Zorunlu Askerlik – Profesyonel Ordu ve Model Önerisi

Dr. Salih AKYÜREK
ZORUNLU ASKERLİK VE
PROFESYONEL ORDU
RAPOR NO: 24
ANKARA
2010
ZORUNLU ASKERLİK VE
PROFESYONEL ORDU
Hazırlayan:
Dr. Salih AKYÜREK
RAPOR NO: 24
KASIM 2010
ZORUNLU ASKERLİK VE
PROFESYONEL ORDU
Dr. Salih AKYÜREK
BİLGESAM YAYINLARI
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi
Wise Men Center For Strategic Studies
Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:10
Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36
Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye
Tel: +90 212 217 65 91
Faks: +90 212 217 65 93
www.bilgesam.org
[email protected]
Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6
A.Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye
Tel : +90 312 425 32 90
Faks: +90 312 425 32 90
Copyright © KASIM 2010
Bu yayının tüm hakları saklıdır.
Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezinin
izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz.
Bu dokümanda yer alan görüşler çalışmanın yazarına aittir ve
bir kurum olarak BİLGESAM’ın görüşleriyle örtüşmeyebilir.
İÇİNDEKİLER
Giriş __________________________________________________________________________ 1
1. Dünyada Askeri Organizasyonların Geçirdiği Evreler ________________________________ 3
2. Dünya Ordularında Farklılaşan Askerlik Hizmeti ____________________________________ 6
3. Dünyada Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu Üzerine Tartışmalar __________________ 12
3.1 21. Yüzyılda Askerlik Modellerinin Yapısal Değişimi ve Toplumsal Tercihler _________________ 15
3.2 Askerlik Modellerinin Toplumsal İlişkilere Etkisi _______________________________________ 18
4. Türkiye’de Askerlik Hizmetinin Kısa Geçmişi ______________________________________ 23
5. Türkiye’deki Mevcut Zorunlu Askerlik Uygulamasının Sorgulanması __________________ 25
5.1 Zorunlu Askerliğin TSK’da Etkinliği __________________________________________________ 25
5.2 Türkiye’de Zorunlu Askerliğin Kişiye ve Ailesine Etkileri _________________________________ 27
5.3 Türkiye’deki Zorunlu Askerlik Uygulamasının Olumlu ve Olumsuz Yönleri ___________________ 28
6. Türkiye’de Bedelli Askerlik ve Alternatif Kamu Hizmeti _____________________________ 30
7. Türkiye’de Profesyonel Ordu Tartışmaları ________________________________________ 33
SONUÇ _______________________________________________________________________ 35
A. Askerlik Uygulamaları Hakkında Kısa Değerlendirme: ___________________________________ 35
B. Türkiye’deki Zorunlu Askerlik Uygulamasının Kısa Değerlendirmesi: ________________________ 36
C. Askerlik Modeline Dönük Öneriler: __________________________________________________ 38
Geçiş Dönemi İçin Öneriler ___________________________________________________________________ 38
Kısa Dönem İçin Öneriler ____________________________________________________________________ 39
Orta ve Uzun Dönem İçin Öneriler _____________________________________________________________ 40
D. Zorunlu Askerliğe Alternatif Model Önerilerinde Parametreler ____________________________ 41
KAYNAKÇA ___________________________________________________________________42
SUNUŞ
Dünya’daki ve yurt içindeki gelişmeleri takip ederek geleceğe yönelik öngörülerde bulunmak;
Türkiye’nin ikili ve çok taraflı uluslararası ilişkilerine ve güvenlik stratejilerine, yurt içindeki
siyasi, ekonomik, teknolojik, çevresel ve sosyo-kültürel problemlerine yönelik bilimsel
araştırmalar yapmak; karar alıcılara milli menfaatler doğrultusunda gerçekçi, dinamik çözüm
önerileri, karar seçenekleri ve politikalar sunmak Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar
Merkezi (BİLGESAM)’nin kuruluş amaçları arasında yer almaktadır.
BİLGESAM, Bilge Adamlar Kurulu’nun ilk toplantısında alınan kararlar doğrultusunda,
yukarıda aktarılan amaçları gerçekleştirmek üzere, çeşitli konularda raporlar hazırlamaktadır.
Son dönemin gündem maddelerinden ‘‘Zorunlu Askerlik’’, ‘‘Profesyonel Ordu’’ ve ‘Bedelli
Askerlik’’ konularının Türkiye’de daha geniş bir platformda tartışılması gerekmektedir. Bu
amaçla, Dr. Salih AKYÜREK tarafından hazırlanan “Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu’’ başlıklı
rapor http://www.bilgesam.org/tr adresinde yayımlanmıştır.
Raporun Türk Ordusu’nun ve zorunlu askerlik uygulamasının yeniden yapılandırılması
sürecine katkı sağlaması temennisiyle, belgeyi hazırlayan Dr. Salih AKYÜREK’e ve destek
sağlayan BİLGESAM personeline teşekkür ederim.
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
BİLGESAM Başkanı
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
ZORUNLU ASKERLİK VE PROFESYONEL ORDU
Dr. Salih Akyürek1
Giriş
Soğuk Savaş Dönemi sonrasında gelişen şartlar ve bu günkü durum, NATO ülkeleri için pek
çok müttefik ülkeyi ortaya çıkarırken, spesifik bir düşman tanımını da ortadan kaldırmıştır. Bu
değişim, ülkelerin dünyadaki tüm tehditler içinden kendi güvenlik problemlerini seçmeleri
sonucunu doğurmuştur. Bu anlamda, NATO kolektif güvenlikten seçici güvenlik anlayışına
kaymıştır. Bu değişim nedeniyle, batılı ülkelerin bugünkü güvenlik politikaları, eski düşman
veya yeni müttefiklerden daha fazla ulusal tercihlerle belirlenmektedir.2
Gelişmiş pek çok ülkede güvenlik artık askeri olmayan unsurları da dikkate alan çok daha
geniş bir kavram olarak düşünülmeye başlanmıştır. Toplumsal ve çevresel risklerin de
güvenlik kavramının unsurları arasında sayılmasıyla, geleneksel nitelikteki ulusal ve
uluslararası güvenlik anlayışı yerini insani güvenlik kavramına bırakmaktadır.3
1990’ların başından itibaren değişen tehdit ve güvenlik anlayışı, orduların görevlerini ve
görev anlayışlarını değiştirmiş ve buna uygun yapılanmaları sonucunu doğurmuştur. Askeri
organizasyonlar için post modern dönem olarak adlandırılan bu yeni sürece ait değişimler,
gelişmiş pek çok ülkede küçülen ordularla birlikte, zorunlu askerlik uygulamasının kaldırılması
veya yeniden yapılandırılması sonucunu doğurmuştur.
Türkiye’nin de diğer ülkeler kadar bu değişim sürecinden etkilendiği, tehdit algılarının ve
güvenlik anlayışının değiştiği görülmektedir. Türkiye’nin, tehditler ve güvenlik problemlerinin
seçimi ve değerlendirilmesi noktasında bazı sorunlar ve belirsizlikler yaşasa da doğru
güvenlik politikaları üretme noktasında başarılı olduğu söylenebilir. Ancak, son yirmi yıl
içerisinde tehdit ve güvenlik politikaları bağlamında yaşanan değişime rağmen, bir kısım
teşkilat/konuş/kuruluş değişiklikleri hariç, TSK içinde köklü bir yapısal değişimin
gerçekleştirilemediği görülmektedir. Ordunun iç tehdit algısının kazandığı öncelik ve terörle
mücadeleye verilen önem, bir noktada yapısal değişim ve dönüşümün gerekliliğini gölgelemiş
1
Dr. Salih Akyürek BİLGESAM’da Sosyo-kültürel Araştırmalar Uzmanı olarak görev yapmaktadır.
2
Henning Sorensen, ‘‘Denmark: From Obligation to Option’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John Allen
Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.121, 2000.
3
Hale Akay, ‘‘Demokratik Gözetim: Kuramsal Değerlendirme’’, Almanak Türkiye 2006-2008: Güvenlik Sektörü ve
Demokratik Gözetim (Ed.: A. Bayramoğlu, A. İnsel) TESEV Yayınları, Temmuz 2009, s.11.
1
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
ve tek neden olmamakla birlikte, bu yöndeki plan ve çabaların ertelenmesine de neden
olmuştur.
Orduda bugüne kadar planlanmasına rağmen gerçekleştirilemeyen ve yeniden yapılandırma
olarak adlandırabilecek yapısal değişim ve dönüşüm, gerekliliği ve önceliği kuvvetler arasında
değişmekle birlikte dört ana başlıkta toplanabilir:
i. Tehdit değerlendirmesi ve belirlenecek öncelikler kapsamında, büyüklük, teşkilat (birlik yapısı)
ve konuş yeri olarak yeniden yapılandırma.
ii. Gelişen teknolojiler ışığında araç, silah ve malzemelerin yenilenmesi ve eğitim sistemlerinin
yeniden yapılandırılması.
iii. Rütbeli personeli de kapsayan askere alma sistem ve uygulamalarının yeniden
yapılandırılması.
iv. Sınıflandırma, yetiştirme, atama, personel değerlendirme, terfi ve ayırma gibi personel
politika ve uygulamalarının yeniden yapılandırılması.
Bu çalışmada, yukarıda ortaya konulan dört farklı alandaki değişim ve dönüşümden, sadece
rütbesiz askerlerin silâhaltına alınma yöntem ve uygulamaları incelenmeye çalışılmıştır.
Askere alma uygulamalarındaki yeniden yapılanmanın gerekliliği incelendiğinde; erbaş ve
erlerin de denklemde olduğu, TSK’ya ait pek çok problemin temelinde, çağın gerisinde kalan
zorunlu askerlik uygulamasının olduğu görülmektedir.
Bu konuda, TSK’nın kurumsal verimlilik ve etkinlik temelli sorun tespiti yapmak ve köklü
çözümler üretmek yerine zorunlu askerliğin süresi üzerine projeler üretmeye çalışması, temel
eksiklik noktası olarak değerlendirilebilir.
Bu çalışmanın amacı, son yıllarda daha fazla gündeme gelen ‘‘zorunlu askerlik’’ ve
‘‘profesyonel ordu’’ konularında Türkiye ile birlikte diğer ülke uygulamalarını incelemek,
mevcut tartışmaları ortaya koymak ve Türkiye’ye dönük tespit ve önerilerde bulunarak
TSK’nın yeniden yapılanma çabalarına farklı açılımlarla katkı sağlamaktır. Çalışma bu
bağlamda, TSK’daki zorunlu askerlik uygulamasına ve bu uygulamayı çevreleyen kurum
kültürüne yapıcı eleştiriler de getirmektedir.
2
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
1. Dünyada Askeri Organizasyonların Geçirdiği Evreler
Klasik dönem sonrası askeri organizasyon yapılarının üç dönemde incelendiğini görmekteyiz.
Bu dönemler, ‘Modern’, ‘Geç Modern’ ve ‘Post Modern’ olarak adlandırılmaktadır. İzleri
daha öncelere götürülse de, Modern Dönem askeri organizasyonlar için 19 uncu yüzyılın başı
tarih olarak verilmektedir. II. Dünya Savaşı’nın sonunda biten bu dönemle birlikte Soğuk
Savaş döneminin sonuna kadar süren Geç Modern Dönem askeri organizasyonlara tanık
olmaktayız. 1990’larla birlikte başlayan Post Modern Dönem askeri yapı ve
organizasyonlardaki değişim ise günümüzde hala sürmektedir.4
Yapılan bu tanımlama ve sınıflamanın daha çok Avrupa orduları ve ABD için geçerli olduğunu
söylemek daha doğru olacaktır. Osmanlı İmparatorluğu için 1826’da Yeniçeri Ocağının
kaldırılması ile başlayan modern ordu döneminin, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte devam
ettiği, farklılaşmalar olmakla birlikte, Geç Modern ve Post Modern askeri organizasyon
yapıları için yukarıda verilen tarihlerin Türk Ordusu için de geçerli olduğu söylenebilir.
Post modern ordular beş temel organizasyon değişikliği ile tanımlanmaktadır:5 1) Askeri ve
sivil yapı ve kültürlerin artan geçişkenliği ve ortaklığı, 2) Ordu içinde muharip olup olmama,
sınıf, branş ve rütbe temelindeki farklılaşmanın azalması, 3) Askeri amaçlarda, geleneksel
savaş düşüncesinden görev düşüncesine doğru değişim, 4) Askeri kuvvetlerin, ulus
devletlerin ötesinde kuruluşlarca belirlenecek uluslararası görevlerde daha fazla kullanılması,
5) Askeri güçlerin ikili veya çok uluslu yapılar içerisinde yer alarak kendilerini
uluslararasılaştırması.
Yeni Post Modern Dönem yapılarla birlikte ordular, geçmişte hiç olmadığı kadar, ‘Barışı
Koruma’ ve ‘İnsani Yardım’ görevlerine odaklanmış ve bu değişim askeri doktrinlerde daha
merkezi bir pozisyon almıştır.
Bu noktada, barışı koruma ve insani yardım görevleri post modern ordu tanımının temel
görevleri arasına girmekle birlikte, ABD’nin gerek BM veya NATO şemsiyesi altındaki ve
gerekse Irak benzeri müdahalelerinin temelinde, Soğuk Savaş dönemi sonrasında oluşan tek
kutuplu yapının orduda yarattığı krize dönük çözüm arayışları ile birlikte, silah sanayinin
desteklenmesi ve konvansiyonel savaş kapasitesinin korunması yönündeki endişeler ve
sadece ABD ile sınırlı olmayan emperyalist amaçları da görmek gerekmektedir.
Post modern silahlı kuvvetler yapısına dönük yukarıda verilen beş temel değişim Türkiye için
değerlendirildiğinde; Türk ordusunun 3, 4 ve 5 numaralı değişimleri kısmen gerçekleştirdiği,
ancak daha çok siyasi ve kültürel boyutları olan 1 ve 2 numaralı değişimler ise
gerçekleştirilmemekle birlikte, bu değişimlerin gerekliliğinin de tam olarak anlaşılamadığı
değerlendirilmektedir. Ordunun kısmen gerçekleştirdiği son üç değişimde de gerekli olan
yapısal dönüşümler yerine geçici tedbir ve düzenlemelerin etkin olduğu söylenebilir.
4
Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal, ‘‘Armed Forces after the Cold War’’, The Postmodern Military
(Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.1-2, 2000.
5
A.g.e., s.2-3.
3
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Yukarıda açıklanan üç farklı dönem itibariyle ABD ve Avrupa Ordularındaki genel değişim
trendi, alt boyutları ile ve Türk Ordusundaki değişimle karşılaştırmalı olarak aşağıda
verilmiştir:6
Değişim
Parametresi
Karşılaştırma
Temeli (Ordu)
Modern Çağ
(1922-1952)
Geç Modern Çağ
(1952-1990)
Post Modern Çağ (1990
Sonrası)
Algılanan Tehdit
ABD-Avrupa
Düşman İşgali
Nükleer Savaş
Etnik çatışma, terörizm vb.
Türkiye
Düşman İşgali
Düşman İşgali
Terörizm, bölücülük, etnik
çatışma
ABD-Avrupa
Kitle Ordusu
Büyük Profesyonel
Ordu
Küçük Profesyonel Ordu
Türkiye
Kitle Ordusu
Kitle Ordusu
Kısalan askerlik süresiyle
küçülen Kitle Ordusu
Gönüllü Kamu
Hizmeti*
ABD-Avrupa
Yok
Kısmi geçiş
Var
Türkiye
Kanunda var
Uygulama sınırlı
Kanunda var
Uygulama sınırlı
Kanunda var
Uygulama sınırlı
Vicdani Ret*
ABD-Avrupa
Yok
Bazı ülkelerde var
Hemen hemen tüm ülkelerde
var
Türkiye
Yok
Yok
Yok
Sivil Uzman
Oranı
ABD-Avrupa
Önemsiz unsur
Önemli unsur
Büyük unsur
Türkiye
Önemsiz unsur
(teknik ve uzman
personelin tamamına
yakını rütbeli)
Önemsiz unsur
(teknik ve uzman
personelin tamamına
yakını rütbeli)
Önemsiz unsur
(teknik ve uzman personelin
tamamına yakını rütbeli)
Kadınların Rolü
ABD-Avrupa
Ayrı birlik-ünite içinde
sınırlı istihdam veya
dışarıda bırakılmış
Kısmi entegrasyon
Tam entegrasyon
Türkiye
Yok
Sayıca çok az
Sembolik düzeyde
ABD-Avrupa
Gerekli ve tamamlayıcı
unsur
Kısmi bağlılık ve ilgi
Uzaklaştırılmış
Türkiye
Gerekli ve tamamlayıcı
unsur
Müdahil unsur
Müdahil, ancak istenmeyen
unsur.
ABD-Avrupa
Destekleyici
Kararsız
Kayıtsız
Türkiye
Destekleyici
Destekleyici
Destekleyici fakat sorgulayıcı
Savaş-Görev
Zayiatlarına
Toplumsal Tepki
ABD-Avrupa
Yok
Zayıf
Kuvvetli
Türkiye
Yok
Yok
Zayıf
Kurum İçi
Statülerin
Farklılaşması*
ABD-Avrupa
Güç mesafesi düşük
Güç mesafesi düşük
Güç mesafesi düşük
Türkiye
Güç mesafesi yüksek
Güç mesafesi yüksek
Statüler kısmen kopuk
Güç mesafesi oldukça yüksek
, statüler kopuk
Kuvvet Yapısı
Eşlerin Rolü
Halk Desteği
7
6
Charles C. Moskos , tarafından yazılan makalede {‘‘Toward a Postmodern Military: The United States as a Pardigm’’, The
Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York,
s.15, 2000} ABD ve AB Orduları için yapılan tanımlar da kullanılarak hazırlanmıştır. Tabloda yer alan Türk Ordusuna ait
tespitler bu çalışmanın yazarına ait görüşleri yansıtmaktadır. Tabloda ‘‘*’’ işareti ile gösterilen parametreler bu
çalışmanın yazarı tarafından orijinal tabloya ilave edilen başlıklardır.
7
Hofstede tarafından ortaya konulan ‘‘Güç Mesafesi’’ toplumsal kültür boyutu ‘‘Toplumdaki bireyler arasında
eşitsizliklerin kabul derecesi’’ olarak anlamlandırılmaktadır. Bkz.: HOFSTEDE, Geert, ‘‘Culture’s Consequences:
International Differences in Work Related Values. (Abridged Edition), London, Newbury Park: Sage Publications, 1984.
ve ‘‘Cultures and Organizations: Software of the Mind’’, London, McGRAW-Hıll Book Company, 1991.
4
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Post modern dönem yapılanmasını en iyi örneklendiren ordu, hiç şüphesiz ABD Ordusudur.
Profesyonelleşme düzeyi, birliklerinin kısa sürede deniz aşırı görevlerde yerini alma
noktasındaki yeterliliği ve mobilitesi, mevcut aktif ordusunun yarısından fazlasının fiili olarak
yurtdışında görevli olması8 vb. diğer özellikleri ABD ordusun diğer tüm ordulardan
farklılaştırmaktadır.
Askeri organizasyonlardaki değişim çerçevesinde genel bir değerlendirme yapılacak olursa;
post modern orduyu tanımlamak için verilen beş değişim parametresine dönük bir hiyerarşi
veya zaman akışı öngörülmemekle birlikte; Türk Ordusu için, siyasi, kültürel ve bu bağlamda
bir yapısal değişimi de gerektiren ilk iki parametrenin (Askeri ve sivil yapı ve kültürlerin artan
geçişkenliği ve ortaklığı - Ordu içinde farklı sınıf ve statüler temelindeki farklılaşmanın
azalması) çok daha önemli ve bu konulardaki değişimin kaçınılmaz ve öncelikli olduğu
değerlendirilebilir. 1827’den günümüze pek çok değişim geçiren Türk Ordusunun, modern,
geç modern ve post modern dönem askeri organizasyon yapılarının pek çok temel yapısal
özelliğini bugün aynı anda barındırdığı da söylenebilir.
8
Thomas Donnelly; “The Military We Need, Defense Requirements of the Bush Doctrine”, American Enterprise Institute,
AEI Press, (Washington D.C., 2005), s.60., aktaran: Sait Yılmaz, ‘‘ABD Silahlı Kuvvetlerinde Dönüşüm’’, Stratejik
Araştırmalar Dergisi, Mayıs 2009, Sayı 13. Donnelly makalesinde; 2004 yılı itibariyle, ABD Ordusundaki 33 tugayın
4/5’inin yurtdışında görev yaptığını, 10 tümeninden dokuzunun ise Irak ve Afganistan görev aldığını aktarmaktadır.
5
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
2. Dünya Ordularında Farklılaşan Askerlik Hizmeti
Avrupa ülkeleri çoğunlukta olmak üzere 38 ülkedeki askerlik hizmet modeline dönük bazı
bilgi ve istatistikler aşağıda tablo olarak verilmiştir. Çalışma içerisinde bu ülkeler dışındaki
ordulara ait farklılaşan bazı özellikler de aktarılmaktadır.
Dünya Ordularına bakıldığında, temelde tam profesyonel ordular ve zorunlu askerlik
modelini uygulayan ordular9 olmak üzere iki temel yapıya rastlanmaktadır. Zorunlu askerlik
modeli içerisinde, bu hizmet sonrası seçtiği askerlere sözleşmeli olarak er statüsünde göreve
devam etme imkânı veren, Karma Ordu Modeli olarak adlandırılabilecek bir yapıya da
rastlanmaktadır. Uygulamaları birbirinden çok farklı olmakla birlikte Almanya ve Meksika
orduları bu sınıfa sokulabilir. Karma modelde olduğu gibi, temel iki askerlik modelinde de
ülkelerin uygulamaları farklılaşmaktadır.
