İLİ TARİHİ : HAKKÂRİ : 24.10.2014 HİCRET (GÜNAHLARDAN HİCRET ETMEK) Muhterem Müslümanlar! Peygamberler silsilesinin sonuncusu, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed’(SAV) dir. Peygamberimiz (SAV) de insanların; şirki ve küfrü, vahşet ve zulmü terk edip sadece Yüce Allah’a, ibadete, adalete, merhamete, insani erdemlere davet etmekteydi. Mekkeli müşrikler insanlığa rahmet olarak gönderilen bu yüce elçiye akla hayale gelmeyen baskı, işkence ve zulmü reva gördüler. O’na kucak açıp insanlık onuruna yeniden ulaşma yerine; O’nu dışladılar ve hayatına kastettiler. Ağır baskılar altında tebliğ ve davet görevini yerine getiremeyeceğini anlayan Peygamber Efendimiz (SAV), Miladi 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Bu hicret asla bir kaçış olmadığı gibi, sıradan bir göç de değildi. Değerli Kardeşlerim! Hicret: her şeylerini Allah rızası için, göz kırpmadan terk eden Mekkeli muhacirler ile onlara kucak açan, muhtaç oldukları halde onları kendilerine tercih eden Medineli Müslümanların destanıdır. Hicret; Allah’a ibadete, insani erdemlere, rahmet ve medeniyete gönlünü açanların zaferi, bu değerlere kapılarını kapatanların ise mağlubiyeti olmuştur. Hicret; Allah rızası için göz kırpmadan anadan, babadan, evlattan, maldan, mülkten, candan kısaca her şeyden vazgeçmenin, ibretli ve meşakkatli kıssasıdır. Muhterem Müslümanlar! Unutmamalıyız ki gerçek anlamda hicret günahlardan sevaplara, şirkten samimi imana, çirkinliklerden güzelliklere, Allah’a isyandan O’na ibadete yönelmekti. Hicret günahları terk etmek anlamına da gelir. Nitekim Kur’an-ı Kerimde ”Kötü şeyleri terk et”(1) buyrulmaktadır. Hicret iki özellik taşır; birisi günahları terk etmek diğeri Allah ve Resulüne hicret etmektir. Hicret tevbe kabul olduğu sürece sona ermez. Tevbe de güneş batıdan doğuncaya kadar makbuldür. Güneş batıdan doğunca artık her kalp bulunduğu hal üzerine mühürlenir.”İnsanlar işledikleriyle kalır.”(2) buyuran Hz. Peygamber (SAV) de hicretin bu yönüne işaret etmiştir. Hicrette esas gaye, İslam’ın gönül huzuru ile en iyi şekilde yaşanmasıdır. Dinimiz hicretle haramlardan uzaklaşıp, helallere, iyilik ve güzelliklere yönelmeyi hedeflemektedir. Bu husus Peygamber Efendimiz (SAV)’in hadisi şeriflerinde şöyle ifade edilmiştir: ”Fitne ve bozgun zamanında ibadet, bana hicret etmek demektir.” (3) “Gerçek muhacir Allah’ın yasakladığı şeyleri terk edendir.”(4) Değerli Müminler! Özellikle dini emirlerin yerine getirmenin zorlaştığı zamanlarda günahlardan uzak kalmak ve ibadetlere sarılmak Müslüman için hicret etmek anlamına gelmektedir. Nitekim Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuşlardır: ”Hicret; gizlisi ve açığıyla bütün kötülükleri terk etmen, namazı kılman, zekâtı vermen demektir. Bunları yaparsan bulunduğun yerde de ölsen sen muhacirsin.”(5) Hülasa Müslümanlar için Allah’a kulluk görevlerini yerine getirme konusunda gayret göstermek, bütün çabalarına rağmen bulundukları yerde buna muvaffak olmadıkları takdirde, gerekirse dinlerini daha iyi yaşayabilecekleri başka beldelere hicret etmek dini bir vazifedir. Bu duygu ve düşüncelerle 25 Ekim cumartesi günü idrak edeceğimiz muharrem ayını ve 1436.ncı hicri yılbaşını tebrik ediyor yüce Allah’tan tüm İslam âleminin birlik ve beraberliğine, huzur ve mutluluğuna vesile olmasına diliyorum. ____________________ 1. 2. 3. 4. 5. Müdessir-5 Ahmed bin hanbel müsnet 192 Müslüm. Fiten. 130 Buhari. İman,4-5 Ahmed bin hanbel, müsned 2.224 Saim AÇAR Yukarı Merzan Mah. Camii İmam Hatibi HAKKÂRİ Redaksiyon : İl Hutbe Komisyonu
© Copyright 2024 Paperzz