Gebelik Sırasında Oluşan HaNDL Sendromu: Olgu

Olgu Sunumu / Case Report
DO­I:10.4274/tnd.92489
Gebelik Sırasında Oluşan HaNDL Sendromu: Olgu Sunumu ve
Literatürün Gözden Geçirilmesi
HaNDL Syndrome Presenting During Pregnancy: A Case Report and
Review of the Literature
Yüksel Kablan, Özden Kamışlı, Hamit Çelik
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Ana Bilim Dalı, Malatya, Türkiye
Özet
Headache associated with neurologic deficits and cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL) sendromu ani başlangıçlı baş ağrısı, geçici nörolojik defisit, beyin
omurilik sıvısında (BOS) lenfositoz ile karakterize kendini sınırlayan bir sendromdur. Bu sunumda, gebelik sırasında HaNDL sendromu oluşan bir olguyu literatür
eşliğinde tartışmayı amaçladık. Yirmi yaşında kadın hasta, 5 gün önce başın arkasından başlayıp tümüne iki yanlı yayılan, şiddetli, zonklayıcı baş ağrısı yaşamaya
başlamıştı. Ağrıya bulantı, kusma ve fonofobi eşlik etmişti. Ağrı başladıktan 2 gün sonra, 1,5 saat içinde tamamen düzelen akut konfüzyonel tablodan geçmişti.
Bu ataktan 2 gün sonra konfüzyonel durum tekrar etmiş ve tabloya sol hemiparezi eklenmişti. Meningoensefaliti düşündürecek bulgular yoktu. Hasta 11 haftalık
gebeydi. Nörolojik muayenede hasta konfüzeydi. İki yanlı papil ödem ve hafif sol hemiparezisi mevcuttu. Nöroradyolojik incelemeleri normaldi. Hastaya lomber
ponksiyon (LP) yapıldı. Açılış basıncı yüksek, protein düzeyi hafif yüksek, glikoz düzeyi eş zamanlı kan şekeriyle orantılıydı. Mikroskopik hücre bakısında
lenfositik pleositoz olduğu saptandı. Hastanın klinik bulguları 8. günde tam olarak düzelmişti. Enflamatuar, enfeksiyoz ve otoimmün faktörlerin rolü olabileceği
ileri sürülmüş olsa da HaNDL sendromunun etiyolojisi net olarak bilinmemektedir. Ayrıca, bu sendromla ilişkili olabilecek risk faktörleri ve medikal durumlar da
bilinmemektedir. Bu olguda, HaNDL sendromunun gebelikle ilişkili veya tesadüfi bir birliktelik gösterdiğini ayırt etmek oldukça zordur. Bu sendromla ilişkili
risk faktörleri ve medikal durumların tanımlanması için geniş çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. (Türk Nöroloji Dergisi 2014; 20:91-94) Anah­tar Ke­li­me­ler: HaNDL sendromu, gebelik, konfüzyonel durum, iki yanlı papilödem
Sum­mary
Headache associated with neurological deficits and cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL) is a self-limiting syndrome characterized by sudden-onset headache
with a temporary neurological deficit and cerebrospinal fluid (CSF) lymphocytosis. We aimed to disscus a case of HaNDL syndrome presenting during pregnancy
with relevant literature. A 20-year-old female presented with a 5-day history of severe, bilateral throbbing headache accompanied by nausea, vomiting, and
phonophobia. Approximately 2 days after the pain developed, she became acutely confused for less than 90 minutes. Two days after this episode, she experienced
another confusional state and left hemiparesis. There were no symptoms consistent with meningoencephalitis. She was in her 11th week of pregnancy. A neurologic
examination showed confusion, bilateral papilledema, and mild left hemiparesis. The neuroradiological examination was normal. The cerebrospinal fluid revealed
lymphocytic pleocytosis, mildly elevated protein, and increased opening pressure. She recovered completely after 8 days. The precise etiology of HaNDL is
unknown, although an inflammatory or infectious origin and autoimmune factors have been proposed. Moreover, the risk factors and medical conditions associated
with HaNDL are also unknown. It is difficult to determine whether the pregnancy was coincidental or associated in this case. We believe that comprehensive
studies are needed to clarify the risk factors and medical conditions associated with HaNDL. (Turkish Journal of Neurology 2014; 20:91-94)
Key Words: HaNDL syndrome, pregnancy, confusion, bilateral papilledema
Ya­z›fl­ma Ad­re­si/Ad­dress for Cor­res­pon­den­ce: Dr. Yüksel Kablan, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Ana Bilim Dalı, Malatya, Türkiye
Tel.: +90 422 341 06 60-4908 0 E-posta: [email protected]
Ge­lifl Ta­ri­hi/Re­cei­ved: 21.07.2013 Ka­bul Ta­ri­hi/Ac­cep­ted: 06.02.2014
91
TJN 20; 3: 2014
Giriş
Literatürde, ilk olarak 1981 yılında Bartleson tarafından
7 olguda tanımlanan sendrom için başlangıçta serebrospinal
pleositozlu migren ve lenfositik pleositozlu psödomigren gibi
farklı tanımlamalar kullanılmıştır (1-3).
Berg ve ark., 1974 ile 1995 yılları arasında literatürde
yayınlanmış tüm olgulara (toplam 33 olgu) 7 yeni olguyu
ekleyerek klinik/laboratuvar özelliklerini gözden geçirmiş ve
"Headache with Neurologic Deficits and cerebrospinal fluid
Lymphocytosis" kelimelerinin ilk harflerinin kısaltması olan
‘HaNDL’ tanımlamasını kullanarak hem sendroma adını vermiş
hem de tanı kriterlerini belirlemişlerdir (1).
Uluslararası Baş Ağrısı Komitesinin sınıflamasında sekonder
baş ağrıları içinde yedinci grup olan ''damarsal olmayan kafa
içi bozukluklarına bağlanan baş ağrıları'' başlığı içinde yer alan
HaNDL sendromunun (7.3.5 kodlu) tanı kriterleri şu şeklide
belirlenmiştir (4):
A. B ve C kriterlerini karşılayan migren benzeri baş ağrısı
dönemleri,
B. Aşağıdakilerden ikisinin varlığı;
1. Baş ağrısı dönemleriyle birlikte veya başlangıcından kısa
süre önce hemiparestezi, dizestezi, hemiparezi’den en az birinin
olduğu ve 4 saatten fazla sürede sonlanan geçici nörolojik defisit
varlığı,
2. Etyolojiye yönelik tetkiklerin normal olduğu BOS’ta
lenfositik pleositozun (>15 hücre/µl) eşlik etmesi,
C. aşağıdakilerden biri veya ikisi;
1. Baş ağrısı ve geçici nörolojik defisitler BOS pleositozu
gelişmesi ile yakın zamansal ilişki içinde başlar veya kötüleşir,
2. Baş ağrısı ve nörolojik defisitler BOS’taki pleositozun
azalmasına paralel bir şekilde anlamlı düzelme gösterir,
D. Sınıflamada yer alan diğer tanılarla daha iyi açıklanamaması.
Bu sunumda, gebelik sırasında ortaya çıkan ve HaNDL
sendromu olduğu düşünülen bir olgu, literatür eşliğinde
tartışılacaktır.
Olgu
Yirmi yaşında kadın hasta, baş ağrısı şikayetiyle başvurdu.
Anamnezden daha önce benzer şikayeti olmadığı, yaklaşık 5 gün
önce başın arka kısımdan başlayıp başın tümüne iki yanlı yayılan,
şiddetli, zonklayıcı baş ağrısı olmaya başladığı öğrenildi. Ağrıyla
birlikte bulantı, kusma ve fonofobi de baş göstermiştir.
Hasta, ağrı başladıktan 2 gün sonra ani olarak başlayan
bulunduğu yeri tanıyamama, kişileri ve isimlerini karıştırma,
sorulan sorulara ilgisiz cevaplar verme, evin içinde amaçsız
dolaşmayla karakterize ve 1,5 saat içinde tamamen düzelen
bir dönemden geçmişti. Bu süre içinde kurduğu cümlelerdeki
kelimeler normalmiş. Herhangi anlamsız bir kelime kullanmamış.
