TÜRKİYE BİLİŞİM POLİTİKASI Nesrin SARIÇAY

AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
TÜRKİYE BİLİŞİM POLİTİKASI
Nesrin SARIÇAY
Günümüzde ülkelerin gelişmişliğinde bilişim
sektörünün rolünü, etkinliğini çok açık bir şekilde
görmemiz mümkün olup yalnızca geçmişe değil,
geleceğe baktığımızda da; ürünlerde, üretim
süreçlerinde,
toplumsal
hayatta
bilişim
sektörünün çok daha önemli roller oynayacağı
öngörülebilir.
Bilişim sektörü 2023 yılı hedefimizin 160 milyar
dolar olduğu da dikkate alındığında; bu hedefe
ulaşmak için; yalnızca iç pazarın değil, dış
pazarların da teknoloji ürün ve hizmet ihtiyacına
cevap verebilen bir ülke olmamız gerektiği
düşünülmektedir.
Konu ile ilgili literatür incelendiğinde; bugün 33 milyar dolara
ulaşan Türkiye bilişim pazarının 2023 yılında 160 milyar
dolarlık büyüklüğe erişmesi için önümüzdeki on yıllık
dönemde sektörün ortalama yıllık büyüme oranının mevcut
büyüme hızının 3 katı olması gerektiğine vurgu yapıldığı ve
2023 yılı hedefinin yakalanabilmesi için bilgi ve iletişim
sektörü harcamalarının GSYİH oranını % 6,5'a yükselmesi
gerektiği belirtilmektedir.
Mevcut tabloda ülkemizde bilişim ürünlerinin kullanıcısı olduğumuz ve fakat sektörde
yazılım, donanım ve iletişim ayaklarında gözle görülür bir üretimin yapılmadığı,
dolayısıyla sektörün ihracattaki payının son derece düşük olduğu görülmektedir.
Bu sonucun çok sayıda nedeni olmakla birlikte; özellikle beyin göçü, ar-ge
faaliyetlerinin ortalamada yetersiz olması, sektörde özgün ve yaratıcı ürün
çıkartabilecek girişimcilerin önünün açık olmaması, bu noktada yeterli düzeyde teşvik
ve danışmanlık hizmeti alınamaması vb. etkenlerin ön planda olduğunu belirtebiliriz.
Nitekim uzun yıllardır gündemde olan, çıkan her yeni teknolojinin ithal edildiği, bilişim
ürünleri tüketicilerinin hızla arttığı bir ortamda katma değeri yüksek olan bilişim
sektöründen ödemeler dengesine ciddi miktarlarda katkı geldiğini söylemek zordur.
22
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Bu sonuçta ise; bilişim sektörü içerisinde yer alan ürün ve hizmetlere yönelik yatırım
ve işletme maliyetlerinin yüksek olması ile sektöre ilişkin mevzuat düzenlemelerinin
(e-ticaret vb.) tam olarak hayata geçirilmemesini gerekçe olarak gösterebiliriz.
Nitekim önlem alınmadığı takdirde uzun bir süre daha “Bilişim Sanayi” kavramının
literatüre yerleşmeyeceği açıktır.
Ülkemizde;
2014’te
elektronik
haberleşme pazarının 18,6 milyar, bilgi
teknolojileri pazarı da 12 milyar ABD
Dolarına
ulaşacağı,
elektronik
haberleşme
ve
bilgi
teknolojileri
pazarının toplamda 30,6 milyar ABD
Dolarını bulacağı öngörülmektedir.
Esasında bakıldığında; ülkemizin bilişim
sektörünü ve enstrümanlarını çok kolay
kabullendiğini de görmekteyiz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması
2013 verilerine göre, 2013 yılının ilk çeyreği itibarıyla 16-74 yaş grubundaki
bireylerde bilgisayar ve internet kullanım oranları sırasıyla % 49,9 ve % 48,9 olarak
gerçekleşmiştir.
Evlerin % 49’u İnternet’e erişirken Türkiye’de
bilgisayar kullanımı ortalama 8, internet
kullanımı ise 9 yaşında başlamakta, 16-74 yaş
grubundaki tüm bireylerin % 39,5’i düzenli
olarak internet kullanmaktadır.
Bilgisayar ve internet kullanım oranları 16-74
yaş grubundaki erkeklerde % 60,2 ve % 59,3
iken, kadınlarda % 39,8 ve % 38,7 oranındadır.
Bilgisayar ve İnternet kullanımı kentsel yerlerde
% 59 ve % 58, kırsal yerlerde ise % 29,5 ve %
28,6 olarak belirlenmiştir.
Elektronik ticaret (e-ticaret), ekonomi ve iş dünyasına özellikle pazarlama alanında
önemli fırsatlar sunduğu için e-ticaret hacminin 2014 yılında 50 milyar TL’yi geçeceği
tahmin edilmektedir.
Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre; 2016’ya kadar dünya nüfusunun
yarısının (yaklaşık 3,5 milyar) kullanması öngörülen e-ticaretin, dünyada ve
Türkiye’de ticaretin geleceğini şekillendireceği ve ülkemizin de içinde bulunduğu G20 ülkelerinde, 2016’ya kadar yaklaşık 800 milyon internet kullanıcısıyla internet
ekonomisinin 4 trilyon 200 milyar ABD Dolarına ulaşacağı tahmin edilmektedir.
23
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Sonuç olarak; bilişim sektörü eli ile dünyada bir çok farklı sektör doğmakta; e-ticaret
gibi kavramlar ile de klasik ekonominin şekli değişmektedir. Bu noktada; bize düşen
bilişim teknolojilerinin ve özellikle de yazılım sektörünün yalnızca kullanıcısı değil
aynı zamanda üreticisi olma hedefini gerçekleştirmektir.
Bu kapsamda;
 Bilişim sektörüne giriş çıkışlar belirli standartlara bağlanmalıdır. Sektör tanım
ve standartları oluşturulmalı ve bu standartlar yasalar ile desteklenmelidir.
 Ürün ve hizmetlere yönelik yatırım ve işletme maliyetleri, özellikle iletişim
altyapısının kullanımına yönelik doğrudan ve dolaylı vergiler oldukça yüksektir.
Bu nedenle; sektör istenen pazar büyüklüğüne ulaşamamaktadır. KOBİ’ler için
yatırım maliyetleri “Faydalı Ömür Kıstası” yerine güncel yatırımı teşvik etmek
amacıyla aynı yıl içerisinde giderleştirilebilmelidir. Eğitim kurumlarının
bilgisayar araç, gereç ve hizmet alımlarında uygulanan KDV oranları diğer
eğitim araçları ile aynı seviyeye çekilmeli, yüksek hızlı genişbanta uygulanan
vergiler azaltılmalıdır.
 Ülkemizde ulusal bilişim ve yazılım stratejisi bulunmamaktadır. Yazılım
sektörüne yönelik uygun teşvikler oluşturulmalı, bu konuda çalışmak isteyen
girişimciler desteklenmelidir.
 Teşviklerle ilgili olarak; yazılım projesi desteklemede kabul kriterleri yeniden
düzenlenmeli ve destek tutarlarının ödeme süresi kısaltılmalıdır. Ön ödemeli
proje destekleri (TTGV, Risk Sermayesi) sektöre uygun hale getirilip
geliştirilmeli, Ulaştırma Bakanlığında toplanan Evrensel Hizmet Fonu ve diğer
fonları sektörün gelişmesine katkı sağlayacak şekilde yönetecek idari yapılar
oluşturulmalıdır.
 Yazılım ürünlerinin uluslararası pazarda rekabet edebilir hale gelebilmesi ve
ihracatının artabilmesi, öncelikle ülkemizde sektörün güçlenmesi ve
kurumsallaşmasına bağlıdır. Yazılım firmaları özellikle kamunun yazılım
ihalelerinde kendilerini geliştirebilecek hacimde projeler bulabilmektedir.
Yazılım ürün ve hizmetleri ile ilgili kamu ihalelerinde yazılım sektörünün
özelliklerinin göz önüne alınması sağlanmalıdır.
 Kamu yazılım ürünü ve hizmetleri alımlarında, yazılım projelerinin doğası
gereği tek bir yıla bağlılığı ortadan kaldırılmalı, iç pazarı desteklemek
amacıyla, tüm kamu yazılım projelerinde özel sektör tercih edilmelidir.
 Yazılım ürün ve hizmetleri ihalelerine ilişkin düzenlemeler özel sektörün
katılımıyla yeniden yapılandırılmalıdır.
Kaynaklar:





http://www.tobb.org.tr/Documents/yayinlar/Vturkiyesektorelekonomisurasi.pdf
Türkiye Bilgisayar ve İletişim Teknolojileri Meclisi
http://www.tbd.org.tr/usr_img/temp/2013_TBD_Degerlendirme_Raporu.pdf
www.tuik.gov.tr
www.tübider.org.tr
24