Zorunlu askerlik modelinde, zorunlu askerlerin aktif ordu içindeki oranının %60-70’lerin
üzerine çıktığı kitle orduları (mass army) yanında, bu oranın %20’ler ve altında kaldığı ordu
yapıları da mevcuttur. Türkiye, İran, Ermenistan, Azerbaycan, İsrail, Mısır, Cezayir, Güney
Kore, Rusya ve Kuzey Kore Kitle Ordu kavramına örnek olarak verilebilir. Avrupa’da zorunlu
askerlik uygulamasını devam ettiren pek çok ülkenin ise, küçülen ordular içinde hizmete
aldıkları sivil uzman/görevlilerin sayısı, yasallaştırdıkları alternatif hizmetler ve bu sayede
düşen zorunlu asker oranları ile kitle ordu tasnifi dışında kaldığı görülmektedir.
Zorunlu askerlik uygulamasını 2010 yılı sonunda kaldırmayı planlayan Sırbistan ile birlikte,
Danimarka, Almanya, Avusturya, Finlandiya, Norveç, İsviçre, Ukrayna, Rusya, Moldova,
Estonya, Türkiye ve Yunanistan uygulamayı Avrupa kıtasında devam ettiren ülkelerdir.
Türkiye dışında, bu gruptaki ülkelerin uygulama temelindeki benzer özelliği, zorunlu
askerliğin süre olarak 12 ay veya altında olmasıdır.
Bu çalışma kapsamına alınarak incelenen (müteakip tablo) 38 ülkeden Avrupa dışında kalan
ülkelere bakıldığında; ABD ile birlikte Lübnan ve Ürdün’de zorunlu askerliğin olmadığını
görülmektedir. Avrupa dışındaki ülkelerden zorunlu askerliği devam ettiren İran, Mısır,
Cezayir, Kuzey Kore, Güney Kore, Suriye ve İsrail’de ise (listede yer almayan Ermenistan ve
Azerbaycan dâhil) askerlik hizmet süresi 12-36 ay arasında değişmektedir.
Zorunlu askerlik sürelerine Avrupa orduları temelinde bakıldığında: Danimarka’da özel bazı
birliklerde görevlendirilenler dışında zorunlu askerlik süresi dört ay iken; bu süre Almanya,
Avusturya, Sırbistan’da altı ay; Yunanistan’da dokuz ay; Ukrayna, Moldova ve Rusya’da 12 ay,
Finlandiya’da subay-astsubay eğitimi verilenler (12 ay) ve özel bazı birliklerde
görevlendirilenler (9 ay) dışında altı ay, Norveç’te ise özel birlikte (Home Guard)
görevlendirilenler dışında düzenli ordu içinde 12 ay’dır.
Bölgesel konumu ve tehdit değerlendirmesi çok farklı olmakla birlikte; Türkiye, Avrupa’da
zorunlu askerlik uygulamasını devam ettiren ülkeler arasında, lisans mezunu olmayan erler
için geçerli olan 15 aylık zorunlu askerlik süresiyle ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’de
uygulanan zorunlu askerlik; hizmet şekli ve süresi itibariyle, Suriye, İran, Mısır, Cezayir,
Azerbaycan, Ermenistan, İsrail, Kuzey Kore ve Güney Kore’ye daha fazla benzemektedir.
9
Bu model içerisinde, subay ve astsubaylardan oluşan yönetim kademeleri çok büyük oranda profesyonellerden
oluşmaktadır.
6
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Avrupa’daki pek çok ülke ile birlikte, tehdit ve yapı olarak farklılaşan diğer bazı ülkelerin
askere alma yöntemleri ve askerlik süreleri karşılaştırmalı olarak aşağıda verilmiştir:10
Ülke
DANİMARKA
ALMANYA
AVUSTURYA
SIRBİSTAN
FİNLANDİYA
NORVEÇ
TÜRKİYE
İSVİÇRE
YUNANİSTAN
RUSYA
ÇİN
İRAN
MISIR
CEZAYİR
KUZEY KORE
SURİYE
İSRAİL
GÜNEY KORE
ABD
BELÇİKA
BRİTANYA
BOSNA HERSEK
BULGARİSTAN
FRANSA
HIRVATİSTAN
HOLLANDA
İSPANYA
İSVEÇ
İTALYA
LİTVANYA
LÜBNAN
MACARİSTAN
MAKEDONYA
POLONYA
PORTEKİZ
ROMANYA
SLOVENYA
ÜRDÜN
Zorunlu
Askerlik Süresi
/ Kaldırıldığı
Tarih
4-12 AY
6 AY
6 AY
6 AY
6-12 AY
6-12 AY
6-15 AY
260 GÜN
9 AY
12 AY
12 AY (Seçici)
12-18 AY
14-36 AY
18 AY
18 AY +
20 AY
21-36 AY (Seçici)
24 AY
1973*
1994*
1960
2006
2008
2001*
2008
1997*
2001
2010*
2004
2006
2007
2004
2006
2008*
2004
2007
2003
1992*
Sivil Alternatif
Hizmet
Seçeneği
Aktif
Ordu
Mevcudu
Nüfus
26.585
250.613
27.300
29.125
22.600
24.025
510.600
22.059
156.600
1.027.00
0
2.285.00
0
523.000
5.484.723
82.369.552
8.233.300
7.467.949
5.244.749
4.620.192
71.892.808
7.581.520
10.722.816
140.702.09
6
1.330.044.5
44
68.251.090
YOK
468.000
147.000
1.106.00
0
325.000
YOK
VAR
176.000
687.000
1.580.25
5
38.452
79.322.034
33.333.216
23.479.088
19.747.586
7.112.359
48.379.392
303.824.64
0
10.584.534
175.690
11.099
34.975
352.771
18.600
46.882
128.013
13.050
293.202
8.850
59.100
29.450
8.000
71.900
43.330
73.350
7.200
100.500
60.943.912
4.590.310
7.262.657
61.037.510
4.491.543
16.645.313
40.491.052
9.321.429
58.640.400
3.565.205
3.971.941
9.930.915
2.061.315
38.500.696
10.832.500
22.246.862
2.007.711
6.198.677
6 AY
6 AY
9-12 AY
9 AY
12 AY
YOK
390 GÜN
VAR
VAR
12 AY
Her 1000
Kişi İçindeki
Aktif Asker
Sayısı
4,8
3,0
3,3
3,9
4,3
5,2
7,1
2,9
14,6
7,3
1,7
7,7
5,9
4,4
47,1
16,5
24,7
14,2
5,2
3,6
2,9
2,4
4,8
5,8
4,1
2,8
3,2
1,4
5,0
2,5
14,9
3,0
3,9
1,9
4,0
3,3
3,6
16,2
* Bu ülkelerde zorunlu askerlik yasal olarak bulunmakla birlikte, uygulama belirtilen tarihte askıya alınmıştır.
10
Çizelgedeki veriler; wikipedia ansiklopedik sözlüğün İngilizce sayfasından (http://en.wikipedia.org/wiki/...), military
service, conscription, compulsory military service, volunteer military madde başlıklarındaki bilgilerden; CIA’nın World
Factbook açık bilgi kaynağı (https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/... .html) ve
http://www.nationmaster.com/cat/mil-military. sayfasındaki bilgilerden 05 Ekim-10 Kasım 2010 erişim tarihi itibariyle
derlenmiştir.
7
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Dünyadaki zorunlu askerlik modellerinde, pek çok ülkede hizmet süresi ve hizmet şekli
itibariyle tek tip uygulama sözkonusu iken, bazı ülkelerde cinsiyete (İsrail), öğrenim
durumuna (Türkiye, Mısır, Rusya, 2008 öncesi Polonya), çocuk sayısına (Yunanistan)11, görev
yeri ve zorluğuna (İran), görev yapılan birlik tipine (Finlandiya, Norveç) ve hizmet statüsüne
(Finlandiya) göre mecburi hizmet süreleri değişmektedir.
Türkiye’de, vatandaşlar öğrenim durumları ve diğer özelliklerine göre, kısmi olarak da kendi
talepleri doğrultusunda zorunlu askerliğin farklı statüleri ile silâhaltına alınmaktadır. Bu
uygulamanın adalet, eşitlik, kurumsal hiyerarşi vb. pek çok nedenle ortaya konulabilecek
yanlışları kadar doğruları olduğu da söylenebilir.
Profesyonel ordu yapılanmasına ABD Ordusu örneğinde bakıldığında; Richard Nixon, 1968
seçim kampanyasında, gelecekte büyük konvansiyonel savaşların olmayacağını ve nükleer
veya gerilla savaşlarının öne çıkacağını söyleyerek, ABD Ordusunda savaş sona erer ermez
zorunlu askerlik uygulamasını sonlandıracağı sözünü vermiştir.12 Bu öngörü, misyon ve
etkinlik temelli olarak, profesyonel orduya dönük değişimi başlatmış ve bugünkü tam
profesyonel ABD Ordusunun temellerini atmıştır. ABD Ordusunda zorunlu askerlik kanunen
var olmasına rağmen 1973 yılından itibaren uygulamadan kaldırılmıştır.
Pek çok Avrupa ordusunda, zorunlu askerlik uygulamasının kaldırılması ‘‘Soğuk Savaş
Dönemi’’ sonuna rastlamakla birlikte, bugün zorunlu askerliği devam ettiren ülkeler de dâhil,
orduların bu kaynağa bağımlılığının ve ordu içindeki zorunlu asker oranının 1970’lerden
itibaren düşürüldüğü görülmektedir. Geçiş sürecinde kara ordularında bile %50’lere inen
zorunlu askerlerin oranı, deniz ve hava kuvvetlerinde %10’lara kadar çekilmiştir. Türkiye’de
ise kısalan askerlik süresi ve uzman erbaş uygulamasına rağmen, zorunlu askerlerin oranı
Deniz ve Hava Kuvvetlerinde daha düşük olmakla birlikte, Kara Kuvvetlerinde hala %70’lerin
üzerindedir.
Zorunlu askerlik uygulamasını kaldıran veya tanıdığı farklı haklar ve kısalan süresi ile,
toplumun da talep ettiği daha kolay uygulanabilir bir model haline getiren Avrupa
ülkelerinin, ne Türkiye ne de diğer bölgelerdeki ülkeler için tam bir örneklik teşkil etmesi
elbette mümkün değildir. Orduların küçülmesinde ve askerlik modellerinin profesyonelliğe
doğru dönüşünde en önemli faktör elbette ki tehdit algısıdır. Bu anlamda, Soğuk Savaş
Dönemi sonrası Avrupa kıtasında, AB’nin yapısı ve genişlemesinin de etkisiyle; düşmanlıkların
ortadan kalktığı, tehdit algısının zayıfladığı ve birleşik bir Avrupa ordusunun da zaman zaman
gündeme geldiği görülmektedir.
Yukarıdaki tabloda yer alan 38 ülkeye ait nüfus ve aktif ordu mevcutları incelendiğinde;
Türkiye nüfus büyüklüğü ile altıncı, aktif ordu (bu mevcuda jandarma dâhil değildir) büyüklük
sıralamasında yedinci ve her 1000 kişi içindeki aktif asker sayısı (7,1 kişi) sıralamasında ise
onuncu sırada yer almaktadır. Aynı sıralamalara Avrupa ülkeleri arasında bakıldığında ise;
Türkiye nüfus büyüklüğü sıralamasında üçüncü (Rusya ve Almanya’dan sonra), aktif ordu
büyüklüğü sıralamasında ikinci (Rusya’dan sonra) ve her 1000 kişi içindeki aktif asker sayısı
sıralamasında ise üçüncü (Yunanistan ve Rusya’dan sonra) durumdadır.
11
2006 yılı itibariyle Yunanistan Ordusunda 12 ay olan hizmet süresinin, sahip olunan çocuk sayısına göre düşürüldüğü
görülmektedir. Aktaran: Cenk Özgen, ‘‘Türkiye’de Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu’’, Yıldız Teknik Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.
12
Stephen E. Ambrose, ‘‘The End Of The Draft, And More’’ Natıonal Revıew/August R 9, 1999.
8
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Zorunlu askerlik uygulamasının devam ettiği pek çok Avrupa ülkesinde ‘‘Vicdani Ret’’ ve
‘‘Alternatif Kamu Hizmeti’’ bir seçenek olarak yasallaştırılmıştır. Alternatif kamu hizmeti
mecburi hizmet süresi kadar veya üzerinde olabilmektedir. Farklı ülkelerin ordularındaki
alternatif kamu hizmet uygulamaları incelendiğinde; sağlık, eğitim ve çocuklarla, yaşlılara
yardım başlıkları öne çıkmaktadır. Ayrıca Finlandiya gibi bazı ülkelerde silahsız ve/veya
muharip olmayan birliklerde askerlik hizmetini yerine getirme imkânı da verilmektedir.
Alman Ordusunda 2000 yılı öncesi artan eleştirilere rağmen zorunlu askerlik kaldırılmamış,
ancak yeniden düzenlenmiştir. Öncelikle askerliğin süresi 12 aya indirilmiş (bugün 6 ay) ve
askere alınanların daha yüksek maaşlarla iki yıla kadar orduda kalmalarının yolu açılmıştır.
İstatistikler daha sonraki yıllarda azalış göstermekle birlikte, silâhaltına alınan yükümlülerin
1996 yılı itibariyle %80’inin uzun dönem sözleşmeli askerliğe geçtiğini göstermektedir. Bu
tercihi kullanan askerlerin ortalama hizmet süresi 17 ay olarak verilmektedir.13
Almanya’da, askerlik çağındaki pek çok erkek vatandaş, ya orduda hizmeti ya da yaşlılarla
çalışma gibi sivil hizmet formunu seçmektedir. Bunun yanında her on kişiden birisi de devlet
veya federal polis gücünde çalışmayı tercih etmektedir. Bu kişiler sınır güvenliği sağlayarak
veya gönüllü itfaiyecileri eğiterek, yedi yıllık sürede yarı-zamanlı (part-time) hizmet
edebilmektedirler.14
İsviçre’de ise diğer ülkelerden farklı bir uygulama yapılmaktadır. Bu ülkede 260 gün olarak
belirlenen zorunlu askerlik süresinin 18-21 haftalık bölümü zorunlu temel eğitim dönemi
iken, kalan hizmet süresi müteakip yıllarda yükümlünün katıldığı 3’er haftalık tazeleme
eğitimleri ile tamamlanmaktadır.
Çin ve İsrail’de zorunlu askerlik uygulaması olmasına rağmen bu iki ülke askere alma
uygulamasında diğer ülkelerden farklılaşmaktadır. Çin’de seçici (selective) bir askere alma
uygulaması varken bu uygulama İsrail için yarı-seçici (semi-selective) olarak
adlandırılmaktadır. Her iki ülkede de askerlik için seçilmeyen adaylar kamu hizmetine
yönlendirilmektedir. İsrail’de 1990 sonrası zorunlu askerlik modeli kaldırılmaksızın geçilen
seçici askerlik uygulaması nedeniyle askerlik çağındaki her beş erkekten hizmete uygun olan
üçüne aktif askerlik yaptırılmaktadır. 15
13
Bernhard Fleckenstein, ‘‘Germany Forerunner of a Postmodern Military?’’, The Postmodern Military
Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.84,99, 2000.
14
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
15
Baruch Nevo and Yael Shor, '‘The Contract Between The IDF And Israeli Society: Compulsory Service." Baruch Nevo and
Yael Shor (ed.) ‘‘The Contract Between The IDF And Israeli Society: Compulsory Service: The Army-Society Project of the
IDF and the Israel Democracy Institute, Jerusalem’’, İçinde, The Israel Democracy Institute (Hebrew), 2002. Aktaran;
Yagıl Levy, ‘‘Socıal Convertıbılıty And Mılıtarısm: Evaluatıons Of The Development Of Mılıtary-Socıety Relatıons In Israel
In The Early 2000s' ’’, Journal Of Political And Military Sociology, 2003, Vol. 31, No. 1 (Summer): p.80.
(Ed.: Charles C.
9
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Dünyadaki askerlik uygulamalarının kısa özeti:
Yukarıda bazıları aktarılan farklı askerlik modelleri ve uygulamaları aşağıda kısaca
özetlenmiştir:
1) Üç farklı temel askerlik modeli uygulaması mevcuttur:
i. Tam Profesyonel Ordular (ABD, İngiltere, Fransa gibi)
ii. Karma Ordular (Almanya ve Meksika gibi: Bu modelde zorunlu askerlikle birlikte seçilmiş
gönüllü askerlerin maaşlı olarak orduda görev aldığı görülmektedir.)
iii. Zorunlu Askerlik Uygulanan Ordular
2) Zorunlu askerliğe katılımda üç farklı yöntem uygulanmaktadır:
i. Sağlıklı tüm vatandaşların bir seçim süreci olmadan askere alındığı ordular (Türkiye, İran,
Mısır gibi)
ii. Devletlerin yükümlüler arasından seçim yaptığı ordular (Çin ve İsrail gibi: seçilmeyen
yükümlüler belirlenen sürede kamu hizmeti yapmaktadır.)
iii. Yükümlülerin zorunlu askerlik veya Alternatif kamu hizmeti arasından seçim yaptığı ordular
(Danimarka, Almanya gibi pek çok Avrupa ülkesi)
3) Zorunlu askerliğin yerine getirilmesinde dört farklı mesai/görev modeli mevcuttur:
i.
Askerlerin yıllık izinleri dışında tüm mesai gün ve gecelerini kışlada geçirdiği ordular
(Türkiye, İran, Mısır, Gibi)
ii.
Askerlerin sadece mesai günlerinde 5 gün ve dört geceyi kışlada geçirdiği ordular (Soğuk
savaş öncesi Federal Almanya Ordusu gibi)
iii.
Askerlerin sadece hafta sonlarını, iki gün ve bir gece olarak kışlada geçirerek zorunlu
askerliğini tamamladığı ordular (Karma bir model uygulayan Meksika Ordusu)
iv.
Askerlerin temel eğitim sonrası kalan zorunlu hizmetlerini müteakip yıllarda kısa dönem
hizmetlerle tamamladığı ordular (İsviçre Ordusunda 260 günlük zorunlu askerliğin 18-21
haftalık temel eğitim bölümü dışında kalan süresi müteakip yıllarda 3’er haftalık
eğitimlerle tamamlanmaktadır.)
10
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
21. Yüzyılda askerlik modellerinde gerçekleşecek değişime dönük öngörüler:
Yukarıda örneklendirilen pek çok askerlik modeli ve uygulamasına kısmen yansımakla
birlikte, 21. Yüzyılda ülkelerin askerlik modellerindeki değişime dönük, askeri sosyologlar ve
araştırmacılar tarafından dile getirilen tahmin ve öngörülerden bazıları aşağıya aktarılmıştır:
i.
Her ülkenin ordu yapısı ve askerlik modelinin o ülkeye ve kültüre özgün olması.16
ii.
Profesyonel askerliğe geçen orduların da, zayıflayan toplumsal bağlar, gönüllülüğe dayalı
kaynak problemi ve tehdit değerlendirmesindeki değişim nedeniyle askerlik sistemlerini
yeniden yapılandırma ihtiyacı duyması. 17
iii.
Modellerin konvansiyonel muharebeye daha az odaklı insan gücüne dayanması.18
iv.
Gerçek muharebenin tamamen profesyonellere bırakılması. Bunun yanında diğer pek çok
hayati görevin kısa dönem için silâhaltına alınan askerlerce yerine getirilebilmesi.19
v.
Zorunlu askerlik modellerinin herkesin silâhaltına alınmasını gerektirmeyecek şekilde
yeniden düzenlenmesi. 20
vi.
İster profesyonel, ister zorunlu askerlik modeli olsun, askere alma sürecinin çok daha seçici
olması. 21
vii.
Zorunlu asker mevcudunun ordular içinde oransal olarak küçülmesi.
viii.
Zorunlu askerlik sürelerinin kısalması.22
ix.
Kısalan zorunlu askerliğin bir seçim süreci olarak işletilmesi ve bu süre sonrası seçilen
personele daha yüksek ücretle orduda hizmete devam etme imkânı verilmesi. 23
x.
Zorunlu askerlik sürelerinin kısalması nedeniyle, cinsiyet, öğrenim ve görev yeri/kadrosu
temelinde farklılaşan hizmet sürelerinin eşitlenmesi.
xi.
Kısaltılmış zorunlu/temel askerlik süresi sonrasında sivil yaşama dönen vatandaşların
müteakip yıllarda, yedek/seferi kuvvetler olarak, düzenli tazeleme eğitimlerine alınması.
xii.
Ulusal savunma birimlerinin veya yarı zamanlı (part-time) yedeklerin savunma planlarında
daha etkin rol alması. 24
xiii.
Ordu yapısı içerisinde maliyet-etkinlik ve uzmanlık temelli olarak sivil oranlarının artması.
16
Christopher Briem, ‘‘A 21st-Century Draft Will Not Work’’ Proceedings, September 2002.
17
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
18
Charles Moskos, Paul Glastris, a.g.e.
19
Charles Moskos, Paul Glastris, a.g.e.
20
Charles Moskos, Paul Glastris, a.g.e.
