Bu metin 23 – 24 Eylül 2014 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesinde düzenlenen “Uluslararası Enerji ve Güvenlik Kongresi” başlıklı konferansta sunulan tebliğdir. This paper was presented in International Energy and Security Congress that took place at Kocaeli University, Turkey on September 23‐24, 2014. RUSYA-UKRAYNA KRĐZĐNĐN ENERJĐ GÜVENLĐĞĐNE ETKĐLERĐ Azime TELLĐ* Özet Putin dönemi Rusya Federasyonu’nun önceliği enerji süper gücü olmak olarak öne çıkmıştır. Rusya, genel olarak enerji ve özel olarak da doğal gaz alanındaki rezervlerinin avantajlarını da tüm dünyaya göstermek istemektedir. Rusya, doğal gaz üzerindeki hakimiyetini yeri geldiğinde hem yakın çevresinde bulunan ülkelere hem de Batı dünyasına çarpıcı bir şekilde göstermektedir. Rusya yakın çevresindeki ülkelerle sorunlarla karşılaştığı zaman doğal gazı bir cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. Bu durum da dünya enerji güvenliğinin tekrar sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada enerjinin ulusal güce katkısı, bir devletin ekonomik ve siyasal olarak yükselmesinde etkisi Rusya-Ukrayna örneğinde ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Rusya, Ukrayna, enerji güvenliği, doğal gaz, Avrupa Birliği Abstract Russia prioritises energy to regain it’s regional power and even it’s old superpower with the help of Putin taking the lead of Russia. Generally, Russia wants to show in the field of energy and reserved of natural gas advantages to the whole world. Russia sovereignty on natural gas on when appropriate both near and Western world exposes dramaticaly. When Russia encounters problems with near abroad countries, use to natural gas as a means of punishment. This situation is causing the world energy security is being questioned again and again. Accordingly, this study the energy of the state a big advantage time this has the advantage of a state’s economic and political at example of Russia-Ukraine. Key Words: Russia, Ukraine, energy security, natural gas, European Union. Giriş Güvenlik, günümüzde sadece askeri unsurlar ile açıklanabilecek bir kavram olmanın dışına taşmış durumdadır. Güvenlik kavramı askeri, ekonomik, fiziksel ve bunlara eşdeğer birçok konuyu içine alan, çok daha karmaşık bir hal almış durumdadır. Güvenlik kavramı iki temel kavramla açıklanmaktadır: Bunlardan birisi tehdit kavramıyken, bir diğeri de algı kavramıdır. Tehdit olası bir tehlikeye dayanmaktadır. Güvenlik kavramında bir diğer önemli 369 kavram olan algı ise daha sübjektif bir kavramdır. Metodolojik olarak bu algılama üç kategoride değerlendirilmektedir1: -1. Kategori: Ulusal Fiziki Tehdit -2. Kategori: Ulusal Çıkar Tehdidi -3. Kategori: Ortak Değerler Tehdidi. Enerjinin insan yaşamındaki önemi dünden bugüne değişim göstermiş olsa da enerji kaynakları tarihsel gelişim sürecinde her dönem çekim ve buna bağlı olarak mücadele unsuru olmuştur. Dünyada sanayileşme, nüfus artışı ve şehirleşmeye bağlı olarak enerjiye talep artmış, enerji kaynaklarına sahip olmak ve bu kaynaklara güvenli bir şekilde ulaşabilmek devletler için öncelikli hale gelmiştir. Fosil yakıtlar içinde en çok talep edilen petrol, doğal gaz ve kömür olması nedeni ile bu üç kaynak enerji güvenliği açısından hayati önem kazanmış durumdadır. Kaynaklar sınırlı, tüketim artma eğilimi gösterirken, enerji politikalarında asıl mücadele konusunu kaynakların hangi devletler tarafından kontrol edileceği, yani enerji gelirinin hangi yöntemlerle ve hangi oranlarda paylaştırılacağı teşkil etmektedir.2 Bu nedenle günümüz koşullarında enerji güvenliği kavramının ulusal güvenlik kavramı ile ayrılmaz bir bütünsellik içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.3 Bunun doğal sonucu olarak zengin enerji kaynaklarına sahip ülkeler ekonomik ve jeopolitik açıdan kilit konuma gelmektedir.4 Enerji güvenliği çok