EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, ÖĞRETİM İLKELERİ VE ÖĞRETİM STRATEJİLERİ ➢ EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR ➢ ÖĞRETİM İLKELERİ ➢ ÖĞRETİM STRATEJİLERİ <× 2005 2 2006 2 OOD 6R UD* UX | $ UH QD d× OL] NP OHU ×Ā L 2007 3 2008 2 2009 1 2010 2 2010-2 2 2011 2 2012 4 2013 2014 3 1 “Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.” MEVLÂN KAVRAM HARİTASI Eğitim Öğretme Temel Kavramlar Öğrenme Öğretim Bilinenden Bilinmeyene Öğrenciye Görelik Somuttan Soyuta Yakından Uzağa Sosyallik Kolaydan Zora Hedefe Uygunluk Öğretim İlkeleri Açıklık Etkin Katılım Hayatilik (Yaşama Yakınlık) Bütünlük Güncellik (Aktüalite) Sunuş (Ausubel) Ekonomiklik Buluş (Bruner) Öğretim Stratejileri Araştırma-İnceleme (John Dewey) 1. BÖLÜM EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, ÖĞRETİM İLKELERİ VE ÖĞRETİM STRATEJİLERİ esi Bölüm Öncam elara, öğretim ilk vr itimde temel ka . Eğitimle Bu bölümde eğ ratejilerine yer verilmiştir rsinin st de e tim m re leri ve öğ ram geliştir vramlar prog eliştirme kitabımızda ka el m te ili ilg G i amaca ndan, Program konusu olduğu ıklanmıştır. Öğretim ilkeler ış, her aç nm ılı tla nt daha ayrı olarak kanı süreciuluğu bilimsel ulaştıran, doğr genel kabul görmüş öğretim likleri el in öz iç u y B ze r. dü yaş ve nmaktadı olarak tanımla l bu konudan soru gelyı ni düzenleme r lama olarak he ise özellikle seçilecek açısından orta ri tim stratejile re esinde etkili Öğ r. mektedi iklerin belirlenm nmaktadır. kn te ve em öğretim yönt l bir tasarım olarak açıkla ne lmektedir. rol oynayan ge da ortalama her yıl soru ge doğrun en da nd nu ri Yine bu ko ma süreçle jilerinin uygula an öğretim ilkelerinin te ra st tim re Öğ açıd tejilerinin lmaktadır. Bu dan soru soru örnekleri ile öğretim stra vardır. a r m ra la ya örnek uygu çekmekte larına dikkat ri ile işlenen bir dersin ım ad a m la gu uy jile iği ile sove sunuş strate Örneğin, buluş akları örnek bir sınıf etkinl ile ilgili i m jis sa te leme stra uygulama ba araştırma-ince . ne Yi r. tu uş iştir rulm er şekilde gelm sorular da benz N YAŞAMDA başlada göreve retim okulun ilerin öğ nc ilk i re ek öğ öncelikle ahallesind ç alan bir m u Öğretmen ncilerin ur gö re D ın öğ . ’n tir da iş na m a ril men, Ada sonucund e cü sınıf ve Duru Öğret ış, bunun Bu nedenl lık bir üçün görmüştür. malar yapm sine kalaba lış nu di ça ğu en da tli K ın du . şi ol tır tım çe lı mış ek için . Ders anla dukça fark i tespit etm zenlemiştir irlerinden ol kili kuldüzeylerin e alarak dü ylerinin birb at ze kk mimikleri et di dü i ve k in st lu je uş yler i, ze un lin ul dü di rb n er zı bu st miştir. ha ncilerin ak için bede a özen gö recini öğre ını sağlam kullanmay rakl ar di al r m bi la öğretim sü n rı lır an la yapa ış ve anlaşı urmuş, on daha kolay nd nm rin lu rla ile renbu ra nc öğ ya de re öğ eçten i göz önün vranmış ve ok araç-ger özelliklerin de esnek da l imim ku de liş O in . ge lanmış, birç m tir çi ve iş se ş gösterm ncilerin ya iştir. Konu tmaya özen ve emekle Ayrıca öğre imkan verm nuları anla ko az masraf nmelerine ı re ha ar kl öğ da k ca da ra na k lla ra ku kalabalık ka yaşaya a ba fın nd e nı rı in sı çerken de ük yaşamla ik düzeyler nl se om gü nu on lu rin ek ndi anlale yo ci e sosyodaha çok ke tır. Öğretm öğrencilerin a çalışmış e almış ve ay at dönemm kk ci kanları ve di aş in i ul İk in . er ne rcih etmiştir luk düzeyl def düzeyi te uş he ı n un ım ul elerine ne aş rb m te kl is hazı rilerini edin verildiği ya öğrencilerin lama bece erin başta parak el gu ya m uy lle oluşunu ve lik tli er ne şi hb çe lı, ilke ve ge rencilerin rencilere re ya öğ öğ da , ve ir üst a iş ı B ın m . as et tir tım iş ih azalm r yol izlem e yolu terc evcudunun kları acakları bi bir öğretm ca i aş zl na ul de sınıf m lu ke e er bu er m k etkinlikte genellemel ak öğrenci re ar ve ze ol e çö lı ilk ya m tle da le reke ak ve prob klerden ha an araştırar onların örne rin doğrud ile . nc tır re ış m öğ la sınıfta ise lemeyi plan e ile ders iş bir düzenlem 4 EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Öğretim, öğretim kurumlarında yapılan kontrollü ve örgütlenmiş (planlı) öğretme faaliyetleridir. Eğitimin formal boyutu sistemli olarak yürütülen bir süreç üzerine kurulmuştur. Sistem anlayışı olarak ifade edilen bu süreç girdi, işlem, çıktı ve dönütten oluşmaktadır. Öğrenme, yaşantı sonucu bireyin davranışlarında meydana gelen nispeten kalıcı ve izli değişikliktir. Sistem anlayışına paralel olarak eğitim programı hedef, içerik, eğitim durumları ve değerlendirme ögeleri üzerine kurulmuştur. Öğretim yöntem ve teknikleri, programın eğitim durumları ögesi kapsamında yer almaktadır. 6ð67(0 *ð5'ð ðĞ/(0 Sorulduğunda öğrencilerin Cumhuriyet’in 29 Ekim 1923’te ilan edildiğini söylemesi, öğrenmedir. Babasının, Ahmet’e araba sürmeyi öğrenmesi için çalışmalar yaptırması, informal eğitim ve aynı zamanda öğretmedir. Ahmet’in tek başına araba kullanabilmesi öğrenmedir. ÇIKTI Not '17 HEDEF .D]DQGñUñODFDNELOJL EHFHULWXWXPYHGHßHUOHU ð(5ð. ðğOHQHFHN¼QLWHWHPD YHNRQXODU (Þð7ð0 352*5$0, Bir öğretmenin tarih dersinde, öğrencilerine Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 1923’te ilan edildiğini öğretmesi, öğretim ve aynı zamanda formal eğitimdir. (Þð7ð0'8580/$5, ßUHWLPV¼UHFLQGH NXOODQñODFDN\¶QWHPYH WHNQLNOHUDUD§JHUH§OHUYE Eğitim, öğretme ve öğretimi kapsar. Her üç kavramdaki ortak amaç, öğrenmeyi sağlamaktır. Eğitim planlı (formal) ve plansız (informal) olabilir. Bu yüzden, bireyin doğumundan, ölümüne geçen süreci kapsar. Öğretmede plan zorunluluğu yoktur. Fakat, öğretim planlı olmak zorundadır. Öğretim, eğitimin formal biçimidir. Her öğretimin içerisinde, öğretmenin olduğu ve eğitimin öğretim ve öğretme kavramlarını kapsadığı unutulmamalıdır. (Þð7ð0 '(Þ(5/(1'ð50( +HGHIHXODğPDG¼]H\LQLQ EHOLUOHQPHVL )250$/ Eğitim, Öğretme, Öğretim ve Öğrenme Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla, kasıtlı olarak istendik yönde değişiklikler meydana getirme sürecidir. Öğretme, bilinçli ve amaçlı olarak öğrenmeyi sağlama etkinliğidir. Öğrenmeye rehberlik etmek yani kılavuzlamaktır. ÖRGÜN YAYGIN ð1)250$/ 5 Planlı eğitim, örgün ve yaygın eğitim olarak kendi içerisinde ikiye ayrılır. Örgün Eğitim: Belli bir yaş grubundaki bireylere öğretim programları paralelinde aşamalı olarak verilen eğitimdir(İlköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim gibi). Yaygın Eğitim: Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş, bu sistemin herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden birinden ayrılmış kişilerin ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik eğitim faaliyetleridir. Örgün eğitim kademeli ve aşamalıdır. Yaş sınırlaması vardır (İlköğretime 6-14 yaştakiler gidebilir.). Bazı kademeleri (ilköğretim) zorunludur. Yaygın eğitim ise her yaşa ve her düzeye hitap eder. İlköğretimde, tasarım ve teknoloji dersinin belli bir plan ve program dahilinde yapılması formal ve örgün eğitimdir. Bireyin cep telefonunun bazı özelliklerini kullanmayı arkadaşlarından gözleyerek öğrenmesi informal eğitimdir. Bilgisayar alan birisinin bu konudaki bilgi ve becerilerini geliştirmek için bilgisayar kursuna gitmesi yaygın eğitimdir. H • Yaygın eğitimde yaş sınırlaması yoktur. 