21
Christopher Briem, ‘‘A 21st-Century Draft Will Not Work’’ Proceedings, September 2002.
22
Charles Moskos, "Time to Bring Back the Draft?"American Enterprise Online, December 21, 2001. Congressional Digest,
September 2006 içinde özet, s.222.
23
Almanya Ordusu örneği için Bkz.; BakınıBernhard Fleckenstein, ‘‘Germany Forerunner of a Postmodern Military?’’, The
Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York,
s.84,99, 2000.
24
Charles Moskos, "Time to Bring Back the Draft?"American Enterprise Online, December 21, 2001. Congressional Digest,
September 2006 içinde özet, s.222.
11
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
3. Dünyada Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu Üzerine
Tartışmalar
Soğuk Savaş Dönemi ve sonrasında, savunma planlamalarında silah teknolojilerine verilen
önem ve bu konulara yapılan aşırı vurgu, kimin askerlik yapması gerektiği gibi yapısal
konuların tartışılması ve bu konularda çözüm üretilmesini gölgelemiş ve geciktirmiştir.25
Soğuk Savaş Dönemi sonrası, ordulardaki yapısal değişimi sadece profesyonel ordu-zorunlu
askerlik temelinde tartışmak çok da doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir. 1960 ve
1970’li yıllarda profesyonelliğe geçen ABD ve İngiltere ordularındaki yapısal değişim; zorunlu
askerlik sistemini halen karma bir model içerisinde uygulayan Almanya vb. ordulardaki
yapısal değişimden çok fazla da farklılaşmamaktadır. Farklı modeller kapsamında olsalar da,
tehdit algısı ve çağın gerektirdiği modernizasyonun etkisiyle 1/3 ile 1/2 oranları arasında
küçülen orduların, deniz aşırı görevlere hazır bir yapıya kavuştuğu görülmektedir. Bu sebeple,
her ordunun yeniden yapılanma sürecinde çağın gerektirdiği değişimi, kendi askerlik modeli
içerisinde modifikasyonlarla gerçekleştirebileceği de iddia edilebilir.
Zorunlu askerlik-profesyonel ordu tartışmalarının temelde dört ana konu üzerinde
yoğunlaştığı görülmektedir; 1) İşlevsellik ve görev etkinliği, 2) Yarattığı toplumsal etkiler 3)
Yarattığı ekonomik sonuçlar ve 4) Kişisel haklar ve özgürlükler.
İki temel askerlik modelinden birisi olan profesyonel orduyu savunanlara göre; bugünün
orduları özellikle denizaşırı görevler için profesyonel askerlere ihtiyaç duymaktadır. Bu
görüşe göre, günümüzün ileri teknoloji silahları ve kompleks muharebe stratejileri nedeniyle,
gerçek muharebenin profesyonel askerlere bırakılması gerekmektedir.26
Günümüzün savaşları teknoloji savaşlarıdır; pasif, düşünmeyen, şaşkın insanlar sürüsüne
değil, yüksek derecede eğitimli personele ihtiyaç göstermektedir.27 Bu nedenle, orduların
post modern askerlik çağındaki misyonuna göre, büyüklüğü değil, işlevsel savaş gücü ve
muharebe etkinliği çok daha fazla öne çıkmaktadır.
İki modeli karşılaştıran Bröckling’e göre; zorunlu askerlikle verilen eğitimde her şeyden önce
genel bir gönüllü itaatkârlık üretmek hedeflenirken; profesyonel askerlikle, askeri tavır ve
davranış disiplininden çok, hizmet alanında işlevselliği sağlayacak bir disiplinin verilmesi
amaçlanmaktadır.28
Zorunlu askerlik uygulamasını savunanların temel gerekçeleri, profesyonel ordudan
tamamen farklı olarak, siyasi nedenler, vatandaşlık görevleri, toplumsal bağlar ve eşitlik
temelinde şekillenmektedir. Leander’e göre zorunlu askerliğin önemine yapılan vurgular,
olumlu toplumsal ve siyasi etkisi noktasında iki konuda yoğunlaşmaktadır. Bunlar; 1)
Toplumsal bağlara ve farklılıkların entegrasyonuna katkısı, 2) Demokratik ve sivil yönetim
25
Moskos, Charles, book review, ‘‘The Culture of Defense (by Christopher D. Van Aller, Lexington Books, 2001.) US Army
War College, 00311723, Fall2001, Vol. 31, Issue 3.
26
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
27
Ayn Rand, ‘‘Kapitalizm: Bilinmeyen İdeal (Kapitalizm: The Unknown Ideal)’’, Çev.: Nejdet Kandemir, Plato Yayınları,
İstanbul, 2004, s.299.
28
Ulrich Bröckling, ‘‘Disiplin: Askeri İtaat Üretiminin Sosyolojisi ve Tarihi’’, Çev.: Veysel Atayman, Ayrıntı Yayınları, İkinci
Basım, 2008, İstanbul, s.379.
12
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
modelinin güvencesi olmasıdır. Yine yazara göre, zorunlu askerliğin rolü üzerine bu iki ana
konudaki olumlu tespitler, uygulamanın geçmişini tam olarak yansıtmamaktadır. Ayrıca; bu
faktörler, ülkelerde farklılaşan uygulamalar nedeniyle, her toplumda geçerli olmadığı gibi,
eşit olarak etkili de kabul edilemez.29
Askerlik sistemlerine ekonomik temelde bakıldığında, veriler üzerinden yapılan analizler;
zorunlu askerliği bir model olarak kullanan ülkelerin profesyonel ordulara sahip ülkelere
göre, üretim düzeyi ve ekonomik büyüme oranı itibariyle daha geride olduğunu göstermiştir.
Çalışmalar; OECD ülkeleri için, zorunlu askerliğin ekonomik performans üzerinde istatistikî
olarak anlamlı bir negatif etki yarattığı sonucunu ortaya koymuştur. Bu nedenlerle; zorunlu
askerlik, uzun dönem için insan ve fiziksel sermaye birikiminde yarattığı olumsuzluklar
nedeniyle maliyetli bir askerlik modeli olarak tanımlanmaktadır.30
Briem’e göre, askerlik gibi kitlesel kamu hizmetlerinin ekonomik maliyeti oldukça yüksektir.
Milyonlarca çalışanı işgücünün dışına çıkarmak veya onların eğitim ve kariyer süreçlerini
ertelemek, ulusal ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Bu nedene bağlı olarak, 1970’lerin
başında en muhafazakâr ve en liberal ekonomistlerin (Nobel adayı Milton Friedman dâhil),
zorunlu askerliğe karşı eleştirileri bulunmaktadır. Bu ekonomistlerin endişe ve eleştirileri
bugün çok daha fazla geçerlidir.31 Bu sebeple profesyonelleşmenin kısa dönemde bütçeye
getireceği yükün, uzun dönemdeki pek çok kazançla birlikte azalacağı da öngörülmektedir.32
Keller vd., iki farkı askerlik modeli üzerinde benzer görüşler dile getiren ekonomistlere ve altı
farklı çalışmaya (Hansen and Weisbrod, 1967; Fisher, 1969; Lee and McKenzie, 1992; Sandler
and Hartley,1995, Chapter 6; Warner and Asch, 2001; Poutvaara and Wagener, 2007) atıfta
bulunarak; zorunlu askerliğin düşük bütçe maliyetine rağmen, gönüllü askerlerle
kıyaslandığında, ekonomik temelde çok daha büyük bir fırsat maliyeti ortaya çıkardığına
dikkati çekmektedir. Bu ekonomistlerden bazılarının diğerlerinden farklı olarak,
çalışmalarında (Lee ve McKenzie (1992), Warner ve Asch (1995) zorunlu askerliği sosyal
maliyet açısından daha tercih edilebilir bulduklarının da belirtilmesi gerekmektedir. Keller
vd., askerlik modelleri konusundaki tespitlerini şöyle sıralamaktadır:33
29
30
i.
Zorunlu askerliğin fırsat maliyeti bütçe maliyetinden yüksektir.
ii.
Zorunlu askerlik kişi ile iş arasında verimsiz bir eşleştirme ve nihayetinde hizmet ve ürün
kaybına neden olmaktadır.
iii.
Zorunlu askerlerin ucuz işgücü olarak değerlendirilmesi, pek çok kadroda ihtiyaçtan daha
fazla ve verimsiz görevlendirmeyi getirmektedir.
iv.
Kısa eğitim dönemi, tecrübe eksikliği, yüksek işgücü devir oranı ve motivasyon eksikliği
zorunlu askerleri profesyonellere göre daha düşük hizmet verimliliğine götürmektedir.
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer 2004,
p.574-582.
Katarına Keller, Panu Poutvaara And Andreas Wagener, ‘‘Mılıtary Draft And Economıc Growth In Oecd Countrıes’’,
Defence And Peace Economics, 2009, Vol. 20(5), October, Pp. 373–374.
31
Christopher Briem, ‘‘A 21st-Century Draft Will Not Work’’ Proceedings, September 2002.
32
Hale Akay, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri: Kurumsal ve Askeri Boyut’’, Almanak Türkiye 2006-2008: Güvenlik Sektörü ve
Demokratik Gözetim (Ed.: A.Bayramoğlu, A. İnsel) TESEV Yayınları, Temmuz 2009, s.128.
33
Katarına Keller, Panu Poutvaara And Andreas Wagener, ‘‘Mılıtary Draft And Economıc Growth In Oecd Countrıes’’,
Defence And Peace Economics, 2009, Vol. 20(5), October, Pp. 375–376.
13
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Zorunlu askerliğin 18-30 gibi bir yaş aralığında uygulanma zorunluluğu, pek çok erkeğin;
öğrenim, çalışma ve mesleki eğitim noktasında kendini geliştirmesini engellemekte ve bu
kişisel yatırım sürecinin kesilmesi veya ertelenmesi sonucunu doğurmaktadır.34
Yapılan ampirik çalışmalar zorunlu askerliğin maliyet noktasında çok da faydalı bir metot
olmadığını göstermektedir. 1993 yılında henüz zorunlu askerliğin kaldırılmadığı dönemde,
Belçika’da zorunlu askerliğin sosyal maliyeti bütçe maliyetinin iki katı olarak hesaplanmıştır.35
1980-1990 yılları arasında Almanya’daki zorunlu askerlik uygulamasını inceleyen üç farklı
araştırmanın kritik edildiği çalışmada ise; zorunlu askerliğin yarattığı ve hükümet
bütçesindeki hesaplamalarda dikkate alınmayan, yıllık finansal verimlilik kaybının 2,2-6,7
milyar Euro (o tarihteki askeri harcamaların %9-27’si) arasında değiştiği hesaplanmıştır.36
Yapılan bir diğer araştırmaya göre ise; öğrenim ve eğitim düzeyi yüksek bireylerin özel
sektörden askerlik görevine yönlendirilmesinin fırsat maliyeti yüksek olmasına rağmen, aynı
şey düşük öğrenim düzeyindeki bireyler için neredeyse tam tersi olarak gerçekleşmiştir.
Askerlik hizmeti, düşük öğrenim düzeyindeki bireyler için yarattığı eğitim fırsatı nedeniyle
kişisel ve mesleki gelişime katkı sağlayabilmektedir.37
Yukarıdaki tartışmalardan farklı olarak, olaya haklar temelinde bakan ve profesyonel askerliği
savunan Rand, 1970 yılında ABD henüz zorunlu askerliği kaldırmadan, sisteme şu eleştiriyi
getirmektedir: ‘‘Karma bir ekonomideki bireysel hakların devletçi ihlalleri içinde zorunlu
askerlik en kötüsüdür.’’ Yazara göre zorunlu askerliği savunanların temel argümanı; ‘‘hakların
yükümlülükleri mecbur kıldığıdır.’’ Bu görüş hakların zorunlu askerlik hizmeti ile ve bir savaş
durumunda can pahasına satın alınması anlamına da gelmektedir. Ayrıca, zorunlu askerliği
savunanlar, askerliğin kendilerine sağladığı gücü bırakmamanın; hepsinden öte, kişinin
hayatının devlete ait olduğu prensibinden vazgeçmemenin mücadelesini de vermektedirler.
Rand’a göre; ‘‘gönüllü bir ordu, özgür bir ülkeyi savunmanın tek doğru, ahlaki ve pratik
yoludur.’’ Özgür bir ülke bir yabancı saldırısına karşı asla gönüllü eksikliği duymamıştır. Yazar,
Amerika Ordusunun bugün yaşadığı gönüllü asker problemini ise 40 yıl öncesinden
tanımlamaktadır; ‘‘Kore’deki ve Vietnam’daki gibi savaşlar için çok fazla asker gönüllü
olmayacaktır.’’38
Askerlik modeli tartışmalarına yukarıdaki dört temel konu ve bağlam dışında bakan
araştırmacı sayısı hemen hemen yok gibidir. Bu konuda Anderson vd. tarafından ifade edilen
farklı bir yaklaşım39 zorunlu askerlik tercihinin kültürel temellerini de gündeme
getirmektedir. Bu yaklaşıma göre, zorunlu askerliği terk etmek istemeyen ülkelerin temel
kültürel özelliği savaşçı toplum olmalarıdır.
34
35
36
37
M.I. Lau, P. Poutvaara, and A. Wagener, ‘‘Dynamic costs of the draft’’ German Economic Review 2004, 5, 381–406.
K. Kerstens, E. Meyermans, ‘‘The Draft Versus An All-Volunteer Force: İssues Of Efficiency And Equity in The Belgian
Draft’’, Defence Economics, 1993, 4, p.271–284.
D.S. Lutz, ‘‘Ist eine Freiwilligen-Streitkraft billiger? (Are all-volunteer forces cheaper?)’’ In Hamburger Beiträge zur
Friedensforschung und Sicherheitspolitik, edited by J. Gross and D.S. Lutz. Hamburg, 1996, p.39–54.
M.D. Stroup, J.C. Heckelman, ‘‘Size of The Military Sector And Economic Growth: A Panel Data Analysis of Africa and
Latin America’’, Journal of Applied Economics, 2001, 4, 329–360.
38
Ayn Rand, ‘‘Kapitalizm: Bilinmeyen İdeal (Kapitalizm: The Unknown Ideal)’’, Çev.: Nejdet Kandemir, Plato Yayınları,
İstanbul, 2004, s.296-299.
39
G.M. Anderson, D. Halcoussis and R.D. Tollison, (1996) ‘‘Drafting The Competition: Labor Unions And Military
Conscription’’, Defence and Peace Economics, 1996, 7, p.189–202.
14
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Zorunlu askerlik–profesyonel ordu tartışması içinde, yukarıda aktarılan dört farklı alandaki
görüşler ve verilerle birlikte; karar sürecine dönük daha fazla parametrenin analiz edilmesi ve
açıklanması gerekmektedir. Bu parametrelerden bazıları; 1) zorunlu askerliğin uygulama
şekli, 2) zorunlu askerliğe bağlı sosyal ve politik kurumlar, 3) uygulamanın toplumca nasıl
algılandığı ve 4) zorunlu askerlikle ilgili mitlerin çekiciliği olarak sıralanabilir.40
Sözkonusu değişim parametrelerini daha iyi anlamak için, zorunlu askerlik-profesyonel ordu
temelinde yapılan tartışmalara ait görüşlerin bazı ayrıntıları müteakip alt maddelerde; 1)
Askerlik modellerinin yapısal değişimi ve toplumsal tercihler, 2) Askerlik modellerinin
toplumsal ilişkilere etkisi, başlıkları altında verilmiştir.
3.1 21. Yüzyılda Askerlik Modellerinin Yapısal Değişimi ve Toplumsal Tercihler
Zorunlu askerlik modellerinin değişimi yönünde ortaya konulan toplumsal talep, Batı
ordularında askerlik modelinin değişimini sağlamıştır. Bu değişim ordular tarafından her
zaman belirli bir dirençle karşılanmıştır. ABD Ordusu’nda zorunlu askerlikten profesyonelliğe
geçişi inceleyen Moskos’a göre, tüm değişimlere direnç gösteren ABD Ordusu da, 1973’te
zorunlu askerliğin kaldırılmasına karşı gelmiştir. Yazara göre, bugün zorunlu askerlik
uygulamasına dönüşe karar verilse, ordu yine direnç gösterecektir.41
Dünyadaki tüm ordulardaki temel askeri meslek kültürünün benzerliği göz önüne alındığında,
Moskos’ın değişime direnç noktasında ABD Ordusu’na yönelik tespitlerinin Türk Ordusu da
dâhil tüm ordular için geçerli olduğu söylenebilir. Bu noktada, ordularla ilgili yapısal
değişimlerin kararının sadece ordulara bırakılması temel politika hatalarından birisi olarak
tanımlanabilir.
Batılı demokrasilerin toplumu anlama noktasında yaşadığı değişim ve özgürlükler, zorunlu
askerlik konusunda dirence dönüşmüş ve pek çok ülkedeki uygulama, Soğuk Savaş Dönemi
sonrası yetersiz ve istenmeyen modeller haline gelmiştir.42
Demokrasi ile zorunlu askerliğin, toplumsal tercihler bağlamında yukarıda Avrupa örneği ile
aktarılan ilişkisine rağmen, bununla çelişen argümanlar da ortaya konmaktadır. Bröckling43
Alman Cumhurbaşkanı Theodor Heuss’in 1949 yılındaki sözlerine, ‘‘Genel seçme hakkı
olmaksızın hakiki bir demokrasinin olması ne kadar mümkünse, genel (zorunlu) askerlik
görevi olmaksızın da bir demokrasinin olması o kadar mümkündür.’’ atıfta bulunarak genel
zorunlu askerlik uygulamasını ‘‘demokrasinin meşru çocuğu’’ olarak nitelemekte ve yönetim
şekli ne olursa olsun askerlik görevinin ‘‘meşru babası’’ olarak ise kitleleri harekete geçiren,
ulusal devleti göstermektedir. Alman Ordusu’nun zorunlu askerlik uygulaması konusunda
devam eden ısrarının nedenlerinden birisi olarak bu anlayışı gösterilmektedir. Yazar bir
40
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer, 2004,
p.573.
41
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
42
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer 2004,
p.574-582.
43
Ulrich Bröckling, ‘‘Disiplin: Askeri İtaat Üretiminin Sosyolojisi ve Tarihi’’, Çev.: Veysel Atayman, Ayrıntı Yayınları, İkinci
Basım, 2008, İstanbul, s.403-404.
15
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
başka konu bağlamında, Almanya’da kaldırılacak zorunlu askerlik hizmeti ile birlikte,
alternatif kamu hizmetinin de sonlandırılacak olmasını, olumsuz sosyal sonuçları açısından en
az askerlik hizmeti kadar tartışılması gereken bir konu olarak görmektedir. Bröckling’e göre,
devletin kişileri asker olmaya zorlaması köhnemiş bir uygulama bile olabilir, ancak
vatandaşların hizmet etme yasal zorunluluğu tartışmaya dahi açılmamalıdır.
Zorunlu askerlik konusunda görülen toplumsal tepkiler ve isteksizliğin, Amerika örneğinde
olduğu gibi, profesyonel ordular için asker temininde de kendini göstermesi yeni bir problem
kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumsal isteklilik konusuna ABD Ordusu için
bakıldığında, ‘‘orduda kesinlikle hizmet etmeyeceğim’’ diyen gençlerin oranı 1980 yılında
%40 iken bu oran 2000 yılında %64’e yükselmiştir.44 Amerikalıların %82’sinin orduda hiç
hizmet etmemiş olması ve hiçbir üyesi orduda bulunmamış Amerikan ailelerinin oranının
%76 olması da orduda hizmet konusundaki isteksizliği ortaya koymaktadır.45 Bu istatistiklere
rağmen, profesyonel askerliğe geçen ABD Ordusuna halkın bakışının %82 oranında olumlu
olduğu, toplumun orduda görev yapan kişilere %62 oranında güven duyduğu ve halkın
%78’inin subaylığı prestijli bir meslek olarak algıladığı görülmektedir.46 ABD halkının bu
yaklaşımı bir anlamda bireyciliği de yansıtmaktadır ve ‘‘Siz oyunu oynayın ben alkışlayayım’’
cümlesi ile özetlenebilir.
Moskos, Soğuk Savaş sonrası 1/3 oranında küçülen orduya rağmen, gönüllü asker temelinde
yaşanan kaynak problemine dikkat çekerken, Amerika için yeni bir askerlik modelinin
gerekliliğini ortadan kaldıracak en önemli faktör olarak, hizmet için yeterli sayıda
Amerikalının gönüllü olmasını şart koşmaktadır.47
Askere almada kaynak problemi yaşayan ABD mevcut askerlik sistemi ile gönüllü aday
sayısını artırmak için yeni yöntemlerin ve cazip şartların arayışına girmektedir.48 Ordunun
2000 yılında, gönüllü ihtiyacını karşılamak üzere, üniversite öğrencilerine askerliğe kayıt
öncesi finansal destek sağladığı bir programı devreye soktuğu; 2001 yılında ise cinayet gibi
ağır suç işlemiş 380 kişiyi de askere aldığı görülmektedir. ABD Ordusu’nda askere alınan her
üç gönüllüden birinin temel eğitim döneminde sistemden ayrılması ya da uzaklaştırılması ve
her 10 kişiden birinin ilk sözleşme dönemini tamamlamadan ordudan ayrılması kaynak
ihtiyacını artıran faktörler olarak dikkat çekmektedir.49
Gençleri ABD Ordusu’nda profesyonel askerliğe çeken temel gerekçeler ise, eğitim, ekonomik
nedenler ve askerliğe uygun kişiliğe sahip olmanın getirdiği isteklilik olarak belirtilmektedir. 50
44
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
45
CBC News/New York Times tarafından yapılan çalışma, 16 Eylül 2005, http://0-poll.orspub.com.usmalibrary.edu,
adresinde “Military.” Başlığı altında ulaşılabilir, aktaran: Richard M. Wrona Jr. ‘‘A Dangerous Separation The Schism
between the American Society and Its Military’’, American Peace Society, Vol. 169 No. 1, Summer 2006 s.29.
46
Aktarılan üç farklı sonuç, PEW Research Center tarafından sırasıyla 2005, 2004, 2005 yıllarında yapılan telefon
anketlerine ait olup, online olarak ‘‘Polling the Nations Database’’ içinde ‘’Military’’ başlığı altında bulunmaktadır.
Aktaran; Richard M. Wrona Jr. ‘‘A Dangerous Separation The Schism between the American Society and Its Military’’,
American Peace Society, Vol. 169 No. 1, Summer 2006 s.29-30.
47
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
48
Charles C. Moskos, ‘‘Saving The All-Volunteer Force’’, Mılıtary Revıew, May -June 2005.
49
Charles Moskos, “Reviving the Citizen Soldier,” Public Interest 147 (Spring 2002).
50
Richard M. Wrona Jr. ‘‘A Dangerous Separation The Schism between the American Society and Its Military’’, American
Peace Society, Vol. 169 No. 1, Summer 2006 s.29-30.
16
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Askerliğe isteklilik konusunda, halen yarı-seçici zorunlu askerlik modelini uygulayan İsrail’de
yapılan bir araştırma ise, 13-18 yaş grubundaki erkeklerin muharip birliklerde askerlik hizmeti
yapma konusundaki istekliliğinin 1998 yılı itibariyle %65 oranında olumlu olduğunu ve bu
oranın 2000 yılında %53’e gerilediğini göstermiştir.51
Alman Ordusu’nda 2000 yılı öncesi zorunlu askerliğe getirilen eleştirilerin, askerlik süresinin 6
aya indirilmesi ve sağlanan haklarla ortadan kalktığı ve halkın düzenlemeler sonrası 2/3
oranında zorunlu askerlik taraftarı haline geldiği ifade edilmektedir.52
Mevcut veriler ve görüşler, artan refah düzeyiyle birlikte, özellikle gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkelerde zorunlu askerliğe karşı direncin ve isteksizliğin arttığını ve profesyonel
ordulara katılımın yetersiz olduğunu göstermektedir. Yapılmış bir alan çalışması olmamakla
birlikte, zorunlu askerliğe karşı takınılan tepki ve isteksizlik Türkiye’de de artmaktadır. Çeşitli
sebeplerle askere alınamayan kitlenin sürekli büyümesi, bedelli askerlik için artan talep ve
beklentiler ve tepkilerin örgütlü olarak ortaya konması bu tespiti doğrulamaktadır.
Askeri organizasyonlarda, zorunlu askerlik-profesyonel ordu bağlamındaki yapısal değişim
sadece askerlerle sınırlı değildir. Değişimin önemli bir ayağını da sivil uzman ve görevlilerin
istihdamı oluşturmaktadır.
Profesyonel orduya geçiş sürecinde pek çok ülkede, ordu içindeki sivil görevli ve uzmanların
oranı çok yükselmiştir. Moskos’a göre,53 pek çok süfli iş maliyet etkinliği açısından sivillere
devredilirken (buna kışla güvenlik hizmetleri de dâhildir), bu uygulama sayesinde askerlerin
eğitim dışı görevlerden kurtulması da sağlanmıştır. Ayrıca teknik olarak kompleks silah
sistemleri de uzmanlığına ihtiyaç duyulan sivillere devredilerek etkinliği artırılmıştır. Moskos,
ABD savaş gemilerinin temel teknik kadrolarının önemli bir kısmının 1950 yılından beri
sivillere emanet edildiğine dikkat çekmektedir. Birinci Körfez Savaşında ABD Ordusu’nun
lojistik sistemleri çalıştıracak 10.000 sivili Suudi Arabistan’da konuşlandırdığı ve sivil
görevlilerden fiziksel veya disiplin nedenleriyle ABD’ye dönüş yapanların oranının benzer
kadrolardaki askerlere göre daha düşük olduğu görülmüştür.54
Alman Ordusu’nda ise 1989 yılında 480.000 askere karşılık 180.000 sivil görevli ve uzman
(%27) varken, bugün 250.000 civarında olan aktif askere karşı sivil uzman oranı çok daha
yukarıdadır.55 Britanya Ordusu’nda sivil görevli ve uzman istihdamının Almanya ve ABD deki
düzeylere hiçbir zaman çıkmadığı görülmektedir.56 Tehdit algısı bağlamında Türkiye’ye daha
fazla benzeyen İsrail’e bakıldığında ise, ordu içindeki sivil uzman/görevli oranı oldukça küçük
ve temel bir kaynak/kategori olmaktan uzaktır. Ayrıca İsrail Ordusu’ndaki sivil
51
Shavit, Uriya, "To Serve or Not to Serve?’’ Ha 'aretz Supplement, May 26 2000. Aktaran; Yagıl Levy, ‘‘Socıal
Convertıbılıty And Mılıtarısm: Evaluatıons Of The Development Of Mılıtary-Socıety Relatıons In Israel In The Early 2000s'
’’, Journal Of Political And Military Sociology, 2003, Vol. 31, No. 1 (Summer), 80.
52
Bernhard Fleckenstein, ‘‘Germany Forerunner of a Postmodern Military?’’, The Postmodern Military
Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, 2000, s.84,99.
53
Charles C. Moskos , ‘‘Toward a Postmodern Military: The United States as a Pardigm’’, The Postmodern Military (Ed.:
Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.21, 2000).
54
Charles C MOSKOS, ‘‘What Ails the All-Volunteer Force: An Institutional Perspective’’, US Army War College, 00311723,
Summer2001, Vol. 31, Issue 2.
55
Bernhard Fleckenstein, ‘‘Germany Forerunner of a Postmodern Military?’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles C.
Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.90, 2000.
56
Bkz.: Christopher Dandeker, ‘‘The United Kingdom: The Overstretched Military’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles
C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.21, 2000).
(Ed.: Charles C.
17
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
uzman/görevlilerin sayı ve oran olarak 1990’ların sonunda düşürüldüğü de görülmektedir.57
İsrail ve Britanya, orduda sivil çalışanların rolünün artmadığı iki istisnai ülke durumundadır.58
Sivil görevliler açısından TSK’ya bakıldığında, özellikle karargâhlar ve muharebe hizmet
destek sınıflarındaki bazı kadrolar için istisnai memur statüsüne geçiş planlamaları yapılmakla
birlikte, bu konuda hem planlama hem de geçiş ile ilgili bir başarının sağlanamadığı
görülmektedir. Daha çok büyük karargâhlarda görevlendirilen birkaç bin memur ve sayısı
birkaç yüzü bile bulmayan “istisnai memur” mevcutları konunun bilançosunu özetlemektedir.
Orduda doktorların, mühendislerin ve öğretmenler gibi sınıfların hemen hemen tamamı, bu
konuda çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, halen subay statüsünde istihdam edilmektedir.
3.2 Askerlik Modellerinin Toplumsal İlişkilere Etkisi
ABD Ordusu modern anlamda profesyonel askerliğe geçen ilk ülkelerden birisi
durumundadır. 1973 yılından bugüne kadar süren profesyonel ordu uygulamasının,
Amerikan toplumunda en üst sınıflar (upper classes) ile ordu arasındaki bağlar ve ilişkinin
zayıflaması sonucunu doğurduğu yönünde eleştiriler gündeme getirilmektedir.59 Bunun
yanında, dünyadaki zorunlu askerlik uygulamalarında da, zengin/elit kesim çocuklarının bu
hizmetten kaçmanın bir yolunu mutlaka bulduğu ifade edilmektedir.60
Profesyonel askerlik modelinin toplumsal sınıflar arasındaki bağları zayıflatması konusunda,
ABD Ordusu’na getirilen eleştirilere Türkiye açısından bakıldığında; üst sınıflar ile ordu
arasında, tüm sınıflar bir şekilde zorunlu veya temel askerliği yerine getirse de, ABD’dekine
benzer bir kopukluğun Türkiye’de de en azından algı düzeyinde var olduğu söylenebilir.
Türkiye’de üst sosyal sınıflara ait ailelerin çocuklarının zorunlu askerlik uygulaması ve
sonuçlarından en az etkilenen kitle oldukları yönünde zaman zaman gündeme gelen
eleştiriler de temelde profesyonel ordular için getirilen eleştirilerle benzeşmektedir.
Ayrıca Türk Ordusu’nun yönetim kademesinin neredeyse tamamının orta ve alt gelir
grubundan geldiği düşünüldüğünde, üst sosyal sınıflar ile arasındaki farklılığı tespit etmek çok
da zor olmamaktadır. Bu sebeple, Türkiye’de tam profesyonelleşmeye veya karma sisteme
geçmiş bir ordu ile zorunlu askerlik uygulamasına devam eden ordu arasında, diğer
toplumsal tabakalarla ilişkiler bağlamında çok fazla bir fark olmayacağı öngörülebilir. Bu
noktada, Amerikan toplumunun tersine, toplulukçu (kolektivist) kültür değerlerine daha fazla
sahip olan Türk toplumunda,61 farklı toplumsal sınıflar arasındaki kopukluğun hiçbir zaman
bireyci kültürlerdeki kadar derin olmayacağı da bilinmelidir.
57
Reuven Gal, Stuart A. Cohen, ‘‘Israel: Still Waiting in the Wings’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John
Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.21, 2000).
58
John Allen Williams, ‘‘The Postmodern Military Reconsidered’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John
Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.21, 2000).
59
Kathy Roth-Douquet & Frank Schaeffer, ‘‘Awol: The Unexcused Absence Of Amerıca’s Upper Class From Mılıtary
Servıce—And How It Hurts Our Country (2006)’’, Revıewed By Major Charles Kuhfahl Jr., The Army Lawyer, February
2007.
60
Charles Moskos, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly, 00430633, Nov2001, Vol.
33, Issue 11.
61
HOFSTEDE, Geert, ‘‘Culture’s Consequences: International Differences in Work Related Values. (Abridged Edition),
London, Newbury Park: Sage Publications, 1984. ve ‘‘Cultures and Organizations: Software of the Mind’’, London,
McGRAW-Hıll Book Company, 1991.
18
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Burada, ‘‘Zengin/elit tabakanın çocuklarının bir şekilde kaçındığı ve kaçtığı, alternatifleri olan
bir zorunlu askerlik uygulaması mı, yoksa bu sosyal tabakadan insanların aday bile olmadığı
bir profesyonel ordu modeli mi daha uygun?’’ sorusu sorulabilir. Aslında iki uygulama da
yukarıdaki bağlamda toplumsal sonuçları itibariyle bir diğerinden çok da farklı değildir.
Kıyaslamaya alınmayan, eşitlikçi ve alternatifsiz bir zorunlu askerlik modeli ise dünyadaki
birkaç istisnai ülke dışında savunulması mümkün olmayan bir sistem haline gelmiştir. Bu
sebeplerle, askerlik modeli seçiminde toplumsal tabakalar arası yabancılaşma ve çatışma
olgusu bir seçim kriteri olmaktan uzaktır ve sosyologların bu yabancılaşma problemine
askerlik enstrümanı dışında bir çözüm araması gerekmektedir.
Roth-Douquet ve Schaeffer’e göre profesyonel askerlik nedeniyle üst sosyal sınıflar ile ordu
arasında artan mesafe ve yabancılaşma üç temel probleme işaret etmektedir. Bunlar; 1)
Ülkenin toplumsal ortak değerlerin zayıflaması, 2) Sivil liderliğin kuvvetlenmesinde sorun
yaşanması ve son olarak 3) Bu durumun uzun dönemde orduyu zayıflatması olarak ifade
edilmektedir.62 Burada birinci problem olarak aktarılan ‘‘değerlerin incinmesi’’ konusu genel
olarak yukarıda aktarılmıştır. İkinci problem olan ‘‘sivil liderliğin zayıflaması’’ konusu ise, her
ülke için geçerliliği olmayan veya farklılaşan bir özellik durumundadır. Türkiye örneği ile
bakıldığında; ülkenin halen devam eden zorunlu askerlik uygulaması döneminde, sivil liderlik
ve sivil yönetim problemini zaten fazlasıyla yaşadığı görülmektedir. Bu anlamda Türkiye ve
benzer ülkeler için bu problem öngörüsünün çok geçerli olmadığı bile söylenebilir.
Profesyonel ordu nedeniyle, üst sosyal sınıflar ile ordu arasında artan mesafenin uzun
dönemde orduyu zayıflatacağı yönündeki üçüncü problem öngörüsünün ise, en azından bir
karar kriteri olamayacağı değerlendirilmektedir.
Sivil liderlik konusunda yukarıda aktarılan endişe, bugün pek çok ülkenin zorunlu askerliği
sonlandırmış olduğu Avrupa için de ifade edilmektedir. Leander’e göre, profesyonel sürekli
ordular bir süre sonra politikada dominant aktörler haline gelebilecektir.63
Zorunlu askerliğin olumlu sosyal sonuçları konusuna da değinen Leander; zorunlu askerliğin
varlığını, ordunun kendi içinde, toplumda kabul görmeyecek değerler üretilmesini engelleyici
bir faktör olarak görmektedir. Fakat zorunlu askerlik sistemine sahip ordular tarafından
gerçekleştirilen müdahale ve darbeler bu öngörünün her ülke için ve her zaman
çalışmayacağını da göstermektedir.64
Zorunlu askerlik modelinin avantajı olarak savunulan ordu-toplum bütünleşmesi tezinin
askerlik sistemlerinin toplumsal sonuçları bağlamında incelenmesi gerekmektedir. Toplum
içinde üst ve alt sosyal tabakalar arasında yabancılaşma ve kopukluk problemini tanımlarken,
hiyerarşinin öne çıktığı en temel organizasyon yapısı olan ordular içinde, tek ve homojen bir
kültürel yapının olduğunu ve her statüden ve rütbeden kişinin aynı değerleri paylaştığını
söylemek elbette mümkün değildir. Zorunlu askerlik modelinde ordu içinde geçici olarak
bulunan vatandaşların, ordunun sürekli elemanları ile aynı ortamları ve benzer değerleri
paylaşabilmesi halinde, bu durum modelin bir avantajı olarak değerlendirilebilir. Oysa,
Türkiye örneğinde, ordu üst yönetim kademeleri, erbaş ve erler bir kenara bırakılsın,
62
Kathy Roth-Douquet & Frank Schaeffer, ‘‘Awol: The Unexcused Absence Of Amerıca’s Upper Class From Mılıtary
Servıce—And How It Hurts Our Country (2006)’’, Revıewed By Major Charles Kuhfahl Jr., The Army Lawyer, February
2007.
63
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer 2004,
p.574-582.
64
Anna Leander, a.g.e. p.574-582.
19
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
astsubay ve hatta subaylarla bile, yüksek güç mesafesi (high power Distance)65 nedeniyle
oldukça farklı ve birbirinden yalıtılmış kültürleri ve değerleri paylaşmakta ve yaşamaktadır.
Bu sebeple, toplumsal entegrasyon ve değerler noktasında zorunlu askerlik lehine ifade
edilen olumlu görüşlerin; Türkiye için, mevcut uygulama temelinde ve kültürel değerler
bağlamında çok da geçerli olmadığı söylenebilir.
Fleckenstein, Alman Ordusu ile ilgili değerlendirmesinde;66 zorunlu askerliğin, sadece
ordunun ihtiyaç duyduğu insan gücünü karşılamakla kalmadığını, aynı zamanda insanların
sosyal ve politik ihtiyaçlarının tatminine de önemli katkı sağladığını vurgulamaktadır. Yazara
göre, Alman Ordusu’nda zorunlu askerlik, üniforma içindeki ideal vatandaş tipini de
sembolize etmektedir. Bu Prusya tipi askerlik yaklaşımının, uzun yıllar bu ülkenin askerlik
modellerinden etkilenen Türkiye için de geçerli olduğu söylenebilir. Asker-millet kavramını
daha fazla benimseyen ülkeler için daha fazla geçerli olan bu değerler, siyasi bağlamdan
bağımsız olarak düşünüldüğünde doğru ya da yanlış olarak nitelendirilemez. Ancak bu
noktada, Almanya’nın mevcut zorunlu askerlik sisteminde (süre 6 ay), sözkonusu değerlerle
kısmen çelişen, gönüllü kamu hizmeti ve vicdanı ret uygulamasının da bulunduğunu
hatırlatmak gerekmektedir. Yani bugünün Almanya’sında herkes üniforma giymemektedir.
Zorunlu askerlik hizmetini kaldıran pek çok Batı Avrupa ordusuna yönelik, profesyonel ordu
yapılanmasının toplumsal bağları zayıflattığı yönünde eleştiriler dile getirilmektedir. Bu
eleştirilerden birisinde, insanların geleneksel askerlik hizmetini yerine getirmeksizin
vatandaşlık haklarını korumak ve genişletmek çabasına girdiği belirtilmektedir.67
Aktif ordunun nüfusa oranı %1’in altında olan Amerika’da, 1973’te başlayan profesyonel
askerlik uygulaması nedeniyle, hiçbir üyesi orduda bulunmamış Amerikan ailelerinin oranının
%76 olması,68 yukarıda aktarılan endişelerin Amerika için de geçerli olduğunu
göstermektedir. Bu istatistiklerden hareketle, ABD Ordusu’nda zorunlu askerlik
uygulamasının yeniden düşünülmesi gerektiğini belirten Moskos’a göre; askerliği toplumun
geneline yayacak bir vatandaş-asker (citizen soldier) modelinin oluşturulması durumunda;
ordu, toplumu daha iyi yansıtacak ve ABD Ordusu’nun kalitesi önemli derecede
yükselecektir. Yazar, yeni askere alma modeli içerisinde, üst sosyal tabakadan vatandaşların
kısa süreli bile olsa askere alınmasının askerliğe olan ilgiyi artıracağını ve bunun toplumsal
avantajlar yaratacağını vurgulamaktadır.69
ABD Ordusu’nun profesyonel askerlik sistemini ve bu sisteme geçişi tam anlayabilmek için
Vietnam savaşı sonrası toplum ordu ilişkilerine de bakmak gerekmektedir. Vietnam savaşı
sonrasında ordu-toplum ilişkisinde kültürel farklılaşma ve kopukluğun ortaya çıktığı ve
65
Hofstede Türkiye bu kültür boyutunda, doğulu pek çok toplum ve Fransa ile birlikte yüksek güç mesafeli (eşitsizlikleri
daha olağan kabul eden) ülkeler grubunda yer almaktadır. Bkz.: HOFSTEDE, Geert, ‘‘Culture’s Consequences:
International Differences in Work Related Values. (Abridged Edition), London, Newbury Park: Sage Publications, 1984.
ve ‘‘Cultures and Organizations: Software of the Mind’’, London, McGRAW-Hıll Book Company, 1991.
66
Bernhard Fleckenstein, ‘‘Germany Forerunner of a Postmodern Military?’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles C.
Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.99, 2000.
67
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer 2004,
p.573-577.
68
CBC News/New York Times tarafından yapılan çalışma, 16 Eylül 2005, http://0-poll.orspub.com.usmalibrary.edu,
adresinde “Military.” Başlığı altında ulaşılabilir, aktaran: Richard M. Wrona Jr. ‘‘A Dangerous Separation The Schism
between the American Society and Its Military’’, American Peace Society, Vol. 169 No. 1, Summer 2006 s.29.
69
Charles Moskos, "Time to Bring Back the Draft?"American Enterprise Online, December 21, 2001. Congressional Digest,
September 2006 içinde özet, s.220-222.
20
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
müteakiben zorunlu askerliğin terk edildiği görülmektedir.70 Vietnam savaşı sonrası yapılan
ordu eleştirileri ile Türk Ordusunun terörle mücadele sürecine dönük, özellikle son dönemde
getirilen eleştirilerin benzerlikler noktasında analiz edilmesi de gerekmektedir. Çünkü ABD
Ordusunun 1970’lerin başında yaşadığı yapısal değişimi ve bu konudaki kamuoyu tepkilerini
Türkiye bugün yeni tartışmaktadır ve Türkiye’nin önünde askerlik modeli noktasında ders
alabileceği pek çok örnek bulunmaktadır.
