BİYOLOJİK VE KİMYASAL SİLAH OLARAK TOKSİNLER TOXINS AS BIOLOGICAL AND CHEMICAL WEAPONS Kenan Can TOK*, Doç. Dr. ZELİHA KAYAALTI*, *Ankara Üniversitesi, Adli Bilimler Enstitüsü, Ankara, TÜRKİYE Yazışılacak Yazar: Kenan Can TOK Adres: Adli Bilimler Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Yerleşkesi, 06590, Dikimevi, Ankara E-posta: [email protected] ÖZET Biyolojik ve kimyasal silahlar, canlılar üzerinde metabolik, fizyolojik, fiziksel ve psikolojik tahribat yapan silahlardır. Toksinler bitkiler, bakteriler, mantarlar, algler ve bazı hayvanların ürettiği, diğer üretildikleri canlı yer organizmalara bakımından zararlı biyolojik, etkisi bulunan yapıları maddelerdir. bakımından Bu kimyasal maddeler olarak değerlendirilebilirler. Toksinler, etkileri keşfedildiğinden itibaren potansiyel bir silah adayı olmuşlardır. Etkileri bakımından ölümcül olabildikleri gibi, ekonomik olarak zayıflatma ve stratejik olarak güçten düşürme aracı olarak kullanılabilirler. Geçmişe bakıldığında özellikle suikast amacıyla kullanımı yaygın olarak görülmektedir. Abrin ve Risin bitkisel, Botulinum toksinleri, Enterotoksin B ve Şiga toksin bakteriyel, Saksitoksin, Anatoksin ve Tetradotoksin denizel, Batrakotoksin hayvansal, T-2 en çok bilinen fungal toksinlerdir. Özellikle risin, abrin, botilinum toksin ve T-2düşük dozlarda bile ölümcül olabilmektedirler. Ricinus communis tohumlarından elde edilen risinin medyan ölümcül dozu (LD50 ), inhalasyonda ve enjeksiyonda kilogram başına 22 μg (ortalama 1.78 mg). Abrus precatorius bitkisinden elde edilen abrin ise risinden çok daha toksik olan bir bitkisel toksindir. Kilogram başına 3.3 μg abrinin inhalasyonu insan için ölümcüldür. Bir protein ve nörotoksin olan botulinum toksin, Clostridium botulinum bakterisi tarafından üretilir. İnsanda LD50 değeri ortalama, kilogram başına 3 ng'dır. Böylesine güçlü etkilere sahip olan toksinlerin biyolojik ve kimyasal silah olarak kullanılması oldukça büyük tehlike yaratabilir. Anahtar Kelimeler: Kimyasal, Biyolojik, Silah, Toksin ABSTRACT Biological and chemical agents are weapons which have metabolic, physiological, physical and psychological destruction on living organisms. Toxins are substances which have harmful effects on living organisms, produced by plants, fungi, bacteria, algae and animals. These substances are evaluated as a biological in terms of where they produce and as a chemical in terms of their structure. Since toxins’ effects have been discovered, they have been potential candidate for weapons. They could be deadly by their effects, however they could be used as economical weakener and could be used as strategical for strenght weakener. Ricin and abrin, plantal, botulinum toxin, enterotoxin b and shiga toxin, bacterial, saxitoxin and anatoxin, algal, tetrodotoxin and batrachotoxin, animal, T-2, fungal, are most known toxins. The median lethal dose (LD50 ) of ricin, which obtained from Ricinus communis seeds, is around 22 micrograms per kilogram of body weight (1.78 mg for an average adult) in humans if exposure is from injection or inhalation. Abrin is a plant toxin that is found in the seeds of Abrus precatorius, is more toxic then the Ricin. Inhalation of 3.3 μg per kilogram