7’den 70’e herkese açıktır. İhtiyaçlara göre düzenlenir. A SORUSU OC Eğitim kendi içerisinde önce formal ve informal olarak ikiye ayrılır. Formal eğitim ise örgün ve yaygın eğitim şeklinde ikiye ayrılır. Aşağıda verilen eğitim türlerinden hangisi diğerlerinden farklıdır? A) Ali’nin beden eğitimi dersinde yakan top oyun kurallarını öğrenmesi B) Oya’nın öğretmenin denetiminde kurallara uygun olarak damardan kan almayı öğrenmesi C) Fevzi’nin Halk Eğitim Merkezinde Adana Yöresi’ne ait oyunları öğrenmesi D) Ayça’nın annesinden yemek yapmayı öğrenmesi E) Hasan’ın dersanede İngilizce gramer konularını öğrenmesi Çözüm: Bu tip sorularda yukarıda verilen eğitimle ilgili kavram haritasından yukarıdan aşağıya doğru faydalanmakta yarar vardır. Her çeldiricide formal eğitime vurgulayacak bir sözcük olduğuna dikkat edilmelidir. Cevap D Öğretme-Öğrenme Sürecinde Temel Kavramlar 1. Yaklaşım: Öğretimin temelini oluşturan temel felsefeyi açıklayan genel bir bakış açısıdır. Öğretimin nasıl olması gerektiği hakkında öğrenme kuramlarını temele alarak genel görüş bildirir. Örneğin yapılandırmacılık, tam öğrenme, okulda öğrenme,yaşam boyu öğrenme birer yaklaşımdır. 2. Strateji: Amaçlara ulaşmayı sağlayan ve öğrenme ve öğretim yönteminin seçimine yön veren genel bir plandır, tasarımdır. Örneğin; Araştırmainceleme, buluş ve sunuş stratejileri 3. Yöntem: Amaçlara ulaşmak için (bir sorun çözme, bir deney yapma vb.) bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur. Öğrenme ünitesinin hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla teknikleri, içeriği, araçgereçleri ve kaynakları ilişkili biçimde hizmete sunan bir öğretme yoludur. Örneğin, Problem çözme, tartışma, soru cevap, proje birer yöntemdir. 4. Teknik: Bir öğretme yöntemini uygulamaya koyma biçimi ya da sınıf içinde yapılan işlemlerin bütünüdür Teknikler, öğretme biçimini ve yöntemini uygulamaktır. Örneğin, Kartopu, Köşeleme, Görüş geliştirme, Beyin fırtınası birer tekniktir. 5. Taktik: Sınıfta belirli bir konu işlenirken geçen bir kavram ya da ilkenin ne olduğuna ilişkin sorulan soruyu yanıtlarken seçilen kısa yoldur. Çevre koşulları üzerine kurulmuş planlı davranışlardır. Bir stratejinin ne zaman ve nerede yürürlüğe konacağına ilişkin ayrıntılı ve özel bir eylem planıdır. Örneğin, Öğrencilerinin düşünme becerilerini geliştirmek isteyen bir öğretmenin beyin fırtınası, görüş geliştirme ve altı şapkalı düşünme gibi teknikleri kullanmaya karar vermesi ÖĞRETİM İLKELERİ Belirlenen eğitim hedeflerine ulaşmak için eğitim durumlarının düzenlenmesi aşamasında öğretimi etkili kılmak için dikkate alınması gereken birtakım uygulamalar vardır. Her yaş ve düzey için genel kabul görmüş bu uygulamalara öğretim ilkeleri denilmektedir. Öğretim ilkeleri öğretmenlere, öğrenme-öğretme süreci olan öğrenme yaşantılarının seçimi ve düzenlenmesi aşamasında rehberlik yapar. Öğretim sürecini rastgele olmaktan çıkarır ve öğretimin nitelikli olmasına yardımcı olur. Öğretim ilkeleri, ders konularının seçilmesinde, ders kitaplarının hazırlanmasında, dersin işlenmesinde ve öğretimin değerlendirilmesinde dikkate alınır. Başlıca öğretim ilkeleri şunlardır: 6 ßUHWLPðONHOHUL Hedefe Uygunluk ßUHQFL\H*¶UHOLN %LOLQHQGHQ%LOLQPH\HQH 6RPXWWDQ6R\XWD <DNñQGDQ8]DßD .ROD\GDQ=RUD $§ñNOñN Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk) Öğrenciye görelik, diğer ilkelere de temel teşkil etme özelliğinden en temel öğretim ilkesi olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin gereği olarak öğretim sürecinde öğrencilerin, aynı yaş grubunda olsalar bile, onların psikolojik ve fizyolojik özelliklerinin, zekâ düzeylerinin, ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin, kısacası bütün özelliklerinin birbirlerinden farklı oldukları kabul edilir. Programlar ve eğitim durumları da bu farklar dikkate alınarak düzenlenir. Bireyin nasıl öğrendiğine yönelik yapılan eğitim durumları düzenlemeleri, öğrenciye görelik ilkesinin gereğidir. +D\DWLOLN<DğDPD<DNñQOñN Not (NRQRPLNOLN Öğrenciye görelik, programın psikolojik temeliyle ilgilidir. Dolayısıyla öğrenilebilirlik anlamını içerir. *¼QFHOOLN$NW¼DOLWH %¼W¼QO¼N (WNLQ.DWñOñP 6RV\DOOLN Hedefe Görelik Öğretim birey, toplum, konu ve doğanın özelliklerine göre planlanır. Bu yüzden öğretimde yapılan her şey hedefe uygun olmalıdır. KPSS Çıkmış Soru Tarih dersinde öğrencilerini, “Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla ilgili temel olgular bilgisi” kazanımına ulaştırmaya çalışan bir öğretmenin, derse girişte öğrencilerin dikkatini çekmek üzere aşağıdakilerden hangisini yapması, hedefe uygunluk ilkesi açısından daha uygundur? A) Öğrencilere “Osman Bey’in Söğüt çevresindeki tekfurlarla iyi ilişkiler kurmaya çabalamasının nedeni ne olabilir?” sorusunu sorması B) “Siz Osman Bey’in yerinde olsaydınız nasıl bir stratejiyle başlardınız?” şeklinde bir beyin fırtınası yaptırması C) Osman Bey ile Şeyh Edebali arasında kurulan güçlü bağı anlatan bir olayı, anekdotu anlatması D) Konuyla ilgili kavramları harita üzerinden anlatmaya başlaması E) Kuruluşta yerleşim yeri seçimiyle ilgili yaşanan bir soruna çözüm üretmelerini istemesi Çözüm: “Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla ilgili temel olgular bilgisi” kazanımına bakıldığında alan olarak bilişsel, düzey olarak bilgi düzeyinde bir kazanım olduğu görülmektedir. Öğretmenin asıl amacı öğrencilerin dikkatini konuya çekmektir. Bunun için bir olay, bir hatıra anlatması yeterli olacaktır. Cevap C Öğrenciye görelik ilkesi, özellikle gelişim ve öğrenme psikolojisindeki gelişmeler ve öğrenci merkezli eğitim anlayışının hakim olmasıyla gelişmiştir. İlerlemecilik eğitim anlayışında öğrenci sürecin merkezindedir ve bütün etkinlikler, öğrencinin bireysel özellikleri dikkate alınarak düzenlenir. Örneğin, ilköğretimin ilk yıllarında kullanılan kitapların daha canlı renkler içermesi ve yazı puntolarının daha büyük olması, yine bu yıllarda eğitsel oyunlara sıklıkla yer verilmesi, yükseköğretim düzeyindeki kitaplarda daha az resim vb. kullanılması öğrenciye görelik ilkesinin gereği olarak yapılan uygulamalardır. Öğrenciye görelik öğrencilerin; gelişimine, hazır oluşuna, ilgi ve yeteneklerine uygunluktur. anahtar kelİmeler Bilinenden Bilinmeyene Etkili ve kalıcı bir öğrenme, önceden öğrenilenlerle yeni öğrenilenler arasında bağ kurulabildiği oranda gerçekleşir. Bu nedenle öğretim sürecinde öğrencilerin ne bildiklerinden başlanmalı, onların bilgi, beceri ve tutumları yani hazırbulunuşluk düzeyleri tespit edilmeli, daha sonra bilinmeyenlere yer verilmelidir. Bu süreçte yeni öğrenilenlerin önceki bilinenlerle ilişkilendirilmesi sağlanmalıdır. Kısacası derse öğrencilerin bildiklerinden başlanmalıdır. Öğrencilerin neleri bildiklerinin ve özellikle neleri bilmediklerinin tespit edilmesi, öğretim sürecinde hangi konulara yer verileceği ve nelerin öğretilmesi gerek- 7 tiği konusunda öğretmenlere yardımcı olur. Örneğin, doğal sayıları öğrenmemiş bir sınıfa toplama işlemini öğretmeye başlamak etkili sonuçlar vermeyecektir. Not Matematik dersinde çarpma işlemi öğretilirken toplama işleminden, bölme işlemi öğretiminde ise çıkarma işleminden yararlanılması bilinenden bilinmeyene ilkesine uygun düzenlemedir. KPSS Çıkmış Soru Bir sınıf öğretmeni, ilkokula yeni başlayan öğrencilerinin, zihinlerinde sayı kavramını oluşturmalarına yardım etmek için fasulye