DENTAL TRIBUNE 12 Yenilik & Uygulama Türkiye Baskısı Radiküler denüdasyonların tedavisi: Gömülü bağ dokusunun klinik durumu Raphael Serfaty, Fransa Klinik vakalar: Nelson Tekniği Metodlar - 1956 yılından beri radiküler denüdasyonların kapatılması için çeşitli metodlar önerilmiştir: 1926 İlk kez, Norberg dişeti çekilmesine bağlı problemlerin giderilmesi için koronale pozisyonel bantı tanıtmıştır. 1956 Grupe ve Warren laterale kaydırma flep önermiştir.Bu metod donör bölge yeterli gingiva dokusu sunduğu ve kalın kemik dokusuna sahip olduğu takdirde geçerlidir. Donör sahada defekt yaratma riski büyüktür. 1964 Robinson ve Corn parsiyel kalınlıklı pedikuler flep sayesinde dişsiz kreti donör saha olarak kullanmıştır. Stafileno tam kalınlık flep kullanmıştır. 1966 Grupe örtülmemiş kemik kalmaması için 1956 tekniğini modifiye etmiştir. 1967 Hattler açığa çıkmış köklerin örtülmesi için papilla bölgesinden keratinize dişetinden faydalanmıştır. 1968 Sullivan ve Atkins radikuler denüdasyonların kaplanması için gingival greft (serbest) kullanmıştır ancak sınırlı sonuç elde etmiştir. Bunu izleyenler: Sugarman 1969 Hawley ve Staffileno 1970 Corn 1973 Vandersall 1974 Ward 1974 Livingstone 1975 Douglas 1976 Martin 1986 Borghetti (kalın greft)1990 Bu noktada (1968) Sullivan ve Atkins dişeti çekilmesinin 'köprü' kurularak örtülmesi gerçeğinde ısrar etmişlerdir. 1968 Cohen ve Ross çift papillayı tanımlamıştır 1970 Harvey iki aşamada kapatma sağlamıştır • keratinize gingivanın oluşturulması, 6 ay bekleyin • koronale kaydırma flep 1971 Bjorn ilk kez keratinize gingivanın oluşturulmasını veya ogmentasyonunu önerdi;bir ay sonra da laterale kaydırma flep uygulaması 1974 Edel tarafından keratinize gingiva yüksekliğini arttırmak için bağ dokusu grefti uygulaması 1975 Bernimoulin tarafından Harvey'in tekniğinin geliştirilmesi, % 59-70 öngörülebilir kapatma sağlamıştır. 1976 Matter sürme ataçmanını önermiştir: çekilmelerin kapatılmasında bu ikinci aşama köprüyü tamamlamaktadır 1977 Rubelman tarafından çift papilin prognozunda gelişme sağlanması 1980 Tenenbaum ve ark.dişeti çekilmelerini koronale pozisyone flep ile tedavi etmiştir 1982 Miller dişeti greftini kök yüzeyinin sitrik asitle düzeltilmesiyle birleştirmiştir. 1983 Holbrook ve Ochsenbein radikuloplastiyi iyi kalınlık(1.5 -2 mm) ve uzunlukta dişeti grefti ile kombine ederek tek hamlede örtme sağlamıştır 1985 Boni ile 'COP', 'ECOP' ve 1986'da 'CEP' ile 2 aşamada kaplama sağlamıştır:donör sahada doku grefti ve akabinde laterale kaydırma flep 1985 Raetzke izole çekilmeleri tedavi edilecek diş bölgesinde lokalize olan mini zarf flep içine bağ dokusu grefti yerleştirerek işlemi gerçekleştirmiştir. 1985 Langer ve Langer 2-6 mm.lik çekilmeleri periost ile mukoza arasına bağ dokusu grefti koyarak örtmüş ve bu sayede yapışık dişeti oluşturarak tek aşamada kapama sağlamıştır 1986 Tarnow mine-sement sınırında koronalde konumlanmış semiluner flep kullanarak örtmeyi önermiştir. 1987 Langer'in tekniğinde geliştirme: çekilme sahasının bağ dokusu grefti ile örtülmesi 1988 Kaybedilen yapışık dişetinin ve çok sayıda dişte dişeti çekilmesinin çeşitli flep cerrahileri sırasında gömülü bağ dokusu greftleri ile tedavisi. Bu sayede kemik lezyonları ve mukogingival problemler tek aşamada tedavi edilebilir (Serfaty) Bu yaklaşım aynı zamanda estetik bağ frenulektomilerinin yapılmasına ve radiküler diskromi problemlerinin düzeltilmesine izin verir. 