body mass Abrin is fatal to humans. Botulinum toxin is a protein and neurotoxin produced by the bacterium Clostridium botulinum. It is the most acutely lethal toxin known, with an estimated human median lethal dose (LD50 ) of 1.3–2.1 ng/kg body mass intravenously or intramuscularly and 10–13 ng/kg body mass when inhaled. The use of toxins that have such a powerful effect, as biological and chemical weapons may create a significant threat. Key Words: Chemical, Biological, Weapon, Toxin, Venom GİRİŞ Her gün yüzlerce kimyasal ve biyolojik materyale maruz kalmaktayız. Evimiz, iş yerimiz, arabamız, bahçemiz istisnasız her yer bizleri bir şekilde etkileyen maddelerle doludur. Modern toksikolojinin kurucusu Paracelsus’ un ünlü sözü olan "Her madde zehirdir. Zehir olmayan madde yoktur; zehir ile ilacı ayıran dozdur.", bu durumu en açık şekilde ortaya koymaktadır. Doz kavramı toksikologlar için belki de en önemli kavramdır, çünkü birincil araştırma konuları, maddelerin zararsızlık limitlerini belirlemektir. Zararsızlık limitlerine bakıldığında ne yazık ki bazı maddeler yüksek miktarda alınmasına rağmen toksik bir etki yaratmazken bazıları eser miktarda bile organizmanın yaşamını tehdit etmektedir. Bu özellikler fark edildiğinden beri, her dönem insanoğlunun ilgisini çekmiş ve toksinleri çıkarları doğrultusunda silah olarak kullanmaya yöneltmiştir. Biyolojik ve kimyasal silahlar, canlılar üzerinde metabolik, fizyolojik, fiziksel ve psikolojik tahribat yapan silahlardır. Toksinler ise canlı hücreler veya organizmalar tarafından üretilen zehirli bileşenlerdir. Özellikle bitkiler başta olmak üzere, bakteriler, mantarler, algler ve bazı hayvanların ürettiği maddelerdir. Bu maddeler üretildikleri yer bakımından biyolojik, yapıları bakımından kimyasal olarak değerlendirilebilirler. Yapılan Cenevre Protokolü (1925), Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (1993) ve Biyolojik Silahlar Sözleşmesinde (1972) toksinler diğer kimyasal ve biyolojik materyallerden ayrım gözetmeksizin bulunmaktadır. Toksinler, etkileri keşfedildiğinden itibaren potansiyel bir silah adayı olmuşlardır. Etkileri bakımından ölümcül olabildikleri gibi, ekonomik olarak zayıflatma ve stratejik olarak güçten düşürme aracı olarak kullanılabilirler. Geçmişe bakıldığında özellikle suikast amacıyla kullanımları yaygın olarak görülmektedir. SİLAH OLARAK KULLANILAN TOKSİNLER Verdikleri zarar ve kullanılma potansiyeli bakımından öne çıkan bazı toksinler bu makalede ele alınacaktır. BİTKİSEL TOKSİNLER RİSİN Köken Risin, Hint Yağı Bitkisinin (Ricinus communis) tohumlarından elde edilen, glikoprotein yapılı bir toksindir (1). Ricinus communis Akdeniz ikliminde doğal olarak yetişir. Dünya genelinde rahatlıkla bulunabilen tohumlardan çeşitli solventler kullanılarak risini saflaştırmak kolaydır (1-3). Sanayi alanında kullanıldığından her yıl milyonlarca ton bu tohumlardan üretilmekte ve bu risin için uygun bir kaynak oluşturmaktadır (1,3,6,7,8). Toksisite ve Semptomlar Risin hücredeki protein sentezini bloke ederek hücrelere zarar verir. Vücuda, solunum, sindirim veya enjeksiyon yoluyla alınabilir. Birkaç sofra tuzu tanesi kadar miktarı yetişkin bir bireyi öldürebilir. Solunum ve enjeksiyon yoluyla alındığındaki ölümcül dozu, kilogram başına 22 μg, bu da ortalama bir birey için 1.78 mg’a denk gelmektedir (8). Sindirim yoluyla alındığında emilimi zor olduğundan ölümcül doz kilogram başına 1 mg’a yükselmektedir (8). 4-8 adet tohumun yutulması bir çocuğu öldürmek için yeterlidir (3). Belirtiler 4-8 saat içerisinde gözlenmeye başlar ve alınan doza ve maruziyet yoluna bağlıdır. İnhalsyon yoluyla alınan risin, zayıflığa, ateşe, öksürüğe, solunum güçlüğüne, mide bulantısına, göğüs sıkışmasına ve artraljiye neden olur. Bu sempromları çoğunlukla terleme, pulmoner ödem ve siyanoz takip eder. Bu semptomlar tedavi edilmezse, ajan solunduktan yaklaşık 36-72 saat sonra, solunum yetmezliği ve kardiyovasküler çöküş, ölüme neden olur. Sindirim yoluyla alınan risin çoğunlukla mide bulantısına, kusmaya, karın ağrısına ve ağır bir ishale neden olur. Diğer semptomlar, ateşi, susamış hissetmeyi, baş ağrısını, boğaz ağrısını ve pupillerin genişlemesini içerir. Ölüm çoğunlukla 3 gün sonra vasküler çöküşten kaynaklanır (2,3,7,8,9). Özel bir tedavisi yoktur. Risini uzaklaştırmak birincil tedavi yöntemidir. Oral yoldan alındıysa ipeka şurubu, katartikler ve aktif karbon kullanılabilir (3,8,9). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Risinin kitle imha silahı olarak kullanılması olasılıklı olmamasına karşın, silah olarak kullanılma ihtimali göz ardı edilemez. II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Ordusunun “compound W” kod adı verdiği risin ile “W-bomb” adını verdiği bir bomba geliştirmiştir fakat kullanılmamıştır (3). Risin ile doğrudan alakalı en çok bilinen olay ise “şemsiye cinayetidir”. Muhalif Bulgar yazar/gazeteci Georgi Markov 1978’de şemsiye ucuna yerleştirilmiş bir risin kapsülünün ayağına enjekte edilmesi sonucunda hayatını kaybetmiştir (10). 1975 yılından, körfez savaşının sonuna kadar Irak’ın ürettiği rapor edilmiştir (5). CDC risini B sınıfı tehditler listesine almıştır (5). Kimyasal Silah Sözleşmesinde 1. listede bulunmaktadır (11) . Çoğunlukla suikast amaçlı kullanılmıştır. ABRİN Köken Abrin, Abrus precatorius bitkisnin tohumlarında bulunan glikoprotein yapılı doğal bir zehirdir. Bu tohumlar kırmızı renkli olup siyah bir nokta bulundururlar. Risin’e benzemekle birlikte, risinden daha kuvvetli bir zehirdir. Tropik bölgeler çoğunluklu olmak üzere dünya genelinde yetişebilmektedir (2,3,12,13). Toksisite ve Semptomlar Solunum, sindirim ve enjeksiyon yolu ile maruz kalınabilir. Potansiyel abrin zehirlenmelerinin kaza olması pek olası değildir. Risine benzer şekilde hücredeki protein sentezini bloke ederek hücre ölümüne sebep olur (3). Semptomları maruz kalma yolu ve dozu ile bağlantılıdır. Yutma ve soluma yolu ile bulaşmada semptomlar 8 saat içerisinde gerçekleşebilmekle birlikte 1-3 gün arasında gecikebilir. Soluduktan birkaç saat sonra solunumda zorlanma, ateş, öksürük, mide bulantısı ve göğüs kafesinde baskı yaratabilir. Aşırı terlemeyi pulmoner ödem takip edebilir. Solunum güçleştikçe deri mavimsi bir renk alabilir. Sonuç olarak düşük kan basıncı ve solunum yetmezliği ölüme neden olur (2,12). Kayda değer miktarda yutulan abrin, kan ihtiva eden kusmaya ve ishale neden olabilir. Ağır dehidrasyon ve düşük kan basıncına sebep olur. Bunların