Sayı 3 - Bilim Koleji

3
Röportaj
Interview
4
Okuyorum
I Am Reading
5
Velilerimize
Sorduk
Testimonies From Our Families
7
Ödüllü Bulmaca
Prize Puzzle
2014 Yıl: 1 Sayı: 3
ADALET
Adalet
Terazisi
THE SCALES OF
JUSTICE
Okulumuzda adalet ayı
etkinliklerimiz öğrenci,
öğretmen ve velilerimizin
katılımı ile gerçekleşti. Bir
ay boyunca 1. sınıflarımızda
Adalet Terazisi etkinliğini
uyguladık.
Our justice activities have been
fulfilled by the participation of
our teachers and parents at our
school. For a whole month, we
performed “Scales of Justice”
activity for our 1st grade
students.
Bu terazilerin bir kefesine
yaptığımız adil hareketlerimizi, diğer kefesine de adil
olmadığımız durumları yazıp
attık. Bu şekilde çocukların
bir ay boyunca kendilerini
izlemelerini sağladık. Sonuç
olarak küçük bireylerimiz
kendilerini daha iyi tanımış
oldular. Kendilerini kontrol
edebilme yolunda bir adım
atmış olduklarını umuyoruz.
We wrote down on papers and
put the fair activities we did
on one scale and the unfair
ones on the other. In this
way, we enabled our students
to monitor themselves for a
month. As a result, our little
individuals got the chance to
have insights and know much
better about themselves. We
hope that they put a step on
the way to control themselves.
Miniklerimizden
“Tahta Çanaklar” Oyunu
Özel İstanbul Bilim Anaokulu öğrencilerinin
hazırlamış olduğu tiyatro oyunu büyük alkış aldı.
Anaokulumuzun sevimli minikleri ‘’Adalet’’ ayında “Tahta Çanaklar” adlı tiyatro oyununu arkadaşlarına sergilediler. Tiyatro sırasında duygusal anlar yaşandı. Tiyatro’dan anne-baba tarafından evde
onlarla beraber yaşayan dedeye karşı yapılan haksız tutumun çocukları için nasıl bir olumsuz örnek
oluşturduğunu anlatan duygu yüklü bir oyundu.
“Wooden Pots” drama from our
kindergarten students.
Bilim kindergarten students’ performance received loud applause
from the audience.
In the month of Justice our little students performed a very impressive play called ‘Wooden Pots’ to
their friends. The students were really touched. The play was about a mother and father treating their
own father living with them unjustly and its impact on their children.
Konuşma Kartımı Kaldırıyorum,
Söz Hakkı Alıyorum
Öğrencilerimizi derslerde daha aktif hale getirmek, sınıftaki tüm öğrencilerin etkinliklere katılımının adaletli bir şekilde sağlamak amacıyla “Konuşma Kartımı Kaldırıyorum,
Söz Hakkı Alıyorum” etkinliği uygulandı. Etkinlik kapsamında öğrencilere konuşma süresi 1 dakika ve 2 dakika olan
konuşma kartları dağıtıldı. Gün boyunca derslerde öğrenciler
bu kartları kullanarak söz hakkı aldılar ve konuştular. İsteyen öğrenci verilen
sürenin tamamını isteyen öğrenci de belirli bir kısmını kullanarak derse katıldı.
Böylece her öğrenci, derste aktif hale gelmiş oldu. Gün bitiminde sınıftaki öğrencilerin ellerinde hiç kart kalmadığının gözlemlenmesi hem öğrenci açısından hem
de öğretmen açısından kayda değer bir gelişmeydi.
I raise my speaking card, I have
the right to speak
To stimulate our students to take part in and be more active and engaged in the
activities done during the lessons , “ I raise my speaking card, I have the right
to speak” event was put in practice. As a part of the event, students were
given cards that would allow them to speak for one or two
minutes; by using these cards, students were given
the chance to speak. However, some of the students
were amazingly engaged and they raised all of
their cards and got the chance to speak and use
all of the time specified , while others used only
some of their cards. Consquently ,each student
was more active in this activity. At the end of the
day, students did not have any cards left in their
hands and this was an appreciable improvement
for both the students themselves and for the
teacher.
2
İYİ OLMAK KOLAYDIR, ZOR
OLAN ADİL OLMAKTIR…
Adalet ayı içerisinde 4. Sınıf öğrencileri
münazara etkinliği düzenledi. Bir grup
“Ailede her konuda bizim de fikrimiz
alınırsa adalet sağlanmış olur.” derken,
diğer grup “Aile bireylerimizin aldığı her
karar bize danışılmasa da adaletli oluruz.”
dedi. Öğrencilerin saygı çerçevesinde
yapmış oldukları bu tartışma, izleyicilerin
de beğenisini kazandı. Fikirlerini özgür-
ce ifade eden öğrenciler, kendi düşüncelerini kıyasıya savundular. Karşı gruptan
aldıkları cevaplar karşısında yılmayan
öğrenciler, gruplarını haklı çıkarmak için
büyük mücadele verdiler. Adalet konulu
münazarada bütün katılımcılar, bu kavramın hayatımızdaki önemini bir kez daha
anladılar.
BEING GOOD IS EASY, THE
HARD THING IS TO BE FAIR
Within the “Justice Month”, a debate
activity was performed by grade 4
students. One group argued that
justice would be achieved if their
ideas were taken into consideration
by their families. On the other hand,
the other group debated that it would
be fair if their parents didn’t ask for
their opinions. The debate, which was
performed within the frame of respect,
received great appreciation from the
audience. The students were expressing
and supporting their ideas strongly as
well as struggling eagerly in order to
prove their argument. In a nut shell, all
the participants in the “Justice Debate”
have realized once again the importance
of this concept in our lives.
Hz. Ömer ve Kocakarı
CALIPH OMAR AND THE OLD LADY
6. Sınıf öğrencilerimiz, Hz. Ömer’in adaletini anlatan
Mehmet Akif Ersoy’un “Hz. Ömer ve Kocakarı”
isimli şiirini tiyatral bir performansla sergilediler.
Grade 6 students dramatised Mehmet Akif Ersoy’s
poem about Caliph Omar’s justice called ‘Caliph
Omar and the Old Lady’.
Hz Ömer tarihte Hz. Muhammed’in vefatıyla devletin başına geçen 2. Halife olarak
bilinmekte ve her zaman adalet ile özdeşleşmektedir. O’nun Müslüman olmadan
önceki sert duruşu Müslüman olduktan sonra adalete dönüşmüştür. Bu yüzden
Ömer denince akla adalet, adalet denince akla Hz. Ömer gelir olmuştur. 6. Sınıf öğrencilerimiz, Hz. Ömer’in Adaletini Mehmet Akif Ersoy’un “Hz. Ömer ve
Kocakarı” isimli şiirinin dramasıyla sergilediler. Zaman zaman duygulandığımız,
mutlu sona bağlandığında ise gülümsediğimiz dramadan öğrencilerimiz, adalet
ve sorumluluk duygularının aslında birbirini tamamlayan kavramlar olduğunu öğrenmiş oldular.