1989 Journee çekilmelerin modifiye Langer metodu ile tedavisini önermiştir: Bağ dokusu grefti kısmen gömülür. 1990 Tinti çekilmelerin tedavisi için yönlendirilmiş doku rejenerasyonunu sunmuştur 1992 Pini Prato protokolü modfiye etmiştir. Tablo 1 Şekil 1. Komşu dokulardan başlayarak iki papilin serbestleştirilmesi. Şekil 2. Bağ dokusu greftinin konulması. Şekil 3. Çift papilin dikilmesi. Şekil 4. Örtücü flebin bağ dokusu üzerine dikilmesi Şekil 5. 10 gün sonra dikişin alınması Şekil 6. 2 aylık iyileşme Yaygın olarak ‘dişeti çekilmesi’ adıyla bilinen kök denüdasyonları lokalize veya generalize seyredebilir. ‘Dişetinin yürüdüğünü’ gören hastalar ve bu çekilmenin sonuçlarıyla muhtemel diş kaybından endişelenen hastaların konsültasyon ihtiyacı duymalarının başlıca sebeplerinden birini teşkil ederler. Radiküler denüdasyonlar vestibülde, lingualde veya palatal bölgede lokalize olabilirler. • Literatürde bu konuda çok fazla makale vardır (Guinard ve Caffesse, Falabregues ve Fourel, Benque ve ark, vb) Şu etiyolojik faktörlerin gözönünde bulundurulması gerekir: • • Bazı yazarlar sementin de dahil olduğu(Guinard ve Caffesse 1977) ve periodontal ligament yıkımına bağlı kemik tutulumuna bağlı periodontal çekilmelerine dişeti çekilmelerinin eşlik ettiğinden bahsetmektedir (Martin). Bu denüdasyonların periodontal ceplerin varlığı ile komplike hale geldiği vakalar oldukça seyrektir (Liu ve Solt, 1980). Etiyoloji Bu çekilmelerin etyopatojenik orijini bugün de hala tartışılmaktadır: • bazıları fizyolojik olduklarını söylerken diğerleri çeşitli etiyolojilerin olduğu kanısındadır. • • • • • • • • • • • • • Yanlış diş fırçalama basit veya çok sayıda çekilmeye sebep olabilir. Bakteriyel enflamasyon ve yanlış fırçalama ile ilişkili ince dişeti Dental malpozisyon Ortodontik hareket Mekanik travma Hatalı restorasyonlar Sert epitel Diş çekimleri ve bazı periodontal cerrahi prosedürler Oklüzal travma Yüksek frenulun Lokal irritanlar Psikosomatik faktörler Periodontal hastalıklar Gingival hiperplazi Erken yaşlarda tetrasiklin alınması Şekil 7. 12 aylık post-op süreçte doku maturasyonu dişeti çekilmesi varlığını açıklayabilir: • Yapışık dişeti olmaması (Ericsson ve Lindhe, 1984), ancak bu faktör tam olarak desteklenmemektedir. • Fenestrasyonlar, kemik dehisensleri ve şişkin köklerle dentoalveoler uyumsuzluk • Diş/kemik ilişkisi: 4 olasılık vardır (Maynard ve Wilson, 1980) 1. kalın alveoler kemik ve kalın gingiva 2. kalın alveoler kemik ve ince gingiva 3. ince alveoler kemik ve kalın gingiva à DT Sayfa 13 Bazı anatomik faktörler de Klinik vaka 2: Raetzke Tekniği Şekil 1. Tedavi öncesi çekilme Şekil 2. Bağ dokusunun sutür ile yerleşimi Şekil 3. Post-op 8.günde durum Şekil 4. Post-op 2.ayda durum Şekil 5. Post-op 1,5 yıl DENTAL TRIBUNE Yenilik & Uygulama 13 Türkiye Baskısı ß DT Sayfa 12 3 protokolün özet tablosu Donör Alıcı Yarar Endikasyon • sulkuler epitelin • minimal cerrahi • geniş, derin kaldırılması • Vakaların %80inde çekilmeler 4. ince alveoler kemik ve ince