HematoLog - Türk Hematoloji Derneği

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
HematoLog
2013: 3■2
Dr. İrfan Yavaşoğlu
Adnan Menderes Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı,
Hematoloji Bilim Dalı, Aydın, Türkiye
e-posta: [email protected]
Anahtar Sözcükler
Erişkin T hücreli lösemi, Lenfoma, Enteropati ilişkili T lenfoma, Ekstranodal
naturel killer (Nk)/T hücre, Lenfoma/ nazal tip, Hepatosplenik T-hücreli
lenfoma, Subkutan pannikülit benzeri T hücreli lenfoma
ERİŞKİN T HÜCRELİ LÖSEMİ-LENFOMA
ÖZET
Erişkin T hücreli lösemi-lenfoma (ETLL) 1977 yılında Uchiyama ve ark. (1)
tarafından Japonya’da olası viral etyolojinin neden olduğu klinik durum
olarak tanımlanmıştır.
Sonrasında ETLL tanılı hastalarda yeni retro RNA virusu, insan T hücrelilenfotrofik virus tip 1 (HTLV-1) izole edilmiştir. Karsinojenik ilişki nettir.
Anne sütü, seksüel geçiş, kan transfüzyonu ile bulaşabilir. Japonya’da HTLV1 taşıyıcılarında hayat boyu ETLL gelişme riski %1-5’tir. Yaş ortalaması 60’dır.
Japonya dışında ise 40’tır. Bu durum başka karsinogenez mekanizmalarının
da rol oynadığını düşündürür. Hastalık akut, lenfoma, kronik, smoldering
olarak 4 alt tipte incelenir. HTVL-1 geni gag, pol ve env olmak üzere 3
yapısal ve tax gibi düzenleyici proteinleri kodlar. Bunlar bazı hücresel
genlerin salınımı ve viral replikasyonu sağlar. Salınan proteinler ETLL’da çok
basamaklı karsinogenezi meydana getirebilir. HTLV-1 yeni viral faktörü “basic
zip factor” mRNA’da kodlama ile viral replikasyon ve T hücre proliferasyonu
sağlar. ETLL hücreleri yardımcı T hücre (CD3+, CD 4+, CD8-) karakterindedir.
Son zamanlarda düzenleyici T hücreler olabileceği belirtilmektedir. CD25/
CCR4, fox 3 pozitifliği bunu açıklayabilir. Saldırgan ETLL’da fas pozitiftir.
Akut formda daha fazla olmak üzere kromozom anormallikleri görülür.
Kronik formda anöplöidi, 14q, 3p değişikleri görülebilirken, akut formda
komplex anomaliler görülür (2,3). HTLV-1 taşıyıcılarında ETLL gelişimi
için tanımlanmış risk faktörleri belirsizdir. Birkaç çalışmada viral yük
vurgulanmıştır. Major prognostik belirleyiciler ileri performans durumu,
yüksek laktat dehidrogenaz (LDH), 40 yaş üstü olma, 3 lezyondan daha fazla
tutulum ve hiperkalsemidir. Trombositopeni, eosinofili, kemik iliği tutulumu,
yüksek serum IL-5 düzeyi, CCR4 salınımı, akciğer direnç ilişkili protein, p53
mutasyonu ve p16 delesyonunda da prognoz kötüdür. Kronik tip için, yüksek
449
450
HematoLog
2013:3•2
LDH ve kan üre nitrojeni, düşük albumin kötü prognozla ilişkilendirilmiştir.
Deri kütanöz tümöral tip, smoldering formda olmasına rağmen kötü prognoz
göstermiştir (4,5) (Tablo 1).
Tablo 1. ETLL klinik alt tiplerin özellikleri (2,8’den düzenlenerek)
Sağlıklı
taşıyıcı
Smoldering
Kronik
Lenfoma
Akut
Anti-HTLV -1
serolojisi
+
+
+
+
+
Lenfosit sayısı
(x103µl)
<4
<4
≥4
<4
≥4
Anormal T lenfosit
oranı
≤ %5
≥%5
≥%5
≤%1
≥%5
T hücre belirteçleri
olan çiçek hücreler
Yok
Nadir
Nadir
Yok
Belirgin
LDH
Hiperkalsemi
N
≤ 2xN
>2xN
>2xN
Cilt-akciğer
tutulumu
Yok
≤ 1.5xN
Yok
Var
Var
Var
Var
Kemik iliği-dalak
tutulumu
SSS-kemik-GİS
tutulumu
Yok
Yok
Var
Var
Yok
Yok
Var
Var
Var
Yok
Yok
Yok
Var
Var
Son zamanlarda tedavi planı alt tiplere ve prognoza göre yapılmaktadır. KLL
ve diğer indolen lenfomalardan daha az uzun dönem beklentiye rağmen
kronik ve smoldering formda (İndolen ETLL) hastalık ilerlemesine kadar bekle
ve gör yaklaşımı yapılır. Akut ve lenfoma tipindeki olgular ETLL hücrelerinin
çoklu ilaç direnci nedeniyle CHOP gibi kemoterapilere (KT) rağmen kötü
prognoz gösterir. Belirgin T hücre immün eksikliği, hiperkalsemi, büyük
tümör kitlesine bağlı çoklu organ yetmezliği buna katkıda bulunur (2).
Saldırgan ETLL olarak tanımlanan akut, lenfoma, olumsuz prognozlu tiplerde
yoğun kemoterapiler önerilir. Japan Oncology Group 9801 çalışmasına göre
LSG15 rejimi kullanılabilir (VCAP-AMP-VECP) (6). Retrospektif analizlerine
göre interferon (IFN) alfa ve zidovidin (AZT), özellikle indolen tipte ve
cilt bulgularında kullanılabilir. Saldırgan ETLL için özellikle graft versus
lösemi etkisinden dolayı allogeneik hematopetik kök hücre nakli (AHKHN)
gelecek sunmaktadır. Fukozile olmayan insan CC kemokin reseptör 4
monoklonal antikoru, difteri toksini ile İL-2 infüzyonu, histon deasetilaz
inhibitörleri, pürin nükleotid fosforilaz inhibitörleri, lenalidomid bazı
çalışmalarda denenmektedir. HTLV-1 ilişkili ETLL’den korunmak için iki
aşama düşünülmelidir. İlki HTLV-1 infeksiyonundan korunmadır. Ülkemiz
için özellikle endemik bölgelerden gelenlerden kan alımı ya da bağışlarında
dikkatli olunmalıdır. İkincisi HTLV-1 taşıyıcılarının ETLL’dan korunmasıdır.
ERİŞKİN T HÜCRELİ LÖSEMİ-LENFOMA
ETLL Tedavİ Yaklaşımı
-Yavaş ya da olumlu kronik tip
Prospektif klinik çalışmaları düşün
Semptomatik hastalar ( cilt lezyonları, fırsatçı enfeksiyonlar gibi) AZT/IFN ya
da bekle gör
Semptomsuz hastalar: bekle gör
-Olumsuz kronik ya da akut tip
Klinik çalışma dışında ise, mümkünse klinik ve moleküler tanı ile prognostik
faktörleri belirle
İyi prognostik faktörler: KT düşün (VCAP-AMP-VECP, 2 hafta bir CHOP) ya
da AZT/IFN)
Kötü prognostik faktörler: KT, mümkünse azaltılmış yoğunluklu AHKHN
Baştaki tedaviye kötü yanıt: Destek tedavi ya da azaltılmış yoğunluklu AHKHN
-Lenfoma tipi
KT düşün (VCAP-AMP-VECP)
Mümkünse klinik ve moleküler tanı ile prognostik faktörleri belirle ve KT
yanıtını değerlendir
İyi prognostik faktörler ve ilk tedaviye iyi yanıt: KT ardından gözlem
Kötü prognostik faktörler ve ilk tedaviye kötü yanıt: KT ardından azaltılmış
yoğunluklu AHKHN (2,7,8).
ENTEROPATİ İLİŞKİLİ T LENFOMA
Enteropati ilişkili T lenfoma (EİTL) intraepitelyal T lenfositlerin intestinal
tümörüdür. İnflamatuar zemin, nekroz çok sayıda lenfoid hücreler yanında
histiositler, eosinofiller görülür. Villöz atrofi, kript hiperplazisi, lamina
propriada lenfosit ve plazma hücre artışı, intraepitelyal lenfositoz gösterir.
Tip 2 EİTL olarak tanımlanan %10-20 olgu monoforfik orta boya hücrelerden
oluşur, zeminde inflamasyon yoktur, nekroz çok azdır (9).
EİTL primer ince barsak lenfomalarının %10-25’ini oluştururken, çölyak
hastalığının (ÇH) en sık neoplastik komplikasyonudur. Ortalama yaş 50 ‘dir.
Nadirdir ancak Kuzey Avrupa gibi ÇH’nın sık olduğu bölgelerde fazladır.
ÇH olanların %2-5’inde intestinal lenfoma gelişebilir ve %65’i T hücrelidir.
ÇH tanısı ile lenfoma gelişimi arasındaki süre 2 ay ile 5 yıl arasındadır. HLA
DQA1*0501, DBQ1*0201 HLA-DR/DQ ile ÇH-lenfoma arasında ilişki olabilir.
Bazı refrakter ÇH’larında EİTL gibi intraepitelyal lenfositlerde CD8 azalması,
monoklonal T hücre yapılanması, kromozom 1q kazancı görülebilir. Bu
nedenle refrakter ÇH’daki bu değişikler in situ EİTL olarak tanımlanabilir. ÇH
olmadan EİTL çok nadirdir. Tanısı zordur ve gecikir. EİTL ilişkili diğer durum
ülseratif jejunitistir (10,11).
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
Bazı risk faktörlerine rağmen taşıyıcıların %5’i kadarı hayatları boyunca
hastalığa yakalanacaklardır. ETLL gelişimi önleyecek bir ilaç henüz yoktur
(2-5).
451
452
HematoLog
2013:3•2
EİTL sıklıkla jejunum ve ileumda bir ya da daha fazla, duvara invaze
perforasyona yol açabilen ülsere lezyon şeklindendir. B hücreli lenfomalarda
annular infiltrasyon, polipoid kitle şeklinde distal ve terminal ileum etkilenir.