Caliph Omar known as the second ruling caliph after Prophet Muhammed’s
decease, is known for his justice. His strictness turned into justice after he
chose to become a muslim. Notably, since that time, whenever we talk about
Caliph Omar the first thing that comes to our mind is justice and when we
talk about justice the first person that comes to our minds is Caliph Omar.
Grade 6 students dramatised a poem of Mehmet Akif Ersoy. The performance
that touched our hearts and made us smile with its happy ending, enabled
our students to recognise that justice and responsibility are two concepts that
complete each other.
BİR DAMLA SU MİSALİ
LIKE A DROP OF WATER
Sorumluluk, yardımseverlik derken
bu ay da “Adalet” değerimiz ile tanıştı öğrencilerimiz. Yaptığımız etkinliklerle, çalışmalarla, okunan kitaplarla değerimizi işliyoruz ilmek
ilmek. Çok fazla bir şey yapmıyoruz
gibi görünse de farkında olmadan
öğrencilerimizin kalbinde biriktiriyoruz değerlerimizi, bir damla su misali. Biliyoruz ki o bir damla su birikince
zamanla, sığmayacak yürekle…
After the month of responsibility
and philanthropy, our students have
learned about ‘Justice’ this month.
With the events we organise, books
we read and work we do, we keep
knitting our values one knot at a
time. Although it may seem like we
are not doing much, we are actually
aggregating our values in the hearts
of our students, just like drops of water. We know that as the drops keep
coming together, they will no longer
fit in those hearts.
Çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz değerlerimizin davranışa
dönüşmesi zaman alacak olsa da,
inanıyoruz ki davranışa dönüşmekle
kalmayacak, yayılacak dünyaya. Bu
inançla her ay daha iyisini yapmaya
çalışıp çocuklarımızın yüreklerindeki
su damlalarını arttırmaya çalışıyoruz
sizlerin desteğiyle ve o ilk günkü heyecanla. Bu ay neler mi yaptık? Minik
öğrencilerimiz evde çerezleri dağıtırken adaletli olmaya dikkat ettiler.
Sınıflarımızdaki adalet terazilerimiz
görülmeye değerdi. Öğrencilerimiz
evde akşam yemeğini dağıtmak için
iş başındaydı. Zor oldu ama yemek-
leri adil bir şekilde dağıtmanın mutluluğunu yaşadılar. ‘’Adaletli Sınıfım’’
etkinliğiyle sınıfımızdaki davranışlarımıza bir de adalet açısından baktık.
Münazara yarışmamız çekişmeli ama
adaletliydi. Seminerlerimiz, izlediğimiz filmler, öğrencilerimizin hazırlamış olduğu dramalar büyük alkış
aldı.
Kısacası bu ay okulumuzda adalet
rüzgarları esti. Bu sayımıza sizlerin
de keyifle okuyacağı spor bölümünü
ekledik. “İyi Gazate”yi okurken bizim
hazırlarken yaşadığımız heyecanı
hissedeceğinizi umuyoruz.
Emeği geçen tüm öğrencilerimize,
öğretmen arkadaşlarımıza ve siz değerli velilerimize teşekkür ederiz.
Bir damla su olabilmek dileğiyle.
Sevgi ve saygılarımla.
Although it might take some time
before the values that we give our
children turn into behaviour, we believe that they will not only do so but
will also spread them to the whole
world. With this conviction in mind,
we are trying to outdo ourselves
each month and increase the number
of drops in the children’s hearts; with
your support and the same level of
excitement all the way.
What did we do this month? Our little
students were keen to be fair when
Sevgi KİRİŞÇİOĞLU / Editör
they were distributing snacks (nuts).
It was really worth to see our scales
of justice in our classrooms. Hence
they were also on duty during dinner at home. It was a little bit hard
but they were happy to distribute the
food fairly. During the activity of my
‘Just Classroom’, we were considering our behaviors from the aspect of
justice; our debate competition was
challenging but fair, our seminars,
the films that we watched and the
dramas that students performed.
Briefly, we felt the wind of justice during this month. Add to this, regarding this issue, we have added a new
column about sports that we beleive
you will enjoy. We hope that you
would feel the same excitement that
had while preparing the ‘İyi Gazete’.
We would like to thank all of our students, our teachers, the parents who
have contributed fruitfully.
Wishing to be a drop of water.
With all my love and respects.
Sevgi Kirişçioğlu / Editor
3
BİLİM KOLEJİ FEN VE ANADOLU
LİSESİ MÜDÜRÜ RAHMİ GÜLER İLE
“ADALET” KONULU RÖPORTAJ
davranış kuralı olduğuna vurgu yapar. Dolayısıyla adalet sahibi olmak insana müthiş bir
davranış güzelliği katar. Toplumda bireyi saygın bir yere oturtur. Bugün hala Hz. Ömer’in
öne çıkan en önemli özelliğinin adaletli yapısı olması da son derece anlamlıdır.
Çevremizde sık duyduğumuz bir kavram
daha var :”Eşitlik” kavramı. Adalet ile
eşitlik aynı şey midir? Ya da her eşitlik
adalet midir?
Okulumuz değerler eğitimi başlığı altında
her ay farklı konular işlenmektedir.
Yardımseverlik ve sorumluluk konularının
ardından bu ayki konumuzda adalet.Bu
konuyla ilgili röportaj yapmak istedik.
Hocam sizce “Adalet” nedir?
Adalet hakkın, gerçeğin gözetilmesi ve
yerine getirilmesi demektir.
İki binli yıllarda hızla ilerlerken
birçok manevi duygu ve değerin
erozyona uğradığı dünyamızda
geleceğin umudu olan gençlerimize adil olmanın fazileti hakkında
neler söylemek istersiniz?
Kur-an’ın ana ilkelerinden birisi adalettir. Hatta Yüce Allah’ın en güzel
isimlerinden birisi de ADL yani adalettir. Kutsal kitabımızda Rabbimiz
“Şüphesiz ki Allah insanlar arasında
adaletle hükmetmenizi emreder”
diye de duruma dikkat çeker. Yunan
felsefecilerinden Platon ise adaletin
en yüce erdemlerden birisi olduğunu belirtir. İnsanın ve devletin temel
Bence adaletle eşitlik birbirine yakın kavramlardır. Ancak aynı değildir. Eşitlik, iki şeyin her
açıdan birbirine denk olması olarak tarif edilir. Adalet ise, hak sahibine hakkını vermek
olarak bilinir. Doğada eşitlik yoktur ama adalet vardır. İnsan iki ayağı ile yürüyebilirken,
kediler dört ayağı ile yürüyebilmektedir. 10
yaşındaki bir çocukla 30 yaşındaki yetişkin
şahsın beslenmesi ve ihtiyaçları eşit değildir.
