3 Röportaj Interview 4 Okuyorum I Am Reading 5 Velilerimize Sorduk Testimonies From Our Families 7 Ödüllü Bulmaca Prize Puzzle 2014 Yıl: 1 Sayı: 3 ADALET Adalet Terazisi THE SCALES OF JUSTICE Okulumuzda adalet ayı etkinliklerimiz öğrenci, öğretmen ve velilerimizin katılımı ile gerçekleşti. Bir ay boyunca 1. sınıflarımızda Adalet Terazisi etkinliğini uyguladık. Our justice activities have been fulfilled by the participation of our teachers and parents at our school. For a whole month, we performed “Scales of Justice” activity for our 1st grade students. Bu terazilerin bir kefesine yaptığımız adil hareketlerimizi, diğer kefesine de adil olmadığımız durumları yazıp attık. Bu şekilde çocukların bir ay boyunca kendilerini izlemelerini sağladık. Sonuç olarak küçük bireylerimiz kendilerini daha iyi tanımış oldular. Kendilerini kontrol edebilme yolunda bir adım atmış olduklarını umuyoruz. We wrote down on papers and put the fair activities we did on one scale and the unfair ones on the other. In this way, we enabled our students to monitor themselves for a month. As a result, our little individuals got the chance to have insights and know much better about themselves. We hope that they put a step on the way to control themselves. Miniklerimizden “Tahta Çanaklar” Oyunu Özel İstanbul Bilim Anaokulu öğrencilerinin hazırlamış olduğu tiyatro oyunu büyük alkış aldı. Anaokulumuzun sevimli minikleri ‘’Adalet’’ ayında “Tahta Çanaklar” adlı tiyatro oyununu arkadaşlarına sergilediler. Tiyatro sırasında duygusal anlar yaşandı. Tiyatro’dan anne-baba tarafından evde onlarla beraber yaşayan dedeye karşı yapılan haksız tutumun çocukları için nasıl bir olumsuz örnek oluşturduğunu anlatan duygu yüklü bir oyundu. “Wooden Pots” drama from our kindergarten students. Bilim kindergarten students’ performance received loud applause from the audience. In the month of Justice our little students performed a very impressive play called ‘Wooden Pots’ to their friends. The students were really touched. The play was about a mother and father treating their own father living with them unjustly and its impact on their children. Konuşma Kartımı Kaldırıyorum, Söz Hakkı Alıyorum Öğrencilerimizi derslerde daha aktif hale getirmek, sınıftaki tüm öğrencilerin etkinliklere katılımının adaletli bir şekilde sağlamak amacıyla “Konuşma Kartımı Kaldırıyorum, Söz Hakkı Alıyorum” etkinliği uygulandı. Etkinlik kapsamında öğrencilere konuşma süresi 1 dakika ve 2 dakika olan konuşma kartları dağıtıldı. Gün boyunca derslerde öğrenciler bu kartları kullanarak söz hakkı aldılar ve konuştular. İsteyen öğrenci verilen sürenin tamamını isteyen öğrenci de belirli bir kısmını kullanarak derse katıldı. Böylece her öğrenci, derste aktif hale gelmiş oldu. Gün bitiminde sınıftaki öğrencilerin ellerinde hiç kart kalmadığının gözlemlenmesi hem öğrenci açısından hem de öğretmen açısından kayda değer bir gelişmeydi. I raise my speaking card, I have the right to speak To stimulate our students to take part in and be more active and engaged in the activities done during the lessons , “ I raise my speaking card, I have the right to speak” event was put in practice. As a part of the event, students were given cards that would allow them to speak for one or two minutes; by using these cards, students were given the chance to speak. However, some of the students were amazingly engaged and they raised all of their cards and got the chance to speak and use all of the time specified , while others used only some of their cards. Consquently ,each student was more active in this activity. At the end of the day, students did not have any cards left in their hands and this was an appreciable improvement for both the students themselves and for the teacher. 2 İYİ OLMAK KOLAYDIR, ZOR OLAN ADİL OLMAKTIR… Adalet ayı içerisinde 4. Sınıf öğrencileri münazara etkinliği düzenledi. Bir grup “Ailede her konuda bizim de fikrimiz alınırsa adalet sağlanmış olur.” derken, diğer grup “Aile bireylerimizin aldığı her karar bize danışılmasa da adaletli oluruz.” dedi. Öğrencilerin saygı çerçevesinde yapmış oldukları bu tartışma, izleyicilerin de beğenisini kazandı. Fikirlerini özgür- ce ifade eden öğrenciler, kendi düşüncelerini kıyasıya savundular. Karşı gruptan aldıkları cevaplar karşısında yılmayan öğrenciler, gruplarını haklı çıkarmak için büyük mücadele verdiler. Adalet konulu münazarada bütün katılımcılar, bu kavramın hayatımızdaki önemini bir kez daha anladılar. BEING GOOD IS EASY, THE HARD THING IS TO BE FAIR Within the “Justice Month”, a debate activity was performed by grade 4 students. One group argued that justice would be achieved if their ideas were taken into consideration by their families. On the other hand, the other group debated that it would be fair if their parents didn’t ask for their opinions. The debate, which was performed within the frame of respect, received great appreciation from the audience. The students were expressing and supporting their ideas strongly as well as struggling eagerly in order to prove their argument. In a nut shell, all the participants in the “Justice Debate” have realized once again the importance of this concept in our lives. Hz. Ömer ve Kocakarı CALIPH OMAR AND THE OLD LADY 6. Sınıf öğrencilerimiz, Hz. Ömer’in adaletini anlatan Mehmet Akif Ersoy’un “Hz. Ömer ve Kocakarı” isimli şiirini tiyatral bir performansla sergilediler. Grade 6 students dramatised Mehmet Akif Ersoy’s poem about Caliph Omar’s justice called ‘Caliph Omar and the Old Lady’. Hz Ömer tarihte Hz. Muhammed’in vefatıyla devletin başına geçen 2. Halife olarak bilinmekte ve her zaman adalet ile özdeşleşmektedir. O’nun Müslüman olmadan önceki sert duruşu Müslüman olduktan sonra adalete dönüşmüştür. Bu yüzden Ömer denince akla adalet, adalet denince akla Hz. Ömer gelir olmuştur. 