Bu ataktan 2 gün sonra benzer yakınmalar tekrar başlamış
fakat bu defa hastada sol kol ve bacakta güçsüzlük olduğu fark
edilmişti. Hastada sol taraf güçsüzlüğün 7-8 saat içinde belirgin
ölçüde düzeldiği fakat halen yer-kişi dezoryantasyonunun sürdüğü
ifade edildi. Son 1 ay içerisinde herhangi bir enfeksiyon geçirme
öyküsü yoktu. Ateşi olmamıştı. Hasta 11 haftalık gebeydi.
Nörolojik muayenede yer ve kişi oryantasyonu bozuk, zaman
oryantasyonu iyiydi. İki yanlı papil ödem, hafif sol hemiparezisi
mevcuttu.
92
Biyokimya, hemogram, tiroid fonksiyon testleri, sedimantasyon
değeri, vaskülitik-romatolojik hastalıklara ait otoantikorların geniş
paneli normaldi. Kraniyal MR, venogram ve elektroensefalogram
(EEG) incelemelerinde patolojik bulgu yoktu.
Lomber ponksiyon’da (LP) açılış basıncı 320 mm H2O,
protein düzeyi 57 mg/dl, glukoz düzeyi eş zamanlı kan şekeriyle
orantılıydı. Mikroskopik bakısında 110 lokosit/mm3 ve bunların
%90’ının lenfosit olduğu saptandı. Beyin omurilik sıvısı
sitolojisinde leptomeningial tutulumu düşündürecek, atipikmalign hücre yoktu. Beyin omurilik sıvısı ve/veya kanda bakılan
tüm bakteriyolojik, fungal ve viral mikrobiyolojik tetkikler
negatifti.
Hastaya yatışının ilk gününde parasetamol başlandı. Akut
konfüzyon tablosu ve soldaki hemiparezi kliniğe yatışının 6.
saatinde (toplamda 14 saat içinde) tamamen düzeldi. Sekizinci
günde baş ağrısı tamamen geçmiş, papilla ödemi her iki gözde
belirgin azalmıştı. Kontrol LP’de açılış basıncı 300 mm H2O,
protein 50 mg/dL idi ve hücre içermiyordu.
Tartışma
Bu öykü, klinik ve laboratuvar bulgularıyla hastada HaNDL
sendromu olduğu düşünüldü.
Sendromun gerçek prevalansı bilinmemektedir. Sendrom
her iki cinsiyeti de etkilemekte, çok net bir cinsiyette baskınlığı
görülmemektedir (1,3).
HaNDL sendromu, genellikle genç erişkin yaştaki kişileri
etkilemektedir. Çalışmalar gözden geçirildiğinde hastaların
yaşının 7 ile 52 yıl arasında değiştiği görülmektedir (1,3).
Hastalarda, %25-%40 oranında baş ağrısından 3 hafta
öncesinde öksürük, rinit, döküntü, ishal ve yorgunluk gibi
belirtilerle seyreden viral hastalık öyküsü alınabilmektedir (1,3).
Ataklar sırasında %33 oranında ateş saptanabilmektedir (1).
Hastaların ancak %25’inin özgeçmişlerinde migren öyküsü ve
%42’sinde ailede migren öyküsü olduğu bildirilmiştir (1,3).
Hastaların çoğunda daha önce hiç karşılaşmadıkları kadar
şiddetli, genellikle zonklayıcı (%81) veya daha az sıklıkta
sıkıştırıcı (%12) tarzda bir baş ağrısı tanımlamaktadırlar (1,3).
Baş ağrısının lokalizasyonu genellikle iki yanlı, daha az oranda tek
taraflı olabilir. Ağrının süresi değişken olup bir saatten bir haftaya
(ortalama 19 saat) kadar uzayabilmektedir. Baş ağrısına bulantı,
kusma, fotofobi veya fonofobi eşlik edebilmektedir (1,3). Bununla
birlikte hafif baş ağrısıyla seyreden veya hiç baş ağrısı olmayan
olgular da bildirilmiştir (3,5,6).