gingiva (dişeti çekilmesi oluşmasında predispozan faktördür) • Diş erüpsiyonu şekli ve sahası Raetzke 1985: zarf flep altına bağ dokusu grefti yerleşimi • Damaktan alınan bağdokusu grefti • iki insizyon, epitelyal • kök yüzeyinin muamelesi %100 başarı • izole çekilmeler seviyeden kemiğe sitrik asit ile tamamlanır • kendini koruyan • yapışık veya keratinize doğru 1 mm • tüm çekilme sahası donör saha dişeti olmaması • greft epiteli zarf flep etrafında intrasulkuler • mükemmel estetik • kök hassasiyeti altında gömülmemiş insizyon,zarf tarzı sonuçlar • hastanın estetik alanda bırakılabilir • greft kök ve zarf arasına • • • Sınıf III Son olarak bazı vakalar tanımlanamadan kalmaktadır (% 17 Rodier’e göre, 1990). • Dişeti çekilmelerinin sınıflandırılması beklentileri konarak kapatılır Lezyonların morfolojisine veya örtülme olasılıklarına göre farklı sınıflandırılmalar önerilmektedir: • hemostaz, kompresyon, cerrahi pat, dikişsiz • • • meziodistal yönde • sulkustan başlayarak • kompresyon, cerrahi • donör saha lateral açılmış ilk epitelyal-bağ mukogingival hat pat kaydırma için yetersizse dokusu flebi boyunca parsiyel kalınlık • gingival greft ve • geniş, izole veya çoklu • ilk kesiye dik iki flep serbestleştirilir pediküle flep denüdasyonlar serbestleştirici kesi, • iki rahatlatıcı kesi avantajlarını birleştirir • MS'de keratinize • alınacak doku yapılır • bağ dokusu yeterli gingiva olmaksızın uzunluğunu saptanır • plasti ile kök yüzeyinin kalınlıkta örtmeyi çoklu kök • bağ dokusu grefti 1.5- düzeltilmesi sağlar denüdasyonları 2 mm uzunluğunda • açıklıkları kapatan • stabil sonuçlar • dişsiz krete komşu epitel bandı halinde greftin dikilmesi • greft her iki taraftan denüdasyonun çıkarılır • bağ dokusu grefti da beslenir doldurulması gerekiyor • epitel-bağ dokusu üzerine flep dikilir, • tek girişimle ise flebi dikilip kompres greftin epitelyal bandına prosedür tamamlanır uygulanarak donör koronalden birleştirilir • damak çok daha Sullivan ve Atkins (1968) mukogingival çizgi ve çekilmenin uç miktarına göre 4 sınıf tanımlamıştır: • 1. Sınıf I. Derin (>3 mm) ve Geniş (>3 mm) 2. Sınıf II. yüzeyel, geniş çekilmeler 3. Sınıf III. derin, dar çekilmeler 4. Sınıf IV. yüzeyel, dar çekilmeler. • Benque ve ark. (1983) örtülme prognozuna göre 3 form tanımlamıştır: hızlı iyileşir Nelson 1987: koronale pozisyone çift, tam kalınlık papilla altında bağ dokusu grefti 1. U: zayıf prognoz 2. V: uygun prognoz 3. I: iyi prognoz • yukarıdakilerle aynı • kök yüzeyinin muamele • kompresyon, cerrahi • izole denüdasyonlar koşullar, ancak epitel edilmesi pat • çoklu denüdasyonlar; dokusu korunmaz • tam kalınlık flep • gingival greft ve bu vakada, çift papilla kaldırılır, papilla ve pediküle flep diğer papilin farklı komşu diş sınırları avantajlarını birleştirir çekilmelere doğru dokunulmadan bırakılır • bağ dokusu yeterli döndürülmesine izin • flep papillayı örtmek kalınlıkta örtmeyi verir. üzere çekilmenin her iki sağlar tarafına da uzanır. • stabil sonuçlar • bağ dokusu çekilmeyi ve • greft her iki taraftan tüm kanamalı bağ da beslenir dokusunu örter • tek girişimle prosedür • çift papilla çekilme tamamlanır Sınıf I: sahasında bağ dokusu • damak çok daha hızlı • üzerine dikilir