Yüce Allah da işlerini eşitlikle değil adaletiyle
yürütmektedir.
Hz. Ömer’in “Adalet olmadıkça yönetimin faydası olmaz.” Sözünü bir yönetici,
idareci olarak nasıl yorumluyorsunuz?
Adalet yoksa kargaşa ve düzensizlik var demektir. Düzensizliğin ve haksızlığın olduğu
yerde de huzur ve mutluluk olmaz.Adaleti ayakta tutmanın iki büyük ödülü vardır.
Adaletle dünyada huzur ve emniyet sağlanır.
Ahirette ise, adaletten ayrılmayanlara, adalet
ve hakkaniyetle iş görenlere büyük ödül verileceğini sevgili peygamberimiz şöyle müjdeler: “Kararlarında ailesine karşı ve idaresi
altında olanlar hakkında adaletli davrananlar, Allah katında nurdan minberler üzerinde
bulunacaklardır.”
Son olarak adaletle ilgili bizlere neler söylemek istersiniz, ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Adaletin olmadığı yerde Allah’ın rahmetini, insanların da merhametini beklememek
gereklidir. Son sözü ünlü düşünürümüz
Mevlana’ya bırakalım:
“Adalet nedir? Ağaçlara su vermektir. Zulüm
nedir? Dikeni sulamaktır. Adalet, bir nimeti
yerine koymaktır, her su isteyen tohumu sulamak değil. Zulmedersen kötüsün, gerisin
geriye gittin. Adalette bulunursan saadete
erersin, kalem bunu yazdı; mürekkebi bile
kurudu.”
Hocam, bize değerli zamanınızı ayırdığınız için ve böylesine önemli bir konuya
değinip düşüncelerinizi bizlerle paylaştığınız için gerçekten çok teşekkür ederiz.
Röportajı Gerçekleştirenler
Hatice Kübra ERGÜL (7/C)
Sude KÖSE(7/A)
Menekşe Doğa ERSOY (7/A)
Eren DEMİRHAN (7/B)
Emire DANIŞMAN (5/D)
Toprak Yiyen Adam
Fatih ve Rum Mimar
Toprak yemeye alışmış bir adam, bir aktar dükkanına girip şeker
almak istedi. O hilebaz aktarın terazisinde dirhem ve taş yerine
toprak vardı. Dükkan sahibi, müşterinin toprak yemeye alışkın olduğunu anladı,
Fatih Sultan Mehmed Han’ın adalet anlayışı ile ilgili bir olay var ki akılları hayrete düşürür. Sultan Fatih bir cami yaptırıyordu. Bu
caminin mimarı işinin ehli olan bir Rum’du.
Mabed yapılırken kullanılacak mermer sütunları konusunda bu Rum mimar ile Sultan Fatih arasında bir anlaşmazlık çıktı.
“Benim terazimin kiloları ve gramları topraktandır, biraz bekle de
getireyim.” dedi.
Adamın işi aceleydi.
“Benim önemli bir işim var, acele şeker almam lâzım. Gramların
neden olursa olsun, benim için mühim değil” dedi.
Aktar terazinin gözüne topraktan kiloyu koydu ve şeker kırmaya gitti.
Müşteri baktı. Terazinin kefesindeki
toprak ağırlık ölçüsü, dayanılmaz
güzellikteydi. Sonunda dayanamadı, gizlice ondan bir parça koparıp yedi. Toprak müthiş güzeldi.
Aktarcıya fark ettirmeden bir parça daha kopardı. Bu işi mümkün
olduğunca gizli yapmaya çalışıyordu. Aktara ise işi ağırdan
alıyor, yan gözle müşterisinin hareketlerini gözlüyor, o terazideki toprak ölçüden koparıp
yedikçe seviniyor,
biraz daha yemesi için işini
bile bile uzatıyor,
içinden de şöyle
diyordu:
“Ye ahmak ye, sen
yedikçe
alacağın
şeker azalıyor. Sen
zarar ederken, ben kâr
ediyorum.”
Rum mimar, bu sütunları yaparken mimariye uygun olması gerekçesi ile Fatih’in
dediği şekilde değil de kendi düşüncesi
doğrultusunda yaptı.
Bunu gören Fatih öfkelendi. Rum mimarın, caminin estetiğini bozmak için böyle
yaptığını düşünerek onun elini kestirdi. Eli
kesilen Rum, Sultan Fatih’ten davacı olmak
için Kadı Hızır Çelebi’ye giderek müracaatta bulundu. Hızır Çelebi, Rum mimarı dinledikten sonra bilirkişi heyetinden bu meseleyi araştırmalarını istedi. Araştırma ve
inceleme sonucunda tespit edildi ki: Rum
Mimar, caminin estetiği bozulsun da kötü
gözüksün diye değil, gerçekten de mimariye uygun olsun diye öyle inşa etmiş.
Anlaşıldı ki Fatih haksız. İstanbul ile birlikte nice ülkeleri ve krallıkları fetheden, çağ
açıp çağ kapayan Sultan Fatih, sanık sandalyesinde yargılanıyor.
Hüküm verildi... Kısas’a kısas yapılacak.
Rum mimarın elini kestiren Fatih’in de eli
kesilecekti.
Rum mimar kararı duyunca şaşkınlıktan
neredeyse dilini yutacak, yoksa bu bir
rüya mıydı? Kendisi gibi sıradan bir mimar, gayrimüslim olmasıyla beraber, İslam
memleketinde, Müslümanların padişahı
karşısında haklı bulunarak mahkeme kara-
rı lehinde çıkıyordu. Peki bu karara acaba
padişah ne diyecekti? Kendisi ile beraber
kadı da gümbürtüye mi gidecekti yoksa?
Fatih büyük bir teslimiyette hükme razı
oldu ve “Şeriatın kestiği parmak acımaz”
diyerek cezaya boyun eğdi.
Bu arada Fatih, kadıya dönüp kılıcını göstererek şöyle dedi:
Ey kadı! Şayet ben padişahım diye korkup
haksız olduğum halde lehime hüküm verseydin, vallahi şu kılıçla başını uçururdum!