boyutlu bir şemsiye kavramdır. Enerji güvenliği arz eden, talep eden ve bu ülkeler arasındaki geçiş ülkesi veya enerji transit ülkesi dahil bütün tarafları ilgilendiren bir konudur. Enerji güvenliği kavramı konusunda genel olarak iki farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bu yaklaşımlardan biri enerjiye, diğeri de güvenliğe ağırlık vermektedir. Enerji güvenliğinin enerji ağırlıklı tanımı, enerji kaynaklarının bulunabilirliği, erişilebilirliği ve kabul edilebilirliği kavramını içine almaktadır. Enerji güvenliğinin, güvenlik ağırlıklı tanımı ise enerji arama, geliştirme, üretim, iletim, çevrim, dağıtım, pazarlama ve tüketim ağındaki tesislerin her türlü saldırıya karşı fiziki olarak korunması anlamını içermektedir.5 * Öğr. Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi SBE Uluslararası Đlişkiler ABD Doktora Öğrencisi. 1 Güvenlik ve Tehdit Kavramının Evrimi Global Güvenlik Đçinde Ulusal Güvenlik Perspektifi, 2006, www.turksae.com/sql_file/298.pdf (Erişim Tarihi 23.09.2014), s. 5. 2 Yüce, Çağrı Kürşat, Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele, Đstanbul, Ötüken Yayınları, 2006, s. 4-5. 3 Dokuzlar, Bircan, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğalgaz Orta Asya’dan Avrupa’ya, Đstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006, s. 48 4 Osmanov, Elnur, “Rusya’nın Süper Güç Olma Hesapları ve Enerji”, http://www.tasam.org/index.php?altid=75, (17.09. 2014). 5 Sevim, Cenk, “Geçmişten Günümüze Enerji Güvenliği ve Paradigma Değişimleri”, Stratejik Araştırmalar Dergisi, Yıl. 7, Sayı. 13, Mayıs 2009, s. 93. 370 Enerji güvenliğinde; ekonomik açıdan, üç farklı boyutun öne çıktığı görülmektedir. Tüketici ülkeler için arz güvenliği; transit ülkeler için enerji nakil güvenliği ve gelirinin çoğunu ürettiği enerjiden kazanan ülkeler için enerji talep güvenliği çok önemlidir. Dolayısıyla, enerji güvenliği, tüketici ve transit ülkeler için, enerjiyi çeşitlendirilmiş hatlardan ucuza temin etmek iken; özellikle gelirinin çoğunu enerji ihracatından elde eden üretici ülkeler için kaynaklarını tekelci fiyatlar ve hatlarla tüketiciye satmak olarak değerlendirilmektedir.6 Đhtiyacından daha az enerji kaynağı ürettiği için, dışarıdan enerji ithal etmek zorunda olan ülkeler açısından “enerji arz güvenliği” ne kadar önemli ise, ihtiyacından fazla üretim yaparak dışarıya ihraç eden ülkeler için de “enerji talep güvenliği” o kadar önemlidir. Bu açıdan enerji güvenliği; uluslararası bir konu olmasının yanı sıra, üretici ve tüketicilerin karşılıklı olarak birbirlerine bağımlı olduklarını da göstermektedir.7 Sahip olduğu doğal gaz ve ham petrol rezervleri ile dünya enerji piyasasının en büyük aktörlerinden biri olan, küresel sistemde yeniden hakim ülkelerden biri olmak için enerji kartını kullanan Rusya ile sahip olduğu rezervlerin Avrupa pazarına ulaştırılmasında önemli bir transit ülkesi olan Ukrayna arasında yaşanan krizler değerlendirilirken, enerji güvenliğinin üç farklı boyutunun birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Günümüzde Soğuk Savaş döneminin ideolojik ayrımlarla şekillenen jeopolitik yaklaşımının yerini enerji kaynaklarını takip eden bir jeopolitik anlayış almış durumdadır.8 Enerji kaynaklarının önemine yönelik olarak bu kaynakların hepsinin sahip olduğu önemi ifade edebilmek açısından Mert Bilgin tarafından “yeni enerji düzeni politikası” (neopolitics) kavramını geliştirmiştir.9 Bu yaklaşıma göre dünya devletleri enerji kaynaklarına sahip olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu durum iki taraf arasındaki jeopolitik mücadeleyi derinleştirmektedir. Ayrıca, enerji kaynaklarının geçiş güzergahları da bu bağlamda jeopolitik öneme sahiptir. Bu önemin bir uzantısı olarak enerji kaynakları ve bu kaynakların transfer edildiği hatları kontrol edenler sadece ekonomik değil politik anlamda da 6 Energy Security and Sustainable Development in Asia and the Pacific, Policy Options for Energy Security and Sustainable Development 2010, UN Economic and Social Commission for Asia and the Pacific, http://www.unescap.org/esd/energy (Erişim Tarihi: 05.06.2013), s.5 7 Ediger, Ş.V., “Enerji Arz Güvenliği ve Ulusal Güvenlik Arasındaki Đlişki”, Enerji Arz Güvenliği Sempozyumu, Genel Kurmay ATASE Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM), Ankara, Genelkurmay Basımevi Ya. No: 2007/47, 2007, s. 5. 