taneleri ile oluşturduğu kümelerle rakamları eşleştirmiştir. Buna göre, öğretmen aşağıdaki öğretim ilkelerinden hangisini kullanmıştır? A) Açıklık Somuttan Soyuta Piaget’ye göre somut işlemler döneminde olan öğrencilere soyut konu ve kavramlar yeterince anlamlı gelmemektedir. Çünkü bireyin zihinsel gelişimi somuttan soyuta doğru olmaktadır. Bu açıdan somut öğrenmelerin gerçekleşmesi için öğrencilerin olabildiğince somut model, numune, nesne ve eşyalarla karşı karşıya getirilmesi gerekir. Öğrenciler gözle görebildikleri, elle tutabildikleri durumlarda daha iyi öğrenirler. Bu nedenle soyut kavram ve konuların öğretiminde de olabildiğince somutlaştırma yapmak gerekir. Son yıllardaki eğitim materyali ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler bu ilkenin uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Yenilenen 2005 İlköğretim Programlarında bu ilkenin etkisinin olduğu rahatlıkla söylenebilir. Örneğin, sayı sayma öğretiminde abaküs kullanımı, güneş sistemi modeli ve yine geometrik setler kullanılması somuttan-soyuta ilkesine uygun uygulamalardır. Öğretim İlke ve Yöntemlerinde 16 soru sorulmuştur. Öğretim ilkelerinden 1, öğretim modellerinden 3 (probleme dayalı, proje tabanlı, çoklu zekâ), öğretim stratejilerinden 2 (sunuş, buluş), düşünme becerilerinden 1, öğretim yöntem ve tekniklerinden 9 soru gelmiştir. Bu sınavda ilk kez metafor sorusu sorulmuştur, bu soruda da ÖSYM geleneğini bozmamış ve seçeneklere güçlü çeldiriciler koymamıştır. Bu kapsamda kavram öğretimiyle ilgili soru gelmemesi bu alana yönelik soruların öğretmenlik alan eğitimi testinde sorulabileceğini akla getirmiştir. Not İlköğretimin ilk yıllarında matematik dersinde olabildiğince araç-gerecin kullanılması somuttan soyuta ilkesine uygun bir düzenlemedir. Bir öğretmenin alan hesaplamayı öğretirken bir zemindeki fayanslardan yararlanması da somuttan soyuta ilkesinin gereği bir uygulamadır. B) Bilimsellik C) Bilinenden bilinmeyene D) Somuttan soyuta E) Ekonomiklik Çözüm: Bu sorunun 2012 sorusu ile büyük benzerlik gösterdiği görülmektedir. 2012 sorusunda da öğrencilere sayı saydırmak için parmakları kullandırılmış ve doğru yanıt somuttan soyuta olarak verilmiştir. Bu soruda da öğrencilerin zihinlerinde sayı kavramının oluşturulabilmesi için birebir eşleme yapılmış ve bunun için fasulye taneleri kullanılmıştır. Böylece somuttan soyuta doğru bir öğretme yolu tercih edilmiştir. Sorunun doğru cevabı “açıklık” olarak düşünülmemelidir. Açıklık, birden çok duyu organını kullanmayı gerektirecek araç-gereç ve materyalle öğretimin zenginleştirilmesidir. Somuttan soyutada ise somut bir durum, olay, nesne, model ile sağlanan yaşantıdan (fasulye taneleri), soyuta (sayı kavramına) doğru bir yolculuk vurgulaması dikkate alınmalıdır. Açıklık ilkesinde her zaman böyle bir vurgu yapılmaz. Açıklık ilkesinde somut yaşantıdan soyut kavrama doğru bir gidiş vurgusuna gerek yoktur. Öte yandan öncülde ilkokula yeni başlayan öğrenciden söz edildiğinden bu dönemin somut işlemler dönemine denk geldiği düşünüldüğünde çözüme daha kolay ulaşılacaktır. Cevap D Yakından Uzağa Bu ilkeye göre öğretim; yer, yaşantı ve zaman açısından yakından başlayarak uzağa doğru gidilen bir süreçle gerçekleşir. Bu nedenle içerik hazırlanırken, öğretme-öğrenme süreci düzenlenirken, örnekler verilirken öğrencinin yakın çevresinden, yakın ilgilerinden başlanmalıdır. Bu yakınlık hem yer, hem de zaman açısından dikkate alınmalıdır. Öğrencinin yakın çevresine ve yaşadığı zamana olan ilgisi daha fazladır. Bir öğretmenin nesli tükenmiş hayvanlardan bahsederken önce nesli tükenmekte olan, daha sonra son zamanlarda nesli tükenmiş olan, en son ise dinozorlardan bahsetmesi yakından uzağa ilkesine uygun olur. 8 Kolaydan Zora (Basitten Karmaşığa) Bu ilkeye göre öğretime, öğrencinin üstesinden kolaylıkla gelebileceği etkinliklerle başlanmalı, giderek zorlaşan ve karmaşıklaşan etkinliklere doğru gidilmelidir. Basitten karmaşığa doğru, adım adım öğrencinin KPSS Çıkmış Soru Aşağıda verilenlerden hangisi açıklık ilkesinin özelliklerinden değildir? ilerlemesini sağlayan öğretim süreci sonunda öğren- A) Öğretmenin derslerinde öğrencilerin düzeylerine uygun bir dil kullanması cilerde başarı güdüsü oluşacaktır. Zor ve öğrencinin B) Öğretmenin zamanı etkili kullanması üstesinden gelemeyeceği konularla başlanması durumunda ise öğrencide oluşacak başarısızlık duygusu, sonraki öğrenmeleri de olumsuz etkileyeceğinden bundan kaçınılmalıdır. Matematik dersinde dört işlem becerisinin öğretiminde toplama, çıkarma, çarpma ve bölme sırasının izlenmesi; yine önce bir, daha sonra iki, üç, dört basamaklı sayıların öğretimi bu ilkeye uygun yapılan düzenlemelerdir. Açıklık (Ayanilik) Açıklık, öğrenme-öğretme sürecinin iletişim boyutuna C) Öğretmenin ders içeriğini aktarırken araç-gereç kullanması D) Anlatım yöntemini uygulayan öğretmenin anlatımını sunumla desteklemesi E) Öğretmenin olabildiğince fazla duyu organına hitap eden etkinlik düzenlemesi Çözüm: Açıklık ilkesi birinci boyutta çoklu öğrenme ortamı yaratarak olabildiğince çok duyu organına hitap etmeye yönelik uygulamaları, ikinci boyutta ise kullanılan dilin açık, sade ve anlaşılır olmasına yönelik uygulamaları gerektiren öğretim ilkesidir. Seçenekler incelendiğinde A, C, D ve E de yer alan ifadelerin açıklık ilkesinin özelliklerine uygun uygulamalar olduğu görülmektedir. B seçeneğinde yer alan ifade ise “ekonomiklik” ilkesinin özelliğidir. Cevap B dikkat çeken bir ilkedir. İki boyutu vardır. Birinci boyutta öğretim sürecinin birçok duyu organına hitap edecek şekilde düzenlenmesi gerekliliğini ifade eder. Öğ- Hayatilik (Yaşama Yakınlık) retim ortamı ne kadar çok duyu organına hitap ederse Bu ilkeye göre, öğrenciye uygun eğitim ortamı düzen- o oranda kalıcı öğrenmeler gerçekleşir. Fazla sayıda lenirken öğrencinin doğrudan hayatında kullanacağı duyu organına hitap edecek bir öğretim ortamı da problem durumlarına, konulara ve etkinliklere yer ve- daha çok araç-gereç kullanımı ve kullanılacak farklı rilmelidir. Eğitim ortamı hayattan kopuk olmamalı, öğ- strateji, yöntem ve tekniklerle sağlanabilmektedir. retilecekler günlük yaşamda kullanılabilir olmalıdır. Bu Açıklık ilkesi ikinci boyutta ise kullanılan dilin, kavramların açık ve net olmasını ifade eder. İletişimde kullanılan dilin öğrencilerin düzeylerine uygun olması, onların bildikleri kelimelerin kullanılması, düzeylerine uygun cümle yapılarının tercih edilmesi gerekir. Yapılan araştırmalarda görme duyusu % 75, işitme % 13, koklama % 3, dokunma % 6 ve tat alma öğrenme üzerinde % 3 etkili bulunmuştur. Kendi kendine doğrudan edinilen öğrenmeler en kalıcı öğrenmeler olarak tespit edilmiştir. yüzden bütün etkinlikler doğrudan yaşamın kendisini karşılayacak şekilde düzenlenmelidir. Bireye ihtiyaç duyduğu yararlı ve gerekli bilgiler öğretilmelidir. Öğretilenlerin günlük yaşamda kullanılabilir olmasının ayrıca öğrencilerin öğrenmeye güdülenmelerine de büyük katkısı vardır. Öğrencilerin derse güdülenmelerine yönelik yapılan tüm etkinlikler hayatilik ilkesi kapsamında ele alınmaktadır. Öğretmenin öğrencilere sayı saymayı öğrettikten sonra onları bahçeye çıkarıp bahçedeki ağaçları saydırması hayatilik ilkesiyle doğrudan ilgilidir. Bu açıdan “Okul yaşama hazırlık alanı değil, yaşamın kendisi olmalıdır.” anlayışı söz konusudur. 