Sıklıkla monoformik, orta büyük, kaba nükleuslu, belirgin nükleusları olan
soluk boyalı sitoplazmalı hücreler bulunabilir. İnflamatuar zemin genellikle
vardır. EİTL hücreler CD3+, CD5−, CD7+, CD8−/+, CD4−, CD103+,
TCRß+/− şeklindedir. TIA-1, granzim a, granzim m ve perforin gibi
sitotoksik moleküller içerebilirler, CD30 eksprese edebilirler. Tip 2 EİTL farklı
olarak CD3+, CD4−, CD8+, CD56+ ve TCRß+’dir (12).
Klonal TCRß ve TCRγ genleri tüm morfolojik tiplerde vardır, EİTL olguların
%70 ‘inde 9q31.3, del16q12.1 bulunur. Klasik EİTL’de 1q, 5q kromozom
kazançları sık iken, monoformik varyanta 8q24 (myc) görülebilir (9).
Obstruksiyon ve perforasyon sık olduğundan dolayı tanı laparotomi ile
konur. Bu durum yüksek perioperatif komplikasyon oranını getirir. Multifokal
tutulum %10-25 olguda görülür. İnce barsak lenfomaları kalın barsak ya da
rektal lenfomalardan daha sıktır (9,12).
Birçok hastada diğer lenfomalarda kullanımı çok azalan laparatomi tanı ve
evreleme için yapılır. Hastalığın multifokal doğasından dolayı baryumlu ince
ve kalın barsak görüntülemeleri, tam kolonoskopi yapılır. 18F-FDG PET
reftakter ÇH’daki inflamasyon nedeniyle yanlış pozitif sonuç verebilir (12).
Ann-Arbor evreleme sistemi EİTL için uygun değildir. Uluslararası çalışma
grubunun 1994 (13) yılında önerdiği evreleme kullanılmaktadır. Bu
evrelemede;
Stage I: Gastrointestinal yolda sınırlı, birleşmeyen birden çok lezyon
Stage II: Primer gastrointestinal bölgeden abdominal lenf nodlarına yayılım
Stage II1: Lokal lenf nodları tutulumu (paragastrik ya da paraintestinal)
Stage II2: Uzakta tutulan lenf nodları (mesenterik, para-aortik,parakaval,
pelvik, inguinal)
Stage IIE: Etkilenen organ ya da dokunun serozasına yayılım
Stage IV: Yaygın bir ya da daha fazla ekstralenfatik organ ya da gastrointestinal
yol ile supradiyafragmatik nod tutulumu
B semptomları belirlenirken ÇH’na bağlı kilo kaybı, immün düşkün hastalarda
sepsis ilişkili ateş iyi değerlendirilmelidir.
EİTL tedavisiz dirençli çoklu ülserlerin perforasyonu nedeniyle ölümcüldür.
B hücreli intestinal lenfomalara göre kötü prognoz taşımaktadır. Düşük KT
duyarlılığı, hızlı tümör büyümesi vardır. Tedaviye yanıtlı hastaların %80 i
5 yıl ve sonrası dönemde tekrarlar. Ağır cerrahi sonrası komplikasyonlar,
kötü immünolojik ve beslenme durumu hızlı klinik kötüleşmeye neden
olabilir. Küçük hasta serileri uygun prognostik faktörlerin belirlenmesini
güçleştirmektedir. Evre en önemli prognostik faktördür. Sınırlı hastalıkta 5
yıllık olguya-özgül yaşam %60’dan fazla iken, ileri hastalıkta %25’e geriler.
Perforasyon, yüksek dereceli histoloji, çoklu lezyon kötü prognostik faktörler
olarak sayılabilir. Tedavi standart değildir. Cerrahinin rolü obstrüksiyon
oluşturabilecek kitlelerde debulking amaçlıdır ve perforasyon ile sınırlıdır.
35 Gy (1.5-2 Gy günlük fraksiyonlar) radyoterapi bulky hastalık varlığı,
rektal tutulum, tam olmayan rezeksiyonda kullanılır. Standart kombine
anti-lenfoma tedavilerinin sınırlı kullanımı nedeniyle, bazı yazarlar küçük
ERİŞKİN T HÜCRELİ LÖSEMİ-LENFOMA
İlginç olarak dirençli ÇH’da OHKN EİTL’den koruyabilir (16). AHKHN’nin yeri
sınırlıdır. İnsan CD52 monoklonal antikoru alemtuzumab olgu sunumlarında
etkili görünmektedir. Nüks refrakter hastalarda standart tedavi yoktur.
OHKHN, alemtuzumab ile DHAP kombinasyonu, RT kullanılabilir. Naive T
hücreleri ile immün ablasyon yapılabilir (9,11).
EKSTRANODAL NATUREL KİLLER(NK)/T HÜCRE
LENFOMA/ NAZAL TİP
Dünya sağlık örgütü (DSÖ) 2008 sınıflamasında Naturel killer (NK) hücrelerden
kaynaklanan iki neoplazm tanımlanmıştır: Ekstranodal natural killer (NK)/Thücre lenfoma, nazal tip (ENKTL-NT) ve saldırgan NK hücreli lösemi.
Ekstranodal natural killer (NK)/T-hücre lenfoma, nazal tip (ENKTL-NT) Batı
ülkelerinden (tüm lenfomaların %1’en azı) ziyade Asya’da (tüm lenfomaların
%7’si) görülen nadir saldırgan bir tip lenfomadır. Lezyonlar sıklıkla NK
karakteri göstermesine karşın, sitotoksik T hücre fenotipi de gösterebilir.
Epstein Barr virusun (EBV) negatif olduğu NK serisine ait diğer durumlar olan
kronik T ve NK hücre lenfositoz, plazmasitoid dendritik hücre tümörleri, NK/
miyeloid lösemi ile ilişkisizdir (17).
Bölgesel nekroz ve ülser ile birlikte anjiosentrik ve destrüktif büyüme şekli
vardır. Koagülasyon nekrozu ve apopitotik cisimler sıklıkla vardır. Hücreler
genellikle küçük ve orta boydadır. CD2, CD56, sitoplazmik CD3ε pozitif iken
yüzeyel CD3 negatifitir. Normal NK hücrelerinden farklı olarak CD4 ve CD16
negatiftir. Granzim b, T-hücre kısıtlı intrasellüler antijen ve perforin gibi
sitotoksik granüller içerirler. DSÖ sınıflamasına göre ENKTL-NT tanısı için
bu sitotoksik granüller ve EBV pozitifliği gerekliliktir. Çok nadiren CD20 ve
CD30 pozitif olabilir ancak önemi belirsizdir (18,19).
Klinik olarak ENKTL-NT nazal ve nazal dışı tip olmak üzere iki kategoride
incelenebilir:
Nazal tip erkeklerde, beşinci dekatta fazladır. Burunda tıkanıklık, ödem,
epistaksise yol açan kitle semptomları vardır. Nazal kavite, nazofarenks,
paranasal sinüler, hipofarenks, larenks etkilenir bazen kemik destrüksiyonu,
yaygın midfasiyel yıkıcı lezyonlar olabilir. Nadiren retroorbital tutulum ile
propitozis olabilir. Önceleri bilinen ismini olan “lethal midline granulomayı”
anımsatır şekilde midline perforasyon nadiren görülebilir. Uzak yayılım ve
kemik iliği tutulumu %10’nun altındadır. Nazal dışı tip daha düşük orandadır.
Yüz tutulumu olmadan cilt, gastrointestinal sistem, tükrük bezi, dalak, testis,
kas, adrenal bez, kadın genital organ tutulumları olabilir. Yine erkeklerde ve
5. dekatta fazladır (17-19).
Her iki klinik tipte izole nodal tutulum yüksektir. Nazal dışı tutulumların nazala
göre daha iyi prognozu olmasına rağmen toplam prognoz kötüdür. Ortanca
yaşam 7.8 aydır (20). Ann-Arbor evreleme sistemi yetersiz kalmaktadır.
Evreleme için T evreleme sistemi kullanılır (21).
T1: Nasal kavitede sınırlı
T2: Maksiler giriş, anterior etmoid sinus ya da sert damağa yayılım
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
serilerde yüksek doz KT ile otolog hematopoetik kök hücre nakli (OHKHN)
önermektedirler (8,9,14,15 ).
453
454
HematoLog
2013:3•2
T3: Posterior etmoid sinus, sfenoidal sinus, superior alveolar kemik, yanaklar,
süperior businatör alana yayım
T4: İnferior alveolar kemik, inferior businatör alan, infratemporal fossa,
nasofarenks, kraniyel fossaya yayım
T1-2, T3-4’e göre daha iyi klinik sonuçlar gösterir.
Bilgisayarlı tomografi değerlendirmede kullanılır. Magnetik rezonans
görüntüleme, lokal yumuşak doku ve kemik tutulumunu daha iyi tanımlar.
18-FDG PET-BT inflamatuar durumların tanımlamasında yardımcı olabilir.
Doğru tanı, evreleme, radyoterapi planlanması için kullanımı giderek
artmaktadır. Son zamanlardaki retrospektif analizde NK lenfomalarda tespit
edilen 18-FDG PET-BT SUV max 9.2 ± 4.5 değerinin, saldırgan lenfomalardan
düşükken, yavaş seyirli lenfomalardan yüksek olduğu gösterilmiştir (22).
EBV viral yükün belirlenmesi önemlidir. Yüksek EBV-DNA’sı, tümör yükü,
yaygın hastalık, tedaviye kötü yanıt, düşük yaşam beklentisi ile ilişkilidir.
Klasik olarak uluslararası prognostik indeks kullanıldığında 1 ve daha düşük
değerler iyi prognoza işaret eder. EBV viral yük prognozda önemlidir. Kore
prognostik modelinde B semptomları, evre, LDH, bölgesel lenfadenopati
vurgulanmıştır (20,23).
Az sayıda hasta nedeniyle randomize kontrollü çalışma yoktur. Tedavi
önerileri, konsensus, retrospektif ve küçük prospektif değerlendirmelere
dayanır. Prognoz modern kombine tedavi yaklaşımları ve radyoterapi ile
iyileşmiştir. Yaygın hastalık ve nazal dışı tipte hala kötüdür. Evre 1-2 için RT
iyi bir tedavi yöntemidir. Nazal dışı tip ve yaygın hastalık için yeri sınırlıdır.
