Çanakkale Zaferi ve Şehitlik Bilinci

İLİ
: VAN
TARİH : 13.03.2015
ِ ِ ِ‫وََل تَحسب َّن الَّ ِذين قُتِلُوا فِي سب‬
ْ ‫يل اللَّه أ َْم َواتًا بَ ْل أ‬
ََ ْ َ
ٌ‫َحيَاء‬
َ
َ
‫ِع ْن َد َربِّ ِه ْم يُ ْرَزقُو َن‬
ِ
ِ ُ ‫ال رس‬
‫َح ٌد يَ ْد ُخ ُل‬
َ ‫ول اللَّه‬
َ ‫ َما أ‬: ‫صلَّى اللَّهُ َعلَْيه َو َسلَّم‬
ُ َ َ َ‫ق‬
ِ ‫الدنْيَا َولَهُ َما َعلَى ْاْل َْر‬
ُّ ‫ب أَ ْن يَ ْرِج َع إِلَى‬
‫ض‬
ُّ ‫ْجنَّ َة يُ ِح‬
َ ‫ال‬
َّ ‫ِم ْن َش ْي ٍء إََِّل‬
‫الش ِهي ُد‬
ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLİK
BİLİNCİ
Muhterem Mü’minler!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah
yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma.
Bilakis onlar diridirler. Rableri katında
Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği
nimetlerin
sevincini
yaşayarak
rızıklandırılmaktadırlar.”1
Okumuş olduğum hadis-i şerifte ise
Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Cennete
giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey
kendisinin olsa bile, dünyaya geri dönmeyi
arzu etmez. Ancak şehit, cennette gördüğü
aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar
dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı
ister.”2
Değerli Kardeşlerim!
Şehitlik ve Gazilik, yüce dinimiz
İslam’ın bizlere öğrettiği ve kazandırdığı en
yüksek manevi değerlerdendir. Şehitlik, bir
insanın dünyada kazanabileceği en yüksek
manevi makamdır. İslam tarihine baktığımızda,
İslam’ın ilk günlerinden bu yana Müslümanlar,
sahip oldukları din, vatan, millet, bayrak ve
namus gibi manevi değerleri ve Allah’ın
mübarek ismini her yere duyurmak için,
gerektiğinde mallarını ve canlarını vermekten
çekinmemişlerdir. Bu manevi ruhu, onlara
kazandıran, Yüce Rabbimiz’in: “Allah
müminlerden, mallarını ve canlarını cennet
karşılığında satın almıştır.”3 ilahi fermanı
olmuştur.
Tarihimizin en önemli dönüm noktası
olan Çanakkale Zaferi, Merhum İstiklal
Şairimiz M. Akif Ersoy’un;
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.”
mısrasında belirttiği gibi, binlerce şehidimizin
kanlarıyla sulanarak değer kazanan vatan toprağı
üzerinde, yedi düvele karşı kazanılmış bir
zaferdir.
Çanakkale Zaferi, kendisinden silah,
teçhizat ve asker sayısı bakımından kat kat üstün
olan düşmana karşı, bütün imkânsızlıklara
rağmen, milletimizin iman gücüyle ve inançla
kazandığı bir destanın adıdır. Zira sahip oldukları
maddi güce, gelişmiş silahlara güvenerek
Çanakkale Boğazı’na dayanan düşman birlikleri,
milletimizin iman gücü karşısında mağlup
olmuşlardır.
Şüphesiz bu zaferin kazanılmasında en
önemli
husus
Mehmetçiğimizin
şehadet
arzusuydu.
Şehadet
arzusu
Çanakkale’de
milletimize zafer, Çanakkale savaşlarını dünya
gözüyle hiç görmediği halde merhum Akif’in
dilinde
destan,
dünya
tarihinde
eşine
rastlanamayacak kadar zor bir işi başarma
konusunda Seyit Onbaşı’da muazzam bir güç
olarak tecelli etmiştir. Yine bu şehadet arzusu
renk, ırk, dil farkını yok edip ülkenin dört bir
yanından, doğusundan batısından, kuzeyinden
güneyinden ve hatta Balkanlardan tutun da,
dünyanın çeşitli yerlerinden gelen yiğitleri
Çanakkale’de buluşturmuştur. Merhum Mehmet
Akif Ersoy’un Arabistan Çölünde, el-Muazzama
tren istasyonunda, “Çanakkale Şehitlerine” adlı
yazdığı destanında bu zaferi ve kahramanlarını
şöyle dile getirmektedir:
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber!
Muhterem Müslümanlar!
18 Mart
Çarşamba günü Çanakkale
Zaferi’nin 100. yıldönümü münasebetiyle, başta
Çanakkale’de olmak üzere, mukaddesatı uğruna
canını feda eden bütün şehitlerimizi ve tüm
gazilerimizi rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz.
1
Âl-i İmrân, 3/ 169-170 .
Buhârî, Cihâd, 21; Müslim, İmâre,109.
3
Tevbe, 9/111.
2
Hazırlayan: Hutbe Komisyonu
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu