6 Rize’mizde afet, Merkez Bankası politikaları 14 Selden etkilenen mükelleflere vergi kolaylığı 24 Kobilerin önünü açacak her türlü girişimlerin destekçisiyiz İÇİNDEKİLER 34 Rize ticaret erbabının duayen ismi 42 Rize tüccarı iftarda buluştu 52 RTSO’dan duyurular 8 Doğal zengiliğimizi ekonomiye kazandırma 16 Midilli’den 2023 Rize’si için 23 proje 26 Rize’nin bayan girişimcileri 37 Şammaz Demirtaş Rize’ye veda etti 44 Osman Can’ın arşivinden 54 Döviz ve altın fiyatları 10 Rize’de sel 18 TTK Trabzon’da masaya yatırıldı 30 Yeni TTK’nın getirdikleri 38 Rizeli öğrencilerden mardine anlamlı gezi 46 DOKA’dan kobilere destek 56 RTSO’ya kaydolanlar ve kaydı silinenler 13 RTSO yönetiminden esnafa ziyaret 22 Oda ve borsa başkanları TOBB’de toplandı 33 Oda ve borsa meclis başkanları iştişare toplantısında buluştu 41 Defrterdardan RTSO’ya ziyaret 48 Fotoğraf çekmenin altın kuralı 58 İhtiyaç maddelerinin aylık perakende fiyatları Önsöz Hüseyin KUTLU İlimizde malesef çok kötü bir afet yaşadık. Şehir Merkezinde etkili olan son yılların en yüksek oranlı yağışı, bir çok esnaf ve tüccarımızın maddi kayıplarına sebep olmuş ve ticari hayatımızı bir süre durma noktasına getirmişti. Bu selde can kaybının olmaması ise en büyük tesellimiz olmuştur. Rize Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu kötü günlerde ilk günden itibaren üyelerimizin ve esnafımızın yanında yer alarak selden zarar gören üyelerimizi ziyaret ettik ve durum tesbitinde bulunduk. İş yeri sahipleriyle de görüşerek maddi zararın boyutunu belirlemeye ve akabinde ilgili birimlerle koordinasyona girerek oluşturulan komisyonlarda mağduriyetin giderilmesi çalışmalarına bizzat katıldık. Kamu ve özel sektör birimlerinin görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmesi sayesinde ilimizin bu olumsuz durumdan kısa sürede normale dönmesini bizi memnun etti. Ticari hayatın normale dönmesi için büyük çaba gösteren Belediyemiz Başkan ve tüm personeline, Rize Defterdarlığına İl Afet ve Acil Müdürlüğüne, Sayın Valimize ve sayın yardımcılarına, en kısa sürede esnaf ve tüccarımızın yaralarının sarılması için desteklerini esirgemeyen milletvekillerimize, ilgili bakanlara ve Sayın Başbakanımıza RTSO olarak teşekkürlerimizi sunuyorum. Bizi üzen bir başka gelişmede, yakın ilişkiler kurduğumuz, başarılı bulduğumuz, Emniyet Müdürümüzün görev yeri değişikliği olmuştur. Rize’de ki görevini tamamlayıp güzel ülkemizin bir başka güzel ili Uşak’a tayin olmasını, zamanı gelmesine rağmen iş dünyası olarak buruklukla karşıladık. İl Emniyet Müdürü olarak 5,5 yıl boyunca yürüttüğü bu onurlu görevi son derece başarıyla tamamlayan Sayın Şammaz Demirtaş’ a yönetim kurulumuz ve şahsım adına teşekkür ve şükranlarımızı sunuyor bundan sonraki görevlerinde de başarılarının devamını diliyorum. Sayın üyeler, değerli okuyucular, Kurumsal yapımızın güçlendirilmesi ve hizmet kalitemizi geliştirmek yönünden harcadığımız gayretlerle bilindiği üzere 2007 yılında 34. oda olarak TOBB akredite statüsüne sahip olmuştuk. Üç yılda bir yenilenmesi gereken belge için odamızı denetlemeye gelen uzmanlar, yönetim kurulumuz dahil, bütün birimleri, mali ve idari tablolarımızı tek tek incelediler. Uzun yılların sonucu olarak akredite oda çabalarımızın güzel ve haklı bir sonucu olarak akredite sertifikamızı geçen ay hiç sorun çıkmadan yenilemiş olduk. Bu güzel gelişmeyi de oda yönetim kurulu adına sizlerle paylaşıyor, iş hayatınızda başarılı sağlıklı günler diliyorum. Baskı YIL: 20 | SAYI: 136 | Ekim 2011 Neyir Matbaacılık 0.312 395 53 00 Rize’miz de afet, Merkez Bankası politikaları ve cari açık Şaban Aziz KARAMEHMETOĞLU RTSO Meclis Başkanı 6 25Eylül 2011 tarihinde ilimizde aşırı yağış sonucu sel baskınları yaşanmış olup bunun sonucunda can kaybı yaşanmakla birlikte ilimiz maddi ve manevi bakımdan büyük zarar görmüştür. Etkili olan kuvvetli yağışlar sebebi ile şehir merkezimiz ve civar mahallelerimizdeki ev ve iş yerlerimizi suların basması sonucunda büyük çapta maddi hasar meydana gelmiştir. Bu vesile ile, yaşanan sellerde zarar gören ilimiz tüccar ve esnafına geçmiş olsun diyor bir daha bu tür felaketlerle karşı karşıya kalmamamızı yüce Allah’tan diliyorum. Şahsen yaşanan bu felaketlerde suçlu aramıyorum. Bu felaketle karşı karşıya gelmemizde toplum olarak hepimizin suçu var. İnşallah bundan sonrası için adımlarımızı daha dikkatli atar ve yaşananlardan ders çıkartırız diye düşünüyorum. Yaşanan bu felaket nedeniyle gerek olay anında ve gerekse olay sonrasında olsun maddi ve manevi yaraların sarılıp giderilmesi yönünde ilgilenen emir ve talimatlarını veren başta Cumhurbaşkanımz Sn. Abdullah Gül, Başbakanımız Sn. Recep Tayip Erdoğan olmak üzere ilimize kadar gelip acılarımızı bizimle birlikte paylaşan başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sn.Hayati Yazıcı olmak üzere tüm bakanlarımıza milletvekillerimize, ilimiz Valisi Sn.Seyfullah Hacımüftüoğluna, vilayetimiz mensublarına, ilimiz Belediye Başkanı Sn. Halil Bakırcı ve ekibine İlimiz Defterdarı Sn.Nurettin Dirican ve ekibine, güvenliğimizin sağlanması yönünde her türlü tedbiri alan güvenlik kuvvetlerimize, Üniversite Rektörümüz Sn.Arif Yılmaz ve ekibine, sivil toplum kuruluşlarımızın başkan ve yöneticilerine, sorunlarımızın çözümü yönünde gösterdikleri gayretleri için teşekkür ediyorum. Değerli dostlar, 2011 sonu itibarı ile dikkatli olmamız gereken bir süreçten geçmekteyiz önümüzdeki döneme iyi bakılıp analiz edildiğinde içersinde risklerle birlikte fırsatlarıda barındırdığını görmekteyiz. Küresel ekonomik hareketler dünyamızı ve Türkiye’mizi önümüzdeki süreçte de etkilemeye devam edecektir. Bu itibarla hem yurdumuzdaki ve hem de yurtdışındaki iktisadi gelişmeleri yönlendiren kurumları yakından takip etmekte fayda vardır. Ülkemiz açısından baktığımız zaman bu kurumların başında Merkez Bankamızın olduğunu görmekteyiz. Merkez Bankamızın 23 Ağustos 2011 tarihindeki para politikaları kurulu toplantısının çok önemli bilgiler içerdiğini görmekteyiz. Özet olarak bunlar nelerdir diye baktığımızda önümüzdeki süreçte merkez bankamızın öngörülerini sizlerle paylaşmak istiyorum. 1-31 Aralık 2011 yılı sonu itibarı ile yıllık enflasyon beklentisi 7.7 ile 8.3 arasında öngörülmektedir. 2-Akaryakıt fiyatlarındaki döviz kuruna paralel olarak devam eden artışın devam etmesiyle birlikte ulaştırma faaliyetlerindeki artışın devam edegeleceği öngörülmektedir. 3-Son dönemlerle açıklanan vergilerle birlikte küresel ekonomik büyümenin giderek hız kaybedeceği öngörülmektedir. 4-İktisadi ilişkilerdeki faaliyetlerin yavaşlama sinyallerinin giderek güçlendiği öngörülmektedir. 5-Yurt içi nihayi talepte yılın ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğilimlerinin sürdüğü öngörülmektedir. 6-İşsizlik oranı son aylarda belirli olarak bir miktar düşse bile önemli bir sorun olarak karşımızda durduğu öngörülmektedir. 7-Temel çekirdek enflasyonun göstergelerdeki yükselişini bir müddet daha koruyacağı öngörülmektedir. 8-Para politikası kurulu iktisadi faaliyetlerin giderek risklerin sürdüğü konjektürün devam edegeleceği öngörülmektedir. 9-Döviz kurlarındaki artışın yılın ikinci yarısından itibaren ithalat tekelini önemli biçimde sınırlayacağı öngörülmekle birlikte bu çerçevede önümüzdeki dönemde cari açıkta kayda değer bir iyileştirme olacağı tahmin olarak öngörülmektedir. Önümüzdeki dönem, Merkez Bankasının para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesi finansal istikrarı korumaya yönelik olacağı görülmektedir. Orta vadede mali disipline ait taahhütlerin yerine getirilmesi yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi ekonomik istikrarla birlikte fiyat istikrarını da dengeleyeceği görülmektedir. Ticaret ve Sanayi Odamızın çok değerli üyeleri, Ülkemizde belirli bir zamandan beri devam edegelen cari açık Türkiyemizin kaderi değildir. Ekonomik verilere baktığımız zaman dünya ülkelerinin 3/2sinin cari açık verdiğini görmekteyiz. Son aylar itibarı ile hükümetimiz tarafından alınan önlemler neticesinde önümüzdeki süreçte cari açık Türkiyemiz de sürdürülebilir şekilde devam edecektir. Hükümetimiz tarafından alınmış bulunan pozisyon itibarı ile birlikte cari açığın düşebileceği görülmektedir. Merkez Bankamızın kasım 2011 sonu itibarı ile açıkladığı cari açık beklentisi 73 milyar 600 milyon dolar düzeyindedir. Yine merkez bankamızın açıklamış olduğu 2011 yıl sonu büyüme beklentisi 6.8 yükselmiştir. Açıklanan raporda yıl sonu dolar kuruda 1.780-TL olarak belirlenmiştir. Ekonomik gelişmeyi hızlandırmanın toplumdaki yaratıcı potansiyeli ortaya çıkarmanın yenilikçi ve yaratıcı fikirleri yaygınlaştırmanın en etkili yolu firsat eşitliğinin ekonominin tüm birimlerine yayılmasıdır. Küreselleşme ile birlikte insanlığın yürüttüğü sosyal faaliyetlerde büyük bir değişime uğradı neticesinde ise daha karmaşık bir ticaret ağı doğdu. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde üretilebilen bir ürün ülkeler ve kıtalar aşılarak dünyanın hemen her bölgesinde pazar payı bulabilmektedir. İktisadi faaliyetlerin temel amacı, ihtiyaçlarımızı en uygun şekilde karşılamaktır. Dünya değiştikçe nüfus arttıkça ulaştırma ve iletişim teknolojileri geliştikçe iktisadi faaliyetlerde çeşitlilik kazanmıştır. 2012 yılına gireceğimiz bu günlerde ileriye dönük olarak firmalarımıza yükleyeceğimiz bakış açısı için üst bölümde belirttiğimiz bilgilerin çok önemli olduğunu düşünüyor 2012 yılını size ailelerinize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ederken sihhat ve afiyet içersinde bol kazançlar diliyorum. S a y g ı l a r ı m l a 7 Doğal zenginliğimizi ekonomiye kazandırmanın zamanı Ömer Faruk OFLUOĞLU RTSO Yön.Kur.Başkanı 8 Bir bölgenin ekonomisi sahip olduğu değerlerinin harekete geçirilmesiyle ivme kazanır. Sonradan sağlanan edinimler bir süre sonra ekonomik değerini yitirme riskiyle karşı karşıyadır. Turizm, bir bölgenin kendiliğinden sahip olduğu, değerini kaybetmeyen ve sürdürülebilir ekonomik değerlerinin ilk sıralarında gelir. Rize ise bu alanda oldukça zengin potansiyele sahip bir ildir. Son yıllarda bu potansiyeli ekonomiye kazandırmak aşamasında önemli adımlar atılmış olsa da hala değerlendirilmesi gereken doğal kaynaklarımız mevcuttur. Rize’de doğa, faaliyetlerinden foto safariye, cip safariden kuş gözlemciliğine, rafting, kano gibi su sporlarından termal turizme, yayla turizmine kadar pek çok seçenek var. Böyle bir yerde ziyaretçiler her gelişte yeni şeyler keşfedilebilir. Bizi kitle turizminden ayıran en önemli özellik de bu. Rize sürekli keşfedilmeye muhtaç bir hazine gibi. Son yıllarda özellikle Arap ülkelerinden ciddi bir ilgi var. Avrupa’dan da pek çok ülkeden turist geliyor. Tatilini doğa ve kültür turizminden yana kullanan yerli turistler de Rize’yi tercih ediyor. Rize, kültür ve doğa turizminde cazibe merkezi haline geldi Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize ve Artvin illerini kapsayan Doğu Karadeniz Bölgesel Kalkınma Planının turizm odaklı yeniden yapılandırılması, mevcut değerleri ekonomiye kazandıracaktır. Büyük kısmı ilk 6 yılda tamamlanması planlanan 15 yıllık mastır plan ile bölgeye yılda 1 milyonun üzerinde turist geleceği tahmin ediliyor. Sağlıklı bir mastır planla hem ciddi yatırımlar hem de ciddi yatırımcılar bölgeye kazandırılmış olur. Yaylalarda, Kaçkarlar da, vadilerde alternatif turizmler ön plana çıkabilir. Ayder Yaylası, Anzer yaylası, Cimil Yaylası, Ovit Yaylası, diğer çevre yaylalarımız ve Kaçkarlara kadar uzanan doğal parkımızın güzellikleri, yöreye has otantik mimarisi ve birçok hastalığa şifa olduğu bilimsel olarak tespit edilmiş olan termal kaplıcasının yanı sıra treking, jeep sa- fari, foto safari, kampçılık, dağcılık gibi birçok turizm aktivitesi için uygun olması nedeniyle, ziyaretçilerine çeşitli tatil alternatifleri sunmaktadır. Ama özellikle 2004 yılından itibaren ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen “heliski kayak sporu” ile çekiciliğini arttırmış, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. İşte öncelikle bu ayrıcalığı iyi değerlendirmek gereklidir. Kaçkarların Heliski kayak sporuna uygun olması, turizm sezonunu 12 aya uzatmak için çok büyük bir alternatiftir. Rize`de yaklaşık 4 ay gibi süreci kapsayan bir sezon sürecinde bir işletmenin yaptığı yatırımın karşılığını alması imkânsızdır. İşletme zarar edecektir bu da hizmet kalitesine yansır. Öte yandan bu şartlarda yatırımcının gelmesi de pek mümkün değildir. Bu bağlamda bölgedeki turizmi yayla turizminin ötesine taşıyıp zaten mevcut olan diğer doğa turizmi alternatiflerini hayata geçirmek zorunluluğu vardır. Turizm Müdürlüğümüzün verilerine göre ilimizde ki turizm işletmeleri alternatif turizme yönelik yatırımlara yönelmeye başladı. Çünkü bu alternatiflere ilgi artıyor. 2004 yılında başlayan Heliski sporu için gelenlerin sayısı her yıl giderek artıyor. Artık guruplar halinde gelip gitmeye başladılar. Geçen yıl sırf Heliski kayağı için 2 bin kişi bölgede konakladı. Bu spor ülkemizin diğer kayak merkezleri olan Kartal kaya, Uludağ ve Palandöken’deki gibi yüzlerce binlerce kişinin yaptığı kayak değil. Bu özel bir kayak şeklidir. Profesyonel kişiler yapıyorlar. Dünyada çok az bir bölge bu kayak için uygun. Dünyaca ünlü kayakçılar artık Kaçkarları tercih ediyorlar çünkü kaymak için geniş bir alana sahip. Kaçkarlar bu kayak için dünyadaki en iyi 3 pist arasına giriyor. Bu dünyaca ünlü kayak ve dağcılar kaydıkları bölgelerde belgesel çekimi de yapıyorlar. Bu çekimler dünya televizyonlarında gösteriliyor. Bölgemizin tanıtımı açısından bu çok önemli bir faktör. Biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak turizm alanında üzerimize düşen görevi üstlenmeye hazırız. İlimiz ekonomisiyle birlikte turizmin kalkınmasına da doğrudan katkı sağlayacak olan Ovit projesinin hayata geçmesiyle doğu ve güneydoğu bölgesi direk ilimize bağlanacak ve Rize, bu bölgelerde ki in- sanlarında ilk tercih ettiği gezi noktası olacaktır. Oda olarak Ovit geçidi için bütün imkanlarımızı kullanmaya çalıştık bizim için hayati önem taşıyan bir projeydi. Aynı desteği şimdi turizm sektörüne vermek istiyoruz. Bunun için de desteğimizi ilk etapta Ayder yaylasında planlanan kayak tesisleri ve teleferik projesi için vereceğiz. Kayak tesislerinin Rize’miz için önemine katılıyorum. Biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak bugüne kadar bu konuda çok fazla etkili olamadık. Zaman zaman savunsak da gereken ilgiyi gösteremedik. Ama bundan sonra Rize’nin kış sporları merkezi olması için Ayder i aynı Ovit projesi gibi takıp edeceğiz ve kayak merkezimizi Ayder’imize kavuşturacağız. Yöremizde turizmi 12 aya yaymak zorundayız. Diğer alternatif turizmlerde çok önemli ama en önemlisi kayak turizmi.Bu sayede yörede turizm süresi uzayacak. Rize’miz de 12 ay hem yaz turizmi hem de kış turizmi olacak. Rize Ticaret ve Sanayi Odası olarak konunun arkasında duracağız ve takipçisi olacağız. Özetle amacımız, bölgemizi entelektüel bir tatil yöresi haline getirmek. Doğa turizmi denince akla gelen ilk bölge haline getirmek. Bunun içinde hem yaz hem de kış turizmi için gelen insanlara maksimum hizmet verebilmek için dünya standartlarında alt yapı oluşturmak. Bunu yaparken de asıl kaynağımızın doğa olduğunu unutmayıp, doğaya tahribat vermeden, ekolojik dengeyi bozmadan ve zenginliklerimizi en doğal şekliyle koruyarak yatırım yapmamız gerekiyor. En önemli unsurlardan bir tanesi de kalifiye personel ile hizmet vermek. Hizmet kalitesinin düşük olması turistin yöreyi ikinci defa ziyaret etmesini engelleyecektir. Artık sahip olduğumuz bu zenginliği bölgenin önemli ekonomik kaynağı haline getirmenin zamanı gelmiştir. Biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Aynı şekilde diğer sivil toplum kuruluşları ve iş adamlarının da aynı duyarlılığı göstermesini umuyoruz. Turizmi geliştirirken doğayı koruyarak bu işi yapmalıyız. “Koruyarak geliştir” felsefesinden hareketle başarılı olacağımıza inanıyoruz. 