iyileşir • Miller PD (1985) dört sınıfa ayırmıştır. Bu sınıflandırma en fazla kullanılan sınıflandırma olup anatomik kriterleri ve terapötik olasılıkları dikkate almaktadır. Dersot ve Detienville (1988) Miller sınıflandırması ile Sullivan/Atkins sınıflandırması arasında bir karşılaştırma yürütmüştür. • çift papilla greftin çekilmenin üzerini • tamamen örtmesini temin eder • Mukogingival çizgiye ulaşmayan çekilme ile birlikte proksimal periodontal dokularda kayıp yok Yüzeyel çekilme, dar veya geniş, Sullivan ve Atkins’deki gibi % 100 örtme mümkün Tablo 2 Sınıf II Klinik vaka 3. Langer tekniğinin Raphael Serfaty tarafından önerilen modifikasyonu (1986)(bağ dokusunu örten flepte serbestleştirici kesi olmadan). Amalgam dolgu kaldırılmış ve kavite düzeltildikten sonra tetrasiklin hidroklorit uygulanmış. Mukogingival çizgiye ulaşan veya geçen çekilme ile birlikte proksimal periodontal dokularda minör interdental lezyonlar veya bir ya da birkaç dişte malpozisyon Parsiyel örtme mümkün Sınıf IV Langer 1985: koronale pozisyone parsiyel kalınlık flep altına bağ dokusu grefti yerleşimi saha örtülür. Mukogingival çizgiye ulaşan veya geçen çekilme ile birlikte proksimal periodontal dokularda kayıp yok Derin çekilme, dar veya geniş, Sullivan ve Atkins’deki gibi % 100 örtme mümkün Mukogingival çizgiye ulaşan veya geçen çekilme ile birlikte proksimal periodontal dokularda şiddetli interdental lezyonlar veya bir ya da birkaç dişte belirgin malpozisyon Ne kadar örtülebileceğini tahmin etmek zor Dişeti Çekilmelerinin Tedavisi Kabul edilmiş gerçekler Matter tarafından 1982 yılında ortaya konan dört bakış açısı 1. Eğer enflamasyon, hijyen problemi veya estetik beklenti yok ise çekilme tedavi edilmez. 2. Daha ileri dönemde muhtemel çekilmeler keratinize gingiva kullanımı ile önlenebilir (mesela ortodontik tedavi öncesi) 3. Mevcut bir çekilme frenulum, adezyonlar ve kaslar nedeniyle oluşan basıncı elimine etmek için stabilize edilebilir. 4. Çekilmeyi örtmek üzere bir girişimde bulunulabilir. Bizim terapötik bakış açımız Matter’in önerilerinden kaynaklanmaktadır ancak bizim için tam kapatma şu hallerde uygundur • • • • bazı dolguların eliminasyonu bazı rekonstrüksiyonların estetik görünümünün düzeltilmesi(özellikle de maksillada) çürük olasılığının azaltılması bir dereceye kadar enflamasyon varlığında ince mukozanın kompanze edilebilmesi için ilave düzeltici cerrahi endike olacaktır. Metodlar (Tablo 1) Protokoller (Tablo 2) Tartışma 1) Greft Palatinalden, kalın bir flebin iç kısmından, kret seviyesinden veya bir tüberositeden alınabilir. Şekil 1. Preoperatif görünüm Şekil 2. Doku sutüre (burada kullanılan ipek yerine bugün poliglikolik asit sutürler kullanılmaktadır) Şekil 3. 6 aylık sonuç Şekil 4. 15 yıllık sonuç Klinik vaka 4: Langer tekniği varyasyonu ile bir başka klinik vaka Kalınlığı daha iyi bir estetik sonuç almak için 0.5-1 mm arasında olmalıdır (Harris 1992). Bağ dokusu greftleri sıkça prolifere olurlar ve sıklıkla beklentilerimizi aşan sonuçlar verirler. 2) Kök yüzeyinin tedavisi Denüdasyonun kapatılması için kök yüzeylerinin tedavisine dair kesin bir metod tanımlanmamıştır. à DT Sayfa 14 Şekil 1. Preoperatif görünüm Şekil 2. Post-op 2 aylık görünüm Şekil 3. 