Moskos tarafından ABD’nin tam gönüllü ordu sistemine (all-volunteer force) getirilen
eleştirilere ve zorunlu askerliğe yeni bir model üzerinden dönüş önerilerine 71 rağmen; Briem
mevcut askerlik sistemi ile dünyanın en güçlü ordusu haline gelen ABD Ordusunun askerlik
sistemi ile ilgili tüm problem tespitlerini doğru bulmakta; ancak, zorunlu askerlik sistemine
dönüşü bu toplumsal problemlerin çözümünün bir parçası olarak görmemektedir.72
Hiç kimsenin zorunlu askerliğe dönüşü tavsiye etmediğine vurgu yapan Ambrose de,
Moskos’a benzer şekilde, yüksek ücretle tüm lise mezunlarının en az bir yıl süreyle askere
alınması durumunda, ülkenin yokluğunu hissettiği vatanseverlik duygusunu tekrar
kazanacağını söylemektedir.73 Van Aller de, vatandaş-asker konseptinin çağdaş bir modelinin
oluşturulabileceğini ve bu modelde vatandaş-asker ile profesyonel rütbelilerin uyumlu bir çift
halinde çalışabileceğini söylemektedir.74
Askerlik Modelleri ve Savaş Zayiatlarının Toplumsal Kabulü:
Moskos’a göre, ayrıcalıklı sınıfların da askere alındığı savaşlarda zayiatların halk tarafından
kabul derecesi yükselmektedir. 300.000 Amerikalının kaybedildiği II. Dünya Savaşında sağlıklı
tüm erkek bireylerin orduda hizmet etmesi nedeniyle kayıplar toplum tarafından kabul
edilmiştir. Halk tarafından fazla kabul görmeyen Kore Savaşında kaybedilen 33.000 kişi için
de aynı şeyler söylenebilir. Ancak 47.000 kişinin kaybedildiği Vietnam savaşında ve kayıpların
çok daha düşük olduğu Irak ve Afganistan Harekâtlarında zayiatların kabul derecesinin,
ayrıcalıklı sınıfların askerlikten bir şekilde kaçınması nedeniyle azaldığı dikkati çekmektedir. 75
Günümüzde ABD Ordusu’nun farklı görevlerdeki kayıplarına toplumun tepkisinin temelinde,
azalan doğum oranı ve küçülen aile yapılarının da olduğu ifade edilmekle birlikte; bu tepkinin
ayrıcalıklı sınıfların da askere alındığı bir zorunlu askerlik uygulamasında çok daha düşük
olacağı vurgulanmaktadır. Bu anlamda, gönüllü kuvvetlerden oluşan orduların zayiat
verdikleri sürece, halk tabanlı tepkilerin de etkisiyle, etkin olmayan güçler olarak algılanacağı
ve kurumsal güvenirliklerinin azalacağı söylenmektedir.76
70
Richard M. Wrona Jr. ‘‘A Dangerous Separation The Schism between the American Society and Its Military’’, American
Peace Society, Vol. 169 No. 1, Summer 2006 s.28.
71
Charles Moskos, "Time to Bring Back the Draft?"American Enterprise Online, December 21, 2001. Congressional Digest,
September 2006 içinde özet, s.220-222.
72
Christopher Briem, ‘‘A 21st-Century Draft Will Not Work’’ Proceedings, September 2002.
73
Stephen E. Ambrose, ‘‘The End Of The Draft, And More’’ Natıonal Revıew/Augus R 9, 1999.
74
Christopher D. Van Aller, ‘‘The Culture of Defense’’, Lexington Books, 2001. Aktaran; , Charles Moskos, book review, US
Army War College, 00311723, Fall2001, Vol. 31, Issue 3.
75
Charles Moskos, “Reviving the Citizen Soldier”, Public Interest, 147, Spring 2002.
76
Charles Moskos, a.g.e.
21
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Türkiye’de terör nedeniyle verilen zayiatlara karşı gösterilen kamuoyu tepkilerinin temelinde,
ABD Ordusu için yapılan eleştirilerden farklı olarak, İki temel faktör bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi; zorunlu askerlik statüsünde askere alınan gençlerin terörle mücadele için
uygun kişiler olmamasıdır. İkincisi ise; terör nedeniyle kaybedilen erbaş ve erlerle birlikte
rütbeli personelin de orta ve alt sosyal sınıflara mensup olmasıdır. Türkiye’de üst sosyal
tabakalarda bulunan ailelerin çocukları eğitimli olmaları nedeniyle uzun dönem askerlik
yapmamaktadırlar. Bunlardan kısa dönem ve yedek subay olarak askere alınanlara ayrıcalıklı
davranıldığı yönündeki iddialar ise, zorunlu askerlerin terörle mücadelede yetkinlik sorunuyla
birleşince, ‘‘vatan sağ olsun’’ diyen pek çok insanı mevcut sistemi sorgular hale getirmiştir.
Zorunlu Askerlik Modellerinin Olumlu ve Olumsuz Yönleri:
Zorunlu askerlik uygulaması ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, uygulama ile ilgili olumlu
algılardaki benzeşmenin de altını çizmek gerekmektedir. Leander, zorunlu askerliğin sosyal
entegrasyona katkısı anlamında yarattığı olumlu algıları şu şekilde sıralamaktadır:77
i.
Kişilere toplumun diğer kesimlerini ve onların farklı düşüncelerini tanıma imkânı
vermektedir. Kişilerin yaşamın gerçeklerini, hiyerarşileri ve kendi yaşam alanı dışında var
olan sosyal yaşamı ve problemleri görmesini mümkün kılarak daha sıkı bağları olan bir
toplum inşasına yardım etmektedir.
ii.
Kişilerin görev yaptıkları bölgelerdeki geleneklere ve sosyal faaliyetlere katılımlarını
sağlamakta ve hatta buralardan evlenerek farklı bölgeler arası sosyal bağları
kuvvetlendirmekte ve ülke içindeki sosyal mobiliteyi (hareketlilik/yer değiştirme)
yükseltmektedir.
iii.
Askerde kazandığı veya geliştirdiği yetenek ve bilgisini sivil işinde kullanma imkânı
sunabilmekte ve İnsanlara yeni bir kariyere başlama fırsatı yaratabilmektedir.
iv.
Askerlere uğrunda
kazandırmaktadır.
canını
verebileceği
değerlere
saygı
ve
sadakat
duygusunu
Zorunlu askerlik sistemlerinin yarattığı olumsuzluklar ve dezavantajlar konusunda tespitlerde
bulunabilmek için, Avrupa orduları temelinde kısaltılarak yeniden yapılandırılan modellerden
daha çok, Türkiye, İran, Mısır, Güney Kore vb. ülkelerin kitle ordu modellerine bakmak
gerekmektedir. Bu ülkeler temelinde yapılacak tespitlerin de her ülke için geçerli ve aynı
oranda etkili olmayacağını hatırlatmak gerekmektedir. Zorunlu askerlik sistemlerinin yarattığı
olumsuzluklar genel hatları ile şu dört başlıkta sıralanabilir:
77
i.
Kişilerin askeri eğitim ve yeterlilikleri temelinde ortaya çıkan kurumsal etkinlik
(savaşabilirlik) problemleri.
ii.
Kişilerin uzun süre silâh altında tutulması nedeniyle oluşan bireysel ve ailevi mağduriyetler.
iii.
Demokrasi ve kişisel hak arama mekanizmalarının fazla gelişmediği ülke ordularında
karşılaşılan hak ihlalleri ve mağduriyetler.
iv.
Çok fazla kişinin uzun süre silâh altında tutulması nedeniyle oluşan, işgücüne dönük ülke
temelindeki ekonomik kayıplar.
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer 2004,
p.573-577.
22
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
4. Türkiye’de Askerlik Hizmetinin Kısa Geçmişi
Bugünün askerlik uygulamasını tartışabilmek için, en azından yeniçeri uygulamasının
sonlandırıldığı ve ilk düzenli ordunun teşkil edildiği 1826 yılına kadar olan uygulamaların
bilinmesi gerekmektedir. 1826’dan günümüze askere alma konusundaki düzenlemeler ve
askerlik süreleri aşağıda verilmiştir.78
ASKERİ TEŞKİLAT /
KANUNİ DÜZENLEME ADI
YÜRÜRLÜK/
DEĞİŞİKLİK TARİHİ
MUVAZZAF ASKERLİK SÜRESİ
Asakir-i Mansure-i Muhammediye
1826
Bilinen Belirli Bir Askerlik Süresi Yok
Redif-i Asakir-i Mansure-i
Muhammediye /Redif Nizamnamesi
1834
Bilinen Belirli Bir Askerlik Süresi Yok
Tenkisat-ı Celile-i Askeriye Fermanı
08 Eylül 1843
5 Yıl
Kanunname-i Askeri (Kur’a Kanunu)
1846
Kuvve-i Umumiye-i Askeriye
Nizamnamesi
18 Ağustos 1869
4 Yıl
Asakir-i Şahanenin Tertibat-ı
Müteyemmene-İcedideye Tevfikan
Suret-i Ahzini Mübeyyin Kanunname-i
Hümayün
25 Ekim 1886
Bahriye 8 Yıl
21 MART 1911
3 YIL
296 Sayılı Mükellefiyet-i Askeriye
Kanun-u Muvakkatı
12 Mayıs 1914
Bahriye 3 Yıl
- Diğerleri 2 Yıl
15 OCAK 1924
Jandarma 3 Yıl
- Bahriye 5 Yıl
Diğerleri 6 Yıl
Diğerleri 1,5-2 Yıl
1111 Sayılı Askerlik Kanunu
21 Haziran 1927
30 KASIM 1935
Mızıka 2 Yıl
- Jandarma 2,5 Yıl
Bahriye 3 Yıl
- Diğerleri 1,5 Yıl
Piyade 18 Ay
Jandarma-Gümrük 30 Ay
14 TEMMUZ 1950
Jandarma-Gümrük 30 Ay
Bahriye 3 Yıl
01 ŞUBAT 1963
24 AY
27 TEMMUZ 1970
20 AY
01 MART 1985
18 AY
10 EYLÜL 1992
15 AY
06 OCAK 1995
18 AY
15 TEMMUZ 2003
15 AY
- Diğerleri 2 Yıl
Tabloda ayrıntıları aktarılan 184 yıllık süreç içerinde, 1826-1914 yılları arasındaki dönemde,
maaşlı askerlik uygulamasından kura ile askerliğe kadar, içerisinde bedelli askerliğin de
(bedeli nakdi ve bedeli şahsi) olduğu farklı yöntemler uygulanmıştır. Bu dönem içerisinde pek
çok grup ve kimseye getirilen muafiyetlerin de etkisiyle, askere alma uygulamasında çok da
başarılı olunamadığı görülmektedir.
78
http://www.asal.msb.gov.tr/er_islemleri/Gun.kadar%20askerlik%20hiz.htm
Erişim tarihi 27 Ekim 2007.
adresindeki
bilgilerle
oluşturulmuştur.
23
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Dünya’da zorunlu askerlik uygulamasının bugünkü anlamda başlangıcı Fransız İhtilali
dönemine gitmekle birlikte, uygulama bizde ilk defa 12 Mart 1914 tarihli ve 296 Sayılı
Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-u Muvakkatı ile başlamaktadır. 1914 tarihinde başlayan
zorunlu askerlik uygulaması ile askere almada eskiye nazaran hem yöntem hem de uygulama
temelinde başarılı olunmuştur. 1927 yılında yine zorunlu askerliği temel alan ve bugün hala
geçerli olan 1111 sayılı askerlik kanunu yürürlüğe girmiştir. 1927 yılından bugüne kadar,
süresi kısalmakla birlikte, askere alma usul ve esaslarında önemli bir değişiklik olmadığı
görülmektedir.
Bugün, zorunlu askerlik 1111 Sayılı Askerlik Kanunu ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek
Askeri Memurlar Kanunu çerçevesinde farklı statülerde yerine getirilmektedir. Dört yıllık
üniversite (lisans) mezunlarından yedek subay adayı olarak seçilenler için 12 ay olan bu süre,
aday olarak seçilmeyenler için erbaş ve er olarak altı aydır. Toplam en az üç yıl süre ile fiilen
yabancı ülkelerde bulunan yükümlüler ise 21 günlük temel askerlik görevi ve 5112 Euro
ödeme ile Dövizle Askerlik hizmetinden faydalanabilmektedirler. Bu şartları taşımayan diğer
tüm erkek ve sağlıklı T.C. Vatandaşları için zorunlu askerlik süresi ise erbaş ve/veya er
statüsünde 15 aydır.
24
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
5. Türkiye’deki Mevcut Zorunlu Askerlik Uygulamasının
Sorgulanması
5.1 Zorunlu Askerliğin TSK’da Etkinliği
Mevcut zorunlu askerlik uygulamasında, Askerlik Kanunu esaslarınca, hizmet için uygun olan
ve olmayan, problemli olan ve olmayan herkes (sağlık nedeniyle “Askerliğe elverişli değildir”
raporu alanlar hariç), bir seçim sürecine tabi tutulmadan silâh altına alınmaktadır.
Uygulamanın tek amacı eşitlikçilikle izah edilmektedir. Problemli erbaş ve erlerin TSK içindeki
varlığı ve her geçen gün yükselen oranı, kurumsal verimlilik noktasındaki endişeleri bir kat
daha artırırken, askere alımda seçim sürecinin ve gönüllülüğün gerekliliğini de ortaya
koymaktadır.
Zorunlu askerlikte en azından ilk bir yıl, kişinin kuruma ve kadroya uyumu ile geçmektedir ve
bu süreci verimlilik ve etkinlikten daha çok kişisel eğitim/yatırım dönemi olarak tanımlamak
daha doğrudur (Bu noktada ABD Ordusu’nda er statüsünde profesyonel askerlerin temel
eğitim sürelerinin bir yıl civarında olduğunu hatırlatmakta da fayda var). Türk Ordusu için
mevcut 15 aylık askerlik süresi korunsa bile; uzmanlık gerektiren pek çok kadro için, göreve
etkin hazırlık süresinin bir yılı bulması ve hatta bazı görevler için bu süreyi de aşması
nedeniyle, maliyet-etkinlik hesabı çoğu zaman negatif olarak gerçekleşmektedir. Birliklerin
her yıl tüm zorunlu asker mevcudunun yenilendiği79 düşünüldüğünde (bu durum her yıl
işçilerini eğitimsiz yeni elemanlarla yenileyen bir fabrikaya da benzetilebilir), kurumsal
etkinlik konusundaki zafiyetler de tahmin edilebilir. Moskos, ABD Ordusu’nda tekrar zorunlu
askerlik modeline dönülmesini önerdiği çalışmasında, Avrupa’da bir yıl ve altına düşmesine
rağmen, askerlik süresi olarak 15-18 ayı uygun görmektedir.80
Kısa zorunlu askerlik süresine bağlı kurumsal etkinlik probleminin zorunlu askerlik
uygulamasını devam ettiren ve askerlik süresi bir yıl ve altında olan diğer ordular için de
geçerli olduğu iddia edilebilir. Ancak bu ordularda, zorunlu asker sayısının aktif ordu içindeki
oranının %20-30’lar düzeyine indirilmiş olduğu ve ilave olarak uzmanlık gerektiren pek çok
kadroda sivil uzmanların istihdam edildiği dikkate alındığında, iddia geçerliliğini
kaybetmektedir. Ayrıca, Almanya Ordusu’nda 6 aylık zorunlu askerlik sonrası yükseltilmiş
maaşlarla orduda hizmete devam eden askerlerin oranı (%80) düşünüldüğünde, ülkelerin
kendi askerlik sistemleri içerisinde farklı çözümler ürettikleri de görülmektedir. Zorunlu
askerliğin dünyadaki en ciddi ve başarılı uygulayıcılarından birisi olan İsrail incelendiğinde ise,
söz konusu zafiyetin erkekler için 36 ve kadınlar için 21 ay olan askerlik süresi ile aşıldığı
görülmektedir.
Lagendijk’e göre, ‘‘Türk ordusunun başlıca görevleri uluslararası misyonlara katılmak ve
sınırda veya sınırın hemen ötesinde terörizmle savaşmak. Her iki operasyon türü de, büyük
miktarlarda kötü eğitimli piyadeyi değil, küçük, esnek ve yetenekli birimleri gerektiriyor.’’
79
15 aya tabi erler için acemi er eğitim birliklerindeki temel eğitim sonrasında kalan askerlik süresi, sevk ve izin süreleri
hariç yaklaşık bir yıldır.
80
Charles Moskos, “Reviving the Citizen Soldier”, Public Interest, 147, Spring 2002.
25
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Yazara göre, zorunlu askerliği sürdüren ordunun kapsamlı olan modernleşme ve
profesyonelleşme süreçleri yavaş işliyor.81
Orduda her yıl henüz uyum sürecinde olan yeni bir askere teslim edilen devlet malı silah,
araç ve teçhizatın, yaşanan intibak süreci nedeniyle kullanım ömrü kısalmakta veya bakım
idame maliyetleri çok yukarı çıkmaktadır. Bu şartlarda silah, araç ve teçhizatın barış zamanı
bile etkin kullanımı sözkonusu değil iken, savaş ve diğer görevlerde bu önemli bir zafiyet de
yaratacaktır.
Zorunlu askerlik uygulamasına tabi yükümlülerin (yedek subay, erbaş ve erler) silâh altında
bulundukları sürenin büyük bir yüzdesini gerçek askerlik ve eğitimle ilgili olmayan
faaliyetlerle ve verimsiz olarak geçirmeleri ve sözkonusu yükümlülerin azımsanmayacak bir
kesiminin askerî sosyal tesislerde veya askerlikle ilintisi zayıf görevlerde hizmetli olarak veya
şahsi işlerde çalıştırılıyor olmaları da sorgulanması gereken temel konulardan birisi
durumundadır.
Yükümlüler, askerlik hizmetinin genel çerçevesinin dışında kalması gereken bu tip görevleri,
kıta şartlarının olumsuzluğu ve/veya belirsizliğine göre tercih edilebilir bulabilmektedir. Yurt
savunmasıyla ilişkisi olmayan ve tahammül dışında hiçbir vasıf gerektirmeyen bu görevlerden
bazılarının yüksek öğrenim görmüş vatandaşlar tarafından dahi ayrıcalıklı ve tercih edilebilir
hizmetler olarak algılanması, kıtanın daha ağır olan şartlarında kaçış olarak
değerlendirilebilir.
Zorunlu askerlerin temel görevleri dışında çalıştırılmasının iki temel konuda sorgulanması
gerekmektedir. Bunlardan birincisi, uygulamanın ne kadar yasal olduğudur ki, bu noktada
getirilebilecek delillerin tüm uygulamaları kapsaması da mümkün görülmemektedir. Yasallık
tartışmaları hangi çerçevede sonlandırılırsa sonlandırılsın, uygulamanın etik değerler
temelinde sınıfı geçmesi mümkün görülmemektedir. Sorgulanacak İkinci konu ise, zorunlu
asker mevcudunun 1/5’inden az olmadığı değerlendirilen böyle bir kitle varken, düşük
destekleme oranı ile çalışıldığı ve daha fazla askere ihtiyaç duyulduğunun beyan edilmesidir.
Bu yöndeki ifadeler en azından bir çelişki olarak nitelenebilir. Ayrıca, askerliği 15 aya
indirmenin etkisiyle kısmi bir küçülme yaşayan ordunun, Soğuk Savaş Dönemi sonrası teşkilat
ve kadro temelinde yeniden yapılanarak küçülememekle birlikte eski ancak geçerli kadrolar
temelinde bir ihtiyacı sürekli ortaya koymasını, masum bir çelişki noktasından bu işi yapan
kişilerin ehliyeti temelinde bir sorgulamaya taşımak da gerekmektedir. Bu noktada, muharip
birlikler temelinde 20 yıldır yeniden yapılanamayan ve küçülemeyen ordunun, yönetim
fonksiyonu içeren yapılarındaki (karargâhlar) kadrolar bazında, küçülme söylem ve çabalarına
rağmen büyüdüğü de görülmektedir. Bu durum da masum çelişkiler çerçevesine dâhil
edilebilir.
Pek çok değerli silah ve araç teslim edilen zorunlu askerlik statüsündeki personel, Güneydoğu
Anadolu gibi fedakârlık gerektiren çatışma ortamları dışında, maalesef yarım gönüllü olarak,
yetenek ve enerjisinin asgarisini harcayarak görevini yerine getirmeye, daha doğrusu askerlik
süresini tamamlamaya çalışmaktadır. Bunun aksini iddia etmek hamaset temelli bir
söylemden öteye geçmeyecektir. Bu sebeple, zorunlu askerliğin kültürel ve sosyal dengeleri
ve gerekliliği gibi tartışmalardan sıyrıldığımızda, mevcut uygulamanın, hem yükümlüler hem
de kurum açısından çok da verimli bir süreç olmadığı değerlendirmesi yapılabilir.
81
J. Lagendijk, ‘‘Zorunlu Askerliğin Sonu Görünüyor’’, Radikal Gazetesi, 28.04.2010.
26
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Yönetilmeleri profesyonel askerlere veya rütbeli personele göre çok daha kolay olsa da;
yükümlü askerlerin verimi konusunda, ordudaki subay ve astsubayların görüşlerinin olumlu
olmadığını söylemek de yanlış olmayacaktır. Bu görüşler, zaman zaman kamuoyu önünde üst
düzey komutanlar tarafından da dile getirilmektedir.
5.2 Türkiye’de Zorunlu Askerliğin Kişiye ve Ailesine Etkileri
İletişim ve bilgiye erişim imkânlarının artması, toplumda öğrenim ve ailelerin refah düzeyinin
yükselmesi, terörle mücadelenin 1990’dan günümüze izlediği genel seyir ve benzeri nedenler
Türk toplumunda azımsanmayacak bir kesimi zorunlu askerliği sorgular hale getirmiştir.
Süresi kısalmış da olsa, Türkiye’deki mevcut zorunlu askerlik uygulaması, şartları ve kuralları
itibariyle, İkinci Dünya Savaşı ve öncesinin uygulama karakteristiklerini yansıtmaktadır. Süre
dışında o dönemden farklı olan nokta ise, ulaşım ve haberleşme araçlarının bu süreçte
getirdiği kolaylıklardır.