Kadı Hızır Çelebi’de hemen yanı başındaki
asılı olan topuzu göstererek:
Sultanım! Şayet sen de padişahlığını öne
sürüp bu İslam mahkemesine saygısızlık etseydin, vallahi şu topuzla müdahele
edecektim!
Bu durumu gören Rum mimar adeta kendini kaybetmiş, yerlere kapanmış, hıçkırıklarla, gözyaşlarıyla ağlayarak diyordu ki:
-Hepiniz şahit olun ki!
Ben davamdan vazgeçiyorum ve bu adalet
anlayışı karşısında Müslüman oluyorum!..
Bilirkişi heyetinin tarafsız tesbitinden, hakimlerinin adaletine, sultanlarının hükme
rızasına kadar her hareketleri payitahtı
güçlendirmiş ve Devlet-i Osmaniye, kılıç ve
kalemin gölgesinde yükseldikçe yükselmiş,
üç kıta, yedi devlette at koşturmuş ilay-ı
kelimetullahı her bir yana ulaştırmışlardı...
4
Okuyorum
KURBAĞA İLE KAYDIRAK
İnsanlarla kurbağaların iletişim kurması
mümkün değildir. Çünkü aynı dili konuşmuyorlar ve zevk aldıkları şeyler de farklıdır. Kendi eğlencemiz için hayvanlara
eziyet çektirmemeliyiz. (2. Sınıf Öğrencisi
Ahmet Yavuz KARAOĞULLARI)
Bu hikayeden çıkardığım sonuç: ‘’Herkes
kendi yuvasında mutludur. Başka birileri
ile kaçarlarsa mutlu olamazlar.
(2. Sınıf Öğrencisi Enes KARAKAYA)
Ben bu hikayede yaramaz çocuğun kurbağayı alıp götürmesinden hiç hoşlanmadım. Hayvanlar kendi yaşadığı yerlerde yaşamalıdırlar.
(2. Sınıf Öğrencisi Amine Ebrar ALAY)
İnsanlar adaleti sağlamalı ve hayvanlara eziyet etmemeli. (2. Sınıf Öğrencisi
Ömer Salih İNAN)
Bu hikayede çocuk hiç adaletli davranmadı. Çünkü herkesin yaşam alanı ve işi
farklıdır.
(2. Sınıf Öğrencisi Tuana Melek ERKAN)
MERYEM ADİL DAVRANIYOR
Eğer bir oyun oynuyorsak ve oyunun
hamlelerini çok iyi biliyorsak hep o hamleyle oynamamalıyız. Karşımızdakiyle
eşit şekilde oynamalıyız. Bu kitap bunu
öğretti. Eğer karşımızdaki yerilirse dalga
geçmemeliyiz. Ben bu kitabı çok beğendim çünkü adalet kavramını anlatıyor.
(3. Sınıf Öğrencisi M. Murat BOZDEMİR)
Ben “Meryem” kitabını çok sevdim.
Hikâyenin kendisi güzel konusu daha da
güzel çünkü adil davranmak güzel bir
şeydir. Bana “Meryem” adlı kitap şöyle
bir mesaj veriyor:’’Herkes adil davranmalı, herkesin hakkını vermeliyiz.’’ Ben
bu kitabı herkesin okumasını istiyorum. Bence herkes bu kitabı okumalı.
(3. Sınıf Öğrencisi İdil ÖZTÜRK)
Bu kitabı çok sevdim. Çünkü adaleti severim. Adalet demek eşitlik demektir.
Mesela birinin doğum günü olur,pasta
dağıtılırken herkese eşit bir şekilde dağıtmaya benzer. Bu kitapta benim en
sevdiğim bölüm ,Meryem’in Serdar ile
sabahtan akşama kadar satranç oynamalarıydı.Çünkü satranç oynamayı severim.
Bu kitapta benim beğenmediğim bölüm
yoktu. Çünkü hikâye çok eğlenceliydi. Ve
ben de işte kitabı bu yüzden çok sevdim.
(3. Sınıf Öğrencisi Sude YENEL)
Bu kitap hem eğlenceli hem de eğitici
bir kitap satranç duyduğuma göre aklımızı çok çalıştıran bir zekâ oyunuymuş.
Ama asıl bize anlatılmak istenen şey
“adalet”dir. Arada sırada yenilebiliriz ya
da yenilmeyebiliriz. Eğer yenilirsek üzülmemeli yenersek adil davranırız karşı
tarafla dalga geçmemeliyiz. Meryem
gerçekten babasına verdiği sözü tutup
adil davrandı. Ve sonunda çok ama çok
eğlendi. Vazgeçmeden çalışıp öğrenirsek her zaman başarılı oluruz. Peki siz
adaletli davranıyor musunuz? Bu kitabı
okuduğunuzda adaletin ne demek olduğunu anlayacaksınız.
(3. Sınıf Öğrencisi Zeynep ÖZBEKLİ)
Hiçbir şey insanı adil davranmak alıkoymamalıdır. Adil bir insan haksızlıklar
karşısında mücadele etmelidir. Arkadaşlarımız arasında eşit davranmalıyız.
(3. Sınıfı Öğrencisi Şevval ÖKSÜZ)
Bu kitap bana adaletin ne demek olduğunu öğretti. Adalet hak demek herkesin birbirine karşı adaletli olması demek.
Adaletli bir yaşam bana göre en güzel
özgürlüktür.
(4. Sınıfı Öğrencisi Emre MANGIR)
Ben bu kitaptan neredeyse her şeyin
adalet üzerine kurulduğunu, adaletle kurulan bir şeyin hileyle kazanılan bir şeye
değişilemeyeceğini öğrendim. Çünkü bir
yandan adalet emek demektir. Adaletli
olmak istiyorsan o konu üzerine emek
vermeli ve eşit davranmalıyız. Böylece
mutlu olabiliriz. Ancak adaletli bir şeyi
mutsuz sona ulaştırmak da çok kolaydır.
Yenilen bir kişiyi küçük görürsen ve alay
edersen mutsuz sona ulaşmışsındır. Bazen almak istediğimiz intikam herkese
zarar verebilir.
(4. Sınıfı Öğrencisi Ayşe Nur KAZAN)
Ben bu hikayeden adil davranmayı, ön
yargılı olmamayı, kimseyi suçlamamayı
öğrendim. Mesela birisi ön yargılı davranıyorsa ve yanlıyorsa o kişi suçludur.
Çünkü arkadaşını küçük düşürür ve adaletli davranamaz. Ben bu kitabı okuyarak
çok bilgi edindim. Bu kitap sanki bana
“Çocuklar adaletli yerde barış olur, adaletsiz yerde barış olmaz.” diye sesleniyor.
Bu kitabı yazana teşekkürlerimi sunarım.