8 Coşkun, Bezen Balamir and Carlson, Richard, “New Energy Geopolitics: Why does Turkey Matter?”, Insight Turkey, Vol. 12, No. 3, 2010, s. 206. 9 Arıboğan, Deniz Ülke ve Bilgin, Mert, “New Energy Order Politics Neopolitics: From Geopolitics to Energepolitics” , Uluslararası Đlişkiler Dergisi, Volume 5, No 20, Winter 2009, s.11-113. 371 güç sahibi olmaktadır.10 Enerji arz ülkesi olan Rusya ile enerji transfer ve talep ülkesi olan Ukrayna arasında yaşanan enerji krizleri değerlendirilirken jeopolitik boyut da önemli bir bakış açısı sağlamaktadır. Bu çalışmada 2006 yılında ilki yaşanan, 2009’da Avrupa ülkelerini donma tehlikesi ile karşı karşıya bırakan ve 2014’te Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’nın doğu bölgelerindeki ayrılıkçı hareketler ile şiddetlenen krizleri hazırlayan temel etmenler ele alınacaktır. 1. Dünden Bugüne Rusya-Ukrayna Đlişkileri Ukrayna, Rusya ve Avrupa arasında bulunan eski Sovyet Cumhuriyeti ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nun bir üyesidir. AB’nin bu ülkeye karşı uyguladığı dış politika açısından Ukrayna’nın Avrupa ve bir zamanlar onun için en büyük tehdit unsuru olan Rusya ile arasındaki “gri bölge” olarak tanımlanabilecek konumu oldukça önemlidir. Bu özelliğin kültürel ve politik eğilimler açısından da geçerli olduğu söylenebilir. Rusya-Ukrayna ilişkilerini dünden bugüne şekillendiren en önemli unsurlardan biri jeopolitiktir. Rusya’nın jeopolitik yaklaşımı “Avrasyacılık” temelinde açıklanmaktadır. Geçmişi Rus Çarlığı dönemine kadar uzanan Avrasyacılık yaklaşımı Soğuk Savaş sonrası dönemde Rusya’nın politikalarına yeniden yön vermeye başlamıştır. Rusya’nın tarihi sıcak denizlere ulaşma emelinin korunduğu bu teorinin en önemli savunucularından olan Alexander Dugin’e göre, dış siyasetin geniş bir stratejik bütünleşmeye dayanması gerekmektedir.11 Soğuk Savaş’tan sonra Rusya’nın dış politikasındaki dönüşümüm en çarpıcı göstergelerinden biri, izlediği “Yakın Çevre” politikası olmuştur. “Rusya Federasyonu’nun Monroe Doktrini” olarak adlandırılan bu politika, eski SSCB topraklarının Rusya Federasyonu’nun ekonomi ve güvenlik açılarında yaşamsal çıkarı olduğunu ileri sürerek buralardaki gelişmeleri denetlemeyi öngörmektedir.12 Rusya’nın, yakın çevre olarak kabul ettiği ve Rusya Federasyonu dışında kalan eski Sovyet topraklarına (Baltık ülkeleri, Ukrayna, Orta Asya ve Kafkasya) yönelik politikası üç temel nedene dayanmaktadır:13 Birincisi, kendisini bir Avrasya gücü olarak gören Rusya’nın bu bölgelerdeki jeopolitik ve stratejik çıkarları; ikincisi, Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesinde devam ettirilen ekonomik çıkarları ve bu 10 Klare, Michael T., Rising powers, shrinking planet: the new geopolitics of energy, New York, Metropolitan Books, 2008, s. 15. 11 Dugin, Aleksandr, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım, çev. V. Đmanov, Đstanbul, Küre Yayınları, 2006. 12 Tellal, Erel, “Rusya’yla Đlişkiler”, Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (Cilt 2 1980-2001), Đstanbul, Đletişim Yayınları, 2002, s. 542. 13 Arı, Tayyar, Irak, Đran ve ABD Önleyici Savaş, Petrol ve Hegemonya, Đstanbul, Alfa Yayınları, 2004, s. 323-324. 