6. Sınıf öğrencilerimiz, Hz. Ömer’in Adaletini Mehmet Akif Ersoy’un “Hz. Ömer ve Kocakarı” isimli şiirinin dramasıyla sergilediler. Zaman zaman duygulandığımız, mutlu sona bağlandığında ise gülümsediğimiz dramadan öğrencilerimiz, adalet ve sorumluluk duygularının aslında birbirini tamamlayan kavramlar olduğunu öğrenmiş oldular. Caliph Omar known as the second ruling caliph after Prophet Muhammed’s decease, is known for his justice. His strictness turned into justice after he chose to become a muslim. Notably, since that time, whenever we talk about Caliph Omar the first thing that comes to our mind is justice and when we talk about justice the first person that comes to our minds is Caliph Omar. Grade 6 students dramatised a poem of Mehmet Akif Ersoy. The performance that touched our hearts and made us smile with its happy ending, enabled our students to recognise that justice and responsibility are two concepts that complete each other. BİR DAMLA SU MİSALİ LIKE A DROP OF WATER Sorumluluk, yardımseverlik derken bu ay da “Adalet” değerimiz ile tanıştı öğrencilerimiz. Yaptığımız etkinliklerle, çalışmalarla, okunan kitaplarla değerimizi işliyoruz ilmek ilmek. Çok fazla bir şey yapmıyoruz gibi görünse de farkında olmadan öğrencilerimizin kalbinde biriktiriyoruz değerlerimizi, bir damla su misali. Biliyoruz ki o bir damla su birikince zamanla, sığmayacak yürekle… After the month of responsibility and philanthropy, our students have learned about ‘Justice’ this month. With the events we organise, books we read and work we do, we keep knitting our values one knot at a time. Although it may seem like we are not doing much, we are actually aggregating our values in the hearts of our students, just like drops of water. We know that as the drops keep coming together, they will no longer fit in those hearts. Çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz değerlerimizin davranışa dönüşmesi zaman alacak olsa da, inanıyoruz ki davranışa dönüşmekle kalmayacak, yayılacak dünyaya. Bu inançla her ay daha iyisini yapmaya çalışıp çocuklarımızın yüreklerindeki su damlalarını arttırmaya çalışıyoruz sizlerin desteğiyle ve o ilk günkü heyecanla. Bu ay neler mi yaptık? Minik öğrencilerimiz evde çerezleri dağıtırken adaletli olmaya dikkat ettiler. Sınıflarımızdaki adalet terazilerimiz görülmeye değerdi. Öğrencilerimiz evde akşam yemeğini dağıtmak için iş başındaydı. Zor oldu ama yemek- leri adil bir şekilde dağıtmanın mutluluğunu yaşadılar. ‘’Adaletli Sınıfım’’ etkinliğiyle sınıfımızdaki davranışlarımıza bir de adalet açısından baktık. Münazara yarışmamız çekişmeli ama adaletliydi. Seminerlerimiz, izlediğimiz filmler, öğrencilerimizin hazırlamış olduğu dramalar büyük alkış aldı. Kısacası bu ay okulumuzda adalet rüzgarları esti. Bu sayımıza sizlerin de keyifle okuyacağı spor bölümünü ekledik. “İyi Gazate”yi okurken bizim hazırlarken yaşadığımız heyecanı hissedeceğinizi umuyoruz. Emeği geçen tüm öğrencilerimize, öğretmen arkadaşlarımıza ve siz değerli velilerimize teşekkür ederiz. Bir damla su olabilmek dileğiyle. Sevgi ve saygılarımla. Although it might take some time before the values that we give our children turn into behaviour, we believe that they will not only do so but will also spread them to the whole world. With this conviction in mind, we are trying to outdo ourselves each month and increase the number of drops in the children’s hearts; with your support and the same level of excitement all the way. What did we do this month? Our little students were keen to be fair when Sevgi KİRİŞÇİOĞLU / Editör they were distributing snacks (nuts). It was really worth to see our scales of justice in our classrooms. Hence they were also on duty during dinner at home. It was a little bit hard but they were happy to distribute the food fairly. During the activity of my ‘Just Classroom’, we were considering our behaviors from the aspect of justice; our debate competition was challenging but fair, our seminars, the films that we watched and the dramas that students performed. Briefly, we felt the wind of justice during this month. Add to this, regarding this issue, we have added a new column about sports that we beleive you will enjoy. We hope that you would feel the same excitement that had while preparing the ‘İyi Gazete’. We would like to thank all of our students, our teachers, the parents who have contributed fruitfully. Wishing