(4. sınıfı öğrencisi Ceren MUTLU)
HACİVAT ve KARAGÖZ
Bence adalet, herkesin eşitliğidir. İnsanlar
kimsenin hakkını yemez ve birbirlerine
eşit davranırlarsa adalet sağlanır. Böylece düzen bozulmaz. Adalet her zaman ve
her yerde geçerli olmalıdır. Adaleti uygulamak için doğru sözlü ve tarafsız olmalıyız. (6. Sınıf Öğrencisi Ömer DİNER)
Bana göre adalet,
Hak demek eşitlik demek
Adaletli bir dünya
Çiçekli bir bahçe demek.
Adaletsiz bir kişi,
Çiçeksiz, böceksiz
Arkadaş isteyen, ama edinemeyen
Sıradan bir kişi demek
Bana göre adalet,
İşte böyle bir eşitlik.
Bence siz de adalet,
Sahibi olmalısınız elbet.
Adaletli olun ki,
Dünyamız kararmasın
Bu güzel insanlık,
Bir kere de yok olmasın
Hadi hepimiz birlikte,
El ele verelim.
Bu güzel adaletle,
Ellerimiz temiz bir dünyaya verelim.
(5. Sınıf Öğrencisi Emine Beyza AYIK)
MUSTAFA “ADALET”
Yazıma Hz. Ömer’in bir sözüyle başlamak
istiyorum; “Adalet mülkün temelidir.”
Hayat adaletten ibarettir. Girdiğimiz sınavlar, çıkan mahkemeler, çalışanların
maaşları, insanların işleri. Hepsi ama
hepsi adalet olmadan hiçbir şeydir. Torpille, kayırmayla, araya yapılan kaynakla
hiçbir şey yapamaz, tam tersine kendimize zarar veririz. Yaptığımızdan hiçbir
anlam çıkmaz, kendimize yeni değerler
eklemeliyiz.
Kişiler, zaman, olay ne olursa olsun,
nerde, ne için, ne amaçla bulunursak
bulunalım,hiçbir şeyi adaletsiz yapmamalıyız. En ufak şeylerin bile hakkını vermeliyiz.
(7. Sınıf Öğrencisi Hüdanur Zehra SINACI)
Öndeyim ya da arkadayım fark eder mi
ki? Hakkımla değil torpille, kopyayla
gelmişsem,haksızlıkla düşmüş isem buraya bir anlamı yoktur ki yaşamamın.
Hayat bir sınavdır. Haksızlıklarla karşılaşılan, bazen ise olmadık yere yükseğe
çıkmamızı sağlayan bir sınav. Zamanında
yapılır, kaybetmemizi veya kazanmamızı
sağlar. Ancak bunlar sınav yerine, sınav
zamanında sürdüğü gibi değerlendirme
zamanında da sürmez. Bazıları güçlüdür
bazıları güçsüz. Hayatı yönlendirir güçlüler. Haksızlıkları yapar, hep kendilerini
haklı bulurlar. Güçsüzler ise, ya adaleti
intikam ile sağlayabileceklerini düşünür
ya da adaletin bu dünyada olmasa bile
er geç yerini bulacağını düşünür,hayata
devam ederler. İntikam sadece kendimize zarar verir. Kötülüğe kötülükle karşılık
verilmez. Bu takdirde biz de kötü bir şey
yapmış oluruz.
Herkese eşit, herkese adaletli davranmak
her zaman bizi en güçlü yapar. Haksızlığa
uğramış bir güçsüz olsak bile unutmamalıyız ki adalet her zaman yerini bulacaktır. (7. Sınıf Öğrencisi Zehra YILDIRIM)
5
Velilerimize Sorduk
A
dalet o kadar geniş ve o kadar
önemli bir kavram ki üç-dört paragrafla bunu anlatmak gerçekten
imkansız. Adalet; büyük, küçük, yaşlı,
genç, kadın, erkek, zengin, fakir, dili
dini ırkı farklı her bireyin en temel ihtiyaçlarındandır. Yemek, içmek, barınmak gibi mecburi fiziksel ihtiyaçlardan
sonra kişinin sağlık ve eğitim hakkı gibi
adaletli bir ortamda yaşamak hakkı da
muhtaç olduğu şeylerin başında gelir.
Adaleti bir ihtiyaç olarak görmek bir
tarafa daha da önemlisi adaletli olmak
‘’ farz ‘’dır. Kuran’da ‘’Şüphesiz Allah
adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım
etmeyi emreder. ’’NAHL suresi 90. Ayet.
Her konuda örnek almaya çalıştığımız
peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)
efendimiz büyüklere adil davranmayı
tavsiye ettiği gibi aynı hassasiyetin çocuklara da gösterilmesi gerektiğini hadislerinde belirtilmiştir. “Çocuklarınızın
arasını eşit tutun. ”Ebu Davud 3544.H.
“Allah (c.c.) öpücüğe varıncaya kadar
her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever “ Feyzu’l Kadir
2/297.
“…. Çocukların senin üzerindeki haklarından biri onlara eşit davranmandır
”Müsned 4/269 .
Peki bu önemli farzı çocuklarımıza nasıl aşılayabiliriz? Tabi ki öncelikle onlara adil davranmalıyız. Etrafımızdakilere
adil davranarak onlara örnek olmalıyız.
Okulumuzdaki davranış eğitimini takdir
ediyorum. Çok basit gibi gözükse de bu
ayki adalet konunuz kapsamında arkadaşlarını gözlemleyip gülen suratlar
veren çocuklarımız, onların davranışlarını gözlemlerken kendi yaptıklarını da
gözden geçirme fırsatı buldular bence.
Bu yüzden size ayrıca teşekkür ediyorum.
(4. sınıf velisi Emine Akan Arı)
A
dalet, haksızlığa uğradığında haklının yanında olmak, hakkı gözetmek,
zulme karşı durmak ve merhametli davranmaktır.
Allah size, mutlaka emanetleri
ehil olanlar vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman
adalette hükmetmenizi emreder.
Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her
şeyi işiten, her şeyi görendir.
Ayetin emanet ve adalete riayet
emri ebedi ve genel düstur olmakla beraber, güzel de bir nuzül sebebidir. Hz.