372 ülkelerle karşılıklı ekonomik bağımlılık ilişkileri ve sonuncusu, etnik çıkarlar olup Rusya dışında toplam 25 milyon dolayında Rus kökenli insanın bulunması. Rusya’nın Avrasyacılık söylemi aynı zamanda siyasal bir kimlik arayışına da cevap vermektedir. Slav-Ortodoks kimliğe sahip Rusya’nın Avrasyacılık düşüncesi ile Ukrayna’nın Batıcılık düşüncesi arasındaki çatışma Rusya’nın, sıcak denizlere açılma emeli açısından Ukrayna’nın taşıdığı stratejik önem nedeni ile zaman zaman ciddi krizlere yol açabilmektedir. Ukrayna’nın, Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO ve AB üyeliğini gündemine alması Rusya’nın tepkisine yol açmıştır. Ukrayna’nın AB ve NATO üyelik perspektifleri Rusya’nın planlarını büyük ölçüde bozmaktadır. Çünkü Ukrayna, NATO’ya girerse, ABD Rusya’nın yanına kadar girecek ve Rusya’nın o bölgede ilerlemesini ve bölgesel merkezcilik düşüncesini bozacaktır. Uluslararası sistemde kaybettiği gücü enerji kartını kullanarak tekrar ulaşmaya yönelik stratejiler izleyen Rusya, açısından büyük enerji pazarlarından biri olan Avrupa Birliği’ne ulaşmak açısından transfer ülkesi olarak Ukrayna özel bir konuma sahiptir. Rusya’dan Avrupa’ya uzanan boru hatlarında Rusya, % 80 oranında Ukrayna’ya bağımlı durumdadır. Son dönemde yaşanan krizler sonrasında Rusya, Ukrayna’ya olan bağımlılığını azaltacak boru hatları projelerine yönelmiştir. Rus gazının Avrupa’ya giden kısmının 4/5’i Ukrayna üzerinden geri kalan kısmı ise Beyaz Rusya üzerinden Avrupa’ya ulaşmaktadır.14 Đki ülke arasındaki ilişkinin nüfuz mücadelesi kadar nüfusla da yakından ilişkisi bulunmaktadır. Topraklarında önemli bir Rusça konuşan azınlık bulunması, sanayi alanında Rusya’ya bağımlılığı ve Rusya’nın bu komşusunu etki alanı dahilinde tutma konusundaki kararlılığı, iki ülke arasında yaşanan krizlerde Rusya’ya bağımlı olan Ukrayna’yı oldukça zor durumda bırakmaktadır. 2. Rusya’nın Değişen Dış Politikası ve Enerji Krizlerine Etkileri Rusya, 2000’li yılların başından itibaren enerji ve enerji politikaları sayesinde yeniden büyük bir güç olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Vladimir Putin’in Rusya Devlet Başkanı olmasıyla canlanan Rus ekonomisi, bu özelliğini enerji boyutunda iyice geliştirerek “Büyük Güçler” sahnesinde yerini almış bulunmaktadır. Rusya enerji politikasının mihenk taşı olarak da Gazprom görülmektedir. Gazprom özellikle de doğal gaz alanında günümüzde tekel konumunu sürdürmektedir. Rusya doğal gaz alanındaki “rezerv-üretim-ihracat” faaliyetleri 14 Balmaceda, Margarita M., “Ukraine’s Persistent Energy Crisis”, Problems of Post-Communism, Vol. 51., No.4, July/August 2004, s. 43. 373 açısından kendi bölgesinde çok büyük bir güç durumundadır.15 Bu gücün kendisine verdiği güvenle de Polonya, Beyaz Rusya ve Ukrayna üzerinde söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Bu durum da Rusya’nın bu devletlerle enerji krizleri yaşamasına neden olmaktadır. Dünyadaki toplam enerji kaynaklarının % 80’i fosil yakıtlardan karşılanmaktadır. Bu fosil kökenli kaynakların 1/4’inden daha fazlası da doğal gazdır. Tüketilen enerjinin yaklaşık olarak %24’ü doğalgaz tarafından karşılanmaktadır. Yeryüzünde ispatlanmış doğalgaz kaynaklarının toplamı 180 trilyon metreküp kadardır. Bu doğal gaz rezervleri 60 yıl yetecek seviyededir. Bu doğalgaz rezervlerinin de %75’i Rusya ve Ortadoğu Bölgesinde bulunmaktadır.16 Doğal gaz rezervleri de petrol kadar olmasa da belirli alanlarda daha fazla yoğunlaşmaktadır. Rezervler bakımından Rusya’nın diğer ülkelere göre büyük bir üstünlüğü bulunmaktadır. Çünkü Rusya rezervler bakımından kendisinden gelen Đran’a göre iki kat daha fazla doğalgaz rezervine sahiptir.17 Doğalgazda “rezerv-üretim-tüketim” ilişkileri değerlendirildiğinde bazı bölgeler veya devletler doğalgaz talebinin karşılanmasında kendisine yetebilecek sevideyken, bazı ülkeler ise doğalgazda dışa bağımlıdır. AB dünya doğalgaz üretiminin % 6.2’sini, dünya tüketiminin ise % 16.2’sini gerçekleştirmektedir. AB doğalgazda ürettiğinden çok