haricinde halüsinasyon, kriz ve idrarda kan gözlenebilir. Birkaç gün içerisinde karaciğer, dalak ve böbrekler durarak kişinin ölümüne sebep olur. Deri ve göz temasında hassas ve kırmızımsı deri ve göz oluşumuna neden olur (2,12). Laboratuvar ortamında fareler üzerine I.P. olarak verilen abrinin LD 50 değeri 20 μg/kg vücut ağırlığı olarak belirtilmiştir (3). Herhangi bir antidotunun bulunmamasından dolayı öncelikli müdahale abrinin kişiden uzaklaştırılması olmalıdır. Abrin uzaklaştırılamıyorsa, vücuttan çıkarılması hızlandırılmalıdır. Oral yolla alındıysa aktif karbon kullanılabilir. Destekleyici tedavi zehirlenmenin etkilerini azaltmak için önemlidir (2,12). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Bugüne kadar abrin herhangi bir terör olayında veya askeri olarak kullanılmamıştır. Fakat yüksek toksisitesi, ulaşılabilirliği ve görece kolay hazırlanması nedeniyle silah olarak kullanılma ihtimali göz ardı edilemez (3). BAKTERİYEL TOKSİNLER BOTULİNUM TOKSİNİ Köken Clostridium botulinum, nörotoksin üretebilen, anaerobik gram-pozitif, anaerobik, sporlu bir basildir (1,2,3,4,14,15). Toksisite ve Semptomlar İnsanlar için solunum yoluyla alınan botulinum toksinin LD50 dozu 3 ng/kg vücut ağırlığıdır (3). Doğal yolla oluşan botulism 3 farklı yolla alınabilir: gıda yolu, açık yara ve intestinal. Hastalık, botulinum toksinin dozuna ve bireyin durumuna göre maruziyetten sonra yaklaşık 1-5 gün içerisinde meydana gelir. Botulinum toksinin temel mekanizması sinapslardaki asetil kolin salınımını geri dönüşümsüz olarak bloke etmesidir. Botulizmin klasik semptomları çift görme, bulanık görme, göz kapaklarının düşmesi, konuşma bozukluğu, yutkunma zorluğu, kuru ağız ve kas zayıflığıdır. Kas felcinden kaynaklanan bu semptomların hepsi bakteriyel toksinden kaynaklıdır (1,2,3,14,15). Tedavi edilmeyen semptomlar, solunum kaslarının, kolların ve ayakların felç geçirmesine neden olabilir. Gıda kaynaklı botulizm genellikle bulaştan 18-36 saat sonra meydana gelir (1,2,14,15). Klinisyenler, hastanın geçmişini aldıktan ve fiziksel muayeneden sonra botulism teşhisi koyabilir fakat bu yol çoğunlukla yetersizdir. Bu yüzden beyin taraması, EMG, omurilik sıvısı incelemesi gibi özel testlere ihtiyaç duyulur. Fare nötralizasyon testi tanıyı destekleyebilir (2). Solunum yetmezliği ve felci oluşan durumlarda hastanın haftalarca veya aylarca solunum cihazına bağlı kalması gerekebilir. Bunun haricinde botulinum toksininin hareketini bloke eden antitoksin iyileşme sürecini hızlandırır. Destekleyici bakım şarttır (2). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı CDC’nin A sınıfı tehdit listesinde bulunan botulinum toksini bilinen en zehirli maddedir (5). 1 gram kristal toksin, eşit olarak yayılır ve solunursa 1 milyondan fazla insanı öldürebilir (3,14). Bununla birlikte, botilinum toksin kolayca üretilebilir, taşınabilir ve kötüye kullanılabilir. Silah olarak havadan veya gıda yoluyla yayılarak kullanılabilir (3). 1945-1969 yılları arasında ABD’nin biyolojik silah programında geliştirilip depolanmıştır. 1975 yılından, körfez savaşının sonuna kadar Irak’ın ürettiği rapor edilmiştir (5). ŞİGA TOKSİN Köken Şiga toksin bakteriler tarafından üretilen bir protein toksinidir. Şiga toksin Shigella dysenteriae ve şiga toksin üreten Escherichia coli (STEC) tarafından üretilir. En bilinen bakteri tipi E. coli O157’dir (3,17). Toksisite ve Semptomlar Şiga toksinin hücrelere etki mekanizması risinin etki mekanizmasına benzerdir. Sitozole girip protein sentezini inhibe ederek hücreyi öldürürler. Farelere I.P. yoluyla verilen şiga toksinin LD50 değeri 28 ng olarak belirlenmiştir (3). STEC ile infekte olan bireylerde sulu diare, kanlı diare, karın ağrısı gibi semptomlar görülür. Bazı hastalarda infeksiyon ilerleyerek hayati tehlike arz eden hemolitik üremik sendrom (anemi, akut böbrek yetmezliği ve düşük trombosit seviyesi) görülür (3). İnfeksiyon dozu oldukça düşüktür ve kişiden kişiye bulaşma sıklıkla görülür. Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Bugüne kadar şiga toksin herhangi bir terör olayında veya askeri olarak kullanılmamıştır. Fakat askeri silah olarak kullanılma potansiyeli yüksektir (3). ENTEROTOKSİN B Köken Stafilokokal enterotoksin B, gram pozitif Staphylococcus aureus basili tarafından üretilen birkaç egzotoksinden biridir. Staphylococcus tuz toleranslı bir bakteridir ve pastırma, jambon tarzı tuzlu besinlerde üreyebilir. Bu bakteriler besin içerisinde ürerlerken hastalığa yol açabilen toksinler üretirler. Stafilokokal toksinler ısıya dayanıklı oldukları için pişirme yolu ile yok edilemezler (1,3, 4, 18,19). Toksisite ve Semptomlar Besinle alındığında semptomlar çoğunlukla 30 dk içerisinde hissedilmeye başlar ve 6 saat içerisinde gelişirler. Mide bulantısı, kusma, mide krampları ve ishal tipik semptomlarıdır (2,19). Aerosol bulaşından 3-12 saat sonra ise, ateş, titreme, baş ağrısı, kas ağrısı ve kuru öksürük ortaya çıkabilir. Solunum süresinin kısalması ve retrosternal göğüs ağrısı görülebilir. Hastada pulmoner ödem veya yetişkin solunum zorluğu sendromu gelişirse, öksürükte köpüklü balgam görülebilir. Ateş çoğunlukla 2-5 gün ve öksürük 4 haftaya kadar sürebilir. İnhalasyon yoluyla alındığında LD50 değeri 0.02 μg/kg vücut ağırlığıdır (3,18). Teşhis antikorların EIA yöntemi ile bulunmasıyla konabilir. Hastanın oksijenasyonu ve hidratasyonu ile yakından ilgilenilerek destekleyici tedavi uygulanır. Ağır durumlarda ventilasyon desteklenir (2,3). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı CDC’nin B sınıfı tehdit listesinde bulunan stafilokokal enterotoksin b, 1945-1969 yılları arasında ABD’nin biyolojik silah programında geliştirilip depolanmıştır (5). Bugüne kadar enterotoksin b bilinen herhangi bir terör olayında veya askeri amaçla kullanılmamıştır. Fakat askeri silah olarak kullanılma potansiyeli yüksektir (3). FUNGAL TOKSİNLER TRİKOTESEN MİKOTOKSİN (T-2) Köken Trikotosen mikotoksini teorik olarak “yellow rain” adı verilen aerosol formuyla kullanılarak kayıplar yaratılabilir (2,3). T-2 vücuda deri ve sindirim kanalının solunum kanalına açıldığı bölgedeki epitel hücreler aracılığıyla girebilir ve hızlı bir şekilde protein ve nükleik asit sentezini bloke eder (3,20). Bu mikotoksinler filamental fungus cinsleri olan Fusarium, Myrotecium, Trichoderma Stachybotrys ve diğerleri tarafından üretilmektedirler (3). Toksisite ve Semptomlar T-2’ye solunum, sindirim ve deri yoluyla maruz kalınabilir. Semptomların başlama