to be a drop of water. With all my love and respects. Sevgi Kirişçioğlu / Editor 3 BİLİM KOLEJİ FEN VE ANADOLU LİSESİ MÜDÜRÜ RAHMİ GÜLER İLE “ADALET” KONULU RÖPORTAJ davranış kuralı olduğuna vurgu yapar. Dolayısıyla adalet sahibi olmak insana müthiş bir davranış güzelliği katar. Toplumda bireyi saygın bir yere oturtur. Bugün hala Hz. Ömer’in öne çıkan en önemli özelliğinin adaletli yapısı olması da son derece anlamlıdır. Çevremizde sık duyduğumuz bir kavram daha var :”Eşitlik” kavramı. Adalet ile eşitlik aynı şey midir? Ya da her eşitlik adalet midir? Okulumuz değerler eğitimi başlığı altında her ay farklı konular işlenmektedir. Yardımseverlik ve sorumluluk konularının ardından bu ayki konumuzda adalet.Bu konuyla ilgili röportaj yapmak istedik. Hocam sizce “Adalet” nedir? Adalet hakkın, gerçeğin gözetilmesi ve yerine getirilmesi demektir. İki binli yıllarda hızla ilerlerken birçok manevi duygu ve değerin erozyona uğradığı dünyamızda geleceğin umudu olan gençlerimize adil olmanın fazileti hakkında neler söylemek istersiniz? Kur-an’ın ana ilkelerinden birisi adalettir. Hatta Yüce Allah’ın en güzel isimlerinden birisi de ADL yani adalettir. Kutsal kitabımızda Rabbimiz “Şüphesiz ki Allah insanlar arasında adaletle hükmetmenizi emreder” diye de duruma dikkat çeker. Yunan felsefecilerinden Platon ise adaletin en yüce erdemlerden birisi olduğunu belirtir. İnsanın ve devletin temel Bence adaletle eşitlik birbirine yakın kavramlardır. Ancak aynı değildir. Eşitlik, iki şeyin her açıdan birbirine denk olması olarak tarif edilir. Adalet ise, hak sahibine hakkını vermek olarak bilinir. Doğada eşitlik yoktur ama adalet vardır. İnsan iki ayağı ile yürüyebilirken, kediler dört ayağı ile yürüyebilmektedir. 10 yaşındaki bir çocukla 30 yaşındaki yetişkin şahsın beslenmesi ve ihtiyaçları eşit değildir. Yüce Allah da işlerini eşitlikle değil adaletiyle yürütmektedir. Hz. Ömer’in “Adalet olmadıkça yönetimin faydası olmaz.” Sözünü bir yönetici, idareci olarak nasıl yorumluyorsunuz? Adalet yoksa kargaşa ve düzensizlik var demektir. Düzensizliğin ve haksızlığın olduğu yerde de huzur ve mutluluk olmaz.Adaleti ayakta tutmanın iki büyük ödülü vardır. Adaletle dünyada huzur ve emniyet sağlanır. Ahirette ise, adaletten ayrılmayanlara, adalet ve hakkaniyetle iş görenlere büyük ödül verileceğini sevgili peygamberimiz şöyle müjdeler: “Kararlarında ailesine karşı ve idaresi altında olanlar hakkında adaletli davrananlar, Allah katında nurdan minberler üzerinde bulunacaklardır.” Son olarak adaletle ilgili bizlere neler söylemek istersiniz, ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Adaletin olmadığı yerde Allah’ın rahmetini, insanların da merhametini beklememek gereklidir. Son sözü ünlü düşünürümüz Mevlana’ya bırakalım: “Adalet nedir? Ağaçlara su vermektir. Zulüm nedir? Dikeni sulamaktır. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır, her su isteyen tohumu sulamak değil. Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye gittin. Adalette bulunursan saadete erersin, kalem bunu yazdı; mürekkebi bile kurudu.” Hocam, bize değerli zamanınızı ayırdığınız için ve böylesine önemli bir konuya değinip düşüncelerinizi bizlerle paylaştığınız için gerçekten çok teşekkür ederiz. Röportajı Gerçekleştirenler Hatice Kübra ERGÜL (7/C) Sude KÖSE(7/A) Menekşe Doğa ERSOY (7/A) Eren DEMİRHAN (7/B) Emire DANIŞMAN (5/D) Toprak Yiyen Adam Fatih ve Rum Mimar Toprak yemeye alışmış bir adam, bir aktar dükkanına girip şeker almak istedi. O hilebaz aktarın terazisinde dirhem ve taş yerine toprak vardı. Dükkan sahibi, müşterinin toprak yemeye alışkın olduğunu anladı, Fatih Sultan Mehmed Han’ın adalet anlayışı ile ilgili bir olay var ki akılları hayrete düşürür. Sultan Fatih bir cami yaptırıyordu. Bu caminin mimarı işinin ehli olan bir Rum’du. Mabed yapılırken kullanılacak mermer sütunları konusunda bu Rum mimar ile Sultan Fatih arasında bir anlaşmazlık çıktı. “Benim terazimin kiloları ve gramları topraktandır, biraz bekle de getireyim.” dedi. Adamın işi aceleydi. “Benim önemli bir işim var, acele şeker almam lâzım. Gramların neden olursa olsun, benim için mühim değil” dedi. Aktar terazinin gözüne topraktan kiloyu koydu ve şeker kırmaya gitti. Müşteri baktı. Terazinin kefesindeki toprak ağırlık ölçüsü, dayanılmaz güzellikteydi. Sonunda dayanamadı, gizlice ondan bir parça koparıp yedi. Toprak müthiş güzeldi. Aktarcıya fark ettirmeden bir parça daha kopardı. Bu işi mümkün olduğunca gizli yapmaya çalışıyordu. Aktara ise işi ağırdan alıyor, yan gözle müşterisinin hareketlerini gözlüyor, o terazideki toprak ölçüden koparıp yedikçe seviniyor, biraz daha yemesi için işini bile bile uzatıyor, içinden de şöyle diyordu: “Ye ahmak ye, sen yedikçe alacağın şeker azalıyor. Sen zarar ederken, ben kâr ediyorum.” Rum mimar, bu sütunları yaparken mimariye uygun olması gerekçesi ile Fatih’in dediği şekilde değil de kendi düşüncesi doğrultusunda yaptı. Bunu gören Fatih öfkelendi. Rum mimarın, caminin estetiğini bozmak için böyle yaptığını düşünerek onun elini kestirdi. Eli kesilen Rum, Sultan Fatih’ten davacı olmak için Kadı Hızır Çelebi’ye giderek müracaatta bulundu. Hızır Çelebi, Rum mimarı dinledikten sonra bilirkişi heyetinden bu meseleyi araştırmalarını istedi. Araştırma ve inceleme sonucunda tespit edildi ki: Rum Mimar, caminin estetiği bozulsun da kötü gözüksün diye değil, gerçekten de mimariye uygun olsun diye öyle inşa etmiş. Anlaşıldı ki Fatih haksız. İstanbul ile birlikte nice ülkeleri ve krallıkları fetheden, çağ açıp çağ kapayan Sultan Fatih, sanık sandalyesinde yargılanıyor. Hüküm verildi... Kısas’a kısas yapılacak. Rum mimarın elini kestiren Fatih’in de eli kesilecekti. Rum mimar kararı duyunca şaşkınlıktan neredeyse dilini yutacak, yoksa bu bir rüya mıydı? Kendisi gibi sıradan bir mimar, gayrimüslim olmasıyla beraber, İslam memleketinde, Müslümanların padişahı karşısında haklı bulunarak mahkeme kara- rı lehinde çıkıyordu. Peki bu karara acaba padişah ne diyecekti? Kendisi ile beraber kadı da gümbürtüye mi gidecekti yoksa? Fatih büyük bir teslimiyette hükme razı oldu ve “Şeriatın kestiği parmak acımaz” diyerek cezaya boyun eğdi. Bu arada Fatih, kadıya dönüp kılıcını göstererek şöyle dedi: Ey kadı! Şayet ben padişahım diye korkup haksız olduğum halde lehime hüküm verseydin, vallahi şu kılıçla başını uçururdum! Kadı Hızır Çelebi’de hemen yanı başındaki asılı olan topuzu göstererek: Sultanım! Şayet sen de padişahlığını öne sürüp bu İslam mahkemesine saygısızlık etseydin, vallahi şu topuzla müdahele edecektim! Bu durumu gören Rum mimar adeta kendini kaybetmiş, yerlere kapanmış, hıçkırıklarla, gözyaşlarıyla ağlayarak diyordu ki: -Hepiniz şahit olun ki! Ben davamdan vazgeçiyorum ve bu adalet anlayışı karşısında Müslüman oluyorum!.. Bilirkişi heyetinin tarafsız tesbitinden, hakimlerinin adaletine, sultanlarının hükme rızasına kadar her hareketleri payitahtı güçlendirmiş ve Devlet-i Osmaniye, kılıç ve kalemin gölgesinde yükseldikçe yükselmiş, üç kıta, yedi devlette at koşturmuş ilay-ı kelimetullahı her bir yana ulaştırmışlardı... 4 Okuyorum KURBAĞA İLE KAYDIRAK İnsanlarla kurbağaların iletişim kurması mümkün değildir. Çünkü aynı dili konuşmuyorlar ve zevk aldıkları şeyler de farklıdır. Kendi eğlencemiz için hayvanlara eziyet çektirmemeliyiz. (2. Sınıf Öğrencisi Ahmet Yavuz KARAOĞULLARI) Bu hikayeden çıkardığım sonuç: ‘’Herkes kendi yuvasında mutludur. Başka birileri ile kaçarlarsa mutlu olamazlar. (2. Sınıf Öğrencisi Enes KARAKAYA) Ben bu hikayede yaramaz çocuğun kurbağayı alıp götürmesinden hiç hoşlanmadım. Hayvanlar kendi yaşadığı yerlerde yaşamalıdırlar. (2. Sınıf Öğrencisi Amine Ebrar ALAY) İnsanlar adaleti sağlamalı ve hayvanlara eziyet etmemeli. (2. Sınıf Öğrencisi Ömer Salih İNAN) Bu hikayede çocuk hiç adaletli davranmadı. Çünkü herkesin yaşam alanı ve işi farklıdır. (2. Sınıf Öğrencisi Tuana Melek ERKAN) MERYEM ADİL DAVRANIYOR Eğer bir oyun oynuyorsak ve oyunun hamlelerini çok iyi biliyorsak hep o hamleyle oynamamalıyız. Karşımızdakiyle eşit şekilde oynamalıyız. Bu kitap bunu öğretti. Eğer karşımızdaki yerilirse dalga geçmemeliyiz. Ben bu kitabı çok beğendim çünkü adalet kavramını anlatıyor. (3. Sınıf Öğrencisi M. Murat BOZDEMİR) Ben “Meryem” kitabını çok sevdim. Hikâyenin kendisi güzel konusu daha da güzel çünkü adil davranmak güzel bir şeydir. Bana “Meryem” adlı kitap şöyle bir mesaj veriyor:’’Herkes adil davranmalı, herkesin hakkını vermeliyiz.’’ Ben bu kitabı herkesin okumasını istiyorum. Bence herkes bu kitabı okumalı. (3. Sınıf Öğrencisi İdil ÖZTÜRK) Bu kitabı çok sevdim. Çünkü adaleti severim. Adalet demek eşitlik demektir. Mesela birinin doğum günü olur,pasta dağıtılırken herkese eşit bir şekilde dağıtmaya benzer. Bu kitapta benim en sevdiğim bölüm ,Meryem’in Serdar ile sabahtan akşama kadar satranç oynamalarıydı.Çünkü satranç oynamayı severim. Bu kitapta benim beğenmediğim bölüm yoktu. Çünkü hikâye çok eğlenceliydi. Ve ben de işte kitabı bu yüzden çok sevdim. (3. Sınıf Öğrencisi Sude YENEL) Bu kitap hem eğlenceli hem de eğitici bir kitap satranç duyduğuma göre aklımızı çok çalıştıran bir zekâ oyunuymuş. Ama asıl bize anlatılmak istenen şey “adalet”dir. Arada sırada yenilebiliriz ya da yenilmeyebiliriz. Eğer yenilirsek üzülmemeli yenersek adil davranırız karşı tarafla dalga geçmemeliyiz. Meryem gerçekten babasına verdiği sözü tutup adil davrandı. Ve sonunda çok ama çok eğlendi. Vazgeçmeden çalışıp öğrenirsek her zaman başarılı oluruz. Peki siz adaletli davranıyor musunuz? Bu kitabı okuduğunuzda adaletin ne demek olduğunu anlayacaksınız. (3. Sınıf Öğrencisi Zeynep ÖZBEKLİ) Hiçbir şey insanı adil davranmak alıkoymamalıdır. Adil bir insan haksızlıklar karşısında mücadele etmelidir. Arkadaşlarımız arasında eşit davranmalıyız. (3. Sınıfı Öğrencisi Şevval ÖKSÜZ) Bu kitap bana adaletin ne demek olduğunu öğretti. Adalet hak demek herkesin birbirine karşı adaletli olması demek. Adaletli bir yaşam bana göre en güzel özgürlüktür. (4. Sınıfı Öğrencisi Emre MANGIR) Ben bu kitaptan neredeyse her şeyin adalet üzerine kurulduğunu, adaletle kurulan bir şeyin hileyle kazanılan bir şeye değişilemeyeceğini öğrendim. Çünkü bir yandan adalet emek demektir. Adaletli olmak istiyorsan o konu üzerine emek vermeli ve eşit davranmalıyız. Böylece mutlu