Lokalize yaygın hastalık için RT ile tam yanıt oranları %40-80, 5 yıllık yaşam
beklentisi, %40-59 arasındadır. Total RT dozu 30-60 Gy’dir (günlük doz
1.5-2.5 Gy) Başlangıçtaki yüksek remisyon oranlarına rağmen nüks %50
düzeyindedir. Lokal nüks 2 yıldan sonra beklenti değildir. Sistemik nüksler
%25-30 oranında görülebilir. Bu nüks oranları nedeniyle tolere edebilen
hastalarda sistemik KT ile RT standart tedavidir. Sıklıkla CHOP kullanılır.
KT ile yanıt oranları %40-60’tır. Hücrelerdeki çoklu ilaç direnci, yüksek P–
glikoprotein nedeniyle ankrasiklin ve vinka alkoloidlerine direnç vardır. P
glikoprotein dışı eflüks gösteren L-asparaginaz, ifosfamid ve metotreksat ile
daha iyi yanıt oranları elde edilmiştir. Bu neden ile 6 kür SMILE (deksametazon,
metotreksat, ifosfamid, L-asparajinaz, etoposid) kemoterapi protokolü 3
kürden sonra tutulu alan RT standart tedavi olmuştur.
Evre 3-4 için esas tedavi KT’dir. SMILE ile toplam yanıt oranı %67, tam yanıt
oranı %50’dir. Sonrasında ileri, refrakter hastalıkta OHKHN’nin yaşam avantajı
sağladığı gösterilemediğinden küçük hasta serilerine göre tek küratif yöntem
olan AHKHN uygun hastalarda yapılmalıdır. OHKHN evre 1-2 hastalıkta ilk ya
da ikinci remisyonda yapılmalıdır. Kemoduyarlı nükste, kemik iliği tutulumu
olmayan primer yada sekonder dirençli hastalıkta, prognostik faktörlere göre
nüks riski yüksek hastalarda ise birinci remisyonda yapılması için çalışmalara
gereksinim vardır (8, 17,18,24).
HEPATOSPLENİK T-HÜCRELİ LENFOMA
Hepatosplenik T-hücreli lenfoma ( HSTL) sitotoksik T hücrelerin γδ T hücre
reseptör tipinden kaynaklanan nadir ekstranodal, sistemik lenfomadır. Nadir
olgular αβ tipinde olabilir.
DSÖ sınıflamasında 2 tane γδ T hücre lenfoması tanımlanmıştır. Bunlar HSTL
ve deri kütanöz γδ T hücre lenfomadır.
ERİŞKİN T HÜCRELİ LÖSEMİ-LENFOMA
HSTL’de orta boy lenfositlerin infiltrasyonu söz konusudur. Dalak, karaciğer,
kemik iliği ve periferik kanda görülebilirler. Dalak orta/belirgin derecede
büyümüştür. Kemik iliği tutulumu intersisyeldir. Tanıda lenf nodu tutulumu
nadirdir. İmmunfenotip; CD2+, CD3+, CD4−, CD5−, CD7+, CD8−,
TCR γδ + şeklindedir. CD16, CD56 ve CD57 gibi doğal öldürücü hücre
belirteçlerinin biri ya da daha fazlası sıklıkla eksprese edilir. Tekrarlayan
sitogenetik değişiklikler görülebilir. i(7q) sık karşılaşılan bir durumdur.
Y kromozom kaybı, trisomi 8, ring kromozom 7 görülebilir. HSTL erişkin
erkek, lenfadenopati yokluğunda belirgin hepatosplenomegali olduğunda
düşünülmelidir. Karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluk olguların yarısında
görülür. LDH belirgin derecede yüksektir. Anemi olguların 2/3’sinde vardır.
Trombositopeni %85 oranında görülebilir. Kemik iliği tutulumunda çevre
kanda atipik lenfositler %50-80 olguda saptanır. Cilt ve mediasten tutulumu
rapor edilmemiştir. Olgular ateş, karın ağrısı ve güçsüzlük yakınmalarıyla
başvururlar. Eskiden HSTL tanısı splenektomiye dayanırken, şimdi kemik iliği
ve karaciğer biyopsilerinin immünfenotipik-histokimyasal değerlendirmesi
ile yapılmaktadır. Zararlı olabilecek cerrahi işlemlerden kaçınılmalıdır. PET ve
galyum sintigrafisi deneyimi olgu sınırlıdır. HSTL evrelendirmesinde standart
olarak Ann-Arbor evreleme sistemi kullanılır (25,26).
Günümüzde tüm çoklu ilaçlara rağmen hastaların hemen tümü 2 yıl içinde
kaybedilir. Az görülmesi nedeniyle net prognostik faktörler belirlenememiştir.
Trombositopeni varlığı önemlidir. Sıklıkla IPI ve T hücreler için prognostik
indeks (PIT) kullanılır (26).
Nadir görülmesi tedavi için standart oluşmasını güçleştirmektedir.
Splenektomi yetersiz olmasına rağmen trombositopeniyi ortadan kaldırarak
daha yoğun tedavi verilmesine imkan sağlayabilir. CHOP, pentostatin,
anti-CD52 monoklonal antikor, yüksek doz sitozin arabinozid ile komplet
remisyon %50, ortalama yaşam süresi 11 ay düzeylerindedir. Hemen remisyon
sonrası farklı hazırlama rejimleri ile (DHAP, bortezomib ile birlikte CHOP gibi)
OHKHN’nin başarılı olduğu olgular vardır. Yine AHKHN ile birkaç olguda
başarılı tedavi bildirilmiştir, fakat mortalite oranı yüksektir. Çoğu olgunun
genç olduğu düşünülürse azalmış yoğunluklu rejimler kullanılabilir. HSTL’de
aşırı salgılanan adezyon molekülü CD44 potansiyel tedavi hedefi olabilir (8,
25, 27,28)
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
Neoplastik hücreler epitelden zengin doku ve kırmızı pulpa sinusoidleri
içindedir. HSTL’da tipik olarak hepatosplenomegali ve sistemik semptomlar
vardır. Trombositopeni belirgindir, anemi, lökopeni görülür. Diğer T hücreli
lenfomalara göre saldırgan seyirlidir, kötü prognozludur. Tüm lenfomaların
%1’inden az görülür. Adolesan ve genç erişkinlerde görülür, ortalama yaş 20
iken kadın erkek oranı 1/9’dır. Olguların %20’sinde solid organ nakli gibi
kronik immün supresyon ve uzamış antijenik stimulus vardır. Nakil sonrası
ortalama yaş 39, yaşam süresi 4 aydır. Tanıda gecikme ve yaygın kemik iliği
tutulumu en önemli sorunlardır. Nakil sonrası ortaya çıkan lenfoproliferatif
hastalıkta EBV’ni rolü çok az olup Hepatit B virüsü ile ilişkisi olabilir. Azatioprin
ve infliksimab ile tedavi edilen inflamatuar barsak hastalığı olan hastalarda
HSTL gelişme riski artabilir. Hasta 35 yaşın altında ve 2 yıl süreyle tedavi
görmüş ise HSTL riski yüksektir (25).
455
40 (Japonya 60)
Değişik karakterde
(çok loblu, belirgin
nükleolus)
Yaş (ortalama)
Morfoloji
kompleks
2 yıl
Genetik
Prognoz
KT, kemik iliği nakli
Yavaştan saldırgan
seyir
Klinik
Tedavi
T hücre karakteri
Immünfenotip
1.5/1
Endemik bölgelerde
lenfomaların %10’u
Sıklık
Cinsiyet (E/K)
HTLV-1 neden
olduğu matür T hücre
hastalığı
ETTL
Tanım
ÖZET TABLO
2 yıl
KT, Kemik iliği nakli
9q,del16,8q
Perforasyon varlığı
kötü
CD30 -/+
2 yıl
KT, kemik iliği nakli
i(7q)
lenfadenopati
olmadan dalak ve
karaciğer büyüklüğü
Saldırgan,
NK belirteçleri
CD2+, CD3+,
CD4−, CD5−,
CD7+, CD8−, TCR
γδ +
Orta büyüklükte
lenfosit
infiltrasyonu
Büyük lenfoid hücreler
CD3+, CD5−, CD7+,
CD8−/+, CD4−,
CD103+, TCRß+/−
9/1
20
T hücre
lenfomaların %
5’inden az
Sitotoksik T
hücrelerin hastalığı
HSTL
eşit
50
Tüm lenfomaların
%1’inden az, ince
barsak lenfomasının
%25’i
Çoğunlukla ÇH
seyrinde olan
intraepitelyal T
lenfosit hastalığı
EİTL
1 yıldan az
KT, kemik iliği nakli
kompleks
Saldırgan
yüzeyel CD 3 -
CD 2, 56,
sitoplazmik CD 3ε +
hücre infiltrasyonu
Sıklıkla NK
2/1
50
Tüm lenfomaların
%1’inden az
Sitotoksik granüller
ve EBV pozitifliği tanı
için gerekli, NK hücre
hastalığı
ENKTL-NT
Lokal hastalıkta 5 yıl
yaşam %80
RT, steroid
Antrasiklin,
-
Ayakları tutar
CD5+
CD2+, CD3+,
Subkutan T hücre
infiltrasyonu
Hafif bayan
üstünlüğü
35
Çok nadir
matür sitotoksik T
hücre hastalığı
Subkutan dokuda
SPTHL
456
HematoLog
2013:3•2
ERİŞKİN T HÜCRELİ LÖSEMİ-LENFOMA
T HÜCRELİ LENFOMA
Subkutan pannikülit benzeri T hücreli lenfoma ( SPTHL) çoğunlukla erişkinleri
etkileyen subkutan dokuda meydana gelen nadir lenfoproliferatif hastalıktır.
İki alt tipi vardır. γδ T hücrelerden kaynaklanan tipinde genellikle CD
56 pozitiftir ve kötü prognozludur. Dermal ve subkutan doku tutulur.