daha fazlasını tüketmektedir. Dışa bağımlılıkta ise neredeyse yarı yarıya Rusya’ya bağımlıdır. Bu durum da AB’yi doğalgaz talebinin karşılanması durumunda tıpkı Rusya-Ukrayna krizlerinde olduğu gibi yeri ve zamanı geldiğinde çaresiz durumda bırakmaktadır. AB’nin enerji alanında dışa bağımlılığı % 50 dolaylarındadır. Bu seviyenin önümüzdeki yıllarda daha da fazla artacağı tahmin edilmektedir.18 Rusya Federasyonu doğalgaz piyasasında monopol güç olmak istemektedir. Rusya Federasyonu’nun sahip olduğu enerji rezervleri ve özellikle doğalgaz alanında tüm Avrupa ve yakın çevresi için monopol bir dağıtıcı konumunda olması kendisine önemli avantajlar sağlamaktadır. Đkinci olarak ise yaptığı enerji ihracatını pazardaki tekel konumunun kendisine verdiği güvenle bu ihracata bağımlı devletlere karşı bir siyasi baskı aracı olarak kullanmaktadır. Rusya Federasyonu özellikle son dönemde doğalgaz üzerindeki tekel konumunu bir dış politika aracı olarak kullanmaktadır. Rusya Federasyonu, doğal gaz fiyatlarını bölge devletlerinin Moskova ile olan ilişkilerine göre ayarlayarak, doğal gazı 15 Cenk Pala, “Ayı Đle Dans: Kutsal Gazprom Đmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri (ed.). Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler, Ankara, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, 2007, s. 10. 16 Stegen, Karen Smith, “Deconstructingthe‘‘energyweapon’’: Russia’s threat to Europe as case study”, Energy Policy, 39, 2011, s. 6506. 17 Dokuzlar, Bircan, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğal Gaz, Đstanbul, IQ Yayınları, 2006, s. 116. 18 A.g.e., s. 118. 374 ihracat yaptığı ülkelere karşı ödüllendirme ya da cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. Rusya Federasyonu doğalgazın fiyatını Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye her ülke için özel olarak belirlemektedir.19 Rusya bir taraftan Orta Asya ülkelerindeki enerji kaynaklarının kontrolünü ele geçirirken, diğer taraftan da yeni projeler sayesinde başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyi kendisine bağımlı hale getirmiştir. Doğal gaz alanında Ukrayna, Rusya açısından stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü Rusya’nın Avrupa’ya ihraç ettiği doğalgazın, nakil yollarının %80’i Ukrayna toprakları üzerinden geçmektedir. Bu özellik de Ukrayna’ya transit ülke olma özelliğini yüklemiştir. Ancak Ukrayna bu özelliğinden dolayı enerji alanında büyük güçlerin rol aldığı oyunda hep bir rol almak durumunda bırakmaktadır. Özellikle doğalgaz alanında Rusya’nın transit geçişteki Ukrayna’ya olan bağımlılığı yüzünden Rusya ile Ukrayna birçok kez uluslararası alanda karşı karşıya gelmiştir. Ayrıca Ukrayna’nın Rusya ile olan enerji alanındaki ilişkileri ve enerji geçişindeki konumundan dolayı Rusya’ya karşı korumasız bir duruma düşmektedir. Bu korumasız hale düşme konusu özellikle 2006 ve 2009’da Rusya ile yaşanan doğalgaz krizlerinde kendisini iyice gün yüzüne çıkarmıştır.20 Ukrayna’nın transit hatlar sayesinde ve bu transit hatlardan geçen gaz sayesinde stratejik önemi artmaktadır. Ukrayna’nın bu hatların üzerinden 400 milyar metreküpe yakın bir doğalgaz akışı yapılmaktadır. Bunun %25’lik kısmını Ukrayna kendisi için kullanmaktadır. Geri kalan kısmı ise Ukrayna üzerinden Avrupa’ya taşınmaktadır.21 RusyaUkrayna arasında 5 ana doğalgaz hattı bulunmaktadır. Bunlardan ikisi Ukrayna’da sona ermekte, diğer üçü de Avrupa ülkelerine Rus doğalgazını taşımaktadır. Rusya ile Ukrayna arasında Avrupa’ya giden boru hatları ile ilgili olarak “Boru Hattı Ev Sahibi Ülke” anlaşması bulunmaktadır.22 Bu anlaşmaya rağmen iki ülke arasında enerjinin transit geçişi ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır. Rusya’nın petrol ve doğalgaz boru hatlarının önemli bir kısmının Ukrayna’dan geçmesinden dolayı enerji alanında iki ülke arasında sorunlar yaşanmaktadır. Rusya ekonomik olarak Ukrayna’yı kendisine özellikle enerji alanında bağımlı bir hale sokarak bunu siyasal bir araç olarak Ukrayna’ya karşı kullanmaktadır. Rusya-Ukrayna ilişkilerinde Rusya’nın Ukrayna ile bu kadar ilgilenmesindeki bir diğer neden ise Ukrayna’da yaşayan Rus nüfusudur. 