9 Yağmur bu kez merkezde etkili oldu Rize’de böyle afet ilk defa görüldü İş yerleri sular altında kaldı Rize şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanlarla büyük bir afetle karşı karşıya kaldı. Aniden başlayan sağanak yağmur 2.5 saatte şehir merkezinin büyük bir bölümünü göl haline getirdi. Yaşanan afetten en fazla zarar gören bölge şehir merkezi oldu. Tophane Mahallesinde bulunan ve yıllar önce üzeri kapatılarak yaya ve araç trafiğine kullanılır hale getirilen Dalyan Deresi’nin taşması sonucu kapalı otoparklarda bulunan yüzlerce araç ile dere sularına maruz kalan bini aşkın işyeri büyük zarar gördü. Eminettin Mahallesi ile İslampaşa Mahallesi arasında toptan ve paraken- 10 de ticaretin yoğun olduğu alanda etkili olan su baskınları sonucu 200 bin tonun üzerinde su ve bu suların beraberinde getirdiği çamurlar, işyerleri ve araç trafiğinin sağlandığı alanları kapladı. Menderes Bulvarı, Atatürk Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi ile ara sokakların su ve çamurla kaplanması sonucu şehrin batısı ile doğu arasında ulaşım, trafik ekiplerinin liman kavşağından transit yola yönlendirmesiyle sağlanabildi. Son 72 yılın en yüksek yağış oranının yaşandığı ve metrekareye 226.6 kilogram yağışın düştüğü Rize’de şehir merkezinde yaşanan afette can kaybı olmazken yağışlardan etkilen civar köy ve beldelerde de toprak kaymaları meydan geldi. Çaykent beldesinde bir kişi sel sularına kapılarak hayatını kaybederken Yukarı Kaplıca Mahallesinde de 11 kişi askeri helikopterle kurtarıldı. Afetin ilk saatlerinden itibaren Rize Belediyesine bağlı temizlik ekipleri ve çevre illerden yardıma gelen diğer ekiplerle şehirde başlatlan temizlik çalışmaları sonrası şehir kısa sürede eski görünümüne kavuştu. Afetle ilgili olarak yapılan açaıklamada ise Toplam 350 binanın zarar gördüğü, 3 evin yıkıldığı, 10 evin kullanılamaz hale geldiği ve 54 evin tedbir amacıyla boşaltıldığı belirtildi. 80 bin metrekare alan su ve balçıkla kaplandığı belirtilen açıklamada bin 495 esnafın mağdur olduğu ve zararın 100 milyon lirayı bulduğu Rize’de can kaybının sadece 1 kişi olması, bir gün önceden yapılan sel ve heyelan uyarılarına karşı vatandaşın önlem alması gösterildi. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, selin verdiği zararla ilgili yaptığı açıklamalarında, “Şehir 3-4 gün içerisinde normal görünümüne döndü, ancak yaraların sarılması bir yıl kadar bir zaman alır. Bodrumların tümü su ve balçık doldu. Depolarda hasar gören malların bir daha kullanılması mümkün değil. Esnafımızın mallarının yüzde 80’i depolarındaydı. Bu da esnafımızın sermayesini kaybettiği anlamına geliyor. Rize’de şehir merkezinde yaşanan bu afet asla Gündoğdu afeti ile kıyaslanamaz, yaşanan Gündoğdu afetinden kat kat büyüktür. Binin üzerinde esnafımız selden etkilendi. Bu şehrimizin dinamiği ve vergi veren kısmı. Bu nedenle zararlarını önemsiyoruz” Vali Hacımüftüoğlu, Rizelilerin delikanlı ve dik duruşlarını bozmadığını belirterek, “Bu kadar ekonomik kayba rağmen delikanlılıklarını yitirmeyen ve dik duruşlarını koruyup ağlamayan hemşehrilerimiz övgüyü hak etmiştir. 500’e yakın kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Biz onlar için otellerde yer ayırdık. Ama Rizeli hemşehrilerimiz, ‘Biz ne güne duruyoruz?’ diyerek komşularını, akrabalarını ve hiç tanımadıkları kişileri misafir etmişlerdir. Bu da takdire şayandır” diye konuştu. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Karade- niz Sahil Yolu’nun hatalı olduğunu, felaketin bu yüzden yaşandığı söyledi. Bakırcı, dere yataklarının üzerinin açılması gerektiğini vurguladı, “Bu yağmurda bilmediğimiz dereler ortaya çıktı. Bu işin çözülmesi lazım. Böyle bir yağmuru bu kent bir daha kaldıramaz. Keşke Karadeniz Sahil Yolu buradan geçerken en azından Menderes bulvarının denize akan kanallarını daha büyük yapsalardı. O kanalları açık etseydik bu sıkıntıları yaşamazdık. O dereler aktı, Karadeniz Sahil Yolu’nun yüksek yapılan kısmına vurdu ve şehre geri döndü. Şehrin 3’te 1’ini su bastı” dedi. Tehlikeyi 7 yıldır bildiklerini kaydeden Bakırcı, “Bakanlıkların derelerin üzerinin açılma çalışmasına destek vereceğine inanıyorum” Yaşan su baskını nedeniyle Gümrük ve Ticaret Bakanı Rize Milletvekili Hayatı Yazıcı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Rize’ye gelerek incelemelerde bulundular. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, yaşanan 11 su baskınları ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Bektaş, son yıllarda Rize’de can ve mal kaybına neden olan sellerin ana nedeninin, geçirimli doğal arazinin şehirleşmeyle azalmasından kaynaklandığını ifade ederek ”Rize’de yaşanan seller, ilin jeolojik yapısı ve gelişen şehirleşmenin doğal sonucudur”dedi. Rize, şehir selleri için yaygın görüşün küresel ısınma, şiddetli yağış ve sahil yolunun deşarj engelleyici varlığı olduğunu belirten Prof. Dr. Bektaş “Oysa en önemli neden doğanın ve şehirleşmenin temel yasası olan ve birbirleriyle sıkı ilişki içerisinde gelişen Rize’nin jeolojik yapısı ile şehrin zaman içerisinde büyüyerek geçirimli doğal arazinin geçirimsiz asfalt yollar, kaldırımlar ve beton yapılar tarafından işgal edilmesidir” Prof. Dr. Bektaş, beton yığını haline gelmiş yerleşim alanına düşen yağışın önemli bir kısmının toprak tarafından emilemediği için çevredeki kuru derelere normalden daha fazla su dolarak şehir taşkınlarına neden olduğunu vurguluyarak “Aslında şehir selleri tüm dünyada olduğu gibi büyüyen illerin ortak şehircilik sorunudur. Bu bağlamda Rize, Trabzon, Giresun, Ordu gibi büyüyen Doğu Karadeniz yerleşim alanları şehir selleri açısından potansiyel risk taşımaktadır. Rize, jeolojik olarak Rize körfezine açılan kuzeydoğu ve kuzeybatı doğrultulu fayların oluşturduğu at nalı şeklinde bir çöküntü alanıdır. Yaklaşık 9 kilometrekarelik yerleşim alanının çevresi 300 metre yüksekliğe varan sırtlarla çevrilmektedir. Şehirleşme nedeniyle bölgeden suları uzaklaştıran doğal drenaj ağı büyük ölçüde yok edildiğinden doğu, batı ve güney yamaçlardan inen yağmur suları doğrudan tektonik çanak içerisindeki Kaplıca, Müftü, Ekrem Orhon, Çarşı, Değirmendere ve Pehlivan Taşı mahalleleri üzerine boşalmakta şehir sellerine neden olmaktadır.” Afetler nedeniyle Rize’nin yerinin değil, şehircilik anlayışının değişmesi gerektiğini belirten Prof.Dr.Bektaş ”Şehir yerinin değiştirilmesi pratik bir yöntem olmadığı gibi, bölgede taşkın ve sel problemini yok edici bir çözüm de değildir. Ortak şehirleşme sorunu olarak gelişen sellerin sıklığını ve büyüklüğünü taşkın planlaması ve yönetimi ile kontrol etmek ve azaltmak mümkündür” dedi. 12 RTSO yönetiminden zarar gören tüccara ziyaret RTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu, tüccarın zararın görünenin çok üzerinde olduğunu söyledi. carını etkilemiştir. Burda işyeri zarar görmeyen tüccarımıza dolaylı olarak etkilenmiştir. Şehir merkezinde zararın çok büyük rakamlara ulaşması yanında can kaybımızın olmayışı bizim için teselli oldu. Esnafımızın zararının giderilmesi için RTSO olarak gerekli çalışmalar yapıldı.” Rize’yi etkisi altına alan şiddetli yağışın yol açtığı su baskınlarında Rize şehir merkezinde işyerlerinin tamamına yakınında büyük maddi zarara yol açtı. Caddelerdeki batak yığınlarının temizlenmeye başlaması ve işyerlerini dolduran suların boşaltılmasıyla zarar ve hasarların boyutları da görülmeye başlandı. Rize Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu Yönetim Kurulu üyeleri, Hüseyin Kutlu, Şükrü Cevahir, Ramazan Aydoğan, Ramazan Meral ve Murat Ar tan ile birlikte çamur ve sular altında kalan işyerlerini dolaşarak esnafa geçmiş olsun dileklerinde bulundular. RTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu, şehir merkezinde iş yerlerinin ağırlıklı olarak bulunduğu Meteler kavşağından sonra Gülbahar Mahallesine kadar Menderes Bulvarıyla Atatürk Caddesi arasında kalan bütün iş yerlerinin tümünün sel sularından etkilendiğini, zararın tahminlerin çok üzerinde olduğunu söyledi. Ofluoğlu, işyeri sahiplerinden Defterdarlığa zarar tesbiti için müracaat etmelerini isteyerek “Rize tüccarının %80 i zarar görmüş durumda. Bu afet bütün Rize tüc13 Maliye Bakanı Şimşek ‘’Meydana gelen sel felaketinden etkilenen bütün mükellefler için bu durum mücbir sebep hali olarak belirlendi’ Maliye’den Rize’de sel felaketinden etkilenen mükelleflere vergi kolaylığı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Rize’de sel felaketinden etkilenen mükelleflere vergi ödemelerinde kolaylık getirildiğini ve bu kapsamda sel felaketinden etkilenen mükelleflerin vergi beyanname ve bildirimlerin verilme tarihi ile her türlü vergi ceza ve gecikme faizinin ödemesinde süre uzatımına gidildiğini bildirdi. Şimşek, yaptığı açıklamada, 24 Eylül tarihinde Rize Merkez de meydana gelen sel felaketi nedeniyle söz konusu sel felaketinden etkilenen bütün mükellefler için bu durumun ‘’mücbir sebep hali’’ olarak belirlendiğini, mücbir sebep halinin 24 Eylül tarihinden başladığını ve 31 Aralık 2011 tarihinde sona ereceğinin kabul edildiğini ifade etti. Maliye Bakanı Şimşek, bu kapsamda, mücbir sebep halinin başladığı 24 Eylül 2011 tarihinden mücbir sebep halinin sona ereceği 31 Aralık 2011 tarihi sonuna kadar verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerin verilme süresi 5 Ocak 2012 tarihi sonuna, bu beyannameler 14 üzerine tarh olunacak vergilerin ödeme süresinin ise 10 Ocak 2012 tarihi sonuna kadar uzatıldığını kaydetti. Bakan Şimşek’in verdiği bilgiye göre, mücbir sebep halinin başladığı 24 Eylül 2011 tarihinden önce tahakkuk etmiş olup, vadesi mücbir sebep ilan olunan tarih aralığına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi ile ikmalen, resen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep ilan olunan tarih aralığına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi de 10 Ocak 2012 tarihi sonuna kadar uzatıldı. Şimşek, ancak, vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olan hallerin varlığı halinde uygulama alanı bulan mücbir sebep hükümlerinin, mükelleflerin borçlarının yapılandırılması ve matrah artırımlarına ve diğer hususlara ilişkin hükümler ihtiva eden 6111 sayılı Kanununun (yeniden yapılandırma) taksit ödeme sürelerine tatbik edilmesinin mümkün bulunmadığını ifade etti. 15 “Gelecekte Kalkınmış İller arasında olabilmek için zaman geçirilmeden bilimsel çalışmalara başlanılmalı” Rize Üniversitesi Rektör Yardımcısı Midilli’den 2023 Rize’si İçin 23 Proje “Kuzey - Güney Bandında Yeni Rize Kurulmalı” Rize Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ad- arasında olabilmesi için zaman geçirilmeden nan Midilli Rize’nin gelecekte kalkınmış iller bilimsel çalışmalara başlanılmasını gerektiğini açıkladı. Rize Ticaret ve Sanayi Odasının 33. meclis toplantısına katılarak “Endüstriyel Kalkınmada Fırsatlar Bölgesi Rize” konulu sunumda bulunan Prof Dr. Midili Rize için hazırladığı sürekli fonksiyonel olması gereken projelerini açıkladı. Midilli, bu projeler hakkında kısa bilgiler vererek “Rize’nin olmazsa olmaz projeleri sürekli ve sürekli gündemde olmalı sürekli bunlar üzerinde çalışılmalı sürekli bunlar araştırılmalı ve inove edilmeli. Kesinlikle ve kesinlikle bu projeleri tamam bunun dönemi bitti bir daha döneme başka projeler yapalım şeklinde bir kenara koyamayacağımız projeler bunlar. Bütün insanlarımızın, sanayicilerimizin, halkımızın bu projeleri mutlaka ve mutlaka gündemde tutması lazımdır.” dedi 16 “Biz yıllardır gözünde beş numara gözlükle beş metreden yazıyı okuyamayan insanların vizyonuyla idare edildik. Artık ileriye bakma zamanı geldi” diyen Midilli, Rizenin, 2023 de hedef, bir milyon kişinin yaşadığı ve kişi başı milli gelirin 30 bin dolar olduğu bir il yaratabilirmiyiz, ayrıca batının doğuya, doğunun batıya, kuzeyin güneye, güneyin kuzeye açıldığı bir ticaret merkezi olabilirmi Rize. Bunun için 2023 hedefiyle 23 proje hazırladım. Bu hedefe ulaşabilmek için basamak basamak bu projelerin tümünün gerçekleşmesi gerekir. Projelerin hepsi birbirini tamamlamaktadır. Projelerin bir tanesinin olmaması diğerlerini de etkiler ve hedef asla gerçekleşmez.” Projeleri arasında Rize’de bir ticaret vadisinin oluşturulması olduğunu ifade eden Midilli bunu içinde Rize’nin dört ana parçaya ayrılacağını belirterek “Rize’de, Ticaret, Sanayi, Turizm ve Tarım bölgeleri oluşturulmalı. Rize’yi bu dört ana parçaya ayırmadan asla ve asla uluslararası nitelikli bir Rize yapamayız. Turizm bölgesinde sanayi kurarız, tarım bölgesinde başka bir şey yaparız, sanayi bölgesinde turizmi yapmaya ça- lışırız, karma karışık stratejik hedefleri olmayan değişik bir yapı karşımıza çıkar. Bununda planlamasının mutlaka yapılması gerekir.” Rize’de kuzey- güney bandında yeni Rize şehrinin kurulmasını da vurgulayan Prof. Dr. Midilli “Rize, limanla Engindere arasında sı- kışmıştır. Sahilden 700 metre sahil boyundan 7 kilometre olan bir bandın içine sıkışmıştır. Böyle bir Rize endüstriyel kalkınmış bir Rize olamaz. Böyle bir Rize 2023 vizyonuna hizmet eden bir Rize olamaz. Bunun için Rize’yi kuzey-güney bandında mutlaka değiştirmemiz ve yeni Rize şehrini kurmamız lazım. Midilli, 10 yıl sonra Çinlilerin Araplarla beraber bu bölgeye akın edeceğini belirterek “Rize de 4 bin kişiye aynı anda ev sahipliği yapıp turizm hizmeti verecek bir tesisi yok. Isırlıkta bir turizm köyü oluşturalım 3- 4 bin kişinin istihdam edileceği hem kongre köyü hem de turizm köyü oluşturalım devre mülk olarak bunları Çinlilere ve Araplara kiralayalım. Uzungöl bunu başardı.” 