Hemafagositik sendrom sıktır ve varlığında prognoz kötüdür. αβ T
hücrelerden kaynaklanan tipi ise yavaş seyirlidir ve yalnızca subkutan doku
tutulur. Sıklıkla CD8 pozitiftir. SPTHL hücre morfolojileri farklıdır, plazma
hücreleri görülmez. İmmunfenotiplendirmede CD2+, CD3+, CD5+, CD30
genellikle negatiftir. EBV bulguları yoktur. SPTHL esas olarak ayakları tutar,
tek ya da çoklu subkutan nodül ve plaklarla karakterizedir. Lenf nodu yayılımı
ve diğer organ tutulumları nadirdir. Geç dönemde görülebilirler. Ayırıcı tanıda
neoplastik olmayan ancak sıklıkla ölümcül sitofajik histiositik pannikülit
akılda bulundurulmalıdır. Antrasiklin bazlı KT (lipozomal doksorubisin) ve
lokal RT ile tedavi edilirler. Yavaş seyirli olgular sistemik steroid tedavisinden
fayda görür. Saldırgan hastalık varlığında OHKHN ya da AHKHN tek tedavi
seçeneği olarak görülmektedir (29,30).
Kaynaklar
1. Uchiyama T, Yodoi J, Sagawa K, Takatsuki K, Uchino H. Adult T-cell leukemia:
clinical and hematologic features of 16 cases. Blood 1977;50:481-492.
2. Tsukasaki K. Adult T-cell leukemia-lymphoma. Hematology 2012;17 (Suppl 1):3235.
3. Yamagishi M, Watanabe T. Molecular hallmarks of adult T cell leukemia. Front
Microbiol 2012;3:334.
4. Katsuya H, Yamanaka T, Ishitsuka K, Utsunomiya A, Sasaki H, Hanada S, Eto T,
Moriuchi Y, Saburi Y, Miyahara M, Sueoka E, Uike N, Yoshida S, Yamashita K,
Tsukasaki K, Suzushima H, Ohno Y, Matsuoka H, Jo T, Suzumiya J, Tamura K.
Prognostic index for acute- and lymphoma-type adult T-cell leukemia/lymphoma.
J Clin Oncol 2012;30:1635-1640.
5. Tsukasaki K, Hermine O, Bazarbachi A, Ratner L, Ramos JC, Harrington W Jr,
O’Mahony D, Janik JE, Bittencourt AL, Taylor GP, Yamaguchi K, Utsunomiya A,
Tobinai K, Watanabe T. Definition, prognostic factors, treatment, and response
criteria of adult T-cell leukemia-lymphoma: a proposal from an international
consensus meeting. J Clin Oncol 2009;27:453-459.
6. Tsukasaki K, Utsunomiya A, Fukuda H, Shibata T, Fukushima T, Takatsuka Y,
Ikeda S, Masuda M, Nagoshi H, Ueda R, Tamura K, Sano M, Momita S, Yamaguchi
K, Kawano F, Hanada S, Tobinai K, Shimoyama M, Hotta T, Tomonaga M; Japan
Clinical Oncology Group Study JCOG9801. Japan Clinical Oncology Group Study
JCOG9801. VCAP-AMP-VECP compared with biweekly CHOP for adult T-cell
leukemia-lymphoma: Japan Clinical Oncology Group Study JCOG9801.J Clin Oncol
2007;25:5458-5464.
7. Itonaga H, Tsushima H, Taguchi J, Fukushima T, Taniguchi H, Sato S, Ando K,
Sawayama Y, Matsuo E, Yamasaki R, Onimaru Y, Imanishi D, Imaizumi Y, Yoshida
S, Hata T, Moriuchi Y, Uike N, Miyazaki Y. Treatment of relapsed adult T-cell
leukemia/lymphoma after allogeneic hematopoietic stem cell transplantation: the
Nagasaki Transplant Group experience. Blood 2013;121:219-225.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
SUBKUTAN PANNİKÜLİT BENZERİ
457
458
HematoLog
2013:3•2
8. Non-Hodgkin lymphomas NCCN version 1.2013 http://www.nccn.org/index.asp-
9. Ferreri AJ, Zinzani PL, Govi S, Pileri SA. Enteropathy-associated T-cell lymphoma.
Crit Rev Oncol Hematol 2011;79:84-90.
10.Weisenburger DD, Savage KJ, Harris NL, Gascoyne RD, Jaffe ES, MacLennan KA,
Rüdiger T, Pileri S, Nakamura S, Nathwani B, Campo E, Berger F, Coiffier B, Kim
WS, Holte H, Federico M, Au WY, Tobinai K, Armitage JO, Vose JM; International
Peripheral T-cell Lymphoma Project. International Peripheral T-cell Lymphoma
Project. Peripheral T-cell lymphoma, not otherwise specified: a report of 340 cases
from the International Peripheral T-cell Lymphoma Project. Blood 2011;117:34023408.
11.Malamut G, Chandesris O, Verkarre V, Meresse B, Callens C, Macintyre E, Bouhnik
Y, Gornet JM, Allez M, Jian R, Berger A, Châtellier G, Brousse N, Hermine O, CerfBensussan N, Cellier C. Enteropathy associated T cell lymphoma in celiac disease:
A large retrospective study. Dig Liver Dis 2013;45:377-384.
12.Honemann D, Prince HM, Hicks RJ, Seymour JF. Enteropathyassociated T-cell
lymphoma without a prior diagnosis of coeliac disease: diagnostic dilemmas and
management options. Ann Hematol 2005;84:118-121.
13.Rohatiner A, d’Amore F, Coiffier B, Crowther D, Gospodarowicz M, Isaacson P,
Lister TA, Norton A, Salem P, Shipp M. Report on a workshop convened to discuss
the pathological and staging classifications of gastrointestinal tract lymphoma.