19 Sapmaz, Ahmet, Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri, Đstanbul, Ötüken Yayınları, 2008, s. 132-133. 20 Stegen, a.g.e., s. 6510-13. 21 Yorkan, Arzu, “Avrupa Birliği’nin Enerji Politikaları ve Türkiye’ye Etkileri”, Bilge Strateji, Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009, s. 34. 22 Chossudovsky, Michel, “Avrasya Koridoru: Boru Hattı Jeopolitiği ve Yeni Soğuk Savaş”, 08.25.2008, http://www.koxuz.org/anasayfa/node/1921, (18.09.2014). 375 3. Rusya-Ukrayna Krizlerinin Enerji Güvenliğine Etkisi Rusya-Ukrayna krizleri birçok ülkenin enerji alanında yeni atılımlar yapmasına neden olmuştur. Kriz özellikle enerji konusunda ve spesifik olarak da doğalgaz konusunda Avrupa ülkelerinin Rusya’ya güvenini büyük ölçüde sarsmıştır. Bunun üzerine de ülkeler, enerji, güvenliğini sağlamak amacıyla farklı enerji kaynakları ve farklı arz alternatifleri bulmaya çalışmışlardır. 2006 ve 2009 yıllarının soğuk kış günlerinde meydana gelen doğalgaz krizleri Avrupa’nın birçok ülkesini dondurucu soğuklara mahkum bırakmıştır. Bu olaydan sonra enerji alanında ülkelerin stok tutma kapasitelerinin arttırılması gündemdeki yerini almış bulunmaktadır.23 Kaynak: “Đran’dan Avrupa’ya Gaz Teklifi”, Al Jazeera Turk, 7 Mayıs 2014. Enerji arz ülkesi olarak Rusya’nın, enerji transfer ülkesi olarak da Ukrayna’nın güvenilirliklerinin sorgulanmasına yol açan Rusya-Ukrayna krizleri AB’nin enerji politikasında çeşitlendirmeye daha çok önem vermesine yol açmıştır. AB üyelerinin Rus doğal gazına farklı oranlarda bağımlı olmasından kaynaklı enerji politikasında henüz ortak bir tavır geliştirilememiştir. Ancak bu krizler sonrasında Avrupa ülkeleri hem arz ülkelerinin, hem de transfer ülkelerinin çeşitlendirilmesi için farklı projelere destek vermeye başlamışladır.24 Bu projeler arasında transit ülke olarak Türkiye’nin öneminin artmasını sağlayacak olan Nabucco ve TANAP’ta bulunmaktadır. Öte yandan AB’nin fosil yakıtlara alternatif olabilecek yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine yönelik projeleri de bu krizlerle birlikte ivme kazanmıştır. 23 Aras Bülent ve Yorkan, Arzu, Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre, Stratejik Rapor No:13, Aralık 2005, http://www.tasam.org/images/pdf_raporlar/abenerji_rapor.pdf, (21.09.2014), s. 7. 24 Akpaş, Gökşen ve Apar, Altan, “Avrupa 2020 Stratejisi: Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme için Avrupa Stratejisi”, AB Genel Sekreterliği Özel Bilgi Notu, 14 Eylül 2010. 376 Kaynak: TAP, TANAP ve NABUCCO, www.enerjienstitüsü.com (28.09.2014). Sonuç Rusya, özellikle 2000’li yıllarla beraber Putin’in başa geçmesiyle bölgesel bir güç ve hatta eski süper gücüne kavuşmak için enerjiyi ön plana almaktadır. Rusya genel olarak enerji ve özel olarak da doğalgaz alanındaki rezervlerinin avantajlarını da tüm dünyaya göstermek istemektedir. Özellikle yakın çevresi olan Ukrayna, Polonya ve Beyaz Rusya’nın Batı yanlısı politikalar izlemesi nedeniyle üzerlerinde sahip olduğu doğal gaz rezervleri ile baskı kurmak isteyen Rusya, bu amaçla kimi zaman enerji diplomasisini aktif olarak kullanmaktadır. Rusya-Ukrayna krizlerinde olduğu gibi Rusya, doğal gaz üzerindeki hakimiyetini yeri geldiğinde hem yakın çevresinde bulunan ülkelere hem de Batı dünyasına çarpıcı bir şekilde göstermektedir. Rusya yakın çevresindeki ülkelerle siyasal bazı sorunlarla karşılaştığı zaman doğal gazı bir cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. Bu durum da dünya enerji güvenliğinin tekrar sorgulanmasına neden olmaktadır. Rusya-Ukrayna arasında 