Peygamber (s.a.v.) Mekke’yi fethedince,
Kabe’ye bakan Osman B.Talha kapıyı
kilitlemiş, Kabe’nin üzerine çıkmış ve
anahtarı vermeyi reddederek: “Senin
Peygamber olduğunu bilseydim onu
verirdim” demişti Hz. Ali anahtarı zorla
ondan aldı, kapıyı açtı, Hz. Peygamber
içeri girerek iki rekat namaz kıldı, çıkınca amcası Abbas, anahtarı ve şerefli bir
görev olan bakıcılığı kendisine vermesini istedi. İşte bu münasebetle 58. Ayet
nazil oldu. Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ali’ye
“anahtarı eski vazifeliğe vermesini ve
ondan özür dilemesini” emretti. Bu olay
Osman B. Talha’nın da Müslüman olmasına sebep teşkil etmiştir. (K. Kerim
Açıklamalı Meali Nisa Süresi 58. Ayet)
Rabbimiz ayeti kerimede adaleti ne güzel anlatmıştır. Halbuki insanlar bugün
hiç acımadan birbirlerinin haklarına
girmekte ve çoğu zaman adaletsizliklerinin farkına varamamaktadır. Sekülerleşen bu dünyada, hızlı yaşamın bize
biçtiği rollerimizi oynarken kaybettiğimiz adalet, sorumluluk, yardımseverlik,
merhamet gibi birçok erdemlerimizi yitirdiğimizi de anlamıyoruz çoğu zaman.
İnsanın bir davranışı edinmesi için zihnen öğrenmesinin yanında, onu ruhen
de sindirmesi gerekir. Okulumuzun değerler eğitimi kapsamında yaptığı bu
çalışmaların, biz ailelerinin destekleriyle, çocuklarımızın ve kendilerimizin bu
erdemlerimizi, yeniden içimize dönüp
ruhlarımızda sindire sindire hayatımızın
olmazsa olmazlarından olmasının ümidi içerisindeyiz. Selam ve dua ile…
(4. sınıf velisi Hatice ZENGİN)
B
ir toplumu besleyen ve varlığını
sürdürmesini sağlayan kültür, sanat, tarih gibi sosyal ve eğitim, sağlık,
güvenlik gibi teknik kanallar bulunur,
bunlarla bir toplum yaşar ve kimliğini
sağlıklı olarak devam ettirebilir. Ancak
tüm bu ve benzeri kanallar bir ana damara bağlıdır ki, o da adalettir.
Adalet, ailemizde, kardeşimizle veya arkadaşlarımızla ilişkimizde, hayatımızın
her anında iç içe yaşadığımız kutsal bir
olgudur. Bundan ötürü hukuku temsil
eden değerler karşısında, mahkemelerde ayağa kalkılır ve azami saygı gösterisinde bulunulur.
Bir toplumda adalet yoksa hiçbir şey
yoktur, adalet varsa diğer sorunlar çözülebilir. Akıldan hiçbir zaman çıkmaması gereken; sizin hakkınızın başladığı
yerde diğer fertlerin haklarının bittiğidir. Dolayısıyla, hak edilmediği halde
daha fazla hakkı talep etmek, bunu
sağlamak için çeşitli etik olmayan yöntemlere başvurmak, başkalarının hakkını ellerinden almaktır.
İnsanla diğer canlılar arasında da adaletin sağlanmış olması gerekir. İnsan
dünyanın tamamından, içindeki diğer
canlıların da haklarının korunmasından
sorumludur. Sözgelimi; ev yapmak için
başka hayvanların yuvalarının olduğu
doğal hayatı tahrip etmek, ses dahi
çıkaramayan, itiraz edemeyen bir ağacı dahi kesmek, tüm bunların emanet
edildiği insanı büyük bir vebal altında
bırakır. Adalet için insan doğaya saygılı
olmalıdır.
Pek çoklarının düşündüğünün aksine,
adalet, eşitlik demek değildir. Bireyin
niteliklerine göre kanunlar “pozitif ayrımcılık” denilen ek tedbirlere ihtiyaç
duyabilir. Engellilik durumu, cinsiyet,
yaş gibi özellikler bireyler arası hukukun işletiminde farklı uygulamlara neden olabilir.
Toplumda adalet mekanizmasını çalıştırmak üzere, kanun dediğimiz metinlere dayandırılmış kurallar bütününe
hukuk adını veriyoruz. Ticaretten ülkeler arası ilişkilere, medeni ilişkilerden
sanat eserlerinin korunmasına kadar
çok geniş bir yelpazede kabul edilerek
kullanılmakta olan kanunlar bulunmaktadır. Bu kanunların içeriği ülkelerin
kendi özel şartlarına göre farklılıklar
gösterse de teorik olarak, insan hak ve
özgürlüklerinin korunmasını esas almaları amaçlanır.
Adalet herkese gereklidir ve toplum
içindeki huzurun güvencesidir. Bu nedenle eğitim süreçlerinde özümsenebilmeli, her zaman isteklerimizi karşılalamasa da kararlarına saygı duymayı
benimsemeliyiz.
(1.ve 2. sınıf velisi Cem Turan)
6
ADALET
Öyle kavramlar vardır ki, çok sık kullanmamıza rağmen tek bir kelime hatta cümle ile anlamını bulmakta
güçlük çekeriz. Gerek konusu gerekse yaşamımızdaki
uygulama alanı ile bu güçlüğü en çok hissettiğimiz
kavramlardan biri de “Adalet” tir.
Adalet aslında; hayatın her anında, davranışlarda,
karar vermede, insanların haklarını ödemede, sevmede ve ilgi göstermede, yönetim işlerinde ve eğitimde
dosdoğru hareket etmek, düzgünce iş yapmak, herkesin hakkını vermektir.
Eski çağlardan beri düşünürler, insanlık için söz sahibi
bilge kişiler, toplum ve din liderleri adalet kavramıyla
çok yakından ilgilenmişler ve değişik fakat birbirini tamamlayan cümlelerle adalet hakkındaki düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Yunan düşünür Platon’a göre
adalet, en yüce erdemlerden biridir ve devletin temel
davranış kuralıdır. Aristo’ya göre ise, herkese eşit davranmak hiç de adil değildir. Çinli düşünür Konfüçyüs
“Devletin hazinesi adalettir” derken, büyük Hint lideri
ve devlet adamı Gandhi, “Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız,” diye seslenmiştir. Ünlü Fransız şair ,yazar Victor
Hugo “İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. En
‘Mükemmel” Adalet ise “Vicdandır”.’ demiştir. Acımasız orduların kumandanı Timurlenk bile, ”Memleketler
kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir.” demiştir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed, “Adaleti çiğneyen
devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek
zorundadır,” demiştir . Hz. Ömer’de çok sık kullandığımız “Adalet Mülkün Temelidir” deyişini söylemiştir.
Adalet, yalnız mülkün değil, toplumun ve İslam dininin de temelidir. İslam’ın doğuşundan sonra, kısa bir
süre içinde büyük bir coğrafyaya yayılmasının sebebi,
Allah’ın ve Peygamberimizin adalet konusunda ikna
edici uyarıları, Müslümanların da bu konuda çok titiz
davranmalarıdır.