17 Karadeniz Bölgesi Oda ve Borsa Başkanları ile meclis üyeleri katıldı TTK Trabzon’da masaya yatırıldı “Türk Ticaret Kanunu için geri sayım başladı, hazırmısınız?” Konferansının açılış konuşmasını yapan TOBB başkan yardımcısı Halim Mete “Yeni TK, sanayicinin, tüccarın, esnafın anayasasıdır. Ekonomimizin kurumsal altyapısını güçlendirecek bu kanuni düzenlemeye, bu yüzden büyük önem verdik. Zira, 2011 yılında 1950 model arabayla daha fazla yol alabilmemiz mümkün değildir.” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Deloitte ile birlikte Türkiye genelinde düzenlediği “Türk Ticaret Kanunu için geri sayım başladı, hazır mısınız?” konferanslarının 6’ncısı Trabzon’da düzenlendi. Deloitte yetkilileri yeni TTK’yı masaya yatırırken, girişimcilere yeni dönemde neler yapması gerektiği ve TTK’nın getirdikleri anlatıldı. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu ve Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Ortağı Tufan Teksoy’un açılış konuşmasını yaptığı konferansta; Dr. Sıtkı Anlam Altay, Deloitte Türkiye TTK Lideri ve Ortağı Ali Çiçekli ile Deloitte Türkiye TTK ve Aile Şirketleri Hizmetleri Koordinatörü Timuçin Cengiz konuşmacı olarak yer aldı. Rize Ticaret Ve sanayi Odası Yönetin Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu ve bölgedeki diğer oda ve borsa başkanları ile meclis üyelerinin katıldığı konferansta yeni Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye ekonomisinin süper lige çıkacağı ve şirketlerin zaman kaybetmeden hazırlıklarını bitirmeleri gerektiği aktarıldı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, TOBB olarak Türk Ticaret Kanunu’na çok önem verdiklerini ifade ederek küresel krizin ardından dünyada yeni bir rekabet haritasının şekillendiğini, bu yeni ortama uyum sağlayan ülkelerin daha hızlı büyüyerek, daha fazla zenginleştiğini söyledi. “Türkiye’de ekonomiyi büyüten, yatırımları ve istihdamı sağlayan özel sektörümüzdür” diyen Halim Mete, şöyle devam etti: “Özel sektörü güçlendirecek her adım, gündemin esas maddesi olmalıdır. Yeni Ticaret Kanunu, sanayicinin, tüccarın, esnafın anayasasıdır. Ekonomimizin kurumsal altyapısını güçlendirecek bu kanuni düzenlemeye, bu yüzden büyük önem Yeni Ticaret Kanunu ile Türkiye ekonomisinde yeni bir perde açıldığını vurgulayan TOBB Başkan Yardımcısı Mete, “Uluslararası standartlarda kurallar, ticari hayata hâkim olacaktır. Şirketlerimizin, özellikle de KOBİ’lerin bu yeni döneme uyum sağlaması için önemli hazırlıklar yapması gerekiyor. Bu hazırlığı yapmayan veya geciktiren şirketlerimiz, rekabette zorlanacaklardır” dedi. Eski Ticaret Kanunu, 1957’de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Halim Mete şunları kaydetti: “Kabul edildiğinde, zamanın en iyi ve çağdaş Kanunlarından biri olarak nitelendiriliyordu. Yaklaşık 54 yıldır Türk ticari hayatını düzenleyen temel Kanun idi. Ancak, zaman geçtikçe, günümüz ihtiyaçlarına yeterince cevap verememeye başlamış, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmıştır. Yeni Ticaret Kanunu, önemli ölçüde temel felsefe ve yaklaşım değişikliği içermektedir. Bu da halen mevcut şirketlere, uyum konusunda önemli yükümlülükler getirmektedir.” Yeni kanunun 31.7.2012 tarihinde yürürlüğe gireceğini ancak bu yükümlülüklerin bir kısmı için tanınan sürenin Kanunun yayımı ile birlikte başladığını belirten Mete, “Şirketlerin mali tabloları ve hazırlanma ilkeleri, uluslararası anlamda standartlaşmakta, şirketler web sayfaları aracılığıyla şeffaflaşmaktadır. Bu arada yeni kanunla, göstermelik paylarla yapay şirverdik. Zira, 2011 yılında 1950 model arabayla ketler kurulması dönemi kapanmakta, gerçek daha fazla yol alabilmemiz mümkün değildi. duruma uygun, gerçek ortağı yansıtan, tek or İşte bu nedenle, yıllardır Meclis günde- taklı şirketlerin kurulması olanağı getirilmekteminde bekleyen bu kanunun, öncelikle yasa- dir” dedi. laşması için, geçen sene iktidar ve muhalefet Şirketlerin, yeni Ticaret Kanunu’na, partilerini TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, diğer meslek örgütleri başkanları ile birlikte ziyaret etti. Sonrasında, hem bu yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi, hem de bu süreçte siyasette sağlanan diyalog ve uzlaşma, iş dünyamıza büyük moral vermiş, yeni başarılara ulaşma mücadelemizde bizleri motive etmiştir. Şunu da bu noktada belirtmek isterim. TOBB olarak, yeni Türk Ticaret Kanunu’un tüm maddelerinde mutabık kalmadık. İtirazımız olan yerler vardı. Ancak, kanunun yürürlük süresinin uzun tutulması sayesinde, bunların da çözülmesini bekliyoruz.” 19 ne ölçüde hazır olduklarını saptamak üzere, TOBB ve Deloitte işbirliğinde, ‘’TTKmetre’’ isimli bir anket hazırladıklarını anımsatan Halim Mete sözlerini şöyle tamamladı: “TOBB’un ve Deloitte’un internet sayfasında kullanıma açıldı. TTKmetre’de 6 ana konu başlığı altında 44 soru var. Bu anketteki soruları cevaplandıran firmalar, yeni düzenlemelere ne kadar hazır olduklarını ve ne yapmaları gerektiğini görebilecektir. Lütfen internet sitemize (www.tobb. org.tr) girip, bu anketi doldurarak şirketinizin durumun görün. TOBB ve Deloitte, yeni Ticaret Kanunu’nu, Türkiye genelinde düzenlenecek seminerlerle anlatıyor. Ankara, Edirne, Bursa, İzmir’de bu toplantıları yaptık. Bugün de sizlerle beraberiz. Bu fırsatı iyi kullanın. Ayrıca, şirketlerimizin yeni Ticaret Kanunu’na hazırlık ve uyum sürecini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanan bir kitapçığı da sizlere dağıttık. Böylece, şirketlerimizin yeni kanuna hazırlık ve uyum sürecini kolaylaştırmak üzere şirketlere yardımcı olacağız. Bu süreçte tüm şirketlerimize başarılar diliyor, bizlere yardımcı olan Deloitte şirketine ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum”. TTSO Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu ise konuşmasında yeni Ticaret Kanunu’nun iş hayatında getireceği olumlu değişimleri anlattı. Günümüzde işletmelerin en önemli hedefinin uluslararası düzeyde rekabet gücünün kazanılması ve bunun kalıcı performansa dönüştürülmesi olduğunu belirten Hacısalihoğlu, “Bunun en temel göstergeleri de uluslararası standartlar ve düzenlemelere uyum ve ku- 20 rumsal yönetim anlayışıdır. Bugünkü koşullar içinde ekonominin hızlı değişimi karşısında kanunlar yetersiz kaldığından, yeni kanunların yapılması kaçınılmaz olmuştur. Bu anlamda ülkemizde yaklaşık 55 yıldır uygulanan Türk Ticaret Kanunu ticari yaşamı günümüze kadar getirmiş, ancak bu sürede hem Türkiye’de hem de dünyada çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Avrupa Birliği ile 2005 yılının sonuna doğru başlayan müzakereler ve uyum süreci, mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklikler yapılması ihtiyacını doğurmuştur. Yine diğer bir gelişme ise küreselleşmedir. Uluslararası piyasaların kurumlarına ve kurallarına yer veren bir dizi hukuki düzenlemenin yapılması ülkemiz açısından zorunlu hale gelmiştir. Mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklikler yapılması ihtiyacını doğuran bir diğer gelişmede teknolojide yaşanan değişiklikler olmuştur. Mevcut Türk Ticaret Kanunu, teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmelerin gerisinde kalmıştır. Bu anlamda yeni TTK çağdaş bir düzenleme çerçevesi çizen ve işletmelerin temel hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıran bir yapıda hazırlanmıştır. Düzenlemenin makro ve uzun vadeli etkisinin ise yeni kanunun getireceği kurumsal yönetim ve denetim ile ilgili düzenlemelerin yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından çok önemli bir değişim yaratacaktır” diye konuştu. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun, şirketler için yeni bir dönemi başlattığını vurgulayan Hacısalihoğlu, “Bu dönem ülkemiz şirketlerinin tüm dünyada rekabet güçlerinin artacağı bir dönem olacaktır. İnanıyorum ki kurumsal yönetişim prensiplerinin oturmasıyla birlikte bu dönem ülkemizin yetiştirdiği profesyonel yöneticilerin sayısını daha da arttıracak ve onları diğer ülkelerin profesyonel yöneticilerine oranla daha fazla rekabetçi kılacaktır. Yeni yasanın getirdiği kurumsal yönetişim ve şeffaflık gibi prensipler ülkemizde doğrudan sermaye yatırımı yapacak uluslararası şirketler açısından da özendirici olacaktır” şeklinde konuştu. Kanunun 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe gireceğini aktaran Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Ortağı Tufan Teksoy da konuşmasında, başta KOBİ’ler olmak üzere tüm işletmelerin yeni döneme uygun yapı ve sistemleri hızla oluşturmaları gerektiğini vurguladı. Teksoy sözlerine şöyle devam etti: “Kabul edilen Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye ekonomisinde yeni bir sayfa açılıyor. Türkiye ekonomide süper lige çıkıyor. Kurumsal yönetişim, şeffaflık, dürüstlük ilkelerine dayanan ve uluslararası standartlarda kuralları olan bir ticaret ortamına geçiliyor. Getirilen yenilikler, şirketlerin de önemli değişiklikler yapmasını gerektiriyor. Bu konudaki hazırlıklar, nitelikli personel bulmayı ve mevcut personeli yeniden eğitime tabi tutmayı da kapsadığı için, önemli yatırımları şart kılıyor. Yeni döneme uygun yapı ve sistemlerin hızla oluşturulması gerekiyor. 1 Temmuz 2012’ye kadar olan dönemde zorlu bir hazırlık süreci, işletmelerin büyük bir çoğunluğunu bekliyor. Bu hazırlığı yapamayan kuruluşlar, Temmuz 2012’den sonra kendilerini idame ettirmekte zorlanacaklar. Buna karşılık uyum sağlayanlar, daha verimli bir ticaret ortamında faaliyetlerini sürdürecekleri gibi, dünyaya açılmalarını da kolaylaştıracak. Deloitte Türkiye olarak uzmanlığımızı şirketlerimizin hizmetine sunarak, onların yeni döneme uyum sağlamalarını destekleyeceğiz. Yeni Türk Tica- ret Kanunu’nda bağımsız denetçiler tarafından uluslararası standartlarda denetim yapılması ve işletme hesaplarının Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na uygun olan, Türkiye Muhasebe Standartları’na göre tutulması gerekiyor. Kabul edilen Türk Ticaret Kanunu ile birlikte şirket yöneticileri, riskleri irdeleyecek, tartacak ve çalışmalarını bu şekilde sürdürerek sonuçlardan tamamen sorumlu olacaklar. Kanunda ayrıca haksız rekabet uygulamalarının önüne geçmeyi amaçlayan son derece ayrıntılı düzenlemeler yer alıyor.” Konferansın bitiminde, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ali Osman Ulusoy ve Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu birlikte TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Ortağı Tufan Teksoy, Dr. Sıtkı Anlam Altay, Deloitte Türkiye TTK Lideri ve Ortağı Ali Çiçekli ile Deloitte Türkiye TTK ve Aile Şirketleri Hizmetleri Koordinatörü Timuçin Cengiz’e ayrı ayrı oda plaketini sundular. Ardından Doğu Karadeniz Bölgesindeki oda ve borsa başkanları ile birlikte anı fotoğrafı çektirildil. 21 Karadeniz Bölgesi Oda ve Borsa Başkanları TOBB Birlik Merkezi’nde Toplandı Karadeniz Bölgesi İştişare Toplantısı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında Ankara’da TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bölgedeki gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda, ülkesel ve küresel bazdaki ekonomik gelişmeler de masaya yatırıldı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bu yılki bölge istişare toplantılarını Karadeniz ile tamamladıklarını 22 ifade ederken, Bölgenin Oda ve Borsa Başkanları ile görüş alışverişinde bulundu. Toplantının başında TOBB’un çalışmalarına ilişkin bilgi veren Hisarcıklıoğlu, Afrika’da yaşanan açlık felaketi dolayısıyla düzenlenen yardım kampanyasına da değindi. Karadeniz’den 41 oda ve borsanın kampanyaya katıldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bizler komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen bir kültürden geliyoruz. Sadece kendi yardımlarınızla kalmayın. Sizden ricam ilinizde ilçenizde yardımlar için vesile olun. Türkiye’de çok şükür açlıktan ölen yok ama orada açlıktan ölüyor insanlar. Bizzat gittik ve dramı gördük” dedi. TOBB olarak Türkiye’nin en geniş kadın örgütünü kurduklarına hatırlatarak kadın ve genç girişimcilere verdikleri önemin altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Girişimci sayısını artırmamız lazım. Her yıl 750 bin gencimiz istihdam piyasasına katılıyor. Onlara iş bulabilmemiz için daha çok girişimciye ihtiyacımız var. Ne olur kadın ve genç girişimcilere sahip çıkın. Onların rol model olmasını sağlayın” dedi. Türkiye’deki oda ve borsa sistemine de değinen Hisarcıklıoğlu, OECD’nin en verimli oda sistemi olarak Türkiye’yi seçtiğini ve buradaki sistemi tüm dünyaya örnek gösterdiğini anlattı. -Toplantıya kimler katıldı? Toplantıya TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra şu isimler katıldı: TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Halim Mete ve Faik Yavuz, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar, RizeTicaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu,Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, Çayeli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Güngör Sarı, Pazar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Neşet Çakır, Of Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdal Saral,Vezirköprü Ticaret ve Sanayi Odası M. Bahri Kalaycıoğlu, Trabzon Ticaret Borsası Şükrü Güngör Köleoğlu, Taşköprü Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Murat Balcıoğlu, Samsun Ticaret Borsası Sinan Çakır, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Zeki Murzioğlu, Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Servet Şahin, Niksar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Şöhretoğlu, İnebolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Şevki Uzun, Havza Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mahmut Karahan, Gümüşhacıköy Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Can Keleş, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Genç, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Oktay, Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Kefeli, Borçka Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüseyin Arifağaoğlu, Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Toksöz, Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Ka- rataş, Zile Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüseyin Berberoğlu, Turhal Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sinan Sakman, Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Arat, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Suat Hacısalihoğlu, Terme Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zekai Cengiz Demirtürk, Suluova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Turgut Aksu, Merzifon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fatih Altınay, Kastamonu Ticaret Borsası Başkanı Sedat İşeri, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Pehlivan Baylan, Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Engin Koyuncu, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay, Arhavi Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Atıf Kesim, Erbaa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Başak, Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık, Çarşamba Ticaret Borsası Başkanı Kazım Gürol Yılmaz, Boyabat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak, Artvin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kurtul Özel, Ardeşen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Recep Eksilmez ve Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rafet Kılıç. TOBB Başkan Yardımcısı Mete “KOBİ’lerin önünü açacak her türlü girişimin destekçisiyiz” TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, KOSGEB tarafından İstanbul’da düzenlenen Avrupa Küçük İşletmeler Yasası Tanıtım ve Türkiye Uygulamaları konulu toplantıda yaptığı konuşmada “Özel sektör Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşıyacaktır. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacaktır. Bu nedenle özel sektörümüzün, KOBİ’lerimizin önünü açacak her türlü girişimin ve faaliyetin arkasında olmak zorundayız” dedi. Mete konuşmasında, Avrupa Birliği tarafından 2008 yılında kabul edilen Küçük İşletmeler Yasası’nın, KOBİ’ler için yapılması gerekenlerin en güncel haliyle yer aldığı önemli bir belge olduğunu vurguladı ve bu yasanın, KOBİ’lerin büyümesi için en uygun ortamı sağlamayı amaçladığını anlattı. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete şöyle konuştu: “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası ile KOBİ’lerin Avrupa ekonomisinin merkezinde olduğu kabul edilmekte ve ülkeler için politika çerçevesi belirlenmektedir. Şunu mutlulukla ifade etmek istiyorum ki, Bizim Odalar ve Borsalar Birliği olarak yıllardır KOBİ’lerin gelişimi için dile getirdiğimiz hususların tamamı bu yasanın temelini oluşturmuştur. Küçük İşletmeler Yasası, işletmelerin gelişimine yönelik 10 adet prensibi ortaya koymaktadır.” Söz konusu prensipleri çok genel anlamda dört temel ilke etrafında değerlendirdiğini belirten Mete, bunları; girişimciliğin geliştirilmesi, KOBİ’lere yenilikçilik, kurumsallaşma ve markalaşmanın yerleşmesi, KOBİ’lerin finansmana erişiminin sağlanması ve iç pazar ve dış pazarda daha aktif olmalarının desteklenmesi olarak açıkladı. Halim Mete, “Bu dört temel prensibi tam anlamıyla hayata geçirdiğimizde, KOBİ’ler kurumsallaşmış büyük firmalar olma yoluna girmiş olacak. TOBB olarak kalkınmamızın ana motoru olan KOBİ’leri, ekonominin öncelikli aktörleri haline getirmeye yönelik çalışmalar yürütmekteyiz. TOBB kurumsal dönüşümünü 24 gerçekleştirerek, bu dört temel alanda da üyelerine hizmet verir noktaya gelmiştir” ifadesini kullandı. Girişimciliğin geliştirilmesi konusunun TOBB’un odaklandığımız alanlar arasında yer aldığını belirten Halim Mete, bu amaçla Türkiye’nin 81 ilinde kadın girişimciler ve genç girişimciler kurulları kurduklarından söz etti. Mete, “Girişimcilerimizi bir araya getirdik ki, aralarındaki iletişim kuvvetlensin, işbirliği alanları oluşsun. Bilgi birikimlerinin paylaşımından yeni projeler ortaya çıksın. İşte yeni nesle girişimciliği aşılayacak olan da, bu tür başarı hikâyelerinin yaygınlaşması olacak. Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nda vurgulanan ve “girişimcilik ve yenilik programı” altında yer alan “Avrupa İşletmeler Ağı’nda da, 16 odamız yer almaktadır” dedi. KOBİ’lere yenilikçilik, kurumsallaşma ve markalaşmanın yerleşmesi konusundaki çalışmalara da değinen Mete, KOBİ’lere profesyonel danışmanlık hizmeti sunması amacı ile, 15 ilde ABİGEM’leri hayata geçirdiklerini bildirerek, ABİGEM’lerin çok kısa süre içinde önemli başarı hikayeleri çıkardıklarını ifade etti. Halim Mete KOBİ’lerin finansmana erişiminin sağlanması ve dış pazara açılması konusunda yapılan çalışmalar hakkında da detaylı bilgiler verdi. Son yıllarda, hem AB’de hem Türkiye’de KOBİ’lerin öneminin tüm taraflarca daha iyi anlaşılmaya başlandığını dile getiren Mete şunları söyledi: “Birliğimiz, Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nda vurgulanan “Avrupa KOBİ haftası” kapsamında özel sektör koordinatörlüğü görevini üstlenmiştir. 2010 yılında toplam 37 ülkede yapılan 1500 faaliyetin 103’ü Türkiye’de gerçekleşmiş, böylece ülkemiz İngiltere ve Almanya’dan sonra 3. sırada yer almıştır”. Rize’nin Bayan Girişimcileri 1 Hayal Ettiğini Kumaşa Yansıtıyor Türkiye’nin ilk ve tek kenevir ipliği fabrikasını Rize’de kuran Rizeli müteşebbis Deryanur CAN Deryanur Can, Rize iş dünyasının en girişimci kadınlarından biri. Kendisi, Rize bezine yeniden hayat veren bayan olarak anılıyor. Rize bezine hayat verdiği gibi, yöresel öğeleri kumaşın üzerinde adeta canlandıran, hayal ettiğini üretmekten sakınmayan böylelikle de Rize bezi dokumacılığına yeni bir renk katan Deryanur Can, Türkiye’nin ilk kenevir ipliği üretim fabrikasını kurabilecek kadar kendini Rize bezine adamış bir kadın. Yaptığı işe ekmek kapısından ziyade hedef kapısı olarak baktığını söyleyen Can, kendi üretim yaptığı gibi Rize’li ev hanımlarını da Rize bezi dokumaları konusunda teşvik ediyor.1998 yılında Rize li yaşlı kadınlara yaptığı “Daha geç kalmadan sanatımızı gençlerimize öğretelim” çağrısının ardından bugün Rize’de yüzlerce el tezgahında dokuma yapılıyor. Hedefe ilk adım: Deryanur Can hedefe giden ilk adımını eşini ikna etmekle attığını söylerken ses to26 nuyla, diksiyonuyla, ifadeleriyle, israrlı tavrıyla, verdiği kararın olumlu sonuçlanmasının mutluluğu ve sevinci gözlerinden okunuyordu. Rize’de, kaybolmaya yüz tutan değil, kaybolmuş el sanatlarını, eskiden hemen hemen her evde bulunan kiminin kilim, kimimin peştambal, kiminin feretiko dokuduğu tezgahları canlandırıp yörede tekrar yayılmasını sağlayan Rize’nin ilk bayan müteşşebisi Deryanur Can yine kaybolan bir değeri “Kendir İpliği”’ni gün ışığına çıkardı. Yine eskiden Rize’deki dokuma tezgahlarının ana maddesi kendir ipliği idi. Dokuma tezgahları gibi kendir ipliği de tarihin derinliklerinde kaybolmuştu. Geri gelen tezgahlarda dokuma için ise yurt dışından, çok zor bulunan kendir iplikleri ithal ediliyordu. Bu durum Deryanur Can’ı yeni bir atılıma sevk etti. Ve Türkiye de ilk kendir ipilği üretim tesisini Rize’de hayata geçirdi. Yaptığı yatırımlarla yöremizin geçmişteki kültürünü günümüze taşıyan ve gelecek kuşaklara da yansıyacak çalışmanın işçisi, kalfası, ustası, mimarı ve de mühendisi olan Deryanur Can neler söyledi birlikte okuyalım... “1982 yılında da Marmara Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’n den mezun oldum. Çalışma hayatım, 15 yıl süren eşimi ikna etme çabalarım sonucu 1997 yılında başladı. Eşim ikna olmuştu çünkü iş fikrim çok kutsaldı, kaybolmuş olan Rize Bezi el dokuma sanatını canlandırıp geliştirmek istiyordum. İş alanının konusu belirlenince ismi hemen arkasından geldi “Bizim Eller”. Hem Ülkemizin bu şirin diyarını bu güzel ilini hem de yöre insanımızın marifetli çalışkan elleriyle ürettiği ayrıca- gahlarından çıkan o melodik sesleri dinlemeye gelen Rizeli teyzeler… Rize kültürünü teneffüs etmeye gelen yabancı konuklar, Devlet büyükleri… Hiç unutmuyorum, daha yeni üretimlerimizi satışa sunmuştuk bir gün üç hanım geldi “Methinizi duyduk sizin için Trabzon’dan geldik” dediklerinde mağazadaki bütün ürünleri onlara hediye edesim gelmişti.” Büyüme başlıyor: “Dokuma atölyesini 1997 yılında Genç Girişimci desteği alarak kurmuştum. 2000 yılında Halk Bankası’ndan teşvik kredisi alarak 15 makine parkurlu seri üretime yönelik dikiş atölyesi kurdum ve kardeşlerimle işletmeye başladım. Dokuduğumuz Rize bezlerini bu atölyede mamule dönüştürüp hizmete sunuyorduk fakat bu mamullerde nakış faktörünü kullanarak çeşitlendirmeler yapmak ve ürün yelpazesini genişletmek istedim ve 2004 yılında yine Halk Bankası’na proje sunduk ve onaylanıca teşvik kredisi alarak bölgede ilk kez elektronik çok başlı nakış makinesi aldık. Bu yeni bir teknolojiydi ve bölgede ilk olmamın verdiği hem zorluğu hem heyecanı birlikte yaşadık. 2008 yılında “Organik Giyim” adı altında bir proje hazırladım ve TR90 Düzey2 Bölgesi lıklı ürünleri anlatsın istemiştim. Eski dokuma- Kalkınma Programı çerçevesinde onaylanan ların izini sürmek amacıyla altı ay Rize köylerini bu projeyle iş yerimize çeşitli katılımların yadolaştım, eski el tezgahlarını topladım, bu işi nında, o yıllarda Türkiye’de sayılı olan “Komgençliğinde yapmış olan teyzeleri buldum. O teyzeler de çok heyecanlandı, çünkü el dokuma bir aşktır dokunan her iplik sevgiyle yerleştirilir tezgaha. Sevgili tezgahlarını marangoza örnekledim ve 10 adet eski dost yaptırdım. Bu eski dostlar yeni binalarda üretim yapamazdı… Eski bir konak buldum, harap halde olan bu evi eski haline dönüştürerek alt katında ateşlik, mabeyin üst katında ise dokuma tezgahları olarak, adeta etnografya müzesi şekline dönüştürdüm. İlk dokuma, İlk heyecan: “Tarifsiz bir duygu. Büyük bir heyecanla başladık üretimimize. Ama hiç tereddüt etmedim. O kadar ziyaretçimiz vardı ki… El tez27 bine nakış makine”sini iş yerimize kattık. Çok fonksiyonlu bu makinede şu an pul-payet, boncuk, kordone, lase gibi özel nakışlarla çalışmalar yapıyoruz.” Üretim çeşitleri: “Ev tekstilinde aklınıza gelebilecek her ürünü dokuyoruz. Salon takımlarından yatak odası takımına kadar. Bunlar takımda olabiliyor tek tekte olabiliyor. Üzerlerine yöresel ezgileri işliyoruz. Hayal ettiğimi kumaşın üzerine yansıtmaktan çekinmiyorum ama özgünlüğünü de korumalı. Yerli ve yabancı turistler yöresel öğelerle işlenmiş ürünleri çok beğeniyorlar. Giyip kullanabileceğimiz aksesuarlar dokuyoruz. Yazın serin tutma özelliği olan günlük kıyafet dokuyoruz ki yaz aylarında çok tercih ediliyor.” Türkiye’nin ilk kenevir ipliği fabrikası: “Rize el dokumaları hedefim misyonunu tamamlamıştı, hedefe ulaştıkça yeni hedefler belirliyordum ve artık hedefim Rize Üniversitesi tarafından üstlenildi.” Bu gün gelinen nokta; “Türkiye’de ilk ve tek “Kenevir ipliği Üretim Tesisi” kurdum. Ar-ge çalışmaları devam eden üretimimiz yakında çıktılarını hizmete sunacak ve ülkemizde ilk kez ve tek olarak sanayi üretimi yapılan kenevir ipliği, önce bölge sonra da ülke ekonomisinde yerini alacaktır. Rize bezinde olduğu gibi tekstil sektöründe ilimizde oluşturulan yapılandırma en büyük hazzım olacaktır.” Rizeli ev hanımlarını teşvik ediyor: “1998 yılında dokumacılığın yeniden Rize ekonomisine katkı getirmesini sağlamak, ölmek üzere olan bir değeri yeniden hayata geçirmek ve ev kadınlarını iş hayatına yönlendirmek maksadıyla bir çağrı yaptım Rize’li teyzelere “Daha geç kalmadan sanatımızı gençlerimize öğretelim” dedim, kimse duyarsız kalmadı. Devletimizin ve dolayısıyla Halk eğitiminin katkılarıyla yeni dokuma atölyeleri açıldı ve onlarca el tezgahları halka dağıtıldı. Bezi’nin olmazsa olmaz ham maddesi ke- Bu gün gelinen nokta 5000 el tezgahı, yüznevir ipliğini üretmekti. Çünkü Coğrafi İşareti lerce atölye oluştu. Ve de bu tezgah ve atölalınmış olan Rize Bezi’nin hammaddesi kene- yelerde de artık Rize’de üretimi yapılan kendir vir ipliği yurt dışından geliyordu. Üretimde ipliği kullanılacak..” ithalata bağımlılık, hem yıllarca bu ipliği üreterek Rize bezi dokumuş ve kültüründe konumlandırmış halkımıza hem de “Rize Bezi” markamıza gölge düşürüyordu. 2009 yılında “Kenevir Tarımı ve Organik Kenevir İpliği Üretimi” adında bir proje hazırladım ve TÜBİTAK’a sundum, projem onaylandı. Projeyi yürütürken, Rize İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittim ve bu büyük projeyi beraber yürütmek istediğimi söyledim. O zamam Rize Milli Eğitim Müdürü olan Rasım Çelik projeye çok sıcak baktı ve Valiğin onayı ile proje ortaklığı yaparak, atıl durumdaki bir İlk Öğretim Okulu projeye tahsis edildi. Kenevir ipliği üretiminin, kenevir tarımı iş paketi Rize 28 Yeni Türk Ticaret Kanununun getirdikleri Muammer BERBEROĞLU Rize Serbest Muhasebeci Mali Muşavirler Odası Başkanı Dünyadaki ekonomik gelişmelere paralel olarak AB üyesi ülkeler dünya ticaret hayatının yeni kurallarına uygun olarak sürekli değişmelere devam ederken ülkemizde 1957 yılında bu yana yürürlükte bulunan Ticaret hayatımızı düzenleyen en temel yasalarımızdan biri olan Türk Ticaret Kanunu 14.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 1535 maddeden oluşmaktadır. Yeni 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu genel olarak 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu kanuna bağlı olarak çıkarılan 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. AB’ ye uyum süreci açısından da önem taşıyan AB ile uyum müktesebatı çerçevesinde, değişen şartlara ve çağın gereklerine uygun bir kanun gerekliydi. Yeni Türk Ticaret Kanunu bu ihtiyaca önemli ölçüde cevap verecektir. Bir çok gelişmiş ülke Ticaret Hukuku mevzuatını uluslararası ticaretin getirdiği şartlara göre değiştirmiştir. Ülkemizde yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu sürece katılmanın sevincini yaşamaktadır. Kanunda tüketicinin korunması, bilgi toplumuna uygun hizmetlerin öne çıkarılması, elektronik ortamda yapılacak bir çok işlemin hukuka uygun olarak yapılması, bilanço, gelir tablosu ve finansal tabloların ve denetimin uluslararası standartlara göre hazırlanması, şirket kurmanın kolaylaştırılması, web sitesi kurma zorunluluğu gibi bir çok madde artık işletmelerimizi daha çağdaş, şeffaf, rekabet edebilen bir yapıya kavuşturacaktır. Yeni TTK 1535 madde ve 52 bölümden oluşmaktadır. Yani eski kanundan 60 madde daha fazladır.Yeni Kanunda 600 yeni hüküm bulunmaktadır.Yeni Kanunda taşıma hukuku bağımsız ve özel bir kitap olarak yerini aldı.Kanunda 685 maddenin dili daha anlaşılır hale getirildi.250 civarındaki madde yeniden kaleme alındı veya değiştirildi. Şirketler sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmez ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ticaret Sicil Müdürlerince yaptırılması talimatını verecek, tescil ile diğer masraflar cebren şirketten tahsil 30 edilebilecektir. Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce bazı taşınmazlar bir şirkete sermaye olarak konulmuş, ancak bunların tapu sicilinde tescillerinin şirket adına tescilinin yapılmamış olması hâlinde, şirket alacaklıları, ortakları veya pay sahipleri tescil isteminde bulunabilecekleri gibi, tescilin, ticaret sicili müdürlerince yaptırılması talimatını Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’da verebilecektir. Tescil harcı ile diğer harç ve masraflar, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde şirketten tahsil edilebilecektir. Ana sözleşme değişikliklerinde yapılması gereken yükümlülükler 14 Ağustos 2012 tarihine kadar anonim şirketler ile limited şirketler ana sözleşmelerini Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirmeleri gerekmektedir. Şirket yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte biri yüksek öğrenim görmüş kişilerden seçilmelidir. Tek kişilik yönetimde ise yüksek öğretim görmüş olma zorunlu değildir. Şirketler sermayelerini asgari tutarlara yükseltecek 14 Şubat 2014 Anonim ve Limited şirketler, Türk Ticaret Kanununun yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde yani 14 Şubat 2014 tarihine kadar asgari sermayelerini Kanunun 332 ve 580 inci maddelerinde belirtilen tutarlara yükseltmek zorundadırlar. Şirketler sermayelerini kanunda öngörülen tutarlara çıkarmamaları halinde münfesih sayılacaktır. Anonim ve limited şirketler, Türk Ticaret Kanununun Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren 3 yıl içinde sermayelerini kanunda belirtilen hadlere çıkarmaları gerekmektedir. Buna göre; anonim şirketler’ de esas sermaye en az 50.000.-TL olmalıdır. Halka açık olmayan ancak kayıtlı sermayeyi kabul etmiş bulunan anonim şirketler de ise 100.000 TL olmalıdır. Limited şirketin esas sermayesini 10.000.-TL çıkarmaları gerekmektedir. Aksi halde fesih edilmiş sayılacaklardır. Sermayenin Türk Ticaret Kanununda öngörülen tutara yükseltilmesi için yapılacak genel kurullarda toplantı nisabı aranmayacaktır. Anonim şirketler esas sözleşmelerini ve limi- ted şirketler şirket sözleşmelerini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yayımı tarihinden itibaren 18 ay içinde Türk Ticaret Kanunuyla uyumlu hâle getireceklerdir. Bu süre içinde gerekli değişikliklerin yapılmaması hâlinde, esas sözleşmedeki ve şirket sözleşmesindeki düzenleme yerine Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri uygulanacaktır.Esas sözleşme ve limited şirket sözleşmesini uyumlu hâle getirmek için yapılacak genel kurullarda toplantı nisabı aranmayacaktır. Tek kişilik şirketler kurulabilecek Getirilen yeni düzenlemeyle tek kişilik Anonim şirket ve Limited şirket ortaklığına imkan tanıyor. Daha önce hatırlanacağı gibi limited şirket en az 2 ortak, anonim şirket en az 5 ortakla kurulmaları gerekmekteydi. Böylece bu değişiklikle AB müktesebatına uygun bir değişiklik yapılmış oldu. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Tek pay sahipli anonim şirketler ile tek ortaklı limited şirketler kurulabilecek olup, herhangi bir sebeple bir anonim şirketin tek pay sahibi ve bir limited şirketin tek ortağı olan gerçek veya tüzel kişi, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren onbeş gün içinde, bu sıfatını, noter aracılığıyla bildirecektir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile herhangi bir sebeple bir anonim şirketin tek pay sahibi ve bir limited şirketin tek ortağı olan gerçek veya tüzel kişi, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren onbeş gün içinde, bu sıfatını, adını, adresini, vatandaşlığını, anonim şirketlerde yönetim kuruluna, limited şirketlerde müdüre veya müdürlere noter aracılığıyla bildireceklerdir. Bildirimin muhatapları, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, Türk Ticaret Kanununun 338 inci maddesinde öngörüldüğü üzere; Anonim şirketin kurulabilmesi için pay sahibi olan bir veya daha fazla kurucunun varlığı şarttır. Pay sahibi sayısı bire düşerse, durum, bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün içinde yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilir. Yönetim kurulu bildirimi aldığı tarihten itibaren yedi gün içinde, şirketin tek pay sahipli bir anonim şirket olduğunu tescil ve ilan ettirir. Ayrıca, hem şirketin tek pay sahipli olarak kurulması hem de payların tek kişide toplanması hâlinde tek pay sahibinin adı, yerleşim yeri ve vatandaşlığı da tescil ve ilan edilir. Aksi hâlde doğacak zarardan, bildirimde bulunmayan pay sahibi ve tescil ve ilanı yaptırmayan yönetim kurulu sorumlu olacaktır. Şirket, tek pay sahibi olacak şekilde kendi payını iktisap edemeyecek ve ettiremeyecektir. Bildirimin muhatapları, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, Türk Ticaret Kanununun 574 üncü maddesinde öngörüldüğü üzere; Limited Şirketlerin Ortaklarının sayısı elliyi aşamayacaktır. Ortak sayısı bire düşerse durum, bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün içinde müdürlere yazıyla bildirilecek.Müdürler, bildirimin alınması tarihinden başlayarak yedinci günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu, bu ortağın adını, yerleşim yerini ve vatandaşlığını tescil ve ilan ettirileceklerdir.Aksi hâlde doğacak zarardan sorumlu olacaklardır.Aynı yükümlülük, şirketin bir ortakla kurulduğu hâllerde de geçerlidir.Şirket, tek ortağının kendisinin olacağı bir şirkete dönüşeceği sonucunu doğuracak şekilde esas sermaye payını iktisap edemeyecektir. İnternet sitesi kurma zorunluluğu 1 Temmuz 2013 tarihi itibariyle Yeni TTK uyarınca web sitesi ve e-imza gibi diğer elektronik işlemler ile ilgili gereklilikler yürürlüğe girecektir. Bu düzenleme ile şirketlerde profesyonel yönetim anlayışının yerleşmesi hedeflenmektedir.İnternet sitelerinin kurulması ile kamuoyunun aydınlatılması hemde şirketle ticaret yapmak isteyen kişiler böylelikle şirket hakkında istedikleri bilgileri internet sitesinden öğrenebilecekler. Şirketin ticari sır niteliğindeki bilgiler internet sitesinde olmayacaktır. Sitede şirketin Bilanço, Gelir tablosu, Finansal tabloları, yazışmalar, kararlar, genel kurul toplantılarına ilişkin kararlar sitede yayınlanacaktır. İnternet sitesi olmayan şirketler bir an önce internet sitelerini kurmalı, mevcut internet sitesi bulunan şirketler ise bu internet sitelerini TTK’ nın öngördüğü verilerle donatmalı ve sürekli güncel tutulmalıdır. Yeni TTK’ da internet vazgeçilmez bir araç olacaktır. Bazı ihbarların elektronik ortamdan gönderilmesi, elektronik ortamda genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarında kararlar alınması söz konusu olabilecektir. Yeni TTK ile şirketlerin güvenli elektronik imza edinmeleri ve kurulacak olan KEP (kayıtlı elektronik posta sistemine)’ e üye olmaları gerekecektir. Mali tabloların Türkiye muhasebe standartlarına uygun hazırlanması 01 Ocak 2013 tarihinden itibaren tüm şirketler artık finansal tablolarını Türk Muhasebe Standartları’ na göre hazırlamak zorundadır. 31.12.2013 tarihi itibariyle hazırlanacak mali tablolar 31.12.2012 tarihli mali tablolar ile karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. Bu sebeple ilgili tüm kesimlerin 01.01.2012 tarihine kadar TMS’nın uygulamasına yönelik hazırlıklarını tamamlamaları yararlı olacaktır. Bağımsız dış denetim 01 Mart 2013 bağımsız denetçi seçimi için son tarihtir. 31.12.2013 tarihli mali tablolar için hazırlanacak olan bağımsız denetim raporunda stoklar ve satılan malın maliyeti hesapların açılış bakiyeleri hakkında olumlu görüş beyan edebilmek için bağımsız denetçilerin 31.12.2012 tarihi itibariyle şirketlerin gerçekleştirecekleri stok sayımlarında gözlemci olarak bulunmaları gerekecektir. Şirketlerde bu güne kadar iç denetim söz konusuydu ancak sağlıklı bir denetim yapılıp ilgililer yeterince bilgilendirilmiyordu. Yapılan düzenleme ile bu yerine getirildi. Bu düzenleme 31 azınlık ortaklıklar için çok önemlidir. Çünkü bilgi paylaşımı daha sağlıklı bir zemine oturtuluyor ve böylece yönetimlerde şeffaflık sağlanmış olacaktır. Bu düzenleme devlet içinde vergi denetimi anlamında artı bir değer olacaktır. Şirketlerin denetimleri 01.03.2013 tarihinden itibaren Serbest Muhasebeci Mali Müşavir veya Yeminli Mali Müşavir tarafından yapılacaktır. Pay sahipleri ve limited şirket ortaklarının şirkete borçlanma yasağı geliyor. Bilindiği üzere bugüne kadar Türkiye’deki tüm şirketler Cari Hesap yoluyla ortaklarına borç para vermekte ve bu vesile ile şirketten para çekmektedirler. Hükümet bu konuyu çözmek için yeni Torba Yasasına yeni bir hüküm koyarak Kasa ve Cari Hesap bakiyelerinin tasfiye edilmesi yoluna gitmektedir. Bundan böyle şirketlerde bu hesapların oluşmaması için yeni Türk Ticaret Kanununun 358 inci maddesi ile anonim veya limited şirkete borçlu olan pay sahipleri ve ortaklar, borçlarını, anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içinde, nakdî ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorundadır. Borcun kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulması bu madde anlamında tasfiye sayılmaz. Belirtilen süre içinde şirketin alacaklıları tasfiye edilmediği takdirde alacakları için, şirkete borçlu olan pay sahibi veya limited şirket ortağı takip edilebilecektir. Anonim Şirket ve Limited Şirket yönetiminde, tüzel kişinin temsilcisi olarak üye seçilmiş bulunan gerçek kişinin, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde istifa etmesi, onun yerine tüzel kişiyi temsil edecek olanın yeniden seçilmesi gerekecektir. Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan anonim şirket yönetim kurulları ile limited şirket müdürleri, görevden alınmaları veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hâli hariç, sürelerinin sonuna kadar görevlerine devam edecekler. Ancak, tüzel kişinin temsilcisi olarak üye seçilmiş bulunan gerçek kişinin, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde istifa etmesi, onun yerine tüzel kişinin yada başkasının seçilmesi gerekir. Tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil ettiği limited şirketlerde de aynı üç aylık süre içinde Türk Ticaret Kanununun bu hükmü yerine getirilecektir. Gayrifaal şirketlerin durumu Türkiye’ de yaklaşık olarak 800 bin civarında şirket bulunmaktadır. Bu şirketlerin 700 bini limited şirket , 100 bini’ de anonim şirkettir. Yeni Türk Ticaret Kanunu’ na göre bu sayıları göz önüne aldığımızda 800 bin şirket bulunmaktadır. Ancak bu şirketlerin yapıları incelendiğinde yarısının gayrifaal durumda olduğu veya hayat standardı vergilendirmesinden dolayı kurulmuş şirketlerdir. Gayrifaal durumda bulunan 400 bin şirketin Yeni TTK’ yürürlüğe girmeden basit bir yöntemle tasfi32 ye sürecinin tamamlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gereklidir. Şirketler tasfiye edilmeden ticaret sicilinden silinmemektedir. Oda ve Borsa Meclis Başkanları istişare toplantısında buluştu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı Oda ve Borsaların Meclis Başkanları TOBB ETÜ’de gerçekleştirilen istişare toplantısında bir araya geldi. TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğ lu’nun başkanlığında yapılan toplantıda TOBB’un çalışmaları hakkında bir sunum gerçekleştirilirken, Türkiye ve dünya ölçeğindeki ekonomik gelişmelerin de değerlendirmesi yapıldı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile görüş alışverişinde bulunma imkânı bulan Meclis Başkanları, hem bölgelerine hem de Türkiye ve dünya ekonomisine ait görüş ve önerilerini dile getirdiler. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘insanların en hayırlısı, insana faydalı olandır’ düsturuyla hareket ettiklerine vurgu yaparak, Afrika’daki açlık felaketi nedeniyle düzenledikleri yardım kampanyası için çağrıda bulundu. Oda ve borsalara yardımlar için teşekkür eden Hisarcıklıoğlu, yardımların kesilmemesi isterken, herkesin kendi bölgesinde yardımların çoğalması için aracı olması gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, yardım kampanyası ile ilgili olarak “Türkiye’de aç insan yok mu?” şeklindeki eleştirileri de hatırlatarak, “Türkiye’de açlıktan ölen insan yok ama orada açlıktan ölen insanlar var. Görmeyince bunu hissetmek mümkün değil. Anlatabilmek mümkün değil” dedi. Somali’nin yüzde 99’unun müslüman olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Aynı dilden, aynı dinden aynı mezhepten insanlar. Ama zenginlik ülkesi Somali iç savaşla birbirine düşünce açlık ve ölümle karşı karşıya kaldı. Birbirine düştüğün zaman Allah rahmet ve bereketi kesiyor. Bu kulağımıza küpe olsun. Önce kendi içimizdeki birlik ve beraberliğe çok dikkat etmek zorundayız” dedi. TOBB’un Türkiye’nin en demokratik kurumu olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Hepimizin geldiği yer meslek grupları. Rekabet ettiğimiz rakiplerimizin oylarıyla seçiliyoruz. Bundan daha demokratik bir yapı olabilir mi?” diye konuştu. Kadın ve genç girişimcilerin önemine işaret eden TOBB Başkanı, “Hepimizin örnek aldığı kişi Peygamberimiz değil mi? Peygamberimizin eşi Hz. Hatice Validemiz ticaretle uğraşırdı. O zaman sizin kızınız niye ticaretle uğraşmasın. Niye peygamberimizi örnek almıyoruz” dedi. Hisarcıklıoğlu, işadamlarının para ve danışmanlık kaynaklarına nasıl ulaşabilecekleri konusunda ABİGEM’in çok önemli bir imkan olduğunu anlatırken, KOBİ AŞ ve Kredi Garanti Fonu gibi kuruluşlar hakkında da detaylı bilgiler verdi. Oda ve Borsa Meclis Başkanları istişare toplantısında buluştu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı Oda ve Borsaların Meclis Başkanları TOBB ETÜ’de gerçekleştirilen istişare toplantısında bir araya geldi. TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğ lu’nun başkanlığında yapılan toplantıda TOBB’un çalışmaları hakkında bir sunum gerçekleştirilirken, Türkiye ve dünya ölçeğindeki ekonomik gelişmelerin de değerlendirmesi yapıldı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile görüş alışverişinde bulunma imkânı bulan Meclis Başkanları, hem bölgelerine hem de Türkiye ve dünya ekonomisine ait görüş ve önerilerini dile getirdiler. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘insanların en hayırlısı, insana faydalı olandır’ düsturuyla hareket ettiklerine vurgu yaparak, Afrika’daki açlık felaketi nedeniyle düzenledikleri yardım kampanyası için çağrıda bulundu. Oda ve borsalara yardımlar için teşekkür eden Hisarcıklıoğlu, yardımların kesilmemesi isterken, herkesin kendi bölgesinde yardımların çoğalması için aracı olması gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, yardım kampanya- sı ile ilgili olarak “Türkiye’de aç insan yok mu?” şeklindeki eleştirileri de hatırlatarak, “Türkiye’de açlıktan ölen insan yok ama orada açlıktan ölen insanlar var. Görmeyince bunu hissetmek mümkün değil. Anlatabilmek mümkün değil” dedi. Somali’nin yüzde 99’unun müslüman olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Aynı dilden, aynı dinden aynı mezhepten insanlar. Ama zenginlik ülkesi Somali iç savaşla birbirine düşünce açlık ve ölümle karşı karşıya kaldı. Birbirine düştüğün zaman Allah rahmet ve bereketi kesiyor. Bu kulağımıza küpe olsun. Önce kendi içimizdeki birlik ve beraberliğe çok dikkat etmek zorundayız” dedi. TOBB’un Türkiye’nin en demokratik kurumu olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Hepimizin geldiği yer meslek grupları. Rekabet ettiğimiz rakiplerimizin oylarıyla seçiliyoruz. Bundan daha demokratik bir yapı olabilir mi?” diye konuştu. Kadın ve genç girişimcilerin önemine işaret eden TOBB Başkanı, “Hepimizin örnek aldığı kişi Peygamberimiz değil mi? Peygamberimizin eşi Hz. Hatice Validemiz ticaretle uğraşırdı. O zaman sizin kızınız niye ticaretle uğraşmasın. Niye peygamberimizi örnek almıyoruz” dedi. Hisarcıklıoğlu, işadamlarının para ve danışmanlık kaynaklarına nasıl ulaşabilecekleri konusunda ABİGEM’in çok önemli bir imkan olduğunu anlatırken, KOBİ AŞ ve Kredi Garanti Fonu gibi kuruluşlar hakkında da detaylı bilgiler verdi. 