Türkiye’deki zorunlu askerlik sürecinin, Avrupa ile kıyaslandığında, daha katı ve toplumdan
yalıtılmış bir uygulama olduğunu tespit etmek gerekmektedir. Köyünden ve kasabasından
çıkarak, toplamı 30 gün olan 2-3 izin dönemi dışında, ailesinden uzak kalan pek çok erbaş ve
erin fiziksel tecrit edilmişliği üst düzeydedir. Sistem, evli olan ve ailesine bakacak kimsesi
olmayan insanları dahi yaşadığı yerden farklı ve uzak bir garnizonda, ailesi için bir sosyal
güvence sağlamadan askere alıp, şahsı ve aileyi sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan mağdur
edebilmektedir. Askerliği süresince ailesini bir kaç defa görebilen pek çok asker ve ailesi için
bu sürecin tahmin edilenden çok daha yıkıcı olabileceğinin düşünülmesi gerekmektedir.
Askerler bugün bile, görev yaptığı birliğin bulunduğu yerleşim yerine, ayda 1-2 gün ve birkaç
saatliğine günlük izne çıkabilmektedir. Birliklerin konuş yeri itibariyle bu şansı bulamayan
askerler olduğu da söylenebilir. Bu şartlarda, zorunlu askerlikle ilgili olarak yukarıda (3. Md.)
ortaya konulan, sosyal temelli pek çok olumlu gelişme kışla içinde sıkışmış bir iklimle sınırlı
kalmaktadır.
Belirli bir eğitim seviyesi ve yaşam düzeyinin altındaki bekâr vatandaşlar için zorunlu askerlik
süreci beşeri olarak kısmen eğitici de bulunabilir, ancak sürdürmesi gereken belirli bir
mesleği ve kariyeri olan ya da bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri bulunan insanlar için
zorunlu askerlik süreci, eğitici ve ülke için katma değer kazandırıcı olmaktan çok bir an önce
tamamlanması gereken görev ve hatta angaryadan öteye geçememektedir. Erbaş ve erlerin
askere davul zurnayla, bayram havasında gönderilmesi veya bu göreve kutsallık atfedilmesi
bu durumu değiştirmemektedir.
Zorunlu askerlik pek çok kişinin iş yaşamları ve kariyer hedefleri açısından en az 4-5 yıllık bir
erteleme veya belirsizliği doğurmakta, insanlar yıllarca bu belirsizliğin sancısını çekmektedir.
Bu kişilerin orduda geçirdikleri süre de ülke ekonomisi için doğrudan bir kayıp olarak
değerlendirilebilir. Çünkü sektöründe çalışması durumunda ekonomiye bir aylık katkısı
milyonlarca lira olan kişiler dahi, fırsat maliyeti hiç düşünülmeden ve bir alternatif ortaya
konulmadan, ‘eşitlikçi’ anlayışla, savaş hazırlığı ile çok da ilgili olmayan bir görevde vatan
hizmetine alınabilmektedir.
27
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Mevcut uygulamada, kariyer hedefleri ve diğer nedenlerle askerlik hizmetini sürekli
erteleyen, kaçak durumuna düşen ve Dövizli Askerlik hakkından faydalanmak için yurtdışına
çıkan kişilerin oranı ve her gün yükselen sayısı düşünüldüğünde, zorunlu askerlik
uygulamasının sonlandırılması veya yeniden yapılandırılmasında, askeri ihtiyaçlar kadar
toplumun ihtiyaç ve beklentilerinin de göz önünde bulundurulması gereği ortaya çıkacaktır.
5.3 Türkiye’deki Zorunlu Askerlik Uygulamasının Olumlu ve Olumsuz Yönleri
Yukarıdaki iki başlık altında incelen zorunlu askerlik uygulamasının olumlu ve olumsuz yönleri
bu başlık altında kısa maddeler halinde özetlenmiştir:
Mevcut zorunlu askerlik uygulamasının olumlu yönleri:
i.
Toplumda kısmen birbirine yabancı olan farklı sınıf ve grupların kaynaşmasına katkı
sağlamaktadır.
ii.
Özellikle alt gelir grubundaki kişilerin eğitim ve sosyalleşme süreçlerine olumlu
yansımaktadır.
iii.
Bazı askerlerin katıldığı meslek edindirme kursları sayesinde kişileri sivil yaşama
hazırlamaktadır.
iv.
Doğru kadrolarda etkin çalıştırıldıkları durumda vatandaşların yurt sevgileri ve toplumsal
değerlere adanmışlıkları yükselmektedir.
v.
Ordu ile toplum arasındaki yabancılaşma ve kopukluğu bir dereceye kadar önlemekte,
ordunun dışa tamamen kapalı bir organizasyona dönüşmesini engellemektedir.
Mevcut zorunlu askerlik uygulamasının olumsuz yönleri:
82
i.
Sistem kişileri hiçbir maddi karşılık ödemeksizin 15 ay silâhaltında tutmaktadır.
ii.
Devlet bu süreçte, bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin bakımını üstlenmediği gibi
(müracaata bağlı bazı dolaylı tedbirler tanımlanmakla birlikte), yeni Sosyal Sigortalar
kanunu düzenlemesine kadar ailelere sağlık güvencesi de sağlamamıştır.82
iii.
Askere alınan kişilerin çalışmasına ve gelirine bağımlı aileleri için askerlik ekonomik ve
psikolojik bir yıkıma dönüşebilmektedir.
iv.
İşveren konumunda olan veya kariyer hedefleri olan insanlar için askerlik süreci önemli
kayıplara sebep olabilmektedir.
v.
Ekonomiye katma değeri fazla olan kişilerin eşit şartlarda askere alınması nedeniyle, milli
ekonomi kayba uğramaktadır.
vi.
İnsanlar uğurlama törenleri ile askere gönderilse de çoğunluğu gönülsüz ve isteksiz olarak
hizmet etmektedir.
Kantarcı; mevcut uygulamayı eleştirdiği makalesinde, bu konuda tedbir almanın sosyal devletin bir gereği olduğunu
vurgulamaktadır. Hasan Bülent Kantarcı, ‘‘Sosyal Devlet, Sosyal Güvenlik ve Türkiye’de Zorunlu Askerlik Hizmeti’’,
http://Sbe.Balikesir.Edu.Tr/Dergi/Edergi/C6s10/Makale/C6s10m5.Pdf
28
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
vii.
Kişilerin yetenek ve bilgileri temelinde bir görevlendirme çok da mümkün olmamaktadır.
viii.
Görevlendirmeler ile sivil meslek/iş arasındaki alan uyuşmazlığı, önemli derecede etkinlik
ve verimlilik problemlerine neden olmaktadır.
ix.
Sistem kişileri, mutlak itaatin esas olduğu, üretimin, inisiyatifin ve yaratıcılığın olmadığı bir
kısır döngüde çalıştırmaktadır.
x.
Psikolojik veya ailevi sorunları ile askere gelen kişiler (oranının %20’lerin altında olmadığı
değerlendirilebilir) birliğine olumlu katkıda bulunmak bir yana, önemli sorunlar ve disiplin
problemlerine neden olmaktadır.
xi.
Ordu malı silah, araç, teçhizat ve malzemenin ömrünün kısalmasına ve onarım ve idame
maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır.
xii.
Terörle mücadele gibi daha fazla tecrübe ve uzmanlık gerektiren görevlerde zafiyet
yaratmaktadır.
29
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
6. Türkiye’de Bedelli Askerlik ve Alternatif Kamu Hizmeti
Cumhuriyet öncesi döneme bakıldığında, 1846 tarihli Kur’a Kanunu ile askerlikte yeni bir
uygulama ve düzenlemeye geçildiği görülmektedir. Bu dönemde, söz konusu kanunla birlikte,
kura sonucunda askere alınması gerekenlerden, askere gitmek istemeyen ve yerine başkasını
bulamayanlar için ‘‘Bedel-i Nakdi’’ adıyla bedelli askerlik uygulamasının ilk uygulamaları
yapılmıştır.
Bugün yürürlükte olan 1111 sayılı Askerlik Kanunu ise, aşağıda verilen 10/2 maddesi ile;
ihtiyaç halinde ve gerekli şartların oluşması durumunda, temel askerlik görevini müteakip,
yükümlülerin askerlik hizmetlerini kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirmesini veya
bedel ödeyerek askerlik hizmetinden muaf tutulmasını mümkün kılmaktadır.
‘‘O yıl askere alınacakların tamamı, mevcut celp sistemine uygun olarak temel askerlik
eğitimine tabi tutulur. Her celp döneminde eğitim merkezlerine sevk edilen miktar
Genelkurmay Başkanlığınca belirlenenden fazla ise; ihtiyaç fazlası olan yükümlüler, temel
askerlik eğitimini müteakip, o yılın 1 Ocak tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kurları
esas alınarak, dövizle askerlik için tespit edilen miktarın yarısının karşılığı Türk Lirası bedel
ödemek veya istekte bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmak suretiyle
askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılırlar.’’
Askerlik hizmetinin kamu kurum ve kuruluşlarında veya bedelli olarak yerine getirilmesi
uygulaması; son dönemde 1987, 1992 ve 1999 yıllarında 3358, 3802 ve 4459 sayılı kanuni
düzenlemelerle (Askerlik Kanununun Geçici 20, 33 ve 37nci maddeleri) üç defa uygulanmıştır.
1987 tarihli birinci düzenleme; kanunun yürürlük tarihi itibariyle saklı, yoklama kaçağı veya
bakaya durumundaki yükümlülerin, temel askerlik eğitimi sonrası, kamu kurum ve
kuruluşlarında görevlendirme yoluyla veya bedel ödeyerek askerlik hizmetinden muaf
tutulmalarını mümkün kılmıştır. Düzenleme kapsadığı kişiler açısından bir yaş sınırlaması
getirmemekle birlikte iki yıllık başvuru süresiyle sınırlandırılmıştır. Kanunda belirlenen bedel
üzerinden (dövizle askerlik bedelinin yarısı) uygulama yapılmıştır. Uygulamada 40 yaş ve
üzerindeki yükümlüler, belirlenen bedeli iki kat ödemek kaydıyla temel askerlik eğitiminden
muaf tutulmuştur.
1992 tarihli ikinci düzenleme; saklı, yoklama kaçağı, bakaya veya tecilli olanlardan 28
yaşından gün almış veya daha büyük olanları kapsamıştır. Düzenleme sadece bedelli askerlik
uygulaması getirmiş ve yükümlülerin temel askerlik eğitimi sonrası, kanunda belirlenen
bedeli ödeyerek askerlik hizmetinden muaf tutulmalarını mümkün kılmıştır. Başvuru süresi
bir yıl ile sınırlandırılmıştır. Uygulamada 40 yaş ve üzerindeki yükümlüler, 15.000 Alman
Markı veya karşılığını ödemek kaydıyla temel askerlik eğitiminden de muaf tutulmuştur.
1999 tarihli üçüncü düzenleme ise; 17 Ağustos 1999 depreminin hasar ve zararlarının
finansmanına katkı sağlamak gibi özel bir amaçla çıkarılmıştır. Düzenleme sadece bedelli
askerlik uygulaması getirmiş ve yükümlülerin temel askerlik eğitimi sonrası bedel ödeyerek
askerlik hizmetinden muaf tutulmalarını mümkün kılmıştır. Uygulama 26 yaş ve üzeri
yükümlüleri kapsamıştır (1 Ocak 1973 tarihinden önce doğanlar) ve başvuru süresi 6 ayla
sınırlandırılmıştır. Uygulamada bedel olarak 15.000 Alman Markı tahsil edilmiştir. 40 yaş ve
üzerindeki yükümlülerden belirlenen bedeli 20.000 Alman Markı olarak ödeyenler temel
askerlik eğitiminden de muaf tutulmuştur.
30
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Milli Savunma Bakanı’nın bir soru önergesine verdiği cevap; bugüne kadar üç defa yapılan
bedelli askerli uygulaması kapsamından; 1987 yılında 18.433, 1992 yılında 35.111 ve 1999
yılında 72.290 kişinin istifade ettiğini göstermektedir.83
Her üç bedelli askerlik uygulamasında da, uygulamanın yaş ve benzeri sınırları ile uygulama
süresinin değiştiği görülmektedir. 1999 yılı uygulamasında kanunda açıkça ifade edilen
deprem gerekçesi varken, diğer iki uygulamanın sınırlarına bakıldığında, biriken kaçak-saklıbakaya konumundaki problemli yükümlülerin eritilmesinin temel gerekçe olduğu
anlaşılmaktadır. Ancak 1987 ve 1992 tarihli her iki uygulama84 da, sadece saklı/kaçak/bakaya
konumundaki personeli kapsaması nedeniyle adalet ve eşitlik temelinden uzak düzenlemeler
olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple, her iki uygulamanın vergi affına benzer, etik de
olmayan bir af anlamına geldiği de söylenebilir.
Geçmiş uygulamalar ve yürürlükte olan kanun hükümleri, hem kurumların hem de Türk
insanının bedelli askerlik uygulamasına yabancı olmadığını göstermektedir. Uygulamadaki
temel problem ise kanunda da öngörülen ve tehdit değerlendirmesi kapsamında tartışılan
‘ihtiyaç fazlası’ kavramında düğümlenmektedir. Bu noktada, uygulama için ihtiyaç fazlası
yükümlü olması durumunda, dikkate alınması gereken çok daha önemli konu ise sosyopsikolojik faktörlerdir.
Uygulamanın sürekli olması ve gerekli sınırlamalar konulmaması durumunda gündeme
gelebilecek en önemli problem, toplumdaki ekonomik temelli katmanlar arasında sosyal,
psikolojik ve kültürel boyutta gözlenen farklılaşma ve kırılmanın artması olacaktır. Zorunlu
temel eğitimle (diğer statüdekilerle birlikte) birlikte; yaş, evli/çocuk sahibi olma, işveren veya
vergi mükellefi olma gibi farklı özelliklerden bazılarının ön şart olarak ve sınırlar konularak
işletilmesi durumunda, yukarıda bahsedilen mahzurlar önemli ölçüde zayıflayacaktır. Bu
noktada, bedelli askerlik uygulamasının ancak nesnel kriter ve sınırlarla çok özel şartlarda
uygulanabileceği değerlendirilmektedir. Hatta bu düzenlemenin son defa uygulanarak ve
müteakip beklentileri de ortadan kaldıracak şekilde kanundan çıkarılarak sonlandırılmasının
çok daha doğru bir alternatif olacağı söylenebilir.
Bedelli askerlik uygulamasının getireceği sosyo-psikolojik problemlere yukarıda kısaca
değinilmiştir. Muhtemel bir bedelli askerlik uygulamasının mevcut şartlar içerisinde olumlu
etkileri de olacaktır. Öncelikle kanunda var olması ve daha önce uygulanması nedeniyle,
yükümlüler arasında oluşan beklenti karşılanacaktır. Erteleme ve asker kaçağı nedeniyle yaş
ortalaması 30’lar civarında olan ve askere de alınamadığı için adalet noktasında TSK’nın
imajını ve güvenirliğini olumsuz etkileyen bir milyona yakın yükümlü kısmen eritilmiş
olacaktır.
Bedelli Askerlik uygulamanın yapılmaması ve mevcut zorunlu askerlik modelinin yeniden
yapılandırılmaması durumunda, beklenti içinde olan yüz binlerce yükümlünün TSK’ya güveni
azalabilecek; kırgınlığı, tepkisi ve gündeme getirdiği olumsuz propaganda artabilecektir. Yaş
ortalaması yüksek ve ailevi/mesleki/kişisel problemleri veya gerekçeleri olan insanlar, silâh
altına alınsalar dahi, kurum için çok da faydalı olamayacaklar ve mevcut problemlerini TSK’ya
taşıyacaklardır.
83
84
Star Gazetesi, ‘‘Bugüne kadar kaç kişi bedelli askerlik yaptı’’, 16 Mayıs 2009.
1987 tarihteki Bedelli Askerlik uygulaması, Kamu Hizmeti alternatifi ile birlikte, kişilere tercih hakkı verilerek
uygulanmıştır.
31
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
1111 sayılı Askerlik Kanunu’nda yer alan, bedelli askerlikle birlikte işletilen ve yakın geçmişte
uygulamaları bulunan Alternatif Kamu Hizmeti de, pek çok ülkede olduğu gibi, zorunlu
askerliğin yeniden yapılandırılması temelinde, Bedelli Askerlik’le birlikte veya tek başına
uygulanabilecek bir yöntem niteliğindedir. Yukarıda, Bedelli Askerlik için yapılan tespitler
Alternatif Kamu Hizmeti için de geçerlidir.
Alternatif Kamu Hizmeti’nin TSK ve toplum temelinde savunulması noktasında şu örtülü
kabul aktarılabilir: “Kişiler orduevlerinde, sosyal tesislerde garsonluk ve temizlik işlerinde
çalıştırılmış olmakla vatan hizmeti yapmış olacak, bu süreci okullar ve hastaneler gibi kamu
kurumlarında çalışarak geçirmekle vatan hizmeti yapmış olmayacak!” Bu düşüncenin tutarlı
bir tarafı yoktur. Vatan hizmetini, bağlı olunan kurumla değil yapılan işin niteliği ile
değerlendirmek konusunda askerler arasında bile bir tereddüt bulunmadığı rahatlıkla ifade
edilebilir.
32
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
7. Türkiye’de Profesyonel Ordu Tartışmaları
Profesyonel ordu konusu, önceki başlıklarda dünyadaki tartışmalar bağlamında kısmen
açıklanmıştır. Burada profesyonel ordu ve özel ordu tartışmaları Türk Ordusu temelinde biraz
daha ayrıntılandırılmaya çalışılmıştır.
TSK’nın profesyonelleştirilmesi konusunda, 1980’lerin sonunda başlatılan uzman erbaş
uygulaması ile önemli bir adımın atıldığı görülmektedir. Model niteliğindeki bu uygulama
profesyonelleşmenin sadece bir ayağını oluşturmaktadır. Uygulamanın ikinci ayağını ise,
zorunlu askerlik sisteminin yeniden yapılandırılması temelinde başlatılabilecek profesyonel
er uygulaması (tam profesyonel ordu veya karma model içerisinde) oluşturacaktır.
Mevcut durum ve uygulamalara rağmen, Türkiye’de zorunlu askerlik ve profesyonel ordu
tartışmaları; daha çok, terörle mücadele kapsamında yaşanan problemler nedeniyle ve son
beş yılda kamuoyu gündemine gelmiştir. Ülke zorunlu askerliğin sorgulanması ve kısmi de
olsa profesyonel ordu yapılanması için bir geçiş süreci yaşamaktadır. Süreçte tartışmalar
devam ederken, bu iki farklı uygulamanın avantajları ve ortaya çıkaracağı problemler,
tartışmanın taraflarınca net bir şekilde sunulmamakta; konu, sert ama sığ mesajların
aktarıldığı köşe yazılarına veya kokteyl sohbetlerine sıkışıp kalmaktadır.
Profesyonel orduya geçiş ile ilgili tartışmalar içerisinde, zorunlu askerliğin ordu-millet
bütünleşmesindeki rolü sıklıkla vurgulanmaktadır. Bu konu çalışma içerisinde önceki
başlıklarda diğer ordulardaki örnekleri ile tartışılmıştır. Zorunlu askerliğin bu toplumsal rolü
haklı gerekçelerle ortaya konmuş olmakla birlikte, şu önemli tespitin de yapılması
gerekmektedir: ‘‘Zorunlu askerliği uygulayan ve bu nedenle savaşma yeteneği noktasında
zafiyet yaşayan bir ordu, halkla bütünleşme noktasında mucizeler yaratsa da bunun hiçbir
kıymeti olamaz.’’ Ayrıca ordunun halk ile arasındaki yegâne bağ, söylendiği gibi zorunlu
askerlik yoluyla silâh altında tutulan erbaş ve erler ise, profesyonel kitle olan subay ve
astsubaylarla ilgili önemli bir yabancılaşma probleminin de teslim edilmesi gerekir.
Profesyonel ordu konusunda şu sorunun sorulması gerekmektedir: ‘‘Bugün için, zorunlu
askerlik uygulamasını mutlaka sorgulaması ve yeniden yapılandırması gereken TSK, bu
süreçte bir Karma Ordu’ya85 ve yakın gelecekte Tam Profesyonel Ordu’ya geçebilir mi?’’ Bu
noktada, karma veya profesyonel orduya geçişin önündeki, yapısal engeller ve bütçe
problemleri kadar, kültürel engellerin de tahmini ve tanımlanması gerekmektedir.
Ordu, daha fazla kurumsallaşamadığı, iletişim ve bilgi işleme süreçlerinin kalitesini
yükseltemediği, kuralcılığı ve öz disiplini yerleştiremediği, personeli için uygun kariyer
hedeflerini koyamadığı, personel kalitesini yükseltemediği ve farklı statüler arası uzaklık ve
kopukluğu ortadan kaldıramadığı sürece; profesyonel orduya geçiş ile ilgili adımların, farklı
yönetim problemlerinin, süreçlerdeki karmaşıklığın, kurumsal çatışmaların, iletişimsizliğin ve
verimsizliğin artması sonucunu doğurabileceğini de düşünmelidir. Ancak bu tespitler, zorunlu
askerlik uygulaması ve profesyonel ordu seçeneklerinden herhangi birisinin doğruluğunu ya
da yanlışlığını da göstermemektedir. Mevcut zorunlu askerlik uygulamasının sorunları
konusunda tespitlerde bulunabilmemize rağmen; erbaş ve erlerin de içine dâhil edildiği tam
85
Karma Ordu ile, zorunlu askerlerle birlikte, profesyonel erlerin de kurumda görev yaptığı yarı profesyonel olarak da
adlandırılabilecek yapı kastedilmektedir.