ADALET AİLEDE BAŞLAR
Peygamber efendimiz haksızlığa asla tahammül etmez, haksızlık karşısında susan, kendini savunamayan
kişiyi de dilsiz şeytan olmakla nitelendirirdi. Peygamber efendimiz, kendini Kur’an’a göre eğitmiş biriydi.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan adaletli olmakla ilgili uyarılar, doğrudan onun sözlerine ve uygulamalarına yansımıştır. Yüce Allah’ın adil olmakla ilgili ayetlerinden
biri şöyledir:
-Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene nafile ibadet etmekten hayırlıdır.
(Hz.Muhammed)
“Ey inananlar! Sizin, anne-babanızın ve akrabalarınızın aleyhine de olsa, Allah rızası için hakikate şahitlik
yaparak adaleti gözetin. O kişi zengin de olsa fakir de
olsa Allah’ın hakkı (olan doğru adil karar vermek) herkesten öncedir. Sakın boş heveslerinize, arzularınıza
uymayın ki adaletten uzak düşmeyesiniz. Eğer hakikati çarpıtırsanız, bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan
haberdardır.” (Nisa 135)
Dünyadaki en kıymetli varlık insandır. Her şey insana
hizmet eder.İnsanlar birbirlerinden farklı değerlerdedir.
İnsanı diğer varlıklardan değerli kılan doğuştan ve sonradan kazandığı üstünlüklerdir. Adaletli olma hissi de
insanlara değer veren en büyük meziyetlerdendir. Adil
olma duygusu insana doğuştan verilen bir histir. İnsan
bu duygusunu geliştirebilir de köreltebilir de. Doğuştan gelen bu his ilk eğitim yuvası olan ailede, bireyde
iradesini güçlendirir. İradesi güçlü insanlardan oluşan
toplumun kalitesi yüksek olur. Kaliteli toplumlar, kaliteli
evreni oluşturur. Adaletin başarısı evrenseldir. Yaşanılır
bir devlet, yaşanılır bir dünya ancak adaletle sağlanır.
İnsanlar en çok özeni dini vazifelerine verirler. Hz. Peygamberimiz ‘’Adil bir insan, çok ibadet edenden daha
hayırlıdır.’’diyor.
Yüce yaradan ne kadar da güzel açıklamış değil mi?
Bu ayeti yorumlarken, dikkate alınması gereken çok
önemli bir husus olduğu kanaatindeyim. Allah, inanan
herkese adaletli olmayı emretmiştir. Ahlaki konulara
Allah açısından bakılmayan yerde adaletten söz edemeyiz. Olaylara Allah açısından bakmak, evrensel ahlak ilkelerini doğurur. Evrensel ahlak ilkelerinin olmadığı yerde de adaletten söz edemeyiz. Çünkü herkes
olaylara kendi açısından bakar.
Biz yeryüzünde adaletin ikame edilmesi için ömrünü
veren bir peygamberin ümmetiyiz. Adil bir dünyanın
ancak çocuklarımıza adalet duygusunun verilmesiyle
gerçekleştirileceğini bilmeliyiz. Bilim ailesi olarak evrensel ahlak ilkelerinin öğrencilerimize küçük yaştan
itibaren benimsetmek için değerler eğitimi çalışmaları
sürdürmekten mutluluk duymaktayız.
Elif PEHLEVAN
Ortaokul Müdür Yardımcısı
-Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz.
(Herakleitos)
-Zulüm ile abad(şen olmak)olanın sonu berbad (kötü)
olur.
Üç kıt’aya nam salan Kanuni Sultan Süleyman’’Kılıcın
yapamadığını adalet yapar.’’diyor. Bu sözler tecrübeler
sonucunda söylemiştir. Adaletli insan olmak, iyi insan
olmaktan zor fakat kıymetlidir. Nasıl bir yangın olduğunda hızlıca itfaiyeyi ararız. Adaletsizliği bir yangından
daha hızlı önlemeliyiz. Ve illaki bunu önce ailemizde
sonra eğitim kurumlarımızda ilke haline getirmeliyiz.
Netice olarak diyelim ki; iyi olmak kolaydır, adil olmak
zordur. Kötülüğü adaletle, iyiliği iyilikle karşılayalım.
Havva CEYLAN
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
Spor Haberleri
OKÇULUK KULÜBÜ ÖĞRENCİLERİNE SORDUK
MAÇLARDA HAKEM OLMALI, ÇÜNKÜ ;
- Hakem olmaz ise haksızlık ve adaletsizlik olur.
- Hakem olmaz ise maçın tadı çıkmaz ve herkes kafasına göre oynar.
- Hakem fiziksel engelleri faul yapıldığında görür ve adaleti sağlar.
- Hakem olmaz ise maç oynanamaz.
- Maçı yöneten biri olmalı.
- İki taraf kavga eder ve kupayı paylaşamazlar.
- Hata yapabilirler.
- Bize haksızlık yapılmamalı ve hatalarımızda da uyarılmalıyız.
- Bence Ayşe hakem olmalı çok dürüst ve lider ruhlu.
- İki taraf kavga edip,kupayı paylaşamaz.
- Çok iyi ve adil biri.
- Olmazsa adalet olmaz.
FUTBOL MAÇINDAN BİR ENSTANTENE
Okulumuzda yapılan sınıflar arası futbol turnuvası
çeyrek final müsabakasında 5 – 4 devam eden ve
son dakikası oynanan maçta bir pozisyonda hakem ‘aut’ gösterdi. 10 / A sınıfı takım kaptanı olan
Selimcan Demirtaş ‘Hocam pozisyon aut değil,
korner. Top bana çarparak çıktı’ dedi. Bunun üzerine hakem pozisyonu düzeltti ve korneri gösterdi.
Kullanılan kornerden golü atan 9 / A sınıf takımı
5 – 5 eşitliği sağladı ve maçı penaltılara götürdü.
Seri penaltı atışlarında 6 – 5 üstünlüğü sağlayan
9 / A sınıf takımı tur atladı.
Maç sonunda 10 / A sınıf öğrencisi Selimcan Demirtaş son pozisyon hakkında kendine takılan arkadaşlarına ‘Hoca pozisyonu kalabalıktan yanlış
görmüş olabilir ama ben doğruyu söylemek zorundaydım. Bu benim görevim, vicdanıma söz geçiremezdim. Maçları her zaman kazanır veya kaybederiz ama vicdan, adalet daha önemlidir’ dedi.