olabiliriz. Ancak adaletli bir şeyi mutsuz sona ulaştırmak da çok kolaydır. Yenilen bir kişiyi küçük görürsen ve alay edersen mutsuz sona ulaşmışsındır. Bazen almak istediğimiz intikam herkese zarar verebilir. (4. Sınıfı Öğrencisi Ayşe Nur KAZAN) Ben bu hikayeden adil davranmayı, ön yargılı olmamayı, kimseyi suçlamamayı öğrendim. Mesela birisi ön yargılı davranıyorsa ve yanlıyorsa o kişi suçludur. Çünkü arkadaşını küçük düşürür ve adaletli davranamaz. Ben bu kitabı okuyarak çok bilgi edindim. Bu kitap sanki bana “Çocuklar adaletli yerde barış olur, adaletsiz yerde barış olmaz.” diye sesleniyor. Bu kitabı yazana teşekkürlerimi sunarım. (4. sınıfı öğrencisi Ceren MUTLU) HACİVAT ve KARAGÖZ Bence adalet, herkesin eşitliğidir. İnsanlar kimsenin hakkını yemez ve birbirlerine eşit davranırlarsa adalet sağlanır. Böylece düzen bozulmaz. Adalet her zaman ve her yerde geçerli olmalıdır. Adaleti uygulamak için doğru sözlü ve tarafsız olmalıyız. (6. Sınıf Öğrencisi Ömer DİNER) Bana göre adalet, Hak demek eşitlik demek Adaletli bir dünya Çiçekli bir bahçe demek. Adaletsiz bir kişi, Çiçeksiz, böceksiz Arkadaş isteyen, ama edinemeyen Sıradan bir kişi demek Bana göre adalet, İşte böyle bir eşitlik. Bence siz de adalet, Sahibi olmalısınız elbet. Adaletli olun ki, Dünyamız kararmasın Bu güzel insanlık, Bir kere de yok olmasın Hadi hepimiz birlikte, El ele verelim. Bu güzel adaletle, Ellerimiz temiz bir dünyaya verelim. (5. Sınıf Öğrencisi Emine Beyza AYIK) MUSTAFA “ADALET” Yazıma Hz. Ömer’in bir sözüyle başlamak istiyorum; “Adalet mülkün temelidir.” Hayat adaletten ibarettir. Girdiğimiz sınavlar, çıkan mahkemeler, çalışanların maaşları, insanların işleri. Hepsi ama hepsi adalet olmadan hiçbir şeydir. Torpille, kayırmayla, araya yapılan kaynakla hiçbir şey yapamaz, tam tersine kendimize zarar veririz. Yaptığımızdan hiçbir anlam çıkmaz, kendimize yeni değerler eklemeliyiz. Kişiler, zaman, olay ne olursa olsun, nerde, ne için, ne amaçla bulunursak bulunalım,hiçbir şeyi adaletsiz yapmamalıyız. En ufak şeylerin bile hakkını vermeliyiz. (7. Sınıf Öğrencisi Hüdanur Zehra SINACI) Öndeyim ya da arkadayım fark eder mi ki? Hakkımla değil torpille, kopyayla gelmişsem,haksızlıkla düşmüş isem buraya bir anlamı yoktur ki yaşamamın. Hayat bir sınavdır. Haksızlıklarla karşılaşılan, bazen ise olmadık yere yükseğe çıkmamızı sağlayan bir sınav. Zamanında yapılır, kaybetmemizi veya kazanmamızı sağlar. Ancak bunlar sınav yerine, sınav zamanında sürdüğü gibi değerlendirme zamanında da sürmez. Bazıları güçlüdür bazıları güçsüz. Hayatı yönlendirir güçlüler. Haksızlıkları yapar, hep kendilerini haklı bulurlar. Güçsüzler ise, ya adaleti intikam ile sağlayabileceklerini düşünür ya da adaletin bu dünyada olmasa bile er geç yerini bulacağını düşünür,hayata devam ederler. İntikam sadece kendimize zarar verir. Kötülüğe kötülükle karşılık verilmez. Bu takdirde biz de kötü bir şey yapmış oluruz. Herkese eşit, herkese adaletli davranmak her zaman bizi en güçlü yapar. Haksızlığa uğramış bir güçsüz olsak bile unutmamalıyız ki adalet her zaman yerini bulacaktır. (7. Sınıf Öğrencisi Zehra YILDIRIM) 5 Velilerimize Sorduk A dalet o kadar geniş ve o kadar önemli bir kavram ki üç-dört paragrafla bunu anlatmak gerçekten imkansız. Adalet; büyük, küçük, yaşlı, genç, kadın, erkek, zengin, fakir, dili dini ırkı farklı her bireyin en temel ihtiyaçlarındandır. Yemek, içmek, barınmak gibi mecburi fiziksel ihtiyaçlardan sonra kişinin sağlık ve eğitim hakkı gibi adaletli bir ortamda yaşamak hakkı da muhtaç olduğu şeylerin başında gelir. Adaleti bir ihtiyaç olarak görmek bir tarafa daha da önemlisi adaletli olmak ‘’ farz ‘’dır. Kuran’da ‘’Şüphesiz Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder. ’’NAHL suresi 90. Ayet. Her konuda örnek almaya çalıştığımız peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz büyüklere adil davranmayı tavsiye ettiği gibi aynı hassasiyetin çocuklara da gösterilmesi gerektiğini hadislerinde belirtilmiştir. “Çocuklarınızın arasını eşit tutun. ”Ebu Davud 3544.H. “Allah (c.c.) öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever “ Feyzu’l Kadir 2/297. “…. Çocukların senin üzerindeki haklarından biri onlara eşit davranmandır ”Müsned 4/269 . Peki bu önemli farzı çocuklarımıza nasıl aşılayabiliriz? Tabi ki öncelikle onlara adil davranmalıyız. Etrafımızdakilere adil davranarak onlara örnek olmalıyız. Okulumuzdaki davranış eğitimini takdir ediyorum. Çok basit gibi gözükse de bu ayki adalet konunuz kapsamında arkadaşlarını gözlemleyip gülen suratlar veren çocuklarımız, onların davranışlarını gözlemlerken kendi yaptıklarını da gözden geçirme fırsatı buldular bence. Bu yüzden size ayrıca teşekkür ediyorum. (4. sınıf velisi Emine Akan Arı) A dalet, haksızlığa uğradığında haklının yanında olmak, hakkı gözetmek, zulme karşı durmak ve merhametli davranmaktır. Allah size, mutlaka emanetleri ehil olanlar vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adalette hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi görendir. Ayetin emanet ve adalete riayet emri ebedi ve genel düstur olmakla beraber, güzel de bir nuzül sebebidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke’yi fethedince, Kabe’ye bakan Osman B.Talha kapıyı kilitlemiş, Kabe’nin üzerine çıkmış ve anahtarı vermeyi reddederek: “Senin Peygamber olduğunu bilseydim onu verirdim” demişti Hz. Ali anahtarı zorla ondan aldı, kapıyı açtı, Hz. Peygamber içeri girerek iki rekat namaz kıldı, çıkınca amcası Abbas, anahtarı ve şerefli bir görev olan bakıcılığı kendisine vermesini istedi. İşte bu münasebetle 58. Ayet nazil oldu. Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ali’ye “anahtarı eski vazifeliğe vermesini ve ondan özür dilemesini” emretti. Bu olay Osman B. Talha’nın da Müslüman olmasına sebep teşkil etmiştir. (K. Kerim Açıklamalı Meali Nisa Süresi 58. Ayet) Rabbimiz ayeti kerimede adaleti ne güzel anlatmıştır. Halbuki insanlar bugün hiç acımadan birbirlerinin haklarına girmekte ve çoğu zaman adaletsizliklerinin farkına varamamaktadır. Sekülerleşen bu dünyada, hızlı yaşamın bize biçtiği rollerimizi oynarken kaybettiğimiz adalet, sorumluluk, yardımseverlik, merhamet gibi birçok erdemlerimizi yitirdiğimizi de anlamıyoruz çoğu zaman. İnsanın bir davranışı edinmesi için zihnen öğrenmesinin yanında, onu ruhen de sindirmesi gerekir. Okulumuzun değerler eğitimi kapsamında yaptığı bu çalışmaların, biz ailelerinin destekleriyle, çocuklarımızın ve kendilerimizin bu erdemlerimizi, yeniden içimize dönüp ruhlarımızda sindire sindire hayatımızın olmazsa olmazlarından olmasının ümidi içerisindeyiz. Selam ve dua ile… (4. sınıf velisi Hatice ZENGİN) B ir toplumu besleyen ve varlığını sürdürmesini sağlayan kültür, sanat, tarih gibi sosyal ve eğitim, sağlık, güvenlik gibi teknik kanallar bulunur, bunlarla bir toplum yaşar ve kimliğini sağlıklı olarak devam ettirebilir. Ancak tüm bu ve benzeri kanallar bir ana damara bağlıdır ki, o da adalettir. Adalet, ailemizde, kardeşimizle veya arkadaşlarımızla ilişkimizde, hayatımızın her anında iç içe yaşadığımız kutsal bir olgudur. Bundan ötürü hukuku temsil eden değerler karşısında, mahkemelerde ayağa kalkılır ve azami saygı gösterisinde bulunulur. Bir toplumda adalet yoksa hiçbir şey yoktur, adalet varsa diğer sorunlar çözülebilir. Akıldan hiçbir zaman çıkmaması gereken; sizin hakkınızın başladığı yerde diğer fertlerin haklarının bittiğidir. Dolayısıyla, hak edilmediği halde daha fazla hakkı talep etmek, bunu sağlamak için çeşitli etik olmayan yöntemlere başvurmak, başkalarının hakkını ellerinden almaktır. İnsanla diğer canlılar arasında da adaletin sağlanmış olması gerekir. İnsan dünyanın tamamından, içindeki diğer canlıların da haklarının korunmasından sorumludur. Sözgelimi; ev yapmak için başka hayvanların yuvalarının olduğu doğal hayatı tahrip etmek, ses dahi çıkaramayan, itiraz edemeyen bir ağacı dahi kesmek, tüm bunların emanet edildiği insanı büyük bir vebal altında bırakır. Adalet için insan doğaya saygılı olmalıdır. Pek çoklarının düşündüğünün aksine, adalet, eşitlik demek değildir. Bireyin niteliklerine göre kanunlar “pozitif ayrımcılık” denilen ek tedbirlere ihtiyaç duyabilir. Engellilik durumu, cinsiyet, yaş gibi özellikler bireyler arası hukukun işletiminde farklı uygulamlara neden olabilir. Toplumda adalet mekanizmasını çalıştırmak üzere, kanun dediğimiz metinlere dayandırılmış kurallar bütününe hukuk adını veriyoruz. Ticaretten ülkeler arası ilişkilere, medeni ilişkilerden sanat eserlerinin korunmasına kadar çok geniş bir yelpazede kabul edilerek kullanılmakta olan kanunlar bulunmaktadır. Bu kanunların içeriği ülkelerin kendi özel şartlarına göre farklılıklar gösterse de teorik olarak, insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını esas almaları amaçlanır. Adalet herkese gereklidir ve toplum içindeki huzurun güvencesidir. Bu nedenle eğitim süreçlerinde özümsenebilmeli, her zaman isteklerimizi karşılalamasa da kararlarına saygı duymayı benimsemeliyiz. (1.ve 2. sınıf velisi Cem Turan) 6 ADALET Öyle kavramlar vardır ki, çok sık kullanmamıza rağmen tek bir kelime hatta cümle ile anlamını bulmakta güçlük çekeriz. Gerek konusu gerekse yaşamımızdaki uygulama alanı ile bu güçlüğü en çok hissettiğimiz kavramlardan biri de “Adalet” tir. Adalet aslında; hayatın her anında, davranışlarda, karar vermede, insanların haklarını ödemede, sevmede ve ilgi göstermede, yönetim işlerinde ve eğitimde dosdoğru hareket etmek, düzgünce iş yapmak, herkesin hakkını vermektir. Eski çağlardan beri düşünürler, insanlık için söz sahibi bilge kişiler, toplum ve din liderleri adalet kavramıyla çok yakından ilgilenmişler ve değişik fakat birbirini tamamlayan cümlelerle adalet hakkındaki düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Yunan düşünür Platon’a göre adalet, en yüce erdemlerden biridir ve devletin temel davranış kuralıdır. Aristo’ya göre ise, herkese eşit davranmak hiç de adil değildir. Çinli düşünür Konfüçyüs “Devletin hazinesi adalettir” derken, büyük Hint lideri ve devlet adamı Gandhi, “Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız,” diye seslenmiştir. Ünlü Fransız şair ,yazar Victor Hugo “İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. En ‘Mükemmel” Adalet ise “Vicdandır”.’ demiştir. Acımasız orduların kumandanı Timurlenk bile, ”Memleketler kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir.” demiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed, “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır,” demiştir . Hz. Ömer’de çok sık kullandığımız “Adalet Mülkün Temelidir” deyişini söylemiştir. Adalet, yalnız mülkün değil, toplumun ve İslam dininin de temelidir. İslam’ın doğuşundan sonra, kısa bir süre içinde büyük bir coğrafyaya yayılmasının sebebi, Allah’ın ve Peygamberimizin adalet konusunda ikna edici uyarıları, Müslümanların da bu konuda çok titiz davranmalarıdır. ADALET AİLEDE BAŞLAR Peygamber efendimiz haksızlığa asla tahammül etmez, haksızlık karşısında susan, kendini savunamayan kişiyi de dilsiz şeytan olmakla nitelendirirdi. Peygamber efendimiz, kendini Kur’an’a göre eğitmiş biriydi. Kur’an-ı Kerim’de yer alan adaletli olmakla ilgili uyarılar, doğrudan onun sözlerine ve uygulamalarına yansımıştır. Yüce Allah’ın adil olmakla ilgili ayetlerinden biri şöyledir: -Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene nafile ibadet etmekten hayırlıdır. (Hz.Muhammed) “Ey inananlar! Sizin, anne-babanızın ve akrabalarınızın aleyhine de olsa, Allah rızası için hakikate şahitlik yaparak adaleti gözetin. O kişi zengin de olsa fakir de olsa Allah’ın hakkı (olan doğru adil karar vermek) herkesten öncedir. Sakın boş heveslerinize, arzularınıza uymayın ki adaletten uzak düşmeyesiniz. Eğer hakikati çarpıtırsanız, bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa 135) Dünyadaki en kıymetli varlık insandır. Her şey insana hizmet eder.İnsanlar birbirlerinden farklı değerlerdedir. İnsanı diğer varlıklardan değerli kılan doğuştan ve sonradan kazandığı üstünlüklerdir. Adaletli olma hissi de insanlara değer veren en büyük meziyetlerdendir. Adil olma duygusu insana doğuştan verilen bir histir. İnsan bu duygusunu geliştirebilir de köreltebilir de. Doğuştan gelen bu his ilk eğitim yuvası olan ailede, bireyde iradesini güçlendirir. İradesi güçlü insanlardan oluşan toplumun kalitesi yüksek olur. Kaliteli toplumlar, kaliteli evreni oluşturur. Adaletin başarısı evrenseldir. Yaşanılır bir devlet, yaşanılır bir dünya ancak adaletle sağlanır. İnsanlar en çok özeni dini vazifelerine verirler. Hz. Peygamberimiz ‘’Adil bir insan, çok ibadet edenden daha hayırlıdır.’’diyor. Yüce yaradan ne kadar da güzel açıklamış değil mi? Bu ayeti yorumlarken, dikkate alınması gereken çok önemli bir husus olduğu kanaatindeyim. Allah, inanan herkese adaletli olmayı emretmiştir. Ahlaki konulara Allah açısından bakılmayan yerde adaletten söz edemeyiz. Olaylara Allah açısından bakmak, evrensel ahlak ilkelerini doğurur. Evrensel ahlak ilkelerinin olmadığı yerde de adaletten söz edemeyiz. Çünkü herkes olaylara kendi açısından bakar. Biz yeryüzünde adaletin ikame edilmesi için ömrünü veren bir peygamberin ümmetiyiz. Adil bir dünyanın ancak çocuklarımıza adalet duygusunun verilmesiyle gerçekleştirileceğini bilmeliyiz. Bilim ailesi olarak evrensel ahlak ilkelerinin öğrencilerimize küçük yaştan itibaren benimsetmek için değerler eğitimi çalışmaları sürdürmekten mutluluk duymaktayız. Elif PEHLEVAN Ortaokul Müdür Yardımcısı -Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz. (Herakleitos) -Zulüm ile abad(şen olmak)olanın sonu berbad (kötü) olur. Üç kıt’aya nam salan Kanuni Sultan Süleyman’’Kılıcın yapamadığını adalet yapar.’’diyor. Bu sözler tecrübeler sonucunda söylemiştir. Adaletli insan olmak, iyi insan olmaktan zor fakat kıymetlidir. Nasıl bir yangın olduğunda hızlıca itfaiyeyi ararız. Adaletsizliği bir yangından daha hızlı önlemeliyiz. Ve illaki bunu önce ailemizde sonra eğitim kurumlarımızda ilke haline getirmeliyiz. Netice olarak diyelim ki; iyi olmak kolaydır, adil olmak zordur. Kötülüğü adaletle, iyiliği iyilikle karşılayalım. Havva CEYLAN Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Spor Haberleri OKÇULUK KULÜBÜ ÖĞRENCİLERİNE SORDUK MAÇLARDA HAKEM OLMALI, ÇÜNKÜ ; - Hakem olmaz ise haksızlık ve adaletsizlik olur. - Hakem olmaz ise maçın tadı çıkmaz ve herkes kafasına göre oynar. - Hakem fiziksel engelleri faul yapıldığında görür ve adaleti sağlar. - Hakem olmaz ise maç oynanamaz. - Maçı yöneten biri olmalı. - İki taraf kavga eder ve kupayı paylaşamazlar. - Hata yapabilirler. - Bize haksızlık yapılmamalı ve hatalarımızda da uyarılmalıyız. - Bence Ayşe hakem olmalı çok dürüst ve lider ruhlu. - İki taraf kavga edip,kupayı paylaşamaz. - Çok iyi ve adil biri. - Olmazsa adalet olmaz. FUTBOL MAÇINDAN BİR ENSTANTENE Okulumuzda yapılan sınıflar arası futbol turnuvası çeyrek final müsabakasında 5 – 4 devam eden ve son dakikası oynanan maçta bir pozisyonda hakem ‘aut’ gösterdi. 