Hastalarda nörolojik olarak en sık afazi, hemiparezi ve
duysal semptomlar görülmektedir (1,3). Hastaların %80’inde
bir hemisferde sınırlı, %6’sında baziller arter sulama alanına,
%14’ünde ise beynin farklı bölgelerinin etkilendiği geçici
nörolojik defisit bulguları vardır. Geçici nörolojik defisitlerin
%74’ü sol hemisfere aittir. Saf motor afazi (%36) en sık saptanan
konuşma bozukluğu olup bunu global afazi (%22) ve saf duyusal
afazi (%2) izlemektedir.
Hastalarda nadiren konfüzyonel durum, papil ödemi, 6.
sinir felci ve epileptik nöbetler görülebilmektedir. Bu hastalarda
meningial irritasyon bulguları görülmemektedir (1,3,7-10).
Ayrıca tek olgu sunumlarında iki yanlı bulanık görme, homonim
hemianopsi, nistagmus, fotopsi ve eksternal oftalmopleji gibi
görsel belirtilerin ataklar sırasında görülebildiği bildirilmiştir
Kablan ve ark.; Gebelik Sırasında Oluşan HaNDL Sendromu
(10-12). Bu nörolojik defisitler 5 dakikadan bir haftaya (ortalama
5 saat) kadar uzayabilmektedir (1,3). Atak sayısı 1 ile 12 arasında
değişmektedir. Ataklar maksimum 12 haftada sonlanmaktadır (1).
HaNDL sendromunun tanı kriterlerinden biri de etiyolojiye
yönelik tetkiklerin normal olduğu, BOS’ta lenfositik pleositozun
(>15 hücre/µl) varlığıdır (3,4).
Beyin omurilik sıvısındaki lenfositik pleositozun anlamı
ve kaynağı bilinmemektedir (3). Hastaların tümünde BOS’ta
artmış beyaz küre (%90’a varan lenfositik hakimiyetli, 10-760
hücre/mm3), %55-%73’ünde BOS açılış basıncı yüksekliği
(400 mm H2O’ya varan), %91-%96’sında protein yüksekliği
(250 mg/dl varan) saptanabilmektedir. Klinikte tam düzelmeye
rağmen BOS’taki lenfositoz sebat edebilmektedir (13).
HaNDL sendromunun etyolojisi bilinmemektedir. Baş ağrısı,
geçici nörolojik defisit ve BOS’ta lenfositik pleositoz yaptığı
bilinen diğer durumların dışlanmasıyla tanı konulmaktadır (1,3).
Kraniyal MR ve BT görüntülemeleri, birkaç olgu dışında,
genellikle normal bulunmuş, sendroma özgü sayılabilecek bir
bulgu saptanamamıştır (1,3).
İki hastanın MR’ında T2 ağırlıklı kesitlerde birkaç adet nonspesifik hiperintensite, serumda Herpes 6 virüs IgM antikorları
saptanan 1 olguda kraniyal MR’da leptomeningial kontraslanma
bulunmuştur (1,14).
Literatürdeki tüm olgu bildirimlerinde kraniyal MR’ın
diffüzyon ağırlıklı kesitleri normal bulunmuştur. Sadece bir olguda
daha önce meningoensefalitlerde de görülebildiği bildirilmiş olan,
korpus kallozumun spleniumunda diffüzyon kısıtlanması olduğu
saptanmıştır (15). Bir olguda perfüzyon ağırlıklı görüntülemede
sağ pariyeto-oksiptal bölgede hipoperfüzyon ve FLAIR kesitlerinde
sağda belirgin iki yanlı temporal ve pariyetal lokalizasyonda
sulkuslarda belirginleşme ve gri maddede şişme saptanmıştır.
Atak geçtikten sonra bulgular tamamen düzelmiştir (16).
Serebral
anjiografi
çalışmaları
hastalarda
normal
saptanmıştır. Serebral anjiografi bazı olgularda nörolojik defisiti
kötüleştirmektedir (1,17).
Hastaların %72’sinde EEG’de patolojik bulgular saptanmıştır.
Genellikle nörolojik defisitin kaynaklandığı bölgede fokal bazen de
jeneralize yavaşlama görülmektedir. Tüm hastalarda semptomlar
düzeldikten sonra EEG’ler de normale dönmektedir (1,3,18,19).