Ann Oncol 1994;5:397-400.
14.Jantunen E, Boumendil A, Finel H, Luan JJ, Johnson P, Rambaldi A, Haynes A,
Duchosal MA, Bethge W, Biron P, Carlson K, Craddock C, Rudin C, Finke J, Salles G,
Kroschinsky F, Sureda A, Dreger P; Lymphoma Working Party of the EBMT. on behalf
of the Lymphoma Working Party of the EBMT. Autologous stem cell transplantation
for enteropathy-associated T-cell lymphoma: a retrospective study by the EBMT.
Blood 2013;121:2529-2532.
15.Bishton MJ, HaynesAP. Combination chemotherapy followed by autologous
stem cell transplant for enteropathy-associated T cell lymphoma. Br J Haematol
2007;136:111-113.
16.Meijer JW, Mulder CJ, Goerres MG, Boot H, Schweizer JJ. Coeliac disease and
(extra)intestinal T-cell lymphomas: definition, diagnosis and treatment. Scand J
Gastroenterol Suppl 2004:78-84.
17.Suzuki R. NK/T-cell lymphomas: pathobiology, prognosis and treatment paradigm.
Curr Oncol Rep 2012;14:395-402.
18.Gill H, Liang RH, Tse E. Extranodal natural-killer/t-cell lymphoma, nasal type. Adv
Hematol. 2010;2010:627401. doi: 10.1155/2010/627401.
19.Li S, Feng X, Li T, Zhang S, Zuo Z, Lin P, Konoplev S, Bueso-Ramos CE, Vega F,
Medeiros LJ, Yin CC. Extranodal NK/T-cell lymphoma, nasal type: a report of 73
cases at MD Anderson Cancer Center. Am J Surg Pathol 2013;37:14-23.
20.Kim TM, Park YH, Lee SY, Kim JH, Kim DW, Im SA, Kim TY, Kim CW, Heo DS, Bang
YJ, Chang KH, Kim NK. Local tumor invasiveness is more predictive of survival than
International Prognostic Index in stage IE/IIE extranodal NK/T-cell lymphoma,
nasal type. Blood 2005;106:3785-3790.
21.Robbins KT, Fuller LM, Vlasak M, Osborne B, Jing BS, Velasquez WS, Sullivan JA.
Primary lymphomas of the nasal cavity and paranasal sinuses. Cancer 1985;56:814819.
ERİŞKİN T HÜCRELİ LÖSEMİ-LENFOMA
23.Lee J, Suh C, Park YH, Ko YH, Bang SM, Lee JH, Lee DH, Huh J, Oh SY, Kwon HC, Kim
HJ, Lee SI, Kim JH, Park J, Oh SJ, Kim K, Jung C, Park K, Kim WS. Extranodal natural
killer T-cell lymphoma, nasal-type: a prognostic model from a retrospective
multicenter study. J Clin Oncol 2006;24:612-618.
24.Jaccard A, Petit B, Girault S, Suarez F, Gressin R, Zini JM, Coiteux V, Larroche C,
Devidas A, Thiéblemont C, Gaulard P, Marin B, Gachard N, Bordessoule D, Hermine
O. L-Asparaginase based treatment of 15 western patients with extranodal NK/Tcell lymphoma and leukemia and a review of the literature. Ann Oncol 2009;20:110116.
25.Ferreri AJ, Govi S, Pileri SA. Hepatosplenic gamma-delta T-cell lymphoma. Crit Rev
Oncol Hematol 2012;83:283-292.
26.Belhadj K, Reyes F, Farcet JP, Tilly H, Bastard C, Angonin R, Deconinck E, Charlotte F,
Leblond V, Labouyrie E, Lederlin P, Emile JF, Delmas-Marsalet B, Arnulf B, Zafrani ES,
Gaulard P. Hepatosplenic gammadelta T-cell lymphoma is a rare clinicopathologic
entity with poor outcome: report on a series of 21 patients. Blood 2003;102:42614269.
27.Konuma T, Ooi J, Takahashi S, Tomonari A, Tsukada N, Kobayashi T, Sato A, Tojo A,
Asano S. Allogeneic stem cell transplantation for hepatosplenic gammadelta T-cell
lymphoma. Leuk Lymphoma 2007;48:630-632.
28.Iannitto E, Tripodo C. How I diagnose and treat splenic lymphomas. Blood
2011;117:2585-2595.
29.Lee DW, Yang JH, Lee SM, Won CH, Chang S, Lee MW, Choi JH, Moon KC.
Subcutaneous panniculitis-like T-cell lymphoma: a clinical and pathologic study
of 14 korean patients. Ann Dermatol 2011;23:329-337.
30.Duncan LM, Kumar S. Primary Cutaneous T-cell Lymphomas:Rare Subtypes. Jaffe E,
Lee Harris N, Vardiman JM, Campo E, Arber DA. Hematopathology 1st edt. China,
Elsevier saunders; 2011;617-628.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
22.Chan WK, Au WY, Wong CY, Liang R, Leung AY, Kwong YL, Khong PL. Metabolic
activity measured by F-18 FDG PET in natural killer-cell lymphoma compared to
aggressive B-and T-cell lymphomas. Clinical Nuclear Medicine 2010;35:571-575.
459