Tevbe-i Nasuh

İLİ
AY-YIL
TARİH
: MERSİN
: EYLÜL-2014
: 19.09.2014
ُ ‫ﯾن اَﺳْ َرﻓُوا َﻋ ٰﻠﻰ اَ ْﻧﻔُﺳِ ِﮭ ْم َﻻ َﺗ ْﻘ َﻧ‬
ْ‫طوا ﻣِن‬
َ ٖ‫ِى اﻟﱠذ‬
َ ‫ﻗُ ْل َﯾﺎ ﻋِ َﺑﺎد‬
ٰ
ٰ
‫ﷲ َﯾ ْﻐ ِﻔ ُر ﱡ‬
‫وب َﺟﻣٖ ﯾﻌًﺎ ِا ﱠﻧ ُﮫ ھ َُو ْاﻟ َﻐﻔُو ُر اﻟرﱠ ﺣٖ ﯾ ُم‬
َ ‫اﻟذ ُﻧ‬
ِ ّ ‫َرﺣْ َﻣ ِﺔ‬
َ ّ ‫ﷲ اِنﱠ‬
ُ‫ﷲ َواﺳْ َﺗ ْﻐﻔِروُ ه‬
ِ ‫ َﯾﺎ أﯾﮭﺎ اﻟ ﱠﻧﺎسُ ُﺗوﺑُوا إِﻟَﻰ ﱠ‬: ‫ﷲ‬
ِ ‫ﻗﺎل َرﺳُو ُل ﱠ‬
. ‫َﻓﺈﻧﻲ أَ ُﺗوبُ ﻓِﻲ ْاﻟ َﯾ ْو ِم ﻣِﺎ َﺋ َﺔ َﻣرﱠ ٍة‬
TEVBE-İ NASUH
Muhterem Kardeşlerim!
İslam, hem dünya hem de ahiret hayatında
huzur ve mutluluğun temini için Allah tarafından
gönderilen ilahi bir dindir. Dinimizin inananlara yüklediği
bazı görevlerin yanında, yapılmamasını istediği bazı
yasaklar da bulunmaktadır. Emredilenleri yerine
getirmek, yasaklanan şeylerden uzak kalmak mü’minin
hem iç huzuruna , hem toplum düzenine, hem de
yaşanılan dünyanın barış ve esenliğine vesile olur.
Dinimizin haram kıldığı, yapmayın, terk edin dediği bütün
kötü işler ve sözler günahtır. Günahlar yalnızca işleyene
zarar vermekle kalmaz, çoğu zaman başkalarına ve
yaşanılan ortama da zarar verir.
Rabbimiz insanı hem iyilik hem de kötülük
işlemeye elverişli yaratmıştır. Ancak müminin özelliği
hatasından ve işlemiş olduğu günahından bir an önce
tövbe edip, vazgeçmesidir. Peygamber efendimiz (s.a.v)
bunu şöyle açıklamıştır: “Âdemoğlunun hepsi günah
işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı tövbe
edenlerdir.” 1 Bu sebeple bizler işlenilen günahın
affedileceğine iman eder , günahımızdan tövbe eder ve
asla ümitsizliğe düşmeyiz. Çünkü yüce Allah söyle
buyurmaktadır: “De ki: ‘Ey kendilerinin aleyhine
aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden
ümidinizi
kesmeyin.Şüphesiz
Allah,
bütün
günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır,
çok merhamet edendir.” 2
Aziz Kardeşlerim!
Günah işledikten sonra hemen tövbe etmek
müminin özelliklerindendir. Yapılan tövbenin de bir daha
o günaha geri dönmemek üzere “Nasuh” bir tövbe
olması gerekmektedir. Nitekim Rabbimiz ayetinde şöyle
buyurmaktadır:”Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle
tövbe edin.” 3 Hz. Ömer (r.a) Nasuh olan tövbeyi şöyle
tanımlıyor: ”Tövbe-i Nasuh, sütün memeye
dönmediği gibi kişinin tövbe ettiği günaha bir
daha dönmemesidir.” 4
Peygamber Efendimiz (s.a.v) her konuda olduğu
gibi tövbe konusunda da ümmetine örnek olmuş ve
insanları daima tövbe etmeye davet ederek şöyle
buyurmuştur :”Ey insanlar! Allah’a tövbe edin ve
Ondan af dileyin, zira ben günde yüz defa tövbe
ediyorum.” 5
Değerli Müminler!
Tövbenin makbul olması için; Günaha pişmanlık
duymak, günahı derhal terk etmek ve bir daha eski hâle
dönmemeye
azmetmek
gerekmektedir.Tövbenin
rükünleri ise, farzların yerine getirilmesi, borçların
ödenmesi, helâl lokma yenilmesidir. İşlenen günah kul
hakkıyla ilgili ise hakları ihlal edilen kişilere haklarını
ödemeyi ve helallik almayı da gerektirmektedir.
Tövbe, şeytanın insan üzerindeki hâkimiyetinin
sona ermesini ve insanın hakiki hürriyetine kavuşmasını
ifade eder. Günah, nefsin ve şeytanın insanı aldatması,
tövbe ise azgın nefse ve şeytana karşı iradenin
hakimiyetidir. Müslüman'ın günahlarına tövbe etmesi dini
bir görevdir. Bu görev ömür boyunca devam eder. Beşer
olarak
günah
işlemekten
tamamen
kendimizi
koruyamayız. Ancak hatalarımız ve işlediğimiz günahlar
bizi huzursuz eder, bir çıkış yolu ararız. İşte böyle bir
durumda Yüce Rabbimiz bize aradığımız o çıkış yolunu
göstermiş, bize mutluluk verecek, günahların affına
vesile olacak tövbe kapısını ardına kadar açmıştır, yeter
ki insan samimi bir şekilde ve içtenlikle tövbe etsin,
Allah'a yönelebilsin.
Muhterem Müminler!
Hutbemi
bir
hadis
mealiyle
bitirmek
istiyorum:”Mümin bir günah işlediği zaman,
(işlenen bu günah sebebiyle) kalbinde siyah bir
nokta oluşur. Eğer tövbe eder, o günahtan
uzaklaşır ve güzel işler yaparsa kalbindeki o leke
silinir ve kalbi parlar. Yok, eğer günahlarda ısrar
ederse o siyah leke de gittikçe artar ve nihayet
bütün kalbi kaplar” 6
Rabbim cümlemizi günahlarından
samimi,
nasuh tövbe ile arınanlardan eylesin!
Hazırlayan
:Hüseyin ÇALIŞKAN
Dayıcık Köyü Akgedik C. İ-H
Gülnar / MERSİN
1
İbni Mace, Zühd 30
Zümer 39/53
3
Tahrim 66/8
4
Bağayi, Hüseyin b. MesudMealimü’t Tenzil, 169
2
5
6
Müslim, Zikir,42,12, 2076
ibn mace, Zühd, 29