10 yıl sonra DENTAL TRIBUNE 14 Yenilik & Uygulama ß DT Sayfa 13 Kanla veya tükrükle kontamine olduğunda tampon değiştirerek tükrükten korunan greftin yerleşiminden hemen önce, 2-3 dakika fırça ile tetrasiklin hidroklorid uygulamasına dayalı kimyasal işlemle desteklenen , nazik bir mekanik yüzey düzeltmesi gerçekleştirilir. Böylece kök yüzeyi toksinlerden arındırılır ve reataçman ile biyolojik olarak uyumlu hale getirilir. Klinik Vaka 5: Tünel tekniği bir başka makalede tartışılacaktır. BCTG'lerin kalitatif ve kantitatif avantajlarına sahiptir. Gingival greftler Miller (1982) Ibbott et coll. (1985) Martin et coll. (1986) Bertrand et Dunlap (1988) % 90 56% 67.70% 70% Borghetti et Gardella (1990) 85.02% Borghetti et Gardella (1993) 89.90% Laterale pozisyone flepler Smuckler (1976) 72.42% Guinard et Caffesse (1978) 69.16% Caffesse et Espinel (1981) 70.40% Caffesse et coll. (1987) Neden tetrasiklin kullanılır? With citric acid 60.80% • Without citric acid 56.30% • • • • antibakteriyel etkiye sahiptir (Baker 1983) fibronektin adezyonu ve fibroblastların gelişimini teşvik eder (Terranova 1986), epitelyal hücrelerin tutunumu ve gelişimini önler (Terranova 1986), etkisi kalıcıdır demineralize edici etkisi vardır. 3. Gömülü bağ dokusu grefti ile karşılaştırıldığında örtücü flepin pozisyonu İdealde greft tamamen kapatılır (özellikle de greft alınan Türkiye Baskısı Koronal flepler Allen et Miller (1989) 97.80% iki aşamalı tedavi Bernimoulin et coll. (1975) 75% Caffesse et Guinard (1978) 64.24% Matter (1979) Liu et Solt (1980) 65% 59.10% Tenenbaum et coll. (1980) 57% Espinel et Caffesse (1981) 73.90% Pini Prato et coll. (1992a) 70.87% R.T.G. Tinti et coll. (1992) 53% Pini Prato et coll. (1992a) 72.73% Pini Prato et coll. (1992b) 98% Tablo A Klinik vaka: Palatal örnekleme Sınıf 1a Sınıf 2a Sınıf 3a Sınıf 1b Sınıf 2b Sınıf 3b Şekil 1. İnsizyon Şekil 2a-c. İnsizyon hattı diyagramları Şekil 3. Parça alınması ve sutür Holbrook 50 vaka 1983 bölgede de-epitelizasyonu gerçekleştirmek mümkün olamıyorsa, damağın inceliğine veya girişim zorluklarına bağlı olarak bunun çok güç olduğu gösterilmiştir). Operasyon tablasında greft epitelden arındırıldığında greft ile flep arasındaki ikilik bazen dermabrazyon gerektirecek şekilde anarşik sikatrizasyona sebep oabilir. Eğer greftin de-epitelizasyonu tamamen örtülemeyecek kadar mükemmel ise (greft derinlerden alınmış veya kimyasal olarak de-epitelize edilmiş halde - EDTA 2mM, 37º, 2 saat): proksimal dokulardan başlanarak deepitelize edilir ve mükemmel bir estetik sonuç sağlanır. 4. Dikişler Örtücü flep ve greft aynı cerrahi prosedür esnasında dikilir. İlk sutür, devamlı vertikal matris dikiş , greft ile flepi tutarken ikinci sutür - greftin apikalinde periosta tutunan devamlı horizontal matris dikiş - bir pencere oluşturur ve örtücü dokunun kontrollü olarak gerilimini temin eder. 10-12 gün sonra dikişler alınır. Miller 1982 Raetzke 12 vaka 1985 Langer 80.60% 76.60% R<3 mm R 3 to 5 mm R>5 mm 100% 86.60% 100% R<3 mm R 3 to 5 mm R>5 mm Çekilme, 2-6 mm 80% (tüm vakaların) 100% - vakaların% 42 sinde 56 vaka Örtme yüzdesi kaydedilmemiş 29 vaka 100% 92% 88% R<3 mm R 3 to 5 mm R 7 to 10 mm 100% 94% 58% R<3 mm R 3 to 5 mm R>6 mm 100% 