 ve TAC+AGHMB grubunda 3.87±0.22 idi. TAC grubu ile karşılaştırıldığında, tedavi
gruplarında hasar skorunun anlamlı derecede azaldığı görüldü (p =0.007, p =0.008, sırasıyla). Tedavi grupları
arasında istatistiksel olarak fark bulunmadı (p >0.05).
Sonuç: İmmunsuprese ve kolon anastomozlu sıçanlarda takrolimus ile oluşan karaciğer hasarının tedavisinde
bal ve AGHMB‟ın histolojik açıdan yararlı olabileceği düşüncesindeyiz.
Anahtar kelimeler: Takrolimus, Bal, AGHMB, Karaciğer hasarı.
- 85 -
The Effects of Honey and Arginine-Glutamine-Hidroximetilbutirat on Tacrolimus-induced Liver
Injury in Rats with Colon Anastomosis
Zumrut Dogan 1, Hulya Elbe 2, Sami Akbulut 3, Feral Ozturk 2, Seda Uludag 1, Ali Aydin 1
1
Adiyaman University Faculty of Medicine Department of Anatomy, Adiyaman, Turkey
2
Mugla Sitki Kocman University Faculty of Medicine Department of Histology and Embryology, Mugla,
Turkey
3
Inonu University Faculty of Medicine Department of General Surgery, Malatya, Turkey
Aim: In this study, we aimed to evaluate that beneficial effects of honey and arginine-glutaminehidroximetilbutirat (AGHMB) on tacrolimus (TAC)-induced liver injury in rats with colon anastomosis.
Material and Methods: 32 Sprague Dawley rats were divided into 4 groups. Group 1: Control, Group 2: TAC
(5 mg/kg/po, 21 days), Group 3: TAC+honey (10 gr/kg/day/gavage, 21 days), Group 4: TAC+AGHMB (0.24
gr/ 350 gr-BW/gavage, 21 days). At the 14th day of experiment, left colon resection was done. At the end of
the study livers were removed and routin histological procedures were done. H-E stained sections were
evaluated and histopathological damage score (sinusoidal dilatation, mononuclear cell infiltration,
congestion) was calculated (0-3, maximum score=9). Tissues were examined using Leica DFC280 light
microscope and Leica Q Win Image Analysis system. All data are expressed as arithmetic mean±SE. p<0.05
was regarded as significant.
Results: Control group was normal in histological appearence. In TAC group, severe sinusoidal dilatation
among necrotic hepatocytes, mononuclear cell infiltration and congestion were observed. The mean damage
score was 5.37±0.37 in this group. When compared with the control group, damage score statistically
increased in TAC group (p=0.001). In treatment groups, histopathological changes were reduced. The mean
damage score was 3.75±0.25 in TAC+honey group and 3.87±0.22 in TAC+AGHMB group. When compared
with the TAC group, significant differences were detected in treatment groups (p=0.007, p=0.008,
respectively). There was no significant difference between treatment groups (p>0.05).
Conclusion: We concluded that honey and AGHMB treatments are beneficial in TAC-induced liver injury in
immunosuppressed rats with colon anastomosis.
Key words: Tacrolimus, Honey, AGHMB, Liver injury.