33
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
profesyonel veya karma bir orduya geçiş, TSK’nın mevcut problemlerinin çözümü anlamına
da gelmemektedir.
Orduda birlik komutanlığı yapan lider personel, zorunlu askerlikle silâh altında tutulan erbaş
ve erleri, kurumsal etkinlik noktasında yetersiz ve isteksiz bulmakla birlikte; aynı kitleyi
kurum içinde ilave hiçbir talebi olmayan, en kolay yönetilebilir ve yönlendirilebilir kitle olarak
da değerlendirmektedir. Kurumdaki subaylar; astsubayları ve uzman erbaşları ‘‘mutlak itaat’’
kavramının fazla işlemediği ve bilgi/tecrübe temelinde hakim olunması gereken ve
yönetilmesi zor profesyoneller olarak algılamaktadır. Profesyonel orduya geçilmesi
durumunda oluşturulacak ve muhtemel bir profesyonel er statüsü de, diğer statüler kadar
olmasa da, liderlerin yetkinliğine dönük yeni bir sorgulamanın önünü açacaktır.
Türkiye’de, sözleşmeli askerlerle zorunlu askerliğin birlikte yürütüldüğü bir Karma Ordu
modelinin bugün ve gelecekte daha fazla tartışılacağı ve geçiş süreci uygulaması olarak
sistemde yerini alacağı görülmektedir. Almanya’nın halen uygulamakta olduğu karma modeli
değerlendiren Bröchling,86 zorunlu askerlik süresinin kısaltılması ile birlikte bu ikili
uygulamanın askerler arasındaki bölünmeyi daha da artıracağına dikkati çekmektedir.
Burada, yazarın vurgu yaptığı nokta, statüleri ve maaşları ile birlikte görevleri de farklılaşan
bu eş zamanlı iki askerlik uygulamasının yaratacağı problemlerdir.
Profesyonel orduya geçişin önündeki engellerden birisi olarak ortaya konulan, daha yüksek
bütçe gerekliliği konusuna da değinmek gerekmektedir. 2020 yılı için planlanan ve gizli
tutulan bir kuvvet yapısının (kara ordusu) küçülme, modernizasyon ve profesyonelleşme
boyutlarında ne getireceği kamuoyu için belirsizdir. Bu noktada, 2020 yılı için bugünden
başlaması gereken profesyonel orduya geçiş faaliyetlerinde, ortaya konulan ve tartışılan bir
model bile yokken, maliyetten ve bütçe problemlerinden bahsetmek mümkün değildir.
Profesyonelleşmenin savunma bütçesini iki veya üç katına çıkaracağı şeklinde, geçmişte dile
getirilmiş bir diğeri ile çelişen tespitlerin87 varlığı maliyet konusunda ölçülebilir verilere dayalı
ciddi bir çalışmanın yapılmadığını da göstermektedir.
Leander askerlik modelleri ile ilgili, ölçebilir veriler kadar ölçülemeyen değişken ve
parametrelerin varlığına da vurgu yaparak, ordunun ihtiyaçlarına göre şekillenen bir zorunlu
askerlik yapısında ne tam olarak bu modelin maliyeti, ne de buna alternatif olarak ortaya
çıkacak modellerin maliyetleri konusunda genel yargılara varmanın mümkün olduğunu iddia
etmektedir.88 Bu noktadan hareketle şu söylenebilir; mevcut zorunlu askerlik uygulamasının
kurumsal etkinlik temelli yarattığı maliyet ile uygulamanın ulusal ekonomiye fırsat maliyeti
tahmin edilebilir parametreler olmaktan oldukça uzaktır.
Dolayısıyla, zorunlu askerliğe alternatif model aranması gerekiyorsa, maliyet unsuru
düşünülmesi gereken son şey olmalıdır. Bu noktada, maliyeti sabit tek bir profesyonel veya
karma ordu değil, maliyet temelinde değişikliğe izin veren modeller sözkonusudur. Ayrıca,
TSK’nın profesyonel ordu konusunda ortaya çıkabilecek bütçe problemlerini siyasi iradenin
çözümüne bırakması daha doğru yol olarak ortaya çıkmaktadır.
86
Ulrich Bröckling, ‘‘Disiplin: Askeri İtaat Üretiminin Sosyolojisi ve Tarihi’’, Çev.: Veysel Atayman, Ayrıntı Yayınları, İkinci
Basım, 2008, İstanbul, s.403.
87
Hale Akay, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri: Kurumsal ve Askeri Boyut’’, Almanak Türkiye 2006-2008: Güvenlik Sektörü ve
Demokratik Gözetim (Ed.: A.Bayramoğlu, A. İnsel) TESEV Yayınları, Temmuz 2009, s.128.
88
Anna Leander, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces & Society/Summer 2004,
p.573.
34
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
SONUÇ
A. Askerlik Uygulamaları Hakkında Kısa Değerlendirme:
Pek çok Avrupa ülkesi, Soğuk Savaş Dönemi sonrası, tehdit algısındaki değişimin de etkisiyle,
küçülerek profesyonel orduya geçmiştir. Amerika’da profesyonel orduya geçiş tarihi 1973,
Britanya’da ise 1960’dır.
Profesyonel orduya geçen Batılı bireyci kültürlerde (ABD başta olmak üzere), uygulamanın
özellikle üst sosyal sınıflarla ordu arasında ve toplumdaki farklı sosyal katmanlar arasında
kopukluk ve yabancılaşmayı getirdiği yönünde analiz ve eleştiriler bulunmaktadır.
Uygulamanın Türkiye’de de benzer sonuçlar doğurabileceği, ancak halkın sahip olduğu
toplulukçu kültür değerleri89 nedeniyle, sonuçlarının diğer ülkelerdeki kadar derin
olmayacağı değerlendirilmektedir.
Profesyonel ordulara sahip bazı ülkelerde gönüllü asker temini konusunda problemler
yaşanmaktadır. Bu problemlerin kriz ve savaş dönemlerinde arttığı görülmektedir. ABD’nin
özellikle son dönemde bu problemi yoğun olarak yaşadığı bilinmektedir.
Almanya, Meksika ve diğer bazı ülkelerde, zorunlu askerlerden ve daha yüksek maaşlı
sözleşmeli erlerden oluşan, karma ordu olarak adlandırılabilecek yapılar mevcuttur.
Dünyadaki profesyonel/karma ordu ve zorunlu askerlik modelleri; kendi temel kategorisi
içerisinde bile, süre, haklar ve uygulamalar temelinde bir diğerinden önemli derecede
farklılaşmaktadır.
Zorunlu askerlik modelini uygulayan, tehdit değerlendirmesi düşük Batılı ülkelerde, alternatif
kamu hizmeti ve vicdani ret uygulamaları yasallaştırılmıştır ve sistem kişilerin tercihlerini
dikkate almaktadır. İsrail gibi, tehdit değerlendirmesi yüksek bazı ülkelerdeki zorunlu askerlik
uygulamasında ise kamu hizmeti seçeneği olmakla birlikte, uygun olan fertleri devlet
öncelikle askerlik görevi için seçmektedir.
Batılı zorunlu askerlik uygulamalarında silâh altına alınacak yükümlülere devlet maaş dâhil
bazı haklar sunmaktadır ve bu ülkelerde askerlik hizmeti sürecindeki, izin dâhil pek çok
uygulama kişileri aile yaşamlarından koparmayacak ve toplumdan yalıtmayacak şekilde
düzenlenmiştir.
89
HOFSTEDE, Geert, ‘‘Culture’s Consequences: International Differences in Work Related Values. (Abridged Edition),
London, Newbury Park: Sage Publications, 1984. ve ‘‘Cultures and Organizations: Software of the Mind’’, London,
McGRAW-Hıll Book Company, 1991.
35
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
B. Türkiye’deki Zorunlu Askerlik Uygulamasının Kısa Değerlendirmesi:
ABD, Avrupa ülkeleri ve Türkiye tehdit değerlendirmesi ve güvenlik ihtiyaçları temelinde çok
büyük farklılaşmalar göstermektedir. Bu anlamda, mevcut zorunlu askerlik sisteminin
yeniden yapılandırılması da ülkenin şartları içerisinde kendine özgü olmak zorundadır.
Dünyadaki uygulamalar ve ülke içinde yaşanan problemler, Türkiye’deki zorunlu askerlik
sisteminin; süre, yöntem, görev garnizonunun belirlenmesi, erbaş ve erlere sağlanan haklar
ve görev etkinliği yönünden yeniden yapılandırılması gereken bir uygulama olduğunu
göstermektedir.
Türkiye yaşanan terör faaliyetlerine rağmen, tehdit ve güvenlik ihtiyacı konusunda geçmişe
göre daha avantajlı bir dönemi yaşamaktadır. Bu dönemin, TSK’nın kurumsal dönüşümü ve
yeniden yapılandırılması için uygun zaman dilimi olduğu değerlendirilebilir.
Mevcut zorunlu askerlik uygulamasının yeniden yapılandırılması konusunda tespitlerde
bulunulmasına rağmen, tam profesyonel veya karma bir orduya geçiş TSK’nın mevcut
problemlerinin çözümü anlamına da gelmemektedir.
Ordu, mevcut sistem ve süreçlerini sorgulayarak, kültürel değişimi de içine alan, köklü bir
yeniden yapılanmayı başaramadığı sürece, profesyonel/karma orduya geçiş ile ilgili
adımların; farklı yönetim problemlerinin, süreçlerdeki karmaşıklığın, kurumsal çatışmaların,
iletişimsizliğin ve verimsizliğin artması sonucunu doğurabileceği de düşünülmelidir. Ancak bu
tespitler, zorunlu askerlik uygulamasının veya profesyonel ordu seçeneklerinin doğruluğunu
ya da yanlışlığını göstermez.
Sadece zorunlu askerlik süresi ile sınırlı kalacak düzenlemeler, toplumsal bazı beklentileri
karşılasa da, TSK’ya ait diğer problemler çözülmeden kurumsal etkinliğe olumlu bir katkı
getirmeyecektir.
Yükümlüler için tek tip askerlik süresini öngören modeller ise; zorunlu askerlik süresinin tüm
yükümlüler için 6 ay veya daha kısa bir süreye eşitlendiği ve zorunlu askerlik sürecini
tamamlayan yükümlüler arasından seçilenlere sözleşmeli profesyonel askerlik teklifi yapıldığı
bir karma modelde sözkonusu olabilir.
TSK’nın, askerlik sistemi dâhil, kendisini ve süreçlerini sorgulayarak yeniden yapılanmaya
dönük adımlar atması ve problemlerin köküne ve nedenselliğine inerek, komutanların görev
süreleriyle sınırlı olmayan projeler yürüterek çözümler üretmesi gerekmektedir.
Alternatif olarak gündeme getirilen, 15 aylık askerlik hizmeti sonrası sözleşmeli er modeli,
Almanya’nın 6 aylık hizmet sonrası uyguladığı sözleşmeli askerlik modeline benzemektedir.
Karma ordu olarak adlandırılabilecek bu model, profesyonel yapılanma gerektiren terörizmle
mücadele ve daha uzun hizmet süresi/uzmanlık gerektiren diğer kadrolar için uzman erbaş
uygulamasıyla birlikte bir çözüm olarak görülebilir.
36
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Karma ordu yapılanmasını getirecek modeller, profesyonelleşme için bir adım olarak sunulsa
da, bu modeller için şu değerlendirmeler yapılabilir:
i.
Askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapacak kişilere, yeni bir dönemde er olarak sözleşme
önerilmesi, askeri hiyerarşi ve uygulama bazında sorunlar yaratacaktır. Kişilerin mevcut
rütbeleri ile sözleşme döneminde göreve devam etmesi de benzer problemlere neden
olacaktır.
ii.
Kıta çavuşu ve uzman onbaşılar arasında uygulamada var olan ve mahkemelere yansımış
hiyerarşi çatışması örneği, karma askerlik modelleri olarak ortaya konulacak ve tartışılacak
tüm yeni düzenlemelerde de problem alanlarından birisi olacaktır.
iii.
Sözleşmeli er statüsü, uzman erbaş uygulamasının tek kaynağı olarak aynı kanun içinde
düzenlenmemesi ve statüler arası terfi ve geçişkenlik sağlanmaması durumunda, askeri
hiyerarşinin oluşturulması ve iki farklı statünün personel temininde aynı kaynağı kullanması
gibi bir çarpıklık ortaya çıkacaktır.
iv.
Haklar temelinde de farklılaşan yeni bir statünün yaratılması yönetim problemlerini de
beraberinde getirecektir. Kurum içinde mevcut statüler ve aynı statü içindeki farklı kaynaklar
arasında halen yaşanan kopukluk ve sosyal mesafeye dönük sorunlar, yapısal olduğu kadar
kültürel değişim temelli çözüm üretilmesini de zorunlu kılmaktadır.
v.
Sözleşmeli er statüsünün yaratıldığı karma model; mevcut zorunlu askerlik uygulamasının,
şartları, süresi ve askerlere tanınan haklar itibariyle bu çalışmada önerilen bazı olumlu
değişiklikleri de beraberinde getirmesi ve yukarıda belirtilen problemleri çözmesi
durumunda olumlu olarak nitelenebilir.
Dünyadaki ve Türkiye’deki mevcut şartlar, Türk insanının yaşam düzeyi ve aile yapısındaki
değişimler; zorunlu askerlik modeli içerisinde dahi olsa, devletin hiçbir ücret ödemeden
kişileri 2-3 aydan daha uzun süreli olarak silâhaltında tutmasının ve bu süreçte kişileri
toplumdan ve ailelerinden kopuk ve yalıtılmış bir görev ortamına mecbur etmesinin, en
azından barış dönemlerinde yanlış olduğunu göstermektedir.
Toplumsal kültür ve TSK’nın kurumsal kültürünün statü ayrımı ve farklı kategoriler yaratma
noktasında sergilediği olumsuz eğilim, askere alma ve personel temini için çıkarılan farklı
kanunlar ve kaynak çeşitliliği nedeniyle artmaktadır. Dört farklı mevzuat düzenlemesine
dayanacak dört farklı uygulamada (zorunlu askerlik, sözleşmeli erlik, uzman erbaşlık ve
astsubaylık), statülerin en az ikisinde yer alan er-onbaşı-çavuş rütbelerinin gerekli mevzuat
düzenlemeleri yapılmadığı takdirde rütbe hiyerarşisi temelinde yeni bir çatışmayı doğuracağı
ve basitleştirilmeye çalışılan sistemi daha karmaşık hale getireceği de öngörülebilir. Bir
çatışma doğurmasa bile düzenlemenin doğru temellere oturmadığı söylenebilir.
37
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
C. Askerlik Modeline Dönük Öneriler:
Profesyonel/karma ordu modeline dönük çalışmalarda, dünya örnekleri kadar, uzman erbaş
ve sözleşmeli subay/astsubay uygulamalarındaki tecrübelerden de azami istifade edilmelidir.
Özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda son beş yıl içerisinde yapılmış, bu statülerin
etkinliğini ve problemlerini sorgulayan çalışmaların mevcut olduğu bilinmektedir. Bu konuda
anket ve reel verilere dayalı yeni çalışmaların da yapılması gerekmektedir.
Zorunlu askerlik uygulamasını yeniden yapılandırma çalışmalarında ve profesyonel/karma
ordu modeline dönük arayışlarda, kamuoyu ve toplumun ihtiyaç, görüş ve beklentilerini
ortaya koyacak araştırmalar da yaptırılmalı ve sonuçları dikkate alınmalıdır. Ancak, güvenlik
ve askerlik gerekleri ile toplumsal beklentilerin her zaman örtüşmeyeceği de bir gerçektir.
Bugün 6 aylık askerlik süresine tabi yükümlüler için daha uzun süreli bir askerliğin
getirilmesinin toplumsal tepkilere neden olması ne kadar doğalsa; getirilecek yeni bir askerlik
modelinde verilecek haklardan geriye dönüşün de, barış şartlarında o kadar zor olacağı
tasarım aşamasında unutulmaması gereken bir konudur.
Zorunlu askerlik modelini değiştirecek yeni bir yapılanmaya karar verilebilmesi ve
uygulamaya geçilebilmesi için öncelikle asker ihtiyacının belirlenmesi gerekmektedir. Bu
sebeple, öncelikle TSK’nın yeni bir tehdit değerlendirmesi yaparak, orta ve uzun dönem için
büyüklük, kuvvet yapısı (teşkilat) ve konuşlanma hedeflerini ortaya koyması ve bu bağlamda
asker ihtiyacını belirlemesi gerekmektedir.
Askere alma sisteminde, geçiş dönemi, kısa dönem ve orta-uzun döneme yönelik alınabilecek
tedbirler ile çalışılabilecek modellere dönük ipuçları aşağıda verilmiştir.
Geçiş Dönemi İçin Öneriler (1 yıl içerisinde):
Bu dönemde mevcut zorunlu askerlik hizmeti, aşağıdaki tedbirleri de alarak yeniden
yapılandırılmalıdır.
Yeni tehdit değerlendirmesi sonucunda küçüleceği ve yükümlü ihtiyacının azalacağı
değerlendirilen TSK’da;
i.
15 aylık askerlik günümüz şartlarında, kişisel yaşam ve kariyer hedeflerinin şekillendiği bir yaş
döneminde çok uzun bir süre olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple yükümlü sayısı ihtiyacı
karşılamasa dahi, zorunlu askerlik süresi beklentileri de dikkate alarak 12 aya indirilmeli.
ii.
Yedek subay adayı olarak seçilmeyenler için uygulanan 6 aylık kısa dönem askerlik ve yedek
subaylık uygulamalarına aynı şartlarla devam edilmeli.
iii.
12 aylık hizmet süresine tabi olan yükümlüler arasından; mesleki beceri, sağlık, gönüllülük,
ailevi ve kişisel problemleri olmama gibi hizmete uygunluk şartlarını taşıyanlar, yükümlü
hizmeti başlamadan önce askerlik hizmeti için seçilmeli.
iv.
12 ay için askerlik hizmetine seçilenlere, bu statünün cazibesini artırmak ve yükümlülerin
mağduriyetlerini ortadan kaldırmak maksadıyla temel eğitim sonrası dönemde, her ay için
asgari ücret miktarında bir ödeme yapılmalı. Profesyonel askerlik anlamına gelmeyen bu
uygulama kişileri hizmete teşvik yanında, askerlik için karar aldırma yaşını da daha öne
alacaktır.
38
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
v.
Mevcut zorunlu askerlik uygulaması sorgulanarak, kişileri bu süreçte toplumdan ve
ailelerinden yalıtan şartlar; yükümlüler temel eğitim için ikamet yerlerine yakın garnizonlara
planlanarak ve askerlik dönemi izin hakları yeniden düzenlenerek kısmen ortadan kaldırılmalı.
vi.
Askerlik için seçilmeyenler toplam süresi 14 ay olan kamu hizmetine yönlendirilmeli. Bu
kategoriye ayrılan kişiler iki aylık temel eğitim sonrası, ihtiyaç duyulan kurumlarda 12 ay
süreli kamu hizmetini yerine getirmeli. (Kamu hizmetinin süresi, askerlik hizmetinin
cazibesinin artırılması için bu hizmetten daha uzun belirlenmiştir.)
vii.
Ödemesi biraz yüksek tutulmak (15.000-20.000 TL) kaydıyla, gerektiğinde yaş,
saklı/kaçak/evli/çocuklu olma vb. sınırlamalar da getirilmek kaydıyla, askere çeşitli sebeplerle
gitmeyen kitleyi de önemli oranda eritecek, dar kapsamlı ve kısa süre müracaatlı bir bedelli
askerlik uygulaması son kez yapılmalı. Uygulama ile birlikte bedelli askerliğe kaynaklık eden
kanun maddesi yürürlükten kaldırılmalı ve bu sayede, gelecek dönemlerde beklenti
yaratılması ve konunun suiistimali de engellenmeli.
viii.
Kamu hizmetine yönlendirilen ve bedelli askerlik yapan kişiler, ikametlerine en yakın askeri
birlikte temel askerlik eğitimine (2 ay) alınmalı. Oluşturulacak yedeklik sistemi içerisinde
ihtiyaç duyulması durumunda bu kişiler, her 4-5 yılda bir, yine ikametlerine en yakın birlikte,
izin dönemlerine veya hafta sonlarına denk gelecek ve kişilerin sivil yaşamların etkilemeyecek
şekilde yedekliğe dönük 15-20 günlük tazeleme eğitimine alınmalı.
Kısa Dönem İçin Öneriler (1-5 yıl):
Kısa dönemde Karma Ordu sistemine geçilmelidir. Bu sistem içerisinde:
i.
Askerlik süresi tüm yükümlüler için, öğrenim durumu dikkate alınmaksızın 6 ay olarak
belirlenmeli. Türkiye şartlarında bu süre; kişilerin sivil yaşamlarını, öğrenim ve mesleki kariyer
hedeflerini en az etkileyecek ve kişilerden TSK için kurumsal katkı beklenen en kısa askerlik
süresi olarak değerlendirilmektedir. 6 aylık sürenin belirlenmesinde kaynak ve kadro
ihtiyaçları dikkate alınmamıştır. Çünkü bu statü karma orduda temel statüsü değil, sözleşmeli
profesyonel er statüsünün bir tamamlayanı olarak öngörülmektedir. Bu statüdeki askerler
orduda uzmanlık ve tecrübe gerektirmeyen kadrolarda kullanılabilecektir.
ii.