SPECT incelemede nörolojik defisitin kaynaklandığı
bölgede kan akımının azaldığı ve atak geçtikten sonra düzeldiği
gözlenmiştir (20). Bir olguda ataksız dönemde yapılan SPECT’te
iki yanlı temporo-oksipital kan akımında azalma saptanmıştır.
Araştırıcılar bu bulgunun, migren aurasında olduğu gibi
muhtemelen meningial inflamasyonla tetiklenen ‘yayılan kortikal
depresyon’la ilişkili olabileceğini ileri sürmüşlerdir (21).
Hastalığın patogenezi tam olarak bilinmemektedir. İlk
yıllarda, şiddetli baş ağrısıyla seyreden migrenden öte bir durum
olmadığı BOS’taki anlamlı pleositozun migrene sekonder oluşan
non-enfeksiyöz santral sinir sistemi inflamasyonuyla ilişkili
olabileceği ileri sürülmüştür (1,3).
Buna karşılık bazı araştırıcılar, bir viral enfeksiyona bağlı
olduğunu, virüsün direk veya postenfeksiyöz moleküler
benzerlikle immün aracılı mekanizmalar üzerinden patogenezde
rol oynayabileceğini ile sürmüşlerdir (1,3,9,19).
Fakat bugüne kadar, az sayıda olgu bildirimi dışında, bu
hastalarda izole edilmiş, etiyolojiden sorumlu tutulabilecek tek
bir virüs çeşidi bulunamamıştır (1,3). Herpes virüsü 1, 2 ve 6,
sitomegalovirüs, boriella burgdorferi, ekovirüs 30 ve epsteinbarr virüsün saptandığı tek olgu sunumları bulunmaktadır
(1,3,14,22).
Yeni tarihli çalışmalarda ise 2 olguda klasik anti-nöronal
antikorlarlardan (anti-Hu, anti-Ri, anti-nükler antikor gibi) farklı,
direk serebral ve serebellar Purkinje hücrelerine karşı oluşmuş yeni
anti-nöronal antikorlarların saptanmış olması nedeniyle nöronlara
karşı immün bir cevabın olduğu ve anormal humoral immünitenin
patogenezde rolü olabileceği ileri sürülmüştür (23).
Ayrıca hastalığın, nörolojik defisit ve BOS’ta lenfositozun
tekrarlayıcı ama kendini sınırlayan doğası göz önüne alındığında
iyon kanallarına karşı antikorla ilişkili otoimmün ensefalit
olabileceği ileri sürülmüştür. Bu hipotezin araştırıldığı bir
çalışmada 4 olgunun 2’sinde, CACNA1H antikorlarının (alfa
1H altünitesine karşı oluşan T-tipi voltaja bağlı kalsiyum
kanalı) saptanmış olması nedeniyle iyon kanal antikorlarının ve
dolayısıyla otoimmün mekanizmaların kısmende olsa sendromun
patogenezinde rolü olabileceği belirtilmiştir (24).
Biz bu olguyu 2 özelliği nedeniyle sunduk. Birincisi, her ne
kadar hastamız diğer klinik/laboratuvar bulguları ve hastalığın
seyri bakımından sendromun klasik özelliklerini taşıyor olsa da
nörolojik bulguları arasında HaNDL sendromunun sık görülen
prezentasyonları dışında daha nadir görülen konfüzyonel durum
ve papil ödemi gibi bulgular mevcuttu.