10 / A sınıfı takım kaptanı olan Selimcan Demirtaş ‘Hocam pozisyon aut değil, korner. Top bana çarparak çıktı’ dedi. Bunun üzerine hakem pozisyonu düzeltti ve korneri gösterdi. Kullanılan kornerden golü atan 9 / A sınıf takımı 5 – 5 eşitliği sağladı ve maçı penaltılara götürdü. Seri penaltı atışlarında 6 – 5 üstünlüğü sağlayan 9 / A sınıf takımı tur atladı. Maç sonunda 10 / A sınıf öğrencisi Selimcan Demirtaş son pozisyon hakkında kendine takılan arkadaşlarına ‘Hoca pozisyonu kalabalıktan yanlış görmüş olabilir ama ben doğruyu söylemek zorundaydım. Bu benim görevim, vicdanıma söz geçiremezdim. Maçları her zaman kazanır veya kaybederiz ama vicdan, adalet daha önemlidir’ dedi. 7 Yemek Nesesi , Çocuklar, günün en besleyici öğünü olan kahvaltıyı annenizle birlikte hazırlamaya ne dersiniz? İşte sizin için hem eğlenceli, hem de besleyici bir tarif. Haydi,annenizle birlikte mutfağa! ÇİÇEK KAHVALTI TABAĞI (1 kişilik) A ACAB ZEL Ü EN G I KİM Ğ TABA LADI? rR ile bi HAZI anneleriniz unuz çiçek uğ p, klar ış old i çeki k Çocu ırlam ın resmin z a h Yeme likte bağın ğrafınız ‘‘ a t ı t l o ın. kahva etirin. Fot er als y ’ ’ g e izd okula 014 rgim cak 2 etmeni si Se O e ş 7 e 1 N r Öğr erli. ınızı raflar r Bilgisaya meniz yet ğ o t o t F e da ne ka EL’e teslim tarihi Y K A an Perih ınızı raflar Fotoğ 014 cak 2 20 O nde tarihi m. leyeli sergi Malzemeler: • 1 dilim tost ekmeği • 1 tane yumurta • 1 tane salatalık • 1 tane domates • Yarım dilim peynir (İsteğe göre kaşar ya da beyaz peynir) • Sosis ya da sucuk Yapılışı: • 1 Dilim tost ekmeğinin yarısını kesip kahvaltı tabağınızın en alt kısmına ortalayarak yerleştiriniz. • Ekmeğin üzerine dilimlediğiniz peyniri yerleştiriniz. • Uzun olarak dilimlenmiş salatalık parçalarını ekmeğin üst kısmına gelecek şekilde resimdeki gibi yerleştiriniz. • Salatalıkların yan tarafına dilimlenmiş domatesleri resimdeki gibi yerleştiriniz. • Şimdi ise haşlanmış yumurtaları ikiye bölerek çiçeğimizin orta bölümünü oluşturunuz. • Yumurtalarınızın etrafını ayrı bir tavada pişirmiş olduğunuz sosis veya sucukları kullanarak resimdeki gibi çevreleyiniz. Afiyet olsun… Bulmacalar ÖDÜLÜ KAZAN! A KELİME BULMACA L D Her satırda ve her sütunda ve her 2×2’lik bölgede ADİL kelimesinin harfleri birer kez yer alacak şekilde diyagramı doldurunuz. L Her satırda ve her sütunda VİCDAN kelimesinin harfleri birer kez yer alacak şekilde diyagramı doldurunuz. V C D N C D V V A D C C İ V Ödüllü Su Dokuları çöz. Adını, soyadını ve sınıfını bir kağıda yaz. 17 Ocak 2014 Cuma gününe kadar ilkokul müdür yardımcısı odasında bulunan bulmaca kutusuna at. Ödül çekilişine hak kazan! Adaleti ifade eden kelimelerden 16 tanesi aşağıdaki harflerin içine gizlenmiş durumdadır. Yatay, dikey ve çapraz olarak saklanmış olan bu kelimeleri bulabilir misiniz? MAHKEME L Z İ L Y K H O K R D P I V Z Z T A Ş P T E Y Ş Y A A H K E M E N MAZLUM H V Ç Y Y Ş B T Ş R G VİCDAN U B T R R A F S I Z E K R V I I G D K L N D U M Z M M Y L Ö O C İ HÜKÜM K Y A C C Ş R Ç E P N ADİL A V T I I D S Z Ç S S D A D L L R A S U Ç A CEZA Ü T V I I U P N R T F SUÇ K Z H K K Ü M İ L A Z TARAFSIZ AYRIMCILIK YARGIÇ ZALİM İNSAF HUKUK DENGE HAK ADİL 8 Müslümanlık Nerde Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile... Alem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile! Kaç hakiki Müslüman gördümse: Hep Makberde'dir Müslümanlık bilmem amma, galiba göklerdedir! İstemem dursun o payansız mefahir bir yana... Gösterin ecdada az çok benzeyen bir kan bana! İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar! Çok değil ancak! Necip evlada layık tek şiar. Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insafınız: Böyle kansız mıydı -haşa-kahraman eslafınız ? Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına? Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına, Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet tarumar? Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar? Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi? Böyle adet miydi, bi- perva, yemek insan leşi? Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan! Hey sıkılmaz ağlamazsan, bari gülmekten utan! "His" denen devletliden olsaydı halkın behresi: Payitahtından taşmazdı bu gün sarhoş na'resi! Davranın haykırmadan nakuus-i izmihlaliniz.. Öyle bir buhrana sapmıştır ki, zira haliniz: Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mateme! Davranın, zira gülünç olduk bütün bir aleme, Bekleşirken gökte yüz binlerce ervah intikam; Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram! Kahraman ecdadımızdan sizde bir kan yok mudur? Yoksa: İstikbalinizden korkulur, pek korkulur! Mehmet Akif Ersoy YAYIN SAHİBİ: İstanbul Bilim Özel Eğitim Kurumları Tic. A.Ş. Kurucu Vedat TOY www.bilimkoleji.k12.tr e-mail: [email protected] Tel: 0212 698 24 24 GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Sevgi Kirişçioğlu EDİTÖR: Sevgi Kirişçoğlu KOORDİNATÖR: Başak Çalışkan YAYIN KURULU: Sevgi Kirişçioğlu, Elif Pehlevan, Şehriban Eser, Nuray Baştan Aydın, Halide Kazan, İlknur Arslan, Vildan Çetiner, Arzu Atmaca Nural, Samet Ayaz, Sibel Gökçe Özdemir, Havva Ceylan, Ebru Cesur BULMACA: Havva Ceylan, Güler Köroğlu FOTOĞRAF: Kadir Ergüneş İNGİLİZCE ÇEVİRİ: Sibel İpekyüz Yılmaz, Derya Horasan Demirel, G. Merve Yüksel, Nil Saatçiu, Gizem Demirel, Nihan Kesebir, Suzan Khadem, Nurhak Nergiz TÜRKÇE METİNLER: Leyla Güneş, Betül Kabak, Sadrettin Battal, Kenan Özdemir RÖPORTAJ: Betül Kabak YAPIM İYİ GAZETE: DEĞERLER EĞİTİMİ İLKELERİNE UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.
© Copyright 2024 Paperzz