Altı ay askerlik yapacak kişiler, yükümlüler arasından; mesleki beceri, sağlık, gönüllülük, ailevi
ve kişisel problemleri olmama gibi hizmete uygunluk şartları esaslarınca temel eğitim öncesi
seçilmeli.
iii.
6 aylık askerlik için seçilen kişilere, temel askerlik eğitimi dönemi dâhil, asgari ücrete yakın bir
ücret ödenmeli. Sözkonusu ücretlendirme, bu statünün cazibesini artırmak ve yükümlülerin
mağduriyetlerini ortadan kaldırmak maksadıyla yapılmalı. Profesyonel askerlik anlamına
gelmeyen bu uygulama, kişileri 6 aylık hizmet sonrası sözleşme dönemi için orduda kalmaya
da teşvik edecektir.
iv.
6 aylık askerlik hizmetine tabi yükümlülerin bu sürenin tamamını (temel eğitim dönemi dâhil)
aynı birlikte tamamlaması esas olmalı. Bazı istisnai sınıflara yönelik olanlar dışında acemi er
eğitim birlikleri kaldırılmalı. Bu uygulama şu an bir yılda 8 celp dönemi olarak ve sevk süresi
dâhil 45 günlük bir zamana sıkışan ve kişilerin askeri ortama adaptasyonu dışında fazla bir
anlam taşımayan acemi er eğitiminin farklı bir birlikte uygulanmasını sonlandıracak ve her
şeyden önemlisi de, kişilerin izin ve sevk süreleri haricindeki 5.5 aylık askerlik hizmetlerinde iki
farklı şehir ve birliğe intibak ve oryantasyonu nedeniyle oluşacak sorunları ve maliyetleri
ortadan kaldıracaktır.
v.
6 aylık hizmet süresi sonrasında, askerlik hizmeti için uygun nitelikte bulunan kişilere,
profesyonel er statüsünde sözleşme teklif edilmeli. İlk sözleşme süresi 1-2 yıl olarak
belirlenmeli. Kişilere bu hizmeti sözleşme süresi içerisinde herhangi bir zamanda bırakma
39
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
hakkı verilmeli. Sözleşmeli olarak orduda kalmayı tercih edenlerin azami hizmet süresi terfi
etmeleri dışında 5-6 yıl ile sınırlandırılmalı.
vi.
Sözleşmeli erler için farklı görev bölgelerine göre değişen 1000-1.500 TL arasında bir aylık
ücret ödenmeli ve kişilerin barınma ve iaşe giderleri karşılanmalı.
vii.
Sözleşmeli erler için, diğer yetkinlik şartları yanında, bekâr olmak bir seçim kriteri olarak
belirlenmeli. Bu uygulama kişilerin ailevi problemlerini askerliğe taşımasını belirli oranda
engelleyecek, terörizmle mücadele gibi fedakârlık gerektiren görevlere adanmışlığı artıracak
ve bu görevlerdeki zayiatın yaratacağı mağduriyetleri ve tepkileri azaltacaktır.
viii.
Askerlik için seçilmeyenler temel eğitimi müteakip altı aylık kamu hizmetine (toplam hizmet
süresi 2+6=8 ay) yönlendirilmeli. Kamu hizmeti, ihtiyaç olması durumunda kişilerin kendi
kurumlarında, aksi halde ihtiyaç duyulan diğer kamu kurumlarında yerine getirilmeli. Kendi
kurumunda kamu hizmetine alınanlar dışındakilere; altı aylık kamu hizmetini, tek seferde veya
müteakip üç yılda ikişer aylık periyotlarla tamamlama imkânı verilmeli. Kamu hizmetine
yönlendirilen kişiler ikametlerine en yakın birlikte/kışlada gece kalma şartı olmaksızın 2 aylık
temel askerlik eğitimine alınmalı.
ix.
Kişilere yükümlülüklerini (6 aylık er veya kamu hizmeti olarak) 25 yaşı sonuna kadar
tamamlaması zorunluluğu (sözleşmeli statüde askerliğe devam edenler hariç) getirilmeli.
Tek rütbe sistemi profesyonel ordu için bir zorunluluk olmakla birlikte; karma ordu modeli
içinde de sistemi basitleştirmek ve rütbe hiyerarşisini sağlam bir zemine oturtmak için
aşağıdakine benzer bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir.
Mevcut Uygulama Adı
Zorunlu Askerlik
Sözleşmeli Askerlik
Uzman Erbaşlık
Astsubay Statüsü
Mevcut / Planlanan Rütbe
Er – Onbaşı - Çavuş
Er (veya Er – Onbaşı – Çavuş)
Uzman Onbaşı – Uzman Çavuş
Astsubay Çavuş / Kıdemli Çavuş
Astsubay Üstçavuş/Kd. Üstçavuş
Astsubay Başçavuş/Kd. Başçavuş
Önerilen Rütbe
Er
Onbaşı
Çavuş
Kıdemli Çavuş
Üstçavuş/Kıdemli Üstçavuş
Serçavuş/Kıdemli Serçavuş
Orta ve Uzun Dönem İçin Öneriler (5-20 yıl):
i.
Orta ve uzun dönemde, tam profesyonel ordu modeli, içinde bulunulan şartlara göre
değerlendirilmelidir.
ii.
Tam profesyonel orduya geçildiği durumda da, tüm sağlıklı erkek vatandaşlar için yedeklik
amaçlı, 1-2 aylık temel askerlik eğitimi sistemde yer almalıdır. Bu eğitim kişilerin ikametine
en yakın askeri birlikte mesai saatleri içerisinde verilmelidir. Yedeklik statüsünde ihtiyaç
olması durumunda bu kişilere 4-5 yılda bir 15-20 günlük, izinli dönemlerine veya hafta
sonlarına denk gelecek şekilde yedeklik tazeleme eğitimi planlanabilmelidir.
iii.
Zorunlu askerlik uygulamadan kaldırılsa dahi; pek çok ülkede olduğu gibi, bu konudaki yasal
düzenlemeler muhafaza edilmelidir.
iv.
Farklı kanuni düzenlemelerle getirilen farklı statüler arası rütbe-hiyerarşi çatışmasının
çözülmesi gerekmektedir. Bunun için, şu an mevcut olan ve askerlik sistemi ile (İç hizmet ve
personel kanunları) askere alma faaliyetlerini düzenleyen farklı kanunları tek bir yasal
düzenleme (kodifikasyon) temelinde birleştirilmeli ve erden orgenerale, statüler ve rütbeler
arası geçişi de mümkün kılan tek rütbe sistemi oluşturulmalıdır.
40
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
D. Zorunlu Askerliğe Alternatif Model Önerilerinde Parametreler
Yukarıda nitel olarak verilen model önerileri ve ayrıntıları bu başlık altında tek bir tablo içinde
temel özellikleri itibariyle özetlenmiştir.
ÜÇ FARKLI ASKERLİK MODELİ İÇİN HİZMET ŞARTLARI VE YÜKÜMLÜLÜKLER
ASKERLİK MODELİ
Geçiş Döneminde
Zorunlu Askerlik
Karma Ordu
Döneminde Zorunlu
Askerlik
Karma Ordu
Döneminde
Sözleşmeli Askerlik
Profesyonel Ordu
Döneminde
Sözleşmeli Askerlik
Hizmet Seçim Süreci
20-25 Yaş
20-25 Yaş
20-25 Yaş
18-25 Yaş
Temin / Seçim Şekli
Gönüllüler arasından
nesnel kriterlerle
Gönüllüler arasından
nesnel kriterlerle
Gönüllüler arasından
nesnel kriterlerle
Gönüllüler arasından
nesnel kriterlerle
Hizmet Sonrası Haklar
Yatay geçiş ve iş hakkı
yok, hizmet yılıyla
sınırlı sağlık güvencesi
(Aile dahil)
Yatay geçiş ve iş hakkı
yok, hizmet yılıyla
sınırlı sağlık güvencesi
(Aile dahil)
Yatay geçiş ve iş hakkı
yok, hizmet yılı kadar
ilave sağlık güvencesi
(Aile dahil)
Yatay geçiş ve iş hakkı
yok, hizmet yılı kadar
ilave sağlık güvencesi
(Aile dahil)
Medeni Durum Şartı
Evli - Bekâr
Evli - Bekâr
Bekâr
Bekâr
Öğrenim Şartı
Okuryazar
İlköğretim okulu
I. Kademe mezunu
50 yaş
50 yaş
50 yaş
50 yaş
2 ay
2 ay
-
4-6 ay
24 saat
24 saat
-
07.00-18.00
Konaklama
Hizmeti
Yer gösterilir
Yer gösterilir
-
İaşe Hizmeti
Kazandan
Kazandan
-
İkametgâhına en yakın
Eğt. Mrk.
İkametgâhına en yakın
Eğt. Mrk.
-
Gösterilecek Eğt. Mrk.
Er
Er
Onbaşı
Er
Toplam /
Azami Süre
12 ay
6 ay
(Temel Eğt. Dahil)
Terfi etmemesi
durumunda 5-6 yıl
Terfi etmemesi
durumunda 8 yıl
Yaş Aralığı
20-28
20-25
20-30
18-30
Sözleşme
Süresi
Sözleşme yok
Sözleşme yok
İlk sözleşme 1-2 yıl
müteakip sözleşmeler
2-3 yıl
2-3 yıl
Temel eğitim sonrası
dönem için asgari
ücret
Temel eğitim dönemi
dâhil asgari ücret
Konu Başlığı
Temel Askerlik/ Acemi Eğt.
Yedeklik Dönemi
Yaş Sınırı
Süresi
Saatleri
Yeri
Askerlik Hizmeti
Statü
Ücret / Bedel
İlköğretim okulu mezunu İlköğretim okulu mezunu
Birlik dışında kendi
imkânları ile
Barış zamanı kendisi
karşılar
Aylık 1.000-1.500 TL
Aylık 1.500-2.000 TL
(Görev yerine göre farklı) (Görev yerine göre farklı)
41
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
KAYNAKÇA
AKAY, Hale, ‘‘Demokratik Gözetim: Kuramsal Değerlendirme’’, Almanak Türkiye 2006-2008: Güvenlik
Sektörü ve Demokratik Gözetim (Ed.: A.Bayramoğlu, A. İnsel) TESEV Yayınları, Temmuz 2009.
AKAY, Hale, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri: Kurumsal ve Askeri Boyut’’, Almanak Türkiye 2006-2008:
Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim (Ed.: A.Bayramoğlu, A. İnsel) TESEV Yayınları, Temmuz
2009.
AMBROSE, Stephen E., ‘‘The End Of The Draft, And More’’ Natıonal Revıew/Augus R 9, 1999.
ANDERSON, G.M., D. Halcoussis and R.D. Tollison, ‘‘Drafting The Competition: Labor Unions And
Military Conscription’’, Defence and Peace Economics, 1996, 7, p.189–202.
BRIEM, Christopher, ‘‘A 21st-Century Draft Will Not Work’’ Proceedings, September 2002.
BRÖCKLİNG, Ulrich, ‘‘Disiplin: Askeri İtaat Üretiminin Sosyolojisi ve Tarihi’’, Çev.: Veysel Atayman,
Ayrıntı Yayınları, İkinci Basım, 2008, İstanbul.
DANDEKER, Christopher,‘‘The United Kingdom: The Overstretched Military’’, The Postmodern
Military (Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New
York, s.21, 2000).
DONNELLY, Thomas, “The Military We Need, Defense Requirements Of The Bush Doctrine”,
American Enterprise Institute, AEI Press, (Washington D.C., 2005), s.60.
FISHER, A.C. (1969) ‘‘The Cost of The Draft And The Cost of Ending The Draft’’, American Economic
Review 59 239–254.
FLECKENSTEİN, Bernhard, ‘‘Germany Forerunner of a Postmodern Military?’’, The Postmodern
Military
(Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press,
New York, s.90, 2000.
GAL, Reuven; Cohen, Stuart A., ‘‘Israel: Still Waiting in the Wings’’, The Postmodern Military (Ed.:
Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.21,
2000).
HANSEN, W.L. and Weisbrod, B.A. (1967) ‘‘Economics of The Military Draft’’, Quarterly Journal of
Economics, 81, p.395–421.
HOFSTEDE, Geert, ‘‘Culture’s Consequences: International Differences in Work Related Values.
(Abridged Edition), London, Newbury Park: Sage Publications, 1984.
HOFSTEDE, Geert, Cultures and Organizations: Software of the Mind, London, McGRAW-Hıll Book
Company, 1991.
KANTARCI, Hasan Bülent, ‘‘Sosyal Devlet, Sosyal Güvenlik ve Türkiye’de Zorunlu Askerlik Hizmeti’’,
Http://Sbe.Balikesir.Edu.Tr/Dergi/Edergi/C6s10/Makale/C6s10m5.Pdf. Erişim; 21 Ekim 2010.
KELLER, Katarına, Panu Poutvaara And Andreas Wagener, ‘‘Mılıtary Draft And Economıc Growth In
Oecd Countrıes’’, Defence And Peace Economics, 2009, Vol. 20(5), October, Pp. 373–374.
KERSTENS, K. and Meyermans, E. (1993) ‘‘The Draft Versus An All-Volunteer Force: İssues Of
Efficiency And Equity in The Belgian Draft’’, Defence Economics, 4, p.271–284.
42
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
LAGENDİJK, J., ‘‘Zorunlu Askerliğin Sonu Görünüyor’’, Radikal Gazetesi, 28.04.2010.
LEANDER, Anna, ‘‘Drafting Community: Understanding the Fate of Conscription’’ Armed Forces &
Society/Summer 2004, p.573.
LEE, D.R. and McKenzie, R.B. (1992) ‘‘Reexamination of The Relative Efficiency of The Draft and The
All-Volunteer Army’’, Southern Economic Journal, 59, p.646–654.
LEVY, Yagıl, ‘‘Socıal Convertıbılıty And Mılıtarısm: Evaluatıons Of The Development Of Mılıtary-Socıety
Relatıons In Israel In The Early 2000s' ’’, Journal Of Political And Military Sociology, 2003, Vol. 31, No.
1 (Summer):71-96
LAU, M.I., P. Poutvaara, and A. Wagener, ‘‘Dynamic costs of the draft’’ German Economic Review
2004, 5, 381–406.
LUTZ, D.S. (1996), ‘‘Ist eine Freiwilligen-Streitkraft billiger? (Are all-volunteer forces cheaper?)’’ In
Hamburger Beiträge zur Friedensforschung und Sicherheitspolitik, edited by J. Gross and D.S. Lutz.
Hamburg, 39–54.
MOSKOS, Charles C., John Allen Williams, David R. Segal, ‘‘Armed Forces after the Cold War’’, The
Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University
Press, New York, s.1-13, 2000.
MOSKOS, Charles C., ‘‘Toward a Postmodern Military: The United States as a Pardigm’’, The
Postmodern Military (Ed.: Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University
Press, New York, s.14-31, 2000.
MOSKOS, Charles, "Time to Bring Back the Draft?", American Enterprise Online, December 21, 2001.
Congressional Digest, September 2006 içinde özet, s.220-222.
MOSKOS, Charles, Paul Glastris, ‘‘Now Do You Believe We Need a Draft?’’, Washington Monthly,
00430633, Nov2001, Vol. 33, Issue 11.
MOSKOS, Charles, book review, ‘‘The Culture of Defense (by Christopher D. Van Aller, Lexington
Books, 2001.) US Army War College, 00311723, Fall2001, Vol. 31, Issue 3.
MOSKOS, Charles C., ‘‘What Ails the All-Volunteer Force: An Institutional Perspective’’, US Army War
College, 00311723, Summer2001, Vol. 31, Issue 2.
MOSKOS, Charles, “Reviving the Citizen Soldier,” Public Interest 147 (Spring 2002), p. 2–3.
MOSKOS, Charles, ‘‘Saving The All-Volunteer Force’’, Mılıtary Revıew, May -June 2005.
NEVO, Baruch, and Yael Shor, '‘The Contract Between The IDF And Israeli Society: Compulsory
Service." Baruch Nevo and Yael Shor (ed.) ‘‘The Contract Between The IDF And Israeli Society:
Compulsory Service: The Army-Society Project of the IDF and the Israel Democracy Institute,
Jerusalem’’, The Israel Democracy Institute (Hebrew), 2002.
ÖZGEN, Cenk, ‘‘Türkiye’de Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu’’, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul
2006.
POUTVAARA, P. and Wagener, A. (2007) ‘‘Conscription: Economic Costs and Political Allure’’,
Economics of Peace and Security Journal, 2, p.6–15.
43
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
ROTH-DOUQUET, Kathy & Frank Schaeffer, ‘‘Awol: The Unexcused Absence Of Amerıca’s Upper Class
From Mılıtary Servıce—And How It Hurts Our Country (2006)’’, Revıewed By Major Charles Kuhfahl
Jr., The Army Lawyer, February 2007.
SANDLER, T. and Hartley, K. (1995) ‘‘The Economics of Defense’’, Cambridge: Cambridge University
Press.
SHAVİT, Uriya, "To Serve or Not to Serve?’’ Ha 'aretz Supplement, May 26 2000.
SORENSEN, Henning , ‘‘Denmark: From Obligation to Option’’, The Postmodern Military (Ed.: Charles
C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.121, 2000.
STROUP, M.D. and Heckelman, J.C. (2001) ‘‘Size of The Military Sector And Economic Growth: A Panel
Data Analysis of Africa and Latin America’’, Journal of Applied Economics 4 329–360.
WARNER, J.T. and Asch, B.J. (1995) ‘‘The Economics of Military Manpower’’, In Handbook of Defense
Economics, Vol. 1, edited by K. Hartley and T. Sandler. Amsterdam: Elsevier, 348–398.
WILLIAMS, John Allen, ‘‘The Postmodern Military Reconsidered’’, The Postmodern Military (Ed.:
Charles C. Moskos, John Allen Williams, David R. Segal), Oxford University Press, New York, s.21,
2000).
WRONA Richard M. Jr., ‘‘A Dangerous Separation The Schism between the American Society and Its
Military’’, American Peace Society, Vol. 169 No. 1, Summer 2006 s.29-30.
VAN ALLER, Christopher D., ‘‘The Culture of Defense’’, Lexington Books, 2001.
YILMAZ, Sait, ‘‘ABD Silahlı Kuvvetlerinde Dönüşüm’’, Stratejik Araştırmalar Dergisi, Mayıs 2009, Sayı
13.
http://www.asal.msb.gov.tr/er_islemleri/Gun.kadar%20askerlik%20hiz.htm Erişim; 27 Ekim 2010.
http://en.wikipedia.org/wiki/... (military_service, conscription, compulsory military service, volunteer military)
Erişim; 05 Ekim -10 Kasım 2010.
https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/... Erişim; 05 Ekim -10 Kasım 2010.
http://www.nationmaster.com/cat/mil-military Erişim; 05 Ekim -10 Kasım 2010.
1111 sayılı Askerlik Kanunu.
44
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Dr. Salih AKYÜREK
Salih AKYÜREK 1965 yılında Kırşehir’in Mucur ilçesinde doğdu. 1982
yılında Mucur Lisesinden, 1986 yılında Kara Harp Okulundan mezun
oldu. 2001 yılında Başkent Üniversitesinde ‘‘İşletme’’ Yüksek lisans
programını ve 2009 yılında Gazi Üniversitesinde ‘‘Genel İşletme’’
doktora programını tamamladı.
1986-1994 yılları arasında K.K.K.lığına bağlı birliklerde takım ve bölük
komutanı, 1994-2007 yılları arasında K.K.K.lığı Karargâhında personel
alanında proje subayı olarak görev yaptı. Bu süre içerisinde 2001-2007
yıllarında K.K. Sosyolojik ve Psikolojik Araştırmalar Kısım Amiri olarak
hizmet verdi ve TSK’nın Personel Sisteminin yeniden yapılandırılmasına dönük projelerde görev aldı.
Aynı dönemde personel alanında pek çok araştırma projesini bizzat yürüttü. 2002-2003 yıllarında
Bosna Hersek’te Türk Taburu Görev Kuvveti’nde görev yaptı.
2008 yılında TSK’dan albay rütbesiyle emekli oldu. Mart-2009 tarihinde BİLGESAM’da ‘‘SosyoKültürel Araştırmalar Uzmanı’’ olarak çalışmaya başladı.
Araştırma tasarımı, ölçek tasarımı ve veri analizi konularında teknik uzmanlığı bulunan Salih
AKYÜREK’in toplumsal kültür, örgüt kültürü, örgütsel iletişim, askeri kültür, personel/performans
değerlendirme, kimlik, toplumsal kutuplaşma vb. konularda çalışmaları bulunmaktadır.
Bedensel Engelliler Spor Federasyonunda milli tabanca atıcısı, ulusal atış hakemi ve atış eğitim kurulu
başkanı olarak görev yapmaktadır.
Reyhan Akyürek ile evli olan Salih AKYÜREK, Elif ve Salim Can adlarında iki çocuk babasıdır ve İngilizce
bilmektedir.
45
Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih Akyürek
Mecidiyeköy Yolu Caddesi, Celil Ağa İş Merkezi, No:10, Kat:9 Daire:36
Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye
Tel: 0 212 217 65 91
Faks: 0 212 217 65 93
e-posta: [email protected]
www.bilgesam.org
46