İkincisi, hastanın gebe olmasıyla ilgilidir. Altı olgu dışında,
bugüne kadar yayınlanmış sayısı 100’ün üzerinde HaNDL
olgularının özgeçmiş özellikleri gözden geçirildiğinde herhangi
bir ek risk faktörü veya birliktelik gösteren medikal durumun
bildirilmemiş olması dikkat çekmektedir. Bu 6 olgu incelendiğinde
1’inde hipertiroid, 1’inde diabetes mellitus ve dislipidemi, 1’inde
hipertansiyon, 1’inde alkol kullanımı, 1’inde oral kontraseptif
kullanımı, 1’inde hipertansiyon, dislipidemi ve uyku apnesi
sendromu olduğu bildirimiştir (9,12,20,25,26). Nöroloji
pratiğinde gebeliğin özel bir yeri bulunmaktadır. Bu hastada
gebelikle HaNDL sendromunun birlikte görülmesi bir tesadüf mü
yoksa gebeliğin sendromun patogeneziyle ilişkili mekanizmalar
üzerinde direk veya indirek bir etkisi var mıdır sorularını
cevaplandırmak oldukça güçtür. Fakat gebeliğin bazı nörolojik
hastalıkların ortaya çıkmasında risk faktörü olduğu veya gebelik
sırasında pek çok nörolojik hastalığın seyrinin etkilenebildiği
bilgisi göz önüne alınırsa gebeliğin, HaNDL sendromu için de
bir risk faktörü olabileceği ihtimali akla gelmektedir. Gebelik
sırasında östrodiol (E2), östriol (E3), progesteron, kortikosteroid
ve prolaktin seviyelerinde değişiklikler meydana gelmekte bu
değişiklikler sonuç olarak immün yanıtta değişikliklere yol
açmaktadır (27).
Gebelikte değişen östrojen ve progesteron oranları; natural
killer hücre aktivitesini, enflamatuar makrofajları, Th1 hücreleri
ve enflamatuar sitokinleri azaltırken, antiinflamatuar sitokin
oranları artmaktadır. İmmün sistemdeki bu değişiklikler gebelik
sırasında otoimmün ve enfeksiyöz hastalıkların seyri üzerinde
etkili olmaktadır (27).
Bu sendromun patogeneziyle direk veya dolaylı ilişkili risk
faktörleri ve/veya medikal durumların ayrıca tanımlanması için
geniş çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.
93
TJN 20; 3: 2014
Kaynaklar
1. Berg MJ, Williams LS. The transient syndrome of headache with neurologic
deficits and CSF lymphocytosis. Neurology 1995;45:1648-1654.
2. Bartleson JD, Swanson JW, Whisnant JP. A migrainous syndrome with
cerebrospinal fluid pleocytosis. Neurology 1981;31:1257-1262.
3. Gomez-Aranda F, Canadillas F, Marti-Masso JF, Diez-Tejedor E, Serrano
PJ,Leira R, Leira R, Gracia M, Pascual J. Pseudomigraine with temporary
neurological symptoms and lymphocytic pleocytosis. A report of 50 cases. Brain
1997;120:1105-1113.
4. Headache Classification Committee of the International Headache Society
(IHS).The International Classification of Headache Disorders, 3rd edition (beta
version). Cephalalgia 2013;33:629-808.
5. Oldani A, Marcone A, Zamboni M, Zucconi M, Ferini-Strambi L. The transient
syndrome of headache with neurologic deficits and CSF lymphocytosis. Report
of a case without severe headache. Headache 1998;38:135-137.
6. Krause T, Nolte CH. The syndrome of transient headache and neurological
deficits with cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL) as an acute ischemic
stroke mimic leading to systemic thrombolysis: a case report. Clin Neurol
Neurosurg 2012;114:689-690.
7. Kappler J, Mohr S, Steinmetz H. Cerebral vasomotor changes in the transient
syndrome of headache with neurologic deficits and CSF lymphocytosis
(HaNDL). Headache 1997;37:516-518.
8. Giorgetti A, Mariani G, Patruno GM, Romorini A. The transient syndrome of
headache with neurological deficits, cerebrospinal fluid pleocytosis and acute
confusional state: a case report. J Headache Pain 2005;6:476.
9. Parissis D, Ioannidis P, Balamoutsos G, Karacostas D. Confusional state in the
syndrome of HaNDL. Headache 2011;51:1285-1288.
10. Sims JL, Chee SP. Complete external ophthalmoplegia in headache, neurologic
deficits, and cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL) syndrome. Eye (Lond)
2010;24:197-198.
11. Morrison DG, Phuah HK, Reddy AT, Dure LS, Kline LB. Ophthalmologic
involvement in the syndrome of headache, neurologic deficits, and cerebrospinal
fluid lymphocytosis. Ophthalmology 2003;110:115-118.
12. Shikishima K, Kitahara K, Inoue K. Ophthalmologic manifestations in
headache, neurologic deficits, and cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL)
syndrome with nonspecific frontal lesions and hyperthyroidism. Eye (Lond)
2006;20:613-615.