9 Güncellik (Aktüalite) KPSS Çıkmış Soru Birinci sınıf öğretmeni matematik dersinde “Nesne sayısı 10’dan az olan bir toplulukta nesnelerin sayısını belirler, bu sayıyı rakamla yazar.” kazanımına yönelik olarak öğrencilerin önce parmaklarını kullanarak saymalarını sağlar, sonra öğrencileri okul bahçesine çıkararak ağaçları saydırır. Öğretmenin bu süreçte başvurduğu öğretim ilkeleri aşağıdakilerin hangisinde doğru sırada verilmiştir? A) Somuttan soyuta - Hayatilik B) Somuttan soyuta - Ekonomiklik Bu ilkeye göre konular, güncel olaylar ve sorunlarla ilişkilendirilerek öğretilmelidir. Öğrencilerin yakın çevrelerinde, ülkelerinde ya da dünyada gelişen olaylara ilgi duymaları ve hayatın güncel olayları ile yüzleşmeleri bu ilkenin dikkate alınması ile sağlanabilmektedir. Not Güncellik ilkesi hayatilik ilkesiyle benzerdir ve yakından ilgilidir. Güncellik bilgilerin güncel olan konularla ilişkilendirilerek ele alınması, hayatilik ise öğretileceklerin günlük yaşamda kullanılabilir olmasıdır. C) Hayatilik - Soyuttan somuta D) Açıklık - Soyuttan somuta E) Somuttan soyuta - Açıklık Cevaba Ulaştıran Anahtar Kelimeler: Parmakları kullandırarak saydırma (Somuttan-soyuta), ağaçları saydırma (Hayatilik) Çözüm: Soru öncülüne dikkat edildiğinde öğretmenin gerçekleştirmek istediği hedefe yönelik iki etkinlik yaptırdığı gözlenmektedir. Hedefe bakıldığında kazanılacak olan becerinin günlük yaşamda kullanılabilirliği zaten söz konusudur. Hedefin kazandırılmasına yönelik yapılan parmakla sayma etkinliği, sayı öğretiminde birebir eşlemeye uygun bir somutlama örneğidir. Abaküs kullanımı ile aynı amaç söz konusudur. Bu açıdan somuttan soyuta ilkesine uygun bir uygulamadır. Öğrencilerin bahçeye çıkarılarak ağaçların saydırılması ise doğrudan öğretilen becerinin günlük yaşamda kullanılmasına yönelik yapılan bir uygulama olduğu için hayatilik ilkesine uygundur. Cevap A Ekonomiklik En az emek ve maliyetle en yüksek verime ulaşmak bu ilke kapsamında ele alınmaktadır. Bir öğretim süreci ne kadar az zaman, az para, az emek, az enerji harcanarak düzenleniyor ve üst düzeyde hedeflere ulaşmayı sağlıyorsa bu süreç o oranda ekonomiktir. Not “Bir taşla iki kuş vurmak”, ekonomiklik ilkesini en iyi açıklayan deyim olarak kabul edilebilir. Bir etkinlikle ya da bir araç-gereçle birden fazla kazanıma ulaşmak, planlı bir süreçle zamandan tasarruf sağlamak, seçilecek strateji, yöntem ya da teknikle hedefe daha kolay ulaşmak ekonomiklik ilkesinin gereği olarak yapılan uygulamalardır. Örneğin, demokrasi eğitimi sürecinde komşu ülkelerde yönetimden kaynaklandığı düşünülen olumsuzlukların ele alınıp tartışılması, siyasi liderlerin açıklamalarının ele alınması; çevremiz konusu işlenirken gündemde olan nükleer santrallerin kurulmasının ele alınması güncellik ilkesiyle ilgilidir. Ayrıca belirli gün ve haftalar ile mahalli kurtuluş günlerinin de ele alınması bu ilkenin gereğidir. Bütünlük Bütünlük ilkesine göre çocuk bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmelidir. Bu ilke özellikle ilköğretimin birinci kademesinde oldukça önemlidir. Öğrencinin bedensel, duygusal, düşünce yapısı, ahlaki ve sosyal özellikleri açısından dikkate alınıp etkinlikler buna göre düzenlenmelidir. Sadece öğrencinin bilgi boyutuyla değil, her yönüyle ele alınması gerekir. Aksi halde öğrencinin bir yönünün geliştirilmesi sağlanabilir ama diğer boyutları açısından eğitilmemesi söz konusu olabilir. Bu açıdan konular geniş alan tasarımına uygun şekilde düzenlenmeli, disiplinler arası ilişkiye dikkat edilmelidir. İlköğretimin ilk yıllarında fen ve sosyal bilgiler konularının hayat bilgisi dersi adı altında okutulması bütünlük ilkesinin dikkate alınmasına yönelik yapılan uygulamalardır. 10 Yaparak Yaşayarak Öğrenme (Etkin Katılım, İş, Aktivite) Öğrenmenin, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla nispeten kalıcı izli davranış değişikliği oluşturma süreci olduğu düşünüldüğünde öğretimin de öğrencinin etkin katılımını sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Bu ilkeye göre öğrenci sınıfta pasif dinleyici olmaktan çıkarılmalı, derse aktif katılan, sorular soran, araştıran ve çeşitli sonuçlara ulaşan bir konuma getirilmelidir. Öğrenci okumalı, yazmalı, görmeli, etkinliklere bizzat katılmalı, sormalı, tartışmalı, araştırma yapmalı ve pasif dinleyici olmamalıdır. En etkili öğrenmeler yaparak-yaşayarak edinilen öğrenmelerdir. Eğitim ortamları da öğrencilerin etkin katılabilecekleri şekilde düzenlenmelidir. Yapılan araştırmalara göre zaman sabit tutulmak kaydıyla insanlar okuduklarının % 10’unu, işittiklerinin % 20’sini, gördüklerinin % 30’unu, hem görüp hem işittiklerinin % 50’sini, söylediklerinin % 70’ini ve yapıp söylediklerinin % 90’ını hatırlamaktadırlar. ÖĞRETİM STRATEJİLERİ Öğretim stratejisi, belirlenen hedeflere ulaşmayı sağlayan, kullanılacak araç gereç, uygulanacak olan yöntem ve tekniklerin belirlenmesine yön veren genel yol olarak tanımlanmaktadır. Öğretim sürecinde kullanılacak stratejinin temel belirleyicisi hedeflerdir. Bu açıdan tek başına bir stratejinin etkililiğine karar vermek mümkün değildir. Ancak kazandırılmak istenen hedefe bakılarak hangi stratejinin daha etkili olduğuna karar verilebilir. Çünkü kullanılacak yöntem ve tekniklere yön veren de öğretim stratejileridir. Sunuş, buluş ve araştırma-inceleme olmak üzere üç öğretim stratejisi vardır. Bunlar aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır. 6XQXğ6WUDWHMLVL ßUHWLP 6WUDWHMLOHUL %XOXğ6WUDWHMLVL $UDğWñUPDðQFHOHPH 6WUDWHMLVL Sosyallik (Otoriteye İtaat ve Özgürlük) Eğitimin amaçlarından biri de bireyin sosyalleşmesini sağlamaktır. Bu sosyalleşme süreci kurallara uymayı öğrenmeyle başlar. Bütün bu süreç otoriteye itaat kapsamında ele alınır. Birey bu kurallara uyarken kendi kararlarını verme, kendi kendini yönetme, özgür kalabilme, bağımsız kararlar verebilme gibi kendi bireyselliğini yaşayabilecek ortamlarla baş başa bırakılmalıdır. Öğrenci sosyal olmalı, kuralları öğrenmeli, özgür iradesini kullanabilmeli, kendini rahat hissetmeli, iş birliği içinde çalışabilmelidir. Çağdaş eğitim yaklaşımları, öğretim ortamının özgürlük boyutuna vurgu yapmaktadırlar. Bu ilke uygulanırken öğrencinin kendini rahat ifade edeceği, iş birliği içinde çalışabileceği öğretim ortamları oluşturulmalı ve bunu sağlayacak strateji, yöntem ve teknikler kullanılmalıdır. HEDEF-STRATEJİ-YÖNTEM-TEKNİK İLİŞKİSİ HEDEF (Bilişsel Alan) STRATEJİ YÖNTEM TEKNİK Bilgi Sunuş Anlatım Soru-Cevap Kavrama Buluş Tartışma Örnek Olay Beyin Fırtınası Uygulama Analiz Sentez Değerlendirme Araştırma- Problem İnceleme Çözme Drama Rol Oynama Beyin Fırtınası 11 Sunuş Yoluyla Öğretim Stratejisi (Alış Yoluyla Öğrenme) David Ausubel tarafından bilişsel kurama dayalı olarak geliştirilmiş bir stratejidir. Buluş stratejisine alternatif olarak geliştirilmiştir. Ausubel’e göre öğrenci bilgileri her zaman keşfederek alamaz. Bunun için bilgiler, kavram ve ilkeler öğretmen tarafından organize bir şekilde sunulmalıdır. Temeli, yapılandırılmış ve organize edilmiş bilginin öğrenciye aktarımına dayanır. Öğretmen merkezli bir stratejidir. Alış yoluyla öğrenme, anlamlı öğrenme olarak da adlandırılır. Yukarıda verilen süreç ise üç aşamada gerçekleşir: Aşama İşlenecek olan konunun genel bir çerçevesi çizilir ve anlatılacakların yerleştirileceği Organize edicile- bir yapı oluşturulur. Bu aşama, rin sunulması, önceki bilinen Kavramların lerle öğreniletanımlanması ve cekler arasında gerekli açıklamabağ kurulmasını ların yapılması, sağladığından Uygun örnekle- anlamlı öğrenrin verilmesi, öğ- melerin gerrencilere tekrar çekleşmesine ettirilmesi. olanak sağlar. İlke, Kavram veya Bilgi Birimlerinin Sunulması Bilgi birimlerinin sunulması, Bilgi birimlerinin özelliklerinin sıralanıp açıklanması, Kavramın tanımlanarak terimlere açıklık getirilmesi, Kavramla ilgili olarak olumlu ve olumsuz örneklerin verilmesi. rine hazır olarak alırlar. Bu süreçte öğretmenle öğrenci arasında yoğun bir etkileşim vardır. Öğrencinin derse etkin olarak katılması sağlanmaya çalışılır. Bu nedenle dersin başında kavram, ilke ve genellemeler sunulur, öğrencilerin ise konuya ilişkin örnekler veröğrenmeler, temel kavramlara dayalı olarak oluşur ve tümdengelim yolu kullanılır. Bilgi basamağı öğrenmeleri, Tümdengelim, Genelden özele, Kavramdan örneğe, Kavram haritaları, Örgütleyiciler (ön düzenleyiciler/ ön organize ediciler) vb... anahtar kelİmeler Sunuş Yoluyla Kavram Öğretimin Aşamaları Öğretmen: 1. Kavramı tanımlar ve kavramdaki terimleri açıklar. 2. Kavramı, alt kavramlarla açıklar. 3. Olumlu ve olumsuz örnekler verir. Öğrenci: 4. Öğretmenin verdiği hem olumlu hem de olumsuz ek örnekleri açıklar ve sınıflar. 5. Ek örnekler sağlar (Kendi örneklerini verirler.). Öğretmen: 6. Konuyu özetler. 7. Değerlendirme yapar. Not Çok sayıda örnek kullanılması ve öğrenci ile öğretmen arasındaki etkileşimin üst düzeyde tutulması sunuş stratejisinin olmazsa olmazlarındandır. Örnek Ön Organize Edicilerin Sunulması Öğrenciler bu stratejiye göre bilgileri keşfetmek ye- meleri sağlanır. Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde Yapılan Etkinlikler Dersin amaçlarının açıklanması, hedeften haberdar etme, güdüleme, ilgi çekme, Bilişsel Yapının Farklı tanım ve Güçlendirilmesi örneklerin ortaya konulması, Eleştirel bir bakış açısının geliştirilmesi, Öğrencilerin örnek olan ve olmayan durumlar üretmeleri, Öğrencilerin farklı örnekler üretmeleri ve bu örnekleri farklı durumlarda kullanabilmeleri. Bilgi genelden özele doğru verilir. Örneğin, önce sıfatların tanımı yapılır, daha sonra sıfat çeşitlerine geçilir. Öğrencilerin bilgiyi anlamlandırıp anlamlandırmadıklarını tespit etmek için sorular sorulur. Örnek olan ve olmayan durumları üretmeleri durumunda bilgiyi transfer ettikleri sonucuna ulaşılır. Not Ön organize edici bilgilerin verilmesindeki temel amaç öğretilecek olan yeni bilgiye temel oluşturmaktadır. 12 Kullanıldığı Durumlar Sunuş Yoluyla Öğretimde Öğretmenin Görevleri Genellikle derslerin giriş ve sonuç bölümlerinde, İyi ve etkili bir ders planı yapmalı, Bilgi düzeyindeki hedef davranışların kazandırılmasında, Öğretilecekleri, öğrencilerin en iyi şekilde öğrene- Ön öğrenmelerin yeterli olmadığı ve konunun yeni öğrenileceği durumlarda, Kalabalık gruplarda, bilecekleri bir biçimde organize etmeli ve düzenlemeli, Strateji ve konuya en uygun yöntem ve teknikleri belirlemeli, Öğretime ayrılan zamanın kısa ve sınırlı olduğu zamanlarda, Tümdengelim (bilgileri genelden özele doğru sun- Soyut kavramların öğretiminde ve kavramlar arası ilişkinin kurulmasında etkilidir. Bu nedenle kavram haritaları bu stratejide önem taşır. Gerekli araç ve gereçleri (grafik, şema, kavram ve Etkili Kullanım İlkeleri Sunu içeriği öğretmen tarafından anlamlı ve düzenli bir şekilde organize edilmelidir. Çok sayıda duyu organını harekete geçirecek bir şekilde sunulmalıdır. Dersin başında ön organize ediciler (Şemalar, sözel açıklamalar, grafikler, şekiller, somut modeller, benzetimler) bol örneklerle verilmeli, görsel uyaranlar kullanılmalıdır. Öğrencilerin aktif katılımları sağlanmalı, dikkatleri ders boyunca sürdürülmelidir. Buna yönelik olarak da farklı öğretim yöntem ve tekniklerinin kullanımına dikkat edilmelidir. Öğretmen-öğrenci etkileşimi üst düzeye çıkarılmalı, tartışma, soru-cevap gibi yöntemler etkili bir şekilde kullanılmalıdır. ma) akıl yürütme yoluna göre konuyu sunmalı, zihin haritaları vb.) seçmeli ve hazırlamalıdır. SUNUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM Yararları (Avantajları) Zamandan tasarruf sağlar. Kısa sürede çok bilgi aktarımına imkan verir. Bilgi düzeyi hedeflere ulaşmada ve soyut kavramların açıklanmasında en etkili stratejidir. Öğretmenler açısından uygulaması ekonomik ve kolaydır. Anlamlı öğrenmeyi sağlar. Sınırlılıkları Öğrenci dinleyen konumunda olduğundan yanlış öğrenmeler gerçekleşebilir. Öğrencide isteklilik oluşmamışsa ezbere öğrenmeler gerçekleşir. Beden dili, jest ve mimikler etkili kullanılmalı, etkili bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterilmelidir. Öğrenci katılımı minimum düzeyde olduğundan Öğrencilerin bilgiyi yeni durumlara transfer etmesi ve kullanması için problem durumları, projeler, sorular, alıştırmalar verilmelidir. Öğrenilenlerin kalıcılık düzeyi düşüktür. Dersin sonunda konu kısaca özetlenmelidir. Not İşlenen konuyla ilgili önce genel tanımlar, daha sonra örnekleri, ayrıntıları veriliyorsa sunuş stratejisi uygulanmıştır. sıkılmaya yol açabilir. Üst düzey düşünme becerilerinin kazandırılmasında etkisi azdır. Yaratıcı ve bağımsız düşünceyi sınırlandırabilir. 13 ANLAMLI ÖĞRENME Sunuş yoluyla öğrenme, kaynaklarda anlamlı öğrenme olarak da adlandırılmaktadır. Anlamlı öğrenme, Ausubel tarafından ortaya atılmış ve sunuş stratejisinin “Yeni bilgi daha önce öğrenilen eski bilgilerle ilişkilendirilir ve eski bilgi sistemi içerisine yerleştirilirse öğrenme öğrenci için anlamlı hale gelir.” savına vurgu yapan boyutudur. Başka bir ifadeyle sunuş stratejisi, anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesinde etkili bir stratejidir. Öğrenmenin anlamlı olması için, öğretmen tarafından sunulan bilginin öğrenci tarafından ezberlenmemesi gerekir. Öğrencinin kendisine sunulanı olduğu gibi ezberlemesi anlamlı öğrenme kapsamında değerlendirilemez. Anlamlı öğrenmeye göre yeni bilgiler kendi içinde tutarlı değil ve önceki bilgilerle çelişiyorsa öğrenmede sorun yaşanabilir. Bu nedenle anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesi için kavram ve zihin haritalarına sıklıkla yer verilir. KPSS Çıkmış Soru Sunuş yoluyla öğretim stratejisine göre, dersin başında öğrencilere “ön organize edici bilgiler” verilmesinin en önemli gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Öğrencileri motive etme KPSS Çıkmış Soru Türkçe dersinde sözcük türlerini işleyen bir öğretmen öğrencilerin sözcük türlerini karıştırdıklarını, önce öğrendikleri sözcük türlerini yeni öğrendiklerinden ayıramadıklarını belirlemiştir. Sunuş yoluyla öğretme stratejisi kullanan bu öğretmenin aşağıdakilerden hangisini yapması sorunu çözmesine yardım eder? A) Örgütleyiciler kullanması B) Bilgiyi örneklendirmesi C) Sunum araçlarından yararlanması D) Öğrencilerin bilgiyi kullanmasını sağlaması E) İçeriği, belirli bir sırayla vermesi Çözüm: Bu soruya baktığımızda seçenekler arasından anahtar kelimeye dikkat etmemiz gerekir. Sunuş yoluyla öğretim stratejisini kullanan bir öğretmenin verilen seçenekler arasından örgütleyicileri kullanması oldukça önemlidir. Ayrıca örgütleyiciler, anlamlı öğrenmeyi sağlayıcı araçlardır. Var olan bilgiyle