33 Rize ticaret erbabının duayen ismi MAHMUT TOPÇU İş hayatında,60 yıldır başarısızlığı tatmadığını söyleyen Mahmut Topçu geç girişimcilere nasihatte bulunarak “İşini takip etmekte uyanık olacaksın. Başkalarının hakkını yeme konusunda uyanık davranmak o ticarethanenin ömrünü uzun tutmaz. Sadece kısa sürede para kazanma hırsı ise girişimciyi temelde tüketir.” Çiğdem FAZLIOĞLU Rize’de helva deyince Üçel, Üçel deyince de akla Mahmut Topçu gelir. Her cümlesinin sonunda “ticaret sabır gerektirir” diyen Topçu, Rize ticaret ve esnaf erbabının duayen isimlerinden. 50 yılı aşkın süredir Rize’de helva, reçel,şekerleme ve lokum üreten Üçel Fabrikasının kurucu ortaklarından olan Mahmut Topçu helva işine kendi ifadesiyle çok zoruna giden bir iş sektöründen kurtulmak için tesadüfen başlamış. Bugün Ka- radeniz ve İstanbul başta olmak üzere pek çok ilde ürününü pazarlayan Topçu “Ben işime ömür verdim, işimde ömrüme ömür kattı. 80’ni çoktan devirdik. Allah beni memnun etti. Bundan daha ötesini kendi adıma istemem” diyor. Ticarette başarının temelini sabır, dürüstlük ve işi iyi takip etmeye dayandıran Topçu günümüzde yaşanan iflasların bu üç temele uymamaktan kaynaklandığını söylüyor. Topçu “Eskiden insanlar iş vakti sadece işi ile alakadar olurdu şimdi ise işyerleri internet kafe gibi yada arkadaş ağırlanan bir kafe. İnsanlar birbirine güvenirdi söz senetti söylenen tarihte para ödenirdi. Şimdi ise çek var ama çekler dahi zamanında ödenmiyor. Nerde o eski güven,nerde o eski ticaret anlayışı” diyor ve ardından gülümseyerek devam ediyor “ Kimler geldi kimler geçti. Etrafıma bakınıyorum da gencecik insanlar dükkanlarının başında. Ben onların babalarıyla da çalıştım dedeleriyle de çalıştım” Mahmut Topçu ticaret hayatına ne zaman başladı: 1952 yılıydı. Besicilik yapıyorduk. Tam sayıyı hatırlıyorum o tarihte 1052 sığırımız vardı. Bunları Ardanuç ta kesiyor kavurma yapıyor ve yöreye satıyorduk. 5 yıl kadar sürdürebildik bu işi. Çünkü benim zoruma gidiyordu canlı kesmek. Binlerce can alıyorsunuz. Elbetteki helaldı ama yinede can almak zordu.5 yıl devam ettikten sonra bu işi bıraktık. Helva işine ne zaman girdiniz: Şimdiki ortaklarımla 1958 yılında hangi sektörde faaliyet gösterebileceğimiz konusunda fikir edinebilmek maksadıyla İstanbul’a gittik. Eminönünden Unkapanı’na giderken dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in istimlak ettiğini öğrendiğimiz bir bölge dikkatimizi çekti. Yerlerde boş kazanlar duruyordu. Ne olduğunu sorduk, helva kazanı olduğunu söylediler. Hemen o anda kafamızda fikir oluştu. Rize’de helva üretecektik. Kastamonu Taşküprü de usta bulduk. Ben İstanbul’da kaldım ortağım Rize’ye geldi. Ses sinemasının karşısında bir yeri kiraladık ve 1958 yılının 10. ayında imalata başladık. Helva iyi bir seçimdi. Çünkü Rize çay bölgesi ve çay toplamak için dışardan işçi geliyordu. O zamanlar bugünün hazır yemekleri yok ki. İşçiler helva yiyordu. Helva ise İstanbul’dan geliyor bakkallarda satılırdı. İyi bir tüketim vardı. Biz imalata başlayınca ve çok iyi helva üretince İstanbul buradan çekildi. Üretime başlarken ne kadar sermayeniz vardı: 150 bin lira sermayemiz vardı. O zamana göre iyi paraydı. Bu parayı besicilikten kazanmıştık. Biz üç ortaktık, ben, Eyüp Kalkavan ve Ramazan Şimşek. Üçel ismi buradanmı geliyor? Evet Üçel ismi üç ortak olmamızdan geliyor. İsabetli de bir isim bulduğumuza inanıyorum. İlk üretim miktarınız ne kadardı: Deneme üretiminden sonra o zamanki üretimimiz 150 tondu. İlk Rize’de sattık helvamızı. Sonra pazarımız genişledi tabiki. Şimdi ise 600 ton helva üretiyoruz, 300 ton reçel üretiyoruz. Bunun yanısıra lokum ve şeker üretimimizde var. Bunlarda çok tercih edilen ürünlerimiz. O dönemin zorlukları nelerdi: Üretime başladığımız dönemde oldukça zor şartlar vardı. Sadece bizim için değil bütün esnaf için geçerli bu dediğim. Elektrik kafi gelmiyordu, su bile doğru dürüst yoktu.1962 yılına kadar düzenli elektrik olmadan üretimi sürdürdük. Neyseki sonradan suda elektrikte düzenli gelmeye başladı.İmalathanemizde yeterli değildi üretim için. Buda ayrı bir zorluktu. Ne zaman imalathaneyi büyütmeye başladınız: Birkaç yıl sonra Gülbahar mahallesinde daha büyük ve uygun bir imalathane kurduk.30 yıl süresince orada imalata devam ettik. O süre içerisinde fabrikamızı yapmaya başladık. 10 yıldır 4 dönüm arazi üzerinde son teknoloji makinalarıyla donattığımız fabrikamızda üretime devam ediyoruz. En fazla üretimimiz helvada. Ardından reçel,lokum ve şekerleme geliyor. Çay fabrikaları dışında üretim yapan ilk fabrika biziz. Üçel’in pazarı nereye kadar uzanıyor: 35 Samsun’dan Artvin’e kadar illerimizde ürünlerimiz satılıyor.İstanbul bizim çok iyi bir pazarımız orada satışlarımız çok iyi. Ardından Zonguldak geliyor. Şimdi ise Ankara ile ilgili planlarımız var. Orada gıda fuarına katılıp piyasayı gözden geçireceğiz. Üçel’i farklı kılan nedir: Bizim helvamıza alışan başka helva yemez. İlk defa tadan kişide farkı hemen görür. Kalitemize inanıyoruz. Helvanın ana malzemesi tahindir. Tahinin özüde susam. Biz en iyi susamı alıyoruz. Mümkün olduğunca yerli susam tercih ediyoruz. Ancak yerli susam üretimi azaldı mecburen ithal etmek zorundayız, buda helvanın tadına yansıyor tabi. Mümkün olduğunca yerlisini kullanıyoruz, şekeri Erzurum’dan aldırıyoruz ve hiç bir katkı maddesi kullanmıyoruz. Bazıları helvaya yer fıstığı karıştırıyor, buda susamın tadını bozuyor. Türkiye’nin kıymetini bilmiyoruz. Burada herşeyin en doğalı en lezizi yetişir ama destekmi yok anlamıyorum. İthal ürün yiyoruz görüntü güzel ama tat yok. İran dan gelen karpuza bakın tadı varmı. Fabrikanın yeni hedefi nedir: Fabrikamızı biraz daha büyütmek niyetindeyiz. Likapadan meyve suyu üretme projemiz var. İnşallah muvaffak oluruz. Bir de Ankara pazarı var bunu da zaman gösterecek. Rize ticaret erbabının duayenlerinden olarak bugün ile dün arasındaki farkı nasıl anlatırsınız bize: Eskiden şartlar zordu ama güven ortamı o zor şartları zor olmaktan uzaklaştırıyordu. Herkes birbirini tanır selam vermeden geçmez36 di. Hayırlı işler derdi bunu da içten söylerdi.Şimdi herkes birbirinin rakibi. Batan kişi oda batsın diye bakıyor. Söz senetti. Piyasaya mal verirdik paranın adı geçmezdi. Alıcı bize şu tarih derdi o tarihte para gelirdi. Asla para tahsilatına çıkmazdık. Şimdi ise çek veriyorlar peşin para diye birşey kalmadı. Ama o çeklerde ödenemiyor. Neyseki bizim müşterimiz sağlam ama arada bize de denk geliyor. Türkiye de söz emniyeti zayıfladı. Zamanında ödeme yapmazsan da idare etmek işi de kalmadı. Bugün ben aldığım ürünün parasını zamanında ödemezsem piyasada adım kalmaz. Mahmut Topçu yaptığı işten mutlumu: Buraya bir ömür verdim ama oda benim ömrüme ömür kattı. Mutluyum.Hem başardığımız için hemde 50 kişiye ekmek kapısı olduğum için. Allah beni memnun etti. Bende çalışanımı memnun etmeye çalışıyorum. Daha fazlasını istemem. Bundan sonrası evlatlarımızın işi. Biz fabrikayı kurduk sistemi oluşturduk, oğullarımızda bu sistemde yetişti. Devam ettireceklerini tahmin ediyorum. Kurulu olmayan bişeyi kurduk pazarı oluşturduk. Kurduktan sonra götürmek daha kolay. Umarım aynı disiplinde devam edecekler. Duayen olarak başarının temelinde yatan ve gençlere önerebilecekleriniz nedir: Sabır, dürüstlük ve işi takip etmek. Bu üç temel unutulmamalı. Ardından güler yüz. İşini takip etmekte uyanık olacaksın. Başkalarının hakkını yeme konusunda uyanık davranmak o ticarethanenin ömrünü uzun tutmaz. Sadece kısa sürede para kazanma hırsı ise girişimciyi temelde tüketir. Birde ihtiyaçlar haricinde bir esnaf işyerinden çıkıp dinlenmek için evine gitmez ve parayı sadece eğlenmek için kullanır evine geç giderse hem işyerinden olur hem de yuvasından. Uşak Emniyet Müdürlüğüne tayın oldu Şammaz Demirtaş Rize’ye veda etti Antalya Emniye Müdür yardımcısılığından Emniyet Müdürlüğüne atanan Hüseyin Yenice Rize’ye gelerek yeni görevine başladı. Son Emniyet Müdürleri Kararnamesi ile Uşak İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Rize İl Emniyet Müdürü Şammaz Demirtaş, yerine atanan Hüseyin Yenice’ye görevi devrederek Rize’ye veda etti. RTSO, Demirtaşın onuruna veda yemeği düzenledi. Yemeğe, Rize Valisi Seyfullah Hacı Müftüoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, İl Garnizon Komutanı Alb. Turhan Talu, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı, Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz Yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Yenice, RTSO Meclis Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu, RTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Şükrü Cevahir, Hüseyin Kutlu, RTSO Yönetim kurulu ve Meclis üyeleri ile STK Yöneticileri katıldılar. Yemekte yaptığı veda konuşmasın da , Rize’de 5.5 yıl İl Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunduğunu vurgulayan Demirtaş, Rize’de ki göre- vini çok sevdiği bir arkadaşına devretmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti. Demişrtaş, “Rize’de asayiş açısından önemli bir olumsuzluk yaşamadık. Ancak son iki yıl içerisinde iki büyük doğal afetle karşılaştık. Bu olaylarda hep halkımızla iç içe halkımızın yanındaydık. Rize’de güzel günler geçirdik. Kalıcı dostluklar edindik. Fırsat buldukça Rize’yi ziyaret edeceğim. Dostlarımız ile hiç kopmayacağız. Burada sadece bir Rizespor taraftarı değil aynı zamanda Rizeli oldum. Rizespor’un maçlarını da takip etmeye devam edeceğim.”dedi. 37 Odamızın başlattığı projeye öğrencilerden de desdek geldi. Rizeli öğrencilerden Mardin’e anlamlı gezi “Kuzey - Güney Sevgi Yolu” Ali Metin Kazancı Rize Lisesi öğrencileri Mardin’de kardeş okul seçilen Mehmet Edip-Fatma Yüksel Anadolu Lisesi öğrencileriyle tanıştı. Bölgedeki tarihi ve turistik yerleri gezdiler. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün Mardin terörle Mücadele Şubesiyle yaptıkları görüşmelerden sonra her iki ilin Milli Eğitim Müdürlükleri ile Ticaret ve Sanayi Odaları da projeye destek verdi. Proje konusunda açıklamalarda bulunan Rize Terörle Mücadele Şube Müdürü İsmail Dinçer Öğüt, gezinin çok olumlu geçtiğini ifade ederek “ Ülkemizin zengin, kültürel ve tarihi bölgelerini tanıtmak , özellikle milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek amacı ile “Kuzey- Güney Sevgi Yolu” projesi hazırladık. Rize Ticaret ve Sanayi odasının Rize Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün hazırladığı “Kuzey-Güney Sevgi Yolu” projesi kapsamında Mardin’e düzenlen gezide, Ali Metin Kazancı Rize Lisesi öğrencileri Mardin’de kardeş okul seçilen Mehmet Edip-Fatma Yüksel Anadolu Lisesi’ne ziyarette bulundu. Bölgeler arasındaki yakınlaşmayı sağlamak amacıyla hazırlanan “Kuzey- Güney Sevgi Yolu” projesinde, Rize Ticaret ve Sanayi Odası’nın önceki yıl başlatmış olduğu Rize-Mardin oto yol projesine destek amacıyla Mardin ili seçildi. Rize 38 da desteğini alarak yaptığımız görüşmelerle Rize Ali Metin Kazancı Lisesinden 26 kız , 10 erkek öğrenciyi Mardin’e götürdük. Mardin de kardeş okul seçilen Mehmet Edip- Fatma Yüksel Anadolu Lisesi ziyaret edilerek öğrencilerimiz arasında tanışıp kaynaşma sağlandı. İki gün süren gezide öğrencilere,medeniyetler şehri olan Mardin’in tarihi ve turistik yerleri de gezdirildi. “ dedi. Ali Metin Kazancı Rize Lisesi öğrencileri, Mardin Mehmet Edip-Fatma Anadolu Lisesi öğrencilerine Rize’den getirdikleri hediyeleri sunarken okul müdürü Ömer Kızıl yaptığı konuşmada “ Kardeş olarak okulumuzu seçtikleri için Emniyet Müdürlüğüne teşekkür ediyorum. İnşallah bizde iadeyi ziyarette bulunacağız. Bu proje gönül köprüsü projesine benzer bir proje. Bu tür faaliyetlerin ülkemizde yoğun olarak geliştirilmesi gerekir. Gençlerimizin, çocuklarımızın tanışmaları neticesinde kafalarındaki yargılardan kurtulacaklar. Kendilerine birilerinin tanıtımları gibi değil de gerçekte olduğu gibi birbirlerini tanıma fırsatı bulacaklar. Bu anlamda çalışan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Mardin de gezdikleri yerlerde sevgiyle karşılanan Rize Ali Metin Kazancı Lisesi öğrencileri akşam yemeğinde de Mardin Vali Yardımcısı Selim Palamut, Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı M.Ali Tutaşı, Emniyet Müdür Yardımcısı Yakup Polat ve Milli Eğitim Müdürü Hamdi Atayeter birlikte oldular. Yemekte yapılan konuşmalarda Mardin Milli Eğitim Müdürü Hamdi Atayeter öğrencilerden Mardin de gördüklerini Rize’ye dönünce arkadaşlarına, ailelerine anlatmalarını isteyerek “Projenin adı çok güzel bu Karadeniz köprüsüne ihtiyacımız var. Kuzeyden güneye bir kardeşlik köprüsü kurulacak. Buradan çok güzel deneyimlerle ayrılacaksınız. Bu deneyimlerinizi arkadaşlarınızla ailelerinizle paylaşmanızı ve kardeşlik köprüsüne katkıda bulunmanızı istiyorum” RTSO Genel sekreteri Gafur Karali , oda olarak başlattıkları Rize-Mardin Otoyol projesinin gerçekleşmesi sözünün 14 Mayısta başbakan tarafından müjdelendiğini belirterek“ Rize- Mardin hattındaki ve çevresindeki Ticaret ve sanayi odalarıyla Rize- Mardin Oto yol projesi için geçen yıl çalışma başlatmıştık ve bu çalışmalar netice verdi. Başbakanımız 14 mayısta Rize’de yaptığı konuşmada Rize -Mardin Otoyolu ve Ovit Tüneli projelerinin gerçekleşmesi sözünü verdi. Türkiye’mize hayırlı olsun. Emniyet müdürlüğümüzün hazırladığı kuzey- güney sevgi yolu kardeş okul projesine de oda olarak 39 destek olduk. Buradaki öğrencilerimiz inanıyorum ki bundan sonra birer Mardin turizm elçisi olacaktır. Sizin güneşinizle bizler ısındık, Biz de sizi yağmurumuzla ıslanmaya bekliyoruz “dedi Projenin diğer destekleyicisi Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M .Ali Tutaşı da yapığı konuşmada Öğrencileri Mardin de görmekten, konuk etmekten çok mutlu olduklarını belirtti. Tutaşı, Rize’nin kendisi için özel bir anlam taşıdığı, öğretmen olarak ilk çalışma hayatına Rize de başladığını ifade ederek “Hayatta ilk deneyimi Rize de geçirdim. Rize’nin apayrı bir yeri var bende . Dostlarım, öğretmen arkadaşlarım var Rize’de. Ben