2006 ve 2009 doğal gaz krizlerinin yarattığı gerilim 2014’te yeni bir boyut kazanmıştır. Rusya’nın, Ukrayna’ya müdahalesinin daha da derinleşmesi tepkileri arttırmıştır. Ukrayna jeopolitik konumu gereği hem AB, hem Rusya hem de ABD açısından önemli bir yere sahiptir. AB açısından gerek AB üyelik perspektifi ve gerekirse Batı yönlü bir dış politika isteği bakımından Ukrayna’nın yeri özel bir yer teşkil etmektedir. Ayrıca AB açısından enerji yolları Ukrayna üzerinde bulunması da Ukrayna’nın jeopolitik önemini arttıran önemli bir faktördür. Tüm bunlara bir de Ukrayna’nın NATO’ya üyelik perspektifini eklenirse Ukrayna’nın hem ABD, hem AB, hem de Rusya açısından önemini daha iyi kavrayabiliriz. Bu süreçte en güçlü silahı enerji olan Rusya Federasyonu, fiyat ve miktar 377 ayarlamaları başta olmak üzere çıkarlarını korumak ve geliştirmek için farklı taktiklerle ilerlemektedir. Rusya boru hatları politikaları ile hem AB’ye daha fazla enerji ikmali sağlamayı, Orta Asya ve Hazar kaynaklarının Avrupa pazarına Rus boru hatları dışında başka projelerle erişimini kısıtlamayı, hem de çeşitli boru hatları projeleri ile transfer ülkesi olarak bağımlı olduğu Ukrayna, Beyaz Rusya ve Polonya’yı enerji oyununda egale etmeyi amaçlamaktadır. AB’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığı ise kısa vadede enerji kartının daha da acımasız olarak kullanılmasına yol açması beklenmektedir. KAYNAKÇA A. M. Mastepanov, “Energy Strategy of The Russian Federation to The Year 2020”, 2009, http://ec.europa.eu/energy/russia/presentations (Erişim Tarihi 16.09.2014). Ahmet Sapmaz, Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri, Đstanbul, Ötüken Yayıncılık, 2008. Ali, Tekin and Paul A. Williams, “EU–Russian Relations and Turkey’s Role as an Energy Corridor”, Europe-Asia Studies, Vol. 61, No 2, 2009, s. 337-356. Ali, Tekin ve Iwa Walterova, “Turkey’s Geopolitical Role: The Energy Angle”, Middle East Policy, Vol. 14, No 1, 2007, s. 84–94. Arzu Yorkan, “Avrupa Birliği’nin Enerji Politikaları ve Türkiye’ye Etkileri”, Bilge Strateji, Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009, s. 24-39. Bezen Balamir Coşkun ve Richard Carlson, “New Energy Geopolitics: Why does Turkey Matter?”, Insight Turkey, Vol. 12, No 3, 2010, s. 205–220. Bircan Dokuzlar, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğal Gaz, Đstanbul, IQ Yayınları, 2006. BP Statistical Review of World Energy 2011, BP, 2011, www.bp.com/statisticalreview/ , (15.03.2013). Bülent Aras ve Arzu Yorkan, Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre, Stratejik Rapor No:13, Aralık 2005, http://www.tasam.org/images/pdf_raporlar/abenerji_rapor.pdf, (21.09.2014). Cenk Pala, “21. Yüzyıl Dünya Enerji Dengesinde Petrol ve Doğal Gazın Yeri ve Önemi” , Avrasya Dosyası, Cilt 9, Sayı 1, Bahar 2003, s. 5-38. Cenk Pala, “Ayı Đle Dans: Kutsal Gazprom Đmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri (ed.). Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve 378 Uluslararası Örgütler, Ankara, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, 2007, s.4-42. Cenk Sevim, “Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği”, Journal of Yaşar University, 26 (7), 2012, s. 4378-4391. Communism, Vol. 51, No. 4, July/August 2004, s. 40-50. Çağrı Kürşat Yüce, Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele, Đstanbul, Ötüken Yayınları, 2006. Deniz Ülke Arıboğan ve Mert Bilgin, “New Energy Order Politics (Neopolitics): From Geopolitics to Energepolitics”, Uluslararası Đlişkiler Dergisi, Vol. 5, No. 20, 2009, s. 109132. Dugin Aleksandr, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım, (çev. V. Đmanov). Đstanbul, Küre Yayınları, 2006. Emre Đşeri vd., “Jeopolitik Rekabetten Enerji Đşbirliğine: Türkiye-Rusya Đlişkileri”, Cüneyt Yenigün ve Ertan Efegil (der.) Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Ankara: Nobel Yayıncılık, 2010. Furkan Şenay ve Muhammet Korkmaz, Avrasya’nın Jeopolitik Anahtarı Ukrayna Üzerinde Güç Mücadelesi, Ankara: SETA, Ağustos 2014. Gareth M. Winrow, “Energy Security in the Black Sea: Caspian Region”, Perceptions, Güz 2005, s. 85- 98. Güvenlik ve Tehdit Kavramının Evrimi Global Güvenlik Đçinde Ulusal Güvenlik Perspektifi, 2006, www.turksae.com/sql_file/298.pdf, (12.10.2014). Hasret Çomak, Dünya Jeopolitiğinde Türkiye, Đstanbul, Hiperlink Yayınevi, 2011. International Energy Outlook 2011, U.S. Energy Information Administration, 2011, www.eia.gov/forecasts/ieo/pdf/0484%282011%29.pdf/ (Erişim Tarihi 03.05.2013). J. Elkind and Carlos, Pascual, Energy Security, Economics, Politics, Stategies and Implications, Washington, The Brookings Institution, 2010. Karen Smith Stegen, “Deconstructingthe‘‘energyweapon’’: Russia’s threat to Europe as case study”, Energy Policy, Vol. 39, 2011, s. 6505–6513. Margarita M. Balmeceda, “Ukraine’s Persistent Energy Crisis”, Problems of PostMark A. Smith, “A Review of Russian Foreign Policy”, Conflict Studies Research Centre Russian Series, 7/22, July 2007. Mert Bilgin, “Geopolitics of European Natural Gas Demand: Supplies from Russia, Caspian and the Middle East”, Energy Policy, 37, 2009, s. 4482–4492. 379 Mert Bilgin, “What Difference Does it Make to Become an Energy Transit Corridor, Hub or Center?”, UNISCI Discussion Paper, No. 23, 2010, s. 113–128. Mert Bilgin, “Yeni Asya’nın Enerji Paradigmasında Orta Asya ve Kafkaslar: Rusya, AB, ABD, Çin, Đran ve Türkiye arasındaki açmazlar ve stratejik açılımlar”, Stratejik Araştırmalar Dergisi, 2011, www.stratejikongoru.org/pdf/yeniasyaninenerjiparadigmasi.pdf/ (Erişim Tarihi 28.04.2013). Michael T. Klare, Rising powers, shrinking planet: the new geopolitics of energy, New York, Metropolitan Books, 2008. Michel, Chossudovsky, “Avrasya Koridoru: Boru Hattı Jeopolitiği ve Yeni Soğuk Savaş”, 25 Ağustos 2008. http://www.koxuz.org/anasayfa/node/1921 (Erişim Tarihi 18.09.2014). Outlook for Energy: A View to 2030, Exxon http://www.exxonmobil.com/Corporate/Files/news_pub_eo_2009.pdf Mobile, (Erişim 2010, Tarihi 18.04.2013). Özgür Bora Özkul, “21. Yüzyılda Enerji Güvenliği”, Stratejik Öngörü Stratejik Araştırmalar Dergisi, Sayı 15-16, s. 49-62. Parag Khanna, Yeni Dünya Düzeni, Yeni Yükselen Güçler 21. Yüzyılda Dünyayı Nasıl Belirliyor?, Đstanbul, Pegasus Yayınları, 2011. Paul Stevens, Transit troubles: Pipelines as a source of conflict, Catham House Report, London, The Royal Institute of International Affairs Catham House, 2009. Pinar, Bilgin ve Ali Bilgiç, “Turkey’s new foreing policy toward Eurasia”, Eurasian Geography and Economics, Vol. 52, No 2, 2011, s. 173-195. Sander Hansen, “Pipeline Politics: The Struggle For Control of Eurasian Energy Resources”, April www.clingendael.nl/publications/2003/20030400_ciep_paper_hansen.pdf, 2003, (Erişim Tarihi 02.09.2014). Stuart Harris, “Global and Regional Orders and the Changing Geopolitics of Energy”, Australian Journal of International Affairs, Vol. 64, No. 2, 2010, s. 166-185. The New Energy Security Paradigm, World Economic Forum, Spring 2006, www.webforum.org/pdf/Energy.pdf/, (02.03.2013). W. Raymond Duncan et al., World Politics in the 21st Century, New York, Pearson Longman, 2006. 380 W.J. Nuttall and D.L. Manz, D. L., “A New Energy Security Paradigm For The Twenty-First Century”, Technological Forecasting & Social Change, Vol. 75, No. 8, 2008, s. 1247-1259. Yazgan Erbil, Rusya-Ukrayna Doğalgaz Krizi ve Enerji Güvenliği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası Đlişkiler ve Küreselleşme Yüksek Lisans Programı, 2010. Z. Brezezinski, Büyük Satranç Tahtası: Amerika’nın Küresel Üstünlüğü ve Bunun Jeostratejik Gereklilikleri, çev. Y. Türedi, Đstanbul, Đnkilap Kitabevi, 2005. 381
© Copyright 2024 Paperzz