- 86 -
İNDEKS
A
Abbas, Ozan Luay: P34 (s:67-68)
Akbulut, Sami: P43(85-86)
Akdoğan, Ilgaz: P19 (s:37-38)
Akkaşoğlu, Sinem: P16 (s:31-32), P17 (s:33-34), P18 (s:35-36)
Aksu, Elif: P39 (s:77-78)
Aktaş Akdemir, Hilal: P18 (s:35-36), P28 (s:55-56)
Aktaş, Cevat: P23 (s:45-46)
Alemdaroğlu, Kadir Bahadır: P9 (s:17-18)
Alim, Ece: P14 (s:27-28)
Aliosmanoğlu, Begümhan: P32 (s:63-64), P35 (s:69-70), P38 (s:75-76)
Alkoç, Ozan Alper: P:29 (s:57-58)
Altındal, Feyza: P19 (s:37-38)
Atalar, Kerem: P3 (s:5-6), P14 (s:27-28)
Aydemir, Işıl: P2 (s:3-4)
Aydın, Ali: P43(85-86)
Aydın, Murat: P23 (s:45-46)
Aytaç, Güneş: P6 (s:11-12), P7 (s:13-14), P8 (s:15-16)
B
Bahçelioğlu, Meltem: P3 (s:5-6), P13 (s:25-26), P14 (s:27-28)
Bahşi, İlhan: P32 (s:63-64), P35 (s:69-70), P38 (s:75-76)
Bamaç, Belgin: P39 (s:77-78)
Bayko, Selin: P16 (s:31-32), P17 (s:33-34), P18 (s:35-36)
Bilge, Okan: P40 (s:79-80)
C
Cangöz, Kayra: P14 (s:27-28)
Cezayirli, Enis: P1 (s:1-2)
Ç
Çağlar, Veli: P29 (s:57-58)
Çalgüner, Engin: P3 (s:5-6)
Çay, Mahmut: P5 (s:9-10)
- 87 -
Çelik, Servet: P40 (s:79-80)
Çetin, Aslı: P5 (s:9-10)
Çetin, Neşe: P9 (s: 17-18)
Çetkin, Murat: P32 (s:63-64), P35 (s:69-70), P38 (s:75-76)
Çolak, Tuncay: P39 (s:77-78)
D
Demiryürek, Deniz: P21 (s: 41-42), P28 (s:55-56)
Develi, Sedat: P4 (s:7-8)
Doğan Ünver, Nadire: P10 (s:19-20), P11 (s:21-22), P12 (s:23-24), P15 (s:29-30),
P41 (s:81-82)
Doğan, Zümrüt: P43(85-86)
Döğün, Müge: P19 (s:37-38)
Durgun, Behice: P22 (s:43-44)
E
Elbe,Hülya: P43(85-86)
Emir, Seyfi: P23 (s:45-46)
Erbağcı, Hülya: P36 (s:71-72)
Erboğa, Mustafa: P23 (s:45-46)
Ergun, Mine: P26 (s:51-52), P27 (s:53-54), P30 (s:59-60), P37 (s:73-74)
F
Farımaz, Mine: P26 (s:51-52), P27 (s:53-54), P28 (s:55-56), P30 (s:59-60), P37 (s:73, 74)
Fazlıoğulları, Zeliha: P10 (s:19-20), P11 (s:21-22), P12 (s:23-24), P15 (s:29-30),
P31 (s:61-62), P41 (s:81-82)
Fırat, Ayşegül: P9 (s:17-18)
G
Geneci, Ferhat: P26 (s:51-52), P27 (s:53-54), P30 (s:59-60), P37 (s:73-74)
Göksülük, Dinçer: P9 (s:17-18)
Gözil, Rabet: P3 (s:5-6), P14 (s:27-28)
Gülcen, Burak: P24 (s:47-48), P25 (s:49-50)
Güler, Begüm: P14 (s:27-28)
Gün, Cihat: P12 (s:23-24), P15 (s:29-30), P31 (s:61-62), P41 (s:81-82)
- 88 -
H
Hatipoğlu, Mükerrem: P6 (s:11-12)
Hayran, Hatice Mürvet: P16 (s:31-32), P17 (s:33-34), P18 (s:35-36)
Hayran, Mutlu: P26 (s:51-52), P27 (s:53-54), P30 (s:s:59-60), P37 (s:73-74)
İ
İyem, Cihan: P33 (s:65-66)
K
Kahraman, Özge: P19 (s:37-38)
Karabulut, Ahmet Kağan: P10 (s:19-20), P11 (s:21-22), P12 (s:23-24), P15 (s:29-30)
Karahacıoğlu, Berkay: P13 (s:25-26)
Kasırga, Zeynettin: P29 (s:57-58)
Kasırga, Uğur Baran: P42 (s:83-84)
Kervancıoğlu, Piraye: P35 (s:69-70)
Keskin, Elif: P19 (s:37-38)
Köker Sebahat: P1 (s:1-2)