zamanı, maruziyetten dakiklar veya saatler sonra olabilir. T-2 ile maruziyet kaşıntıya, kızarıklığa, kistlere, nekrozlara, epidermal dökülmeye, diestesiyasa, bulantıya, kilo kaybına, kusmaya ve ishale neden olabilir. Hava yoluyla etkileri, burun ve boğaz ağrısını, burun akıntısını, kaşıntı ve hapşırmayı, nefes darlığını, hırıltılı solunumu, göğüs ağrısını, öksürüğü ve hemoptiziyi içerir. T-2 ayrıca sindirim ve göz kontağında da etki yaratır. Ağır zehirlenmeler, bitkinlik, halsizlik, ataksi, çöküntü, azalmış kardiyak çıkış, şok ve ölüm ile sonuçlanır (2,3,20,21,22). Kıyafetlerin değiştirilmesi ve sabunlu su ile yıkanma yoluyla deri arındırılabilir. Toksin yutulmuşsa aktif karbon tedavisi uygulanabilir. Destekleyici tedavi gerektiği süre boyunca uygulanmalıdır (2,3). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Trikotosenler, antipersonel özelliği, büyük ölçekli üretim kolaylığı ve hava yoluyla yayılma kolaylığı nedeniyle, silahlanma için harika bir potansiyel taşımaktadır (3). Havanlar, füzeler ve aerosol bombaları ile bölgesel olarak kullanılabilirler. Yaklaşık 30 yıl önce Güneybatı Asya’da, kuzey Laos, Afganistan’da kullanıldığı şüpheleri vardır (3,4). 1975 yılından, körfez savaşının sonuna kadar Irak’ın ürettiği düşünülmektedir (5). Ayrıca besinlere ve çiftlik hayvanlarına zarar vererek ekonomik zarar oluşturabilir (4). DENİZEL TOKSİNLER ANATOKSİNLER Köken Anatoksinler siyanobakteriler tarafından üretilen bir grup nörotoksik alkoloidlerdir. Mavi-yeşil algler olarak da bilinen bu canlılar, tatlı, acı ve tuzlu suda fazlaca bulunan, ilkel fotosentetik mikroorganizmalardır (3). Toksisite ve Semptomlar Anatoksin-a, yutulan toksinin miktarına ve midenin doluluğuna göre bireyi dakikalar veya saatler içerisinde öldürebilir. Farelere I.P. yoluyla verilen anatoksin-a’nın LD50 değeri 20 μg/kg vücut ağırlığıdır (3). Bu toksinin semptomları ve klinik gidişatı, kas fasikülasyonu, azalmış hareket kabiliyeti, karın solunumu, siyanoz, konvülziyon ve ölüm şeklindedir. Anatoksin-a hipoksi, solunum durması, şiddetli asidoz ve ölümle sonuçlanan, şiddetli kan basıncı, kalp atışı ve gaz değişimi azalmasına neden olur. Atropin ile tedavi edilebilir (3). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Anatoksinlerin askeri kullanım potansiyeli çok yüksektir. Toksin vücuda sindirim, enjeksiyon, solunum veya hasarlı deri üzerinden girebilir. Fakat günümüze kadar bildirilmiş kullanımı yoktur (3). SAKSİTOKSİNLER (STX) Köken Saksitoksinler ve analogları topluca, paralitik deniz ürünleri zehirleri olarak bilinirler ve çok kuvvetli nörotoksinlerdir. STX ve analogları, deniz ve tatlı su çevrelerinde bulunan Alexandrium cinsi dinoflegellatlardan elde edilirler. Ayrıca bazı tatlı su siyanobakterileri de STX üretmektedir (3, 23). Toksisite ve Semptomlar STX çok güçlü bir nörotoksindir. Sinir ve kas dokudaki sodyum kanallarına bağlanarak paralize sebep olur. Farelere verilen oral ve I.P. STX’in LD 50 değeri sırasıyla 263 μg/kg ve 10 μg/kg’dır. İnsanlarda 1 mg toksinin sindirilmesi ölümle sonuçlanmaktadır (3, 23). Semptomlar ani ve sadece nörolojiktir. Bireyin dudaklarında karıncalanma ve uyuşma hissiyle başlayan semptomlar yüze ve boyuna yayılır. Bunu takiben, parmak uçlarında dikenlenme, baş ağrısı, ateş, mide bulantısı, kusma ve diare gözlenir. Ağır vakalarda solunun kaslarının felcinden kaynaklanan solunum durması gerçekleşir. STX’e karşı bir antidot bulunmamaktadır. Kural olarak destekleyici tedavi uygulanır (3). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı STX, kimyasal silah olarak “Agent TZ” adıyla sınıflandırılmıştır. STX suda kolayca çözülür dolayısıyla sindirilebilir ve solunabilir. STX içeren dikenli mühimmatlarda yapılan çalışmalar, kurbanın anında ölümünü sağladığını göstermiştir. STX, sentetik sinir gazı olan sarinden çok daha zehirlidir. Fakat kimyasal olarak sentezlenemediği ve doğal ortamlarda büyük miktarlarda üretilemediği için savaş alanlarında aerosol yoluyla kullanımı pek mümkün görünmemektedir (3). TETRODOTOKSİN (TTX) Köken Tetradotoksin, nöronların hücre zarında bulunan sodyum kanallarını bloke eden güçlü bir nörotoksindir. İlk olarak, kirpi balığından, kristal prizma formunda izole edilmiştir. Daha sonra pek çok denizel canlıda ve mavi halkalı ahtapotta yaşayan bir bakteride keşfedilmiştir. TTX üretimiyle en çok ilişkilendirilen bakteri Vibrio alginolyticus’dur (3,23). Toksisite ve Semptomlar TTX insanoğlunun bildiği en zehirli maddeler arasında yer almaktadır. 5000–6000 MU/mg’da öldürücü bir potansiyeli bulunmakla birlikte, minimum letal dozu yaklaşık 10,000 MU (2 mg)’dır (3,23). TTX ile kontamine olmuş besinin sindiriminden yaklaşık 15 dk ile 1-2 saat sonrasında semptomlar görülmeye başlar. İlk belirtiler olan ekstremite parestezisini ve dudak-dil parestezisini uyuşukluk takip eder. Salya akıtma, mide bulantısı, kusma ve karın ağrılı diare hızla gelişir. Bunları kas zayıflığı, hipoventilasyon ve konuşma zorluğu takip eder. Son olarak hipotansiyon ile kardiyak aritmisi, bradikardi, merkezi sinir sistemi bozukluğu (koma) ve nöbetler gelişir. Ölüm genellikle solunum kaslarının felcinden ve solunum yetmezliğinden gerçekleşir (3). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Bugüne kadar TTX herhangi bir terör olayında veya askeri olarak kullanılmamıştır. Fakat yüksek toksisitesi nedeniyle silah olarak kullanılma ihtimali göz ardı edilemez (3). HAYVANSAL TOKSİNLER (VENOMLAR) BATRAKOTOKSİN (BTX) Köken BTX, zehirli ok kurbağasından elde edilen, çok kuvvetli kardiyotoksik ve nörotoksik bir steroidal alkolodtir. Phyllobates terribilis, Phyllobates bicolor ve Phyllobates aurotaenia tarafından üretilirler. Toksini oluşturan alkoloidler, atrakotoksin, homobatrakotoksin ve batrakotoksinin-A’dır. BTX ayrıca bazı kuşların tüylerinden de elde edilmektedir (3). Toksisite ve Semptomlar BTX, kaslarda ve sinirlerde, iyon geçirgenliğini etkileyerek, aritmi, fibrilasyon ve kalp yetmezliği ile sonuçlanan, geri dönüşümsüz depolarizasyona neden olur. Laboratuvar hayvanlarında gözlenen semptomlar, güçlü kas kasılmaları, salya akıntısı, nefes darlığı ve ölümdür. Birincil ölüm nedeni kalp yetmezliğidir (3). Potansiyel Silah ve Suç Amaçlı Kullanımı Bugüne kadar BTX bilinen herhangi bir terör olayında veya askeri olarak kullanılmamıştır. Fakat yüksek toksisitesi nedeniyle silah olarak kullanılma ihtimali göz ardı edilemez (3). SONUÇ Düşük dozlarda etkili olması, doğal koşullara dayanıklı olması, üretiminin görece kolay