Rize’yi ve Rize insanını çok seviyorum. Rize’den hiçbir zaman kopmadım. RTSO nun başlattığı Rize -Mardin Otoyol projesi beni çok heyecanlandırdı ve ilk destekleyicisi ben oldum. Bu projenin gerçekleşmesiyle 14-15 saatlık yol 4,5-5 saate inecek. Mardin’imiz güneydoğunun çok değişik bir ilidir. Kültürüyle, tarihi ile huzur içinde yaşıyoruz. Onun için Mardin’i başka illere benzetmeyin Rize ne ise Mardin de odur. Yarının geleceği sizleri Mardin de görmekten mutlu olduk. Sizleri her zaman bekliyoruz. Bizde insanlarımızı Rize ye yönlendirmeye çalışacağız.Vatanımızın, memleketimizin birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Bu da kaynaşmamızdan, birbirimizi anlamaktan geçer. Bu şekilde başlattığınız kuzey- güney sevgi yolu, kardeş okul projeleri ile en kısa sürede gerçekleştireceğiz” Yemekte son konuşmayı yapan Mardin Vali Yardımcısı Selim Palamut sevginin paylaştıkça güzelleşeceğini ifade ederek “ Kuzey -güney sevgi yolu projesinin ismi de, anlamı da çok güzel. Bölgeler arsındaki kaynaşmayı sağlayacak bir çalışma. Sizde yağmur çok bizde az, bizde güneş çok sizde az karşılıklı olarak siz bize yağmur verin bizde size güneş verelim. Güzelliklerin paylaşılınca artacağına inanıyorum. Acılar paylaştıkça azalır, güzellikler paylaştıkça çoğalır. Sizleri burada gördüğümüz içinde çok mutluyuz. Bu güzellikleri arkadaşlarınızla, ailelerinizle , çevrenizle paylaşırsanız, onlar da buraya gelirler. Dostluklar ilerler.”dedi. Mardin’den ayrılmadan önce Mardin Emniyet Müdürlüğünü ziyaret eden öğrencilere terörle mücadele şubesinde slayt gösterisinde bulunuldu ve çeşitli hediyeler verildi. Öğrencileri bizzat otobüse binerek yolcu eden Mardin Emniyet Müdürü Mustafa Aygün iyi yolculuklar dileğinde bulunarak “ Mardin’den olumlu düşüncelerle ayrılmanız bizleri mutlu etti. Başka bir zamanda, başka bir proğramda inşallah tekrar birlikte olmak şansı buluruz.” dedi. 40 Defterdardan Odamıza Ziyaret Rize’ye yeni atanan Defterdar Nurettin Dirican odamıza ziyarette bulundu. Ali Tongül’ün, Erzurum Defterdarlığına atanmasıyla boşalan Rize Defterdarlığına Nurettin Dirican atanmıştı. RTSO’yu ziyaretinde Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu ve yönetim kurulu üyeleriyle görüş alış- verişinde bulunan Rize’nin yeni Defterdarı Dirican, Rize’ye yabancı olmadığını bu ilde görev almaktan mutlu olduğunu söyledi. RTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ofluoğlu’da Defterdar’lıkla önceden olduğu gibi bundan sonrada karşılıklı uyum içinde hizmet sunmaya devam edeceklerini söyledi. Odamızda akredistasyon denetimi yapıldı RTSO 4X4’lük Ülke genelinde ilk akredite olan odalar arasında yer alan Rize Ticaret ve Sanayi Odası denetimden geçti. Türkiye Odalar Borsalar Birliği Akreditasyon Genel Sekreteri Volkan Tufan ve Türk Standartlar Enstitüsü Akreditasyon denetmeni Dr Lütfü Öksüz’ün, denetimleri sonunda RTSO tam not aldı. Denetmenler RTSO’nun bütün birimlerini en ince teferruatına kadar inceleyerek görevlileri de sıkı bir imtihandan geçirdiler. Bir hafta süren denetimlerini tamamlayan denetmenler, Rize Ticaret ve Sanayı Odası’nın üyelerine dört dörtlük bir hizmet sunduğunu belirtiler. TOBB Akreditasyon Genel Sekreteri Volkan Tufan, RTSO ‘nun Türkiye deki oda ve borsalar arasında başarılı hizmetleriyle dikkat çektiğini, ve örnek oda olarak yer aldığını söyledi. Denetleme sonunda, RTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Kutlu ve Genel Sekreter Gafur Karali ile birlikte personelle son toplantısını yapan denetmenler, RTSO personeline başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür ettiler 41 RTSO’nun iftar yemeğine yoğun katılım Rize tüccarı iftarda buluştu Rize Ticaret ve Sanayi Odası’nın geleneksel iftar programı yoğun katılımla gerçekleştirildi. RTSO’nun Ramazan aylarında geleneksel hale getirdiği ve Rize tüccarını bir araya getiren iftar yemeğine bu yıl ilgi geçen yıllardan daha büyük oldu. Yakamoz Restoran’ta verilen, RTSO Meclis Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu’nun yönetim kurulu üyeleri ile birlikte davetlileri kapıda karşıladığı iftar yemeğine yaklaşık bin 500 kişi katıldı. 42 İş adamlarıyla siyasileri de bir araya getiren RTSO’nun İftar yemeğine, Rize Milletvekilleri Hasan Karal ve Nusret Bayraktar, İl Jandarma Alay Komutanı J.Albay Turhan Talu, Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Aslan, Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Arif Yılmaz, Rize Üniversitesi Rektör Yardımcıları, Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Vali Yardımcıları, İl Müftüsü İlyas Serenli, Ak Parti Rize İl Başkanı Hikmet Ayar, bazı ilçe kaymakamları,belediye başkanları, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri katıldı. RTSO Meclis Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu yaptığı konuşmada RTSO olarak sosyal bir paylaşımı yerine getirdiklerini, görülen ilgilinin kendilerini mutlu kıldığını ifade etti. İftar yemeğinin duasını İl Müftüsü İlyas Serenli yaptı. İftar yemeğinden sonra RTSO yönetimi davetlilerle birlilkte, Rize Belediyesinin kültür Parkta başlattığı Ramazan etkinlikleri açılış proğramına katılarak Trabzon Belediyesi Mehteran Takımının konserini izlediler. 43 Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın tarım atağı DOKA’dan kobilere 10 milyon lira destek Doğu Karadeniz Bölgesinde tarımın geliştirilmesi için kobilere mali destek sağlandığını açıklayan DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, bu destekle aynı zamanda bölge ekonomisine uygun sermayenin güçlenmesi, tarıma dayalı sanayide faaliyet gösteren işletmelerin katma değer üretme kapasitesi ile rekabet gücünün artırılmasının hedeflendiğini söyledi. (DOKA), “2011 Yılı Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı” kapsamında, Doğu Karadeniz´deki 6 ilde tarımsal sanayi alanında faaliyet gösteren KOBİ´lere 10 milyon lira Mali destek sağlayacak. Destekten yararlanmak isteyen KOBİ´ler, tarım konusunda hazırlayacakları proje başına DOKA´dan 30 bin ile 250 bin lira arasında para alabilecek. Doğu Karadeniz´de, kurulduğu günden itibaren turizmin geliştirilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşlara 30 milyon liralık Mali destek sağlayan DOKA, Trabzon, Artvin, Giresun, Ordu, Gümüşhane ve Rize´de tarımın da geliştirilmesi için harekete geçti. DOKA, “Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı” çerçevesinde, bölge ekonomi- 46 sinin rekabet gücününün, istihdamın ve tarımsal çeşitliliğin artırılması ile yöredeki tarıma dayalı sanayinin güçlenmesi için küçük ve orta büyüklükteki işletmelere (KOBİ), 10 milyon lira Mali destek verecek. Bu destekle aynı zamanda bölge ekonomisine uygun sermayenin güçlenmesi, tarıma dayalı sanayide faaliyet gösteren işletmelerin katma değer üretme kapasitesi ile rekabet gücünün artırılması hedefleniyor. DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, yaptığı açıklamada, geçen yıl Doğu Karadeniz´de turizmle ilgili 82 projeye 22 milyon 504 bin lira verdiklerini, ayrıca “Turizme Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı” çerçevesinde kabul gören projelere de 5 milyon lira destek verme kararı aldıklarını anlattı. -”Rotamızı tarıma çevirdik” Doğu Karadeniz´de turizm konusunda ortaya koydukları önemli hedeflere ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Kaldırım, “DOKA olarak artık rotamızı tarıma çevirdik. Bölgemizde turizm sektörünün ardından tarımı da ayağa kaldırmak istiyoruz” dedi. Kaldırım, turizm, balıkçılık, tarıma dayalı endüstri, gıda, lojistik ve organik tarım gibi bazı sektörlerin bölgenin kalkınmasında anahtar rol oynayacağını dile getirerek, “Bu nedenle DOKA kurulduğu günden itibaren turizme yönelik yatırımlara ve projelerine yaklaşık 30 milyon liralık kaynak sağladı. Bu sezon ise tarıma dayalı endüstri, gıda ve su ürünleri alanında çalışan özel sektörün geliştirilmesi amacıyla 10 milyon liralık kaynak ayırdık” ifadelerini kullandı. Kaldırım, tarıma dayalı sanayinin bölgeyi ileriye taşıyabilecek bir potansiyele sahip olduğunu ve gelişme eğilimi gösteren bu sektörü destekleyerek bölge ekonomisine önemli katkı sağlayacaklarına inandıklarını ifade ederek, “Doymuş ve önü çok açık olmayan sektörlerden ziyade gelişmeye müsait, potansiyeli olan, istihdam sağlayan sektörlere ağırlık vereceğiz. Sağlayacağımız 10 milyon liralık desteğin bölgemizde tarım sektörüne ciddi bir ivme kazandıracağını umut ediyoruz” dedi. DOKA´nın vizyonunun “Ekonomisi güçlü, yenilikçi ve rekabetçi, sosyal yönden gelişmiş, bütünleşmiş, altyapısı tamamlanmış, sürdürülebilir çevre ve yüksek yaşam kalitesine sahip bir Doğu Karadeniz” olduğunu dile getiren Kaldırım, şöyle devam etti: “DOKA´nın belirlediği vizyon, gelişme eksenleri, amaçlar ve hedefler doğrultusunda oluşturulan 2011 yılı programında Doğu Karadeniz´deki KOBİ´lere yönelik destekler, Doğu Karadeniz´in kalkınmasında öncelikler arasında belirlenmiştir. DOKA, 2011 Yılı Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı kapsamında et ve mamulleri, süt ve mamulleri, meyve sebze işleme sanayi, su ürünleri, bitkisel yağ ve mamulleri sanayi, şekerli mamuller sanayi (bisküvi ve küp şeker hariç), yem sanayi (sadece balık yemi ve ev hayvanları için hazır yemler) ve arıcılık alanlarında faaliyet gösteren kar amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin desteklenmesini öngörmüştür” -”Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı”nın öncelikleri DOKA´nın, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler olan KOBİ´lere yönelik olan 10 milyon liralık “2011 yılı Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı”nda öncelikle, bölgedeki işletmelerin üretim kapasitelerinin artırılması, kurumsallaşmaları, dışa açılmaları, ileri teknoloji kullanmaları ve ARGE yeteneklerinin geliştirilmesi öngörülüyor. Yenilikçi KOBİ ve girişimcilerin teşvik edilmesi, bölgeye has ürünlerin coğrafi tescil ve markalaşma faaliyetlerinin desteklenmesi, su ürünlerine yönelik soğuk zincir, uluslararası standartlara uygun işleme, depolama ve pazarlama imkanlarının geliştirilmesinin de hedeflendiği program ile sektörde çevreyle dost ham madde ve üretim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması, hammadde ve enerji kullanımında verimliliğin arttırılması da öncelikler arasında yer alıyor. -10 milyon liralık Mali destekten kimler yararlanacak DOKA´nın 10 milyonluk Mali desteğinden, yıllık çalışanı 250 kişiden az olan, yıllık net hasılatı ya da Mali bilançosu 25 milyon lirayı aşmayan ve tarımsal sanayi alanında faaliyet yürüten KOBİ´ler yararlanabilecek. Hazırlanacak, uygulama süresi 8 ay olan ve program öncelikleriyle uyumlu tarımsal sanayiyle ilgili bir projeyle 20 Ocak 2012 tarihine kadar Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansına kapalı zarf usulüyle başvurulması gerekiyor.. DOKA, KOBİ´lere şartlara uyan proje başına 30 bin ile 250 bin lira arasında ve hibe olarak Mali destek sağlayacak. 47 İYİ FOTOĞRAF ÇEKMENİN 50 ALTIN KURALI 1* Bakış noktanızı iyi seçin. Bunun için fotoğrafını çekeceğiniz konuyu nasıl göstermek istediğinizi düşünün. Sabit bir konunuz varsa (bina, çeşme vs) etrafında biraz dolaştıktan sonra en iyi açısını bulmaya çalışın. Perspektif hatalarını hesaba katmayı unutmayın! Farklı bakış açıları geliştirmeye çalışın. Ortalama uzunluktaki bir insanın göz hizası yerine, çok daha yukarıdan ya da aşağıdan da çekimler yapmayı deneyebilirsiniz. 2* Herhangi bir konunun fotoğrafını çekerken, kompozisyonu yatay ya da dikey oluşturmanız konusunda önceki bilgi ve deneyimleriniz size yol gösterecektir. Bazı konular yatay çekildiğinde bazıları ise dikey çekildiğinde doğru ve güzel fotoğraf verirler. Bunun için ilk başta konunuzu kadrajladığınızda, büyük boşluklar kalıp kalmadığına ve konunuzun kesilen yerlerine bakabilirsiniz. 3* Çekilecek konuya göre doğru objektif seçimi çok önemlidir. Bazı konular yakından, bazıları ise uzaktan fotoğraflanmalıdır. Bir futbol karşılaşmasında ya da vahşi hayvan fotoğrafları çekerken mutlaka belli bir uzaklıktan fotoğraf çekmemiz gerekir. Bunun için tele objektiflere ihtiyacımız olur. Doğru objektif seçimi için, objektif çeşitlerini ve nerelerde işimize yarayıp yaramayacaklarını iyi analiz etmeliyiz. 4* Özellikle insan fotoğrafları ve portre çekiyorsanız, arka planlarının sade olmasına dikkat edin. Karışık bir arka plan, konumuzla karışacak ve belirginlikten uzak, seçici olmayan sıradan bir fotoğraf karesi olacaktır. 5* Yakından tanıdığınız ya da ilk defa 48 karşılaştığınız birinin fotoğrafını çekerken konunuzu rahatlatmaya çalışın. Kendinizden emin olun ve karşınızdaki kişiyle bir şekilde iletişim kurmaya çalışın. Fotoğraf çekerken kurulan iletişim sadece konuşarak değil, göz temasıyla ya da beden diliyle de yapılabilir. 6* Yakından çektiğiniz portre fotoğraflarda göze netlik yapın. Gözlerin net çıkması diğer alanlardan çok daha önemlidir. 7* Fotoğraf konunuza göre deklanşöre basma anınız değişebilir. Bir manzara ya da hatıra fotoğrafında başka, hız ve hareket olan fotoğraf konularında ise çok daha dikkatli deklanşöre basmak gerekir. Kısaca “kritik an” dediğimiz konu, zamanlama ile ilgilidir. Konunuzu veya olayı iyi takip ederek en can alıcı noktasında deklanşöre basılmalıdır. 8* Bir daha tekrarlanamayacak önemli bir konu çekiliyorsa mutlaka deneme çekimi yapın ve normal zamanlardan daha fazla sayıda fotoğraf çekin. 9* Güneşin tam tepede olduğu saatlerde (daha çok 12.00 ile 14.00 arası) mümkünse fotoğraf çekmemeye çalışın. Özellikle insan fotoğrafları üzerinde hoş olmayan sert gölgeler belirginleşebilir. 10* Fotoğraf çekmek için geniş vaktiniz varsa, yanınızda bir tripod taşıyarak fotoğraflarınızı tripod ile çekin. Böylece kadrajlarınızı daha kontrollü yapma ve yüksek diyafram değerleri kullanma imkanınız olur. 11* Seyahatlerinizde çantanızda mutlaka mini bir tripod bulundurun. Nerede gerekeceği hiç belli olmaz! 12* Tripodunuz olmadan elde fotoğraf çekerken, enstantane değerlerinizi mutlaka kontrol edin. Enstantane değeriniz en azından kullandığınız objektifin odak uzunluğuna yakın olmalıdır. Örneğin, 50mm için 1/60sn, 200mm için 1/250sn, 300mm için 1/500sn gibi… 13* Özellikle portre çekimlerinde ışık konunuzun arkasından geliyorsa konunuz ters ışıkta kalacak ve yüzü nerededeyse tamamen karanlık çıkacaktır. Eğer portrenizin yüzünü karanlık değil de daha aydınlık şekilde göstermek isterseniz en basit yöntem olarak dolgu flaşı kullanabilirsiniz. Böylece portrenizin yüzü de arka plan ile dengeli şekilde aydınlanacaktır. 14* Fotoğraf çekimlerinizde bir tripod kullansanız bile deklanşöre basma anınızda bir titreşim meydana gelebilir. Bunu önlemek için kablo deklanşör, uzaktan kumanda ya da hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinde olan “self timer” modunu kullanabilirsiniz. 