Let’s . . . ifadesi ‘-elim, -alim’ ekidir. ÖNERİLERİ VEYA DAVETİ KABUL EDERKEN Let’s kullanırken için haydi vurgusu vardır ama anlamı haydi değildir. Öneri ve teklifte kullanılır. ( Evet, çok güzel olur!) Ahmet : There is a good film on TV tonight? (TV’de bu gece güzel bir film var.) Bob Yes, that would be great! Yes, that’s a good idea! (Evet, güzel bir fikir!) : Let’s watch it together.( Beraber izleyelim.) Sure! (Tabii ki! / Elbette! / Tamam!) OK! Good idea. (Tamam! Güzel fikir.) Why don’t we . . . ? ‘niçin yapmıyoruz’ It sounds nice. ( Kulağa hoş geliyor.) Why don’t you . . .? ‘niçin yapmıyorsun?’ Good idea. / That’s a good idea. ( İyi fikir.) Birisine bir öneride veya teklifte bulunmak için kullanılır. That sounds fun. ( Eğlenceli görünüyor.) Kate : I have got a headache. (Başım ağırıyor.) That sounds great. (Mükemmel bir fikir.) Jane : Why don’t you take an aspirin? That sounds good. ( İyi görünüyor.) Yes, let’s. (Haydi, yapalım.) I’d be happy to. (Memnun olurum.) Sounds great! I’ love to. (Harika! tabii ki, isterim.) (Haydi birlikte izleyelim ifadesi gibidir.) (Niçin aspirin almıyorsun?) Shall I . . .? ‘. . . yapayım mı?’ Shall we . . .? ‘. . . yapalım mı?’ Birisine bir öneri vaya bir teklifte bulunmak için kullanılır. ÖNERİLERİ VEYA DAVETİ REDDERKEN Mike : Ali is very ill tonight? (Ali bu gece çok hasta.) Ben : Shall I take him to the doctor now? (Onu doktora götüreyim mi?) I would love to, but I can’t. (Çok isterdim fakat yapamam.) Shall we take him to the doctor now? I’m afraid. I can’t. (Üzgünüm, yapamam.) (Onu doktora götürelim mi?) No, we can’t. (Hayır, yapamayız.) No. (Hayır) Let’s not. (Hayır, yapmayalım.) That’s not a good idea.(İyi bir fikir değil.) I’m sorry, but I’m busy. How about . . .? / What about . . .? . . . ne dersin? Birisine bir öneri vaya bir teklifte bulunmak için kullanılır. Sam : I’m hungry? (Acıktım) Tim : What about eating some cake? How about eating some cake? (Kek yemeye ne dersin?) Bu ifadeyi kullanırken her zaman fille -ing eklenir. should : -meli / -malı ekikidir. shouldn’t : olumsuz ifadesidir. Bir kimseye bir şeyi yapması veya yapmaması gerektiğine dair tavsiye veya öneride bulunmak için kulllanılır. Father : Cem fails his tests. (Özür dilerim fakat meşgulum.) I’m afraid. I can’t. (Üzgünüm, gelemem.) Oh, I’d love to, but I can’t make it. (Çok isterdim fakat gelemem.) ( Çok isterdim fakat planlarım var.) John : Would you like to drive? ( Arabayı sürmek ister misin?) Pam : I’m afraid. I can’t I haven’t got a licence. (Üzgünüm süremem. Ehliyetim yok.) (Cem sınavlarda başarısız oluyor.) Teacher : He should study more. (Daha çok çalışmalı.) Would you like (to) . . .? ( . . . ister misin? / ister misiniz?) ifadesi davet etmek için kullanılır. Nikki : We’re going on a picnic tomorrow. Would you like to come with us? (Yarın pikniğe gidiyoruz. Bizimle gelmek ister misiniz?) Terry : I’d be happy to. (Memnun olurum.) Oh, I’d love to, but I have some plans. BİR DAVET ÜZERİNE TEŞEKKÜR ETMEK Thanks for inviting me. ( Davetiniz için teşekkürler.) Thank you so much for inviting me. (Davetiniz için çok teşekkür ederim.) That’s very kind of you. ( Çok kibarsınız.)
© Copyright 2024 Paperzz