Köse, Evren: P5 (s:9-10)
Kulaç, Mustafa: P23 (s:45-46)
Kumral, Bahadır: P23 (s:45-46)
Kundakçı, Yunus Emre: P41 (s:81-82)
Kurt, Ömer: P29 (s:57-58)
Kurt Özdal, Feyzan: P2 (s:3-4)
Kuş, İlter: P24 (s:47-48), P25 (s: 49-50)
Kürkçüoğlu, Ayla: P33 (s: 65-66), P34 (s:67-68)
N
Nabi, Ghulam: P10 (s:19-20), P31 (s:61-62)
O
Ocak, Mert: P26 (s:51-52), P27 (s:53-54), P30 (s:59-60), P37 (s:73-74)
Oğuz, Nurettin: P8 (s:15-16)
Orhan, Abdullah Erkan: P23 (s:45-46)
Orhan, Mustafa: P32 (s:63-64), P38 (s:75-76)
- 89 -
Ö
Öktem, Hale: P34 (s:67-68)
Özbağ, Davut: P5 (s:9-10)
Özbek, Aydın: P39 (s:77-78)
Özcan, Emrah: P24 (s:47-48), P25 (s:49-50)
Özen, Oğuz Aslan: P29 (s:57-58)
Özgür, Serkan: P1 (s:1-2)
Özkut, Mahmud: P2 (s:3-4)
Özmeriç, Ahmet: P9 (s:17-18)
Öztürk, Fatma: P2 (s:3-4)
Öztürk, Feral: P43(85-86)
Öztürk, Lokman: P40 (s:79-80)
P
Pelin, Can: P33 (s:65-66), P34 (s:67-68)
Petekkaya, Emine: P36 (s:71-72)
Poyraz, Necdet: P20 (s:39-40)
S
Saygılı, Ömür: P24 (s:47-48), P25 (s:49-50)
Sindel, Alper: P6 (s:11-12)
Sindel, Muzaffer: P6 (s:11-12), P7 (s:13-14), P8 (s:15-16)
Ş
Şeker, Muzaffer: P20 (s:39-40)
Şener, Ümit: P23 (s:45-46)
Şenol, Deniz: P5 (s:9-10)
T
Tamay Göker, Aslı: P2 (s:3-4)
Taşdemir, Rabia: P39 (s77-78)
Thet, Myat Soe: P13 (s:25-26)
Tuğlu, İbrahim: P2 (s:3-4)
Tuğrul, Mehmet Yılmaz: P20 (s:39-40)
Tuygar, Şeyda Ferah: P24 (s:47-48), P25 (s:49-50)
Tümer, Melike: P1 (s:1-2)
- 90 -
U
Uludağ, Seda: P43(85-86)
Urfalı, Boran: P28 (s:55-56)
Uygur, Emine: P23 (s:45-46)
Uygur, Ramazan: P23 (s:45-46), P29 (s:57-58)
Uyğun, Seda: P16 (s:31-32), P17 (s:33-34), P18 (s:35-36)
Uysal, İsmihan İlknur: P10 (s19-20), P11 (s21-22), P12 (s:23-24), P15 (s:29-30)
Uzuner, Muhammet Bora: P26 (s:51-52), P27 (s:53-54), P28 (s:55-56), P30 (s:59-60),
P37 (s:73-74)
V
Varol, Tuncay: P1 (s:1-2), P2 (s:3-4)
Vatansever, Alper: P21 (s:41-42)
Y
Yanık, Mehmet Emin: P23 (s:45-46)
Yaşar Kastamoni, Yadigar: P3 (s:5-6), P14 (s:27-28)
Yazar, Fatih: P4 (s:7-8)
Yazıcı, Ayşe Canan: P33 (s:65-66)
Yener, Mehmet Deniz: P39 (s:77-78)
Yenigün, Alper: P31 (s:61-62), P41(s:81-82)
Yılmaz, Ahsen: P23 (s:45-46)
Yücel, Ahmet Hilmi: P36 (s:71-72)
Yücens, Mehmet: P9 (s:17-18)
Z
Zelyurt, Nail: P14 (s:27-28)
- 91 -
SPONSORLAR
Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı
Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliği
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
- 92 -
Medi Servis Tıbbi Malzeme İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.
Bayramoğulları End. Mutf. ve Hast. Ekip. İml. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti
(BAYİNOKS)
Sevanshields and Sevenshelters
- 93 -
Safirgrup Medikal Bilişim
Ovid Technologies B.V.
Keklikoğlu Plastik Anatomi Modelleri
- 94 -