13. Toth CC. Persistent cerebrospinal fluid abnormalities in the syndrome of
headache,neurological deficit, and cerebrospinal fluid lymphocytosis despite
resolution of clinical symptomatology. Headache 2002;42:1038-1043.
14. Emond H, Schnorf H, Poloni C, Vulliemoz S, Lalive PH. Syndrome of transient
headache and neurological deficits with CSF lymphocytosis (HaNDL) associated
with recent human herpesvirus-6 infection. Cephalalgia 2009;29:487-491.
94
15. Raets I. Diffusion restriction in the splenium of the corpus callosum in a patient
with the syndrome of transient headache with neurological deficits and CSF
lymphocytosis (HaNDL): a challenge to the diagnostic criteria?. Acta Neurol
Belg 2012;112:67-69.
16. Yilmaz A, Kaleagasi H, Dogu O, Kara E, Ozge A. Abnormal MRI in a patient
with ‘headache with neurological deficits and CSF lymphocytosis (HaNDL)’.
Cephalalgia 2010;30:615-619.
17. Lansberg MG, Woolfenden AR, Norbash AM, Smith DB, Albers GW. Headache
with neurological deficits and CSF lymphocytosis: A transient ischemic attack
mimic. J Stroke Cerebrovasc Dis 1999;8:42-44.
18. Anagnostou E, Spengos K, Naoumis D, Paraskevas GP, Vassilopoulou S, Zis V,
Vassilopoulos D. Lack of visual evoked potential habituation in the syndrome of
HaNDL. J Neurol 2009;256:1374-1376.
19. Tsang BK, Kwong JC, Dewey HM. Case of syndrome of headache with
neurological deficits and cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL) with
focal slowing on electroencephalogram. Intern Med J0 2012;42:944-947.
20. Caminero AB, Pareja JA, Arpa J, Vivancos F, Palomo F, Coya J. Migrainous
syndrome with CSF pleocytosis. SPECT findings. Headache 1997;37:511-515.
21. Fuentes B, Diez Tejedor E, Pascual J, Coya J, Quirce R. Cerebral blood flow
changes in pseudomigraine with pleocytosis analyzed by single photon emission
computed tomography. A spreading depression mechanism? Cephalalgia
1998;18:570-573.
22. Apetse K, Breynaert L, Butaud C, Beschet A, Blanc-Lasserre K, Ribouillard
L, Chan V. Transient Headache and Neurological Deficits with Cerebrospinal
Fluid Lymphocytosis Associated with IgM Antibodies to the Epstein-Barr
Virus Viral Capsid Antigen. Case Rep Neurol Med 2013;2013:975709.
doi:10.1155/2013/975709. Epub 2013 Apr 17.
23. Kürtüncü M, Tüzün E, Kaya D, Içöz S, Bariş Baslo M, Ertaş M, AkmanDemir G, Eraksoy M. Anti-neuronal antibodies associated with headache with
neurological deficits and cerebrospinal fluid lymphocytosis. J Headache Pain
2008;9:333-335.
24. Kürtüncü M, Kaya D, Zuliani L, Erdağ E, Içöz S, Uğurel E, Cavuş F, Ayşit
N, Birişik O, Vincent A, Eraksoy M, Vural B, Akman-Demir G, Tüzün E.
CACNA1H antibodies associated with headache with neurological deficits and
cerebrospinal fluid lymphocytosis (HaNDL). Cephalalgia 2013;33:123-129.
25. Pettersen JA, Aviv RI, Black SE, Fox AJ, Lim A, Murray BJ. Global hemispheric
CT hypoperfusion may differentiate headache with associated neurological
deficits and lymphocytosis from acute stroke. Stroke 2008;39:492-493.
26. Aries MJ, van Oostrom JC, de Keyser J. The syndrome of headache with
neurologic deficits and cerebrospinal fluid lymphocytosis mimicking acute
ischemic stroke. J Stroke Cerebrovasc Dis 2008;17:246-247.
27. Robinson DP, Klein SL. Pregnancy and pregnancy associated hormones alter
immune responses and disease pathogenesis. Horm Behav 2012;62:263-271.