yeni bilgi arasında ilişki kurulmasını sağlar, yeni konu ile ilgili şemaların oluşmasını destekler, anlam karmaşasını engeller. Cevap A KPSS Çıkmış Soru Öğrenmeyi etkileyen en önemli faktör, mevcut bilgi birikimidir. Buna göre, yeni bilgilerle daha önceki bilgiler ilişkilendirilmelidir. Bunun yanında, yeni bilgiler kendi içinde tutarlı değilse ve önceki bilgilerle çelişiyorsa öğrenmede sorun yaşanabilir. B) Yeni bilgiye temel oluşturma Bu açıklama aşağıdaki öğrenme model veya yaklaşımlarından hangisine aittir? C) Öğrencileri düşündürme A) Tam öğrenme D) Grupla çalışmayı teşvik etme B) İş birliğine dayalı öğrenme E) Benzerlik ve farklılıkları örneklendirme C) Anlamlı öğrenme Çözüm: Ön organize ediciler asıl anlatılacak ayrıntılı içerikten önce verilen genel hattır. Sunuş yoluyla öğretimde temel ilke olan genelden-özele (tümdengelim) önce ön düzenleyicinin verilmesi, sonra ayrıntılı bilgilere geçilmesi şeklinde yapılır. Ön organize ediciler bölüm öncesi kısa özet (yaşamdan anektotlar, hazırlık soruları, kavram haritaları, ana hatları gösteren içerik listesi) şeklinde olabilmektedir. Ön organize ediciler dikkat çekme, hedeften haberdar etme, güdüleme aşamalarına destek olsa da temel kullanım amacı ön bilginin ortaya çıkarılması ve bunun üzerine yeni bilgilere doğru ilerlenmesidir. Bu yönüyle ön organize ediciler yeni bilgiye temel oluşturma amacına hizmet etmektedir. Cevap B D) Buluş yoluyla öğrenme E) Problem temelli öğrenme Çözüm: Soru öncülüne bakıldığında vurgunun mevcut bilgi birikimine ve bu bilgilerin yeni öğrenileceklerle ilişkilendirilebilmesi durumunda öğrenmenin gerçekleşebileceğine yapıldığı görülmektedir. Sunuş stratejisinin ilk aşaması olan ön organize edicilerin sunulması aşamasında yeni bilgilerin yerleştirileceği bir şema oluşturulur. Bu süreçte yeni öğrenilecekler mutlaka daha önceden bilinenlerle ilişkilendirilir. Bunun temel amacı da anlamlı öğrenmeyi sağlamaktır. Cevap C 14 KPSS Çıkmış Soru Öğretmen derste sunum yapan öğrencisi Gamze’ye, “Gamze, ne sunduğun kadar, nasıl sunduğun da önemli. Sunumunun arkadaşlarında kalıcı öğrenme sağlayacağını düşünmüyorum.” der. Aşağıdakilerden hangisi öğretmenin, Gamze’yi bu şekilde eleştirmesinin nedenlerinden biri olamaz? A) Arkadaşlarıyla iletişim kurmada yetersiz kalma B) Öğrenme sürecinde çoklu duyu organlarına hitap etmede yetersiz kalma C) Kavramları açıklarken örnek olan durumlar yanında örnek olmayan durumları da verme D) Teknolojik materyallerden yetersiz düzeyde yararlanma E) Sınıftaki öğrencilerin gelişim düzeyine uygun olmayan uyarıcılar kullanma Çözüm: Gamze’nin öğretmen tarafından eleştirilmesi, Gamze’nin sunum sırasında olası bazı hatalar yaptığına ya da etkili sunum ilkelerine uymadığına işaret eder. Sunum yaparken arkadaşlarıyla iletişim kurmada yetersiz kalma, çoklu duyu organlarına hitap etmede yetersiz kalma, teknolojiden yeterince yararlanamama ve öğrencilerin gelişim düzeylerine uygun olmayan uyarıcılar kullanma etkili bir sunum için uygun değildir. Sunuş stratejisinde ilk aşamada öğretmenin kavram, ilke ve genellemeleri açıklarken örnek olan durumların yanında örnek olmayanları da vermesi stratejinin gereğidir ve etkililiğini arttırır. Bu açıdan bir sunumda örnek olan durumların yanında örnek olmayan durumların da verilmesi eleştirilecek bir davranış değil, etkili bir sunuş için olması gerekendir. Cevap C Buluş Yoluyla Öğretim Stratejisi (Keşif Yoluyla Öğrenme) Bu strateji Bruner tarafından geliştirilmiştir. Öğretim sürecinin merkezinde öğrenci vardır ve öğrenci bilgiyi merak düzeyine bağlı olarak kendi kendine öğrenir. Bruner’e göre bilgi öğrenciye öğretmen tarafından doğrudan sunulmamalı, öğrencinin bir bilim adamı gibi çalışarak, gözlem yaparak ve araştırarak öğrenmesi için ortamlar düzenlenmelidir. Bu stratejinin en önemli yönü öğrencinin merak güdüsünü uyandırması ve güdülenmişlik düzeyini çalışma boyunca sürdürmesidir. Bu açıdan öğretmenin en önemli görevi de öğrencilerin kendi kendilerine öğrenebilecekleri öğretim ortamları oluşturmaktır. Bu süreçte öğrenciler “keşif yoluyla” öğrenirler. Merak, Sezgisel düşünme, Keşif, Birlikte çalışma, Başarma isteği içsel güdüleri, Tümevarım, Örnekten kavrama vb... anahtar kelİmeler Buluş stratejisinde öğretim bir problemle başlar, öğrencilere öncelikle çeşitli yaşantılar kazandırılır, sonra öğrencilerin bu yaşantılar üzerinde düşünceler geliştirerek durumlara açıklık getirmeleri, belirlenen probleme çözüm üretmeleri ve konuyla ilgili bir genellemeye varmaları sağlanır. Bu süreçte öğrencilere ulaşmaları beklenen sonuç ya da genelleme kesinlikle söylenmez. Öğrenci sonuca içsel bir güdüyle ve bir araştırmacı yaklaşımıyla ulaştığından etkili ve kalıcı öğrenmeler gerçekleşir. %XOXğ<ROX\ODßUHWLPLQ$ğDPDODUñ ßUHWPHQ¶UQHßLVXQDU ßUHQFL¶UQHßLWDQñPODU ßUHWPHQHN¶UQHNOHULVXQDU ßUHQFLHN¶UQHNOHULWDQñPODUYH¶QFHNLOHUOH NDUğñODğWñUñU ßUHWPHQHN¶UQHNOHUYH¶UQHNROPD\DQODUñ VXQDU ßUHQFL¶UQHNRODQYHROPD\DQODUñEHOLUOHU 6DUDVñQGDNLLOLğNL\LD§ñNODU ßUHQFLLONHYHJHQHOOHPHOHUHXODğñU ßUHWPHQHN¶UQHNOHULVWHU ßUHQFLHN¶UQHNOHUYHULU Not Buluş yolunun verilen uygulama adımları iki kez doğrudan sorulmuştur. Kullanıldığı Durumlar Özellikle derslerin geliştirme bölümlerinde, Kavrama ve daha üst düzey hedeflerin kazandırılmasında, İlke ve genellemelere öğrencilerin ulaşmaları beklenen durumlarda kullanılır. Etkili Kullanım İlkeleri Öğrencilerin ulaşacakları sonuçlar önceden söylenmemelidir. Öğrencilerin merak duygularının ders süresi boyunca yüksek tutulması gerekir. Çeşitli belirsizlikler yaratılmalıdır. Bu yüzden seçilen problem öğrenciyi güdüleyecek ve merak uyandıracak türden olmalıdır. Tümevarım akıl yürütme yolu kullanılmalıdır. Öğrenci doğru sonuca ulaşana kadar öğretim süreci devam ettirilmelidir. 15 Öğretmen, temel görevi olan öğrencilere deneyim kazandırma sürecini etkili bir şekilde planlamalı, yönlendirici sorularla öğrencinin sonuca ulaşmalarını sağlamalıdır. Bay Kurgu Matematik dersinde “Verilmeyen çıkanı bulur.” kazanımına yönelik etkinlik için öğretmen öğrencileri bahçeye çıkarır. Öğrencilerden biri çoban, biri kurt rolü alır. Çoban uykuya dalar ve kurt birkaç öğrenciyi (koyunu) okulun arkasına götürür. Öğretmen çobanı uyandırır ve ne olduğunu sorar. Çoban koyunlarının azaldığını söyler. Öğretmen kaç koyunun kurt tarafından kaçırıldığını sorar. “Kaç koyunun vardı? Şu an kaç tane var? Kaç tanesinin kaçırıldığını nasıl bulabiliriz?” gibi yönlendirici sorularla merak uyandırır ve rehberlik yapar. Çoban olan öğrenci örneğin, “35 koyunum vardı. Şu an 20 tane kalmış.” der. Öğretmen, kalan koyunlardan hareketle “Kaç tanesinin kaçırıldığını nasıl bulabiliriz?” diye sorar. Benzer sorularla öğrencilerin kaçırılmadan önceki koyun sayısından kalanları çıkararak kaçırılan koyun sayısını bulmalarını sağlar. Öğrencilerin süreç sonunda “Bir çıkarma işleminde verilmeyen çıkan, eksilenden kalanın çıkarılması ile bulunur.” genellemesine ulaşmaları sağlanır. Öğrencilerin ilke ve genellemelere, örnek olan ve olmayan durumları ayırt ederek ulaşmaları için etkili bir rehberlik yapılmalıdır. Bu açıdan öğretmen örnek olan ve olmayan durumları önceden hazırlamalıdır. Öğrenciler sezgisel düşünmeye teşvik edilmelidir. Öğrencilerin diğer arkadaşlarıyla etkileşim içinde olmaları sağlanmalıdır. Buluş Yoluyla Öğretimde Öğretmenin Görevleri Öğretmen iyi bir planlama yapmalıdır. Öğrencilerin birbirleriyle etkileşebilecekleri bir ortam yaratmalıdır. Bilgileri olduğu gibi öğrencilere sunmak yerine öğrencilerin bilgiyi keşfedecekleri, kendi kendilerine öğrenebilecekleri ortamlar yaratmalıdır. Öğrenciye zihinsel süreçlerde ve öğrenme aşamasında rehber olmalıdır. Tümevarım akıl yürütme yolu (özelden genele doğru) kullanmalıdır. Konuyla ilgili önceden hazırladığı çok örneğe yer vermeli, öğrencilerin motivasyonunu sağlamalı, onlarda merak duygusu uyandırabilmelidir. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM Yararları (Avantajları) Kalıcı öğrenmelerin gerçekleşmesini sağlar. Öğrencilerde merak duygusu uyandırarak güdülenmelerini sağlar. Gerçek yaşam problemlerini çözme ve bağımsız öğrenme becerisi geliştirir. Öğrenme sürecini eğlenceli hale getirir. Öğrenci merkezlidir ve bireysel öğretim olanağı sağlar. KPSS Çıkmış Soru Bir öğrenci, bir derste yapılanları aşağıdaki gibi sıralamıştır: I. Öğretmenimiz çözelti kavramının ne olduğunu defterimize yazdırdı. II. Şekeri suyla karıştırdı. Bizden gördüklerimizi anlatmamızı istedi. III. Tuzu suyun içerisine karıştırdı. Gördüklerimizi anlatmamızı ve öncekiyle karşılaştırmamızı istedi. IV. Bir miktar kumla suyu karıştırıp şekerli çay örneği ile bu karışım arasındaki ilişkiyi açıkladı. V. Bizlerden örnekler vermemizi istedi. Biz de yeni örnekler sunduk. Yapılanlardan hangileri, buluş yoluyla öğrenme yaklaşımına uygun değildir? A) I ve IV Üst düzey düşünme becerilerini geliştirir. Sınırlılıkları Kalabalık öğrenci gruplarında uygulamak zordur. Her zaman öğrencilerin sonuca ulaşmaları mümkün olmayabilir. Uzun zaman alabilir. Süreç için uygun araç-gereçler temin edilemeyebilir. Maliyeti yüksektir. Her ders ya da konu için uygun olmayabilir. Ön koşul öğrenmeler eksikse etkisi zayıflar. B) I ve V D) III ve IV C) II ve III E) III ve V Çözüm: Öğrencilerin merak ve güdülerinin yüksek tutularak tümevarımsal akıl yürütme yoluyla ilke ve genellemelere ulaştıkları öğretim stratejisine buluş yoluyla öğretim denir. Buluş yoluyla öğretim stratejisinde ulaşılacak bilgiler öğrenciye doğrudan verilmez. Bu doğrultuda öğretmenin, çözelti kavramının ne olduğunu deftere yazdırması ve bir miktar kumla suyu karıştırıp şekerli çay örneği ile bu karışım arasındaki ilişkiyi açıklaması buluş yoluyla öğretim stratejisine değil, sunuş yoluyla öğretim stratejisine uygundur. Cevap A 16 KPSS Çıkmış Soru KPSS Çıkmış Soru Üniversitede kimya dersinde, bir öğretim elemanı öğrencilerine deney için sıvı hâlinde bir bileşik verir ve bu bileşiği oluşturan elementleri bulmalarını ister. Matematik dersinde buluş yoluyla öğretim stratejisine göre dar açı konusu işlenirken sırasıyla aşağıdaki işlem basamakları izlenir: Derste öğrencilerin bileşiği oluşturan elementleri bulmaları, en iyi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? I. A) Örtük öğrenme B) Alış yoluyla öğrenme C) Tam öğrenme D) Keşif yoluyla öğrenme E) Akran destekli öğrenme Çözüm: Üniversitede kimya dersinde, bir öğretim elemanı öğrencilerine deney için sıvı hâlinde bir bileşik verir ve bu bileşiği oluşturan elementleri bulmalarını ister. Bu uygulamada öğrenciler hazır bilgi edinmezler. Kendileri deney yaparlar ve verilen maddedinin hangi elementlerden oluştuğunu bulurlar. Bu nedenle izlenecek en uygun yöntem buluş yoludur. Buluş yoluyla öğrenmeye “keşif yoluyla öğrenme” de denir. Cevap D KPSS Çıkmış Soru Buluş yoluyla öğretimi kullanarak dersinde karışımları işlemek isteyen öğretmen, öncelikle karışımlara örnekler verir. Öğrenciler örnekleri betimledikten sonra öğretmen ek örnekler verir ve öğrencilerin bu örnekleri betimleyerek önceki örneklerle karşılaştırmalarını sağlar. Öğretmen dar açı örneklerini gösterir. II. Öğrenciler örneklerin özelliklerini bulmaya çalışırlar. III. Öğretmen geniş açı örneklerini verir. IV. Öğretmen dar açıyla ilgili ek örnekler verir. V. Öğrenciler dar açı ile geniş açı örneklerini karşılaştırırlar. VI. Öğretmen öğrencilerden örnekler arasındaki ilişkileri bulmalarını ister. VII. Öğrenciler kendi örneklerini verirler. Bu uygulamadaki ders işleme basamaklarında yanlış yapılmıştır. Hangi basamaklar yer değiştirirse sıralama daha doğru olur? A) II ile III D) III ile VII B) II ile VI C) III ile IV E) VI ile VII Çözüm: Bu soru da doğrudan buluş yoluyla öğretim stratejisinin ders işleme sürecini sorgulayan bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulama adımlarına bakıldığında önce öğretmen örnekler verir. Öğrenciler örnekleri tanımlar yani özelliklerini bulmaya çalışırlar. Üçüncü adımda öğretmenin ek örnekler vermesi gerekirken soru öncülünde örnek olmayan durumlar (Geniş açı) vermiştir. Ek örnekler verildikten sonra örnek olmayan durumlar verilip öğrencilerin bunları karşılaştırmaları sağlanır. Bu açıdan III ve IV. adımların yer değiştirmesi doğru olacaktır. Cevap C Buna göre, ders aşağıdaki aşamalardan hangisiyle devam etmelidir? A) Öğrencilerin zıt örnekler vermesi B) Öğretmenin, örnek olmayan durumlar vermesi C) Öğrencilerin ek örnekler vermesi D) Öğrencilerin, zıt örnekleri öğretmenin örnekleriyle karşılaştırması E) Öğrencilerin örneklerden kurala ulaşması Çözüm: Soruda buluş yoluyla ders işleme basamaklarının sırası sorgulanmaktadır. Buluş stratejisinde öğretmen örneği sunar, öğrenci bu örneği tanımlar. Öğretmen ek örnekler verir ve öğrenciler bu örnekleri de tanımlar ve öncekilerle karşılaştırırlar. Daha sonra öğretmen örnek olmayan durumlar verir. Cevap B Araştırma-İnceleme Stratejisi Öğrenci merkezli olan araştırma-inceleme stratejisi, John Dewey tarafından ileri sürülmüştür. Bu stratejide öğrenmeler araştırma ve inceleme sonucunda gerçekleşir. Amaç, yaşamda karşılaşılabilecek problemleri araştırma ve inceleme yoluyla problem çözme basamaklarını kullanarak çözmeyi ve bu beceriyi ilerde karşılaşılabilecek bütün problemlerin çözümünde kullanmayı öğretmektir. Öğrenci böylece problemleri çözmede izleyeceği yolu öğrenir. Uygulama ve daha üst düzey hedefler için uygun bir stratejidir. Başka bir deyişle araştırma-inceleme stratejisinin kullanılabilmesi için öğrencilerin bilgi ve kavrama düzeyi hedefleri gerçekleştirmiş olmaları gerekmektedir. 17 N ot Araştırma-inceleme stratejisinde amaç, sadece problem çözmek değil, öğrendiklerini karşılaşacağı farklı problem durumlarına uyarlamayı ve yeni problemlerin çözüm yollarını da öğretmektir. Hem tümdengelim hem de tümevarım yolları kullanılır. Öğretmen gerekli kaynak, araç-gereç konusunda yeterli düzeyde bir rehberlik yapmalıdır. Öğretmen süreç boyunca rehber olmalı, öğrencileri araştırmaya teşvik etmeli, onları cesaretlendirmelidir. Araştırma için öğrencilere yeterli süre verilmelidir. Öğrenci gerçek yaşam problemleriyle karşı karşıya bırakılır. Daha sonra grupça ya da bireysel olarak problemi ele alır, tanımlar, geçici çözüm yolları üretir ve veri toplayarak çözüm yollarını test ederler. Verileri değerlendirerek en uygun çözüm yolunu uygular, çözüme ulaşırlar. Öğretmen buluş stratejisinde olduğu gibi rehber, yönlendirici ve yol göstericidir. Araştırma-İnceleme ile Öğretimin Aşamaları 1. Problemin farkına varılması (hissetme) ve onu sınırlama 2. Çözümle ilgili kaynakları tarama ve bilgi toplama 3. Problemin çözümü için denenceler (hipotez) kurma 4. Hipotezleri test