15* Çok büyük ya da çok küçük şeylerin fotoğrafını çekerken karemizin içerisine, konunun boyutunu gösterebileceğimiz ve herkes tarafından bilinen referans alınabilecek bir nesne koymakta fayda var. Örneğin, çok küçük bir obje çekerken, kibrit çöpü ya da bir bozuk para kullanmak gibi… 16* Ufuk çizgisi, fotoğraf karesinin alt kenarına paralel olmalıdır. Aksi takdirde hoş olmayan yamuk bir fotoğraf karemiz olur. 17* Özellikle ters ışıkta ve güneş ışığının çok parlak olduğu yerlerde fotoğraf çekerken mutlaka objektifinizin parasoleyini (güneşliğini) kullanın. 18* Panoramik çekim yapacağınız zaman makinenizi (daha çok kullanılan) yatay yerine tripodunuza dikey olarak bağlayın. Böylece çekmek istediğiniz alanda daha fazla fotoğraf çekebilecek ve perspektif bozulmalarını da en aza indirmiş olacaksınız. 19* Hızlı konuların (spor karşılaşmaları, araba yarışları…) fotoğrafını çekerken makinenizin obtüratör hızını kontrol edin. Enstantaneniz en azından 1/500sn olsun! 20* Önemli ve hızlı fotoğraf karelerini kaçırmamak için makinenizin (drive) modunu önceden seri çekime getirin. Netliği konunun gerçekleşebileceği yere önceden yaparak da zaman kazanabilirsiniz. Böylece objektifiniz netlik yapmak için ekstra zaman harcamayacaktır. 21* Fotoğraflarınıza hız efekti katmak için, nispeten düşük obtüratör hızlarında (1/30, 1/15…) makineniz ile konuyu takip edip uygun yere geldiğini düşündüğünüzde deklanşöre basın ve takip etmeyi biraz daha sürdürün. Böyle- ce pan tekniğini kullanmış olursunuz. Bu teknikle konunuzun bazı yerleri ve arka alanı netsiz çıkacak ve konunuz hareketli gözükecektir. 22* Özel mekânlarda çekim ve tripod kullanmak için mutlaka izin alın. Başınızın derde girebileceği yerlerden uzak durun. 23* En zor fotoğraflanabilecek konulardan biri bebek ve küçük çocuklardır. Çok hızlı ve sürekli hareket ettikleri için fotoğraf karelerine ya çok flu ya da istenmeyen bir anda çekilmiş halleri yansır. Yeni doğmuş bir bebek fotoğrafı çekecekseniz kesinlikle flaş kullanmayın ve flaşınızın kapalı olduğunu bir kez daha kontrol edin. Çocuk fotoğrafları çekerken de onları oyalayacak bir şeyler bulun. Oyuncaklar bu işe yarar! Arada bir de size bakması için ona seslenin. Unutmayın, küçük bir çocuğun dikkatini sürekli olarak aynı noktada tutamazsınız. 24* Çekeceğiniz objeyi fotoğraf karenizin tam ortasına getirmeyin. Bilinenin aksine konuyu ortalamak yerine karenin alttan, üstten, sağdan veya soldan 1/3 üne yerleştirmek çok daha iyi bir sonuç verir. 25* Ormanlık veya ağaçların çok olduğu alanlarda fotoğraf çekiyorsanız çıkan sonuç genellikle gözümüzün gördüğü kadar güzel olmayabilir. Ağaçların arasından süzülen parçalı ışık fotoğraf karenizde delik deşik (açık-koyu bölgeler) bir görüntü oluşturabilir. Çektiğiniz fotoğrafları mutlaka kontrol edin. Parçalı ışık etkisini yumuşatmak için flaş da kullanabilirsiniz. 26* Çiçek fotoğrafları çekerken rüzgârın hızını hesaba katın. Çiçeğin arka alanına ve üzerine düşen ışığa dikkat edin. Bazı çiçekler ters ışıkta daha güzel fotoğraf verebilir. 27* Sis, duman ve ters ışık fotoğraflarının her zaman ilgi çekeceğini unutmayın. 28* İnsan ve yaşamlar üzerine fotoğraflar çekiyorsanız, sade kıyafetler giymeye özen gösterin. Gösterişli fotoğraf çantaları ve büyük fotoğraf makineleri işinizi zorlaştıracaktır. 29* Hemen her kompakt dijital fotoğraf makinesinde bulunan dijital zoom özelliği gerçek zoom demek değildir. Bizim tek bakacağımız optik zoom özelliğidir. Objektifin içerisindeki mercek sistemlerinin ileri geri gitmesiyle optik zoom (yani gerçek zoom) yapılır. Dijital zoom ise, çekilecek olan konunun yazılımsal olarak büyütülmesiyle elde edilir. Görüntü kalitesini negatif yönde etkileyeceğinden dijital zoom özelliğinin kapalı olmasında ve hiç kullanılmamasında fayda vardır. 30* Dijital fotoğraf makinelerimizdeki LCD ekranlar pil tüketimini en fazla artıran kısımdır. LCD ekranları mümkün olduğunca az 49 kullanmaya çalışın. Her fotoğraf çekildikten sonra otomatik olarak gösterme özelliğini kapatın, ihtiyaç duyduğunuzda siz LCD ekrana getirin. Özellikle fotoğrafa yeni başlayanlarda LCD ekranın sık kullanılması istenmeyen kötü bir reflekse dönüşecek ve “nasıl olsa kötüyse siler yenisini çekerim” gibi bir anlayışa yol açacaktır. 31* Seyahatlerinizde, depolama işinizi nasıl yapacağınızı ve ne kadar fotoğraf çekebileceğinizi hesap etmeye çalışın. Gideceğiniz yere göre taşınabilir bilgisayar, taşınabilir hard disk veya diğer depolama ürünlerini kullanın. Kısa seyahatlerinizde ise sadece hafıza kartlarınız da işinizi görebilir. Birden çok hafıza kartı taşıyın. Ancak onlarca hafıza kartı ile çalışmak işinizi güçleştirecek ve hata yapmanıza sebep olacaktır. En az 2GB hafıza kartları alın! 32* Hafıza kartını takıp çıkarırken dijital fotoğraf makinenizin mutlaka kapalı olduğundan emin olun. Aksi takdirde hafıza kartınızdaki bilgiler kaybolabilir, kartınız ve fotoğraf makineniz bozulabilir. 33* Hafıza kartlarınızı silmek içerisindeki bilgileri güvenli şekilde silmeye yetmez. Hafıza kartlarınızı formatlayarak kullanın! 34* Yeni aldığınız bir dijital fotoğraf makinesinin kullanma kılavuzuna mutlaka göz gezdirin. Hatta üşenmeden hepsini okuyun! Makinenize özel veya daha önce hiç kullanmadığınız bir özelliği olabilir. 35* Uzun seyahatlerinizde yanınızda yedek pil bulundurmaya çalışın. Eğer makineniz kendi özel şarjlı pili ile çalışıyorsa akşamları mutlaka şarj edin. Kalem pil ile çalışan bir makineniz varsa da kaliteli alkalin piller kullanın. 36* Karanlık ortamlarda fotoğraf çekerken, genellikle 3-4 metreden uzak mesafelere flaşınızın gücünün yetmeyeceğini unutmayın. Konularınızı daha yakında çekin. 37* Makinenizin üzerine takılan bir flaşınız varsa, direkt olarak konuya doğrultmak yerine yansıtmalı olarak kullanmaya çalışın. Bunun için duvar ve tavanları kullanabilirsiniz. Bazı üreticilerin flaşlara takılabilen yansıtıcı ve yumuşatıcı gibi aksesuarları da işinize oldukça yarayacaktır. 38* Otomatik ve manuel olarak kullanılabilen ISO ve WB (White Balance-Beyaz Ayarı) özelliklerini çekimlerinizden önce kontrol etmeyi unutmayın! 39* Özellikle zor ışık şartlarında fotoğraf çekiyorsanız RAW formatını kullanın. 40* DSLR fotoğraf makinelerinde objektif değiştirirken hızlı davranmaya çalışın. Mümkünse tozun en az olabileceği tuvalet ve banyo 50 gibi ortamlarda değiştirin. 41* Fotoğraf makinenizin temizliğine önem verin. Dijital fotoğraf makinelerinin en büyük düşmanlarından biri tozdur. Özellikle objektiflerinizi temizlerken elinize ne geçerse onunla temizlik yapmaya çalışmayın. Kolonya benzeri çözücü maddeleri asla kullanmayın. Sadece objektif ve optik malzemelerin temizliğinde kullanılan özel kimyasalları ve kâğıtları tercih edin. 42* Fotoğraf makinelerinizi ve objektifleri fotoğraf çantasında taşıyın. Fotoğraf çantanızın su ve toz geçirmemesine, darbelere karşı korunaklı olmasına dikkat edin. 43* Uzun yürüyüşlerde ve seyahatlerinizde sırtınızda, iki omuzda taşınabilen fotoğraf çantalarını tercih edin. Uzun süre tek omuzda taşınan ağır bir fotoğraf çantası belinizde ve sırtınızda ağrılara neden olabilir. 44* Fotoğraflarınızı depolarken kendinize özgü bir sistematik geliştirin. Önemli fotoğraflarınızı hem hard diskte hem de CD/DVD ortamında saklayın. 45* Kumsal ve çöl gibi ortamlarda fotoğraf çekiyorsanız makinenizi korumaya özen gösterin. Çekiminiz bittikten sonra mutlaka fotoğraf çantanıza yerleştirin. 46* Uzun süreli fotoğraf çekimlerinden sonra makinenizin bakımını yapın. Özellikle DSLR fotoğraf makinesi kullanıyorsanız görüntü algılayıcınız (CCD/CMOS sensör) kirlenmiş olabilir. Bu gibi durumlarda da en ufak bir toz tanesi bile fotoğraf karenizde kocaman bir leke olarak görülecektir. 47* Fotoğrafınızı internet üzerinde kullanacaksanız (web sayfası, mail vs) görüntü boyutunu düşürün ve mutlaka JPEG çekin. 48* Yağmur altında fotoğraf çekerken fotoğraf makinenizin ıslanmaması için özel yağmurluklardan faydalanabilirsiniz. Makineniz ıslandığında da bir an önce kuru bir bezle temizlemenizde fayda var. 49* Soğuk havalarda ve özellikle de kar altında fotoğraf çekerken pillerinizin sorun yaratabileceğini ve sizi yarı yolda bırakabileceğini unutmayın. Yanınızda mutlaka yedek bir pil bulundurun. Ani hava değişikliklerinden uzak durmaya çalışın. Çok soğuk bir ortamdan çok sıcak bir ortama geçtiğinizde, fotoğraf makinenizi direkt olarak ısı kaynağından uzak tutmaya çalışın. 50* Objektiflerinizin önünde koruyucu filtre olarak UV ya da Skylight’i kullanabilirsiniz. Böylece objektifiniz dış kaynaklı sorunlara (çizilme, tozlanma, kırılma…) karşı korunmuş olur RTSO dan duyurular K Yetki belgesi sahiplerine önemli duyurular K2 YETKi BELGESi SAHiBi OLAN ADİ ORTAKLARIN DiKKATiNE 2006 Tarihinden önce adı ortaklar adına düzenlenmiş Bl,Cl,D3 ,K2 Yetki belgeleri , sürelerinin bitimine kadar geçerli olur. Geçerlilik süresinin bitiminde yenilenemez. Bu durumda olanlar tüzel kişiliğe dönüşerek veya ortakların tek bir ortak lehine tüm haklarından feragat ettiklerine dair noter onaylı muvaffakatname vermeleri ve yetki belgelerine kayıtlı taşıt veya taşıtların faaliyete devam edecek ortak adına tescil olması kaydıyla adi ortaklık adına verilmiş olan yetki belgesinin, lehinde feragat edilen gerçek kişi adına düzenlenmesi suretiyle gerçek kişiliğe dönüştürüIür. Aksi takdirde yetki belgeniz iptal edilecektir. Bilgilerinize önemle duyulur. K BELGELERINDE ASGARI KAPASITE DEĞİŞİKLİĞİ K1 ve K3 belgesi sahipleri, K belgesi alındıktan sonra taşıt belgelerinde kayıtlı taşıtlarının kazaya uğraması, yanması, müsadere edilmesi, hurdaya ayrılması veya başka bir mucbir sebepten dolayı iş göremez duruma gelmesi halinde, bu durumu değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren 60 gün içinde Bakanlığa (Odamıza) bildirirler. Bu surette yapılan taşıt düşümleri sonucu, bu yönetmelikteki asgari kapasitenin altına düşülmesi halinde; kapasite altına düşüldüğü tarihten itibaren, 90 gün içinde bu yönetmelikte öngörüllen asgari kapasiteyi tamamlamak üzere yeterli sayıda/kapasitede taşıtı K belgelerine kayıt ettirmek zorundadırlar. Aksi halde K belgeleri iptal olur. Asgari kapasitenin altına düşecek şekilde TAŞIT SATI$I YAPMALARI halinde bu hususu satış tarihinden itibaren 30 gün içinde Bakanlığa (odamıza) bildirmek ve kapasite altına düşüldüğü tarihten itibaren 60 gün içinde de bu yönetmelikte öngörülen asgari kapasiteyi tamamlamak üzere yeterli sayıda/kapasitede taşıtı, K belgelerine kayıt ettirmek zorundadırlar. Aksi halde K belgeleri iptal olur. Her takvim yılının başında taşıtların yaşları nedeniyle asgari kapasite şartının kaybedilmesi halinde; 90 gün içinde bu yönetmelikte öngörülen asgari kapasiteyi tamamlamak üzere yeterli sayıda/kapasitede taşıtı, K belgelerine kayıt ettirmek zorundadırlar. K2, K2*(yıldızlı K2), K1*(yıldızlı K1) belgelerinde ise tonaj şartı yoktur ancak, yine en az bir araç her zaman bu belgelerde kayıtlı olmak zorundadır. Son kalan taşıtın satışında noter satış tarihi itibariyle 60 gün veya hurdaya ayrılan taşıtlarda hurdaya ayrılış tarihinden itibaren 90 gün içerisinde yeni taşıt alınarak bu belgelere eklenmediği takdirde belgeleri de iptal durumuna düşmektedir. 52 K Yetki belgesi sahiplerinin dikkatine Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin (KTY) 12, 13, 14, 15 ye 18inci maddeleri gereği K türü yetki belgesi sahiplerinin geçerlilik süresinin sona erdiği tarihten itibaren: a) 60 gün içinde Odamıza yazılı olarak müracaat edilmesi halinde; yetki belgesi, yenileme ücretinin ödendiği tarih esas alınarak yetki belgesinin geçerli ücretinin %15’ini , b) Yetki belgesinin geçerlilik süresinin sona erdiği tarihten itibaren 61 inci gün ile 90 inci gün içinde müracaat edilmesi halinde ise yetki belgesi ücreti ödeme tarihindeki geçerli tam ücretin yarısı( %50’ sini, Odamız tarafından bildirilecek ödeme numarası ile Vakıflar veya Ziraat Bankalarından herhangi bir şubesine yatırmaları halinde, yetki belgelerinin geçerlilik tarihinin 5 yıl daha uzatılması mümkün bulunmaktadır. Bununla birlikte, K türü yetki belgesi sahiplerinin aşağıda belirtilen özel şartların sağlanamaması halinde, adalarına düzenlenen yetki belgesinin, KTY’nin 19uncu maddesi çerçevesinde bir başka yetki belgesi ile değiştirilmesi mümkündür. Yukarıda belirtilen sürelerden sonra yetki belgelerinin yenilenmesi mümkün olmayıp, yetki belgesi kapsamında faaliyette yetki belgesi sahiplerinin bulunmamaları da mümkün olmayacaktır. Aksi durumun tespiti halinde, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunun 26 ncl maddesinin (a) bendi çerçevesinde cezai müeyyide uygulanacaktır . K TÜRÜ YETKİ BELGESİ ALMAK VE YENİLEMEK İÇİN GEREKLİ BELGELER K türü yetki belgesini yenilemek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin aşağıda yazılı genel ve özel şartların sağlandığına dair evraklarla birlikte odamıza müracaat etmeleri zorunludur. 1. Genel Şartlara ilişkin Beyan Edilecek Evraklar: -Yeni tarihli Oda kayıt belgesi aslı (Sermayenin asgari (..... TL olması gerekir) (X) -Son 6 ay içerisinde düzenlenmiş Adli sicil Belgesi (Firma sahibi, ortaklan [A.-5 ve (Kooperatiflerde yönetim kurulu üyelerine ait] ve temsile yetkili kişilere ait ) (X) -Belge düzenlenmesinden sonra ve Bakanlığımıza beyan edilmemiş tüm değişikliklere ait Ticaret Sicil Gazetelerinin asılları veya onaylı suretleri (X) -Firmanızın temsil ve ilzama yetkili şahısların değişmesi halinde, ıslak imza ve mühürlü imza sirküleri aslı (X) -Varsa kısa unvan veya logonuza dair belgenin beyan edilmesi ( ibraz edilmemesi halinde yetki belgenize varsa kısa unvanınız silinecektir). -Gerçek kişilerde 25 ton şartı tüzel Kişilerde (75 Ton) şartını tamamladığını belgeleyen ( geçerli fenni muayenesi yapılmış ) 20 yaşıdan küçük taşıtların ruhsat fotokopileri (X) 2. Özel Şartlara ilişkin Beyan Edilecek Evraklar: -Sermaye şartını (....... TL) sağladığınıza dair ilgi ve belgeler , -Alan şartını sağladığınıza dair belge ( tapu, kira kontrat veya yoklama belgesi ile ) -Genel alan :................ metrekare _ -Şube alan şartı: ..... ...metrekare -Acenteliğini yapmış olduğunuz firma ile aranızdaki acentelik sözleşmesi fotokopisi, -Kayıtlı öz mal taşıtlarınızın ruhsat fotokopileri ( geçerli fenni muayenesi olacak),(X) -Örgütlenme şartının sağlanmasına ilişkin şube ve /veya acentelerinize ilişkin belgeler (....... coğrafi bölgede, her bölgede en az..... ilde), -Sigortalı........ Personelin istihdam edildiğine dair SGK belgeleri, Yukarıda “ X” işaretli şartlarla ilgili bilgi ve belgelerin odamıza gönderilmesi gerekmektedir . 53
© Copyright 2024 Paperzz