88 to 97% 100% R 2 to 3 mm R 4 to 5 mm R 7 mm 100% 96% 69% R 1 to 3 mm R 4 to 6 mm R 7 to 8 mm 100% 95% 85% R 1 to 3 mm R 4 to 6 mm R 7 to 8 mm 1985 Nelson 5. Gömülü Bağ Dokusu Greftlerinin faydaları: (GBDGF) • tekrarlanabilir sonuçlar • öngörülebilir kapatmada artan yüzde • greft periosttan ve flebin iç yüzünden beslenir (primer ve sekonder sikatrisyel potansiyeli açıklar şekilde) (Matter 1976). • kapanmış yaralar kalır, ve bu sayede ilk istemli sikatris sağlanır: damaktaki donör bölgesinde, dikişler cerrahi pat olmadan bırakılır (postop kanama sayesinde fonksiyonel rahatsızlık azalır); kapama sahasında, sadece birkaç kanayan yara vardır ve post-op ağrı azalmıştır. 100 vaka 95.50% 1981 Journée 22 vaka 1989 Harris 30 vaka 1992 Serfaty 245 vaka 1990 Serfaty 245 vaka 1993 Tablo B Bu yaklaşımlar sayesinde tüm çekilme tipleri, tek veya çok, tek bir cerrahi prosedürle tedavi edilebilir. Derin olmayan vestibüller, frenulumlar veya adezyonlar bu tekniklere engel değildir çünkü uygun sutürler kullanılarak kaplayıcı bant üzerinde gerilimden kaçınılır. Serbestleştirici insizyonlar yerine zarf tipi horizontal insizyonlar tercih edilir. Sikatrisyel adezyonlar uzaklaştırılmalıdır; bu sayede estetik sonuçlar ve renk geçişi geliştirilebilir. à DT Sayfa 15 DENTAL TRIBUNE ß DT Sayfa 14 Epitelyal bağ dokusu greftleri ile örtülen radiküler denüdasyonlar üzerinde tütünün negatif bir etkisi vardır çünkü vazokonstriksiyona neden olur. GBGDF’ ler ile kan desteği iki katına çıkar ve örtücü bant altında greft izole edilebilir. 6. Başarılı bir kapatma için kriterler • gingival kenar mine-sement birleşiminde veya proksimal dişlerin gingival seviyesinde konumlanmalıdır (harmonizasyon) • sulkus derinliği 0-2 mm olmalıdır • sondlamada kanama veya enflamasyon olmaması • diş hassasiyeti olmaması • mükemmel renk geçişi • normal gingiva hacmi • stabil, uzun dönemli sonuçlar alınır 7. R.Serfaty tarafından 1991 yılında önerilen bazı GBDGF uygulamaları • flep cerrahiler sırasında • estetik frenulektomiler yap- Şekil 4. İyileşme, 50.gün Şekil 5. Tüber bölgesinden bağ dokusu grefti alınması (bu alan mükemmel nitelikte bağ dokusunun bol miktarda alınabilmesine olanak tanır çünkü yağ dokusu içermez): insizyon hattı, alınan greft parçası, sutür öncesi donör sahası Şekil 6. Palatal greft ile kanin ve premolar bölgesindeki dişeti çekilmesinin kapatılması cerrahisi Şekil 7. Tedavi öncesi ve sonrası vakanın görünümü Yenilik & Uygulama 15 Türkiye Baskısı mak için radiküler renklenmde problemlerinin tedavisinde periimplant gingiva seviyesinde yönlendirilmiş doku rejenerasyonu için cerrahi hataları düzeltmek için, vs. • • • • 8. Genel olarak gingival greft başarısızlık nedenleri • yanlış sınıflandırma (Miller) • yetersiz kök preparasyonu • düşük papilla • yetersiz greft hazırlığı • • • • • • • • • • • • yetersiz miktarda greft greft kalınlığı greftin dehidrate olması greftin sahaya adapte olamaması stabil olmayan greft belirgin gerilim dikiş sonrası uygun olmayan basınç total enflamatuar redüksiyon iyileşme sırasında travma tütün kullanımı psikosomatik problemler sistemik hastalıklar DT Yazışma Adresi Xxxxxxxxxxx Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxx
© Copyright 2024 Paperzz