etmek için uygun araçları hazırlama, veri(kanıt) toplama ve organize etme 5. Çözüm yollarının uygulanması (denencelerin test edilmesi) 6. Sonucun değerlendirilmesi (sonuca ulaşma) Kullanıldığı Durumlar Öğrencinin hedeflere araştırma ve inceleme yaparak ulaşması istenen durumlarda, ARAŞTIRMA-İNCELEME YOLUYLA ÖĞRETİM Yararları (Avantajları) Öğrenci sürece aktif olarak katıldığından güdüleme üst düzeydedir. Sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklere uygundur. Bilimsel düşünme alışkanlığı ve becerisini geliştirir. Öğrenci süreçte aktif olduğundan kalıcı öğrenmeler gerçekleşir. Bilişsel alanın uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme gibi üst düzey hedefleri için uygundur. Neden-sonuç ilişkilerini kavrama becerisi kazandırmada etkilidir. Bilimsel düşünmenin adımlarını, gerçek hayat durumlarına uyarlama becerisi kazandırır. Sınırlılıkları Uzun zaman alır ve maliyetlidir. Uygulama ve daha üst düzey hedeflerin kazandırılmasında kullanılır. Sınırların iyi çizilememesi durumunda hedeften Etkili Kullanım İlkeleri Ön koşul öğrenmeler eksik ise etkisi azalır. Problem çözmenin adımları mutlaka öğrenilmiş olmalıdır. Her konunun öğretimi için uygun değildir. Araştırma süreci sadece sınıf ortamıyla sınırlı kalmamalı, gezi, gözlem, örnek olay, proje, problem çözme ve deney gibi yöntem ve tekniklere yer verilmelidir. Seçilen problemler öğrenci için anlamlı ve gerçek yaşamda karşılaşılabilir türden olmalıdır. sapmalar görülebilir. Her yaş düzeyi için uygun değildir. 18 Bay Kurgu Eylül Öğretmen beşinci sınıf sosyal bilgiler dersinde “Yaşadığımız çevrede görülen kirlilikleri nasıl önleyebiliriz?” sorusuna yönelik problemi tanımlattırır. Öğrenciler konuyla ilgili kaynaklardan bilgi toplar ve çevre kirliliğinin nasıl önlenebileceğine yönelik çeşitli çözümler ileri sürerler. Daha sonra öğrenciler grup halinde çalışır, yeni bilgilere ve verilere ulaşırlar. Bunun için de ilgili sivil toplum kuruluşlarına gider, yapılmış araştırmalara ulaşır, çevre kirliliğini önlemeye yönelik iyi örnekleri incelerler. Elde ettikleri tüm veriler ışığında ileri sürdükleri çözüm önerilerini tekrar gözden geçirir ve en uygun çözüm önerisini, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çözüm olarak ortaya koyarlar. KPSS Çıkmış Soru Çağan Öğretmen, sosyal bilgiler dersine başlarken öğrencilerin “Yaşadığımız bölgede görülen doğal afetleri nasıl önleyebiliriz?” problemini tanımlamalarını sağlar. Öğrencilere, problemin geçici çözümünü bulmaları için sorular sorar, yönlendirmelerle hangi verileri nasıl toplayacaklarını buldurur. Öğrencileri beşerli gruplara ayırır ve verileri farklı şekilde toplamalarını ister. Elde edilen veriler karşılaştırılır ve yorumlanır. Bulgular birlikte değerlendirildikten sonra çözüm yolları üretilir ve uygulanır. Bu örnekte Çağan Öğretmen, dersinde hangi öğretim strateji, yöntem ya da tekniğini kullanmıştır? A) Deneye dayalı B) Buluş yoluyla C) Basamaklı öğretim D) Araştırma-inceleme E) Beyin temelli Cevaba Ulaştıran Anahtar Kelimeler: Problemi tanımlama, geçici çözüm yolları, veri toplama, verileri yorumlama, bulguları değerlendirme, çözüm yolları üretme Çözüm: Öncülde verilen bilgilere dikkat edildiğinde süreç, öğretmenin bir problem durumu vermesi ile başlamış, daha sonra bütün öğrencilerin sorumluluk alarak aktif bir şekilde ve iş birliği içinde çalışmalarıyla devam etmiştir. Öğretmenin problem durumunu vermesinden sonra uygulanan adımlar, J. Dewey tarafından ortaya atılan araştırma-inceleme stratejisinin uygulama basamaklarını ifade etmektedir. Problem verilir, öğrenciler problemi tanımlar, geçici çözüm önerileri (denenceler) üretilir, veriler toplanır, geçici çözüm önerileriyle karşılaştırılır, yorumlanır ve bulgular birlikte değerlendirildikten sonra çözüm yolları üretilir. Seçeneklerde çeldirici olarak verildiği düşünülen buluş stratejisinde ise öğrenci buluş yaparak sürece katılır, verilen örneklerden yola çıkarak ilke ve genellemelere ulaşır. Cevap D 19 ÖZET Eğitim bir sistem olarak hedef, içerik, eğitim durumları ve değerlendirme ögeleri üzerine kurulmuştur. Öğretim yöntem ve teknikleri, programın eğitim durumları ögesi kapsamında yer almaktadır. Eğitim, öğretme ve öğretimi kapsar. Her üç kavramdaki ortak amaç öğrenmeyi sağlamaktır. Eğitim planlı (Formal) ve plansız (İnformal) olabilir. Bu yüzden, eğitim bireyin doğumundan, ölümüne kadar geçen süreci kapsar. Öğretmede plan zorunluluğu yoktur. Fakat, öğretim planlı olmak zorundadır. Eğitim ve öğretimin en önemli çıktısı öğrenmedir. Öğrenmenin etkili yollarını belirleme çabası öğrenme stratejilerini ortaya çıkarmıştır. Öğrenme stratejileri bireyin kendi kendisine öğrenmesini kolaylaştıran yaklaşımlardan her biridir. Bazılarımız okuduğumuz bilgileri tekrarlar, bazılarımız not alır, bazılarımız okuduğumuz bilgilerin altını çizer. Her bireyin yeni bir bilgiyi öğrenmek için izlediği farklı stratejiler vardır. Bunlara öğrenme stratejisi denir. Öğrenme stratejileri; dikkat stratejileri, tekrar stratejileri, anlamlandırmayı arttırma stratejileri, yürütücü biliş stratejileri ve duyuşsal stratejiler olmak üzere beşe ayrılmaktadır. ÖĞRETİM STRATEJİLERİ Özellikler Sunuş Buluş Araştırma-İnceleme Savunucusu Ausubel Bruner John Dewey Hedef düzeyi Bilgi Kavrama ve üstü Uygulama ve üstü Akıl yürütme yolu Tümdengelim Tümevarım Tümdengelim-Tümevarım Sınırlılıklar Üst düzey hedeflerin ve düşünme becerilerinin kazandırılmasında yetersizdir. Öğrenme ortamını sıkıcı duruma getirebilir. Yüzeysel öğrenmeler gerçekleşebilir. Uzun süre gerektirir ve maliyetlidir. Kalabalık gruplarda etkisi azalır. Ön öğrenmelerin eksik olduğu durumlarda kullanılamaz. Uzun süre gerektirir ve maliyetlidir. Sınıf dışı çalışmaları gerektirir. Her ders ve konu için uygun değildir. Ön öğrenmeler gerçekleşmemişse uygulanamaz. Kalabalık gruplarda etkili uygulanamaz. Avantajlar Kısa zamanda çok bilgi aktarımına olanak verir. Ekonomik ve uygulaması kolaydır. Anlamlı öğrenmeyi sağlar. Öğrenci merkezlidir, öğrenci içsel bir güdüyle öğrenir. Kalıcı öğrenmeler sağlar. Düşünme becerilerini geliştirir. Bağımsız ve bilimsel düşünme becerisi geliştirir. Problem çözme becerilerini geliştirerek bu özelliği yeni problem durumlarına uyarlama becerisi kazandırır. Yaparak-yaşayarak öğrenmeye uygundur. Üst düzey hedeflerin kazandırılmasında etkilidir. Uygun yöntem-teknikler Anlatım Soru-cevap Gösteri Tartışma Beyin fırtınası Problem çözme Örnek olay Deney Problem çözme Deney Gözlem Beyin fırtınası Kullanıldığı durumlar Ön öğrenmelerin eksik olduğu durumlarda Bilgi düzeyi hedeflerin kavratılmasında Kalabalık gruplarda Zamanın yetersiz olduğu durumlarda Daha çok derslerin geliştirme aşamasında Kavrama düzeyi hedeflerin kavratılmasında Öğrenci sayısının az olduğu gruplarda Dersin sonuç bölümlerinde Uygulama ve daha üst düzey hedeflerin kavratılmasında Öğrenci sayısının az olduğu durumlarda Öğretmen Bilgiyi organize edip aktaran, öğrenciyle paylaşan Etkin bir rehber, ortam düzenleyen Öğrencilere araştırma sürecinde rehber olan Öğrenci Kendisi için organize edilmiş bir şekilde sunulan bilgileri alıcı. Bir bilim adamı tavrıyla çalışır, aktiftir, ilke ve genellemelere kendileri ulaşır. Doğrudan araştırmacı, bilgiye ulaşan, araştıran, denenceler kuran ve problem çözendir.
© Copyright 2024 Paperzz