7
Yemek Nesesi
,
Çocuklar, günün en besleyici öğünü olan kahvaltıyı
annenizle birlikte hazırlamaya ne dersiniz? İşte sizin için
hem eğlenceli, hem de besleyici bir tarif.
Haydi,annenizle birlikte mutfağa!
ÇİÇEK KAHVALTI TABAĞI (1 kişilik)
A
ACAB ZEL
Ü
EN G I KİM
Ğ
TABA LADI?
rR
ile bi
HAZI anneleriniz unuz çiçek
uğ
p,
klar
ış old
i çeki k
Çocu
ırlam ın resmin
z
a
h
Yeme
likte
bağın ğrafınız ‘‘
a
t
ı
t
l
o
ın.
kahva etirin. Fot
er als
y
’
’
g
e
izd
okula
014
rgim
cak 2 etmeni
si Se
O
e
ş
7
e
1
N
r Öğr
erli.
ınızı
raflar r Bilgisaya meniz yet
ğ
o
t
o
t
F
e
da
ne ka EL’e teslim
tarihi
Y
K
A
an
Perih
ınızı
raflar
Fotoğ
014
cak 2
20 O
nde
tarihi
m.
leyeli
sergi
Malzemeler:
• 1 dilim tost ekmeği
• 1 tane yumurta
• 1 tane salatalık
• 1 tane domates
• Yarım dilim peynir (İsteğe göre kaşar ya
da beyaz peynir)
• Sosis ya da sucuk
Yapılışı:
• 1 Dilim tost ekmeğinin yarısını kesip kahvaltı tabağınızın en alt kısmına ortalayarak yerleştiriniz.
• Ekmeğin üzerine dilimlediğiniz peyniri
yerleştiriniz.
• Uzun olarak dilimlenmiş salatalık parçalarını ekmeğin üst kısmına gelecek şekilde resimdeki
gibi yerleştiriniz.
• Salatalıkların yan tarafına dilimlenmiş domatesleri resimdeki gibi yerleştiriniz.
• Şimdi ise haşlanmış yumurtaları ikiye bölerek çiçeğimizin orta bölümünü oluşturunuz.
• Yumurtalarınızın etrafını ayrı bir tavada pişirmiş olduğunuz sosis veya sucukları kullanarak
resimdeki gibi çevreleyiniz.
Afiyet olsun…
Bulmacalar
ÖDÜLÜ KAZAN!
A
KELİME BULMACA
L
D
Her satırda ve her
sütunda ve her
2×2’lik bölgede ADİL
kelimesinin harfleri
birer kez yer alacak
şekilde diyagramı
doldurunuz.
L
Her satırda ve her sütunda VİCDAN kelimesinin
harfleri birer kez yer alacak şekilde diyagramı
doldurunuz.
V
C
D
N
C
D
V
V
A
D
C
C
İ
V
Ödüllü Su Dokuları çöz. Adını, soyadını ve sınıfını
bir kağıda yaz. 17 Ocak 2014 Cuma gününe kadar
ilkokul müdür yardımcısı odasında bulunan bulmaca
kutusuna at. Ödül çekilişine hak kazan!
Adaleti ifade eden kelimelerden 16 tanesi aşağıdaki harflerin içine gizlenmiş
durumdadır. Yatay, dikey ve çapraz olarak saklanmış olan bu kelimeleri
bulabilir misiniz?
MAHKEME
L
Z
İ
L
Y
K
H
O
K
R
D
P
I
V
Z
Z
T
A
Ş
P
T
E
Y
Ş
Y
A
A
H
K
E
M
E
N
MAZLUM
H
V
Ç
Y
Y
Ş
B
T
Ş
R
G
VİCDAN
U
B
T
R
R
A
F
S
I
Z
E
K
R
V
I
I
G
D
K
L
N
D
U
M
Z
M
M
Y
L
Ö
O
C
İ
HÜKÜM
K
Y
A
C
C
Ş
R
Ç
E
P
N
ADİL
A
V
T
I
I
D
S
Z
Ç
S
S
D
A
D
L
L
R
A
S
U
Ç
A
CEZA
Ü
T
V
I
I
U
P
N
R
T
F
SUÇ
K
Z
H
K
K
Ü
M
İ
L
A
Z
TARAFSIZ AYRIMCILIK
YARGIÇ
ZALİM
İNSAF
HUKUK
DENGE
HAK
ADİL
8
Müslümanlık Nerde
Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile...
Alem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki Müslüman gördümse: Hep Makberde'dir
Müslümanlık bilmem amma, galiba göklerdedir!
İstemem dursun o payansız mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benzeyen bir kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar!
Çok değil ancak! Necip evlada layık tek şiar.
Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insafınız:
Böyle kansız mıydı -haşa-kahraman eslafınız ?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına?
Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet tarumar?
Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi, bi- perva, yemek insan leşi?
Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan!
Hey sıkılmaz ağlamazsan, bari gülmekten utan!
"His" denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Payitahtından taşmazdı bu gün sarhoş na'resi!
Davranın haykırmadan nakuus-i izmihlaliniz..
Öyle bir buhrana sapmıştır ki, zira haliniz:
Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranın, zira gülünç olduk bütün bir aleme,
Bekleşirken gökte yüz binlerce ervah intikam;
Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram!
Kahraman ecdadımızdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa: İstikbalinizden korkulur, pek korkulur!
Mehmet Akif Ersoy
YAYIN SAHİBİ: İstanbul Bilim Özel Eğitim Kurumları Tic. A.Ş. Kurucu Vedat TOY
www.bilimkoleji.k12.tr
e-mail: [email protected]
Tel: 0212 698 24 24
GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Sevgi Kirişçioğlu EDİTÖR: Sevgi Kirişçoğlu KOORDİNATÖR: Başak Çalışkan
YAYIN KURULU: Sevgi Kirişçioğlu, Elif Pehlevan, Şehriban Eser, Nuray Baştan Aydın, Halide Kazan, İlknur Arslan, Vildan Çetiner,
Arzu Atmaca Nural, Samet Ayaz, Sibel Gökçe Özdemir, Havva Ceylan, Ebru Cesur BULMACA: Havva Ceylan, Güler Köroğlu
FOTOĞRAF: Kadir Ergüneş İNGİLİZCE ÇEVİRİ: Sibel İpekyüz Yılmaz, Derya Horasan Demirel, G. Merve Yüksel, Nil Saatçiu, Gizem
Demirel, Nihan Kesebir, Suzan Khadem, Nurhak Nergiz TÜRKÇE METİNLER: Leyla Güneş, Betül Kabak, Sadrettin Battal, Kenan Özdemir
RÖPORTAJ: Betül Kabak
YAPIM
İYİ GAZETE: DEĞERLER EĞİTİMİ İLKELERİNE UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.