olması, taşınmasının kolay olması, özel bir tedavi yöntemlerinin ve aşılarının bulunmaması gibi nedenler toksinleri diğer pek çok biyolojik ve kimyasal silaha göre ön plana çıkarmaktadır. Biyolojik ve kimyasal silah olarak toksinler yalnızca terör ve suikast amaçlı değil, ekonomik sabotaj amaçlı olarak da kullanılabilir ve bu da toksinlerin diğer bir silah potansiyelini yaratmaktadır. Toksinler sağlık ve güvenlik bakımından çok geniş çapta tehdit oluşturabilecek maddelerdir. Bu tehditler ulusal ve uluslararası pek çok problemin başlamasına neden olabilir. Dolayısıyla ulusal ve uluslararası güvenlik yetkililerin dışında sağlık çalışanlarının ve hatta halkın bu konular hakkında bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. KAYNAKLAR 1. Marks JD. Forensic Aspects of Biological Toxins. In: Budowle B, Schutzer SE, Breeze RG, Keim PS, Morse SA. Microbial Forensics. 2nd Edition. London: Elsevier, 2011: 327-353 2. Dembek ZF, Cieslak TJ. Biological Agents, Effects, Treatment, and Differential Diagnosis. In: McIsaac JH. Hospital Preparation for Bioterror. London: Elsevier, 2006: 49-60 3. Zhang X, Kuča K, Dohnal V, Dohnalová L, Wu Q, Wu C. Military potential of biological toxins J. Appl. Biomed. (article in press 2014) 4. Balali-Mood M, Moshiri M, Etemad L. Medical aspects of bio-terrorism. Toxicon 2013; 69; 131–142 5. Hilleman MR. Overview: cause and prevention in biowarfare and bioterrorism. Vaccine 2002; 20; 3055–3067 6. Foster JT, Bull RL, Keima PS. Ricin Forensics: Comparisons to Microbial Forensics. In: Budowle B, Schutzer SE, Breeze RG, Keim PS, Morse SA. Microbial Forensics. 2nd Edition. London: Elsevier, 2011: 315-326 7. Anderson AC. Ricin Toxin from Ricinus communis (Castor Beans) Attack. In: Ciottone GR. Disaster Medicine. 3rd Edition. Philadelphia: Mosby, 2006: 718-721 8. http://en.wikipedia.org/wiki/Ricin (12.04.2014) 9. http://emergency.cdc.gov/agent/ricin/index.asp (12.04.2014) 10. http://en.wikipedia.org/wiki/Georgi_Markov (12.04.2014) 11. http://www.opcw.org/chemical-weapons-convention/annex-on-chemicals/b-schedules-ofchemicals/schedule-1/ (12.04.2014) 12. http://www.bt.cdc.gov/agent/abrin/ (12.04.2014) 13. http://en.wikipedia.org/wiki/Abrin (12.04.2014) 14. Katona P. Botulinum toxin: Therapeutic agent to cosmetic enhancement to lethal biothreat. Anaerobe 2012; 18; 240-243 15. http://www.cdc.gov/nczved/divisions/dfbmd/diseases/botulism/ (12.04.2014) 16. http://en.wikipedia.org/wiki/Botulinum_toxin (12.04.2014) 17. http://en.wikipedia.org/wiki/Shiga_toxin (12.04.2014) 18. Darling RG. Staphylococcal Enterotoxin B Attack. In: Ciottone GR. Disaster Medicine. 3rd Edition. Philadelphia: Mosby, 2006: 698-700 19. http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/staphylococcus_food_g.htm (12.04.2014) 20. Paterson RRM. Fungi and fungal toxins as weapons. J. Mycres. 2006; 110; 1003 – 1010 21. Fung F. T-2 Toxin (Trichothecene Mycotoxins) Attack. In: Ciottone GR. Disaster Medicine. 3rd Edition. Philadelphia: Mosby, 2006: 714-717 22. http://www.bt.cdc.gov/agent/trichothecene/casedef.asp(12.04.2014) 23. Reenstra WR. Marine Toxin Attack. In: Ciottone GR. Disaster Medicine. 3rd Edition. Philadelphia: Mosby, 2006: 710-713
© Copyright 2024 Paperzz